SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)

advertisement
AŞILAR VE ÜRETİM TEKNOLOJİLERİ
Hazırlayan
Yard.Doç.Dr.Gülay Büyükköroğlu
AŞILAR
yaşayan veya ölmüş antijenik organizmaları
bakteri toksinlerini
Toksoitleri
bakterilerin ve virüslerin belirli bölgelerinden alınmış antijenik
materyalleri içeren
• uygulandıkları organizmada belirli bir enfeksiyon veya
intoksikasyon etkenine karşı özgül ve etkin bağışıklık sağlayan
•
•
•
•
farmasötik preparatlar
Dünyada,
2 milyon kişi/yıl aşı ile korunurken,
2 milyon kişi/yıl aşı ile korunabilir
hastalıklardan ölüyor
AŞILAR
• hastalıktan, hastalığın neden olabileceği
komplikasyonlardan korur
• hastalığa neden olan mikroorganizmanın bir
kişiden diğerine yayılımını önler
• aşılanmamış bireyleri ve dolayısıyla TÜM
TOPLUMU korur
aşılama ile
Çiçek
Difteri
Tetanoz
Sarı humma
Boğmaca
Çocuk felci
Kızamık
Kabakulak
Kızamıkçık
Haemophilus influenzae Tip B’nin neden olduğu hastalıklar
Aşılamanın tarihçesi
•
•
7. yüzyılda bazı Hintli Budistler yılan zehirini içerek onun etkilerine karşı bağışıklık
geliştirmeye çalışmışlardır.
10. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar Cin’de çiçek hastalığına karşı;
– Çiçek geçiren hastanın toz haline getirilmiş yara kabuklarının buruna tampon şeklinde
uygulanması
– Çiçek geçiren hastanın toz haline getirilmiş yara kabuklarının burnuna çekilmesi
– Çiçek geçiren bir hastanın iç çamaşırlarının sağlıklı çocuğa giydirilmesi
– Çiçek geçiren hastanın döküntülerinin içerdiği sıvının sıvandığı bir pamuğun buruna
tamponlanması
•
gibi dört tip aşılama tekniğinin geliştirildiği bilinmektedir.
16. yüzyılda Hindistan’da sağlıklı kişilerin kollarında, iğne ile çizmek suretiyle
açılmış küçük kesiklerin üzerine kurumuş çiçek döküntülerinin tatbiki ile çiçek
hastalığına karşı bağışıklık sağlama Jenner’in keşfine kadar uygulanmıştır.
20. yy başlarında aşılama
Canlı aşı
 Jenner’ın orijinal Çiçek aşısı
 Pasteur’ün kuduz aşısı
Ölü aşı
 kolera
 tifo
 veba
20. yy başlarında aşılama
Canlı aşı
 Jenner’ın orijinal Çiçek aşısı
 Pasteur’ün kuduz aşısı
Ölü aşı
 kolera
 tifo
 veba
20. yy başlarında aşılama
Canlı aşı
 Jenner’ın orijinal Çiçek aşısı
 Pasteur’ün kuduz aşısı
Ölü aşı
 kolera
 tifo
 veba
AŞI TİPLERİ
• Bakteri aşıları
• Virüs aşıları
–
–
–
–
Canlı virüs aşıları
Öldürülmüş virüs aşıları
Virüs altbirim aşıları
Viral polipeptidler
• Alt birim aşılar
• Rekombinant aşılar
• DNA aşıları
Bakteri Aşıları
• Canlı veya
ölü bakterilerden hazırlanan
aşılardır
• Öldürme işlemi ısı veya kimyasal maddelerle
muamele sonucu gerçekleştirilmektedir
• Bakteri aşıları arasında ticari olarak mevcut
olan tek canlı aşı tüberkülozun önlenmesi için
kullanılan BCG aşısıdır
Virüs Aşılar
• Bazı virüslerin neden olduğu infeksiyonların
önlenmesinde etkili olan aşılardır
• Canlı virüsler, öldürülmüş virüsler, virüs
altbirimleri
veya
viral
polipeptidler
kullanılabilmektedir
Virüs Aşılar
• Canlı virüs aşıları
• Hastalık
yapma
etkisi
azaltılmış
virüsler
kullanılmaktadır
• Bu aşılar infeksiyonun doğal seyri sırasında tek doz
uygulama ile antikor oluşumunu sağlayabilmekte
• Sitotoksik hücreleri indükleyebilmektedirler
• Yarılanma ömürleri kısadır
Virüs Aşılar
• Öldürülmüş virüs aşıları
• Tüm virüsün ısı ya da kimyasal maddelerle inaktivasyonu
yoluyla, hastalık yapma etkisinin giderilmesiyle hazırlanırlar
• Vücuda enjekte edildikleri zaman virüsün yalnız yüzey
antijenlerine karşı antikorlar oluşmasını sağlarlar
• Hücre aracılı yanıtın zayıf olması ve aşırı duyarlılık
oluşturabilmeleri istenmeyen yanlarıdır
Virüs Aşılar
• Virüs altbirim aşıları
• Virüslerden elde edilen saflandırılmış
proteinlerdir (viral reseptörler)
• Öldürülmüş aşılar ile aynı özelliklere
sahiptirler
• Adeno-virüslere karşı uygundurlar
Virüs Aşılar
•
•
•
•
Viral polipeptidler
Virüs reseptörlerinin polipeptid zincirleridir
Öldürülmüş aşılar ile aynı özelliklere sahiptirler
Hepatit B virüsüne karşı kullanılan aşı bu
gruba örnektir
İmmün Sistem
• İmmünite, Latince “immunis=vergiden muaf” sözcüğünden
türetilmiş, konağın hastalıklara karşı muafiyetini, yani direncini
belirtmek için kullanılan sözcüktür
• Çok genel kapsamda immünite (bağışıklık) hastalıktan
korunma, özellikle de infeksiyöz hastalıklardan korunma
anlamına gelir
• Bunun için vücudun yabancı etkenlere karşı gösterdiği
tepkilerin tümüne kollektif olarak immün yanıt (bağışıklık
yanıtı) denir
İmmün Sistem
 Ana
işlevi,
bizi
yabancı
ve
zararlı
maddelerden,
mikroorganizmalardan, toksinlerden ve malign hücrelerden
korumaktır
 Dış ve iç ortamlardan kaynaklanan etkenlere karşı yaşayan
organizmaların korunması, immün sistemin ancak devamlı bir
gelişim halinde olması ile sağlanabilir
 Böylece immün sistem, endojen maddelere karşı yıkıcı cevapları
inaktif hale getirmeyi ve komşu dokularda gelişebilecek hasarları
öğrenmiştir
 Birçok ümmin cevap sınırlı bir süre devam eder ve aşırı
reaksiyonların önlenmesi için düzenleyici mekanizmalarla kısıtlanır
İmmün Sistem
İmmün sistemin esas görevi tehlikeli etkileri yararlı olanlardan
ayırmasıdır
İmmün Sistem
İmmün sistemin esas görevi tehlikeli etkileri yararlı olanlardan
ayırmasıdır
• İmmün sistemin kendine karşı yıkıcı olaylardan kaçınması
tolerans olarak adlandırılır
• Primer lenfoid organlarda mevcut oto antijenlere karşı
yönlendirilmiş lenfositlerin bir çoğu santral tolerans denilen
bir olayla ortadan kaldırılır
• Priferik tolerans ise daha nadir endojen yapılarda veya
vücudun belli bölgelerinde gelişen bir diğer mekanizmadır
İmmün Yanıt
– doğal-doğuştan (innate) var olan (Nonspesifik
İmmün Sistem) bağışıklık
– geliştirilebilir (adaptif) bağışıklık (Spesifik İmmün
Sistem)
Doğal (innate) Bağışıklık Sistemi
Organizma bir patojene maruz kaldığında
öncelikle geliştirilen immün sistem kısmını
oluşturabilen hücre grubunun görev aldığı
sistemidir
Bunlar;
• Fagositik hücreler (makrofajlar, mast hücreleri)
• T-helper hücreleri
• Natural Killer (NK, katil hücreler) hücreleri
Doğal (innate) Bağışıklık Sistemi
•
•
•
Doğuştan savunma mekanizmaları etkili patojenden bağımsız olarak
geliştiklerinden nonspesifik olarak tanımlanır
Spesifik gelişimleri için hiçbir bireysel hücre klonu gerekmediğinden bunlara
nonklonal savunma mekanizmaları denir
İnflamatuar cevap, çözünür ve hücresel komponentlerin kompleks etkileşimi ile
olay yerinde savunma güçlerinin konsantrasyonunun artmasını sağlar
Doğal (innate) Bağışıklık Sistemi
•
•
•
Doğuştan savunma mekanizmaları etkili patojenden bağımsız olarak
geliştiklerinden nonspesifik olarak tanımlanır
Spesifik gelişimleri için hiçbir bireysel hücre klonu gerekmediğinden bunlara
nonklonal savunma mekanizmaları denir
İnflamatuar cevap, çözünür ve hücresel komponentlerin kompleks etkileşimi ile
olay yerinde savunma güçlerinin konsantrasyonunun artmasını sağlar
–
•
•
•
Bu olaydaki ilk basamak kan damarlarının dilatasyonunu sağlayarak kapiller geçirgenliğini arttıran
