Göz merceği ışığı kırarak görüntüyü sarı leke üzerine düşürür. Göz uyumu : Uzağa veya yakına baktığımızda göz merceği yassılaşıp şişkinleşerek odak uzaklığını ayarlar. Böylece görüntü net olarak retinaya(ağ tabaka) düşer. Buna göz uyumu denir. Cismin görüntüsü sarı lekeye ters ve cisimden küçük olarak düşer. Görme sinirleri uyartıyı beyine gönderir. Beyinde görüntü düz ve cisme eşit olarak algılanır. Mercek gözü iki bölüme ayırır. Saydam tabaka ile mercek arasına “ön oda” , mercek ile ağ tabaka arasındaki geniş boşluğa”arka oda” denir. Göz yuvarlağının içi ışığı kırma özelliği olan “göz sıvısı” ile doludur. Arka odayı dolduran sıvıya “camsı cisim” denir. Sarı lekedeki hücrelerin iyi görev yapabilmesi için “A” vitamini gereklidir. A vitamini eksikliğinde “gece körlüğü” hastalığı ortaya çıkar. VÜCUDUMUZU TANIYALIM A) Duyu Organları B) Sinir Sistemi C) Hormonlar ve Hormon üreten organlar D) Bağışıklık sistemi A) DUYU ORGANLARI Canlılarda organizasyon: Hücre Doku Organ Sistem Organizma Canlılarda bazı tepkilerin alınmasını sağlayan hücreler vardır. Bu hücreler duyu organlarını meydana getirir. Bu duyu organları beyinden kontrol edilir. Her duyu organı almış olduğu uyartıyı beyinde değerlendirip, tepkisini ilgili organda gösterir. Her duyu organı farklı bir uyartıyı alabilir. Örneğin göz ışığa duyarlıdır, kulak titreşime duyarlıdır, burun ve dil suda çözünen maddelere duyarlıdır, deri dokunmaya duyarlıdır. İnsanda dış ortama açık 5 duyu organı vardır. GÖZ KUSURLARI Göz, görüntüyü ağ tabaka(retina) üzerine normal olarak düşürebiliyorsa bu göze normal (emetrop) göz denir. Işığa duyarlıdır. Kafatasının göz çukuruna yerleşmişlerdir. Gözü dıştan kaşlar, kirpikler, göz kapakları ve gözyaşı korur. Dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşmuştur. Göz kapağı Sert tabaka Kirpikler Damar tabaka Ağ tabaka Saydam tabaka Sarı leke Göz bebeği Kör nokta İris Göz merceği Kaslar Akademi Dershanesi 1. GÖZ Duyu sinirleri 1— 2— 3— 4— 5— 6— 7— Miyop Hipermetrop Presbitlik Astigmatizm Renk körlüğü Şaşılık Katarakt 1— MİYOP a) Sert tabaka :Bağ dokudan yapılıdır. Gözü dış etkilerden korur ve gözün şeklinin bozulmasını önler. Rengi parlak beyazdır. Gözün ön tarafında saydamlaşarak “saydam tabaka” yı oluşturur. Saydam tabaka(=kornea) göze gelen ışığı kırarak gözün iç bölgesindeki göz bebeğine geçirir. Yakını iyi görür, uzağı göremez. Kalın kenarlı mercekle düzeltilir. Nedeni; a) Göz üst ve alttan basıklaşarak göz ekseni uzamıştır b) Damar tabaka : Gözü besleyen kan damarları burada bulunur. Damar tabakada melanin pigmenti birikerek gözün içini karanlık oda haline getirir. Damar tabaka gözün önünde “iris” i oluşturur. İris göze rengini verir. İrisin ortasındaki deliğe de “göz bebeği” denir. İris büzülüp gevşeyerek göz bebeğinin genişleyip daralmasını sağlar. Böylece göze giren ışık miktarı ayarlanır. Kuvvetli ışıkta göz bebeği küçülür, az ışıkta büyür. İris fotoğraf makinesinin diyaframına benzer. c) Ağ tabaka : En içteki tabakadır. Görme