KamuYönetimindeEtik* İçerik • • • • • EtiğeİlişkinTemelKavramlar o Değer o AhlakveEtik o EtiğinUnsurları KamuYönetimindeEtiğinÖnemi Etikİkilemler YönetselEtik’inFelsefiBoyutu:TeleolojikveDeontolojikYaklaşımlar KamuYönetimindeEtikselDavranışınOluşturulması o EtikİlkeveStandartlar(CodesofEthics) o EtikYasaları o İhbarcılar(Muhbirler)veKorunmaları o EtikStandartlarıOluşturacakveUygulanmasınıDenetleyecekKurulveKurumlar o EtiğeDayalıYönetimKültürü o EtikselKararVerme o KarakterveErdemEtiği ETİĞEİLİŞKİNTEMELKAVRAMLAR Yönetsel etikle ilgili açıklamalara geçmeden önce, değer, ahlak ve etik gibi temel bazı kavramlarınaçıklanmasınaihtiyaçbulunmaktadır. Değer İnsan, hayatı süresince daima tavır alma durumundadır. Her durum alış ise bir değere, bir değer duygusuna dayanılarak gerçekleştirilir. Geniş anlamda söylenirse, her türlü amaç ve hedefler, ilişki ve çıkarlar, tutkular, her tür idealler, güç ve iktidarlar, sevgi ve nefretler, inanmaveinkarlar,dostluklar,sadakatvedoğruluklarbirdeğerifadeederlervebirdeğere dayanırlar. Değer hükmü, bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğunu belirten ifade, değer ise bir şeyin arzu edilebilir veya edilemez olduğu hakkındaki inançtır. Gerçekten de, her davranışımızda ya hakikati araştırırız, ya bir şeyin varoluşunu tespit ederiz veya bir şeyi değerlendiririz. Olaylar ve olgular karşısında soyut değerlendirmelerde bulunur, hükümler (yargı ve değer yargıları) veririz. Örneğin hırsızlık kötüdür, çalışkanlık iyi bir özelliktir, yalan söylemekötübirhuydurgibi. * “MustafaLütfiŞen,KamuYönetimindeYozlaşmanınÖnlenmesindeYönetselEtikYaklaşımı(Yayınlanmamış Doktora Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir, 1998” isimli çalışmanın ikinci bölümündenözetlenmiştir. 1 Değer,ahlakianlamda“iyi”yidilegetirir.Buiyi,ahlaksalihtiyacıkarşılayaniyidir.Değerinne olduğunu, niteliğini, çeşitli değerlerin nasıl sıralanmaları gerektiğini araştıran ve bu konuda kuramlarilerisürenbilimdalına“değerkuramı(axiology)”adıverilmektedir. Değerler,hiyerarşibakımındanikigruptaelealınabilir: * Araç (vasıta) değerler: Araç değerler denildiğinde, fayda, ilgi, çıkar ve her türlü maddi değerler, tutkular, güç ve iktidar etkenleri, ün ve şan hırsı vb. gibi değer yargıları kastedilmektedir. * Yüksek değerler: İdealler, inançlar, dürüstlük, dostluk, sadakat, saygı, sevgi ve nefret gibi değeryargılarıiseyüksekdeğerlerioluşturmaktadır. Vasıta değerler öznel durumları, tavırları belirlerler. Yüksek değerler ise gerçek ahlaki ilkelerdir.Bütünhayatfaaliyetlerimizideğerlerbelirleyipdüzenlediğinegörevehayat,çeşitli faaliyet sahalarından oluştuğuna göre her iki değer grubunu birbirinden ayırmak mümkün değildir.Ancakbirinindiğerineağırbasmasındansözedilebilirki,günümüzdebirincigrubun ikinci gruba ağır bastığı şeklindeki gözlem, ahlaki değerlerin yerinin yeniden tartışılmasına nedenolmaktadır. Toplumlar, çeşitli olaylar ve olguları değerler açısından tanımlamaya çalışırlar. Örneğin bir topluma göre, fakirlere yardım, çok iyi ve önemli bir özellikken, diğer bir toplumda bu o kadarönemlibirözelliksayılmayabilir.Başkabirifadeile,hertoplumun,farklıolayveolgular karşısında farklı değer yargıları bulunmaktadır. Toplum, insanların davranışlarını yönlendirmekvedüzenesokmaküzerebirahlakideğerlersistemimeydanagetirir.Bireyler, içindebulunduklarıtoplumunsözünüettiğimizdeğeryargılarınıfarkındaolmadanözümser. Bireylerin düşünce, tutum ve davranışlarının şekillenmesinde değerlerin, özellikle de ahlaki değerlerinönemlibirrolüvardır. AhlakveEtik Ahlak ile etik (İng. ethics, Fran. éthique, Alm. ethik) kavramları arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Ahlak(İng.morals,Fran.morale,Alm.moral),insanlarıngerekbirbirlerine,gereksetopluma karşıödevlerinibelirleyeninsandavranışlarıilebiraradayaşamakurallarının,standartlarının birbütünüdür.Başkabirifadeileahlak,davranışkurallarıanlamında,pratikahlakesaslarıyla birlikte, kişinin ahlaki yapısını, iyi ve kötü yaratılışı (huyu), tabiatı ve seciyeyi ifade etme yanında,insanıntoplumhayatıiçinderiayetettiğiveetmegereğiduyduğukurallarbütünü olarakdaortayaçıkmaktadır. Bubağlamdaahlakıbireyselvetoplumsaldüzeydeelealmakmümkündür.Bireyseldüzeyde ahlak(aktöre),bazıkişiselveöznelahlakianlayışlarıifadeetmektedir.Buanlayışınölçütüde vicdandır.Bireylerinneyinahlaklı,neyinahlakdışıolduğunailişkindeğerlendirmesi,onların dinselinançlarından,bireyselfelsefelerindenvegüdülerindenkaynaklanmaktadır. Bireysel düzeyde ahlak, bazı öznel ve toplumsal değerlerin bir bütünüdür. Bu değerler, gerçek hayatta karşımıza somut toplumsal töreler olarak çıkar. Bunlar arasında öznel bir nitelik taşıyanlara iyi-kötü ayrımını, sorumluluk duygusunu, vicdanı, ahlaklılıkla ilgili değer 2 yargılarını; toplumsal nitelik taşıyanlara da şeref, adalet, insan değeri, gruba, topluma ve diğerinsanlarakarşıolangörevlerleilgilitöreleriörnekverebiliriz. Toplumsalahlakise,insanlarıngerekbirbirlerinekarşıvegerektoplumsalolaylarkarşısında izlemek zorunda bulundukları tutumları yönlendiren toplumsal değer yargılarından oluşmaktadır.Toplumsalahlakıpratikahlakyadatöreolarakdaadlandırmakmümkündür. Etik kavramı çeşitli biçimlerde tanımlanmıştır. Birinci tanıma göre etik, insanların kurduğu bireyselvetoplumsalilişkilerintemelinioluşturandeğerleri,normları,kuralları,doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir. Bu anlamda etik, gerçeklikteki pratik ahlakla ve ahlaki davranışla aynı şey olarak görülmemelidir. Etik bir bilimdir, ahlak ve ahlaki davranış doktrinidir. Etiğin amacı; ahlakın ve onun vazgeçilmez kavramlarıolaniyilik,kötülük,erdem,mutluluk,ahlakikişilik,onurluyaşamakvb.kavramları temellendirmek,açıklamakveyorumlamak,kısacasıahlakınbellibirteorisinikurabilmektir. Etik, normatif etik’i ve ahlak teorisini içine alır. Bunlardan birincisi, iyi, kötü, faydalı vb. problemleriinceler,ahlakibirdavranışkuralıortayakoyar,neyinyapılmasıgerektiğini,hangi davranışıniyiolduğunu,neyinhayataanlamkazandırdığınıgösterir.Ahlakteorisiise,ahlakın özünü, kökenini ve gelişmesini, ahlak standartlarını, bu standartların tarihsel karakteristiklerini belirleyen kanunları ele alır. Normatif etikle ahlak teorisi birbirinden ayrılamaz. İkincianlamdaetik,kişinindavranışlarınatemelolanahlakilkelerinintümüdür. Görüldüğü gibi, ahlak kavramı ile etik arasında yakın bir ilişki vardır. Bu kavramlar çoğu zaman eş anlamda kullanılmaktadır. Ahlakla etik’in aynı şeyler olmadığı da bir gerçektir. Etik’in,ahlakıdaiçinealangenişbirkavramolduğusöylenebilir.Bizburada,etikkavramını ikinci anlamda, yani “kişinin davranışlarına temel teşkil eden ahlak ilkelerinin tümü” anlamındaelealmaktayız. Farklı kaynaklara dayanan ahlak kuralları, çeşitli dönemlerde, kültürlerde ve toplumlarda farklılıklar göstermektedir. Başka bir ifade ile, ahlak kurallarının, her toplumda ya da her zaman geçerli olacak genel ve ortak bir çerçeve içerisine toplanması mümkün olamamaktadır. İyinin veya iyi eylemin ne olduğu, tarih boyunca üzerinde en fazla tartışmanıncereyanettiğibirsorunolmuştur.Bunundatemelnedenlerindenbirisi,ahlakın temel kavramları olan “iyi” ve “kötü”nün tanımlanmasındaki kriterlerin farklı oluşudur. İyi nedir, ahlakın mahiyeti nasıl olacaktır gibi sorulara cevaplar aranması, ahlakın sistemli bir düşünce konusu olarak incelenmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Ahlak felsefesi (etik) olarak adlandırılanbuuğraş,ahlakteorisiileilgilifarklıyaklaşımlarıntartışılmasıylailgilenmektedir. EtiğinUnsurları Burada, kısaca, etiğin unsurlarını oluşturan ve etiksel davranışa yön veren bazı temel kavramlaraçıklanacaktır. 3 ÖdevlerveYükümlülükler Ödev, bir kimsenin yapması gerekli olan ya da kişiden yapması beklenen eylemdir. Ödevle birlikte ele alınması gereken yükümlülük (vecibe, mükellefiyet) ise, eylemlere yön veren ahlakiniteliktekiistektir. Ödev, içerdiği buyrultunun niteliğine göre olumlu veya olumsuz anlamda bir gereklilik olabilir. Yapılması gereken bir eyleme ilişkin buyruklar, (örneğin doğru sözlü ol) olumlu bir gerekliliği yani ödevi ifade ederken, yapılmaması gereken bir eyleme ilişkin buyruklar (örneğinyalansöyleme)olumsuzbirgerekliliğiyansıtmaktadır.Diğeryandanödevler,herkesi ilgilendirengenelödevlervebazıkişivegrupları(ulus,mesleksınıfı,toplulukveyabazenbir tek kişi) ilgilendiren özel ödevler olmak üzere ikiye ayrılabilmektedir. Örneğin insanları sevmek herkese, vatandaşlara eşit muamele etmek ise sadece kamu görevlilerine ait bir ödevdir. ModerntoplumlariçinKant’ınortayakoyduğuödevanlayışı,ödevkavramınafarklıbiriçerik kazandırmıştır.Uygarbirtoplumuninsanlarıiçinödev;sadecekörükörüneuyulmasıgerekli soyutbuyruklarbütünüdeğil,tinselniteliğiniakılveözgürlükgibibaşlıcaikiönemliiçleköğe ilekazanan,uygarbirtoplumbireyininözgürceuyulmasıgerektiğinedüşünceyoluilevardığı vebubilinçleuyulmasıgerekenbuyruklarbütünüanlamında,tinselniteliğiağırbasanyüce birkavramdır. Vicdanveİyiniyet Vicdan,kişininkendikendiniyargılamayeteneğinikullanmasısonucu,niyetveeylemlerinin ahlaki değerinin bilincine varmasını sağlayan ahlaki yetenektir. Vicdan, içeriği bir ahlaki buyruk biçiminde kişinin benliğinde oluşan ve bir şeyin iyiliğine veya kötülüğüne ilişkin yargısalbilinçtir. Vicdan denilen bu ahlaki yetenek, kişinin duygusal ve düşünsel güçleri arasında bir çeşit yargısal denge sağlayan manevi bir öğe olarak, insan kişiliğinin gelişmesine paralel olarak güçlenmektedir. İyiniyetise,kişinintoplumsalilişkileryadaolaylarkarşısında,ahlakiaçıdaneylemlerineyön vermek üzere takındığı tavır veya benimsediği düşüncedir. Kişinin vicdanında oluşan tavır, tutumveyabenimsenendüşünceanlamındakiiyiniyet,dışarıdanfarkedilemez;ancakkişinin eylemlerisonucundaortayaçıkar.İyiniyetinöncedenfarkedilememesiveancakeylemlerin sonucundaanlaşılabilmesi,ahlakiaçıdanönemlibirsorunuortayaçıkarmaktadır.Buda,bir kişinin,başkalarınıyanıltıcıyadaaldatıcıdavranışlardabulunarak,gerçekniyetinigizlemesi, yanisahtecilikveyagünceltabiriyle“takiyye”yapmasıdır. KAMUYÖNETİMİNDEETİĞİNÖNEMİ Kamukesimindeçalışanbürokratvememurlar,gerektoplumuilgilendirentemelkonularda, gerekserutinişlerdeçeşitlikararlaralmakdurumundadırlar.Kamugörevlilerininkararlarında ve davranışlarında çeşitli faktörler etkili olmaktadır. Kamu görevlilerinden, içinde bulunduklarıörgütünamaçlarıylauyumluhareketetmelerivekamuyararınauygunkararlar 4 almaları beklenmektedir. Bu beklenti içerisinde kamu görevlileri, bir çok açmaz ve ikilemle karşıkarşıyakalmaktadırlar. Sorumlu yönetim davranışı, kamu görevlilerinin çok sayıda genel kural veya emire bağlı olmasınıgerektirmektedir.Buemirlerdenbazılarışunlardır:Kamuçıkarlarınagörehareketet, politik olarak tarafsız ol, gizli bilgileri açıklama, çalışanların ve vatandaşların kişilik haklarını koru, halka etkili verimli ve dürüst hizmet sun, çıkar çatışmalarından kaçın, sorumlu ol. Çağdaş yönetimlerde bu emirlerin gerçekleştirmenin çok sayıda zorluğu vardır: Bunlardan birincisi,sözkonusugenelkurallarınpratikteneanlamageldiği,kamugörevlileriveyabaşka birilerinceanlaşılmasıkolaydeğildir.Politikolaraktarafsızlığıntamolarakneanlamageldiği örneğindeolduğugibi.İkinciolarakkuralınanlamıaçıkolduğundabile,kurallarınkendilerinin etik açısından doğru olup olmadığı hususunda anlaşmazlık mevcut olabilir. Örneğin kamu görevlilerinin resmi işlemde bulundukları kişilerden menfaat sağlamaları konusunda görüş ayrılığı bulunmaktadır. Kimisi hediye kabulünün suç sayılamayacağını, kimisi ise her türlü çıkarın suç sayılacağı düşüncesindedirler. Üçüncü olarak, kurallar bazen diğerleri ile ihtilaf halinde olabilir. Örneğin kurallar kamu görevlilerini sorumlu davranmaya ve kurallara sıkı sıkıya bağlı olmaya yönlendirirken, diğer yandan da onların verimli ve etkin olmalarını istemektedir. Bu zorluklar da, geleneksel kuralların mevcut anlamlarını yorumlama ve açıklığakavuşturmadayeniusulleringeliştirilmesiihtiyacınıortayakoymaktadır. WeberyenBürokrasiModelininEtikAçmazları Hiyerarşi (Weber), etkinlik (Taylor) ve politikanın yönetimden ayrılması (Wilson) ilkelerini kapsayankamuyönetimininklasikmodeli,etiğigereklikılmaktadır.Sözkonusumodel,çoğu zamanaçıkolmasadabiretiğesahipolmuştur. Kamu yönetiminin örgütlenmesi, önemli ölçüde, Weber tarafından ortaya konulan yasal-ussal bürokrasi modeline dayanmaktadır. Söz konusu modelde, kamu yönetimi, seçilmiş yöneticiler, mahkemeler ve yasama organı tarafından denetlenecek şekilde örgütlenmiştir. Kamu görevlilerinin uyması gereken yasal düzenlemeler, mümkün olduğu kadar açık ve ayrıntılı olarak oluşturulmaktadır. Sadece uygulamadaki detaylar, alt kademeleredevredilebilmekte,sınırlıolarakverilenbutakdiryetkisidehiyerarşikolaraksıkı birşekildedenetimetâbitutulmaktadır. Yasal-ussal bürokrasi modeli, kamu görevlilerinin dürüst olarak davranacakları konusunda bazıvarsayımlardabulunmaktadır.Birincisi,kamugörevlileri,yasalarıvekamupolitikalarını, kişisel olarak onlarla aynı fikirde olmasa da, biçimsel süreçlere uygun bir şekilde yerine getirecektir. İkincisi, kamu görevlileri, objektif kriterlere ve yasalara uygun bir şekilde “tarafsız”olarakhareketedeceklerdir.Webertarafındanbürokrasininözelbirdeğeriolarak kabul edilen gayrişahsilik ilkesi, kamu görevlilerinin irrasyonel ve duygusal hareketlerine engel olmak üzere ortaya konulmuştur. Bu ilkeye göre ideal bir memur, görevini sevgi ve nefret gibi duygulardan uzak, tarafsızlık ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde, objektif biçimsel kurallarabağlıkalarakyürütür.Üçüncüsü,kamugörevlisi,“sadakat”ilkesigereğince,çalıştığı kuruma içten bir bağlılıkla hizmet edecek, bu bağlamda, kurumun amaçlarını kendi amaçlarınınüzerindetutacaktır. Ancaksözkonusumodel,etikaçıdandeğerlendirildiğindebazıeksiklikleriortayaçıkmaktadır: 5 Birincisi, katı hiyerarşik sorumlulukta ısrarlı olmak, düzenli ve kurallara bağlı kamu görevliliğinigeliştirebilir.Ancakbumodel,çoğukişiseldeğeridikkatealmamaktavebireyleri görevlerini,genelolarak,diğerözdeğerlerdenbağlantısızolarak,kişiselmenfaatteminetme ve ün ve makam kazanma açılarından düşünmelerini teşvik etmektedir. Model, aynı zamanda, bireylerin kendi kendini disiplin etme, vicdanlılık ve diğer karakter özellikleri temelinde hareket edeceklerini farz eder. Ancak, çoğu kimse, yönetsel rolü ile bireysel değerleri arasındaki bu açıklık nedeniyle, kişisel çıkar sağlamaya yönelecek, işini ün ve makamsağlamaamacıylakullanacakveyaişiağırlaştıracakyadaişinekarşıilgisizkalacaktır. İkincisi,çoğubireyseldeğerleribürodanayırmak,kişiselgirişimciliğiköreltmekteveyönetim içerisinde muhalefeti ortaya çıkarmaktadır. Bireyler, kurumsal kararlar alırken sorumluluk duygusunu kaybetmektedirler. Bu yaklaşım, rolü benlikten ayırmakta ve bireylerin kendi kararlarını ve sorumluluklarını üstlerine teslim ettikleri “sorumluluktan kaçma” olgusunu ortayaçıkarmaktadır.Yönetiminkötüyekullanımınınetkinbirkontrolaracıolansorumluluğu ortadankaldırmaktadır. Üçüncüsü, bu yaklaşım, ilginin veya yasalara bağlılığın aşırı daralmasına neden olmaktadır. Ünsel ya da kişisel menfaat nedenleri hariç olmak üzere, bireyler, sistem içerisinde yanlış veya zararı düzeltmek ve tanımlamak hususunda çok az zorunluluk hissetmektedirler. Bireyler, uydukları veya oluşturdukları usullere yönelik olarak hiç bir sorumluluk hissetmemeyedavetedilmektedir. Dördüncüsü, bu model, kendi kendini kandırıcı bir modeldir. Çünkü kamu görevlilerinin kullanmakzorundaolduklarıkaçınılmaztakdiryetkisinigözardıetmektedir. Beşincisi, modelin varsayımları önemli ölçüde demokratik sorumluluğun biçimsel bir anlayışına dayanır ve demokratik hayatın gerçekliğini dikkate almaz. Demokratik politika, çoğuzamangüçlüveyaiyiorganizeolmuşkurumlarvebaskıgruplarıtarafındanyönlendirilir. Bunlaraekolarak,Weber’inbürokrasiteorisindekigizlilikveresmisırkavramıda,önemlibir etikproblemolarakgörülebilir.Yöneticiler,kendilerinidışçevrenineleştirilerindenkorumak amacıyla, eylem ve işlemlerini gizlilik esasına göre yürütmektedirler. Gizlilik, bir yandan yolsuzluklarınortayaçıkmasınıengellemekte,diğeryandanartmasınazeminhazırlamaktadır. Vatandaşlar,idaredeneldeetmelerigerekenbirevrakyadabilgiyekolaylıklaulaşamadıkları zaman,onueldeetmekiçinrüşvetvermeyeyadaaracıkullanmayayönelebilmektedirler. Yasal-ussal bürokrasi modelinin ortaya koyduğu gayrişahsilik ilkesi, kamu görevlilerinden işlerini yürütürken, kendi görüşlerini ve ahlaki değer yargılarını bir kenara bırakmalarını istemekte; bir anlamda “tarafsızlık” kavramını bir etik değer olarak ortaya koymaktadır. Bu anlayış,bellibirkadrodagörevyapankamugörevlisininkarakterözellikleriniihmaletmekte, sadece kişinin çalıştığı kadroyla ilgili teknik niteliklerine