BİLİM - TEKNOLOJİ ve SANAT Doç. Dr. Erdem Ünver Atılım Üniversitesi, Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi 2. Bölüm (Devamı) 1. bölümde çağdaş toplumların ve bireylerin temel özelliklerini belirleyen bilim, teknoloji ve sanatın benzeşen ve ayrılan yönleri maddeler halinde açıklamıştı. Sözü edilen madde başlıkları: 1Hedef, Amaç ve Araç Boyutu, 2- Gelişim ve Değişim, 3- Egemen Olma, 4- Güdüleme, 5- İletişim ve Etkileşimdi. Bu bölümde bu üç kavramın karşılaştırılması yapısal ve işlevsel açıdan değerlendirilecektir. 6- Nesnellik, Öznellik: Bilim gözlenebilir uygulamalara dayanır. Geneldir, nesneldir. Tutarlı ve kabul edilebilir bir mantığı vardır. Sanatta öznellik ön plandadır. Sanatın mantığını, içinde bulunduğu çok yönlü değerler sistemi içinde sanatçı belirler. Sanatçının kültürel, politik ve genel düşünce yapısı sözü edilen özelliğin nedenlerindendir. Bilgi alanı sadece bilimsel bilgiden oluşmaz, öznel ve subjektif bir karakter gösteren sanat ve bilgisi de gereklidir. Sanattaki öznelliğin bir nedeni de, obje ile suje arasındaki ilginin sadece olgusal ve kavramsal olmayıp, aynı zamanda duygu ve hayal gücüne dayanmasıdır (Turgut 1991: 217). Sanatın kökeninde eleştirel bir düşünce olmakla birlikte, onu sınırlayan hiçbir kural ve ölçüt yoktur. Sanatçı kurallarını kendisi koyar (İpşiroğlu 1987: 155). Bilim ve teknoloji doğal ve toplumsal gerçekleri verilerle açıklarken, sanat verileri kendi öznel penceresinden değerlendirir. Bu nedenle bilim sanatı nesnel gerçeklerden uzak olarak görür ve ruhbilimsel öznelciliğini öne çıkartır. Bir görüşe göre sanat, toplumsal bir bilincin değişebilen bireysel anlatımıdır (Ziss 2009: 21). 7- Yarar İlkesi: Bilim ve teknoloji yaşantıyı kolaylaştırabilir, temel sorunları çözebilir, insan ömrünü uzatabilir, üretimi arttırabilir. Ancak doğru, insancıl kullanılmadığı zaman insan ve doğanın felaketi haline dönüşebilir. Bilimsel bilgilerle, varlığa yönelik sorunlar sezilmiş ve birçoğunun çözümü için teknolojiler geliştirilmiştir. Sağlık, tarım, ekonomi, askeri ve tüm diğer alanlarda yarar sağlayan önemli değer haline gelmiştir. Sanat üretenle tüketenler arasında estetik boyutu ifade etmenin ötesinde, ekonomik bir metadır. Ulusal ve uluslararası kültürel ve ekonomik bir dolaşıma sahiptir. İzleyiciye karar vermesini sağlayacak yargı gücüne seslenir, eyleme yönlendirir. Yargıların oluşmasına, dünyayı tanıyıp değiştirilmesine katkı verir (Fischer 1985: 15). 8- Düşünsel Süreç: Bilim, teknolojik ve sanatsal ürünler üst üretim biçimleridir. Üretim sürecinde beyinsel fonksiyonlar benzerlik gösterir. Bilim insanı varlığın arkasındaki gizli yasalara ulaşmak için aklını kullanır. Varlığı doğru bir biçimde tanımlamayı amaçlar. Sanatçı ise ya doğanın görünen yüzünü yansıtmayı ya da doğaya ve olaylara yeni bir düzen verme amacına yönelir. Sanatsal yaratma kısa sürede ortaya çıkabileceği gibi, değişikliğe uğrayarak son şeklini alacak uzun bir süreci kapsayabilir. Bu süreçte sezgi, imgelem, deneme, araştırma, bilinenden uzaklaşma, özgün olana ulaşma vardır. Özgün formdaki sentez, kabul edilen bir uygunluk içindedir. Ürünün süreci ve niteliklerine bakıldığında, duyu, duyum, duygulara dayalı duyuşsal süreçlerle birlikte, bilişsel ve düşünsel etkinlikler yer almaktadır (San 1985: 10). Ancak, sanatta tek olan şey hedeflendiği için, bilimde olduğu gibi süreklilikten söz edilemez. Gerçi sanatta eski olandan yaralanma vardır ama yine de tekil nitelik taşıyan bir eser ortaya koyma şartı vardır (Kaynardağ 1987: 131). 