Yuusuf Ziya SÜMBÜLLÜ1 KÜLTÜREL ARKA PLANI İLE

advertisement
Yıl: 2, Sayı: 2, Mart 2015, s. 18-25
Yuusuf Ziya SÜMBÜLLÜ1
KÜLTÜREL ARKA PLANI İLE KEMİKLE OYNANAN GELENEKSEL
ÇOCUK OYUNLARINDAN AŞIK: ERZURUM İLİ ÖRNEĞİ
Özet
Bir toplumda kuşaktan kuşağa geçen, toplum üyeleri arasında manevi
bağları güçlendiren her çeşit kültürel değer, alışkanlık, töre, tören, oyun, görgü,
bilgi ve anane birikimi olarak ele alınabilecek olan gelenekler, ilgili toplum
açısından olmazsa olmaz bir nitelik taşımakla karşımızdadır. Toplumsal alan her ne
kadar değişim ve dönüşüme açık, statik olmaktan uzak dinamik bir yapı sergilese
de köklü yapısı ile dün ile hali bir arada sunabilme yetisine de sahiptir. Geleneğin
ve geleneğe ait unsurların mevcut görüntüsü altında yatan inançsal değerlerin
tespiti, ilgili oyun, töre, tören veya ritüelin demlenme süreci içerisinde irdelenmesi,
ilgili toplumun dünden beslenen bugününe ışık tutmak adına kayda değerdir. Tüm
bunlardan hareketle, bu kısa çalışmada geleneksel çocuk oyunları içerisinde yer
alan aşık oyununa, oyunun temel materyali olan kemik ve kemiğin kültürel arka
planından hareketle yaklaşılacak, bir inancın veya sihri-mistik yaklaşımın ne
suretle eğlence unsuru haline gelerek güncel form kazandığına Erzurum il
örneğinden hareketle temas edilmeye çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: çocuk, oyun, aşık kemiği, kültür
CULTURAL BACKGROUND OF PLAY IN LOVE WITH BONE OF
TRADITIONAL CHILDREN'S GAMES: ERZURUM SAMPLE
Abstract
A community last from generation to generation, cultural values all kinds
of strengthening the spiritual ties between community members, habits, customs,
ceremonies, games, manners, knowledge and traditions which can be considered as
anane savings, in front of us but has a quality essential in terms of the relevant
1
Doç.Dr. Erzurum Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, yzsumbullu@erzurum.edu.tr
Kültürel Arka Planı İle Kemikle Oynanan Geleneksel Çocuk Oyunlarından
Aşık: Erzurum İli Örneği
community. Although social change and transformation in the open field, far from
being static structure exhibited by a dynamic also has the ability to offer a
combination of yesterday and already well-established structure. Tradition and the
tradition of factors determine the spiritual values underlying the current view of
related games, honor, and discussing in the ceremony or the brewing process ritual
is noteworthy behalf shed light on today fed from yesterday about society. All of
these in mind, this study is the traditional children's games in the game lover is
located, the basic material in bone and bone of the game will be closer to the action
from the cultural background, belief, or magic-mystical approach to what Erzurum
he thereby gains the current form by becoming an element of fun provinces such
action in touch tried to be.
Keywords: children, games, anklebone, culture
Bir toplumu diğer toplumlardan ayıran, o toplumu doğal gelişim ve değişim
süreci ile kendine özgü şartlar etrafında şekillendiren maddi ve manevi değerler bütünü
kültür olarak adlandırılır. (Türkçe Sözlük: 1998: 48 ) Örf, adet, inanç, inanma, gelenek,
görenek, töre ve törenler bünyesinde yaşam alanı bulan, bu yönüyle de doğrudan ilgili
toplumun ulusal hafızasından beslenen kültür, durağanlıktan uzak, dinamik bir yapıdır.
Kültürün değişime veya dönüşüme açık ucunu ifade eden bu dinamik yapı, kültürün
barındırdıkları ile sürekli güncellenmesi gereğini doğurmaktadır ki bu yaklaşım ilgili
toplumun üyeleri için hiçbir şeyin var olana uyum ve onu korumak kadar önemli
olmadığını açıkça ortaya koyar. Çünkü kültürel platformda her gevşeme ilgili grubun
birliğini zayıflatır ve kültürel düzeyin varlığını, tehtid etme derecesinde tehlikeye sokar.
