Kamu Yönetiminde Etik* İçerik ETİĞE İLİŞKİN TEMEL

advertisement
KamuYönetimindeEtik*
İçerik
•
•
•
•
•
EtiğeİlişkinTemelKavramlar
o Değer
o AhlakveEtik
o EtiğinUnsurları
KamuYönetimindeEtiğinÖnemi
Etikİkilemler
YönetselEtik’inFelsefiBoyutu:TeleolojikveDeontolojikYaklaşımlar
KamuYönetimindeEtikselDavranışınOluşturulması
o EtikİlkeveStandartlar(CodesofEthics)
o EtikYasaları
o İhbarcılar(Muhbirler)veKorunmaları
o EtikStandartlarıOluşturacakveUygulanmasınıDenetleyecekKurulveKurumlar
o EtiğeDayalıYönetimKültürü
o EtikselKararVerme
o KarakterveErdemEtiği
ETİĞEİLİŞKİNTEMELKAVRAMLAR
Yönetsel etikle ilgili açıklamalara geçmeden önce, değer, ahlak ve etik gibi temel bazı
kavramlarınaçıklanmasınaihtiyaçbulunmaktadır.
Değer
İnsan, hayatı süresince daima tavır alma durumundadır. Her durum alış ise bir değere, bir
değer duygusuna dayanılarak gerçekleştirilir. Geniş anlamda söylenirse, her türlü amaç ve
hedefler, ilişki ve çıkarlar, tutkular, her tür idealler, güç ve iktidarlar, sevgi ve nefretler,
inanmaveinkarlar,dostluklar,sadakatvedoğruluklarbirdeğerifadeederlervebirdeğere
dayanırlar.
Değer hükmü, bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğunu belirten ifade, değer ise bir
şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğu hakkındaki inançtır. Gerçekten de, her
davranışımızda ya hakikati araştırırız, ya bir şeyin varoluşunu tespit ederiz veya bir şeyi
değerlendiririz. Olaylar ve olgular karşısında soyut değerlendirmelerde bulunur, hükümler
(yargı ve değer yargıları) veririz. Örneğin hırsızlık kötüdür, çalışkanlık iyi bir özelliktir, yalan
söylemekötübirhuydurgibi.
*
“MustafaLütfiŞen,KamuYönetimindeYozlaşmanınÖnlenmesindeYönetselEtikYaklaşımı(Yayınlanmamış
Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 1998” isimli çalışmanın ikinci
bölümündenözetlenmiştir. 1
Değer,ahlakianlamda“iyi”yidilegetirir.Buiyi,ahlaksalihtiyacıkarşılayaniyidir.Değerinne
olduğunu, niteliğini, çeşitli değerlerin nasıl sıralanmaları gerektiğini araştıran ve bu konuda
kuramlarilerisürenbilimdalına“değerkuramı(axiology)”adıverilmektedir.
Değerler,hiyerarşibakımındanikigruptaelealınabilir:
* Araç (vasıta) değerler: Araç değerler denildiğinde, fayda, ilgi, çıkar ve her türlü maddi
değerler, tutkular, güç ve iktidar etkenleri, ün ve şan hırsı vb. gibi değer yargıları
kastedilmektedir.
* Yüksek değerler: İdealler, inançlar, dürüstlük, dostluk, sadakat, saygı, sevgi ve nefret gibi
değeryargılarıiseyüksekdeğerlerioluşturmaktadır.
Vasıta değerler öznel durumları, tavırları belirlerler. Yüksek değerler ise gerçek ahlaki
ilkelerdir.Bütünhayatfaaliyetlerimizideğerlerbelirleyipdüzenlediğinegörevehayat,çeşitli
faaliyet sahalarından oluştuğuna göre her iki değer grubunu birbirinden ayırmak mümkün
değildir.Ancakbirinindiğerineağırbasmasındansözedilebilirki,günümüzdebirincigrubun
ikinci gruba ağır bastığı şeklindeki gözlem, ahlaki değerlerin yerinin yeniden tartışılmasına
nedenolmaktadır.
Toplumlar, çeşitli olaylar ve olguları değerler açısından tanımlamaya çalışırlar. Örneğin bir
topluma göre, fakirlere yardım, çok iyi ve önemli bir özellikken, diğer bir toplumda bu o
kadarönemlibirözelliksayılmayabilir.Başkabirifadeile,hertoplumun,farklıolayveolgular
karşısında farklı değer yargıları bulunmaktadır. Toplum, insanların davranışlarını
yönlendirmekvedüzenesokmaküzerebirahlakideğerlersistemimeydanagetirir.Bireyler,
içindebulunduklarıtoplumunsözünüettiğimizdeğeryargılarınıfarkındaolmadanözümser.
Bireylerin düşünce, tutum ve davranışlarının şekillenmesinde değerlerin, özellikle de ahlaki
değerlerinönemlibirrolüvardır.
AhlakveEtik
Ahlak ile etik (İng. ethics, Fran. éthique, Alm. ethik) kavramları arasında bazı farklılıklar
bulunmaktadır. Ahlak(İng.morals,Fran.morale,Alm.moral),insanlarıngerekbirbirlerine,gereksetopluma
karşıödevlerinibelirleyeninsandavranışlarıilebiraradayaşamakurallarının,standartlarının
birbütünüdür.Başkabirifadeileahlak,davranışkurallarıanlamında,pratikahlakesaslarıyla
birlikte, kişinin ahlaki yapısını, iyi ve kötü yaratılışı (huyu), tabiatı ve seciyeyi ifade etme
yanında,insanıntoplumhayatıiçinderiayetettiğiveetmegereğiduyduğukurallarbütünü
olarakdaortayaçıkmaktadır.
Bubağlamdaahlakıbireyselvetoplumsaldüzeydeelealmakmümkündür.Bireyseldüzeyde
ahlak(aktöre),bazıkişiselveöznelahlakianlayışlarıifadeetmektedir.Buanlayışınölçütüde
vicdandır.Bireylerinneyinahlaklı,neyinahlakdışıolduğunailişkindeğerlendirmesi,onların
dinselinançlarından,bireyselfelsefelerindenvegüdülerindenkaynaklanmaktadır.
Bireysel düzeyde ahlak, bazı öznel ve toplumsal değerlerin bir bütünüdür. Bu değerler,
gerçek hayatta karşımıza somut toplumsal töreler olarak çıkar. Bunlar arasında öznel bir
nitelik taşıyanlara iyi-kötü ayrımını, sorumluluk duygusunu, vicdanı, ahlaklılıkla ilgili değer
2
yargılarını; toplumsal nitelik taşıyanlara da şeref, adalet, insan değeri, gruba, topluma ve
diğerinsanlarakarşıolangörevlerleilgilitöreleriörnekverebiliriz.
Toplumsalahlakise,insanlarıngerekbirbirlerinekarşıvegerektoplumsalolaylarkarşısında
izlemek zorunda bulundukları tutumları yönlendiren toplumsal değer yargılarından
oluşmaktadır.Toplumsalahlakıpratikahlakyadatöreolarakdaadlandırmakmümkündür.
Etik kavramı çeşitli biçimlerde tanımlanmıştır. Birinci tanıma göre etik, insanların kurduğu
bireyselvetoplumsalilişkilerintemelinioluşturandeğerleri,normları,kuralları,doğru-yanlış
ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir. Bu anlamda etik,
gerçeklikteki pratik ahlakla ve ahlaki davranışla aynı şey olarak görülmemelidir. Etik bir
bilimdir, ahlak ve ahlaki davranış doktrinidir. Etiğin amacı; ahlakın ve onun vazgeçilmez
kavramlarıolaniyilik,kötülük,erdem,mutluluk,ahlakikişilik,onurluyaşamakvb.kavramları
temellendirmek,açıklamakveyorumlamak,kısacasıahlakınbellibirteorisinikurabilmektir.
Etik, normatif etik’i ve ahlak teorisini içine alır. Bunlardan birincisi, iyi, kötü, faydalı vb.
problemleriinceler,ahlakibirdavranışkuralıortayakoyar,neyinyapılmasıgerektiğini,hangi
davranışıniyiolduğunu,neyinhayataanlamkazandırdığınıgösterir.Ahlakteorisiise,ahlakın
özünü, kökenini ve gelişmesini, ahlak standartlarını, bu standartların tarihsel
karakteristiklerini belirleyen kanunları ele alır. Normatif etikle ahlak teorisi birbirinden
ayrılamaz.
İkincianlamdaetik,kişinindavranışlarınatemelolanahlakilkelerinintümüdür. Görüldüğü gibi, ahlak kavramı ile etik arasında yakın bir ilişki vardır. Bu kavramlar çoğu
zaman eş anlamda kullanılmaktadır. Ahlakla etik’in aynı şeyler olmadığı da bir gerçektir.
Etik’in,ahlakıdaiçinealangenişbirkavramolduğusöylenebilir.Bizburada,etikkavramını
ikinci anlamda, yani “kişinin davranışlarına temel teşkil eden ahlak ilkelerinin tümü”
anlamındaelealmaktayız.
Farklı kaynaklara dayanan ahlak kuralları, çeşitli dönemlerde, kültürlerde ve toplumlarda
farklılıklar göstermektedir. Başka bir ifade ile, ahlak kurallarının, her toplumda ya da her
zaman geçerli olacak genel ve ortak bir çerçeve içerisine toplanması mümkün
olamamaktadır. İyinin veya iyi eylemin ne olduğu, tarih boyunca üzerinde en fazla
tartışmanıncereyanettiğibirsorunolmuştur.Bunundatemelnedenlerindenbirisi,ahlakın
temel kavramları olan “iyi” ve “kötü”nün tanımlanmasındaki kriterlerin farklı oluşudur. İyi
nedir, ahlakın mahiyeti nasıl olacaktır gibi sorulara cevaplar aranması, ahlakın sistemli bir
düşünce konusu olarak incelenmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Ahlak felsefesi (etik) olarak
adlandırılanbuuğraş,ahlakteorisiileilgilifarklıyaklaşımlarıntartışılmasıylailgilenmektedir. EtiğinUnsurları
Burada, kısaca, etiğin unsurlarını oluşturan ve etiksel davranışa yön veren bazı temel
kavramlaraçıklanacaktır.
3
ÖdevlerveYükümlülükler
Ödev, bir kimsenin yapması gerekli olan ya da kişiden yapması beklenen eylemdir. Ödevle
birlikte ele alınması gereken yükümlülük (vecibe, mükellefiyet) ise, eylemlere yön veren
ahlakiniteliktekiistektir. Ödev, içerdiği buyrultunun niteliğine göre olumlu veya olumsuz anlamda bir gereklilik
olabilir. Yapılması gereken bir eyleme ilişkin buyruklar, (örneğin doğru sözlü ol) olumlu bir
gerekliliği yani ödevi ifade ederken, yapılmaması gereken bir eyleme ilişkin buyruklar
(örneğinyalansöyleme)olumsuzbirgerekliliğiyansıtmaktadır.Diğeryandanödevler,herkesi
ilgilendirengenelödevlervebazıkişivegrupları(ulus,mesleksınıfı,toplulukveyabazenbir
tek kişi) ilgilendiren özel ödevler olmak üzere ikiye ayrılabilmektedir. Örneğin insanları
sevmek herkese, vatandaşlara eşit muamele etmek ise sadece kamu görevlilerine ait bir
ödevdir.
ModerntoplumlariçinKant’ınortayakoyduğuödevanlayışı,ödevkavramınafarklıbiriçerik
kazandırmıştır.Uygarbirtoplumuninsanlarıiçinödev;sadecekörükörüneuyulmasıgerekli
soyutbuyruklarbütünüdeğil,tinselniteliğiniakılveözgürlükgibibaşlıcaikiönemliiçleköğe
ilekazanan,uygarbirtoplumbireyininözgürceuyulmasıgerektiğinedüşünceyoluilevardığı
vebubilinçleuyulmasıgerekenbuyruklarbütünüanlamında,tinselniteliğiağırbasanyüce
birkavramdır. Vicdanveİyiniyet
Vicdan,kişininkendikendiniyargılamayeteneğinikullanmasısonucu,niyetveeylemlerinin
ahlaki değerinin bilincine varmasını sağlayan ahlaki yetenektir. Vicdan, içeriği bir ahlaki
buyruk biçiminde kişinin benliğinde oluşan ve bir şeyin iyiliğine veya kötülüğüne ilişkin
yargısalbilinçtir.
Vicdan denilen bu ahlaki yetenek, kişinin duygusal ve düşünsel güçleri arasında bir çeşit
yargısal denge sağlayan manevi bir öğe olarak, insan kişiliğinin gelişmesine paralel olarak
güçlenmektedir.
İyiniyetise,kişinintoplumsalilişkileryadaolaylarkarşısında,ahlakiaçıdaneylemlerineyön
vermek üzere takındığı tavır veya benimsediği düşüncedir. Kişinin vicdanında oluşan tavır,
tutumveyabenimsenendüşünceanlamındakiiyiniyet,dışarıdanfarkedilemez;ancakkişinin
eylemlerisonucundaortayaçıkar.İyiniyetinöncedenfarkedilememesiveancakeylemlerin
sonucundaanlaşılabilmesi,ahlakiaçıdanönemlibirsorunuortayaçıkarmaktadır.Buda,bir
kişinin,başkalarınıyanıltıcıyadaaldatıcıdavranışlardabulunarak,gerçekniyetinigizlemesi,
yanisahtecilikveyagünceltabiriyle“takiyye”yapmasıdır.
KAMUYÖNETİMİNDEETİĞİNÖNEMİ
Kamukesimindeçalışanbürokratvememurlar,gerektoplumuilgilendirentemelkonularda,
gerekserutinişlerdeçeşitlikararlaralmakdurumundadırlar.Kamugörevlilerininkararlarında
ve davranışlarında çeşitli faktörler etkili olmaktadır. Kamu görevlilerinden, içinde
bulunduklarıörgütünamaçlarıylauyumluhareketetmelerivekamuyararınauygunkararlar
4
almaları beklenmektedir. Bu beklenti içerisinde kamu görevlileri, bir çok açmaz ve ikilemle
karşıkarşıyakalmaktadırlar.
Sorumlu yönetim davranışı, kamu görevlilerinin çok sayıda genel kural veya emire bağlı
olmasınıgerektirmektedir.Buemirlerdenbazılarışunlardır:Kamuçıkarlarınagörehareketet,
politik olarak tarafsız ol, gizli bilgileri açıklama, çalışanların ve vatandaşların kişilik haklarını
koru, halka etkili verimli ve dürüst hizmet sun, çıkar çatışmalarından kaçın, sorumlu ol.
Çağdaş yönetimlerde bu emirlerin gerçekleştirmenin çok sayıda zorluğu vardır: Bunlardan
birincisi,sözkonusugenelkurallarınpratikteneanlamageldiği,kamugörevlileriveyabaşka
birilerinceanlaşılmasıkolaydeğildir.Politikolaraktarafsızlığıntamolarakneanlamageldiği
örneğindeolduğugibi.İkinciolarakkuralınanlamıaçıkolduğundabile,kurallarınkendilerinin
etik açısından doğru olup olmadığı hususunda anlaşmazlık mevcut olabilir. Örneğin kamu
görevlilerinin resmi işlemde bulundukları kişilerden menfaat sağlamaları konusunda görüş
ayrılığı bulunmaktadır. Kimisi hediye kabulünün suç sayılamayacağını, kimisi ise her türlü
çıkarın suç sayılacağı düşüncesindedirler. Üçüncü olarak, kurallar bazen diğerleri ile ihtilaf
halinde olabilir. Örneğin kurallar kamu görevlilerini sorumlu davranmaya ve kurallara sıkı
sıkıya bağlı olmaya yönlendirirken, diğer yandan da onların verimli ve etkin olmalarını
istemektedir. Bu zorluklar da, geleneksel kuralların mevcut anlamlarını yorumlama ve
açıklığakavuşturmadayeniusulleringeliştirilmesiihtiyacınıortayakoymaktadır.
WeberyenBürokrasiModelininEtikAçmazları
Hiyerarşi (Weber), etkinlik (Taylor) ve politikanın yönetimden ayrılması (Wilson) ilkelerini
kapsayankamuyönetimininklasikmodeli,etiğigereklikılmaktadır.Sözkonusumodel,çoğu
zamanaçıkolmasadabiretiğesahipolmuştur.
Kamu yönetiminin örgütlenmesi, önemli ölçüde, Weber tarafından ortaya konulan
yasal-ussal bürokrasi modeline dayanmaktadır. Söz konusu modelde, kamu yönetimi,
seçilmiş yöneticiler, mahkemeler ve yasama organı tarafından denetlenecek şekilde
örgütlenmiştir. Kamu görevlilerinin uyması gereken yasal düzenlemeler, mümkün olduğu
kadar açık ve ayrıntılı olarak oluşturulmaktadır. Sadece uygulamadaki detaylar, alt
kademeleredevredilebilmekte,sınırlıolarakverilenbutakdiryetkisidehiyerarşikolaraksıkı
birşekildedenetimetâbitutulmaktadır.
Yasal-ussal bürokrasi modeli, kamu görevlilerinin dürüst olarak davranacakları konusunda
bazıvarsayımlardabulunmaktadır.Birincisi,kamugörevlileri,yasalarıvekamupolitikalarını,
kişisel olarak onlarla aynı fikirde olmasa da, biçimsel süreçlere uygun bir şekilde yerine
getirecektir. İkincisi, kamu görevlileri, objektif kriterlere ve yasalara uygun bir şekilde
“tarafsız”olarakhareketedeceklerdir.Webertarafındanbürokrasininözelbirdeğeriolarak
kabul edilen gayrişahsilik ilkesi, kamu görevlilerinin irrasyonel ve duygusal hareketlerine
engel olmak üzere ortaya konulmuştur. Bu ilkeye göre ideal bir memur, görevini sevgi ve
nefret gibi duygulardan uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde, objektif biçimsel
kurallarabağlıkalarakyürütür.Üçüncüsü,kamugörevlisi,“sadakat”ilkesigereğince,çalıştığı
kuruma içten bir bağlılıkla hizmet edecek, bu bağlamda, kurumun amaçlarını kendi
amaçlarınınüzerindetutacaktır.
Ancaksözkonusumodel,etikaçıdandeğerlendirildiğindebazıeksiklikleriortayaçıkmaktadır:
5
Birincisi, katı hiyerarşik sorumlulukta ısrarlı olmak, düzenli ve kurallara bağlı kamu
görevliliğinigeliştirebilir.Ancakbumodel,çoğukişiseldeğeridikkatealmamaktavebireyleri
görevlerini,genelolarak,diğerözdeğerlerdenbağlantısızolarak,kişiselmenfaatteminetme
ve ün ve makam kazanma açılarından düşünmelerini teşvik etmektedir. Model, aynı
zamanda, bireylerin kendi kendini disiplin etme, vicdanlılık ve diğer karakter özellikleri
temelinde hareket edeceklerini farz eder. Ancak, çoğu kimse, yönetsel rolü ile bireysel
değerleri arasındaki bu açıklık nedeniyle, kişisel çıkar sağlamaya yönelecek, işini ün ve
makamsağlamaamacıylakullanacakveyaişiağırlaştıracakyadaişinekarşıilgisizkalacaktır.
İkincisi,çoğubireyseldeğerleribürodanayırmak,kişiselgirişimciliğiköreltmekteveyönetim
içerisinde muhalefeti ortaya çıkarmaktadır. Bireyler, kurumsal kararlar alırken sorumluluk
duygusunu kaybetmektedirler. Bu yaklaşım, rolü benlikten ayırmakta ve bireylerin kendi
kararlarını ve sorumluluklarını üstlerine teslim ettikleri “sorumluluktan kaçma” olgusunu
ortayaçıkarmaktadır.Yönetiminkötüyekullanımınınetkinbirkontrolaracıolansorumluluğu
ortadankaldırmaktadır.
Üçüncüsü, bu yaklaşım, ilginin veya yasalara bağlılığın aşırı daralmasına neden olmaktadır.
Ünsel ya da kişisel menfaat nedenleri hariç olmak üzere, bireyler, sistem içerisinde yanlış
veya zararı düzeltmek ve tanımlamak hususunda çok az zorunluluk hissetmektedirler.
Bireyler, uydukları veya oluşturdukları usullere yönelik olarak hiç bir sorumluluk
hissetmemeyedavetedilmektedir.
Dördüncüsü, bu model, kendi kendini kandırıcı bir modeldir. Çünkü kamu görevlilerinin
kullanmakzorundaolduklarıkaçınılmaztakdiryetkisinigözardıetmektedir.
Beşincisi, modelin varsayımları önemli ölçüde demokratik sorumluluğun biçimsel bir
anlayışına dayanır ve demokratik hayatın gerçekliğini dikkate almaz. Demokratik politika,
çoğuzamangüçlüveyaiyiorganizeolmuşkurumlarvebaskıgruplarıtarafındanyönlendirilir.
Bunlaraekolarak,Weber’inbürokrasiteorisindekigizlilikveresmisırkavramıda,önemlibir
etikproblemolarakgörülebilir.Yöneticiler,kendilerinidışçevrenineleştirilerindenkorumak
amacıyla, eylem ve işlemlerini gizlilik esasına göre yürütmektedirler. Gizlilik, bir yandan
yolsuzluklarınortayaçıkmasınıengellemekte,diğeryandanartmasınazeminhazırlamaktadır.
Vatandaşlar,idaredeneldeetmelerigerekenbirevrakyadabilgiyekolaylıklaulaşamadıkları
zaman,onueldeetmekiçinrüşvetvermeyeyadaaracıkullanmayayönelebilmektedirler.
