tıcarı bankalarda fon yönetımı ve fon yönetımınde karşılaşılan

advertisement
T.C.
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İKTİSAT ANABİLİM DALI
İKTİSAT PROGRAMI
DOKTORA TEZİ
TICARI BANKALARDA FON YÖNETIMI VE FON
YÖNETIMINDE KARŞILAŞILAN FINANSAL RISKLER
Şenil Işıl BÜYÜKAĞAOĞLU
Danışman
Doç. Dr. İlkin BARAY
2011
i
ii
Yemin Metni
Doktora Tezi olarak sunduğum “Ticari Bankalarda Fon Yönetimi Ve Fon
Yönetiminde Karşılaşılan Finansal Riskler” adlı çalışmanın, tarafımdan, bilimsel ahlak
ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım
eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış
olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım.
Tarih
..../..../.......
Şeniz Işıl BÜYÜKAĞAOĞLU
İmza
iii
ÖZET
Doktora Tezi
Ticari Bankalarda Fon Yönetimi ve
Fon Yönetiminde Karşılaşılan Finansal Riskler
Şeniz Işıl BÜYÜKAĞOĞLU
Dokuz Eylül Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü
İktisat Anabilim Dalı
Küreselleşen finansal piyasalar ve artan
oynaklık bankaların
kâr
maksimizasyonu davranışını gerçekleştirirken bir takım risklerle karşı karşıya
kalmasına neden olmaktadır. Bankaların fon yönetimleri getiri ve riski
ilişkilendirmekte; bunların arasında optimum dengeyi kurmayı ve riskleri doğru
analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada bankalardaki nakit ve nakit benzeri
varlıkların yönetimini gerçekleştiren fon yönetimlerinin karşılaştığı finansal
risklerin açıklanması, hesaplanması ve sonuçların karşılaştırılması amaçlanmıştır.
Bankalarda fon yönetiminin en sık karşılaştığı finansal risk çeşidi, piyasa riskidir.
Riske maruz değer, elde tutulan portföy ya da varlığın değerinde belli bir
zaman dilimi içinde ve belli bir olasılıkla meydana gelebilecek maksimum değer
kaybının öngörüsüne dayanan bir kavramdır. Çalışmada banka portföyünün piyasa
riski parametrik riske maruz değer yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. Riske
maruz değer analizinde hem sabit varyans hem de değişen varyans yöntemiyle
ölçümle yapılmıştır. Değişen varyans ve sabit varyans ile hesaplanan riske maruz
değerleri karşılaştırılmış ve oluşturulan modelin uygunluğu için geriye dönük test
uygulanmıştır. Bunun yanı sıra marjinal riske maruz değer ve ortalama getiri
sonuçlarına göre portföydeki hangi varlıklar için nasıl bir politika ya da strateji
uygulanması gerektiği araştırılmıştır.
Anahtar Kelimeler : Fon Yönetimi, Hazine Yönetimi, Riske Maruz Değer, Oynaklık,
Geriye Dönük Test.
iv
ABSTRACT
PHD Dissertation
Treasury Management in the Commercial Banks and
Financial Risks in Treasury Management
Şeniz Işıl BÜYÜKAĞOĞLU
Dokuz Eylül University
Institute of Social Sciences
Department of Economics
Globalization of the financial markets and increase in the volatility, cause
standing against with some type of risks in order to realize the profit maximization
behavior of the banks. The treasury’s of the banks link income and risk, aim to
establish the optimal balance between them and analyze the risks straightforward.
The purpose of the study is to define and calculate the financial risks and compare
the results, which the treasury’s execute the cash and cash alike assets in the banks
are facing through. The most common type of financial risk for the treasury within
the banks, is the market risk.
Value at risk is a signification depending on the maximum value lost
estimation, which could be revealed in value of the portfolio on hand or the asset
within a certain time frame and possibility. In the study, market risk of the bank
portfolio is calculated by use of parametric value at risk methodology. In value at
risk analysis, the measurement is done either by fixed variance or variable variance
methodology. Value at risk values calculated with the valuable variance and fixed
variance are compared and due to the convenience of the model created, backtesting
is applied. Moreover, regarding marginal value at risk and average income results it
is investigated that, what kind of strategy or policy should have been implemented.
Key Words : Fund Management, Treasury Management, Value at Risk, Volatility, Back
Testing.
v
İÇİNDEKİLER
Sayfa No
YEMİN METNİ ................................................................................................................. ii
TEZ ONAY SAYFASI ...................................................................................................... iii
ÖZET…………... ...............................................................................................................iv
ABSTRACT.........................................................................................................................v
İÇİNDEKİLER ...................................................................................................................vi
KISALTMALAR ............................................................................................................. xiii
TABLOLAR LİSTESİ ......................................................................................................xvi
ŞEKİLLER LİSTESİ ..................................................................................................... xviii
EKLER LİSTESİ ..............................................................................................................xix
GİRİŞ... ........………………………………………………………………………………1
BİRİNCİ BÖLÜM
TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ VE FON YÖNETİMİ
İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ PİYASALAR
I. PARA VE DÖVİZ PİYASALARININ TARİHSEL GELİŞİMİ .....................................3
II. KÜRESELLEŞMENİN BANKALAR ÜZERİNE ETKİSİ............................................6
III. TİCARİ BANKACILIK VE TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ .................7
A. Bankalarda Fon Yönetiminin Önemi ...........................................................................8
B. Bankalarda Fon Yönetiminin Amacı............................................................................9
C. Fon Yönetimi Anlayışının Değişimi .......................................................................... 11
D. Fon Yönetiminin Temel Fonksiyonları ...................................................................... 12
1. Likidite Yönetimi ................................................................................................... 12
a. Likidite Gereksinimini Belirleyen Etmenler ...................................................... 14
b. Vadeye Göre Likidite Yönetimi......................................................................... 15
(1) Kısa Vadeli Likidite Yönetimi ...................................................................... 16
vi
(2) Orta Vadeli Likidite Yönetimi ...................................................................... 17
(3) Uzun Vadeli Likidite Yönetimi ..................................................................... 18
2. Risk Yönetimi ........................................................................................................ 18
3. Kârlılık Yönetimi ................................................................................................... 18
a. Fark (Spread) Yönetimi...................................................................................... 19
b. Menkul Değer Portföyü Yönetimi ..................................................................... 20
E. Fon Yönetimi Bölümlerinin Yapısı ............................................................................ 20
1. Döviz ve Para Piyasaları Bölümü .......................................................................... 21
a. TL Para Piyasası Bölümü ................................................................................... 22
b. Döviz Para Piyasası Bölümü .............................................................................. 23
c. Döviz İşlemleri Bölümü ..................................................................................... 24
2. Hazine Pazarlama Bölümü (Treasury Marketing Unit-TMU) ............................... 24
a. Şubeler FX Fiyatlama Bölümü........................................................................... 24
b. Şubeler Menkul Değer Fiyatlama Bölümü ........................................................ 25
c. Şubeler Türev Ürün Fiyatlama Bölümü ............................................................. 25
3. Sabit Getirili Menkul Değerler Bölümü ................................................................ 26
a. Ulusal Menkul Değerler Bölümü ....................................................................... 26
b. Uluslararası Menkul Değerler Bölümü ............................................................. 27
4. Türev Ürünler Bölümü........................................................................................... 27
IV. TÜRKİYE'DE FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ DÖVİZ,
PARA VE SERMAYE PİYASALARI.............................................................................. 28
A. Döviz, Para ve Sermaye Piyasalarının Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi .................... 29
B. Türkiye’de Döviz Piyasaları....................................................................................... 30
1. Organize Döviz Piyasaları ..................................................................................... 30
2. Organize Olmayan Döviz Piyasaları ...................................................................... 33
a. Serbest Döviz Piyasası ....................................................................................... 34
b. Bankalararası Döviz Piyasası ............................................................................. 35
C. Türkiye’de Para ve Sermaye Piyasaları ..................................................................... 37
1. Organize Para ve Sermaye Piyasaları .................................................................... 38
a. TCMB Bankalararası Para Piyasası (Interbank Piyasası) .................................. 38
b. Devlet İç Borçlanma Senetleri Piyasası ............................................................. 40
vii
c. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası ......................................................................... 44
(1) İMKB Kesin Alım-Satım Pazarı ................................................................... 44
(2) TCMB Repo-Ters Repo Piyasası .................................................................. 46
2. Organize Olmayan Para ve Sermaye Piyasaları..................................................... 49
a. Bankalararası TL Piyasası .................................................................................. 50
b. Bankalararası Repo Piyasası .............................................................................. 52
c. Bankalararası Tahvil Piyasası ............................................................................ 52
V. FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ ULUSLARARASI
PİYASALAR ..................................................................................................................... 53
A. Uluslararası Döviz (FX) Piyasası ............................................................................... 53
B. Uluslararası Para ve Sermaye Piyasaları .................................................................... 55
1. Bankalararası Para Piyasası ................................................................................... 56
2. Amerikan Hazine Bono ve Tahvilleri .................................................................... 58
3. EURO-Piyasalar.. ................................................................................................... 59
4. Türev Piyasaları ..................................................................................................... 60
a. Organize Opsiyon Piyasaları .............................................................................. 61
b. Organize Olmayan Opsiyon Piyasaları .............................................................. 62
İKİNCİ BÖLÜM
FON YÖNETİMİNDE KARŞILAŞILAN FİNANSAL RİSKLER VE FİNANSAL
RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
I. BANKACILIKTA RİSK YÖNETİMİ KAVRAMI, AMACI VE TÜRLERİ ............... 64
A. Bankacılıkta Risk Yönetimi Kavramı ........................................................................ 65
B. Bankacılıkta Risk Yönetiminin Amacı ...................................................................... 66
C. Bankacılıkta Risk Yönetimi Türleri ........................................................................... 66
II. BANKALARIN KARŞILAŞTIKLARI FİNANSAL VE FİNANSAL OLMAYAN
RİSKLER ........................................................................................................................... 68
A. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Riskler ............................................................... 70
1. Piyasa Riski ............................................................................................................ 70
viii
a. Kur Değişim Riski.............................................................................................. 71
b. Hisse Senedi Fiyat Değişim Riski...................................................................... 72
c. Alım-Satım Amaçlı Faiz Riski ve Yapısal Faiz Riski ....................................... 72
d. Emtia ve Kıymetli Madenler Riski .................................................................... 75
2. Likidite Riski ......................................................................................................... 75
3. Kredi Riski ............................................................................................................. 77
B. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Olmayan Riskler ................................................ 78
1. Operasyonel Risk ................................................................................................... 78
2. Diğer Finansal Olmayan Riskler ............................................................................ 79
III. BASEL KOMİTESİ’NİN RİSK YÖNETİMİ UYGULAMALARI ............................ 80
A. Basel I Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı .......................................................................... 80
B. Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı ......................................................................... 81
C. Basel II Uzlaşısında Piyasa Riskine Dönük Ölçüm Yaklaşımları.............................. 82
1. Standart Yaklaşım .................................................................................................. 83
a. Faiz Oranına İlişkin Sermaye Gereksinimi ........................................................ 83
b. Kur Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi ......................................................... 84
c. Hisse Senedi Fiyat Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi.................................. 84
d. Emtia Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi ...................................................... 84
e. Opsiyon Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi .................................................. 85
2. Piyasa Riskinde İçsel Ölçüm Yaklaşımları ............................................................ 85
IV. FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER ...................... 86
A. Geleneksel Risk Yönetimi……….. ........................................................................... 87
1. GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi ......................................................................... 87
2. Durasyon Analizi ile Riskin Ölçülmesi ................................................................. 89
3. Durasyon-GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi ........................................................ 91
B. Türev Ürünler ile Risk Yönetimi ............................................................................... 94
1. Vadeli Sözleşmelerin Risk Yönetiminde Kullanılması (Futures) .......................... 94
2. Vadeli Faiz ve Döviz Sözleşmelerinin Risk Yönetiminde Kullanılması ............... 95
a. Vadeli Faiz Sözleşmeleri (Forward Rate Agreement) ....................................... 95
b. Vadeli Döviz Sözleşmeleri (Forward) ............................................................... 96
3. Swap İşlemlerinin Risk Yönetiminde Kullanılması .............................................. 98
ix
a. Faiz Swapı .......................................................................................................... 98
b. Döviz Swapı ....................................................................................................... 99
4. Opsiyonların Risk Yönetiminde Kullanılması .....................................................101
a. Opsiyon Türleri ................................................................................................101
b. Opsiyon Duyarlılığının Ölçülmesi ...................................................................104
c. Kârlılık Açısından Opsiyon Çeşitlerinin Değerlendirilmesi ............................105
C. RMD ile Risk Yönetimi ...........................................................................................107
1. Finansal Zaman Serileri ve Temel Özellikleri .....................................................108
a. Finansal Zaman Serilerine İlişkin Tanımlayıcı İstatistikler .............................109
b. Finansal Zaman Serisinin Dağılımı .................................................................113
c. Finansal Zaman Serilerinde Durağanlık...........................................................115
d. Tanısal Analizler ..............................................................................................118
(1) ARCH-LM Testi ........................................................................................118
(2) Otokorelasyon Testi ...................................................................................119
(3) Gecikme Uzunluklarının Belirlenmesi .......................................................121
2. RMD Hesaplamasında Kullanılan Parametreler ...................................................122
a. Elde Tutma Süresi ............................................................................................122
b. Örneklem Dönemi ............................................................................................123
c. Güven Aralığı ...................................................................................................123
d. Korelasyonun Belirlenmesi ..............................................................................124
e. Oynaklık Öngörü Yönteminin Belirlenmesi ....................................................125
3. Koşullu Değişen Varyans Modellerinin Türleri ...................................................126
a. Simetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri ...............................................127
(1) Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (ARCH) Yöntemi .........................128
(2) Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (GARCH)
Modeli ..............................................................................................................131
(3) Entegre GARCH (IGARCH) Modeli .........................................................133
b. Asimetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri ............................................134
(1) Üslü GARCH (EGARCH) Modeli .............................................................135
(2) Doğrusal Olmayan GARCH (NGARCH) Modeli .....................................137
(3) Eşik GARCH (TGARCH) Modeli .............................................................138
x
(4) Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü GARCH (APGARCH) Modeli.. ............139
4. RMD Ölçüm Yöntemleri ......................................................................................144
a. Parametrik RMD Ölçüm Yöntemi ...................................................................144
b. Marjinal Riske Maruz Değer (MRMD) Ölçüm Yöntemi ................................148
c. Tarihsel Simülasyon Yöntemi ..........................................................................150
d. Monte Carlo Simülasyon Yöntemi ..................................................................152
e. RMD Ölçüm Yöntemlerinin Karşılaştırılması .................................................153
(1) Opsiyon Risklerini Kapsayabilme Gücü ....................................................154
(2) Sonuçların Güvenirliği ...............................................................................154
(3) Farklı Varsayımlarla Kullanılabilme Esnekliği..........................................155
(4) Uygulama Kolaylığı ...................................................................................155
(5) Kullanıcılara Anlatma Kolaylığı ................................................................156
5. Model Sınama Testleri ..........................................................................................156
a. Stres Testleri.....................................................................................................157
b. Geriye Dönük Test ...........................................................................................159
6. RMD Ölçümlerine İlişkin Yapılan Çalışmaların Değerlendirilmesi ....................162
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİR BANKA PORTFÖYÜNE İLİŞKİN PİYASA RİSKİNİN
RMD YÖNTEMİ İLE ÖLÇÜMLENMESİ
I. BANKA PORTFÖYÜNÜN TANITIMI ......................................................................170
II. BANKA PORTFÖYÜNDEKİ RİSK FAKTÖRLERİ ................................................177
III. OYNAKLIK ANALİZLERİ......................................................................................179
A. Analizde Kullanılan Veriler ve Yöntem ..................................................................180
1. Analizde Kullanılan Veri Seti ...............................................................................181
2. Analiz Yöntemi .....................................................................................................183
B. Tanımlayıcı İstatistikler............................................................................................184
C. Koşullu Değişen Varyans Modelleri ........................................................................188
D. Oynaklık Düzeylerinin Elde Edilmesi ve Karşılaştırılması .....................................193
xi
IV. OYNAKLIĞA DAYALI RİSK ANALİZİ VE GERİYE DÖNÜK TEST ................194
A. Banka Portföyünün Risk Düzeyine Bağlı Kayıp Tutarları ......................................195
B. Geriye Dönük Test Sonuçları ...................................................................................200
V. BANKA PORTFÖYÜNÜN MARJİNAL RİSKE MARUZ DEĞERİ VE
PORTFÖYDE YER ALAN VARLIKLARIN GETİRİSİ ...............................................201
A. Banka Portföyünde Marjinal Riske Maruz Değer Tutarı .........................................202
B. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi ................................................................204
SONUÇ ............................................................................................................................208
KAYNAKÇA ...................................................................................................................213
EKLER .............................................................................................................................234
xii
KISALTMALAR
ABD
:Amerika Birleşik Devletleri
ADF
:Augmented Dickey Fuller
AIC
:Akaike Bilgi Kriteri
APARCH
:Asimetrik Güçlü ARCH
APGARCH
:Asimetrik Güçlü GARCH
APİ
:Açık Piyasa İşlemleri
APKO
:Aktif Pasif Komitesi
ARCH
:Otoregresif Koşullu Değişen Varyans
BDDK
:Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu
BIS
:Uluslararası Ödemeler Bankası
CBO
:Collateralized Bond Obligation
CD
:Mevduat Sertifikası
CHF
:İsviçre Frangı
DF
:Dickey-Fuller
DİBS
:Devlet İç Borçlanma Senetleri
EB2034
:2034 Vadeli USD Cinsi Eurobond
ECB
:Avrupa Merkez Bankası
EFT
:Elektronik Fon Transferi
EGARCH
:Üssel GARCH
ES
:Beklenen Kayıp
EUR
:Euro
EUT3Y
:3 Yıllık EUR Cinsi Tahvil
EWMA
:Üssel Ağırlıklandırılmış Hareketli Ortalama Yöntemi
FDA
:Faize Duyarlı Aktifler
FDP
:Faize Duyarlı Pasifler
FIGARCH
:Kısmi Entegre GARCH
FRA
:Vadeli Faiz Anlaşmaları
FRNS
:Değişken Dalgalı Faiz
FX
:Döviz Alım-Satım
xiii
GARCH
:Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans
GBP
:İngiliz Sterlini
GDT
:Geriye Dönük Test
GED
:Genelleştirilmiş Hata Dağılımı
GEV
:Genelleştirilmiş Uç Değer Dağılımı
GPD
:Genelleştirilmiş Pareto Dağılımı
HYGARCH
:Hiperbolik GARCH
IGARCH
:Entegre GARCH
INTERBANK :TCMB Bankalararası Para Piyasası
İMKB
:İstanbul Menkul Kıymetler Borsası
JB
:Jarque-Bera Testi
JPY
:Japon Yeni
LM
:Lagrange Çarpanı
MM
:Para Piyasası
MRMD
:Marjinal Riske Maruz Değer
NGARCH
:Doğrusal Olmayan GARCH
OTC
:Tezgah Üstü İşlemler
RMD
:Riske Maruz Değer
SC
:Schwarz Kriteri
ST
:Student-t Dağılımı
S-ST
:Çarpık Student-t Dağılımı
TBB
:Türkiye Bankalar Birliği
TCMB
:Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
TGARCH
:Eşik GARCH
TL
:Türk Lirası
TMU
:Hazine Pazarlama Bölümü
TRB3M
:3 Aylık TL Cinsi Bono
TRT2Y
:2 Yıllık TL Cinsi Tahvil
TSPAKB
:Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği
UNCRDT
:Unicredit Bankası Hisse Senedi
USD
:Amerikan Doları
xiv
UST5Y
:5 Yıllık USD Cinsi Amerikan Tahvili
vd.
:ve diğerleri
VDMK
:Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler
VKG
:Vadeye Kalan Gün
XAU
:Altın
YKBNK
:Yapı Kredi Bankası Hisse Senedi
YP
:Yabancı Para
xv
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Likidite Yönetiminde Vadeye Göre Değişen Önem Sıralaması .......................... 16
Tablo 2. İMKB Tahvil-Bono Ekranına Emir İletim Limitleri ........................................... 45
Tablo 3. Faizlerdeki Değişimin Özkaynaklara Etkisi ........................................................ 93
Tablo 4. Türev Ürünlere İlişkin Temel Özelliklerin Karşılaştırılması .............................. 94
Tablo 5. Opsiyon Pozisyonunun Parametre Etkisi ..........................................................106
Tablo 6. Opsiyonun Kâr-Zarar Durumu ..........................................................................106
Tablo 7. APGARCH Modelinin Diğer Modellere Dönüştürülmesinde Parametre
Kısıtları............................................................................................................................ 143
Tablo 8. BIS’in Geriye Dönük Test Ölçütleri ..................................................................161
Tablo 9. Kabul Edilebilir Sapma Sayıları ........................................................................161
Tablo 10. Banka Portföyünde Bulunan TL Bonolar ........................................................172
Tablo 11. Banka Portföyünde Bulunan Kuponlu–İskontolu Tahviller ............................173
Tablo 12. Banka Portföyünde Yer Alan USD Cinsi Uluslararası Tahviller ....................174
Tablo 13. Banka Portföyünde Yer Alan EUR Cinsi Uluslararası Tahviller ....................175
Tablo 14. Banka Portföyünde Yer Alan USD ve EUR Cinsi Eurobondlar .....................176
Tablo 15. Banka Portföyünde Yer Alan TL-YP Hisse Senedi Dağılımı .........................177
Tablo 16. Gösterge Olarak Kullanılabilecek Risk Faktörleri ..........................................178
Tablo 17. Tanımlayıcı İstatistikler ...................................................................................185
Tablo 18. Getiri Serilerinde ARCH Etkisinin Varlığının Araştırılması ..........................189
Tablo 19. Model Seçim Ölçütlerine Göre Uygun Dağılımın Seçimi...............................190
Tablo 20. APGARCH(1,1) Modeli Sonuçları..................................................................191
Tablo 21. Sabit ve Koşullu Değişen Varyans İle Elde Edilen Oynaklık Değerleri .........193
Tablo 22. Banka Portföyü: Pozisyon Tutarları ve Ağırlık Vektörü .................................195
Tablo 23. Finansal Varlıkların RMD Tutarına Katkıları .................................................195
Tablo 24. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Korelasyon Matrisi.........................197
Tablo 25. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Kovaryans Matrisi ..........................198
Tablo 26. Yeniden Düzenlenmiş Kovaryans Matrisi .......................................................199
Tablo 27. Banka Portföyüne İlişkin RMD Tutarları ........................................................199
Tablo 28. Kupiec LR Geriye Dönük Test Sonuçları........................................................200
xvi
Tablo 29. Marjinal Riske Maruz Değer Tutarları ............................................................203
Tablo 30. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi........................................................204
Tablo 31. MRMD Sonuçlarından Hareketle Düzeltilmiş Portföy Ağırlıkları .................205
Tablo 32. Yeni Strateji İle Elde Edilen RMD Tutarları ...................................................206
Tablo 33. Değişen Portföy Ağırlıklarına Göre Varlıkların Getirisi .................................206
xvii
ŞEKİLLER LİSTESİ
Şekil 1. Bankacılıkta Fon Yönetiminin Önem Sıralaması ...................................................9
Şekil 2. Geleneksel Fon Yönetiminden Çağdaş Fon Yönetimine Geçiş Süreci ................ 11
Şekil 3. Fon Yönetiminde Risk-Gelir Yönetimi ................................................................ 19
Şekil 4. TCMB Spot Döviz Piyasa Ekranı ......................................................................... 31
Şekil 5. TCMB Valörlü Döviz Piyasa Ekranı .................................................................... 32
Şekil 6. TCMB Döviz Depo Piyasa Ekranı ....................................................................... 33
Şekil 7. Bankalararası Döviz Alım-Satım Ekranı .............................................................. 35
Şekil 8. Bankalararası Piyasada En İyi Döviz Alım-Satım Kotasyonuna Sahip Bankaların
Döviz Kotasyon Ekranı ...................................................................................................... 36
Şekil 9. TCMB Bankalararası Para Piyasası Ekranı .......................................................... 39
Şekil 10. TCMB Hazine İhale Sonuç Bilgi Ekranı ............................................................ 43
Şekil 11. İMKB Tahvil-Bono Ekranı ................................................................................. 45
Şekil 12. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Ekranı .................................................................. 48
Şekil 13. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Sonuç Duyuru Ekranı .......................................... 49
Şekil 14. Bankalararası TL Para Piyasası Ekranı ............................................................... 51
Şekil 15. Uluslararası Spot Çapraz Döviz Kuru Ekranı ..................................................... 54
Şekil 16. Uluslararası Para Piyasası Libor Ekranı ............................................................. 56
Şekil 17. Valörlü Para Piyasası İşlemleri Ekranı ............................................................... 57
Şekil 18. ABD Tahvil ve Bono Piyasası Ekranı ................................................................ 58
Şekil 19. Gelişmekte Olan Ülkelere İlişkin Eurobond Piyasası Ekranı ............................. 59
Şekil 20. Bankaların Karşılaştıkları Risklerin Sınıflandırılması........................................ 69
Şekil 21. Gelişmiş Piyasalardaki Finansal Risk Dağılımları ............................................. 69
Şekil 22. Faiz Oranlarındaki Değişimin GAP Etkisi ......................................................... 88
Şekil 23. Alım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ................102
Şekil 24. Alım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ................102
Şekil 25. Satım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ...............103
Şekil 26. Satım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ...............103
Şekil 27. Finansal Varlık Getiri Serilerine İlişkin Histogramlar .....................................186
Şekil 28. Finansal Varlık Getiri Serileri ..........................................................................187
xviii
EKLER LİSTESİ
Ek Tablo 1. Kullanılan Veri Seti......................................................................................234
xix
GİRİŞ
Dünya’da özellikle 90’lı yıllardan itibaren etkisi hissedilen küreselleşme eğilimi,
piyasalarda belirsizliğin artarak eskisinden daha büyük finansal risklerin ortaya
çıkmasına yol açmıştır. Finansal risklerin artmasının ana nedeni, uluslararası piyasaların
giderek daha değişken olması ve piyasa fiyatlarının inişli çıkışlı bir gelişim izlemesi
anlamına gelen piyasadaki oynaklık artışıdır. Dünya ekonomisinde yaşanan bu
gelişmeler, bankacılıkta fon yönetiminin önemini artırmıştır.
Bankacılıkta fon yönetimi getiri ve riski ilişkilendirmekte, bunların arasında
optimum dengeyi kurmayı amaçlamaktadır. Çalışmada Basel Komitesi düzenlemeleri
çerçevesinde sınıflandırılmış riskler dikkate alınmaktadır. Bankadaki fon yönetiminin
nakit ve nakit benzeri varlıkların etkin yönetimini amaçladığı düşünüldüğünde, fon
yönetimi bölümlerinin en sık karşılaştığı risk türü piyasa riskidir. Bu nedenle risk
sınıflandırmasında faiz oranları, döviz kurları ve hisse senetlerinin fiyatlarındaki
hareketlilikten kaynaklanan risk olarak tanımlanan piyasa riskine ağırlık verilmektedir.
Bu çalışmada amaçlanan piyasa riski ölçümünde, içsel yöntem olarak yaygın
şekilde kullanılan Riske Maruz Değer (RMD) yönteminin; gerçeğe çok yakın bir banka
portföyünün piyasa riskinin ölçümünde kullanılmasıdır. Çalışmada toplam banka
portföyünün RMD tutarının ve Marjinal RMD (MRMD) tutarının hesaplanması ve
kullanılan modelin doğruluğunu test etmek amacıyla Geriye Dönük Test (GDT)
ölçümleri yapılması amaçlanmaktadır. Genelleştirilmiş asimetrik üslü otoregresif koşullu
değişken
varyans
yöntemi
modelin
içerisinde
oynaklık
faktörünü
temsilen
kullanılmaktadır.
İlk bölümde ticari bankacılıkta fon yönetiminin amacı, önemi, fonksiyonları ve
yapısı gibi açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir. Daha sonrasında fon yönetimi işlemlerinin
gerçekleştiği ulusal ve uluslararası döviz, para ve sermaye piyasalarının özellikleri
açıklanmıştır.
1
İkinci bölümde risk kavramı, risk çeşitleri ve risk ölçüm yöntemleri inceleme
konusu yapılmıştır. Bu bölümde finansal risk ölçüm yöntemleri hem geleneksel hem
türev ürünler hem de RMD yöntemi için açıklanmıştır. Fon yönetiminde RMD’in önemi,
RMD hesaplamasında kullanılan tüm yöntemler ve kullanılan tüm parametreler ayrıntılı
olarak anlatılmıştır. RMD hesaplamasında kullanılan oynaklık hesaplamasında değişen
varyans yaklaşımlarını içeren ARCH-GARCH ve türevi modellere yer verilmiştir.
Oluşturulan modellerin güvenilirliğini sınamak için yapılan GDT de bu bölümde
anlatılmıştır. Bölümde, ayrıca Basel II uzlaşısındaki piyasa riskine yönelik uygulamalara
ve literatür araştırmalarına da yer verilmiştir.
Üçüncü bölüm; RMD ölçüm yöntemi olan parametrik RMD ile banka
portföyünün piyasa riskine ilişkin RMD hesaplanmasını, elde edilen sonuçların
karşılaştırılmasını ve yorumlanmasını içermektedir. İlk olarak veri seti ve yöntem
açıklanmış, ardından araştırma bulgularına yer verilmiş ve elde edilen bulgular
değerlendirilmiştir. Portföy için parametrik RMD yöntemiyle farklı elde tutma süreleri ve
farklı güven aralıkları hesaplanmıştır. RMD hesaplamasında kullanılan oynaklık değeri
olarak hem değişen varyansı içeren Asimetrik Güçlü GARCH (APGARCH) varyans hem
de sabit varyans değerleri kullanılmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Modelin doğruluğu
Geriye Dönük Test (GDT) ile kontrol edilmiştir. Son olarak MRMD ve ortalama getiri
sonuçlarına göre alınan riskler karşısında yeterli getirinin elde edilip edilmediği
ölçülmekte ve riski en etkili şekilde azaltmak için hangi varlıkların portföydeki
ağırlığının değiştirilmesi gerektiği araştırılmıştır.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ VE FON YÖNETİMİ
İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ PİYASALAR
Finansal piyasalarda artan küreselleşme eğilimi birçok yeni piyasa ve ürünün
ortaya çıkmasına neden olmuş ve bankaların fon yönetimi bölümlerini daha önemli hale
getirmiştir. Günümüzde para akımları tümüyle kontrol edilememekte ve paranın yönetimi
giderek zorlaşmaktadır. Paranın kontrolünde ortaya çıkan bu güçlükler, finansal
piyasaların daha kırılgan olmasına ve finansal risklerin artmasına neden olmaktadır.
Özellikle 90’lı yıllarda bankanın nakit ve nakit benzeri varlıklarını yöneten fon
yönetimi bölümleri önemli bir kâr merkezi haline gelmiştir. Ancak fon yönetiminin tek
amacı kârlılık değildir. Bankacılıkta fon yönetimi getiri ve riski ilişkilendirmekte,
bunların arasında optimum dengeyi kurmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla ulusal ve
uluslararası piyasalarda para, döviz ve sermaye piyasalarında işlemler yapmaktadır.
I.
PARA VE DÖVİZ PİYASALARININ TARİHSEL GELİŞİMİ
Birinci Dünya Savaşı’na kadar ülkelerin para birimleri arasındaki değişim
oranlarının standart birim olan altına bağlandığı bir sabit döviz kuru sistemi olan altın
standardı sistemi kullanılmıştır. Sabit altın pariteleri, banknotların altın karşılığında geri
alınması zorunluluğu nedeniyle bir sabit döviz kuru sistemi yaratmıştır. Birinci Dünya
Savaşı’na kadar devam eden bu sistem, savaşla birlikte (1918-1939) büyük darbe
almıştır.
Uluslararası piyasalarda yaşanan kargaşa, Bretton Woods (1944) sisteminin
kurulmasına neden olmuştur. Bretton Woods sabit kur sisteminde tüm ulusal paralar
Amerikan Dolarına (USD) belirli bir parite ile bağlanmıştır. Bu arada USD de belirli
ağırlıktaki altına eş değer olarak sabitlenmiştir. Bretton Woods sistemine göre, her para
3
birimi için diğer paralar karşısında bir değişim oranı belirlenmektedir. Sözleşme
ayarlanabilir sabit döviz kuru anlayışı çerçevesinde uluslararası para sistemine bir istikrar
kazandırmış ve USD’yi rezerv para konumuna getirmiştir. Ancak Amerika Birleşik
Devletleri’nde (ABD) dış ticaret açığının hızla artması, ülkenin altın rezervlerini de
eritmiştir. Bu nedenle alacaklı yabancı merkez bankalarının elinde tuttukları USD’yi
altına dönüştürme olanağı ortadan kalkmıştır.
1971 yılında çöken para sistemini kurtarmaya yönelik olarak yapılan Smithsonian
Sözleşmesi ile ülke paralarının %1 olan aşağı yukarı oynama sınırı %2.25’e çıkarılarak
bir esneklik sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca Smithsonian Sözleşmesi; USD’nin altına
konvertibilitesini kaldırmış ve ABD’nin ödemeler bilançosu sorunununa esneklik
sağlamıştır. Ancak 1973 yılının mart ayı başında USD çökmüş ve piyasalarda panik
yaşanmıştır. Yaşanan petrol şoku ve çöken para sistemi, fiyat dalgalanmaları olarak
tanımlanan finansal riski ortaya çıkarmıştır1.
1929’da Amerikan borsasının çökmesiyle başlayan ve İkinci Dünya Savaşı
sonrasına kadar kendini hissettiren Büyük Buhran’ın dalgalarını durdurmak için dünya
ekonomik sistemi sabit kur ve sermaye kontrolü üzerine kurulmuştur. 1940 ile 1970
arasındaki dönemde izlenen bu politikalar yeni krizlerin oluşmasını önlemiştir.
Küreselleşme 1970’li yıllarda başlamış ve 1980’li yıllardan sonra ise hız kazanmıştır.
1970’lerin başından itibaren faizler üzerindeki kısıtlamaların kalkması, döviz
denetimlerinin azalması, bilgi teknolojisinin gelişmesi ve finansal liberalizasyonun
yayılması bankacılık sektöründe rekabeti artırmış ve bankaların yeni ve daha riskli
alanlara yönelmesine neden olmuştur.
Bankacılığın son yüzyıldaki gelişimine bakılırsa İkinci Dünya Savaşı sonrasında
1970’lere kadar daha az banka krizine rastlandığı görülmektedir. Bunun en önemli
nedeni, bankaların bu dönemde işlevlerinin ve işleyişlerinin çok farklı oluşudur.
Bankalararası rekabetin oldukça düşük olduğu bu dönemde faizler hükümetlerin denetimi
1
Sadi Uzunoğlu, Para ve Döviz Piyasaları, Mida Institute, Istanbul, 2000, s. 13.
4
altında kalmış, bankalar tarafından belirlenememiştir2. Dünyada özellikle 1970’li
yıllardan başlayarak yaşanan bu küreselleşme eğilimi, tüm ülkeleri etkiler hale gelmiştir.
Artık uluslararası olanaklar tüm ekonomileri dışa açılmaya itmiştir. Mal, hizmet ve
sermaye akışının serbestleşmesi ve büyük hacimlere ulaşması, çeşitli riskleri de
beraberinde getirmiştir. Özellikle sermaye hareketlerinin baş döndürücü hızla artması,
farklı nitelikteki finansal işlemleri ortaya çıkartmıştır.
Uluslararası finansal piyasalar 1980 ve 1990’lı yıllarda bir geçiş dönemi
yaşamıştır. Bir taraftan karmaşık işlemlerin ortaya çıkması piyasalarda belirsizliği
artırırken, öte yandan dinamik ve rekabetçi finans sektöründeki piyasa katılımcıları
eskisinden daha büyük risklerle karşı karşıya kalmışlardır3. Tüm dünyadaki piyasalar,
sermayenin serbest dolaşımındaki engelleri aşamalı olarak ortadan kaldırarak daha geniş
bir piyasa şekline dönüşmüşlerdir. Bu durum; dünyanın bir bölgesinde ortaya çıkan
sorunların, başka bir bölgedeki piyasalara ve yatırımcılara hemen yansıması gibi bir
olguyu da beraberinde getirmiştir. Son yıllarda yaşanan 1997 Rusya ve 1998 Asya ve
2009 yılında, özellikle gelişmiş ülkelerin bankacılık sektörlerinde kredi ve likidite
sorunlarını içeren küresel finansal kriz bunun en güncel örnekleridir.
Finansal risklerin artması, uluslararası piyasaların giderek daha değişken olmasına
da bağlıdır. Piyasa fiyatlarının ve göstergelerin inişli çıkışlı bir seyir izlemesi anlamına
gelen piyasadaki oynaklık, finansal riskin ana kaynaklarından biridir4. Piyasadaki
oynaklık artığında, piyasa katılımcıları daha büyük belirsizlik ve risklerle karşı karşıya
kalmaktadırlar. Dünya ekonomisinde yaşanan bu gelişmeler, dünya finans sistemi
içerisinde birbiriyle çok yakın ilişkisi olan para, döviz ve sermaye piyasalarını ve buna
bağlı olarak bankacılıkta fon yönetimi bölümlerini önemli bir konuma getirmektedir.
2
Frank Fabozzi ve Franco Modigliani, Capital Markets Institutions and Instruments, 3rd Edition,
Prentice Hall, New Jersey, 2004, s. 18.
3
Van Hennie Greuning ve Philippe Jorion, “Türk Bankacılık Sektöründe Risk Yönetimi”, Seminer
Notları, Dünya Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği, 2000, ss. 49-50.
4
Philippe Jorion, Orange County Case: Using Value at Risk to Control Financial Risk, Prentice Hall, New
Jersey, 2000, ss. 63-67.
5
II.
KÜRESELLEŞMENİN BANKALAR ÜZERİNE ETKİSİ
Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, kambiyo kontrollerinin büyük ölçüde
kaldırılması ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, finansal piyasalarda belirgin bir
küreselleşmeye yol açmıştır. Küreselleşme bankalar üzerinde kaynakları, işlemleri,
örgütlenmeleri ve taşınanan riskler açısından etkili olmuştur. Bu etkilerin bazıları şöyle
özetlenmiştir5:
•
Yurtdışı pazarlardan kaynak sağlama olanağının artması sonucu bankaların
kaynak yapısı değişmiştir. Banka kaynaklarının arasında uluslararası pazarlardan
sağlanan kaynakların payı artmıştır. Bankalar tarafından yabancı para (YP)
cinsinden ödünç verilebilir fonlarının artması, kur riskini azaltmak için bu
fonların YP olarak plase edilmesi; bankaların varlık ve kaynak yapılarının ulusal
para ve YP olarak dağılımını değişmiştir.
•
Kısa süreli spekülatif sıcak para hareketleri artmıştır. Finansal pazarda vadeler
kısalmış, ancak sıcak para olarak nitelendirilen kısa vadeli spekülatif fonların
ağırlığı artmıştır. Vade kavramı, işlemin bitiş tarihini ifade etmektedir. Spekülatif
amaçlı fonların giriş ve çıkışı banka kaynaklarında dalgalanmaya yol açmıştır.
•
Bankalarda kur ve faiz riski artmıştır. Bankaların kaynak ve varlıkları arasında YP
ile olanların paylarının artması, faiz değişkenliği ile birleştiğinde bankaların
risklerini artırmaktadır.
•
Fon yönetimleri, bir kâr merkezi haline gelmiştir. Faiz oranlarında oynaklık,
döviz kurlarında dalgalanma, vadelerin kısalması, sıcak para hareketleri bankada
likidite yönetimini karmaşık hale getirerek zorlaştırmakla beraber fon yönetimini
kâr (ya da zarar) merkezi haline getirmiştir.
•
Bankalar korunma tekniklerini daha yaygın olarak kullanmaya başlamışlardır.
Bankalar
kambiyo
ve
sermaye
piyasalarındaki
belirsizliği
ve
faiz
dalgalanmalarının getirdiği riski azaltmak için korunma tekniklerini daha yaygın
5
Öztin Akgüç, Banka Yönetimi ve Performans Analizi, Arayış Basım ve Yayıncılık, İstanbul, 2007, s.
13.
6
olarak kullanmaya başlamıştır. Bu nedenle bankaların bilanço altı işlemleri
artmıştır. Bunun en önemli nedeni de korunma teknikleri kullanımının artmasıdır.
III. TİCARİ BANKACILIK VE TİCARİ BANKALARDA FON
YÖNETİMİ
Genel olarak halktan mevduat toplayan finansal kuruluşlar, banka olarak
tanımlanabilirler. Bunlardan faaliyetlerini kısa vade ile sınırlayanlar ticari bankalar; uzun
vade ile sınırlayanlar ise tasarruf bankaları olarak isimlendirilmektedir. Ancak, gerçek
hayatta tamamen bir ticari banka ya da tamamen bir tasarruf bankası görmek neredeyse
olanaksızdır. Günümüzde bankaların tümü hem kısa hem de uzun vadeli mevduat kabul
etmekte ve bu kaynakları kısa ve uzun vadeli aktiflere yatırmaktadırlar.
Ticari banka; likidite ve sermaye gereksinimini göz önünde bulundurarak
mevduat kabul eden, fon satın alan ve bu kaynakları firma ve şahıslara kısa ve uzun
vadeli kredi olarak aktaran, uzun vadeli devlet tahvili ile özel sektör tahvilleri gibi
finansal yatırım araçlarına yatıran finansal kuruluşlardır. Ticari bankalar iki temel
özelliğe sahiptir; bunlar bilanço büyüklüğüne oranla sermaye miktarlarının çok küçük
olması ve pasiflerinin talep edildiği anda sahibine ödenmek durumunda olmasıdır. Bu
nedenle ticari bankalar likidite ve iflas riskiyle karşı karşıyadırlar.
Ticari bankalar finansal sektörde iki işlevi yerine getirirler. Bunlar kaydi para
yaratma işlevi ve finansal aracılık işlevleridir. Birinci işlevi nedeniyle para arzını
etkileyebilen ticari bankalar, ikinci işlevleriyle de fon arz ve talep edenler arasında köprü
görevi görürler. Bu görev nedeniyle riske, vadeye ve likiditeye aracılık etmekte, bu
nedenle bazı risklere maruz kalmaktadırlar.
Bankaların fon yönetimi bölümleri ise aktif-pasif yönetiminin bir parçasıdır.
Özellikle bankanın likiditesini olabildiğince az maliyetle sağlamak üzere, müşteri
işlemlerinin dışında para ve sermaye piyasası araçları üzerine işlem yapılmaktadır. Fon
yönetiminde nakit ve nakit benzeri varlıkların yönetimi ile ilgilenilmektedir.
Fon
7
yönetimi bölümü bankadaki tüm döviz, para ve sermaye piyasası işlemlerini
gerçekleştirmektedir. Küreselleşme süreci ile bankalardaki fon yönetiminin önemi ve
öncelikleri değişmektedir.
A. Bankalarda Fon Yönetiminin Önemi
Ticari bankalardaki fon yönetimi bölümü ile hazine yönetimi aynı anlamda
kullanılmaktadır. Dünyada özellikle 90’lı yıllardan itibaren uluslararası bankacılık ve
buna bağlı olarak bankacılıkta fon yönetiminin önemi artmıştır. Finansal kesimdeki
libarelleşme ile faizlerde, döviz kurlarında ve menkul değer fiyatlarında önemli
dalgalanmalar
görülmeye
başlanmıştır.
Finansal
araçların
fiyatlarındaki
bu
dalgalanmalar, finansal risklerin artmasına neden olmuştur6. Bankalar, değişen piyasa
şartları ve küreselleşme ile önemli yapısal değişikliğe uğramışlardır. Bankalarda yapısal
değişikliğin en çok gerçekleştiği alan fon yönetimi (hazine) bölümü olmuştur. Yapısal
değişim banka yönetiminde yeni tekniklerin, piyasaların ve türev finansal ürünlerin
kullanılmasını zorunlu kılmıştır.
1980 sonlarında, Türk bankaları fon yönetimi departmanı oluşturmaya, TL ve
döviz varlıklarını verimli bir şekilde yönetmeye başlamışlardır. 1986 yılında kurulan
TCMB Interbank
piyasası,
Türk bankacılığında fon yönetimini fiilen ve resmen
başlatan bir piyasa olmuştur. Türkiye’de de 80 sonlarında, bankalarda oluşturulmaya
başlanılan fon yönetimi bölümleri aracılığıyla alım-satım odalarında (dealing room)
uluslararası para, döviz ve sermaye piyasaları yakından takip edilmekte ve gelişmeler
değerlendirilerek gerekli pozisyonlar alınmaktadırlar. Bankacılıkta fon yönetiminden
temel olarak, nakit ve nakit benzeri değerlerin yönetilmesi anlaşılmaktadır.
6
John C. Hull, Risk Management and Financial Institutions, Prentice Hall, New Jersey, 2007, s. 8.
8
Şekil 1. Bankacılıkta Fon Yönetiminin Önem Sıralaması
STRATEJİK
Yönetim Kurulu düzeyinde sorumluluk
ANALİTİK
Finansal Risk Yönetimi
Likidite Yönetimi
YÖNETSEL
YÖNETSEL
FX Pozisyon Takibi
Bankalararası İlişki Yönetimi
Kaynak: Cyrstal Pozin, “Treasury Evolves”, Journal of Strategic Treasury, Vol:1, 2006, ss. 31-36.
Fon yönetimlerinin önemi sırasıyla yönetsel, analitik ve stratejik olmak üzere üç
temel alanda görülmektedir. Gelişen ve değişen ekonomik koşullara bağlı olarak, fon
yönetimlerinin de önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bankalarda fon yönetiminin artan
önemi ağırlıklı olarak risk yönetimi kaynaklıdır ve risk yönetimine bağlı olarak
genişleyen sorumluluk alanı, fon yönetimine yönetsel ve analitik işlevlerinin yanısıra
stratejik bir önem de kazandırmaktadır7.
B. Bankalarda Fon Yönetiminin Amacı
Bankacılıktaki gelişmeler, bankaların kârlılıklarına yapılan katkının yanısıra,
sektöre yeni riskler de getirmiştir. Bu riskler içerisinde kur, faiz ve likidite risklerinin
önemi artmış; likidite ve nakit yönetimi büyük önem kazanmıştır. Bankanın genel
müdürlük bünyesinde yer alan fon yönetimi bölümünün temel görevi bankanın
likiditesini ve piyasa koşullarından kaynaklanabilecek faiz ve kur risklerini en iyi şekilde
yönetmektir. Bu işlemler doğrultusunda bankacılıkta fon yönetiminin başlıca beş amacı
bulunmaktadır8:
7
8
Cyrstal Pozin, “Treasury Evolves”, Journal of Strategic Treasury, Vol:1, 2006, ss. 31-36.
Jack C. Francis, Investments: Analysis and Management, McGraw Hill, London, 2000, s. 10.
9
•
Likidite Yönetimi: Bankaların likidite yönetimi çok önemli ve yaşamsal
niteliktedir. Bankaların herhangi bir ödeme taahhüdünü ya da mevduat çekilişine
yönelik talepleri karşılayacak güçte olması gerekmektedir. Gerekenden az likidite
tutmak aktifler nakde çevrilirken değer kaybetmesine, kısa vadeli borçlanmada
maliyetin yüksek olmasına ve müşteri taleplerinin karşılanamaması durumunda
güven kaybına neden olmaktadır. Gereğinden fazla likidite tutmak ise gerekli
yatırımların yapılmamasından kaynaklanan kâr kaybına neden olmaktadır.
•
Kârlılık Sağlama: Bankaların fon yönetimlerinin en önemli amaçlarından biri de
kâr sağlamaktır. Bankanın aktif-pasif dengesinin iyi kurularak, faiz gelir-gideri
arasındaki fark yönetiminin sağlıklı yapılması amaçlanmaktadır.
•
Risk Yönetimi: Bankaların özsermaye yeterliliklerini ve güvenilirliklerini
kaybetmeleri, karşılaşabilecek önemli risklerdendir. Aktifte değer kaybına yol
açabilecek en önemli riskler faiz oranı, kur ve alacak riskleridir. Bankacılıkta
faaliyetini risksiz sürdüren banka yoktur, ancak bu risklerin ölçülebilir ve
yönetilebilir olması önemlidir. Bankalarda risk yönetimi sadece finansal risklerin
olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla değil, kâr sağlamak için de yapılmaktadır.
•
Esneklik: Beklenmedik durumlara karşı bankaların vade, miktar ve döviz cinsi
çeşitliliği yaratarak bankanın zararını azaltabilecek ve kârlılığını artırabilecek
esnekliğe sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla fon yönetimi tarafından alınan
pozisyonlarda bu çeşitliliğe dikkat edilmektedir.
•
Yasal Düzenlemeler: Bankaların ellerinde tutmak zorunda oldukları ya da
ayırmak zorunda oldukları varlık ve özsermaye tutarları yasalarla belirlenmiştir.
Disponibilite ve munzam karşılık gibi fon yönetiminin alanına giren konularda
gerekli düzenlemeyi sağlamaktadır.
Bankacılıkta likidite, kârlılık ve risk arasındaki dengeyi sağlamak önemlidir. Fon
yönetiminde amaçlanan, bu üç faktör arasındaki optimum noktanın yakalanmasıdır.
Çünkü ticari bankalar kâr etme amacı taşımakta, ancak özsermayeden çok, ödünç alınan
fonlarla varlıklarını devam ettirmektedirler. Mevduat olarak ödünç alınan fonların geri
talep edilmesi halinde likidite yaşamsal önem kazanmaktadır.
10
Bankanın aktiflerinin vadesi pasiflerinin vadesinden uzun ise, karşılaşılan
mevduat çıkışında banka ciddi bir likidite sıkıntısına düşebilir9. Oysa pasiflerinin vadesi
aktiflerinin vadesinden uzun olan bir banka, gelecek mevduat talebini karşılayabilecek
güçte olmaktadır. Ticari bankalar için likit kalmanın maliyeti de yüksektir. Bu nedenle
bankaların likidite gereksinimlerini karşılarken, kârlılığın yanısıra riskin de dikkate
alması gerekmektedir.
C. Fon Yönetimi Anlayışının Değişimi
Finansal piyasalar gibi bankaların fon yönetimi bölümü de dinamik bir yapıda
olup ekonomideki değişimlere uyum sağlamaktadır. Bu anlamda da bankalardaki fon
yönetimi bölümlerinin önem verdiği konuların önceliği değişmektedir. Geleneksel
anlamdaki fon yönetiminin en önemli fonksiyonu likidite yönetimi iken, küreselleşme ile
değişen ve gelişen süreçte modern fon yönetiminin en önemli fonksiyonu risk yönetimi
olmaya başlamıştır10.
Şekil 2. Geleneksel Fon Yönetiminden Çağdaş Fon Yönetimine Geçiş Süreci
Çağdaş
Risk Yönetimi
Likidite Yönetimi
Nakit Varlıkların Yönetimi
Geleneksel
Kaynak: Bruce Lynn, “Managing the Modern Treasury”, Journal of Corporate Treasury Management,
Vol.:3, 2008, ss. 211-218.
9
Peter Knight, “Five Effective Principles For Global Cash Management”, Journal of Gtnews, July, 2007,
s. 4.
10
Bruce Lynn, “Managing the Modern Treasury”, Journal of Corporate Treasury Management,
Vol:1(3), 2008, ss. 211-218.
11
Geleneksel bakış açısında fon yönetimi, nakit giriş-çıkışlarını gösteren operasyon
ve muhasebe bölümünün bir alt bölümü gibi görülmektedir. Ancak artan küreselleşme ile
likidite yönetimi ve risk yönetiminin optimal düzeyde kullanımının önemini artmış ve bu
durum tüm dünya genelinde bankalarda fon yönetiminin içeriğini geliştirmiş, değiştirmiş
ve önemli hale getirmiştir. Dünyadaki küreselleşme süreci ile birlikte bankalardaki fon
yönetimlerinin önceliği olan konu nakit giriş-çıkış takibinden çok, risk yönetimi
olmuştur. Fon yönetimindeki geleneksel yapıdan modern yapıya geçiş sürecinde en
önemli odak noktası, risk yönetimi olarak görülmektedir.
D. Fon Yönetiminin Temel Fonksiyonları
Ticari bankalarda bireysel bankacılık, krediler, ticari bankacılık gibi bir bölüm
olmasına karşın, bankanın yaşamsal önem taşıyan işlemlerinin fon yönetiminin temel
fonsiyonları içerisinde olması, fon yönetiminin önemini diğer bölümlere göre
artırmaktadır. Fon yönetiminin temel işlevleri; etkin risk yönetimi yapmak, yatırım
portföyünün kontrolünü ve yönetimini yapmak, üst yönetimin Aktif- Pasif Komitesi
(APKO) kararlarını uygulamak, bankanın likiditesini yönetmek ve üst yönetime kısa ve
uzun vadeli yatırım stratejileri geliştirmektir11. Fon yönetimi bölümü
bankanın
likiditesini, nakit akışını, menkul değer portfoyünü ve döviz rezervlerini etkin şekilde
yönetmekle sorumludur12. Bu sorumlulukların yanı sıra, kaynak ve yükümlülük
kalemlerini yönetme konusunda alınan kararları da uygulamak da görevleri arasındadır13.
1. Likidite Yönetimi
Sıcak para hareketleri, vadelerin kısalması, faiz oranlarında dalgalanma, faiz
riskinin artması, para politikasında kullanılan araçlardaki değişim; likidite yönetiminin
önemini artırmıştır. Zorunlu ya da yasal karşılık oranlarının yükümlülüklere karşı elde
tutulacak likit değerler (disponibilite) oranlarının düşürülmesi, merkez bankalarının
11
Hull, s. 10.
Lynn, ss. 211-218.
13
Sarah Jones, JP Morgan Chase at Sibos, Goldes Publishing Co., Boston, 2007, s. 35.
12
12
bankalara açmış oldukları reeskont ve avans kredilerin azalması, bankalarda likidite
yönetimini daha karmaşık hale getirmiştir14.
Likidite yönetiminde temel ilke; bankanın olası tüm koşullarda net nakit açığı
vermeden yükümlülüklerini yerine getirme olanağına sahip olmasıdır. Likidite
yönetiminde banka hem güvenliği hem de kârlılığı düşünmelidir. Bankanın elinde yeterli
likit değer bulundurması, likidite riskini azaltır. Ancak aşırı likit olmanın da alternatif
maliyeti vardır15.
Bankalarda nakit giriş-çıkışı belirli ve eşanlı olsaydı, likidite yönetimi bu denli
önemli olmayabilirdi ancak uygulamada bankalarda varlıklar ve yükümlülükler vadesi
arasında ciddi bir vade uyumsuzluğu görülmektedir. Özellikle 80’li yıllardan itibaren
buna ek olarak, faiz uyumsuzluğu da görülmektedir. Bankaların faize duyarlı
varlıklarının, faize duyarlı yükümlülüklerinden fazla olduğu dönemde faizlerin düşmesi,
bankanın zarara uğramasına neden olabilmektedir.
Bankalarda likidite yönetimi iki türlü sağlanabilir. Bu kaynaklardan biri varlık
(aktif) yönetimi, diğeri de yükümlülük (pasif) yönetimidir. Likidite yönetiminde varlık
yönetimi yoluyla likidite yönetimi için; likit değerler birinci derece ve ikinci derece
olmak üzere ikiye ayrılır. Bankanın birinci derece likit varlıkları nakit ve nakit
benzerlerinden oluşur. Bunlar; banka bilançosunda yer alan kasa, efektif deposu, Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) serbest tevdiatı, yoldaki paralar, vadesi gelmiş
menkul değerler, bankalardaki mevduat ve bankalararası para piyasasından kısa vadeli
alacaklar olarak sayılabilir.
Birinci derece likit varlık tutulmasının nedeni, yükümlülüklerini zamanında yerine
getirebilmektir. Birinci derece likit varlıklar, zorunlu karşılık oranının üzerinde kalan
kısmıdır. Bu varlıkların sağladıkları gelir oldukça düşük sayılmakta, bu nedenle bankalar
birinci derece likit varlıkları olanaklı olduğu ölçüde düşük tutma çabası taşımaktadırlar.
14
15
Akgüç, s. 450.
Jones, s. 36.
13
İkinci derece likit varlık ise değer kaybetme riski az olan, kısa vadeli ve yüksek
gelir sağlayan varlıklardır. İkinci derece likit varlığın en önemli örneği devlet iç
borçlanma senetleridir (DİBS). DİBS’in yanısıra, özel kesimin çıkardığı menkul değerler
ve finansman bonoları da bu kapsamda yer almaktadır. İkinci derece likit varlıkların
tutulmasının nedeni; birinci derece likit varlıkların yetersiz kalması durumunda,
yükümlülükleri zamanında yerine getirebilmek için paraya çevrilip yükümlülükleri
karşılamaktır. Ancak DİBS gibi ikinci derece likit varlıkların sığ piyasalarda ve finansal
kriz dönemlerinde paraya çevrilmesi olduça zorlaşmakta ve önemli değer kayıpları
oluşabilmektedir. Türkiye’de 2000-2001 yıllarında görülen kriz döneminde bankacılık
sektörünün yaşadığı zor dönem, DİBS’in değer kaybının oldukça yüksek olabileceğini ve
bankanın ciddi likidite problemi yaşamasına neden olabileceğini göstermektedir.
Likidite yönetiminde pasif yönetimi yoluyla likidite yönetimi; bankalararası para
piyasasından, diğer banka ve finansal kurumlardan, Merkez Bankası’ndan fon alınması
yolu ile ya da mevduat sertifikası (MS) gibi para piyasası araçları çıkarılması yolu ile
gerçekleştirilebilmektedir. Pasif yönetimi yoluyla likidite yönetimi yapılabilmesi için
piyasanın sığ olmaması ve gelişmiş para piyasalarının varlığı gerekmektedir.
Türkiye’de bankalararası para piyasasının oluşması ile TCMB kaynaklarına olan
gereksinim azalmıştır. Reeskont faizleri, piyasa faizinden yüksek uygulanırsa bankalar
piyasadan borçlanır ve TCMB’ye olan borçlarını öder; ya da reeskont faizi, piyasa
faizinden düşük ise TCMB’den borçlanır ve parayı bankalararası piyasaya plase ederler.
Ancak Türkiye’deki bankalararası piyasanın hala sığ bir piyasa olması ve bankaların MS
çıkarma olanaklarının sınırlanması nedeniyle, pasif yönetimi yoluyla likidite yönetimi
çok sık rastlanan bir durum değildir.
a. Likidite Gereksinimini Belirleyen Faktörler
Likidite gereksinimini belirleyen başlıca faktörler; bankanın mevduat yapısı, kısa
vadeli sermayenin banka varlıkları içerisindeki payı, TCMB’nin izlediği politikalar,
14
bankalararası piyasanın derinliği ve piyasadaki likidite riskidir16. Bankanın mevduat
yapısı; mevduatın vadesi, dağılımı, türü ve hızından etkilenmektedir. Mevduat artış hızı
düzgün, ortalama vadesi uzun, tasarruf mevduatı görece fazla olan, çok sayıda hesaba
dağılmış ve vadeli mevduatı daha çok olan bankalar; likidite yönetiminde daha az likit
varlıkla faaliyetlerini devam ettirebilirler.
Kısa vadeli spekülatif sermayenin banka varlıkları içerisindeki payının yüksek
olması, piyasadaki kısa dalgalanmalarda bankaya tehlike yaratabilir. Kısa vadeli
spekülatif sermayenin toplam kaynak içerisindeki payı yüksek ise, bu durum likidite
gereksinimini artırmaktadır. TCMB’nin daraltıcı para politikası izlemesi halinde
bankaların likidite gereksinimi artar, genişletici para politikası izlemesi halinde ise
likidite gereksinimi düşer. Çünkü genişletici para politikasının izlendiği dönemde likidite
gereksinimi TCMB’den fon alınarak sağlanabilir.
Bankalararası para piyasası derin olan piyasalar; likidite gereksinimini TCMB
kaynaklarının yanısıra, bankalararası piyasadan da karşılama olanağı bulduğundan
likidite yönetimini kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Piyasa riski yüksek bir banka, elinde
görece daha çok birinci derece likit varlık bulundurmayı tercih ederken; piyasa riski
görece daha düşük olan, yani portföyünde satılmaya hazır menkul değerler ve değer
kaybı olmadan paraya çevrilebilecek alım-satım amaçlı menkul bulunduran banka daha
az birinci derece likit varlık bulundurmaktadır.
b. Vadeye Göre Likidite Yönetimi
Bilanço kalemlerinin banka tarafından kısa vadede önemli ölçüde kontrol
edilebilen ve kısa vade sınırlı bir ölçüde ya da hiç bir şekilde kontrol edilemeyen şeklinde
ayrılması, çok kesin olmayan ve incelenen dönem için oynaklık gösterebilen bir ayrım
olmasına karşın, önemli bir yaklaşım olmuştur. Buna göre kontrol edilemeyen bilanço
kalemleri mevduatlar, krediler, tahsil aşamasındaki nakit varlıklar, sermaye ve yasal
karşılıklardan oluşmaktadır. Kontrol edilebilen bilanço kalemleri ise; bankalararası
16
Akgüç, s. 452.
15
borçlanmalar, Ciro edilebilir MS, Euro (EUR) - Dolar (USD) borçlanmalar, repo
işlemleri, diğer kısa süreli plase edilmemiş para piyasası aktiflerini içermektedir.
Bankalarda her gün kontrol edilemeyen fon hareketleri yaşanmaktadır. Bunların
bir kısmı mevduat artışları, kredi geri ödemeleri ve vadesi gelen yatırımlar gibi fonların
artışına neden olurken; bir kısmı da mevduat çekilişleri, yeni krediler gibi fonları
azaltmaktadırlar. Kısa süreli likidite yönetimi; kontrol edilemeyen bu fon akımlarının
etkilerini ortadan kaldırmak ya da kuvvetlendirmek için kontrol edilebilir bilanço
kalemlerinde gerekli değişimlerin, bankanın kısa süreli hedeflerini gerçekleştirmek
amacına yönelik olarak manipule edilmesini içermektedir17.
Tablo 1. Likidite Yönetiminde Vadeye Göre Değişen Önem Sıralaması
Kısa Vadeli
Orta Vadeli
Uzun Vadeli
Likidite Yönetimi
Likidite Yönetimi
Likidite Yönetimi
Risk
Risk
Kârlılık
Likidite
Kârlılık
Risk
Kârlılık
Likidite
Likidite
Kaynak: Knight, ss. 5-8.
Bankalarda likidite yönetimi; kısa vade, orta vade ve uzun vade olmak üzere
başlıca üç vade için
takip edilmektedir18. Likidite yönetiminde vadeye göre farklı
öncelikler bulunmaktadır. Tablo 1’de bankanın likidite yönetimindeki likidite, kârlılık ve
risk faktörlerinin vadeye bağlı olarak bu önem sıralamasının değiştiği görülmektedir.
(1) Kısa Vadeli Likidite Yönetimi
Kısa vadeli likidite yönetimi, bankanın üç aylık dönemdeki nakit akımının
yönetimini içermektedir. Burada amaç bir aylık süre içerisinde TL ve döviz olarak
17
Dudley Luckett, “Approaches to Bank Liquidity Management”, Economic Review for Federal Reserve
Bank of Kansas City, Kansas City, March, 1980, s. 20.
18
Denizbank Fon Yönetimi Grubu, Likidite Yönetimi, Denizbank Yayınları, İstanbul, 2002, s. 34.
16
meydana gelecek tüm nakit akımlarını yakından izleyerek, önceden belirlenmiş limitler
içerisinde kalınmasını sağlamaktır. Bankanın borçlanma kapasitesi ve müşteri
davranışları da göz önüne alınarak, haftalık giriş-çıkış limitleri belirlenmektedir. Kısa
vadeli likidite yönetimi, operasyonel likidite yönetimi olarak da adlandırılabilir.
Önceliğine göre odak noktası olarak ilk risk, daha sonra likidite ve en son kârlılık
gelmektedir. İyi bir planlama ile borçlanma gereksiniminin en düşük faiz düzeyinden
karşılanması ve varlıkların gün içerisindeki en yüksek faiz düzeylerinden borç verilmesi
amaçlanmaktadır. Bankanın para piyasaları bölümü tarafından her akşam mevduat ve
kredi dönüşleri, poliçe ve akreditif vadeleri ve para piyasası, repo, vadeli döviz ve vadeli
hazine bonosu işlemlerinin tümünü göz önüne alarak; gelecek aya ilişkin kısa vadeli nakit
akış tablosunu hazırlanmaktadır.
İşlemciler (dealerlar) vadeli ürünleri fiyatlarken nakit akış tablosunu ve yukarıda
açıklanan limitleri gözönünde bulundurmaktadırlar. Herhangi bir hafta için birikimli net
giriş ya da net çıkış sayısı, belirlenmiş limit üzerine çıktığı takdirde o haftaya denk gelen
ve limiti aşmaya neden olacak işlemlere ya fiyat verilmeyecek ya da anında ters işlemle
kapatılacak şekilde fiyatlanarak, işlem gerçekleştiğinde karşıt işlemi de yapılacaktır.
Benzer şekilde, bankanın mevduat ve kredi fiyatlamaları da yapılırken haftalık net
birikimli giriş ve çıkış sayılarının sınıra yakın olduğu haftalarda özel fiyatlama yapılması
gerekecektir.
Sınırın
aşılacağı
işlemler
ise
ya
parçalı
alınacak
ya
da
hiç
fiyatlanmayacaktır.
(2) Orta Vadeli Likidite Yönetimi
Orta vadeli likidite yönetimi, üç ay ile on iki ay arasını kapsayan bir süreçtir. Bu
süreçte altı aylık süre içerisinde bankanın bilinen tüm nakit giriş ve çıkışları yer
almaktadır. Özel bir karar alınmadığı sürece günlük işlemleri etkileyen bir durum
bulunmamaktadır. Orta vadeli likidite yönetimde önem sıralaması risk yönetimi, kârlılık
ve likidite yönetimi şeklindedir19.
19
Knight, s. 7.
17
(3) Uzun Vadeli Likidite Yönetimi
Uzun vadeli likidite yönetimi, on iki ay ve üzeri bir süre için planlanan stratejik
likidite yönetimidir. Uzun vadeli likidite yönetiminin öncelikli olarak ilgilendiği konular
sırasıyla kârlılık, risk ve likiditedir20. Uzun dönemde banka için ön plana çıkan ilk konu
kârlılıktır, çünkü uzun dönemde kârlılık şartını sağlayamayan bir kurumun likidite
koşullarını yetirine getirmesine ve risk analizlerini gerçekleştirmesine karşın, faaliyetine
devam etmesi olanaklı değildir.
2. Risk Yönetimi
Bankalar kâr maksimizasyonu için bazı risklerle karşılaşmaktadır. Bankaların fon
yönetimlerinin amaçlarından biri de bu riskleri doğru analiz edip, doğru politikaları
izlemektir. Bankaların karşı karşıya kaldıkları finansal riskler piyasa riski, likidite riski ve
kredi riski olarak üç ana gruba ayrılabilir. Bankaların tüm nakit ve nakit benzeri varlıkları
yöneten ve tüm alım-satım amaçlı portföyünü taşıyan bölüm olan fon yönetimi
bölümünün en sık karşılaştığı risk grubu piyasa riskidir. Bankacılıkta risk yönetimi ile
amaçlanan,
bankanın
karşılanması
olanağı
olmayan
ölçüde
büyük
zararlarla
karşılaşmasını engellemek ve böylece karşılaşılabilecek zararın kontrol altında
tutulmasının sağlanmasıdır. Geleksel fon yönetiminden, modern fon yönetime doğru
geçildikçe risk yönetiminin önemi daha da artmaktadır21.
3. Kârlılık Yönetimi
Bankaların temel işlevlerinden biri kârlılık yaratmaktır ve kârlılık için fon
yönetimi bölümünün önemi büyüktür. Ancak fon yönetimi bölümü kâr merkezi olarak mı
yoksa maliyet merkezi olarak mı kullanılmalı sorusuna verilebilecek en iyi cevap; iki
20
Knight, s. 8.
Christian Kronseder, “Best Practices for Liquidity Risk Management”, Journal of Gtnews, March, 2004,
s. 2.
21
18
uçtan da kaçınarak, orta bir noktada bulunulması gerektiğidir. Bu durumda fon yönetimi
bölümü ne çok risk alarak sadece kâr amacı gütmeli, ne de sadece korunmacı politikalar
izleyerek kârlılığı göz ardı etmelidir. Bu nedenle bankaların fon yönetimi bölümleri hem
kârlılığı hem de maliyeti göz önünde tutarak, orta bir noktada bulunmalıdır22.
Şekil 3. Fon Yönetiminde Risk-Gelir Yönetimi
•
•
Riskten Kaçınan
Korunmacı
•
•
Risk Alan
Spekülatör
X
Maliyet Odaklı Fon Yönetimi Bölümü
Kâr Odaklı Fon Yönetimi Bölümü
Kaynak: Kostantin Volosov, Gautam Mitra ve Fabio Spagnolo, “Treasury Management Model with FX
exposure”, Computational Optimization and Applications, Vol:32, 2005, s 184.
a. Fark (Spread) Yönetimi
Bankalarda fark yönetiminin amacı; getirili aktiflerin ağırlıklı ortalama getirisi ile
maliyetli kaynakların ağırlıklı ortalama maliyeti arasında oluşan marjı, dolayısıyla net
faiz gelirini artırmaktır. Bankaların kaynak maliyetini düşürmek konusunda denetim
olanakları daha sınırlıdır. Dolayısıyla bankalar fark yönetiminde gelir getiren varlıkların
getiri oranını artırmaya, aktif yapısını faiz oranındaki değişimden faydalabilecek şekilde
esnekleştirmeye ve değişik para birimlerinin faiz farklarından faydalanarak arbitraj
yaparak gelirlerini artırmaya yönelmişlerdir23. Ulusal paraların faizlerinin farklı olması,
bankalara faiz arbitrajı olanağını sağlamaktadır. Bankalar faiz oranı düşük para
biriminden borçlanarak sağlanan kaynağı, faiz oranı daha yüksek para birimine
dönüştürerek kâr sağlamaya çalışmaktadırlar.
22
Kostantin Volosov, Gautam Mitra ve Fabio Spagnolo, “Treasury Management Model with FX
Exposure”, Computational Optimization and Applications, Vol:32, 2005, s. 184.
23
Allen Holland, One Approach to FX Risk Management, AG Finance Ltd., Boston, 2004, s. 112.
19
b. Menkul Değer Portföyü Yönetimi
Bankanın gelir getiren başlıca aktif kalemleri krediler ve menkul değer
portföyüdür. Ancak bankalardaki fon yönetimi bölümlerinin ilgi alanlarına giren kısım,
ağırlıklı olarak menkul değer portföyü olmaktadır24. Bankaların fon yönetimi bölümleri
gün içerisinde fiyatı faiz oranlarındaki değişime göre değişen birçok finansal ürünü alıp
satarlar. Bu finansal ürünler içerisinde en geniş yer tutanları hazine bonoları ve
tahvilleridir.
Bankalar menkul değer portföyünün gelirini artırabilmek için faiz oranlarındaki
değişimin yönünü, döviz kurlarındaki olası değişimi, döviz pozisyon açığını, ve kaynak
vade yapısı gibi faktörleri incelemektedir. Faizlerde bir düşüş beklenmesi durumunda
kısa vadeli, yükseliş beklenmesi durumunda ise uzun vadeli menkul değerleri tercih
etmektedirler. Bankalar getiriyi artırabilmek amacıyla menkul değerlerin vade yapısını,
değişken ya da sabit faizli olmasını, YP ya da TL olarak dağılımını ve vergisel
yükümlülüklerini dikkate alarak pozisyon almaktadır.
E. Fon Yönetimi Bölümlerinin Yapısı
Bankanın likiditesini ve piyasa koşullarından kaynaklanabilecek faiz ve kur
risklerini en iyi şekilde yönetmek fon yönetimi bölümünün temel görevlerindendir. Fon
yönetimi bölümü tanımlanmış olan stratejiler ve politikalar çerçevesinde bankanın
menkul değer portföyünün yönetimi, para piyasaları işlemlerinin gerçekleştirilmesi, fon
yönetimi
ürünlerinin
pazarlanması,
piyasa
politikalarının
izlenmesi
ve
ilgili
gereksinimler ile kapsamı altındaki ürünlerin ve hizmetlerin gelişimine ilişkin bilgilerin
geliştirilmesi ve aktif-pasif komitesinde alınan kararların uygulanmasından sorumludur.
24
Akgüç, s. 622.
20
Bölüm TL ve döviz kaynaklarını en verimli şekilde değerlendirmek, bankanın
aktif ve pasifinin vade, faiz ve döviz yapısına ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmak,
yasal yükümlülükler ve piyasa koşulları çerçevesinde optimum likiditeyi sağlamak, ortauzun vadeli kaynak temin etmek, diğer bölümler tarafından kullanılacak baz fiyatları
belirlemek
ve
zorunlu
karşılık
yükümlülüğünü
yerine
getirmek
görevlerini
üstlenmektedir. Döviz kurları, faiz oranları, emtia ve hisse senedi fiyatları gibi
kavramlar, bankaların fon yönetimlerinin kontrolü altındadır25.
Bankacılıkta fon yönetimi bölümleri; temel fonksiyonları, amacı ve önemi
açısından benzerlik göstermelerine karşın, bölüm yapılanmaları açısından ülkeden ülkeye
ve bankadan bankaya farklılık gösterebilmektedir. Fon yönetimi fonksiyonlarını
gerçekleştirebilmek için para, döviz ve sermaye piyasalarında yapılan işlemler ise
benzerlik göstermektedir. Bu piyasaların kullanımını banka fon yönetimleri farklı
bölümlerde
gruplandırmaktadır.
Fon
yönetimi bölümleri isim olarak
farklılık
göstermesine karşın, genel içerik olarak aynı yapılanmayı göstermektedir. Bu çalışmada
genel geçerlilik kazanmış bir gruplandırma dikkate alınmakta ve fon yönetimi bölümleri;
döviz ve para piyasaları, hazine pazarlama, sabit getirili menkul değerler ve türev ürünler
bölümü olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır.
1. Döviz ve Para Piyasaları Bölümü
Döviz ve para piyasaları bölümü APKO kararları doğrultusunda bankanın kur,
faiz ve likidite riskini yönetmek ve bankanın döviz pozisyonunu kontrol etmektedir.
Başlıca görevleri olarak APKO kararları doğrultusunda gerçekleştirilen fonlama ve
likidite çalışmalarının koordine edilmesi, üst yönetimce belirlenen limitlere uygunluğun
sağlanması
ve
bankanın
pozisyon
yapısının
yönetimce
belirlenen
şekilde
gerçekleştirilmesi, diğer banka ve brokerlarla yapılan işlemlerin koordine edilmesi ve
bölümde hazırlanması gereken TCMB vb. daireler tarafından istenen raporların
hazırlanmasını sağlamaktır.
25
Vasanta Madhavi, “Dynamic Treasury Management”, Journal of Gtnews, August, 2008, ss. 2-4.
21
Döviz ve para piyasaları TL para piyasası, döviz para piyasası ve döviz işlemleri
bölümü olmak üzere 3 alt başlıkta incelenebilir. Döviz işlemleri bölümü, grubun döviz
pozisyonunu APKO kararları çerçevesinde yönetmektedir. Para piyasaları bölümü
bankanın döviz ve TL cinsinden tüm nakit akışını takip eden, kısa vadeli fonlama ve
nakit fazlası plasman gereksinimlerini karşılayan bölümdür.
a. TL Para Piyasası Bölümü
TL para piyasaları bölümü, bankanın gereksinimleri doğrultusunda TCMB para
piyasası, bankalararası para piyasası, Takasbank para piyasası ve yeni yapılandırılacak
olan piyasalardan limitleri doğrultusunda en optimum maliyet ve vade yapısı göz önüne
alınarak işlem yapmaktadır. TL para piyasaları bölümü bankanın fazla fonlarını bu
piyasalar aracılıyla
optimum maliyet ve vade yapısı göz önüne alınacak şekilde
değerlendirmekle yükümlüdür. TCMB para piyasası, bankalararası para piyasası ve
Takasbank para piyasasında yapıları gereği benzer vadeli işlemlere farklı fiyatlar
oluşabilmektedir.
Banka gereksiniminin ya da fazlasının ne kadarlık kısmının, hangi piyasada
değerlendirilmesi gerektiğine TL para piyasası bölümü karar vermektedir. TL para
piyasaları bölümünün başlıca görev ve sorumlulukları; vadeye göre TL likidite
yönetimini gerçekleştirmek, fonlamada TL piyasaları arasında seçim yapmak, günlük ve
kısa vadeli likidite gereksinimini piyasa koşullarına göre belirlemek, şube efektif TL
talep-devirlerini karşılamak, bankanın disponibilite ve TL cinsinden mevduat munzam
karşılığı gibi yasal sorumluluklarını yerine getirmek ve likidite raporlamasının
yapılmasını sağlamaktır.
TL piyasasında fon açığını kapamanın yanısıra, kâr amacıyla da işlem
yapılmaktadır. Örneğin, günlük faiz oranlarının yükseleceğini tahmin etmek yoluyla,
haftalık ya da aylık bir borçlanmaya giderek günlük plasman yapılabileceği gibi, bunun
tersi şekilde de işlem yapılabilir. Türkiye gibi faizlerin oynaklığının fazla olduğu bir
22
ülkede TL, döviz ve diğer menkul değer araçlarının alınıp satılmasıyla yüksek kârlar elde
etmek olanaklıdır.
Aktif-pasif yönetimi çerçevesinde; mevduat ve kredi işlemlerinde vade
kompozisyonu da fon yönetimi tarafından yapılmakta ve istenilen kompozisyonun
sağlanması için uygun fiyat farklılaştırılmasına gidilmektedir. Uygulamada kredi
fiyatlaması, mevduat maliyeti baz alınarak yapılmaktadır. Fon yönetimi bölümünün
yarattığı TL ya da döviz fonlarının pazarlamasında daha çok maliyet artı (cost plus)
yöntemi kullanılmaktadır.
b. Döviz Para Piyasası Bölümü
Döviz para piyasaları bölümü bankanın YP cinsinden tüm nakit akışından ve
efektif YP işlemlerinden sorumludur. Bankanın gereksinimleri doğrultusunda ve limitler
ölçüsünde yurtdışındaki bankalar, Türkiye’de yerleşik organize ve organize olmayan
piyasalarda borçlanma ve borç verme işlemlerini maliyet ve vade yapısı açısından
optimum düzeyde gerçekleştirme sorumluluğunu taşımaktadır.
Şubelerin efektif devir ve taleplerini, uygun piyasalar ve bankalar aracılığı ile aynı
bölüm yerine getirmektedir. Banka gereksiniminin ya da fazlasının hangi piyasada
değerlendirilmesi gerektiğine, döviz para piyasası bölümü karar vermektedir. Döviz para
piyasaları bölümünün başlıca görev ve sorumlulukları; YP likidite yönetiminde
MM/Swap/FXFX piyasaları arasında tercih yapmak, günlük ve kısa vadeli likidite
gereksinimini piyasa koşullarına göre plase etmek, şube efektif döviz talep-devirlerini
karşılamak, bankanın disponibilite, zorunlu karşılık gibi yasal sorumluluklarının yerine
getirilmesini sağlamak, bankanın kısa vadeli YP aktif-pasiflerini yönetmek, likidite
yönetiminde vade tercihlerini yapmak ve likidite raporlamasını üst yönetime sunmaktır.
Bankaların döviz varlıkları ile döviz yükümlülükleri arasında denge kurularak,
özkaynaklarının olanak verdiği ölçüde döviz pozisyonu tutmaları amaçlanmaktadır.
Döviz varlık ve yükümlülükleri arasındaki fark, yabancı para net genel pozisyonunu
oluşturmaktadır. Bankaların döviz varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark,
23
özkaynaklarının belli bir oranını aşamamaktadır. Böylece döviz tutma nedeniyle
oluşabilecek zararlara bir sınır getirilmektedir.
Para piyasaları bölümünce yürütülen ve kısaca likidite yönetimi olarak
adlandırılan görev, tüm fon yönetimi grubu içerisindeki en önemli görevlerdendir ve hiç
hatasız yapılması gerekmektedir. Herhangi bir nedenle bankanın ödeme yükümlülüklerini
yerine getirememesi, büyük itibar kaybına yol açacak, bu durumun süreklilik arz etmesi
durumda bankanın kapatılmasını dahi gündeme getirebilecektir.
c. Döviz İşlemleri Bölümü
Döviz işlemleri bölümünün görevleri şu şekilde özetlenebilir; ulusal ve
uluslararası döviz piyasalarında döviz işlemlerini limitler doğrultusunda gerçekleştirmek,
banka döviz pozisyonunun ve sepet yapısının APKO tarafından belirlenen limitlere
uygun olmasını sağlamaktır. Merkez Bankası’nın döviz kurlarına yaptığı doğrudan ya da
dolaylı müdahaleler, bu bölüm aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Bu bölüm, yurtiçi ve
yurtdışı döviz piyasalarında gerekli risk tanımlamaları doğrultusunda, bankanın
likiditesini de dikkate alarak, döviz piyasalarında pozisyon alıp kâr edilmesini de
amaçlamaktadır. Ayrıca, uluslararası piyasaları dikkatle izlemekte ve bu piyasalarda
oluşan ya da oluşması beklenen hareketleri zamanında ve doğru olarak değerlendirmeye
çalışmaktadır. Fon yönetimi bölümü uluslararası piyasadaki döviz hareketlerini izleyerek
pozisyon almakta ve bundan kâr sağlamayı amaçlamaktadır.
2. Hazine Pazarlama Bölümü (Treasury Marketing Unit-TMU)
Hazine pazarlama bölümü büyük tutarlı müşteri işlemlerinde, ulusal ve
uluslararası menkul değerlere, döviz işlemlerine ve türev ürünlere ilişkin özel fiyatlama
yapılmasını sağlamaktadır. Bu bölüm çalışanları uluslararası ve yurtiçi piyasalarda işlem
yapmaya yetkili kişilerden oluşmaktadır. Bu işlemler kayıtlı telefon ya da Bloomberg,
Reuters ekranları aracılığıyla yapılmaktadır. Daha sonra şube ya da diğer banka ile ortaya
24
çıkabilecek anlaşmazlıklar, telefon görüşmelerinin ses kayıtları ya da işlem ekranlarında
alınacak yazılı çıktılar ile çözümlenmektedir.
a. Şubeler FX Fiyatlama Bölümü
Şubeler FX fiyatlama bölümünün temel görev ve sorumlulukları şu şekilde
özetlenebilir; serbest kur, gişe, bankalararası TL/FX kotasyonlarını belirlemek, şubelere
TL/FX ve FX/FX fiyatlaması vermek ve gerçekleşen işlemlerin Blotter’a işlenerek
takibinin yapılmasıdır. Blotter, fon yönetimi bölümlerinde alınan döviz pozisyonlarının
işlendiği takip ekranıdır. Bankanın döviz likiditesinin doğru takip edilebilmesi için büyük
hacimli yapılan (1 milyon USD üzeri) döviz işlemleri, anında döviz ve TL para piyasaları
bölümü ile paylaşılmaktadır. 1 milyon USD’den küçük tutarlı işlemler blotter’a
kaydedilmektedir. Blotter’a kaydedilen işlemler 1 milyon USD değerine ulaştıkça, başka
bankalarla işlem yapmak için kullanılan dealing ekranları aracılığıyla ters pozisyon ile
kapatılır. Ters pozisyon ile kapatılan işlemlerden kâr etmek amaçlanmaktadır. APKO
kararları doğrultusunda belirlenen banka açık pozisyonun sınırları aşılmadığı süre
içerisinde kâr ya da zarar eden işlemler banka pozisyonu olarak taşınabilmektedir.
b. Şubeler Menkul Değer Fiyatlama Bölümü
Şubeler menkul değer fiyatlama bölümü, ulusal ya da uluslararası para ve sermaye
piyasalarında, müşteri işlemlerini gerçekleştirmektedir. Bu bölüm, müşteriler adına ihale
talepleri yapılmasını, kesin alım-satım pazarında hazine bono ve tahvil işlemlerine
kotasyon girilmesini ve büyük hacimli ikincil piyasa işlemlerinin gerçekleştirilmesini
kapsamaktadır. Bütün bu işlemlere ilişkin fiyatlama, bölümün sorumluluğundadır.
c. Şubeler Türev Ürün Fiyatlama Bölümü
Şubeler türev ürün fiyatlama bölümü; var olan ve yeni geliştirilen türev ürünlerin,
müşteriye sunulma aşamasında şubelere fiyatlamasını yapmaktadır. Şubeler türev ürün
fiyatlama bölümü tüm fiyatlamalarını türev ürün bölümden almakta ve başka banka ile
25
fiyatlama yapamamaktadır. Türev ürün bölümünün ilettiği fiyatları şubelere ve
müşterilere iletmektedir. Türev ürünler faiz, döviz ve hisse senedi gibi, birçok dayanak
varlığın üzerine yazılabilmektedir. Bu durum türev ürünlerde tüm finansal gelişmelerin
yakından takip edilmesini gerektirmektedir. Türev ürünlere ilişkin piyasadaki oynaklık
çok yüksek olduğundan fiyatlamalar hızlı bir şekilde değişebilmektedir.
3. Sabit Getirili Menkul Değerler Bölümü
Bu bölüm, sermaye piyasası aracı olan DİBS ihalelerine katılımı, TCMB repo-ters
repo piyasasındaki repo ve ters repo işlemlerini, İMKB kesin alım-satım pazarındaki
hazine bonosu ve devlet tahvili alım-satımı işlemlerini ve banka adına Otas ekranından
kesin alım-satım pazarındaki işlemleri gerçekleştirmektedir26. Otas ekranı, bankaların fon
yönetimi bölümlerinin İMKB Tahvil ve Bono Piyasası’nda işlem yapabilmek amacıyla
kullandıkları sistemdir. Bankaların işlem yapabilmeleri için doğrudan İMKB tarafından
Otas ekran hizmeti sağlanmaktadır. Bunun yanısıra yurt dışında işlem gören ve ihraç
edilmiş olan ülke ve şirket tahvilleri ile eurobondlar da bu bölüm tarafından takip
edilmektedir. Bu bölümde hem ulusal para ve sermaye piyasalarında, hem de uluslararası
sermaye piyasalarında işlem yapma yetkisi bulunmaktadır. Menkul değer fiyatlama
bölümü, ulusal piyasalar ve uluslararası menkul değerler olarak iki bölüme ayrılmaktadır.
a. Ulusal Menkul Değerler Bölümü
Ulusal menkul değerler bölümü Türkiye’deki para ve sermaye piyasalarındaki
organize ve organize olmayan piyasalarda yapılan işlemlere aracılık etmektedir. Bölüm
hazine tarafından yürütülen ve TCMB’nin aracılık ettiği DİBS için yapılan ihalelere fiyat
teklifi vermektedir. Piyasa yapıcısı kurumlar için yapılan DİBS ihaleleri daha da önem
kazanmaktadır. Piyasa yapıcısı olmayan kurumlar için bankanın hangi DİBS ihalesine
katılması gerektiği ve hangi fiyatla, ne miktar DİBS alınması gerektiği bölüm tarafından
incelenmektedir.
26
Joergen Jensen, “Treasury as a Service Centre”, Journal of Gtnews, April, 2008, s. 4.
26
Bölüm tarafından, IMKB kesin alım-satım pazarında TL ve döviz ödemeli
DİBS’ler gayrimenkul sertifikaları, özel sektör tahvilleri ve likidite senetlerine ilişkin;
TCMB repo-ters repo piyasasında devlet tahvili, hazine bonosu ve likidite senetlerine
ilişkin işlemler yapılmaktadır. Merkez Bankası tarafından doğrudan alış, doğrudan satış,
repo ve ters repo yöntemlerinin kullanıldığı açık piyasa işlemleri (APİ) bu bölüm
aracılığıyla
gerçekleştirilmektedir.
Bu
bölüm
yurtiçi
piyasalarda
gerekli
risk
tanımlamaları doğrultusunda, Türkiye’deki sermaye piyasalarında pozisyon alıp kâr
etmeyi de amaçlamaktadır.
b. Uluslararası Menkul Değerler Bölümü
Uluslararası para ve sermaye piyasasında işlem gören her türlü menkul değer için,
bu bölüm tarafından işlemlere aracılık edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin ihraç ettikleri
Amerikan ve İngiliz tahvilleri gibi ülke bono ve tahvilleri, yurtdışında ihraç edilmiş olan
özel sektör tahvilleri ile genel olarak gelişmekte olan ülkeler tarafından ihraç edilen
eurobond işlemleri yapılmaktadır. Bu bölüm yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda gerekli risk
tanımlamaları doğrultusunda, bankanın likiditesini de dikkate alarak uluslararası sermaye
piyasalarında pozisyon alıp kâr etmeyi de amaçlamaktadır. Ayrıca, özel sektör
şirketlerinin yurt dışında tahvil ihraç edebilmesine de aracılık yapmaktadır.
4. Türev Ürünler Bölümü
Türev ürünler bölümü banka adına her türlü swap, forward, future sözleşmeler ve
özellikle opsiyon işlemlerini gerçekleştiren bölümdür. Türev ürün kapsamına ağırlıklı
olarak tezgah üstü (OTC) piyasada ve organize piyasada işlem gören opsiyon işlemleri
girmektedir. Bölüm, farklı piyasa şartları için farklı opsiyon stratejileri ve opsiyona
dayalı yapılandırılmış farklı ürünler geliştirmektedir. Döviz, faiz, endeks, hisse senedi ve
kredi piyasasına yönelik farklı opsiyon işlemlerinin geliştirilmesini ve fiyatlamasını
yapmaktadır.
27
Bankanın pozisyonu üzerinde taşımadığı durumlar için, türev ürünler yurtdışı
piyasadan fiyat alınması ve bu fiyatın üzerine bir fark eklenmesi yoluyla müşterilere
fiyatlanmaktadır. Bu işlemler, başka banka ile kapatılan (back to back) işlemler olarak
bilinmektedir. Bunun dışında, bankanın kâr amaçlı kendi pozisyonunda tuttuğu (book)
işlemler ile de fiyatlama olanaklıdır. Bu işlemler bankanın kendi türev ürün pozisyonunu
oluşturmakta ve limitleri APKO tarafından belirlenmektedir.
Bankanın kendi pozisyonunda tutulan işlem fiyatlaması, başka banka ile kapatılan
işlem fiyatlamasına göre, müşteri için daha avantajlı olmaktadır. Ancak her banka türev
ürünlerde kendi üzerinde pozisyon bulunduramamaktadır. Özellikle 2009 yılında yaşanan
global krizden sonra Türkiye’deki bankaların türev ürün pozisyonları BDDK tarafından
oldukça sıkı bir şekilde takip edilmekte ve pozisyon büyümesi kontrol altında
tutulmaktadır. Bu nedenle Türkiye’deki bankalar, çoğunlukla başka bankalar ile kapatılan
işlemler yoluyla fiyatlama yapmaktadır. Şubeler türev ürün fiyatlama bölümü tüm türev
ürün fiyatlamalarını bu bölümden almaktadır.
Türev ürünler bölümü; türev araçları hem korunma hem de spekülatif amaçlı
kullanabilmektedir. Bu bölüm ulusal ve uluslararası türev piyasalarında gerekli risk
tanımlamaları doğrultusunda, bankanın likiditesini de dikkate alarak piyasalarda pozisyon
alıp, kâr etmeyi amaçlamaktadır. Bu bölümde işlem yapanlar limitler içerisinde olmak
üzere pozisyon alma kararlarını vermektedir. Herhangi bir pozisyon alınacağı zaman,
işlemi yapacak dealer öncelikle işlemin karşı tarafının bankadaki limitinin yeterli olup
olmadığını kontrol etmekte ve limitleri uygun taraflarla işlem gerçekleştirilmektedir.
IV.
TÜRKİYE’DE FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ
DÖVİZ, PARA VE SERMAYE PİYASALARI
Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararlarlarından önce para ve döviz piyasasında döviz
kurları ve faiz oranları kamu tarafından belirlenmekteydi. Ancak 80’lerden sonra sabit
kur sistemi yerine esnek kur sistemi benimsenmiş ve faizler serbest bırakılmıştır. 24 Ocak
28
1980 kararlarından sonra Türkiye’de döviz, para ve sermaye piyasaları da yeniden
yapılanma süreci içine girmiştir.
A. Döviz, Para ve Sermaye Piyasaların Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi
Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararlarlarından sonra kambiyo rejimi serbestleştirilerek
sermaye piyasası, döviz ve TL piyasaları oluşturulmuştur. 1985 yılında Hazine, kamu
açıklarının finansmanında kullanmak üzere, ihale sistemiyle bono ve tahvil satışına
başlamıştır. 1986 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) hisse senedi
piyasası işlerlik kazanmıştır.
1986 yılındaki bir başka önemli gelişme, bankalararası para piyasasının
kurulmasıdır. 1987 yılında TCMB tarafından ilk kez bankalararası para piyasasında APİ
uygulanmaya başlamıştır. Böylece ihraç edilen DİBS’ler için ikinci el piyasası da ortaya
çıkmıştır. 1988 yılında TCMB’de bankalararası döviz ve efektif piyasası kurulmuştur.
Söz konusu piyasaların işlerlik kazanmasıyla, bankalarda fon yönetimi bölümleri
oluşturulmaya başlanmıştır. 1989 yılı finansal serbestleşmenin gerçekleştiği ve
ekonominin tam anlamıyla dışa açıldığı dönemdir ve bu dönem 32 sayılı kararın bir
sonucudur. Böylelikle Türkiye’de yerleşikler 3.000 USD kadar döviz bulundurma
hakkına sahip olmuşlardır. Ayrıca yurtdışı yerleşiklerin borsaya kote olan Türk menkul
değerlerine sahip olmaları ve yurtiçi yerleşiklerin de yabancı borsaya kote olan menkul
değerlere sahip olmaları olanaklı hale gelmiştir. 25 milyon USD’ye kadar ticari faaliyette
bulunmak amacıyla yurtdışına çıkarılacak para için hazineden izin alma zorunluluğu
kaldırılmıştır. Böylece sermaye hareketleri serbest hale getirilmiştir27. 1990 yılında
TCMB ilk kez para programı ilan ederek hedefini açıklamıştır. 1991 yılında İMKB’de
27
Uzunoğlu, s. 112.
29
tahvil ve bono piyasası kurularak, ikinci el piyasasına hareket kazandırılmış ve 1993
yılında repo-ters repo pazarı devreye girmiştir.
B. Türkiye’de Döviz Piyasaları
Efektif ve döviz işlemleri, Türkiye’de üç piyasada işlem görmektedir. Bu
piyasalar TCMB’daki döviz ve efektif piyasası, serbest döviz piyasası ve bankalararası
döviz piyasasıdır28. Bu piyasalardan TCMB döviz ve efektif piyasası organize döviz
piyasası iken, serbest döviz piyasası ve bankalararası döviz piyasası organize olmayan
döviz piyasalarıdır.
1. Organize Döviz Piyasaları
Türkiye’deki organize döviz piyasası, 1987 yılında TCMB’de kurulan döviz ve
efektif piyasasıdır. TCMB döviz ve efektif piyasası; bankalararası döviz ve efektif
hareketlerini düzenlemek, bankacılık sektöründeki döviz ve efektif kaynaklarını daha
etkin kullanmak ve TL’nin yabancı paralar karşısındaki değerinin piyasa koşullarında
belirlenmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur29.
28
Uğur Civelek, Döviz ve Para Piyasaları Hazine Ürünleri, Mida Institute, İstanbul, 2003, s. 136.
Erdinç Tokgöz, “T.C. Merkez Bankası ve Döviz Piyasası”, Hacettepe Üniversitesi İİBF Dergisi,
Cilt:14, Sayı:1, Temmuz, 1996, s. 6.
29
30
Bu piyasaya bankalar, özel finans kurumları, hazine müsteşarlığının
iznine bağlı yetkili kurumlar gerekli koşulların yerine getirilmesi halinde
katılabilmektedir. Bu piyasada katılımcılar kendi aralarında TL karşılığı
döviz ve efektif alım-satımı yapabilirler30. Bunun yanısıra Merkez Bankası
da piyasaya müdahale etmek ya da pozisyon tutmak amacıyla piyasaya
girebilmektedir.
Şekil 4. TCMB Spot Döviz Piyasa Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
TCMB döviz piyasasında işlem yapmak isteyen kurumlar, teklif ve taleplerini
Reuters aracılığıyla CBTR ekranından iletmektedir. İş gününde saat 10.00 ile 15.00
arasında aynı gün valörlü talepte en yüksek, teklifte en düşük oranlar CBTR ekranında;
ertesi gün valörlü işlemler CBTQ ekranında gösterilmektedir. Burada belirtilen valör
tarihi, işlemin yapıldığı günü ifade etmektedir. Şekil 4 ve 5, TCMB’nın Spot ve Valörlü
döviz piyasası ekranını göstermektedir.
30
Tayfun Küçük, “Global Trends-Business & Treasury Culture in Turkey”, Journal of Gtnews, October,
2006, s. 6.
31
Şekil 5. TCMB Valörlü Döviz Piyasa Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Şekil 6’da TCMB döviz depo piyasa ekranı görülmektedir. Merkez Bankası,
döviz depo işleminin yanısıra, bir-iki hafta vadelerde TL deposu karşılığı döviz deposu
vermektedir. Bu işlemde referans olarak TL faizi için Interbank faizi, döviz faizi için
uluslararası para piyasalarında geçerli olan faiz oranı alınmaktadır. Merkez Bankası,
döviz ve efektif piyasasında işlem yapan kurumlarla bir haftadan iki aya kadar vadelerle
Reuters CBTJ sayfasında ilan ettiği kotasyonlardan USD cinsinden depo işlemi
yapabilmektedir.
32
Şekil 6. TCMB Döviz Depo Piyasa Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Döviz işlem alt sınırı, döviz işlemlerinde 200.000 USD ve efektif işlemlerde
50.000 USD olarak belirlenmiştir. Teklif ve talepler en az işlem limitlerinin katları olarak
verilmektedir. Aksi bildirilmedikçe gerçekleşen işlemlerde muhatap Merkez Bankası
olmakta, alıcı ve satıcı birbirini tanımamaktadır. Piyasalarda 1 gecelik depo işlemleri ve
aynı gün valörle gerçekleştirilecek diğer işlemler hariç teklif ve talepler, ilgili bankalarca
iptal edilmediği sürece, sonraki günler içerisinde geçerliliğini koruyacaktır. Piyasalarda
bir geceden bir yıla kadar depo ya da vadeli işlem yapılabilmektedir31.
2. Organize Olmayan Döviz Piyasaları
Organize olmayan döviz piyasaları başlıca iki piyasadan oluşmaktadır. Bunlar,
serbest döviz piyasası ve bankalararası döviz piyasasıdır.
31
Tokgöz, s. 12.
33
a. Serbest Döviz Piyasası
Bu piyasaya serbest efektif piyasası da denilebilir. Fiyatlar efektif talep ve arzına
göre değişmektedir. Bu piyasada fiyatlar yerel piyasada yaşanan olaylardan çok
etkilenmektedir. Örneğin vergi ödeme günleri,
hazine ihalesinin yapılacağı günler,
piyasadaki likiditenin sıkışık olduğu zamanlarda efektif döviz fiyatı düşmekte; likiditenin
bol olduğu ve itfa dönemlerinde efektif fiyatları yükselmektedir32.
Kapalıçarşı efektif piyasası, Anadolu’dan ve İstanbul’daki kurumlardan toplanan
efektifler ile TCMB efektif piyasasından ya da bankalardan alınan efektiflerin, arz ve
talebe göre belirlenen kurlardan işlem görmesine dayanmaktadır. Piyasa, alınan
efektiflerin TCMB ve bankalara satılmasından oluşmaktadır. Kapalıçarşı diğer
piyasalardan ayrı değildir. Bu sistem TCMB ve yetki kurumlar ile bütünleşik bir yapıdır.
Piyasada işlem yapan yetkili kurumlar, piyasada arbitraj yoluyla kâr sağlamaya
çalışmaktadırlar. İşlemler efektif olduğundan alım satım işleminin takası aynı gün
içerisinde gerçekleşmektedir. Piyasa organize bir piyasa olmadığı için standart kuralları
yoktur, ancak genel olarak kabul gören kurallar şöyledir33;
•
İşlemler efektif olduğu için takası aynı gün içerisinde gerçekleştirilmektedir,
•
İşlemlerde herhangi bir teminat alınmamakta, ilişkiler karşılıklı güvene
dayanmaktadır,
•
İşlem saati sınırlı değildir, bitiş süresi 18.00’a kadar sürmektedir,
•
İşlemlerde kullanılan para birimi genelde USD ve EUR olmaktadır.
32
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB), Ulusal ve Uluslararası Piyasalar,
Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitimi, İstanbul, 2008, s. 206.
33
TSPAKB, s. 206.
34
b. Bankalararası Döviz Piyasası
Türkiye’de yerleşik ve yerleşik olmayan kişiler döviz ve TL üzerinden işlem
yapabilirler. Çünkü kişilerin döviz bulundurması serbesttir ve dövizin kaynağı
sorulmamaktadır. Bankalararası döviz piyasasında, katılımcılar dövize dayalı her türlü
işlemi yapabilmektedirler. İşlemlerin vadeleri yönünden herhangi bir kısıtlama yoktur.
İşlemler spot ya da vadeli olarak gerçekleşebilir.
Şekil 7. Bankalararası Döviz Alım-Satım Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların kendi aralarında yaptıkları döviz alım
satım hacmi artığından, en iyi alış-satış kotasyonunu veren ilk 10 bankanın kotasyonları
Reuters TLFX sayfasında yayınlanmaktadır. Şekil 7’de en iyi alış-satış kotasyonunu
veren ilk 10 bankanın kotasyonlarının yer aldığı bankalararası döviz alım-satım ekranı
görülmektedir. Bunun yanısıra bankalararası döviz piyasasında işlem yapan banka sayısı
artmış ve TLFY ile TLFZ sayfalarında diğer bankalar kotasyonlarını yayınlayarak işlem
yapmaya başlamışlardır. IYIX sayfasında o andaki en iyi kotasyonu veren 20 bankanın
35
kotasyonu, TRYBA sayfasında en iyi alıcılar, TRYBB sayfasında da en iyi satıcılar
gösterilmektedir34. Şekil 8’de en iyi döviz alım-satım kotasyonuna sahip 20 bankanın
döviz kotasyonunun yer aldığı IYIX ekranı görülmektedir.
Şekil 8. Bankalararası Piyasada En İyi Döviz Alım-Satım Kotasyonuna Sahip
Bankaların Döviz Kotasyon Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Bankalararası döviz piyasasında işlemler fiziki olarak değil, bankaların limitleri
dahilinde yapılmaktadır. Bu piyasadaki işlemler için teminat talep edilmemektedir.
İşlemler; kotasyonlar üzerinden ya telefonda pazarlık usulü ya da Reuters, Bloomberg
gibi bilgi dağıtım firmaları ya da doğrudan işlem (dealing) ekranları aracılığla
yapılmaktadır. Bu piyasada şahıslar doğrudan işlem yapamamakta ve işlemler bankalar
aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bankaların Reuters, Bloomberg gibi bilgi dağıtım
firmalarının ekranlarına girdikleri kotasyonlar bir milyon USD için geçerlidir.
Kotasyonlar saat 15.00’e kadar aynı gün valörlü, 15.00’den sonra ise ertesi gün valörlü
olarak çift taraflı verilmektedir.
34
TSPAKB, s. 17.
36
TCMB bu piyasaya müdahale edebilmektedir. Piyasanın saat 10.00’da açılmasını
takiben kotasyonları izlemekte, eğer kotasyonlar tolere edilebilen düzeyi aşarsa
müdahaleye başlayabilmektedir. TCMB döviz ve efektif piyasaları müdürlüğü en yüksek
USD alış kuru veren bankalardan başlayarak telefonla, en az işlem limiti olan 1.000.000
USD’lik alış ya da satış yapmaktadır. TCMB’nin piyasaya müdahalesi koşullara bağlı
olarak alış ya da satış şeklinde olabilmektedir.
C. Türkiye’de Para ve Sermaye Piyasaları
Bankalar belli bir süre için, belli bir fiyattan, farklı isimlerle (Repo, Varlığa
Dayalı Menkul Kıymetler/VDMK, Mevduat, vb.) para toplayarak ve topladıkları bu
paralarla diğer şahıs, banka ve devlete yine belli bir süre için, belli bir fiyattan farklı
isimlerle (Kredi, Mevduat, Tahvil ve Bono, vb.) borç vermektedirler. Bu faaliyetler
sonucu şubelere nakit giriş çıkışı olmaktadır. Şube kasasında bulunan fazla kısım, grup
merkezi kabul edilen şubelere nakil olmaktadır. Grup ve takas merkezinde toplanan bu
paralar TCMB’deki serbest mevduat hesaplarına yatırılmaktadır. Şubelerde biriken bu
paraların llikidite yönetimi göz önünde bulundurularak en iyi kâr getirecek şekilde
değerlendirilmesi, fon yönetimi bölümü tarafından yapılmaktadır35.
Para piyasaları ile sermaye piyasaları arasındaki ayırım, finansal varlıkların
vadelerine göre belirlenmektedir. Bir yıldan kısa vadeli finansal varlıkların işlem gördüğü
piyasa para piyasası, bir yıldan uzun vadeli finansal varlıkların işlem gördüğü piyasa da
sermaye piyasası olarak adlandırılmaktadır36. Türkiye’de para ve sermeye piyasaları
organize ve organize olmayan ya da birincil ve ikincil piyasa olarak ikiye ayrılmaktadır37.
1. Organize Para ve Sermaye Piyasaları
35
Akbank Fon Yönetimi Grubu, Türk Lirası Fon Yönetimi, Akbank Yayınları, İstanbul, 1991, s. 6.
Uzunoğlu, s. 22.
37
Civelek, s. 114.
36
37
Organize piyasalar; TCMB bankalararası para piyasası (Interbank), DİBS
piyasası, İMKB tahvil ve bono piyasası olarak sayılabilir.
a. TCMB Bankalararası Para Piyasası (Interbank Piyasası)
Interbank’ın kuruluş amacı; bankalararası rezerv hareketlerini desteklemek,
bankacılık sisteminde likiditeyi düzenlenmek, söz konusu bu likiditenin dengeli
dağılmasına ve verimli kullanılmasına yardımcı olmaktır. Böylece kısa dönem için
likidite gereksinimi olan bankalar borç alabilmekte ve borçlanan banka da uzun vadeli
varlıklarını elden çıkarmadan nakit gereksinimini karşılamış olmaktadır.
Ülkemizde faaliyet gösteren tüm yerli ve yabancı bankalar bu piyasaya
girebilmektedir. TCMB Bankalararası piyasasında, bankaların işlem yapabilmesinin ön
koşulu teminat yatırma zorunluluğudur. Bu teminat döviz deposu, hazine bonosu ya da
devlet tahvili olabilir. Burada önemli olan nokta, Interbank’tan TL borçlanmak amacıyla
teminatta tutulan menkul değerin TL ile fonlanmış olmasıdır. Teminattaki menkul
değerin fonlama maliyeti, o günkü TL borçlanma maliyetine eşittir. Interbank
teminatında bulunan menkul değerlerden teminatta kullanılmayan kısım, zorunlu karşılık
gibi yükümlülüklere sayılabilmektedir.
Bankalararası para piyasası 1986 tarihinde TCMB öncülüğünde kurulmuştur.
Merkez Bankası 1988 yılına kadar sadece aracılık fonksiyonu üstlenmiş, faiz oranlarının
tamamen arz ve talep dengesine göre belirlenmesini sağlamıştır. Bu tarihten sonra ise,
piyasanın belirli alt ve üst sınırlar içerisinde çalışması zorunluluğu getirilmiş ve böylece
piyasadaki fon miktarını kontrol etme olanağı sağlanmıştır.
TCMB, gecelik borçlanma faizlerine her günkü likidite durumuna göre değişen
oranlar uygulamaktadır. Alt limit, TCMB’nin piyasada fon fazlası kalması durumunda
uygulayacağı oranı belirtmektedir. Bankalar fazla fonlarını alt limit üzerinden TCMB’ye
38
plase edebilirler. Üst limit ise, piyasada likidite sıkıntısı olması durumunda bankaların
TCMB’den borçlanabilecekleri oranı belirtmektedir.
TCMB, her gün saat 10.00 itibarıyla piyasalar açılmadan piyasa likiditesini
gösteren öngörümsel rezerv sayısını ve her vadedeki faiz kotasyonunu ekrana
girmektedir. İşlemler her gün saat 10.00-16.00 arası yapılmaktadır. Interbank
piyasasındaki işlemlerde vade ne olursa olsun, faiz hesaplamalarında 360 gün baz
alınmaktadır.
Şekil 9. TCMB Bankalararası Para Piyasası Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Şekil 9’da TCMB para piyasası ekranı görülmektedir. Bankalar gecelik, 7 gün, 14
gün, 28 gün, ve 1 aylık vadelerde teklif ve taleplerini Interbank piyasasına iletirler.
Interbank piyasası, Reuters (CBTC ekranı) ekranından görülebilmekte ve hesaplaşması
39
elektronik fon transferi yoluyla gerçekleşmektedir. Bu piyasada her bankanın teminatı ve
borçlanabilme limiti bulunmaktadır.
Bankalararası para piyasası TCMB’de faaliyet gösteren ve katılımcı bankaların
TCMB ile TL depo, TL depo alım ihalesi, GLP (geç likidite penceresi) ve GİL (gün içi
limit) işlemlerini gerçekleştirdikleri piyasadır. GİL işlemleri, TCMB tarafından bankalara
gün sonunda geri ödenmek üzere gün içerisinde sağlanan borçlanma olanağıdır. GLP
işlemleri TCMB’nin nihai kredi mercii sıfatıyla gecelik vadede (LON) gerçekleştirdiği
gün sonu TL borç verme ve borç alma işlemlerini göstermektedir. Bankalararası para
piyasası işlemlerinde vade 91 günü aşamaz. TL depo ve GLP işlemleri TCMB’nin
duyurduğu faiz oranlarından gerçekleştirilir. GİL işlemleri ise faizsiz, ancak komisyon
karşılığında gerçekleştirilir38. Bu işlemlere uygulanacak faiz oranları TCMB tarafından
belirlenerek, Reuters sisteminin CBTC sayfasında duyurulur. GLP işlemlerinde en düşük
işlem tutarı 100.000 TL ve katlarıdır. TCMB’nin valörlü işlemleri, kısa vadeli faiz
oranlarının yönünün öngörümlenmesinde yardımcı olmaktadır.
Interbank piyasasında, bankaların muhatabı TCMB’dir. Dolayısıyla bankalar
işlem yaparken karşı taraftaki bankayı bilmemektedirler. Para almak ya da satmak isteyen
bankalar vade, tutar ve faiz oranını telefon aracılığı ile TCMB’ye bildirmektedir. TCMB
de bu teklifleri, Reuters ekranından herkesin görebileceği şekilde girmektedir. Bankaların
fon yönetimleri tarafından uygun görünen faiz oranlarından TCMB aranarak işlem
gerçekleştirilir. TCMB işlem yapan bankaları kamuoyuna açıklamamakta, böylece
taraflar birbirini bilmemekte ve tek ilgili TCMB olmaktadır39. Tüm işlemler TCMB
aracılığı ile gerçekleşmektedir. TCMB işlem başına yıllık bazda yaklaşık %1,7 olan bir
komisyon almaktadır.
b. Devlet İç Borçlanma Senetleri Piyasası
38
TCMB (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası), Piyasalar Genel Müdürlüğü, Para Piyasaları Müdürlüğü,
Bankalararası Para Piyasası Uygulama Talimatı, Ankara, Temmuz, 2007, s. 13.
39
Akbank, s. 6.
40
Türkiye’de bütçe açıklarının finansmanı genel olarak iç ve dış borçlanma yoluyla
gerçekleşmektedir. Hazine, bütçe açıklarının kapatılması için makro ekonomik
politikaları da göz önüne alarak bir yıldan kısa vadeli hazine bonosu ve bir yıldan uzun
vadeli devlet tahvili ihraç etmektedir. Hazine tarafından yürütülen ve TCMB’nin aracılık
ettiği DİBS’ler üç şekilde piyasa çıkarılmaktadır. Bunlar; ihale yöntemi, tap yöntemi ve
halka arz yöntemidir
Tap yönteminde yatırımcılar; türü, vadesi, faiz yapısı ve satış süresi hazine
tarafından önceden belirlenen senetleri TCMB’den satın alabilmektedir. Yatırımcılar
TCMB’den satın alana kadar bu senetlerin mülkiyeti hazineye aittir. TCMB, tap satışları
süresince sadece aracı ve depolayıcı görevi görmektedir. Bu yöntemle yapılan ihraç
süreci 1 gün olabileceği gibi, senetler daha uzun süre ile satışta kalabilir. Senetlerin
birden fazla gün satışta kalması durumunda, duyurulan faiz oranı üzerinden her gün için
fiyat belirlenip, bu fiyatlarla satış gerçekleştirilir.
Halka arz yönteminde hazine öncelikle ihraç edilecek senet için koşulları belirler.
İhraç koşulları; ihraç miktarı, senedin vade ve faiz koşulları, halka arza aracılık edecek
bankalar, bunlara ödenecek komisyon oranı ile senetlerin ne kadar süre boyunca satışta
kalacağı konularını içermektedir. Ancak tap ve halka arz yöntemleri genelde kriz
dönemlerinde, yani kolay borçlanma sağlanması istenen dönemlerde kullanılmaktadır.
Dolayısıyla normal şartlar altında en çok kullanılan yöntem, ihale yöntemidir40.
İhale
yönteminde,
katılımcılar
tekliflerini
TCMB
aracılığıyla
hazineye
iletmektedir. Hazine, piyasa koşulu ve nakit gereksinimini dikkate alarak belli bir fiyata
kadar olan teklifleri değerlendirir. Benimsenen fiyat sistemine (tekli-çoklu) göre fiyat
oluşmaktadır. İhale hazine tarafından, sadece TCMB’de bulunan menkul değer piyasası
müdürlüğü aracılığıyla yürütülmektedir. İhaleye bankalar, aracı kurumlar ile gerçek ve
tüzel kişiler katılabilmektedir. Katılımcılar ihaleye katılım için, ihale günü saat 12.00’ye
kadar teklif fiyatını ve miktarını elektronik fon transferi (EFT) aracılığı ile TCMB’ye
bildirirler. İhaleye katılanlar (piyasa yapıcı bankalar hariç) teklif ettikleri miktarın %1’ini
40
Uzunoğlu, s. 129.
41
ihaleden önce teminat olarak yatırmak zorundadırlar. Kamu kuruluşlarına ve piyasa
yapıcısı olan bankalara ihale öncesinde saat 10.30’a kadar taleplerini bildirme koşuluyla
ihale sistemine göre; ihalede oluşacak fiyattan ya da ortalama fiyattan teklif verme, yani
rekabetçi olmayan teklif verme hakkı tanınmıştır. Rekabetçi olmayan teklif sonuçları
ihale günü saat 11.00’de duyurulur.
TCMB yalnızca hazine adına ihaleleri organize eden ve yürüten kurumdur.
İhalenin hangi faiz düzeyinde kesileceğine ve ne kadar satış yapılacağına hazine karar
vermektedir. Hazine her ayın son işgünü açıkladığı iç borçlanma stratejisi çerçevesinde
bir sonraki ay gerçekleştirilecek ihalelerin valör tarihini, ihraç edilecek senetlerin türünü
ve vadesini duyurmaktadır. İhalelere ilişkin detaylı duyuru, ihalelerden önceki haftanın
son işgünü yapılmaktadır.
Hazine gelen teklifleri en yüksek fiyattan (en düşük faiz) en düşük fiyata doğru
sıralamaktadır. Piyasa koşulları ve nakit gereksinimine göre hazine bu sıralamayı bir
sınırda kesmekte ve bu sınırın üzerinde kalanlar ihaleyi kazanmaktadır. Ancak fiyat
sistemi, ihale sonrası katılımcının tabi olacağı fiyatı etkileyebilmektedir. Tekli fiyat ihale
sistemi benimsenmiş ise, ihalede kazanan en yüksek faize denk gelen fiyat tek fiyat
olarak kabul edilmekte ve daha yüksek fiyattan teklif verenler de belirlenen fiyattan
ihaleyi kazanmış olmaktadır. Çoklu fiyat ihale sisteminde ise ihaleyi kazanlar, teklif
ettikleri fiyattan DİBS’i almış olmaktadırlar.
Hazine tarafından ihraç edilecek DİBS’in vadesi ve cinsi, Reuters (CBTI)
ekranlarından görüntülenebilir. TCMB, ihale sonuç bilgilerini (gelen teklif tutarı, toplam
satış miktarı, en düşük-en yüksek ve ortalama faiz oranı, vb.) CBTI ekranından
duyurmaktadır. İhalede karşılanmayan tekliflere ilişkin teminatlar geri ödenmektedir.
Şekil 10’da TCMB hazine ihale sonuç bilgi ekranı (CBTI) görülmektedir.
42
Şekil 10. TCMB Hazine İhale Sonuç Bilgi Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
İhalelerde ödeme günü bir gün sonra olduğu için hesaplamalarda gün sayısı 364
olarak alınmaktadır. Ancak DİBS’lerin ikinci el piyasaki hesaplamalarında gün sayısı 365
olmaktadır. Dolayısıyla ihaleden almak, ikinci el piyasadan almaya göre katılımcıya
kısmi bir fiyat avantajı yaratmaktadır.
Tap yönteminde ise fiyatı belirleyen taraf Hazine Müsteşarlığı’dır. Hazine
Müsteşarlığı tarafından uzun vadeli değişken tahviller TCMB’de depolanır ve bankalara
istedikleri zaman belli bir fiyattan satılır. TCMB tarafından her gün ilan edilen
fiyatlardan DİBS almak isteyen kurumlar, TCMB’yi arayarak işlem yapabilmektedirler.
Halka arz yönteminde de fiyatı belirleyen taraf Hazine Müsteşarlığı’dır. Hazine
Müşteşarlığı tarafından belirlenen fiyattan aracılık etmek isteyen kurumlar, TCMB’yi
arayarak işlem yapabilmektedirler.
43
c. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası
İMKB’deki Tahvil ve Bono Piyasası, sabit getirili menkul değer işlemlerinin
şeffaf ve rekabete açık bir ortamda işlem görmelerini sağlamak ve bu menkul değerlerin
likiditesini artırmak amacıyla kurulmuştur. Bu kapsamda 1991 yılında Kesin Alım-Satım
Pazarı ve sonrasında da, 1993 tarihinde Repo ve Ters-Repo Pazarı kurulmuştur41.
(1) İMKB Kesin Alım-Satım Pazarı
Kesin alım-satım pazarında TL ve döviz ödemeli DİBS’ler, gelir ortaklığı
senetleri, gayrimenkul sertifikaları ve özel sektör tahvilleri ile TCMB tarafından ihraç
edilen likidite senetleri işlem görmektedir. Tahvil ve bono piyasası ile repo ve ters-repo
pazarında işlem yapabilmek için öncelikle kesin alım-satım pazarında işlem yapma
koşulu aranmaktadır. Tahvil ve bono piyasasında TCMB, bankalar ve aracı kurumlar
işlem yapabilmektedir. İşlem saatleri ise bugün valörlü işlemlerde 09.30 -12.00 ve 13.0014.00 arası, ertesi gün valörlü işlemlerde ise 09.30-12.00 ve 13.00-17.00 arasıdır.
Kesin alım-satım pazarında işlem yapmak için sırasıyla; kağıdın tanımını, işlem
türünü, valörünü, hesap kodunu, nominal tutarını, fiyatını ve emir tipini bildirerek işlem
yapılmaktadır. İletilen talepler üye temsilcileri tarafından sisteme girilir. Sisteme girilen
emirler piyasa izleme ekranlarından görüntülenebilir. Emirler içerisinde alımda en yüksek
fiyatlı, satımda en düşük fiyatlı emirler Reuters gibi veri dağıtım kanallarında piyasa
katılımcıları tarafından görüntülenebilir. İletilen söz konusu emirler içerisinde en iyi
fiyattan işlem olması halinde, sonraki fiyat otomatik olarak en iyi teklif durumuna gelir.
Daha kötü fiyatlı emirler, zaman önceliğine göre sistemde yer alır ve derinlik
ekranlarından görüntülenebilir. Şekil 11’de İMKB tavil-bono ekranı görülmektedir. Bu
ekranda görülen fiyatlardan işlem yapmak için bankalar otas işlem ekranını
kullanmaktadırlar. Otas işlem ekranı ile banka IMKB tahvil bono piyasasından işlem
yapabilmektedir.
41
TSPAKB, s. 117.
44
Şekil 11. İMKB Tahvil-Bono Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Kesin alım-satım pazarına iletilecek emirler nominal değer olarak emir büyüklüğü
ve katları şeklinde iletilmektedir. Emir büyüklükleri şu şekildedir;
Tablo 2. İMKB Tahvil-Bono Ekranına Emir İletim Limitleri
Normal Emirler Pazarı
DİBS (TL)
DİBS (YP)
TCMB Likidite Senedi (TL)
Özel Sektör Tahvili (TL)
En Düşük
100.000
10.000
100.000
1.000
En Yüksek
10.000.000
1.000.000
10.000.000
100.000
Küçük Emirler Pazarı
En Düşük
1.000
1.000
-
En Yüksek
99.000
99.000
-
Kaynak: TSPAKB, s. 123.
Ayrıca emir girişlerinde kullanılabilecek birçok farklı emir tipi bulunmaktadır.
•
Limitli Emir: Limitli emir fiyat ve nominal tutar belirtilerek, minimum emir
büyüklüğünün katları şeklinde verilmektedir. Emrin gerçekleşmeden kalan kısmı
pasif olarak beklemektedir.
45
•
Piyasa Emri: Bu tür emirlerde fiyat belirtilmemektedir. Minumum emir
büyüklüğünün katları şeklinde verilen emir pasif emirlerle kısmi ya da tamamen
karşılaşır, emrin gerçekleşmeden kalan kısmı iptal edilmektedir.
•
Kalanı İptal Et Emri: Kısmen gerçekleşme koşulu ile verilen aktif emir tipidir.
Emir girildiği anda bekleyen karşıt emirler ile eşleşir, gerçekleşmeyen kısmı
otomatik olarak iptal edilmektedir.
•
Gerçekleşmezse İptal Et Emri: Tamamı gerçekleşme koşulu ile verilen aktif emir
tipidir. Emir girilir girilmez bu koşul sağlanmadığı takdirde iptal edilmektedir.
Kotasyon yöntemi olarak da menkul değerlerin tanımlanmasında ISIN kodu
kullanılır. ISIN kodu 12 haneden oluşmaktadır;
•
1. ve 2. haneler ülke kodunu gösterir. (TR)
•
3. hane menkul değer türünü gösterir. (Devlet Tahvili = T, Hazine Bonosu = B,
Halka Arz = H)
•
4. ve 9. haneler menkul değerin itfa tarihini gün, ay ve yıl olarak belirtir.
•
10. hane menkul değerin TL ya da YP cinsinden olduğunu gösterir. (TL olan
ihraçlarda tüm menkul değer T ile, anapara A ve kupon K ile gösterilir. YP olan
ihraçlarda tüm menkul F ile, anapara P ve Kupon C ile gösterilir.)
•
12. hane kontrol hanesidir.
(2) TCMB Repo-Ters Repo Piyasası
Repo-ters repo pazarı sabit getirili menkul değerlerin geri alım vaadi ile satım ve
geri satım vaadi ile alımını, organize piyasa koşulları içerisinde güvenli bir şekilde
gerçekleştirmek amacıyla açılmıştır. Repo türleri; düz repo, ters repo, fiktif repo, sürekli
repo, vadeye kadar repo, gecelik repo, açık repo, esnek repo ve melez repo olarak
sınıflandırılabilir. Vade açısından ise gecelik, belirsiz süreli ve vadeli repo olmak üzere
üç tür repo bulunmaktadır. Repo işlemlerinde kullanılan belli başlı menkul değerler, esas
itibarı ile hazine bonoları ve devlet tahvilleri olmasına karşın; hisse senedi hariç ancak
46
VDMK dahil, neredeyse her türlü menkul değer üzerinden repo işlemi yapmak
olanaklıdır42.
Repo-ters repo pazarında devlet tahvili ve hazine bonosu ile TCMB likidite
senetleri işleme konu edilmektedir. Pazarda, özeliklerine göre gruplandırılmış menkul
değerler üzerinden işlem yapılmaktadır. Repo ya da ters repo işlemlerinde menkul değer
değil, menkul değer grubu girilmelidir.
Merkez Bankası, APİ’lerini repo ve ters repo piyasası ile İMKB tahvil ve bono
piyasası aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Merkez Bankası piyasadaki likidite durumuna
göre, APİ politikasına karar vermektedir. APİ’lerde vadesine en fazla bir yıl kalan
DİBS’ler bulunmaktadır. Repo ve ters-repo işlemlerinde ise bir yıldan uzun vadeli
DİBS’ler kullanılabilmektedir. Ancak repo ve ters repo işlemlerinin vadesi 91 günü
aşamamaktadır. APİ olarak doğrudan alış, doğrudan satış, repo ve ters repo işlemleri
kullanılmaktadır43.
Repo genel tanımıyla; elde bulunan mülkiyeti bankaya ait menkul değerlerin, belli
bir fiyat ve vadede geri satın almak üzere, müşteriye satılması sözleşmesidir. Repoda
işlem anında satış, vade de ise geri alış vardır. Satış fiyatı ile alış fiyatı arasındaki fark ise
repo müşterisinin getirisidir ve genel olarak yüzde ile ifade edilmektedir. Uzun vadeli
yatırım ya da zorunlu karşılık amacıyla tutulan menkul değerler, kısa vadeli fon
gereksinimlerinin karşılanması amacıyla repoya bağlanarak; alternatif kaynaklara oranla
daha ucuz borçlanma olanağı yaratabilmektedir. Şekil 12’de TCMB açık piyasa işlemleri
ekranı görülmektedir. Bu ekranda TCMB’nin ne miktar ve ne vade ile ihale yapacağı
açıklanmaktadır. Bankalar açıklanan bu veriler doğrultusunda ihaleye katılma kararı
vermektedirler.
42
Sedat Yetim, “Repo, Ters Repo ve Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri”, Hazine Dergisi, Sayı:6, Nisan,
1997, s. 76.
43
TSPAKB, s. 119.
47
Şekil 12. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
APİ’lerde, piyasadaki oynaklığın yüksek olduğu dönemlerde işlemler kotasyon
yöntemiyle yapılmaktadır. TCMB, DİBS’in vadesini ve fiyatını doğrudan alım-satım için
CBTL sayfasında, repo ve ters-repo için de CBTF sayfasında yayınlamaktadır. Söz
konusu fiyattan işlem yapmak isteyen bankalar taleplerini TCMB’ye bildirirler. İhale
yöntemiyle APİ yapılması durumunda ise, faiz oranları bankalarca belirlenmektedir.
TCMB ihalede yapılan teklifleri faiz oranına göre sıralar ve öngörümlediği orana kadar
olan teklifleri kabul ederek, Reuters’da CBTG ekranında duyurur44. APİ sonuç
duyurusunun yapıldığı CBTG ekranı Şekil 13’te gösterilmektedir.
44
Civelek, s. 127.
48
Şekil 13. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Sonuç Duyuru Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
TCMB açık piyasa işlemleri sonuç duyuru ekranında toplam talep miktarı ve
kabul edilen teklif tutarları ilan edilmektedir. Belirtilen en yüksek ve en düşük faiz
oranlarına göre teklifte bulunan bankalar taleplerinin karşılanıp karşılanmadığını
anlamaktadırlar. Repo-ters repo piyasasında işlemler emir büyüklüğü ve katları şeklinde
iletilmektedir. Emir büyüklüğü olarak; normal emirler pazarında en az 500.000 – en çok
10.000.000 iken, küçük emirler pazarında en az 1.000 – en çok 499.000 TL ve katları
şeklinde işlem yapılmaktadır.
2. Organize Olmayan Para ve Sermaye Piyasaları
Organize olmayan para ve sermaye piyasaları; Bankalararası TL Piyasası,
Bankalararası Repo Piyasası ve Bankalararası Tahvil Piyasasıdır. Bu piyasalar aşağıda
kısaca incelenmiştir.
49
a. Bankalararası TL Piyasası
Bankalar, TL gereksinimlerini TCMB’deki Interbank piyasasının yanısıra, ikincil
piyasa olarak bilinen bankalararası serbest para piyasasından da karşılayabilirler.
Bankaların organize bir piyasa olan TCMB Interbank piyasasında işlem yapmak yerine,
piyasa dışında ve kendi aralarında işlem yapmaları; daha çok TCMB’nin kendilerine
tanıdıkları limitlerin yetersiz gelmesi ve TCMB’de işlem yapma maliyetinin daha yüksek
olmasından kaynaklanmaktadır45. Bankalararası para piyasası, TCMB’nin işlemlere
aracılık etmesi karşılığında aldığı komisyonu ortadan kaldırmaktadır. Ancak uygulamada
borç veren bankalar, TCMB komisyonunun en azından bir kısmını faiz oranına
yansıtmakta ve getirilerini bu şekilde artırmaktadır.
Bankalar, serbest Interbank piyasasında karşı bankanın açtığı limit dahilinde işlem
yapabilmektedir. Bu piyasada işlemler için ayrıca teminat istenmemektedir. İşlemlerin
teminatsız yapılmasından dolayı bankalar işlem yapabilecekleri bankalara ve işlem
miktarına sınırlama getirmişlerdir. Buna piyasada kısaca limit (line) denilmektedir. Her
banka ancak limiti olan bir bankayla ve limitleri dahilinde işlem yapabilmektedir.
Bankalar birbirleriyle olan limitleri doğrultusunda telefon ya da Reuters aracılığıyla işlem
yapabilmektedir. İki banka arasındaki fiyatlamalar, karşılıklı pazarlık gücüne bağlıdır. Bu
piyasadaki oranlar piyasadaki likidite ve bankanın nakit akışı tarafından belirlenmektedir.
Çünkü piyasadaki likiditenin artması ve bankaların nakit gereksiniminin azalması, borç
verme oranlarını düşürmekte; likiditenin azalması ve bankaların nakit gereksiniminin
yükselmesi ise oranları artırmaktadır.
45
Uzunoğlu, s. 133.
50
Şekil 14. Bankalararası TL Para Piyasası Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Bankalar tarafından TRL DEPO, TRL DEPP ve TRL DEPQ sayfalarında ilan
edilen kotasyonlar, limitleri olan bankalara etik ilkeler nedeniyle verilmektedir. Serbest
Interbank piyasası, bankaların uzun vadeli varlıklarını elden çıkarmadan kendilerine kısa
vadeli fonlama kaynağı sağlamaktadır. Şekil 14’te bankalararası TL para piyası ekranı
yer almaktadır.
Bankalararası piyasada oluşan faiz oranları, bankacılık sisteminin genel likidite
durumu ile yakından ilgilidir. Sisteme TL girişleri, TL faiz oranlarını düşürücü etki
yapmakta; çıkışlar ise faiz oranlarını yukarı çekmektedir. TCMB’nin bankalarla yaptığı
açık piyasa işlemlerinden kaynaklanan dönüşler ve devlet iç borçlanma senetlerinin geri
ödemeleri; bankacılık sistemine fon girişi sağlamakta ve faiz oranlarını düşürücü etki
yaratmaktadır.
51
Bir banka, karşı bankanın kendisi için tanıdığı en yüksek işlem miktarına kadar
borçlanabilmektedir. Borçlanma oranı iki banka arasında hiçbir alt ve üst sınırlama
olmaksızın, pazarlıkla belirlenmektedir. Piyasanın gerçekleşen işlem hacminin yaklaşık
olarak %90’ı gecelik borçlanmadan oluşmaktadır. Bunun temel nedeni, piyasanın yapısı
itibarıyla kısa vadeye dönük olmasıdır. Ayrıca çeşitli nedenlerle istikrara kavuşamayan
piyasalarda oluşan belirsizlik, bankaları uzun vadeli pozisyon yönetiminde çekimser
yapmaktadır.
b. Bankalararası Repo Piyasası
Bankalar, repo işlemlerini İMKB’deki repo-ters repo pazarında yapabildikleri gibi
kendi aralarında da yapabilmektedirler. Bankalar; İMKB’nin kendilerine tanıdıkları
limitlerin yetersiz gelmesi durumunda, işlemleri kendi aralarında yapmayı tercih
etmektedirler. Tüm ikincil piyasalarda olduğu gibi, bu piyasada da bankalar ancak limiti
(line) olan bankalarla ve limitleri dahilinde işlem yapabilmektedirler. Bu piyasada
işlemler telefonla pazarlık ya da dealing ekranları aracılığıyla yapılmakta ve oranlar daha
çok İMKB repo-ters repo pazarında gerçekleşen oranlar baz alınarak belirlenmektedir.
c. Bankalararası Tahvil Piyasası
Bankalar tahvil ve bono işlemlerini İMKB’deki kesin alım-satım pazarında
yapabildikleri gibi, kendi aralarında da işlem yapabilmektedirler. Bankalar İMKB’nin
kendilerine tanıdığı limitlerin yetersiz gelmesi halinde ve özellikle ileri valörlü işlemleri
kendi aralarında yapmayı tercih ederler. Tüm ikincil piyasalar gibi, işlemler ancak limiti
olan bankalarla ve limitleri dahilinde yapılabilmektedir. Piyasada oranlar; daha çok
işlemlerin büyük bölümünün gerçekleştiği İMKB kesin alım-satım pazarında gerçekleşen
oranlar baz alınarak belirlenmektedir.
52
V.
FON
YÖNETİMİ
İŞLEMLERİNİN
GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ
ULUSLARARASI PİYASALAR
Bankalar fon yönetimi işlemlerini ulusal döviz, para ve sermaye piyasalarının
yanısıra; uluslararası döviz, para ve sermaye piyasalarında da gerçekleştirmektedir.
Uluslararası piyasalarda yapılan işlemler hem organize hem de organize olmayan
piyasalarda gerçekleşebilmektedir.
A. Uluslararası Döviz (FX) Piyasası
Döviz piyasası, farklı ulusal paraların birbirine dönüştürülmesini sağlamaktadır.
Bu piyasalar dünyanın en geniş hacimli piyasalarıdır. Bunun en önemli nedeni piyasaların
belirli bir zamanın olmamasıdır. Bu piyasa dünyada 24 saat açıktır; sabah Sidney ve
Tokyo’da açılıp, zaman içerisinde Hong Kong ve Singapur’a kaydıktan sonra devreye
Bahreyn girmektedir. Ardından da Avrupa piyasaları olan Frankfurt, Zürih ve Londra
piyasaları açılmaktadır. İşlemlerin oldukça yoğun gerçekleştiği Londra piyasası
hareketlendikten sonra, New York ve Chicago faaliyete başlamaktadır. Bu piyasaları
daha sonra Los Angeles ve San Francisco takip etmektedir46.
Günün 24 saati faaliyet gösteren döviz piyasasının işlem hacmi, dünya ticaret
hacminin 50 katını aşmış bulunmaktadır. Döviz piyasalarında ulaşılan işlem hacmi;
yatırım, korunma ve spekülasyon amaçlı hareketlerin önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Döviz piyasaları coğrafik olarak birbirinden uzak olsa da, haberleşme araçları ile bu
sorun giderilmiştir. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle sabah erken saatlerde Uzakdoğu
piyasası, saat 10.00-15.00 arası Avrupa piyasası ve 16.00’dan itibaren de Amerika
piyasasında işlem yapabilmektedir.
Uzakdoğu piyasasında en önemli merkezler Tokyo, Singapur, Hong Kong ve
Bahreyn’dir. Uzakdoğu piyasasında işlemler JPY (Japon Yeni), USD ve EUR ağırlıklı
46
Hull, s. 21.
53
olmaktadır. Günümüzde arbitraj yapmak isteyen yatırımcılar faiz oranı düşük ülkelerden
borçlanıp, faizi yüksek ülkelere borç vererek (carry-trade) aradaki farktan gelir etme
çabasındadırlar. Bu faktör, faizi en düşük ülke olan Japonya’nın para birimini daha da
önemli hale getirmiştir. Böylece USD/JPY ve EUR/JPY pariteleri piyasalarda carry-trade
açısından bir gösterge durumuna gelmiştir47.
Şekil 15. Uluslararası Spot Çapraz Döviz Kuru Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Avrupa piyasasında en önemli merkezler ise Londra, Paris, Frankfurt ve Zürih’tir.
Londra piyasası, saat avantajından dolayı en hacimli ve hareketli piyasadır. Şekil 15’te
47
Carry-trade, düşük faiz getiren bir para biriminden borçlanıp bu parayı yüksek faiz getiren başka bir para
birimine yatırmaktır.
54
uluslararası spot çapraz döviz kuru ekranı görülmektedir. Uluslararası döviz kuru
işlemlerinde, farklı para birimlerine ilişkin parite değerleri alım ve satım şeklinde çift
kotasyon olarak girilmektedir. Bu piyasada en çok işlem gören para birimleri EUR, USD,
JPY, GBP ve CHF’dir.
Amerika’da en önemli merkez, kuşkusuz New York Borsası’dır ve Amerikan
piyasasındaki hareketlenme özellikle 1970’lerden sonra USD’deki değer kaybıyla
başlamıştır. Özellikle 1980’den sonra New York Borsası, Londra Borsası ile rekabet eder
hale gelmiştir. Chicago Borsası da (CBOT) mal fiyatları anlamında oldukça önem arz
eder. Amerika tarafında da en çok işlem gören para birimleri USD, EUR, JPY, GBP ve
CHF’dir.
Uluslararası döviz alım-satım işlemlerinde ülkeler arasındaki saat farklılıkları ve
dolayısıyla takas işlemlerinin valörü önemlidir. Genel ilke olarak uluslararası döviz alımsatım işlemlerindeki ödemeler, iki iş günü valörlü olarak gerçekleşmektedir. Bu işlemler
spot işlem kabul edilmektedir. Döviz alım-satım işlemlerinde valör iki iş gününden fazla
ise, bu işlem forward işlem kabul edilmektedir.
B. Uluslararası Para ve Sermaye Piyasaları
Parasal araçların ait olduğu ülkenin yasal düzenleme ve kısıtlamalarına bağlı
olmaksızın işlem gördüğü piyasalara, uluslararası para piyasası denilmektedir.
Uluslararası para piyasasında ülke riski ve politik risk kavramları ortaya çıkmaktadır.
Ülkedeki parasal düzenlemeler, siyasi gelişmeler ve yasal sınırlamalar önemlidir.
Dolayısıyla uluslararası para piyasalarında bu risklere bağlı olarak; kredi işlemlerinde
faiz oranına ek bir risk marjı, yani fark söz konusu olmaktadır.
Uluslararası para piyasalarında mevduat ve kredi işlemlerinde genel olarak
LIBOR + fark şeklinde faiz oranı belirlenmektedir. LIBOR oranına eklenen fark, ülke
riskinin bir göstergesidir. Türkiye’deki bankaların yurtdışından sağladıkları sendikasyon
55
kredileri EUR para piyasasından temin edilmektedir48. Hangi ülkenin para piyasasından
borç alınması söz konusu ise, o ülkeye ilişkin LIBOR, EURIBOR, TRLIBOR gibi faiz
oranları baz faiz olarak alınmaktadır. Şekil 16’da uluslararası para piyasası LIBOR ekranı
görülmektedir.
Şekil 16. Uluslararası Para Piyasası LIBOR Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
1. Bankalararası Para Piyasası
YP cinsinden fonlama ve fon fazlalarını değerlendirmede en yaygın piyasa,
bankalararası para piyasasıdır. Örneğin; bir banka ihracatçıdan aldığı EUR’ları beş gün
sonra vadesi gelecek olan bir EUR ithalatına ödeme için kullanacaksa, EUR’u ödeme
valörüne kadar uluslararası Interbank piyasasında plasman yaparak değerlendirebilir.
48
Sadi Uzunoğlu, Yeni Finansman Teknikleri, Strata Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 1998, s. 90.
56
Başka bir örnekle açıklamak gerekirse, aynı bankanın dört gün sonra GBP
cinsinden borç ödemesi varsa, ancak bankaya yapılacak GBP girişleri sekiz gün sonra ise;
banka ya elindeki başka bir dövizi FX piyasasında GBP’ye çevirebilir ya da dört gün
sonraki valörle kullanmak ve sekiz gün sonra ödemek üzere bankalararası para
piyasasından borçlanabilir. Bu piyasada para cinslerine ve vadelere göre uygulanacak faiz
oranları, bankalarca Reuters ekranlarında yayınlanmaktadır. Şekil 17’de TRY için
vadelere göre uygulanacak faiz oranları ICAPTRY kodu ile valörlü para piyasası
işlemleri ekranında görülmektedir. ICAP kodunun sonuna eklenen para birimi ile; söz
konusu para birimine ilişkin valörlü para piyasası oranları görüntülenebilir. Bu oranlar ile
fon yöneticisi elindeki parayı hangi para piyasası işleminde değerlendireceğine karar
vermektedir.
Şekil 17. Valörlü Para Piyasası İşlemleri Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Bankalararası piyasada yapılan plasmanlar en az bir milyon USD ya da muadili
tutarlar için yapılmaktadır. Vadeler ise on iki saat ile altı ay arasında değiştiğinden,
57
piyasadaki işlemler genellikle kısa vadelidir. Bankalararası piyasa, uluslararası para
piyasasının fon dağılımını etkin bir şekilde gerçekleşmesinde önemli rol oynamaktadır49.
2. Amerikan Hazine Bono ve Tahvilleri
Amerikan Hazinesi tarafından çıkarılan bir yıla kadar vadeli olanlara Treasury
Bill, 2-10 yıl vadeli olanlara Treasury Notes, 10 yıldan uzun vadeli olanlara Treasury
Bonds denilir. Treasury Bill kısa vadeli hazine bonosudur ve vadeye kadar oluşan faiz
anaparadan iskonto edilerek satılmaktadır. Treasury Note ve Treasury Bond ise iskonto
yöntemiyle değil, altı ayda bir yapılan kupon ödemesi ile fiyatlanmaktadır. Treasury Bill,
Note ve Bond yatırım araçlarının faiz oranları, aynı zamanda piyasada bir gösterge olarak
da kullanılmaktadır. Şekil 18’de ABD tahvil ve bono işlemlerine ilişkin kupon ödemesi,
vade, alış-satış fiyatı, alış-satış getirisi gibi bilgileri içeren ekran görülmektedir.
Şekil 18. ABD Tahvil ve Bono Piyasası Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
49
TSKPAB, s. 231.
58
İngiltere
ya
da
Almanya
gibi
gelişmiş
ülkeler,
borçlanma
senetleri
çıkarmaktadırlar. İngiliz devlet tahvilleri Gilt, Alman devlet tahvilleri ise Bund olarak
adlandırılmaktadır. Bu tahvillerin piyasada bir gösterge olma durumu söz konusu
değildir.
3. EURO-Piyasalar
Uluslararası finansal piyasalar EUR piyasa olarak tanımlanmakta ve temelde ikiye
ayrılmaktadır. Birincisi EUR para (EUR currency) piyasasıdır ve genelde kısa vadeli fon
alışverişi yapılmaktadır. İkincisi eurobond piyasasıdır ve bu piyasa belirlenen para
birimini kullanmayan ülkelerde satılan tahvillerin alınıp satıldığı piyasadır. USD
cinsinden bir devlet tahvilinin Avrupa’da ya da başka bir uluslararası finansal merkezde
çıkarılması durumunda; söz konusu bu tahvil eurobond olarak adlandırılmaktadır.
Eurobond piyasaları, kendi ülkeleri dışında bulunan tahvillerin alınıp satıldığı
piyasalardır.
59
Şekil 19. Gelişmekte Olan Ülkelere İlişkin Eurobond Piyasası Ekranı
Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı
Eurobond piyasası, uzun vadeli fonların sağlandığı uluslararası sermaye piyasası
görünümündedir. Şekil 19’da gelişmekte olan ülkelere ilişkin eurobond piyasası ekranı
görülmektedir. Şekilde Türkiye’nin USD ve EUR cinsinden yurtdışında ihraç ettiği
eurobondlara ilişkin vade, kupon ödemesi, alış-satış fiyatı, alış-satış getirisi ve getiri
değişim bilgileri yer almaktadır. Reuters’ın ülke eurobondlarını yayınladığı bu sayfada
sadece Türkiye’nin değil; Güney Afrika, Endenozya, Filipinler, Rusya, Brezilya gibi
ülkelerin eurobond fiyat ve getirleri görülebilmektedir. Eurobond, aynı anda birçok
finansal merkezde geniş yatırımcı kitlesine sunulur. Bu tahviller sabit faiz, değişken
dalgalı faiz (FRNS), hisse senedine dönüştürülebilir tahvil özelliği ile birçok para birimi
üzerinden ihraç edilebilir50.
Eurobond, finansman sağlamak isteyen hükümet ya da şirketler tarafından,
yurtdışında, 5 – 30 yıl vadeli olarak yabancı para cinsinden ihraç edilen ve hiçbir ülke
50
Uzunoğlu, s. 102.
60
mevzuatına tabi olmayan tahviller olarak tanımlanabilir. Eurobond en az iki üyesi farklı
ülkelerde kayıtlı bulunan bir sendika tarafından üstlenilmekte (underwriting), ihraççının
ülkesi haricinde en az bir ya da daha fazla ülkede arz edilmekte ve başlangıçta ancak bir
mali kuruluş tarafından edinilebilmektedir. Eurobondun başlıca özellikleri; uluslararası
bir konsorsiyum aracılığıyla ihraç edilebilmesi, eurobond yatırımcılarının bilgili
kurumsal yatırımcılar olması, birden fazla ülkede eş anlı olarak ihraç edilmesi, tek bir
ülke yasasına tabi olmaması, dönüştürülebilir para cinsinden ihraç edilmesi, takas
süresinin en az T+3 işgünü olması ve altı ay ya da yılda bir faiz ödemeli olmasıdır.
4. Türev Piyasaları
Türev piyasaları kavramı, forward, futures, options ve swap işlemlerinin tamamını
içermektedir. Bu tür işlemler vadeli işlemlerdir. Vadeli işlemlerin ortak özelliği; ilerideki
bir tarihte teslimatı yapılmak üzere herhangi bir malın ya da finansal aracın, bugünden
alım satımının yapılmasıdır. Değeri başka bir finansal varlığın ya da malın değerine
doğrudan bağlı olan finansal araçlar, türev araç olarak adlandırılmaktadır.
Türev araçlar korunma, spekülasyon ve arbitraj amacıyla alınıp satılabilmektedir.
Korunma amaçlı işlemler; mevcut ya da gelecekte oluşabilecek risklerin borsadaki
sözleşmeleri kullanarak azaltılması ya da giderilmesidir. Spekülasyon amaçlı işlemlerde
yatırımcı, sözleşmeleri fiyat hareketlerinden kâr elde etmek amacıyla alıp satmaktadır.
Arbitraj işlemleri herhangi bir risk alınmaksızın, fiyat ya da faiz hadlerinde oluşan
dengesizliklerden faydalanarak, farklı sözleşmelerin ve işlemlerin eşanlı olarak
yapılmasıyla, belirli bir kârın garanti edildiği işlemlerdir. Türev piyasaların temelini
oluşturan futures işlemler organize borsalarda yapılmakta, bunun doğal bir sonucu olarak
da vade, sözleşme büyüklüğü, alınacak teminatlar, fiyat adımları gibi işlem ölçütleri ilgili
borsalar tarafından belirlenmektedir51. Opsiyonlar ise hem borsalarda hem de OTC
piyasalarda işlem görmektedir. Her iki piyasada gerçekleştirilen opsiyon işlemleri,
özellikleri bakımından farklılık göstermektedir.
51
Brealey M. Marcus, Fundamentals of Corparate Finance, 3rd Edition, McGraw Hill, London, 2001, s.
24.
61
a. Organize Opsiyon Piyasaları
Organize borsalarda işlem gören başlıca opsiyon çeşitleri hisse senedi opsiyonları,
döviz
opsiyonları,
endeks
opsiyonları
ve
futures
opsiyonlarıdır.
Borsalarda
52
gerçekleştirilen opsiyonlarının özellikleri şöyle özetlenebilir ;
•
Tüm dönüştürülebilir dövizler USD’ye karşı fiyatlandırılmaktadır. Uygulama
fiyatları, sabit belli aralıklarla kote edilmekte ve bir birim döviz karşılığı USD
cinsinden belirtilmektedir53,
•
Opsiyonlarda sözleşme büyüklükleri (sözleşme tutarları) standarttır. Standart
sözleşme büyüklükleri, opsiyonların işlem gördüğü borsalar arasında da farklılık
göstermektedir54,
•
Opsiyonların vadeleri; genellikle üç aylık aralıklarla mart, haziran, eylül ve aralık
aylarının 3. çarşamba günü dövizlerin teslimi olacak şekilde, standart vadeler
olarak belirlenmiştir,
•
Borsalardaki döviz opsiyonları peşin döviz kurları (piyasa kurları) üzerine
düzenlediği gibi, futures sözleşmeleri üzerine de düzenlenmektedir,
•
Opsiyon satıcısı, işlem yaptığı borsaya başlangıçta sözleşme değerinin belli bir
yüzdesi tutarında marj yatırmaktadır.
Gelişmiş borsalarda standardize edilmiş döviz opsiyonlarının avantajları kısaca
şöyle belirtilebilir55. Piyasaların likit olması büyük hacimlerindeki taleplerin kolayca
karşılanabilmesini sağlamaktadır. Ayrıca opsiyon satıcısının yükümlülüğünü yerine
getirmeme şeklinde tanımlanan kredi riski, borsalardaki opsiyonlarda sözkonusu
olmamaktadır. Bunun dışında işlemlerin yürütüldüğü bu borsalarda, opsiyon primleri
kolaylıkla elde edilebilmekte; fiyat değişimleri ise anında Reuters’dan izlenebilmektedir.
52
Barry Howcroft ve Christopher Storey, Management and Control of Currency and Interest Rate,
McGraw Hill, New York, 1996, s. 56.
53
Hull, s. 87.
54
Marcus, s. 22.
55
DC Gardner, Currency Options, DC Gardner Workbook, London, 1999, ss. 34-56.
62
Bu avantajlarının yanısıra, borsalarda işlem yapmanın başlıca kısıtı ise; işlemlerin borsa
düzenlemelerine tabi olmasından dolayı döviz tutarı ve vade gibi konularda belirlenen
standartlara uyma zorunluluğudur.
b. Organize Olmayan Opsiyon Piyasaları
Organize olmayan opsiyon piyasalarında döviz opsiyonları ve faiz opsiyonları,
faiz tavanları, faiz tabanları ve faiz kuşakları işlem görmektedir. Bu piyasaların belli başlı
özellikleri şu şekilde özetlenebilir56:
•
Opsiyonların sözleşme büyüklüğü, uygulama fiyatı ve vadeleri tümüyle müşteri
ve banka arasındaki anlaşmayla belirlenmektedir. Bu piyasalarda yapılan
opsiyonlar, borsalarda standardize edilmiş opsiyonlara göre taraflara daha fazla
esneklik sağlamaktadır,
•
Opsiyon primi, sözleşme tutarının belli bir yüzdesi olarak kote edilmekte ve
sözleşme yapıldıktan iki gün sonra ödenmektedir. Prim de iki taraf arasında
yapılan sözleşme sonucu belirlenmekte ve sadece taraflarca bilinmektedir. Bu
prim dışında ödenmesi gereken ek bir komisyon ya da masraf yoktur,
•
Bu opsiyonlar, borsalardaki standartlarla karşılaştırıldığında daha kısa, uzun ya da
ara günleri içeren vadelerle düzenlenebilmektedir.
Borsalarda gerçekleşen standart özellikli opsiyonlara göre, bu tür opsiyonlar
alıcılara önemli esneklikler sağlamaktadır. Bu nedenle OTC piyasa opsiyonları,
borsalardaki opsiyonlara göre daha pahalı opsiyonlardır. Diğer yandan firma (opsiyon
alıcısı), bankanın yükümlülüğünü yerine getirmemesi riskiyle (kredi riski) karşı
karşıyadır. Firmalar kendi gereksinimlerine göre düzenlenen, esnekliğe sahip, ancak
görece daha pahalı olan bu tür opsiyonları yapmayı tercih etmektedir.
Günümüz finansal koşullarının daha riskli hale gelmesi nedeniyle finansal risk
yönetim tekniklerinin kullanımının yaygınlaştığı görülmektedir. Finansal risk yönetim
56
Hawcroft ve Storey, s. 26.
63
tekniklerine olan talebi belirleyen temel değişken, finansal risktir ve finansal riskler
giderek artmaktadır. Fon yönetimi bölümlerinin işlemlerinin gerçekleştiği piyasalara ve
işlemlere bakıldığında; piyasa riskini oluşturan faiz, döviz kuru, hisse senedi ve türev
ürün fiyatlarındaki değişiklikler bankanın karlılığı ve riskliliği açısından büyük öneme
sahiptir. Bankacılık risklerini ayrıntılı bir biçimde tanımlayan, bunların ölçülmesine
dönük kapsamlı yöntemler sunan ve tüm bunların yanında, risk ölçüm süreçlerinin
etkinliğinin sağlanmasına dönük önlemler içeren Basel II Uzlaşısı, bankacılık sektörü
açısından önemli bir gereksinimi karşılamaktadır. Gelişen ve değişen koşullar riskin
üstlenilmesinin tek başına yeterli olmadığını, asıl başarının riskin iyi yönetilmesi ile
olanaklı olduğunu göstermiştir.
64
İKİNCİ BÖLÜM
FON YÖNETİMİNDE KARŞILAŞILAN FİNANSAL RİSKLER
VE FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
1990’li yıllardan itibaren piyasalarda finansal araçların oynaklığının artması
sonucu finansal risk önemli bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Finansal risklerin etkin
yönetimini sağlamak için güvenilir ölçü ve yöntemlerin uygulanması bir zorunluluk
haline dönüşmüştür. Bu bölümde bankaların, karşı karşıya oldukları riskler tanımlanmış,
sınıflandırılmış ve ölçüm yöntemleri incelenmiştir. Bankadaki fon yönetimi bölümlerinin
bankanın nakit ve nakit benzeri varlıklarının etkin yönetimini amaçlaması nedeniyle, fon
yönetimi bölümlerinin karşılaştığı en önemli risklerden biri piyasa riskidir. Bu riskler,
doğru yönetilmediğinde bankaların fon yönetimi bölümlerinin kazandıklarını çok kısa
sürede kaybetmelerine neden olabilmektedir. Bu yüzden piyasa riski ölçüm yöntemlerinin
tümü ve özellikle Basel II uzlaşısında içsel ölçüm yöntemi olarak yer alan RMD yöntemi
incelenmiştir. RMD hesaplamasında kullanılan tüm ölçüm yöntemleri ve piyasa riskinin
temel ölçüsü olan oynaklık parametreleri RMD çerçevesinde ayrıntılı olarak ele
alınmıştır.
I.
BANKACILIKTA RİSK YÖNETİMİ KAVRAMI, AMACI VE TÜRLERİ
Bankalar kârlılığa ve likiditeye ilişkin kararlar alırken, mevcut belirsizliği
gidermek üzere öngörüde bulunurlar. Öngörü ile gerçekleşmenin aynı yönde olmaması
da, riski meydana getirmektedir. Bankacılık, doğası gereği risk faktörü içermektedir.
Yaşanan krizler, tüm bankaların gelişim sürecinin temelinde risk ve riskin yönetilmesi
konusunun ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.
Küreselleşme ve teknolojideki gelişmeler nedeniyle finansal sistemlerin
bütünleşmesi hız kazanmış; bu da bir ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntıların, diğer
ülkelere ulaşmasına neden olmuştur. Küreselleşme ile artan krizler nedeniyle ülkeler,
kendi finans piyasalarına ilişkin düzenlemelerin yeterli olmadığının farkına varmış ve
65
bazı uluslararası düzenleyici otoriteler tarafından bankaların karşılaştıkları risk yönetim
sürecine ilişkin düzenlemeler uygulamaya konulmuştur.
A. Bankacılıkta Risk Yönetimi Kavramı
Risk, beklenen bir sonucun belirsizlik derecesi olarak tanımlanmaktadır. Başka bir
ifade ile risk, olayın ya da olaylar grubunun ortaya çıkma olasılığıdır. Risk kelimesi
genelde istenmeyen bir durumu ifade etmektedir. Bu nedenle risk, belirsizliğe karşı
maruz kalınan durum olarak da tanımlanabilir57. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme
Kurumu’na (BDDK) göre risk; bir işleme ilişkin parasal kaybın ortaya çıkması ya da bir
giderin, ya da zararın vuku bulması nedeniyle; ekonomik faydanın azalması olasılığı
olarak tanımlanmaktadır. Risk az iken geleceği öngörümleyebilme gücü yüksek, risk çok
iken geleceği öngörümleyebilme gücü düşük olmaktadır58.
Bankacılıkta risk yönetimi anlayışının önemi, son yıllarda hem Dünya’da hem de
Türkiye’de finans kesiminde yaşanan krizler sonucu artmıştır. Risk yönetimi güçlü olan
bankalar, aldıkları riskleri ayrıntılı olarak inceleyip, olası kayıpları önceden belirleyerek
önlemler almaktadırlar. Bu nedenle güçlü risk yönetimine sahip olan bankalar,
piyasaların yaşadığı olağanüstü durumlarda karşılaşılabilecek kayıpları azaltırken,
kârlılığı artırabilmektedir.
Aktif ve pasif nitelikteki varlıkların değerlerinde beklenmedik değişimlerin ortaya
çıkması olasılığı şeklinde tanımlanabilecek olan risk, finansal piyasaların kaçınılmaz bir
unsurudur. Finans piyasasında faaliyet gösteren tüm kuruluşların, özellikle de bankaların
karşı karşıya oldukları riskleri tanımlamaları, risk ölçüm yöntemleri ile ölçmeleri ve
ölçülen risklere karşı uygulanması gereken politikaları oluşturmaları gerekmektedir. Bu
sürecin bütünü risk yönetim sürecini oluşturmakta ve özellikle ticari bankacılık için çok
önemli bir gereksinim olmaktadır.
57
Andy Anderson, Riskler ve Risk Yönetimi, Seminer Notları, Mida Institute, İstanbul, 2005, s. 34.
Fikry Gahin, Review of the Literature on Risk Management, American Risk and Insurance
Association, New York, 2006, s. 463.
58
66
B. Bankacılıkta Risk Yönetiminin Amacı
Her finansal yatırım, riskini de beraberinde getirmektedir. Gelecekte piyasa
koşullarının ne olacağının tam olarak bilinememesinden dolayı, söz konusu yatırımların
gelecekteki değerleri de tam olarak saptanamamaktadır. Ancak istatistiksel yöntemler
kullanılarak yapılan yatırımın beklenen değeri, değişik olasılıklar altında analiz
edilebilmektedir59.
Risk yönetimi; kişi ve kurumların finansal pozisyonlarının ne kadar risk
taşıdığının belirlenmesi ve bu ölçütün kabul edilebilir bir risk düzeyine çekilmesini
sağlamaktadır.
Risk yönetiminin amacı, işletmenin kararlılık içerisinde faaliyetine
devamı için gerekli düzenlemeleri sağlamak ve organizasyondaki mal ve kişilerin
korunması ile işletmenin kazanma gücünü korumaktır. Böylece risk yönetimi,
organizasyonda oluşabilecek beklenmeyen kayıpların en düşük maliyetle kontrol altına
alınması için gerekli kaynakların ve faaliyetlerin planlanması, organizasyonu, yönetilmesi
ve kontrol edilmesi olarak tanımlanabilir60.
Bankacılıkta risk yönetiminin iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan ilki,
bankanın finansal performansını iyileştirmek ve böylece kârlılık yaratılmasına katkıda
bulunmaktır. Diğer bir amaç ise, bankanın karşılanması olanağı olmayan ölçüde büyük
zararlarla karşılaşmasını engellemek ve böylece karşılaşılabilecek zararın kontrol altında
tutulmasının sağlanmasıdır.
C. Bankacılıkta Risk Yönetimi Türleri
Bankaların karşı karşıya oldukları riskleri Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank
for International Settlements-BIS) ve Basel Komitesi, genel olarak piyasa, kredi ve
59
Suat Teker, Evren Bolgün ve Barış Akçay, “Banka Sermaye Yeterliliği: Basel II Standartlarının Bir Türk
Bankasına Uygulanması”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Vol:2, 2005, ss. 48-66.
60
Meriç Çağırgan, Risk Yönetimi, İstanbul Üniversitesi SBE Yayınları, İstanbul, 1997, s. 27.
67
operasyonel risk olarak üç ana grupta sınıflandırmaktadır61. Kuritzkes ve Schuermann
(2006) bankacılık risklerini, başlıca finansal ve finansal olmayan riskler olarak
incelemiştir62. Finansal riskleri piyasa riski, kredi riski ve likidite riski olarak; finansal
olmayan riskleri de operasyonel risk ve ülke riski olarak tanımlamıştır.
Choudhry (2006); çalışmasında riskleri piyasa, kredi, likidite ve operasyonel risk
olarak başlıca dört grupta incelemiştir63. Saunders ve Cornett (2006) riskleri gruplama
yapmadan; faiz oranı riski, piyasa riski, kredi riski, bilanço dışı işlem riski, teknoloji ve
operasyonel risk, döviz kuru riski, ülke riski ve likidite riski olarak tanımlamışlardır64.
Van Greuning ve Bratanovic (2003) bankacılık risklerini finansal risk, operasyonel risk,
işletme riski ve olay riski olarak dört ana gruba ayırmıştır65. Finansal risk olarak bilanço
yapısı, kârlılık, sermaye yeterliliği, kredi riski, likidite riski, piyasa riski, faiz oranı riski
ve kur riskini incelemiştir. Simons (1996), bankacılık risklerini beş ana grupta ele almış
ve bunları kredi riski, likidite riski, operasyonel risk, yasal risk ve piyasa riski olarak
sıralamıştır. Piyasa riskinin içerisinde faiz riski, kur riski, hisse senedi ve emtia fiyat riski
bulunmaktadır66.
BDDK tarafından çıkarılan bankaların iç denetimi ve risk yönetim sistemleri
hakkındaki yönetmelikte, risk çeşitlendirmesi on üç başlıkta yapılmaktadır. Bu riskler;
piyasa riski, faiz oranı riski, kredi riski, likidite riski, mevzuata ilişkin yetersiz bilgi riski,
itibar riski, düzenlemelere uyulmama riski, operasyonel risk, ülke riski, işlemin
61
Mitchons Choudhry, Analyzing and Interpreting the Yield Curve, John Wiley&Sons, Singapore,
2004, s. 123.
62
Andrew Kuritzkes ve Til Schuermann, “What We Know, Don’t Know and Can’t Know About Bank
Risk: A View From The Trenches”, Wharton Financial Working Papers, Vol:16, Wharton Financial
Institutions Center, Penn, 2006, ss. 645-693.
63
Choudhry, s. 125.
64
Marcia Cournett ve Anthony Sauders, Financial Instutions Management: A Risk Management
Approach, McGraw Hill, Singapore, 2006, s. 190.
65
Hennie van Greuning ve Stephan Bratanovic, Analyzing and Managing Banking Risk: A Framework
for Assessing Corporate Govarnance and Financial Risk, 2nd Edition, World Bank Publications,
Washington DC, 2003, s. 234.
66
Katerina Simons, “VAR: New Approaches to Risk Management”, New England Economic Review,
October, 1996, s. 8.
68
sonuçlandırılamaması riski, transfer riski, piyasaya ilişkin likidite riski, ve fonlamaya
ilişkin likidite riskleridir67.
Türkiye Bankalar Birliği tarafından benimsenen risk gruplaması, Basel Komitesi
ile benzer üç ana başlık altında toplanmaktadır. Ancak Bankalar Birliği bu üç ana başlığı
kendi içerisinde finansal ve finansal olmayan risk olarak, iki alt başlığa ayırmaktadır. Bu
çerçevede kredi ve piyasa riskini finansal, operasyonel riski ise finansal olmayan risk
olarak gruplamaktadır68.
II.
BANKALARIN
KARŞILAŞTIKLARI
FİNANSAL
VE
FİNANSAL
OLMAYAN RİSKLER
Risk yönetimi kavramı, kurumların karşı karşıya olduğu tüm riskleri
kapsamaktadır. Ancak fon yönetimi bankaların bilançolarına yansıyan, nakit ya da nakit
benzeri varlıkların yönetiminde ortaya çıkan riskler ile ilgilidir. TBB riskleri kredi riski,
piyasa riski ve operasyonel risk olarak başlıca üç grupta incelemiştir. Kredi ve piyasa
riskini finansal risk, operasyonel riski de finansal olmayan risk şeklinde iki ana gruba
ayırmıştır69.
Bankaların maruz kaldığı riskler oldukça çok sayıdadır. Bu çalışmadaki risk
sınıflandırılması Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve Basel’in yaptığı gruplamalar esas
alınarak gerçekleştirilmiştir. Ancak çalışmadaki risk sınıflandırması, literatürdeki diğer
çalışmalar doğrultusunda genişletilmiştir. Çalışmada riskler TBB’nin sınıflandırdığı
şekilde; kredi ve piyasa riskini finansal risk, operasyonel riski de finansal olmayan risk
olarak iki ana gruba ayrılarak incelenmektedir. Çalışmada TBB’nin ayrımına ek olarak,
finansal risk grubuna Basel tarafından dikkate alınan likidite riski eklenmiştir. Finansal
olmayan risk grubunda ise operasyonel risk kavramına yer verilmiş ancak itibar riski,
ülke riski ya da yasal risk gibi diğer riskler, diğer finansal olmayan risk başlığı altında
67
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “Bankaların İç Denetimi ve Risk Yönetimi
Sistemleri Hakkında Yönetmelik”, 08.02.2001 Tarih ve 24312 Sayılı Resmi Gazete, 2001, s. 14.
68
Nejat Yüzbaşıoğlu, Risk Yönetimi ve Bankaların Denetimi, BDDK Risk Yönetimi Konferansı Bildiri
Kitabı, Ankara, 2003, s. 55.
69
Yüzbaşıoğlu, s. 56.
69
gösterilmiştir. Literatürdeki çalışmalar ile desteklenerek, esas temeli Basel ve TBB
çalışmalarına dayanarak oluşturulan bankaların karşılaştıkları risk sınıfları aşağıdaki
şekilde gösterilmiştir.
Şekil 20. Bankaların Karşılaştıkları Risklerin Sınıflandırılması
Bankaların Karşılaştıkları Riskler
Finansal Riskler
Finansal Olmayan Riskler
Kredi Riski
Operasyonel Risk
Likidite Riski
Diğer Finansal
Olmayan Riskler
Piyasa Riski
Kur Riski
Faiz Riski
Hisse Senedi Riski
Emtia Riski
Her bankanın portföyüne ve risk yönetim uygulamalarına göre piyasa, kredi,
operasyon riskinin görece büyüklüğü değişir. Genelde gelişmiş piyasalarda ticari
bankaların aldığı en büyük risk, kredi riskidir. Türk bankalarının genelinde kredi
portföylerinin bilanço içerisindeki görece küçüklüğü nedeni ile en büyük risk sınıfı, kredi
riski olarak değerlendirilememektedir. Türk bankalarının genellikle taşıdıkları en büyük
riskin, vade uyuşmazlığından kaynaklanan faiz riskini ve döviz kurunun oynaklığından
etkilenen kur riskini kapsayan piyasa riski olduğu görülmektedir.
Şekil 21. Gelişmiş Piyasalardaki Finansal Risk Dağılımları
70
Piyasa riski
35%
30%
40%
80%
Kredi Riski
Operasyonel
Risk
50%
45%
15%
15%
15%
5%
Ticari Banka
Yatırım Bankası
Hazine Yönetimi
70%
Varlık Yönetimi
Kaynak: Phillippe Jorion, VaR: The New Benchmark for Managing Financial Risk, 2nd Edition,
McGraw Hill, New York, 2000, s. 450.
Ticari ve yatırım bankalarının karşılaştığı risklerin yüzdesel dağılımına
bakıldığında en yüksek paya kredi riski, daha sonra piyasa riski ve en az paya
operasyonel riskin sahip olduğu görülmektedir. Hem ticari bankaların hem de yatırım
bankalarının fon yönetimi bölümünlerinin karşılaştığı en yüksek paya sahip risk türü
%80’lik pay ile piyasa riskidir70. Türkiye’deki bankaların karşılaştığı en önemli risk
grubunun da piyasa riski olması nedeniyle, piyasa riski üçüncü bölümde model konusu
olarak incelenmektedir.
A. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Riskler
Bankalarda karşılaşılan riskler, başlıca finansal ve finansal olmayan risklerdir.
Finansal risk grubunun altında piyasa, likidite ve kredi riskleri yer almaktadır71.
1. Piyasa Riski
Piyasa
riski;
bankalarca
alınan
pozisyonlarda
finansal
piyasadaki
dalgalanmalardan kaynaklanan faiz, kur ve hisse senedi değişimlerine bağlı olarak ortaya
çıkan faiz oranı riski, hisse senedi pozisyon riski ve kur riski gibi nedenlerle zarar etme
olasılığıdır72. Piyasa riski, piyasadaki fiyat hareketleri sonucunda finansal varlıkların
70
Phillippe Jorion, VAR: The New Benchmark for Managing Financial Risk, 2nd Edition, McGraw
Hill, New York, 2001, s. 450.
71
Yüzbaşıoğlu, s. 62.
72
Cournet ve Sauders, s. 190.
71
değerlerinde yaşanacak değişimler nedeniyle maruz kalınabilecek zarar olasılığı olarak
tanımlanabilir. Tanımda yer alan fiyat hareketleri; faiz oranlarındaki, kur değerlerindeki,
hisse senetleri ve kıymetli maden fiyatlarındaki değişmeleri içermektedir73.
BDDK’ya göre piyasa riski; bankaların alım satım hesapları içerisinde, getirisi
faiz oranı ile ilişkilendirilmiş finansal araçlarda ve bankanın bilanço kalemlerinde yer
alan tüm varlık ve yükümlülüklerinde faiz oranı, hisse senedi ve döviz kurundaki
dalgalanmalar nedeniyle meydana gelebilecek zarar riskidir74.
a. Kur Değişim Riski
Kambiyo ya da kur riski, bankanın döviz cinsinden aktif ya da pasif kalemleri
üzerinden kur dalgalanmalarına karşı taşıdığı riskleri kapsamaktadır. Söz konusu risk;
ülke parasının diğer YP karşısında değer yitirmesi ya da kurumun döviz pozisyonunda
mevcut YP’lerin birbirleri arasındaki değerlerinde meydana gelen değişmeler
sonucundaki zarar olasılığıdır75.
Bir bankanın bilançosunda YP cinsi varlık ve yükümlülüklerin olması
durumunda; döviz miktarına ve döviz kurlarında meydana gelen değişmenin yönüne
göre, TL cinsinden bankanın varlık ve yükümlülüklerinde artış ya da azalışlar meydana
gelebilmektedir. Örneğin; YP’nın ulusal paraya göre değer kazanması durumunda, YP
varlıkları yükümlülüklerine göre daha fazla olan bir bankada kâra neden olurken, YP’nın
değer kaybetmesi durumunda tersi söz konusu olacaktır. Kur riski, banka bilançosunda
YP aktiflerin YP pasiflerden az olması durumunda yüksektir. Bu duruma açık (short)
pozisyon, tersi duruma ise kapalı (long) pozisyon denilmektedir.
73
Steven Tapiero, Risk and Financial Management: Mathematical and Computational Methods, John
Wiley&Sons, New Jersey, 2004, s. 67.
74
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “Piyasa Riskinin Dahil Edildiği Sermaye
Yeterliliği Rasyosunun Standart Metoda Göre Hesaplanmasına İlişkin Örnek”, BDDK Araştırma Dairesi,
Mart, 2007, s. 2.
75
Hasan Kaval, Bankalarda Risk Yönetimi, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2000, s. 28.
72
Bankanın tek bir döviz cinsinden varlık ve yükümlülükleri var ve birbirine eşit
ise, o banka açısından herhangi bir kur riski söz konusu olmayacaktır. Ancak bankanın
TL değerleri eşit olan, ama farklı para birimlerinin bileşiminden oluşan varlık ve
yükümlülüklerinin olması durumunda, banka açısından yine kuru riski söz konusu
olacaktır. Kur riskinin olduğu durumlarda parite riski de söz konusu olabilmektedir. Kur
riski sadece ulusal para ve YP arasındaki çapraz kurunun değişmesinden dolayı
oluşurken, parite riski o kurumun aktif ve pasifinde taşıdığı YP’ların kendi aralarındaki
paritenin değişiminden kaynaklanmaktadır.
Kur riski, alacak ve borçların değerlerinin YP cinsinden farklı olması nedeniyle
kârlılaşılabilecek
zarar
olasılığıdır.
Bilançodaki
döviz
bazındaki
varlık
ve
yükümlülüklerin eşit olmaması, kur riskinin en önemli nedenidir. Kur riski, özellikle
gelişmekte olan ülkelerde döviz kurlarındaki oynaklığın yüksek olması nedeniyle önem
taşımaktadır76.
b. Hisse Senedi Fiyat Değişim Riski
Hisse senetleri anonim ortakların ihraç ettikleri, anonim ortaklık sermaye payını
temsil eden kıymetli evrak niteliğine sahip senettir. Hisse senetleri sermaye piyasasında
fon alışverişine aracılık eden önemli bir menkul değerdir. Pay senedinin sermaye
pazarında sahip olduğu fiyat, o pay senedinin borsa değerini oluşturmaktadır. Borsa
değeri, borsa koşullarında arz ve talebe göre oluşan bir fiyat olup pay senedinin gerçek
değerinden farklılık gösterebilir77.
Hisse senetleri finansal piyasalarda en yüksek riske sahip yatırım araçlarındandır.
Hisse senetleri ekonomik, siyasal, psikolojik, dışsal ve dönemsel pek çok unsurun etkisi
altında bulunmaktadır. Bu unsurların hisse senedi değerini etkileme derecesi farklılık
gösterebilmektedir. Gelişmiş ülke ekonomileri ile karşılaştırıldığında, Türkiye sermaye
piyasasındaki hisse senetlerinin oldukça yüksek sistematik risk taşıdığı söylenebilir.
76
77
Holland, s. 116.
Kaval, s. 289.
73
Bundan dolayı faiz oranı ve döviz kurundaki değişiklikler, İMKB’deki hisse senedi
fiyatlarını hemen etkileyebilmektedir.
c. Alım-Satım Amaçlı Faiz Riski ve Yapısal Faiz Riski
Faiz riski; bilançonun aktif kalemiyle pasif kalemi arasında vade ya da faiz
bazında bir uyumsuzluk olması, ya da değişken faizli yükümlülüklerin gelecekteki nakit
akımları ve kâr-zarar üzerinde belirsizliğe yol açması halinde ortaya çıkmaktadır78. Faiz
riski, faiz oranlarındaki hareketler nedeniyle bankanın finansal durumuna bağlı olarak
maruz kaldığı risktir. Faiz riskinin hem banka gelirleri hem de bilanço içi ve bilanço dışı
kalemlerin ekonomik değerleri üzerinde etkisi vardır. Bir banka açısından bakıldığında;
faiz oranı riski ya fon yönetimi tarafından yapılan alım-satım işlemleri sonucunda, ya da
bilançonun aktif ve pasif bölümleri arasındaki vade uyuşmazlığı nedeniyle ortaya
çıkmaktadır. Bankaların fon yönetimi bölümleri gün içerisinde fiyatı faiz oranlarındaki
değişime göre değişen birçok finansal ürünü alıp satarlar. Bu finansal ürünler içerisinde
en geniş yer tutanlar, hazine bonoları ve tahvillerdir.
Faiz oranına ilişkin risk çeşitlerini başlıca dört grupta açıklamak olanaklıdır.
Bunlar; gelir riski, yeniden fiyatlama riski, opsiyon riski ve temel risk olarak sayılabilir79.
•
Gelir Riski, bir yıl ya da bir yıldan kısa vadeli faize duyarlı aktif ve pasif
fiyatlarındaki değişimin oluşturduğu risktir. Gelir riski, alım-satım riski olarak da
adlandırılabilir. Fiyatlandırmadaki uyumsuzluklar, bankanın gelir eğiminin ve
şeklinin değişmesine yol açar. Bu risk; gelir eğrisindeki beklenmeyen
değişmelerin, bankanın gelirlerinde ters yönde etkiler oluşmasıyla ortaya çıkar.
•
Yeniden Fiyatlama Riski, aktiflerden vadeleri boyunca elde edilen gelirlerin farklı
faiz oranlarında yeniden yatırıma dönüşmesi sırasında ortaya çıkan risktir.
Yeniden fiyatlama riski, yapısal faiz riski olarak da adlandırılabilir. Yapısal faiz
78
Faik Çelik, “Türk Bankacılığında Risk Yönetimi Yönetmeliği Dönemi ve Piyasa Riski Ölçüm
Metodları”, İktisat-İşletme ve Finans Dergisi, Eylül, 2001, s. 62.
79
Salih Yavuz, “Risk Yönetimi İçeri Aktif Pasif Yönetimi Dışarı”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar
Birliği, Sayı:41, 2002, s. 24.
74
riski, bankanın varlık vadelerinin yükümlülüklerine göre daha uzun olması
nedeniyle karşılaşacağı risktir.
•
Opsiyon Riski, bankanın içerisinde olduğu opsiyon sözleşmelerinin değerindeki
değişim riskidir. Opsiyon; sahibine herhangi bir tarihten itibaren belli bir süre
içerisinde, belirli bir faiz üzerinden borçlanma ya da borç verme hakkıdır. Sabit
faiz düzenin yerini değişken faize bırakmasıyla faiz riski ortaya çıkmıştır. Faiz
opsiyonları bu riski ortadan kaldırmak için geliştirilmiş türev ürünlerdendir. Faiz
opsiyonları ile ileriye yönelik faiz riski ortadan kaldırılarak, kâr potansiyeli
korunabilmektedir.
•
Temel Risk, faiz oranlarındaki dalgalanmaların aktif ve pasif kalemlerine aynı
ölçüde yansımaması durumunda oluşmaktadır. Diğer bir ifadeyle, faize duyarlı
aktifler ile faize duyarlı pasiflerin getiri oranları arasında bağlantı olmadığını
gösteren risktir. Bu risk, benzer fiyatlandırma şekilleriyle farklı araçlara
uygulanan oranlar üzerinden kazanılan ya da geri ödemeler arasındaki negatif
korelasyondan kaynaklanan risktir. Faiz oranları değiştiğinde, bu farklılıklar
benzer vadeleri olan varlıklar ve yükümlülükler arasındaki kazançlarda
beklenmedik değişmelere neden olabilmektedir.
Faiz riskinin etkisi, net faiz geliri ve ekonomik değerdeki değişimle ölçülebilir.
Geleneksel bir yaklaşım olan net faiz geliri, bankanın o dönemki gelir tablosunun nasıl
etkileneceğini göstermektedir. Gelir tablosundaki etkiler; bankanın kredi notunu ve
güvenilirliğini, dolayısıyla paranın maliyetini artırabilir. Faiz riskinin bankanın ekonomik
değeri üzerindeki etkisi, gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerinin faiz
oranlarındaki değişimlerden etkilenmesi sonucunda oluşur. Faiz oranının değişmesi,
bankanın gelirleri ve ekonomik değerleri üzerinde ters etkiler yaratacaktır. Bu durum
bankanın maruz kaldığı faiz riski etkisinin belirlenmesinde üç ayrı, ancak birbirini
bütünleyici yaklaşımın oluşmasını sağlamaktadır80.
80
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yapısal Faiz Oranı Çalışma Grubu, “Basel II Yapısal Faiz Oranı Risk
Modelleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:58, 2006, ss. 66-67.
75
•
Gelirler Yaklaşımı: Faiz oranlarındaki değişmenin büyüme ya da açıklanan
gelirler üzerindeki etkisidir. Burada, net faiz geliri önemli bir gelir bileşenidir.
Azalan gelirler sermaye yeterliliğini azaltır, piyasadaki güveni sarsar ve likiditeyi
zayıflatarak kurumun finansal istikrarını tehdit edebilir.
•
Ekonomik Değer Yaklaşımı: Piyasa faiz oranlarındaki değişim, banka varlık ve
yükümlülüklerinin ekonomik değerini de etkileyebilecektir. Bir finansal aracın
ekonomik değeri, beklenen nakit akışlarının bugünkü değerini ifade eder.
Ekonomik değer yaklaşımı; faiz oranlarındaki değişmelerin gelecekteki bütün
nakit akışlarının, bugünkü değeri üzerindeki olası etkilerini dikkate almaktadır.
Bu da faiz oranlarındaki değişmenin uzun dönemli olası etkileri konusunda, gelir
yaklaşımına göre daha geniş bir bakış açısı sunmaktadır.
•
Gizli Kayıplar: Faiz riskinin düzeyi belirlenirken geçmişteki faiz oranlarının
bankanın gelecekteki olası performansına olan etkisi de gözönüne alınabilir.
Özellikle piyasada göze çarpmayan araçların hali hazırda, geçmişteki faiz oranı
hareketlerinden kaynaklanan bazı gizli kayıp ve kazançlar taşıdıkları dikkate
alınabilir.
d. Emtia ve Kıymetli Madenler Riski
Emtia; organize piyasalarda alım/satımı yapılabilen tarım ürünleri, petrol, gaz,
elektrik ve altın hariç (Basel ve BDDK düzenlemelerinde döviz kuru riski ile birlikte ele
alınmıştır) kıymetli madenler gibi fiziksel ürünler olarak tanımlanmaktadır. Emtia fiyatı
değişim riski, genellikle piyasada oluşan arz üzerinden belirlenir81. Diğer bir ifadeyle,
arzın oynaklığı fiyatı belirlemektedir. Bu yönüyle emtia fiyatı değişim riski, diğer risk
türlerinden ayrılmaktadır.
2. Likidite Riski
Değişen koşullar, geleneksel yaklaşımlardan farklılaşan yeni bir likidite yönetimi
anlayışını ortaya çıkardı. Daha önceki fon yönetimi yaklaşımları, likidite gereksiniminin
81
Crouhy Galai, Risk Management, McGraw Hill, New York, 2001, s. 35.
76
bilançonun aktif kısmından karşılanması temeline dayanırken; bu yeni yaklaşım artan
kredi
talebi ve likidite
gereksiniminin
pasifler
yoluyla
karşılanması
esasına
82
dayanıyordu .
Likidite riski iki tür riskten oluşmaktadır. Bunlar, fonlamaya ilişkin likidite riski
ve piyasaya ilişkin likidite riskidir. BDDK tarafından fonlamaya ilişkin likidite riski;
nakit giriş ve çıkışlarındaki düzensizlikler ve vadeye bağlı nakit akımı uyumsuzlukları
nedeniyle fonlama yükümlülüğünün uygun bir maliyet ile yerine getirememe riski olarak
belirtilmiştir. BDDK tarafından piyasaya ilişkin likidite riski ise; bankanın piyasaya
gerektiği gibi girememesi, sığ piyasa koşulları nedeniyle pozisyonlarını yeterli miktarda
ve uygun fiyatta kapatamaması ve bu pozisyondaki zarar etme riski olarak belirtilmiştir83.
Likidite riski bankaların varlık ve yükümlülüklerinin farklı vadelerde olmasından
kaynaklanmaktadır. Likidite riski altında yatan asıl sorun, bankalar tarafından mevduat
sahiplerinin ne zaman ve ne miktarda geri çekeceklerinin ve kredi talep edenlerin de ne
zaman ve ne miktarda paraya gereksinimlerinin olacağının bilinmemesidir84. Likidite
riski, sahip olunan varlıkların nakit talebini karşılayamaması riskidir. Bu risk özellikle
nakde
gereksinim
çevrilememesinden
duyulduğu
zaman
kaynaklanmaktadır.
varlıkların
Varlıkların
satılamaması
vadelerinin,
ve
paraya
yükümlülüklerin
vadelerinden daha uzun olması durumu, likidite riskini artırmaktadır. Bankanın likidite
riski, hem vadesi gelen nakit çıkışlarını karşılayabilme hem de yeni işlemlere girebilme
yeteneği ile ölçülebilir. Bankanın gerçek likiditesine bağlı faktörler; mevduatın yapısı ve
oynaklığı, mevduat dışındaki pasiflerin vadeleri, kredi taleplerindeki mevsimsel
özellikler, kredi portföyünün vadesi, çeşitli aktiflerin pazarlanmasına yönelik ikincil
piyasaların varlığı ve bankanın ek fonlar için borçlanma kabiliyetidir 85.
82
John A. Haslem, Bank Funds Management: Text and Readings, Reston Publishing Co., Virginia,
1986, s. 123.
83
Burak Akan, “Likidite Riski Yönetim Prensipleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği,
Sayı:54, 2007, s. 76.
84
Joel Bessis, Risk Management in Banking , John Wiley&Sons, London, 1998, s. 7.
85
Bessis, s. 8.
77
Likidite bulundurulmasının başlıca nedenleri; mevduatın çekilmesiyle oluşan net
fon çıkışlarını tekrar yerine koyma, beklenen fon girişlerinin gerçekleşmemesini
karşılama, olası sorumluluklar söz konusu olduğunda yeni fonlar bulma ve bankanın
yapmak istediği yeni işlere girebilme gereklilikleridir. Geniş anlamıyla ilk gereklilik fon
riski, ikinci gereklilik zaman riski, üçüncü ve dördüncü gereklilikler talep riski olarak
nitelenmektedir86.
Bankacılığın temellerindeki değişikliklerden kaynaklanan likidite sorunları ise
başlıca seküritizasyon, türev ürünler ve yoğunlaşma sorunları olarak sayılabilir87:
•
Seküritizasyon: Seküritizasyon kavramı, menkul kıymetleştirme olarak da
bilinmektedir. Piyasadaki gelişmeler bankaları teminatlı finansmana daha fazla
bağlamaya yöneltirken, Basel II’de varlık bazlı kanalların gelişmesine destek
olmuştur. Bunlar; fonlama likidite riskinin azaltılması ve piyasanın likiditesi için
olumlu gözükmesine karşın, içerdiği ciddi riskler mevcuttur.
•
Türev Ürünler: Kredi türev araçlarının gelişmesi, seküritizasyon işlemleri gibi,
daha uzun vadeli risklerin, bu tip riskleri almak isteyen başka piyasa oyuncularına
devredilmesine olanak sağlar. Ancak kriz dönemlerinde en az likit araçlar olacağı
söylenebilir.
•
Yoğunlaşma: Pazarın işlem yapan kişi (dealer) tarafının yoğunlaşmasıdır. Büyük
bir oyuncunun pazardan çıkması ve ayrılması olasılığı bir endişe ve kaygı nedeni
olabilir.
3. Kredi Riski
Kredi riski temel olarak, bankanın kredi alacaklarını zamanında ve tam olarak
tahsil edememesi riskidir. Bir bankanın kredi müşterisinin, sözleşme koşullarına uygun
şekilde yükümlülüklerini karşılayamama olasılığı da, kredi riski olarak tanımlanmaktadır.
Bankaların, ödünç alanların kredibilitesi konusunda doğru karar vermesini gerektirir.
86
87
Adem Akdemir, Likidite Riski, Ezgi Yayıncılık, İstanbul, 2005, s. 52.
Akan, s. 76.
78
Ancak, ödünç alanların kredibilitesi zaman içerisinde azalabilir. Dolayısıyla bankanın
maruz kaldığı en temel risk, ödünç alanın sözleşme koşullarına uymaması durumudur.
Ayrıca borçlunun
kredi
derecesindeki ani
değişimler de kredi
riski
olarak
nitelendirilebilir.
Bankaların
kredilerine
ilişkin
geri
ödeme
yükümlülüğünün
yerine
getirilememesine, ödeme uyuşmazlığı ve teminat riski de denilmektedir. Borçluların
anaparayı ve faizini zamanında ödememeleri, banka açısından hem likidite hem de
kâr/zarar sorunu yaratmaktadır. Geri dönüşü olmayan krediler, banka iflasına varan
sonuçlara neden olabilmektedir88.
Basel Komitesi’nce kredi riskinin etkin işlemesini sağlayacak unsurlar, bankanın
üst yönetiminin kalitesi ve bankanın karar alma süreçlerinin doğru şekilde işlemesidir.
Buna ek olarak; kredi borçlusunun kredi talebinin hangi amaç ve plan için talep
edildiğinin incelenmesi, borç geri ödemesinde kullanılacak fon kaynaklarının
araştırılması, farklı senaryolarda kredi geri ödeme performansının ölçülmesi ve firmanın
nakit akımındaki değişimlerin de dikkate alınarak risk analizi yapılması, kredi geri
ödemelerindeki geri dönüş oranına olumlu yansımaktadır.
Kredi riskinin azaltılması için belirli sektörlere ve kişilere yoğunlaşan kredilerin
önlenmesi, kredi açılacak müşterilerin detaylı incelenmesi, kredilere limit getirilmesi,
kredinin tahsis edilmesi kararını veren kişi ve bunu takip eden karar organının düzenli
olarak denetlenmesi yoluyla bankanın kredi kararlarında etkin davranması gerekmektedir.
Bankalar, risklere karşı kendilerini en basit yöntem olan çeşitlendirme yoluyla
korumaktadır.
B. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Olmayan Riskler
88
Güran Yahyaoğlu, “Bankacılıkta Risk Yönetimi”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 83, Sayı 1, İstanbul,
2009, s. 95.
79
Bankaların maruz kaldığı finansal olmayan riskler; opersyonel risk ve diğer
finansal olmayan riskler başlıkları altında incelenmiştir. Operasyonel riske yasal risk
dahil edilmiş, ancak strateji ve itibar riski hariç tutulmuştur.
1. Operasyonel Risk
BDDK’nın 8 Şubat 2001 tarihinde yayınlanan Bankaların İç Denetim ve Risk
Yönetimi
Sistemleri
hakkındaki
yönetmeliğinde
operasyonel
risk;
banka
içi
kontrollerdeki aksamalar sonucu hata ve usulsüzlüklerin gözden kaçmasından, banka
yönetimi ve personeli tarafından zaman ve koşullara uygun hareket edilememesinden,
banka yönetimindeki hatalardan, bilgi teknolojisi sistemlerindeki hata ve aksamalar ile
deprem, yangın, sel gibi felaketlerden kaynaklanabilecek kayıp ya da zarara uğrama
olasılığı şeklinde tanımlanmıştır. Basel Komitesi ise operasyonel riski; yetersiz ve
başarısız içsel süreçlerden, personel ve sistemlerden ya da dışsal olaylardan kaynaklanan,
doğrudan ya da dolaylı zarar olarak ifade etmiştir89.
Bankalar teknolojiyi yoğun olarak kullanan kurumlar olduklarından teknolojiye
yüksek yatırım yapmaktadırlar. Özellikle internet bankacılığı ve telefon bankacılığı gibi
yoğun teknolojik altyapıya gereksinim duyan işlemler kullanmaktadırlar. Bu nedenle
sistemsel faaliyetleri içeren teknolojik risk oldukça önemlidir.
Yasal risk; yasal düzenlemeler ile ilgili eksik, yanlış bilgi ya da belge nedeniyle
karşılaşılan risktir. Yasal düzenlemeler ve mevzuat ile ilgili değişiklikler bankacılık
faaliyetlerini ve kârlılığı önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle değişimler yakından
takip edilmelidir.
Operasyonel risk; insan hatasından, sistem hatasından, sistemin çökmesinden ve
şirket skandallarından kaynaklanan kayıp ve zararlardır. Basel Komitesi’nin operasyonel
89
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “10 Soruda Yeni Basel Semaye Uzlaşısı (Basel
II)”, BDDK Araştırma Dairesi, Ocak, 2005, s. 189.
80
risk üzerine geliştirmiş olduğu tanımlarda da belirtildiği gibi operasyonel risk; insan,
sistem, süreç ve dışsal faktörlerinden oluşmaktadır.
2. Diğer Finansal Olmayan Riskler
Finansal olmayan diğer riskler başlıca itibar riski, ülke riski ve transfer riski
olarak sayılabilir. İtibar riski, yasal düzenlemelere uygun davranılmaması ya da
faaliyetlerdeki başarısızlıklar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Banka müşterilerinin ve
piyasa katılımcılarının güven kaybı, bankaya önemli zararlar verebilmektedir.
Ülke Riski; uluslararası kredi işlemlerinde faaliyette bulunulan ülkenin ekonomik
ve sosyal yapısı nedeniyle, yükümlülüğünü yerine getirememesi olasılığıdır. Ülkeye etki
edebilecek olan dış siyasi güçler ile ilişkileri, uluslararası çevreler ile entegrasyon,
ülkenin stratejik konumu ve ülke halkının beklentileri ülke riskini etkileyen başlıca
unsurlardır. Ülke riskinin ölçülmesi, uluslararası derecelendirme şirketleri tarafından
yapılmakta ve bu ölçüm söz konusu ülkenin kredibilitesini göstermektedir. Ülke riskinin
bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek bir başka risk, transfer riskidir. Transfer riski, özel
kurumların hükümet uygulamaları nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirememeleri
riskidir90.
III.
BASEL KOMİTESİ’NİN RİSK YÖNETİMİ UYGULAMALARI
Basel Komitesi, 1974 yılı sonunda uluslararası döviz ve bankacılık piyasalarında
meydana gelen önemli krizleri takiben Bankacılık Düzenleme ve Denetim Uygulamaları
Komitesi adı altında kurulmuştur. Halen 12 üye (Belçika, Kanada, Fransa, Almanya,
İtalya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç, İsviçre, İngiltere ve ABD) ile çalışan
komitenin aldığı kararların yasal bir yaptırımı bulunmamakta, daha çok ülke denetim ve
düzenleme otoritelerine detaylı düzenlemeler yapma olanağı sağlayacak, yol gösterici
denetim standartları ve tavsiyeleri niteliğindedir. Ancak komitenin yaptığı çalışmalar
90
Paul Embrechts, Credit Risk Models: An Overview, ETH Publishing, Zurich, 2003, s. 4.
81
ortak bir standartla çalışılmasını temin edebilmesi nedeniyle, gün geçtikçe dünya çapında
yaptırımı olan düzenlemeler haline gelmektedir.
A. Basel I Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı
Basel Komitesi, 1988 yılında Basel Sermaye Yeterlilik Uzlaşısını (Basel I)
düzenledi. 1993 yılında yürürlüğe giren Basel I ile bankalar taşıdıkları riskle orantılı
olarak yasal sermaye bulundurmaya başladılar. Tanımlanan sermayenin risk ağırlıklı
aktiflere oranının en az %8 olması öngörülmekteydi91. Komite, dört risk ağırlığı
belirlemiş ve bankanın tüm aktiflerini bu sınıflandırmaya tabi tutarak sermaye ile
ilişkilendirmiştir. Sermaye / Kredi Riski Ağırlıklı Varlıklar olarak ifade edilebilecek
orana 1996 yılında piyasa riski de etkilenmiş ve oran, Sermaye / Kredi + Piyasa Riski
Ağırlıklı Varlıklar haline gelmiştir.
Basel I, başlangıçta bankaların sadece kredi riskleri için sermaye gereksinimini
tanımlamış, ancak 1996 yılında yapılan değişiklik ve 1998’de yürürlüğe giren şekliyle
kredi riski yanı sıra piyasa riski için de yasal sermaye bulundurmayı gerektirecek şekilde
yeniden düzenlenmiştir. Basel I, sermaye yeterliliği konusunda belirli bir standart
getirmiş olmakla birlikte, belli başlı noktalarda eleştiriye de uğramıştır. Bu eleştiriler
aşağıdaki gibi özetlenebilir92:
•
1988 Sermaye Uzlaşısı tüm kredi risklerini %0-%20-%50-%100 olmak üzere, dört
risk ağırlığına bölmektedir. Bu kredi riskinin ayrıştırılmasının sınırlı olması anlamına
gelmektedir.
•
Sermaye yeterlilik oranı için kritik değer olarak belirlenen %8, ülkelerin ve ölçüme
dahil kuruluşların değişen koşullarına göre esneklik göstermemektedir. Bu da kredi
riskinin standart ölçülmesi anlamına gelmektedir.
•
Vade önemli bir risk faktörü olmasına karşın, risk düzeyinin belirlenmesinde dikkate
alınmamaktadır.
91
Marc Stainberg ve Til Scherman, “The New Basel Capital Accord and Questions for Research”, Center
for Financial Instutions Working Papers, University of Pennsylvania, Vol:3(14), 2004, ss. 3-9.
92
Şenol Babuşcu, “Türk Bankacılık Sektöründe Beklentiler ve Gelişmeler”, Halk Bankası Eğitim Daire
Başkanlığı Yayınları, No:21, 2003, s. 263.
82
•
Karşı tarafın kredi değerliliğinin önemi dikkate alınmamıştır.
B. Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı
2004 yılında üye ülkelerce onaylanarak kabul edilen Basel II Uzlaşısı; Asgari
Sermaye Yükümlülüğü, Denetim Otoritesinin İncelemesi ve Piyasa Disiplini unsurlarını
kapsayan üç yapısal blok üzerine kurulmuştur. Aşağıda bu üç yapısal blok genel
hatlarıyla ele alınmaktadır93:
1. Yapısal Blok asgari sermaye yükümlülüğüdür. Sermaye tanımı, önceki
uzlaşıyla karşılaştırıldığında genel olarak aynı kalmış ve sermaye yeterlik oranının en az
%8 olması koşulu korunmuştur. Bunun yanında yeni uzlaşı; çeşitli risk unsurlarına
yönelik olarak, tutulması gereken sermaye yükümlülüğünün hesaplanmasına dönük çok
daha ayrıntılı bir yaklaşım sunmaktadır.
2. Yapısal Blok, denetim otoritesinin incelemesidir. Bir bankanın sermaye
yeterliliğini sağlamış olması, Basel Komitesi tarafından olası risklere karşı yeterli bir
önlem olarak görülmemektedir. Risklere karşı korunma, ancak risklerin doğru bir
biçimde ölçülmesiyle sağlanabilir. Bu çerçevede denetim süreci yalnızca tüm risklerin
sermaye ile desteklenmesini değil; bankaların, risklerin izlenmesi sürecinde daha iyi risk
yönetim teknikleri geliştirmelerini ve kullanmalarını özendirmeyi amaçlamaktadır.
3. Yapısal Blok piyasa disiplinidir. Sermaye yeterliliğini ve denetim süreçlerini
tamamlayıcı bir unsur olarak belirlenen bu dayanakta temel amaç, bankanın piyasa
disiplini altında çalışmasını sağlamaktır. Bankaların sermaye yeterliliği ve risk ölçüm
yöntemlerini de içine almak üzere, önem taşıyan konularda kamuya açıklama yapma
gerekliliğini ortaya koyan bu dayanakta, bankalar arasında karşılaştırma yapılabilmesi ve
bu yolla şeffaflığın sağlanması hedeflenmektedir.
93
Münüt Yayla ve Yasemin T. Kaya, “Basel II, Ekonomik Yansımaları ve Geçiş Süreci”, BDDK Çalışma
Raporları, No:3, 2005, s. 5.
83
Basel II, piyasa riski ile ilgili Basel I düzenlemelerini aynen korurken, kredi
riskinin hesaplanışı ile ilgili yeni düzenlemeler getirilmiş ve operasyonel risk ilk kez
sermaye yeterliliği hesaplanmasına dahil edilmiştir. İçsel Ölçüm Yöntemlerini kullanacak
bankaların sermaye gereksinimleri düşerken, Standart Yöntemi kullanacak olan Türkiye
gibi gelişmekte olan ülke bankalarında, sermaye gereksiniminde artış görülecektir94.
C. Basel II Uzlaşısında Piyasa Riskine Dönük Ölçüm Yaklaşımları
Piyasa riski, fiyatlardaki değişmelere bağlı olarak bankaların bilanço içi ve
bilanço dışı pozisyonlarında ortaya çıkan zarar etme olasılığıdır. Komite söz konusu
riskin kaynağını oluşturan etkenleri; faiz oranı riski, kur riski, hisse senedi fiyat riski,
emtia fiyat riski ve opsiyon riski olmak üzere beş ayrı başlık altında toplamıştır. Komite
tarafından piyasa riskinin ölçümüne dönük olarak standart yaklaşım ve içsel ölçüm
yaklaşımı olmak üzere iki ayrı seçenek sunulmaktadır.
1. Standart Yaklaşım
Piyasa riskinin ölçümünde içsel modelleri kullanmayan bankalara standart
yaklaşımı kullanmaları koşulu getirilmiştir. Söz konusu yaklaşımın işleyişi 1996 yılındaki
ek düzenlemede; kur, faiz oranı, hisse senedi, emtia ve opsiyon riskleri olmak üzere beş
ayrı başlık altında ele alınmaktadır. Faiz oranı ve hisse senedi risklerinin genel piyasa
riski ve özel risk olmak üzere, iki ayrı bileşeni vardır. Genel piyasa riski, piyasa fiyatları
ve faiz oranlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıkarken; özel risk, bir menkul
değerin
fiyatında
çıkarımcısının
niteliğinden
kaynaklanan
nedenlerle
meydana
gelebilecek dalgalanmaları tanımlamaktadır95.
a. Faiz Oranına İlişkin Sermaye Gereksinimi
94
Müge Taşçı, “Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı ve AB’nin 2006/49/EC Sayılı Sermaye Yeterliliği
Direktifi”, SPK Yayınları, No:17, Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 2008, s. 36.
95
Taşçı, ss. 38-41.
84
Bu kapsamdaki araçlar, tüm sabit ve değişken faizli borçlanma menkul değerlerini
içermektedir. Getirisi faiz oranı ile ilişkilendirilmiş, borçlanmayı temsil eden her türlü
menkul değer ile bunlara dayalı olarak gerçekleştirilen repo işlemlerine ve türev araçlara
ilişkin faiz oranındaki değişikliklerden kaynaklanabilecek genel piyasa riski; söz konusu
finansal araçlara dönük kısa ve uzun pozisyonların vade merdiveni tablosu üzerinde
sınıflandırılması yoluyla hesaplanmaktadır. Bu doğrultuda, sabit faizli menkul değerler
vadeye kalan sürelerine göre, değişken faizli menkul değerler ise yeniden fiyatlama
tarihine kalan sürelerine göre vade dilimlerine yerleştirilmekte ve her bir vade
dilimindeki
uzun
ve
kısa
pozisyon
tutarları,
ilgili
risk
katsayısı
ile
ağırlıklandırılmaktadır96. Bu ölçüm genel faiz riskine ilişkin sermaye gereksinimini
göstermektedir. Özel faiz riskine dönük sermaye gereksinimi ise, getirisi faiz oranı ile
ilişkilendirilmiş menkul değerlerin türü ve kalan vadeleri göz önüne alınarak; net
pozisyon tutarlarının ilgili katsayılarla ağırlıklandırılması yoluyla bulunmaktadır.
b. Kur Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi
Bu yönteme göre kur riski için sermaye gereksinimi hesaplamasında, öncelikle
söz konusu varlık ve yükümlülükler piyasa fiyatlarından yola çıkılarak ulusal para
birimine çevrilmekte ve daha sonra (bu değerler üzerinden) her bir YP birimi için kısa ve
uzun pozisyon tutarları bulunmaktadır. YP’lere ilişkin bu pozisyonlar kendi içerisinde
ayrı ayrı netleştirilmekte (büyük olan değerden küçük olan çıkarılmakta), sermaye
gereksinimi ise toplam net uzun pozisyon ve toplam net kısa pozisyon tutarlarından
(mutlak değer olarak) büyük olanı temel alınarak hesaplanmaktadır.
c. Hisse Senedi Fiyat Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi
Bankalar; alım satım hesaplarında yer alan ve fiyat değişimlerinden etkilenen
bilanço içi ve dışı pozisyonlar ile opsiyonlar dışında kalan pay senedine dayalı diğer
96
Gültekin Rodoplu ve Ebubekir Ayan, “Basel II Uzlaşısında Piyasa Riski Yönetimi ve Türkiye Açısından
Faiz Riskine İlişkin Bir Uygulama”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:13, Sayı:2,
Isparta, 2008, ss. 1-28
85
türev araçlardan oluşan pozisyonlar üzerinden, özel risk ve genel piyasa riski için
sermaye yükümlülüğü hesaplamak zorundadır. Özel risk, bankanın tüm (kısa ya da uzun)
hisse senedi pozisyonlarının toplamını; genel piyasa riski ise, söz konusu kısa ve uzun
pozisyonlar arasındaki farkı tanımlamaktadır. İyi çeşitlendirilmiş portföylerde özel risk
için ayrılması gereken sermaye yükümlülüğü %4, tersi durumda ise %8 olarak
belirlenmiştir. Genel piyasa riski için öngörülen sermaye yükümlülüğü oranı ise net
pozisyonun (toplam uzun pozisyonlarla toplam kısa pozisyonlar arasındaki farkın)
%8’idir97.
d. Emtia Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi
Emtia,
ikincil
piyasalarda
işlem
görebilen
fiziksel
ürünler
olarak
tanımlanmaktadır. Piyasa riski konusundaki düzenlemeyle tarım ürünleri, enerji ürünleri
ve altın dışındaki değerli madenlerden oluşan bu varlık sınıfından kaynaklanan riskler
için de sermaye yükümlülüğü koşulu getirilmiştir. Vade merdiveni yönteminde her bir
ticari mal pozisyonu ilgili ölçü birimlerine göre sınıflandırılmakta, daha sonra her bir
ürün sınıfının kısa ve uzun pozisyonları piyasa fiyatından ulusal para birimine
çevrilmektedir.
e. Opsiyon Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi
Opsiyon sözleşmesini sadece satın alan bankalar, basitleştirilmiş yaklaşımı
kullanabilmektedir. Satın almanın yanında, opsiyon sözleşmesinin satım işlemini de
gerçekleştiren bankaların ise; orta düzey ya da kapsamlı bir risk yönetim modeli
kullanmaları beklenmektedir. Sermaye yükümlülüğü; sözleşmeye konu varlığın piyasa
fiyatı ile özel ve genel piyasa riski oranları toplamının çarpımından, kârda opsiyonun
gerçek değerinin çıkarılması ile bulunmaktadır.
97
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “Piyasa Riskinin Dahil Edildiği Sermaye
Yeterliliği Rasyosunun Standart Metoda Göre Hesaplanmasına İlişkin Örnek”, BDDK Araştırma Dairesi,
Mart, 2007, s. 12.
86
Opsiyon alımının yanında opsiyon satımı da yapan bankalar ise; orta düzey
hesaplama yöntemleri olan delta-plus ve senaryo yaklaşımlarından birini kullanacaktır.
Delta-plus yaklaşımında öncelikle sözleşmeye konu varlıkların fiyatları delta faktörü ile
ağırlıklandırılmaktadır. Söz konusu pozisyonlar daha sonra ilgili vade merdiveni
tablosundaki vade dilimlerine yerleştirilir ve karşılık gelen katsayıyla çarpılarak özel
riske ilişkin sermaye yükümlülüğü elde edilmektedir.
Senaryo yaklaşımında ise bankalar, opsiyonun dayandığı varlığın fiyatı ile
bunların oynaklığındaki eşanlı değişimler için matris kullanarak, opsiyon portföylerinin
yeniden değerlemesini yaparlar. Öncelikle her bir sözleşme konusu varlık için, fiyatların
belli bir değişim aralığında izlendiği ayrı bir matris oluşturulur ve sonrasında fiyat
oynaklığındaki değişimler gözlenir. Matrisin içerdiği en büyük kayıp, sermaye
yükümlülüğü olarak dikkate alınmaktadır. Daha yoğun opsiyon işlemleri yapan bankalar
için ise, içsel ölçüm yaklaşımları önerilmektedir.
2. Piyasa Riskinde İçsel Ölçüm Yaklaşımları
Riske maruz değer; belirli bir zaman aralığında ve olasılıkta, piyasa koşullarının
olumsuz değişiminin bir sonucu olarak portföy değerinde meydana gelebilecek kayıpların
belirlenmesine dönük bir risk ölçüm yöntemidir. Daha farklı bir tanımlamayla RMD,
belirli bir zaman aralığında ve güven düzeyinde oluşabilecek en yüksek kayıp anlamına
gelmektedir. İçsel ölçüm modelleri, bankalar tarafından taşınan risklerin ölçülmesinde ve
bunlara karşılık tutulması gereken sermayenin hesaplanmasında çok daha doğru sonuçlar
alınmasına olanak vermesini sağlamaktadır. İçsel modellerin kullanılması, ulusal denetim
otoritesinin iznine bağlıdır.
Bankalar, komitenin belirlediği koşullar uyarınca RMD’i %99 güven aralığında ve
günlük olarak hesaplarken, kullanılacak veri setini en az 252 iş günü ve elde tutma
süresini ise en az on gün olarak almak durumundadır. RMD yaklaşımının hesaplanma
süreci beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar; portföylerin piyasa fiyatıyla değerlenmesi,
risk faktörlerinin değişkenliğinin ölçülmesi, elde tutma süresinin belirlenmesi, güven
87
aralığının belirlenmesi, verileri kullanarak en yüksek kayıp tutarlarının elde edilmesi ve
sonuçların raporlanmasıdır.
Ancak hesaplamalar sonucunda elde edilecek olan RMD tutarı, sermaye
gereksiniminin sağlanması açısından kurumca yeterli görülmemektedir. Bankalar piyasa
riskine karşı her gün; önceki gün hesaplanan RMD tutarı ile son 60 iş gününde
gerçekleşen ortalama RMD tutarının denetim otoritesi tarafından belirlenen çarpım
faktörü (k) ile ağırlıklandırılması sonucunda elde edilen değerlerden büyük olanı kadar
sermaye bulundurmak zorundadırlar. RMD tutarının hesaplanmasında kullanılacak
modele ilişkin olarak komite tarafından herhangi bir zorunluluk getirilmemiş, bankalar
model seçimi konusunda özgür bırakılmıştır.
IV.
FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER
Finansal risk yönetiminde kullanılan yöntemler; geleneksel risk yönetimi, türev
ürünler ile risk yönetimi ve RMD ile risk yönetimi olmak üzere, başlıca üç başlık altında
incelenmiştir.
A. Geleneksel Risk Yönetimi
Bu ölçüm teknikleri, bankanın maruz kaldığı faiz risk etkisinin bugünkü
düzeyleriyle ilgili ölçümlemeler yapılmasını sağlamakta ve oluşabilecek aşırı etkilerin
belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu yöntemler; GAP (Boşluk) analizi,
Durasyon (Süre) Analizi ve Durasyon-GAP (Süre-Boşluk) Analizi olarak sıralanabilir.
1. GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi
GAP analizi, faiz oranına duyarlı aktif ve pasiflerin faiz oranındaki değişimden ne
ölçüde etkilendiğini ölçmektedir. Aktif ya da pasif pozisyon fazlasına boşluk (GAP)
88
denilmektedir98. GAP analizi, belli bir dönemde faiz oranına duyarlı aktifler ve pasifler
arasındaki net farkı yansıttığından hem faiz oranı hem de likidite riski yönetiminde
kullanılabilmektedir.GAP analizi aşamaları şöyledir:
•
Faize duyarlı aktif ve pasif araçların ürün bazında belirlenmesi,
•
Finansal araçların parasal değerlerinin belirlenmesi,
•
Finansal araçların vade tarihlerinin ve yeniden fiyatlama tarihlerinin belirlenmesi,
•
Her bir zaman dilimi için aktif ve pasif değer arasındaki farkın hesaplanmasıdır.
GAP analizi, belli bir zaman aralığında faize duyarlı aktifler ile pasifler arasındaki
farktan oluşmaktadır99. Herhangi bir vade grubundaki yükümlülüklerin, varlıklardan fazla
olması durumuna negatif ya da pasife duyarlı boşluk; varlıkların, yükümlülüklerden fazla
olduğu duruma ise pozitif ya da aktife duyarlı boşluk adı verilmektedir. Herhangi bir
vade grubunda yeniden fiyatlanacak varlıkların yükümlülüklere eşit olması durumu ise
sıfır boşluk olarak adlandırılmaktadır100.
GAP = Faize Duyarlı Aktifler (FDA) – Faize Duyarlı Pasifler (FDP)
FDA - FDP > 0 ya da FDA/FDP > 1 olduğunda GAP (+)
FDA - FDP = 0 ya da FDA/FDP = 1 olduğunda GAP (nötr)
FDA - FDP < 0 ya da FDA/FDP < 1 olduğunda GAP (-) değer almaktadır.
GAP’leri sıfırlamak ya da tam tersine faiz dalgalanmalarının avantajlarından
yararlanmak, bankaların risk politikalarına göre değişmektedir. Faiz oranlarına ilişkin
beklentiler ve GAP ilişkisi aşağıda, Şekil 22’de gösterilmektedir.
Şekil 22. Faiz Oranlarındaki Değişimin GAP Etkisi
Net Faiz Gelirlerine Etkisi
98
Kevin Dowd, Measuring Market Risk, John Wiley&Sons, London, 2005, s. 9.
Halit Soydan, Bankalarda Risk Kavramı ve Yeni Finansman Teknikleri, Dokuz Eylül Üniversitesi
Atmer Yayınları, İzmir, 1999, s. 22.
100
Akan, s. 75.
99
89
Artış
Faiz Oranı
Azalış
Pozitif
Negatif
GAP Durumu
Kaynak: Bolgün ve Akçay, s. 223.
Pozitif GAP oranına sahip bir bankanın faiz oranları yükseldiğinde; faiz
gelirlerindeki artış, faiz giderlerinden daha fazla olacak ve bankanın net faiz geliri
artacaktır. Faiz oranları düştüğünde ise faiz gelirindeki düşüş, faiz giderlerindeki
düşüşten daha fazla olacak ve bankanın net faizi geliri azalacaktır101. Eğer banka negatif
GAP oranına sahip ise; piyasa faiz oranları artığında faiz gelirlerindeki artış, faiz
giderlerindeki artıştan daha fazla olacağından banka net faiz geliri azalacaktır. Piyasa faiz
oranının düştüğü durumda ise faiz gelirlerindeki düşüş, faiz giderlerindeki düşüşten daha
az olacağından bankanın net faiz gelir artmaktadır. GAP değerinin sıfır olduğu durumda
bankanın net faiz geliri, faiz oranındaki dalgalanmalardan etkilenmeyecektir102. GAP
analizinde faize duyarlı aktif ve pasiflerin tanımlanmasında yeniden fiyatlama süreci
olarak öngörülen süre bir yıldır103. GAP analizinde faiz oranı değişiminin, bankanın net
faiz geliri üzerindeki etkisi şöyledir:
Net Faiz Gelirindeki Değişim = (GAP) x (Piyasa Faiz Oranı Değişimi)
101
Bessis, s. 148.
Evren Bolgün ve Barış Akçay, Risk Yönetimi, Scala Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 251.
103
John Fulmer, Gregory A. Henry ve Thomas I. Smythe, “Managing Interest Rate Risk with Limited
Resources”, Bank Accounting and Finance, Vol:15, Issue:4, June, 2002, s. 10.
102
90
GAP analizinin en çok eleştirilen yönleri; incelemede sadece sabit faizli aktif ve
pasiflerle ilgenilmesi ve değişken faizli aktif ve pasifler analize alınmaması, faiz oranları
değiştiğinde aktif ve pasiflerin aynı oranda değiştiğinin varsayılması, planlama sürecinin
uzaması durumunda analizin duyarlılığının azalması, türev ürünlerin dikkate alınmaması,
aktif ya da pasifte belirlenen GAP’ın tek bir faiz oranı ile finanse edildiğinin
varsayılmasıdır 104.
2. Durasyon Analizi ile Riskin Ölçülmesi
Faiz oranı riskini değerlendirmede kullanılan daha teknik bir yaklaşım, durasyon
yaklaşımıdır. Faiz oranı riskini ölçmek için sadece vade kavramının üzerinde durmak,
birçok menkul değerin vadesinden önce elde ettiği nakit akışlarının gözardı edilmesine
yol açmaktadır. Durasyon ise aktif ve pasifin beklenen nakit akışlarının elde edildiği ya
da ödendiği zamanın ağırlıklı ortalamasıdır. Durasyon, bir yatırımın geri ödeme sonuna
kadar geçirdiği ortalama zamandır105. Durasyon yöntemi GAP analizindeki defter
değerinin aksine, piyasa değerini ön plana çıkarmaktadır.
Durasyon, bir finansal varlığın vadesine kadar olan zamanın ağırlıklı ortalaması
olup; ağırlık olarak her nakit akışının bugünkü değerinin tüm nakit akışlarının, bugünkü
değerleri toplamına oranı olarak kullanılmaktadır106. Bir portföyün faiz oranı
değişikliklerinden nasıl etkilendiğini ölçmek için, faiz oranlarının bugünkü değerinin
esnekliğini hesaplamak gerekmektedir. Bu esneklik ölçümü durasyon analizi olarak
bilinmektedir ve aşamaları şöyledir:
•
Öncelikle her bir dönemdeki nakit akışlarının bugünkü değeri beklenen getiri
oranı kullanılarak bulunur,
•
Daha sonra her bir dönemdeki nakit akışlarının bugünkü değerleri toplanarak tüm
nakit akış değerleri elde edilir,
104
Bolgün ve Akçay, s. 251.
Yalçın Karatepe, “Finansal Açıdan Sermaye Piyasası Analizi: Durasyon Analizi”, Ankara Üniversitesi
SBF Dergisi, Sayı:22, Ankara, 2004, s. 47.
106
Mehmet Bolak, Finans Mühendisliği Kavramlar ve Araçlar, Beta Yayıncılık, İstanbul, 1998, ss. 4749.
105
91
•
Sonraki aşamada her bir dönemdeki nakit akışlarının değerlerinin nakit akışları
toplamı içerisindeki oranı belirlenir,
•
Son olarak bulunan oransal değişkenler, nakit akışlarının olduğu yıl sayısı ile
çarpılarak sonuçlar toplanır. Durasyon şu şekilde gösterilebilir107:
k
Durasyon =
k
Ft
∑ t × (1+r)
t=1
k
t
Ft
∑ (1+r)
t =1
=
∑ t × PV
t=1
PV
k
= ∑t
t=1
t
F = Kupon ve anapara ödemelerini,
t = Yıl sayısını,
r = Piyasa faiz oranını göstermektedir.
Formülün payında kuponlu bir kağıdın bugünkü değer formülüne ek olarak,
sadece nakit girişi sağlanan dönemler ile çarpım öğesi yer almaktadır. Formülün
paydasında menkul değerin bugünkü değeri bulunmaktadır. Sürenin önemli bir özelliği
şudur: Tahvili gelecekteki nakit akışlarını belli bir getiri oranıyla iskonto ederek satın
almış bir yatırımcı, söz konusu tahvili süresi boyunca elde tutması ve arada elde ettiği
nakit akışlarını da süre boyunca piyasa faiz oranlarıyla değerlendirmesi halinde; piyasa
faiz oranları ne şekilde değişmiş olursa olsun, tahvili satın alırken kullanmış olduğu
iskonto oranı kadar getiri sağlamayı garantileyebilmektedir108.
Durasyon, finansal varlığın özelliğine göre değişmektedir. Hazine bonosu ve
iskontolu devlet tahvillerinin durasyonu vadesine eşittir, çünkü bu tahviller vadesinde
elde edilecek tek bir nakit akışına sahiptir. Yani, sadece anapara ödemesi söz konusu olan
finansal varlıklarda süre, vadeye eşittir. Oysa kuponlu bir tahvilin durasyonu vadesinden
azdır. Faiz oranlarının yükselmesi durumunda, paranın zaman değeri kavramı ortaya
çıkmakta ve faiz kuponlarının nakit akışlarının bugünkü değeri içerisinde ağırlığı
artmakta, dolayısıyla da süre azalmaktadır. Aynı kupon getirisine ve vadeye sahip düşük
107
108
Fulmer vd., s. 11.
Bolak, s. 47.
92
kupon oranlı bir tahvilin durasyonu ise, yüksek kupon oranına sahip olanlardan daha
uzundur.
Mevduatta ise, vadeli mevduatın durasyonu ile vadesi aynı olmaktadır. Çünkü bu
tür bir mevduattta tek bir nakit akımı bulunmaktadır. Durasyonun hesaplanabilmesi için
kredi ve mevduatta işlemin sonuçlanacağı döneme kadar birden fazla nakit akımının
olması gerekmektedir. Sonuçta durasyon bir katsayı olup, ağırlıklı ortalama vadeyi
göstermektedir. Analiz içerisindeki ağırlıklar, nakit akımlarının oluştuğu dönemden
uzaklaştıkça artmaktadır. Ancak ağırlıklar alınmadan önce nakit akışlarının bugünkü
değerleri dikkate alındığı için, durasyon uzadıkça nakit akımlarının ağırlıklı ortalama
etkisi de azalmaktadır.
3. Durasyon-GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi
GAP analizi, faiz oranlarındaki değişikliklerin sadece gelir üzerindeki etkisini
incelemekteydi. Bankalar ise faiz oranının sadece gelir üzerindeki etkisini değil, aynı
zamanda özsermaye üzerine etkisini de incelemek istemektedirler. Dolayısıyla süre
aralığı analiziyle, faiz oranı değişiminin özsemayeye etkisi incelenebilecektir. DurasyonGAP analizinin formülü şöyledir109:
 L 