( Malinowski: 2000: 34 )
Kültürün barındırdıkları itibari ile taşıdığı bu tartışmasız önem, oldukça
renkli ve çok dallı bir kompozisyona sahiptir ki geleneksel oyunlar da bu
kompozisyonun bir parçası olmakla dikkate değerdir. İfade edilenler çerçevesinde,
geleneksel oyun kültürü içerisinde önemli yer tutan “aşık” oyununun ana hatlarıyla Türk
kültürü içerisindeki yerine ardından Erzurum halk folklorundaki görüntüsüne temas
etmeye çalışacağız.
Şöyle ki eğlence kültürü ile ilgili olarak Anadolu’nun her köşesinde günlük
yaşamdan sahneler, tarımsal oyunlar, hayvan benzetmeleri, mevsimlere bağlı eğlenceler,
gölge oyunları başta olmak üzere birbirinden ilginç oyun ve eğlence çeşitleri karşımıza
çıkmaktadır ki bu oyunların büyük bir bölümü Türklerin Orta Asya’daki eğlence
kültürlerini zenginleştirerek Anadolu’da da devam ettirme ve eğlence ihtiyaçlarını
karşılama çabaları ile alakalı olsa gerektir. ( Ersan: 2006: 1,88)
Yukarıda bahsi geçen geleneksel oyun ve eğlence kültürü içerisinde ayrı bir
başlıkla irdelenmesi gereken geleneksel çocuk oyunlarından birisi de Türk kültürünün
köklü inançsal altyapısından beslenen aşık oyunudur. Bu oyun, kültürünün ilgili toplum
üyelerinin sosyo-kültürel gelişimi ve toplumsal birliktelik algısı üzerindeki pozitif etkisi
yönüyle ele alınabileceği gibi İslamiyet öncesi Türk kültüründe ruhun mesken yeri
olarak kemiğin adres gösterilmesi, kemiğin rastgele tabiata terk edilmemesi, atılmaması,
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
19
Yuusuf Ziya Sümbüllü
yakılmaması, kurban edilen hayvanların olabildiğince iskelet yapısı muhafaza edilerek
gömülmesi, defin merasimlerinde kurganlara hediye fonksiyonu ile kemik bırakılması
ve kemiğin –özellikle dişi koyunun2 kürek kemiği3 ve aşık kemiği- bir fal ve kehanet
aracı olarak kullanılması ilgiye ve araştırılmaya değerdir.
2
Bilindiği üzere, Tabgaç ve Beltir gibi Şamanist toplumlarda gök tanrı için sunulan kurbanlar arasında
koyuna ayrı bir yer verildiği, kötü ruhlardan korunmak için koyun kurban edildiği, yani gök unsuruna
atfedilen bütün özelliklerin koyun gibi hayvanların kurbanı ile sembolleştirilmesi oldukça yaygındır.
Oğuz Kağan Destanında, Oğuz’un ölmeden bir süre önce tertiplediği ordugâh toplantısında sağ ve sol
taraflara diktirdiği 40 arşın yüksekliğindeki direkler altına beyaz ve siyah koyun bağlatmış olması da
yukarıda ifade edilen inanç sistemi ve bu sistemin koyuna yüklediği mistik kimlikle, doğal olarak da
kürek kemiğinin bir fal vasıtası haline dönüşmesindeki alt yapıyı sergilemek adına dikkate değerdir.
Ayrıntılı bilgi için bakınız: Saim Sakaoğlu, Ali Duymaz, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken Yay.,
İst., 1995, s.96
3
Kaşgarlı Mahmud, meşhur sözlüğünde ‘yarın’ (yağrın) kelimesini kürek kemiği olarak izah ettikten
sonra ‘Türklerin şöyle bir atasözü vardır: Yağrın ulgansa el bulganır = yâni, ‘kürek kemiği karışırsa
vilâyet karışır’ demektir. Bu fâlda iyice kızdırılan kürek kemiği üzerindeki çizgilere bakarak, gelecekten
hâber alınmaya çalışılır. Kemik üzerindeki çizgiler düz ise ve kesiksiz ise yol açık, eğri büğrü veya delikli
ise yol kapalıdır. Bu fâl ile ilgi şöyle bir anlatı da vardır: Kırgızlarla Kazaklar arasında bir savaş vardır.
