T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT PROGRAMI DOKTORA TEZİ TICARI BANKALARDA FON YÖNETIMI VE FON YÖNETIMINDE KARŞILAŞILAN FINANSAL RISKLER Şenil Işıl BÜYÜKAĞAOĞLU Danışman Doç. Dr. İlkin BARAY 2011 i ii Yemin Metni Doktora Tezi olarak sunduğum “Ticari Bankalarda Fon Yönetimi Ve Fon Yönetiminde Karşılaşılan Finansal Riskler” adlı çalışmanın, tarafımdan, bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı düşecek bir yardıma başvurmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin kaynakçada gösterilenlerden oluştuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmış olduğunu belirtir ve bunu onurumla doğrularım. Tarih ..../..../....... Şeniz Işıl BÜYÜKAĞAOĞLU İmza iii ÖZET Doktora Tezi Ticari Bankalarda Fon Yönetimi ve Fon Yönetiminde Karşılaşılan Finansal Riskler Şeniz Işıl BÜYÜKAĞOĞLU Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı Küreselleşen finansal piyasalar ve artan oynaklık bankaların kâr maksimizasyonu davranışını gerçekleştirirken bir takım risklerle karşı karşıya kalmasına neden olmaktadır. Bankaların fon yönetimleri getiri ve riski ilişkilendirmekte; bunların arasında optimum dengeyi kurmayı ve riskleri doğru analiz etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada bankalardaki nakit ve nakit benzeri varlıkların yönetimini gerçekleştiren fon yönetimlerinin karşılaştığı finansal risklerin açıklanması, hesaplanması ve sonuçların karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bankalarda fon yönetiminin en sık karşılaştığı finansal risk çeşidi, piyasa riskidir. Riske maruz değer, elde tutulan portföy ya da varlığın değerinde belli bir zaman dilimi içinde ve belli bir olasılıkla meydana gelebilecek maksimum değer kaybının öngörüsüne dayanan bir kavramdır. Çalışmada banka portföyünün piyasa riski parametrik riske maruz değer yöntemi kullanılarak hesaplanmıştır. Riske maruz değer analizinde hem sabit varyans hem de değişen varyans yöntemiyle ölçümle yapılmıştır. Değişen varyans ve sabit varyans ile hesaplanan riske maruz değerleri karşılaştırılmış ve oluşturulan modelin uygunluğu için geriye dönük test uygulanmıştır. Bunun yanı sıra marjinal riske maruz değer ve ortalama getiri sonuçlarına göre portföydeki hangi varlıklar için nasıl bir politika ya da strateji uygulanması gerektiği araştırılmıştır. Anahtar Kelimeler : Fon Yönetimi, Hazine Yönetimi, Riske Maruz Değer, Oynaklık, Geriye Dönük Test. iv ABSTRACT PHD Dissertation Treasury Management in the Commercial Banks and Financial Risks in Treasury Management Şeniz Işıl BÜYÜKAĞOĞLU Dokuz Eylül University Institute of Social Sciences Department of Economics Globalization of the financial markets and increase in the volatility, cause standing against with some type of risks in order to realize the profit maximization behavior of the banks. The treasury’s of the banks link income and risk, aim to establish the optimal balance between them and analyze the risks straightforward. The purpose of the study is to define and calculate the financial risks and compare the results, which the treasury’s execute the cash and cash alike assets in the banks are facing through. The most common type of financial risk for the treasury within the banks, is the market risk. Value at risk is a signification depending on the maximum value lost estimation, which could be revealed in value of the portfolio on hand or the asset within a certain time frame and possibility. In the study, market risk of the bank portfolio is calculated by use of parametric value at risk methodology. In value at risk analysis, the measurement is done either by fixed variance or variable variance methodology. Value at risk values calculated with the valuable variance and fixed variance are compared and due to the convenience of the model created, backtesting is applied. Moreover, regarding marginal value at risk and average income results it is investigated that, what kind of strategy or policy should have been implemented. Key Words : Fund Management, Treasury Management, Value at Risk, Volatility, Back Testing. v İÇİNDEKİLER Sayfa No YEMİN METNİ ................................................................................................................. ii TEZ ONAY SAYFASI ...................................................................................................... iii ÖZET…………... ...............................................................................................................iv ABSTRACT.........................................................................................................................v İÇİNDEKİLER ...................................................................................................................vi KISALTMALAR ............................................................................................................. xiii TABLOLAR LİSTESİ ......................................................................................................xvi ŞEKİLLER LİSTESİ ..................................................................................................... xviii EKLER LİSTESİ ..............................................................................................................xix GİRİŞ... ........………………………………………………………………………………1 BİRİNCİ BÖLÜM TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ VE FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ PİYASALAR I. PARA VE DÖVİZ PİYASALARININ TARİHSEL GELİŞİMİ .....................................3 II. KÜRESELLEŞMENİN BANKALAR ÜZERİNE ETKİSİ............................................6 III. TİCARİ BANKACILIK VE TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ .................7 A. Bankalarda Fon Yönetiminin Önemi ...........................................................................8 B. Bankalarda Fon Yönetiminin Amacı............................................................................9 C. Fon Yönetimi Anlayışının Değişimi .......................................................................... 11 D. Fon Yönetiminin Temel Fonksiyonları ...................................................................... 12 1. Likidite Yönetimi ................................................................................................... 12 a. Likidite Gereksinimini Belirleyen Etmenler ...................................................... 14 b. Vadeye Göre Likidite Yönetimi......................................................................... 15 (1) Kısa Vadeli Likidite Yönetimi ...................................................................... 16 vi (2) Orta Vadeli Likidite Yönetimi ...................................................................... 17 (3) Uzun Vadeli Likidite Yönetimi ..................................................................... 18 2. Risk Yönetimi ........................................................................................................ 18 3. Kârlılık Yönetimi ................................................................................................... 18 a. Fark (Spread) Yönetimi...................................................................................... 19 b. Menkul Değer Portföyü Yönetimi ..................................................................... 20 E. Fon Yönetimi Bölümlerinin Yapısı ............................................................................ 20 1. Döviz ve Para Piyasaları Bölümü .......................................................................... 21 a. TL Para Piyasası Bölümü ................................................................................... 22 b. Döviz Para Piyasası Bölümü .............................................................................. 23 c. Döviz İşlemleri Bölümü ..................................................................................... 24 2. Hazine Pazarlama Bölümü (Treasury Marketing Unit-TMU) ............................... 24 a. Şubeler FX Fiyatlama Bölümü........................................................................... 24 b. Şubeler Menkul Değer Fiyatlama Bölümü ........................................................ 25 c. Şubeler Türev Ürün Fiyatlama Bölümü ............................................................. 25 3. Sabit Getirili Menkul Değerler Bölümü ................................................................ 26 a. Ulusal Menkul Değerler Bölümü ....................................................................... 26 b. Uluslararası Menkul Değerler Bölümü ............................................................. 27 4. Türev Ürünler Bölümü........................................................................................... 27 IV. TÜRKİYE'DE FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ DÖVİZ, PARA VE SERMAYE PİYASALARI.............................................................................. 28 A. Döviz, Para ve Sermaye Piyasalarının Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi .................... 29 B. Türkiye’de Döviz Piyasaları....................................................................................... 30 1. Organize Döviz Piyasaları ..................................................................................... 30 2. Organize Olmayan Döviz Piyasaları ...................................................................... 33 a. Serbest Döviz Piyasası ....................................................................................... 34 b. Bankalararası Döviz Piyasası ............................................................................. 35 C. Türkiye’de Para ve Sermaye Piyasaları ..................................................................... 37 1. Organize Para ve Sermaye Piyasaları .................................................................... 38 a. TCMB Bankalararası Para Piyasası (Interbank Piyasası) .................................. 38 b. Devlet İç Borçlanma Senetleri Piyasası ............................................................. 40 vii c. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası ......................................................................... 44 (1) İMKB Kesin Alım-Satım Pazarı ................................................................... 44 (2) TCMB Repo-Ters Repo Piyasası .................................................................. 46 2. Organize Olmayan Para ve Sermaye Piyasaları..................................................... 49 a. Bankalararası TL Piyasası .................................................................................. 50 b. Bankalararası Repo Piyasası .............................................................................. 52 c. Bankalararası Tahvil Piyasası ............................................................................ 52 V. FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ ULUSLARARASI PİYASALAR ..................................................................................................................... 53 A. Uluslararası Döviz (FX) Piyasası ............................................................................... 53 B. Uluslararası Para ve Sermaye Piyasaları .................................................................... 55 1. Bankalararası Para Piyasası ................................................................................... 56 2. Amerikan Hazine Bono ve Tahvilleri .................................................................... 58 3. EURO-Piyasalar.. ................................................................................................... 59 4. Türev Piyasaları ..................................................................................................... 60 a. Organize Opsiyon Piyasaları .............................................................................. 61 b. Organize Olmayan Opsiyon Piyasaları .............................................................. 62 İKİNCİ BÖLÜM FON YÖNETİMİNDE KARŞILAŞILAN FİNANSAL RİSKLER VE FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER I. BANKACILIKTA RİSK YÖNETİMİ KAVRAMI, AMACI VE TÜRLERİ ............... 64 A. Bankacılıkta Risk Yönetimi Kavramı ........................................................................ 65 B. Bankacılıkta Risk Yönetiminin Amacı ...................................................................... 66 C. Bankacılıkta Risk Yönetimi Türleri ........................................................................... 66 II. BANKALARIN KARŞILAŞTIKLARI FİNANSAL VE FİNANSAL OLMAYAN RİSKLER ........................................................................................................................... 68 A. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Riskler ............................................................... 70 1. Piyasa Riski ............................................................................................................ 70 viii a. Kur Değişim Riski.............................................................................................. 71 b. Hisse Senedi Fiyat Değişim Riski...................................................................... 72 c. Alım-Satım Amaçlı Faiz Riski ve Yapısal Faiz Riski ....................................... 72 d. Emtia ve Kıymetli Madenler Riski .................................................................... 75 2. Likidite Riski ......................................................................................................... 75 3. Kredi Riski ............................................................................................................. 77 B. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Olmayan Riskler ................................................ 78 1. Operasyonel Risk ................................................................................................... 78 2. Diğer Finansal Olmayan Riskler ............................................................................ 79 III. BASEL KOMİTESİ’NİN RİSK YÖNETİMİ UYGULAMALARI ............................ 80 A. Basel I Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı .......................................................................... 80 B. Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı ......................................................................... 81 C. Basel II Uzlaşısında Piyasa Riskine Dönük Ölçüm Yaklaşımları.............................. 82 1. Standart Yaklaşım .................................................................................................. 83 a. Faiz Oranına İlişkin Sermaye Gereksinimi ........................................................ 83 b. Kur Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi ......................................................... 84 c. Hisse Senedi Fiyat Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi.................................. 84 d. Emtia Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi ...................................................... 84 e. Opsiyon Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi .................................................. 85 2. Piyasa Riskinde İçsel Ölçüm Yaklaşımları ............................................................ 85 IV. FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER ...................... 86 A. Geleneksel Risk Yönetimi……….. ........................................................................... 87 1. GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi ......................................................................... 87 2. Durasyon Analizi ile Riskin Ölçülmesi ................................................................. 89 3. Durasyon-GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi ........................................................ 91 B. Türev Ürünler ile Risk Yönetimi ............................................................................... 94 1. Vadeli Sözleşmelerin Risk Yönetiminde Kullanılması (Futures) .......................... 94 2. Vadeli Faiz ve Döviz Sözleşmelerinin Risk Yönetiminde Kullanılması ............... 95 a. Vadeli Faiz Sözleşmeleri (Forward Rate Agreement) ....................................... 95 b. Vadeli Döviz Sözleşmeleri (Forward) ............................................................... 96 3. Swap İşlemlerinin Risk Yönetiminde Kullanılması .............................................. 98 ix a. Faiz Swapı .......................................................................................................... 98 b. Döviz Swapı ....................................................................................................... 99 4. Opsiyonların Risk Yönetiminde Kullanılması .....................................................101 a. Opsiyon Türleri ................................................................................................101 b. Opsiyon Duyarlılığının Ölçülmesi ...................................................................104 c. Kârlılık Açısından Opsiyon Çeşitlerinin Değerlendirilmesi ............................105 C. RMD ile Risk Yönetimi ...........................................................................................107 1. Finansal Zaman Serileri ve Temel Özellikleri .....................................................108 a. Finansal Zaman Serilerine İlişkin Tanımlayıcı İstatistikler .............................109 b. Finansal Zaman Serisinin Dağılımı .................................................................113 c. Finansal Zaman Serilerinde Durağanlık...........................................................115 d. Tanısal Analizler ..............................................................................................118 (1) ARCH-LM Testi ........................................................................................118 (2) Otokorelasyon Testi ...................................................................................119 (3) Gecikme Uzunluklarının Belirlenmesi .......................................................121 2. RMD Hesaplamasında Kullanılan Parametreler ...................................................122 a. Elde Tutma Süresi ............................................................................................122 b. Örneklem Dönemi ............................................................................................123 c. Güven Aralığı ...................................................................................................123 d. Korelasyonun Belirlenmesi ..............................................................................124 e. Oynaklık Öngörü Yönteminin Belirlenmesi ....................................................125 3. Koşullu Değişen Varyans Modellerinin Türleri ...................................................126 a. Simetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri ...............................................127 (1) Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (ARCH) Yöntemi .........................128 (2) Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (GARCH) Modeli ..............................................................................................................131 (3) Entegre GARCH (IGARCH) Modeli .........................................................133 b. Asimetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri ............................................134 (1) Üslü GARCH (EGARCH) Modeli .............................................................135 (2) Doğrusal Olmayan GARCH (NGARCH) Modeli .....................................137 (3) Eşik GARCH (TGARCH) Modeli .............................................................138 x (4) Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü GARCH (APGARCH) Modeli.. ............139 4. RMD Ölçüm Yöntemleri ......................................................................................144 a. Parametrik RMD Ölçüm Yöntemi ...................................................................144 b. Marjinal Riske Maruz Değer (MRMD) Ölçüm Yöntemi ................................148 c. Tarihsel Simülasyon Yöntemi ..........................................................................150 d. Monte Carlo Simülasyon Yöntemi ..................................................................152 e. RMD Ölçüm Yöntemlerinin Karşılaştırılması .................................................153 (1) Opsiyon Risklerini Kapsayabilme Gücü ....................................................154 (2) Sonuçların Güvenirliği ...............................................................................154 (3) Farklı Varsayımlarla Kullanılabilme Esnekliği..........................................155 (4) Uygulama Kolaylığı ...................................................................................155 (5) Kullanıcılara Anlatma Kolaylığı ................................................................156 5. Model Sınama Testleri ..........................................................................................156 a. Stres Testleri.....................................................................................................157 b. Geriye Dönük Test ...........................................................................................159 6. RMD Ölçümlerine İlişkin Yapılan Çalışmaların Değerlendirilmesi ....................162 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BİR BANKA PORTFÖYÜNE İLİŞKİN PİYASA RİSKİNİN RMD YÖNTEMİ İLE ÖLÇÜMLENMESİ I. BANKA PORTFÖYÜNÜN TANITIMI ......................................................................170 II. BANKA PORTFÖYÜNDEKİ RİSK FAKTÖRLERİ ................................................177 III. OYNAKLIK ANALİZLERİ......................................................................................179 A. Analizde Kullanılan Veriler ve Yöntem ..................................................................180 1. Analizde Kullanılan Veri Seti ...............................................................................181 2. Analiz Yöntemi .....................................................................................................183 B. Tanımlayıcı İstatistikler............................................................................................184 C. Koşullu Değişen Varyans Modelleri ........................................................................188 D. Oynaklık Düzeylerinin Elde Edilmesi ve Karşılaştırılması .....................................193 xi IV. OYNAKLIĞA DAYALI RİSK ANALİZİ VE GERİYE DÖNÜK TEST ................194 A. Banka Portföyünün Risk Düzeyine Bağlı Kayıp Tutarları ......................................195 B. Geriye Dönük Test Sonuçları ...................................................................................200 V. BANKA PORTFÖYÜNÜN MARJİNAL RİSKE MARUZ DEĞERİ VE PORTFÖYDE YER ALAN VARLIKLARIN GETİRİSİ ...............................................201 A. Banka Portföyünde Marjinal Riske Maruz Değer Tutarı .........................................202 B. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi ................................................................204 SONUÇ ............................................................................................................................208 KAYNAKÇA ...................................................................................................................213 EKLER .............................................................................................................................234 xii KISALTMALAR ABD :Amerika Birleşik Devletleri ADF :Augmented Dickey Fuller AIC :Akaike Bilgi Kriteri APARCH :Asimetrik Güçlü ARCH APGARCH :Asimetrik Güçlü GARCH APİ :Açık Piyasa İşlemleri APKO :Aktif Pasif Komitesi ARCH :Otoregresif Koşullu Değişen Varyans BDDK :Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu BIS :Uluslararası Ödemeler Bankası CBO :Collateralized Bond Obligation CD :Mevduat Sertifikası CHF :İsviçre Frangı DF :Dickey-Fuller DİBS :Devlet İç Borçlanma Senetleri EB2034 :2034 Vadeli USD Cinsi Eurobond ECB :Avrupa Merkez Bankası EFT :Elektronik Fon Transferi EGARCH :Üssel GARCH ES :Beklenen Kayıp EUR :Euro EUT3Y :3 Yıllık EUR Cinsi Tahvil EWMA :Üssel Ağırlıklandırılmış Hareketli Ortalama Yöntemi FDA :Faize Duyarlı Aktifler FDP :Faize Duyarlı Pasifler FIGARCH :Kısmi Entegre GARCH FRA :Vadeli Faiz Anlaşmaları FRNS :Değişken Dalgalı Faiz FX :Döviz Alım-Satım xiii GARCH :Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans GBP :İngiliz Sterlini GDT :Geriye Dönük Test GED :Genelleştirilmiş Hata Dağılımı GEV :Genelleştirilmiş Uç Değer Dağılımı GPD :Genelleştirilmiş Pareto Dağılımı HYGARCH :Hiperbolik GARCH IGARCH :Entegre GARCH INTERBANK :TCMB Bankalararası Para Piyasası İMKB :İstanbul Menkul Kıymetler Borsası JB :Jarque-Bera Testi JPY :Japon Yeni LM :Lagrange Çarpanı MM :Para Piyasası MRMD :Marjinal Riske Maruz Değer NGARCH :Doğrusal Olmayan GARCH OTC :Tezgah Üstü İşlemler RMD :Riske Maruz Değer SC :Schwarz Kriteri ST :Student-t Dağılımı S-ST :Çarpık Student-t Dağılımı TBB :Türkiye Bankalar Birliği TCMB :Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TGARCH :Eşik GARCH TL :Türk Lirası TMU :Hazine Pazarlama Bölümü TRB3M :3 Aylık TL Cinsi Bono TRT2Y :2 Yıllık TL Cinsi Tahvil TSPAKB :Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşlar Birliği UNCRDT :Unicredit Bankası Hisse Senedi USD :Amerikan Doları xiv UST5Y :5 Yıllık USD Cinsi Amerikan Tahvili vd. :ve diğerleri VDMK :Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler VKG :Vadeye Kalan Gün XAU :Altın YKBNK :Yapı Kredi Bankası Hisse Senedi YP :Yabancı Para xv TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1. Likidite Yönetiminde Vadeye Göre Değişen Önem Sıralaması .......................... 16 Tablo 2. İMKB Tahvil-Bono Ekranına Emir İletim Limitleri ........................................... 45 Tablo 3. Faizlerdeki Değişimin Özkaynaklara Etkisi ........................................................ 93 Tablo 4. Türev Ürünlere İlişkin Temel Özelliklerin Karşılaştırılması .............................. 94 Tablo 5. Opsiyon Pozisyonunun Parametre Etkisi ..........................................................106 Tablo 6. Opsiyonun Kâr-Zarar Durumu ..........................................................................106 Tablo 7. APGARCH Modelinin Diğer Modellere Dönüştürülmesinde Parametre Kısıtları............................................................................................................................ 143 Tablo 8. BIS’in Geriye Dönük Test Ölçütleri ..................................................................161 Tablo 9. Kabul Edilebilir Sapma Sayıları ........................................................................161 Tablo 10. Banka Portföyünde Bulunan TL Bonolar ........................................................172 Tablo 11. Banka Portföyünde Bulunan Kuponlu–İskontolu Tahviller ............................173 Tablo 12. Banka Portföyünde Yer Alan USD Cinsi Uluslararası Tahviller ....................174 Tablo 13. Banka Portföyünde Yer Alan EUR Cinsi Uluslararası Tahviller ....................175 Tablo 14. Banka Portföyünde Yer Alan USD ve EUR Cinsi Eurobondlar .....................176 Tablo 15. Banka Portföyünde Yer Alan TL-YP Hisse Senedi Dağılımı .........................177 Tablo 16. Gösterge Olarak Kullanılabilecek Risk Faktörleri ..........................................178 Tablo 17. Tanımlayıcı İstatistikler ...................................................................................185 Tablo 18. Getiri Serilerinde ARCH Etkisinin Varlığının Araştırılması ..........................189 Tablo 19. Model Seçim Ölçütlerine Göre Uygun Dağılımın Seçimi...............................190 Tablo 20. APGARCH(1,1) Modeli Sonuçları..................................................................191 Tablo 21. Sabit ve Koşullu Değişen Varyans İle Elde Edilen Oynaklık Değerleri .........193 Tablo 22. Banka Portföyü: Pozisyon Tutarları ve Ağırlık Vektörü .................................195 Tablo 23. Finansal Varlıkların RMD Tutarına Katkıları .................................................195 Tablo 24. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Korelasyon Matrisi.........................197 Tablo 25. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Kovaryans Matrisi ..........................198 Tablo 26. Yeniden Düzenlenmiş Kovaryans Matrisi .......................................................199 Tablo 27. Banka Portföyüne İlişkin RMD Tutarları ........................................................199 Tablo 28. Kupiec LR Geriye Dönük Test Sonuçları........................................................200 xvi Tablo 29. Marjinal Riske Maruz Değer Tutarları ............................................................203 Tablo 30. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi........................................................204 Tablo 31. MRMD Sonuçlarından Hareketle Düzeltilmiş Portföy Ağırlıkları .................205 Tablo 32. Yeni Strateji İle Elde Edilen RMD Tutarları ...................................................206 Tablo 33. Değişen Portföy Ağırlıklarına Göre Varlıkların Getirisi .................................206 xvii ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1. Bankacılıkta Fon Yönetiminin Önem Sıralaması ...................................................9 Şekil 2. Geleneksel Fon Yönetiminden Çağdaş Fon Yönetimine Geçiş Süreci ................ 11 Şekil 3. Fon Yönetiminde Risk-Gelir Yönetimi ................................................................ 19 Şekil 4. TCMB Spot Döviz Piyasa Ekranı ......................................................................... 31 Şekil 5. TCMB Valörlü Döviz Piyasa Ekranı .................................................................... 32 Şekil 6. TCMB Döviz Depo Piyasa Ekranı ....................................................................... 33 Şekil 7. Bankalararası Döviz Alım-Satım Ekranı .............................................................. 35 Şekil 8. Bankalararası Piyasada En İyi Döviz Alım-Satım Kotasyonuna Sahip Bankaların Döviz Kotasyon Ekranı ...................................................................................................... 36 Şekil 9. TCMB Bankalararası Para Piyasası Ekranı .......................................................... 39 Şekil 10. TCMB Hazine İhale Sonuç Bilgi Ekranı ............................................................ 43 Şekil 11. İMKB Tahvil-Bono Ekranı ................................................................................. 45 Şekil 12. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Ekranı .................................................................. 48 Şekil 13. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Sonuç Duyuru Ekranı .......................................... 49 Şekil 14. Bankalararası TL Para Piyasası Ekranı ............................................................... 51 Şekil 15. Uluslararası Spot Çapraz Döviz Kuru Ekranı ..................................................... 54 Şekil 16. Uluslararası Para Piyasası Libor Ekranı ............................................................. 56 Şekil 17. Valörlü Para Piyasası İşlemleri Ekranı ............................................................... 57 Şekil 18. ABD Tahvil ve Bono Piyasası Ekranı ................................................................ 58 Şekil 19. Gelişmekte Olan Ülkelere İlişkin Eurobond Piyasası Ekranı ............................. 59 Şekil 20. Bankaların Karşılaştıkları Risklerin Sınıflandırılması........................................ 69 Şekil 21. Gelişmiş Piyasalardaki Finansal Risk Dağılımları ............................................. 69 Şekil 22. Faiz Oranlarındaki Değişimin GAP Etkisi ......................................................... 88 Şekil 23. Alım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ................102 Şekil 24. Alım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ................102 Şekil 25. Satım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ...............103 Şekil 26. Satım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu ...............103 Şekil 27. Finansal Varlık Getiri Serilerine İlişkin Histogramlar .....................................186 Şekil 28. Finansal Varlık Getiri Serileri ..........................................................................187 xviii EKLER LİSTESİ Ek Tablo 1. Kullanılan Veri Seti......................................................................................234 xix GİRİŞ Dünya’da özellikle 90’lı yıllardan itibaren etkisi hissedilen küreselleşme eğilimi, piyasalarda belirsizliğin artarak eskisinden daha büyük finansal risklerin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Finansal risklerin artmasının ana nedeni, uluslararası piyasaların giderek daha değişken olması ve piyasa fiyatlarının inişli çıkışlı bir gelişim izlemesi anlamına gelen piyasadaki oynaklık artışıdır. Dünya ekonomisinde yaşanan bu gelişmeler, bankacılıkta fon yönetiminin önemini artırmıştır. Bankacılıkta fon yönetimi getiri ve riski ilişkilendirmekte, bunların arasında optimum dengeyi kurmayı amaçlamaktadır. Çalışmada Basel Komitesi düzenlemeleri çerçevesinde sınıflandırılmış riskler dikkate alınmaktadır. Bankadaki fon yönetiminin nakit ve nakit benzeri varlıkların etkin yönetimini amaçladığı düşünüldüğünde, fon yönetimi bölümlerinin en sık karşılaştığı risk türü piyasa riskidir. Bu nedenle risk sınıflandırmasında faiz oranları, döviz kurları ve hisse senetlerinin fiyatlarındaki hareketlilikten kaynaklanan risk olarak tanımlanan piyasa riskine ağırlık verilmektedir. Bu çalışmada amaçlanan piyasa riski ölçümünde, içsel yöntem olarak yaygın şekilde kullanılan Riske Maruz Değer (RMD) yönteminin; gerçeğe çok yakın bir banka portföyünün piyasa riskinin ölçümünde kullanılmasıdır. Çalışmada toplam banka portföyünün RMD tutarının ve Marjinal RMD (MRMD) tutarının hesaplanması ve kullanılan modelin doğruluğunu test etmek amacıyla Geriye Dönük Test (GDT) ölçümleri yapılması amaçlanmaktadır. Genelleştirilmiş asimetrik üslü otoregresif koşullu değişken varyans yöntemi modelin içerisinde oynaklık faktörünü temsilen kullanılmaktadır. İlk bölümde ticari bankacılıkta fon yönetiminin amacı, önemi, fonksiyonları ve yapısı gibi açıklayıcı bilgilere yer verilmiştir. Daha sonrasında fon yönetimi işlemlerinin gerçekleştiği ulusal ve uluslararası döviz, para ve sermaye piyasalarının özellikleri açıklanmıştır. 1 İkinci bölümde risk kavramı, risk çeşitleri ve risk ölçüm yöntemleri inceleme konusu yapılmıştır. Bu bölümde finansal risk ölçüm yöntemleri hem geleneksel hem türev ürünler hem de RMD yöntemi için açıklanmıştır. Fon yönetiminde RMD’in önemi, RMD hesaplamasında kullanılan tüm yöntemler ve kullanılan tüm parametreler ayrıntılı olarak anlatılmıştır. RMD hesaplamasında kullanılan oynaklık hesaplamasında değişen varyans yaklaşımlarını içeren ARCH-GARCH ve türevi modellere yer verilmiştir. Oluşturulan modellerin güvenilirliğini sınamak için yapılan GDT de bu bölümde anlatılmıştır. Bölümde, ayrıca Basel II uzlaşısındaki piyasa riskine yönelik uygulamalara ve literatür araştırmalarına da yer verilmiştir. Üçüncü bölüm; RMD ölçüm yöntemi olan parametrik RMD ile banka portföyünün piyasa riskine ilişkin RMD hesaplanmasını, elde edilen sonuçların karşılaştırılmasını ve yorumlanmasını içermektedir. İlk olarak veri seti ve yöntem açıklanmış, ardından araştırma bulgularına yer verilmiş ve elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. Portföy için parametrik RMD yöntemiyle farklı elde tutma süreleri ve farklı güven aralıkları hesaplanmıştır. RMD hesaplamasında kullanılan oynaklık değeri olarak hem değişen varyansı içeren Asimetrik Güçlü GARCH (APGARCH) varyans hem de sabit varyans değerleri kullanılmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır. Modelin doğruluğu Geriye Dönük Test (GDT) ile kontrol edilmiştir. Son olarak MRMD ve ortalama getiri sonuçlarına göre alınan riskler karşısında yeterli getirinin elde edilip edilmediği ölçülmekte ve riski en etkili şekilde azaltmak için hangi varlıkların portföydeki ağırlığının değiştirilmesi gerektiği araştırılmıştır. 2 BİRİNCİ BÖLÜM TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ VE FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ PİYASALAR Finansal piyasalarda artan küreselleşme eğilimi birçok yeni piyasa ve ürünün ortaya çıkmasına neden olmuş ve bankaların fon yönetimi bölümlerini daha önemli hale getirmiştir. Günümüzde para akımları tümüyle kontrol edilememekte ve paranın yönetimi giderek zorlaşmaktadır. Paranın kontrolünde ortaya çıkan bu güçlükler, finansal piyasaların daha kırılgan olmasına ve finansal risklerin artmasına neden olmaktadır. Özellikle 90’lı yıllarda bankanın nakit ve nakit benzeri varlıklarını yöneten fon yönetimi bölümleri önemli bir kâr merkezi haline gelmiştir. Ancak fon yönetiminin tek amacı kârlılık değildir. Bankacılıkta fon yönetimi getiri ve riski ilişkilendirmekte, bunların arasında optimum dengeyi kurmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla ulusal ve uluslararası piyasalarda para, döviz ve sermaye piyasalarında işlemler yapmaktadır. I. PARA VE DÖVİZ PİYASALARININ TARİHSEL GELİŞİMİ Birinci Dünya Savaşı’na kadar ülkelerin para birimleri arasındaki değişim oranlarının standart birim olan altına bağlandığı bir sabit döviz kuru sistemi olan altın standardı sistemi kullanılmıştır. Sabit altın pariteleri, banknotların altın karşılığında geri alınması zorunluluğu nedeniyle bir sabit döviz kuru sistemi yaratmıştır. Birinci Dünya Savaşı’na kadar devam eden bu sistem, savaşla birlikte (1918-1939) büyük darbe almıştır. Uluslararası piyasalarda yaşanan kargaşa, Bretton Woods (1944) sisteminin kurulmasına neden olmuştur. Bretton Woods sabit kur sisteminde tüm ulusal paralar Amerikan Dolarına (USD) belirli bir parite ile bağlanmıştır. Bu arada USD de belirli ağırlıktaki altına eş değer olarak sabitlenmiştir. Bretton Woods sistemine göre, her para 3 birimi için diğer paralar karşısında bir değişim oranı belirlenmektedir. Sözleşme ayarlanabilir sabit döviz kuru anlayışı çerçevesinde uluslararası para sistemine bir istikrar kazandırmış ve USD’yi rezerv para konumuna getirmiştir. Ancak Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) dış ticaret açığının hızla artması, ülkenin altın rezervlerini de eritmiştir. Bu nedenle alacaklı yabancı merkez bankalarının elinde tuttukları USD’yi altına dönüştürme olanağı ortadan kalkmıştır. 1971 yılında çöken para sistemini kurtarmaya yönelik olarak yapılan Smithsonian Sözleşmesi ile ülke paralarının %1 olan aşağı yukarı oynama sınırı %2.25’e çıkarılarak bir esneklik sağlanmaya çalışılmıştır. Ayrıca Smithsonian Sözleşmesi; USD’nin altına konvertibilitesini kaldırmış ve ABD’nin ödemeler bilançosu sorunununa esneklik sağlamıştır. Ancak 1973 yılının mart ayı başında USD çökmüş ve piyasalarda panik yaşanmıştır. Yaşanan petrol şoku ve çöken para sistemi, fiyat dalgalanmaları olarak tanımlanan finansal riski ortaya çıkarmıştır1. 1929’da Amerikan borsasının çökmesiyle başlayan ve İkinci Dünya Savaşı sonrasına kadar kendini hissettiren Büyük Buhran’ın dalgalarını durdurmak için dünya ekonomik sistemi sabit kur ve sermaye kontrolü üzerine kurulmuştur. 1940 ile 1970 arasındaki dönemde izlenen bu politikalar yeni krizlerin oluşmasını önlemiştir. Küreselleşme 1970’li yıllarda başlamış ve 1980’li yıllardan sonra ise hız kazanmıştır. 1970’lerin başından itibaren faizler üzerindeki kısıtlamaların kalkması, döviz denetimlerinin azalması, bilgi teknolojisinin gelişmesi ve finansal liberalizasyonun yayılması bankacılık sektöründe rekabeti artırmış ve bankaların yeni ve daha riskli alanlara yönelmesine neden olmuştur. Bankacılığın son yüzyıldaki gelişimine bakılırsa İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1970’lere kadar daha az banka krizine rastlandığı görülmektedir. Bunun en önemli nedeni, bankaların bu dönemde işlevlerinin ve işleyişlerinin çok farklı oluşudur. Bankalararası rekabetin oldukça düşük olduğu bu dönemde faizler hükümetlerin denetimi 1 Sadi Uzunoğlu, Para ve Döviz Piyasaları, Mida Institute, Istanbul, 2000, s. 13. 4 altında kalmış, bankalar tarafından belirlenememiştir2. Dünyada özellikle 1970’li yıllardan başlayarak yaşanan bu küreselleşme eğilimi, tüm ülkeleri etkiler hale gelmiştir. Artık uluslararası olanaklar tüm ekonomileri dışa açılmaya itmiştir. Mal, hizmet ve sermaye akışının serbestleşmesi ve büyük hacimlere ulaşması, çeşitli riskleri de beraberinde getirmiştir. Özellikle sermaye hareketlerinin baş döndürücü hızla artması, farklı nitelikteki finansal işlemleri ortaya çıkartmıştır. Uluslararası finansal piyasalar 1980 ve 1990’lı yıllarda bir geçiş dönemi yaşamıştır. Bir taraftan karmaşık işlemlerin ortaya çıkması piyasalarda belirsizliği artırırken, öte yandan dinamik ve rekabetçi finans sektöründeki piyasa katılımcıları eskisinden daha büyük risklerle karşı karşıya kalmışlardır3. Tüm dünyadaki piyasalar, sermayenin serbest dolaşımındaki engelleri aşamalı olarak ortadan kaldırarak daha geniş bir piyasa şekline dönüşmüşlerdir. Bu durum; dünyanın bir bölgesinde ortaya çıkan sorunların, başka bir bölgedeki piyasalara ve yatırımcılara hemen yansıması gibi bir olguyu da beraberinde getirmiştir. Son yıllarda yaşanan 1997 Rusya ve 1998 Asya ve 2009 yılında, özellikle gelişmiş ülkelerin bankacılık sektörlerinde kredi ve likidite sorunlarını içeren küresel finansal kriz bunun en güncel örnekleridir. Finansal risklerin artması, uluslararası piyasaların giderek daha değişken olmasına da bağlıdır. Piyasa fiyatlarının ve göstergelerin inişli çıkışlı bir seyir izlemesi anlamına gelen piyasadaki oynaklık, finansal riskin ana kaynaklarından biridir4. Piyasadaki oynaklık artığında, piyasa katılımcıları daha büyük belirsizlik ve risklerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Dünya ekonomisinde yaşanan bu gelişmeler, dünya finans sistemi içerisinde birbiriyle çok yakın ilişkisi olan para, döviz ve sermaye piyasalarını ve buna bağlı olarak bankacılıkta fon yönetimi bölümlerini önemli bir konuma getirmektedir. 2 Frank Fabozzi ve Franco Modigliani, Capital Markets Institutions and Instruments, 3rd Edition, Prentice Hall, New Jersey, 2004, s. 18. 3 Van Hennie Greuning ve Philippe Jorion, “Türk Bankacılık Sektöründe Risk Yönetimi”, Seminer Notları, Dünya Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği, 2000, ss. 49-50. 4 Philippe Jorion, Orange County Case: Using Value at Risk to Control Financial Risk, Prentice Hall, New Jersey, 2000, ss. 63-67. 5 II. KÜRESELLEŞMENİN BANKALAR ÜZERİNE ETKİSİ Sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, kambiyo kontrollerinin büyük ölçüde kaldırılması ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, finansal piyasalarda belirgin bir küreselleşmeye yol açmıştır. Küreselleşme bankalar üzerinde kaynakları, işlemleri, örgütlenmeleri ve taşınanan riskler açısından etkili olmuştur. Bu etkilerin bazıları şöyle özetlenmiştir5: • Yurtdışı pazarlardan kaynak sağlama olanağının artması sonucu bankaların kaynak yapısı değişmiştir. Banka kaynaklarının arasında uluslararası pazarlardan sağlanan kaynakların payı artmıştır. Bankalar tarafından yabancı para (YP) cinsinden ödünç verilebilir fonlarının artması, kur riskini azaltmak için bu fonların YP olarak plase edilmesi; bankaların varlık ve kaynak yapılarının ulusal para ve YP olarak dağılımını değişmiştir. • Kısa süreli spekülatif sıcak para hareketleri artmıştır. Finansal pazarda vadeler kısalmış, ancak sıcak para olarak nitelendirilen kısa vadeli spekülatif fonların ağırlığı artmıştır. Vade kavramı, işlemin bitiş tarihini ifade etmektedir. Spekülatif amaçlı fonların giriş ve çıkışı banka kaynaklarında dalgalanmaya yol açmıştır. • Bankalarda kur ve faiz riski artmıştır. Bankaların kaynak ve varlıkları arasında YP ile olanların paylarının artması, faiz değişkenliği ile birleştiğinde bankaların risklerini artırmaktadır. • Fon yönetimleri, bir kâr merkezi haline gelmiştir. Faiz oranlarında oynaklık, döviz kurlarında dalgalanma, vadelerin kısalması, sıcak para hareketleri bankada likidite yönetimini karmaşık hale getirerek zorlaştırmakla beraber fon yönetimini kâr (ya da zarar) merkezi haline getirmiştir. • Bankalar korunma tekniklerini daha yaygın olarak kullanmaya başlamışlardır. Bankalar kambiyo ve sermaye piyasalarındaki belirsizliği ve faiz dalgalanmalarının getirdiği riski azaltmak için korunma tekniklerini daha yaygın 5 Öztin Akgüç, Banka Yönetimi ve Performans Analizi, Arayış Basım ve Yayıncılık, İstanbul, 2007, s. 13. 6 olarak kullanmaya başlamıştır. Bu nedenle bankaların bilanço altı işlemleri artmıştır. Bunun en önemli nedeni de korunma teknikleri kullanımının artmasıdır. III. TİCARİ BANKACILIK VE TİCARİ BANKALARDA FON YÖNETİMİ Genel olarak halktan mevduat toplayan finansal kuruluşlar, banka olarak tanımlanabilirler. Bunlardan faaliyetlerini kısa vade ile sınırlayanlar ticari bankalar; uzun vade ile sınırlayanlar ise tasarruf bankaları olarak isimlendirilmektedir. Ancak, gerçek hayatta tamamen bir ticari banka ya da tamamen bir tasarruf bankası görmek neredeyse olanaksızdır. Günümüzde bankaların tümü hem kısa hem de uzun vadeli mevduat kabul etmekte ve bu kaynakları kısa ve uzun vadeli aktiflere yatırmaktadırlar. Ticari banka; likidite ve sermaye gereksinimini göz önünde bulundurarak mevduat kabul eden, fon satın alan ve bu kaynakları firma ve şahıslara kısa ve uzun vadeli kredi olarak aktaran, uzun vadeli devlet tahvili ile özel sektör tahvilleri gibi finansal yatırım araçlarına yatıran finansal kuruluşlardır. Ticari bankalar iki temel özelliğe sahiptir; bunlar bilanço büyüklüğüne oranla sermaye miktarlarının çok küçük olması ve pasiflerinin talep edildiği anda sahibine ödenmek durumunda olmasıdır. Bu nedenle ticari bankalar likidite ve iflas riskiyle karşı karşıyadırlar. Ticari bankalar finansal sektörde iki işlevi yerine getirirler. Bunlar kaydi para yaratma işlevi ve finansal aracılık işlevleridir. Birinci işlevi nedeniyle para arzını etkileyebilen ticari bankalar, ikinci işlevleriyle de fon arz ve talep edenler arasında köprü görevi görürler. Bu görev nedeniyle riske, vadeye ve likiditeye aracılık etmekte, bu nedenle bazı risklere maruz kalmaktadırlar. Bankaların fon yönetimi bölümleri ise aktif-pasif yönetiminin bir parçasıdır. Özellikle bankanın likiditesini olabildiğince az maliyetle sağlamak üzere, müşteri işlemlerinin dışında para ve sermaye piyasası araçları üzerine işlem yapılmaktadır. Fon yönetiminde nakit ve nakit benzeri varlıkların yönetimi ile ilgilenilmektedir. Fon 7 yönetimi bölümü bankadaki tüm döviz, para ve sermaye piyasası işlemlerini gerçekleştirmektedir. Küreselleşme süreci ile bankalardaki fon yönetiminin önemi ve öncelikleri değişmektedir. A. Bankalarda Fon Yönetiminin Önemi Ticari bankalardaki fon yönetimi bölümü ile hazine yönetimi aynı anlamda kullanılmaktadır. Dünyada özellikle 90’lı yıllardan itibaren uluslararası bankacılık ve buna bağlı olarak bankacılıkta fon yönetiminin önemi artmıştır. Finansal kesimdeki libarelleşme ile faizlerde, döviz kurlarında ve menkul değer fiyatlarında önemli dalgalanmalar görülmeye başlanmıştır. Finansal araçların fiyatlarındaki bu dalgalanmalar, finansal risklerin artmasına neden olmuştur6. Bankalar, değişen piyasa şartları ve küreselleşme ile önemli yapısal değişikliğe uğramışlardır. Bankalarda yapısal değişikliğin en çok gerçekleştiği alan fon yönetimi (hazine) bölümü olmuştur. Yapısal değişim banka yönetiminde yeni tekniklerin, piyasaların ve türev finansal ürünlerin kullanılmasını zorunlu kılmıştır. 1980 sonlarında, Türk bankaları fon yönetimi departmanı oluşturmaya, TL ve döviz varlıklarını verimli bir şekilde yönetmeye başlamışlardır. 1986 yılında kurulan TCMB Interbank piyasası, Türk bankacılığında fon yönetimini fiilen ve resmen başlatan bir piyasa olmuştur. Türkiye’de de 80 sonlarında, bankalarda oluşturulmaya başlanılan fon yönetimi bölümleri aracılığıyla alım-satım odalarında (dealing room) uluslararası para, döviz ve sermaye piyasaları yakından takip edilmekte ve gelişmeler değerlendirilerek gerekli pozisyonlar alınmaktadırlar. Bankacılıkta fon yönetiminden temel olarak, nakit ve nakit benzeri değerlerin yönetilmesi anlaşılmaktadır. 6 John C. Hull, Risk Management and Financial Institutions, Prentice Hall, New Jersey, 2007, s. 8. 8 Şekil 1. Bankacılıkta Fon Yönetiminin Önem Sıralaması STRATEJİK Yönetim Kurulu düzeyinde sorumluluk ANALİTİK Finansal Risk Yönetimi Likidite Yönetimi YÖNETSEL YÖNETSEL FX Pozisyon Takibi Bankalararası İlişki Yönetimi Kaynak: Cyrstal Pozin, “Treasury Evolves”, Journal of Strategic Treasury, Vol:1, 2006, ss. 31-36. Fon yönetimlerinin önemi sırasıyla yönetsel, analitik ve stratejik olmak üzere üç temel alanda görülmektedir. Gelişen ve değişen ekonomik koşullara bağlı olarak, fon yönetimlerinin de önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bankalarda fon yönetiminin artan önemi ağırlıklı olarak risk yönetimi kaynaklıdır ve risk yönetimine bağlı olarak genişleyen sorumluluk alanı, fon yönetimine yönetsel ve analitik işlevlerinin yanısıra stratejik bir önem de kazandırmaktadır7. B. Bankalarda Fon Yönetiminin Amacı Bankacılıktaki gelişmeler, bankaların kârlılıklarına yapılan katkının yanısıra, sektöre yeni riskler de getirmiştir. Bu riskler içerisinde kur, faiz ve likidite risklerinin önemi artmış; likidite ve nakit yönetimi büyük önem kazanmıştır. Bankanın genel müdürlük bünyesinde yer alan fon yönetimi bölümünün temel görevi bankanın likiditesini ve piyasa koşullarından kaynaklanabilecek faiz ve kur risklerini en iyi şekilde yönetmektir. Bu işlemler doğrultusunda bankacılıkta fon yönetiminin başlıca beş amacı bulunmaktadır8: 7 8 Cyrstal Pozin, “Treasury Evolves”, Journal of Strategic Treasury, Vol:1, 2006, ss. 31-36. Jack C. Francis, Investments: Analysis and Management, McGraw Hill, London, 2000, s. 10. 9 • Likidite Yönetimi: Bankaların likidite yönetimi çok önemli ve yaşamsal niteliktedir. Bankaların herhangi bir ödeme taahhüdünü ya da mevduat çekilişine yönelik talepleri karşılayacak güçte olması gerekmektedir. Gerekenden az likidite tutmak aktifler nakde çevrilirken değer kaybetmesine, kısa vadeli borçlanmada maliyetin yüksek olmasına ve müşteri taleplerinin karşılanamaması durumunda güven kaybına neden olmaktadır. Gereğinden fazla likidite tutmak ise gerekli yatırımların yapılmamasından kaynaklanan kâr kaybına neden olmaktadır. • Kârlılık Sağlama: Bankaların fon yönetimlerinin en önemli amaçlarından biri de kâr sağlamaktır. Bankanın aktif-pasif dengesinin iyi kurularak, faiz gelir-gideri arasındaki fark yönetiminin sağlıklı yapılması amaçlanmaktadır. • Risk Yönetimi: Bankaların özsermaye yeterliliklerini ve güvenilirliklerini kaybetmeleri, karşılaşabilecek önemli risklerdendir. Aktifte değer kaybına yol açabilecek en önemli riskler faiz oranı, kur ve alacak riskleridir. Bankacılıkta faaliyetini risksiz sürdüren banka yoktur, ancak bu risklerin ölçülebilir ve yönetilebilir olması önemlidir. Bankalarda risk yönetimi sadece finansal risklerin olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla değil, kâr sağlamak için de yapılmaktadır. • Esneklik: Beklenmedik durumlara karşı bankaların vade, miktar ve döviz cinsi çeşitliliği yaratarak bankanın zararını azaltabilecek ve kârlılığını artırabilecek esnekliğe sahip olması gerekmektedir. Dolayısıyla fon yönetimi tarafından alınan pozisyonlarda bu çeşitliliğe dikkat edilmektedir. • Yasal Düzenlemeler: Bankaların ellerinde tutmak zorunda oldukları ya da ayırmak zorunda oldukları varlık ve özsermaye tutarları yasalarla belirlenmiştir. Disponibilite ve munzam karşılık gibi fon yönetiminin alanına giren konularda gerekli düzenlemeyi sağlamaktadır. Bankacılıkta likidite, kârlılık ve risk arasındaki dengeyi sağlamak önemlidir. Fon yönetiminde amaçlanan, bu üç faktör arasındaki optimum noktanın yakalanmasıdır. Çünkü ticari bankalar kâr etme amacı taşımakta, ancak özsermayeden çok, ödünç alınan fonlarla varlıklarını devam ettirmektedirler. Mevduat olarak ödünç alınan fonların geri talep edilmesi halinde likidite yaşamsal önem kazanmaktadır. 10 Bankanın aktiflerinin vadesi pasiflerinin vadesinden uzun ise, karşılaşılan mevduat çıkışında banka ciddi bir likidite sıkıntısına düşebilir9. Oysa pasiflerinin vadesi aktiflerinin vadesinden uzun olan bir banka, gelecek mevduat talebini karşılayabilecek güçte olmaktadır. Ticari bankalar için likit kalmanın maliyeti de yüksektir. Bu nedenle bankaların likidite gereksinimlerini karşılarken, kârlılığın yanısıra riskin de dikkate alması gerekmektedir. C. Fon Yönetimi Anlayışının Değişimi Finansal piyasalar gibi bankaların fon yönetimi bölümü de dinamik bir yapıda olup ekonomideki değişimlere uyum sağlamaktadır. Bu anlamda da bankalardaki fon yönetimi bölümlerinin önem verdiği konuların önceliği değişmektedir. Geleneksel anlamdaki fon yönetiminin en önemli fonksiyonu likidite yönetimi iken, küreselleşme ile değişen ve gelişen süreçte modern fon yönetiminin en önemli fonksiyonu risk yönetimi olmaya başlamıştır10. Şekil 2. Geleneksel Fon Yönetiminden Çağdaş Fon Yönetimine Geçiş Süreci Çağdaş Risk Yönetimi Likidite Yönetimi Nakit Varlıkların Yönetimi Geleneksel Kaynak: Bruce Lynn, “Managing the Modern Treasury”, Journal of Corporate Treasury Management, Vol.:3, 2008, ss. 211-218. 9 Peter Knight, “Five Effective Principles For Global Cash Management”, Journal of Gtnews, July, 2007, s. 4. 10 Bruce Lynn, “Managing the Modern Treasury”, Journal of Corporate Treasury Management, Vol:1(3), 2008, ss. 211-218. 11 Geleneksel bakış açısında fon yönetimi, nakit giriş-çıkışlarını gösteren operasyon ve muhasebe bölümünün bir alt bölümü gibi görülmektedir. Ancak artan küreselleşme ile likidite yönetimi ve risk yönetiminin optimal düzeyde kullanımının önemini artmış ve bu durum tüm dünya genelinde bankalarda fon yönetiminin içeriğini geliştirmiş, değiştirmiş ve önemli hale getirmiştir. Dünyadaki küreselleşme süreci ile birlikte bankalardaki fon yönetimlerinin önceliği olan konu nakit giriş-çıkış takibinden çok, risk yönetimi olmuştur. Fon yönetimindeki geleneksel yapıdan modern yapıya geçiş sürecinde en önemli odak noktası, risk yönetimi olarak görülmektedir. D. Fon Yönetiminin Temel Fonksiyonları Ticari bankalarda bireysel bankacılık, krediler, ticari bankacılık gibi bir bölüm olmasına karşın, bankanın yaşamsal önem taşıyan işlemlerinin fon yönetiminin temel fonsiyonları içerisinde olması, fon yönetiminin önemini diğer bölümlere göre artırmaktadır. Fon yönetiminin temel işlevleri; etkin risk yönetimi yapmak, yatırım portföyünün kontrolünü ve yönetimini yapmak, üst yönetimin Aktif- Pasif Komitesi (APKO) kararlarını uygulamak, bankanın likiditesini yönetmek ve üst yönetime kısa ve uzun vadeli yatırım stratejileri geliştirmektir11. Fon yönetimi bölümü bankanın likiditesini, nakit akışını, menkul değer portfoyünü ve döviz rezervlerini etkin şekilde yönetmekle sorumludur12. Bu sorumlulukların yanı sıra, kaynak ve yükümlülük kalemlerini yönetme konusunda alınan kararları da uygulamak da görevleri arasındadır13. 1. Likidite Yönetimi Sıcak para hareketleri, vadelerin kısalması, faiz oranlarında dalgalanma, faiz riskinin artması, para politikasında kullanılan araçlardaki değişim; likidite yönetiminin önemini artırmıştır. Zorunlu ya da yasal karşılık oranlarının yükümlülüklere karşı elde tutulacak likit değerler (disponibilite) oranlarının düşürülmesi, merkez bankalarının 11 Hull, s. 10. Lynn, ss. 211-218. 13 Sarah Jones, JP Morgan Chase at Sibos, Goldes Publishing Co., Boston, 2007, s. 35. 12 12 bankalara açmış oldukları reeskont ve avans kredilerin azalması, bankalarda likidite yönetimini daha karmaşık hale getirmiştir14. Likidite yönetiminde temel ilke; bankanın olası tüm koşullarda net nakit açığı vermeden yükümlülüklerini yerine getirme olanağına sahip olmasıdır. Likidite yönetiminde banka hem güvenliği hem de kârlılığı düşünmelidir. Bankanın elinde yeterli likit değer bulundurması, likidite riskini azaltır. Ancak aşırı likit olmanın da alternatif maliyeti vardır15. Bankalarda nakit giriş-çıkışı belirli ve eşanlı olsaydı, likidite yönetimi bu denli önemli olmayabilirdi ancak uygulamada bankalarda varlıklar ve yükümlülükler vadesi arasında ciddi bir vade uyumsuzluğu görülmektedir. Özellikle 80’li yıllardan itibaren buna ek olarak, faiz uyumsuzluğu da görülmektedir. Bankaların faize duyarlı varlıklarının, faize duyarlı yükümlülüklerinden fazla olduğu dönemde faizlerin düşmesi, bankanın zarara uğramasına neden olabilmektedir. Bankalarda likidite yönetimi iki türlü sağlanabilir. Bu kaynaklardan biri varlık (aktif) yönetimi, diğeri de yükümlülük (pasif) yönetimidir. Likidite yönetiminde varlık yönetimi yoluyla likidite yönetimi için; likit değerler birinci derece ve ikinci derece olmak üzere ikiye ayrılır. Bankanın birinci derece likit varlıkları nakit ve nakit benzerlerinden oluşur. Bunlar; banka bilançosunda yer alan kasa, efektif deposu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) serbest tevdiatı, yoldaki paralar, vadesi gelmiş menkul değerler, bankalardaki mevduat ve bankalararası para piyasasından kısa vadeli alacaklar olarak sayılabilir. Birinci derece likit varlık tutulmasının nedeni, yükümlülüklerini zamanında yerine getirebilmektir. Birinci derece likit varlıklar, zorunlu karşılık oranının üzerinde kalan kısmıdır. Bu varlıkların sağladıkları gelir oldukça düşük sayılmakta, bu nedenle bankalar birinci derece likit varlıkları olanaklı olduğu ölçüde düşük tutma çabası taşımaktadırlar. 14 15 Akgüç, s. 450. Jones, s. 36. 13 İkinci derece likit varlık ise değer kaybetme riski az olan, kısa vadeli ve yüksek gelir sağlayan varlıklardır. İkinci derece likit varlığın en önemli örneği devlet iç borçlanma senetleridir (DİBS). DİBS’in yanısıra, özel kesimin çıkardığı menkul değerler ve finansman bonoları da bu kapsamda yer almaktadır. İkinci derece likit varlıkların tutulmasının nedeni; birinci derece likit varlıkların yetersiz kalması durumunda, yükümlülükleri zamanında yerine getirebilmek için paraya çevrilip yükümlülükleri karşılamaktır. Ancak DİBS gibi ikinci derece likit varlıkların sığ piyasalarda ve finansal kriz dönemlerinde paraya çevrilmesi olduça zorlaşmakta ve önemli değer kayıpları oluşabilmektedir. Türkiye’de 2000-2001 yıllarında görülen kriz döneminde bankacılık sektörünün yaşadığı zor dönem, DİBS’in değer kaybının oldukça yüksek olabileceğini ve bankanın ciddi likidite problemi yaşamasına neden olabileceğini göstermektedir. Likidite yönetiminde pasif yönetimi yoluyla likidite yönetimi; bankalararası para piyasasından, diğer banka ve finansal kurumlardan, Merkez Bankası’ndan fon alınması yolu ile ya da mevduat sertifikası (MS) gibi para piyasası araçları çıkarılması yolu ile gerçekleştirilebilmektedir. Pasif yönetimi yoluyla likidite yönetimi yapılabilmesi için piyasanın sığ olmaması ve gelişmiş para piyasalarının varlığı gerekmektedir. Türkiye’de bankalararası para piyasasının oluşması ile TCMB kaynaklarına olan gereksinim azalmıştır. Reeskont faizleri, piyasa faizinden yüksek uygulanırsa bankalar piyasadan borçlanır ve TCMB’ye olan borçlarını öder; ya da reeskont faizi, piyasa faizinden düşük ise TCMB’den borçlanır ve parayı bankalararası piyasaya plase ederler. Ancak Türkiye’deki bankalararası piyasanın hala sığ bir piyasa olması ve bankaların MS çıkarma olanaklarının sınırlanması nedeniyle, pasif yönetimi yoluyla likidite yönetimi çok sık rastlanan bir durum değildir. a. Likidite Gereksinimini Belirleyen Faktörler Likidite gereksinimini belirleyen başlıca faktörler; bankanın mevduat yapısı, kısa vadeli sermayenin banka varlıkları içerisindeki payı, TCMB’nin izlediği politikalar, 14 bankalararası piyasanın derinliği ve piyasadaki likidite riskidir16. Bankanın mevduat yapısı; mevduatın vadesi, dağılımı, türü ve hızından etkilenmektedir. Mevduat artış hızı düzgün, ortalama vadesi uzun, tasarruf mevduatı görece fazla olan, çok sayıda hesaba dağılmış ve vadeli mevduatı daha çok olan bankalar; likidite yönetiminde daha az likit varlıkla faaliyetlerini devam ettirebilirler. Kısa vadeli spekülatif sermayenin banka varlıkları içerisindeki payının yüksek olması, piyasadaki kısa dalgalanmalarda bankaya tehlike yaratabilir. Kısa vadeli spekülatif sermayenin toplam kaynak içerisindeki payı yüksek ise, bu durum likidite gereksinimini artırmaktadır. TCMB’nin daraltıcı para politikası izlemesi halinde bankaların likidite gereksinimi artar, genişletici para politikası izlemesi halinde ise likidite gereksinimi düşer. Çünkü genişletici para politikasının izlendiği dönemde likidite gereksinimi TCMB’den fon alınarak sağlanabilir. Bankalararası para piyasası derin olan piyasalar; likidite gereksinimini TCMB kaynaklarının yanısıra, bankalararası piyasadan da karşılama olanağı bulduğundan likidite yönetimini kolaylaştırıcı etki yapmaktadır. Piyasa riski yüksek bir banka, elinde görece daha çok birinci derece likit varlık bulundurmayı tercih ederken; piyasa riski görece daha düşük olan, yani portföyünde satılmaya hazır menkul değerler ve değer kaybı olmadan paraya çevrilebilecek alım-satım amaçlı menkul bulunduran banka daha az birinci derece likit varlık bulundurmaktadır. b. Vadeye Göre Likidite Yönetimi Bilanço kalemlerinin banka tarafından kısa vadede önemli ölçüde kontrol edilebilen ve kısa vade sınırlı bir ölçüde ya da hiç bir şekilde kontrol edilemeyen şeklinde ayrılması, çok kesin olmayan ve incelenen dönem için oynaklık gösterebilen bir ayrım olmasına karşın, önemli bir yaklaşım olmuştur. Buna göre kontrol edilemeyen bilanço kalemleri mevduatlar, krediler, tahsil aşamasındaki nakit varlıklar, sermaye ve yasal karşılıklardan oluşmaktadır. Kontrol edilebilen bilanço kalemleri ise; bankalararası 16 Akgüç, s. 452. 15 borçlanmalar, Ciro edilebilir MS, Euro (EUR) - Dolar (USD) borçlanmalar, repo işlemleri, diğer kısa süreli plase edilmemiş para piyasası aktiflerini içermektedir. Bankalarda her gün kontrol edilemeyen fon hareketleri yaşanmaktadır. Bunların bir kısmı mevduat artışları, kredi geri ödemeleri ve vadesi gelen yatırımlar gibi fonların artışına neden olurken; bir kısmı da mevduat çekilişleri, yeni krediler gibi fonları azaltmaktadırlar. Kısa süreli likidite yönetimi; kontrol edilemeyen bu fon akımlarının etkilerini ortadan kaldırmak ya da kuvvetlendirmek için kontrol edilebilir bilanço kalemlerinde gerekli değişimlerin, bankanın kısa süreli hedeflerini gerçekleştirmek amacına yönelik olarak manipule edilmesini içermektedir17. Tablo 1. Likidite Yönetiminde Vadeye Göre Değişen Önem Sıralaması Kısa Vadeli Orta Vadeli Uzun Vadeli Likidite Yönetimi Likidite Yönetimi Likidite Yönetimi Risk Risk Kârlılık Likidite Kârlılık Risk Kârlılık Likidite Likidite Kaynak: Knight, ss. 5-8. Bankalarda likidite yönetimi; kısa vade, orta vade ve uzun vade olmak üzere başlıca üç vade için takip edilmektedir18. Likidite yönetiminde vadeye göre farklı öncelikler bulunmaktadır. Tablo 1’de bankanın likidite yönetimindeki likidite, kârlılık ve risk faktörlerinin vadeye bağlı olarak bu önem sıralamasının değiştiği görülmektedir. (1) Kısa Vadeli Likidite Yönetimi Kısa vadeli likidite yönetimi, bankanın üç aylık dönemdeki nakit akımının yönetimini içermektedir. Burada amaç bir aylık süre içerisinde TL ve döviz olarak 17 Dudley Luckett, “Approaches to Bank Liquidity Management”, Economic Review for Federal Reserve Bank of Kansas City, Kansas City, March, 1980, s. 20. 18 Denizbank Fon Yönetimi Grubu, Likidite Yönetimi, Denizbank Yayınları, İstanbul, 2002, s. 34. 16 meydana gelecek tüm nakit akımlarını yakından izleyerek, önceden belirlenmiş limitler içerisinde kalınmasını sağlamaktır. Bankanın borçlanma kapasitesi ve müşteri davranışları da göz önüne alınarak, haftalık giriş-çıkış limitleri belirlenmektedir. Kısa vadeli likidite yönetimi, operasyonel likidite yönetimi olarak da adlandırılabilir. Önceliğine göre odak noktası olarak ilk risk, daha sonra likidite ve en son kârlılık gelmektedir. İyi bir planlama ile borçlanma gereksiniminin en düşük faiz düzeyinden karşılanması ve varlıkların gün içerisindeki en yüksek faiz düzeylerinden borç verilmesi amaçlanmaktadır. Bankanın para piyasaları bölümü tarafından her akşam mevduat ve kredi dönüşleri, poliçe ve akreditif vadeleri ve para piyasası, repo, vadeli döviz ve vadeli hazine bonosu işlemlerinin tümünü göz önüne alarak; gelecek aya ilişkin kısa vadeli nakit akış tablosunu hazırlanmaktadır. İşlemciler (dealerlar) vadeli ürünleri fiyatlarken nakit akış tablosunu ve yukarıda açıklanan limitleri gözönünde bulundurmaktadırlar. Herhangi bir hafta için birikimli net giriş ya da net çıkış sayısı, belirlenmiş limit üzerine çıktığı takdirde o haftaya denk gelen ve limiti aşmaya neden olacak işlemlere ya fiyat verilmeyecek ya da anında ters işlemle kapatılacak şekilde fiyatlanarak, işlem gerçekleştiğinde karşıt işlemi de yapılacaktır. Benzer şekilde, bankanın mevduat ve kredi fiyatlamaları da yapılırken haftalık net birikimli giriş ve çıkış sayılarının sınıra yakın olduğu haftalarda özel fiyatlama yapılması gerekecektir. Sınırın aşılacağı işlemler ise ya parçalı alınacak ya da hiç fiyatlanmayacaktır. (2) Orta Vadeli Likidite Yönetimi Orta vadeli likidite yönetimi, üç ay ile on iki ay arasını kapsayan bir süreçtir. Bu süreçte altı aylık süre içerisinde bankanın bilinen tüm nakit giriş ve çıkışları yer almaktadır. Özel bir karar alınmadığı sürece günlük işlemleri etkileyen bir durum bulunmamaktadır. Orta vadeli likidite yönetimde önem sıralaması risk yönetimi, kârlılık ve likidite yönetimi şeklindedir19. 19 Knight, s. 7. 17 (3) Uzun Vadeli Likidite Yönetimi Uzun vadeli likidite yönetimi, on iki ay ve üzeri bir süre için planlanan stratejik likidite yönetimidir. Uzun vadeli likidite yönetiminin öncelikli olarak ilgilendiği konular sırasıyla kârlılık, risk ve likiditedir20. Uzun dönemde banka için ön plana çıkan ilk konu kârlılıktır, çünkü uzun dönemde kârlılık şartını sağlayamayan bir kurumun likidite koşullarını yetirine getirmesine ve risk analizlerini gerçekleştirmesine karşın, faaliyetine devam etmesi olanaklı değildir. 2. Risk Yönetimi Bankalar kâr maksimizasyonu için bazı risklerle karşılaşmaktadır. Bankaların fon yönetimlerinin amaçlarından biri de bu riskleri doğru analiz edip, doğru politikaları izlemektir. Bankaların karşı karşıya kaldıkları finansal riskler piyasa riski, likidite riski ve kredi riski olarak üç ana gruba ayrılabilir. Bankaların tüm nakit ve nakit benzeri varlıkları yöneten ve tüm alım-satım amaçlı portföyünü taşıyan bölüm olan fon yönetimi bölümünün en sık karşılaştığı risk grubu piyasa riskidir. Bankacılıkta risk yönetimi ile amaçlanan, bankanın karşılanması olanağı olmayan ölçüde büyük zararlarla karşılaşmasını engellemek ve böylece karşılaşılabilecek zararın kontrol altında tutulmasının sağlanmasıdır. Geleksel fon yönetiminden, modern fon yönetime doğru geçildikçe risk yönetiminin önemi daha da artmaktadır21. 3. Kârlılık Yönetimi Bankaların temel işlevlerinden biri kârlılık yaratmaktır ve kârlılık için fon yönetimi bölümünün önemi büyüktür. Ancak fon yönetimi bölümü kâr merkezi olarak mı yoksa maliyet merkezi olarak mı kullanılmalı sorusuna verilebilecek en iyi cevap; iki 20 Knight, s. 8. Christian Kronseder, “Best Practices for Liquidity Risk Management”, Journal of Gtnews, March, 2004, s. 2. 