mediatör salınımıdır
İnfeksiyon bölgesi daha sonra granülositler tarafından infiltre edilir ve reaksiyonun
ileri aşamasında ise makrofajlar granülositlerin yerini alır
Granülositler patojenlerin çoğunun ortadan kaldırıldığı ‘ilk savunma basamağını’
oluştururlar
Geri kalan patojenler ile ilk savunma basamağının artıkları makrofajlarca fagosite
edilir
Geliştirilebilir (adaptif) Bağışıklık Sistemi
• Daha özel ve etkili immün yanıt oluşturmak
üzere geliştirilen bağışıklıktır
• Doğal bağışıklık sisteminin geliştirilmiş şekli
olup sadece omurgalılarda mevcuttur
• B ve T lenfositleri en önemli hücreleridir
• Hücresel ve Humoral bağışıklık olmak üzere
iki şekilde gelişir
Geliştirilebilir (adaptif) Bağışıklık Sistemi
• Spesifik bir stokin ortamında, vücut daha humoral ya da daha
hücresel bir savunma çizgisine doğru ilerleyeceğine karar verir
• Antijen prezente eden hücrelerin (APC) lenfoid organlara göçü
sistemik immün cavabın ilk tetikleyicisidir sonrasında bellek
cevabı oluşur
• Bu hücre sistemleri antijenlere karşı ileri derecede spesifik
reaksiyonlar meydana getirerek klonal genişleme ile adı geçen
antijenlere çok etkin bir cevap ve bellek oluştururlar
Hücresel bağışıklık
• T lenfosit hücrelerinin bakterileri önce
duyarlılıkla tespit etmeleri ve sonrasında
fagosite etmeleriyle yok edilmesine dayalı
hücresel bağışıklıktır
Humoral bağışıklık
B lenfosit hücrelerinin sentezledikleri antikorlar aracılığı ile patojenleri,
bakterileri yok eden salgısal bağışıklık olarak da tanımlanan sistemdir
• Fagositik makrofajlar ve dentritik hücreler gibi antijen prezente
eden hücreler (APC)
• T helper hücreleri
• B lenfosit hücreleri
• Plazma hücreleri
• MHC II (major histocompatibility complex) gibi hücre grupları
• Sitokinler, immünoglobünler gibi moleküller görev almaktadır
Mekanizma
• Antijen vücuda girdiğinde, antijen prezente eden hücreler (APC) tarafından
tanınır ve taşıdıkları MHC class II aracılığı ile T helper lenfosit hücrelerle
konjuge olmasını sağlar
• Buna bağlı olarak T helper lenfositler aktive olurlar ve bu hücrelerden
sitokinler salınmaya başlar
• Sitokinler ile B lenfosit hücrelerinin uyarılması sonucu B lenfositler antijen
spesifik plazma hücrelerine dönüşürler ve matür hücrelerden
immunoglobünlerin (Ig) salınması gerçekleşir
• Böylece antijenler, üretilen bu Ig’ler yani antikorlar tarafından sarılarak
inaktive edilip parçalanarak yok edilir
Mekanizma
• Kazanılmış immün yanıtta antijeni tanımada antikorlar en
geniş çeşitlilikte antijenik yapıyı tanıyabilen, farklı antijenik
yapıları ayırt edebilen ve antijenlere güçlü bağlanabilen tek
moleküldür
• Antikorlar, salgısal immün yanıtın en etkili kolunu oluşturur
• İmmün sistem çok sayıda farklı özgüllükte antikor üretebilir
• İnsanda immün sistem 108’den fazla antijene özgül çeşitlilikte
antikor üretebilir
• Bu antikorlar yapı olarak birbirlerine yakın yapısal özellik
gösterirler
Antikor nedir?
• Yabancı ve enfeksiyon etmeni ajanlara bağlanıp
onları yok etmek için , vücuttaki B-lenfositleri
tarafından üretilen protein yapıda moleküllerdir.
• Organizmalarda yabancı maddelere (antijenlere)
karşı gelişen tepkinin en önemli unsuru
antikorlardır.
Antikor nerede üretilir?
• B hücreleri ; kemik iliğinde “Bone marrow”
oluşurlar.
• Her bir B hücresinin membranında antijen
bağlayan reseptör (Antikor) bulunur.
• Antikorlar, özdeş yapıda 2 hafif, 2 ağır polipeptid
zincirinden oluşan proteinlerdir.
• Her bir ağır zincir hafif zincire ve diğer ağır zincire
disülfit bağlarıyla bağlıdır.
Antikorun yapısı:
• Antikor (Immunoglobulin) 2
hafif, 2 ağır zincir olmak üzere
4 altbirimden olusan
proteindir.
• Hem hafif, hem de ağır zincir
bir adet C (sabit) “Constant”,
bir adet V (degisken)
“Variable” altbirim içerir.
• V altbirimi antijenin
tanınmasından sorumludur.
• Bütün bir Ig geni, V ve C gen
parçalarının somatik
rekombinasyonla biraraya
gelmesiyle olusur.
Antikorun yapısı:
• Kol uzantılarında bulunan FAb
(Antijen Bağlayıcı Bölge) ile
antijenlere bağlanırlar.
• “Y” şeklindeki molekülün
boyun kısmında bulunan Fc
almaç bölgesiyse, immün
sistemin hücreleriyle etkileşir.
• Fab bölgesiyle bakteriye
bağlanan antikor, Fc
bölgesiyle mikrop yok edici
hücreleri kendilerine çekerek,
bakterinin parçalanmasını
sağlar.
1) Her bir antikorun sadece tek bir antijene bağlanma
özgüllüğü göstermesi
2) Bazı antijenlerin bağışıklık sistemini bir kez
uyarmaları sonrasında o hastalık için ömür boyu
dayanıklılık sağlaması (Örneğin; kızamık ve suçiçeği
gibi çocuk hastalıklarına karşı vücudun ürettiği
antikorlar, hayat boyu bu hastalıklara karşı vücutta
direnç oluşmasını sağlar).
• Antijen-antikor reaksiyonu bağışıklık sağlayıcı
birçok yöntemin geliştirilmesine yol açmış
durumdadır.
• Bunlardan en yoğun kullanılan ve güncel olanı
ELISA.
• ELISA (Enzyme Linked Immuno Assay =
enzime bağlı bağışıklık test) iki değişik
antikorun kullanıldığı ve araştırılan antijenin
varlığını renk değişimiyle gösteren bir test
yöntemidir.
• Bir antijen (bakteri, virüs, hücre veya molekül)
“epitop” adı verilen birçok antijenik bölge içerir.
• Her epitop ayrı bir antikor tipi tarafından tanınır.
Bir antijen organizmaya girdiğinde her epitop için
bir grup B-lenfosit hücresi özgül antikor üretmeye
ve bölünerek çoğalmaya başlarlar. Böylece her
epitop için özgül antikor üreten bir B-lenfosit
kolonisi oluşur. Bir antijene karşı değişik B-lenfosit
kolonileri oluştuğu için elde edilen antikora
“poliklonal” (çok kolonili) antikor adı verilir.
• Monoklonal antikorlar(mAb):Tek bir B-lenfosit
hücresi tarafından üretilen antikorlardır.
mAb tarihçe:
• 1975 yılında Cambridge
Üniversitesi’nden G. Köhler ve C.
Milstein’ın geliştirdikleri yeni bir
teknik, bir tek epitopa özgü
(monoklonal) antikorların bol
miktarlarda elde edilebilmelerine
olanak sağlamıştır.
• Bu tekniğe hibridoma teknolojisi adı
verilmiştir.
• Bu buluşlarıyla 1984 yılında FizyolojiTıp Nobel Ödülüne layık
görülmüşlerdir.
Georges J.F. Köhler
César Milstein
Hibridoma teknolojisinin temelinde
üç bilgi bulunur:
1- B-lenfositler tek bir epitopa özgü antikor üretip
salgılayan, yaşam süreleri birkaç günle sınırlı kan
hücreleridir.
2- Tümör hücreleri bölünerek çoğalma kontrolünü
kaybetmiş, hızla üreyen ölümsüz hücrelerdir.
3- Belli koşullarda aynı organizmaya ait değişik
hücreler birleştirilerek her iki hücrenin özelliklerini
taşıyabilen melez hücreler (hibridoma) elde
edilebilir.
Hibridoma Tekniği:
• Monoklonal antikor elde etmek için kullanılan
melezleme tekniği, yararlı özelliklere sahip iki
hücrenin birleştirilmesi ile gerçekleşir.
• Hücre kültüründe hızla çoğalabilen, ölümsüzlük
özelliği kazanmış myeloma (kanser) hücreleri ile
aktif olarak istediğimiz antikoru üreten bağışık bir
hayvanın dalak lenfositleri birleştirilir.
• Sonuçta, kompleks bir antijenin tek bir belirleyici
grubuna (epitop) karşı monoklonal antikor üreten
ölümsüz hibrit hücreler elde edilir.