Nur Ali Han, Kalmukların ne yaptığını, seferinin başarılı olup olmayacağını öğrenmek istemektedir.
Yavruncı kürek kemiğini ateşte yaktıktan sonra, eline alıp çizgilerine bakarak: ‘Dün öğleyin Kalmukların
arasına bir arvak (ruh) karışmış. Bu arvak, Kalmuklara korku salmıştır. Kalmukların mukadderatı üçüncü
bir arvak tarafından halledilecektir. Bu arvak Kalmukları koruyacaktır” der. “Divanü- Lugat’it Türk’te
‘yarın’ olarak adlandırılan kürek kemiği için çeşitli Türk lehçelerinde aynı kökten gelen ancak lehçenin
hususiyetlerine göre fonetik değişmeye uğramış sözler kullanıldığı bilinmektedir. Mesela Kazak
Türkçesi’nde bu kelime ‘cavrın’ biçimini almışken, Kırgız Türkçesi’nde ‘coorun’ şekline girmiştir.
Abakan lehçelerinde ‘çaarın’, Yakut Türkçesinde ‘saarın’ biçimini alan bu kelime Karaçay Malkar
Türkçesinde ‘cavrın’, Başkurt Türkçesinde ‘yavrun’ şeklindedir. Abdülkadir İnan, Kazak, Kırgız ve
Yakut Türkleri arasında olduğu gibi Başkurtlar ve Nogay Tatarları arasında da kürek kemiği falının
yaygın olduğunu bildirmektedir. İnan’a göre hemen hemen bütün Türk boylarında oldukça yaygın tatbikat
alanı bulmuş olan bu fal türünü besleyen asli kaynak Şamanizm’dir. Bilindiği gibi Şamanizm, Animizm,
Budizm, Totemizm gibi inanç daireleri yaşamış olan İslamiyet öncesi Türk topluluklarında tanrının
kesilen hayvanın kanında tecelli ettiğine olan inanç ve bu inançla bağlantı olarak ruhun kemiklerde
yaşıyor olduğuna dönük yaklaşımlar oldukça yaygındır ki kemiğin kehânet aracı haline dönüştürülmüş
olması bu anlamda manidardır. 16. yüzyıldan çok öncesine ait hatıraları bünyesinde taşıyor olmakla
Şamanist Kırgız kültüründen somut veriler içeren Manas Destanı’nda da kürek kemiğinden hareketle fala
bakmak uygulaması ile karşılaşabiliyoruz ki bu uygulamada Şamanizm inancının etkisi gözden uzak
tutulmamalıdır. Destanda ateşe bakarak veya ateşte yakılmış kürek kemiğinden hareketle geleceği anlama
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
20
Kültürel Arka Planı İle Kemikle Oynanan Geleneksel Çocuk Oyunlarından
Aşık: Erzurum İli Örneği
Tarih boyunca aşık kemiği, başta oyun için olmak üzere dünyanın hemen her
yerinde çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Heykel, resim, kabartma gibi görsel sanat
eserlerinde ve destan, şiir, oyun vb edebi yapıtlarda aşık kemiğiyle oynanan bir tür fal
ve aşık oyunları sık sık konu edilmiştir. Yakındoğu’da Neolitik dönemden itibaren
birçok yerleşmede aşık kemiğinin mezarlara armağan olarak konulması geleneğine
rastlanır. Çatalhöyük’teki ilk dönem kazılarını yürüten Mellaart, aşık kemiklerinin her
tabakada bulunduğunu ve oyun için kullanıldığını belirtir. Araştırmalara göre, Orta
Asya Türklerinde aşık kemiği ile oynanan oyunlar bir hayli yaygındır. Metin And’a
göre çeşitleri ve oyunda kullanılan terimler bakımından en zengin oyunlar kemikle
