www.yanginguvenlik.com.tr YANGIN GÜVENLİK VE KORUMA SİSTEMLERİ DERGİSİ • KASIM - ARALIK 2016 • YIL: 23 • SAYI 187 • ISSN 1305-2071 Kapak Konusu Borular ve Bağlantı Elemanları Yangın Söndürme Boru Sistemlerinin Sismik Tasarımı Otobüs ve Yolcu Treni Yangınlarının Tespit Edilmesi STPA-SAFESEC: Siber-Fiziksel Sistemler İçin Emniyet ve Güvenlik Analizi 2. Bölüm Aleve Dayanıklılık Uyumu ve Koruma: Önemli Bir Ayrım SUNUŞ SÜLEYMAN BULAK Değerli Okurlar; Ö Her yıl son sayının sunuş yazısında, geride bırakılan ayların değerlendirmesini yaparız. Ancak bu yıl geriye dönüp bakmak gelmiyor içimizden. Buna rağmen son günlerde yaşadığımız iki elim felaketten bahsetmemek mümkün değil. 10 Aralık akşamı İstanbul Beşiktaş’ta gerçekleşen terör saldırısını haykırarak kınamak geliyor içimizden. Her sabah, “Bugün sıradan bir gün olsun…” umuduyla uyanıyoruz. Geride onlarca babasız çocuk, hayat arkadaşını kaybetmiş eş, evlat acısıyla kavrulan anne baba kaldı. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifa diliyoruz elbette, ancak kelimelerin anlamını kaybettiği günlerden geçtiğimizin de farkındayız. Beşiktaş’taki terör faciasından günler önce ülkemiz bir başka facia ile sarsılmıştı. 29 Kasım akşamı Adana’nın Aladağ ilçesinden gelen haberle hepimiz adeta bir şok yaşadık. Elektrik kontağından çıkan yangında 10’u çocuk toplam 12 kişi yanarak ve boğularak can verdi. Diğer çocuklar pencerelerden atlayarak yaralı bir şekilde hayatta kalmayı başardı. Çünkü gelen bilgilere göre; yangın merdivenlerine açılan kapı kilitliydi, kapı kolu yoktu ve anahtar yangında hayatını kaybeden görevlinin üzerindeydi. Kim ne derse desin, yangın güvenlik alanının profesyonelleri olarak olayda çok sayıda ve ölümcül ihmalin, yanlışın olduğunun farkındayız. Nitekim faciaya neden oldukları gerekçesiyle altı kişi tutuklandı. Yangın merdiveni ve yangın çıkış kapısı sadece yangında değil, terör saldırısı dahil bütün felaketlerde hayat kurtarır. Yapımlarını zorunlu kılmanın yetmediği gerçeği ortada. Yeterliliğinin de sık sık ve “Gerçekten” denetlenmesi gerekiyor. Tehlike anında ulaşılabilir ve kullanılabilir olmadığı sürece hiçbir anlamları yok. Çocukların yangın çıkış kapısının önünde can vermiş olmasının sorumluluğu hepimizin omuzlarında. Daha fazla felaket yaşamamak için yangın güvenliği konusunun ülkenin öncelikle gündemine alınması gerektiği bir kere daha acı bir deneyimle ortaya çıktı maalesef. Yeni yıl dilekleri çeşitli olur genellikle. Herkes başka bir şey ister ve bekler. Bu yıl hepimiz tek bir şey istiyoruz. 2017; güven içinde yaşayacağımız, umutların tekrar yeşerdiği, huzurlu bir yıl olsun. En Derin Saygılarımla OCAK - ôUBAT Sayä : 188 Kapak Konusu: Yangäna ùlk Müdahale Ekipmanlarä • • • • Yangän söndürme tüpleri, Yangän dolaplarä, Yangän makaralarä, Yangän ekipmanlarä (hortumlar, vanalar, lanslar, vs.) 188. Say×m×z×n kapak konusuyla iligili, göndermek istediùiniz makale, teknik bilgi, ürün tan×t×m× vb. yaz×lar×n×z 01 ûubat 2017 tarihine kadar bodabas@teknikyayincilik.com adresine gönderebilirisiniz İÇİNDEKİLER Kuruluş Tarihi: 1994 Kurucusu Süleyman BULAK Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü 8 İTFAİYECİ Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. Adına İsmail CEYHAN ismailceyhan@b2bmedya.com Öğrenci Yurdu Yangını Yayın Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ Yayın Danışma Kurulu Ali KARAHAN, Celal ÇEŞMECİ, Cemal KOZACI, Füsun DEMİREL, Güner YAVUZ, İsmail TURANLI, Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ İTÜ Makina Fakültesi Kazım BECEREN, Korhan IŞIKEL, Mustafa GÜLCÜ, Recep YAMANKARADENİZ, Sedat ALTINDAŞ, Sezer ASLAN, Tuncay AKDAĞ, Yıldırım GÖK Yazı İşleri Müdürü Barış ODABAŞ bodabas@teknikyayincilik.com 14 HABERLER Reklam Müdürü Dilek MERTER dmerter@teknikyayincilik.com Abone ve Okur Hizmetleri KAPAK KONUSU: BORULAR ve BAĞLANTI ELEMANLARI Azime BAYRAM İMAMOĞLU abone@teknikyayincilik.com Grafik Sebiha EKİNCİ 24 Donmuş, Patlamış Boru İncelemeleri 30 Yangın Söndürme Boru Sistemlerinin Sismik Tasarımı sekinci@teknikyayincilik.com Baskı ve Cilt Şan Ofset Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. YANGIN (0212 289 24 24) Yayınlayan 40 Alışveriş Merkezinde Yangın Tahliye Simülasyonu 52 Otobüs ve Yolcu Treni Yangınlarının Tespit Edilmesi Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. Balmumcu, Barbaros Bulvarı Bahar Sok. Karanfil Apt. 2/9 34349 Beşiktaş/İST. Tel: (0.212) 275 83 59 (pbx) (0.212) 347 04 25 (pbx) Fax: (0.212) 288 26 14 / 211 38 50 www.teknikyayincilik.com www.yanginguvenlik.com.tr GÜVENLİK e-posta: info@teknikyayincilik.com Fiyatı: 9 TL Yılda 8 sayı yayımlanır. 