katater kapak.indd

advertisement
T.C.
SAĞLIK BAKANLIĞI
TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ
KATETER UYGULAMALARI
VE BAKIM REHBERİ
2013
Derleyen:
Hem. Dilek TURAN
Hem. Filiz CANTÜRK
Düzenleyen:
Doç. Dr. Önder KALENDERER
Hem. Ayşen ÖZEL
Bilimsel Danışman: Doç. Dr. Taner DİVRİK
Op. Dr. Mustafa KARAÇELİK
ÖNSÖZ
Hemşirelik bilim ve sanattan oluşan bir sağlık disiplinidir. Ekonomik ve
sosyal değişimler, hemşireliğin profesyonelleşme süreci, yeniliklerin getirdiği
değişimler, bakımda kaliteyi artırma gereksinimi hemşirelerin bilgilerini
güncellemeleri zorunluluğunu getirmiştir.
Bu nedenlerle Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi hemşirelik hizmet içi
eğitimi kapsamında hemşirelik bakım hizmetlerinin kalitesinin artırılması ve
meslektaşlarımızın çalıştığı birimlerdeki uygulamalarında kaynak olabilmesi
amaçlı bu rehber hazırlanmıştır.
Etkinliğini ve saygınlığını bilgi birikiminden alacağına inandığımız
meslektaşlarımıza bu rehberi hazırlarken, zor çalışma koşulları altında vakit
ayırıp derleme yapan değerli hemşirelerimize, bilimsel danışmanlığı ile
katkıda bulunan değerli hekimlerimize, hemşirelik mesleğine her konuda
destek olan, özellikle bu rehberlerin hazırlanması sırasında her türlü imkanı
sağlayan Başhekimimiz Prof. Dr. Orhan Gazi Yiğitbaşı ve çalışmalarımızda
her zaman yanımızda olan Başhemşiremiz Gülşen İpekoğlu’na
teşekkürlerimizi sunarız.
Hemşireler bakımın belirleyicisi ve biçimlendiricisidirler…
Ayşen Özel
Dilek Turan
1
Önder Kalenderer
İÇİNDEKİLER
VENÖZ VE ARTERIYEL ERİŞİM IÇIN KULLANILAN KATETERLER
4
İNTRAVENÖZ UYGULAMALARDA KULLANILAN VENLER
4
KAFA VENLERİ
4
KOL VENLERİ
5
EL SIRTI VENLERİ
5
AYAK SIRTI VENLERİ
6
VENÖZ KATETERLER
6
PERİFERİK VENÖZ KATETERLER (PVK)
6
İNTRAVENÖZ UYGULAMALARDA KULLANILAN VEN SEÇİMİ
6
İNTRAKET İLE DAMAR YOLU AÇILMASINDA KULLANILAN MALZEMELER
7
İNTRAKET İLE DAMAR YOLU AÇMA TEKNİĞİ
9
MİDLİNE (ORTA HAT) KATETERLER
12
PERİFERİK YOLLA TAKILAN SANTRAL VENÖZ KATETERLER (PICC)
13
PERİFERİK VENÖZ KATETER UYGULAMALARINDA DİKKAT EDİLMES GEREKEN NOKTALAR
13
SANTRAL VENÖZ KATETER (SVK)
14
VENÖZ KATETERIZASYONDA KULLANILABİLECEK VENLER
15
SANTRAL VENÖZ KATETER TİPLERI VE UYGULANDIĞI DURUMLAR
15
TÜNELLİ SANTRAL VENÖZ KATETERLER
15
TÜNELSİZ (GEÇİCİ) SANTRAL VENÖZ KATETERLER
15
İMPLANTE KATETERLER (PORT)
16
2
PORT KATETER ENDİKASYONLARI
17
PORT KATETER UYGULANACAK HASTAYA YAKLAŞIM
17
İMPLANTE PORT KATETERE İĞNE TAKILMASI
18
İMPLANTE PORT KATETERDEN İĞNE ÇIKARILMASI
19
İMPLANTE PORT KATETERDE HEMŞİRELİK BAKIMI
20
SANTRAL VENÖZ KATETERLERDE HEMŞİRELİK BAKIMI
21
SANTRAL VENÖZ KATETER UYGULAMALARINDA DİKKAT EDİLMESİ
GEREKEN NOKTALAR
22
ARTER KATETERLERİ
23
PERİFERİK ARTER KATETERİ
24
DİYALİZ KATETERLERİ
25
GEÇİCİ HEMODİYALİZ KATETERLERİ (KAFSIZ KATETERLER)
25
KALICI HEMODİYALİZ KATETERLERİ (TÜNELLİ-KAFLI KATETERLER)
25
ÜRİNER KATETERLER
27
KATETERİZASYONUN SINIFLANDIRILMASI
27
KATETERİZASYON ENDİKASYONLARI
27
KATETER TİPLERİ
28
KATETER SEÇİMİ
30
KATETER TAKILMASI
30
ÜRİNER ENFEKSİYONLARI ÖNLEME
31
KATETERLE İLİŞKİLİ ÜRİNER SİSTEM ENFEKSİYONLARI IÇIN RİSK FAKTÖRLERİ
31
ÜRINER SİSTEM ENFEKSİYONLARINI ÖNLEME VE HEMŞİRELİK BAKIMI
32
KAYNAKLAR
34
3
VENÖZ VE ARTERİYEL ERİŞİM İÇİN KULLANILAN KATETERLER
İlaçların, intravenöz solüsyonların, kan ve kan ürünlerinin ven yolu ile
verilebilmesi için santral ve periferik venlere kanül veya kateter yerleştirilmesi
işlemine damar yolu açma denir.
Venöz ve arteriyel erişim için kullanılan kateterler aşağıdaki gibi
sınıflandırılmıştır:
1-Venöz kateterler
a) Periferik venöz kateterler (PVK)
b) Orta-hat (midline) kateterleri
c) Periferik yolla takılan santral kateterler (PICC)
2-Santral venöz kateterler (SVK)
a) Tünelli santral venöz kateterler
b) Tünelsiz santral venöz kateterler
c) Tamamen implante edilen kateterler (PORT)
3-Arter kateterleri
a) Periferik arteriyel kateterler
b) Pulmoner arter kateterleri
4-Diyaliz kateterleri
a)Geçici hemodiyaliz kateterleri (kafsız)
b)Kalıcı hemodiyaliz kateterleri (tünelli- kaflı)
İNTRAVENÖZ UYGULAMALARDA KULLANILAN VENLER
1-KAFA VENLERİ: Bebeklerde
periferik damar yolunun açılmasında
kafa venleri kullanılır. Kafa bölgesinde
kullanılan venler ve arterler oldukça
yüzeyeldir. Bu nedenle girilecek
venin arter olup olmadığını anlamak
için parmak uçları ile palpe edilerek
arteriyel atım kontrol edilmeli, atım
olmadığına emin olduktan sonra
vene girilmelidir.
Resim 1: Kafa venleri
4
2-KOL VENLERİ: Kol venleri periferik
damar yolu açmak amacıyla
kullanılan venlerdendir. Kolda
kullanılan venler vena basilica ve
vena sefalica’dır. Özellikle antekübital
fossada bulunan median sefalik
ve bazilik venlerden ve el bileği
bölgesinden geçen dallarından
intravenöz girişim yapılır. Girişim için
genelde bazilik ven öncelikli olarak
seçilir. Sefalik ven kullanıldığı zaman
çoğu kez intraketin ileri itilmesinde
problem yaratır. Çünkü sefalik ven
dik açısıyla aksiller venle birleşir.
Resim 2:Kol venleri
3-EL SIRTI VENLERİ: Vena sefalica
ve vena basilicanın el sırtındaki
dalları ile dorsal metakarpal venler
kullanılır. Hastane öncesi acil sağlık
hizmetlerinde acil vakalara damar
yolu açılırken el sırtı venlerinin
öncelikle kullanılması gerekir
(hasta veya yaralının hastane
ortamında tedavisinin uzun süreceği
düşünülerek diğer kol venlerinin
kullanımına olanak sağlamak için).
Resim3:El sırtı venleri
5
4-AYAK SIRTI VENLERİ: Erişkinlerde
periferik venöz kateterlerin üst
ekstremite venlerine takılması
önerilir. Bacaktaki venler flebit
(venlerin iltihaplanması) ve emboli
(dolaşımla gelen yabancı bir cismin
pıhtı, neoplazma parçacıkları, hava
kabarcığı, mikroplar, yağ hücreleri ile
kan ya da lenf damarlarını tıkaması)
olasılığından tercih edilmez. Alt
ekstremite genellikle çocuklarda ve
üst ekstremitelerin her ikisinde de
yaralanma olan hasta veya yaralılarda
Resim 4: Ayak sırtı venleri
kullanılır. Alt ekstremitelerden damar
yolu açmak için genellikle ayak üzerinde v. saphena magna ve v.saphena
parvanın dalları kullanılır. Alt ekstremiteye takılmış olan bir kateter en kısa süre
içinde çıkarılarak üst ekstremiteden yeni bir vene takılmalıdır.
1-VENÖZ KATETERLER
Periferik Venöz Kateterler (PVK)
İntravenöz (IV) yol, hastaneye kabul edilen hastalarda en sık başvurulan tedavi
uygulama yollarındandır; dolayısıyla damar yolu açma, en sık uygulanan
girişimlerdendir. IV yol kullanma endikasyonları arasında; sıvı-elektrolit
kayıplarının yerine konması, oral alamayan hastalarda parenteral (PE) beslenme,
IV yoldan ilaç verme, kan ve kan ürünleri transfüzyonu gelir.
