"BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT Mustafa TOKER* Muhsin UYGUN Öz Bu bildiride, "Bozkır" yer adında geçen "Boz" ve "Kır" kelimelerinin tarihî süreç içerisinde kullanılışı gözler önüne serilecektir. Bu kelimelerin, Orhun Abidelerinden günümüz Türkçelerine kadarki serüveni gösterilip günümüzdeki anlam alanları ve anlam özellikleri ortaya konulmaya çalışılacaktır. "Boz" ve "Kır" kelimelerinin elde bulunan çok eski tarihli dil yadigârlarımızdan itibaren mevcut olduğunu tespit edebiliyoruz. Günümüz Türkçe sözlüklerinde de yer aldığı görülen bu kelimelerin renk adı olarak kullanımı gittikçe daralmaktadır. "Kır" kelimesinin renk adı olarak kullanılması tarih boyunca zaten oldukça sınırlı olmuştur. "Boz" kelimesinin ise bugün kullanımdan iyice düşmeye başladığı, yerine sonradan kullanılmaya başlanan kül rengi, füme vb. gibi renk adlarının tercih edilmeye başlandığı görülmektedir. Bildiride, bu kelimelerin lehçeler arasındaki fonetik varyantları üzerinde de durulurak farklı lehçelerdeki şekilleri ortaya konulmuştur. Özellikle bazı Altay dilleri arasındaki durumlarından hareketle bir köken birliği olup olmadığı da tartışmaya açılmıştır. • Anahtar Kelimeler Bozkır, Boz, Kır, Ses Bilgisi, Altay Dilleri, Etimoloji, Türk lehçeleri • * Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, mtoker@selcuk.edu.tr Okt., Necmettin Erbakan Üniversitesi, Türk Dili Bölümü, muygun@konya.edu.tr 576 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT Abstract In this paper, usage of the nouns “Boz” and “Kır” in the historical course will be unfold. Adventure of these words from Orhun inscriptions to the contemporary Turkish will be explained and their semantic fields and characteristics will be revealed. We can determine from our very old linguistic relics now present at hand that the nouns “Boz” and “Kır” have been existed since very old past. The usage of these words as name of colors -seen placed in contemporary Turkish dictionaries-have been discarded gradually. After all, the usage of the word “Kır” as a name of color has been very limited along the history. It is seen that the word “Boz” has started being discarded nowadays and “kül rengi”, “füme” etc. have started being preferred instead of “Boz”. In this paper the forms of these words in different dialects are revealed by considering their phonetic variants between the dialects. Especially a subject that a unity of origin exists or not is open up for discussion. • Keywords Bozkır, Boz, Kır, Phonetics, Altay Languages, Etimology, Turkish Dialects ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ 1. Giriş Bu bildiride, Konya’nın ilçelerinden birisi olan "Bozkır" yer adında bulunan “boz” ve “kır” kelimelerinin tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde kullanımı ve bu kelimelerin Anadolu Türkçesindeki kullanım alanları konu edilecektir. Bozkır kelimesi, Türkçe Sözlükte "Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerde geniş alanlara yayılan, ağaçsız doğal bölge, step" olarak tanımlanmıştır (TS, 2005: 310). Şemseddin Sâmî, Kâmûs-ı Türkî adlı eserinde, bu kelimeyi “Avrupa lisanlarında steppe denilen Sibirya’nın vâsi‘ (geniş) sahraları” (Şemseddin Sâmî, 1995: 1124) şeklinde vermiştir. “Boz” kelimesi Türk Dil Kurumu tarafından yayımlanmış olan Türkçe Sözlük’te “1. Açık toprak rengi. 2. Kül rengi, gri. 3. sf. Bu renkte olan. 4. sf. Açılmamış, sürülmemiş toprak.” (TS, 2005: 309) şekillerinde anlamlandırılmıştır. Kâmûs-ı Türkî’de ise kelimenin anlamı, “toprak ve devetüyü renginde olan, ağber (toz renginde olan)” (Şemseddin Sâmî, 1995: 311) şeklinde verilmiştir. Günümüzde “boz” renk denildiğinde genellikle akla ilk olarak “kül rengi” gelmektedir. Nitekim Uygur Türkçesi metinlerinde geçen “boz bulıt” tamlamasında, kelimenin bu anlamda kullandığı da görülmektedir. Ancak “boz” renk denilince sadece “kül rengi”nin akla gelmesi, açık kahverengiye çalan toprak renginin geri plana atılmasına sebebiyet vermiştir. Zira Kâmûs-ı Türkî’de de görüldüğü üzere “boz renk” devetüyü rengine benzeyen, sütlü kahve rengine benzeyen bir renktir. Dolayısıyla tarihî metinlerde geçen “boz” kelimesini bu renklerde de tahayyül etmek yerinde olacaktır. Nitekim türkülerimizde geçen “boz bulanık seller gibi” ifadesindeki boz bulanık sellerin rengini hatırımıza getirdiğimizde bu rengin kül rengiyle alakalı olmadığı görülecektir. Demek ki Türkçede “boz” kelimesi iki farklı rengin ifadesinde kullanılmıştır. “Kır” kelimesine gelecek olursak; “Kır” kelimesinin, Türkçe Sözlük’te 2 farklı anlamıyla karşımıza çıktığı görülmektedir. Bunlardan birisi renk adı olan “kır”, diğeri ise bir yer adı olarak kullanılan “kır” kelimesidir. Kelimenin Türkçe Sözlük’te geçen anlamları aşağıda gösterilmiştir: Kır I 1. Beyazla az miktarda siyah karışmasından oluşan renk. 2. sf. Bu renkte olan. Kır II is. Şehir ve kasabaların dışında kalan, çoğu boş ve geniş yer. (TS, 2005: 1157) Kâmûs-ı Türkî’de de “kır” kelimesinin iki anlamı verilmiştir. Aşağıda bu anlamlar görülmektedir: I. 1) Gayr-i meskûn yer (iskân olunmamış, yerleşim yeri olmamış yer), şehir ve karye (köy) harici, sahrâ: Kıra çıkmak, kırlarda gezmek. 