ba*ımlılık

advertisement
BAĞIMLILIK
Bağımlılık Nedir ?
Bağımlılık, bir nesneye, kişiye ya
da bir varlığa duyulan önlenemez
istek; veya bir başka iradenin
tahakkümü altına girme durumu
olarak tanımlanır.
İnternet Bağımlılığı
Bağımlılık kavramının tanımlaması daha
çok madde bağımlılığı ile gündem olmuştur.
Ancak günümüz şartlarında İnternet
bağımlığı madde bağımlığı ile eşdeğer şekilde
toplumlarda yıkıcı etkiler göstermektedir.
Teknolojik alandaki gelişmeler insan hayatına
kolaylıklar getirmiştir. Bu kolaylıklar
beraberinde insanların farkında olmadığı bazı
sorunlarda yaratmıştır. Bu sorunlardan biri de
bu teknolojik yapıya olan bağımlılıktır.
Birey internet ile karşı karşıya kaldığında daha
rahat ve özgür içinden geldiği gibi
davrandığından bireyde bağımlılığa neden
olmaktadır.
Bireylerin interneti çok fazla kullanma nedeni
olarak internetin kişiye hoşlandığı türden
iletişim deneyimleri sağladığını ve bu fazla
kullanım da bağımlılık benzeri davranışlara
neden olduğu sonucunu çıkarmıştır.
Toplumda kendini ifade edemeyen, kabul görmemiş
bireylerin bağımlı olma olasılığının yüksek olduğu ifade
edilmektedir. Benlik saygısı düşük kişiliğe sahip bireylerin
internet bağımlısı olma ihtimalinin yüksek olduğu
sonucunu çıkarmıştır.
Özellikle okul çağındaki gençlerde oldukça sık görülen,
psikolojik ve bedensel gelişimlerini, sosyal ilişkilerini
olumsuz yönde etkileyerek akademik başarılarını da
düşüren aşırı şekilde internet/bilgisayar kullanımı bireyin
hem akademik hem de kişisel gelişimini negatif yönde
etkilemekte, kişiyi bağımlı hale getirmektedir.
Cep Telefonu Bağımlılığı
Cep telefonlarının hayatımızı kolaylaştırdığı bir gerçek,
ancak gerek beyin ve beden sağlığına gerekse sosyal
hayatımıza ne gibi zararlar verdiği de açıkça ortaya
konmalıdır. Öncelikle, akıllı telefonların beyin
fonksiyonlarını olumsuz etkilediği ve beyni tembelleştirdiği
bir gerçek.
Radyo ve televizyon dalgaları, wireless dalgaları en önemlisi
cep telefonu frekans dalgaları ile sürekli beynimizi vurmaktadır.
Cep telefonları özellikle faaliyet durumunda iken bu dalgalar
daha da yoğunlaşmaktadır. Dolayısıyla cep telefonu ile
konuşurken ya da mesajlaşırken sinyaller daha kesifleşmekte
haliyle beynimize verdiği zararlar da artmaktadır. Son 10-20 yıl
içerinde gerek panik atak, depresyon ve okb (takıntı hastalığı)
gibi psikolojik hastalıklar gerekse Alzheimer ve parkinson gibi
organik beyin hastalıkları, çağımızın hiç bir döneminde
olmadığı kadar anormal artışlar göstermiştir.
Cep telefonları ile beyin tümörleri arasında somut bir bağlantı
kurulamamış olsa da, en azından glioma veya menengioma gibi beyin
tümörlerinin gelişme ihtimalini arttırdığı yaygın bir kanaat durumunda.
Akıllı telefonların en olumsuz yönlerinden biri de, sosyal bir varlık olan
insanı, giderek asosyalleşme sürecine götürmesidir. Siz de birçok defa
bir kenarda yalnız başına sürekli cep telefonuyla uğraşan etrafıyla ilgisiz
insanlara tanık olmuşunuzdur. Hatta bir ortamda birlikte oturan
arkadaşların, birbirleriyle sohbet yerine sürekli cep telefonları ile
uğraştıklarını, oyun oynadıklarını ya da mesajlaştıklarını
görmüşsünüzdür.
Yoğun cep telefonu kullanımının en azından beyin
yorgunluğuna sebebiyet verdiği neredeyse kesin
gibidir. Bütün bunların arka planında elektromanyetik
kirliliğin olduğu kuvvetle muhtemeldir. Geçmişte
‘’dumansız hava sahası’’nı çok konuştuk ama gelecekte
ise daha çok ‘’dalgasız hava sahası’’nı konuşacağa
benzemekteyiz.