önem vermektedir. Böylece sistem, soyut kadrolarda tarafsız ve işlevsel olarak görev yapacak kamu görevlilerinin varlığına dayanmaktadır. Yine siyasetle yönetimin birbirinden kesin çizgilerle ayrılması ve kamu görevlilerinin, siyasetçiler tarafından belirlenen kamu politikalarını aynen uygulayacakları varsayımı,modelin,kişiselvemeslekideğerleriihmalettiğinigöstermektedir. Ancak günümüzde, modern devletin gerekleri ve işleyişi, siyasetçiler ile bürokratların kamu politikalarının oluşumunda ve uygulanmasında bir arada olmalarını ve işbirliği yapmalarını gerektirmektedir.Bubağlamdatarafsızlıkilkesi,bazensiyasetintalepleriilemeslekigerekler 6 arasında bir ikilem oluşturmaktadır. Siyasal otoritenin bazı taleplerinin, bürokrat açısından uygulanabilirliği bulunmamaktadır. Böyle bir durum, bürokratın siyasal otorite karşısında tarafsızkalmasınıengellemekteveçatışmadoğurmaktadır. Diğer yandan, uygulamada, yöneticilerin aldıkları her karar, yaptıkları her işlem ve bulundukları her davranışın arkasında, onları etkileyen bir takım değerler bulunmaktadır. Kamugörevlilerinindavranışlarınıetkileyenönemliunsurlardanbirisi,karşıkarşıyakaldıkları çıkar çatışmalarıdır. Kamu görevlisi, her bir davranışında kendi bireysel çıkarları ile genel anlamda kamu yararı ve çalıştığı kurumun çıkarları arasında bir tercih yapmak durumunda kalmaktadır.Başkabirifadeylekamugörevlisi,yapacağıherdavranıştayatarafolacak,kendi ahlaki değerleri çerçevesinde hareket edecek, ya da tarafsız kalarak objektif kriterlere ve yasalaragöredavranacaktır. Ancakuygulamada,bazıkamugörevlilerininkamusalçıkarları,güçeldeetme,para,prestijve mevki kazanma gibi kişisel çıkarlara tercih etmedikleri, çoğu zaman bunun tersi olarak, bireysel çıkarlar elde etme amacıyla kamusal çıkarları hiçe saydıkları görülmektedir. Bürokrasininiçindeyeralanbirbirlerindenfarklıçeşitligruplaryadagrupüyesibireyler,daha fazla iktidar ve saygınlık elde etme uğraşı içinde bulunmaktadırlar. Bürokrasi kuramının varsaydığı örgütsel amaçlara bağlılık ve sadakat, biçimsel olarak var olsa bile, gerçekleştirilmeye çalışılan ve çoğu zaman birbirleriyle zıtlıkları bulunan grupsal ya da bireysel amaçlar, biçimsel amaçlardan farklılaşmakta; böylece bürokratik yapı içerisinde göreliolarakbirbirlerindençeşitlifarklılıklarıolansadakatanlayışlarısözkonusuolmaktadır. Bu örnekler, Weberyen bürokrasi kavramının, uygulamadaki yetersizliklerini ortaya koymaktadır. Bubağlamdagerekgayrişahsilikilkesininortayakoyduğutarafsızlıketiği,gereksadakatilkesi, gerekse yasal düzenlemeler, kamu görevlilerinin kamu çıkarlarına uygun olarak davranmasında yeterli olamamaktadır. Böylece, kamu örgütlerinde çalışanların bir kısmı kendi çıkarları peşinde koşarken, bunlardan etkilenen diğer bir kısmı da kamu hizmetine yeterince kendini verememektedir. Bu durumun sonucunda, kuşkusuz etkinlikten uzak ve verimsiz çalışan bir kamu yönetimi ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla, kamu görevlisinin davranışlarınayönverecekyönetseletik,yönetselverimlilikiçindegereklidir. TakdirYetkisininKullanımı Hizmetlerin nasıl yürütüleceğini düzenleyen mevzuatta, bazı hizmetlerin ne şekilde yerine getirileceğiayrıntılıolarakbelirtilirken,bazılarıkonusundaisesadecegenelilkelerbelirtilerek ayrıntınındüzenlenmesiyönetimebırakılmıştır.Ayrıntınınbelirtildiğidurumlarda,yönetimin seçmehakkıvehareketalanısınırlıdır.Bunakarşılık,ayrıntınındüzenlenmediğidurumlarda, belirtilen genel ilkelerin doğrultusunda ayrıntıyı belirlemek yönetimin elindedir ve bu anlamdadaseçmehakkıvehareketalanıoldukçageniştir.Yönetimeverilenbuyetkilerden birincisi“bağlıyetki”,ikincisiise“takdiryetkisi”olarakadlandırılmaktadır.Bağlıyetkide,bir şeyin yapılması ya da belli bir davranışta bulunulması, önceden kesin olarak düzenlenmiş; yönetimetakdirhakkıbırakılmamıştır. Burada konumuz açısından esas önemli olan “takdir yetkisi” (discretion) dir. Kamu görevlilerinin karşılaşabilecekleri her bir özel olay için, spesifik bir kural belirleme imkanı bulunmamaktadır. Kamu görevlilerinin uyması gereken kurallar ne kadar ayrıntılı yazılırsa 7 yazılsın veya hiyerarşi ne kadar açık bir şekilde ifade edilirse edilsin, belirli bir noktada, değişik vazife alanlarında kamu görevlileri karar verme durumunda kalmaktadırlar. Bu nedenle, kamu görevlilerinin, kamusal görevlerini yerine getirirken, takdir yetkisi kullanmalarıkaçınılmazdır. Buna karşılık, liberal ve demokratik toplumlar, takdir yetkisine sahip kamu görevlilerinden herzamanrahatsızdırlar.Liberalleriçintakdiryetkisi,suiistimalikolaylaştırmakta,yasalardan dahaçokbireyleregüçvermekteveözgürlüklerizayıflatabilmektedir.Demokratlariçintakdir yetkisi, egemenliği gasp etmekte ve demokratik yönetim için önemli olan sorumluluk ve katılımızayıflatmaktadır. Görüldüğügibi,takdiryetkisininkullanılmasındabirikilemlekarşıkarşıyakalınmaktadır.Usul ve kuralların ayrıntılı düzenlenmesi, kırtasiyeciliğe, işlerin gecikmesine ve sorumluluktan kaçmaya neden olurken, kamu görevlilerine daha geniş takdir yetkisinin tanınması, onların keyfi davranmalarına ve yozlaşmaya sebep olmaktadır. Bu ikilemin çözümü, kamu görevlilerine takdir yetkisinin verilmesi, ancak verilen bu yetkinin etkili bir denetim mekanizmasıyladenetlenmesindengeçmektedir. Ancak, mevcut dış denetim yöntemleri (yasal, kurumsal ve örgütsel), takdir yetkisinin kullanımıyla ilgili olarak ortaya çıkan olumsuzlukların önlenmesinde etkin olamamaktadır. Çünküsözkonusudenetimyöntemleri,çoğunluklaseyrekolarakvesonradanyapılmaktadır. Denetim, davranış veya karar gerçekleştikten sonra yapıldığı için de, yozlaşmanın ortaya çıkmasını engelleyememektedir. O halde, görevlinin davranışı üzerinde önceden denetim yapacak bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. Kamu görevlisinin davranışı üzerinde önceden denetimyapabilecektemelfaktör,kişiselvemeslekideğerlerdenoluşanetiktir. YasalarınYetersizliği,YönetiminKarmaşıklığıveDeğerlerinÇatışması Kamupolitikasınınuygulanmasısürecinde,kamugörevlilerininkararvedavranışları,sosyal, örgütsel ve kişisel değerler tarafından kuşatılmakta ve yönlendirilmektedir. Çoğu durumlarda,sözkonusudeğerlerin,kararlarvedavranışlarüzerindekietkisi,hukuktandaha fazla olabilmektedir. Hukuka, düzenlemelere ve standart uygulama prosedürlerine aşırı bağımlılık, hareketsizlik ya da uygun olmayan hareketi ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca söz konusu kural ve yönlendirmeler, her durumu tam olarak kapsayamamaktadır. Bu nedenle kamu yöneticileri, karşılaştığı problemlerin çözümünde, kendi bilgi, deneyim ve hislerine bağlıolmakdurumundadırlar. Kararvedavranışlarda,sosyal,örgütselvekişiseldeğerleretkiliolunca,bazıdurumlardasöz konusu değerlerden iki veya daha fazlası çatışma halinde bulunabilmektedir. Bu da ortaya etikbirikilemçıkarmaktadır. Kamu görevlilerinin karşılaştıkları etik ikilemler, çoğu zaman, onların kişisel ve mesleki dürüstlüklerinin ve erdemlerinin denendiği durumlar haline dönüşebilmektedirler. Bazen birden fazla seçenek içerisinden birisini seçmekle karşı karşıya kalan kamu görevlisinin, önündebulunantümseçenekleryasalarauygunolabilmektedir.Gayrişahsilikilkesininortaya koyduğu tarafsızlık etiği gereğince, kamu görevlisinin bunlardan birisini tercih etmesi durumunda yasalara aykırı bir durum ortaya çıkmayabilmektedir. Ancak etik açıdan değerlendirildiğinde,buseçeneklerdenbirinitercihedengörevlininbukararı,etikanlamda 8 iyi ve doğru olmayabilir. Çünkü, örgütsel bağlamda, yasallık tek başına neyin ahlaka uygun olduğunu belirleyemez. Ahlak olmaksızın yasalar, kişiyi erdemlilik ve dürüstlük kültürel öğelerindenuzaklaştırmaktadır.Ahlakilekamuhukukuyadapolitikasınınçatıştığıdurumda bireybirtercihyapmakdurumundakalmaktadır. Kanunlarvekurallar,ahlaklıbirinsanınneyapmasıgerektiğinihiçbirzamantamolaraktasvir etmez.Kanunlarvekurallar,işlemlerinveeylemlerinminimumstandartlarınıkoyarlar.İşlem veeylemlerdekimuhtemelvaryasyonlar,sınırsızdır.Busınırsızvaryasyonlarıtanımlamakve kanunlayasaklarkoymak,neredeyseimkansızdır.Kanunizorlama,insanlarıdoğrudavranışa yöneltmeninenpahalıvemaliyetliyoludur. Yasa ile ahlakın birbiriyle örtüşmesi gerekmektedir; ancak bazen bu gerçekleşmemektedir. Ahlaki olan bir şey her zaman yasal değildir, yasal olan bir şey de her zaman ahlaki olmayabilir. Etik ikilem içeren durumlarda, kamu görevlileri, vicdanının sesini dinlemeli, problemleretarafsızveadilyaklaşmalı,dikkatlivetarafsızdüşünmelidir. Yasalar, kamu görevlilerinin karşı karşıya kaldığı ikilemlerin çözümünde ilk müracaat edecekleri bir kaynaktır. Ancak, kamu yönetiminde karşılaşılan ikilemlerin çözümünde salt yasalarauymakvetarafsızdavranmakyeterliolmamaktadır.Çünkü,bazıdurumlarda,yasalar ve diğer hukuki düzenlemeler, bir kurumda ortaya çıkan ahlak dışı davranışların tanımlanmasındayetersizkalabilmektedir.Davranışlarınyadakararlarınölçülebileceğinorm ve standartların olmadığı durumlarda, çalışanlar yaptıkları davranışlarından ya da aldıkları kararlardandolayısorumlugörülememektedirler.Sorumluluğungerçekleşebilmesiiçin,belli birnormveyaptırımdüzenininbulunmasıgerekmektedir.Böyleyasalboşluklarınbulunduğu “grialanlar”da,karşılaşılanikilemlerinçözümündeyardımcıolacaketikilkevestandartlar,en azyasalarkadarönemlihalegelmektedir. Diğeryandanörgütselşartlarda,zamanzamankamugörevlilerinietikolmayanuygulamalara yönlendirebilmektedir. Kamu görevlileri, örgütsel amaçlara ulaşmak için, zaman zaman kişisel ahlaki değerlerinden tavizler vermek zorunda kalabilmektedirler. Çünkü, örgütlerde yapılan denetim, bazı durumlarda yapılan işlem ve eylemlerin nasıl yapıldığına değil, sonucuna göre olmaktadır. Bu durumlarda, kullanılan araç, usul ve yöntemlerden ziyade sonuçlarönemkazanmaktadır.Diğeryandan,denetiminsonuçlaragöredeğil,kullanılanusul ve kuralların mevzuata uygun olup olamadığına göre yapıldığı durumlar da, etik açıdan önemli sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Örneğin kamu kurumlarında, çoğu zaman, hizmetin ya da üretimin sonucu yerine, kullanılan usul ve kuralların mevzuata uygun olup olmadığına bakılır. Kurallara uygun fakat verimsiz yönetim sebebiyle yönetici ve memurları hukukianlamdasorumlututmakmümkündeğildir. Kamuyönetimindekarşılaşılandiğerbirsorun,bazıdurumlardakişiseletikleyönetseletiğin çelişebilmesidir. Kişisel etik değerler açısından yanlış olarak kabul edilen bazı davranışlar, yönetsel etikte ihmal edilmektedir. Buna karşılık, kişisel etikte övülmeye değer bazı davranışlar (örneğin arkadaşına yardım etmek, onun için fedakarlıkta bulunmak), yönetsel etiğin ilkelerini ihlal etmektedir. Yine yönetsel etiğin problemlerinden olan görev sonrası istihdam sınırlamaları ve çıkar çatışmaları, özel hayatta aynı biçimde ve derecede önemli değildir.Kamuyönetimindesadecekişiseletikyeterlideğildir,kamusalhizmetinniteliklerine uygunolarakgeliştirilecekbiryönetseletiğeherzamanihtiyaçbulunacaktır. 9 HizmetlerdeEtkinlikveVerimliliğinSağlanması Kamu hizmetleri, vatandaşların vergileriyle yerine getirilmektedir. Vergilerle finanse edilen kamu hizmetlerinin, sadece gerçekleştirilmesi ya da yerine getirilmesi yeterli değildir. Aynı zamanda hizmetlerin en düşük maliyetle, en kaliteli biçimde, eşitlik ve tarafsızlık ilkelerine uygunolaraksunulması,vatandaşlaraçısındanönemkazanmaktadır.Budaancakdürüstbir yönetim anlayışı içerisinde mümkün olabilmektedir. Çünkü yolsuzluk ve ahlak dışı uygulamalar,kamuhizmetlerininmaliyetiniartırmaktadır. Ahlak dışı davranan kamu görevlilerinin, vergi ödeyenlere doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik maliyet yükledikleri açıktır. Buradaki ahlak sorunu, aynı hizmetlerin maliyetinin, daha dürüst bir ortamda yapılması durumunda ne kadar aza malolacağı ve niteliğinin ne kadarartacağıileilgilidir. Dolayısıyla,yönetseletik,etkinveverimlibirkamuyönetimiiçinvazgeçilmezbirgerekolarak ortaya çıkmaktadır. Şimdiye kadar etkin bir kamu yönetimi için gerekli olan ve İngilizce 3 E (economy-ekonomi, efficiency-verimlilik ve effectiveness-etkinlik) olarak ifade edilen hususlar,etik(ethics)kavramıilebirlikte4Ebiçimindeformüleedilmektedir. YönetimdeYozlaşmanınÖnlenmesi Kamuyönetimindeetiğigündemegetirenesasunsur,yönetimdeyozlaşmaolgusudur.Yolsuz uygulamalar, aynı zamanda halkın yönetime olan güvenini de ortadan kaldırmaktadır. Dolandırıcılık, savurganlık ve görevi kötüye kullanmanın devlet yönetiminde yeri yoktur ve bunların maliyeti de, daha az ve kalitesiz hizmettir. Çünkü demokratik yönetim, kişisel dürüstlüğe ve halkla kamu görevlileri arasındaki güvene dayalıdır. Toplum, kamu görevlilerinden,yönetseldavranışlailgilistandartlaraduyarlıolmalarınıbeklemektedir.Kamu kesiminde çalışan bürokrat ve görevlilerden beklenen davranış normları, özel sektörde çalışanlardan beklenenden çok daha fazla olduğundan, kamu görevlilerinin sadece gerçek yolsuzluklardandeğil,yolsuzlukşüphelerindendekendilerinikorumalarıgerekmektedir. Yozlaşan kamu yönetiminin en önemli ihtiyacı, etkin bir şekilde denetlenmesini sağlayacak bir mekanizmanın oluşturulmasıdır. Günümüzde, mevcut denetim sistemleri, kamu yönetimininetkinbirbiçimdedenetlenmesindeyetersizkalmaktadır.Siyasiveidaridenetim, yönetiminsiyasallaşmasınedeniylesağlıklıolarakgerçekleştirilememektedir.Yargıdenetimi ise, hem pahalı ve uzun süren bir süreçtir, hem de vatandaş çeşitli nedenlerle bu denetim biçimini etkin olarak kullanamamaktadır. Yolsuzlukların önlenmesinde yargının etkinliği, İtalya örneğinde olduğu gibi her zaman sağlanamamaktadır. Bu nedenle de, ombudsman, yönetimdeaçıklıkvebenzeriyeniönerilergündemegetirilmektedir.Önerilenbuikidenetim yöntemini de kapsayan yönetsel etik, “yönetimin kamu gücünü keyfi kullanımına karşı önemlibirdengeunsuru”olabilecekbiryaklaşımdır. ETİKİKİLEMLER Kamu görevlilerinin günlük hayatlarında sıklıkla karşılaştıkları ya da karşılaşabilecekleri pek çoketikikilembulunmaktadır.Etikikilem,ikiveyadahafazlayarışandeğerinçatışmahalinde olmasıdır.Eğer,çatışanbudeğerlerdenbirisikorunursa,diğerikorunamamaktadıryadabir veya daha fazlasını koruyabilmek için, diğerlerini gözardı etmek zorunluluğu bulunmaktadır 10 Kamu görevlisi, karşılaştığı her biri farklı bir değer taşıyan alternatifler içerisinden birisini seçmekle, değer taşıyan diğer alternatifi reddetmiş olmaktadır. Görevlinin bu seçimi, yasalara uygun olabilir. Ancak gerçekleştirilen davranış ya da alınan karar, ahlaki bakımdan iyivedoğruolmayabilir.Sözkonusuikilemlereörnekolarakaşağıdakisenaryolarverilebilir. 1. Bir kamu kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak görev yapan Bay A, 200 adet bilgisayaralımınıkapsayanihaledesonkararıverecekkişidir.Herbakımdanşartlarıaynı olan ve aynı teklifi veren üç firma arasından seçim yapacaktır. Ancak firmalardan birisinin sahibi, daha önce özel sektörde iken çalıştığı firmanın sahibi, yani eski patronudur. Diğer iki firmanın sahibini ise tanımamaktadır. Bu durumda Bay A ne yapmalıdır? Eğer eski patronunun firmasına ihaleyi verirse, bunu nasıl değerlendirebiliriz? 2. Bir kamu kurumunda yeni atanacak kamu görevlilerini seçmek üzere oluşturulan sınav komisyonunda bulunan Bayan E, başvuru listesini incelediğinde, amcasının oğlunun (kuzen)dasınavagirmekiçinmüracaattabulunduğunuöğrenmiştir.EvliolanBayanE’nin soyadı evlilik nedeniyle değiştiği için, kuzeniyle soyadı benzerliği bulunmamaktadır. Sınavdan önceki gece arayan amcası, kuzenine yardımcı olması için ricada bulunmaktadır.BayanE’ninnasıldavranmasıgerekmektedir? 3. Bir üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışan Bay S, sınavlardaki ciddiyeti ve öğrencilerinkopyaçekmelerinegözyummamasıiletanınmaktadır.Şimdiyekadarkopya çekerkenyakaladığıbütünöğrencilerhakkındadisiplinsoruşturmasıbaşlatmıştır.Ancak o gün girdiği sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrenciyi kopya kanıtını ve kağıdını aldıktan sonra salondan dışarı çıkarmış, ancak tutanak tutmak için hazırlandığında öğrencininaynıfakültedegörevyapanbiröğretimüyesininoğluolduğunufarketmiştir. BaySneyapmalıdır?EğerBayS,kopyaolayıileilgiliolaraktutanaktutmaktankaçınırsa, aynı salonda görev yaptığı için olayı gören ve Bay S’nin iş dışında da samimi ilişkiler içerisindebulunduğudiğergörevliBayM,nasıldavranmalıdır? 