sinirleri burada ağ gibi yayılmıştır. Ağ tabaka üzerinde göz bebeğinin tam karşısında “sarı leke” bulunur. Görüntü sarı lekede meydana gelir. Görme sinirlerinin gözden çıktığı nokta ışığa duyarlı değildir. Buraya “kör nokta” denir. Ağ tabaka gözün önünde ince kenarlı(yakınsak) bir mercek olan “göz merceği” ni oluşturur. Ancak merceğin normal göz uyumunu sağlayamaması veya gözün yuvarlaklığının bozulması durumlarında göz kusurları ortaya çıkar. Göz kusurları şunlardır; b) Göz merceğinin kırıcılığı artmıştır. 1 2— HİPERMETROP KULAK Uzağı iyi görür, yakını göremez. İnce kenarlı mercekle düzeltilir. Nedeni; a) Göz ön ve arkadan basıklaşarak göz ekseni kısalmıştır. b) Göz merceğinin kırıcılığı azalmıştır. İşitme ve denge organımızdır. Üç kısımda incelenir. Kulak kepçesi Dış kulak Orta kulak İç kulak Yarım daire kanalları Üzengi Çekiç Örs Denge Sinirleri Kulak yolu İşitme Sinirleri Kulak zarı Östaki borusu Salyangoz Oval pencere Yuvarlak pencere Yutak Dış Kulak : Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur. Ses dalgalarının toplanarak kulak zarına iletilmesini sağlar. Kulak yolu içindeki kıllar ve kulak yolundan salgılanan sıvı kulağa yabancı toz gibi maddelerin girmesini önler. Kulak yolundan salgılanan sıvı(kulak kiri) aynı zamanda kulak zarının yumuşaklığını sağlar. Kulak zarı dış kulakla orta kulağı birbirinden ayırır. 3 — PRESBİTLİK Yaşlılarda göz merceği yakına iyi uyum yapamaz. Bu durumda göz yakını iyi görmez, uzağı iyi görür. İnce kenarlı mercekle düzeltilir.(Hipermetrop’ a benzer) Göz merceği yüzeyinin pürüzlü bir hal alması ya da saydam tabakanın kavislenmesi sonucunda görüntü sarı lekeye bulanık ve şekli bozuk olarak düşer. Silindirik camlı mercekle düzeltilir. 5— RENK KÖRLÜĞÜ(=Daltonizm) Kırmızı ve yeşil renkleri birbirinden ayırt edemez. Kalıtsaldır. Tedavisi yoktur. Akademi Dershanesi 4— ASTİGMATİZM 6— ŞAŞILIK Renk körlüğünde olduğu gibi doğuştandır. Şaşılıkta görme bozukluğu olmaz. Gözü hareket ettiren 3 çift kastan bir kısmının normalden uzun ya da kısa olması sonucunda göz eksenini doğrultusu değişir. Buna şaşılık denir. Ameliyatla giderilebilir. 7— KATARAKT Orta Kulak : Kulak zarı ile oval pencere denilen zar arasında küçük bir oda gibidir. Kulak zarına bağlı ilk kemik “çekiç” kemiğidir. İkinci kemik “örs” ve üçüncü kemik “üzengi” kemiğidir. Bu kemiklerin üçüne birden “kemik köprü” denir. Bu kemikler kulak zarından alınan ses dalgalarını iç kulağa iletir. Vücudumuzun en küçük kemiği üzengi kemiğidir. Orta kulak “östaki borusu” ile yutağa açılır. Östaki borusu dış kulak ile orta kulak arasındaki hava basıncını dengeleyerek kulak zarını korur. İç Kulak : İşitmeyi sağlayan yerdir. İçinde işitme sinirleri ve duyu hücreleri bulunur. Orta kulaktan itibaren “oval pencere” ile başlar. İç kulaktaki “dalız” oval pencere yoluyla gelen ses dalgalarını sıvı dalgalanması halinde “salyangoz” a iletir. Salyangozun içinde işitme duyu hücrelerinin bulunduğu “korti organı” bulunur. Buradan da işitme duyu sinirleriyle