2) İşlenmemiş, hâlî (boş) yer: Kırlarda biten otlar. II. Kül rengine çalar beyaz, kirli ak: Kır at, kır sakal (Şemseddin Sâmî, 1995: 1124). “Bozkır” ilçesinin adı olan kelimenin tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde izi takip edilince, ancak Osmanlı Türkçesine ulaşılmaktadır. Yani kelimenin müstakil bir yer adı olarak ilk kez Osmanlı Türkçesinde kullanıldığı görülmektedir. "Boz" ve "kır" kelimelerini incelediğimizde ise bu kelimelerin kullanımının Türkçenin en eski devirlerine kadar gittiğini görmekteyiz. "Boz" kelimesine Türkçenin ilk yazılı kaynağı olan Orhun Abidelerinde rastlanmaktadır. "Kır" kelimesine ise ilk olarak Karahanlı Türkçesi dönemi eserlerinde tesadüf edilmektedir. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 577 578 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT Neredeyse Türkçenin en eski yazılı kaynaklarından itibaren tespit edilebilen bu iki kelime, bugüne kadar geçen süre içerisinde Türkçenin değişik saha ve coğrafyalarında kullanılagelmiştir. Bu kelimeler, tarihî Türk lehçelerinde herhangi bir ses değişikliğine uğramadan "boz" ve "kır" olarak kullanılmışlardır. Çağdaş Türk lehçelerinin bir kısmında tarihî lehçelerdeki şekillerini muhafaza eden bu kelimeler, bir kısım çağdaş lehçelerde ise birtakım ses değişikliklerine uğramışlardır. Şimdi bu kelimelerin kullanılışlarını tarihî dönemlerden başlamak üzere verelim: 2. Tarihî Türk Lehçelerindeki Kullanımı 2.1. Orhun Türkçesi Dönemi Bilindiği üzere Orhun Türkçesi ile yazılan eserler, Türkçenin ilk yazılı kaynaklarını oluşturmaktadır. Bu dönem eserleri hacim bakımından kapsamlı olmadığı için, bunun tabiî sonucu olarak kelime hazinesi açısından da zengin değildir. Böyle olmasına rağmen bu dönem metinlerinde "Boz" kelimesi beş kez geçmektedir. "Kır" ve “bozkır” kelimeleri ise bu dönem metinlerinde geçmemektedir. "Boz" kelimesinin geçtiği yerleri aşağıda gösteriyoruz: eñ (i)lki : t(a)d(ı)k(ı)ñ çor(ı)ñ : boz [(a)t(ı)g : bin(i)p : opl(a)yu : t(e)gdi : ol (a)t (a)nta] (KT D32/ Tekin, 2008:32) ölti : (e)kinti : ışb(a)ra y(a)mt(a)r : boz (a)t(ı)g : bin(i)p : t(e)gdi (KT D33/ Tekin, 2008:32) kül tig(i)n : b(a)şgu boz (a)t : bin(i)p t(e)gdi : b(a)şgu boz : k [........] (KT D37/ Tekin, 2008:34) <...> özlüki boz at erti kedim b <...> alpı erdemi anda kükdi türk budunka o/u <...> (Aydın, 2014:151) Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere “boz” kelimesi hep “at” kelimesinin sıfatı olarak “toprak rengi veya deve tüyü rengi” anlamında kullanılmıştır. 2.2. Eski Uygur Türkçesi Dönemi Eski Uygur Türkçesiyle kaleme alınmış metinlerde "boz" kelimesine rastlanmakla birlikte, "kır" ve “bozkır” kelimeleri taranan eserlerde tespit edilememiştir. "Boz" kelimesi Irk Bitig, Maytrısimit ve Mani muhitinde yazılmış bir şiirde geçmektedir. “Boz” kelimesinin geçtiği yerler şu şekildedir: Boz bulıt yorıdı, bodun üze yagdı. (Boz bulut yürüdü, halk üstüne yağmur bıraktı. (Tekin, 2013:24) ḳanlıġ buḳaç teg ḳaraḳı tiyür (Kanlı çömlek gibi gözlü derler, ḳaṣġuḳ teg ḳara boy emki tiyür kazık gibi kara memeli derler; burnınta boz bulıt önür tiyür burnundan boz bulut yükselir derler, tamġaḳınta ḳara tütün taşıḳar tiyür boğazından kara duman çıkar derler.) (Arat, 1991:24-25) boz başlıġ (M: 92/9) (bo)z bay tirek yidleg birle (M: 2, 58.5, 58) Örneklerde görüldüğü üzere “boz” kelimesi, bu dönem metinlerinde, Orhun Türkçesi metinlerinde tesadüf edilmeyen bir anlamda, “bulut” kelimesinin sıfatı olarak “kül rengi” anlamını vermek üzere kullanılmıştır. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ 2.3. Karahanlı Türkçesi Dönemi "Boz" ve "Kır" kelimesi Karahanlı Türkçesiyle yazılmış eserlerden Dīvānü Lügāti't-Türk ve Kutadgu Bilig'de geçmektedir. Dönemin diğer eserlerinde bu kelimelere rastlanmamıştır. “Kır” kelimesiyle ilk karşılaşılan dönem de Karahanlı Türkçesi dönemidir. “Bozkır” kelimesine ise dönemin hiçbir metninde tesadüf edilememiştir. Kelimelerin geçtiği yerler şu şekildedir: (bo.z) bo.z at boz at. Bu, en fasih biçim değildir. Bu, beyaz ile kula arasındaki her hayvan için söylenir. bo.z kōy boz koyun. (Ercilasun-Akkayonlu, 2014:398) buga Hint'ten getirilen bir ilaç. Sārıg buga, bo.z buga denir; o, sarı ve boz (renklerde) olur. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:445) Buşmasa.r bo.z kuş tuta.r iwmese.r ürüñ kuş tuta.r (Adam işinden bıkmasa av sırasında boz kuş tutar (akdoğan) tutar; acele etmezse en iyi olanı tutar. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:236) iveklik beling ol ḳamuġḳa yavuz ḳalı bolsa begke yüzi boldı boz (Arat, 2007:217) (Acelecilik herkes için fenadır ve derûnî bir korku neticesidir; eğer bu beyde olursa, onun yüzü kül rengi olur. ) (Arat, 1994:151) (kır) kır yagı gizli düşman. (kır) kır a.t kır at. kır su bendi, set. kır dağların sırtı. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:142) Kuydı bulut yagmurın kerip tuta.r ak torı.n kırka koḍtı ol karın akın akar eñreşü.r Diyor ki: Bulut, yağmurunu döktü; ağını havaya yaydı. Bununla bulutu kastediyor. Karını dağa bıraktı; oradan sel olup, inleyip şarıldayarak akmaktadır. (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:365) Aydım añar se.wük bizni tapa nelük Keçtiñ yazı ke.rik Kırla.r eḍiz be.