4. MeclisbaşkanıBayT,meclistoplantısalonununyenilenmesiileilgiliihaleyikazananve haleninşaatıdevamettirenXinşaatşirketindenoğluadınabirdairesatınalmış,ayrıca bir sahil kasabasında bulunan yazlık kooperatifinin iç dekorasyonunu, aynı firmaya yaptırmıştır. Bay T, hem satın aldığı dairenin, hem de yaptırdığı inşaatın ücretini tam olaraködediğiniiddiaetmektedir.BayT’ninmeclisbaşkanlığıdevamederkenyaptığıbu davranışnasıldeğerlendirilebilir? Örneklerde de görüldüğü gibi, kamu yönetiminde etik ikilemler deyince, daha çok çıkar çatışmaları,kamugörevlilerininhizmettenyararlananlardançıkarsağlaması,akraba,eş-dost ve siyasal kayırmacılık vb. konular akla gelmektedir. Ancak fazla dikkat çekmese de, bunlar kadar önemli başka etik ikilemler de bulunmaktadır. Örneğin kamu görevlileri, hangi durumlarda halka yalan söylemelidirler? Yanlış yönlendirildiğine ya da planlandığına inandıkları veya düşündükleri bir politikayı canı gönülden uygulamalı mıdırlar? Kamu görevlileri, nihai sadakatlarını kime borçludurlar? Siyasal üstlerine mi, kamuya mı yoksa kendivicdanlarınamı?İhtiyaçiçindeolanveözelliklehakedenbirvatandaşayardımetmek içinkurallarızorlamakdoğrumudur?Kamumenfaati,ogününhükümetininmenfaatiileaynı şeymidir?Kamugörevlisi,halkiçinhangiseviyeyekadarriskalmalıdır? 11 Tüm bu etik ikilemler, etik ilke ve standartların önemini vurgulamaktadır. Söz konusu ikilemler, etiksel davranışı sağlayacak diğer yöntemlerle birlikte, etik ilke ve standartların geliştirilmesinigereklikılmaktadır. YÖNETSELETİK’İNFELSEFİBOYUTU:TELEOLOJİKVEDEONTOLOJİK YAKLAŞIMLAR Yönetsel etik kapsamında belirlenecek ilke ve standartların arkasında bulunacak düşünsel temelin ya da dayanak noktasının ne olacağı, çok tartışılan bir konudur. Başlı başına bir çalışmayıgerektirebilecekböylekapsamlıbirtartışma,buradakısaolarakelealınacaktır. Kamu görevlilerinin alacakları kararları ve gösterecekleri davranışları yönlendirecek etik ilkelerin felsefi temeli ne olacaktır? Daha genel bir ifade ile insanın eylemlerini ahlak bakımındandeğerliyadadeğersizkılannedir?Akarsu’yagörefilozoflarınbukonudaikiana eğilimibulunmaktadır:Birincisi,bireylem,sonucunayadabaşarısınagöreahlakbakımından değerlidir ya da değildir. İkincisi ise eylemler, eyleme temel olan, eylemi ortaya koyan düşünüşünniteliğinegöredeğerlidiryadadeğildir.Yönetseletiğeilişkinetikyaklaşımlarda, bu ayrıma göre ele alınmaktadır. Yönetsel etiğe ilişkin birinci yaklaşım, yapılan eylemin sonucunu ve faydayı esas alan teleolojik yaklaşım, ikincisi ise, iyiniyet, değer ve ödev gibi kavramlarıesasalandeontolojikyaklaşımdır. TeleolojikYaklaşım Teleolojikyaklaşım,ahlakiolarakneyindoğruneyinyanlışolduğununstandardınıveyanihai birkriteribenimseyenbiryaklaşımdır.Teleolojikyaklaşımdanihaireferans,eldeedilenyada eldeedilmesibeklenenfaydanınkarşılaştırılanmiktarıdır,yani,kararınsonuçlarınıniyiveya kötülüğüdür. Faydakavramı,teleolojiketiğianlamanınbiranahtarıdır.Teleolojiketiğinikiöncüakımından birisi,NiccoloMachiavelliveMaxWeber’inöncüsüolduğuvebireyinçıkarınıahlakıntemeli olarak ele alan egoizm düşüncesidir. İkincisi ise, faydayı temel alan ve Jeremy Bentham ve JohnStuartMilltarafındanortayakonulanfaydacılık(utilitarianism)görüşüdür. Egoizme göre, yapılacak doğru şey, benim iyimi artıracak şeydir veya herkes kendileri için gerçekten iyi olan şeyi ister. Bununla beraber, egoizmin görünen mantıki yetersizlikleri dikkate alındığında, egoistler fiilin kişisel sonuçlarından, herkes için sonuçlarına, yani faydacılığa kayarlar. Bundan dolayı sonuçsal ahlaki eylem, bir kimsenin belki de insancıl bir amaç için güç ve nüfuza ilgisinden (Machiavelli), bir kimsenin daha yüksek bir otoritenin düzenine riayet etmesine ilgi duymasına (Weber), en büyük sayının en büyük mutluluğu ahlakveyasamanıntemelidirgörüşüne(Bentham)doğrubirkayışsergilemektedir. TeleolojikyaklaşımınikincianaakımıolanfaydacıahlakanlayışınınkökenleriEpikürahlakına dayanmaktadır.AristopposveEpikurosiçininsan,özellikleveöncelikle“biyolojik-fiziksel”bir varlıktır.Bufilozoflarkısacaşunusöylerler:“Bütüncanlıları,hayvanlarıizleyin.Onlarıntemel davranış olarak haz aradıkları ve acıdan kaçtıklarını görürsünüz. İnsan da doğal bir canlı olarak bu özelliklerden korunmuş veya farklı bir varlık değildir. O da acıdan kaçmak ve haz eldeetmekister.İnsanındiğerhayvanlardanfarkı,bununfarkındaveyabilincindeolmasıdır. O halde, akıllı bir insanın da yapacağı şey, bu doğanın isteklerini bilinçli olarak yerine 12 getirmesi, yani mümkün olduğu kadar acıdan kaçması, hazzını gerçekleştirmesidir. Kısaca haz,“biyolojik-fiziksel”haz,enbüyükiyi,bununtersiolan“biyolojik-fiziksel”acıdaenbüyük kötüdür.” Hobbesiseyukarıdakidüşünceyişöyleifadeetmektedir:“İyidenenşey,benimarzuettiğim, benimhoşumagiden,benimişimegelenşeydir.‘Buiyidir’demek,‘benbunuarzuediyorum, benbundanhoşlanıyorum’demektir.” Bentham,hereylemimizde,“olabildiğinceçoksayıdainsanınolabildiğinceçokmutluluğunu” göz önünde tutarsak, kendi iyiliğimizin de bu eylemle en iyi şekilde sağlanacağına güvenebileceğimizibelirtmektedir.Kısaca,insan,kendiiyiliğiiçinherkesiniyiliğinigözönünde tutmak zorundadır. Ahlaklı kimse kendi mutluluğunu isteyecektir, ama bunu “çok sayıda insanınçoksayıdamutluluğunu”istemedengerçekleştiremeyeceğinibilecektir. Mill’e göre, özel faydayla genel fayda birbirlerine sıkıca bağlıdırlar. Kişi başkalarının çıkarını düşünmedenkendiçıkarınıdüşünemez.BubağlamdaMill’inahlakanlayışı,özelvekamuya ait çıkarların ayrılmaz şekilde birbirine bağlı olduğu bütünüyle mutlu bir topluma yol açmaktadır. Üç çeşit faydacılık tanımlanmaktadır: Birincisi “eylem faydacılığı” (bu durumda şunu şunu yapsam, genel toplum açısından faydaları ne olacaktır), ikincisi, “genel faydacılık” (bu durumda eğer herkes şunu şunu yapsa, genel toplum açısından sonuçları ne olacaktır) ve üçüncüsüise“kuralfaydacılığı”dır(buvebenzeridurumlarda,hangikurallarenbüyükgenel iyiyi ortaya çıkaracaklardır). Eylem faydacılığı pratik olmayabilir. Çünkü o, düşünülen herbir eylemin, yük ve getirilerinin aktör tarafından hesaplanmasını gerekli kılmaktadır. Genel faydacılıkeleştirilebilir.Çünkü,herkesinaynışekildehareketetmeyeceğibilinmektedir.Kural faydacılığıiseeniyiolanıdır.Çünkükuralfaydacılığı,optimumsonuçlarıüretecekbirkuralın faydasını tanımlamaktadır. Aynı zamanda kural faydacılığı, her durumda net iyinin yeniden hesabınıgereksizleştirerekeylemibasitleştirmektedir. Faydacıanlayışagöre,bireyleminahlakibakımdandoğrusayılabilmesiiçin,eyleminsağladığı toplam faydanın, bireyin yapacağı başka bir eylemin sağlayacağı toplam faydadan daha büyükolmasıgerekir.Buanlayışagöre,ikifarklıseçenektenbiriniseçmekdurumundaolan birkimse,dahafazlatoplamfaydasağlayacakolanıseçmelidir. Teleolojik yaklaşım esas alındığında, neden Amerikan halkının yarısından fazlasının Albay OliverNorth’udürüstbirkimseolaraknitelendirdiğinianlamakkolaydır.ABD’de“İrangate” olarakadlandırılanskandalınbaşkahramanlarındanolanNorth,profesyonelbiraskerolarak, herhangi Weberyen bir kamu görevlisine benzer şekilde Başkan’ın menfaatlerine hizmet etmekten onur duyuyordu. İyi bir Machiavelci olarak eğer zorundaysa prens için yalan söyleyecekti. İyi bir faydacıya benzer şekilde de, o en büyük sayıdaki Amerikalılar için en büyükiyiyiyapıyordu.Bundandolayıteleolojiketiğinkavramlarıaçısındanahlakibirinsandı. DeontolojikYaklaşım Deontolojik etik, ödevin veya ilkenin etiğidir. Deontolojik etik, sonuçlara önem veren teleolojik yaklaşımın aksine, yükümlülüğü sonuçların bir fonksiyonu yapmamaktadır. 13 Deontolojik etik, formel etik olarak da adlandırılabilir. Bu bağlamda, deontolojik etiğin üç temelteorisibulunmaktadır:Kantçılık,ahlakivekültürelrölativizmveagapizm. Deontolojik etiğin ilk teorisi, Immanuel Kant tarafından ortaya konulan formel ahlak teorisidir. Kant, ahlakın temeli olarak hazzı veya faydayı esas alan ahlak anlayışlarına tamamen karşıdır. Kant’a göre, insanı insan yapan ve diğer varlıklardan ayıran özelliği, saf akıldırvebuakıl,ahlakiolarakinsandakendisinivicdanveödevduygusuolarakortayakoyar. Saf akıl veya onun ahlaki ifadesi olarak vicdan, “biyolojik-fiziksel” doğamıza, onun ihtiyaçlarınauymamızıdeğil,tamtersineonlarakarşıçıkmamızıveasıldoğamızolaninsani ödevduygumuzutatminetmemiziemreder. Diğer yandan, Kant, faydacılardan farklı olarak, bir eylemin ahlaki olup olmadığını, eylemin sonucunda değil, motifinde, yani niyetinde arar. Kant’ın, “evrende, hatta evrenin dışında mutlakolarakiyidiyeadlandırılabilecektekbirşeyvardır.Odaiyiniyettir”sözüuyarınca,saf iyiniyetedayananveödevduygusundandoğaneylemler,sonuçlarıneolursaolsun,ahlakiiyi eylemlerdir. Kant’ınahlakfelsefesinintemelkavramlarınıdörtanabaşlıkaltındatoplamakmümkündür: a) İyi isteme (veya istenç); b) Ödev; c) Ahlak yasası veya buyruğu (Kategorik Emperatif); d) Özgürlük(iradeözgürlüğü,ahlakiözerklik). Kant’agöreiyiisteme,doğrudanvekendiliğindeniyivemutlakdeğeriolan,öylekikötüiçin dekullanılantekşeydir.İyiistemeyibelirleyen,aydınlatanveaçıklayanödevkavramıdır.Kant iyiistemeninödevlebağlantısındainsanıneylemlerinişöylesınıflandırır:Ödeveaykırıolanlar ve ödeve uygun olanlar (eğilimden çıkan, ödevden çıkan). Ödev ve bununla ilgili olarak erdem,ahlaklılıkveiyiidelerinindeneydenbağımsızolarakapriorigerçekliklerivardır.Ödev idesinindeneydenbağımsızapriorigeçerlioluşuahlakyasasıvarsayımınadayanırki,Kant’a göreahlakyasası“aklınbirfaktumu(olgusu)”dur.Ayrıcaahlakiistemeeğilimlerindengelen vemutluluğaerişmeyeçabalayanbiristemedentemeldeveilkeolarakbütünüylebaşkadır. Çünküahlakiisteme,yasadüşüncesiylebelirlenmiştir.Yaniduygulara,eğilimlerebakmaksızın sadece“ödev”olarakvardırveöyleyaşanırki,ödevinseverekyapılmasıyla,yasayasaygıdan dolayıyapılmasıönemlideğildir.Çünkü“ahlakyasasıdolaysızolarakistemeyibelirler”.Ödev kavramı nesnel olarak, eylemin yasaya uygunluğunu ister. Öznel olarak, yani maksimleri (düsturları)bakımındanise,yasayasaygıister.Kant’agöre,birdavranış,sadeceyasayaolan safbirsaygıdanötürügerçekleştirildiğindeahlakeniyidir. Ahlak Yasası (Kategorik Emperatif), kişiliğin özerklik (otonomi), evrensellik, insan kişiliğine saygıilkeleriyleiçiçedir.İçimizdebulunanahlakibuyruk(yasa)kayıtsız,şartsızvemutlaktır. Bu dünyada şarta bağlı olmayan, iyi olan tek şey, iyi niyettir, yani “kendi çıkarımızı gözetmeden ahlak yasasını izleme istemidir”. Mutlu olup olmama değil, ödevin yerine getirilmesi önemlidir. Ahlak yasası kendimizi nasıl mutlu kılacağımızın öğretisi olduğundan, kendimizi özgür duymasaydık, ödev kavramını kavramamız da mümkün olamazdı. Bu ise, yani evrensel yasa ve mutlak buyruk (ahlak yasası) her insanda vardır. Böylece mutluluk, çıkar, zevk güdü ve eğilimleri, ahlak yasasının özünde yoktur; o sadece bir ödevdir. Kant’ın ahlakfelsefesinişuifadesiözetlemektedir:“Öylehareketetki,seninhareketlerininkanunu, aynızamandadiğerinsanlarınhareketleriiçindebirkanunveprensipolsun”. 14 Kant’agöre,iyiyaşamanıntekyoluilkelereuygundavranmaktır.Fırsatçı,vurguncu,yalnızca dış koşullarca yönetilen bireyler erdemli sayılamazlar. Bir bireyin erdemli sayılabilmesi için, etikilkeleriiçselleştirmesivebunueylemlerindekılavuzolarakalmasıgerekir. Kant, bir kez daha kişiliğe bakarak, bu çağlar boyu süren etik dürüstlük sorununa bir yanıt bulmaya çalışmıştır. Her kişi, bütün durumlarda kendi ve bütün ötekilerin içinde bulunan, onauymanınyadabağlılığınkoşulsuzolarakzorunluolduğuahlakilkesininonlarasöylediği ve inandığı şekilde eylemde bulunmalıdır. Kant, kişinin vicdanının ahlak yasasının temelini oluşturduğunainanır. Kantahlakınınbazıproblemlerivardır.HerşeydenönceKant,ödevduygusundakiçatışmaları dikkate almamıştır. Ülkeme karşı ödev duygumun, onun uğruna savaşmamı ve ölmemi, aileme karşı ödev duygumun ise onları terk etmememi ve ölmememi benden istediği durumda ne yapmalıyım? Buna benzer sorular çoğaltılabilir. İkinci olarak, eylemin sonuçlarına bakmaksızın sadece iyiniyete bakarak ahlaki değerlendirme yapması da eleştirilebilir.İyiniyet,bireyleminahlakideğerininzorunluşartıolabilir;ancakacabaonun yeterşartımıdır? Teleolojik ve deontolojik yaklaşımları bu şekilde özetledikten sonra, hangi yaklaşımın kamu yönetimi açısından daha uygun olduğu yönündeki tartışmalara geçebiliriz. Bu konuda, iki ahlakteorisinedayananlarınbulunduğugörülmektedir. Pops’a göre, yönetsel etiğe teleolojik bir yaklaşım almanın güçlü nedenleri bulunmaktadır. Kamu yöneticileri, ahlaki zorunluluklardan olduğu kadar hukuk ve yasalardan kaynaklanan nedenlerle,haklara,kurallaraveödevlereilgiduymakzorundadırlar.Fakatpolitikrollerive doğal eğilimleri sonucu sonuçlara da ilgi duyarlar. Kamu yönetiminin politik doğası ve yürütmeylebirlikteyasamaveyargıyakarşıdasorumluolması,sonuçlaraönemverilmesini gerektirmektedir. Kamu örgütleri, etkin olabilmek için, sürekli bir yapıya sahip olmalıdırlar. Bunun gerçekleştirilebilmesi de, en azından orta vadede, faydalı ve iyi sonuçlar elde edebilmesine bağlıdır. Diğer yandan, kamu yöneticileri, sıradan vatandaşa ve özel sektör yöneticilerine nazaran halkın mutluluğuyla daha yakından ilgilidirler. Bu da, onları başarıya doğrumotiveederveulaşacaklarısonuçlarıniyiolmasınadikkatetmelerinisağlar. Nuttall,kamukesimindefaydacıyaklaşımışöyledeğerlendirmektedir:“Uluslararası,ulusalya dayereldüzeydeolsun,isterhükümetiyadasanayiyiveticaretiisterseeğitimiyadasağlığı ilgilendirsin, kamusal alanda, kararların önceden görülebilir sonuçları gözönünde bulundurularakalınmalarıgerektiğigenelkabulgörmektedir.Kamusalalanda,doğrukararen iyi sonuçları getiren karardır -en iyi sonucun ne olduğu (ve kimin için en iyi olduğu) hep tartışma konusu olacak olsa bile-. Kamu alanında sonuççuluğun genel kabulü, çoğu kişiyi kişiselahlaksahasındadaönemliolanınyalnızcabireyleminsonuçlarıolduğufikrinikabule zorlanmışgörünüyor.Doğalolarak,buahlakimeselelerebakışaçımızıetkilemektedir;bana göreahlakiduyarlılığımızönemliorandayitmiştir.” Chandler’a göre ise, bazı zorlukları olmasına rağmen, uygulamadaki kamu yöneticisinin günlükhayatı,deontolojiketiğinteşvikettiğidüzenlemeler,ilkelervedavranışstandartlarına göreveyabunlarınetrafındaoluşur.Hukukçular,anayasacılar,kamuyöneticileri,özelliklebir şeyi düzenleyen veya ahlaki kurallara ilgi duyanlar, dindarlar ve özellikle on emir’in kurallarınariayetedenler,Kant’ınkategorikimperativinebağlıolanfelsefecilerdeontolojist 15 olma eğilimindedirler. Bu ahlaksal düşünme tiplerinin her birisinin paylaştıkları ortak şey, kabuledilmişveyaüzerindekonsensüssağlanmışdeğerlerinvarlığıdır. Yine Chandler’a göre, etik kurallar yararlıdırlar, fakat onlar, yönetsel hayatın en önemli karakteristiklerinden biri olan ahlaki karmaşıklıkla, kişisel olarak, cesaretle, sorumlu ve yaratıcıbirbiçimdemücadeleetmeninyerinialamaz. Steinberg ve Austern de, değerleri temel alan deontolojik yaklaşımı savunmaktadır. Onlara göre, kamu yararına ve kamu çıkarına hizmet eden yönetim kavramı, kamu yönetiminin ahlaklı uygulamaları için temeldir. Ahlak yokluğu ya da ahlaka karşı ilgisizlik ya da ahlakı göreceli gören kamu görevlilerinin uygulamaları, kamu yararına ve kamu çıkarına hizmet etmez. Ahlaksal olarak değerleri temel alan bir inanç sistemi, kamunun çıkarına olan davranışlasonuçlanacakvekamununisteklerinikarşılayacaktır.Değertemelliahlak,yanlışbir davranışlasonuçlansabile,buuygulamadayolsuzlukyoktur. Faydacı yaklaşım, kamu görevlisinin karşılaştığı günlük sorunların çözümünde yardımcı olabilir. Kamu görevlisi, somut bir olayla karşılaştığında, olayla ilgili herhangi bir kural bulamayabilir ya da mevcut olaya uygulanması pek mümkün olmayan genel bir kuralla karşılaşabilir. Bu durumda, alacağı kararı ya da bulunacağı davranıştan etkilenen bireylerin faydalarını düşünerek pratik bir karara varabilir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken bir nokta vardır. Bir kamu görevlisi, kurumunun, devletin ya da tüm vatandaşların çıkarına olduğunainandığıherdavranışıgerçekleştirebilirmi?Başkabirsöyleyişle,ençokkişiiçinen çok iyiyi sağlayacak her eylemi yapabilir mi? Örneğin, bir istihbarat elemanı, devletin aleyhineçalıştığınıdüşündüğübazıkimselerintelefonlarını,gereklimercilerdenizinalmadan dinleyebilir mi? Yine güvenlik görevlileri, yasal yollardan bir terör örgütünün ortadan kaldırılamayacağına inanırlarsa, söz konusu örgütü ortadan kaldırmak için yasadışı yollara (örneğin yargısız infaz) girişebilir mi? Her iki örnekte de, kamu görevlisinin iyi niyeti söz konusudur. Çünkü kişisel bir çıkarla değil, milliyetçi duygularla hareket etmektedir. Eylemlerinin sonuçta, toplumun bireylerinin genel mutluluğuna katkıda bulunacağına inanmaktadır.Herikiörnektedeyanıt“hayır”olmalıdır.