21 18 uçtan da kaçınarak, orta bir noktada bulunulması gerektiğidir. Bu durumda fon yönetimi bölümü ne çok risk alarak sadece kâr amacı gütmeli, ne de sadece korunmacı politikalar izleyerek kârlılığı göz ardı etmelidir. Bu nedenle bankaların fon yönetimi bölümleri hem kârlılığı hem de maliyeti göz önünde tutarak, orta bir noktada bulunmalıdır22. Şekil 3. Fon Yönetiminde Risk-Gelir Yönetimi • • Riskten Kaçınan Korunmacı • • Risk Alan Spekülatör X Maliyet Odaklı Fon Yönetimi Bölümü Kâr Odaklı Fon Yönetimi Bölümü Kaynak: Kostantin Volosov, Gautam Mitra ve Fabio Spagnolo, “Treasury Management Model with FX exposure”, Computational Optimization and Applications, Vol:32, 2005, s 184. a. Fark (Spread) Yönetimi Bankalarda fark yönetiminin amacı; getirili aktiflerin ağırlıklı ortalama getirisi ile maliyetli kaynakların ağırlıklı ortalama maliyeti arasında oluşan marjı, dolayısıyla net faiz gelirini artırmaktır. Bankaların kaynak maliyetini düşürmek konusunda denetim olanakları daha sınırlıdır. Dolayısıyla bankalar fark yönetiminde gelir getiren varlıkların getiri oranını artırmaya, aktif yapısını faiz oranındaki değişimden faydalabilecek şekilde esnekleştirmeye ve değişik para birimlerinin faiz farklarından faydalanarak arbitraj yaparak gelirlerini artırmaya yönelmişlerdir23. Ulusal paraların faizlerinin farklı olması, bankalara faiz arbitrajı olanağını sağlamaktadır. Bankalar faiz oranı düşük para biriminden borçlanarak sağlanan kaynağı, faiz oranı daha yüksek para birimine dönüştürerek kâr sağlamaya çalışmaktadırlar. 22 Kostantin Volosov, Gautam Mitra ve Fabio Spagnolo, “Treasury Management Model with FX Exposure”, Computational Optimization and Applications, Vol:32, 2005, s. 184. 23 Allen Holland, One Approach to FX Risk Management, AG Finance Ltd., Boston, 2004, s. 112. 19 b. Menkul Değer Portföyü Yönetimi Bankanın gelir getiren başlıca aktif kalemleri krediler ve menkul değer portföyüdür. Ancak bankalardaki fon yönetimi bölümlerinin ilgi alanlarına giren kısım, ağırlıklı olarak menkul değer portföyü olmaktadır24. Bankaların fon yönetimi bölümleri gün içerisinde fiyatı faiz oranlarındaki değişime göre değişen birçok finansal ürünü alıp satarlar. Bu finansal ürünler içerisinde en geniş yer tutanları hazine bonoları ve tahvilleridir. Bankalar menkul değer portföyünün gelirini artırabilmek için faiz oranlarındaki değişimin yönünü, döviz kurlarındaki olası değişimi, döviz pozisyon açığını, ve kaynak vade yapısı gibi faktörleri incelemektedir. Faizlerde bir düşüş beklenmesi durumunda kısa vadeli, yükseliş beklenmesi durumunda ise uzun vadeli menkul değerleri tercih etmektedirler. Bankalar getiriyi artırabilmek amacıyla menkul değerlerin vade yapısını, değişken ya da sabit faizli olmasını, YP ya da TL olarak dağılımını ve vergisel yükümlülüklerini dikkate alarak pozisyon almaktadır. E. Fon Yönetimi Bölümlerinin Yapısı Bankanın likiditesini ve piyasa koşullarından kaynaklanabilecek faiz ve kur risklerini en iyi şekilde yönetmek fon yönetimi bölümünün temel görevlerindendir. Fon yönetimi bölümü tanımlanmış olan stratejiler ve politikalar çerçevesinde bankanın menkul değer portföyünün yönetimi, para piyasaları işlemlerinin gerçekleştirilmesi, fon yönetimi ürünlerinin pazarlanması, piyasa politikalarının izlenmesi ve ilgili gereksinimler ile kapsamı altındaki ürünlerin ve hizmetlerin gelişimine ilişkin bilgilerin geliştirilmesi ve aktif-pasif komitesinde alınan kararların uygulanmasından sorumludur. 24 Akgüç, s. 622. 20 Bölüm TL ve döviz kaynaklarını en verimli şekilde değerlendirmek, bankanın aktif ve pasifinin vade, faiz ve döviz yapısına ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmak, yasal yükümlülükler ve piyasa koşulları çerçevesinde optimum likiditeyi sağlamak, ortauzun vadeli kaynak temin etmek, diğer bölümler tarafından kullanılacak baz fiyatları belirlemek ve zorunlu karşılık yükümlülüğünü yerine getirmek görevlerini üstlenmektedir. Döviz kurları, faiz oranları, emtia ve hisse senedi fiyatları gibi kavramlar, bankaların fon yönetimlerinin kontrolü altındadır25. Bankacılıkta fon yönetimi bölümleri; temel fonksiyonları, amacı ve önemi açısından benzerlik göstermelerine karşın, bölüm yapılanmaları açısından ülkeden ülkeye ve bankadan bankaya farklılık gösterebilmektedir. Fon yönetimi fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için para, döviz ve sermaye piyasalarında yapılan işlemler ise benzerlik göstermektedir. Bu piyasaların kullanımını banka fon yönetimleri farklı bölümlerde gruplandırmaktadır. Fon yönetimi bölümleri isim olarak farklılık göstermesine karşın, genel içerik olarak aynı yapılanmayı göstermektedir. Bu çalışmada genel geçerlilik kazanmış bir gruplandırma dikkate alınmakta ve fon yönetimi bölümleri; döviz ve para piyasaları, hazine pazarlama, sabit getirili menkul değerler ve türev ürünler bölümü olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. 1. Döviz ve Para Piyasaları Bölümü Döviz ve para piyasaları bölümü APKO kararları doğrultusunda bankanın kur, faiz ve likidite riskini yönetmek ve bankanın döviz pozisyonunu kontrol etmektedir. Başlıca görevleri olarak APKO kararları doğrultusunda gerçekleştirilen fonlama ve likidite çalışmalarının koordine edilmesi, üst yönetimce belirlenen limitlere uygunluğun sağlanması ve bankanın pozisyon yapısının yönetimce belirlenen şekilde gerçekleştirilmesi, diğer banka ve brokerlarla yapılan işlemlerin koordine edilmesi ve bölümde hazırlanması gereken TCMB vb. daireler tarafından istenen raporların hazırlanmasını sağlamaktır. 25 Vasanta Madhavi, “Dynamic Treasury Management”, Journal of Gtnews, August, 2008, ss. 2-4. 21 Döviz ve para piyasaları TL para piyasası, döviz para piyasası ve döviz işlemleri bölümü olmak üzere 3 alt başlıkta incelenebilir. Döviz işlemleri bölümü, grubun döviz pozisyonunu APKO kararları çerçevesinde yönetmektedir. Para piyasaları bölümü bankanın döviz ve TL cinsinden tüm nakit akışını takip eden, kısa vadeli fonlama ve nakit fazlası plasman gereksinimlerini karşılayan bölümdür. a. TL Para Piyasası Bölümü TL para piyasaları bölümü, bankanın gereksinimleri doğrultusunda TCMB para piyasası, bankalararası para piyasası, Takasbank para piyasası ve yeni yapılandırılacak olan piyasalardan limitleri doğrultusunda en optimum maliyet ve vade yapısı göz önüne alınarak işlem yapmaktadır. TL para piyasaları bölümü bankanın fazla fonlarını bu piyasalar aracılıyla optimum maliyet ve vade yapısı göz önüne alınacak şekilde değerlendirmekle yükümlüdür. TCMB para piyasası, bankalararası para piyasası ve Takasbank para piyasasında yapıları gereği benzer vadeli işlemlere farklı fiyatlar oluşabilmektedir. Banka gereksiniminin ya da fazlasının ne kadarlık kısmının, hangi piyasada değerlendirilmesi gerektiğine TL para piyasası bölümü karar vermektedir. TL para piyasaları bölümünün başlıca görev ve sorumlulukları; vadeye göre TL likidite yönetimini gerçekleştirmek, fonlamada TL piyasaları arasında seçim yapmak, günlük ve kısa vadeli likidite gereksinimini piyasa koşullarına göre belirlemek, şube efektif TL talep-devirlerini karşılamak, bankanın disponibilite ve TL cinsinden mevduat munzam karşılığı gibi yasal sorumluluklarını yerine getirmek ve likidite raporlamasının yapılmasını sağlamaktır. TL piyasasında fon açığını kapamanın yanısıra, kâr amacıyla da işlem yapılmaktadır. Örneğin, günlük faiz oranlarının yükseleceğini tahmin etmek yoluyla, haftalık ya da aylık bir borçlanmaya giderek günlük plasman yapılabileceği gibi, bunun tersi şekilde de işlem yapılabilir. Türkiye gibi faizlerin oynaklığının fazla olduğu bir 22 ülkede TL, döviz ve diğer menkul değer araçlarının alınıp satılmasıyla yüksek kârlar elde etmek olanaklıdır. Aktif-pasif yönetimi çerçevesinde; mevduat ve kredi işlemlerinde vade kompozisyonu da fon yönetimi tarafından yapılmakta ve istenilen kompozisyonun sağlanması için uygun fiyat farklılaştırılmasına gidilmektedir. Uygulamada kredi fiyatlaması, mevduat maliyeti baz alınarak yapılmaktadır. Fon yönetimi bölümünün yarattığı TL ya da döviz fonlarının pazarlamasında daha çok maliyet artı (cost plus) yöntemi kullanılmaktadır. b. Döviz Para Piyasası Bölümü Döviz para piyasaları bölümü bankanın YP cinsinden tüm nakit akışından ve efektif YP işlemlerinden sorumludur. Bankanın gereksinimleri doğrultusunda ve limitler ölçüsünde yurtdışındaki bankalar, Türkiye’de yerleşik organize ve organize olmayan piyasalarda borçlanma ve borç verme işlemlerini maliyet ve vade yapısı açısından optimum düzeyde gerçekleştirme sorumluluğunu taşımaktadır. Şubelerin efektif devir ve taleplerini, uygun piyasalar ve bankalar aracılığı ile aynı bölüm yerine getirmektedir. Banka gereksiniminin ya da fazlasının hangi piyasada değerlendirilmesi gerektiğine, döviz para piyasası bölümü karar vermektedir. Döviz para piyasaları bölümünün başlıca görev ve sorumlulukları; YP likidite yönetiminde MM/Swap/FXFX piyasaları arasında tercih yapmak, günlük ve kısa vadeli likidite gereksinimini piyasa koşullarına göre plase etmek, şube efektif döviz talep-devirlerini karşılamak, bankanın disponibilite, zorunlu karşılık gibi yasal sorumluluklarının yerine getirilmesini sağlamak, bankanın kısa vadeli YP aktif-pasiflerini yönetmek, likidite yönetiminde vade tercihlerini yapmak ve likidite raporlamasını üst yönetime sunmaktır. Bankaların döviz varlıkları ile döviz yükümlülükleri arasında denge kurularak, özkaynaklarının olanak verdiği ölçüde döviz pozisyonu tutmaları amaçlanmaktadır. Döviz varlık ve yükümlülükleri arasındaki fark, yabancı para net genel pozisyonunu oluşturmaktadır. Bankaların döviz varlıkları ile yükümlülükleri arasındaki fark, 23 özkaynaklarının belli bir oranını aşamamaktadır. Böylece döviz tutma nedeniyle oluşabilecek zararlara bir sınır getirilmektedir. Para piyasaları bölümünce yürütülen ve kısaca likidite yönetimi olarak adlandırılan görev, tüm fon yönetimi grubu içerisindeki en önemli görevlerdendir ve hiç hatasız yapılması gerekmektedir. Herhangi bir nedenle bankanın ödeme yükümlülüklerini yerine getirememesi, büyük itibar kaybına yol açacak, bu durumun süreklilik arz etmesi durumda bankanın kapatılmasını dahi gündeme getirebilecektir. c. Döviz İşlemleri Bölümü Döviz işlemleri bölümünün görevleri şu şekilde özetlenebilir; ulusal ve uluslararası döviz piyasalarında döviz işlemlerini limitler doğrultusunda gerçekleştirmek, banka döviz pozisyonunun ve sepet yapısının APKO tarafından belirlenen limitlere uygun olmasını sağlamaktır. Merkez Bankası’nın döviz kurlarına yaptığı doğrudan ya da dolaylı müdahaleler, bu bölüm aracılığı ile gerçekleştirilmektedir. Bu bölüm, yurtiçi ve yurtdışı döviz piyasalarında gerekli risk tanımlamaları doğrultusunda, bankanın likiditesini de dikkate alarak, döviz piyasalarında pozisyon alıp kâr edilmesini de amaçlamaktadır. Ayrıca, uluslararası piyasaları dikkatle izlemekte ve bu piyasalarda oluşan ya da oluşması beklenen hareketleri zamanında ve doğru olarak değerlendirmeye çalışmaktadır. Fon yönetimi bölümü uluslararası piyasadaki döviz hareketlerini izleyerek pozisyon almakta ve bundan kâr sağlamayı amaçlamaktadır. 2. Hazine Pazarlama Bölümü (Treasury Marketing Unit-TMU) Hazine pazarlama bölümü büyük tutarlı müşteri işlemlerinde, ulusal ve uluslararası menkul değerlere, döviz işlemlerine ve türev ürünlere ilişkin özel fiyatlama yapılmasını sağlamaktadır. Bu bölüm çalışanları uluslararası ve yurtiçi piyasalarda işlem yapmaya yetkili kişilerden oluşmaktadır. Bu işlemler kayıtlı telefon ya da Bloomberg, Reuters ekranları aracılığıyla yapılmaktadır. Daha sonra şube ya da diğer banka ile ortaya 24 çıkabilecek anlaşmazlıklar, telefon görüşmelerinin ses kayıtları ya da işlem ekranlarında alınacak yazılı çıktılar ile çözümlenmektedir. a. Şubeler FX Fiyatlama Bölümü Şubeler FX fiyatlama bölümünün temel görev ve sorumlulukları şu şekilde özetlenebilir; serbest kur, gişe, bankalararası TL/FX kotasyonlarını belirlemek, şubelere TL/FX ve FX/FX fiyatlaması vermek ve gerçekleşen işlemlerin Blotter’a işlenerek takibinin yapılmasıdır. Blotter, fon yönetimi bölümlerinde alınan döviz pozisyonlarının işlendiği takip ekranıdır. Bankanın döviz likiditesinin doğru takip edilebilmesi için büyük hacimli yapılan (1 milyon USD üzeri) döviz işlemleri, anında döviz ve TL para piyasaları bölümü ile paylaşılmaktadır. 1 milyon USD’den küçük tutarlı işlemler blotter’a kaydedilmektedir. Blotter’a kaydedilen işlemler 1 milyon USD değerine ulaştıkça, başka bankalarla işlem yapmak için kullanılan dealing ekranları aracılığıyla ters pozisyon ile kapatılır. Ters pozisyon ile kapatılan işlemlerden kâr etmek amaçlanmaktadır. APKO kararları doğrultusunda belirlenen banka açık pozisyonun sınırları aşılmadığı süre içerisinde kâr ya da zarar eden işlemler banka pozisyonu olarak taşınabilmektedir. b. Şubeler Menkul Değer Fiyatlama Bölümü Şubeler menkul değer fiyatlama bölümü, ulusal ya da uluslararası para ve sermaye piyasalarında, müşteri işlemlerini gerçekleştirmektedir. Bu bölüm, müşteriler adına ihale talepleri yapılmasını, kesin alım-satım pazarında hazine bono ve tahvil işlemlerine kotasyon girilmesini ve büyük hacimli ikincil piyasa işlemlerinin gerçekleştirilmesini kapsamaktadır. Bütün bu işlemlere ilişkin fiyatlama, bölümün sorumluluğundadır. c. Şubeler Türev Ürün Fiyatlama Bölümü Şubeler türev ürün fiyatlama bölümü; var olan ve yeni geliştirilen türev ürünlerin, müşteriye sunulma aşamasında şubelere fiyatlamasını yapmaktadır. Şubeler türev ürün fiyatlama bölümü tüm fiyatlamalarını türev ürün bölümden almakta ve başka banka ile 25 fiyatlama yapamamaktadır. Türev ürün bölümünün ilettiği fiyatları şubelere ve müşterilere iletmektedir. Türev ürünler faiz, döviz ve hisse senedi gibi, birçok dayanak varlığın üzerine yazılabilmektedir. Bu durum türev ürünlerde tüm finansal gelişmelerin yakından takip edilmesini gerektirmektedir. Türev ürünlere ilişkin piyasadaki oynaklık çok yüksek olduğundan fiyatlamalar hızlı bir şekilde değişebilmektedir. 3. Sabit Getirili Menkul Değerler Bölümü Bu bölüm, sermaye piyasası aracı olan DİBS ihalelerine katılımı, TCMB repo-ters repo piyasasındaki repo ve ters repo işlemlerini, İMKB kesin alım-satım pazarındaki hazine bonosu ve devlet tahvili alım-satımı işlemlerini ve banka adına Otas ekranından kesin alım-satım pazarındaki işlemleri gerçekleştirmektedir26. Otas ekranı, bankaların fon yönetimi bölümlerinin İMKB Tahvil ve Bono Piyasası’nda işlem yapabilmek amacıyla kullandıkları sistemdir. Bankaların işlem yapabilmeleri için doğrudan İMKB tarafından Otas ekran hizmeti sağlanmaktadır. Bunun yanısıra yurt dışında işlem gören ve ihraç edilmiş olan ülke ve şirket tahvilleri ile eurobondlar da bu bölüm tarafından takip edilmektedir. Bu bölümde hem ulusal para ve sermaye piyasalarında, hem de uluslararası sermaye piyasalarında işlem yapma yetkisi bulunmaktadır. Menkul değer fiyatlama bölümü, ulusal piyasalar ve uluslararası menkul değerler olarak iki bölüme ayrılmaktadır. a. Ulusal Menkul Değerler Bölümü Ulusal menkul değerler bölümü Türkiye’deki para ve sermaye piyasalarındaki organize ve organize olmayan piyasalarda yapılan işlemlere aracılık etmektedir. Bölüm hazine tarafından yürütülen ve TCMB’nin aracılık ettiği DİBS için yapılan ihalelere fiyat teklifi vermektedir. Piyasa yapıcısı kurumlar için yapılan DİBS ihaleleri daha da önem kazanmaktadır. Piyasa yapıcısı olmayan kurumlar için bankanın hangi DİBS ihalesine katılması gerektiği ve hangi fiyatla, ne miktar DİBS alınması gerektiği bölüm tarafından incelenmektedir. 26 Joergen Jensen, “Treasury as a Service Centre”, Journal of Gtnews, April, 2008, s. 4. 26 Bölüm tarafından, IMKB kesin alım-satım pazarında TL ve döviz ödemeli DİBS’ler gayrimenkul sertifikaları, özel sektör tahvilleri ve likidite senetlerine ilişkin; TCMB repo-ters repo piyasasında devlet tahvili, hazine bonosu ve likidite senetlerine ilişkin işlemler yapılmaktadır. Merkez Bankası tarafından doğrudan alış, doğrudan satış, repo ve ters repo yöntemlerinin kullanıldığı açık piyasa işlemleri (APİ) bu bölüm aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Bu bölüm yurtiçi piyasalarda gerekli risk tanımlamaları doğrultusunda, Türkiye’deki sermaye piyasalarında pozisyon alıp kâr etmeyi de amaçlamaktadır. b. Uluslararası Menkul Değerler Bölümü Uluslararası para ve sermaye piyasasında işlem gören her türlü menkul değer için, bu bölüm tarafından işlemlere aracılık edilmektedir. Gelişmiş ülkelerin ihraç ettikleri Amerikan ve İngiliz tahvilleri gibi ülke bono ve tahvilleri, yurtdışında ihraç edilmiş olan özel sektör tahvilleri ile genel olarak gelişmekte olan ülkeler tarafından ihraç edilen eurobond işlemleri yapılmaktadır. Bu bölüm yurtiçi ve yurtdışı piyasalarda gerekli risk tanımlamaları doğrultusunda, bankanın likiditesini de dikkate alarak uluslararası sermaye piyasalarında pozisyon alıp kâr etmeyi de amaçlamaktadır. Ayrıca, özel sektör şirketlerinin yurt dışında tahvil ihraç edebilmesine de aracılık yapmaktadır. 4. Türev Ürünler Bölümü Türev ürünler bölümü banka adına her türlü swap, forward, future sözleşmeler ve özellikle opsiyon işlemlerini gerçekleştiren bölümdür. Türev ürün kapsamına ağırlıklı olarak tezgah üstü (OTC) piyasada ve organize piyasada işlem gören opsiyon işlemleri girmektedir. Bölüm, farklı piyasa şartları için farklı opsiyon stratejileri ve opsiyona dayalı yapılandırılmış farklı ürünler geliştirmektedir. Döviz, faiz, endeks, hisse senedi ve kredi piyasasına yönelik farklı opsiyon işlemlerinin geliştirilmesini ve fiyatlamasını yapmaktadır. 27 Bankanın pozisyonu üzerinde taşımadığı durumlar için, türev ürünler yurtdışı piyasadan fiyat alınması ve bu fiyatın üzerine bir fark eklenmesi yoluyla müşterilere fiyatlanmaktadır. Bu işlemler, başka banka ile kapatılan (back to back) işlemler olarak bilinmektedir. Bunun dışında, bankanın kâr amaçlı kendi pozisyonunda tuttuğu (book) işlemler ile de fiyatlama olanaklıdır. Bu işlemler bankanın kendi türev ürün pozisyonunu oluşturmakta ve limitleri APKO tarafından belirlenmektedir. Bankanın kendi pozisyonunda tutulan işlem fiyatlaması, başka banka ile kapatılan işlem fiyatlamasına göre, müşteri için daha avantajlı olmaktadır. Ancak her banka türev ürünlerde kendi üzerinde pozisyon bulunduramamaktadır. Özellikle 2009 yılında yaşanan global krizden sonra Türkiye’deki bankaların türev ürün pozisyonları BDDK tarafından oldukça sıkı bir şekilde takip edilmekte ve pozisyon büyümesi kontrol altında tutulmaktadır. Bu nedenle Türkiye’deki bankalar, çoğunlukla başka bankalar ile kapatılan işlemler yoluyla fiyatlama yapmaktadır. Şubeler türev ürün fiyatlama bölümü tüm türev ürün fiyatlamalarını bu bölümden almaktadır. Türev ürünler bölümü; türev araçları hem korunma hem de spekülatif amaçlı kullanabilmektedir. Bu bölüm ulusal ve uluslararası türev piyasalarında gerekli risk tanımlamaları doğrultusunda, bankanın likiditesini de dikkate alarak piyasalarda pozisyon alıp, kâr etmeyi amaçlamaktadır. Bu bölümde işlem yapanlar limitler içerisinde olmak üzere pozisyon alma kararlarını vermektedir. Herhangi bir pozisyon alınacağı zaman, işlemi yapacak dealer öncelikle işlemin karşı tarafının bankadaki limitinin yeterli olup olmadığını kontrol etmekte ve limitleri uygun taraflarla işlem gerçekleştirilmektedir. IV. TÜRKİYE’DE FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİĞİ DÖVİZ, PARA VE SERMAYE PİYASALARI Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararlarlarından önce para ve döviz piyasasında döviz kurları ve faiz oranları kamu tarafından belirlenmekteydi. Ancak 80’lerden sonra sabit kur sistemi yerine esnek kur sistemi benimsenmiş ve faizler serbest bırakılmıştır. 24 Ocak 28 1980 kararlarından sonra Türkiye’de döviz, para ve sermaye piyasaları da yeniden yapılanma süreci içine girmiştir. A. Döviz, Para ve Sermaye Piyasaların Türkiye’deki Tarihsel Gelişimi Türkiye’de 24 Ocak 1980 kararlarlarından sonra kambiyo rejimi serbestleştirilerek sermaye piyasası, döviz ve TL piyasaları oluşturulmuştur. 1985 yılında Hazine, kamu açıklarının finansmanında kullanmak üzere, ihale sistemiyle bono ve tahvil satışına başlamıştır. 1986 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) hisse senedi piyasası işlerlik kazanmıştır. 1986 yılındaki bir başka önemli gelişme, bankalararası para piyasasının kurulmasıdır. 1987 yılında TCMB tarafından ilk kez bankalararası para piyasasında APİ uygulanmaya başlamıştır. Böylece ihraç edilen DİBS’ler için ikinci el piyasası da ortaya çıkmıştır. 1988 yılında TCMB’de bankalararası döviz ve efektif piyasası kurulmuştur. Söz konusu piyasaların işlerlik kazanmasıyla, bankalarda fon yönetimi bölümleri oluşturulmaya başlanmıştır. 1989 yılı finansal serbestleşmenin gerçekleştiği ve ekonominin tam anlamıyla dışa açıldığı dönemdir ve bu dönem 32 sayılı kararın bir sonucudur. Böylelikle Türkiye’de yerleşikler 3.000 USD kadar döviz bulundurma hakkına sahip olmuşlardır. Ayrıca yurtdışı yerleşiklerin borsaya kote olan Türk menkul değerlerine sahip olmaları ve yurtiçi yerleşiklerin de yabancı borsaya kote olan menkul değerlere sahip olmaları olanaklı hale gelmiştir. 25 milyon USD’ye kadar ticari faaliyette bulunmak amacıyla yurtdışına çıkarılacak para için hazineden izin alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Böylece sermaye hareketleri serbest hale getirilmiştir27. 1990 yılında TCMB ilk kez para programı ilan ederek hedefini açıklamıştır. 1991 yılında İMKB’de 27 Uzunoğlu, s. 112. 29 tahvil ve bono piyasası kurularak, ikinci el piyasasına hareket kazandırılmış ve 1993 yılında repo-ters repo pazarı devreye girmiştir. B. Türkiye’de Döviz Piyasaları Efektif ve döviz işlemleri, Türkiye’de üç piyasada işlem görmektedir. Bu piyasalar TCMB’daki döviz ve efektif piyasası, serbest döviz piyasası ve bankalararası döviz piyasasıdır28. Bu piyasalardan TCMB döviz ve efektif piyasası organize döviz piyasası iken, serbest döviz piyasası ve bankalararası döviz piyasası organize olmayan döviz piyasalarıdır. 1. Organize Döviz Piyasaları Türkiye’deki organize döviz piyasası, 1987 yılında TCMB’de kurulan döviz ve efektif piyasasıdır. TCMB döviz ve efektif piyasası; bankalararası döviz ve efektif hareketlerini düzenlemek, bankacılık sektöründeki döviz ve efektif kaynaklarını daha etkin kullanmak ve TL’nin yabancı paralar karşısındaki değerinin piyasa koşullarında belirlenmesini sağlamak amacıyla kurulmuştur29. 28 Uğur Civelek, Döviz ve Para Piyasaları Hazine Ürünleri, Mida Institute, İstanbul, 2003, s. 136. Erdinç Tokgöz, “T.C. Merkez Bankası ve Döviz Piyasası”, Hacettepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:14, Sayı:1, Temmuz, 1996, s. 6. 29 30 Bu piyasaya bankalar, özel finans kurumları, hazine müsteşarlığının iznine bağlı yetkili kurumlar gerekli koşulların yerine getirilmesi halinde katılabilmektedir. Bu piyasada katılımcılar kendi aralarında TL karşılığı döviz ve efektif alım-satımı yapabilirler30. Bunun yanısıra Merkez Bankası da piyasaya müdahale etmek ya da pozisyon tutmak amacıyla piyasaya girebilmektedir. Şekil 4. TCMB Spot Döviz Piyasa Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı TCMB döviz piyasasında işlem yapmak isteyen kurumlar, teklif ve taleplerini Reuters aracılığıyla CBTR ekranından iletmektedir. İş gününde saat 10.00 ile 15.00 arasında aynı gün valörlü talepte en yüksek, teklifte en düşük oranlar CBTR ekranında; ertesi gün valörlü işlemler CBTQ ekranında gösterilmektedir. Burada belirtilen valör tarihi, işlemin yapıldığı günü ifade etmektedir. Şekil 4 ve 5, TCMB’nın Spot ve Valörlü döviz piyasası ekranını göstermektedir. 30 Tayfun Küçük, “Global Trends-Business & Treasury Culture in Turkey”, Journal of Gtnews, October, 2006, s. 6. 31 Şekil 5. TCMB Valörlü Döviz Piyasa Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Şekil 6’da TCMB döviz depo piyasa ekranı görülmektedir. Merkez Bankası, döviz depo işleminin yanısıra, bir-iki hafta vadelerde TL deposu karşılığı döviz deposu vermektedir. Bu işlemde referans olarak TL faizi için Interbank faizi, döviz faizi için uluslararası para piyasalarında geçerli olan faiz oranı alınmaktadır. Merkez Bankası, döviz ve efektif piyasasında işlem yapan kurumlarla bir haftadan iki aya kadar vadelerle Reuters CBTJ sayfasında ilan ettiği kotasyonlardan USD cinsinden depo işlemi yapabilmektedir. 32 Şekil 6. TCMB Döviz Depo Piyasa Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Döviz işlem alt sınırı, döviz işlemlerinde 200.000 USD ve efektif işlemlerde 50.000 USD olarak belirlenmiştir. Teklif ve talepler en az işlem limitlerinin katları olarak verilmektedir. Aksi bildirilmedikçe gerçekleşen işlemlerde muhatap Merkez Bankası olmakta, alıcı ve satıcı birbirini tanımamaktadır. Piyasalarda 1 gecelik depo işlemleri ve aynı gün valörle gerçekleştirilecek diğer işlemler hariç teklif ve talepler, ilgili bankalarca iptal edilmediği sürece, sonraki günler içerisinde geçerliliğini koruyacaktır. Piyasalarda bir geceden bir yıla kadar depo ya da vadeli işlem yapılabilmektedir31. 2. Organize Olmayan Döviz Piyasaları Organize olmayan döviz piyasaları başlıca iki piyasadan oluşmaktadır. Bunlar, serbest döviz piyasası ve bankalararası döviz piyasasıdır. 31 Tokgöz, s. 12. 33 a. Serbest Döviz Piyasası Bu piyasaya serbest efektif piyasası da denilebilir. Fiyatlar efektif talep ve arzına göre değişmektedir. Bu piyasada fiyatlar yerel piyasada yaşanan olaylardan çok etkilenmektedir. Örneğin vergi ödeme günleri, hazine ihalesinin yapılacağı günler, piyasadaki likiditenin sıkışık olduğu zamanlarda efektif döviz fiyatı düşmekte; likiditenin bol olduğu ve itfa dönemlerinde efektif fiyatları yükselmektedir32. Kapalıçarşı efektif piyasası, Anadolu’dan ve İstanbul’daki kurumlardan toplanan efektifler ile TCMB efektif piyasasından ya da bankalardan alınan efektiflerin, arz ve talebe göre belirlenen kurlardan işlem görmesine dayanmaktadır. Piyasa, alınan efektiflerin TCMB ve bankalara satılmasından oluşmaktadır. Kapalıçarşı diğer piyasalardan ayrı değildir. Bu sistem TCMB ve yetki kurumlar ile bütünleşik bir yapıdır. Piyasada işlem yapan yetkili kurumlar, piyasada arbitraj yoluyla kâr sağlamaya çalışmaktadırlar. İşlemler efektif olduğundan alım satım işleminin takası aynı gün içerisinde gerçekleşmektedir. Piyasa organize bir piyasa olmadığı için standart kuralları yoktur, ancak genel olarak kabul gören kurallar şöyledir33; • İşlemler efektif olduğu için takası aynı gün içerisinde gerçekleştirilmektedir, • İşlemlerde herhangi bir teminat alınmamakta, ilişkiler karşılıklı güvene dayanmaktadır, • İşlem saati sınırlı değildir, bitiş süresi 18.00’a kadar sürmektedir, • İşlemlerde kullanılan para birimi genelde USD ve EUR olmaktadır. 32 Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB), Ulusal ve Uluslararası Piyasalar, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitimi, İstanbul, 2008, s. 206. 33 TSPAKB, s. 206. 34 b. Bankalararası Döviz Piyasası Türkiye’de yerleşik ve yerleşik olmayan kişiler döviz ve TL üzerinden işlem yapabilirler. Çünkü kişilerin döviz bulundurması serbesttir ve dövizin kaynağı sorulmamaktadır. Bankalararası döviz piyasasında, katılımcılar dövize dayalı her türlü işlemi yapabilmektedirler. İşlemlerin vadeleri yönünden herhangi bir kısıtlama yoktur. İşlemler spot ya da vadeli olarak gerçekleşebilir. Şekil 7. Bankalararası Döviz Alım-Satım Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların kendi aralarında yaptıkları döviz alım satım hacmi artığından, en iyi alış-satış kotasyonunu veren ilk 10 bankanın kotasyonları Reuters TLFX sayfasında yayınlanmaktadır. Şekil 7’de en iyi alış-satış kotasyonunu veren ilk 10 bankanın kotasyonlarının yer aldığı bankalararası döviz alım-satım ekranı görülmektedir. Bunun yanısıra bankalararası döviz piyasasında işlem yapan banka sayısı artmış ve TLFY ile TLFZ sayfalarında diğer bankalar kotasyonlarını yayınlayarak işlem yapmaya başlamışlardır. IYIX sayfasında o andaki en iyi kotasyonu veren 20 bankanın 35 kotasyonu, TRYBA sayfasında en iyi alıcılar, TRYBB sayfasında da en iyi satıcılar gösterilmektedir34. Şekil 8’de en iyi döviz alım-satım kotasyonuna sahip 20 bankanın döviz kotasyonunun yer aldığı IYIX ekranı görülmektedir. Şekil 8. Bankalararası Piyasada En İyi Döviz Alım-Satım Kotasyonuna Sahip Bankaların Döviz Kotasyon Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Bankalararası döviz piyasasında işlemler fiziki olarak değil, bankaların limitleri dahilinde yapılmaktadır. Bu piyasadaki işlemler için teminat talep edilmemektedir. İşlemler; kotasyonlar üzerinden ya telefonda pazarlık usulü ya da Reuters, Bloomberg gibi bilgi dağıtım firmaları ya da doğrudan işlem (dealing) ekranları aracılığla yapılmaktadır. Bu piyasada şahıslar doğrudan işlem yapamamakta ve işlemler bankalar aracılığı ile gerçekleşmektedir. Bankaların Reuters, Bloomberg gibi bilgi dağıtım firmalarının ekranlarına girdikleri kotasyonlar bir milyon USD için geçerlidir. Kotasyonlar saat 15.00’e kadar aynı gün valörlü, 15.00’den sonra ise ertesi gün valörlü olarak çift taraflı verilmektedir. 34 TSPAKB, s. 17. 36 TCMB bu piyasaya müdahale edebilmektedir. Piyasanın saat 10.00’da açılmasını takiben kotasyonları izlemekte, eğer kotasyonlar tolere edilebilen düzeyi aşarsa müdahaleye başlayabilmektedir. TCMB döviz ve efektif piyasaları müdürlüğü en yüksek USD alış kuru veren bankalardan başlayarak telefonla, en az işlem limiti olan 1.000.000 USD’lik alış ya da satış yapmaktadır. TCMB’nin piyasaya müdahalesi koşullara bağlı olarak alış ya da satış şeklinde olabilmektedir. C. Türkiye’de Para ve Sermaye Piyasaları Bankalar belli bir süre için, belli bir fiyattan, farklı isimlerle (Repo, Varlığa Dayalı Menkul Kıymetler/VDMK, Mevduat, vb.) para toplayarak ve topladıkları bu paralarla diğer şahıs, banka ve devlete yine belli bir süre için, belli bir fiyattan farklı isimlerle (Kredi, Mevduat, Tahvil ve Bono, vb.) borç vermektedirler. Bu faaliyetler sonucu şubelere nakit giriş çıkışı olmaktadır. Şube kasasında bulunan fazla kısım, grup merkezi kabul edilen şubelere nakil olmaktadır. Grup ve takas merkezinde toplanan bu paralar TCMB’deki serbest mevduat hesaplarına yatırılmaktadır. Şubelerde biriken bu paraların llikidite yönetimi göz önünde bulundurularak en iyi kâr getirecek şekilde değerlendirilmesi, fon yönetimi bölümü tarafından yapılmaktadır35. Para piyasaları ile sermaye piyasaları arasındaki ayırım, finansal varlıkların vadelerine göre belirlenmektedir. Bir yıldan kısa vadeli finansal varlıkların işlem gördüğü piyasa para piyasası, bir yıldan uzun vadeli finansal varlıkların işlem gördüğü piyasa da sermaye piyasası olarak adlandırılmaktadır36. Türkiye’de para ve sermeye piyasaları organize ve organize olmayan ya da birincil ve ikincil piyasa olarak ikiye ayrılmaktadır37. 1. Organize Para ve Sermaye Piyasaları 35 Akbank Fon Yönetimi Grubu, Türk Lirası Fon Yönetimi, Akbank Yayınları, İstanbul, 1991, s. 6. Uzunoğlu, s. 22. 37 Civelek, s. 114. 36 37 Organize piyasalar; TCMB bankalararası para piyasası (Interbank), DİBS piyasası, İMKB tahvil ve bono piyasası olarak sayılabilir. a. TCMB Bankalararası Para Piyasası (Interbank Piyasası) Interbank’ın kuruluş amacı; bankalararası rezerv hareketlerini desteklemek, bankacılık sisteminde likiditeyi düzenlenmek, söz konusu bu likiditenin dengeli dağılmasına ve verimli kullanılmasına yardımcı olmaktır. Böylece kısa dönem için likidite gereksinimi olan bankalar borç alabilmekte ve borçlanan banka da uzun vadeli varlıklarını elden çıkarmadan nakit gereksinimini karşılamış olmaktadır. Ülkemizde faaliyet gösteren tüm yerli ve yabancı bankalar bu piyasaya girebilmektedir. TCMB Bankalararası piyasasında, bankaların işlem yapabilmesinin ön koşulu teminat yatırma zorunluluğudur. Bu teminat döviz deposu, hazine bonosu ya da devlet tahvili olabilir. Burada önemli olan nokta, Interbank’tan TL borçlanmak amacıyla teminatta tutulan menkul değerin TL ile fonlanmış olmasıdır. Teminattaki menkul değerin fonlama maliyeti, o günkü TL borçlanma maliyetine eşittir. Interbank teminatında bulunan menkul değerlerden teminatta kullanılmayan kısım, zorunlu karşılık gibi yükümlülüklere sayılabilmektedir. Bankalararası para piyasası 1986 tarihinde TCMB öncülüğünde kurulmuştur. Merkez Bankası 1988 yılına kadar sadece aracılık fonksiyonu üstlenmiş, faiz oranlarının tamamen arz ve talep dengesine göre belirlenmesini sağlamıştır. Bu tarihten sonra ise, piyasanın belirli alt ve üst sınırlar içerisinde çalışması zorunluluğu getirilmiş ve böylece piyasadaki fon miktarını kontrol etme olanağı sağlanmıştır. TCMB, gecelik borçlanma faizlerine her günkü likidite durumuna göre değişen oranlar uygulamaktadır. Alt limit, TCMB’nin piyasada fon fazlası kalması durumunda uygulayacağı oranı belirtmektedir. Bankalar fazla fonlarını alt limit üzerinden TCMB’ye 38 plase edebilirler. Üst limit ise, piyasada likidite sıkıntısı olması durumunda bankaların TCMB’den borçlanabilecekleri oranı belirtmektedir. TCMB, her gün saat 10.00 itibarıyla piyasalar açılmadan piyasa likiditesini gösteren öngörümsel rezerv sayısını ve her vadedeki faiz kotasyonunu ekrana girmektedir. İşlemler her gün saat 10.00-16.00 arası yapılmaktadır. Interbank piyasasındaki işlemlerde vade ne olursa olsun, faiz hesaplamalarında 360 gün baz alınmaktadır. Şekil 9. TCMB Bankalararası Para Piyasası Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Şekil 9’da TCMB para piyasası ekranı görülmektedir. Bankalar gecelik, 7 gün, 14 gün, 28 gün, ve 1 aylık vadelerde teklif ve taleplerini Interbank piyasasına iletirler. Interbank piyasası, Reuters (CBTC ekranı) ekranından görülebilmekte ve hesaplaşması 39 elektronik fon transferi yoluyla gerçekleşmektedir. Bu piyasada her bankanın teminatı ve borçlanabilme limiti bulunmaktadır. Bankalararası para piyasası TCMB’de faaliyet gösteren ve katılımcı bankaların TCMB ile TL depo, TL depo alım ihalesi, GLP (geç likidite penceresi) ve GİL (gün içi limit) işlemlerini gerçekleştirdikleri piyasadır. GİL işlemleri, TCMB tarafından bankalara gün sonunda geri ödenmek üzere gün içerisinde sağlanan borçlanma olanağıdır. GLP işlemleri TCMB’nin nihai kredi mercii sıfatıyla gecelik vadede (LON) gerçekleştirdiği gün sonu TL borç verme ve borç alma işlemlerini göstermektedir. Bankalararası para piyasası işlemlerinde vade 91 günü aşamaz. TL depo ve GLP işlemleri TCMB’nin duyurduğu faiz oranlarından gerçekleştirilir. GİL işlemleri ise faizsiz, ancak komisyon karşılığında gerçekleştirilir38. Bu işlemlere uygulanacak faiz oranları TCMB tarafından belirlenerek, Reuters sisteminin CBTC sayfasında duyurulur. GLP işlemlerinde en düşük işlem tutarı 100.000 TL ve katlarıdır. TCMB’nin valörlü işlemleri, kısa vadeli faiz oranlarının yönünün öngörümlenmesinde yardımcı olmaktadır. Interbank piyasasında, bankaların muhatabı TCMB’dir. Dolayısıyla bankalar işlem yaparken karşı taraftaki bankayı bilmemektedirler. Para almak ya da satmak isteyen bankalar vade, tutar ve faiz oranını telefon aracılığı ile TCMB’ye bildirmektedir. TCMB de bu teklifleri, Reuters ekranından herkesin görebileceği şekilde girmektedir. Bankaların fon yönetimleri tarafından uygun görünen faiz oranlarından TCMB aranarak işlem gerçekleştirilir. TCMB işlem yapan bankaları kamuoyuna açıklamamakta, böylece taraflar birbirini bilmemekte ve tek ilgili TCMB olmaktadır39. Tüm işlemler TCMB aracılığı ile gerçekleşmektedir. TCMB işlem başına yıllık bazda yaklaşık %1,7 olan bir komisyon almaktadır. b. Devlet İç Borçlanma Senetleri Piyasası 38 TCMB (Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası), Piyasalar Genel Müdürlüğü, Para Piyasaları Müdürlüğü, Bankalararası Para Piyasası Uygulama Talimatı, Ankara, Temmuz, 2007, s. 13. 39 Akbank, s. 6. 40 Türkiye’de bütçe açıklarının finansmanı genel olarak iç ve dış borçlanma yoluyla gerçekleşmektedir. Hazine, bütçe açıklarının kapatılması için makro ekonomik politikaları da göz önüne alarak bir yıldan kısa vadeli hazine bonosu ve bir yıldan uzun vadeli devlet tahvili ihraç etmektedir. Hazine tarafından yürütülen ve TCMB’nin aracılık ettiği DİBS’ler üç şekilde piyasa çıkarılmaktadır. Bunlar; ihale yöntemi, tap yöntemi ve halka arz yöntemidir Tap yönteminde yatırımcılar; türü, vadesi, faiz yapısı ve satış süresi hazine tarafından önceden belirlenen senetleri TCMB’den satın alabilmektedir. Yatırımcılar TCMB’den satın alana kadar bu senetlerin mülkiyeti hazineye aittir. TCMB, tap satışları süresince sadece aracı ve depolayıcı görevi görmektedir. Bu yöntemle yapılan ihraç süreci 1 gün olabileceği gibi, senetler daha uzun süre ile satışta kalabilir. Senetlerin birden fazla gün satışta kalması durumunda, duyurulan faiz oranı üzerinden her gün için fiyat belirlenip, bu fiyatlarla satış gerçekleştirilir. Halka arz yönteminde hazine öncelikle ihraç edilecek senet için koşulları belirler. İhraç koşulları; ihraç miktarı, senedin vade ve faiz koşulları, halka arza aracılık edecek bankalar, bunlara ödenecek komisyon oranı ile senetlerin ne kadar süre boyunca satışta kalacağı konularını içermektedir. Ancak tap ve halka arz yöntemleri genelde kriz dönemlerinde, yani kolay borçlanma sağlanması istenen dönemlerde kullanılmaktadır. Dolayısıyla normal şartlar altında en çok kullanılan yöntem, ihale yöntemidir40. İhale yönteminde, katılımcılar tekliflerini TCMB aracılığıyla hazineye iletmektedir. Hazine, piyasa koşulu ve nakit gereksinimini dikkate alarak belli bir fiyata kadar olan teklifleri değerlendirir. Benimsenen fiyat sistemine (tekli-çoklu) göre fiyat oluşmaktadır. İhale hazine tarafından, sadece TCMB’de bulunan menkul değer piyasası müdürlüğü aracılığıyla yürütülmektedir. İhaleye bankalar, aracı kurumlar ile gerçek ve tüzel kişiler katılabilmektedir. Katılımcılar ihaleye katılım için, ihale günü saat 12.00’ye kadar teklif fiyatını ve miktarını elektronik fon transferi (EFT) aracılığı ile TCMB’ye bildirirler. İhaleye katılanlar (piyasa yapıcı bankalar hariç) teklif ettikleri miktarın %1’ini 40 Uzunoğlu, s. 129. 41 ihaleden önce teminat olarak yatırmak zorundadırlar. Kamu kuruluşlarına ve piyasa yapıcısı olan bankalara ihale öncesinde saat 10.30’a kadar taleplerini bildirme koşuluyla ihale sistemine göre; ihalede oluşacak fiyattan ya da ortalama fiyattan teklif verme, yani rekabetçi olmayan teklif verme hakkı tanınmıştır. Rekabetçi olmayan teklif sonuçları ihale günü saat 11.00’de duyurulur. TCMB yalnızca hazine adına ihaleleri organize eden ve yürüten kurumdur. İhalenin hangi faiz düzeyinde kesileceğine ve ne kadar satış yapılacağına hazine karar vermektedir. Hazine her ayın son işgünü açıkladığı iç borçlanma stratejisi çerçevesinde bir sonraki ay gerçekleştirilecek ihalelerin valör tarihini, ihraç edilecek senetlerin türünü ve vadesini duyurmaktadır. İhalelere ilişkin detaylı duyuru, ihalelerden önceki haftanın son işgünü yapılmaktadır. Hazine gelen teklifleri en yüksek fiyattan (en düşük faiz) en düşük fiyata doğru sıralamaktadır. Piyasa koşulları ve nakit gereksinimine göre hazine bu sıralamayı bir sınırda kesmekte ve bu sınırın üzerinde kalanlar ihaleyi kazanmaktadır. Ancak fiyat sistemi, ihale sonrası katılımcının tabi olacağı fiyatı etkileyebilmektedir. Tekli fiyat ihale sistemi benimsenmiş ise, ihalede kazanan en yüksek faize denk gelen fiyat tek fiyat olarak kabul edilmekte ve daha yüksek fiyattan teklif verenler de belirlenen fiyattan ihaleyi kazanmış olmaktadır. Çoklu fiyat ihale sisteminde ise ihaleyi kazanlar, teklif ettikleri fiyattan DİBS’i almış olmaktadırlar. Hazine tarafından ihraç edilecek DİBS’in vadesi ve cinsi, Reuters (CBTI) ekranlarından görüntülenebilir. TCMB, ihale sonuç bilgilerini (gelen teklif tutarı, toplam satış miktarı, en düşük-en yüksek ve ortalama faiz oranı, vb.) CBTI ekranından duyurmaktadır. İhalede karşılanmayan tekliflere ilişkin teminatlar geri ödenmektedir. Şekil 10’da TCMB hazine ihale sonuç bilgi ekranı (CBTI) görülmektedir. 42 Şekil 10. TCMB Hazine İhale Sonuç Bilgi Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı İhalelerde ödeme günü bir gün sonra olduğu için hesaplamalarda gün sayısı 364 olarak alınmaktadır. Ancak DİBS’lerin ikinci el piyasaki hesaplamalarında gün sayısı 365 olmaktadır. Dolayısıyla ihaleden almak, ikinci el piyasadan almaya göre katılımcıya kısmi bir fiyat avantajı yaratmaktadır. Tap yönteminde ise fiyatı belirleyen taraf Hazine Müsteşarlığı’dır. Hazine Müsteşarlığı tarafından uzun vadeli değişken tahviller TCMB’de depolanır ve bankalara istedikleri zaman belli bir fiyattan satılır. TCMB tarafından her gün ilan edilen fiyatlardan DİBS almak isteyen kurumlar, TCMB’yi arayarak işlem yapabilmektedirler. Halka arz yönteminde de fiyatı belirleyen taraf Hazine Müsteşarlığı’dır. Hazine Müşteşarlığı tarafından belirlenen fiyattan aracılık etmek isteyen kurumlar, TCMB’yi arayarak işlem yapabilmektedirler. 43 c. İMKB Tahvil ve Bono Piyasası İMKB’deki Tahvil ve Bono Piyasası, sabit getirili menkul değer işlemlerinin şeffaf ve rekabete açık bir ortamda işlem görmelerini sağlamak ve bu menkul değerlerin likiditesini artırmak amacıyla kurulmuştur. Bu kapsamda 1991 yılında Kesin Alım-Satım Pazarı ve sonrasında da, 1993 tarihinde Repo ve Ters-Repo Pazarı kurulmuştur41. (1) İMKB Kesin Alım-Satım Pazarı Kesin alım-satım pazarında TL ve döviz ödemeli DİBS’ler, gelir ortaklığı senetleri, gayrimenkul sertifikaları ve özel sektör tahvilleri ile TCMB tarafından ihraç edilen likidite senetleri işlem görmektedir. Tahvil ve bono piyasası ile repo ve ters-repo pazarında işlem yapabilmek için öncelikle kesin alım-satım pazarında işlem yapma koşulu aranmaktadır. Tahvil ve bono piyasasında TCMB, bankalar ve aracı kurumlar işlem yapabilmektedir. İşlem saatleri ise bugün valörlü işlemlerde 09.30 -12.00 ve 13.0014.00 arası, ertesi gün valörlü işlemlerde ise 09.30-12.00 ve 13.00-17.00 arasıdır. Kesin alım-satım pazarında işlem yapmak için sırasıyla; kağıdın tanımını, işlem türünü, valörünü, hesap kodunu, nominal tutarını, fiyatını ve emir tipini bildirerek işlem yapılmaktadır. İletilen talepler üye temsilcileri tarafından sisteme girilir. Sisteme girilen emirler piyasa izleme ekranlarından görüntülenebilir. Emirler içerisinde alımda en yüksek fiyatlı, satımda en düşük fiyatlı emirler Reuters gibi veri dağıtım kanallarında piyasa katılımcıları tarafından görüntülenebilir. İletilen söz konusu emirler içerisinde en iyi fiyattan işlem olması halinde, sonraki fiyat otomatik olarak en iyi teklif durumuna gelir. Daha kötü fiyatlı emirler, zaman önceliğine göre sistemde yer alır ve derinlik ekranlarından görüntülenebilir. Şekil 11’de İMKB tavil-bono ekranı görülmektedir. Bu ekranda görülen fiyatlardan işlem yapmak için bankalar otas işlem ekranını kullanmaktadırlar. Otas işlem ekranı ile banka IMKB tahvil bono piyasasından işlem yapabilmektedir. 41 TSPAKB, s. 117. 44 Şekil 11. İMKB Tahvil-Bono Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Kesin alım-satım pazarına iletilecek emirler nominal değer olarak emir büyüklüğü ve katları şeklinde iletilmektedir. Emir büyüklükleri şu şekildedir; Tablo 2. İMKB Tahvil-Bono Ekranına Emir İletim Limitleri Normal Emirler Pazarı DİBS (TL) DİBS (YP) TCMB Likidite Senedi (TL) Özel Sektör Tahvili (TL) En Düşük 100.000 10.000 100.000 1.000 En Yüksek 10.000.000 1.000.000 10.000.000 100.000 Küçük Emirler Pazarı En Düşük 1.000 1.000 - En Yüksek 99.000 99.000 - Kaynak: TSPAKB, s. 123. Ayrıca emir girişlerinde kullanılabilecek birçok farklı emir tipi bulunmaktadır. • Limitli Emir: Limitli emir fiyat ve nominal tutar belirtilerek, minimum emir büyüklüğünün katları şeklinde verilmektedir. Emrin gerçekleşmeden kalan kısmı pasif olarak beklemektedir. 45 • Piyasa Emri: Bu tür emirlerde fiyat belirtilmemektedir. Minumum emir büyüklüğünün katları şeklinde verilen emir pasif emirlerle kısmi ya da tamamen karşılaşır, emrin gerçekleşmeden kalan kısmı iptal edilmektedir. • Kalanı İptal Et Emri: Kısmen gerçekleşme koşulu ile verilen aktif emir tipidir. Emir girildiği anda bekleyen karşıt emirler ile eşleşir, gerçekleşmeyen kısmı otomatik olarak iptal edilmektedir. • Gerçekleşmezse İptal Et Emri: Tamamı gerçekleşme koşulu ile verilen aktif emir tipidir. Emir girilir girilmez bu koşul sağlanmadığı takdirde iptal edilmektedir. Kotasyon yöntemi olarak da menkul değerlerin tanımlanmasında ISIN kodu kullanılır. ISIN kodu 12 haneden oluşmaktadır; • 1. ve 2. haneler ülke kodunu gösterir. (TR) • 3. hane menkul değer türünü gösterir. (Devlet Tahvili = T, Hazine Bonosu = B, Halka Arz = H) • 4. ve 9. haneler menkul değerin itfa tarihini gün, ay ve yıl olarak belirtir. • 10. hane menkul değerin TL ya da YP cinsinden olduğunu gösterir. (TL olan ihraçlarda tüm menkul değer T ile, anapara A ve kupon K ile gösterilir. YP olan ihraçlarda tüm menkul F ile, anapara P ve Kupon C ile gösterilir.) • 12. hane kontrol hanesidir. (2) TCMB Repo-Ters Repo Piyasası Repo-ters repo pazarı sabit getirili menkul değerlerin geri alım vaadi ile satım ve geri satım vaadi ile alımını, organize piyasa koşulları içerisinde güvenli bir şekilde gerçekleştirmek amacıyla açılmıştır. Repo türleri; düz repo, ters repo, fiktif repo, sürekli repo, vadeye kadar repo, gecelik repo, açık repo, esnek repo ve melez repo olarak sınıflandırılabilir. Vade açısından ise gecelik, belirsiz süreli ve vadeli repo olmak üzere üç tür repo bulunmaktadır. Repo işlemlerinde kullanılan belli başlı menkul değerler, esas itibarı ile hazine bonoları ve devlet tahvilleri olmasına karşın; hisse senedi hariç ancak 46 VDMK dahil, neredeyse her türlü menkul değer üzerinden repo işlemi yapmak olanaklıdır42. Repo-ters repo pazarında devlet tahvili ve hazine bonosu ile TCMB likidite senetleri işleme konu edilmektedir. Pazarda, özeliklerine göre gruplandırılmış menkul değerler üzerinden işlem yapılmaktadır. Repo ya da ters repo işlemlerinde menkul değer değil, menkul değer grubu girilmelidir. Merkez Bankası, APİ’lerini repo ve ters repo piyasası ile İMKB tahvil ve bono piyasası aracılığıyla gerçekleştirmektedir. Merkez Bankası piyasadaki likidite durumuna göre, APİ politikasına karar vermektedir. APİ’lerde vadesine en fazla bir yıl kalan DİBS’ler bulunmaktadır. Repo ve ters-repo işlemlerinde ise bir yıldan uzun vadeli DİBS’ler kullanılabilmektedir. Ancak repo ve ters repo işlemlerinin vadesi 91 günü aşamamaktadır. APİ olarak doğrudan alış, doğrudan satış, repo ve ters repo işlemleri kullanılmaktadır43. Repo genel tanımıyla; elde bulunan mülkiyeti bankaya ait menkul değerlerin, belli bir fiyat ve vadede geri satın almak üzere, müşteriye satılması sözleşmesidir. Repoda işlem anında satış, vade de ise geri alış vardır. Satış fiyatı ile alış fiyatı arasındaki fark ise repo müşterisinin getirisidir ve genel olarak yüzde ile ifade edilmektedir. Uzun vadeli yatırım ya da zorunlu karşılık amacıyla tutulan menkul değerler, kısa vadeli fon gereksinimlerinin karşılanması amacıyla repoya bağlanarak; alternatif kaynaklara oranla daha ucuz borçlanma olanağı yaratabilmektedir. Şekil 12’de TCMB açık piyasa işlemleri ekranı görülmektedir. Bu ekranda TCMB’nin ne miktar ve ne vade ile ihale yapacağı açıklanmaktadır. Bankalar açıklanan bu veriler doğrultusunda ihaleye katılma kararı vermektedirler. 42 Sedat Yetim, “Repo, Ters Repo ve Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri”, Hazine Dergisi, Sayı:6, Nisan, 1997, s. 76. 43 TSPAKB, s. 119. 47 Şekil 12. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı APİ’lerde, piyasadaki oynaklığın yüksek olduğu dönemlerde işlemler kotasyon yöntemiyle yapılmaktadır. TCMB, DİBS’in vadesini ve fiyatını doğrudan alım-satım için CBTL sayfasında, repo ve ters-repo için de CBTF sayfasında yayınlamaktadır. Söz konusu fiyattan işlem yapmak isteyen bankalar taleplerini TCMB’ye bildirirler. İhale yöntemiyle APİ yapılması durumunda ise, faiz oranları bankalarca belirlenmektedir. TCMB ihalede yapılan teklifleri faiz oranına göre sıralar ve öngörümlediği orana kadar olan teklifleri kabul ederek, Reuters’da CBTG ekranında duyurur44. APİ sonuç duyurusunun yapıldığı CBTG ekranı Şekil 13’te gösterilmektedir. 44 Civelek, s. 127. 48 Şekil 13. TCMB Açık Piyasa İşlemleri Sonuç Duyuru Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı TCMB açık piyasa işlemleri sonuç duyuru ekranında toplam talep miktarı ve kabul edilen teklif tutarları ilan edilmektedir. Belirtilen en yüksek ve en düşük faiz oranlarına göre teklifte bulunan bankalar taleplerinin karşılanıp karşılanmadığını anlamaktadırlar. Repo-ters repo piyasasında işlemler emir büyüklüğü ve katları şeklinde iletilmektedir. Emir büyüklüğü olarak; normal emirler pazarında en az 500.000 – en çok 10.000.000 iken, küçük emirler pazarında en az 1.000 – en çok 499.000 TL ve katları şeklinde işlem yapılmaktadır. 2. Organize Olmayan Para ve Sermaye Piyasaları Organize olmayan para ve sermaye piyasaları; Bankalararası TL Piyasası, Bankalararası Repo Piyasası ve Bankalararası Tahvil Piyasasıdır. Bu piyasalar aşağıda kısaca incelenmiştir. 49 a. Bankalararası TL Piyasası Bankalar, TL gereksinimlerini TCMB’deki Interbank piyasasının yanısıra, ikincil piyasa olarak bilinen bankalararası serbest para piyasasından da karşılayabilirler. Bankaların organize bir piyasa olan TCMB Interbank piyasasında işlem yapmak yerine, piyasa dışında ve kendi aralarında işlem yapmaları; daha çok TCMB’nin kendilerine tanıdıkları limitlerin yetersiz gelmesi ve TCMB’de işlem yapma maliyetinin daha yüksek olmasından kaynaklanmaktadır45. Bankalararası para piyasası, TCMB’nin işlemlere aracılık etmesi karşılığında aldığı komisyonu ortadan kaldırmaktadır. Ancak uygulamada borç veren bankalar, TCMB komisyonunun en azından bir kısmını faiz oranına yansıtmakta ve getirilerini bu şekilde artırmaktadır. Bankalar, serbest Interbank piyasasında karşı bankanın açtığı limit dahilinde işlem yapabilmektedir. Bu piyasada işlemler için ayrıca teminat istenmemektedir. İşlemlerin teminatsız yapılmasından dolayı bankalar işlem yapabilecekleri bankalara ve işlem miktarına sınırlama getirmişlerdir. Buna piyasada kısaca limit (line) denilmektedir. Her banka ancak limiti olan bir bankayla ve limitleri dahilinde işlem yapabilmektedir. Bankalar birbirleriyle olan limitleri doğrultusunda telefon ya da Reuters aracılığıyla işlem yapabilmektedir. İki banka arasındaki fiyatlamalar, karşılıklı pazarlık gücüne bağlıdır. Bu piyasadaki oranlar piyasadaki likidite ve bankanın nakit akışı tarafından belirlenmektedir. Çünkü piyasadaki likiditenin artması ve bankaların nakit gereksiniminin azalması, borç verme oranlarını düşürmekte; likiditenin azalması ve bankaların nakit gereksiniminin yükselmesi ise oranları artırmaktadır. 45 Uzunoğlu, s. 133. 50 Şekil 14. Bankalararası TL Para Piyasası Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Bankalar tarafından TRL DEPO, TRL DEPP ve TRL DEPQ sayfalarında ilan edilen kotasyonlar, limitleri olan bankalara etik ilkeler nedeniyle verilmektedir. Serbest Interbank piyasası, bankaların uzun vadeli varlıklarını elden çıkarmadan kendilerine kısa vadeli fonlama kaynağı sağlamaktadır. Şekil 14’te bankalararası TL para piyası ekranı yer almaktadır. Bankalararası piyasada oluşan faiz oranları, bankacılık sisteminin genel likidite durumu ile yakından ilgilidir. Sisteme TL girişleri, TL faiz oranlarını düşürücü etki yapmakta; çıkışlar ise faiz oranlarını yukarı çekmektedir. TCMB’nin bankalarla yaptığı açık piyasa işlemlerinden kaynaklanan dönüşler ve devlet iç borçlanma senetlerinin geri ödemeleri; bankacılık sistemine fon girişi sağlamakta ve faiz oranlarını düşürücü etki yaratmaktadır. 51 Bir banka, karşı bankanın kendisi için tanıdığı en yüksek işlem miktarına kadar borçlanabilmektedir. Borçlanma oranı iki banka arasında hiçbir alt ve üst sınırlama olmaksızın, pazarlıkla belirlenmektedir. Piyasanın gerçekleşen işlem hacminin yaklaşık olarak %90’ı gecelik borçlanmadan oluşmaktadır. Bunun temel nedeni, piyasanın yapısı itibarıyla kısa vadeye dönük olmasıdır. Ayrıca çeşitli nedenlerle istikrara kavuşamayan piyasalarda oluşan belirsizlik, bankaları uzun vadeli pozisyon yönetiminde çekimser yapmaktadır. b. Bankalararası Repo Piyasası Bankalar, repo işlemlerini İMKB’deki repo-ters repo pazarında yapabildikleri gibi kendi aralarında da yapabilmektedirler. Bankalar; İMKB’nin kendilerine tanıdıkları limitlerin yetersiz gelmesi durumunda, işlemleri kendi aralarında yapmayı tercih etmektedirler. Tüm ikincil piyasalarda olduğu gibi, bu piyasada da bankalar ancak limiti (line) olan bankalarla ve limitleri dahilinde işlem yapabilmektedirler. Bu piyasada işlemler telefonla pazarlık ya da dealing ekranları aracılığıyla yapılmakta ve oranlar daha çok İMKB repo-ters repo pazarında gerçekleşen oranlar baz alınarak belirlenmektedir. c. Bankalararası Tahvil Piyasası Bankalar tahvil ve bono işlemlerini İMKB’deki kesin alım-satım pazarında yapabildikleri gibi, kendi aralarında da işlem yapabilmektedirler. Bankalar İMKB’nin kendilerine tanıdığı limitlerin yetersiz gelmesi halinde ve özellikle ileri valörlü işlemleri kendi aralarında yapmayı tercih ederler. Tüm ikincil piyasalar gibi, işlemler ancak limiti olan bankalarla ve limitleri dahilinde yapılabilmektedir. Piyasada oranlar; daha çok işlemlerin büyük bölümünün gerçekleştiği İMKB kesin alım-satım pazarında gerçekleşen oranlar baz alınarak belirlenmektedir. 52 V. FON YÖNETİMİ İŞLEMLERİNİN GERÇEKLEŞTİRİLDİĞİ ULUSLARARASI PİYASALAR Bankalar fon yönetimi işlemlerini ulusal döviz, para ve sermaye piyasalarının yanısıra; uluslararası döviz, para ve sermaye piyasalarında da gerçekleştirmektedir. Uluslararası piyasalarda yapılan işlemler hem organize hem de organize olmayan piyasalarda gerçekleşebilmektedir. A. Uluslararası Döviz (FX) Piyasası Döviz piyasası, farklı ulusal paraların birbirine dönüştürülmesini sağlamaktadır. Bu piyasalar dünyanın en geniş hacimli piyasalarıdır. Bunun en önemli nedeni piyasaların belirli bir zamanın olmamasıdır. Bu piyasa dünyada 24 saat açıktır; sabah Sidney ve Tokyo’da açılıp, zaman içerisinde Hong Kong ve Singapur’a kaydıktan sonra devreye Bahreyn girmektedir. Ardından da Avrupa piyasaları olan Frankfurt, Zürih ve Londra piyasaları açılmaktadır. İşlemlerin oldukça yoğun gerçekleştiği Londra piyasası hareketlendikten sonra, New York ve Chicago faaliyete başlamaktadır. Bu piyasaları daha sonra Los Angeles ve San Francisco takip etmektedir46. Günün 24 saati faaliyet gösteren döviz piyasasının işlem hacmi, dünya ticaret hacminin 50 katını aşmış bulunmaktadır. Döviz piyasalarında ulaşılan işlem hacmi; yatırım, korunma ve spekülasyon amaçlı hareketlerin önemini açıkça ortaya koymaktadır. Döviz piyasaları coğrafik olarak birbirinden uzak olsa da, haberleşme araçları ile bu sorun giderilmiştir. Türkiye coğrafi konumu nedeniyle sabah erken saatlerde Uzakdoğu piyasası, saat 10.00-15.00 arası Avrupa piyasası ve 16.00’dan itibaren de Amerika piyasasında işlem yapabilmektedir. Uzakdoğu piyasasında en önemli merkezler Tokyo, Singapur, Hong Kong ve Bahreyn’dir. Uzakdoğu piyasasında işlemler JPY (Japon Yeni), USD ve EUR ağırlıklı 46 Hull, s. 21. 53 olmaktadır. Günümüzde arbitraj yapmak isteyen yatırımcılar faiz oranı düşük ülkelerden borçlanıp, faizi yüksek ülkelere borç vererek (carry-trade) aradaki farktan gelir etme çabasındadırlar. Bu faktör, faizi en düşük ülke olan Japonya’nın para birimini daha da önemli hale getirmiştir. Böylece USD/JPY ve EUR/JPY pariteleri piyasalarda carry-trade açısından bir gösterge durumuna gelmiştir47. Şekil 15. Uluslararası Spot Çapraz Döviz Kuru Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Avrupa piyasasında en önemli merkezler ise Londra, Paris, Frankfurt ve Zürih’tir. Londra piyasası, saat avantajından dolayı en hacimli ve hareketli piyasadır. Şekil 15’te 47 Carry-trade, düşük faiz getiren bir para biriminden borçlanıp bu parayı yüksek faiz getiren başka bir para birimine yatırmaktır. 54 uluslararası spot çapraz döviz kuru ekranı görülmektedir. Uluslararası döviz kuru işlemlerinde, farklı para birimlerine ilişkin parite değerleri alım ve satım şeklinde çift kotasyon olarak girilmektedir. Bu piyasada en çok işlem gören para birimleri EUR, USD, JPY, GBP ve CHF’dir. Amerika’da en önemli merkez, kuşkusuz New York Borsası’dır ve Amerikan piyasasındaki hareketlenme özellikle 1970’lerden sonra USD’deki değer kaybıyla başlamıştır. Özellikle 1980’den sonra New York Borsası, Londra Borsası ile rekabet eder hale gelmiştir. Chicago Borsası da (CBOT) mal fiyatları anlamında oldukça önem arz eder. Amerika tarafında da en çok işlem gören para birimleri USD, EUR, JPY, GBP ve CHF’dir. Uluslararası döviz alım-satım işlemlerinde ülkeler arasındaki saat farklılıkları ve dolayısıyla takas işlemlerinin valörü önemlidir. Genel ilke olarak uluslararası döviz alımsatım işlemlerindeki ödemeler, iki iş günü valörlü olarak gerçekleşmektedir. Bu işlemler spot işlem kabul edilmektedir. Döviz alım-satım işlemlerinde valör iki iş gününden fazla ise, bu işlem forward işlem kabul edilmektedir. B. Uluslararası Para ve Sermaye Piyasaları Parasal araçların ait olduğu ülkenin yasal düzenleme ve kısıtlamalarına bağlı olmaksızın işlem gördüğü piyasalara, uluslararası para piyasası denilmektedir. Uluslararası para piyasasında ülke riski ve politik risk kavramları ortaya çıkmaktadır. Ülkedeki parasal düzenlemeler, siyasi gelişmeler ve yasal sınırlamalar önemlidir. Dolayısıyla uluslararası para piyasalarında bu risklere bağlı olarak; kredi işlemlerinde faiz oranına ek bir risk marjı, yani fark söz konusu olmaktadır. Uluslararası para piyasalarında mevduat ve kredi işlemlerinde genel olarak LIBOR + fark şeklinde faiz oranı belirlenmektedir. LIBOR oranına eklenen fark, ülke riskinin bir göstergesidir. Türkiye’deki bankaların yurtdışından sağladıkları sendikasyon 55 kredileri EUR para piyasasından temin edilmektedir48. Hangi ülkenin para piyasasından borç alınması söz konusu ise, o ülkeye ilişkin LIBOR, EURIBOR, TRLIBOR gibi faiz oranları baz faiz olarak alınmaktadır. Şekil 16’da uluslararası para piyasası LIBOR ekranı görülmektedir. Şekil 16. Uluslararası Para Piyasası LIBOR Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı 1. Bankalararası Para Piyasası YP cinsinden fonlama ve fon fazlalarını değerlendirmede en yaygın piyasa, bankalararası para piyasasıdır. Örneğin; bir banka ihracatçıdan aldığı EUR’ları beş gün sonra vadesi gelecek olan bir EUR ithalatına ödeme için kullanacaksa, EUR’u ödeme valörüne kadar uluslararası Interbank piyasasında plasman yaparak değerlendirebilir. 48 Sadi Uzunoğlu, Yeni Finansman Teknikleri, Strata Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 1998, s. 90. 56 Başka bir örnekle açıklamak gerekirse, aynı bankanın dört gün sonra GBP cinsinden borç ödemesi varsa, ancak bankaya yapılacak GBP girişleri sekiz gün sonra ise; banka ya elindeki başka bir dövizi FX piyasasında GBP’ye çevirebilir ya da dört gün sonraki valörle kullanmak ve sekiz gün sonra ödemek üzere bankalararası para piyasasından borçlanabilir. Bu piyasada para cinslerine ve vadelere göre uygulanacak faiz oranları, bankalarca Reuters ekranlarında yayınlanmaktadır. Şekil 17’de TRY için vadelere göre uygulanacak faiz oranları ICAPTRY kodu ile valörlü para piyasası işlemleri ekranında görülmektedir. ICAP kodunun sonuna eklenen para birimi ile; söz konusu para birimine ilişkin valörlü para piyasası oranları görüntülenebilir. Bu oranlar ile fon yöneticisi elindeki parayı hangi para piyasası işleminde değerlendireceğine karar vermektedir. Şekil 17. Valörlü Para Piyasası İşlemleri Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Bankalararası piyasada yapılan plasmanlar en az bir milyon USD ya da muadili tutarlar için yapılmaktadır. Vadeler ise on iki saat ile altı ay arasında değiştiğinden, 57 piyasadaki işlemler genellikle kısa vadelidir. Bankalararası piyasa, uluslararası para piyasasının fon dağılımını etkin bir şekilde gerçekleşmesinde önemli rol oynamaktadır49. 2. Amerikan Hazine Bono ve Tahvilleri Amerikan Hazinesi tarafından çıkarılan bir yıla kadar vadeli olanlara Treasury Bill, 2-10 yıl vadeli olanlara Treasury Notes, 10 yıldan uzun vadeli olanlara Treasury Bonds denilir. Treasury Bill kısa vadeli hazine bonosudur ve vadeye kadar oluşan faiz anaparadan iskonto edilerek satılmaktadır. Treasury Note ve Treasury Bond ise iskonto yöntemiyle değil, altı ayda bir yapılan kupon ödemesi ile fiyatlanmaktadır. Treasury Bill, Note ve Bond yatırım araçlarının faiz oranları, aynı zamanda piyasada bir gösterge olarak da kullanılmaktadır. Şekil 18’de ABD tahvil ve bono işlemlerine ilişkin kupon ödemesi, vade, alış-satış fiyatı, alış-satış getirisi gibi bilgileri içeren ekran görülmektedir. Şekil 18. ABD Tahvil ve Bono Piyasası Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı 49 TSKPAB, s. 231. 58 İngiltere ya da Almanya gibi gelişmiş ülkeler, borçlanma senetleri çıkarmaktadırlar. İngiliz devlet tahvilleri Gilt, Alman devlet tahvilleri ise Bund olarak adlandırılmaktadır. Bu tahvillerin piyasada bir gösterge olma durumu söz konusu değildir. 3. EURO-Piyasalar Uluslararası finansal piyasalar EUR piyasa olarak tanımlanmakta ve temelde ikiye ayrılmaktadır. Birincisi EUR para (EUR currency) piyasasıdır ve genelde kısa vadeli fon alışverişi yapılmaktadır. İkincisi eurobond piyasasıdır ve bu piyasa belirlenen para birimini kullanmayan ülkelerde satılan tahvillerin alınıp satıldığı piyasadır. USD cinsinden bir devlet tahvilinin Avrupa’da ya da başka bir uluslararası finansal merkezde çıkarılması durumunda; söz konusu bu tahvil eurobond olarak adlandırılmaktadır. Eurobond piyasaları, kendi ülkeleri dışında bulunan tahvillerin alınıp satıldığı piyasalardır. 59 Şekil 19. Gelişmekte Olan Ülkelere İlişkin Eurobond Piyasası Ekranı Kaynak: Reuters Veri Dağıtım Ekranı Eurobond piyasası, uzun vadeli fonların sağlandığı uluslararası sermaye piyasası görünümündedir. Şekil 19’da gelişmekte olan ülkelere ilişkin eurobond piyasası ekranı görülmektedir. Şekilde Türkiye’nin USD ve EUR cinsinden yurtdışında ihraç ettiği eurobondlara ilişkin vade, kupon ödemesi, alış-satış fiyatı, alış-satış getirisi ve getiri değişim bilgileri yer almaktadır. Reuters’ın ülke eurobondlarını yayınladığı bu sayfada sadece Türkiye’nin değil; Güney Afrika, Endenozya, Filipinler, Rusya, Brezilya gibi ülkelerin eurobond fiyat ve getirleri görülebilmektedir. Eurobond, aynı anda birçok finansal merkezde geniş yatırımcı kitlesine sunulur. Bu tahviller sabit faiz, değişken dalgalı faiz (FRNS), hisse senedine dönüştürülebilir tahvil özelliği ile birçok para birimi üzerinden ihraç edilebilir50. Eurobond, finansman sağlamak isteyen hükümet ya da şirketler tarafından, yurtdışında, 5 – 30 yıl vadeli olarak yabancı para cinsinden ihraç edilen ve hiçbir ülke 50 Uzunoğlu, s. 102. 60 mevzuatına tabi olmayan tahviller olarak tanımlanabilir. Eurobond en az iki üyesi farklı ülkelerde kayıtlı bulunan bir sendika tarafından üstlenilmekte (underwriting), ihraççının ülkesi haricinde en az bir ya da daha fazla ülkede arz edilmekte ve başlangıçta ancak bir mali kuruluş tarafından edinilebilmektedir. Eurobondun başlıca özellikleri; uluslararası bir konsorsiyum aracılığıyla ihraç edilebilmesi, eurobond yatırımcılarının bilgili kurumsal yatırımcılar olması, birden fazla ülkede eş anlı olarak ihraç edilmesi, tek bir ülke yasasına tabi olmaması, dönüştürülebilir para cinsinden ihraç edilmesi, takas süresinin en az T+3 işgünü olması ve altı ay ya da yılda bir faiz ödemeli olmasıdır. 4. Türev Piyasaları Türev piyasaları kavramı, forward, futures, options ve swap işlemlerinin tamamını içermektedir. Bu tür işlemler vadeli işlemlerdir. Vadeli işlemlerin ortak özelliği; ilerideki bir tarihte teslimatı yapılmak üzere herhangi bir malın ya da finansal aracın, bugünden alım satımının yapılmasıdır. Değeri başka bir finansal varlığın ya da malın değerine doğrudan bağlı olan finansal araçlar, türev araç olarak adlandırılmaktadır. Türev araçlar korunma, spekülasyon ve arbitraj amacıyla alınıp satılabilmektedir. Korunma amaçlı işlemler; mevcut ya da gelecekte oluşabilecek risklerin borsadaki sözleşmeleri kullanarak azaltılması ya da giderilmesidir. Spekülasyon amaçlı işlemlerde yatırımcı, sözleşmeleri fiyat hareketlerinden kâr elde etmek amacıyla alıp satmaktadır. Arbitraj işlemleri herhangi bir risk alınmaksızın, fiyat ya da faiz hadlerinde oluşan dengesizliklerden faydalanarak, farklı sözleşmelerin ve işlemlerin eşanlı olarak yapılmasıyla, belirli bir kârın garanti edildiği işlemlerdir. Türev piyasaların temelini oluşturan futures işlemler organize borsalarda yapılmakta, bunun doğal bir sonucu olarak da vade, sözleşme büyüklüğü, alınacak teminatlar, fiyat adımları gibi işlem ölçütleri ilgili borsalar tarafından belirlenmektedir51. Opsiyonlar ise hem borsalarda hem de OTC piyasalarda işlem görmektedir. Her iki piyasada gerçekleştirilen opsiyon işlemleri, özellikleri bakımından farklılık göstermektedir. 51 Brealey M. Marcus, Fundamentals of Corparate Finance, 3rd Edition, McGraw Hill, London, 2001, s. 24. 61 a. Organize Opsiyon Piyasaları Organize borsalarda işlem gören başlıca opsiyon çeşitleri hisse senedi opsiyonları, döviz opsiyonları, endeks opsiyonları ve futures opsiyonlarıdır. Borsalarda 52 gerçekleştirilen opsiyonlarının özellikleri şöyle özetlenebilir ; • Tüm dönüştürülebilir dövizler USD’ye karşı fiyatlandırılmaktadır. Uygulama fiyatları, sabit belli aralıklarla kote edilmekte ve bir birim döviz karşılığı USD cinsinden belirtilmektedir53, • Opsiyonlarda sözleşme büyüklükleri (sözleşme tutarları) standarttır. Standart sözleşme büyüklükleri, opsiyonların işlem gördüğü borsalar arasında da farklılık göstermektedir54, • Opsiyonların vadeleri; genellikle üç aylık aralıklarla mart, haziran, eylül ve aralık aylarının 3. çarşamba günü dövizlerin teslimi olacak şekilde, standart vadeler olarak belirlenmiştir, • Borsalardaki döviz opsiyonları peşin döviz kurları (piyasa kurları) üzerine düzenlediği gibi, futures sözleşmeleri üzerine de düzenlenmektedir, • Opsiyon satıcısı, işlem yaptığı borsaya başlangıçta sözleşme değerinin belli bir yüzdesi tutarında marj yatırmaktadır. Gelişmiş borsalarda standardize edilmiş döviz opsiyonlarının avantajları kısaca şöyle belirtilebilir55. Piyasaların likit olması büyük hacimlerindeki taleplerin kolayca karşılanabilmesini sağlamaktadır. Ayrıca opsiyon satıcısının yükümlülüğünü yerine getirmeme şeklinde tanımlanan kredi riski, borsalardaki opsiyonlarda sözkonusu olmamaktadır. Bunun dışında işlemlerin yürütüldüğü bu borsalarda, opsiyon primleri kolaylıkla elde edilebilmekte; fiyat değişimleri ise anında Reuters’dan izlenebilmektedir. 52 Barry Howcroft ve Christopher Storey, Management and Control of Currency and Interest Rate, McGraw Hill, New York, 1996, s. 56. 53 Hull, s. 87. 54 Marcus, s. 22. 55 DC Gardner, Currency Options, DC Gardner Workbook, London, 1999, ss. 34-56. 62 Bu avantajlarının yanısıra, borsalarda işlem yapmanın başlıca kısıtı ise; işlemlerin borsa düzenlemelerine tabi olmasından dolayı döviz tutarı ve vade gibi konularda belirlenen standartlara uyma zorunluluğudur. b. Organize Olmayan Opsiyon Piyasaları Organize olmayan opsiyon piyasalarında döviz opsiyonları ve faiz opsiyonları, faiz tavanları, faiz tabanları ve faiz kuşakları işlem görmektedir. Bu piyasaların belli başlı özellikleri şu şekilde özetlenebilir56: • Opsiyonların sözleşme büyüklüğü, uygulama fiyatı ve vadeleri tümüyle müşteri ve banka arasındaki anlaşmayla belirlenmektedir. Bu piyasalarda yapılan opsiyonlar, borsalarda standardize edilmiş opsiyonlara göre taraflara daha fazla esneklik sağlamaktadır, • Opsiyon primi, sözleşme tutarının belli bir yüzdesi olarak kote edilmekte ve sözleşme yapıldıktan iki gün sonra ödenmektedir. Prim de iki taraf arasında yapılan sözleşme sonucu belirlenmekte ve sadece taraflarca bilinmektedir. Bu prim dışında ödenmesi gereken ek bir komisyon ya da masraf yoktur, • Bu opsiyonlar, borsalardaki standartlarla karşılaştırıldığında daha kısa, uzun ya da ara günleri içeren vadelerle düzenlenebilmektedir. Borsalarda gerçekleşen standart özellikli opsiyonlara göre, bu tür opsiyonlar alıcılara önemli esneklikler sağlamaktadır. Bu nedenle OTC piyasa opsiyonları, borsalardaki opsiyonlara göre daha pahalı opsiyonlardır. Diğer yandan firma (opsiyon alıcısı), bankanın yükümlülüğünü yerine getirmemesi riskiyle (kredi riski) karşı karşıyadır. Firmalar kendi gereksinimlerine göre düzenlenen, esnekliğe sahip, ancak görece daha pahalı olan bu tür opsiyonları yapmayı tercih etmektedir. Günümüz finansal koşullarının daha riskli hale gelmesi nedeniyle finansal risk yönetim tekniklerinin kullanımının yaygınlaştığı görülmektedir. Finansal risk yönetim 56 Hawcroft ve Storey, s. 26. 63 tekniklerine olan talebi belirleyen temel değişken, finansal risktir ve finansal riskler giderek artmaktadır. Fon yönetimi bölümlerinin işlemlerinin gerçekleştiği piyasalara ve işlemlere bakıldığında; piyasa riskini oluşturan faiz, döviz kuru, hisse senedi ve türev ürün fiyatlarındaki değişiklikler bankanın karlılığı ve riskliliği açısından büyük öneme sahiptir. Bankacılık risklerini ayrıntılı bir biçimde tanımlayan, bunların ölçülmesine dönük kapsamlı yöntemler sunan ve tüm bunların yanında, risk ölçüm süreçlerinin etkinliğinin sağlanmasına dönük önlemler içeren Basel II Uzlaşısı, bankacılık sektörü açısından önemli bir gereksinimi karşılamaktadır. Gelişen ve değişen koşullar riskin üstlenilmesinin tek başına yeterli olmadığını, asıl başarının riskin iyi yönetilmesi ile olanaklı olduğunu göstermiştir. 