oynanan oyunlardır ki fal, niyet, kumar, katışık oyunlar vb. olmak üzere aşık kemiğiyle
oynanan yüze yakın oyun vardır. ( Bozbay: 2012: 2,9)
Divanü Lugati’t-Türk’te: “aşukladı: o, onun aşığına, aşık kemiğine vurdu”,
şeklinde geçen aşık ( Atalay: 1998: 315) kelimesi Dede Korkut Hikâyeleri’nden “Dirse
Han Oğlu Boğaç Han Boyu” nda: “Meğer sultanum gine yaz oldu, buğayı saraydan
çıkardılar. Üç kişi sağ yanından üç kişi sol yanından demür zincir ile buğayı tutmuşlar
idi. Gelüp meydan ortasında koyuverdiler. Meğer sultanum, Dirse Hanun oğlancuğu üç
dahi ordu uşağı meydanda aşuk oynarlarıdı” (Gökyay: 2000: 6) ve “Salur Kazan Tutsak
Olup Oğlı Uruz Çıkardığı Boy”da: “Su dibinde döner bahrileri Tanrı menem diyü su
dibinde çığrışır asileri önün koyup tersin okur kızı gelini altun aşuk oynar” (Özsıy:
2006: 324) şeklinde çocuk oyunu adı olmakla karşımızdadır. Ayrıca Kırgız Türk
Destanı Manas’ta da aşık kelimesinin kullanımı Dirse Han Oğlu Boğaç Han Boyu’ndan
çok farklı değildir. Şöyle ki Manas Destanı’nda gerek yiğitlerin eğlenmek, vakit
geçirmek için gerekse çocukların oyun maksadıyla aşık oynadıklarını görmekteyiz:
“Han Semetey büyüdü,
Kendi ayağında yürüdü
Kendi ayağında yürüdükten sonra
çabalarının Şamanist Kırgızlar nazarında Tanrı Ülgen tarafından yeryüzüne getirildiğine inanılan ateş
kültü ile bağlantılı olabileceği de ileri sürülebilir. Manas Destanı’nda Manas’ın yanında kürek kemiği
falına bakan Cooruncu Kara Badiş adlı bir falcı bulunmaktadır. Kırgız-Kalmuk mücadelesi esasına göre
şekillenen bu destanda Kırgızların düşmanı Kalmuk’ların Hanı Ulu Coloy’un da Targıl Tas adında bir
kürek kemiği falcısı vardır. Destanda, Manas’ın üzerine sefere çıkmaya hazırlanan Coloy Han, falcısı
Targıl Tas’a yapacağı seferin başarılı olup olmayacağı konusunda kürek falına baktırır. Targıl Tas da
kemik üzerindeki çizgilere bakarak hana seferi iptal etmesini çünkü bu seferin başarısız olacağını ve pek
çok kişinin öleceğini söyler. Buna rağmen, sefere çıkan Ulu Coloy, Manas’la savaşır ve ölür. Ayrıntılı
bilgi için bakınız: Yusuf Ziya Sümbüllü-Edina Ustavdıc “Geleceğe Kürek Kemiğinden Bakmak: Gazi
Hüsrev Bey Kütüphanesinde Bulunan Bir Risale Üzerine”, Osmanlıdan Günümüze Bosna-Hersek
Uluslararası Sempozyumu, 9-11 Haziran, 2010, Tuzla/Bosna-Hersek, s. 747-757
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
21
Yuusuf Ziya Sümbüllü
Altından aşık attı
Gümüşten çükö kalçadı”
“Kara Han gibi atasını
Şirkim Bay çağırdı toy yapıp
Çok kişi eğlenip oynadı
Semetey ile balalar
Aşık atıp oynadı” ( Yıldız: 1995: 431-432)
Aşık kemiği ve bu kemikle oynanan oyun hakkında vermeye çalıştığımız
yukarıdaki tarihi malumatı takiben oyunun ana malzemesi olan aşık kemiği ve bu
kemikle Erzurum’da ne surette oynanmış/oynanmakta olduğu konusunu açıklamaya
çalışacağız.