İntravenöz Uygulamalarda Kullanılan Ven Seçimi
• Seçilen venlerin öncelikle proksimalden (merkeze yakın) değil, distalden
(merkezden uzak) damar yolu açılmalıdır.
• Hastanın rahat etmesi, elini ve kolunu rahat hareket ettirebilmesi için aktif
olarak kullanmadığı taraf seçilmelidir. Örnek: Sağ elini aktif olarak kullanan
hastanın sol eli damar yolu için tercih edilmelidir.
• Hareketi engellememek için mümkün olduğunca eklem bölgeleri tercih
edilmemelidir.
• Travma, enfeksiyon, inflamasyon ve tromboz belirtileri (kızarıklık, şişlik, ağrı,
sıcaklık olmayan bölge seçilmelidir).
6
• Çok fazla sayıda intravenöz kateter ile damar yolu açılan hastalarda vende skar
(yara bölgesinde kollajen doku oluşumu) dokusu oluşarak uygulama yapmak
güçleşebilir. Mümkün olduğunca bu venler seçilmemelidir.
• Bebek ve yaşlılarda ven duvarı çok hassas olduğundan dikkatli olunmalıdır.
• Çok zayıf hastalarda ven duvarı çok incedir ve kolayca yırtılabilir.
İntraket İle Damar Yolu Açılmasında Kullanılan Malzemeler
Damar yolu açmak için seçilecek malzemelerin steril olması ve işlem sırasında
cerrahi asepsi ilkelerine mutlaka uyulması gerekir. İntraket ile damar yolu açmak
için kullanılan malzemeler aşağıda verilmiştir.
• İntraket (Branül, Anjiocath)
İntraket; steril paket içinde uygulamaya hazır tek kullanımlık tıbbi malzemedir.
Damar girişini gözlemlemeyi sağlayan kılavuz iğne, esnek ve özel olarak
şekillendirilmiş bir kanül ve hasta vücuduna sabitlemek için kelebek şeklinde
kanatlardan oluşmaktadır. Ayrıca dışarıya kan durdurucu kapak, basit bir
valf sistemi bulunan enjektör girişi, bu girişi koruyan kilitli kapak ve intraketi
herhangi bir bulaşmaya ve hasara karşı koruyan iğne koruyucu kapağı da vardır.
İntraket vene yerleştirilirken damar içine girildiğinde kılavuz iğnesi çıkarılır ve
esnek kateter kanülü damar içinde kalır.
Resim 5: İntraket
İntraketler uygulama yapılacak venin çapına uygun olarak seçme imkânı
verecek şekilde değişik uzunluk ve çaplarda üretilmiştir. İntraket boyutlarına
göre kapak renkleri de farklıdır. İntraketlerin numarası büyüdükçe çapları
küçülür.
7
Resim 6: İntraket çeşitleri
• Turnike
Turnike; kan almak, intravenöz ilaç uygulamak, damar yolu açmak vb.
uygulamalarda veni belirginleştirmek amacıyla kullanılır. Otomatik düğmeli bant
şeklinde veya kauçuk lastik şeklinde yapılmış değişik tipleri vardır. Otomatik olan
turnike, açma düğmesi sayesinde pratik olarak çıkarılır. Bazı durumlarda arteriyel
kan basıncını ölçmek amacıyla dirseğin üst kısmına bağlanan tansiyon aletinin
(sfigmomanometrenin) manşeti de turnike olarak kullanılabilir.
Turnike, ven içine girişim yapılacak bölgenin yaklaşık 10- 15 cm yukarı kısmına
bağlanarak ya da çekmek suretiyle sıkıştırılarak kullanılır. Böylece venöz basınç
ve dolgunluk artırılarak damarın belirginleşmesi sağlanmış olur. Turnike
intravenöz girişimlerde yalnızca ekstremitelerde kullanılır.
Resim 6: Turnike çeşitleri
8
• Tek kullanımlık eldiven
• Antiseptik solüsyon (batikon, alkol)
• Pamuk veya gazlı bez tampon
• Flaster
• 5- 10 cc serum fizyolojik çekilmiş steril enjektör ile malzemeler eksiksiz
hazırlanır.
İNTRAKET İLE DAMAR YOLU AÇMA TEKNİĞİ
• Hastaya uygulama hakkında bilgi verilerek işlem için izin alınır.
• Eller yıkanır ve eldiven giyilir.
• Hastaya işlem için uygun bir pozisyon verilir. Kol kalp seviyesinin altında
olacak şekilde yerleştirilmelidir. Örnek: Dirsek ön bölgesi venleri kullanılıyorsa
hastanın dirseği hiperekstansiyonda olmalı, altı desteklenerek kalp seviyesinin
altında tutulmalıdır.
• Uygulama yapılacak koldaki venler gözlenir ve palpe edilir. Hastanın önceden
geçirmiş olduğu cerrahi ameliyat, arteriovenöz şant (daha çok hemodiyaliz
uygulamalarında kullanılan ve gereken damar sistemini hazırlamak için yapılan
kapiller sistemi atlayarak bir arterden bir vene direkt kan akışını sağlayacak
geçit oluşturulması) ya da dolaşım yetmezliği değerlendirilir. Böyle durumlarda
başka bir alan tercih edilmelidir.
• Kullanılacak intraket, vene uygun büyüklükte seçilir ve steril paketinden
çıkarılır.
• Turnike bağlanır. Turnike, seçilen ven noktasının 10- 15 cm üstünden,
mümkünse elbise üzerinden, tek halkalı fiyonk halinde (gerektiğinde kolayca
çözülebilmelidir) ve serbest uçları yukarıda kalacak şekilde bağlanır. Turnike
venöz dönüşü engelleyecek ve arteriyel kan akımını ise engellemeyecek
sıkılıkta bağlanmalıdır. Arteriyel kan akımının engellenip engellenmediği radial
nabız palpe edilerek anlaşılabilir.
Ven, dolgun görünmüyorsa venin distalinden kalbe doğru sıvazlanabilir, hastaya
mümkünse yumruğunu hızlı hızlı sıkıp açması söylenebilir. Buna rağmen
dolgun görünmüyorsa parmak uçları ile vene hafifçe vurulabilinir. Turnike 2
dk.dan uzun süre bağlı kalmamalıdır.
9
Resim 7: Turnike bağlanması ve antisepsinin sağlanması
• Seçilen ven, parmak uçları ile tekrar palpe edilerek doku içindeki ilerleyişi
hissedilir.
• Seçilen ven, yukarıdan aşağıya doğru tek bir hareketle antiseptik solüsyon
dökülmüş gazlı bez veya pamuk tampon ile silinerek cilt antisepsisi sağlanır.
• İntraket iğnesinin keskin yüzü yukarı gelecek şekilde tutulur.
• Veni sabitlemek amacıyla vene girilecek
noktanın yaklaşık 3- 5 cm alt tarafına boşta kalan
elin başparmağı ile bastırılarak deri aşağı doğru
gerdirilir.
• Vene girilir. Vene girerken doğrudan ve dolaylı
olmak üzere iki teknik kullanılır:
Resim 8: İntraketin tutulması
− Doğrudan vene girme tekniğinde intraket iğnesi ile ven üzerinden deriye
15-20o’lik bir açı ile deri ve ven aynı anda hızlıca delinerek vene girilir. Bu teknik
büyük ve belirgin venlerde tercih edilmelidir. Küçük venlere girilirken bu teknik
kullanıldığında venin her iki duvarının delinmesi söz konusu olabilir.
− Dolaylı vene girme tekniğinde ise iğne vene iki aşamada yerleştirilir. İlk
aşamada intraket iğnesinin ucu vene girilecek bölgenin yaklaşık 1 cm altından
ve vene paralel olarak 30-45o’lik açı oluşturacak şekilde deriye batırılır (iğne ucu
önce derialtı dokuya temas ettikten sonra vene girmelidir). İkinci aşamada ise
iğnenin açısı 10-15o’ye kadar küçültülerek ven içine girilir. Dolaylı teknik küçük
ve kaygan venlerde kullanılır. Yavaş hareket edilmelidir. Sert bir hareket ven
çeperinin yırtılmasına sebep olabilir.
10
Resim 9:Venin sabitlenmesi, intraket ile doğrudan veya dolaylı vene girilmesi
• Ven içine girildiğinde intraketin kan durdurucu kapağının olduğu yere kan
dolar. Kan geldiği gözlemlenerek ven içine girilip girilmediği anlaşılabilir.
Resim 10: Vene girildiğinde intraketin kan durdurucu kapağına kan gelmesi
• İntraketin iğnesi 1 cm geriye çekilerek bu kez de kanülün içine kan gelip
gelmediği gözlemlenir.
• Kanüle kan doluyorsa intraketin plastik kısmı damar içinde ilerletilirken iğnesi
yavaşça geriye doğru çekilir ancak tamamen çıkarılmaz.
• İntraket bir el ile sabit tutularak turnike çözülür.
• Diğer elin başparmağı ile intraket yerleştirilen bölgenin 1 cm kadar üst
kısmından ven üzerine baskı uygulanarak intraketin iğnesi tamamen çıkarılır.
• Bu şekilde kanülün açık ucundan kan gelmesi engellenir.
Resim 11: İntraketin plastik kısmı damar içinde ilerletilirken kılavuz iğnenin geriye çekilip çıkarılması
11
• İçinde serum fizyolojik bulunan enjektörün ajutajı, intraketin sıvı seti girişine
hızlı bir şekilde takılır.
• Birkaç cc serum fizyolojik enjekte edilerek intraketin damar içinde olup
olmadığı kontrol edilir. Serum fizyolojik enjekte edilirken bölgede şişlik,
kızarıklık, acı hissinin olup olmadığı kontrol edilmelidir.
