MEMUR SENDİKALARI VE SİYASAL ETKİNLİK· Mesut GÜLMEZ·· Sendikacılık tarihimiz, i§çi sorunu ve sendikal hakların gündeme geldiği dönem ve durumların tümünde değilse bile çoğunda, sendikalarla siyaset arasında kurulan bağların örnekleriyle doludur. Sendikaların siyaset yaptığı yada yapacağı yahut siyasal etkinlikte bulunduğu yada bulunacağı savları, sendika hakkının kesin biçimde yasaklandığı dönemlerde bunun resmi bir gerekçesi olarak ileri sürülmܧ; hakkın kısıtlı bir çerçevede tanındığı dönemlerdeyse, yine bu kısıtlı düzenlemenin ba§lıca dayanağı olarak dile getirilmi§tir. Ba§ka bir deyi§le siyaset, çoğu zaman sol ideolojilerle özdC§le§tirilerek sendika yasağının gerekçesi olarak savunulmU§; kimi zaman da, temelde yine aynı kaygı bulunmakla birlikte, siyaset dı§ı bir sendikacılık anlayı§ının gerekçesi olarak kul1anılmı§tır. Örneğin 1909 Tatil-i E.§gal Yasası'nda, sendika hakkını yasaklamanın resmi gerekçelerinden biri ve b3§lıcası, kurulacak sendikaların görü§ ve öğretileri bize uymayan, yani sosyalist ideolojiyi benimseyen Avrupa'daki sendikalarla -özellikle CGT ile- ili§kiler kuracağı ve bu ideolojiyi ülkede uygulamaya kalkı§acakları savıdır. Ayrıca, sendikaların siyasetle uğra§acağı, sendikalar kurarak "tedvir-i siyaset" edileceği ve böylece de siyasetin sendikalar aracılığıyla "amele destgahlarına kadar sirayet edeceği" ileri sürülmü§tür. 1921 yılında ZonguldaklEreğli kömür havzası i§çileri için çıkarılan ve kömür tozlarının i§çiler yararına satılmasını öngören bir yasanın görܧülmesi sırasında, bu çok "mütevazi" koruyucu önleme, "bolşeviklik yok diyerek kar§ı çıkanlar olmu§tur. lf 1938 Cemiyetler Yasası'nda öngörülen "sınıf adına ve temeline" dayanan dernek kurma yasağının resmi gerekçesi, "harbi umumiden beri medeni dünyada çok sağa ve sola kayan fikirlerin muakkibi (izleyicisi) cemiyetleri ve bunların faaliyet yoııarını derin bir alaka ile takip etmek mecburiyeti"dir. TGrkiye Mühendis ve Mimar Odalan Birlili'nce, 3ı Mart-1 Nisan 1995 tarihlerinde Ankara'da dt1zenlenen "Kamu Görevlileri ve Siyasal Haklar Sempozyumu" için hazırlanan bildirinin tam metni. •• Prof. Dr., TODAİE Öğetim Üyesi. • Amnw İdIınsi IJnrisi. Cik 28, sayı 2, Htıdtaıı 1995. AMME IDARESI DERGISI 30 Sendika hakkını ilk kez tanıyıp düzenleyen 1947 yasasının açıklanan dört resmi gerekçesinden ikisi, siyaset ve ideoloji etkenine ili§kindir. Genel siyaset yasağı getiren yasaya egemen olan ilkelerden biri, Sad; Irmak'ın deyi§iyle "sendikaları gayri siyasi yapmaktır." Yasa, sendikaların "milliyetçiliğe ve milli menfaatlere aykın hareket etmesini" yasaklarken de, yine Irmak'ın anlatımıyla "i§çi kütlesine proletaryalık duygusunu a§ılamaya çall§an" ve i§çilerin "bütün dünya proleterleriyle birle§mesini" telkin eden "beynelmilelcilik" biçiminde nitelendirdİği marksist sendikacılık anlayı§ına engelolmayı amaçlaml§tır. 1 Son olarak, 1947 yasasındaki genel siyaset yasağını anayasalla§tıran 1982 görü§melerinde Komisyon sözcüsü Şener Akyol'un dile getirdiği dü§üncelerin temelinde de aynı yakala§ım bulunmaktadır. Örneğin Akyol, Anayasa ile "ideolojik davranma(nın) sadece sendikalar için değil, herkes için (...) imkansız hale getirilmek isten(diğini)" söylerken yada "Türkiye'nin ba§ına (ba§ında), eğer militan sendikacılık varsa check-off belasından gelmݧtir" derken, temelde kitle ve sınıf sendikacılığı anlayı§ını benimseyen ve i§çi sınıfı üzerinde yansımaları olduğunu dü§ündüğü ekonomik ve toplumsal sorunlar konusunda baskı kümesi olarak görü§ ve tepkilerini ortaya koyan DİSK'i hedef almı§tır. ı Anayasası Memur sendikalarının siyasal etkinliklerini, yürürlükteki hukuku ve ulusal hukukla bütünle§tirilen uluslararası sözle§meleri gozonune alarak değerlendirmeden önce, siyasal iktidarların çok duyarlılık gösterdiği bu konuya açıklık kazandırmak amacıyla kimi kavramlara değinmek gerekiyor. KİMİ KAVRAMLAR: sİYASET, SİYASAL KATILMA, SİYASAL PARTi, BASKı KÜMESİ, SENDİKA Memur sendikalarının siyasal etkinliklerinin çerçeve ve sınırlarını çizmek üzerinde bir uzla§ma sağlanamamı§ olsa da siyaset, siyasal katılma, siyasal parti, baskı kümesi ve sendika kavramlarının tanımlarını aktarmak yararlı olacaktır. Bu tanımlar aynı zamanda, baskı kümelerinin amaç ve etkinliklerinin sınırlarının belirlenmesine de katkı sağlayacaktır. amacıyla, Toplumdaki yöneten-yönetilen ayrımına dayandırılan bir tanıma göre, geniş anlamda siyaset, "herhangi bir toplumsal yapı içinde, yönetenler ile yönetilenler arasındaki ili§kilerin tümüfldür. Bu anlamda politikanın kapsamına hangi etkinlikler girer? Zabunoğlu'na göre, sorunun yanıtı, çoğulcu demokrasilerde "Devlet denen karma§ık sosyal ve siyasal yapının yanı ba§ında ve onunla birlikte diğer toplumsal alt-yapılar(ın), karma§ık bir §ekilde ve kaf§ılıklı bir etkileme ili§kileri örgüsü içinde ya§amakta" olduğu gözardı edilerek verilemez. Bu yapı içinde, "dernek, sendika, §irket ve benzeri kurulu§ların (...) bizzat siyasal iktidarı ele geçirmek, siyasi iktidar olmak istemeleri söz konusu değildir." Ancak bu durum, söz konusu sosyal alt-yapıların "siyasal süreçte birinci 1 Mesut Gülmez, Meclislerde l!Çi Sorunu ve Sendikal Haklar (1909·1961), Öteki Yayınlan, Ankara, 1995. ı Mesut Gülmez, wAnayasa Tasansında Çalı§ma tli§kileri", Amme idaresi Derailii, Cilt 19, Sayı I, Mart ı986, s. 55 vd. MEMUR SENDİKALARI VE SİYASAL ETKİNLİK 31 derecede aktif ve etkili ömeler kadar önemli roller ifa etmelerine mani Bu olgu gözönüne alınarak, genq anlamda politika, "hem iktidarı ele geçirmek, siyasal iktidar olmak çabasını ve hem de siyasal iktidarı etkileme suretindeki faaliyetleri içer(en)" bir etkinlik biçiminde tanımlanml§tır. 3 olmamı§tır." Siyasal bilimcilerin üzerinde anlaşabildiği bir siyaset tanımı bulunmadığını belirten İlter Turan, bu konuda kaqılaşı1an güçlüklerin üç ayn yaklaşıma yol açtığına değinmq; siyasetin ortaya çıkı§ının "toplum halinde yaşama, farklılaşma, çatı§ma ve tercih yapmanın zorunlu olU§u" ko§ullarına bağlı bulunduğunu açıkladıktan sonra "siyaset için §unu söyl(üyor): Eğer toplumlarda, farklıla§ma sonucu beliren görü§ ve çıkarlar uyumsuzluk göstermeseydi, diğer bir deyimle, her görü§ ve çıkarın kısıtlanmasız tatmin edilmesi mümkün olsaydı, siyaset olgusu ortaya çıkmayacaktı."4 Esat Çam, aktardığı çe§itli tanımlardaki ortak öğeleri ele alarak, siyasetin ve siyasalolgunun eksik de olsa bir tanımının yapılabileceğini belirtip §U tanımı veriyor: "Toplumun tümünü ilgilendiren veya toplumu olu§turan birimler arasındaki ili§kileri son a§amada me§ru zora dayanarak düzenleyen eylemler bütünü."S İnsan gereksinmelerinin sonsuz, buna kaqılık kaynakların sınırlı olması nedeniyle, "büyük rekabete konu olan kaynakların bölü§ümü(nün) her toplumda temel sorun niteliği kazan( dığını)" belirten Çam, "gruplar halinde, gereksinmelerini kar§ılama amacıyle örgütlenen her insan topluluğunda; bu toplumun tamamı veya kendisini olu§turan alt birimleri arasında kıt kaynakların bölü§ümünde odakla§an ili§kileri fizik ve me§ru zora ba§vurarak düzenleyen eylemlerin bütünü" olarak tanımladığı siyaseti, varlığı Itkaçınılmaz bir olgu" biçiminde değerlendirmi§tir.' Münci Kapan;, "politika nedir" sorusuna verilen çe§itli yanıtların "iki deği§ik ve kar§ıt görü§ etrafında toplandığı"nı ve bunlardan ilkinin, "politika{yı) toplumda ya§ayan insanlar arasında bir çatı§ma, bir mücadele ve kavga" olarak gördüğünü belirtmi§tir. Bu görܧe göre, "insanlar yaradılı§ları, sosyal ve ekonomik durumları bakımından deği§ik fikirlere ve deği§ik çıkarlara sahiptirler. Aralarındaki dü§ünce, çıkar ve psikolojik eğilim farklılıklarından doğan çaİlşma politikanın temelini olu§turur. Bir bakıma, çatı§manın asıl konusu toplumdaki değerlerin paylaşılmasıdır denebilir. Ça1ı§manın hedefi ise, iktidarın ele geçirilmesidir."7 Siyaseti, iktidarı ele geçirmeye ve sağladığı yararları payla§maya dönük bir kavga olarak gören bu ilk görü§e kaqılık, Kapani'nin "idealist ve bir bakıma ütopik" olarak nitelendirdiği ikinci ve kaqıt görü§e göreyse, "politikanın amacı , Yahya KAzım ZabunoVu, Kamu Hukukuna Gi~ (Devlet Tanım, Kaynak. Unsurlar). AO. Hukuk Fakültesi Yayını, Ankara, 1973. s. 1-6. literTuran, Siyasal Sistem ve Siyasal Davranı,. 