1- Fare, antijene karsı antikor üretimini
ortaya çıkarmak için ilgili antijen ile
immünize edilir,
2a- Dalaktan, antikor üreten B lenfosit
hücreleri izole edilir,
2b-İnsan kemik iligi kanser hücresi olan
myeloma hücreleri toplanır,
3-Hibridoma oluşturmak için PEG aracılığı ile
hücreler birleştirilir. Birleşmeyen hücreler
ölür,
4- Hibridomalar kültür plaklarında
bölünmek üzere bırakılırlar,
5-Antikor sentezleyen klonlar ELISA yöntemi
ile belirlenir,
6-Hibridomalar invitro (hücre kültürü) veya
invivo (farede acid fluid oluşumu)
koşullarda geniş ölçekte üretilir,
7-Fare asid sıvıdan veya kültür üst
sıvılarından antikorların saflaştırılması.
1.HGPRT( hypoxanthine-guanine phosphoribosyl
transferase )(büyüme için seçici HAT besiyerine
ihtiyaç duyar) enziminden yoksun ölümsüz
miyeloma hücreleri ile antijen X ile immünize edilen
bir hayvandan alınan, antikor üreten normal dalak
hücreleri ile birleştirilir. Dalak hücreleri HGPRT
üretebilir.
2.HAT besiyeri üzerine yayıldığında; birleşmemiş
hücreler , aynı zamanda HGPRT bağımlı metabolik
yolla pürinleri yapamadıkları için mutant myeloma
hücreleri ve kültürde sınırlı yaşam süreleri olduğu
için dalak hücreleri büyümez.Dolayısıyla sadece
birleşmiş hücreler HAT besiyeri üzerinde büyür
;hibridoma denen klonları oluşturur.Her hibridoma
tek tip antikor üretir.
3. Her bir klon test edilir , X antijenini tanıyanları
tanımlamak için.İstenen antikoru üreten hibridoma
tanımlandıktan sonra , bu klon ,büyük miktarlarda
antikor eldesi için kültüre edilir.
• Ancak bu özel hibridomalar, insan bağışıklık sistemi
tarafından “yabancı” (antijen) olarak algılanan fare
kökenli antikorların oluşumuna neden olurlar.
• Fare antikoru aşılanan hastalarda genellikle, eklem
bölgelerinde şişlik ve kızarıklıklarla kendini gösteren
HAMA cevabı (insanda anti-fare antikorlarının
oluşumu) görülür.
• Böbrek yetmezliğine de neden olan HAMA,
yaşamsal tehlike oluşturmasının yanısıra, verilen
antikorların vücut tarafından yok edilmesine de yol
açar.
• Bu nedenle, hem HAMA cevabının oluşmasını hem
de fare antikorlarının bağışıklık sistemi tarafından
vakitsiz bir şekilde etkisizleştirilmesini önlemek
amacıyla, fare antikorlarının “insanlaştırılması”
için çeşitli teknikler geliştirilmiş bulunuyor.
• Fare monoklonal antikorlarının insanlaştırılması ve
tamamen insansı olan monoklonal antikorların
geliştirilmesi, immün cevap oluşturmamaları
nedeniyle önemlidir.
• Bu nedenle ticari firmaların neredeyse tamamınca
üretilen antikorların insanlaştırılması ya da
tamamen insansı hale getirilmesi üzerinde
yoğunlaşılmaktadır.
Günümüzde oluşturulabilen antikor tipleri:
• Murine(mouse) mAb: Tamamıyla fareden üretilen antikorlar (℅ 100
fare proteini).
• Kimerik mAb:Değişken bölümleri fare kaynağından , sabit bölümleri
insan kaynağından oluşturulan antikorlar (℅ 33 fare proteini)
• Humanized mAb: Sadece antijen-bağlayıcı bölgesi ( ayrıca ‘CDR’=
‘complementarity-determining regions’ olarak da isimlendirilir)
fareden ,geri kalan değişken ve sabit bölgeleri insan kaynağından
oluşturulan antikorlar (℅ 5-10 fare proteini).
• Human mAb: Tamamıyla insan kaynağından gelen antikorlar(℅ 100
insan proteini).
MONOKLONAL ANTİKORLARIN KULLANIM
ALANLARI:
1. Hastalıkların teşhisinde,
2.Hastalıkların tedavisinde,
3. Hastalıklardan korunmada (pasif bağışıklık),
4. Antijenlerin saflaştırılmasında,
5. Tanı kitlerinin hazırlanmasında,
6. Araştırma ve teşhis çalışmalarında,
7. Tümörle ilgili çalışmalarda,
8. Aşı suşlarının hazırlanmasında.
Farmasötik Yaklaşım
• Üretim
•
•
•
•
Sentetik aşılar haricindeki diğer aşılar mikroorganizmalar ya da
hayvan hücreleri türevleridir
İstenilen aşı bileşenlerinin ekspresyonu için bu mikro
organizmalar veya hayvan hücreleri genetik olarak modifiye
edilir
Hayvan hücreleri virüslerin üretilmesi ve bazı alt birim aşıların
bileşenlerinin üretilmesi için kullanılır
Kültür ortamına aşı bileşenlerinin salınmasını da mümkün kılar
Hücre kaynaklı aşıların üretilmesinde üç
aşama vardır
• Kültür hazırlama
(Cultivation=Yetiştirme)
• Downstream processing (sonraki işlem)
• Formülasyon
Cultivation
•
•
•
•
•
•
•
Ekilecek suşun seçimi aşı üretiminde en önemli aşamadır
Cultivasyon süresince antijeni sentezleyecek özelliklerini kaybetmemeleri gerekmektedir
(Genetik kararlılık)
Ekilen suşların üretimleri ve kontrolleri GMP koşullarına uymalıdır
Bakteri ve mayaların cultivasyonu fermantörler ve bioreaktörlerle kolaylıkla sağlanabilmektedir
Hayvan hücrelerinin cultivasyonu oldukça komplikedir
– Oksijenkonsatrasyonu ve sürtünme gibi çevresel faktörlere hassastırlar
– Kültür ortamının bileşenleri gelişimlerinde etkendir
Her iki suş için medium komposizyonu, pH ve çözünmüş oksijen gibi cultivasyon koşulları ve
hasat zamanı iyi belirlenmelidir
Cultivasyon için seçilen koşullar Büyük ölçekte cultivasyon sonrasında aşı bileşenlerini
etkilememelidir
Airlift Bioreactor
Stirred-tank bioreactor3
Stirred-tank bioreactor
•
•
•
•
•
Cultivasyondan sonra aşı bileşenleri bakteri, maya veya hayvan hücrelerinden ve
diğer istenmeyen hücre bileşenleri veya ürünleri (proteinler gibi)nden ayrılmalıdır
Uygulanacak olan downstream prosesi için
– hücre tipi
– Aşı bileşeninin lokalizasyonu( hücre içinde ya da salınmış olması)
– Aşı komponentinin fizikokimyasal özellikleri önemlidir
Eğer aşı bileşeni mikroorganizmaya ya da hücreye bağlı ise; mikroorganizma ve
hücre toplanmalıdır
Eğer aşı bileşeni salgılanıyor ise; hücre içermeyen sıvı toplanmalıdır
Her iki ürün için de filtrasyon ve santrifügasyon yöntemleri sıklıkla
kullanılmaktadır
Hücre bağlantılı aşı bileşenlerinin eldesi için
• Hücre fiziksel, kimyasal ve enzimatik yöntemlerle ekstakte edilir
• Hücresel artıklar santrifügasyon ya da filtrasyon yöntemi ile
ayrıştırılır
Hücreden bağımsız bileşenler için
• Kolon kromotografisi
• Organik solventle ekstraksiyon
• Çöktürme
• İnaktivasyon aşaması uygulanır
Bu aşamalardan sonra elde edilen bulk materyal saflaştırılır ve
formülasyon için hazırdır
•
•
•
Modern aşı üretiminde tutarlılık en büyük önemi taşımaktadır
Her lot’da ürün kalitesi aynı olmaya zorlanmalıdır
GMP kuralları çok sıkı uygulanmalı ve her üretim safhası Valide
edilmelidir
– İyi yazılmış standart prosedürler olmalı
– Her üretimde ürünün verilerini içeren geniş bilgiler olmalı
– Her üretilen ürün bir önceki ürün ile karşılaştırılmalı
Aşı Formülasyonu
• Aşı Formülasyonu;
• Çözücü bileşenleri, Tuzlar, koruyucular ve
stabilizanları içermelidir
• Bu bileşenler aşı komponenti ile olumsuz
etkileşim göstermemelidir
• Saklama koşullarını etkilememeli ve
uygulamada sorun oluşturmamalıdırlar
• Koruyucular; Tımerosal, Fenoksietanol,
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
İnsanlara uygulama için beyin dokusu aşılarının üretiminde genellikle tavşanlar
kullanılmaktadır. Bunula birlikte koyun ve keçilerde tercih edilebilmektedir. Bu
tip aşılar fenol ile inaktive ve fosfat tamponunda süspanse edilerek hazırlanan
aşıdır
Aşı formülü
• Bu tip virüs aşılarının insanlara uygulamalarında tavşan, koyun ve keçi gibi
hayvanların beyinleri kuduz virusü ile infekte edilir
• İnfekte beyin dokularınden elde edilen virüsler fosfat tamponunda fikslenir
ve bu şekilde oluşturulan 2 mL süspansiyonda inaktive kuduz virüsü %5’den
az olmamalıdır
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Kaynak Virüslerin Hazırlanması
Virüs Suşu
• Üretimde kullanılan suş yüksek antijeniteye sahip diğer virüslerden elde edilen suşlardır.