Yasal-ussal bürokrasi modelinin ortaya koyduğu gayrişahsilik ilkesi, kamu görevlilerinden
işlerini yürütürken, kendi görüşlerini ve ahlaki değer yargılarını bir kenara bırakmalarını
istemekte; bir anlamda “tarafsızlık” kavramını bir etik değer olarak ortaya koymaktadır. Bu
anlayış,bellibirkadrodagörevyapankamugörevlisininkarakterözellikleriniihmaletmekte,
sadece kişinin çalıştığı kadroyla ilgili teknik niteliklerine önem vermektedir. Böylece sistem,
soyut kadrolarda tarafsız ve işlevsel olarak görev yapacak kamu görevlilerinin varlığına
dayanmaktadır. Yine siyasetle yönetimin birbirinden kesin çizgilerle ayrılması ve kamu
görevlilerinin, siyasetçiler tarafından belirlenen kamu politikalarını aynen uygulayacakları
varsayımı,modelin,kişiselvemeslekideğerleriihmalettiğinigöstermektedir.
Ancak günümüzde, modern devletin gerekleri ve işleyişi, siyasetçiler ile bürokratların kamu
politikalarının oluşumunda ve uygulanmasında bir arada olmalarını ve işbirliği yapmalarını
gerektirmektedir.Bubağlamdatarafsızlıkilkesi,bazensiyasetintalepleriilemeslekigerekler
6
arasında bir ikilem oluşturmaktadır. Siyasal otoritenin bazı taleplerinin, bürokrat açısından
uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Böyle bir durum, bürokratın siyasal otorite karşısında
tarafsızkalmasınıengellemekteveçatışmadoğurmaktadır.
Diğer yandan, uygulamada, yöneticilerin aldıkları her karar, yaptıkları her işlem ve
bulundukları her davranışın arkasında, onları etkileyen bir takım değerler bulunmaktadır.
Kamugörevlilerinindavranışlarınıetkileyenönemliunsurlardanbirisi,karşıkarşıyakaldıkları
çıkar çatışmalarıdır. Kamu görevlisi, her bir davranışında kendi bireysel çıkarları ile genel
anlamda kamu yararı ve çalıştığı kurumun çıkarları arasında bir tercih yapmak durumunda
kalmaktadır.Başkabirifadeylekamugörevlisi,yapacağıherdavranıştayatarafolacak,kendi
ahlaki değerleri çerçevesinde hareket edecek, ya da tarafsız kalarak objektif kriterlere ve
yasalaragöredavranacaktır. Ancakuygulamada,bazıkamugörevlilerininkamusalçıkarları,güçeldeetme,para,prestijve
mevki kazanma gibi kişisel çıkarlara tercih etmedikleri, çoğu zaman bunun tersi olarak,
bireysel çıkarlar elde etme amacıyla kamusal çıkarları hiçe saydıkları görülmektedir.
Bürokrasininiçindeyeralanbirbirlerindenfarklıçeşitligruplaryadagrupüyesibireyler,daha
fazla iktidar ve saygınlık elde etme uğraşı içinde bulunmaktadırlar. Bürokrasi kuramının
varsaydığı örgütsel amaçlara bağlılık ve sadakat, biçimsel olarak var olsa bile,
gerçekleştirilmeye çalışılan ve çoğu zaman birbirleriyle zıtlıkları bulunan grupsal ya da
bireysel amaçlar, biçimsel amaçlardan farklılaşmakta; böylece bürokratik yapı içerisinde
göreliolarakbirbirlerindençeşitlifarklılıklarıolansadakatanlayışlarısözkonusuolmaktadır.
Bu örnekler, Weberyen bürokrasi kavramının, uygulamadaki yetersizliklerini ortaya
koymaktadır. Bubağlamdagerekgayrişahsilikilkesininortayakoyduğutarafsızlıketiği,gereksadakatilkesi,
gerekse yasal düzenlemeler, kamu görevlilerinin kamu çıkarlarına uygun olarak
davranmasında yeterli olamamaktadır. Böylece, kamu örgütlerinde çalışanların bir kısmı
kendi çıkarları peşinde koşarken, bunlardan etkilenen diğer bir kısmı da kamu hizmetine
yeterince kendini verememektedir. Bu durumun sonucunda, kuşkusuz etkinlikten uzak ve
verimsiz çalışan bir kamu yönetimi ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, kamu görevlisinin
davranışlarınayönverecekyönetseletik,yönetselverimlilikiçindegereklidir.
TakdirYetkisininKullanımı
Hizmetlerin nasıl yürütüleceğini düzenleyen mevzuatta, bazı hizmetlerin ne şekilde yerine
getirileceğiayrıntılıolarakbelirtilirken,bazılarıkonusundaisesadecegenelilkelerbelirtilerek
ayrıntınındüzenlenmesiyönetimebırakılmıştır.Ayrıntınınbelirtildiğidurumlarda,yönetimin
seçmehakkıvehareketalanısınırlıdır.Bunakarşılık,ayrıntınındüzenlenmediğidurumlarda,
belirtilen genel ilkelerin doğrultusunda ayrıntıyı belirlemek yönetimin elindedir ve bu
anlamdadaseçmehakkıvehareketalanıoldukçageniştir.Yönetimeverilenbuyetkilerden
birincisi“bağlıyetki”,ikincisiise“takdiryetkisi”olarakadlandırılmaktadır.Bağlıyetkide,bir
şeyin yapılması ya da belli bir davranışta bulunulması, önceden kesin olarak düzenlenmiş;
yönetimetakdirhakkıbırakılmamıştır.
Burada konumuz açısından esas önemli olan “takdir yetkisi” (discretion) dir. Kamu
görevlilerinin karşılaşabilecekleri her bir özel olay için, spesifik bir kural belirleme imkanı
bulunmamaktadır. Kamu görevlilerinin uyması gereken kurallar ne kadar ayrıntılı yazılırsa
7
yazılsın veya hiyerarşi ne kadar açık bir şekilde ifade edilirse edilsin, belirli bir noktada,
değişik vazife alanlarında kamu görevlileri karar verme durumunda kalmaktadırlar. Bu
nedenle, kamu görevlilerinin, kamusal görevlerini yerine getirirken, takdir yetkisi
kullanmalarıkaçınılmazdır. Buna karşılık, liberal ve demokratik toplumlar, takdir yetkisine sahip kamu görevlilerinden
herzamanrahatsızdırlar.Liberalleriçintakdiryetkisi,suiistimalikolaylaştırmakta,yasalardan
dahaçokbireyleregüçvermekteveözgürlüklerizayıflatabilmektedir.Demokratlariçintakdir
yetkisi, egemenliği gasp etmekte ve demokratik yönetim için önemli olan sorumluluk ve
katılımızayıflatmaktadır.
Görüldüğügibi,takdiryetkisininkullanılmasındabirikilemlekarşıkarşıyakalınmaktadır.Usul
ve kuralların ayrıntılı düzenlenmesi, kırtasiyeciliğe, işlerin gecikmesine ve sorumluluktan
kaçmaya neden olurken, kamu görevlilerine daha geniş takdir yetkisinin tanınması, onların
keyfi davranmalarına ve yozlaşmaya sebep olmaktadır. Bu ikilemin çözümü, kamu
görevlilerine takdir yetkisinin verilmesi, ancak verilen bu yetkinin etkili bir denetim
mekanizmasıyladenetlenmesindengeçmektedir. Ancak, mevcut dış denetim yöntemleri (yasal, kurumsal ve örgütsel), takdir yetkisinin
kullanımıyla ilgili olarak ortaya çıkan olumsuzlukların önlenmesinde etkin olamamaktadır.
Çünküsözkonusudenetimyöntemleri,çoğunluklaseyrekolarakvesonradanyapılmaktadır.
Denetim, davranış veya karar gerçekleştikten sonra yapıldığı için de, yozlaşmanın ortaya
çıkmasını engelleyememektedir. O halde, görevlinin davranışı üzerinde önceden denetim
yapacak bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Kamu görevlisinin davranışı üzerinde önceden
denetimyapabilecektemelfaktör,kişiselvemeslekideğerlerdenoluşanetiktir.
YasalarınYetersizliği,YönetiminKarmaşıklığıveDeğerlerinÇatışması
Kamupolitikasınınuygulanmasısürecinde,kamugörevlilerininkararvedavranışları,sosyal,
örgütsel ve kişisel değerler tarafından kuşatılmakta ve yönlendirilmektedir. Çoğu
durumlarda,sözkonusudeğerlerin,kararlarvedavranışlarüzerindekietkisi,hukuktandaha
fazla olabilmektedir. Hukuka, düzenlemelere ve standart uygulama prosedürlerine aşırı
bağımlılık, hareketsizlik ya da uygun olmayan hareketi ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca söz
konusu kural ve yönlendirmeler, her durumu tam olarak kapsayamamaktadır. Bu nedenle
kamu yöneticileri, karşılaştığı problemlerin çözümünde, kendi bilgi, deneyim ve hislerine
bağlıolmakdurumundadırlar.
Kararvedavranışlarda,sosyal,örgütselvekişiseldeğerleretkiliolunca,bazıdurumlardasöz
konusu değerlerden iki veya daha fazlası çatışma halinde bulunabilmektedir. Bu da ortaya
etikbirikilemçıkarmaktadır.
Kamu görevlilerinin karşılaştıkları etik ikilemler, çoğu zaman, onların kişisel ve mesleki
dürüstlüklerinin ve erdemlerinin denendiği durumlar haline dönüşebilmektedirler. Bazen
birden fazla seçenek içerisinden birisini seçmekle karşı karşıya kalan kamu görevlisinin,
önündebulunantümseçenekleryasalarauygunolabilmektedir.Gayrişahsilikilkesininortaya
koyduğu tarafsızlık etiği gereğince, kamu görevlisinin bunlardan birisini tercih etmesi
durumunda yasalara aykırı bir durum ortaya çıkmayabilmektedir. Ancak etik açıdan
değerlendirildiğinde,buseçeneklerdenbirinitercihedengörevlininbukararı,etikanlamda
8
iyi ve doğru olmayabilir. Çünkü, örgütsel bağlamda, yasallık tek başına neyin ahlaka uygun
olduğunu belirleyemez. Ahlak olmaksızın yasalar, kişiyi erdemlilik ve dürüstlük kültürel
öğelerindenuzaklaştırmaktadır.Ahlakilekamuhukukuyadapolitikasınınçatıştığıdurumda
bireybirtercihyapmakdurumundakalmaktadır. Kanunlarvekurallar,ahlaklıbirinsanınneyapmasıgerektiğinihiçbirzamantamolaraktasvir
etmez.Kanunlarvekurallar,işlemlerinveeylemlerinminimumstandartlarınıkoyarlar.İşlem
veeylemlerdekimuhtemelvaryasyonlar,sınırsızdır.Busınırsızvaryasyonlarıtanımlamakve
kanunlayasaklarkoymak,neredeyseimkansızdır.Kanunizorlama,insanlarıdoğrudavranışa
yöneltmeninenpahalıvemaliyetliyoludur.
Yasa ile ahlakın birbiriyle örtüşmesi gerekmektedir; ancak bazen bu gerçekleşmemektedir.
Ahlaki olan bir şey her zaman yasal değildir, yasal olan bir şey de her zaman ahlaki
olmayabilir. Etik ikilem içeren durumlarda, kamu görevlileri, vicdanının sesini dinlemeli,
problemleretarafsızveadilyaklaşmalı,dikkatlivetarafsızdüşünmelidir.
Yasalar, kamu görevlilerinin karşı karşıya kaldığı ikilemlerin çözümünde ilk müracaat
edecekleri bir kaynaktır. Ancak, kamu yönetiminde karşılaşılan ikilemlerin çözümünde salt
yasalarauymakvetarafsızdavranmakyeterliolmamaktadır.Çünkü,bazıdurumlarda,yasalar
ve diğer hukuki düzenlemeler, bir kurumda ortaya çıkan ahlak dışı davranışların
tanımlanmasındayetersizkalabilmektedir.Davranışlarınyadakararlarınölçülebileceğinorm
ve standartların olmadığı durumlarda, çalışanlar yaptıkları davranışlarından ya da aldıkları
kararlardandolayısorumlugörülememektedirler.Sorumluluğungerçekleşebilmesiiçin,belli
birnormveyaptırımdüzenininbulunmasıgerekmektedir.Böyleyasalboşluklarınbulunduğu
“grialanlar”da,karşılaşılanikilemlerinçözümündeyardımcıolacaketikilkevestandartlar,en
azyasalarkadarönemlihalegelmektedir. Diğeryandanörgütselşartlarda,zamanzamankamugörevlilerinietikolmayanuygulamalara
yönlendirebilmektedir. Kamu görevlileri, örgütsel amaçlara ulaşmak için, zaman zaman
kişisel ahlaki değerlerinden tavizler vermek zorunda kalabilmektedirler. Çünkü, örgütlerde
yapılan denetim, bazı durumlarda yapılan işlem ve eylemlerin nasıl yapıldığına değil,
sonucuna göre olmaktadır. Bu durumlarda, kullanılan araç, usul ve yöntemlerden ziyade
sonuçlarönemkazanmaktadır.Diğeryandan,denetiminsonuçlaragöredeğil,kullanılanusul
ve kuralların mevzuata uygun olup olamadığına göre yapıldığı durumlar da, etik açıdan
önemli sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Örneğin kamu kurumlarında, çoğu zaman,
hizmetin ya da üretimin sonucu yerine, kullanılan usul ve kuralların mevzuata uygun olup
olmadığına bakılır. Kurallara uygun fakat verimsiz yönetim sebebiyle yönetici ve memurları
hukukianlamdasorumlututmakmümkündeğildir.
Kamuyönetimindekarşılaşılandiğerbirsorun,bazıdurumlardakişiseletikleyönetseletiğin
çelişebilmesidir. Kişisel etik değerler açısından yanlış olarak kabul edilen bazı davranışlar,
yönetsel etikte ihmal edilmektedir. Buna karşılık, kişisel etikte övülmeye değer bazı
davranışlar (örneğin arkadaşına yardım etmek, onun için fedakarlıkta bulunmak), yönetsel
etiğin ilkelerini ihlal etmektedir. Yine yönetsel etiğin problemlerinden olan görev sonrası
istihdam sınırlamaları ve çıkar çatışmaları, özel hayatta aynı biçimde ve derecede önemli
değildir.Kamuyönetimindesadecekişiseletikyeterlideğildir,kamusalhizmetinniteliklerine
uygunolarakgeliştirilecekbiryönetseletiğeherzamanihtiyaçbulunacaktır.
9
HizmetlerdeEtkinlikveVerimliliğinSağlanması
Kamu hizmetleri, vatandaşların vergileriyle yerine getirilmektedir. Vergilerle finanse edilen
kamu hizmetlerinin, sadece gerçekleştirilmesi ya da yerine getirilmesi yeterli değildir. Aynı
zamanda hizmetlerin en düşük maliyetle, en kaliteli biçimde, eşitlik ve tarafsızlık ilkelerine
uygunolaraksunulması,vatandaşlaraçısındanönemkazanmaktadır.Budaancakdürüstbir
yönetim anlayışı içerisinde mümkün olabilmektedir. Çünkü yolsuzluk ve ahlak dışı
uygulamalar,kamuhizmetlerininmaliyetiniartırmaktadır. Ahlak dışı davranan kamu görevlilerinin, vergi ödeyenlere doğrudan ve dolaylı olarak
ekonomik maliyet yükledikleri açıktır. Buradaki ahlak sorunu, aynı hizmetlerin maliyetinin,
daha dürüst bir ortamda yapılması durumunda ne kadar aza malolacağı ve niteliğinin ne
kadarartacağıileilgilidir.
Dolayısıyla,yönetseletik,etkinveverimlibirkamuyönetimiiçinvazgeçilmezbirgerekolarak
ortaya çıkmaktadır. Şimdiye kadar etkin bir kamu yönetimi için gerekli olan ve İngilizce 3 E
(economy-ekonomi, efficiency-verimlilik ve effectiveness-etkinlik) olarak ifade edilen
hususlar,etik(ethics)kavramıilebirlikte4Ebiçimindeformüleedilmektedir.
YönetimdeYozlaşmanınÖnlenmesi
Kamuyönetimindeetiğigündemegetirenesasunsur,yönetimdeyozlaşmaolgusudur.Yolsuz
uygulamalar, aynı zamanda halkın yönetime olan güvenini de ortadan kaldırmaktadır.
Dolandırıcılık, savurganlık ve görevi kötüye kullanmanın devlet yönetiminde yeri yoktur ve
bunların maliyeti de, daha az ve kalitesiz hizmettir. Çünkü demokratik yönetim, kişisel
dürüstlüğe ve halkla kamu görevlileri arasındaki güvene dayalıdır. Toplum, kamu
görevlilerinden,yönetseldavranışlailgilistandartlaraduyarlıolmalarınıbeklemektedir.Kamu
kesiminde çalışan bürokrat ve görevlilerden beklenen davranış normları, özel sektörde
çalışanlardan beklenenden çok daha fazla olduğundan, kamu görevlilerinin sadece gerçek
yolsuzluklardandeğil,yolsuzlukşüphelerindendekendilerinikorumalarıgerekmektedir.
Yozlaşan kamu yönetiminin en önemli ihtiyacı, etkin bir şekilde denetlenmesini sağlayacak
bir mekanizmanın oluşturulmasıdır. Günümüzde, mevcut denetim sistemleri, kamu
yönetimininetkinbirbiçimdedenetlenmesindeyetersizkalmaktadır.Siyasiveidaridenetim,
yönetiminsiyasallaşmasınedeniylesağlıklıolarakgerçekleştirilememektedir.Yargıdenetimi
ise, hem pahalı ve uzun süren bir süreçtir, hem de vatandaş çeşitli nedenlerle bu denetim
biçimini etkin olarak kullanamamaktadır. Yolsuzlukların önlenmesinde yargının etkinliği,
İtalya örneğinde olduğu gibi her zaman sağlanamamaktadır. Bu nedenle de, ombudsman,
yönetimdeaçıklıkvebenzeriyeniönerilergündemegetirilmektedir.Önerilenbuikidenetim
yöntemini de kapsayan yönetsel etik, “yönetimin kamu gücünü keyfi kullanımına karşı
önemlibirdengeunsuru”olabilecekbiryaklaşımdır.
ETİKİKİLEMLER
Kamu görevlilerinin günlük hayatlarında sıklıkla karşılaştıkları ya da karşılaşabilecekleri pek
çoketikikilembulunmaktadır.Etikikilem,ikiveyadahafazlayarışandeğerinçatışmahalinde
olmasıdır.Eğer,çatışanbudeğerlerdenbirisikorunursa,diğerikorunamamaktadıryadabir
veya daha fazlasını koruyabilmek için, diğerlerini gözardı etmek zorunluluğu bulunmaktadır
10
Kamu görevlisi, karşılaştığı her biri farklı bir değer taşıyan alternatifler içerisinden birisini
seçmekle, değer taşıyan diğer alternatifi reddetmiş olmaktadır. Görevlinin bu seçimi,
yasalara uygun olabilir. Ancak gerçekleştirilen davranış ya da alınan karar, ahlaki bakımdan
iyivedoğruolmayabilir.Sözkonusuikilemlereörnekolarakaşağıdakisenaryolarverilebilir.
1.
Bir kamu kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak görev yapan Bay A, 200 adet
bilgisayaralımınıkapsayanihaledesonkararıverecekkişidir.Herbakımdanşartlarıaynı
olan ve aynı teklifi veren üç firma arasından seçim yapacaktır. Ancak firmalardan
birisinin sahibi, daha önce özel sektörde iken çalıştığı firmanın sahibi, yani eski
patronudur. Diğer iki firmanın sahibini ise tanımamaktadır. Bu durumda Bay A ne
yapmalıdır? Eğer eski patronunun firmasına ihaleyi verirse, bunu nasıl
değerlendirebiliriz?
2.
Bir kamu kurumunda yeni atanacak kamu görevlilerini seçmek üzere oluşturulan sınav
komisyonunda bulunan Bayan E, başvuru listesini incelediğinde, amcasının oğlunun
(kuzen)dasınavagirmekiçinmüracaattabulunduğunuöğrenmiştir.EvliolanBayanE’nin
soyadı evlilik nedeniyle değiştiği için, kuzeniyle soyadı benzerliği bulunmamaktadır.
Sınavdan önceki gece arayan amcası, kuzenine yardımcı olması için ricada
bulunmaktadır.BayanE’ninnasıldavranmasıgerekmektedir?
3.
Bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışan Bay S, sınavlardaki ciddiyeti ve
öğrencilerinkopyaçekmelerinegözyummamasıiletanınmaktadır.Şimdiyekadarkopya
çekerkenyakaladığıbütünöğrencilerhakkındadisiplinsoruşturmasıbaşlatmıştır.Ancak
o gün girdiği sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrenciyi kopya kanıtını ve kağıdını
aldıktan sonra salondan dışarı çıkarmış, ancak tutanak tutmak için hazırlandığında
öğrencininaynıfakültedegörevyapanbiröğretimüyesininoğluolduğunufarketmiştir.
BaySneyapmalıdır?EğerBayS,kopyaolayıileilgiliolaraktutanaktutmaktankaçınırsa,
aynı salonda görev yaptığı için olayı gören ve Bay S’nin iş dışında da samimi ilişkiler
içerisindebulunduğudiğergörevliBayM,nasıldavranmalıdır?
4.
MeclisbaşkanıBayT,meclistoplantısalonununyenilenmesiileilgiliihaleyikazananve
haleninşaatıdevamettirenXinşaatşirketindenoğluadınabirdairesatınalmış,ayrıca
bir sahil kasabasında bulunan yazlık kooperatifinin iç dekorasyonunu, aynı firmaya
yaptırmıştır. Bay T, hem satın aldığı dairenin, hem de yaptırdığı inşaatın ücretini tam
olaraködediğiniiddiaetmektedir.BayT’ninmeclisbaşkanlığıdevamederkenyaptığıbu
davranışnasıldeğerlendirilebilir?
