TÜRKİYE FİZİKİ COĞRAFYASI Türkiye’de İklim Elemanları Türkiye İklimini Etkileyen Faktörler 1-KÜRESEL FAKTÖRLER - Matematik Konum (enlem) -Basınç merkezleri, hava kütleleri 2-BÖLGESEL VE YEREL FAKTÖRLER -Etrafındaki denizler ve karalar -Yer şekillleri ve bakı -Dağların Kıyıya uzanışı Etkili basınç merkezleri 1-İzlanda alçak basınç 2- Akdeniz alçak basınç 3- Basra alçak basınç 4- Sibirya yüksek basınç 5- Azor yüksek basınç Etkili Hava Kütleleri 1- Kutupsal hava kütleleri 2- Tropikal hava kütleleri 3- Akdeniz hava kütlesi Türkiye’de İklim Elemanları 1-Sıcaklık 2-Nem 3-Yağış 4-Basınç ve Rüzgarlar 5-Türkiye İkliminin Genel Özellikleri SICAKLIK Sıcaklık Güneş’ten alınan ısı enerjisinin insana ve çevreye etki biçimi olan sıcaklık, insanı ve çevreyi en fazla etkileyen iklim elemanıdır. Ayrıca yağış ve rüzgar gibi diğer iklim elemanlarının oluşumunda etkili olduğu da dikkate alındığı zaman, en önemli iklim elemanlarının sıcaklık olduğu ortaya çıkar. Onun için iklim sınıflandırmalarında genellikle sıcak iklimler,ılıman iklimler, soğuk iklimler gibi ifadeler kullanılmaktadır. İnsanların beşeri ve ekonomik etkinlikleri de sıcaklıkla yakından ilgilidir. Sıcaklık değerleri bir anlık olabilir. Ancak klimatolojide kullanılan değerler; genellikle günlük,aylık,mevsimlik,yıllık ve uzun yıllar ortalama sıcaklık değerleri olarak ifade edilir. Türkiye ikliminin özelliklerini tanımak için en azından yıllık ortalama, en sıcak ay ortalama ve en soğuk ay ortalama sıcaklık değerleri ile bunların ekstremlerinin bilinmesi gerekir. Yıllık Ortalama Sıcaklık Dağılışı Yıllık ortalama sıcaklık haritasına bakıldığı zaman Türkiye’de sıcaklıklarının 4°C ile 20°C arasında değişmekte olduğu görülür. Şimdiye kadar en yüksek sıcaklıklar Akdeniz kıyılarında ve Güneydoğu Anadolu’da, en düşük sıcaklıklar ise Doğu Anadolu’da ölçülmüştür. En Yüksek Sıcaklık : 48.8°C Mardin-Kocatepe (14 Ağustos 1993) En Düşük Sıcaklık : -46.4°C Van-Çaldıran (9 Ocak 1990) En Yüksek Yıllık Ortalama Sıcaklık : 21.3°C Hatay-İskenderun (1962) En Düşük Yıllık Ortalama Sıcaklık : 1.8°C Sarıkamış (1972) Türkiye’nin yıllık ortalama sıcaklık haritası Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Bu ayda Türkiye’de sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler karasallık ve yüksekliktir. Yaz mevsimini temsil eden Temmuz ayında Türkiye’nin her tarafı sıcaktır. Ancak sıcaklık değerleri yöreden yöreye önemli farklılıklar gösterir. Bu ayda en sıcak yer; yüksekliğin az,karasallığın ise fazla olduğu Güneydoğu Anadolu’dur. Bu bölgedeki Temmuz ayı sıcaklık ortalaması birçok yerde 30°C aşmaktadır. Temmuz ayında Türkiye’de sıcaklığın en düşük olduğu yer ise ortalama 18°C ile Erzurum-Kars ve Ardahan Platolarıdır. Temmuz Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Kış mevsimini temsil eden Ocak ayında, genellikle Anadolu’nun iç kesimlerinde Sibirya kökenli soğuk hava kütleleri etkilidir. Kıyı yörelerimiz ise daha çok denizlerin etkisinde bulunmaktadır. Ocak ayında Türkiye’nin en sıcak yerleri Akdeniz ve Güney Ege kıyılarıdır. En soğuk yerleri