1.0. Iktisat Fakültesi. İstanbul, 1977, s. 5·12 Esat Çam, Siyaset Bitimine Girit, ı. Ü. İktisat Fakültesi Yayını. Istanbul,I 977, s. 20. a.y. 7 Miinci Kapani. Politika Bilimine Girit, Bilgi YayıncM, Dörd ii ncü Basım, Ankara, 1988, s. 17. 3 4 S AMME tDARESt DERGtSt 32 her şeyden önce toplumda bütünlüğü sağlamak, özel çıkarlara karşı koyarak genel yaran ve insanların 'ortak iyiliğini' gerçekleştirmektir." Bu iki karşıt görüşün gerçeğin ancak bir yönünü yansıttığını belirten yazar, Duverger'nin yaptığı şu tanıma katılmıştır: "Politika gerçekte hem bir çatışma ve iktidar kavgasıdır, hem de -hiç değilse bir ölçüde- toplumun bütün üyelerinin yararına olabilecek bir düzen yaratma aracıdır." Sendikaların "siyasal" nitelik taşıdığı ileri sürülebilecek etkinliklerine açıklık getirme açısından, Kapani'nin bu tanımlardan yola çıkarak saptadığı "politikanın bellibaşlı karakteristik noktalan"ndan üçünü özetlernekte yarar vardır. Bu noktalardan ilki, "politikanın özü(nün) toplumdaki değerlerin dağıtımı ile ilgili bir görüş ve çıkar çatışması, bir iktidar mücadelesi" olmasıdır. İkincisi, "politika(nın) sadece bir çatışma değil, fakat aynı zamanda bir uzlaşma" olması ve "siyasal faaliyetein) genellikle karar alma, kural koyma ve bunları yürütme şeması içinde ele alın(masıdır)." Politikanın bu özelliği, onun yalnızca "yönetme ve itaat etme şeklinde bir 'iktidar' ilişkisi olma niteliği" değil, aynı zamanda "siyasal kararların alınmasına katılma" niteliği de bulunduğunu gösterir. Üçüncü nokta olarak, "politika insanların yaşayışlarını yakından ilgilendiren ve etkileyen bir faaliyettir. İnsanlar bu faaliyetin bir amacı olması gerektiğini ve bu amacın da kendi yaşantılarını daha iyiye götürmek olduğunu düşünürler. Siyasal iktidardan da bunu beklerler."8 Siyaset ve siyasal katılma kavramlarını birlikte ele alarak iki değişik yaklaşım açısından tanımlayan Eroğul'a göre, "siyaset daima devlete yönelik bir etkinlik olarak anlaşılınca, devlet yönetimine katılma ile siyasal katılmanın aynı anlama geleceği açıktır. (...) Buna karşılık siyaset, içinde oluştuğu kurumsal çerçeveden bağımsız bir erk ilişkisi olarak anlaşılırsa, devlet yönetimine katılma ile siyasal katılmanın ayrı anlamlara gelmesi kaçınılmaz olur." Devlet yönetiminin, siyasal katılmanın tek alanı olmadığını, "erk ilişkisinin var olduğu bütün yerlerde, siyasal katılma sorunu(nun) karşımıza çıkaca(ğım)" belirten yazar, "siyasal katılmayı devlet yönetimine katılma biçiminde anlama(mn) gerçekçi" olduğu kanısındadır.' Sendikaların siyasal eylem ve etkinlikleri açısından, temelde devlete ve devletin çeşitli karar mekanizmalarına yönelmiş olmaları nedeniyle, bu yalın tanımın yeterli olacağı düşünülebilir. ilişkilerini, dünyadaki değişik sendikacılık akımları olarak inceleyen ışıklı, "siyasal iktidarın yapısını ve siyasal iktidarın kararlarını ve uygulamalarını etkileyen veya etkilerneyi amaç edinen eylemleri, 'siyasal' olarak nitelendirmeyi genel bir doğru olarak kabul etmiştItir. Bu kabule göre "siyasal eylem, siyasal iktidarın ele geçirilmesi, ortadan kaldırılması gibi köklü bir amaca yönelik ,olabileceği gibi, varolan iktidara bazı Sendika-siyaset bağlamında kapsamlı 8 ..k., s. 20-21. 9 Cem Erolul, DeYlet Yöneti.lne Kaul.a Hakkı, İmge Yayını, Ankara. 1991. 5.13-14. MEMUR SENDİKALARI VE SIYASAL ETKINLIK kararları aldırmaya veya kararlarının sonuçlarını 33 bazı kararlardan vazgeçirmeye veyahut da iktidarın bazı ortadan kaldırmaya veya deği~tirmeye yönelik olabilir."IO Görüldüğü gibi bu tanımda siyasal eylem, yalnızca karar mekanizması üzerinde olumlu yada olumsuz yönde etkili olmaya değil, aynı zamanda iktidarın ele geçirilmesine ve hatta ortadan kaldırılmasına yönelik eylemleri de kapsamaktadır. Burada siyasal eyleme yüklenen iktidarı ele geçirme yada iktidara son verme anlamı, tarihselolarak benimsenen ve uygulanan kimi sendikacılık anlayı~larını kapsama alma kaygısının sonucudur. Siyasal etkinlik ve sendika kavramları açısından ele alınması gereken bir ba~ka kavram, siyasal ya~amın temel araçları olan siyasal partilerdir. ilgili yazında verilen siyasal parti tanımlarında yinelenip vurgulanan ortak ve temel öğe, iktidar yarı~ına doğrudan katılmaları, daha açık bir deyi~le amaçlarının "iktidarı ele geçirmek, kullanmak yada kullanılmasına katılmak" olmasıdır. Bir görü~e mekanizmasının sahip siyasal göre siyasal partiler, "halkın desteğini sağlamak suretiyle devlet kontrolunu ele geçirmeye çalı~an, sürekli ve istikrarlı bir örgüte topluluklar"dır. ll Değişik parti tiplerini kapsayan i~levsel tanıma göre siyasal partiler, "bir program etrafında toplanmı~, siyasal iktidarı elde etmek ya da payla~mak amacını güden, sürekli bir örgüte sahip kurulu~lar"dır.u Siyasal partilerin de baskı kümelerİ gibi siyasal iktidarı etkileyebileceğine değinen bir üçüncü tanım da ~öyıedir: "Siyasal partiler, bir program çerçevesinde siyasal kararları etkilernek ve bu amaçla siyasal iktidarı ele geçirmek üzere örgütlenmiş kurulu§lardır."13 Benzer bir tanıma göre,"iktidarda bulunmaktan ne kadar uzak olursa olsun, bir örgütün siyasal parti diye nitelendirilebilmesi için iktidar olmayı ya da iktidarı her konuda ve sürekli olarak etkilerneyi amaçlaması gerekir."14 iktidarı etkHemenin kimi konularla sınırlı olmaması ve sürekli bir nitelik ta~ıması gerektiğinin altını çizmek gerekiyor. "toplumun alt yapısından, onun ürünü olan 'sınıflar ele alınması durumunda bir yerde iktidar kavgası" olduğunu ve sınıfların bu kavgayı siyasal partiler aracılığıyla yaptığını belirten Taniili'ye göre ise, "siyasal partiler, toplumdaki sınıf çatı~masının siyasal yaşamdaki ifade araçları"dır. Siyasal partileri toplumsal sınıflarda açıklayan Siyasal parti gerçeğinin, gerçeği'nden, giderek çatı~masından soyutlanarak" anlaşılamayacağını, "sınıflar arasındaki kavga (nın), LO Alpaslan ışıklı, Sendikacılık ve Siyaset, tmge Yayını, 4. Baskı. Ankara, 1990, s. S8. II Ergun Özbudun. Siyasal Partiler. A.Ü. Hukuk Fakültesi Yayını. İkinci Bası. Ankara, 1977. s. 4. II Münci Kapani. a.g.y•• s. 160. 13 AhmetTaner Kışlalı, Siyaset Bilimi, A.Ü. Basın-Yayın Yüksek Okulu Yayını, Ankara.ı987, s. 14 literTuran. a.g.y•• s. 98. m. AMME ıDARESı DERGıSı 34 doğrudan amacı(nın), 'siyasal iktidarı kullanılmasına katılmak" olduğunu belirtmi§tir. 15 yazar, "siyasal partinin ele geçirmek ya da Sendikaların siyasal etkinliklerinin çerçeve ve sınırını belirleme üzerinde durulması gereken bir b3§ka kavram da, baskı kümesidir. Baskı açısından tanımlarında vurgulanan ortak özelliği; siyasal ayrılarak, iktidarı ele geçirme, kullanma yada payl3§ma amaçları t3§ımamaları, bu anlamda iktidar yaI1§ ve sav3§lmının dı§ında kalmalarıdır. kümelerinin çC§itli partilerden "Baskı grupları, ortak menfaatler etrafında birlC§en ve bunları gerçeklc§tirmek için siyasalotoriteler üzerinde etki yapmaya çalı§an örgütlenmi§ gruplar"dır. l ' Bir b3§ka tanıma göre baskı kümesi, "üyelerinin ortak çıkarlara sahip bulunduklarını algılayan, iktidara geçmeyi amaçlamadan siyasal sistemi etkilemeye çalı§an bir topluluk"tur. 17 "Bilinçli ve örgütlü (organize) bir menfaat grubu" biçiminde de grubu, "etkileme (tesir) olayına ve temeline dayanır."