68 STPA-SAFESEC: Siber-Fiziksel Sistemler İçin Emniyet ve Güvenlik Analizi 2. Bölüm © Yangın ve Güvenlik Dergisi’nde yayınlanan yazı ve çizimlerin her hakkı mahfuzdur. ISSN: 1305-2071 Tüm Türkiye’de dağıtılmaktadır. Basın Kanunu’na göre yerel süreli yayındır. İŞ GÜVENLİĞİ 80 4 Aleve Dayanıklılık Uyumu ve Koruma: Önemli Bir Ayrım Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KASIM - ARALIK 2016 • SAYI: 187 REKLAM DİZİNİ ÜRÜN TANITIMI 83 AKSAY -------------------------------- 25 Yangınla Mücadelede Draeger UCF Serisi Termal Kameralar ARI YANGIN -------------------------- 55 ARMAKSA -----------------------------41 AYVAZ --------------------------------- 11 BAREKS ------------------------------- 27 BELİMO ------------------------------- 23 BOSCH TERMOTEKNİK ---------------21 BTS --------------------------------------7 ÇUHADAROĞLU --------------------- 29 84 DRAEGER----------------------------- 53 EDS’den Yangın Sistemleriniz İçin Tasarlanmış EN54 Onaylı Akıllı Akü Şarj DUPONT ------------------------------ 45 DUYAR VANA -------------------------- 1 EEC ENTEGRE -------------------- 39 -71 ELEKS --------------------------------- 59 EMO AYVAZ ---------------------------61 FETAŞ --------------------------------- 35 84 BOSCH’tan IP Tabanlı Konferans Sistemi: DICENTIS FOKUS ---------------------------------19 HES KABLO--------------------------- 33 İNKA YAPI BAĞLANTI --------------- 47 İSG AVRASYA ------------------------ 75 İST İŞÇİ -------------------------------- 63 İZOCAM --------------------------------31 85 KIVANÇ KİMYA ----------------------- 43 Norm Teknik’ten CO2 Gazlı Yangın Söndürme Sistemleri KSB POMPA ---------------------------51 KULELİ HORTUM --------------------- 67 LÖSEV ----------------------------------2 MAS – DAF ----------------------------17 MATRİKS BİNA ----------------------- 65 NORM TEKNİK ----------------- Ö.Kİ -57 86 ACREFINE® ASB-CBL Sismik Halat (UL Listeli) SEYAD -------------------------------- 79 SİSMİK MARKET---------------------- 37 STANDART POMPA -------------------15 TEKNO YANGIN --------------------- A.K TYCO YANGIN ----------------------A.K.İ UTC FIRE & SECURITY -------------12-13 VALFTEK------------------------------ 49 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 5 ÖZETLER / ABSTRACTS YANGIN SÖNDÜRME BORU SİSTEMLERİNİN SİSMİK TASARIMI 30 Yangın söndürme sistemlerinin sismik tasarımları konusu 1947 yılından bu yana “NFPA Standardı 13: Yağmurlama Sistemlerinin Kurulumu Standardı” tarafından kapsanmaktadır. Yağmurlama sistemi borularının sismik takviyelerine yönelik olarak NFPA 13’te belirtilen tasarım yönergeleri “NFPA 14: Piyozemetre Borusu ve Hortum Kurulumu Standardı”, “NFPA 15: Su Fıskiyeli Sabit Yangından Koruma Sistemi Kurulumu Standardı”, “NFPA 20: Yangından Korumaya Yönelik Sabit Pompaların Kurulumu Standardı” ve “NFPA 2001: Artık Bırakmaz Maddeli Yangın Söndürme Sistemleri Kurulum Standardı” tarafından da benimsenmiştir. ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE YANGIN TAHLİYE SİMÜLASYONU 40 Ekonomilerin büyümesi ile birlikte, Kore’de yüksek katlı binalar ve geniş alışveriş merkezleri inşa edilmektedir. Buna karşılık, bu binalar oldukça büyük ve büyüklüklerine ve yapılarına göre komplekstirler. Dolayısıyla, yangın durumunda ajanlar tahliye problemleri ile karşılaşacaktır. Anında harekete geçmemeleri halinde, boğulma ve zehirlenme sonucu ölümle karşılaşabilirler. Bu çalışma hem insani hem de yapısal tahliye unsurları ile ilgili olarak ajan temelli modeli ile analiz yapmıştır. Bu ajanlar üç olay incelemesi ve dört grup ile simülasyon modeli için sınıflandırılmıştır. Her bir olay, farklı sayılarda ajanı barındırır ve dört grubun her birinin farklı çıkış farkındalığı seviyeleri bulunmaktadır. Aynı zamanda, her grubun potansiyel yol planı ile toplam tahliye zamanı da analiz edilmiştir. Sonuç olarak, insan çakışmasının toplam tahliye zamanındaki ve iç yapıda bilinen ve bilinmeyenler arasındaki çakışmanın oluşmasındaki sorumluluğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, konumsal çevre faktörü açısından en iyi tahliye zamanı 8’22’’, diğer durumlarda 60’ civarında ölçülmüştür. Bu aynı zamanda tahliye edilenlerin yüksek yoğunluklu alanlardaki çıkış genişliklerinin optimize edilebilmesi açısından etkin bir yöntemdir. Daha da ötesinde, gelecekteki çalışmalar toksik gaz ve ulaşım zayıflıklarını da içerebilir. STPA-SAFESEC: SİBER-FİZİKSEL SİSTEMLER İÇİN EMNİYET VE GÜVENLİK ANALİZİ 68 Siber-fiziksel sistemler sıklıkla fiziksel süreçleri bilgi ve iletişim teknolojileriyle birleştirmektedir. Güç nakil şebekesi ya da su dağıtım şebekesi gibi günümüzün önemli altyapılarının karışık siber-fiziksel sistemler olmaları sebebiyle, emniyet ve güvenliklerini sağlamak oldukça önemlidir. HAZOP gibi geleneksel emniyet analiz yöntemleri bu sistemleri değerlendirmek için uygun değildir. Ayrıca, siber güvenliğin zayıf noktaları genel olarak önemli görülmemektedir çünkü fiziksel süreçler üzerindeki etkileri tam olarak anlaşılmamaktadır. Bu çalışmada hem emniyet hem de güvenlik için yeni bir analiz yöntemi olan STPA-SafeSec’i sunuyoruz. Çalışmanın sonuçları siber güvenliğin zayıf noktaları ile sistem emniyeti arasındaki bağlılıkları göstermektedir. Bu bilgiyi kullanarak, sistemin emniyet ve güvenliğini sağlamanın en etkili azaltma stratejileri kolaylıkla belirlenebilir. STPA-SafeSec’i güç nakil şebekesi alanında bir kullanım durumuna uygulamakta ve faydalarına dikkat çekilmektedir. 