DGAP = D A –    × D L 
 A 

D A = Aktiflerin ortalama durasyonu
D L = Pasiflerin ortalama durasyonu
L
= Pasiflerin piyasa değeri
A
= Aktiflerin piyasa değeri
Bankanın aktif ve pasifinin durasyonlarının hesaplanması için, tüm sabit getirili
kalemlerin toplamından oluşan portföy ve tüm sabit maliyetli pasiflerden oluşan bir
109
Fulmer vd., s. 15.
93
portföy yapılmalıdır. Aktif içerisindeki sabit getirili tüm kalemlerin getirileri ve anapara
dönüşleri bir nakit akımı olarak dikkate alınacak, bu nakit akımları ilgili vadesi ile
ağırlıklandırıldıktan sonra, şimdiki net değerine (piyasa değerine) bölünecektir110. Bu
analiz sonucunda faiz oranlarındaki dalgalanmanın, bankanın piyasa değerinde ortaya
çıkardığı dalgalanma görülebilir. Aktif ve pasif portföylerinin durasyon katsayısı
bulunup, Durasyon-GAP değeri hesaplandıktan sonra bilanço kalemlerinin bu faiz
değişikliğine karşı nasıl hareket ettiği ise şu fomül ile hesaplanabilir111:
 ∆r 
∆E = − ( D GAP ) × A × 

 r+1 
∆E
= Sermayenin piyasa değerindeki değişimi
DGAP = Aktif ve pasif arasındaki durasyon farkı
A
= Toplam varlıklar
Durasyon farkının hangi düzeyde olacağı, GAP analizinde olduğu gibi banka
yönetimine bırakılmaktadır. Çünkü bankanın sahip olmayı tercih edeceği süre aralığı, faiz
oranları ile ilgili beklentilerine bağlıdır. Faiz oranında düşüş bekleyen bir banka yönetimi
pozitif süre aralığına sahip olmak isterken, faiz oranlarında artış bekleyen bir banka
yönetimi ise negatif süre aralığına sahip olmak isteyebilir112.
Tablo 3. Faizlerdeki Değişimin Özkaynaklara Etkisi
Pozitif Uyumsuzluk
Negatif Uyumsuzluk
Sıfır Uyumsuzluk
Faiz Artışı
Özkaynakların Değeri Düşer
Faiz Azalışı
Özkaynakların Değeri Artar
Faiz Artışı
Özkaynakların Değeri Artar
Faiz Azalışı
Özkaynakların Değeri Düşer
Faiz Artışı
Özkaynakların Değeri Değişmez
Faiz Azalışı
Özkaynakların Değeri Değişmez
110
Bolgün ve Akçay, s. 257.
Fulmer vd., s. 16.
112
Bolgün ve Akçay, s. 258.
111
94
Kaynak: Bolgün ve Akçay, s. 257.
Tablo 3’ten görüldüğü gibi faiz oranlarının yükselmesi bekleniyorsa, durasyon
fazlası aktifte olan banka daha zararlı çıkmaktadır. Çünkü bu durumda aktifin de, pasifin
de değeri düşecek; ancak aktif oransal olarak daha fazla değer kaybedecektir. Bu da
bankanın aleyhine bir durum olacaktır. Durasyon fazlası pasifte olursa, pasifteki değer
düşüklüğü aktife göre daha fazla olacak ve banka kârlı çıkacaktır. Faiz oranlarının
düşmesi bekleniyor ise, durasyon fazlası akifte olan banka kârlı çıkacaktır. Çünkü bu
durumda aktif de, pasif de değer kazanacak; ancak aktiflerin değeri daha fazla artacaktır.
Durasyon fazlası pasifte olursa, tersine pasifteki değer artışı aktife göre daha fazla olacak,
yani borçlar daha fazla artacak ve banka zararlı çıkacaktır.
Süre aralığı analizine yöneltilen eleştirilerden en önemlisi, analizde defter değeri
yerine piyasa değerinin esas alınmasıdır. Çünkü analiz böylece gerçekleşmiş K/Z değil,
olası K/Z üzerinden hareket etmektedir. Diğer bir eleştiri ise, analizde faiz oranlarındaki
değişimin ani ve bir kerelik olduğu varsayılmakla birlikte oranlardaki artışın tüm
vadelerde aynı oranda artığı kabul edilmektedir. Oysa faiz oranları her zaman doğrusal
bir düzlem üzerinde hareket etmemekte, dolayısıyla aynı anda artış ve azalış
göstermemektedirler. Süre aralığı analizinde bankanın tüm işlemleri değil, sadece sabit
getirili aktifler ya da sabit maliyetli pasifler dikkate alınmaktadır.
B. Türev Ürünler ile Risk Yönetimi
Herhangi bir fiyat riskiyle karşı karşıya bulunan bir banka, çeşitli finansal
araçlardan faydalanarak söz konusu riski ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bu amaçla
kullanılan türev ürünlerin amacı, fiyat risklerinden korunmak ya da spekülatif beklentileri
kâra dönüştürmektir. Finansal türevler, mevcut risklerin ayrıştırılıp fiyatlanmasına ve bu
risklerin devredilmesine olanak sağlamaktadır. Tablo 4’te başlıca türev ürünler ilişkin
temel özellikler karşılaştırılmıştır.
Tablo 4. Türev Ürünlere İlişkin Temel Özelliklerin Karşılaştırılması
95
Temel Özellikler
Forward
Futures
Opsiyon
Riskten Korunma Aracı
Evet
Evet
Evet
Standart Sözleşmeler
Hayır
Evet
Evet
Borsa/OTC
OTC
Borsa
Borsa ve OTC
Fiziki Teslimat
Var
Teminat Zorunluluğu
Genelde Yok
Var
Satıcı İçin Var
Vadeye Kadar Nakit Akışı
Yok
Var
Satıcı İçin Var
Kaldıraç Etkisi
Yok
Var
Var
Genelde Yok Hak Kullanılırsa Var
1. Vadeli Sözleşmelerin Risk Yönetiminde Kullanılması (Futures)
Future sözleşmelerinin özelliği; alım-satıma konu olan malın tesliminin daha
sonraki bir tarihte yapılmasıdır. Bu işlemlere gelecek sözleşmeleri de denilmektedir113.
Organize piyasalarda işlem gören future sözleşmeleri; bu piyasaların garantisi altında,
karşı taraf riski olmadan gerçekleştirilmektedir. Future sözleşmesi gelecekteki bir tarihte,
belirli nitelikte ve miktarda malın, hisse senedinin ya da başka bir menkul değerin
teslimini hükme bağlayan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır114.
Future sözleşmeler, belirli bir ürün üzerinde yapılan sözleşmeler ile faiz ve döviz
üzerine yapılan sözleşmeler olarak ikiye ayrılabilir. Future sözleşmeleri taraflara
sözleşmede belirlenen fiyat, tarih ve miktardaki varlığı satma ya da alma hakkı verir. Bu
sözleşme ile taraflardan biri şartları yerine getirme zorunluluğu ile karşılaşırken, diğeri de
sonuçlarından yararlanma hakkını elde etmektedir. Future sözleşmeleri organize
borsalarda işlem görmektedir. Sözleşmenin miktarı, teslim tarihi, teslim yeri, vadesi gibi
bir çok unsur standarttır. Bu da piyasanın sürekli likit kalmasını temin etmektedir.
Vadeli sözleşmeler aracılığıyla faiz oranı riskinden korunmak istendiğinde, faiz
sözleşmelerinden faydalanma olanağı vardır. Faiz oranlarındaki artıştan kâr etmek isteyen
113
Ahmet Ceylan ve Tunç Korkmaz, Borsada Uygulamalı Portföy Yönetimi, 2. Baskı, Ekin Kitabevi,
Bursa, 1995, s. 231.
114
Akgüç, s. 725.
96
yatırımcıların, faiz oranı sözleşmelerinde kısa pozisyon tutmaları gerekmektedir. Öte
yandan faiz oranlarında bir düşüş bekleyen ve bu durumdan kâr etmek isteyen
yatırımcıların, vadeli sözleşme piyasasında uzun pozisyon almaları gerekmektedir115.
2. Vadeli Faiz ve Döviz Sözleşmelerinin Risk Yönetiminde Kullanılması
Vadeli faiz ve vadeli döviz sözleşmeleri, bankaların kendilerini faiz ve dövizdeki
fiyat değişikliklerine karşı korunma amacı ile kullandıkları önemli bir risk yönetimi
yöntemidir. Ancak bu ürünler tüm portföy bazında değil, belirli bir risk grubuna ilişkin
risklerin yönetiminde etkilidir.
a. Vadeli Faiz Sözleşmeleri (Forward Rate Agreement)
Vadeli Faiz Sözleşmeleri’nin (FRA) temelinde sözleşmenin yapıldığı tarihten belli
bir süre sonra, belli bir vadeyle açılacak olan bir zımni mevduat hesabı için, o tarihte
geçerli olacak piyasa faiz oranının sözleşmede belirtilen faiz oranından farklı olması
durumunda; aradaki faiz farkının taraflar arasında değiş tokuş edilmesi yatmaktadır.
Burada zımni mevduat hesabından kasıt; gerçekte bir mevduat hesabının açılacak
olmaması, sadece açılacak olsaydı, oluşacak durumun değerlendirilmesidir. Çeşitli
vadelerde başlayıp, çeşitli vadelerde sona erecek olan FRA faizi şöyle bulunmaktadır116:
1 + ( ru ×Du / 360 )  360
Rf = 
− 1 ×
1 + ( rk ×Dk / 360 )  Df
Rf = FRA faizi
ru = Uzun dönemli faiz oranı
rk = Kısa dönemli faiz oranı
Du = Uzun dönemdeki gün sayısı
Dk = Kısa dönemdeki gün sayısı
115
116
Bolak, s. 90.
Bolak, s. 93.
97
Df = Vade sonu-Vade başı
FRA’da banka, gereksinime göre uzun ya da kısa pozisyonda kalmaktadır. Ancak
bankanın kısa pozisyondayken uygulayacağı sözleşme faizi, uzun pozisyondayken
uygulayacağı sözleşme faizinden yüksek olmaktadır. FRA’da uzun pozisyon almak ile;
belli bir dönem sonra başlayacak olan borcun borçlanma faiz oranı sabitlenmiş olur. Faiz
oranlarında bir yükseliş ile karşılaşılması durumunda, FRA’da uzun pozisyona sahip olan
yatırımcı belli bir dönem sonra başlayacak borcunu sabitlemiş olduğundan, kazanç elde
edecektir. Faiz farkının iskonto edilmesinin nedeni; faiz farkının vade sonu itibari ile
oluşması, ödemenin ise vade başında yapılmasıdır.
b. Vadeli Döviz Sözleşmeleri (Forward)
Forward işlem; spot işlem tarihini aşan ileri bir tarihte teslimi söz konusu olacak
herhangi bir dövizin vadesi, miktarı, ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye
bağlandığı işlemdir. Uluslararası geçerliliği yüksek olan belli başlı para birimlerinde beş
yıla kadar uzanan vadelerde de çok yaygın olmamakla birlikte, kotasyon bulmak
olanaklıdır. Yine benzer şekilde bu vadeler dışında, kırık vade olarak adlandırılan
dönemler içerisinde fiyat hesaplayıp işlem yapmak olanaklıdır.
Vadeli işlem fiyatları, spot fiyat kullanılarak hesaplanan değerlerin (swap points)
spot fiyatlara eklenmesi ya da çıkarılması suretiyle bulunur117. Bu değerlerin spot fiyata
ekleneceğine ya da çıkartılacağına, vadelere göre spot alış ve satış fiyatı üzerinden
yapılan hesaplamalara bakılarak karar verilmektedir. Eğer spot alış fiyatı üzerinden
hesaplanan değer, satış fiyatı üzerinden hesaplanan değerden daha yüksek ise; istenen
vadedeki kuru bulmak için bu değerler, spot fiyattan çıkarılır. Tersi durumda ise; yani alış
tarafındaki değer satış tarafindaki değerden daha küçükse, bu değerler spot fiyata eklenir.
Tüm bu hesaplamalarda temel değişken, faiz oranıdır.
117
John Gray, “Foreign Exchange Risk Management: Lessons from the Banking World”, Journal of
Gtnews, November, 2004, s. 32.
98
Hesaplamalar sonucu ulaşılan; faiz oranı yüksek paranın iskontolu (discount), faiz
oranı düşük paranın ise primli (premium) olarak ifade edilmesidir. Paranın dolanımı
üzerinde kısıtlamalar yoksa, vadeli kurlar ülkeler arasındaki faiz farklılıklarına göre
belirlenecektir118:
 E 2 Alış Faizi × Gün 
1 +

 E1 
36000


Forward alış kuru   =
 E 2  1 + E1 Satış Faizi × Gün  × Alış Spot Kuru


36000


 E 2 Satış Faizi × Gün 
1 +

 E1 
36000


Forward satış kuru   =
 E 2  1 + E1 Alış Faizi × Gün  × Satış Spot Kuru


36000


3. Swap İşlemlerinin Risk Yönetiminde Kullanılması
Swap işlemi; fon gereksinimi olan bir ya da iki taraf ile, aracılar ya da bankalar
tarafından oluşturulan yapıdan oluşmaktadır. Takas (swaps) ve vadeli (forward) işlem
sözleşmelerinde risk yapılanmaları birbirinden farklıdır. Vadeli işlemlerde sözleşme
süresi ile vade süresi birbirine eşittir. Sözleşme, işlemin vade bitiminde sonuçlanması
esasına dayalıdır. Bu nedenle sözleşme; vade boyunca kredi, takas ve ülke risklerini
birlikte taşımaktadır. Takas işlemlerinde bu durum farklılaşmakta çünkü takasa konu olan
kağıdın vadesi ile takas sözleşmesinden doğan sözleşme süresi farklı olmaktadır. Kağıt
üzerindeki sözleşme süresi kağıdın vadesinden önce bitebilir, bu durumda sözleşme her
üç riski üzerinde taşımakla birlikte, süre analiz değeri kağıdın vadesinden düşük
olacağından, yüklenilen risk aynı vadedeki vadeli sözleşmeye göre daha düşük
olmaktadır.
118
Gray, s. 36.
99
Hem maliyetinin az oluşu hem de sağladığı avantaj üstünlükleri nedeniyle faiz
oranı swapının uygulama oranları, genel swaplar içerisinde %80 oranına ulaşmaktadır.
Bu durum ise swap denilince, öncelikle faiz oranı swapının akla gelmesini sağlamaktadır.
a. Faiz Swapı
Faiz swapı iki taraf arasında, aynı para cinsinden, aynı tutarda, farklı faiz
oranlarına
tabi
borçlanmalarla ilgili
nakit
akışlarının
değiş-tokuş
edilmesidir.
Borçlanmanın aynı para cinsinden ve aynı tutarda olması nedeniyle ana paraların değiştokuşu gerekmemekte, sadece faiz ödemeleri arasındaki farkın değiş-tokuşu söz konusu
olmaktadır119.
Faiz swaplarında genellikle taraflardan biri sabit faizle, diğeri ise değişken faizle
(en yaygın uygulama olarak LIBOR’a bağlı) borçlanmakta, daha sonra bu borçların
değiş-tokuşu
yapılmaktadır.
LIBOR,
Londra’da
bankaların
kendi
aralarında
gerçekleştirdikleri işlemlerde uyguladıkları ve sürekli değişebilen faiz oranını
göstermektedir. Faiz swapı piyasasının doğuş ve gelişimine katkı yapan en önemli faktör,
kredi piyasalarındaki fiyatlandırma dengesizlikleridir. Bundan kasıt; aynı şirkete sabit ve
değişken faizli borçlanmalarda, farklı risk primleri uygulanmasıdır.
Bir swap bankası herhangi bir swap işlemine sabit faiz ya da sabit fiyat alıcısısatıcısı olarak girmeye hazır bulunmakta; bunun için verdiği alım-satım (bid-ask)
kotasyonu arasındaki farktan (spread) kâr elde etmeyi beklemektedir. Swap bankası,
herhangi bir müşteriyle girdiği swap işleminin riskini üzerinde taşımak istemeyecek ve
bu riski aktaracağı bir karşı taraf bulmaya çalışacaktır. Bununla beraber; her zaman
miktar ve zaman gibi koşullarda, tamamen simetrik gereksinimler içerisinde bir karşı
taraf bulabilmek olanaklı değildir.
119
Bolak, s. 100.
100
Swap bankalarının risklerinden korunmak için kullandıkları piyasa, devlet
borçlanma senetleri piyasasıdır. Swap bankası sabit faiz olarak vereceği miktarı, yaklaşık
olarak benzer vadeli devlet tahvili faizleri düzeyinde tuttuğu için sabit ödemeleri bir
bakıma dengelemiş olmaktadır. Öte yandan 6 aylık dönemler itibarıyla, açığa satmış
olduğu hazine bonolarını nominal değerden yerine koyup, tekrar açığa satış yapacak olan
swap bankası; 6 aylık faizler düştüğünde, açığa satıştan daha yüksek gelir elde edecek,
müşterisinden daha az faiz alacak, 6 aylık faizler yükseldiğinde ise açığa satış işleminden
daha az gelir elde edecek, ancak müşterisinden tahsil edeceği yüksek faiz bunu telafi
edecektir. Bu şekilde banka değişken nakit akımını dengelemiş olacaktır120. Sabit faiz
oranı genel olarak tahvil, hazine bonosu gibi kağıtlara uygulanan faiz oranlarına
dayandırılarak belirlenmektedir. Değişken faiz oranları LIBOR dikkate alınarak
belirlenmektedir.
b. Döviz Swapı
Döviz swapı, genellikle anapara ödemelerini içeren önceden belirlenmiş kurallar
ve süreler içerisinde, iki tarafın belirli miktarda iki farklı para birimini değiş-tokuş etme
ve belli bir vade sonunda geri alması konusunda anlaşmaya vardıkları bir finansal
işlemdir. İşlem üç aşamalı bir süreçten oluşmaktadır. İlk aşamada, iki taraf anaparaları
anlaştıkları kur üzerinden değiştirmektedirler. İkinci aşamada, faizlerin swap süresi
içerisinde dönemsel olarak ödenmesi (ya da değiştirilmesi) yapılmaktadır. Üçüncü
aşamada ise, taraflar vade sonunda anaparalarını birbirlerine iade etmektedirler.
Bazı kurum ve kuruluşlar borç ve alacaklarından dolayı YP akışı sorunuyla karşı
karşıya kalabilmektedirler. Bir para biriminin uzun dönemli riskini minimum kılabilmek
ya da azaltmak için aynı para biriminden karşıt olarak para akışı sağlamak gerekmektedir.
Döviz swapı herhangi bir para biriminden sağlanan fonun, istenilen para birimine
dönüştürülmesini sağlamaktadır. Ayrıca borçlular bu sayede fon maliyetlerini düşürerek,
düşük fon temin edebilmektedirler.
120
Bolak, s. 115.
101
Swap işlemini diğer türev ürünler olarak adlandırılan Future ve Forward’dan
ayıran temel özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
• Future ve Forward’da riske karşı korunmanın yanında spekülatif amaç ön plana
çıkarken, swaplar daha az kullanılan bir yöntem olmaktadır,
• Swap işlemleri genellikle orta vadeli iken Future ve Forward’da vadeler genelde
kısadır121,
• Swap işlemlerinde taraflardan her biri, aynı oranda olmasa bile, swap işleminden fayda
sağlayabilmektedirler. Ancak Future ve Forward’da taraflardan birisi fayda sağlarken
diğeri zarara uğrayabilmektedir,
• Future ve Forward işlemleri çoğunlukla sözleşmeler halinde düzenlenmektedir. Hatta
Future işlemleri için özel borsalara gereksinim duyulmaktadır. Swap işlemlerinde ise
çoğunlukla bir banka aracılık ederek tüm işlemleri yürütmektedir,
• Özellikle faiz swaplarında sonsuz sayıda swap işlem yapma olanağı vardır. Bu da
swapın diğer türev ürünlere göre daha esnek bir yapıda olduğunu gösterir,
• Future ve Forward bir alıcı ve bir satıcı arasında yapılabilmektedir. Swap işlemleri ise,
çoğunlukla bir banka aracılığıyla üçüncü bir tarafla yapılmaktadır122.
4. Opsiyonların Risk Yönetiminde Kullanılması
Vadeli sözleşmeler (futures), FRA ve swap işlemleri gelecek ile ilgili belirlilik
yaratarak çeşitli riskler altındaki bankalara, fiyatlardaki dalgalanmalara karşı bağışıklık
kazandırmaktadır. Ancak bağışıklık kazanmak ya da riskten arınmak her zaman en iyi
çözümü oluşturmayabilir123. Riskten arınmak olumsuz sonuçları olduğu gibi olumlu
sonuçları da ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. Opsiyon; sahibine olumsuz
gelişmelerden korunma ve olumlu gelişmelerden yararlanabilme olanağı sağlayan tek
finansal araç türüdür. Riski ortadan kaldırmak yerine, onu yönetme olanağını
vermektedir. Riskten korunma amacına yönelik diğer araçlar, tarafları karşılıklı olarak
121
Bank for International Settlements (BIS), “Sermaye Ölçümü ve Sermaye Standartlarının Uluslararası
Düzeyde Uyumlaştırılması”, Gözden Geçirilmiş Düzenleme Raporu, 2004, s. 38.
122
Nurgül Chambers, Türev Piyasalar, Avcıol Basım, İstanbul, 1998, s. 124.
123
Bolak, s. 117.
102
yükülülük altına sokarken; opsiyon sözleşmelerinde taraflardan biri (opsiyon satıcısı)
yükümlülük altına girmekte, diğeri ise (opsiyon alıcısı), yükümlülük altına girmeksizin
olumlu koşullardan yararlanabilme hakkını elde etmektedir124.
Egzotik opsiyonlar olarak anılan daha karmaşık Bermuda opsiyonlar, Bariyer
opsiyonlar ve Gökkuşağı opsiyonları gibi opsiyonlar da bulunmaktadır. Egzotik
opsiyonların, doğru anlaşılarak seçilmesinin çok güç korunma problemlerini ortadan
kaldırabileceği belirtilmektedir125.
a. Opsiyon Türleri
Temel olarak alım (call) ve satım (put) olmak üzere iki opsiyon türü
bulunmaktadır126. Fiyatların artacağını düşünen bir yatırımcı, alım opsiyonu alarak
bugünkü düşük fiyattan yararlanmayı hedeflemektedir127. Bu durumda yatırımcı; ya fiyatı
yükselen opsiyonu satacak, ya da call opsiyonunu kullanarak fiyatı yükselmiş olan
menkul değeri sabitlediği düşük fiyattan alabilecektir. Alıcının opsiyonla ilgili kâr/zarar
durumu Şekil 23’te gösterilmiştir.
Şekil 23. Alım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu
Kâr
Uygulama Fiyatı
Prim
Zarar
B/B Kur
Peşin Kur
B/B (Başabaş) Kur = Uygulama Fiyatı + Opsiyon Primi
Kaynak: DC Gardner, s. 31.
124
Marcus, ss. 3-5.
Robert Stulz, Risk Management and Derivatives, South Western Publishing, Ohio, 2003, ss. 25-35.
126
John C. Hull, Options, Futures and Other Derivatives, Prentice Hall, 6th Edition, New Jersey, 2006,
s. 361.
127
Citibank Training Department, Mackinsey Constitution: Introduction to Risk Management, Citibank
Reviews, New York, 1993, s. 56.
125
103
Fiyatların düşeceğini düşünen bir yatırımcı, call opsiyonu yazacaktır. Bu
durumda, opsiyonu yazan aldığı prim kadar kâr edecektir. Satan tarafın kârı prim ile
sınırlı iken, karşılaşabileceği zararın üst sınırı yoktur. Buna karşılık; alan tarafın zararı
primle sınırlıyken, potansiyel kârının üst sınırı yoktur. Şekil 24’te alım opsiyonunda
satıcının kısa poziyon ile kâr/zarar durumu görülmektedir.
Şekil 24. Alım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar
Durumu
Kâr
B/B Kur
Peşin Kur
Prim
Zarar
Uygulama Fiyatı
B/B Kur = Uygulama Fiyatı + Opsiyon Primi
Kaynak: DC Gardner, s. 32.
Fiyatların düşeceğini düşünen bir yatırımcı; put opsiyonu alarak, elindeki menkul
değerleri piyasa düşünce yüksek fiyattan opsiyonu
yazan tarafa satabilmeyi
hedeflemektedir. Bu durumda da yatırımcı, düşük fiyattan aldığı put opsiyonunu daha
yüksek fiyattan satarak kâr edebilecektir. Alıcının opsiyonla ilgili kâr/zarar durumu
aşağıdaki Şekil 25’te gösterilmiştir.
Şekil 25. Satım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar
Durumu
Kâr
B/B Kur = Uygulama Fiyatı - Opsiyon Primi
104
Uygulama Fiyatı
Zarar
Prim
B/B Kur
Kaynak: DC Gardner, s. 34.
Fiyatların yükseleceğini düşünen bir yatırımcı, put opsiyonu yazarak alacağı prim
kadar
kâr
etmeyi
hedeflemektedir.
Beklenti
gerçekleştiği
takdirde,
opsiyon
kullanılmayacağından alınan prim kâr olarak kalacaktır. Satıcının opsiyonla ilgili
kâr/zarar durumu Şekil 26’da gösterilmektedir.
Şekil 26. Satım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar
Durumu
Kar
Prim
Peşin Kur
B/B Kur
Zarar
B/B Kur = Uygulama Fiyatı - Opsiyon Primi
Kaynak: DC Gardner, s. 38.
b. Opsiyon Duyarlılığının Ölçülmesi
Opsiyon priminin (fiyatının) hesaplanmasında kullanılmak üzere çeşitli modeller
geliştirilmiştir. 1973 yılında Fisher Black ve Myron Scholes tarafından hisse senetleri
üzerine yapılan opsiyonların fiyatlandırılması için geliştirilen model Black-Scholes
Avrupa Alım Opsiyonu Fiyatlama Modeli (Black-Scholes European Call Model) olarak
105
tanımlanmaktadır128. Amerikan türü opsiyonların fiyatlandırılmasında ise Binomial
Model kullanılmaktadır. Black-Scholes Opsiyon Fiyatlama Modeli, yalnız Avrupa türü
alım-satım opsiyonları için kullanılmakta olup, Amerikan türü opsiyonlar için
uygulanamamaktadır129. Vadelerinden önce uygulanabilen, Amerikan türü opsiyonların
fiyatlandırılmasında kullanılan binomial model kısa bir zaman diliminde döviz kurlarında
iki yönde (binomial) değişim olacağı esasına dayanmaktadır. Finansal araçlar, ilgili risk
faktörlerinin fiyat hareketlerine bağlı olarak piyasa riskine maruz kalmaktadır. Opsiyon
portföylerinde delta ve gamma gibi ölçümler yapılarak, opsiyon işlemlerinin risk ve
oynaklığa karşı duyarlılığı gözlenmektedir130.
Delta (∆); varlık fiyatı ile opsiyon fiyatı arasındaki ilişkiyi gösteren eğrinin
eğimini oluşturmakta, aynı zamanda da yazılmış olan bir opsiyonun ilgili varlıkla
korunması istendiğinde; uygulanması gereken korunma oranını göstermektedir131. Alım
(call) opsiyonun delta değeri 0 ile 1 arasında değişmektedir. Zarardaki opsiyonların
deltası 0’a yakındır. Bir call opsiyonun deltası; opsiyon kârlı ise yükselmekte, zararda ise
düşmektedir.
Theta (Θ); opsiyon fiyatının zaman içerisinde nasıl davrandığının bir
göstergesidir. Vadesine daha uzun süre olan opsiyonlar, kısa vadedelilerden daha fazla
zaman değerine sahiptir ve vade sonuna yaklaştıkça zaman değeri azalmaktadır. Theta,
günden güne zaman değerinin nasıl azaldığını ölçmektedir.
Vega (ν); opsiyon fiyatının, ilgili varlığın getiri dağılımının standart sapmasına
gösterdiği duyarlılığın
ölçüsüdür. Opsiyonun
vegası, dayanak varlık fiyatının
oynaklığındaki değişim sonunda opsiyon priminin ne kadar değişebileceğini gösterir132.
128
Neil A. Chriss, Black Scholes and Beyond – Option Pricing Models, McGraw Hill, New York, 1996,
s. 79.
129
Peter Kunsch, Alain Ruttiens ve Judith A. Chevalier, “A Methodology Using Option Pricing to
Determine a Suitable Discount Rate in Environmental Management”, European Journal of Operational
Research, Vol:185, 2008, ss. 1674–1679.
130
Robert W. Kolb, Options, Blackwell Publishers, London, 1997, ss. 155-170.
131
Marcus, s. 20.
132
Alper Özharar ve diğerleri, “Opsiyonların Riske Maruz Değerinin Hesaplanması”, Bankacılar Dergisi,
Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:52, 2005, s. 99.
106
Diğer bir deyişle vega (ν), opsiyon fiyatının oynaklıktaki değişime karşı duyarlılığını
ölçmektedir. Oynaklık artıkça opsiyonun cazibesi ve değeri de artmaktadır.
Rho (Ρ); opsiyon fiyatının faiz oranlarındaki değişimlerden nasıl etkilendiğini
ölçmektedir. Uzun vadeli opsiyonların rho değeri, kısa vadelilere göre yüksek ve alım
opsiyonları pozitif, satım opsiyonları negatif değer almaktadır133.
Gamma (Γ); varlık fiyatındaki değişimlere karşı değil, delta değerindeki
değişimlere karşı opsiyon fiyatının değişimini ölçmektedir. Varlık fiyatı ile opsiyon fiyatı
arasındaki ilişkiyi gösteren eğrinin ikinci türevini ölçmektedir134. Vadesine az bir süre
kalmış zararda olan opsiyonlar, en yüksek gamma değerine sahiptir. Fakat vadeye
yaklaşıldıkça; opsiyonun kârda ya da zararda olması etkilemeksizin, gamma 0’a
yaklaşmaktadır.
c. Kârlılık Açısından Opsiyon Çeşitlerinin Değerlendirilmesi
Opsiyonun fiyatını belirleyen ana unsurlar; ürünün piyasa fiyatı (S), opsiyonun
kullanım fiyatı (K), oynaklık (V), opsiyon kullanımına kalan süre (T) ve risksiz faiz
oranıdır (R)135. Alım opsiyununda spot kurun kullanım fiyatını aşan kısmı, satım
opsiyonunda ise kullanım fiyatının spot kuru aşan kısmı gerçek değer (S) olarak
adlandırılmaktadır. Bu nedenle opsiyonun kârda (in the money) olduğu durumda, gerçek
değeri ve primi o oranda yüksek olmaktadır. Oynaklığın (V) yüksek olması durumunda,
opsiyon için alıcılar daha yüksek prim öderler, satıcılar da daha yüksek prim
istemektedirler. Opsiyon kullanımına kalan süre artıkça (T), alıcının ödemeye razı olacağı
prim yükselecektir136. Tablo 5’te opsiyonun fiyatını etkileyen parametreler ve etkileri yer
almaktadır.
Tablo 5. Opsiyon Pozisyonunun Parametre Etkisi
133
Özharar vd., s. 100.
David F. De Rosa, Options on Foreign Exchange, John Wiley&Sons, 2nd Edition, London, 2000, s.
71.
135
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), “Sermaye Piyasası Araçlarına Dayalı Futures ve Opsiyon
Sözleşmelerinin Fiyatlandırılması”, İMKB Türev Piyasası Araştırmaları Serisi, No:1, İstanbul, Haziran,
1995, s. 28.
136
Hull, s. 344.
134
107
Belirleyici Unsurlar
Opsiyonun Piyasa Fiyatı (S)
Opsiyonun Kullanım Fiyatı (K)
Oynaklık (V)
Opsiyon Kullanımına Kalan Süre (T)
Prim
Fiyat
↑
↓
↑
↑
↓
↑
↑
↑
Kaynak: Bolgün ve Akçay, s. 364.
Bir alış opsiyonunun kullanım fiyatı spot fiyattan düşük ise, bu opsiyona kârda
opsiyon denilmektedir. Bu durumdaki bir opsiyon kullanıldığı takdirde, spot fiyat ile
kullanım fiyatı arasındaki fark kadar bir kâr oluşmaktadır137. Bir satış opsiyonunun kârda
olarak adlandırılabilmesi için, kullanım fiyatının spot piyasa fiyatından yüksek olması
gerekmektedir. Böyle bir durumda da opsiyonu alan taraf; piyasada geçerli olan spot
fiyattan
daha
yüksek
fiyata
opsiyonu
yazan
tarafa,
opsiyona
konu
değeri
satabilecektir138. Tablo 6’da piyasa koşullarına bağlı olarak oluşan opsiyon fiyatının kârzarar durumu gösterilmektedir.
Tablo 6. Opsiyonun Kâr-Zarar Durumu
Piyasa Senaryosu
Alış Opsiyonu
Satış Opsiyonu
Spot Fiyat>Uzlaşma Fiyatı
Spot Fiyat<Uzlaşma Fiyatı
Spot Fiyat = Uzlaşma Fiyatı
Spot Fiyat = Uzlaşma
Fiyatı
Spot Fiyat<Uzlaşma Fiyatı
Spot Fiyat>Uzlaşma Fiyatı
Kârda
(In the Money)
Başabaş
(At the Money)
Zararda
(Out of Money)
Kaynak: Hull, ss. 310-342.
Zararda bir alım opsiyonu, kullanım fiyatının spot piyasa fiyatından yüksek
olması durumunda gerçekleşmektedir. Bu durumda menkul değerleri piyasadan almak,
opsiyonu yazan taraftan satın almaktan daha avantajlı olacaktır. Eğer satış opsiyonunun
kullanım fiyatı spot piyasa fiyatından düşükse, menkul değeri opsiyonu yazan tarafa daha
137
Paul Ritchken, Options:Theory, Strategy and Applications, Scott&Foresman Company, London,
1997, s. 236.
138
Özharar, vd., s. 96.
108
düşük fiyattan satmak zarara neden olmaktadır. Opsiyon kullanım fiyatının, opsiyonun
cari fiyatına göre değeri; opsiyonun kâr-zarar durumunu göstermektedir139.
C. RMD ile Risk Yönetimi
Son yıllarda bilişim teknolojisi alanında ortaya çıkan hızlı gelişmeler piyasa
riskinin ölçülmesine yardımcı olacak yeni risk ölçüm yöntemlerini de beraberinde
getirmiştir. Bunların en çok kabul göreni RMD modelidir. 1990’ların ilk yarısından sonra
piyasa riski açısından bir endüstri standartı haline gelen RMD, en genel tanımı ile alım
satım portföyünün maruz olduğu piyasa riskinin olasılığını açıklayan bir risk hesaplama
yöntemidir140. Jorion’a göre RMD; belli bir güven aralığında ve belli bir dönemde,
normal piyasa koşulları altında, beklenen en kötü zararı ölçmektedir. Bir bankanın
yatırım portfyönün %99 güven aralığında günlük RMD tutarının 1 milyon USD olması
durumunda; normal piyasa koşullarında kullanılan dönemin sadece %1’inde günlük zarar
1 milyon USD’yi geçebilmektedir. Yani, 100 günlük bir dönemde sadece 1 gün, 1 milyon
USD ya da üzeri zarar söz konusu olabilmektedir141.
RMD belirli bir zaman aralığında ve belirli bir güven düzeyinde ortaya çıkması
beklenen kayıp olarak tanımlanmaktadır. RMD analizinin bu kadar yaygınlaşmasının en
önemli nedenleri; tek bir sonuç ile tüm portföyün riskinin söylenebilmesi ve bu sonucun
bankaların piyasa riskleri karşısında tutmaları gereken en az sermayenin hesaplanmasında
temel oluşturmasıdır142. En yaygın olarak bilinen yöntem, JP Morgan tarafından
geliştirilen ve RMD ölçütünü kullanan Riskmetrics’tir143. RMD likit ve belirli
dönemlerde piyasa değeri bulunan tüm portföylere uygulanabilmektedir. Likit olmayan
portföylerde RMD’in uygulanamamasındaki temel neden; bu tür portföylerin piyasa
değerinin veri eksikliği nedeniyle belirli bir dönem için ölçülememesidir144.
139
Mustafa K. Yıldırım, Hisse Senedi Opsiyonları ve İMKB Uygulanabilirliği, İMKB Yayınları, 1998,
İstanbul, s. 79.
140
Akan, s. 62.
141
Philippe Jorion, Value at Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, Singapore, 2002, s. 86.
142
Barry Schachter, “An Irrelevant Guide to Value at Risk”, Risks and Rewards, Vol:12, June, 1998, s.
17.
143
Evren Bolgün ve Serhan Çokaklı, Vadeli Türev Pozisyonlarında Riske Maruz Değer Modeli ile Risk
Limitlemesi, İş Yatırım Yayınları, İstanbul, 2007, s. 284.
144
Akan, s. 63.
109
1. Finansal Zaman Serileri ve Temel Özellikleri
Finansal zaman serileri genellikle makro ekonomik zaman serilerine göre yüksek
frekansta veri erişiminin olanaklı olduğu seriler olup, yüksek frekanslı finansal zaman
serilerinin uzun hafıza (birbirlerinden uzakta olan gözlemlerin istatistiksel olarak anlamlı
bağlanımı) özelliği taşıdığı gözlemlenmiştir. Finansal zaman serilerinin farklılık gösteren
diğer bir özelliği ise oynaklıklarının zaman içerisinde değişmesidir145.
Klasik zaman serilerinde genelde normal dağılım kullanılmakta iken, finansal
zaman serilerinde oynaklık düzeyinin yüksek olması ve uç değerli sapma sayısının fazla
olması nedeniyle normal dağılım yanıltıcı sonuçlar verebilmektedir. Finansal zaman
serilerinde normal dağılım varsayımı altında yapılan analizlerde sivri dağılımlı ve kalın
kuyruklu bir yapı görülebilmektedir.
Finansal zaman serilerilerinde oynaklık eşit şekilde dağılmamakta ve belirli
dönemlerde toplanmaktadır. Bu durumda oynaklıklığın bugünkü düzeyi ile sonraki
dönemdeki düzeyi arasında pozitif bir korelasyon olmaktadır146. Böylece finansal zaman
serilerin getiri oranlarının birbirinden bağımsız olduğunu söylemek yanıltıcıdır.
Yüksek sıklıktaki finansal zaman serisinde daha geniş aralıkların kullanılması seri
bağıntısının etkisini azaltırken, diğer yandan kullanılabilecek verilerin azalması nedeniyle
örnekleme hatası olasılığını artırmaktadır. Diğer bir ifadeyle yüksek frekanslı veri
kullanımı sonuçların doğruluğunu artırırken, veri setinin bağıntısının artması nedeniyle
model sonuçlarına olan güvenirliliği azaltmaktadır.
Finansal zaman serilerinde, klasik zaman serisinden farklı olarak iyi haber ve kötü
haberin etkisi farklı olmaktadır. Bu durumda finansal zaman serilerindeki negatif ve
145
Kevser Öztürk, “Döviz Kuru Oynaklığı ve Döviz Kuru Oynaklığının Faiz Oranı Oynaklığı ile Olan
İlişkisi: Türkiye Örneği”, TCMB Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, Nisan,
2010, s. 56.
146
Chris Brooks, Introductary Econometrics For Finance, Cambridge University Press, Cambridge,
2002, s. 437.
110
pozitif şoklar kaldıraç etkisi yardımıyla ayrıştırılarak ölçülebilmektedir147.
Finansal
zaman serilerinin temel istatistik özellikleri; geniş dağılımlara sahip olmaları, oynaklığın
zaman içerisinde değişimi, getiri oynaklığının zaman içerisinde otokorelasyon göstermesi
ve yüksek oynaklık dönemlerinde asimetrik özelliğinin ortaya çıkması olarak
sıralanabilir148.
a. Finansal Zaman Serilerine İlişkin Tanımlayıcı İstatistikler
Finansal risk analizi kapsamında belirleyici olarak kullanılan tanımlayıcı
istatistikler; en küçük-en büyük değerler, çarpıklık ve basıklık değerleri, varyans ve
standart sapmadır. Özellikle çarpıklık ve basıklık değerleri, serilerin asimetri ve kuyruk
yapılarının incelenmesinde; standart sapma değeri ise oynaklık düzeyinin belirlenmesinde
önemlidir. Varyans ve standart sapma değerleri, finansal zaman serilerindeki oynaklık
düzeyini göstermektedir. Anakütle standart sapması (σ) varyansın kareköküdür. Standart
sapma ile seri gözlemlerinin kendi ortalamasından ne kadar uzaklaştığı belirlenmektedir.
Finansal zaman serilerinde oynaklık düzeyi için genel olarak, standart sapma değeri
dikkate alınmaktadır149.
n
σ2 =
∑ (X
i
− X) 2
i=1
N
Ana kütlenin standart sapması, ana kütleyi oluşturan birimlerin ortalama
etrafındaki dağılımını vermektedir. Gözlemler ana kütleye yaklaştıkça, standart sapma
147
Harris Ray ve Robert Sollis, Applied Time Series Modelling and Forecasting, John Wiley&Sons,
London, 2003, s. 233.
148
Atilla Çifter, “Risk Yönetiminde (Skewed) Student-t ve GED Dağılımları ile Asimetrik ve (Kısmi)
Entegre GARCH Modelleri: Eurobond Üzerine Bir Uygulama”, VIII. Ulusal Finans Sempozyumu,
İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2004, s. 75.
149
Ray ve Sollis, s. 235.
111
azalır ve s değeri ile gösterilir150. Ana kütlenin standart sapması aşağıdaki formül
yardımıyla hesaplanmaktadır;
n
σ=
∑ (X
i =1
i
− X)2
N
Xi = i’ninci değişkenin değeri,
X = Değişkenin ortalaması,
N = Değişken sayısını göstermektedir.
Anakütle varyansının bilinmediği durumda, normal dağılım referans olarak
kullanılmamalıdır. Bu nedenle, formülde σ yerine s kullanılabilir. Hesaplanan s, toplam
gözlem sayısının bir eksiğine bölündüğü için örneklemdeki sapma daha büyük olacaktır.
s2 =
Σ(Xi -X) 2
N-1
Σ(X i -X) 2
s=
N-1
Varyans; serideki elemanların aritmetik ortalamadan sapmalarının karesi
toplamının, örnek sayısının bir eksiğine bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Standart sapma,
varyansın kareköküdür ve oynaklık olarak da kabul edilmektedir. Serideki en büyük ve
en küçük değerler arasındaki farkın çok olması, o varlıktaki oynaklığın yüksek olduğunu
göstermektedir151.
Normal dağılım fonksiyonunun, ağırlığın merkezde olduğu ve kuyruklarda sıfıra
doğru azalan çan şeklinde bir görüntüsü bulunmaktadır. Normal dağılımda ortalama, mod
ve medyan birbirine eşittir. Deneysel hatalar yüzünden tekrar edilen ölçümler arasındaki
fark; genellikle merkezi bir değerin çevresinde çan eğrisi şeklinde simetrik ve küçük
150
Mahir Nakip, Pazarlama Araştırmaları, Teknikler ve (SPSS) Destekli Uygulamalar, Seçkin
Kitabevi, Ankara, 2003, s. 112.
151
Paul Newbold, İşletme ve İktisat için İstatistik, (çev. Ümit Şenesen), Literatür Yayıncılık, İstanbul,
1995, s. 10.
112
sapmaların büyük sapmalardan daha çok olduğu bir şekilde dağılmaktadır. Bu tür olasılık
dağılımına, normal dağılım denilmektedir. Normal dağılımın ortaması X ve varyansı σ2
‘dir152. Ortalama konum, varyans ise yayılma hakkında bilgi vermektedir153.
Çarpıklık ve basıklık değerleri, dağılımın simetri ve kuyruk yapıları hakkında
bilgi vermekte ve normal dağılımdan ne yönde farklılaştığını göstermektedir 154. Normal
dağılım için asimetri ölçüsünün (skewness değerinin) 0 olması, basıklık değerinin
(kurtosis) ise 3 olması gerekmektedir. Buna göre ±∞ arasında değerler alabilen bir sürekli
değişkenin, olasılık dağılımının çarpıklığı şu şekilde hesaplanmaktadır155:
1 n Χ −Χ
S= ∑  i
n i =1  S 
3
Çarpıklık katsayısı sıfırdan büyük olduğunda, yani pozitif (+) değer aldığında seri
sağa çarpıktır. Sağa çarpık serilerde ortalamadan düşük değerlerin sayısı, ortalamadan
büyük değerlerin sayısından daha fazladır. Çarpıklık katsayısı sıfırdan küçük olduğunda,
yani negatif (-) değer aldığında seri sola çarpıktır. Sola çarpık seride ise ortalamadan
büyük değerlerin sayısı, ortalamadan düşük değerlerin sayısından fazladır. Basıklık
ölçüsü olan kurtosis katsayısı ise şu şekilde hesaplanmaktadır:
1 n Χ −Χ
K= ∑  i