Çünküyapılaneylemler,temelahlaki değerlereveyasalaraaykırıeylemlerdir.Kamugörevlisi,birkararalırkenyadabireylemde bulunurkenKant’ınortayakoyduğuşusoruyacevapvermelidir:“Örgütteherkesbuşekilde kararalıryadaböyledavranırsaneolur?”Verdiğimizikiörnekaçısındandasorununcevabı pek parlak değildir: Birinci örnekte yasalara uymanın hiç bir anlamının kalmadığı bir kamu yönetimi,ikinci örnekteisemafyatipindeörgütlenmiş birkamu yönetimiortayaçıkacaktır. Buaçıdan,Kant’ınformeletikanlayışıönemkazanmaktadır.Tümkamugörevlileri,öncelikle, belirlenecek yasalar ve etik standartları temel alarak karar vermeli ya da eylemde bulunmalıdırlar. KAMUYÖNETİMİNDEETİKSELDAVRANIŞINOLUŞTURULMASI Yönetsel etik yaklaşımı, kamu yönetiminde etiğe dayalı bir yönetim modelinin oluşturulmasını öngörmektedir. Etiğe dayalı yönetim modeli, yozlaşma ile ilgili fırsat ve dürtüleri ortadan kaldırmaya ve onun ortaya çıkarılmasını kolaylaştırmaya yönelik olarak dizayn edilmelidir. Ona göre, etiğe dayalı bir yönetim modeli, iki temel varsayıma dayanmaktadır: Birincisi, bir kamu görevlisinin, çıkar çatışmasına neden olabilecek özel faaliyetlerden tümüyle ilgisini kesemeyeceğidir. İkincisi ise, kamu görevlilerinin görevlerini kurumlailgilistandartlarauygunolarakyerinegetirmelerinimümkünkılmakiçinonlarayol 16 gösterilmesi zorunluluğu bulunduğudur. Modelin başarıya ulaşması, yönetim ve yasama aşamalarında,süreklivekararlıbirliderliğebağlıdır. Etikseldavranışıgerçekleştirmedegösterilençabalarınamacı,şöylesıralanabilir: • Kamugörevlilerininetikselfaaliyetlerivasıtasıylahalkıngüveninigeliştirmek. • Kamugörevlilerinivazgeçirerekvecezalandıraraketikselolmayandavranışlarıazaltmak vemümkünseortadankaldırmak. • Etikselolmayandavranışlariçinyaptırımlarınuygulanmasınımeşrulaştırmak. • Gerek mevcut, gerekse örgüte yeni katılacak kamu görevlilerini, bürokratik kararların etikselvedeğerselyönlerinekarşıduyarlıhalegetirmek. • Hangidavranışlarınetik,hangilerininetikdışıolduğukonusundakibelirsizliğiazaltmak. • Etikvedeğerkonularındakianalizlerdeyöntemlergeliştirmek. • Etikselvedeğerikilemlerininçözümündekamugörevlilerineyardımetmek. • Etikselgelişmeyidesteklemekvegerçekleştirmek. Yönetsel etiğin oluşturulmasında temel alınacak bazı etik değerler bulunmaktadır. Yönetsel etiğin temelini oluşturan iki grup etik değer ya da ilkeden söz edilebilir. Birincisi, genel anlamdatoplumsaletiğindetemelinioluşturanveevrenseldüzeydegenelkabulgörmüşbazı etikilkeler.Örneğinyalansöylememek,hırsızlıkyapmamak,dürüstlük,emanetikorumakve geriiadeetmek,sözündedurmak,aldatmamakvb.gibi.Sözkonusuilkeler,yönetiminiçinde bulunduğu toplumun kültürü, örf ve adetleri ve inanç sistemlerinden büyük ölçüde etkilenecek,birtoplumdandiğerineufaktefekfarklarortayaçıkabilecektir. İkincisiise,dahaçokkamugörevlileriniilgilendirenveuyulmasıgerekenetikilkeler.Örneğin, hizmettenyararlananlardanherhangimaddiveyamanevibirçıkarsağlamamak,kamumalını korumak,görevinitümbedenselvezihnigücünükullanarakyerinegetirmek,mesaisaatleri içerisindekendiözelişleriileilgilenmemek,zimmetineverileneşyalarıveparalarıiadeetmek vb.ilkeler. Kamu yönetiminde etiksel davranışın oluşturulmasında ya da başka bir ifadeyle ahlak dışı davranışların ortadan kaldırılmasında kullanılacak yöntemler neler olabilir? Yönetsel etik literatüründebukonuylailgilifarklıyaklaşımlarolmaklabirlikte,üzerindebirleşilenhususlar da bulunmaktadır. Etiksel davranışın oluşturulmasında faydalanılan yöntemler, genelde dış veiçdenetimkapsamındadeğerlendirilmektedir. Etikilkevestandartlarıdaiçerenyazılıkurallarvasıtasıylaetikseldavranışınoluşturulması,en çok gündeme gelen denetim yöntemidir. Söz konusu yöntem kapsamında etik ilke ve standartlar(codesofethics)ileetikkanunları(ethicslegislation),denetimaraçlarıolarakele alınacaktır. Yine bir denetim aracı olan ihbarcılık mekanizması ile etik ilke ve standartların uygulanmasınıdenetleyecekmekanizmalarbukapsamdaincelenecektir. 17 EtikİlkeveStandartlar(CodesofEthics) Etiğedayalıbiryönetimsistemininoluşturulabilmesiiçin,kamugörevlilerininbenzerolaylar karşısında benzer tutum ve davranışlarda bulunmasının sağlanması, yani davranışlarının standartlaştırılmasıgerekmektedir.Belliolaylarkarşısındaortayakonulacakahlakiolarakiyi ve doğru eylem biçimlerinin saptanarak, bunların bir araya getirilmesi, etiğe dayalı bir yönetimsistemininoluşturulmasındaönemlibirihtiyaçtır. Etik ilke ve standartlar (codes of ethics), kabul edilebilir davranışları tanımlamak amacıyla yapılan sistematik gayretlerdir. Etik ilkeler, iyi davranışta bulunma ve kötü davranışlardan kaçınma konusunda, kamu görevlilerine rehberlik ederler; devlete olan güveni artırırlar ve kamu örgütlerindeki yönetsel davranış standartlarını yüceltirler; değerlerin çatıştığı durumlarda karar vericilere yol gösterirler. Etik ilke ve standartlar, halkla kamu yönetimi arasındakikamusalgüvenedayalıözelilişkiyisağlamada,önemlibirrolüstlenirler.Kamusal alandakiahlakistandartların,özelhayattandahayüksekolmasınısağlarlar. Etik ilkeler, örgütlerdeki ahlak dışı davranışların cezalandırılması için de rehberlik görevi yaparlar.Ayrıcasözkonusuilkelerinyaygınolarakkullanılması,yönetiminbirmeslekhaline gelmesineyardımcıolur. Etik ilkeler, yazılı veya yazılmamış, genel veya özel biçiminde sınıflandırılabilir. Tatbik edilmeye daha müsait olan yazılı ilkeler, hükümetler, herhangi bir kamu kurumu, meslek örgütleri veya işletmeler tarafından kamuya duyurulabilir. Etik ilkeler, yüksek bir gayeye ulaşmayıamaçlayanidealbiryapıdaolabiliryadabununtersiolarakzorlayıcıveyasayatam anlamıylabağlılığıesasalanbiryapıarzedebilirler.Onaltınkuralolarakduvaraasılabilirveya genelvehizmetiçieğitiminvetatbikatınbirparçasıolaraksüreklikullanılabilir. Etik ilke ve standartların, bir levha olarak duvara asılan ve hiç bir etkisi olmayan kurallar müsveddesiolarakalgılanmamasıiçin,yaşayanbelgelerolarakörgütselyaşamınbirparçası halinegetirilmesigerekmektedir. Bir kimse, bir kamu görevini kabul etmekle, o görevle ilgili olarak belirlenmiş ahlaki standartlara da uymayı kabul ediyor demektir. Çünkü kamu hizmeti, ahlaki anlamda doğru olanı yapma, yanlış olanı yapmama yükümlülüğünü de içermektedir. ABD’de devlet memurları için belirlenen davranış standartlarını içeren bir kararnamede, kamu hizmeti anlayışışöyleifadeedilmektedir: İktidarın yönetenlerin onayına dayandığı yerde, ilke olarak her yurttaş hükümetin dürüstlüğüne tam güven duymak durumundadır. Her bir memur, işgören ya da hükümet danışmanı,bugüveni,kendidürüstlüğüvehertürlüresmiişlemdekidavranışıylakazanmak veonurlandırmakzorundadır.Bustandartheryönetimdüzeyindegeçerlidir. Kamuyönetimininkendineözgüsiyasal,yasalveyönetselçevresi,kamuhizmetineözgüetik standartların hazırlanmasını, bir özel işletme için etik standartların hazırlanmasından daha önemli bir görev haline getirmektedir. Genel olarak halkın, işadamlarından ve özel kesim yöneticilerinden ziyade, kamu görevlilerinden daha yüksek ahlaki performans bekledikleri bilinmektedir. Özellikle menfaat çatışması alanında olmak üzere, belirli uygulamalar iş alemindekabuledilebilir,fakataynıuygulamalarkamuyönetimindeyasaklanmaktadır. 18 Etikilkevestandartlarınhazırlanmaaşamasındadikkatedilmesigerekenbazınoktalarvardır. Bunlardan birincisi, dürüstlüğü ve ahlaki sorumluluğu tanımlamaya girişen standartların, toplum tarafından genel kabul görmüş standartlarla açıkça çelişmemesi gerekir. Başka bir anlatımla,oluşturulacak“resmietik”,değişenekonomikvetoplumsalşartlarlabirliktehızla değişen “gayri-resmi etik” le uyumlu olmalıdır. Eğer böyle olmazsa, resmi olarak belirlenen bu standartlar, gerek toplum gerekse kamu görevlileri tarafından dikkate alınmayacak ve uygulanmaşansıbulamayacaktır.Oluşturulacaketikstandartlarıntoplumunbüyükbirkesimi tarafından benimsenmesi, yozlaşmanın önlenmesinde en can alıcı noktalardan birisidir. Çalışmamızın birinci bölümünde de verdiğimiz bir örnek, konuyu oldukça açık bir hale getirmektedir: Kabile ve kan bağlarının çok önemli olduğu bir Afrika ülkesinde, akrabaları korumavekollamayönündegenelkabulgörmüşbirnormakarşıortayakonulan,işealmada ve hizmet sunumunda eşitliği ve tarafsızlığı öngören gayrişahsilik ilkesi, hemen hemen hiç uygulanmaimkanıbulamayanresmibirnormolarakkalmaktadır. İkinci nokta, belirlenecek standartların açık bir dille ve anlaşılır biçimde ifade edilmesi, mümkünolduğukadarörneklerleaçıklanmasıdır.Tanımlananeylemvedavranışlar,herkesin anlayacağı biçimde açık ve basit terimlerle ifade edilmeli, karşılaşılan ahlaki ikilemi çözme amacıylaoluşturulanstandartlaryeniahlakiikilemlereyolaçmamalıdır. Üçüncü nokta, belirlenecek standartların dağınık, aşırı şekilde sınırlayıcı olmaması ve birbiriyle çelişmemesidir. Eğer böyle olursa, kamu görevlisinin kafası karışabilir ve standartlardaneldeedilmekistenensonucaulaşmakmümkünolmayabilir. Dördüncü nokta ise, belirlenecek standartların makul olması ve başarılabilmesi mümkün amaçlar içermesidir. Kamu görevlilerinin uyması mümkün olmayan yüksek davranış standartlarının belirlenmesi, etiğe dayalı bir yönetim anlayışının gerçekleşmesi yerine, etik değerlerinulaşılmasıgüçbiridealolarakgörülmesine,hattaönemsenmemesineyolaçabilir. Standartların oluşturulmasında dikkat edilmesi gereken beşinci nokta, belirlenecek standartların, kamu görevlilerinin işlemleri yürütmesine engel olmamasıdır. Örneğin, ihalelerdegörevalankamugörevlileriiçingetirilecekçoksıkıetikkurallarveyaptırımlar,hiç bir kamu görevlisinin bir ihale işleminin altına imza atmamasına yol açabilir ve böylece kamudaihaleyapmakimkansızhalegelebilir.Diğeryandan,kamuylaişyapanmüteahhitlerin yaptıklarıişlerindenetlenmesiamacıyla8-10aşamalıvebirdençokbiriminkatıldığıçoksıkı birdenetimmekanizmasınıngetirilmesi,hiçbirmüteahhidinkamuylaişyapmamasınaneden olabilir. Sonolarak,etikilkevestandartların“katılımcı”biranlayışlaoluşturulmasıvegeliştirilmeside önemlibirnoktadır.Eğeretikilkevestandartlar,diğeryasaveyönetmeliklergibi,“tepeden inmeci”biranlayışlahazırlanırvekamugörevlilerininuymasızorunluolankurallarbiçiminde onlara empoze edilirse, söz konusu ilke ve standartların kamu görevlileri üzerindeki etkisi, mevcut yasalardan öteye gidemez. Bu açıdan, etik ilke ve standartların, gerek kamu görevlileri ve gerekse ilgili tüm kesimlerin katılımcılığı ile oluşturulması yararlı olacaktır. Ancak tüm kamu görevlilerince içtenlikle benimsenecek etik ilke ve standartlar amaca ulaşabilir. Kamu yönetiminde yozlaşmanın önlenmesinde, kamu görevlileri için etik standartların oluşturulması kadar, özel kesimde çalışanların kamu yönetimi (devlet) ile iş ilişkilerinde 19 uymaları gereken etik standartların oluşturulması da önem kazanmaktadır. Örneğin kamu yönetimi etiğinde, memurun yaptığı iş karşılığında rüşvet ya da başka bir menfaat elde etmemesinin ahlaki bir standart olarak tespit edilmesi tek başına yeterli olmamakta, aynı zamanda benzer ahlaki standartların özel kesim yönetici ve çalışanları için de getirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, iş etiğinde (business ethics) işadamlarının, şirket yönetici ve çalışanlarının, devlet ile ilişkilerinde kamu yöneticilerine rüşvet vermemeleri, devletten bir çıkar elde etme karşılığında memurları yoldan çıkarmamaları yönünde ahlaki ilkelerin geliştirilmesigerekir. Rüşvet ve yolsuzluklarla ilgili olarak, özel kesim örgütlerine sorumluluk yüklenmesi, özel kesim örgütlerinin kendi personelini bu konularda eğitmesi sonucunu doğuracaktır. Söz konusu örgütler, rüşvet ve yolsuzluk işlerine karışanların işlerine derhal son verileceğini personelineöğretmeleriyararlıolacaktır. Bazenbirahlakiikileminçözümünde,doğru-yanlışveyaahlaki-ahlakdışıbiçimindenetolarak ortaya konulmuş bir standart bulunamayabilir. Kamu görevlileri, doğru davranışı yanlış davranıştanayırmadazorluklarlakarşılaşabilirler.Budurumdasorun,beyazveyasiyaholarak netbelirlenememekte,“grialan”olaraktabiredilenbelirsizbirdurumkarşımızaçıkmaktave çözümdesonderecezorlaşmaktadır.Öncedenkestirilemeyenveheranortayaçıkabilecek gri alanlarla, her zaman karşı karşıya gelinebilir. Önemli olan, böyle bir sorunla karşılaşıldığında,onukendihalinebırakmakyerine,biranönceçözümbulmayaçalışmaktır. Ortayaçıkangrialanı,yasalyadayönetseldüzenlemelervebelirlenecekahlakistandartlarla düzenlemekonusuyapılıncayakadar,geçiciolarakkurumiçindekiahlakkurullarıyardımıyla sorunhemençözümlenmelidir. Etik davranış ilkeleri, kamu yönetiminde ilk kez, ABD’de bulunan Uluslararası Kent Yönetimleri Birliği (International City Management Association-ICMA) tarafından 1924 yılında yayımlandı. 1958 yılında Kongre tarafından oybirliği ile, federal yürütme şubesi görevlileriiçindavranışkurallarıkabuledildi.1961yılındaBaşkanKennedy,idarikararlarlabu kuralları güçlendirdi. 1970’lerde Watergate skandalı ile beraber, devletin bütün kademelerineetikilkevestandartlaryaygınlaştırıldı.BirmeslekörgütüolanAmerikanKamu YönetimiTopluluğu(ASPA),1984yılında,etikilkevestandartlarıbirbildirgeolarakilanetti. Etikilkeler,işletmeler,yerelyönetimler,kamuyönetimiiçindeyeralanherhangibirkurum, hükümet, mesleki kuruluşlar, bilim adamları vb. tarafından hazırlanarak kamuoyuna duyurulmaktadır.Budurumdaetikilkeler,“bildirge”olarakdaadlandırılmaktadır. AmerikanKamuYönetimiTopluluğu’nunEtikBildirgesi Biz, Amerika Kamu Yönetimi Topluluğu üyeleri, vicdanın davranışları yönlendirmedeki kritik rolünüidrakederekvehayatınahlakibelirsizliklerinigözönündebulundurarak,(şunları)taahhüt ediyoruz: 1. Kamu kurumlarına kamusal güveni ve emniyeti aşılamak için, tüm kamusal aktivitelerimizde kişiseldürüstlük,doğruluk,onurvemetanetgibiyüksekstandartlarıgöstermeyi. 2. Halka hizmet etmenin herhangi bir kişiye hizmetin ötesinde olduğunu idrak ederek, halka saygı,ilgi,nezaketveheveslehizmetetmeyi. 3. Kişisel mesleki mükemmellik için çaba göstermeyi ve iş ortaklarımızın ve kamu yönetimi alanınagirmekisteyenlerinmeslekigelişiminiteşviketmeyi. 20 4. Kamuya ait görevlerimize olumlu bir tutumla yaklaşmayı ve açık iletişim, yaratıcılık, kendini hizmeteadamaveşefkatiyapıcıbirşekildedesteklemeyi. 5. Resmi görevlerimizi yerine getirirken, meşru olmayan kişisel kazanç elde etmeyecek şekilde hizmetetmeyi. 6. Resmigörevlerimizinyürütülmesiilebağdaşmayantümmenfaatveaktivitelerdenkaçınmayı. 7. Resmigörevlerimizsırasındaulaştığımızayrıcalıklıbilgiyikorumayıveonasaygıgöstermeyi. 8. Kamuçıkarınıartırmakiçin,kanunensahipolduğumuztümtakdiryetkisinikullanmayı. 9. Görevimizleilgiliolarakortayaçıkanişlerizamanındayerinegetirmevekamuişlerinimesleki yeterlilikle, adil, tarafsız ve etkin bir şekilde yönetme sorumluluğunu kişisel bir görev olarak kabuletmeyi, 10.Toplumun tüm kesimlerinden nitelikli kişilerin işe alınmasında, seçilmesinde ve ilerletilmesinde eşit fırsat temin etmek için, liyakate dayalı istihdamı ve olumlu aksiyon programlarınıdesteklemeyi,uygulamayıvegeliştirmeyi. 11.Yasal olmayan farklı muamele, sahtekarlık ve kamu kaynaklarının yanlış idaresinin tüm şekilleriniortadankaldırmayıvebutürfarklımuamele,sahtekarlık,yanlışidareyadakötüye kullanmayı düzeltmeye yönelik sorumlu gayretlerinden dolayı zor duruma düşen iş arkadaşlarınıdesteklemeyi. 