ıa tanımlanan baskı Kısacası baskı kümesi, kavgasını vererek doğrudan ele geçirmeyi, kullanmayı yada payla§mayı amaçlamadığı siyasal iktidarı dı§ardan etkilemek isteyen, onun üzerinde çC§itli yollara b3§vurarak kuracağı baskılarla, örgütlü temsilcis.i olduğu üyelerinin çıkarları yararına kararlar almasını yada aldığı olumsuz kararlardan geri dönmesini sağlama amacı güden örgütlerdir. Geni§ anlamda siyasal nitelik ta§ıyan etkinliklerinin "sürekli" olmaması, baskı kümelerini siyasal partilerden ayıran önemli özelliklerden biridir. B3§ka deyi§le, baskı kümelerinin iktidarı etkilemeye yönelik etkinlikleri ilkece sürekli ve tüm sorunları kapsayıcı değildir. Siyasal sav3§ıma katılmaları, iktidar olmaya yönelmez. Kimi baskı kümeleri, siyasal iktidarı etkiIemenin kapsamını, temsil ettiği özel çıkarların ötesine geçerek çok geni§ tutabilir. Doğrudan üyelerini ilgilendiren çıkarlar dı§ında, ba§ka kesimleri ve hatta toplumun tümünü ilgilendiren sorunlar için de çözümler önerip eylem ve etkinliklerde bulunabilir. Doğrudan doğruya iktidarı ele geçirme amacı t3§lmadığı ve açık biçimde bu amaca yönelmediği sürece, bu gibi eylem ve etkinliklerin de baskı kümelerinin olağan etkinliği biçiminde değerlendirilmesi, dolayısıyla dar anlamda siyasal etkinlik sayılarak yasak siyasal etkinlikler kapsamında dü§ünülmemesi gerekir. Baskı kümelerinin ve dolayısıyla sendikaların, iktidarı etkilemeye ve kendi yararına kararlar aldırmaya yönelik etkinlikleri çerçevesinde, deği§ik nitelik ve 15 Server Ta.iIIi. omet Ye De.oknıııi Anay... Hukukuna Girit. t5Lt.blı~ 1981. 5.21 i ve 212 16 MiDci Kapani.....y.. B. 193. i 7 ılter Turan.....y•• i- 132 ıa Tank Zafer Tunaya. Siyasal Kuru.lar Ye Anay... Hukuku, tÜ. Hukıık FakOltesi Yayını, 4. Buı, tsLtnblı~ 1980. i­ 321. MEMUR SENDıKAI..ARI VE SıYASAL ETKİNLıK 35 yoğunlukta siyasal partilerle ili§kiler kurması olağan, hatta gereklidir. Bu ili§kinin tür ve derecesi, siyasal kültüre, rejime ve benimsenen demokrasi anlayı§ ve uygulamasına göre dünyada çok deği§ik biçimlere bürünebilmekte; organik/yapısal bir ili§ki biçiminde ortaya çıktığı gibi, i§birliğildayanı§ma/destek m§kisi çerçevesinde de uygulanabilmektedir. Ülkemiz, yukarıda kimi örneklerine değinildiği gibi, sendikalarla siyasal partiler ve siyasal etkinlikler arasındaki ili§kiye öteden beri yasakçı ve baskıcı bir anlayı§la karı§agelmi§tir. Bu karl§ma, demokrasinin daraldığı dönemlerde alabildiğine yoğunla§mı§, ili§kinin her türünü yasaklayıp ortadan kaldıran bir geni§lik kazanmı§tır. Demokrasinin görece geni§lediği dönemlerdeyse, baskı kümelerinin iktidarı ele geçirmeye yönelik olmayan etkinliklerine, olağan kar§ılanabilecek lIistisna" niteliğinde kimi yasal sınırlamalar çerçevesinde olanak sağlanmı§tır. benimsenen sendikacılık anlayı§ına ve siyasal görü§e Sendika, asıl olarak, sanayi devriminin yaratığı olan i§çi sınıfının çıkarlarını korumak ve geli§tirmek için kurdukları örgüttür. Ancak ücretlilerin yada bağımlı çalı§anların öteki kesimleri ve memurlar da, zaman içinde aynı amaçla sendikalarda örgütlenmݧ, böylece sendikacılık salt bir i§çi olgusu olma özelliğini yitirmi§tir. Sendika göre kavramının, deği§en tanımları yapılabilir. 2821 sayılı yasanın yaptığı sendika tanımının, sendikaların amaç ve etkinlik yönünden sınırlayıcı nitelik ta§ıdığı dü§ünülebilir. Buna göre, "i§çilerin veya i§verenlerin çalı§ma i1§kilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geli§tirmek için meydana getirdikleri tüzel ki§iliğe sahip kurulu§lar"a sendika denir. Yasa, bir yandan "çalı§ma ili§kilerinde" diyerek, etkinlik alanını sınırlandırmak istemi§tir. Öte yandan da, korunup geli§tirilecek etkinliklerin "ekonomik ve sosyal" nitelik ta§ımasını öngörerek, amaç yönünden bir sınırlama getirmݧtir. Anayasa'nın 51. maddesinde de yer alan bu sınırlamalara dayanarak, kanımca ne sendikaların etkinliklerinin örneğin toplu sözle§me bağıtlama süreciyle sınırlandırılabileceği, ne de geni§ anlamda siyasal etkinliklerde bulunamayacağı ileri sürülebilir. alanı Ortak ekonomik "çıkarlar" temeline dayanan, sınıf ve kitle baskı kümelerinin en önde gelen örneklerinden olan sendikaların temel amacı, üyelerinin ulusal gelirden adaletli bir payalmalarını sağlamaktır. Dolayısıyla sendikaların, en geni§ anlamıyla ekonomik ve toplumsal politika ve uygulamalar konusunda, toplu pazarlık dönemiyle sınırlı ve yeni bir toplu ݧ sözle§mesi bağıtlanmasına bağlı olmaksızın etkinlikte bulunmaları, görü§ ve önerilerini açıklamaları, bunun da ötesinde siyasal iktidarca izlenen bu politikalar üzerinde ağırlıklarını duyurmaya, siyasal ve yönetsel karar mekanizmalarını kendi çıkarları doğrultusunda etkilerneye çaba harcamaları, gerektiğinde barı§çı yollardan toplu eylem ve etkinliklerde bulunmaları, her§eyden önce bir baskı kümesi olarak varlık nedenlerinin doğal bir gereği ve sonucudur. Sendikaların etkinliklerinin salt i§çi-i§veren ili§kileri alanıyla sınırlı tutulması, yalnızca sendikaların doğasına değil katılımcı demokrasiye de aykırıdır. AMME tOARESt OERGtSt 36 Öte yandan, ݧçİ sınıfının ve sendikaların tarihselolarak siyasal hakların ve geni§letilmesi sava§ımındaki rolleri anımsandığında, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin sendikaların varlık ve geli§mesi açısından ta§ıdığı önem gözönüne alındığında, dar anlamda kendi çıkarlarıyla ilgili olmayan sorunlara ili§kin etkinliklerde bulunmalarını olağan kar§ılamak gerektiği anla§ıhr. kazanılması Kah statü anlayı§ının benimsendiği, karara ve yönetime katılma konusunda en ilkel mekanizmaların bile uygulanmadığı ve i§çi sendikaları için kesin yasakların öngörüldüğü ülkemizde, memurların bireyolarak siyasal haklarını, özellikle siyasal partilere girme hakkını kullanmalarına ve memur sendikalarının da siyasal etkinliklerde bulunmalarına öncelikle kar§ı çıkılacağı ku§ku götürmez. Yürürlükteki hukukun incelenmesi, bunu ortaya koyacaktır. YÜRÜRLÜKTEKİ HUKUK VE SiYASETYASAGI Sendikaların ve ba§ka örgütlerin siyasal etkinliklerİnİ kısıtlama ve yasaklama amacı ta§ıyan kurallar, ba§ta Anayasa olmak üzere ilgili yasalarda da yer almı§tır. Siyaset yasağı, memur sendikalarıyla ilgili eski yasada ve parlamentoya sunulmu§ yasa tasarısında da öngörülmü§tür. 1982 Anayasası ve Siyaset Yasağı 1982 Anayasası'nın siyaset yasağı konusundaki kuralları, bireyolarak memurlara ve ba§ta i§çi sendikaları olmak üzere, demokratik kitle örgütlerine yöneliktir. Memurlara Siyasal Partilere Girme Yasağı Anayasa, siyasal partilere girme yasağının kapsamını çok geni§ tutmu§tur. 68. maddenin son fıkrasının bu yasak kapsamına aldığı ki§ilerin tümü -öğrenciler dı§ında-, statü hukukuna bağlıdır: - Hakimler ve savcılar, yüksek yargı - Yüksek öğretim Kurul u üyeleri, organları mensupları, kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim - Kamu kurum ve kurulu§larının memur statüsündeki görevlileri ile i§çi niteliği ta§ımayan diğer kamu görevlileri, - Öğrenciler ve - Silahlı kuwetler mensupları. 