n i =1  S 
4
Serinin basıklık katsayısı 3’ten büyük olduğunda sivri (leptokurtic) seri, 3’den
küçük olduğunda basık (playkurtic) seri ve 3’e eşit olduğunda ise normal (mesokurtic)
seri olarak adlandırılmaktadır. Basıklık, serinin değerlerinde her iki uçtaki değerlere göre
ortalama etrafında nasıl bir toplanma olduğunu göstermektedir. Buna göre sivri serilerde
değerlerin daha çok ortalama değer etrafında toplandıkları, basık serilerde ise değerlerin
ortalama etrafında çok fazla yoğunlaşmadığı ve her iki uca doğru yayılma gösterdikleri
152
David Vose, Risk Analysis: A Quantitative Guide, 2nd Edition, McGraw Hill, London, 2000, s. 124.
Mert Ural, Yatırım Fonlarının Performans ve Risk Analizi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2010, s. 84.
154
Kevin Dowd, An Introduction to Market Risk Measurement, John Wiley&Sons, West Sussex, 2002,
s. 43.
155
Glyn A. Holton, Value at Risk: Theory and Practice, Elsevier Publishing, New York, 2003, ss. 110111.
153
113
anlaşılmaktadır. Normal dağılım yoğunluk fonksiyonunda ortalamanın olduğu değerde,
normal dağılım eğrisi maksimum yüksekliğe ulaşmaktadır. Sürekli rassal değişkenlerin
normal dağılıp dağılmadığına, çarpıklık ve basıklık değerlerine göre karar vermenin
yanısıra Jarque-Bera (JB) test sonuçlarına bakılarak da karar verilebilir. Jarque-Bera test
istatistiği şu şekilde hesaplanmaktadır156:
n-m  2 ( K-3)
JB =
S +
6 
4
2




n = Gözlem sayısı
m = Serinin oluşturulmasında öngörümlenen katsayıların sayısı
S = Çarpıklık değeri
K = Basıklık değeri
Jarque-Bera test istatistiği 2 serbestlik derecesinde ki-kare dağılımına sahiptir.
Sıfır hipotezi normal dağılım olduğunu varsaymaktadır.
Asimetri için;
H0 : S = 0 Serinin dağılımı simetriktir.
H1 : S ≠ 0 Serinin dağılımı simetrik değildir.
Basıklık için;
H0 : K = 4 (a −3) = 0 Serinin basıklığı normal dağılıma uygundur.
H1 : K = 4 (a −3) ≠ 0 Serinin basıklığı normal dağılıma uygun değildir.
Normal dağılımda çarpıklığın 0, basıklığın 3 olduğu hatırlanırsa; formülde
görüldügü gibi normal dağılımın olması durumunda, Jarque-Bera test değerinin 0 çıkması
gerekmektedir. Dolayısıyla düşük Jarque-Bera değeri ve belirlenen anlamlılık düzeyine
göre yüksek olasılık değeri, sıfır hipotezinin red edilemediğini yani; serinin normal
156
Quantitive Micro Software, Eviews 4 User’s Guide, New York, 2002, s. 153.
114
dağılım gösterdiğini ifade etmektedir. Yüksek Jarque-Bera değeri ve belirlenen anlamlılık
düzeyine göre düşük olasılık değeri; H0 hipotezinin red edilmesi gerektiğini, yani serinin
normal dağılım göstermediğini ortaya koymaktadır.
b. Finansal Zaman Serisinin Dağılımı
Tüm dağılımların belirli bir örnek sayısından sonra normal dağılıma yakınsaması
nedeniyle, finansal varlık getirilerine ilişkin risk analizlerinin çoğu normal dağılım
varsayımı
altında
yapılmaktadır.
Ancak finansal
piyasalarda
sıklıkla
yaşanan
dalgalanmalar, finansal varlıkların getirilerinde asimetrik yapı ve kalın kuyruk sorununa
yol açmaktadır. Finansal piyasalarda zaman serilerinin genelde taşıdığı aşırı basıklık ve
kalın kuyruk özellikleri nedeni ile tutarlı sonuçlar elde edebilmek için normal dağılım
dışında diğer dağılımların incelenmesi gerekmektedir157. Finansal varlık getiri serileri için
normal dağılım varsayımıyla gerçekleştirilen risk analizleri, hatalı yorumlara neden
olabilmektedir. Daha tutarlı sonuçlar elde etmek için söz konusu serilerin Student-t (ST),
çarpık Student-t (skewed Student-t, S-ST) ve Genelleştirilmiş Hata Dağılımı (Generalized
Error
Distribution–GED)
gibi
diğer
olasılık
dağılımları
ile
analiz
edilmesi
gerekmektedir158.
ST dağılımı varyansın bilinmediği durumlarda, belli bir büyüklükte alınan
örneklem için olanaklı olabilecek tüm t değerlerinin örneklem dağılımıdır. Her serbestlik
derecesi ve örnek sayısı için farklı bir t dağılımı vardır. Serbestlik derecesi arttıkça
normal dağılıma yaklaşılır159. ST dağılımı, normal dağılıma benzer şekilde simetrik bir
dağılımdır ve bu dağılımı tanımlayan parametre, serbestlik derecesidir. ST dağılımının
şekli standart normal dağılıma benzer ancak daha yayvan ve kuyrukları daha uzundur.
157
Ebru Çağlayan ve Tuğba Dayıoğlu, “Döviz Kuru Getiri Volatilitesinin Değişen Varyans Modelleri ile
Öngörüsü” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi, Sayı:9, 2009, ss. 116.
158
Sebastien Laurent ve Jean P. Peters, “A Tutorial for GARCH 2.3: A Complete Ox Package for
Estimating and Forecasting ARCH Models”, Oxmetrics G@RCH 6.0 Help, (http://www.garch.org),
April, 2002, s. 36.
159
Kalu O. Emenike, “Modelling Stock Returns Volatility In Nigeria Using GARCH Models”, University
of Nigeria MPRA Papers, Department of Banking and Finance, No: 23432, July, 2010, ss. 43-65.
115
Serbestlik derecesi arttıkça şekli de normal dağılıma yaklaşmaktadır. Seçilen serbestlik
derecesine göre, kuyruk kalınlıkları ve basıklık değerleri değişmektedir160.
Örneklem büyüklüğü sonsuz ise ST dağılımı normal dağılıma eşittir. Yığın
varyansı bilinmiyorsa, ki çoğunlukla böyledir, normal dağılım kullanılmamalıdır. Bu
nedenle σ yerine s’yi yerleştirip t dağılımı kullanılabilir161. Küçük örnek çapları için
yığın varyansı bilinmiyorken yığın ortalamasına ilişkin yokluk hipotezlerinin test
edilmesinde n-1 serbestlik dereceli t dağılımından yararlanılır. Bu test istatistiği, çekilen
örneğin normal dağılıma sahip bir yığından geldiği varsayımına dayanmaktadır. Eğer,
örneğin geldiği yığın çarpık (asimetrik) bir dağılıma sahipse, yığın ortalamasına ilişkin
hipotezin testinde elde edilen testin gücü önemli miktarlarda azalacaktır.
S-ST
dağılımı,
koşullu
dağılım
içerisinde
sadece
sivri
davranışlar
sergilenmediğini ve çarpıklığın da dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir162. S-ST
dağılımında kuyruk kalınlığını belirten serbestlik derecesinin 2’den büyük ve asimetri
katsayının 0’dan büyük olması gerekmektedir. Söz konusu dağılımda yer alan asimetri
katsayısı 0 olduğunda, S-ST dağılımı ST dağılımına ve ayrıca kuyruk kalınlığını
belirleyen serbestlik derecesi sonsuz olduğunda S-ST dağılımı normal dağılıma
dönüşmektedir163. Asimetri katsayısı (γ), negatif (pozitif) ise dağılım sola (sağa) çarpık
olmaktadır164.
GED ve ST dağılımları kalın kuyruk dağılımlar olmakla beraber, simetrik
olduğundan finansal varlık getiri serilerinin modellenmesinde gerçek sonuçlara
ulaşılamamaktadır. Bu nedenle asimetri ve kalın kuyruk yapısını dikkate alan S-ST
dağılımı kullanılmaktadır. Bu dağılımın avantajı, asimetrikliğin ve kalın kuyruk
özelliğinin birlikte ele alınmasıdır.
160
Taş ve İltüzer, s. 80.
Vose, ss. 127-128.
162
Eric Jondeau ve Michael Rockinger, “Conditional Dependency of Financial Series” The CopulaGARCH Model, December, 2002, s. 9.
163
Mert Ural ve Türker Adakale, “Bireysel Emeklilik Fonlarında Risk Yönetimi ve Riske Maruz Değer
Analizi”, Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt:9, Sayı:4, 2009, s. 23.
164
Ural ve Adakale, ss. 20-25.
161
116
Kalın kuyruk özelliğini içermesine karşın, asimetri etkisini dikkate almaması
nedeniyle; ST dağılımı, asimetrinin söz konusu olduğu modeller için uygun dağılım
olmamaktadır. GED ise, ST dağılımı gibi simetrik bir dağılımdır. Kalın kuyruk sorunu
ST dağılımı ile çözülemeyebilir. GED normal dağılım koşulunu sağlamayan kalın kuyruk
özelliği içeren modeller için kullanılmaktadır. GED dağılım fonksiyonunda serbestlik
derecesinin 2 olması durumunda normal dağılım, 2’den yüksek olması durumunda ince
kuyruk özelliği ve
2’den düşük olması durumunda kalın kuyruk özelliği söz
konusudur165.
c. Finansal Zaman Serilerinde Durağanlık
Otoregresif süreç (AR); bir zaman serisinin herhangi bir gözlem değerini, serinin
geçmişteki gözlem değerleri ile hata terimi arasında ilişki kuran bir bileşimi olarak ifade
etmektedir. Bu modellerde serinin geçmiş dönem değerleri kullanılarak, gelecekte alacağı
değerler ile ilgili bilgi edinmek olanaklıdır. Bu ifade Yt serisinin bugünkü değerini,
gecikmeli değerleri ile açıklayan bir regresyon denklemidir. εt 0 ortalama ve σ2t sabit
varyans özelliği taşımaktadır166.
Yt =δ+j1Yt-1 +j2 Yt-2 +....+jp Yt-p +ε t
Hareketli ortalama sürecinde (MA), Yt’nin değeri tesadüfi değişkenler olan hata
terimlerinin şimdiki değeri ve geçmiş dönemlerdeki değerlerinin ağırlıklı ortalaması
olarak ifade edilir. MA(q) süreci, tanım gereği hata teriminin ortalaması durağan olduğu
için MA süreçlerinin tümü durağandır167. εt'ler 0 ortalama ve sabit varyansla
korelasyonsuzdurlar. Otokorelasyon katsayılarının 0’a yaklaşması bir durağanlık
göstergesidir.
Yt =µ+ε t +θ1ε t-1 +θ 2ε t-2 +...+θ q ε t-q
165
Emenike, s. 65.
Ruey T. Tsay, Analysis of Financial Time Series, John Wiley&Sons, USA, 2002, s. 29.
167
Işıl Akgül, Zaman Serilerinin Analizi ve ARIMA Modelleri, Der Yayınları, İstanbul 2003, s. 67.
166
117
AR(p,q) süreci; AR(p) ve MA(q) koşullarını birleştirmektedir. ARMA süreci
durağan olduğunda, sabit bir ortalamaya sahip olacaktır168. AR, MA, ARMA süreçleri
durağan serilere uygulanan süreçlerdir. Ancak gerçek hayatta her zaman durağan serilerle
karşılaşılmamaktadır. Durağan olmayan bir zaman serisi uygun dereceden farkı
alındığında, durağan hale getirilebilir.
Yt =δ+j1Yt-1 +..jp Yt-p +ε t +θ1ε t-1 +..θ q ε t-q
Durağan olmayıp, fark alma işlemi sonucunda durağan hale getirilmiş olan
serilere uygulanan modellere; entegre otoregresif hareketli ortalama modelleri denilmekte
ve ARIMA(p,d,q) ile gösterilmektedir. p otoregresif sürecin derecesini, q hareketli
ortalama sürecinin derecesini gösterirken; d ise serinin kaçıncı dereceden farkının
alınarak, serinin durağan hale geldiğini ifade etmektedir.
Box-Jenkins yaklaşımı zaman serilerinin durağan olduğunu varsaymaktadır.
Ancak durağan olmaması durumunda, serilerin bir ya da daha fazla kere farkı alınması
gerekmekte ve durağanlaştırma sağlandıktan sonra ARMA yapısı oluşturulmaktadır.
Zaman serilerinin durağan olması ile ifade edilen; zaman içerisinde varyansın ve
ortalamanın sabit olmasıdır. Ayrıca bir zaman serisinin durağan olması, gecikmeli iki
dönem arasındaki değişkenlerin kovaryansının zamana değil, değişkenler arasındaki
gecikmelere bağlı olması ile tanımlanabilir169. Yani bir zaman serisi durağan ise;
ortalaması, varyansı ve kovaryansı zaman içerisinde değişmemektedir.
Zaman serisi ancak durağan yapılı modellerde tutarlı sonuçlar vermektedir. Bu
nedenle durağan dışı zaman serilerini, durağan hale dönüştüren zaman serilerine
gereksinim duyulmaktadır. Ancak zaman serilerinin durağan hale getirilmesi, serinin
yapısının stokastik ya da deterministik olmasına göre farklılaşmaktadır. Zaman serisine
yapılacak doğrusal trend eki ile, yani trendsizleştirme sonucunda eğer seri durağan hale
geliyorsa; bu zaman serisi deterministik bir trende sahip olmaktadır. Ancak, doğrusal
trend zaman serisini durağan hale getirmiyorsa; bu durumda fark alınarak zaman serisi
168
169
Akgül, s. 93.
Damodar N. Gujarati, Basic Econometrics, 2nd Edition, Prentice Hall, London, 2001, ss. 713-726.
118
durağan hale getirileceğinden stokastik bir trend geçerli olmaktadır170. Regresyonun
gerçek bir ilişkiyi mi yoksa sahte bir ilişkiyi mi ifade ettiği, zaman serilerinin durağan
olup olmamasıyla yakından ilgilidir171.
Serilerin durağan hale getirilebilmesi için serinin değerlerinin logaritmik
dönüşümü gerekmektedir. Eğer dönüşümlerle durağanlık sağlanamıyorsa serinin kendi
değerlerinin ya da yapılmış olan dönüşüm değerlerinin farklarının alınması yöntemiyle
durağanlık sağlanmaya çalışılır. Seride ilk farkların alınması
I(1)
ile durağanlık
sağlanmışsa buna birinci dereceden bütünleşik (durağan olmayan) seri denilmektedir.
Seride ilk farkların alınmasıyla durağanlık sağlanamamışsa, ikinci farkların alınması I(2)
yoluna gidilmektedir. İkinci farkların alınmasıyla da durağanlık sağlanamadıysa üçüncü,
dördüncü gibi farklar alınarak seride durağanlık sağlanmaya çalışılır. k kadar farkın
alınması ile durağanlık sağlanıyorsa serinin k. dereceden bütünleşik olduğu söylenebilir.
Durağanlık ve birim kök belirlemesi için kullanılan en sık yöntemler Dickey
Fuller (DF) ve Augemented Dickey Fuller (ADF) testleridir. Finasal zaman serilerinde
durağanlık; ARCH (Otoregresif Koşullu Değişen Varyans) ve GARCH modellerinin
durağan olup olmadıklarının incelenmesiyle bulunmaktadır. Finansal zaman serilerinde
gözlem sayısının fazlalığı nedeniyle yüksek frekanslı serilerle çalışılmakta, ADF gibi
klasik durağanlık testleri kullanmamaktadır. ARCH-GARCH ve türevi yöntemlerin
sağlamaları gereken kendi durağanlık kısıtları bulunmaktadır.
d. Tanısal Analizler
Çalışılan zaman serisi modellendikten sonra bazı kontrol testleri yapılarak,
modelin uygunluğu kanıtlanmalıdır. Çalışmada ARCH-LM testi, otokorelasyon testi, ve
gecikme sayısı seçim ölçütleri; modelin uygunluğu için kullanılan testlerdendir.
170
171
Walter Enders, Applied Econometrics Time Series, John Wiley&Sons, London, 1995, ss. 155-195.
Gujarati, s. 709.
119
(1) ARCH LM Testi
Klasik zaman serisi varsayımlarından biri, hata teriminin varyansının sabit olduğu
ve zaman içerisinde değişmediğidir. Bu şekilde zaman içerisinde değişmeyen seri, sabit
varyanslıdır. Varsayımın yerine getirilmemesi durumunda ise, serinin değişen varyanslı
olduğu kabul edilmektedir172. ARCH modeli kurulmadan önce ARCH etkisinin varlığı
araştırılmalıdır. Test için modele ilişkin hata terimlerinin kareleri elde edilir. Elde edilen
hata terimleri kareleri için en uygun gecikmeli AR modeli kurularak yardımcı regresyon
denklemi oluşturulur:
ε 2 t =α 0 + α1ε 2 t-1 + α 2 ε 2 t-2 + .... + α 2 ε 2 t-2
Hipotezler şöyledir;
H0: α1 = α2 = ...... = αq = 0
H1: α1  α2 ...... αq 0
Boş hipotez modelde ARCH etkisi olmadığını göstermektedir. Boş hipotezin
reddedilmesi ARCH etkisinin varlığını göstermektedir. Test istatistiği;
LM = (T-q)R2
formülü ile elde edilmektedir173. T çalışmada kullanılan gözlem değerini, q AR modeli
için uygun gecikme değerini ve R2 yardımcı regresyon modelinden elde edilen belirleme
katsayısını göstermek üzere; LM istatistiği, ki-kare kritik değeri ile karşılaştırılmaktadır.
Hesap değerinin kritik değeri aşması durumunda, sıfır hipotezi reddedilerek hata
terimlerinde ARCH etkisi vardır sonucuna varılmaktadır. Buna dayanarak ortalama
denklemi ile koşullu varyans denklemi birlikte, ARCH yöntemi kullanılarak
çözümlenmektedir.
172
173
Gujarati, ss. 436-437.
Tsay, s. 136.
120
(2) Otokorelasyon Testi
Otokorelasyon zaman serisinin bazı değerleri ve gecikmeli değerleri arasındaki
ilişkinin boyutunu belirlemektedir. Klasik zaman serisi varsayımlardan bir diğeri hata
terimlerinin birbirinden bağımsız olduğu varsayımıdır. Bu durum otokorelasyon olarak
adlandırılmaktadır. Otokorelasyon katsayısı serinin yt dönemindeki değerinin bir önceki
dönem değeri olan yt-1 değeriyle, ya da iki dönem önceki değeri olan yt-2 değeri ile, ya da
k dönem önceki değeri olan yt-k değeri ile aralarında olan ilişkinin gücünü
göstermektedir174. Bir zaman serisinin geçmiş dönem değerlerinin birbirinden bağımsız
olması yani serinin değerleri arasında otokorelasyonun olmaması serinin durağanlığını
göstermektedir175. Serinin değerleri arasındaki otokorelasyon katsayılarının 0 olup
olmadığına ilişkin hipotez şöyledir:
H0 = Seride otokorelasyon yoktur
H1 = Seride otokorelasyon vardır
Otokorelasyon katsayılarının 0’dan anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığı
hipotezini test etmek için Box ve Pierce tarafından geliştirilen ve ki-kare testine dayanan
Q istatistiği kullanılabilir. Q istatistiğinin modelin hataları arasındaki otokorelasyonun
testinde daha doğru sonuçlar verdiği bilinmektedir. Q istatistiğinin test değeri şöyledir176:
k
Q = n ∑ p j2
j=i
n = Serinin veri sayısı
k = En çok kaydırılan dönem sayısı
pj = Örnek otokorelasyon katsayıları
174
Akgül, s. 13.
Neyran Orhunbilge, Zaman Serileri Analizi Tahmin ve Fiyat Endeksleri , Avcıol Basım Yayın, Tunç
Matbaacılık, İstanbul, 1999, s. 137.
176
Orhunbilge, s. 143.
175
121
Q istatistiği değerinin hesaplanması, Ljung ve Box tarafından geliştirilme
amacıyla
değiştirilmiş
ve
birçok
paket
program
tarafından
Q
istatistiğinin
hesaplanmasında Ljung ve Box’ın geliştirdiği Q istatistiği formülü kullanılmaktadır.
Buna göre; Ljung ve Box’ın Q istatistiği şu şekilde gösterilmektedir:
k
p j2
j=i
n-j
Q = n(n+2)∑
n = Serinin veri sayısı
pj = Örnek otokorelasyon katsayısı
k = En çok kaydırılan dönem sayısı
J =
Hesaplanan otokorelasyon katsayısı sayısı
Q istatistiği gecikme sayısı serbestlik derecesinde ve esas alınan güven aralığında
ki kare değerinden küçük ise H1 hipotezi red edilmekte ve otokorelasyonun olmadığına
karar verilmektedir. Aksi takdirde otokorelasyonun olduğuna, hata terimlerinin durağan
olmadığına karar verilmektedir177.
(3) Gecikme Uzunluklarının Belirlenmesi
Bu modellerin uygulamasında gerekli olan parametrelerinin ilk önce istatiksel
olarak anlamlı olup olmadığı araştırılmalıdır. Parametreleri anlamlı olmayan model
yorumlarına yer verilmemesi gerekmektedir. Ayrıca asimetrik ve simetrik GARCH
modellerinde
durağanlık
koşulu
birtakım
parametrelerin
kısıtları
sonucu
gerçekleşebilmektedir. Bunun yanında söz konusu modellerin anlamlı olabilmesi için bu
parametrelerin belirli değerleri alması gerekmektedir. Parametreleri istatistiki olarak
177
Chandan Mukherjee ve diğerleri, Econometrics and Data Analysis for Devoloping Countries,
Routledge, London, 1998, s. 351.
122
anlamlı olanlar içerisinde doğru modelin oluşturulabilmesi için, optimal gecikme
uzunluğunun bulunması gereklidir. Bunun için Akaike Bilgi Ölçütü (AIC) ve Schwarz
Ölçütü (SC) kullanılanabilir178.
En düşük bilgi ölçütünü sağlayan (mutlak değer olarak en yüksek ölçütü sağlayan)
model en uygun modeldir. Log-Olabilirlik fonksiyonlarının en yüksek olması
gerekmektedir. En düşük bilgi ölçütü ve en yüksek log-olabilirlik fonksiyonunu veren
model en iyi model olarak ele alınmaktadır.
AIC : T ln (hataların karelerinin toplamı)+ 2n
SC : T ln (hataların karelerinin toplamı)+ n.ln(T)
Burada;
T : Kullanılabilir gözlem sayısı,
n : Bağımsız değişkenlerin sayısıdır.
n burada öngörümlenen parametre sayısı, T ise kullanılabilir gözlem sayısı olarak
ifade edilir. Ln(T), 2’den büyükse SC, AIC’den daha büyük değer alacaktır. En iyi
model, en düşük AIC ya da SC değerlerine sahip modeldir. Modeller arasında AIC ve SC
değerlerinden en düşük olan, yani mutlak değer olarak en yüksek olan model
seçilmektedir. AIC ve SC ölçütleri karşılaştırıldığında görülmektedir ki, SC ölçütü ile
seçilmiş bir modelin derecesi genellikle AIC ile seçilmiş bir modelin derecesinden daha
küçüktür179. Ayrıca modele eklenecek yeni bir açıklayıcı değişkenin açıklayıcılık gücü ne
kadar düşük ise, modelin AIC ve SC değerleri yükselmektedir180.
178
Turhan Korkmaz ve Kazım Aydın, “Using EWMA and Garch Methods in VaR Calculations:
Application on ISE30 Index”, 6. ODTÜ Uluslararası Ekonomi Kongresi Bildiri Kitabı, Ankara, 2002,
ss. 1-58.
179
Philip H. Franses, Time Series Models for Business and Economic Forecasting, Cambridge
University Press, USA, 1998, s. 59.
180
Mehmet Genceli, Ekonometri ve İstatistik İlkeleri, 2. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2001, s. 89.
123
2. RMD Hesaplamasında Kullanılan Parametreler
RMD istatistiki olarak belirli bir güven aralığında, belirli bir süre için elde tutulan
finansal değerlerin, belirli bir olasılık dahilinde beklenen maksimum değer kaybını ifade
etmektedir. RMD hesaplaması, tek taraflı ve negatif yönlü güven aralığında ortalamadan
sapma olasılığına dayanmaktadır181. RMD hesabında kullanılan başlıca parametreler; elde
tutma
süresi,
örneklem
dönemi,
güven
aralığı,
korelasyon
ve
oynaklığın
belirlenmesidir182.
a. Elde Tutma Süresi
RMD esnek bir risk ölçüsüdür ve farklı süreler için hesaplanabilir. Süre genellikle
1 gün ile 1 ay arasında değişmektedir. Elde tutma süresi ile piyasa riski arasında doğru
orantı bulunmaktadır. Elde tutma süresi uzadıkça piyasa riski de artacaktır; yani beklenen
fiyat değişikliği de yüksek olacaktır. Süre uzadıkça beklenen fiyat değişikliği
artacağından, genel olarak elde tutma süresi günlük alınmaktadır.
Basel Komitesi’ne göre RMD hesabında elde tutma süresinin 10 iş günü ya da iki
hafta olması istenmektedir. Elde tutma süresi zamanın karekökü ile ilişkilendirilmekte ve
bu durum Geometrik Brownian hareketine dayandırılmaktadır. Elde tutma süresi RMD
hesaplamasına yansıtılırken, sürenin karekökü aşağıdaki gibi hesaplanmaktadır183:
1 günlük elde tutma süresi =
1
= 1
10 günlük elde tutma süresi = 10 = 3,1662278
21 günlük elde tutma süresi =
21 = 4,582576
181
John C. Hull, Introduction to Futures and Option Markets, 3rd Edition, Prentice Hall, New Jersey,
1998, s. 119.
182
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), “Piyasa Riski Ölçümleme Yöntemlerine İlişkin
Analiz”, BDDK Yayınları, Risk Yönetimi Dairesi, Nisan, 2010, s. 8.
183
Metin Aktaş, “Türkiye Piyasalarında Parametrik Riske Maruz Değer Modelinin Taşıdığı Riskler”,
Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:22, Afyon, 2008, s. 246.
124
b. Örneklem Dönemi
Örneklem dönemi, fiyat değişimlerinin gözleneceği ve buna bağlı oynaklık ve
korelasyon sayılarının elde edileceği dönemdir. Risk ölçüm modelinin fiyatlardaki
değişime duyarlı olması isteniyorsa, kısa bir dönem seçilmelidir. Basel Komitesi’nin
belirlediği en az örneklem dönemi bir yıl, yani 252 iş günü olmakta iken; JP Morgan,
RiskMetrics’de 250 iş gününü örneklem dönemi olarak kabul etmiştir. Bankaların fon
yönetimleri tarafından RMD’e dayalı bütün piyasa riski analizlerinde genellikle bir
günlük dönem kullanılmaktadır. Bankaların pozisyonları dinamik olarak günden güne
değiştiği için, bankaların daha uzun dönem kullanmaları uygun değildir.
c. Güven Aralığı
RMD’in güven aralığı %90 ile %99 arasında değişmektedir. Güven aralığı ne
kadar yüksek olursa, elde edilen RMD tutarı o kadar yüksek olacaktır. Basel
Komitesi’nin önerisi, %99 güven düzeyi ve tek taraflı güven aralığının kullanılmasıdır.
Riskmetrics yöntemi %95 güven aralığını kullanmaktadır184. RMD’lerin karşılaştırılması
için aynı güven aralıklarında hesaplanmış olması gerekmektedir.
Standart sapma için kullanılacak katsayı farklı güven aralıklarında, farklı değerler
almaktadır. Güven aralıklarının katsayı değerleri normal dağılım tablosundan
bulunmaktadır. RMD hesaplamalarında normal dağılım grafiğinin sadece sol tarafı, yani
sıfırdan küçük tarafı kullanılacağından aslında katsayılar negatif olmaktadır.
Piyasa riski için güven aralığı seçilirken, en kötü durumdaki zarar dikkate
alınmalıdır. Bazıları %99 gibi yüksek güven aralığını kullanmanın çok tutucu olacağını
iddia etmektedirler. Zaten çok yüksek güven sınırının güvenlik amacından çıkacağı
düşünülebilir çünkü zararların bu düzeyi geçme olasılığı oldukça düşüktür. Buna ek
olarak, kalın kuyruklu (normal dağılım eğrisinin uçlarının kalın olması) piyasa getirileri
için, yüksek güven aralıklı RMD’i modellemek zordur. RMD modelleri %95 güven
184
Alan J. Laubsch, Risk Management:A Practical Guide, Meyers Ltd., New Jersey, 1999, ss. 10-11.
125
aralığından
sonra
doğruluğunu
kaybetmeye
başlamakta
ve
%99’dan
sonra
kaybetmektedir. Belirli bir güven aralığından sonra stres testleri istatistik analizlerden
daha önemli olmaktadır185.
d. Korelasyonun Belirlenmesi
Riskin
ölçülmesi
için,
varlıklar
arasındaki
korelasyonun
belirlenmesi
gerekmektedir. RMD hesaplaması genelde birden fazla ya da farklı türdeki finansal ürün
için yapıldığından aralarındaki korelasyon oldukça önemlidir. Pek çok piyasa riski
hesaplayan yazılım, RMD hesaplamalarında genellikle sabit korelasyon varsayımını
kullanmaktadır. Fakat ekonometrik araştırmalar finansal varlıklarda korelasyonun sabit
olmadığını göstermektedir. RMD hesaplamalarını korelasyonun etkisinden arındırmak,
RMD tutarlarının normalden daha yüksek hesaplanmasına yol açmaktadır186.
Basel Komitesi’ne göre, sermaye zorunluluğunun belirlenmesinde kullanılacak
RMD hesabında bankalar; risk faktör grupları bazında hesaplanan RMD tutarlarının
aritmetik toplamını alarak tüm banka için sadece bir RMD hesaplayacaklardır. Ayrıca
herbir risk faktörü kategorisinde kullanılan korelasyon varsayımlarının geçerliliği
denetçi kurum tarafından incelenecektir. Bu durum RMD hesaplamalarını korelasyonun
etkilerinden arındırmakta, ancak normalden yüksek RMD’nin çıkmasına neden
olmaktadır187.
e. Oynaklık Öngörü Yönteminin Belirlenmesi
Oynaklık risk yönetiminde temel bir kavramdır. Bilindiği üzere finansal bir
varlığın riski, getirilerindeki oynaklıktan kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyişle, finansal
piyasalardaki risk kavramı, gerçekleşen getirinin beklenen değerden sapma olasılığını
ifade etmektedir. Yakın geçmişe kadar oynaklığı ölçmek için finansal varlık
fiyatlarındaki değişimlerinin standart sapması kullanılmıştır. Klasik standart sapma
185
Aktaş, s. 248.
Alexander Carol, Risk Management and Analysis, John Wiley &Sons, London, 1998, s. 169.
187
Bolgün ve Çokaklı, s. 394.
186
126
hesaplamalarında doğrusal zaman serisi yöntemi kullanılırken, varyansın zaman
içerisinde oynaklık göstermediği varsayılmaktadır188.
RMD hesaplamalarında oynaklık için standart sapmanın belirlenmesi bir diğer
önemli konudur. Çünkü standart sapma finansal çalımalarda riskin ölçüsü olmakla
birlikte aynı zamanda oynaklığın bir ölçüsü olarak da kullanılmaktadır189. Oynaklık
aslında incelenen varlık değerlerinin standart sapmasından oluşmaktadır ve RMD
hesaplamasında belirlenmesi gereken bir parametredir190.
Piyasa riskinin ölçülmesinde kullanılan bir çok RMD modelinde bir oynaklık
parametresi yer almaktadır191. Günümüzde, finansal değişkenler icin varyansın sabit
olduğu kabulu pek geçerli değildir. Modern finans kuramında risk ve belirsizliğin artan
önemi, zamanla değişen varyansın modellenmesine olanak sağlayan ekonometrik zaman
serilerinin gelişimini sağlamıştır. Günümüzde yüksek frekanslı finansal verilerin
kullanıldığı çalışmalar, doğrusal zaman serisi modelleri yerine, doğrusal olmayan farklı
oynaklık düzeylerinin belirlenmesine olanak tanıyan koşullu değişen varyans
modellerinin gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Değişen varyansı modellemede en başarılı
sonuçlar ARCH ve GARCH tipi modeller ile sağlanmaktadır.
3. Koşullu Değişen Varyans Modellerinin Türleri
Geleneksel ekonometri ve zaman serisi yöntemlerinin sabit varyans varsayımı,
finansal zaman serileri açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bir zaman serisinin
belli bir dönem boyunca aynı seyri izlemesinden sonra, seride dalgalanma yükselmekte
ve tekrar eski seyrine dönmektedir. Bu tür serilerin uzun dönem varyansı sabit iken,
188
Tülin Atakan, “İMKB’de Volatilitenin ARCH-GARCH Yöntemleri ile Modellenmesi”, İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Vol:24, 2006, ss. 48-62.
189
Hasan Şahin, Riske Maruz Değer Hesaplama Yöntemleri, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004, s. 19.
190
BDDK, s. 53.
191
Murat Mazıbaş, “İMKB Piyasasındaki Volatilitenin ve Asimetrik Fiyat Hareketlerinin Modellenmesi ve
Öngörülmesi: GARCH Uygulaması”, VIII. Ulusal Finans Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul, 2004, s.
27.
127
yüksek ya da aşırı dalgalanma dönemindeki varyansı değişmektedir. Bu serilere koşullu
değişen varyanslı seriler denilmektedir192.
Klasik finansal zaman serisi analizleri, hata teriminin ortalaması 0 ve varyansının
sabit olduğu varsayımını kabul etmektedir193. Bir finansal zaman serisinin t zamanındaki
değeri Pt olarak alınırsa, aynı serinin t zamanındaki getirisi şöyledir:
P 
y t = ln  t 
 Pt −1 
Bir finansal varlık getirisi aşağıdaki eşitlik ile ifade edilebilir:
yt = µ + εt
Getirilerin ortalamasının (µ) beklenen değeri 0’dır. t modelin rassal değişkenidir,
zamana göre otokorelasyon içerisinde değildir. εt serisi stokastik bir işlemdir ve εt = zt σt
şeklinde ifade edilmektedir. Burada zt bağımsız ve aynı dağılımlı rassal değişkenler
serisidir. Dağılımı, beklenen değer E(zt) = 0 ve varyans Var(zt) = 1 şeklindedir. Tanımı
itibarıyla εt seri ilişkili değildir ve ortalaması 0’dır. Ancak koşullu varyansı σt 2’ ye eşittir
ve bu nedenle zaman içerisinde değişebilir. Bu açıdan standart regresyon modellerindeki
sabit varyans yaklaşımından farklıdır. Koşullu varyans, bir model ve bir veri seti
verildiğinde; söz konusu değişkenin gerçek değeri hakkındaki belirsizliğin ölçüsüdür.
Finansal piyasalarda getirilerin zaman içerisinde birlikte hareket etmediği, ancak
birbirinden bağımsız da olmadığı bilinmektedir. Getiri serilerine bakıldığında büyük fiyat
değişimlerini büyük fiyat değişimlerinin, küçük fiyat değişimlerini ise küçük fiyat
değişimlerinin takip ettiği görülmektedir. Bu hareket, hata teriminin değişen varyansa
sahip olduğunun ve oynaklık kümelenmesinin varlığının bir göstergesi olarak kabul
192
Akın Kutlar, Ekonometrik Zaman Serileri Teori ve Uygulama, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000, ss.
105-111.
193
Burak Saltoğlu, A High Frequency Analysis of Financial Risk and Crisis: An Emprical Study on
Turkish Financial Management, Yaylım Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 27.
128
edilmektedir. Bu durumda sabit varyans varsayımı altında kurulan modellerin, finansal
zaman serilerinin modellenmesi için kullanılması uygun olmamaktadır.
ARCH ve GARCH modelleri gibi doğrusal olmayan finansal modeller, finansal
zaman serileri analizlerinde oynaklık öngörümlemesi yapan önemli araçlardır194. Bu
yüzden varyansı değişen ve oynaklığın ölçülmesinde kullanılan ARCH, GARCH ve
türevi modeller ile elde edilen oynaklık hesaplamaları daha tutarlı sonuçlar vermektedir.
ARCH modelleri hata terimindeki zamanla değişen varyansı çözülmesi gereken bir sorun
olarak değil zaman serisinin modellenmesi gereken bir varyansı gibi kabul etmekte,
böylelikle ekonomik verilerin oynaklığını araştırmak için uygun bir yol sağlamaktadır195.
a. Simetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri
Geleneksel ekonometrik modeller otokorelasyonun bir zaman serisi, değişen
varyansın ise bir yatay-kesit verisi sorunu olduğunu varsaymaktadır. Finansal zaman
serilerinde sabit varyansın çoğu durumda geçerli olmaması analizlerde değişen varyans
analizinin kullanımını gerekli kılmaktadır. Simetrik koşullu değişen varyans yöntemleri,
piyasaya etki eden iyi ve kötü haberlerin oynaklık üzerindeki etkisinin aynı olduğunu kabul
etmektedir ve asimetriklik etkisini dikkate almamaktadır.
(1) Otoregresif Koşullu DeğişenVaryans (ARCH) Yöntemi
Engle (1982) tarafından geliştirilen ARCH modelinin temel olarak, cari dönem
getiri varyansını, geçen p dönemin varyanslarının bir fonksiyonu olarak modele dahil
etmesine dayanmaktadır196. Bu durumda p dönem kadar önce yaşanan bir şok, bu
dönemin varyansı üzerinde artırıcı bir etki yaratmaktadır197.
194
Brooks C., s. 439.
Öztürk, s. 59.
196
Robert F. Engle, “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity with Estimates of the Variance of
U.K. Inflation”, Econometrica, Vol:50, 1982, ss. 987-1007.
197
Tim Bollerslev, “Glossary to ARCH (GARCH)”, Journal of Empirical Finance, Elsevier, Vol:8(1),
2002, ss. 1-44.
195
129
Yt = β1 + β2 x2t + β3 x3t+......εt εt = N(0, σt2 )
Yt nin ortalaması 0, koşullu varyansı ise σt2’dir. Burada, εt varyansı σt2 olan bir
hata terimidir. Denklemde (t-1) döneminde hata terimi (εt) sıfır ortalama ve (α0 + α1εt-12 )
varyans ile normal dağılmaktadır. Hata teriminin sıfır ortalamaya sahip olması klasik en
küçük kareler yönteminin varsayımlarından biri iken, hata teriminin t dönemindeki
varyansının, (t-1) dönemindeki hata teriminin karesinin bir fonksiyonu olarak ele
alınması ARCH modelinin getirdiği bir yeniliktir. Başka bir ifade ile, ARCH modelinde
koşullu varyans, hata terimlerinin karelerinin gecikmeli değerlerinin fonksiyonu olarak
ifade edilmektedir198. Bir ARCH süreci, (p) adet gecikmeli hata terimini içermektedir. Bu
durumda ARCH modeli şu şekilde gösterilebilir:
σt2 = α0 + α1 εt-12 + α2 εt-2 2 +………+ αq εt-p 2
ARCH modeli doğrusal ve doğrusal olmayan başlıca iki bölümde ele
alınmaktadır199. Doğrusal bölüm, bağımlı değişken Yt’nin zaman içerisindeki değişimini
gösteren koşullu ortalama denklemidir. Doğrusal olmayan bölüm ise, bağımlı değişken
olan koşullu varyans σt2 ile hata teriminin gecikmeli değerlerinin ilişkisini gösteren
koşullu varyans denklemidir. ARCH modeli gecikme değerinin (p) aldığı değer ile
adlandırılmaktadır: ARCH(1), ARCH(2) gibi... Bu model p için genellendiğinde, genel
ARCH(p) denklemine ulaşılmaktadır:
p
σt2 = ω0 +∑ α i ε 2 t-i
i=1
ARCH süreci ARCH(1) modeli olarak adlandırılmaktadır. Bunun nedeni, hata
teriminin koşullu varyansının, sadece kendinden bir önceki değere bağlı bir fonksiyon
198
Klynn Patterson, An Introduction to Applied Econometrics-A Time Series Approach, St Martin’s
Press, USA, 2000, s.711.
199
Mazıbaş, s. 29.
130
olarak verilmesidir. Bu modelde koşullu varyansın kendinden önceki p adet değere bağlı
olarak öngörümlenmesi ARCH(p) modelini vermektedir200.
ARCH modeli ile finansal serilerde meydana gelecek şok niteliğindeki bir
değişmenin (hata teriminin karesi), oynaklık (koşullu varyans) üzerinde yaratacağı etkiyi
saptamak olanaklıdır. σt2 parametresi ARCH modelinin koşullu varyansı, p parametresi
ARCH sürecinin derecesi ve αi bilinmeyen parametreler vektörüdür. ARCH modelinde
ε t , te’nin koşullu varyansı ε t-i 2 ’lerin gerçekleşmiş değerlerine bağlı olmaktadır. Modelde
ele alınan dönemde geçmiş zaman oynaklıkları (t-1), t dönemindeki oynaklığın bir
fonksiyonudur. ε t-i 2 ’ler büyük ise koşullu varyans da büyük, küçük ise koşullu varyans
da küçük olacaktır201.
Başka bir ifade ile koşullu varyans denklemindeki parametrelerin kesinlikle
negatif olmayacağı şeklinde bir sınırlama getirilmiştir. Çünkü negatif değerlere sahip bir
koşullu varyans öngörüsü anlamsız olacaktır202. ARCH(p) yönteminin anlamlı olabilmesi
için koşullu varyansı ve hata terimlerinin gerçekleşen bütün değerleri için pozitif olmak
zorundadır. Bu nedenle koşullu varyans denklemindeki tüm α parametrelerinin pozitif
olması gerekmektedir. Parametrelerinin herhangi birinin negatif olması, koşullu
varyansın negatif olmasına neden olabilir. Bir diğer koşul ise koşullu varyans
denklemindeki parametrelerin toplamının 1’den küçük olması koşuludur. ARCH(p)
denkleminin parametrelerine getirilen bu son koşul sağlanmadığında süreç sonsuz
varyansa sahip olacaktır. ARCH sürecinde pozitif varyansı sağlama kısıtı, ω00 ve i0
olmasıdır. ARCH(p) modelinin anlamlılığının sınanması için durağanlığı sağlama kısıtı
şöyledir203:
p
∑
αi < 1
i=1
200
Özlem S. Ünal, “Döviz Kuru Oynaklığının Öngörülmesi ve Risk Yönetimi: Türkiye Örneği”, Uzmanlık
Yeterlilik Tezi, TCMB Piyasalar Genel Müdürlüğü, 2009, s. 48.
201
Patterson, ss. 708-713.
202
Brooks C., s. 448.
203
Russel Davidson ve James G. Mackinnon, Econometric Theory and Methods, Oxford University
Press, New York, 2004, s. 588.
131
ARCH modelinde koşullu değişen varyans modelleri ile RMD hesaplaması
yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle hesaplanmaktadır204.
σ=
ω0
p
1-∑ α i
i=1
Modelde finansal piyasalarda şok niteliğindeki bir değişim hata teriminin
karesine, oynaklık düzeyi ise koşullu değişen varyansa denk gelmektedir. Bu sayede
şokların oynaklık düzeyi üzerindeki etkisi öngörümlenebilmektedir. ARCH modeline
göre, t-1 döneminde meydana gelen büyük bir şok, t döneminde daha büyük değerli bir
varyansa neden olmaktadır. ARCH etkisinin olup olmadığı ARCH LM testi ile
ölçülmektedir.
Modelin hangi dereceden öngörümleneceğine, yani p değerine karar verilmesi
gerekmektedir. ARCH modelinde gecikme değeri arttıkça, parametrelerin sıfırdan büyük
olma koşulunun ihlal edilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Koşullu varyansın
dinamiklerini yakalayabilmesi için yüksek bir ARCH derecesi seçilmelidir. Bu da büyük
miktarlarda parametre çıkarımına gerek duyulması demektir205.
(2) Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (GARCH) Modeli
ARCH modelinde uzun sayıda gecikme bulunması ve kısıtların gecikme sayısı
arttıkça saptanmasındaki zorluk modelin önemli bir dezavantajdır. GARCH koşullu
değişen varyansın, hata terimleri karelerinin gecikmeli değerlerinin yanısıra koşullu
varyansın da geçmiş dönem değerleri ile açıklanabildiği dinamik zaman serisi
204
Ural, s. 107.
Tim Bollerslev, “Genellestirilmis Otoregresif Kosullu Degisken Varyanslılık”, Journal of
Econometrics, Vol:31, 1986, ss. 307–327.
205
132
modelidir206. Bir başka ifadeyle ARCH(p) sürecinde koşullu varyans, sadece geçmiş
örneklem varyanslarının doğrusal bir fonksiyonu iken GARCH(p,q) süreci, gecikmeli
koşullu varyanslarında modele dahil edilmesine izin vermektedir.
Bu modelin ARCH modeline üstünlüğü, fazla sayıda değişken öngörüsüne gerek
duymadan
oynaklık direncini
modelleyebilmesinden
kaynaklanmaktadır.
ARCH
modelinde koşullu değişen varyans modelinin geçerli olmasına ilişkin, hata terimi
parametrelerinin pozitif olma kısıtı gibi bazı kısıtlar mevcuttur. Ayrıca negatif varyans
parametresi öngörücüleri ile ilgili sorunlardan kaçınmak amacıyla sabit gecikme yapısı
öne sürülmüştür207. GARCH modelinde varyans sadece εt’nin büyüklüğüne bağlıdır,
işaretine bağlı değildir208.
GARCH yönteminde t dönemindeki koşullu varyans sadece hata terimlerinin
geçmiş değerlerinin karesine bağlı değil, aynı zamanda geçmişteki koşullu varyanslara da
bağlıdır. Yani hata terimlerinin varyansı hem kendi geçmiş değerlerinden hem de koşullu
varyans değerlerinden etkilenmektedir. Bu durumda cari döneme ilişkin varyansın geçmiş
dönemde gerçekleşmiş değişime bağlı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. GARCH
modelleri, koşullu varyansın hata teriminin gecikmeli değerlerine ek olarak, kendi
gecikmeli değerlerine de bağlı olduğu oynaklık modelidir209. GARCH(p,q) modelleri
koşullu ortalama denklemine ek olarak koşullu varyans denkleminden oluşmaktadır210.
σt2 = ω0 +
p
q
i=1
j=1
∑ αi ε 2 t-i + ∑ β j σ t 2-j
206
Russel Davidson, James G. Mackinnon, Estimation and Inference in Econometrics, Oxford
University Press, New York, 1993, s. 458.
207
Robert F.Engle ve David Kraft, “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity in Multiple Time Series
Models”, USDC Discussion Paper, Vol:27, 1982, ss. 82-83.
208
Binay Telatar, “İMKB Endeksinin ARCH Modellemesi”, Akdeniz Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:3,
2002, ss. 114-121.
209
Timotheos Angelidis, Alexander Benos ve Stavros Degiannakis, “The Use of GARCH Models in VaR
Estimation”, Statistical Methodology, Vol:1, 2004, ss. 105-128.
210
Ural, s. 91.
133
Modellerin geçerli olabilmesi için denklem varyans sabiti ωo ile standart model
parametreleri αi ve βj ‘nin pozitif olmaları gerekmektedir. GARCH sürecinde de, koşullu
varyansın parametreleri pozitif olmalıdır. GARCH (p,q) sürecinde q = 0, p = 1 ise ARCH(1)
süreci söz konusu olacaktır. GARCH(0,2) süreci ARCH(2) olarak ifade edilebilir. p = 1, q =
1 olursa GARCH(1,1) olur. En basit ve en çok kullanılan GARCH modeli GARCH(1,1)
sürecidir211. GARCH (p,q) gösteriminde; p ARCH terimindeki gecikmeleri, q ise GARCH
terimindeki gecikmeleri ifade etmektedir212.
p ≥0
ve
q>0
ω0 > 0 ve
αi ≥ 0
βj ≥ 0
i = 1,2…,q
j = 1,2…..p
αi ve βj regresyon parametrelerinin toplamı (αi+βj), değişkenlerin varyansındaki
önceki dönem değişmelerin, cari dönem varyansındaki etkisini ifade etmektedir213. En basit
GARCH süreci olan GARCH(1,1) genellikle, finansal varlık fiyatlarını modellemede
kullanılır214. αi+βj toplamının 1’den küçük olması koşullu varyans üzerindeki şokların
kalıcı olmadığını, 1’e eşit olması şokların kalıcı olduğunu, 1’den büyük olması serinin
ortalamasının
değiştiğini
göstermektedir215.
GARCH
modellerinde
durağanlığın
sağlanması için αi+βj toplamının 1’den küçük olması istenmektedir.
q
 p

α
+
 ∑ i ∑ β j  <1
j=1
 i=1

GARCH modelinde koşullu değişen varyans modelleri ile RMD hesaplaması
yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle hesaplanmaktadır216.
211
Davidson ve Mackinnon, s. 589.
Patterson, s. 713.
213
Vladimir Gazda ve Tomas Vyrost, “Application of Garch Models in Forecasting the Volatility of the
Slovak Share Index (SAX)”, Biatec Papers,Vol:11, 2003, s. 18.
214
Rosario Mantegna ve Eugene Stanley, “Modelling of Financial Data: Comparison of the Truncated Levy
Flight and the ARCH(1) and GARCH(1,1) Processes”, Physica, Vol:254, 1998, ss.77-84.
215
Robert Engle, “GARCH 10: The Use of the ARCH/GARCH Models in Applied Econometrics”,
Journal of Economic Perspectives,Vol:15/4, 2001, s. 160.
216
Ural, s. 107.
212
134
σ=
ω0
p
q
i=1
j=1
1-∑ αi -∑ β j
ARCH ve GARCH modellerinde varyansın etkisinin simetrik olduğu, yani pozitif
(iyi haber) ve negatif (kötü haber) şokların oynaklığa etkisinin aynı olduğu
varsayılmaktadır217. Ancak gerçekte negatif şokların oynaklığı daha fazla artırdığı sıkça
gözlenmektedir. Dolayısıyla pozitif ve negatif şokların oynaklık üzerindeki uygun
modeller kullanılarak ayrıştırılması gerekmektedir. Bu nedenle GARCH modelinin en
büyük dezavantajı, sıklıkla rastlanan asimetriyi modellemek için uygun olmamasıdır.
(3) Entegre GARCH (IGARCH) Modeli
IGARCH modelini ilk defa Bollerslev ve Engle(1986) kullanmışlardır. IGARCH
modelinde koşullu varyans ortalamaya dönme özelliği taşımamakta ve koşullu varyansta
birim kök söz konusu olmaktadır. Durağanlık koşulu sağlanamadığından, birim kök
içeren GARCH modelleri olarak da adlandırılmaktadır. Bu yüzden IGARCH modeli ile
elde edilen koşullu varyans ortalama tarihsel varyansı değil, en son varyansı yansıtma
eğilimi göstermektedir218.
GARCH modeli uygulamasında, özellikle sık frekanslı finansal serilerde ARCH
ve GARCH parametrelerine ilişkin katsayılar toplamının 1’e çok yakın bulunduğu
görülmüştür. Bu da varyansta kararlılık sorununa yol açmaktadır. Bu GARCH modeli
αi+βj = 1 olduğu kısıt için yeniden düzenlenerek IGARCH modeli oluşmuştur. αi+βj
toplamının 1’e eşit olması durumu IGARCH olarak adlandırılmaktadır219. IGARCH(p,q)
modeli aşağıdaki gibi yazılabilir220:
217
Wei-Chiao Huang ve Yuanlei Zhu, “Are Shocks Asymmetric to Volatility of Chinese Stok Market?”,
Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:7, No:3, 2004, s. 381.
218
Tsay, s. 100.
219
Christian Gourieroux, ARCH Models and Financial Applications, Springer Co., New York, 1997, s.
98.
220
Ural, s. 92.
135
2
σ 2t =ω0 + ∑ (1-β j ) ε t-i
+ ∑ β jσ 2t-j
p
q
j=1
j=1
(ω0 > 0 ve 1 > βj > 0)
IGARCH işlemine tabi tutulan bir zaman serisi kovaryans durağanlığa sahip
değildir ve koşulsuz varyansı sonsuzdur. Bu model, getiri serisi durağan olmadığında
uzun dönem varyansının bulunamaması ve durağanlığın sağlanamaması durumunda
kullanılmalıdır221.
b. Asimetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri
Simetrik modeller, finansal zaman serilerinde, mevcut olan birçok özelliği
açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Finansal veriler aşırı basıklık, oynaklık kümelenmesi
ve kaldıraç etkisi sergilemektedirler. Finansal varlık getirilerinin dağılımları kalın kuyruk
ve ortalamada yüksek sivrilik özellikleri göstermektedir. Finansal zaman serilerinin
taşıdığı bu özellikler nedeniyle Asimetrik GARCH sınıfı modeller geliştirilmiştir222.
GARCH modellerinde ihmal edilen önemli bir husus, negatif ve pozitif getiri
değişimlerinin oynaklığa ne yönde katkıda bulunduklarının incelenmesidir. ARCH ve
GARCH modelleri, şokların oynaklık üzerindeki etkisinin simetrik olduğunu, iyi ve kötü
haberlerin oynaklık üzerinde aynı etkiyi yarattığını varsaymaktadır. Ancak gerçekte
beklenmeyen bir getiri şoku pozitif değil de negatif yönde ise oynaklıktan daha çok
etkilemektedir. Yani negatif getiri şoku, pozitif getiri şokundan oynaklığı daha fazla
etkilemektedir. Bu durumu sınamak içerisinde asimetrik oynaklık modellerine gereksinim
vardır. Bu nedenle asimetrikliği dikkate alan Üstsel GARCH(EGARCH-Exponential
GARCH) Eşikli (Threshold) ARCH, ve Asimetrik Üslü ARCH/GARCH (APARCH)
modelleri asimetrikliği göstermesi açısından önemlidir.
(1) Üslü GARCH (EGARCH) Modeli
221
Bollerslev, s. 112.
Robert D. Brooks ve diğerleri, “A Multi-country Study of Power ARCH Models and National Stock
Market Returns”, Journal of International Money and Finance, Vol:19, No:3, 2000, ss. 377-397.
222
136
Asimetrik oynaklık modellerinden olan EGARCH (Üssel Genelleştirilmiş
Otoregresif Koşullu Değişen Varyans) ilk defa Nelson (1991) makelesinde tanıtılmıştır.
Şokların koşullu değişen varyans üzerindeki etkileri modele dışarıdan bir asimetri
katsayısı dahil edilmesi yoluyla ayrıştırılmaktadır. Oynaklığın asimetriklik etkisi, γ
parametresinin anlamlı şekilde 0’dan farklı değer aldığında elde edilmektedir223.
EGARCH modellerinin GARCH modellerinden üstün taraflarından ilki koşullu
varyansın logaritmik düzeyde modellenmesi nedeniyle log(σt2), parametreler negatif olsa
dahi σt2’in pozitif olmasıdır. Bu nedenle, GARCH modellerinde koşullu varyansların
pozitif olmasını sağlamak için αi ve βi parametrelerine getirilen negatif olmama koşuluna
bu modelde gereksinim kalmamaktadır. EGARCH modelinde koşullu değişen varyansın
logaritması alındığından parametreler pozitif olmaktadır. Diğeri ise, oynaklık ile getiri
arasındaki ilişki negatif ise γ (asimetri) katsayısının negatif olmasıyla asimetrik
hareketlerin modellenmesine olanak vermesidir224.
EGARCH modelinin 3 önemli özelliği bulunmaktadır225. Koşullu varyans
denklemi logaritmik doğrusal formdadır. Buna bağlı olarak σt2 değeri negatif değer
almamakta ve parametrelerin pozitif olması gibi bir kısıt yoktur. Bu model εt-1
değerlerinin koşullu standart sapmaya bölünmüş değerlerini içermektedir. Son olarak
EGARCH modeli asimetri etkisini dikkate almaktadır.
Standart GARCH modelinden farklı olarak EGARCH(1,1) modelinde asimetrik
oynaklığın varlığı, anlamlı şekilde 0’dan farklı olduğunda γ parametresi tarafından
belirlenmektedir226. Öngörümlenmiş GARCH(1,1) ve EGARCH(1,1) modellerinin önemli
bir
özelliği
de
koşullu
oynaklığın
sürekliliğinin
derecesini
göstermeleridir.
EGARCH(1,1) modelinde β ile gösterilirken, GARCH(1,1) modeli için (αi+βi) olarak
223
Kin Y. Ho ve Albert K. Tsui, “Asymmetric Volatility of Real GDP: Some Evidence from Canada,
Japan, United Kingdom and the United States”, Japan and World Economy, Vol:15, 2003, ss. 143-152.
224
Mazıbaş, s. 31.
225
Shen-Yuan Chen, Dar-Yeh Hwang ve Chien-Fu Lin, “Does Index Futures Dominate Index Spot?
Evidence From Taiwan Market”, Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:5, No:2,
2002, s. 266.
226
Kin Y. Ho, Albert K. Tsui, “Analysis of Real GDP Growth Rates of Greater China: An Asymmetric
Conditio Volatility Approach”, China Economic Review, Vol:15, 2004, s. 428.
137
gösterilmektedir. Koşullu varyans değeri 0’a yaklaştıkça, koşullu oynaklık çok büyük
olmaktadır227.
Asimetri katsayısı (γi) = 0 ise olumlu bir şok ( ε t-i > 0) oynaklık üzerinde negatif
bir şok ( ε t-i < 0) gibi aynı etkiye sahiptir. γi sıfırdan farklı bir değer alması koşullu
varyans üzerinde asimetri etkisinin varlığını göstermektedir. γi < 0 ise negatif şokların
oynaklığa etkisinin pozitif şoklardan daha fazla olduğunu işaret etmektedir. EGARCH
modeli hem koşullu varyans üzerindeki asimetrik etkiler, hem de koşullu varyansın
negatif değerler alabilme olasılığını gidermiş; böylece model logaritmik formda
kurulabilmiştir. EGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi ifade edilebilir228:
ln ( σ 2t ) =ω0 + ∑ α i
p
i=1
ε t-i +γ i ε t-i
σ t-i
q
+ ∑ β jσ 2t-j
j=1
Logaritmik dönüşüm kullanılması σt2‘nin her zaman pozitif olmasını sağlamakta
ve bunun sonucu olarak parametrelerin işaretleri üzerinde bir kısıtlamaya gerek
kalmamaktadır. Bunun dışında beklenmedik dışsal şokların öngörümlenen oynaklığa
etkisi TARCH’dan daha fazla olacaktır. EGARCH modelinde koşullu değişen varyans
modelleri
ile
RMD
hesaplaması
yapılabilmesi
için
gerekli
oynaklık
şöyle
hesaplanmaktadır229.

 p
2   q  
σ= exp ω0 +  ∑ αi
 / 1-∑ β j  
π
i=1


  j=1  
(2) Doğrusal Olmayan GARCH (NGARCH) Modeli
227
Stilianos Fountas, Menelaos Karanasos ve Alfonso Mendoza, “Output Variability and Economic
Growth: The Japanese Case”, Bulletin of Economic Research, Vol:56/4, 2004, s. 356.
228
Ural, s. 93.
229
Ural, s. 107.
138
Asimetrik etkileri dikkate aldığı için doğrusal olmayan asimetrik (Nonlinear
Asymmetric) GARCH olarak da bilinen model, Engle ve Ng (1993) tarafından
geliştirilmiştir230. NGARCH modeli, koşullu varyansı beklenmeyen şokların doğrusal
olmayan bir fonksiyonu olarak ifade edilmektedir.
Modelin kısıtları şöyledir:
ω0 > 0 ,
1>αi ≥ 0, 1>βi ≥ 0, (αi +βi )<1
ve θ>0
NGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi ifade edilebilir231:
p
q
i=1
j=1
σ 2t =ω0 + ∑ αi (ε t-i -θσ t-i ) 2 + ∑ β jσ 2t-j
NGARCH modelinde koşullu varyans, şokların asimetrik bir fonksiyonudur. θ > 0
olduğunda, olumlu bir şok aynı büyüklükteki olumsuz bir şoktan daha fazla oynaklığa neden
olmaktadır232. Modeldeki θ parametresi kaldıraç etkisini göstermekte ve benzer
büyüklükteki pozitif şoklara göre negatif şokların oynaklığı daha çok artırdığını ifade
etmektedir233.
(3) Eşik GARCH (TGARCH) Modeli
Zakoian (1991), oynaklıkta asimetrikliği dikkate alan değişik bir fonksiyonel form
düzenlemiştir. Bu hata terimlerinin işaretlerine bağlı olan doğrusal bir fonksiyondur ve
230
Robert F. Engle ve Victor K. Ng, “Measuring and Testing the Impact of News on Volatility”, Journal
of Finance, Vol:48(5), 1993, ss. 1749-1778.
231
Ural, s. 95.
232
Jin-Chuan Duan, “Augmented GARCH(p,q) Process and its Diffusion Limit”, Journal of
Econometrics, Vol:79, 1997, s. 97.
233
Petra Posedel, “Analysis Of the Exchange Rate and Pricing Foreign Currency Options on the Croatian
Market: The NGARCH Model as an Alternative to the Black Scholes Model”, Financial Theory and
Practice, Vol:30/4, 2005, ss. 347–368.
139
TGARCH olarak bilinmektedir234. TGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi ifade
edilebilir235:
p
k
q
i=1
m=1
j=1
2
σ 2t =ω0 + ∑ αi ε t-i
+ ∑ γi D t-i ε 2t-i + ∑ β jσ 2t-j
TGARCH modeline ilişkin diğer bir özellik ise modeldeki parametrelere yönelik
kısıtlardır236. Bu kısıtlar şöyledir:
ω0 > 0, αi ≥ 0, βi ≥ 0, γi ≥ 0
TGARCH modeline koşullu varyans yerine koşullu standart hataların kullanıldığı
model de denilebilir237. Modelde yer alan k, asimetriklik derecesini(eşik sayısı) gösteren
gecikme sayısıdır. TGARCH modeline Dt-i kukla değişkeni dahil edilmektedir. TGARCH
yöntemi pozitif şoklarla negatif şokların etkisinin simetrik olmadığını dikkate almaktadır.
Modele eklenen Dt-i değişkeni negatif gecikmeli hata terimlerinin bir göstergesidir ve
aşağıdaki gibi negatif şoklar ile pozitif şokları ayrıştırmaktadır:
ε t-i < 0 ise, 1 
 = D t-i
ε t-i ≥ 0 ise, 0 
TGARCH modellerinde, εt-1 = 0 eşik değer olarak kabul edilirse; olumlu
haberlerin (pozitif şokların, εt-i > 0) koşullu varyans üzerindeki etkisinin olumsuz
haberlerin (negatif şokların, εt-i < 0) koşullu varyans üzerindeki etkisinden daha az
olacağı varsayımına dayanmaktadır. Burada Dt-i
değişkeni kötü haberin var olup
olmadığını göstermektedir. γ parametresinin 0’a eşit olması durumunda asimetrik etki
görülmez iken, 0’dan büyük olma durumunda ise asimetri etkisinin görüldüğü
234
Rohan Rabemananjara ve Jean Zakoian, “Threshold ARCH Models and Asymmetries in Volatility”,
Journal of Applied Econometrics, Vol:8, No:1, 1993, s. 32.
235
Patterson, 2000, s. 728.
236
Sheyu Hwang ve Tae Y. Kim, “Power Transformation and Threshold Modeling for ARCH Innovations
with Applications to Tests for ARCH Structure”, Stochastic Processes and Their Applications, Vol:110,
2004, s. 296.
237
Patterson, 2000, ss. 728-729.
140
söylenebilir. TGARCH modelinde kötü haberlerin( ε t-i <0) koşullu varyans üzerindeki
etkisi; αi ε 2t-i +γi ε 2t-i büyüklüğü kadar olurken, iyi haberlerin ( ε t-i > 0) koşullu varyans
2
kadar olmaktadır. Modelde kaldıraç etkisi γi parametresi
üzerindeki etkisi; αi ε t-i
tarafından ifade edilmektedir. γi ≠ 0 durumu yeni haberlerin etkisinin farklı olacağını
göstermektedir ve olumlu habelerin etkisi αi kadar, olumsuz haberlerin etkisi γi+ αi kadar
olmaktadır238.
γi’nin sıfıra eşit olması durumunda, yeni haberlerin oynaklık üzerindeki etkisinin
asimetrik olmadığı anlamına gelmektedir ve bu durumda TGARCH modeli GARCH
modeline eşit olmaktadır TGARCH modeli ile EGARCH modeli arasındaki en önemli
fark, TGARCH modelinde kaldıraç etkisinin kuadratik, EGARCH’da ise üstel
olmasıdır239. TGARCH modelinin durağanlık kısıtı ise aşağıdaki
özetlenebilir
240
formül ile
:
q
 p

α
+
 ∑ i ∑ β j +kγ  < 1
j=1
 i=1

(4) Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü GARCH (APGARCH) Modeli
Diğer GARCH modellerinden farklı olarak varyans yerine standart sapmanın
modellendiği ve standart sapma GARCH modeli olarak da bilinen model Ding (1993)
tarafından Power ARCH (PARCH) olarak genelleştirilmiştir241. Genelleştirilmiş
Asimetrik Üslü ARCH (Generalized Asymmetric Power ARCH / APGARCH) modeli
asimetrik dağılımlı ve kalın kuyruklu seriler için etkin bir öngörücüdür.
238
Angela J. Black, “The Impact of Monetary Policy on Value and Growth Stocks: An International
Evaluation”, Journal of Asset Management, Vol:3, No:2, 2002, s. 150.
239
Hossain Troskie ve Rashad Guo, “Comparisations of The Ex Post Efficient Portfolios Under
GARCH(1,1) Modeling and GARCH Model Extensions”, Proceedings of the 10th Annual International
Conference on Industrial Engineering–Theory, Applications and Practice Clearwater, Florida, 2006, ss.
419-425.
240
Ural, s. 94.
241
Zhuanxin Ding vd, “A Long Memory Property of Stock Market Returns and a New Model”, Journal of
Empirical Finance, No:1, 1993, ss. 83-106.
141
Genel olarak, bir değişkenin karesini ya da küpünü almak gibi üssel dönüşümler
kullanıldığında incelenen serinin genel gidişine göre dizinin dışında kalan örneklerin
etkisi modele daha güçlü yansımaktadır. Böylece üssel işlemciler model içerisinde
göreceli olarak daha sakin ya da daha değişken dönemlere yapılan vurguyu artırmaktadır.
Kare alma işleminin modellerde sıkça kullanılmasının nedenlerinden biri de budur. Diğer
bir önemli kullanım alanı ise değişkenlerin işaretlerinin etkisini ortadan kaldırmaktır.
Verilerin normal dağılım göstermesi durumunda dağılımın karakteristik özellikleri
modele tamamen yansıtılabilir. Ancak normal dışında bir hata dağılımı olması
durumunda ikiden farklı üssel dönüşümler modellemede daha uygun olmaktadır.
APGARCH modelinde, yüksek frekansa sahip zaman serisi verilerinin mutlak değeri ya
da
karesi
alınmadan,
verilerin
dönüşümünün
kaçıncı
kuvveti
ile
olduğu
araştırılmaktadır242.
APGARCH modeli veriyi bir yapıya sonradan eklemek yerine, optimum üstsel
dönüştürücüyü bulmada kullanılmaktadır. APGARCH modelinde, standart sapmanın
kuvveti olan δ modele eklenmek yerine model içerisinde öngörümlenebilmektedir243.
Modele asimetrinin modellenebilmesi için γ asimetri parametresi eklenebilmektedir244.
Asimetri parametresi, negatif değer aldığında, geçmişteki pozitif haberlerin, serinin
bugünkü koşullu varyansı üzerinde geçmişte yaşanan aynı büyüklükteki negatif
haberlere göre daha etkili olduğunu; pozitif değer aldığında, geçmişteki negatif
haberlerin, aynı
büyüklükteki pozitif
haberlere göre daha etkili olduğunu
göstermektedir245. APGARCH modeli, asimetriklik parametresi içermiyorsa Üslü ARCH
(PARCH) modeline dönüşmektedir246.
Kaldıraç parametresi, pozitif haberlere karşın negatif şoklara ilişkin koşullu
varyansın asimetriklik derecesini göstermektedir. Söz konusu asimetri etkisi bir takım
242
Saltoğlu, s. 33.
Edel Tully ve Brian M. Lucey, “APGARCH Investigation of the Main Influences on the Gold Price”,
Business Studies and Institute for International Integration, Vol:13, University of Dublin, Trinity
Collegue, 2007, ss. 1-26.
244
Mazıbaş, s. 9.
245
Tully ve Lucey, ss. 1-26.
246
Burcu Kıran, “Döviz Kuru Volatilitesinin Asimetrik Üslü ARCH Modeli ile Tahmini”, İstanbul
Üniversitesi İİBF Dergisi, Vol:38, 2007, ss. 1-18.
243
142
farklı pozitif haberlerden korunmak için negatif şoklara izin vermektedir. Alternatif
ARCH modellerinden hangisinin iyi hangisinin kötü olduğuna karar vermek değişen
varyansın
gözlenememesi
zorlaştırmıştır
247
ve
oynaklığın
doğrudan
ölçülememesi
nedeniyle
. APGARCH(p,q) modeli için koşullu değişen varyans denklemi
aşağıdaki şekilde ifade edilebilir248:
p
q
σ δt =ω0 + ∑ αi ( ε t-i -γi ε t-i ) + ∑ β jσ δt-j
δ
i=1
j=1
Modelde yer alan kısıtlar şöyledir249:
ω0 >0 , αi ≥0, δ ≥0, γ i <1
ve
β≥0
i = 1,2...p
j = 1,2. .q
APGARCH modeli aracılığıyla koşullu standart sapma ve asimetrik mutlak
hatalara Box-Cox dönüşümü uygulanarak doğrusal hale getirilebilir. Denklemde; αi ve βi
GARCH parametresini, γi kaldıraç etkisi ve δ ise kuvvet parametresini temsil etmektedir.
Kaldıraç etkisi -1 ve +1 arasında değerler almaktadır. Kuvvet parametresi 0’dan büyük (δ
> 0) olması durumunda standart sapmanın (σ) Box-Cox dönüşümünü ifade etmektedir250.
Modelde kuvvet parametresinin dikkate alınmasının nedeni doğru dağılımın
bulunabilmesidir. Genellikle finansal verilerin modellenmesinde, normal dağılım
varsayımları nedeniyle, 1 ya da 2 değerleri kullanılmaktadır. Fakat çarpıklık ve basıklık
247
Deepak Mapa, “A Forecast Comparison of Financial Volatility Models: GARCH(1,1) is Not Enough”,
The Philippine Statistician, Vol:53, 2004, ss. 1-10.
248
Ural, s. 95.
249
Zhuanxin Ding, Robert F. Engle ve Clive W. Granger, “A Long Memory Property of Stock Market
Returns and A New Model”, Journal of Empirical Finance, Vol:1, 1993, s. 98.
250
Laurent, s. 49.
143
katsayılarının anlamlı olması durumunda bu fazla gerçekçi değildir. δ parametresinin
serbest parametre olarak öngörüsü, bu kısıtlamaları kaldırmaktadır251.
Simetrik PARCH modelinde asimetri parametresi olan γ , tüm i değerleri için γ =
0 ’dır. δ = 0 ve tüm i değerleri için γi = 0 olduğunda, PARCH modeli standart GARCH
modeline dönüşmektedir. Modelin asimetrik hale getirilebilmesi için asimetri parametresi
olan γ ’nin sıfırdan farklı olması gerekmektedir252. APGARCH modelinin temel avantajı
GJRGARCH ve TGARCH modelini içerisinde barındırmasıdır. ARCH sınıfı modeller
koşullu standart sapmayı farklı şekilde ifade ederler. Standart GARCH modeli koşullu
varyansı tanımlarken, Asimetrik GARCH (AGARCH) modeli koşullu standart sapmayı,
Üstel
GARCH
(EGARCH)
modeli
ise
koşullu
varyansın
logaritmasını
tanımlamaktadır253. APGARCH modelinde kuvvet parametresinin (δ) 2’ye yakın elde
edilmesi durumunda koşullu standart sapma yerine koşullu varyansın modellemesi
gerekmektedir. APGARCH modelinin durağanlık kısıtı (V) ise aşağıdaki formül ile
belirtilmektedir254:
αi E ( z -γ i z ) +β j < 1
δ
α, β, γ ve δ için izin verilebilen değerler belirlemek suretiyle asimetrik PARCH
modelinin içine daha standart ARCH ve GARCH formülasyonları yerleştirilebilir.
Tabloda, bu APGARCH modelinin içine yerleştirilecek modellerin her birini oluşturmak
için gerekli sınırlamalar özetlenmektedir. Burada, αi ve βi standart GARCH
parametreleri, γi kaldıraç parametresi ve δ kuvvet parametresidir255.
251
Rohan Longmore ve Wayne Robinson, Modelling and Forecasting Exchange Rate Dynamics in
Jamaica: An Application of Asymmetric Volatility Models, Bank of Jamaica, 2004, ss. 1-32.
252
Mazıbaş, s. 31.
253
Michael McKenzie ve Heather Mitchell, “Generalised Asymmetric Power ARCH Modelling of
Exchange Rate Volatility”, Applied Financial Economics, Vol:12, 2002, ss. 555-577.
254
Ural, s.95.
255
McKenzie ve Mitchell, ss. 555-577.
144
Tablo 7. APGARCH Modelinin Diğer Modellere Dönüştürülmesinde Parametre
Kısıtları
MODEL
δ
αi
βi
γi
ARCH
2
Serbest
0
0
GARCH
2
Serbest
Serbest
0
Kaldıraçlı ARCH
2
Serbest
0
|γi| ≤ 1
Kaldıraçlı GARCH
2
Serbest
Serbest
|γi| ≤ 1
GJR-ARCH
2
αi(1+γi)
0
- 4 αiγi
GJR-GARCH
2
αi(1+γi)
Serbest
- 4 αiγi
TARCH
1
Serbest
0
|γi| ≤ 1
GTARCH
1
Serbest
Serbest
|γi| ≤ 1
NARCH
Serbest
Serbest
0
0
PGARCH
Serbest
Serbest
Serbest
0
APARCH
Serbest
Serbest
0
|γi| ≤ 1
APGARCH
Serbest
Serbest
Serbest
|γi| ≤ 1
Kaynak: Michael McKenzie ve Heather Mitchell, “Generalised Asymmetric Power ARCH Modelling of
Exchange Rate Volatility”, Applied Financial Economics, Vol:12, 2002, ss. 555-577.
Parametrelerde αi serbest, δ = 2, β = γ = 0 iken bu model ARCH modeline
indirgenmektedir. Model αi ve βi ‘nin herhangi bir değer alması durumunda GARCH
modeline dönüşmektedir. Modelde αi ve δ ‘nin herhangi bir değer alabilmesi (β = γ = 0)
durumunda ise
NARCH modeline dönüşmektedir. GJR-GARCH modelinde kuvvet
terimi ve beta konvensiyonel GARCH sınırlamalarına (δ = 2, β serbest) uymakla birlikte
αi, αi(1+γi) olarak belirtilmekte ve kaldıraç terimi - 4αiγi ile kısıtlanmaktadır. δ= 2 ve 0
1 iken GJRGARCH sürecine indirgenmektedir. APGARCH modeli aldığı kısıtlara
göre; = 0 iken model PGARCH (p,q) sürecine, δ= 1 ve 0 1 iken TGARCH (p,q)
sürecine indirgenmektedir256.
256
Robert D. Brooks vd., s. 380.
145
Model ancak asimetri parametresinin sıfırdan farklı olması durumunda asimetrik
hale gelebilir, asimetri katsayısının sıfır olması durumunda asimetrik PARCH modeli,
simetrik PARCH modeline dönüşmektedir. Asimetri parametresinin sıfırdan büyük
olması durumu, olumsuz şokların oynaklık üzerindeki etkisinin aynı büyüklükteki olumlu
şoklardan daha fazla olduğunu ifade etmektedir. Modelde kuvvet parametresi δ’nun
dikkate alınmasının nedeni doğru dağılımın bulunabilmesidir. Genellikle finansal
verilerin modellenmesinde, normal dağılım varsayımları nedeniyle (δ) kuvvet katsayısı 1
ya da 2 değerlerini almaktadır. Fakat çarpıklık ve basıklık katsayılarının anlamlı olması
durumunda bu fazla gerçekçi değildir. δ parametresinin serbest parametre olarak
öngörüsü, bu kısıtlamaları kaldırmaktadır257. APGARCH modelinde koşullu değişen
varyans modelleri ile RMD hesaplaması yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle
hesaplanmaktadır258.
σ=
δ
ω0
1-α i E( z -γ i z)δ -β j
4. RMD Ölçüm Yöntemleri
Sabit
varyans
modelinde kullanılan
yöntemlerde oynaklık sabit
kabul
edilmektedir. RMD ölçüm yöntemleri olan Parametrik RMD, Tarihsel Simülasyona
dayalı RMD ve Monte Carlo simülasyonuna dayalı RMD yöntemlerinin hepsinde varyans
sabit kabul edilmektedir. Ancak finansal zaman serilerinin özelliklerine bakıldığında sabit
varyans varsayımının gerçekçi olmadığı görülmektedir.
a. Parametrik RMD Ölçüm Yöntemi
RMD hesaplamasında kullanılan en yaygın yöntemlerden biri olan parametrik
yöntemde taşınan alım-satım (trading) portföyünün değerini etkileyen parametreler
belirlenmekte ve belirli bir olasılık dahilinde meydana gelebilecek dalgalanmalardan yola
257
258
Longmore ve Robinson, ss. 1-32.
Ural, s. 107.
146
çıkarak portföydeki değer kaybı hesaplanmaktadır259. Parametrik yöntem, varyanskovaryans yöntemi olarak da adlandırılabilir. Parametrik yönteminin en önemli varsayımı
finansal varlık getirilerinin normal dağılıma sahip olduğudur. Dolayısıyla doğrusal getiri
fonksiyonuna sahip varlıklarda doğru sonuçlar vermektedir.
Yöntemde kullanılan parametreler dağılımın ortalama ve standart sapması ile
seçilen güven aralığına isabet eden değerdir260. Bu yöntemde, fiyat değişikliklerine ilişkin
geçmiş döneme ilişkin verilerden hesaplanan ortalamalar ve standart sapmalar
kullanılmakta, buna ek olarak portföyde yer alan finansal araçlar arasındaki korelasyonlar
dikkate alınmaktadır. En iyi bilinen parametrik RMD modeli JP Morgan’ın Riskmetric
yöntemidir261. JP Morgan Riskmetric modelindeki metodolojiye ilişkin, hem korelasyon
hesaplarına hem de oynaklık verisine internetten erişim sağlaması RMD analizinin
yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur.
Parametrik RMD analizinde parametreler, örneğin ortalama ve varyans gibi
parametrik özellikleri olan bir kitleden geldiği varsayımı altında zaman serileri
kullanılarak öngörümlenmektedir. Değerleri bilinmeyen kitlesinin ortalaması ve varyansı
olup, hipotezin bu parametrelere dayandırılması halinde süreç parametrik süreç
olmaktadır262. Ortalama ve varyans bilinmediği için bunlar bir örnek aracılığıyla
öngörümlenmekte ve hesaplamalar örneğe ilişkin ortalama ve varyans istatistiklerine
dayanmaktadır. Bu nedenle öngörü hatası olması olasılığı bulunmaktadır.
Parametrik RMD yönteminde kullanılan parametreler, portföy değeri (P), getiri
dağılımının standart sapması (σ), güven aralığı (α) ve elde tutma süresine (T) karşılık
gelen değerlerdir. Tek bir varlık için RMD aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilir263.
RMD = σ x
TxPxα
259
Aktaş, s. 248.
Laubsch, s. 9.
261
Simons, s. 8.
262
Akan, s. 65.
263
Mustafa Duman, “Bankacılık Sektöründe Finansal Riskin Ölçülmesi ve Gözetiminde Yeni bir Yaklaşım:
Value at Risk Metodolojisi”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:32, 2000, s. 22.
260
147
P = Portföyün bugünkü değeri
α = Güven düzeyi
σ = Getiri oynaklığı
T = Elde tutma süresi
Parametrik RMD, pozisyonun piyasa değeri ile fiyat değişimlerinin standart
sapmasının çarpılması ile bulunmaktadır. Formülde oynaklık, elde tutma süresinin
karekökü ile ölçeklendirmektedir. RMD 10 günlük bir zaman dilimi için hesaplanıyorsa,
günlük oynaklık 10’un karekökü ile çarpılarak 10 günlük oynaklığa ulaşılmaktadır.
Riskin zamanın karekökü ile ölçeklendirilmesi rassal yürüyüş modelininde temeli olan
Brownian harekete dayanmaktadır. Bilindiği gibi Brownian hareketi izleyen bir rassal
parçacığın katettiği mesafe, zaman biriminin karekökü kadar artış göstermektedir.
Portföy riski de risk faktörlerine ve piyasalara ilişkin varyans kovaryans matrisinin
öngörüsü aracılığıyla hesaplanmaktadır. Dolayısıyla yöntemin uygulanabilmesi için her
bir risk faktörü için oynaklık ve korelasyon öngörülerine gerek duyulmaktadır264.
İki ya da daha fazla finansal varlıktan oluşan portföylerde, portföyün toplam
RMD tutarının hesaplanması için her bir varlığa ilişkin hesaplanan RMD tutarlarının
toplanması basit bir yaklaşım olarak kullanılabilir. Ancak bu tür bir hesaplama, varlık
fiyatları arasındaki korelasyonlar dikkate alınmadığından, ihtiyatlı fakat büyük olasılıkla
gerçeği yansıtmaktan uzak olacaktır. Dolayısıyla iki ya da daha fazla varlık için
parametrik RMD hesaplamasındaki en önemli husus risk faktörleri arasındaki ampirik
bulguya dayalı, bağlantıların hesaplamaya dahil edilmesidir. Aşağıdaki formül iki
varlıktan; diğer bir ifadeyle iki risk faktöründen oluşan bir portföyün standart sapmasının
belirlenmesinde kullanılmaktadır265:
σ p = w12 σ12 + w12 σ 22 + 2w 1w 2 pσ1σ 2
264
Aktaş, s. 248.
Burak Akan, Arif O. Laçiner ve Yasemin Tüzün, “Parametrik Riske Maruz Değer Yöntemi Türkiye
Uygulaması”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, No:45, 2003, s. 31.
265
148
İki ya da üçten daha fazla varlık, ya da pozisyon bulunduran portföylerde her bir
değişkenin bir diğeri ile olan korelasyonunun hesaplamaya dahil edilebilmesi için
kovaryans, ya da korelasyon matrislerinin kullanımı zorunlu hale gelmektedir. Matris
yöntemini uygulamak için ilk olarak N varlıktan oluşan portföy için risk matrisi
oluşturulmaktadır.
Bunu
yapmak
aşağıdaki
için
gibi
NxN’lik
bir
matris
oluşturulmaktadır ve köşegen olarak standart sapmalar yerleştirilmektedir, diğer yerlere
ise sıfır yazılmaktadır.
R=
σ1 0 L 0 
0 σ
M
0 
2

M 0 O 0


 0 0 L σN 
Daha sonra korelasyon matrisi oluşturulmaktadır.
K=
 1
p
 21
 M

 p N1
p12
1
M
p N2
L p1N 
L p 2N 
O M 

L 1 
Bu matrislerden Varyans-Kovaryans matrisi elde etmek için aşağıdaki formül
uygulanmaktadır.
σ1 0 L 0   1
0 σ
M
0   p 21
2

×
M 0 O 0  M

 
 0 0 L σ N   p N1
p12
1
M
p N2
L p1N  σ1 0 L 0 
L p 2N   0 σ 2 M
0 
×
O M  M 0 O 0
 

L 1   0 0 L σN 
149
Varyans-Kovaryans matrisi ise, finansal varlıkların standart sapma matrisinin
korelasyon matrisi ile çarpımlarına eşit olmaktadır. Bu hesaplamalar sonucunda VaryansKovaryans matrisi aşağıdaki gibi çıkmaktadır.
 σ11 K σ1n 


Σ=  M O M 
σ

 m1 L σ mn 
Σ Varyans-Kovaryans matrisini göstermek üzere, N varlıklı bir portföyün varyansı
aşağıdaki şekilde yazılabilmektedir266:
 σ11 K a1N 


2
σ p = [ w1......w N ]  M O M 
σ

 N1 L a N 
 w1 
. 
  = wΣw
. 
 
 wN 
Portföyün varyansı elde edildikten sonra karekökü alınarak portföyün standart
sapması elde edilmekte, bu da portföyün bir günlük (hesaplamalarda günlük veriler
kullanıldığı varsayımı altında) RMD’sini vermektedir. Buradan sonra yapılması gereken;
istenen güven düzeyine normal dağılım tablosunda karşılık gelen katsayısıyla ve istenen
zaman aralığının kareköküyle çarpılmasıdır267. Normal dağılıma bağlı olarak RMD’in
hesaplanmasında en önemli parametrelerden biri olan standart sapmanın zamandan
bağımsız olduğu, başka bir ifade ile durağan olduğu kabul edilmektedir. Piyasa
fiyatlarındaki tarihsel veriler incelendiğinde ise değişimlerin standart sapmasının zaman
içerisinde değiştiği gözlemlenmektedir268.
b. Marjinal Riske Maruz Değer (MRMD) Ölçüm Yöntemi
266
Philip Best, Implementing Value At Risk, John Wiley&Sons, New York, 1998, s. 22.
Özge Uysal, “Piyasa Riskinin Tespitinde Kullanılan Riskteki Değer Yöntemi”, SPK Yayınları, No.2,
Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 1999. s. 6.
268
Akan, s. 66.
267
150
MRMD, portföyü oluşturan pozisyonlardan birinin ağırlığındaki küçük bir
değişimin (artış ya da azalış), portföyün toplam RMD’inde meydana getireceği değişimi
(artış ya da azalış) ifade etmektedir269. Bu yöntem diğer RMD yöntemlerinden farklı
olarak portföy içerisindeki finansal varlıkları risk düzeylerinin belirlenmesi ve varlıklar
arasında risk karşılaştırması açısından önemlidir ve portföy içerisindeki her bir fon
payının %1 yükselmesi halinde, o fonun toplam risk payı içerisindeki değişimi
hesaplanmaktadır270. Pozisyon değişimlerinin portföy riski üzerindeki etkisinin
ölçülmesinde her bir varlığın RMD’i yeterli değildir. Bu bakımdan bir varlığın portföy
içerisindeki ağırlığının değişmesi nedeniyle varlık oynaklığındaki değişimin portföy
riskine katkısının da ölçülmesi gerekmektedir. Örneğin j = 1,...........,N varlıktan oluşan
bir portföye i varlığının eklenmesiyle yeni bir portföy elde edilmiş olur. Böyle bir alım
etkisi; yani i varlığın portföyün varyansına olan etkisini değerlendirmek için onun riske
marjinal katkısı ölçülür.
Bu yöntem diğer yöntemlerden farklı olarak portföy içerisindeki varlıkların risk
düzeylerinin belirlenmesi ve varlıklar arasında risk karşılaştırması açısından önemlidir.
Yöntemin ölçümü ile kısaca, portföy içerisindeki her bir fon payının %1 yükselmesi
halinde, o fonun toplam risk payı içerisindeki değişimi hesaplanmaktadır271. Bu açıdan
elde edilen ölçüm değerleri, riskin azaltılarak etkin portföyün oluşturulması açısından
önemlidir.
β1  β1 
β  β 
CxΩ T
MRMD P = RMD P × [ w1w 2 ...w n ] ×  2  ve  2  =
M  M 
σ 2p
   
