GÜVENLİ İLAÇ KULLANIMI Ruh sağlığı uzmanlarının karşılaştığı problemlerden biride, hasta ve yakınının ilaçla tedaviye karşı olan önyargısı ya da yanlış bilgiye sahip olmasıdır. Hele birde kişi çevresinden kendi çıkarımlarına göre benzer ya da aynı probleme, sadece psikoterapi ile müdahale edildiğini duyduysa, bu yanılgılara birde direnç eklenir. Fakat terapinin ya da ilacın tek ya da beraber olup olmayacağı sadece tedavi ekibinin vereceği bir karardır. Sık karşılaşılan problemlerden biri, ruhsal tedavide kullanılan ilaçların uyuşturucu etkisinin olduğu konusundaki söylemdir. Bilinmelidir ki, ruh sağlığı için olan ilaçların büyük bir kısmının bağımlılık yapması söz konusu değildir ayrıca ilgili uzmanın kontrolünde olduğu sürece böyle bir durum için endişe edilmemesi gerekir. Diğer bir problem ise, ilaçların yan etkileri konusunda komşulardan alınan bilgilerle, ilaca başlamamak veya ilacın yarıda bırakılmasıdır. Uzman olmayan kişilerin bu konuda yorum yapmaları sadece tedavinin baltalanmasına neden olur. Bu sebepten dolayı, tedavi sürecinde olan kişilerin bu tarz konuşmalara kulaklarını kapamaları gerekmektedir. Tabi ki, ilacın vücuda alınan yabancı bir madde olması nedeni ile beklenilen bazı yan etkileri olacaktır. Fakat bu durum sadece ruh sağlığı alanında kullanılan ilaçlara özgü değildir. Hiçbir endişe duymadan aldığımız ilaçların dahi rahatsız edici olan ya da olmayan yan etkileri olabilir. Dolayısıyla uzman tarafından öngörülen yan etkiler konusunda bilgilendirme yapıldığında, ilaç kullanımı gerçekleşmelidir. Önemli bir detay olarak, kişi için beklenmedik bir durum olduğunda ise, ilacı sonlandırmak yerine kararın uzmana bırakılması konusunda kesinlikle işbirlikçi olunmalıdır. Bunun yanı sıra, birde ilaç kullanan kişilerin ilacı bırakma konusunda karar mercii olarak kendilerini görmemeleri gerekir. Örneğin kişi, birkaç gün içinde ilaçtan fayda görmediğine dair karar alıp kullanımı sonlandırıyor veya sıkıntılarının azalmasından sonra daha fazlasına ihtiyaç olmadığını düşünüp tedaviyi yarıda bırakıyor. Unutulmamalıdır ki, ilacın ne zaman bırakılacağı uzmanın vereceği bir karardır. Ayrıca, şikâyetlerin azalması hatta tamamen yok olması da hastalığın tedavi edildiği anlamına gelmez. İlgili hekimin, gerekli gördüğü süre öncesi ilacı bırakmak problemlerin tekrarına yol açabilir. Bu nedenle, kişiler ilaç kullanımından sonra gözlemledikleri değişimleri ya da niçin etki göremediklerine dair kaygılarını, gerekli düzenlemeler için hekimle paylaşmalıdırlar. Son olarak, özellikle ruh sağlığı alanındaki tedaviler için gerçekçi olmayan bir düşünce söz konusudur. Bazı kişiler “bana bir ilaç yaz bir daha öfkelenmim” gibi isteklerle ilacı adeta sihirli bir değnek gibi görüyorlar. Tabi ki, içinde bulunduğumuz durumun daha iyiye gitmesi için, gerekli ve güvenli ilaç kullanımı tedavide önemli ve büyük adımlardan biridir hatta çoğu zaman tedavinin olmazsa olmazıdır fakat değişimlerin biranda olmasını beklemek sadece hayal kırıklığı olur. Klinik Psikolog Betül UZUN