Elde edilen suş PV suşu (Pasteur Vaccine) olarak adlandırılır
Virüs suşunun korunması
• Aşı üretimi için kullanılan kaynak virüsler tavşan beyni aracılığıyla pasajlanır
• Steril su içerisindeki %10’luk infekte tavşan beyni süspansiyonunun 0.25 mL’lik miktarının
tavşan beynine intraserebral injeksiyonundan sonra 5-7 gün içinde tavşanlarda felç
meydana gelmektedir
• Bu beyinlerden elde edilen beyin dokularının %10’luk süspansiyonları ampul ya da ağzı sıkı
kapalı camlarda -70°C’lik kuru buzlu ortamda ya da en az -15°C’lik ortamlarda saklanması
uygundur
• Virüs suşunun özgüllüğü periyodik olarak farelerde sokak virüsüne (Street virüs;doğal yolla
infekte edilmiş hayvanlardan elde edilen virüs) karşı koruyuculuğu kanıtlanan anti-kuduz
hiperimmün serumu ile titrasyon yapılarak test edilir.
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
%10’luk kaynak virüsünün üretimi
• İntraserebral olarak kuduz virüsü tavşan
beynine inoküle edilir ve enfekte edilen
tavşanlar ölmeden önce tamamiyle felç
durumundayken beyinleri alınır
• Çıkarılan beyinler steril distile su içerisinde
hemen dondurulur ve çalışma anına kadar
kuru buzda saklanır
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
İnokulasyon ve Harvest
İnokulumun hazırlanması ve inokulasyon
tekniği
• Kaynak
virüs
ün
%10’luk
süspansiyonunun 10-1 dilüsyon olduğu
düşünülmektedir ve bu süspansiyondan
distile su ve %2’lik at serumu içinde
tekrar dilüsyon yapılarak bir virüs
süspansiyonu hazırlanır
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Farelerin öldürülmesi
• Nefes almaya devam eden fakat tamamiyle felç durumundaki tavşanların göz damarına
20mL intravenöz hava enjeksiyonu yapılır
• Ölüm 1-2 dk içerisinde gerçekleşir. Yeni öldürülmüş tavşan beyinleri aşı üretimi için
kullanılmaktadır
• Kuduz hastalığından ya da başka nedenlerle ölmüş hayvanlar kesinlikle kullanılmaz.
Otopsi
• Uygun olmayan tavşanların kullanımını önlemek için beynin çıkarılmasını takiben
hayvanlara otopsi yapılır
• Bütün otopsi bilgileri kayıt altında tutulmalıdır
• Vücudun herhangi bir yerinde koksidiyoz (kanlı ishal) belirtileri gösteren tavşanlar,
koksidiyozun kuduz hastalığından daha fazla felç etkisi gösterebilmesinden dolayı
kullanılmamalıdır
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Beyin harvesti
• Tavşanlar %5’lik fenol ya da uygun bir antiseptik solüsyon ile yıkanmalıdır
• Dekapitasyon (başını kesme) mümkün olduğunca omuzlara yakın yapılmalıdır
• Uygun bir tutucuyla bağlı kesilen baş etanollü iyot ile temizlenmeli ve beynin çıkartılması
için steril odaya götürülmelidir
• Kafa derisi ve kafatası dikkatlice temizlendikten sonra çıkrılan beyinden alınan küçük bir
parçada bakteriel sterilite için test edilir. Testin pozitif çıkması halinde beyin kullaılmaz
• Eğer çıkarılan beyin uygun ise hemen -15°C’nin altında kullanılıncaya kadar saklanır
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
%40’lık aşı süspansiyonu üretimi
Emülsifikasyon
• Dondurulmuş beyinler tartılır ve içinde yeterli miktarda fenol bulunan 2 litrelik fosfat
tamponu içerisine yerleştirilir
• Çözünen beyinler daha sonra uygun cihazlarla emülsifiye edilir.
• Emülsifikasyon sırasında aşırı ısınmayı önlemek için buzlu ortam kullanılır
Dilüsyon
• Fosfat tamponu; 0.5M sodyum dihidrojen fosfat, 0.5 M potasyum dihidrojen fosfat ve
%0.85 sodyum klorür içerir, pH:7 ye ayarlanır.
• %40’lık doku süspansiyonda %0.5’lik fenol bulunmaktadır. Beynin ağırlığı önemlidir.
• Fenol içeren süspansiyon fenolün antijeniteye hasar vermesi sebebi ile dondurulmaması
gerekmektedir
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
İnkübasyondan önce beyin dokusundan virüs titrasyonu
• %40’lık doku süspansiyonu tartılır ve 10-6,10-7 ve 10-8’e dilüe edilerek 11-15 gramlık
farelerde intra serebral olarak enjekte edilerek titrasyon yapılır. Titre (LD50) en az 10-6
olmalıdır.
İnkübasyon
• %0.5 fenol içeren emülsifiye aşı 1 saat 20°-30°C’lik su banyosunda 1 saat bekletilir ve
daha sonra 20°-30°C’lik inkübatörde mekanik olarak karıştırılarak inaktive olana kadar
bekletilir
• İnaktivasyon için gerekli inkübasyon süresi beyin dokusunun emülsifikasyon metoduna
(parçacık büyüklüğü) ve virüs suşlarının çeşitliliğine göre değişmektedir
• Süre laboratuvar deneyimlerine göre belirlenebilir
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Aşı süspansiyonunda sterilite tayini
• Aşı kütlesinde sterilite testi sıvı tiyoglikolat besiyerinde yapılmaktadır
• Her bir kaptan en az 10mL örneklem alınarak yapılır
• Örnekler besiyeri ile daha düşük dilüsyonlara ayrılır ve 30°-32°C’de en az 7
gün inkübe edilir
• İnkübasyona süresinde herhangi bir üreme olup olmadığı değerlendirilir
• İnkübasyona süresi sonunda bütün kaplar hafifçe çalkalandıktan sonra her
bir kaptan 1 mL örnek alınarak yeni steril bir test besiyerine aktarılır ve 7
gün daha inkübasyona bırakılır kontaminasyon görülen aşı örnekleri
yeniden teste maruz bırakılır.
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Aşı süspansiyonunda zararsızlık testi
• Zararsızlık testi aşı süspansiyonu içinde canlı virüs olup olmadığını kontrol
etmek için hem tavşanlarda hem de farelerde uygulanır
• Eğer aşı üretimi başka hayvanlarda yapılmış ise test içinde bu hayvanlar ve
fareler kullanılmalıdır
• Test için en az iki tür hayvan kullanılmalıdır
• Bu test için aşı süspansiyonu bulunan her kaptan bir örneklem yapabilecek
kadar örnek alınır
• Test uygulamasında en az %5 beyin örneği içerecek şekilde tavşanlarda
0.25mL, 18-20g ağırlığındaki farelere ise 0.03 mL örnek intraserebral
olarak enjekte edilir
• En az 14 gün boyunca tavşan ya da çalışılan diğer hayvanlarda santral sinir
sistemi ya da diğer semptomlar açısından izlenir
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Aşının son hali
Aşı süspansiyonun uygulanan tüm testler uygun çıkması halinde aşılar son dolum kaplarına aktarılır
ve etiketlenir. Daha sonra diğer testler için örneklem alınabilir. Bu testler;
Analitik testler; toplam katı, fenol konsantrasyonu, pH ve tiomersal ya da diğer koruyucu
konsantrasyonları incelenir
Genel güvenlik testi; yanlışlıkla eklenen herhangi bir toksik maddenin belirlenmesi için dilüe
edilmemiş kaplardan rastgele seçim yapılır. Yaklaşık 20g ağırlığındaki farelere 0.5mL ya da 350g
ağırlığındaki kobaylara parenteral enjeksiyon sonunda belirgin herhangi bir işaret ya da ölüm
göstermemelidir. Testin uygulamasında en az iki hayvan türü seçilmeli ve uygulama süresi en az 7
gün olmalıdır.
Sterilite testi; sterilite testi için tüm kaplardan örneklemi sağlayabilecek en az 20 adet örnek
seçilmelidir. Eğer kaplarda 1 mL ya da daha az örnek var ise tüm kap test için kullanılmalıdır. Daha
fazla örnek var ise test edilecek miktar ya en büyük tez doz ya da 1mL olmalıdır. Aşı
süspansiyonunda Sterilite testi konusunda anlatılan sıvı tiyoglikolat besiyerine ek olarak
Sabouraud’s besiuyeri küf kontaminasyonunun belirlenmesi için eklenmelidir. Bu test için
uygulama sıcaklığı 20°-25°C’de 10-21 gün arasında yapılmalıdır.
