Brucella Brucella insan ve hayvanların zorunlu hücre içi paraziti olan bakteridir. Genellikle Brucella melitensis koyun ve keçileri; Brucella abortus sığırları; Brucella suis domuzları ve Brucella canis köpekleri enfekte eder. Ancak daha nadir olarak diğer konakları da enfekte edebilirler. Bu dört türün dışındaki diğer türler sadece hayvanlarda bulunurlar. İnsanlarda neden oldukları hastalığa Bruselloz, Ondülan Ateş, Malta Humması gibi isimler verilir. Morfoloji Tipik olarak hücre içinde yerleşim gösterir. Kısmen inaktif metabolizması vardır. Genç kültürlerden yapılan preparatlarda koklardan 1-1,5 m uzunluğundaki basillere kadar değişik formlarda görülmesine karşılık en fazla kokobasil formunda karşımıza çıkarlar. Gram-negatif olmasına karşılık homojen boyanmazlar. Aerobik, hareketsiz ve sporsuzdurlar. Üretmek için besiyerlerinde amino asit, vitamin, tuz ve glukoz olması gereklidir. Zengin besiyerlerinde 2-7 gün içinde küçük, konveks, düzgün ve yumuşak koloniler yaparlar. Genellikle triptik soy agar veya kan kültür besiyerlerinde üretilirler. B.abortus üremek için %5-10 CO2’e ihtiyaç duyarken diğer türler istemez. Brucella karbonhidratları kullanır ancak asit ve gaz oluşturmaz. Katalaz ve oksidaz pozitif olup genellikle H2S oluştururlar, nitratları nitrite indirgerler. Bakterinin virulan ve avirulan suşları farklı koloniler oluşturur. Virulan mikroorganizmalar düzgün, yumuşak ve saydam kolonilere sahiptirler. Avirulan suşlar ise pürtüklü koloniler oluşturur. Hassas hayvanlarda bulunan globülin ve lipoprotein avirulan kolonilerin oluşmasını baskılar, düzgün, yumuşak ve saydam kolonilerin oluşmasını destekler. Dirençli hayvanlarda bu faktörler eksiktir. Bu dört türde değişik miktarlarda olmak üzere, lipopolisakkarit A ve M antijenleri vardır. Bunun yanında Salmonella Vi antijenine benzeyen yüzeyel L antijenleri bulunmaktadır. Patogenez Daha önce de belirttiğimiz gibi Brucella türleri konakçı tercih etmesine rağmen geniş bir hayvan topluluğu bu enfeksiyona tutulmaktadırlar. İnsanlara enfeksiyon başlıca; kontamine süt ve süt ürünlerin oral yoldan alınması, mukozalardan damlacık yoluyla ve enfekte hayvan dokularına temas sonucu hasarlı deriden girmesi ile ortaya çıkmaktadır. Bakteri, doku makrofajları ve monositler tarafından fagosite edilir. Fagolizozom içindeki asit ortam virB operonundaki genin aktifleşmesine ve bakterinin hücre içi çoğalmasını kontrol etmeye başlar. Bakteriye ait bazı faktörlerin, lizozim içindeki primer ve sekonder granüllerin ve miyeloperokisidaz-H2O sistemini engellediği düşünülmektedir. Ayrıca Cu-Zn süperoksit dismutaz enzimi ile serbest oksijen radikallerini etkisiz hale getirdiği sanılmaktadır. Monositler içinde kan ile yayılırlar. Kan dolaşımı bakteriyi diğer doku ve organlara taşır. Lenf dokusu, karaciğer, dalak, kemik iliği ve retiküloendotelyal sistemin diğer kısımlarında mikroorganizmaların neden olduğu granulamatöz lezyonlar apse formlarına dönüşebilir. Brucella, lezyonlarda hücre içinde bulunur. Genellikle osteomyelit, kolesistit ve menenjit gibi klinik tablolar gelişir. İnsanları enfekte eden Brucella türlerinin neden olduğu hastalıkların şiddeti ve patolojisi farklıdır. B.abortus ve B. canis hafif şiddette enfeksiyona neden olur. B.suis enfeksiyonu ise süpuratif lezyonlarla seyreden kronik bir gidiş gösterir. B.melitensis enfeksiyonu ise daha akut ve şiddetlidir. Sığır, domuz, koyun ve keçi gibi hayvanların plasenta ve fetal membranları eryhritol içermektedir. Bu madde Brucella için üreme faktörüdür. Bu tür gebe hayvanlarda mikroorganizmanın çoğalması plasenta