ḍük Sevgilinin hayalini tasvir ediyor ve diyor ki: Ona "ey sevgili" dedim. Engin çölleri ve yüce dağları nasıl aşıp da bize gelebildin? (Ercilasun-Akkoyunlu, 2014:45) yazı taġ ḳır oprı töşendi yadıp itindi ḳolı ḳaşı kök al kedip (Arat, 2007:24) (Düzlükler, dağlar, sahralar ve ovalar bunu yayıp, döşendiler; vadiler ve yamaçlar al ve yeşil giyerek, süslendiler.) (Arat, 1994:14) bu türlüg çiçek yirde munça bediz yazı taġ ḳır oprı yaşıl kök mengiz (Arat, 2007:26) ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 579 580 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT (Yerde bin bir çiçek, bin bir manzara, düzlük, dağ, sahra, vadi yeşil ve mavi renkler ile örtülmüş.) (Arat, 1994:18) adaş köngli sında bolur ḳır yaġı yaġı ḳayda bolsa bolur ming çoġı (Arat, 2007:342) (Dostun gönlü kırılsa, o içinden sana düşman olur; düşmanın bulunduğu yerde huzur ve sükûn kalmaz.) (Arat, 1994:248) Yukarıdaki anlamlardan da görüldüğü üzere Karahanlı Türkçesi döneminde “boz” ve “kır” kelimelerinin ama özellikle de “kır” kelimesinin anlamının çeşitlendiği görülmektedir. Bu dönemde “kır” kelimesinin “dağ; gizli; kır (yer adı); kır (renk adı); su bendi, set” şeklinde beş farklı anlamda kullanıldığı görülmektedir. 2.4. Harezm Türkçesi Dönemi Harezm Türkçesiyle yazılmış eserlerde “boz” ve “kır” kelimeleri tespit edilmekteyken “bozkır” birleşik kelimesine tesadüf edilmemektedir: bir ṭonluġ onı ḳula, onı ḳara, onı boz, sekizi ala, biri çapar. (Ata, 1997:210) aḳ boz boldı aṭ, aḳ boldı aḳ, aḳ bozluḳ aḳ-lıḳ kök boldı, kögerdi. (Yüce, 1993:64) aḳ boz boldı aṭ, kök boldı. (Yüce, 1993:64) boz: Kül renkli, boz. (Battal, 1997:21) yana ming aṭ timür boz tüsi yir hem muraṣṣa barça altundın iyer hem (Hacıeminoğlu, 2000:420) ḳararmış ḳır tig bu barça ajun saḳınġay sen ḳıyāmet irdi ol tün (Hacıeminoğlu, 2000:362) gehī tanglap anıng ḳır tig ḳaraḳın baḳa ḳalur körüp endāmı aḳın (Hacıeminoğlu, 2000:418) Harezm Türkçesi metinlerinde her iki kelime de daha önce tespit edilen anlamlarda kullanılmışlardır. 2.5. Kıpçak Türkçesi Dönemi Kıpçak Türkçesi ile yazılan eserlerde hem "Boz" kelimesi hem de "Kır" kelimesi geçmektedir. “Bozkır” birleşik kelimesi bu dönemde de tespit edilememiştir. "Boz" kelimesi “boz, beyaz” anlamı ile Kitâbü Fi'l-Fıkh bi-Lisâni't-Türkî, El Kavânînü'lKülliyye Li Zabti'l-Lügâti't-Türkiyye, Kitâbü Fî Riyâzâti'l-Hayl, Kitâbü Mecmû-ı Tercümân-ı Türkî ve Acemî ve Mugalî ve Et-Tuhfetü'z-Zekiyye Fi'l-Lügâti't Türkiyye adlı eserlerde geçmektedir. Kelimenin boz-aḫ şekli, “gri” anlamında Codex Cumanicus'ta da bulunmaktadır. Bu kelimeye Ed-Dürretü'l-Mudiyye Fi'l-Lügati't-Türkiyye adlı eserde ise “boz at: boz renkli at” şeklinde tesadüf edilmektedir. "Kır" kelimesi, “taşlık arazi, sahra, kır” anlamlarında Et-Tuhfetü'z-Zekiyye Fi'l-Lügâti't Türkiyye ve Kitâbu Bulgatü'l-Müştâk Fî Lügâti't-Türk Ve'l-Kıfçak adlı eserlerde geçmektedir. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ Kelimenin Kitâbu Bulgatü'l-Müştâk Fî Lügâti't-Türk Ve'l-Kıfçak adlı eserde, “çakıllı ve taneli kum” anlamında kullanıldığına da rastlanmaktadır. Kitâbü'l-İdrak Li-Lisâni'l Etrâk adlı eserde ise “tepe başı” anlamında kullanıldığı görülür. Kelimelerin bu dönemdeki anlamları, önceki dönemlerde tespit edilen anlamlarla aşağı yukarı aynıdır. Kitâbü’l-İdrâk’te geçen “kır” kelimesinin “tepe başı” anlamı da Karahanlı Türkçesinde karşılaşılan “dağ” anlamıyla örtüştürülebilir. Ayrıca “boz” kelimesine “beyaz” anlamının verilmesi, “boz” kelimesinin renk adı olarak kullanılan “kır” kelimesiyle aynı anlamda da kullanılıyor olabileceğini göstermektedir. 2.6. Eski Anadolu Türkçesi Dönemi Eski Anadolu Türkçesi dönemi metinlerinde "boz" ve "kır" kelimeleri tespit edilmişken bunların birleşik şekli “bozkır” kelimesine taranan metinlerde tesadüf edilememiştir. “Boz” kelimesi, Yeni Tarama Sözlüğünde boz, bozaç, bozarak, bozarmak, bozcıl, bozlag, bozumtuk, bozdogan/bozdagan/bozṭaġan/bozṭoġan gibi şekillerde türemiş kelimeler ve birleşik kelimeler şeklinde geçmektedir. "Kır" kelimesinde de aynı durum söz konusudur. Kelimenin hem türemiş şekillerine hem de birleşik isim şekillerine bu dönem eserlerinde rastlanmaktadır: kıraç, kır kişi, kırgıl, kırgıllık. Ṣaḳallu bozaç turġay sayraduḳda (Ergin, 2008:78) Ṣaḳallu bozaç turġay sayradukda (Ergin, 2008:78) Boz atlu Beyrek at depdi. (Ergin, 2008:240) Ağ boz ata binen ol yigit ne yigitdür. (Ergin, 2008:241) Ağ boz atumuñ ḳuyruğını kesüñ (Ergin, 2008:248) bir renklü at, alaca at, boz at. (Turan, 2001:87) sirkelü aş, bozca aş, kurud aşı. (Turan, 2001: 78) Arḳıç ḳırda yayḳanur umman deñizinde (Ergin, 2008:237) Arḳıç ḳırda döndürdüğüm mere kāfir senüñ babañ (Ergin, 2008:237) Ortaç ḳırda sizüñ geyiklerüñüz ṭurġurmaya (Ergin, 2008:238) gūr topraḳı ḳır, ḳum depesi kum. (Turan, 2001: 98) Örneklerden anlaşıldığı üzere bu dönemde de kelimenin önceki dönemlerdeki anlamları kullanılmaktadır. Bu dönemde “boz” kelimesine çeşitli yapım ekleri getirilerek ve “ağ (ak)” kelimesi yardımıyla rengin farklı tonlarının ifadeleri ortaya çıkmıştır. 