alınan uyartı beyine taşınır ve ses beyin tarafından algılanır. Salyangozun üst kısmında “üç yarım daire kanalı” bulunur. Bu kanalların içindeki sıvı ile vücudun dengesi algılanarak beyine bildirilir. Vücudun dengesini “beyincik” sağlar. Ses dalgalarının izlediği yol : Ses K.yolu K.zarıKemik köprüDalızSalyangoz Göz merceğinin içindeki sıvının ya da merceğin saydamlığını kaybetmesi sonucunda görüntü sarı lekeye düşemez. Buna katarakt denir. Ameliyatla düzeltilebilir. DİL Tat alma organımızdır. Ancak tat dışında sindirim ve konuşma gibi olaylarda da görev alır. Dil kaslarAcı dan yapılıdır. Üzerinde girintili çıAcı kıntılı tat alma cisimcikleri(= tat Ekşi Ekşi memecikleri = papilla) bulunur. Tuzlu Tuzlu Dilimiz suda çözünebilen maddeTatlı Tatlı lerin tadını alabilir. Dilimiz dört farklı tada duyarlıdır. Dilin farklı bölgeleri farklı tatlara duyarlıdır. Ucu tatlı, orta kenarları tuzlu, arka kenarları ekşi ve arkası acı tatları algılar. GÖZ HASTALIKLARI Arpacık : Mikrobiktir, göz kapaklarında görülür. Trahom : Mikrobiktir. Körlüğe neden olabilen hastalıktır. Göz tansiyonu : Ön ve arka odanın içindeki sıvının dengesinin bozulması sonucunda basıncın artmasıdır. 2 1 — BEYİN Kafatasının içinde yerleşmiştir. İki yarım küre şeklindedir. Üzerindeki kıvrımlar beyin yüzeyini genişletir. Görevleri: a) Tüm istemli hareketleri yönetir.(Örnek: iskelet kaslarının çalışması) b) Beş duyu organının idaresi ve duyuların alınması, yorumlanması beyinde olur. c) Öğrenme, konuşma, yazma, duygusallık, hayal kurma, hafıza, yeni bilgi öğrenme, düşünme merkezi beyindir. Beyin görev yapamazsa buna “bitkisel hayat” denir. 2 — BEYİNCİK Beyinle omurilik soğanı arasında bulunur. Üzeri kıvrımlıdır. İçindeki sinirler ağacı andırdığından “hayat ağacı” da denir. Görevi : Dengeyi sağlar. İncelikli kas faaliyetlerini yönetir. İç kulaktaki yarım daire kanalları ile bağlantılı çalışır. Beyincik görev yapamazsa denge sağlanamaz. Örneğin beyinciği çıkarılan bir kuş yalpalayarak uçar. DERİ Dokunma duyu organımız deridir. Ancak derinin duyu dışında başka görevleri de vardır. Dıştan içe doğru ölü tabaka, üst deri, alt deri ve yağ tabakalarından oluşur. Üst derinin canlı olan alt kısmında deriye rengini veren renk tanecikleri (melanin pigmenti) bulunur. Alt deri üst deriden daha kalındır. Alt deride kıl kökleri, yağbezleri, ter bezleri, duyu cisimcikleri, kılcal kan damarları, duyu sinirleri bulunur. SİNİR SİSTEMİ Organlar ve sistemler arasındaki uyumlu çalışmayı ve bütünlüğü sinir sistemi sağlar. Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Çevresel Sinir Sistemi 1 — Beyin 1 — Sempatik sinirler 2 — Beyincik 2 — Parasempatik sinirler 3 — Omurilik Soğanı 4 — Omurilik ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ Merkezi sinir sistemi ile organlar arasında haber ve emir iletimi sağlayan sinirlerdir. Sempatik sinirler : Hızlandırıcı sinirlerdir. Parasempatik sinirler : Yavaşlatıcı sinirlerdir. MERKEZİ SİNİR SİSTEMİ 3 — OMUR İLİK SOĞANI Akademi Dershanesi