Bizim sayfa (Edirne İl Müftülüğü tarafından hazırlanmıştır) BÜTÜN YÖNLERİYLE ORGAN BAĞIŞI Haftanın Duası : “Ya Rabbi ! Saygı ve sevginin yitip gittiği dünyamızda, bizleri merhamet fedaileri eyle. İnsanların maddi, manevi ihtiyaçlarını gidermeye muvaffak eyle. Seni sevmeyi, senin sevdiklerini sevmeyi, seveceğin güzel işler yapmayı bizlere nasip eyle. İmanımızı kuvvetli, amellerimizi ihlaslı eyle. Bizleri dünya imtihanını kazananlardan eyle. Merhamet duygularımızı köreltme. Kardeşlik bağlarımızı kuvvetli kıl. Tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olacak, İslam’ı ihyaya muktedir eyle. Gönüller yapmayı bizlere nasip eyle. Aziz şehitlerimizin makamlarını yüce, gazilerimize uzun ömürler nasip eyle. Vatanımızı ve tüm İslam alemini zalimlerin şerrinden muhafaza eyle. (amin) Haftanın yazısı : BÜTÜN YÖNLERİYLE ORGAN BAĞIŞI 1. Organ bağışı nedir, nasıl ve nereye organ bağışı yapabilirsiniz? 2. Organ nakli kimlerden yapılabilir? Avantajlar, dezavantajlar nelerdir? Her ölen kişiden organ nakli yapılabilir mi? 3. Beyin ölümü ve bitkisel hayat kavramları nelerdir? 4. Organ bağışının artmasının önündeki engeller? 5. Önemli faktörlerden biri de “DİN”! 6. Bağışlanan organlar kimlere naklediliyor? 1- Organ bağışı nedir, nasıl ve nereye organ bağışı yapabilirsiniz? Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmını veya tamamını ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmak üzere izin vermesidir. 18 yaşını aşmış, akıl ruh sağlığı yerinde, mümeyyiz olan herkes organ bağışında bulunabilir. Bağış yapılabilecek yerler; tüm devlet hastaneleri, özel hastaneler, sağlık ocakları, sağlık müdürlükleridir. Prosedür olarak bir form doldurulup organ bağış kartınız veriliyor. Beş dakikalık bir işlem diyebiliriz. Yapılan organ bağışları o hastanenin yetkili kişisi tarafından internet üzerinden SAĞLIK BAKANLIĞININ ORGAN VE DOKU BAĞIŞI BİLGİ SİSTEMİNE girilir. Bakanlık yetkilileri dışında kimsenin bu bilgileri görmeye yetkisi yoktur. 2- Organ nakli kimlerden yapılabilir? Avantajlar , dezavantajlar nelerdir? Her ölen kişiden organ nakli yapılabilir mi? Organ nakli iki şekilde yapılır. Bunlar canlıdan canlıya veya beyin ölümü gelişmiş (kadavra ) kişilerden yapılan nakillerdir. Canlıdan canlıya organ nakli böbrek, karaciğer ve akciğer gibi organlar için geçerlidir. Örneğin anneniz, babanız veya kardeşiniz diyalize giren bir böbrek hastası, siz uygun koşullar var ise böbreğinizin birine ona verebilirsiniz. İnsanlar tek böbrekle de hayatta kalabilirler ancak ilerde o kişinin de organ nakline ihtiyacı olabileceği düşüncesiyle tıpta bu istenmeyen bir durumdur. Örneğin bir kaza vs. sonucu tek böbreğinizi kaybederseniz diğerine ihtiyaç duyabilirsiniz. Yine karaciğer ve akciğer için de aynı sebepler geçerlidir. Siz sağlıklı iken, organınızın birini veya bir parçasını ( karaciğer ve akciğer için geçerli) birine vererek, yani sağlıklı iken bir risk alıp takip edilmesi gereken potansiyel hasta grubuna giriyorsunuz. Ama maalesef bağışların yetersiz oluşu, organ nakli bekleyen insanların çokluğu, yakınlarımızın acı çekmesi, onların hastalıkla mücadele edememesi son çare olarak bazen canlıdan canlıya nakli zorunlu kılmaktadır. Kalp, pankreas gibi hayati organlar için ise kadavradan nakil zorunludur. Kadavradan ( beyin ölümü gelişmiş