6 SEISMIC DESIGN OF FIRE SUPPRESSION PIPING SYSTEMS 30 The subject of seismic design of fire suppression systems has been incorporated in NFPA Standard 13: Standard for the Installation of Sprinkler Systems since 1947. The design guidance contained in NFPA 13 for seismic bracing of sprinkler piping has also been adopted by NFPA 14: Standard for the Installation of Standpipe and Hose; NFPA 15: Standard for the Installation of Water Spray Fixed Fire Protection Systems; NFPA 20: Standard for the Installation of Stationary Pumps for Fire Protection; and NFPA 2001: Standard for the Installation of Clean Agent Fire Suppression Systems. FIRE EVACUATION SIMULATION IN SHOPPING CENTER 40 As the economies grow, a number of high-rise buildings and large complex shopping canters have been built in Korea. However, these buildings are huge and complex in their size and structure. Therefore, agents will face evacuation problems under the fire situation. Unless agents evacuate rapidly, they will suffer from the suffocation and poisoning to death. This paper analysed relevant to both human and structures evacuation factors through the agent-based model. The agents are classified for simulation modelling into three cases and four groups. Each case contains different number of agents and each of the four groups shows different levels of exit awareness. Also through the potential route plan of each group, analysed total evacuation time is analysed. As a result, it is found that human conflict is responsible for the total evacuation time as the conflict between the familiar and the unfamiliar occurs within the interior structure. Thus, the spatial environment factor that evacuation time of case best is 8’22’’ but other cases up to 60’. It is also an effective way for evacuees to be provided with optimized width of exits near high density area. To reach out further, future studies may implement other various factors such as toxic gases and transportation vulnerable. STPA-SAFESEC: SAFETY AND SECURITY ANALYSIS FOR CYBER-PHYSICAL SYSTEMS 68 Cyber-physical systems tightly integrate physical processes and information and communication technologies. As today’s critical infrastructures, e.g., the power grid or water distribution networks, are complex cyber-physical systems, ensuring their safety and security becomes of paramount importance.Traditional safety analysis methods, such as HAZOP, are ill-suited to assess these systems. Furthermore, cybersecurity vulnerabilities are often not considered critical, because their effects on the physical processes are not fully understood. In this work, we present STPA-SafeSec, a novel analysis methodology for both safety and security. Its results show the dependencies between cybersecurity vulnerabilities and system safety. Using this information, the most effective mitigation strategies to ensure safety and security of the system can be readily identified.We apply STPA-SafeSec to a use case in the power grid domain and highlight its benefits. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 İTFAİYECİ Prof. Dr. Abdurrahman KILIÇ İTÜ Makina Fakültesi ÖĞRENCİ YURDU YANGINI A dana’nın Aladağ ilçesi Sinanpaşa Mahallesi’nde bulunan, bir cemaate ait, yaşları 11-14 arasında değişen, ortaokul öğrenimi gören 34 kız öğrencinin kaldığı “Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğretim Kız Öğrenci Yurdu”nda, 29.11.2016 günü saat 19.30 sıralarında meydana gelen yangında 11 çocuğun ve bir eğitmenin hayatını kaybetmesi ve 22 öğrencinin yaralanması ile yurtlardaki güvenlik önlemleri ve teknik denetimlerin yetersizliği tartışılmaya başlandı. Daha önce de 1 Ağustos 2008’de, Konya’nın Taşkent ilçesi Balcılar Beldesi’nde bir yardım derneğine ait Özel Boğaziçi Öğrenci Yurdu’nda, LPG tankından gaz sızıntısı olmuş, sabah namazı için kalkan bir öğrencinin elektrik düğmesine basması sonucu patlama meydana gelmiş, üç katlı yurt binası yıkılmış, 17 öğrenci ve bir eğitmen hayatını kaybetmiş, 29 öğrenci de yaralanmıştı. O tarihte de yangın önlemlerinin yetersizliği tartışılmasına rağmen sekiz senedir değişen hiçbir şey olmadı; yangın güvenliği kapsamında yurtlarda herhangi bir iyileştirme yapılmadı. “Türkiye’de ölüm varsa kaderdendir, yangın varsa elektriktendir”. Olaylara bakış açısının yanlışlığı felaketleri artırmaktadır. Medyada bilgi kirliliği var. Bina içinde her türlü yangın önlemi olsa bile, yangın merdiveni depo olarak kullanılıyorsa, kapıya asma kilit takılıyorsa sonuç farklı olmayacaktır. Bir binada iki adet giriş-çıkış merdiveni varsa ve bunlar yönetmeliğe uygun olarak yapılmışsa, patlama hariç yangınlarda ölüm olmaz. Can güvenliği için önce insanların kaçışı sağlanmalıdır. Ülkemizde tehlikeli olan “var” denilen ama aslında yok hükmündeki önlemlerdir. Görüntüde var 8 olan bir sistemin teknik özellikleri uygun değilse, mesela merdiven kilitliyse veya merdiven depo olarak kullanılıyorsa, söndürme sisteminin suyu yok ise algılama sistemi yanlış alarm veriyor diye kapatılmışsa bunlar yok özellikte demektir. Önce bu zihniyet değişmelidir. Çocukları ortaçağ zihniyetiyle binaya hapsedenler ile bunları