SEMPLE TİPİ AŞILAR (KUDUZ Aşısı)
Tarihlendirme
• Son kullanım tarihi yayın tarihi ya da üretim tarihinden sonra 6
ayı geçmemelidir
• Üretim tarihi en son etkinlik testinden de geçildiği gündür
• Yayın tarihi üretim tarihinden sonra 3 aylık dönem olabilir ve bu
zaman sürecinde aşılar 2-5°C’de üretici tarafından saklanır
• Fenollü kuduz aşılarının dondurulması etkinliği bozacağından
aşılar 2-5°C’de saklanmalıdır
FERMİ-TİP AŞI
Fermi tip aşının avantajı hazırlama kolaylığıdır. Tam bir etkinlik testinin
yapılamayacağı zamanlarda kalıntı virülansın titresinden etkinlik kabaca
değerlendirilebildiği için hızlıca üretilebilmektedir. Bununla birlikte bazı
laboratuvarlar inaktive edilmiş aşı üretiminde değişiklik yapmışlardır. Örneğin
Paris’teki Pasteur Enstitüsü Fermi-Tip aşının üretimini 1967’den sonra
tamamen bırakmıştır. Fakat Etiyopya’da bu aşının üretimi hala devam
etmektedir. Ve şu an da dondurularak kurutulmuş β-propiyolaktonla inaktive
edilmiş yüksek etkinliğe sahip, daha uzun saklanabilen ve tropik ülkelerdeki
yüksek ısıya dayanıklı aşılar üretilmektedir.
FERMİ-TİP AŞI
Aşı formülü
• Bu aşılar, kuduz virüsü ile karıştırılarak koyun ya da keçi beyinine
inokulasyonu sonucu elde edilen %5’lik beyin dokusu süspansiyonlarıdır
• Bu süspansiyonlar başlangıçta %1’lik daha sonra final konsantrasyonu %0.5
olacak şekilde fenol ile muamele edilmiştir
• Fermi-tip aşılar inaktive aşılar olarak sınıflandırılmakla birlikte inaktive
virüsün yanında aktif virüs de belirgin miktarlarda bulunmaktadır
• Böylece atenüe-inaktive bir aşı modeli ortaya çıkmaktadır
Aşı üretimi
•
Bu tip aşıların üretimi aynı semple tip aşı gibi belirli miktarlarda kuduz
virüsünün koyun ya da keçi beynine inokulasyonundan sonra beynin
çıkartılması ve sterilite ve infektivite testlerinin yapımını içermektedir
FERMİ-TİP AŞI
İnaktivasyon
• Fosfat tamponu içindeki %10’luk beyin dokusu ve %1’lik
fenolün homojen karışımı 22°C’lik etüvde 24 saat
karıştırılır
• İnaktivasyon 22°C’nin altında gerçekleşmez. 24 saat
sonunda inaktive olan aşı 4 gün boyunca 4°C’de saklanır
ve daha sonra %5 beyin dokusu ve %0.5 fenol olacak
şekilde dilüsyon yapılır.
• Aşıların kaplara doldurulma aşamasında süspansiyonlar
sürekli çalkalanır
FERMİ-TİP AŞI
Hazırlanan aşılarda yapılan testler
• Hazırlanan aşılardaki virülans kalıntısı farelerde test edilmelidir
• Bu test fenol eklenmesinden sonra 9 gün boyunca yapılmalıdır
• Acil durumlarda bu süre kısaltılabilir fakat iki günden az olmamalıdır
• Test edilecek aşı örneği düşük hızda santrifüj uygulanır ve süpernanat 101, 10-2 ve 10-3 olacak şekilde serum fizyolojik ile dilüe edilir
• Her bir dilüsyon en az 5 fareden oluşan bir gruba intraserebral olarak
verildikten sonra 15 gün boyunca hayvanlar felç gibi semptomlar ya da
ölüm açısından izlenir
• Sterilite, etkinlik ve analitik testlerde yine semple tipi aşılardaki gibi
uygulanır.
Tarihlendirme
• Son kullanım tarihi yayın tarihinden itibarinden 5 aydır ve bu süre
zarfında aşılar 2-5°C’de saklanmalıdır
• Daha düşük ısılarda saklamak tavsiye edilmez. İklim şartlarına göre son
kullanım tarihi 2-3 aya kadar düşebilmektedir.
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
• A.
Rusya’da kullanılan Metot
Aşı içeriği
• Aşılar kuduz virüsü ile karıştırılmış %5 beyin dokusu, en fazla %0.25 fenol ve %3.75 sukroz
içeren dondurularak kurutulmuş maddelerdir.
Kaynak virüs üretimi
• Bu virüs Pastör suşundan orijin alan bir kuduz virüsüdür
• Virüs tavşan beyninde üretildikten sonra hemen çıkarılır ve beyin porsiyonlar halinde
%50’lik gliserolde +4°C’de ya da saf gliserolde -40°C’de saklanmalıdır
• Koyunlar infekte edilmeden önce tavşan beyin dokuları gliserolün uzaklaştırılması için et
sulu-pepton besiyerinde ya da pH 7.2’lik distile su ile yıkanır
• Dokular daha sonra homojen olarak parçalanır ve 10-2’lik dilüsyonlar hazırlanır
• Sterilite testleri uygulanır
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Koyunların Hazırlanması ve İnfeksiyonu
• Aşı üretimi için sağlıklı 4-12 aylık koyunlar kullanılmaktadır
• Koyunlar infeksiyonun olmadığı kanıtlanmış bölgelerden seçilir ve çalışmaya başlamadan
önce 30 gün karantinada bekletilir
• Uygun koyunların kafatasında küçük bir delik açılarak buradan kuduz virüsü enjeksiyonu
yapılır
• Enjeksiyonu takiben 80-144 saat içerisinde kuduz virüsünün klinik göstergeleri
başlamaktadır
• Bundan sonra koyun boynu kırılarak öldürülür derisi ve kasları ayrıldıktan sonra %5’lik
fenolle muamele edilir
• Serebrospinal kanal steril bir pamuk vasıtasıyla kapatılır ve steril kaplara aktarılır
• Patalojik incelemeler yapılır
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Beynin Çıkarılması
• Normal olarak koyunun kesilmesinden hemen sonra aşıların hazırlanması gerekmektedir
• Eğer hemen hazırlanamayacaksa en fazla 12 saat 2-4°c’de bekletilebilir
• Kafatası açıldıktan sonra alkol ile muamele edilir ve küçük parçalara ayrılır, kaplara
koyularak tartılır
• Beyinden alınan küçük parçalarda sterilite testi de yapılır.
Aşının Hazırlanması
• Beyin dokusu parçaları sterilize edilmiş parçalayıcı bir cihaza alınarak %1’lik tuz, fenol içeren
distile su içerisinde 10-12 dk kadar parçalanır
• Parçalanan süspansiyon filtrasyona tabi tutulur. %1 fenol içeren %20’lik aşı süspansiyonu
günde 2-3 kez çalkalamak şartıyla 14 gün boyunca 22°C’de inkübasyona bıralıkarak
inaktivasyon sağlanır
• Süspansiyona %15’lik sükroz eklenir. Oluşan yeni süspansiyon ampüllere aktarılır daha
sonra dondurularak kurutulur
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Hazırlanan Aşılarda Yapılan Testler
• Fiziksek özelliklerin belirlenmesi (görünüş ve çözünebilirlik) (aşılar 1-2 dakika içinde
çözünmelidir)
• Sterilite testi (her bir partiden 10 ampülde yapılmalıdır)
• Rekonstitüsyon (sulandırma) sıvısında sterilite testi
• Yeniden sulandırılan sıvıda ve santrifüj sonrasında süpernanat ve pellette bakteriyel
kontaminasyon testi
Farelerde güvenlik testi; %5’lik aşıdan 5.5 mL subkutan enjeksiyon sonunda farelerde 5 günde
ölüm ya da herhangi bir infiltrasyon gözlenmemelidir.
Virülans kalıntısı testi: ampül içerisindeki kuru aşı üzerine 1.5mL su eklendikten sonra santrifüj
yapılır. Süpernatant sıvısı dilüsyonlara ayrıldıktan sonra 6 fareye intraserebral olarak verilir. 14
gün boyunca fareler gözlemlenir.
• Etkinlik testi
• Nem içeriğinin tayin edilmesi
Tarihlendirme
• Son kullanma tarihi etkinlik testinden sonra 2 yıldır
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
B.
Patör enstitüsünde kullanılan methot
• Bu aşılar kararlı virüs suşuyla infekte edilen çok genç koyunların
beyinlerinden hazırlanmaktadır
• Kararlı virüs β-propiyolakton ile inaktive edilir
• Tüm çalışmalar antiseptik koşullarda mümkünse kapalı
ortamlarda yapılmalıdır
• β-propiyolakton kullanılan dozda bakterisidal özelliktedir ama
bunun yeterli olmadığı durumlarda gerekli antimikrobiyallerde
kullanılabilir
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Kararlı Virüs suşunun üretimi
• Genç koyunlara inoküle edilecek virüs suşunun yüksek antijeniteye sahip
olmalı ve periyodik kontroller yapılmalıdır
• Ya orijinal Patör suşu ya da ondan türeyen suşlar kullanılmalıdır
• Pastör enstitüsünde kullanılan suş liyofilize VP11 ( Pastör virüs no:11) ‘dir
• Her yıl yaklaşık 2 kg ağırlığındaki bir miktar tavşan bu suş ile intraserebral
olarak inoküle edilmektedi
• İnfekte olan ve paraliz halindeki hayvanlar hemen çalışmaya alınmaktadır
• %2 at serumu içeren distile su içerisinde dilüe edildikten sonra ampül
içerisine doldurulur ve -20°C’de saklanır.
