1985 yılında Nairobi’de yapılan DSÖ toplantısı AİK çalışmaları için başlangıç sayılmaktadır. Antibiyotik kullanımının halk arasındaki yaygınlığı göz önüne alındığında konunun önemi daha iyi anlaşılacaktır. Antibiyotiklerin yanlış kullanım oranı, ülkemizde de tüm dünyada olduğu gibi ne yazık ki yüksek oranlardadır. Nezle, soğuk algınlığı gibi virüslerden kaynaklı basit üst solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotik kullanımının yeri olmamasına rağmen kullanımı oldukça yaygındır. Bir hafta içerisinde destek tedavisi ile kendiliğinden geçebilecek bu enfeksiyonların tedavisinde antibiyotiklerin yeri bulunmamaktadır. Antibiyotikler, bakteri kaynaklı enfeksiyonlarda etkilidir. Bu nedenle, gerçekten antibiyotik kullanılmasının gerektiği hallerde yanlış veya eksik dozda antibiyotik kullanımı neticesinde, antibiyotiklere direnç gelişmekte ve faydası azalmaktadır. Bunun sonucu olarak gereksiz antibiyotik kullanımı, öncelikle insan sağlığı açısından olumsuz etkiler yaratmakla beraber maliyet açısından da yüksek bedeller ödenmesine yol açmaktadır. Daha ucuz fiyatlarla tedavi edilebilecek hastalıklar için pahalı antibiyotiklerin kullanılması zorunlu hale gelmektedir. İlaçların hastane ve eczane ortamından çıktıktan sonra uygun olmayan saklama koşullarında etkinliğinin azalabildiği, hatta zararlı etkilerinin ortaya çıkabileceği akılda tutulmalıdır. Her yaşta kullanılacak ilaçlar değişebilmekte olup kronik hastalığı olanlarla gebelerimiz ve loğusalarımız için de farklı antibiyotikler önerilebilmektedir. Bir hastaya hekim tarafından önerilen bir antibiyotik başka bir hasta için uygun olamayabilmektedir. Aynı hastanın farklı bir zamandaki benzer şikâyetlerinde hekim tarafından başka bir antibiyotik kullanması uygun görülebilmektedir. Antibiyotikler hekim tarafından reçete edilmedikçe doğrudan eczaneden alınacak ilaçlar kapsamında değildir. Basit bir antibiyotikle tedavi edilebilecek hastalıklar için yanlış ilaç kullanımı sonucu döküntü, alerji, ishal, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi yan etkileri daha fazla olabilecek daha geniş etkili antibiyotik kullanılması, hatta hastanın hastanede yatırılarak tedavi edilmesi gerekebilmektedir. Daha geniş ve yüksek etkili antibiyotiklere ise büyük ameliyatlarda, yoğun bakım ünitelerinde ihtiyaç duyulmaktadır. Kendisini iyi hisseden bir hastanın tedavisini yarım bırakması da hastalıkların kronikleşmesi, geç iyileşme gibi olumsuz sonuçlara yol açabilmektedir. Antibiyotikler ateş düşürücü, öksürük azaltıcı veya ağrı kesici değildir. Antibiyotiklerin hekimin önerdiği şekilde, belli dozda, belirli zaman aralıklarında ve yeterli sürede kullanılması gerekmektedir. Hekim gerekli görmedikçe, hekimlere antibiyotik yazılması konusunda ısrarcı olunmamalıdır. Antibiyotiklerin akılcı kullanımı, öncelikle gereksiz antibiyotik kullanımını en aza indirmeyi ve genel olarak her alanda (insanlarda, veteriner hekimlikte, tarım, hayvancılık, tekstil vb. sektörlerde) birçok Bakanlığımız ve Kurumumuzun eş güdümlü çalışmaları sonucu antibiyotik kullanımını azaltmayı ve bu sayede doğada bulunan antibiyotik miktarını kontrol altına alma çalışmaları devam etmektedir. Müdürlüğümüzce broşürler basılarak stantlar açıldı. Halkımızın görebileceği yerlerde afişler asıldı. Okullarda sunumlar yapıldı. TSM’lerimiz halka yönelik eğitimler yaptı. Mobil platform sağlık araçlarıyla halkımıza bilgilendirme yapılmaya devam edildi. İlçe müftülük personellerine akılcı ilaç kullanımı konusunda eğitimler verildi. Ayrıca okullarda ve belediye sosyal tesislerinde de bu eğitimler devam etti. İl Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve belediyeler ile bilgilendirme görüşmeleri yapıldı. Afiş ve broşürler dağıtıldı.