Örneklerde de görüldüğü gibi, kamu yönetiminde etik ikilemler deyince, daha çok çıkar
çatışmaları,kamugörevlilerininhizmettenyararlananlardançıkarsağlaması,akraba,eş-dost
ve siyasal kayırmacılık vb. konular akla gelmektedir. Ancak fazla dikkat çekmese de, bunlar
kadar önemli başka etik ikilemler de bulunmaktadır. Örneğin kamu görevlileri, hangi
durumlarda halka yalan söylemelidirler? Yanlış yönlendirildiğine ya da planlandığına
inandıkları veya düşündükleri bir politikayı canı gönülden uygulamalı mıdırlar? Kamu
görevlileri, nihai sadakatlarını kime borçludurlar? Siyasal üstlerine mi, kamuya mı yoksa
kendivicdanlarınamı?İhtiyaçiçindeolanveözelliklehakedenbirvatandaşayardımetmek
içinkurallarızorlamakdoğrumudur?Kamumenfaati,ogününhükümetininmenfaatiileaynı
şeymidir?Kamugörevlisi,halkiçinhangiseviyeyekadarriskalmalıdır?
11
Tüm bu etik ikilemler, etik ilke ve standartların önemini vurgulamaktadır. Söz konusu
ikilemler, etiksel davranışı sağlayacak diğer yöntemlerle birlikte, etik ilke ve standartların
geliştirilmesinigereklikılmaktadır.
YÖNETSELETİK’İNFELSEFİBOYUTU:TELEOLOJİKVEDEONTOLOJİK
YAKLAŞIMLAR
Yönetsel etik kapsamında belirlenecek ilke ve standartların arkasında bulunacak düşünsel
temelin ya da dayanak noktasının ne olacağı, çok tartışılan bir konudur. Başlı başına bir
çalışmayıgerektirebilecekböylekapsamlıbirtartışma,buradakısaolarakelealınacaktır.
Kamu görevlilerinin alacakları kararları ve gösterecekleri davranışları yönlendirecek etik
ilkelerin felsefi temeli ne olacaktır? Daha genel bir ifade ile insanın eylemlerini ahlak
bakımındandeğerliyadadeğersizkılannedir?Akarsu’yagörefilozoflarınbukonudaikiana
eğilimibulunmaktadır:Birincisi,bireylem,sonucunayadabaşarısınagöreahlakbakımından
değerlidir ya da değildir. İkincisi ise eylemler, eyleme temel olan, eylemi ortaya koyan
düşünüşünniteliğinegöredeğerlidiryadadeğildir.Yönetseletiğeilişkinetikyaklaşımlarda,
bu ayrıma göre ele alınmaktadır. Yönetsel etiğe ilişkin birinci yaklaşım, yapılan eylemin
sonucunu ve faydayı esas alan teleolojik yaklaşım, ikincisi ise, iyiniyet, değer ve ödev gibi
kavramlarıesasalandeontolojikyaklaşımdır.
TeleolojikYaklaşım
Teleolojikyaklaşım,ahlakiolarakneyindoğruneyinyanlışolduğununstandardınıveyanihai
birkriteribenimseyenbiryaklaşımdır.Teleolojikyaklaşımdanihaireferans,eldeedilenyada
eldeedilmesibeklenenfaydanınkarşılaştırılanmiktarıdır,yani,kararınsonuçlarınıniyiveya
kötülüğüdür.
Faydakavramı,teleolojiketiğianlamanınbiranahtarıdır.Teleolojiketiğinikiöncüakımından
birisi,NiccoloMachiavelliveMaxWeber’inöncüsüolduğuvebireyinçıkarınıahlakıntemeli
olarak ele alan egoizm düşüncesidir. İkincisi ise, faydayı temel alan ve Jeremy Bentham ve
JohnStuartMilltarafındanortayakonulanfaydacılık(utilitarianism)görüşüdür.
Egoizme göre, yapılacak doğru şey, benim iyimi artıracak şeydir veya herkes kendileri için
gerçekten iyi olan şeyi ister. Bununla beraber, egoizmin görünen mantıki yetersizlikleri
dikkate alındığında, egoistler fiilin kişisel sonuçlarından, herkes için sonuçlarına, yani
faydacılığa kayarlar. Bundan dolayı sonuçsal ahlaki eylem, bir kimsenin belki de insancıl bir
amaç için güç ve nüfuza ilgisinden (Machiavelli), bir kimsenin daha yüksek bir otoritenin
düzenine riayet etmesine ilgi duymasına (Weber), en büyük sayının en büyük mutluluğu
ahlakveyasamanıntemelidirgörüşüne(Bentham)doğrubirkayışsergilemektedir.
TeleolojikyaklaşımınikincianaakımıolanfaydacıahlakanlayışınınkökenleriEpikürahlakına
dayanmaktadır.AristopposveEpikurosiçininsan,özellikleveöncelikle“biyolojik-fiziksel”bir
varlıktır.Bufilozoflarkısacaşunusöylerler:“Bütüncanlıları,hayvanlarıizleyin.Onlarıntemel
davranış olarak haz aradıkları ve acıdan kaçtıklarını görürsünüz. İnsan da doğal bir canlı
olarak bu özelliklerden korunmuş veya farklı bir varlık değildir. O da acıdan kaçmak ve haz
eldeetmekister.İnsanındiğerhayvanlardanfarkı,bununfarkındaveyabilincindeolmasıdır.
O halde, akıllı bir insanın da yapacağı şey, bu doğanın isteklerini bilinçli olarak yerine
12
getirmesi, yani mümkün olduğu kadar acıdan kaçması, hazzını gerçekleştirmesidir. Kısaca
haz,“biyolojik-fiziksel”haz,enbüyükiyi,bununtersiolan“biyolojik-fiziksel”acıdaenbüyük
kötüdür.”
Hobbesiseyukarıdakidüşünceyişöyleifadeetmektedir:“İyidenenşey,benimarzuettiğim,
benimhoşumagiden,benimişimegelenşeydir.‘Buiyidir’demek,‘benbunuarzuediyorum,
benbundanhoşlanıyorum’demektir.”
Bentham,hereylemimizde,“olabildiğinceçoksayıdainsanınolabildiğinceçokmutluluğunu”
göz önünde tutarsak, kendi iyiliğimizin de bu eylemle en iyi şekilde sağlanacağına
güvenebileceğimizibelirtmektedir.Kısaca,insan,kendiiyiliğiiçinherkesiniyiliğinigözönünde
tutmak zorundadır. Ahlaklı kimse kendi mutluluğunu isteyecektir, ama bunu “çok sayıda
insanınçoksayıdamutluluğunu”istemedengerçekleştiremeyeceğinibilecektir.
Mill’e göre, özel faydayla genel fayda birbirlerine sıkıca bağlıdırlar. Kişi başkalarının çıkarını
düşünmedenkendiçıkarınıdüşünemez.BubağlamdaMill’inahlakanlayışı,özelvekamuya
ait çıkarların ayrılmaz şekilde birbirine bağlı olduğu bütünüyle mutlu bir topluma yol
açmaktadır.
Üç çeşit faydacılık tanımlanmaktadır: Birincisi “eylem faydacılığı” (bu durumda şunu şunu
yapsam, genel toplum açısından faydaları ne olacaktır), ikincisi, “genel faydacılık” (bu
durumda eğer herkes şunu şunu yapsa, genel toplum açısından sonuçları ne olacaktır) ve
üçüncüsüise“kuralfaydacılığı”dır(buvebenzeridurumlarda,hangikurallarenbüyükgenel
iyiyi ortaya çıkaracaklardır). Eylem faydacılığı pratik olmayabilir. Çünkü o, düşünülen herbir
eylemin, yük ve getirilerinin aktör tarafından hesaplanmasını gerekli kılmaktadır. Genel
faydacılıkeleştirilebilir.Çünkü,herkesinaynışekildehareketetmeyeceğibilinmektedir.Kural
faydacılığıiseeniyiolanıdır.Çünkükuralfaydacılığı,optimumsonuçlarıüretecekbirkuralın
faydasını tanımlamaktadır. Aynı zamanda kural faydacılığı, her durumda net iyinin yeniden
hesabınıgereksizleştirerekeylemibasitleştirmektedir.
Faydacıanlayışagöre,bireyleminahlakibakımdandoğrusayılabilmesiiçin,eyleminsağladığı
toplam faydanın, bireyin yapacağı başka bir eylemin sağlayacağı toplam faydadan daha
büyükolmasıgerekir.Buanlayışagöre,ikifarklıseçenektenbiriniseçmekdurumundaolan
birkimse,dahafazlatoplamfaydasağlayacakolanıseçmelidir.
Teleolojik yaklaşım esas alındığında, neden Amerikan halkının yarısından fazlasının Albay
OliverNorth’udürüstbirkimseolaraknitelendirdiğinianlamakkolaydır.ABD’de“İrangate”
olarakadlandırılanskandalınbaşkahramanlarındanolanNorth,profesyonelbiraskerolarak,
herhangi Weberyen bir kamu görevlisine benzer şekilde Başkan’ın menfaatlerine hizmet
etmekten onur duyuyordu. İyi bir Machiavelci olarak eğer zorundaysa prens için yalan
söyleyecekti. İyi bir faydacıya benzer şekilde de, o en büyük sayıdaki Amerikalılar için en
büyükiyiyiyapıyordu.Bundandolayıteleolojiketiğinkavramlarıaçısındanahlakibirinsandı.
DeontolojikYaklaşım
Deontolojik etik, ödevin veya ilkenin etiğidir. Deontolojik etik, sonuçlara önem veren
teleolojik yaklaşımın aksine, yükümlülüğü sonuçların bir fonksiyonu yapmamaktadır.
13
Deontolojik etik, formel etik olarak da adlandırılabilir. Bu bağlamda, deontolojik etiğin üç
temelteorisibulunmaktadır:Kantçılık,ahlakivekültürelrölativizmveagapizm. Deontolojik etiğin ilk teorisi, Immanuel Kant tarafından ortaya konulan formel ahlak
teorisidir. Kant, ahlakın temeli olarak hazzı veya faydayı esas alan ahlak anlayışlarına
tamamen karşıdır. Kant’a göre, insanı insan yapan ve diğer varlıklardan ayıran özelliği, saf
akıldırvebuakıl,ahlakiolarakinsandakendisinivicdanveödevduygusuolarakortayakoyar.
Saf akıl veya onun ahlaki ifadesi olarak vicdan, “biyolojik-fiziksel” doğamıza, onun
ihtiyaçlarınauymamızıdeğil,tamtersineonlarakarşıçıkmamızıveasıldoğamızolaninsani
ödevduygumuzutatminetmemiziemreder.
Diğer yandan, Kant, faydacılardan farklı olarak, bir eylemin ahlaki olup olmadığını, eylemin
sonucunda değil, motifinde, yani niyetinde arar. Kant’ın, “evrende, hatta evrenin dışında
mutlakolarakiyidiyeadlandırılabilecektekbirşeyvardır.Odaiyiniyettir”sözüuyarınca,saf
iyiniyetedayananveödevduygusundandoğaneylemler,sonuçlarıneolursaolsun,ahlakiiyi
eylemlerdir.
Kant’ınahlakfelsefesinintemelkavramlarınıdörtanabaşlıkaltındatoplamakmümkündür:
a) İyi isteme (veya istenç); b) Ödev; c) Ahlak yasası veya buyruğu (Kategorik Emperatif); d)
Özgürlük(iradeözgürlüğü,ahlakiözerklik). Kant’agöreiyiisteme,doğrudanvekendiliğindeniyivemutlakdeğeriolan,öylekikötüiçin
dekullanılantekşeydir.İyiistemeyibelirleyen,aydınlatanveaçıklayanödevkavramıdır.Kant
iyiistemeninödevlebağlantısındainsanıneylemlerinişöylesınıflandırır:Ödeveaykırıolanlar
ve ödeve uygun olanlar (eğilimden çıkan, ödevden çıkan). Ödev ve bununla ilgili olarak
erdem,ahlaklılıkveiyiidelerinindeneydenbağımsızolarakapriorigerçekliklerivardır.Ödev
idesinindeneydenbağımsızapriorigeçerlioluşuahlakyasasıvarsayımınadayanırki,Kant’a
göreahlakyasası“aklınbirfaktumu(olgusu)”dur.Ayrıcaahlakiistemeeğilimlerindengelen
vemutluluğaerişmeyeçabalayanbiristemedentemeldeveilkeolarakbütünüylebaşkadır.
Çünküahlakiisteme,yasadüşüncesiylebelirlenmiştir.Yaniduygulara,eğilimlerebakmaksızın
sadece“ödev”olarakvardırveöyleyaşanırki,ödevinseverekyapılmasıyla,yasayasaygıdan
dolayıyapılmasıönemlideğildir.Çünkü“ahlakyasasıdolaysızolarakistemeyibelirler”.Ödev
kavramı nesnel olarak, eylemin yasaya uygunluğunu ister. Öznel olarak, yani maksimleri
(düsturları)bakımındanise,yasayasaygıister.Kant’agöre,birdavranış,sadeceyasayaolan
safbirsaygıdanötürügerçekleştirildiğindeahlakeniyidir. Ahlak Yasası (Kategorik Emperatif), kişiliğin özerklik (otonomi), evrensellik, insan kişiliğine
saygıilkeleriyleiçiçedir.İçimizdebulunanahlakibuyruk(yasa)kayıtsız,şartsızvemutlaktır.
Bu dünyada şarta bağlı olmayan, iyi olan tek şey, iyi niyettir, yani “kendi çıkarımızı
gözetmeden ahlak yasasını izleme istemidir”. Mutlu olup olmama değil, ödevin yerine
getirilmesi önemlidir. Ahlak yasası kendimizi nasıl mutlu kılacağımızın öğretisi olduğundan,
kendimizi özgür duymasaydık, ödev kavramını kavramamız da mümkün olamazdı. Bu ise,
yani evrensel yasa ve mutlak buyruk (ahlak yasası) her insanda vardır. Böylece mutluluk,
çıkar, zevk güdü ve eğilimleri, ahlak yasasının özünde yoktur; o sadece bir ödevdir. Kant’ın
ahlakfelsefesinişuifadesiözetlemektedir:“Öylehareketetki,seninhareketlerininkanunu,
aynızamandadiğerinsanlarınhareketleriiçindebirkanunveprensipolsun”.
14
Kant’agöre,iyiyaşamanıntekyoluilkelereuygundavranmaktır.Fırsatçı,vurguncu,yalnızca
dış koşullarca yönetilen bireyler erdemli sayılamazlar. Bir bireyin erdemli sayılabilmesi için,
etikilkeleriiçselleştirmesivebunueylemlerindekılavuzolarakalmasıgerekir.
Kant, bir kez daha kişiliğe bakarak, bu çağlar boyu süren etik dürüstlük sorununa bir yanıt
bulmaya çalışmıştır. Her kişi, bütün durumlarda kendi ve bütün ötekilerin içinde bulunan,
onauymanınyadabağlılığınkoşulsuzolarakzorunluolduğuahlakilkesininonlarasöylediği
ve inandığı şekilde eylemde bulunmalıdır. Kant, kişinin vicdanının ahlak yasasının temelini
oluşturduğunainanır.
Kantahlakınınbazıproblemlerivardır.HerşeydenönceKant,ödevduygusundakiçatışmaları
dikkate almamıştır. Ülkeme karşı ödev duygumun, onun uğruna savaşmamı ve ölmemi,
aileme karşı ödev duygumun ise onları terk etmememi ve ölmememi benden istediği
durumda ne yapmalıyım? Buna benzer sorular çoğaltılabilir. İkinci olarak, eylemin
sonuçlarına bakmaksızın sadece iyiniyete bakarak ahlaki değerlendirme yapması da
eleştirilebilir.İyiniyet,bireyleminahlakideğerininzorunluşartıolabilir;ancakacabaonun
yeterşartımıdır?
Teleolojik ve deontolojik yaklaşımları bu şekilde özetledikten sonra, hangi yaklaşımın kamu
yönetimi açısından daha uygun olduğu yönündeki tartışmalara geçebiliriz. Bu konuda, iki
ahlakteorisinedayananlarınbulunduğugörülmektedir.
Pops’a göre, yönetsel etiğe teleolojik bir yaklaşım almanın güçlü nedenleri bulunmaktadır.
Kamu yöneticileri, ahlaki zorunluluklardan olduğu kadar hukuk ve yasalardan kaynaklanan
nedenlerle,haklara,kurallaraveödevlereilgiduymakzorundadırlar.Fakatpolitikrollerive
doğal eğilimleri sonucu sonuçlara da ilgi duyarlar. Kamu yönetiminin politik doğası ve
yürütmeylebirlikteyasamaveyargıyakarşıdasorumluolması,sonuçlaraönemverilmesini
gerektirmektedir. Kamu örgütleri, etkin olabilmek için, sürekli bir yapıya sahip olmalıdırlar.
Bunun gerçekleştirilebilmesi de, en azından orta vadede, faydalı ve iyi sonuçlar elde
edebilmesine bağlıdır. Diğer yandan, kamu yöneticileri, sıradan vatandaşa ve özel sektör
yöneticilerine nazaran halkın mutluluğuyla daha yakından ilgilidirler. Bu da, onları başarıya
doğrumotiveederveulaşacaklarısonuçlarıniyiolmasınadikkatetmelerinisağlar.
Nuttall,kamukesimindefaydacıyaklaşımışöyledeğerlendirmektedir:“Uluslararası,ulusalya
dayereldüzeydeolsun,isterhükümetiyadasanayiyiveticaretiisterseeğitimiyadasağlığı
ilgilendirsin, kamusal alanda, kararların önceden görülebilir sonuçları gözönünde
bulundurularakalınmalarıgerektiğigenelkabulgörmektedir.Kamusalalanda,doğrukararen
iyi sonuçları getiren karardır -en iyi sonucun ne olduğu (ve kimin için en iyi olduğu) hep
tartışma konusu olacak olsa bile-. Kamu alanında sonuççuluğun genel kabulü, çoğu kişiyi
kişiselahlaksahasındadaönemliolanınyalnızcabireyleminsonuçlarıolduğufikrinikabule
zorlanmışgörünüyor.Doğalolarak,buahlakimeselelerebakışaçımızıetkilemektedir;bana
göreahlakiduyarlılığımızönemliorandayitmiştir.”
Chandler’a göre ise, bazı zorlukları olmasına rağmen, uygulamadaki kamu yöneticisinin
günlükhayatı,deontolojiketiğinteşvikettiğidüzenlemeler,ilkelervedavranışstandartlarına
göreveyabunlarınetrafındaoluşur.Hukukçular,anayasacılar,kamuyöneticileri,özelliklebir
şeyi düzenleyen veya ahlaki kurallara ilgi duyanlar, dindarlar ve özellikle on emir’in
kurallarınariayetedenler,Kant’ınkategorikimperativinebağlıolanfelsefecilerdeontolojist
15
olma eğilimindedirler. Bu ahlaksal düşünme tiplerinin her birisinin paylaştıkları ortak şey,
kabuledilmişveyaüzerindekonsensüssağlanmışdeğerlerinvarlığıdır.
Yine Chandler’a göre, etik kurallar yararlıdırlar, fakat onlar, yönetsel hayatın en önemli
karakteristiklerinden biri olan ahlaki karmaşıklıkla, kişisel olarak, cesaretle, sorumlu ve
yaratıcıbirbiçimdemücadeleetmeninyerinialamaz. Steinberg ve Austern de, değerleri temel alan deontolojik yaklaşımı savunmaktadır. Onlara
göre, kamu yararına ve kamu çıkarına hizmet eden yönetim kavramı, kamu yönetiminin
ahlaklı uygulamaları için temeldir. Ahlak yokluğu ya da ahlaka karşı ilgisizlik ya da ahlakı
göreceli gören kamu görevlilerinin uygulamaları, kamu yararına ve kamu çıkarına hizmet
etmez. Ahlaksal olarak değerleri temel alan bir inanç sistemi, kamunun çıkarına olan
davranışlasonuçlanacakvekamununisteklerinikarşılayacaktır.Değertemelliahlak,yanlışbir
davranışlasonuçlansabile,buuygulamadayolsuzlukyoktur.
Faydacı yaklaşım, kamu görevlisinin karşılaştığı günlük sorunların çözümünde yardımcı
olabilir. Kamu görevlisi, somut bir olayla karşılaştığında, olayla ilgili herhangi bir kural
bulamayabilir ya da mevcut olaya uygulanması pek mümkün olmayan genel bir kuralla
karşılaşabilir. Bu durumda, alacağı kararı ya da bulunacağı davranıştan etkilenen bireylerin
faydalarını düşünerek pratik bir karara varabilir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken bir
nokta vardır. Bir kamu görevlisi, kurumunun, devletin ya da tüm vatandaşların çıkarına
olduğunainandığıherdavranışıgerçekleştirebilirmi?Başkabirsöyleyişle,ençokkişiiçinen
çok iyiyi sağlayacak her eylemi yapabilir mi? Örneğin, bir istihbarat elemanı, devletin
aleyhineçalıştığınıdüşündüğübazıkimselerintelefonlarını,gereklimercilerdenizinalmadan
dinleyebilir mi? Yine güvenlik görevlileri, yasal yollardan bir terör örgütünün ortadan
kaldırılamayacağına inanırlarsa, söz konusu örgütü ortadan kaldırmak için yasadışı yollara
(örneğin yargısız infaz) girişebilir mi? Her iki örnekte de, kamu görevlisinin iyi niyeti söz
konusudur. Çünkü kişisel bir çıkarla değil, milliyetçi duygularla hareket etmektedir.
Eylemlerinin sonuçta, toplumun bireylerinin genel mutluluğuna katkıda bulunacağına
inanmaktadır.Herikiörnektedeyanıt“hayır”olmalıdır.Çünküyapılaneylemler,temelahlaki
değerlereveyasalaraaykırıeylemlerdir.Kamugörevlisi,birkararalırkenyadabireylemde
bulunurkenKant’ınortayakoyduğuşusoruyacevapvermelidir:“Örgütteherkesbuşekilde
kararalıryadaböyledavranırsaneolur?”Verdiğimizikiörnekaçısındandasorununcevabı
pek parlak değildir: Birinci örnekte yasalara uymanın hiç bir anlamının kalmadığı bir kamu
yönetimi,ikinci örnekteisemafyatipindeörgütlenmiş birkamu yönetimiortayaçıkacaktır.