enfeksiyonuna ve düşüklere neden olmaktadır. İnsan plasentasında eryhritol bulunmamaktadır. Bu nedenle düşük Brucella enfeksiyonunun görülen bir bulgusu değildir. Klinik Bruselloz akut bakteriyemik dönemi takip eden uzun bir kronik devre ile karekterizedir. Kuluçka dönemi 1-6 hafta arasında değişmektedir. Ateş, kırıklık, halsizlik, terleme, öksürük ve ağrılarla seyreden sinsi bir başlangıcı vardır. Ateş, hastaların hepsinde görülür ve genellikle öğleden sonra yükselir, geceleyin elbise değiştirecek derecede bir terlemeyle düşer. Tedavi edilmeyen hastalarda görülen aralıklı ateş nedeniyle dalgalı ateş olarak tanımlanmaktadır. İştahsızlık, sinirlilik, halsizlik, zayıflama diğer önemli yakınmalardır. Kemik ve eklem ağrıları hastaların az bir kısmında görülür. Gastrointestinal sistem semptomları hastaların %70’inde ortaya çıkar. Bunlar karın ağrısı, kabızlık, ishal, kusma şeklindedir. Karaciğer, dalak ve lenf bezlerinde büyüyeme görülebilir. Hepatit gelişebilir. Vertebralar tutulmuş ve osteomyelit gelişmiş ise hareketler esnasında şiddetli ağrı görülür. Eritema nodozum, apse, impetigo, ekzema, makulopapüler döküntü ve vaskülit deri lezyonları arasındadır. Üveit, keratokonjunktivit, keratit ve katarakt gibi göz bulguları olabilir. Endokardit hastaların %2’sinde görülmesine rağmen ağır seyreder. Sıklıkla kapak replasmanı gerekir. Hastaların %5’inde akut veya kronik menenjit şeklinde SSS komplikasyonu görülür. Erkeklerin %20’sinde epididimoorşit görülür. Erkeklerde daha fazla görülür. Bu semptom ve bulgular zaman içinde azalabilir. Akut enfeksiyon tedavi edilmezse hastalığın kronik dönemi başlar. Bu dönem halsizlik, kırıklık, ağrılar, düşük derecede ateş ve sinirlilik gibi özgül olmayan bir klinikle seyreder. Öyle ki bu klinik tablo çok defa psikonörotik bir kliniği çağrıştırır. Bu dönemde Brucella izole edilemez ancak aglütinin titresi yüksek olabilir. Lokal lezyonlar olmadığı sürece kronik bruselloz tanısı koymak oldukça zordur. Yaşlılarda kronik enfeksiyon daha sıklıkla oluşur. Laboratuvar Bakterinin hücre içi yerleşim göstermesi ve lezyonda az sayıda olması nedeniyle direkt mikroskopik tanı mümkün değildir. Kan ve lenf bezi biyopsisi ve kemik iliği aspirasyon materyali kültür için kullanılabilir. Kural olarak Brucella için kültür sadece akut dönemde veya rekürrens durumunda yapılır. Kronik dönemde ise kültür yapılmaz. Kan kültürünün hassasiyeti %60, kemik iliği kültürünün ise %80-90’dır. Steril vücut sıvılarından kültür yapılabilir ama nadiren üreme gözlenir. Bakteri zengin besiyerlerinde kolaylıkla ürer. Beyin-kalp infüzyon agar, çikolata agar, triptik soy besiyeri, koyun kanlı agar Brucella üretmek için uygun besiyerleridir. Tüm ekimler %10 CO2’li ortamda tutulur. Besiyerine ekilmesinden 1-2 gün sonra 1 mm’den küçük, hemoliz yapmayan koloniler oluşturur. İnce kokobasiller şeklinde görülür. Katalaz ve oksidaz pozitif olması Brucella türlerinden şüphelenmemize yardımcı olur. Ticari olarak satılan otomatik kan kültür sistemlerinde bir hafta içinde üreme görülür. Buna rağmen üç hafta tutulması önerilmektedir. Ancak bu sürenin sonunda negatif olarak kabul edilir. İzole edilen mikroorganizma Brucella’yı düşündürüyor ise H2S yapımı, boyalara hassasiyeti ve aglütinasyon absorsiyon testleri ile tiplendirilir. Kültür sonuçlarının negatif olmasının bruselloz tanısını ekarte ettirmediği unutulmamalıdır Hastalık esnasında IgM, IgG ve IgA tipi antikorlar oluşur. İlk haftada oluşan IgM yapısında antikorlar üç ayda en yüksek seviyelere ulaşırlar. Hastalığın üçüncü haftasında IgG tabiatında antikorlar oluşur