kişi) organ nakli, sadece yoğun bakımlarda çoğunlukla beyin kanaması, ağır kafa travmaları, trafik kazaları vb. sebeplerle solunum cihazına bağlı yatan,beyin ölümü gelişmiş kişilerden yapılabilir. Toplumda her ölen kişiden organ nakli yapılabilir diye bilinir ama durum böyle değil maalesef. Kişi hastanenin herhangi bir kliniğinde bile ölmüş olsa, solunum cihazına bağlı değil ve beyin ölümü olmamışsa bu kişilerden organ nakli yapılamaz. Yani bazen basın yayın organlarında yazılan haberlerde olduğu gibi trafik kazaları veya depremler gibi doğal afetlerde kimsenin organını alıp birine nakil edemezsiniz. Bu her şeyden önce tıbben mümkün değildir. 3- Beyin ölümü ve bitkisel hayat kavramları nelerdir? Bir insanda beyin ölümünün gelişmiş olması demek; beynin tüm kan akımı ve oksijenlenmesinin durmuş olmasını, beynin tamamen ve geri dönüşümsüz olarak tüm fonksiyonlarını kaybetmiş olmasını tanımlar. Beyin ölümü olan kişide kısa zamanda diğer organlar da hayatiyetini kaybeder. Beyin ölümünde vücuda oksijen pompalayan bir solunum makinesi (ventilatör) olduğu için kalp bir süre daha atmaya devam eder. Kalbin kendine ait, beyinden bağımsız olarak çalışan bir merkezi vardır. Kalp dokusuna oksijen geldiği sürece bu merkezden elektriksel uyarı çıkar ve kalbin kısa bir süre daha atmasını sağlar. Şimdiye kadar dünyada beyin ölümü tanısı konulup tekrar yaşama dönmüş bir vaka yoktur. Beyin ölümü olan kişi tıbben ve yasal olarak ölü kabul edilir. Beyin fonksiyonlarını geri dönüşümsüz olarak kaybetmiştir. Hasta solunum cihazına bağlıdır, kendi kendine solunum yapamaz. Bu durum koma ve bitkisel hayattan farklıdır. Yapılan tüm tıbbi tedavi ve makine desteğine rağmen kısa süre içinde tüm organlar işlevini yitirir. Bu kişiler artık tıbben ölüdürler. Bir daha hayata dönmeleri mümkün değildir. Ancak beyin ölümü gelişmiş kişilerden organ nakli yapılabilir. Kanunlar gereği beyin ölümü olup olmadığına çeşitli testler yapılarak, bir uzman heyet tarafından karar verilir. Bu kurulda beyin cerrahları, nöroloji, anestezi- reanimasyon ve yoğun bakım uzman hekimleri yer alır. Her hekim kendisi açısından yapılması gerekli muayene ve testleri yapar, belgeler ve koordinatöre sunar. Rapor sonuçlarına göre bütün hekimlerin hastanın öldüğüne kanaat getirmesi gereklidir. Son olarak da ölüm kararı bir tutanakla (beyin ölümü tutanağı) karara bağlanır ve SAĞLIK BAKANLIĞI’NA hemen bildirimi yapılır. Bu bildirim bütün sağlık kuruluşları için zorunludur. Bitkisel hayatta ise; Hastanın solunumu devam eder ancak makine desteğine ihtiyaç duyabilir. Bu kişiler makine desteği ile aylarca, yıllarca yaşayabilir. Bazı durumlarda iyileşme şansları vardır. Bu insanları tıp ölü kabul etmez, bu kişilerden organ nakli yapılmaz çünkü bunlar yaşayan insanlardır. 4- Organ bağışının artmasının önündeki engeller? En başta bilgi eksikliği geliyor. İnsanlar organ bağışının ne olduğunu, nasıl ve hangi durumlarda yapıldığını bilmiyorlar. Dolayısıyla bilinmeyen bir konuya yaklaşımları da temkinli oluyor. Ölen bir yakınının organlarını bağışlamayı düşünen bir aile kişinin bedensel bütünlüğünün tamamen bozulacağı endişesini taşıyor. Oysaki organ nakli ameliyatının herhangi bir ameliyattan ( örn. Bir mide veya barsak ameliyatı ) hiçbir farkı yok. Hatta aşırı özen gösteriliyor. Vücut üzerinde tek bir ameliyat izi dışında kötü bir görüntü olmuyor. 