2.7. Çağatay Türkçesi Dönemi “Boz” ve “kır” kelimelerine Çağatay Türkçesi dönemi eserlerinde de rastlanmaktadır. “Bozkır” kelimesine ise bu dönem eserlerinde de tesadüf edilememiştir: boz atlıġ ol ṣanem ki cihānnıng ṣafāsıdur āşıḳ kişining atlıḳ u çavlıḳ belāsıdur (Karağaç, 1997:44) Yana bir reng yā bir ṣıfatnıng hem-ol ḥāliġa mubālaġa üçün anıng evvelide ol harfiġa bir p yā mīm iżāfe ḳılıp ol şeyġa zāyid ḳılurlar. p miẟāli ap aḳ, ḳap ḳara, ḳıp ḳızıl sap sarıġ, yup yumalaḳ, yap yassı, ap açuġ, çup çuḳur bu nev ḫaylī hem tapılur. Mim miẟāli köm kök, yam yaşıl, bom boz. (Özönder, 1996: 178) ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 581 582 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT 3. Çağdaş Türk Lehçelerindeki Durumu Çağdaş Türk lehçelerinin hemen hepsinde "boz" ve "kır" kelimelerine tesadüf edilmektedir. “Bozkır” birleşik ismine Türkiye Türkçesi dışında yalnızca Azerbaycan Türkçesinde “bozgır” şeklinde rastlanmamaktadır (RAS, 1991: 264). “Boz” ve “kır” kelimeleri, günümüz Türk lehçelerinin bazılarında Türkiye Türkçesindeki şekillerle aynıdır. Bazı lehçelerde ise birtakım ses bilgisel değişikliklere uğramış olarak görülmektedir. Aşağıda bu kelimelerin lehçelere göre durumları gösterilmiştir: Türkiye Türkçesi Azerbaycan Türkçesi Türkmen Türkçesi Gagavuz Türkçesi Tatar Türkçesi Başkurt Türkçesi Yeni Uygur Türkçesi Hakas Türkçesi Kırgız Türkçesi Kumuk Türkçesi Yakut Türkçesi Tuva Türkçesi Kazak Türkçesi Karaçay-Malkar Türkçesi Altay Türkçesi Çuvaş Türkçesi Nogay Türkçesi Özbek Türkçesi boz boz boz booz buz/büz buz boz pora boz boz boroñ bora boz boz boro pur boz buz/büz kır kır gır kır ḳır kır ḳir hır kır kır kır kır kır kır ḫir kır ḳir 4. "Boz" ve "kır" kelimelerinin Türklerin Münasebette Bulunduğu Dillerdeki Durumu "Boz" ve "kır" kelimeleri Türkçe dışında başka milletlerin dillerinde de görülmektedir. Türkçe, özellikle Türklerin komşulukta bulunduğu veya bir zamanlar himayesi altında bulundurduğu milletlerin dillerine bu iki kelimeyi vermiştir. Başka bir deyişle, o diller bu kelimeleri Türkçeden almıştır. Komşulukta bulunan veya birbiriyle yakın ilişkide bulunan dillerin birbirlerinden kelime alıp vermesi gayet tabiî bir hadisedir. Nasıl ki Türkçe başka dillerden kelime aldıysa, başka diller de Türkçeden kelime ya da kelimeler almıştır. Her iki duruma da pek çok örnek vermek mümkündür. “Boz” ve “kır” kelimeleri bu örneklerin sadece ikisidir. Aşağıda, bu kelimelerin geçtiği diller ve o dillerdeki kullanılış şekilleri verilmiştir: Türkçe Çin Farsça Arapça Rusça boz bālú boz/bor būz búrıy/búsıy/busóy Kır ----ḳir / kır ----Kır / taskíl / kirlík / kırlík / kurlúk ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ Ermenice Macarca Fince Romence Bulgarca bor/boz/poz barna puura Múrgã/bozie boz/bózov/bozalík Arnavutça Yunanca Almanca Sırpça bozafer Bóz Braun ----- Kir --------Cirserdar Kır / kırlík/kıragasí/kır-agalar / kırcilik / kır-serdarin / kırserdar-agasi ------------kr-gajiza / krk-gajiza / kr-serdar (Yukarıdaki tablodaki bilgiler, “bozie” (Gülensoy, 2011: 166) kelimesi hariç Günay Karaağaç’ın Türkçe Verintiler Sözlüğü’nden alınmıştır.) 5. “Boz” ve “kır” Kelimelerinin Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Yazının başında “boz” ve “kır” kelimelerinin Türkiye Türkçesindeki ve Osmanlı Türkçesindeki anlamları, Türkçe Sözlük ve Kâmûs-ı Türkî aracılığıyla verilmişti. Oradaki ifadelerde “boz” kelimesinin “açık toprak rengi; kül rengi; sürülmemiş toprak” (TS, 2005: 309) ve “toprak ve devetüyü renginde olan, ağber (toz renginde olan)” (Şemseddin Sâmî, 1995: 311) anlamlarına geldiği belirtilmişti. Türkçe Sözlük’te “boz” kelimesinden türemiş kelimelere ve boz kelimesiyle kurulmuş birleşik kelimelere de rastlanmaktadır. Bu kelimeler aşağıda gösterilmiştir: bozarık “Bozarmış olan” (s. 309), bozarma “bozarmak işi veya durumu” (s. 309), bozarmak “1. boz renge girmek; 2. renk değiştirmek, rengi atmak” (s. 309), bozayı “tehlikeli bir cins ayı” (s. 309), bozbakkal “karatavukgillerden boz renkli ardıç kuşu” (s. 309), boz bulanık “1. çok bulanık; 2. çok bulanık bir biçimde” (s. 309), bozca “1. rengi boza çalan; 2. işlenmemiş, çalılık toprak, ham tarla” (s. 309), bozdoğan 1. “bir doğan türü; 2. yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz” (s. 309), bozgeven “yurdumuzda Erciyes dağında yetişen bir geven türü” (s. 310), bozkır (anlamı için aşağıya bakınız) (s. 310), bozkurt “birçok Türk destanında yer alan kutsal hayvan” (s. 310), boz madde “sinir hücrelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka” (s. 310), bozördek “tatlı sularda bulunan bir tür ördek” (s. 310), bozrak “rengi boz çalan” (s. 310), bozumca “kurşun renginde iri bir kertenkele” (s. 311), bozumsu “rengi bozu andıran” (s. 311), boz yel “lodos” (s. 311), bozyürük “üstü hafif benekli, başı küçük, kuyruğu kalın ve kısa, zehirsiz ve zararsız bir yılan” (s. 311). “Kır” kelimesine gelecek olursak; Yukarıda, “kır” kelimesinin, Türkçe