64 İKİNCİ BÖLÜM FON YÖNETİMİNDE KARŞILAŞILAN FİNANSAL RİSKLER VE FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER 1990’li yıllardan itibaren piyasalarda finansal araçların oynaklığının artması sonucu finansal risk önemli bir kavram olarak ortaya çıkmıştır. Finansal risklerin etkin yönetimini sağlamak için güvenilir ölçü ve yöntemlerin uygulanması bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Bu bölümde bankaların, karşı karşıya oldukları riskler tanımlanmış, sınıflandırılmış ve ölçüm yöntemleri incelenmiştir. Bankadaki fon yönetimi bölümlerinin bankanın nakit ve nakit benzeri varlıklarının etkin yönetimini amaçlaması nedeniyle, fon yönetimi bölümlerinin karşılaştığı en önemli risklerden biri piyasa riskidir. Bu riskler, doğru yönetilmediğinde bankaların fon yönetimi bölümlerinin kazandıklarını çok kısa sürede kaybetmelerine neden olabilmektedir. Bu yüzden piyasa riski ölçüm yöntemlerinin tümü ve özellikle Basel II uzlaşısında içsel ölçüm yöntemi olarak yer alan RMD yöntemi incelenmiştir. RMD hesaplamasında kullanılan tüm ölçüm yöntemleri ve piyasa riskinin temel ölçüsü olan oynaklık parametreleri RMD çerçevesinde ayrıntılı olarak ele alınmıştır. I. BANKACILIKTA RİSK YÖNETİMİ KAVRAMI, AMACI VE TÜRLERİ Bankalar kârlılığa ve likiditeye ilişkin kararlar alırken, mevcut belirsizliği gidermek üzere öngörüde bulunurlar. Öngörü ile gerçekleşmenin aynı yönde olmaması da, riski meydana getirmektedir. Bankacılık, doğası gereği risk faktörü içermektedir. Yaşanan krizler, tüm bankaların gelişim sürecinin temelinde risk ve riskin yönetilmesi konusunun ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Küreselleşme ve teknolojideki gelişmeler nedeniyle finansal sistemlerin bütünleşmesi hız kazanmış; bu da bir ülkenin yaşadığı ekonomik sıkıntıların, diğer ülkelere ulaşmasına neden olmuştur. Küreselleşme ile artan krizler nedeniyle ülkeler, kendi finans piyasalarına ilişkin düzenlemelerin yeterli olmadığının farkına varmış ve 65 bazı uluslararası düzenleyici otoriteler tarafından bankaların karşılaştıkları risk yönetim sürecine ilişkin düzenlemeler uygulamaya konulmuştur. A. Bankacılıkta Risk Yönetimi Kavramı Risk, beklenen bir sonucun belirsizlik derecesi olarak tanımlanmaktadır. Başka bir ifade ile risk, olayın ya da olaylar grubunun ortaya çıkma olasılığıdır. Risk kelimesi genelde istenmeyen bir durumu ifade etmektedir. Bu nedenle risk, belirsizliğe karşı maruz kalınan durum olarak da tanımlanabilir57. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) göre risk; bir işleme ilişkin parasal kaybın ortaya çıkması ya da bir giderin, ya da zararın vuku bulması nedeniyle; ekonomik faydanın azalması olasılığı olarak tanımlanmaktadır. Risk az iken geleceği öngörümleyebilme gücü yüksek, risk çok iken geleceği öngörümleyebilme gücü düşük olmaktadır58. Bankacılıkta risk yönetimi anlayışının önemi, son yıllarda hem Dünya’da hem de Türkiye’de finans kesiminde yaşanan krizler sonucu artmıştır. Risk yönetimi güçlü olan bankalar, aldıkları riskleri ayrıntılı olarak inceleyip, olası kayıpları önceden belirleyerek önlemler almaktadırlar. Bu nedenle güçlü risk yönetimine sahip olan bankalar, piyasaların yaşadığı olağanüstü durumlarda karşılaşılabilecek kayıpları azaltırken, kârlılığı artırabilmektedir. Aktif ve pasif nitelikteki varlıkların değerlerinde beklenmedik değişimlerin ortaya çıkması olasılığı şeklinde tanımlanabilecek olan risk, finansal piyasaların kaçınılmaz bir unsurudur. Finans piyasasında faaliyet gösteren tüm kuruluşların, özellikle de bankaların karşı karşıya oldukları riskleri tanımlamaları, risk ölçüm yöntemleri ile ölçmeleri ve ölçülen risklere karşı uygulanması gereken politikaları oluşturmaları gerekmektedir. Bu sürecin bütünü risk yönetim sürecini oluşturmakta ve özellikle ticari bankacılık için çok önemli bir gereksinim olmaktadır. 57 Andy Anderson, Riskler ve Risk Yönetimi, Seminer Notları, Mida Institute, İstanbul, 2005, s. 34. Fikry Gahin, Review of the Literature on Risk Management, American Risk and Insurance Association, New York, 2006, s. 463. 58 66 B. Bankacılıkta Risk Yönetiminin Amacı Her finansal yatırım, riskini de beraberinde getirmektedir. Gelecekte piyasa koşullarının ne olacağının tam olarak bilinememesinden dolayı, söz konusu yatırımların gelecekteki değerleri de tam olarak saptanamamaktadır. Ancak istatistiksel yöntemler kullanılarak yapılan yatırımın beklenen değeri, değişik olasılıklar altında analiz edilebilmektedir59. Risk yönetimi; kişi ve kurumların finansal pozisyonlarının ne kadar risk taşıdığının belirlenmesi ve bu ölçütün kabul edilebilir bir risk düzeyine çekilmesini sağlamaktadır. Risk yönetiminin amacı, işletmenin kararlılık içerisinde faaliyetine devamı için gerekli düzenlemeleri sağlamak ve organizasyondaki mal ve kişilerin korunması ile işletmenin kazanma gücünü korumaktır. Böylece risk yönetimi, organizasyonda oluşabilecek beklenmeyen kayıpların en düşük maliyetle kontrol altına alınması için gerekli kaynakların ve faaliyetlerin planlanması, organizasyonu, yönetilmesi ve kontrol edilmesi olarak tanımlanabilir60. Bankacılıkta risk yönetiminin iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan ilki, bankanın finansal performansını iyileştirmek ve böylece kârlılık yaratılmasına katkıda bulunmaktır. Diğer bir amaç ise, bankanın karşılanması olanağı olmayan ölçüde büyük zararlarla karşılaşmasını engellemek ve böylece karşılaşılabilecek zararın kontrol altında tutulmasının sağlanmasıdır. C. Bankacılıkta Risk Yönetimi Türleri Bankaların karşı karşıya oldukları riskleri Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements-BIS) ve Basel Komitesi, genel olarak piyasa, kredi ve 59 Suat Teker, Evren Bolgün ve Barış Akçay, “Banka Sermaye Yeterliliği: Basel II Standartlarının Bir Türk Bankasına Uygulanması”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Vol:2, 2005, ss. 48-66. 60 Meriç Çağırgan, Risk Yönetimi, İstanbul Üniversitesi SBE Yayınları, İstanbul, 1997, s. 27. 67 operasyonel risk olarak üç ana grupta sınıflandırmaktadır61. Kuritzkes ve Schuermann (2006) bankacılık risklerini, başlıca finansal ve finansal olmayan riskler olarak incelemiştir62. Finansal riskleri piyasa riski, kredi riski ve likidite riski olarak; finansal olmayan riskleri de operasyonel risk ve ülke riski olarak tanımlamıştır. Choudhry (2006); çalışmasında riskleri piyasa, kredi, likidite ve operasyonel risk olarak başlıca dört grupta incelemiştir63. Saunders ve Cornett (2006) riskleri gruplama yapmadan; faiz oranı riski, piyasa riski, kredi riski, bilanço dışı işlem riski, teknoloji ve operasyonel risk, döviz kuru riski, ülke riski ve likidite riski olarak tanımlamışlardır64. Van Greuning ve Bratanovic (2003) bankacılık risklerini finansal risk, operasyonel risk, işletme riski ve olay riski olarak dört ana gruba ayırmıştır65. Finansal risk olarak bilanço yapısı, kârlılık, sermaye yeterliliği, kredi riski, likidite riski, piyasa riski, faiz oranı riski ve kur riskini incelemiştir. Simons (1996), bankacılık risklerini beş ana grupta ele almış ve bunları kredi riski, likidite riski, operasyonel risk, yasal risk ve piyasa riski olarak sıralamıştır. Piyasa riskinin içerisinde faiz riski, kur riski, hisse senedi ve emtia fiyat riski bulunmaktadır66. BDDK tarafından çıkarılan bankaların iç denetimi ve risk yönetim sistemleri hakkındaki yönetmelikte, risk çeşitlendirmesi on üç başlıkta yapılmaktadır. Bu riskler; piyasa riski, faiz oranı riski, kredi riski, likidite riski, mevzuata ilişkin yetersiz bilgi riski, itibar riski, düzenlemelere uyulmama riski, operasyonel risk, ülke riski, işlemin 61 Mitchons Choudhry, Analyzing and Interpreting the Yield Curve, John Wiley&Sons, Singapore, 2004, s. 123. 62 Andrew Kuritzkes ve Til Schuermann, “What We Know, Don’t Know and Can’t Know About Bank Risk: A View From The Trenches”, Wharton Financial Working Papers, Vol:16, Wharton Financial Institutions Center, Penn, 2006, ss. 645-693. 63 Choudhry, s. 125. 64 Marcia Cournett ve Anthony Sauders, Financial Instutions Management: A Risk Management Approach, McGraw Hill, Singapore, 2006, s. 190. 65 Hennie van Greuning ve Stephan Bratanovic, Analyzing and Managing Banking Risk: A Framework for Assessing Corporate Govarnance and Financial Risk, 2nd Edition, World Bank Publications, Washington DC, 2003, s. 234. 66 Katerina Simons, “VAR: New Approaches to Risk Management”, New England Economic Review, October, 1996, s. 8. 68 sonuçlandırılamaması riski, transfer riski, piyasaya ilişkin likidite riski, ve fonlamaya ilişkin likidite riskleridir67. Türkiye Bankalar Birliği tarafından benimsenen risk gruplaması, Basel Komitesi ile benzer üç ana başlık altında toplanmaktadır. Ancak Bankalar Birliği bu üç ana başlığı kendi içerisinde finansal ve finansal olmayan risk olarak, iki alt başlığa ayırmaktadır. Bu çerçevede kredi ve piyasa riskini finansal, operasyonel riski ise finansal olmayan risk olarak gruplamaktadır68. II. BANKALARIN KARŞILAŞTIKLARI FİNANSAL VE FİNANSAL OLMAYAN RİSKLER Risk yönetimi kavramı, kurumların karşı karşıya olduğu tüm riskleri kapsamaktadır. Ancak fon yönetimi bankaların bilançolarına yansıyan, nakit ya da nakit benzeri varlıkların yönetiminde ortaya çıkan riskler ile ilgilidir. TBB riskleri kredi riski, piyasa riski ve operasyonel risk olarak başlıca üç grupta incelemiştir. Kredi ve piyasa riskini finansal risk, operasyonel riski de finansal olmayan risk şeklinde iki ana gruba ayırmıştır69. Bankaların maruz kaldığı riskler oldukça çok sayıdadır. Bu çalışmadaki risk sınıflandırılması Türkiye Bankalar Birliği (TBB) ve Basel’in yaptığı gruplamalar esas alınarak gerçekleştirilmiştir. Ancak çalışmadaki risk sınıflandırması, literatürdeki diğer çalışmalar doğrultusunda genişletilmiştir. Çalışmada riskler TBB’nin sınıflandırdığı şekilde; kredi ve piyasa riskini finansal risk, operasyonel riski de finansal olmayan risk olarak iki ana gruba ayrılarak incelenmektedir. Çalışmada TBB’nin ayrımına ek olarak, finansal risk grubuna Basel tarafından dikkate alınan likidite riski eklenmiştir. Finansal olmayan risk grubunda ise operasyonel risk kavramına yer verilmiş ancak itibar riski, ülke riski ya da yasal risk gibi diğer riskler, diğer finansal olmayan risk başlığı altında 67 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “Bankaların İç Denetimi ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik”, 08.02.2001 Tarih ve 24312 Sayılı Resmi Gazete, 2001, s. 14. 68 Nejat Yüzbaşıoğlu, Risk Yönetimi ve Bankaların Denetimi, BDDK Risk Yönetimi Konferansı Bildiri Kitabı, Ankara, 2003, s. 55. 69 Yüzbaşıoğlu, s. 56. 69 gösterilmiştir. Literatürdeki çalışmalar ile desteklenerek, esas temeli Basel ve TBB çalışmalarına dayanarak oluşturulan bankaların karşılaştıkları risk sınıfları aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Şekil 20. Bankaların Karşılaştıkları Risklerin Sınıflandırılması Bankaların Karşılaştıkları Riskler Finansal Riskler Finansal Olmayan Riskler Kredi Riski Operasyonel Risk Likidite Riski Diğer Finansal Olmayan Riskler Piyasa Riski Kur Riski Faiz Riski Hisse Senedi Riski Emtia Riski Her bankanın portföyüne ve risk yönetim uygulamalarına göre piyasa, kredi, operasyon riskinin görece büyüklüğü değişir. Genelde gelişmiş piyasalarda ticari bankaların aldığı en büyük risk, kredi riskidir. Türk bankalarının genelinde kredi portföylerinin bilanço içerisindeki görece küçüklüğü nedeni ile en büyük risk sınıfı, kredi riski olarak değerlendirilememektedir. Türk bankalarının genellikle taşıdıkları en büyük riskin, vade uyuşmazlığından kaynaklanan faiz riskini ve döviz kurunun oynaklığından etkilenen kur riskini kapsayan piyasa riski olduğu görülmektedir. Şekil 21. Gelişmiş Piyasalardaki Finansal Risk Dağılımları 70 Piyasa riski 35% 30% 40% 80% Kredi Riski Operasyonel Risk 50% 45% 15% 15% 15% 5% Ticari Banka Yatırım Bankası Hazine Yönetimi 70% Varlık Yönetimi Kaynak: Phillippe Jorion, VaR: The New Benchmark for Managing Financial Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, New York, 2000, s. 450. Ticari ve yatırım bankalarının karşılaştığı risklerin yüzdesel dağılımına bakıldığında en yüksek paya kredi riski, daha sonra piyasa riski ve en az paya operasyonel riskin sahip olduğu görülmektedir. Hem ticari bankaların hem de yatırım bankalarının fon yönetimi bölümünlerinin karşılaştığı en yüksek paya sahip risk türü %80’lik pay ile piyasa riskidir70. Türkiye’deki bankaların karşılaştığı en önemli risk grubunun da piyasa riski olması nedeniyle, piyasa riski üçüncü bölümde model konusu olarak incelenmektedir. A. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Riskler Bankalarda karşılaşılan riskler, başlıca finansal ve finansal olmayan risklerdir. Finansal risk grubunun altında piyasa, likidite ve kredi riskleri yer almaktadır71. 1. Piyasa Riski Piyasa riski; bankalarca alınan pozisyonlarda finansal piyasadaki dalgalanmalardan kaynaklanan faiz, kur ve hisse senedi değişimlerine bağlı olarak ortaya çıkan faiz oranı riski, hisse senedi pozisyon riski ve kur riski gibi nedenlerle zarar etme olasılığıdır72. Piyasa riski, piyasadaki fiyat hareketleri sonucunda finansal varlıkların 70 Phillippe Jorion, VAR: The New Benchmark for Managing Financial Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, New York, 2001, s. 450. 71 Yüzbaşıoğlu, s. 62. 72 Cournet ve Sauders, s. 190. 71 değerlerinde yaşanacak değişimler nedeniyle maruz kalınabilecek zarar olasılığı olarak tanımlanabilir. Tanımda yer alan fiyat hareketleri; faiz oranlarındaki, kur değerlerindeki, hisse senetleri ve kıymetli maden fiyatlarındaki değişmeleri içermektedir73. BDDK’ya göre piyasa riski; bankaların alım satım hesapları içerisinde, getirisi faiz oranı ile ilişkilendirilmiş finansal araçlarda ve bankanın bilanço kalemlerinde yer alan tüm varlık ve yükümlülüklerinde faiz oranı, hisse senedi ve döviz kurundaki dalgalanmalar nedeniyle meydana gelebilecek zarar riskidir74. a. Kur Değişim Riski Kambiyo ya da kur riski, bankanın döviz cinsinden aktif ya da pasif kalemleri üzerinden kur dalgalanmalarına karşı taşıdığı riskleri kapsamaktadır. Söz konusu risk; ülke parasının diğer YP karşısında değer yitirmesi ya da kurumun döviz pozisyonunda mevcut YP’lerin birbirleri arasındaki değerlerinde meydana gelen değişmeler sonucundaki zarar olasılığıdır75. Bir bankanın bilançosunda YP cinsi varlık ve yükümlülüklerin olması durumunda; döviz miktarına ve döviz kurlarında meydana gelen değişmenin yönüne göre, TL cinsinden bankanın varlık ve yükümlülüklerinde artış ya da azalışlar meydana gelebilmektedir. Örneğin; YP’nın ulusal paraya göre değer kazanması durumunda, YP varlıkları yükümlülüklerine göre daha fazla olan bir bankada kâra neden olurken, YP’nın değer kaybetmesi durumunda tersi söz konusu olacaktır. Kur riski, banka bilançosunda YP aktiflerin YP pasiflerden az olması durumunda yüksektir. Bu duruma açık (short) pozisyon, tersi duruma ise kapalı (long) pozisyon denilmektedir. 73 Steven Tapiero, Risk and Financial Management: Mathematical and Computational Methods, John Wiley&Sons, New Jersey, 2004, s. 67. 74 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “Piyasa Riskinin Dahil Edildiği Sermaye Yeterliliği Rasyosunun Standart Metoda Göre Hesaplanmasına İlişkin Örnek”, BDDK Araştırma Dairesi, Mart, 2007, s. 2. 75 Hasan Kaval, Bankalarda Risk Yönetimi, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2000, s. 28. 72 Bankanın tek bir döviz cinsinden varlık ve yükümlülükleri var ve birbirine eşit ise, o banka açısından herhangi bir kur riski söz konusu olmayacaktır. Ancak bankanın TL değerleri eşit olan, ama farklı para birimlerinin bileşiminden oluşan varlık ve yükümlülüklerinin olması durumunda, banka açısından yine kuru riski söz konusu olacaktır. Kur riskinin olduğu durumlarda parite riski de söz konusu olabilmektedir. Kur riski sadece ulusal para ve YP arasındaki çapraz kurunun değişmesinden dolayı oluşurken, parite riski o kurumun aktif ve pasifinde taşıdığı YP’ların kendi aralarındaki paritenin değişiminden kaynaklanmaktadır. Kur riski, alacak ve borçların değerlerinin YP cinsinden farklı olması nedeniyle kârlılaşılabilecek zarar olasılığıdır. Bilançodaki döviz bazındaki varlık ve yükümlülüklerin eşit olmaması, kur riskinin en önemli nedenidir. Kur riski, özellikle gelişmekte olan ülkelerde döviz kurlarındaki oynaklığın yüksek olması nedeniyle önem taşımaktadır76. b. Hisse Senedi Fiyat Değişim Riski Hisse senetleri anonim ortakların ihraç ettikleri, anonim ortaklık sermaye payını temsil eden kıymetli evrak niteliğine sahip senettir. Hisse senetleri sermaye piyasasında fon alışverişine aracılık eden önemli bir menkul değerdir. Pay senedinin sermaye pazarında sahip olduğu fiyat, o pay senedinin borsa değerini oluşturmaktadır. Borsa değeri, borsa koşullarında arz ve talebe göre oluşan bir fiyat olup pay senedinin gerçek değerinden farklılık gösterebilir77. Hisse senetleri finansal piyasalarda en yüksek riske sahip yatırım araçlarındandır. Hisse senetleri ekonomik, siyasal, psikolojik, dışsal ve dönemsel pek çok unsurun etkisi altında bulunmaktadır. Bu unsurların hisse senedi değerini etkileme derecesi farklılık gösterebilmektedir. Gelişmiş ülke ekonomileri ile karşılaştırıldığında, Türkiye sermaye piyasasındaki hisse senetlerinin oldukça yüksek sistematik risk taşıdığı söylenebilir. 76 77 Holland, s. 116. Kaval, s. 289. 73 Bundan dolayı faiz oranı ve döviz kurundaki değişiklikler, İMKB’deki hisse senedi fiyatlarını hemen etkileyebilmektedir. c. Alım-Satım Amaçlı Faiz Riski ve Yapısal Faiz Riski Faiz riski; bilançonun aktif kalemiyle pasif kalemi arasında vade ya da faiz bazında bir uyumsuzluk olması, ya da değişken faizli yükümlülüklerin gelecekteki nakit akımları ve kâr-zarar üzerinde belirsizliğe yol açması halinde ortaya çıkmaktadır78. Faiz riski, faiz oranlarındaki hareketler nedeniyle bankanın finansal durumuna bağlı olarak maruz kaldığı risktir. Faiz riskinin hem banka gelirleri hem de bilanço içi ve bilanço dışı kalemlerin ekonomik değerleri üzerinde etkisi vardır. Bir banka açısından bakıldığında; faiz oranı riski ya fon yönetimi tarafından yapılan alım-satım işlemleri sonucunda, ya da bilançonun aktif ve pasif bölümleri arasındaki vade uyuşmazlığı nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bankaların fon yönetimi bölümleri gün içerisinde fiyatı faiz oranlarındaki değişime göre değişen birçok finansal ürünü alıp satarlar. Bu finansal ürünler içerisinde en geniş yer tutanlar, hazine bonoları ve tahvillerdir. Faiz oranına ilişkin risk çeşitlerini başlıca dört grupta açıklamak olanaklıdır. Bunlar; gelir riski, yeniden fiyatlama riski, opsiyon riski ve temel risk olarak sayılabilir79. • Gelir Riski, bir yıl ya da bir yıldan kısa vadeli faize duyarlı aktif ve pasif fiyatlarındaki değişimin oluşturduğu risktir. Gelir riski, alım-satım riski olarak da adlandırılabilir. Fiyatlandırmadaki uyumsuzluklar, bankanın gelir eğiminin ve şeklinin değişmesine yol açar. Bu risk; gelir eğrisindeki beklenmeyen değişmelerin, bankanın gelirlerinde ters yönde etkiler oluşmasıyla ortaya çıkar. • Yeniden Fiyatlama Riski, aktiflerden vadeleri boyunca elde edilen gelirlerin farklı faiz oranlarında yeniden yatırıma dönüşmesi sırasında ortaya çıkan risktir. Yeniden fiyatlama riski, yapısal faiz riski olarak da adlandırılabilir. Yapısal faiz 78 Faik Çelik, “Türk Bankacılığında Risk Yönetimi Yönetmeliği Dönemi ve Piyasa Riski Ölçüm Metodları”, İktisat-İşletme ve Finans Dergisi, Eylül, 2001, s. 62. 79 Salih Yavuz, “Risk Yönetimi İçeri Aktif Pasif Yönetimi Dışarı”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:41, 2002, s. 24. 74 riski, bankanın varlık vadelerinin yükümlülüklerine göre daha uzun olması nedeniyle karşılaşacağı risktir. • Opsiyon Riski, bankanın içerisinde olduğu opsiyon sözleşmelerinin değerindeki değişim riskidir. Opsiyon; sahibine herhangi bir tarihten itibaren belli bir süre içerisinde, belirli bir faiz üzerinden borçlanma ya da borç verme hakkıdır. Sabit faiz düzenin yerini değişken faize bırakmasıyla faiz riski ortaya çıkmıştır. Faiz opsiyonları bu riski ortadan kaldırmak için geliştirilmiş türev ürünlerdendir. Faiz opsiyonları ile ileriye yönelik faiz riski ortadan kaldırılarak, kâr potansiyeli korunabilmektedir. • Temel Risk, faiz oranlarındaki dalgalanmaların aktif ve pasif kalemlerine aynı ölçüde yansımaması durumunda oluşmaktadır. Diğer bir ifadeyle, faize duyarlı aktifler ile faize duyarlı pasiflerin getiri oranları arasında bağlantı olmadığını gösteren risktir. Bu risk, benzer fiyatlandırma şekilleriyle farklı araçlara uygulanan oranlar üzerinden kazanılan ya da geri ödemeler arasındaki negatif korelasyondan kaynaklanan risktir. Faiz oranları değiştiğinde, bu farklılıklar benzer vadeleri olan varlıklar ve yükümlülükler arasındaki kazançlarda beklenmedik değişmelere neden olabilmektedir. Faiz riskinin etkisi, net faiz geliri ve ekonomik değerdeki değişimle ölçülebilir. Geleneksel bir yaklaşım olan net faiz geliri, bankanın o dönemki gelir tablosunun nasıl etkileneceğini göstermektedir. Gelir tablosundaki etkiler; bankanın kredi notunu ve güvenilirliğini, dolayısıyla paranın maliyetini artırabilir. Faiz riskinin bankanın ekonomik değeri üzerindeki etkisi, gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerinin faiz oranlarındaki değişimlerden etkilenmesi sonucunda oluşur. Faiz oranının değişmesi, bankanın gelirleri ve ekonomik değerleri üzerinde ters etkiler yaratacaktır. Bu durum bankanın maruz kaldığı faiz riski etkisinin belirlenmesinde üç ayrı, ancak birbirini bütünleyici yaklaşımın oluşmasını sağlamaktadır80. 80 Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yapısal Faiz Oranı Çalışma Grubu, “Basel II Yapısal Faiz Oranı Risk Modelleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:58, 2006, ss. 66-67. 75 • Gelirler Yaklaşımı: Faiz oranlarındaki değişmenin büyüme ya da açıklanan gelirler üzerindeki etkisidir. Burada, net faiz geliri önemli bir gelir bileşenidir. Azalan gelirler sermaye yeterliliğini azaltır, piyasadaki güveni sarsar ve likiditeyi zayıflatarak kurumun finansal istikrarını tehdit edebilir. • Ekonomik Değer Yaklaşımı: Piyasa faiz oranlarındaki değişim, banka varlık ve yükümlülüklerinin ekonomik değerini de etkileyebilecektir. Bir finansal aracın ekonomik değeri, beklenen nakit akışlarının bugünkü değerini ifade eder. Ekonomik değer yaklaşımı; faiz oranlarındaki değişmelerin gelecekteki bütün nakit akışlarının, bugünkü değeri üzerindeki olası etkilerini dikkate almaktadır. Bu da faiz oranlarındaki değişmenin uzun dönemli olası etkileri konusunda, gelir yaklaşımına göre daha geniş bir bakış açısı sunmaktadır. • Gizli Kayıplar: Faiz riskinin düzeyi belirlenirken geçmişteki faiz oranlarının bankanın gelecekteki olası performansına olan etkisi de gözönüne alınabilir. Özellikle piyasada göze çarpmayan araçların hali hazırda, geçmişteki faiz oranı hareketlerinden kaynaklanan bazı gizli kayıp ve kazançlar taşıdıkları dikkate alınabilir. d. Emtia ve Kıymetli Madenler Riski Emtia; organize piyasalarda alım/satımı yapılabilen tarım ürünleri, petrol, gaz, elektrik ve altın hariç (Basel ve BDDK düzenlemelerinde döviz kuru riski ile birlikte ele alınmıştır) kıymetli madenler gibi fiziksel ürünler olarak tanımlanmaktadır. Emtia fiyatı değişim riski, genellikle piyasada oluşan arz üzerinden belirlenir81. Diğer bir ifadeyle, arzın oynaklığı fiyatı belirlemektedir. Bu yönüyle emtia fiyatı değişim riski, diğer risk türlerinden ayrılmaktadır. 2. Likidite Riski Değişen koşullar, geleneksel yaklaşımlardan farklılaşan yeni bir likidite yönetimi anlayışını ortaya çıkardı. Daha önceki fon yönetimi yaklaşımları, likidite gereksiniminin 81 Crouhy Galai, Risk Management, McGraw Hill, New York, 2001, s. 35. 76 bilançonun aktif kısmından karşılanması temeline dayanırken; bu yeni yaklaşım artan kredi talebi ve likidite gereksiniminin pasifler yoluyla karşılanması esasına 82 dayanıyordu . Likidite riski iki tür riskten oluşmaktadır. Bunlar, fonlamaya ilişkin likidite riski ve piyasaya ilişkin likidite riskidir. BDDK tarafından fonlamaya ilişkin likidite riski; nakit giriş ve çıkışlarındaki düzensizlikler ve vadeye bağlı nakit akımı uyumsuzlukları nedeniyle fonlama yükümlülüğünün uygun bir maliyet ile yerine getirememe riski olarak belirtilmiştir. BDDK tarafından piyasaya ilişkin likidite riski ise; bankanın piyasaya gerektiği gibi girememesi, sığ piyasa koşulları nedeniyle pozisyonlarını yeterli miktarda ve uygun fiyatta kapatamaması ve bu pozisyondaki zarar etme riski olarak belirtilmiştir83. Likidite riski bankaların varlık ve yükümlülüklerinin farklı vadelerde olmasından kaynaklanmaktadır. Likidite riski altında yatan asıl sorun, bankalar tarafından mevduat sahiplerinin ne zaman ve ne miktarda geri çekeceklerinin ve kredi talep edenlerin de ne zaman ve ne miktarda paraya gereksinimlerinin olacağının bilinmemesidir84. Likidite riski, sahip olunan varlıkların nakit talebini karşılayamaması riskidir. Bu risk özellikle nakde gereksinim çevrilememesinden duyulduğu zaman kaynaklanmaktadır. varlıkların Varlıkların satılamaması vadelerinin, ve paraya yükümlülüklerin vadelerinden daha uzun olması durumu, likidite riskini artırmaktadır. Bankanın likidite riski, hem vadesi gelen nakit çıkışlarını karşılayabilme hem de yeni işlemlere girebilme yeteneği ile ölçülebilir. Bankanın gerçek likiditesine bağlı faktörler; mevduatın yapısı ve oynaklığı, mevduat dışındaki pasiflerin vadeleri, kredi taleplerindeki mevsimsel özellikler, kredi portföyünün vadesi, çeşitli aktiflerin pazarlanmasına yönelik ikincil piyasaların varlığı ve bankanın ek fonlar için borçlanma kabiliyetidir 85. 82 John A. Haslem, Bank Funds Management: Text and Readings, Reston Publishing Co., Virginia, 1986, s. 123. 83 Burak Akan, “Likidite Riski Yönetim Prensipleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:54, 2007, s. 76. 84 Joel Bessis, Risk Management in Banking , John Wiley&Sons, London, 1998, s. 7. 85 Bessis, s. 8. 77 Likidite bulundurulmasının başlıca nedenleri; mevduatın çekilmesiyle oluşan net fon çıkışlarını tekrar yerine koyma, beklenen fon girişlerinin gerçekleşmemesini karşılama, olası sorumluluklar söz konusu olduğunda yeni fonlar bulma ve bankanın yapmak istediği yeni işlere girebilme gereklilikleridir. Geniş anlamıyla ilk gereklilik fon riski, ikinci gereklilik zaman riski, üçüncü ve dördüncü gereklilikler talep riski olarak nitelenmektedir86. Bankacılığın temellerindeki değişikliklerden kaynaklanan likidite sorunları ise başlıca seküritizasyon, türev ürünler ve yoğunlaşma sorunları olarak sayılabilir87: • Seküritizasyon: Seküritizasyon kavramı, menkul kıymetleştirme olarak da bilinmektedir. Piyasadaki gelişmeler bankaları teminatlı finansmana daha fazla bağlamaya yöneltirken, Basel II’de varlık bazlı kanalların gelişmesine destek olmuştur. Bunlar; fonlama likidite riskinin azaltılması ve piyasanın likiditesi için olumlu gözükmesine karşın, içerdiği ciddi riskler mevcuttur. • Türev Ürünler: Kredi türev araçlarının gelişmesi, seküritizasyon işlemleri gibi, daha uzun vadeli risklerin, bu tip riskleri almak isteyen başka piyasa oyuncularına devredilmesine olanak sağlar. Ancak kriz dönemlerinde en az likit araçlar olacağı söylenebilir. • Yoğunlaşma: Pazarın işlem yapan kişi (dealer) tarafının yoğunlaşmasıdır. Büyük bir oyuncunun pazardan çıkması ve ayrılması olasılığı bir endişe ve kaygı nedeni olabilir. 3. Kredi Riski Kredi riski temel olarak, bankanın kredi alacaklarını zamanında ve tam olarak tahsil edememesi riskidir. Bir bankanın kredi müşterisinin, sözleşme koşullarına uygun şekilde yükümlülüklerini karşılayamama olasılığı da, kredi riski olarak tanımlanmaktadır. Bankaların, ödünç alanların kredibilitesi konusunda doğru karar vermesini gerektirir. 86 87 Adem Akdemir, Likidite Riski, Ezgi Yayıncılık, İstanbul, 2005, s. 52. Akan, s. 76. 78 Ancak, ödünç alanların kredibilitesi zaman içerisinde azalabilir. Dolayısıyla bankanın maruz kaldığı en temel risk, ödünç alanın sözleşme koşullarına uymaması durumudur. Ayrıca borçlunun kredi derecesindeki ani değişimler de kredi riski olarak nitelendirilebilir. Bankaların kredilerine ilişkin geri ödeme yükümlülüğünün yerine getirilememesine, ödeme uyuşmazlığı ve teminat riski de denilmektedir. Borçluların anaparayı ve faizini zamanında ödememeleri, banka açısından hem likidite hem de kâr/zarar sorunu yaratmaktadır. Geri dönüşü olmayan krediler, banka iflasına varan sonuçlara neden olabilmektedir88. Basel Komitesi’nce kredi riskinin etkin işlemesini sağlayacak unsurlar, bankanın üst yönetiminin kalitesi ve bankanın karar alma süreçlerinin doğru şekilde işlemesidir. Buna ek olarak; kredi borçlusunun kredi talebinin hangi amaç ve plan için talep edildiğinin incelenmesi, borç geri ödemesinde kullanılacak fon kaynaklarının araştırılması, farklı senaryolarda kredi geri ödeme performansının ölçülmesi ve firmanın nakit akımındaki değişimlerin de dikkate alınarak risk analizi yapılması, kredi geri ödemelerindeki geri dönüş oranına olumlu yansımaktadır. Kredi riskinin azaltılması için belirli sektörlere ve kişilere yoğunlaşan kredilerin önlenmesi, kredi açılacak müşterilerin detaylı incelenmesi, kredilere limit getirilmesi, kredinin tahsis edilmesi kararını veren kişi ve bunu takip eden karar organının düzenli olarak denetlenmesi yoluyla bankanın kredi kararlarında etkin davranması gerekmektedir. Bankalar, risklere karşı kendilerini en basit yöntem olan çeşitlendirme yoluyla korumaktadır. B. Bankaların Karşılaştıkları Finansal Olmayan Riskler 88 Güran Yahyaoğlu, “Bankacılıkta Risk Yönetimi”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 83, Sayı 1, İstanbul, 2009, s. 95. 79 Bankaların maruz kaldığı finansal olmayan riskler; opersyonel risk ve diğer finansal olmayan riskler başlıkları altında incelenmiştir. Operasyonel riske yasal risk dahil edilmiş, ancak strateji ve itibar riski hariç tutulmuştur. 1. Operasyonel Risk BDDK’nın 8 Şubat 2001 tarihinde yayınlanan Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri hakkındaki yönetmeliğinde operasyonel risk; banka içi kontrollerdeki aksamalar sonucu hata ve usulsüzlüklerin gözden kaçmasından, banka yönetimi ve personeli tarafından zaman ve koşullara uygun hareket edilememesinden, banka yönetimindeki hatalardan, bilgi teknolojisi sistemlerindeki hata ve aksamalar ile deprem, yangın, sel gibi felaketlerden kaynaklanabilecek kayıp ya da zarara uğrama olasılığı şeklinde tanımlanmıştır. Basel Komitesi ise operasyonel riski; yetersiz ve başarısız içsel süreçlerden, personel ve sistemlerden ya da dışsal olaylardan kaynaklanan, doğrudan ya da dolaylı zarar olarak ifade etmiştir89. Bankalar teknolojiyi yoğun olarak kullanan kurumlar olduklarından teknolojiye yüksek yatırım yapmaktadırlar. Özellikle internet bankacılığı ve telefon bankacılığı gibi yoğun teknolojik altyapıya gereksinim duyan işlemler kullanmaktadırlar. Bu nedenle sistemsel faaliyetleri içeren teknolojik risk oldukça önemlidir. Yasal risk; yasal düzenlemeler ile ilgili eksik, yanlış bilgi ya da belge nedeniyle karşılaşılan risktir. Yasal düzenlemeler ve mevzuat ile ilgili değişiklikler bankacılık faaliyetlerini ve kârlılığı önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle değişimler yakından takip edilmelidir. Operasyonel risk; insan hatasından, sistem hatasından, sistemin çökmesinden ve şirket skandallarından kaynaklanan kayıp ve zararlardır. Basel Komitesi’nin operasyonel 89 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “10 Soruda Yeni Basel Semaye Uzlaşısı (Basel II)”, BDDK Araştırma Dairesi, Ocak, 2005, s. 189. 80 risk üzerine geliştirmiş olduğu tanımlarda da belirtildiği gibi operasyonel risk; insan, sistem, süreç ve dışsal faktörlerinden oluşmaktadır. 2. Diğer Finansal Olmayan Riskler Finansal olmayan diğer riskler başlıca itibar riski, ülke riski ve transfer riski olarak sayılabilir. İtibar riski, yasal düzenlemelere uygun davranılmaması ya da faaliyetlerdeki başarısızlıklar sonucunda ortaya çıkmaktadır. Banka müşterilerinin ve piyasa katılımcılarının güven kaybı, bankaya önemli zararlar verebilmektedir. Ülke Riski; uluslararası kredi işlemlerinde faaliyette bulunulan ülkenin ekonomik ve sosyal yapısı nedeniyle, yükümlülüğünü yerine getirememesi olasılığıdır. Ülkeye etki edebilecek olan dış siyasi güçler ile ilişkileri, uluslararası çevreler ile entegrasyon, ülkenin stratejik konumu ve ülke halkının beklentileri ülke riskini etkileyen başlıca unsurlardır. Ülke riskinin ölçülmesi, uluslararası derecelendirme şirketleri tarafından yapılmakta ve bu ölçüm söz konusu ülkenin kredibilitesini göstermektedir. Ülke riskinin bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek bir başka risk, transfer riskidir. Transfer riski, özel kurumların hükümet uygulamaları nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirememeleri riskidir90. III. BASEL KOMİTESİ’NİN RİSK YÖNETİMİ UYGULAMALARI Basel Komitesi, 1974 yılı sonunda uluslararası döviz ve bankacılık piyasalarında meydana gelen önemli krizleri takiben Bankacılık Düzenleme ve Denetim Uygulamaları Komitesi adı altında kurulmuştur. Halen 12 üye (Belçika, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, İsveç, İsviçre, İngiltere ve ABD) ile çalışan komitenin aldığı kararların yasal bir yaptırımı bulunmamakta, daha çok ülke denetim ve düzenleme otoritelerine detaylı düzenlemeler yapma olanağı sağlayacak, yol gösterici denetim standartları ve tavsiyeleri niteliğindedir. Ancak komitenin yaptığı çalışmalar 90 Paul Embrechts, Credit Risk Models: An Overview, ETH Publishing, Zurich, 2003, s. 4. 81 ortak bir standartla çalışılmasını temin edebilmesi nedeniyle, gün geçtikçe dünya çapında yaptırımı olan düzenlemeler haline gelmektedir. A. Basel I Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı Basel Komitesi, 1988 yılında Basel Sermaye Yeterlilik Uzlaşısını (Basel I) düzenledi. 1993 yılında yürürlüğe giren Basel I ile bankalar taşıdıkları riskle orantılı olarak yasal sermaye bulundurmaya başladılar. Tanımlanan sermayenin risk ağırlıklı aktiflere oranının en az %8 olması öngörülmekteydi91. Komite, dört risk ağırlığı belirlemiş ve bankanın tüm aktiflerini bu sınıflandırmaya tabi tutarak sermaye ile ilişkilendirmiştir. Sermaye / Kredi Riski Ağırlıklı Varlıklar olarak ifade edilebilecek orana 1996 yılında piyasa riski de etkilenmiş ve oran, Sermaye / Kredi + Piyasa Riski Ağırlıklı Varlıklar haline gelmiştir. Basel I, başlangıçta bankaların sadece kredi riskleri için sermaye gereksinimini tanımlamış, ancak 1996 yılında yapılan değişiklik ve 1998’de yürürlüğe giren şekliyle kredi riski yanı sıra piyasa riski için de yasal sermaye bulundurmayı gerektirecek şekilde yeniden düzenlenmiştir. Basel I, sermaye yeterliliği konusunda belirli bir standart getirmiş olmakla birlikte, belli başlı noktalarda eleştiriye de uğramıştır. Bu eleştiriler aşağıdaki gibi özetlenebilir92: • 1988 Sermaye Uzlaşısı tüm kredi risklerini %0-%20-%50-%100 olmak üzere, dört risk ağırlığına bölmektedir. Bu kredi riskinin ayrıştırılmasının sınırlı olması anlamına gelmektedir. • Sermaye yeterlilik oranı için kritik değer olarak belirlenen %8, ülkelerin ve ölçüme dahil kuruluşların değişen koşullarına göre esneklik göstermemektedir. Bu da kredi riskinin standart ölçülmesi anlamına gelmektedir. • Vade önemli bir risk faktörü olmasına karşın, risk düzeyinin belirlenmesinde dikkate alınmamaktadır. 91 Marc Stainberg ve Til Scherman, “The New Basel Capital Accord and Questions for Research”, Center for Financial Instutions Working Papers, University of Pennsylvania, Vol:3(14), 2004, ss. 3-9. 92 Şenol Babuşcu, “Türk Bankacılık Sektöründe Beklentiler ve Gelişmeler”, Halk Bankası Eğitim Daire Başkanlığı Yayınları, No:21, 2003, s. 263. 82 • Karşı tarafın kredi değerliliğinin önemi dikkate alınmamıştır. B. Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı 2004 yılında üye ülkelerce onaylanarak kabul edilen Basel II Uzlaşısı; Asgari Sermaye Yükümlülüğü, Denetim Otoritesinin İncelemesi ve Piyasa Disiplini unsurlarını kapsayan üç yapısal blok üzerine kurulmuştur. Aşağıda bu üç yapısal blok genel hatlarıyla ele alınmaktadır93: 1. Yapısal Blok asgari sermaye yükümlülüğüdür. Sermaye tanımı, önceki uzlaşıyla karşılaştırıldığında genel olarak aynı kalmış ve sermaye yeterlik oranının en az %8 olması koşulu korunmuştur. Bunun yanında yeni uzlaşı; çeşitli risk unsurlarına yönelik olarak, tutulması gereken sermaye yükümlülüğünün hesaplanmasına dönük çok daha ayrıntılı bir yaklaşım sunmaktadır. 2. Yapısal Blok, denetim otoritesinin incelemesidir. Bir bankanın sermaye yeterliliğini sağlamış olması, Basel Komitesi tarafından olası risklere karşı yeterli bir önlem olarak görülmemektedir. Risklere karşı korunma, ancak risklerin doğru bir biçimde ölçülmesiyle sağlanabilir. Bu çerçevede denetim süreci yalnızca tüm risklerin sermaye ile desteklenmesini değil; bankaların, risklerin izlenmesi sürecinde daha iyi risk yönetim teknikleri geliştirmelerini ve kullanmalarını özendirmeyi amaçlamaktadır. 3. Yapısal Blok piyasa disiplinidir. Sermaye yeterliliğini ve denetim süreçlerini tamamlayıcı bir unsur olarak belirlenen bu dayanakta temel amaç, bankanın piyasa disiplini altında çalışmasını sağlamaktır. Bankaların sermaye yeterliliği ve risk ölçüm yöntemlerini de içine almak üzere, önem taşıyan konularda kamuya açıklama yapma gerekliliğini ortaya koyan bu dayanakta, bankalar arasında karşılaştırma yapılabilmesi ve bu yolla şeffaflığın sağlanması hedeflenmektedir. 93 Münüt Yayla ve Yasemin T. Kaya, “Basel II, Ekonomik Yansımaları ve Geçiş Süreci”, BDDK Çalışma Raporları, No:3, 2005, s. 5. 83 Basel II, piyasa riski ile ilgili Basel I düzenlemelerini aynen korurken, kredi riskinin hesaplanışı ile ilgili yeni düzenlemeler getirilmiş ve operasyonel risk ilk kez sermaye yeterliliği hesaplanmasına dahil edilmiştir. İçsel Ölçüm Yöntemlerini kullanacak bankaların sermaye gereksinimleri düşerken, Standart Yöntemi kullanacak olan Türkiye gibi gelişmekte olan ülke bankalarında, sermaye gereksiniminde artış görülecektir94. C. Basel II Uzlaşısında Piyasa Riskine Dönük Ölçüm Yaklaşımları Piyasa riski, fiyatlardaki değişmelere bağlı olarak bankaların bilanço içi ve bilanço dışı pozisyonlarında ortaya çıkan zarar etme olasılığıdır. Komite söz konusu riskin kaynağını oluşturan etkenleri; faiz oranı riski, kur riski, hisse senedi fiyat riski, emtia fiyat riski ve opsiyon riski olmak üzere beş ayrı başlık altında toplamıştır. Komite tarafından piyasa riskinin ölçümüne dönük olarak standart yaklaşım ve içsel ölçüm yaklaşımı olmak üzere iki ayrı seçenek sunulmaktadır. 1. Standart Yaklaşım Piyasa riskinin ölçümünde içsel modelleri kullanmayan bankalara standart yaklaşımı kullanmaları koşulu getirilmiştir. Söz konusu yaklaşımın işleyişi 1996 yılındaki ek düzenlemede; kur, faiz oranı, hisse senedi, emtia ve opsiyon riskleri olmak üzere beş ayrı başlık altında ele alınmaktadır. Faiz oranı ve hisse senedi risklerinin genel piyasa riski ve özel risk olmak üzere, iki ayrı bileşeni vardır. Genel piyasa riski, piyasa fiyatları ve faiz oranlarındaki dalgalanmalara bağlı olarak ortaya çıkarken; özel risk, bir menkul değerin fiyatında çıkarımcısının niteliğinden kaynaklanan nedenlerle meydana gelebilecek dalgalanmaları tanımlamaktadır95. a. Faiz Oranına İlişkin Sermaye Gereksinimi 94 Müge Taşçı, “Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı ve AB’nin 2006/49/EC Sayılı Sermaye Yeterliliği Direktifi”, SPK Yayınları, No:17, Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 2008, s. 36. 95 Taşçı, ss. 38-41. 84 Bu kapsamdaki araçlar, tüm sabit ve değişken faizli borçlanma menkul değerlerini içermektedir. Getirisi faiz oranı ile ilişkilendirilmiş, borçlanmayı temsil eden her türlü menkul değer ile bunlara dayalı olarak gerçekleştirilen repo işlemlerine ve türev araçlara ilişkin faiz oranındaki değişikliklerden kaynaklanabilecek genel piyasa riski; söz konusu finansal araçlara dönük kısa ve uzun pozisyonların vade merdiveni tablosu üzerinde sınıflandırılması yoluyla hesaplanmaktadır. Bu doğrultuda, sabit faizli menkul değerler vadeye kalan sürelerine göre, değişken faizli menkul değerler ise yeniden fiyatlama tarihine kalan sürelerine göre vade dilimlerine yerleştirilmekte ve her bir vade dilimindeki uzun ve kısa pozisyon tutarları, ilgili risk katsayısı ile ağırlıklandırılmaktadır96. Bu ölçüm genel faiz riskine ilişkin sermaye gereksinimini göstermektedir. Özel faiz riskine dönük sermaye gereksinimi ise, getirisi faiz oranı ile ilişkilendirilmiş menkul değerlerin türü ve kalan vadeleri göz önüne alınarak; net pozisyon tutarlarının ilgili katsayılarla ağırlıklandırılması yoluyla bulunmaktadır. b. Kur Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi Bu yönteme göre kur riski için sermaye gereksinimi hesaplamasında, öncelikle söz konusu varlık ve yükümlülükler piyasa fiyatlarından yola çıkılarak ulusal para birimine çevrilmekte ve daha sonra (bu değerler üzerinden) her bir YP birimi için kısa ve uzun pozisyon tutarları bulunmaktadır. YP’lere ilişkin bu pozisyonlar kendi içerisinde ayrı ayrı netleştirilmekte (büyük olan değerden küçük olan çıkarılmakta), sermaye gereksinimi ise toplam net uzun pozisyon ve toplam net kısa pozisyon tutarlarından (mutlak değer olarak) büyük olanı temel alınarak hesaplanmaktadır. c. Hisse Senedi Fiyat Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi Bankalar; alım satım hesaplarında yer alan ve fiyat değişimlerinden etkilenen bilanço içi ve dışı pozisyonlar ile opsiyonlar dışında kalan pay senedine dayalı diğer 96 Gültekin Rodoplu ve Ebubekir Ayan, “Basel II Uzlaşısında Piyasa Riski Yönetimi ve Türkiye Açısından Faiz Riskine İlişkin Bir Uygulama”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, Isparta, 2008, ss. 1-28 85 türev araçlardan oluşan pozisyonlar üzerinden, özel risk ve genel piyasa riski için sermaye yükümlülüğü hesaplamak zorundadır. Özel risk, bankanın tüm (kısa ya da uzun) hisse senedi pozisyonlarının toplamını; genel piyasa riski ise, söz konusu kısa ve uzun pozisyonlar arasındaki farkı tanımlamaktadır. İyi çeşitlendirilmiş portföylerde özel risk için ayrılması gereken sermaye yükümlülüğü %4, tersi durumda ise %8 olarak belirlenmiştir. Genel piyasa riski için öngörülen sermaye yükümlülüğü oranı ise net pozisyonun (toplam uzun pozisyonlarla toplam kısa pozisyonlar arasındaki farkın) %8’idir97. d. Emtia Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi Emtia, ikincil piyasalarda işlem görebilen fiziksel ürünler olarak tanımlanmaktadır. Piyasa riski konusundaki düzenlemeyle tarım ürünleri, enerji ürünleri ve altın dışındaki değerli madenlerden oluşan bu varlık sınıfından kaynaklanan riskler için de sermaye yükümlülüğü koşulu getirilmiştir. Vade merdiveni yönteminde her bir ticari mal pozisyonu ilgili ölçü birimlerine göre sınıflandırılmakta, daha sonra her bir ürün sınıfının kısa ve uzun pozisyonları piyasa fiyatından ulusal para birimine çevrilmektedir. e. Opsiyon Riskine İlişkin Sermaye Gereksinimi Opsiyon sözleşmesini sadece satın alan bankalar, basitleştirilmiş yaklaşımı kullanabilmektedir. Satın almanın yanında, opsiyon sözleşmesinin satım işlemini de gerçekleştiren bankaların ise; orta düzey ya da kapsamlı bir risk yönetim modeli kullanmaları beklenmektedir. Sermaye yükümlülüğü; sözleşmeye konu varlığın piyasa fiyatı ile özel ve genel piyasa riski oranları toplamının çarpımından, kârda opsiyonun gerçek değerinin çıkarılması ile bulunmaktadır. 97 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), “Piyasa Riskinin Dahil Edildiği Sermaye Yeterliliği Rasyosunun Standart Metoda Göre Hesaplanmasına İlişkin Örnek”, BDDK Araştırma Dairesi, Mart, 2007, s. 12. 86 Opsiyon alımının yanında opsiyon satımı da yapan bankalar ise; orta düzey hesaplama yöntemleri olan delta-plus ve senaryo yaklaşımlarından birini kullanacaktır. Delta-plus yaklaşımında öncelikle sözleşmeye konu varlıkların fiyatları delta faktörü ile ağırlıklandırılmaktadır. Söz konusu pozisyonlar daha sonra ilgili vade merdiveni tablosundaki vade dilimlerine yerleştirilir ve karşılık gelen katsayıyla çarpılarak özel riske ilişkin sermaye yükümlülüğü elde edilmektedir. Senaryo yaklaşımında ise bankalar, opsiyonun dayandığı varlığın fiyatı ile bunların oynaklığındaki eşanlı değişimler için matris kullanarak, opsiyon portföylerinin yeniden değerlemesini yaparlar. Öncelikle her bir sözleşme konusu varlık için, fiyatların belli bir değişim aralığında izlendiği ayrı bir matris oluşturulur ve sonrasında fiyat oynaklığındaki değişimler gözlenir. Matrisin içerdiği en büyük kayıp, sermaye yükümlülüğü olarak dikkate alınmaktadır. Daha yoğun opsiyon işlemleri yapan bankalar için ise, içsel ölçüm yaklaşımları önerilmektedir. 2. Piyasa Riskinde İçsel Ölçüm Yaklaşımları Riske maruz değer; belirli bir zaman aralığında ve olasılıkta, piyasa koşullarının olumsuz değişiminin bir sonucu olarak portföy değerinde meydana gelebilecek kayıpların belirlenmesine dönük bir risk ölçüm yöntemidir. Daha farklı bir tanımlamayla RMD, belirli bir zaman aralığında ve güven düzeyinde oluşabilecek en yüksek kayıp anlamına gelmektedir. İçsel ölçüm modelleri, bankalar tarafından taşınan risklerin ölçülmesinde ve bunlara karşılık tutulması gereken sermayenin hesaplanmasında çok daha doğru sonuçlar alınmasına olanak vermesini sağlamaktadır. İçsel modellerin kullanılması, ulusal denetim otoritesinin iznine bağlıdır. Bankalar, komitenin belirlediği koşullar uyarınca RMD’i %99 güven aralığında ve günlük olarak hesaplarken, kullanılacak veri setini en az 252 iş günü ve elde tutma süresini ise en az on gün olarak almak durumundadır. RMD yaklaşımının hesaplanma süreci beş aşamadan oluşmaktadır. Bunlar; portföylerin piyasa fiyatıyla değerlenmesi, risk faktörlerinin değişkenliğinin ölçülmesi, elde tutma süresinin belirlenmesi, güven 87 aralığının belirlenmesi, verileri kullanarak en yüksek kayıp tutarlarının elde edilmesi ve sonuçların raporlanmasıdır. Ancak hesaplamalar sonucunda elde edilecek olan RMD tutarı, sermaye gereksiniminin sağlanması açısından kurumca yeterli görülmemektedir. Bankalar piyasa riskine karşı her gün; önceki gün hesaplanan RMD tutarı ile son 60 iş gününde gerçekleşen ortalama RMD tutarının denetim otoritesi tarafından belirlenen çarpım faktörü (k) ile ağırlıklandırılması sonucunda elde edilen değerlerden büyük olanı kadar sermaye bulundurmak zorundadırlar. RMD tutarının hesaplanmasında kullanılacak modele ilişkin olarak komite tarafından herhangi bir zorunluluk getirilmemiş, bankalar model seçimi konusunda özgür bırakılmıştır. IV. FİNANSAL RİSK YÖNETİMİNDE KULLANILAN YÖNTEMLER Finansal risk yönetiminde kullanılan yöntemler; geleneksel risk yönetimi, türev ürünler ile risk yönetimi ve RMD ile risk yönetimi olmak üzere, başlıca üç başlık altında incelenmiştir. A. Geleneksel Risk Yönetimi Bu ölçüm teknikleri, bankanın maruz kaldığı faiz risk etkisinin bugünkü düzeyleriyle ilgili ölçümlemeler yapılmasını sağlamakta ve oluşabilecek aşırı etkilerin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Bu yöntemler; GAP (Boşluk) analizi, Durasyon (Süre) Analizi ve Durasyon-GAP (Süre-Boşluk) Analizi olarak sıralanabilir. 1. GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi GAP analizi, faiz oranına duyarlı aktif ve pasiflerin faiz oranındaki değişimden ne ölçüde etkilendiğini ölçmektedir. Aktif ya da pasif pozisyon fazlasına boşluk (GAP) 88 denilmektedir98. GAP analizi, belli bir dönemde faiz oranına duyarlı aktifler ve pasifler arasındaki net farkı yansıttığından hem faiz oranı hem de likidite riski yönetiminde kullanılabilmektedir.GAP analizi aşamaları şöyledir: • Faize duyarlı aktif ve pasif araçların ürün bazında belirlenmesi, • Finansal araçların parasal değerlerinin belirlenmesi, • Finansal araçların vade tarihlerinin ve yeniden fiyatlama tarihlerinin belirlenmesi, • Her bir zaman dilimi için aktif ve pasif değer arasındaki farkın hesaplanmasıdır. GAP analizi, belli bir zaman aralığında faize duyarlı aktifler ile pasifler arasındaki farktan oluşmaktadır99. Herhangi bir vade grubundaki yükümlülüklerin, varlıklardan fazla olması durumuna negatif ya da pasife duyarlı boşluk; varlıkların, yükümlülüklerden fazla olduğu duruma ise pozitif ya da aktife duyarlı boşluk adı verilmektedir. Herhangi bir vade grubunda yeniden fiyatlanacak varlıkların yükümlülüklere eşit olması durumu ise sıfır boşluk olarak adlandırılmaktadır100. GAP = Faize Duyarlı Aktifler (FDA) – Faize Duyarlı Pasifler (FDP) FDA - FDP > 0 ya da FDA/FDP > 1 olduğunda GAP (+) FDA - FDP = 0 ya da FDA/FDP = 1 olduğunda GAP (nötr) FDA - FDP < 0 ya da FDA/FDP < 1 olduğunda GAP (-) değer almaktadır. GAP’leri sıfırlamak ya da tam tersine faiz dalgalanmalarının avantajlarından yararlanmak, bankaların risk politikalarına göre değişmektedir. Faiz oranlarına ilişkin beklentiler ve GAP ilişkisi aşağıda, Şekil 22’de gösterilmektedir. Şekil 22. Faiz Oranlarındaki Değişimin GAP Etkisi Net Faiz Gelirlerine Etkisi 98 Kevin Dowd, Measuring Market Risk, John Wiley&Sons, London, 2005, s. 9. Halit Soydan, Bankalarda Risk Kavramı ve Yeni Finansman Teknikleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Atmer Yayınları, İzmir, 1999, s. 22. 100 Akan, s. 75. 99 89 Artış Faiz Oranı Azalış Pozitif Negatif GAP Durumu Kaynak: Bolgün ve Akçay, s. 223. Pozitif GAP oranına sahip bir bankanın faiz oranları yükseldiğinde; faiz gelirlerindeki artış, faiz giderlerinden daha fazla olacak ve bankanın net faiz geliri artacaktır. Faiz oranları düştüğünde ise faiz gelirindeki düşüş, faiz giderlerindeki düşüşten daha fazla olacak ve bankanın net faizi geliri azalacaktır101. Eğer banka negatif GAP oranına sahip ise; piyasa faiz oranları artığında faiz gelirlerindeki artış, faiz giderlerindeki artıştan daha fazla olacağından banka net faiz geliri azalacaktır. Piyasa faiz oranının düştüğü durumda ise faiz gelirlerindeki düşüş, faiz giderlerindeki düşüşten daha az olacağından bankanın net faiz gelir artmaktadır. GAP değerinin sıfır olduğu durumda bankanın net faiz geliri, faiz oranındaki dalgalanmalardan etkilenmeyecektir102. GAP analizinde faize duyarlı aktif ve pasiflerin tanımlanmasında yeniden fiyatlama süreci olarak öngörülen süre bir yıldır103. GAP analizinde faiz oranı değişiminin, bankanın net faiz geliri üzerindeki etkisi şöyledir: Net Faiz Gelirindeki Değişim = (GAP) x (Piyasa Faiz Oranı Değişimi) 101 Bessis, s. 148. Evren Bolgün ve Barış Akçay, Risk Yönetimi, Scala Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 251. 103 John Fulmer, Gregory A. Henry ve Thomas I. Smythe, “Managing Interest Rate Risk with Limited Resources”, Bank Accounting and Finance, Vol:15, Issue:4, June, 2002, s. 10. 102 90 GAP analizinin en çok eleştirilen yönleri; incelemede sadece sabit faizli aktif ve pasiflerle ilgenilmesi ve değişken faizli aktif ve pasifler analize alınmaması, faiz oranları değiştiğinde aktif ve pasiflerin aynı oranda değiştiğinin varsayılması, planlama sürecinin uzaması durumunda analizin duyarlılığının azalması, türev ürünlerin dikkate alınmaması, aktif ya da pasifte belirlenen GAP’ın tek bir faiz oranı ile finanse edildiğinin varsayılmasıdır 104. 2. Durasyon Analizi ile Riskin Ölçülmesi Faiz oranı riskini değerlendirmede kullanılan daha teknik bir yaklaşım, durasyon yaklaşımıdır. Faiz oranı riskini ölçmek için sadece vade kavramının üzerinde durmak, birçok menkul değerin vadesinden önce elde ettiği nakit akışlarının gözardı edilmesine yol açmaktadır. Durasyon ise aktif ve pasifin beklenen nakit akışlarının elde edildiği ya da ödendiği zamanın ağırlıklı ortalamasıdır. Durasyon, bir yatırımın geri ödeme sonuna kadar geçirdiği ortalama zamandır105. Durasyon yöntemi GAP analizindeki defter değerinin aksine, piyasa değerini ön plana çıkarmaktadır. Durasyon, bir finansal varlığın vadesine kadar olan zamanın ağırlıklı ortalaması olup; ağırlık olarak her nakit akışının bugünkü değerinin tüm nakit akışlarının, bugünkü değerleri toplamına oranı olarak kullanılmaktadır106. Bir portföyün faiz oranı değişikliklerinden nasıl etkilendiğini ölçmek için, faiz oranlarının bugünkü değerinin esnekliğini hesaplamak gerekmektedir. Bu esneklik ölçümü durasyon analizi olarak bilinmektedir ve aşamaları şöyledir: • Öncelikle her bir dönemdeki nakit akışlarının bugünkü değeri beklenen getiri oranı kullanılarak bulunur, • Daha sonra her bir dönemdeki nakit akışlarının bugünkü değerleri toplanarak tüm nakit akış değerleri elde edilir, 104 Bolgün ve Akçay, s. 251. Yalçın Karatepe, “Finansal Açıdan Sermaye Piyasası Analizi: Durasyon Analizi”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Sayı:22, Ankara, 2004, s. 47. 106 Mehmet Bolak, Finans Mühendisliği Kavramlar ve Araçlar, Beta Yayıncılık, İstanbul, 1998, ss. 4749. 105 91 • Sonraki aşamada her bir dönemdeki nakit akışlarının değerlerinin nakit akışları toplamı içerisindeki oranı belirlenir, • Son olarak bulunan oransal değişkenler, nakit akışlarının olduğu yıl sayısı ile çarpılarak sonuçlar toplanır. Durasyon şu şekilde gösterilebilir107: k Durasyon = k Ft ∑ t × (1+r) t=1 k t Ft ∑ (1+r) t =1 = ∑ t × PV t=1 PV k = ∑t t=1 t F = Kupon ve anapara ödemelerini, t = Yıl sayısını, r = Piyasa faiz oranını göstermektedir. Formülün payında kuponlu bir kağıdın bugünkü değer formülüne ek olarak, sadece nakit girişi sağlanan dönemler ile çarpım öğesi yer almaktadır. Formülün paydasında menkul değerin bugünkü değeri bulunmaktadır. Sürenin önemli bir özelliği şudur: Tahvili gelecekteki nakit akışlarını belli bir getiri oranıyla iskonto ederek satın almış bir yatırımcı, söz konusu tahvili süresi boyunca elde tutması ve arada elde ettiği nakit akışlarını da süre boyunca piyasa faiz oranlarıyla değerlendirmesi halinde; piyasa faiz oranları ne şekilde değişmiş olursa olsun, tahvili satın alırken kullanmış olduğu iskonto oranı kadar getiri sağlamayı garantileyebilmektedir108. Durasyon, finansal varlığın özelliğine göre değişmektedir. Hazine bonosu ve iskontolu devlet tahvillerinin durasyonu vadesine eşittir, çünkü bu tahviller vadesinde elde edilecek tek bir nakit akışına sahiptir. Yani, sadece anapara ödemesi söz konusu olan finansal varlıklarda süre, vadeye eşittir. Oysa kuponlu bir tahvilin durasyonu vadesinden azdır. Faiz oranlarının yükselmesi durumunda, paranın zaman değeri kavramı ortaya çıkmakta ve faiz kuponlarının nakit akışlarının bugünkü değeri içerisinde ağırlığı artmakta, dolayısıyla da süre azalmaktadır. Aynı kupon getirisine ve vadeye sahip düşük 107 108 Fulmer vd., s. 11. Bolak, s. 47. 92 kupon oranlı bir tahvilin durasyonu ise, yüksek kupon oranına sahip olanlardan daha uzundur. Mevduatta ise, vadeli mevduatın durasyonu ile vadesi aynı olmaktadır. Çünkü bu tür bir mevduattta tek bir nakit akımı bulunmaktadır. Durasyonun hesaplanabilmesi için kredi ve mevduatta işlemin sonuçlanacağı döneme kadar birden fazla nakit akımının olması gerekmektedir. Sonuçta durasyon bir katsayı olup, ağırlıklı ortalama vadeyi göstermektedir. Analiz içerisindeki ağırlıklar, nakit akımlarının oluştuğu dönemden uzaklaştıkça artmaktadır. Ancak ağırlıklar alınmadan önce nakit akışlarının bugünkü değerleri dikkate alındığı için, durasyon uzadıkça nakit akımlarının ağırlıklı ortalama etkisi de azalmaktadır. 3. Durasyon-GAP Analizi ile Riskin Ölçülmesi GAP analizi, faiz oranlarındaki değişikliklerin sadece gelir üzerindeki etkisini incelemekteydi. Bankalar ise faiz oranının sadece gelir üzerindeki etkisini değil, aynı zamanda özsermaye üzerine etkisini de incelemek istemektedirler. Dolayısıyla süre aralığı analiziyle, faiz oranı değişiminin özsemayeye etkisi incelenebilecektir. DurasyonGAP analizinin formülü şöyledir109: L DGAP = D A – × D L A D A = Aktiflerin ortalama durasyonu D L = Pasiflerin ortalama durasyonu L = Pasiflerin piyasa değeri A = Aktiflerin piyasa değeri Bankanın aktif ve pasifinin durasyonlarının hesaplanması için, tüm sabit getirili kalemlerin toplamından oluşan portföy ve tüm sabit maliyetli pasiflerden oluşan bir 109 Fulmer vd., s. 15. 93 portföy yapılmalıdır. Aktif içerisindeki sabit getirili tüm kalemlerin getirileri ve anapara dönüşleri bir nakit akımı olarak dikkate alınacak, bu nakit akımları ilgili vadesi ile ağırlıklandırıldıktan sonra, şimdiki net değerine (piyasa değerine) bölünecektir110. Bu analiz sonucunda faiz oranlarındaki dalgalanmanın, bankanın piyasa değerinde ortaya çıkardığı dalgalanma görülebilir. Aktif ve pasif portföylerinin durasyon katsayısı bulunup, Durasyon-GAP değeri hesaplandıktan sonra bilanço kalemlerinin bu faiz değişikliğine karşı nasıl hareket ettiği ise şu fomül ile hesaplanabilir111: ∆r ∆E = − ( D GAP ) × A × r+1 ∆E = Sermayenin piyasa değerindeki değişimi DGAP = Aktif ve pasif arasındaki durasyon farkı A = Toplam varlıklar Durasyon farkının hangi düzeyde olacağı, GAP analizinde olduğu gibi banka yönetimine bırakılmaktadır. Çünkü bankanın sahip olmayı tercih edeceği süre aralığı, faiz oranları ile ilgili beklentilerine bağlıdır. Faiz oranında düşüş bekleyen bir banka yönetimi pozitif süre aralığına sahip olmak isterken, faiz oranlarında artış bekleyen bir banka yönetimi ise negatif süre aralığına sahip olmak isteyebilir112. Tablo 3. Faizlerdeki Değişimin Özkaynaklara Etkisi Pozitif Uyumsuzluk Negatif Uyumsuzluk Sıfır Uyumsuzluk Faiz Artışı Özkaynakların Değeri Düşer Faiz Azalışı Özkaynakların Değeri Artar Faiz Artışı Özkaynakların Değeri Artar Faiz Azalışı Özkaynakların Değeri Düşer Faiz Artışı Özkaynakların Değeri Değişmez Faiz Azalışı Özkaynakların Değeri Değişmez 110 Bolgün ve Akçay, s. 257. Fulmer vd., s. 16. 112 Bolgün ve Akçay, s. 258. 111 94 Kaynak: Bolgün ve Akçay, s. 257. Tablo 3’ten görüldüğü gibi faiz oranlarının yükselmesi bekleniyorsa, durasyon fazlası aktifte olan banka daha zararlı çıkmaktadır. Çünkü bu durumda aktifin de, pasifin de değeri düşecek; ancak aktif oransal olarak daha fazla değer kaybedecektir. Bu da bankanın aleyhine bir durum olacaktır. Durasyon fazlası pasifte olursa, pasifteki değer düşüklüğü aktife göre daha fazla olacak ve banka kârlı çıkacaktır. Faiz oranlarının düşmesi bekleniyor ise, durasyon fazlası akifte olan banka kârlı çıkacaktır. Çünkü bu durumda aktif de, pasif de değer kazanacak; ancak aktiflerin değeri daha fazla artacaktır. Durasyon fazlası pasifte olursa, tersine pasifteki değer artışı aktife göre daha fazla olacak, yani borçlar daha fazla artacak ve banka zararlı çıkacaktır. Süre aralığı analizine yöneltilen eleştirilerden en önemlisi, analizde defter değeri yerine piyasa değerinin esas alınmasıdır. Çünkü analiz böylece gerçekleşmiş K/Z değil, olası K/Z üzerinden hareket etmektedir. Diğer bir eleştiri ise, analizde faiz oranlarındaki değişimin ani ve bir kerelik olduğu varsayılmakla birlikte oranlardaki artışın tüm vadelerde aynı oranda artığı kabul edilmektedir. Oysa faiz oranları her zaman doğrusal bir düzlem üzerinde hareket etmemekte, dolayısıyla aynı anda artış ve azalış göstermemektedirler. Süre aralığı analizinde bankanın tüm işlemleri değil, sadece sabit getirili aktifler ya da sabit maliyetli pasifler dikkate alınmaktadır. B. Türev Ürünler ile Risk Yönetimi Herhangi bir fiyat riskiyle karşı karşıya bulunan bir banka, çeşitli finansal araçlardan faydalanarak söz konusu riski ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bu amaçla kullanılan türev ürünlerin amacı, fiyat risklerinden korunmak ya da spekülatif beklentileri kâra dönüştürmektir. Finansal türevler, mevcut risklerin ayrıştırılıp fiyatlanmasına ve bu risklerin devredilmesine olanak sağlamaktadır. Tablo 4’te başlıca türev ürünler ilişkin temel özellikler karşılaştırılmıştır. Tablo 4. Türev Ürünlere İlişkin Temel Özelliklerin Karşılaştırılması 95 Temel Özellikler Forward Futures Opsiyon Riskten Korunma Aracı Evet Evet Evet Standart Sözleşmeler Hayır Evet Evet Borsa/OTC OTC Borsa Borsa ve OTC Fiziki Teslimat Var Teminat Zorunluluğu Genelde Yok Var Satıcı İçin Var Vadeye Kadar Nakit Akışı Yok Var Satıcı İçin Var Kaldıraç Etkisi Yok Var Var Genelde Yok Hak Kullanılırsa Var 1. Vadeli Sözleşmelerin Risk Yönetiminde Kullanılması (Futures) Future sözleşmelerinin özelliği; alım-satıma konu olan malın tesliminin daha sonraki bir tarihte yapılmasıdır. Bu işlemlere gelecek sözleşmeleri de denilmektedir113. Organize piyasalarda işlem gören future sözleşmeleri; bu piyasaların garantisi altında, karşı taraf riski olmadan gerçekleştirilmektedir. Future sözleşmesi gelecekteki bir tarihte, belirli nitelikte ve miktarda malın, hisse senedinin ya da başka bir menkul değerin teslimini hükme bağlayan sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır114. Future sözleşmeler, belirli bir ürün üzerinde yapılan sözleşmeler ile faiz ve döviz üzerine yapılan sözleşmeler olarak ikiye ayrılabilir. Future sözleşmeleri taraflara sözleşmede belirlenen fiyat, tarih ve miktardaki varlığı satma ya da alma hakkı verir. Bu sözleşme ile taraflardan biri şartları yerine getirme zorunluluğu ile karşılaşırken, diğeri de sonuçlarından yararlanma hakkını elde etmektedir. Future sözleşmeleri organize borsalarda işlem görmektedir. Sözleşmenin miktarı, teslim tarihi, teslim yeri, vadesi gibi bir çok unsur standarttır. Bu da piyasanın sürekli likit kalmasını temin etmektedir. Vadeli sözleşmeler aracılığıyla faiz oranı riskinden korunmak istendiğinde, faiz sözleşmelerinden faydalanma olanağı vardır. Faiz oranlarındaki artıştan kâr etmek isteyen 113 Ahmet Ceylan ve Tunç Korkmaz, Borsada Uygulamalı Portföy Yönetimi, 2. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa, 1995, s. 231. 114 Akgüç, s. 725. 96 yatırımcıların, faiz oranı sözleşmelerinde kısa pozisyon tutmaları gerekmektedir. Öte yandan faiz oranlarında bir düşüş bekleyen ve bu durumdan kâr etmek isteyen yatırımcıların, vadeli sözleşme piyasasında uzun pozisyon almaları gerekmektedir115. 2. Vadeli Faiz ve Döviz Sözleşmelerinin Risk Yönetiminde Kullanılması Vadeli faiz ve vadeli döviz sözleşmeleri, bankaların kendilerini faiz ve dövizdeki fiyat değişikliklerine karşı korunma amacı ile kullandıkları önemli bir risk yönetimi yöntemidir. Ancak bu ürünler tüm portföy bazında değil, belirli bir risk grubuna ilişkin risklerin yönetiminde etkilidir. a. Vadeli Faiz Sözleşmeleri (Forward Rate Agreement) Vadeli Faiz Sözleşmeleri’nin (FRA) temelinde sözleşmenin yapıldığı tarihten belli bir süre sonra, belli bir vadeyle açılacak olan bir zımni mevduat hesabı için, o tarihte geçerli olacak piyasa faiz oranının sözleşmede belirtilen faiz oranından farklı olması durumunda; aradaki faiz farkının taraflar arasında değiş tokuş edilmesi yatmaktadır. Burada zımni mevduat hesabından kasıt; gerçekte bir mevduat hesabının açılacak olmaması, sadece açılacak olsaydı, oluşacak durumun değerlendirilmesidir. Çeşitli vadelerde başlayıp, çeşitli vadelerde sona erecek olan FRA faizi şöyle bulunmaktadır116: 1 + ( ru ×Du / 360 ) 360 Rf = − 1 × 1 + ( rk ×Dk / 360 ) Df Rf = FRA faizi ru = Uzun dönemli faiz oranı rk = Kısa dönemli faiz oranı Du = Uzun dönemdeki gün sayısı Dk = Kısa dönemdeki gün sayısı 115 116 Bolak, s. 90. Bolak, s. 93. 97 Df = Vade sonu-Vade başı FRA’da banka, gereksinime göre uzun ya da kısa pozisyonda kalmaktadır. Ancak bankanın kısa pozisyondayken uygulayacağı sözleşme faizi, uzun pozisyondayken uygulayacağı sözleşme faizinden yüksek olmaktadır. FRA’da uzun pozisyon almak ile; belli bir dönem sonra başlayacak olan borcun borçlanma faiz oranı sabitlenmiş olur. Faiz oranlarında bir yükseliş ile karşılaşılması durumunda, FRA’da uzun pozisyona sahip olan yatırımcı belli bir dönem sonra başlayacak borcunu sabitlemiş olduğundan, kazanç elde edecektir. Faiz farkının iskonto edilmesinin nedeni; faiz farkının vade sonu itibari ile oluşması, ödemenin ise vade başında yapılmasıdır. b. Vadeli Döviz Sözleşmeleri (Forward) Forward işlem; spot işlem tarihini aşan ileri bir tarihte teslimi söz konusu olacak herhangi bir dövizin vadesi, miktarı, ve fiyatının bugünden belirlenerek sözleşmeye bağlandığı işlemdir. Uluslararası geçerliliği yüksek olan belli başlı para birimlerinde beş yıla kadar uzanan vadelerde de çok yaygın olmamakla birlikte, kotasyon bulmak olanaklıdır. Yine benzer şekilde bu vadeler dışında, kırık vade olarak adlandırılan dönemler içerisinde fiyat hesaplayıp işlem yapmak olanaklıdır. Vadeli işlem fiyatları, spot fiyat kullanılarak hesaplanan değerlerin (swap points) spot fiyatlara eklenmesi ya da çıkarılması suretiyle bulunur117. Bu değerlerin spot fiyata ekleneceğine ya da çıkartılacağına, vadelere göre spot alış ve satış fiyatı üzerinden yapılan hesaplamalara bakılarak karar verilmektedir. Eğer spot alış fiyatı üzerinden hesaplanan değer, satış fiyatı üzerinden hesaplanan değerden daha yüksek ise; istenen vadedeki kuru bulmak için bu değerler, spot fiyattan çıkarılır. Tersi durumda ise; yani alış tarafındaki değer satış tarafindaki değerden daha küçükse, bu değerler spot fiyata eklenir. Tüm bu hesaplamalarda temel değişken, faiz oranıdır. 117 John Gray, “Foreign Exchange Risk Management: Lessons from the Banking World”, Journal of Gtnews, November, 2004, s. 32. 98 Hesaplamalar sonucu ulaşılan; faiz oranı yüksek paranın iskontolu (discount), faiz oranı düşük paranın ise primli (premium) olarak ifade edilmesidir. Paranın dolanımı üzerinde kısıtlamalar yoksa, vadeli kurlar ülkeler arasındaki faiz farklılıklarına göre belirlenecektir118: E 2 Alış Faizi × Gün 1 + E1 36000 Forward alış kuru = E 2 1 + E1 Satış Faizi × Gün × Alış Spot Kuru 36000 E 2 Satış Faizi × Gün 1 + E1 36000 Forward satış kuru = E 2 1 + E1 Alış Faizi × Gün × Satış Spot Kuru 36000 3. Swap İşlemlerinin Risk Yönetiminde Kullanılması Swap işlemi; fon gereksinimi olan bir ya da iki taraf ile, aracılar ya da bankalar tarafından oluşturulan yapıdan oluşmaktadır. Takas (swaps) ve vadeli (forward) işlem sözleşmelerinde risk yapılanmaları birbirinden farklıdır. Vadeli işlemlerde sözleşme süresi ile vade süresi birbirine eşittir. Sözleşme, işlemin vade bitiminde sonuçlanması esasına dayalıdır. Bu nedenle sözleşme; vade boyunca kredi, takas ve ülke risklerini birlikte taşımaktadır. Takas işlemlerinde bu durum farklılaşmakta çünkü takasa konu olan kağıdın vadesi ile takas sözleşmesinden doğan sözleşme süresi farklı olmaktadır. Kağıt üzerindeki sözleşme süresi kağıdın vadesinden önce bitebilir, bu durumda sözleşme her üç riski üzerinde taşımakla birlikte, süre analiz değeri kağıdın vadesinden düşük olacağından, yüklenilen risk aynı vadedeki vadeli sözleşmeye göre daha düşük olmaktadır. 118 Gray, s. 36. 99 Hem maliyetinin az oluşu hem de sağladığı avantaj üstünlükleri nedeniyle faiz oranı swapının uygulama oranları, genel swaplar içerisinde %80 oranına ulaşmaktadır. Bu durum ise swap denilince, öncelikle faiz oranı swapının akla gelmesini sağlamaktadır. a. Faiz Swapı Faiz swapı iki taraf arasında, aynı para cinsinden, aynı tutarda, farklı faiz oranlarına tabi borçlanmalarla ilgili nakit akışlarının değiş-tokuş edilmesidir. Borçlanmanın aynı para cinsinden ve aynı tutarda olması nedeniyle ana paraların değiştokuşu gerekmemekte, sadece faiz ödemeleri arasındaki farkın değiş-tokuşu söz konusu olmaktadır119. Faiz swaplarında genellikle taraflardan biri sabit faizle, diğeri ise değişken faizle (en yaygın uygulama olarak LIBOR’a bağlı) borçlanmakta, daha sonra bu borçların değiş-tokuşu yapılmaktadır. LIBOR, Londra’da bankaların kendi aralarında gerçekleştirdikleri işlemlerde uyguladıkları ve sürekli değişebilen faiz oranını göstermektedir. Faiz swapı piyasasının doğuş ve gelişimine katkı yapan en önemli faktör, kredi piyasalarındaki fiyatlandırma dengesizlikleridir. Bundan kasıt; aynı şirkete sabit ve değişken faizli borçlanmalarda, farklı risk primleri uygulanmasıdır. Bir swap bankası herhangi bir swap işlemine sabit faiz ya da sabit fiyat alıcısısatıcısı olarak girmeye hazır bulunmakta; bunun için verdiği alım-satım (bid-ask) kotasyonu arasındaki farktan (spread) kâr elde etmeyi beklemektedir. Swap bankası, herhangi bir müşteriyle girdiği swap işleminin riskini üzerinde taşımak istemeyecek ve bu riski aktaracağı bir karşı taraf bulmaya çalışacaktır. Bununla beraber; her zaman miktar ve zaman gibi koşullarda, tamamen simetrik gereksinimler içerisinde bir karşı taraf bulabilmek olanaklı değildir. 119 Bolak, s. 100. 