sevimli gösterip yardım edenler oldukça, fazla bir şey değişmez. Bir binada yeterli önlem olmadığı takdirde dünyanın en iyi itfaiyesi bile bir şey yapamaz. Zihniyet değişmedikçe de ne kadar önlem olursa olsun sonuç değişmez. Zihniyetin değişmesi için de öncelikle çağdaş eğitim gereklidir. YANGIN SEBEBİ Yurt binasında soba olmadığı ve ısıtma kaloriferle sağlandığından, yangının elektrik tesisatından veya elektrikli bir cihazdan başlama ihtimali fazladır. Eski binalarda elektrik kabloları başlangıçta sadece aydınlatma ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanmıştır. Daha sonra buzdolabı, Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 çamaşır makinası, elektrikli ısıtıcı, ütü, elektrikli süpürge, fırın, bilgisayar ve televizyon gibi cihazların ilavesiyle çekilen elektrik gücü fazlalaşmıştır. Kapasiteyi karşılamakta zorlanan tesisatta ısınma nedeniyle yangın riski artar. Bununla beraber elektrik tesisatında yangın oluşumu daha çok “kötü temas”tan ve elektrikli ısıtıcılardan kaynaklanmaktadır. Açık unutulan bir ısıtıcıda veya elektrik kablolarının ek yerlerinde oluşan ark nedeniyle yangın başlayabilir. Elektrikle ilgili yangınlar; daha çok gevşek bağlantı “move kontak” (kötü temas) sonucu ortaya çıkan temas direnci üzerinden geçen elektrik akımı nedeniyle oluşan ısının, ortamı sürekli olarak ısıtması ve etraftaki yanıcı malzemeleri tutuşturması sonucu ortaya çıkmaktadır. Kötü temas sonucu devreden geçen akımlar yük akımları mertebesinde küçük akımlardır. Sigortalar; kısa devre akımı gibi çok büyük akımları kesmek için tasarlandığından, bu akımlar sigorta tarafından kesilmez. Eğer kötü temas sırasında devrede herhangi bir cihaz açıksa, temas direnci nedeniyle daha çok ısı ortaya çıkar ve etrafta yanıcı malzeme varsa tutuşturma sıcaklığına getirerek yangını başlatabilir. OLAYIN GELİŞMESİ Öğrenciler yemeklerini yiyip derslerini çalışmak için üçüncü kattaki etüt salonuna çıktıktan biraz sonra elektrikler kesilmiş. Elektrikler kesilince hep birlikte salondan çıkarken yangın kokusunu hissetmişler. Bir kısmı salonun pencerelerine doğru giderek pencereyi açmış. Bu sırada yanık kokusu artmaya devam edince, yardım için bağırmaya başlamışlar. Salonundakilerin bir kısmı yangın merdiveninin bulunduğu kapıya doğru gitmiş ama kapı kilitli olduğundan açamamışlar. Zemin katta bulunan öğrenciler; yangın nedeniyle dış kapıdan çıkamadıkları ve zemin kattaki odalarla yemekhanenin pencerelerinde demir parmaklık olduğundan yukarı katlara kaçmışlar. Birinci ve ikinci kat koridorlarından yangın merdivenine çıkış kapılarının üzerinde kol olmadığı, başka bir deyişle kilitli olduğu için öğrenciler dışarı çıkamamışlar. Bazı öğrenciler kafalarını pencereden dışarıya çıkarıp nefes almaya çalışmışlar ve aşağıya bağırarak yardım istemişler. Bu sırada sırtları yanmaya başlayanlar pencerelerden atlamışlar. Yangın, itfaiyeye çok geç haber verilmiştir. Yangını, Aladağ İtfaiye Müdürlüğü’ne yürüyerek gelen bir kişi haber vermiştir. İtfaiye olay yerine ulaştığında, tamamen alevler içinde olan üç katlı binaya müdahalede bulunmuş, yangın büyük olduğu için Orman Bölge İşletmesi’nden ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nden destek istemişlerdir. Aladağ İtfaiyesi; kurtarma ve söndürme donanımı yeterli olmadığından, müdahale esnasında sadece seyyar merdiveni binaya dayayarak doğu cephesinden kurtarma yapabilmişler, buradan yedi öğrenciyi aşağı indirmişlerdir. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 İtfaiye ekiplerine vatandaşlar yardım etmiştir. Komşulardan getirilen alüminyum merdiven oturma odasının penceresine dayayarak çocukları kurtarmaya çalışmışlar. Merdiven üçüncü kata yetişmediğinden yurdun arkasındaki yangın merdiveninden üçüncü kata çıkmaya çalışılmış ama itfaiyecilerde maske ve yanmaz elbise olmadığından yoğun duman nedeniyle çıkılamamıştır. Üçüncü katta su sıkmaya başlamışlar ve pencereleri taş atarak kırmaya çalışmışlar. Yere yorgan açarak çocukların atlamalarını istemişler ve 4-5 çocuk yorgana atlayarak kurtulmuştur. Yaralanmaların ayaklardaki kırılmadan ve duman nedeniyle olduğu belirtilmiştir. İtfaiyenin merdivenli müdahale aracının bulunmaması, atlama yastığının olmaması, seyyar merdivenlerin üçüncü kata yetişecek şekilde uzun olmaması, itfaiyeye geç haber verilmesi, ölüm ve yaralanma sayısını artırmıştır. Eğer doğru dürüst bir itfaiye merdiveni olsaydı çok daha fazla sayıda öğrenci kurtarılabilirdi. Adana’dan gelen itfaiye ekipte merdivenli araç olmasına rağmen çok uzak olduğu için yangın söndürüldükten sonra gelebildiklerinden bir faydası olmamıştır. NASIL OLMALIYDI? Deprem, yangın ve her türlü tahliye durumunda kullanılacak kaçış merdivenleri mutlaka korunaklı olmalıdır. Kaçış merdiveni; binanın içinde ya da dışında olabilir. Kaçış merdivenlerinin içeride olması dışarıda olmasından daha uygundur. Zeminin üzerinde birden fazla kat varsa içerideki merdivenlerin korunmuş olması gerekir. Yani, merdiven iki saat yangına dayanabilecek duvar içerisinde bulunmalı ve kapısı yangına 90 dakika dayanabilecek özellikte olmalıdır. En