657 sayılı yasanın 2670 sayılı ve 12 Mayıs 1982 tarihli yasayla deği§ik 7. maddesi; "devlet memurları(nm) siyasi partiye üye olama(yacaklarını)", görevlerini yerine getirirken "siyasi dü§ünce" yönünden ayırım MEMUR SENDİKALARI VE SİYASAL ETKİNLİK 37 yapamayacaklarını, ayrıca "hiçbir §ekilde siyasi ve ideolojik amaçlı beyanda ve eylemde bulunamayacaklarını ve bu eylemlere katılamayacaklarını öngörmü§tür. Bu yasakların, "birey" olarak devlet memurlarına yönelik olduğu, kuracakları ve kurdukları sendikaları kapsamadığı açıktır. Öte yandan siyasal ve ideolojik amaç ta§ıyan beyan ve eylem yasağını da, siyasetin dar anlamı çerçevesinde değerlendirmek; iktidarı ele geçirmeye ve kullanmaya yönelik olmadıkça, bu tür açıklama ve eylemleri yasak kapsamı içinde görmemek gerekir. İşç; Sendikalarına Siyaset Yasağı Anayasa, bağımlı çalı§anlardan "i§çi" niteliği ta§ıyanları siyasal partilere girme yasağı kapsarnma almamı§tır. Ancak, i§çileri "birey" olarak yasak dı§mda tutmu§ olmakla birlikte, kurdukları sendikalar için kapsamlı bir siyaset yasağı öngörmü§tür. Siyasal etkinliğin kimi türlerini "istisna" olarak değil, neredeyse tüm biçimlerini kapsar biçimde "kural" olarak yasaklayan 52. maddenin ilk fıkrası §öyledir: "Sendikalar, 13 üncü maddede sayılan genel sınırlamalara aykırı hareket edemeyecekleri gibi; siyasi amaç güdemezer, siyasi faaliyette bulunamazlar, siyasi partilerden destek göremezler ve onlara destek olamazlar; derneklerle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kurulu§ları ve vakıflarla bu amaçlarla ortak hareket edemezler." 52. madde gerekçesinde bu yasağa ili§kin §u açıklama yapı1ml§tır: "Anayasa, sendika üyelerinin siyasi bir hareket içinde birle§ip toplum içinde kopukluğa sebep olmaları yolunu kapatmayı amaçlamaktadır. Aksine dü§ünceler esnafların, memurlarm ve ba§ka grupların da ba§lı ba§ma siyasi birle§melerine yol açabilir." Kanımca bu gerekçe, yasağm asıl nedenini ortaya koymaktan uzaktır ve bundan kaçmmı§tır. Sözü edilen "siyasi bir hareket içinde birle§me" ile, bir siyasal partide birle§me ve örgütlenmenin mi, yoksa bir siyasal eyleme giri§menin mi amaçlandığı belli değildir. Eğer amaç bir siyasal partide birle§me ise, i§çilere siyasal partilere üye olma yasağı getirilmediğine göre, böyle bir açıklama hem gereksiz hem de çcli§kilidir. Gerekçenin 2. cümlesinde memurların siyasi birle§melerinden söz edilmi§ olmasıysa, siyasal partilere üyelik yasağı çerçevesinde tümüyle anlamsızdır. Maddenin öngördüğü siyaset yasağı türleri dört ba§lıkta toplanabilir: - Siyasal amaç gütme, - Siyasal faaliyette bulunma, - Siyasal partilerden destek görme ve onlara destek olma, - Dcrneklerle, kamu kurumu niteliğindcki meslek kurulu§ları ve vakıflarla bu amaçlarla ortak hareket etmc. AMME IDARESI DERGISI 38 Siyaset ve siyasal etkinlik kavramları konusunda yukarıda yapılan çerçevesinde, "siyasi amaç gütme" yasağının anlam ve içerik olarak çok fazla tartl§maya yol açmayacağını sanıyorum. Kanımca, bununla yasaklanmak istenen, sendikaların siyasal iktidarı doğrudan ele geçirmeye yönelik bir amaç izlemesi; dar anlamda siyaset kavramının tanımına uygun biçimde, "iktidar sav3§ımı" vermesidir. açıklamalar "Siyasi faaliyetlte ilişkin ikinci yasak da, aslında "siyasi amaç gütme" bir uzantısıdır. B3§ka bir deyişle, siyasal iktidarı ele geçirmeyi amaç edinen ve bu yolda sav3§ım veren bir örgütün, kendisini iktidara götürecek ya da ortak edecek sürekli etkinliklerde bulunması kaçınılmazdır. Bir örgütün siyasal amaç güdüp gütmediği, eğer bunu kuruluş belgelerinde açıkça duyurmaml§sa, ortaya koyduğu somut etkinliklerle açıklık kazanacaktır. Sistemli, kararlı ve sürekli bir biçimde siyasal ikidarı ele geçirmeye yönelik çeşitli etkinliklerle somutlaşmadıkça, sendikaların siyaset yaptığı yolunda ileri sürülecek savların, sendikaları baskı kümesi olarak geniş anlamda siyasal etkinliklerde bulunmaktan alıkoymaya yönelik bir "tehdit" niteliği taşıdığı kabul edilmelidir. yasağının Dolayısıyla, birbirinin uzantısı olan bu iki yasaktan ikincisinin içerik ve sınırlarını belirlemenin çok güç olduğu, yer ve zamana, kişi, hükümet ve dönemlere göre değişebileceği açıktır. Daha önemlisi, "siyasi faaliyet" yasağının bir baskı aracı olarak siyasal iktidarlarca kötüye kullanılmaya son derece elverişli olduğu unutulmamalıdır. Gerçekten de, sendikaların üyelerinin ekonomik ve toplumsal hak ve çıkarlarını koruma ve geli~tirme amacı çerçevesinde girişecekleri etkinliklerin hükümetlerce "siyasi faaliyet" olarak nitelenmesi, sendikacılık tarihimizde yukarıda kimilerine değinilen örnekleri pek bol bir yakl3§ımdır . Bu tutumun, Türk-İş'in 1987 halkoylamasında yürüttüğü kampanya ile görece yeni bir örneğini ve Sosyal Güvenlik Bakanı Müke"em Taşçıoğlu, Türk-ݧ'in 6 Eylül 1987 tarihinde yapılan halkoylaması öncesinde yürütülen "Evet" kampanyasına katılmasının ve Kasım 1987 seçimlerinde de ''ANAP'a oy Yok" kampanyası açmasının suç olduğunu ileri sürerek şunları söylemiştir: memurların sendikal hak istemlerine ilişkin anımsatmakta yarar görüyorum. ANAP Çalı§ma "ݧçiye sahip çıkmayan, işçiyi ihmal eden ANAP'a oy vermeyeceğiz diyebilirler. Ama 'ANAP'a oy Yok' kampanyası açmak yasaktır. 'Evet' kampanyasında olduğu gibi, genel seçim kampanyasına karışamazlar. Bunu Anayasa yasaklıyor. Ben onlan Savcılığa verebilirim. Bu siyaset yapmaktır. Tolerans gösteriyorum. Aslında bu benim vazifem. Fakat demokrasiyi zorlamıyayım diye yapmıyorum. Suç işliyorlar. Bu kampanyayı açamazsınız kardeşim, açarsanız, kanunsuz i§ yaparsınız." MEMUR SENDıKALARI VE SıYASAL ETKİNLıK 39 Sendika liderlerinin yapmalan icap eden §ey bu değildir. Her vatanda§ gibi istedikleri partiye gidip vazife alabilirler. İstedikleri partiyi kurarlar."ı, Ta§çıoğlu, salt seçim kampanyalannda siyasal partilere kaf§l takınılan olumlu yada olumsuz tutumlan siyaset yasağı kapsamına giren bir etkinlik olarak değerlendirmekle kalmam1§; Türk-ݧ'in sendikal haklara ili§kin yasaklar konusundaki isteklerini değerlendirirken de, siyaset yasağının geçmi§te olduğu gibi, gerektiğinde sendikalar üzerinde "demokles kılıcı" olarak kullanılabileceğinin yeni bir örneğini olu§turucu nitelik ta§ıyan §u sözlerle tepki göstermi§ tir: "Şimdi bakın adam (Türk-ݧ) ne diyor? 'Devlet memurlarına sendikala§ma hakkı verilsin' diyor. Ne bu ݧe efendim? Devlet memurunun temsilcisi onlar değil ki. "10 karı§ıyorlar Anayasa 'nın öngördüğü üçüncü yasak, siyasal partilerle kaf§ılıklı destek ili§kisi içinde olma yasağıdır. Bu, 274 sayılı eski yasanın da "istisna" olarak öngördüğü yasaklardan biridir. Anayasa, desteğin tür ve niteliğini belirtmemi§, yasa koyucuya geni§ bir değerlendirme (takdir) yetkisi tanımı§tır. Yasa koyucu da, a§ağıda görüleceği gibi bu belirsizliğe, her tür destek ili§kisini kapsayan bir yakla§ımla açıklık getirmi§tir. Sonuncu yasak türü ise, sayılan örgütlerle "siyasal" amaçla ortak eylem ve etkinlikte bulunulmamasına ili§kindir. Dolayısıyla, "siyasal" nitelik ta§ımayan, daha açık bir deyi§le iktidarı ele geçirmeyi amaçlamayan ortak eylem ve etkinlikler bu yasak kapsamı dı§ındadır. Anayasa Değişiklikleri ve Yasaklar DYP, ANAP ve SHP Parti Grup Ba§kanvekillerince ortaklaşa hazırlanan ve konusunda üzerinde anla§ma sağlanan Anayasa'nın maddeleri arasında çe§itli siyaset yasakları öngören 33, 52 ve 68. maddeler de deği§tirilmesi bulunmaktadır. 21 301 imzalı Kanun Teklifi'nin, 33. maddede yapılmasını öngördüğü deği§ikliğe göre, derneklerin siyaset yapmasına ve öteki kitle örgütleriyle siyasal temele dayalı ortak eylemde bulunmalarına ili§kin yasak maddeden çıkarılm1§tır. Anayasa Komisyonu Alt Komisyonu ve Anayasa Komisyonu da, bu maddenin 4. fıkrasının kaldırılmasını öngörm ü§tür. II ı9 i,.jIKI Çal. . . Bültenı' 2 Kasım ı987, Sayı:626, s. 2 LO .. ko, s. 3. 