Sözlük’te ve Kâmûs-ı Türkî’de renk adı olarak ve yer adı olarak kullanıldığı (TS, 2005: 1157; Şemseddin Sâmî, 1995: 1124) belirtilmişti. Türkiye Türkçesinde, “kır” kelimesinden çeşitli yapım ekleriyle yapılan türemiş kelimeler veya “kır” kelimesinin kullanılmasıyla oluşturulan birleşik kelimeler bulunmaktadır. Bunların bir kısmı yer adı oluşturan “kır”, bir kısmı ise renk adı olarak kullanılan “kır” kelimesiyle ilgilidir. Türkçe Sözlük’te geçen bu kelimeler aşağıda gösterilmiştir: Yer adı olarak kullanılan “kır” ile ilgili olan türemiş ve birleşik kelimeler: kıraç “verimsiz veya susuz, bitek olmayan (toprak)” (s. 1157), kır bekçisi “kırların ve ovaların güvenliğiyle görevli kimse” (s. 1158), kır çiçeği “kırlarda kendiliğinden yetişen çiçek” (s. 1158), ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 583 584 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT kır eğlencesi “kırda yapılan eğlence” (s. 1158), kır gerillası “dağlarda, köy ve kasabalarda eylem yapan çete” (s. 1158), kır gülü “çorak bölgelerde biten ve gün gülüne benzeyen bir tür çiçek” (s. 1158), kır kahvesi “kırda bulunan, çoğunlukla küçük kahve” (s. 1160), kır serdarı “esk. kırlarda eşkıyanın ardına düşüp yolların güvenliğini sağlamakla görevlilerin başı” (s. 1164). Renk adı olarak kullanılan “kır” ile ilgili olan türemiş ve birleşik kelimeler: kırca “hafif kırlaşmış” (s. 1158), kırçıl “1. kırlaşmaya başlamış, kır renkli; 2. bu renkte saçı olan”, (s. 1158), gök kır “1. gri, kurşuni ve bu renkteki at donu; 2. bu renkte olan (at)” (s. 773), koyu kır “kırlaşmanın ilk devresinde meydana gelen koyu renkli at donu; 2. sf. Bu renkte olan” (s. 1225), bakla kırı “1. beyazı çoğalmış, beyazlaşmaya yüz tutmuş; 2. at donlarından koyu ve iri lekeli kır” (s. 188), demir kırı “1. siyah, karışık griye yakın renkte olan at donu; 2. bu renkte olan (at)” (s. 494), sıçan kırı “1. sıçanın tüyünün rengi; 2. bu renkte olan” (s. 1747), süt kırı “1. beyaz renkli at donu; 2. bu renkte olan (at)” (s. 1836), turna kırı “1. kırmızımtırak gri; 2. bu renkte olan” (s. 2009). "Boz" ve "kır" kelimelerinin kullanım şekillerini verdikten sonra "bozkır" birleşik kelimesi ve bu kelimeyle oluşturulmuş türemiş ve birleşik kelimeleri de yine Türkçe Sözlük’te geçtikleri şekilleriyle verelim: bozkır “kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerde geniş alanlara yayılan, ağaçsız doğal bölge, step” (s. 310), bozkır kedisi “genellikle bozkırlarda yaşayan yabanî kedi” (s. 310), bozkır koyunu “Asya koyunu” (s. 310), bozkırlaşma “bozkırlaşmak işi veya durumu” (s. 310), bozkırlaşmak “bozkır durumuna gelmek” (s. 310), bozkır tavuğu “Bağırtlak” (s. 310). 6. “Boz” ve “Kır” Kelimelerinin Türkiye Türkçesi Ağızlarındaki Kullanımı "Boz" ve "Kır" kelimeleri ağızlarda anlamsal olarak çeşitlenmiş, esas anlamlarının yanına başka anlamları da eklenmiştir. Aşağıda bu kelimelerin Anadolu ve Rumeli ağızlarındaki durumu görülmektedir: 1. Kilis, Mersin, Yozgat, Kayseri yörelerinde “boz” kelimesinin “okumamış, olgunlaşmamış, basit adam” anlamlarına geldiği görülmektedir (DS_II, 748). 2. Mersin ve ilçelerinde “boz” kelimesinin “kurt” anlamına gelmektedir (DS_II, 748). Bunun yanı sıra “kurt” anlamına gelmek üzere Mersin-Mut’ta “boz böcü” ve Konya-Akşehir ile AntalyaAlanya’da “boz canavar” birleşik isimleri de kullanılmaktadır. 3. Bolu, Zonguldak, Kastamonu, Amasya, Samsun ve Erzincan yörelerinde “boz” kelimesi “sürülmemiş, boz tarla” anlamında kullanılmaktadır (DS_II, 748). 4. Elazığ yöresinde “sarışın” anlamını taşımaktadır (Gülensoy-Buran, 1994: 232). 5. Ordu yöresinde “kıraç arazi” anlamıyla da karşılaşılmaktadır (Demir, 2001: 337). “Kır” kelimesine gelecek olursak; Bu kelimenin yer adı olarak kullanılan şeklinin ağızlarda temel anlamından farklı anlamlar yüklendiğini görüyoruz. Mesela; Erzincan yöresinde “mayalanmış hamur”, Düzce yöresinde “yabancı”, Tunceli yöresinde “kel, saçsız”, Aydın ve Muğla yörelerinde ise “zeytinlik” anlamına gelmektedir (DS_VIII, 2814). 7. “Boz” ve “Kır” Kelimelerinin Kökeni Hususu Kır kelimesinin kökeni hususunda bilim adamları arasında herhangi bir fikir ayrılığı bulunmamaktadır. Mevcut etimolojik sözlüklerde kelimenin Türkçe olduğu söylenmiştir. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ “Boz” kelimesini hakkında ise birtakım görüş ayrılıkları göze çarpmaktadır. Türkologlar, Türkçe “boz” kelimesini Moğolca “boro” kelimesiyle eşleştirmektedirler. Bazı bilim adamları bu iki farklı şeklin bir dilden diğerine geçtiğini ifade etmektedirler. Hasan Eren, “boz” kelimesinin Moğolcaya “boro” şeklinde geçtiğini ve bazı Türk lehçelerindeki birtakım fonetik değişimlere uğramış şekillerin de Moğolcadan bu lehçelere geçmiş olduğunu belirtir (Eren, 1999: 60). Gombocz, Türkçe “boz” ile Moğolca “boro” kelimelerinin ortak bir Altayca öge olduklarını söylemektedir. Ramstedh ve Poppe da “boz” ile “boro” kelimelerinin ortaklığından söz etmişlerdir. (Eren, 1999: 60). Doerfer ise “boz” ile “boro” kelimelerinin ortak bir Altayca öge olduğu görüşüne karşı çıkmıştır. Ona göre renk adları, özellikle de at renkleri kolayca bir