12.Federal ve eyalet anayasalarına ve kamu daireleri, çalışanlar, müşteriler ve vatandaşlar arasındaki ilişkileri düzenleyen diğer kanunlara saygı göstermeyi, onları desteklemeyi ve zorunluisegeliştirmekiçinçalışmayı. Etikilkevestandartlar,birkamukurumundakarşıkarşıyakalınanetikikilemlerinçözümünde ve kamu yöneticilerinin davranışlarını yönlendirmede yardımcı olabilirler. Ancak, bu tür standartlara gözü kapalı uymak, gerçekte güçlü bir karakterin büyümesini tıkayıp engelleyebilir.Bazenbirgörevlininkamuhizmetindekarşılaştığıahlakiikilemveseçimler,bir ilke ve kurallar manzumesinin içerdiğinden çok daha fazla düşünme ve irdeleme gerektirebilir. Bu durumda biçimsel kuralların veya ilkelerin üzerinde katı bir şekilde ısrar etmek,işeyaramayacaktır. Etik ilke ve standartlar, kurumsal destek olmaksızın, ne gelişebilirler ne de varlıkları hissedilebilir. Yaptırım gücü olmayan ve yaygın olarak kabul edilmeyen bir davranış kuralı, “kurumsal ikiyüzlülük” ün oluşmasına neden olabilir. Yani, kurumda etkin olmayan etik ilke ve standartlar ilan edilip ahlaka önem veriliyor gibi bir izlenim yaratılırsa, bu durum perde arkasında yolsuz ve ahlak dışı eylemlerin rahatça yapılmasına imkan verebilir. Daha öz bir ifadeyle, etik ilke ve standartlar, ahlak dışı davranışların gizlenmesinde bir kalkan olarak kullanılabilir. ABD’de yayınlanan etik ilke ve standartların, kamu görevlileri üzerinde çok fazla bir etkiye sahip olmadığı ileri sürülmektedir. Bunun temel nedenlerinden birisi, söz konusu standartların yeteri kadar duyurulamamasıdır. Nitekim, ASPA üyeleri arasında yapılan bir araştırmada, “ASPA’nın etik ilke ve standartlarından haberdar mısınız” biçimindeki bir soruya,araştırmayakatılanların%34’ü“sadeceduydum”,%56’sı“genelolarakhaberimvar” ve sadece %10’u “tam olarak bilgim var” şeklinde cevap vermiştir. ABD’de ortaya çıkan bu durum,başkaülkelerdeaynışekildesonuçlanmayabilir. Etikilkevestandartlarınenhararetlisavunucularıdahi,sözkonusukuralların,tekbaşınaetik dışıdavranışlarınönlenmesindekesinbirçözümolmadığınıkabuletmektedirler.Etikilkeve standartlarla ilgili eleştiriler, toplu olarak şu şekilde ifade edilebilir: Birincisi, etik ilke ve 21 standartların çoğu, genel niteliklidir ve spesifik durumlara uygulanması zordur. İkincisi, detaylı maddeler kapsasa dahi, etik standartların uygulanma güçlüğü bulunmaktadır. Üçüncüsü,kamuyönetimiörgütlerininkarmaşıkyapısıdikkatealındığında,bütünkurumve birimlerde etkin ve adilane bir biçimde uygulanabilecek etik ilke ve standartlar hazırlamak zordur. Dördüncüsü, etik ilke ve standartlar, ilgili kamu görevlilerinin ötesinde, onların yakınlarının bireysel haklarını ve özel yaşamlarını olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Örneğin,malbildirimiyleilgiligetirilenbazıyükümlülükler,kamugörevlilerininyanındadiğer aile bireylerinin de bireysel mahremiyetlerini etkilemektedir. Son olarak, örgütün kabul ettiğinisöylediğidışsaletikilkevestandartlarınörgütiçiuygulamalarlaçeliştiğiveörgütiçi uygulamaların, dışsal etik standardını ihlal etmeyi teşvik ettiği durumlarda, etik ilke ve standartlar,sistemikyozlaşmaylaetkinbirşekildemücadeleedemez. Yukarıdadabelirtildiğigibi,etikilkevestandartlarınetkisinitekbaşınadüşünmemekgerekir. Bunlarıbaşkaönlemlerlebirlikteelealarakdesteklemekkaçınılmazdır. EtikYasaları Yukarıdabelirttiğimizetikilkevestandartlar,esasolarak,yasalardabulunanyetersizliklerden oluşan “gri alan”ların ortadan kaldırılmasına yönelik bir dış denetim aracı olarak ortaya konulmaktadır. Dolayısıyla yasal anlamda cezai bir yaptırım içermemekte, sadece kamu görevlileri üzerinde manevi ve sosyal bir baskı unsuru olarak görev icra etmektedirler. Bu düşüncedenhareketle,etikilkevestandartların,dahaetkinbirbiçimdeuygulanabilmesiiçin, yasaveyayönetmelikhalinedönüştürülmesiyolunagidilmektedir. Etikilkevestandartlargibietikyasalarıda,yozlaşmayıveahlakdışıdavranışlarıtamolarak önlemede başarılı olamazlar. Ancak, pek çok değerli fonksiyonu yerine getirmeyi başarabilirler. Etik yasaları, kamusal çıkarların korunmasında çaba sarfetmek isteyenlere rehberlikederler.Kişiselçıkarlarıpeşindekoşanlarıbelirlemeveyakalamadayardımcıolurlar. Etik yasalarının nasıl hazırlanacağı ve kapsamının ne olacağı konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Birinci yaklaşım, etik yasasının spesifik cezalarla birlikte yasaklamaları içerecek bir biçimde hazırlanmasıdır. Böyle bir yaklaşımda, davranış standartları, yasa tarafından belirlenmektedir ve yasa tüm kamu görevlilerini kapsamaktadır. İkinci yaklaşım, etik yasasının açıklama esasına göre düzenlenmesidir. Bu yaklaşımda, etik yasasında mal beyanındabulunma,hediyekabulüvekayırmacılıkgibikonularlailgiliilkelerbelirlenmekte, kamugörevlilerininbuilkelereuygunaçıklamalardabulunmalarısağlanmaktadır.Sözkonusu yaklaşım, temel olarak, kamu görevlilerinin kendi kendilerine samimi davranacaklarına dair söz vermeleri esasına dayanmaktadır. İkinci yaklaşımın dayandığı diğer bir nokta da, kamu görevlilerinin yaptıkları bu açıklamaların, kamuoyu ve medya tarafından dikkatle takip edileceğidir. Bu iki yaklaşımın dışında, etik yasaları, spesifik bazı hükümler içerebilir, yani kapsamı sınırlı tutulabiliryadatümkonularıkapsayacakbiçimdegenişolarakdüzenlenebilir.Yapımtekniği açısındanise,kendindenöncehazırlanmışbazıyasalarıörnekalabiliryadayereldüzeydeki ihtiyaçvegereksinimlereuygunolaraközelbirbiçimdehazırlanabilir. Etik yasalarının hazırlanmasında ortaya çıkan diğer bir sorun, yasanın kimin tarafından hazırlanacağı konusudur. Başka bir ifade ile, yasada yer alacak etik standartları kim 22 belirleyecektir? Sözünü ettiğimiz bir yasa olduğuna göre, sonuçta parlamento tarafından kabul edilecektir. Ancak, hazırlanmasında kamu görevlilerinin, bağımsız uzmanların, üniversiteöğretimüyelerininveyavatandaşlarıngörevalmasıdüşünülebilir.Bununlabirlikte, yasanın en azından ilk taslağının, kamu görevlilerinden oluşan bir kurul tarafından hazırlanmasınınbirtakımyararlarıbulunmaktadır.Herşeydenönce,kamugörevlilerikendi belirledikleri etik ilkelere daha çok uyma eğiliminde olacaklardır. Bunun yanında, başka ülkelerdeki uygulamalar, kamu görevlilerince hazırlanan etik yasalarının, başkalarının koymayacesaretedemeyeceğisıkıkurallariçerdiğiniortayakoymaktadır.Diğeryandanetik yasalarının, seçimle oluşturulmuş (yöneticilerin ve iş görenlerin birlikte oluşturdukları) bir komitetarafındandahazırlanmasınınyararlıolacağıbelirtilmektedir. Kamu görevlileri için oluşturulmuş bir etik yasası, bir ceza yasası değildir ve ondan bazı farklarıbulunmaktadır.Herşeydenöncecezayasalarında,rüşvetalmakgibikarşılığındapara veyahapiscezalarıöngörülensuçlartanımlanmaktadır.Oysaetikyasaları,kamugörevlisinin karşılaştığı ahlaki ikilem karşısında davranabileceği doğru seçenekleri ortaya koymaktadır. Ceza yasalarında sadece yasaklanan davranışlar belirtilirken, etik yasalarında belli durumlarda ortaya konulabilecek davranış seçenekleri ile memurların yapmaları veya yapmamalarıgerekendavranışlartanımlanmaktadır. Etikyasasıylagetirilendüzenlemeler,genellikledavranışıniçeriğinedeğilgörüntüsüneönem vermektedir. Bu nedenle, memurun yaptığı davranışı ya da aldığı kararı iyiniyetle yaptığı düşünülsevesonuçtahaklıveyansızdaolsa,memurucezalandırmaktadır. Örneğinetikikilemlerbaşlığıaltındasözünüettiğimizbirincisenaryoda,ihaleninkararvericisi durumundaolankamugörevlisi,gerçekteniyiniyetleveyansızolarakihaleyieskipatronuna verse, cezalandırılması gerekecektir. Çünkü, olayda alınacak kararı etkileyebilecek bir çıkar çatışmasıvarolduğuiçin,kamugörevlisininkararakatılmayıreddetmesigerekmekteydi. Kamu görevlileri için hazırlanacak bir etik yasasında, en azından şu unsurların bulunması gerekmektedir: Yasanın kimlere uygulanacağı; kamu görevine başvuracak kimselerin, başvurusunu engelleyecek daha önceki davranışların neler olduğu; suç niteliğinde olmasa bile göreve son verilmesini gerektiren davranışların neler olduğu; çıkar çatışmaları; kamu görevinden ayrılma sonrası kısıtlamaların neler olduğu; resmi görev dışında yapılan davranışlarla (örneğin sarhoş araba kullanmak, zinaya bulaşmak) kamu görevi arasında bir bağın kurulup kurulamayacağı, kurulacaksa nasıl olacağı; ihbar edilmesi gereken ahlak dışı davranışlarınnelerolduğuvb. DavranışKuralları Etik yasasında, kamu görevlilerinin davranışlarını düzenleyecek kurallar şu alanları kapsamaktadır: Çıkar çatışmaları (conflicts of interest), hediye kabulü, seyahatler, kamu dışında çalışma (ikinci iş), işten ayrılma sonrası çalışmayla ilgili sınırlamalar, kayırmacılık, toplantılarakatılmaücretlerivebüronun(ofisin,dairenin)uygunsuzbirbiçimdekullanılması. Etik yasalarındaki davranış kuralları ile ilgili düzenlemeler, daha çok çıkar çatışmalarını kapsamaktadır. Çıkar çatışmalarıyla ilgili düzenlemeler, İngiliz gelenek hukukuna (common law) dayanmaktadır. Söz konusu hukuka göre, bir kamu görevlisi, itimada dayanan bir 23 yükümlülüğe sahiptir. Yönetsel faaliyetlerinde ne doğrudan ne de dolaylı bir çıkar sağlayamaz;sadecekamuçıkarınagörehareketetmekzorundadır. Çıkarçatışması(conflictofinterest),temeldeyozlaşma(corruption)danbirazfarklıdır.Çıkar çatışmasının bulunduğu durumlarda, yolsuzluk veya yozlaşma “ihtimal”i bulunmaktadır. Örneğin uzun süre özel sektördeki holdinglerde yönetim kurulu üyesi olarak çalışan bir kişinin,sözkonusuholdinglerlekrediilişkisiiçindeolanbirdevletbankasınıngenelmüdürü olarak atanması bir çıkar çatışması ortaya çıkarmaktadır. Böyle bir durumda yolsuzluk yapılmasıihtimaliyüksektir;ancakbuihtimalyolsuzlukyapıldığıanlamınagelmemektedir. Çıkar çatışması, değişik biçimlerde ortaya çıkabilmektedir. Bir kişinin bir kamu görevine atanması, kamudan ayrıldıktan sonra özel bir şirkette çalışması, ikinci bir işte çalışması, hediyekabuletmesi,ücretkarşılığındabirtoplantıyakatılmasıyadavereceğikararınyada bulunacağı davranışın muhtemel sonucundan, kendisinin ya da yakınlarının olumlu ya da olumsuz ve/veya dolaylı ya da dolaysız etkilenmeleri durumu çıkar çatışmasını ortaya çıkarabilmektedir. Kamu görevlisinin yapacağı işlem, eylem veya alacağı karardan olumsuz olaraketkilenecekyadabunlardançıkarsağlayacakkişileriniçinde,kendisininyadaeş,dost, akraba, arkadaş, daha önceki işinden tanıdığı kimselerin (objektif olarak davranmasını etkileyebilecek herkes) bulunması, çıkar çatışmasını ortaya çıkarmaktadır. Etik yasası, gerçekleşmesimuhtemelhertürlüçıkarçatışmasınıayrıntılıolarakdüzenlemelidir. KişiselÇıkarSağlamaveHediyeKabulü Kamugörevlisininyadaeşveçocuklarının,işsahiplerindenmaddiveyamanevibirmenfaat elde etmesi; rüşvet alması; belirlenecek miktarın üzerinde hediye, yemek, içki vb. kabul etmesi; ücretsiz ya da düşük miktarda ücret ödeyerek mal veya mülk edinmesi; sağlanan ücretsiz tatil imkanlarından yararlanması; bir toplantıya katılma ya da konuşma yapma karşılığındayüksekücretleralmasıvb.konularetikyasasındayeralmalıdır. Atamalar Bir kamu görevine atama sırasında, atanacak kişinin nitelikleri çıkar çatışmasına neden olabilir.Şöyleki,atanacakmakamıngerektirdiğinitelikleritaşıyanveilgilialandaiştecrübesi olan bir kişi, muhtemelen o alandaki ilgili pek çok kişiyi tanıyacak ve bir çok arkadaşı bulunacaktır. Örneğin, bir devlet bankasının genel müdürlüğüne atanacak bir kimse, büyük birolasılıkla,bankadankreditalepedecekşirketlerinsahiplerini,yöneticilerinivesektördeiş ilişkisinde bulunacağı pek çok kişiyi, daha önceki iş deneyimlerinden tanımaktadır. Bu durumdaalacağıpekçokkarardaçıkarçatışmasıylakarşılaşmasıkaçınılmazdır.Diğeryandan sözkonusugörevedeneyimiveuzmanlığıdiğerinegöredahaazolanbirkimseninatanması durumunda,çıkarçatışmalarıçokazainebilecek,ancakbukezdeliyakatilkesineuyulmamış olacaktır.Görüldüğügibiatamayapacakmakamaçısındançözümüvekararvermesiçokzor bir etik ikilemle karşı karşıya kalınmaktadır. Bu nedenle, çıkar çatışmasıyla ilgili olarak yapılacak düzenlemelerin, söz konusu ikilemi dengeleyici bir anlayışla yapılması gerekmektedir. GörevSonrasıKısıtlamalar Kamu görevlileri, kamu hizmetinde bulundukları sırada, statü itibarıyla bazı ünvanlar elde etmektevegörevleriyleilgiliönemlibirtakımbilgileredinmektedir.Özelliklekamupersonel 24 rejimindeaçıkkariyersisteminibenimsemiş,yaniözelsektördenpersonelalışverişineimkan tanıyan ülkelerde, belli bir süre kamu kesiminde çalışan kişiler, özel sektöre geçtiklerinde, kamu hizmetindeyken edindikleri ünvan ve bilgileri kamunun aleyhine olarak kullanabilmektedirler. Memurluğu meslek olarak benimseyen kapalı kariyer ilkesini uygulayan ülkelerde de, istifa, görevden çıkarma ya da emeklilik gibi nedenlerle kamu hizmetinden ayrılma durumunda da aynı sorunla karşılaşılabilmektedir. Örneğin, bir kamu kurumunda ihale komisyonu başkanı olarak çalışan bir görevlinin, emekliye ayrıldıktan hemen sonra, kendi kuracağı bir şirketle ya da başka bir şirketin temsilcisi olarak eski kurumunun ihalelerine katılması durumunda çıkar çatışması ortaya çıkmaktadır. Böyle durumlarda,eskikamugörevlisinin,çıkarsağlamaamacıylaeskikurumunagirebileceği“açık kapı” (revolving door) bırakılmış olmaktadır. Söz konusu durumlar, kamusal güvenin ihlali konusunda ciddi bir potansiyel ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle etik yasasında, kamu görevlilerinin görevden ayrıldıktan sonra eski kurumuyla özel iş ilişkilerinde bulunması durumunda ortaya çıkabilecek çıkar çatışmaları ve etik ikilemler ayrıntılı olarak tanımlanmalıdır. Sözünü ettiğimiz çatışmaların ortaya çıkmamasının bir yolu, kamu görevlisinin, görevden ayrıldıktan sonra, bulunduğu görevin niteliğine göre süresi belirlenerek eski kurumuyla iş ilişkisi içerisinde bulunmasının yasaklanmasıdır. Özellikle üst düzey kamu görevlileri, bulundukları görevin niteliğine göre bir veya iki yıllık bir “soğutma dönemi”nde eski kurumuyla iş ilişkisi içerisine girmemelidir. Bu sınırlamalar, kamu görevlisinin iş bulma imkanlarını ortadan kaldıracak kadar da ileriye gitmemelidir. Ancak bazı özel durumlarda, kamugörevlisinineskikurumuylailişkisi,sürekliolarakdayasaklanabilmektedir. İkinciİş Birkamugörevlisinin,resmigörevidışındaikincibirişteçalışması,sadakatininbölünmesine yol açabilir, kamusal bilgilerin özel amaçlarla kullanımına sebep olabilir ve sahip olduğu performansın tamamını kamu hizmetinde kullanamaması gibi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle,kamugörevlilerininyapabilecekleriveyayapamayacaklarıikinciişler,etikyasasında tanımlanmalıdır. SeçilmişMemurlar(Görevliler) Etik standartlar, üst düzeylere atanan görevliler ve kariyer memurları için olduğu kadar, seçilmiş kamu görevlileri için de önemlidir. Seçilmiş görevlilerin, yüksek ahlaki standartları gerçekleştirmede özel sorumlulukları vardır. Yerinden yönetim ilkesine göre örgütlenmiş kuruluşlarınkararveyürütmeorganlarının,seçimlegelengörevlileridediğerkamugörevlileri gibietikikilemlerlekarşıkarşıyakalmaktadır.Seçilmişbugörevlilerinbazıları,genellikleyılın belli dönemlerinde çalıştıklarından ve tam zamanlı bir görev yürütmediklerinden, kendi işlerine devam edebilmekte, bu da çıkar çatışmalarını daha da artırmaktadır. Örneğin müteahhitlikişiyleuğraşanbirbelediyemeclisiüyesinin,belediyeileilgiliihaleleredoğrudan yadadolaylıolarakkatılmasıyadayinemeclisüyesibiravukatınbelediyeyekarşıaçılanbir davada görev alması söz konusu çatışmalardan sadece bir kaçıdır. Bu nedenle, seçilmiş görevlilerinkarşılaşabilecekleriçıkarçatışmalarıyasadaaçıkolaraktanımlanmalıdır. Diğer yandan, seçim kampanyası dönemlerinde yapılan siyasal anlamdaki bağışlar, bazı durumlarda etik açıdan problemler ortaya çıkarabilmektedir. Söz konusu bağışlar, 25 demokratiksürecinişleyişibakımındangerekliolmaklabirlikte,sınırlandırılmadığındavegizli tutulduğunda, seçilmiş görevlinin bağışta bulunan kişi veya kurumlar lehine davranışta bulunmasınayolaçabilmektedir.Bunedenle,siyasalbağışlarınmiktarınınsınırlandırılmasıve gizlibağışlarınyasaklanmasıgerekmektedir. Seçilmiş görevlilerle ilgili diğer bir sorun, onların kamusal kaynakları özel çıkarları için kullanabilmesidir. Örneğin emrindeki görevlileri özel işlerinde kullanma, kişisel belgelerinin fotokopisini çekme, resmi makam araçlarını özel işlerde kullanma vb. Yasada bu tür davranışlarlailgilidüzenlemelerindebulunmasıgerekmektedir. MalBildirimi Hukuki bir düzenlemeyle, üst düzeydeki seçilmiş ya da atanmış kamu görevlilerinden, servetlerinibildirmeyiistemeyenbiryönetimbirimini,yönetseldürüstlüğeönemvermeyen bir yönetim olarak nitelendiren Steinberg ve Austern, kamu görevliliğinde dürüstlüğü güvence altına almada servet bildiriminde bulunma zorunluluğundan daha etkili bir araç bulunamayabileceğinibelirtmektedirler.Onlaragöre,servetbildirimindeenazşuunsurların yeralmasıgerekmektedir: Kamugörevlisininbütüngelirlerininkaynağınınbildirilmesi;görevlininherhangibirbiçimde çıkarıolduğuiş,ortaklıkyadafirma;görevlinineşvebakmaklayükümlüolduğuçocuklarının her türlü gelir kaynağı; görevlinin, eş ve çocuklarının bir yıl boyunca aldığı -değeri belirlenecek miktarı aşan- armağanlar; seçim dönemlerinde aday olanlara yapılan her türlü katkı; görevlinin doğrudan ya da dolaylı çıkarı bulunduğu değeri belirlenecek miktarı aşan gayrimenkullerin tanımı; açık çek ya da kredi kartı hesapları dışında belirlenecek miktarın üzerinde borçlu olduğu kişilerin kimlikleri; görevlinin belirlenecek miktarı aşan sürekli bir mevduatınınbulunduğumalikurumlarınadlarıvb. Servet bildirimleri ile ilgili form ve prosedürler, çok basit ve anlaşılır bir biçimde düzenlenmelidir.Bildirimingizlitutulmasıyadaaçıklanmasıkonusutartışmalıdır.Bazıları,bir dava açılmadığı sürece, bildirimin gizli kalması gerektiğini vurgulamaktadırlar. Ancak, bildirimin açıklanmasının, kamuoyu denetimi açısından daha etkili olacağı hususu da dikkatten uzak tutulmamalıdır. Özellikle, ilgili taraflar açısından bildirimin aleni hale getirilmesiönemliyararlarsağlayabilir. İhbarcılar(Muhbirler)veKorunmaları Yolsuzluğun hemen hemen bütün türleri ve özellikle de rüşvet, gizlilik içerisinde yürütülmekte,bunedenledeortayaçıkarılmasısonderecegüçolmaktadır.Etiğedayalıbir yönetim sisteminin oluşturulmasında, kurum içerisinde ahlak dışı davranışta bulunanların ortaya çıkarılması son derece önemlidir. Bir kamu kurumundaki ahlak dışı uygulamaları, dolandırıcılığı,savurganlığıvegörevikötüyekullanmayıdışarıdakilerenazarandahaiyibilen, kurum içerisindeki görevlilerdir. Bu nedenle, ancak kurum içerisindeki ahlaklı kamu görevlilerinin, ahlak dışı uygulamalarda ve yolsuz davranışlarda bulunanları ihbar etmeleri suretiylesözkonusuolaylarkolaylıklaaçığaçıkarılabilir. İhbar etme (whistleblowing), bir kurumdaki yönetici veya çalışanların bazı yanlış uygulamalarını açıklama eylemi olarak tanımlanabilir. Söz konusu yanlış uygulamaları 26 açıklayankişilerde,genelliklemuhbirveyaihbarcı(whistleblower)olarakadlandırılmaktadır. “İhbarcı,halkınsağlığını,güvenliğiniveözgürlüğünütehlikeyeatan,yasalolmayanveisrafa sebebiyetverenyönetimfaaliyetlerihakkındakibilgileriaçıklayankamugörevlisidir”. Eğer yolsuzlukların ve ahlak dışı uygulamaların açığa çıkmasında ihbar etme mekanizması olmasaydı, geçmiş dönemde ortaya çıkan hiç bir yolsuzluk olayından kamuoyunun haberi olmayacaktı.Yolsuzluklarınihbaredilmediğidurumlarda,butürolaylarınaçığaçıkmasıancak tesadüflere bağlı kalacaktır. Nitekim, ülkemizde devlet içinde yasal olmayan örgütlerin var olduğu, Susurluk’ta tesadüfen meydana gelen bir trafik kazasının neticesinde ortaya çıkmıştır.YineEmlak-Bankskandalıda,taraflarınkendiaralarındakiiçhesaplaşmasonucunda kamuoyunungündeminegelmiştir.