• Şerit şeklinde kesilmiş bir parça flaster yapışkan yüzü yukarıya gelecek şekilde
intraketin kanatları altından geçirilerek çapraz olarak ve giriş yeri görülecek
şekilde cilde yapıştırılır.
• Geriye kalan serum fizyolojik tamamen enjekte edilir ve başparmak ile venin
üst kısmına bası yapılarak enjektör çıkarılır.
• Çıkarılan kılavuz iğne üzerindeki kan durdurucu kapak, intraketin sıvı seti
girişine takılarak sıkıştırılır.
• İntraket, el- kol gibi hareketli bölgeye yerleştirildiğinden çıkmasını engellemek
için iyice sabitlenmesi gerekir. Flasterin üzerine görülebilir şekilde mutlaka
intraketin takılış tarihi ve saati yazılmalıdır.
Resim 12: İntraketin sıvı verilerek kontrol edilmesi ve flaster ile sabitlenmesi
• Kontamine malzemeler uzaklaştırılır. Kılavuz iğne tıbbi atık kutusuna atılır.
• Diğer malzemeler tıbbi atık torbasına atılmalıdır.
• Eldivenler çıkarılarak tıbbi atık torbasına atılır ve eller yıkanır.
• Uygulamanın saati ve tarihi uygun formlara kaydedilir.
b)Midline (Orta Hat) Kateterler
Kısıtlı periferal damarı olan, bir haftadan fazla (bir kaç hafta) damar yolu
gereksinimi olan hastalarda kullanmak için uygundur. Glukoz konsantrasyonu
%10’dan büyük ve protein konsantrasyonu % 5’den fazla sıvılar için
kullanılmamalıdır. Kolda bazilik, sefalik ya da median kubital venlere yerleştirilir
ve kateter ucunun kolun üst kesimi ya da aksillada olması sağlanır. Santral
kateter olmadığı için kateter ucunun radyolojik yöntemlerle doğrulanması
gerekmez.
12
c)Periferik Yolla Takılan Santral Venöz Kateterler
(PICC)
Periferal damar yolu sınırlı olan hastalar için
kullanılabilecek bir damar yoludur. Genellikle
silikondan yapılmıştır ve bu nedenle ayrılabilir bir
kılıf içinden yerleştirilir. Kateter bazilik, sefalik veya
antekübital venden yerleştirilir. Yoğun İV tedavi
gerektiren, devamlı ve güvenilir damar yoluna
ihtiyaç gösteren, kan değerleri takibi sık yapılan
akut/kronik hastalığı olanlarda ilk tercih edilen
Resim 13:PICC kateter
kateterdir. Uzun süre kullanıma (5 günden fazla 6
aydan kısa süreli) uygun olması ve düşük komplikasyon riski taşıması sebebiyle
evde tedavi gören hastalar için idealdir.
PERİFERİK VENÖZ KATETER UYGULAMALARINDA
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
• Kateter seçilirken kulanım amacı, muhtemel kullanılma süresi, bilinen
komplikasyonlar (flebit ve infiltrasyon gibi) ve kateteri takan kişinin deneyimi
dikkate alınmalıdır.
• Damar dışına kaçması durumunda doku nekrozuna neden olabilecek sıvılar ve
ilaçlar için kelebek iğnelerin kullanımından kaçınılmalıdır.
• İV tedavinin 6 günden uzun sürmesi bekleniyor ise orta hat kateterleri veya
periferik yoldan takılan santral kateterlerin kullanımı tercih edilmelidir.
• Erişkinlerde periferik kateterlerin üst ekstremite venlerine takılması önerilir.
• Alt ekstremiteye takılmış olan bir kateter en kısa süre içinde çıkarılarak üst
ekstremiteden yeni bir kateter takılmalıdır.
• Çocuk hastalarda periferik kateterlerin takılması için el, ayak sırtı veya saçlı deri
kullanılabilir.
• Kateter giriş yeri her gün kontrol edilmelidir.
• Gazlı bez kullanılan durumlarda kontrol amacı ile kateter giriş yeri gazlı bez
üzerinden palpe edilerek hassasiyet olup olmadığı değerlendirilmelidir.
• Hastada klinik enfeksiyon bulgusu yok ise gazlı bezin kaldırılmasına gerek
yoktur.
• Lokal hassasiyet veya olası bir katetere bağlı kalp damar enfeksiyonu
bulgularının varlığında gazlı bez mutlaka kaldırılmalı ve giriş yeri görülerek
değerlendirilmelidir.
• Şeffaf örtü kullanılıyor ise kateter giriş yerinin günlük gözlenmesi yeterlidir.
13
• Flebit (ısı artışı, hassasiyet, eritem, damar trasesinin palpe edilmesi gibi)
veya enfeksiyon belirti ve bulguları geliştiğinde veya iyi çalışmadığı tespit
edildiğinde periferik kateter değiştirilmelidir.
• Erişkin hastalarda kısa PVK’lar flebit riskini azaltmak için 72-96 saatte bir
değiştirilmelidir.
• Eğer yeni periferik venöz damar yolu bulma konusunda sorun yaşanıyor
ve flebit veya enfeksiyon bulguları yok ise PVK’lar daha uzun aralıklarla
değiştirilebilir. Ancak bu durumda hem hasta, hem de kateter giriş yerleri çok
yakından takip edilmelidir (her vardiyada en az bir kez).
• Orta hat kateterlerinin enfeksiyon riskini azaltmak amacı ile rutin olarak
değiştirilmemelidir.
• Çocuk hastalarda, komplikasyon (flebit veya enfeksiyon) gelişmediği sürece,
PVK’lar İV tedavi tamamlanana kadar değiştirilmemelidir.
• PVK’ların giriş yerine topikal antimikrobiyal veya antiseptik krem
uygulanmamalıdır.
SANTRAL VENÖZ KATETER (SVK)
Santral venöz kateterizasyon; kalbe direkt katılan bir vene, çeşitli özelliklerde
kateter yerleştirilmesi işlemidir. SVK’lar; yoğun tedavi gereksinimi olan hastalarda
santral venöz basınç takibi, sıvı replasmanı, uzun süreli total parenteral
beslenme, kan ve kan ürünleri transfüzyonu, ilaç uygulamaları, venöz sklerozan
madde verilmesi gibi amaçlarla kullanılmaktadır. Santral venöz kateterler kronik
hastalığı olan ve yoğun bakım ünitelerinde takip edilen hastalar için tedavinin
vazgeçilmez parçasıdır. Santral venöz kateterizasyon için temel endikasyonlar
şunlardır:
• Santral venöz basınç ölçümü
• Uzun süreli tedavi (haftalar, aylar veya yıllar)
• Yüksek konsantrasyonlu sıvı ve ilaçların verilmesi
− Total parenteral beslenme
− İrritan ilaçlarla kemoterapi
− Yüksek konsantrasyonlu antibiyotik solüsyonları
• Tekrarlayan kan ve kan ürünleri kullanımı
• Hemodiyaliz, plazmaferez
• Tekrarlayan venotomiler
• Daha önceki yoğun tedavi, cerrahi ve doku hasarına bağlı periferal venöz
yolların yokluğu
14
VENÖZ KATETERİZASYONDA KULLANILABİLECEK VENLER
1. İnternal jugüler ven
2. Eksternal jugüler ven
3. Subklavyen ven
4. Kol venleri (antekübital, sefalik, bazilik)
5. Femoral ven
Santral Venöz Kateter Tipleri ve Uygulandığı Durumlar
Santral venöz kateterler; tünelli, tünelsiz ve implante olmak üzere 3 şekilde
incelenmektedir.
a)Tünelli Santral Venöz Kateterler: Santral venlere cerrahi olarak yerleştirilen,
uzun süreli kullanımlarda (>30 gün) tercih edilen, 8 cm’den uzun kateterlerdir.
Eğer hastanın yüksek akımlı bir venöz yola ihtiyacı varsa (diyaliz) ve bu damar
yolu 3 haftadan daha fazla gerekiyorsa tünelli kateter seçilebilir. Eğer infüzyon
veya eş zamanlı aspirasyon için damar yolu gerekiyorsa ve bu süre 6 hafta- 3
ay arasında ise periferal kateterler veya tünelli kateterler seçilebilir. 3 aydan
daha uzun zamanlı damar yolu gerekiyorsa subkütan portlar seçilmelidir.
Tünelli kateterlerde, kateter ucundan belli bir uzaklıkta yerleşmiş dakron
(polyesterden imal edilmiş) manşonlar bulunur. Dakron manşonlar, fibrotik
dokunun tutunması ile hem mekanik stabilite sağlar hem de enfeksiyonlara
karşı bariyer oluşturarak enfeksiyon oranını azaltır. Geçici kateterlerde ise
dakron manşon bulunmaz. Tünelli kateterlerde enfeksiyon görülme oranı
tünelsiz kateterlere nazaran daha düşüktür. Tünelli kateterler silikon, çelik,
teflon, titanyum, poliüretan, polietilen, polivinil klorürden yapılmaktadır. Bunlar
arasında teflon ve poliüretan olanlar daha az trombojenik olduğu için daha
fazla tercih edilmektedirler. Tünelli kateterler açık uçlu (hickman ve broviac)
veya kapalı uçlu (groshong) olarak sınıflandırılır, tek, çift veya üç lümenli olabilir.