β3  β3 
w i = Varlık ya da pozisyonun portföy içerisindeki oransal ağırlığı,
βi
= Varlık ya da pozisyonun portföy RMD tutarına bireysel katkı oranı,
C
= Kovaryans matrisi
269
Jorion, ss. 150-153.
Dowd, s. 117.
271
Dowd, s. 87.
270
151
ΩT = Yatay portföy ağırlık vektörünün devriği
σp2 = Portföy varyansı
MRMD, risk yönetiminde değişik amaçlar için kullanılabilir. Örneğin portföy
RMD’ini düşürmek isteyen bir yatırımcı, tüm MRMD tutarlarını sıralayarak içerisinden
en yüksek MRMD’e sahip varlığı seçip portföyden çıkarmak yoluyla korunabilecektir272.
c. Tarihsel Simülasyon Yöntemi
Bu yöntemde portföyün olası kâr ve zararlarının dağılımı, piyasa etkenlerinin
geçmiş dönemler boyunca gerçekleşmiş olan değişimlerinin
mevcut portföye
uygulanması suretiyle elde edilmektedir. Bu şekilde piyasa fiyatları ile değerlenmiş
varsayımsal portföy değerine ulaşılmakta ve bu varsayımsal portföy değerlerinin her biri
portföyün mevcut değeri ile karşılaştırılmaktadır. Elde edilen farklar varsayımsal kâr ve
zararları dolayısıyla portföy getirisinin dağılımını vermektedir. Bu şekilde elde edilen
getiriler gerçek portföyü temsil etmekten çok, portföydeki varlıkların mevcut ağırlıkları
kullanılarak varsayımsal bir portföyün geçmişinin yeniden oluşturulmasını ifade
etmektedir273.
Tarihsel simülasyon yöntemi, Monte Carlo simülasyon yönteminin basitleştirilmiş
bir halidir. Burada tesadüfi senaryolar yaratılması yerine tarihsel piyasa verilerinden
senaryolar üretilmektedir. Simülasyonlarda kullanılan senaryolar seçilmiş geçmiş dönem
de gözlemlenen fiyat değişimlerine dayanmaktadır. Bu yöntem getirilerin normal
dağılması gibi bir varsayım içermemektedir. Oynaklık, korelasyon ya da diğer
parametrelerin hesaplanmasına gerek
yoktur. Dolayısıyla parametrelerin
yanlış
öngörümleme riski de bulunmamaktadır. Bu nedenle de model riski olasılığı oldukça
düşüktür. Verilerin çok olmadığı ve kâr-zarar dağılımı hakkında fazla bilgi olmadığı
durumlarda kullanılması daha uygundur274.
272
Jorion, ss. 150-153.
Akan, s. 64.
274
Euromoney Training Center, VAR&Advanced Risk Management Courses, London, 2000, s. 56.
273
152
Geçmiş verilere dayanarak hesaplanan RMD yöntemindeki veri miktarının çok
büyük olmadığı durumlarda kullanılması daha uygundur. Çünkü tarihsel simülasyon
yöntemindeki sıkıntı veri setinde çıkabilmektedir. Veri seti içine yansıtılmayan durumlar
tamamen gözardı edilebilmektedir. Bu yöntem geçmiş 250 günlük tarihsel varlık
getirilerinin zaman serisine, mevcut portföy ağırlıklarının uygulamasını kapsamaktadır275.
N
R p,k = ∑ Wi,t R i,t
k = (1,2,...t)
i=1
W = Portföy içerisindeki risk faktörlerinin bugünkü ağırlıkları
R = Getiri değişimleri
Portföyde w ağırlıkları, t zamanı için getiri değişimleri göstermektedir. Bu
parametreler kullanılarak olası portföy değeri hesaplanmakta, daha sonra %95 ya da %99
güven düzeyi için RMD bulunmaktadır. Tarihsel simülasyon yöntemiyle RMD beş
aşamada hesaplanmaktadır276:
•
İlk olarak portföyün temel piyasa etkenleri cinsinden tanımlanması ve
portföyde bulunan varlıkların piyasa fiyatlarına göre değerlerini piyasa etkenleri
cinsinden ifade edebilecek olan bir formül belirlenmesi gerekmektedir.
•
Bu aşamada piyasa etkenleri için son N dönem boyunca gerçekleşmiş olan
tarihsel verilerin sağlanması gerekmektedir. Veriler RMD tutarının hesaplandığı
elde tutma süresi ile uyumlu olmalıdır. Örneğin RMD tutarı bir günlük elde
bulundurma süresi ile hesaplanıyorsa, yani RMD tutarı bir günlük elde
bulundurma süresi boyunca karşılaşılabilecek zararın bir ölçüsü olarak
kullanılacaksa; varsayımsal kâr ya da zarara ulaşmak için piyasa etkenlerinin
günlük değişimleri kullanılacaktır.
•
Tarihsel simülasyon yönteminin bu aşamasında mevcut portföye, piyasa oran
ve fiyatlarında geçmiş N dönemde görülen değişimler uygulanmakta ve
275
276
Bolgün ve Çokaklı, s. 405.
Simons, s. 11.
153
varsayımsal portföy değerleri bulunduktan sonra, her bir varsayımsal portföy
değerinden portföyün mevcut değeri çıkarılarak varsayımsal kâr ve zararlar
bulunmaktadır.
•
Bu aşamada piyasa fiyatları ile değerleme sonucunda bulunan varsayımsal
portföy kâr ve zararları azami kârdan azami zarara doğru sıralanmaktadır.
•
Son aşamada seçilen güven aralığına karşılık gelen zarar belirlenmektedir.
Bu yöntemin temel avantajları; doğrusal olmayan pozisyonlar için kolaylıkla
uygulanabilmesi
ve
bu
nedenle
opsiyon
tipi
bir
ürün
içeren
durumlarda
kullanılabilmesidir277. Tarihsel yöntemde yakın zamanda piyasada yaşanan bütün krizler
yakalanabilmektedir. Bu yöntemin temel dezavantajları büyük miktarda gerçekleşmiş
tarihsel veri gerektirmesi ve sadece geçmişte yaşanmış değişimlerin ele alınmasıdır.
Parametrik yöntemin aksine RMD analizinin hassasiyetini ölçmek için kullanılan farklı
oynaklık değerleri ve korelasyonlarının denenmesine izin vermemektedir.
d. Monte Carlo Simülasyon Yöntemi
Monte Carlo simülasyonu yönteminde, simülasyona dayalı olarak yapılan
hesaplamalar yeni piyasa fiyatlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak portföyün piyasa
değeri dağılımının hesaplanmasına dayanmaktadır278. Monte Carlo simülasyonu ile
tarihsel simülasyon yöntemi arasında benzerlikler olmasına karşın farklılıklarda
bulunmaktadır.
İki yöntem arasındaki temel farklılık; tarihsel simülasyon yönteminde
varsayımsal portföy kâr ve zararını oluşturmak için tarihsel örnekleme döneminde piyasa
etkenlerinde gözlemlenen gerçek değişimler kullanılırken, Monte Carlo simülasyonu
yönteminde piyasa etkenlerindeki olası değişimleri yeterli düzeyde temsil edebileceği
düşünülen bir istatistiki dağılımın seçilerek, gerçek olmayan rassal piyasa fiyat ve
oranlarının üretilmesidir. Bu yöntemde tarihsel fiyat değişimleri yerine rassal olarak
277
Maria Coronado, “Comparing Different Methods for Estimating Value-at-Risk(VaR) for Actual NonLinear Portfolios”, Empirical Evidence, Vol:14(2), 2000, ss. 203-222.
278
Akan vd., s. 34.
154
üretilen fiyat değişimleri kullanılmaktadır. Yaratılan bu rassal değerler mevcut portföye
ilişkin varsayımsal kâr ve zararların dağılımını elde etmek için kullanılacak olup, RMD
tutarı da bu dağılımdan elde edilecektir.
Monte Carlo simülasyonu yönteminde, parametrik yöntemde olduğu gibi, varlık
getirilerinin normal dağılıma sahip olduğu varsayılmaktadır. Monte Carlo simülasyonu
ile RMD hesaplanmasının aşamaları aşağıdaki gibidir279:
•
RMD hesaplanacak portföyün belirlenmesi,
•
Portföyün risk faktörlerinin getiri değişimlerinin hesaplanması,
•
Getiri değişimlerinin dağılımının hangi istatistiksel dağılıma uygun olduğunun
belirlenmesi,
•
Risk faktörleri arasındaki korelasyon ve oynaklıkların saptanması ve
kovaryans matrisinin hesaplanması,
•
Belirlenen dağılıma uygun rassal sayı üretilmesi,
•
Kovaryans matrisinde Cholesky tekil değer ayrıştırma matrisinin üretilmesi,
•
Devriği alınmış Cholesky tekil değer ayrıştırma matrisi ile belirlenen dağılıma
uygun olarak rassal üretilmiş fiyat serilerinin çarpılması ile geçmişteki risk
faktörleri arasındaki ilişkinin yeni üretilen fiyat serilerine yansıtılması,
•
Bu fiyat serilerinin portföye uygulanması,
•
Portföy değişimlerinin küçükten büyüğe sıralanarak ilgili güven aralığına denk
gelen RMD’lerin bulunmasıdır.
e. RMD Ölçüm Yöntemlerinin Karşılaştırılması
RMD hesaplama yöntemlerinden hangisinin en iyi yöntem olduğu sorusunun
kesin bir yanıtı bulunmamakta ve kullanıcının bakış açısına göre yöntemin belirlenmesi
gerekmektedir. Yöntemler arasındaki farklılıkları beş ana ölçüt açısından değerlendirmek
olanaklıdır.
279
Bolgün ve Akçay, s. 409.
155
(1) Opsiyon Risklerini Kapsayabilme Gücü
Simülasyon yöntemlerinin aksine parametrik yöntem; portföydeki opsiyon, ya da
opsiyon benzeri araçların sahip oldukları risklerini doğru olarak yansıtamayabilmektedir.
Bunun nedeni, parametrik yöntemin opsiyonları parçalara ayırarak doğrusal fonksiyonlar,
yani delta eş değerleri cinsinden ifade etmesi olup; bu durumda opsiyonun dayandığı
fiyat ve oranlardaki değişmeler karşısında opsiyonun değerinin ne ölçüde değiştiğinin
tam olarak hesaplanamaması olasılığı bulunmaktadır280.
Simülasyon yöntemleri, temel piyasa etkenlerinin her bir değeri için portfoyün
değerini yeniden hesapladığı için portföyde opsiyonların bulunması simülasyon
yöntemlerinin hesaplama gücünü azaltmamaktadır. Ancak Monte Carlo simülasyon
yöntemi tarafından üretilmiş olan portföy değerinin dağılımı, temel piyasa etkenleri için
seçilen istatistiki dağılıma ve bu dağılımın öngörümlenen parametrelerine dayandığından,
bunlarda hata yapılması durumunda RMD tutarı da yanlış hesaplanacaktır. Tarihsel
simülasyon yönteminde de, örneklemenin yapıldığı geçmiş dönemin geleceği temsil etme
yeteneğinin düşük olması durumunda portföy değerine ilişkin olarak üretilen dağılım
yanıltıcı olmaktadır.
(2) Sonuçların Güvenilirliği
Tüm yöntemler bir şekilde tarihsel verilere dayanmakla birlikte tarihsel
simülasyon yöntemi, doğrudan tarihsel verilere dayanan tek yöntemdir. Bu durumda esas
alınan geçmiş dönemdeki fiyat hareketlerinin tipik olmaması riski ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir deyişle döneme özgü özellikler nedeniyle oynaklığın düşük olması, RMD
tutarının düşük hesaplanmasına yol açacaktır. Bunun tersinin olması da olanaklıdır.
Tarihsel simülasyon yönteminde örnekleme dönemine bağlı bir başka sakınca ise;
örnekleme döneminin çok kısa alınması durumunda güvenilir sonuçlar elde edilebilecek
280
Jorion, s. 202.
156
kadar tarihsel gözleme sahip olunmaması, dönemin çok uzun alınması durumunda ise
öngörünün güncel olmayan verilere dayanılarak yapılması ve güncel bilgilere yeterli
ölçüde duyarlı olmamasıdır.
Parametrik yöntem ve Monte Carlo simülasyon yöntemi ise dağılımların
parametrelerini öngörümlemek için tarihsel verileri kullandıklarından geçmiş dönemdeki
fiyat hareketlerinin tipik olmaması riski bu yöntemler için de söz konusudur. Ancak belli
bir risk etkeni için ortalamanın sıfır olduğu bir normal dağılım varsayımı yapıldığında
fiyat hareketleri sınırlandırılmış olmakta, dolayısıyla esas alınan önceki dönemdeki
değişimler ne kadar tipik olmasa da normal dağılım varsayımı bu etkiyi
sınırlandırmaktadır. Parametrik yöntem ve Monte Carlo simülasyonu yönteminde ayrıca,
kabul edilen istatistiki dağılımların piyasa etkenlerinin gerçek dağılımlarını yeterli ölçüde
temsil edememeleri riski bulunmaktadır.
(3) Farklı Varsayımlarla Kullanılabilme Esnekliği
RMD yöntemi aracılığı ile piyasa riski belirlenebilirken piyasalarda olağandışı
fiyat hareketlerinin olması durumunda portföyün bu hareketlerden nasıl etkileneceği stres
testi ve senaryo analizi ile saptanabilmektedir. Tarihsel simülasyon yöntemi piyasa
etkenlerinde gerçekleşmiş olan değişkenlere doğrudan bağlı olduğundan stres testlerini
bu yöntemle kullanmak güçtür. Diğer taraftan, tarihsel verilerin piyasa etkenlerindeki
değişmelerin istatistiki dağılımının parametrelerini öngörümlemek için kullanılan
parametrik ve Monte Carlo yöntemleri ile birlikte stres testlerinin uygulanması
olanaklıdır281.
(4) Uygulama Kolaylığı
Basit bir kavramsal temeli olan tarihsel simülasyon yönteminin kolay
uygulanabilmesi için geçmiş dönemlere ilişkin verilerin ve varlıklara ilişkin fiyatlama
281
Thomas Linsmeier ve Neil Pearson, “Risk Measurement: Introduction to Value at Risk”, Financial
Analysts Journal, Vol:21, March, 2000, s. 20.
157
modellerinin temin edilebilmesi gerekmektedir. Parametrik yöntemi kullanarak RMD
hesaplaması yapan yazılımlar dikkate alındığında söz konusu yöntemin uygulanabilmesi,
özellikle YP’den ve yazılımların içerdiği diğer araçlardan oluşan portföy için kolay
olmaktadır. Ancak değişik vadeler için belli para birimlerinin piyasa faiz oranlarına
ulaşma güçlüğü ve bu nedenle her bir piyasa etkeni için standart sapma ve korelasyon
katsayılarını hesaplamak zordur.
Parametrik yöntemin uygulanması yazılımların desteklediği portföyler için nasıl
kolay oluyorsa, hesaplama süresi daha uzun olsa da Monte Carlo yönteminin
uygulanması da bilgisayar yazılımları aracılığıyla kolaylaşmıştır. Monte Carlo
yönteminin zor yanlarından biri; gerçek olmayan rassal sayıların üretilmesi olmasına
karşın yazılımlarda bu zorlukta aşılabilmekte ancak dağılımları seçmek ve parametreleri
öngörmek ileri düzeyde uzmanlık ve deneyim gerektirmektedir. Monte Carlo yönteminin
dezavantajlarından biri de, geniş portföyler için hesaplama süresinin uzunluğudur.
(5) Kullanıcılara Anlatma Kolaylığı
Kavramsal temelinin basit olması nedeniyle kullanıcılarına, örneğin üst yönetime
en kolay açıklanabilen yöntem tarihsel simülasyondur. Bir portföyün standart sapmasının,
dolayısıyla RMD tutarının hesaplanması için normal dağılımın özelliklerinin kullanılması
ise teknik bilgisi
olmayan
kullanıcılara
parametrik
yönteminin
açıklanmasını
zorlaştırmaktadır. Monte Carlo yöntemini açıklamak ise oldukça güç olup, söz konusu
yöntemin kilit noktaları olan piyasa etkenlerindeki değişimleri temsil edebilecek bir
istatistiki dağılımın seçilmesi ve bu dağılımdan gerçek olmayan rassal örneklemenin
yapılması anlatımı zorlaştırmaktadır.
5. Model Sınama Testleri
RMD analizi normal piyasa koşullarında ne kadar piyasa riskine maruz
kalınabileceğine ilişkin istatistiki bir ölçü sağlamakta ise de ileride meydana gelebilecek
varsayımsal olaylara ve olağanüstü fiyat değişikliklerine karşı portföyün duyarlılığı
158
hakkında bilgi vermemektedir. Dolayısıyla RMD analizlerinin model sınama testleri ile
desteklenmesi zorunluluk arz etmektedir. Model sınama testleri, RMD modellerinin
eksikliklerini telafi etmek için geliştirilmiştir. Başlıca model sınama testleri; stres testi ve
geriye dönük testtir. Model sınama testleri; portföy stratejisi çerçevesinde RMD
modellerinin
kaldırmaktadır
tüm
282
piyasa
değişimlerini
yansıtmama
dezavantajını
ortadan
.
a. Stres Testleri
Stres testleri, risklerin RMD tabanlı modeller tarafından yakalanamayan boyutu
hakkında bilgi sağlamaları açısından önemlidir283. Stres testi, kurumların, beklenmedik
fakat gerçekleşmesi muhtemel olaylar karşısındaki kırılganlığını gösteren bir risk
yönetimi ölçümüdür. RMD tutarı %95 güven aralığı ve bir günlük elde tutma süresi
kullanılarak hesaplandıysa, ortaya çıkacak zararın RMD tutarını aşması 20 günden
birinde yani %5 olasılıkla beklenmekte olup, oluşacak bu zarar normal bir zarar olacaktır.
Stres testi ise, RMD tutarı aşıldığında zararın ne kadar büyük olabileceği sorusuna yanıt
aramaktadır284.
Stres testi uygulamalarının bir diğer yararı yönetimlere; gerçekleşme olasılığı
bulunan bu tarz olaylar karşısında maruz kalınabilecek kaybın, kurumun risk taşıma
düzeyinin içerisinde olup olmadığını anlayabilme olanağı yaratmasıdır. Eğer sonuç
kurumun risk iştahının üzerinde bir risk yüklenimine işaret ediyorsa, mevcut pozisyon
değiştirilebilir ya da fazla tutar üzerinde bir korunma stratejisi geliştirilebilir.
Stres testlerinin diğer bir yararı, sadece bilanço içi ve dışı varlıkların
değerlerindeki değişimin izlenmesi için değil, aynı zamanda, gelir kaynaklarının stres
koşullarından etkilenme düzeyinin belirlenebilmesi için de kullanılabilmesiyle ortaya
çıkmaktadır. Stres koşulları altında gerçekleşebilecek zarara karşı ilk savunma hattı
282
Bolgün ve Çokaklı, s. 250.
Ebru Tuncer, “Risk Yönetimi Sermaye Yeterliliği ve Finansal Sektör İstikrarı Çerçevesinde Stres
Testleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:57, 2006, ss. 67-75.
284
Linsmeier ve Pearson, s. 20.
283
159
sermayeden önce yaratılan gelir olduğundan, finansal kurumların sıradışı piyasa ve
ekonomik koşullar altında gelirlerinin nasıl etkilendiğini test etmeleri önemlidir.
Stres testi uygulamalarında önemli farklılıklar olmasına karşın, genel olarak
finansal kurumların stres testi uygulamalarında alım-satım portföylerine odaklandıkları,
pek çok kurumun geçmiş piyasa krizlerini temel alan tarihsel senaryolara dayalı
dönemsel analizler yürüttüğü gözlemlenmektedir285. Stres testi finansal kuruluşların,
istisnai fakat gerçekleşme olasılığı bulunan olaylara karşı hassasiyetlerini anlamaya
yönelik olarak kullanılan çeşitli analiz yöntemleri için benimsenmiş genel bir terimdir286.
Stres testi, portföye değişik fiyat değişim ve korelasyon senaryoları uygulanarak,
portföy değerindeki değişimlerin gözlenmesine dayanan bir tekniktir. Stres testlerinin
uygulanmasındaki en önemli unsur, hangi fiyat değişim ve korelasyon senaryolarının
uygulanacağıdır. Günümüz uygulamalarında varsayımsal senaryolar oluşturulurken iki
temel yaklaşım kullanılmaktadır. Bu yaklaşımlardan ilki portföye dayalı yaklaşım,
ikincisi ise olaya dayalı yaklaşımdır. Diğer taraftan olağan bir şekilde çalışmakta olan
piyasaların olağanüstü bir baskı ile karşılaşması durumunda normal olarak işlemeye
devam edeceğini düşünmek doğru olmayacaktır. Bu nedenle tasarlanmış olan varsayımsal
olayların piyasanın işleyişi üzerindeki etkisi de dikkate alınmalıdır287.
Stres testi sürecinde benimsenecek iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan
ilki senaryo analizi, ikincisi ise mekanik yaklaşımlardır. Etken itme analizi, azami zarar
optimizasyonu ve en kötü durum senaryosu stres testi sürecinde kullanılan mekanik
yaklaşımlar olmaktadır. Senaryo analizi sürecinin ilk aşamasını olağan dışı varsayımsal
senaryoların seçilmesi oluşturmakta, sonraki aşamada seçilen senaryoların portföydeki
varlıkların fiyatları üzerindeki olası etkileri belirlemeye çalışılmaktadır. Senaryo
analizleri tasarlanan olayların meydana gelme olasılıklarının ölçülmesini değil, söz
285
Tuncer, s. 68.
Winrid Blaschke, Matthew T. Jones ve Giovanni Majnoni, “Stress Testing of Financal Sytems: An
Overview of Issues, Methodologies and FSAP Experiences”, IMF Working Paper, No.88, 2001, s. 3.
287
Dowd, s. 123.
286
160
konusu
olayların
meydana
gelmeleri
halinde
288
etkilenebileceğinin belirlenmesini amaçlamaktadır
Dowd’un
kullanıma
paralel
olarak,
portföyün
bundan
ne
ölçüde
.
dayanıklılık
testleri
biçiminde
de
adlandırılabilecek olan stres testleri kavramı, ileride meydana gelebilecek herhangi bir
varsayımsal olayın finansal durum ya da portföy üzerindeki etkilerini değerlendirmek
üzere başvurulan yöntemlerin tümünü; senaryo analizleri ise belli senaryolar üzerinde
yoğunlaşan, matematiksel ve istatistiki olasılıklar tanımlayarak bu olasılıkları mekanik
bir şekilde ele alan bir stres testi türünü ifade etmek üzere kullanılmaktadır289.
b. Geriye Dönük Test
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 03.11.2006 tarih ve
26335 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürülüğe giren Risk Ölçüm Modelleri ile
Piyasa Riskinin Hesaplanmasına ve Risk Ölçüm Modellerinin Değerlendirilmesine ilişkin
bir tebliğ bulunmaktadır. Bu tebliğ kapsamında, bankalar kullandıkları risk ölçüm
modellerinin doğruluğunu ve performansını ölçmek amacıyla; risk unsurlarında meydana
gelebilecek değişmelerden dolayı geçmiş 250 iş günü içerisinde portföy değerlerinde
gerçekleşen kazanç ve kayıplarını, öngörümledikleri günlük RMD sonuçlarıyla
karşılaştırarak sapma sayısını belirlemek zorundadırlar.
Geriye dönük test amacıyla RMD hesaplanırken, bir günlük elde tutma süresi
dikkate alınır şeklindeki 10. madde 1. fıkra paralelinde, düzenleyici otorite sapma sayısı
bazlı geriye dönük testin zorunluluğunu ortaya koymaktadır290. Portföylerin RMD modeli
ile hesaplanan değerleri karşılaştıran ve kullanılan RMD modelinin doğruluğunu test
eden yöntem, finans yazınında geriye dönük test olarak adlandırılmaktadır.
Finans kuruluşları her ne kadar kullanacakları RMD modeline karar vermekte
serbest olsalar da, geriye dönük test ölçütleri Basel Komitesi tarafından düzenlenmiştir.
288
Dowd, s. 126.
Kevin Dowd, Beyond Value at Risk: The New Science of Risk Management, John Wiley&Sons,
Chichester, 1998, ss. 121-129.
290
Atilla Çifter, Alper Özün ve Sait Yılmazer, “Geriye Dönük Testlerin Karşılaştırmalı Analizi: Döviz
Kuru Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:62, 2007, s. 25.
289
161
Geriye dönük test yöntemi ile ilgili Basel Komitesi tarafından belirlenmiş temel şartlar
şöyledir:
•
Bir günlük RMD tutarı, aynı gün için gerçekleşen günlük getiri ile
karşılaştırılmalıdır,
•
Bir yıllık dönem içerisinde elde edilen günlük RMD’leri gerçekleşen günlük
getiriler ile karşılaştırılmalı ve doğruluk oranı en az %99 olmalıdır,
•
Bir yıllık dönem içerisinde %5 ve daha fazla hatalı sonuç veren RMD modeli
geriye dönük testte başarısızdır.
Geriye dönük test yaparken temel olarak porföyün günlük kâr ve zararı ile o gün
için daha önce hesaplanmış olan RMD sayısı karşılaştırılmaktadır. Daha sonra, seçilen
gözlem aralığında; porföyün günlük kaybının RMD modelinin öngördüğü değerden daha
yüksek olduğu istisnai günler sayılmaktadır. İstatistiksel olarak istisna oluşturan gün
sayısının gözlem sayısına oranının, seçilmiş olan güven aralığındaki oranı vermesi
gerekmektedir. Modelin geçerliliğini koruması için gerçekleşen istisnaların sayısı, seçilen
güven aralığınca öngörülen istisna sayını geçmemelidir291.
Sapma sayılarının diğer geriye dönük testler aracılğıyla da analiz edilmesi önem
arz etmektedir292. Basel Komitesi, bankalarca kullanılan modellerin güvenilirliğini
artırmak için hesaplanan RMD tutarını en az üç olan bir katsayı ile çarpılmasını
istemektedir. Geriye dönük test, sapma sayılarının fazla olması durumunda bankanın
piyasa riski sermaye gereksinimi hesaplaması için kullanacağı çarpım faktörünü
göstermektedir. Her ay geriye dönük 250 iş günü için yapılan testlerde sapma olan gün
sayısı dörtten fazla olursa, buna göre banka aşağıdaki Tablo 8’de gösterilen artı çarpım
faktörü oranlarını eklemelidir.
Tablo 8. BIS’in Geriye Dönük Test Ölçütleri
291
292
Ünal, s. 37.
Çifter, ss. 25-43.
162
BIS Bölgeleri Sapma Sayısı
Yeşil Bölge
Sarı Bölge
Kırmızı Bölge
0-4
5
6
7
8
9
10 ve üzeri
Çarpım Faktörü
Artı Çarpım Faktörü
3
3
3
3
3
3
3
0,00
0,40
0,50
0,65
0,75
0,85
1,00
Kaynak: Bank for International Settlements (BIS), “Supervisory Framework For The Use of ‘Backtesting’
in Conjunction With The Internal Models Approach To Market Risk Capital Requirements”, Basel
Committee on Banking Supervision, 1996, s. 59.
Basel Komitesi istisnaların sayısına bağlı olarak, modelin kabul edilebilirliği için
çeşitli bölgeler tanımlamıştır. Basel Komitesi geriye dönük test ölçütlerine göre; %99
güven aralığında, 250 gözlem içerisinde dört ya da daha az sayıda istisna gerçekleşirse
model yeşil bölgede, beş ve dokuz arasında istisna gerçekleşirse model sarı bölgede ve on
ve daha fazla istisna gerçekleşirse model kırmızı bölgede yer almaktadır. Bu ölçütlere
göre model yeşil bölgede ise doğru, sarı bölgede ise sorgulamaya açık, kırmızı bölgede
ise yanlış kabul edilmektedir293.
Tablo 9. Kabul Edilebilir Sapma Sayıları
T = 255 Gün
T = 510 Gün
T = 1.000 Gün
99%
N<7
1 < N < 11
4< N < 17
97,5%
2 < N < 12
6 < N < 21
15 < N < 36
95%
6 < N < 21
16 < N < 36
37 < N < 65
90%
16 < N < 36
38 < N < 65
81 < N < 120
Kaynak: Jorion, s. 136.
293
Bank for International Settlements (BIS), “Supervisory Framework For The Use of ‘Backtesting’ in
Conjunction With The Internal Models Approach To Market Risk Capital Requirements”, Basel
Committee on Banking Supervision, 1996, s. 59.
163
Tablo 9’da değişik gözlem sayılarında, belirli güven aralıkları için kabul edilebilir
sapma değerleri verilmiştir294. Tablodan aynı zamanda güven aralığı artıkça ya da hata
payı azaldıkça sapma sayısı için reddedilemeyecek alanın daraldığı görülmektedir. Aralık
azaldıkça yöntemi reddetme olasılığı artmaktadır. Bu durum güven aralığının artması
durumunda yöntemin güvenilirliğinin azaldığını göstermektedir. GDT için bir tek yöntem
söz konusu değildir. Ancak uygulamalı çalışmalarda geriye dönük test yönteminin
hesaplama tekniği olarak genellikle Kupiec Testi (1995) kullanılmaktadır. Kupiec testi ile
olabilirlik oranı belirlenmektedir295. Kupiec testinin formülü şöyledir:
 T T  T  N-T 
LR = 2 × ln   × 1 −   − 2 × ln α T × (1-α) N-T 
 N   N  
Formülde, T; RMD’in sapma sayısını, N toplam gözlem sayısını ve α hata oranını
(T/N) göstermektedir. Bu test ile elde edilen hata oranı en düşük olan model,
ögörümleme açısından en başarılı
model olarak kabul edilmektedir. Kupiec testi
uygulaması kolay ve fazla bilgi gerektirmeyen bir test olmasına karşın, büyük ölçekli
örneklem boyutları dışında güvenilir olmaması gibi bir dezavantaja sahiptir296. Ayrıca
Kupiec testi sadece sapma sayısı üzerine odaklanmakta ve bu sapmaların zaman
dinamiklerini göz ardı etmektedir. Eğer sapmalar kümelenme gösteriyorsa RMD
modelleri hatalı sonuçlar verebilmektedir297.
6. RMD Ölçümlerine İlişkin Yapılan Çalışmaların Değerlendirilmesi
Özellikle 1996 yılından başlayarak finansal iktisat literatüründe RMD ile ilgili
yapılmış çok sayıda araştırma dikkati çekmektedir. Hendricks (1996) rassal olarak
seçilmiş 1.000 adet döviz portföyünü kullanarak RMD yöntemlerinin etkinliklerini
294
Jorion, s. 136.
Atilla Çifter, Alper Özün ve Sait Yılmazer, “Beklenen Kuyruk Kaybı ve Genelleştirilmiş Pareto
Dağılımı ile Riske Maruz Öngörüsü: Faiz Oranları Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye
Bankalar Birliği, Sayı:60, 2007, ss. 1-17.
296
Dowd, s. 68.
297
Paul Christoffersen, “Evaluating Interval Forecasts”, International Economic Review, Vol:39, 1998,
ss. 841-862.
295
164
araştırmış ve aralarında farklılık bulmasına karşın birbirlerine göre üstünlüklerini
belirleyememiştir298. RMD modellerinin etkinliğini tartıştığı çalışmasında, modelle
hesaplanmış risk ölçümlerinin gerçekte ortaya çıkanla ne derecede benzerlik gösterdiğini
araştırmıştır. Sadece piyasa riskinin göz önüne alındığı çalışmada eşit ağırlıklandırılmış
hareketli ortalamalar yaklaşımı, üssel ağırlıklandırılmış hareketli ortalamalar yaklaşımı
ve tarihsel simülasyon yaklaşımı olmak üzere üç temel yöntem kullanılmıştır. Çok sayıda
farklı performans ölçütü kullanılmış, her bir ölçüte göre yapılan RMD yaklaşımında
farklılıklar ortaya çıkmakla beraber bu 12 yöntemden hiçbirinin diğerine üstün olduğuna
dair bir veri elde edilememiştir. Güven aralığının %95 ya da %99 seçilmesinin ise sonucu
önemli oranda etkilediği görülmüştür.
Simons (1996) risk tanımları ve RMD’in örnekli tanıtımını yapmış, RMD’in iki
önemli kısıtı olduğunu belirtmiştir. Ona göre RMD, kâr ve zararın dağılımında herhangi
bir noktaya odaklanmakta; oysa bütün dağılımı temsil eden bir gösterge daha yararlı
olabilecektir. İkincisi RMD, uç piyasa koşullarında risklerin nasıl ölçüleceği noktasında
zayıf kalmaktadır299.
Hendricks
ve
Hirtle
(1997)
piyasa
riski
için
sermaye
yeterliliginin
hesaplanmasında içsel modellerin kullanılması üzerinde durmuşlardır300. Genel eleştiri
alan elde tutma süresi, veri seti için belirlenmiş olan minimum dönem, çarpım faktörü,
modelin test edilmesi gibi noktalara değinmiş, bunların aldıkları eleştirilerle beraber
ortaya konma nedenlerini açıklamış, genelde bu düzenlemelerin gerekliliğini dile
getirmişlerdir. Bank America, Bankers Trust, Chase Manhattan, Citicorp ve JP Morgan
inceledikleri kuruluşlardır.
298
Daryll Hendricks, “Evaluation of Value-at-Risk Models Using Historical Data”, Federal Reserve Bank
of New York Economic Policy Review, Vol:12, April, 1996, ss. 39-70.
299
Simons, s. 13.
300
Daryll Hendricks ve Beverly Hirtle, “Bank Capital Requirements for Market Risk: The Internal Models
Approach”, Federal Reserve Bank of New York Economic Policy Review, Vol:17, December, 1997, ss.
19-36.
165
Jackson, Maude ve Perraudin (1998) Basel sermaye gereklerinden bahsetmişler,
simülasyona dayalı RMD ile parametrik RMD’i karşılaştırmışlardır301. Finansal zaman
serilerine ilişkin getirilerin normal dağılım göstermelerine bağlı olarak simülasyona
dayalı RMD ile; parametrik RMD’e göre daha doğru olasılık ölçümleri yapılabildiği
saptanmıştır. Ayrıca yazarlar Basel Komitesi’nce öngörülen çarpım faktörünü yüksek
bulmakta, böyle yüksek bir faktörle ancak aşırı yüksek riske sahip olan portföylerin
yeterli sermaye bulundurmak durumda kalabileceklerini belirtmektedir.
Vlaar (1998) çalışmasında 12 yıllık ve 8 farklı vadedeki, sabit faizli Hollanda
hükümet bonolarından oluşan 25 varsayımsal portföy üzerinde üç değişik RMD
modellemesini (Parametrik, Tarihsel ve Monte Carlo) ve onların bir bileşimini %99
güven aralığında ve 10 günlük elde tutma süresine göre karşılaştırmıştır302. Çalışmasında
bulduğu sonuçlara göre belli bir dönem için tarihsel simülasyon ancak geriye dönük
olarak uzun bir zaman söz konusu ise başarılı olabilmektedir. Ayrıca Monte Carlo
yönteminde kuramsal olarak doğru düzeyde olabilmek için çok sayıda veriye gereksinim
duyulmaktadır. Son olarak normal dağılımlı, varyansın zamana göre değişiklik gösterdiği
modellerde Monte Carlo ve parametrik yöntemin ortak uygulandığı, Monte Carlo
simülasyonu ile ortaya çıkarıldığı ve ardından parametrik yöntemine göre hesaplandığı
modeller iyi sonuç vermektedir.
Jorion (2000) en kötü zararın ne olabileceğini vermemesi, dönem boyunca
pozisyonların değişmediğinin varsayılması ve nereye yatırım yapmak gerektiğini
söylememesini RMD’in kısıtları arasında saymaktadır303. RMD’e yönelik eleştirilere
cevaben RMD’in kusursuz olmadığını kabul etmekte, ancak RMD’i risk alanında yapılan
hızı ölçmeye yarayan sallantılı bir hız göstergesine benzetmektedir.
301
Patricia Jackson, David Maude ve William Perraudin, “Bank Capital and Value at Risk”, Bank of
England Working Paper Series, Vol:79, 1998, ss. 1-37.
302
Peter J. Vlaar, “Value at Risk Models for Dutch Bond Portfolios”, Journal of Banking&Finance,
Vol:24(7), 2000, ss. 1131-1154.
303
Jorion, s. 76.
166
Berkowitz ve O’Brien (2001) çalışmalarında 6 büyük ABD bankasının günlük
performanslarını RMD yöntemi ile analiz etmişlerdir304. Bu bankalar 1999 yılında 10
büyük banka içerisinde yer almakta ve türev ürünlerle ilgili işlemleri büyük ölçeklere
ulaşmaktadır. Hesaplamalarda oynaklığını ölçmek için GARCH yöntemini kullanılmıştır.
Çalışmada elde edilen RMD tutarları ile bankaların kâr ve zarar tutarları arasında pozitif
korelasyon olduğu sonucuna varılmıştır.
McKenzie, Mitchell, Brooks ve Faff (2001), Londra maden borsası verilerini
kullanarak yuvalanmış modelleri incelemişler ve Taylor ARCH modelini veriye en uygun
model olarak bulmuşlardır. McKenzie ve Mitchell (2002), Üslü ARCH modelini borsa
getirilerine uygulamışlar ve GARCH(1,1) modelinin veriye daha uygun olduğunu, kuvvet
ve kaldıraç terimlerinin eklenmesinin modele bir katkısı olmadığını ispatlamışlardır305.
Rogachev (2002) çalışmasında, RMD uygulamalarında yaşanan sorunlara ve
İsviçre bankalarında uygulanan pratik RMD’ye yer vermiştir306. Çalışmada anket tekniği
ile portföy yöneticilerinin günlük uygulamalarında RMD’yi nasıl algıladıkları
araştırılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, bankacılık perspektifinden bakıldığında RMD
uygulamalarının hem pozitif hem de negatif yönleri bulunmaktadır.
Giot ve Laurent (2003) farklı GARCH modellerinin hisse senedi getirilerinin
öngörü performansını karşılaştırmışlardır307. Sonuçta, S-ST dağılımlı APARCH
modelinin en etkin performansa sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine Giot ve Laurent
(2003), CAC40 ve SP500 hisse senedi getirileri ile JPY/USD ve EUR/USD paritelerinin
günlük getirilerini ayrı ayrı modellemişlerdir. Sonuçta, S-ST dağılımlı APARCH
modelinin daha etkin olduğunu belirlemiş ve dağılım tercihinin önemini vurgulamışlardır.
304
Jeremy Berkowitz ve James O’Brien, “How Accurate are Value-at-Risk Models at Commercial
Banks?”, US Gateway Working Paper, Vol:17, New York, 2001, ss. 33-38.
305
McKenzie ve Mitchell, ss. 555-564.
306
Andrey Rogachev, “Dynamic Value at Risk”, St. Gallen Working Paper, University of St. Gallen,
November, 2002, ss. 1-20.
307
Pier Giot ve Sebastien Laurent, “Value-at-Risk for Long and Short Trading Positions”, Journal of
Applied Econometrics, Vol:18, 2003, ss. 641–664.
167
Akan (2003) çalışmalarında parametrik RMD yöntemini Türk sermaye
piyasalarında incelemiştir308. Bu amaçla, USD için Ocak 1990-Mayıs 2002 dönemine
ilişkin
3121
günlük
verilerle
Türkiye’de
uygulanan
döviz
kuru
politikaları
değerlendirilmiş, uygulanacak politikaların parametrik yöntem üzerindeki etkileri
yorumlanmıştır. Çalışmada, USD/TL kuruna ilişkin logaritmik getiri serisi ve betimsel
istatistiklerinin incelenmesi sonucu getirilere ilişkin varyansın da zaman içerisinde
değiştiği sonucuna varılmıştır.
Mazıbaş (2005) 15 adet simetrik ve asimetrik GARCH modeli ile İMKB
endekslerindeki oynaklığı modelleyerek öngörülerin güvenilirliğini ele almaktadır309. Bu
amaçla öncelikle finansal verilerde sıkça rastlanan oynaklık kümelenmesi, asimetrik fiyat
hareketleri, kaldıraç etkisi ve kalın kuyruk özellikleri araştırılmıştır. Simetrik hareketleri
modelleyen GARCH modelinin yanında asimetrik hareketlerin modellenmesinde
EGARCH, GJR-GARCH, APARCH ve Asimetrik GARCH modellerinden oluşan 15
modelden yararlanılmıştır. Öngörü sonuçlarında günlük, haftalık ve aylık verilerde
asimetri ve kaldıraç etkilerinin mevcut olduğu belirlenmiştir. Yapılan öngörülerde,
haftalık ve aylık bazda yapılan öngörülerin daha isabetli sonuçlar verdiği görülmüştür.
Lin ve Shen (2006) çalışmalarında, ST dağılımı kullanılarak piyasa riskinin
ölçümlenmesinde RMD metodolojilerinin kullanılabilirliğini araştırmıştır310. Bu amaçla
çesitli dağılımlar üzerinde RMD yöntemleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda, RMD
metodolojilerinin güven düzeyi %98.5’i geçtiğinde ST dağılımının kullanılması
durumunda, normal dağılıma göre daha kesin sonuçlar verdiği saptanmıştır.
Pan ve Zhang (2006), Çin Borsası için günlük getirilerle üç farklı dağılım
varsayımı altında GARCH modelleri kullanarak oynaklık öngörümlemesi yapmışlardır311.
308
Akan, s. 31.
Murat Mazıbaş, “İMKB Piyasalarındaki Volatilitenin Modellenmesi ve Öngörülmesi: Asimetrik
GARCH Modelleri ile Bir Uygulama”, VII. Ulusal Ekonometri ve İstatistik Sempozyumu Bildiri
Kitabı, İstanbul Üniversitesi İİBF, İstanbul, 2005, s. 77.
310
Chu-Hsiung Lin ve Shan-Shan Shen, “Can the Student-t Distribution Provide Accurate Value at Risk?”, The
Journal of Risk Finance, Vol:7, No:3, 2006, ss. 292-300.
311
Hongyu Pan ve Zhichao Zhang., “Forecasting Financial Volatility: Evidence From Chinese Stock
Market”, Working Paper in Economics and Finance, University of Durham, Vol:06/02, 2006, ss. 1-29.
309
168
Çin Borsası için S-ST dağılımlı GJRGARCH ve EGARCH modellerin daha iyi
öngörümleme performansına sahip olduğunu belirlemişlerdir.
Diamandis ve Kouretas (2006), Atina Borsası için günlük getiriler ve farklı
dağılım varsayımları altında APGARCH modeli kullanarak RMD hesaplamaları
yapmışlardır312. S-ST dağılımına dayalı APGARCH modelinin kalın kuyrukları tamamen
hesaplamalara dahil ettiği sonucuna ulaşmışlardır.
Gürsakal (2007), çalışmasında RMD yöntemini kullanarak İMKB30 endeksi
günlük getiri serisine ilişkin risk hesaplamaları yapmıştır. Çalışmada parametrik yöntem
ile hesaplanan RMD’in, tarihsel simülasyon yöntemi ile hesaplanandan daha düşük
çıktığı görülmüştür. Bu durumun parametrik yöntemin normal dağılım varsayımı
yapmasından kaynaklandığı, İMKB30 endeksi getiri serisinin de normal dağılmadığı
bulgulanmıştır313.
Çifter ve Özün (2007) çalışmalarında GARCH ve türevlerini farklı dağılım
varsayımları altında RMD hesaplamalarında kullanmıştır314. EGARCH, GJR-GARCH,
APGARCH, NGARCH farklı finansal piyasa verileriyle yaptıkları analizlerde, GARCH
modellerinin ani oynaklık değişimlerini yakalayabildiklerini ortaya koymuşlardır.
Khanniche (2008) hedge fonların RMD’ini hesaplamış ve %5 güven düzeyinde
Cornish-Fisher RMD ile ST dağılımlı GARCH modeline dayalı RMD hesaplamalarının
daha güvenilir sonuçlar verdiğini bulmuştur315. Bu çalışma, literatürde risk analizleri
kapsamında sıkça kullanılan sabit varyans ve değişken varyans varsayımına dayalı
geleneksel yöntemler ile stres altındaki piyasa koşullarını dikkate alarak, daha yüksek
tutarlı risk düzeyleri veren ES yöntemi karşılaştırılmıştır. Varsayımsal olarak
312
Panayiotis Diamandis ve diğerleri, “Value-at Risk for Long and Short Trading Positions: The Case of
the Athens Stock Exchange”, Working Paper of Crete, Department of Economics, No:601, 2006, s. 43.
313
Sevda Gürsakal. “İMKB 30 Endeksi Getiri Serisinin RMD’nin Tarihi Simulasyon ve VaryansKovaryans Yöntemleri ile Hesaplanması”, 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Kongresi, 24-25 Mayıs
2007, İnönü Üniversitesi, Malatya, 2007, ss. 1-12.
314
Çifter vd., ss. 25-43.
315
Sabrina Khanniche, “Evaluation of Hedge Fund Returns Value at Risk Using GARCH Models”, 5th
International Conference on Applied Financial Economics, Samos Island-Greece, 2008, s. 93.
169
oluşturulmuş bir banka portföyü RMD’inin farklı RMD ölçüm modelleriyle
hesaplanmasına yer verilmiş ve yapılan analiz, stres testi ve senaryo analizleriyle
desteklenmiştir.
Rodoplu ve Ayan (2008) çalışmalarında bankacılık sektöründeki Basel II
düzenlemelerinde,
değerlendirmiştir
316
piyasa riskine dönük ölçüm
.
Çalışma
kapsamında
içsel
yaklaşımlarını
ölçüm
yöntemi
ayrıntılı
olarak
olarak
RMD
incelenmiştir. Çalışmada, hipotetik olarak oluşturulan bir banka bilançosunun faiz riskine
ilişkin
sermaye
gereksinimi
standart
yaklaşıma
göre
hesaplanmış,
uygulama
bilançosunun faiz riskine ilişkin sermaye gereksinimi RMD yaklaşımları ile farklı
oynaklık modelleri altında incelenmiştir. Çalışma sonucunda en uygun içsel ölçüm
yaklaşımının Monte Carlo simülasyonu olduğu bulgulanmış; tarihsel simülasyonun
genellikle yüksek, parametrik yaklaşımın ise durgun piyasa koşullarında göreceli düşük
sonuçlar ürettiği saptanmıştır.
Aktaş (2008) çalışmasında, Basel II uygulamaları doğrultusunda Türkiye’de
uygulanacak RMD modeline dayalı olarak, bankaların piyasa riskine karşılık ayıracağı
sermaye tutarının olması gereken değere yakın olup olmayacağını araştırmıştır317. Bu
amaçla DİBS, döviz ve hisse senetlerinden oluşan hipotetik bir portföyün RMD’leri
parametrik yöntem ile hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda yıllar arasındaki yüksek
oynaklıklar nedeniyle parametrik yöntemin varsayımından büyük sapmalar olduğu, yani
verilerin normal dağılımdan uzak bir dağılım sergilediği bulgulanmıştır. Dolayısıyla,
Türkiye piyasalarında piyasa riski için sermaye tahsis edilmesinde parametrik yöntemin
kullanılmasının riskli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Taş ve İltüzer (2008), çalışmalarında Monte Carlo simülasyon yöntemi ile
RMD’in İMKB30 endeksi ve DİBS portföyü üzerine uygulamasını gerçekleştirmiştir318.
316
Rodoplu ve Ayan, ss. 1-28.
Aktaş, ss. 243–256.
318
Oktay Taş ve Zeynep İltüzer, “Monte Carlo Simulasyon Yöntemi ile Riske Maruz Değerin İMKB30
Endeksi ve DİBS Portföyü Üzerinde Bir Uygulaması”, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:23,
Sayı:1, 2008, ss. 67-87.
317
170
Çalışmada farklı güven düzeyleri kullanılmış, güven düzeyinin artmasına bağlı olarak
RMD tutarının artığı bulgulanmıştır. Bu nedenle güven düzeyinin, RMD tutarının hangi
amaçla kullanılacağına göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Riskin ölçülmesinde kullanılabilecek birçok yöntem bulunmaktadır. Bunların en
çok kabul göreni RMD yöntemidir ve RMD yönteminde alım satım portföyünün maruz
olduğu piyasa riski ölçülmektedir. RMD analizinin bu kadar yaygınlaşmasının en önemli
nedeni, tek bir sonuç ile tüm portföyün riskinin elde edilebilmesidir. MRMD yöntemi de
portföy içerisindeki varlıkların risk düzeylerinin belirlenmesi ve varlıklar arasında risk
karşılaştırması açısından önemlidir.
Sabit varyansı dikkate alan tanımlayıcı istatistikler ile koşullu değişen varyansı
dikkate alan modeller, finansal zaman serilerine ilişkin risk analizlerinde oynaklık
düzeyinin temel belirleyicileridir. Ancak elde edilen oynaklık düzeyleri sadece
dalgalanmanın boyutunu gösterirken, risk ve olası kayıp tutarlarının elde edilmesi için
farklı ölçüm yöntemleri kullanılmaktadır. Oynaklık düzeyi ise, risk tutarının
hesaplanmasında temel belirleyici konumundadır. Oynaklığın değişken olarak kabul
edildiği GARCH ve türevi olan modellerin oynaklık değerleri yine portföy değeri, güven
düzeyi ve elde tutma süresi ile çarpılarak RMD tutarı bulunabilmektedir.
171
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİR BANKA PORTFÖYÜNE İLİŞKİN PİYASA RİSKİNİN
RMD YÖNTEMİ İLE ÖLÇÜMLENMESİ
Çalışmanın bu bölümünde Basel II uygulamaları doğrultusunda RMD modeline
dayalı olarak bir bankanın maruz kaldığı piyasa riski ölçülmeye çalışılmıştır. İncelenen
banka portföyü döviz, faiz ve hisse senedi riskini içeren 10 varlıktan oluşmaktadır. Banka
portföyünün RMD’i parametrik yöntem ile hesaplanmış ve elde edilen bulgular piyasa
riski yönünden değerlendirilmiştir. Çalışmada 04-01-2006 ve 30-06-2010 tarihleri
arasındaki 1.128 günlük veriler kullanılmıştır.
Çalışmada ayrıca, finansal verilerde sıkça rastlanan oynaklık kümelenmesi,
asimetrik fiyat hareketleri ve kalın kuyruk özellikleri de incelenmiştir. Taşıdıkları
özellikler nedeniyle finansal serilerde değişen varyans modellerinin kullanılması daha
uygun görülmektedir. Bu nedenle çalışmada doğrusal olmayan koşullu değişen varyans
modellerinden APGARCH modeli kullanılmış ve böylelikle önemli bir RMD parametresi
olan oynaklıkların modellenmesine çaba gösterilmiştir.
I.
BANKA PORTFÖYÜNÜN TANITIMI
Çalışmada kullanılan portföy, ülkemizde 1944 yılında kurulmuş bir bankaya aittir.
Banka, 1975 yılında Türkiye'de döviz pozisyonu tutma yetkisi alan ve 1986'da
uluslararası sermaye piyasalarında bono ve sertifikaları satılan bir Türk bankası olma
özelliğini
taşımaktadır
ve
ülkemizde
bankacılık
alanında
önemli
yenilikleri
gerçekleştirmiştir. Örneğin sektörel gelişimin hız kazandığı 1990’lı yıllarda, geliştirdiği
bireysel yatırım araçları ile ülkemizde ilk bireysel bankacılık uygulamaları, bu banka
tarafından yapılmıştır. Bağlı bulunduğu holdingin TMSF'ye olan borçları nedeniyle
172
bankanın %57'lik hissesi, 2006 yılında önemli bir sanayi ve hizmet grubu tarafından
kurulan başka bir bankaya satılmıştır.
Satın alan bankanın, halen yabancı bir banka ile stratejik ortaklığı bulunmaktadır.
Türk Finans sektöründe, ilk yabancı ortaklığın gerçekleştirilmesini temsil eden bu
işbirliği, her iki hissedarın %50 hissesine sahip olduğu bir anlaşmanın 2002'de
imzalanması ile gerçekleştirilmiştir. 2006 yılına gelindiğinde hisselerinin %57’lik
kısmının satın alınması ile başlayan süreç sonucunda, her iki bankanın yakaladığı uyum
doğrultusunda yürütülen projeler ve kapsamlı çalışmalarla bugünkü banka yaratılmıştır.
Yaşanan küresel kriz sonucu kredi piyasasında talebin daralması ve artan riskler
nedeniyle bankacılık sektöründe izlenen aktif büyümesi, genelde menkul değer
yatırımlarından kaynaklanmaktadır. Çalışmada incelenen bankada da aktif artışının
menkul değer portföyü kaynaklı olduğu faaliyet raporlarının incelenmesinden
anlaşılmaktadır. Aktif fonlamasında maliyet denetimine ilk sırada önem veren bir
anlayışla çalışan banka, son yıllarda uluslararası piyasalarda faizlerin düşmesi ile birlikte
kaynak maliyetini uygun düzeylerde tutmayı başarmıştır. Bir bankanın piyasa riski,
bilanço içi ve dışı, alım-satım amaçlı taşıdığı pozisyonlarında, piyasa fiyatlarındaki
dalgalanmalar nedeniyle maruz kaldığı risk olarak tanımlanmaktadır. Bankanın piyasa
riski, BBDK düzenlemeleri doğrultusunda hesaplanmaktadır. Bu hesaplamalarda %99
güven aralığı için Parametrik RMD Yöntemi kullanılmaktadır.
Yapılacak analizlerde bankanın portföy büyüklüğü 2 Milyar TL olarak
belirlenmiştir. Hesaplamalarda kolaylık sağlaması açısından küçük tutardaki varlıklar
dikkate alınmamış ve portföy tutarı tamsayıya dönüştürülmüştür. Portföy içerisinde
toplam menkul değer büyüklüğü 1,28 milyar TL olup, menkul değer portföyünün 960
Milyon TL’lık kısmı TL cinsinden ve 320 milyon TL’lik kısmı da YP cinsinden menkul
değerlerden oluşmaktadır. TL cinsi menkul değerin dağılımına bakıldığında; portföyde
TL bonolar içerisinde en çok ağırlığı bulunan 3 aylık gösterge bonoda 360 milyon TL’lik
kısım ve TL tahviller içerisinde en çok ağırlığa sahip 2 yıllık gösterge tahvilde 900
milyon TL’lik bir kaynak dikkati çekmektedir. YP cinsi menkul değerin dağılımı
173
incelendiğinde bunun180 milyon TL’nın 2034 vadeli USD cinsi Eurobond’dan, 100
milyon TL’nın ABD Merkez Bankası tarafından ihraç edilen USD cinsi 5 yıllık
tahvillerden ve 40 milyon TL’lik kısmının da Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından
Euro bölgesinde ihraç edilen 3 yıllık EUR cinsi tahvillerden oluştuğu görülmektedir.
Banka portföyünde bulunan TL cinsi menkul değerler başlıca bono ve tahvil
olmak üzere iki grupta yer almaktadır. Bonolar vadesi 1 yıldan az olan ve iskontolu
olarak piyasaya ihraç edilen yatırım araçlarıdır. Tablo 10’da banka portföyündeki TL
cinsinden bonolar gösterilmektedir. Banka portföyünde bulunan iskontolu bonolar 1 aylık
(1M Bono), 3 aylık (3M Bono), 6 aylık (6M Bono), 9 aylık (9M Bono) faiz oranları için
gösterge olarak kullanılmaktadır. Tablodaki getiri sütunu söz konusu bononun yıllık
getiri oranını göstermekte, fiyat sütunu ise iskontolu ihraç edilmesi nedeniyle değeri
100.000 TL’nin altında olan bono fiyatları bulunmaktadır.
VKG sütununda ilgili
bonolara ilişkin vadeye kalan gün sayısı belirtilmektedir.
Tablo 10. Banka Portföyünde Bulunan TL Bonolar
Valör
Gösterge Kağıt
9-Tem-10
1M Bono
9-Tem-10
9-Tem-10
3M Bono
9-Tem-10
6M Bono
9-Tem-10
9-Tem-10
9M Bono
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
-
ISIN kod
Para Birimi
TRB140710T13
TRY
TRB180810T18
TRY
TRB080910T19
TRY
TRT031110T10
TRY
TRT081210T14
TRY
TRT020211T11
TRY
TRT130411T16
TRY
TRT110511T17
TRY
TRT080611T11
TRY
VKG Getiri (%) Fiyat (TL) Tutar (Milyon TL)
5
7,30
99.904
5
40
7,24
99.237
2
61
7,26
98.836
280
117
7,81
97.619
40
152
7,82
96.913
5
208
7,94
95.739
20
278
7,95
94.271
4
306
8,09
93.685
2
334
8,15
93.084
2
TL cinsi tahviller bir yıl ya da daha uzun vadeli yatırım araçlarıdır. Portföydeki
tahviller, hem iskontolu hem de kupon ödemeli tahvillerden oluşmaktadır. Kupon
ödemeli tahviller de kendi arasında sabit faizli kupon ödemeli ve değişken faizli kupon
ödemeli olarak ayrılmaktadır. Sabit faizli kupon ödemeli tahviller, vade sonuna kadar
elde tutulmaları halinde belirli bir getiriyi garanti etmektedir. Sabit faizli kupon ödemeli
tahvillerde, vade sonunda elde edilecek getiri başlangıçta bilinmektedir. Değişken faizli
kupon ödemeli tahviller ise özellikle vade başlangıcı ile vade sonu arasındaki dönemde
faiz oranlarında oluşabilecek aşırı oynaklığa karşı korumak amacıyla banka portföyünde
174
bulundurulmaktadır. Piyasa koşullarına göre değişen tahvil faiz oranı portföyün faiz
riskini azaltmaktadır.
Tablo 11. Banka Portföyünde Bulunan Kuponlu–İskontolu Tahviller
Valör
Gösterge Kağıt
9-Tem-10
1Y Tahvil
9-Tem-10
9-Tem-10
2Y Tahvil
9-Tem-10
9-Tem-10
3Y Tahvil
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
5Y Tahvil
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
-
ISIN kod
Para Birimi Kupon ödemesi Getiri (%) Fiyat (TL) Tutar (Milyon TL)
TRT030811T14
TRY
İskontolu
8,18
91.944
50
TRT161111T14
TRY
İskontolu
8,30
89.751
20
TRT250112T14
TRY
İskontolu
8,45
88.203
430
TRT120111T10
TRY
Değişken faizli
4,44
100.800
10
TRT100413T10
TRY
Değişken faizli
9,17
102.750
20
TRT150120T16
TRY
Değişken faizli
4,64
105.600
5
TRT260214T10
TRY
Değişken faizli
3,42
105.700
4
TRT070312T14
TRY
Sabit faizli
5,23
111.400
6
TRT170415T10
TRY
Değişken faizli
9,38
103.250
40
TRT250511T17
TRY
Değişken faizli
4,15
101.150
5
TRT010420T19
TRY
Değişken faizli
9,23
100.600
5
TRT150120T19
TRY
Değişken faizli
9,58
107.000
5
Tablo 11’de portföydeki TL cinsinden tahviller yer almaktadır. Banka
portföyünde bulunan tahvillerden bazıları 1 yıllık (1Y Tahvil), 2 yıllık (2Y Tahvil), 3
yıllık (3Y Tahvil) ve 5 yıllık (5Y Tahvil) faiz oranları için gösterge olarak
kullanılmaktadır. Ayrıca getiri, yıllık getiri oranını göstermektedir. Piyasada gösterge
kağıt (benchmark) olarak bilinen menkul değer 25.01.2014 vadeli tahvildir ve piyasadaki
en likit menkul değerdir. Bu nedenle de 2 yıllık gösterge konumunda olan tahvil, banka
portföyündeki menkul değer portföyünün önemli bir kısmını oluşturmaktadır.
Eğer banka faiz oranlarının düşmesini beklemekte ise portföyünde sabit faizli
menkul değer; yükselmesini beklemekte ise portföyünde değişken faizli menkul değer
bulundurmayı tercih etmelidir. Tablo 11’den banka portföyünde ağırlıklı olarak iskontolu
tahvillerin olduğu ve kuponlu menkul değerlerin portföyde çok tercih edilmediği
görülmektedir.
Bu
durum
bankanın
daha
likit
varlıkları
tercih
etmesinden
kaynaklanmaktadır. Kuponlu tahviller, iskontolu tahviller kadar likit değildir ve
portföydeki kuponlu tahviller ağırlıklı olarak değişken faizli kupon ödemeli tahvillerden
oluşmaktadır. Portföyde yer alan tahviller içerisinde, sabit faizli kupon ödemeli tahvilin
tutarı oldukça düşüktür. Bankanın portföyünde sabit faizli kupon ödemeli tahvil yerine
değişken faizli kupon ödemeli tahvili ağırlıklı olarak bulundurması, bankanın faiz
yükselişlerine karşı dikkatli olduğunun bir göstergesidir. Değişken faizli kupon ödemeli
175
kağıtların kupon ödemesi genellikle 3 ya da 6 ayda bir yapılmaktadır. Böylece değişken
faizli menkul değerin faiz oranı değişimi, en az 3 aylık bir gecikme ile güncel faiz
oranlarına uyumlu olmaktadır.
Tablo 12. Banka Portföyünde Yer Alan USD Cinsi Uluslararası Tahviller
Valör
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
Vade
29-Oca-10
30-Eyl-10
30-Ara-10
30-Haz-11
30-Haz-12
15-Haz-13
30-Haz-15
15-May-20
15-May-40
Tanım
1M USD
3M USD
6M USD
1Y USD
2Y USD
3Y USD
5Y USD
10Y USD
30Y USD
Kupon Faizi (%)
0
0
0
0
0,63
1,13
1,88
3,50
4,38
Para Birimi
USD
USD
USD
USD
USD
USD
USD
USD
USD
Getiri (%)
0,16
0,17
0,22
0,31
0,63
1,00
1,81
2,98
3,94
Tutar (Milyon TL)
2
3
5
9
7
7
60
5
2
Bilindiği gibi tahviller hem iskontolu hem de kuponlu olarak ihraç edilebilir.
Ancak vadesinin uzun olması nedeniyle genel olarak kuponlu ihraçlar daha ağırlıklıdır.
Kuponlu tahvillerin üstünlüğü, eğer değişken faizli kupon ödemeli bir tahvil ise; kupon
ödemesinin yenilendiği dönemde faiz oranının da yenilenmesidir. Kupon ödemeleri
ağırlıklı olarak üç ya da altı aylık dönemlerde yapılmaktadır. Yani 30 yıllık kuponlu
tahvil satın alan bir yatırımcının alacağı faiz oranı, piyasa koşulları doğrultusunda kupon
ödeme
döneminde
güncellenmektedir.
Böylelikle
yatırımcılara
faiz
esnekliği
sağlanmaktadır.
Banka portföyünde uluslararası tahvil olarak hem Amerikan Hazinesi tarafından
ihraç edilmiş ve vadesi 30 yıla kadar uzanan USD cinsi tahviller hem de EURO
bölgesinde oluşturulan konsorsiyum ile ihraç edilen EUR cinsi vadesi 50 yıla kadar
uzanan tahviller bulunmaktadır. Tablo 12’de banka portföyünde yer alan ve Amerikan
Hazinesi tarafından ihraç edilmiş tahviller gösterilmektedir. Öte yandan Tablo 13’te
banka portföyündeki, Euro bölgesi tarafından ihraç edilen EUR cinsi tahviller yer
almaktadır. Banka portföyünde ağırıklı olarak bulunan tahviller, 5 yıl vadeli Amerikan
Tahvili ve 3 yıl vadeli Euro Bölgesi Tahvilidir.
176
Tablo 13. Banka Portföyünde Yer Alan EUR Cinsi Uluslararası Tahviller
Valör
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
Vade
5-Ağu-10
30-Eyl-10
30-Ara-10
10-Mar-11
1-Tem-11
15-Tem-12
11-Eki-13
10-Eki-14
10-Nis-15
4-Tem-16
4-Ağu-17
4-Tem-18
4-Tem-19
4-Tem-20
25-Oca-25
4-Oca-31
4-Tem-40
25-Nis-60
Tanım
1M EUR
3M EUR
6M EUR
9M EUR
1Y EUR
2Y EUR
3Y EUR
4Y EUR
5Y EUR
6Y EUR
7Y EUR
8Y EUR
9Y EUR
10Y EUR
15Y EUR
20Y EUR
30Y EUR
50Y EUR
Kupon Faizi (%)
0
0
0
0
0
0,50
4
2,50
2,25
4
4,25
4,25
3,50
3
6
5,50
4,75
4
Para Birimi
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
EUR
Getiri (%)
0,39
0,43
0,60
0,63
0,69
0,75
0,96
1,34
1,57
1,90
2,14
2,35
2,50
2,61
3,33
3,26
3,28
3,56
Tutar (Milyon TL)
0,5
0,5
0,5
1
2
5
16
2
5
1
1
1
1
2
1
0,2
0,2
0,1
Banka portföyünde Türk Hazinesi tarafından yurtdışında ihraç edilen USD ve
EUR cinsi eurobondlar da bulunmaktadır. En uzun vadeli USD cinsi eurobond 2040
vadeli olup, EUR cinsi eurobond 2020 vadelidir. Ancak piyasada hala en likit olan
gösterge konumundaki eurobond USD cinsi 2034 vadeli olan eurobonddur. Tablo 14’ten
banka portföyünde ağırlıklı olarak 2034 vadeli eurobondun bulunduğu görülmektedir.
177
Tablo 14. Banka Portföyünde Yer Alan USD ve EUR Cinsi Eurobondlar
Valör
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
9-Tem-10
Vade
18-Oca-11
30-Oca-11
23-Oca-12
6-Haz-12
14-Oca-13
15-Oca-14
10-Şub-14
15-Mar-15
1-Mar-16
26-Eyl-16
16-Şub-17
14-Tem-17
3-Nis-18
11-Mar-19
2-Nis-19
7-Kas-19
18-May-20
5-Haz-20
30-Mar-21
5-Şub-25
15-Oca-30
14-Şub-34
17-Mar-36
5-Mar-38
30-May-40
Kupon Faizi (%)
9,50
9
11,50
4,75
11
9,50
6,50
7,25
5
7
5,50
7,50
6,75
7
5,88
7,50
5,13
7
5,63
7,38
11,88
8
6,88
7,25
6,75
Para Birimi
EUR
USD
USD
EUR
USD
USD
EUR
USD
EUR
USD
EUR
USD
USD
USD
EUR
USD
EUR
USD
USD
USD
USD
USD
USD
USD
USD
Fiyat (TL)
103.660
105.960
112.760
102.940
117.910
117.910
108.610
111.750
102.650
111.170
103.330
113.830
109.270
110.860
104.320
114.160
97.740
110.220
99.170
112.170
161.700
116.710
103.070
107.020
100.130
Getiri (%)
2,43
2,78
2,97
3,21
3,50
3,99
3,88
4,44
4,45
4,89
4,89
5,13
5,27
5,41
5,24
5,54
5,42
5,64
5,73
6,10
6,33
6,59
6,62
6,69
6,73
Tutar (Milyon TL)
2
1
2
2
3
5
5
2
1
2
3
2
2
3
2
5
2
5
3
8
10
90
5
5
10
Bankanın döviz portföyünde yaklaşık olarak %90 ağırlığa sahip para birimleri
EUR ve USD’dir. Altın (XAU), Basel ve BDDK tarafından emtia riski olarak değil;
döviz kuru riski olarak kabul edildiğinden bu çalışmada da XAU, döviz portföyü
içerisinde değerlendirilmektedir.
178
Tablo 15. Banka Portföyünde Yer Alan TL-YP Hisse Senedi Dağılımı
TL Hisse Senedi
Yapı Kredi Bankası
Koç Holding
Arçelik
Ford Otosan
Migros
Yapı Kredi Sigorta
Tofaş Oto. Fabrikası
TSKB
Tutar (Milyon TL)
20
8
5
2
2
1
1
1
YP Hisse Senedi
Unicredit Bank
Lloyds Banking Group
Zürich Financal Services
American International
Lafarge
Wall-Mart
Citibank
General Motors
Tutar (Milyon TL)
25
4
5
4
1
0,4
0,5
0,1
Tablo 15’ten görüldüğü üzere banka portföyündeki hisse senedi tutarı toplamı 80 milyon TL’dir.
Bu tutarın 40 milyon TL’lik kısmı uluslarası endekslerdeki hisse senetlerinden, geri kalan 40 milyon TL’lik
kısmı ise ulusal endeksteki hisse senetlerinden oluşmaktadır. Ulusal endekste en çok paya sahip hisse
senedi Yapı Kredi Bankası hisse senedi iken, uluslararası endekslerdeki en çok paya sahip hisse senedi
Unicredit Bank hisse senedidir.
II.
BANKA PORTFÖYÜNDEKİ RİSK FAKTÖRLERİ
Yukarıda açıklandığı üzere çalışmada kullanılan banka portföyü, TL cinsi bono ve
tahvil, YP cinsi uluslararası tahvil ve eurobond, döviz varlıkları ve TL-YP hisse senedi
araçlarını içermektedir. Türk bankacılık sektöründe kullanılan ve piyasa riskine maruz
olan bir araç olan opsiyonlar, diğer araçlar ile karşılaştırıldığında henüz hacminin çok
düşük olması nedeniyle analize dahil edilmemiştir. Tablo 16’da banka portföyünde faiz
riski, kur riski ve hisse senedi riskini oluşturan toplam risk faktörleri gösterilmiştir.
Banka portföyünde piyasa riski açısından risk faktörleri faiz riski, kur riski ve hisse
senedi fiyat riski olarak başlıca 3 gruba ayrılmıştır. Banka portföyünde faiz riski içeren
faktörler TL cinsi bono, TL cinsi tahvil, USD cinsi uluslararası tahvil, EUR cinsi
uluslararası tahvil ve USD cinsi eurobond işlemleridir. Uluslararası tahvil ve eurobond
işlemleri için Reuters ve Bloomberg gibi veri dağıtım şirketleri ve piyasa oyuncuları
tarafından gösterge (benchmark) kabul edilen işlem vadeleri tabloda gösterilmektedir.
Tabloda vadelerin gösterilme nedeni çalışmada gösterge kabul edilen vadelere ilişkin faiz
oranları ve getiri serileri kullanılmasıdır. Tabloda kur riski için bankanın pozisyon
alabileceği ve konvertibil olan para birimleri gösterilmiştir. Bankanın hisse senedi riski
179
için hisse senedi işlemlerinin yapıldığı ulusal ve uluslararası endeksler de aşağıdaki
tabloda yer almaktadır.
Tablo 16. Gösterge Olarak Kullanılabilecek Risk Faktörleri
Faiz Riski
Kur Riski
Hisse Senedi Fiyat Riski
TL Bono TL Tahvil US Tahvil EUR Tahvil Eurobond
TL Hisse Senedi YP Hisse Senedi
1 ay
1 ay
1 ay
1 ay
1 ay
USD
İMKB hisseleri
DOW JONES
3 ay
3 ay
3 ay
3 ay
3 ay
EUR
S&P
6 ay
6 ay
6 ay
6 ay
6 ay
XAU
CAC
9 ay
9 ay
1 yıl
1 yıl
1 yıl
GBP
DAX
1 yıl
2 yıl
2 yıl
2 yıl
CHF
NIKKEI
2 yıl
3 yıl
3 yıl
3 yıl
JPY
FTSE
3 yıl
5 yıl
5 yıl
5 yıl
AUD
5 yıl
7 yıl
7 yıl
7 yıl
CAD
10 yıl
10 yıl
10 yıl
NOK
30 yıl
30 yıl
30 yıl
DKK
50 yıl
SEK
Banka portföyünde faiz riskinin bir göstergesi olarak TL Bono için 3 aylık
gösterge getiri serisi, TL tahvil için 2 yıllık gösterge getiri serisi, USD cinsi uluslararası
tahvil için 5 yıllık gösterge getiri serisi, EUR cinsi uluslararası tahvil için 3 yıllık getiri
serisi ve eurobond için 2034 vadeli USD cinsi kağıda ilişkin getiri serisi kullanılmıştır.
Çalışmada TL bono, TL tahvil, USD cinsi uluslararası tahvil, EUR cinsi uluslararası
tahvil ve eurobond banka portföyünde kendi grubu içerisinde en yüksek paya sahip olan
sırasıyla 3 aylık TL bono (TRB3M), 2 yıllık TL tahvil (TRT2Y), 3 yıllık uluslararası
EUR tahvil (EUT3Y), 5 yıllık uluslararası USD tahvil (UST5Y) ve 2034 vadeli eurobond
(EB2034) tarafından ait olduğu grubun banka portföyündeki toplam büyüklüğünü
temsilen kullanılmıştır.
Banka portföyünde kur riskinin bir göstergesi olarak bankanın döviz
pozisyonunun yaklaşık olarak %90’lık kısmını oluşturan EUR ve USD verileri
kullanılmıştır. Diğer para birimlerinin toplam döviz portföyündeki ağırlığı oldukça düşük
olduğundan diğer para birimleri modele dahil edilmemiştir. Ancak banka portföyünde
bulunan Altın (XAU) Basel ve BDDK tarafından emtia riski olarak değil, döviz riski
olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle bankanın XAU pozisyonu da döviz pozisyonu
içerisinde yer almaktadır.
180
Banka portföyünde bulunan ve piyasa riskine maruz olan bir başka değişken ise
hisse senetleridir. Portföyde hem İMKB’de işlem gören TL cinsi hisse senetleri, hem de
yurtdışındaki diğer borsalarda işlem gören YP cinsi hisse senetleri bulunmaktadır.
Modelde banka portföyünde hisse senedi riskini göstermek üzere TL ve YP cinsinden en
yüksek paya sahip Yapı Kredi Bankası ile Unicredit Bankası’na ilişkin hisse senetleri
kullanılmaktadır.
III.
OYNAKLIK ANALİZLERİ
Çalışmada bir ticari bankanın sahip olduğu finansal varlıklardan oluşan ve piyasa
riskine maruz banka portföyü analiz konusu yapılmaktadır. Piyasa riski ölçümünde içsel
yöntem olarak ele alınan Parametrik RMD Yöntemi; bankacılıkta sıklıkla kullanılan,
ancak
çok
gerçekçi
varsayıma
dayanmayan
sabit
varyans
yaklaşımına
göre
uygulanmaktadır. Bu yaklaşım yerine çalışmada değişen oynaklığı içeren koşullu değişen
varyans yöntemi ile Parametrik RMD hesaplanması ve her ikisinin karşılaştırılması
amaçlanmıştır. Risk analizlerinin sabit varyans varsayımına dayandırılması, finansal
zaman serileri açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Daha doğru risk ölçümleri
yapabilmek üzere özellikle döviz kurları, hisse senedi fiyatları gibi yüksek frekanslı
finansal zaman serilerinde sabit varyans yerine koşullu değişen varyansın dikkate
alınması gerekmektedir319.
Yüksek frekanslı finansal zaman serilerinde varyansı değişken olarak kabul eden
ARCH, GARCH ve türev modellerinin oynaklık düzeylerinden elde edilen RMD
hesaplamaları daha tutarlı sonuçlar vermektedir320. Çünkü sabit varyanslı RMD
hesaplamalarında, analiz dönemi boyunca oynaklık sabit olarak kabul edilmekte ve
dolayısıyla yüksek dalgalanma yaşanan dönemlerde sabit varyanslı RMD hesaplamaları
hatalı sonuçlar verebilmektedir. Öte yandan oynaklığın değişken olarak kabul edildiği
GARCH ve türevi olan modellerde oynaklık düzeylerinden elde edilen RMD’ler, daha
tutarlı sonuçlara işaret etmektedir. Buradan hareketle, çalışmada değişen oynaklığı
319
Badi H. Baltagi, Econometrics, Springer Press, Berlin, 4th Edition, USA, 2000, s. 48.
320 Roland Fuss, Dieter Kaiser ve Zeno Adams, “Value at Risk, GARCH Modelling and the Forecasting of
Hedge Fund Return Volatility”, Journal of Derivatives and Hedge Funds, Vol:13, 2007, ss. 2-25.
181
hesaplamak için asimetrik dağılıma ve kalın kuyruk yapısına sahip varlıklar için risk
ölçümünde etkin bir öngörülmeme sağlayan Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü ARCH
(Generalized Asymmetric Power ARCH-APGARCH) modeli kullanılmıştır.
A. Analizde Kullanılan Veriler ve Yöntem
Çalışmada piyasa riskine maruz bir bankanın portföyü analiz konusu
yapıldığından ele alınan portföyünün ağırlıklı olarak döviz, faiz ve hisse senedinden
oluşması, piyasa riskini tam olarak yansıtabilecek bir özelliktedir. Modelde faiz riski için
5, döviz kuru için 3, hisse senedi fiyat riski için 2 olmak üzere toplam 10 finansal aracın
günlük fiyat serileri kullanılmıştır. Ölçümleme yapılması planlanan banka portföyünde,
sözkonusu finansal varlıklar farklı ağırlıklara sahiptir. Banka portföyündeki varlıklar
Tablo 16’da gösterilen ayrıma göre seçilmiş ve her risk grubu içerisinde en çok ağırlığa
sahip varlıklar olarak belirlenmiştir.
Çalışmada kullanılan Parametrik RMD Yöntemi, sabit varyans esasına
dayanmaktadır. Ancak sabit varyans varsayımının gerçekçi olmaması nedeniyle sabit
varyans ile ölçümlenen RMD tutarının yanı sıra, değişen varyans ile de RMD ölçümü
yapılmaya çalışılmış ve her iki hesaplama sonuçları karşılaştırılmıştır. Koşullu değişen
varyans modelinde oynaklık hesaplaması için APGARCH modeli kullanılarak oynaklık
katsayıları hesaplanmıştır. Ardından sabit varyansı dikkate alarak oluşturulan kovaryans
matrisinin köşegeninde yer alan varyans katsayıları, APGARCH modelleriyle elde edilen
varyans katsayılarıyla değiştirilmiş ve koşullu değişen varyansa dayalı RMD tutarı
hesaplanmıştır.
Ayrıca, çalışmada banka portföyüne ilişkin modelde kullanılan varlıklar için
geriye dönük test de yapılarak, sapma sayılarının belirlenmesi ve modelin doğruluğunun
sınanmasına çaba gösterilmiştir. Öte yandan hesaplanan ve gerçekleşen risk düzeyleri
karşılaştırılarak, gerçekleşen kayıp tutarının hesaplanan kayıp tutarını aşma sayısı
belirlenmiş ve modelde kullanılan varlıkların uygunluğu sınanmıştır.
182
Son olarak, portföyde yer alan her bir finansal varlığın toplam risk içerisindeki
paylarını ayrıştırabilmek üzere Marjinal RMD (MRMD) tutarları hesaplanmıştır.
Böylece, portföye yönelik bir politika ya da stratejinin portföy riskini nasıl, ne yönde ve
ne ölçüde etkilediğini belirlemek olanaklı hale gelmektedir. Buradan hareketle, portföyde
yer alan finansal varlıkların ağırlıkları değiştirilerek RMD tutarının değişimi analiz
edilmiştir.
1. Analizde Kullanılan Veri Seti
Banka portföyünü oluşturan varlıklar için döviz kuru, faiz oranı ve hisse senedi
fiyatlarında meydana gelen değişimlerin ölçülebilmesi amacıyla her risk grubunu temsil
etme gücü yüksek bağımsız değişkenler saptanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Reuters veri