21 T.B.M.M. (S. Sayısı: 861), D6nem: 19, Yasama Yılı: 4 (Doru Yol Partisi Grup Baikanvekilleri, ( ...) AııavataD Partisi Grup Baikaavekilleri (... ) Sosyaldemokrat Halkçı Parti Grup Batkaaı (...) ve 292 ArkadatlDID 7.11.1982 Tarihli ve 2709 Numaralı TUrlUye Cumhuriyeti Anayasasl'Dın BqlaDgıç Memi ve Bazı MaddeleriDin Deliitirilmesine Dair KaDun Teklifi ve (... ) Anayasa Komisyonu Raporu (211007, 211312). II .. ko, s. 59. AMME İDARESİ DERGİSİ 40 TBMM'ne sunulan ve 19 Ocak 1995 tarihinde Anayasa Komisyonu'na gönderilen bu Anayasa deği§ikliği Kanun Teklifinde, i§çi sendikalarına yönelik siyaset yasağı getiren 52. maddenin tümüyle yürürlükten kaldırılması öngörülmü§tür. Alt Komisyon ve Komisyon raporlarında da aynı görü§ benimsenmi§tir .13 301 imzah Kanun Teklifi'nin 68. maddedeki deği§iklik önerisinde ise, siyasi partilere üye olabilmelerine ili§kin esaslar ve sınırlamalar ile siyasi partilerin hangi organlarında ve nasıl görev alabilecekleri(nin) kanunla düzenle n (mesi)" öngörülmü§tür. Buna kar§ılık, memurların siyasal partilere üye olmasına İli§kin yasak sürmektedir. Alt Komisyon ve Komisyon, bu deği§ikliği kabul etmemi§tir. Komisyon'a göre, "yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim ve ara§tırma elemanlarının partilere üye olabilmeleri, yüksek öğretimi bilimsel nesnellik ilkesine uygun olmaktan çıkaracağı yolunda toplumda ciddi ku§kular yaratabiJece(ktir )."24 "yükseköğretim elemanlarının "Kronik bir tutku" olarak yıllardır sürdürülegelcn Anayasa deği§iklikJerinin bu arada 52. maddenin bütünüyle yürürlükten kaldırılacağına İnanmak, ancak a§ırı bir İyİmserlikle olanaklıdır: gerçekle§tirileceğine, Sendikalar Yasası ve Siyaset Yasağı sayılı Sendikalar Yasası, Anayasa'daki yasakları geni§leterek ve belirlemeye yönelik bir tanım vererek düzenlcmi§lir. Anayasa'da yinelenen yasaklar dı§ında, 2821'in sendikalar ile siyasal partiler arasında olu§turulabilecek her tür ili§kiye kar§ı "Çin Seddi" gibi bir duvar ören 37. maddesinde sayılan öteki yasaklar §unlardır: 2821 sınırlarını - Siyasi partilerle ili§ki kuramama ve i§birHği yapamama, - Siyasi partilerle hiçbir konuda hiçbir §ekilde mü§terek hareket edememe, - Siyasİ partilerden bulunarnama, yardım ve bağı§ alamama, bunlara - Bir siyasi partinin adını, amblem veya ݧaretlerini yardım ve bağı§ta kullanarnama. Sıralanan bu yasakların, dayanağını, Anayasa'daki "siyasal partilerden destek görme ve onlara destek olma" yasağından aldığı, onlara açıklık kazandırma amacı ta§ıdığı söylenebilir. Kanımca, siyasal partilerle i§çileri ve çalı§ma ya§amını ilgilendiren konularda bile ortak davranmayı yasaklayan bu 13 •.k., s. 61. 24 Lk., s. 32. Anayasa deti§ikliklerinin birinci görü§mesinde: Kanun Teklifi'nin Anayasa'nın 33,52 ve 6&. maddelerine ili§kin 2, 4, ve 7. maddesine sırasıyla 276, 279 ve 229 "kabul" oyu verilmi§tir. Ikinci görü§meler sırasındaysa, Kanun Teklifi'nin kimi maddeleri geri alınmı§ ve böylece de Anayasa deği§iklikleri askıya alınarak, ba§latılan çalı§malar sonuçlandınlamamı§ıır. MEMUR SENDİKALARI VE SİYASAL ETKİNLİK 41 düzenleme, Anayasa'daki sınırları bile zorlamı§, sendika-parti ili§kilerinde yasaklanabilecek bir ba§ka nokta bırakmamı§tır. Yasa ayrıca, "siyasi faaaliyet" sayılmayacak etkinlikleri de tanımlayarak, her tür etkinliğin "siyasal" nitelik ta§ıdığı yolunda savlar ileri sürülmesini önlemek istemi§tir. Sendikaların amaç ve etkinlik alanını 2. maddedeki sendika tanımıy)a da çeli§erek daraltan olumsuz bir anlatımla yapılan bu tanım §öyledir: "Sendika ve konfederasyonların üyelerinin münhasıran ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerinin korunması ve geli§tirilmesi amacıyla yapacakları faaliyetler ve açıklamalar siyasi faaliyet sayılmaz." Bu cümlenin ilk biçimindeki "mesleki faaliyetler" sözcükleri, 25 Mayıs 1988 tarihli ve 3449 sayı1ı yasayla yapılan deği§iklikle "faaliyetler ve açıklamalar" biçimine dönü§türülerek, söz konusu tanıma açıklık kazandırılmak istenmi§tir. Gerekçedeki açıklamaya göre, "yanlı§ anlamaya müsait 'mesleki' ifadesi" çıkarılmı§, sendikal amaca uygun açıklamaların siyasi faaliyetten sayılıp sayılmayacağı (konusundaki) tereddütlerin giderilmesi bakımından bu konudaki açıklamaların siyasi faaliyet sayılmayacağı husus u belirtilmiftir. ı ! Bu gerçekle§mi§ midir? Etkinlik ve amaçların "mesleki" nitelik ta§ımasının zorunlu olmaktan çıkarılmı§ olması, "bir ölçüde" kaydıyla, soruya olumlu yanıt verilmesini gerektirmektedir. Öte yandan, tanımda kullanılan "münhasıran" sözcüğü, hak ve çıkarların "niteliği" ile mi, yoksa etkinliklerin "amacı" ile mi ilgili bir sınırlamadır? Bir görü§e göre bu sözcük, "iktisadi ve sosyal alana ili§kin bir slnır1ama olmayıp, bu alan içindeki menfaatlerin korunması ve geli§tirilmesi amacına iIi§kin bir sınırlamadır. Çünkü 'münhasıran' iktisadi ve sosyal alan içinde kalan bir faaliyet zaten siyasal değildir. Bunun için özel bir kural koymaya gerek yoktur."ı6 Kanımca, tanımdaki "münhasıran" sözcüğü, ister hak ve çıkarların niteliğine, ister etkinliklerin amacına ili§kin bir sınırlama biçiminde yorumlansın, hem Anayasa'nın 51. maddesine, hem de Sendikalar Yasası'nın 2. maddesine aykırı olarak sendikaların geni§ anlamda siyasal etkinlik alanını daralttığı izlenimi yaratmaktadır. Bu nedenle sözcüğün madde metninden çıkarılması, siyasal etkinlik yasağına getirilecek en doğru çözüm olurdu. Bu tanım çerçevesinde, sendikaların iktidarı ele geçirmeye yönelik dar anlamda siyasal etkinlikleri dı§ında kalanların "siyasal amaç gütme" ve "siyasal faaliyette bulunma" kapsamında değerlendirilmemesi gerekir. ı7 LS TBMM, S. Sayısı: 60, dönem: 18, Yasama Yılı: I, 2821 Sayılı Sendikalar Kanununun Bazı Maddelerinin Deıi~tirilmesi, Bazı Hükümlerinin Kaldınlması ve Bu Kanuna Bir Madde Eklenmesi Hakkındaki Kanun Tasansı ve Saılık ve Sosyal ı~ler Komisyonu Raporu (1/441). s. 4. ı6 Fazıl Saılam, "Anayasa Hukuku Açısından i§çi Haklannın Güncel Sorunlan", Çalışma Yaşamının Günc~' Sorunlan, istanbuL. 1987, s. 41. ı7 Benzer görü§ler için bkz. Öner Eyrenci. Sendikalar Hukuku, Banksis Yayını, İstanbul, 1984, s. ı 73-175; Fevzi Şahlanan. Sendikalar Hukuku, Basisen Yayını, İstanbul, 1986, s. 292-295. AMME İDARESİ DERGİSİ 42 Siyaset Yasağı ve Yargı Kararlan Anayasa ve Sendikalar Yasası'ndaki siyasal amaç ve faaliyet tutan iki yargı kararı vardır. yasağının nasıl anl~ıldığına 1§ık Türk-ݧ'in Anayasa'nın halkoylamasına sunulması dolayısıyla bastırdığı "Yasaksız Bir Demokrasi İçin 6 Eylül'de Evet" ba§lıklı el ibinının,lI Dernekler Yasası'na (m. 44/1-2) aykırı olarak, Yönetim Kurulu'nca karar almaksızın ve bir örneğini o yerin en büyük mülki amirine ve C. Savcılığı'na vermeksizin dağıtılmı§ olması nedeniyle açılan davada, İzmir ı. Asliye Ceza Mahkemesi 21.1.1988 tarihli kararında §u sonuca varmı§tır: "...bildirilerin mahiyetinde, Türkiye'de yapılması gerekecek mahalli veya genel seçimlere iIi§kin herhangi bir sözcük yer almam§tır ve bildirilerin içeriğinden Anayasa'nın halk oylamasıyla ilgili olduğu herkesçe anla§ılabilecek §ekilde açıklıkla yazılmı§tır. Bu itibarla Türkiye'de herkesi çok yakından ilgilendiren demokratik rejimin kavramlarını belirleyen Anayasa'nın deği§tirilmesinde bütün gerçek ki§ilerin görü§lerini açıklayabilmeleri Anayasaca kendilerine bir hak olduğu gibi kendisiyle ilgili kuralları belirleyen Anayasa'nın deği§tirilmesi söz konusu olduğunda tüzel ki§ilerin de aynı haktan herhangi bir kısıtlama olmaksızın yararlanabilmeleri Anayasa'nın bir gereğidir ve bu gibi davranı§ları Sendikalar Yasası'nda tanımı yapılan siyaset yasağı veya siyasi faaliyet yasağı olarak tanımlamaya yasalolanak bulunmadığı gibi, bu §ekildeki davranı§ı Sendikalar Yasası'nda yer alan diğer yasaklar gibi tanımlamaya da hukuksalolanak yoktur."l9 İkinci karar, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nce, yine halkoylamasında sürdürdükleri "Evet" kampanyası nedeniyle Türk-ݧ Yönetim Kurulu hakkında açılan kamu davasında verilmi§tir. Mahkeme, bu kampanyaya katılarak siyasal etkinlikte bulundukları ve ayrıca izinsiz bildiri dağıttıkları savıyla açılan davada, bunu siyaset yasağı kapsamında görmemi§ ve 7 Temmuz 1988 tarihli kararıyla, 2908 sayılı yasanın 44. maddesindeki suçun da olU§madığı sonucuna vararak aklanmalarına karar vermi§tir. Yönetim Kurulu'nun 27 Ağustos 1987 tarih ve 95 sayılı kararla "Evet" kampanyasını ba§lattığı belirtilen kararda §öyle denilmi§tir: "... Bu yapılırken siyasi partilerden herhangi birinin desteklenmesi yoluna gidilmemi§, Anayasadaki siyasi yasaklara demokratik temel halk (hak) ve özgürlükler açısından kar§ı çıkılmı§tır. Görü§ bildirmek suretiyle hazırlanı§ına katkıda bulundukları 1982 Anayasasının bazı maddelerinin deği§tirilmesi gündeme geldiği zaman Türk-ݧ'in görü§ünü açıklamasını siyasi faaliyet olarak görmeye olanak yoktur. Nitekim hazırlık a§amasında LI Bu el il!nı metni için bkz. Türk.I., Alustos 1987, Sayı 215, s. 2-3. 