Tünelli kateterler, kanama riski nedeni ile INR’si yüksek olan ve trombosit sayısı
25,000/mm3’den düşük olan hastalar için uygun değildir. Ayrıca bakteriyemik
hastalarda da tünelli kateterlerin yerine geçici kateterler tercih edilmelidir.
b)Tünelsiz (geçici) Santral Venöz Kateterler: Kısa dönem kullanımlı SVK
olarak da bilinir. Tünelsiz santral kateterler, kısa veya orta dönemde (bir–altı
hafta) santral venöz yol gereksiniminde kullanılan kateterlerdir. Periferal
damar yolu kısıtlı olan, sıvı infüzyonu ya da kan alımı için sıklıkla damar yolu
değiştirilen ve altı haftadan daha kısa süreli kullanım planlanan hastalar için
15
uygundur. Uzun süreli damar yolu ihtiyacı olan ancak kısa yaşam süresi olduğu
düşünülen hastalarda da tünelli kateter yerine kullanılabilir. Açık uçlu (cook
ve vaxcel) veya kapalı uçlu (groshong) olarak sınıflandırılır. Lümen sayısının
artmasıyla enfeksiyon oranı da artar. Bu nedenle kullanımı gerekli olan en
az lümenli (tek ya da çift lümenli) kateter yerleştirilmelidir. Sık pansuman
değişikliği gerektirmesi, yerinden çıkma riskinin yüksek olması ve yerleştirildiği
bölgelerden dolayı hasta için konforsuz olması belli başlı dezavantajlarıdır.
c)İmplante Kateterler (PORT): İmplante port kateter; cilt yatağından küçük
bir cerrahi girişim uygulanarak büyük venler
içine yerleştirilen bir kateterdir. Port kateterin
diğer santral kateterlerden farkı, tamamen cilt
altına yerleştirilmesi ve kapalı bir sistemden
oluşmasıdır. Cilt altına yerleştirilen bu kapalı
sistem yardımıyla damar içine verilecek olan
ilaç ve sıvılar doğrudan ve sürekli iğne girişi
yapılmadan kan dolaşımına verilebilmektedir.
Port kateterler sık sık venöz girişim ve uzun
süreli kemoterapi tedavisi yapılması nedeniyle onkoloji hastalarında tercih
edilmektedir. Bazilik, internal jugüler ve subklavyen vene yerleştirilebilen portlar;
paslanmaz çelik, titanyum ya da plastik maddeden, tek veya çift lümenli olarak
üretilir. Etrafında 3-8 sütur deliği olan, gövdenin ortasında 2000 ponksiyona
kadar dayanıklı silikon port bulunur. Kapalı bir sistem olan port kateter sistemi
rezervuar ve kateter olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Rezervuar, port
kateterin cilt üzerinde kabarık şekilde görülen ve elle hissedilen kısmıdır.
Rezervuarın üst kısmında iğne girişinin yapıldığı silikon septum bulunmaktadır.
Port kateterin diğer bir kısmı olan
kateter ise rezervuardan başlayıp
kalbe kadar uzanan ve sıklıkla
eksternal jugular ven, sefalik ven
veya internal jugular ven içine
yerleştirilen bir tüptür.
Porta giriş amacıyla özel yapım
huber iğneleri kullanılır. Bu
iğnelerin diğer iğnelerden farkı,
Resim 14: İmplante port kateter
16
uç kısımlarındaki açının 90° yana bakmasıdır. Böylece porta her giriş çıkışta
septumda meydana gelen zedelenme minimum düzeyde gerçekleşir. Uzun
süreli intravenöz kemoterapi, sık kan örneklemesi, agressif kombinasyon
kemoterapileri ve otolog kemik iliği transplantasyonu gibi yoğun tedavi
uygulamaları ve sürekli total parenteral beslenme ihtiyacı olan hastalar için
kalıcı kateterler tercih edilmektedir.
Doğru cerrahi teknikle yerleştirilen port kateterler, bakım ve uygulamaların
kurallara uygun yapılması durumunda diğer SVK’lara göre daha fazla tercih
edilmektedir. Derinin altına yerleştirilen ve enfeksiyon gelişme riski oldukça
düşük olan portlar, çok uzun dönem kullanılabilir. Beden imajını etkilemeyen bu
kateterler, hiçbir aktivite kısıtlaması da oluşturmaz. Günlük yapılması gereken
herhangi bir bakımı olmadığı için (yara iyileşmesinden sonra pansuman
gerekmez) yüksek hasta konforu sağlar. Ameliyat bölgesinin 7-10 gün kadar
pansumanı gereklidir.
Port Kateter Endikasyonları
• Uzun süreli sitostatik tedavi başlangıcında venlerin uygun olmadığı
durumlarda,
• Sitostatik tedavinin devamında periferik venlerde tromboz ve sklerizasyon
olması durumunda
• Uzun süreli parenteral beslenmede
• Sıklıkla tekrarlayan, acil damar girişi gerektiren durumlarda
• Çocuk hastalarda, uzun süreli damar girişimlerinde
• Gastrointestinal sistem kanserlerinde perioperatif beslenmede
• AİDS hastalarının bakım ve tedavisinde
• Spastik hastalarda ve parkinson hastalığında.
Port Kateter Uygulanacak Hastaya Yaklaşım
• Kateter yerleştirilmesine karar verildikten sonra ve hastadan yazılı izin
alınmadan önce hasta ve ailesinden tüm konularda bilgilendirilmiş onam
belgesi alınmalı, portun hangi amaçla takılacağı ve olası komplikasyonların
neler olacağı anlatılmalıdır.
• Kateter takılma işleminden sonra, hastanın kendine bakım yapma yeterliliği
değerlendirilerek bu konuda da eğitim verilmelidir.
• Hasta ve yakınlarına pansuman değişimi ve kateter yıkama işlemi konusunda
bilgi verilmeli, işlemlerin uygulama basamakları görsel materyallerle
desteklenerek anlatılmalı ve yetkili bir sağlık çalışanının yanında bu
uygulamaları yapmaları sağlanmalıdır.
17
• Komplikasyonlarda ortaya çıkan belirti ve bulguların nasıl anlaşılacağı ve
gereksinim duyulduğunda hangi sağlık merkezlerinden destek alacakları
konusunda da aydınlatılmalıdır.
• Kateter takılmadan önce hastanın allerji öyküsü araştırılmalıdır.
İmplante Port Katetere İğne Takılması
• Port katetere iğne girişi steril teknik kullanılarak yapılmalı ve işlem iki hemşire
tarafından uygulanmalıdır.
• İşlem öncesinde el yıkama tekniğine uygun olarak eller yıkanır.
• İşlem sırasında kullanılacak malzemeler hazırlanır ve hasta yatağının başına
getirilir.
• İşlem hakkında hastaya bilgi verilir.
• Hastaya işlem sırasında yüzünü kateter bölgesinden uzaklaşacak şekilde ters
yöne çevirmesi söylenir veya maske giymesi sağlanır.
• Temiz bir çalışma alanı sağlanır.
• Kateter bölgesindeki pansuman açılır. Steril teknik kullanılarak pansuman seti
açılır ve gerekli olan malzemeler steril örtü üzerine konur.
• Yüz maskesi ve steril eldiven giyilir
• İğne ucunda kateter yok ise uygun kateter iğne ucuna takılır, salin solüsyon
(sodyum bikarbonat ve sodyum klorür içeren distile su) ile kateter yıkanarak
havası çıkartılır.
• Port kateterin takılı olduğu bölgede uygun antiseptik solüsyon ile içten dışa
doğru dairesel olarak cilt temizliği yapılır.
• Derinin kuruması beklenir.
• Delikli steril örtü kateterin olduğu alan üzerine yerleştirilir.
• Port kateterin rezervuar kısmı cilt üzerinde palpe edilerek iki parmak arasında
sabitlenir.
• Port iğnesi deri ve septumdan geçecek şekilde 90° açı ile takılır. İğne port
rezervuarının tabanına dokununcaya kadar ilerletilir.
• İğnenin ucundaki katetere 10 cc’lik enjektör takılır.
• Kanın gelmesi için aspirasyon işlemi uygulanır. Aspire edilen kan atılır.
• Kateter salin ve heparinli sıvı ile yıkanır.
• Pozitif basıncı korumak için enjektör çıkarılmadan önce iğne ucundaki kateter
klemplenir.
• İğnenin takıldığı bölgeden steril örtü kaldırılır.
• Deri üzerindeki iğne giriş yeri steril gazlı bez ile kapatılır.
• İşlem hemşire gözlem formuna kayıt edilir.
18
*Port katetere iğne takıldıktan sonra hem aspirasyon sırasında kan gelmiyor
hem de yıkama işlemi yapılamıyorsa iğnenin septumda yanlış yerde olabileceği
düşünülmelidir.
İmplante Port Kateterden İğne Çıkarılması
Port katetere takılan iğne; tedavi bittiğinde, kontamine olduğunda veya tedavi
devam ediyorsa yedi günde bir değiştirilmesi gerekmektedir.
• İşlem öncesi el yıkama tekniğine uygun olarak eller yıkanır.
• İşlem sırasında kullanılacak malzeme hazırlanır ve hasta yatağının başına
getirilir.
• İşlem hakkında hastaya bilgi verilir.
• Temiz bir çalışma alanı sağlanır.
• Temiz eldiven giyilir.
• Uygun antiseptik ile iğneye bağlı kateterin ucu silinir.
• SF içeren enjektör ile kanın geri gelmesini sağlamak için kan aspire edilir.
• Portu temizlemek için salin solüsyon ile hat yıkanır. Pozitif basıncı devam
ettirmek için enjektörü çıkartmadan önce kateter klemplenir.
• İğne çıkartılmadan önce pansuman dikkatlice açılır.
• Portun rezervuar kısmı palpe edilir ve iki parmak arasında sabitlenir.
• İğnenin dış kısmı sıkıca tutulup iyice kavranır.
• Düzgün ve sabit bir şekilde iğne port septumundan 90°açı ile çekilir.
• Kanama duruncaya kadar iğne giriş bölgesine basınç uygulanır.
• Kateter bölgesi uygun antiseptik solüsyon ile temizlenir ve kurulanır.