ise Kars Platosu çevresidir. Ocak Ayı Ortalama Sıcaklık Dağılışı Haritası Coğrafi Bilgi Sistemlerinde Sıcaklık Verilerinin Kullanımı Uzun dönem sıcaklık verilerinde Thıessen ve MannKendall metodları ile trend analizlerinin yapılması: İstanbul örneği Thiessen ve Mann-Kendall test, sıcaklık ve yağış gibi meteorolojik verilerdeki trendin belirlenmesinde birlikte kullanılan yöntemler arasında yer almaktadır. Çalışma Alanı Bu çalışmada bu iki metot İstanbul’da 1975 ile 2006 yılları arasındaki 32 yıllık dönemde yıllık, mevsimlik, aylık ortalama, maksimum ve minimum sıcaklıklardaki trendin belirlenmesi için kullanılmıştır. Çalışmada Thiessen yöntemi ile İstanbul’un ortalama sıcaklık verilerinin belirlenmesinde ArcGIS 9.2 kullanılmıştır. İstanbul sınırları içinde ve dışındaki 8 istasyondan alınan aylık ortalama sıcaklık verileri Thiessen metodu ile kullanılarak İstanbul’a ait uzun dönem yıllık, mevsimlik ve aylık sıcaklık ortalamaları belirlenmiştir. İstasyon Adı •Bahçeköy •Çorlu •Florya •Göztepe •Kartal •Kireçburnu •Kumköy •Şile 8 istasyondan alınan sıcaklık ortalamalarının ardından parametrik olmayan Mann-Kendall testi kullanılarak sıcaklık verileri üzerinde pozitif veya negatif bir trendin olup olmadığı tespit edilmiştir. Bu çalışmanın sonucunda: İstanbul’da yıllık ortalama sıcaklıklarda 32 yıllık bir dönemde 0,83°C bir artış görülmüştür. Sıcaklıkların 32 yıllık dönemde en fazla arttığı mevsim yaz olmuştur. Yaz mevsiminde ortalama sıcaklıklar 2,24°C artmıştır. Kış mevsiminde ise ortalama sıcaklıklar 0,16°C azalmıştır. Çalışmanın en çarpıcı sonucu Ağustos ayında yaşanan sıcaklık artışlarında görülmüştür. Ağustos ayında ortalama sıcaklıklar 32 yılda 2,94°C artmıştır. NEM Nem Nemin Kaynağı: Okyanuslar, Denizler, Göller, Akarsular, Kaynaklar, Kar örtüsü, Buzullar, Nemli toprak ve canlılardır. Bağıl nem çeşitli biçimlerde ölçülebilir: 1- Saçlı higrometrelerle; insan saçı neme duyarlı olduğundan nem artınca gerilmiş saç uzar bir göstergeyi hareket ettirerek hesaplanır. 2- Yan yana duran ıslak ve kuru termometreler arasındaki farka göre, 3- Çiy noktası , yani yoğunlaşma sıcaklığı saptanarak, 4- Nem emen cisimlerin ağırlığının artıp azalmasına göre ( sofra tuzu) Bağıl Nemin Günlük Değişmeleri Geceleri sabaha karşı en yüksek ve öğleden sonraları en düşük değerdedir. Bağıl Nemin Yıllık Değişimi Sıcaklık değişmelerinin tersi bir gidişe sahiptir. Mutlak Nemin Günlük Değişmeleri Genellikle sıcaklığın yıllık değişmelerine paralel bir gidiş gösterir.Fakat ekvatoral bölgeler ve okyanuslarda çok az değişir. Ülkemizde Nemlilik Bağıl nemin değerlendirilmesinde sıcaklığın da dikkate alınması gerekir. Çünkü bilindiği gibi havanın alabileceği nem miktarı sıcaklıkla artar. Örneğin, Erzurum’da 0c’de bir metreküp havada 2 gram nem taşıyan havanın bağıl nemi ile Antalya’da 35c’de 1213 gram nem taşıyan havanın bağıl nem değeri % 50 dolayındadır Bölgelerimize Göre Nemlilik Yıllık ortalama bağıl nem % 75’in üzerinde olmak üzere Karadeniz ve Marmara bölgelerinin kuzey kesimlerini kapsar. Bunu 70-75 ile yine Karadeniz