ağından temsil gücü en yüksek ve anlamlı varlıklara ilişkin günlük bazda finansal zaman
serileri elde edilmiştir. Banka portfönün döviz riski için EUR, USD kurları ve Altın
(XAU) fiyatları; faiz riskini için 2 yıllık TL cinsi tahvil getiri serisi, 3 aylık TL cinsi bono
getiri serisi, USD cinsi 5 yıllık uluslararası tahvil getiri serisi, EUR cinsi 3 yıllık
uluslararası tahvil getiri serisi, USD cinsi 2034 vadeli eurobond getiri serisi; hisse senedi
için TL cinsi Yapı Kredi Bankası hisse senedi fiyatı ve USD cinsi Unicredit Bankası
hisse senedi fiyatı kullanılmış ve tüm bu varlıklarla ilgili bilgiler Reuters veri dağıtım
kanalından Reuters 3000 XTRA programı ile sağlanmıştır.
Döviz kuru olarak hem USD ve hem de EUR için Reuters’de TLFW sayfasında
ilan edilen serbest piyasa kapanış kurları yer almaktadır. Reuters veri ağında döviz
kuruna ilişkin TCMB’nın ilan ettiği kur bilgisi de yayınlanmaktadır. Söz konusu veriye
CBTMENU
sayfasındaki,
TRCBTE
linkindeki,
CBTETRY
detay
sayfasından
ulaşılmaktadır. Ancak Merkez Bankası’nın ilan ettiği kurlarda EUR kuru için veri seti
2008 yılı öncesini kapsamadığından, hem USD hem EUR kuru için serbest piyasa
kapanış kurları seçilmiştir. Öte yandan XAU için, Reuters’in XAUTRY sayfasında ilan
edilen altının TL fiyatı kullanılmaktadır.
183
Menkul değerler portföyünde yer alan varlıklara ilişkin veri seri Reuters
tarafından oluşturulan getiri eğrilerinden elde eldilmiştir. Getiri eğrisi, yalnızca vadeye
kalan gün sayıları birbirinden farklı olan menkul değerlerin getirilerinin, vadeye kalan
gün sayılarıyla ilişkisinin grafik olarak olarak gösterilmesidir. Dikkat edilmesi gerek en
önemli unsur, getiri eğrilerinin, aynı özelliğe sahip - diğer bir deyişle aynı kurum
tarafından ihraç edilmiş - menkul değerlerin getirilerinin vadeye kalan gün sayıları ile
ilişkisini gösterecek şekilde oluşturulmalarıdır. Bir portföydeki varlıkların getiri eğrisi,
her bir varlık için farklılık gösterecektir.
Banka portföyünde faiz oranı riski için beş finansal varlık kullanılmaktadır.
Reuters veri ağından 2 yıllık TL cinsi tahvil getiri serisi TR2YT = RR sayfasından, 3
aylık TL cinsi bono getiri serisi TR3MT = RR sayfasından, USD cinsi 5 yıllık
uluslararası tahvil getiri serisi US5YT= RR sayfasından, EUR cinsi 3 yıllık uluslararası
tahvil getiri serisi EU3YT = RR, USD cinsi 2034 vadeli eurobond getiri serisi TRGLB34
= RR sayfasından sağlanmıştır.
Banka portföyünde hem TL cinsi hem de YP cinsi hisse senedi bulunması
nedeniyle Reuters veri ağındaki XU100 sayfasında yayınlanan İMKB100 endeksinde yer
alan TL cinsi hisse senetlerinden Yapı Kredi Bankası’na ilişkin hisse senedi fiyatları
Reuters’da YKBNK.IS sayfasından elde edilmiştir. YP cinsi hisse senedi olarak Unicredit
Bankası’na ilişkin hisse senedi fiyatları Reuters veri ağından UCGIM kodu ile
düzenlenmiştir.
Çalışmada, Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements BIS) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından risk
analizinde kullanılması önerilen en az 252 gözlem, 10 gün elde tutma süresi ve %99
güven aralığı ölçütleri dikkate alınmıştır. Finansal zaman serileri için en az 1000 gözlem
sayısı ile yapılan ölçümlemelerin daha anlamlı sonuçlar verdiği göz önünde
bulundurularak, 1.128 iş günlük bir örneklem seçilmiştir. Modelde kullanılan 10 finansal
varlığa ilişkin 1.128 günlük veriler çalışmanın ekinde sunulmaktadır.
184
2. Analiz Yöntemi
Riskin hesaplanması doğrultusunda yapılan uygulamalarda logaritmik fiyat
değişikliği, ağırlıklı olarak tercih edilmektedir. İncelenen her dönem kendi içerisinde
farklı özelliklere sahiptir. Finansal verilerin değerleri genelde birbirine bağımlı
değerlerdir ve bu durum birim kök sorununu ortaya çıkarmaktadır. Getirilerin logaritmik
getiri yöntemine göre hesaplanması bu sorunu ortadan kaldırmaktadır. Logaritmik fiyat
ya da getiri değişim serisi; herhangi bir gün ya da tarihteki fiyat, getiri ya da endeks
düzeyinin bir önceki gün ya da tarihteki fiyat, getiri ya da endeks düzeyine olan oranının
doğal logaritmasının alınmasıyla oluşturulan zaman serileridir. Logaritmik birinci fark
(logaritmic-first-difference) olarak da bilinen bu hesaplama, finansal iktisat literatüründe
yaygın olarak kullanılmaktadır.
Çalışmada döviz kuru riskini içeren USD kuru, EUR kuru ve XAU fiyatı ile hisse
senedi fiyat riskini içeren Yapı Kredi Bankası ve Unicredit Bankası hisse senetleri için
logaritmik birinci dereceden farklar ( rt = ln (pt / pt-1) ) kullanılmıştır. Faiz riskini içeren 2
yıllık TL cinsi tahvil, 3 aylık TL cinsi bono, USD cinsi 5 yıllık uluslararası tahvil, EUR
cinsi 3 yıllık uluslararası tahvil ve USD cinsi 2034 vadeli eurobond faiz oranları
üzerinden birinci farklar ( rt = (it - it-1) ) alınarak getiri serileri oluşturulmuştur.
Ulusal ve uluslararası piyasalardaki tatil günlerinin farklı oluşu nedeniyle
finansal zaman serilerine ilişkin veri setlerinde sorunlar çıkmaktadır. Ayrıca tatil
günlerinin farklı olmasının dışında, portföyde yer alan varlıkların işlem görme saatleri de
farklıdır. Bu nedenle modelde kullanılan varlıklara ilişkin zaman serilerinin piyasaların
kapalı olması ya da tatil günleri dikkate alınarak uygunlaştırılması gerekmektedir. Bazı
bankalarda uygunlaştırma işlemi yapılırken her varlığın ortak olarak işlem gördüğü
günler dikkate alınmakta ve işleme kapalı olan tarihlerdeki veriler, zaman serilerinden
çıkarılmaktadır. Kimi bankalarda da işleme kapalı günler için bir önceki ve bir sonraki
gün ortalaması kullanılmaktadır. Bir çok bankada uygulandığı biçimiyle burada da
uygunlaştırma işlemi, eksik verinin altındaki ve üstündeki değerlerinin ortalaması
alınarak yapılmıştır.
185
B. Tanımlayıcı İstatistikler
Tanımlayıcı istatistiklerin temel kullanım amacı, verinin ortalama yerleşim
yerinin belirlenmesi, veriyi oluşturan gözlemlerin bu ortalama yerleşim yerinden ne kadar
uzak olduğunun belirlenmesi ve birden fazla değişken olması durumunda da bunların
arasındaki ilişkilerin belirlenmesidir. Elde edilen verilerin sınıflandırılması, frekans
dağılımlarının yapılması, bu dağılımların ortalamalar, yüzdelikler, standart sapma gibi
ölçülerle tanımlanması, tanımlayıcı istatistiğin temel konularıdır.
Birçok modelde finansal zaman serilerinin normal dağılım sergiledikleri kabul
edilir. Ancak çoğunlukla sivri bir dağılım gösterdiklerinden kalın kuyruk (fat tail) sorunu
ortaya çıkmakta ve bu da yapılan risk ölçümlerini tutarsız kılmaktadır. Normal dağılım;
ortalaması 0, varyansı ve standart sapması 1 olan bir dağılımdır ve frekans dağılımı
(yoğunluğu) tam simetriktir321. Tam simetrikten anlaşılması gereken, ortalamadan bir
birim kadar solda ya da sağda, frekans değerinin eşit olmasıdır. Tanımlayıcı istatistik
değerleri incelendiğinde, getiri serilerinin normal dağılım özelliği göstermediği sonucuna
varılmaktadır. Çarpıklık katsayısı – ∞ ile + ∞ arasında değerler alabilmektedir. Ortalama
medyandan küçük ise dağılım sola (negatif) çarpık, ortalama medyandan büyük ise
dağılım sağa (pozitif) çarpık olmaktadır. Bulunan sonuçlar getiri serilerinin bazılarının
sağa (pozitif) çarpık, bazılarının ise sola (negatif) çarpık olduklarını belirtmektedir.
Basıklık, dağılımın sivrilik (yükseklik) derecesinin ölçüsüdür ve normal dağılım eğrisinin
ne kadar dik ya da basık olduğunu göstermektedir. Basıklık katsayının 3’ten büyük
olması sivri dağılım, 3’ten küçük olması basık dağılım, 3’e eşit olması da normal dağılım
olarak adlandırılmaktadır.
RMD analizine başlamadan önce her bir varlığa ilişkin getiri serilerinin
tanımlayıcı istatistik değerlerinin incelenmesi gerekmektedir. Olası getirilerin, beklenen
getiriden sapma ölçüsü olarak kullanılan en geçerli istatistiksel ölçü varyans ya da
varyansın karekökü olan standart sapmadır. Oynaklık olarak da adlandırılan standart
321
Eugene Brigham ve Joel Houston, Fundamentals of Financial Managament, Harcourt College
Publisihing, 1998, s. 167.
186
sapmanın ya da varyansın küçük olması; ortalamadan sapmaların ve riskin düşük
olduğunun bir göstergesidir. Risk faktörleri arasında en düşük oynaklığa sahip varlık
EUT3Y, en yüksek oynaklığa sahip varlık ise UNCRDT hisse senedidir. Analizde
kullanılan finansal varlıkların tanımlayıcı istatistik bilgileri Tablo 17’de sunulmuştur.
Tablo 17. Tanımlayıcı İstatistikler
Std. Sapma
USD
EUR
XAU
TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y
0,0109
0,0104
0,0143
0,0017
0,0027
0,0005
0,0008
EB2034 UNCRDT YKBNK
0,0013
0,0311
0,0288
Çarpıklık
-0,256
0,308
0,128
1,598
0,536
0,202
-0,126
-1,222
0,213
0,015
Basıklık
19,699
8,540
8,275
20,530
9,869
9,349
5,847
87,698
9,587
5,279
Ortalama
0,000
0,000
0,001
-0,0000
-0,000
-0,000
-0,000
-0,000
-0,001
0,001
En Az
-0,119
-0,068
-0,081
-0,0087
-0,0164
-0,0035 -0,0041
-0,0209
-0,141
-0,161
En Çok
0,070
0,064
0,097
0,0162
0,0165
0,0031
0,0131
0,190
0,122
0,0040
13118,42 1460,12 1310,70 14923,63 2271,54 1902,03 383,89 337449,40 2048,08
JB
(0,000)
(0,000)
(Olasılık) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000)
244,17
(0,000)
ADF Test
İstatistiği
-31,81
-33,22
-35,89
-34,56
-32,13** -33,05** -30,33** -35,60*
-30,00*
-33,16
Jarque-Bera testi için χ² tablosunun %1 ve %5 güven düzeylerinde 2 serbestlik derecesine sahip kritik
değerleri sırasıyla 9,21 ve 5,99’dur. ADF testi için %95 güven düzeyinde MacKinnon kritik değerleri : 1,94, * sabit terim içerir -2,86 ve ** sabit terim ve trend içerir -3,41’dir.
Kullanılan
finansal
varlık
getiri
serilerinin
normal
dağılım
gösterip
göstermedikleri Jarque-Bera (JB) testi ile belirlenmiştir. JB olasılık değeri, incelenen
değerin altında ise H0 (seri normal dağılım gösterir) hipotezi reddedilir. Tablo 17’de yer
alan JB (p) değerleri %1’den küçük olduğu için %99 güven düzeyinde risk faktörleri
normal dağılıma sahip değildir. Ayrıca, JB test hesaplamalarına ilişkin verilen değerler 2
serbestlik dereceli χ2 dağılımına uymaktadır. Tüm risk faktörlerine ait test istatistikleri
0.01 anlamlılık seviyesinde 9.21 değerinden büyük olduğu için tüm finansal varlık getiri
serilerinin normal dağılıma sahip olmadıkları anlaşılmaktadır. Çarpıklık değerleri
incelendiğinde USD, UST5Y ve EB2034 için negatif diğer getiri serileri için pozitif
çarpıklık olduğu anlaşılmaktadır. Getiri serilerine ilişkin basıklık değerleri 3’ten büyük
hesaplandığından, bu sonuç tüm seriler için kalın kuyruk (fat tail) sorununun varlığına
işaret etmektedir.
187
Analiz yapılırken dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta, serilerin
durağan olup olmadığıdır. Durağan olmayan serilerle yapılan çalışmalar, sahte regresyon
sonuçlarına neden olmaktadır. Hata terimleri ortalamaya dönme eğilimi taşıyan serilerin
durağan olduğu söylenebilir. Serinin durağanlığını kanıtlayan bir başka yöntem de
oynaklık analizlerinde yapılan durağanlık kısıtının sağlanması durumudur. Açıklanan
nedenle, oynaklık analizinde durağanlık kısıtının sağlanma koşulu göz önünde
bulundurularak gerçekleştirilen ADF testi sonucunda tüm getiri serilerinin durağan
oldukları Tablo 17’den anlaşılmaktadır.
Getiri serilerinin normal dağılıma uygunluğu histogram yardımıyla da
gözlenebilmektedir. Histogram, genellikle bir olayın oluş sıklığını göstermek ve belirlenen
zaman aralığında tanımlanan problemin daha sık meydana gelip gelmediğini hesaplamak ve
ortaya çıkan dağılımı, şekli bilinen bir dağılım ile karşılaştırmak amacıyla kullanılmaktadır.
Histogramlar, dağılımın büyüklüğünü, simetri ve asimetri durumunu yansıtırlar. Elde edilen
histogram çizimlerinden de finansal varlık getiri serilerinin normal dağılıma uymakları
gözlenmiştir. Banka portföyündeki finansal varlıklara ilişkin getiri serilerinin
histogramları aşağıda gösterilmektedir.
188
Şekil 27. Finansal Varlık Getiri Serilerine İlişkin Histogramlar
Olasılık
50
Olasılık
USD
25
25
-0.10
Olasılık
40
-0.05
0.00
0.05
-0.075
XAU
-0.05
Olasılık
0.00
0.05
0.10
TRT2Y
-0.010
1000
0.000
0.025
0.050
0.075
-0.005
Olasılık
0.000
0.005
0.010
0.015
EUT3Y
500
-0.015 -0.01 -0.005
Olasılık
0
0.005
0.01
0.015
UST5Y
-0.003 -0.002 -0.001
Olasılık
1000
0
0.001 0.002 0.003
EB2034
500
250
-0.004
Olasılık
20
-0.025
250
100
750
-0.050
Olasılık
TRB3M
500
20
300
EUR
50
-0.002
0.000
0.002
0.004
UNCRDT
-0.02 -0.015 -0.01 -0.005
Olasılık
15
10
0
0.005
0.01
0.05
0.1
0.015
YKBNK
5
-0.1
0.0
0.1
0.2
-0.15
-0.1
-0.05
0
Basıklık katsayısı, risk yöneticilerine olağanüstü kayıplarla karşılaşma olasılığı ile
ilgili önemli bir uyarıcı işlevi görmektedir. Oynaklığın çok yüksek olduğu piyasalarda
sıklıkla karşılaşılabilecek kalın kuyruk sorunu, daha önce de belirttildiği gibi RMD’de
gerçekçi olmayan hesaplamalara yol açabilmektedir. Ayrıca asimetri ölçüsü olan
çarpıklık değerinin pozitif olması ise, dağılımın uzun sağ kuyruğa sahip olduğu anlamına
gelmektedir.
Aşağıda yer alan tüm varlıkların getiri serisi analizleri yardımı ile, serilerin
durağanlığı ve varyansın değişkenliği incelenmektedir. Genel olarak normal dağılım
varsayımı yapılması nedeniyle RMD hesaplamaları, getirilerin standart sapmalarına
dayandırılmaktadır. Normallik varsayımına dayanan parametrik yöntem, standart sapma
hesaplanırken uzun dönemde varyansın sabit olduğunu varsaymaktadır. Ancak
şekillerden de görüldüğü gibi, banka portföyünde yer alan varlık getirilerinin varyansı
uzun dönemde değişmektedir. Bu nedenle RMD analizinde değişen varyans yöntemi ile
hesaplanan varyans dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir. Portföyde yer
alan finansal varlıklara ait getiri serisi grafikleri Şekil 28’de görülmektedir.
189
Şekil 28. Finansal Varlık Getiri Serileri
0.1
USD
0.0
0.00
-0.1
0
0.02
-0.05
300
600
900
TRB3M
0.01
0.00
0
0.0050
0.0025
0.0000
-0.0025
0
0.1
0.10
0.05
0.00
-0.05
EUR
0.05
300
600
900
UST5Y
0
0.02
0.01
0.00
-0.01
0
0.01
300
600
900
TRT2Y
XAU
0
0.0025
300
600
900
600
900
600
900
EUT3Y
0.0000
-0.0025
300
600
900
0
0.2
EB2034
300
UNCRDT
0.1
0.0
-0.01
-0.1
300
600
900
600
900
0
300
600
900
0
300
YKBNK
0.0
-0.1
0
300
Grafiklerden görüldüğü üzere, getiri serileri yaklaşık sıfır ortalama etrafında
dağılım göstermektedir. Dolayısıyla getiri serisinin belirli bir ortalama etrafında ve sabit
denilebilecek bir yayılma göstermesi, serinin durağan olabileceğini düşündürmektedir.
Zaman serisi verilerinin zamandan bağımsız olarak belli bir ortalama etrafında dağılma
gösterdiği durum, zaman serisinin durağan bir seri olabileceğinin işaretidir. Bunun
yanında, tüm getiri serileri için bazı aynı ve farklı dönemlerde oynaklık kümelenmesi
(volatility clustering) olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, banka portföyünde yer alan
varlıkların normal dağılım göstermemesi, asimetri ve kalın kuyruk yapılarına sahip
olmaları nedeniyle; oynaklık parametresinin koşullu değişen varyans modeliyle
öngörümlenmesinin daha tutarlı risk ölçümleri yapmaya olanak sağlayacağı açıktır.
C. Koşullu Değişen Varyans Modelleri
Finansal verilerin modellenmesinde ARCH ve türevi oynaklık hesaplamalarının
kullanılabilmesi
için;
öncelikle
verilerde
otoregresif
koşullu
değişen
varyans
190
(AutoRegressive Conditional Heteroskedasticity-ARCH) etkilerinin varlığının tespit
edilmesi gerekmektedir. ARCH etkisinin varlığını ve modelin hata terimlerinde ARCH
etkilerinin bulunup bulunmadığını araştırmak için ARCH-LM testinden yararlanılmıştır.
Değişen varyansın özel bir şekli olan ARCH etkilerinin araştırılmasının nedeni, birçok
finansal zaman serilerinde gözlemlenen ve ihmal edilmesi halinde öngörülerin
etkinliğinin azalmasına neden olan cari hata terimi ile yakın geçmişe ilişkin hata
terimlerinin birbiri ile ilişkili olması durumudur.
Tablo 18. Getiri Serilerinde ARCH Etkisinin Varlığının Araştırılması
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
ARCH 12 test
12,114
(0,000)
45,158
(0,000)
21,194
(0,000)
10,841
(0,000)
105,83
(0,000)
2,5392
(0,079)
11,230
(0,000)
14,036
(0,000)
53,450
(0,000)
16,463
(0,000)
ARCH 15 test
26,658
(0,000)
33,828
(0,000)
13,433
(0,000)
6,7764
(0,000)
54,587
(0,000)
6,2250
(0,000)
17,526
(0,000)
26,186
(0,000)
44,511
(0,000)
33,395
(0,000)
ARCH 110 test
19,200
(0,000)
17,872
(0,000)
7,9245
(0,000)
3,7127
(0,000)
31,785
(0,000)
6,6507
(0,000)
17,194
(0,000)
20,571
(0,000)
34,598
(0,000)
20,326
(0,000)
Q( 5)
11,3762
(0,044)
19,3643
(0,002)
6,35766
(0,273)
19,7828
(0,001)
18,7755
(0,002)
13,3886
(0,020)
20,4836
(0,001)
103,352
(0,000)
28,1311
(0,000)
6,21835
(0,286)
Q( 10)
17,8567
(0,057)
22,3860
(0,0133)
16,4936
(0,086)
23,4404
(0,009)
25,6180
(0,004)
18,4684
(0,048)
33,5403
(0,000)
175,473
(0,000)
46,5399
(0,000)
12,4408
(0,257)
Q( 20)
46,9576
(0,001)
43,1837
(0,002)
27,2452
(0,129)
38,6941
(0,007)
45,2743
(0,001)
45,9079
(0,001)
43,7548
(0,002)
235,372
(0,000)
76,7151
(0,000)
17,9687
(0,589)
Q( 50)
62,9706
(0,103)
81,3759
(0,003)
60,9755
(0,137)
85,7909
(0,001)
66,4106
(0,060)
111,258
(0,000)
87,3700
(0,001)
291,286
(0,000)
199,991
(0,000)
70,3144
(0,031)
Q2( 5)
149,614
(0,000)
241,672
(0,000)
85,2876
(0,000)
41,9813
(0,000)
476,107
(0,000)
35,4192
(0,000)
105,322
(0,000)
156,086
(0,000)
361,968
(0,000)
194,469
(0,000)
Q2 ( 10)
252,754
(0,000)
313,229
(0,000)
113,812
(0,000)
50,3841
(0,000)
732,413
(0,000)
89,8537
(0,000)
269,169
(0,000)
302,048
(0,000)
783,141
(0,000)
296,120
(0,000)
Q2 ( 20)
361,402
(0,000)
442,504
(0,000)
186,698
(0,000)
80,2050
(0,000)
869,702
(0,000)
152,512
(0,000)
370,373
(0,000)
454,140
(0,000)
1298,97
(0,000)
479,451
(0,000)
Q2 ( 50)
369,828
(0,000)
512,503
(0,000)
241,253
(0,000)
94,2895
(0,000)
1177,31
(0,000)
367,920
(0,000)
568,630
(0,000)
463,523
(0,000)
1767,67
(0,000)
636,995
(0,000)
191
2, 5, 10 gecikme seviyelerinde ARCH-LM testi için χ² tablo değeri %5 güven düzeyinde 3,84 ve %1 güven
düzeyinde 6,64’tür. Q ve Q² sırasıyla standartlaştırılmış hata terimleri ve kareli standartlaştırılmış hata
terimleri için 5, 10, 20 ve 50 serbestlik derecesinde Ljung-Box test istatistiğini göstermektedir.
Tablo 18’deki Q test istatistiği değerlerine göre %99 güven düzeyinde tüm getiri
serileri için hatalar arasında otokorelasyon olmadığını söyleyen H0 hipotezinin red
edilemediği görülmektedir. ARCH-LM test istatistiklerinin tümünün χ2 kritik değerini
aşması sonucu günlük getiri serilerinde koşullu değişen varyans (ARCH) etkisinin var
olduğu belirlenmiştir. Farklı gecikme sayısı ve belirlenen güven aralığında Q istatistik
değerleri, χ2 değerinden büyük bulunmuş ve modelde otokorelasyon olduğuna karar
verilmiştir. Bu bağlamda, analizlerde asimetrik dağılıma sahip kuyruklu yapıların yer
aldığı seriler için risk ölçümlerinde etkin bir tahmin edici olarak ileri sürülen APGARCH
modeli kullanılmıştır. APGARCH modeli ST, S-ST ve GED dağılımları kullanılarak
öngörümlenmiştir.
Tablo 19. Model Seçim Ölçütlerine Göre Uygun Dağılımın Seçimi
USD
ST
EUR
XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK
AIC -6,678 -6,709
-5,995
-1,582
-0,386
-3,478
-2,535
-2,997
-4,814
-4,407
SC -6,647 -6,678
-5,964
-1,550
-0,355
-3,446
-2,504
-2,965
-4,783
-4,376
2722,26
2492,55
LL 3773,59 3791,18 3388,19 899,03 224,62 1968,39 1436,61 1697,09
-
0,969
0,996
-
0,993
0,991
0,992
0,917
AIC -6,695 -6,713
-5,994
-1,583
-0,389
-3,477
-2,533
-3,000
-4,815
-4,407
SC -6,660 -6,678
-5,958
-1,547
-0,354
-3,442
-2,498
-2,964
-4,780
-4,371
2723,84
2493,47
V
S-ST
0,941
-
LL 3784,17 3794,23 3388,45 900,54 227,60 1969,17 1436,78 1699,76
0,979
0,988
0,967
1,003
-
0,993
1,003
-
0,914
AIC -6,664 -6,711
-5,995
-1,631
-0,349
-3,457
-2,529
-3,008
-4,807
-4,406
SC -6,633 -6,680
-5,964
-1,599
-0,318
-3,426
-2,498
-2,977
-4,776
-4,375
2718,24
2492,23
V
GED
-
LL 3765,71 3791,96 3388,29 926,68 203,80 1956,84 1433,55 1703,54
0,985 0,994
0,990
0,917
V 0,945
0,988
Tablo’da yer alan AIC; Akaike Bilgi Ölçütünü, SC; Schwarz Bilgi Ölçütünü, LL; Maksimum Olabilirlik
Ölçütünü ve V parametresini göstermektedir. ST Student-t Dağılımını, S-ST Çarpık Student-t Dağılımını
ve GED Genelleştirilmiş Hata Dağılımını ifade etmektedir.
192
Not : Tablo’daki koyu değerler, varlık için seçilmiş uygun dağılımı vurgulamaktadır.
Tablo 19’da AIC, SC ve LL ölçütlerine göre uygun dağılıma karar verirken
durağanlık kısıtının sağlanması koşulu öncelikli olarak dikkate alınmıştır. Buradan
hareketle, USD, TRT2Y, UST5Y, EB2034, UNCRDT ve YKBNK getiri serilerinin ST
dağılımı, XAU ve EUT3Y getiri serilerinin GED dağılımı, EUR ve TRB3M getiri
serilerinin ise S-ST dağılımı ile modellenmesinin uygun olduğuna karar verilmiştir.
Ayrıca, ARCH ve GARCH terimlerini belirlemek üzere yapılan değerlendirmelerde (1,1)
modelinin uygun olduğu kararı verilmiştir. APGARCH (1,1) modeli için elde edilen
sonuçlar Tablo 20’de gösterilmiştir. Ayrıca, ve modellerin hata terimlerinde ARCH
etkisinin varlığını araştırmak üzere gerçekleştirilen ARCH-LM testi ve Ljung-Box Q
istatistiklerine de Tablo 20’de yer verilmiştir.
Tablo 20. APGARCH (1,1) Modeli Sonuçları
µ
ω
α
β
γ
δ
ξ
USD
ST
-0,00
(0,18)
0,00
(0,00)
0,13
(0,00)
0,82
(0,00)
-0,56
(0,00)
1,35
(0,00)
-
EUR
S-ST
0,00
(0,54)
0,00
(0,00)
0,11
(0,00)
0,89
(0,00)
-0,62
(0,00)
0,79
(0,00)
5,35
(0,00)
XAU UNCRDT YKBNK
GED
ST
ST
0,00
-0,00
0,00
(0,09)
(0,60)
(0,43)
0,00
0,00
0,00
(0,00)
(0,00)
(0,00)
0,08
0,08
0,13
(0,00)
(0,00)
(0,00)
0,92
0,92
0,79
(0,00)
(0,00)
(0,00)
0,38
0,66
0,16
(0,03)
(0,00)
(0,04)
1,11
1,08
1,71
(0,00)
(0,00)
(0,00)
-
-
-
TRB3M
S-ST
0,00
(0,63)
0,02
(0,44)
0.27
(0,11)
0,85
(0,00)
-0,14
(0,54)
0.66
(0,00)
0.051
(0,06)
TRT2Y
ST
-0,00
(0,73)
0,00
(0,41)
0,11
(0,00)
0,91
(0,00)
-0,30
(0,02)
1,08
(0,02)
EUT3Y
GED
-0,00
(0,70)
0,00
(0,36)
0,04
(0,00)
0,96
(0,00)
0,46
(0,01)
0,73
(0,02)
-
-
UST5Y EB2034
ST
ST
-0,00
-0,00
(0,72) (0,70)
0.00
0,00
(0,10) (0,30)
0,06
0,13
(0,14) (0,02)
0,95
0,90
(0,00) (0,00)
0,09
-0,54
(0,61) (0,03)
0,99
1,11
(0,01) (0,00)
-
-
193
υ
ST
(DF)
GED
(DF)
V
5,79
(0,00)
0,940
0,10
(0,00)
0,970
1,15
(0,00)
0,980
8,58
(0,00)
7,97
(0,00)
0,990
0,910
2,15
(0,00)
-
4,40
(0,00)
0,967
0,996
1,39
(0,00)
0,994
9,37
(0,00)
3,22
(0,00)
0,993
0,991
0,72
2,62
1,84
0,20
0,56
0,08
4,98
0,92
0,17
2,92
(0,48) (0,07) (0,15)
(0,81)
(0,57)
(0,93) (0,01) (0,40) (0,85) (0,05)
1,32
0,91
0,46
2,21
0,19
2,20
0,72
2,66
1,35
0,36
(0,80)
(0,05)
(0,97) (0,05) (0,61) (0,02) (0,24)
(0,87) (0,25) (0,46)
0,43
0,97
1,15
0,59
1,71
0,70
1,14
0,74
2,84
1,07
(0,93) (0,46) (0,31)
(0,81)
(0,07) (0,73) (0,33) (0,69) (0,00) (0,38)
9,41
1,73
1,05
3,09
3,50
8,08
16,72 13,44 11,44
12,93
Q(5)
(0,09) (0,88) (0,95)
(0,68)
(0,62)
(0,15) (0,01) (0,02) (0,04) (0,02)
10,87
3,81
4,98
4,39
7,30
15,45
30,27 18,65 26,90
23,98
Q(10)
(0,36) (0,95) (0,89)
(0,92)
(0,69)
(0,12) (0,00) (0,04) (0,00) (0,01)
10,91
14,60
22,68
35,99 35,19 35,27
45,85
14,26 16,56 13,34
Q(20)
(0,81) (0,68) (0,86)
(0,94)
(0,79)
(0,30) (0,02) (0,02) (0,02) (0,00)
47,85
49,68 66,99 59,87
89,90
35,27 57,66 41,83
55,42
51,09
Q(50)
(0,94) (0,21) (0,78)
(0,43)
(0,56) (0,49) (0,06) (0,16) (0,00)
(0,27)
4,47
2,39
11,41
0,99
11,74
3,78
13,49
6,71
1,78
6,27
Q2(5)
(0,61) (0,09) (0,21)
(0,49)
(0,00)
(0,80) (0,01) (0,29) (0,00) (0,08)
6,26
19,29
7,06
12,68
4,46
9,24 11,09
7,92
29,22 10,80
Q2(10)
(0,61)
(0,01)
(0,53) (0,12) (0,44) (0,00) (0,21)
(0,81) (0,32) (0,19)
25,83 17,18 15,96
18,84
23,38
10,67 14,00
8,71
36,90
94,33
Q2(20)
(0,10) (0,51) (0,59)
(0,40)
(0,17)
(0,91) (0,73) (0,97) (0,01) (0,00)
54,46 32,33 56,38
33,70
50,46
18,68
22,36 33,13 53,36 106,39
Q2(50)
(0,94)
(0,37)
(0,24) (0,95) (0,19)
(0,99) (0,99) (0,95) (0,28) (0,00)
χ² tablo değeri %5 güven düzeyinde 3,84 ve %1 güven düzeyinde 6,64’tür. Q ve Q² sırasıyla
standartlaştırılmış hata terimleri ve kareli standartlaştırılmış hata terimleri için 5, 10, 20 ve 50 serbestlik
derecesinde Ljung-Box test istatistiğini, ARCH 2, 5, 10 gecikme için ARCH test istatistik değerlerini
göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler istatistiksel anlamlılık düzelerini göstermektedir. -0,00
değerler, katsayının negatif işaretli ve önemsiz düzeyde küçük olmasındandır.
ARCH
1-2 test
ARCH
1-5 test
ARCH
1-10 test
Tablo 20’de, µ ortalama denkleminin sabit terimini, ω varyans denkleminin sabit
terimini, α ve β standart ARCH ve GARCH parametrelerini, γ kaldıraç parametresini, δ
kuvvet parametresini, ξ asimetri katsayısını ve son olarak ν kuyruk şişmanlığını
belirleyen serbestlik derecesini ifade etmektedir.
Analiz sonuçlarına göre: XAU dışında tüm getiri serilerinin ortalama denkleminin
sabit terimleri (µ) anlamsız çıkmıştır. Bunun yanında, TRB3M, TRT2Y, EUT3Y ve
EB2034 getiri serilerinin varyans denkleminin sabit terimleri (ω) anlamsız çıkmıştır.
Standart GARCH parametreleri (α ve β) anlamlıdır ve β parametreleri farklı düzeyde
olmakla birilket bire yakın olup önemli hafıza etkilerinin (volatilite sürekliliği) olduğunu
194
göstermektedir. Kaldıraç parametresi (γ), USD, EUR, TRB3M, TRT2Y ve EB2034 getiri
serileri için negatif ancak TRB3M dışında istatistiksel olarak anlamlıdır. Buna karşın
XAU, UNCRDT, YKBNK, EUT3Y ve UST5Y getiri serileri için pozitif ancak UST5Y
dışında istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu durum, koşullu varyansta hem negatif hem de
pozitif
getiriler için
kaldıraç
etkisinin
varlığını
(koşullu
varyansta asimetri)
göstermektedir. Kaldıraç parametresi (γ) anlamlı ve negatif bulunan USD, EUR, TRB3M,
TRT2Y ve EB2034 getiri serileri için pozitif şoklar (iyi haber) oynaklık üzerinde daha
derin etkiye sahip iken, XAU, UNCRDT, YKBNK, EUT3Y ve UST5Y getiri serileri için
negatif şoklar (kötü haber) oynaklık üzerinde daha derin etkiye sahip bulunmuştur.
Tutarlı risk analizi için asimetrik etkileri dikkate alan modellerin kullanılması
gerekmektedir.
Kuvvet parametresi (δ), tüm getiri serileri için istatistiksel olarak anlamlı,
YKBNK dışındaki tüm seriler için 2’den uzak ancak 1’e yakın çıkmıştır. Bu durumda,
YKBNK getiri serisi için koşullu varyansın buna karşın, diğer tüm getiri serileri için
koşullu varyans yerine koşullu standart sapmanın modellenmesinin daha anlamlı olacağı
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, standart GARCH modelinde bir gün önceki getirinin karesi
ile bir gün önceki varyansın kullanılması durumunda hatalı bir oynaklık ve risk ölçümü
yapılacağı anlaşılmaktadır. APGARCH modeli ise, dönüşümün kaçıncı kuvvet ile
olduğunu analiz etmektedir. Buradan hareketle APGARCH modelinin, asimetri ve kalın
kuyruk özelliklerinin analizinde daha tutarlı sonuçlar vereceği anlaşılmaktadır.
EUR ve TRB3M getiri serileri için S-ST dağılımı açısından ek olarak asimetri
katsayısı (ξ), istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif olup sağa çarpık bir yapı olduğunu
göstermektedir. Bununla birlikte, asimetri katsayısı EUR getiri serisi için daha yüksek
çıkmıştır. S-ST açısından kuyruk şişmanlığını belirleyen serbestlik derecesi (υ),
istatistiksel olarak anlamlı ve sıfırdan farklıdır. Öte yandan modeldeki tüm varlıklarda
V<1 bulunduğundan APGARCH modelinin durağanlık koşulu gerçekleşmiştir. Hata
terimlerinde halen ARCH etkisi ve otokorelasyon olup olmadığını ölçen ARCH-LM testi
ve Ljung-Box Q istatistiklerine göre tüm getiri serilerinde ARCH etkisinin kalmadığı ve
otokorelasyonun bulunmadığı anlaşılmıştır.
195
D. Oynaklık Düzeylerinin Elde Edilmesi ve Karşılaştırılması
Risk analizine geçmeden önce, finansal varlık getiri serileri için sabit ve koşullu
değişen varyans modelleriyle elde edilen katsayıların oynaklık düzeyleri hesaplanmış ve
karşılaştırılmıştır. Oynaklık katsayıları sabit ve koşullu değişen varyans modelleri için
farklılık göstermekte ve bu farklılık oynaklık düzeyindeki değişimi daha net ortaya
koymaktadır. Sabit (σ) ve koşullu değişen varyans (APGARCH modeli) ile elde edilen
oynaklık değerleri Tablo 21’de karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Sabit varyans ile
öngörümlenen oynaklık değerlerine göre daha yüksek APGARCH oynaklık değeri
öngörümlenen varlıklar EUR, TRB3M ve TRT2Y’dir. Bunun dışında kalan diğer
varlıklar için APGARCH ile öngörümlenen oynaklık değerleri sabit varyans ile
öngörümlenen oynaklık değerlerinden daha düşük bulunmuştur.
YKBNK
UNCRDT
EB2034
UST5Y
EUT3Y
TRT2Y
TRB3M
XAU
EUR
USD
Tablo 21. Sabit ve Koşullu Değişen Varyans ile Elde Edilen Oynaklık Değerleri
Sabit Varyansa
0,0109 0,0104 0,0143 0,0017 0,0027 0,0005 0,0008 0,0013 0,0311 0,0288
Dayalı
Oynaklık Vektörü
Koşullu Değişen
Varyansa Dayalı 0,0090 0,0150 0,0130 0,0031 0,0031 0,0004 0,0007 0,0009 0,0235 0,0285
Oynaklık Vektörü
Sabit varyansı dikkate alan model yerine, koşullu değişen varyansı dikkate alan
modellerin oynaklığı daha iyi öngörümlediği literatürde yapılan çalışmalarda da ortaya
konulmuştur. Mazıbaş (2005), Giot ve Laurent (2003), Pan ve Zhang (2006), Diamandis
ve Kouretas (2006), Çifter ve Özün (2007) koşullu varyans modelleri ile RMD
hesaplamışlar ve Khanniche (2008) ise, sabit varyans ve değişen varyans ile hesaplanan
RMD sonuçlarını karşılaştırarak koşullu değişen varyansın üstünlüğünü ortaya
koymuştur322. Bu açıdan hesaplamalarda sabit varyansın yanısıra koşullu değişen varyans
ile öngörümlenen oynaklık düzeyleri de kullanılmaktadır.
322
Bu çalışmalar için şu kaynaklara bakılabilir : Mazıbaş, ss. 77-96, Giot ve Laurent, ss. 641-664, Pan ve
Zhang, ss 1-30, Diamandis ve Kouretas, s. 43, Çifter ve Özün, ss. 25-43, Khanniche, s 93.
196
IV.
OYNAKLIĞA DAYALI RİSK ANALİZİ VE GERİYE DÖNÜK TEST
RMD tutarlarının hesaplamasındaki en önemli parametrelerden biri olan oynaklık
değerleri hem sabit varyans hem de koşullu değişen varyans modelleri ile farklı
öngörümlenmektedir. Parametrik RMD hesaplamalarında sabit varyans ile yapılan
ölçümler, getirilerin normal dağıldığı varsayımına dayanmakta ve oynaklık değerini
varlık getirilerinin standart sapmaları ile ifade etmektedir. Ancak tanımlayıcı istatistik
değerlerinden anlaşıldığı üzere, banka portföyündeki varlıklar normal dağılım
göstermemektedir. Bu nedenle kalın kuyruk ve asimetri etkisini içeren APGARCH
yöntemi ile hesaplanan değişen varyans yaklaşımı kullanılması gereklidir. Koşullu
değişen varyans ile RMD hesaplaması için, APGARCH yönteminde elde edilen oynaklık
değerleri
kullanılmıştır.
APGARCH
yöntemindeki
oynaklık
değerleri,
yeniden
düzenlenmiş varyans-kovaryans matrisinin köşegenine yerleştirilerek, risk ölçümlerine
dahil edilmiştir.
Hem asimetrik etkilerini hem de kalın kuyruk özelliklerini dikkate alan
APGARCH modeli ile ölçülen RMD tutarlarından sonra, geriye dönük test yardımıyla
modelin başarısı değerlendirilmiştir. Bu testte elde edilen risk aşım ve sapma sayıları,
kullanılan yöntemin oynaklığa dayalı riski modelleme gücünü göstermektedir. Geriye
dönük test (GDT) kapsamında modele ilişkin hata oranları ve sapma sayıları Kupiec LR
testi ile hesaplanmıştır.
A. Banka Portföyünün Risk Düzeyine Bağlı Kayıp Tutarları
Çalışmada 10 farklı finansal varlıktan oluşan 2 milyar TL büyüklüğündeki bir
banka portföyüne ilişkin RMD tutarı 04.01.2006 - 30.04.2010 tarihlerini kapsayan 1.128
günlük veriyle, %99 güven aralığı ve 10 günlük elde tutma süresi göz önünde
bulundurularak hesaplanmaya çalışılmıştır. Banka portföyünde yer alan finansal
varlıkların pozisyon tutarları ve toplam portföy içerisindeki ağırlıkları Tablo 22’de
görülmektedir.
197
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
Pozisyon Tutarı
(Milyon TL)
Ağırlık Vektörü
(%)
USD
Tablo 22. Banka Portföyü : Pozisyon Tutarları ve Ağırlık Vektörü
400
200
40
360
600
40
100
180
40
40
20
10
2
18
30
2
5
9
2
2
Portföy etkisi dikkate alınmadan her bir finansal varlık için ayrı ayrı, hem sabit ve
hem de koşullu değişen varyansa dayalı oynaklık değerlerinden 1 günlük ve 10 günlük
elde tutma süreleri için elde edilen RMD tutarları Tablo 23’te sunulmaktadır. Portföyde
10 varlığın bulunması nedeniyle, korelasyon etkilerini dikkate almadan yapılan bu
ölçümleme toplam portföy RMD’sini göstermekten uzaktır. Çeşitlendirilmiş portföylerde,
portföy RMD’sinin hesaplanması için korelasyon ve kovaryans matrislerinin kullanılması
gerekmektedir.
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
USBT5Y
EB034
UNCRDT
YKBNK
TOPLAM
Sabit Varyans
10,09
(1 günlük)
Sabit Varyans
31,92
(10 günlük)
Değişen Varyans
8,38
(1 günlük)
Değişen Varyans
26,50
(10 günlük)
EUR
(Milyon TL)
USD
Tablo 23. Finansal Varlıkların RMD Tutarına Katkıları
4,83
1,33
1,45
3,82
0,05
0,18
0,54
2,89
2,68
27,86
15,27
4,21
4,59
12,08
0,15
0,56
1,72
9,15
8,46
88,11
6,98
1,21
2,63
4,27
0,04
0,17
0,38
2,19
2,65
28,89
22,07
3,82
8,30
13,49
0,12
0,54
1,21
6,92
8,38
91,35
Tablo 23’e göre, sabit varyans dikkate alındığında örneğin USD pozisyonu için
%99 olasılıkla 1 günlük elde tutma süresinde karşılaşılabilecek en fazla zarar tutarı 10,09
milyon TL olabilecek iken, 10 günlük elde tutma süresinde 31,92 milyon TL olacaktır.
Buna karşın koşullu değişen varyans dikkate alındığında karşılaşılabilecek en fazla zarar
tutarları aynı süreler için 8,38 milyon TL ve 26,50 milyon TL hesaplanmaktadır.
198
Yukarıdaki yorumlar diğer finansal varlıklar için de ayrı ayrı yapılabilir. Ancak
burada dikkati çeken nokta, oynaklık katsayılarına da bağlı olarak daha önce ifade
edildiği gibi EUR, TRB3M ve TRT2Y getiri serileri için koşullu değişen varyansa dayalı
olarak hesaplanan zarar tutarları sabit varyansa dayalı olarak hesaplanan zarar
tutarlarından daha yüksektir. Bununla birlikte, finansal getiri serilerinin istatistiksel
özellikleri dikkate alındığında risk ölçümlerinin koşullu değişen varyans modelleriyle
yapılmasının daha tutarlı sonuçlar elde edilmesini sağlayacağı unutulmamalıdır.
Kovaryans finansal varlıklar arasındaki ilişkinin yönünü göstermekte; fakat
standart bir ölçü olmadığından ilişkinin derecesi hakkında bilgi vermemekte ve serilerin
ilişkilerinin karşılaştırılmasında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle varlıklar arasındaki
ilişkinin derecesini belirlemek için kovaryans standartlaştırılmaktadır. Kovaryansların
varlıkların standart sapmalarına bölünmesi ile elde edilen standart ölçüye korelasyon
denir. Kovaryans katsayısı, her ne kadar iki değişkenin birlikte hareket etme durumunu
gösterse de, bu serilerin ilişkisi hakkında yorum yapma olanağı tanımamaktadır.
Korelasyon katsayılarının dikkate alınmaması durumunda finansal varlıklara
ilişkin RMD’lerin toplamı, portföy RMD’sinden yüksek olmaktadır. Tablo 23’te
korelasyon etkisinin dikkate alınmadığı durumda 10 gün elde tutma süresi ve %99 güven
düzeyinde toplam portföy RMD’sinin sabit varyans için 88,11 milyon TL, koşullu
değişen varyans için de 91,35 milyon TL olduğu görülmektedir. Korelasyon katsayıları
dikkate alınmadan yapılan bir RMD analizi eksik ve hatalı olmaktadır.
Markowitz’in risk ölçümüne yaptığı katkı, bir portföyün riskinin, portföyü
oluşturan varlıkların risklerinin toplamından farklı olabileceğini göstermesi olmuştur. Bu
noktada kovaryans ve korelasyon kavramları analize dahil edilmektedir. Portföy RMD
tutarının hesaplanabilmesi için 10x10 korelasyon matrisi oluşturulması gereklidir.
Korelasyon matrisi, analizde yer alan varlıklar arasındaki ilişkiyi gösteren bir matristir.
Çalışmada kullanılan finansal varlık getiri serilerine ilişkin korelasyon matrisi Tablo
24’te görülmektedir.
199
Tablo 24. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Korelasyon Matrisi
USD
EUR
XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK
0.6060 -0.0049 -0.0193 0.2725 -0.0379 0.0230 0.1069
0.0368
-0.1136
0.0339 -0.0131 0.1877 -0.0365 0.0506 0.0546
0.0176
-0.0650
-0.0501 0.0124 -0.0802 -0.0131 -0.0176
-0.1181
0.0321
0.0191 0.1002
0.0991
-0.0271
-0.0427 -0.0017 0.1329
-0.0093
-0.0856
-0.0240 0.0047
0.0489
0.0242
1
0.0050
-0.0073
-0.0378
0.0050
1
0.0549
-0.1073
1
-0.0051
-0.0051
1
USD
1
EUR
0.6060
XAU
-0.0049 0.0339
1
1
TRB3M -0.0193 -0.0131 -0.0501
0.0172
0.0172
1
0.0384
TRT2Y
0.2725
EUT3Y
-0.0379 -0.0365 -0.0802 0.0384 -0.0427
UST5Y
0.0230
0.0506 -0.0131 0.0191 -0.0017 -0.0240
EB2034
0.1069
0.0546 -0.0176 0.1002 0.1329
UNCRDT 0.0368
0.1877 0.0124
1
1
0.0047
0.0176 -0.1181 0.0991 -0.0093 0.0489 -0.0073 0.0549
YKBNK -0.1136 -0.0650 0.0321 -0.0271 -0.0856 0.0242 -0.0378 -0.1073
Korelasyon katsayısı (+1)’e yakınsa iki değişken arasında aynı yönlü, (-1)’e
yakınsa ters yönlü güçlü bir ilişki söz konusudur. Katsayının sıfıra yakın olması durumu
ise, iki değişken arasında anlamlı bir ilişki olmadığı şeklinde yorumlanmaktadır323. Tablo
24’te sunulan matristen görüleceği üzere, banka portföyünde aralarında en yüksek
korelasyona sahip finansal varlıklar 0,6060 katsayısı ile USD ve EUR’dur. Bun karşın en
düşük korelasyona sahip finansal varlıklar ise -0,0049 katsayısı ile USD ve XAU’dur.
Markowitz, aralarında negatif veya düşük pozitif korelasyon bulunan varlıkların portföye
alınmasının getiriyi değiştirmeden toplam risk düzeyini azaltabileceğini ifade etmiştir. Bu
bağlamda, banka portföyünde aralarında pozitif ve yüksek korelasyona sahip üç finansal
varlık USD, EUR ve TRT2Y’dir. Bunun dışındaki tüm varlıklar birirleriyle negatif veya
düşük oranda pozitif korelasyona sahiptirler. Bu durumda, portföy etkisi dikkate
alındığında risk düzeyinde anlamlı bir düşüşün yaşanacağı beklenebilir.
Banka portföyünün RMD tutarı korelasyon ya da kovaryans matrislerinden
hareketle hesaplanabilmekte ve sonuçlar yaklaşık olarak birbiriyle aynı çıkmaktadır.
Korelasyon matrisi hesaplanacaksa her bir finansal varlığın pozisyon tutarları; buna
karşın kovaryans matrisi kullanılacaksa her bir finansal varlığın portföy içerisindeki
payları kullanılmaktadır. Çalışmada koşullu değişen varyans modelleriyle elde edilen
323
Orhunbilge, ss 19-23.
200
oynaklık (standart sapma) değerleri kullanıldığından kovaryans matrisinden hareketle
RMD tutarları hesaplanmıştır.
Sabit varyansa dayalı olarak hesaplanacak RMD tutarı için kullanılan kovaryans
matrisi Tablo 25’te yer almaktadır. Sabit varyans ile hesaplanan RMD’de kullanılacak
olan kovaryans matrisinin köşegeninde standart sapmanın karesine eşit olan varyans
değerleri yer almaktadır. Tablodan da anlaşılabileceği gibi, kovaryans matrisi kare bir
matristir ve ana köşegeni üzerindeki değerler risk faktörlerinin varyanslarını
göstermektedir. Bunun nedeni herhangi bir risk faktörünün kendisiyle kovaryansının,
ilgili risk faktörünün varyansına eşit olmasıdır.
Tablo 25. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Kovaryans Matrisi
USD
EUR
XAU
TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK
USD
0.00012 0.00007 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00001
-0.00004
EUR
0.00007 0.00011 0.00001 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00001
-0.00002
XAU
0.00000 0.00001 0.00020 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
-0.00005
0.00001
TRB3M
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00001
0.00000
TRT2Y
0.00001 0.00001 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
-0.00001
EUT3Y
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00000
UST5Y
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00000
EB2034
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00000
UNCRDT 0.00001 0.00001 -0.00005 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00097
0.00000
YKBNK -0.00004 -0.00002 0.00001 0.00000 -0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00083
Koşullu değişen varyansa dayalı olarak RMD tutarını hesaplayabilmek için
kovaryans matrisinin köşegeninde yer alan varyans katsayıları, koşullu değişen varyans
modeliyle (APGARCH) elde edilen
oynaklık (standart sapma) değerlerinin kareleri
alınarak yeniden türetilmiştir. Bu şekilde oluşturulan yeni kovaryans matrisi Tablo 26’da
yer almaktadır.
Tablo 26. Yeniden Düzenlenmiş Kovaryans Matrisi
USD
USD
EUR
XAU
TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK
0.00008 0.00007 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00001 -0.00004
201
EUR
0.00007 0.00022 0.00001 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00001 -0.00002
XAU
0.00000 0.00001 0.00017 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 -0.00005 0.00001
TRB3M
0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00001
0.00000
TRT2Y
0.00001 0.00001 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000 -0.00001
EUT3Y
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00000
UST5Y
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00000
EB2034
0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00000
UNCRDT 0.00001 0.00001 -0.00005 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000
0.00055
0.00000
YKBNK -0.00004 -0.00002 0.00001 0.00000 -0.00001 0.00000 0.00000 0.00000
0.00000
0.00081
Standart ve yeniden düzenlenmiş kovaryans matrisleri kullanılarak farklı elde
tutma süreleri ve %99 güven düzeyi için hesaplanan portföy RMD tutarı Tablo 27’de yer
almaktadır. Elde tutma süresi uzadıkça, bununla ilintili olarak portföyün risk düzeyinin
de arttığı ve dolayısıyla RMD tutarının yükseldiği izlenmektedir.
Tablo 27. Banka Portföyüne İlişkin RMD Tutarları
Elde Tutma
Süresi
Sabit
Varyans
(Milyon TL)
Koşullu Değişen
Varyans
(Milyon TL)
1 gün
10 gün
21 gün
15,52
49,07
71,11
15,45
48,87
70,82
2 milyar TL’lik banka portföyünün Basel düzenlemeleri gereği %99 güven düzeyi
ve 10 günlük elde tutma süresi için RMD tutarı sabit varyans ile 49,07 milyon TL iken,
koşullu değişen varyans (APGARCH modeli) ile 48,87 milyon TL olarak hesaplanmıştır.
Sabit varyansa dayalı modellerin aksine getiri serilerinin normal dağıldığını varsaymayıp
asimetrik ve kalın kuyruk yapılarını da dikkate aldıklarından, koşullu değişen varyans
modellerinin daha tutarlı risk ölçümleri yapılmasına olanak sağladıkları bilinmektedir.
Buradan hareketle, APGARCH modeli ile elde edilen oynaklık katsayılarına göre
bankanın taşıdığı portföy itibarıyla 10 günlük elde tutma süresinde %99 olasılıkla
karşılaşabileceği en fazla zarar tutarı 48,87 milyon TL olacaktır. Başka bir ifadeyle
banka, 2 milyar TL’lik portföyünün %2,44’ünü kaybetme riski taşımaktadır. Burada
önemle üzerinde durulması gereken nokta, koşullu değişen varyans modellerinin her
zaman daha düşük risk tutarları vereceğinin düşünülmemesidir. Portföye alınan finansal
202
varlıklar yanında, ulusal ve uluslararası finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler, getiri
serilerinin oynaklıklarını değiştirecek ve bu durumda hesaplanan risk tutarları daha
yüksek çıkabilecektir.
B. Geriye Dönük Test Sonuçları
RMD analizlerinde en önemli aşamalardan biri, hesaplanan risk değerinin
tutarlılığının ve dolayısıyla modelin başarısının geriye dönük testler aracılığıyla
incelenmesi ve sapma sayısının belirlenmesidir. Çalışmada, geriye dönük test olarak
kullanılan Kupiec Testi (1995) ile olabilirlik oranı (Likelihood Ratio-LR) belirlenmiştir.
Uzun pozisyon için hata oranı, RMD öngörüsünden daha düşük olan negatif getirilerin
2
yüzdesini göstermektedir. LR test istatistiği asimptotik olarak χ dağılımına sahiptir.
Gözlem sayısının 250’nin üstünde olduğu durumlar için Jorion’un kabul edilebilir sapma
sayıları tablosu kullanılmaktadır. Jorion’a göre, 1.000 gözlem sayısına sahip bir model
için kabul edilebilir sapma sayısı %99 güven düzeyinde 4 ile 17 arasındadır. Banka
portföyünde yer alan finansal varlıklar için hesaplanan Kupiec LR Testi, olasılık değeri
ve sapma sayıları Tablo 28’de gösterilmiştir.
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
Tablo 28. Kupiec LR Geriye Dönük Test Sonuçları
Sapma Oranı
0.004
0.008
0.006
0.007
0.009
0.012
0.009
0.006
0.012
0.012
Olasılık
0.003
0.479
0.168
0.300
0.696
0.433
0.696
0.168
0.615
0.615
Sapma Sayısı
4
8
6
8
10
14
10
7
12
12
Sapma sayıları, Kupiec testinden elde edilen sapma oranı ve gözlem sayısının
çarpılması ile elde edilmektedir. Tablo 28’de görüldüğü üzere en fazla sapma EUT3Y
getiri serisinde, en az sapma ise USD getiri serisinde bulunmuştur. Tüm finansal varlık
getiri serileri için hesaplanan sapma sayıları %99 güven düzeyinde kabul edilebilir sapma
203
sayıları (4-17) arasında çıkmıştır. Bu bağlamda, APGARCH modeliyle yapılan
hesaplamaların tutarlı oldukları kabul edilebilecektir.
V. BANKA PORTFÖYÜNÜN MARJİNAL RİSKE MARUZ DEĞERİ VE
PORTFÖYDE YER ALAN VARLIKLARIN GETİRİSİ
Marjinal Riske Maruz Değer (MRMD), portföyde yer alan varlıkların toplam risk
tutarı içerisindeki paylarını ayrıştırmada kullanılmaktadır. Ayrıca, söz konusu varlıkların
ağırlığındaki küçük bir değişimin, portföyün RMD’inde meydana getireceği değişimin
analizine de olanak vermektedir. Bu nedenle portföyde yer alan varlıkların RMD tutarını
en etkili şekilde düşürmek üzere hangi pozisyonun alınması gerektiğinin belirlenmesinde
MRMD yöntemi kullanılmaktadır. Ancak portföydeki MRMD’ye göre, varlıklarda
yapılacak bir değişimde, ortalama getirilerin de dikkate alınması gerekmektedir.
Bankacılıkta fon yönetimi bölümünün üstlendiği en önemli görev; risk ve getiriyi
dengeleyecek şekilde pozisyonun ayarlanmasıdır. Buna göre; bir varlığın portföye
alınmasında hem risk hem getiri düzeyinin dikkate alınması gerekmektedir. Bir varlığa
ilişkin getirinin çok yüksek olmasına karşın riski de çok yüksek ise, portföye alınması
sakıncalı olabilir. Aynı şekilde riski çok düşük olan, ancak getirisi de oldukça düşük bir
varlığın portföye alınması, bu kez getiriyi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu nedenle
portföydeki varlık dağılımının riski görece düşük, ancak getirisi görece yüksek
varlıklardan oluşması amaçlanmalıdır. Burada banka portföyünün risk-getiri dengeleri
gözetilerek yapılandırılması önem kazanmaktadır.
A. Banka Portföyünde Marjinal Riske Maruz Değer Tutarları
MRMD, riski en etkili şekilde azaltmak için hangi pozisyonun tamamen ya da
kısmen ortadan kaldırılması gerektiğinin belirlenmesine yardımcı olmaktadır. MRMD
204
yöntemi ile portföy içerisindeki yatırım araçlarının ağırlıklarının değiştirilerek portföyün
RMD’sinin düşürülmesi sağlanabilmektedir. Burada en doğru kararın verilip verilmediği
ve alınan riskler karşısında yeterli getirinin elde edilip edilmediği önemlidir. Fon
yönetiminde MRMD, herhangi bir gelir kaybına neden olmadan portföy RMD’ini daha
düşük bir düzeyde tutmanın çeşitli politika ve stratejilerle sağlanmasına yardımcı
olmaktadır.
MRMD
hazine
yöneticilerine,
portföylerini
oluşturdukları
pozisyonun
ağırlıklarının değişmesi durumunda portföy RMD’sinin değişimini gösterdiği için, RMD
üzerinde en yüksek artırıcı etkiyi yapan stratejileri görme olanağını sağlamaktadır324.
MRMD yöntemi ile her bir varlığın banka portföyünün riskine olan katkısı, oransal ve
tutar olarak hesaplanabilmektedir. Bu analiz ile elde edilen sonuçlar, risk karşılaştırması
açısından oldukça önemlidir. Özellikle finansal varlıklardan birinin banka portföyünü
nasıl, ne yönde ve hangi düzeyde etkileyeceğinin belirlenmesi fon yönetimi açısından çok
önemli bir konudur.
MRMD tutarlarını hesaplamak için yeniden düzenlenmiş kovaryans matrisi ile
ağırlık vektörünün devriği (tersi) çarpılmış ve çıkan sonuç portföy oynaklığının karesine
bölünmüştür. Bulunan bireysel katkının ağırlık vektörü ile ağırlıklandırılması sonucu
ağırlıklandırılmış risk yüzdeleri elde edilmiştir. Ağırlıklandırılmış riskler toplam portföy
değeri ile çarpıldığında her bir varlığa ilişkin portföydeki risk tutarlarına ulaşılmıştır.
Banka portföyü içerisinde yer alan her bir finansal varlığın APGARCH modeli ile elde
edilen toplam RMD tutarına yaptığı bireysel katkı ve ağırlıklandırılmış şekilde toplam
risk tutarı içerisindeki payı Tablo 29’da gösterilmiştir.
Tablo 29. Marjinal Riske Maruz Değer Tutarları
Portföy RMD Tutarına Ağırlandırılmış
Yapılan Katkı
Risk Payı (%)
USD
EUR
324
2,270875
3,406576
45,42
34,07
Portföydeki
Risk Payı Tutarı
(Milyon TL)
22,20
16,65
Jorion, ss. 154-155.
205
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
0,254814
0,160871
0,440980
-0,005259
0,007715
0,053434
1,259456
0,427075
TOPLAM
0,51
2,90
13,23
-0,01
0,04
0,48
2,52
0,85
100,00
0,25
1,42
6,47
-0,01
0,02
0,24
1,23
0,42
48,88
Tablo 29’a göre, portföy RMD’sine bireysel olarak en fazla katkıyı yapan ve
dolayısıyla riski yüksek olan varlıklar sırasıyla EUR, USD ve UNCRDT iken, en az
katkıyı yapan dolayısıyla riski düşük olan varlıklar ise EUT3Y, US5TY ve EB2034
olarak belirlenmiştir. Bireysel katkı değerleri, varlıkların portföy paylarındaki %1’lik
değişmenin toplam riske olan oransal etkisini vermektedir. Bu sonuçlara göre bireysel
katkısı en fazla olan USD’nin portföydeki payının %1 artmasının, toplam riski %2,27
oranında yükselteceği anlaşılmaktadır. Buna karşın, bireysel katkısı en az olan
EUT3Y’nin portföydeki payının %1 artmasının, toplam riski %0,0052 oranında
düşüreceği görülmektedir.
Finansal varlıkların RMD tutarına bireysel katkıları ile portföy ağırlıkları
çarpılmış ve ağırlıklandırılmış risk payı elde edilmiştir. Ağırlıklandırılmış risk payı ise
portföy RMD tutarıyla çarpılarak her bir finansal varlığın portföy RMD tutarına yaptığı
katkı ayrıştırılmıştır. Buna göre, portföydeki ağırlıklar da dikkate alındığıında portföy
RMD tutarına en büyük katkı EUR ve USD finansal varlıklarından gelirken, en düşük
katkı EUT3Y ve UST5Y finansal varlıklarından gelmektedir.
Herhangi bir porföyde toplam riskin düşürülebilmesi için iki temel yöntem vardır.
Bunlardan birisi aralarında negatif ya da düşük oranda pozitif korelasyon bulunan
varlıkları portföye almak, diğeri ise oynaklığı daha düşük olan varlıkların portföydeki
ağırlığını artırmaktır. Ancak portföydeki riskin düşürülmesi amacıyla riski yüksek bir
varlığın azaltılması yolu seçilirken, aynı zamanda getirisi en yüksek varlıktan
vazgeçilmiş olabilir; bu nedenle portföydeki varlıklara ilişkin ortalama getiriler de
önemlidir.
206
B. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi
Birden fazla varlık içeren bir banka portföyünün getirisi, her varlığın geçmiş
getirilerinden ya da geleceğe ilişkin olasılıklarından hesaplanan beklenen getirilerinin
portföy içerisindeki ağırlıklarıyla çarpımlarının toplanması ile bulunmaktadır. Buna göre
portföy getirisi şu şekilde hesaplanır325:
R p = w 1R 1 +w 2 R 2 +...+w n R n
n
R p = ∑ w iR i
i=1
Burada Rp portföyün getirisini, wi i varlığının portföy içerisindeki ağırlığını, Ri
i varlığının getirisini ve n portföydeki varlık sayısını göstermektedir. Banka
portföyündeki varlıkların getirisi Tablo 30’da yer almaktadır.
Tablo 30. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi
Varlıklar
Portföy
Tutarı
(Milyon TL)
Portföy
Ağırlığı
(wi)
Ortalama
Günlük Getiri
(Ri)
Portföyün Ağırlıklı Ortalama
Günlük Getirisi
(Rp)
USD
400
0,20
0,000146
0,000029
EUR
200
0,10
0,000152
0,000015
XAU
40
0,02
0,000871
0,000017
TRB3M
360
0,18
-0,000055
-0,000010
TRT2Y
600
0,30
-0,000047
-0,000014
EUT3Y
40
0,02
-0,000020
0,000000
UST5Y
100
0,05
-0,000022
-0,000001
EB2034
180
0,09
-0,000005
0,000000
UNCRDT
40
0,02
-0,000780
-0,000016
YKBNK
40
0,02
0,000596
0,000012
2,000
1,00
TOPLAM
0,000032
Tablo 30’un sonuçlarından banka portföyünün genel olarak doğru yönetildiği ve
risk-getiri koşullarının dikkate alındığı izlenmektedir. Ancak, bazı önerilerle portföyün
325
Victor Elton, Modern Portfolio Theory and Investment Analysis, 6th Edition, John Wiley&Sons,
London, 2003, s. 232.
207
risk düzeyini düşürerek
getirisini yükseltme olanağı da bulunmaktadır. Banka
portföyünde yer alan varlıklara sadece getiri ya da sadece risk açısından bakmamak
gerekmektedir. Önemli olan, portföydeki risk ile getirinin dengeli bir şekilde
dağıtılmasıdır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda bankacılıkta fon yönetimi bölümünün
üstlendiği en önemli görev; risk ve getiri kavramlarını dengeleyecek şekilde banka
pozisyonun ayarlanmasıdır. Bu nedenle banka portföyünde yer alan varlıkların riskinin
yanısıra, getirisinin de ölçülmesi, MRMD ve RMD hesaplanması için oldukça önemlidir.
Portföyde yer alan USD, EUR, XAU ve YKBNK varlıklarının ortalama günlük
getirileri pozitif iken, TRB3M, TRT2Y, EUT3Y, UST5Y, EB2034 ve UNCRDT
varlıklarının ortalama getirileri negatiftir. Portföy RMD tutarının düşürülmesi için yeni
bir strateji olarak yüksek risk düzeyine sahip varlıkların portföydeki ağırlıklarının
azaltılması buna karşın, düşük risk düzeyine sahip varlıkların artırılması yoluna
gidilebilir. MRMD sonuçlarından hareketle belirlenen yeni stratejinin uygulanmasıyla
birlikte finansal varlıkların portföydeki ağırlıkları Tablo 31’de gösterilmiştir.
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
Tablo 31. MRMD Sonuçlarından Hareketle Düzeltilmiş Portföy Ağırlıkları
Pozisyon Vektörü
400
200
40
360
600
40
100
180
40
40
Ağırlık Vektörü
0.20
0.10
0.02
0.18
0.30
0.02
0.05
0.09
0.02
0.02
200
100
120
360
400
160
150
270
120
120
MEVCUT DURUM
YENİ STRATEJİ
Pozisyon Vektörü
Ağırlık Vektörü
0.10 0.05 0.06 0.18 0.20 0.08 0.08 0.14 0.06 0.06
Değişen Varyansa Dayalı
0.0090 0.0150 0.0130 0.0031 0.0031 0.0004 0.0007 0.0009 0.0235 0.0285
Oynaklık Vektörü
1.80 1.50 1.56 1.13 1.22 0.06 0.11 0.25 2.82 3.42
Basit Risk Vektörü
MRMD sonuçlarına göre yeniden belirlenen ağırlık vektörü sonrası toplam
portföyün RMD tutarı koşullu değişen varyansa dayalı olarak yeniden hesaplanmış ve
Tablo 32’de de görüldüğü gibi RMD tutarı düşmüştür. Portföyün koşullu değişen
208
varyansa dayalı olarak mevcut ağırlıklara göre 10 günlük elde tutma süresi ve %99 güven
düzeyi için hesaplanan RMD tutarı 48,87 milyon TL iken, ağırlıkların değiştirilmesinden
sonra hesaplanan RMD tutarı 41,58 milyon TL’ye düşmüştür.
Tablo 32. Yeni Strateji İle Elde Edilen RMD Tutarları
Elde Tutma
Süresi
Mevcut
Ağırlıklara
Göre RMD
(Milyon TL)
Yeni Stratejiyle
Oluşturulan Ağırlıklara
Göre RMD
(Milyon TL)
1 gün
10 gün
21 gün
15,45
48,87
70,82
13,15
41,58
60,25
Analiz sonuçları incelendiğinde, ağırlığı değiştirilen portföyün RMD tutarı
beklenildiği şekilde azalmış ve bu azalmanın yanısıra, toplam portföyün ağırlıklı
ortalama günlük getirisinin de Tablo 33’de görüleceği üzere arttığı belirlenmiştir.
Portföyün ağırlıklı ortalama getirisi 0,000032 iken, değişen portföy ağırlıklarına göre
ortalama getiri 0.000040 düzeyine yükselmiştir. Sonuç olarak, hem risk düzeyi azalmış
hem de portföyün ağırlıklı ortalama getirisi artmıştır.
Tablo 33. Değişen Portföy Ağırlıklarına Göre Varlıkların Getirisi
Varlıklar
Portföy
Tutarı
(Milyon TL)
Portföy
Ağırlığı
(wi)
Ortalama
Günlük Getiri
(Ri)
Portföyün Ağırlıklı Ortalama
Günlük Getirisi
(Rp)
USD
200
0,10
0,000146
0,000015
EUR
100
0,05
0,000152
0,000008
XAU
120
0,06
0,000871
0,000052
TRB3M
360
0,18
-0,000055
-0,000010
TRT2Y
400
0,20
-0,000047
-0,000009
EUT3Y
160
0,08
-0,000020
-0,000002
UST5Y
150
0,08
-0,000022
-0,000002
EB2034
270
0,14
-0,000005
-0,000001
UNCRDT
120
0,06
-0,000780
-0,000047
YKBNK
120
0,06
0,000596
0,000036
2.000
1,00
TOPLAM
0,000040
209
MRMD sonuçlarına göre portföyün ağırlığının değiştirilmesi, bankalar açısından
stratejik öneme sahiptir. MRMD; hangi değişkenin risk tutarına en büyük katkıyı
sağladığı ve riski en etkili şekilde azalmak için hangi pozisyonun ağırlığının
değiştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Portföy ağırlığı değiştirilirken amaç sadece
riski azaltmak değil; getiriyi düşürmeden portföy riskini azaltmak olmalıdır. Böylelikle
çalışmada da ortaya konulduğu gibi, MRMD ile toplam RMD tutarının azalması ve
toplam portföy getirisinin artması sağlanmıştır. MRMD sonuçlarının portföy yapısını
yeniden oluşturmada kullanılması; riski düşürücü ve getiriyi artırıcı bir etki
yaratabilmektedir.
210
SONUÇ
Küreselleşmenin etkisiyle dünyada 90’lı yıllardan sonra bankacılıkta fon yönetimi
bölümleri önem kazanmaya başlamıştır. Bu süreçte karmaşık ve değişken işlemlerin
ortaya çıkması fon yönetimi bölümlerini bir kâr merkezi haline getirmiş, ancak
piyasalarda belirsizliğin artması bankaları büyük finansal risklerle karşı karşıya
bırakmıştır. Fon yönetimi bölümlerinin işlemlerinin gerçekleştiği piyasalara bakıldığında;
piyasa riskini oluşturan faiz, döviz kuru, hisse senedi ve türev ürün fiyatlarındaki
değişiklikler bankanın kârlılığı ve riskliliği açısından büyük öneme sahiptir. Bankacılıkta
özellikle fon yönetimi bölümleri için getiri ve risk arasındaki dengeyi sağlamak
önemlidir.
Günümüz finansal koşullarının daha riskli hale gelmesi nedeniyle Dünya’da risk
yönetimine verilen önem artmış ve bankacılık risklerini ayrıntılı bir biçimde tanımlayan,
bunların ölçülmesine dönük kapsamlı yöntemler sunan Basel II önem kazanmıştır.
Gelişen ve değişen koşullarda riskin üstlenilmesinin tek başına yeterli olmadığı, asıl
başarının riskin iyi yönetilmesi ile olanaklı olduğu görülmüştür. Finansal risklerin etkin
yönetimini sağlamak için güvenilir ölçü ve yöntemlerin uygulanması bir zorunluluk
haline dönüşmüştür. Özellikle bankaların karşılaştıkları riskler çok sayıdadır. Bu
çalışmada bankaların, karşı karşıya oldukları riskler Türkiye Bankalar Birliği ve Basel’in
yaptığı gruplamalar esas alınarak sınıflandırılmıştır.
Risk yönetimi kavramı, kurumların karşı karşıya olduğu tüm riskleri
kapsamaktadır. Ancak fon yönetimi, bankaların bilançolarına yansıyan, nakit ya da nakit
benzeri varlıkların yönetiminde ortaya çıkan riskler ile ilgilidir. Bu nedenle çalışmada
bankaların fon yönetimlerinin sıklıkla karşılaştığı piyasa riski ağırlıklı olarak
incelenmiştir. Özellikle piyasa riski doğru yönetilmediğinde, fon yönetimi bölümleri ve
bankalar önemli sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
Finansal risk yönetiminde sıklıkla kullanılan yöntemler; geleneksel, türev ürünler
ve riske maruz değer yöntemi ile risk yönetimidir. Geleneksel risk ölçüm yöntemi olan
211
GAP analizi, durasyon analizi ve süre aralığı analizi yalnızca faiz riskini ölçmeye
yöneliktir. Türev ürünler ile risk yönetimi, hem fiyat risklerinden korunma amacı ve hem
de spekülatif beklentileri kâra dönüştürme amacı taşıyabilmektedir. Türev ürünlerin
korunmanın yanı sıra spekülatif amaçla da kullanılması nedeniyle kapsamlı bir risk
yönetimi için tercih edilmemiştir. Risk ölçüm teknikleri arasında en çok kabul göreni
RMD yöntemidir ve RMD kullanımının bu denli yaygınlaşmasının en önemli nedeni, tek
bir sonuç ile tüm portföyün riskinin hesaplanabilmesidir.
Bu çalışmada Basel II önermeleri doğrultusunda RMD yötemine dayalı olarak bir
bankanın karşılaştığı piyasa riski ölçülmeye çalışılmıştır. Uygulanacak RMD yönteminin
seçimi banka portföyündeki finansal varlıkların özelliklerine bağlı olduğundan, banka
portföyünde önemli bir opsiyon işlemi olmaması nedeniyle piyasa riskinin ölçümü için
Parametrik RMD Yöntemi kullanılmıştır. Döviz, faiz ve hisse senedi riskini içeren ve 10
varlıktan oluşan banka portföyü için 04.01.2006 – 30.06.2010 dönemi verileri ile RMD
tutarı hesaplanmıştır. Çalışmada 1.128 günlük veri seti kullanılmış ve ayrıca ek’te
sunulmuştur.
Finansal risklerin ölçülmesi; yoğun, bilimsel açıdan tutarlı ve titiz bir çalışmayı
gerektirmektedir. Nitekim bir çok çalışmada karşılaşıldığı gibi portföydeki varlıklar
normal dağılmadığı halde, normal dağılım varsayımını temel alarak ve serideki kalın
kuyruk ve asimetri özellikleri gözardı edilerek sabit varyansa göre yapılan hesaplamalar,
riskin olduğundan daha düşük ölçülmesine ve yanlış bildirimlere neden olmaktadır. Bu
nedenle öncelikle analizde kullanılan banka portföyündeki varlıkların, finansal zaman
serilerinde sıklıkla karşılaşılan aşırı basıklık ve kalın kuyruk özelliklerine sahip olup
olmadıkları araştırılmış ve yapılan ölçümlerde analizde kullanılan serilerin bu özellikler
sahip oldukları görülmüştür. Bu durum, ARCH modellerindeki koşullu standart
sapmaların normal dağıldığı varsayımının geçerli olamayacağını göstermiştir. Bu
özelliklerden an az birine sahip seriler için normal dağılım varsayımı ile oluşturulan
model tutarlı sonuç vermemektedir. Bu çalışmada kullanılan ve pörtföyde yer alan 10
varlıktan 6 tanesi (USD, UNCRDT, YKBNK, TRT2Y, UST5Y, EB2034) ST
dağılımında, 2 tanesi (XAU, EUT3Y) GED dağılımında ve 2 tanesi (EUR, TRB3M) S212
ST dağılımında durağanlık kısıtını sağlamakta ve katsayıları istatistiksel açıdan anlamlı
bulunmaktadır.
Finansal verilerde sıkça rastlanan oynaklık kümelenmesi, asimetrik fiyat
hareketleri ve kalın kuyruk özellikleri de kullanılan portföy için araştırılmış ve
portföyündeki varlıkların asimetrik ve kalın kuyruk özellikleri taşıdığı belirlenmiştir.
Oynaklık kümelenmesi nedeniyle daha tutarlı risk analizi gerçekleştirebilmek için sabit
varyans yerine koşullu değişen varyansın dikkate alınması gerekmektedir. Araştırmaya
konu olan finansal serilerin bu özellikleri nedeniyle çalışmada değişen varyans
modellerinin kullanılması uygun görülmüş ve doğrusal olmayan koşullu değişen varyans
modellerinden APGARCH modeli, RMD hesaplamasında oynaklıkların modellenmesi
amacıyla kullanılmıştır. APGARCH yöntemi ile yüksek frekansa sahip zaman serisi
verilerinin mutlak değeri ya da karesi alınmadan, verilerin dönüşümünün kaçıncı kuvveti
ile olduğu araştırılmaktadır. APGARCH modelinin temel üstünlüğü, diğer GARCH
türevi modelleri de içerisinde barındırmasıdır.
Bu çalışmada APGARCH(1,1) modeli tüm varlıklar için uygun model olarak
kullanılabilmiştir. RMD tutarlarına ilişkin sonuçlar incelendiğinde APGARCH varyansı
ile hesaplanan RMD tutarlarının, sabit varyansla hesaplanan RMD tutarlarından düşük
olduğu görülmektedir. Nitekim, 2 milyar TL değerindeki banka portföyün %99 güven
aralığı ve 10 günlük elde tutma süresi için RMD tutarı sabit varyansla 49,07 milyon TL
ve APGARCH varyansı ile 48,87 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç,
oynaklığın APGARCH varyansı ile ölçülmesi durumunda sabit varyansa göre yüksek
görünen portföyün riskinin aslında daha düşük olduğunu göstermektedir. Portföye alınan
finansal varlıklar yanında ulusal ve uluslararası finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler
getiri serilerinin oynaklıklarını değiştirecek ve bu durumda hesaplanan risk tutarları daha
yüksek çıkabilecektir.
RMD tutarının doğru ölçülebilmesi için oynaklığın mutlaka dikkate alınması
gerektiği ve değişen oynaklık öngörülerinin getiri serisinin anlık değişimlerine daha
duyarlı olduğu bu çalışmada da görülmüştür. Hem sabit hem de değişen varyans ile
213
hesaplanan Parametrik RMD tutarının, portföyün elde tutma süresi uzadıkça karşılaşılan
riskin de arttığı görülmektedir. Parametrik RMD’in bir diğer sonucu da her bir varlık için
hesaplanan RMD tutarları toplamının, portföy oluşturulması sonucu elde edilen RMD
tutarı toplamından yüksek çıkmasıdır. Bunun nedeni, portföy oluşturmanın varlıklar
arasındaki korelasyon etkisini ortaya çıkarması ve RMD tutarını düşürmesidir.
Çalışmada kullanılan modellerin uygunluğu için yapılan Geriye Dönük Test,
portföydeki her varlık için 1.128 gün ve % 99 güven aralığında uygulanmıştır. Tüm
varlıklar % 99 güven aralığında kabul edilebilir sınır olan 4 ile 17 arasında kalmıştır. Bu
testle elde edilen risk aşım ve sapma sayıları, kullanılan yöntemin oynaklığa dayalı riski
daha iyi modellediğini göstermektedir.
Fon yönetimi getiri ve riski ilişkilendirmekte; bunların arasında optimum dengeyi
kurmayı amaçlamaktadır. Bu yönetimin sadece riskin azaltılması çabası olarak