• Bölge gazlı bez ile kapatılır.
• İşlem hemşire gözlem formuna kayıt edilir.
İmplante port kateterde hemşirelik bakımı
• Cerrahi asepsi tekniğine göre çalışmaya özen gösterilmelidir.
• Ponksiyon ve iğne değişimi sırasında, kan alımında, bolus /uzun infüzyonlarda
hasta yatar pozisyonda olmalıdır.
• Özel iğneler kullanılmalı (huber / gripper), uygun bir girişim için ponksiyon
sırasında port, işaret ve başparmaklar arasında sıkıştırılmalı, iğne cilde dik
tutularak batırılmalıdır.
• Uzun süreli infüzyonlarda iğne en geç 3 gün içinde değiştirilmelidir.
• Maksimum infüzyon hızı saatte 500 ml’yi, yavaş infüzyonlarda 5 ml/dk’yı
aşmamalıdır.
• Her enjeksiyondan sonra sistem, 10 ml SF ardından 2-3 ml heparinli serum
(100 U/ml) ile yıkanmalıdır.
19
• İki farklı ilacın enjeksiyonunda, geçimsizliği önlemek için, her ilacın ardından
sistem 10 ml SF ile yıkanmalıdır.
• Enjeksiyon sırasında dirençle karşılaşıldığında işlem hemen durdurulmalı ve
sebep araştırılmalıdır.
• İnfüzyonlar arasında (portun kullanılmadığı durumlarda), sistem ayda bir kez
10 ml SF ile yıkanmalı, groshong tipi kateterler SF, hickman tipi kateterler ise
heparinli serum ile bloke edilmelidir.
• Kan alımı sırasında; 20 G özel kesim port iğnesi kullanılmalıdır. Serbest akışı
kontrol etmek için, sistem 5 ml SF ile yıkanır, ilk alınan 5 ml’lik kan atılır, gerekli
miktardaki kan alındıktan sonra sistem 2 ml heparinli serum ile yıkanır. İşlem
bitince sistemden 20 ml SF geçirilir ve son olarak 3-5 ml heparinli serum ile
(100 U/ml) bloke edilir.
• İşlem tamamladıktan sonra iğne porttan çıkarılmalı, enjeksiyon bölgesi
povidon iyod ile silinip, transparan flaster (steril gaz bezi+flaster) ile
kapatılmalıdır. Kullanılmayan portların kapatılmasına gerek yoktur.
• Kateter bölgesinde enfeksiyon meydana geldiğinde sistem çıkarılmalı, kateter
bölgesindeki pürülan sıvı drene edilmeli, bölgeye pansuman uygulanmalı ve
hekim istemi doğrultusunda gerekli antibiyotik tedavisi yapılmalıdır.
• Kateterden sıvı verilemiyor, kan alınamıyor ve infüzyon sırasında ağrı
hissediliyorsa kateterde tıkanıklık olabileceği düşünülmelidir. Bu tür tıkanıklık
belirtileri olduğunda; öncelikle sistemin açık olup olmadığı, iğnenin yerinde
olup olmadığı kontrol edilmelidir.
• Port kateter yerleştirildikten sonra, 2 hafta ya da 2 yıl içinde venöz tromboz
gelişebilmektedir. Hastaların %60-70’inde ilk 15-30 gün içerisinde tromboz
gelişme oranı yüksektir. Hastalar kolda şişlik, ağrı, enfeksiyon (kızarıklık, ateş)
belirtileri yönünden gözlenmelidir.
• Port kateterlerde iğne takılma işleminin uygun yapılmaması, iğnenin uygun
şekilde sabitlenmemesi ve uygun uzunlukta iğne kullanılmamasına bağlı
ekstravazasyon gelişebilmektedir. Hasta infüzyon sırasında ağrı, yanma, acı
hissediyor, kateter bölgesinde infüzyon sırasında aniden şişlik meydana
geliyor, aspirasyon işlemi sırasında yeterince kan gelmiyor ve subkütan dokuda
sıvı palpe ediliyorsa ekstravazasyon olabileceği düşünülmelidir. Ekstravazasyon
geliştiğinde infüzyon durdurularak hekime haber verilmeli ekstravazasyon
tedavi protokolü uygulanmalıdır.
20
Santral venöz kateterlerde hemşirelik bakımı
• Eller antiseptik içeren sıvı sabun veya alkol içeren el antiseptikleri ile yıkanır.
• Steril eldiven veya temiz eldiven giyilir.
• Kateter giriş yeri antiseptikli solüsyon ile merkezden dışarıya doğru temizlenir
ve kuruması beklenir.
• Kateter giriş yeri steril gazlı bez veya şeffaf yarı geçirgen örtülerle
kapatılmalıdır.
• Steril gazlı bez kullanılmış ise ağrı ve hassasiyet açısından bölge palpe
edilmelidir. Hastada herhangi bir semptom görülürse pansuman kaldırılarak
komplikasyon yönünden değerlendirilir. Herhangi bir semptom yoksa
pansuman kirlenmediği ve bozulmadığı sürece 48 saatte bir pansuman
değiştirilir.
• Şeffaf örtü kullanılmış ise bölge komplikasyonlar açısından gözlenir.
Komplikasyon yok ise pansuman 7 günde bir değiştirilmelidir.
• Kateter giriş yeri iyileşene kadar, kalıcı kateter üzerindeki pansumanın bir
haftadan daha sık aralıkla değiştirilmesine gerek yoktur.
• Kateterde fark edilen değişiklikler hekime bildirilmelidir.
• Kateterin takıldığı, pansuman yapıldığı ve çıkarıldığı tarihler mutlaka
kaydedilmelidir.
• Kateterlerin giriş yerleri enfeksiyon yönünden takip edilmelidir.
• Sisteme giriş yapılmadan önce set üzerindeki enjeksiyon giriş yeri klorheksidin
glukonat veya povidon iyot ile temizlenmelidir.
• Her girişimde mutlaka steril enjektör kullanılmalıdır. Kullanılmayan bütün üçlü
musluklar kapalı tutulmalıdır.
• Çok lümenli bir kateter kullanılıyorsa lümenlerden biri sadece parenteral
beslenme için ayrılmalıdır.
• Tıkalı olduğu düşünülen kateter lümenine kesinlikle basınç yapılmamalıdır.
• Sıvı giden damar yolundan kan alınacaksa kateter en az 1 dk. kapatılmalıdır.
Kateterden kan örneği alınacaksa ilk alınan 2-3 ml kan atılıp arkasından
alınmalıdır. TPN için kullanılan kateterler kan almak için kullanılmamalıdır.
• Santral venöz kateterler her kullanım sonrası serum fizyolojik ile yıkanmalıdır.
İnfüzyonlar arası 2-6 saat ise veya kateterin basınca duyarlı valfi varsa kapatılır
ve heparinizasyon gerekmez. Daha uzun süreli aralar veriliyorsa, kateter serum
fizyolojik ardından 100 IU/ml heparinle doldurularak kapatılmalıdır.
• Kateterin tıkanmasına yol açan ilaç kristalleşmelerini önlemek için geçimsiz
ilaçlar arka arkaya verilmemelidir.
• Kan, kan ürünleri ve lipid emülsiyonlarının verilmesi için kullanılan infüzyon
setleri 24 saat içinde değiştirilmelidir.
21
• Eğer solüsyon dekstroz ve aminoasit içeriyor ise infüzyon setleri 72 saatte bir
değiştirilmelidir.
• Başka bir endikasyon olmadıkça infüzyon setleri 72- 96 saatte bir değiştirilmeli,
72 saatten önce değiştirilmesine gerek yoktur.
• İV uygulama setleri kan, kan ürünleri, lipid solüsyonlar uygulanmışsa
infüzyonun sonunda veya 24 saatte değiştirilmelidir.
• Kateter yıkamada kullanılan enjektörün büyüklüğü önemlidir. Küçük
enjektörler daha büyük basınç yaratacağından aşırı basınç uygulandığında
kateter rüptürüne neden olabilir. Özellikle implante port kateterlerde
kateter rüptüründen kaçınmak amacıyla 10 ml’den daha küçük enjektör
kullanılmalıdır.
• Kateter takılması sonrasında yara pansumanı yapılmalıdır. Kateter pansumanı
kateter yerleştirildikten sonra 24 saat içinde ve daha sonra haftada bir
kez değiştirilmelidir. Bunun dışında kateter değiştirildiği, çıkartıldığı veya
pansuman kirlendiği, ıslandığı, kapatma özelliğini kaybettiği zaman ve kanama
olduğunda pansuman değiştirilmelidir.
• Hastalar kateter bakımı, el yıkama konusunda sözlü ve yazılı olarak
eğitilmelidir.
SANTRAL VENÖZ KATETER UYGULAMALARINDA DİKKAT EDİLMESİ
GEREKEN NOKTALAR
• Hasta bakımı için gerekli olan en az sayıda port veya lümene sahip SVK’ların
kullanılması tercih edilmelidir.
• Uzun süreli ve aralıklı damar erişimine ihtiyaç duyulan hastalarda kalıcı
kateterler tercih edilmelidir. Sık veya sürekli damar erişimine gereksinim
gösteren hastalarda ise periferik yoldan takılan santral kateter veya tünelli
SVK’lar tercih edilmelidir.
• Erişkin hastalarda enfeksiyon gelişme riskini azaltmak için tünelsiz SVK’ların
jugüler veya femoral ven yerine subklavyen vene takılması önerilir.
• Kateter ihtiyacı olduğunda venöz stenoz gelişimini önlemek için hemodiyaliz
ve ferezis amacıyla jugüler veya femoral kateter, subklavyen katetere tercih
edilmelidir.