bölgesinin güney kesimleri ve Marmara Bölgesi, % 65-70 ile Ege, Akdeniz kıyıları ve Anadolu’nun kuzey kesimleri izler. Daha sonra %55-60 ile İç Anadolu’nun Orta kesimi ve Göller yöresi, en düşük bağıl neme sahip olan sahaları % 55 ile Güneydoğu Anadolu izler Bu değerlere göre Anadolu’nun iç kısımları, özellikle Güney Doğu Anadolu ile kıyı bölgelerimiz arasında çok büyük farklar görülür. Bilhassa, İç ve Güney Doğu Anadolu’da yazın bazı günler bağıl nem %65’in altına ve hatta Şanlıurfa ve Diyarbakır’da %1’e kadar düşer. Türkiye’de yıllık ortalama nisbi nem miktarı SİS VE PUS Sis -Pus Sisin nedenleri ve tipleri Sis daha çok alttan soğuyan kararlı hava kütleleri içinde oluştuğundan genellikle durgun ya da durgun özellikli yatay hava hareketlerinin bulunduğu yerlerde soğumaların sonucu olarak görülür. Sisler doğuşları yönünden hava kütlesi sisleri ve cephe sisleri olarak ikiye ayrılır: 1)Kara sisleri(radyasyon sisleri) 1a)Terselme sonucu oluşan sisler: Özellikle geceleri havanın durgun açık ve yerden sıcaklık kaybının çok olduğu geniş kara içi düzlüklerinde görülür.Bu sisler gece oluşur.Gündüz öğleden sonra terselmenin ortadan kalkmasıyla kaybolur. 1b)Arızalı arazi nedeniyle sis oluşumu Termik sıcaklık terselmesi ağır ve soğuk havanın vadiler ve havzalara dolmasıyla daha da güçlenir ve sis oluşur. 2.Kıyı ve Deniz Sisleri(adveksiyon sisleri) Rüzgarın, ılık denizlerden soğuk karaya esmesiyle sis oluşur. Rüzgar, sıcak denizlerden soğuk denizlere eserse soğuk sular üzerinde sis oluşur. Rüzgar, sıcak karalardan soğuk denizlere eserse deniz üzerinde sis oluşur. Serin denizler üzerinde alçalan hava kütleleri sis oluşumuna neden olur. 3.Yerşekli Sisleri(orografik sisler) Yatay hareket eden havanın yer şekli etkisiyle yükselerek soğuması neticesinde oluşan sislerdir. Yer şekli etkisiyle yükselme hafif hafif ve yataya yakın olmalıdır. CEPHE (Siklon)SİSLERİ Gezici orta enlem siklonlarında cepheler, birbirine doğru hareket eden hava kütlelerinin karşılaştığı yerlerdir. Türkiye Sislilik YAĞIŞ Türkiye de Yağışın Dağılışı Türkiye de yağışlar çoğunlukla yağmur şeklindedir. Bu tür yağışların çoğu da ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde görülür. Ülkemizin büyük bir bölümünde kış mevsimi dışında sıcaklık genel olarak 0 °C’nin üstündedir. Onun için kar yağışını büyük bir kısmı kış mevsiminde gerçekleşir Türkiye’nin yıllık ortalama yağışı 643 mm’dir. Bu değer Güneydoğu Anadolu da ve bazı çukur alanlarda 250 mm’ye kadar düşerken Doğu Karadeniz bölümünde 2000 mm’yi aşmaktadır. Türkiye’nin yıllık ortalama yağış haritasından şu sonuçlar çıkartılabilir; Türkiye’nin en yağışlı yerleri Kuzey ve Güney Anadolu’nun denize bakan yamaçları ile kıyı düzlükleridir. Çünkü denizler üzerinden gelen nemli hava kütleleri sıradağların denize bakan yamaçlarına bol yağış bırakır. Yıllık En Yüksek Toplam Yağış 4045.3 mm Rize 1931 Yıllık En Düşük Toplam Yağış 114.5 mm Iğdır 1970 Günlük En Yüksek Yağış 469.9 mm Kemer 11 Aralık 1971 En Yüksek Kar Kalınlığı 525 cm Bitlis Şubat 1954 İç kesimlerde denizlerden uzaklaştıkça