İSKİskandalıolarakbilinenolayındaaçığaçıkması,biraşk ilişkisisebebiyleolmuştur. İhbarcılık kurumunun, çeşitli ülkelerdeki kullanımı ve toplum tarafından değerlendirilmesi farklıolmaktadır.Bazıdurumlardakamuyararınayönelikbirniteliktaşırken,bazıdurumlarda iseözelmenfaatteminiesasolmaktadır.Kısacası,sözkonusukurumunkötüyekullanılabilme yönü muhtemeldir. Dolayısıyla, eski uygulamalar ve buna bağlı yerleşik kanaatlar, bazı ülkelerdeihbarcılığınkötübirişolarakalgılanmasısonucunudoğurmaktadır.Özelliklekurum içi yozlaşmanın üst düzeyde olduğu durumlarda, ihbarcılar, genellikle, kurum içindeki amirlerivearkadaşlarıtarafından“istenmeyenadam”ilanedilmektevebirşekildekurumdan uzaklaştırılmayaçalışılmaktadır.Ülkemizdebununensonvegüzelörneği,Susurlukolayıile ilgili açıklamalarda bulunan Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkan Vekili’nin başınagelenlerdir. Gereközelsektörde,gereksekamusektöründe,sözünüettiğimiztepki,ihbaredenlerekarşı misillemede bulunulması sonucunu doğurmaktadır. Bir çok durumda, ihbarda bulunanlar işlerini kaybetmekle karşı karşıya kalmaktadır. Çoğu durumda, işten çıkarma doğrudan yapılamadığı için, ihbarcıyı kurumdan uzaklaştırmak için bazı yöntemler denenmektedir. Bunlardanbirtanesi,ihbardabulunduklarıkonulardaonlarılekelemekiçin,meslekiyeterlik, cinsiyet veya erdem gibi hemen hemen her şeylerine saldırarak ihbarcıları hedef haline getirmektir. İkinci bir yöntem, muhbiri ihbar ettiği konuyla ilgili problemin çözümü için görevlendirmek, daha sonra bir çözüm üretememesi için bir sürü engeller ortaya koyarak görevibaşarmayıimkansızkılmakveböyleceyetersizliknedeniylemuhbiriiştençıkarmaktır. Yinebaşkabiryöntemde,ihbarcıyızordurumlarasokarakonlarlauğraşmasınısağlamakve böylecekonunununutulmasınıteminetmektir. Böylebirortamiçinde,gerçektende,birkimsenin,kurumiçerisindeberaberçalıştığıvebelki de yakın ilişkiler içinde bulunduğu bir iş arkadaşının ya da kendisiyle ilgili kararlar verme durumunda olan amirinin ahlak dışı bir eylemini gördüğünde, bu durumu ilgililere ihbar etmeye karar vermesi son derece zordur. Böyle bir davranışı, ancak sağlam bir karaktere, cesaret, dayanıklılık ve kararlılık gibi özelliklere sahip olan ve etik ilke ve değerlere çok önemverenkişilergerçekleştirebilirler. Muhbirlik,halkarasındadagenelkabulgörmemekte,muhbirlere,gammazcıveyaispiyoncu gibiaşağılayıcısıfatlaryakıştırılmaktavesözkonusukişilertoplumiçerisindendışlanmaktadır. Oysaisraf,yasadışıuygulamalarvegücünkötüyekullanımıkonularındaaçıklamadabulunma, yönetimihalkıngüveniaçısındandahadeğerlikılmayayönelikbirfaaliyetolarakgörülmelidir. 27 İhbaretmeninçeşitliyöntemleribulunmaktadır.Temeldebuyöntemlerikurumiçivekurum dışı yöntemler olarak ikiye ayırmak mümkündür. Kurum içi yöntemlerden birisi, hiyerarşik silsile yoluyla üstlere durumun bildirilmesidir. İkincisi, iletişim araçları vasıtasıyla ihbarda bulunmaktır.Üçüncüsü,birkurumiçidenetimmekanizmasına(genelmüfettiş,teftişkurulu, müfettiş vb.) durumu iletmektir. Dördüncüsü, kurum içinde ihbar etmeyi teşvik amacıyla oluşturulan ve karşılığında nakit para ödülü de verilen programlar vasıtasıyla ihbarda bulunmaktır. Kurum dışı yöntemlere gelince, bunların içinde en etkili olanı medyaya haber vermektir. Yine kurum dışı yöntemlerden birisi de, ulusal düzeyde görev yapan denetim organlarına(ulusaletikkurumu,ombudsman,milletvekillerivb.)ihbardabulunmaktır. ABD’de yukarıda sözünü ettiğimiz yöntemlerden en çok, örgüt dışındaki bir kimse ya da kurumaihbardabulunmayöntemikullanılmaktadır.Bunundatemelnedeni,kurumiçiihbar yöntemlerinin, yukarıda sözünü ettiğimiz misilleme tehlikelerini daha çok içermesidir. Özellikleörgütkültüründemuhbirliğinhoşkarşılanmadığıdurumlarda,kurumiçiyöntemlerle ihbarda bulunmak büyük risk taşımaktadır. Bu nedenle, etiksel davranışı geliştirmede ihbar etmenin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için, örgüt kültürünün bu yönde değişmesi gerekmektedir. Kamu yönetiminde ahlak dışı uygulamaların önlenmesinde ihbar mekanizmasının etkili olabilmesi için, ihbarcıların korunmaları gerekmektedir. Maddi ve manevi bakımdan yoğun riskler içeren ihbarcılık müessesesinin etkili olabilmesi ve kişilerin rahatça ihbarda bulunabilmesiiçin,onlarıkorumayayönelikşuönlemleralınabilir: Birinci olarak, ihbarcıları korumanın en etkin yolu, onların haklarını yasal güvence altına almakvekorunmalarıileilgiliayrıntılarıyasalolarakdüzenlemektir.Ancakpekçokdurumda, ihbarcıların yasal olarak korunması bile mümkün olmayabilmektedir. Çünkü, ihbarcının deşifreolması,yaniismininaçığaçıkması,onuhedefdurumunagetirmektedir. İkinci olarak, ihbarda bulunanların gizli tutulması, ihbarcıları korumanın bir diğer etkili yoludur. Onlar, ihbarda bulundukları işlemsel düzeyde gizli tutulmalıdır. Ancak ismi açıklanmayanmuhbirlerinkimlikleri,genelliklesonradanortayaçıkmaktadır. Üçüncü olarak, etik ilke ve standartlar içerisinde ihbarcıları özendirecek maddelerin yer alması, hem ihbar etme konusunda tereddüde düşen kimseleri cesaretlendirici bir işlev görecektir,hemdeonlarındavranışınımeşrukılaraktepkileriazaltacaktır. Dördüncüolarak,ihbarcılar,kamugörevlilerininüyeolduğusendikalar,derneklervemeslek birlikleri tarafından da korunabilir. Özellikle, ihbarda bulunanların görevine son verildiği durumlarda,sözkonusuörgütlerbunuönlemedebirbaskıunsuruoluşturabilir. Birmuhbirin,korunacakmuhbirleriçindeyeralmasıiçin,ihbarettiğibilginintümdetaylarıyla doğruolmasıgerekmeyebilir.Gerekliolantekşey,ihbarkonusuileilgilieylemlerinbirveya dahafazlasıileilgilimantıklıdelillerinbulunmasıdır. Rüşvet olaylarını açığa çıkarabilmek için, taraflardan birisine dokunulmazlık tanınmalıdır. Eğerrüşvetialankamugörevlisiyadaverenkişilereaynıandakovuşturmaaçılırvebunların ceza alma olasılıkları ortaya çıkarsa, taraflar birbirleri aleyhine tanıklık etmeyeceklerdir. Çünkü birinin diğerinin aleyhine tanıklık etmesi, aynı zamanda kendisinin de suçu itiraf etmesianlamınagelecektir.Eğerkamugörevlilerinedokunulmazlıksağlanırverüşvetolayını 28 itiraf etmeleri sağlanırsa, bu kişileri tamamen cezasız bırakmak doğru olmaz; en azından görev yerleri değiştirilebilir. Eğer rüşvet verene dokunulmazlık sağlanırsa, bunların rüşvet olayını ortaya çıkarması durumunda, cezai olmayan bir yaptırım (örneğin rüşvet veren bir müteahhidinbirdahadevletihalelerineçağırılmaması)uygulanmasıyolunagidilebilir. İhbar etmenin kolaylaştırılması ve yaygınlaştırılması amacıyla geliştirilen çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, kamu yönetimindeki ahlak dışı uygulamaların bildirilmesi amacıyla bir telefon hattının oluşturulmasıdır. Telefona isimsiz olarak ihbarda bulunulmasıdakabuledilmelidir.Başkabiryöntemmektup,faks,e-mailvb.yollarlaihbarda bulunulması için bir merkez kurulmasıdır. Ancak, burada önemli olan, gelen her ihbarın doğrulukderecesininaraştırılmasıvetitizlikleüzerindedurulmasıdır.Yoksayapılanihbarları isimsiz ve önemsiz olarak nitelendirip üzerine gitmemek, böyle bir girişimi sonuçsuz bırakacaktır. Yapılan ihbarlar, bazen gerçek dışı olabilir. Bir ihbarın gerçekten haklı ve doğru olduğunu belirlemek için şu kriterler dikkate alınabilir: İhbarın ahlaki bir güdüyle yapılması; ihbarda bulunulmadan önce örgüt içerisindeki tüm yolların denenmiş olması (örneğin ilgili amirlere durumuniletilmesivb.);ihbarın,mantıklıbirinsanıiknaedecekkanıtlaradayanması;ihbarın bir kimsenin sorumluluğunu hedef alması, yani spesifik olması ve yapılacak ihbarın başarı şansınınbulunması. EtikStandartlarıOluşturacakveUygulanmasınıDenetleyecekKurulveKurumlar Etiğedayalıbiryönetimmodelinde,dışdenetimaraçlarıolarakzikrettiğimizetikbildirgeleri, etikyasaları,malbildirimiveihbarcılıkkurumununetkinbirşekildeuygulanmasınısağlayacak mekanizmalaraihtiyaçbulunmaktadır.Bumekanizmalar,herörgüttebulunacaketikkurulları ile ülke düzeyinde örgütlenecek ulusal etik kurumudur. Bunların dışında genel anlamda yolsuzlukları ortaya çıkarmak amacıyla, tüm kamu yönetimini denetlemekle görevli bir denetimkurumununbulunmasıda,etiğedayalıbiryönetimmodeliaçısındangereklidir. EtikKurulları Daha önce de vurguladığımız gibi, kamu görevliliği mesleği, kendi içerisinde pek çok alt meslekgruplarını(doktor,mühendis,öğretmen,muhasebeci,maliyecivb.)içermektedir.Bu nedenle belirlenecek etik ilke ve standartların, hem tüm kamu hizmetlerine ilişkin genel standartları, hem de spesifik olarak belli kurumların hizmet alanlarına ilişkin standartları içermesi gerekmektedir. Bu da ancak, her kurumda oluşturulacak etik kurullarıyla gerçekleştirilebilecekbirhusustur. Etikkurulları,kurumaözgüetikproblemlereilişkinetikilkevestandartlarınbelirlenmesi,etik ikilemlerin çözümünde rehberlik, etik kanunlarının uygulanması, tavsiye niteliğindeki düşüncelerin ilan edilmesi, etik standartları ihlal edenlerin belirlenmesi ve cezalandırılması gibikonulardaönemliişlevleryerinegetirmektedirler. Etik kurullarının etkin olabilmesi için, siyasi etkilerden bağımsız olarak görev yapabilecek şekilde oluşturulması ve siyasi etkilere açık kişilerin bu kurullarda görev almasının yasaklanması gerekmektedir. Kurul üyelerinin sorumlulukları ve görevleri, açık bir şekilde belirlenmelidir. Kurullar, etik ilke ve standartları ihlal ettiği belirlenen görevlilere cezalar 29 verme, soruşturmalarla ilgili belgeleri getirtme ve şahitlik yaptırtma gibi yetkilerle donatılmalıdır.Etikkurullarınınetkinolarakgörevyapabilmesiiçin,gereklipersonelvemali imkânındasağlanmasıgerekmektedir. UlusalEtikKurumu Yönetsel etiğe ilişkin ilke ve standartları ulusal düzeyde belirleyecek, geliştirecek, onların uygulanmasını sağlayacak, kamu görevlilerinin karşılaşabilecekleri etik ikilemler konusunda rehberlik edecek, etik yasalarının hazırlanmasında rol üstlenecek bir “ulusal etik kurumu”, etiğedayalıyönetimmodelininönemlibirunsurudur. ABD’de bu amaçla Devlet Etiği Ofisi (Office of Government Ethics) bulunmaktadır. 1988 yılında yeniden düzenlenen söz konusu örgüt, şu andaki görünümüyle, ödeneksizlik ve zorunlugörevlerinçoğuiçinbaşkafederalkurumlarabağımlıolmagibinedenlerleacıklıbir duruma düşmüştür. Söz konusu kurum, etik standartlarla ilgili yönetmeliklerin hazırlanmasında önemli bir rol üstlenmekte, çıkar çatışmalarını önlemeyi içeren politikalar geliştirmekte ve mal varlığı beyanlarını izlemektedir. Ayrıca, Devlet Etiği Ofisi, kamu görevlilerininkarşılaşabileceklerimuhtemeletikikilemlerinçözümüneyardımcıolmaküzere, broşürlervevideokasetlerihazırlamaktavedağıtmaktadır. GenelMüfettiş,OmbudsmanyadaBenzeriBirDenetimKurumu Genel anlamda yolsuzlukları ortaya çıkaracak, davranışların etik standartlara uygunluğunu araştıracak ve ulusal düzeyde görev yapacak bir denetim mekanizması, etiğe dayalı yönetimin yerleştirilmesinde gereklidir. Çeşitli ülkelerde, sözünü ettiğimiz denetimi yapan, yapısıveişleyişifarklıolmaklabirliktebenzerişlevigörenkurumlarbulunmaktadır. ABD’debuamaçla“GenelMüfettişlik”(InspectorGeneral)birimlerioluşturulmuştur.Federal düzeydeSenato’nunonayınabağlıolarakBaşkantarafındanatanangenelmüfettişler,ancak Kongre’ye gerekçesi belirtilerek yine Başkan tarafından görevden alınabilir. Çeşitli kurumlardaoluşturulanGenelMüfettişlikOfisleri,hertürlüdenetimvesoruşmayıyapmaya yetkilidir. Yasa uyarınca, genel müfettişler, hiç bir şekilde mali denetim ya da soruşturma yapmaktan, bir rapor hazırlamaktan ya da mahkemeye sevk etmekten alıkonamaz. Bu bağlamda, genel müfettişlere her türlü kayıt ve belgeye sınırsız olarak ulaşma imkânı verilmek zorundadır. Genel müfettişler altı ayda bir Kongre’ye sundukları raporlarında, her türlükötüyekullanımın,ahlaksalihlallerinveyetersizliklerinayrıntılarını,çözümönerileriyle birliktebelirtmekdurumundadır.Ayrıcaraporlarda,makulolmayanbirşekildebilgivebelge yardımında bulunmayan kurumlar da belirtilmektedir. Yılda iki kez Kongre’ye verdikleri raporlarındışında,etikstandartlarınciddiolarakihlaledildiğiacildurumlarda,özelraporlar düzenleyebilirler. Kongre’ye rapor verme zorunluluğuna ek olarak, her kurumdaki genel müfettiş,doğrudankuruluşunbaşındakikişiyeyadayardımcısınadaraporverebilir. Yönetimin denetlenmesinde pek çok ülkede kullanılan diğer bir yöntem, ombudsman kurumudur. Ombudsman kurumu, kamu yönetiminin denetlenmesi ve yozlaşmanın önlenmesibakımındanönemlibirişlevyerinegetirmektedir.Ombudsmanınşikâyetüzerine veya kendiliğinden yaptığı denetim, yargı denetimden farklı olarak daha az biçimsel, daha hızlı çalışan, yönetim hakkında daha çok bilgi sahibi olan, onu kavrayabilen, kolaylıkla içine girebilen,dahasomutvekişiselaraştırmayapabilenveenazyargıkadarbağımsızbirniteliğe 30 sahiptir. Bu kurum, yönetimin uygulamalarını sadece yasallık çerçevesinde değil, beşeri ilişkilerveinsanhaklarıbakımındandadenetlervedeğerlendirir. Bu anlamda ombudsman veya benzeri kurumlar idarenin işleyişinde görülen düzensizlik, yolsuzluk ve anormallikleri ortaya çıkaran bir görev yürüterek, yönetilenlerle yönetim arasındakisorunlarınçözümünekatkıdabulunmaktadırlar. EtiğeDayalıYönetimKültürü Ahlaksal davranış, her zaman kültürle yakın ilişki içerisindedir. Kültür, davranışın kabul edilebilirstandartlarını,toplumsalyükümlülükleriveödevleriyansıtır.Ahlaksaldavranış,aynı zamandaiçindeyaşanılandönemveyerledeyakındanilgilidir.Bizahlaksalkararları,bellibir durumunyadabirdizibenzerdurumlarınsınırlarıiçindeveririz.Neyapacağımızkonusundaki kararımız,büyükölçüdeneöğrendiğimizevedeneyimlerimizebağlıdır. Yönetsel kültür, içinde bulunulan toplumun kültüründen ayrı düşünülemez; çünkü yönetsel kültür toplumsal kültürün bir alt unsurudur. Bu nedenle toplumdaki kültürel mozaik, yönetsel kültürü de olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. Örneğin toplumumuzda, dış görünüşeönemvermek,birkültürdeğeriolarakalgılanmaktadır.İnsanlarımızınbirbölümü, ellerinemaddiimkangeçtiğinde,herşeyindışgörünüşolarakeniyisinialmayaveyapmaya yönelmekte ve çoğu zaman bu konuda aşırıya kaçmaktadırlar. Mersedes marka otomobile binme tutkusu, beşyıldızlıotellerdetören yapma arzusu, çokpahalımağazalardan giyinme isteği, saray gibi villalarda oturma hayali vb. söz konusu anlayışın bazı örnekleridir. Sözünü ettiğimizanlayış,yönetselkültüredeolumsuzolarakyansımaktadır.