100 Swap bankalarının risklerinden korunmak için kullandıkları piyasa, devlet borçlanma senetleri piyasasıdır. Swap bankası sabit faiz olarak vereceği miktarı, yaklaşık olarak benzer vadeli devlet tahvili faizleri düzeyinde tuttuğu için sabit ödemeleri bir bakıma dengelemiş olmaktadır. Öte yandan 6 aylık dönemler itibarıyla, açığa satmış olduğu hazine bonolarını nominal değerden yerine koyup, tekrar açığa satış yapacak olan swap bankası; 6 aylık faizler düştüğünde, açığa satıştan daha yüksek gelir elde edecek, müşterisinden daha az faiz alacak, 6 aylık faizler yükseldiğinde ise açığa satış işleminden daha az gelir elde edecek, ancak müşterisinden tahsil edeceği yüksek faiz bunu telafi edecektir. Bu şekilde banka değişken nakit akımını dengelemiş olacaktır120. Sabit faiz oranı genel olarak tahvil, hazine bonosu gibi kağıtlara uygulanan faiz oranlarına dayandırılarak belirlenmektedir. Değişken faiz oranları LIBOR dikkate alınarak belirlenmektedir. b. Döviz Swapı Döviz swapı, genellikle anapara ödemelerini içeren önceden belirlenmiş kurallar ve süreler içerisinde, iki tarafın belirli miktarda iki farklı para birimini değiş-tokuş etme ve belli bir vade sonunda geri alması konusunda anlaşmaya vardıkları bir finansal işlemdir. İşlem üç aşamalı bir süreçten oluşmaktadır. İlk aşamada, iki taraf anaparaları anlaştıkları kur üzerinden değiştirmektedirler. İkinci aşamada, faizlerin swap süresi içerisinde dönemsel olarak ödenmesi (ya da değiştirilmesi) yapılmaktadır. Üçüncü aşamada ise, taraflar vade sonunda anaparalarını birbirlerine iade etmektedirler. Bazı kurum ve kuruluşlar borç ve alacaklarından dolayı YP akışı sorunuyla karşı karşıya kalabilmektedirler. Bir para biriminin uzun dönemli riskini minimum kılabilmek ya da azaltmak için aynı para biriminden karşıt olarak para akışı sağlamak gerekmektedir. Döviz swapı herhangi bir para biriminden sağlanan fonun, istenilen para birimine dönüştürülmesini sağlamaktadır. Ayrıca borçlular bu sayede fon maliyetlerini düşürerek, düşük fon temin edebilmektedirler. 120 Bolak, s. 115. 101 Swap işlemini diğer türev ürünler olarak adlandırılan Future ve Forward’dan ayıran temel özellikler aşağıdaki gibi sıralanabilir: • Future ve Forward’da riske karşı korunmanın yanında spekülatif amaç ön plana çıkarken, swaplar daha az kullanılan bir yöntem olmaktadır, • Swap işlemleri genellikle orta vadeli iken Future ve Forward’da vadeler genelde kısadır121, • Swap işlemlerinde taraflardan her biri, aynı oranda olmasa bile, swap işleminden fayda sağlayabilmektedirler. Ancak Future ve Forward’da taraflardan birisi fayda sağlarken diğeri zarara uğrayabilmektedir, • Future ve Forward işlemleri çoğunlukla sözleşmeler halinde düzenlenmektedir. Hatta Future işlemleri için özel borsalara gereksinim duyulmaktadır. Swap işlemlerinde ise çoğunlukla bir banka aracılık ederek tüm işlemleri yürütmektedir, • Özellikle faiz swaplarında sonsuz sayıda swap işlem yapma olanağı vardır. Bu da swapın diğer türev ürünlere göre daha esnek bir yapıda olduğunu gösterir, • Future ve Forward bir alıcı ve bir satıcı arasında yapılabilmektedir. Swap işlemleri ise, çoğunlukla bir banka aracılığıyla üçüncü bir tarafla yapılmaktadır122. 4. Opsiyonların Risk Yönetiminde Kullanılması Vadeli sözleşmeler (futures), FRA ve swap işlemleri gelecek ile ilgili belirlilik yaratarak çeşitli riskler altındaki bankalara, fiyatlardaki dalgalanmalara karşı bağışıklık kazandırmaktadır. Ancak bağışıklık kazanmak ya da riskten arınmak her zaman en iyi çözümü oluşturmayabilir123. Riskten arınmak olumsuz sonuçları olduğu gibi olumlu sonuçları da ortadan kaldırmak anlamına gelmektedir. Opsiyon; sahibine olumsuz gelişmelerden korunma ve olumlu gelişmelerden yararlanabilme olanağı sağlayan tek finansal araç türüdür. Riski ortadan kaldırmak yerine, onu yönetme olanağını vermektedir. Riskten korunma amacına yönelik diğer araçlar, tarafları karşılıklı olarak 121 Bank for International Settlements (BIS), “Sermaye Ölçümü ve Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Uyumlaştırılması”, Gözden Geçirilmiş Düzenleme Raporu, 2004, s. 38. 122 Nurgül Chambers, Türev Piyasalar, Avcıol Basım, İstanbul, 1998, s. 124. 123 Bolak, s. 117. 102 yükülülük altına sokarken; opsiyon sözleşmelerinde taraflardan biri (opsiyon satıcısı) yükümlülük altına girmekte, diğeri ise (opsiyon alıcısı), yükümlülük altına girmeksizin olumlu koşullardan yararlanabilme hakkını elde etmektedir124. Egzotik opsiyonlar olarak anılan daha karmaşık Bermuda opsiyonlar, Bariyer opsiyonlar ve Gökkuşağı opsiyonları gibi opsiyonlar da bulunmaktadır. Egzotik opsiyonların, doğru anlaşılarak seçilmesinin çok güç korunma problemlerini ortadan kaldırabileceği belirtilmektedir125. a. Opsiyon Türleri Temel olarak alım (call) ve satım (put) olmak üzere iki opsiyon türü bulunmaktadır126. Fiyatların artacağını düşünen bir yatırımcı, alım opsiyonu alarak bugünkü düşük fiyattan yararlanmayı hedeflemektedir127. Bu durumda yatırımcı; ya fiyatı yükselen opsiyonu satacak, ya da call opsiyonunu kullanarak fiyatı yükselmiş olan menkul değeri sabitlediği düşük fiyattan alabilecektir. Alıcının opsiyonla ilgili kâr/zarar durumu Şekil 23’te gösterilmiştir. Şekil 23. Alım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu Kâr Uygulama Fiyatı Prim Zarar B/B Kur Peşin Kur B/B (Başabaş) Kur = Uygulama Fiyatı + Opsiyon Primi Kaynak: DC Gardner, s. 31. 124 Marcus, ss. 3-5. Robert Stulz, Risk Management and Derivatives, South Western Publishing, Ohio, 2003, ss. 25-35. 126 John C. Hull, Options, Futures and Other Derivatives, Prentice Hall, 6th Edition, New Jersey, 2006, s. 361. 127 Citibank Training Department, Mackinsey Constitution: Introduction to Risk Management, Citibank Reviews, New York, 1993, s. 56. 125 103 Fiyatların düşeceğini düşünen bir yatırımcı, call opsiyonu yazacaktır. Bu durumda, opsiyonu yazan aldığı prim kadar kâr edecektir. Satan tarafın kârı prim ile sınırlı iken, karşılaşabileceği zararın üst sınırı yoktur. Buna karşılık; alan tarafın zararı primle sınırlıyken, potansiyel kârının üst sınırı yoktur. Şekil 24’te alım opsiyonunda satıcının kısa poziyon ile kâr/zarar durumu görülmektedir. Şekil 24. Alım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu Kâr B/B Kur Peşin Kur Prim Zarar Uygulama Fiyatı B/B Kur = Uygulama Fiyatı + Opsiyon Primi Kaynak: DC Gardner, s. 32. Fiyatların düşeceğini düşünen bir yatırımcı; put opsiyonu alarak, elindeki menkul değerleri piyasa düşünce yüksek fiyattan opsiyonu yazan tarafa satabilmeyi hedeflemektedir. Bu durumda da yatırımcı, düşük fiyattan aldığı put opsiyonunu daha yüksek fiyattan satarak kâr edebilecektir. Alıcının opsiyonla ilgili kâr/zarar durumu aşağıdaki Şekil 25’te gösterilmiştir. Şekil 25. Satım Opsiyonunda Alıcının Uzun Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu Kâr B/B Kur = Uygulama Fiyatı - Opsiyon Primi 104 Uygulama Fiyatı Zarar Prim B/B Kur Kaynak: DC Gardner, s. 34. Fiyatların yükseleceğini düşünen bir yatırımcı, put opsiyonu yazarak alacağı prim kadar kâr etmeyi hedeflemektedir. Beklenti gerçekleştiği takdirde, opsiyon kullanılmayacağından alınan prim kâr olarak kalacaktır. Satıcının opsiyonla ilgili kâr/zarar durumu Şekil 26’da gösterilmektedir. Şekil 26. Satım Opsiyonunda Satıcının Kısa Pozisyon ile Kâr/Zarar Durumu Kar Prim Peşin Kur B/B Kur Zarar B/B Kur = Uygulama Fiyatı - Opsiyon Primi Kaynak: DC Gardner, s. 38. b. Opsiyon Duyarlılığının Ölçülmesi Opsiyon priminin (fiyatının) hesaplanmasında kullanılmak üzere çeşitli modeller geliştirilmiştir. 1973 yılında Fisher Black ve Myron Scholes tarafından hisse senetleri üzerine yapılan opsiyonların fiyatlandırılması için geliştirilen model Black-Scholes Avrupa Alım Opsiyonu Fiyatlama Modeli (Black-Scholes European Call Model) olarak 105 tanımlanmaktadır128. Amerikan türü opsiyonların fiyatlandırılmasında ise Binomial Model kullanılmaktadır. Black-Scholes Opsiyon Fiyatlama Modeli, yalnız Avrupa türü alım-satım opsiyonları için kullanılmakta olup, Amerikan türü opsiyonlar için uygulanamamaktadır129. Vadelerinden önce uygulanabilen, Amerikan türü opsiyonların fiyatlandırılmasında kullanılan binomial model kısa bir zaman diliminde döviz kurlarında iki yönde (binomial) değişim olacağı esasına dayanmaktadır. Finansal araçlar, ilgili risk faktörlerinin fiyat hareketlerine bağlı olarak piyasa riskine maruz kalmaktadır. Opsiyon portföylerinde delta ve gamma gibi ölçümler yapılarak, opsiyon işlemlerinin risk ve oynaklığa karşı duyarlılığı gözlenmektedir130. Delta (∆); varlık fiyatı ile opsiyon fiyatı arasındaki ilişkiyi gösteren eğrinin eğimini oluşturmakta, aynı zamanda da yazılmış olan bir opsiyonun ilgili varlıkla korunması istendiğinde; uygulanması gereken korunma oranını göstermektedir131. Alım (call) opsiyonun delta değeri 0 ile 1 arasında değişmektedir. Zarardaki opsiyonların deltası 0’a yakındır. Bir call opsiyonun deltası; opsiyon kârlı ise yükselmekte, zararda ise düşmektedir. Theta (Θ); opsiyon fiyatının zaman içerisinde nasıl davrandığının bir göstergesidir. Vadesine daha uzun süre olan opsiyonlar, kısa vadedelilerden daha fazla zaman değerine sahiptir ve vade sonuna yaklaştıkça zaman değeri azalmaktadır. Theta, günden güne zaman değerinin nasıl azaldığını ölçmektedir. Vega (ν); opsiyon fiyatının, ilgili varlığın getiri dağılımının standart sapmasına gösterdiği duyarlılığın ölçüsüdür. Opsiyonun vegası, dayanak varlık fiyatının oynaklığındaki değişim sonunda opsiyon priminin ne kadar değişebileceğini gösterir132. 128 Neil A. Chriss, Black Scholes and Beyond – Option Pricing Models, McGraw Hill, New York, 1996, s. 79. 129 Peter Kunsch, Alain Ruttiens ve Judith A. Chevalier, “A Methodology Using Option Pricing to Determine a Suitable Discount Rate in Environmental Management”, European Journal of Operational Research, Vol:185, 2008, ss. 1674–1679. 130 Robert W. Kolb, Options, Blackwell Publishers, London, 1997, ss. 155-170. 131 Marcus, s. 20. 132 Alper Özharar ve diğerleri, “Opsiyonların Riske Maruz Değerinin Hesaplanması”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:52, 2005, s. 99. 106 Diğer bir deyişle vega (ν), opsiyon fiyatının oynaklıktaki değişime karşı duyarlılığını ölçmektedir. Oynaklık artıkça opsiyonun cazibesi ve değeri de artmaktadır. Rho (Ρ); opsiyon fiyatının faiz oranlarındaki değişimlerden nasıl etkilendiğini ölçmektedir. Uzun vadeli opsiyonların rho değeri, kısa vadelilere göre yüksek ve alım opsiyonları pozitif, satım opsiyonları negatif değer almaktadır133. Gamma (Γ); varlık fiyatındaki değişimlere karşı değil, delta değerindeki değişimlere karşı opsiyon fiyatının değişimini ölçmektedir. Varlık fiyatı ile opsiyon fiyatı arasındaki ilişkiyi gösteren eğrinin ikinci türevini ölçmektedir134. Vadesine az bir süre kalmış zararda olan opsiyonlar, en yüksek gamma değerine sahiptir. Fakat vadeye yaklaşıldıkça; opsiyonun kârda ya da zararda olması etkilemeksizin, gamma 0’a yaklaşmaktadır. c. Kârlılık Açısından Opsiyon Çeşitlerinin Değerlendirilmesi Opsiyonun fiyatını belirleyen ana unsurlar; ürünün piyasa fiyatı (S), opsiyonun kullanım fiyatı (K), oynaklık (V), opsiyon kullanımına kalan süre (T) ve risksiz faiz oranıdır (R)135. Alım opsiyununda spot kurun kullanım fiyatını aşan kısmı, satım opsiyonunda ise kullanım fiyatının spot kuru aşan kısmı gerçek değer (S) olarak adlandırılmaktadır. Bu nedenle opsiyonun kârda (in the money) olduğu durumda, gerçek değeri ve primi o oranda yüksek olmaktadır. Oynaklığın (V) yüksek olması durumunda, opsiyon için alıcılar daha yüksek prim öderler, satıcılar da daha yüksek prim istemektedirler. Opsiyon kullanımına kalan süre artıkça (T), alıcının ödemeye razı olacağı prim yükselecektir136. Tablo 5’te opsiyonun fiyatını etkileyen parametreler ve etkileri yer almaktadır. Tablo 5. Opsiyon Pozisyonunun Parametre Etkisi 133 Özharar vd., s. 100. David F. De Rosa, Options on Foreign Exchange, John Wiley&Sons, 2nd Edition, London, 2000, s. 71. 135 İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), “Sermaye Piyasası Araçlarına Dayalı Futures ve Opsiyon Sözleşmelerinin Fiyatlandırılması”, İMKB Türev Piyasası Araştırmaları Serisi, No:1, İstanbul, Haziran, 1995, s. 28. 136 Hull, s. 344. 134 107 Belirleyici Unsurlar Opsiyonun Piyasa Fiyatı (S) Opsiyonun Kullanım Fiyatı (K) Oynaklık (V) Opsiyon Kullanımına Kalan Süre (T) Prim Fiyat ↑ ↓ ↑ ↑ ↓ ↑ ↑ ↑ Kaynak: Bolgün ve Akçay, s. 364. Bir alış opsiyonunun kullanım fiyatı spot fiyattan düşük ise, bu opsiyona kârda opsiyon denilmektedir. Bu durumdaki bir opsiyon kullanıldığı takdirde, spot fiyat ile kullanım fiyatı arasındaki fark kadar bir kâr oluşmaktadır137. Bir satış opsiyonunun kârda olarak adlandırılabilmesi için, kullanım fiyatının spot piyasa fiyatından yüksek olması gerekmektedir. Böyle bir durumda da opsiyonu alan taraf; piyasada geçerli olan spot fiyattan daha yüksek fiyata opsiyonu yazan tarafa, opsiyona konu değeri satabilecektir138. Tablo 6’da piyasa koşullarına bağlı olarak oluşan opsiyon fiyatının kârzarar durumu gösterilmektedir. Tablo 6. Opsiyonun Kâr-Zarar Durumu Piyasa Senaryosu Alış Opsiyonu Satış Opsiyonu Spot Fiyat>Uzlaşma Fiyatı Spot Fiyat<Uzlaşma Fiyatı Spot Fiyat = Uzlaşma Fiyatı Spot Fiyat = Uzlaşma Fiyatı Spot Fiyat<Uzlaşma Fiyatı Spot Fiyat>Uzlaşma Fiyatı Kârda (In the Money) Başabaş (At the Money) Zararda (Out of Money) Kaynak: Hull, ss. 310-342. Zararda bir alım opsiyonu, kullanım fiyatının spot piyasa fiyatından yüksek olması durumunda gerçekleşmektedir. Bu durumda menkul değerleri piyasadan almak, opsiyonu yazan taraftan satın almaktan daha avantajlı olacaktır. Eğer satış opsiyonunun kullanım fiyatı spot piyasa fiyatından düşükse, menkul değeri opsiyonu yazan tarafa daha 137 Paul Ritchken, Options:Theory, Strategy and Applications, Scott&Foresman Company, London, 1997, s. 236. 138 Özharar, vd., s. 96. 108 düşük fiyattan satmak zarara neden olmaktadır. Opsiyon kullanım fiyatının, opsiyonun cari fiyatına göre değeri; opsiyonun kâr-zarar durumunu göstermektedir139. C. RMD ile Risk Yönetimi Son yıllarda bilişim teknolojisi alanında ortaya çıkan hızlı gelişmeler piyasa riskinin ölçülmesine yardımcı olacak yeni risk ölçüm yöntemlerini de beraberinde getirmiştir. Bunların en çok kabul göreni RMD modelidir. 1990’ların ilk yarısından sonra piyasa riski açısından bir endüstri standartı haline gelen RMD, en genel tanımı ile alım satım portföyünün maruz olduğu piyasa riskinin olasılığını açıklayan bir risk hesaplama yöntemidir140. Jorion’a göre RMD; belli bir güven aralığında ve belli bir dönemde, normal piyasa koşulları altında, beklenen en kötü zararı ölçmektedir. Bir bankanın yatırım portfyönün %99 güven aralığında günlük RMD tutarının 1 milyon USD olması durumunda; normal piyasa koşullarında kullanılan dönemin sadece %1’inde günlük zarar 1 milyon USD’yi geçebilmektedir. Yani, 100 günlük bir dönemde sadece 1 gün, 1 milyon USD ya da üzeri zarar söz konusu olabilmektedir141. RMD belirli bir zaman aralığında ve belirli bir güven düzeyinde ortaya çıkması beklenen kayıp olarak tanımlanmaktadır. RMD analizinin bu kadar yaygınlaşmasının en önemli nedenleri; tek bir sonuç ile tüm portföyün riskinin söylenebilmesi ve bu sonucun bankaların piyasa riskleri karşısında tutmaları gereken en az sermayenin hesaplanmasında temel oluşturmasıdır142. En yaygın olarak bilinen yöntem, JP Morgan tarafından geliştirilen ve RMD ölçütünü kullanan Riskmetrics’tir143. RMD likit ve belirli dönemlerde piyasa değeri bulunan tüm portföylere uygulanabilmektedir. Likit olmayan portföylerde RMD’in uygulanamamasındaki temel neden; bu tür portföylerin piyasa değerinin veri eksikliği nedeniyle belirli bir dönem için ölçülememesidir144. 139 Mustafa K. Yıldırım, Hisse Senedi Opsiyonları ve İMKB Uygulanabilirliği, İMKB Yayınları, 1998, İstanbul, s. 79. 140 Akan, s. 62. 141 Philippe Jorion, Value at Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, Singapore, 2002, s. 86. 142 Barry Schachter, “An Irrelevant Guide to Value at Risk”, Risks and Rewards, Vol:12, June, 1998, s. 17. 143 Evren Bolgün ve Serhan Çokaklı, Vadeli Türev Pozisyonlarında Riske Maruz Değer Modeli ile Risk Limitlemesi, İş Yatırım Yayınları, İstanbul, 2007, s. 284. 144 Akan, s. 63. 109 1. Finansal Zaman Serileri ve Temel Özellikleri Finansal zaman serileri genellikle makro ekonomik zaman serilerine göre yüksek frekansta veri erişiminin olanaklı olduğu seriler olup, yüksek frekanslı finansal zaman serilerinin uzun hafıza (birbirlerinden uzakta olan gözlemlerin istatistiksel olarak anlamlı bağlanımı) özelliği taşıdığı gözlemlenmiştir. Finansal zaman serilerinin farklılık gösteren diğer bir özelliği ise oynaklıklarının zaman içerisinde değişmesidir145. Klasik zaman serilerinde genelde normal dağılım kullanılmakta iken, finansal zaman serilerinde oynaklık düzeyinin yüksek olması ve uç değerli sapma sayısının fazla olması nedeniyle normal dağılım yanıltıcı sonuçlar verebilmektedir. Finansal zaman serilerinde normal dağılım varsayımı altında yapılan analizlerde sivri dağılımlı ve kalın kuyruklu bir yapı görülebilmektedir. Finansal zaman serilerilerinde oynaklık eşit şekilde dağılmamakta ve belirli dönemlerde toplanmaktadır. Bu durumda oynaklıklığın bugünkü düzeyi ile sonraki dönemdeki düzeyi arasında pozitif bir korelasyon olmaktadır146. Böylece finansal zaman serilerin getiri oranlarının birbirinden bağımsız olduğunu söylemek yanıltıcıdır. Yüksek sıklıktaki finansal zaman serisinde daha geniş aralıkların kullanılması seri bağıntısının etkisini azaltırken, diğer yandan kullanılabilecek verilerin azalması nedeniyle örnekleme hatası olasılığını artırmaktadır. Diğer bir ifadeyle yüksek frekanslı veri kullanımı sonuçların doğruluğunu artırırken, veri setinin bağıntısının artması nedeniyle model sonuçlarına olan güvenirliliği azaltmaktadır. Finansal zaman serilerinde, klasik zaman serisinden farklı olarak iyi haber ve kötü haberin etkisi farklı olmaktadır. Bu durumda finansal zaman serilerindeki negatif ve 145 Kevser Öztürk, “Döviz Kuru Oynaklığı ve Döviz Kuru Oynaklığının Faiz Oranı Oynaklığı ile Olan İlişkisi: Türkiye Örneği”, TCMB Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, Nisan, 2010, s. 56. 146 Chris Brooks, Introductary Econometrics For Finance, Cambridge University Press, Cambridge, 2002, s. 437. 110 pozitif şoklar kaldıraç etkisi yardımıyla ayrıştırılarak ölçülebilmektedir147. Finansal zaman serilerinin temel istatistik özellikleri; geniş dağılımlara sahip olmaları, oynaklığın zaman içerisinde değişimi, getiri oynaklığının zaman içerisinde otokorelasyon göstermesi ve yüksek oynaklık dönemlerinde asimetrik özelliğinin ortaya çıkması olarak sıralanabilir148. a. Finansal Zaman Serilerine İlişkin Tanımlayıcı İstatistikler Finansal risk analizi kapsamında belirleyici olarak kullanılan tanımlayıcı istatistikler; en küçük-en büyük değerler, çarpıklık ve basıklık değerleri, varyans ve standart sapmadır. Özellikle çarpıklık ve basıklık değerleri, serilerin asimetri ve kuyruk yapılarının incelenmesinde; standart sapma değeri ise oynaklık düzeyinin belirlenmesinde önemlidir. Varyans ve standart sapma değerleri, finansal zaman serilerindeki oynaklık düzeyini göstermektedir. Anakütle standart sapması (σ) varyansın kareköküdür. Standart sapma ile seri gözlemlerinin kendi ortalamasından ne kadar uzaklaştığı belirlenmektedir. Finansal zaman serilerinde oynaklık düzeyi için genel olarak, standart sapma değeri dikkate alınmaktadır149. n σ2 = ∑ (X i − X) 2 i=1 N Ana kütlenin standart sapması, ana kütleyi oluşturan birimlerin ortalama etrafındaki dağılımını vermektedir. Gözlemler ana kütleye yaklaştıkça, standart sapma 147 Harris Ray ve Robert Sollis, Applied Time Series Modelling and Forecasting, John Wiley&Sons, London, 2003, s. 233. 148 Atilla Çifter, “Risk Yönetiminde (Skewed) Student-t ve GED Dağılımları ile Asimetrik ve (Kısmi) Entegre GARCH Modelleri: Eurobond Üzerine Bir Uygulama”, VIII. Ulusal Finans Sempozyumu, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2004, s. 75. 149 Ray ve Sollis, s. 235. 111 azalır ve s değeri ile gösterilir150. Ana kütlenin standart sapması aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanmaktadır; n σ= ∑ (X i =1 i − X)2 N Xi = i’ninci değişkenin değeri, X = Değişkenin ortalaması, N = Değişken sayısını göstermektedir. Anakütle varyansının bilinmediği durumda, normal dağılım referans olarak kullanılmamalıdır. Bu nedenle, formülde σ yerine s kullanılabilir. Hesaplanan s, toplam gözlem sayısının bir eksiğine bölündüğü için örneklemdeki sapma daha büyük olacaktır. s2 = Σ(Xi -X) 2 N-1 Σ(X i -X) 2 s= N-1 Varyans; serideki elemanların aritmetik ortalamadan sapmalarının karesi toplamının, örnek sayısının bir eksiğine bölünmesi ile hesaplanmaktadır. Standart sapma, varyansın kareköküdür ve oynaklık olarak da kabul edilmektedir. Serideki en büyük ve en küçük değerler arasındaki farkın çok olması, o varlıktaki oynaklığın yüksek olduğunu göstermektedir151. Normal dağılım fonksiyonunun, ağırlığın merkezde olduğu ve kuyruklarda sıfıra doğru azalan çan şeklinde bir görüntüsü bulunmaktadır. Normal dağılımda ortalama, mod ve medyan birbirine eşittir. Deneysel hatalar yüzünden tekrar edilen ölçümler arasındaki fark; genellikle merkezi bir değerin çevresinde çan eğrisi şeklinde simetrik ve küçük 150 Mahir Nakip, Pazarlama Araştırmaları, Teknikler ve (SPSS) Destekli Uygulamalar, Seçkin Kitabevi, Ankara, 2003, s. 112. 151 Paul Newbold, İşletme ve İktisat için İstatistik, (çev. Ümit Şenesen), Literatür Yayıncılık, İstanbul, 1995, s. 10. 112 sapmaların büyük sapmalardan daha çok olduğu bir şekilde dağılmaktadır. Bu tür olasılık dağılımına, normal dağılım denilmektedir. Normal dağılımın ortaması X ve varyansı σ2 ‘dir152. Ortalama konum, varyans ise yayılma hakkında bilgi vermektedir153. Çarpıklık ve basıklık değerleri, dağılımın simetri ve kuyruk yapıları hakkında bilgi vermekte ve normal dağılımdan ne yönde farklılaştığını göstermektedir 154. Normal dağılım için asimetri ölçüsünün (skewness değerinin) 0 olması, basıklık değerinin (kurtosis) ise 3 olması gerekmektedir. Buna göre ±∞ arasında değerler alabilen bir sürekli değişkenin, olasılık dağılımının çarpıklığı şu şekilde hesaplanmaktadır155: 1 n Χ −Χ S= ∑ i n i =1 S 3 Çarpıklık katsayısı sıfırdan büyük olduğunda, yani pozitif (+) değer aldığında seri sağa çarpıktır. Sağa çarpık serilerde ortalamadan düşük değerlerin sayısı, ortalamadan büyük değerlerin sayısından daha fazladır. Çarpıklık katsayısı sıfırdan küçük olduğunda, yani negatif (-) değer aldığında seri sola çarpıktır. Sola çarpık seride ise ortalamadan büyük değerlerin sayısı, ortalamadan düşük değerlerin sayısından fazladır. Basıklık ölçüsü olan kurtosis katsayısı ise şu şekilde hesaplanmaktadır: 1 n Χ −Χ K= ∑ i n i =1 S 4 Serinin basıklık katsayısı 3’ten büyük olduğunda sivri (leptokurtic) seri, 3’den küçük olduğunda basık (playkurtic) seri ve 3’e eşit olduğunda ise normal (mesokurtic) seri olarak adlandırılmaktadır. Basıklık, serinin değerlerinde her iki uçtaki değerlere göre ortalama etrafında nasıl bir toplanma olduğunu göstermektedir. Buna göre sivri serilerde değerlerin daha çok ortalama değer etrafında toplandıkları, basık serilerde ise değerlerin ortalama etrafında çok fazla yoğunlaşmadığı ve her iki uca doğru yayılma gösterdikleri 152 David Vose, Risk Analysis: A Quantitative Guide, 2nd Edition, McGraw Hill, London, 2000, s. 124. Mert Ural, Yatırım Fonlarının Performans ve Risk Analizi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2010, s. 84. 154 Kevin Dowd, An Introduction to Market Risk Measurement, John Wiley&Sons, West Sussex, 2002, s. 43. 155 Glyn A. Holton, Value at Risk: Theory and Practice, Elsevier Publishing, New York, 2003, ss. 110111. 153 113 anlaşılmaktadır. Normal dağılım yoğunluk fonksiyonunda ortalamanın olduğu değerde, normal dağılım eğrisi maksimum yüksekliğe ulaşmaktadır. Sürekli rassal değişkenlerin normal dağılıp dağılmadığına, çarpıklık ve basıklık değerlerine göre karar vermenin yanısıra Jarque-Bera (JB) test sonuçlarına bakılarak da karar verilebilir. Jarque-Bera test istatistiği şu şekilde hesaplanmaktadır156: n-m 2 ( K-3) JB = S + 6 4 2 n = Gözlem sayısı m = Serinin oluşturulmasında öngörümlenen katsayıların sayısı S = Çarpıklık değeri K = Basıklık değeri Jarque-Bera test istatistiği 2 serbestlik derecesinde ki-kare dağılımına sahiptir. Sıfır hipotezi normal dağılım olduğunu varsaymaktadır. Asimetri için; H0 : S = 0 Serinin dağılımı simetriktir. H1 : S ≠ 0 Serinin dağılımı simetrik değildir. Basıklık için; H0 : K = 4 (a −3) = 0 Serinin basıklığı normal dağılıma uygundur. H1 : K = 4 (a −3) ≠ 0 Serinin basıklığı normal dağılıma uygun değildir. Normal dağılımda çarpıklığın 0, basıklığın 3 olduğu hatırlanırsa; formülde görüldügü gibi normal dağılımın olması durumunda, Jarque-Bera test değerinin 0 çıkması gerekmektedir. Dolayısıyla düşük Jarque-Bera değeri ve belirlenen anlamlılık düzeyine göre yüksek olasılık değeri, sıfır hipotezinin red edilemediğini yani; serinin normal 156 Quantitive Micro Software, Eviews 4 User’s Guide, New York, 2002, s. 153. 114 dağılım gösterdiğini ifade etmektedir. Yüksek Jarque-Bera değeri ve belirlenen anlamlılık düzeyine göre düşük olasılık değeri; H0 hipotezinin red edilmesi gerektiğini, yani serinin normal dağılım göstermediğini ortaya koymaktadır. b. Finansal Zaman Serisinin Dağılımı Tüm dağılımların belirli bir örnek sayısından sonra normal dağılıma yakınsaması nedeniyle, finansal varlık getirilerine ilişkin risk analizlerinin çoğu normal dağılım varsayımı altında yapılmaktadır. Ancak finansal piyasalarda sıklıkla yaşanan dalgalanmalar, finansal varlıkların getirilerinde asimetrik yapı ve kalın kuyruk sorununa yol açmaktadır. Finansal piyasalarda zaman serilerinin genelde taşıdığı aşırı basıklık ve kalın kuyruk özellikleri nedeni ile tutarlı sonuçlar elde edebilmek için normal dağılım dışında diğer dağılımların incelenmesi gerekmektedir157. Finansal varlık getiri serileri için normal dağılım varsayımıyla gerçekleştirilen risk analizleri, hatalı yorumlara neden olabilmektedir. Daha tutarlı sonuçlar elde etmek için söz konusu serilerin Student-t (ST), çarpık Student-t (skewed Student-t, S-ST) ve Genelleştirilmiş Hata Dağılımı (Generalized Error Distribution–GED) gibi diğer olasılık dağılımları ile analiz edilmesi gerekmektedir158. ST dağılımı varyansın bilinmediği durumlarda, belli bir büyüklükte alınan örneklem için olanaklı olabilecek tüm t değerlerinin örneklem dağılımıdır. Her serbestlik derecesi ve örnek sayısı için farklı bir t dağılımı vardır. Serbestlik derecesi arttıkça normal dağılıma yaklaşılır159. ST dağılımı, normal dağılıma benzer şekilde simetrik bir dağılımdır ve bu dağılımı tanımlayan parametre, serbestlik derecesidir. ST dağılımının şekli standart normal dağılıma benzer ancak daha yayvan ve kuyrukları daha uzundur. 157 Ebru Çağlayan ve Tuğba Dayıoğlu, “Döviz Kuru Getiri Volatilitesinin Değişen Varyans Modelleri ile Öngörüsü” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi, Sayı:9, 2009, ss. 116. 158 Sebastien Laurent ve Jean P. Peters, “A Tutorial for GARCH 2.3: A Complete Ox Package for Estimating and Forecasting ARCH Models”, Oxmetrics G@RCH 6.0 Help, (http://www.garch.org), April, 2002, s. 36. 159 Kalu O. Emenike, “Modelling Stock Returns Volatility In Nigeria Using GARCH Models”, University of Nigeria MPRA Papers, Department of Banking and Finance, No: 23432, July, 2010, ss. 43-65. 115 Serbestlik derecesi arttıkça şekli de normal dağılıma yaklaşmaktadır. Seçilen serbestlik derecesine göre, kuyruk kalınlıkları ve basıklık değerleri değişmektedir160. Örneklem büyüklüğü sonsuz ise ST dağılımı normal dağılıma eşittir. Yığın varyansı bilinmiyorsa, ki çoğunlukla böyledir, normal dağılım kullanılmamalıdır. Bu nedenle σ yerine s’yi yerleştirip t dağılımı kullanılabilir161. Küçük örnek çapları için yığın varyansı bilinmiyorken yığın ortalamasına ilişkin yokluk hipotezlerinin test edilmesinde n-1 serbestlik dereceli t dağılımından yararlanılır. Bu test istatistiği, çekilen örneğin normal dağılıma sahip bir yığından geldiği varsayımına dayanmaktadır. Eğer, örneğin geldiği yığın çarpık (asimetrik) bir dağılıma sahipse, yığın ortalamasına ilişkin hipotezin testinde elde edilen testin gücü önemli miktarlarda azalacaktır. S-ST dağılımı, koşullu dağılım içerisinde sadece sivri davranışlar sergilenmediğini ve çarpıklığın da dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir162. S-ST dağılımında kuyruk kalınlığını belirten serbestlik derecesinin 2’den büyük ve asimetri katsayının 0’dan büyük olması gerekmektedir. Söz konusu dağılımda yer alan asimetri katsayısı 0 olduğunda, S-ST dağılımı ST dağılımına ve ayrıca kuyruk kalınlığını belirleyen serbestlik derecesi sonsuz olduğunda S-ST dağılımı normal dağılıma dönüşmektedir163. Asimetri katsayısı (γ), negatif (pozitif) ise dağılım sola (sağa) çarpık olmaktadır164. GED ve ST dağılımları kalın kuyruk dağılımlar olmakla beraber, simetrik olduğundan finansal varlık getiri serilerinin modellenmesinde gerçek sonuçlara ulaşılamamaktadır. Bu nedenle asimetri ve kalın kuyruk yapısını dikkate alan S-ST dağılımı kullanılmaktadır. Bu dağılımın avantajı, asimetrikliğin ve kalın kuyruk özelliğinin birlikte ele alınmasıdır. 160 Taş ve İltüzer, s. 80. Vose, ss. 127-128. 162 Eric Jondeau ve Michael Rockinger, “Conditional Dependency of Financial Series” The CopulaGARCH Model, December, 2002, s. 9. 163 Mert Ural ve Türker Adakale, “Bireysel Emeklilik Fonlarında Risk Yönetimi ve Riske Maruz Değer Analizi”, Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt:9, Sayı:4, 2009, s. 23. 164 Ural ve Adakale, ss. 20-25. 161 116 Kalın kuyruk özelliğini içermesine karşın, asimetri etkisini dikkate almaması nedeniyle; ST dağılımı, asimetrinin söz konusu olduğu modeller için uygun dağılım olmamaktadır. GED ise, ST dağılımı gibi simetrik bir dağılımdır. Kalın kuyruk sorunu ST dağılımı ile çözülemeyebilir. GED normal dağılım koşulunu sağlamayan kalın kuyruk özelliği içeren modeller için kullanılmaktadır. GED dağılım fonksiyonunda serbestlik derecesinin 2 olması durumunda normal dağılım, 2’den yüksek olması durumunda ince kuyruk özelliği ve 2’den düşük olması durumunda kalın kuyruk özelliği söz konusudur165. c. Finansal Zaman Serilerinde Durağanlık Otoregresif süreç (AR); bir zaman serisinin herhangi bir gözlem değerini, serinin geçmişteki gözlem değerleri ile hata terimi arasında ilişki kuran bir bileşimi olarak ifade etmektedir. Bu modellerde serinin geçmiş dönem değerleri kullanılarak, gelecekte alacağı değerler ile ilgili bilgi edinmek olanaklıdır. Bu ifade Yt serisinin bugünkü değerini, gecikmeli değerleri ile açıklayan bir regresyon denklemidir. εt 0 ortalama ve σ2t sabit varyans özelliği taşımaktadır166. Yt =δ+j1Yt-1 +j2 Yt-2 +....+jp Yt-p +ε t Hareketli ortalama sürecinde (MA), Yt’nin değeri tesadüfi değişkenler olan hata terimlerinin şimdiki değeri ve geçmiş dönemlerdeki değerlerinin ağırlıklı ortalaması olarak ifade edilir. MA(q) süreci, tanım gereği hata teriminin ortalaması durağan olduğu için MA süreçlerinin tümü durağandır167. εt'ler 0 ortalama ve sabit varyansla korelasyonsuzdurlar. Otokorelasyon katsayılarının 0’a yaklaşması bir durağanlık göstergesidir. Yt =µ+ε t +θ1ε t-1 +θ 2ε t-2 +...+θ q ε t-q 165 Emenike, s. 65. Ruey T. Tsay, Analysis of Financial Time Series, John Wiley&Sons, USA, 2002, s. 29. 167 Işıl Akgül, Zaman Serilerinin Analizi ve ARIMA Modelleri, Der Yayınları, İstanbul 2003, s. 67. 166 117 AR(p,q) süreci; AR(p) ve MA(q) koşullarını birleştirmektedir. ARMA süreci durağan olduğunda, sabit bir ortalamaya sahip olacaktır168. AR, MA, ARMA süreçleri durağan serilere uygulanan süreçlerdir. Ancak gerçek hayatta her zaman durağan serilerle karşılaşılmamaktadır. Durağan olmayan bir zaman serisi uygun dereceden farkı alındığında, durağan hale getirilebilir. Yt =δ+j1Yt-1 +..jp Yt-p +ε t +θ1ε t-1 +..θ q ε t-q Durağan olmayıp, fark alma işlemi sonucunda durağan hale getirilmiş olan serilere uygulanan modellere; entegre otoregresif hareketli ortalama modelleri denilmekte ve ARIMA(p,d,q) ile gösterilmektedir. p otoregresif sürecin derecesini, q hareketli ortalama sürecinin derecesini gösterirken; d ise serinin kaçıncı dereceden farkının alınarak, serinin durağan hale geldiğini ifade etmektedir. Box-Jenkins yaklaşımı zaman serilerinin durağan olduğunu varsaymaktadır. Ancak durağan olmaması durumunda, serilerin bir ya da daha fazla kere farkı alınması gerekmekte ve durağanlaştırma sağlandıktan sonra ARMA yapısı oluşturulmaktadır. Zaman serilerinin durağan olması ile ifade edilen; zaman içerisinde varyansın ve ortalamanın sabit olmasıdır. Ayrıca bir zaman serisinin durağan olması, gecikmeli iki dönem arasındaki değişkenlerin kovaryansının zamana değil, değişkenler arasındaki gecikmelere bağlı olması ile tanımlanabilir169. Yani bir zaman serisi durağan ise; ortalaması, varyansı ve kovaryansı zaman içerisinde değişmemektedir. Zaman serisi ancak durağan yapılı modellerde tutarlı sonuçlar vermektedir. Bu nedenle durağan dışı zaman serilerini, durağan hale dönüştüren zaman serilerine gereksinim duyulmaktadır. Ancak zaman serilerinin durağan hale getirilmesi, serinin yapısının stokastik ya da deterministik olmasına göre farklılaşmaktadır. Zaman serisine yapılacak doğrusal trend eki ile, yani trendsizleştirme sonucunda eğer seri durağan hale geliyorsa; bu zaman serisi deterministik bir trende sahip olmaktadır. Ancak, doğrusal trend zaman serisini durağan hale getirmiyorsa; bu durumda fark alınarak zaman serisi 168 169 Akgül, s. 93. Damodar N. Gujarati, Basic Econometrics, 2nd Edition, Prentice Hall, London, 2001, ss. 713-726. 118 durağan hale getirileceğinden stokastik bir trend geçerli olmaktadır170. Regresyonun gerçek bir ilişkiyi mi yoksa sahte bir ilişkiyi mi ifade ettiği, zaman serilerinin durağan olup olmamasıyla yakından ilgilidir171. Serilerin durağan hale getirilebilmesi için serinin değerlerinin logaritmik dönüşümü gerekmektedir. Eğer dönüşümlerle durağanlık sağlanamıyorsa serinin kendi değerlerinin ya da yapılmış olan dönüşüm değerlerinin farklarının alınması yöntemiyle durağanlık sağlanmaya çalışılır. Seride ilk farkların alınması I(1) ile durağanlık sağlanmışsa buna birinci dereceden bütünleşik (durağan olmayan) seri denilmektedir. Seride ilk farkların alınmasıyla durağanlık sağlanamamışsa, ikinci farkların alınması I(2) yoluna gidilmektedir. İkinci farkların alınmasıyla da durağanlık sağlanamadıysa üçüncü, dördüncü gibi farklar alınarak seride durağanlık sağlanmaya çalışılır. k kadar farkın alınması ile durağanlık sağlanıyorsa serinin k. dereceden bütünleşik olduğu söylenebilir. Durağanlık ve birim kök belirlemesi için kullanılan en sık yöntemler Dickey Fuller (DF) ve Augemented Dickey Fuller (ADF) testleridir. Finasal zaman serilerinde durağanlık; ARCH (Otoregresif Koşullu Değişen Varyans) ve GARCH modellerinin durağan olup olmadıklarının incelenmesiyle bulunmaktadır. Finansal zaman serilerinde gözlem sayısının fazlalığı nedeniyle yüksek frekanslı serilerle çalışılmakta, ADF gibi klasik durağanlık testleri kullanmamaktadır. ARCH-GARCH ve türevi yöntemlerin sağlamaları gereken kendi durağanlık kısıtları bulunmaktadır. d. Tanısal Analizler Çalışılan zaman serisi modellendikten sonra bazı kontrol testleri yapılarak, modelin uygunluğu kanıtlanmalıdır. Çalışmada ARCH-LM testi, otokorelasyon testi, ve gecikme sayısı seçim ölçütleri; modelin uygunluğu için kullanılan testlerdendir. 170 171 Walter Enders, Applied Econometrics Time Series, John Wiley&Sons, London, 1995, ss. 155-195. Gujarati, s. 709. 119 (1) ARCH LM Testi Klasik zaman serisi varsayımlarından biri, hata teriminin varyansının sabit olduğu ve zaman içerisinde değişmediğidir. Bu şekilde zaman içerisinde değişmeyen seri, sabit varyanslıdır. Varsayımın yerine getirilmemesi durumunda ise, serinin değişen varyanslı olduğu kabul edilmektedir172. ARCH modeli kurulmadan önce ARCH etkisinin varlığı araştırılmalıdır. Test için modele ilişkin hata terimlerinin kareleri elde edilir. Elde edilen hata terimleri kareleri için en uygun gecikmeli AR modeli kurularak yardımcı regresyon denklemi oluşturulur: ε 2 t =α 0 + α1ε 2 t-1 + α 2 ε 2 t-2 + .... + α 2 ε 2 t-2 Hipotezler şöyledir; H0: α1 = α2 = ...... = αq = 0 H1: α1 α2 ...... αq 0 Boş hipotez modelde ARCH etkisi olmadığını göstermektedir. Boş hipotezin reddedilmesi ARCH etkisinin varlığını göstermektedir. Test istatistiği; LM = (T-q)R2 formülü ile elde edilmektedir173. T çalışmada kullanılan gözlem değerini, q AR modeli için uygun gecikme değerini ve R2 yardımcı regresyon modelinden elde edilen belirleme katsayısını göstermek üzere; LM istatistiği, ki-kare kritik değeri ile karşılaştırılmaktadır. Hesap değerinin kritik değeri aşması durumunda, sıfır hipotezi reddedilerek hata terimlerinde ARCH etkisi vardır sonucuna varılmaktadır. Buna dayanarak ortalama denklemi ile koşullu varyans denklemi birlikte, ARCH yöntemi kullanılarak çözümlenmektedir. 172 173 Gujarati, ss. 436-437. Tsay, s. 136. 120 (2) Otokorelasyon Testi Otokorelasyon zaman serisinin bazı değerleri ve gecikmeli değerleri arasındaki ilişkinin boyutunu belirlemektedir. Klasik zaman serisi varsayımlardan bir diğeri hata terimlerinin birbirinden bağımsız olduğu varsayımıdır. Bu durum otokorelasyon olarak adlandırılmaktadır. Otokorelasyon katsayısı serinin yt dönemindeki değerinin bir önceki dönem değeri olan yt-1 değeriyle, ya da iki dönem önceki değeri olan yt-2 değeri ile, ya da k dönem önceki değeri olan yt-k değeri ile aralarında olan ilişkinin gücünü göstermektedir174. Bir zaman serisinin geçmiş dönem değerlerinin birbirinden bağımsız olması yani serinin değerleri arasında otokorelasyonun olmaması serinin durağanlığını göstermektedir175. Serinin değerleri arasındaki otokorelasyon katsayılarının 0 olup olmadığına ilişkin hipotez şöyledir: H0 = Seride otokorelasyon yoktur H1 = Seride otokorelasyon vardır Otokorelasyon katsayılarının 0’dan anlamlı bir şekilde farklı olup olmadığı hipotezini test etmek için Box ve Pierce tarafından geliştirilen ve ki-kare testine dayanan Q istatistiği kullanılabilir. Q istatistiğinin modelin hataları arasındaki otokorelasyonun testinde daha doğru sonuçlar verdiği bilinmektedir. Q istatistiğinin test değeri şöyledir176: k Q = n ∑ p j2 j=i n = Serinin veri sayısı k = En çok kaydırılan dönem sayısı pj = Örnek otokorelasyon katsayıları 174 Akgül, s. 13. Neyran Orhunbilge, Zaman Serileri Analizi Tahmin ve Fiyat Endeksleri , Avcıol Basım Yayın, Tunç Matbaacılık, İstanbul, 1999, s. 137. 176 Orhunbilge, s. 143. 175 121 Q istatistiği değerinin hesaplanması, Ljung ve Box tarafından geliştirilme amacıyla değiştirilmiş ve birçok paket program tarafından Q istatistiğinin hesaplanmasında Ljung ve Box’ın geliştirdiği Q istatistiği formülü kullanılmaktadır. Buna göre; Ljung ve Box’ın Q istatistiği şu şekilde gösterilmektedir: k p j2 j=i n-j Q = n(n+2)∑ n = Serinin veri sayısı pj = Örnek otokorelasyon katsayısı k = En çok kaydırılan dönem sayısı J = Hesaplanan otokorelasyon katsayısı sayısı Q istatistiği gecikme sayısı serbestlik derecesinde ve esas alınan güven aralığında ki kare değerinden küçük ise H1 hipotezi red edilmekte ve otokorelasyonun olmadığına karar verilmektedir. Aksi takdirde otokorelasyonun olduğuna, hata terimlerinin durağan olmadığına karar verilmektedir177. (3) Gecikme Uzunluklarının Belirlenmesi Bu modellerin uygulamasında gerekli olan parametrelerinin ilk önce istatiksel olarak anlamlı olup olmadığı araştırılmalıdır. Parametreleri anlamlı olmayan model yorumlarına yer verilmemesi gerekmektedir. Ayrıca asimetrik ve simetrik GARCH modellerinde durağanlık koşulu birtakım parametrelerin kısıtları sonucu gerçekleşebilmektedir. Bunun yanında söz konusu modellerin anlamlı olabilmesi için bu parametrelerin belirli değerleri alması gerekmektedir. Parametreleri istatistiki olarak 177 Chandan Mukherjee ve diğerleri, Econometrics and Data Analysis for Devoloping Countries, Routledge, London, 1998, s. 351. 122 anlamlı olanlar içerisinde doğru modelin oluşturulabilmesi için, optimal gecikme uzunluğunun bulunması gereklidir. Bunun için Akaike Bilgi Ölçütü (AIC) ve Schwarz Ölçütü (SC) kullanılanabilir178. En düşük bilgi ölçütünü sağlayan (mutlak değer olarak en yüksek ölçütü sağlayan) model en uygun modeldir. Log-Olabilirlik fonksiyonlarının en yüksek olması gerekmektedir. En düşük bilgi ölçütü ve en yüksek log-olabilirlik fonksiyonunu veren model en iyi model olarak ele alınmaktadır. AIC : T ln (hataların karelerinin toplamı)+ 2n SC : T ln (hataların karelerinin toplamı)+ n.ln(T) Burada; T : Kullanılabilir gözlem sayısı, n : Bağımsız değişkenlerin sayısıdır. n burada öngörümlenen parametre sayısı, T ise kullanılabilir gözlem sayısı olarak ifade edilir. Ln(T), 2’den büyükse SC, AIC’den daha büyük değer alacaktır. En iyi model, en düşük AIC ya da SC değerlerine sahip modeldir. Modeller arasında AIC ve SC değerlerinden en düşük olan, yani mutlak değer olarak en yüksek olan model seçilmektedir. AIC ve SC ölçütleri karşılaştırıldığında görülmektedir ki, SC ölçütü ile seçilmiş bir modelin derecesi genellikle AIC ile seçilmiş bir modelin derecesinden daha küçüktür179. Ayrıca modele eklenecek yeni bir açıklayıcı değişkenin açıklayıcılık gücü ne kadar düşük ise, modelin AIC ve SC değerleri yükselmektedir180. 178 Turhan Korkmaz ve Kazım Aydın, “Using EWMA and Garch Methods in VaR Calculations: Application on ISE30 Index”, 6. ODTÜ Uluslararası Ekonomi Kongresi Bildiri Kitabı, Ankara, 2002, ss. 1-58. 179 Philip H. Franses, Time Series Models for Business and Economic Forecasting, Cambridge University Press, USA, 1998, s. 59. 180 Mehmet Genceli, Ekonometri ve İstatistik İlkeleri, 2. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2001, s. 89. 123 2. RMD Hesaplamasında Kullanılan Parametreler RMD istatistiki olarak belirli bir güven aralığında, belirli bir süre için elde tutulan finansal değerlerin, belirli bir olasılık dahilinde beklenen maksimum değer kaybını ifade etmektedir. RMD hesaplaması, tek taraflı ve negatif yönlü güven aralığında ortalamadan sapma olasılığına dayanmaktadır181. RMD hesabında kullanılan başlıca parametreler; elde tutma süresi, örneklem dönemi, güven aralığı, korelasyon ve oynaklığın belirlenmesidir182. a. Elde Tutma Süresi RMD esnek bir risk ölçüsüdür ve farklı süreler için hesaplanabilir. Süre genellikle 1 gün ile 1 ay arasında değişmektedir. Elde tutma süresi ile piyasa riski arasında doğru orantı bulunmaktadır. Elde tutma süresi uzadıkça piyasa riski de artacaktır; yani beklenen fiyat değişikliği de yüksek olacaktır. Süre uzadıkça beklenen fiyat değişikliği artacağından, genel olarak elde tutma süresi günlük alınmaktadır. Basel Komitesi’ne göre RMD hesabında elde tutma süresinin 10 iş günü ya da iki hafta olması istenmektedir. Elde tutma süresi zamanın karekökü ile ilişkilendirilmekte ve bu durum Geometrik Brownian hareketine dayandırılmaktadır. Elde tutma süresi RMD hesaplamasına yansıtılırken, sürenin karekökü aşağıdaki gibi hesaplanmaktadır183: 1 günlük elde tutma süresi = 1 = 1 10 günlük elde tutma süresi = 10 = 3,1662278 21 günlük elde tutma süresi = 21 = 4,582576 181 John C. Hull, Introduction to Futures and Option Markets, 3rd Edition, Prentice Hall, New Jersey, 1998, s. 119. 182 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), “Piyasa Riski Ölçümleme Yöntemlerine İlişkin Analiz”, BDDK Yayınları, Risk Yönetimi Dairesi, Nisan, 2010, s. 8. 183 Metin Aktaş, “Türkiye Piyasalarında Parametrik Riske Maruz Değer Modelinin Taşıdığı Riskler”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:22, Afyon, 2008, s. 246. 124 b. Örneklem Dönemi Örneklem dönemi, fiyat değişimlerinin gözleneceği ve buna bağlı oynaklık ve korelasyon sayılarının elde edileceği dönemdir. Risk ölçüm modelinin fiyatlardaki değişime duyarlı olması isteniyorsa, kısa bir dönem seçilmelidir. Basel Komitesi’nin belirlediği en az örneklem dönemi bir yıl, yani 252 iş günü olmakta iken; JP Morgan, RiskMetrics’de 250 iş gününü örneklem dönemi olarak kabul etmiştir. Bankaların fon yönetimleri tarafından RMD’e dayalı bütün piyasa riski analizlerinde genellikle bir günlük dönem kullanılmaktadır. Bankaların pozisyonları dinamik olarak günden güne değiştiği için, bankaların daha uzun dönem kullanmaları uygun değildir. c. Güven Aralığı RMD’in güven aralığı %90 ile %99 arasında değişmektedir. Güven aralığı ne kadar yüksek olursa, elde edilen RMD tutarı o kadar yüksek olacaktır. Basel Komitesi’nin önerisi, %99 güven düzeyi ve tek taraflı güven aralığının kullanılmasıdır. Riskmetrics yöntemi %95 güven aralığını kullanmaktadır184. RMD’lerin karşılaştırılması için aynı güven aralıklarında hesaplanmış olması gerekmektedir. Standart sapma için kullanılacak katsayı farklı güven aralıklarında, farklı değerler almaktadır. Güven aralıklarının katsayı değerleri normal dağılım tablosundan bulunmaktadır. RMD hesaplamalarında normal dağılım grafiğinin sadece sol tarafı, yani sıfırdan küçük tarafı kullanılacağından aslında katsayılar negatif olmaktadır. Piyasa riski için güven aralığı seçilirken, en kötü durumdaki zarar dikkate alınmalıdır. Bazıları %99 gibi yüksek güven aralığını kullanmanın çok tutucu olacağını iddia etmektedirler. Zaten çok yüksek güven sınırının güvenlik amacından çıkacağı düşünülebilir çünkü zararların bu düzeyi geçme olasılığı oldukça düşüktür. Buna ek olarak, kalın kuyruklu (normal dağılım eğrisinin uçlarının kalın olması) piyasa getirileri için, yüksek güven aralıklı RMD’i modellemek zordur. RMD modelleri %95 güven 184 Alan J. Laubsch, Risk Management:A Practical Guide, Meyers Ltd., New Jersey, 1999, ss. 10-11. 125 aralığından sonra doğruluğunu kaybetmeye başlamakta ve %99’dan sonra kaybetmektedir. Belirli bir güven aralığından sonra stres testleri istatistik analizlerden daha önemli olmaktadır185. d. Korelasyonun Belirlenmesi Riskin ölçülmesi için, varlıklar arasındaki korelasyonun belirlenmesi gerekmektedir. RMD hesaplaması genelde birden fazla ya da farklı türdeki finansal ürün için yapıldığından aralarındaki korelasyon oldukça önemlidir. Pek çok piyasa riski hesaplayan yazılım, RMD hesaplamalarında genellikle sabit korelasyon varsayımını kullanmaktadır. Fakat ekonometrik araştırmalar finansal varlıklarda korelasyonun sabit olmadığını göstermektedir. RMD hesaplamalarını korelasyonun etkisinden arındırmak, RMD tutarlarının normalden daha yüksek hesaplanmasına yol açmaktadır186. Basel Komitesi’ne göre, sermaye zorunluluğunun belirlenmesinde kullanılacak RMD hesabında bankalar; risk faktör grupları bazında hesaplanan RMD tutarlarının aritmetik toplamını alarak tüm banka için sadece bir RMD hesaplayacaklardır. Ayrıca herbir risk faktörü kategorisinde kullanılan korelasyon varsayımlarının geçerliliği denetçi kurum tarafından incelenecektir. Bu durum RMD hesaplamalarını korelasyonun etkilerinden arındırmakta, ancak normalden yüksek RMD’nin çıkmasına neden olmaktadır187. e. Oynaklık Öngörü Yönteminin Belirlenmesi Oynaklık risk yönetiminde temel bir kavramdır. Bilindiği üzere finansal bir varlığın riski, getirilerindeki oynaklıktan kaynaklanmaktadır. Diğer bir deyişle, finansal piyasalardaki risk kavramı, gerçekleşen getirinin beklenen değerden sapma olasılığını ifade etmektedir. Yakın geçmişe kadar oynaklığı ölçmek için finansal varlık fiyatlarındaki değişimlerinin standart sapması kullanılmıştır. Klasik standart sapma 185 Aktaş, s. 248. Alexander Carol, Risk Management and Analysis, John Wiley &Sons, London, 1998, s. 169. 187 Bolgün ve Çokaklı, s. 394. 186 126 hesaplamalarında doğrusal zaman serisi yöntemi kullanılırken, varyansın zaman içerisinde oynaklık göstermediği varsayılmaktadır188. RMD hesaplamalarında oynaklık için standart sapmanın belirlenmesi bir diğer önemli konudur. Çünkü standart sapma finansal çalımalarda riskin ölçüsü olmakla birlikte aynı zamanda oynaklığın bir ölçüsü olarak da kullanılmaktadır189. Oynaklık aslında incelenen varlık değerlerinin standart sapmasından oluşmaktadır ve RMD hesaplamasında belirlenmesi gereken bir parametredir190. Piyasa riskinin ölçülmesinde kullanılan bir çok RMD modelinde bir oynaklık parametresi yer almaktadır191. Günümüzde, finansal değişkenler icin varyansın sabit olduğu kabulu pek geçerli değildir. Modern finans kuramında risk ve belirsizliğin artan önemi, zamanla değişen varyansın modellenmesine olanak sağlayan ekonometrik zaman serilerinin gelişimini sağlamıştır. Günümüzde yüksek frekanslı finansal verilerin kullanıldığı çalışmalar, doğrusal zaman serisi modelleri yerine, doğrusal olmayan farklı oynaklık düzeylerinin belirlenmesine olanak tanıyan koşullu değişen varyans modellerinin gerekliliğini ortaya çıkartmıştır. Değişen varyansı modellemede en başarılı sonuçlar ARCH ve GARCH tipi modeller ile sağlanmaktadır. 3. Koşullu Değişen Varyans Modellerinin Türleri Geleneksel ekonometri ve zaman serisi yöntemlerinin sabit varyans varsayımı, finansal zaman serileri açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır. Bir zaman serisinin belli bir dönem boyunca aynı seyri izlemesinden sonra, seride dalgalanma yükselmekte ve tekrar eski seyrine dönmektedir. Bu tür serilerin uzun dönem varyansı sabit iken, 188 Tülin Atakan, “İMKB’de Volatilitenin ARCH-GARCH Yöntemleri ile Modellenmesi”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Vol:24, 2006, ss. 48-62. 189 Hasan Şahin, Riske Maruz Değer Hesaplama Yöntemleri, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004, s. 19. 190 BDDK, s. 53. 191 Murat Mazıbaş, “İMKB Piyasasındaki Volatilitenin ve Asimetrik Fiyat Hareketlerinin Modellenmesi ve Öngörülmesi: GARCH Uygulaması”, VIII. Ulusal Finans Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul, 2004, s. 27. 127 yüksek ya da aşırı dalgalanma dönemindeki varyansı değişmektedir. Bu serilere koşullu değişen varyanslı seriler denilmektedir192. Klasik finansal zaman serisi analizleri, hata teriminin ortalaması 0 ve varyansının sabit olduğu varsayımını kabul etmektedir193. Bir finansal zaman serisinin t zamanındaki değeri Pt olarak alınırsa, aynı serinin t zamanındaki getirisi şöyledir: P y t = ln t Pt −1 Bir finansal varlık getirisi aşağıdaki eşitlik ile ifade edilebilir: yt = µ + εt Getirilerin ortalamasının (µ) beklenen değeri 0’dır. t modelin rassal değişkenidir, zamana göre otokorelasyon içerisinde değildir. εt serisi stokastik bir işlemdir ve εt = zt σt şeklinde ifade edilmektedir. Burada zt bağımsız ve aynı dağılımlı rassal değişkenler serisidir. Dağılımı, beklenen değer E(zt) = 0 ve varyans Var(zt) = 1 şeklindedir. Tanımı itibarıyla εt seri ilişkili değildir ve ortalaması 0’dır. Ancak koşullu varyansı σt 2’ ye eşittir ve bu nedenle zaman içerisinde değişebilir. Bu açıdan standart regresyon modellerindeki sabit varyans yaklaşımından farklıdır. Koşullu varyans, bir model ve bir veri seti verildiğinde; söz konusu değişkenin gerçek değeri hakkındaki belirsizliğin ölçüsüdür. Finansal piyasalarda getirilerin zaman içerisinde birlikte hareket etmediği, ancak birbirinden bağımsız da olmadığı bilinmektedir. Getiri serilerine bakıldığında büyük fiyat değişimlerini büyük fiyat değişimlerinin, küçük fiyat değişimlerini ise küçük fiyat değişimlerinin takip ettiği görülmektedir. Bu hareket, hata teriminin değişen varyansa sahip olduğunun ve oynaklık kümelenmesinin varlığının bir göstergesi olarak kabul 192 Akın Kutlar, Ekonometrik Zaman Serileri Teori ve Uygulama, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000, ss. 105-111. 193 Burak Saltoğlu, A High Frequency Analysis of Financial Risk and Crisis: An Emprical Study on Turkish Financial Management, Yaylım Yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 27. 128 edilmektedir. Bu durumda sabit varyans varsayımı altında kurulan modellerin, finansal zaman serilerinin modellenmesi için kullanılması uygun olmamaktadır. ARCH ve GARCH modelleri gibi doğrusal olmayan finansal modeller, finansal zaman serileri analizlerinde oynaklık öngörümlemesi yapan önemli araçlardır194. Bu yüzden varyansı değişen ve oynaklığın ölçülmesinde kullanılan ARCH, GARCH ve türevi modeller ile elde edilen oynaklık hesaplamaları daha tutarlı sonuçlar vermektedir. ARCH modelleri hata terimindeki zamanla değişen varyansı çözülmesi gereken bir sorun olarak değil zaman serisinin modellenmesi gereken bir varyansı gibi kabul etmekte, böylelikle ekonomik verilerin oynaklığını araştırmak için uygun bir yol sağlamaktadır195. a. Simetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri Geleneksel ekonometrik modeller otokorelasyonun bir zaman serisi, değişen varyansın ise bir yatay-kesit verisi sorunu olduğunu varsaymaktadır. Finansal zaman serilerinde sabit varyansın çoğu durumda geçerli olmaması analizlerde değişen varyans analizinin kullanımını gerekli kılmaktadır. Simetrik koşullu değişen varyans yöntemleri, piyasaya etki eden iyi ve kötü haberlerin oynaklık üzerindeki etkisinin aynı olduğunu kabul etmektedir ve asimetriklik etkisini dikkate almamaktadır. (1) Otoregresif Koşullu DeğişenVaryans (ARCH) Yöntemi Engle (1982) tarafından geliştirilen ARCH modelinin temel olarak, cari dönem getiri varyansını, geçen p dönemin varyanslarının bir fonksiyonu olarak modele dahil etmesine dayanmaktadır196. Bu durumda p dönem kadar önce yaşanan bir şok, bu dönemin varyansı üzerinde artırıcı bir etki yaratmaktadır197. 194 Brooks C., s. 439. Öztürk, s. 59. 196 Robert F. Engle, “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity with Estimates of the Variance of U.K. Inflation”, Econometrica, Vol:50, 1982, ss. 987-1007. 197 Tim Bollerslev, “Glossary to ARCH (GARCH)”, Journal of Empirical Finance, Elsevier, Vol:8(1), 2002, ss. 1-44. 195 129 Yt = β1 + β2 x2t + β3 x3t+......εt εt = N(0, σt2 ) Yt nin ortalaması 0, koşullu varyansı ise σt2’dir. Burada, εt varyansı σt2 olan bir hata terimidir. Denklemde (t-1) döneminde hata terimi (εt) sıfır ortalama ve (α0 + α1εt-12 ) varyans ile normal dağılmaktadır. Hata teriminin sıfır ortalamaya sahip olması klasik en küçük kareler yönteminin varsayımlarından biri iken, hata teriminin t dönemindeki varyansının, (t-1) dönemindeki hata teriminin karesinin bir fonksiyonu olarak ele alınması ARCH modelinin getirdiği bir yeniliktir. Başka bir ifade ile, ARCH modelinde koşullu varyans, hata terimlerinin karelerinin gecikmeli değerlerinin fonksiyonu olarak ifade edilmektedir198. Bir ARCH süreci, (p) adet gecikmeli hata terimini içermektedir. Bu durumda ARCH modeli şu şekilde gösterilebilir: σt2 = α0 + α1 εt-12 + α2 εt-2 2 +………+ αq εt-p 2 ARCH modeli doğrusal ve doğrusal olmayan başlıca iki bölümde ele alınmaktadır199. Doğrusal bölüm, bağımlı değişken Yt’nin zaman içerisindeki değişimini gösteren koşullu ortalama denklemidir. Doğrusal olmayan bölüm ise, bağımlı değişken olan koşullu varyans σt2 ile hata teriminin gecikmeli değerlerinin ilişkisini gösteren koşullu varyans denklemidir. ARCH modeli gecikme değerinin (p) aldığı değer ile adlandırılmaktadır: ARCH(1), ARCH(2) gibi... Bu model p için genellendiğinde, genel ARCH(p) denklemine ulaşılmaktadır: p σt2 = ω0 +∑ α i ε 2 t-i i=1 ARCH süreci ARCH(1) modeli olarak adlandırılmaktadır. Bunun nedeni, hata teriminin koşullu varyansının, sadece kendinden bir önceki değere bağlı bir fonksiyon 198 Klynn Patterson, An Introduction to Applied Econometrics-A Time Series Approach, St Martin’s Press, USA, 2000, s.711. 199 Mazıbaş, s. 29. 130 olarak verilmesidir. Bu modelde koşullu varyansın kendinden önceki p adet değere bağlı olarak öngörümlenmesi ARCH(p) modelini vermektedir200. ARCH modeli ile finansal serilerde meydana gelecek şok niteliğindeki bir değişmenin (hata teriminin karesi), oynaklık (koşullu varyans) üzerinde yaratacağı etkiyi saptamak olanaklıdır. σt2 parametresi ARCH modelinin koşullu varyansı, p parametresi ARCH sürecinin derecesi ve αi bilinmeyen parametreler vektörüdür. ARCH modelinde ε t , te’nin koşullu varyansı ε t-i 2 ’lerin gerçekleşmiş değerlerine bağlı olmaktadır. Modelde ele alınan dönemde geçmiş zaman oynaklıkları (t-1), t dönemindeki oynaklığın bir fonksiyonudur. ε t-i 2 ’ler büyük ise koşullu varyans da büyük, küçük ise koşullu varyans da küçük olacaktır201. Başka bir ifade ile koşullu varyans denklemindeki parametrelerin kesinlikle negatif olmayacağı şeklinde bir sınırlama getirilmiştir. Çünkü negatif değerlere sahip bir koşullu varyans öngörüsü anlamsız olacaktır202. ARCH(p) yönteminin anlamlı olabilmesi için koşullu varyansı ve hata terimlerinin gerçekleşen bütün değerleri için pozitif olmak zorundadır. Bu nedenle koşullu varyans denklemindeki tüm α parametrelerinin pozitif olması gerekmektedir. Parametrelerinin herhangi birinin negatif olması, koşullu varyansın negatif olmasına neden olabilir. Bir diğer koşul ise koşullu varyans denklemindeki parametrelerin toplamının 1’den küçük olması koşuludur. ARCH(p) denkleminin parametrelerine getirilen bu son koşul sağlanmadığında süreç sonsuz varyansa sahip olacaktır. ARCH sürecinde pozitif varyansı sağlama kısıtı, ω00 ve i0 olmasıdır. ARCH(p) modelinin anlamlılığının sınanması için durağanlığı sağlama kısıtı şöyledir203: p ∑ αi < 1 i=1 200 Özlem S. Ünal, “Döviz Kuru Oynaklığının Öngörülmesi ve Risk Yönetimi: Türkiye Örneği”, Uzmanlık Yeterlilik Tezi, TCMB Piyasalar Genel Müdürlüğü, 2009, s. 48. 201 Patterson, ss. 708-713. 202 Brooks C., s. 448. 203 Russel Davidson ve James G. Mackinnon, Econometric Theory and Methods, Oxford University Press, New York, 2004, s. 588. 131 ARCH modelinde koşullu değişen varyans modelleri ile RMD hesaplaması yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle hesaplanmaktadır204. σ= ω0 p 1-∑ α i i=1 Modelde finansal piyasalarda şok niteliğindeki bir değişim hata teriminin karesine, oynaklık düzeyi ise koşullu değişen varyansa denk gelmektedir. Bu sayede şokların oynaklık düzeyi üzerindeki etkisi öngörümlenebilmektedir. ARCH modeline göre, t-1 döneminde meydana gelen büyük bir şok, t döneminde daha büyük değerli bir varyansa neden olmaktadır. ARCH etkisinin olup olmadığı ARCH LM testi ile ölçülmektedir. Modelin hangi dereceden öngörümleneceğine, yani p değerine karar verilmesi gerekmektedir. ARCH modelinde gecikme değeri arttıkça, parametrelerin sıfırdan büyük olma koşulunun ihlal edilmesi durumu ortaya çıkmaktadır. Koşullu varyansın dinamiklerini yakalayabilmesi için yüksek bir ARCH derecesi seçilmelidir. Bu da büyük miktarlarda parametre çıkarımına gerek duyulması demektir205. (2) Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans (GARCH) Modeli ARCH modelinde uzun sayıda gecikme bulunması ve kısıtların gecikme sayısı arttıkça saptanmasındaki zorluk modelin önemli bir dezavantajdır. GARCH koşullu değişen varyansın, hata terimleri karelerinin gecikmeli değerlerinin yanısıra koşullu varyansın da geçmiş dönem değerleri ile açıklanabildiği dinamik zaman serisi 204 Ural, s. 107. Tim Bollerslev, “Genellestirilmis Otoregresif Kosullu Degisken Varyanslılık”, Journal of Econometrics, Vol:31, 1986, ss. 307–327. 205 132 modelidir206. Bir başka ifadeyle ARCH(p) sürecinde koşullu varyans, sadece geçmiş örneklem varyanslarının doğrusal bir fonksiyonu iken GARCH(p,q) süreci, gecikmeli koşullu varyanslarında modele dahil edilmesine izin vermektedir. Bu modelin ARCH modeline üstünlüğü, fazla sayıda değişken öngörüsüne gerek duymadan oynaklık direncini modelleyebilmesinden kaynaklanmaktadır. ARCH modelinde koşullu değişen varyans modelinin geçerli olmasına ilişkin, hata terimi parametrelerinin pozitif olma kısıtı gibi bazı kısıtlar mevcuttur. Ayrıca negatif varyans parametresi öngörücüleri ile ilgili sorunlardan kaçınmak amacıyla sabit gecikme yapısı öne sürülmüştür207. GARCH modelinde varyans sadece εt’nin büyüklüğüne bağlıdır, işaretine bağlı değildir208. GARCH yönteminde t dönemindeki koşullu varyans sadece hata terimlerinin geçmiş değerlerinin karesine bağlı değil, aynı zamanda geçmişteki koşullu varyanslara da bağlıdır. Yani hata terimlerinin varyansı hem kendi geçmiş değerlerinden hem de koşullu varyans değerlerinden etkilenmektedir. Bu durumda cari döneme ilişkin varyansın geçmiş dönemde gerçekleşmiş değişime bağlı olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. GARCH modelleri, koşullu varyansın hata teriminin gecikmeli değerlerine ek olarak, kendi gecikmeli değerlerine de bağlı olduğu oynaklık modelidir209. GARCH(p,q) modelleri koşullu ortalama denklemine ek olarak koşullu varyans denkleminden oluşmaktadır210. σt2 = ω0 + p q i=1 j=1 ∑ αi ε 2 t-i + ∑ β j σ t 2-j 206 Russel Davidson, James G. Mackinnon, Estimation and Inference in Econometrics, Oxford University Press, New York, 1993, s. 458. 207 Robert F.Engle ve David Kraft, “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity in Multiple Time Series Models”, USDC Discussion Paper, Vol:27, 1982, ss. 82-83. 208 Binay Telatar, “İMKB Endeksinin ARCH Modellemesi”, Akdeniz Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:3, 2002, ss. 114-121. 209 Timotheos Angelidis, Alexander Benos ve Stavros Degiannakis, “The Use of GARCH Models in VaR Estimation”, Statistical Methodology, Vol:1, 2004, ss. 105-128. 210 Ural, s. 91. 133 Modellerin geçerli olabilmesi için denklem varyans sabiti ωo ile standart model parametreleri αi ve βj ‘nin pozitif olmaları gerekmektedir. GARCH sürecinde de, koşullu varyansın parametreleri pozitif olmalıdır. GARCH (p,q) sürecinde q = 0, p = 1 ise ARCH(1) süreci söz konusu olacaktır. GARCH(0,2) süreci ARCH(2) olarak ifade edilebilir. p = 1, q = 1 olursa GARCH(1,1) olur. En basit ve en çok kullanılan GARCH modeli GARCH(1,1) sürecidir211. GARCH (p,q) gösteriminde; p ARCH terimindeki gecikmeleri, q ise GARCH terimindeki gecikmeleri ifade etmektedir212. p ≥0 ve q>0 ω0 > 0 ve αi ≥ 0 βj ≥ 0 i = 1,2…,q j = 1,2…..p αi ve βj regresyon parametrelerinin toplamı (αi+βj), değişkenlerin varyansındaki önceki dönem değişmelerin, cari dönem varyansındaki etkisini ifade etmektedir213. En basit GARCH süreci olan GARCH(1,1) genellikle, finansal varlık fiyatlarını modellemede kullanılır214. αi+βj toplamının 1’den küçük olması koşullu varyans üzerindeki şokların kalıcı olmadığını, 1’e eşit olması şokların kalıcı olduğunu, 1’den büyük olması serinin ortalamasının değiştiğini göstermektedir215. GARCH modellerinde durağanlığın sağlanması için αi+βj toplamının 1’den küçük olması istenmektedir. q p α + ∑ i ∑ β j <1 j=1 i=1 GARCH modelinde koşullu değişen varyans modelleri ile RMD hesaplaması yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle hesaplanmaktadır216. 211 Davidson ve Mackinnon, s. 589. Patterson, s. 713. 213 Vladimir Gazda ve Tomas Vyrost, “Application of Garch Models in Forecasting the Volatility of the Slovak Share Index (SAX)”, Biatec Papers,Vol:11, 2003, s. 18. 214 Rosario Mantegna ve Eugene Stanley, “Modelling of Financial Data: Comparison of the Truncated Levy Flight and the ARCH(1) and GARCH(1,1) Processes”, Physica, Vol:254, 1998, ss.77-84. 215 Robert Engle, “GARCH 10: The Use of the ARCH/GARCH Models in Applied Econometrics”, Journal of Economic Perspectives,Vol:15/4, 2001, s. 160. 216 Ural, s. 107. 212 134 σ= ω0 p q i=1 j=1 1-∑ αi -∑ β j ARCH ve GARCH modellerinde varyansın etkisinin simetrik olduğu, yani pozitif (iyi haber) ve negatif (kötü haber) şokların oynaklığa etkisinin aynı olduğu varsayılmaktadır217. Ancak gerçekte negatif şokların oynaklığı daha fazla artırdığı sıkça gözlenmektedir. Dolayısıyla pozitif ve negatif şokların oynaklık üzerindeki uygun modeller kullanılarak ayrıştırılması gerekmektedir. Bu nedenle GARCH modelinin en büyük dezavantajı, sıklıkla rastlanan asimetriyi modellemek için uygun olmamasıdır. (3) Entegre GARCH (IGARCH) Modeli IGARCH modelini ilk defa Bollerslev ve Engle(1986) kullanmışlardır. IGARCH modelinde koşullu varyans ortalamaya dönme özelliği taşımamakta ve koşullu varyansta birim kök söz konusu olmaktadır. Durağanlık koşulu sağlanamadığından, birim kök içeren GARCH modelleri olarak da adlandırılmaktadır. Bu yüzden IGARCH modeli ile elde edilen koşullu varyans ortalama tarihsel varyansı değil, en son varyansı yansıtma eğilimi göstermektedir218. GARCH modeli uygulamasında, özellikle sık frekanslı finansal serilerde ARCH ve GARCH parametrelerine ilişkin katsayılar toplamının 1’e çok yakın bulunduğu görülmüştür. Bu da varyansta kararlılık sorununa yol açmaktadır. Bu GARCH modeli αi+βj = 1 olduğu kısıt için yeniden düzenlenerek IGARCH modeli oluşmuştur. αi+βj toplamının 1’e eşit olması durumu IGARCH olarak adlandırılmaktadır219. IGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi yazılabilir220: 217 Wei-Chiao Huang ve Yuanlei Zhu, “Are Shocks Asymmetric to Volatility of Chinese Stok Market?”, Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:7, No:3, 2004, s. 381. 218 Tsay, s. 100. 219 Christian Gourieroux, ARCH Models and Financial Applications, Springer Co., New York, 1997, s. 98. 220 Ural, s. 92. 135 2 σ 2t =ω0 + ∑ (1-β j ) ε t-i + ∑ β jσ 2t-j p q j=1 j=1 (ω0 > 0 ve 1 > βj > 0) IGARCH işlemine tabi tutulan bir zaman serisi kovaryans durağanlığa sahip değildir ve koşulsuz varyansı sonsuzdur. Bu model, getiri serisi durağan olmadığında uzun dönem varyansının bulunamaması ve durağanlığın sağlanamaması durumunda kullanılmalıdır221. b. Asimetrik Koşullu Değişen Varyans Yöntemleri Simetrik modeller, finansal zaman serilerinde, mevcut olan birçok özelliği açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Finansal veriler aşırı basıklık, oynaklık kümelenmesi ve kaldıraç etkisi sergilemektedirler. Finansal varlık getirilerinin dağılımları kalın kuyruk ve ortalamada yüksek sivrilik özellikleri göstermektedir. Finansal zaman serilerinin taşıdığı bu özellikler nedeniyle Asimetrik GARCH sınıfı modeller geliştirilmiştir222. GARCH modellerinde ihmal edilen önemli bir husus, negatif ve pozitif getiri değişimlerinin oynaklığa ne yönde katkıda bulunduklarının incelenmesidir. ARCH ve GARCH modelleri, şokların oynaklık üzerindeki etkisinin simetrik olduğunu, iyi ve kötü haberlerin oynaklık üzerinde aynı etkiyi yarattığını varsaymaktadır. Ancak gerçekte beklenmeyen bir getiri şoku pozitif değil de negatif yönde ise oynaklıktan daha çok etkilemektedir. Yani negatif getiri şoku, pozitif getiri şokundan oynaklığı daha fazla etkilemektedir. Bu durumu sınamak içerisinde asimetrik oynaklık modellerine gereksinim vardır. Bu nedenle asimetrikliği dikkate alan Üstsel GARCH(EGARCH-Exponential GARCH) Eşikli (Threshold) ARCH, ve Asimetrik Üslü ARCH/GARCH (APARCH) modelleri asimetrikliği göstermesi açısından önemlidir. (1) Üslü GARCH (EGARCH) Modeli 221 Bollerslev, s. 112. Robert D. Brooks ve diğerleri, “A Multi-country Study of Power ARCH Models and National Stock Market Returns”, Journal of International Money and Finance, Vol:19, No:3, 2000, ss. 377-397. 222 136 Asimetrik oynaklık modellerinden olan EGARCH (Üssel Genelleştirilmiş Otoregresif Koşullu Değişen Varyans) ilk defa Nelson (1991) makelesinde tanıtılmıştır. Şokların koşullu değişen varyans üzerindeki etkileri modele dışarıdan bir asimetri katsayısı dahil edilmesi yoluyla ayrıştırılmaktadır. Oynaklığın asimetriklik etkisi, γ parametresinin anlamlı şekilde 0’dan farklı değer aldığında elde edilmektedir223. EGARCH modellerinin GARCH modellerinden üstün taraflarından ilki koşullu varyansın logaritmik düzeyde modellenmesi nedeniyle log(σt2), parametreler negatif olsa dahi σt2’in pozitif olmasıdır. Bu nedenle, GARCH modellerinde koşullu varyansların pozitif olmasını sağlamak için αi ve βi parametrelerine getirilen negatif olmama koşuluna bu modelde gereksinim kalmamaktadır. EGARCH modelinde koşullu değişen varyansın logaritması alındığından parametreler pozitif olmaktadır. Diğeri ise, oynaklık ile getiri arasındaki ilişki negatif ise γ (asimetri) katsayısının negatif olmasıyla asimetrik hareketlerin modellenmesine olanak vermesidir224. EGARCH modelinin 3 önemli özelliği bulunmaktadır225. Koşullu varyans denklemi logaritmik doğrusal formdadır. Buna bağlı olarak σt2 değeri negatif değer almamakta ve parametrelerin pozitif olması gibi bir kısıt yoktur. Bu model εt-1 değerlerinin koşullu standart sapmaya bölünmüş değerlerini içermektedir. Son olarak EGARCH modeli asimetri etkisini dikkate almaktadır. Standart GARCH modelinden farklı olarak EGARCH(1,1) modelinde asimetrik oynaklığın varlığı, anlamlı şekilde 0’dan farklı olduğunda γ parametresi tarafından belirlenmektedir226. Öngörümlenmiş GARCH(1,1) ve EGARCH(1,1) modellerinin önemli bir özelliği de koşullu oynaklığın sürekliliğinin derecesini göstermeleridir. EGARCH(1,1) modelinde β ile gösterilirken, GARCH(1,1) modeli için (αi+βi) olarak 223 Kin Y. Ho ve Albert K. Tsui, “Asymmetric Volatility of Real GDP: Some Evidence from Canada, Japan, United Kingdom and the United States”, Japan and World Economy, Vol:15, 2003, ss. 143-152. 