dilden başka bir dile geçebilmektedir (Eren, 1999: 60). Rasanen Ramstedh’e uyarak bu iki kelimenin ortak Altayca bir öge olduğunu söylemiş, Clauson ise Moğolca “boro” nun “Türkçe “boz”dan kalma çok eski bir kalıntı olduğunu ifade etmiştir (Eren, 1999: 60) Hasan Eren’in eseri hariç tutulacak olursa Türkiye’de hazırlanan diğer etimolojik sözlüklerde kelimenin kökeni hakkında herhangi bir görüş bildirilmemiştir. Yukarıdaki görüşlerden hareketle, bazı Türk lehçelerinde ve Anadolu’nun bazı yörelerinde kullanıldığı görülen “boz” ve “bor/por/pur” vb. kelimelerinin aynı kökene dayandıklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Zira Türkçenin bazı lehçelerinde ve Moğolcadaki “r” seslerinin “z” veya bu değişikliğin tersine genel Türkçedeki “z” seslerinin bazı Türk lehçelerinde ve Moğolcada “r”ye dönüştüğü Altayistlerin üzerinde durduğu bir husustur. Dolayısıyla burada da böyle bir durumun ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacaktır. Burada söz edilmesi gereken bir diğer husus, hem “boz” kelimesinin hem de “kır” kelimesinin birbirinden farklı iki anlamı karşılamalarıdır. Yukarıda da ifade edildiği üzere “boz” ve “kır” kelimeleri hem renk adı olarak kullanılmakta hem de bir yer adını karşılamaktadırlar. Peki, acaba bu iki anlamdan hangisi temel anlamdır? Renk adından yer adına mı, yoksa yer adından renk adına bir geçiş mi söz konusu olmuştur? Konuyla ilgili yaptığımız araştırmalarda herhangi açıklayıcı bilgiye rastlayamadık. Öyle sanıyoruz ki yer adından renk adına, yani somut olandan soyut olana geçiş olmuştur. Kıraç toprak, zaman içerisinde “boz” ve “kır” şeklinde iki farklı renk adını Türkçeye kazandırmış olmalıdır. Bir dikkati çeken husus ise “boz/bor” ile “kır” kelimelerinin anlamca birbirlerine yakın olmalarıdır. Türkçe Sözlükte “boz” kelimesinin anlamlarından biri “açılmamış, sürülmemiş toprak” (TS, 2005: 309) olarak verilmiştir. Kâmûs-ı Türkî’de ise “kır” kelimesi için “İşlenmemiş, hâlî (boş) yer” (Şemseddin Sâmî, 1995: 1124) anlamıyla karşılaşılmaktadır. Acaba bu anlamlardan hareketle bu iki kelimenin aynı anlamı taşıyan farklı iki kelime olduğu sonucuna ulaşılabilir mi? “Boz” kelimesinin Moğolca ve bazı Türk lehçelerindeki şekilleri (boro, bora, boroñ, pora) ile bazı Avrupa dillerinde “kır” anlamına gelen pradaria (portekizce), prateria (İtalyanca), prairie (Fransızca), pradera (İspanyolca) vb. kelimeleriyle örtüştürmek mümkün olabilir mi? Dillerin ortaya çıkışıyla ilgili görüşlerden birisi de ortak bir ataya dayandıklarıdır. Bütün semavi dinler, insanoğlunun Hazreti Âdem’in nesli olduğunu kabul ederler. Bu görüşten hareketle diller de bir kaynaktan çıkıp farklılaşmışlardır. “Boro” ve Avrupa dillerindeki pradera vb. kelimeler de aynı kelimenin binlerce ve hatta milyonlarca yıl öncesinde ortak olduğunu gösteren bir örnek olabilir mi? Türkçede bugün dahi neredeyse aynı anlama gelen bu iki kelime bundan çok çok eski zamanlarda birleşebilir mi? Diller arası ilişkilerin araştırıldığı günümüzde bu hususun da araştırılması ve tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Yazımızı noktalamadan önce “bozkır” birleşik ismi hakkında da bir şeyler söylemek uygun olacaktır. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 585 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT 586 “Boz” ve “kır” kelimelerinin birleşerek sıfat tamlaması oluşturduğu şekil, son zamanlarda ortaya çıkmıştır. Bu birleşik kelimenin, Şemseddin Sâmî’nin Kâmûs-ı Türkî’sinde (ilk baskısı 1901) “boz” maddesi altında, Mehmed Bahâeddîn’in Yeñi Türkçe Lügat’inde (ilk baskısı 1912) ise “kır” maddesi altında (s. 572) kullanıldığını görmekle birlikte, taranan daha eski tarihli Osmanlıca sözlüklerde bulunamamıştır.1 Bu birleşik kelime, Türkiye Türkçesi dışındaki tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde de yer almamaktadır. Bunun yerine çoğunlukla tek başına “kır” kelimesi veya başka dillerden alınmış karşılıkları kullanılmaktadır. 8. “Boz” ve “Kır” Kelimelerinin Kullanım Alanları “Boz” kelimesinin Türkiye Türkçesinde genellikle yer adlarında, bazı hayvanların renklerini belirterek türlerini ayırmada, çiçek adında ve bazı kişi ad ve özellikle soyadlarında kullanıldığını görmekteyiz: İl adları: İl adlarında “boz” kelimesine tesadüf edilmemektedir. İlçe adları: Boz(h)üyük-Bilecik, Bozkurt-Kastamonu, Boztepe-Kırşehir, Bozyazı-Mersin, Bozova-Şanlıurfa, Bozdoğan-Aydın, Bozcaada-Çanakkale vb. Belde adları: Bozhüyük (İhsaniye-Afyonkarahisar), Bozçalı (Reşadiye-Tokat) Köy adları: Bozhüyük, Bozpınar (Merkez-Adıyaman), Boztarla, Boztepe (Kahta-Adıyaman), Bozgedik (Çelikhan-Adıyaman), Bozcatepe (Merkez-Aksaray), Bozcayurt (Güzelyurt-Aksaray), Bozalan (Bozüyük-Bilecik), Bozarmut (Merkez-Bolu), Boztekke (Merkez-Giresun), Bozkandak (Merkez-Karaman), Bozoğlak (Merkez-Kastamonu), Bozcahüyük (Merkez-Kütahya), Bozca (Avanos-Nevşehir), Bozhüyük (Gürün-Sivas), Bozcaarmut (Niksar-Tokat), Bozlar (Eşme-Uşak), Bozhüyük (Akdağmadeni-Yozgat), Bozca (Merkez-Zonguldak). (Köy adlarının bir kısmı örnek olarak alınmıştır.) Hayvan adları: Bozayı, bozdoğan, bozbakkal (bir tür ardıç