az iki merdiven olmalı ve merdivenler biri mutlaka doğrudan dışarıya açılmalıdır. Kaçış merdivenleri asla kilitli olmamalıdır. Binaların Yangından Korunması Halkındaki Yönetmeliğe göre 21.50 metreye kadar kaçış merdivenleri açıkta yapılabilir. Yatılan yerlerde ise bir kattan daha yüksek binalarda dışarıdan merdivenlere müsaade edilmemelidir. Özellikle çocukların bulunduğu yurtlarda dışarıda açık merdiven çok risklidir. Kış aylarında buz tutan merdivenlerden inmeleri, geceleri merdivenlerin karanlıkta kalması, 9 İTFAİYECİ dışarıdan kontrolsüz girişlere karşı kilitli tutulması gibi nedenlerden dolayı yurtlarda açık merdiven yapılmamalı iç kısımda kapalı korunmuş iki merdiven tasarlanmalıdır. Merdiven kapıları kaçış yönünden her zaman açılabilir özellikte olmalıdır. Genel olarak, dışardan içeriye kimse girmesin diye kapılar kilitli tutulur. Yangın yönetmeliklerine göre merdiven kapısı kilitli tutulması yasaktır. Güvenlik nedeniyle, kontrolsüz olarak içeriden dışarıya kimsenin çıkmaması ve dışarıdan içeriye kimsenin girmemesi gereklidir ve bunun için kapıya magnetik tutucu takılmalı, yangın çıktığı takdirde serbest konuma geçmeli ve ayrıca kapı yanından kır-bas kapı açma butonu bulunmalıdır. Panik ve deprem durumunda veya kapı yangın durumunda açılmadığı takdirde kapı yanında bulunan bu butona basılarak kapı açılmalıdır. Deprem, yangın ve panik haricinde biri düğmeye basıp çıkmak istediğinde siren çalar ve kontrolsüz çıkışlar kontrol altında tutulur. Yangının kısa sürede büyümesi, kolay yanıcı malzemelerin fazlalığından olmuştur. Yapılarda yangınların hızlı yayılmasının başlıca sebebi kullanılan malzemelerin kolay yanıcı olmasındandır. Sünger, sentetik malzemeler, polistren, poliüretan, plastik ve benzeri kolay yanıcı maddeler yatılan binalarda kullanılmamalıdır. Bu tür malzemeler yangının kısa sürede büyümesini sağlar ve birkaç dakika içinde boğulmaya ya da yanmaya sebep olur. Özellikle ısı yalıtımı için kullanılan köpük yandığında zehirli gaz çıkardığı ve çok hızla yayıldığı için çok tehlikelidir. Ahşap görünümlü plastik kaplamalar yangının çok hızlı yayılmasını sağlar. Ahşap çok tehlikeli değildir. Başlangıçta yangının birden bire yayılmasını sağlamaz. Ahşap çatı olabilir ama otel ve yurtlarda ahşap çatının altında beton perde olması gerekir. 10 Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmeliğe göre bir kattan daha yüksek yurt binalarında algılama ve uyarı sistemi olması zorunludur. Dedektörler; yangın sırasında çıkan dumanı algılayıp, uyuyanlara sesli uyarı yapan önemli ve hayat kurtarıcıdır. Sesli duyuru yapan detektörler sistemi yatılan her odada bulunmalıdır. Acil aydınlatma da zorunludur. Akşam saatlerinde yangın oluşması ve elektriğin kesilmesi durumunda kaçış yolları kullanılabilecek aydınlıkta olmalıdır. SONUÇ Sonuç olarak; yurt, otel ve pansiyon gibi çok kişinin bulunduğu yatılan yerlerde, birbirine alternatif konumda her zaman kullanılabilir özellikte olan mutlaka iki korunmuş merdiven bulunmalıdır. Yangın ve doğal afetlerde en riskli yerler yatılan yerlerdir. Yurtlarda algılama sistemi, acil aydınlatma sistemi, duyuru sistemi ve otomatik söndürme sistemi olmalıdır. Bununla beraber, her türlü yangına dayanıklı malzeme kullanılsa, otomatik algılama ve söndürme sistemleri bulunsa, yangın merdivenleri fevkalade uygun tasarlansa bile merdiven kapıları kilitliyse diğer önlemler insanların can güvenliği için yeterli değildir. Can güvenliğinin olması için olmazsa olmaz; kaçış yolunun açık olmasının sağlanmasıdır. Kapılar her saat açık tutulmalıdır. Okullarda ve yurtlarda senede iki kez tatbikat yapılarak öğrencilere acil durumda ne yapılması gerektiği, nasıl kaçacakları öğretilmelidir. Tatbikatlar öğrencilere tahliyenin nasıl olacakları öğretilirken, aynı zamanda algıla ve söndürme sistemlerin çalışıp çalışmadığı ve merdivenlerin uygun durumda olup olmadığı da görülmüş olacaktır. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 İyi bir imza nasıl atılır? İyi bir kağıda, iyi bir kalemle ve titremeyen bir elle... Nasıl mı? Sektör denen “kağıt” kötü demeyeceksiniz, iyileştirmek için çalışacaksınız. Fikrinizin kalem, ürünlerinizin mürekkep olduğunu unutmayacaksınız. Ve ülkenizin adını dünyaya taşıyacak yatırımların imzasını atarken eliniz hiç titremeyecek; cesur olacaksınız... Biz sektöre bu felsefeyle tam 68 yıldır imzamızı atıyoruz. Bu yolculukta bize eşlik eden herkese çok teşekkür ediyoruz. YANGIN GRUBU ESNEK METAL HORTUM YALITIM GRUBU 6(9ú<( KONTROL KO info@ayvaz.com M PA N SA TÖ R www.ayvaz.com KONDENSTOP VANA LaserSense +DYDgUQHNOHPH6LVWHPLLOH+DVVDV$OJ×ODPD (UNHQDOJ×ODPDFDQNXUWDU×U www.utcfssecurityproducts.com.tr EST hVW']H\<DQJ×Q$OJ×ODPDYH&DQ*YHQOLùL6LVWHPL En kompleks uygulamalar için V×Q×UV×]HVQHNOLN ZZZXWFIVVHFXULW\SURGXFWVFRPWU HABERLER TÜYAK’tan Adana’daki Yurt Yangını ile İlgili Açıklama A dana’nın Aladağ ilçesinde bulunan “Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Orta Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu”nda 29.11.2016 günü saat 19.30 sıralarında meydana gelen yangında 11 öğrenci ve bir