M. Meclisi B : 60 olarak kalamaz... Fakat buna kargılık

advertisement
M. Meclisi
B : 60
17 . 2 . 1973
O : 1
ekonomide bir durgunluk etkeni olmağa başla­
mıştır. Üstelik, bir yandan ç'ok partili demokra­
tik rejim, öbür yandan gitgide güçlenen bir ti­
caret ve sanayi burjuvazisi, devlet bürokrasisi­
nin etkinliği azalmıştır. Daha sonra, kapitalist
• birikim hızlandırılarak ekonomiyi canlandırma
i girişiminin devlet politikası olarak benimsendii ği döneme geçilmiştir. Büyümeğe devam eden"
i devlet kesiminin, değişen koşullara ve ihtiyaçI lara göre modernleştirilmesi ve daha etkin duj runıa getirilmesi yerine partizanlıkla büsbütün
| bozularak, özel sektörü desteklemek için kulla\ mlmağa başladığı 1960 sonrası dönemde, ; lkiu
[ ekonomiye bir nisbî canlılık gelmiştir; halk
j toplulukları da bu nisbî canlılıktan, gelirleriI nin yükselmesi ve iş bulma olanaklarının artma­
sı ile yararlanabilmişlerdir. Fakat canlılığın soÇağımız devletinin sosyal devlet olduğu ger­ i luğu birkaç yılda kesilmiş ve hızla yoğunlaşan
çeğini, artık ülkemizdeki bâzı tutucu partilerin j bir ekonomik ve sosyal bunalım dönemine girilaklı eren kişileri bile yavaş yavaş anlamağa | mistir. Ekonomik ve sosyal bunalım da, birkaç
başlamaktadırlar. Bunun gereğini henüz yap­ ! yıl içinde, siyasal bunalıma ve patlamaya dö­
masalar bile sözünü etme zorunluğunu duymağa
nüşmüştür.
başlamışlardır. Bu da sevinilecek bir gelişmedir.
Aynı deney, 1965'dcn sonra, plânlı ekonomi
Bâzı büyük iş adamlarının, Batı ülkeleri geıkuralları
içinde yenilenmiştir. Plânlı ekonomi
çen yüzyılda hangi yoldan kalkınıp san'ayileştikurallarına bir ölçüde uyulması, ikinci deneyin
lerse, biz de bir süre o yoldan yürümeliyiz, tar­
sakıncalarını
nisbeten azaltmıştır; fakat sonun­
zındaki düşünceleri çağımız gerçeklerine ters
da
yeniden
ekonomik
ve sosyal bunalımlar içine
düşmektedir.
düşülmüştür ve rejim bir kez daha tökezlemiştir.
Böyle düşünen iş adamları, nasıl geçen yüz­
İlkel kapitalist yöntemle kalkınma çabaları­
yılın Avrupa Sanayiinin ilkel m akmalarını kul­
nın,
her seferinde, birkaç yılda bir çıkmaza sap­
lanamazlarsa ; soğutma aracı diye, buz kutula­
lanmasının
nedeni açıktır : Ekonomisi büyük
rını, aydınlatma aracı diye fitilli lâmbaları, elek­
ölçüde ihracata dönük olmayan, dış ticarete da­
trik girmiş yerlerin halkına sataşmazlarsa, cağı­
yanmayan
veya zengin doğal kaynaklardan ya­
mızın devleti de halka, yüzyıl öncenin, yarım
rarlanmayan
bir ülkede, kapitalist yoldan ser­
yüzyıl öncenin kalkınma ve sanayileşme yolunu,
maye
birikimi,
ülkenin kendi iç. pazarından ve
sermaye birikimi yöntemini kabul ettiremez. Na­
tarım
kesiminden
sağlanır. Oysa, tarım kesimin­
sıl çağımızın sanayii, ufak tefek ayrılıklarla ça­
de verimliliği ve üretimi arttıtaCi büyük atılım-,
ğımızın teknolojisini uygulamağa mecbursa, ça­
lar
yapılmayınca ve halkın satmalma gücünde
ğımızın devleti de, çağımızın sosyal politikasını
gerçek
ve sürekli bir yükseliş sağlanamayınca,
uygulamağa, çağımızın sosyal devleti olmağa
tarım
da
iç pazar da cılız kalmaktadır ve ekono­
mecburdur.
mik gelişmeyi uzunsüre destekleyememektedir.
Kapitalizmin, hele eski biçini kapitalizmin,
artık geçerliğini yitirmekte olduğu yolundaki
Küçük ve cılız bir iç pazara dayandığı için
sözlerimden, devlet kapitalizmi anlamında bir
sürümü az ve maliyeti yüksek bir yüzeysel sa­
devletçiliği savunduğumuz anlamı çıkarılmama­
nayii, bir takıp takıştırma sanayii doğmaktadır.
lıdır. Güçlü bir devlet bürokrasisine dayanan
Pazarı dar ve cılız, sürümü az olduğu için. bu
devletçilik, tek partili dönemde, Türkiye'nin
aan'ayi, aşırı kârla ayalkta durma yoluna gitmek­
ekonomik kalkınmasına uzunca bir süre büyük
tedir. Aşırı kâra dayandıkça da, gelişmiş ülke­
katkılarda bulunmuş olmakla beraber, bir nok­
lerin, düşük kârla, fakat bol sürümle yaşayan
tadan sonra, devlet bürokrasisinin özellikleri,
sanayii karşısında rekabet gücü kazaumamakta,
olarak kalamaz... Fakat buna kargılık, demokra­
si kapısının kapatıldığı yerde, komünizme de
kapı açılmış olur. Çünkü komünizm, ancak dik­
ta ortamında ve dikta yoluyla iktidara gelir.
Özgürlükçü demokratik ülkelerde ve genel­
likle az gelişmiş veya gelişme hâlindeki ülkeler­
de sola yönelişin nedeni, artık kapitalizmin ça­
ğını doldurmasının sonucudur. Çağımızda kapi­
talizm, ancak solla uzlaşarak ve büyük ölçüde
sola dönüşerek, sola yatarak, yani eskisine göre
yön ve nitelik değiştirerek süresini uzatabil­
mektedir. Çünkü çağımızın uyanan insanı, hak­
larının bilincine varan insanı, yoksulluğu kader
saymayan, sömürüye boyun eğmeyen insanı, hal­
kın sömürülmesi pahasına bir kalkınmayı kabul
etmemektedir.
91 —
Download