görülmemesi gerekmektedir; çünkü günümüzde bankalar risk almakta, bu risklerden bir
getiri beklemekte ve bunun için kaynak ayırmaktadırlar. Burada en doğru kararın verilip
verilmediğinin, alınan riskler karşısında yeterli getirinin elde edilip edilmediğinin de
ölçülmesi gerekmektedir. MRMD hesaplamaları, fon yönetiminde riski en etkili şekilde
azaltmak
için
hangi
varlığın
portföydeki
ağırlığını
değiştirmek
gerektiğinin
belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada da MRMD ve ortalama getiri sonuçlarına
göre, portföyde ağırlığı değiştirilen varlıklardan oluşturulan banka portföyüne ilişkin yeni
RMD tutarı, daha düşük hesaplanmıştır. Böylece bu portföy için varlıkların portföy
ağırlıklarının değiştirilmesi yoluyla portföyün toplam RMD tutarının etkilenebileceği ve
azaltılabileceği sonucuna varılmıştır. Bu sonuç, fon yönetiminde MRMD ve ortalama
getirilerin de önemli olduğunun ve herhangi bir gelir kaybına neden olmadan portföy
RMD tutarını daha düşük bir düzeyde tutmanın çeşitli politikalarla sağlanabileceğinin bir
göstergesidir.
Kullanılan banka portföyünün RMD analizlerinde başlıca üç önemli sonuca
varılmıştır. Bunlardan birincisi, normal dağılım göstermeyen finansal zaman serilerinde
riski olduğundan düşük gösteren sabit varyans yaklaşımı yerine, değişen varyansa
214
dayanan RMD yaklaşımının daha gerçekçi sonuçlar verdiğinin bir kez daha
anlaşılmasıdır. İkincisi, değişen varyans ile yapılacak RMD hesaplama çalışmalarında,
kullanılacak oynaklık parametresi için portföydeki finansal verilerin özelliklerini dikkate
alan bir yöntem seçilmesi gereğidir. Nitekim bu çalışmada varlıkların hem kalın kuyruk
ve hem de asimetri özellikleri göstermesi nedeniyle APGARCH yöntemi tercih
edilmiştir. Son olarak fon yönetiminde riskin hesaplanması kadar, riskin belirli bir
düzeyde tutulabilmesinin de önemli olduğu bu çalışmanın sonuçlarından görülmektedir.
Günümüzde bir bankanın yönetim başarısı ve kalitesini belirleyen en önemli
faktörler arasında risklerin ölçümü ve yönetimi, izlenmesi, raporlanması ve riske karşı
politikalar üretilmesi sayılabilir. Bu amaçla, özellikle bankaların fon yönetimi
birimlerinde belirtilen alanlarda eğitim almış ve lisans-üstü derecesine sahip uzmanların
görev yapması düşünülmelidir. Öte yandan, üniversiteler ve bankacılık sektörü
işbirliğinde lisans-üstü programlarda risk ile ilgili eğitimlerin ve araştırmaların
yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.
Ayrıca
bankalarca
her
iş
günü
sonunda
BBDK’na
raporlanan
RMD
hesaplamalarının bilimsel ve tutarlı olup olmadığı da bu kuruluş tarafından mutlaka
denetlenmelidir. Finansal varlıkların özelliğini dikkate almayan ve geçersiz varsayımlarla
hesaplanan RMD tutarları gerçekçi değildir ve bu sonuçların bildirimi bir bürokratik
zorunluluğu yerine getirmekten başka bir amaç taşımaz. Ülkemiz bankacılığında risk
ölçümünde uluslar arası alanda yaygın olan pahalı yazılımlar kullanılmakta ve bu
yazılımlar için sektörde önemli bir kaynak ayrılmaktadır. Bilimsel ve tutarlı risk
ölçümleri için TBB ve BBDK’nın önderliğinde, uluslararası uygulamalarla uyumlu, yeni
gelişecek yaklaşımlara da olanak verebilecek şekilde açık kodlu risk ölçüm yazılımları
geliştirilebilir. Türk bankacılık sektörü, yetişmiş ve deneyimli insan kaynakları ile bunu
yapabilecek yeterliliktedir.
215
KAYNAKÇA
KİTAPLAR
AKBANK Fon Yönetimi Grubu. Türk Lirası Fon Yönetimi, Akbank Yayınları,
İstanbul, 1991.
AKDEMİR, Adem. Likidite Riski, Ezgi Yayıncılık, İstanbul, 2005.
AKGÜÇ, Öztin. Banka Yönetimi ve Performans Analizi, Arayış Basım ve Yayıncılık,
İstanbul, 2007.
AKGÜL, Işıl. Zaman Serilerinin Analizi ve ARIMA Modelleri, Der Yayınları,
İstanbul 2003.
ANDERSON, Andy. Riskler ve Risk Yönetimi, Seminer Notları, Mida Institute,
İstanbul, 2005.
BALTAGI, H. Badi. Econometrics, Springer Press, Berlin, 4th Edition, USA, 2000.
BESSIS, Joel. Risk Management in Banking , John Wiley&Sons, London, 1998.
BEST, Philip. Implementing Value At Risk, John Wiley&Sons, New York, 1998.
BOLAK, Mehmet. Finans Mühendisliği Kavramlar ve Araçlar, Beta Yayıncılık,
İstanbul, 1998.
BOLGÜN, Evren ve Barış AKÇAY. Risk Yönetimi, Scala Yayıncılık, İstanbul, 2003.
BOLGÜN, Evren ve Serhan ÇOKAKLI. Vadeli Türev Pozisyonlarında Riske Maruz
Değer Modeli ile Risk Limitlemesi, İş Yatırım Yayınları, İstanbul, 2007.
216
BRIGHAM, Eugene ve Joel HOUSTON. Fundamentals of Financial Managament,
Harcourt College Publisihing, 1998.
BROOKS, Chris. Introductary Econometrics For Finance, Cambridge University
Press, Cambridge, 2002.
CAROL, Alexander. Risk Management and Analysis, John Wiley &Sons, London,
1998.
CEYLAN, Ahmet ve Tunç KORKMAZ. Borsada Uygulamalı Portföy Yönetimi, 2.
Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa, 1995.
CHAMBERS, Nurgül. Türev Piyasalar, Avcıol Basım, İstanbul, 1998.
CHOUDHRY, Mitchons. Analyzing and Interpreting the Yield Curve, John
Wiley&Sons, Singapore, 2004.
CHRISS, A. Neil. Black Scholes and Beyond – Option Pricing Models, McGraw Hill,
New York, 1996.
CITIBANK, Training Department. Mackinsey Constitution: Introduction to Risk
Management, Citibank Reviews, New York, 1993.
CİVELEK, Uğur. Döviz ve Para Piyasaları Hazine Ürünleri, Mida Institute, İstanbul,
2003.
COURNETT, Marcia ve Anthony SAUDERS. Financial Instutions Management: A
Risk Management Approach, McGraw Hill, Singapore, 2006.
ÇAĞIRGAN, Meriç. Risk Yönetimi, İstanbul Üniversitesi SBE Yayınları, İstanbul,
1997.
217
DAVIDSON, Russel ve James G. MACKINNON. Estimation and Inference in
Econometrics, Oxford University Press, New York, 1993.
DAVIDSON, Russel ve James G. MACKINNON. Econometric Theory and Methods,
Oxford University Press, New York, 2004.
DENİZBANK Fon Yönetimi Grubu. Likidite Yönetimi, Denizbank Yayınları, İstanbul,
2002.
DE ROSA, F. David. Options on Foreign Exchange, John Wiley&Sons, 2nd Edition,
London, 2000.
DOWD, Kevin. Beyond Value at Risk: The New Science of Risk Management, John
Wiley&Sons, Chichester, 1998.
DOWD, Kevin. An Introduction to Market Risk Measurement, John Wiley&Sons,
West Sussex, 2002.
DOWD, Kevin. Measuring Market Risk, John Wiley&Sons, London, 2005.
ELTON, Victor. Modern Portfolio Theory and Investment Analysis, 6th Edition, John
Wiley&Sons, London, 2003.
EMBRECHTS, Paul. Credit Risk Models: An Overview, ETH Publishing, Zurich,
2003.
ENDERS, Walter. Applied Econometrics Time Series, John Wiley&Sons, London,
1995.
218
EUROMONEY Training Center. VAR & Advanced Risk Management Courses,
London, 2000.
FABOZZI, Franc ve Modigliani FRANCO. Capital Markets Institutions and
Instruments, 3rd Edition, Prentice Hall, New Jersey, 2004.
FRANCIS, C. Jack. Investments: Analysis and Management, McGraw Hill, London,
2000.
FRANSES, H. Philip. Time Series Models for Business and Economic Forecasting,
Cambridge University Press, USA, 1998.
GAHIN, Fikry. Review of the Literature on Risk Management, American Risk and
Insurance Association, New York, 2006.
GALAI, Crouhy. Risk Management, McGraw Hill, New York, 2001.
GARDNER, DC. Currency Options, DC Gardner Workbook, London, 1999.
GENCELİ, Mehmet. Ekonometri ve İstatistik İlkeleri, 2. Baskı, Filiz Kitabevi,
İstanbul, 2001.
GOURIEROUX, Christian. ARCH Models and Financial Applications, Springer Co.,
New York, 1997.
GREUNING, Van Hennie ve Stephan BRATANOVIC. Analyzing and Managing
Banking Risk: A Framework for Assessing Corporate Govrrnance and Financial
Risk, 2nd Edition, World Bank Publications, Washington D.C., 2003.
GUJARATI, N. Damodar. Basic Econometrics, 2nd Edition, Prentice Hall, London,
2001.
219
HASLEM, A. John. Bank Funds Management: Text and Readings, Reston Publishing
Co., Virginia, 1986.
HOLLAND, Allen. One Approach to FX Risk Management, AG Finance Ltd., Boston,
2004.
HOLTON, A. Glyn. Value at Risk: Theory and Practice, Elsevier Publishing, New
York, 2003.
HOWCROFT, Barry ve Christopher STOREY. Management and Control of Currency
and Interest Rate, McGraw Hill, New York, 1996.
HULL, C. John. Introduction to Futures and Option Markets, 3rd Edition, Prentice
Hall, New Jersey, 1998.
HULL, C. John. Options, Futures and Other Derivatives, Prentice Hall, 6th Edition,
New Jersey, 2006.
HULL, C. John. Risk Management and Financial Institutions, Prentice Hall, New
Jersey, 2007.
JONES, Sarah. JP Morgan Chase at Sibos, Goldes Publishing Co., Boston, 2007.
JORION, Philippe. Orange County Case: Using Value at Risk to Control Financial
Risk, Prentice Hall, New Jersey, 2000.
JORION, Phillippe. VAR: The New Benchmark for Managing Financial Risk, 2nd
Edition, McGraw Hill, New York, 2001.
JORION, Philippe. Value at Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, Singapore, 2002.
220
JORION, Philppe. Financial Risk Manager Handbook, 4th Edition, John Wiley&Sons,
USA, 2007.
KAVAL, Hasan. Bankalarda Risk Yönetimi, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2000.
KOLB, W. Robert. Options, Blackwell Publishers, London, 1997.
KUTLAR, Akın. Ekonometrik Zaman Serileri Teori ve Uygulama, Gazi Kitabevi,
Ankara, 2000.
LAUBSCH J. Alan. Risk Management:A Practical Guide, Meyers Ltd., New Jersey,
1999.
LONGMORE, Rohan ve Wayne ROBINSON. Modelling and Forecasting Exchange
Rate Dynamics in Jamaica: An Application of Asymmetric Volatility Models, Bank
of Jamaica, 2004.
MARCUS, M. Brealey. Fundamentals of Corparate Finance, 3rd Edition, McGraw
Hill, London, 2001.
Micro Software Quantitive. Eviews 4 User’s Guide, New York, 2002.
MUKHERJEE, Chandan, Howard WHITE ve Marc WUYTS. Econometrics and Data
Analysis for Devoloping Countries, Routledge, London, 1998.
NAKİP,
Mahir.
Pazarlama
Araştırmaları,
Teknikler
ve
(SPSS)
Destekli
Uygulamalar, Seçkin Kitabevi, Ankara, 2003.
NEWBOLD, Paul. İşletme ve İktisat için İstatistik, (Çev. Ümit Şenesen), Literatür
Yayıncılık, İstanbul, 1995.
221
ORHUNBİLGE, Neyran. Zaman Serileri Analizi Tahmin ve Fiyat Endeksleri, Avcıol
Basım Yayın, Tunç Matbaacılık, İstanbul, 1999.
PATTERSON, Klynn. An Introduction to Applied Econometrics - A Time Series
Approach, St Martin’s Press, USA, 2000.
RAY, Harris ve Robert SOLLIS. Applied Time Series Modelling and Forecasting,
John Wiley&Sons, London, 2003.
RITCHKEN, Paul. Options: Theory, Strategy and Applications, Scott&Foresman
Company, London, 1997.
SALTOĞLU, Burak. A High Frequency Analysis of Financial Risk and Crisis: An
Emprical Study on Turkish Financial Management, Yaylım Yayıncılık, İstanbul,
2003.
SOYDAN, Halit. Bankalarda Risk Kavramı ve Yeni Finansman Teknikleri, Dokuz
Eylül Üniversitesi Atmer Yayınları, İzmir, 1999.
STULZ, Robert. Risk Management and Derivatives, South Western Publishing, Ohio,
2003.
ŞAHİN, Hasan. Riske Maruz Değer Hesaplama Yöntemleri, Turhan Kitabevi, Ankara,
2004.
TAPIERO,
Steven.
Risk
and
Financial
Management:
Mathematical
and
Computational Methods, John Wiley&Sons, New Jersey, 2004.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Piyasalar Genel Müdürlüğü, Para
Piyasaları Müdürlüğü. Bankalararası Para Piyasası Uygulama Talimatı, Ankara,
Temmuz, 2007.
222
TSAY, T. Ruey. Analysis of Financial Time Series, John Wiley&Sons, USA, 2002.
Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB). Ulusal ve Uluslararası
Piyasalar, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitimi, İstanbul, 2008.
URAL, Mert. Yatırım Fonlarının Performans ve Risk Analizi, Detay Yayıncılık,
Ankara, 2010.
UZUNOĞLU, Sadi. Yeni Finansman Teknikleri, Strata Yayınları, 2. Baskı, İstanbul,
1998.
UZUNOĞLU, Sadi. Para ve Döviz Piyasaları, Mida Institute, İstanbul, 2000.
VOSE, David. Risk Analysis: A Quantitative Guide, 2nd Edition, McGraw Hill,
London, 2000.
YILDIRIM, K. Mustafa. Hisse Senedi Opsiyonları ve İMKB Uygulanabilirliği,
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yayınları, 1998, İstanbul.
MAKALE, BİLDİRİ VE TEZLER
AKAN, Burak, Arif O. LAÇİNER ve Yasemin TÜZÜN. “Parametrik Riske Maruz Değer
Yöntemi Türkiye Uygulaması”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, No:45,
2003, ss. 29-45.
AKAN, Burak. “Likidite Riski Yönetim Prensipleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye
Bankalar Birliği, Sayı:54, 2007, ss. 72-84.
223
AKTAŞ, Metin. “Türkiye Piyasalarında Parametrik Riske Maruz Değer Modelinin
Taşıdığı Riskler”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:22, Afyon, 2008, ss.
243-256.
ANGELIDIS, Timotheos, Alexander BENOS ve Stavros DEGIANNAKIS. “The Use of
GARCH Models in VaR Estimation”, Statistical Methodology, Vol:1, 2004, ss. 105128.
ATAKAN,
Tülin.
“İMKB’de
Volatilitenin
ARCH-GARCH
Yöntemleri
ile
Modellenmesi”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Vol:24, 2006, ss.4862.
BABUŞÇU, Şenol. “Türk Bankacılık Sektöründe Beklentiler ve Gelişmeler”, Halk
Bankası Eğitim Daire Başkanlığı Yayınları, No:21, 2003, ss. 259-267.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “Bankaların İç Denetimi ve Risk
Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik”, 08.02.2001 Tarih ve 24312 Sayılı Resmi
Gazete, 2001, ss. 1-7.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “10 Soruda Yeni Basel Semaye
Uzlaşısı (Basel II)”, BDDK Araştırma Dairesi, Ocak, 2005, ss. 181-189.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “Piyasa Riskinin Dahil Edildiği
Sermaye Yeterliliği Rasyosunun Standart Metoda Göre Hesaplanmasına İlişkin Örnek”,
BDDK Araştırma Dairesi, Mart, 2007, ss. 1-17.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “Piyasa Riski Ölçümleme
Yöntemlerine İlişkin Analiz”, BDDK Yayınları, Risk Yönetimi Dairesi, Nisan, 2010, ss.
1-56.
224
BERKOWITZ, Jeremy ve James O’BRIEN. “How Accurate are Value-at-Risk Models at
Commercial Banks?”, US Gateway Working Paper, Vol:17, New York, 2001, ss. 1-49.
Bank for International Settlements (BIS). “Supervisory Framework For The Use of
‘Backtesting’ in Conjunction With The Internal Models Approach To Market Risk
Capital Requirements”, Basel Committee on Banking Supervision, 1996, ss. 1-62.
Bank for International Settlements (BIS). “Sermaye Ölçümü ve Sermaye Standartlarının
Uluslararası Düzeyde Uyumlaştırılması”, Gözden Geçirilmiş Düzenleme Raporu, 2004,
ss. 1-38.
BLACK, J. Angela. “The Impact of Monetary Policy on Value and Growth Stocks: An
International Evaluation”, Journal of Asset Management, Vol:3, No:2, 2002, ss. 142172.
BLASCHKE, Winrid, Matthew T. JONES, Giovanni MAJNONI ve Soledad M. PERIA.
“Stress Testing of Financal Sytems: An Overview of Issues, Methodologies and Fsap
Experiences”, IMF Working Paper, No:88, June, 2001, ss. 1-9.
BOLLERSLEV, Tim. “Glossary to ARCH (GARCH)”, Journal of Empirical Finance,
Elsevier, Vol:8(1), 2002, ss. 1-44.
BOLLERSLEV, Tim. “Generalized Otoregressive Conditional Heteroskedasticity”,
Journal of Econometrics, Vol:31, 1986, ss. 307-327.
BROOKS, D. Robert, Robert W. FAFF, Michael D. MCKENZIE ve Heather
MITCHELL. “A Multi-country Study of Power ARCH Models and National Stock
Market Returns”, Journal of International Money and Finance, Vol:19, No:3, 2000,
ss. 377-397.
225
CHEN, Shen-Yuan, Dar-Yeh HWANG ve Chien-Fu LIN. “Does Index Futures Dominate
Index Spot? Evidence From Taiwan Market”, Review of Pacific Basin Financial
Markets and Policies, Vol:5, No:2, 2002, ss. 255-275.
CHRISTOFFERSEN, Peter. “Evaluating Interval Forecasts”, International Economic
Review, Vol:39(4), 1998, ss. 841-862.
CORONADO, Maria. “Comparing Different Methods for Estimating Value-at-Risk
(VaR) for Actual Non-Linear Portfolios”, Empirical Evidence, Vol:14(2), 2000, ss. 203222.
ÇAĞLAYAN, Ebru ve Tuğba DAYIOĞLU. “Döviz Kuru Getiri Volatilitesinin Değişen
Varyans Modelleri ile Öngörüsü” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri
ve İstatistik Dergisi, Sayı:9, 2009, ss. 1-16.
ÇELİK, Faik. “Türk Bankacılığında Risk Yönetimi Yönetmeliği Dönemi ve Piyasa Riski
Ölçüm Metodları”, İktisat-İşletme ve Finans Dergisi, Sayı: 417, Eylül, 2001, ss. 60-85.
ÇİFTER, Atilla. “Risk Yönetiminde (Skewed) Student-t ve GED Dağılımları ile
Asimetrik ve (Kısmi) Entegre GARCH Modelleri: Eurobond Üzerine Bir Uygulama”,
VIII. Ulusal Finans Sempozyumu, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2004, ss. 6783.
ÇİFTER, Atilla, Alper ÖZÜN ve Sait YILMAZER. “Geriye Dönük Testlerin
Karşılaştırmalı Analizi: Döviz Kuru Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi,
Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:62, 2007, ss. 25-43.
ÇİFTER, Atilla, Alper ÖZÜN ve Sait YILMAZER. “Beklenen Kuyruk Kaybı ve
Genelleştirilmiş Pareto Dağılımı ile Riske Maruz Öngörüsü: Faiz Oranları Üzerine Bir
Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:60, 2007, ss. 1-17.
226
DAVIDSON, James. “Moments and Memory Properties of Linear Conditional
Heteroskedaticity Models and a New Model”, Journal of Business and Economic
Statistics, Vol:22, 2004, ss.16-29.
DIAMANDIS, Panayiotis, Georgios KOURETAS ve Leonidas ZARANGAS. “Value-at
Risk for Long and Short Trading Positions: The Case of the Athens Stock Exchange”,
Working Paper of Crete, Department of Economics, No:601, 2006, ss. 10-43.
DING, Zhuanxin, Clive W. GRANGER ve Robert F. ENGLE. “A Long Memory
Property of Stock Market Returns and a New Model”, Journal of Empirical Finance,
No:1, 1993, ss. 83-106.
DUAN, Jin-Chuan. “Augmented GARCH(p,q) Process and its Diffusion Limit”, Journal
of Econometrics, Vol:79, 1997, ss. 97-127.
DUMAN, Mustafa. “Bankacılık Sektöründe Finansal Riskin Ölçülmesi ve Gözetiminde
Yeni bir Yaklaşım: Value at Risk Metodolojisi”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar
Birliği, Sayı:32, 2000, ss. 22-30.
EMENIKE, O. Kalu. “Modelling Stock Returns Volatility In Nigeria Using GARCH
Models”, University of Nigeria MPRA Papers, Department of Banking and Finance,
No: 23432, July, 2010, ss. 43-65.
ENGLE, F. Robert. “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity with Estimates of the
Variance of U.K. Inflation”, Econometrica, Vol:50, 1982, ss. 987-1007.
ENGLE, F. Robert. “GARCH 10: The use of the ARCH/GARCH Models in Applied
Econometrics”, Journal of Economic Perspectives, Vol:15/4, 2001, ss. 157-168.
ENGLE, F. Robert ve David KRAFT. “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity in
Multiple Time Series Models”, USDC Discussion Paper, Vol:27, 1982, ss.79-85.
227
ENGLE, F. Robert ve Victor K. NG. “Measuring and Testing the Impact of News on
Volatility”, Journal of Finance, Vol:48(5), 1993, ss. 1749-1778.
FOUNTAS, Stilianos, Menelaos KARANASOS ve Alfonso MENDOZA. “Output
Variability and Economic Growth: The Japanese Case”, Bulletin of Economic
Research, Vol:56/4, 2004, ss. 353-363.
FULMER, John, Gregory A. HENRY ve Thomas I. SMYTHE. “Managing Interest Rate
Risk with Limited Resources”, Bank Accounting and Finance, Vol:15, Issue:4, June,
2002, ss. 10-32.
FUSS, Roland, Dieter KAISER ve Zeno ADAMS. “Value at Risk, GARCH Modelling
and the Forecasting of Hedge Fund Return Volatility”, Journal of Derivatives and
Hedge Funds, Vol:13, 2007, ss. 2-25.
GAZDA, Vladimir ve Tomas VYROST. “Application of Garch Models in Forecasting
the Volatility of the Slovak Share Index (SAX)”, Biatec Papers,Vol:11, 2003, ss. 17-21.
GIOT, Pier ve Sebastien LAURENT. “Value-at-Risk for Long and Short Trading
Positions”, Journal of Applied Econometrics, Vol:18, 2003, ss. 641-664.
GRAY, John. “Foreign Exchange Risk Management: Lessons from the Banking World”,
Journal of Gtnews, November, 2004, ss. 29-36.
GREUNING, Van Hennie ve Philippe JORION. “Türk Bankacılık Sektöründe Risk
Yönetimi”, Seminer Notları, Dünya Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği, 2000 ss.45-54.
GÜRSAKAL, Sevda. “İMKB 30 Endeksi Getiri Serisinin RMD’nin Tarihi Simulasyon
ve Varyans-Kovaryans Yöntemleri ile Hesaplanması”, 8. Türkiye Ekonometri ve
İstatistik Kongresi, 24-25 Mayıs, İnönü Üniversitesi, Malatya, 2007, ss. 1-12.
228
HENDRICKS, Daryll. “Evaluation of Value-at-Risk Models Using Historical Data”,
Federal Reserve Bank of New York Economic Policy Review, Vol:12, April, 1996, ss.
39-70.
HENDRICKS, Daryll ve Beverly HIRTLE. “Bank Capital Requirements for Market
Risk: The Internal Models Approach”, Federal Reserve Bank of New York Economic
Policy Review, Vol:17, December, 1997, ss.19-36.
HO, Y. Kin ve Albert K. TSUI. “Asymmetric Volatility of Real GDP: Some Evidence
from Canada, Japan, United Kingdom and the United States”, Japan and World
Economy, Vol:15, 2003, ss. 143-152.
HO, Y. Kin ve Albert K. TSUI. “Analysis of Real GDP Growth Rates of Greater China:
An Asymmetric Conditio Volatility Approach”, China Economic Review, Vol:15, 2004,
ss. 424-442.
HUANG, Wei-Chiao ve Yuanlei ZHU. “Are Shocks Asymmetric to Volatility of Chinese
Stok Market?”, Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:7, No:3,
2004, ss. 379-395.
HWANG, Sheyu ve Tae Y. KIM. “Power Transformation and Threshold Modeling for
ARCH Innovations with Applications to Tests for ARCH Structure”, Stochastic
Processes and Their Applications, Vol:110, 2004, ss. 295-314.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB). “Sermaye Piyasası Araçlarına Dayalı
Futures ve Opsiyon Sözleşmelerinin Fiyatlandırılması”, İMKB Türev Piyasası
Araştırmaları Serisi, No:1, İstanbul, Haziran, 1995, ss. 1-32.
JACKSON, Patricia, David MAUDE ve William PERRAUDIN. “Bank Capital and
Value at Risk”, Bank of England Working Paper Series, Vol:79, 1998, ss. 1-37.
229
JENSEN, Joergen. “Treasury as a Service Centre”, Journal of Gtnews, April, 2008, ss.
1-9.
JONDEAU, Eric ve Michael ROCKINGER. “Conditional Dependency of Financial
Series” The Copula-GARCH Model, December, 2002, ss. 1-37.
KARATEPE, Yalçın. “Finansal Açıdan Sermaye Piyasası Analizi: Durasyon Analizi”,
Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Sayı:22, Ankara, 2004, ss. 38-49.
KHANNICHE, Sabrina. “Evaluation of Hedge Fund Returns Value at Risk Using
GARCH Models”, 5th International Conference on Applied Financial Economics,
Samos Island-Greece, 2008, ss. 85-102.
KIRAN, Burcu. “Döviz Kuru Volatilitesinin Asimetrik Üslü ARCH Modeli ile Tahmini”,
İstanbul Üniversitesi İİBF Dergisi, Vol:38, 2007, ss. 1-18.
KNIGHT, Peter. “Five Effective Principles For Global Cash Management”, Journal of
Gtnews, July, 2007, ss. 1-9.
KORKMAZ, Turhan ve Kazım AYDIN. “Using EWMA and GARCH Methods in VaR
Calculations: Application on ISE30 Index”, 6. ODTÜ Uluslararası Ekonomi Kongresi
Bildiri Kitabı, Ankara, 2002, ss 1-58.
KRONSEDER, Christian. “Best Practices for Liquidity Risk Management”, Journal of
Gtnews, March, 2004, ss. 1-11.
KUNSCH, Peter, Alain RUTTIENS ve Judith A. CHEVALIER. “A Methodology Using
Option Pricing to Determine a Suitable Discount Rate in Environmental Management”,
European Journal of Operational Research, Vol:185, 2008, ss. 1674-1679.
230
KURITZKES, Andrew ve Til SCHUERMANN. “What We Know, Don’t Know and
Can’t Know About Bank Risk: A View From The Trenches”, Wharton Financial
Working Papers, Vol:16, Wharton Financial Institutions Center, Penn, 2006, ss. 645693.
KÜÇÜK, Tayfun. “Global Trends-Business & Treasury Culture in Turkey”, Journal of
Gtnews, October, 2006, ss. 1-6.
LAURENT, Sebastien ve Jean P. PETERS. “A Tutorial for GARCH 2.3: A Complete Ox
Package for Estimating and Forecasting ARCH Models”, Oxmetrics G@RCH 6.0 Help,
(http://www.garch.org), April, 2002, ss. 32-51.
LIN, Chu-Hsiung ve Shan-Shan SHEN. “Can the Student-t Distribution Provide Accurate
Value at Risk?”, The Journal of Risk Finance, Vol:7, No:3, 2006, ss. 292-300.
LINSMEIER, Thomas ve Neil PEARSON. “Risk Measurement: Introduction to Value at
Risk”, Financial Analysts Journal, Vol:21, March, 2000, ss. 18-25.
LONGMORE, Rohan ve Wayne ROBINSON. “Modelling and Forecasting Exchange
Rate Dynamics in Jamaica: An Application of Asymmetric Volatility Models”, Bank of
Jamaica Journals, Vol:12, 2004, ss. 1-32.
LUCKETT Dudley. “Approaches to Bank Liquidity Management”, Economic Review
for Federal Reserve Bank of Kansas City, Kansas City, March, 1980, ss. 11-27.
LYNN, Bruce. “Managing the Modern Treasury”, Journal of Corporate Treasury
Management, Vol:1(3), 2008, ss. 211-218.
MADHAVI, Vasanta. “Dynamic Treasury Management” Journal of Gtnews, August,
2008, ss. 9-13.
231
MANTEGNA, Rosario ve Eugene STANLEY. “Modelling of Financial Data:
Comparison of the Truncated Levy Flight and the ARCH(1) and GARCH(1,1)
Processes”, Physica, Vol:254, 1998, ss. 77-84.
MAPA, Deepak. “A Forecast Comparison of Financial Volatility Models: Garch(1,1) is
not Enough”, The Philippine Statistician, Vol:53, 2004, ss. 1-10.
MAZIBAŞ, Murat. “İMKB Piyasasındaki Oynaklığın ve Asimetrik Fiyat Hareketlerinin
Modellenmesi
ve
Öngörülmesi:
GARCH
Uygulaması”,
VIII.
Ulusal
Finans
Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul, 2004, ss. 1-33.
MAZIBAŞ, Murat. “İMKB Piyasalarındaki Volatilitenin Modellenmesi ve Öngörülmesi:
Asimetrik GARCH Modelleri ile Bir Uygulama”, VII. Ulusal Ekonometri ve İstatistik
Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul Üniversitesi İİBF, İstanbul, 2005, s. 77-96.
MCKENZIE, Michael ve Heather MITCHELL. “Generalised Asymmetric Power ARCH
Modelling of Exchange Rate Volatility”, Applied Financial Economics, Vol:12, 2002,
ss. 555-577.
ÖZHARAR, Alper, Bora DİRİK, Serhan ÇOKAKLI, Tolga ÜLGÜR ve Zeynek
EMECAN. “Opsiyonların Riske Maruz Değerinin Hesaplanması”, Bankacılar Dergisi,
Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:52, 2005, ss. 86-105.
ÖZTÜRK, Kevser. “Döviz Kuru Oynaklığı ve Döviz Kuru Oynaklığının Faiz Oranı
Oynaklığı ile Olan İlişkisi: Türkiye Örneği”, TCMB Uzmanlık Yeterlilik Tezi,
Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, Nisan, 2010, ss.1-93.
PAN, Hongyu ve Zhichao ZHANG. “Forecasting Financial Volatility: Evidence From
Chinese Stock Market”, Working Paper in Economics and Finance, University of
Durham, Vol:06(02), 2006, ss. 1-30.
232
POSEDEL, Petra. “Analysis Of the Exchange Rate and Pricing Foreign Currency
Options on the Croatian Market: The NGARCH Model as an Alternative to the Black
Scholes Model”, Financial Theory and Practice, Vol:30/4, 2005, ss. 347-368.
POZIN, Cyrstal. “Treasury Evolves”, Journal of Strategic Treasury, Issue:1, 2006, ss.
31-36.
RODOPLU, Gültekin ve Ebubekir AYAN. “Basel II Uzlaşısında Piyasa Riski Yönetimi
ve Türkiye Açısından Faiz Riskine İlişkin Bir Uygulama”, Süleyman Demirel
Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, Isparta, 2008, ss. 1-25.
RABEMANANJARA, Rohan ve Jean ZAKOIAN. “Threshold ARCH Models and
Asymmetries in Volatility”, Journal of Applied Econometrics, Vol:8, No:1, 1993, ss.
31-49.
ROGACHEV, Andrey. “Dynamic Value at Risk”, St. Gallen Working Paper,
University of St. Gallen, November, 2002, ss. 1-20.
STAINBERG, Marc ve Til SCHERMAN. “The New Basel Capital Accord and
Questions for Research”, Center for Financial Instutions Working Papers, University
of Pennsylvania, Vol:3(14), 2004, ss. 3-9.
SCHACHTER, Barry. “An Irrelevant Guide to Value at Risk”, Risks and Rewards,
Vol:12, June, 1998, ss. 17-19.
SIMONS, Katerina. “Value at Risk: New Approaches to Risk Management”, New
England Economic Review, Vol:3, September, 1996, ss. 3-13.
TANG, Ta-lun ve Shwu-Jane SHIEH. “Long Memory in Stock Index Futures Markets: A
Value at Risk Approach”, Physica A, No:366, 2006, ss. 437-448.
233
TAŞ, Oktay ve Zeynep İLTÜZER, “Monte Carlo Simulasyon Yöntemi ile Riske Maruz
Değerin İMKB30 Endeksi ve DİBS Portföyü Üzerinde Bir Uygulaması”, Dokuz Eylül
Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:23, Sayı:1, 2008, ss. 67-88.
TAŞÇI, Müge. “Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı ve AB’nin 2006/49/EC Sayılı
Sermaye Yeterliliği Direktifi”, SPK Yayınları, No:17, Aracılık Faaliyetleri Dairesi,
2008, ss. 35-43.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Yapısal Faiz Oranı Çalışma Grubu. “Basel II Yapısal
Faiz Oranı Risk Modelleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:58,
2006, ss. 63-95.
TEKER, Suat, Evren BOLGÜN ve Barış AKÇAY. “Banka Sermaye Yeterliliği: Basel II
Standartlarının Bir Türk Bankasına Uygulanması”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi,
Vol:2, 2005, ss. 48-66.
TELATAR, Binay. “İMKB Endeksinin ARCH Modellemesi”, Akdeniz Üniversitesi
İİBF Dergisi, Sayı:3, 2002, ss. 110-121.
TOKGÖZ, Erdinç. “T.C. Merkez Bankası ve Döviz Piyasası”, Hacettepe Üniversitesi
İİBF Dergisi, Cilt:14, Sayı:1, Temmuz, 1996, ss. 1-20.
TROSKIE, Hossain ve Rashad GUO. “Comparisations of The Ex Post Efficient
Portfolios Under GARCH(1,1) Modeling and GARCH Model Extensions”, Proceedings
of the 10th Annual International Conference on Industrial Engineering–Theory,
Applications and Practice Clearwater, Florida, 2006, ss. 419-425.
TULLY, Edel ve Brian M. LUCEY. “APGARCH Investigation of the Main Influences
on the Gold Price”, Business Studies and Institute for International Integration,
Vol:13, University of Dublin, Trinity Collegue, 2007, ss. 1-26.
234
TUNCER, Ebru. “Risk Yönetimi Sermaye Yeterliliği ve Finansal Sektör İstikrarı
Çerçevesinde Stres Testleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:57,
2006, ss. 67-75.
URAL, Mert ve Türker ADAKALE. “Beklenen Kayıp Yöntemi ile Riske Maruz Değer
Analizi”, Akdeniz İİBF Dergisi, Vol:17, 2009, ss. 23-39.
URAL, Mert ve Türker ADAKALE. “Bireysel Emeklilik Fonlarında Risk Yönetimi ve
Riske Maruz Değer Analizi”, Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt:9, Sayı:4, 2009, ss.
1463-1483.
UYSAL, Özge. “Piyasa Riskinin Tespitinde Kullanılan Riskteki Değer Yöntemi”, SPK
Yayınları, No:2, Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 1999, ss. 1-63.
ÜNAL, S. Özlem. “Döviz Kuru Oynaklığının Öngörülmesi ve Risk Yönetimi: Türkiye
Örneği”, Yayınlanmamış Uzmanlık Yeterlilik Tezi, TCMB Piyasalar Genel
Müdürlüğü, Ankara, 2009, ss. 1-85.
VLAAR, J. Peter. “Value at Risk Models for Dutch Bond Portfolios”, Journal of
Banking&Finance, Vol:24(7), 2000, ss. 1131-1154.
VOLOSOV, Kostantin, Gautam MITRA ve Fabio SPAGNOLO. “Treasury Management
Model with FX Exposure”, Computational Optimization and Applications, Vol:32,
2005, ss 179-207.
YAHYAOĞLU, Güran “Bankacılıkta Risk Yönetimi”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 83,
Sayı 1, İstanbul, 2009, ss. 83-97.
YAVUZ, Salih. “Risk Yönetimi İçeri Aktif Pasif Yönetimi Dışarı ”, Bankacılar Dergisi,
Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:41, 2002, ss. 21-32.
235
YAYLA, Münür ve Yasemin T. KAYA. “Basel II, Ekonomik Yansımaları ve Geçiş
Süreci”, BDDK Çalışma Raporları, No:3, 2005, ss. 1-59.
YETIM, Sedat. “Repo, Ters Repo ve Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri”, Hazine Dergisi,
Sayı:6, Nisan, 1997, ss. 71-82.
YÜZBAŞIOĞLU, Nejat. “Risk Yönetimi ve Bankaların Denetimi”, BDDK Risk
Yönetimi Konferansı Bildiri Kitabı, Ankara, 2003, ss. 51-64.
236
EKLER
Ek Tablo 1. Kullanılan Veri Seti
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
02.01.2006
1.3432
1.5990
22.3929
0.1365
0.1428
0.0293
0.0431
0.0719
4.9729
2.1721
03.01.2006
1.3410
1.6070
22.8279
0.1352
0.1430
0.0291
0.0431
0.0719
4.9365
2.1894
04.01.2006
1.3308
1.6140
22.7357
0.1338
0.1414
0.0280
0.0428
0.0715
4.9416
2.2066
05.01.2006
1.3289
1.6110
22.5238
0.1337
0.1402
0.0279
0.0429
0.0714
4.8424
2.2238
06.01.2006
1.3275
1.6140
22.8477
0.1328
0.1403
0.0279
0.0432
0.0714
4.8619
2.3445
09.01.2006
1.3275
1.6140
22.8477
0.1323
0.1400
0.0282
0.0431
0.0715
4.8695
2.4479
16.01.2006
1.3261
1.6150
22.8477
0.1309
0.1405
0.0286
0.0429
0.0723
4.9085
2.4479
17.01.2006
1.3268
1.6130
22.8477
0.1306
0.1380
0.0289
0.0427
0.0722
5.0746
2.3790
18.01.2006
1.3304
1.6180
22.8477
0.1307
0.1398
0.0286
0.0427
0.0729
4.9983
2.4479
19.01.2006
1.3290
1.6170
22.8477
0.1305
0.1393
0.0291
0.0432
0.0722
4.9178
2.5169
20.01.2006
1.3292
1.6100
23.9270
0.1303
0.1386
0.0291
0.0430
0.0717
4.9644
2.4824
23.01.2006
1.3199
1.6250
23.9361
0.1303
0.1381
0.0289
0.0429
0.0720
4.9339
2.4824
24.01.2006
1.3162
1.6240
23.4169
0.1303
0.1382
0.0291
0.0432
0.0713
4.8230
2.5341
25.01.2006
1.3147
1.6197
23.6763
0.1305
0.1387
0.0297
0.0441
0.0715
4.8128
2.6376
26.01.2006
1.3161
1.6160
23.9091
0.1311
0.1403
0.0299
0.0444
0.0718
4.7374
2.5686
27.01.2006
1.3174
1.6100
23.6636
0.1315
0.1403
0.0301
0.0444
0.0717
4.7467
2.5169
30.01.2006
1.3210
1.6030
23.6324
0.1321
0.1402
0.0299
0.0446
0.0723
4.7018
2.5341
31.01.2006
1.3190
1.6060
23.7733
0.1330
0.1419
0.0302
0.0446
0.0725
4.7764
2.5169
01.02.2006
1.3168
1.6005
23.5523
0.1331
0.1422
0.0305
0.0451
0.0725
4.9433
2.5169
02.02.2006
1.3204
1.5987
23.7069
0.1336
0.1421
0.0306
0.0451
0.0723
4.9915
2.4824
03.02.2006
1.3184
1.5910
23.7788
0.1342
0.1432
0.0308
0.0450
0.0726
4.9619
2.4997
06.02.2006
1.3223
1.5910
24.0098
0.1346
0.1439
0.0307
0.0451
0.0723
4.9771
2.4824
07.02.2006
1.3220
1.5940
23.8985
0.1352
0.1442
0.0311
0.0452
0.0719
5.0924
2.4307
08.02.2006
1.3272
1.5950
24.1261
0.1340
0.1460
0.0309
0.0455
0.0725
4.9738
2.4135
09.02.2006
1.3231
1.5910
24.0848
0.1333
0.1444
0.0308
0.0454
0.0723
4.9373
2.4135
10.02.2006
1.3199
1.5810
24.1976
0.1334
0.1433
0.0308
0.0458
0.0709
4.9780
2.4307
13.02.2006
1.3233
1.5840
24.0422
0.1338
0.1434
0.0309
0.0458
0.0712
4.9009
2.3962
14.02.2006
1.3202
1.5800
23.5830
0.1343
0.1436
0.0307
0.0460
0.0709
4.8780
2.4135
15.02.2006
1.3313
1.5860
23.9354
0.1329
0.1441
0.0306
0.0460
0.0705
4.9856
2.4652
16.02.2006
1.3237
1.5740
23.4771
0.1324
0.1413
0.0304
0.0459
0.0706
4.9094
2.5341
17.02.2006
1.3193
1.5730
23.5213
0.1317
0.1404
0.0307
0.0455
0.0698
4.9365
2.4997
20.02.2006
1.3084
1.5720
23.1473
0.1303
0.1399
0.0306
0.0452
0.0697
4.8941
2.5169
21.02.2006
1.3105
1.5960
23.2840
0.1296
0.1402
0.0305
0.0459
0.0697
4.9560
2.4997
22.02.2006
1.3236
1.5750
23.0672
0.1294
0.1418
0.0307
0.0456
0.0701
5.0805
2.6376
23.02.2006
1.3118
1.5720
23.5170
0.1298
0.1407
0.0303
0.0462
0.0695
5.1068
2.7238
24.02.2006
1.3136
1.5680
23.5161
0.1306
0.1401
0.0302
0.0463
0.0693
5.1415
2.7410
27.02.2006
1.3104
1.5570
23.5472
0.1300
0.1406
0.0304
0.0466
0.0689
5.1855
2.6548
28.02.2006
1.3051
1.5650
23.5837
0.1305
0.1386
0.0304
0.0461
0.0684
5.3016
2.6893
01.03.2006
1.3066
1.5640
23.4504
0.1305
0.1394
0.0310
0.0463
0.0683
5.3109
2.6548
02.03.2006
1.2970
1.5680
23.4942
0.1305
0.1368
0.0312
0.0467
0.0680
5.3160
2.6203
03.03.2006
1.2955
1.5670
23.4011
0.1307
0.1374
0.0316
0.0471
0.0687
5.2974
2.5858
06.03.2006
1.2997
1.5720
23.5331
0.1312
0.1385
0.0314
0.0476
0.0694
5.1720
2.4652
07.03.2006
1.3216
1.5745
23.6936
0.1312
0.1401
0.0315
0.0476
0.0706
5.1991
2.3962
08.03.2006
1.3349
1.6020
23.6192
0.1312
0.1399
0.0321
0.0475
0.0710
5.1186
2.3790
09.03.2006
1.3353
1.5960
23.7472
0.1311
0.1396
0.0324
0.0475
0.0708
5.1017
2.3790
10.03.2006
1.3431
1.6030
23.7675
0.1300
0.1407
0.0323
0.0477
0.0710
5.1068
2.4479
13.03.2006
1.3368
1.6010
23.5747
0.1300
0.1405
0.0324
0.0477
0.0709
4.9975
2.3790
14.03.2006
1.3423
1.6130
23.5571
0.1287
0.1424
0.0326
0.0468
0.0709
5.0407
2.3790
15.03.2006
1.3280
1.6040
23.6922
0.1355
0.1417
0.0325
0.0469
0.0706
5.0720
2.3962
16.03.2006
1.3255
1.6090
23.4724
0.1349
0.1420
0.0329
0.0460
0.0702
5.1127
2.4307
237
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
17.03.2006
1.3152
1.6090
23.4721
0.1351
0.1416
0.0330
0.0463
0.0698
5.1745
2.3962
20.03.2006
1.3260
1.6180
23.7098
0.1350
0.1429
0.0327
0.0461
0.0700
5.1550
2.3790
21.03.2006
1.3341
1.6240
23.8332
0.1352
0.1437
0.0331
0.0469
0.0704
5.2118
2.3617
22.03.2006
1.3417
1.6253
23.4505
0.1352
0.1437
0.0330
0.0469
0.0708
5.2186
2.3617
23.03.2006
1.3314
1.6180
23.6146
0.1352
0.1428
0.0333
0.0473
0.0705
5.1593
2.3273
24.03.2006
1.3399
1.6110
23.7841
0.1352
0.1430
0.0331
0.0466
0.0708
5.1991
2.2928
27.03.2006
1.3377
1.6160
23.7649
0.1354
0.1439
0.0332
0.0469
0.0708
5.2287
2.3273
28.03.2006
1.3455
1.6350
23.7826
0.1353
0.1447
0.0330
0.0478
0.0715
5.1406
2.4135
29.03.2006
1.3553
1.6280
23.6082
0.1296
0.1449
0.0331
0.0480
0.0719
5.0788
2.3962
30.03.2006
1.3418
1.6270
24.0841
0.1294
0.1438
0.0328
0.0483
0.0718
5.0449
2.4479
31.03.2006
1.3408
1.6300
24.3676
0.1280
0.1437
0.0326
0.0482
0.0719
4.9687
2.4997
03.04.2006
1.3380
1.6260
24.6306
0.1278
0.1423
0.0336
0.0483
0.0718
4.9407
2.7755
04.04.2006
1.3310
1.6303
24.5897
0.1268
0.1424
0.0339
0.0482
0.0717
5.0076
2.6720
05.04.2006
1.3291
1.6304
24.8687
0.1265
0.1423
0.0340
0.0479
0.0719
5.0907
2.5686
06.04.2006
1.3299
1.6360
25.1208
0.1264
0.1424
0.0340
0.0484
0.0725
5.0593
2.5341
07.04.2006
1.3286
1.6190
25.2996
0.1260
0.1430
0.0344
0.0491
0.0730
5.1364
2.4479
10.04.2006
1.3361
1.6250
25.1248
0.1251
0.1430
0.0344
0.0489
0.0739
5.0839
2.4997
11.04.2006
1.3322
1.6240
25.0443
0.1252
0.1427
0.0343
0.0486
0.0742
5.1881
2.5341
12.04.2006
1.3351
1.6270
25.4097
0.1259
0.1433
0.0341
0.0491
0.0742
5.2008
2.4479
13.04.2006
1.3400
1.6244
25.1382
0.1257
0.1437
0.0340
0.0497
0.0745
5.0729
2.4997
14.04.2006
1.3431
1.6318
25.5666
0.1246
0.1431
0.0342
0.0497
0.0749
5.1313
2.5169
17.04.2006
1.3415
1.6500
25.7899
0.1249
0.1423
0.0341
0.0492
0.0758
4.9416
2.5341
18.04.2006
1.3357
1.6378
25.7610
0.1249
0.1422
0.0341
0.0487
0.0741
4.9975
2.5686
19.04.2006
1.3230
1.6430
25.7462
0.1248
0.1416
0.0347
0.0490
0.0735
4.9983
2.6203
20.04.2006
1.3224
1.6390
26.0117
0.1254
0.1419
0.0346
0.0492
0.0734
4.9289
2.6893
21.04.2006
1.3215
1.6275
26.2886
0.1255
0.1423
0.0345
0.0492
0.0734
4.9814
2.7410
24.04.2006
1.3172
1.6310
26.5845
0.1256
0.1421
0.0344
0.0490
0.0733
5.0297
2.8617
25.04.2006
1.3159
1.6381
26.8208
0.1258
0.1417
0.0344
0.0498
0.0736
5.0161
2.8617
26.04.2006
1.3207
1.6407
26.6332
0.1262
0.1421
0.0345
0.0502
0.0744
4.9526
2.7293
27.04.2006
1.3186
1.6485
26.8334
0.1265
0.1426
0.0351
0.0496
0.0745
5.0288
2.6945
28.04.2006
1.3146
1.6540
26.6600
0.1260
0.1419
0.0353
0.0492
0.0741
5.0983
2.7466
01.05.2006
1.3122
1.6608
27.0264
0.1261
0.1423
0.0352
0.0500
0.0738
5.0940
2.7640
02.05.2006
1.3148
1.6690
27.1668
0.1262
0.1428
0.0351
0.0498
0.0743
5.0602
2.7466
03.05.2006
1.3095
1.6576
27.3183
0.1284
0.1433
0.0352
0.0501
0.0742
5.1339
2.7293
04.05.2006
1.3169
1.6700
27.3535
0.1287
0.1401
0.0354
0.0504
0.0744
5.1525
2.7640
05.05.2006
1.3123
1.6705
26.6974
0.1280
0.1399
0.0355
0.0498
0.0745
5.1491
2.7814
08.05.2006
1.3115
1.6766
28.2573
0.1288
0.1396
0.0353
0.0501
0.0743
5.1720
2.7640
09.05.2006
1.3312
1.7050
28.3880
0.1287
0.1407
0.0355
0.0501
0.0750
5.2694
2.6945
10.05.2006
1.3422
1.7240
28.6951
0.1283
0.1405
0.0355
0.0502
0.0752
5.3262
2.7119
11.05.2006
1.3536
1.7420
28.7536
0.1281
0.1424
0.0353
0.0504
0.0757
5.3660
2.5902
12.05.2006
1.3899
1.8030
29.0340
0.1299
0.1417
0.0357
0.0508
0.0769
5.3897
2.5033
15.05.2006
1.4488
1.9220
30.0680
0.1289
0.1420
0.0355
0.0504
0.0792
5.3550
2.5902
16.05.2006
1.4474
1.8380
30.4915
0.1280
0.1416
0.0347
0.0499
0.0785
5.1771
2.5033
17.05.2006
1.4175
1.8887
31.6899
0.1284
0.1429
0.0344
0.0502
0.0787
5.2677
2.4163
18.05.2006
1.4868
1.8870
32.6384
0.1287
0.1437
0.0347
0.0495
0.0797
5.0932
2.2251
22.05.2006
1.5044
1.9650
33.5427
0.1283
0.1437
0.0344
0.0494
0.0805
5.1025
2.2686
23.05.2006
1.5162
1.9065
31.9948
0.1282
0.1428
0.0344
0.0494
0.0802
5.2652
2.1730
24.05.2006
1.5357
1.9637
32.6189
0.1285
0.1430
0.0338
0.0494
0.0809
4.9500
2.2425
25.05.2006
1.5385
1.9628
32.6487
0.1285
0.1439
0.0340
0.0497
0.0807
4.9932
2.3294
26.05.2006
1.5218
1.9408
32.6487
0.1276
0.1447
0.0338
0.0494
0.0801
4.9949
2.3120
29.05.2006
1.5216
1.9413
31.1518
0.1285
0.1449
0.0337
0.0504
0.0798
5.0652
2.2425
30.05.2006
1.5357
1.9774
31.6914
0.1292
0.1438
0.0338
0.0513
0.0806
5.0746
2.2164
31.05.2006
1.5589
2.0150
32.0853
0.1292
0.1437
0.0340
0.0522
0.0808
5.0949
2.1904
01.06.2006
1.5596
1.9830
31.4147
0.1284
0.1423
0.0344
0.0503
0.0805
4.9560
2.2599
02.06.2006
1.5260
2.0200
31.4760
0.1300
0.1424
0.0348
0.0490
0.0799
5.0364
2.1556
05.06.2006
1.5754
2.0360
31.1589
0.1325
0.1423
0.0350
0.0495
0.0810
5.0551
2.0947
238
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
06.06.2006
1.5548
2.0020
31.8525
0.1378
0.1424
0.0347
0.0495
0.0809
5.0576
2.0513
07.06.2006
1.5469
1.9190
32.1101
0.1381
0.1430
0.0351
0.0497
0.0804
4.9941
2.1121
08.06.2006
1.5452
1.9700
30.9200
0.1448
0.1430
0.0354
0.0495
0.0808
4.8797
2.1034
09.06.2006
1.5360
1.9314
31.4302
0.1457
0.1427
0.0354
0.0494
0.0805
4.9678
2.0600
12.06.2006
1.5379
1.9492
31.6181
0.1489
0.1433
0.0347
0.0495
0.0806
4.8712
1.9991
13.06.2006
1.5994
2.0050
31.3479
0.1494
0.1437
0.0344
0.0493
0.0816
4.9644
1.9904
14.06.2006
1.5886
2.0071
30.6589
0.1498
0.1431
0.0342
0.0503
0.0815
4.8755
2.0078
15.06.2006
1.5833
2.0098
30.3108
0.1550
0.1423
0.0340
0.0507
0.0815
4.7586
1.9991
16.06.2006
1.5822
1.9996
29.9676
0.1564
0.1422
0.0344
0.0510
0.0813
4.7382
2.0165
19.06.2006
1.5931
2.0012
29.9325
0.1575
0.1416
0.0348
0.0512
0.0817
4.8797
1.9818
20.06.2006
1.6077
2.0439
29.3168
0.1594
0.1419
0.0347
0.0514
0.0825
4.8238
1.9383
21.06.2006
1.6403
2.0904
28.7961
0.1593
0.1423
0.0358
0.0514
0.0842
4.9051
1.9557
22.06.2006
1.6595
2.1130
28.9964
0.1615
0.1421
0.0361
0.0519
0.0846
5.0280
1.8601
23.06.2006
1.6922
2.1450
29.3168
0.1675
0.1417
0.0364
0.0521
0.0868
5.0576
1.7731
26.06.2006
1.6824
2.0879
29.2911
0.1664
0.1421
0.0366
0.0522
0.0888
5.1288
1.8079
27.06.2006
1.6364
2.0387
29.5421
0.1702
0.1426
0.0369
0.0519
0.0892
5.1508
2.0426
28.06.2006
1.6107
2.0200
30.4939
0.1737
0.1419
0.0371
0.0524
0.0889
5.0813
2.0774
29.06.2006
1.6018
2.0130
31.3917
0.1801
0.1423
0.0373
0.0515
0.0880
4.9797
2.0774
30.06.2006
1.5686
2.0180
31.8525
0.1829
0.1428
0.0373
0.0510
0.0857
4.9992
2.0513
03.07.2006
1.5668
1.9696
31.0670
0.1783
0.1433
0.0369
0.0511
0.0845
5.1279
2.0947
04.07.2006
1.5339
1.9780
30.8809
0.1775
0.1538
0.0372
0.0513
0.0834
5.1872
2.0426
05.07.2006
1.5688
2.0320
30.0965
0.1799
0.1543
0.0373
0.0519
0.0853
5.1889
2.0687
06.07.2006
1.5867
1.9825
30.1993
0.1783
0.1648
0.0371
0.0515
0.0850
5.2118
2.0600
07.07.2006
1.5464
1.9856
31.0639
0.1763
0.1653
0.0377
0.0510
0.0841
5.0483
2.0600
10.07.2006
1.5499
1.9596
30.9600
0.1682
0.1758
0.0377
0.0510
0.0840
5.1085
2.0600
11.07.2006
1.5368
1.9643
30.8268
0.1619
0.1763
0.0374
0.0508
0.0826
5.0924
2.0600
12.07.2006
1.5425
1.9585
31.7749
0.1653
0.1868
0.0376
0.0508
0.0826
5.0873
1.9991
13.07.2006
1.5767
2.0024
31.4416
0.1676
0.1873
0.0372
0.0504
0.0842
5.0187
1.9731
14.07.2006
1.5737
1.9910
31.6011
0.1681
0.1978
0.0375
0.0503
0.0844
5.0458
1.8948
17.07.2006
1.5830
1.9830
31.1244
0.1664
0.1983
0.0370
0.0504
0.0847
4.9272
1.9557
18.07.2006
1.5740
1.9780
31.3318
0.1652
0.2088
0.0364
0.0511
0.0838
4.8916
1.9296
19.07.2006
1.5670
1.9513
32.2150
0.1647
0.2247
0.0365
0.0502
0.0831
4.8424
2.0252
20.07.2006
1.5445
1.9541
32.8178
0.1658
0.2219
0.0368
0.0498
0.0822
4.8738
1.9904
21.07.2006
1.5423
1.9611
33.3150
0.1650
0.2247
0.0367
0.0499
0.0818
5.0026
2.0165
24.07.2006
1.5448
1.9570
33.3150
0.1653
0.2274
0.0367
0.0500
0.0818
4.9517
2.0252
25.07.2006
1.5285
1.9361
32.7592
0.1650
0.2235
0.0364
0.0502
0.0809
4.9153
2.0774
26.07.2006
1.5158
1.9190
32.1889
0.1653
0.2228
0.0364
0.0499
0.0803
4.9992
2.1295
27.07.2006
1.4984
1.9070
31.8560
0.1657
0.2178
0.0364
0.0498
0.0792
4.9848
2.0861
28.07.2006
1.4944
1.9000
31.3722
0.1658
0.2145
0.0367
0.0492
0.0790
5.0220
2.0513
31.07.2006
1.4801
1.8932
30.2639
0.1671
0.2125
0.0363
0.0491
0.0784
5.0678
2.0687
01.08.2006
1.4948
1.9050
30.5367
0.1719
0.2144
0.0361
0.0490
0.0789
5.1025
2.0774
02.08.2006
1.4984
1.9128
30.2043
0.1713
0.2124
0.0361
0.0489
0.0786
5.1042
2.1034
03.08.2006
1.4869
1.8997
30.7374
0.1711
0.2092
0.0361
0.0490
0.0785
5.0314
2.2599
04.08.2006
1.4817
1.8819
30.5448
0.1710
0.2142
0.0362
0.0483
0.0779
5.1000
2.3468
07.08.2006
1.4583
1.8687
30.4983
0.1709
0.2124
0.0369
0.0487
0.0769
5.0813
2.3990
08.08.2006
1.4571
1.8727
30.8412
0.1696
0.2164
0.0364
0.0484
0.0770
5.1686
2.4337
09.08.2006
1.4468
1.8531
31.4295
0.1679
0.2162
0.0363
0.0486
0.0767
5.1101
2.5902
10.08.2006
1.4436
1.8398
31.0870
0.1679
0.2114
0.0363
0.0486
0.0768
5.1610
2.5380
11.08.2006
1.4404
1.8365
30.5932
0.1681
0.2093
0.0366
0.0491
0.0764
5.1508
2.4859
14.08.2006
1.4519
1.8527
30.5415
0.1685
0.2110
0.0365
0.0495
0.0767
5.1618
2.6076
15.08.2006
1.4647
1.8459
30.5316
0.1667
0.2140
0.0370
0.0488
0.0767
5.1864
2.5902
16.08.2006
1.4442
1.8420
30.2697
0.1657
0.2078
0.0373
0.0481
0.0752
5.2355
2.5206
17.08.2006
1.4303
1.8378
30.0238
0.1652
0.2029
0.0372
0.0481
0.0744
5.3304
2.5728
18.08.2006
1.4355
1.8384
29.9266
0.1657
0.2059
0.0370
0.0479
0.0748
5.3889
2.5206
21.08.2006
1.4473
1.8720
29.5007
0.1657
0.2071
0.0370
0.0477
0.0750
5.3474
2.4859
22.08.2006
1.4467
1.8650
29.3853
0.1653
0.2070
0.0369
0.0476
0.0751
5.3160
2.5206
239
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
23.08.2006
1.4495
1.8670
29.3502
0.1655
0.2088
0.0366
0.0478
0.0761
5.3414
2.5033
24.08.2006
1.4719
1.8900
29.0171
0.1650
0.2134
0.0357
0.0477
0.0767
5.2804
2.4859
25.08.2006
1.4719
1.8880
28.4591
0.1650
0.2110
0.0358
0.0475
0.0771
5.2584
2.4685
28.08.2006
1.4770
1.9010
29.2130
0.1653
0.2130
0.0357
0.0477
0.0771
5.1618
2.4859
29.08.2006
1.4672
1.8827
29.2371
0.1647
0.2121
0.0355
0.0476
0.0771
5.2186
2.4859
31.08.2006
1.4468
1.8827
29.3743
0.1646
0.2076
0.0355
0.0473
0.0760
5.2415
2.5033
01.09.2006
1.4598
1.8636
29.6779
0.1646
0.2105
0.0359
0.0470
0.0759
5.2736
2.5728
04.09.2006
1.4497
1.8479
29.6400
0.1645
0.2085
0.0357
0.0468
0.0760
5.2736
2.5728
05.09.2006
1.4410
1.8590
29.5557
0.1658
0.2065
0.0355
0.0473
0.0756
5.2965
2.4685
06.09.2006
1.4511
1.8648
29.0356
0.1669
0.2093
0.0355
0.0475
0.0755
5.3092
2.3990
07.09.2006
1.4712
1.8642
29.0356
0.1800
0.2150
0.0356
0.0474
0.0759
5.3067
2.4163
08.09.2006
1.4698
1.8580
29.2973
0.1790
0.2176
0.0359
0.0471
0.0758
5.2652
2.3816
11.09.2006
1.4752
1.8782
29.3147
0.1776
0.2209
0.0364
0.0474
0.0764
5.2016
2.4859
12.09.2006
1.4689
1.8552
29.2567
0.1767
0.2191
0.0363
0.0471
0.0761
5.2525
2.4337
13.09.2006
1.4612
1.8565
29.7141
0.1800
0.2180
0.0363
0.0470
0.0759
5.2745
2.4163
14.09.2006
1.4692
1.8624
29.9568
0.1787
0.2249
0.0366
0.0474
0.0759
5.2991
2.4685
15.09.2006
1.4657
1.8407
29.3666
0.1792
0.2281
0.0367
0.0476
0.0758
5.3448
2.4859
18.09.2006
1.4540
1.8570
30.5287
0.1795
0.2180
0.0365
0.0478
0.0756
5.3821
2.4859
19.09.2006
1.4608
1.8517
28.1546
0.1788
0.2207
0.0366
0.0469
0.0755
5.4177
2.4859
20.09.2006
1.4638
1.8531
28.2443
0.1785
0.2204
0.0366
0.0470
0.0756
5.4414
2.4337
21.09.2006
1.4677
1.8750
27.9879
0.1780
0.2208
0.0371
0.0460
0.0761
5.3634
2.2947
22.09.2006
1.5241
1.9341
27.9435
0.1778
0.2373
0.0366
0.0455
0.0764
5.4507
2.2773
25.09.2006
1.5009
1.9344
27.1171
0.1757
0.2319
0.0366
0.0451
0.0763
5.4837
2.2425
26.09.2006
1.5157
1.9051
27.4930
0.1761
0.2378
0.0365
0.0456
0.0764
5.4549
2.2773
27.09.2006
1.4862
1.8934
27.5225
0.1760
0.2318
0.0355
0.0456
0.0760
5.5041
2.3120
28.09.2006
1.4909
1.9006
27.5493
0.1758
0.2324
0.0350
0.0458
0.0765
5.5608
2.2773
29.09.2006
1.4961
1.9066
27.6553
0.1733
0.2368
0.0352
0.0459
0.0769
5.5558
2.3120
02.10.2006
1.5058
1.9062
28.5140
0.1725
0.2471
0.0354
0.0455
0.0764
5.5447
2.2947
03.10.2006
1.4926
1.9107
28.5175
0.1740
0.2462
0.0357
0.0456
0.0767
5.5447
2.2599
04.10.2006
1.5074
1.9009
28.6099
0.1748
0.2532
0.0358
0.0449
0.0767
5.5422
2.2773
05.10.2006
1.4885
1.8933
28.5859
0.1745
0.2440
0.0357
0.0455
0.0765
5.5549
2.2251
06.10.2006
1.4843
1.8720
29.0781
0.1794
0.2386
0.0360
0.0465
0.0762
5.6100
2.2425
09.10.2006
1.4942
1.8813
29.0659
0.1785
0.2397
0.0358
0.0474
0.0762
5.6591
2.2599
10.10.2006
1.4910
1.8660
29.0151
0.1790
0.2356
0.0359
0.0472
0.0763
5.6600
2.2947
11.10.2006
1.4817
1.8610
28.2655
0.1794
0.2317
0.0360
0.0475
0.0764
5.6617
2.3642
12.10.2006
1.4814
1.8413
28.0484
0.1800
0.2335
0.0362
0.0474
0.0760
5.6854
2.3642
13.10.2006
1.4641
1.8280
27.6733
0.1800
0.2262
0.0367
0.0473
0.0761
5.6676
2.3642
16.10.2006
1.4682
1.8352
27.2191
0.1810
0.2282
0.0367
0.0474
0.0762
5.6845
2.3120
17.10.2006
1.4679
1.8480
27.9568
0.1808
0.2273
0.0366
0.0473
0.0761
5.6794
2.4163
18.10.2006
1.4691
1.8273
27.5729
0.1802
0.2322
0.0368
0.0473
0.0757
5.6998
2.3990
19.10.2006
1.4542
1.8319
27.7178
0.1792
0.2272
0.0368
0.0476
0.0755
5.5752
2.3642
20.10.2006
1.4491
1.8280
27.2796
0.1789
0.2264
0.0365
0.0476
0.0759
5.6125
2.4163
26.10.2006
1.4437
1.8231
27.6068
0.1790
0.2219
0.0366
0.0470
0.0747
5.5676
2.4163
27.10.2006
1.4410
1.8319
28.1319
0.1802
0.2207
0.0368
0.0464
0.0745
5.5668
2.3642
30.10.2006
1.4491
1.8419
28.2931
0.1800
0.2261
0.0370
0.0464
0.0748
5.6108
2.4337
31.10.2006
1.4530
1.8476
28.0155
0.1796
0.2335
0.0373
0.0456
0.0745
5.5854
2.4511
01.11.2006
1.4471
1.8462
27.7914
0.1795
0.2319
0.0373
0.0452
0.0739
5.5142
2.3468
02.11.2006
1.4523
1.8740
28.0464
0.1778
0.2338
0.0374
0.0455
0.0746
5.5151
2.3468
03.11.2006
1.4592
1.8267
28.0464
0.1775
0.2370
0.0374
0.0470
0.0746
5.5295
2.3294
06.11.2006
1.4404
1.8292
28.0464
0.1781
0.2299
0.0371
0.0467
0.0747
5.5210
2.3642
07.11.2006
1.4344
1.8423
28.0464
0.1793
0.2261
0.0371
0.0464
0.0738
5.5032
2.3294
08.11.2006
1.4478
1.8590
27.9024
0.1796
0.2269
0.0367
0.0460
0.0740
5.5397
2.3468
09.11.2006
1.4414
1.8421
27.9601
0.1799
0.2255
0.0362
0.0460
0.0739
5.5066
2.3120
10.11.2006
1.4391
1.8495
27.1164
0.1798
0.2237
0.0364
0.0457
0.0738
5.5253
2.2773
13.11.2006
1.4422
1.8510
28.0477
0.1812
0.2260
0.0368
0.0460
0.0741
5.5532
2.3294
14.11.2006
1.4404
1.8570
28.7387
0.1801
0.2273
0.0371
0.0456
0.0738
5.5812
2.3468
240
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
15.11.2006
1.4417
1.8520
29.3357
0.1805
0.2267
0.0369
0.0463
0.0737
5.5829
2.3120
16.11.2006
1.4314
1.8450
29.0653
0.1804
0.2243
0.0371
0.0469
0.0737
5.5735
2.2773
17.11.2006
1.4359
1.8500
29.1581
0.1814
0.2276
0.0370
0.0460
0.0739
5.5702
2.2773
20.11.2006
1.4486
1.8501
29.2276
0.1815
0.2319
0.0365
0.0460
0.0741
5.5803
2.2425
21.11.2006
1.4502
1.8780
29.2078
0.1816
0.2314
0.0367
0.0458
0.0742
5.5769
2.2077
22.11.2006
1.4643
1.8963
29.1201
0.1816
0.2316
0.0366
0.0456
0.0744
5.6506
2.2251
23.11.2006
1.4693
1.9100
29.2371
0.1815
0.2321
0.0369
0.0455
0.0745
5.6362
2.1730
24.11.2006
1.4695
1.9120
29.1038
0.1814
0.2325
0.0370
0.0455
0.0747
5.6286
2.2251
27.11.2006
1.4587
1.9250
29.1839
0.1815
0.2288
0.0368
0.0454
0.0748
5.6481
2.1730
28.11.2006
1.4746
1.9370
28.8673
0.1815
0.2321
0.0365
0.0450
0.0749
5.6617
2.2077
29.11.2006
1.4590
1.9240
28.9013
0.1809
0.2283
0.0365
0.0452
0.0746
5.6608
2.2077
30.11.2006
1.4448
1.9220
28.7820
0.1816
0.2280
0.0364
0.0445
0.0738
5.6625
2.1730
01.12.2006
1.4390
1.9327
29.2005
0.1813
0.2290
0.0368
0.0439
0.0739
5.6184
2.1730
04.12.2006
1.4491
1.9330
29.5263
0.1830
0.2332
0.0364
0.0439
0.0740
5.5363
2.1904
05.12.2006
1.4491
1.9270
29.8005
0.1838
0.2342
0.0364
0.0439
0.0740
5.5363
2.1730
06.12.2006
1.4385
1.9230
29.8612
0.1843
0.2331
0.0362
0.0445
0.0736
5.5473
2.2773
07.12.2006
1.4257
1.8902
29.8865
0.1846
0.2301
0.0365
0.0445
0.0726
5.5219
2.2425
08.12.2006
1.4266
1.8964
30.0330
0.1843
0.2295
0.0363
0.0453
0.0727
5.4905
2.2599
11.12.2006
1.4259
1.8813
30.0577
0.1838
0.2319
0.0360
0.0450
0.0728
5.5151
2.2251
12.12.2006
1.4164
1.8825
29.8775
0.1829
0.2286
0.0358
0.0446
0.0724
5.5608
2.1904
13.12.2006
1.4192
1.8748
30.0238
0.1825
0.2283
0.0361
0.0455
0.0724
5.5439
2.2599
14.12.2006
1.4155
1.8740
30.1675
0.1825
0.2260
0.0363
0.0458
0.0723
5.5769
2.2773
15.12.2006
1.4144
1.8506
29.9508
0.1829
0.2242
0.0367
0.0457
0.0719
5.5651
2.2425
18.12.2006
1.4180
1.8565
29.8246
0.1830
0.2251
0.0368
0.0456
0.0720
5.6032
2.1730
19.12.2006
1.4260
1.8880
29.6030
0.1831
0.2286
0.0371
0.0457
0.0720
5.6024
2.1904
20.12.2006
1.4214
1.8840
28.8645
0.1825
0.2274
0.0371
0.0457
0.0720
5.6388
2.1817
21.12.2006
1.4206
1.8707
29.2480
0.1829
0.2272
0.0373
0.0451
0.0721
5.6489
2.1730
22.12.2006
1.4176
1.8666
28.9336
0.1833
0.2261
0.0377
0.0459
0.0719
5.6600
2.1382
25.12.2006
1.4212
1.8609
28.9566
0.1845
0.2271
0.0378
0.0467
0.0717
5.6506
2.1208
26.12.2006
1.4188
1.8598
28.8040
0.1850
0.2259
0.0379
0.0458
0.0719
5.6354
2.1208
27.12.2006
1.4182
1.8624
28.7603
0.1863
0.2267
0.0381
0.0464
0.0720
5.6396
2.1556
28.12.2006
1.4121
1.8570
28.6401
0.1854
0.2253
0.0382
0.0468
0.0722
5.6430
2.1382
04.01.2007
1.4076
1.8610
28.6512
0.1840
0.2230
0.0384
0.0461
0.0717
5.6591
2.1208
05.01.2007
1.4256
1.8750
28.5026
0.1836
0.2261
0.0388
0.0465
0.0723
5.6591
2.0513
08.01.2007
1.4382
1.8654
28.5169
0.1830
0.2278
0.0389
0.0466
0.0724
5.6252
2.0165
09.01.2007
1.4256
1.8630
28.4197
0.1834
0.2267
0.0389
0.0466
0.0727
5.7667
1.9818
10.01.2007
1.4438
1.8780
28.5143
0.1825
0.2301
0.0386
0.0468
0.0728
5.8370
2.0861
11.01.2007
1.4311
1.8416
28.8008
0.1821
0.2275
0.0387
0.0473
0.0724
5.8218
2.1295
12.01.2007
1.4253
1.8520
28.7376
0.1802
0.2265
0.0386
0.0476
0.0726
5.7752
2.1990
15.01.2007
1.4192
1.8320
28.7367
0.1800
0.2246
0.0390
0.0474
0.0725
5.7692
2.1904
16.01.2007
1.4206
1.8399
28.8831
0.1796
0.2245
0.0389
0.0478
0.0725
5.8074
2.2077
17.01.2007
1.4241
1.8350
28.8831
0.1788
0.2268
0.0392
0.0475
0.0725
5.7989
2.3294
18.01.2007
1.4155
1.8430
28.8831
0.1786
0.2242
0.0393
0.0478
0.0724
5.8421
2.2773
19.01.2007
1.4093
1.8350
28.8831
0.1761
0.2233
0.0391
0.0477
0.0723
5.8878
2.3294
22.01.2007
1.4031
1.8159
28.7342
0.1749
0.2196
0.0393
0.0481
0.0725
5.9404
2.3642
23.01.2007
1.4040
1.8400
28.2935
0.1763
0.2193
0.0393
0.0481
0.0724
5.9472
2.4337
24.01.2007
1.4063
1.8254
28.3328
0.1761
0.2209
0.0393
0.0487
0.0729
5.8955
2.4859
25.01.2007
1.4077
1.8409
28.2842
0.1759
0.2179
0.0393
0.0487
0.0733
5.9124
2.4163
26.01.2007
1.4242
1.8360
28.4075
0.1754
0.2206
0.0396
0.0488
0.0733
5.9946
2.3816
29.01.2007
1.4191
1.8343
28.3751
0.1755
0.2175
0.0397
0.0487
0.0734
5.9446
2.3990
30.01.2007
1.4211
1.8354
28.4728
0.1760
0.2188
0.0394
0.0482
0.0732
6.0107
2.3816
31.01.2007
1.4125
1.8301
28.6947
0.1761
0.2159
0.0395
0.0483
0.0727
6.1039
2.4859
01.02.2007
1.3991
1.8217
28.8760
0.1761
0.2114
0.0398
0.0482
0.0728
6.1335
2.6076
02.02.2007
1.3961
1.8085
28.6978
0.1775
0.2098
0.0399
0.0480
0.0727
6.0590
2.5902
05.02.2007
1.3997
1.8180
28.8747
0.1810
0.2129
0.0400
0.0476
0.0726
6.0852
2.5728
06.02.2007
1.3934
1.8069
28.7448
0.1808
0.2109
0.0401
0.0473
0.0725
6.0895
2.5554
241
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
07.02.2007
1.3939
1.8173
28.8156
0.1800
0.2114
0.0401
0.0473
0.0725
6.0149
2.5554
08.02.2007
1.3970
1.8223
29.0489
0.1800
0.2131
0.0400
0.0478
0.0727
6.0691
2.6423
09.02.2007
1.3916
1.8105
29.0474
0.1764
0.2116
0.0398
0.0480
0.0731
6.1496
2.6597
12.02.2007
1.4021
1.8300
29.6273
0.1769
0.2120
0.0395
0.0481
0.0730
6.2454
2.6771
13.02.2007
1.3982
1.8179
29.3769
0.1785
0.2109
0.0391
0.0472
0.0726
6.2157
2.7119
14.02.2007
1.3899
1.8191
29.3324
0.1771
0.2074
0.0393
0.0469
0.0726
6.2454
2.8509
15.02.2007
1.3814
1.8181
29.2895
0.1759
0.2049
0.0394
0.0468
0.0726
6.1420
2.9205
16.02.2007
1.3808
1.8190
29.4793
0.1762
0.2045
0.0396
0.0467
0.0724
6.1589
2.9205
19.02.2007
1.3778
1.8051
29.4979
0.1761
0.2032
0.0399
0.0469
0.0725
6.0827
2.8509
20.02.2007
1.3746
1.8129
29.1250
0.1765
0.2015
0.0400
0.0473
0.0724
6.1208
2.7293
21.02.2007
1.3772
1.8120
29.2438
0.1770
0.2044
0.0401
0.0467
0.0726
6.1708
2.8336
22.02.2007
1.3751
1.8040
29.3572
0.1776
0.2048
0.0400
0.0462
0.0724
6.1479
2.7814
23.02.2007
1.3750
1.8097
29.4418
0.1774
0.2060
0.0396
0.0447
0.0732
6.1369
2.7466
26.02.2007
1.3783
1.8128
29.4838
0.1796
0.2079
0.0397
0.0453
0.0734
6.1090
2.5902
27.02.2007
1.3912
1.8445
29.5687
0.1795
0.2094
0.0399
0.0451
0.0735
6.1335
2.6597
28.02.2007
1.4120
1.8660
29.9217
0.1774
0.2137
0.0400
0.0445
0.0737
6.1047
2.4337
01.03.2007
1.4079
1.8607
29.8226
0.1741
0.2120
0.0398
0.0443
0.0744
6.1157
2.4337
02.03.2007
1.4184
1.8690
29.8694
0.1755
0.2122
0.0401
0.0448
0.0738
6.0708
2.4163
05.03.2007
1.4488
1.8900
29.6440
0.1750
0.2177
0.0398
0.0445
0.0734
6.1301
2.4685
06.03.2007
1.4293
1.8784
29.5874
0.1717
0.2161
0.0394
0.0445
0.0731
6.0132
2.4337
07.03.2007
1.4248
1.8730
29.6325
0.1710
0.2150
0.0391
0.0455
0.0731
5.9344
2.5206
08.03.2007
1.4150
1.8610
29.4743
0.1701
0.2139
0.0389
0.0450
0.0732
5.8480
2.5728
09.03.2007
1.4128
1.8490
29.4128
0.1686
0.2153
0.0388
0.0442
0.0733
5.8125
2.5206
12.03.2007
1.3981
1.8472
30.0073
0.1662
0.2133
0.0386
0.0443
0.0736
5.7040
2.4859
13.03.2007
1.4036
1.8522
30.2745
0.1579
0.2148
0.0384
0.0446
0.0731
5.7752
2.4163
14.03.2007
1.4184
1.8689
30.2175
0.1583
0.2178
0.0386
0.0447
0.0731
5.7269
2.4685
15.03.2007
1.4023
1.8560
30.4647
0.1575
0.2161
0.0387
0.0450
0.0728
5.8218
2.5033
16.03.2007
1.3998
1.8710
30.1772
0.1594
0.2157
0.0389
0.0448
0.0725
5.8108
2.5033
19.03.2007
1.3922
1.8600
30.4693
0.1605
0.2137
0.0391
0.0442
0.0725
5.7930
2.5033
20.03.2007
1.3859
1.8510
29.7339
0.1641
0.2107
0.0390
0.0448
0.0722
5.6803
2.5902
21.03.2007
1.3884
1.8570
29.8027
0.1641
0.2115
0.0389
0.0451
0.0722
5.5066
2.6250
22.03.2007
1.3756
1.8490
29.7591
0.1643
0.2085
0.0386
0.0448
0.0724
5.6040
2.6250
23.03.2007
1.3763
1.8410
29.7889
0.1636
0.2083
0.0390
0.0450
0.0725
5.6566
2.5554
26.03.2007
1.3782
1.8510
29.7281
0.1627
0.2088
0.0390
0.0449
0.0728
5.7769
2.5033
27.03.2007
1.3823
1.8480
29.5672
0.1594
0.2099
0.0394
0.0453
0.0726
5.7718
2.4685
28.03.2007
1.3859
1.8607
29.3978
0.1756
0.2112
0.0393
0.0454
0.0725
5.7659
2.5380
29.03.2007
1.3851
1.8452
29.5523
0.1753
0.2110
0.0393
0.0454
0.0726
6.0471
2.5728
30.03.2007
1.3791
1.8360
29.4054
0.1755
0.2107
0.0392
0.0456
0.0723
6.0268
2.5554
02.04.2007
1.3803
1.8530
29.3278
0.1755
0.2098
0.0396
0.0455
0.0722
5.9192
2.6076
03.04.2007
1.3762
1.8400
29.4551
0.1758
0.2082
0.0397
0.0457
0.0721
5.9810
2.6945
04.04.2007
1.3631
1.8350
29.3860
0.1760
0.2047
0.0398
0.0467
0.0720
5.9150
2.7814
05.04.2007
1.3615
1.8277
29.5969
0.1760
0.2045
0.0399
0.0466
0.0721
6.0217
2.7814
06.04.2007
1.3582
1.8310
29.4843
0.1761
0.2041
0.0401
0.0463
0.0721
6.0361
2.8509
09.04.2007
1.3640
1.8360
29.4956
0.1760
0.2041
0.0402
0.0465
0.0721
6.0192
2.7293
10.04.2007
1.3674
1.8328
29.2240
0.1745
0.2056
0.0404
0.0465
0.0721
6.1090
2.7466
11.04.2007
1.3613
1.8289
29.5602
0.1724
0.2057
0.0405
0.0468
0.0721
6.0319
2.7293
12.04.2007
1.3679
1.8461
29.6234
0.1745
0.2053
0.0403
0.0467
0.0719
6.0386
2.7293
13.04.2007
1.3657
1.8530
29.7780
0.1731
0.2066
0.0404
0.0461
0.0718
6.1081
2.8162
16.04.2007
1.3516
1.8390
29.4340
0.1732
0.2050
0.0408
0.0457
0.0717
6.0954
2.7988
17.04.2007
1.3503
1.8223
29.2227
0.1721
0.2044
0.0410
0.0457
0.0715
6.1132
2.6945
18.04.2007
1.3415
1.8278
29.2105
0.1711
0.2027
0.0412
0.0457
0.0712
6.1479
2.7293
19.04.2007
1.3518
1.8282
29.3316
0.1725
0.2051
0.0415
0.0455
0.0711
6.2310
2.9031
20.04.2007
1.3351
1.8200
29.5436
0.1742
0.1999
0.0414
0.0452
0.0708
6.2759
2.8509
24.04.2007
1.3350
1.8250
29.5107
0.1750
0.1999
0.0413
0.0454
0.0707
6.2166
2.9031
25.04.2007
1.3269
1.8051
29.5323
0.1745
0.1989
0.0411
0.0459
0.0708
6.1318
2.8336
26.04.2007
1.3230
1.8103
29.7861
0.1729
0.1972
0.0414
0.0459
0.0709
6.3258
2.7293
242
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
27.04.2007
1.3265
1.8091
29.8531
0.1714
0.1978
0.0415
0.0452
0.0712
6.3250
2.6076
30.04.2007
1.3597
1.8550
29.7820
0.1689
0.2062
0.0413
0.0454
0.0716
6.3131
2.5033
01.05.2007
1.3751
1.8750
29.8354
0.1678
0.2067
0.0412
0.0455
0.0715
6.3885
2.5380
02.05.2007
1.3514
1.8530
29.8566
0.1646
0.2032
0.0414
0.0460
0.0714
6.5046
2.5728
03.05.2007
1.3458
1.8350
29.7722
0.1646
0.2039
0.0417
0.0455
0.0713
6.4182
2.5380
04.05.2007
1.3470
1.8220
29.8748
0.1650
0.2048
0.0418
0.0455
0.0713
6.4216
2.5554
07.05.2007
1.3328
1.8230
29.8509
0.1636
0.2016
0.0414
0.0454
0.0712
6.4334
2.5206
08.05.2007
1.3314
1.8010
29.6436
0.1680
0.2014
0.0412
0.0459
0.0711
6.4275
2.5554
09.05.2007
1.3306
1.8003
29.7049
0.1620
0.2021
0.0417
0.0456
0.0711
6.4139
2.5380
10.05.2007
1.3315
1.8100
29.7890
0.1625
0.2033
0.0419
0.0458
0.0711
6.4207
2.5206
11.05.2007
1.3397
1.7969
29.6724
0.1648
0.2045
0.0417
0.0461
0.0711
6.4046
2.5728
14.05.2007
1.3276
1.7919
29.3001
0.1644
0.2023
0.0419
0.0463
0.0711
6.4707
2.5728
15.05.2007
1.3299
1.7917
28.9458
0.1636
0.2036
0.0417
0.0463
0.0709
6.3801
2.5728
16.05.2007
1.3160
1.7815
28.9927
0.1636
0.2016
0.0418
0.0468
0.0710
6.3292
2.5902
17.05.2007
1.3157
1.7890
29.7013
0.1638
0.1992
0.0418
0.0473
0.0710
6.3258
2.6076
18.05.2007
1.3225
1.7920
29.8373
0.1625
0.2003
0.0417
0.0472
0.0713
6.4224
2.5956
21.05.2007
1.3143
1.7750
29.4302
0.1629
0.1980
0.0422
0.0476
0.0711
6.3699
2.5782
22.05.2007
1.3131
1.7770
29.3717
0.1625
0.1967
0.0425
0.0478
0.0711
6.3445
2.5956
23.05.2007
1.3184
1.7820
29.6281
0.1626
0.1969
0.0427
0.0479
0.0716
6.3623
2.5608
24.05.2007
1.3239
1.7767
29.6416
0.1661
0.1981
0.0428
0.0480
0.0715
5.9971
2.5434
25.05.2007
1.3250
1.7860
29.5020
0.1644
0.1980
0.0428
0.0483
0.0713
5.9666
2.5434
28.05.2007
1.3182
1.7690
29.3786
0.1631
0.1967
0.0429
0.0484
0.0714
5.9700
2.5434
29.05.2007
1.3178
1.7737
29.0760
0.1618
0.1964
0.0431
0.0486
0.0713
5.8684
2.5434
30.05.2007
1.3244
1.7776
28.8578
0.1610
0.1973
0.0434
0.0492
0.0713
5.9311
2.5956
31.05.2007
1.3157
1.7641
28.7901
0.1609
0.1969
0.0432
0.0491
0.0713
5.9632
2.5956
01.06.2007
1.3058
1.7580
28.7284
0.1623
0.1951
0.0435
0.0497
0.0713
5.8972
2.5608
04.06.2007
1.3044
1.7700
28.5210
0.1650
0.1935
0.0436
0.0493
0.0715
5.9395
2.6305
05.06.2007
1.3049
1.7750
28.2071
0.1640
0.1913
0.0437
0.0506
0.0724
5.9107
2.6305
06.06.2007
1.3118
1.7820
28.2496
0.1638
0.1926
0.0438
0.0505
0.0736
5.8446
2.6130
07.06.2007
1.3141
1.7840
28.0663
0.1625
0.1930
0.0440
0.0507
0.0733
5.7921
2.5434
08.06.2007
1.3442
1.7880
28.2470
0.1628
0.1972
0.0444
0.0518
0.0739
5.9234
2.5434
11.06.2007
1.3309
1.7797
28.2735
0.1621
0.1954
0.0444
0.0514
0.0741
5.8252
2.4911
12.06.2007
1.3281
1.7704
28.2709
0.1626
0.1960
0.0446
0.0516
0.0735
5.7303
2.4388
13.06.2007
1.3398
1.7800
28.1160
0.1631
0.1982
0.0442
0.0510
0.0732
5.7252
2.4040
14.06.2007
1.3266
1.7535
28.0901
0.1635
0.1960
0.0446
0.0506
0.0730
5.7210
2.5085
15.06.2007
1.3162
1.7510
28.1752
0.1630
0.1937
0.0448
0.0500
0.0726
5.6007
2.5085
18.06.2007
1.2968
1.7490
28.1126
0.1608
0.1911
0.0448
0.0505
0.0728
5.6998
2.4737
19.06.2007
1.2954
1.7500
28.0052
0.1598
0.1910
0.0451
0.0507
0.0732
5.7904
2.4737
20.06.2007
1.2949
1.7460
28.0333
0.1590
0.1918
0.0454
0.0502
0.0735
5.8845
2.4563
21.06.2007
1.3038
1.7428
28.3450
0.1585
0.1933
0.0452
0.0496
0.0735
5.8548
2.4388
22.06.2007
1.3018
1.7474
28.3318
0.1568
0.1935
0.0453
0.0497
0.0736
5.8675
2.4388
25.06.2007
1.3083
1.7760
28.4032
0.1561
0.1943
0.0453
0.0496
0.0736
5.8480
2.4911
26.06.2007
1.3188
1.7681
28.5723
0.1554
0.1954
0.0449
0.0502
0.0732
5.7548
2.4563
27.06.2007
1.3241
1.7748
28.2065
0.1593
0.1953
0.0452
0.0493
0.0731
5.7252
2.5085
28.06.2007
1.3138
1.7710
28.2006
0.1581
0.1938
0.0452
0.0489
0.0730
5.7108
2.5434
29.06.2007
1.3037
1.7620
28.0627
0.1567
0.1932
0.0451
0.0494
0.0728
5.6074
2.6130
02.07.2007
1.2971
1.7564
28.1063
0.1544
0.1914
0.0449
0.0505
0.0733
5.5973
2.6479
03.07.2007
1.2868
1.7501
27.9404
0.1530
0.1896
0.0450
0.0510
0.0733
5.6083
2.7350
04.07.2007
1.2868
1.7478
27.6166
0.1530
0.1916
0.0448
0.0506
0.0732
5.6159
2.8047
05.07.2007
1.2866
1.7566
27.6608
0.1525
0.1913
0.0451
0.0493
0.0735
5.5930
2.8569
06.07.2007
1.2900
1.7469
27.6951
0.1523
0.1927
0.0452
0.0497
0.0734
5.6778
2.8918
09.07.2007
1.2790
1.7530
27.6936
0.1518
0.1909
0.0448
0.0502
0.0734
5.6905