eğitmen hayatını kaybetmiş ve 22 öğrenci yaralanmıştı. Bu acı olay üzerine TÜYAK Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı – Yangından Korunma Derneği aşağıdaki açıklamayı yaptı: “TÜYAK Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı – Yangından Korunma Derneği olarak Adana’nın Aladağ ilçesinde bulunan Öğrenci Yurdu’nda çıkan yangında yaralanan ve ölen vatandaşlarımız için derin üzüntülerimizi dile getiriyor, hayatını kaybedenlerin yakınlarına ve ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bu tür elim hadiselerin bir daha yaşanmaması için yangınla mücadele konusunun önemine vurgu yapmak, aktif ve pasif yangın önlemlerinin yönetmeliğe uygun şekilde alınmasını, sonrasında ise gerekli periyodik kontrollerin yapılmasını sağlamak için başta resmi kuruluşlar olmak üzere kamuoyunun ve sivil toplum kuruluşlarının dikkatini çekmek, TÜYAK olarak görevimizdir. Vakıf ve Dernek olarak yangından korunum konusunda toplumumuzda farkındalık yaratmak ve bilinç kazandırmak konusunda bugüne kadar sürdürdüğümüz çalışmalarımızın artarak devam edeceğini belirtiriz”. TÜYAK 2016/17 Dönemi Eğitim Seminerlerinin İkincisi Gerçekleştirildi Y angın korunum sektörünün ve ilgili meslektaşların gelişimine katkı sağlama ve bilgi paylaşımını çoğaltma hedefiyle planlanan eğitim seminer serisinin ikincisi olan “NFPA-13 2016 Sprinkler Sistemleri Standardında Değişiklikler” konulu seminer 19 Kasım 2016 Cumartesi günü Kozyatağı Hilton otelde yapıldı. Katılımın yoğun olduğu seminer, TÜYAK Dernek Başkanı Sayın Filiz Mumoğlu’nun açılış konuşması ile başladı. Dr. Kazım Beceren’in oturum başkanlığında gerçekleşen seminer, Özlem Karadal Güneç (Profel Yangın) “NFPA 13-2016 Standardında Tasarım ile ilgili Değişiklikler” ve Taner Kaboğlu’nun (Tasarım Mühendislik) “NFPA 13 Standardında Montaj ile ilgili Değişiklikler “ sunumunu takiben, salondan alınan soru-cevaplara verilen yanıtlarla son buldu. Kış dönemi boyunca devam edecek olan TÜYAK eğitim seminerlerinin üçüncüsü 17 Aralık 2016 Cumartesi günü “Gazlı Söndürme Sistemleri “ konusu ile gerçekleşecektir. 14 SHF Safety&Health ve SHF Fire&Rescue Fuarları 2016 Yılını Başarılı Bir Organizasyon ile Geride Bıraktı İ stanbul Fuar Merkezi (İFM)‘de sektörlerin buluşmasına ev sahipliği yapan Safety&Health (5. Uluslararası İş Güvenliği ve İş Sağlığı Fuarı) ve Fire&Rescue (20. Uluslararası Yangın, Acil Durum ve Arama Kurtarma Fuarı) 22-25 Eylül 2016 tarihleri arasında gerçekleşti. Başarılı organizasyon ile kapanış yapan fuarlar hem ziyaretçilerden hem de fuar katılımcısı firmalardan tam not aldı. Hem eğitici sunum ve aktiviteleri hem de eğlenceli stant şovlarıyla ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatan fuarlarımız iş sağlığı ve güvenliği sektörünün yanı sıra, yangın ve acil durum sektörü de yeni iş sezonuna heyecan verici bir başlangıç yapmış oldu. Safety&Health ve Fire&Rescue Fuarları toplamda 7029 m2 alanda gerçekleşti. SHF Fire&Rescue Fuarı’nda 79, SHF Safety&Health Fuarı’nda 102 katılımcı yer alırken toplamda 37 farklı ülkeden ziyaretçiye kapılarını açan fuarlarımız 4 gün boyunca toplamda 8.096 kişi tarafından ziyaret edildi. SHF Fire&Rescue ve Safety&Health Fuarları ziyaretçi ülkeleri arasında ise; ABD, Almanya, Arnavutluk, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bangladeş, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Fas, Filistin, Fransa, Güney Kore, Irak, İspanya, İran, İrlanda, İtalya, Kanada, Kıbrıs, Kuveyt, Libya, Malezya, Polonya, Rusya, Slovakya, Sudan, Suriye, Suudi Arabistan, Tayland, Tunus, Türkmenistan, Uganda, Umman, Ürdün, Yemen ve Yunanistan yer aldı. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 HABERLER Norm Teknik Antalya MMO İş Birliğiyle Düzenlediği Eğitim Seminerlerine Bir Yenisini Daha Ekledi M eslek içi eğitim seminerlerine verdiği önem ve hassasiyet ile sektörde başarılı projelere imza atan Norm Teknik A.Ş., eğitim seminerlerine bir yenisini daha ekledi. Antalya MMO iş birliği ile MMO Antalya Şube Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen seminer kapsamında Norm Teknik A.Ş. Satış ve Mühendislik Departmanı Ekip Lideri Serkan Ceylan, “Sprinkler Sistemleri ve Yangın Pompa Kapasitesi ile Su Deposunun Belirlenmesi” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Antalya ve civar illerden projeciler, taahhütçüler, kontrolörler, satış firmaları ve kamu kurumlarından katılımcıların ağırlıklı olarak yer aldığı seminerde, “Bina tehlike sınıflarının belirlenmesinin sprinkler sistem tasarımlarında etkili bir basamak” olduğuna vurgu yapan Ceylan, “Sprinkler Tipleri ve Yerleşim Kuralları, Sismik Askılama, Yangın Pompa Kapasitesinin ve Su Deposu Kapasitesinin Belir- lenmesi” gibi birçok konu başlığını ele aldı. Sistem tasarım, standartlara uygun ürün tedariği, devreye alma, test ve bakım hizmetlerinin eksiksiz tamamlanmasının düzgün sistemlerin oluşumunda etkili olduğuna da dikkat çeken Ceylan, “Norm Teknik A.