Protez Kapak Hastalarında Takip Prensipleri ve Karşılaşılan Sorunlar Dr. İrem DİNÇER Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, Ankara R omatizmal veya diğer nedenlere bağlı kalp kapak hastalıklarında perkütan veya cerrahi onarım tekniklerinde gelişmeler olmasına rağmen, kapak hastalarının birçoğunda hastalığın ilerleyen seyrinde protez kapak replasmanı ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bununla beraber protez kapak replasmanı bir hastalığın başka bir hastalıkla değiştirilmesidir. Hasta protez kapaktan ve kullanmak zorunda kalacağı ilaçlardan dolayı birçok komplikasyona açıktır. Bu komplikasyonlar kısaca: Kapak fonksiyonunun bozulması (stenoz veya yetersizlik) Protez-Hasta uyumsuzluğu (kapak fonksiyonu normal) Kapak trombozu Emboli Kanama Endokardit’tir. Bu komplikasyonların gelişmesini en aza indirmek için hastaların takip vizitleri, kullanacakları ilaçlar (antitrombotik, antibiyotik gb), kalp dışı cerrahi gereksinimi, gebelik durumunda dikkat edilmesi gereken şartlar hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirilmesi gereklidir. Protez kapaklar genel olarak mekanik ve biyoprotez olarak ikiye ayrılmaktadır. Mekanik kapaklar uzun ömürlü olmasına rağmen ömür boyu warfarin tedavisini zorunlu kılmakta ve doz ayarlamasının iyi yapılmadığı durumlarda kanama komplikasyonlarına veya embolik komplikasyanlara neden olabilmektedir. Biyoprotezlerde ise zaman içerisinde gelişen dejenerasyon nedeniyle ikinci cerrahi ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Hasta takibinde hastanın komplikasyonlu ( diğer kardiyak hastalıklar, ventrikül fonksiyon bozukluğu, kapak disfonksiyonu) olup olmaması takip sıklığı ve takip sırasında yapılacak tetkikler açısından önem taşımaktadır. Hastaneden çıkmadan hastalara Epikrizini ve kartlarını yanında taşıması konusunda eğitim ve antikoagülasyon, romatizma proflaksisi ve infektif endokardit proflaksisi konularında eğitim verilmelidir. Tüm hastalara daha sonraki takiplerinde temel olacak bazal ekokardiyogarfi incelemesi yapılmalıdır. Tüm hastalar 1. ayda kontrole çağrılmalı bundan sonraki visitler hastanın durumuna göre belirlenmelidir. Antitrombotik tedavi Tüm protez kapak hastaları (mekanik veya biyoprotez) operasyondan sonraki 3 ay boyunca aspirin ve warfarin tedavisi almalıdır. Üç aydan sonra kompikasyonu olmayan (atrial fibrilasyon, sol ventrikül disfonkisyonu, tromboembolik olay öyküsü, hiperkuagulabilite durumu) biyoprotezli hastalar sadece aspirin tedavisi ile takip edilebilirler. Bunun dışındaki hastalarda kapağın cinsine bulunduğu kapak pozisyonuna ve komplikasyon durumuna göre INR düzeyleri ayarlanarak warfarin tedavisine devam edilmelidir. Aspirinin tedaviye eklenmesi konusunda ise değişik görüşler mevcuttur. Warfarin kullanan hastalara ilaç ve yiyecek etkileşimi hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Kanama Komplikasyonları Warfarin tedavisi altında doz fazlalığına bağlı olarak kanama komplikasyonları gelişebilmektedir. Kanamanın yeri (kontrol altına alınabilme olasılığı), INR düzeyleri tedavi yaklaşımını belirlemektedir. INR’nin çok yüksek olmadığı, kanamanı kontrol edilebildiği hastalarda sadece warfarin tedavisi kesilerek hasta takip edilebilecek