Aşık; koyun, keçi, geyik gibi hayvanların arka ayaklarının diz kısmında yer
alan, altı yönlü, elips biçimli, insanın baş parmağı ve işaret parmağı ile kavranmaya
uygun bir yapı sergileyen kemik parçasıdır. (Bozbay: 2012:2)
Erzurum’da, yere atılan aşığın aldığı pozisyona göre aşığı atanın veya rakip
oyuncu- oyuncuların kazanması ile bir daire içerisine çizilmiş düz bir çizgi üzerine
dizilmiş aşıkların belli bir mesafeden daire dışına çıkarılması, suretiyle karşımıza çıkan
aşık oyunu, açık alan da oynanır ki oyuncu profili tarihi seyri içerisinde 7-20 yaş
gurubuna dahil erkeklerdir. Erzurum’da aşığın çukur olan yan tarafı ‘mire’, düz olan
diğer yan taraf ‘şeğ’, aşığın ortası bombeli tarafı ‘töğ’, bombeli tarafının arka tarafı ise
‘çiğ’ olarak adlandırılır ki bu yönler oyunun yukarıda bahsi geçen ilk şeklinde kazanan
oyuncunun tespitinde belirleyicidir.(K1)
Aşık kemiği, yukarıda ifade edildiği üzere koyun, keçi gibi hayvanların arka
ayaklarının eklem yerlerinden elde edilmektedir ki her bir hayvanda iki adet aşık
bulunmaktadır ki bu aşıklar içerisinde gerek büyüklüğü, gerek sağlamlığı ve gerekse
düzgün şekli bakımından koç aşığı koyun aşığına, koyun aşığı da keçi aşığına tercih
edilir. Koç aşığının koyun ve keçi aşığına nazaran daha gösterişli olması ‘eneke’ adı
verilen ve aşığın ‘mire’ olarak adlandırılan bölümüne kurşun dökülmek veya aşığı
çevreleyecek şekilde bakır telle sarılması suretiyle elde edilir ki oyuncular nazarında
aşıkların başı ‘eneke’dir. Enekeye uygulanan kurşun ve bakır tel uygulaması, aşığın
ağırlaştırılması, daha dengeli hale getirilmesi suretiyle diğer aşıklara yapılan darbelerin
daha etkili olması amacı etrafında gerçekleşir.(K1)
Aşık oyununun Erzurum’da ‘çizgi’, ‘mire’, ‘şeğ-mire” adı verilen üç şekli
mevcuttur. Her üç oyun da en az iki kişi tarafından oynanabilse de arzu edilen oyuncu
sayısı 4-6 arasındadır ki her üç oyunda da mekanlar açıktır ve zemin topraktır.
Oyunlarda oyuna kimin ilk, kimin ikinci, üçüncü, dördüncü vb başlayacağının tespiti
için bir ön yarışma yapılır. Yere çizilen düz bir çizgiye, 3-5 metre mesafeye çizilen
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
22
Kültürel Arka Planı İle Kemikle Oynanan Geleneksel Çocuk Oyunlarından
Aşık: Erzurum İli Örneği
diğer çizgi gerisinden oyuncular aşıklarını atarak, bu çizgiye en yakın pozisyonu almaya
çalışır. Çizgiye atılan aşıkların pozisyonuna göre de oyuna kimlerin hangi sırayla dahil
olacağı tespit edilmiş olur. (K2), (Oğuz-Ersoy: 2007:16-17)
Çizgi oyununda, bir daire içerisindeki düz çizgi üzerine oyuncu sayısı kadar
dizilen aşıklar 3-5 metre mesafeden, enekelerle daire dışına çıkarılmaya çalışılır ki aşığı
daire dışına çıkaran şahıs dışarı çıkan aşığın da sahibi olur. Aşığı daire dışına çıkarmayı
başaran oyuncu, oyunu sürdürür, ta ki başarısız oluncaya dek. Aşığı daire dışına
çıkarmayı başaramayan oyuncu ise sırayı kendinden sonraki oyuncuya devreder. Daire
içerisindeki aşıklar tamamen daire dışına çıkarılıncaya kadar oyun sürer gider. Bu
oyunda oyuncuların çizgi gerisinden yaptıkları ilk atışı takiben başarılı veya başarısız
olunsa da tekrar çizgi gerisine dönülmez ve oyun aşığın fırlatıldıktan sonra ulaştığı
yerden devam ettirilir. Yani aşık her fırlatmadan sonra başka bir konuma düşer ki bir