Derinin Görevleri: a) Dokunma duyu organıdır. Basınç, sıcak-soğuk, ağrı ve sertlik-yumuşaklık, düzlük- pürüzlülük gibi duyuları algılar. b) Terleme yaparak boşaltıma yardım eder. c) Gaz alışverişi yaparak solunuma yardım eder. d) Vücudumuzu dış etkilerden(çarpma, mikroplar vb.) korur. e) Vücudumuza desteklik sağlar. Estetik ve güzellik verir. f)Vücut ısısının ayarlanmasına yardım eder. Akademi Dershanesi BURUN Burun koku alma organıdır. Uç kısmı kıkırdak, arka kısmı kemikten yapılıdır. Burun boşluğu “sapan” kemiği ile ikiye ayrılır. Boşluklardan ortaya doğru üçer tane kemik çıkıntı iner. Aralarında hava dolaşan bu kemiklere “boynuzcuk kemikleri” denir. Bu kemiklerin arasındaki boşluklara “sinüs” denir. Sinüslerin iltihaplanmasına “sinüzit” denir. Burun boşluğu mukus salgısı yapan epitel hücreleriyle döşenmiştir. Burun içindeki kıllar ve mukus kirli havayı temizler, mukus havayı nemlendirir, burun içindeki kıvrımlar havayı ısıtır. Koku alma sinirleri burun boşluğunun üst tarafındaki “sarı bölge” de bulunur. Havaya karışan koku zerrecikleri mukus içinde çözünerek koklama sinirlerini uyarır. Duyu sinirleri bu uyartıyı beyine taşır. Böylece koku algılanır. Koklama ve tatma duyuları suda çözünebilen maddelere duyarlıdır. Bu nedenle birbiriyle yakından ilgilidir. Örneğin nezle olduğumuzda koku ve tat alma duyularımız iyi çalışmaz. Beyin ile omur ilik arasında yer alır. Bir bölümünün üzerinde beyincik vardır. Üzerinde kıvrım yoktur ve soğana benzer. Görevi : Omur ilikten gelen sinirler omur ilik soğanını geçerek beyine ulaşır. Kendisi istek dışı hareketlerin merkezidir. İç organların çalışmasını yönetir. Örneğin : Kalp atışı, soluk alıp verme, öksürme, hapşırma, yutkunma, yutma vb. Omur ilik soğanı zedelenen bir insan yaşayamaz. Bu nedenle omur ilik soğanına “hayat düğümü” de denir. 4 — OMUR İLİK Omurlardan oluşan omurga içindeki kanala yerleşmiştir. Omurga, omur iliği dış etkilerden korur. Görevleri : — Organlardan beyine ve beyinden kaslara giden uyartıları taşımak. Sinirler omur ilikten çapraz geçtiği için beynimizin sağ yarım küresi vücudumuzun solunu, sol yarım küresi de vücudumuzun sağını yönetir. — Alışkanlık ve refleks hareketlerini yönetmek Omurilik görev yapamazsa kaslarla beyin arasındaki iletişim kesilir. Beyin kasları yönetemez buna “felç” denir. Alışkanlık : Başlangıçta beyinin kontrolünde olan, daha sonra omuriliğin kontrolüne geçen davranışlardır. Örneğin şiir ezberlemek beynin kontrolündedir, ezberden şiir okumak omur iliğin kontrolündedir. Yine önceden öğrenilen parçanın piyanoda çalınması, bildiğimiz bir dansın yapılması vb. olaylar alışkanlık halindeki reflekslerdir ve omur ilikten yönetilir. Refleks : Düşünmeden, aniden yapılan hareketlerdir. Bazı refleksler doğuştandır. Örneğin yeni doğan çocuğun emme refleksi, göz bebeklerinin ışıkta açılıp kapanması, diz altına vurulduğunda ayağın hareket etmesi, düşerken bir yere tutunma, habersiz elimize iğne battığında kolumuzu çekme v.b. Bazı refleksler de sonradan