iken, kontrol edilemeyen (intrakranial kanama) lokalizasyonda olan kanamalarda ve INR düzeyi yüksek warfarin kesilmesi, taze donmuş plasma verilmesi önerilmektedir. Hayatı tehtid edici kanam yok ise mümkün olduğu kadar özellikle tromboza ani meyil yaratacağından iv K vitamininden kaçınılması gerekmektedir. Kapak Trombozu Warfarin tedavisinin yeterli yapılmadığı durumlarda kapak üzerinde trombus gelişebilmektedir. Trombuslar kapağı obstukte ederek hastada ciddi hemodinamik bozukluklara veya obstruksiyona neden olmasa da embolik olaylara neden olabilmektedirler. Obstrüksiyon yapan veya büyük trombüslerde tedavi şekli acil cerrahidir. Hastanın genel durumunun cerrahi için yüksek risk oluşturduğu durumlarda trombolitik tedavi denenebilir. Küçük trombüslerin tedavisi antitrombotik tedavinin düzenlenmesi tedaviye aspirin eklanmesi gibi konservatif yöntemlerle yapılabilmektedir. Kalp dışı cerrahi gereksinimi Kalp dışı cerrahi gereksinimi halinde cerrahi tedavinin aciliyetine bağlı olarak tedavi yaklaşımı belirlenmelidir. Acil olmayan cerrahi durumlarında warfarin tedavisi kesilerek heparin tedavisine geçilmesi cerrahi sonrası en kısa süre içerisinde heparinle beraber warfarin tedavisini başlanması ve INR düzeyi yeterli olunca heparin tedavisinin kesilmesi gerekmektedir. Gebelik Mekanik protezi olup warfarin kullanan hastalarda hem anne hem de bebek için ciddi riskler mevcuttur. Kılavuzlarda bu tür hastaların tedavi yaklaşımları arasında farklılıklar vardır. Avrupa kılavuzunda warfarin tedavisinin doz günlük 5 mg altında ise fetal anomali riskinin düşük olması nedeniyle tüm gebelik boyunda (doğum öncesi hariç) warfarin tedavisi önerilmektedir. Amerika kalp cemiyeti kılavuzunda ise ilk 3 ay heparin daha sonra doğum eylemene kadar warfarin tedavisi doğum sırasında tekrar heparin tedavisi önerilmektedir. İnfektif endokardit Protez kapaklarda karşılaşılan en ciddi komplikasyonlardan biri de infektrif endokardittir. İnfektif endokardit protezkapak hastalarında ciddi komplikasyonlarla (abse oluşumu kapağı yerinden ayrılması, ciddi kapak disfonksiyonu gelişmesi) sey97 98 retmektedir. Protez kapak hastaları tüm kardiyak hastalıklar içerisinde infektif endokardit gelişimi açısından en yüksek risk grubunu oluşturmaktadır. Bu nedenle sadece cerrahi girişimler öncesi alınması gereken proflaksi dışında aynı zamanda hastanın genel hijyeni de çok önemlidir. Hasta bu konularda ayrıntılı olarak bilgilendirilmelidir. Hastalar magnetik rezonans görüntülemeye girebilirler mi? Genel kabul görülenin aksine mekanik protez takılan hastalarda magnetik rezonans inceleme yapılabilmektedir. Kapağın yapılan incelemenin görüntü kalitesini azaltması, veya bir miktar ısınmasından dolayı çevre dokuya hasar vermesi gibi riskleri olmasına rağmen yapılan çalışmalar bunların ciddi bir risk oluşturmadığını göstermiştir. Kaynaklar 1. Butchart EG, et al. Eur Heart J 2005; 26:2463-2471 2. ACC/AHA 2006 Guidelines for the Management of Patients with Valvular Heart Disease. Circulation 2006;114;84-231 3. Guidelines on the management of valvular heart disease: The Task Force on the Management of Valvular Heart Disease of the European Society of Cardiology.Eur Heart J. 2007 Jan;28(2):230-68.