• SVK (periferik yolla yerleştirilen santral kateterler dahil) takılırken veya kılavuz
tel üzerinden kateter değiştirilirken bone, maske, steril önlük, steril eldiven
ve büyük steril örtüden oluşan maksimum bariyer önlemlerine uyulmalı ve
aseptik teknik kullanılmalıdır.
• SVK, periferik yolla yerleştirilen santral kateter, hemodiyaliz kateteri veya
pulmoner arter kateterlerinin katetere bağlı enfeksiyon gelişimini önlemek
amacı ile rutin olarak değiştirilmesi önerilmez.
• Pulmoner arter kateterini korumak için kateter yerleştirilirken steril bir kılıf
kullanılmalıdır.
22
3-ARTER KATETERLERİ
Resim 15:Pulmoner arter kateteri
Resim 16: Swanz-Ganz kateteri
a)Pulmoner Arter Kateteri: Bir kateter aracılığı
ile pulmoner arter ve kama basıncının ölçülerek
hemodinamik değişikliklerin yakından izlenmesine
olanak sağlayan bir kateterizasyon yöntemidir.
Pulmoner arter kateterleri kalp cerrahisi sırasında
ve sonrasında cerraha ve anesteziste yol gösterici
araçlardır. Bu kateter Swan-Ganz kateteri olarak
bilinmektedir. Pulmoner arter kateteri sağ atrium,
sağ ventrikül, pulmoner arter ve sol atrium
dolum basıncı olan wedge (saplama) basıncını
doğrudan ölçebilir. Kritik hastaların hemodinamik
durumunun belirlenmesinde, sıvı ve ilaç tedavisinin
yönlendirilmesinde önemlidir.
Kateterin Takılması ve Kullanımı: Kateter internal
jugüler, subklavyen veya femoral venden takılabilir.
Sağ atrium, sağ ventrikül ve pulmoner arterden
direkt olarak takılabilir. Çift lümenli bir kateter olan
Swan-Ganz kateterinde şişirilebilen bir balon vardır.
Balon pulmoner arterin bir dalında şişirildiğinde
saplama (wedge) basıncı ölçülebilir. Bu sol atriumun
basıncının indirekt ölçümünü sağlar. Termodilüsyon
yöntemiyle kardiyak indeks ve kardiyak debi
ölçülebilir.
Endikasyonlar
• Miyokard enfarktüsünün komplikasyonlarının izleminde
− Hipovolemi, kardiyojenik şok
− Ventriküler septal defekt
− Ciddi sol ventrikül yetmezliği
− Anstabil anjina
− Refraktör ventriküler taşikardi
• Solunum Sıkıntısının değerlendirilmesinde
− Pulmoner ödem
− Pulmoner hipertansiyon
• Kalp kapak hastalıkları tedavisinde
• Yanıklar, sepsis, akut böbrek yetmezliğinde
• Kardiyak tamponad izleminde
• Santral damar yolu olarak kullanılır.
23
Komplikasyonlar
Aritmi, tromboz, enfeksiyon, pnömotoraks, kanama ve ruptür sayılabilir.
Pulmoner arter yaralanması nadir olmasına karşın kanama nedeniyle mortalitesi
yüksektir. Kardiyopulmoner by-pass sırasında görülme sıklığı %0.05-0.2 arasında
değişmektedir.
b)Periferik Arter Kateteri: Kan basıncı monitörizasyonunun yapılmasını
sağlayan, periferik arterlere yerleştirilen kateterlerdir. Periferik arter
kateterizasyonu ile arteriyel kan gazlarının, pH ve elektrolitlerin analizleri
yapılabilmektedir. Periferik arterler (radiyal, brakiyal, femoral, dorsalis pedis)
kanülasyon için kullanılabilmekle birlikte, en yaygın olarak radiyal arter tercih
edilmektedir. Bu kateterler basınç transdüserlerine bağlanarak monitörizasyon
yapılır. Bu yöntem kan basıncının her atımda izlenmesine olanak verir. Arter
kateterizasyonu aynı zamanda diğer tetkikler için kan alınmasında da kullanılır.
Basınç Sistemi Bakımı
• Katetere bağlı enfeksiyon gelişmesini önlemek amacıyla periferik arteriyel
kateterlerin rutin olarak değiştirilmesi önerilmez
• Tek kullanımlık veya tekrar kullanılabilen transdüserler 96 saatte bir
değiştirilmelidir. Sistemin diğer bileşenleri (tüp, sürekli yıkama cihazı ve yıkama
solüsyonu dahil) de transdüser ile birlikte değiştirilmelidir.
• Basınç monitörizasyon sisteminin bütün elemanları (kalibrasyon cihazı ve
yıkama solüsyonu dahil) steril olmalıdır .
• Basınç monitörizasyon sistemi ile ilgili manipülasyon sayısı ve sisteme girişler
minimum düzeyde tutulmalıdır.
• Basınç monitörizasyon kateterinin açık kalmasını sağlamak amacıyla açık
sistem (enjektör ve üçlü musluk gerektiren sistem) yerine kapalı yıkama sistemi
(sürekli yıkama) tercih edilmelidir.
• Basınç monitörizasyon sistemine üçlü musluk yerine bir diyafram aracılığıyla
ulaşılıyorsa diyafram sisteme giriş öncesinde uygun bir antiseptik solüsyonla
temizlenmelidir.
• Basınç monitörizasyon sistemi yoluyla dekstroz içeren solüsyonlar veya
parenteral beslenme sıvıları verilmemelidir.
Basınç monitörizasyonu sisteminin sterilizasyon veya dezenfeksiyonu;
• Tek kullanımlık transdüserler tercih edilmelidir. Tek kullanımlık transdüser
kullanımı mümkün olmuyorsa tekrar kullanılabilen transdüserler üretici firma
önerileri doğrultusunda sterilize edilerek kullanılmalıdır.
24
DİYALİZ KATETERLERİ
Hemodiyaliz, renal fonksiyonun difüzyon ve ultrafiltrasyon (ayırma) esasına
dayalı olarak sağlanmasıdır. Düzenli ve periyodik hemodiyaliz ile metabolik
son ürünler atılmakta, vücudun elektrolit ve sıvı dengesi sağlanmaktadır.
Acil durumlarda, A-V fistülün olgunlaşmasına kadar geçen dönemde, bazı
özel durumlarda ise uzun süreli olmak üzere, hemodiyaliz özel bir merkezi
ven kateteri aracılığıyla gerçekleştirilir. Hemodiyaliz için kullanılan kateterler,
yapıldıkları materyallere, kullanım sürelerine ve lümen yapılarına göre farklılık
gösterirler.
İdeal bir hemodiyaliz kateteri;
• Hastaya uygun boy ve çapta seçilmeli
• Uzun süre dayanabilmeli
• Komplikasyona yol açmadan kolayca kullanılabilmeli
• Uygun kan akımı sağlamalı (300 ml/dk’dan daha fazla)
• Radyoopak olmalı, buna karşın işlem sırasında büzüşmemelidir.
• Seçilen hemodiyaliz kateteri cilde kolayca ve güvenle tespit edilebilmeli başlıca
bakterilere ve diğer enfeksiyona yol açan ajanlara karşı dirençli olmalıdır.
Merkezi venöz kateterler uygulama süresi ve amacına göre geçici ve kalıcı
olmak üzere ikiye ayrılırlar. Takılacak kateterin geçici ya da kalıcı olmasını
belirleyen en önemli faktör, öngörülen kateter kullanım süresidir.
a)Geçici Hemodiyaliz Kateterleri (kafsız kateterler)
Geçici vasküler giriş yolu sağlamak için günümüzde kullanılan en yaygın
yöntem çift lümenli bir kateterin femoral, subklavyen veya internal jugüler
vene (İJV) yerleştirilmesidir. Geçici hemodiyaliz kateterleri poliüretan yapıları
gereği daha rijid yapıdadırlar. Hastanın vücut yapısına ve takılacağı bölgeye
uygun kateter seçilmelidir. Bu kateterler, akut böbrek yetmezliği olgularında ya
da yeni arteriovenöz fistül açılmış kronik renal yetmezlik olgularında fistülün
olgunlaşması için zaman kazanmak amacıyla tercih edilir. 3 haftadan daha
kısa süreli giriş yolu oluştururlar. Eğer mümkünse kateter giriş yeri ultrason ile
belirlenmelidir.
b)Kalıcı Hemodiyaliz Kateterleri (tünelli-kaflı kateterler)
Genellikle silikon yapılıdırlar. Bu yapı kateterin daha esnek ve daha az
trombojenik olmasını sağlamaktadır. Jugüler, subklavyen ve femoral vene
25
yerleştirilebilirler. Bu kateterler cilt altında açılan tünelden geçirilir ve ciltten
çıktığı bölgede var olan polyester yapılı kaf sayesinde enfeksiyonu engelleyici
özellik taşırlar. Akut veya kronik böbrek yetmezliği olgularında genellikle uzun
süreli (3 haftadan daha uzun) kullanım amaçlı takılırlar. Tünelli- kaflı kateterler
AV fistül oluşturulan ve gelişmesi beklenen tarafa yerleştirilmemelidir. Tünelli
kateterler, kanama riski nedeni ile INR’si yüksek olan ve trombosit sayısı 25,000/
mm3’den düşük olan hastalar için uygun değildir. Tüm kaflı kateterler floroskopi
altında yerleştirilmelidir
Tünelli kateterlerin takılması daha ağrılı olduğu için midazolam ve fentanil ile
intravenöz sedasyon uygulanmaktadır ve 6 saatlik açlık gerekmektedir. İşlem
sırasında cerrahi sterilitenin gerekleri mutlak olarak uygulanır.