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Kuduz koyun beyninin hazırlanması
• Çalışma için genellikle 1-2 aylık koyunlar kullanılmaktadır. Çalışma anına kadar koyunlar
uzman bir veteriner gözetiminde karantinada tutulur
• İnokülasyondan iki gün önce uygulama yapılacak yer türlerden temizlenir ve belli aralarla
tentürdiyot ile silinir
• 10-1 dilüsyonluk inokülasyon sıvısı çözündürüldükten hemen sonra bekletilmeden ön lobun
sol tarafında dikkatice açılan delikten 0.5mL olarak enjekte edilir
• Koyunlar özel izolasyon odalarına götürülür. İnokülasyonu takiben 5 gün sonra hayvanlarda
denge problemlerinin ilk izleri görünmeye başlar
• 6. Günde paraliz görüldükten sonra koyunun başı kesilir. Tüm kanın akıtılmasından sonra
derisi soyulur ve alevde dış taraftaki etlerinin yakma işlemi gerçekleştirilir.
• Dikkatice beyin çıkartıldıktan sonra steril bir kaba koyulur ve -25°C’de saklanır.
• Beyinden küçük parçalar alınarak virüs titresi ölçümü ve sterilite testleri yapılır
• Sterilite testi aerobik ve anaerobik organizmaların tesbiti için Bonnel&Raby besiyerinde
yapılır
• Virüs titrasyonu ölçümü ise 14-16g ağırlığındaki beyaz farelere intraserebral inokulasyonu ile
yapılır. Titre yaklaşık 0.03 mL için LD50 10-5.5 olmalıdır. Steril ve uygun titeye sahip beyin
örnekleri 1 yıla kadar -25°C’de saklanır
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Aşı hazırlanması
Aşı hazırlanmasında aşağıda içeriği belirtilen tampon kullanılmaktadır.
Sodyum klorit
Sodyum dihidrojen fosfat dihitrat
Sodyum hidroksit
Distile su
•
•
•
•
5.85g
6.24g
1.62g
km
1000mL
Tampon pH’sı 7.2 olmalıdır. Liyofilize tozlar bu tampon ile yeniden sulandırılmadan önce
tampona 75 g sukroz eklenmelidir
Dolaptan alınan yaklaşık 400g koyun beyni hızla çözündürülerek aşağıda resimde görülen
düzenekteki parçalayıcı içerisine koyulur, üzerine bir kısım tampon eklenerek parçalama
işlemi gerçekleştirilir
Homojeniasyon işlemi bittikten sonra kütle sukrozlu tampon bulunan şişeye basınçlı hava
altında aktarılır
Daha sonra aşı süspansiyonu naylon filtreden geçirilierek steril toplama şişesine aktarılır.
Burada toplanan örnekler içinde distile su bulunan ve β-propiyolaktonla muamele edilecek
şişeye aktarılır. Şişeye koyulan süspansiyon üzerine eklenen β-propiyolakton’dan sonra şişe
hızlıca birkaç saniye çalkalanır daha sonra şişe 22-25°C’de 3 saat inaktivasyona bırakılır.
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
fenollü koyun beyni aşısının hazırlanmasında kullanılan düzenek
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Süre sonunda oluşan emülsiyonun içeriği;
Kuduz koyun beyni
Sodyum klorit
Sodyum dihidrojen fosfat dihitrat 0.624g
Sodyum hidroksit
Sukroz
7.5g
Distile su
•
•
10g
0.585g
0.162g
km
100mL
β-propiyolakton süreç içerisinde hızlıca hidroliz olacak ve tümüyle toksik olmayan βpropiyonik ve hidrakrilik asit türevlerine dönüşecektir
Emülsiyon oluşturma aşamasında eklenen β-propiyolakton yeterli bakterisidal etkiye sahip
olmadığından fenol eklenmesi gereklidir
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Çözünürlük ve Liyofilizasyon
• Aşı emülsiyonu dolaptan çıkarıldıktan sonra hemen 10mL’lik bir şişe
içerisinde 2.5mL ile çözündürülür ve homojen bir şekilde -40°’de dondurulur
• Bu sıcaklıktaki kap vakum cihazına alınır, ısı yavaş bir şekilde +22°C’ye
çıkartılırken liyofilizasyon işlemi gerçekleştirilir
Yeniden sulandırma ve Dozajlama
• Liyofilize tozlar içerisine 5mL distile su koyularak yavaşça çalkalanır. Yeniden
sulandırma işlemi kullanımdan hemen önce gerçekleştirilmelidir
• Aşı subkutan olarak yetişkinlerde günlük 2.5mL ve çocuklarda 1mL olacak
şekilde verilmelidir
Tarihlendirme
• Düzgün bir şekilde liyofilize edilen ve azot gazı ile kapatılan kaplar 2 yıl süre
ile saklanabilir
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Hazırlanan aşı üzerinde yapılan testler
pH’nın belirlenmesi: pH 6.6 ve 7.0 arasında olmalıdır
sterilite testi: Liyofilize toz içeren her 10 şişeye 5mL distile eklendikten sonra yapılmalıdır.
Aerobik ve anaerobik organizmaların belirlenmesi: her şişeden alınan 3mL ‘lik örnek iki
ayrı Bonnel&Raby soyum hidrojen sülfit besiyeri içeren tüpe aktarılır. Bir tüp 37°C’de,
diğer tüp 22°C’de inkübasyona bırakılır. Daha sonra bu tüp içerikleri agar-agar besiyerine
aktarılarak bir hafta gözlem yapılır.
Mantar ve maya belirlenmesi: şişeden alınan 2mL örnek Segrétain malt ekstraktı içeren
besiyerine aktarılır ve laboratuvar ortamında 2 hafta izlenir.
Virüs inaktivasyon testi: test aşı emülsiyonuna fenol eklemeden β-propiyolakton ile
inaktivasyondan 3 saat sonra gerçekleştirilir. Şişenin kapağını açmak kontaminasyonu
artırabileceğinden özel bir tüp vasıtasıyla şişe içinden örnek alınır. Bu örnekler 14-16g
ağırlığındaki 20 fareye intraserebral olarak verilir ve 14 gün boyunca gözlemlenir. 4
günden önce ölüm olmamalı ve bütün hayvanlar bu süreçten fazla yaşamalıdır. Eğer
olağan dışı durumlar gözlenirse test daha çok liyofilize toz ile 40 hayvan üstünden yeniden
tekrarlanır. Bütün hayvanlar yaşamalıdır aksi takdirde hazırlanan aşılar elemine edilir.
FENOLLÜ, DONDURULARAK KURUTULMUŞ
KOYUN BEYNİ AŞILARI
Etkinlik ve stabilite testi: Habel testi uygulanır. Birinci testte +4°Cde bekletilen liyofilize aşılar
farelere inoküle edilirken diğer testte 1 hafta boyunca +37°C’de bekletilen aşılarla fareler immünize
edilir. Her iki testte de aşılar LD50 103 ‘e karşı korumalıdır.
Kontaminantların belirlenmesi: iki genç koyun 0.5mL yeniden sulandırılmış aşı ile intraserebral
olarak inokule edilir ve hayvanlar 3 hafta boyunca izlenir. Bu süreç zarfında hayvanlar sağlıklı
kalmalıdır aksi takdirde test 4 hayvan üzerinden tekrarlanır.
β-propiyolakton titrasyonu: β-propiyolakton tuzlu su içerisinde hemen hidrolize olacağı için titresini
ölçülmesi önemlidir. En azından %80 aktif olarak bulunmalıdır. Aksi takdirde aşının son hazırlanma
aşamasına kadar β-propiyolakton kalmaz. Bu titrasyonun belirlenmesi içinde Tylor&Bessing’in
geliştirdiği yöntem kullanılmaktadır. Bu yöntemde test örneği içerisine koyulan çeşitli çözeltilerle
titrasyon yapılır ve indikatör olarak nişasta kullanılır.
Artık fenol içeriğinin belirlenmesi: kontaminasyonu önlemek amacı ile koyulan fenolün çoğu
liyofilizasyon işlemleri sırasında elemine edilmektedir fakat yine de artıkların kalıp kalmadığı ya da ne
kadar kaldığının belirlenmesi gereklidir. Kabul edilebilir aralık %0.1 gramdır. Testte aşı örneğine FolinCiocalteu ajanı eklenmesi ve bir takım laboratuvar işlemleri yapılmaktadır. Sonuta örnek için
spektrofotometrede konsnatrasyonu bilinen fenol içeriğine karşı okuma yapılır.