kuşu), bozkurt, bozördek vb. Çiçek adları: Bozgeven. Kişi ad ve soyadları: Bozca, bozdoğan, bozkaya, bozokay, bozyiğit, bozbaş, bozçin, bozer, boztaş, bozat, bozbay, bozdağ, bozerk, boztepe, bozdemir, bozkan, bozay, bozbey, bozlak, boztimur, bozbağ, bozbora, bozdeniz, bozkara, bozok, bozyel, bozhan, vb. Yer adı olan “kır” kelimesi, “boz” kelimesine oranla daha az kullanım sahası bulmuştur. Renk adı olarak kullanımıyla birlikte dahi “boz” kelimesine oranla oldukça sığ bir kullanım alanı olduğu görülmektedir. Oluşturduğu birleşik isimlerde renk anlamı olarak kullanımı ağırlıktadır: İl adları: Kırşehir. İlçe adları: Bozkır-Konya, Dazkırı-Afyonkarahisar. Belde adları: Kırcasalih (uzunköprü-Edirne), Kırköy (Merkez-Muş) Köy adları: Kıreymir (Merzifon-Amasya), Kıratlı (Merkez-Bayburt), Kırca (AyvacıkÇanakkale), Gemicikırı (Biga-Çanakkale), Tokatkırı (Biga-Çanakkale), Kırköy (UğurludağÇorum), Kırköy (Uzunköprü-Edirne), Kıraçköy (Merkez-Elazığ), Çatakkırı (Görele-Giresun), 1 Konuyla ilgili taranan sözlükler şunlardır: J. W. Redhouse, Redhouse’s Turkish Dictionary London 1880; Mertol Tulum, 17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı, Ankara 2011; M. TH. Houtsma, Ein Türkisch-Arabisches Glossar, Leiden 1894; J. W. Redhouse, (1864), Müntehâbât-ı Lügât-i Osmâniyye, 2 Cilt, 3. Baskı, Karahisârî el-Hacc Ali Efendi Matbaası: İstanbul. Sir James W. Redhouse’un Turkish and English Lexicon-New Edition adlı sözlüğünde bozkır şeklinde bir kelime geçmekle birlikte bu kelimenin kır kelimesinin bir tonunu gösterdiği, bugünkü bozkır anlamında kullanılmadığı görülmektedir (Redhouse, 2006: 397). ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ Kıraç (Arpaçay-Kars), Esenkır (Kağızman-Kars), Kırcalar (Merkez-Kastamonu), Bozkır (ZaraSivas), Kıraçlar (Çemişgezek-Tunceli), Kırlar (Akdağmadeni-Yozgat). Çiçek adları: Kır çiçeği, kır gülü. Kişi ad ve soyadları: Kırboğa, kırdarlı, kırteke, kıraç, kırat, kırbörü, kırtekin, kıralp, kıratlı, kırca, kırhan, kıray, kırçiçek, kırbay, kırdar, kırtay vb. Renk adları: gök kır, koyu kır, demir kırı, sıçan kırı, süt kırı ve turna kırı vb. 9. SONUÇ “Bozkır” birleşik isminde geçen “boz” ve “kır” kelimelerinin araştırıldığı bu çalışma neticesinde şu sonuçlara ulaşılmıştır: 1. Türkçenin ilk yazılı metinlerinden itibaren bu iki kelimenin kullanıldığı görülmektedir. “Boz” kelimesi ilk yazılı metinlerimiz olan Orhun Abidelerinde (600-700’lü yıllar) geçmekteyken “kır” kelimesinin ilk olarak Karahanlı dönemi (1000-1100’lü yıllar) metinlerinde geçtiği tespit edilmiştir. 2. “Boz” ve “kır” kelimelerinin yüzlerce yıl öncesine ait metinlerde kullanıldıkları görülürken iki kelimenin birleşiminden oluşan “bozkır” birleşik isminin geçmişi 100-200 yıllık bir zaman dilimine sahiptir. Kelimenin tespit edildiği en eski tarihli sözlük (Kâmûs-ı Türkî) 1902 yılına aittir. 3. Tarihî lehçelerde olduğu gibi bugün çağdaş Türk lehçelerinde de bu iki kelimenin kullanımını sürdürdüğü görülmektedir. Ancak iki kelimenin birleşiminden oluşmuş olan “bozkır” kelimesi, tespit edildiği kadarıyla Türkiye ve Azerbaycan Türkleri haricinde kullanılmamaktadır. 4. İki kelimenin de Türklerin münasebette bulunduğu halkların dillerine geçtiği görülmektedir. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu coğrafyasında yer alan milletlerde bu iki kelime de kullanılmaktadır. 5. İki kelimenin ortak bir anlamı da tespit edilmiştir. Buna göre her iki kelime de “işlenmemiş toprak” anlamına gelmektedir. Bu anlamdan hareketle “boz” ve “kır” kelimelerinin anlam denkliğinden söz edilebilir. Bugün bazı batı dillerinde “kır, bozkır, düzlük arazi” anlamlarında kullanılan praderia, prateria, pradera vb. kullanımlar ile Anadolu ağızlarında kullanılan “bor/por/pur” şekilleri ve Türkçeye akraba olduğu bilinen Moğolca vb. dillerdeki “boro” ve “börte” kelimelerinin ses bilgisel benzerliği, bu kelimelerin belki de binlerce, milyonlarca yıl önce aynı kelimeler olabileceğini göstermektedir. Bu hususla ilgili daha ayrıntılı olarak çalışılması diller arası ortaklıkların ortaya konulması çalışmaları açısından yararlı olacaktır. 6. “Boz” ve “kır” kelimelerinin dünden bugüne kullanım alanlarında çok belirgin bir değişme görülmemektedir. Bu kelimelerin günümüzde özellikle yer adlarında ve kişi soyadlarında renk adı olarak daha yaygın bir kullanıma sahip olduğu görülmektedir. Elbette bu objektif bir yargı değildir. Zira eskiden bu kelimelerin yer adlarında ve kişi ad ve soyadlarında kullanım sıklığını gösteren bir belgeye sahip değiliz. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki “boz” kelimesinin Anadolu ağızlarında anlamının çeşitlendiği görülmektedir. “Kır” kelimesinde ise böyle bir çeşitlilik söz konusu değildir. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 587 588 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT YARARLANILAN KAYNAKLAR ARAT, R. Rahmeti (1991), Eski Türk Şiiri, TDK Yayınları: Ankara. ARAT, R. Rahmeti (2007), Kutadgu Bilig I Metin, TDK Yayınları: Ankara. ARAT, R. Rahmeti (1994), Kutadgu Bilig II Çeviri, TDK Yayınları: Ankara. ARAT, R. Rahmeti (1979), Kutadgu Bilig III Dizin, (Haz: Kemal Eraslan-Osman F. Sertkaya-Nuri Yüce), TDK Yayınları: Ankara. ARIKOĞLU, Ekrem-KUULAR, Klara (2003), Tuva Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. ATA, Aysu (1997), Ḳıṣasü'l-Enbiyā I, Giriş-Metin-Tıpkıbasım, TDK Yayınları: Ankara. ATA, Aysu (1997), Ḳıṣasü'l-Enbiyā II, Dizin, TDK Yayınları: Ankara. AYDIN, Erhan (2014), Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor), Kömen Yayınları: Konya. Azerbaycan Dilinin İzahlı Lüğeti, (2006), Bakı. BASKAKOV, H.A. (1963), Nogaysko-Russkiy Slovar, Moskva. BATTAL, Abdullah (1997), İbni Mühenna Lügati, TDK Yayınları: Ankara. BAYNIYAZOV, A. J.-BAYNIYAZOVA, J.T. (2007), Türkiye Türkçesi-Kazak Türkçesi Sözlüğü, , Almatı. CAFEROĞLU, Ahmet (2011), Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, TDK Yay., Ankara. CLAUSON, Sır Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford At The Clarendon Press. DEMİR, Necati (2001), Ordu İli ve Yöresi Ağızları (İnceleme-Metinler-Sözlük), TDK Yay., Ankara. DİLÇİN, Cem (2009), Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yay., Ankara. DİLÇİN, Cem (2014), Adlar Sözlüğü, Türkiye İş Bankası Kültür Yay., İstanbul. ERASLAN, Kemal (2012), Eski Uygur Türkçesi Grameri, TDK Yay., Ankara. ERBAY, Fatih (2011), W. Radloff’un Çağatay Türkçesi Sözlüğü, Aybil Yayınları, Konya. ERCİLASUN A. Bican-AKKOYUNLU, Ziyat (2014), Divanü Lügati't-Türk (Giriş-Metin-Çeviri-NotlarDizin), TDK Yayınları: Ankara. EREN, Hasan (1999), Türk Dilinin Etimolojik Sözlüğü, Ankara. ERGİN, Muharrem (2008), Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları: İstanbul. ERGİN, Muharrem (2008), Dede Korkut Kitabı-I, TDK Yayınları: Ankara. ERGİN, Muharrem (1997), Dede Korkut Kitabı-II, İndeks-Gramer, TDK Yayınları: Ankara. FEDOTOV, M. R. (1996), Etimologiçeskiy Slovar’Çuvaşskogo Yazıka, 2 cilt, Çeboksarı. EKABİROV, S. F. ve diğ. (1981), Özbek Tilining İzahli Lugati, 3 cilt, Moskva. GAYDARCİ, G,A-KOLTSA, E.K.-POKROVSKAYA, L.A.-TUKAN, B.P.(1991), Gagauz Türkçesinin Sözlüğü, Kültür Bakanlığı Yayınları: Ankara. GÜLENSOY, Tuncer (2011), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. GÜLENSOY Tuncer, BURAN Ahmet (1994), Elazığ Yöresi Ağızlarından Derlemeler I, TDK Yayınları: Ankara. GÜRSOY NASKALİ, Emine - BUTANAYEV, Viktor - İSİNA, Almagül - ŞAHİN, Erdal - ŞAHİN, Liaisan - KOÇ, Aylin (2007), Hakasça-Türkçe Sözlük, TDK Yayınları: Ankara. HACIEMİNOĞLU, M. Necmettin (2000), Kutb'un Husrev ü Şirin'i ve Dil Hususiyetleri, TDK Yayınları: Ankara. KARAAĞAÇ, Günay (2008), Türkçe Verintiler Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. MEHMED BAHÂEDDÎN (1997), Yeñi Türkçe Lügat, Ankara: Akçağ Yayınları. NECİP, Emir Necipov (2013), Yeni Uygur Türkçesi Sözlüğü, (Çev: İklil Kurban), TDK Yayınları: Ankara. NİŞANYAN, Sevan (2009), Sözlerin Soyağacı, Everest Yay., İstanbul. ORKUN, H. Namık (2011), Eski Türk Yazıtları (I-IV), TDK Yayınları: Ankara. ÖLMEZ, Mehmet- TEKİN, Talat-, ÖLMEZ, Zuhal(1995), Türkmence-Türkçe Sözlük, Simurg Yayınları: Ankara, ÖLMEZ, Zuhal Kargı (1996), Şecere-i Terakime (Türkmenlerin Soykütüğü), Simurg Yay., İstanbul. ÖNER, Mustafa (2009), Kazan-Tatar Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. ÖZÖNDER, F. Sema Barutçu (1996),, Muhākemetü'l-Lüġateyn, TDK Yayınları: Ankara. PAASONEN, H. (1950), Çuvaş Sözlüğü, TDK Yayınları: İstanbul. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR "BOZKIR" ADINDA GEÇEN "BOZ" VE "KIR" ADLARININ DÜNDEN BUGÜNE KULLANIM ALANLARI VE KULLANIM ÖZELLİKLERİ PAÇACIOĞLU, Burhan (2006), VIII-XVI. Yüzyıllar Arasında Türkçenin Sözcük Dağarcığı, Bizim Büro Basımevi, Ankara. PEKACAR, Çetin (2011), Kumuk Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. (SRA) Slovar’ Russko-Azerbaydcanskiy, (1991), 3 cilt, Baku: Akademiya Nauk Azerbaydcanskoy SSR. Şemseddin Sâmî (1995), Kâmûs-ı Türkî, 5. Baskı, Çağrı Yayınları: İstanbul. TAVKUL, Ufuk (2000), Karaçay-Malkar Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. TEKİN, Talat (2008), Orhon Yazıtları, TDK Yayınları: Ankara. TEKİN, Talat (2003), Orhon Türkçesi Grameri, Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi, İstanbul. TEKİN, Talat (2013), Irk Bitig, TDK Yayınları: Ankara. TIETZE, Andreas (2002), Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lügati, Simurg Yay., İstanbul. TOPARLI, Recep-VURAL, Hanifi-KARAATLI, Recep (2007), Kıpçak Türkçesi Sözlüğü, TDK Yayınları: Ankara. TURAN, Fikret (2001), Eski Oğuzca Sözlük Bahşayiş Lügati, Bay Yayınevi: İstanbul. Türkçe Sözlük (2005), 10. Baskı, TDK Yayınları: Ankara. Türkiye’de Halk Ağzından Derleme Sözlüğü (DS) (1965), TDK Yayınları: Ankara. VASİLİEV, Yuriy (1995), Türkçe-Yakutça Sözlük, TDK Yayınları: Ankara. YUDAHİN, K.K. (1998), Kırgız Sözlüğü, (Çev: Abdullah Taymas), TDK Yayınları: Ankara. YÜCE, Nuri (1993), Mukaddimetü'l-Ebed, TDK Yay., Ankara. ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR 589 590 USAGE AREAS AND CHARACTERISTICS OF THE NOUNS OF “BOZ” AND “KIR” LOCATED IN THE NOUN “BOZKIR” , FROM PAST TO THE PRESENT ULUSLARARASI SEMPOZYUM: GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE BOZKIR