Ş. olarak, markadan bağımsız bilgi paylaşımını önemsiyoruz ve aynı toprakları paylaştığımız her bir bireyin bir diğeri için sorumlulukları olduğuna inanıyoruz, bu doğrultu da uzman olduğumuz alan dahilinde tüm profesyonelleri ve meslektaşlarımızı bilgilendirme isteği içerisindeyiz” diyerek yangın sektöründeki bilgi paylaşımının arttırılması ve bilinçli projelerin hayata geçirilmesi için en çok yazılı doküman üreten firma olduklarının da altını çizdi. Antalya MMO iş birliği ile gerçekleştirilen eğitim seminerinde yer almaktan dolayı mutlu olduğunu da sözlerine ekleyen Ceylan, daha sonra katılımcıların sorularını yanıtlayarak eğitim seminerini tamamladı. Eti Gıda Sanayi’nin Yönetim Binasına Ateksis imzası E ti Gıda Sanayi ve Ticaret ile bina elektroniği ve güvenliği konusunda akılcı ve etkin mühendislik çözümleri sunan Ateksis, güçlü bir birliktelik kurarak Eti Plaza Yönetim Binası projesi kapsamında bir araya geldiler. Bu kapsamda birbiri ile entegre olarak çalışabilen yangın algılama, kartlı geçiş, genel seslendirme ve acil anons sistemleri ile kapalı devre kamera sistemlerinin (CCTV IP) saha içi uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Bu yazımızda CCTV IP sistemleri ile ilgili gerçekleştirmiş olduğumuz uygulamaları ve kullanılan ürünlerin sağlamış olduğu birçok avantajdan bahsedilmektedir. ETİ Plaza Yönetim Binası’nın dizaynı iç mimar Hakan Adaş tarafından gerçekleştirilmiştir. Proje uygulama kapsamında elektrik proje müellifi Aykar Mühendislik, ana yüklenici Berko İnşaat, elektrik taahhüt firması olarak da Çağrı Elektrik görev almıştır. 16 TÜYAK Geleneksel Yemeği Kozyatağı Hilton Otel’de Gerçekleştirildi H er yıl bir araya gelinen ve yangın korunum sektörünün önemli buluşma noktalarından biri olan yemekte bir araya gelen TÜYAK üyeleri ve sektörün temsilcileri yoğun geçen bir yılın değerlendirmesini yaptılar. Açılış konuşmasını yapan Dernek Yönetim Kurulu Başkanı Filiz Mumoğlu’ndan sonra Vakıf yeni Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Akın’ın söz aldığı gecede, TÜYAK Vakfı ve Derneği’nin yeni vizyonu ile birlikte yürütülen proje ve çalışmalar aktarıldı. Bir araya gelen sektör temsilcileri geçmiş yılı değerlendirip yeni yıl dileklerini aktardıktan sonra gece iyi niyet dilekleriyle son buldu. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 HABERLER EDS ve FLIR Güçlerini Birleştirdi E lektronik güvenlik sektöründe uzun yıllardır hizmet veren EDS, güvenlik sektöründe önemli çalışmalara imza atıyor. EDS, FLIR ile tüm CCTV sistemlerini kapsayan distribütörlük anlaşmasını imzaladı. Yapılan anlaşma çerçevesinde, Türkiye’de gelişmiş termal teknolojinin yaygın hale gelmesi için proje çözümleri ve stratejilerini geliştirecek ortak çalışmalar yürütülecek. EDS ve FLIR 30 Kasım 2016 tarihli tanıtımında bu bilgiyi değerli katılımcılarıyla paylaştı. FLIR Satış Müdürü Mohammed Chaar, “Güvenlik sistemlerini kapsayan projelerde, termal kameralar, visible CCTV kameralar, VMS yazılım, PSIM ve video analiz ile özel çözümler sunacağız dedi”. Tanıtımın ilk bölümünde termal kameralar ve değerlerinden bahseden Chaar, Termal kameraların karanlık, duman, yoğun sis gibi farklı tüm hava şartlarında görme yeteneğine sahip olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti; ”15.5 km’ye kadar uzun menzilli gözleme sahip olan termal kameralar, dijital ayrıntı geliştirme özelliği en küçük detayı bile görüntüleyebilir. Gün ışığında bile FLIR, mükemmel kontrast ve çözünürlüğünü korur. Kurulum ve bakımda termal sanal çit tasarruf enerjisi sağlar. Anahtar algılama tipleri arasında; izinsiz giriş tespiti, sahipsiz teçhizat, nesneleri kaldırma, durmuş araç, suç işlemek maksatlı amaçsız dolaşım algılaması bulunmaktadır. 18 Termal Kameralar, HD renkli kameralar üzerindeki renk değişikliklerine kıyasla harici ortam Video Analitik için en iyi çözümdür, çünkü far farları ve yansıyan ışığı görmezden gelir ve büyük açık hava aydınlatmalarının masrafını, gücünü ve zorluğunu ortadan kaldırır. Termal Pan-Tilt modeller özellikle havaalanları, limanlar, kritik kızak yapısı ve uzun menzilli uygulamalar için soğutmalı sensörlü olarak tasarlanmıştır”. Chaar, “FLIR, Dünyadaki ticari güvenlik uygulamaları için en geniş hacimli termal kamera satışını gerçekleştirmektedir. 2003 yılından bu yana birçok kurulumda mükemmel servis sağlayan kanıtlanmış çevre koruması, yüksek tespit olasılığı, düşük yanlış alarmlar oranı, dünya çapında gerçek hayatta kullanılan uygulamalarda yaygın şekilde kullanılır” dedi.. Diğer bir ürün grubu olan FLIR Radar Serisi ise havaalanları, kritik altyapı ve güvenlik uygulamaları için özel olarak tasarlanmıştır. Her büyüklükteki projeye FLIR, VMS çözümleri sunar. VMS çözümleri; video izleme ve kontrol, IP kamera ve kodlayıcı desteği, sınırsız sayıda kullanıcı desteği, kayıt ve inceleme, gelişmiş Web/Mobil uygulama, Google Earth ile entegrasyon gibi bir çok özelliği destekler. FLIR’in diğer yazılımı Cameleon, fiziksel güvenlik yönetim bilgisi çözümü sunar. Cameleon’un uygulandığı alanlar; Operatörlerin aktif olarak izlendiği yerler, komuta merkezleri, operasyon merkezleri. Radar, termal, analitik sanal çit hatları, çit algılama sistemi entegrasyonu ile çevresel saldırı tespit