bakıma oyuncu da daire etrafında döner durur ve her durduğu pozisyondan, tabi daireye
ne kadar yakın bir pozisyon elde edilirse başarı şansı da o kadar artacaktır, oyununa
devam eder. Oyun sonunda bütün aşıklarını kaybeden oyuncu için ‘yutuldu’ veya
‘ütüldü’ denir. Aşıklarını kaybeden oyuncu için son şans enekesini 3-5 aşık karşılığında
diğer oyunculardan isteyene satmaktır ki enekenin kaybedilmesi oyuncu açısından onur
kırıcıdır. Yalnız, bazı oyuncuların enekesi karşılığında aldığı diğer aşıklarla oyunu
sürdürüp bütün kayıplarını giderdiği ve enekesini geri aldığı görülmüştür.(K2)
‘Mire’ oyunu ise şöyledir. Oyuna kimlerin hangi sırayla başlayacağına dair
yukarıda bahsedilen seçimi takiben oyuncu sayısı kadar aşık, düz bir çizdi üzerine
dizilir. Çizgi üzerindeki aşıklara 3-5 metreden atış gerçekleştirilir. Atılan aşık ‘mire’
gelirse diğer oyuncular bulundukları yerden bu aşığı vurmak için aşıklarını fırlatırlar.
‘Mire’ gelen aşığı vuran oyuncu diğer oyunculardan birer aşık alır. Mire gelen eneke
vurulamazsa enekenin sahibi diğer oyunculardan birer aşık alır. İlk atılan aşık ‘mire’
gelmezse, oyuncular aşık kümesine 3-5 metre mesafede muhtelif cihetlerde aşıklarını
‘şeğ’ gelecek şekilde konumlandırırlar ki buna ‘aşığın konması’ adı verilir. Ardından
sırayla her oyuncu, aşık kümesine atışını yapar. Yapılan atış sonucu dağılan aşıklar ile
atışı yapan oyuncunun enekesinin ‘şeğ’ veya ‘mire’ pozisyonda kalması durumu
gözlemlenir, dağılan aşıklardan enekeye uygun pozisyonda duran aşıklar atışı yapan
oyuncunun olur. Oyun başarı veya başarısızlık durumuna göre yerdeki aşıklar
kazananını buluncaya dek sürer.(K3), (Oğuz-Ersoy:2007: 16-17)
‘Şeğ-mire’ oyunu ise diğer iki oyunu oynayabilecek yeter sayıda oyuncu
olmaması durumunda genellikle iki kişi arasında oynanır. Bu oyunda, oyuncular kendi
aralarında yere atılacak olan aşığın hangi cihetinin gelmesi halinde kazanan kişinin o
olacağı konusunda anlaşır. Yani, oyuncular atılacak aşık ‘mire’ gelirse veya ‘şeğ’
gelirse kazanan odur şeklinde anlaşır. Böylece oyun başlar, oyuncuların anlaştığı üzere
arzulanan cihetin tutturulması hedeflenir. Attığı aşıkla karar kılınan ciheti tutturan
oyuncu, diğer oyuncudan bir aşık alır ki bu oyuncu hata yapana kadar oyuncu sırası el
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
23
Yuusuf Ziya Sümbüllü
değiştirmez. Ne zaman ki atılan aşık karar verilen cihetten farklı bir şekilde durursa sıra
ikinci oyuncuya geçer. (K4)
Toplumsal birlikteliğin en başat unsuru olarak ön plana çıkan inanç, ilgili
toplumun yaşam ve üretim tarzlarını belirlemek adına en önemli yapı taşıdır. İnancın
toplumun hemen hemen bütün dinamikleri üzerindeki etkisi çoğu zaman doğrudan
bazen dolaylı şekilde kendini hissettirir. İlgili toplumun zaman içerisinde dâhil olduğu,
muhtelif sebeplerle terk ettiği her bir inanç dairesi, toplumun yeni değer yargıları
içerisinde, varlığını mevcut inanca uygun forma bürünerek devam ettirir ki işte,
yukarıdaki açıklamalardan da hareketle bir oyun ve eğlence öğesi olmakla çalışmamıza
konu olan aşık oyunu için de tablonun benzerliği ortadadır. Geleneksel çocuk
oyunlarının yaşatılması, unutulan oyunların canlandırılması, bu oyunların kültürel arka
planı eşliğinde sunumu ne denli önemli ise her bir oyunun içerdiği inançsal ve tarihi
altyapı ile bir mesaj içerdiği gerçeği de o denli önemlidir.
