Kutsal Ailenin Bayramı 2012 C İsa Tapınakta İsa'nın annesi babası her yıl Fısıh bayramında Kudüs'e giderlerdi. İsa on iki yaşına gelince, bayram geleneğine uyarak yine gittiler. Bayramdan sonra eve dönerlerken küçük İsa Kudüs'te kaldı. Bunu farketmeyen annesi babası, çocuğun yol arkadaşlarıyla birlikte olduğunu sanarak bir günlük yol gittiler. Sonra O'nu akrabalar ve dostlar arasında aramaya başladılar. Bulamayınca O'nu araya araya Kudüs'e döndüler. Üç gün sonra O'nu tapınakta buldular. Din öğretmenleri arasında oturmuş, hem onları dinliyor, hem sorular soruyordu. O'nu dinleyen herkes, zekâsına ve verdiği cevaplara hayran kaldı. Annesi babası O'nu görünce şaşırdılar. Annesi O'na, «Çocuğum, bize bunu niçin yaptın? Bak, babanla ben büyük kaygı içinde seni arayıp durduk» dedi. O da onlara, «Beni niçin arayıp durdunuz?» dedi. «Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?» Ne var ki onlar, bu sözle ne demek istediğini anlamadılar. İsa onlarla birlikte yola çıkıp Nasıra'ya döndü. Onların sözünü dinlerdi. Annesi bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı. İsa bilgelikte ve boyda gelişiyor, Tanrı'nın ve insanların beğenisini kazanıyordu .(Luk 2.41-52) ooo0ooo İsa, Meryem, Yusuf Noel Bayramının akabinde bugün İsa, Meryem ve Yusuf’un Kutsal Ailesinin bayramını kutluyoruz. Çok basit bir insansal, fakat eksiksiz iman güdümünde bir ailedir. Ebedi Peder’in Oğlu İsa, Meryem ve Yusuf’un insansal ailesinde beden aldı. Allah’tan aldıkları armağana temelli büyük bir sevgiyle birleşiktirler. Tüm ailelerimize önerilen bir örnektir. Ailelerimiz Allah’ın sevgisinde kaynaklanan bir sevgiyi yaşamaya çağrılıyorlar. İyi yaşamak, severek yaşamaktır. Ve bu, ancak sevgi Olanın kaynağından almakla olasıdır. Bu Pazar günü ailenin iç yaşamından söz eden okumalar dinliyoruz. Birinci okuma bize Anna’nın örneğini sunuyor. Allah’tan bir oğul aldı, Samuel’i. Onu Rabbe adamak için tapınağa getiriyor. Bu, çocukların sadece ailelerine ait olmadığını hatırlatmanın bir şeklidir. Tüm insanların Baba’sı Allah’a aittirler. İkinci okuma da bunu vurguluyor. Hepimiz bir insansal aileye ait’iz. Fakat Vaftizimiz gününde Allah’ın ailesine girmiş bulunuyoruz. Bu bize olağanüstü bir saygınlık kazandırıyor. Bu Pazar günkü İncil, bunun Meryem ve Yusuf için sanıldığı kadar basit olmadığını bize gösteriyor. Paskalya Bayramı için İsa’yla Yeruşalem’e gittiklerini görüyoruz. Sekiz gün orada kalıyorlar, sonra Nasıra’ya dönmek için yola koyuluyorlar. Genç İsa, anne ve babasından habersiz Yeruşalem’de kalıyor. Onlar ise çocuklarının kafileye katılıp katılmadığına dikkat etmeden kentten ayrılıyorlar. Bu ayrılık üç gün sürecek. Çok telaşlıdırlar: çocuk haramiler tarafından kaçırmış olabilir, ya da bir kazaya kurban gitmiş olabilir. Onu bulduklarından iç sıkıntılarını ifade ediyorlar: Ve oğullarının şaşırtıcı şaşmasını dinliyoruz: “Beni niçin arayıp durdunuz? Babamın evinde bulunmam gerektiğini bilmiyor muydunuz?” Bu gizemli sözlerde ateşli ve derin imanlıların bile Allah’ın sırrı karşısında nasıl şaşırabileceklerini seziyoruz. Bu nedenle o kadar az