Sorularlarisale.com "Mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır." Bu düsturu İslam hangi noktaya kadar uygun görür? Buradaki "tahakküm"den maksat nedir, tahakkümle ıslaha çalışmak veya çalışmamak nasıl olur? Bu prensip, ceza gerektiren hususları içine alan bir prensip değildir. İslam dininde ceza hukukunu; ancak devlet tatbik eder. Bireylerin şahsi bir tasarruf olarak suçları affetme ya da cezalandırma hakları yoktur. Suçları yargılayıp cezalandırma işi devletin ve hakimin uhdesindedir. Bu cümlede ifade edilen husus; kişinin ahlaki zafiyetleri, cemaat ya da toplum içindeki bazı yanlışları, insanlar ile iyi bir şekilde geçinememe gibi, ceza kapsamına girmeyen hatalardır. Bunlar da hoşgörü ve lütuf ile tedavi edilebilecek şeylerdir. "Fenalık" tabiri daha ziyade insani ve ahlaki ilişkilerdeki arızalara işaret ediyor. Her cemaat ve toplum içinde bu türden insanlar bulanabilir, bunları cemaat ve toplumdan izole etmek yerine; lütuf ve ihsan ile terbiye ve ıslah etmek daha güzel bir yoldur. "Mü’min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır. Onun için, nass-ı hadîsle, 'Üç günden fazla mü’min mü’mine küsüp kat-ı mükâleme etmeyecek.' "(1) Bu cümlede ifade edilen fenalık, kişinin ahlaki zafiyetleri, cemaat ya da toplum içindeki bazı yanlışları, insanlar ile iyi bir şekilde geçinememe gibi ceza kapsamına girmeyen küçük ve hafif hata ve kusurlardır. Bu gibi fenalıklar ise ancak hoşgörü ve lütuf ile tedavi edilebilecek şeylerdir. Her cemaat ve toplum içinde bu türden insanlar bulanabilir. Bu kimseleri cemaat ve toplumdan izole etmek yerine lütuf ve ihsan ile terbiye ve ıslah etmek daha güzel bir yoldur. Tahakküm ve baskı bu tür insanları ıslah etmez, tersine günahın kucağına iteler. Öyle ise bu tür fenalıkları olan mümin kardeşlerimizi şefkat ve müsamaha ile ıslah etmeliyiz. page 1 / 2 (1) bk. Mektubat, Yirmi İkinci Mektup. page 2 / 2 Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)