Mektebin Alaylısı Ekonomik mesajlaşma - 24.03.2014 Geçtiğimiz haftanın en komik olayı, sosyal medyaya ilgili mahkeme kararları ile uygulanan yaptırımın medyadaki bazı yansımalarıydı. Aynı konu manşetlerden ayrı olarak bazı gazetelerin ekonomi bölümlerini de sayfalarca işgal etti. Güya böyle bir ülkede ekonomiden, büyümeden, istikrardan bahsetmek mümkün değilmiş... Devenin eğrilik hikayesi gibi bu yaklaşımın neresinden tutacağını şaşırıyor insan. Ocak ayından bu yana alınan yüzlerce mahkeme kararına duyarsız kalınmasının bir sonucu olarak yargının ve resmi kurumların attığı adımları speküle etmek malum medyamızın alışı ldık davranış biçimi olarak mı okunmalı? Yoksa seçim sürecini etkilemeye matuf yapılan canhıraş son manipülasyonlar olarak mı? Ya da dışarıdan refere edilerek yeni bir toplumsal baskı unsuru oluşturma gayreti olarak mı? Ekim 2013 tarihinde Twitter, Alman Hükümetinin talebi üzerine Neo-Nazi hesaplarını engellemiştir. 19 Ekim 2012 Cuma günü ise Fransa’da yazılan ve yayılan Yahudi aleyhtar ı ve ırkçı tweet’leri Fransa Yahudi Öğrenciler Birliği’nin (UEJF) konuyu mahkemeye ta şıyacağını belirtmesinden sonra siteden kaldırmak zorunda kalmıştır. Hindistan Assam eyaletinde ise Temmuz 2012 tarihinde başlayan şiddet olayları nedeniyle, Hükümet tarafı ndan ülke genelinde toplu mesajlar yasaklanmış, yapılan görüşmeler neticesinde Google, Facebook ve Twitter açıklama yaparak, Hint hükümeti ile ortak hareket ettiklerini duyurmuştur. İngiltere, Amerika dahil birçok ülkeden çeşitli örnekler vermek mümkün. Ülkemizde daha yakın dönemde Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret videosuyla ilgili Youtube ile ilgili yaşanan süreç hepimizin gözü önünde cereyan etti. Anamuhalefet liderinin bile Facebook'a kapatma davası açtığına şahit olduk. Kusura bakmayın ama, yabancı bir şirket Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yasalarına ve kararlarına uymaz ve "sizi tanımıyorum" derse o zaman yargı, hukuk ve devlet devreye girer ve kendi yasal sınırları içerisinde gereğini uygular. Tıpkı benzer durumlarda hem Türkiye hem de diğer ülkelerin birçok kez yaptığı gibi. Doğudan Batıya, Amerika'dan Çin'e dünyadaki birçok ülke, kendi hukuk normları çerçevesinde benzer meselelere türlü türlü yaklaşımlar sergilerken, ekonomilerini de sağ lam bir şekilde büyütmeye devam ediyorlar. Bunu ekonomik gelişmeyle ilişkilendirmek zorlama bir çabadan öteye gidemiyor. Ekonomik algıyı basit bir sosyal medya manipü lasyonu üzerinden tarumar etmeye ve bilinçsiz bir cehaletle yönlendirmeye çalışmak nasıl adlandırılabilir? Herhalde birileri ekonomik bir mesajlaşma yolu takip ediyor. Ama her zamanki gibi başarısız olmaya mahkumlar. Elbette işin bir de şu ayağına değinmemek olmaz. Nitekim kaç yıldır maliye ile görüş melerinin devam ettiğini duyduğumuz, ülkemizde ciddi miktarda reklam geliri elde eden bu sosyal medya şirketlerinin gelirlerinin vergilendirilmesi hususu var... Bu vesile ile sormak gerek, sahiden ne oldu o konu?