224 Mazıbaş, s. 31. 225 Shen-Yuan Chen, Dar-Yeh Hwang ve Chien-Fu Lin, “Does Index Futures Dominate Index Spot? Evidence From Taiwan Market”, Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:5, No:2, 2002, s. 266. 226 Kin Y. Ho, Albert K. Tsui, “Analysis of Real GDP Growth Rates of Greater China: An Asymmetric Conditio Volatility Approach”, China Economic Review, Vol:15, 2004, s. 428. 137 gösterilmektedir. Koşullu varyans değeri 0’a yaklaştıkça, koşullu oynaklık çok büyük olmaktadır227. Asimetri katsayısı (γi) = 0 ise olumlu bir şok ( ε t-i > 0) oynaklık üzerinde negatif bir şok ( ε t-i < 0) gibi aynı etkiye sahiptir. γi sıfırdan farklı bir değer alması koşullu varyans üzerinde asimetri etkisinin varlığını göstermektedir. γi < 0 ise negatif şokların oynaklığa etkisinin pozitif şoklardan daha fazla olduğunu işaret etmektedir. EGARCH modeli hem koşullu varyans üzerindeki asimetrik etkiler, hem de koşullu varyansın negatif değerler alabilme olasılığını gidermiş; böylece model logaritmik formda kurulabilmiştir. EGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi ifade edilebilir228: ln ( σ 2t ) =ω0 + ∑ α i p i=1 ε t-i +γ i ε t-i σ t-i q + ∑ β jσ 2t-j j=1 Logaritmik dönüşüm kullanılması σt2‘nin her zaman pozitif olmasını sağlamakta ve bunun sonucu olarak parametrelerin işaretleri üzerinde bir kısıtlamaya gerek kalmamaktadır. Bunun dışında beklenmedik dışsal şokların öngörümlenen oynaklığa etkisi TARCH’dan daha fazla olacaktır. EGARCH modelinde koşullu değişen varyans modelleri ile RMD hesaplaması yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle hesaplanmaktadır229. p 2 q σ= exp ω0 + ∑ αi / 1-∑ β j π i=1 j=1 (2) Doğrusal Olmayan GARCH (NGARCH) Modeli 227 Stilianos Fountas, Menelaos Karanasos ve Alfonso Mendoza, “Output Variability and Economic Growth: The Japanese Case”, Bulletin of Economic Research, Vol:56/4, 2004, s. 356. 228 Ural, s. 93. 229 Ural, s. 107. 138 Asimetrik etkileri dikkate aldığı için doğrusal olmayan asimetrik (Nonlinear Asymmetric) GARCH olarak da bilinen model, Engle ve Ng (1993) tarafından geliştirilmiştir230. NGARCH modeli, koşullu varyansı beklenmeyen şokların doğrusal olmayan bir fonksiyonu olarak ifade edilmektedir. Modelin kısıtları şöyledir: ω0 > 0 , 1>αi ≥ 0, 1>βi ≥ 0, (αi +βi )<1 ve θ>0 NGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi ifade edilebilir231: p q i=1 j=1 σ 2t =ω0 + ∑ αi (ε t-i -θσ t-i ) 2 + ∑ β jσ 2t-j NGARCH modelinde koşullu varyans, şokların asimetrik bir fonksiyonudur. θ > 0 olduğunda, olumlu bir şok aynı büyüklükteki olumsuz bir şoktan daha fazla oynaklığa neden olmaktadır232. Modeldeki θ parametresi kaldıraç etkisini göstermekte ve benzer büyüklükteki pozitif şoklara göre negatif şokların oynaklığı daha çok artırdığını ifade etmektedir233. (3) Eşik GARCH (TGARCH) Modeli Zakoian (1991), oynaklıkta asimetrikliği dikkate alan değişik bir fonksiyonel form düzenlemiştir. Bu hata terimlerinin işaretlerine bağlı olan doğrusal bir fonksiyondur ve 230 Robert F. Engle ve Victor K. Ng, “Measuring and Testing the Impact of News on Volatility”, Journal of Finance, Vol:48(5), 1993, ss. 1749-1778. 231 Ural, s. 95. 232 Jin-Chuan Duan, “Augmented GARCH(p,q) Process and its Diffusion Limit”, Journal of Econometrics, Vol:79, 1997, s. 97. 233 Petra Posedel, “Analysis Of the Exchange Rate and Pricing Foreign Currency Options on the Croatian Market: The NGARCH Model as an Alternative to the Black Scholes Model”, Financial Theory and Practice, Vol:30/4, 2005, ss. 347–368. 139 TGARCH olarak bilinmektedir234. TGARCH(p,q) modeli aşağıdaki gibi ifade edilebilir235: p k q i=1 m=1 j=1 2 σ 2t =ω0 + ∑ αi ε t-i + ∑ γi D t-i ε 2t-i + ∑ β jσ 2t-j TGARCH modeline ilişkin diğer bir özellik ise modeldeki parametrelere yönelik kısıtlardır236. Bu kısıtlar şöyledir: ω0 > 0, αi ≥ 0, βi ≥ 0, γi ≥ 0 TGARCH modeline koşullu varyans yerine koşullu standart hataların kullanıldığı model de denilebilir237. Modelde yer alan k, asimetriklik derecesini(eşik sayısı) gösteren gecikme sayısıdır. TGARCH modeline Dt-i kukla değişkeni dahil edilmektedir. TGARCH yöntemi pozitif şoklarla negatif şokların etkisinin simetrik olmadığını dikkate almaktadır. Modele eklenen Dt-i değişkeni negatif gecikmeli hata terimlerinin bir göstergesidir ve aşağıdaki gibi negatif şoklar ile pozitif şokları ayrıştırmaktadır: ε t-i < 0 ise, 1 = D t-i ε t-i ≥ 0 ise, 0 TGARCH modellerinde, εt-1 = 0 eşik değer olarak kabul edilirse; olumlu haberlerin (pozitif şokların, εt-i > 0) koşullu varyans üzerindeki etkisinin olumsuz haberlerin (negatif şokların, εt-i < 0) koşullu varyans üzerindeki etkisinden daha az olacağı varsayımına dayanmaktadır. Burada Dt-i değişkeni kötü haberin var olup olmadığını göstermektedir. γ parametresinin 0’a eşit olması durumunda asimetrik etki görülmez iken, 0’dan büyük olma durumunda ise asimetri etkisinin görüldüğü 234 Rohan Rabemananjara ve Jean Zakoian, “Threshold ARCH Models and Asymmetries in Volatility”, Journal of Applied Econometrics, Vol:8, No:1, 1993, s. 32. 235 Patterson, 2000, s. 728. 236 Sheyu Hwang ve Tae Y. Kim, “Power Transformation and Threshold Modeling for ARCH Innovations with Applications to Tests for ARCH Structure”, Stochastic Processes and Their Applications, Vol:110, 2004, s. 296. 237 Patterson, 2000, ss. 728-729. 140 söylenebilir. TGARCH modelinde kötü haberlerin( ε t-i <0) koşullu varyans üzerindeki etkisi; αi ε 2t-i +γi ε 2t-i büyüklüğü kadar olurken, iyi haberlerin ( ε t-i > 0) koşullu varyans 2 kadar olmaktadır. Modelde kaldıraç etkisi γi parametresi üzerindeki etkisi; αi ε t-i tarafından ifade edilmektedir. γi ≠ 0 durumu yeni haberlerin etkisinin farklı olacağını göstermektedir ve olumlu habelerin etkisi αi kadar, olumsuz haberlerin etkisi γi+ αi kadar olmaktadır238. γi’nin sıfıra eşit olması durumunda, yeni haberlerin oynaklık üzerindeki etkisinin asimetrik olmadığı anlamına gelmektedir ve bu durumda TGARCH modeli GARCH modeline eşit olmaktadır TGARCH modeli ile EGARCH modeli arasındaki en önemli fark, TGARCH modelinde kaldıraç etkisinin kuadratik, EGARCH’da ise üstel olmasıdır239. TGARCH modelinin durağanlık kısıtı ise aşağıdaki özetlenebilir 240 formül ile : q p α + ∑ i ∑ β j +kγ < 1 j=1 i=1 (4) Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü GARCH (APGARCH) Modeli Diğer GARCH modellerinden farklı olarak varyans yerine standart sapmanın modellendiği ve standart sapma GARCH modeli olarak da bilinen model Ding (1993) tarafından Power ARCH (PARCH) olarak genelleştirilmiştir241. Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü ARCH (Generalized Asymmetric Power ARCH / APGARCH) modeli asimetrik dağılımlı ve kalın kuyruklu seriler için etkin bir öngörücüdür. 238 Angela J. Black, “The Impact of Monetary Policy on Value and Growth Stocks: An International Evaluation”, Journal of Asset Management, Vol:3, No:2, 2002, s. 150. 239 Hossain Troskie ve Rashad Guo, “Comparisations of The Ex Post Efficient Portfolios Under GARCH(1,1) Modeling and GARCH Model Extensions”, Proceedings of the 10th Annual International Conference on Industrial Engineering–Theory, Applications and Practice Clearwater, Florida, 2006, ss. 419-425. 240 Ural, s. 94. 241 Zhuanxin Ding vd, “A Long Memory Property of Stock Market Returns and a New Model”, Journal of Empirical Finance, No:1, 1993, ss. 83-106. 141 Genel olarak, bir değişkenin karesini ya da küpünü almak gibi üssel dönüşümler kullanıldığında incelenen serinin genel gidişine göre dizinin dışında kalan örneklerin etkisi modele daha güçlü yansımaktadır. Böylece üssel işlemciler model içerisinde göreceli olarak daha sakin ya da daha değişken dönemlere yapılan vurguyu artırmaktadır. Kare alma işleminin modellerde sıkça kullanılmasının nedenlerinden biri de budur. Diğer bir önemli kullanım alanı ise değişkenlerin işaretlerinin etkisini ortadan kaldırmaktır. Verilerin normal dağılım göstermesi durumunda dağılımın karakteristik özellikleri modele tamamen yansıtılabilir. Ancak normal dışında bir hata dağılımı olması durumunda ikiden farklı üssel dönüşümler modellemede daha uygun olmaktadır. APGARCH modelinde, yüksek frekansa sahip zaman serisi verilerinin mutlak değeri ya da karesi alınmadan, verilerin dönüşümünün kaçıncı kuvveti ile olduğu araştırılmaktadır242. APGARCH modeli veriyi bir yapıya sonradan eklemek yerine, optimum üstsel dönüştürücüyü bulmada kullanılmaktadır. APGARCH modelinde, standart sapmanın kuvveti olan δ modele eklenmek yerine model içerisinde öngörümlenebilmektedir243. Modele asimetrinin modellenebilmesi için γ asimetri parametresi eklenebilmektedir244. Asimetri parametresi, negatif değer aldığında, geçmişteki pozitif haberlerin, serinin bugünkü koşullu varyansı üzerinde geçmişte yaşanan aynı büyüklükteki negatif haberlere göre daha etkili olduğunu; pozitif değer aldığında, geçmişteki negatif haberlerin, aynı büyüklükteki pozitif haberlere göre daha etkili olduğunu göstermektedir245. APGARCH modeli, asimetriklik parametresi içermiyorsa Üslü ARCH (PARCH) modeline dönüşmektedir246. Kaldıraç parametresi, pozitif haberlere karşın negatif şoklara ilişkin koşullu varyansın asimetriklik derecesini göstermektedir. Söz konusu asimetri etkisi bir takım 242 Saltoğlu, s. 33. Edel Tully ve Brian M. Lucey, “APGARCH Investigation of the Main Influences on the Gold Price”, Business Studies and Institute for International Integration, Vol:13, University of Dublin, Trinity Collegue, 2007, ss. 1-26. 244 Mazıbaş, s. 9. 245 Tully ve Lucey, ss. 1-26. 246 Burcu Kıran, “Döviz Kuru Volatilitesinin Asimetrik Üslü ARCH Modeli ile Tahmini”, İstanbul Üniversitesi İİBF Dergisi, Vol:38, 2007, ss. 1-18. 243 142 farklı pozitif haberlerden korunmak için negatif şoklara izin vermektedir. Alternatif ARCH modellerinden hangisinin iyi hangisinin kötü olduğuna karar vermek değişen varyansın gözlenememesi zorlaştırmıştır 247 ve oynaklığın doğrudan ölçülememesi nedeniyle . APGARCH(p,q) modeli için koşullu değişen varyans denklemi aşağıdaki şekilde ifade edilebilir248: p q σ δt =ω0 + ∑ αi ( ε t-i -γi ε t-i ) + ∑ β jσ δt-j δ i=1 j=1 Modelde yer alan kısıtlar şöyledir249: ω0 >0 , αi ≥0, δ ≥0, γ i <1 ve β≥0 i = 1,2...p j = 1,2. .q APGARCH modeli aracılığıyla koşullu standart sapma ve asimetrik mutlak hatalara Box-Cox dönüşümü uygulanarak doğrusal hale getirilebilir. Denklemde; αi ve βi GARCH parametresini, γi kaldıraç etkisi ve δ ise kuvvet parametresini temsil etmektedir. Kaldıraç etkisi -1 ve +1 arasında değerler almaktadır. Kuvvet parametresi 0’dan büyük (δ > 0) olması durumunda standart sapmanın (σ) Box-Cox dönüşümünü ifade etmektedir250. Modelde kuvvet parametresinin dikkate alınmasının nedeni doğru dağılımın bulunabilmesidir. Genellikle finansal verilerin modellenmesinde, normal dağılım varsayımları nedeniyle, 1 ya da 2 değerleri kullanılmaktadır. Fakat çarpıklık ve basıklık 247 Deepak Mapa, “A Forecast Comparison of Financial Volatility Models: GARCH(1,1) is Not Enough”, The Philippine Statistician, Vol:53, 2004, ss. 1-10. 248 Ural, s. 95. 249 Zhuanxin Ding, Robert F. Engle ve Clive W. Granger, “A Long Memory Property of Stock Market Returns and A New Model”, Journal of Empirical Finance, Vol:1, 1993, s. 98. 250 Laurent, s. 49. 143 katsayılarının anlamlı olması durumunda bu fazla gerçekçi değildir. δ parametresinin serbest parametre olarak öngörüsü, bu kısıtlamaları kaldırmaktadır251. Simetrik PARCH modelinde asimetri parametresi olan γ , tüm i değerleri için γ = 0 ’dır. δ = 0 ve tüm i değerleri için γi = 0 olduğunda, PARCH modeli standart GARCH modeline dönüşmektedir. Modelin asimetrik hale getirilebilmesi için asimetri parametresi olan γ ’nin sıfırdan farklı olması gerekmektedir252. APGARCH modelinin temel avantajı GJRGARCH ve TGARCH modelini içerisinde barındırmasıdır. ARCH sınıfı modeller koşullu standart sapmayı farklı şekilde ifade ederler. Standart GARCH modeli koşullu varyansı tanımlarken, Asimetrik GARCH (AGARCH) modeli koşullu standart sapmayı, Üstel GARCH (EGARCH) modeli ise koşullu varyansın logaritmasını tanımlamaktadır253. APGARCH modelinde kuvvet parametresinin (δ) 2’ye yakın elde edilmesi durumunda koşullu standart sapma yerine koşullu varyansın modellemesi gerekmektedir. APGARCH modelinin durağanlık kısıtı (V) ise aşağıdaki formül ile belirtilmektedir254: αi E ( z -γ i z ) +β j < 1 δ α, β, γ ve δ için izin verilebilen değerler belirlemek suretiyle asimetrik PARCH modelinin içine daha standart ARCH ve GARCH formülasyonları yerleştirilebilir. Tabloda, bu APGARCH modelinin içine yerleştirilecek modellerin her birini oluşturmak için gerekli sınırlamalar özetlenmektedir. Burada, αi ve βi standart GARCH parametreleri, γi kaldıraç parametresi ve δ kuvvet parametresidir255. 251 Rohan Longmore ve Wayne Robinson, Modelling and Forecasting Exchange Rate Dynamics in Jamaica: An Application of Asymmetric Volatility Models, Bank of Jamaica, 2004, ss. 1-32. 252 Mazıbaş, s. 31. 253 Michael McKenzie ve Heather Mitchell, “Generalised Asymmetric Power ARCH Modelling of Exchange Rate Volatility”, Applied Financial Economics, Vol:12, 2002, ss. 555-577. 254 Ural, s.95. 255 McKenzie ve Mitchell, ss. 555-577. 144 Tablo 7. APGARCH Modelinin Diğer Modellere Dönüştürülmesinde Parametre Kısıtları MODEL δ αi βi γi ARCH 2 Serbest 0 0 GARCH 2 Serbest Serbest 0 Kaldıraçlı ARCH 2 Serbest 0 |γi| ≤ 1 Kaldıraçlı GARCH 2 Serbest Serbest |γi| ≤ 1 GJR-ARCH 2 αi(1+γi) 0 - 4 αiγi GJR-GARCH 2 αi(1+γi) Serbest - 4 αiγi TARCH 1 Serbest 0 |γi| ≤ 1 GTARCH 1 Serbest Serbest |γi| ≤ 1 NARCH Serbest Serbest 0 0 PGARCH Serbest Serbest Serbest 0 APARCH Serbest Serbest 0 |γi| ≤ 1 APGARCH Serbest Serbest Serbest |γi| ≤ 1 Kaynak: Michael McKenzie ve Heather Mitchell, “Generalised Asymmetric Power ARCH Modelling of Exchange Rate Volatility”, Applied Financial Economics, Vol:12, 2002, ss. 555-577. Parametrelerde αi serbest, δ = 2, β = γ = 0 iken bu model ARCH modeline indirgenmektedir. Model αi ve βi ‘nin herhangi bir değer alması durumunda GARCH modeline dönüşmektedir. Modelde αi ve δ ‘nin herhangi bir değer alabilmesi (β = γ = 0) durumunda ise NARCH modeline dönüşmektedir. GJR-GARCH modelinde kuvvet terimi ve beta konvensiyonel GARCH sınırlamalarına (δ = 2, β serbest) uymakla birlikte αi, αi(1+γi) olarak belirtilmekte ve kaldıraç terimi - 4αiγi ile kısıtlanmaktadır. δ= 2 ve 0 1 iken GJRGARCH sürecine indirgenmektedir. APGARCH modeli aldığı kısıtlara göre; = 0 iken model PGARCH (p,q) sürecine, δ= 1 ve 0 1 iken TGARCH (p,q) sürecine indirgenmektedir256. 256 Robert D. Brooks vd., s. 380. 145 Model ancak asimetri parametresinin sıfırdan farklı olması durumunda asimetrik hale gelebilir, asimetri katsayısının sıfır olması durumunda asimetrik PARCH modeli, simetrik PARCH modeline dönüşmektedir. Asimetri parametresinin sıfırdan büyük olması durumu, olumsuz şokların oynaklık üzerindeki etkisinin aynı büyüklükteki olumlu şoklardan daha fazla olduğunu ifade etmektedir. Modelde kuvvet parametresi δ’nun dikkate alınmasının nedeni doğru dağılımın bulunabilmesidir. Genellikle finansal verilerin modellenmesinde, normal dağılım varsayımları nedeniyle (δ) kuvvet katsayısı 1 ya da 2 değerlerini almaktadır. Fakat çarpıklık ve basıklık katsayılarının anlamlı olması durumunda bu fazla gerçekçi değildir. δ parametresinin serbest parametre olarak öngörüsü, bu kısıtlamaları kaldırmaktadır257. APGARCH modelinde koşullu değişen varyans modelleri ile RMD hesaplaması yapılabilmesi için gerekli oynaklık şöyle hesaplanmaktadır258. σ= δ ω0 1-α i E( z -γ i z)δ -β j 4. RMD Ölçüm Yöntemleri Sabit varyans modelinde kullanılan yöntemlerde oynaklık sabit kabul edilmektedir. RMD ölçüm yöntemleri olan Parametrik RMD, Tarihsel Simülasyona dayalı RMD ve Monte Carlo simülasyonuna dayalı RMD yöntemlerinin hepsinde varyans sabit kabul edilmektedir. Ancak finansal zaman serilerinin özelliklerine bakıldığında sabit varyans varsayımının gerçekçi olmadığı görülmektedir. a. Parametrik RMD Ölçüm Yöntemi RMD hesaplamasında kullanılan en yaygın yöntemlerden biri olan parametrik yöntemde taşınan alım-satım (trading) portföyünün değerini etkileyen parametreler belirlenmekte ve belirli bir olasılık dahilinde meydana gelebilecek dalgalanmalardan yola 257 258 Longmore ve Robinson, ss. 1-32. Ural, s. 107. 146 çıkarak portföydeki değer kaybı hesaplanmaktadır259. Parametrik yöntem, varyanskovaryans yöntemi olarak da adlandırılabilir. Parametrik yönteminin en önemli varsayımı finansal varlık getirilerinin normal dağılıma sahip olduğudur. Dolayısıyla doğrusal getiri fonksiyonuna sahip varlıklarda doğru sonuçlar vermektedir. Yöntemde kullanılan parametreler dağılımın ortalama ve standart sapması ile seçilen güven aralığına isabet eden değerdir260. Bu yöntemde, fiyat değişikliklerine ilişkin geçmiş döneme ilişkin verilerden hesaplanan ortalamalar ve standart sapmalar kullanılmakta, buna ek olarak portföyde yer alan finansal araçlar arasındaki korelasyonlar dikkate alınmaktadır. En iyi bilinen parametrik RMD modeli JP Morgan’ın Riskmetric yöntemidir261. JP Morgan Riskmetric modelindeki metodolojiye ilişkin, hem korelasyon hesaplarına hem de oynaklık verisine internetten erişim sağlaması RMD analizinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmuştur. Parametrik RMD analizinde parametreler, örneğin ortalama ve varyans gibi parametrik özellikleri olan bir kitleden geldiği varsayımı altında zaman serileri kullanılarak öngörümlenmektedir. Değerleri bilinmeyen kitlesinin ortalaması ve varyansı olup, hipotezin bu parametrelere dayandırılması halinde süreç parametrik süreç olmaktadır262. Ortalama ve varyans bilinmediği için bunlar bir örnek aracılığıyla öngörümlenmekte ve hesaplamalar örneğe ilişkin ortalama ve varyans istatistiklerine dayanmaktadır. Bu nedenle öngörü hatası olması olasılığı bulunmaktadır. Parametrik RMD yönteminde kullanılan parametreler, portföy değeri (P), getiri dağılımının standart sapması (σ), güven aralığı (α) ve elde tutma süresine (T) karşılık gelen değerlerdir. Tek bir varlık için RMD aşağıdaki formül yardımıyla hesaplanabilir263. RMD = σ x TxPxα 259 Aktaş, s. 248. Laubsch, s. 9. 261 Simons, s. 8. 262 Akan, s. 65. 263 Mustafa Duman, “Bankacılık Sektöründe Finansal Riskin Ölçülmesi ve Gözetiminde Yeni bir Yaklaşım: Value at Risk Metodolojisi”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:32, 2000, s. 22. 260 147 P = Portföyün bugünkü değeri α = Güven düzeyi σ = Getiri oynaklığı T = Elde tutma süresi Parametrik RMD, pozisyonun piyasa değeri ile fiyat değişimlerinin standart sapmasının çarpılması ile bulunmaktadır. Formülde oynaklık, elde tutma süresinin karekökü ile ölçeklendirmektedir. RMD 10 günlük bir zaman dilimi için hesaplanıyorsa, günlük oynaklık 10’un karekökü ile çarpılarak 10 günlük oynaklığa ulaşılmaktadır. Riskin zamanın karekökü ile ölçeklendirilmesi rassal yürüyüş modelininde temeli olan Brownian harekete dayanmaktadır. Bilindiği gibi Brownian hareketi izleyen bir rassal parçacığın katettiği mesafe, zaman biriminin karekökü kadar artış göstermektedir. Portföy riski de risk faktörlerine ve piyasalara ilişkin varyans kovaryans matrisinin öngörüsü aracılığıyla hesaplanmaktadır. Dolayısıyla yöntemin uygulanabilmesi için her bir risk faktörü için oynaklık ve korelasyon öngörülerine gerek duyulmaktadır264. İki ya da daha fazla finansal varlıktan oluşan portföylerde, portföyün toplam RMD tutarının hesaplanması için her bir varlığa ilişkin hesaplanan RMD tutarlarının toplanması basit bir yaklaşım olarak kullanılabilir. Ancak bu tür bir hesaplama, varlık fiyatları arasındaki korelasyonlar dikkate alınmadığından, ihtiyatlı fakat büyük olasılıkla gerçeği yansıtmaktan uzak olacaktır. Dolayısıyla iki ya da daha fazla varlık için parametrik RMD hesaplamasındaki en önemli husus risk faktörleri arasındaki ampirik bulguya dayalı, bağlantıların hesaplamaya dahil edilmesidir. Aşağıdaki formül iki varlıktan; diğer bir ifadeyle iki risk faktöründen oluşan bir portföyün standart sapmasının belirlenmesinde kullanılmaktadır265: σ p = w12 σ12 + w12 σ 22 + 2w 1w 2 pσ1σ 2 264 Aktaş, s. 248. Burak Akan, Arif O. Laçiner ve Yasemin Tüzün, “Parametrik Riske Maruz Değer Yöntemi Türkiye Uygulaması”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, No:45, 2003, s. 31. 265 148 İki ya da üçten daha fazla varlık, ya da pozisyon bulunduran portföylerde her bir değişkenin bir diğeri ile olan korelasyonunun hesaplamaya dahil edilebilmesi için kovaryans, ya da korelasyon matrislerinin kullanımı zorunlu hale gelmektedir. Matris yöntemini uygulamak için ilk olarak N varlıktan oluşan portföy için risk matrisi oluşturulmaktadır. Bunu yapmak aşağıdaki için gibi NxN’lik bir matris oluşturulmaktadır ve köşegen olarak standart sapmalar yerleştirilmektedir, diğer yerlere ise sıfır yazılmaktadır. R= σ1 0 L 0 0 σ M 0 2 M 0 O 0 0 0 L σN Daha sonra korelasyon matrisi oluşturulmaktadır. K= 1 p 21 M p N1 p12 1 M p N2 L p1N L p 2N O M L 1 Bu matrislerden Varyans-Kovaryans matrisi elde etmek için aşağıdaki formül uygulanmaktadır. σ1 0 L 0 1 0 σ M 0 p 21 2 × M 0 O 0 M 0 0 L σ N p N1 p12 1 M p N2 L p1N σ1 0 L 0 L p 2N 0 σ 2 M 0 × O M M 0 O 0 L 1 0 0 L σN 149 Varyans-Kovaryans matrisi ise, finansal varlıkların standart sapma matrisinin korelasyon matrisi ile çarpımlarına eşit olmaktadır. Bu hesaplamalar sonucunda VaryansKovaryans matrisi aşağıdaki gibi çıkmaktadır. σ11 K σ1n Σ= M O M σ m1 L σ mn Σ Varyans-Kovaryans matrisini göstermek üzere, N varlıklı bir portföyün varyansı aşağıdaki şekilde yazılabilmektedir266: σ11 K a1N 2 σ p = [ w1......w N ] M O M σ N1 L a N w1 . = wΣw . wN Portföyün varyansı elde edildikten sonra karekökü alınarak portföyün standart sapması elde edilmekte, bu da portföyün bir günlük (hesaplamalarda günlük veriler kullanıldığı varsayımı altında) RMD’sini vermektedir. Buradan sonra yapılması gereken; istenen güven düzeyine normal dağılım tablosunda karşılık gelen katsayısıyla ve istenen zaman aralığının kareköküyle çarpılmasıdır267. Normal dağılıma bağlı olarak RMD’in hesaplanmasında en önemli parametrelerden biri olan standart sapmanın zamandan bağımsız olduğu, başka bir ifade ile durağan olduğu kabul edilmektedir. Piyasa fiyatlarındaki tarihsel veriler incelendiğinde ise değişimlerin standart sapmasının zaman içerisinde değiştiği gözlemlenmektedir268. b. Marjinal Riske Maruz Değer (MRMD) Ölçüm Yöntemi 266 Philip Best, Implementing Value At Risk, John Wiley&Sons, New York, 1998, s. 22. Özge Uysal, “Piyasa Riskinin Tespitinde Kullanılan Riskteki Değer Yöntemi”, SPK Yayınları, No.2, Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 1999. s. 6. 268 Akan, s. 66. 267 150 MRMD, portföyü oluşturan pozisyonlardan birinin ağırlığındaki küçük bir değişimin (artış ya da azalış), portföyün toplam RMD’inde meydana getireceği değişimi (artış ya da azalış) ifade etmektedir269. Bu yöntem diğer RMD yöntemlerinden farklı olarak portföy içerisindeki finansal varlıkları risk düzeylerinin belirlenmesi ve varlıklar arasında risk karşılaştırması açısından önemlidir ve portföy içerisindeki her bir fon payının %1 yükselmesi halinde, o fonun toplam risk payı içerisindeki değişimi hesaplanmaktadır270. Pozisyon değişimlerinin portföy riski üzerindeki etkisinin ölçülmesinde her bir varlığın RMD’i yeterli değildir. Bu bakımdan bir varlığın portföy içerisindeki ağırlığının değişmesi nedeniyle varlık oynaklığındaki değişimin portföy riskine katkısının da ölçülmesi gerekmektedir. Örneğin j = 1,...........,N varlıktan oluşan bir portföye i varlığının eklenmesiyle yeni bir portföy elde edilmiş olur. Böyle bir alım etkisi; yani i varlığın portföyün varyansına olan etkisini değerlendirmek için onun riske marjinal katkısı ölçülür. Bu yöntem diğer yöntemlerden farklı olarak portföy içerisindeki varlıkların risk düzeylerinin belirlenmesi ve varlıklar arasında risk karşılaştırması açısından önemlidir. Yöntemin ölçümü ile kısaca, portföy içerisindeki her bir fon payının %1 yükselmesi halinde, o fonun toplam risk payı içerisindeki değişimi hesaplanmaktadır271. Bu açıdan elde edilen ölçüm değerleri, riskin azaltılarak etkin portföyün oluşturulması açısından önemlidir. β1 β1 β β CxΩ T MRMD P = RMD P × [ w1w 2 ...w n ] × 2 ve 2 = M M σ 2p β3 β3 w i = Varlık ya da pozisyonun portföy içerisindeki oransal ağırlığı, βi = Varlık ya da pozisyonun portföy RMD tutarına bireysel katkı oranı, C = Kovaryans matrisi 269 Jorion, ss. 150-153. Dowd, s. 117. 271 Dowd, s. 87. 270 151 ΩT = Yatay portföy ağırlık vektörünün devriği σp2 = Portföy varyansı MRMD, risk yönetiminde değişik amaçlar için kullanılabilir. Örneğin portföy RMD’ini düşürmek isteyen bir yatırımcı, tüm MRMD tutarlarını sıralayarak içerisinden en yüksek MRMD’e sahip varlığı seçip portföyden çıkarmak yoluyla korunabilecektir272. c. Tarihsel Simülasyon Yöntemi Bu yöntemde portföyün olası kâr ve zararlarının dağılımı, piyasa etkenlerinin geçmiş dönemler boyunca gerçekleşmiş olan değişimlerinin mevcut portföye uygulanması suretiyle elde edilmektedir. Bu şekilde piyasa fiyatları ile değerlenmiş varsayımsal portföy değerine ulaşılmakta ve bu varsayımsal portföy değerlerinin her biri portföyün mevcut değeri ile karşılaştırılmaktadır. Elde edilen farklar varsayımsal kâr ve zararları dolayısıyla portföy getirisinin dağılımını vermektedir. Bu şekilde elde edilen getiriler gerçek portföyü temsil etmekten çok, portföydeki varlıkların mevcut ağırlıkları kullanılarak varsayımsal bir portföyün geçmişinin yeniden oluşturulmasını ifade etmektedir273. Tarihsel simülasyon yöntemi, Monte Carlo simülasyon yönteminin basitleştirilmiş bir halidir. Burada tesadüfi senaryolar yaratılması yerine tarihsel piyasa verilerinden senaryolar üretilmektedir. Simülasyonlarda kullanılan senaryolar seçilmiş geçmiş dönem de gözlemlenen fiyat değişimlerine dayanmaktadır. Bu yöntem getirilerin normal dağılması gibi bir varsayım içermemektedir. Oynaklık, korelasyon ya da diğer parametrelerin hesaplanmasına gerek yoktur. Dolayısıyla parametrelerin yanlış öngörümleme riski de bulunmamaktadır. Bu nedenle de model riski olasılığı oldukça düşüktür. Verilerin çok olmadığı ve kâr-zarar dağılımı hakkında fazla bilgi olmadığı durumlarda kullanılması daha uygundur274. 272 Jorion, ss. 150-153. Akan, s. 64. 274 Euromoney Training Center, VAR&Advanced Risk Management Courses, London, 2000, s. 56. 273 152 Geçmiş verilere dayanarak hesaplanan RMD yöntemindeki veri miktarının çok büyük olmadığı durumlarda kullanılması daha uygundur. Çünkü tarihsel simülasyon yöntemindeki sıkıntı veri setinde çıkabilmektedir. Veri seti içine yansıtılmayan durumlar tamamen gözardı edilebilmektedir. Bu yöntem geçmiş 250 günlük tarihsel varlık getirilerinin zaman serisine, mevcut portföy ağırlıklarının uygulamasını kapsamaktadır275. N R p,k = ∑ Wi,t R i,t k = (1,2,...t) i=1 W = Portföy içerisindeki risk faktörlerinin bugünkü ağırlıkları R = Getiri değişimleri Portföyde w ağırlıkları, t zamanı için getiri değişimleri göstermektedir. Bu parametreler kullanılarak olası portföy değeri hesaplanmakta, daha sonra %95 ya da %99 güven düzeyi için RMD bulunmaktadır. Tarihsel simülasyon yöntemiyle RMD beş aşamada hesaplanmaktadır276: • İlk olarak portföyün temel piyasa etkenleri cinsinden tanımlanması ve portföyde bulunan varlıkların piyasa fiyatlarına göre değerlerini piyasa etkenleri cinsinden ifade edebilecek olan bir formül belirlenmesi gerekmektedir. • Bu aşamada piyasa etkenleri için son N dönem boyunca gerçekleşmiş olan tarihsel verilerin sağlanması gerekmektedir. Veriler RMD tutarının hesaplandığı elde tutma süresi ile uyumlu olmalıdır. Örneğin RMD tutarı bir günlük elde bulundurma süresi ile hesaplanıyorsa, yani RMD tutarı bir günlük elde bulundurma süresi boyunca karşılaşılabilecek zararın bir ölçüsü olarak kullanılacaksa; varsayımsal kâr ya da zarara ulaşmak için piyasa etkenlerinin günlük değişimleri kullanılacaktır. • Tarihsel simülasyon yönteminin bu aşamasında mevcut portföye, piyasa oran ve fiyatlarında geçmiş N dönemde görülen değişimler uygulanmakta ve 275 276 Bolgün ve Çokaklı, s. 405. Simons, s. 11. 153 varsayımsal portföy değerleri bulunduktan sonra, her bir varsayımsal portföy değerinden portföyün mevcut değeri çıkarılarak varsayımsal kâr ve zararlar bulunmaktadır. • Bu aşamada piyasa fiyatları ile değerleme sonucunda bulunan varsayımsal portföy kâr ve zararları azami kârdan azami zarara doğru sıralanmaktadır. • Son aşamada seçilen güven aralığına karşılık gelen zarar belirlenmektedir. Bu yöntemin temel avantajları; doğrusal olmayan pozisyonlar için kolaylıkla uygulanabilmesi ve bu nedenle opsiyon tipi bir ürün içeren durumlarda kullanılabilmesidir277. Tarihsel yöntemde yakın zamanda piyasada yaşanan bütün krizler yakalanabilmektedir. Bu yöntemin temel dezavantajları büyük miktarda gerçekleşmiş tarihsel veri gerektirmesi ve sadece geçmişte yaşanmış değişimlerin ele alınmasıdır. Parametrik yöntemin aksine RMD analizinin hassasiyetini ölçmek için kullanılan farklı oynaklık değerleri ve korelasyonlarının denenmesine izin vermemektedir. d. Monte Carlo Simülasyon Yöntemi Monte Carlo simülasyonu yönteminde, simülasyona dayalı olarak yapılan hesaplamalar yeni piyasa fiyatlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak portföyün piyasa değeri dağılımının hesaplanmasına dayanmaktadır278. Monte Carlo simülasyonu ile tarihsel simülasyon yöntemi arasında benzerlikler olmasına karşın farklılıklarda bulunmaktadır. İki yöntem arasındaki temel farklılık; tarihsel simülasyon yönteminde varsayımsal portföy kâr ve zararını oluşturmak için tarihsel örnekleme döneminde piyasa etkenlerinde gözlemlenen gerçek değişimler kullanılırken, Monte Carlo simülasyonu yönteminde piyasa etkenlerindeki olası değişimleri yeterli düzeyde temsil edebileceği düşünülen bir istatistiki dağılımın seçilerek, gerçek olmayan rassal piyasa fiyat ve oranlarının üretilmesidir. Bu yöntemde tarihsel fiyat değişimleri yerine rassal olarak 277 Maria Coronado, “Comparing Different Methods for Estimating Value-at-Risk(VaR) for Actual NonLinear Portfolios”, Empirical Evidence, Vol:14(2), 2000, ss. 203-222. 278 Akan vd., s. 34. 154 üretilen fiyat değişimleri kullanılmaktadır. Yaratılan bu rassal değerler mevcut portföye ilişkin varsayımsal kâr ve zararların dağılımını elde etmek için kullanılacak olup, RMD tutarı da bu dağılımdan elde edilecektir. Monte Carlo simülasyonu yönteminde, parametrik yöntemde olduğu gibi, varlık getirilerinin normal dağılıma sahip olduğu varsayılmaktadır. Monte Carlo simülasyonu ile RMD hesaplanmasının aşamaları aşağıdaki gibidir279: • RMD hesaplanacak portföyün belirlenmesi, • Portföyün risk faktörlerinin getiri değişimlerinin hesaplanması, • Getiri değişimlerinin dağılımının hangi istatistiksel dağılıma uygun olduğunun belirlenmesi, • Risk faktörleri arasındaki korelasyon ve oynaklıkların saptanması ve kovaryans matrisinin hesaplanması, • Belirlenen dağılıma uygun rassal sayı üretilmesi, • Kovaryans matrisinde Cholesky tekil değer ayrıştırma matrisinin üretilmesi, • Devriği alınmış Cholesky tekil değer ayrıştırma matrisi ile belirlenen dağılıma uygun olarak rassal üretilmiş fiyat serilerinin çarpılması ile geçmişteki risk faktörleri arasındaki ilişkinin yeni üretilen fiyat serilerine yansıtılması, • Bu fiyat serilerinin portföye uygulanması, • Portföy değişimlerinin küçükten büyüğe sıralanarak ilgili güven aralığına denk gelen RMD’lerin bulunmasıdır. e. RMD Ölçüm Yöntemlerinin Karşılaştırılması RMD hesaplama yöntemlerinden hangisinin en iyi yöntem olduğu sorusunun kesin bir yanıtı bulunmamakta ve kullanıcının bakış açısına göre yöntemin belirlenmesi gerekmektedir. Yöntemler arasındaki farklılıkları beş ana ölçüt açısından değerlendirmek olanaklıdır. 279 Bolgün ve Akçay, s. 409. 155 (1) Opsiyon Risklerini Kapsayabilme Gücü Simülasyon yöntemlerinin aksine parametrik yöntem; portföydeki opsiyon, ya da opsiyon benzeri araçların sahip oldukları risklerini doğru olarak yansıtamayabilmektedir. Bunun nedeni, parametrik yöntemin opsiyonları parçalara ayırarak doğrusal fonksiyonlar, yani delta eş değerleri cinsinden ifade etmesi olup; bu durumda opsiyonun dayandığı fiyat ve oranlardaki değişmeler karşısında opsiyonun değerinin ne ölçüde değiştiğinin tam olarak hesaplanamaması olasılığı bulunmaktadır280. Simülasyon yöntemleri, temel piyasa etkenlerinin her bir değeri için portfoyün değerini yeniden hesapladığı için portföyde opsiyonların bulunması simülasyon yöntemlerinin hesaplama gücünü azaltmamaktadır. Ancak Monte Carlo simülasyon yöntemi tarafından üretilmiş olan portföy değerinin dağılımı, temel piyasa etkenleri için seçilen istatistiki dağılıma ve bu dağılımın öngörümlenen parametrelerine dayandığından, bunlarda hata yapılması durumunda RMD tutarı da yanlış hesaplanacaktır. Tarihsel simülasyon yönteminde de, örneklemenin yapıldığı geçmiş dönemin geleceği temsil etme yeteneğinin düşük olması durumunda portföy değerine ilişkin olarak üretilen dağılım yanıltıcı olmaktadır. (2) Sonuçların Güvenilirliği Tüm yöntemler bir şekilde tarihsel verilere dayanmakla birlikte tarihsel simülasyon yöntemi, doğrudan tarihsel verilere dayanan tek yöntemdir. Bu durumda esas alınan geçmiş dönemdeki fiyat hareketlerinin tipik olmaması riski ortaya çıkmaktadır. Diğer bir deyişle döneme özgü özellikler nedeniyle oynaklığın düşük olması, RMD tutarının düşük hesaplanmasına yol açacaktır. Bunun tersinin olması da olanaklıdır. Tarihsel simülasyon yönteminde örnekleme dönemine bağlı bir başka sakınca ise; örnekleme döneminin çok kısa alınması durumunda güvenilir sonuçlar elde edilebilecek 280 Jorion, s. 202. 156 kadar tarihsel gözleme sahip olunmaması, dönemin çok uzun alınması durumunda ise öngörünün güncel olmayan verilere dayanılarak yapılması ve güncel bilgilere yeterli ölçüde duyarlı olmamasıdır. Parametrik yöntem ve Monte Carlo simülasyon yöntemi ise dağılımların parametrelerini öngörümlemek için tarihsel verileri kullandıklarından geçmiş dönemdeki fiyat hareketlerinin tipik olmaması riski bu yöntemler için de söz konusudur. Ancak belli bir risk etkeni için ortalamanın sıfır olduğu bir normal dağılım varsayımı yapıldığında fiyat hareketleri sınırlandırılmış olmakta, dolayısıyla esas alınan önceki dönemdeki değişimler ne kadar tipik olmasa da normal dağılım varsayımı bu etkiyi sınırlandırmaktadır. Parametrik yöntem ve Monte Carlo simülasyonu yönteminde ayrıca, kabul edilen istatistiki dağılımların piyasa etkenlerinin gerçek dağılımlarını yeterli ölçüde temsil edememeleri riski bulunmaktadır. (3) Farklı Varsayımlarla Kullanılabilme Esnekliği RMD yöntemi aracılığı ile piyasa riski belirlenebilirken piyasalarda olağandışı fiyat hareketlerinin olması durumunda portföyün bu hareketlerden nasıl etkileneceği stres testi ve senaryo analizi ile saptanabilmektedir. Tarihsel simülasyon yöntemi piyasa etkenlerinde gerçekleşmiş olan değişkenlere doğrudan bağlı olduğundan stres testlerini bu yöntemle kullanmak güçtür. Diğer taraftan, tarihsel verilerin piyasa etkenlerindeki değişmelerin istatistiki dağılımının parametrelerini öngörümlemek için kullanılan parametrik ve Monte Carlo yöntemleri ile birlikte stres testlerinin uygulanması olanaklıdır281. (4) Uygulama Kolaylığı Basit bir kavramsal temeli olan tarihsel simülasyon yönteminin kolay uygulanabilmesi için geçmiş dönemlere ilişkin verilerin ve varlıklara ilişkin fiyatlama 281 Thomas Linsmeier ve Neil Pearson, “Risk Measurement: Introduction to Value at Risk”, Financial Analysts Journal, Vol:21, March, 2000, s. 20. 157 modellerinin temin edilebilmesi gerekmektedir. Parametrik yöntemi kullanarak RMD hesaplaması yapan yazılımlar dikkate alındığında söz konusu yöntemin uygulanabilmesi, özellikle YP’den ve yazılımların içerdiği diğer araçlardan oluşan portföy için kolay olmaktadır. Ancak değişik vadeler için belli para birimlerinin piyasa faiz oranlarına ulaşma güçlüğü ve bu nedenle her bir piyasa etkeni için standart sapma ve korelasyon katsayılarını hesaplamak zordur. Parametrik yöntemin uygulanması yazılımların desteklediği portföyler için nasıl kolay oluyorsa, hesaplama süresi daha uzun olsa da Monte Carlo yönteminin uygulanması da bilgisayar yazılımları aracılığıyla kolaylaşmıştır. Monte Carlo yönteminin zor yanlarından biri; gerçek olmayan rassal sayıların üretilmesi olmasına karşın yazılımlarda bu zorlukta aşılabilmekte ancak dağılımları seçmek ve parametreleri öngörmek ileri düzeyde uzmanlık ve deneyim gerektirmektedir. Monte Carlo yönteminin dezavantajlarından biri de, geniş portföyler için hesaplama süresinin uzunluğudur. (5) Kullanıcılara Anlatma Kolaylığı Kavramsal temelinin basit olması nedeniyle kullanıcılarına, örneğin üst yönetime en kolay açıklanabilen yöntem tarihsel simülasyondur. Bir portföyün standart sapmasının, dolayısıyla RMD tutarının hesaplanması için normal dağılımın özelliklerinin kullanılması ise teknik bilgisi olmayan kullanıcılara parametrik yönteminin açıklanmasını zorlaştırmaktadır. Monte Carlo yöntemini açıklamak ise oldukça güç olup, söz konusu yöntemin kilit noktaları olan piyasa etkenlerindeki değişimleri temsil edebilecek bir istatistiki dağılımın seçilmesi ve bu dağılımdan gerçek olmayan rassal örneklemenin yapılması anlatımı zorlaştırmaktadır. 5. Model Sınama Testleri RMD analizi normal piyasa koşullarında ne kadar piyasa riskine maruz kalınabileceğine ilişkin istatistiki bir ölçü sağlamakta ise de ileride meydana gelebilecek varsayımsal olaylara ve olağanüstü fiyat değişikliklerine karşı portföyün duyarlılığı 158 hakkında bilgi vermemektedir. Dolayısıyla RMD analizlerinin model sınama testleri ile desteklenmesi zorunluluk arz etmektedir. Model sınama testleri, RMD modellerinin eksikliklerini telafi etmek için geliştirilmiştir. Başlıca model sınama testleri; stres testi ve geriye dönük testtir. Model sınama testleri; portföy stratejisi çerçevesinde RMD modellerinin kaldırmaktadır tüm 282 piyasa değişimlerini yansıtmama dezavantajını ortadan . a. Stres Testleri Stres testleri, risklerin RMD tabanlı modeller tarafından yakalanamayan boyutu hakkında bilgi sağlamaları açısından önemlidir283. Stres testi, kurumların, beklenmedik fakat gerçekleşmesi muhtemel olaylar karşısındaki kırılganlığını gösteren bir risk yönetimi ölçümüdür. RMD tutarı %95 güven aralığı ve bir günlük elde tutma süresi kullanılarak hesaplandıysa, ortaya çıkacak zararın RMD tutarını aşması 20 günden birinde yani %5 olasılıkla beklenmekte olup, oluşacak bu zarar normal bir zarar olacaktır. Stres testi ise, RMD tutarı aşıldığında zararın ne kadar büyük olabileceği sorusuna yanıt aramaktadır284. Stres testi uygulamalarının bir diğer yararı yönetimlere; gerçekleşme olasılığı bulunan bu tarz olaylar karşısında maruz kalınabilecek kaybın, kurumun risk taşıma düzeyinin içerisinde olup olmadığını anlayabilme olanağı yaratmasıdır. Eğer sonuç kurumun risk iştahının üzerinde bir risk yüklenimine işaret ediyorsa, mevcut pozisyon değiştirilebilir ya da fazla tutar üzerinde bir korunma stratejisi geliştirilebilir. Stres testlerinin diğer bir yararı, sadece bilanço içi ve dışı varlıkların değerlerindeki değişimin izlenmesi için değil, aynı zamanda, gelir kaynaklarının stres koşullarından etkilenme düzeyinin belirlenebilmesi için de kullanılabilmesiyle ortaya çıkmaktadır. Stres koşulları altında gerçekleşebilecek zarara karşı ilk savunma hattı 282 Bolgün ve Çokaklı, s. 250. Ebru Tuncer, “Risk Yönetimi Sermaye Yeterliliği ve Finansal Sektör İstikrarı Çerçevesinde Stres Testleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:57, 2006, ss. 67-75. 284 Linsmeier ve Pearson, s. 20. 283 159 sermayeden önce yaratılan gelir olduğundan, finansal kurumların sıradışı piyasa ve ekonomik koşullar altında gelirlerinin nasıl etkilendiğini test etmeleri önemlidir. Stres testi uygulamalarında önemli farklılıklar olmasına karşın, genel olarak finansal kurumların stres testi uygulamalarında alım-satım portföylerine odaklandıkları, pek çok kurumun geçmiş piyasa krizlerini temel alan tarihsel senaryolara dayalı dönemsel analizler yürüttüğü gözlemlenmektedir285. Stres testi finansal kuruluşların, istisnai fakat gerçekleşme olasılığı bulunan olaylara karşı hassasiyetlerini anlamaya yönelik olarak kullanılan çeşitli analiz yöntemleri için benimsenmiş genel bir terimdir286. Stres testi, portföye değişik fiyat değişim ve korelasyon senaryoları uygulanarak, portföy değerindeki değişimlerin gözlenmesine dayanan bir tekniktir. Stres testlerinin uygulanmasındaki en önemli unsur, hangi fiyat değişim ve korelasyon senaryolarının uygulanacağıdır. Günümüz uygulamalarında varsayımsal senaryolar oluşturulurken iki temel yaklaşım kullanılmaktadır. Bu yaklaşımlardan ilki portföye dayalı yaklaşım, ikincisi ise olaya dayalı yaklaşımdır. Diğer taraftan olağan bir şekilde çalışmakta olan piyasaların olağanüstü bir baskı ile karşılaşması durumunda normal olarak işlemeye devam edeceğini düşünmek doğru olmayacaktır. Bu nedenle tasarlanmış olan varsayımsal olayların piyasanın işleyişi üzerindeki etkisi de dikkate alınmalıdır287. Stres testi sürecinde benimsenecek iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan ilki senaryo analizi, ikincisi ise mekanik yaklaşımlardır. Etken itme analizi, azami zarar optimizasyonu ve en kötü durum senaryosu stres testi sürecinde kullanılan mekanik yaklaşımlar olmaktadır. Senaryo analizi sürecinin ilk aşamasını olağan dışı varsayımsal senaryoların seçilmesi oluşturmakta, sonraki aşamada seçilen senaryoların portföydeki varlıkların fiyatları üzerindeki olası etkileri belirlemeye çalışılmaktadır. Senaryo analizleri tasarlanan olayların meydana gelme olasılıklarının ölçülmesini değil, söz 285 Tuncer, s. 68. Winrid Blaschke, Matthew T. Jones ve Giovanni Majnoni, “Stress Testing of Financal Sytems: An Overview of Issues, Methodologies and FSAP Experiences”, IMF Working Paper, No.88, 2001, s. 3. 287 Dowd, s. 123. 286 160 konusu olayların meydana gelmeleri halinde 288 etkilenebileceğinin belirlenmesini amaçlamaktadır Dowd’un kullanıma paralel olarak, portföyün bundan ne ölçüde . dayanıklılık testleri biçiminde de adlandırılabilecek olan stres testleri kavramı, ileride meydana gelebilecek herhangi bir varsayımsal olayın finansal durum ya da portföy üzerindeki etkilerini değerlendirmek üzere başvurulan yöntemlerin tümünü; senaryo analizleri ise belli senaryolar üzerinde yoğunlaşan, matematiksel ve istatistiki olasılıklar tanımlayarak bu olasılıkları mekanik bir şekilde ele alan bir stres testi türünü ifade etmek üzere kullanılmaktadır289. b. Geriye Dönük Test Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 03.11.2006 tarih ve 26335 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürülüğe giren Risk Ölçüm Modelleri ile Piyasa Riskinin Hesaplanmasına ve Risk Ölçüm Modellerinin Değerlendirilmesine ilişkin bir tebliğ bulunmaktadır. Bu tebliğ kapsamında, bankalar kullandıkları risk ölçüm modellerinin doğruluğunu ve performansını ölçmek amacıyla; risk unsurlarında meydana gelebilecek değişmelerden dolayı geçmiş 250 iş günü içerisinde portföy değerlerinde gerçekleşen kazanç ve kayıplarını, öngörümledikleri günlük RMD sonuçlarıyla karşılaştırarak sapma sayısını belirlemek zorundadırlar. Geriye dönük test amacıyla RMD hesaplanırken, bir günlük elde tutma süresi dikkate alınır şeklindeki 10. madde 1. fıkra paralelinde, düzenleyici otorite sapma sayısı bazlı geriye dönük testin zorunluluğunu ortaya koymaktadır290. Portföylerin RMD modeli ile hesaplanan değerleri karşılaştıran ve kullanılan RMD modelinin doğruluğunu test eden yöntem, finans yazınında geriye dönük test olarak adlandırılmaktadır. Finans kuruluşları her ne kadar kullanacakları RMD modeline karar vermekte serbest olsalar da, geriye dönük test ölçütleri Basel Komitesi tarafından düzenlenmiştir. 288 Dowd, s. 126. Kevin Dowd, Beyond Value at Risk: The New Science of Risk Management, John Wiley&Sons, Chichester, 1998, ss. 121-129. 290 Atilla Çifter, Alper Özün ve Sait Yılmazer, “Geriye Dönük Testlerin Karşılaştırmalı Analizi: Döviz Kuru Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:62, 2007, s. 25. 289 161 Geriye dönük test yöntemi ile ilgili Basel Komitesi tarafından belirlenmiş temel şartlar şöyledir: • Bir günlük RMD tutarı, aynı gün için gerçekleşen günlük getiri ile karşılaştırılmalıdır, • Bir yıllık dönem içerisinde elde edilen günlük RMD’leri gerçekleşen günlük getiriler ile karşılaştırılmalı ve doğruluk oranı en az %99 olmalıdır, • Bir yıllık dönem içerisinde %5 ve daha fazla hatalı sonuç veren RMD modeli geriye dönük testte başarısızdır. Geriye dönük test yaparken temel olarak porföyün günlük kâr ve zararı ile o gün için daha önce hesaplanmış olan RMD sayısı karşılaştırılmaktadır. Daha sonra, seçilen gözlem aralığında; porföyün günlük kaybının RMD modelinin öngördüğü değerden daha yüksek olduğu istisnai günler sayılmaktadır. İstatistiksel olarak istisna oluşturan gün sayısının gözlem sayısına oranının, seçilmiş olan güven aralığındaki oranı vermesi gerekmektedir. Modelin geçerliliğini koruması için gerçekleşen istisnaların sayısı, seçilen güven aralığınca öngörülen istisna sayını geçmemelidir291. Sapma sayılarının diğer geriye dönük testler aracılğıyla da analiz edilmesi önem arz etmektedir292. Basel Komitesi, bankalarca kullanılan modellerin güvenilirliğini artırmak için hesaplanan RMD tutarını en az üç olan bir katsayı ile çarpılmasını istemektedir. Geriye dönük test, sapma sayılarının fazla olması durumunda bankanın piyasa riski sermaye gereksinimi hesaplaması için kullanacağı çarpım faktörünü göstermektedir. Her ay geriye dönük 250 iş günü için yapılan testlerde sapma olan gün sayısı dörtten fazla olursa, buna göre banka aşağıdaki Tablo 8’de gösterilen artı çarpım faktörü oranlarını eklemelidir. Tablo 8. BIS’in Geriye Dönük Test Ölçütleri 291 292 Ünal, s. 37. Çifter, ss. 25-43. 162 BIS Bölgeleri Sapma Sayısı Yeşil Bölge Sarı Bölge Kırmızı Bölge 0-4 5 6 7 8 9 10 ve üzeri Çarpım Faktörü Artı Çarpım Faktörü 3 3 3 3 3 3 3 0,00 0,40 0,50 0,65 0,75 0,85 1,00 Kaynak: Bank for International Settlements (BIS), “Supervisory Framework For The Use of ‘Backtesting’ in Conjunction With The Internal Models Approach To Market Risk Capital Requirements”, Basel Committee on Banking Supervision, 1996, s. 59. Basel Komitesi istisnaların sayısına bağlı olarak, modelin kabul edilebilirliği için çeşitli bölgeler tanımlamıştır. Basel Komitesi geriye dönük test ölçütlerine göre; %99 güven aralığında, 250 gözlem içerisinde dört ya da daha az sayıda istisna gerçekleşirse model yeşil bölgede, beş ve dokuz arasında istisna gerçekleşirse model sarı bölgede ve on ve daha fazla istisna gerçekleşirse model kırmızı bölgede yer almaktadır. Bu ölçütlere göre model yeşil bölgede ise doğru, sarı bölgede ise sorgulamaya açık, kırmızı bölgede ise yanlış kabul edilmektedir293. Tablo 9. Kabul Edilebilir Sapma Sayıları T = 255 Gün T = 510 Gün T = 1.000 Gün 99% N<7 1 < N < 11 4< N < 17 97,5% 2 < N < 12 6 < N < 21 15 < N < 36 95% 6 < N < 21 16 < N < 36 37 < N < 65 90% 16 < N < 36 38 < N < 65 81 < N < 120 Kaynak: Jorion, s. 136. 293 Bank for International Settlements (BIS), “Supervisory Framework For The Use of ‘Backtesting’ in Conjunction With The Internal Models Approach To Market Risk Capital Requirements”, Basel Committee on Banking Supervision, 1996, s. 59. 163 Tablo 9’da değişik gözlem sayılarında, belirli güven aralıkları için kabul edilebilir sapma değerleri verilmiştir294. Tablodan aynı zamanda güven aralığı artıkça ya da hata payı azaldıkça sapma sayısı için reddedilemeyecek alanın daraldığı görülmektedir. Aralık azaldıkça yöntemi reddetme olasılığı artmaktadır. Bu durum güven aralığının artması durumunda yöntemin güvenilirliğinin azaldığını göstermektedir. GDT için bir tek yöntem söz konusu değildir. Ancak uygulamalı çalışmalarda geriye dönük test yönteminin hesaplama tekniği olarak genellikle Kupiec Testi (1995) kullanılmaktadır. Kupiec testi ile olabilirlik oranı belirlenmektedir295. Kupiec testinin formülü şöyledir: T T T N-T LR = 2 × ln × 1 − − 2 × ln α T × (1-α) N-T N N Formülde, T; RMD’in sapma sayısını, N toplam gözlem sayısını ve α hata oranını (T/N) göstermektedir. Bu test ile elde edilen hata oranı en düşük olan model, ögörümleme açısından en başarılı model olarak kabul edilmektedir. Kupiec testi uygulaması kolay ve fazla bilgi gerektirmeyen bir test olmasına karşın, büyük ölçekli örneklem boyutları dışında güvenilir olmaması gibi bir dezavantaja sahiptir296. Ayrıca Kupiec testi sadece sapma sayısı üzerine odaklanmakta ve bu sapmaların zaman dinamiklerini göz ardı etmektedir. Eğer sapmalar kümelenme gösteriyorsa RMD modelleri hatalı sonuçlar verebilmektedir297. 6. RMD Ölçümlerine İlişkin Yapılan Çalışmaların Değerlendirilmesi Özellikle 1996 yılından başlayarak finansal iktisat literatüründe RMD ile ilgili yapılmış çok sayıda araştırma dikkati çekmektedir. Hendricks (1996) rassal olarak seçilmiş 1.000 adet döviz portföyünü kullanarak RMD yöntemlerinin etkinliklerini 294 Jorion, s. 136. Atilla Çifter, Alper Özün ve Sait Yılmazer, “Beklenen Kuyruk Kaybı ve Genelleştirilmiş Pareto Dağılımı ile Riske Maruz Öngörüsü: Faiz Oranları Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:60, 2007, ss. 1-17. 296 Dowd, s. 68. 297 Paul Christoffersen, “Evaluating Interval Forecasts”, International Economic Review, Vol:39, 1998, ss. 841-862. 295 164 araştırmış ve aralarında farklılık bulmasına karşın birbirlerine göre üstünlüklerini belirleyememiştir298. RMD modellerinin etkinliğini tartıştığı çalışmasında, modelle hesaplanmış risk ölçümlerinin gerçekte ortaya çıkanla ne derecede benzerlik gösterdiğini araştırmıştır. Sadece piyasa riskinin göz önüne alındığı çalışmada eşit ağırlıklandırılmış hareketli ortalamalar yaklaşımı, üssel ağırlıklandırılmış hareketli ortalamalar yaklaşımı ve tarihsel simülasyon yaklaşımı olmak üzere üç temel yöntem kullanılmıştır. Çok sayıda farklı performans ölçütü kullanılmış, her bir ölçüte göre yapılan RMD yaklaşımında farklılıklar ortaya çıkmakla beraber bu 12 yöntemden hiçbirinin diğerine üstün olduğuna dair bir veri elde edilememiştir. Güven aralığının %95 ya da %99 seçilmesinin ise sonucu önemli oranda etkilediği görülmüştür. Simons (1996) risk tanımları ve RMD’in örnekli tanıtımını yapmış, RMD’in iki önemli kısıtı olduğunu belirtmiştir. Ona göre RMD, kâr ve zararın dağılımında herhangi bir noktaya odaklanmakta; oysa bütün dağılımı temsil eden bir gösterge daha yararlı olabilecektir. İkincisi RMD, uç piyasa koşullarında risklerin nasıl ölçüleceği noktasında zayıf kalmaktadır299. Hendricks ve Hirtle (1997) piyasa riski için sermaye yeterliliginin hesaplanmasında içsel modellerin kullanılması üzerinde durmuşlardır300. Genel eleştiri alan elde tutma süresi, veri seti için belirlenmiş olan minimum dönem, çarpım faktörü, modelin test edilmesi gibi noktalara değinmiş, bunların aldıkları eleştirilerle beraber ortaya konma nedenlerini açıklamış, genelde bu düzenlemelerin gerekliliğini dile getirmişlerdir. Bank America, Bankers Trust, Chase Manhattan, Citicorp ve JP Morgan inceledikleri kuruluşlardır. 298 Daryll Hendricks, “Evaluation of Value-at-Risk Models Using Historical Data”, Federal Reserve Bank of New York Economic Policy Review, Vol:12, April, 1996, ss. 39-70. 299 Simons, s. 13. 300 Daryll Hendricks ve Beverly Hirtle, “Bank Capital Requirements for Market Risk: The Internal Models Approach”, Federal Reserve Bank of New York Economic Policy Review, Vol:17, December, 1997, ss. 19-36. 165 Jackson, Maude ve Perraudin (1998) Basel sermaye gereklerinden bahsetmişler, simülasyona dayalı RMD ile parametrik RMD’i karşılaştırmışlardır301. Finansal zaman serilerine ilişkin getirilerin normal dağılım göstermelerine bağlı olarak simülasyona dayalı RMD ile; parametrik RMD’e göre daha doğru olasılık ölçümleri yapılabildiği saptanmıştır. Ayrıca yazarlar Basel Komitesi’nce öngörülen çarpım faktörünü yüksek bulmakta, böyle yüksek bir faktörle ancak aşırı yüksek riske sahip olan portföylerin yeterli sermaye bulundurmak durumda kalabileceklerini belirtmektedir. Vlaar (1998) çalışmasında 12 yıllık ve 8 farklı vadedeki, sabit faizli Hollanda hükümet bonolarından oluşan 25 varsayımsal portföy üzerinde üç değişik RMD modellemesini (Parametrik, Tarihsel ve Monte Carlo) ve onların bir bileşimini %99 güven aralığında ve 10 günlük elde tutma süresine göre karşılaştırmıştır302. Çalışmasında bulduğu sonuçlara göre belli bir dönem için tarihsel simülasyon ancak geriye dönük olarak uzun bir zaman söz konusu ise başarılı olabilmektedir. Ayrıca Monte Carlo yönteminde kuramsal olarak doğru düzeyde olabilmek için çok sayıda veriye gereksinim duyulmaktadır. Son olarak normal dağılımlı, varyansın zamana göre değişiklik gösterdiği modellerde Monte Carlo ve parametrik yöntemin ortak uygulandığı, Monte Carlo simülasyonu ile ortaya çıkarıldığı ve ardından parametrik yöntemine göre hesaplandığı modeller iyi sonuç vermektedir. Jorion (2000) en kötü zararın ne olabileceğini vermemesi, dönem boyunca pozisyonların değişmediğinin varsayılması ve nereye yatırım yapmak gerektiğini söylememesini RMD’in kısıtları arasında saymaktadır303. RMD’e yönelik eleştirilere cevaben RMD’in kusursuz olmadığını kabul etmekte, ancak RMD’i risk alanında yapılan hızı ölçmeye yarayan sallantılı bir hız göstergesine benzetmektedir. 301 Patricia Jackson, David Maude ve William Perraudin, “Bank Capital and Value at Risk”, Bank of England Working Paper Series, Vol:79, 1998, ss. 1-37. 302 Peter J. Vlaar, “Value at Risk Models for Dutch Bond Portfolios”, Journal of Banking&Finance, Vol:24(7), 2000, ss. 1131-1154. 303 Jorion, s. 76. 166 Berkowitz ve O’Brien (2001) çalışmalarında 6 büyük ABD bankasının günlük performanslarını RMD yöntemi ile analiz etmişlerdir304. Bu bankalar 1999 yılında 10 büyük banka içerisinde yer almakta ve türev ürünlerle ilgili işlemleri büyük ölçeklere ulaşmaktadır. Hesaplamalarda oynaklığını ölçmek için GARCH yöntemini kullanılmıştır. Çalışmada elde edilen RMD tutarları ile bankaların kâr ve zarar tutarları arasında pozitif korelasyon olduğu sonucuna varılmıştır. McKenzie, Mitchell, Brooks ve Faff (2001), Londra maden borsası verilerini kullanarak yuvalanmış modelleri incelemişler ve Taylor ARCH modelini veriye en uygun model olarak bulmuşlardır. McKenzie ve Mitchell (2002), Üslü ARCH modelini borsa getirilerine uygulamışlar ve GARCH(1,1) modelinin veriye daha uygun olduğunu, kuvvet ve kaldıraç terimlerinin eklenmesinin modele bir katkısı olmadığını ispatlamışlardır305. Rogachev (2002) çalışmasında, RMD uygulamalarında yaşanan sorunlara ve İsviçre bankalarında uygulanan pratik RMD’ye yer vermiştir306. Çalışmada anket tekniği ile portföy yöneticilerinin günlük uygulamalarında RMD’yi nasıl algıladıkları araştırılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, bankacılık perspektifinden bakıldığında RMD uygulamalarının hem pozitif hem de negatif yönleri bulunmaktadır. Giot ve Laurent (2003) farklı GARCH modellerinin hisse senedi getirilerinin öngörü performansını karşılaştırmışlardır307. Sonuçta, S-ST dağılımlı APARCH modelinin en etkin performansa sahip olduğunu belirtmişlerdir. Yine Giot ve Laurent (2003), CAC40 ve SP500 hisse senedi getirileri ile JPY/USD ve EUR/USD paritelerinin günlük getirilerini ayrı ayrı modellemişlerdir. Sonuçta, S-ST dağılımlı APARCH modelinin daha etkin olduğunu belirlemiş ve dağılım tercihinin önemini vurgulamışlardır. 304 Jeremy Berkowitz ve James O’Brien, “How Accurate are Value-at-Risk Models at Commercial Banks?”, US Gateway Working Paper, Vol:17, New York, 2001, ss. 33-38. 305 McKenzie ve Mitchell, ss. 555-564. 306 Andrey Rogachev, “Dynamic Value at Risk”, St. Gallen Working Paper, University of St. Gallen, November, 2002, ss. 1-20. 307 Pier Giot ve Sebastien Laurent, “Value-at-Risk for Long and Short Trading Positions”, Journal of Applied Econometrics, Vol:18, 2003, ss. 641–664. 167 Akan (2003) çalışmalarında parametrik RMD yöntemini Türk sermaye piyasalarında incelemiştir308. Bu amaçla, USD için Ocak 1990-Mayıs 2002 dönemine ilişkin 3121 günlük verilerle Türkiye’de uygulanan döviz kuru politikaları değerlendirilmiş, uygulanacak politikaların parametrik yöntem üzerindeki etkileri yorumlanmıştır. Çalışmada, USD/TL kuruna ilişkin logaritmik getiri serisi ve betimsel istatistiklerinin incelenmesi sonucu getirilere ilişkin varyansın da zaman içerisinde değiştiği sonucuna varılmıştır. Mazıbaş (2005) 15 adet simetrik ve asimetrik GARCH modeli ile İMKB endekslerindeki oynaklığı modelleyerek öngörülerin güvenilirliğini ele almaktadır309. Bu amaçla öncelikle finansal verilerde sıkça rastlanan oynaklık kümelenmesi, asimetrik fiyat hareketleri, kaldıraç etkisi ve kalın kuyruk özellikleri araştırılmıştır. Simetrik hareketleri modelleyen GARCH modelinin yanında asimetrik hareketlerin modellenmesinde EGARCH, GJR-GARCH, APARCH ve Asimetrik GARCH modellerinden oluşan 15 modelden yararlanılmıştır. Öngörü sonuçlarında günlük, haftalık ve aylık verilerde asimetri ve kaldıraç etkilerinin mevcut olduğu belirlenmiştir. Yapılan öngörülerde, haftalık ve aylık bazda yapılan öngörülerin daha isabetli sonuçlar verdiği görülmüştür. Lin ve Shen (2006) çalışmalarında, ST dağılımı kullanılarak piyasa riskinin ölçümlenmesinde RMD metodolojilerinin kullanılabilirliğini araştırmıştır310. Bu amaçla çesitli dağılımlar üzerinde RMD yöntemleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda, RMD metodolojilerinin güven düzeyi %98.5’i geçtiğinde ST dağılımının kullanılması durumunda, normal dağılıma göre daha kesin sonuçlar verdiği saptanmıştır. Pan ve Zhang (2006), Çin Borsası için günlük getirilerle üç farklı dağılım varsayımı altında GARCH modelleri kullanarak oynaklık öngörümlemesi yapmışlardır311. 308 Akan, s. 31. Murat Mazıbaş, “İMKB Piyasalarındaki Volatilitenin Modellenmesi ve Öngörülmesi: Asimetrik GARCH Modelleri ile Bir Uygulama”, VII. Ulusal Ekonometri ve İstatistik Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul Üniversitesi İİBF, İstanbul, 2005, s. 77. 310 Chu-Hsiung Lin ve Shan-Shan Shen, “Can the Student-t Distribution Provide Accurate Value at Risk?”, The Journal of Risk Finance, Vol:7, No:3, 2006, ss. 292-300. 311 Hongyu Pan ve Zhichao Zhang., “Forecasting Financial Volatility: Evidence From Chinese Stock Market”, Working Paper in Economics and Finance, University of Durham, Vol:06/02, 2006, ss. 1-29. 309 168 Çin Borsası için S-ST dağılımlı GJRGARCH ve EGARCH modellerin daha iyi öngörümleme performansına sahip olduğunu belirlemişlerdir. Diamandis ve Kouretas (2006), Atina Borsası için günlük getiriler ve farklı dağılım varsayımları altında APGARCH modeli kullanarak RMD hesaplamaları yapmışlardır312. S-ST dağılımına dayalı APGARCH modelinin kalın kuyrukları tamamen hesaplamalara dahil ettiği sonucuna ulaşmışlardır. Gürsakal (2007), çalışmasında RMD yöntemini kullanarak İMKB30 endeksi günlük getiri serisine ilişkin risk hesaplamaları yapmıştır. Çalışmada parametrik yöntem ile hesaplanan RMD’in, tarihsel simülasyon yöntemi ile hesaplanandan daha düşük çıktığı görülmüştür. Bu durumun parametrik yöntemin normal dağılım varsayımı yapmasından kaynaklandığı, İMKB30 endeksi getiri serisinin de normal dağılmadığı bulgulanmıştır313. Çifter ve Özün (2007) çalışmalarında GARCH ve türevlerini farklı dağılım varsayımları altında RMD hesaplamalarında kullanmıştır314. EGARCH, GJR-GARCH, APGARCH, NGARCH farklı finansal piyasa verileriyle yaptıkları analizlerde, GARCH modellerinin ani oynaklık değişimlerini yakalayabildiklerini ortaya koymuşlardır. Khanniche (2008) hedge fonların RMD’ini hesaplamış ve %5 güven düzeyinde Cornish-Fisher RMD ile ST dağılımlı GARCH modeline dayalı RMD hesaplamalarının daha güvenilir sonuçlar verdiğini bulmuştur315. Bu çalışma, literatürde risk analizleri kapsamında sıkça kullanılan sabit varyans ve değişken varyans varsayımına dayalı geleneksel yöntemler ile stres altındaki piyasa koşullarını dikkate alarak, daha yüksek tutarlı risk düzeyleri veren ES yöntemi karşılaştırılmıştır. Varsayımsal olarak 312 Panayiotis Diamandis ve diğerleri, “Value-at Risk for Long and Short Trading Positions: The Case of the Athens Stock Exchange”, Working Paper of Crete, Department of Economics, No:601, 2006, s. 43. 313 Sevda Gürsakal. “İMKB 30 Endeksi Getiri Serisinin RMD’nin Tarihi Simulasyon ve VaryansKovaryans Yöntemleri ile Hesaplanması”, 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Kongresi, 24-25 Mayıs 2007, İnönü Üniversitesi, Malatya, 2007, ss. 1-12. 314 Çifter vd., ss. 25-43. 315 Sabrina Khanniche, “Evaluation of Hedge Fund Returns Value at Risk Using GARCH Models”, 5th International Conference on Applied Financial Economics, Samos Island-Greece, 2008, s. 93. 169 oluşturulmuş bir banka portföyü RMD’inin farklı RMD ölçüm modelleriyle hesaplanmasına yer verilmiş ve yapılan analiz, stres testi ve senaryo analizleriyle desteklenmiştir. Rodoplu ve Ayan (2008) çalışmalarında bankacılık sektöründeki Basel II düzenlemelerinde, değerlendirmiştir 316 piyasa riskine dönük ölçüm . Çalışma kapsamında içsel yaklaşımlarını ölçüm yöntemi ayrıntılı olarak olarak RMD incelenmiştir. Çalışmada, hipotetik olarak oluşturulan bir banka bilançosunun faiz riskine ilişkin sermaye gereksinimi standart yaklaşıma göre hesaplanmış, uygulama bilançosunun faiz riskine ilişkin sermaye gereksinimi RMD yaklaşımları ile farklı oynaklık modelleri altında incelenmiştir. Çalışma sonucunda en uygun içsel ölçüm yaklaşımının Monte Carlo simülasyonu olduğu bulgulanmış; tarihsel simülasyonun genellikle yüksek, parametrik yaklaşımın ise durgun piyasa koşullarında göreceli düşük sonuçlar ürettiği saptanmıştır. Aktaş (2008) çalışmasında, Basel II uygulamaları doğrultusunda Türkiye’de uygulanacak RMD modeline dayalı olarak, bankaların piyasa riskine karşılık ayıracağı sermaye tutarının olması gereken değere yakın olup olmayacağını araştırmıştır317. Bu amaçla DİBS, döviz ve hisse senetlerinden oluşan hipotetik bir portföyün RMD’leri parametrik yöntem ile hesaplanmıştır. Çalışma sonucunda yıllar arasındaki yüksek oynaklıklar nedeniyle parametrik yöntemin varsayımından büyük sapmalar olduğu, yani verilerin normal dağılımdan uzak bir dağılım sergilediği bulgulanmıştır. Dolayısıyla, Türkiye piyasalarında piyasa riski için sermaye tahsis edilmesinde parametrik yöntemin kullanılmasının riskli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Taş ve İltüzer (2008), çalışmalarında Monte Carlo simülasyon yöntemi ile RMD’in İMKB30 endeksi ve DİBS portföyü üzerine uygulamasını gerçekleştirmiştir318. 316 Rodoplu ve Ayan, ss. 1-28. Aktaş, ss. 243–256. 318 Oktay Taş ve Zeynep İltüzer, “Monte Carlo Simulasyon Yöntemi ile Riske Maruz Değerin İMKB30 Endeksi ve DİBS Portföyü Üzerinde Bir Uygulaması”, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:23, Sayı:1, 2008, ss. 67-87. 317 170 Çalışmada farklı güven düzeyleri kullanılmış, güven düzeyinin artmasına bağlı olarak RMD tutarının artığı bulgulanmıştır. Bu nedenle güven düzeyinin, RMD tutarının hangi amaçla kullanılacağına göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Riskin ölçülmesinde kullanılabilecek birçok yöntem bulunmaktadır. Bunların en çok kabul göreni RMD yöntemidir ve RMD yönteminde alım satım portföyünün maruz olduğu piyasa riski ölçülmektedir. RMD analizinin bu kadar yaygınlaşmasının en önemli nedeni, tek bir sonuç ile tüm portföyün riskinin elde edilebilmesidir. MRMD yöntemi de portföy içerisindeki varlıkların risk düzeylerinin belirlenmesi ve varlıklar arasında risk karşılaştırması açısından önemlidir. Sabit varyansı dikkate alan tanımlayıcı istatistikler ile koşullu değişen varyansı dikkate alan modeller, finansal zaman serilerine ilişkin risk analizlerinde oynaklık düzeyinin temel belirleyicileridir. Ancak elde edilen oynaklık düzeyleri sadece dalgalanmanın boyutunu gösterirken, risk ve olası kayıp tutarlarının elde edilmesi için farklı ölçüm yöntemleri kullanılmaktadır. Oynaklık düzeyi ise, risk tutarının hesaplanmasında temel belirleyici konumundadır. Oynaklığın değişken olarak kabul edildiği GARCH ve türevi olan modellerin oynaklık değerleri yine portföy değeri, güven düzeyi ve elde tutma süresi ile çarpılarak RMD tutarı bulunabilmektedir. 171 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM BİR BANKA PORTFÖYÜNE İLİŞKİN PİYASA RİSKİNİN RMD YÖNTEMİ İLE ÖLÇÜMLENMESİ Çalışmanın bu bölümünde Basel II uygulamaları doğrultusunda RMD modeline dayalı olarak bir bankanın maruz kaldığı piyasa riski ölçülmeye çalışılmıştır. İncelenen banka portföyü döviz, faiz ve hisse senedi riskini içeren 10 varlıktan oluşmaktadır. Banka portföyünün RMD’i parametrik yöntem ile hesaplanmış ve elde edilen bulgular piyasa riski yönünden değerlendirilmiştir. Çalışmada 04-01-2006 ve 30-06-2010 tarihleri arasındaki 1.128 günlük veriler kullanılmıştır. Çalışmada ayrıca, finansal verilerde sıkça rastlanan oynaklık kümelenmesi, asimetrik fiyat hareketleri ve kalın kuyruk özellikleri de incelenmiştir. Taşıdıkları özellikler nedeniyle finansal serilerde değişen varyans modellerinin kullanılması daha uygun görülmektedir. Bu nedenle çalışmada doğrusal olmayan koşullu değişen varyans modellerinden APGARCH modeli kullanılmış ve böylelikle önemli bir RMD parametresi olan oynaklıkların modellenmesine çaba gösterilmiştir. I. BANKA PORTFÖYÜNÜN TANITIMI Çalışmada kullanılan portföy, ülkemizde 1944 yılında kurulmuş bir bankaya aittir. Banka, 1975 yılında Türkiye'de döviz pozisyonu tutma yetkisi alan ve 1986'da uluslararası sermaye piyasalarında bono ve sertifikaları satılan bir Türk bankası olma özelliğini taşımaktadır ve ülkemizde bankacılık alanında önemli yenilikleri gerçekleştirmiştir. Örneğin sektörel gelişimin hız kazandığı 1990’lı yıllarda, geliştirdiği bireysel yatırım araçları ile ülkemizde ilk bireysel bankacılık uygulamaları, bu banka tarafından yapılmıştır. Bağlı bulunduğu holdingin TMSF'ye olan borçları nedeniyle 172 bankanın %57'lik hissesi, 2006 yılında önemli bir sanayi ve hizmet grubu tarafından kurulan başka bir bankaya satılmıştır. Satın alan bankanın, halen yabancı bir banka ile stratejik ortaklığı bulunmaktadır. Türk Finans sektöründe, ilk yabancı ortaklığın gerçekleştirilmesini temsil eden bu işbirliği, her iki hissedarın %50 hissesine sahip olduğu bir anlaşmanın 2002'de imzalanması ile gerçekleştirilmiştir. 