Çocuklar akıllı telefonları daha ziyade oyun için
kullanmakta, bu ise uzun süreler telefonla haşır neşir
olmasına neden olmakta, dolayısıyla çevresi ile iletişim
eksikliği bir yana agresif, yerinde duramayan, hiç bir
şeyden mutlu olmayan, kolay kolay disiplinize edilmeyen
bir yapıya bürünmektedirler. Üstelik sürekli akıllı
telefonlarla oyun oynayan çocuklarda, ‘’hiperaktivitedikkat eksikliği sendromu’’ nun gelişme riski de vardır. Bu
durumda, yaramaz ve yerinde duramayan, dikkatsiz,
algılama ve öğrenme becerileri azalmış bir tabloya
girmektedirler.
Cep telefonunun zararlarına karşı
alınacak önlemler
-Cep telefonları kulağa götürülerek değil kulaklıkla, eğer bu mümkün
olmazsa hoparlör açılarak uzaktan görüşme yapılmalıdır.
-Cep telefonları, özellikle ilk arama yaparken en yoğun
radyasyon yaymaktadır. Birini aradığınızda iletişim
sağlanmadan kulağınıza götürmeyiniz.
-Cep telefonlarını belinizde ya da cebinizde değil,
çantanızda taşıyınız ve bedeninizden uzak tutunuz.
-Cep telefonlarını ve diğer elektronik cihazları, yatak
odanızda bulundurmayınız.
-Cep telefonu görüşmeleriniz günde yarım saati
aşmamalıdır. Mümkünse kablolu telefonları tercih
ediniz.
-Sinema, tiyatro veya konferans gibi topluluklarda
tamamen kapatınız. Çünkü sessize alsanız bile
mekandaki çok sayıda cep telefonunun sinyal alışverişi
nedeniyle risk oluşturacaktır.
Eğer kulaklık kullanamıyorsanız cep telefonunu sürekli
aynı kulakta tutmayınız. Görüşme yaparken sürekli bir
kulağınızdan öbürüne değiştiriniz.
Sonuç itibariyle teknolojiye hakim olmalı ama esir
olmamalıdır. Her şeyi dozunda ve dozajında yapmalı,
önceliği aile ve sosyal çevremize vermeliyiz. Beyin
sağlığımız için mümkün mertebe elektronik
ortamlardan uzak durulmalı, wireless kolaylığı yerine
kablolu internet ve ev telefonları kullanmalıyız. Cep
telefonlarını sohbet ve oyun aracı olarak değil iletişim
vasıtası mantığıyla kısa süreler için kullanmalıyız.
Madde Bağımlılığı
Madde
bağımlılığı alkol, sigara ve uyuşturucu maddeler
kullanma sonucunda vücutta bu maddeleri
kullanmaya karşı oluşan ihtiyaçtır.
"Madde", kötüye kullanım ve bağımlılığa yol
açabilecek, değişik yollarla alınabilen
duygudurum , algılama, biliş ve diğer beyin
işlevlerinde bir değişiklik yaratan her türlü
kimyasal madde olarak tanımlanabilir.
Bağımlılık, kişinin madde alımı üzerindeki
kontrolünü kaybetmesini ifade etmektedir.
Çocuk, ergen ve genç erişkinlerde görülen madde bağımlılığı
sorunu ülkemizde ve dünyada yeni karşılaştığımız bir sorun değildir.
Sanayileşme, modernleşme ve kentleşmenin dayattığı bireysel ve
toplumsal refah kavramları; her zaman beklenen sonucu vermemiş ya
da istenen sonucu verse de beraberinde bireyi yalnızlaştıran, baş
etmek zorunda olduğu problemlerin sayısı artarken, baş etme
becerilerini azaltan ve bu durumda “çözümü” sağlıklı olmayan
desteklerle ve dengelerle sağlayan bireyler ve gruplar oluşumuna
neden olmuştur. İşte bu noktada ergenlikten yaşlılığa kadar uzanan
geniş bir yelpazede madde bağımlılığı başlangıçta sorunlar nedeniyle
ortaya çıkan iç sıkıntısı ve kaygıyı azaltmak için kullanılırken çok kısa bir
süre sonra kendi başına diğer tüm sorunların toplamından daha
önemli olmaya başlar.
Önemli bir toplum sağlığı sorunu olan madde kullanımı ve
bağımlılığı mücadelesinde amacımız hiçbir madde kullanımına
başlanmamasını sağlamak, sağlık ve yaşam kalitesini yükseltmek,
madde kullanmadığı için gencin kendinden gurur duymasını sağlayarak
madde kullanmayana destek olmak, madde kullanan ve bağımlı
olanları da tedavi ve rehabilite ederek sağlığından sorumlu bireyler
olmalarını sağlamaktır.
Muhittin Develi
Ortaokulu
Rehber Öğretmen
M. Savaş MÜMTAZ
Download