Komplikasyonlar
Hemodiyaliz kateterlerinin takılması bazı komplikasyonlara neden olabilir.
Erken dönem komplikasyonlar arteriyel ponksiyon, hematom oluşması, sinir
yaralanması, pnömotoraks, hemotoraks, kateter disfonksiyonu ve aritmidir.
Geç dönem komplikasyonlar ise kateterin kalış süresi ile ilişkilidir. Geçici
kateterlerin ortalama kalış süresi İJV ve subklavyen kateterler için 3-4 haftayı,
femoral kateterler için 2 haftayı geçmemelidir. Sürenin uzaması hem trombotik
komplikasyonları, hem de enfeksiyon riskini artırmaktadır.
• Kateter pansumanlarının değişimi ve manipülasyonlar sadece eğitimli diyaliz
personeli tarafından yapılmalıdır (kateter enfeksiyonları en az 5 kat azalacaktır).
• Hemşire mutlaka eldiven giymeli ve maske takmalıdır.
• Kateter çıkış yeri her hemodiyalizde enfeksiyon belirtileri açısından muayene
edilmelidir.
• Kateter çıkış yerine her pansumanda (2-5 günde bir) povidon iyot kullanımı
önerilmektedir.
• Kuru gazlı bezle kapatılmalı ve her hemodiyalizde değiştirilmelidir.
• Kateterlerin kullanımı sırasında; her hasta için yeni, temiz bir eldiven
giyilmelidir.
• Kateter kapakları ve set bağlantıları povidon iyot ile 3-5 dakika iyice ıslatılmalı
ve ayırmadan önce kurumasına özen gösterilmelidir.
• Kateter lümeni ve kateter ucu açık bırakılmamalıdır.
• Setin katetere bağlanması ve ayrılması sırasında hasta ve hemşire maske
takmalıdır.
26
• Kateterlerin başka amaçlarla kullanımı engellenmelidir. Hemodiyaliz
kateterleri, acil durumlar dışında kan alma veya hemodiyaliz dışı işlemler için
kullanılmamalıdır.
• Her kullanımdan sonra kateterin her iki lümeni de heparinli SF (100 U/ml) ile
yıkanmalıdır. Kullanılmadıkları dönemde ise her gün ya da en azından gün aşırı
yıkama yapılmalıdır.
• Geçici bir hemodiyaliz kateterinin üç haftadan uzun süre ile kullanılması
bekleniyor ise manşetli kateterler tercih edilmelidir.
• Diyaliz için kalıcı erişim yolu olarak SVK yerine fistül veya greft tercih
edilmelidir.
• Bir kısmı çıkan kateterler asla geri itilmemelidir.
• Hasta kateterini ıslatmadan banyo yapmalıdır. Eğer banyo sırasında cilt giriş
yeri pansumanı ıslanır ise hemen değiştirilmelidir.
ÜRİNER KATETERLER
Üriner kateterler hastane içinde ve dışında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Hastaneye yatan hastaların %15-25’ine hastaneye yattığı süre içerisinde en
az bir kez üretral kateter uygulandığı tahmin edilmektedir ve üretral kateter
kullanım sıklığının son 20 yılda arttığı bilinmektedir.
Kateterizasyonun Sınıflandırılması
• Kısa süreli kateterizasyon: <7 gün
• Orta süreli kateterizasyon: 7-28 gün
• Uzun süreli kateterizasyon: >28 gün
Kateterizasyon Endikasyonları
Yapılan çalışmalar hastaların %21-31’inde kateterizasyon için herhangi
bir endikasyon olmadığı göstermiştir. Bu nedenle hasta doğru bir şekilde
değerlendirilip sadece endikasyon varsa kateter takılmalıdır.
• Üriner sistem obstrüksiyonunun giderilmesi
• Üriner sistem anatomisini bozan cerrahi girişimler
• Mesane disfonksiyonu ya da idrar retansiyonu oluşturan nörolojik bozukluklar
• Yoğun bakım gerektiren hastalarda idrar çıkışının yakın takibi
• Terminal dönemde idrar inkontinansı olan hastalarda palyatif bakım (yatak
değişiminin uygun olmadığı hastalar)
• Mesane içi ilaç uygulamaları
• Mesanenin tanı amaçla doldurulması
27
KATETER TİPLERİ
Kateter kalınlıkları French (Fr) birimi ile ifade edilir. Bir French 0.33 mm çapa
eşdeğerdir.
1-Düz Uçlu Kauçuk ya da Lateks Kateterler: Nelaton ve Whistle tip gibi düz
uçlu kateterler yalnızca mesanenin bir kez drenajı için kullanılır. Bu kateterlerin
çok delikli olanları mesane pıhtılarını temizlemek için irrigasyon amaçlı
kullanılabilir.
Resim 17: Düz kauçuk lateks kateter
2-Eğri Uçlu Kateterler: Tiemann veya Coude gibi eğri uçlu kateterler, prostat
büyümesi nedeniyle yükselmiş mesane boynu ve erkek bulbar üretrasının S
şeklinde olması gibi durumlarda, düz uçlu kateterlere uyum göstermeyen erkek
üretrasını geçmek için kullanılır.
Resim 18: Eğri uçlu kateter
3-Kendiliğinden Kalıcı Kateterler: Pezzer ve Malecot gibi kendiliğinden kalıcı
kateterler, açık cerrahi sonrası yerleştirildikleri yerde delikli bir lümen bırakacak
şekilde şekillerini korurlar. Bu kateterlerin avantajı iyi bir üriner drenaj yapmasıdır.
Resim 19: Kendiliğinden kalıca kateter
28
4-Foley Kateterler: Sürekli üretral kateterizasyon amacıyla kullanılırlar. Distal
ucundaki balon mekanizması sayesinde kateterin mesane boynundan geri
kaçması önlenir. İki yollu ve üç yollu foley kateterler mevcuttur. İki yollu
kateterler sadece idrar drenajı amacıyla, üç yollu kateterler ise mesane
irrigasyonu ve drenaj için kullanılır.
Resim 20: Foley kateter
5-Perkütan Sistostomi Seti: İnfravezikal obstrüksiyonlar ve nörojenik mesane
disfonksiyonları sonucu gelişen idrar retansiyonlarında üretral kateterizasyon
yapılamadığı durumlarda kullanılır.
Resim21: Perkütan sistostomi
6-Perkütan Nefrostomi Seti: Üst üriner sistemdeki anatomik boşluğun
basıncını azaltmak amacıyla ve drenajını gerektiren enfekte obstrüksiyon
durumlarında renal kistler ve ürinomaların drenajı amacıyla kullanılırlar.
Resim 22: Perkütan nefrostomi seti
7-Double J Stent: İki ucu j harfi ve domuz kuyruğu şeklinde olan bu kateterler
asıl tedavi yapılıncaya kadar üreter obstrüksiyonların giderilmesi, soliter
böbreklerde ESWL öncesi üretere konularak kırılan taş parçalarının obstrüksiyon
yapmasının engellenmesi için kullanılır.
29
KATETER SEÇİMİ
Takılacak kateterin seçiminde en az travmaya yol açan serbest idrar akışını sağlayacak
en küçük kateteri seçmek önemlidir. Kateterin kendisi yabancı cisim olduğu için
üretra ve mesanede inflamasyona neden olabilir. Gereğinden daha dar ve geniş
kateterler komplikasyon riskini arttırır. Kadınlar için 12-14 nolu, erkekler için ise 14-16
nolu kateterler uygundur. Kısa süreli uygulamalarda plastik kateterler uygulanabilirse
de 3 haftaya kadar uygulamalarda silikonla kaplı lateks kateterler, 3 haftadan daha
uzun sürelerde uygulanacaksa silikon kateterler tercih edilir. Özel durumlar dışında 10
ml hacimli balonlu kateterler kullanılmalıdır.
Kateter Takılması
• Kateter eğitimli bir kişi tarafından aseptik teknik ve steril malzeme kullanılarak
takılmalıdır. Uygulayıcının yanında bir yardımcı bulunmalıdır.
• Eller yıkanır, kurulanır, steril eldiven giyilir.
• Steril aletle tamponlar tutulup antiseptik solüsyona batırılır, eksternal mea çevresi
temizlenir (hazır kateter takma seti kullanılmıyorsa, antiseptik solüsyonu yardımcının
vermesi gerekir).
• Steril delikli örtü ile uygulama alanı örtülür.
• Kateter hazırlanır (hazır kateter takma seti yoksa, yardımcının paketi açarak steril
kateteri uygulayıcıya vermesi gerekir), kateterin balonunu şişirmek için kullanılacak
steril sıvı enjektöre çekilir, steril idrar toplama kabı hastanın bacakları arasına
yerleştirilir (steril idrar toplama kabı yoksa, steril kapalı drenaj torbası katetere
bağlanır).
• Kayganlaştırıcı jel üretraya sıkılır.
• Kateter üretraya yerleştirilir, idrarın geldiği izlenir. Kateterin mesanede olduğu
düşünülüyor, buna karşılık idrar gelmiyorsa hafif suprapubik bası yaparak idrarın
gelip gelmediği kontrol edilir. Yine idrar gelmiyorsa mesane steril serum fizyolojikle
irrige edilerek kateter ucunun mesanede olduğu kontrol edilir.
• Kateter balonlu kateter ise 8-10 ml steril sıvı ile balon şişirilir, kateter yavaşça geri
çekilerek mesane boynuna oturtulur.
• Steril kapalı drenaj torbası takılır.
• Balonsuz kateter ise, gelen idrar bittiğinde kateter yavaşça geri çekilerek mesanenin
tamamen boşalması sağlanır. İdrarın akışı bittiğinde kateter çekilerek çıkartılır.
• Steril örtü kaldırılır.