Buaçıdan,Kant’ınformeletikanlayışıönemkazanmaktadır.Tümkamugörevlileri,öncelikle,
belirlenecek yasalar ve etik standartları temel alarak karar vermeli ya da eylemde
bulunmalıdırlar.
KAMUYÖNETİMİNDEETİKSELDAVRANIŞINOLUŞTURULMASI
Yönetsel etik yaklaşımı, kamu yönetiminde etiğe dayalı bir yönetim modelinin
oluşturulmasını öngörmektedir. Etiğe dayalı yönetim modeli, yozlaşma ile ilgili fırsat ve
dürtüleri ortadan kaldırmaya ve onun ortaya çıkarılmasını kolaylaştırmaya yönelik olarak
dizayn edilmelidir. Ona göre, etiğe dayalı bir yönetim modeli, iki temel varsayıma
dayanmaktadır: Birincisi, bir kamu görevlisinin, çıkar çatışmasına neden olabilecek özel
faaliyetlerden tümüyle ilgisini kesemeyeceğidir. İkincisi ise, kamu görevlilerinin görevlerini
kurumlailgilistandartlarauygunolarakyerinegetirmelerinimümkünkılmakiçinonlarayol
16
gösterilmesi zorunluluğu bulunduğudur. Modelin başarıya ulaşması, yönetim ve yasama
aşamalarında,süreklivekararlıbirliderliğebağlıdır.
Etikseldavranışıgerçekleştirmedegösterilençabalarınamacı,şöylesıralanabilir:
•
Kamugörevlilerininetikselfaaliyetlerivasıtasıylahalkıngüveninigeliştirmek.
•
Kamugörevlilerinivazgeçirerekvecezalandıraraketikselolmayandavranışlarıazaltmak
vemümkünseortadankaldırmak.
•
Etikselolmayandavranışlariçinyaptırımlarınuygulanmasınımeşrulaştırmak.
•
Gerek mevcut, gerekse örgüte yeni katılacak kamu görevlilerini, bürokratik kararların
etikselvedeğerselyönlerinekarşıduyarlıhalegetirmek.
•
Hangidavranışlarınetik,hangilerininetikdışıolduğukonusundakibelirsizliğiazaltmak.
•
Etikvedeğerkonularındakianalizlerdeyöntemlergeliştirmek.
•
Etikselvedeğerikilemlerininçözümündekamugörevlilerineyardımetmek.
•
Etikselgelişmeyidesteklemekvegerçekleştirmek.
Yönetsel etiğin oluşturulmasında temel alınacak bazı etik değerler bulunmaktadır. Yönetsel
etiğin temelini oluşturan iki grup etik değer ya da ilkeden söz edilebilir. Birincisi, genel
anlamdatoplumsaletiğindetemelinioluşturanveevrenseldüzeydegenelkabulgörmüşbazı
etikilkeler.Örneğinyalansöylememek,hırsızlıkyapmamak,dürüstlük,emanetikorumakve
geriiadeetmek,sözündedurmak,aldatmamakvb.gibi.Sözkonusuilkeler,yönetiminiçinde
bulunduğu toplumun kültürü, örf ve adetleri ve inanç sistemlerinden büyük ölçüde
etkilenecek,birtoplumdandiğerineufaktefekfarklarortayaçıkabilecektir.
İkincisiise,dahaçokkamugörevlileriniilgilendirenveuyulmasıgerekenetikilkeler.Örneğin,
hizmettenyararlananlardanherhangimaddiveyamanevibirçıkarsağlamamak,kamumalını
korumak,görevinitümbedenselvezihnigücünükullanarakyerinegetirmek,mesaisaatleri
içerisindekendiözelişleriileilgilenmemek,zimmetineverileneşyalarıveparalarıiadeetmek
vb.ilkeler.
Kamu yönetiminde etiksel davranışın oluşturulmasında ya da başka bir ifadeyle ahlak dışı
davranışların ortadan kaldırılmasında kullanılacak yöntemler neler olabilir? Yönetsel etik
literatüründebukonuylailgilifarklıyaklaşımlarolmaklabirlikte,üzerindebirleşilenhususlar
da bulunmaktadır. Etiksel davranışın oluşturulmasında faydalanılan yöntemler, genelde dış
veiçdenetimkapsamındadeğerlendirilmektedir. Etikilkevestandartlarıdaiçerenyazılıkurallarvasıtasıylaetikseldavranışınoluşturulması,en
çok gündeme gelen denetim yöntemidir. Söz konusu yöntem kapsamında etik ilke ve
standartlar(codesofethics)ileetikkanunları(ethicslegislation),denetimaraçlarıolarakele
alınacaktır. Yine bir denetim aracı olan ihbarcılık mekanizması ile etik ilke ve standartların
uygulanmasınıdenetleyecekmekanizmalarbukapsamdaincelenecektir.
17
EtikİlkeveStandartlar(CodesofEthics)
Etiğedayalıbiryönetimsistemininoluşturulabilmesiiçin,kamugörevlilerininbenzerolaylar
karşısında benzer tutum ve davranışlarda bulunmasının sağlanması, yani davranışlarının
standartlaştırılmasıgerekmektedir.Belliolaylarkarşısındaortayakonulacakahlakiolarakiyi
ve doğru eylem biçimlerinin saptanarak, bunların bir araya getirilmesi, etiğe dayalı bir
yönetimsistemininoluşturulmasındaönemlibirihtiyaçtır.
Etik ilke ve standartlar (codes of ethics), kabul edilebilir davranışları tanımlamak amacıyla
yapılan sistematik gayretlerdir. Etik ilkeler, iyi davranışta bulunma ve kötü davranışlardan
kaçınma konusunda, kamu görevlilerine rehberlik ederler; devlete olan güveni artırırlar ve
kamu örgütlerindeki yönetsel davranış standartlarını yüceltirler; değerlerin çatıştığı
durumlarda karar vericilere yol gösterirler. Etik ilke ve standartlar, halkla kamu yönetimi
arasındakikamusalgüvenedayalıözelilişkiyisağlamada,önemlibirrolüstlenirler.Kamusal
alandakiahlakistandartların,özelhayattandahayüksekolmasınısağlarlar. Etik ilkeler, örgütlerdeki ahlak dışı davranışların cezalandırılması için de rehberlik görevi
yaparlar.Ayrıcasözkonusuilkelerinyaygınolarakkullanılması,yönetiminbirmeslekhaline
gelmesineyardımcıolur.
Etik ilkeler, yazılı veya yazılmamış, genel veya özel biçiminde sınıflandırılabilir. Tatbik
edilmeye daha müsait olan yazılı ilkeler, hükümetler, herhangi bir kamu kurumu, meslek
örgütleri veya işletmeler tarafından kamuya duyurulabilir. Etik ilkeler, yüksek bir gayeye
ulaşmayıamaçlayanidealbiryapıdaolabiliryadabununtersiolarakzorlayıcıveyasayatam
anlamıylabağlılığıesasalanbiryapıarzedebilirler.Onaltınkuralolarakduvaraasılabilirveya
genelvehizmetiçieğitiminvetatbikatınbirparçasıolaraksüreklikullanılabilir.
Etik ilke ve standartların, bir levha olarak duvara asılan ve hiç bir etkisi olmayan kurallar
müsveddesiolarakalgılanmamasıiçin,yaşayanbelgelerolarakörgütselyaşamınbirparçası
halinegetirilmesigerekmektedir. Bir kimse, bir kamu görevini kabul etmekle, o görevle ilgili olarak belirlenmiş ahlaki
standartlara da uymayı kabul ediyor demektir. Çünkü kamu hizmeti, ahlaki anlamda doğru
olanı yapma, yanlış olanı yapmama yükümlülüğünü de içermektedir. ABD’de devlet
memurları için belirlenen davranış standartlarını içeren bir kararnamede, kamu hizmeti
anlayışışöyleifadeedilmektedir: İktidarın yönetenlerin onayına dayandığı yerde, ilke olarak her yurttaş hükümetin
dürüstlüğüne tam güven duymak durumundadır. Her bir memur, işgören ya da hükümet
danışmanı,bugüveni,kendidürüstlüğüvehertürlüresmiişlemdekidavranışıylakazanmak
veonurlandırmakzorundadır.Bustandartheryönetimdüzeyindegeçerlidir. Kamuyönetimininkendineözgüsiyasal,yasalveyönetselçevresi,kamuhizmetineözgüetik
standartların hazırlanmasını, bir özel işletme için etik standartların hazırlanmasından daha
önemli bir görev haline getirmektedir. Genel olarak halkın, işadamlarından ve özel kesim
yöneticilerinden ziyade, kamu görevlilerinden daha yüksek ahlaki performans bekledikleri
bilinmektedir. Özellikle menfaat çatışması alanında olmak üzere, belirli uygulamalar iş
alemindekabuledilebilir,fakataynıuygulamalarkamuyönetimindeyasaklanmaktadır.
18
Etikilkevestandartlarınhazırlanmaaşamasındadikkatedilmesigerekenbazınoktalarvardır.
Bunlardan birincisi, dürüstlüğü ve ahlaki sorumluluğu tanımlamaya girişen standartların,
toplum tarafından genel kabul görmüş standartlarla açıkça çelişmemesi gerekir. Başka bir
anlatımla,oluşturulacak“resmietik”,değişenekonomikvetoplumsalşartlarlabirliktehızla
değişen “gayri-resmi etik” le uyumlu olmalıdır. Eğer böyle olmazsa, resmi olarak belirlenen
bu standartlar, gerek toplum gerekse kamu görevlileri tarafından dikkate alınmayacak ve
uygulanmaşansıbulamayacaktır.Oluşturulacaketikstandartlarıntoplumunbüyükbirkesimi
tarafından benimsenmesi, yozlaşmanın önlenmesinde en can alıcı noktalardan birisidir.
Çalışmamızın birinci bölümünde de verdiğimiz bir örnek, konuyu oldukça açık bir hale
getirmektedir: Kabile ve kan bağlarının çok önemli olduğu bir Afrika ülkesinde, akrabaları
korumavekollamayönündegenelkabulgörmüşbirnormakarşıortayakonulan,işealmada
ve hizmet sunumunda eşitliği ve tarafsızlığı öngören gayrişahsilik ilkesi, hemen hemen hiç
uygulanmaimkanıbulamayanresmibirnormolarakkalmaktadır.
İkinci nokta, belirlenecek standartların açık bir dille ve anlaşılır biçimde ifade edilmesi,
mümkünolduğukadarörneklerleaçıklanmasıdır.Tanımlananeylemvedavranışlar,herkesin
anlayacağı biçimde açık ve basit terimlerle ifade edilmeli, karşılaşılan ahlaki ikilemi çözme
amacıylaoluşturulanstandartlaryeniahlakiikilemlereyolaçmamalıdır.
Üçüncü nokta, belirlenecek standartların dağınık, aşırı şekilde sınırlayıcı olmaması ve
birbiriyle çelişmemesidir. Eğer böyle olursa, kamu görevlisinin kafası karışabilir ve
standartlardaneldeedilmekistenensonucaulaşmakmümkünolmayabilir. Dördüncü nokta ise, belirlenecek standartların makul olması ve başarılabilmesi mümkün
amaçlar içermesidir. Kamu görevlilerinin uyması mümkün olmayan yüksek davranış
standartlarının belirlenmesi, etiğe dayalı bir yönetim anlayışının gerçekleşmesi yerine, etik
değerlerinulaşılmasıgüçbiridealolarakgörülmesine,hattaönemsenmemesineyolaçabilir.
Standartların oluşturulmasında dikkat edilmesi gereken beşinci nokta, belirlenecek
standartların, kamu görevlilerinin işlemleri yürütmesine engel olmamasıdır. Örneğin,
ihalelerdegörevalankamugörevlileriiçingetirilecekçoksıkıetikkurallarveyaptırımlar,hiç
bir kamu görevlisinin bir ihale işleminin altına imza atmamasına yol açabilir ve böylece
kamudaihaleyapmakimkansızhalegelebilir.Diğeryandan,kamuylaişyapanmüteahhitlerin
yaptıklarıişlerindenetlenmesiamacıyla8-10aşamalıvebirdençokbiriminkatıldığıçoksıkı
birdenetimmekanizmasınıngetirilmesi,hiçbirmüteahhidinkamuylaişyapmamasınaneden
olabilir.
Sonolarak,etikilkevestandartların“katılımcı”biranlayışlaoluşturulmasıvegeliştirilmeside
önemlibirnoktadır.Eğeretikilkevestandartlar,diğeryasaveyönetmeliklergibi,“tepeden
inmeci”biranlayışlahazırlanırvekamugörevlilerininuymasızorunluolankurallarbiçiminde
onlara empoze edilirse, söz konusu ilke ve standartların kamu görevlileri üzerindeki etkisi,
mevcut yasalardan öteye gidemez. Bu açıdan, etik ilke ve standartların, gerek kamu
görevlileri ve gerekse ilgili tüm kesimlerin katılımcılığı ile oluşturulması yararlı olacaktır.
Ancak tüm kamu görevlilerince içtenlikle benimsenecek etik ilke ve standartlar amaca
ulaşabilir. Kamu yönetiminde yozlaşmanın önlenmesinde, kamu görevlileri için etik standartların
oluşturulması kadar, özel kesimde çalışanların kamu yönetimi (devlet) ile iş ilişkilerinde
19
uymaları gereken etik standartların oluşturulması da önem kazanmaktadır. Örneğin kamu
yönetimi etiğinde, memurun yaptığı iş karşılığında rüşvet ya da başka bir menfaat elde
etmemesinin ahlaki bir standart olarak tespit edilmesi tek başına yeterli olmamakta, aynı
zamanda benzer ahlaki standartların özel kesim yönetici ve çalışanları için de getirilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda, iş etiğinde (business ethics) işadamlarının, şirket yönetici ve
çalışanlarının, devlet ile ilişkilerinde kamu yöneticilerine rüşvet vermemeleri, devletten bir
çıkar elde etme karşılığında memurları yoldan çıkarmamaları yönünde ahlaki ilkelerin
geliştirilmesigerekir. Rüşvet ve yolsuzluklarla ilgili olarak, özel kesim örgütlerine sorumluluk yüklenmesi, özel
kesim örgütlerinin kendi personelini bu konularda eğitmesi sonucunu doğuracaktır. Söz
konusu örgütler, rüşvet ve yolsuzluk işlerine karışanların işlerine derhal son verileceğini
personelineöğretmeleriyararlıolacaktır.
Bazenbirahlakiikileminçözümünde,doğru-yanlışveyaahlaki-ahlakdışıbiçimindenetolarak
ortaya konulmuş bir standart bulunamayabilir. Kamu görevlileri, doğru davranışı yanlış
davranıştanayırmadazorluklarlakarşılaşabilirler.Budurumdasorun,beyazveyasiyaholarak
netbelirlenememekte,“grialan”olaraktabiredilenbelirsizbirdurumkarşımızaçıkmaktave
çözümdesonderecezorlaşmaktadır.Öncedenkestirilemeyenveheranortayaçıkabilecek
gri alanlarla, her zaman karşı karşıya gelinebilir. Önemli olan, böyle bir sorunla
karşılaşıldığında,onukendihalinebırakmakyerine,biranönceçözümbulmayaçalışmaktır.
Ortayaçıkangrialanı,yasalyadayönetseldüzenlemelervebelirlenecekahlakistandartlarla
düzenlemekonusuyapılıncayakadar,geçiciolarakkurumiçindekiahlakkurullarıyardımıyla
sorunhemençözümlenmelidir.
Etik davranış ilkeleri, kamu yönetiminde ilk kez, ABD’de bulunan Uluslararası Kent
Yönetimleri Birliği (International City Management Association-ICMA) tarafından 1924
yılında yayımlandı. 1958 yılında Kongre tarafından oybirliği ile, federal yürütme şubesi
görevlileriiçindavranışkurallarıkabuledildi.1961yılındaBaşkanKennedy,idarikararlarlabu
kuralları güçlendirdi. 1970’lerde Watergate skandalı ile beraber, devletin bütün
kademelerineetikilkevestandartlaryaygınlaştırıldı.BirmeslekörgütüolanAmerikanKamu
YönetimiTopluluğu(ASPA),1984yılında,etikilkevestandartlarıbirbildirgeolarakilanetti.
Etikilkeler,işletmeler,yerelyönetimler,kamuyönetimiiçindeyeralanherhangibirkurum,
hükümet, mesleki kuruluşlar, bilim adamları vb. tarafından hazırlanarak kamuoyuna
duyurulmaktadır.Budurumdaetikilkeler,“bildirge”olarakdaadlandırılmaktadır. AmerikanKamuYönetimiTopluluğu’nunEtikBildirgesi
Biz, Amerika Kamu Yönetimi Topluluğu üyeleri, vicdanın davranışları yönlendirmedeki kritik
rolünüidrakederekvehayatınahlakibelirsizliklerinigözönündebulundurarak,(şunları)taahhüt
ediyoruz:
1. Kamu kurumlarına kamusal güveni ve emniyeti aşılamak için, tüm kamusal aktivitelerimizde
kişiseldürüstlük,doğruluk,onurvemetanetgibiyüksekstandartlarıgöstermeyi.
2. Halka hizmet etmenin herhangi bir kişiye hizmetin ötesinde olduğunu idrak ederek, halka
saygı,ilgi,nezaketveheveslehizmetetmeyi.
3. Kişisel mesleki mükemmellik için çaba göstermeyi ve iş ortaklarımızın ve kamu yönetimi
alanınagirmekisteyenlerinmeslekigelişiminiteşviketmeyi.
20
4. Kamuya ait görevlerimize olumlu bir tutumla yaklaşmayı ve açık iletişim, yaratıcılık, kendini
hizmeteadamaveşefkatiyapıcıbirşekildedesteklemeyi.
5. Resmi görevlerimizi yerine getirirken, meşru olmayan kişisel kazanç elde etmeyecek şekilde
hizmetetmeyi. 6. Resmigörevlerimizinyürütülmesiilebağdaşmayantümmenfaatveaktivitelerdenkaçınmayı.
7. Resmigörevlerimizsırasındaulaştığımızayrıcalıklıbilgiyikorumayıveonasaygıgöstermeyi.
8. Kamuçıkarınıartırmakiçin,kanunensahipolduğumuztümtakdiryetkisinikullanmayı. 9. Görevimizleilgiliolarakortayaçıkanişlerizamanındayerinegetirmevekamuişlerinimesleki
yeterlilikle, adil, tarafsız ve etkin bir şekilde yönetme sorumluluğunu kişisel bir görev olarak
kabuletmeyi,
10.Toplumun tüm kesimlerinden nitelikli kişilerin işe alınmasında, seçilmesinde ve
ilerletilmesinde eşit fırsat temin etmek için, liyakate dayalı istihdamı ve olumlu aksiyon
programlarınıdesteklemeyi,uygulamayıvegeliştirmeyi.
11.Yasal olmayan farklı muamele, sahtekarlık ve kamu kaynaklarının yanlış idaresinin tüm
şekilleriniortadankaldırmayıvebutürfarklımuamele,sahtekarlık,yanlışidareyadakötüye
kullanmayı düzeltmeye yönelik sorumlu gayretlerinden dolayı zor duruma düşen iş
arkadaşlarınıdesteklemeyi. 12.Federal ve eyalet anayasalarına ve kamu daireleri, çalışanlar, müşteriler ve vatandaşlar
arasındaki ilişkileri düzenleyen diğer kanunlara saygı göstermeyi, onları desteklemeyi ve
zorunluisegeliştirmekiçinçalışmayı.
Etikilkevestandartlar,birkamukurumundakarşıkarşıyakalınanetikikilemlerinçözümünde
ve kamu yöneticilerinin davranışlarını yönlendirmede yardımcı olabilirler. Ancak, bu tür
standartlara gözü kapalı uymak, gerçekte güçlü bir karakterin büyümesini tıkayıp
engelleyebilir.Bazenbirgörevlininkamuhizmetindekarşılaştığıahlakiikilemveseçimler,bir
ilke ve kurallar manzumesinin içerdiğinden çok daha fazla düşünme ve irdeleme
gerektirebilir. Bu durumda biçimsel kuralların veya ilkelerin üzerinde katı bir şekilde ısrar
etmek,işeyaramayacaktır.
Etik ilke ve standartlar, kurumsal destek olmaksızın, ne gelişebilirler ne de varlıkları
hissedilebilir. Yaptırım gücü olmayan ve yaygın olarak kabul edilmeyen bir davranış kuralı,
“kurumsal ikiyüzlülük” ün oluşmasına neden olabilir. Yani, kurumda etkin olmayan etik ilke
ve standartlar ilan edilip ahlaka önem veriliyor gibi bir izlenim yaratılırsa, bu durum perde
arkasında yolsuz ve ahlak dışı eylemlerin rahatça yapılmasına imkan verebilir. Daha öz bir
ifadeyle, etik ilke ve standartlar, ahlak dışı davranışların gizlenmesinde bir kalkan olarak
kullanılabilir.
ABD’de yayınlanan etik ilke ve standartların, kamu görevlileri üzerinde çok fazla bir etkiye
sahip olmadığı ileri sürülmektedir. Bunun temel nedenlerinden birisi, söz konusu
standartların yeteri kadar duyurulamamasıdır. Nitekim, ASPA üyeleri arasında yapılan bir
araştırmada, “ASPA’nın etik ilke ve standartlarından haberdar mısınız” biçimindeki bir
soruya,araştırmayakatılanların%34’ü“sadeceduydum”,%56’sı“genelolarakhaberimvar”
ve sadece %10’u “tam olarak bilgim var” şeklinde cevap vermiştir. ABD’de ortaya çıkan bu
durum,başkaülkelerdeaynışekildesonuçlanmayabilir.