anlamamıza şaşmamalıyız. Yeşaya Peygamberinin sözünü hatırlayalım: “Benim düşüncelerim sizin düşünceleriniz değildir, diyor Rab. Ve benim yollarım sizin yollarınız değildir”. Meryem bile hemen anlamıyor. Fakat İncil, “Annesi bütün bu olup bitenleri yüreğinde sakladı” diyor. Luka’nın İncil’i bize gidilecek bir yolu gösteriyor: her şeyi anında anlamamayı kabullenmek, düşünmeye zaman ayırmak. Meryem’in imanı bizimkinden kolay bir yol olmamıştır. Başka bir gün, yirmi yıl sonra, Meryem İsa’yı gene kaybedecek. Haçın dibinde çok acıklı yeni bir çile yaşayacak. Gene üç gün sonra onu yeniden bulacak. Artık kendi evinde veya Tapınakta olmayacak, Baba’sında olacak. Paskalya olayı bugünkü İncil’in olayını açıklıyor. Tüm İncil İsa’nın, Baba’sının isteğine tutkun olduğunu gösteriyor. Bize bildirmeye başladığı, bu coşkulu sevgidir. Bu İncil sayfasını dikkatli okuduğumuzda görünüşte bir çelişmeyle karşılaşıyoruz: “İsa, Baba’mın evinde bulunmam gerekiyor” diyor. Yeruşalem’in Tapınağında kalmak istediği sanılabilirdi. Oysa anne ve babasıyla Nasıra’ya dönüyor. Burada önemli bir ileti vardır. Allah’ın gerçek tapınağı taşlarla inşa edilmiş olan tapınak değildir. Bu tapınak, Allah’ın halkıdır. Her birimizdir. Babasının evinde olmak, tüm insanların hizmetinde olmaktır. Bu da her halde kilisede veya tapınakta olmayacaktır. Hepimiz bu halkın yaşadığı yere gönderilmişiz. Bütün insanlar Peder, Oğul ve Kutsal Ruh olan Allah’ın ailesine katılmaya çağrılıdırlar. En küçükler, kimsesiz olanlar, hastalar, kendilerini her şeyden dışlanmış hissedenler, Baba’sının yüreğinde başköşede yer alıyorlar. İsa’dan sonra, tanıklığını yapmamız gereken müjde budur. Yeryüzündeki ailelerimiz bu utkunun tanıklığıyla görevlidirler. Bir erkek ve bir kadın Kilise’de evlendiklerinde sevgilerinim Allah’tan geldiğini anımsıyorlar. Onu arttırmak ve çocuklarına aktarmak istiyorlar. Çocuklar gelişmek ve yaşamda ilerlemek için bir babaya ve bir anneye gereksinimleri vardır. Allah’ın istediği doğal aileyi yıkmak amaçlayan tüm sapmalardan korunmalıyız. Papa ve episkoposlarımızın bunun hakkında bildirileri vardır. İman yılındayız. İman bir armağan ve bir talihtir. Yaşamlarımızı aydınlatan bir ışıktır. Bizi sevinçli, dingin ve kararlı bir tanığa itiyor. İman, Allah’ın Oğlu ve biricik dünya kurtarıcısı Mesih İsa’yla bir dostluktur. Bu günde senden diliyoruz, ya Rab: Sözün bizde yaşasın ve her bir ailemizi yaşatsın. Bize göstermeye geldiğin yolda bizi yönelt. Sevgine bizi sadık kıl. Âmin oo0oo http://www.puiseralasource.org/ DUA Rab İsa, bugün kutsal Ailen, Meryem ve Yusuf’un huzurunda Sana dua ediyoruz. Bugün onlara öğrettiğin sırrın içinde, Baba’na aidiyetinin sırrında. onları seyrediyoruz. Bu Bayram gününde dünyanın tüm çocukları, özellikle sevilmeyenler için ve anne ve babaları için dua ediyoruz. Yaşamı emanet ettiğin yüreklerde bu armağanın ululuğunun bilincini ve her şeyi Sana geri sunan şükrü koy. Sevgili Anne ve Babanın elleriyle tüm çocukları Sana getiriyoruz : aracılıklarıyla Baba’ya sunmuş olsunlar ki yaşamları sonsuza dek, küçük Samüel’inki gibi şanına övgü olsun.