• Kateter takma sırasında perinede kirlenme olduysa, antiseptik solüsyonla temizlenir.
• Hasta kalktığında drenaj sisteminin bükülüp tıkanmadığı kontrol edilir. İdrar
torbasının ve toplayıcı sistemin mesane düzeyinin altında tutulması gerektiği
hatırlatılır.
• Eldivenler çıkartılır, eller yıkanır, kurulanır.
30
ÜRİNER ENFEKSİYONLARI ÖNLEME
Nazokomiyal üriner sistem enfeksiyonları en sık karşılaşılan hastane
enfeksiyonlarıdır. Nazokomiyal üriner sistem enfeksiyonlarının yaklaşık %80’i
üriner kateterizasyon sonrası gelişmektedir. Escherichia coli nazokomiyal üriner
sistem enfeksiyonlarının en sık nedenidir. Bu enfeksiyonların tamamını önlemek
mümkün olmasa da en önemli belirleyici kateterizasyonun süresidir. Uzun süreli
kateterizasyon uygulanan hastaların hepsinde bakteriüri gelişir. Uluslararası
enfeksiyon sürveyans (NNIS) verilerine göre hastane enfeksiyonları kapsamında
%40 üriner sitem enfeksiyonlarının %20’si kateter takılma sırasındaki
hatalardan kaynaklanıyor. 29 merkezli yapılan bir çalışmada ÜSİ % 65,3 üriner
enstrümentasyonla ilişkili % 93,8’i üretral kateter nedeniyle (Leblebicioğlu ve
ark. 2003) olduğu saptanmıştır.
Kateterle İlişkili Üriner Sistem Enfeksiyonları İçin Risk Faktörleri
• Kateterin kalış süresi
• Başka bir alanda aktif enfeksiyon varlığı
• Bakım hataları
• Kadın cinsiyet
• Diabetes mellitus
• Drenaj torbalarının mikrobiyal kolonizasyonu
• Malnütrisyon
31
Üriner sistem enfeksiyonlarını önleme ve hemşirelik bakımı
• Kateter ile ilgili her işlem öncesi ve sonrası eller yıkanmalıdır.
• Üriner sistem enfeksiyonlarını önlemek için kapalı drenaj sisteminin bütünlüğü
bozulmamalıdır.
• Kateter ve drenaj sistemi ayrıldıysa bağlantı yeri dezenfekte edilerek yeni bir
drenaj sistemi takılmalıdır.
• Drenaj sisteminin bükülerek idrar akışının engellenmesi önlenmelidir.
• İdrar torbası mesane düzeyinin altında olmalı, torba yere değmemeli askı ile
yatağa sabitlenmelidir.
• İdrarın rahat akışının sağlanması için torba düzenli olarak boşaltılmalıdır.
• Sadece tıkanma olduğunda yıkama yapılmalıdır.
• Örnek almak için kapalı drenaj sisteminin bütünlüğü bozulmamalıdır.
Bakteriyolojik örnek için kateterin distali dezenfekte solüsyonlarla temizlenir,
enjektörle örnek alınır. Diğer idrar analizleri için torbanın boşaltıcı sisteminden
aseptik koşullarda örnek alınır.
• Mümkün olan en kısa sürede kateter çıkarılmalıdır.
• Perineye sıcak uygulama (ağrı, spazm için) yapılmalıdır.
• Sıvı alımı artırılmalıdır.
• Üriner kanal irritanlarından kaçınılmalıdır (çay, kahve, alkol, kola, turunçgil,
baharatlar),
• Mesaneyi her 2-3 saatte bir boşaltmada hasta cesaretlendirmelidir.
• Kateter hareketini önleme için iyi tespit edilmelidir.
• Gelen idrar sık gözlemlenmelidir (renk, koku vb.).
• Su ve sabunla perineal temizlik yapılmalı, kurulanmalı ve bu hasta ve
yakınlarına öğretilmelidir.
• Vital bulgular ve ateş izlemi yapılmalıdır.
• Küvet yerine duş kullanılması önerilmelidir.
32
• Her bağırsak boşaltımı sonrası perine ve üretral meatüsü temizleme (önden
arkaya) anlatılmalıdır( Defekasyon sonrası, perianal bölgeyi arkadan öne doğru
temizlemek mikroorganizmaları üretraya taşır).
• Her 2-3 saatte bir idrarı tamamen boşaltma gerekliliği anlatılmalıdır.
• Cinsel ilişki sonrası mesaneyi boşaltmanın önemi belirtilmelidir.
• Ateş ya da başka belirtilerde sağlık kuruluşuna başvurmaları gerektiği
belirtilmelidir.
• Torbanın hasta mesanesi üzerine getirilmesi zorunlu ise drenaj tüpü
klemplenmelidir.
33
KAYNAKLAR
1. Duran E, Çıkırıkçıoğlu M, Ege T, Arar C, Edis M, Düğümlenmiş Pulmoner Arter
Kateterinin Çıkarılmasında Uygulanabilecek Yöntemler,Türkiye Klinikleri KalpDamar Cerrahisi 2001; 2:101-104
2. Damar İçi Kateter İnfeksiyonlarının Önlenmesi Kılavuzu, Hastane
İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği, 2005
3. Atahan E, Yasım A, Cantimur A, Hemodiyaliz Hastalarında Geçici Kateter
Uygulamaları ve Komplikasyonları, Erciyes Tıp Dergisi (Erciyes Medical Journal),
2006; 28 (2): 071-076
4. Tonbul HZ, Altıntepe L, Hemodiyalizde Kateter Enfeksiyonları, Türk Nefroloji
ve Transplantasyon Dergisi 2003;12 (2) 78-83
5. Halıcı Ü, Duran E, Canbaz S, Hemodiyaliz Kateterleri ve Kateterizasyon
Teknikleri, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2004;21(1-3):23-3
6. Çil BE, Balkancı F, Hemodiyaliz Kateterleri, Hacettepe Tıp Dergisi, 2004;35: 4951
7. Ünver S, Atasoyu EM, Evrenkaya TR, Tülbek MY, İki Ucu Keskin Bıçak:
Hemodiyaliz Kateterleri, Türk Nefroloji ve Transplantasyon Dergisi 2003;12 (4)
184-190
8. Yapıcı N, Aykaç Z, Alhan C, Kopman E, Kateter Uygulaması Sırasında Görülen
Pulmoner Arter Yaralanmaları, GKD Cer. Derg. 1994; 2: 194-196
9. Oğuzkurt L, Kısa Dönemli (Tünelsiz) Kateter Uygulamaları, THD Hematoloji
Pratiğinde Uygulamalı Kateterizasyon Kursu Kitabı, 2006
10. Karayavuz A, Kateter Hemşireliği, THD Hematoloji Pratiğinde Uygulamalı
Kateterizasyon Kursu Kitabı, 2006
11. Akıncı SB, Kritik Hastada Hemodinamik Monitörizasyon, Yoğun Bakım Dergisi
2003; 3(1):5-21
12. Usta Yeşilbalkan Ö, Onkoloji Hastalarında Sık Kullanılan Venöz Giriş Aracı:
İmplante Port Kateter, C.Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi,2005; 9: 49-54.
13. Güleser GN, Taşçı S, Onkolojide Sık Kullanılan Santral Venöz Kateterleri ve
Bakımı, F.Ü.Sağ. Bil. Tıp Derg. 2009: 23 (1): 47-51
14. Tuna Oran N, Port Kateter: Venöz Yolu Nasıl Sürdürebiliriz? Maltepe
Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, Cilt2, Sayı:3, Aralık 2009
34
15. Swan-Ganz Flow-Directed Monitoring Catheters. Technical Data, Baxter
Healthcare Corporation, California, 1998
16. Ovayolu N, Coşkun Güner İ, Karadağ G, Santral Venöz Kateter (SVK)
Uygulanan Hastalarda Uygulama Öncesi ve Sonrası Alınan Önlemlerin
Belirlenmesi, Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi 2006; Cilt: 9
Sayı: 3
17. Leblebicioğlu H, Öztürk R, Santral Venöz Kateter İlişkili Enfeksiyonlar: Tanı ve
Önlem Metodlarında Yeni Yaklaşımlar, Yoğun Bakım Dergisi 2002;2(Ek 1):97-105
18. T.C Sağlık Bakanlığı Acil Sağlık Hizmetleri İntravenöz (Damar İçi) İlaç/Sıvı
Uygulama, 2010
19. Boyvat F, Uzun Dönemli (Tünelli) Kateter ve Port Uygulamaları, THD
Hematoloji Pratiğinde Uygulamalı Kateterizasyon Kursu Kitabı, 2006
20. Tercan F, Venöz Kateterizasyon İçin Girim Yolları ve Kateter Tipleri, THD
Hematoloji Pratiğinde Uygulamalı Kateterizasyon Kursu Kitabı, 2006
21. .http://www.edwards.com/products/pacatheters/ThermodilutionCatheter.
htm
22. Aygün P, İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hemşirelik Hizmetleri Müdürlüğü.
Hastane Enfeksiyonları Korunma ve Kontrol, Sempozyum Dizisi. No:60. 2008;
131-137
23. Temel Üroloji, 2007,ISBN:975-277-135-1
24. Campbell Üroloji, Cilt 1,ISBN:975-277-039-8
25. Bakır M, Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve
Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Yoğun Bakım Dergisi 2002;2 (1):106-115
BU HEMŞİRELİK REHBERİNİN EĞİTİM PLANLAMA
KOORDİNASYON KURULUNDAN ONAYI ALINMIŞTIR.
TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ HEMŞİRELİK
HİZMET İÇİ EĞİTİM DÖKÜMANIDIR. PARA İLE SATILAMAZ, ÇOĞALTILAMAZ
35
Download