yağışlar azalmaktadır. Bu durumun nedenleri şunlardır: Kuzey ve Güney Anadolu sıradağları yağış getiren nemli hava kütlelerinin iç kesimlere girmesi Kıyıdaki sıradağları aşan hava, dağların iç kesimlere bakan yamaçlarında alçalırken adyabatik olarak ısındığı için nisbi nem oranı düşer. Bu durum da yağış oluşumunu zorlaştırır. Kışın iç kesimlerde yüksek basınç koşullarının etkili olması da buralarda yağış oluşmasını engeller. Türkiye’nin en az yağış alan yerleri; Tuz Gölü çevresi Konya civarı Iğdır Yöresi Güneydoğu Anadolu’nun Suriye sınırı yakınlarıdır. Türkiye kış mevsiminde kıyı kesimleri dışında kalan yerlerde ve özellikle dağlık alanlarda yağışlar kar şeklindedir. Kar yağışlarının en fazla görüldüğü ve karın en fazla yerde kaldığı aylar ocak ve şubat aylarıdır. Türkiye de kışın görülen yağışların ana kaynağı Atlas Okyanusu kökenli denizel polar (mP) ve Akdeniz oluşumlu Akdeniz hava kütlesi (med) dir. Türkiye’nin Yağış Koşulları Türkiye Akdeniz İklim bölgesinde yer aldığı için yağış yönünden yazları kurak, kışları yağışlı bir iklime sahiptir. Türkiye de 3 türde de (cephesel,orografik ve konveksiyonel) yağışlar görülür. Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz de cephesel ve orografik yağışlar hakimdir.Buna karşılık Trakya’nın iç kesimleri Orta ve Doğu Anadolu bölgelerince cephesel yağışların yanında orografik ve lokal konvektif (kırkikindi) yağışlarda görülmektedir. Kuraklığın Türkiye deki Etkileri Hidroelektrik santrallerinin üretimi azalmaktadır. Yağış ve sulama suyu yetersizliği sonucu tarımsal üretim azalmaktadır. Su ve hidrolik enerji yetersizliği nedeniyle sanayi kuruluşlarının üretiminde azalmalar olmaktadır. Kentlerimizde kullanma ve içme suyu eksikliği yaşanmaktadır. Kullanma suyu eksikliği nedeniyle zaman zaman bulaşıcı hastalıklar görülmektedir. Doğal bitki örtüsü kurumakta hayvanlar zarar görmekte ekolojik dengede bozulmalar olmaktadır. Bütün bunların sonucunda çevre insan ve ülke ekonomisini olumsuz şekilde etkilemektedir. BASINÇ VE RÜZGARLAR Yeryüzüne yatay veya yataya yakın hava hareketi olan ve bir yerin iklim özellikleri arasında önemli yere sahip olan rüzgarlar olumlu ve olumsuz etkiler olmak üzere iki başlık altında incelenebilir. Olumlu Etkileri Yeryüzündeki soğuk-sıcak-nemli-kuru karakterdeki hava kütlelerinin birbirine karışmasını sağlar. Denizler üzerindeki nemli ve ılıman havaların karalara taşınmasını sağlar. Bu sayede karalar yağış alır ve hava ılımanlaşır. Bitkilerin çoğalıp meyve vermesi için gerekli olan tozlaşma meydana gelir. Olumsuz Etkileri Yaz aylarında sıcak ve kuru havayı taşıyan rüzgarlar, aşırı buharlaşmaya neden olur. Bu da kuraklığa neden olup bitki örtüsüne zarar verir. Aşırı hızda esen rüzgarlar doğal ve beşeri ortamda tahribata neden olur. Özellikle ilkbaharda esen ılık ve sıcak rüzgarlar kar örtüsünün hızlı erimesine neden olarak sel ve heyelanların oluşmasına yol açar. Basınç - Rüzgar Rüzgar ile Basınç birbirlerine bağımlı kavramlardır. Türkiye, 30’ncu enlem civarındaki Subtropikal Yüksek Basınç Kuşağı ile 60’ncı enlem