kazanılır. Alışkanlık refleksleri sonradan kazanılmıştır. Aynı şekilde limon gördüğümüzde ağ- 6 zımızın sulanması refleksi de sonradan kazanılan (şartlı) reflekstir. Duyu Organı Duyu Siniri Uyartı SİNİR SİSTEMİNİN SAĞLIĞI Kas Omurilik(kesit) Hareket Siniri — Refleks Yayı — SİNİRLER HORMONLAR ve HORMON ÜRETEN ORGANLAR Miyelin kılıf Dendrit Schwan hücresi Ranvier boğumu Akson ucu İstemli ve istemsiz bütün hareketlerin uyartı ve emirlerini sinirler taşır. Sinir hücrelerine “nöron” denir. Hareket sinirleri : Bir ucu merkezi sinir sistemine, diğer ucu kas, bez veya organa bağlı olan sinirlerdir. Merkezi sinir sisteminden aldığı emirleri kas, bez veya organlara taşır. Kas kasılır, organ çalışır, bez salgı yapar. Duyu sinirleri : Bir ucu duyu organına, diğer ucu beyine bağlı olan sinirlerdir. Duyu organlarından aldığı uyartıları beyine taşır. Motor ve duyu sinirleri “miyelinli” sinirlerdir. Miyelinli sinirler uyartıyı miyelinsiz sinirlerden daha hızlı taşır. Örneğin miyelinli sinirler uyartıyı 90-120 m/s, miyelinsiz sinirler 12 m/s hızla iletirler. Bir sinir hücresi 3 kısımdan oluşur: a) Sinir gövdesi : Çekirdek ve sitoplazma taşıyan asıl sinir hücresidir. Vücudumuzun en fazla özelleşmiş hücresidir. Bölünme yeteneğini kaybetmiştir. Mitokondri yönünden zengindir. Sinir gövdesinden çıkan kısa uzantılara “dendrit”, uzun uzantılara “akson” denir. b) Dendrit : Sinir gövdesinden çıkan kısa uzantılardır. Bunlara “almaç” ta denir. Uyartı daima dendritler tarafından alınır ve akson boyunca taşınır. c) Akson : Sinir gövdesinden çıkan uzun uzantılardır. Aksonun üzeri miyelin denilen tabaka varsa bu sinirlere miyelinli, kılıf yoksa miyelinsiz sinirler denir. İsteğimizin dışında çalışan organlara uyartı taşıyan sinirler miyelinsizdir. Bir sinir hücresinden diğer sinir hücresine uyartı geçerken iki sinir hücresi birbirine değmez aralarında bir boşluk vardır. Bu boşluğa “sinaps” denir. Bir sinir hücresinin aksonu, diğer sinir hücresinin dendritine bağlanır. Sinaps Sinir sitemimiz mikrop ve zedelenmelere karşı çok duyarlıdır. Felç, menenjit(beyin zarı iltihabı, sara, kuduz gibi hastalıklar sinir sistemi hastalıklarıdır. Yüksek tansiyon(hipertansiyon) sonucunda beyin kanamaları ve zedelenmeler ortaya çıkabilmektedir. İç salgı bezleri(endokrin bezler) denilen, bir ucu kan damarına açılan kanalsız bezlerden kana salgılanan kimyasal maddelere “hormon” denir. Hormonlar belli doku ve organları etkileyerek vücudun çalışmasını düzenler. Bazı hormon bezleri karma bez şeklindedir. Örneğin pankreas karma bezdir. Pankreas hem hormon salgılar, hem de sindirim özsuları salgılar. Hormon sistemi ile sinir sisteminin bütünlüğünü “hipotalamus” sağlar. Yönetim mekanizması şöyledir; Tiroid bezi Tiroksin, Kalsitonin Böbrek üstü bezi Hipotalamus Hipofiz Pankreas Eşey bezleri Adrenalin İnsülin, Glukagon Eşey hormonları 1 — Hipofiz ve Epifiz bezleri: Hipotalamusun altında bulu- nurlar. Bu bezlerin salgıladığı hormonlar diğer bezlerin çalışmasını kontrol eder. Salgıladığı hormonlarla büyümeyi, vücudun su dengesini ve kan basıncını düzenler. Örneğin büyüme çağında hipofizden büyüme hormonu(somatotropin=STH) ; çok salgılanırsa devlik(=jigantizm), az salgılanırsa cücelik ortaya çıkar. Yetişkin insanda çok salgılanırsa akromegali ortaya çıkar. 