YENİDOĞAN RAT BEYİN AŞILARI
Aşı hazırlamada en önemli noktalardan birisi aşının sadece optimum koşullarda
değil bir takım çevre değişikliklerinde de etkinliğini uzun süre devam
ettirebilmesidir. Bu özellikle acil durumlarda istenilen yere istenildiği anda
antikuduz aşılarının gönderilebilmesinde dikkat çekmektedir. Sıvı antikuduz
aşılarının saklama koşulları son kullanma tarihlerini de etkilediği için uzun süreli
muahafazaları ve taşınmaları zordur. Bu nedenle dondurarak kurutma yöntemi
bakteri ve virüs aşıları için uzun zamandır kullanılmaktadır. İlk deneme 1964
yılında Moskova’da gerçekleştirilmiş ve o günden beri sıvı aşılar içerisine stabilizör
olarak sukroz eklenerek liyofilize edilmektedir.
Fakat liyofilizasyonunda bazı komplikasyonlara neden olabildiğini saptanmıştır. Bu
nedenle araştırmacılar yenidoğan rat beyinlerinde alerjensiz aşı üretim metodu
geliştirmişlerdir.
YENİDOĞAN RAT BEYİN AŞILARI
Aşı hazırlanması
• Liyofilize antikuduz aşı üretiminde 4-8 günlük yenidoğan ratlar kullanılmaktadır
• İnfekte tavşandan alınan steril beyin süspansiyonu 1:100 dilüsyon olacak şekilde
0.03 mL dozda intraserebral olarak enjekte edilir
• Yaklaşık 70-74 saat sonra hayvanlarda kuduz belirtileri görülmeye başlanır
• Bu belirtilerden sonra hayvanlar öldürülür ve beyinleri çıkartılarak fenollü distile su
içerisine koyulur
• Ratlardan çıkarılan beynin bir kısmı sterilite testi için şekerli broth besiyerine alınır
• Test tamamlanıncaya kadar da beyin +4°C’de tutulur
• Test uygun çıkarda fenol içeren distile suda beyin homojenize edilir
• Oluşan süspansiyon 22°C’de 14 gün boyunca virüs inaktivasyonu için inkübatörde
çalkalayarak tutulur
• Beyin süspansiyonunda bulunan virüs konsantrasyonu yenidoğan ratlarda daha
yüksek olmaktadır. İnaktivasyonun başladığı ilk 3 günde infektivite yüksektir fakat
daha sonraki günlerde düşer.
YENİDOĞAN RAT BEYİN AŞILARI
Dondurarak kurutma
• Süspansiyon inaktivasyondan sonra %30 sukroz’lu distile ile dilüe edilir
• Final konsantasryonda beyin süspansiyonu %10 olurken sukroz konsantasronu
%7.5 olacaktır
• Bu dilüsyonlar daha sonra dikkatlice ampullere doldurulduktan sonra ampuller
-40°C ya da -50°C’de vakum altında dondurulurlar
• Bu işlem yaklaşık 26-29 saat kadar sürer. İşlem sonunda ampullerde nem
içeriği tayini yapılır
Yapılan testler
• Örnekler üzerinde sıvı aşılardaki gibi sterilite, güvenlik, infektivite ve
immünojenite testleri gerçekleştirilir. Bunun için kuru toz üzerine 3mL serum
fizyolojik eklenir.
Tarihlendirme
• Dondurularak kurutulmuş aşı üretimden sonra +37°’de 6ay , +4°C’de 18 ay
saklanabilir.
YENİDOĞAN FARE BEYNİ AŞILARI
Aşı formülü
• Her 2mL’lik dozda, inaktive edilmiş virüs içeren 20g yenidoğan fare beyni, 1:1000
konsantrasyonunda fenol ve 1:10000 oranında tiomersal içermektedir.
Virüs suşu
• Bu aşının hazırlanması için kuduz virüsünün 3 suşu kullanılır.
Kaynak hazırlanması
• Kaynak stoklar daha önce kuduz virüsü ile inokule edilmiş yetişkin fare beyinlerinden elde
edilen %20’lik süspansiyonlardan hazırlanırlar. Bu süspansiyonlar 0.5mL hacimlerde liyofilize
edilir ve -20°C’de 5 yıl saklanabilirler.
Çalışma süspansiyonunun hazırlanması
• Her bir suşla infekte edilmiş yetişkin fare beyni %2 at serumlu, her mL’sinde 200IU penisilin
ve 200µg spreptomisin içeren distile su içerisinde %20’lik süspansiyon hazırlanır. Hazırlanan
süspansiyonlar küçük şişelerde -30°C’den -70°C’ye düşen sıcaklıklarda saklanır.
YENİDOĞAN FARE BEYNİ AŞILARI
Viral kontaminantlar için testler
• Aşı süspansiyonlarının kuduz virüsünden daha çok nörotropik virüslerle kontamine olup
olmadığının belirlenmesi için; 1:10 dilüsyonluk süspansiyondan 0.5mL alınarak dilüe
edilmemiş antikuduz hiperimmün serum ile 90 dakika 37°C’de inkübasyona bırakılır
• Serumlar fareler dışında diğer hayvanlarda oluşan virüs ile immünize tavşan ya da atlarda
hazırlanmaktadır
• Serum içeren süspansiyon karışımı intraserebral olarak 8 yenidoğan faresine 0.01mL dozda,
3-4 haftalık farelere de 0.03mL dozda inoküle edilir
• İnoküle hayvanlar bu aşamadan sonra 30 gün yaşamalıdır.
İnokulum hazırlama
• İnokulum hazırlamak için çalışma süspansiyonundan elde edilen süpernatant sıvı kısım steril
olmalıdır ve içerik olarak LD50 100 oluncaya kadar dilüe edilir.
YENİDOĞAN FARE BEYNİ AŞILARI
İnokulasyon ve Harvest
• En fazla 4 günlük olan yenidoğan farelere 0.01mL inokulum intraserebral olarak inokule
edilir
• Virüs canlılığını belirlemek için 14-16g’lık 10 fareye 0.03mL intraserebral olarak enjekte
edilir
• 14 gün içinde bütün fareler kuduz belirtilerini göstermelidir
• Bu süreç zarfında fareler sağlıklı kalmış ise enjeksiyon tekrarlanmalıdır.
• Yaklaşık inokulasyondan 96 saat sonra (inkübasyona bitiminden 1 gün önce) tüm fareler
eter ya da kloroform kullanılarak öldürülür
• Beyin hijyenik koşullar altında dikkatlice çıkarılır
• Elde edilen beyinler tartılır. Tartımlarda genellikle 0.20 ile 0.25 g beyin dokusu elde edilir.
Eğer materyal hemen kullanılmayacaksa -20 ya da -30°C’de saklanmalıdır.
YENİDOĞAN FARE BEYNİ AŞILARI
Aşının hazırlanması
• Aşının hazırlanmasından hemen önce beyin dokuları kısım kısım oda ısısında çözündürülür
• Soğuk distile su içine aktarılan dokular parçalayıcıya aktarılarak homojen bir karışım
oluncaya kadar parçalanır.
Virüs Titrasyonu
• Süpernatant sıvısındaki virüs titrasyonu farelere seri dilüsyonlar halinde intraserebral
inokulasyon ile belirlenir
• Kabul edilebilir virüs titrasyonu 106.3 ve 107.3 olarak belirlenmiştir.
Viral kontaminantları belirleme testi
• Çalışma süspansiyonunda yapılan testlerle aynıdır.
YENİDOĞAN FARE BEYNİ AŞILARI
Bakteriyal kontaminantları belirleme testi
• UV ışını ile inaktivasyondan önce bakteriyal kontaminantların olup olmadığı belirlenir
• 9mL tiyoglukat broth içeren 5 ayrı tüpe süspansiyondan 1 mL inoküle edilir
• Birinci tüp el ile çalkalandıktan sonra ikinci seri bir 5 tüpe bu tüplerden 1’er mL aktarılır
• Bu dilüe etme işlemi dilüsyon oranı 10-6 olana kadar devam edilir
• Tüm tüpler 7 gün boyunca gözlemlenir
• İnsanlara uygulama aşamasında gözlenecek bakteriyel büyüme 10-2 dilüsyonu geçmemelidir
• UV ışını bakteriyel kontaminasyonu engelleme gücü olsa bile yüksek kontaminasyon
durumları tehlikelidir.
İnaktivasyon
• %10’luk süspansiyona iki kat soğuk distile su koyularak %5’lik süspansiyon elde edilir. Bu
süspansiyona daha sonra UV ışınına maruz bırakılır.
YENİDOĞAN FARE BEYNİ AŞILARI
Güvenlik testi
• 18-20g ağırlığındaki 10 fare UV ışınından geçirilmiş 0.03mL aşı ile intraserebral olarak
inoküle edilir
• İki adet tavşanda 0.25mL aşı ile inoküle edilir. İnoküle edilen tüm hayvanlar en az iki hafta
boyunca izlenir. Bu süreç içinde hiçbir hayvanda kuduz belirtisi ya da santral sinir sistemi ile
ilgili semptomlar göstermemelidir.