civarındaki Subpolar Alçak Basınç Kuşağı arasında Batı Rüzgarları Kuşağında yer alır. Bu kuşakta hava hareketleri yoğun olarak görülür. Çevreyi ve insan yaşamını en çok etkileyen rüzgarlar, fırtına sistemleriyle ilişkili olan rüzgarlardır. Fırtına yaygın olarak kuvvetli esen rüzgar olarak bilinir. Ancak fırtına, kuvvetli rüzgarla beraber sağanak yağış, yıldırım ve şimşek gibi olayların bütünüdür. TÜRKİYE’DE GÖRÜLEN FIRTINA TİPLERİ 1-Orta kuşağın cephesel siklonik fırtınaları 2-Orajlar 3-Tornadolar-Hortumlar Ancak bu fırtınaların çok büyük bir kısmı başka bir yerde oluştuktan sonra belirli bir yol kat ederek Türkiye’ye küçük ve orta boyuttaki fırtınalar olarak gelirler. Bunlar özellikle kışın ve ilkbaharda daha sık görülür. Güncel Haber Türkiye’de Etkili olan Fırtınaların Mevsimlere Göre Dağılımı Ülkemizde, coğrafi konumu ve farklı yeryüzü şekilleri nedeniyle zaman zaman oluşan hızları ve yarattıkları olumsuz sonuçları nedeniyle fırtınalar kadar zarar verebilen yerel rüzgarlar da görülmektedir.(Karayel, Yıldız, Poyraz, Samyeli, Lodos, Hamsin, Samum…) Ayrıca, Kara ve Deniz Meltemleri, Dağ ve Vadi Meltemleri, Katabatik Rüzgarlar, Çöl Rüzgarları ve Föhn bunlara örnektir. Kış mevsiminde ülkemizin iç kısımları ve Trakya genellikle yüksek basınç, denizler ise alçak basıncın etkisindedir. Bu nedenle iç ve doğu bölgelerimizde hafif ve değişik yönden esen rüzgarlar görülür. Buna karşılık kıyı bölgelerdeki dağlık alanlarda dağ rüzgarları (katabatik rüzgarlar) etkilidir Yüksek alanlardan kıyılara doğru akan hava derin vadilere kanalize olarak kıyı yörelerinde soğuk, kuru ve şiddetli bora tipinde rüzgara neden olur. Buna karşılık iç bölgelerden gelip yamaçlardan alçalarak ısınan hava ise föhn karakterli sıcak kuru rüzgarları doğurur. Yaz mevsiminde Türkiye’de daha sade bir basınç dağılışı vardır. Genellikle Karadeniz üzerinde Azor Yüksek Basıncından, güneyimizde oluşan Basra Alçak Basıncına doğru bir hava akımı hakimdir. Bu durumun sonucu olarak sıcak mevsimlerde genellikle kuzey sektörlü rüzgarlar görülmektedir. Bu rüzgarlar Karadeniz’den geçerken nem alırlar ve kuzey yamaçlara yağış bırakırlar. Türkiye’de değişik zamanlarda farklı mekanizmalarda oluşan rüzgarlar, estikleri yöne göre değişik adlarda anılmaktadır. Farklı yönlerde esen rüzgarların hızı belirli bir değere ulaştığı taktirde, çarpma etkisi ve taşıdıkları farklı özelliklerdeki hava nedeniyle doğal-yapay canlı-cansız çevreye zarar verebilmekte, kara ve deniz üzerinde her ortamda can ve mal kaybına neden olan afetlere yol açabilmektedir. Kışın kuzeyden esen, özellikle Marmara ve Karadeniz’de çok etkili olan soğuk ve şiddetli rüzgarlar bol kar ve yağmur taşımakta bunun sonucunda afet niteliğinde olaylar yaşanmaktadır. Günlük Rüzgarlar Türkiye’de kara-deniz arasındaki farklı ısınma ve soğumaların etkisiyle oluşan, alçak ve yüksek basınç durumuna bağlı olarak oluşan rüzgarlar da çoktur. Bunlara meltem denir. Geceleri ısı farkından dolayı karadan denize doğru esen rüzgarlara kara meltemleri; gündüzleri ise denizden karaya doğru esen rüzgarlara