19 .. k., s. 11.12 MEMUR SENDİKALARI VE SİYASAL ETKİNLİK 43 alınan 24.11.1987 tarihli bilirki§i raporunda da 30 sanıklann yukarıda açıklanan eylemlerinin siyasi faaliyet içinde değerlendirilemiyeceği görü§üne yer verilmݧtir."31 Yargıtay 9. Ceza Dairesi de, C. Savcısı'nın temyiz itirazını yerinde görmeyerek, 17 Ocak 1989 tarihinde oybirliğiyle aldığı kararıyla bu hükmü onamı§tır. 31 Her iki karar, tüzel ki§ilerin kendileriyle ilgili kurallar içeren Anayasa ve deği§iklikleri konusunda görܧ açıklamasının siyasal etkinlik sayılmaması yasak kapsamında dü§ünülmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. yasa ayrıca, sendika ve siyasal parti yöneticiliğinin bağda§mazlığı benimseyerek, sendika yöneticilerinin siyasal katılma hakkına da sınırlama getirmi§tir. Sendika yada konfederasyon yöneticilerinin, bir siyasal partinin yönetim organlarından herhangi birinde görevalması durumunda, sendika yada konfederasyondaki görevlerinin bu göreve geldikleri andan itibaren kendiliğinden sona ermesini öngörmü§tür. Öte yandan yasa, yerel ve genel seçimlerde adayolan yöneticilerin, sendika yada konfederasyonlardaki görevlerinin adaylık süresince askıda kalmasını da öngörmü§tür. 2821 sayılı yakla§ımını Anayasa'daki Siyaset Yasağı ve Memur Sendikaları 2821 sendikaları sayılı yasada da yinelenen Anayasa 'daki siyaset yasağının memur için geçerli olduğu ve onları da kapsamına aldığı ileri sürülebilir mi? Anayasa çerçevesinde durum saptaması yapmadan önce, siyaset yasağının öteki örgütler için de öngörüldüğünü ve benzer yasakların herbir örgüt için ayrıca yinelendİğİnİ anımsamak gerekiyor. Gerçekten Anayasa, kendi sistem ve mantığı içinde, siyaset ve ortak eylem yasağını aynı terimlerle dernekler için de öngörmü§tür (m. 33/4). Yine, kamu kurumu niteliğindeki meslek kurulu§larının, siyasetle uğra§masını ve siyasi partiler, sendikalar ve dernekler ile -siyasal temele dayalı- ortak hareket etmesini yasaklamı§tır (m. 135/3). Siyasetle uğra§ma ve -yalnızca- siyasal partilerle i§birliği yapma yasağını, kooperatifler için de öngörmü§tür (m. 17112). Anayasa, bu yasaklar yetmiyormU§ gibi, siyasal partilere de, "kendi siyasetlerini yürütmek ve güçlendirmek amacıyla", anılan örgütler ve üst kurulU§ları ile "siyasi ili§ki ve i§birliği içinde bulunma" ve "maddi yardım almalt yasağı getirmi§tir (m. 6912). 30 Basın Hz. 1987/SZ1 sayılı bilirki§i (Doç. Dr. Eralp ÖZgen) raporunda, siyaset tanımında dar ve geniı anlamda siyaset kavramlan arasında aynm yapılması göri§ll benimsenmittir. Buna göre, "dar anlam(da siyaset), siyasi partiler ve politikacılar arasında geçen iktidar mllcadelesidir. Geni§ anlamda siyaset ise, lllke sorunlan ile ilgili davranl§lardır. Dernekler Yasası, Askeri ceza Yasası ve sendikalar yasası'nda yer alan siyaset yapma yasaıı dar anlamda siyaset anlamındadır. " 31 Esas No: 988(1 ve Karar No: 988/569. 32 Esas No: 1988/5768 ve Karar No: 1989/81. AMME İDARESİ DERGİSİ 44 Memurların sendika hakkı konusunda olumlu yada olumsuz açık bir kural içermeyen Anayasa, doğalolarak memur sendikalarına yönelik açık bir siyaset yasağı da öngörmemi§tir. Eğer bu hakkı tanımı§ olsaydı, siyaset ya~~ğı getireceğine de ku§ku bulunmadığını söylemek sanırım yanlı§ olmaz. Ote yandan, Anayasa'nın memurlara sendika hakkı tanımaksızın memur sendikaları için siyaset yasağı öngörmü§ olmasının varsayılması durumunda, bunun örtük olarak memurlara sendika hakkı tanıdığı biçiminde yorumlanması gerekeceği de ortadadır. Siyaset yasağı kapsamında memur sendikalarının bulunup bulunmadığını anlamak için 52. maddedeki "sendikalar" sözcüğü üzerinde de durmak gerekir. Çünkü 52. madde,SI. maddeden ayrılarak, ne i§çi ve i§veren sendikalarından, ne de üst kurulu§lardan söz etmi§tir. Kanımca, 52. maddede tür ve düzeyi belirtilmeksizin sözü edilen "sendikalartf, 51. maddede kendilerine anayasal bir hak olarak sendika kurma hakkı tanınan i§çi ve i§veren sendikalarıdır. Bu nedenle, gerek i§çi ve i§veren sendikalarınca olu§turulacak üst kurulu§lar, gerekse anayasal güvenceden yoksun olarak memurlarca kurulan sendikalar 52. maddedeki yasak kapsamı dl§ındadır. 33 Bu nedenle, Anayasa'nın kurulmasını açıkça yasaklamadığı ama güvenceye de almadığı memur sendikalarının siyasal etkinlik yasağı kapsamında olduğu ileri sürülemez. Anayasa koyucunun, bir hakkı tanıyıp güvenceye almadan böyle bir yasak getirmi§ olabileceği dü§ünülemez. Nasıl ki sendika hakkı konusundaki anayasal güvence yalnızca "i§çi -ve ݧveren- sendikaları" için geçerli ise, siyaset yasağına ili§kin kural da yine yalnızca anayasal düzenleme konusu olan i§çi -ve i§veren- sendikalarını kapsar. Anayasal yasakların sınırlarının belirlenmesinde dar ve sözel yoruma bağlı kalınması ve kapsamının öngörülenin ötesinde geni§letilmemesi, "ku§kulu durumlarda özgürlük yararına yorum" ilkesinin de bir gereğidir. Dernekler, meslek kurulu§ları ve kooperatifler için siyaset yasağını ayrı ayrı yineleyen bir Anayasa, sendikalara yönelik siyaset yasağı kapsamına memur sendikalarını da almayı istemi§ ve dü§ünmü§ olsaydı, bunu açıkça öngörürdü ve öngörmeliydi. Sonuç olarak, sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkı anayasa! güvenceye alınmamı§ olan memurlarca kurulan sendikalar ve üst kurulu§ları, i§çi ve i§veren sendikaları için Anayasa ve Sendikalar Yasası ile getirilen siyaset yasağı kapsamı dı§ındadır. 33 Ancak. hemen belirtmeliyim ki, baskı kümelerinin siyasal partilerle ka~ılıklı desıek ve maddi yardım ili§kisi ile ortak siyasal eylemi konusunda 52 ve 69. maddelerde yapılan düzenlemede göze çarpan önemli bir IUlanızlık vardır. 