Örneğinyöneticiolanbir kimse,çoğuzaman,ilkişolarakbüyükbirodayataşınmakta,çalışmamasasıvekoltuklarını yenilemekte,makamaracınıdeğiştirmektedir. Ahlaka dayalı bir örgütsel ve yönetsel kültür, güçlü ve ilkeli önderlik, saygınlık ve uzak görüşlülük ile başlar. Bu kültür, belli bir durumda uygun görünen, ancak ülkülerimiz, standartlarımızveahlakımızdanözveriyiyansıtangeçiciheveslereveçarelerekarşıdurabilen temelözellikleriyansıtmalıdır.Geliştirmemizgerekenkültür,vicdanımızınsesinidinlediğimiz ve bizim güdülerimizi ve davranışımızı etkilediği ölçüde, ahlak açısından doğru ve yanlış arasında seçim yapmamızı sağlayan kültür olmalıdır. “Vicdanınız kılavuzunuz olsun” sözü, basmakalıp olarak doğru olmakla birlikte, deneyimler de böyle olduğunu göstermektedir. Ancak vicdan çok naziktir; onun için, beslenmesi, korunması ve çevresel tehlikelere karşı savunulması gerekir. Geleneksel dürüstlük ve namusluluk nitelikleri, yönetimin içinde işlev yapması gereken kültürün bir başka yanıdır. Halkın namuslu olarak algıladığı bir yönetim, kamu kaynaklarını insanların çoğu için en iyiyi gerçekleştirmek üzere harcadığı güvenini geliştirir.Kamuçalışanları,çoğunluğunzararınabirkaçkişininrefahınıdeğil,genelrefahve mutluluğuartırmayıamaçlamalıdırlar.Namuslubiryönetimahlakdışıuygulamalarıengeller. Etiğe dayalı örgüt kültürü, ahlaki davranışların tüm işgörenlerce benimsenmesiyle oluşturulabilir. Bu bağlamda, her şeyden önce, örgütte bulunan üst düzey yöneticinin bir önder olarak tüm çalışanlara örnek olması gerekmektedir. Çünkü işgörenler, yöneticilerin tutumlarını, eylemlerini ve yaklaşımlarını taklit etme eğilimindedirler. Etik davranışların benimsenmesi, üst düzey yöneticilerden sonra orta düzey yöneticilere ve onlardan da tüm işgörenlere yayılmalıdır. Örgütteki ve genel olarak kamu yönetimindeki önderlerce oluşturulacak kültürün sonucunda, memur olmak onur duyulacak bir kariyer sahibi olmak 31 olarakdeğerlendirilir.Devletteseçilerekyadaatanarakbirgörevegelmekyadaişbulmak, yüksekkişiseldavranışstandartlarınasahipolunduğununbirkanıtıolarakdüşünülür. Kamukurumları,etiğedayalıolarakoluşturacaklarıörgütkültürünü,bellidönemlerdeörgüt dışarısındakilerlepaylaşmalıdırlar.Başkabiranlatımla,etikuygulamalarçerçevesindeoluşan örgüt kültürü, hizmetten yararlanan vatandaşlara tanıtılmalıdır. Bu son derece önemlidir; çünkü, vatandaşların örgüt hakkındaki kanaatini oluşturan ve örgüte karşı davranışlarını belirleyen şey, onların örgütü nasıl algıladıklarıdır. Örneğin, tapu dairesini yozlaşmış bir kurum olarak algılayan bir vatandaş, oraya işi düştüğünde, işlerinin hızlanması için rüşvet vermesi gerektiği kanaatine varacak ve görevli memur istemese de rüşvet vermeye çalışacaktır. Vatandaşın söz konusu davranışı, tamamen tapu dairesinin örgüt kültürünün dışakarşıolumsuzyansımasındankaynaklanmaktadır.Bunakarşılık,örgütkültürününhalkın nezdindeolumluolduğukurumlarda,örneğinüniversitelerde,dersgeçmekamacıylaöğretim üyesine rüşvet teklif etmek, öğrencinin belki aklından bile geçmeyecektir. “Erdemli uygulamalarındönemselolarakaçıklandığıbirkültür,hemeylemihemdegörüntüyü,oyetki alanının ahlakına uygun düşen önleyici ve koruyucu davranışları güçlendirecek biçimde bir arayagetirir”. EtikselKararVerme Kamu görevlileri, uygulama sürecinde, karşılaştıkları somut bir olayla ilgili olarak, çeşitli seçeneklerarasındanbirisiniseçmek,yanikararalmakdurumundadır.Farklıdurumlaryada seçenekler arasında seçim yapmanın gerektiği bir yerde de, doğal olarak değer yargıları devreye girmekte ve sonuçtan başkaları etkilenmektedir. Dolayısıyla seçim yapmanın ya da kararvermenin,etikbiryönübulunmaktadır. KararVermeninEtikBoyutu Karar verme (decision making), hem özel sektörde, hem de kamu yönetiminde önemli bir yönetim faaliyetidir. Ancak kamu yönetimindeki karar verme süreci, nitelik itibarıyla özel sektördekindenoldukçafaklıdır. Özelsektördealınacakkararınbirinciesası,“kâr”maksimizasyonunusağlamaktır.Dolayısıyla özelsektörde,ekonomikolarakverimliveetkinolanve“kâr”eldeetmesonucunaulaştıracak karar,iyivedoğrukarardır.Oysakamuyönetiminde,kararınbirinciunsurunu“kamuyararı” kavramı oluşturmaktadır. Bu nedenle, alınacak kararın iyi ve doğru karar olabilmesi için, ekonomikanlamdaçoketkinveverimlisonuçlardoğurmasıveakılcıolmasıtekbaşınayeterli değildir. Diğeryandan,kamugörevlileri,çeşitlikararlarverirken,birbirineçokbenzeyenvearalarında seçim yapmanın gerçekten çok güç olduğu farklı seçenekler arasında bir seçim yapmak durumundakalmaktadırlar.Karşılaştıklarıbualternatiflerarasındaseçimyaparkende,sahip oldukları takdir yetkilerini, bağlı oldukları norm düzenine uygun olarak kullanmaları gerekmektedir. Ancak, sadece norm düzenine uygun olarak alınan bir karar, onun iyi ve doğru karar olması için yeterli olmayabilir. Çünkü, norm düzeni, bir kararın iyi ve doğru olabilmesini ölçecek somut kriterleri belirlemek yerine, klasik anlamda “kamu yararı” kavramını bir anahtar olarak ortaya koymakta ve temel ilke olarak da kararların kamu yararına uygun olarak alınmasını şart koşmaktadır. Oysa, kamu yararı kavramının ne 32 olduğuna ilişkin, gerek bilimsel anlamda gerekse uygulamada ortak bir tanım üzerinde anlaşılamamaktadır.Bunedenlede,kamugörevlisininelinde,kamuyararınınneolduğunave nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin somut kriterler bulunmamaktadır. Herkesin üzerinde uzlaştığıortakvesomutkriterlerbulunamadığıiçinde,“kamuyararı”nauygunolarakalınan bir karar, gerçekte bazı kişilere çıkar sağlamak amacıyla alınmış, yani yolsuzluk içeren bir kararolabilmekte,böyleolmasabilesürekliolaraktartışılmaktadır.Örneğinbirözelleştirme ihalesinde, ihalenin, açık artırma sonucu en yüksek bedeli teklif eden firma yerine, üçüncü firmaya, -“kamu yararı”na daha uygun olduğu gerekçesiyle- verilmesi, kamuoyunda tartışmalaranedenolmaktadır. Sonuçolarak,kamusalbirkararın,gerçekanlamdaiyivedoğrubirkararolabilmesiiçin,salt ekonomik ya da yasal kaygılarla alınması yeterli olmamakta, etik kaygılar da içermesi gerekmektedir.Ohalde,kamugörevlisi,kararverirken,kararınsadeceetkinliğiniveyasalara uygun olmasını değil, aynı zamanda onun ahlaki anlamda iyi ve doğru karar olmasını da gözetmek zorundadır. Dolayısıyla, kamu yönetiminde, gerek bir, gerekse birden fazla kamu görevlisininkatılımıylaalınankararların,etikboyutununihmaledilmemesiveetiğedayalıbir kararvermesüreciningeliştirilmesiönemkazanmaktadır. EtikselKararVermeİleİlgiliYaklaşımlar Etikselkararvermekonusunda,ortakbiryaklaşımbulunmamaktadır.Dahaöncebelirttiğimiz teleolojik ve deontolojik yaklaşımlar çerçevesinde, etik açıdan iki farklı karar verme anlayışındansözetmekmümkündür.Bunlar,“faydacılıkvesonuçlarayönelme”ile“evrensel kurallaraveödeveyönelme”dir. FaydacılıkveSonuçlaraYönelme Karar vermeyle ilgili olarak ortaya konulan ilk yaklaşım, kararların muhtemel sonuçlarını öncelikle dikkate almaktadır. Bu yaklaşımın temeli, faydacı ahlak anlayışına (utilitarianism) dayanmaktadır. Faydacı yaklaşımda, karar vericiye davranışı esnasında, “mutsuzluk karşısında en büyük mutluluğu üretecek seçimi yapma” ilkesinin rehberlik etmesi gerekmektedir. Söz konusu seçimi yapmak için de, karardan etkilenen bütün çıkarların ve kararınsonuçlarınınhesaplanmasıgerekmektedir. Ancak faydacı yaklaşımın kamu yönetiminde uygulanması ile ilgili, bazı sınırlar mevcuttur. Her şeyden önce, mutluluğun ölçülmesi ve hesaplanması ile ilgili zorluklar bulunmaktadır. İkinci olarak, mutluluğun adil olarak dağıtılması ile ilgili problemler vardır. Son olarak, en fazla kişiye en fazla mutluluğu sağlamaya çalışırken, bazı temel ahlaki hakları ihlal etme tehlikesibulunmaktadır.Kamuyönetimindealınacakbirkarardan,doğrudanvedolaylıolarak birçokkişiolumluveyaolumsuzyöndeetkilenmektedir.Alınankarar,bazıkişiveyagrupları memnun ederken ya da fayda sağlarken, diğerlerini hoşnut etmemekte ya da fayda getirmemektedir. Diğer yandan, kamusal bir kararın, sonuçlarını kestirmek ya da nasıl sonuçlanacağınıöncedenbelirleyebilmekdetamolarakmümkündeğildir. Dolayısıyla, kamu yönetiminde, karardan etkilenen herkesi memnun edecek ve onların tümüne fayda sağlayacak kararlar almak, hemen hemen imkânsızdır. İyi ve doğru kararın oluşmasında sonuçlar önemli olmakla birlikte, tek başına yeterli değildir. Kararın iyi ve doğruluğuvedolayısıyladakararıvereninsorumluluğu,saltsonucagörebelirlenecekolursa, 33 kamu görevlileri, kararın olumsuz olarak sonuçlanabileceği kuşkusuyla, sorumluluk üstlenmektenkaçınacaklardır. EvrenselKurallarveÖdeveYönelme Karar vermeyle ilgili ikinci yaklaşım, alternatif sonuçlar arasında bir seçim yapmaktan daha çok,kararlarıniyiniyetlevebellietikilkevestandartlarauygunolarakalınmasınısağlayacak bir karar verme sürecini öngörmektedir. Esas itibarıyla Kantçı ahlak anlayışına dayanan bu yaklaşım, kararların Kant’ın şu genel ilkesine uygun olarak alınmasını öngörmektedir: “Öyle hareketetki,seninhareketlerininkanunu,aynızamandadiğerinsanlarınhareketleriiçinde birkanunveprensipolsun”.Sözkonusuyaklaşımındiğerbirhareketnoktasıda,yöneticinin, karar verirken kendisini karardan etkilenen vatandaşların yerine koymasıdır. Bu bağlamda Kant, etik karar verme ile karşı karşıya kaldığımızda, ahlaki ödevlerimizin ne olduğunu belirlemeyeyönelikbirprosedüramaçlamaktadır. Bu yaklaşıma yönelik olarak da bazı eleştiriler ileri sürülmektedir. Birincisi, yaklaşımın, çok özet, belirsiz ve özel durumlarda yardım edici olmadığı yönündedir. İkincisi ise, yaklaşımın, ödevlerinçatıştığıdurumlarda,yolgöstericiolmamasıbiçimindedir. Söz konusu olumsuzluklara rağmen, kamusal karar verme sürecinin Kantçı yaklaşıma göre dizayn edilmesi, uygulama açısından daha pratik görünmektedir. Ancak böyle bir yaklaşım, sonuçlarıtamamenihmaletmekanlamınagelmemelidir.Kamusalalandaverilenkararların, “en iyi” olduğundan ya da en iyi sonuçları getireceğinden emin olunmaya çalışılmalıdır. Sonuçolarak,kararalmasürecinde,etikilkevestandartlarauygunolarakhareketedilmesi ve“kararlardaetikgerekçelendirmeyapılması”,etikaçıdaniyivedoğrukararlarınverilmesi içinyardımcıolacaktır. EtikKararVermeSürecindeKarşılaşılanİkilemler Kamu görevlilerinin, etik karar verme sürecinde, seçim yapmanın çok güç ve çetin olduğu farklı etik ikilemlerle karşılaşmaları mümkündür. Karşılaşılan farklı ikilemleri dört gruba ayırmakmümkündür: Kamu yöneticilerinin karşılaştıkları birinci ikilem türü, önlerindeki seçeneklerin hiç birisinin tammanasıylatatminediciolmadığı,onlarıniçindenenazkötüyadadiğerlerinegöredaha iyiolanseçeneğinbelirlenmesidurumudur.Örneğin,yıkılanbirköprününyenisininyapılması içinaçılanihalede,ihaleyekatılmaküzerebaşvuranfirmalarınhiçbirisi,tamanlamıylayeterli şartlarıtaşımamaktadır.Ancak,yenibirihaleninaçılmasıiçingereklizamanyokturvekararın biranönceverilmesigerekmektedir.Budurumda,kamugörevlisi,yeterlişartlarıtaşımayan firmalariçinde,diğerlerinegöreeniyisiniseçmekdurumundadır. İkinciikilemtürü,seçeneklerinbirdenfazlasınınyadatamamınınkendibaşınaiyiolduğuve birisinin seçilmesi durumunda diğerinden vazgeçilmesinin gerektiği bir durumdur. Burada kamu görevlisi, “en iyi”ler arasında bir seçim yapmak durumundadır. Örneğin, bir kamu görevine atamada, aynı okuldan ve aynı diploma derecesiyle mezun olan ve yapılan sınavlardadaaynıperformansıgösterenikiadayarasındanbirisinintercihedilmesi,böylezor birseçimigerektirmektedir. 34 Üçüncüikilemtürü,farklıkişivegruplarüzerindefarklıetkivesonuçlardoğurmasımuhtemel bir kararın verilmesidir. Örneğin, bir kamu arazisinin, özel sektöre yatırımı teşvik amacıyla bedelsizolaraktahsisedilmesi,bazıyereltopluluküyeleriniçevrekirliliğiaçısındanrahatsız edebilecek, bazılarına da yeni iş imkanları temin edebilecektir. Bazıları kararı ekonomik gelişme yönünde olumlu olarak değerlendirirken, bazıları ise kararı yolsuzluk olarak nitelendirebilecektir. Görüldüğü gibi, kamu görevlisi, muhtemel etkileri bakımından bir çok farklı değerlendirmeye konu olabilecek bir kararı, almak ya da almamakla karşı karşıya kalabilmektedir. Kamu görevlilerinin karşılaşabilecekleri son ikilem türü, verecekleri kararın muhtemel sonucundan, kendilerinin ya da yakınlarının olumlu ya da olumsuz ve/veya dolaylı ya da dolaysız etkilenmeleri durumudur. Böyle bir durumda, “çıkar çatışması” söz konusu olmaktadır.Yani,kararalıcınınbireyselçıkarlarıilegenelanlamdakamuçıkarıçelişmektedir. Bir kimsenin, kendi çıkarı aleyhine bir karar verebilmesi son derece güçtür. Böyle bir davranışı, ancak çok sağlam bir karaktere ve ahlaki yapıya sahip bireyler sergileyebilir. Örneğin, bir yöneticinin, kamunun yararına olarak kendi arsasının da bulunduğu bir yerin kamulaştırılmasına karar vermesi, böyle zor bir seçimi gerektiren bir ikilemdir. Böyle durumlarda,ilkeolarak,karardanolumluyadaolumsuzve/veyadolaylıyadadolaysızolarak etkilenebilecekkamugörevlilerinin,kararvermesürecinekatılmamalarıgerekmektedir. KarakterveErdemEtiği Halk dilinde “seciye”, “huy” veya “mizaç” olarak da ifade edilen karakter, toplumsal ilişkilerde insanların eylemlerini ve ahlaki seçimlerini büyük ölçüde etkileyen ve onlara yön veren sübjektif nitelikte bir unsurdur. Bu nedenle de, kişinin hem özel hem de kamusal yaşamındagereklibirnitelikolarakkarşımızaçıkmaktadır. Karakter,insanıngerçekkişiliğiniyansıtanöznelöğe,duyuvedüşünceyetenekleriilebunlar arasındaki uyumlu ve uyumsuz dengedir. İnsanın karakter çizgileri eğitim ve çevre gibi etkenlerle biçimlenebilirse de, temeldeki doğal (biyolojik) ruhsal yapının çoğunlukla pek değişmediğigörülmektedir. Karakter ya da erdem, kamu yönetiminde neden çok önemlidir? Çünkü, kamu görevlileri, özelbirahlakiyükümlülüktaşırlar;kamugörevlilerinin,halkıngüveninedayanangözetmenlik sorumluluklarıvardırvekamuçıkarınıkorumakonusundagösterilençabalardaöncübirrole sahiptirler. Bu nedenle, kamu örgütlerinin, “iyi karakterli bay ve bayanlarca” yönetilmesi şarttır. Bilindiği gibi, son dönemlerde, kamu personel yönetiminde “liyakat” kavramı çok öne çıkmıştır. Siyasal yağmacılık sistemine (spoils system) bir tepki olarak ortaya çıkan liyakat sistemine göre, kamu görevlerine atanacak personelin seçiminde, bilgi, uzmanlık ve teknik yetenekler,herşeyinönünegeçmektedir.Butürbiryaklaşım,yönetiminenönemliunsuru olan“iyikarakterliyöneticiler”iihmalettiğiiçin,tamanlamıylabaşarılıolamamaktadır.Son dönemlerde, kamu yöneticilerinin etik açıdan gösterdikleri kötü performans hakkındaki yaygınkamuoyukanaatı,busorununönemlikademelerdebulunaniyikarakterliyöneticilerin azlığındankaynaklandığıyönündedir.Başarılıbiryönetimiçin“iyikarakter”,örgütünsistemi veliyakattendahaönemlidir. 35 Yönetsel etik yaklaşımı çerçevesinde tartışılan konuların başında, kamu yöneticilerinin etik eylemlere kurallar etiği ile mi yoksa karakter ya da erdem etiği ile mi yönlendirilebileceği sorunugelmektedir.Dahaönceaçıkladığımızetikilkelervestandartlarbelirlemeyadaetik kanunları oluşturma şeklinde ifade edilebilecek kurallar etiğinin, tek başına kamu görevlilerini etik davranışlara yöneltmede yetersiz kaldığı ve başarısız olduğu, Amerikan deneyimindenaçıkçaortayaçıkmaktadır.Kernaghanbukonudaşugörüşleribelirtmektedir: Kişiselahlakistandartlaradayanmavegüvenme,kamugörevlilerininahlakikararlaralmasını emin kılmanın yetersiz bir yöntemidir. Bundan başka, çağdaş kamu hizmetlerinin etiksel rehber olarak sadece gelenekler, anlayışlar ve uygulamalar gibi yazılmamış kurallara dayanabileceği tavsiyesi, safçadır... Yazılı kurallar için -ve gerçekten etik eğitimi için de- belirgin bir temel, geleneksel kuralların ne olduğu ve bunların kamu hizmetlerinin günlük uygulamalarında ne anlama geldiği hususundaki pek çok belirsizliktir. Bununla birlikte, etik davranışı geliştirmek için kullanılan yöntemlerden hiçbirisi, nadir durumlar dışında, etiksel şüpheden/tereddütten kurtulmaya yardımcı olabilir. Bu durumlarda, kamu görevlilerinin karşılaştıklarızorkararlar,nihaiolaraksadecebireyselvicdanabaşvurularakçözülebilir. Ortaya çıkan bu sonuç, bilim adamları ve uygulayıcıları, tekrar “iyi karakter” ve “erdem” etiğine yönlendirmektedir. 1970’lerden itibaren yönetsel etik alanında yapılan çalışmalar içerisinde, erdeme ya da karaktere ilişkin olanlar giderek artmıştır. Bu çalışmaların ortak özelliği,“iyikarakter”inkamuyönetimiiçinöneminivurgulamalarıdır. ErdemEtiği(EthicsofVirtue) Erdem, “ahlak ilkelerine uygun davranma, kabul edilmiş ahlak kuralları ve doğru davranış standartlarına gönüllü olarak uyma, ahlaki nedenlerle yanlış hareket ve kötülüklerden sakınmak”biçimindetanımlanabilir. Bu tanımda “gönüllü olarak uyma” ibaresinin üzerinde durulması gerekmektedir. Etik davranışveerdemzorlagerçekleşmez.Etikdavranışiçingerekliolanbirincişartözgürlüktür. Özgür olmayan bireylerin davranışlarını, ahlaki veya gayriahlaki olarak yargılamak mümkün değildir. Diğer yandan, ahlaki bir eylem, dışsal zorlamalarla gerçekleştirilen bir eylem değildir.Burada“akıl”ve“düşünce”önemkazanmaktadır.İyikarakteringelişmesiiçin“ahlaki düşünce” şarttır; çünkü erdem, dışsal kurallar ve denetimlerden ziyade, doğru davranmaya yönelikiçselgüdülerebağlıdır. Tarih boyunca, erdeme ilişkin çeşitli felsefi açıklamalarda bulunulmuştur. Söz konusu açıklamalarda, erdemin ne olduğu ve hangi niteliklerin erdem olduğu konularında görüş birliği bulunmamaktadır. Tartışma konularından birisi de, erdem olarak sayılan niteliklerin, hangilerininüstünerdemler,hangilerininonlarabağımlıerdemlerolduğudur. Erdemlerikiyeayrılır.Birincisiüstünerdemler,ikincisiiseonlarabağımlıerdemlerdir.Üstün erdemlerinikitemelniteliğivardır:Birincisibaşkaerdemlerdentüretilemezler,ikincisi,diğer bütünerdemleronlardantüretilirveyaonlarınformlarıolduğugösterilebilir.Tarihevebuiki özelliğe dikkat edildiğinde dört tane ana erdemin bulunduğu görülmektedir. Bu üstün erdemlerşöylesıralanabilir: Basiret(prudence) : Özellikledavranışlarhususunda,enuygun,maharetlivefaydalıhareket tarzınıbelirleyebilmeyeteneği;pratikakıl;kararverebilmeyetisi. 