5- Önemli faktörlerden biri de “DİN” ! Her canlının hayatı kutsaldır, saygı gösterilmeli ve korunmalıdır. İnsanlarda “ acaba organ bağışı yaparsam günah mı işlerim “ düşüncesi var. Dini bilgi yetersizliği veya önyargılardan kaynaklı çekinceler de az değil. Bazen “organ bağışında bulunmak ister misiniz” diye sorduğumuz ailelerin konuyu önce bir din adamına danışmak istediklerini görüyoruz. Görüştükleri kişinin olumsuz görüş bildirmesiyle organ bağışından vazgeçen insanlar oluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 06.03.1980 tarih ve 396 sayılı kararı ile organ bağışı ve naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. İslamiyet; organ-doku ve kan naklini zaruri bir tedavi yöntemi olarak kabul eder ve karşı değildir. Ancak bazı koşulların olması gerekir. Bunlar; Organ veya dokusu alınan kişinin ölmüş olması, Hastalığın sadece organ nakli ile tedavi edilebileceğinin mesleki yeterliliğine ve dürüstlüğüne güvenilen bir hekim tarafından karar verilmiş olması, Alınan organ ve dokular için herhangi bir ücret alınmaması, Tedavi edilecek kişinin buna izin vermesi,Toplumun huzur ve güveninin bozulmaması bakımından organ ve dokusu alınacak kişinin buna sağlığında izin vermiş olması veya aksini beyan etmemiş olması koşuluyla yakınlarının izninin alınması. İslam dini açısından ilgili ayet ve hadisler de vardır. Bunlar; “Kim bir kimseye hayat verirse, o sanki bütün insanlara hayat vermişçesine sevap kazanır.” Maide suresi, ayet 32 “İnsan kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanıyor? Evet bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.” “iyilik yapacağınız kişi yaptığı iyilik ve fenalıklardan kendisi sorumludur.” Kıyame suresi , ayet 3-4. 6- Bağışlanan organlar kimlere naklediliyor? Öncelikle doku ve kan grubu uygunluğuna göre acil bekleyen hastalara nakiller yapılır. Her hasta için organ nakli kriterleri vardır. Bu kriterleri bilim kurulları ( böbrek, kalp, karaciğer) belirler. Organ paylaşımında en önemli öncelik ; 1. Tıbbi aciliyet 2. Doku ve kan grubu uyumudur. 3. Din, dil, ırk, cinsiyet, zengin-fakir ayrımı gözetilmez. 4. Ulusal Koordinasyon Sistemi tarafından dağıtım yapılır. 5. Önce ülkedeki tüm bekleyen acil hastalar taranır. Uygun acil hasta yoksa sıradan bekleyen hastalara nakil gerçekleştirilir. 6. Yapılan tüm işlemler kayıt altına alınıp belgelenir. Organ nakli bekleyen hastalıklar halen önemini koruyor. Sayı her geçen gün artıyor, ama bağışlar ortalamanın çok altında devam ediyor. Organlarımızı toprağa gömmeyi tercih ediyoruz. Hepimizin bir yakını, sevdiği, eşi, çocuğu, anne veya babası organ nakli bekleyen bir hasta konumunda olabilir. Olmamasını dileriz. Organ nakli bekleme listesinde bekliyor olmak, birilerinin ölmesinin sizin yaşamanızı sağlıyor olması büyük bir travma. Aynı zamanda da yakınını kaybeden birinin bu durumundan olumlu bir sonuç çıkarması için bir fırsat oluşturuyor. Herkesi bir yaşam armağan etmeye davet etmek istiyoruz.. ( Hanife Yavuz,Şişli hamidiye etfal eğitim ve araştırma hastanesi,Organ ve Doku nakil koordinatörü) ORGAN BAĞIŞINDA BULUNARAK SİZ DE YENİ BİR YAŞAM ARMAĞAN EDEBİLİRSİNİZ YAŞAMAK GÜZEL, YAŞATMAK DA !....... HAYATA YENİDEN MERHABA DİYEMEZSİNİZ, AMA DEDİRTEBİLİRİSNİZ !……