Etikilkevestandartlarınenhararetlisavunucularıdahi,sözkonusukuralların,tekbaşınaetik
dışıdavranışlarınönlenmesindekesinbirçözümolmadığınıkabuletmektedirler.Etikilkeve
standartlarla ilgili eleştiriler, toplu olarak şu şekilde ifade edilebilir: Birincisi, etik ilke ve
21
standartların çoğu, genel niteliklidir ve spesifik durumlara uygulanması zordur. İkincisi,
detaylı maddeler kapsasa dahi, etik standartların uygulanma güçlüğü bulunmaktadır.
Üçüncüsü,kamuyönetimiörgütlerininkarmaşıkyapısıdikkatealındığında,bütünkurumve
birimlerde etkin ve adilane bir biçimde uygulanabilecek etik ilke ve standartlar hazırlamak
zordur. Dördüncüsü, etik ilke ve standartlar, ilgili kamu görevlilerinin ötesinde, onların
yakınlarının bireysel haklarını ve özel yaşamlarını olumsuz bir biçimde etkilemektedir.
Örneğin,malbildirimiyleilgiligetirilenbazıyükümlülükler,kamugörevlilerininyanındadiğer
aile bireylerinin de bireysel mahremiyetlerini etkilemektedir. Son olarak, örgütün kabul
ettiğinisöylediğidışsaletikilkevestandartlarınörgütiçiuygulamalarlaçeliştiğiveörgütiçi
uygulamaların, dışsal etik standardını ihlal etmeyi teşvik ettiği durumlarda, etik ilke ve
standartlar,sistemikyozlaşmaylaetkinbirşekildemücadeleedemez.
Yukarıdadabelirtildiğigibi,etikilkevestandartlarınetkisinitekbaşınadüşünmemekgerekir.
Bunlarıbaşkaönlemlerlebirlikteelealarakdesteklemekkaçınılmazdır.
EtikYasaları
Yukarıdabelirttiğimizetikilkevestandartlar,esasolarak,yasalardabulunanyetersizliklerden
oluşan “gri alan”ların ortadan kaldırılmasına yönelik bir dış denetim aracı olarak ortaya
konulmaktadır. Dolayısıyla yasal anlamda cezai bir yaptırım içermemekte, sadece kamu
görevlileri üzerinde manevi ve sosyal bir baskı unsuru olarak görev icra etmektedirler. Bu
düşüncedenhareketle,etikilkevestandartların,dahaetkinbirbiçimdeuygulanabilmesiiçin,
yasaveyayönetmelikhalinedönüştürülmesiyolunagidilmektedir. Etikilkevestandartlargibietikyasalarıda,yozlaşmayıveahlakdışıdavranışlarıtamolarak
önlemede başarılı olamazlar. Ancak, pek çok değerli fonksiyonu yerine getirmeyi
başarabilirler. Etik yasaları, kamusal çıkarların korunmasında çaba sarfetmek isteyenlere
rehberlikederler.Kişiselçıkarlarıpeşindekoşanlarıbelirlemeveyakalamadayardımcıolurlar.
Etik yasalarının nasıl hazırlanacağı ve kapsamının ne olacağı konusunda farklı yaklaşımlar
bulunmaktadır. Birinci yaklaşım, etik yasasının spesifik cezalarla birlikte yasaklamaları
içerecek bir biçimde hazırlanmasıdır. Böyle bir yaklaşımda, davranış standartları, yasa
tarafından belirlenmektedir ve yasa tüm kamu görevlilerini kapsamaktadır. İkinci yaklaşım,
etik yasasının açıklama esasına göre düzenlenmesidir. Bu yaklaşımda, etik yasasında mal
beyanındabulunma,hediyekabulüvekayırmacılıkgibikonularlailgiliilkelerbelirlenmekte,
kamugörevlilerininbuilkelereuygunaçıklamalardabulunmalarısağlanmaktadır.Sözkonusu
yaklaşım, temel olarak, kamu görevlilerinin kendi kendilerine samimi davranacaklarına dair
söz vermeleri esasına dayanmaktadır. İkinci yaklaşımın dayandığı diğer bir nokta da, kamu
görevlilerinin yaptıkları bu açıklamaların, kamuoyu ve medya tarafından dikkatle takip
edileceğidir. Bu iki yaklaşımın dışında, etik yasaları, spesifik bazı hükümler içerebilir, yani kapsamı sınırlı
tutulabiliryadatümkonularıkapsayacakbiçimdegenişolarakdüzenlenebilir.Yapımtekniği
açısındanise,kendindenöncehazırlanmışbazıyasalarıörnekalabiliryadayereldüzeydeki
ihtiyaçvegereksinimlereuygunolaraközelbirbiçimdehazırlanabilir.
Etik yasalarının hazırlanmasında ortaya çıkan diğer bir sorun, yasanın kimin tarafından
hazırlanacağı konusudur. Başka bir ifade ile, yasada yer alacak etik standartları kim
22
belirleyecektir? Sözünü ettiğimiz bir yasa olduğuna göre, sonuçta parlamento tarafından
kabul edilecektir. Ancak, hazırlanmasında kamu görevlilerinin, bağımsız uzmanların,
üniversiteöğretimüyelerininveyavatandaşlarıngörevalmasıdüşünülebilir.Bununlabirlikte,
yasanın en azından ilk taslağının, kamu görevlilerinden oluşan bir kurul tarafından
hazırlanmasınınbirtakımyararlarıbulunmaktadır.Herşeydenönce,kamugörevlilerikendi
belirledikleri etik ilkelere daha çok uyma eğiliminde olacaklardır. Bunun yanında, başka
ülkelerdeki uygulamalar, kamu görevlilerince hazırlanan etik yasalarının, başkalarının
koymayacesaretedemeyeceğisıkıkurallariçerdiğiniortayakoymaktadır.Diğeryandanetik
yasalarının, seçimle oluşturulmuş (yöneticilerin ve iş görenlerin birlikte oluşturdukları) bir
komitetarafındandahazırlanmasınınyararlıolacağıbelirtilmektedir.
Kamu görevlileri için oluşturulmuş bir etik yasası, bir ceza yasası değildir ve ondan bazı
farklarıbulunmaktadır.Herşeydenöncecezayasalarında,rüşvetalmakgibikarşılığındapara
veyahapiscezalarıöngörülensuçlartanımlanmaktadır.Oysaetikyasaları,kamugörevlisinin
karşılaştığı ahlaki ikilem karşısında davranabileceği doğru seçenekleri ortaya koymaktadır.
Ceza yasalarında sadece yasaklanan davranışlar belirtilirken, etik yasalarında belli
durumlarda ortaya konulabilecek davranış seçenekleri ile memurların yapmaları veya
yapmamalarıgerekendavranışlartanımlanmaktadır. Etikyasasıylagetirilendüzenlemeler,genellikledavranışıniçeriğinedeğilgörüntüsüneönem
vermektedir. Bu nedenle, memurun yaptığı davranışı ya da aldığı kararı iyiniyetle yaptığı
düşünülsevesonuçtahaklıveyansızdaolsa,memurucezalandırmaktadır. Örneğinetikikilemlerbaşlığıaltındasözünüettiğimizbirincisenaryoda,ihaleninkararvericisi
durumundaolankamugörevlisi,gerçekteniyiniyetleveyansızolarakihaleyieskipatronuna
verse, cezalandırılması gerekecektir. Çünkü, olayda alınacak kararı etkileyebilecek bir çıkar
çatışmasıvarolduğuiçin,kamugörevlisininkararakatılmayıreddetmesigerekmekteydi.
Kamu görevlileri için hazırlanacak bir etik yasasında, en azından şu unsurların bulunması
gerekmektedir: Yasanın kimlere uygulanacağı; kamu görevine başvuracak kimselerin,
başvurusunu engelleyecek daha önceki davranışların neler olduğu; suç niteliğinde olmasa
bile göreve son verilmesini gerektiren davranışların neler olduğu; çıkar çatışmaları; kamu
görevinden ayrılma sonrası kısıtlamaların neler olduğu; resmi görev dışında yapılan
davranışlarla (örneğin sarhoş araba kullanmak, zinaya bulaşmak) kamu görevi arasında bir
bağın kurulup kurulamayacağı, kurulacaksa nasıl olacağı; ihbar edilmesi gereken ahlak dışı
davranışlarınnelerolduğuvb.
DavranışKuralları
Etik yasasında, kamu görevlilerinin davranışlarını düzenleyecek kurallar şu alanları
kapsamaktadır: Çıkar çatışmaları (conflicts of interest), hediye kabulü, seyahatler, kamu
dışında çalışma (ikinci iş), işten ayrılma sonrası çalışmayla ilgili sınırlamalar, kayırmacılık,
toplantılarakatılmaücretlerivebüronun(ofisin,dairenin)uygunsuzbirbiçimdekullanılması. Etik yasalarındaki davranış kuralları ile ilgili düzenlemeler, daha çok çıkar çatışmalarını
kapsamaktadır. Çıkar çatışmalarıyla ilgili düzenlemeler, İngiliz gelenek hukukuna (common
law) dayanmaktadır. Söz konusu hukuka göre, bir kamu görevlisi, itimada dayanan bir
23
yükümlülüğe sahiptir. Yönetsel faaliyetlerinde ne doğrudan ne de dolaylı bir çıkar
sağlayamaz;sadecekamuçıkarınagörehareketetmekzorundadır.
Çıkarçatışması(conflictofinterest),temeldeyozlaşma(corruption)danbirazfarklıdır.Çıkar
çatışmasının bulunduğu durumlarda, yolsuzluk veya yozlaşma “ihtimal”i bulunmaktadır.
Örneğin uzun süre özel sektördeki holdinglerde yönetim kurulu üyesi olarak çalışan bir
kişinin,sözkonusuholdinglerlekrediilişkisiiçindeolanbirdevletbankasınıngenelmüdürü
olarak atanması bir çıkar çatışması ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir durumda yolsuzluk
yapılmasıihtimaliyüksektir;ancakbuihtimalyolsuzlukyapıldığıanlamınagelmemektedir.
Çıkar çatışması, değişik biçimlerde ortaya çıkabilmektedir. Bir kişinin bir kamu görevine
atanması, kamudan ayrıldıktan sonra özel bir şirkette çalışması, ikinci bir işte çalışması,
hediyekabuletmesi,ücretkarşılığındabirtoplantıyakatılmasıyadavereceğikararınyada
bulunacağı davranışın muhtemel sonucundan, kendisinin ya da yakınlarının olumlu ya da
olumsuz ve/veya dolaylı ya da dolaysız etkilenmeleri durumu çıkar çatışmasını ortaya
çıkarabilmektedir. Kamu görevlisinin yapacağı işlem, eylem veya alacağı karardan olumsuz
olaraketkilenecekyadabunlardançıkarsağlayacakkişileriniçinde,kendisininyadaeş,dost,
akraba, arkadaş, daha önceki işinden tanıdığı kimselerin (objektif olarak davranmasını
etkileyebilecek herkes) bulunması, çıkar çatışmasını ortaya çıkarmaktadır. Etik yasası,
gerçekleşmesimuhtemelhertürlüçıkarçatışmasınıayrıntılıolarakdüzenlemelidir. KişiselÇıkarSağlamaveHediyeKabulü
Kamugörevlisininyadaeşveçocuklarının,işsahiplerindenmaddiveyamanevibirmenfaat
elde etmesi; rüşvet alması; belirlenecek miktarın üzerinde hediye, yemek, içki vb. kabul
etmesi; ücretsiz ya da düşük miktarda ücret ödeyerek mal veya mülk edinmesi; sağlanan
ücretsiz tatil imkanlarından yararlanması; bir toplantıya katılma ya da konuşma yapma
karşılığındayüksekücretleralmasıvb.konularetikyasasındayeralmalıdır.
Atamalar
Bir kamu görevine atama sırasında, atanacak kişinin nitelikleri çıkar çatışmasına neden
olabilir.Şöyleki,atanacakmakamıngerektirdiğinitelikleritaşıyanveilgilialandaiştecrübesi
olan bir kişi, muhtemelen o alandaki ilgili pek çok kişiyi tanıyacak ve bir çok arkadaşı
bulunacaktır. Örneğin, bir devlet bankasının genel müdürlüğüne atanacak bir kimse, büyük
birolasılıkla,bankadankreditalepedecekşirketlerinsahiplerini,yöneticilerinivesektördeiş
ilişkisinde bulunacağı pek çok kişiyi, daha önceki iş deneyimlerinden tanımaktadır. Bu
durumdaalacağıpekçokkarardaçıkarçatışmasıylakarşılaşmasıkaçınılmazdır.Diğeryandan
sözkonusugörevedeneyimiveuzmanlığıdiğerinegöredahaazolanbirkimseninatanması
durumunda,çıkarçatışmalarıçokazainebilecek,ancakbukezdeliyakatilkesineuyulmamış
olacaktır.Görüldüğügibiatamayapacakmakamaçısındançözümüvekararvermesiçokzor
bir etik ikilemle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu nedenle, çıkar çatışmasıyla ilgili olarak
yapılacak düzenlemelerin, söz konusu ikilemi dengeleyici bir anlayışla yapılması
gerekmektedir.
GörevSonrasıKısıtlamalar
Kamu görevlileri, kamu hizmetinde bulundukları sırada, statü itibarıyla bazı ünvanlar elde
etmektevegörevleriyleilgiliönemlibirtakımbilgileredinmektedir.Özelliklekamupersonel
24
rejimindeaçıkkariyersisteminibenimsemiş,yaniözelsektördenpersonelalışverişineimkan
tanıyan ülkelerde, belli bir süre kamu kesiminde çalışan kişiler, özel sektöre geçtiklerinde,
kamu hizmetindeyken edindikleri ünvan ve bilgileri kamunun aleyhine olarak
kullanabilmektedirler. Memurluğu meslek olarak benimseyen kapalı kariyer ilkesini
uygulayan ülkelerde de, istifa, görevden çıkarma ya da emeklilik gibi nedenlerle kamu
hizmetinden ayrılma durumunda da aynı sorunla karşılaşılabilmektedir. Örneğin, bir kamu
kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak çalışan bir görevlinin, emekliye ayrıldıktan
hemen sonra, kendi kuracağı bir şirketle ya da başka bir şirketin temsilcisi olarak eski
kurumunun ihalelerine katılması durumunda çıkar çatışması ortaya çıkmaktadır. Böyle
durumlarda,eskikamugörevlisinin,çıkarsağlamaamacıylaeskikurumunagirebileceği“açık
kapı” (revolving door) bırakılmış olmaktadır. Söz konusu durumlar, kamusal güvenin ihlali
konusunda ciddi bir potansiyel ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle etik yasasında, kamu
görevlilerinin görevden ayrıldıktan sonra eski kurumuyla özel iş ilişkilerinde bulunması
durumunda ortaya çıkabilecek çıkar çatışmaları ve etik ikilemler ayrıntılı olarak
tanımlanmalıdır.
Sözünü ettiğimiz çatışmaların ortaya çıkmamasının bir yolu, kamu görevlisinin, görevden
ayrıldıktan sonra, bulunduğu görevin niteliğine göre süresi belirlenerek eski kurumuyla iş
ilişkisi içerisinde bulunmasının yasaklanmasıdır. Özellikle üst düzey kamu görevlileri,
bulundukları görevin niteliğine göre bir veya iki yıllık bir “soğutma dönemi”nde eski
kurumuyla iş ilişkisi içerisine girmemelidir. Bu sınırlamalar, kamu görevlisinin iş bulma
imkanlarını ortadan kaldıracak kadar da ileriye gitmemelidir. Ancak bazı özel durumlarda,
kamugörevlisinineskikurumuylailişkisi,sürekliolarakdayasaklanabilmektedir. İkinciİş
Birkamugörevlisinin,resmigörevidışındaikincibirişteçalışması,sadakatininbölünmesine
yol açabilir, kamusal bilgilerin özel amaçlarla kullanımına sebep olabilir ve sahip olduğu
performansın tamamını kamu hizmetinde kullanamaması gibi sonuçlar doğurabilir. Bu
nedenle,kamugörevlilerininyapabilecekleriveyayapamayacaklarıikinciişler,etikyasasında
tanımlanmalıdır.
SeçilmişMemurlar(Görevliler)
Etik standartlar, üst düzeylere atanan görevliler ve kariyer memurları için olduğu kadar,
seçilmiş kamu görevlileri için de önemlidir. Seçilmiş görevlilerin, yüksek ahlaki standartları
gerçekleştirmede özel sorumlulukları vardır. Yerinden yönetim ilkesine göre örgütlenmiş
kuruluşlarınkararveyürütmeorganlarının,seçimlegelengörevlileridediğerkamugörevlileri
gibietikikilemlerlekarşıkarşıyakalmaktadır.Seçilmişbugörevlilerinbazıları,genellikleyılın
belli dönemlerinde çalıştıklarından ve tam zamanlı bir görev yürütmediklerinden, kendi
işlerine devam edebilmekte, bu da çıkar çatışmalarını daha da artırmaktadır. Örneğin
müteahhitlikişiyleuğraşanbirbelediyemeclisiüyesinin,belediyeileilgiliihaleleredoğrudan
yadadolaylıolarakkatılmasıyadayinemeclisüyesibiravukatınbelediyeyekarşıaçılanbir
davada görev alması söz konusu çatışmalardan sadece bir kaçıdır. Bu nedenle, seçilmiş
görevlilerinkarşılaşabilecekleriçıkarçatışmalarıyasadaaçıkolaraktanımlanmalıdır.
Diğer yandan, seçim kampanyası dönemlerinde yapılan siyasal anlamdaki bağışlar, bazı
durumlarda etik açıdan problemler ortaya çıkarabilmektedir. Söz konusu bağışlar,
25
demokratiksürecinişleyişibakımındangerekliolmaklabirlikte,sınırlandırılmadığındavegizli
tutulduğunda, seçilmiş görevlinin bağışta bulunan kişi veya kurumlar lehine davranışta
bulunmasınayolaçabilmektedir.Bunedenle,siyasalbağışlarınmiktarınınsınırlandırılmasıve
gizlibağışlarınyasaklanmasıgerekmektedir.
Seçilmiş görevlilerle ilgili diğer bir sorun, onların kamusal kaynakları özel çıkarları için
kullanabilmesidir. Örneğin emrindeki görevlileri özel işlerinde kullanma, kişisel belgelerinin
fotokopisini çekme, resmi makam araçlarını özel işlerde kullanma vb. Yasada bu tür
davranışlarlailgilidüzenlemelerindebulunmasıgerekmektedir.
MalBildirimi
Hukuki bir düzenlemeyle, üst düzeydeki seçilmiş ya da atanmış kamu görevlilerinden,
servetlerinibildirmeyiistemeyenbiryönetimbirimini,yönetseldürüstlüğeönemvermeyen
bir yönetim olarak nitelendiren Steinberg ve Austern, kamu görevliliğinde dürüstlüğü
güvence altına almada servet bildiriminde bulunma zorunluluğundan daha etkili bir araç
bulunamayabileceğinibelirtmektedirler.Onlaragöre,servetbildirimindeenazşuunsurların
yeralmasıgerekmektedir:
Kamugörevlisininbütüngelirlerininkaynağınınbildirilmesi;görevlininherhangibirbiçimde
çıkarıolduğuiş,ortaklıkyadafirma;görevlinineşvebakmaklayükümlüolduğuçocuklarının
her türlü gelir kaynağı; görevlinin, eş ve çocuklarının bir yıl boyunca aldığı -değeri
belirlenecek miktarı aşan- armağanlar; seçim dönemlerinde aday olanlara yapılan her türlü
katkı; görevlinin doğrudan ya da dolaylı çıkarı bulunduğu değeri belirlenecek miktarı aşan
gayrimenkullerin tanımı; açık çek ya da kredi kartı hesapları dışında belirlenecek miktarın
üzerinde borçlu olduğu kişilerin kimlikleri; görevlinin belirlenecek miktarı aşan sürekli bir
mevduatınınbulunduğumalikurumlarınadlarıvb.
Servet bildirimleri ile ilgili form ve prosedürler, çok basit ve anlaşılır bir biçimde
düzenlenmelidir.Bildirimingizlitutulmasıyadaaçıklanmasıkonusutartışmalıdır.Bazıları,bir
dava açılmadığı sürece, bildirimin gizli kalması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Ancak,
bildirimin açıklanmasının, kamuoyu denetimi açısından daha etkili olacağı hususu da
dikkatten uzak tutulmamalıdır. Özellikle, ilgili taraflar açısından bildirimin aleni hale
getirilmesiönemliyararlarsağlayabilir.
İhbarcılar(Muhbirler)veKorunmaları
Yolsuzluğun hemen hemen bütün türleri ve özellikle de rüşvet, gizlilik içerisinde
yürütülmekte,bunedenledeortayaçıkarılmasısonderecegüçolmaktadır.Etiğedayalıbir
yönetim sisteminin oluşturulmasında, kurum içerisinde ahlak dışı davranışta bulunanların
ortaya çıkarılması son derece önemlidir. Bir kamu kurumundaki ahlak dışı uygulamaları,
dolandırıcılığı,savurganlığıvegörevikötüyekullanmayıdışarıdakilerenazarandahaiyibilen,
kurum içerisindeki görevlilerdir. Bu nedenle, ancak kurum içerisindeki ahlaklı kamu
görevlilerinin, ahlak dışı uygulamalarda ve yolsuz davranışlarda bulunanları ihbar etmeleri
suretiylesözkonusuolaylarkolaylıklaaçığaçıkarılabilir.
İhbar etme (whistleblowing), bir kurumdaki yönetici veya çalışanların bazı yanlış
uygulamalarını açıklama eylemi olarak tanımlanabilir. Söz konusu yanlış uygulamaları
26
açıklayankişilerde,genelliklemuhbirveyaihbarcı(whistleblower)olarakadlandırılmaktadır.