36 Adalet(justice) : Ahlaki olarak dürüst, doğru ve haktanır olma niteliği; adil davranma ilkesi; bu nitelik veya ilkenin davranışla ortaya konması; adil davranış; doğruluk,dürüstlük. Metanet(fortitude) : Ahlaki güç veya cesaret; Acı veya musibete dayanmada boyun eğmez bircesaret. Ölçülülük(temperance) : Tahrik, tutku, arzu vb. duygular karşısında kendini sınırlama; rasyonel nefistezkiyesi. Erdem, ister dini, ister kültürel, isterse siyasi olsun, her türlü baskı ve zorlamayı reddeder. Erdem,gerçekleştirilmekiçinhemisteklilikhemdegönüllülüğeihtiyaçduyar.Bubağlamda şu soru akla gelmektedir: Yanlış ve çirkin amaçlar uğruna kullanılan erdemler hakkında ne denilebilir? Şüphesiz erdemli bir kimse, bilerek yanlış ve çirkin bir işe kalkışmaz, ancak kandırılabilir. Kötü huylu liderler, erdemli kimseleri kötü amaçlar için kullanabilirler. Ancak erdem, tâbi olanlardan her zaman davranışlarını yöneten amaçları sorgulamalarını ve asla erdemlerinin ahlaken yanlış olan amaçlar uğruna kullanmalarına izin vermemelerini ister. Erdem etiği, bütün bireylerin, liderlerin, onlara tabi olanların, bütün sosyal, ekonomik ve siyasalsistemleriaşanbirbireyahlakıçerçevesindedüşünmesivedavranmasınıtalepeder. İyiBirKamuGörevlisindeBulunmasıGerekenKarakterÖzellikleri Yüksek ahlaklı bir yöneticiyi karakterize eden erdemler konusunda farklı yaklaşımlar bulunmaktadır. Burada, yönetsel etik konusunda çalışan üç yazarın (Stephen K. Bailey, Kathryn Denhardt ve David K. Hart), bir kamu yöneticisinde bulunması gereken karakter özelliklerineilişkinyaklaşımlarıözetolarakelealınacaktır: StephenK.Bailey’inYaklaşımı Kamu yöneticisindeki karakter niteliklerini özetleyenlerin ilklerinden biri Stephen K. Bailey’dir. Bailey, kamu yöneticilerinin karşı karşıya bulundukları çeşitli etik ikilemlerin, üç belirlizihnitutumveüçeşsizahlakinitelikgerektirdiğinisavunur.Butemelzihnitutumların arasında şunlar vardır: 1) Tüm kamu politikalarının ve insanların ahlaki belirsizliğinin kabul edilmesi, 2) kamu hizmetlerinde ahlaki öncelikleri etkileyen bağlamsal güçlerin kabul edilmesive3)süreçzıtlıklarınınkabuledilmesi.Bubilişselözelliklerin,üçtemelahlakinitelik ileeşleşmesigereklidir:1)iyimserlik,2)cesaretve3)doğruluğaiyilikseverlikkatmak.Hepsi birlikte, bu altı karakteristik, kamu hizmetinde bireyler için iyi veya ahlaki bir karakterin unsurlarıolarakdüşünülebilir. KathrynDenhardt’ınYaklaşımı Denhardt analizinde, onur (honor), iyilik (benevolance) ve adaleti (justice) çekirdek ahlaki temeller olarak tanımlar. Denhardt’a göre onur ”öncelikli erdem”dir ve çok önemli bir karakterniteliğidir;çünküo“kamugüveninindayandığıtemel”dir.Onur,yüceruhlulukveya yüce akıllılık ve aynı zamanda dürüstlük ve onurluca davranmak (örneğin sürekli yüksek standartlarladavranmak)unsurlarınıiçerir.Başkalarınıniyilikverefahınıartırmaözelliğiolan iyilikise,sempati(haldenanlama,karşısındakiileaynışeyihissetme),heves(istek,şevk)ve hizmete güçlü bir bağlılık unsurlarını içerir. Bir kimsenin, kendi şahsi veya çevresindekilerin çıkarındanziyadebaşkalarınınçıkarlarınıgözetmesi,esasitibarıylasaygıduyulacakbirşeydir. 37 Üçüncü temel erdem ise, her bireyin onuru ve bireysel değerine saygı ve bağlılık olarak tanımlanan adalettir. Söz konusu bağlılık, bir bireyin eşitliği, onuru ve değerinin başkaları tarafındanihlaledilmemesiniveyönetimsürecindekatılımınserbestolmasınıvehattateşvik edilmesinisağlar. DavidK.Hart’ınYaklaşımı Hart’a göre, kamu yönetimi esas itibarıyla bir çeşit “ahlaki çaba”dır. Söz konusu çaba, özel ahlaki yükümlülükler ve eşsiz bir ahlaki karakter gerektirir. Onurlu bürokrat olmanın esası, üstünbasirettir.Buözelliğinyanındadörtekkarakteristikdahagereklidir.Bunlardanbirincisi ahlaki kahramanlıktır. Bir kamu yöneticisi için, özellikle haksız veya ahlaksız bir politikaya muhalefet etmek zorunda olduğunda, ahlaki inançlarını koruması açısından bu özellik gereklidir. İkinci karakteristik, insanları sevmek ve vatandaşlarla ilgilenmektir. Bu özellik, kamuyöneticisininhizmetettiğivatandaşlarınçıkarlarınısürekligözönündebulundurmasını gerektirir. Üçüncüsü, vatandaşlığa güvenmedir. Halka, erdemli vatandaşlar olarak muamele yapanonurlubürokrat,vatandaşındürüstlüğünegüvenirveonadayanır.Sonkarakteristikya daödevise,süreklibirahlakiilerlemeisteğidir.Kişi,kamuhizmetindeyükseldikçebudahada gereklidir; çünkü bireyin ahlaki karakteri, daha yüksek sorumluluk seviyelerinde daha çok gelişmişolmalıdır. Hart, yüksek karakterli örnek kamu yöneticilerini dört ayırıcı unsurla tanımlamaktadır. Birincisi, iyi ahlaki karakter, geçici bir şey değil, örnek yöneticinin kişiliğinin sürekli bir niteliğidir. İkincisi, örnek yönetici, kuralların veya örgütsel otoritenin zorlaması olmadan iyi niyetli ve gönüllü olarak serbestçe davranmalıdır. Üçüncüsü, örnek yönetici nispeten kusursuz olmalıdır; her şeyde mükemmeli değil ama her şeyde erdemi yakalamaya çabalamalıdır. Son olarak örnek kişinin davranışları, başarısızlıkta dahi ahlaki açıdan iyi bir sonuçvermelidir. İyi bir kamu görevlisi, hem “erdem”de mükemmelliği, hem de teknik yeterlilikte, yani “liyakat”ta mükemmelliği kendisinde birleştirmiş bir kimsedir. Burada şu soru sorulabilir: Hem erdemde, hem de teknik yeterlilikte mükemmelliğe sahip kişileri, örgütlerin anahtar yöneticikonumlarınagetirecekbirörgütsisteminasıloluşturulacaktır?Hartbusoruyaşöyle bir yanıt vermektedir: “Yönetici seçiminde, her zaman önce iyi karakter, sonra teknik yeterliliğegöreseçimyap”. Herhangibirgörevdeenönemlinitelik,iyikarakterisede,sağlamveuzunömürlübirörgüt için teknik yetenek de önemlidir. Bir kimsenin çok iyi ve çok yüksek ahlaki erdemlere ve karakterözelliklerinesahipolmasıtekbaşınayeterlideğildirvebuonuörneğinorganizasyon vemetodbirimindemüdürolmayayeterlihalegetirmez. EtikAçıdanKamuGörevlilerininSınıflandırılması Kamu yönetimindeki tüm lider ve yöneticiler, iyi veya kötü, güçlü veya zayıf, ahlaklı veya gayriahlaklı,belliderecedebirkaraktergeliştirmişlerdir.Kamugörevlilerininsahipoldukları karakter,yaptıklarıdavranışlaravealdıklarıkararlarayansımaktadır.Benzerahlakiniteliklere sahipkamugörevlilerinin,ahlakiaçıdanbenzerdavranışlardabulunacaklarısöylenebilir. 38 Kamu görevlileri ya da başka bir ifade ile memurlar, klasik olarak seçilmişler ve atanmışlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu sınıflamanın içerisine, seçilmiş görevlilerle (örneğin belediye başkanı,belediyeveilgenelmeclisiüyeleri,milletvekillerivb.)atamayoluylaişbaşınagelen memurlar girmektedir. Atanmış memurları da kendi içerisinde iki gruba ayırmak mümkündür.Bunlardanbirincigrup,üstdüzeykamugörevleriyadasiyasalmakamlarolarak adlandırılan kadrolara siyasal iktidarlar tarafından atanan, genellikle iktidarın değişmesiyle birlikte görevden alınan memurları kapsamaktadır. İkinci grup ise bunların dışında kalan ve ilerlemelerikıdemsisteminebağlıolankariyermemurlarınıiçermektedir. Kamugörevlilerininyukarıdakibiçimdeseçilmiş,siyasalolarakatanmışvekariyermemurları biçiminde sınıflandırılması, birazdan yapacağımız ahlaki sınıflandırma açısından önem taşımaktadır.Ziraherüçtürkamugörevlisinin,herbirininkariyeryollarıayrıdır;çeşitlibaskı gruplarınınbunlardanolanistemlerivebunlarüzerindekibaskılarıayrıdır;devlethizmetinde bulunulduğu sırada ve görevden ayrıldıktan sonraki ödüller ayrıdır ve her birini yolsuzluğa özendirenkoşullarfarklıdır. Seçilmiş görevliler, her şeyden önce kendilerini seçen seçmenlere karşı sorumludur. Bu açıdan kendi etik kurallarını koymada ve korumada kendi inisiyatifleri oldukça geniştir. Seçilmişlerin etik bakımdan uygunsuz davranışları, basın ve muhalifler tarafından ortaya çıkarılmaya çalışılır. Söz konusu görevlilerin yolsuz davranışlarının denetimi siyasidir, bu nedenle çoğunlukla görevden alınamazlar; ancak seçmen ve kamuoyu baskısı ile istifa etmeye zorlanırlar. Seçilmiş görevlinin, bir daha seçilememe olasılığı bulunduğunda ya da basının, seçmenlerin ve muhaliflerin denetiminin çok zayıf olduğu durumlarda ahlak dışı davranışlarayönelmesimümkündür. Siyasal olarak atanmışların durumu seçilmişlerden çok farklıdır. Her şeyden önce, siyasal olarak atanmışlar, kendilerini atayan siyasal otoriteye sıkı bir bağlılık içindedir. Siyasal iktidara karşı yapılacak olumsuz bir davranışın, hemen görevden alınmayla sonuçlanacağını çokiyibilirler.Bunundışında,siyasalolarakatanmışlarsiyasaliktidarlaaynısiyasalideolojiyi paylaşmaktadırlar. Kendilerini hukuki ve ahlaki bakımdan denetleyenlerle aynı görüşü paylaşmalarıenönemlisorunuteşkiletmektedir.Öteyandan,kariyerdışındanveçoğunlukla özel kesimden yapılan bu atamalar, kamu yönetimi uygulamalarında deneyimi hiç olmayan ya da çok az olan görevlileri bürokrasinin başına getirmektedir. Çoğunlukla siyasal iktidarın görev süresiyle sınırlı olarak görevde kalan söz konusu görevliler, yaptıkları görevleri seçim kampanyalarında yaptıkları yardımın bir karşılığı ya da daha üst makamlara gelmede bir durakolarakgörmektedirler.Buanlayışla,siyasetçilerlebirlikteyolsuzluğabulaşmalarıyada ahlak dışı uygulamalarda onları korumaları, kısa görev süresi içerisinde kendilerine en çok getiriyisağlayacakdavranışlardabulunmaları,altkademelerdekikariyermemurlarınaörnek olarak ya da onların yaptıkları yolsuzluklara göz yummak suretiyle tüm bürokrasiyi etkilemelerimümkündür. Kariyer memurları ise, hiyerarşik olarak bağlı oldukları üste karşı sorumludur. Bu nedenle çoğuzamanseçilmişyadasiyasalolarakatanmışgörevlilerinahlakdışısuçlarınıhaksızolarak üstlenmek durumunda kalmaktadırlar. Kariyer memurları, seçilmiş ve atanmış görevlilere nazaran, göreceli olarak daha düşük oranlı yolsuzluk olaylarına katılmaktadırlar. Kariyer memurlarının davranışlarını düzenleyen yoğun kurallar vardır. Ancak, üstlerinin ahlaki bakımdan kendilerine örnek olmadığı, başka bir anlatımla amirlerin ahlak dışı davranışlar içinde bulunduğu durumlarda, söz konusu kuralların etkili olması beklenemez. Bu nedenle, 39 üst düzeyde ahlak dışı davranışların yaygın olduğu bir yönetimde, alt düzeydeki kariyer memurlarınındasözkonusudavranışlarayönelmesikuvvetlemuhtemeldir. Seçilmiş, atanmış ve kariyerden gelen kamu görevlilerini, ahlaki açıdan üç uygulama kalıbı içinde toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi, ahlaka uygun olmayan davranışlarda bulunan“yoldançıkarıcı”;ikincisi,temsilettiğideğerlerekarşıyansızyadagöreliliğiesasalan uygulamalardabulunan“görevci”veüçüncüsü,temsilettiğiahlakıtemelalan,kamuyararıve kamuçıkarınıgözetendavranışlardabulunan“ahlakçı”kamugörevlileridir. YoldanÇıkarıcı(Ahlaksız)KamuGörevlileri Ahlakı yok sayan yoldan çıkarıcı görevliler, ahlaki ya da manevi içerikten yoksun davranışlarda bulunmaktadır. Bu kişiler ilkesizdir; fırsatlar ve yeterli özendirici koşullar oluştuğunda, kişisel kazanç için her türlü durumu değerlendirecektir. Yoldan çıkarıcı görevlilerşunlarıyapar: • Ahlak dışı ya da yasadışı uygulamalarda bulunur, başkalarını da kendi davranışlarına dahileder,yalansöyleyerekonlarıgizler. • Elindekibelgevebilgilerikendiçıkarlarıiçinkullanır,bilgiyidiğergörevlilerdenvehalktan gizler. • Başkalarının ahlaki zayıflığından ve yanlışlarından yararlanır, onları kullanır; böylece kendiparasalyadabaşkatürkazançlarınıartırır. • Ahlaklı davranış içinde bulunanlara ya da ahlak dışı veya yasa dışı olayları ortaya çıkaranlara(ihbarcılara)düşmancatavıralır,onlarıdışlamayaveyıldırmayaçalışır. • Yasayakarşıhileliuygulamalaragirişerekyanlışvehaksızlarımaskeleryadasırfiktidar uğrunagüçkullanır. • Kişisel kazancını ya da gücünü artırmakta bir araç olarak devlet yönetimindeki konumunuvegörevlerinikullanır. • Toplumsalsorunlara,-busorunlarsavurganlık,verimsizlik,adaletsizlikyaratsabile-kendi kişiselyararıaçısındanbakar. • Kamusalgereksinimleriönemsemez. • Kamugörevlilerininyasadışıveahlakdışıuygulamalarıhakkındabilgisahibiolmadığını söyleryadabunlarıgülerekkarşılar. • Sistemienüstdüzeydekişisel,aileselyadaişortağınınçıkarlarıaçısındandüzenlemekte hiçbirsakıncagörmez. • Yargısal kararlar, anayasal haklar, insan hakları ve değerleri konusunda gösteriş yapar veyaönemsemez. • Sorumluluktan kaçmak ve işlemin amacını engellemek suretiyle prosedürler üzerinde yoğunlaşır. 40 • Krizleri önleme, onlarla mücadele etme ve ortaya çıkmadan önleme hususundaki kapasitesiyetersizdir. DeğerYargısıOlmayanyadaGöreliliğiTemelAlanGörevciKamuÇalışanları Bugrubagirenkamugörevlileri,örgütkültüründekiolumluyadaolumsuzdeğişmelereuyum sağlamak için, itaatkar anlayışla görev yapar ya da davranış değişikliği gösterir. Bu anlayışa sahipgörevliler,yanlışbirşeyyapıldığınıaçıkçagörseveahlakibakımdanuygunolmayanbu olaydankişiselolarakrahatsızlıkdaduysaamirleriniizler,otoriteyekarşıkoymazveemirlere uyar. Halk arasında yaygın kullanılan tabirle, “gözlerini kapar, vazifesini yapar”. Ahlaki bakımdançiftestandartuygulanmasınıhoşgörür.Sözkonusukamugörevlilerişututumve davranışlarısergiler: • Hiçbir yasa dışı ya da ahlak dışı eyleme girmez, başkalarını da bunlara katmaz, ama gerekli olduğu zamanda da bu eylemleri gerekli mercilere ihbar etmez, açığa çıkmasını sağlamaz. • Bilgiyi aktarma konusunda, içinde bulunduğu koşullara göre farklı yaklaşımlar gösterir; istenenbilgininenazınıverirveörgütükötügösterecekbilgilerigizler. • Hemen hemen hiç riski olmayan büyük bir kazanç olasılığı bulunmadıkça, kişisel olarak yadabaşkalarıylabirliktehiçbirhaksızeylemdebulunmaz. • Tam olarak bekleneni yapar, bunun dışına fazla çıkmaz ve “hiçbir sorun istemiyorum” tutumuylahareketedereksorunçıkarmaz. • Öncelikle kendisinin ya da örgütünün varlığı ve devamlılığıyla ilgilenir, iş arkadaşlarının ahlaksalsorunlarıylakarşılaştığındariskiolmayanbirtutumtakınır. • Hizmetlerdenyararlananbireylerdenyadahizmetlerinniteliğindenyadaetkinliğinden çok,kurallarıesasalır. • İşe geç gelen ve erken giden iş arkadaşlarını, alkol ya da uyuşturucu etkisiyle mesai saatlerinde uyuyanları, uzun süreli öğle yemeği arası ya da çay arası kullananları gizleyerek“sadakat”gösterisindebulunur. • İşi,“emekliliğinedekzamanınıverdiğinişey”olarakgörür. • Anayasalhaklaraveinsanhaklarınakarşıilgisizdavranır. • Amaç ve içerik ile ilgili konulardan daha çok, yapı ve süreçle ilgili konulara daha fazla dikkatsarfeder. DeğerleriTemelAlanAhlakçıKamuGörevlileri Kamuyararınıvekamuçıkarınıyüceltenveahlakıtemelalandavranışlardabulunanahlakçı bir kamu görevlisi, ahlaklı yönetim uygulamalarının altında, bir takım temel ilkeler bulunduğunave“başkalarınınsanayapmasınıistemediğinşeylerisendebaşkalarınayapma” özdeyişine inanır. Bu anlayış, doğruluk, yansızlık ve yasalar önünde eşitliği ön plana çıkartmaktadır.Ahlakçı,değerleritemelalanbiryönetiminözündebulunanbiramaçolarak, 41 kamu yararını gözetir. Bu anlayışa sahip kamu görevlileri şöyle tutum ve davranışlarda bulunur: • Başkalarınıahlakveyasadışıuygulamalarasevketmezyadasokmaz,başkalarınınahlak veyasadışıeylemlerinegözyummazyadaböylebirdavranışıaffetmez. • Açıkvedürüstiletişimisürdürür,bilgiyiyalnızyasalyadaahlaksalgerekliliklerolduğunda gizler. • İşini olanakların elverdiğince en iyi biçimde yapmaya çalışır, başkalarını da böyle yapmayayöneltirveyeterliğitemelalanbiryükselmesisteminiveanlayışınıdestekler. • İşleriniiyiyapanlarısavunur,ihbarcılarıdesteklervekorur. • Ahlakdışıyadayasadışıbireyiyapmasıistendiğizamanüstlerinehayırdemeyibilir. • İşlerin yürütülmesinde bir rol modeli olarak hizmet görür; halkın hizmet gereklerine duyarlılıklayanıtverirvetepkidebulunur. • Denetimindeki insan, para ve malzeme kaynaklarını, toplumun gereksinimlerini en iyi karşılayacakbiçimdekullanır. • Yasalara,anayasalhaklaraveinsanhaklarınauygunbirşekildedavranır. • Halkınyararınahizmettebulunurveamaç,hizmetvegerçeküzerineyoğunlaşır. • Krizleriönlemeveonlarlamücadeleetmekonusundakapasitesinigeliştirmeyeçalışır. Sözünü ettiğimiz üç tip kamu görevlisinin tutum ve davranışlarını, şöyle bir senaryoda karşılaştırmakmümkündür: Rüşvetçi,birPazargünü,başkabirkenttekifutbolmaçına,karısınıvearkadaşlarınıarabayla götürür.Oradagecekalırlarveertesigüngeridönerler.Dönüşlerininertesigününde,araba ötekieyaletegitmekiçinresmiamaçlakullanılır.Rüşvetçi,harcırahformunafutbolgezisinin kilometresini ve gündeliklerini yazar, gelir vergisi iade formunu doldururken de bunları iş harcamalarıolarakgösterirvevergiiadesiistemindebulunur. Görevci, rüşvetçinin bu gezisini duyar, sessiz kalır ve “beni ilgilendirmez” deyip hiçbir şey söylemez. Ahlakçı da bu geziyi duyar ve görevciden bilgi ister. Rüşvetçi olayı doğrular ve ahlakçıyı gelecek futbol maçına çağırır. Ahlakçı reddeder ve rüşvetçiye ya doldurduğu kayıtları düzeltmesini ya da olayı rüşvetçinin âmirine duyuracağını söyler. Rüşvetçi düzeltmeyi reddedince,ahlakçıdurumuraporeder. Yukarıdakisenaryovebenzeriolaylar,hergündevletdairelerindedefalarcayaşanmaktadır. Bunundatemelnedeni,yoldançıkarıcıvegörevciolaraktanımladığımızkamugörevlilerinin yanındaahlakçılarınsayısınınyokdenecekkadarazolmasıdır. 42