2006 yılına gelindiğinde hisselerinin %57’lik kısmının satın alınması ile başlayan süreç sonucunda, her iki bankanın yakaladığı uyum doğrultusunda yürütülen projeler ve kapsamlı çalışmalarla bugünkü banka yaratılmıştır. Yaşanan küresel kriz sonucu kredi piyasasında talebin daralması ve artan riskler nedeniyle bankacılık sektöründe izlenen aktif büyümesi, genelde menkul değer yatırımlarından kaynaklanmaktadır. Çalışmada incelenen bankada da aktif artışının menkul değer portföyü kaynaklı olduğu faaliyet raporlarının incelenmesinden anlaşılmaktadır. Aktif fonlamasında maliyet denetimine ilk sırada önem veren bir anlayışla çalışan banka, son yıllarda uluslararası piyasalarda faizlerin düşmesi ile birlikte kaynak maliyetini uygun düzeylerde tutmayı başarmıştır. Bir bankanın piyasa riski, bilanço içi ve dışı, alım-satım amaçlı taşıdığı pozisyonlarında, piyasa fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle maruz kaldığı risk olarak tanımlanmaktadır. Bankanın piyasa riski, BBDK düzenlemeleri doğrultusunda hesaplanmaktadır. Bu hesaplamalarda %99 güven aralığı için Parametrik RMD Yöntemi kullanılmaktadır. Yapılacak analizlerde bankanın portföy büyüklüğü 2 Milyar TL olarak belirlenmiştir. Hesaplamalarda kolaylık sağlaması açısından küçük tutardaki varlıklar dikkate alınmamış ve portföy tutarı tamsayıya dönüştürülmüştür. Portföy içerisinde toplam menkul değer büyüklüğü 1,28 milyar TL olup, menkul değer portföyünün 960 Milyon TL’lık kısmı TL cinsinden ve 320 milyon TL’lik kısmı da YP cinsinden menkul değerlerden oluşmaktadır. TL cinsi menkul değerin dağılımına bakıldığında; portföyde TL bonolar içerisinde en çok ağırlığı bulunan 3 aylık gösterge bonoda 360 milyon TL’lik kısım ve TL tahviller içerisinde en çok ağırlığa sahip 2 yıllık gösterge tahvilde 900 milyon TL’lik bir kaynak dikkati çekmektedir. YP cinsi menkul değerin dağılımı 173 incelendiğinde bunun180 milyon TL’nın 2034 vadeli USD cinsi Eurobond’dan, 100 milyon TL’nın ABD Merkez Bankası tarafından ihraç edilen USD cinsi 5 yıllık tahvillerden ve 40 milyon TL’lik kısmının da Avrupa Merkez Bankası (ECB) tarafından Euro bölgesinde ihraç edilen 3 yıllık EUR cinsi tahvillerden oluştuğu görülmektedir. Banka portföyünde bulunan TL cinsi menkul değerler başlıca bono ve tahvil olmak üzere iki grupta yer almaktadır. Bonolar vadesi 1 yıldan az olan ve iskontolu olarak piyasaya ihraç edilen yatırım araçlarıdır. Tablo 10’da banka portföyündeki TL cinsinden bonolar gösterilmektedir. Banka portföyünde bulunan iskontolu bonolar 1 aylık (1M Bono), 3 aylık (3M Bono), 6 aylık (6M Bono), 9 aylık (9M Bono) faiz oranları için gösterge olarak kullanılmaktadır. Tablodaki getiri sütunu söz konusu bononun yıllık getiri oranını göstermekte, fiyat sütunu ise iskontolu ihraç edilmesi nedeniyle değeri 100.000 TL’nin altında olan bono fiyatları bulunmaktadır. VKG sütununda ilgili bonolara ilişkin vadeye kalan gün sayısı belirtilmektedir. Tablo 10. Banka Portföyünde Bulunan TL Bonolar Valör Gösterge Kağıt 9-Tem-10 1M Bono 9-Tem-10 9-Tem-10 3M Bono 9-Tem-10 6M Bono 9-Tem-10 9-Tem-10 9M Bono 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 - ISIN kod Para Birimi TRB140710T13 TRY TRB180810T18 TRY TRB080910T19 TRY TRT031110T10 TRY TRT081210T14 TRY TRT020211T11 TRY TRT130411T16 TRY TRT110511T17 TRY TRT080611T11 TRY VKG Getiri (%) Fiyat (TL) Tutar (Milyon TL) 5 7,30 99.904 5 40 7,24 99.237 2 61 7,26 98.836 280 117 7,81 97.619 40 152 7,82 96.913 5 208 7,94 95.739 20 278 7,95 94.271 4 306 8,09 93.685 2 334 8,15 93.084 2 TL cinsi tahviller bir yıl ya da daha uzun vadeli yatırım araçlarıdır. Portföydeki tahviller, hem iskontolu hem de kupon ödemeli tahvillerden oluşmaktadır. Kupon ödemeli tahviller de kendi arasında sabit faizli kupon ödemeli ve değişken faizli kupon ödemeli olarak ayrılmaktadır. Sabit faizli kupon ödemeli tahviller, vade sonuna kadar elde tutulmaları halinde belirli bir getiriyi garanti etmektedir. Sabit faizli kupon ödemeli tahvillerde, vade sonunda elde edilecek getiri başlangıçta bilinmektedir. Değişken faizli kupon ödemeli tahviller ise özellikle vade başlangıcı ile vade sonu arasındaki dönemde faiz oranlarında oluşabilecek aşırı oynaklığa karşı korumak amacıyla banka portföyünde 174 bulundurulmaktadır. Piyasa koşullarına göre değişen tahvil faiz oranı portföyün faiz riskini azaltmaktadır. Tablo 11. Banka Portföyünde Bulunan Kuponlu–İskontolu Tahviller Valör Gösterge Kağıt 9-Tem-10 1Y Tahvil 9-Tem-10 9-Tem-10 2Y Tahvil 9-Tem-10 9-Tem-10 3Y Tahvil 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 5Y Tahvil 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 - ISIN kod Para Birimi Kupon ödemesi Getiri (%) Fiyat (TL) Tutar (Milyon TL) TRT030811T14 TRY İskontolu 8,18 91.944 50 TRT161111T14 TRY İskontolu 8,30 89.751 20 TRT250112T14 TRY İskontolu 8,45 88.203 430 TRT120111T10 TRY Değişken faizli 4,44 100.800 10 TRT100413T10 TRY Değişken faizli 9,17 102.750 20 TRT150120T16 TRY Değişken faizli 4,64 105.600 5 TRT260214T10 TRY Değişken faizli 3,42 105.700 4 TRT070312T14 TRY Sabit faizli 5,23 111.400 6 TRT170415T10 TRY Değişken faizli 9,38 103.250 40 TRT250511T17 TRY Değişken faizli 4,15 101.150 5 TRT010420T19 TRY Değişken faizli 9,23 100.600 5 TRT150120T19 TRY Değişken faizli 9,58 107.000 5 Tablo 11’de portföydeki TL cinsinden tahviller yer almaktadır. Banka portföyünde bulunan tahvillerden bazıları 1 yıllık (1Y Tahvil), 2 yıllık (2Y Tahvil), 3 yıllık (3Y Tahvil) ve 5 yıllık (5Y Tahvil) faiz oranları için gösterge olarak kullanılmaktadır. Ayrıca getiri, yıllık getiri oranını göstermektedir. Piyasada gösterge kağıt (benchmark) olarak bilinen menkul değer 25.01.2014 vadeli tahvildir ve piyasadaki en likit menkul değerdir. Bu nedenle de 2 yıllık gösterge konumunda olan tahvil, banka portföyündeki menkul değer portföyünün önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Eğer banka faiz oranlarının düşmesini beklemekte ise portföyünde sabit faizli menkul değer; yükselmesini beklemekte ise portföyünde değişken faizli menkul değer bulundurmayı tercih etmelidir. Tablo 11’den banka portföyünde ağırlıklı olarak iskontolu tahvillerin olduğu ve kuponlu menkul değerlerin portföyde çok tercih edilmediği görülmektedir. Bu durum bankanın daha likit varlıkları tercih etmesinden kaynaklanmaktadır. Kuponlu tahviller, iskontolu tahviller kadar likit değildir ve portföydeki kuponlu tahviller ağırlıklı olarak değişken faizli kupon ödemeli tahvillerden oluşmaktadır. Portföyde yer alan tahviller içerisinde, sabit faizli kupon ödemeli tahvilin tutarı oldukça düşüktür. Bankanın portföyünde sabit faizli kupon ödemeli tahvil yerine değişken faizli kupon ödemeli tahvili ağırlıklı olarak bulundurması, bankanın faiz yükselişlerine karşı dikkatli olduğunun bir göstergesidir. Değişken faizli kupon ödemeli 175 kağıtların kupon ödemesi genellikle 3 ya da 6 ayda bir yapılmaktadır. Böylece değişken faizli menkul değerin faiz oranı değişimi, en az 3 aylık bir gecikme ile güncel faiz oranlarına uyumlu olmaktadır. Tablo 12. Banka Portföyünde Yer Alan USD Cinsi Uluslararası Tahviller Valör 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 Vade 29-Oca-10 30-Eyl-10 30-Ara-10 30-Haz-11 30-Haz-12 15-Haz-13 30-Haz-15 15-May-20 15-May-40 Tanım 1M USD 3M USD 6M USD 1Y USD 2Y USD 3Y USD 5Y USD 10Y USD 30Y USD Kupon Faizi (%) 0 0 0 0 0,63 1,13 1,88 3,50 4,38 Para Birimi USD USD USD USD USD USD USD USD USD Getiri (%) 0,16 0,17 0,22 0,31 0,63 1,00 1,81 2,98 3,94 Tutar (Milyon TL) 2 3 5 9 7 7 60 5 2 Bilindiği gibi tahviller hem iskontolu hem de kuponlu olarak ihraç edilebilir. Ancak vadesinin uzun olması nedeniyle genel olarak kuponlu ihraçlar daha ağırlıklıdır. Kuponlu tahvillerin üstünlüğü, eğer değişken faizli kupon ödemeli bir tahvil ise; kupon ödemesinin yenilendiği dönemde faiz oranının da yenilenmesidir. Kupon ödemeleri ağırlıklı olarak üç ya da altı aylık dönemlerde yapılmaktadır. Yani 30 yıllık kuponlu tahvil satın alan bir yatırımcının alacağı faiz oranı, piyasa koşulları doğrultusunda kupon ödeme döneminde güncellenmektedir. Böylelikle yatırımcılara faiz esnekliği sağlanmaktadır. Banka portföyünde uluslararası tahvil olarak hem Amerikan Hazinesi tarafından ihraç edilmiş ve vadesi 30 yıla kadar uzanan USD cinsi tahviller hem de EURO bölgesinde oluşturulan konsorsiyum ile ihraç edilen EUR cinsi vadesi 50 yıla kadar uzanan tahviller bulunmaktadır. Tablo 12’de banka portföyünde yer alan ve Amerikan Hazinesi tarafından ihraç edilmiş tahviller gösterilmektedir. Öte yandan Tablo 13’te banka portföyündeki, Euro bölgesi tarafından ihraç edilen EUR cinsi tahviller yer almaktadır. Banka portföyünde ağırıklı olarak bulunan tahviller, 5 yıl vadeli Amerikan Tahvili ve 3 yıl vadeli Euro Bölgesi Tahvilidir. 176 Tablo 13. Banka Portföyünde Yer Alan EUR Cinsi Uluslararası Tahviller Valör 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 Vade 5-Ağu-10 30-Eyl-10 30-Ara-10 10-Mar-11 1-Tem-11 15-Tem-12 11-Eki-13 10-Eki-14 10-Nis-15 4-Tem-16 4-Ağu-17 4-Tem-18 4-Tem-19 4-Tem-20 25-Oca-25 4-Oca-31 4-Tem-40 25-Nis-60 Tanım 1M EUR 3M EUR 6M EUR 9M EUR 1Y EUR 2Y EUR 3Y EUR 4Y EUR 5Y EUR 6Y EUR 7Y EUR 8Y EUR 9Y EUR 10Y EUR 15Y EUR 20Y EUR 30Y EUR 50Y EUR Kupon Faizi (%) 0 0 0 0 0 0,50 4 2,50 2,25 4 4,25 4,25 3,50 3 6 5,50 4,75 4 Para Birimi EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR EUR Getiri (%) 0,39 0,43 0,60 0,63 0,69 0,75 0,96 1,34 1,57 1,90 2,14 2,35 2,50 2,61 3,33 3,26 3,28 3,56 Tutar (Milyon TL) 0,5 0,5 0,5 1 2 5 16 2 5 1 1 1 1 2 1 0,2 0,2 0,1 Banka portföyünde Türk Hazinesi tarafından yurtdışında ihraç edilen USD ve EUR cinsi eurobondlar da bulunmaktadır. En uzun vadeli USD cinsi eurobond 2040 vadeli olup, EUR cinsi eurobond 2020 vadelidir. Ancak piyasada hala en likit olan gösterge konumundaki eurobond USD cinsi 2034 vadeli olan eurobonddur. Tablo 14’ten banka portföyünde ağırlıklı olarak 2034 vadeli eurobondun bulunduğu görülmektedir. 177 Tablo 14. Banka Portföyünde Yer Alan USD ve EUR Cinsi Eurobondlar Valör 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 9-Tem-10 Vade 18-Oca-11 30-Oca-11 23-Oca-12 6-Haz-12 14-Oca-13 15-Oca-14 10-Şub-14 15-Mar-15 1-Mar-16 26-Eyl-16 16-Şub-17 14-Tem-17 3-Nis-18 11-Mar-19 2-Nis-19 7-Kas-19 18-May-20 5-Haz-20 30-Mar-21 5-Şub-25 15-Oca-30 14-Şub-34 17-Mar-36 5-Mar-38 30-May-40 Kupon Faizi (%) 9,50 9 11,50 4,75 11 9,50 6,50 7,25 5 7 5,50 7,50 6,75 7 5,88 7,50 5,13 7 5,63 7,38 11,88 8 6,88 7,25 6,75 Para Birimi EUR USD USD EUR USD USD EUR USD EUR USD EUR USD USD USD EUR USD EUR USD USD USD USD USD USD USD USD Fiyat (TL) 103.660 105.960 112.760 102.940 117.910 117.910 108.610 111.750 102.650 111.170 103.330 113.830 109.270 110.860 104.320 114.160 97.740 110.220 99.170 112.170 161.700 116.710 103.070 107.020 100.130 Getiri (%) 2,43 2,78 2,97 3,21 3,50 3,99 3,88 4,44 4,45 4,89 4,89 5,13 5,27 5,41 5,24 5,54 5,42 5,64 5,73 6,10 6,33 6,59 6,62 6,69 6,73 Tutar (Milyon TL) 2 1 2 2 3 5 5 2 1 2 3 2 2 3 2 5 2 5 3 8 10 90 5 5 10 Bankanın döviz portföyünde yaklaşık olarak %90 ağırlığa sahip para birimleri EUR ve USD’dir. Altın (XAU), Basel ve BDDK tarafından emtia riski olarak değil; döviz kuru riski olarak kabul edildiğinden bu çalışmada da XAU, döviz portföyü içerisinde değerlendirilmektedir. 178 Tablo 15. Banka Portföyünde Yer Alan TL-YP Hisse Senedi Dağılımı TL Hisse Senedi Yapı Kredi Bankası Koç Holding Arçelik Ford Otosan Migros Yapı Kredi Sigorta Tofaş Oto. Fabrikası TSKB Tutar (Milyon TL) 20 8 5 2 2 1 1 1 YP Hisse Senedi Unicredit Bank Lloyds Banking Group Zürich Financal Services American International Lafarge Wall-Mart Citibank General Motors Tutar (Milyon TL) 25 4 5 4 1 0,4 0,5 0,1 Tablo 15’ten görüldüğü üzere banka portföyündeki hisse senedi tutarı toplamı 80 milyon TL’dir. Bu tutarın 40 milyon TL’lik kısmı uluslarası endekslerdeki hisse senetlerinden, geri kalan 40 milyon TL’lik kısmı ise ulusal endeksteki hisse senetlerinden oluşmaktadır. Ulusal endekste en çok paya sahip hisse senedi Yapı Kredi Bankası hisse senedi iken, uluslararası endekslerdeki en çok paya sahip hisse senedi Unicredit Bank hisse senedidir. II. BANKA PORTFÖYÜNDEKİ RİSK FAKTÖRLERİ Yukarıda açıklandığı üzere çalışmada kullanılan banka portföyü, TL cinsi bono ve tahvil, YP cinsi uluslararası tahvil ve eurobond, döviz varlıkları ve TL-YP hisse senedi araçlarını içermektedir. Türk bankacılık sektöründe kullanılan ve piyasa riskine maruz olan bir araç olan opsiyonlar, diğer araçlar ile karşılaştırıldığında henüz hacminin çok düşük olması nedeniyle analize dahil edilmemiştir. Tablo 16’da banka portföyünde faiz riski, kur riski ve hisse senedi riskini oluşturan toplam risk faktörleri gösterilmiştir. Banka portföyünde piyasa riski açısından risk faktörleri faiz riski, kur riski ve hisse senedi fiyat riski olarak başlıca 3 gruba ayrılmıştır. Banka portföyünde faiz riski içeren faktörler TL cinsi bono, TL cinsi tahvil, USD cinsi uluslararası tahvil, EUR cinsi uluslararası tahvil ve USD cinsi eurobond işlemleridir. Uluslararası tahvil ve eurobond işlemleri için Reuters ve Bloomberg gibi veri dağıtım şirketleri ve piyasa oyuncuları tarafından gösterge (benchmark) kabul edilen işlem vadeleri tabloda gösterilmektedir. Tabloda vadelerin gösterilme nedeni çalışmada gösterge kabul edilen vadelere ilişkin faiz oranları ve getiri serileri kullanılmasıdır. Tabloda kur riski için bankanın pozisyon alabileceği ve konvertibil olan para birimleri gösterilmiştir. Bankanın hisse senedi riski 179 için hisse senedi işlemlerinin yapıldığı ulusal ve uluslararası endeksler de aşağıdaki tabloda yer almaktadır. Tablo 16. Gösterge Olarak Kullanılabilecek Risk Faktörleri Faiz Riski Kur Riski Hisse Senedi Fiyat Riski TL Bono TL Tahvil US Tahvil EUR Tahvil Eurobond TL Hisse Senedi YP Hisse Senedi 1 ay 1 ay 1 ay 1 ay 1 ay USD İMKB hisseleri DOW JONES 3 ay 3 ay 3 ay 3 ay 3 ay EUR S&P 6 ay 6 ay 6 ay 6 ay 6 ay XAU CAC 9 ay 9 ay 1 yıl 1 yıl 1 yıl GBP DAX 1 yıl 2 yıl 2 yıl 2 yıl CHF NIKKEI 2 yıl 3 yıl 3 yıl 3 yıl JPY FTSE 3 yıl 5 yıl 5 yıl 5 yıl AUD 5 yıl 7 yıl 7 yıl 7 yıl CAD 10 yıl 10 yıl 10 yıl NOK 30 yıl 30 yıl 30 yıl DKK 50 yıl SEK Banka portföyünde faiz riskinin bir göstergesi olarak TL Bono için 3 aylık gösterge getiri serisi, TL tahvil için 2 yıllık gösterge getiri serisi, USD cinsi uluslararası tahvil için 5 yıllık gösterge getiri serisi, EUR cinsi uluslararası tahvil için 3 yıllık getiri serisi ve eurobond için 2034 vadeli USD cinsi kağıda ilişkin getiri serisi kullanılmıştır. Çalışmada TL bono, TL tahvil, USD cinsi uluslararası tahvil, EUR cinsi uluslararası tahvil ve eurobond banka portföyünde kendi grubu içerisinde en yüksek paya sahip olan sırasıyla 3 aylık TL bono (TRB3M), 2 yıllık TL tahvil (TRT2Y), 3 yıllık uluslararası EUR tahvil (EUT3Y), 5 yıllık uluslararası USD tahvil (UST5Y) ve 2034 vadeli eurobond (EB2034) tarafından ait olduğu grubun banka portföyündeki toplam büyüklüğünü temsilen kullanılmıştır. Banka portföyünde kur riskinin bir göstergesi olarak bankanın döviz pozisyonunun yaklaşık olarak %90’lık kısmını oluşturan EUR ve USD verileri kullanılmıştır. Diğer para birimlerinin toplam döviz portföyündeki ağırlığı oldukça düşük olduğundan diğer para birimleri modele dahil edilmemiştir. Ancak banka portföyünde bulunan Altın (XAU) Basel ve BDDK tarafından emtia riski olarak değil, döviz riski olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle bankanın XAU pozisyonu da döviz pozisyonu içerisinde yer almaktadır. 180 Banka portföyünde bulunan ve piyasa riskine maruz olan bir başka değişken ise hisse senetleridir. Portföyde hem İMKB’de işlem gören TL cinsi hisse senetleri, hem de yurtdışındaki diğer borsalarda işlem gören YP cinsi hisse senetleri bulunmaktadır. Modelde banka portföyünde hisse senedi riskini göstermek üzere TL ve YP cinsinden en yüksek paya sahip Yapı Kredi Bankası ile Unicredit Bankası’na ilişkin hisse senetleri kullanılmaktadır. III. OYNAKLIK ANALİZLERİ Çalışmada bir ticari bankanın sahip olduğu finansal varlıklardan oluşan ve piyasa riskine maruz banka portföyü analiz konusu yapılmaktadır. Piyasa riski ölçümünde içsel yöntem olarak ele alınan Parametrik RMD Yöntemi; bankacılıkta sıklıkla kullanılan, ancak çok gerçekçi varsayıma dayanmayan sabit varyans yaklaşımına göre uygulanmaktadır. Bu yaklaşım yerine çalışmada değişen oynaklığı içeren koşullu değişen varyans yöntemi ile Parametrik RMD hesaplanması ve her ikisinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Risk analizlerinin sabit varyans varsayımına dayandırılması, finansal zaman serileri açısından önemli bir sorun teşkil etmektedir. Daha doğru risk ölçümleri yapabilmek üzere özellikle döviz kurları, hisse senedi fiyatları gibi yüksek frekanslı finansal zaman serilerinde sabit varyans yerine koşullu değişen varyansın dikkate alınması gerekmektedir319. Yüksek frekanslı finansal zaman serilerinde varyansı değişken olarak kabul eden ARCH, GARCH ve türev modellerinin oynaklık düzeylerinden elde edilen RMD hesaplamaları daha tutarlı sonuçlar vermektedir320. Çünkü sabit varyanslı RMD hesaplamalarında, analiz dönemi boyunca oynaklık sabit olarak kabul edilmekte ve dolayısıyla yüksek dalgalanma yaşanan dönemlerde sabit varyanslı RMD hesaplamaları hatalı sonuçlar verebilmektedir. Öte yandan oynaklığın değişken olarak kabul edildiği GARCH ve türevi olan modellerde oynaklık düzeylerinden elde edilen RMD’ler, daha tutarlı sonuçlara işaret etmektedir. Buradan hareketle, çalışmada değişen oynaklığı 319 Badi H. Baltagi, Econometrics, Springer Press, Berlin, 4th Edition, USA, 2000, s. 48. 320 Roland Fuss, Dieter Kaiser ve Zeno Adams, “Value at Risk, GARCH Modelling and the Forecasting of Hedge Fund Return Volatility”, Journal of Derivatives and Hedge Funds, Vol:13, 2007, ss. 2-25. 181 hesaplamak için asimetrik dağılıma ve kalın kuyruk yapısına sahip varlıklar için risk ölçümünde etkin bir öngörülmeme sağlayan Genelleştirilmiş Asimetrik Üslü ARCH (Generalized Asymmetric Power ARCH-APGARCH) modeli kullanılmıştır. A. Analizde Kullanılan Veriler ve Yöntem Çalışmada piyasa riskine maruz bir bankanın portföyü analiz konusu yapıldığından ele alınan portföyünün ağırlıklı olarak döviz, faiz ve hisse senedinden oluşması, piyasa riskini tam olarak yansıtabilecek bir özelliktedir. Modelde faiz riski için 5, döviz kuru için 3, hisse senedi fiyat riski için 2 olmak üzere toplam 10 finansal aracın günlük fiyat serileri kullanılmıştır. Ölçümleme yapılması planlanan banka portföyünde, sözkonusu finansal varlıklar farklı ağırlıklara sahiptir. Banka portföyündeki varlıklar Tablo 16’da gösterilen ayrıma göre seçilmiş ve her risk grubu içerisinde en çok ağırlığa sahip varlıklar olarak belirlenmiştir. Çalışmada kullanılan Parametrik RMD Yöntemi, sabit varyans esasına dayanmaktadır. Ancak sabit varyans varsayımının gerçekçi olmaması nedeniyle sabit varyans ile ölçümlenen RMD tutarının yanı sıra, değişen varyans ile de RMD ölçümü yapılmaya çalışılmış ve her iki hesaplama sonuçları karşılaştırılmıştır. Koşullu değişen varyans modelinde oynaklık hesaplaması için APGARCH modeli kullanılarak oynaklık katsayıları hesaplanmıştır. Ardından sabit varyansı dikkate alarak oluşturulan kovaryans matrisinin köşegeninde yer alan varyans katsayıları, APGARCH modelleriyle elde edilen varyans katsayılarıyla değiştirilmiş ve koşullu değişen varyansa dayalı RMD tutarı hesaplanmıştır. Ayrıca, çalışmada banka portföyüne ilişkin modelde kullanılan varlıklar için geriye dönük test de yapılarak, sapma sayılarının belirlenmesi ve modelin doğruluğunun sınanmasına çaba gösterilmiştir. Öte yandan hesaplanan ve gerçekleşen risk düzeyleri karşılaştırılarak, gerçekleşen kayıp tutarının hesaplanan kayıp tutarını aşma sayısı belirlenmiş ve modelde kullanılan varlıkların uygunluğu sınanmıştır. 182 Son olarak, portföyde yer alan her bir finansal varlığın toplam risk içerisindeki paylarını ayrıştırabilmek üzere Marjinal RMD (MRMD) tutarları hesaplanmıştır. Böylece, portföye yönelik bir politika ya da stratejinin portföy riskini nasıl, ne yönde ve ne ölçüde etkilediğini belirlemek olanaklı hale gelmektedir. Buradan hareketle, portföyde yer alan finansal varlıkların ağırlıkları değiştirilerek RMD tutarının değişimi analiz edilmiştir. 1. Analizde Kullanılan Veri Seti Banka portföyünü oluşturan varlıklar için döviz kuru, faiz oranı ve hisse senedi fiyatlarında meydana gelen değişimlerin ölçülebilmesi amacıyla her risk grubunu temsil etme gücü yüksek bağımsız değişkenler saptanmaya çalışılmıştır. Bu amaçla Reuters veri ağından temsil gücü en yüksek ve anlamlı varlıklara ilişkin günlük bazda finansal zaman serileri elde edilmiştir. Banka portfönün döviz riski için EUR, USD kurları ve Altın (XAU) fiyatları; faiz riskini için 2 yıllık TL cinsi tahvil getiri serisi, 3 aylık TL cinsi bono getiri serisi, USD cinsi 5 yıllık uluslararası tahvil getiri serisi, EUR cinsi 3 yıllık uluslararası tahvil getiri serisi, USD cinsi 2034 vadeli eurobond getiri serisi; hisse senedi için TL cinsi Yapı Kredi Bankası hisse senedi fiyatı ve USD cinsi Unicredit Bankası hisse senedi fiyatı kullanılmış ve tüm bu varlıklarla ilgili bilgiler Reuters veri dağıtım kanalından Reuters 3000 XTRA programı ile sağlanmıştır. Döviz kuru olarak hem USD ve hem de EUR için Reuters’de TLFW sayfasında ilan edilen serbest piyasa kapanış kurları yer almaktadır. Reuters veri ağında döviz kuruna ilişkin TCMB’nın ilan ettiği kur bilgisi de yayınlanmaktadır. Söz konusu veriye CBTMENU sayfasındaki, TRCBTE linkindeki, CBTETRY detay sayfasından ulaşılmaktadır. Ancak Merkez Bankası’nın ilan ettiği kurlarda EUR kuru için veri seti 2008 yılı öncesini kapsamadığından, hem USD hem EUR kuru için serbest piyasa kapanış kurları seçilmiştir. Öte yandan XAU için, Reuters’in XAUTRY sayfasında ilan edilen altının TL fiyatı kullanılmaktadır. 183 Menkul değerler portföyünde yer alan varlıklara ilişkin veri seri Reuters tarafından oluşturulan getiri eğrilerinden elde eldilmiştir. Getiri eğrisi, yalnızca vadeye kalan gün sayıları birbirinden farklı olan menkul değerlerin getirilerinin, vadeye kalan gün sayılarıyla ilişkisinin grafik olarak olarak gösterilmesidir. Dikkat edilmesi gerek en önemli unsur, getiri eğrilerinin, aynı özelliğe sahip - diğer bir deyişle aynı kurum tarafından ihraç edilmiş - menkul değerlerin getirilerinin vadeye kalan gün sayıları ile ilişkisini gösterecek şekilde oluşturulmalarıdır. Bir portföydeki varlıkların getiri eğrisi, her bir varlık için farklılık gösterecektir. Banka portföyünde faiz oranı riski için beş finansal varlık kullanılmaktadır. Reuters veri ağından 2 yıllık TL cinsi tahvil getiri serisi TR2YT = RR sayfasından, 3 aylık TL cinsi bono getiri serisi TR3MT = RR sayfasından, USD cinsi 5 yıllık uluslararası tahvil getiri serisi US5YT= RR sayfasından, EUR cinsi 3 yıllık uluslararası tahvil getiri serisi EU3YT = RR, USD cinsi 2034 vadeli eurobond getiri serisi TRGLB34 = RR sayfasından sağlanmıştır. Banka portföyünde hem TL cinsi hem de YP cinsi hisse senedi bulunması nedeniyle Reuters veri ağındaki XU100 sayfasında yayınlanan İMKB100 endeksinde yer alan TL cinsi hisse senetlerinden Yapı Kredi Bankası’na ilişkin hisse senedi fiyatları Reuters’da YKBNK.IS sayfasından elde edilmiştir. YP cinsi hisse senedi olarak Unicredit Bankası’na ilişkin hisse senedi fiyatları Reuters veri ağından UCGIM kodu ile düzenlenmiştir. Çalışmada, Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements BIS) ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından risk analizinde kullanılması önerilen en az 252 gözlem, 10 gün elde tutma süresi ve %99 güven aralığı ölçütleri dikkate alınmıştır. Finansal zaman serileri için en az 1000 gözlem sayısı ile yapılan ölçümlemelerin daha anlamlı sonuçlar verdiği göz önünde bulundurularak, 1.128 iş günlük bir örneklem seçilmiştir. Modelde kullanılan 10 finansal varlığa ilişkin 1.128 günlük veriler çalışmanın ekinde sunulmaktadır. 184 2. Analiz Yöntemi Riskin hesaplanması doğrultusunda yapılan uygulamalarda logaritmik fiyat değişikliği, ağırlıklı olarak tercih edilmektedir. İncelenen her dönem kendi içerisinde farklı özelliklere sahiptir. Finansal verilerin değerleri genelde birbirine bağımlı değerlerdir ve bu durum birim kök sorununu ortaya çıkarmaktadır. Getirilerin logaritmik getiri yöntemine göre hesaplanması bu sorunu ortadan kaldırmaktadır. Logaritmik fiyat ya da getiri değişim serisi; herhangi bir gün ya da tarihteki fiyat, getiri ya da endeks düzeyinin bir önceki gün ya da tarihteki fiyat, getiri ya da endeks düzeyine olan oranının doğal logaritmasının alınmasıyla oluşturulan zaman serileridir. Logaritmik birinci fark (logaritmic-first-difference) olarak da bilinen bu hesaplama, finansal iktisat literatüründe yaygın olarak kullanılmaktadır. Çalışmada döviz kuru riskini içeren USD kuru, EUR kuru ve XAU fiyatı ile hisse senedi fiyat riskini içeren Yapı Kredi Bankası ve Unicredit Bankası hisse senetleri için logaritmik birinci dereceden farklar ( rt = ln (pt / pt-1) ) kullanılmıştır. Faiz riskini içeren 2 yıllık TL cinsi tahvil, 3 aylık TL cinsi bono, USD cinsi 5 yıllık uluslararası tahvil, EUR cinsi 3 yıllık uluslararası tahvil ve USD cinsi 2034 vadeli eurobond faiz oranları üzerinden birinci farklar ( rt = (it - it-1) ) alınarak getiri serileri oluşturulmuştur. Ulusal ve uluslararası piyasalardaki tatil günlerinin farklı oluşu nedeniyle finansal zaman serilerine ilişkin veri setlerinde sorunlar çıkmaktadır. Ayrıca tatil günlerinin farklı olmasının dışında, portföyde yer alan varlıkların işlem görme saatleri de farklıdır. Bu nedenle modelde kullanılan varlıklara ilişkin zaman serilerinin piyasaların kapalı olması ya da tatil günleri dikkate alınarak uygunlaştırılması gerekmektedir. Bazı bankalarda uygunlaştırma işlemi yapılırken her varlığın ortak olarak işlem gördüğü günler dikkate alınmakta ve işleme kapalı olan tarihlerdeki veriler, zaman serilerinden çıkarılmaktadır. Kimi bankalarda da işleme kapalı günler için bir önceki ve bir sonraki gün ortalaması kullanılmaktadır. Bir çok bankada uygulandığı biçimiyle burada da uygunlaştırma işlemi, eksik verinin altındaki ve üstündeki değerlerinin ortalaması alınarak yapılmıştır. 185 B. Tanımlayıcı İstatistikler Tanımlayıcı istatistiklerin temel kullanım amacı, verinin ortalama yerleşim yerinin belirlenmesi, veriyi oluşturan gözlemlerin bu ortalama yerleşim yerinden ne kadar uzak olduğunun belirlenmesi ve birden fazla değişken olması durumunda da bunların arasındaki ilişkilerin belirlenmesidir. Elde edilen verilerin sınıflandırılması, frekans dağılımlarının yapılması, bu dağılımların ortalamalar, yüzdelikler, standart sapma gibi ölçülerle tanımlanması, tanımlayıcı istatistiğin temel konularıdır. Birçok modelde finansal zaman serilerinin normal dağılım sergiledikleri kabul edilir. Ancak çoğunlukla sivri bir dağılım gösterdiklerinden kalın kuyruk (fat tail) sorunu ortaya çıkmakta ve bu da yapılan risk ölçümlerini tutarsız kılmaktadır. Normal dağılım; ortalaması 0, varyansı ve standart sapması 1 olan bir dağılımdır ve frekans dağılımı (yoğunluğu) tam simetriktir321. Tam simetrikten anlaşılması gereken, ortalamadan bir birim kadar solda ya da sağda, frekans değerinin eşit olmasıdır. Tanımlayıcı istatistik değerleri incelendiğinde, getiri serilerinin normal dağılım özelliği göstermediği sonucuna varılmaktadır. Çarpıklık katsayısı – ∞ ile + ∞ arasında değerler alabilmektedir. Ortalama medyandan küçük ise dağılım sola (negatif) çarpık, ortalama medyandan büyük ise dağılım sağa (pozitif) çarpık olmaktadır. Bulunan sonuçlar getiri serilerinin bazılarının sağa (pozitif) çarpık, bazılarının ise sola (negatif) çarpık olduklarını belirtmektedir. Basıklık, dağılımın sivrilik (yükseklik) derecesinin ölçüsüdür ve normal dağılım eğrisinin ne kadar dik ya da basık olduğunu göstermektedir. Basıklık katsayının 3’ten büyük olması sivri dağılım, 3’ten küçük olması basık dağılım, 3’e eşit olması da normal dağılım olarak adlandırılmaktadır. RMD analizine başlamadan önce her bir varlığa ilişkin getiri serilerinin tanımlayıcı istatistik değerlerinin incelenmesi gerekmektedir. Olası getirilerin, beklenen getiriden sapma ölçüsü olarak kullanılan en geçerli istatistiksel ölçü varyans ya da varyansın karekökü olan standart sapmadır. Oynaklık olarak da adlandırılan standart 321 Eugene Brigham ve Joel Houston, Fundamentals of Financial Managament, Harcourt College Publisihing, 1998, s. 167. 186 sapmanın ya da varyansın küçük olması; ortalamadan sapmaların ve riskin düşük olduğunun bir göstergesidir. Risk faktörleri arasında en düşük oynaklığa sahip varlık EUT3Y, en yüksek oynaklığa sahip varlık ise UNCRDT hisse senedidir. Analizde kullanılan finansal varlıkların tanımlayıcı istatistik bilgileri Tablo 17’de sunulmuştur. Tablo 17. Tanımlayıcı İstatistikler Std. Sapma USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y 0,0109 0,0104 0,0143 0,0017 0,0027 0,0005 0,0008 EB2034 UNCRDT YKBNK 0,0013 0,0311 0,0288 Çarpıklık -0,256 0,308 0,128 1,598 0,536 0,202 -0,126 -1,222 0,213 0,015 Basıklık 19,699 8,540 8,275 20,530 9,869 9,349 5,847 87,698 9,587 5,279 Ortalama 0,000 0,000 0,001 -0,0000 -0,000 -0,000 -0,000 -0,000 -0,001 0,001 En Az -0,119 -0,068 -0,081 -0,0087 -0,0164 -0,0035 -0,0041 -0,0209 -0,141 -0,161 En Çok 0,070 0,064 0,097 0,0162 0,0165 0,0031 0,0131 0,190 0,122 0,0040 13118,42 1460,12 1310,70 14923,63 2271,54 1902,03 383,89 337449,40 2048,08 JB (0,000) (0,000) (Olasılık) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) (0,000) 244,17 (0,000) ADF Test İstatistiği -31,81 -33,22 -35,89 -34,56 -32,13** -33,05** -30,33** -35,60* -30,00* -33,16 Jarque-Bera testi için χ² tablosunun %1 ve %5 güven düzeylerinde 2 serbestlik derecesine sahip kritik değerleri sırasıyla 9,21 ve 5,99’dur. ADF testi için %95 güven düzeyinde MacKinnon kritik değerleri : 1,94, * sabit terim içerir -2,86 ve ** sabit terim ve trend içerir -3,41’dir. Kullanılan finansal varlık getiri serilerinin normal dağılım gösterip göstermedikleri Jarque-Bera (JB) testi ile belirlenmiştir. JB olasılık değeri, incelenen değerin altında ise H0 (seri normal dağılım gösterir) hipotezi reddedilir. Tablo 17’de yer alan JB (p) değerleri %1’den küçük olduğu için %99 güven düzeyinde risk faktörleri normal dağılıma sahip değildir. Ayrıca, JB test hesaplamalarına ilişkin verilen değerler 2 serbestlik dereceli χ2 dağılımına uymaktadır. Tüm risk faktörlerine ait test istatistikleri 0.01 anlamlılık seviyesinde 9.21 değerinden büyük olduğu için tüm finansal varlık getiri serilerinin normal dağılıma sahip olmadıkları anlaşılmaktadır. Çarpıklık değerleri incelendiğinde USD, UST5Y ve EB2034 için negatif diğer getiri serileri için pozitif çarpıklık olduğu anlaşılmaktadır. Getiri serilerine ilişkin basıklık değerleri 3’ten büyük hesaplandığından, bu sonuç tüm seriler için kalın kuyruk (fat tail) sorununun varlığına işaret etmektedir. 187 Analiz yapılırken dikkat edilmesi gereken bir başka önemli nokta, serilerin durağan olup olmadığıdır. Durağan olmayan serilerle yapılan çalışmalar, sahte regresyon sonuçlarına neden olmaktadır. Hata terimleri ortalamaya dönme eğilimi taşıyan serilerin durağan olduğu söylenebilir. Serinin durağanlığını kanıtlayan bir başka yöntem de oynaklık analizlerinde yapılan durağanlık kısıtının sağlanması durumudur. Açıklanan nedenle, oynaklık analizinde durağanlık kısıtının sağlanma koşulu göz önünde bulundurularak gerçekleştirilen ADF testi sonucunda tüm getiri serilerinin durağan oldukları Tablo 17’den anlaşılmaktadır. Getiri serilerinin normal dağılıma uygunluğu histogram yardımıyla da gözlenebilmektedir. Histogram, genellikle bir olayın oluş sıklığını göstermek ve belirlenen zaman aralığında tanımlanan problemin daha sık meydana gelip gelmediğini hesaplamak ve ortaya çıkan dağılımı, şekli bilinen bir dağılım ile karşılaştırmak amacıyla kullanılmaktadır. Histogramlar, dağılımın büyüklüğünü, simetri ve asimetri durumunu yansıtırlar. Elde edilen histogram çizimlerinden de finansal varlık getiri serilerinin normal dağılıma uymakları gözlenmiştir. Banka portföyündeki finansal varlıklara ilişkin getiri serilerinin histogramları aşağıda gösterilmektedir. 188 Şekil 27. Finansal Varlık Getiri Serilerine İlişkin Histogramlar Olasılık 50 Olasılık USD 25 25 -0.10 Olasılık 40 -0.05 0.00 0.05 -0.075 XAU -0.05 Olasılık 0.00 0.05 0.10 TRT2Y -0.010 1000 0.000 0.025 0.050 0.075 -0.005 Olasılık 0.000 0.005 0.010 0.015 EUT3Y 500 -0.015 -0.01 -0.005 Olasılık 0 0.005 0.01 0.015 UST5Y -0.003 -0.002 -0.001 Olasılık 1000 0 0.001 0.002 0.003 EB2034 500 250 -0.004 Olasılık 20 -0.025 250 100 750 -0.050 Olasılık TRB3M 500 20 300 EUR 50 -0.002 0.000 0.002 0.004 UNCRDT -0.02 -0.015 -0.01 -0.005 Olasılık 15 10 0 0.005 0.01 0.05 0.1 0.015 YKBNK 5 -0.1 0.0 0.1 0.2 -0.15 -0.1 -0.05 0 Basıklık katsayısı, risk yöneticilerine olağanüstü kayıplarla karşılaşma olasılığı ile ilgili önemli bir uyarıcı işlevi görmektedir. Oynaklığın çok yüksek olduğu piyasalarda sıklıkla karşılaşılabilecek kalın kuyruk sorunu, daha önce de belirttildiği gibi RMD’de gerçekçi olmayan hesaplamalara yol açabilmektedir. Ayrıca asimetri ölçüsü olan çarpıklık değerinin pozitif olması ise, dağılımın uzun sağ kuyruğa sahip olduğu anlamına gelmektedir. Aşağıda yer alan tüm varlıkların getiri serisi analizleri yardımı ile, serilerin durağanlığı ve varyansın değişkenliği incelenmektedir. Genel olarak normal dağılım varsayımı yapılması nedeniyle RMD hesaplamaları, getirilerin standart sapmalarına dayandırılmaktadır. Normallik varsayımına dayanan parametrik yöntem, standart sapma hesaplanırken uzun dönemde varyansın sabit olduğunu varsaymaktadır. Ancak şekillerden de görüldüğü gibi, banka portföyünde yer alan varlık getirilerinin varyansı uzun dönemde değişmektedir. Bu nedenle RMD analizinde değişen varyans yöntemi ile hesaplanan varyans dikkate alınarak hesaplama yapılması gerekmektedir. Portföyde yer alan finansal varlıklara ait getiri serisi grafikleri Şekil 28’de görülmektedir. 189 Şekil 28. Finansal Varlık Getiri Serileri 0.1 USD 0.0 0.00 -0.1 0 0.02 -0.05 300 600 900 TRB3M 0.01 0.00 0 0.0050 0.0025 0.0000 -0.0025 0 0.1 0.10 0.05 0.00 -0.05 EUR 0.05 300 600 900 UST5Y 0 0.02 0.01 0.00 -0.01 0 0.01 300 600 900 TRT2Y XAU 0 0.0025 300 600 900 600 900 600 900 EUT3Y 0.0000 -0.0025 300 600 900 0 0.2 EB2034 300 UNCRDT 0.1 0.0 -0.01 -0.1 300 600 900 600 900 0 300 600 900 0 300 YKBNK 0.0 -0.1 0 300 Grafiklerden görüldüğü üzere, getiri serileri yaklaşık sıfır ortalama etrafında dağılım göstermektedir. Dolayısıyla getiri serisinin belirli bir ortalama etrafında ve sabit denilebilecek bir yayılma göstermesi, serinin durağan olabileceğini düşündürmektedir. Zaman serisi verilerinin zamandan bağımsız olarak belli bir ortalama etrafında dağılma gösterdiği durum, zaman serisinin durağan bir seri olabileceğinin işaretidir. Bunun yanında, tüm getiri serileri için bazı aynı ve farklı dönemlerde oynaklık kümelenmesi (volatility clustering) olduğu görülmektedir. Sonuç olarak, banka portföyünde yer alan varlıkların normal dağılım göstermemesi, asimetri ve kalın kuyruk yapılarına sahip olmaları nedeniyle; oynaklık parametresinin koşullu değişen varyans modeliyle öngörümlenmesinin daha tutarlı risk ölçümleri yapmaya olanak sağlayacağı açıktır. C. Koşullu Değişen Varyans Modelleri Finansal verilerin modellenmesinde ARCH ve türevi oynaklık hesaplamalarının kullanılabilmesi için; öncelikle verilerde otoregresif koşullu değişen varyans 190 (AutoRegressive Conditional Heteroskedasticity-ARCH) etkilerinin varlığının tespit edilmesi gerekmektedir. ARCH etkisinin varlığını ve modelin hata terimlerinde ARCH etkilerinin bulunup bulunmadığını araştırmak için ARCH-LM testinden yararlanılmıştır. Değişen varyansın özel bir şekli olan ARCH etkilerinin araştırılmasının nedeni, birçok finansal zaman serilerinde gözlemlenen ve ihmal edilmesi halinde öngörülerin etkinliğinin azalmasına neden olan cari hata terimi ile yakın geçmişe ilişkin hata terimlerinin birbiri ile ilişkili olması durumudur. Tablo 18. Getiri Serilerinde ARCH Etkisinin Varlığının Araştırılması USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK ARCH 12 test 12,114 (0,000) 45,158 (0,000) 21,194 (0,000) 10,841 (0,000) 105,83 (0,000) 2,5392 (0,079) 11,230 (0,000) 14,036 (0,000) 53,450 (0,000) 16,463 (0,000) ARCH 15 test 26,658 (0,000) 33,828 (0,000) 13,433 (0,000) 6,7764 (0,000) 54,587 (0,000) 6,2250 (0,000) 17,526 (0,000) 26,186 (0,000) 44,511 (0,000) 33,395 (0,000) ARCH 110 test 19,200 (0,000) 17,872 (0,000) 7,9245 (0,000) 3,7127 (0,000) 31,785 (0,000) 6,6507 (0,000) 17,194 (0,000) 20,571 (0,000) 34,598 (0,000) 20,326 (0,000) Q( 5) 11,3762 (0,044) 19,3643 (0,002) 6,35766 (0,273) 19,7828 (0,001) 18,7755 (0,002) 13,3886 (0,020) 20,4836 (0,001) 103,352 (0,000) 28,1311 (0,000) 6,21835 (0,286) Q( 10) 17,8567 (0,057) 22,3860 (0,0133) 16,4936 (0,086) 23,4404 (0,009) 25,6180 (0,004) 18,4684 (0,048) 33,5403 (0,000) 175,473 (0,000) 46,5399 (0,000) 12,4408 (0,257) Q( 20) 46,9576 (0,001) 43,1837 (0,002) 27,2452 (0,129) 38,6941 (0,007) 45,2743 (0,001) 45,9079 (0,001) 43,7548 (0,002) 235,372 (0,000) 76,7151 (0,000) 17,9687 (0,589) Q( 50) 62,9706 (0,103) 81,3759 (0,003) 60,9755 (0,137) 85,7909 (0,001) 66,4106 (0,060) 111,258 (0,000) 87,3700 (0,001) 291,286 (0,000) 199,991 (0,000) 70,3144 (0,031) Q2( 5) 149,614 (0,000) 241,672 (0,000) 85,2876 (0,000) 41,9813 (0,000) 476,107 (0,000) 35,4192 (0,000) 105,322 (0,000) 156,086 (0,000) 361,968 (0,000) 194,469 (0,000) Q2 ( 10) 252,754 (0,000) 313,229 (0,000) 113,812 (0,000) 50,3841 (0,000) 732,413 (0,000) 89,8537 (0,000) 269,169 (0,000) 302,048 (0,000) 783,141 (0,000) 296,120 (0,000) Q2 ( 20) 361,402 (0,000) 442,504 (0,000) 186,698 (0,000) 80,2050 (0,000) 869,702 (0,000) 152,512 (0,000) 370,373 (0,000) 454,140 (0,000) 1298,97 (0,000) 479,451 (0,000) Q2 ( 50) 369,828 (0,000) 512,503 (0,000) 241,253 (0,000) 94,2895 (0,000) 1177,31 (0,000) 367,920 (0,000) 568,630 (0,000) 463,523 (0,000) 1767,67 (0,000) 636,995 (0,000) 191 2, 5, 10 gecikme seviyelerinde ARCH-LM testi için χ² tablo değeri %5 güven düzeyinde 3,84 ve %1 güven düzeyinde 6,64’tür. Q ve Q² sırasıyla standartlaştırılmış hata terimleri ve kareli standartlaştırılmış hata terimleri için 5, 10, 20 ve 50 serbestlik derecesinde Ljung-Box test istatistiğini göstermektedir. Tablo 18’deki Q test istatistiği değerlerine göre %99 güven düzeyinde tüm getiri serileri için hatalar arasında otokorelasyon olmadığını söyleyen H0 hipotezinin red edilemediği görülmektedir. ARCH-LM test istatistiklerinin tümünün χ2 kritik değerini aşması sonucu günlük getiri serilerinde koşullu değişen varyans (ARCH) etkisinin var olduğu belirlenmiştir. Farklı gecikme sayısı ve belirlenen güven aralığında Q istatistik değerleri, χ2 değerinden büyük bulunmuş ve modelde otokorelasyon olduğuna karar verilmiştir. Bu bağlamda, analizlerde asimetrik dağılıma sahip kuyruklu yapıların yer aldığı seriler için risk ölçümlerinde etkin bir tahmin edici olarak ileri sürülen APGARCH modeli kullanılmıştır. APGARCH modeli ST, S-ST ve GED dağılımları kullanılarak öngörümlenmiştir. Tablo 19. Model Seçim Ölçütlerine Göre Uygun Dağılımın Seçimi USD ST EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK AIC -6,678 -6,709 -5,995 -1,582 -0,386 -3,478 -2,535 -2,997 -4,814 -4,407 SC -6,647 -6,678 -5,964 -1,550 -0,355 -3,446 -2,504 -2,965 -4,783 -4,376 2722,26 2492,55 LL 3773,59 3791,18 3388,19 899,03 224,62 1968,39 1436,61 1697,09 - 0,969 0,996 - 0,993 0,991 0,992 0,917 AIC -6,695 -6,713 -5,994 -1,583 -0,389 -3,477 -2,533 -3,000 -4,815 -4,407 SC -6,660 -6,678 -5,958 -1,547 -0,354 -3,442 -2,498 -2,964 -4,780 -4,371 2723,84 2493,47 V S-ST 0,941 - LL 3784,17 3794,23 3388,45 900,54 227,60 1969,17 1436,78 1699,76 0,979 0,988 0,967 1,003 - 0,993 1,003 - 0,914 AIC -6,664 -6,711 -5,995 -1,631 -0,349 -3,457 -2,529 -3,008 -4,807 -4,406 SC -6,633 -6,680 -5,964 -1,599 -0,318 -3,426 -2,498 -2,977 -4,776 -4,375 2718,24 2492,23 V GED - LL 3765,71 3791,96 3388,29 926,68 203,80 1956,84 1433,55 1703,54 0,985 0,994 0,990 0,917 V 0,945 0,988 Tablo’da yer alan AIC; Akaike Bilgi Ölçütünü, SC; Schwarz Bilgi Ölçütünü, LL; Maksimum Olabilirlik Ölçütünü ve V parametresini göstermektedir. ST Student-t Dağılımını, S-ST Çarpık Student-t Dağılımını ve GED Genelleştirilmiş Hata Dağılımını ifade etmektedir. 192 Not : Tablo’daki koyu değerler, varlık için seçilmiş uygun dağılımı vurgulamaktadır. Tablo 19’da AIC, SC ve LL ölçütlerine göre uygun dağılıma karar verirken durağanlık kısıtının sağlanması koşulu öncelikli olarak dikkate alınmıştır. Buradan hareketle, USD, TRT2Y, UST5Y, EB2034, UNCRDT ve YKBNK getiri serilerinin ST dağılımı, XAU ve EUT3Y getiri serilerinin GED dağılımı, EUR ve TRB3M getiri serilerinin ise S-ST dağılımı ile modellenmesinin uygun olduğuna karar verilmiştir. Ayrıca, ARCH ve GARCH terimlerini belirlemek üzere yapılan değerlendirmelerde (1,1) modelinin uygun olduğu kararı verilmiştir. APGARCH (1,1) modeli için elde edilen sonuçlar Tablo 20’de gösterilmiştir. Ayrıca, ve modellerin hata terimlerinde ARCH etkisinin varlığını araştırmak üzere gerçekleştirilen ARCH-LM testi ve Ljung-Box Q istatistiklerine de Tablo 20’de yer verilmiştir. Tablo 20. APGARCH (1,1) Modeli Sonuçları µ ω α β γ δ ξ USD ST -0,00 (0,18) 0,00 (0,00) 0,13 (0,00) 0,82 (0,00) -0,56 (0,00) 1,35 (0,00) - EUR S-ST 0,00 (0,54) 0,00 (0,00) 0,11 (0,00) 0,89 (0,00) -0,62 (0,00) 0,79 (0,00) 5,35 (0,00) XAU UNCRDT YKBNK GED ST ST 0,00 -0,00 0,00 (0,09) (0,60) (0,43) 0,00 0,00 0,00 (0,00) (0,00) (0,00) 0,08 0,08 0,13 (0,00) (0,00) (0,00) 0,92 0,92 0,79 (0,00) (0,00) (0,00) 0,38 0,66 0,16 (0,03) (0,00) (0,04) 1,11 1,08 1,71 (0,00) (0,00) (0,00) - - - TRB3M S-ST 0,00 (0,63) 0,02 (0,44) 0.27 (0,11) 0,85 (0,00) -0,14 (0,54) 0.66 (0,00) 0.051 (0,06) TRT2Y ST -0,00 (0,73) 0,00 (0,41) 0,11 (0,00) 0,91 (0,00) -0,30 (0,02) 1,08 (0,02) EUT3Y GED -0,00 (0,70) 0,00 (0,36) 0,04 (0,00) 0,96 (0,00) 0,46 (0,01) 0,73 (0,02) - - UST5Y EB2034 ST ST -0,00 -0,00 (0,72) (0,70) 0.00 0,00 (0,10) (0,30) 0,06 0,13 (0,14) (0,02) 0,95 0,90 (0,00) (0,00) 0,09 -0,54 (0,61) (0,03) 0,99 1,11 (0,01) (0,00) - - 193 υ ST (DF) GED (DF) V 5,79 (0,00) 0,940 0,10 (0,00) 0,970 1,15 (0,00) 0,980 8,58 (0,00) 7,97 (0,00) 0,990 0,910 2,15 (0,00) - 4,40 (0,00) 0,967 0,996 1,39 (0,00) 0,994 9,37 (0,00) 3,22 (0,00) 0,993 0,991 0,72 2,62 1,84 0,20 0,56 0,08 4,98 0,92 0,17 2,92 (0,48) (0,07) (0,15) (0,81) (0,57) (0,93) (0,01) (0,40) (0,85) (0,05) 1,32 0,91 0,46 2,21 0,19 2,20 0,72 2,66 1,35 0,36 (0,80) (0,05) (0,97) (0,05) (0,61) (0,02) (0,24) (0,87) (0,25) (0,46) 0,43 0,97 1,15 0,59 1,71 0,70 1,14 0,74 2,84 1,07 (0,93) (0,46) (0,31) (0,81) (0,07) (0,73) (0,33) (0,69) (0,00) (0,38) 9,41 1,73 1,05 3,09 3,50 8,08 16,72 13,44 11,44 12,93 Q(5) (0,09) (0,88) (0,95) (0,68) (0,62) (0,15) (0,01) (0,02) (0,04) (0,02) 10,87 3,81 4,98 4,39 7,30 15,45 30,27 18,65 26,90 23,98 Q(10) (0,36) (0,95) (0,89) (0,92) (0,69) (0,12) (0,00) (0,04) (0,00) (0,01) 10,91 14,60 22,68 35,99 35,19 35,27 45,85 14,26 16,56 13,34 Q(20) (0,81) (0,68) (0,86) (0,94) (0,79) (0,30) (0,02) (0,02) (0,02) (0,00) 47,85 49,68 66,99 59,87 89,90 35,27 57,66 41,83 55,42 51,09 Q(50) (0,94) (0,21) (0,78) (0,43) (0,56) (0,49) (0,06) (0,16) (0,00) (0,27) 4,47 2,39 11,41 0,99 11,74 3,78 13,49 6,71 1,78 6,27 Q2(5) (0,61) (0,09) (0,21) (0,49) (0,00) (0,80) (0,01) (0,29) (0,00) (0,08) 6,26 19,29 7,06 12,68 4,46 9,24 11,09 7,92 29,22 10,80 Q2(10) (0,61) (0,01) (0,53) (0,12) (0,44) (0,00) (0,21) (0,81) (0,32) (0,19) 25,83 17,18 15,96 18,84 23,38 10,67 14,00 8,71 36,90 94,33 Q2(20) (0,10) (0,51) (0,59) (0,40) (0,17) (0,91) (0,73) (0,97) (0,01) (0,00) 54,46 32,33 56,38 33,70 50,46 18,68 22,36 33,13 53,36 106,39 Q2(50) (0,94) (0,37) (0,24) (0,95) (0,19) (0,99) (0,99) (0,95) (0,28) (0,00) χ² tablo değeri %5 güven düzeyinde 3,84 ve %1 güven düzeyinde 6,64’tür. Q ve Q² sırasıyla standartlaştırılmış hata terimleri ve kareli standartlaştırılmış hata terimleri için 5, 10, 20 ve 50 serbestlik derecesinde Ljung-Box test istatistiğini, ARCH 2, 5, 10 gecikme için ARCH test istatistik değerlerini göstermektedir. Parantez içerisindeki değerler istatistiksel anlamlılık düzelerini göstermektedir. -0,00 değerler, katsayının negatif işaretli ve önemsiz düzeyde küçük olmasındandır. ARCH 1-2 test ARCH 1-5 test ARCH 1-10 test Tablo 20’de, µ ortalama denkleminin sabit terimini, ω varyans denkleminin sabit terimini, α ve β standart ARCH ve GARCH parametrelerini, γ kaldıraç parametresini, δ kuvvet parametresini, ξ asimetri katsayısını ve son olarak ν kuyruk şişmanlığını belirleyen serbestlik derecesini ifade etmektedir. Analiz sonuçlarına göre: XAU dışında tüm getiri serilerinin ortalama denkleminin sabit terimleri (µ) anlamsız çıkmıştır. Bunun yanında, TRB3M, TRT2Y, EUT3Y ve EB2034 getiri serilerinin varyans denkleminin sabit terimleri (ω) anlamsız çıkmıştır. Standart GARCH parametreleri (α ve β) anlamlıdır ve β parametreleri farklı düzeyde olmakla birilket bire yakın olup önemli hafıza etkilerinin (volatilite sürekliliği) olduğunu 194 göstermektedir. Kaldıraç parametresi (γ), USD, EUR, TRB3M, TRT2Y ve EB2034 getiri serileri için negatif ancak TRB3M dışında istatistiksel olarak anlamlıdır. Buna karşın XAU, UNCRDT, YKBNK, EUT3Y ve UST5Y getiri serileri için pozitif ancak UST5Y dışında istatistiksel olarak anlamlıdır. Bu durum, koşullu varyansta hem negatif hem de pozitif getiriler için kaldıraç etkisinin varlığını (koşullu varyansta asimetri) göstermektedir. Kaldıraç parametresi (γ) anlamlı ve negatif bulunan USD, EUR, TRB3M, TRT2Y ve EB2034 getiri serileri için pozitif şoklar (iyi haber) oynaklık üzerinde daha derin etkiye sahip iken, XAU, UNCRDT, YKBNK, EUT3Y ve UST5Y getiri serileri için negatif şoklar (kötü haber) oynaklık üzerinde daha derin etkiye sahip bulunmuştur. Tutarlı risk analizi için asimetrik etkileri dikkate alan modellerin kullanılması gerekmektedir. Kuvvet parametresi (δ), tüm getiri serileri için istatistiksel olarak anlamlı, YKBNK dışındaki tüm seriler için 2’den uzak ancak 1’e yakın çıkmıştır. Bu durumda, YKBNK getiri serisi için koşullu varyansın buna karşın, diğer tüm getiri serileri için koşullu varyans yerine koşullu standart sapmanın modellenmesinin daha anlamlı olacağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, standart GARCH modelinde bir gün önceki getirinin karesi ile bir gün önceki varyansın kullanılması durumunda hatalı bir oynaklık ve risk ölçümü yapılacağı anlaşılmaktadır. APGARCH modeli ise, dönüşümün kaçıncı kuvvet ile olduğunu analiz etmektedir. Buradan hareketle APGARCH modelinin, asimetri ve kalın kuyruk özelliklerinin analizinde daha tutarlı sonuçlar vereceği anlaşılmaktadır. EUR ve TRB3M getiri serileri için S-ST dağılımı açısından ek olarak asimetri katsayısı (ξ), istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif olup sağa çarpık bir yapı olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte, asimetri katsayısı EUR getiri serisi için daha yüksek çıkmıştır. S-ST açısından kuyruk şişmanlığını belirleyen serbestlik derecesi (υ), istatistiksel olarak anlamlı ve sıfırdan farklıdır. Öte yandan modeldeki tüm varlıklarda V<1 bulunduğundan APGARCH modelinin durağanlık koşulu gerçekleşmiştir. Hata terimlerinde halen ARCH etkisi ve otokorelasyon olup olmadığını ölçen ARCH-LM testi ve Ljung-Box Q istatistiklerine göre tüm getiri serilerinde ARCH etkisinin kalmadığı ve otokorelasyonun bulunmadığı anlaşılmıştır. 195 D. Oynaklık Düzeylerinin Elde Edilmesi ve Karşılaştırılması Risk analizine geçmeden önce, finansal varlık getiri serileri için sabit ve koşullu değişen varyans modelleriyle elde edilen katsayıların oynaklık düzeyleri hesaplanmış ve karşılaştırılmıştır. Oynaklık katsayıları sabit ve koşullu değişen varyans modelleri için farklılık göstermekte ve bu farklılık oynaklık düzeyindeki değişimi daha net ortaya koymaktadır. Sabit (σ) ve koşullu değişen varyans (APGARCH modeli) ile elde edilen oynaklık değerleri Tablo 21’de karşılaştırmalı olarak verilmiştir. Sabit varyans ile öngörümlenen oynaklık değerlerine göre daha yüksek APGARCH oynaklık değeri öngörümlenen varlıklar EUR, TRB3M ve TRT2Y’dir. Bunun dışında kalan diğer varlıklar için APGARCH ile öngörümlenen oynaklık değerleri sabit varyans ile öngörümlenen oynaklık değerlerinden daha düşük bulunmuştur. YKBNK UNCRDT EB2034 UST5Y EUT3Y TRT2Y TRB3M XAU EUR USD Tablo 21. Sabit ve Koşullu Değişen Varyans ile Elde Edilen Oynaklık Değerleri Sabit Varyansa 0,0109 0,0104 0,0143 0,0017 0,0027 0,0005 0,0008 0,0013 0,0311 0,0288 Dayalı Oynaklık Vektörü Koşullu Değişen Varyansa Dayalı 0,0090 0,0150 0,0130 0,0031 0,0031 0,0004 0,0007 0,0009 0,0235 0,0285 Oynaklık Vektörü Sabit varyansı dikkate alan model yerine, koşullu değişen varyansı dikkate alan modellerin oynaklığı daha iyi öngörümlediği literatürde yapılan çalışmalarda da ortaya konulmuştur. Mazıbaş (2005), Giot ve Laurent (2003), Pan ve Zhang (2006), Diamandis ve Kouretas (2006), Çifter ve Özün (2007) koşullu varyans modelleri ile RMD hesaplamışlar ve Khanniche (2008) ise, sabit varyans ve değişen varyans ile hesaplanan RMD sonuçlarını karşılaştırarak koşullu değişen varyansın üstünlüğünü ortaya koymuştur322. Bu açıdan hesaplamalarda sabit varyansın yanısıra koşullu değişen varyans ile öngörümlenen oynaklık düzeyleri de kullanılmaktadır. 322 Bu çalışmalar için şu kaynaklara bakılabilir : Mazıbaş, ss. 77-96, Giot ve Laurent, ss. 641-664, Pan ve Zhang, ss 1-30, Diamandis ve Kouretas, s. 43, Çifter ve Özün, ss. 25-43, Khanniche, s 93. 196 IV. OYNAKLIĞA DAYALI RİSK ANALİZİ VE GERİYE DÖNÜK TEST RMD tutarlarının hesaplamasındaki en önemli parametrelerden biri olan oynaklık değerleri hem sabit varyans hem de koşullu değişen varyans modelleri ile farklı öngörümlenmektedir. Parametrik RMD hesaplamalarında sabit varyans ile yapılan ölçümler, getirilerin normal dağıldığı varsayımına dayanmakta ve oynaklık değerini varlık getirilerinin standart sapmaları ile ifade etmektedir. Ancak tanımlayıcı istatistik değerlerinden anlaşıldığı üzere, banka portföyündeki varlıklar normal dağılım göstermemektedir. Bu nedenle kalın kuyruk ve asimetri etkisini içeren APGARCH yöntemi ile hesaplanan değişen varyans yaklaşımı kullanılması gereklidir. Koşullu değişen varyans ile RMD hesaplaması için, APGARCH yönteminde elde edilen oynaklık değerleri kullanılmıştır. APGARCH yöntemindeki oynaklık değerleri, yeniden düzenlenmiş varyans-kovaryans matrisinin köşegenine yerleştirilerek, risk ölçümlerine dahil edilmiştir. Hem asimetrik etkilerini hem de kalın kuyruk özelliklerini dikkate alan APGARCH modeli ile ölçülen RMD tutarlarından sonra, geriye dönük test yardımıyla modelin başarısı değerlendirilmiştir. Bu testte elde edilen risk aşım ve sapma sayıları, kullanılan yöntemin oynaklığa dayalı riski modelleme gücünü göstermektedir. Geriye dönük test (GDT) kapsamında modele ilişkin hata oranları ve sapma sayıları Kupiec LR testi ile hesaplanmıştır. A. Banka Portföyünün Risk Düzeyine Bağlı Kayıp Tutarları Çalışmada 10 farklı finansal varlıktan oluşan 2 milyar TL büyüklüğündeki bir banka portföyüne ilişkin RMD tutarı 04.01.2006 - 30.04.2010 tarihlerini kapsayan 1.128 günlük veriyle, %99 güven aralığı ve 10 günlük elde tutma süresi göz önünde bulundurularak hesaplanmaya çalışılmıştır. Banka portföyünde yer alan finansal varlıkların pozisyon tutarları ve toplam portföy içerisindeki ağırlıkları Tablo 22’de görülmektedir. 197 EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK Pozisyon Tutarı (Milyon TL) Ağırlık Vektörü (%) USD Tablo 22. Banka Portföyü : Pozisyon Tutarları ve Ağırlık Vektörü 400 200 40 360 600 40 100 180 40 40 20 10 2 18 30 2 5 9 2 2 Portföy etkisi dikkate alınmadan her bir finansal varlık için ayrı ayrı, hem sabit ve hem de koşullu değişen varyansa dayalı oynaklık değerlerinden 1 günlük ve 10 günlük elde tutma süreleri için elde edilen RMD tutarları Tablo 23’te sunulmaktadır. Portföyde 10 varlığın bulunması nedeniyle, korelasyon etkilerini dikkate almadan yapılan bu ölçümleme toplam portföy RMD’sini göstermekten uzaktır. Çeşitlendirilmiş portföylerde, portföy RMD’sinin hesaplanması için korelasyon ve kovaryans matrislerinin kullanılması gerekmektedir. XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y USBT5Y EB034 UNCRDT YKBNK TOPLAM Sabit Varyans 10,09 (1 günlük) Sabit Varyans 31,92 (10 günlük) Değişen Varyans 8,38 (1 günlük) Değişen Varyans 26,50 (10 günlük) EUR (Milyon TL) USD Tablo 23. Finansal Varlıkların RMD Tutarına Katkıları 4,83 1,33 1,45 3,82 0,05 0,18 0,54 2,89 2,68 27,86 15,27 4,21 4,59 12,08 0,15 0,56 1,72 9,15 8,46 88,11 6,98 1,21 2,63 4,27 0,04 0,17 0,38 2,19 2,65 28,89 22,07 3,82 8,30 13,49 0,12 0,54 1,21 6,92 8,38 91,35 Tablo 23’e göre, sabit varyans dikkate alındığında örneğin USD pozisyonu için %99 olasılıkla 1 günlük elde tutma süresinde karşılaşılabilecek en fazla zarar tutarı 10,09 milyon TL olabilecek iken, 10 günlük elde tutma süresinde 31,92 milyon TL olacaktır. Buna karşın koşullu değişen varyans dikkate alındığında karşılaşılabilecek en fazla zarar tutarları aynı süreler için 8,38 milyon TL ve 26,50 milyon TL hesaplanmaktadır. 198 Yukarıdaki yorumlar diğer finansal varlıklar için de ayrı ayrı yapılabilir. Ancak burada dikkati çeken nokta, oynaklık katsayılarına da bağlı olarak daha önce ifade edildiği gibi EUR, TRB3M ve TRT2Y getiri serileri için koşullu değişen varyansa dayalı olarak hesaplanan zarar tutarları sabit varyansa dayalı olarak hesaplanan zarar tutarlarından daha yüksektir. Bununla birlikte, finansal getiri serilerinin istatistiksel özellikleri dikkate alındığında risk ölçümlerinin koşullu değişen varyans modelleriyle yapılmasının daha tutarlı sonuçlar elde edilmesini sağlayacağı unutulmamalıdır. Kovaryans finansal varlıklar arasındaki ilişkinin yönünü göstermekte; fakat standart bir ölçü olmadığından ilişkinin derecesi hakkında bilgi vermemekte ve serilerin ilişkilerinin karşılaştırılmasında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle varlıklar arasındaki ilişkinin derecesini belirlemek için kovaryans standartlaştırılmaktadır. Kovaryansların varlıkların standart sapmalarına bölünmesi ile elde edilen standart ölçüye korelasyon denir. Kovaryans katsayısı, her ne kadar iki değişkenin birlikte hareket etme durumunu gösterse de, bu serilerin ilişkisi hakkında yorum yapma olanağı tanımamaktadır. Korelasyon katsayılarının dikkate alınmaması durumunda finansal varlıklara ilişkin RMD’lerin toplamı, portföy RMD’sinden yüksek olmaktadır. Tablo 23’te korelasyon etkisinin dikkate alınmadığı durumda 10 gün elde tutma süresi ve %99 güven düzeyinde toplam portföy RMD’sinin sabit varyans için 88,11 milyon TL, koşullu değişen varyans için de 91,35 milyon TL olduğu görülmektedir. Korelasyon katsayıları dikkate alınmadan yapılan bir RMD analizi eksik ve hatalı olmaktadır. Markowitz’in risk ölçümüne yaptığı katkı, bir portföyün riskinin, portföyü oluşturan varlıkların risklerinin toplamından farklı olabileceğini göstermesi olmuştur. Bu noktada kovaryans ve korelasyon kavramları analize dahil edilmektedir. Portföy RMD tutarının hesaplanabilmesi için 10x10 korelasyon matrisi oluşturulması gereklidir. Korelasyon matrisi, analizde yer alan varlıklar arasındaki ilişkiyi gösteren bir matristir. Çalışmada kullanılan finansal varlık getiri serilerine ilişkin korelasyon matrisi Tablo 24’te görülmektedir. 199 Tablo 24. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Korelasyon Matrisi USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 0.6060 -0.0049 -0.0193 0.2725 -0.0379 0.0230 0.1069 0.0368 -0.1136 0.0339 -0.0131 0.1877 -0.0365 0.0506 0.0546 0.0176 -0.0650 -0.0501 0.0124 -0.0802 -0.0131 -0.0176 -0.1181 0.0321 0.0191 0.1002 0.0991 -0.0271 -0.0427 -0.0017 0.1329 -0.0093 -0.0856 -0.0240 0.0047 0.0489 0.0242 1 0.0050 -0.0073 -0.0378 0.0050 1 0.0549 -0.1073 1 -0.0051 -0.0051 1 USD 1 EUR 0.6060 XAU -0.0049 0.0339 1 1 TRB3M -0.0193 -0.0131 -0.0501 0.0172 0.0172 1 0.0384 TRT2Y 0.2725 EUT3Y -0.0379 -0.0365 -0.0802 0.0384 -0.0427 UST5Y 0.0230 0.0506 -0.0131 0.0191 -0.0017 -0.0240 EB2034 0.1069 0.0546 -0.0176 0.1002 0.1329 UNCRDT 0.0368 0.1877 0.0124 1 1 0.0047 0.0176 -0.1181 0.0991 -0.0093 0.0489 -0.0073 0.0549 YKBNK -0.1136 -0.0650 0.0321 -0.0271 -0.0856 0.0242 -0.0378 -0.1073 Korelasyon katsayısı (+1)’e yakınsa iki değişken arasında aynı yönlü, (-1)’e yakınsa ters yönlü güçlü bir ilişki söz konusudur. Katsayının sıfıra yakın olması durumu ise, iki değişken arasında anlamlı bir ilişki olmadığı şeklinde yorumlanmaktadır323. Tablo 24’te sunulan matristen görüleceği üzere, banka portföyünde aralarında en yüksek korelasyona sahip finansal varlıklar 0,6060 katsayısı ile USD ve EUR’dur. Bun karşın en düşük korelasyona sahip finansal varlıklar ise -0,0049 katsayısı ile USD ve XAU’dur. Markowitz, aralarında negatif veya düşük pozitif korelasyon bulunan varlıkların portföye alınmasının getiriyi değiştirmeden toplam risk düzeyini azaltabileceğini ifade etmiştir. Bu bağlamda, banka portföyünde aralarında pozitif ve yüksek korelasyona sahip üç finansal varlık USD, EUR ve TRT2Y’dir. Bunun dışındaki tüm varlıklar birirleriyle negatif veya düşük oranda pozitif korelasyona sahiptirler. Bu durumda, portföy etkisi dikkate alındığında risk düzeyinde anlamlı bir düşüşün yaşanacağı beklenebilir. Banka portföyünün RMD tutarı korelasyon ya da kovaryans matrislerinden hareketle hesaplanabilmekte ve sonuçlar yaklaşık olarak birbiriyle aynı çıkmaktadır. Korelasyon matrisi hesaplanacaksa her bir finansal varlığın pozisyon tutarları; buna karşın kovaryans matrisi kullanılacaksa her bir finansal varlığın portföy içerisindeki payları kullanılmaktadır. Çalışmada koşullu değişen varyans modelleriyle elde edilen 323 Orhunbilge, ss 19-23. 200 oynaklık (standart sapma) değerleri kullanıldığından kovaryans matrisinden hareketle RMD tutarları hesaplanmıştır. Sabit varyansa dayalı olarak hesaplanacak RMD tutarı için kullanılan kovaryans matrisi Tablo 25’te yer almaktadır. Sabit varyans ile hesaplanan RMD’de kullanılacak olan kovaryans matrisinin köşegeninde standart sapmanın karesine eşit olan varyans değerleri yer almaktadır. Tablodan da anlaşılabileceği gibi, kovaryans matrisi kare bir matristir ve ana köşegeni üzerindeki değerler risk faktörlerinin varyanslarını göstermektedir. Bunun nedeni herhangi bir risk faktörünün kendisiyle kovaryansının, ilgili risk faktörünün varyansına eşit olmasıdır. Tablo 25. Portföyde Yer Alan Finansal Varlıkların Kovaryans Matrisi USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK USD 0.00012 0.00007 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 -0.00004 EUR 0.00007 0.00011 0.00001 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 -0.00002 XAU 0.00000 0.00001 0.00020 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 -0.00005 0.00001 TRB3M 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 TRT2Y 0.00001 0.00001 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 -0.00001 EUT3Y 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 UST5Y 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 EB2034 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 UNCRDT 0.00001 0.00001 -0.00005 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00097 0.00000 YKBNK -0.00004 -0.00002 0.00001 0.00000 -0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00083 Koşullu değişen varyansa dayalı olarak RMD tutarını hesaplayabilmek için kovaryans matrisinin köşegeninde yer alan varyans katsayıları, koşullu değişen varyans modeliyle (APGARCH) elde edilen oynaklık (standart sapma) değerlerinin kareleri alınarak yeniden türetilmiştir. Bu şekilde oluşturulan yeni kovaryans matrisi Tablo 26’da yer almaktadır. Tablo 26. Yeniden Düzenlenmiş Kovaryans Matrisi USD USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 0.00008 0.00007 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 -0.00004 201 EUR 0.00007 0.00022 0.00001 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 -0.00002 XAU 0.00000 0.00001 0.00017 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 -0.00005 0.00001 TRB3M 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 TRT2Y 0.00001 0.00001 0.00000 0.00000 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 -0.00001 EUT3Y 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 UST5Y 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 EB2034 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 UNCRDT 0.00001 0.00001 -0.00005 0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00055 0.00000 YKBNK -0.00004 -0.00002 0.00001 0.00000 -0.00001 0.00000 0.00000 0.00000 0.00000 0.00081 Standart ve yeniden düzenlenmiş kovaryans matrisleri kullanılarak farklı elde tutma süreleri ve %99 güven düzeyi için hesaplanan portföy RMD tutarı Tablo 27’de yer almaktadır. Elde tutma süresi uzadıkça, bununla ilintili olarak portföyün risk düzeyinin de arttığı ve dolayısıyla RMD tutarının yükseldiği izlenmektedir. Tablo 27. Banka Portföyüne İlişkin RMD Tutarları Elde Tutma Süresi Sabit Varyans (Milyon TL) Koşullu Değişen Varyans (Milyon TL) 1 gün 10 gün 21 gün 15,52 49,07 71,11 15,45 48,87 70,82 2 milyar TL’lik banka portföyünün Basel düzenlemeleri gereği %99 güven düzeyi ve 10 günlük elde tutma süresi için RMD tutarı sabit varyans ile 49,07 milyon TL iken, koşullu değişen varyans (APGARCH modeli) ile 48,87 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Sabit varyansa dayalı modellerin aksine getiri serilerinin normal dağıldığını varsaymayıp asimetrik ve kalın kuyruk yapılarını da dikkate aldıklarından, koşullu değişen varyans modellerinin daha tutarlı risk ölçümleri yapılmasına olanak sağladıkları bilinmektedir. Buradan hareketle, APGARCH modeli ile elde edilen oynaklık katsayılarına göre bankanın taşıdığı portföy itibarıyla 10 günlük elde tutma süresinde %99 olasılıkla karşılaşabileceği en fazla zarar tutarı 48,87 milyon TL olacaktır. Başka bir ifadeyle banka, 2 milyar TL’lik portföyünün %2,44’ünü kaybetme riski taşımaktadır. Burada önemle üzerinde durulması gereken nokta, koşullu değişen varyans modellerinin her zaman daha düşük risk tutarları vereceğinin düşünülmemesidir. Portföye alınan finansal 202 varlıklar yanında, ulusal ve uluslararası finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler, getiri serilerinin oynaklıklarını değiştirecek ve bu durumda hesaplanan risk tutarları daha yüksek çıkabilecektir. B. Geriye Dönük Test Sonuçları RMD analizlerinde en önemli aşamalardan biri, hesaplanan risk değerinin tutarlılığının ve dolayısıyla modelin başarısının geriye dönük testler aracılığıyla incelenmesi ve sapma sayısının belirlenmesidir. Çalışmada, geriye dönük test olarak kullanılan Kupiec Testi (1995) ile olabilirlik oranı (Likelihood Ratio-LR) belirlenmiştir. Uzun pozisyon için hata oranı, RMD öngörüsünden daha düşük olan negatif getirilerin 2 yüzdesini göstermektedir. LR test istatistiği asimptotik olarak χ dağılımına sahiptir. Gözlem sayısının 250’nin üstünde olduğu durumlar için Jorion’un kabul edilebilir sapma sayıları tablosu kullanılmaktadır. Jorion’a göre, 1.000 gözlem sayısına sahip bir model için kabul edilebilir sapma sayısı %99 güven düzeyinde 4 ile 17 arasındadır. Banka portföyünde yer alan finansal varlıklar için hesaplanan Kupiec LR Testi, olasılık değeri ve sapma sayıları Tablo 28’de gösterilmiştir. USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK Tablo 28. Kupiec LR Geriye Dönük Test Sonuçları Sapma Oranı 0.004 0.008 0.006 0.007 0.009 0.012 0.009 0.006 0.012 0.012 Olasılık 0.003 0.479 0.168 0.300 0.696 0.433 0.696 0.168 0.615 0.615 Sapma Sayısı 4 8 6 8 10 14 10 7 12 12 Sapma sayıları, Kupiec testinden elde edilen sapma oranı ve gözlem sayısının çarpılması ile elde edilmektedir. Tablo 28’de görüldüğü üzere en fazla sapma EUT3Y getiri serisinde, en az sapma ise USD getiri serisinde bulunmuştur. Tüm finansal varlık getiri serileri için hesaplanan sapma sayıları %99 güven düzeyinde kabul edilebilir sapma 203 sayıları (4-17) arasında çıkmıştır. Bu bağlamda, APGARCH modeliyle yapılan hesaplamaların tutarlı oldukları kabul edilebilecektir. V. BANKA PORTFÖYÜNÜN MARJİNAL RİSKE MARUZ DEĞERİ VE PORTFÖYDE YER ALAN VARLIKLARIN GETİRİSİ Marjinal Riske Maruz Değer (MRMD), portföyde yer alan varlıkların toplam risk tutarı içerisindeki paylarını ayrıştırmada kullanılmaktadır. Ayrıca, söz konusu varlıkların ağırlığındaki küçük bir değişimin, portföyün RMD’inde meydana getireceği değişimin analizine de olanak vermektedir. Bu nedenle portföyde yer alan varlıkların RMD tutarını en etkili şekilde düşürmek üzere hangi pozisyonun alınması gerektiğinin belirlenmesinde MRMD yöntemi kullanılmaktadır. Ancak portföydeki MRMD’ye göre, varlıklarda yapılacak bir değişimde, ortalama getirilerin de dikkate alınması gerekmektedir. Bankacılıkta fon yönetimi bölümünün üstlendiği en önemli görev; risk ve getiriyi dengeleyecek şekilde pozisyonun ayarlanmasıdır. Buna göre; bir varlığın portföye alınmasında hem risk hem getiri düzeyinin dikkate alınması gerekmektedir. Bir varlığa ilişkin getirinin çok yüksek olmasına karşın riski de çok yüksek ise, portföye alınması sakıncalı olabilir. Aynı şekilde riski çok düşük olan, ancak getirisi de oldukça düşük bir varlığın portföye alınması, bu kez getiriyi olumsuz yönde etkileyecektir. Bu nedenle portföydeki varlık dağılımının riski görece düşük, ancak getirisi görece yüksek varlıklardan oluşması amaçlanmalıdır. Burada banka portföyünün risk-getiri dengeleri gözetilerek yapılandırılması önem kazanmaktadır. A. Banka Portföyünde Marjinal Riske Maruz Değer Tutarları MRMD, riski en etkili şekilde azaltmak için hangi pozisyonun tamamen ya da kısmen ortadan kaldırılması gerektiğinin belirlenmesine yardımcı olmaktadır. MRMD 204 yöntemi ile portföy içerisindeki yatırım araçlarının ağırlıklarının değiştirilerek portföyün RMD’sinin düşürülmesi sağlanabilmektedir. Burada en doğru kararın verilip verilmediği ve alınan riskler karşısında yeterli getirinin elde edilip edilmediği önemlidir. Fon yönetiminde MRMD, herhangi bir gelir kaybına neden olmadan portföy RMD’ini daha düşük bir düzeyde tutmanın çeşitli politika ve stratejilerle sağlanmasına yardımcı olmaktadır. MRMD hazine yöneticilerine, portföylerini oluşturdukları pozisyonun ağırlıklarının değişmesi durumunda portföy RMD’sinin değişimini gösterdiği için, RMD üzerinde en yüksek artırıcı etkiyi yapan stratejileri görme olanağını sağlamaktadır324. MRMD yöntemi ile her bir varlığın banka portföyünün riskine olan katkısı, oransal ve tutar olarak hesaplanabilmektedir. Bu analiz ile elde edilen sonuçlar, risk karşılaştırması açısından oldukça önemlidir. Özellikle finansal varlıklardan birinin banka portföyünü nasıl, ne yönde ve hangi düzeyde etkileyeceğinin belirlenmesi fon yönetimi açısından çok önemli bir konudur. MRMD tutarlarını hesaplamak için yeniden düzenlenmiş kovaryans matrisi ile ağırlık vektörünün devriği (tersi) çarpılmış ve çıkan sonuç portföy oynaklığının karesine bölünmüştür. Bulunan bireysel katkının ağırlık vektörü ile ağırlıklandırılması sonucu ağırlıklandırılmış risk yüzdeleri elde edilmiştir. Ağırlıklandırılmış riskler toplam portföy değeri ile çarpıldığında her bir varlığa ilişkin portföydeki risk tutarlarına ulaşılmıştır. Banka portföyü içerisinde yer alan her bir finansal varlığın APGARCH modeli ile elde edilen toplam RMD tutarına yaptığı bireysel katkı ve ağırlıklandırılmış şekilde toplam risk tutarı içerisindeki payı Tablo 29’da gösterilmiştir. Tablo 29. Marjinal Riske Maruz Değer Tutarları Portföy RMD Tutarına Ağırlandırılmış Yapılan Katkı Risk Payı (%) USD EUR 324 2,270875 3,406576 45,42 34,07 Portföydeki Risk Payı Tutarı (Milyon TL) 22,20 16,65 Jorion, ss. 154-155. 205 XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 0,254814 0,160871 0,440980 -0,005259 0,007715 0,053434 1,259456 0,427075 TOPLAM 0,51 2,90 13,23 -0,01 0,04 0,48 2,52 0,85 100,00 0,25 1,42 6,47 -0,01 0,02 0,24 1,23 0,42 48,88 Tablo 29’a göre, portföy RMD’sine bireysel olarak en fazla katkıyı yapan ve dolayısıyla riski yüksek olan varlıklar sırasıyla EUR, USD ve UNCRDT iken, en az katkıyı yapan dolayısıyla riski düşük olan varlıklar ise EUT3Y, US5TY ve EB2034 olarak belirlenmiştir. Bireysel katkı değerleri, varlıkların portföy paylarındaki %1’lik değişmenin toplam riske olan oransal etkisini vermektedir. Bu sonuçlara göre bireysel katkısı en fazla olan USD’nin portföydeki payının %1 artmasının, toplam riski %2,27 oranında yükselteceği anlaşılmaktadır. Buna karşın, bireysel katkısı en az olan EUT3Y’nin portföydeki payının %1 artmasının, toplam riski %0,0052 oranında düşüreceği görülmektedir. Finansal varlıkların RMD tutarına bireysel katkıları ile portföy ağırlıkları çarpılmış ve ağırlıklandırılmış risk payı elde edilmiştir. Ağırlıklandırılmış risk payı ise portföy RMD tutarıyla çarpılarak her bir finansal varlığın portföy RMD tutarına yaptığı katkı ayrıştırılmıştır. Buna göre, portföydeki ağırlıklar da dikkate alındığıında portföy RMD tutarına en büyük katkı EUR ve USD finansal varlıklarından gelirken, en düşük katkı EUT3Y ve UST5Y finansal varlıklarından gelmektedir. Herhangi bir porföyde toplam riskin düşürülebilmesi için iki temel yöntem vardır. Bunlardan birisi aralarında negatif ya da düşük oranda pozitif korelasyon bulunan varlıkları portföye almak, diğeri ise oynaklığı daha düşük olan varlıkların portföydeki ağırlığını artırmaktır. Ancak portföydeki riskin düşürülmesi amacıyla riski yüksek bir varlığın azaltılması yolu seçilirken, aynı zamanda getirisi en yüksek varlıktan vazgeçilmiş olabilir; bu nedenle portföydeki varlıklara ilişkin ortalama getiriler de önemlidir. 206 B. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi Birden fazla varlık içeren bir banka portföyünün getirisi, her varlığın geçmiş getirilerinden ya da geleceğe ilişkin olasılıklarından hesaplanan beklenen getirilerinin portföy içerisindeki ağırlıklarıyla çarpımlarının toplanması ile bulunmaktadır. Buna göre portföy getirisi şu şekilde hesaplanır325: R p = w 1R 1 +w 2 R 2 +...+w n R n n R p = ∑ w iR i i=1 Burada Rp portföyün getirisini, wi i varlığının portföy içerisindeki ağırlığını, Ri i varlığının getirisini ve n portföydeki varlık sayısını göstermektedir. Banka portföyündeki varlıkların getirisi Tablo 30’da yer almaktadır. Tablo 30. Banka Portföyündeki Varlıkların Getirisi Varlıklar Portföy Tutarı (Milyon TL) Portföy Ağırlığı (wi) Ortalama Günlük Getiri (Ri) Portföyün Ağırlıklı Ortalama Günlük Getirisi (Rp) USD 400 0,20 0,000146 0,000029 EUR 200 0,10 0,000152 0,000015 XAU 40 0,02 0,000871 0,000017 TRB3M 360 0,18 -0,000055 -0,000010 TRT2Y 600 0,30 -0,000047 -0,000014 EUT3Y 40 0,02 -0,000020 0,000000 UST5Y 100 0,05 -0,000022 -0,000001 EB2034 180 0,09 -0,000005 0,000000 UNCRDT 40 0,02 -0,000780 -0,000016 YKBNK 40 0,02 0,000596 0,000012 2,000 1,00 TOPLAM 0,000032 Tablo 30’un sonuçlarından banka portföyünün genel olarak doğru yönetildiği ve risk-getiri koşullarının dikkate alındığı izlenmektedir. Ancak, bazı önerilerle portföyün 325 Victor Elton, Modern Portfolio Theory and Investment Analysis, 6th Edition, John Wiley&Sons, London, 2003, s. 232. 