“İhbarcı,halkınsağlığını,güvenliğiniveözgürlüğünütehlikeyeatan,yasalolmayanveisrafa
sebebiyetverenyönetimfaaliyetlerihakkındakibilgileriaçıklayankamugörevlisidir”.
Eğer yolsuzlukların ve ahlak dışı uygulamaların açığa çıkmasında ihbar etme mekanizması
olmasaydı, geçmiş dönemde ortaya çıkan hiç bir yolsuzluk olayından kamuoyunun haberi
olmayacaktı.Yolsuzluklarınihbaredilmediğidurumlarda,butürolaylarınaçığaçıkmasıancak
tesadüflere bağlı kalacaktır. Nitekim, ülkemizde devlet içinde yasal olmayan örgütlerin var
olduğu, Susurluk’ta tesadüfen meydana gelen bir trafik kazasının neticesinde ortaya
çıkmıştır.YineEmlak-Bankskandalıda,taraflarınkendiaralarındakiiçhesaplaşmasonucunda
kamuoyunungündeminegelmiştir.İSKİskandalıolarakbilinenolayındaaçığaçıkması,biraşk
ilişkisisebebiyleolmuştur.
İhbarcılık kurumunun, çeşitli ülkelerdeki kullanımı ve toplum tarafından değerlendirilmesi
farklıolmaktadır.Bazıdurumlardakamuyararınayönelikbirniteliktaşırken,bazıdurumlarda
iseözelmenfaatteminiesasolmaktadır.Kısacası,sözkonusukurumunkötüyekullanılabilme
yönü muhtemeldir. Dolayısıyla, eski uygulamalar ve buna bağlı yerleşik kanaatlar, bazı
ülkelerdeihbarcılığınkötübirişolarakalgılanmasısonucunudoğurmaktadır.Özelliklekurum
içi yozlaşmanın üst düzeyde olduğu durumlarda, ihbarcılar, genellikle, kurum içindeki
amirlerivearkadaşlarıtarafından“istenmeyenadam”ilanedilmektevebirşekildekurumdan
uzaklaştırılmayaçalışılmaktadır.Ülkemizdebununensonvegüzelörneği,Susurlukolayıile
ilgili açıklamalarda bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Vekili’nin
başınagelenlerdir.
Gereközelsektörde,gereksekamusektöründe,sözünüettiğimiztepki,ihbaredenlerekarşı
misillemede bulunulması sonucunu doğurmaktadır. Bir çok durumda, ihbarda bulunanlar
işlerini kaybetmekle karşı karşıya kalmaktadır. Çoğu durumda, işten çıkarma doğrudan
yapılamadığı için, ihbarcıyı kurumdan uzaklaştırmak için bazı yöntemler denenmektedir.
Bunlardanbirtanesi,ihbardabulunduklarıkonulardaonlarılekelemekiçin,meslekiyeterlik,
cinsiyet veya erdem gibi hemen hemen her şeylerine saldırarak ihbarcıları hedef haline
getirmektir. İkinci bir yöntem, muhbiri ihbar ettiği konuyla ilgili problemin çözümü için
görevlendirmek, daha sonra bir çözüm üretememesi için bir sürü engeller ortaya koyarak
görevibaşarmayıimkansızkılmakveböyleceyetersizliknedeniylemuhbiriiştençıkarmaktır.
Yinebaşkabiryöntemde,ihbarcıyızordurumlarasokarakonlarlauğraşmasınısağlamakve
böylecekonunununutulmasınıteminetmektir.
Böylebirortamiçinde,gerçektende,birkimsenin,kurumiçerisindeberaberçalıştığıvebelki
de yakın ilişkiler içinde bulunduğu bir iş arkadaşının ya da kendisiyle ilgili kararlar verme
durumunda olan amirinin ahlak dışı bir eylemini gördüğünde, bu durumu ilgililere ihbar
etmeye karar vermesi son derece zordur. Böyle bir davranışı, ancak sağlam bir karaktere,
cesaret, dayanıklılık ve kararlılık gibi özelliklere sahip olan ve etik ilke ve değerlere çok
önemverenkişilergerçekleştirebilirler.
Muhbirlik,halkarasındadagenelkabulgörmemekte,muhbirlere,gammazcıveyaispiyoncu
gibiaşağılayıcısıfatlaryakıştırılmaktavesözkonusukişilertoplumiçerisindendışlanmaktadır.
Oysaisraf,yasadışıuygulamalarvegücünkötüyekullanımıkonularındaaçıklamadabulunma,
yönetimihalkıngüveniaçısındandahadeğerlikılmayayönelikbirfaaliyetolarakgörülmelidir.
27
İhbaretmeninçeşitliyöntemleribulunmaktadır.Temeldebuyöntemlerikurumiçivekurum
dışı yöntemler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Kurum içi yöntemlerden birisi, hiyerarşik
silsile yoluyla üstlere durumun bildirilmesidir. İkincisi, iletişim araçları vasıtasıyla ihbarda
bulunmaktır.Üçüncüsü,birkurumiçidenetimmekanizmasına(genelmüfettiş,teftişkurulu,
müfettiş vb.) durumu iletmektir. Dördüncüsü, kurum içinde ihbar etmeyi teşvik amacıyla
oluşturulan ve karşılığında nakit para ödülü de verilen programlar vasıtasıyla ihbarda
bulunmaktır. Kurum dışı yöntemlere gelince, bunların içinde en etkili olanı medyaya haber
vermektir. Yine kurum dışı yöntemlerden birisi de, ulusal düzeyde görev yapan denetim
organlarına(ulusaletikkurumu,ombudsman,milletvekillerivb.)ihbardabulunmaktır.
ABD’de yukarıda sözünü ettiğimiz yöntemlerden en çok, örgüt dışındaki bir kimse ya da
kurumaihbardabulunmayöntemikullanılmaktadır.Bunundatemelnedeni,kurumiçiihbar
yöntemlerinin, yukarıda sözünü ettiğimiz misilleme tehlikelerini daha çok içermesidir.
Özellikleörgütkültüründemuhbirliğinhoşkarşılanmadığıdurumlarda,kurumiçiyöntemlerle
ihbarda bulunmak büyük risk taşımaktadır. Bu nedenle, etiksel davranışı geliştirmede ihbar
etmenin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için, örgüt kültürünün bu yönde değişmesi
gerekmektedir.
Kamu yönetiminde ahlak dışı uygulamaların önlenmesinde ihbar mekanizmasının etkili
olabilmesi için, ihbarcıların korunmaları gerekmektedir. Maddi ve manevi bakımdan yoğun
riskler içeren ihbarcılık müessesesinin etkili olabilmesi ve kişilerin rahatça ihbarda
bulunabilmesiiçin,onlarıkorumayayönelikşuönlemleralınabilir:
Birinci olarak, ihbarcıları korumanın en etkin yolu, onların haklarını yasal güvence altına
almakvekorunmalarıileilgiliayrıntılarıyasalolarakdüzenlemektir.Ancakpekçokdurumda,
ihbarcıların yasal olarak korunması bile mümkün olmayabilmektedir. Çünkü, ihbarcının
deşifreolması,yaniismininaçığaçıkması,onuhedefdurumunagetirmektedir.
İkinci olarak, ihbarda bulunanların gizli tutulması, ihbarcıları korumanın bir diğer etkili
yoludur. Onlar, ihbarda bulundukları işlemsel düzeyde gizli tutulmalıdır. Ancak ismi
açıklanmayanmuhbirlerinkimlikleri,genelliklesonradanortayaçıkmaktadır. Üçüncü olarak, etik ilke ve standartlar içerisinde ihbarcıları özendirecek maddelerin yer
alması, hem ihbar etme konusunda tereddüde düşen kimseleri cesaretlendirici bir işlev
görecektir,hemdeonlarındavranışınımeşrukılaraktepkileriazaltacaktır.
Dördüncüolarak,ihbarcılar,kamugörevlilerininüyeolduğusendikalar,derneklervemeslek
birlikleri tarafından da korunabilir. Özellikle, ihbarda bulunanların görevine son verildiği
durumlarda,sözkonusuörgütlerbunuönlemedebirbaskıunsuruoluşturabilir.
Birmuhbirin,korunacakmuhbirleriçindeyeralmasıiçin,ihbarettiğibilginintümdetaylarıyla
doğruolmasıgerekmeyebilir.Gerekliolantekşey,ihbarkonusuileilgilieylemlerinbirveya
dahafazlasıileilgilimantıklıdelillerinbulunmasıdır.
Rüşvet olaylarını açığa çıkarabilmek için, taraflardan birisine dokunulmazlık tanınmalıdır.
Eğerrüşvetialankamugörevlisiyadaverenkişilereaynıandakovuşturmaaçılırvebunların
ceza alma olasılıkları ortaya çıkarsa, taraflar birbirleri aleyhine tanıklık etmeyeceklerdir.
Çünkü birinin diğerinin aleyhine tanıklık etmesi, aynı zamanda kendisinin de suçu itiraf
etmesianlamınagelecektir.Eğerkamugörevlilerinedokunulmazlıksağlanırverüşvetolayını
28
itiraf etmeleri sağlanırsa, bu kişileri tamamen cezasız bırakmak doğru olmaz; en azından
görev yerleri değiştirilebilir. Eğer rüşvet verene dokunulmazlık sağlanırsa, bunların rüşvet
olayını ortaya çıkarması durumunda, cezai olmayan bir yaptırım (örneğin rüşvet veren bir
müteahhidinbirdahadevletihalelerineçağırılmaması)uygulanmasıyolunagidilebilir.
İhbar etmenin kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması amacıyla geliştirilen çeşitli yöntemler
bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, kamu yönetimindeki ahlak dışı uygulamaların
bildirilmesi amacıyla bir telefon hattının oluşturulmasıdır. Telefona isimsiz olarak ihbarda
bulunulmasıdakabuledilmelidir.Başkabiryöntemmektup,faks,e-mailvb.yollarlaihbarda
bulunulması için bir merkez kurulmasıdır. Ancak, burada önemli olan, gelen her ihbarın
doğrulukderecesininaraştırılmasıvetitizlikleüzerindedurulmasıdır.Yoksayapılanihbarları
isimsiz ve önemsiz olarak nitelendirip üzerine gitmemek, böyle bir girişimi sonuçsuz
bırakacaktır.
Yapılan ihbarlar, bazen gerçek dışı olabilir. Bir ihbarın gerçekten haklı ve doğru olduğunu
belirlemek için şu kriterler dikkate alınabilir: İhbarın ahlaki bir güdüyle yapılması; ihbarda
bulunulmadan önce örgüt içerisindeki tüm yolların denenmiş olması (örneğin ilgili amirlere
durumuniletilmesivb.);ihbarın,mantıklıbirinsanıiknaedecekkanıtlaradayanması;ihbarın
bir kimsenin sorumluluğunu hedef alması, yani spesifik olması ve yapılacak ihbarın başarı
şansınınbulunması.
EtikStandartlarıOluşturacakveUygulanmasınıDenetleyecekKurulveKurumlar
Etiğedayalıbiryönetimmodelinde,dışdenetimaraçlarıolarakzikrettiğimizetikbildirgeleri,
etikyasaları,malbildirimiveihbarcılıkkurumununetkinbirşekildeuygulanmasınısağlayacak
mekanizmalaraihtiyaçbulunmaktadır.Bumekanizmalar,herörgüttebulunacaketikkurulları
ile ülke düzeyinde örgütlenecek ulusal etik kurumudur. Bunların dışında genel anlamda
yolsuzlukları ortaya çıkarmak amacıyla, tüm kamu yönetimini denetlemekle görevli bir
denetimkurumununbulunmasıda,etiğedayalıbiryönetimmodeliaçısındangereklidir.
EtikKurulları
Daha önce de vurguladığımız gibi, kamu görevliliği mesleği, kendi içerisinde pek çok alt
meslekgruplarını(doktor,mühendis,öğretmen,muhasebeci,maliyecivb.)içermektedir.Bu
nedenle belirlenecek etik ilke ve standartların, hem tüm kamu hizmetlerine ilişkin genel
standartları, hem de spesifik olarak belli kurumların hizmet alanlarına ilişkin standartları
içermesi gerekmektedir. Bu da ancak, her kurumda oluşturulacak etik kurullarıyla
gerçekleştirilebilecekbirhusustur. Etikkurulları,kurumaözgüetikproblemlereilişkinetikilkevestandartlarınbelirlenmesi,etik
ikilemlerin çözümünde rehberlik, etik kanunlarının uygulanması, tavsiye niteliğindeki
düşüncelerin ilan edilmesi, etik standartları ihlal edenlerin belirlenmesi ve cezalandırılması
gibikonulardaönemliişlevleryerinegetirmektedirler.
Etik kurullarının etkin olabilmesi için, siyasi etkilerden bağımsız olarak görev yapabilecek
şekilde oluşturulması ve siyasi etkilere açık kişilerin bu kurullarda görev almasının
yasaklanması gerekmektedir. Kurul üyelerinin sorumlulukları ve görevleri, açık bir şekilde
belirlenmelidir. Kurullar, etik ilke ve standartları ihlal ettiği belirlenen görevlilere cezalar
29
verme, soruşturmalarla ilgili belgeleri getirtme ve şahitlik yaptırtma gibi yetkilerle
donatılmalıdır.Etikkurullarınınetkinolarakgörevyapabilmesiiçin,gereklipersonelvemali
imkânındasağlanmasıgerekmektedir. UlusalEtikKurumu
Yönetsel etiğe ilişkin ilke ve standartları ulusal düzeyde belirleyecek, geliştirecek, onların
uygulanmasını sağlayacak, kamu görevlilerinin karşılaşabilecekleri etik ikilemler konusunda
rehberlik edecek, etik yasalarının hazırlanmasında rol üstlenecek bir “ulusal etik kurumu”,
etiğedayalıyönetimmodelininönemlibirunsurudur.
ABD’de bu amaçla Devlet Etiği Ofisi (Office of Government Ethics) bulunmaktadır. 1988
yılında yeniden düzenlenen söz konusu örgüt, şu andaki görünümüyle, ödeneksizlik ve
zorunlugörevlerinçoğuiçinbaşkafederalkurumlarabağımlıolmagibinedenlerleacıklıbir
duruma düşmüştür. Söz konusu kurum, etik standartlarla ilgili yönetmeliklerin
hazırlanmasında önemli bir rol üstlenmekte, çıkar çatışmalarını önlemeyi içeren politikalar
geliştirmekte ve mal varlığı beyanlarını izlemektedir. Ayrıca, Devlet Etiği Ofisi, kamu
görevlilerininkarşılaşabileceklerimuhtemeletikikilemlerinçözümüneyardımcıolmaküzere,
broşürlervevideokasetlerihazırlamaktavedağıtmaktadır.
GenelMüfettiş,OmbudsmanyadaBenzeriBirDenetimKurumu
Genel anlamda yolsuzlukları ortaya çıkaracak, davranışların etik standartlara uygunluğunu
araştıracak ve ulusal düzeyde görev yapacak bir denetim mekanizması, etiğe dayalı
yönetimin yerleştirilmesinde gereklidir. Çeşitli ülkelerde, sözünü ettiğimiz denetimi yapan,
yapısıveişleyişifarklıolmaklabirliktebenzerişlevigörenkurumlarbulunmaktadır. ABD’debuamaçla“GenelMüfettişlik”(InspectorGeneral)birimlerioluşturulmuştur.Federal
düzeydeSenato’nunonayınabağlıolarakBaşkantarafındanatanangenelmüfettişler,ancak
Kongre’ye gerekçesi belirtilerek yine Başkan tarafından görevden alınabilir. Çeşitli
kurumlardaoluşturulanGenelMüfettişlikOfisleri,hertürlüdenetimvesoruşmayıyapmaya
yetkilidir. Yasa uyarınca, genel müfettişler, hiç bir şekilde mali denetim ya da soruşturma
yapmaktan, bir rapor hazırlamaktan ya da mahkemeye sevk etmekten alıkonamaz. Bu
bağlamda, genel müfettişlere her türlü kayıt ve belgeye sınırsız olarak ulaşma imkânı
verilmek zorundadır. Genel müfettişler altı ayda bir Kongre’ye sundukları raporlarında, her
türlükötüyekullanımın,ahlaksalihlallerinveyetersizliklerinayrıntılarını,çözümönerileriyle
birliktebelirtmekdurumundadır.Ayrıcaraporlarda,makulolmayanbirşekildebilgivebelge
yardımında bulunmayan kurumlar da belirtilmektedir. Yılda iki kez Kongre’ye verdikleri
raporlarındışında,etikstandartlarınciddiolarakihlaledildiğiacildurumlarda,özelraporlar
düzenleyebilirler. Kongre’ye rapor verme zorunluluğuna ek olarak, her kurumdaki genel
müfettiş,doğrudankuruluşunbaşındakikişiyeyadayardımcısınadaraporverebilir.
Yönetimin denetlenmesinde pek çok ülkede kullanılan diğer bir yöntem, ombudsman
kurumudur. Ombudsman kurumu, kamu yönetiminin denetlenmesi ve yozlaşmanın
önlenmesibakımındanönemlibirişlevyerinegetirmektedir.Ombudsmanınşikâyetüzerine
veya kendiliğinden yaptığı denetim, yargı denetimden farklı olarak daha az biçimsel, daha
hızlı çalışan, yönetim hakkında daha çok bilgi sahibi olan, onu kavrayabilen, kolaylıkla içine
girebilen,dahasomutvekişiselaraştırmayapabilenveenazyargıkadarbağımsızbirniteliğe
30
sahiptir. Bu kurum, yönetimin uygulamalarını sadece yasallık çerçevesinde değil, beşeri
ilişkilerveinsanhaklarıbakımındandadenetlervedeğerlendirir.
Bu anlamda ombudsman veya benzeri kurumlar idarenin işleyişinde görülen düzensizlik,
yolsuzluk ve anormallikleri ortaya çıkaran bir görev yürüterek, yönetilenlerle yönetim
arasındakisorunlarınçözümünekatkıdabulunmaktadırlar. EtiğeDayalıYönetimKültürü
Ahlaksal davranış, her zaman kültürle yakın ilişki içerisindedir. Kültür, davranışın kabul
edilebilirstandartlarını,toplumsalyükümlülükleriveödevleriyansıtır.Ahlaksaldavranış,aynı
zamandaiçindeyaşanılandönemveyerledeyakındanilgilidir.Bizahlaksalkararları,bellibir
durumunyadabirdizibenzerdurumlarınsınırlarıiçindeveririz.Neyapacağımızkonusundaki
kararımız,büyükölçüdeneöğrendiğimizevedeneyimlerimizebağlıdır.
Yönetsel kültür, içinde bulunulan toplumun kültüründen ayrı düşünülemez; çünkü yönetsel
kültür toplumsal kültürün bir alt unsurudur. Bu nedenle toplumdaki kültürel mozaik,
yönetsel kültürü de olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Örneğin toplumumuzda, dış
görünüşeönemvermek,birkültürdeğeriolarakalgılanmaktadır.İnsanlarımızınbirbölümü,
ellerinemaddiimkangeçtiğinde,herşeyindışgörünüşolarakeniyisinialmayaveyapmaya
yönelmekte ve çoğu zaman bu konuda aşırıya kaçmaktadırlar. Mersedes marka otomobile
binme tutkusu, beşyıldızlıotellerdetören yapma arzusu, çokpahalımağazalardan giyinme
isteği, saray gibi villalarda oturma hayali vb. söz konusu anlayışın bazı örnekleridir. Sözünü
ettiğimizanlayış,yönetselkültüredeolumsuzolarakyansımaktadır.Örneğinyöneticiolanbir
kimse,çoğuzaman,ilkişolarakbüyükbirodayataşınmakta,çalışmamasasıvekoltuklarını
yenilemekte,makamaracınıdeğiştirmektedir.
Ahlaka dayalı bir örgütsel ve yönetsel kültür, güçlü ve ilkeli önderlik, saygınlık ve uzak
görüşlülük ile başlar. Bu kültür, belli bir durumda uygun görünen, ancak ülkülerimiz,
standartlarımızveahlakımızdanözveriyiyansıtangeçiciheveslereveçarelerekarşıdurabilen
temelözellikleriyansıtmalıdır.Geliştirmemizgerekenkültür,vicdanımızınsesinidinlediğimiz
ve bizim güdülerimizi ve davranışımızı etkilediği ölçüde, ahlak açısından doğru ve yanlış
arasında seçim yapmamızı sağlayan kültür olmalıdır. “Vicdanınız kılavuzunuz olsun” sözü,
basmakalıp olarak doğru olmakla birlikte, deneyimler de böyle olduğunu göstermektedir.
Ancak vicdan çok naziktir; onun için, beslenmesi, korunması ve çevresel tehlikelere karşı
savunulması gerekir. Geleneksel dürüstlük ve namusluluk nitelikleri, yönetimin içinde işlev
yapması gereken kültürün bir başka yanıdır. Halkın namuslu olarak algıladığı bir yönetim,
kamu kaynaklarını insanların çoğu için en iyiyi gerçekleştirmek üzere harcadığı güvenini
geliştirir.Kamuçalışanları,çoğunluğunzararınabirkaçkişininrefahınıdeğil,genelrefahve
mutluluğuartırmayıamaçlamalıdırlar.Namuslubiryönetimahlakdışıuygulamalarıengeller.
Etiğe dayalı örgüt kültürü, ahlaki davranışların tüm işgörenlerce benimsenmesiyle
oluşturulabilir. Bu bağlamda, her şeyden önce, örgütte bulunan üst düzey yöneticinin bir
önder olarak tüm çalışanlara örnek olması gerekmektedir. Çünkü işgörenler, yöneticilerin
tutumlarını, eylemlerini ve yaklaşımlarını taklit etme eğilimindedirler. Etik davranışların
benimsenmesi, üst düzey yöneticilerden sonra orta düzey yöneticilere ve onlardan da tüm
işgörenlere yayılmalıdır. Örgütteki ve genel olarak kamu yönetimindeki önderlerce
oluşturulacak kültürün sonucunda, memur olmak onur duyulacak bir kariyer sahibi olmak
31
olarakdeğerlendirilir.Devletteseçilerekyadaatanarakbirgörevegelmekyadaişbulmak,
yüksekkişiseldavranışstandartlarınasahipolunduğununbirkanıtıolarakdüşünülür.