KAYNAKLAR
BOZBAY Heval, “Aşık Kemiğinin Tarihi”, Arkeoloji ve Sanat, 141: Eylül-Aralık 2012
ERSAN Mehmet, “Türkiye Selçuklularında Halkın Eğlence Hayatı”, Tarih İncelemeleri
Dergisi, Cilt XXI, Sayı: 2, Aralık 2006
GÖKYAY O. Şaik, Dedem Korkudun Kitabı, MEB., Yay., İstanbul, 2000
KAŞGARLI MAHMUT, Divanü Lugati’t-Türk, Ter: Besim Atalay, C.I, TDK., Yay.,
Ankara, 1998
MALINOWSKI B., Büyü, Bilim ve Din, Çev: Saadet Özkal, Kabalcı Yayımları ,
İstanbul, 2000
OĞUZ M.Öcal - ERSOY Petek, Türkiye’de 2004 Yılında Yaşayan Geleneksel Çocuk
Oyunları, Gazi Ünv., THBMER Yay., Ankara, 2007
ÖZSOY Bekir Sami, Dede Korkut Kitabı, Akçağ Yay., Ankara, 2006
Türkçe Sözlük, TDK Yayımları, C.1, Ankara,1988
SAKAOĞLU Saim, DUYMAZ Ali, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken Yay.,
İstanbul, 1995
SÜMBÜLLÜ Yusuf Ziya - Ustavdıc Edina, “Geleceğe Kürek Kemiğinden Bakmak:
Gazi Hüsrev Bey Kütüphanesinde Bulunan Bir Risale Üzerine”, Osmanlıdan
Günümüze Bosna-Hersek Uluslararası Sempozyumu, 9-11 Haziran, 2010,
Tuzla/Bosna-Hersek
YILDIZ Naciye, Manas Destanı (W. Radloff) ve Kırgız Kültürü ile İlgili Tespit ve
Tahliller, TDK., Yay., Ankara, 1995
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
24
Kültürel Arka Planı İle Kemikle Oynanan Geleneksel Çocuk Oyunlarından
Aşık: Erzurum İli Örneği
KAYNAK KİŞİLER:
K1. Adı-Soyadı: Sebahattin Ciran, İşi: Emekli İşçi, Yaşı: 73, Memleketi: Erzurum
Ortadüzü Mahallesi, Kimden Öğrendiği: Büyüklerinden
K2. Adı-Soyadı: Şadi Ciran, İşi: Esnaf, Yaşı: 45, Memleketi: Erzurum Ortadüzü
Mahallesi, Kimden Öğrendiği: Büyüklerinden
K3. Adı-Soyadı: Yusuf Kişmiş, İşi: Esnaf, Yaşı: 78, Memleketi: Erzurum Ortadüzü
Mahallesi, Kimden Öğrendiği: Babasından
K4. Adı-Soyadı: Lütfü Sümbüllü, İşi: Esnaf, Yaşı: 69, Memleketi: Erzurum Merkez
Kimden Öğrendiği: Büyüklerinden
25
SOBİDER
Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science / Yıl: 2, Sayı:2,Mart 2015, s. 18-25
Download