7 2 — Tiroid : Boynumuzun tabanında, gırtlağın önünde “H” harfine benzeyen bir bezdir. En önemli hormonu “tiroksin” ve “kalsitonin” dir. Tiroksin : Vücudumuzun metabolizma hızını düzenler, büyüme ve gelişmeyi etkiler. Az çalışırsa; İnsanı zayıf, yorgun, üşüyen, ve kuru derili yapar. Erken yaşlarda az çalışırsa, cücelik ve zeka geriliğine yol açar. Fazla çalışırsa; terleme, kan basıncında(tansiyon) artma, kalp atışının hızlanması ve sinirlilik ortaya çıkar. “iyot” olmazsa tiroksin yapılamaz. Bu durumda tiroid bezi çok çalışır ve şişer buna ”guatr” hastalığı denir. Kalsitonin : Kandaki kalsiyum miktarını düzenler. 3 — Böbrek üstü bezi (adrenal bez): Böbreklerin üzerinde bulunur iki tanedir. Dış kabuk(kortex) ve iç(öz=medulla) kısmı tamamen birbirinden farklı hormonlar salgılar. En önemli hormonu “adrenalin” dir. Adrenalin (epinefrin): “Korku ve heyecan hormonu” diye de bilinir. Karbonhidrat(şeker) metabolizması ve kanın akış hızını ayarlar. Korku, heyecan ve sevinç anında fazla salgılanır. Soluk alıp verme, kalp atışı hızlanır, kan basıncı artar. Böbrek üstü bezinden salgılanan diğer hormonlar vücudun su ve mineral(tuz) dengesini kontrol ederek ayarlar. süresi 40 - 60 gün iken, kızamıkta 10 -15 gün, tifoda 3 - 7 gündür. Vücudumuzda deri, sindirim salgıları, göz yaşı gibi salgılarda mikroplara karşı vücudu koruyucu özelliktedir. BAĞIŞIKLIK 4 — Pankreas : Kana hormon, sindirim kanalına sindirim en- zimi salgılar. Bu nedenle sindirim sistemi organıdır. Salgıladığı hormonlar kan şekerini düzenler. “insülin” ve “glukagon” olmak üzere iki çeşit hormon salgılar. İnsülin : Pankreasın langhergans adacıklarının beta hücrelerinden salgılanır. Kandaki yüksek şekeri(glikoz) alarak vücutta depolattırır. Böylece kan şekerini azaltır. İnsülin salgılanamazsa kan şekeri çok artar, idrarda bile şekere rastlanır. Buna “şeker hastalığı=diyabet” denir. Böyle hastalar dışardan devamlı insülin hormonu almak zorundadırlar. İnsülin hormonu yemekten hemen sonra çok salgılanır. Glukagon : Pankreasın langhergans adacıklarının alfa hücrelerinden salgılanır. İnsülin hormonunun tam tersi yönde çalışır. Vücutta depolanmış şekeri kana geçirerek kan şekerini artırır. İki öğün arasında ve karnımız acıktığında çok salgılanır. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ Hastalık : Organizmayı oluşturan organların çalışma düzeninin bozulmasına hastalık denir. Hastalık nedenleri : Çok çeşitli olabilir. En önemlileri; — Mikroplar — Organların yapısında veya çalışmasındaki bozukluklar. — Ruhsal bozukluklar — Beslenme bozuklukları — Aşırı sıcak – soğuk, aşırı yorgunluk, uyku bozuklukları — Zehirlenmeler — Parazit canlılar — Kötü alışkanlıklar(sigara, alkol, uyuşturucu vb.) Hastalıkların