9- Ontolojik Yapı: Üretilen ve kabul gören bilimsel, teknolojik ve sanatsal ürünler ontolojik anlamda irreel dünyanın varlıkları olarak, kendilerini algılayanlar olduğu sürece yaşayacaklardır. Varlığın ontolojik yapısında zirvede yer alan tinsel tabaka insanoğlunun yaşama kattığı maddi ve manevi değerler sistemlerinden oluşur. Bilimsel bilgiler, teknolojik ve sanatsal ürünler bu alanın en önemli varlıklarıdır. Her üçü de ontolojik olarak heterojen bir yapı gösterirler. Bu yapıda maddi varlık ve bu yapıdan bilgi üreten bilim insanı, teknoloji üreten insan ya da yeni formlar oluşturan sanat insanı vardır. Ancak her üç durumda da elde edileni algılayacak ve değerlendirecek 3. bir ilgiye yani insanlara ihtiyaç vardır. Bilgi üretmek, teknolojiyi yaşama katmak kültürel yenilenmeyi, kültürel değişimi getirir. Sanat dünyasında yeni arayışların kapısını aralar. Bilim ve teknoloji üretmeyen toplumlar kültür üretemez, yeni sanatsal formlara ulaşamaz, kültürel baskılara direnç gösteremez (Tansuğ 1993:42). Bilim, teknoloji ve sanatın içiçeliği buradan gelir. Düşündürücülük özelliği ile bu üç unsur birbirinden ayrı düşünülemez. Bilimin, teknolojinin gelişimi ve sanatın değişimi daima eşzamanlıdır (Karkın 1990: 27). Önceki dönemlerde toplumsal değerler ve beğeniler geçerliğini uzun dönemler korurken, teknolojinin hızla gelişmesi, moda ve alışkanlıkların hızla değişmesine neden oldu. Estetik beğenilerin ve yeni sanat dillerinin çabuk değişmesine yol açtı (Hauser 1984: 351). Doğayı değiştirme iddiasına sahip bilim ve teknoloji insanının tüm düşünce sistematiğini kendi şartlarına uydurma gücünü gösterdi (Turani 1974: 164). Bilim, teknoloji, kültür ve sanat bireysel ve toplumsal yaşamın, değişim, dönüşüm ve gelişmenin temel unsurlarıdır. Bu nedenle devlet bilimsel ve teknolojik alanlarda ARGE çalışmalarına önem vermeli, kültür ve sanata yönelik katkıyı arttırmalıdır. Tüm bu alanlar için politikalar geliştirmelidir. Kaynakça Fischer, Ernst, Sanatın Gerekliliği, Kuzey Yayınları, Ankara, 1985. Hauser, Arnold, (Çeviren: Yıdız Gölönü), Sanatın Toplumsal Tarihi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1984. İpşiroğlu, Nazan, Doğu Devletlerine karşı Çağdaş Türk Tiyatrosuna Eleştirel Bir Bakış, Ada Yayınları, 1987. Karkın, Kadir, Türkiye’de Müzik Eğitimi Sorunları, 1990. Kaynardağ, Aslan, Türkiye’de Sanat Felsefesinin Gelişimi ve Bu Gelişme İçinde Sanat Antolojisinin Yeri, Pan Yayınları, 1987. San, İnci, Sanat ve Eğitim, Ütopya yayınları, 1985. Tansuğ, Sezer, Türk Resminde Yeni Dönem, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1992. Turani, Adnan, Çağdaş Sanat Felsefesi, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1999. Turgut, İhsan, Sanat Felsefesi, Bilgehan Matbaası, İzmir, 1991. Ziss, Avner, Estetik Gerçekliği Sanatsal Özümsemenin Bilimi, Hayalbaz Kitap, İstanbul, 2009.