ve bu antikorlar 6-8. haftalarda en yüksek seviyelerine ulaşırlar. Bruselloz kliniğinde oluşan diğer bir antikor tipi IgA yapısındakiler olup bunlar da IgG yapısındaki antikorlara benzer seyir takip ederler. Hastalık esnasında oluşan IgM ve IgG tipi antikorlar uygun tedaviye rağmen uzun süre pozitif olarak kalabilirler. Bu nedenle antikor titresinde gözlenen artış klinik açıdan daha anlamlıdır. Agglütinasyon testi referans laboratuvarlarından edinilen standart suşlar kullanılarak yapılan bir testtir. Bu suşlardan ısı ve fenol kullanılarak hazırlanan antijenler kullanılır. Doğru bir test için 37 0C’de 24 saat beklemek gereklidir. Aglütinasyon testinde sonucun 1/80 veya üstünde olması enfeksiyonu düşündürür. Eğer klinik brusellozu gösteriyor ve laboratuvar bulguları desteklemiyor ise blokan antikorların varlığını düşünmek gereklidir. Bu antikorların varlığı antijen antikor karışımına anti-human globülin ilave edilerek gösterilebilir. Kolera aşısı Brucella aglütinin titresinde yalancı yükselmelere neden olur Bruselloz ve tularemi kliniklerinde oluşan antikorlar çapraz reaksiyon verirler. Her ikisi de pozitif olmasına rağmen bir tanesinin titresi daha yüksektir. Değişik Brucella türleri aglütinasyon testleri ile ayrılamazlar. Bu ayırım aglütinin absorsiyon testleri ile yapılabilir. Hastalığın dönemini saptamak açısından 2-mercapto-ethanol kullanılabilir. Bu madde IgM tabiatındaki antikorları tahrip eder. Aglütinasyon reaksiyonu tekrarlandığı zaman sonuçlardan IgG yapısındaki antikorlar sorumludur. Standart tüp aglütinasyon testi kadar hassas değildir ancak sonuçlar kronik aktif hastalarda klinik ile daha paraleldir. Hastalık esnasında oluşan IgA yapısında antikorlar IgG ve IgM yapısındaki antikorların oluşturduğu aglütinasyonu engellerler. Bunun sonucu olarak düşük serum dilusyonlarında yalancı negatiflik görülür. Bu antikorlar hastalığın subakut döneminde görülmeye başlarlar ve hastalığın aktivitesinden bağımsız olarak yıllarca kalırlar. Son yıllarda ELISA yöntemi ile hastalık esnasında oluşan özgül IgG, IgM ve IgA ölçülebilmektedir. Bu test daha hassas ve özgüldür. Test için sitoplazmik protein antijenleri kullanılmaktadır. Bazı hastalara Brucellergen olarak isimlendirilen Brucella ekstresinin proteinleri deri içine verildiği zaman, 24 saat içinde, eritem, ödem ve endurasyon meydana gelir. Bu test güvenilir değildir ve nadiren kullanılır. Deri testi uygulanması aglütinasyon testi sonuçlarının değişmesine neden olur. Tedavi Brucella, tetrasiklinlere ve ampisiline duyarlıdır. Bakterinin hücre içi yerleşim göstermesi nedeniyle konakçıdan tamamen temizlenmesi için uzun süre tedavi gereklidir. Tedavide tetrasiklin, streptomisin veya rifampin ile kombine kullanılabilir. Korunma Brucella türlerinin neden olduğu enfeksiyonlar insanlara enfekte hayvan dokularının teması ve bu hayvanların süt ve süt ürünlerinin oral yolla alınması ile geçer. Özellikle kesimhanelerde çalışanlarda enfekte hayvanlarla karşılaşma olasılığı arttığından risk artmaktadır. Ayrıca hava yolu ile bulaş da söz konusudur. Enfeksiyonların büyük çoğunluğu asemptomatikdir. Hayvanlarda canlı suş 19 ile aşılama yapılmaktadır. İnsanlara karşı yapılan aşılama çalışmaları deneme aşamasındadır. Hastalığın kontrolü için sütlerin pastörizasyonu ve enfekte hayvan dokuları ile temasdan kaçınılması gereklidir. Brucella türleri ısıtmaya ve asitlere orta derecede hassastır. Tablo. Brucella türlerinin temel özellikleri Konak CO2 H2S Tiyonin Bazik İhtiyacı Fuksi n B.abortus Sığırlar + ++ + B.melitensis Koyun, + Keçi B.suis Domuz + + B.canis Köpek + -