Kamukurumları,etiğedayalıolarakoluşturacaklarıörgütkültürünü,bellidönemlerdeörgüt
dışarısındakilerlepaylaşmalıdırlar.Başkabiranlatımla,etikuygulamalarçerçevesindeoluşan
örgüt kültürü, hizmetten yararlanan vatandaşlara tanıtılmalıdır. Bu son derece önemlidir;
çünkü, vatandaşların örgüt hakkındaki kanaatini oluşturan ve örgüte karşı davranışlarını
belirleyen şey, onların örgütü nasıl algıladıklarıdır. Örneğin, tapu dairesini yozlaşmış bir
kurum olarak algılayan bir vatandaş, oraya işi düştüğünde, işlerinin hızlanması için rüşvet
vermesi gerektiği kanaatine varacak ve görevli memur istemese de rüşvet vermeye
çalışacaktır. Vatandaşın söz konusu davranışı, tamamen tapu dairesinin örgüt kültürünün
dışakarşıolumsuzyansımasındankaynaklanmaktadır.Bunakarşılık,örgütkültürününhalkın
nezdindeolumluolduğukurumlarda,örneğinüniversitelerde,dersgeçmekamacıylaöğretim
üyesine rüşvet teklif etmek, öğrencinin belki aklından bile geçmeyecektir. “Erdemli
uygulamalarındönemselolarakaçıklandığıbirkültür,hemeylemihemdegörüntüyü,oyetki
alanının ahlakına uygun düşen önleyici ve koruyucu davranışları güçlendirecek biçimde bir
arayagetirir”.
EtikselKararVerme
Kamu görevlileri, uygulama sürecinde, karşılaştıkları somut bir olayla ilgili olarak, çeşitli
seçeneklerarasındanbirisiniseçmek,yanikararalmakdurumundadır.Farklıdurumlaryada
seçenekler arasında seçim yapmanın gerektiği bir yerde de, doğal olarak değer yargıları
devreye girmekte ve sonuçtan başkaları etkilenmektedir. Dolayısıyla seçim yapmanın ya da
kararvermenin,etikbiryönübulunmaktadır.
KararVermeninEtikBoyutu
Karar verme (decision making), hem özel sektörde, hem de kamu yönetiminde önemli bir
yönetim faaliyetidir. Ancak kamu yönetimindeki karar verme süreci, nitelik itibarıyla özel
sektördekindenoldukçafaklıdır.
Özelsektördealınacakkararınbirinciesası,“kâr”maksimizasyonunusağlamaktır.Dolayısıyla
özelsektörde,ekonomikolarakverimliveetkinolanve“kâr”eldeetmesonucunaulaştıracak
karar,iyivedoğrukarardır.Oysakamuyönetiminde,kararınbirinciunsurunu“kamuyararı”
kavramı oluşturmaktadır. Bu nedenle, alınacak kararın iyi ve doğru karar olabilmesi için,
ekonomikanlamdaçoketkinveverimlisonuçlardoğurmasıveakılcıolmasıtekbaşınayeterli
değildir.
Diğeryandan,kamugörevlileri,çeşitlikararlarverirken,birbirineçokbenzeyenvearalarında
seçim yapmanın gerçekten çok güç olduğu farklı seçenekler arasında bir seçim yapmak
durumundakalmaktadırlar.Karşılaştıklarıbualternatiflerarasındaseçimyaparkende,sahip
oldukları takdir yetkilerini, bağlı oldukları norm düzenine uygun olarak kullanmaları
gerekmektedir. Ancak, sadece norm düzenine uygun olarak alınan bir karar, onun iyi ve
doğru karar olması için yeterli olmayabilir. Çünkü, norm düzeni, bir kararın iyi ve doğru
olabilmesini ölçecek somut kriterleri belirlemek yerine, klasik anlamda “kamu yararı”
kavramını bir anahtar olarak ortaya koymakta ve temel ilke olarak da kararların kamu
yararına uygun olarak alınmasını şart koşmaktadır. Oysa, kamu yararı kavramının ne
32
olduğuna ilişkin, gerek bilimsel anlamda gerekse uygulamada ortak bir tanım üzerinde
anlaşılamamaktadır.Bunedenlede,kamugörevlisininelinde,kamuyararınınneolduğunave
nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin somut kriterler bulunmamaktadır. Herkesin üzerinde
uzlaştığıortakvesomutkriterlerbulunamadığıiçinde,“kamuyararı”nauygunolarakalınan
bir karar, gerçekte bazı kişilere çıkar sağlamak amacıyla alınmış, yani yolsuzluk içeren bir
kararolabilmekte,böyleolmasabilesürekliolaraktartışılmaktadır.Örneğinbirözelleştirme
ihalesinde, ihalenin, açık artırma sonucu en yüksek bedeli teklif eden firma yerine, üçüncü
firmaya, -“kamu yararı”na daha uygun olduğu gerekçesiyle- verilmesi, kamuoyunda
tartışmalaranedenolmaktadır.
Sonuçolarak,kamusalbirkararın,gerçekanlamdaiyivedoğrubirkararolabilmesiiçin,salt
ekonomik ya da yasal kaygılarla alınması yeterli olmamakta, etik kaygılar da içermesi
gerekmektedir.Ohalde,kamugörevlisi,kararverirken,kararınsadeceetkinliğiniveyasalara
uygun olmasını değil, aynı zamanda onun ahlaki anlamda iyi ve doğru karar olmasını da
gözetmek zorundadır. Dolayısıyla, kamu yönetiminde, gerek bir, gerekse birden fazla kamu
görevlisininkatılımıylaalınankararların,etikboyutununihmaledilmemesiveetiğedayalıbir
kararvermesüreciningeliştirilmesiönemkazanmaktadır.
EtikselKararVermeİleİlgiliYaklaşımlar
Etikselkararvermekonusunda,ortakbiryaklaşımbulunmamaktadır.Dahaöncebelirttiğimiz
teleolojik ve deontolojik yaklaşımlar çerçevesinde, etik açıdan iki farklı karar verme
anlayışındansözetmekmümkündür.Bunlar,“faydacılıkvesonuçlarayönelme”ile“evrensel
kurallaraveödeveyönelme”dir. FaydacılıkveSonuçlaraYönelme
Karar vermeyle ilgili olarak ortaya konulan ilk yaklaşım, kararların muhtemel sonuçlarını
öncelikle dikkate almaktadır. Bu yaklaşımın temeli, faydacı ahlak anlayışına (utilitarianism)
dayanmaktadır. Faydacı yaklaşımda, karar vericiye davranışı esnasında, “mutsuzluk
karşısında en büyük mutluluğu üretecek seçimi yapma” ilkesinin rehberlik etmesi
gerekmektedir. Söz konusu seçimi yapmak için de, karardan etkilenen bütün çıkarların ve
kararınsonuçlarınınhesaplanmasıgerekmektedir.
Ancak faydacı yaklaşımın kamu yönetiminde uygulanması ile ilgili, bazı sınırlar mevcuttur.
Her şeyden önce, mutluluğun ölçülmesi ve hesaplanması ile ilgili zorluklar bulunmaktadır.
İkinci olarak, mutluluğun adil olarak dağıtılması ile ilgili problemler vardır. Son olarak, en
fazla kişiye en fazla mutluluğu sağlamaya çalışırken, bazı temel ahlaki hakları ihlal etme
tehlikesibulunmaktadır.Kamuyönetimindealınacakbirkarardan,doğrudanvedolaylıolarak
birçokkişiolumluveyaolumsuzyöndeetkilenmektedir.Alınankarar,bazıkişiveyagrupları
memnun ederken ya da fayda sağlarken, diğerlerini hoşnut etmemekte ya da fayda
getirmemektedir. Diğer yandan, kamusal bir kararın, sonuçlarını kestirmek ya da nasıl
sonuçlanacağınıöncedenbelirleyebilmekdetamolarakmümkündeğildir. Dolayısıyla, kamu yönetiminde, karardan etkilenen herkesi memnun edecek ve onların
tümüne fayda sağlayacak kararlar almak, hemen hemen imkânsızdır. İyi ve doğru kararın
oluşmasında sonuçlar önemli olmakla birlikte, tek başına yeterli değildir. Kararın iyi ve
doğruluğuvedolayısıyladakararıvereninsorumluluğu,saltsonucagörebelirlenecekolursa,
33
kamu görevlileri, kararın olumsuz olarak sonuçlanabileceği kuşkusuyla, sorumluluk
üstlenmektenkaçınacaklardır.
EvrenselKurallarveÖdeveYönelme
Karar vermeyle ilgili ikinci yaklaşım, alternatif sonuçlar arasında bir seçim yapmaktan daha
çok,kararlarıniyiniyetlevebellietikilkevestandartlarauygunolarakalınmasınısağlayacak
bir karar verme sürecini öngörmektedir. Esas itibarıyla Kantçı ahlak anlayışına dayanan bu
yaklaşım, kararların Kant’ın şu genel ilkesine uygun olarak alınmasını öngörmektedir: “Öyle
hareketetki,seninhareketlerininkanunu,aynızamandadiğerinsanlarınhareketleriiçinde
birkanunveprensipolsun”.Sözkonusuyaklaşımındiğerbirhareketnoktasıda,yöneticinin,
karar verirken kendisini karardan etkilenen vatandaşların yerine koymasıdır. Bu bağlamda
Kant, etik karar verme ile karşı karşıya kaldığımızda, ahlaki ödevlerimizin ne olduğunu
belirlemeyeyönelikbirprosedüramaçlamaktadır.
Bu yaklaşıma yönelik olarak da bazı eleştiriler ileri sürülmektedir. Birincisi, yaklaşımın, çok
özet, belirsiz ve özel durumlarda yardım edici olmadığı yönündedir. İkincisi ise, yaklaşımın,
ödevlerinçatıştığıdurumlarda,yolgöstericiolmamasıbiçimindedir.
Söz konusu olumsuzluklara rağmen, kamusal karar verme sürecinin Kantçı yaklaşıma göre
dizayn edilmesi, uygulama açısından daha pratik görünmektedir. Ancak böyle bir yaklaşım,
sonuçlarıtamamenihmaletmekanlamınagelmemelidir.Kamusalalandaverilenkararların,
“en iyi” olduğundan ya da en iyi sonuçları getireceğinden emin olunmaya çalışılmalıdır.
Sonuçolarak,kararalmasürecinde,etikilkevestandartlarauygunolarakhareketedilmesi
ve“kararlardaetikgerekçelendirmeyapılması”,etikaçıdaniyivedoğrukararlarınverilmesi
içinyardımcıolacaktır.
EtikKararVermeSürecindeKarşılaşılanİkilemler
Kamu görevlilerinin, etik karar verme sürecinde, seçim yapmanın çok güç ve çetin olduğu
farklı etik ikilemlerle karşılaşmaları mümkündür. Karşılaşılan farklı ikilemleri dört gruba
ayırmakmümkündür:
Kamu yöneticilerinin karşılaştıkları birinci ikilem türü, önlerindeki seçeneklerin hiç birisinin
tammanasıylatatminediciolmadığı,onlarıniçindenenazkötüyadadiğerlerinegöredaha
iyiolanseçeneğinbelirlenmesidurumudur.Örneğin,yıkılanbirköprününyenisininyapılması
içinaçılanihalede,ihaleyekatılmaküzerebaşvuranfirmalarınhiçbirisi,tamanlamıylayeterli
şartlarıtaşımamaktadır.Ancak,yenibirihaleninaçılmasıiçingereklizamanyokturvekararın
biranönceverilmesigerekmektedir.Budurumda,kamugörevlisi,yeterlişartlarıtaşımayan
firmalariçinde,diğerlerinegöreeniyisiniseçmekdurumundadır.
İkinciikilemtürü,seçeneklerinbirdenfazlasınınyadatamamınınkendibaşınaiyiolduğuve
birisinin seçilmesi durumunda diğerinden vazgeçilmesinin gerektiği bir durumdur. Burada
kamu görevlisi, “en iyi”ler arasında bir seçim yapmak durumundadır. Örneğin, bir kamu
görevine atamada, aynı okuldan ve aynı diploma derecesiyle mezun olan ve yapılan
sınavlardadaaynıperformansıgösterenikiadayarasındanbirisinintercihedilmesi,böylezor
birseçimigerektirmektedir.
34
Üçüncüikilemtürü,farklıkişivegruplarüzerindefarklıetkivesonuçlardoğurmasımuhtemel
bir kararın verilmesidir. Örneğin, bir kamu arazisinin, özel sektöre yatırımı teşvik amacıyla
bedelsizolaraktahsisedilmesi,bazıyereltopluluküyeleriniçevrekirliliğiaçısındanrahatsız
edebilecek, bazılarına da yeni iş imkanları temin edebilecektir. Bazıları kararı ekonomik
gelişme yönünde olumlu olarak değerlendirirken, bazıları ise kararı yolsuzluk olarak
nitelendirebilecektir. Görüldüğü gibi, kamu görevlisi, muhtemel etkileri bakımından bir çok
farklı değerlendirmeye konu olabilecek bir kararı, almak ya da almamakla karşı karşıya
kalabilmektedir.
Kamu görevlilerinin karşılaşabilecekleri son ikilem türü, verecekleri kararın muhtemel
sonucundan, kendilerinin ya da yakınlarının olumlu ya da olumsuz ve/veya dolaylı ya da
dolaysız etkilenmeleri durumudur. Böyle bir durumda, “çıkar çatışması” söz konusu
olmaktadır.Yani,kararalıcınınbireyselçıkarlarıilegenelanlamdakamuçıkarıçelişmektedir.
Bir kimsenin, kendi çıkarı aleyhine bir karar verebilmesi son derece güçtür. Böyle bir
davranışı, ancak çok sağlam bir karaktere ve ahlaki yapıya sahip bireyler sergileyebilir.
Örneğin, bir yöneticinin, kamunun yararına olarak kendi arsasının da bulunduğu bir yerin
kamulaştırılmasına karar vermesi, böyle zor bir seçimi gerektiren bir ikilemdir. Böyle
durumlarda,ilkeolarak,karardanolumluyadaolumsuzve/veyadolaylıyadadolaysızolarak
etkilenebilecekkamugörevlilerinin,kararvermesürecinekatılmamalarıgerekmektedir.
KarakterveErdemEtiği
Halk dilinde “seciye”, “huy” veya “mizaç” olarak da ifade edilen karakter, toplumsal
ilişkilerde insanların eylemlerini ve ahlaki seçimlerini büyük ölçüde etkileyen ve onlara yön
veren sübjektif nitelikte bir unsurdur. Bu nedenle de, kişinin hem özel hem de kamusal
yaşamındagereklibirnitelikolarakkarşımızaçıkmaktadır.
Karakter,insanıngerçekkişiliğiniyansıtanöznelöğe,duyuvedüşünceyetenekleriilebunlar
arasındaki uyumlu ve uyumsuz dengedir. İnsanın karakter çizgileri eğitim ve çevre gibi
etkenlerle biçimlenebilirse de, temeldeki doğal (biyolojik) ruhsal yapının çoğunlukla pek
değişmediğigörülmektedir.
Karakter ya da erdem, kamu yönetiminde neden çok önemlidir? Çünkü, kamu görevlileri,
özelbirahlakiyükümlülüktaşırlar;kamugörevlilerinin,halkıngüveninedayanangözetmenlik
sorumluluklarıvardırvekamuçıkarınıkorumakonusundagösterilençabalardaöncübirrole
sahiptirler. Bu nedenle, kamu örgütlerinin, “iyi karakterli bay ve bayanlarca” yönetilmesi
şarttır.
Bilindiği gibi, son dönemlerde, kamu personel yönetiminde “liyakat” kavramı çok öne
çıkmıştır. Siyasal yağmacılık sistemine (spoils system) bir tepki olarak ortaya çıkan liyakat
sistemine göre, kamu görevlerine atanacak personelin seçiminde, bilgi, uzmanlık ve teknik
yetenekler,herşeyinönünegeçmektedir.Butürbiryaklaşım,yönetiminenönemliunsuru
olan“iyikarakterliyöneticiler”iihmalettiğiiçin,tamanlamıylabaşarılıolamamaktadır.Son
dönemlerde, kamu yöneticilerinin etik açıdan gösterdikleri kötü performans hakkındaki
yaygınkamuoyukanaatı,busorununönemlikademelerdebulunaniyikarakterliyöneticilerin
azlığındankaynaklandığıyönündedir.Başarılıbiryönetimiçin“iyikarakter”,örgütünsistemi
veliyakattendahaönemlidir.
35
Yönetsel etik yaklaşımı çerçevesinde tartışılan konuların başında, kamu yöneticilerinin etik
eylemlere kurallar etiği ile mi yoksa karakter ya da erdem etiği ile mi yönlendirilebileceği
sorunugelmektedir.Dahaönceaçıkladığımızetikilkelervestandartlarbelirlemeyadaetik
kanunları oluşturma şeklinde ifade edilebilecek kurallar etiğinin, tek başına kamu
görevlilerini etik davranışlara yöneltmede yetersiz kaldığı ve başarısız olduğu, Amerikan
deneyimindenaçıkçaortayaçıkmaktadır.Kernaghanbukonudaşugörüşleribelirtmektedir:
Kişiselahlakistandartlaradayanmavegüvenme,kamugörevlilerininahlakikararlaralmasını
emin kılmanın yetersiz bir yöntemidir. Bundan başka, çağdaş kamu hizmetlerinin etiksel
rehber olarak sadece gelenekler, anlayışlar ve uygulamalar gibi yazılmamış kurallara
dayanabileceği tavsiyesi, safçadır... Yazılı kurallar için -ve gerçekten etik eğitimi için de-
belirgin bir temel, geleneksel kuralların ne olduğu ve bunların kamu hizmetlerinin günlük
uygulamalarında ne anlama geldiği hususundaki pek çok belirsizliktir. Bununla birlikte, etik
davranışı geliştirmek için kullanılan yöntemlerden hiçbirisi, nadir durumlar dışında, etiksel
şüpheden/tereddütten kurtulmaya yardımcı olabilir. Bu durumlarda, kamu görevlilerinin
karşılaştıklarızorkararlar,nihaiolaraksadecebireyselvicdanabaşvurularakçözülebilir.
Ortaya çıkan bu sonuç, bilim adamları ve uygulayıcıları, tekrar “iyi karakter” ve “erdem”
etiğine yönlendirmektedir. 1970’lerden itibaren yönetsel etik alanında yapılan çalışmalar
içerisinde, erdeme ya da karaktere ilişkin olanlar giderek artmıştır. Bu çalışmaların ortak
özelliği,“iyikarakter”inkamuyönetimiiçinöneminivurgulamalarıdır.
ErdemEtiği(EthicsofVirtue)
Erdem, “ahlak ilkelerine uygun davranma, kabul edilmiş ahlak kuralları ve doğru davranış
standartlarına gönüllü olarak uyma, ahlaki nedenlerle yanlış hareket ve kötülüklerden
sakınmak”biçimindetanımlanabilir.
Bu tanımda “gönüllü olarak uyma” ibaresinin üzerinde durulması gerekmektedir. Etik
davranışveerdemzorlagerçekleşmez.Etikdavranışiçingerekliolanbirincişartözgürlüktür.
Özgür olmayan bireylerin davranışlarını, ahlaki veya gayriahlaki olarak yargılamak mümkün
değildir. Diğer yandan, ahlaki bir eylem, dışsal zorlamalarla gerçekleştirilen bir eylem
değildir.Burada“akıl”ve“düşünce”önemkazanmaktadır.İyikarakteringelişmesiiçin“ahlaki
düşünce” şarttır; çünkü erdem, dışsal kurallar ve denetimlerden ziyade, doğru davranmaya
yönelikiçselgüdülerebağlıdır. Tarih boyunca, erdeme ilişkin çeşitli felsefi açıklamalarda bulunulmuştur. Söz konusu
açıklamalarda, erdemin ne olduğu ve hangi niteliklerin erdem olduğu konularında görüş
birliği bulunmamaktadır. Tartışma konularından birisi de, erdem olarak sayılan niteliklerin,
hangilerininüstünerdemler,hangilerininonlarabağımlıerdemlerolduğudur.
Erdemlerikiyeayrılır.Birincisiüstünerdemler,ikincisiiseonlarabağımlıerdemlerdir.Üstün
erdemlerinikitemelniteliğivardır:Birincisibaşkaerdemlerdentüretilemezler,ikincisi,diğer
bütünerdemleronlardantüretilirveyaonlarınformlarıolduğugösterilebilir.Tarihevebuiki
özelliğe dikkat edildiğinde dört tane ana erdemin bulunduğu görülmektedir. Bu üstün
erdemlerşöylesıralanabilir:
Basiret(prudence)
: Özellikledavranışlarhususunda,enuygun,maharetlivefaydalıhareket
tarzınıbelirleyebilmeyeteneği;pratikakıl;kararverebilmeyetisi.
36
Adalet(justice)
: Ahlaki olarak dürüst, doğru ve haktanır olma niteliği; adil davranma
ilkesi; bu nitelik veya ilkenin davranışla ortaya konması; adil davranış;
doğruluk,dürüstlük.
Metanet(fortitude)
: Ahlaki güç veya cesaret; Acı veya musibete dayanmada boyun eğmez
bircesaret.
Ölçülülük(temperance)
: Tahrik, tutku, arzu vb. duygular karşısında kendini sınırlama; rasyonel
nefistezkiyesi.
Erdem, ister dini, ister kültürel, isterse siyasi olsun, her türlü baskı ve zorlamayı reddeder.