Aşıda son dilüsyon
• UV ışınından hemen sonra %5’lik aşı süspansiyonuna yeterli miktarda tiomersal ve fenol
bulunan distile su ile 4 kat dilüe edilir. Fenol tiyomersal steriliteyi sağlamanın yanında sinir
dokusu enzimlerine karşı antijenlerden korunmak için kullanılır.
Aşı kütlesinde sterilite testi
• Her bir flasktan alınan 1mL örnek 4 tüp tiyoglukat broth ve 4 tüp Sabouraud’s agar’a inoküle
edilir. tüplerin bir kısmı 7 gün boyunca 37°C’de, diğer kısmı 22°C’de inkübasyona bırakılarak
gözlemlenir.
Etkinlik testi
• İmmünojenik etkinlik Habel testi ile ya da uygun referans standart ulaşılabilirse NIH testine
göre belirlenir.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
Aşı formülü
• Bu aşı doğumdan sonra 24 saat geçmeden kuduz virüsü ile inoküle
edilen yenidoğan tavşan beyninin UV’den geçirilmiş %5’lik
süspansiyonudur
• Bu süspansiyon %2 Mcllvain tamponu (pH:7.2) ve %5 laktoz
içermektedir
• 2mL’lik tek dozluk liyofilize tozlar halinde bulunur ve sulandırılırken
%0.01 tiomersal bulunan distile su kullanılır
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
Virüs
• Kuduz virüsünü Pastör suşu kullanılır
• Suş 2 ayda bir yetişkin tavşan beyninde pasajlanır
• İnfekte beyinler %70’lik gliserolde -15°C’de saklanır
• Denetim altındaki tavşanlar, %2’lik at serumunda tutulan infekte
yetişkin tavşan beyninin %0.1’lik süspansiyonu ile intraserebral
olarak inoküle edilir
• Hayvanlar inokülasyonun 6. ya da 7. gününde tam felç belirtileri
gösterdiğinde öldürülür
• Beyinleri çıkarılır ve sterilite testi için örnekler alınır
• Diğer işlemler için beklerken birkaç dakikalığına %70’lik gliserolde 15°C’de saklanabilir.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
İnokulum
• İnokulum son stok virüslerden elde edilir. çıkarılan beyin distile suda yıkanır
• %2’lik at serumu içeren distile su içerisinde emülsifiye edilerek %10’luk
süspansiyon elde edilir
• %10’luk süspansiyon sterilite testi için kullanılır. Ayrıca küçük parçalar halinde
havasız ortamlarda -70°C’de saklanır ve kaynak virüs olarak kullanılır
• Taze inokulum, her bir %10’luk süspansiyondan %2’lik at serumu ile 10-3
dilüsyon yapılarak hazırlanır.
İnokulasyon
• İnokulasyon için denetim altındaki yenidoğan tavşanlar kullanılmaktadır
• Tavşanlar annelerinden ayrı olarak 30-32°C’lik havalandırmalı inkübatörlerde
tutulurlar
• Süt ve yumurtadan oluşan yiyeceklerle oral olarak pipet ile günde 2 kez
beslenirler
• Yenidoğan tavşanlar kulak ve göz arasında kalan bölgeden kafatasına açılan bir
delikten 24 saat geçmeden kuduz virüsü ile inoküle edilirler.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
Harvest
• İnfekte tavşanlar inokulasyonun 3. gününden itibaren felç belirtileri göstermeye başlarlar
•
4. Ve 5. günde tam bir paraliz olan tavşanlar karbondioksit gazı ile öldürülürler. Bu zaman
içinde kendileri ölen hayvanlar kesinlikle kullanılmaz
• Kafatası dikkatlice ayrılan tavşanların beyinleri küçük steril kaplara aktarılır ve bakteriyolojik
testleri gerçekleştirilir
• Kontamine beyinler çalışmadan çıkarılır. Uygun kısımlar geciktirilmeden cam şişe içerisinde 20°C’ye alınır.
Aşının Hazırlanması
• Çalışmaya başlamadan ilk önce çıkarılan beyinler darası alınmış şişe ile birlikte tartılır ve
çözünmesi beklenir
• Şişenin etrafı pamukla sarılır ve el ile şişe birkaç dakika çalkalanır. Daha sonra şişe içerisine
eklenen % 2’lik Mcllvain tamponu içerisinde 1 saat çalkalayıcı üzerinde homojenizasyon
yapılır
• Daha sonra eklenen Mc Ilvain tamponu ile son süspansiyon %10’luk hale getirilir. Hazırlanan
süspansiyonlar UV ışık altında inaktive edilir
• İnaktive edilen aşı süspansiyonundan sterilite ve güvenlik testleri için örnekler alınır. Daha
sonra 2mL’lik süspansiyonlar halinde ampullere doldurulur ve liyofilize edilir.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
Mc Ilvain tamponu hazırlanması (%2)
• Çözelti A: 21g Sitrik asit 1000mL distile su içerisinde çözündürülür.
• Çözelti B: 35.6g Sodyum hidrojen fosfat 1000mL su içerisinde
çözündürülür.
• 17.65mL Çözelti A’dan 82.35mL çözelti B’den alınarak karıştırılır. Bu
karışım üzerine 50 kat distile su eklenerek %2’lik tampon hazırlanır.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
Virüs Süspansiyonunun Test Edilmesi
Kimlik belirleme
• 1:10 oranında inaktive edilmiş kuduz serumu ile 1:10 oranında virüs
süspansiyonu 37°C’de su banyosunda 1 saat inkübasyona bırakılır
• 11-14g ağırlığındaki 5 fare 0.03mL süspansiyon ile inokule edilir
• Bir diğer grup fare ise normal serum ile karıştırılmış virüs süspansiyonu ile
inokule edilir
• ilk gruptaki 5 fareden en az 4’ü yaşarken ikinci gruptaki tüm fareler
ölmelidir.
Virüs titrasyonu
• UV ışınından önce, virüs süspansiyonu %2’lik normal at serumu içeren
distile su içerisinde 10-3,10-4, 10-5, 10-6 ve 10-7 olacak şekilde dilüe edilir ve
her dilüsyon için 10 fare inokule edilir.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
UV Işınından geçirilmiş Aşı Süspansiyonunda Testler
Sterilite testi
• Örnek içinden 30mL test için kullanılır. Tarozzi besiyeri içeren 2 ayrı tüpe birkaç
damla virüs süspansiyonu inokule edilir
• Sabouraud besiyeri içeren 6 tüpe de 1’ermL örnek inokule edilir
• Bu 6 tüpten bir tanesi de ek olarak 50 CFU(Colony Forming Unıty) Candida
albicans ile inokule edilir. sıvı tiyoglukat içeren 2 ayrı flaska da aşı kütlesinden
inokulasyon yapılır.
• Aşılar 37°C’de 7 gün Tarozzi besiyerinde, 18-25°C’de 14 gün Sabauraud
besiyerinde ve 30°C’de 7 gün tiyoglukat besiyerinde tutulur. Büyüme kontrolü
Candida albicans ile yapılır
Güvenlik testi
• 18-20 g ağırlığındaki 10 fare ve 1.5-2kg ağırlığındaki 2 tavşan intarserebral
olarak UV ışınından geçirilmiş aşı ile inokule edilir
• inokule edilen tüm hayvanlar en az iki hafta boyunca ne felç belirtisi ne de
sinir sistemi ile ilgili bir hastalık göstermemelidir.
YENİDOĞAN TAVŞAN BEYNİ AŞISI
Liyofilize Aşıda Yapılan Testler
Sterilite testi; Son taşıyıcı kapları içerisindeki liyofilize tozlarda gerçekleştirilir. Örnek
olarak en az 10 kap seçilir ve distile su ile sulandırılır. Sulandırılan aşı süspansiyonları
tiyoglukat, Tarozzi ve Sabouraud besiyerine inokule edilir ve bakteriyolojik büyüme
gözlemlenir.
Zararsızlık testi; 20g ağırlığındaki 4 fare ve 350g ağırlığındaki 2 kobay intraperitonel
olarak yeniden sulandırılan aşı süspansiyonu ile inokule edilir. Tüm hayvanlar en az 7
gün herhangi bir hastalık belirtisi göstermemelidirler.
Etkinlik testi; NIH testi ile yapılır.
Yeniden Sulandırma Ve Dozajlama; Liyofilize aşı içinde %0.01 tiomersal içeren 2mL
distile su ile sulandırılır. 2mL’lik doz, %5 beyin dokusu içermektedir ve 14 günlük doz
olarak kullanılır.
Saklama; Liyofilize aşılar üretici tarafından -10°C’de en fazla 18 ay saklanabilir. Son
kullanım tarihi yayın tarihinden itibaren 6°C’nin altında saklandığı sürece 6 ay’dır.
Serolojik Cevap; İnsanlarda 14 günlük tedaviye karşı antikor cevabı nötralizasyon ya da
kantitatif indirekt immünofloresans yöntemi ile test edilmelidir. Tedavi edilen tüm
hastalarda belirgin bir cevap olmalıdır.
• çeviri 1.flv
Monoklonal Antikorlar
• Yard.Doç.Dr. Gülay Büyükköroğlu
•
•
Hazırlayan
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK
FAKÜLTESİ
FARMASÖTİK BİYOTEKNOLOJİ ANABİLİM DALI
Download