207 risk düzeyini düşürerek getirisini yükseltme olanağı da bulunmaktadır. Banka portföyünde yer alan varlıklara sadece getiri ya da sadece risk açısından bakmamak gerekmektedir. Önemli olan, portföydeki risk ile getirinin dengeli bir şekilde dağıtılmasıdır. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda bankacılıkta fon yönetimi bölümünün üstlendiği en önemli görev; risk ve getiri kavramlarını dengeleyecek şekilde banka pozisyonun ayarlanmasıdır. Bu nedenle banka portföyünde yer alan varlıkların riskinin yanısıra, getirisinin de ölçülmesi, MRMD ve RMD hesaplanması için oldukça önemlidir. Portföyde yer alan USD, EUR, XAU ve YKBNK varlıklarının ortalama günlük getirileri pozitif iken, TRB3M, TRT2Y, EUT3Y, UST5Y, EB2034 ve UNCRDT varlıklarının ortalama getirileri negatiftir. Portföy RMD tutarının düşürülmesi için yeni bir strateji olarak yüksek risk düzeyine sahip varlıkların portföydeki ağırlıklarının azaltılması buna karşın, düşük risk düzeyine sahip varlıkların artırılması yoluna gidilebilir. MRMD sonuçlarından hareketle belirlenen yeni stratejinin uygulanmasıyla birlikte finansal varlıkların portföydeki ağırlıkları Tablo 31’de gösterilmiştir. USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK Tablo 31. MRMD Sonuçlarından Hareketle Düzeltilmiş Portföy Ağırlıkları Pozisyon Vektörü 400 200 40 360 600 40 100 180 40 40 Ağırlık Vektörü 0.20 0.10 0.02 0.18 0.30 0.02 0.05 0.09 0.02 0.02 200 100 120 360 400 160 150 270 120 120 MEVCUT DURUM YENİ STRATEJİ Pozisyon Vektörü Ağırlık Vektörü 0.10 0.05 0.06 0.18 0.20 0.08 0.08 0.14 0.06 0.06 Değişen Varyansa Dayalı 0.0090 0.0150 0.0130 0.0031 0.0031 0.0004 0.0007 0.0009 0.0235 0.0285 Oynaklık Vektörü 1.80 1.50 1.56 1.13 1.22 0.06 0.11 0.25 2.82 3.42 Basit Risk Vektörü MRMD sonuçlarına göre yeniden belirlenen ağırlık vektörü sonrası toplam portföyün RMD tutarı koşullu değişen varyansa dayalı olarak yeniden hesaplanmış ve Tablo 32’de de görüldüğü gibi RMD tutarı düşmüştür. Portföyün koşullu değişen 208 varyansa dayalı olarak mevcut ağırlıklara göre 10 günlük elde tutma süresi ve %99 güven düzeyi için hesaplanan RMD tutarı 48,87 milyon TL iken, ağırlıkların değiştirilmesinden sonra hesaplanan RMD tutarı 41,58 milyon TL’ye düşmüştür. Tablo 32. Yeni Strateji İle Elde Edilen RMD Tutarları Elde Tutma Süresi Mevcut Ağırlıklara Göre RMD (Milyon TL) Yeni Stratejiyle Oluşturulan Ağırlıklara Göre RMD (Milyon TL) 1 gün 10 gün 21 gün 15,45 48,87 70,82 13,15 41,58 60,25 Analiz sonuçları incelendiğinde, ağırlığı değiştirilen portföyün RMD tutarı beklenildiği şekilde azalmış ve bu azalmanın yanısıra, toplam portföyün ağırlıklı ortalama günlük getirisinin de Tablo 33’de görüleceği üzere arttığı belirlenmiştir. Portföyün ağırlıklı ortalama getirisi 0,000032 iken, değişen portföy ağırlıklarına göre ortalama getiri 0.000040 düzeyine yükselmiştir. Sonuç olarak, hem risk düzeyi azalmış hem de portföyün ağırlıklı ortalama getirisi artmıştır. Tablo 33. Değişen Portföy Ağırlıklarına Göre Varlıkların Getirisi Varlıklar Portföy Tutarı (Milyon TL) Portföy Ağırlığı (wi) Ortalama Günlük Getiri (Ri) Portföyün Ağırlıklı Ortalama Günlük Getirisi (Rp) USD 200 0,10 0,000146 0,000015 EUR 100 0,05 0,000152 0,000008 XAU 120 0,06 0,000871 0,000052 TRB3M 360 0,18 -0,000055 -0,000010 TRT2Y 400 0,20 -0,000047 -0,000009 EUT3Y 160 0,08 -0,000020 -0,000002 UST5Y 150 0,08 -0,000022 -0,000002 EB2034 270 0,14 -0,000005 -0,000001 UNCRDT 120 0,06 -0,000780 -0,000047 YKBNK 120 0,06 0,000596 0,000036 2.000 1,00 TOPLAM 0,000040 209 MRMD sonuçlarına göre portföyün ağırlığının değiştirilmesi, bankalar açısından stratejik öneme sahiptir. MRMD; hangi değişkenin risk tutarına en büyük katkıyı sağladığı ve riski en etkili şekilde azalmak için hangi pozisyonun ağırlığının değiştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Portföy ağırlığı değiştirilirken amaç sadece riski azaltmak değil; getiriyi düşürmeden portföy riskini azaltmak olmalıdır. Böylelikle çalışmada da ortaya konulduğu gibi, MRMD ile toplam RMD tutarının azalması ve toplam portföy getirisinin artması sağlanmıştır. MRMD sonuçlarının portföy yapısını yeniden oluşturmada kullanılması; riski düşürücü ve getiriyi artırıcı bir etki yaratabilmektedir. 210 SONUÇ Küreselleşmenin etkisiyle dünyada 90’lı yıllardan sonra bankacılıkta fon yönetimi bölümleri önem kazanmaya başlamıştır. Bu süreçte karmaşık ve değişken işlemlerin ortaya çıkması fon yönetimi bölümlerini bir kâr merkezi haline getirmiş, ancak piyasalarda belirsizliğin artması bankaları büyük finansal risklerle karşı karşıya bırakmıştır. Fon yönetimi bölümlerinin işlemlerinin gerçekleştiği piyasalara bakıldığında; piyasa riskini oluşturan faiz, döviz kuru, hisse senedi ve türev ürün fiyatlarındaki değişiklikler bankanın kârlılığı ve riskliliği açısından büyük öneme sahiptir. Bankacılıkta özellikle fon yönetimi bölümleri için getiri ve risk arasındaki dengeyi sağlamak önemlidir. Günümüz finansal koşullarının daha riskli hale gelmesi nedeniyle Dünya’da risk yönetimine verilen önem artmış ve bankacılık risklerini ayrıntılı bir biçimde tanımlayan, bunların ölçülmesine dönük kapsamlı yöntemler sunan Basel II önem kazanmıştır. Gelişen ve değişen koşullarda riskin üstlenilmesinin tek başına yeterli olmadığı, asıl başarının riskin iyi yönetilmesi ile olanaklı olduğu görülmüştür. Finansal risklerin etkin yönetimini sağlamak için güvenilir ölçü ve yöntemlerin uygulanması bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Özellikle bankaların karşılaştıkları riskler çok sayıdadır. Bu çalışmada bankaların, karşı karşıya oldukları riskler Türkiye Bankalar Birliği ve Basel’in yaptığı gruplamalar esas alınarak sınıflandırılmıştır. Risk yönetimi kavramı, kurumların karşı karşıya olduğu tüm riskleri kapsamaktadır. Ancak fon yönetimi, bankaların bilançolarına yansıyan, nakit ya da nakit benzeri varlıkların yönetiminde ortaya çıkan riskler ile ilgilidir. Bu nedenle çalışmada bankaların fon yönetimlerinin sıklıkla karşılaştığı piyasa riski ağırlıklı olarak incelenmiştir. Özellikle piyasa riski doğru yönetilmediğinde, fon yönetimi bölümleri ve bankalar önemli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Finansal risk yönetiminde sıklıkla kullanılan yöntemler; geleneksel, türev ürünler ve riske maruz değer yöntemi ile risk yönetimidir. Geleneksel risk ölçüm yöntemi olan 211 GAP analizi, durasyon analizi ve süre aralığı analizi yalnızca faiz riskini ölçmeye yöneliktir. Türev ürünler ile risk yönetimi, hem fiyat risklerinden korunma amacı ve hem de spekülatif beklentileri kâra dönüştürme amacı taşıyabilmektedir. Türev ürünlerin korunmanın yanı sıra spekülatif amaçla da kullanılması nedeniyle kapsamlı bir risk yönetimi için tercih edilmemiştir. Risk ölçüm teknikleri arasında en çok kabul göreni RMD yöntemidir ve RMD kullanımının bu denli yaygınlaşmasının en önemli nedeni, tek bir sonuç ile tüm portföyün riskinin hesaplanabilmesidir. Bu çalışmada Basel II önermeleri doğrultusunda RMD yötemine dayalı olarak bir bankanın karşılaştığı piyasa riski ölçülmeye çalışılmıştır. Uygulanacak RMD yönteminin seçimi banka portföyündeki finansal varlıkların özelliklerine bağlı olduğundan, banka portföyünde önemli bir opsiyon işlemi olmaması nedeniyle piyasa riskinin ölçümü için Parametrik RMD Yöntemi kullanılmıştır. Döviz, faiz ve hisse senedi riskini içeren ve 10 varlıktan oluşan banka portföyü için 04.01.2006 – 30.06.2010 dönemi verileri ile RMD tutarı hesaplanmıştır. Çalışmada 1.128 günlük veri seti kullanılmış ve ayrıca ek’te sunulmuştur. Finansal risklerin ölçülmesi; yoğun, bilimsel açıdan tutarlı ve titiz bir çalışmayı gerektirmektedir. Nitekim bir çok çalışmada karşılaşıldığı gibi portföydeki varlıklar normal dağılmadığı halde, normal dağılım varsayımını temel alarak ve serideki kalın kuyruk ve asimetri özellikleri gözardı edilerek sabit varyansa göre yapılan hesaplamalar, riskin olduğundan daha düşük ölçülmesine ve yanlış bildirimlere neden olmaktadır. Bu nedenle öncelikle analizde kullanılan banka portföyündeki varlıkların, finansal zaman serilerinde sıklıkla karşılaşılan aşırı basıklık ve kalın kuyruk özelliklerine sahip olup olmadıkları araştırılmış ve yapılan ölçümlerde analizde kullanılan serilerin bu özellikler sahip oldukları görülmüştür. Bu durum, ARCH modellerindeki koşullu standart sapmaların normal dağıldığı varsayımının geçerli olamayacağını göstermiştir. Bu özelliklerden an az birine sahip seriler için normal dağılım varsayımı ile oluşturulan model tutarlı sonuç vermemektedir. Bu çalışmada kullanılan ve pörtföyde yer alan 10 varlıktan 6 tanesi (USD, UNCRDT, YKBNK, TRT2Y, UST5Y, EB2034) ST dağılımında, 2 tanesi (XAU, EUT3Y) GED dağılımında ve 2 tanesi (EUR, TRB3M) S212 ST dağılımında durağanlık kısıtını sağlamakta ve katsayıları istatistiksel açıdan anlamlı bulunmaktadır. Finansal verilerde sıkça rastlanan oynaklık kümelenmesi, asimetrik fiyat hareketleri ve kalın kuyruk özellikleri de kullanılan portföy için araştırılmış ve portföyündeki varlıkların asimetrik ve kalın kuyruk özellikleri taşıdığı belirlenmiştir. Oynaklık kümelenmesi nedeniyle daha tutarlı risk analizi gerçekleştirebilmek için sabit varyans yerine koşullu değişen varyansın dikkate alınması gerekmektedir. Araştırmaya konu olan finansal serilerin bu özellikleri nedeniyle çalışmada değişen varyans modellerinin kullanılması uygun görülmüş ve doğrusal olmayan koşullu değişen varyans modellerinden APGARCH modeli, RMD hesaplamasında oynaklıkların modellenmesi amacıyla kullanılmıştır. APGARCH yöntemi ile yüksek frekansa sahip zaman serisi verilerinin mutlak değeri ya da karesi alınmadan, verilerin dönüşümünün kaçıncı kuvveti ile olduğu araştırılmaktadır. APGARCH modelinin temel üstünlüğü, diğer GARCH türevi modelleri de içerisinde barındırmasıdır. Bu çalışmada APGARCH(1,1) modeli tüm varlıklar için uygun model olarak kullanılabilmiştir. RMD tutarlarına ilişkin sonuçlar incelendiğinde APGARCH varyansı ile hesaplanan RMD tutarlarının, sabit varyansla hesaplanan RMD tutarlarından düşük olduğu görülmektedir. Nitekim, 2 milyar TL değerindeki banka portföyün %99 güven aralığı ve 10 günlük elde tutma süresi için RMD tutarı sabit varyansla 49,07 milyon TL ve APGARCH varyansı ile 48,87 milyon TL olarak hesaplanmıştır. Bu sonuç, oynaklığın APGARCH varyansı ile ölçülmesi durumunda sabit varyansa göre yüksek görünen portföyün riskinin aslında daha düşük olduğunu göstermektedir. Portföye alınan finansal varlıklar yanında ulusal ve uluslararası finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler getiri serilerinin oynaklıklarını değiştirecek ve bu durumda hesaplanan risk tutarları daha yüksek çıkabilecektir. RMD tutarının doğru ölçülebilmesi için oynaklığın mutlaka dikkate alınması gerektiği ve değişen oynaklık öngörülerinin getiri serisinin anlık değişimlerine daha duyarlı olduğu bu çalışmada da görülmüştür. Hem sabit hem de değişen varyans ile 213 hesaplanan Parametrik RMD tutarının, portföyün elde tutma süresi uzadıkça karşılaşılan riskin de arttığı görülmektedir. Parametrik RMD’in bir diğer sonucu da her bir varlık için hesaplanan RMD tutarları toplamının, portföy oluşturulması sonucu elde edilen RMD tutarı toplamından yüksek çıkmasıdır. Bunun nedeni, portföy oluşturmanın varlıklar arasındaki korelasyon etkisini ortaya çıkarması ve RMD tutarını düşürmesidir. Çalışmada kullanılan modellerin uygunluğu için yapılan Geriye Dönük Test, portföydeki her varlık için 1.128 gün ve % 99 güven aralığında uygulanmıştır. Tüm varlıklar % 99 güven aralığında kabul edilebilir sınır olan 4 ile 17 arasında kalmıştır. Bu testle elde edilen risk aşım ve sapma sayıları, kullanılan yöntemin oynaklığa dayalı riski daha iyi modellediğini göstermektedir. Fon yönetimi getiri ve riski ilişkilendirmekte; bunların arasında optimum dengeyi kurmayı amaçlamaktadır. Bu yönetimin sadece riskin azaltılması çabası olarak görülmemesi gerekmektedir; çünkü günümüzde bankalar risk almakta, bu risklerden bir getiri beklemekte ve bunun için kaynak ayırmaktadırlar. Burada en doğru kararın verilip verilmediğinin, alınan riskler karşısında yeterli getirinin elde edilip edilmediğinin de ölçülmesi gerekmektedir. MRMD hesaplamaları, fon yönetiminde riski en etkili şekilde azaltmak için hangi varlığın portföydeki ağırlığını değiştirmek gerektiğinin belirlenmesinde kullanılmaktadır. Bu çalışmada da MRMD ve ortalama getiri sonuçlarına göre, portföyde ağırlığı değiştirilen varlıklardan oluşturulan banka portföyüne ilişkin yeni RMD tutarı, daha düşük hesaplanmıştır. Böylece bu portföy için varlıkların portföy ağırlıklarının değiştirilmesi yoluyla portföyün toplam RMD tutarının etkilenebileceği ve azaltılabileceği sonucuna varılmıştır. Bu sonuç, fon yönetiminde MRMD ve ortalama getirilerin de önemli olduğunun ve herhangi bir gelir kaybına neden olmadan portföy RMD tutarını daha düşük bir düzeyde tutmanın çeşitli politikalarla sağlanabileceğinin bir göstergesidir. Kullanılan banka portföyünün RMD analizlerinde başlıca üç önemli sonuca varılmıştır. Bunlardan birincisi, normal dağılım göstermeyen finansal zaman serilerinde riski olduğundan düşük gösteren sabit varyans yaklaşımı yerine, değişen varyansa 214 dayanan RMD yaklaşımının daha gerçekçi sonuçlar verdiğinin bir kez daha anlaşılmasıdır. İkincisi, değişen varyans ile yapılacak RMD hesaplama çalışmalarında, kullanılacak oynaklık parametresi için portföydeki finansal verilerin özelliklerini dikkate alan bir yöntem seçilmesi gereğidir. Nitekim bu çalışmada varlıkların hem kalın kuyruk ve hem de asimetri özellikleri göstermesi nedeniyle APGARCH yöntemi tercih edilmiştir. Son olarak fon yönetiminde riskin hesaplanması kadar, riskin belirli bir düzeyde tutulabilmesinin de önemli olduğu bu çalışmanın sonuçlarından görülmektedir. Günümüzde bir bankanın yönetim başarısı ve kalitesini belirleyen en önemli faktörler arasında risklerin ölçümü ve yönetimi, izlenmesi, raporlanması ve riske karşı politikalar üretilmesi sayılabilir. Bu amaçla, özellikle bankaların fon yönetimi birimlerinde belirtilen alanlarda eğitim almış ve lisans-üstü derecesine sahip uzmanların görev yapması düşünülmelidir. Öte yandan, üniversiteler ve bankacılık sektörü işbirliğinde lisans-üstü programlarda risk ile ilgili eğitimlerin ve araştırmaların yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Ayrıca bankalarca her iş günü sonunda BBDK’na raporlanan RMD hesaplamalarının bilimsel ve tutarlı olup olmadığı da bu kuruluş tarafından mutlaka denetlenmelidir. Finansal varlıkların özelliğini dikkate almayan ve geçersiz varsayımlarla hesaplanan RMD tutarları gerçekçi değildir ve bu sonuçların bildirimi bir bürokratik zorunluluğu yerine getirmekten başka bir amaç taşımaz. Ülkemiz bankacılığında risk ölçümünde uluslar arası alanda yaygın olan pahalı yazılımlar kullanılmakta ve bu yazılımlar için sektörde önemli bir kaynak ayrılmaktadır. Bilimsel ve tutarlı risk ölçümleri için TBB ve BBDK’nın önderliğinde, uluslararası uygulamalarla uyumlu, yeni gelişecek yaklaşımlara da olanak verebilecek şekilde açık kodlu risk ölçüm yazılımları geliştirilebilir. Türk bankacılık sektörü, yetişmiş ve deneyimli insan kaynakları ile bunu yapabilecek yeterliliktedir. 215 KAYNAKÇA KİTAPLAR AKBANK Fon Yönetimi Grubu. Türk Lirası Fon Yönetimi, Akbank Yayınları, İstanbul, 1991. AKDEMİR, Adem. Likidite Riski, Ezgi Yayıncılık, İstanbul, 2005. AKGÜÇ, Öztin. Banka Yönetimi ve Performans Analizi, Arayış Basım ve Yayıncılık, İstanbul, 2007. AKGÜL, Işıl. Zaman Serilerinin Analizi ve ARIMA Modelleri, Der Yayınları, İstanbul 2003. ANDERSON, Andy. Riskler ve Risk Yönetimi, Seminer Notları, Mida Institute, İstanbul, 2005. BALTAGI, H. Badi. Econometrics, Springer Press, Berlin, 4th Edition, USA, 2000. BESSIS, Joel. Risk Management in Banking , John Wiley&Sons, London, 1998. BEST, Philip. Implementing Value At Risk, John Wiley&Sons, New York, 1998. BOLAK, Mehmet. Finans Mühendisliği Kavramlar ve Araçlar, Beta Yayıncılık, İstanbul, 1998. BOLGÜN, Evren ve Barış AKÇAY. Risk Yönetimi, Scala Yayıncılık, İstanbul, 2003. BOLGÜN, Evren ve Serhan ÇOKAKLI. Vadeli Türev Pozisyonlarında Riske Maruz Değer Modeli ile Risk Limitlemesi, İş Yatırım Yayınları, İstanbul, 2007. 216 BRIGHAM, Eugene ve Joel HOUSTON. Fundamentals of Financial Managament, Harcourt College Publisihing, 1998. BROOKS, Chris. Introductary Econometrics For Finance, Cambridge University Press, Cambridge, 2002. CAROL, Alexander. Risk Management and Analysis, John Wiley &Sons, London, 1998. CEYLAN, Ahmet ve Tunç KORKMAZ. Borsada Uygulamalı Portföy Yönetimi, 2. Baskı, Ekin Kitabevi, Bursa, 1995. CHAMBERS, Nurgül. Türev Piyasalar, Avcıol Basım, İstanbul, 1998. CHOUDHRY, Mitchons. Analyzing and Interpreting the Yield Curve, John Wiley&Sons, Singapore, 2004. CHRISS, A. Neil. Black Scholes and Beyond – Option Pricing Models, McGraw Hill, New York, 1996. CITIBANK, Training Department. Mackinsey Constitution: Introduction to Risk Management, Citibank Reviews, New York, 1993. CİVELEK, Uğur. Döviz ve Para Piyasaları Hazine Ürünleri, Mida Institute, İstanbul, 2003. COURNETT, Marcia ve Anthony SAUDERS. Financial Instutions Management: A Risk Management Approach, McGraw Hill, Singapore, 2006. ÇAĞIRGAN, Meriç. Risk Yönetimi, İstanbul Üniversitesi SBE Yayınları, İstanbul, 1997. 217 DAVIDSON, Russel ve James G. MACKINNON. Estimation and Inference in Econometrics, Oxford University Press, New York, 1993. DAVIDSON, Russel ve James G. MACKINNON. Econometric Theory and Methods, Oxford University Press, New York, 2004. DENİZBANK Fon Yönetimi Grubu. Likidite Yönetimi, Denizbank Yayınları, İstanbul, 2002. DE ROSA, F. David. Options on Foreign Exchange, John Wiley&Sons, 2nd Edition, London, 2000. DOWD, Kevin. Beyond Value at Risk: The New Science of Risk Management, John Wiley&Sons, Chichester, 1998. DOWD, Kevin. An Introduction to Market Risk Measurement, John Wiley&Sons, West Sussex, 2002. DOWD, Kevin. Measuring Market Risk, John Wiley&Sons, London, 2005. ELTON, Victor. Modern Portfolio Theory and Investment Analysis, 6th Edition, John Wiley&Sons, London, 2003. EMBRECHTS, Paul. Credit Risk Models: An Overview, ETH Publishing, Zurich, 2003. ENDERS, Walter. Applied Econometrics Time Series, John Wiley&Sons, London, 1995. 218 EUROMONEY Training Center. VAR & Advanced Risk Management Courses, London, 2000. FABOZZI, Franc ve Modigliani FRANCO. Capital Markets Institutions and Instruments, 3rd Edition, Prentice Hall, New Jersey, 2004. FRANCIS, C. Jack. Investments: Analysis and Management, McGraw Hill, London, 2000. FRANSES, H. Philip. Time Series Models for Business and Economic Forecasting, Cambridge University Press, USA, 1998. GAHIN, Fikry. Review of the Literature on Risk Management, American Risk and Insurance Association, New York, 2006. GALAI, Crouhy. Risk Management, McGraw Hill, New York, 2001. GARDNER, DC. Currency Options, DC Gardner Workbook, London, 1999. GENCELİ, Mehmet. Ekonometri ve İstatistik İlkeleri, 2. Baskı, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2001. GOURIEROUX, Christian. ARCH Models and Financial Applications, Springer Co., New York, 1997. GREUNING, Van Hennie ve Stephan BRATANOVIC. Analyzing and Managing Banking Risk: A Framework for Assessing Corporate Govrrnance and Financial Risk, 2nd Edition, World Bank Publications, Washington D.C., 2003. GUJARATI, N. Damodar. Basic Econometrics, 2nd Edition, Prentice Hall, London, 2001. 219 HASLEM, A. John. Bank Funds Management: Text and Readings, Reston Publishing Co., Virginia, 1986. HOLLAND, Allen. One Approach to FX Risk Management, AG Finance Ltd., Boston, 2004. HOLTON, A. Glyn. Value at Risk: Theory and Practice, Elsevier Publishing, New York, 2003. HOWCROFT, Barry ve Christopher STOREY. Management and Control of Currency and Interest Rate, McGraw Hill, New York, 1996. HULL, C. John. Introduction to Futures and Option Markets, 3rd Edition, Prentice Hall, New Jersey, 1998. HULL, C. John. Options, Futures and Other Derivatives, Prentice Hall, 6th Edition, New Jersey, 2006. HULL, C. John. Risk Management and Financial Institutions, Prentice Hall, New Jersey, 2007. JONES, Sarah. JP Morgan Chase at Sibos, Goldes Publishing Co., Boston, 2007. JORION, Philippe. Orange County Case: Using Value at Risk to Control Financial Risk, Prentice Hall, New Jersey, 2000. JORION, Phillippe. VAR: The New Benchmark for Managing Financial Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, New York, 2001. JORION, Philippe. Value at Risk, 2nd Edition, McGraw Hill, Singapore, 2002. 220 JORION, Philppe. Financial Risk Manager Handbook, 4th Edition, John Wiley&Sons, USA, 2007. KAVAL, Hasan. Bankalarda Risk Yönetimi, Yaklaşım Yayınları, Ankara, 2000. KOLB, W. Robert. Options, Blackwell Publishers, London, 1997. KUTLAR, Akın. Ekonometrik Zaman Serileri Teori ve Uygulama, Gazi Kitabevi, Ankara, 2000. LAUBSCH J. Alan. Risk Management:A Practical Guide, Meyers Ltd., New Jersey, 1999. LONGMORE, Rohan ve Wayne ROBINSON. Modelling and Forecasting Exchange Rate Dynamics in Jamaica: An Application of Asymmetric Volatility Models, Bank of Jamaica, 2004. MARCUS, M. Brealey. Fundamentals of Corparate Finance, 3rd Edition, McGraw Hill, London, 2001. Micro Software Quantitive. Eviews 4 User’s Guide, New York, 2002. MUKHERJEE, Chandan, Howard WHITE ve Marc WUYTS. Econometrics and Data Analysis for Devoloping Countries, Routledge, London, 1998. NAKİP, Mahir. Pazarlama Araştırmaları, Teknikler ve (SPSS) Destekli Uygulamalar, Seçkin Kitabevi, Ankara, 2003. NEWBOLD, Paul. İşletme ve İktisat için İstatistik, (Çev. Ümit Şenesen), Literatür Yayıncılık, İstanbul, 1995. 221 ORHUNBİLGE, Neyran. Zaman Serileri Analizi Tahmin ve Fiyat Endeksleri, Avcıol Basım Yayın, Tunç Matbaacılık, İstanbul, 1999. PATTERSON, Klynn. An Introduction to Applied Econometrics - A Time Series Approach, St Martin’s Press, USA, 2000. RAY, Harris ve Robert SOLLIS. Applied Time Series Modelling and Forecasting, John Wiley&Sons, London, 2003. RITCHKEN, Paul. Options: Theory, Strategy and Applications, Scott&Foresman Company, London, 1997. SALTOĞLU, Burak. A High Frequency Analysis of Financial Risk and Crisis: An Emprical Study on Turkish Financial Management, Yaylım Yayıncılık, İstanbul, 2003. SOYDAN, Halit. Bankalarda Risk Kavramı ve Yeni Finansman Teknikleri, Dokuz Eylül Üniversitesi Atmer Yayınları, İzmir, 1999. STULZ, Robert. Risk Management and Derivatives, South Western Publishing, Ohio, 2003. ŞAHİN, Hasan. Riske Maruz Değer Hesaplama Yöntemleri, Turhan Kitabevi, Ankara, 2004. TAPIERO, Steven. Risk and Financial Management: Mathematical and Computational Methods, John Wiley&Sons, New Jersey, 2004. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Piyasalar Genel Müdürlüğü, Para Piyasaları Müdürlüğü. Bankalararası Para Piyasası Uygulama Talimatı, Ankara, Temmuz, 2007. 222 TSAY, T. Ruey. Analysis of Financial Time Series, John Wiley&Sons, USA, 2002. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB). Ulusal ve Uluslararası Piyasalar, Sermaye Piyasası Faaliyetleri İleri Düzey Lisansı Eğitimi, İstanbul, 2008. URAL, Mert. Yatırım Fonlarının Performans ve Risk Analizi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2010. UZUNOĞLU, Sadi. Yeni Finansman Teknikleri, Strata Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 1998. UZUNOĞLU, Sadi. Para ve Döviz Piyasaları, Mida Institute, İstanbul, 2000. VOSE, David. Risk Analysis: A Quantitative Guide, 2nd Edition, McGraw Hill, London, 2000. YILDIRIM, K. Mustafa. Hisse Senedi Opsiyonları ve İMKB Uygulanabilirliği, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Yayınları, 1998, İstanbul. MAKALE, BİLDİRİ VE TEZLER AKAN, Burak, Arif O. LAÇİNER ve Yasemin TÜZÜN. “Parametrik Riske Maruz Değer Yöntemi Türkiye Uygulaması”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, No:45, 2003, ss. 29-45. AKAN, Burak. “Likidite Riski Yönetim Prensipleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:54, 2007, ss. 72-84. 223 AKTAŞ, Metin. “Türkiye Piyasalarında Parametrik Riske Maruz Değer Modelinin Taşıdığı Riskler”, Afyon Kocatepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:22, Afyon, 2008, ss. 243-256. ANGELIDIS, Timotheos, Alexander BENOS ve Stavros DEGIANNAKIS. “The Use of GARCH Models in VaR Estimation”, Statistical Methodology, Vol:1, 2004, ss. 105128. ATAKAN, Tülin. “İMKB’de Volatilitenin ARCH-GARCH Yöntemleri ile Modellenmesi”, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Vol:24, 2006, ss.4862. BABUŞÇU, Şenol. “Türk Bankacılık Sektöründe Beklentiler ve Gelişmeler”, Halk Bankası Eğitim Daire Başkanlığı Yayınları, No:21, 2003, ss. 259-267. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “Bankaların İç Denetimi ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik”, 08.02.2001 Tarih ve 24312 Sayılı Resmi Gazete, 2001, ss. 1-7. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “10 Soruda Yeni Basel Semaye Uzlaşısı (Basel II)”, BDDK Araştırma Dairesi, Ocak, 2005, ss. 181-189. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “Piyasa Riskinin Dahil Edildiği Sermaye Yeterliliği Rasyosunun Standart Metoda Göre Hesaplanmasına İlişkin Örnek”, BDDK Araştırma Dairesi, Mart, 2007, ss. 1-17. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK). “Piyasa Riski Ölçümleme Yöntemlerine İlişkin Analiz”, BDDK Yayınları, Risk Yönetimi Dairesi, Nisan, 2010, ss. 1-56. 224 BERKOWITZ, Jeremy ve James O’BRIEN. “How Accurate are Value-at-Risk Models at Commercial Banks?”, US Gateway Working Paper, Vol:17, New York, 2001, ss. 1-49. Bank for International Settlements (BIS). “Supervisory Framework For The Use of ‘Backtesting’ in Conjunction With The Internal Models Approach To Market Risk Capital Requirements”, Basel Committee on Banking Supervision, 1996, ss. 1-62. Bank for International Settlements (BIS). “Sermaye Ölçümü ve Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Uyumlaştırılması”, Gözden Geçirilmiş Düzenleme Raporu, 2004, ss. 1-38. BLACK, J. Angela. “The Impact of Monetary Policy on Value and Growth Stocks: An International Evaluation”, Journal of Asset Management, Vol:3, No:2, 2002, ss. 142172. BLASCHKE, Winrid, Matthew T. JONES, Giovanni MAJNONI ve Soledad M. PERIA. “Stress Testing of Financal Sytems: An Overview of Issues, Methodologies and Fsap Experiences”, IMF Working Paper, No:88, June, 2001, ss. 1-9. BOLLERSLEV, Tim. “Glossary to ARCH (GARCH)”, Journal of Empirical Finance, Elsevier, Vol:8(1), 2002, ss. 1-44. BOLLERSLEV, Tim. “Generalized Otoregressive Conditional Heteroskedasticity”, Journal of Econometrics, Vol:31, 1986, ss. 307-327. BROOKS, D. Robert, Robert W. FAFF, Michael D. MCKENZIE ve Heather MITCHELL. “A Multi-country Study of Power ARCH Models and National Stock Market Returns”, Journal of International Money and Finance, Vol:19, No:3, 2000, ss. 377-397. 225 CHEN, Shen-Yuan, Dar-Yeh HWANG ve Chien-Fu LIN. “Does Index Futures Dominate Index Spot? Evidence From Taiwan Market”, Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:5, No:2, 2002, ss. 255-275. CHRISTOFFERSEN, Peter. “Evaluating Interval Forecasts”, International Economic Review, Vol:39(4), 1998, ss. 841-862. CORONADO, Maria. “Comparing Different Methods for Estimating Value-at-Risk (VaR) for Actual Non-Linear Portfolios”, Empirical Evidence, Vol:14(2), 2000, ss. 203222. ÇAĞLAYAN, Ebru ve Tuğba DAYIOĞLU. “Döviz Kuru Getiri Volatilitesinin Değişen Varyans Modelleri ile Öngörüsü” İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri ve İstatistik Dergisi, Sayı:9, 2009, ss. 1-16. ÇELİK, Faik. “Türk Bankacılığında Risk Yönetimi Yönetmeliği Dönemi ve Piyasa Riski Ölçüm Metodları”, İktisat-İşletme ve Finans Dergisi, Sayı: 417, Eylül, 2001, ss. 60-85. ÇİFTER, Atilla. “Risk Yönetiminde (Skewed) Student-t ve GED Dağılımları ile Asimetrik ve (Kısmi) Entegre GARCH Modelleri: Eurobond Üzerine Bir Uygulama”, VIII. Ulusal Finans Sempozyumu, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul, 2004, ss. 6783. ÇİFTER, Atilla, Alper ÖZÜN ve Sait YILMAZER. “Geriye Dönük Testlerin Karşılaştırmalı Analizi: Döviz Kuru Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:62, 2007, ss. 25-43. ÇİFTER, Atilla, Alper ÖZÜN ve Sait YILMAZER. “Beklenen Kuyruk Kaybı ve Genelleştirilmiş Pareto Dağılımı ile Riske Maruz Öngörüsü: Faiz Oranları Üzerine Bir Uygulama”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:60, 2007, ss. 1-17. 226 DAVIDSON, James. “Moments and Memory Properties of Linear Conditional Heteroskedaticity Models and a New Model”, Journal of Business and Economic Statistics, Vol:22, 2004, ss.16-29. DIAMANDIS, Panayiotis, Georgios KOURETAS ve Leonidas ZARANGAS. “Value-at Risk for Long and Short Trading Positions: The Case of the Athens Stock Exchange”, Working Paper of Crete, Department of Economics, No:601, 2006, ss. 10-43. DING, Zhuanxin, Clive W. GRANGER ve Robert F. ENGLE. “A Long Memory Property of Stock Market Returns and a New Model”, Journal of Empirical Finance, No:1, 1993, ss. 83-106. DUAN, Jin-Chuan. “Augmented GARCH(p,q) Process and its Diffusion Limit”, Journal of Econometrics, Vol:79, 1997, ss. 97-127. DUMAN, Mustafa. “Bankacılık Sektöründe Finansal Riskin Ölçülmesi ve Gözetiminde Yeni bir Yaklaşım: Value at Risk Metodolojisi”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:32, 2000, ss. 22-30. EMENIKE, O. Kalu. “Modelling Stock Returns Volatility In Nigeria Using GARCH Models”, University of Nigeria MPRA Papers, Department of Banking and Finance, No: 23432, July, 2010, ss. 43-65. ENGLE, F. Robert. “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity with Estimates of the Variance of U.K. Inflation”, Econometrica, Vol:50, 1982, ss. 987-1007. ENGLE, F. Robert. “GARCH 10: The use of the ARCH/GARCH Models in Applied Econometrics”, Journal of Economic Perspectives, Vol:15/4, 2001, ss. 157-168. ENGLE, F. Robert ve David KRAFT. “Autoregressive Conditional Heteroskedasticity in Multiple Time Series Models”, USDC Discussion Paper, Vol:27, 1982, ss.79-85. 227 ENGLE, F. Robert ve Victor K. NG. “Measuring and Testing the Impact of News on Volatility”, Journal of Finance, Vol:48(5), 1993, ss. 1749-1778. FOUNTAS, Stilianos, Menelaos KARANASOS ve Alfonso MENDOZA. “Output Variability and Economic Growth: The Japanese Case”, Bulletin of Economic Research, Vol:56/4, 2004, ss. 353-363. FULMER, John, Gregory A. HENRY ve Thomas I. SMYTHE. “Managing Interest Rate Risk with Limited Resources”, Bank Accounting and Finance, Vol:15, Issue:4, June, 2002, ss. 10-32. FUSS, Roland, Dieter KAISER ve Zeno ADAMS. “Value at Risk, GARCH Modelling and the Forecasting of Hedge Fund Return Volatility”, Journal of Derivatives and Hedge Funds, Vol:13, 2007, ss. 2-25. GAZDA, Vladimir ve Tomas VYROST. “Application of Garch Models in Forecasting the Volatility of the Slovak Share Index (SAX)”, Biatec Papers,Vol:11, 2003, ss. 17-21. GIOT, Pier ve Sebastien LAURENT. “Value-at-Risk for Long and Short Trading Positions”, Journal of Applied Econometrics, Vol:18, 2003, ss. 641-664. GRAY, John. “Foreign Exchange Risk Management: Lessons from the Banking World”, Journal of Gtnews, November, 2004, ss. 29-36. GREUNING, Van Hennie ve Philippe JORION. “Türk Bankacılık Sektöründe Risk Yönetimi”, Seminer Notları, Dünya Bankası ve Türkiye Bankalar Birliği, 2000 ss.45-54. GÜRSAKAL, Sevda. “İMKB 30 Endeksi Getiri Serisinin RMD’nin Tarihi Simulasyon ve Varyans-Kovaryans Yöntemleri ile Hesaplanması”, 8. Türkiye Ekonometri ve İstatistik Kongresi, 24-25 Mayıs, İnönü Üniversitesi, Malatya, 2007, ss. 1-12. 228 HENDRICKS, Daryll. “Evaluation of Value-at-Risk Models Using Historical Data”, Federal Reserve Bank of New York Economic Policy Review, Vol:12, April, 1996, ss. 39-70. HENDRICKS, Daryll ve Beverly HIRTLE. “Bank Capital Requirements for Market Risk: The Internal Models Approach”, Federal Reserve Bank of New York Economic Policy Review, Vol:17, December, 1997, ss.19-36. HO, Y. Kin ve Albert K. TSUI. “Asymmetric Volatility of Real GDP: Some Evidence from Canada, Japan, United Kingdom and the United States”, Japan and World Economy, Vol:15, 2003, ss. 143-152. HO, Y. Kin ve Albert K. TSUI. “Analysis of Real GDP Growth Rates of Greater China: An Asymmetric Conditio Volatility Approach”, China Economic Review, Vol:15, 2004, ss. 424-442. HUANG, Wei-Chiao ve Yuanlei ZHU. “Are Shocks Asymmetric to Volatility of Chinese Stok Market?”, Review of Pacific Basin Financial Markets and Policies, Vol:7, No:3, 2004, ss. 379-395. HWANG, Sheyu ve Tae Y. KIM. “Power Transformation and Threshold Modeling for ARCH Innovations with Applications to Tests for ARCH Structure”, Stochastic Processes and Their Applications, Vol:110, 2004, ss. 295-314. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB). “Sermaye Piyasası Araçlarına Dayalı Futures ve Opsiyon Sözleşmelerinin Fiyatlandırılması”, İMKB Türev Piyasası Araştırmaları Serisi, No:1, İstanbul, Haziran, 1995, ss. 1-32. JACKSON, Patricia, David MAUDE ve William PERRAUDIN. “Bank Capital and Value at Risk”, Bank of England Working Paper Series, Vol:79, 1998, ss. 1-37. 229 JENSEN, Joergen. “Treasury as a Service Centre”, Journal of Gtnews, April, 2008, ss. 1-9. JONDEAU, Eric ve Michael ROCKINGER. “Conditional Dependency of Financial Series” The Copula-GARCH Model, December, 2002, ss. 1-37. KARATEPE, Yalçın. “Finansal Açıdan Sermaye Piyasası Analizi: Durasyon Analizi”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Sayı:22, Ankara, 2004, ss. 38-49. KHANNICHE, Sabrina. “Evaluation of Hedge Fund Returns Value at Risk Using GARCH Models”, 5th International Conference on Applied Financial Economics, Samos Island-Greece, 2008, ss. 85-102. KIRAN, Burcu. “Döviz Kuru Volatilitesinin Asimetrik Üslü ARCH Modeli ile Tahmini”, İstanbul Üniversitesi İİBF Dergisi, Vol:38, 2007, ss. 1-18. KNIGHT, Peter. “Five Effective Principles For Global Cash Management”, Journal of Gtnews, July, 2007, ss. 1-9. KORKMAZ, Turhan ve Kazım AYDIN. “Using EWMA and GARCH Methods in VaR Calculations: Application on ISE30 Index”, 6. ODTÜ Uluslararası Ekonomi Kongresi Bildiri Kitabı, Ankara, 2002, ss 1-58. KRONSEDER, Christian. “Best Practices for Liquidity Risk Management”, Journal of Gtnews, March, 2004, ss. 1-11. KUNSCH, Peter, Alain RUTTIENS ve Judith A. CHEVALIER. “A Methodology Using Option Pricing to Determine a Suitable Discount Rate in Environmental Management”, European Journal of Operational Research, Vol:185, 2008, ss. 1674-1679. 230 KURITZKES, Andrew ve Til SCHUERMANN. “What We Know, Don’t Know and Can’t Know About Bank Risk: A View From The Trenches”, Wharton Financial Working Papers, Vol:16, Wharton Financial Institutions Center, Penn, 2006, ss. 645693. KÜÇÜK, Tayfun. “Global Trends-Business & Treasury Culture in Turkey”, Journal of Gtnews, October, 2006, ss. 1-6. LAURENT, Sebastien ve Jean P. PETERS. “A Tutorial for GARCH 2.3: A Complete Ox Package for Estimating and Forecasting ARCH Models”, Oxmetrics G@RCH 6.0 Help, (http://www.garch.org), April, 2002, ss. 32-51. LIN, Chu-Hsiung ve Shan-Shan SHEN. “Can the Student-t Distribution Provide Accurate Value at Risk?”, The Journal of Risk Finance, Vol:7, No:3, 2006, ss. 292-300. LINSMEIER, Thomas ve Neil PEARSON. “Risk Measurement: Introduction to Value at Risk”, Financial Analysts Journal, Vol:21, March, 2000, ss. 18-25. LONGMORE, Rohan ve Wayne ROBINSON. “Modelling and Forecasting Exchange Rate Dynamics in Jamaica: An Application of Asymmetric Volatility Models”, Bank of Jamaica Journals, Vol:12, 2004, ss. 1-32. LUCKETT Dudley. “Approaches to Bank Liquidity Management”, Economic Review for Federal Reserve Bank of Kansas City, Kansas City, March, 1980, ss. 11-27. LYNN, Bruce. “Managing the Modern Treasury”, Journal of Corporate Treasury Management, Vol:1(3), 2008, ss. 211-218. MADHAVI, Vasanta. “Dynamic Treasury Management” Journal of Gtnews, August, 2008, ss. 9-13. 231 MANTEGNA, Rosario ve Eugene STANLEY. “Modelling of Financial Data: Comparison of the Truncated Levy Flight and the ARCH(1) and GARCH(1,1) Processes”, Physica, Vol:254, 1998, ss. 77-84. MAPA, Deepak. “A Forecast Comparison of Financial Volatility Models: Garch(1,1) is not Enough”, The Philippine Statistician, Vol:53, 2004, ss. 1-10. MAZIBAŞ, Murat. “İMKB Piyasasındaki Oynaklığın ve Asimetrik Fiyat Hareketlerinin Modellenmesi ve Öngörülmesi: GARCH Uygulaması”, VIII. Ulusal Finans Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul, 2004, ss. 1-33. MAZIBAŞ, Murat. “İMKB Piyasalarındaki Volatilitenin Modellenmesi ve Öngörülmesi: Asimetrik GARCH Modelleri ile Bir Uygulama”, VII. Ulusal Ekonometri ve İstatistik Sempozyumu Bildiri Kitabı, İstanbul Üniversitesi İİBF, İstanbul, 2005, s. 77-96. MCKENZIE, Michael ve Heather MITCHELL. “Generalised Asymmetric Power ARCH Modelling of Exchange Rate Volatility”, Applied Financial Economics, Vol:12, 2002, ss. 555-577. ÖZHARAR, Alper, Bora DİRİK, Serhan ÇOKAKLI, Tolga ÜLGÜR ve Zeynek EMECAN. “Opsiyonların Riske Maruz Değerinin Hesaplanması”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:52, 2005, ss. 86-105. ÖZTÜRK, Kevser. “Döviz Kuru Oynaklığı ve Döviz Kuru Oynaklığının Faiz Oranı Oynaklığı ile Olan İlişkisi: Türkiye Örneği”, TCMB Uzmanlık Yeterlilik Tezi, Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, Nisan, 2010, ss.1-93. PAN, Hongyu ve Zhichao ZHANG. “Forecasting Financial Volatility: Evidence From Chinese Stock Market”, Working Paper in Economics and Finance, University of Durham, Vol:06(02), 2006, ss. 1-30. 232 POSEDEL, Petra. “Analysis Of the Exchange Rate and Pricing Foreign Currency Options on the Croatian Market: The NGARCH Model as an Alternative to the Black Scholes Model”, Financial Theory and Practice, Vol:30/4, 2005, ss. 347-368. POZIN, Cyrstal. “Treasury Evolves”, Journal of Strategic Treasury, Issue:1, 2006, ss. 31-36. RODOPLU, Gültekin ve Ebubekir AYAN. “Basel II Uzlaşısında Piyasa Riski Yönetimi ve Türkiye Açısından Faiz Riskine İlişkin Bir Uygulama”, Süleyman Demirel Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, Isparta, 2008, ss. 1-25. RABEMANANJARA, Rohan ve Jean ZAKOIAN. “Threshold ARCH Models and Asymmetries in Volatility”, Journal of Applied Econometrics, Vol:8, No:1, 1993, ss. 31-49. ROGACHEV, Andrey. “Dynamic Value at Risk”, St. Gallen Working Paper, University of St. Gallen, November, 2002, ss. 1-20. STAINBERG, Marc ve Til SCHERMAN. “The New Basel Capital Accord and Questions for Research”, Center for Financial Instutions Working Papers, University of Pennsylvania, Vol:3(14), 2004, ss. 3-9. SCHACHTER, Barry. “An Irrelevant Guide to Value at Risk”, Risks and Rewards, Vol:12, June, 1998, ss. 17-19. SIMONS, Katerina. “Value at Risk: New Approaches to Risk Management”, New England Economic Review, Vol:3, September, 1996, ss. 3-13. TANG, Ta-lun ve Shwu-Jane SHIEH. “Long Memory in Stock Index Futures Markets: A Value at Risk Approach”, Physica A, No:366, 2006, ss. 437-448. 233 TAŞ, Oktay ve Zeynep İLTÜZER, “Monte Carlo Simulasyon Yöntemi ile Riske Maruz Değerin İMKB30 Endeksi ve DİBS Portföyü Üzerinde Bir Uygulaması”, Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:23, Sayı:1, 2008, ss. 67-88. TAŞÇI, Müge. “Basel II Sermaye Yeterliliği Uzlaşısı ve AB’nin 2006/49/EC Sayılı Sermaye Yeterliliği Direktifi”, SPK Yayınları, No:17, Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 2008, ss. 35-43. Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Yapısal Faiz Oranı Çalışma Grubu. “Basel II Yapısal Faiz Oranı Risk Modelleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:58, 2006, ss. 63-95. TEKER, Suat, Evren BOLGÜN ve Barış AKÇAY. “Banka Sermaye Yeterliliği: Basel II Standartlarının Bir Türk Bankasına Uygulanması”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Vol:2, 2005, ss. 48-66. TELATAR, Binay. “İMKB Endeksinin ARCH Modellemesi”, Akdeniz Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı:3, 2002, ss. 110-121. TOKGÖZ, Erdinç. “T.C. Merkez Bankası ve Döviz Piyasası”, Hacettepe Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt:14, Sayı:1, Temmuz, 1996, ss. 1-20. TROSKIE, Hossain ve Rashad GUO. “Comparisations of The Ex Post Efficient Portfolios Under GARCH(1,1) Modeling and GARCH Model Extensions”, Proceedings of the 10th Annual International Conference on Industrial Engineering–Theory, Applications and Practice Clearwater, Florida, 2006, ss. 419-425. TULLY, Edel ve Brian M. LUCEY. “APGARCH Investigation of the Main Influences on the Gold Price”, Business Studies and Institute for International Integration, Vol:13, University of Dublin, Trinity Collegue, 2007, ss. 1-26. 234 TUNCER, Ebru. “Risk Yönetimi Sermaye Yeterliliği ve Finansal Sektör İstikrarı Çerçevesinde Stres Testleri”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:57, 2006, ss. 67-75. URAL, Mert ve Türker ADAKALE. “Beklenen Kayıp Yöntemi ile Riske Maruz Değer Analizi”, Akdeniz İİBF Dergisi, Vol:17, 2009, ss. 23-39. URAL, Mert ve Türker ADAKALE. “Bireysel Emeklilik Fonlarında Risk Yönetimi ve Riske Maruz Değer Analizi”, Ege Akademik Bakış Dergisi, Cilt:9, Sayı:4, 2009, ss. 1463-1483. UYSAL, Özge. “Piyasa Riskinin Tespitinde Kullanılan Riskteki Değer Yöntemi”, SPK Yayınları, No:2, Aracılık Faaliyetleri Dairesi, 1999, ss. 1-63. ÜNAL, S. Özlem. “Döviz Kuru Oynaklığının Öngörülmesi ve Risk Yönetimi: Türkiye Örneği”, Yayınlanmamış Uzmanlık Yeterlilik Tezi, TCMB Piyasalar Genel Müdürlüğü, Ankara, 2009, ss. 1-85. VLAAR, J. Peter. “Value at Risk Models for Dutch Bond Portfolios”, Journal of Banking&Finance, Vol:24(7), 2000, ss. 1131-1154. VOLOSOV, Kostantin, Gautam MITRA ve Fabio SPAGNOLO. “Treasury Management Model with FX Exposure”, Computational Optimization and Applications, Vol:32, 2005, ss 179-207. YAHYAOĞLU, Güran “Bankacılıkta Risk Yönetimi”, İstanbul Barosu Dergisi, Cilt 83, Sayı 1, İstanbul, 2009, ss. 83-97. YAVUZ, Salih. “Risk Yönetimi İçeri Aktif Pasif Yönetimi Dışarı ”, Bankacılar Dergisi, Türkiye Bankalar Birliği, Sayı:41, 2002, ss. 21-32. 235 YAYLA, Münür ve Yasemin T. KAYA. “Basel II, Ekonomik Yansımaları ve Geçiş Süreci”, BDDK Çalışma Raporları, No:3, 2005, ss. 1-59. YETIM, Sedat. “Repo, Ters Repo ve Menkul Kıymet Ödünç İşlemleri”, Hazine Dergisi, Sayı:6, Nisan, 1997, ss. 71-82. YÜZBAŞIOĞLU, Nejat. “Risk Yönetimi ve Bankaların Denetimi”, BDDK Risk Yönetimi Konferansı Bildiri Kitabı, Ankara, 2003, ss. 51-64. 236 EKLER Ek Tablo 1. Kullanılan Veri Seti Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 02.01.2006 1.3432 1.5990 22.3929 0.1365 0.1428 0.0293 0.0431 0.0719 4.9729 2.1721 03.01.2006 1.3410 1.6070 22.8279 0.1352 0.1430 0.0291 0.0431 0.0719 4.9365 2.1894 04.01.2006 1.3308 1.6140 22.7357 0.1338 0.1414 0.0280 0.0428 0.0715 4.9416 2.2066 05.01.2006 1.3289 1.6110 22.5238 0.1337 0.1402 0.0279 0.0429 0.0714 4.8424 2.2238 06.01.2006 1.3275 1.6140 22.8477 0.1328 0.1403 0.0279 0.0432 0.0714 4.8619 2.3445 09.01.2006 1.3275 1.6140 22.8477 0.1323 0.1400 0.0282 0.0431 0.0715 4.8695 2.4479 16.01.2006 1.3261 1.6150 22.8477 0.1309 0.1405 0.0286 0.0429 0.0723 4.9085 2.4479 17.01.2006 1.3268 1.6130 22.8477 0.1306 0.1380 0.0289 0.0427 0.0722 5.0746 2.3790 18.01.2006 1.3304 1.6180 22.8477 0.1307 0.1398 0.0286 0.0427 0.0729 4.9983 2.4479 19.01.2006 1.3290 1.6170 22.8477 0.1305 0.1393 0.0291 0.0432 0.0722 4.9178 2.5169 20.01.2006 1.3292 1.6100 23.9270 0.1303 0.1386 0.0291 0.0430 0.0717 4.9644 2.4824 23.01.2006 1.3199 1.6250 23.9361 0.1303 0.1381 0.0289 0.0429 0.0720 4.9339 2.4824 24.01.2006 1.3162 1.6240 23.4169 0.1303 0.1382 0.0291 0.0432 0.0713 4.8230 2.5341 25.01.2006 1.3147 1.6197 23.6763 0.1305 0.1387 0.0297 0.0441 0.0715 4.8128 2.6376 26.01.2006 1.3161 1.6160 23.9091 0.1311 0.1403 0.0299 0.0444 0.0718 4.7374 2.5686 27.01.2006 1.3174 1.6100 23.6636 0.1315 0.1403 0.0301 0.0444 0.0717 4.7467 2.5169 30.01.2006 1.3210 1.6030 23.6324 0.1321 0.1402 0.0299 0.0446 0.0723 4.7018 2.5341 31.01.2006 1.3190 1.6060 23.7733 0.1330 0.1419 0.0302 0.0446 0.0725 4.7764 2.5169 01.02.2006 1.3168 1.6005 23.5523 0.1331 0.1422 0.0305 0.0451 0.0725 4.9433 2.5169 02.02.2006 1.3204 1.5987 23.7069 0.1336 0.1421 0.0306 0.0451 0.0723 4.9915 2.4824 03.02.2006 1.3184 1.5910 23.7788 0.1342 0.1432 0.0308 0.0450 0.0726 4.9619 2.4997 06.02.2006 1.3223 1.5910 24.0098 0.1346 0.1439 0.0307 0.0451 0.0723 4.9771 2.4824 07.02.2006 1.3220 1.5940 23.8985 0.1352 0.1442 0.0311 0.0452 0.0719 5.0924 2.4307 08.02.2006 1.3272 1.5950 24.1261 0.1340 0.1460 0.0309 0.0455 0.0725 4.9738 2.4135 09.02.2006 1.3231 1.5910 24.0848 0.1333 0.1444 0.0308 0.0454 0.0723 4.9373 2.4135 10.02.2006 1.3199 1.5810 24.1976 0.1334 0.1433 0.0308 0.0458 0.0709 4.9780 2.4307 13.02.2006 1.3233 1.5840 24.0422 0.1338 0.1434 0.0309 0.0458 0.0712 4.9009 2.3962 14.02.2006 1.3202 1.5800 23.5830 0.1343 0.1436 0.0307 0.0460 0.0709 4.8780 2.4135 15.02.2006 1.3313 1.5860 23.9354 0.1329 0.1441 0.0306 0.0460 0.0705 4.9856 2.4652 16.02.2006 1.3237 1.5740 23.4771 0.1324 0.1413 0.0304 0.0459 0.0706 4.9094 2.5341 17.02.2006 1.3193 1.5730 23.5213 0.1317 0.1404 0.0307 0.0455 0.0698 4.9365 2.4997 20.02.2006 1.3084 1.5720 23.1473 0.1303 0.1399 0.0306 0.0452 0.0697 4.8941 2.5169 21.02.2006 1.3105 1.5960 23.2840 0.1296 0.1402 0.0305 0.0459 0.0697 4.9560 2.4997 22.02.2006 1.3236 1.5750 23.0672 0.1294 0.1418 0.0307 0.0456 0.0701 5.0805 2.6376 23.02.2006 1.3118 1.5720 23.5170 0.1298 0.1407 0.0303 0.0462 0.0695 5.1068 2.7238 24.02.2006 1.3136 1.5680 23.5161 0.1306 0.1401 0.0302 0.0463 0.0693 5.1415 2.7410 27.02.2006 1.3104 1.5570 23.5472 0.1300 0.1406 0.0304 0.0466 0.0689 5.1855 2.6548 28.02.2006 1.3051 1.5650 23.5837 0.1305 0.1386 0.0304 0.0461 0.0684 5.3016 2.6893 01.03.2006 1.3066 1.5640 23.4504 0.1305 0.1394 0.0310 0.0463 0.0683 5.3109 2.6548 02.03.2006 1.2970 1.5680 23.4942 0.1305 0.1368 0.0312 0.0467 0.0680 5.3160 2.6203 03.03.2006 1.2955 1.5670 23.4011 0.1307 0.1374 0.0316 0.0471 0.0687 5.2974 2.5858 06.03.2006 1.2997 1.5720 23.5331 0.1312 0.1385 0.0314 0.0476 0.0694 5.1720 2.4652 07.03.2006 1.3216 1.5745 23.6936 0.1312 0.1401 0.0315 0.0476 0.0706 5.1991 2.3962 08.03.2006 1.3349 1.6020 23.6192 0.1312 0.1399 0.0321 0.0475 0.0710 5.1186 2.3790 09.03.2006 1.3353 1.5960 23.7472 0.1311 0.1396 0.0324 0.0475 0.0708 5.1017 2.3790 10.03.2006 1.3431 1.6030 23.7675 0.1300 0.1407 0.0323 0.0477 0.0710 5.1068 2.4479 13.03.2006 1.3368 1.6010 23.5747 0.1300 0.1405 0.0324 0.0477 0.0709 4.9975 2.3790 14.03.2006 1.3423 1.6130 23.5571 0.1287 0.1424 0.0326 0.0468 0.0709 5.0407 2.3790 15.03.2006 1.3280 1.6040 23.6922 0.1355 0.1417 0.0325 0.0469 0.0706 5.0720 2.3962 16.03.2006 1.3255 1.6090 23.4724 0.1349 0.1420 0.0329 0.0460 0.0702 5.1127 2.4307 237 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 17.03.2006 1.3152 1.6090 23.4721 0.1351 0.1416 0.0330 0.0463 0.0698 5.1745 2.3962 20.03.2006 1.3260 1.6180 23.7098 0.1350 0.1429 0.0327 0.0461 0.0700 5.1550 2.3790 21.03.2006 1.3341 1.6240 23.8332 0.1352 0.1437 0.0331 0.0469 0.0704 5.2118 2.3617 22.03.2006 1.3417 1.6253 23.4505 0.1352 0.1437 0.0330 0.0469 0.0708 5.2186 2.3617 23.03.2006 1.3314 1.6180 23.6146 0.1352 0.1428 0.0333 0.0473 0.0705 5.1593 2.3273 24.03.2006 1.3399 1.6110 23.7841 0.1352 0.1430 0.0331 0.0466 0.0708 5.1991 2.2928 27.03.2006 1.3377 1.6160 23.7649 0.1354 0.1439 0.0332 0.0469 0.0708 5.2287 2.3273 28.03.2006 1.3455 1.6350 23.7826 0.1353 0.1447 0.0330 0.0478 0.0715 5.1406 2.4135 29.03.2006 1.3553 1.6280 23.6082 0.1296 0.1449 0.0331 0.0480 0.0719 5.0788 2.3962 30.03.2006 1.3418 1.6270 24.0841 0.1294 0.1438 0.0328 0.0483 0.0718 5.0449 2.4479 31.03.2006 1.3408 1.6300 24.3676 0.1280 0.1437 0.0326 0.0482 0.0719 4.9687 2.4997 03.04.2006 1.3380 1.6260 24.6306 0.1278 0.1423 0.0336 0.0483 0.0718 4.9407 2.7755 04.04.2006 1.3310 1.6303 24.5897 0.1268 0.1424 0.0339 0.0482 0.0717 5.0076 2.6720 05.04.2006 1.3291 1.6304 24.8687 0.1265 0.1423 0.0340 0.0479 0.0719 5.0907 2.5686 06.04.2006 1.3299 1.6360 25.1208 0.1264 0.1424 0.0340 0.0484 0.0725 5.0593 2.5341 07.04.2006 1.3286 1.6190 25.2996 0.1260 0.1430 0.0344 0.0491 0.0730 5.1364 2.4479 10.04.2006 1.3361 1.6250 25.1248 0.1251 0.1430 0.0344 0.0489 0.0739 5.0839 2.4997 11.04.2006 1.3322 1.6240 25.0443 0.1252 0.1427 0.0343 0.0486 0.0742 5.1881 2.5341 12.04.2006 1.3351 1.6270 25.4097 0.1259 0.1433 0.0341 0.0491 0.0742 5.2008 2.4479 13.04.2006 1.3400 1.6244 25.1382 0.1257 0.1437 0.0340 0.0497 0.0745 5.0729 2.4997 14.04.2006 1.3431 1.6318 25.5666 0.1246 0.1431 0.0342 0.0497 0.0749 5.1313 2.5169 17.04.2006 1.3415 1.6500 25.7899 0.1249 0.1423 0.0341 0.0492 0.0758 4.9416 2.5341 18.04.2006 1.3357 1.6378 25.7610 0.1249 0.1422 0.0341 0.0487 0.0741 4.9975 2.5686 19.04.2006 1.3230 1.6430 25.7462 0.1248 0.1416 0.0347 0.0490 0.0735 4.9983 2.6203 20.04.2006 1.3224 1.6390 26.0117 0.1254 0.1419 0.0346 0.0492 0.0734 4.9289 2.6893 21.04.2006 1.3215 1.6275 26.2886 0.1255 0.1423 0.0345 0.0492 0.0734 4.9814 2.7410 24.04.2006 1.3172 1.6310 26.5845 0.1256 0.1421 0.0344 0.0490 0.0733 5.0297 2.8617 25.04.2006 1.3159 1.6381 26.8208 0.1258 0.1417 0.0344 0.0498 0.0736 5.0161 2.8617 26.04.2006 1.3207 1.6407 26.6332 0.1262 0.1421 0.0345 0.0502 0.0744 4.9526 2.7293 27.04.2006 1.3186 1.6485 26.8334 0.1265 0.1426 0.0351 0.0496 0.0745 5.0288 2.6945 28.04.2006 1.3146 1.6540 26.6600 0.1260 0.1419 0.0353 0.0492 0.0741 5.0983 2.7466 01.05.2006 1.3122 1.6608 27.0264 0.1261 0.1423 0.0352 0.0500 0.0738 5.0940 2.7640 02.05.2006 1.3148 1.6690 27.1668 0.1262 0.1428 0.0351 0.0498 0.0743 5.0602 2.7466 03.05.2006 1.3095 1.6576 27.3183 0.1284 0.1433 0.0352 0.0501 0.0742 5.1339 2.7293 04.05.2006 1.3169 1.6700 27.3535 0.1287 0.1401 0.0354 0.0504 0.0744 5.1525 2.7640 05.05.2006 1.3123 1.6705 26.6974 0.1280 0.1399 0.0355 0.0498 0.0745 5.1491 2.7814 08.05.2006 1.3115 1.6766 28.2573 0.1288 0.1396 0.0353 0.0501 0.0743 5.1720 2.7640 09.05.2006 1.3312 1.7050 28.3880 0.1287 0.1407 0.0355 0.0501 0.0750 5.2694 2.6945 10.05.2006 1.3422 1.7240 28.6951 0.1283 0.1405 0.0355 0.0502 0.0752 5.3262 2.7119 11.05.2006 1.3536 1.7420 28.7536 0.1281 0.1424 0.0353 0.0504 0.0757 5.3660 2.5902 12.05.2006 1.3899 1.8030 29.0340 0.1299 0.1417 0.0357 0.0508 0.0769 5.3897 2.5033 15.05.2006 1.4488 1.9220 30.0680 0.1289 0.1420 0.0355 0.0504 0.0792 5.3550 2.5902 16.05.2006 1.4474 1.8380 30.4915 0.1280 0.1416 0.0347 0.0499 0.0785 5.1771 2.5033 17.05.2006 1.4175 1.8887 31.6899 0.1284 0.1429 0.0344 0.0502 0.0787 5.2677 2.4163 18.05.2006 1.4868 1.8870 32.6384 0.1287 0.1437 0.0347 0.0495 0.0797 5.0932 2.2251 22.05.2006 1.5044 1.9650 33.5427 0.1283 0.1437 0.0344 0.0494 0.0805 5.1025 2.2686 23.05.2006 1.5162 1.9065 31.9948 0.1282 0.1428 0.0344 0.0494 0.0802 5.2652 2.1730 24.05.2006 1.5357 1.9637 32.6189 0.1285 0.1430 0.0338 0.0494 0.0809 4.9500 2.2425 25.05.2006 1.5385 1.9628 32.6487 0.1285 0.1439 0.0340 0.0497 0.0807 4.9932 2.3294 26.05.2006 1.5218 1.9408 32.6487 0.1276 0.1447 0.0338 0.0494 0.0801 4.9949 2.3120 29.05.2006 1.5216 1.9413 31.1518 0.1285 0.1449 0.0337 0.0504 0.0798 5.0652 2.2425 30.05.2006 1.5357 1.9774 31.6914 0.1292 0.1438 0.0338 0.0513 0.0806 5.0746 2.2164 31.05.2006 1.5589 2.0150 32.0853 0.1292 0.1437 0.0340 0.0522 0.0808 5.0949 2.1904 01.06.2006 1.5596 1.9830 31.4147 0.1284 0.1423 0.0344 0.0503 0.0805 4.9560 2.2599 02.06.2006 1.5260 2.0200 31.4760 0.1300 0.1424 0.0348 0.0490 0.0799 5.0364 2.1556 05.06.2006 1.5754 2.0360 31.1589 0.1325 0.1423 0.0350 0.0495 0.0810 5.0551 2.0947 238 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 06.06.2006 1.5548 2.0020 31.8525 0.1378 0.1424 0.0347 0.0495 0.0809 5.0576 2.0513 07.06.2006 1.5469 1.9190 32.1101 0.1381 0.1430 0.0351 0.0497 0.0804 4.9941 2.1121 08.06.2006 1.5452 1.9700 30.9200 0.1448 0.1430 0.0354 0.0495 0.0808 4.8797 2.1034 09.06.2006 1.5360 1.9314 31.4302 0.1457 0.1427 0.0354 0.0494 0.0805 4.9678 2.0600 12.06.2006 1.5379 1.9492 31.6181 0.1489 0.1433 0.0347 0.0495 0.0806 4.8712 1.9991 13.06.2006 1.5994 2.0050 31.3479 0.1494 0.1437 0.0344 0.0493 0.0816 4.9644 1.9904 14.06.2006 1.5886 2.0071 30.6589 0.1498 0.1431 0.0342 0.0503 0.0815 4.8755 2.0078 15.06.2006 1.5833 2.0098 30.3108 0.1550 0.1423 0.0340 0.0507 0.0815 4.7586 1.9991 16.06.2006 1.5822 1.9996 29.9676 0.1564 0.1422 0.0344 0.0510 0.0813 4.7382 2.0165 19.06.2006 1.5931 2.0012 29.9325 0.1575 0.1416 0.0348 0.0512 0.0817 4.8797 1.9818 20.06.2006 1.6077 2.0439 29.3168 0.1594 0.1419 0.0347 0.0514 0.0825 4.8238 1.9383 21.06.2006 1.6403 2.0904 28.7961 0.1593 0.1423 0.0358 0.0514 0.0842 4.9051 1.9557 22.06.2006 1.6595 2.1130 28.9964 0.1615 0.1421 0.0361 0.0519 0.0846 5.0280 1.8601 23.06.2006 1.6922 2.1450 29.3168 0.1675 0.1417 0.0364 0.0521 0.0868 5.0576 1.7731 26.06.2006 1.6824 2.0879 29.2911 0.1664 0.1421 0.0366 0.0522 0.0888 5.1288 1.8079 27.06.2006 1.6364 2.0387 29.5421 0.1702 0.1426 0.0369 0.0519 0.0892 5.1508 2.0426 28.06.2006 1.6107 2.0200 30.4939 0.1737 0.1419 0.0371 0.0524 0.0889 5.0813 2.0774 29.06.2006 1.6018 2.0130 31.3917 0.1801 0.1423 0.0373 0.0515 0.0880 4.9797 2.0774 30.06.2006 1.5686 2.0180 31.8525 0.1829 0.1428 0.0373 0.0510 0.0857 4.9992 2.0513 03.07.2006 1.5668 1.9696 31.0670 0.1783 0.1433 0.0369 0.0511 0.0845 5.1279 2.0947 04.07.2006 1.5339 1.9780 30.8809 0.1775 0.1538 0.0372 0.0513 0.0834 5.1872 2.0426 05.07.2006 1.5688 2.0320 30.0965 0.1799 0.1543 0.0373 0.0519 0.0853 5.1889 2.0687 06.07.2006 1.5867 1.9825 30.1993 0.1783 0.1648 0.0371 0.0515 0.0850 5.2118 2.0600 07.07.2006 1.5464 1.9856 31.0639 0.1763 0.1653 0.0377 0.0510 0.0841 5.0483 2.0600 10.07.2006 1.5499 1.9596 30.9600 0.1682 0.1758 0.0377 0.0510 0.0840 5.1085 2.0600 11.07.2006 1.5368 1.9643 30.8268 0.1619 0.1763 0.0374 0.0508 0.0826 5.0924 2.0600 12.07.2006 1.5425 1.9585 31.7749 0.1653 0.1868 0.0376 0.0508 0.0826 5.0873 1.9991 13.07.2006 1.5767 2.0024 31.4416 0.1676 0.1873 0.0372 0.0504 0.0842 5.0187 1.9731 14.07.2006 1.5737 1.9910 31.6011 0.1681 0.1978 0.0375 0.0503 0.0844 5.0458 1.8948 17.07.2006 1.5830 1.9830 31.1244 0.1664 0.1983 0.0370 0.0504 0.0847 4.9272 1.9557 18.07.2006 1.5740 1.9780 31.3318 0.1652 0.2088 0.0364 0.0511 0.0838 4.8916 1.9296 19.07.2006 1.5670 1.9513 32.2150 0.1647 0.2247 0.0365 0.0502 0.0831 4.8424 2.0252 20.07.2006 1.5445 1.9541 32.8178 0.1658 0.2219 0.0368 0.0498 0.0822 4.8738 1.9904 21.07.2006 1.5423 1.9611 33.3150 0.1650 0.2247 0.0367 0.0499 0.0818 5.0026 2.0165 24.07.2006 1.5448 1.9570 33.3150 0.1653 0.2274 0.0367 0.0500 0.0818 4.9517 2.0252 25.07.2006 1.5285 1.9361 32.7592 0.1650 0.2235 0.0364 0.0502 0.0809 4.9153 2.0774 26.07.2006 1.5158 1.9190 32.1889 0.1653 0.2228 0.0364 0.0499 0.0803 4.9992 2.1295 27.07.2006 1.4984 1.9070 31.8560 0.1657 0.2178 0.0364 0.0498 0.0792 4.9848 2.0861 28.07.2006 1.4944 1.9000 31.3722 0.1658 0.2145 0.0367 0.0492 0.0790 5.0220 2.0513 31.07.2006 1.4801 1.8932 30.2639 0.1671 0.2125 0.0363 0.0491 0.0784 5.0678 2.0687 01.08.2006 1.4948 1.9050 30.5367 0.1719 0.2144 0.0361 0.0490 0.0789 5.1025 2.0774 02.08.2006 1.4984 1.9128 30.2043 0.1713 0.2124 0.0361 0.0489 0.0786 5.1042 2.1034 03.08.2006 1.4869 1.8997 30.7374 0.1711 0.2092 0.0361 0.0490 0.0785 5.0314 2.2599 04.08.2006 1.4817 1.8819 30.5448 0.1710 0.2142 0.0362 0.0483 0.0779 5.1000 2.3468 07.08.2006 1.4583 1.8687 30.4983 0.1709 0.2124 0.0369 0.0487 0.0769 5.0813 2.3990 08.08.2006 1.4571 1.8727 30.8412 0.1696 0.2164 0.0364 0.0484 0.0770 5.1686 2.4337 09.08.2006 1.4468 1.8531 31.4295 0.1679 0.2162 0.0363 0.0486 0.0767 5.1101 2.5902 10.08.2006 1.4436 1.8398 31.0870 0.1679 0.2114 0.0363 0.0486 0.0768 5.1610 2.5380 11.08.2006 1.4404 1.8365 30.5932 0.1681 0.2093 0.0366 0.0491 0.0764 5.1508 2.4859 14.08.2006 1.4519 1.8527 30.5415 0.1685 0.2110 0.0365 0.0495 0.0767 5.1618 2.6076 15.08.2006 1.4647 1.8459 30.5316 0.1667 0.2140 0.0370 0.0488 0.0767 5.1864 2.5902 16.08.2006 1.4442 1.8420 30.2697 0.1657 0.2078 0.0373 0.0481 0.0752 5.2355 2.5206 17.08.2006 1.4303 1.8378 30.0238 0.1652 0.2029 0.0372 0.0481 0.0744 5.3304 2.5728 18.08.2006 1.4355 1.8384 29.9266 0.1657 0.2059 0.0370 0.0479 0.0748 5.3889 2.5206 21.08.2006 1.4473 1.8720 29.5007 0.1657 0.2071 0.0370 0.0477 0.0750 5.3474 2.4859 22.08.2006 1.4467 1.8650 29.3853 0.1653 0.2070 0.0369 0.0476 0.0751 5.3160 2.5206 239 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 23.08.2006 1.4495 1.8670 29.3502 0.1655 0.2088 0.0366 0.0478 0.0761 5.3414 2.5033 24.08.2006 1.4719 1.8900 29.0171 0.1650 0.2134 0.0357 0.0477 0.0767 5.2804 2.4859 25.08.2006 1.4719 1.8880 28.4591 0.1650 0.2110 0.0358 0.0475 0.0771 5.2584 2.4685 28.08.2006 1.4770 1.9010 29.2130 0.1653 0.2130 0.0357 0.0477 0.0771 5.1618 2.4859 29.08.2006 1.4672 1.8827 29.2371 0.1647 0.2121 0.0355 0.0476 0.0771 5.2186 2.4859 31.08.2006 1.4468 1.8827 29.3743 0.1646 0.2076 0.0355 0.0473 0.0760 5.2415 2.5033 01.09.2006 1.4598 1.8636 29.6779 0.1646 0.2105 0.0359 0.0470 0.0759 5.2736 2.5728 04.09.2006 1.4497 1.8479 29.6400 0.1645 0.2085 0.0357 0.0468 0.0760 5.2736 2.5728 05.09.2006 1.4410 1.8590 29.5557 0.1658 0.2065 0.0355 0.0473 0.0756 5.2965 2.4685 06.09.2006 1.4511 1.8648 29.0356 0.1669 0.2093 0.0355 0.0475 0.0755 5.3092 2.3990 07.09.2006 1.4712 1.8642 29.0356 0.1800 0.2150 0.0356 0.0474 0.0759 5.3067 2.4163 08.09.2006 1.4698 1.8580 29.2973 0.1790 0.2176 0.0359 0.0471 0.0758 5.2652 2.3816 11.09.2006 1.4752 1.8782 29.3147 0.1776 0.2209 0.0364 0.0474 0.0764 5.2016 2.4859 12.09.2006 1.4689 1.8552 29.2567 0.1767 0.2191 0.0363 0.0471 0.0761 5.2525 2.4337 13.09.2006 1.4612 1.8565 29.7141 0.1800 0.2180 0.0363 0.0470 0.0759 5.2745 2.4163 14.09.2006 1.4692 1.8624 29.9568 0.1787 0.2249 0.0366 0.0474 0.0759 5.2991 2.4685 15.09.2006 1.4657 1.8407 29.3666 0.1792 0.2281 0.0367 0.0476 0.0758 5.3448 2.4859 18.09.2006 1.4540 1.8570 30.5287 0.1795 0.2180 0.0365 0.0478 0.0756 5.3821 2.4859 19.09.2006 1.4608 1.8517 28.1546 0.1788 0.2207 0.0366 0.0469 0.0755 5.4177 2.4859 20.09.2006 1.4638 1.8531 28.2443 0.1785 0.2204 0.0366 0.0470 0.0756 5.4414 2.4337 21.09.2006 1.4677 1.8750 27.9879 0.1780 0.2208 0.0371 0.0460 0.0761 5.3634 2.2947 22.09.2006 1.5241 1.9341 27.9435 0.1778 0.2373 0.0366 0.0455 0.0764 5.4507 2.2773 25.09.2006 1.5009 1.9344 27.1171 0.1757 0.2319 0.0366 0.0451 0.0763 5.4837 2.2425 26.09.2006 1.5157 1.9051 27.4930 0.1761 0.2378 0.0365 0.0456 0.0764 5.4549 2.2773 27.09.2006 1.4862 1.8934 27.5225 0.1760 0.2318 0.0355 0.0456 0.0760 5.5041 2.3120 28.09.2006 1.4909 1.9006 27.5493 0.1758 0.2324 0.0350 0.0458 0.0765 5.5608 2.2773 29.09.2006 1.4961 1.9066 27.6553 0.1733 0.2368 0.0352 0.0459 0.0769 5.5558 2.3120 02.10.2006 1.5058 1.9062 28.5140 0.1725 0.2471 0.0354 0.0455 0.0764 5.5447 2.2947 03.10.2006 1.4926 1.9107 28.5175 0.1740 0.2462 0.0357 0.0456 0.0767 5.5447 2.2599 04.10.2006 1.5074 1.9009 28.6099 0.1748 0.2532 0.0358 0.0449 0.0767 5.5422 2.2773 05.10.2006 1.4885 1.8933 28.5859 0.1745 0.2440 0.0357 0.0455 0.0765 5.5549 2.2251 06.10.2006 1.4843 1.8720 29.0781 0.1794 0.2386 0.0360 0.0465 0.0762 5.6100 2.2425 09.10.2006 1.4942 1.8813 29.0659 0.1785 0.2397 0.0358 0.0474 0.0762 5.6591 2.2599 10.10.2006 1.4910 1.8660 29.0151 0.1790 0.2356 0.0359 0.0472 0.0763 5.6600 2.2947 11.10.2006 1.4817 1.8610 28.2655 0.1794 0.2317 0.0360 0.0475 0.0764 5.6617 2.3642 12.10.2006 1.4814 1.8413 28.0484 0.1800 0.2335 0.0362 0.0474 0.0760 5.6854 2.3642 13.10.2006 1.4641 1.8280 27.6733 0.1800 0.2262 0.0367 0.0473 0.0761 5.6676 2.3642 16.10.2006 1.4682 1.8352 27.2191 0.1810 0.2282 0.0367 0.0474 0.0762 5.6845 2.3120 17.10.2006 1.4679 1.8480 27.9568 0.1808 0.2273 0.0366 0.0473 0.0761 5.6794 2.4163 18.10.2006 1.4691 1.8273 27.5729 0.1802 0.2322 0.0368 0.0473 0.0757 5.6998 2.3990 19.10.2006 1.4542 1.8319 27.7178 0.1792 0.2272 0.0368 0.0476 0.0755 5.5752 2.3642 20.10.2006 1.4491 1.8280 27.2796 0.1789 0.2264 0.0365 0.0476 0.0759 5.6125 2.4163 26.10.2006 1.4437 1.8231 27.6068 0.1790 0.2219 0.0366 0.0470 0.0747 5.5676 2.4163 27.10.2006 1.4410 1.8319 28.1319 0.1802 0.2207 0.0368 0.0464 0.0745 5.5668 2.3642 30.10.2006 1.4491 1.8419 28.2931 0.1800 0.2261 0.0370 0.0464 0.0748 5.6108 2.4337 31.10.2006 1.4530 1.8476 28.0155 0.1796 0.2335 0.0373 0.0456 0.0745 5.5854 2.4511 01.11.2006 1.4471 1.8462 27.7914 0.1795 0.2319 0.0373 0.0452 0.0739 5.5142 2.3468 02.11.2006 1.4523 1.8740 28.0464 0.1778 0.2338 0.0374 0.0455 0.0746 5.5151 2.3468 03.11.2006 1.4592 1.8267 28.0464 0.1775 0.2370 0.0374 0.0470 0.0746 5.5295 2.3294 06.11.2006 1.4404 1.8292 28.0464 0.1781 0.2299 0.0371 0.0467 0.0747 5.5210 2.3642 07.11.2006 1.4344 1.8423 28.0464 0.1793 0.2261 0.0371 0.0464 0.0738 5.5032 2.3294 08.11.2006 1.4478 1.8590 27.9024 0.1796 0.2269 0.0367 0.0460 0.0740 5.5397 2.3468 09.11.2006 1.4414 1.8421 27.9601 0.1799 0.2255 0.0362 0.0460 0.0739 5.5066 2.3120 10.11.2006 1.4391 1.8495 27.1164 0.1798 0.2237 0.0364 0.0457 0.0738 5.5253 2.2773 13.11.2006 1.4422 1.8510 28.0477 0.1812 0.2260 0.0368 0.0460 0.0741 5.5532 2.3294 14.11.2006 1.4404 1.8570 28.7387 0.1801 0.2273 0.0371 0.0456 0.0738 5.5812 2.3468 240 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 15.11.2006 1.4417 1.8520 29.3357 0.1805 0.2267 0.0369 0.0463 0.0737 5.5829 2.3120 16.11.2006 1.4314 1.8450 29.0653 0.1804 0.2243 0.0371 0.0469 0.0737 5.5735 2.2773 17.11.2006 1.4359 1.8500 29.1581 0.1814 0.2276 0.0370 0.0460 0.0739 5.5702 2.2773 20.11.2006 1.4486 1.8501 29.2276 0.1815 0.2319 0.0365 0.0460 0.0741 5.5803 2.2425 21.11.2006 1.4502 1.8780 29.2078 0.1816 0.2314 0.0367 0.0458 0.0742 5.5769 2.2077 22.11.2006 1.4643 1.8963 29.1201 0.1816 0.2316 0.0366 0.0456 0.0744 5.6506 2.2251 23.11.2006 1.4693 1.9100 29.2371 0.1815 0.2321 0.0369 0.0455 0.0745 5.6362 2.1730 24.11.2006 1.4695 1.9120 29.1038 0.1814 0.2325 0.0370 0.0455 0.0747 5.6286 2.2251 27.11.2006 1.4587 1.9250 29.1839 0.1815 0.2288 0.0368 0.0454 0.0748 5.6481 2.1730 28.11.2006 1.4746 1.9370 28.8673 0.1815 0.2321 0.0365 0.0450 0.0749 5.6617 2.2077 29.11.2006 1.4590 1.9240 28.9013 0.1809 0.2283 0.0365 0.0452 0.0746 5.6608 2.2077 30.11.2006 1.4448 1.9220 28.7820 0.1816 0.2280 0.0364 0.0445 0.0738 5.6625 2.1730 01.12.2006 1.4390 1.9327 29.2005 0.1813 0.2290 0.0368 0.0439 0.0739 5.6184 2.1730 04.12.2006 1.4491 1.9330 29.5263 0.1830 0.2332 0.0364 0.0439 0.0740 5.5363 2.1904 05.12.2006 1.4491 1.9270 29.8005 0.1838 0.2342 0.0364 0.0439 0.0740 5.5363 2.1730 06.12.2006 1.4385 1.9230 29.8612 0.1843 0.2331 0.0362 0.0445 0.0736 5.5473 2.2773 07.12.2006 1.4257 1.8902 29.8865 0.1846 0.2301 0.0365 0.0445 0.0726 5.5219 2.2425 08.12.2006 1.4266 1.8964 30.0330 0.1843 0.2295 0.0363 0.0453 0.0727 5.4905 2.2599 11.12.2006 1.4259 1.8813 30.0577 0.1838 0.2319 0.0360 0.0450 0.0728 5.5151 2.2251 12.12.2006 1.4164 1.8825 29.8775 0.1829 0.2286 0.0358 0.0446 0.0724 5.5608 2.1904 13.12.2006 1.4192 1.8748 30.0238 0.1825 0.2283 0.0361 0.0455 0.0724 5.5439 2.2599 14.12.2006 1.4155 1.8740 30.1675 0.1825 0.2260 0.0363 0.0458 0.0723 5.5769 2.2773 15.12.2006 1.4144 1.8506 29.9508 0.1829 0.2242 0.0367 0.0457 0.0719 5.5651 2.2425 18.12.2006 1.4180 1.8565 29.8246 0.1830 0.2251 0.0368 0.0456 0.0720 5.6032 2.1730 19.12.2006 1.4260 1.8880 29.6030 0.1831 0.2286 0.0371 0.0457 0.0720 5.6024 2.1904 20.12.2006 1.4214 1.8840 28.8645 0.1825 0.2274 0.0371 0.0457 0.0720 5.6388 2.1817 21.12.2006 1.4206 1.8707 29.2480 0.1829 0.2272 0.0373 0.0451 0.0721 5.6489 2.1730 22.12.2006 1.4176 1.8666 28.9336 0.1833 0.2261 0.0377 0.0459 0.0719 5.6600 2.1382 25.12.2006 1.4212 1.8609 28.9566 0.1845 0.2271 0.0378 0.0467 0.0717 5.6506 2.1208 26.12.2006 1.4188 1.8598 28.8040 0.1850 0.2259 0.0379 0.0458 0.0719 5.6354 2.1208 27.12.2006 1.4182 1.8624 28.7603 0.1863 0.2267 0.0381 0.0464 0.0720 5.6396 2.1556 28.12.2006 1.4121 1.8570 28.6401 0.1854 0.2253 0.0382 0.0468 0.0722 5.6430 2.1382 04.01.2007 1.4076 1.8610 28.6512 0.1840 0.2230 0.0384 0.0461 0.0717 5.6591 2.1208 05.01.2007 1.4256 1.8750 28.5026 0.1836 0.2261 0.0388 0.0465 0.0723 5.6591 2.0513 08.01.2007 1.4382 1.8654 28.5169 0.1830 0.2278 0.0389 0.0466 0.0724 5.6252 2.0165 09.01.2007 1.4256 1.8630 28.4197 0.1834 0.2267 0.0389 0.0466 0.0727 5.7667 1.9818 10.01.2007 1.4438 1.8780 28.5143 0.1825 0.2301 0.0386 0.0468 0.0728 5.8370 2.0861 11.01.2007 1.4311 1.8416 28.8008 0.1821 0.2275 0.0387 0.0473 0.0724 5.8218 2.1295 12.01.2007 1.4253 1.8520 28.7376 0.1802 0.2265 0.0386 0.0476 0.0726 5.7752 2.1990 15.01.2007 1.4192 1.8320 28.7367 0.1800 0.2246 0.0390 0.0474 0.0725 5.7692 2.1904 16.01.2007 1.4206 1.8399 28.8831 0.1796 0.2245 0.0389 0.0478 0.0725 5.8074 2.2077 17.01.2007 1.4241 1.8350 28.8831 0.1788 0.2268 0.0392 0.0475 0.0725 5.7989 2.3294 18.01.2007 1.4155 1.8430 28.8831 0.1786 0.2242 0.0393 0.0478 0.0724 5.8421 2.2773 19.01.2007 1.4093 1.8350 28.8831 0.1761 0.2233 0.0391 0.0477 0.0723 5.8878 2.3294 22.01.2007 1.4031 1.8159 28.7342 0.1749 0.2196 0.0393 0.0481 0.0725 5.9404 2.3642 23.01.2007 1.4040 1.8400 28.2935 0.1763 0.2193 0.0393 0.0481 0.0724 5.9472 2.4337 24.01.2007 1.4063 1.8254 28.3328 0.1761 0.2209 0.0393 0.0487 0.0729 5.8955 2.4859 25.01.2007 1.4077 1.8409 28.2842 0.1759 0.2179 0.0393 0.0487 0.0733 5.9124 2.4163 26.01.2007 1.4242 1.8360 28.4075 0.1754 0.2206 0.0396 0.0488 0.0733 5.9946 2.3816 29.01.2007 1.4191 1.8343 28.3751 0.1755 0.2175 0.0397 0.0487 0.0734 5.9446 2.3990 30.01.2007 1.4211 1.8354 28.4728 0.1760 0.2188 0.0394 0.0482 0.0732 6.0107 2.3816 31.01.2007 1.4125 1.8301 28.6947 0.1761 0.2159 0.0395 0.0483 0.0727 6.1039 2.4859 01.02.2007 1.3991 1.8217 28.8760 0.1761 0.2114 0.0398 0.0482 0.0728 6.1335 2.6076 02.02.2007 1.3961 1.8085 28.6978 0.1775 0.2098 0.0399 0.0480 0.0727 6.0590 2.5902 05.02.2007 1.3997 1.8180 28.8747 0.1810 0.2129 0.0400 0.0476 0.0726 6.0852 2.5728 06.02.2007 1.3934 1.8069 28.7448 0.1808 0.2109 0.0401 0.0473 0.0725 6.0895 2.5554 241 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 07.02.2007 1.3939 1.8173 28.8156 0.1800 0.2114 0.0401 0.0473 0.0725 6.0149 2.5554 08.02.2007 1.3970 1.8223 29.0489 0.1800 0.2131 0.0400 0.0478 0.0727 6.0691 2.6423 09.02.2007 1.3916 1.8105 29.0474 0.1764 0.2116 0.0398 0.0480 0.0731 6.1496 2.6597 12.02.2007 1.4021 1.8300 29.6273 0.1769 0.2120 0.0395 0.0481 0.0730 6.2454 2.6771 13.02.2007 1.3982 1.8179 29.3769 0.1785 0.2109 0.0391 0.0472 0.0726 6.2157 2.7119 14.02.2007 1.3899 1.8191 29.3324 0.1771 0.2074 0.0393 0.0469 0.0726 6.2454 2.8509 15.02.2007 1.3814 1.8181 29.2895 0.1759 0.2049 0.0394 0.0468 0.0726 6.1420 2.9205 16.02.2007 1.3808 1.8190 29.4793 0.1762 0.2045 0.0396 0.0467 0.0724 6.1589 2.9205 19.02.2007 1.3778 1.8051 29.4979 0.1761 0.2032 0.0399 0.0469 0.0725 6.0827 2.8509 20.02.2007 1.3746 1.8129 29.1250 0.1765 0.2015 0.0400 0.0473 0.0724 6.1208 2.7293 21.02.2007 1.3772 1.8120 29.2438 0.1770 0.2044 0.0401 0.0467 0.0726 6.1708 2.8336 22.02.2007 1.3751 1.8040 29.3572 0.1776 0.2048 0.0400 0.0462 0.0724 6.1479 2.7814 23.02.2007 1.3750 1.8097 29.4418 0.1774 0.2060 0.0396 0.0447 0.0732 6.1369 2.7466 26.02.2007 1.3783 1.8128 29.4838 0.1796 0.2079 0.0397 0.0453 0.0734 6.1090 2.5902 27.02.2007 1.3912 1.8445 29.5687 0.1795 0.2094 0.0399 0.0451 0.0735 6.1335 2.6597 28.02.2007 1.4120 1.8660 29.9217 0.1774 0.2137 0.0400 0.0445 0.0737 6.1047 2.4337 01.03.2007 1.4079 1.8607 29.8226 0.1741 0.2120 0.0398 0.0443 0.0744 6.1157 2.4337 02.03.2007 1.4184 1.8690 29.8694 0.1755 0.2122 0.0401 0.0448 0.0738 6.0708 2.4163 05.03.2007 1.4488 1.8900 29.6440 0.1750 0.2177 0.0398 0.0445 0.0734 6.1301 2.4685 06.03.2007 1.4293 1.8784 29.5874 0.1717 0.2161 0.0394 0.0445 0.0731 6.0132 2.4337 07.03.2007 1.4248 1.8730 29.6325 0.1710 0.2150 0.0391 0.0455 0.0731 5.9344 2.5206 08.03.2007 1.4150 1.8610 29.4743 0.1701 0.2139 0.0389 0.0450 0.0732 5.8480 2.5728 09.03.2007 1.4128 1.8490 29.4128 0.1686 0.2153 0.0388 0.0442 0.0733 5.8125 2.5206 12.03.2007 1.3981 1.8472 30.0073 0.1662 0.2133 0.0386 0.0443 0.0736 5.7040 2.4859 13.03.2007 1.4036 1.8522 30.2745 0.1579 0.2148 0.0384 0.0446 0.0731 5.7752 2.4163 14.03.2007 1.4184 1.8689 30.2175 0.1583 0.2178 0.0386 0.0447 0.0731 5.7269 2.4685 15.03.2007 1.4023 1.8560 30.4647 0.1575 0.2161 0.0387 0.0450 0.0728 5.8218 2.5033 16.03.2007 1.3998 1.8710 30.1772 0.1594 0.2157 0.0389 0.0448 0.0725 5.8108 2.5033 19.03.2007 1.3922 1.8600 30.4693 0.1605 0.2137 0.0391 0.0442 0.0725 5.7930 2.5033 20.03.2007 1.3859 1.8510 29.7339 0.1641 0.2107 0.0390 0.0448 0.0722 5.6803 2.5902 21.03.2007 1.3884 1.8570 29.8027 0.1641 0.2115 0.0389 0.0451 0.0722 5.5066 2.6250 22.03.2007 1.3756 1.8490 29.7591 0.1643 0.2085 0.0386 0.0448 0.0724 5.6040 2.6250 23.03.2007 1.3763 1.8410 29.7889 0.1636 0.2083 0.0390 0.0450 0.0725 5.6566 2.5554 26.03.2007 1.3782 1.8510 29.7281 0.1627 0.2088 0.0390 0.0449 0.0728 5.7769 2.5033 27.03.2007 1.3823 1.8480 29.5672 0.1594 0.2099 0.0394 0.0453 0.0726 5.7718 2.4685 28.03.2007 1.3859 1.8607 29.3978 0.1756 0.2112 0.0393 0.0454 0.0725 5.7659 2.5380 29.03.2007 1.3851 1.8452 29.5523 0.1753 0.2110 0.0393 0.0454 0.0726 6.0471 2.5728 