Ağustos-1981 ZAFER HAFTASI ّٰللاِ الَّذ۪ ينَ يُقَاتِلُونَ ُك ْم س ۪بي ِل ه َ َوقَاتِلُوا ف۪ ي ۜ َو ََل تَ ْعتَد َب ْال ُم ْعتَد۪ ين ُّ ّٰللاَ ََل يُ ِح ُوا ا َِّن ه Muhterem müminler, Ağustosun son haftası ile Eylül'ün ilk haftası tarihimiz için büyük bir ehemmiyet taşır. Çünkü mazimizi süsleyen tarih sayfalarımızı zinetlendiren, göğsümüzü kabartan zaferlerden büyük bir kısmı bu günlerde kazanılmıştır. Malazgirt zaferi, 30 Ağustos Zaferi ve başta İzmir olmak üzere pek çok Batı Anadolu Şehir ve Kasabalarımızın düşman işgalinden kurtuluşu bugünlerde gerçekleşmiştir. Aziz Cemaatim, 1071 Malazgirt zaferi ile 30 Ağustos zaferi arasında büyük benzerlikler vardı. İşte onlardan bazıları Sultan Alparslan'ın önderliğinde kazanılan Malazgirt zaferi, Müslüman Türk'e Anadolu'nun kapılarını açmış, bize vatan olmasını sağlamıştır. Gazi Mustafa Kemal'in önderliğinde kazanılan 30 Ağustos Zaferi ise Anadolu’nun Müslüman Türk'e vatan olarak kalmasını temin etmiştir. Her ikisi de inananla inanmayanın. Ehli İslam ile Ehli salibin, Müslümanla, Kâfirin, Hak ile Batılın kıyasıya mücadelesidir. Her iki savaşta da silah teçhizat ve asker bakımından düşman daha üstündü. Buna rağmen her ikisinde de netice değişmemiştir. Zafer İslam’ın, Zafer Müminlerin, Zafer Müslüman Türk'ün olmuştur. Bahtiyar Müminler, İstiklal Savaşına başlarken Memleketimizin menfi durumu, iç açıcı olmayan hali hepinizin malumdur. Düşman oldukça şımarık. Arkasında koskoca bir Avrupa var. Her türlü imkânı ile Avrupa, şımarık Yunan'a destek oluyor Düşman sayıca çok çok üstün, silah ve teçhizat, cephe gerisi hizmeti oldukça mükemmel Bizim ordumuz ise sayı, silah ve teçhizat cephe ve cephe gerisi hizmetleri bakımından düşman ordusundan zayıf idi. Ama bütün bu maddi imkânsızlıklara rağmen neticede Zafer yine bizim olmuştur. Acaba neden? Bütün imkânsızlıklara rağmen bize İstiklal savaşını kazandıran güç neydi? Onu nasıl ve nelerin sayesinde kazandık? İşte bunun yorumunu millet olarak yapmak mecburiyetindeyiz. Zira yapılacak isabetli bir yorum yeni nesle ve bugünkü ortama ışık tutacaktır. Bize buhranlardan çıkış yolunu gösterecek, hasretini çektiğimiz huzur ve saadete, özlediğimiz istikrara bizi ulaştıracaktır. Bunun için Millet olarak İstiklal savaşını bize kazandıran sebepler üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Evet.. Bizi bu zaferlere ulaştıran güç neydi? Cevabını Milli Şairimiz Merhum Mehmet Akif’ten dinleyelim: Garbın afakini sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusum! Korkma, nasıl böyle bir imanı boğar Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar Asil Müminler, İstiklal savaşı, batının ve batılının çelik zırhına, topuna tüfeğine Müslümanın imanla karşı koymasından başka bir şey değildir. İstiklal Savaşı İmanın vermiş olduğu coşkunlukla başlamış. İmanın vermiş olduğu metanet ve sabırla devam etmiş ve sonunda zamanın sağladığı Zaferle neticelenmiştir. Çünkü bu necip Millet Allah'a inanıyordu Bu necip Millet Rasululah'a inanıyordu. Bu necip Millet, Allah ve Resulünün getirdiklerine. İlahi nizama gönül vermişti. Kısacası bu asil Millet Mümin ve Müslüman'dı Allah Mümini Kâfir karşısında perişan etmez rezil ve rüsva etmez. Zira C. Hak Kuranı Kerim'de şöyle buyurmuştur: "Ey İman edenler (Savaşta) gevşemeyin ve mahzun olmayın Eğer inanıyorsanız, siz düşmanlarınızdan mutlaka üstünsünüz". (Ali İmran Ayet 139) Evet, ölçü imandır ölçü Allah'ın emirlerini yaşamaktır, kısacası müslüman olmaktır. İnanıyorsan ve inandığını yaşıyorsan korkma! Düşman ne kadar büyük ne kadar şımarık ne kadar kuvvetli olursa olsun kazanan mutlaka sen olacaksın. Ama yaşarsan, inandığını hayatında tatbik edersen. Tarihimiz buna şahittir. Kuranımız buna delildir: "Allah'ın izniyle nice az bir topluluk, daha çok topluluğa galip gelmiştir. Allah sabredenlerle beraberdir". (Bakara ayet 249) Bize bu zaferleri ve bu Cennet Vatanı hediye eden Kahraman ecdadımızı rahmetle anarken netice olarak diyorum ki sen İslam’ın sayesinde var oldun. Sen İmanın sayesinde en büyük badireleri, en büyük engelleri aştın Zaferlere kavuştun, aydınlık günlere ulaştın. Eğer İslam’a sarılırsan, inandığın gibi Müslüman’ca yaşarsan bu günkü engelleri de Allah'ın izniyle mutlaka aşacaksın Tarih boyunca İslam’a sarıldığın müddetçe kazanan hep sen, kayıp eden ise kâfirler oldu. Allah yolundan uzaklaştıkça da kayıp eden hep sen kazananlar ise hep onlar oldu. Bu gün Millet olarak tekrar Allah'ın kopmaz ipine İslam'a sarılırsak yine biz kazanacağız. Zaferler bizim olacak! (BU HUTBE 30 AĞUSTOS KONULU HUTBE YARIŞMASINDA 3. OLMUŞTUR)