ise deniz meltemleri denir. TÜRKİYE İKLİMİNİN GENEL ÖZELLİKLERİ Yaz Durumu Türkiye’yi etkileyen kutupsal hava kütleleri ve İzlanda Alçak Basınç Merkezi ile Sibirya Yüksek Basınç Merkezi yazın Avrupa’nın kuzeyine çekilmiştir. Dolayısıyla kışın Türkiye’de çok etkili olan Sibirya Yüksek basıncı, yazın bu özelliğini kaybetmiştir. Akdeniz ise yaz mevsiminde Atlas Okyanusu üzerinde oluşan Azor Yüksek Basıncının etkisine girmiştir. Yani Akdeniz, alçak basınç ve cephe üreten bir yer olma özelliğini artık yaz mevsiminde kaybetmiştir. Bu olaylara bağlı olarak Azor Yüksek Basınç ve Basra Alçak Basınç merkezlerinin etkilemesiyle yaz mevsiminde Türkiye’nin büyük bir bölümü, tropikal hava kütlelerinin etkisi altına girer. Sadece Asor Yüksek Basıncının etkili olduğu dönemlerde genellikle Karadeniz kıyılarında orografik yağışlar görülürken, yurdun büyük bir bölümünde serin günler yaşanır. Sadece Basra Alçak Basıncının etkili olduğu zamanlarda ise oldukça sıcak, yağışsız ve bunaltıcı günler yaşanır. Her iki basıncın Türkiye üzerinde etkili olduğu durumda ise kuzey ve kuzeybatı kesimlerde serin günler yaşanırken, güney, güneydoğu ve doğu bölgelerimizde sıcak günler görülür. Yaz mevsiminde rüzgarlar genellikle kuzey yönlüdür. Çünkü Karadeniz üzerinde etkili olan Azor Yüksek Basıncından, Basra Alçak Basıncına doğru bir hava akımı söz konusudur Kış Durumu Kış mevsiminde Azor Yüksek Basınç Merkezi ve Basra Alçak Basınç Merkezi güney enlemlere çekilmiş durumdadır. Bu yüzden Türkiye’nin kış şartlarını kutupsal hava kütleleri, İzlanda Alçak Basıncı Akdeniz Alçak Basınç sistemleri ve bunların hareketleri belirler. İzlanda Alçak Basınç merkezi ve cephe sistemleri Balkanlar, Karadeniz ve Akdeniz üzerinden Türkiye’yi etkiler. Bu sistem Türkiye’ye hangi yönden gelirse gelsin, taşıdığı soğuk-nemli (denizel-kutbi) hava ile cephesel yağışlara ve sıcaklık düşüşlerine neden olur. Akdeniz Alçak Basınç ve cephe sistemleri ise taşıdıkları ılık ve çok nemli hava nedeniyle Türkiye’nin hemen hemen her yerinde bol cephesel yağışlara ve mevsime göre ılık günlerin yaşanmasına neden olur. Balkanlardan ve Karadeniz üzerinden gelen sistemlerde görülen yağışların büyük bölümü kar şeklindedir. Akdeniz üzerinden gelen sistemlerde ise yağışlar kıyılarda yağmur, Orta ve Doğu Anadolu’da kar şeklindedir. Sonuç olarak kışın Türkiye’yi Sibirya Yüksek Basınç Merkezi, İzlanda ve Akdeniz Alçak Basınç Merkezleri ve cephe sistemleri etkiler. Bu nedenle kışın yağışlı bir iklim görülür. Ancak bazı yıllarda alçak basıncı ve cephe sistemleri yerine, Sibirya Yüksek Basıncının daha fazla etkili olması durumunda çok soğuk ve kurak bir kış yaşanır. KAYNAKÇA Şensoy,Serhat (2003)“Türkiye İklimi” Devlet Meteoroloji İşler Genel Müdürlüğü, Ankara ATALAY, İ., (2000), Türkiye Coğrafyası ve Jeopolitiği: Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir ŞAHİN C. (2005) Türkiye Fiziki Coğrafyası, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık http://www.mgm.gov.tr http://www.ziraattube.com/makale/577/turki yede-İklimsicaklikyagis-vb-hk.-bilgiler.html