52. maddenin sendikalara geıirditi siyaset yasatı "üst kurulu§lar"1 kapsamazken, 69. maddenin siyasal partilere getirditi "siyasi ili§ki ve i§birliği" ile "maddi yardım alma" yasaklan üst kurulu§lan da içine almakladır. Bu nedenle • .'i~. madde dolayısıyla siyaset yasatı kapsamı dı§ında kalan i§çi ve i§Veren sendikalannca olu§turulacak llst kurulu§lar. 69. madde dolayısıyla yasak kapsamındadır. Kaldı ki. 2821 sayılı yasa da. konfederasyonlan yasak kapsamına almı§ıır. Öte yandan, siyaset yasatını dernekler ve kamu kurumu nilelitindeki meslek kurulu§lan için yincleyen maddelerde de yine yalnızca "sendikalar"dan söz edilmi§lir. MEMUR SENDİKALARI VE styASAL ETKİNLİK 45 624 Sayıh Yasa ve Siyaset Yasağı Memurların sendika hakkını ilk kez düzenleyen 624 sayılı Devlet Personeli Sendikalan Kanunu, benimsediği sendikacılık anlayı~ının doğal sonucu olarak34, devlet personeli sendika, federasyon ve konfederasyonlarına (te~ekküııerine) siyaset yasağı getirmi~tir. 14. maddenin ilk fıkrasının dört bendi, siyaset yasağının sınırlarını, o dönemde i~çi sendikaları için öngörülenden daha geni~ tutmu§, özellikle 274 sayılı yasada yer verilmeyen "siyasi faaliyet yasağı" getirmi~tir. Yasaya göre: "Devlet personeli te~ekküııeri: a) Herhangi bir suretle siyasi faaliyette bulunamazlar; b) Siyasi partilerden veya onlara bağlı te§ekküllerden, 15 Temmuz 1963 tarihli ve 274 sayılı Sendikalar Kanununa göre veye Esnaf ve küçük Sanatkarlar Kanunu gereğince kurulan veyahut kamu kurumu niteliğindeki meslek kurulu~u vasfını ta~ıyan i~çi ve i~veren mesleki te~ekküllerinden herhangi suretle maddi yardım kabul edemez; onlara maddi yardım yapamaz ve onların te~kilatı içerisinde yer alamazlar; c) Bir siyasi partinin d) Hiçbir siyasi bulunamazlar." adı altında te~ekkülün kurulamazlar; leh veya aleyhinde herhangi bir davranı~ta 1965'in 624'ü 1983'ün 2821 'i ile kar§ıla~tırıldığında, ikincinin i§çi sendikaları için öngördüğü siyaset yasağının, birincinin memur sendikaları için getirdiği yasaktan daha geni~ kapsamlı olduğunu saptamak güç değildir. Yasa Tasarısı ve Siyaset Hükümetin 15 Nisan 1994 tarih ve B.02.0.KKG/101-702/03116 sayılı yazıyla TBMM'ne sunduğu Kamu Görevlileri Sendikalan, Toplu Sözleşme ve Grev Kanunu Tasansı'nda siyaset yasağına yer verilmi~tir. Yasak, i~çi sendikaları için öngörülenden daha dar kapsamlı olmakla birlikte, yine de siyasal partilerle "organik bağ" kurma ile sınırlı değildir; siyasal amaçlı etkinlikleri de kapsamaktadır. Tasarının "Yasaklar" ba§lıkh 24. maddesi §öyledir: "Bu kanuna göre kurulan sendikalar ve konfederasyonlar kamu makamlanndan para yardımı kabul edemezler. para Sendika ve konfederasyonlar siyasi partilerden para yardımı alamaz ve yardımında bulunamaz. Siyasi partilerin kurulu~u içerisinde yer 34 Bu konuda bkz. Mesut Gülmez, Türkiyeo'deo Meomurlar veo Sendikal Haklar (1926-1994), TODA1E Yayını, Ankara, 1994. s. 48-58 ve 62-64. AMME İDARESt DERGtSt 46 alamazlar. Bir siyasi partinin kurulamaz." adı altında sendika veya konfederasyon Siyasi amaçlı etkinlikte bulunamazlar." Maddenin gerekçesinde, bu düzenlernede 151 sayılı Sözle§me'nin 5. maddesinin gözönüne alındığı ve "sendika ve konfederasyonların kamu makamlarından tamamen bağımsız, her türlü yönlendirmeden uzak ve bunların baskısı altında kurulmasını, geli§mesini ve kontrolünde tutulmasını önlemek amacıyla para yardımı kabul edemeyecekleri(nin) öngörüldüğü" belirtilmi§tir. Madde 24/2'deki yasağın dayanağı ise, Anayasa'nın 69. maddesindeki yasaklardır. Gerekçeden anla§ıldığına göre, siyasal amaçlı etkinlik yasağı da, "sendikaların amaçlarının üyelerinin ekonomik, sosyal, kültürel ve mesleksel hak ve çıkarlarının korunması ve geli§tirilmesi olduğu" gözönüne alınarak getirilmi§tir. Dernekler Yasası ve Siyaset Dernekler Yasası'nın 5. maddesinin ıl. bendi, Anayasa'nın öngördüğü siyasal partilerin yada adayların desteklenmesi ile siyasal etkinlikte bulunma ve siyasal amaçla ortak hareket etme yasaklarını yinelemi§tir. Genel yasa olarak memur sendikalarına uygulanması dü§ünülebilecek bu kural §öyledir: "Belli bir siyasi partiyi desteklemek veya aleyhinde çalı§mak, siyasi partiler arasında i§birliği sağlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği, mahalli idareler veya mahaııe muhtarlığı veya ihtiyar heyeti seçimlerinde bir siyasi partiyi veya adaylarından birini veya birkaçını veya bağımsız bir adayı veya adayları desteklemek veya kazanmalarını önlemek veya bunlar arasında i§birliği sağlamak dahil olmak üzere, her türlü siyasi faaliyette bulunmak ve sendikalarla kamu kurumu niteliğindeki meslek kurulu§ları veya vakıflarla bu amaçla ortak hareket etmek." Bu kuralın, kimi yargı kararlarıyla Dernekler Yasası çerçevesinde tüzel ki§i kabul edilen memur sendikaları için geçerli olduğu ileri sürülebilecektir. Ancak bu görü§, a§ağıda değinilen uluslararası sözle§me ve içtihatlar çerçevesinde geçersizdir. Sendikaların etkinlikleri konusunda, en azından özel ve sonraki bir düzenleme olarak bu sözle§melerin öncelikle gözönüne alınması gerekir. Sözle§meler, Anayasa m. 9O/son kuralı çerçevesinde ulusal yasalarla e§ düzeyde oldukları görü§ünün benimsenmesi durumunda bile, kendisinden önceki yasaların aykırı kurallarını ortadan kaldırmı§tır. olduğu ULUSLARARASı SÖZLEŞMELER VE SİYASAL ETKİNLİKLER Memur sendikalarının geni§ anlamda siyasal etkinlikte bulunma hukukumuzun parçası olan iki dayanağı vardır. hakkının iç MEMUR SENDİKALARI VE SİYASAL ETKİNLİK 87 Sayılı 47 Sözleşme 25 Şubat 1993 tarihinde onay i§lemi tamamlayan ve 12 Temmuz 1993 tarihinde de ILO'ca tescil edilen 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve Sendika Hakkının KOlUnması Sözleşmesi, sendika hakkını memurları da kapsayacak biçimde tanıyıp güvenceye almı§tır. Öngördüğü güvencelerin memur sendikalarını da kapsadığına hiçbir ku§ku bulunmayan Sözle§me'nin hazırlık çalı§maları sırasında, sendikaların etkinliklerinin yalnızca mesleksel nitelik t~ıyanlarıa sınırlandırılamayacağı belirtilmi§tir. Bunun nedeni açıktır. Hükümetçe izlenecek ekonomik ve toplumsal politikalar, çoğunlukla çalı§anların durumu üzerinde etkili olur; ücret, çalı§ma ko§ulları, sosyal haklar ve sosyal güvenlik, bu politik yeğlernelerden etkilenir. Örneğin sıkı para politikası izlenmesi, ücret ve fiyatların denetimi yada dondurulması, yapısal uyum politikaları ücretlilere yansır. Yine, örneğin iki yada uluslararası mali çok yanıt serbest deği§İm anla§maları yapılması yada kurulu§ların (örneğin IMF) direktiflerinin uygulanması gibi daha geni§ siyasal yada ekonomik tercihlerin de, çalı§anlar üzerinde yansımaları olabilir. Uzmanlar Komisyonu, bu örnekleri verdikten sonra, sendikaların benzer sorunlar kar§ısında takınabilecekleri tutuma ili§kin görü§ünü §öyle belirlemi§tir: Çalı§ma ko§ullarının toplu pazarlık yoluyla iyile§tirilmesi, sendikal eylemin temel eksenidir. Ancak, sendikacılık akımının geli§imi ve sendikaların tam bir sosyal taraf olarak tanınmı§ olması, onların geni§ anlamda siyasal sorunlara ili§kin görܧlerini açıklayabilmelerini, özellikle hükümetin ekonomik ve toplumsal politikası üzerindeki görü§lerini açık olarak dile getirebilmelerini gerektirir. 35 Komisyon, söz konusu yeni raporunda da, önceki görü§lerini yineleyerek, sendikaların siyasal etkinlikleri konusunda 1952 tarihli Sendilaıcılık Akımının BağımslZlığı Karan'nın güncelliğini koruduğunu anımsatmı§tır. Denetim Organlarının İçtihatlan 8Tnİn sendikal örgütlere sağladığı güvencelerden biri, "etkinliklerini düzenleme ve eylem (i§) programları belirleme hakktdır (m. 3/1). Denetim organları, 8Tnin bu güvence kuralını, sendikaların siyasal etkinliklerinin genel ve kesin bir dille yasaklanmasına olanak vermediği biçiminde yorumlamı§tır. Ba§ka bir deyi§le, genel siyasal etkinlik yasağının sözle§meye aykırı dü§tüğünü, 1952 Kararı'ndaki ilkeler doğrultusunda a§ağıdaki içtihatlarında birçok kez belirtmi§tir: 36 Bureau international du Travail (BfI), Uberte ıyndicale et nigociation collectiye, Rapport ILI (Partie 4B), ClT, 81e session ı 994, Geneve, s. 60-61. 36 Mesut Gitmez, Belgelerle Yöneti., YarıP ye Memur Sendikalan (1990-1993), mnAİE Yayını, Ankara, 1993, s. 248-249; Mesut Galmez, Sendikal Hakiann Uluslararası Kurallan ve Türkiye, mnAİE Yayını, Ankara, 1988, s. 204-210. 