30.03.2007 1.3791 1.8360 29.4054 0.1755 0.2107 0.0392 0.0456 0.0723 6.0268 2.5554 02.04.2007 1.3803 1.8530 29.3278 0.1755 0.2098 0.0396 0.0455 0.0722 5.9192 2.6076 03.04.2007 1.3762 1.8400 29.4551 0.1758 0.2082 0.0397 0.0457 0.0721 5.9810 2.6945 04.04.2007 1.3631 1.8350 29.3860 0.1760 0.2047 0.0398 0.0467 0.0720 5.9150 2.7814 05.04.2007 1.3615 1.8277 29.5969 0.1760 0.2045 0.0399 0.0466 0.0721 6.0217 2.7814 06.04.2007 1.3582 1.8310 29.4843 0.1761 0.2041 0.0401 0.0463 0.0721 6.0361 2.8509 09.04.2007 1.3640 1.8360 29.4956 0.1760 0.2041 0.0402 0.0465 0.0721 6.0192 2.7293 10.04.2007 1.3674 1.8328 29.2240 0.1745 0.2056 0.0404 0.0465 0.0721 6.1090 2.7466 11.04.2007 1.3613 1.8289 29.5602 0.1724 0.2057 0.0405 0.0468 0.0721 6.0319 2.7293 12.04.2007 1.3679 1.8461 29.6234 0.1745 0.2053 0.0403 0.0467 0.0719 6.0386 2.7293 13.04.2007 1.3657 1.8530 29.7780 0.1731 0.2066 0.0404 0.0461 0.0718 6.1081 2.8162 16.04.2007 1.3516 1.8390 29.4340 0.1732 0.2050 0.0408 0.0457 0.0717 6.0954 2.7988 17.04.2007 1.3503 1.8223 29.2227 0.1721 0.2044 0.0410 0.0457 0.0715 6.1132 2.6945 18.04.2007 1.3415 1.8278 29.2105 0.1711 0.2027 0.0412 0.0457 0.0712 6.1479 2.7293 19.04.2007 1.3518 1.8282 29.3316 0.1725 0.2051 0.0415 0.0455 0.0711 6.2310 2.9031 20.04.2007 1.3351 1.8200 29.5436 0.1742 0.1999 0.0414 0.0452 0.0708 6.2759 2.8509 24.04.2007 1.3350 1.8250 29.5107 0.1750 0.1999 0.0413 0.0454 0.0707 6.2166 2.9031 25.04.2007 1.3269 1.8051 29.5323 0.1745 0.1989 0.0411 0.0459 0.0708 6.1318 2.8336 26.04.2007 1.3230 1.8103 29.7861 0.1729 0.1972 0.0414 0.0459 0.0709 6.3258 2.7293 242 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 27.04.2007 1.3265 1.8091 29.8531 0.1714 0.1978 0.0415 0.0452 0.0712 6.3250 2.6076 30.04.2007 1.3597 1.8550 29.7820 0.1689 0.2062 0.0413 0.0454 0.0716 6.3131 2.5033 01.05.2007 1.3751 1.8750 29.8354 0.1678 0.2067 0.0412 0.0455 0.0715 6.3885 2.5380 02.05.2007 1.3514 1.8530 29.8566 0.1646 0.2032 0.0414 0.0460 0.0714 6.5046 2.5728 03.05.2007 1.3458 1.8350 29.7722 0.1646 0.2039 0.0417 0.0455 0.0713 6.4182 2.5380 04.05.2007 1.3470 1.8220 29.8748 0.1650 0.2048 0.0418 0.0455 0.0713 6.4216 2.5554 07.05.2007 1.3328 1.8230 29.8509 0.1636 0.2016 0.0414 0.0454 0.0712 6.4334 2.5206 08.05.2007 1.3314 1.8010 29.6436 0.1680 0.2014 0.0412 0.0459 0.0711 6.4275 2.5554 09.05.2007 1.3306 1.8003 29.7049 0.1620 0.2021 0.0417 0.0456 0.0711 6.4139 2.5380 10.05.2007 1.3315 1.8100 29.7890 0.1625 0.2033 0.0419 0.0458 0.0711 6.4207 2.5206 11.05.2007 1.3397 1.7969 29.6724 0.1648 0.2045 0.0417 0.0461 0.0711 6.4046 2.5728 14.05.2007 1.3276 1.7919 29.3001 0.1644 0.2023 0.0419 0.0463 0.0711 6.4707 2.5728 15.05.2007 1.3299 1.7917 28.9458 0.1636 0.2036 0.0417 0.0463 0.0709 6.3801 2.5728 16.05.2007 1.3160 1.7815 28.9927 0.1636 0.2016 0.0418 0.0468 0.0710 6.3292 2.5902 17.05.2007 1.3157 1.7890 29.7013 0.1638 0.1992 0.0418 0.0473 0.0710 6.3258 2.6076 18.05.2007 1.3225 1.7920 29.8373 0.1625 0.2003 0.0417 0.0472 0.0713 6.4224 2.5956 21.05.2007 1.3143 1.7750 29.4302 0.1629 0.1980 0.0422 0.0476 0.0711 6.3699 2.5782 22.05.2007 1.3131 1.7770 29.3717 0.1625 0.1967 0.0425 0.0478 0.0711 6.3445 2.5956 23.05.2007 1.3184 1.7820 29.6281 0.1626 0.1969 0.0427 0.0479 0.0716 6.3623 2.5608 24.05.2007 1.3239 1.7767 29.6416 0.1661 0.1981 0.0428 0.0480 0.0715 5.9971 2.5434 25.05.2007 1.3250 1.7860 29.5020 0.1644 0.1980 0.0428 0.0483 0.0713 5.9666 2.5434 28.05.2007 1.3182 1.7690 29.3786 0.1631 0.1967 0.0429 0.0484 0.0714 5.9700 2.5434 29.05.2007 1.3178 1.7737 29.0760 0.1618 0.1964 0.0431 0.0486 0.0713 5.8684 2.5434 30.05.2007 1.3244 1.7776 28.8578 0.1610 0.1973 0.0434 0.0492 0.0713 5.9311 2.5956 31.05.2007 1.3157 1.7641 28.7901 0.1609 0.1969 0.0432 0.0491 0.0713 5.9632 2.5956 01.06.2007 1.3058 1.7580 28.7284 0.1623 0.1951 0.0435 0.0497 0.0713 5.8972 2.5608 04.06.2007 1.3044 1.7700 28.5210 0.1650 0.1935 0.0436 0.0493 0.0715 5.9395 2.6305 05.06.2007 1.3049 1.7750 28.2071 0.1640 0.1913 0.0437 0.0506 0.0724 5.9107 2.6305 06.06.2007 1.3118 1.7820 28.2496 0.1638 0.1926 0.0438 0.0505 0.0736 5.8446 2.6130 07.06.2007 1.3141 1.7840 28.0663 0.1625 0.1930 0.0440 0.0507 0.0733 5.7921 2.5434 08.06.2007 1.3442 1.7880 28.2470 0.1628 0.1972 0.0444 0.0518 0.0739 5.9234 2.5434 11.06.2007 1.3309 1.7797 28.2735 0.1621 0.1954 0.0444 0.0514 0.0741 5.8252 2.4911 12.06.2007 1.3281 1.7704 28.2709 0.1626 0.1960 0.0446 0.0516 0.0735 5.7303 2.4388 13.06.2007 1.3398 1.7800 28.1160 0.1631 0.1982 0.0442 0.0510 0.0732 5.7252 2.4040 14.06.2007 1.3266 1.7535 28.0901 0.1635 0.1960 0.0446 0.0506 0.0730 5.7210 2.5085 15.06.2007 1.3162 1.7510 28.1752 0.1630 0.1937 0.0448 0.0500 0.0726 5.6007 2.5085 18.06.2007 1.2968 1.7490 28.1126 0.1608 0.1911 0.0448 0.0505 0.0728 5.6998 2.4737 19.06.2007 1.2954 1.7500 28.0052 0.1598 0.1910 0.0451 0.0507 0.0732 5.7904 2.4737 20.06.2007 1.2949 1.7460 28.0333 0.1590 0.1918 0.0454 0.0502 0.0735 5.8845 2.4563 21.06.2007 1.3038 1.7428 28.3450 0.1585 0.1933 0.0452 0.0496 0.0735 5.8548 2.4388 22.06.2007 1.3018 1.7474 28.3318 0.1568 0.1935 0.0453 0.0497 0.0736 5.8675 2.4388 25.06.2007 1.3083 1.7760 28.4032 0.1561 0.1943 0.0453 0.0496 0.0736 5.8480 2.4911 26.06.2007 1.3188 1.7681 28.5723 0.1554 0.1954 0.0449 0.0502 0.0732 5.7548 2.4563 27.06.2007 1.3241 1.7748 28.2065 0.1593 0.1953 0.0452 0.0493 0.0731 5.7252 2.5085 28.06.2007 1.3138 1.7710 28.2006 0.1581 0.1938 0.0452 0.0489 0.0730 5.7108 2.5434 29.06.2007 1.3037 1.7620 28.0627 0.1567 0.1932 0.0451 0.0494 0.0728 5.6074 2.6130 02.07.2007 1.2971 1.7564 28.1063 0.1544 0.1914 0.0449 0.0505 0.0733 5.5973 2.6479 03.07.2007 1.2868 1.7501 27.9404 0.1530 0.1896 0.0450 0.0510 0.0733 5.6083 2.7350 04.07.2007 1.2868 1.7478 27.6166 0.1530 0.1916 0.0448 0.0506 0.0732 5.6159 2.8047 05.07.2007 1.2866 1.7566 27.6608 0.1525 0.1913 0.0451 0.0493 0.0735 5.5930 2.8569 06.07.2007 1.2900 1.7469 27.6951 0.1523 0.1927 0.0452 0.0497 0.0734 5.6778 2.8918 09.07.2007 1.2790 1.7530 27.6936 0.1518 0.1909 0.0448 0.0502 0.0734 5.6905 2.8395 10.07.2007 1.2795 1.7630 27.6641 0.1511 0.1909 0.0451 0.0501 0.0733 5.6261 2.8221 11.07.2007 1.2858 1.7790 27.6825 0.1514 0.1936 0.0455 0.0495 0.0732 5.6676 2.9963 12.07.2007 1.2802 1.7670 27.8351 0.1525 0.1930 0.0458 0.0497 0.0733 5.6659 3.0311 13.07.2007 1.2659 1.7341 27.6966 0.1539 0.1892 0.0460 0.0492 0.0734 5.5532 3.1182 243 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 16.07.2007 1.2646 1.7408 27.6966 0.1538 0.1894 0.0460 0.0493 0.0731 5.4795 3.0834 17.07.2007 1.2715 1.7457 27.5765 0.1556 0.1910 0.0454 0.0485 0.0731 5.5405 3.2228 18.07.2007 1.2707 1.7493 27.4982 0.1577 0.1900 0.0453 0.0485 0.0730 5.5625 3.3099 19.07.2007 1.2599 1.7500 27.6119 0.1651 0.1876 0.0457 0.0481 0.0732 5.5803 3.4144 20.07.2007 1.2596 1.7640 27.5124 0.1654 0.1862 0.0459 0.0478 0.0734 5.5151 3.6060 23.07.2007 1.2473 1.7158 27.4974 0.1656 0.1841 0.0456 0.0460 0.0741 5.4939 3.4666 24.07.2007 1.2352 1.7155 27.5303 0.1655 0.1833 0.0457 0.0459 0.0745 5.5286 3.3970 25.07.2007 1.2406 1.7140 27.5493 0.1657 0.1841 0.0454 0.0463 0.0750 5.4168 3.1879 26.07.2007 1.2599 1.7560 27.6673 0.1667 0.1849 0.0455 0.0458 0.0744 5.4524 3.2402 27.07.2007 1.3012 1.7680 27.9868 0.1664 0.1914 0.0447 0.0462 0.0745 5.3745 3.3099 30.07.2007 1.2997 1.7770 27.8916 0.1650 0.1887 0.0446 0.0461 0.0738 5.3253 3.3795 31.07.2007 1.2737 1.7470 27.7102 0.1646 0.1867 0.0445 0.0450 0.0732 5.1754 3.2576 01.08.2007 1.3000 1.7680 27.4006 0.1663 0.1893 0.0443 0.0456 0.0733 5.1525 3.2402 02.08.2007 1.2779 1.7510 27.6143 0.1656 0.1861 0.0436 0.0460 0.0730 5.1491 3.1531 03.08.2007 1.2650 1.7470 27.8758 0.1657 0.1849 0.0433 0.0471 0.0725 5.3143 3.1705 06.08.2007 1.2732 1.7545 28.0223 0.1663 0.1857 0.0432 0.0458 0.0728 5.1855 3.1879 07.08.2007 1.2660 1.7520 27.7594 0.1685 0.1848 0.0436 0.0458 0.0728 5.2889 3.3099 08.08.2007 1.2544 1.7330 28.0976 0.1711 0.1840 0.0434 0.0456 0.0727 5.2516 3.1531 09.08.2007 1.2661 1.7470 27.6633 0.1724 0.1843 0.0439 0.0450 0.0732 5.1686 3.1357 10.08.2007 1.2897 1.7670 27.5736 0.1700 0.1884 0.0434 0.0444 0.0742 5.3372 3.2228 13.08.2007 1.2824 1.7424 27.3083 0.1699 0.1874 0.0433 0.0431 0.0760 5.4211 3.2053 14.08.2007 1.2952 1.7830 27.7998 0.1659 0.1881 0.0436 0.0435 0.0755 5.3041 3.1357 15.08.2007 1.3297 1.7836 27.7211 0.1635 0.1939 0.0444 0.0430 0.0752 5.1135 2.9440 16.08.2007 1.3816 1.8670 27.8636 0.1635 0.2000 0.0437 0.0426 0.0759 5.2415 3.1531 17.08.2007 1.3870 1.8350 27.4224 0.1625 0.1995 0.0427 0.0435 0.0747 5.1593 3.0834 20.08.2007 1.3373 1.8170 27.7358 0.1631 0.1946 0.0430 0.0439 0.0744 4.9814 2.9789 21.08.2007 1.3620 1.8360 27.4567 0.1630 0.1980 0.0429 0.0443 0.0746 5.1771 3.1182 22.08.2007 1.3364 1.8010 27.3872 0.1630 0.1947 0.0422 0.0436 0.0743 5.2398 3.0660 23.08.2007 1.3135 1.7950 27.7530 0.1612 0.1921 0.0408 0.0423 0.0746 5.2152 3.0660 24.08.2007 1.3228 1.7967 27.5286 0.1612 0.1960 0.0406 0.0429 0.0744 5.3245 3.1008 27.08.2007 1.3075 1.7980 27.3417 0.1610 0.1940 0.0406 0.0422 0.0742 5.3414 3.0660 28.08.2007 1.3174 1.8080 27.3368 0.1610 0.1953 0.0399 0.0426 0.0738 5.3609 3.1008 29.08.2007 1.3233 1.8000 28.0562 0.1610 0.1961 0.0412 0.0426 0.0734 5.3601 3.2576 31.08.2007 1.2905 1.7710 27.8095 0.1605 0.1919 0.0413 0.0415 0.0736 5.1678 3.1705 03.09.2007 1.2932 1.7564 28.4146 0.1593 0.1914 0.0411 0.0419 0.0735 5.2457 3.1879 04.09.2007 1.3000 1.7660 28.5938 0.1564 0.1920 0.0411 0.0402 0.0736 5.3101 3.1531 05.09.2007 1.2949 1.7740 29.5400 0.1546 0.1923 0.0408 0.0398 0.0738 5.3194 3.1879 06.09.2007 1.2944 1.7720 28.7644 0.1542 0.1925 0.0407 0.0406 0.0735 5.3338 3.1531 07.09.2007 1.2863 1.7790 28.6553 0.1546 0.1927 0.0409 0.0410 0.0734 5.3482 3.1008 10.09.2007 1.2949 1.7910 28.8826 0.1545 0.1950 0.0413 0.0419 0.0733 5.1508 3.1531 11.09.2007 1.2858 1.7740 28.3961 0.1562 0.1946 0.0414 0.0418 0.0730 5.0932 3.1531 12.09.2007 1.2709 1.7544 28.2045 0.1561 0.1927 0.0413 0.0420 0.0728 4.8780 3.1879 13.09.2007 1.2622 1.7520 28.2791 0.1558 0.1914 0.0407 0.0416 0.0729 4.8391 3.2402 14.09.2007 1.2556 1.7245 28.4165 0.1544 0.1859 0.0407 0.0419 0.0722 4.9000 3.2402 17.09.2007 1.2598 1.7314 28.5005 0.1550 0.1851 0.0397 0.0433 0.0723 4.9407 3.2402 18.09.2007 1.2600 1.7323 28.3104 0.1550 0.1839 0.0394 0.0430 0.0723 5.0364 3.4492 19.09.2007 1.2335 1.7079 28.3104 0.1559 0.1782 0.0397 0.0430 0.0722 4.9238 3.3970 20.09.2007 1.2298 1.7220 28.1038 0.1565 0.1779 0.0401 0.0426 0.0723 4.8662 3.4144 21.09.2007 1.2268 1.7115 28.1341 0.1566 0.1782 0.0409 0.0426 0.0722 5.0187 3.3447 24.09.2007 1.2177 1.7147 28.4259 0.1572 0.1754 0.0407 0.0422 0.0723 5.2220 3.2924 25.09.2007 1.2269 1.7236 28.4782 0.1608 0.1769 0.0407 0.0423 0.0725 5.1169 3.3795 26.09.2007 1.2158 1.7108 28.5731 0.1605 0.1755 0.0413 0.0423 0.0724 5.0881 3.3795 27.09.2007 1.2092 1.7035 29.0662 0.1601 0.1754 0.0415 0.0420 0.0719 5.0466 3.3621 28.09.2007 1.2040 1.7066 29.2308 0.1590 0.1757 0.0417 0.0424 0.0720 4.9966 3.3970 01.10.2007 1.1982 1.6946 29.0223 0.1575 0.1755 0.0416 0.0420 0.0716 5.0788 3.3970 02.10.2007 1.1992 1.7012 28.9115 0.1549 0.1746 0.0416 0.0434 0.0710 5.1212 3.3795 244 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 03.10.2007 1.1981 1.6822 28.6518 0.1540 0.1742 0.0412 0.0437 0.0707 5.0830 3.4318 04.10.2007 1.1980 1.6815 28.8748 0.1530 0.1724 0.0418 0.0437 0.0708 5.1779 3.5886 05.10.2007 1.1848 1.6642 29.1141 0.1535 0.1708 0.0417 0.0436 0.0706 5.3084 3.6583 08.10.2007 1.1785 1.6579 28.7685 0.1519 0.1696 0.0414 0.0441 0.0706 5.3287 3.7454 09.10.2007 1.1835 1.6522 28.5957 0.1517 0.1706 0.0411 0.0440 0.0706 5.3169 3.7105 10.10.2007 1.1764 1.6675 28.9587 0.1527 0.1672 0.0411 0.0434 0.0709 5.3618 3.7454 11.10.2007 1.1764 1.6890 28.8829 0.1536 0.1687 0.0411 0.0421 0.0713 5.3321 3.9370 15.10.2007 1.1947 1.7280 28.8326 0.1539 0.1701 0.0407 0.0415 0.0711 5.3846 3.9021 16.10.2007 1.2167 1.7240 28.7425 0.1530 0.1715 0.0411 0.0404 0.0713 5.3228 3.9021 17.10.2007 1.2020 1.7120 28.7301 0.1530 0.1697 0.0414 0.0407 0.0714 5.2474 3.8150 18.10.2007 1.1982 1.7230 28.4659 0.1539 0.1691 0.0414 0.0406 0.0718 5.2381 3.8150 19.10.2007 1.1965 1.7170 28.6188 0.1544 0.1704 0.0417 0.0398 0.0711 5.0720 3.6931 22.10.2007 1.2302 1.7420 28.5585 0.1541 0.1736 0.0421 0.0401 0.0711 5.0322 3.8325 23.10.2007 1.2094 1.7125 28.4781 0.1540 0.1713 0.0428 0.0405 0.0708 4.9831 3.7976 24.10.2007 1.2075 1.7260 28.2205 0.1546 0.1711 0.0430 0.0405 0.0706 4.9144 3.7976 25.10.2007 1.1924 1.7070 27.9289 0.1545 0.1688 0.0428 0.0405 0.0706 4.8975 3.8150 26.10.2007 1.1817 1.6939 27.9168 0.1539 0.1685 0.0424 0.0417 0.0704 4.9017 3.9196 30.10.2007 1.1850 1.7011 28.0111 0.1525 0.1695 0.0416 0.0402 0.0700 4.8772 3.9544 31.10.2007 1.1708 1.6747 28.0347 0.1528 0.1697 0.0408 0.0393 0.0700 4.7882 3.8325 01.11.2007 1.1668 1.6803 28.2733 0.1525 0.1696 0.0405 0.0396 0.0702 4.7755 3.8499 02.11.2007 1.1749 1.7090 28.5241 0.1524 0.1726 0.0406 0.0399 0.0702 4.7484 3.8325 05.11.2007 1.1824 1.6994 28.5241 0.1512 0.1734 0.0399 0.0389 0.0698 4.8043 3.8499 06.11.2007 1.1684 1.7030 29.5508 0.1515 0.1721 0.0400 0.0381 0.0697 4.8950 3.8150 07.11.2007 1.1671 1.7170 29.6482 0.1519 0.1724 0.0402 0.0375 0.0699 4.9983 3.8150 08.11.2007 1.1757 1.7320 29.4775 0.1522 0.1743 0.0403 0.0384 0.0701 4.7645 3.6931 09.11.2007 1.1786 1.7304 29.5988 0.1525 0.1742 0.0404 0.0384 0.0699 4.7679 3.7279 12.11.2007 1.2034 1.7395 29.5861 0.1525 0.1767 0.0414 0.0368 0.0701 4.7594 3.7976 13.11.2007 1.1996 1.7440 29.6677 0.1526 0.1758 0.0410 0.0369 0.0700 4.7154 3.8499 14.11.2007 1.1745 1.7107 29.4655 0.1524 0.1726 0.0403 0.0356 0.0700 4.6332 3.7454 15.11.2007 1.1740 1.7110 29.6240 0.1524 0.1724 0.0402 0.0352 0.0702 4.4553 3.7105 16.11.2007 1.1805 1.7178 29.4113 0.1522 0.1736 0.0404 0.0335 0.0703 4.3384 3.5886 19.11.2007 1.1791 1.7410 29.5975 0.1520 0.1740 0.0401 0.0341 0.0706 4.6069 3.6931 20.11.2007 1.1856 1.7453 29.5975 0.1510 0.1756 0.0396 0.0323 0.0713 4.7298 3.5886 21.11.2007 1.1970 1.7830 29.8851 0.1515 0.1786 0.0392 0.0337 0.0715 4.7289 3.6931 22.11.2007 1.1929 1.7566 29.8533 0.1514 0.1785 0.0392 0.0349 0.0712 4.7577 3.6931 23.11.2007 1.1931 1.7750 29.8617 0.1521 0.1776 0.0395 0.0340 0.0712 4.6688 3.7105 26.11.2007 1.1854 1.7700 30.0752 0.1522 0.1767 0.0399 0.0342 0.0709 4.5112 3.6234 27.11.2007 1.2112 1.8150 30.5202 0.1522 0.1788 0.0394 0.0329 0.0707 4.5917 3.7105 28.11.2007 1.2020 1.7394 30.8697 0.1521 0.1777 0.0390 0.0328 0.0700 4.5883 3.7279 29.11.2007 1.1838 1.7560 31.3287 0.1523 0.1760 0.0383 0.0328 0.0700 4.6137 3.8325 30.11.2007 1.1707 1.7370 31.7473 0.1522 0.1756 0.0385 0.0339 0.0702 4.8221 3.8325 03.12.2007 1.1747 1.7133 31.6732 0.1513 0.1755 0.0377 0.0351 0.0700 4.6671 3.8325 04.12.2007 1.1770 1.7306 31.1045 0.1504 0.1766 0.0376 0.0355 0.0700 4.6950 3.8847 05.12.2007 1.1738 1.7260 30.6720 0.1507 0.1775 0.0378 0.0334 0.0700 4.8297 3.9021 06.12.2007 1.1717 1.7200 30.6327 0.1512 0.1748 0.0379 0.0345 0.0702 4.8153 3.8325 07.12.2007 1.1686 1.6983 30.0360 0.1511 0.1739 0.0381 0.0353 0.0701 4.9322 3.8150 10.12.2007 1.1632 1.7046 29.9525 0.1513 0.1745 0.0386 0.0362 0.0702 4.9297 3.7976 11.12.2007 1.1618 1.7038 29.6712 0.1508 0.1736 0.0382 0.0358 0.0702 4.8543 3.7628 12.12.2007 1.1665 1.7009 30.2329 0.1504 0.1738 0.0387 0.0351 0.0703 4.9280 3.6583 13.12.2007 1.1656 1.6975 30.7084 0.1503 0.1733 0.0383 0.0347 0.0704 4.9653 3.6408 17.12.2007 1.1847 1.7040 31.2102 0.1504 0.1758 0.0379 0.0358 0.0707 5.1068 3.5363 18.12.2007 1.1819 1.6934 31.5336 0.1520 0.1756 0.0383 0.0364 0.0705 5.0373 3.4841 19.12.2007 1.1819 1.7150 31.8088 0.1525 0.1752 0.0394 0.0372 0.0705 5.0483 3.6234 24.12.2007 1.1791 1.6836 30.6600 0.1515 0.1737 0.0401 0.0362 0.0705 4.8797 3.6060 25.12.2007 1.1738 1.6850 30.4241 0.1510 0.1728 0.0399 0.0351 0.0705 4.8458 3.6408 26.12.2007 1.1707 1.7040 29.5980 0.1504 0.1723 0.0406 0.0345 0.0707 4.7171 3.6060 245 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 27.12.2007 1.1700 1.7028 29.7921 0.1500 0.1729 0.0406 0.0328 0.0709 4.7501 3.5886 28.12.2007 1.1639 1.7025 30.2604 0.1520 0.1740 0.0408 0.0326 0.0709 4.6857 3.5886 31.12.2007 1.1585 1.7144 30.0205 0.1520 0.1740 0.0408 0.0318 0.0707 4.6459 3.4666 02.01.2008 1.1618 1.7100 30.2214 0.1519 0.1743 0.0407 0.0316 0.0712 4.7637 3.4492 03.01.2008 1.1642 1.7180 28.4470 0.1526 0.1738 0.0403 0.0312 0.0713 4.7823 3.3795 04.01.2008 1.1558 1.7122 28.4470 0.1524 0.1716 0.0403 0.0311 0.0713 4.8111 3.3795 07.01.2008 1.1643 1.7061 30.2858 0.1515 0.1715 0.0407 0.0316 0.0710 4.7162 3.4144 08.01.2008 1.1542 1.6901 30.3915 0.1514 0.1700 0.0407 0.0306 0.0713 4.7416 3.3621 09.01.2008 1.1533 1.6833 29.9967 0.1513 0.1699 0.0407 0.0306 0.0714 4.6306 3.3099 10.01.2008 1.1528 1.6858 29.9430 0.1525 0.1701 0.0407 0.0298 0.0713 4.6120 3.3099 11.01.2008 1.1442 1.6820 30.1414 0.1541 0.1699 0.0412 0.0299 0.0713 4.6078 3.3099 14.01.2008 1.1443 1.6941 30.4051 0.1541 0.1713 0.0408 0.0289 0.0712 4.6425 3.1705 15.01.2008 1.1441 1.6990 30.5334 0.1533 0.1707 0.0407 0.0285 0.0711 4.7069 3.1182 16.01.2008 1.1651 1.7130 30.5334 0.1532 0.1725 0.0407 0.0259 0.0711 4.8086 3.1182 17.01.2008 1.1750 1.7290 30.5334 0.1519 0.1721 0.0395 0.0266 0.0713 4.8297 3.1357 18.01.2008 1.1794 1.7041 30.6635 0.1518 0.1739 0.0388 0.0287 0.0716 4.6815 3.0486 21.01.2008 1.2026 1.7438 30.6229 0.1522 0.1762 0.0384 0.0277 0.0717 4.7103 2.9266 22.01.2008 1.2209 1.7420 30.7651 0.1528 0.1777 0.0385 0.0278 0.0710 4.6815 2.7698 23.01.2008 1.1961 1.7480 30.9134 0.1531 0.1744 0.0390 0.0287 0.0708 4.5129 3.0137 24.01.2008 1.1908 1.7380 31.0191 0.1540 0.1741 0.0383 0.0289 0.0707 4.1113 3.0311 25.01.2008 1.1748 1.7182 31.1961 0.1525 0.1720 0.0384 0.0279 0.0706 4.2926 2.8395 28.01.2008 1.1854 1.7490 31.1961 0.1532 0.1733 0.0384 0.0275 0.0705 4.1037 2.9092 29.01.2008 1.1729 1.7254 31.5606 0.1538 0.1718 0.0378 0.0277 0.0707 4.3206 2.8395 30.01.2008 1.1714 1.7210 31.8353 0.1540 0.1718 0.0373 0.0265 0.0705 4.2249 2.7001 31.01.2008 1.1672 1.7326 31.7574 0.1541 0.1715 0.0365 0.0266 0.0706 4.2765 2.7698 01.02.2008 1.1602 1.7330 31.9175 0.1551 0.1729 0.0361 0.0281 0.0713 4.2265 2.8221 04.02.2008 1.1583 1.7170 32.1912 0.1545 0.1728 0.0361 0.0270 0.0715 4.2833 2.6479 05.02.2008 1.1632 1.7102 32.3239 0.1552 0.1732 0.0350 0.0265 0.0718 4.1655 2.5259 06.02.2008 1.1802 1.7127 32.3883 0.1552 0.1749 0.0352 0.0271 0.0726 4.3045 2.3692 07.02.2008 1.1933 1.7306 32.6863 0.1546 0.1753 0.0341 0.0271 0.0728 4.2969 2.2472 08.02.2008 1.1973 1.7480 32.9288 0.1578 0.1752 0.0361 0.0277 0.0728 4.1300 2.1601 11.02.2008 1.2215 1.7672 33.2572 0.1575 0.1784 0.0361 0.0276 0.0725 4.1071 2.2995 12.02.2008 1.2134 1.7600 33.0140 0.1570 0.1775 0.0356 0.0293 0.0725 3.9766 2.4214 13.02.2008 1.1978 1.7480 33.2445 0.1570 0.1769 0.0360 0.0298 0.0725 3.8716 2.5782 14.02.2008 1.1873 1.7430 33.0344 0.1572 0.1757 0.0362 0.0281 0.0726 3.8580 2.4563 15.02.2008 1.1888 1.7322 33.4698 0.1568 0.1754 0.0351 0.0282 0.0731 4.1029 2.5434 18.02.2008 1.1885 1.7337 33.8716 0.1570 0.1771 0.0351 0.0296 0.0729 4.2088 2.5434 19.02.2008 1.1860 1.7423 33.6159 0.1568 0.1760 0.0352 0.0289 0.0733 4.2409 2.5259 20.02.2008 1.2015 1.7700 33.8611 0.1566 0.1766 0.0340 0.0289 0.0734 4.0961 2.5434 21.02.2008 1.1991 1.7597 34.3024 0.1567 0.1769 0.0340 0.0270 0.0728 4.1766 2.5085 22.02.2008 1.1986 1.7773 34.5085 0.1570 0.1771 0.0330 0.0249 0.0734 4.1503 2.4911 25.02.2008 1.1925 1.7642 34.5060 0.1566 0.1770 0.0327 0.0249 0.0741 4.1630 2.4737 26.02.2008 1.1874 1.7720 34.3351 0.1569 0.1771 0.0325 0.0252 0.0744 4.1766 2.5434 27.02.2008 1.1767 1.7820 34.4531 0.1575 0.1758 0.0330 0.0259 0.0745 4.0842 2.4911 28.02.2008 1.1759 1.7737 33.9835 0.1581 0.1764 0.0331 0.0250 0.0745 4.2062 2.4040 29.02.2008 1.1898 1.8080 33.3652 0.1570 0.1775 0.0338 0.0244 0.0742 4.3028 2.2995 03.03.2008 1.2177 1.8480 33.4314 0.1567 0.1796 0.0332 0.0237 0.0748 4.3070 2.2472 04.03.2008 1.2050 1.8390 33.9988 0.1561 0.1803 0.0340 0.0262 0.0757 4.2316 2.3169 05.03.2008 1.2064 1.8350 34.6156 0.1568 0.1795 0.0337 0.0246 0.0759 4.1367 2.3169 06.03.2008 1.2093 1.8690 35.1206 0.1560 0.1818 0.0344 0.0251 0.0761 4.0978 2.3169 07.03.2008 1.2422 1.8940 35.6587 0.1560 0.1872 0.0351 0.0237 0.0754 4.0003 2.3517 10.03.2008 1.2356 1.9120 35.3123 0.1564 0.1862 0.0348 0.0220 0.0765 4.1003 2.5956 11.03.2008 1.2362 1.8850 34.5936 0.1560 0.1856 0.0349 0.0244 0.0760 3.9749 2.5434 12.03.2008 1.2131 1.8860 34.7229 0.1565 0.1835 0.0353 0.0233 0.0772 3.9148 2.4040 13.03.2008 1.2330 1.9230 34.8102 0.1557 0.1874 0.0350 0.0238 0.0762 3.8801 2.4563 14.03.2008 1.2184 1.9160 34.5430 0.1557 0.1862 0.0340 0.0261 0.0755 4.0148 2.3343 246 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 17.03.2008 1.2618 1.9830 35.1370 0.1558 0.1927 0.0328 0.0260 0.0756 4.0292 2.4388 18.03.2008 1.2386 1.9430 35.5965 0.1561 0.1920 0.0330 0.0252 0.0756 3.8673 2.4040 19.03.2008 1.2227 1.9320 36.1266 0.1559 0.1894 0.0328 0.0258 0.0754 3.7665 2.4040 20.03.2008 1.2349 1.9180 36.1442 0.1565 0.1918 0.0335 0.0253 0.0756 3.6013 2.3517 21.03.2008 1.2370 1.9260 35.9039 0.1579 0.1919 0.0338 0.0246 0.0758 3.7521 2.4563 24.03.2008 1.2376 1.9010 35.7840 0.1565 0.1918 0.0335 0.0265 0.0765 3.6674 2.4040 25.03.2008 1.2316 1.9400 36.1134 0.1658 0.1895 0.0327 0.0273 0.0774 3.5031 2.3343 26.03.2008 1.2580 1.9870 36.2302 0.1633 0.1942 0.0338 0.0275 0.0765 3.6140 2.2821 27.03.2008 1.2570 2.0000 37.0506 0.1625 0.1933 0.0341 0.0263 0.0762 3.5454 2.2298 28.03.2008 1.2756 2.0039 38.0130 0.1619 0.1931 0.0337 0.0274 0.0764 3.5996 2.2472 31.03.2008 1.3055 2.0960 37.9347 0.1617 0.1947 0.0334 0.0272 0.0759 3.6259 2.3343 01.04.2008 1.3173 2.0400 37.7849 0.1608 0.1938 0.0321 0.0259 0.0754 3.5895 2.3692 02.04.2008 1.2846 2.0120 38.1327 0.1545 0.1916 0.0336 0.0267 0.0756 3.8368 2.2821 03.04.2008 1.2753 2.0320 38.3222 0.1602 0.1902 0.0344 0.0257 0.0754 3.9953 2.4040 04.04.2008 1.2902 2.0310 38.6573 0.1637 0.1935 0.0352 0.0260 0.0757 3.9665 2.4563 07.04.2008 1.2700 2.0170 38.2662 0.1631 0.1922 0.0352 0.0268 0.0751 3.9970 2.4563 08.04.2008 1.2823 2.0250 38.1382 0.1641 0.1940 0.0370 0.0282 0.0754 4.0673 2.4563 09.04.2008 1.2863 2.0370 39.1283 0.1656 0.1976 0.0369 0.0290 0.0752 4.1012 2.4040 10.04.2008 1.3037 2.0610 39.1950 0.1681 0.1978 0.0366 0.0292 0.0751 4.0613 2.3692 11.04.2008 1.2924 2.0620 40.5859 0.1677 0.1972 0.0369 0.0293 0.0751 4.0351 2.3866 14.04.2008 1.3065 2.0760 39.4611 0.1694 0.1993 0.0365 0.0295 0.0750 3.9834 2.3866 15.04.2008 1.3062 2.0730 37.6971 0.1696 0.1988 0.0372 0.0296 0.0746 3.9309 2.3692 16.04.2008 1.3185 2.1070 36.8199 0.1700 0.2004 0.0375 0.0311 0.0746 3.8809 2.3866 17.04.2008 1.3221 2.1080 36.8460 0.1708 0.1995 0.0371 0.0318 0.0746 3.9394 2.4388 18.04.2008 1.3180 2.0690 36.6825 0.1723 0.2022 0.0369 0.0314 0.0743 3.9309 2.4214 21.04.2008 1.3068 2.0890 37.1421 0.1736 0.2003 0.0376 0.0311 0.0743 4.0690 2.3866 22.04.2008 1.3052 2.0940 38.4713 0.1736 0.2017 0.0375 0.0304 0.0742 4.0461 2.4388 24.04.2008 1.2905 2.0940 38.4144 0.1733 0.2007 0.0371 0.0306 0.0745 4.0139 2.5085 25.04.2008 1.2811 2.0346 38.4391 0.1735 0.1994 0.0366 0.0316 0.0747 3.9317 2.4911 28.04.2008 1.2730 1.9930 39.4607 0.1734 0.2000 0.0362 0.0314 0.0744 4.0580 2.4388 29.04.2008 1.2766 1.9880 36.9302 0.1746 0.2015 0.0360 0.0314 0.0743 4.1960 2.4737 30.04.2008 1.2840 1.9980 36.7268 0.1763 0.2040 0.0367 0.0310 0.0743 4.1808 2.3866 01.05.2008 1.2708 1.9738 37.5867 0.1750 0.2058 0.0375 0.0301 0.0746 4.1478 2.4737 02.05.2008 1.2576 1.9454 37.5914 0.1741 0.2069 0.0387 0.0296 0.0752 4.1350 2.5608 05.05.2008 1.2549 1.9415 38.1329 0.1711 0.2072 0.0397 0.0298 0.0754 4.2714 2.5085 06.05.2008 1.2493 1.9358 37.7665 0.1703 0.2084 0.0394 0.0317 0.0755 4.2443 2.5259 07.05.2008 1.2417 1.9194 38.3742 0.1712 0.2116 0.0403 0.0323 0.0755 4.1681 2.3692 08.05.2008 1.2583 1.9304 38.7423 0.1684 0.2117 0.0398 0.0311 0.0755 4.1876 2.4214 09.05.2008 1.2631 1.9529 38.5497 0.1687 0.2111 0.0398 0.0311 0.0756 4.0512 2.4388 12.05.2008 1.2515 1.9320 39.0104 0.1692 0.2087 0.0398 0.0309 0.0759 4.0020 2.4911 13.05.2008 1.2472 1.9315 38.9908 0.1696 0.2074 0.0396 0.0301 0.0754 3.9715 2.5608 14.05.2008 1.2481 1.9261 40.0224 0.1705 0.2072 0.0389 0.0309 0.0752 4.0325 2.5608 15.05.2008 1.2439 1.9290 39.8466 0.1705 0.2085 0.0388 0.0323 0.0753 4.0571 2.6305 16.05.2008 1.2243 1.8962 38.4003 0.1711 0.2054 0.0393 0.0314 0.0754 4.0317 2.5608 20.05.2008 1.2306 1.9237 38.7962 0.1711 0.2072 0.0393 0.0322 0.0758 3.9851 2.5782 21.05.2008 1.2365 1.9453 38.8688 0.1711 0.2078 0.0387 0.0334 0.0762 3.7826 2.5608 22.05.2008 1.2439 1.9606 38.8688 0.1710 0.2105 0.0388 0.0341 0.0767 3.7276 2.3692 23.05.2008 1.2368 1.9458 37.2306 0.1710 0.2092 0.0380 0.0341 0.0763 3.6395 2.2995 26.05.2008 1.2416 1.9566 36.9784 0.1714 0.2123 0.0377 0.0328 0.0760 3.7233 2.4388 28.05.2008 1.2280 1.9268 36.4733 0.1735 0.2126 0.0390 0.0324 0.0762 3.6140 2.4563 29.05.2008 1.2146 1.8912 35.9195 0.1750 0.2117 0.0400 0.0331 0.0762 3.7309 2.5434 30.05.2008 1.2059 1.8693 35.1196 0.1750 0.2125 0.0408 0.0319 0.0765 3.6767 2.5085 02.06.2008 1.2187 1.8932 34.6780 0.1750 0.2124 0.0407 0.0339 0.0770 3.6581 2.5434 03.06.2008 1.2240 1.9087 35.2040 0.1748 0.2130 0.0409 0.0355 0.0773 3.8063 2.4911 04.06.2008 1.2328 1.9058 35.7834 0.1732 0.2141 0.0407 0.0348 0.0777 3.7242 2.5085 05.06.2008 1.2231 1.8851 34.8408 0.1737 0.2138 0.0417 0.0368 0.0784 3.6979 2.4737 247 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 06.06.2008 1.2326 1.9222 35.8523 0.1814 0.2183 0.0424 0.0373 0.0790 3.6920 2.4214 09.06.2008 1.2396 1.9593 35.7251 0.1727 0.2253 0.0424 0.0374 0.0798 3.6632 2.3866 10.06.2008 1.2358 1.9203 35.9258 0.1722 0.2289 0.0426 0.0364 0.0802 3.5225 2.3692 11.06.2008 1.2445 1.9283 34.9805 0.1745 0.2350 0.0426 0.0356 0.0803 3.4844 2.4214 12.06.2008 1.2496 1.9276 35.0057 0.1735 0.2334 0.0429 0.0365 0.0799 3.4607 2.4214 13.06.2008 1.2476 1.9165 35.2060 0.1739 0.2320 0.0437 0.0359 0.0800 3.3811 2.4388 16.06.2008 1.2379 1.9100 35.6966 0.1740 0.2310 0.0436 0.0363 0.0812 3.4056 2.4388 17.06.2008 1.2237 1.8965 35.6966 0.1798 0.2307 0.0430 0.0353 0.0814 3.4582 2.3692 18.06.2008 1.2176 1.8871 36.6299 0.1799 0.2291 0.0436 0.0352 0.0814 3.4031 2.3866 19.06.2008 1.2231 1.8968 36.8683 0.1760 0.2315 0.0432 0.0339 0.0825 3.4776 2.3866 20.06.2008 1.2157 1.8949 36.9277 0.1745 0.2284 0.0454 0.0336 0.0831 3.4183 2.3169 23.06.2008 1.2200 1.8951 37.1776 0.1780 0.2306 0.0460 0.0334 0.0849 3.4056 2.2472 24.06.2008 1.2241 1.9050 37.1825 0.1722 0.2314 0.0467 0.0336 0.0847 3.3997 2.2821 25.06.2008 1.2173 1.8964 36.4658 0.1730 0.2323 0.0466 0.0329 0.0843 3.4192 2.1775 26.06.2008 1.2087 1.8968 35.7460 0.1730 0.2338 0.0462 0.0328 0.0853 3.4327 2.0556 27.06.2008 1.2228 1.9258 34.8261 0.1720 0.2365 0.0468 0.0320 0.0856 3.4929 1.9511 30.06.2008 1.2177 1.9235 34.6794 0.1720 0.2366 0.0476 0.0318 0.0856 3.3429 1.8553 01.07.2008 1.2283 1.9383 35.3342 0.1720 0.2386 0.0481 0.0308 0.0838 3.2845 1.9249 02.07.2008 1.2329 1.9497 34.9517 0.1715 0.2403 0.0476 0.0308 0.0834 3.2938 2.0033 03.07.2008 1.2444 1.9763 35.2203 0.1705 0.2417 0.0475 0.0328 0.0824 3.1667 1.9946 04.07.2008 1.2301 1.9300 34.8259 0.1701 0.2364 0.0482 0.0318 0.0819 3.1684 2.0991 07.07.2008 1.2229 1.9132 35.5645 0.1698 0.2341 0.0474 0.0309 0.0811 3.2015 2.1079 08.07.2008 1.2261 1.9265 35.8792 0.1698 0.2333 0.0469 0.0319 0.0812 3.0710 2.1340 09.07.2008 1.2160 1.9092 35.5058 0.1694 0.2296 0.0466 0.0327 0.0818 3.0998 2.1079 10.07.2008 1.2131 1.9060 35.8372 0.1704 0.2288 0.0470 0.0341 0.0813 3.0219 2.0469 11.07.2008 1.2155 1.9210 35.1022 0.1705 0.2272 0.0459 0.0337 0.0801 3.1210 2.1079 14.07.2008 1.2092 1.9179 35.0084 0.1710 0.2253 0.0457 0.0347 0.0795 3.1125 2.0817 15.07.2008 1.2127 1.9390 35.6035 0.1718 0.2278 0.0473 0.0350 0.0793 3.0134 2.1601 16.07.2008 1.2119 1.9293 35.0086 0.1746 0.2342 0.0471 0.0332 0.0791 3.0532 2.1950 17.07.2008 1.2002 1.9036 35.1739 0.1729 0.2243 0.0477 0.0345 0.0785 2.9329 2.3300 18.07.2008 1.1872 1.8814 35.7327 0.1727 0.2224 0.0463 0.0331 0.0780 3.0193 2.3600 21.07.2008 1.1835 1.8790 35.6452 0.1728 0.2203 0.0453 0.0338 0.0786 3.1151 2.3000 22.07.2008 1.1901 1.8945 34.9963 0.1730 0.2248 0.0449 0.0337 0.0785 3.2633 2.3400 23.07.2008 1.1898 1.8738 35.4289 0.1721 0.2216 0.0450 0.0324 0.0783 3.2625 2.4100 24.07.2008 1.1971 1.8759 34.6631 0.1720 0.2184 0.0453 0.0322 0.0770 3.2853 2.3000 25.07.2008 1.1992 1.8855 35.6734 0.1718 0.2198 0.0449 0.0325 0.0757 3.3853 2.3200 28.07.2008 1.1986 1.8865 36.2302 0.1720 0.2156 0.0451 0.0329 0.0760 3.3997 2.4000 29.07.2008 1.1986 1.8856 36.5056 0.1718 0.2134 0.0450 0.0332 0.0764 3.3607 2.6800 30.07.2008 1.1845 1.8468 37.3160 0.1716 0.2109 0.0441 0.0315 0.0757 3.2430 2.6600 31.07.2008 1.1556 1.8042 37.2343 0.1712 0.2005 0.0443 0.0321 0.0754 3.1947 2.6400 01.08.2008 1.1540 1.7964 37.2425 0.1761 0.2026 0.0449 0.0327 0.0761 3.2345 2.7400 04.08.2008 1.1452 1.7845 36.9900 0.1756 0.2000 0.0462 0.0314 0.0765 3.2616 2.6800 05.08.2008 1.1468 1.7774 36.3683 0.1750 0.1989 0.0471 0.0320 0.0765 3.2370 2.6600 06.08.2008 1.1558 1.7895 36.4747 0.1750 0.1980 0.0469 0.0315 0.0759 3.1667 2.6200 07.08.2008 1.1590 1.7926 36.3793 0.1742 0.2010 0.0472 0.0310 0.0759 3.3523 2.6000 08.08.2008 1.1744 1.7773 37.0046 0.1741 0.2005 0.0457 0.0307 0.0757 3.3548 2.6400 11.08.2008 1.1768 1.7681 37.9185 0.1750 0.2008 0.0454 0.0304 0.0752 3.3828 2.6600 12.08.2008 1.1762 1.7517 37.8976 0.1749 0.2005 0.0452 0.0306 0.0750 3.3268 2.6800 13.08.2008 1.1727 1.7491 38.5598 0.1753 0.1983 0.0448 0.0301 0.0755 3.3497 2.7400 14.08.2008 1.1762 1.7541 38.1351 0.1762 0.1990 0.0443 0.0306 0.0754 3.3108 2.8200 15.08.2008 1.1786 1.7357 37.6326 0.1752 0.1955 0.0438 0.0310 0.0754 3.2006 2.8000 18.08.2008 1.1760 1.7321 36.7525 0.1755 0.1949 0.0437 0.0314 0.0752 3.1862 2.7800 19.08.2008 1.1836 1.7360 37.0179 0.1754 0.1855 0.0435 0.0304 0.0752 3.1735 2.6800 20.08.2008 1.1836 1.7438 37.2163 0.1754 0.1981 0.0434 0.0304 0.0753 3.0922 2.5800 21.08.2008 1.1857 1.7538 36.0721 0.1760 0.1991 0.0432 0.0302 0.0752 3.0574 2.6000 22.08.2008 1.1791 1.7499 36.0353 0.1768 0.1978 0.0420 0.0305 0.0750 2.9905 2.6800 248 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 25.08.2008 1.1806 1.7418 35.7942 0.1763 0.1975 0.0414 0.0310 0.0745 3.0532 2.6800 26.08.2008 1.1852 1.7320 35.9812 0.1759 0.1990 0.0417 0.0299 0.0743 3.0142 2.6600 27.08.2008 1.1831 1.7433 35.3752 0.1771 0.1999 0.0413 0.0295 0.0752 3.0185 2.6400 28.08.2008 1.1810 1.7442 34.3605 0.1781 0.2002 0.0409 0.0286 0.0761 2.9948 2.6000 29.08.2008 1.1738 1.7302 34.3983 0.1773 0.1991 0.0411 0.0298 0.0761 3.1015 2.6800 01.09.2008 1.1781 1.7249 34.2279 0.1750 0.1989 0.0409 0.0298 0.0752 3.1210 2.6600 02.09.2008 1.1832 1.7150 33.9643 0.1756 0.1991 0.0406 0.0285 0.0758 3.1295 2.6400 03.09.2008 1.2028 1.7340 33.4834 0.1754 0.2011 0.0399 0.0291 0.0760 3.2150 2.7400 04.09.2008 1.2122 1.7582 33.6035 0.1754 0.2016 0.0404 0.0292 0.0767 3.1947 2.7000 05.09.2008 1.2353 1.7601 33.1988 0.1753 0.2019 0.0408 0.0295 0.0766 3.1540 2.6400 08.09.2008 1.2148 1.7306 33.3153 0.1760 0.1969 0.0413 0.0254 0.0766 3.0981 2.6000 09.09.2008 1.2156 1.7207 33.4331 0.1726 0.1975 0.0416 0.0259 0.0766 3.2565 2.6800 10.09.2008 1.2284 1.7352 32.5538 0.1740 0.1994 0.0418 0.0252 0.0812 3.2277 2.6400 11.09.2008 1.2524 1.7452 32.2238 0.1740 0.2000 0.0410 0.0262 0.0813 3.1905 2.6600 12.09.2008 1.2392 1.7465 32.4350 0.1725 0.1982 0.0405 0.0302 0.0784 3.1472 2.5600 15.09.2008 1.2555 1.7847 32.6452 0.1728 0.2031 0.0413 0.0305 0.0782 3.1727 2.5200 16.09.2008 1.2699 1.8068 32.0810 0.1730 0.2046 0.0420 0.0299 0.0795 3.0752 2.3400 17.09.2008 1.2582 1.7892 32.0876 0.1735 0.2024 0.0417 0.0291 0.0778 2.9388 2.2500 18.09.2008 1.2731 1.8384 32.2587 0.1735 0.2101 0.0409 0.0305 0.0783 2.6991 2.3100 19.09.2008 1.2495 1.7757 31.9566 0.1725 0.2022 0.0414 0.0304 0.0788 2.6720 2.3300 22.09.2008 1.2342 1.7983 32.1286 0.1790 0.1993 0.0412 0.0267 0.0795 3.0303 2.6000 23.09.2008 1.2336 1.8186 31.7646 0.1802 0.2015 0.0407 0.0298 0.0798 2.9600 2.5600 24.09.2008 1.2331 1.8108 31.5398 0.1815 0.2027 0.0397 0.0286 0.0796 2.9100 2.5200 25.09.2008 1.2304 1.8091 30.7367 0.1804 0.2016 0.0404 0.0267 0.0794 2.8101 2.4800 26.09.2008 1.2307 1.7965 31.3318 0.1803 0.2027 0.0402 0.0263 0.0819 2.8999 2.7100 29.09.2008 1.2307 1.7965 31.8773 0.1762 0.2041 0.0399 0.0244 0.0832 2.8075 2.7200 03.10.2008 1.3003 1.8018 32.1212 0.1769 0.2100 0.0398 0.0246 0.0834 2.5203 2.7000 06.10.2008 1.3326 1.8113 31.9317 0.1765 0.2137 0.0407 0.0264 0.0863 2.2010 2.5600 07.10.2008 1.3568 1.8417 31.1011 0.1758 0.2159 0.0385 0.0269 0.0880 2.4449 2.1800 08.10.2008 1.4056 1.9194 31.0674 0.1770 0.2114 0.0382 0.0276 0.1011 2.3831 2.2600 09.10.2008 1.3763 1.8890 30.5520 0.1802 0.2145 0.0385 0.0301 0.1011 2.6118 2.2100 10.10.2008 1.4210 1.9296 30.4055 0.1803 0.2218 0.0387 0.0283 0.0941 2.4687 2.2900 13.10.2008 1.3916 1.8957 31.5947 0.1803 0.2172 0.0413 0.0284 0.0953 2.3695 2.0300 14.10.2008 1.3696 1.8766 32.2274 0.1810 0.2136 0.0417 0.0284 0.1046 2.0713 2.0200 15.10.2008 1.3887 1.8918 33.2905 0.1825 0.2174 0.0410 0.0280 0.1036 2.2620 2.1100 16.10.2008 1.4730 1.9830 35.1558 0.1831 0.2290 0.0399 0.0267 0.1025 1.9654 1.9800 17.10.2008 1.5023 2.0179 34.3470 0.1957 0.2265 0.0404 0.0253 0.1011 2.1882 1.8400 20.10.2008 1.4914 2.0072 35.1209 0.2010 0.2247 0.0392 0.0263 0.1117 2.2899 1.7000 21.10.2008 1.5224 2.0145 35.4938 0.2027 0.2311 0.0368 0.0257 0.1233 2.1052 1.7500 22.10.2008 1.6335 2.1047 35.5176 0.1951 0.2395 0.0374 0.0260 0.1242 1.8299 1.7300 23.10.2008 1.6935 2.1698 34.8986 0.2053 0.2499 0.0370 0.0273 0.1247 1.9697 1.5900 24.10.2008 1.6900 2.1289 35.4824 0.1998 0.2559 0.0359 0.0272 0.1317 1.9188 1.4700 27.10.2008 1.6849 2.0945 35.2638 0.1959 0.2674 0.0354 0.0280 0.1284 1.9061 1.4400 28.10.2008 1.6849 2.0945 35.2638 0.1907 0.2567 0.0333 0.0281 0.1075 1.7664 1.5200 30.10.2008 1.4954 1.9574 35.2638 0.1871 0.2466 0.0340 0.0271 0.1069 1.7164 1.5800 31.10.2008 1.5592 1.9859 35.2638 0.1871 0.2598 0.0331 0.0253 0.1047 1.5757 1.7500 03.11.2008 1.5198 1.9506 34.7884 0.1846 0.2434 0.0338 0.0251 0.0963 1.4953 1.9200 04.11.2008 1.5164 1.9336 38.3480 0.1848 0.2374 0.0334 0.0246 0.0959 1.3004 2.0000 05.11.2008 1.4986 1.9284 37.8304 0.1866 0.2277 0.0349 0.0256 0.0978 1.4461 2.1400 06.11.2008 1.5230 1.9614 39.9613 0.1857 0.2271 0.0354 0.0250 0.0972 1.5122 2.0000 07.11.2008 1.5357 1.9655 38.7929 0.1861 0.2278 0.0349 0.0235 0.0986 1.5995 1.9100 10.11.2008 1.5148 1.9506 39.6185 0.1853 0.2263 0.0330 0.0242 0.0977 1.5766 1.8800 11.11.2008 1.5811 2.0151 37.2501 0.1865 0.2347 0.0328 0.0232 0.1054 1.8790 1.9000 12.11.2008 1.6215 2.0361 36.7588 0.1870 0.2402 0.0328 0.0227 0.1052 1.8824 1.8400 13.11.2008 1.6297 2.0396 38.0856 0.1861 0.2400 0.0323 0.0219 0.1049 1.7240 1.7700 14.11.2008 1.6250 2.0613 38.5176 0.1821 0.2359 0.0313 0.0203 0.1052 1.7520 1.7900 249 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 17.11.2008 1.6128 2.0424 37.6122 0.1763 0.2350 0.0313 0.0189 0.1107 1.7706 1.9000 18.11.2008 1.6525 2.0858 38.0915 0.1757 0.2407 0.0302 0.0204 0.1074 1.5757 1.7400 19.11.2008 1.6637 2.1009 38.5441 0.1748 0.2420 0.0300 0.0220 0.1077 1.5859 1.7200 20.11.2008 1.6944 2.1221 39.0171 0.1730 0.2403 0.0301 0.0204 0.1077 1.6494 1.5700 21.11.2008 1.6699 2.1017 38.4874 0.1745 0.2337 0.0298 0.0203 0.1045 1.6859 1.5500 24.11.2008 1.6057 2.0357 38.2724 0.1741 0.2322 0.0297 0.0192 0.1001 1.5630 1.7300 25.11.2008 1.5669 2.0154 38.1407 0.1750 0.2277 0.0297 0.0172 0.0995 1.5080 1.9000 26.11.2008 1.5796 2.0482 36.7261 0.1739 0.2200 0.0301 0.0166 0.0990 1.4148 1.8700 27.11.2008 1.5644 2.0201 36.7261 0.1730 0.2151 0.0303 0.0161 0.0982 1.4021 1.8400 28.11.2008 1.5613 2.0025 37.1406 0.1738 0.2129 0.0303 0.0152 0.0984 1.3758 1.9200 01.12.2008 1.5847 2.0038 36.1936 0.1727 0.2169 0.0293 0.0170 0.1005 1.5444 1.9100 02.12.2008 1.5930 2.0149 36.2171 0.1707 0.2148 0.0290 0.0173 0.0987 1.4868 1.7800 03.12.2008 1.5700 1.9851 35.9156 0.1699 0.2055 0.0289 0.0161 0.1003 1.5046 1.8600 04.12.2008 1.5634 1.9730 36.5090 0.1663 0.1967 0.0283 0.0162 0.0999 1.5122 1.8300 05.12.2008 1.5632 1.9905 36.9045 0.1644 0.1956 0.0276 0.0155 0.0996 1.5156 1.8900 12.12.2008 1.5569 2.0745 36.4614 0.1587 0.1929 0.0273 0.0152 0.0987 1.4190 1.8600 15.12.2008 1.5572 2.0996 37.0781 0.1584 0.1926 0.0272 0.0149 0.0981 1.4529 1.9200 16.12.2008 1.5580 2.1308 37.7222 0.1580 0.1944 0.0267 0.0129 0.0971 1.4351 2.0200 17.12.2008 1.5352 2.1652 38.0482 0.1580 0.1899 0.0266 0.0138 0.0973 1.3750 2.1500 18.12.2008 1.5103 2.1988 37.6195 0.1570 0.1857 0.0265 0.0126 0.0962 1.2758 2.1800 19.12.2008 1.5073 2.1183 38.0921 0.1595 0.1788 0.0255 0.0136 0.0936 1.4402 2.0800 22.12.2008 1.5129 2.1219 38.2987 0.1568 0.1762 0.0257 0.0142 0.0903 1.4487 2.1300 23.12.2008 1.5141 2.1178 38.9935 0.1568 0.1772 0.0264 0.0144 0.0885 1.4478 2.0500 24.12.2008 1.5101 2.1136 40.0892 0.1562 0.1772 0.0265 0.0155 0.0889 1.3809 2.0600 25.12.2008 1.5063 2.1104 40.2452 0.1527 0.1773 0.0262 0.0152 0.0893 1.3470 2.0200 26.12.2008 1.4961 2.1055 41.1452 0.1497 0.1753 0.0227 0.0146 0.0893 1.2902 2.0200 29.12.2008 1.5054 2.1503 40.6975 0.1490 0.1731 0.0220 0.0144 0.0893 1.3301 2.0900 30.12.2008 1.5112 2.1393 40.5518 0.1497 0.1716 0.0211 0.0156 0.0890 1.3258 2.0600 31.12.2008 1.5207 2.1317 40.9369 0.1488 0.1708 0.0210 0.0168 0.0887 1.3470 2.0500 02.01.2009 1.5282 2.1274 40.6307 0.1460 0.1671 0.0212 0.0168 0.0890 1.5080 2.1000 05.01.2009 1.5242 2.0812 40.7095 0.1475 0.1646 0.0213 0.0166 0.0867 1.4190 2.0900 06.01.2009 1.5145 2.0281 39.8046 0.1411 0.1641 0.0213 0.0166 0.0860 1.4088 2.1400 07.01.2009 1.5107 2.0571 39.5897 0.1385 0.1630 0.0233 0.0159 0.0832 1.4300 2.1800 08.01.2009 1.5451 2.0988 38.8454 0.1330 0.1672 0.0240 0.0151 0.0840 1.4783 2.1000 09.01.2009 1.5454 2.1154 38.7216 0.1311 0.1700 0.0237 0.0145 0.0838 1.5673 1.9500 12.01.2009 1.5659 2.0955 38.2237 0.1309 0.1694 0.0229 0.0143 0.0838 1.5978 1.9900 13.01.2009 1.5907 2.1123 38.2237 0.1300 0.1685 0.0232 0.0136 0.0843 1.6689 1.9200 14.01.2009 1.5818 2.0923 38.2237 0.1298 0.1667 0.0225 0.0137 0.0866 1.6274 2.0000 15.01.2009 1.6104 2.1214 38.2237 0.1299 0.1681 0.0222 0.0148 0.0848 1.5927 1.8700 16.01.2009 1.5940 2.1107 38.2237 0.1259 0.1572 0.0205 0.0149 0.0872 1.5368 1.8500 19.01.2009 1.6289 2.1591 40.8676 0.1240 0.1611 0.0202 0.0162 0.0848 1.5291 1.9000 20.01.2009 1.6551 2.1449 41.5477 0.1232 0.1612 0.0197 0.0161 0.0854 1.4690 1.8400 21.01.2009 1.6540 2.1351 41.4162 0.1230 0.1618 0.0191 0.0164 0.0854 1.3639 1.7600 22.01.2009 1.6394 2.1333 42.5018 0.1216 0.1601 0.0187 0.0165 0.0850 1.2869 1.7300 23.01.2009 1.6653 2.1344 40.7659 0.1209 0.1637 0.0183 0.0157 0.0857 1.3182 1.6900 26.01.2009 1.6407 2.1252 40.6388 0.1206 0.1595 0.0184 0.0170 0.0864 1.2284 1.7300 27.01.2009 1.6121 2.1339 41.0980 0.1199 0.1597 0.0184 0.0184 0.0866 1.1411 1.8500 28.01.2009 1.6100 2.1370 40.8599 0.1218 0.1612 0.0180 0.0188 0.0872 1.1335 1.8100 29.01.2009 1.6096 2.1069 40.6806 0.1258 0.1594 0.0183 0.0176 0.0890 1.0666 1.8900 30.01.2009 1.6334 2.1012 40.5417 0.1264 0.1597 0.0179 0.0191 0.0896 1.0581 1.8400 02.02.2009 1.6493 2.1022 40.5853 0.1257 0.1628 0.0178 0.0193 0.0890 1.0844 1.7900 03.02.2009 1.6376 2.1021 42.1410 0.1267 0.1627 0.0169 0.0190 0.0901 1.0691 1.7500 04.02.2009 1.6300 2.1067 41.9271 0.1266 0.1601 0.0199 0.0197 0.0901 1.1928 1.8000 05.02.2009 1.6307 2.0951 42.0116 0.1266 0.1604 0.0196 0.0197 0.0896 1.1606 1.8700 06.02.2009 1.6207 2.0754 42.0116 0.1259 0.1601 0.0196 0.0176 0.0899 1.1708 1.8200 09.02.2009 1.6044 2.0774 42.8103 0.1284 0.1593 0.0193 0.0176 0.0890 1.0920 1.9000 250 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 10.02.2009 1.6098 2.0840 41.6441 0.1282 0.1581 0.0193 0.0177 0.0885 1.1039 1.9300 11.02.2009 1.6289 2.1095 40.8552 0.1278 0.1583 0.0198 0.0188 0.0897 1.1234 1.8100 12.02.2009 1.6386 2.1063 41.4179 0.1247 0.1599 0.0194 0.0167 0.0959 1.1064 1.7600 13.02.2009 1.6342 2.1064 42.4265 0.1209 0.1602 0.0190 0.0181 0.0915 1.1411 1.7600 16.02.2009 1.6558 2.1130 42.1146 0.1206 0.1615 0.0193 0.0188 0.0989 1.1996 1.7600 17.02.2009 1.6717 2.1101 41.9743 0.1199 0.1649 0.0192 0.0184 0.0994 1.1996 1.7400 18.02.2009 1.6876 2.1265 42.0007 0.1185 0.1644 0.0210 0.0181 0.0971 1.1971 1.6100 19.02.2009 1.6737 2.1202 42.1394 0.1177 0.1609 0.0214 0.0188 0.0991 1.1538 1.6000 20.02.2009 1.6972 2.1394 41.6845 0.1200 0.1554 0.0212 0.0201 0.0975 1.1200 1.6500 23.02.2009 1.6765 2.1554 42.7707 0.1189 0.1572 0.0207 0.0208 0.0983 1.0259 1.6200 24.02.2009 1.6864 2.1537 43.6757 0.1158 0.1600 0.0202 0.0199 0.0952 0.9505 1.6500 25.02.2009 1.6776 2.1551 45.1266 0.1163 0.1587 0.0196 0.0182 0.0935 0.8887 1.6400 26.02.2009 1.6801 2.1427 44.6331 0.1179 0.1598 0.0197 0.0184 0.0956 0.8319 1.6600 27.02.2009 1.6862 2.1345 45.0214 0.1167 0.1608 0.0198 0.0196 0.0981 0.7595 1.6700 02.03.2009 1.7162 2.1613 46.3244 0.1156 0.1643 0.0192 0.0180 0.0984 0.7874 1.6500 03.03.2009 1.7129 2.1645 46.6699 0.1133 0.1628 0.0187 0.0189 0.0986 0.8150 1.6000 04.03.2009 1.7218 2.1571 46.5532 0.1126 0.1590 0.0191 0.0188 0.1018 0.8112 1.6100 05.03.2009 1.7302 2.1761 46.0965 0.1168 0.1582 0.0189 0.0200 0.1031 0.8599 1.6200 06.03.2009 1.7779 2.2556 46.1293 0.1152 0.1617 0.0181 0.0195 0.1012 0.8556 1.5600 09.03.2009 1.7945 2.2621 47.6824 0.1145 0.1608 0.0172 0.0190 0.1000 0.7777 1.5700 10.03.2009 1.7755 2.2609 48.0322 0.1125 0.1599 0.0174 0.0187 0.0980 0.7586 1.5100 11.03.2009 1.7302 2.2009 47.5562 0.1116 0.1577 0.0166 0.0192 0.0958 0.7752 1.5400 12.03.2009 1.7445 2.2299 47.0980 0.1119 0.1586 0.0159 0.0198 0.0951 0.6841 1.5200 13.03.2009 1.6915 2.1840 47.8176 0.1101 0.1538 0.0162 0.0157 0.0934 0.6129 1.5500 16.03.2009 1.6824 2.1886 47.0474 0.1115 0.1505 0.0174 0.0164 0.0935 0.6218 1.5500 17.03.2009 1.6934 2.1985 46.1104 0.1120 0.1512 0.0168 0.0165 0.0941 0.6964 1.5700 18.03.2009 1.6981 2.2158 46.9661 0.1122 0.1495 0.0171 0.0168 0.0908 0.7379 1.5500 19.03.2009 1.6795 2.2745 49.0200 0.1123 0.1469 0.0166 0.0173 0.0908 0.7883 1.5500 20.03.2009 1.6860 2.2983 49.7260 0.1115 0.1492 0.0164 0.0182 0.0882 0.7730 1.5800 23.03.2009 1.6603 2.2640 48.9528 0.1112 0.1452 0.0172 0.0180 0.0871 0.8184 1.5700 24.03.2009 1.6461 2.2332 49.5968 0.1105 0.1441 0.0171 0.0180 0.0872 0.8205 1.6400 25.03.2009 1.6565 2.2326 51.9048 0.1099 0.1469 0.0160 0.0173 0.0871 0.9768 1.6800 26.03.2009 1.6474 2.2368 52.1204 0.1093 0.1469 0.0158 0.0166 0.0888 1.0378 1.7400 27.03.2009 1.6554 2.2241 52.3325 0.1079 0.1482 0.0159 0.0165 0.0910 1.0327 1.7200 30.03.2009 1.6868 2.2242 53.7021 0.1072 0.1498 0.0158 0.0175 0.0901 1.1886 1.7400 31.03.2009 1.6670 2.2147 53.2064 0.1036 0.1465 0.0154 0.0186 0.0876 1.1733 1.6600 01.04.2009 1.6460 2.1754 52.5910 0.1017 0.1452 0.0162 0.0189 0.0864 1.1759 1.7100 02.04.2009 1.6116 2.1460 52.6617 0.1015 0.1418 0.0169 0.0186 0.0842 1.1437 1.7300 03.04.2009 1.5858 2.1315 50.4600 0.1014 0.1409 0.0174 0.0184 0.0831 1.1115 1.7900 06.04.2009 1.5577 2.1063 51.4706 0.1012 0.1399 0.0168 0.0189 0.0843 0.9717 1.7900 07.04.2009 1.5967 2.1245 51.2543 0.0996 0.1392 0.0170 0.0181 0.0833 1.0522 1.8100 08.04.2009 1.5986 2.1118 50.1321 0.0997 0.1392 0.0174 0.0172 0.0826 1.1183 1.7800 09.04.2009 1.5673 2.0821 50.3923 0.0998 0.1368 0.0176 0.0171 0.0822 1.2021 1.8500 10.04.2009 1.5603 2.0501 51.1514 0.1000 0.1354 0.0177 0.0178 0.0825 1.2919 1.9200 13.04.2009 1.5678 2.0717 53.2207 0.1000 0.1363 0.0174 0.0190 0.0818 1.3013 1.9300 14.04.2009 1.5664 2.0796 53.1564 0.1000 0.1354 0.0169 0.0181 0.0818 1.3030 1.8900 15.04.2009 1.5870 2.0993 50.7638 0.1000 0.1309 0.0170 0.0186 0.0803 1.3521 1.8800 16.04.2009 1.5939 2.1003 50.4217 0.1000 0.1318 0.0178 0.0190 0.0832 1.4233 1.9000 17.04.2009 1.6000 2.0925 50.8764 0.0999 0.1296 0.0180 0.0189 0.0832 1.5080 1.9800 20.04.2009 1.6203 2.1026 50.6392 0.0998 0.1292 0.0183 0.0195 0.0823 1.4986 1.9700 21.04.2009 1.6506 2.1366 49.7918 0.0996 0.1315 0.0174 0.0185 0.0823 1.5478 1.8900 22.04.2009 1.6369 2.1174 50.2123 0.1005 0.1301 0.0168 0.0194 0.0817 1.5529 1.9100 24.04.2009 1.6094 2.1289 49.1513 0.1002 0.1291 0.0165 0.0204 0.0819 1.4741 1.9100 27.04.2009 1.6152 2.1230 52.1169 0.0991 0.1285 0.0163 0.0202 0.0824 1.4419 1.9800 28.04.2009 1.6296 2.1209 51.2512 0.0987 0.1298 0.0175 0.0201 0.0802 1.4826 1.9500 29.04.2009 1.5957 2.1098 50.5357 0.0987 0.1285 0.0188 0.0203 0.0799 1.5164 1.9100 251 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 30.04.2009 1.5775 2.1017 49.1271 0.0989 0.1278 0.0191 0.0205 0.0812 1.5435 2.0800 04.05.2009 1.5785 2.0952 49.2639 0.0990 0.1277 0.0186 0.0206 0.0812 1.5969 2.1600 05.05.2009 1.5525 2.0762 49.8233 0.0989 0.1242 0.0183 0.0218 0.0781 1.5503 2.2000 06.05.2009 1.5611 2.0793 49.3940 0.0991 0.1231 0.0181 0.0215 0.0774 1.5757 2.2700 07.05.2009 1.5385 2.0467 50.3944 0.0987 0.1208 0.0177 0.0203 0.0778 1.5834 2.3300 08.05.2009 1.5459 2.0737 48.9797 0.0980 0.1236 0.0173 0.0202 0.0774 1.6240 2.3300 11.05.2009 1.5457 2.0895 48.3696 0.0982 0.1240 0.0177 0.0199 0.0783 1.6461 2.3800 12.05.2009 1.5539 2.1216 46.9371 0.0993 0.1249 0.0183 0.0196 0.0783 1.7388 2.2700 13.05.2009 1.5449 2.1113 46.1600 0.1000 0.1235 0.0179 0.0200 0.0781 1.6808 2.3300 14.05.2009 1.5705 2.1313 44.1490 0.1000 0.1247 0.0178 0.0209 0.0788 1.8299 2.2700 15.05.2009 1.5590 2.1152 45.1337 0.1018 0.1252 0.0182 0.0210 0.0785 1.8024 2.3000 18.05.2009 1.5545 2.0939 45.1200 0.1031 0.1267 0.0184 0.0204 0.0777 1.7854 2.2900 20.05.2009 1.5261 2.0833 45.2424 0.1035 0.1252 0.0178 0.0215 0.0774 1.6486 2.3000 21.05.2009 1.5262 2.1040 44.8991 0.1026 0.1274 0.0173 0.0221 0.0764 1.6012 2.4400 22.05.2009 1.5260 2.1302 46.6243 0.1020 0.1277 0.0172 0.0231 0.0771 1.5978 2.4000 25.05.2009 1.5388 2.1531 46.9841 0.1033 0.1291 0.0172 0.0244 0.0771 1.7186 2.3700 26.05.2009 1.5488 2.1549 46.4209 0.1036 0.1297 0.0173 0.0245 0.0781 1.7959 2.4100 27.05.2009 1.5530 2.1666 46.8030 0.1031 0.1315 0.0175 0.0235 0.0775 1.8293 2.3600 28.05.2009 1.5612 2.1640 46.7047 0.1030 0.1312 0.0175 0.0253 0.0782 1.7377 2.3900 29.05.2009 1.5334 2.1540 47.1929 0.0996 0.1287 0.0172 0.0250 0.0774 1.7491 2.3700 01.06.2009 1.5202 2.1624 46.2634 0.0990 0.1281 0.0178 0.0243 0.0774 1.7463 2.3600 02.06.2009 1.5242 2.1587 45.9840 0.0990 0.1303 0.0176 0.0258 0.0760 1.7749 2.4000 03.06.2009 1.5212 2.1662 45.2334 0.0991 0.1322 0.0173 0.0284 0.0763 1.7806 2.3700 04.06.2009 1.5324 2.1735 45.2334 0.0981 0.1323 0.0178 0.0293 0.0763 1.7530 2.3000 05.06.2009 1.5320 2.1741 45.6961 0.0967 0.1344 0.0171 0.0287 0.0764 1.7654 2.2700 08.06.2009 1.5494 2.1492 45.7296 0.0974 0.1366 0.0166 0.0292 0.0767 1.8141 2.2700 09.06.2009 1.5460 2.1538 45.8085 0.0948 0.1358 0.0166 0.0285 0.0763 1.8360 2.1400 10.06.2009 1.5312 2.1583 45.6439 0.0933 0.1339 0.0164 0.0279 0.0763 1.8255 2.1500 11.06.2009 1.5362 2.1513 45.3706 0.0935 0.1344 0.0170 0.0273 0.0759 1.8838 2.1700 12.06.2009 1.5270 2.1437 45.7123 0.0937 0.1333 0.0174 0.0268 0.0752 1.8971 2.1900 15.06.2009 1.5382 2.1336 46.0161 0.0929 0.1335 0.0169 0.0268 0.0757 1.9000 2.2000 16.06.2009 1.5377 2.1354 46.5865 0.0916 0.1337 0.0172 0.0284 0.0757 1.9000 2.1800 17.06.2009 1.5440 2.1423 46.5969 0.0907 0.1298 0.0181 0.0281 0.0757 1.8904 2.1700 18.06.2009 1.5555 2.1698 46.6318 0.0907 0.1299 0.0182 0.0270 0.0752 1.9334 2.2000 19.06.2009 1.5455 2.1522 45.9361 0.0925 0.1267 0.0185 0.0268 0.0751 1.9076 2.2700 22.06.2009 1.5496 2.1468 45.4921 0.0930 0.1255 0.0184 0.0272 0.0754 1.8236 2.2800 23.06.2009 1.5661 2.1812 45.9635 0.0920 0.1254 0.0176 0.0259 0.0757 1.7806 2.2300 24.06.2009 1.5532 2.1879 46.2946 0.0903 0.1275 0.0177 0.0256 0.0756 1.6661 2.1900 25.06.2009 1.5466 2.1573 47.1913 0.0900 0.1263 0.0175 0.0252 0.0755 1.7425 2.2400 26.06.2009 1.5324 2.1543 47.0674 0.0903 0.1248 0.0171 0.0256 0.0752 1.7663 2.2300 29.06.2009 1.5290 2.1454 47.3055 0.0883 0.1234 0.0180 0.0253 0.0755 1.6775 2.2800 30.06.2009 1.5236 2.1508 47.6318 0.0875 0.1234 0.0196 0.0242 0.0755 1.6632 2.2500 01.07.2009 1.5235 2.1448 48.0543 0.0847 0.1243 0.0204 0.0240 0.0755 1.7549 2.2800 02.07.2009 1.5195 2.1401 48.2581 0.0860 0.1219 0.0201 0.0236 0.0760 1.7291 2.2900 03.07.2009 1.5271 2.1379 47.6798 0.0859 0.1202 0.0202 0.0223 0.0760 1.6899 2.2900 06.07.2009 1.5404 2.1436 48.1572 0.0839 0.1219 0.0205 0.0232 0.0758 1.7253 2.3200 07.07.2009 1.5325 2.1402 48.2121 0.0826 0.1210 0.0200 0.0223 0.0760 1.7138 2.3000 08.07.2009 1.5453 2.1494 48.1189 0.0835 0.1205 0.0193 0.0226 0.0758 1.7453 2.3600 09.07.2009 1.5402 2.1501 47.2527 0.0838 0.1188 0.0192 0.0235 0.0760 1.6995 2.3500 10.07.2009 1.5453 2.1488 46.5596 0.0848 0.1191 0.0187 0.0251 0.0757 1.7081 2.3400 13.07.2009 1.5486 2.1616 46.5655 0.0847 0.1206 0.0187 0.0244 0.0747 1.6594 2.3200 14.07.2009 1.5329 2.1444 46.5528 0.0845 0.1191 0.0185 0.0251 0.0745 1.6661 2.3400 15.07.2009 1.5275 2.1483 46.9200 0.0843 0.1211 0.0181 0.0245 0.0743 1.5973 2.3000 16.07.2009 1.5218 2.1461 46.8241 0.0841 0.1217 0.0182 0.0234 0.0739 1.6288 2.3800 17.07.2009 1.5187 2.1405 46.6734 0.0844 0.1224 0.0177 0.0240 0.0739 1.5687 2.5100 20.07.2009 1.5021 2.1355 46.5375 0.0850 0.1206 0.0170 0.0254 0.0740 1.6298 2.4600 252 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 21.07.2009 1.5007 2.1335 46.6860 0.0848 0.1212 0.0171 0.0254 0.0738 1.6708 2.4700 22.07.2009 1.4937 2.1195 46.8720 0.0839 0.1209 0.0171 0.0259 0.0742 1.7558 2.4300 23.07.2009 1.4800 2.1056 46.8844 0.0841 0.1200 0.0173 0.0261 0.0737 1.7644 2.4900 24.07.2009 1.4769 2.0993 46.7249 0.0840 0.1200 0.0172 0.0264 0.0733 1.7682 2.6400 27.07.2009 1.4708 2.0972 46.3719 0.0836 0.1197 0.0165 0.0264 0.0732 1.8141 2.7400 28.07.2009 1.4644 2.0901 45.8186 0.0819 0.1183 0.0162 0.0252 0.0733 1.8389 2.7200 29.07.2009 1.4788 2.0915 46.1029 0.0816 0.1161 0.0158 0.0267 0.0732 1.8494 2.8600 30.07.2009 1.4760 2.0763 46.0500 0.0809 0.1096 0.0160 0.0270 0.0730 1.8904 2.8800 31.07.2009 1.4681 2.0720 46.0839 0.0796 0.1101 0.0156 0.0272 0.0727 1.9000 3.0600 03.08.2009 1.4606 2.0845 46.0213 0.0795 0.1098 0.0159 0.0271 0.0721 1.9477 3.0800 04.08.2009 1.4547 2.0938 45.9203 0.0792 0.1071 0.0158 0.0283 0.0712 1.8570 3.2200 05.08.2009 1.4525 2.0909 45.8769 0.0790 0.1048 0.0158 0.0275 0.0713 1.9143 3.2600 06.08.2009 1.4607 2.1019 45.5843 0.0780 0.1049 0.0162 0.0267 0.0727 1.9811 3.0600 07.08.2009 1.4736 2.1168 45.6727 0.0785 0.1056 0.0165 0.0269 0.0726 1.9620 3.0200 10.08.2009 1.4646 2.0791 45.5755 0.0786 0.1047 0.0162 0.0256 0.0733 2.0575 3.1000 11.08.2009 1.4849 2.1037 45.9321 0.0775 0.1052 0.0163 0.0251 0.0732 2.1244 3.0400 12.08.2009 1.4986 2.1182 46.2679 0.0758 0.1075 0.0168 0.0241 0.0731 2.2079 2.9400 13.08.2009 1.4691 2.0958 45.9769 0.0770 0.1042 0.0164 0.0246 0.0732 2.2198 3.0000 14.08.2009 1.4736 2.1034 46.0565 0.0763 0.1031 0.0164 0.0241 0.0736 2.2580 3.0600 17.08.2009 1.4998 2.1144 46.0588 0.0763 0.1041 0.0168 0.0242 0.0733 2.2723 3.0200 18.08.2009 1.4884 2.1017 46.0572 0.0767 0.1020 0.0172 0.0257 0.0735 2.2270 3.0600 19.08.2009 1.4937 2.1066 45.7835 0.0770 0.1024 0.0175 0.0249 0.0730 2.2747 3.0600 20.08.2009 1.4835 2.1111 45.6535 0.0774 0.0984 0.0173 0.0245 0.0717 2.3392 3.1800 21.08.2009 1.4812 2.1184 45.6096 0.0775 0.0982 0.0172 0.0244 0.0716 2.2723 3.2600 24.08.2009 1.4756 2.1104 45.4392 0.0785 0.0978 0.0173 0.0248 0.0717 2.1864 3.2800 25.08.2009 1.4854 2.1236 45.0538 0.0785 0.0991 0.0166 0.0245 0.0715 2.2604 3.3000 26.08.2009 1.4905 2.1324 44.7445 0.0778 0.1007 0.0170 0.0239 0.0719 2.2342 3.3000 27.08.2009 1.4945 2.1304 44.6668 0.0775 0.1007 0.0175 0.0232 0.0716 2.2747 3.1600 28.08.2009 1.4890 2.1365 44.7095 0.0775 0.0995 0.0180 0.0227 0.0716 2.3416 3.2400 31.08.2009 1.4946 2.1343 45.2133 0.0775 0.0999 0.0183 0.0231 0.0723 2.4633 3.2600 01.09.2009 1.4962 2.1444 45.3914 0.0760 0.1005 0.0191 0.0236 0.0727 2.4323 3.1600 02.09.2009 1.5056 2.1413 45.4726 0.0750 0.1022 0.0192 0.0240 0.0728 2.4585 3.1800 03.09.2009 1.4994 2.1444 45.7755 0.0750 0.1015 0.0188 0.0237 0.0723 2.4442 3.1000 04.09.2009 1.4940 2.1315 45.3866 0.0750 0.0979 0.0184 0.0229 0.0720 2.4705 3.1200 07.09.2009 1.4817 2.1256 45.0959 0.0749 0.0969 0.0180 0.0230 0.0722 2.4132 3.0400 08.09.2009 1.4775 2.1336 45.7697 0.0740 0.0970 0.0172 0.0237 0.0718 2.3559 3.0200 09.09.2009 1.4817 2.1485 45.6013 0.0742 0.0960 0.0172 0.0240 0.0713 2.3201 3.0400 10.09.2009 1.4968 2.1781 45.5283 0.0742 0.0970 0.0173 0.0245 0.0716 2.3893 3.1000 11.09.2009 1.4901 2.1749 45.7309 0.0733 0.0966 0.0169 0.0237 0.0703 2.4179 3.1200 14.09.2009 1.4949 2.1750 45.2256 0.0740 0.0965 0.0168 0.0246 0.0691 2.4776 3.2200 15.09.2009 1.4824 2.1652 45.2713 0.0738 0.0953 0.0176 0.0247 0.0691 2.4609 3.2000 16.09.2009 1.4696 2.1588 45.4220 0.0731 0.0937 0.0175 0.0242 0.0689 2.4609 3.1400 17.09.2009 1.4616 2.1533 45.0744 0.0730 0.0948 0.0171 0.0237 0.0695 2.4347 3.2000 18.09.2009 1.4673 2.1558 45.5026 0.0727 0.0939 0.0170 0.0238 0.0695 2.4705 3.2200 23.09.2009 1.4722 2.1771 45.4149 0.0726 0.0928 0.0169 0.0237 0.0688 2.4705 3.2200 24.09.2009 1.4730 2.1753 45.4625 0.0726 0.0912 0.0170 0.0234 0.0690 2.4585 3.2000 25.09.2009 1.4799 2.1725 45.6942 0.0717 0.0914 0.0168 0.0235 0.0697 2.4991 3.2200 28.09.2009 1.4849 2.1732 45.7246 0.0711 0.0909 0.0164 0.0232 0.0699 2.5588 3.2400 29.09.2009 1.4810 2.1588 46.0828 0.0705 0.0907 0.0161 0.0219 0.0695 2.5015 3.2600 30.09.2009 1.4760 2.1596 45.8291 0.0700 0.0890 0.0161 0.0221 0.0683 2.4370 3.3000 01.10.2009 1.4822 2.1601 46.0860 0.0702 0.0893 0.0156 0.0222 0.0694 2.3511 3.2400 02.10.2009 1.4923 2.1700 47.0177 0.0706 0.0878 0.0154 0.0224 0.0696 2.4347 3.2400 05.10.2009 1.4787 2.1618 47.5576 0.0705 0.0843 0.0154 0.0217 0.0686 2.4108 3.1400 06.10.2009 1.4590 2.1490 47.4994 0.0705 0.0792 0.0154 0.0223 0.0670 2.5110 3.2400 07.10.2009 1.4604 2.1484 47.4066 0.0702 0.0819 0.0151 0.0235 0.0675 2.5445 3.4600 08.10.2009 1.4521 2.1444 47.8758 0.0707 0.0821 0.0149 0.0230 0.0664 2.5970 3.3200 253 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 09.10.2009 1.4560 2.1456 47.7805 0.0701 0.0817 0.0151 0.0234 0.0665 2.5492 3.3800 12.10.2009 1.4562 2.1450 47.7136 0.0700 0.0828 0.0154 0.0239 0.0666 2.4800 3.3600 13.10.2009 1.4499 2.1471 48.3264 0.0697 0.0839 0.0154 0.0236 0.0663 2.4251 3.4200 14.10.2009 1.4385 2.1423 48.1126 0.0699 0.0832 0.0158 0.0235 0.0659 2.4800 3.3800 15.10.2009 1.4355 2.1413 47.6842 0.0700 0.0819 0.0157 0.0229 0.0668 2.5373 3.4600 16.10.2009 1.4505 2.1616 48.3179 0.0703 0.0850 0.0156 0.0235 0.0669 2.5397 3.4000 19.10.2009 1.4495 2.1646 47.9908 0.0705 0.0836 0.0158 0.0236 0.0667 2.5659 3.2600 20.10.2009 1.4446 2.1629 48.0627 0.0700 0.0835 0.0157 0.0245 0.0664 2.5731 3.3400 21.10.2009 1.4559 2.1757 48.0627 0.0700 0.0827 0.0150 0.0249 0.0666 2.6137 3.4600 22.10.2009 1.4615 2.1888 48.0627 0.0704 0.0837 0.0178 0.0237 0.0668 2.5683 3.4800 23.10.2009 1.4560 2.1887 48.2065 0.0706 0.0844 0.0178 0.0234 0.0669 2.6304 3.4600 26.10.2009 1.4665 2.2042 47.7484 0.0705 0.0895 0.0179 0.0245 0.0678 2.6423 3.5000 27.10.2009 1.4813 2.2040 47.4603 0.0705 0.0883 0.0181 0.0232 0.0682 2.6065 3.4800 28.10.2009 1.4813 2.2040 47.7378 0.0702 0.0886 0.0178 0.0233 0.0691 2.6280 3.3600 30.10.2009 1.4816 2.1962 47.6201 0.0720 0.0884 0.0173 0.0236 0.0689 2.6017 3.2600 02.11.2009 1.4921 2.2040 47.8334 0.0717 0.0903 0.0172 0.0238 0.0687 2.5588 3.1200 03.11.2009 1.5014 2.2060 48.2735 0.0719 0.0917 0.0174 0.0234 0.0686 2.4967 3.1600 04.11.2009 1.4897 2.1992 48.1765 0.0720 0.0915 0.0173 0.0231 0.0688 2.3726 3.0600 05.11.2009 1.4835 2.2026 47.9827 0.0720 0.0919 0.0174 0.0230 0.0681 2.3249 3.0400 06.11.2009 1.4747 2.1946 48.9158 0.0720 0.0908 0.0182 0.0230 0.0681 2.2533 3.0400 09.11.2009 1.4670 2.1977 49.1899 0.0720 0.0892 0.0183 0.0226 0.0678 2.1745 3.0400 10.11.2009 1.4668 2.1991 49.2966 0.0713 0.0887 0.0177 0.0226 0.0667 2.2628 3.1200 11.11.2009 1.4629 2.1994 49.3025 0.0706 0.0884 0.0180 0.0219 0.0664 2.1864 3.1200 12.11.2009 1.4695 2.1969 49.5620 0.0712 0.0896 0.0186 0.0217 0.0663 2.2198 3.2200 13.11.2009 1.4736 2.1934 49.7086 0.0711 0.0896 0.0189 0.0220 0.0664 2.1649 3.1200 16.11.2009 1.4688 2.1987 49.2360 0.0715 0.0905 0.0189 0.0215 0.0663 2.2533 3.0600 17.11.2009 1.4732 2.1973 48.9073 0.0718 0.0911 0.0183 0.0218 0.0660 2.2843 3.1000 18.11.2009 1.4715 2.1981 49.2012 0.0720 0.0897 0.0186 0.0217 0.0657 2.2819 3.0000 19.11.2009 1.4821 2.2031 49.3191 0.0721 0.0902 0.0184 0.0210 0.0654 2.4036 2.9200 20.11.2009 1.4867 2.2112 49.5724 0.0720 0.0907 0.0185 0.0212 0.0666 2.3893 2.9200 23.11.2009 1.4846 2.2236 49.6064 0.0720 0.0908 0.0186 0.0203 0.0665 2.3989 2.9000 24.11.2009 1.4901 2.2266 49.9755 0.0722 0.0916 0.0179 0.0200 0.0664 2.3774 2.9200 25.11.2009 1.4815 2.2281 49.9526 0.0726 0.0910 0.0176 0.0204 0.0663 2.4108 2.9400 26.11.2009 1.4815 2.2281 50.2960 0.0731 0.0919 0.0180 0.0209 0.0658 2.4538 2.9200 01.12.2009 1.5005 2.2611 49.9333 0.0730 0.0925 0.0178 0.0213 0.0668 2.3941 2.9200 02.12.2009 1.4898 2.2489 49.8995 0.0739 0.0922 0.0176 0.0225 0.0666 2.3320 2.9600 03.12.2009 1.4802 2.2379 49.8995 0.0745 0.0914 0.0174 0.0218 0.0662 2.2580 3.0600 04.12.2009 1.4757 2.2229 50.0002 0.0752 0.0917 0.0178 0.0211 0.0660 2.2437 3.2000 07.12.2009 1.4871 2.2023 50.9011 0.0763 0.0931 0.0179 0.0215 0.0650 2.3201 3.2000 08.12.2009 1.4903 2.2072 51.9220 0.0765 0.0931 0.0178 0.0219 0.0653 2.2747 3.1600 09.12.2009 1.4951 2.2050 52.2974 0.0751 0.0930 0.0174 0.0225 0.0653 2.2628 3.1400 10.12.2009 1.4922 2.1974 51.9773 0.0752 0.0938 0.0171 0.0229 0.0662 2.1530 3.1400 11.12.2009 1.4860 2.1923 52.0168 0.0761 0.0936 0.0172 0.0233 0.0663 2.2198 3.1600 14.12.2009 1.4944 2.1891 52.2227 0.0754 0.0946 0.0170 0.0234 0.0662 2.1721 3.1600 15.12.2009 1.5020 2.1849 52.2937 0.0758 0.0969 0.0169 0.0222 0.0661 2.2509 3.1600 16.12.2009 1.5001 2.1835 52.6665 0.0750 0.0959 0.0166 0.0228 0.0662 2.2342 3.1600 17.12.2009 1.5088 2.1687 52.8427 0.0747 0.0959 0.0165 0.0240 0.0667 2.2318 3.2200 18.12.2009 1.5100 2.1715 52.7296 0.0784 0.0952 0.0165 0.0247 0.0667 2.2723 3.1000 21.12.2009 1.5148 2.1706 53.5165 0.0744 0.0967 0.0165 0.0248 0.0670 2.2485 3.1200 22.12.2009 1.5170 2.1707 53.8816 0.0735 0.0969 0.0165 0.0254 0.0670 2.1912 3.2000 23.12.2009 1.5175 2.1639 54.5521 0.0684 0.0973 0.0169 0.0260 0.0670 2.1554 3.1800 24.12.2009 1.5059 2.1665 54.3223 0.0707 0.0981 0.0167 0.0257 0.0670 2.2007 3.1600 25.12.2009 1.5041 2.1687 54.5817 0.0715 0.0983 0.0169 0.0262 0.0670 2.1697 3.1600 28.12.2009 1.5054 2.1671 56.0812 0.0708 0.0981 0.0160 0.0269 0.0670 2.1864 3.1600 29.12.2009 1.5015 2.1665 56.1564 0.0711 0.0978 0.0158 0.0264 0.0669 2.1578 3.1800 30.12.2009 1.5046 2.1588 56.1912 0.0710 0.0970 0.0159 0.0256 0.0670 2.2031 3.1800 254 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 31.12.2009 1.4863 2.1412 56.7957 0.0708 0.0910 0.0159 0.0260 0.0672 2.1625 3.1800 04.01.2010 1.4800 2.1259 56.7957 0.0702 0.0918 0.0158 0.0262 0.0672 2.1697 3.2800 05.01.2010 1.4651 2.1138 56.7957 0.0701 0.0911 0.0163 0.0260 0.0669 2.1864 3.2800 06.01.2010 1.4684 2.1072 57.5509 0.0699 0.0917 0.0165 0.0256 0.0667 2.2079 3.4200 07.01.2010 1.4688 2.1078 58.2224 0.0702 0.0907 0.0166 0.0248 0.0669 2.2222 3.4400 08.01.2010 1.4629 2.0946 57.6090 0.0704 0.0890 0.0156 0.0255 0.0672 2.2437 3.4800 11.01.2010 1.4482 2.1031 56.0777 0.0702 0.0885 0.0153 0.0250 0.0671 2.2533 3.4600 12.01.2010 1.4479 2.0976 54.4702 0.0701 0.0878 0.0155 0.0242 0.0672 2.2365 3.3800 13.01.2010 1.4424 2.0948 55.3209 0.0703 0.0865 0.0158 0.0245 0.0677 2.2819 3.3600 14.01.2010 1.4484 2.1015 55.1719 0.0705 0.0859 0.0156 0.0242 0.0669 2.2485 3.4200 15.01.2010 1.4513 2.0889 54.1628 0.0701 0.0875 0.0156 0.0235 0.0670 2.2294 3.3800 18.01.2010 1.4463 2.0795 53.9698 0.0702 0.0877 0.0153 0.0235 0.0675 2.2819 3.4200 19.01.2010 1.4511 2.0816 53.9267 0.0705 0.0867 0.0146 0.0237 0.0675 2.3034 3.4400 20.01.2010 1.4559 2.0638 54.2614 0.0702 0.0881 0.0145 0.0235 0.0674 2.3100 3.4800 21.01.2010 1.4705 2.0685 54.9060 0.0700 0.0892 0.0146 0.0240 0.0670 2.2925 3.5800 22.01.2010 1.4758 2.0868 54.3124 0.0717 0.0911 0.0150 0.0240 0.0673 2.2750 3.5600 25.01.2010 1.4777 2.0913 53.6554 0.0714 0.0913 0.0151 0.0233 0.0675 2.2950 3.4600 26.01.2010 1.4913 2.1010 53.9611 0.0709 0.0934 0.0151 0.0238 0.0685 2.2450 3.5400 27.01.2010 1.4841 2.0864 52.8349 0.0710 0.0933 0.0156 0.0237 0.0685 2.2325 3.5800 28.01.2010 1.4840 2.0803 53.1681 0.0710 0.0934 0.0161 0.0241 0.0680 2.2850 3.5400 29.01.2010 1.4821 2.0702 53.4492 0.0708 0.0931 0.0163 0.0231 0.0686 2.2125 3.6200 01.02.2010 1.4822 2.0611 53.4545 0.0703 0.0933 0.0165 0.0224 0.0684 2.2025 3.6400 02.02.2010 1.4768 2.0582 53.4191 0.0696 0.0930 0.0163 0.0223 0.0685 2.1550 3.6600 03.02.2010 1.4737 2.0624 53.2372 0.0691 0.0921 0.0161 0.0232 0.0685 2.1325 3.6400 04.02.2010 1.4893 2.0623 52.8060 0.0690 0.0932 0.0177 0.0237 0.0684 2.0850 3.6200 05.02.2010 1.5126 2.0692 52.7335 0.0690 0.0938 0.0176 0.0237 0.0685 2.0250 3.5200 08.02.2010 1.5141 2.0722 52.7335 0.0683 0.0924 0.0173 0.0234 0.0686 1.9430 3.4200 09.02.2010 1.5044 2.0657 53.2862 0.0680 0.0924 0.0171 0.0231 0.0693 2.0200 3.2400 10.02.2010 1.5009 2.0677 53.1445 0.0679 0.0923 0.0170 0.0239 0.0694 2.0575 3.3000 11.02.2010 1.5042 2.0674 53.6633 0.0679 0.0920 0.0167 0.0248 0.0686 2.1250 3.2600 12.02.2010 1.5088 2.0497 53.4802 0.0675 0.0912 0.0163 0.0246 0.0683 2.0950 3.2800 15.02.2010 1.5074 2.0520 53.2248 0.0675 0.0911 0.0163 0.0245 0.0683 1.9900 3.2600 16.02.2010 1.5027 2.0532 53.8121 0.0679 0.0905 0.0167 0.0235 0.0684 1.9490 3.2000 17.02.2010 1.4975 2.0583 53.7021 0.0679 0.0911 0.0162 0.0236 0.0681 1.9200 3.2400 18.02.2010 1.5109 2.0499 52.4609 0.0680 0.0917 0.0159 0.0234 0.0680 1.9150 3.4200 19.02.2010 1.5163 2.0469 53.1914 0.0678 0.0925 0.0158 0.0230 0.0680 1.9860 3.3200 22.02.2010 1.5074 2.0522 52.9352 0.0678 0.0913 0.0159 0.0229 0.0680 1.9480 3.5000 23.02.2010 1.5231 2.0745 52.8631 0.0674 0.0920 0.0158 0.0227 0.0684 1.9160 3.4000 24.02.2010 1.5365 2.0812 53.0452 0.0676 0.0923 0.0159 0.0227 0.0690 1.9460 3.3000 25.02.2010 1.5389 2.0759 52.6308 0.0674 0.0927 0.0159 0.0228 0.0689 1.9630 3.2600 26.02.2010 1.5350 2.0846 52.1347 0.0677 0.0928 0.0157 0.0234 0.0685 2.0025 3.2400 01.03.2010 1.5342 2.0860 52.2418 0.0686 0.0924 0.0157 0.0237 0.0680 1.9820 3.3200 02.03.2010 1.5304 2.0693 52.4207 0.0690 0.0923 0.0158 0.0234 0.0678 1.9840 3.3600 03.03.2010 1.5312 2.0879 52.6676 0.0690 0.0928 0.0159 0.0239 0.0673 1.9610 3.4200 04.03.2010 1.5369 2.1005 52.6533 0.0690 0.0945 0.0152 0.0242 0.0677 1.8850 3.4000 05.03.2010 1.5372 2.0881 52.2925 0.0695 0.0944 0.0142 0.0241 0.0670 1.8950 3.3600 08.03.2010 1.5223 2.0788 51.6687 0.0691 0.0935 0.0144 0.0241 0.0665 1.8300 3.4200 09.03.2010 1.5314 2.0791 52.3813 0.0691 0.0946 0.0148 0.0236 0.0666 1.8570 3.4600 10.03.2010 1.5299 2.0796 53.2032 0.0693 0.0955 0.0150 0.0237 0.0664 1.8570 3.4200 11.03.2010 1.5275 2.0858 53.1642 0.0694 0.0954 0.0151 0.0242 0.0666 1.8640 3.4200 12.03.2010 1.5179 2.0881 52.0732 0.0693 0.0947 0.0145 0.0246 0.0667 1.9430 3.3600 15.03.2010 1.5199 2.0854 51.7268 0.0692 0.0947 0.0144 0.0241 0.0670 1.9550 3.3800 16.03.2010 1.5187 2.0808 52.2109 0.0689 0.0943 0.0143 0.0242 0.0671 2.0100 3.3400 17.03.2010 1.5079 2.0771 52.2742 0.0690 0.0931 0.0143 0.0259 0.0667 2.0225 3.4600 18.03.2010 1.5143 2.0708 52.0316 0.0689 0.0938 0.0145 0.0264 0.0669 1.9960 3.6000 19.03.2010 1.5233 2.0677 52.5648 0.0688 0.0937 0.0148 0.0260 0.0677 2.0375 3.5200 255 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 22.03.2010 1.5368 2.0771 52.9044 0.0688 0.0941 0.0146 0.0261 0.0673 2.0150 3.5200 23.03.2010 1.5357 2.0747 53.4790 0.0691 0.0936 0.0140 0.0261 0.0671 2.0325 3.5400 24.03.2010 1.5337 2.0511 54.1420 0.0689 0.0922 0.0137 0.0256 0.0672 1.9960 3.6400 25.03.2010 1.5333 2.0464 54.0304 0.0689 0.0918 0.0132 0.0260 0.0677 2.0375 3.8000 26.03.2010 1.5255 2.0409 54.4290 0.0691 0.0911 0.0132 0.0274 0.0677 2.1650 3.9000 29.03.2010 1.5225 2.0522 54.3481 0.0707 0.0908 0.0131 0.0270 0.0677 2.1475 3.9000 30.03.2010 1.5204 2.0509 54.4809 0.0709 0.0902 0.0131 0.0261 0.0676 2.1275 3.9200 31.03.2010 1.5146 2.0391 54.7061 0.0718 0.0903 0.0132 0.0264 0.0677 2.1350 3.9400 01.04.2010 1.5104 2.0381 54.7280 0.0712 0.0907 0.0132 0.0263 0.0676 2.1525 3.8600 02.04.2010 1.5095 2.0461 54.7062 0.0715 0.0914 0.0134 0.0259 0.0676 2.1425 4.0000 05.04.2010 1.5072 2.0317 55.1711 0.0713 0.0918 0.0134 0.0258 0.0676 2.1800 4.0200 06.04.2010 1.5031 2.0160 55.1711 0.0700 0.0943 0.0132 0.0261 0.0678 2.2450 4.0400 07.04.2010 1.4923 1.9950 55.6920 0.0707 0.0934 0.0134 0.0255 0.0672 2.2275 4.0200 08.04.2010 1.4965 1.9907 56.0411 0.0708 0.0931 0.0137 0.0247 0.0680 2.2100 3.9800 09.04.2010 1.4817 1.9849 55.9409 0.0710 0.0917 0.0139 0.0252 0.0668 2.1875 3.9200 12.04.2010 1.4779 2.0106 56.2603 0.0708 0.0913 0.0136 0.0255 0.0665 2.2425 4.0400 13.04.2010 1.4830 2.0154 55.2391 0.0709 0.0900 0.0134 0.0250 0.0664 2.2525 4.1200 14.04.2010 1.4730 2.0072 55.1466 0.0719 0.0920 0.0131 0.0254 0.0663 2.2400 4.0800 15.04.2010 1.4710 1.9944 55.4244 0.0716 0.0932 0.0132 0.0259 0.0663 2.1800 4.2000 16.04.2010 1.4675 1.9868 54.5765 0.0720 0.0926 0.0133 0.0257 0.0662 2.2150 4.2000 19.04.2010 1.4867 1.9978 54.4809 0.0719 0.0938 0.0130 0.0243 0.0666 2.2650 4.1200 20.04.2010 1.4805 1.9971 54.1740 0.0718 0.0923 0.0128 0.0251 0.0666 2.2550 4.1400 21.04.2010 1.4751 1.9786 55.0270 0.0715 0.0932 0.0129 0.0249 0.0666 2.2875 4.1800 22.04.2010 1.4740 1.9702 54.6657 0.0724 0.0942 0.0133 0.0242 0.0676 2.2850 4.1600 26.04.2010 1.4689 1.9585 55.0901 0.0737 0.0950 0.0133 0.0246 0.0676 2.1975 4.3000 27.04.2010 1.4741 1.9646 54.6892 0.0735 0.0960 0.0131 0.0238 0.0677 2.1825 4.4200 28.04.2010 1.4974 1.9759 54.4315 0.0737 0.0964 0.0129 0.0229 0.0680 2.2375 4.4800 29.04.2010 1.4794 1.9587 54.6770 0.0735 0.0952 0.0127 0.0216 0.0687 2.2075 4.3000 30.04.2010 1.4729 1.9602 54.2340 0.0728 0.0947 0.0126 0.0217 0.0679 2.1475 4.3000 03.05.2010 1.4852 1.9655 53.9881 0.0731 0.0958 0.0130 0.0227 0.0674 2.1575 4.2600 04.05.2010 1.4901 1.9563 54.6060 0.0729 0.0977 0.0126 0.0224 0.0675 2.1600 4.2200 05.05.2010 1.5085 1.9534 54.6648 0.0719 0.0993 0.0123 0.0228 0.0685 2.0650 4.0600 06.05.2010 1.5280 1.9522 54.2862 0.0719 0.1007 0.0128 0.0225 0.0689 1.9900 3.9800 07.05.2010 1.5592 1.9868 54.6084 0.0718 0.1027 0.0132 0.0216 0.0691 2.0100 3.9400 10.05.2010 1.5106 1.9649 54.8864 0.0710 0.0983 0.0130 0.0220 0.0712 1.9940 3.7200 11.05.2010 1.5271 1.9397 54.6979 0.0710 0.0978 0.0128 0.0207 0.0688 2.0000 4.0400 12.05.2010 1.5202 1.9280 54.6979 0.0715 0.0960 0.0126 0.0213 0.0681 1.8510 4.1400 13.05.2010 1.5096 1.9037 54.6979 0.0736 0.0948 0.0121 0.0199 0.0674 1.8200 4.3400 14.05.2010 1.5218 1.9010 54.9536 0.0725 0.0965 0.0120 0.0203 0.0670 1.6850 4.2600 17.05.2010 1.5359 1.8926 55.6253 0.0720 0.0962 0.0122 0.0200 0.0673 1.6290 4.1000 18.05.2010 1.5280 1.8965 55.3327 0.0721 0.0946 0.0120 0.0199 0.0674 1.9700 4.1200 20.05.2010 1.5716 1.9425 55.5196 0.0719 0.0946 0.0119 0.0203 0.0670 1.9400 4.2400 21.05.2010 1.5745 1.9703 54.9209 0.0722 0.0954 0.0122 0.0220 0.0675 1.9340 4.1000 24.05.2010 1.5636 1.9412 54.9237 0.0722 0.0948 0.0119 0.0210 0.0692 1.9310 4.1400 25.05.2010 1.5860 1.9390 54.7744 0.0718 0.0957 0.0111 0.0207 0.0701 1.8090 4.1000 26.05.2010 1.5717 1.9345 54.5897 0.0714 0.0944 0.0109 0.0214 0.0682 1.8170 3.9200 27.05.2010 1.5596 1.9142 54.5433 0.0718 0.0928 0.0111 0.0216 0.0694 1.8740 4.0400 28.05.2010 1.5503 1.9203 54.6977 0.0730 0.0923 0.0108 0.0199 0.0681 1.7620 4.1200 31.05.2010 1.5654 1.9260 54.5873 0.0733 0.0933 0.0112 0.0194 0.0670 1.7170 4.1200 01.06.2010 1.5788 1.9195 54.3622 0.0735 0.0918 0.0101 0.0198 0.0667 1.7590 4.1000 02.06.2010 1.5721 1.9222 54.5495 0.0732 0.0910 0.0089 0.0197 0.0668 1.7300 4.1200 03.06.2010 1.5648 1.9201 54.7751 0.0727 0.0894 0.0077 0.0211 0.0670 1.6000 4.1400 04.06.2010 1.5761 1.9157 55.2957 0.0725 0.0899 0.0076 0.0203 0.0662 1.6300 4.1400 07.06.2010 1.5925 1.9043 56.0812 0.0730 0.0914 0.0087 0.0204 0.0675 1.7390 4.0800 08.06.2010 1.5967 1.9058 55.5189 0.0726 0.0914 0.0082 0.0208 0.0676 1.7130 4.1000 09.06.2010 1.5917 1.9055 56.1522 0.0723 0.0913 0.0082 0.0205 0.0672 1.7400 4.0800 256 Tarih USD EUR XAU TRB3M TRT2Y EUT3Y UST5Y EB2034 UNCRDT YKBNK 10.06.2010 1.5878 1.9129 56.6060 0.0723 0.0912 0.0078 0.0199 0.0671 1.6620 4.1400 11.06.2010 1.5716 1.9051 57.0235 0.0723 0.0907 0.0073 0.0202 0.0669 1.6470 4.1600 14.06.2010 1.5600 1.9071 57.2074 0.0722 0.0911 0.0075 0.0203 0.0670 1.6540 4.1600 15.06.2010 1.5686 1.9180 58.4255 0.0714 0.0912 0.0073 0.0197 0.0664 1.5600 4.2200 16.06.2010 1.5589 1.9164 59.9682 0.0715 0.0906 0.0069 0.0192 0.0666 1.5650 4.3200 17.06.2010 1.5555 1.9203 58.5090 0.0714 0.0902 0.0065 0.0192 0.0665 1.5930 4.2800 18.06.2010 1.5488 1.9176 59.8161 0.0715 0.0896 0.0067 0.0187 0.0662 1.6380 4.3400 21.06.2010 1.5427 1.9142 60.4211 0.0714 0.0892 0.0067 0.0179 0.0661 1.7040 4.3400 22.06.2010 1.5528 1.9086 60.0671 0.0713 0.0902 0.0062 0.0173 0.0655 1.7500 4.4400 23.06.2010 1.5569 1.9121 60.1986 0.0704 0.0900 0.0065 0.0174 0.0656 1.8400 4.5000 24.06.2010 1.5697 1.9293 60.6714 0.0702 0.0895 0.0069 0.0175 0.0657 1.9130 4.3800 25.06.2010 1.5739 1.9359 60.0906 0.0736 0.0908 0.0068 0.0176 0.0660 1.8770 4.4000 28.06.2010 1.5632 1.9313 60.8261 0.0735 0.0901 0.0068 0.0177 0.0660 1.8920 4.4200 29.06.2010 1.5736 1.9204 60.5940 0.0733 0.0902 0.0066 0.0178 0.0655 1.9410 4.4600 30.06.2010 1.5726 1.9278 59.6380 0.0732 0.0898 0.0066 0.0179 0.0661 1.9570 4.3400 257