2.8395
10.07.2007
1.2795
1.7630
27.6641
0.1511
0.1909
0.0451
0.0501
0.0733
5.6261
2.8221
11.07.2007
1.2858
1.7790
27.6825
0.1514
0.1936
0.0455
0.0495
0.0732
5.6676
2.9963
12.07.2007
1.2802
1.7670
27.8351
0.1525
0.1930
0.0458
0.0497
0.0733
5.6659
3.0311
13.07.2007
1.2659
1.7341
27.6966
0.1539
0.1892
0.0460
0.0492
0.0734
5.5532
3.1182
243
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
16.07.2007
1.2646
1.7408
27.6966
0.1538
0.1894
0.0460
0.0493
0.0731
5.4795
3.0834
17.07.2007
1.2715
1.7457
27.5765
0.1556
0.1910
0.0454
0.0485
0.0731
5.5405
3.2228
18.07.2007
1.2707
1.7493
27.4982
0.1577
0.1900
0.0453
0.0485
0.0730
5.5625
3.3099
19.07.2007
1.2599
1.7500
27.6119
0.1651
0.1876
0.0457
0.0481
0.0732
5.5803
3.4144
20.07.2007
1.2596
1.7640
27.5124
0.1654
0.1862
0.0459
0.0478
0.0734
5.5151
3.6060
23.07.2007
1.2473
1.7158
27.4974
0.1656
0.1841
0.0456
0.0460
0.0741
5.4939
3.4666
24.07.2007
1.2352
1.7155
27.5303
0.1655
0.1833
0.0457
0.0459
0.0745
5.5286
3.3970
25.07.2007
1.2406
1.7140
27.5493
0.1657
0.1841
0.0454
0.0463
0.0750
5.4168
3.1879
26.07.2007
1.2599
1.7560
27.6673
0.1667
0.1849
0.0455
0.0458
0.0744
5.4524
3.2402
27.07.2007
1.3012
1.7680
27.9868
0.1664
0.1914
0.0447
0.0462
0.0745
5.3745
3.3099
30.07.2007
1.2997
1.7770
27.8916
0.1650
0.1887
0.0446
0.0461
0.0738
5.3253
3.3795
31.07.2007
1.2737
1.7470
27.7102
0.1646
0.1867
0.0445
0.0450
0.0732
5.1754
3.2576
01.08.2007
1.3000
1.7680
27.4006
0.1663
0.1893
0.0443
0.0456
0.0733
5.1525
3.2402
02.08.2007
1.2779
1.7510
27.6143
0.1656
0.1861
0.0436
0.0460
0.0730
5.1491
3.1531
03.08.2007
1.2650
1.7470
27.8758
0.1657
0.1849
0.0433
0.0471
0.0725
5.3143
3.1705
06.08.2007
1.2732
1.7545
28.0223
0.1663
0.1857
0.0432
0.0458
0.0728
5.1855
3.1879
07.08.2007
1.2660
1.7520
27.7594
0.1685
0.1848
0.0436
0.0458
0.0728
5.2889
3.3099
08.08.2007
1.2544
1.7330
28.0976
0.1711
0.1840
0.0434
0.0456
0.0727
5.2516
3.1531
09.08.2007
1.2661
1.7470
27.6633
0.1724
0.1843
0.0439
0.0450
0.0732
5.1686
3.1357
10.08.2007
1.2897
1.7670
27.5736
0.1700
0.1884
0.0434
0.0444
0.0742
5.3372
3.2228
13.08.2007
1.2824
1.7424
27.3083
0.1699
0.1874
0.0433
0.0431
0.0760
5.4211
3.2053
14.08.2007
1.2952
1.7830
27.7998
0.1659
0.1881
0.0436
0.0435
0.0755
5.3041
3.1357
15.08.2007
1.3297
1.7836
27.7211
0.1635
0.1939
0.0444
0.0430
0.0752
5.1135
2.9440
16.08.2007
1.3816
1.8670
27.8636
0.1635
0.2000
0.0437
0.0426
0.0759
5.2415
3.1531
17.08.2007
1.3870
1.8350
27.4224
0.1625
0.1995
0.0427
0.0435
0.0747
5.1593
3.0834
20.08.2007
1.3373
1.8170
27.7358
0.1631
0.1946
0.0430
0.0439
0.0744
4.9814
2.9789
21.08.2007
1.3620
1.8360
27.4567
0.1630
0.1980
0.0429
0.0443
0.0746
5.1771
3.1182
22.08.2007
1.3364
1.8010
27.3872
0.1630
0.1947
0.0422
0.0436
0.0743
5.2398
3.0660
23.08.2007
1.3135
1.7950
27.7530
0.1612
0.1921
0.0408
0.0423
0.0746
5.2152
3.0660
24.08.2007
1.3228
1.7967
27.5286
0.1612
0.1960
0.0406
0.0429
0.0744
5.3245
3.1008
27.08.2007
1.3075
1.7980
27.3417
0.1610
0.1940
0.0406
0.0422
0.0742
5.3414
3.0660
28.08.2007
1.3174
1.8080
27.3368
0.1610
0.1953
0.0399
0.0426
0.0738
5.3609
3.1008
29.08.2007
1.3233
1.8000
28.0562
0.1610
0.1961
0.0412
0.0426
0.0734
5.3601
3.2576
31.08.2007
1.2905
1.7710
27.8095
0.1605
0.1919
0.0413
0.0415
0.0736
5.1678
3.1705
03.09.2007
1.2932
1.7564
28.4146
0.1593
0.1914
0.0411
0.0419
0.0735
5.2457
3.1879
04.09.2007
1.3000
1.7660
28.5938
0.1564
0.1920
0.0411
0.0402
0.0736
5.3101
3.1531
05.09.2007
1.2949
1.7740
29.5400
0.1546
0.1923
0.0408
0.0398
0.0738
5.3194
3.1879
06.09.2007
1.2944
1.7720
28.7644
0.1542
0.1925
0.0407
0.0406
0.0735
5.3338
3.1531
07.09.2007
1.2863
1.7790
28.6553
0.1546
0.1927
0.0409
0.0410
0.0734
5.3482
3.1008
10.09.2007
1.2949
1.7910
28.8826
0.1545
0.1950
0.0413
0.0419
0.0733
5.1508
3.1531
11.09.2007
1.2858
1.7740
28.3961
0.1562
0.1946
0.0414
0.0418
0.0730
5.0932
3.1531
12.09.2007
1.2709
1.7544
28.2045
0.1561
0.1927
0.0413
0.0420
0.0728
4.8780
3.1879
13.09.2007
1.2622
1.7520
28.2791
0.1558
0.1914
0.0407
0.0416
0.0729
4.8391
3.2402
14.09.2007
1.2556
1.7245
28.4165
0.1544
0.1859
0.0407
0.0419
0.0722
4.9000
3.2402
17.09.2007
1.2598
1.7314
28.5005
0.1550
0.1851
0.0397
0.0433
0.0723
4.9407
3.2402
18.09.2007
1.2600
1.7323
28.3104
0.1550
0.1839
0.0394
0.0430
0.0723
5.0364
3.4492
19.09.2007
1.2335
1.7079
28.3104
0.1559
0.1782
0.0397
0.0430
0.0722
4.9238
3.3970
20.09.2007
1.2298
1.7220
28.1038
0.1565
0.1779
0.0401
0.0426
0.0723
4.8662
3.4144
21.09.2007
1.2268
1.7115
28.1341
0.1566
0.1782
0.0409
0.0426
0.0722
5.0187
3.3447
24.09.2007
1.2177
1.7147
28.4259
0.1572
0.1754
0.0407
0.0422
0.0723
5.2220
3.2924
25.09.2007
1.2269
1.7236
28.4782
0.1608
0.1769
0.0407
0.0423
0.0725
5.1169
3.3795
26.09.2007
1.2158
1.7108
28.5731
0.1605
0.1755
0.0413
0.0423
0.0724
5.0881
3.3795
27.09.2007
1.2092
1.7035
29.0662
0.1601
0.1754
0.0415
0.0420
0.0719
5.0466
3.3621
28.09.2007
1.2040
1.7066
29.2308
0.1590
0.1757
0.0417
0.0424
0.0720
4.9966
3.3970
01.10.2007
1.1982
1.6946
29.0223
0.1575
0.1755
0.0416
0.0420
0.0716
5.0788
3.3970
02.10.2007
1.1992
1.7012
28.9115
0.1549
0.1746
0.0416
0.0434
0.0710
5.1212
3.3795
244
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
03.10.2007
1.1981
1.6822
28.6518
0.1540
0.1742
0.0412
0.0437
0.0707
5.0830
3.4318
04.10.2007
1.1980
1.6815
28.8748
0.1530
0.1724
0.0418
0.0437
0.0708
5.1779
3.5886
05.10.2007
1.1848
1.6642
29.1141
0.1535
0.1708
0.0417
0.0436
0.0706
5.3084
3.6583
08.10.2007
1.1785
1.6579
28.7685
0.1519
0.1696
0.0414
0.0441
0.0706
5.3287
3.7454
09.10.2007
1.1835
1.6522
28.5957
0.1517
0.1706
0.0411
0.0440
0.0706
5.3169
3.7105
10.10.2007
1.1764
1.6675
28.9587
0.1527
0.1672
0.0411
0.0434
0.0709
5.3618
3.7454
11.10.2007
1.1764
1.6890
28.8829
0.1536
0.1687
0.0411
0.0421
0.0713
5.3321
3.9370
15.10.2007
1.1947
1.7280
28.8326
0.1539
0.1701
0.0407
0.0415
0.0711
5.3846
3.9021
16.10.2007
1.2167
1.7240
28.7425
0.1530
0.1715
0.0411
0.0404
0.0713
5.3228
3.9021
17.10.2007
1.2020
1.7120
28.7301
0.1530
0.1697
0.0414
0.0407
0.0714
5.2474
3.8150
18.10.2007
1.1982
1.7230
28.4659
0.1539
0.1691
0.0414
0.0406
0.0718
5.2381
3.8150
19.10.2007
1.1965
1.7170
28.6188
0.1544
0.1704
0.0417
0.0398
0.0711
5.0720
3.6931
22.10.2007
1.2302
1.7420
28.5585
0.1541
0.1736
0.0421
0.0401
0.0711
5.0322
3.8325
23.10.2007
1.2094
1.7125
28.4781
0.1540
0.1713
0.0428
0.0405
0.0708
4.9831
3.7976
24.10.2007
1.2075
1.7260
28.2205
0.1546
0.1711
0.0430
0.0405
0.0706
4.9144
3.7976
25.10.2007
1.1924
1.7070
27.9289
0.1545
0.1688
0.0428
0.0405
0.0706
4.8975
3.8150
26.10.2007
1.1817
1.6939
27.9168
0.1539
0.1685
0.0424
0.0417
0.0704
4.9017
3.9196
30.10.2007
1.1850
1.7011
28.0111
0.1525
0.1695
0.0416
0.0402
0.0700
4.8772
3.9544
31.10.2007
1.1708
1.6747
28.0347
0.1528
0.1697
0.0408
0.0393
0.0700
4.7882
3.8325
01.11.2007
1.1668
1.6803
28.2733
0.1525
0.1696
0.0405
0.0396
0.0702
4.7755
3.8499
02.11.2007
1.1749
1.7090
28.5241
0.1524
0.1726
0.0406
0.0399
0.0702
4.7484
3.8325
05.11.2007
1.1824
1.6994
28.5241
0.1512
0.1734
0.0399
0.0389
0.0698
4.8043
3.8499
06.11.2007
1.1684
1.7030
29.5508
0.1515
0.1721
0.0400
0.0381
0.0697
4.8950
3.8150
07.11.2007
1.1671
1.7170
29.6482
0.1519
0.1724
0.0402
0.0375
0.0699
4.9983
3.8150
08.11.2007
1.1757
1.7320
29.4775
0.1522
0.1743
0.0403
0.0384
0.0701
4.7645
3.6931
09.11.2007
1.1786
1.7304
29.5988
0.1525
0.1742
0.0404
0.0384
0.0699
4.7679
3.7279
12.11.2007
1.2034
1.7395
29.5861
0.1525
0.1767
0.0414
0.0368
0.0701
4.7594
3.7976
13.11.2007
1.1996
1.7440
29.6677
0.1526
0.1758
0.0410
0.0369
0.0700
4.7154
3.8499
14.11.2007
1.1745
1.7107
29.4655
0.1524
0.1726
0.0403
0.0356
0.0700
4.6332
3.7454
15.11.2007
1.1740
1.7110
29.6240
0.1524
0.1724
0.0402
0.0352
0.0702
4.4553
3.7105
16.11.2007
1.1805
1.7178
29.4113
0.1522
0.1736
0.0404
0.0335
0.0703
4.3384
3.5886
19.11.2007
1.1791
1.7410
29.5975
0.1520
0.1740
0.0401
0.0341
0.0706
4.6069
3.6931
20.11.2007
1.1856
1.7453
29.5975
0.1510
0.1756
0.0396
0.0323
0.0713
4.7298
3.5886
21.11.2007
1.1970
1.7830
29.8851
0.1515
0.1786
0.0392
0.0337
0.0715
4.7289
3.6931
22.11.2007
1.1929
1.7566
29.8533
0.1514
0.1785
0.0392
0.0349
0.0712
4.7577
3.6931
23.11.2007
1.1931
1.7750
29.8617
0.1521
0.1776
0.0395
0.0340
0.0712
4.6688
3.7105
26.11.2007
1.1854
1.7700
30.0752
0.1522
0.1767
0.0399
0.0342
0.0709
4.5112
3.6234
27.11.2007
1.2112
1.8150
30.5202
0.1522
0.1788
0.0394
0.0329
0.0707
4.5917
3.7105
28.11.2007
1.2020
1.7394
30.8697
0.1521
0.1777
0.0390
0.0328
0.0700
4.5883
3.7279
29.11.2007
1.1838
1.7560
31.3287
0.1523
0.1760
0.0383
0.0328
0.0700
4.6137
3.8325
30.11.2007
1.1707
1.7370
31.7473
0.1522
0.1756
0.0385
0.0339
0.0702
4.8221
3.8325
03.12.2007
1.1747
1.7133
31.6732
0.1513
0.1755
0.0377
0.0351
0.0700
4.6671
3.8325
04.12.2007
1.1770
1.7306
31.1045
0.1504
0.1766
0.0376
0.0355
0.0700
4.6950
3.8847
05.12.2007
1.1738
1.7260
30.6720
0.1507
0.1775
0.0378
0.0334
0.0700
4.8297
3.9021
06.12.2007
1.1717
1.7200
30.6327
0.1512
0.1748
0.0379
0.0345
0.0702
4.8153
3.8325
07.12.2007
1.1686
1.6983
30.0360
0.1511
0.1739
0.0381
0.0353
0.0701
4.9322
3.8150
10.12.2007
1.1632
1.7046
29.9525
0.1513
0.1745
0.0386
0.0362
0.0702
4.9297
3.7976
11.12.2007
1.1618
1.7038
29.6712
0.1508
0.1736
0.0382
0.0358
0.0702
4.8543
3.7628
12.12.2007
1.1665
1.7009
30.2329
0.1504
0.1738
0.0387
0.0351
0.0703
4.9280
3.6583
13.12.2007
1.1656
1.6975
30.7084
0.1503
0.1733
0.0383
0.0347
0.0704
4.9653
3.6408
17.12.2007
1.1847
1.7040
31.2102
0.1504
0.1758
0.0379
0.0358
0.0707
5.1068
3.5363
18.12.2007
1.1819
1.6934
31.5336
0.1520
0.1756
0.0383
0.0364
0.0705
5.0373
3.4841
19.12.2007
1.1819
1.7150
31.8088
0.1525
0.1752
0.0394
0.0372
0.0705
5.0483
3.6234
24.12.2007
1.1791
1.6836
30.6600
0.1515
0.1737
0.0401
0.0362
0.0705
4.8797
3.6060
25.12.2007
1.1738
1.6850
30.4241
0.1510
0.1728
0.0399
0.0351
0.0705
4.8458
3.6408
26.12.2007
1.1707
1.7040
29.5980
0.1504
0.1723
0.0406
0.0345
0.0707
4.7171
3.6060
245
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
27.12.2007
1.1700
1.7028
29.7921
0.1500
0.1729
0.0406
0.0328
0.0709
4.7501
3.5886
28.12.2007
1.1639
1.7025
30.2604
0.1520
0.1740
0.0408
0.0326
0.0709
4.6857
3.5886
31.12.2007
1.1585
1.7144
30.0205
0.1520
0.1740
0.0408
0.0318
0.0707
4.6459
3.4666
02.01.2008
1.1618
1.7100
30.2214
0.1519
0.1743
0.0407
0.0316
0.0712
4.7637
3.4492
03.01.2008
1.1642
1.7180
28.4470
0.1526
0.1738
0.0403
0.0312
0.0713
4.7823
3.3795
04.01.2008
1.1558
1.7122
28.4470
0.1524
0.1716
0.0403
0.0311
0.0713
4.8111
3.3795
07.01.2008
1.1643
1.7061
30.2858
0.1515
0.1715
0.0407
0.0316
0.0710
4.7162
3.4144
08.01.2008
1.1542
1.6901
30.3915
0.1514
0.1700
0.0407
0.0306
0.0713
4.7416
3.3621
09.01.2008
1.1533
1.6833
29.9967
0.1513
0.1699
0.0407
0.0306
0.0714
4.6306
3.3099
10.01.2008
1.1528
1.6858
29.9430
0.1525
0.1701
0.0407
0.0298
0.0713
4.6120
3.3099
11.01.2008
1.1442
1.6820
30.1414
0.1541
0.1699
0.0412
0.0299
0.0713
4.6078
3.3099
14.01.2008
1.1443
1.6941
30.4051
0.1541
0.1713
0.0408
0.0289
0.0712
4.6425
3.1705
15.01.2008
1.1441
1.6990
30.5334
0.1533
0.1707
0.0407
0.0285
0.0711
4.7069
3.1182
16.01.2008
1.1651
1.7130
30.5334
0.1532
0.1725
0.0407
0.0259
0.0711
4.8086
3.1182
17.01.2008
1.1750
1.7290
30.5334
0.1519
0.1721
0.0395
0.0266
0.0713
4.8297
3.1357
18.01.2008
1.1794
1.7041
30.6635
0.1518
0.1739
0.0388
0.0287
0.0716
4.6815
3.0486
21.01.2008
1.2026
1.7438
30.6229
0.1522
0.1762
0.0384
0.0277
0.0717
4.7103
2.9266
22.01.2008
1.2209
1.7420
30.7651
0.1528
0.1777
0.0385
0.0278
0.0710
4.6815
2.7698
23.01.2008
1.1961
1.7480
30.9134
0.1531
0.1744
0.0390
0.0287
0.0708
4.5129
3.0137
24.01.2008
1.1908
1.7380
31.0191
0.1540
0.1741
0.0383
0.0289
0.0707
4.1113
3.0311
25.01.2008
1.1748
1.7182
31.1961
0.1525
0.1720
0.0384
0.0279
0.0706
4.2926
2.8395
28.01.2008
1.1854
1.7490
31.1961
0.1532
0.1733
0.0384
0.0275
0.0705
4.1037
2.9092
29.01.2008
1.1729
1.7254
31.5606
0.1538
0.1718
0.0378
0.0277
0.0707
4.3206
2.8395
30.01.2008
1.1714
1.7210
31.8353
0.1540
0.1718
0.0373
0.0265
0.0705
4.2249
2.7001
31.01.2008
1.1672
1.7326
31.7574
0.1541
0.1715
0.0365
0.0266
0.0706
4.2765
2.7698
01.02.2008
1.1602
1.7330
31.9175
0.1551
0.1729
0.0361
0.0281
0.0713
4.2265
2.8221
04.02.2008
1.1583
1.7170
32.1912
0.1545
0.1728
0.0361
0.0270
0.0715
4.2833
2.6479
05.02.2008
1.1632
1.7102
32.3239
0.1552
0.1732
0.0350
0.0265
0.0718
4.1655
2.5259
06.02.2008
1.1802
1.7127
32.3883
0.1552
0.1749
0.0352
0.0271
0.0726
4.3045
2.3692
07.02.2008
1.1933
1.7306
32.6863
0.1546
0.1753
0.0341
0.0271
0.0728
4.2969
2.2472
08.02.2008
1.1973
1.7480
32.9288
0.1578
0.1752
0.0361
0.0277
0.0728
4.1300
2.1601
11.02.2008
1.2215
1.7672
33.2572
0.1575
0.1784
0.0361
0.0276
0.0725
4.1071
2.2995
12.02.2008
1.2134
1.7600
33.0140
0.1570
0.1775
0.0356
0.0293
0.0725
3.9766
2.4214
13.02.2008
1.1978
1.7480
33.2445
0.1570
0.1769
0.0360
0.0298
0.0725
3.8716
2.5782
14.02.2008
1.1873
1.7430
33.0344
0.1572
0.1757
0.0362
0.0281
0.0726
3.8580
2.4563
15.02.2008
1.1888
1.7322
33.4698
0.1568
0.1754
0.0351
0.0282
0.0731
4.1029
2.5434
18.02.2008
1.1885
1.7337
33.8716
0.1570
0.1771
0.0351
0.0296
0.0729
4.2088
2.5434
19.02.2008
1.1860
1.7423
33.6159
0.1568
0.1760
0.0352
0.0289
0.0733
4.2409
2.5259
20.02.2008
1.2015
1.7700
33.8611
0.1566
0.1766
0.0340
0.0289
0.0734
4.0961
2.5434
21.02.2008
1.1991
1.7597
34.3024
0.1567
0.1769
0.0340
0.0270
0.0728
4.1766
2.5085
22.02.2008
1.1986
1.7773
34.5085
0.1570
0.1771
0.0330
0.0249
0.0734
4.1503
2.4911
25.02.2008
1.1925
1.7642
34.5060
0.1566
0.1770
0.0327
0.0249
0.0741
4.1630
2.4737
26.02.2008
1.1874
1.7720
34.3351
0.1569
0.1771
0.0325
0.0252
0.0744
4.1766
2.5434
27.02.2008
1.1767
1.7820
34.4531
0.1575
0.1758
0.0330
0.0259
0.0745
4.0842
2.4911
28.02.2008
1.1759
1.7737
33.9835
0.1581
0.1764
0.0331
0.0250
0.0745
4.2062
2.4040
29.02.2008
1.1898
1.8080
33.3652
0.1570
0.1775
0.0338
0.0244
0.0742
4.3028
2.2995
03.03.2008
1.2177
1.8480
33.4314
0.1567
0.1796
0.0332
0.0237
0.0748
4.3070
2.2472
04.03.2008
1.2050
1.8390
33.9988
0.1561
0.1803
0.0340
0.0262
0.0757
4.2316
2.3169
05.03.2008
1.2064
1.8350
34.6156
0.1568
0.1795
0.0337
0.0246
0.0759
4.1367
2.3169
06.03.2008
1.2093
1.8690
35.1206
0.1560
0.1818
0.0344
0.0251
0.0761
4.0978
2.3169
07.03.2008
1.2422
1.8940
35.6587
0.1560
0.1872
0.0351
0.0237
0.0754
4.0003
2.3517
10.03.2008
1.2356
1.9120
35.3123
0.1564
0.1862
0.0348
0.0220
0.0765
4.1003
2.5956
11.03.2008
1.2362
1.8850
34.5936
0.1560
0.1856
0.0349
0.0244
0.0760
3.9749
2.5434
12.03.2008
1.2131
1.8860
34.7229
0.1565
0.1835
0.0353
0.0233
0.0772
3.9148
2.4040
13.03.2008
1.2330
1.9230
34.8102
0.1557
0.1874
0.0350
0.0238
0.0762
3.8801
2.4563
14.03.2008
1.2184
1.9160
34.5430
0.1557
0.1862
0.0340
0.0261
0.0755
4.0148
2.3343
246
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
17.03.2008
1.2618
1.9830
35.1370
0.1558
0.1927
0.0328
0.0260
0.0756
4.0292
2.4388
18.03.2008
1.2386
1.9430
35.5965
0.1561
0.1920
0.0330
0.0252
0.0756
3.8673
2.4040
19.03.2008
1.2227
1.9320
36.1266
0.1559
0.1894
0.0328
0.0258
0.0754
3.7665
2.4040
20.03.2008
1.2349
1.9180
36.1442
0.1565
0.1918
0.0335
0.0253
0.0756
3.6013
2.3517
21.03.2008
1.2370
1.9260
35.9039
0.1579
0.1919
0.0338
0.0246
0.0758
3.7521
2.4563
24.03.2008
1.2376
1.9010
35.7840
0.1565
0.1918
0.0335
0.0265
0.0765
3.6674
2.4040
25.03.2008
1.2316
1.9400
36.1134
0.1658
0.1895
0.0327
0.0273
0.0774
3.5031
2.3343
26.03.2008
1.2580
1.9870
36.2302
0.1633
0.1942
0.0338
0.0275
0.0765
3.6140
2.2821
27.03.2008
1.2570
2.0000
37.0506
0.1625
0.1933
0.0341
0.0263
0.0762
3.5454
2.2298
28.03.2008
1.2756
2.0039
38.0130
0.1619
0.1931
0.0337
0.0274
0.0764
3.5996
2.2472
31.03.2008
1.3055
2.0960
37.9347
0.1617
0.1947
0.0334
0.0272
0.0759
3.6259
2.3343
01.04.2008
1.3173
2.0400
37.7849
0.1608
0.1938
0.0321
0.0259
0.0754
3.5895
2.3692
02.04.2008
1.2846
2.0120
38.1327
0.1545
0.1916
0.0336
0.0267
0.0756
3.8368
2.2821
03.04.2008
1.2753
2.0320
38.3222
0.1602
0.1902
0.0344
0.0257
0.0754
3.9953
2.4040
04.04.2008
1.2902
2.0310
38.6573
0.1637
0.1935
0.0352
0.0260
0.0757
3.9665
2.4563
07.04.2008
1.2700
2.0170
38.2662
0.1631
0.1922
0.0352
0.0268
0.0751
3.9970
2.4563
08.04.2008
1.2823
2.0250
38.1382
0.1641
0.1940
0.0370
0.0282
0.0754
4.0673
2.4563
09.04.2008
1.2863
2.0370
39.1283
0.1656
0.1976
0.0369
0.0290
0.0752
4.1012
2.4040
10.04.2008
1.3037
2.0610
39.1950
0.1681
0.1978
0.0366
0.0292
0.0751
4.0613
2.3692
11.04.2008
1.2924
2.0620
40.5859
0.1677
0.1972
0.0369
0.0293
0.0751
4.0351
2.3866
14.04.2008
1.3065
2.0760
39.4611
0.1694
0.1993
0.0365
0.0295
0.0750
3.9834
2.3866
15.04.2008
1.3062
2.0730
37.6971
0.1696
0.1988
0.0372
0.0296
0.0746
3.9309
2.3692
16.04.2008
1.3185
2.1070
36.8199
0.1700
0.2004
0.0375
0.0311
0.0746
3.8809
2.3866
17.04.2008
1.3221
2.1080
36.8460
0.1708
0.1995
0.0371
0.0318
0.0746
3.9394
2.4388
18.04.2008
1.3180
2.0690
36.6825
0.1723
0.2022
0.0369
0.0314
0.0743
3.9309
2.4214
21.04.2008
1.3068
2.0890
37.1421
0.1736
0.2003
0.0376
0.0311
0.0743
4.0690
2.3866
22.04.2008
1.3052
2.0940
38.4713
0.1736
0.2017
0.0375
0.0304
0.0742
4.0461
2.4388
24.04.2008
1.2905
2.0940
38.4144
0.1733
0.2007
0.0371
0.0306
0.0745
4.0139
2.5085
25.04.2008
1.2811
2.0346
38.4391
0.1735
0.1994
0.0366
0.0316
0.0747
3.9317
2.4911
28.04.2008
1.2730
1.9930
39.4607
0.1734
0.2000
0.0362
0.0314
0.0744
4.0580
2.4388
29.04.2008
1.2766
1.9880
36.9302
0.1746
0.2015
0.0360
0.0314
0.0743
4.1960
2.4737
30.04.2008
1.2840
1.9980
36.7268
0.1763
0.2040
0.0367
0.0310
0.0743
4.1808
2.3866
01.05.2008
1.2708
1.9738
37.5867
0.1750
0.2058
0.0375
0.0301
0.0746
4.1478
2.4737
02.05.2008
1.2576
1.9454
37.5914
0.1741
0.2069
0.0387
0.0296
0.0752
4.1350
2.5608
05.05.2008
1.2549
1.9415
38.1329
0.1711
0.2072
0.0397
0.0298
0.0754
4.2714
2.5085
06.05.2008
1.2493
1.9358
37.7665
0.1703
0.2084
0.0394
0.0317
0.0755
4.2443
2.5259
07.05.2008
1.2417
1.9194
38.3742
0.1712
0.2116
0.0403
0.0323
0.0755
4.1681
2.3692
08.05.2008
1.2583
1.9304
38.7423
0.1684
0.2117
0.0398
0.0311
0.0755
4.1876
2.4214
09.05.2008
1.2631
1.9529
38.5497
0.1687
0.2111
0.0398
0.0311
0.0756
4.0512
2.4388
12.05.2008
1.2515
1.9320
39.0104
0.1692
0.2087
0.0398
0.0309
0.0759
4.0020
2.4911
13.05.2008
1.2472
1.9315
38.9908
0.1696
0.2074
0.0396
0.0301
0.0754
3.9715
2.5608
14.05.2008
1.2481
1.9261
40.0224
0.1705
0.2072
0.0389
0.0309
0.0752
4.0325
2.5608
15.05.2008
1.2439
1.9290
39.8466
0.1705
0.2085
0.0388
0.0323
0.0753
4.0571
2.6305
16.05.2008
1.2243
1.8962
38.4003
0.1711
0.2054
0.0393
0.0314
0.0754
4.0317
2.5608
20.05.2008
1.2306
1.9237
38.7962
0.1711
0.2072
0.0393
0.0322
0.0758
3.9851
2.5782
21.05.2008
1.2365
1.9453
38.8688
0.1711
0.2078
0.0387
0.0334
0.0762
3.7826
2.5608
22.05.2008
1.2439
1.9606
38.8688
0.1710
0.2105
0.0388
0.0341
0.0767
3.7276
2.3692
23.05.2008
1.2368
1.9458
37.2306
0.1710
0.2092
0.0380
0.0341
0.0763
3.6395
2.2995
26.05.2008
1.2416
1.9566
36.9784
0.1714
0.2123
0.0377
0.0328
0.0760
3.7233
2.4388
28.05.2008
1.2280
1.9268
36.4733
0.1735
0.2126
0.0390
0.0324
0.0762
3.6140
2.4563
29.05.2008
1.2146
1.8912
35.9195
0.1750
0.2117
0.0400
0.0331
0.0762
3.7309
2.5434
30.05.2008
1.2059
1.8693
35.1196
0.1750
0.2125
0.0408
0.0319
0.0765
3.6767
2.5085
02.06.2008
1.2187
1.8932
34.6780
0.1750
0.2124
0.0407
0.0339
0.0770
3.6581
2.5434
03.06.2008
1.2240
1.9087
35.2040
0.1748
0.2130
0.0409
0.0355
0.0773
3.8063
2.4911
04.06.2008
1.2328
1.9058
35.7834
0.1732
0.2141
0.0407
0.0348
0.0777
3.7242
2.5085
05.06.2008
1.2231
1.8851
34.8408
0.1737
0.2138
0.0417
0.0368
0.0784
3.6979
2.4737
247
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
06.06.2008
1.2326
1.9222
35.8523
0.1814
0.2183
0.0424
0.0373
0.0790
3.6920
2.4214
09.06.2008
1.2396
1.9593
35.7251
0.1727
0.2253
0.0424
0.0374
0.0798
3.6632
2.3866
10.06.2008
1.2358
1.9203
35.9258
0.1722
0.2289
0.0426
0.0364
0.0802
3.5225
2.3692
11.06.2008
1.2445
1.9283
34.9805
0.1745
0.2350
0.0426
0.0356
0.0803
3.4844
2.4214
12.06.2008
1.2496
1.9276
35.0057
0.1735
0.2334
0.0429
0.0365
0.0799
3.4607
2.4214
13.06.2008
1.2476
1.9165
35.2060
0.1739
0.2320
0.0437
0.0359
0.0800
3.3811
2.4388
16.06.2008
1.2379
1.9100
35.6966
0.1740
0.2310
0.0436
0.0363
0.0812
3.4056
2.4388
17.06.2008
1.2237
1.8965
35.6966
0.1798
0.2307
0.0430
0.0353
0.0814
3.4582
2.3692
18.06.2008
1.2176
1.8871
36.6299
0.1799
0.2291
0.0436
0.0352
0.0814
3.4031
2.3866
19.06.2008
1.2231
1.8968
36.8683
0.1760
0.2315
0.0432
0.0339
0.0825
3.4776
2.3866
20.06.2008
1.2157
1.8949
36.9277
0.1745
0.2284
0.0454
0.0336
0.0831
3.4183
2.3169
23.06.2008
1.2200
1.8951
37.1776
0.1780
0.2306
0.0460
0.0334
0.0849
3.4056
2.2472
24.06.2008
1.2241
1.9050
37.1825
0.1722
0.2314
0.0467
0.0336
0.0847
3.3997
2.2821
25.06.2008
1.2173
1.8964
36.4658
0.1730
0.2323
0.0466
0.0329
0.0843
3.4192
2.1775
26.06.2008
1.2087
1.8968
35.7460
0.1730
0.2338
0.0462
0.0328
0.0853
3.4327
2.0556
27.06.2008
1.2228
1.9258
34.8261
0.1720
0.2365
0.0468
0.0320
0.0856
3.4929
1.9511
30.06.2008
1.2177
1.9235
34.6794
0.1720
0.2366
0.0476
0.0318
0.0856
3.3429
1.8553
01.07.2008
1.2283
1.9383
35.3342
0.1720
0.2386
0.0481
0.0308
0.0838
3.2845
1.9249
02.07.2008
1.2329
1.9497
34.9517
0.1715
0.2403
0.0476
0.0308
0.0834
3.2938
2.0033
03.07.2008
1.2444
1.9763
35.2203
0.1705
0.2417
0.0475
0.0328
0.0824
3.1667
1.9946
04.07.2008
1.2301
1.9300
34.8259
0.1701
0.2364
0.0482
0.0318
0.0819
3.1684
2.0991
07.07.2008
1.2229
1.9132
35.5645
0.1698
0.2341
0.0474
0.0309
0.0811
3.2015
2.1079
08.07.2008
1.2261
1.9265
35.8792
0.1698
0.2333
0.0469
0.0319
0.0812
3.0710
2.1340
09.07.2008
1.2160
1.9092
35.5058
0.1694
0.2296
0.0466
0.0327
0.0818
3.0998
2.1079
10.07.2008
1.2131
1.9060
35.8372
0.1704
0.2288
0.0470
0.0341
0.0813
3.0219
2.0469
11.07.2008
1.2155
1.9210
35.1022
0.1705
0.2272
0.0459
0.0337
0.0801
3.1210
2.1079
14.07.2008
1.2092
1.9179
35.0084
0.1710
0.2253
0.0457
0.0347
0.0795
3.1125
2.0817
15.07.2008
1.2127
1.9390
35.6035
0.1718
0.2278
0.0473
0.0350
0.0793
3.0134
2.1601
16.07.2008
1.2119
1.9293
35.0086
0.1746
0.2342
0.0471
0.0332
0.0791
3.0532
2.1950
17.07.2008
1.2002
1.9036
35.1739
0.1729
0.2243
0.0477
0.0345
0.0785
2.9329
2.3300
18.07.2008
1.1872
1.8814
35.7327
0.1727
0.2224
0.0463
0.0331
0.0780
3.0193
2.3600
21.07.2008
1.1835
1.8790
35.6452
0.1728
0.2203
0.0453
0.0338
0.0786
3.1151
2.3000
22.07.2008
1.1901
1.8945
34.9963
0.1730
0.2248
0.0449
0.0337
0.0785
3.2633
2.3400
23.07.2008
1.1898
1.8738
35.4289
0.1721
0.2216
0.0450
0.0324
0.0783
3.2625
2.4100
24.07.2008
1.1971
1.8759
34.6631
0.1720
0.2184
0.0453
0.0322
0.0770
3.2853
2.3000
25.07.2008
1.1992
1.8855
35.6734
0.1718
0.2198
0.0449
0.0325
0.0757
3.3853
2.3200
28.07.2008
1.1986
1.8865
36.2302
0.1720
0.2156
0.0451
0.0329
0.0760
3.3997
2.4000
29.07.2008
1.1986
1.8856
36.5056
0.1718
0.2134
0.0450
0.0332
0.0764
3.3607
2.6800
30.07.2008
1.1845
1.8468
37.3160
0.1716
0.2109
0.0441
0.0315
0.0757
3.2430
2.6600
31.07.2008
1.1556
1.8042
37.2343
0.1712
0.2005
0.0443
0.0321
0.0754
3.1947
2.6400
01.08.2008
1.1540
1.7964
37.2425
0.1761
0.2026
0.0449
0.0327
0.0761
3.2345
2.7400
04.08.2008
1.1452
1.7845
36.9900
0.1756
0.2000
0.0462
0.0314
0.0765
3.2616
2.6800
05.08.2008
1.1468
1.7774
36.3683
0.1750
0.1989
0.0471
0.0320
0.0765
3.2370
2.6600
06.08.2008
1.1558
1.7895
36.4747
0.1750
0.1980
0.0469
0.0315
0.0759
3.1667
2.6200
07.08.2008
1.1590
1.7926
36.3793
0.1742
0.2010
0.0472
0.0310
0.0759
3.3523
2.6000
08.08.2008
1.1744
1.7773
37.0046
0.1741
0.2005
0.0457
0.0307
0.0757
3.3548
2.6400
11.08.2008
1.1768
1.7681
37.9185
0.1750
0.2008
0.0454
0.0304
0.0752
3.3828
2.6600
12.08.2008
1.1762
1.7517
37.8976
0.1749
0.2005
0.0452
0.0306
0.0750
3.3268
2.6800
13.08.2008
1.1727
1.7491
38.5598
0.1753
0.1983
0.0448
0.0301
0.0755
3.3497
2.7400
14.08.2008
1.1762
1.7541
38.1351
0.1762
0.1990
0.0443
0.0306
0.0754
3.3108
2.8200
15.08.2008
1.1786
1.7357
37.6326
0.1752
0.1955
0.0438
0.0310
0.0754
3.2006
2.8000
18.08.2008
1.1760
1.7321
36.7525
0.1755
0.1949
0.0437
0.0314
0.0752
3.1862
2.7800
19.08.2008
1.1836
1.7360
37.0179
0.1754
0.1855
0.0435
0.0304
0.0752
3.1735
2.6800
20.08.2008
1.1836
1.7438
37.2163
0.1754
0.1981
0.0434
0.0304
0.0753
3.0922
2.5800
21.08.2008
1.1857
1.7538
36.0721
0.1760
0.1991
0.0432
0.0302
0.0752
3.0574
2.6000
22.08.2008
1.1791
1.7499
36.0353
0.1768
0.1978
0.0420
0.0305
0.0750
2.9905
2.6800
248
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
25.08.2008
1.1806
1.7418
35.7942
0.1763
0.1975
0.0414
0.0310
0.0745
3.0532
2.6800
26.08.2008
1.1852
1.7320
35.9812
0.1759
0.1990
0.0417
0.0299
0.0743
3.0142
2.6600
27.08.2008
1.1831
1.7433
35.3752
0.1771
0.1999
0.0413
0.0295
0.0752
3.0185
2.6400
28.08.2008
1.1810
1.7442
34.3605
0.1781
0.2002
0.0409
0.0286
0.0761
2.9948
2.6000
29.08.2008
1.1738
1.7302
34.3983
0.1773
0.1991
0.0411
0.0298
0.0761
3.1015
2.6800
01.09.2008
1.1781
1.7249
34.2279
0.1750
0.1989
0.0409
0.0298
0.0752
3.1210
2.6600
02.09.2008
1.1832
1.7150
33.9643
0.1756
0.1991
0.0406
0.0285
0.0758
3.1295
2.6400
03.09.2008
1.2028
1.7340
33.4834
0.1754
0.2011
0.0399
0.0291
0.0760
3.2150
2.7400
04.09.2008
1.2122
1.7582
33.6035
0.1754
0.2016
0.0404
0.0292
0.0767
3.1947
2.7000
05.09.2008
1.2353
1.7601
33.1988
0.1753
0.2019
0.0408
0.0295
0.0766
3.1540
2.6400
08.09.2008
1.2148
1.7306
33.3153
0.1760
0.1969
0.0413
0.0254
0.0766
3.0981
2.6000
09.09.2008
1.2156
1.7207
33.4331
0.1726
0.1975
0.0416
0.0259
0.0766
3.2565
2.6800
10.09.2008
1.2284
1.7352
32.5538
0.1740
0.1994
0.0418
0.0252
0.0812
3.2277
2.6400
11.09.2008
1.2524
1.7452
32.2238
0.1740
0.2000
0.0410
0.0262
0.0813
3.1905
2.6600
12.09.2008
1.2392
1.7465
32.4350
0.1725
0.1982
0.0405
0.0302
0.0784
3.1472
2.5600
15.09.2008
1.2555
1.7847
32.6452
0.1728
0.2031
0.0413
0.0305
0.0782
3.1727
2.5200
16.09.2008
1.2699
1.8068
32.0810
0.1730
0.2046
0.0420
0.0299
0.0795
3.0752
2.3400
17.09.2008
1.2582
1.7892
32.0876
0.1735
0.2024
0.0417
0.0291
0.0778
2.9388
2.2500
18.09.2008
1.2731
1.8384
32.2587
0.1735
0.2101
0.0409
0.0305
0.0783
2.6991
2.3100
19.09.2008
1.2495
1.7757
31.9566
0.1725
0.2022
0.0414
0.0304
0.0788
2.6720
2.3300
22.09.2008
1.2342
1.7983
32.1286
0.1790
0.1993
0.0412
0.0267
0.0795
3.0303
2.6000
23.09.2008
1.2336
1.8186
31.7646
0.1802
0.2015
0.0407
0.0298
0.0798
2.9600
2.5600
24.09.2008
1.2331
1.8108
31.5398
0.1815
0.2027
0.0397
0.0286
0.0796
2.9100
2.5200
25.09.2008
1.2304
1.8091
30.7367
0.1804
0.2016
0.0404
0.0267
0.0794
2.8101
2.4800
26.09.2008
1.2307
1.7965
31.3318
0.1803
0.2027
0.0402
0.0263
0.0819
2.8999
2.7100
29.09.2008
1.2307
1.7965
31.8773
0.1762
0.2041
0.0399
0.0244
0.0832
2.8075
2.7200
03.10.2008
1.3003
1.8018
32.1212
0.1769
0.2100
0.0398
0.0246
0.0834
2.5203
2.7000
06.10.2008
1.3326
1.8113
31.9317
0.1765
0.2137
0.0407
0.0264
0.0863
2.2010
2.5600
07.10.2008
1.3568
1.8417
31.1011
0.1758
0.2159
0.0385
0.0269
0.0880
2.4449
2.1800
08.10.2008
1.4056
1.9194
31.0674
0.1770
0.2114
0.0382
0.0276
0.1011
2.3831
2.2600
09.10.2008
1.3763
1.8890
30.5520
0.1802
0.2145
0.0385
0.0301
0.1011
2.6118
2.2100
10.10.2008
1.4210
1.9296
30.4055
0.1803
0.2218
0.0387
0.0283
0.0941
2.4687
2.2900
13.10.2008
1.3916
1.8957
31.5947
0.1803
0.2172
0.0413
0.0284
0.0953
2.3695
2.0300
14.10.2008
1.3696
1.8766
32.2274
0.1810
0.2136
0.0417
0.0284
0.1046
2.0713
2.0200
15.10.2008
1.3887
1.8918
33.2905
0.1825
0.2174
0.0410
0.0280
0.1036
2.2620
2.1100
16.10.2008
1.4730
1.9830
35.1558
0.1831
0.2290
0.0399
0.0267
0.1025
1.9654
1.9800
17.10.2008
1.5023
2.0179
34.3470
0.1957
0.2265
0.0404
0.0253
0.1011
2.1882
1.8400
20.10.2008
1.4914
2.0072
35.1209
0.2010
0.2247
0.0392
0.0263
0.1117
2.2899
1.7000
21.10.2008
1.5224
2.0145
35.4938
0.2027
0.2311
0.0368
0.0257
0.1233
2.1052
1.7500
22.10.2008
1.6335
2.1047
35.5176
0.1951
0.2395
0.0374
0.0260
0.1242
1.8299
1.7300
23.10.2008
1.6935
2.1698
34.8986
0.2053
0.2499
0.0370
0.0273
0.1247
1.9697
1.5900
24.10.2008
1.6900
2.1289
35.4824
0.1998
0.2559
0.0359
0.0272
0.1317
1.9188
1.4700
27.10.2008
1.6849
2.0945
35.2638
0.1959
0.2674
0.0354
0.0280
0.1284
1.9061
1.4400
28.10.2008
1.6849
2.0945
35.2638
0.1907
0.2567
0.0333
0.0281
0.1075
1.7664
1.5200
30.10.2008
1.4954
1.9574
35.2638
0.1871
0.2466
0.0340
0.0271
0.1069
1.7164
1.5800
31.10.2008
1.5592
1.9859
35.2638
0.1871
0.2598
0.0331
0.0253
0.1047
1.5757
1.7500
03.11.2008
1.5198
1.9506
34.7884
0.1846
0.2434
0.0338
0.0251
0.0963
1.4953
1.9200
04.11.2008
1.5164
1.9336
38.3480
0.1848
0.2374
0.0334
0.0246
0.0959
1.3004
2.0000
05.11.2008
1.4986
1.9284
37.8304
0.1866
0.2277
0.0349
0.0256
0.0978
1.4461
2.1400
06.11.2008
1.5230
1.9614
39.9613
0.1857
0.2271
0.0354
0.0250
0.0972
1.5122
2.0000
07.11.2008
1.5357
1.9655
38.7929
0.1861
0.2278
0.0349
0.0235
0.0986
1.5995
1.9100
10.11.2008
1.5148
1.9506
39.6185
0.1853
0.2263
0.0330
0.0242
0.0977
1.5766
1.8800
11.11.2008
1.5811
2.0151
37.2501
0.1865
0.2347
0.0328
0.0232
0.1054
1.8790
1.9000
12.11.2008
1.6215
2.0361
36.7588
0.1870
0.2402
0.0328
0.0227
0.1052
1.8824
1.8400
13.11.2008
1.6297
2.0396
38.0856
0.1861
0.2400
0.0323
0.0219
0.1049
1.7240
1.7700
14.11.2008
1.6250
2.0613
38.5176
0.1821
0.2359
0.0313
0.0203
0.1052
1.7520
1.7900
249
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
17.11.2008
1.6128
2.0424
37.6122
0.1763
0.2350
0.0313
0.0189
0.1107
1.7706
1.9000
18.11.2008
1.6525
2.0858
38.0915
0.1757
0.2407
0.0302
0.0204
0.1074
1.5757
1.7400
19.11.2008
1.6637
2.1009
38.5441
0.1748
0.2420
0.0300
0.0220
0.1077
1.5859
1.7200
20.11.2008
1.6944
2.1221
39.0171
0.1730
0.2403
0.0301
0.0204
0.1077
1.6494
1.5700
21.11.2008
1.6699
2.1017
38.4874
0.1745
0.2337
0.0298
0.0203
0.1045
1.6859
1.5500
24.11.2008
1.6057
2.0357
38.2724
0.1741
0.2322
0.0297
0.0192
0.1001
1.5630
1.7300
25.11.2008
1.5669
2.0154
38.1407
0.1750
0.2277
0.0297
0.0172
0.0995
1.5080
1.9000
26.11.2008
1.5796
2.0482
36.7261
0.1739
0.2200
0.0301
0.0166
0.0990
1.4148
1.8700
27.11.2008
1.5644
2.0201
36.7261
0.1730
0.2151
0.0303
0.0161
0.0982
1.4021
1.8400
28.11.2008
1.5613
2.0025
37.1406
0.1738
0.2129
0.0303
0.0152
0.0984
1.3758
1.9200
01.12.2008
1.5847
2.0038
36.1936
0.1727
0.2169
0.0293
0.0170
0.1005
1.5444
1.9100
02.12.2008
1.5930
2.0149
36.2171
0.1707
0.2148
0.0290
0.0173
0.0987
1.4868
1.7800
03.12.2008
1.5700
1.9851
35.9156
0.1699
0.2055
0.0289
0.0161
0.1003
1.5046
1.8600
04.12.2008
1.5634
1.9730
36.5090
0.1663
0.1967
0.0283
0.0162
0.0999
1.5122
1.8300
05.12.2008
1.5632
1.9905
36.9045
0.1644
0.1956
0.0276
0.0155
0.0996
1.5156
1.8900
12.12.2008
1.5569
2.0745
36.4614
0.1587
0.1929
0.0273
0.0152
0.0987
1.4190
1.8600
15.12.2008
1.5572
2.0996
37.0781
0.1584
0.1926
0.0272
0.0149
0.0981
1.4529
1.9200
16.12.2008
1.5580
2.1308
37.7222
0.1580
0.1944
0.0267
0.0129
0.0971
1.4351
2.0200
17.12.2008
1.5352
2.1652
38.0482
0.1580
0.1899
0.0266
0.0138
0.0973
1.3750
2.1500
18.12.2008
1.5103
2.1988
37.6195
0.1570
0.1857
0.0265
0.0126
0.0962
1.2758
2.1800
19.12.2008
1.5073
2.1183
38.0921
0.1595
0.1788
0.0255
0.0136
0.0936
1.4402
2.0800
22.12.2008
1.5129
2.1219
38.2987
0.1568
0.1762
0.0257
0.0142
0.0903
1.4487
2.1300
23.12.2008
1.5141
2.1178
38.9935
0.1568
0.1772
0.0264
0.0144
0.0885
1.4478
2.0500
24.12.2008
1.5101
2.1136
40.0892
0.1562
0.1772
0.0265
0.0155
0.0889
1.3809
2.0600
25.12.2008
1.5063
2.1104
40.2452
0.1527
0.1773
0.0262
0.0152
0.0893
1.3470
2.0200
26.12.2008
1.4961
2.1055
41.1452
0.1497
0.1753
0.0227
0.0146
0.0893
1.2902
2.0200
29.12.2008
1.5054
2.1503
40.6975
0.1490
0.1731
0.0220
0.0144
0.0893
1.3301
2.0900
30.12.2008
1.5112
2.1393
40.5518
0.1497
0.1716
0.0211
0.0156
0.0890
1.3258
2.0600
31.12.2008
1.5207
2.1317
40.9369
0.1488
0.1708
0.0210
0.0168
0.0887
1.3470
2.0500
02.01.2009
1.5282
2.1274
40.6307
0.1460
0.1671
0.0212
0.0168
0.0890
1.5080
2.1000
05.01.2009
1.5242
2.0812
40.7095
0.1475
0.1646
0.0213
0.0166
0.0867
1.4190
2.0900
06.01.2009
1.5145
2.0281
39.8046
0.1411
0.1641
0.0213
0.0166
0.0860
1.4088
2.1400
07.01.2009
1.5107
2.0571
39.5897
0.1385
0.1630
0.0233
0.0159
0.0832
1.4300
2.1800
08.01.2009
1.5451
2.0988
38.8454
0.1330
0.1672
0.0240
0.0151
0.0840
1.4783
2.1000
09.01.2009
1.5454
2.1154
38.7216
0.1311
0.1700
0.0237
0.0145
0.0838
1.5673
1.9500
12.01.2009
1.5659
2.0955
38.2237
0.1309
0.1694
0.0229
0.0143
0.0838
1.5978
1.9900
13.01.2009
1.5907
2.1123
38.2237
0.1300
0.1685
0.0232
0.0136
0.0843
1.6689
1.9200
14.01.2009
1.5818
2.0923
38.2237
0.1298
0.1667
0.0225
0.0137
0.0866
1.6274
2.0000
15.01.2009
1.6104
2.1214
38.2237
0.1299
0.1681
0.0222
0.0148
0.0848
1.5927
1.8700
16.01.2009
1.5940
2.1107
38.2237
0.1259
0.1572
0.0205
0.0149
0.0872
1.5368
1.8500
19.01.2009
1.6289
2.1591
40.8676
0.1240
0.1611
0.0202
0.0162
0.0848
1.5291
1.9000
20.01.2009
1.6551
2.1449
41.5477
0.1232
0.1612
0.0197
0.0161
0.0854
1.4690
1.8400
21.01.2009
1.6540
2.1351
41.4162
0.1230
0.1618
0.0191
0.0164
0.0854
1.3639
1.7600
22.01.2009
1.6394
2.1333
42.5018
0.1216
0.1601
0.0187
0.0165
0.0850
1.2869
1.7300
23.01.2009
1.6653
2.1344
40.7659
0.1209
0.1637
0.0183
0.0157
0.0857
1.3182
1.6900
26.01.2009
1.6407
2.1252
40.6388
0.1206
0.1595
0.0184
0.0170
0.0864
1.2284
1.7300
27.01.2009
1.6121
2.1339
41.0980
0.1199
0.1597
0.0184
0.0184
0.0866
1.1411
1.8500
28.01.2009
1.6100
2.1370
40.8599
0.1218
0.1612
0.0180
0.0188
0.0872
1.1335
1.8100
29.01.2009
1.6096
2.1069
40.6806
0.1258
0.1594
0.0183
0.0176
0.0890
1.0666
1.8900
30.01.2009
1.6334
2.1012
40.5417
0.1264
0.1597
0.0179
0.0191
0.0896
1.0581
1.8400
02.02.2009
1.6493
2.1022
40.5853
0.1257
0.1628
0.0178
0.0193
0.0890
1.0844
1.7900
03.02.2009
1.6376
2.1021
42.1410
0.1267
0.1627
0.0169
0.0190
0.0901
1.0691
1.7500
04.02.2009
1.6300
2.1067
41.9271
0.1266
0.1601
0.0199
0.0197
0.0901
1.1928
1.8000
05.02.2009
1.6307
2.0951
42.0116
0.1266
0.1604
0.0196
0.0197
0.0896
1.1606
1.8700
06.02.2009
1.6207
2.0754
42.0116
0.1259
0.1601
0.0196
0.0176
0.0899
1.1708
1.8200
09.02.2009
1.6044
2.0774
42.8103
0.1284
0.1593
0.0193
0.0176
0.0890
1.0920
1.9000
250
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
10.02.2009
1.6098
2.0840
41.6441
0.1282
0.1581
0.0193
0.0177
0.0885
1.1039
1.9300
11.02.2009
1.6289
2.1095
40.8552
0.1278
0.1583
0.0198
0.0188
0.0897
1.1234
1.8100
12.02.2009
1.6386
2.1063
41.4179
0.1247
0.1599
0.0194
0.0167
0.0959
1.1064
1.7600
13.02.2009
1.6342
2.1064
42.4265
0.1209
0.1602
0.0190
0.0181
0.0915
1.1411
1.7600
16.02.2009
1.6558
2.1130
42.1146
0.1206
0.1615
0.0193
0.0188
0.0989
1.1996
1.7600
17.02.2009
1.6717
2.1101
41.9743
0.1199
0.1649
0.0192
0.0184
0.0994
1.1996
1.7400
18.02.2009
1.6876
2.1265
42.0007
0.1185
0.1644
0.0210
0.0181
0.0971
1.1971
1.6100
19.02.2009
1.6737
2.1202
42.1394
0.1177
0.1609
0.0214
0.0188
0.0991
1.1538
1.6000
20.02.2009
1.6972
2.1394
41.6845
0.1200
0.1554
0.0212
0.0201
0.0975
1.1200
1.6500
23.02.2009
1.6765
2.1554
42.7707
0.1189
0.1572
0.0207
0.0208
0.0983
1.0259
1.6200
24.02.2009
1.6864
2.1537
43.6757
0.1158
0.1600
0.0202
0.0199
0.0952
0.9505
1.6500
25.02.2009
1.6776
2.1551
45.1266
0.1163
0.1587
0.0196
0.0182
0.0935
0.8887
1.6400
26.02.2009
1.6801
2.1427
44.6331
0.1179
0.1598
0.0197
0.0184
0.0956
0.8319
1.6600
27.02.2009
1.6862
2.1345
45.0214
0.1167
0.1608
0.0198
0.0196
0.0981
0.7595
1.6700
02.03.2009
1.7162
2.1613
46.3244
0.1156
0.1643
0.0192
0.0180
0.0984
0.7874
1.6500
03.03.2009
1.7129
2.1645
46.6699
0.1133
0.1628
0.0187
0.0189
0.0986
0.8150
1.6000
04.03.2009
1.7218
2.1571
46.5532
0.1126
0.1590
0.0191
0.0188
0.1018
0.8112
1.6100
05.03.2009
1.7302
2.1761
46.0965
0.1168
0.1582
0.0189
0.0200
0.1031
0.8599
1.6200
06.03.2009
1.7779
2.2556
46.1293
0.1152
0.1617
0.0181
0.0195
0.1012
0.8556
1.5600
09.03.2009
1.7945
2.2621
47.6824
0.1145
0.1608
0.0172
0.0190
0.1000
0.7777
1.5700
10.03.2009
1.7755
2.2609
48.0322
0.1125
0.1599
0.0174
0.0187
0.0980
0.7586
1.5100
11.03.2009
1.7302
2.2009
47.5562
0.1116
0.1577
0.0166
0.0192
0.0958
0.7752
1.5400
12.03.2009
1.7445
2.2299
47.0980
0.1119
0.1586
0.0159
0.0198
0.0951
0.6841
1.5200
13.03.2009
1.6915
2.1840
47.8176
0.1101
0.1538
0.0162
0.0157
0.0934
0.6129
1.5500
16.03.2009
1.6824
2.1886
47.0474
0.1115
0.1505
0.0174
0.0164
0.0935
0.6218
1.5500
17.03.2009
1.6934
2.1985
46.1104
0.1120
0.1512
0.0168
0.0165
0.0941
0.6964
1.5700
18.03.2009
1.6981
2.2158
46.9661
0.1122
0.1495
0.0171
0.0168
0.0908
0.7379
1.5500
19.03.2009
1.6795
2.2745
49.0200
0.1123
0.1469
0.0166
0.0173
0.0908
0.7883
1.5500
20.03.2009
1.6860
2.2983
49.7260
0.1115
0.1492
0.0164
0.0182
0.0882
0.7730
1.5800
23.03.2009
1.6603
2.2640
48.9528
0.1112
0.1452
0.0172
0.0180
0.0871
0.8184
1.5700
24.03.2009
1.6461
2.2332
49.5968
0.1105
0.1441
0.0171
0.0180
0.0872
0.8205
1.6400
25.03.2009
1.6565
2.2326
51.9048
0.1099
0.1469
0.0160
0.0173
0.0871
0.9768
1.6800
26.03.2009
1.6474
2.2368
52.1204
0.1093
0.1469
0.0158
0.0166
0.0888
1.0378
1.7400
27.03.2009
1.6554
2.2241
52.3325
0.1079
0.1482
0.0159
0.0165
0.0910
1.0327
1.7200
30.03.2009
1.6868
2.2242
53.7021
0.1072
0.1498
0.0158
0.0175
0.0901
1.1886
1.7400
31.03.2009
1.6670
2.2147
53.2064
0.1036
0.1465
0.0154
0.0186
0.0876
1.1733
1.6600
01.04.2009
1.6460
2.1754
52.5910
0.1017
0.1452
0.0162
0.0189
0.0864
1.1759
1.7100
02.04.2009
1.6116
2.1460
52.6617
0.1015
0.1418
0.0169
0.0186
0.0842
1.1437
1.7300
03.04.2009
1.5858
2.1315
50.4600
0.1014
0.1409
0.0174
0.0184
0.0831
1.1115
1.7900
06.04.2009
1.5577
2.1063
51.4706
0.1012
0.1399
0.0168
0.0189
0.0843
0.9717
1.7900
07.04.2009
1.5967
2.1245
51.2543
0.0996
0.1392
0.0170
0.0181
0.0833
1.0522
1.8100
08.04.2009
1.5986
2.1118
50.1321
0.0997
0.1392
0.0174
0.0172
0.0826
1.1183
1.7800
09.04.2009
1.5673
2.0821
50.3923
0.0998
0.1368
0.0176
0.0171
0.0822
1.2021
1.8500
10.04.2009
1.5603
2.0501
51.1514
0.1000
0.1354
0.0177
0.0178
0.0825
1.2919
1.9200
13.04.2009
1.5678
2.0717
53.2207
0.1000
0.1363
0.0174
0.0190
0.0818
1.3013
1.9300
14.04.2009
1.5664
2.0796
53.1564
0.1000
0.1354
0.0169
0.0181
0.0818
1.3030
1.8900
15.04.2009
1.5870
2.0993
50.7638
0.1000
0.1309
0.0170
0.0186
0.0803
1.3521
1.8800
16.04.2009
1.5939
2.1003
50.4217
0.1000
0.1318
0.0178
0.0190
0.0832
1.4233
1.9000
17.04.2009
1.6000
2.0925
50.8764
0.0999
0.1296
0.0180
0.0189
0.0832
1.5080
1.9800
20.04.2009
1.6203
2.1026
50.6392
0.0998
0.1292
0.0183
0.0195
0.0823
1.4986
1.9700
21.04.2009
1.6506
2.1366
49.7918
0.0996
0.1315
0.0174
0.0185
0.0823
1.5478
1.8900
22.04.2009
1.6369
2.1174
50.2123
0.1005
0.1301
0.0168
0.0194
0.0817
1.5529
1.9100
24.04.2009
1.6094
2.1289
49.1513
0.1002
0.1291
0.0165
0.0204
0.0819
1.4741
1.9100
27.04.2009
1.6152
2.1230
52.1169
0.0991
0.1285
0.0163
0.0202
0.0824
1.4419
1.9800
28.04.2009
1.6296
2.1209
51.2512
0.0987
0.1298
0.0175
0.0201
0.0802
1.4826
1.9500
29.04.2009
1.5957
2.1098
50.5357
0.0987
0.1285
0.0188
0.0203
0.0799
1.5164
1.9100
251
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
30.04.2009
1.5775
2.1017
49.1271
0.0989
0.1278
0.0191
0.0205
0.0812
1.5435
2.0800
04.05.2009
1.5785
2.0952
49.2639
0.0990
0.1277
0.0186
0.0206
0.0812
1.5969
2.1600
05.05.2009
1.5525
2.0762
49.8233
0.0989
0.1242
0.0183
0.0218
0.0781
1.5503
2.2000
06.05.2009
1.5611
2.0793
49.3940
0.0991
0.1231
0.0181
0.0215
0.0774
1.5757
2.2700
07.05.2009
1.5385
2.0467
50.3944
0.0987
0.1208
0.0177
0.0203
0.0778
1.5834
2.3300
08.05.2009
1.5459
2.0737
48.9797
0.0980
0.1236
0.0173
0.0202
0.0774
1.6240
2.3300
11.05.2009
1.5457
2.0895
48.3696
0.0982
0.1240
0.0177
0.0199
0.0783
1.6461
2.3800
12.05.2009
1.5539
2.1216
46.9371
0.0993
0.1249
0.0183
0.0196
0.0783
1.7388
2.2700
13.05.2009
1.5449
2.1113
46.1600
0.1000
0.1235
0.0179
0.0200
0.0781
1.6808
2.3300
14.05.2009
1.5705
2.1313
44.1490
0.1000
0.1247
0.0178
0.0209
0.0788
1.8299
2.2700
15.05.2009
1.5590
2.1152
45.1337
0.1018
0.1252
0.0182
0.0210
0.0785
1.8024
2.3000
18.05.2009
1.5545
2.0939
45.1200
0.1031
0.1267
0.0184
0.0204
0.0777
1.7854
2.2900
20.05.2009
1.5261
2.0833
45.2424
0.1035
0.1252
0.0178
0.0215
0.0774
1.6486
2.3000
21.05.2009
1.5262
2.1040
44.8991
0.1026
0.1274
0.0173
0.0221
0.0764
1.6012
2.4400
22.05.2009
1.5260
2.1302
46.6243
0.1020
0.1277
0.0172
0.0231
0.0771
1.5978
2.4000
25.05.2009
1.5388
2.1531
46.9841
0.1033
0.1291
0.0172
0.0244
0.0771
1.7186
2.3700
26.05.2009
1.5488
2.1549
46.4209
0.1036
0.1297
0.0173
0.0245
0.0781
1.7959
2.4100
27.05.2009
1.5530
2.1666
46.8030
0.1031
0.1315
0.0175
0.0235
0.0775
1.8293
2.3600
28.05.2009
1.5612
2.1640
46.7047
0.1030
0.1312
0.0175
0.0253
0.0782
1.7377
2.3900
29.05.2009
1.5334
2.1540
47.1929
0.0996
0.1287
0.0172
0.0250
0.0774
1.7491
2.3700
01.06.2009
1.5202
2.1624
46.2634
0.0990
0.1281
0.0178
0.0243
0.0774
1.7463
2.3600
02.06.2009
1.5242
2.1587
45.9840
0.0990
0.1303
0.0176
0.0258
0.0760
1.7749
2.4000
03.06.2009
1.5212
2.1662
45.2334
0.0991
0.1322
0.0173
0.0284
0.0763
1.7806
2.3700
04.06.2009
1.5324
2.1735
45.2334
0.0981
0.1323
0.0178
0.0293
0.0763
1.7530
2.3000
05.06.2009
1.5320
2.1741
45.6961
0.0967
0.1344
0.0171
0.0287
0.0764
1.7654
2.2700
08.06.2009
1.5494
2.1492
45.7296
0.0974
0.1366
0.0166
0.0292
0.0767
1.8141
2.2700
09.06.2009
1.5460
2.1538
45.8085
0.0948
0.1358
0.0166
0.0285
0.0763
1.8360
2.1400
10.06.2009
1.5312
2.1583
45.6439
0.0933
0.1339
0.0164
0.0279
0.0763
1.8255
2.1500
11.06.2009
1.5362
2.1513
45.3706
0.0935
0.1344
0.0170
0.0273
0.0759
1.8838
2.1700
12.06.2009
1.5270
2.1437
45.7123
0.0937
0.1333
0.0174
0.0268
0.0752
1.8971
2.1900
15.06.2009
1.5382
2.1336
46.0161
0.0929
0.1335
0.0169
0.0268
0.0757
1.9000
2.2000
16.06.2009
1.5377
2.1354
46.5865
0.0916
0.1337
0.0172
0.0284
0.0757
1.9000
2.1800
17.06.2009
1.5440
2.1423
46.5969
0.0907
0.1298
0.0181
0.0281
0.0757
1.8904
2.1700
18.06.2009
1.5555
2.1698
46.6318
0.0907
0.1299
0.0182
0.0270
0.0752
1.9334
2.2000
19.06.2009
1.5455
2.1522
45.9361
0.0925
0.1267
0.0185
0.0268
0.0751
1.9076
2.2700
22.06.2009
1.5496
2.1468
45.4921
0.0930
0.1255
0.0184
0.0272
0.0754
1.8236
2.2800
23.06.2009
1.5661
2.1812
45.9635
0.0920
0.1254
0.0176
0.0259
0.0757
1.7806
2.2300
24.06.2009
1.5532
2.1879
46.2946
0.0903
0.1275
0.0177
0.0256
0.0756
1.6661
2.1900
25.06.2009
1.5466
2.1573
47.1913
0.0900
0.1263
0.0175
0.0252
0.0755
1.7425
2.2400
26.06.2009
1.5324
2.1543
47.0674
0.0903
0.1248
0.0171
0.0256
0.0752
1.7663
2.2300
29.06.2009
1.5290
2.1454
47.3055
0.0883
0.1234
0.0180
0.0253
0.0755
1.6775
2.2800
30.06.2009
1.5236
2.1508
47.6318
0.0875
0.1234
0.0196
0.0242
0.0755
1.6632
2.2500
01.07.2009
1.5235
2.1448
48.0543
0.0847
0.1243
0.0204
0.0240
0.0755
1.7549
2.2800
02.07.2009
1.5195
2.1401
48.2581
0.0860
0.1219
0.0201
0.0236
0.0760
1.7291
2.2900
03.07.2009
1.5271
2.1379
47.6798
0.0859
0.1202
0.0202
0.0223
0.0760
1.6899
2.2900
06.07.2009
1.5404
2.1436
48.1572
0.0839
0.1219
0.0205
0.0232
0.0758
1.7253
2.3200
07.07.2009
1.5325
2.1402
48.2121
0.0826
0.1210
0.0200
0.0223
0.0760
1.7138
2.3000
08.07.2009
1.5453
2.1494
48.1189
0.0835
0.1205
0.0193
0.0226
0.0758
1.7453
2.3600
09.07.2009
1.5402
2.1501
47.2527
0.0838
0.1188
0.0192
0.0235
0.0760
1.6995
2.3500
10.07.2009
1.5453
2.1488
46.5596
0.0848
0.1191
0.0187
0.0251
0.0757
1.7081
2.3400
13.07.2009
1.5486
2.1616
46.5655
0.0847
0.1206
0.0187
0.0244
0.0747
1.6594
2.3200
14.07.2009
1.5329
2.1444
46.5528
0.0845
0.1191
0.0185
0.0251
0.0745
1.6661
2.3400
15.07.2009
1.5275
2.1483
46.9200
0.0843
0.1211
0.0181
0.0245
0.0743
1.5973
2.3000
16.07.2009
1.5218
2.1461
46.8241
0.0841
0.1217
0.0182
0.0234
0.0739
1.6288
2.3800
17.07.2009
1.5187
2.1405
46.6734
0.0844
0.1224
0.0177
0.0240
0.0739
1.5687
2.5100
20.07.2009
1.5021
2.1355
46.5375
0.0850
0.1206
0.0170
0.0254
0.0740
1.6298
2.4600
252
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
21.07.2009
1.5007
2.1335
46.6860
0.0848
0.1212
0.0171
0.0254
0.0738
1.6708
2.4700
22.07.2009
1.4937
2.1195
46.8720
0.0839
0.1209
0.0171
0.0259
0.0742
1.7558
2.4300
23.07.2009
1.4800
2.1056
46.8844
0.0841
0.1200
0.0173
0.0261
0.0737
1.7644
2.4900
24.07.2009
1.4769
2.0993
46.7249
0.0840
0.1200
0.0172
0.0264
0.0733
1.7682
2.6400
27.07.2009
1.4708
2.0972
46.3719
0.0836
0.1197
0.0165
0.0264
0.0732
1.8141
2.7400
28.07.2009
1.4644
2.0901
45.8186
0.0819
0.1183
0.0162
0.0252
0.0733
1.8389
2.7200
29.07.2009
1.4788
2.0915
46.1029
0.0816
0.1161
0.0158
0.0267
0.0732
1.8494
2.8600
30.07.2009
1.4760
2.0763
46.0500
0.0809
0.1096
0.0160
0.0270
0.0730
1.8904
2.8800
31.07.2009
1.4681
2.0720
46.0839
0.0796
0.1101
0.0156
0.0272
0.0727
1.9000
3.0600
03.08.2009
1.4606
2.0845
46.0213
0.0795
0.1098
0.0159
0.0271
0.0721
1.9477
3.0800
04.08.2009
1.4547
2.0938
45.9203
0.0792
0.1071
0.0158
0.0283
0.0712
1.8570
3.2200
05.08.2009
1.4525
2.0909
45.8769
0.0790
0.1048
0.0158
0.0275
0.0713
1.9143
3.2600
06.08.2009
1.4607
2.1019
45.5843
0.0780
0.1049
0.0162
0.0267
0.0727
1.9811
3.0600
07.08.2009
1.4736
2.1168
45.6727
0.0785
0.1056
0.0165
0.0269
0.0726
1.9620
3.0200
10.08.2009
1.4646
2.0791
45.5755
0.0786
0.1047
0.0162
0.0256
0.0733
2.0575
3.1000
11.08.2009
1.4849
2.1037
45.9321
0.0775
0.1052
0.0163
0.0251
0.0732
2.1244
3.0400
12.08.2009
1.4986
2.1182
46.2679
0.0758
0.1075
0.0168
0.0241
0.0731
2.2079
2.9400
13.08.2009
1.4691
2.0958
45.9769
0.0770
0.1042
0.0164
0.0246
0.0732
2.2198
3.0000
14.08.2009
1.4736
2.1034
46.0565
0.0763
0.1031
0.0164
0.0241
0.0736
2.2580
3.0600
17.08.2009
1.4998
2.1144
46.0588
0.0763
0.1041
0.0168
0.0242
0.0733
2.2723
3.0200
18.08.2009
1.4884
2.1017
46.0572
0.0767
0.1020
0.0172
0.0257
0.0735
2.2270
3.0600
19.08.2009
1.4937
2.1066
45.7835
0.0770
0.1024
0.0175
0.0249
0.0730
2.2747
3.0600
20.08.2009
1.4835
2.1111
45.6535
0.0774
0.0984
0.0173
0.0245
0.0717
2.3392
3.1800
21.08.2009
1.4812
2.1184
45.6096
0.0775
0.0982
0.0172
0.0244
0.0716
2.2723
3.2600
24.08.2009
1.4756
2.1104
45.4392
0.0785
0.0978
0.0173
0.0248
0.0717
2.1864
3.2800
25.08.2009
1.4854
2.1236
45.0538
0.0785
0.0991
0.0166
0.0245
0.0715
2.2604
3.3000
26.08.2009
1.4905
2.1324
44.7445
0.0778
0.1007
0.0170
0.0239
0.0719
2.2342
3.3000
27.08.2009
1.4945
2.1304
44.6668
0.0775
0.1007
0.0175
0.0232
0.0716
2.2747
3.1600
28.08.2009
1.4890
2.1365
44.7095
0.0775
0.0995
0.0180
0.0227
0.0716
2.3416
3.2400
31.08.2009
1.4946
2.1343
45.2133
0.0775
0.0999
0.0183
0.0231
0.0723
2.4633
3.2600
01.09.2009
1.4962
2.1444
45.3914
0.0760
0.1005
0.0191
0.0236
0.0727
2.4323
3.1600
02.09.2009
1.5056
2.1413
45.4726
0.0750
0.1022
0.0192
0.0240
0.0728
2.4585
3.1800
03.09.2009
1.4994
2.1444
45.7755
0.0750
0.1015
0.0188
0.0237
0.0723
2.4442
3.1000
04.09.2009
1.4940
2.1315
45.3866
0.0750
0.0979
0.0184
0.0229
0.0720
2.4705
3.1200
07.09.2009
1.4817
2.1256
45.0959
0.0749
0.0969
0.0180
0.0230
0.0722
2.4132
3.0400
08.09.2009
1.4775
2.1336
45.7697
0.0740
0.0970
0.0172
0.0237
0.0718
2.3559
3.0200
09.09.2009
1.4817
2.1485
45.6013
0.0742
0.0960
0.0172
0.0240
0.0713
2.3201
3.0400
10.09.2009
1.4968
2.1781
45.5283
0.0742
0.0970
0.0173
0.0245
0.0716
2.3893
3.1000
11.09.2009
1.4901
2.1749
45.7309
0.0733
0.0966
0.0169
0.0237
0.0703
2.4179
3.1200
14.09.2009
1.4949
2.1750
45.2256
0.0740
0.0965
0.0168
0.0246
0.0691
2.4776
3.2200
15.09.2009
1.4824
2.1652
45.2713
0.0738
0.0953
0.0176
0.0247
0.0691
2.4609
3.2000
16.09.2009
1.4696
2.1588
45.4220
0.0731
0.0937
0.0175
0.0242
0.0689
2.4609
3.1400
17.09.2009
1.4616
2.1533
45.0744
0.0730
0.0948
0.0171
0.0237
0.0695
2.4347
3.2000
18.09.2009
1.4673
2.1558
45.5026
0.0727
0.0939
0.0170
0.0238
0.0695
2.4705
3.2200
23.09.2009
1.4722
2.1771
45.4149
0.0726
0.0928
0.0169
0.0237
0.0688
2.4705
3.2200
24.09.2009
1.4730
2.1753
45.4625
0.0726
0.0912
0.0170
0.0234
0.0690
2.4585
3.2000
25.09.2009
1.4799
2.1725
45.6942
0.0717
0.0914
0.0168
0.0235
0.0697
2.4991
3.2200
28.09.2009
1.4849
2.1732
45.7246
0.0711
0.0909
0.0164
0.0232
0.0699
2.5588
3.2400
29.09.2009
1.4810
2.1588
46.0828
0.0705
0.0907
0.0161
0.0219
0.0695
2.5015
3.2600
30.09.2009
1.4760
2.1596
45.8291
0.0700
0.0890
0.0161
0.0221
0.0683
2.4370
3.3000
01.10.2009
1.4822
2.1601
46.0860
0.0702
0.0893
0.0156
0.0222
0.0694
2.3511
3.2400
02.10.2009
1.4923
2.1700
47.0177
0.0706
0.0878
0.0154
0.0224
0.0696
2.4347
3.2400
05.10.2009
1.4787
2.1618
47.5576
0.0705
0.0843
0.0154
0.0217
0.0686
2.4108
3.1400
06.10.2009
1.4590
2.1490
47.4994
0.0705
0.0792
0.0154
0.0223
0.0670
2.5110
3.2400
07.10.2009
1.4604
2.1484
47.4066
0.0702
0.0819
0.0151
0.0235
0.0675
2.5445
3.4600
08.10.2009
1.4521
2.1444
47.8758
0.0707
0.0821
0.0149
0.0230
0.0664
2.5970
3.3200
253
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
09.10.2009
1.4560
2.1456
47.7805
0.0701
0.0817
0.0151
0.0234
0.0665
2.5492
3.3800
12.10.2009
1.4562
2.1450
47.7136
0.0700
0.0828
0.0154
0.0239
0.0666
2.4800
3.3600
13.10.2009
1.4499
2.1471
48.3264
0.0697
0.0839
0.0154
0.0236
0.0663
2.4251
3.4200
14.10.2009
1.4385
2.1423
48.1126
0.0699
0.0832
0.0158
0.0235
0.0659
2.4800
3.3800
15.10.2009
1.4355
2.1413
47.6842
0.0700
0.0819
0.0157
0.0229
0.0668
2.5373
3.4600
16.10.2009
1.4505
2.1616
48.3179
0.0703
0.0850
0.0156
0.0235
0.0669
2.5397
3.4000
19.10.2009
1.4495
2.1646
47.9908
0.0705
0.0836
0.0158
0.0236
0.0667
2.5659
3.2600
20.10.2009
1.4446
2.1629
48.0627
0.0700
0.0835
0.0157
0.0245
0.0664
2.5731
3.3400
21.10.2009
1.4559
2.1757
48.0627
0.0700
0.0827
0.0150
0.0249
0.0666
2.6137
3.4600
22.10.2009
1.4615
2.1888
48.0627
0.0704
0.0837
0.0178
0.0237
0.0668
2.5683
3.4800
23.10.2009
1.4560
2.1887
48.2065
0.0706
0.0844
0.0178
0.0234
0.0669
2.6304
3.4600
26.10.2009
1.4665
2.2042
47.7484
0.0705
0.0895
0.0179
0.0245
0.0678
2.6423
3.5000
27.10.2009
1.4813
2.2040
47.4603
0.0705
0.0883
0.0181
0.0232
0.0682
2.6065
3.4800
28.10.2009
1.4813
2.2040
47.7378
0.0702
0.0886
0.0178
0.0233
0.0691
2.6280
3.3600
30.10.2009
1.4816
2.1962
47.6201
0.0720
0.0884
0.0173
0.0236
0.0689
2.6017
3.2600
02.11.2009
1.4921
2.2040
47.8334
0.0717
0.0903
0.0172
0.0238
0.0687
2.5588
3.1200
03.11.2009
1.5014
2.2060
48.2735
0.0719
0.0917
0.0174
0.0234
0.0686
2.4967
3.1600
04.11.2009
1.4897
2.1992
48.1765
0.0720
0.0915
0.0173
0.0231
0.0688
2.3726
3.0600
05.11.2009
1.4835
2.2026
47.9827
0.0720
0.0919
0.0174
0.0230
0.0681
2.3249
3.0400
06.11.2009
1.4747
2.1946
48.9158
0.0720
0.0908
0.0182
0.0230
0.0681
2.2533
3.0400
09.11.2009
1.4670
2.1977
49.1899
0.0720
0.0892
0.0183
0.0226
0.0678
2.1745
3.0400
10.11.2009
1.4668
2.1991
49.2966
0.0713
0.0887
0.0177
0.0226
0.0667
2.2628
3.1200
11.11.2009
1.4629
2.1994
49.3025
0.0706
0.0884
0.0180
0.0219
0.0664
2.1864
3.1200
12.11.2009
1.4695
2.1969
49.5620
0.0712
0.0896
0.0186
0.0217
0.0663
2.2198
3.2200
13.11.2009
1.4736
2.1934
49.7086
0.0711
0.0896
0.0189
0.0220
0.0664
2.1649
3.1200
16.11.2009
1.4688
2.1987
49.2360
0.0715
0.0905
0.0189
0.0215
0.0663
2.2533
3.0600
17.11.2009
1.4732
2.1973
48.9073
0.0718
0.0911
0.0183
0.0218
0.0660
2.2843
3.1000
18.11.2009
1.4715
2.1981
49.2012
0.0720
0.0897
0.0186
0.0217
0.0657
2.2819
3.0000
19.11.2009
1.4821
2.2031
49.3191
0.0721
0.0902
0.0184
0.0210
0.0654
2.4036
2.9200
20.11.2009
1.4867
2.2112
49.5724
0.0720
0.0907
0.0185
0.0212
0.0666
2.3893
2.9200
23.11.2009
1.4846
2.2236
49.6064
0.0720
0.0908
0.0186
0.0203
0.0665
2.3989
2.9000
24.11.2009
1.4901
2.2266
49.9755
0.0722
0.0916
0.0179
0.0200
0.0664
2.3774
2.9200
25.11.2009
1.4815
2.2281
49.9526
0.0726
0.0910
0.0176
0.0204
0.0663
2.4108
2.9400
26.11.2009
1.4815
2.2281
50.2960
0.0731
0.0919
0.0180
0.0209
0.0658
2.4538
2.9200
01.12.2009
1.5005
2.2611
49.9333
0.0730
0.0925
0.0178
0.0213
0.0668
2.3941
2.9200
02.12.2009
1.4898
2.2489
49.8995
0.0739
0.0922
0.0176
0.0225
0.0666
2.3320
2.9600
03.12.2009
1.4802
2.2379
49.8995
0.0745
0.0914
0.0174
0.0218
0.0662
2.2580
3.0600
04.12.2009
1.4757
2.2229
50.0002
0.0752
0.0917
0.0178
0.0211
0.0660
2.2437
3.2000
07.12.2009
1.4871
2.2023
50.9011
0.0763
0.0931
0.0179
0.0215
0.0650
2.3201
3.2000
08.12.2009
1.4903
2.2072
51.9220
0.0765
0.0931
0.0178
0.0219
0.0653
2.2747
3.1600
09.12.2009
1.4951
2.2050
52.2974
0.0751
0.0930
0.0174
0.0225
0.0653
2.2628
3.1400
10.12.2009
1.4922
2.1974
51.9773
0.0752
0.0938
0.0171
0.0229
0.0662
2.1530
3.1400
11.12.2009
1.4860
2.1923
52.0168
0.0761
0.0936
0.0172
0.0233
0.0663
2.2198
3.1600
14.12.2009
1.4944
2.1891
52.2227
0.0754
0.0946
0.0170
0.0234
0.0662
2.1721
3.1600
15.12.2009
1.5020
2.1849
52.2937
0.0758
0.0969
0.0169
0.0222
0.0661
2.2509
3.1600
16.12.2009
1.5001
2.1835
52.6665
0.0750
0.0959
0.0166
0.0228
0.0662
2.2342
3.1600
17.12.2009
1.5088
2.1687
52.8427
0.0747
0.0959
0.0165
0.0240
0.0667
2.2318
3.2200
18.12.2009
1.5100
2.1715
52.7296
0.0784
0.0952
0.0165
0.0247
0.0667
2.2723
3.1000
21.12.2009
1.5148
2.1706
53.5165
0.0744
0.0967
0.0165
0.0248
0.0670
2.2485
3.1200
22.12.2009
1.5170
2.1707
53.8816
0.0735
0.0969
0.0165
0.0254
0.0670
2.1912
3.2000
23.12.2009
1.5175
2.1639
54.5521
0.0684
0.0973
0.0169
0.0260
0.0670
2.1554
3.1800
24.12.2009
1.5059
2.1665
54.3223
0.0707
0.0981
0.0167
0.0257
0.0670
2.2007
3.1600
25.12.2009
1.5041
2.1687
54.5817
0.0715
0.0983
0.0169
0.0262
0.0670
2.1697
3.1600
28.12.2009
1.5054
2.1671
56.0812
0.0708
0.0981
0.0160
0.0269
0.0670
2.1864
3.1600
29.12.2009
1.5015
2.1665
56.1564
0.0711
0.0978
0.0158
0.0264
0.0669
2.1578
3.1800
30.12.2009
1.5046
2.1588
56.1912
0.0710
0.0970
0.0159
0.0256
0.0670
2.2031
3.1800
254
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
31.12.2009
1.4863
2.1412
56.7957
0.0708
0.0910
0.0159
0.0260
0.0672
2.1625
3.1800
04.01.2010
1.4800
2.1259
56.7957
0.0702
0.0918
0.0158
0.0262
0.0672
2.1697
3.2800
05.01.2010
1.4651
2.1138
56.7957
0.0701
0.0911
0.0163
0.0260
0.0669
2.1864
3.2800
06.01.2010
1.4684
2.1072
57.5509
0.0699
0.0917
0.0165
0.0256
0.0667
2.2079
3.4200
07.01.2010
1.4688
2.1078
58.2224
0.0702
0.0907
0.0166
0.0248
0.0669
2.2222
3.4400
08.01.2010
1.4629
2.0946
57.6090
0.0704
0.0890
0.0156
0.0255
0.0672
2.2437
3.4800
11.01.2010
1.4482
2.1031
56.0777
0.0702
0.0885
0.0153
0.0250
0.0671
2.2533
3.4600
12.01.2010
1.4479
2.0976
54.4702
0.0701
0.0878
0.0155
0.0242
0.0672
2.2365
3.3800
13.01.2010
1.4424
2.0948
55.3209
0.0703
0.0865
0.0158
0.0245
0.0677
2.2819
3.3600
14.01.2010
1.4484
2.1015
55.1719
0.0705
0.0859
0.0156
0.0242
0.0669
2.2485
3.4200
15.01.2010
1.4513
2.0889
54.1628
0.0701
0.0875
0.0156
0.0235
0.0670
2.2294
3.3800
18.01.2010
1.4463
2.0795
53.9698
0.0702
0.0877
0.0153
0.0235
0.0675
2.2819
3.4200
19.01.2010
1.4511
2.0816
53.9267
0.0705
0.0867
0.0146
0.0237
0.0675
2.3034
3.4400
20.01.2010
1.4559
2.0638
54.2614
0.0702
0.0881
0.0145
0.0235
0.0674
2.3100
3.4800
21.01.2010
1.4705
2.0685
54.9060
0.0700
0.0892
0.0146
0.0240
0.0670
2.2925
3.5800
22.01.2010
1.4758
2.0868
54.3124
0.0717
0.0911
0.0150
0.0240
0.0673
2.2750
3.5600
25.01.2010
1.4777
2.0913
53.6554
0.0714
0.0913
0.0151
0.0233
0.0675
2.2950
3.4600
26.01.2010
1.4913
2.1010
53.9611
0.0709
0.0934
0.0151
0.0238
0.0685
2.2450
3.5400
27.01.2010
1.4841
2.0864
52.8349
0.0710
0.0933
0.0156
0.0237
0.0685
2.2325
3.5800
28.01.2010
1.4840
2.0803
53.1681
0.0710
0.0934
0.0161
0.0241
0.0680
2.2850
3.5400
29.01.2010
1.4821
2.0702
53.4492
0.0708
0.0931
0.0163
0.0231
0.0686
2.2125
3.6200
01.02.2010
1.4822
2.0611
53.4545
0.0703
0.0933
0.0165
0.0224
0.0684
2.2025
3.6400
02.02.2010
1.4768
2.0582
53.4191
0.0696
0.0930
0.0163
0.0223
0.0685
2.1550
3.6600
03.02.2010
1.4737
2.0624
53.2372
0.0691
0.0921
0.0161
0.0232
0.0685
2.1325
3.6400
04.02.2010
1.4893
2.0623
52.8060
0.0690
0.0932
0.0177
0.0237
0.0684
2.0850
3.6200
05.02.2010
1.5126
2.0692
52.7335
0.0690
0.0938
0.0176
0.0237
0.0685
2.0250
3.5200
08.02.2010
1.5141
2.0722
52.7335
0.0683
0.0924
0.0173
0.0234
0.0686
1.9430
3.4200
09.02.2010
1.5044
2.0657
53.2862
0.0680
0.0924
0.0171
0.0231
0.0693
2.0200
3.2400
10.02.2010
1.5009
2.0677
53.1445
0.0679
0.0923
0.0170
0.0239
0.0694
2.0575
3.3000
11.02.2010
1.5042
2.0674
53.6633
0.0679
0.0920
0.0167
0.0248
0.0686
2.1250
3.2600
12.02.2010
1.5088
2.0497
53.4802
0.0675
0.0912
0.0163
0.0246
0.0683
2.0950
3.2800
15.02.2010
1.5074
2.0520
53.2248
0.0675
0.0911
0.0163
0.0245
0.0683
1.9900
3.2600
16.02.2010
1.5027
2.0532
53.8121
0.0679
0.0905
0.0167
0.0235
0.0684
1.9490
3.2000
17.02.2010
1.4975
2.0583
53.7021
0.0679
0.0911
0.0162
0.0236
0.0681
1.9200
3.2400
18.02.2010
1.5109
2.0499
52.4609
0.0680
0.0917
0.0159
0.0234
0.0680
1.9150
3.4200
19.02.2010
1.5163
2.0469
53.1914
0.0678
0.0925
0.0158
0.0230
0.0680
1.9860
3.3200
22.02.2010
1.5074
2.0522
52.9352
0.0678
0.0913
0.0159
0.0229
0.0680
1.9480
3.5000
23.02.2010
1.5231
2.0745
52.8631
0.0674
0.0920
0.0158
0.0227
0.0684
1.9160
3.4000
24.02.2010
1.5365
2.0812
53.0452
0.0676
0.0923
0.0159
0.0227
0.0690
1.9460
3.3000
25.02.2010
1.5389
2.0759
52.6308
0.0674
0.0927
0.0159
0.0228
0.0689
1.9630
3.2600
26.02.2010
1.5350
2.0846
52.1347
0.0677
0.0928
0.0157
0.0234
0.0685
2.0025
3.2400
01.03.2010
1.5342
2.0860
52.2418
0.0686
0.0924
0.0157
0.0237
0.0680
1.9820
3.3200
02.03.2010
1.5304
2.0693
52.4207
0.0690
0.0923
0.0158
0.0234
0.0678
1.9840
3.3600
03.03.2010
1.5312
2.0879
52.6676
0.0690
0.0928
0.0159
0.0239
0.0673
1.9610
3.4200
04.03.2010
1.5369
2.1005
52.6533
0.0690
0.0945
0.0152
0.0242
0.0677
1.8850
3.4000
05.03.2010
1.5372
2.0881
52.2925
0.0695
0.0944
0.0142
0.0241
0.0670
1.8950
3.3600
08.03.2010
1.5223
2.0788
51.6687
0.0691
0.0935
0.0144
0.0241
0.0665
1.8300
3.4200
09.03.2010
1.5314
2.0791
52.3813
0.0691
0.0946
0.0148
0.0236
0.0666
1.8570
3.4600
10.03.2010
1.5299
2.0796
53.2032
0.0693
0.0955
0.0150
0.0237
0.0664
1.8570
3.4200
11.03.2010
1.5275
2.0858
53.1642
0.0694
0.0954
0.0151
0.0242
0.0666
1.8640
3.4200
12.03.2010
1.5179
2.0881
52.0732
0.0693
0.0947
0.0145
0.0246
0.0667
1.9430
3.3600
15.03.2010
1.5199
2.0854
51.7268
0.0692
0.0947
0.0144
0.0241
0.0670
1.9550
3.3800
16.03.2010
1.5187
2.0808
52.2109
0.0689
0.0943
0.0143
0.0242
0.0671
2.0100
3.3400
17.03.2010
1.5079
2.0771
52.2742
0.0690
0.0931
0.0143
0.0259
0.0667
2.0225
3.4600
18.03.2010
1.5143
2.0708
52.0316
0.0689
0.0938
0.0145
0.0264
0.0669
1.9960
3.6000
19.03.2010
1.5233
2.0677
52.5648
0.0688
0.0937
0.0148
0.0260
0.0677
2.0375
3.5200
255
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
22.03.2010
1.5368
2.0771
52.9044
0.0688
0.0941
0.0146
0.0261
0.0673
2.0150
3.5200
23.03.2010
1.5357
2.0747
53.4790
0.0691
0.0936
0.0140
0.0261
0.0671
2.0325
3.5400
24.03.2010
1.5337
2.0511
54.1420
0.0689
0.0922
0.0137
0.0256
0.0672
1.9960
3.6400
25.03.2010
1.5333
2.0464
54.0304
0.0689
0.0918
0.0132
0.0260
0.0677
2.0375
3.8000
26.03.2010
1.5255
2.0409
54.4290
0.0691
0.0911
0.0132
0.0274
0.0677
2.1650
3.9000
29.03.2010
1.5225
2.0522
54.3481
0.0707
0.0908
0.0131
0.0270
0.0677
2.1475
3.9000
30.03.2010
1.5204
2.0509
54.4809
0.0709
0.0902
0.0131
0.0261
0.0676
2.1275
3.9200
31.03.2010
1.5146
2.0391
54.7061
0.0718
0.0903
0.0132
0.0264
0.0677
2.1350
3.9400
01.04.2010
1.5104
2.0381
54.7280
0.0712
0.0907
0.0132
0.0263
0.0676
2.1525
3.8600
02.04.2010
1.5095
2.0461
54.7062
0.0715
0.0914
0.0134
0.0259
0.0676
2.1425
4.0000
05.04.2010
1.5072
2.0317
55.1711
0.0713
0.0918
0.0134
0.0258
0.0676
2.1800
4.0200
06.04.2010
1.5031
2.0160
55.1711
0.0700
0.0943
0.0132
0.0261
0.0678
2.2450
4.0400
07.04.2010
1.4923
1.9950
55.6920
0.0707
0.0934
0.0134
0.0255
0.0672
2.2275
4.0200
08.04.2010
1.4965
1.9907
56.0411
0.0708
0.0931
0.0137
0.0247
0.0680
2.2100
3.9800
09.04.2010
1.4817
1.9849
55.9409
0.0710
0.0917
0.0139
0.0252
0.0668
2.1875
3.9200
12.04.2010
1.4779
2.0106
56.2603
0.0708
0.0913
0.0136
0.0255
0.0665
2.2425
4.0400
13.04.2010
1.4830
2.0154
55.2391
0.0709
0.0900
0.0134
0.0250
0.0664
2.2525
4.1200
14.04.2010
1.4730
2.0072
55.1466
0.0719
0.0920
0.0131
0.0254
0.0663
2.2400
4.0800
15.04.2010
1.4710
1.9944
55.4244
0.0716
0.0932
0.0132
0.0259
0.0663
2.1800
4.2000
16.04.2010
1.4675
1.9868
54.5765
0.0720
0.0926
0.0133
0.0257
0.0662
2.2150
4.2000
19.04.2010
1.4867
1.9978
54.4809
0.0719
0.0938
0.0130
0.0243
0.0666
2.2650
4.1200
20.04.2010
1.4805
1.9971
54.1740
0.0718
0.0923
0.0128
0.0251
0.0666
2.2550
4.1400
21.04.2010
1.4751
1.9786
55.0270
0.0715
0.0932
0.0129
0.0249
0.0666
2.2875
4.1800
22.04.2010
1.4740
1.9702
54.6657
0.0724
0.0942
0.0133
0.0242
0.0676
2.2850
4.1600
26.04.2010
1.4689
1.9585
55.0901
0.0737
0.0950
0.0133
0.0246
0.0676
2.1975
4.3000
27.04.2010
1.4741
1.9646
54.6892
0.0735
0.0960
0.0131
0.0238
0.0677
2.1825
4.4200
28.04.2010
1.4974
1.9759
54.4315
0.0737
0.0964
0.0129
0.0229
0.0680
2.2375
4.4800
29.04.2010
1.4794
1.9587
54.6770
0.0735
0.0952
0.0127
0.0216
0.0687
2.2075
4.3000
30.04.2010
1.4729
1.9602
54.2340
0.0728
0.0947
0.0126
0.0217
0.0679
2.1475
4.3000
03.05.2010
1.4852
1.9655
53.9881
0.0731
0.0958
0.0130
0.0227
0.0674
2.1575
4.2600
04.05.2010
1.4901
1.9563
54.6060
0.0729
0.0977
0.0126
0.0224
0.0675
2.1600
4.2200
05.05.2010
1.5085
1.9534
54.6648
0.0719
0.0993
0.0123
0.0228
0.0685
2.0650
4.0600
06.05.2010
1.5280
1.9522
54.2862
0.0719
0.1007
0.0128
0.0225
0.0689
1.9900
3.9800
07.05.2010
1.5592
1.9868
54.6084
0.0718
0.1027
0.0132
0.0216
0.0691
2.0100
3.9400
10.05.2010
1.5106
1.9649
54.8864
0.0710
0.0983
0.0130
0.0220
0.0712
1.9940
3.7200
11.05.2010
1.5271
1.9397
54.6979
0.0710
0.0978
0.0128
0.0207
0.0688
2.0000
4.0400
12.05.2010
1.5202
1.9280
54.6979
0.0715
0.0960
0.0126
0.0213
0.0681
1.8510
4.1400
13.05.2010
1.5096
1.9037
54.6979
0.0736
0.0948
0.0121
0.0199
0.0674
1.8200
4.3400
14.05.2010
1.5218
1.9010
54.9536
0.0725
0.0965
0.0120
0.0203
0.0670
1.6850
4.2600
17.05.2010
1.5359
1.8926
55.6253
0.0720
0.0962
0.0122
0.0200
0.0673
1.6290
4.1000
18.05.2010
1.5280
1.8965
55.3327
0.0721
0.0946
0.0120
0.0199
0.0674
1.9700
4.1200
20.05.2010
1.5716
1.9425
55.5196
0.0719
0.0946
0.0119
0.0203
0.0670
1.9400
4.2400
21.05.2010
1.5745
1.9703
54.9209
0.0722
0.0954
0.0122
0.0220
0.0675
1.9340
4.1000
24.05.2010
1.5636
1.9412
54.9237
0.0722
0.0948
0.0119
0.0210
0.0692
1.9310
4.1400
25.05.2010
1.5860
1.9390
54.7744
0.0718
0.0957
0.0111
0.0207
0.0701
1.8090
4.1000
26.05.2010
1.5717
1.9345
54.5897
0.0714
0.0944
0.0109
0.0214
0.0682
1.8170
3.9200
27.05.2010
1.5596
1.9142
54.5433
0.0718
0.0928
0.0111
0.0216
0.0694
1.8740
4.0400
28.05.2010
1.5503
1.9203
54.6977
0.0730
0.0923
0.0108
0.0199
0.0681
1.7620
4.1200
31.05.2010
1.5654
1.9260
54.5873
0.0733
0.0933
0.0112
0.0194
0.0670
1.7170
4.1200
01.06.2010
1.5788
1.9195
54.3622
0.0735
0.0918
0.0101
0.0198
0.0667
1.7590
4.1000
02.06.2010
1.5721
1.9222
54.5495
0.0732
0.0910
0.0089
0.0197
0.0668
1.7300
4.1200
03.06.2010
1.5648
1.9201
54.7751
0.0727
0.0894
0.0077
0.0211
0.0670
1.6000
4.1400
04.06.2010
1.5761
1.9157
55.2957
0.0725
0.0899
0.0076
0.0203
0.0662
1.6300
4.1400
07.06.2010
1.5925
1.9043
56.0812
0.0730
0.0914
0.0087
0.0204
0.0675
1.7390
4.0800
08.06.2010
1.5967
1.9058
55.5189
0.0726
0.0914
0.0082
0.0208
0.0676
1.7130
4.1000
09.06.2010
1.5917
1.9055
56.1522
0.0723
0.0913
0.0082
0.0205
0.0672
1.7400
4.0800
256
Tarih
USD
EUR
XAU
TRB3M
TRT2Y
EUT3Y
UST5Y
EB2034
UNCRDT
YKBNK
10.06.2010
1.5878
1.9129
56.6060
0.0723
0.0912
0.0078
0.0199
0.0671
1.6620
4.1400
11.06.2010
1.5716
1.9051
57.0235
0.0723
0.0907
0.0073
0.0202
0.0669
1.6470
4.1600
14.06.2010
1.5600
1.9071
57.2074
0.0722
0.0911
0.0075
0.0203
0.0670
1.6540
4.1600
15.06.2010
1.5686
1.9180
58.4255
0.0714
0.0912
0.0073
0.0197
0.0664
1.5600
4.2200
16.06.2010
1.5589
1.9164
59.9682
0.0715
0.0906
0.0069
0.0192
0.0666
1.5650
4.3200
17.06.2010
1.5555
1.9203
58.5090
0.0714
0.0902
0.0065
0.0192
0.0665
1.5930
4.2800
18.06.2010
1.5488
1.9176
59.8161
0.0715
0.0896
0.0067
0.0187
0.0662
1.6380
4.3400
21.06.2010
1.5427
1.9142
60.4211
0.0714
0.0892
0.0067
0.0179
0.0661
1.7040
4.3400
22.06.2010
1.5528
1.9086
60.0671
0.0713
0.0902
0.0062
0.0173
0.0655
1.7500
4.4400
23.06.2010
1.5569
1.9121
60.1986
0.0704
0.0900
0.0065
0.0174
0.0656
1.8400
4.5000
24.06.2010
1.5697
1.9293
60.6714
0.0702
0.0895
0.0069
0.0175
0.0657
1.9130
4.3800
25.06.2010
1.5739
1.9359
60.0906
0.0736
0.0908
0.0068
0.0176
0.0660
1.8770
4.4000
28.06.2010
1.5632
1.9313
60.8261
0.0735
0.0901
0.0068
0.0177
0.0660
1.8920
4.4200
29.06.2010
1.5736
1.9204
60.5940
0.0733
0.0902
0.0066
0.0178
0.0655
1.9410
4.4600
30.06.2010
1.5726
1.9278
59.6380
0.0732
0.0898
0.0066
0.0179
0.0661
1.9570
4.3400
257
Download