35 AMME İDARESI DERG1Sl 48 • Sendikaları siyasal değişkenliklerden korumak ve kamu yetkililerine bağımlı olmaktan kurtarmak için, bir yandan mesleksel örgütlerin, üyelerinin düşünce özgürlüğüne zarar vermeksizin, etkinliklerİni mesleksel ve sendikal alanlarla sınırlandırmaları ve öbür yandan hükümetin sendikaların işleyişine karışmaktan kaçınması dilenir. • Sendikacılık akımının olağan gelişiminin yararına olarak, ilgili tarafların, Uluslararası Çalışma Konferansı'nca 1952 yılında 35. toplantı döneminde kabul edilen Sendikacılık Akımının Bağımsızlığı Kararı 'nda açıklanan ilkelerden esinlenmeleri dilenir. Bu Karar özellikle, sendikacılık akımının temel ve sürekli amacının çalışanların ekonomik ve toplumsal ilerlemesi olduğunu öngörmüş ve sendikaların ülkelerinde yürürlükte olan yasalara ve geleneklere, üyelerinin iradesine uyarak siyasal partilerle ilişkiler kurmaya yada ekonomik ve toplumsal amaçlarının gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak amacıyla, Anayasaya uygun biçimde siyasal bir eyleme girişmeye karar verdikleri zaman, bu ilişkilerin yada bu siyasal eylemin, ülkede ortaya çıkabilecek siyasal değişmeler ne olursa olsun, sendikacılık akımının yada ekonomik ve toplumsal işlevlerinin sürekliliğini tehlikeye düşürecek nitelik taşımaması gerektiğine yer vermiştir. • Her tür siyasal etkinlik olanağını sendikalara yadsıyan genel nitelikli bir yasaklama, bu kon uyla ilgili kurallara uygulamada verilecek anlamın her an değişmeye ve örgütlerin eylem olanaklarını büyük ölçüde kısıtlamaya elverişli olması nedeniyle güçlükler doğurabilir. O halde devletlerin, mesleksel örgütlere her siyasal eylemi genel bir biçimde yasaklamaya kadar varmakslZın, bu örgütlerin temel amaçlan olan üyelerinin ekonomik ve toplumsal ilerlemesini gözden uzaklaştıran sendikalann girişebilecekleri kötüye kullanmalan cezalandırma işini yargı yerlerine bırakmalan gerekir. • Sendikal örgütlerin, kendilerine özgü çalışarak siyasal işlevlerinin ötesine geçerek ve taşıyan çıkarları gerçekleştirmeye etkinliğini kötüye kullanmamalan gerekir. temelde siyasal nitelik (başarmaya) Uzmanlar Komisyonu'na göre, siyasal partiler ile sendikaları sıkı biçimde birleştiren ve sendikaların "her" (tüm) siyasal etkinliğini yasaklayan mevzuat, 87 sayılı Sözleşme ilkeleri açısından ciddi güçlükler doğurur. Bu konuda mevzuat, belli bir esneklik içermelidir. Söz konusu esneklik, bir yandan sendikaların üyelerini ve genel olarak ücretlileri ilgilendiren ekonomik ve toplumsal politika konusunda görüşlerini açıklamaları ilc öte yandan dar anlamda siyasal eylemler ve sendikal etkinlikler arasında dilenen ayrılık (ayrım) derecesi arasında makul bir denge gerçekleştirmek için gereklidir. 37 sorunları 37 BIT, ••g.y., s. 61-62. MEMUR SENDİK.Al.ARI VE SİYASAL ETKİNLİK 49 Bu kararlar, işçi sendikalarına yönelik olarak öngörülen Anayasa ve Sendikalar Yasası'ndaki siyaset yasaklarının, iç hukukumuZıa bütünle§tirdiğimiz 87 sayılı Sözleşme'ye aykırılığını ortaya koymakla kalmamakta, aynı zamanda Sözleşme kapsamındaki memur sendikalarının iktidarı ele geçirmeye yönelik dar anlamdaki siyasal etkinlikleri dı§ında kalanlar içİn hukuksal bir güvence de oluşturmaktadır . 151 Sayılı Sözleşme 151 sayılı Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının KOlUnması ve İstihdam Belirlenmesi Yöntemleri. Sözleşmesi, 87'de yer almayan bir hakkı 9. maddesinde kamu görevlilerine tanımıştır: Koşullanllin "Kamu niteliğinden uygulanması Yanlış görevlileri, diğer çalışanlar gibi yalnızca görevlerinin ve statülerinden kaynaklanan yükümlülüklerine bağlı olarak için gerekli kişisel ve siyasal haklardan yararlanacaklardır." anlamaya yol açabilecek yukarıdaki resmi çevirinin şöyle anla§ılması gerekir: "Kamu görevlilerinin, başka çalışanlar gibi, salt statülerine ve yerine getirdikleri i§levlerinin niteliğine bağlı olan yükümlülükler saklı kalmak üzere, sendika özgürlüğünü n olağan kullanımına temelolan ki§isel ve siyasal haklardan yararlanmaları gerekir." Bu maddenin amacı, 1970 tarihli Sendikal Haklar ve Sivil Özgürlüklerle İlişkileri Karan'nda öngörülen hak ve özgürlüklerden kamu görevlilerinin de yararlandırılmasıdır. Bu kullanımında ötekilere Karar'ın 2. maddesinde, sendikal hakların olağan oranla birinci derecede önem ta§ıyan kişisel yada kamusal özgürlükler sayılmı§tır. Bunlar arasında; dü§ünce ve anlatım özgürlüğü ile toplantı özgürlüğünün bulunduğunu, kamu görevlilerinin bağlı oldukları statüden kaynaklanan örneğin "kamu görevinde siyasal yansızlık" gibi yükümlülükleri dışında, bu özgürlüklerden yararlanmalarının 151 sayılı Sözleşme gereği olduğunu belirtiyorum. 38 SONUÇ Anayasa ve Sendikalar Yasası'nın i§çi ve i§veren sendikaları için öngördüğü siyaset yasağı, dar anlamda siyaset yada siyasal etkinlik ile ilgilidir ve memur sendikalarını kapsamaz. Üstelik, memur sendikalarının geni§ anlamda siyasal eylem ve etkinliklerde bulunması; artık yüksek yargı yerlerinin de -özellikle Yargıtay'ın- memur sendikalarıyla ilgili kapatma ve etkinlikten alıkoyma davalarında verdikleri kararlarında gözönüne alarak iç hukukla bütünle§tirilmi§ 38 Mesut GÜlmez., Sendikal Haklann •••• s. 132-133 ve 296-297. AMME İDARESİ DERGİsİ 50 olduğunu kabul ettikleri 87 ve 151 belgelerden doğan bir haktır. sayılı SÖzle§melerin güvencesi altındadır, bu Sendikalar, temelde "ekonomik çıkarlar"ı koruma ve geli§tirme amacıyla olu§turulan sınıf ve kitle baskı kümelerindendir. Varlıkları demokrasiye çok yakından bağlı olduğu için, bu asıl ama dar alanın dı§lna çıkarak, ancak iktidarı ele geçirmeye yada payla§maya yönelik olmaksızın, benimsedikleri sendikal anla~ çerçevesinde, zaman zaman demokrasi ve demokratik haklar için etkinliklerde bulunabilir, bulunabilmelidir. Sendikalar, tarihselolarak salt sosyal ve ekonomik hakların değil siyasal hakların da kazanılması, korunması ve geli§tirilmesi sava§ımında önemli i§levler yerine getirmi§ örgütlerdir. Günümüz çağda§ demokrasilerindeki kazanılml§ hakları koruma ve geni§letme yanısıra, yeni hak ve özgürlüklere de öncülük eden, bu amaçla -yeterli yada yetersiz­ sava§ım veren örgütlerdir. Dolayısıyla, sendikaların dar anlamda "mesleksel" alanın dı§ına çıkarak görܧ ve önerilerde bulunması, bu amaçla eylem ve etkinliklere giri§mesi olağan kar§ılanmalıdır. Bu tür istem ve etkinlikler, doğrudan iktidarı ele geçirmeyi amaçlamadıkça, siyasal partilerle amaç ve i§lev karma§asına yol açacak bir yoğunluk kazanmadıkça, sürekli ve tüm konuları kapsayacak biçimde ortaya konup uygulamadıkça "siyaset" tanımı içinde görülmemelidir. Genelolarak baskı kümelerinin ve sendikaların geni§ anlamda siyasal eylem ve etkinliklerde bulunması, aslında yurtta§ların toplum ve devlet yönetimine siyasal katılımının en önemli yollarından biridir. Çağda§ devlet ve demokrasinin ayırıcı özelliklerinden biri, seçimden seçime kullanılan oy hakkı dı§ında, siyasal iktidarın karar ve uygulamalarını etkilemeye dönük eylem ve etkinliklerde bulunmaktır. 39 Bu eylem ve etkinlikler, baskı kümelerinin temsil ettikleri hak ve çıkarların korunup geli§tirilmesi konusunda benimsedikleri anlayı§a göre deği§ik nitelikler ta§ıyabilir; üyelerini doğrudan ilgilendiren sorunlarla sınırlı kalabileceği gibi, üyeleri dı§ında ba§ka kesimleri ve genelolarak demokrasiyi ilgilendiren sorunları da kapsayacak denli geni§ bir alana yayılabilir ve yoğunluk kazanabilir. Eylem ve etkinlikler de, sorunlara göre deği§en biçimler alabilir, çok deği§ik yöntemlere ba§vurularak uygulanabilir. Demokrasinin çağda§lık ve geli§mi§lik ölçütlerinden biri, yurtta§lar ile sendika ve öteki baskı kümelerinin siyasal iktidar üzerinde etki yaratma amacı ta§ıyan eylem ve etkinliklerinde somutla§an siyasal katılma kanallarının açıklık ve geni§liğidir. Siyasal iktidarlar, bu kanaııarı barı§çı eylem ve etkinlikleriyle açarak demokrasiye güç kazandıran ve onun katılımcı boyutunu besleyen baskı kümelerine ho§görüyle yakla§malıdır. 39 MGnci Kapani, "Ioy., i. 130-141; Ahmet Taner KJ§lalı, LR-Y., s. 355 vd.