bulaşma yolları : — Hasta insanlardan : Tifo, grip, verem — Kandan : Sarılık(hepatit), AIDS — Topraktan : Tetanoz — Hasta hayvanlardan : Kuduz, veba — Doğrudan hava, su , eşya, böcek gibi etkilerle de bulaşır. Vücudumuz hastalık etkenleriyle savaşır: Mikroplar Mikroplar Toksinler Antijen Vücudumuz Akyuvarlar yer ve sindirir Antitoksin Antikor Toksinler mikropların çıkardığı zehirli maddelerdir. Vücudumuz bu zehiri etkisizleştiren antitoksin salgılar. Vücudumuza zararlı olan tüm mikroplara ve yabancı maddelere antijen denir. Ak yuvarlar bu yabancı maddeleri yok etmek için antikor salgılar. Bazı ak yuvarlar mikropları yiyerek sindirir. Kuluçka süresi : Mikrop vücuda girince hemen hastalık oluşturmaz. Çoğalıp hastalık oluşturması için belli bir süre geçer bu süreye “kuluçka süresi” denir. Örneğin kuduzda kuluçka Vücut bir hastalık etkeniyle ikinci kez karşılaştığında, ilk karşılaşmayı unutmaz. Hemen ona karşı antikor salgılayarak karşı koyar. Böylece kısa sürede etkisiz hale getirir. Vücudun bu şekilde mikroplara karşı kazandığı savunma gücüne “bağışıklık” denir. Bağışıklık ikiye ayrılır: BAĞIŞIKLIK Doğal Bağışıklık Anneden çocuğa geçen bağışıklıktır. Sonradan Kazanılan Bağışıklık Aktif Bağışıklık — Hastalığı geçirme — Aşı uygulama Pasif Bağışıklık — Serum Doğal Bağışıklık : Çocuk, doğmadan önce annesinin kanından aldığı bağışıklıkla doğar. İşte çocuğun annesinin kanından aldığı antikor nedeniyle kazandığı bağışıklığa doğal bağışıklık denir. Sonradan kazanılan bağışıklık: Aktif Bağışıklık: — Hastalığı geçirme : Hastalığı geçirirken vücutta oluşan antikorlar aracılığıyla kazanılan bağışıklıktır. — Aşı uygulama : Vücudun hastalanması beklenmeden, vücut sağlıklıyken, vücuda insan eliyle zayıflatılmış veya öldürülmüş mikroplar verilerek vücudun antikor oluşturması sağlanır. Böylece vücuda ikinci kez mikrop girdiğinde yok edilir. Açık alanda kumla toprakla oynayan çocuklar, ev içinde yetiştirilen çocuklardan daha az hastalanırlar. Çünkü açık alanda vücuda giren çok çeşitli mikroplar hastalık yapamadan vücut tarafından yok edilerek antikor hazırlanır. Böylece bağışıklık sağlanmış olur. Ev içinde yetişen çocuğun vücudu daha az mikrobu tanıyacağından sık hasta olur. Pasif Bağışıklık: Serum uygulama : Vücuda bir mikrop girince vücut hemen antikor oluşturamaz. Oluşturabilmesi için belli bir süre geçmesi gerekir. İşte bu süre içinde vücudun geçici antikor ihtiyacını karşılamak için serum uygulanır. Serumun içinde bol miktarda antikor vardır. Vücut kendi antikorunu yapmaya başlayınca serum verilmez. Serum hayvan kanından(at, sığır) elde edilir. İçindeki antikoru artırmak için önce hayvana aşı uygulanır. Sonra kanı alınır. Aşı ile serum arasındaki farklar: Aşı Serum 1- Sağlıklı insana uygulanır 1- Hastaya uygulanır 2- İçinde mikroplar vardır 2- İçinde antikorlar vardır 3- Korumaya yöneliktir 3- Tedaviye yöneliktir 8 4- Laboratuvarda elde edilir 4- Kandan elde edilir 5- Uzun süreli bağışıklık 5- Kısa süreli bağışıklık sağlar sağlar.