Erdem,gerçekleştirilmekiçinhemisteklilikhemdegönüllülüğeihtiyaçduyar.Bubağlamda
şu soru akla gelmektedir: Yanlış ve çirkin amaçlar uğruna kullanılan erdemler hakkında ne
denilebilir? Şüphesiz erdemli bir kimse, bilerek yanlış ve çirkin bir işe kalkışmaz, ancak
kandırılabilir. Kötü huylu liderler, erdemli kimseleri kötü amaçlar için kullanabilirler. Ancak
erdem, tâbi olanlardan her zaman davranışlarını yöneten amaçları sorgulamalarını ve asla
erdemlerinin ahlaken yanlış olan amaçlar uğruna kullanmalarına izin vermemelerini ister.
Erdem etiği, bütün bireylerin, liderlerin, onlara tabi olanların, bütün sosyal, ekonomik ve
siyasalsistemleriaşanbirbireyahlakıçerçevesindedüşünmesivedavranmasınıtalepeder.
İyiBirKamuGörevlisindeBulunmasıGerekenKarakterÖzellikleri
Yüksek ahlaklı bir yöneticiyi karakterize eden erdemler konusunda farklı yaklaşımlar
bulunmaktadır. Burada, yönetsel etik konusunda çalışan üç yazarın (Stephen K. Bailey,
Kathryn Denhardt ve David K. Hart), bir kamu yöneticisinde bulunması gereken karakter
özelliklerineilişkinyaklaşımlarıözetolarakelealınacaktır: StephenK.Bailey’inYaklaşımı Kamu yöneticisindeki karakter niteliklerini özetleyenlerin ilklerinden biri Stephen K.
Bailey’dir. Bailey, kamu yöneticilerinin karşı karşıya bulundukları çeşitli etik ikilemlerin, üç
belirlizihnitutumveüçeşsizahlakinitelikgerektirdiğinisavunur.Butemelzihnitutumların
arasında şunlar vardır: 1) Tüm kamu politikalarının ve insanların ahlaki belirsizliğinin kabul
edilmesi, 2) kamu hizmetlerinde ahlaki öncelikleri etkileyen bağlamsal güçlerin kabul
edilmesive3)süreçzıtlıklarınınkabuledilmesi.Bubilişselözelliklerin,üçtemelahlakinitelik
ileeşleşmesigereklidir:1)iyimserlik,2)cesaretve3)doğruluğaiyilikseverlikkatmak.Hepsi
birlikte, bu altı karakteristik, kamu hizmetinde bireyler için iyi veya ahlaki bir karakterin
unsurlarıolarakdüşünülebilir. KathrynDenhardt’ınYaklaşımı
Denhardt analizinde, onur (honor), iyilik (benevolance) ve adaleti (justice) çekirdek ahlaki
temeller olarak tanımlar. Denhardt’a göre onur ”öncelikli erdem”dir ve çok önemli bir
karakterniteliğidir;çünküo“kamugüveninindayandığıtemel”dir.Onur,yüceruhlulukveya
yüce akıllılık ve aynı zamanda dürüstlük ve onurluca davranmak (örneğin sürekli yüksek
standartlarladavranmak)unsurlarınıiçerir.Başkalarınıniyilikverefahınıartırmaözelliğiolan
iyilikise,sempati(haldenanlama,karşısındakiileaynışeyihissetme),heves(istek,şevk)ve
hizmete güçlü bir bağlılık unsurlarını içerir. Bir kimsenin, kendi şahsi veya çevresindekilerin
çıkarındanziyadebaşkalarınınçıkarlarınıgözetmesi,esasitibarıylasaygıduyulacakbirşeydir.
37
Üçüncü temel erdem ise, her bireyin onuru ve bireysel değerine saygı ve bağlılık olarak
tanımlanan adalettir. Söz konusu bağlılık, bir bireyin eşitliği, onuru ve değerinin başkaları
tarafındanihlaledilmemesiniveyönetimsürecindekatılımınserbestolmasınıvehattateşvik
edilmesinisağlar.
DavidK.Hart’ınYaklaşımı
Hart’a göre, kamu yönetimi esas itibarıyla bir çeşit “ahlaki çaba”dır. Söz konusu çaba, özel
ahlaki yükümlülükler ve eşsiz bir ahlaki karakter gerektirir. Onurlu bürokrat olmanın esası,
üstünbasirettir.Buözelliğinyanındadörtekkarakteristikdahagereklidir.Bunlardanbirincisi
ahlaki kahramanlıktır. Bir kamu yöneticisi için, özellikle haksız veya ahlaksız bir politikaya
muhalefet etmek zorunda olduğunda, ahlaki inançlarını koruması açısından bu özellik
gereklidir. İkinci karakteristik, insanları sevmek ve vatandaşlarla ilgilenmektir. Bu özellik,
kamuyöneticisininhizmetettiğivatandaşlarınçıkarlarınısürekligözönündebulundurmasını
gerektirir. Üçüncüsü, vatandaşlığa güvenmedir. Halka, erdemli vatandaşlar olarak muamele
yapanonurlubürokrat,vatandaşındürüstlüğünegüvenirveonadayanır.Sonkarakteristikya
daödevise,süreklibirahlakiilerlemeisteğidir.Kişi,kamuhizmetindeyükseldikçebudahada
gereklidir; çünkü bireyin ahlaki karakteri, daha yüksek sorumluluk seviyelerinde daha çok
gelişmişolmalıdır.
Hart, yüksek karakterli örnek kamu yöneticilerini dört ayırıcı unsurla tanımlamaktadır.
Birincisi, iyi ahlaki karakter, geçici bir şey değil, örnek yöneticinin kişiliğinin sürekli bir
niteliğidir. İkincisi, örnek yönetici, kuralların veya örgütsel otoritenin zorlaması olmadan iyi
niyetli ve gönüllü olarak serbestçe davranmalıdır. Üçüncüsü, örnek yönetici nispeten
kusursuz olmalıdır; her şeyde mükemmeli değil ama her şeyde erdemi yakalamaya
çabalamalıdır. Son olarak örnek kişinin davranışları, başarısızlıkta dahi ahlaki açıdan iyi bir
sonuçvermelidir.
İyi bir kamu görevlisi, hem “erdem”de mükemmelliği, hem de teknik yeterlilikte, yani
“liyakat”ta mükemmelliği kendisinde birleştirmiş bir kimsedir. Burada şu soru sorulabilir:
Hem erdemde, hem de teknik yeterlilikte mükemmelliğe sahip kişileri, örgütlerin anahtar
yöneticikonumlarınagetirecekbirörgütsisteminasıloluşturulacaktır?Hartbusoruyaşöyle
bir yanıt vermektedir: “Yönetici seçiminde, her zaman önce iyi karakter, sonra teknik
yeterliliğegöreseçimyap”.
Herhangibirgörevdeenönemlinitelik,iyikarakterisede,sağlamveuzunömürlübirörgüt
için teknik yetenek de önemlidir. Bir kimsenin çok iyi ve çok yüksek ahlaki erdemlere ve
karakterözelliklerinesahipolmasıtekbaşınayeterlideğildirvebuonuörneğinorganizasyon
vemetodbirimindemüdürolmayayeterlihalegetirmez. EtikAçıdanKamuGörevlilerininSınıflandırılması
Kamu yönetimindeki tüm lider ve yöneticiler, iyi veya kötü, güçlü veya zayıf, ahlaklı veya
gayriahlaklı,belliderecedebirkaraktergeliştirmişlerdir.Kamugörevlilerininsahipoldukları
karakter,yaptıklarıdavranışlaravealdıklarıkararlarayansımaktadır.Benzerahlakiniteliklere
sahipkamugörevlilerinin,ahlakiaçıdanbenzerdavranışlardabulunacaklarısöylenebilir. 38
Kamu görevlileri ya da başka bir ifade ile memurlar, klasik olarak seçilmişler ve atanmışlar
olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu sınıflamanın içerisine, seçilmiş görevlilerle (örneğin belediye
başkanı,belediyeveilgenelmeclisiüyeleri,milletvekillerivb.)atamayoluylaişbaşınagelen
memurlar girmektedir. Atanmış memurları da kendi içerisinde iki gruba ayırmak
mümkündür.Bunlardanbirincigrup,üstdüzeykamugörevleriyadasiyasalmakamlarolarak
adlandırılan kadrolara siyasal iktidarlar tarafından atanan, genellikle iktidarın değişmesiyle
birlikte görevden alınan memurları kapsamaktadır. İkinci grup ise bunların dışında kalan ve
ilerlemelerikıdemsisteminebağlıolankariyermemurlarınıiçermektedir.
Kamugörevlilerininyukarıdakibiçimdeseçilmiş,siyasalolarakatanmışvekariyermemurları
biçiminde sınıflandırılması, birazdan yapacağımız ahlaki sınıflandırma açısından önem
taşımaktadır.Ziraherüçtürkamugörevlisinin,herbirininkariyeryollarıayrıdır;çeşitlibaskı
gruplarınınbunlardanolanistemlerivebunlarüzerindekibaskılarıayrıdır;devlethizmetinde
bulunulduğu sırada ve görevden ayrıldıktan sonraki ödüller ayrıdır ve her birini yolsuzluğa
özendirenkoşullarfarklıdır. Seçilmiş görevliler, her şeyden önce kendilerini seçen seçmenlere karşı sorumludur. Bu
açıdan kendi etik kurallarını koymada ve korumada kendi inisiyatifleri oldukça geniştir.
Seçilmişlerin etik bakımdan uygunsuz davranışları, basın ve muhalifler tarafından ortaya
çıkarılmaya çalışılır. Söz konusu görevlilerin yolsuz davranışlarının denetimi siyasidir, bu
nedenle çoğunlukla görevden alınamazlar; ancak seçmen ve kamuoyu baskısı ile istifa
etmeye zorlanırlar. Seçilmiş görevlinin, bir daha seçilememe olasılığı bulunduğunda ya da
basının, seçmenlerin ve muhaliflerin denetiminin çok zayıf olduğu durumlarda ahlak dışı
davranışlarayönelmesimümkündür.
Siyasal olarak atanmışların durumu seçilmişlerden çok farklıdır. Her şeyden önce, siyasal
olarak atanmışlar, kendilerini atayan siyasal otoriteye sıkı bir bağlılık içindedir. Siyasal
iktidara karşı yapılacak olumsuz bir davranışın, hemen görevden alınmayla sonuçlanacağını
çokiyibilirler.Bunundışında,siyasalolarakatanmışlarsiyasaliktidarlaaynısiyasalideolojiyi
paylaşmaktadırlar. Kendilerini hukuki ve ahlaki bakımdan denetleyenlerle aynı görüşü
paylaşmalarıenönemlisorunuteşkiletmektedir.Öteyandan,kariyerdışındanveçoğunlukla
özel kesimden yapılan bu atamalar, kamu yönetimi uygulamalarında deneyimi hiç olmayan
ya da çok az olan görevlileri bürokrasinin başına getirmektedir. Çoğunlukla siyasal iktidarın
görev süresiyle sınırlı olarak görevde kalan söz konusu görevliler, yaptıkları görevleri seçim
kampanyalarında yaptıkları yardımın bir karşılığı ya da daha üst makamlara gelmede bir
durakolarakgörmektedirler.Buanlayışla,siyasetçilerlebirlikteyolsuzluğabulaşmalarıyada
ahlak dışı uygulamalarda onları korumaları, kısa görev süresi içerisinde kendilerine en çok
getiriyisağlayacakdavranışlardabulunmaları,altkademelerdekikariyermemurlarınaörnek
olarak ya da onların yaptıkları yolsuzluklara göz yummak suretiyle tüm bürokrasiyi
etkilemelerimümkündür. Kariyer memurları ise, hiyerarşik olarak bağlı oldukları üste karşı sorumludur. Bu nedenle
çoğuzamanseçilmişyadasiyasalolarakatanmışgörevlilerinahlakdışısuçlarınıhaksızolarak
üstlenmek durumunda kalmaktadırlar. Kariyer memurları, seçilmiş ve atanmış görevlilere
nazaran, göreceli olarak daha düşük oranlı yolsuzluk olaylarına katılmaktadırlar. Kariyer
memurlarının davranışlarını düzenleyen yoğun kurallar vardır. Ancak, üstlerinin ahlaki
bakımdan kendilerine örnek olmadığı, başka bir anlatımla amirlerin ahlak dışı davranışlar
içinde bulunduğu durumlarda, söz konusu kuralların etkili olması beklenemez. Bu nedenle,
39
üst düzeyde ahlak dışı davranışların yaygın olduğu bir yönetimde, alt düzeydeki kariyer
memurlarınındasözkonusudavranışlarayönelmesikuvvetlemuhtemeldir.
Seçilmiş, atanmış ve kariyerden gelen kamu görevlilerini, ahlaki açıdan üç uygulama kalıbı
içinde toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi, ahlaka uygun olmayan davranışlarda
bulunan“yoldançıkarıcı”;ikincisi,temsilettiğideğerlerekarşıyansızyadagöreliliğiesasalan
uygulamalardabulunan“görevci”veüçüncüsü,temsilettiğiahlakıtemelalan,kamuyararıve
kamuçıkarınıgözetendavranışlardabulunan“ahlakçı”kamugörevlileridir.
YoldanÇıkarıcı(Ahlaksız)KamuGörevlileri
Ahlakı yok sayan yoldan çıkarıcı görevliler, ahlaki ya da manevi içerikten yoksun
davranışlarda bulunmaktadır. Bu kişiler ilkesizdir; fırsatlar ve yeterli özendirici koşullar
oluştuğunda, kişisel kazanç için her türlü durumu değerlendirecektir. Yoldan çıkarıcı
görevlilerşunlarıyapar:
•
Ahlak dışı ya da yasadışı uygulamalarda bulunur, başkalarını da kendi davranışlarına
dahileder,yalansöyleyerekonlarıgizler.
•
Elindekibelgevebilgilerikendiçıkarlarıiçinkullanır,bilgiyidiğergörevlilerdenvehalktan
gizler. •
Başkalarının ahlaki zayıflığından ve yanlışlarından yararlanır, onları kullanır; böylece
kendiparasalyadabaşkatürkazançlarınıartırır. •
Ahlaklı davranış içinde bulunanlara ya da ahlak dışı veya yasa dışı olayları ortaya
çıkaranlara(ihbarcılara)düşmancatavıralır,onlarıdışlamayaveyıldırmayaçalışır.
•
Yasayakarşıhileliuygulamalaragirişerekyanlışvehaksızlarımaskeleryadasırfiktidar
uğrunagüçkullanır.
•
Kişisel kazancını ya da gücünü artırmakta bir araç olarak devlet yönetimindeki
konumunuvegörevlerinikullanır. •
Toplumsalsorunlara,-busorunlarsavurganlık,verimsizlik,adaletsizlikyaratsabile-kendi
kişiselyararıaçısındanbakar. •
Kamusalgereksinimleriönemsemez.
•
Kamugörevlilerininyasadışıveahlakdışıuygulamalarıhakkındabilgisahibiolmadığını
söyleryadabunlarıgülerekkarşılar. •
Sistemienüstdüzeydekişisel,aileselyadaişortağınınçıkarlarıaçısındandüzenlemekte
hiçbirsakıncagörmez.
•
Yargısal kararlar, anayasal haklar, insan hakları ve değerleri konusunda gösteriş yapar
veyaönemsemez.
•
Sorumluluktan kaçmak ve işlemin amacını engellemek suretiyle prosedürler üzerinde
yoğunlaşır.
40
•
Krizleri önleme, onlarla mücadele etme ve ortaya çıkmadan önleme hususundaki
kapasitesiyetersizdir.
DeğerYargısıOlmayanyadaGöreliliğiTemelAlanGörevciKamuÇalışanları
Bugrubagirenkamugörevlileri,örgütkültüründekiolumluyadaolumsuzdeğişmelereuyum
sağlamak için, itaatkar anlayışla görev yapar ya da davranış değişikliği gösterir. Bu anlayışa
sahipgörevliler,yanlışbirşeyyapıldığınıaçıkçagörseveahlakibakımdanuygunolmayanbu
olaydankişiselolarakrahatsızlıkdaduysaamirleriniizler,otoriteyekarşıkoymazveemirlere
uyar. Halk arasında yaygın kullanılan tabirle, “gözlerini kapar, vazifesini yapar”. Ahlaki
bakımdançiftestandartuygulanmasınıhoşgörür.Sözkonusukamugörevlilerişututumve
davranışlarısergiler:
•
Hiçbir yasa dışı ya da ahlak dışı eyleme girmez, başkalarını da bunlara katmaz, ama
gerekli olduğu zamanda da bu eylemleri gerekli mercilere ihbar etmez, açığa çıkmasını
sağlamaz.
•
Bilgiyi aktarma konusunda, içinde bulunduğu koşullara göre farklı yaklaşımlar gösterir;
istenenbilgininenazınıverirveörgütükötügösterecekbilgilerigizler. •
Hemen hemen hiç riski olmayan büyük bir kazanç olasılığı bulunmadıkça, kişisel olarak
yadabaşkalarıylabirliktehiçbirhaksızeylemdebulunmaz. •
Tam olarak bekleneni yapar, bunun dışına fazla çıkmaz ve “hiçbir sorun istemiyorum”
tutumuylahareketedereksorunçıkarmaz. •
Öncelikle kendisinin ya da örgütünün varlığı ve devamlılığıyla ilgilenir, iş arkadaşlarının
ahlaksalsorunlarıylakarşılaştığındariskiolmayanbirtutumtakınır. •
Hizmetlerdenyararlananbireylerdenyadahizmetlerinniteliğindenyadaetkinliğinden
çok,kurallarıesasalır. •
İşe geç gelen ve erken giden iş arkadaşlarını, alkol ya da uyuşturucu etkisiyle mesai
saatlerinde uyuyanları, uzun süreli öğle yemeği arası ya da çay arası kullananları
gizleyerek“sadakat”gösterisindebulunur. •
İşi,“emekliliğinedekzamanınıverdiğinişey”olarakgörür.
•
Anayasalhaklaraveinsanhaklarınakarşıilgisizdavranır.
•
Amaç ve içerik ile ilgili konulardan daha çok, yapı ve süreçle ilgili konulara daha fazla
dikkatsarfeder.
DeğerleriTemelAlanAhlakçıKamuGörevlileri
Kamuyararınıvekamuçıkarınıyüceltenveahlakıtemelalandavranışlardabulunanahlakçı
bir kamu görevlisi, ahlaklı yönetim uygulamalarının altında, bir takım temel ilkeler
bulunduğunave“başkalarınınsanayapmasınıistemediğinşeylerisendebaşkalarınayapma”
özdeyişine inanır. Bu anlayış, doğruluk, yansızlık ve yasalar önünde eşitliği ön plana
çıkartmaktadır.Ahlakçı,değerleritemelalanbiryönetiminözündebulunanbiramaçolarak,
41
kamu yararını gözetir. Bu anlayışa sahip kamu görevlileri şöyle tutum ve davranışlarda
bulunur: •
Başkalarınıahlakveyasadışıuygulamalarasevketmezyadasokmaz,başkalarınınahlak
veyasadışıeylemlerinegözyummazyadaböylebirdavranışıaffetmez.
•
Açıkvedürüstiletişimisürdürür,bilgiyiyalnızyasalyadaahlaksalgerekliliklerolduğunda
gizler.
•
İşini olanakların elverdiğince en iyi biçimde yapmaya çalışır, başkalarını da böyle
yapmayayöneltirveyeterliğitemelalanbiryükselmesisteminiveanlayışınıdestekler.
•
İşleriniiyiyapanlarısavunur,ihbarcılarıdesteklervekorur.
•
Ahlakdışıyadayasadışıbireyiyapmasıistendiğizamanüstlerinehayırdemeyibilir. •
İşlerin yürütülmesinde bir rol modeli olarak hizmet görür; halkın hizmet gereklerine
duyarlılıklayanıtverirvetepkidebulunur. •
Denetimindeki insan, para ve malzeme kaynaklarını, toplumun gereksinimlerini en iyi
karşılayacakbiçimdekullanır.
•
Yasalara,anayasalhaklaraveinsanhaklarınauygunbirşekildedavranır.
•
Halkınyararınahizmettebulunurveamaç,hizmetvegerçeküzerineyoğunlaşır.
•
Krizleriönlemeveonlarlamücadeleetmekonusundakapasitesinigeliştirmeyeçalışır.
Sözünü ettiğimiz üç tip kamu görevlisinin tutum ve davranışlarını, şöyle bir senaryoda
karşılaştırmakmümkündür:
Rüşvetçi,birPazargünü,başkabirkenttekifutbolmaçına,karısınıvearkadaşlarınıarabayla
götürür.Oradagecekalırlarveertesigüngeridönerler.Dönüşlerininertesigününde,araba
ötekieyaletegitmekiçinresmiamaçlakullanılır.Rüşvetçi,harcırahformunafutbolgezisinin
kilometresini ve gündeliklerini yazar, gelir vergisi iade formunu doldururken de bunları iş
harcamalarıolarakgösterirvevergiiadesiistemindebulunur. Görevci, rüşvetçinin bu gezisini duyar, sessiz kalır ve “beni ilgilendirmez” deyip hiçbir şey
söylemez. Ahlakçı da bu geziyi duyar ve görevciden bilgi ister. Rüşvetçi olayı doğrular ve ahlakçıyı
gelecek futbol maçına çağırır. Ahlakçı reddeder ve rüşvetçiye ya doldurduğu kayıtları
düzeltmesini ya da olayı rüşvetçinin âmirine duyuracağını söyler. Rüşvetçi düzeltmeyi
reddedince,ahlakçıdurumuraporeder.
Yukarıdakisenaryovebenzeriolaylar,hergündevletdairelerindedefalarcayaşanmaktadır.
Bunundatemelnedeni,yoldançıkarıcıvegörevciolaraktanımladığımızkamugörevlilerinin
yanındaahlakçılarınsayısınınyokdenecekkadarazolmasıdır.
42
Download