çözümü özellikleri. Üçüncü taraf sistemlerinin ve ekipmanın (yani radar, çit algılama, mavi güç izleyiciler, erişim kontrolü, video duvarları, SCADA, Yangın Alarmları vb.) entegrasyonunu gerektiren siteler. Örnekler: havaalanları, limanlar, askeri üsler, kritik altyapı, ulaşım, metro vb. alanlar. Pazarlama müdürü, Vildan Keser; Sektörün öncü firma konumundaki EDS’nin, sektördeki tüm müşterilerine yeni ürün grubuyla hizmet vermekten mutluluk duyacağını, ayrıca kaliteli ve yüksek teknoloji ürünlerine sahip FLIR ürünlerinin, stoklarına girerek raflarda yerini aldığını belirtti. Bu ürün grubunun doğru fiyatlanması ve projelendirilmesi ile pazar liderliğine yerleşeceğini dile getirdi. EDS’nin üretici kimliği yanında, doğru zamanda, tüm pazar segmentlerini kapsayan lider FLIR ile anlaşarak yeni yıl için ilk atılımlarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Keser, “Yeni vizyonumuz, EDS’ye yakışır, güçlü, güven veren, kaliteyi ön planda tutan farklı proje ve uygulamalarla sektöre yön vermek” dedi. Keser, EDS’nin FLIR ile Türkiye pazarında daha fazla pay almayı hedeflediklerini, güçlü finansal yapısıyla ciddi atılım ve yatırım yaptıklarını belirtti. Çözüm ortaklarının talepleri doğrultusunda, yaptıkları bu atılımın onlar için de doğru bir karar olduğunu ifade etti. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 HABERLER Çuhadaroğlu’nun Her Yıl Düzenlediği Geleneksel Öğrenci Proje Yarışması Sonuçlandı A lüminyum sektör duayeni Çuhadaroğlu, geleneksel proje yarışmasının 13’üncüsünü gerçekleştirdi. Genç beyinlerin yaratıcı fikirleriyle ortaya çıkan yeni projelerin, hem alüminyum sektörüne hem de ülkemize katkı sağlayacağı inancıyla düzenlenen Çuhadaroğlu Öğrenci Proje Yarışması’nın finalistleri, 31 Ekim Pazartesi günü Kocaeli Üniversitesi’nde düzenlenen ödül töreni ile açıklandı. Büyük ilgi gören ödül töreni; Çuhadaroğlu Alüminyum Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı ve Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi Kurucusu Nejat Çuhadaroğlu, Pazarlama Müdürü Halil Halit Güral ve Çuhadaroğlu Yöneticileri, Kocaeli Üniversitesi Mimarlık Bölümü Dekanı Prof. Dr. Nezihi Köprübaşı katılımıyla gerçekleşti. HİSART CANLI TARİH VE DIORAMA MÜZESİ KOLEKSİYONUNA FARKLI BİR YAKLAŞIM Bu yıl ‘’Barışa açılan bir kapı: Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’’ başlığı ekseninde şekillenen yarışmanın amacı; tarihsel dönemlerin gün yüzüne çıkmamış eserlerine ve dioramalara ev sahipliği yapan; Dünyada alanında ilk ve tek olan Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi’nin yeni bina tasarımı için öğrencilerin sunduğu projeler içerisinden geliştirilebilir fikirler elde etmek. Uluslararası müzecilik kapsamında, daha deneyimsel ve ziyaretçilerin katılımı ile ilgi odağı oluşturacak açık ve kapalı alanlar tasarlayarak, her alanda farklı bir deneyim vadeden bir müzecilik anlayışı ile öğrencilere sunulan konseptte, yarışmacılardan mevcut Hisart Canlı Tarih ve Diorama Müzesi koleksiyonunu tüm yönleriyle değerlendirmeleri ve yeni nesil bir Müze tasarlamaları istendi. YEDİKULE GAZHANE BİNASI’NIN TARİH MÜZESİNE DÖNÜŞÜMÜ PROJELENDİRİLDİ Ülke tarihinde ilk havagazı fabrikası olma özelliği taşıyan, 1887-1993 yılları arasında hizmet veren ve şu an kullanılmayan Yedikule’deki tarihi Gazhane binasının dönüşümü ile gerçekleştirilmesi düşünülen yeni Müze binası tasarımı için yapılan yarışmaya, Türkiye’nin pek çok üniversitesinden 20 yoğun katılım oldu. 301 lisans öğrencisinin başvurduğu yarışmada, projeler arasından seçilen 3 adet projeye büyük ödül ve 3 adet projeye eşdeğer mansiyon ödülü verildi. PROJE KÜNYESİ-ÖDÜLLER Nevnihal ERDOĞAN (Prof. Dr. Mimar – KOU), Marco PRETELLI (Prof. Dr. Mimar – Bologna Üniversitesi), Fani VAVILI-TSINIKA (Prof. Dr. Mimar – Selanik Aristotle Üniversitesi ), Evangelos CHRYSAFIDES ( Doç.Dr. Mimar - Selanik Aristotle Üniversitesi ), Oya ŞENYURT (Doç. Dr. Mimar – KOU), Hasan Okan ÇETİN(Y. Mimar – ODTÜ) Seyhan SERİMER ( Y. Mimar- SERİMER MİMARLIK ) tarafından titizlikle değerlendirildi. ÖDÜLLER Değerlendirme sonucunda birinciliği İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Emirhan Kurtuluş ve Yusuf Enes Mete’nin oluşturduğu proje kazanırken, ikinciliği Gazi Üniversitesi’nden Zeki Derin, İpek Gönüllü, Mehmet Şükrü Geyik, Fatih Işık, İmam Bilal Ahmet Toprak’ın projesi elde etti. Üçüncülük ödülünü ise Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Emine Merve Siper ve Atakan Koca’nın projesi aldı. Birinci grup öğrencilerine 6.000,00 TL, ikinci gruba 4.000,00 TL ve üçüncü gruba 3.000,00 TL ödül verildi ve dereceye giren tüm öğrenciler Çuhadaroğlu şirketlerinde staj yapma hakkı elde etti. Ayrıca İzmir İleri teknoloji Enstitüsü Üniversitesi’nden Sena Kırmız ve Furkan Köse, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Uğur Kanat, Büşra Ahıskalı ve Mehmet Koyuncu ve Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi’nden Ebru Yılmaz eş değer mansiyon ödüllerinin sahibi oldu. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 AVENAR detector 4000 $OJ×ODPDSHUIRUPDQV×Q× HQVWVHYL\H\Ho×NDU×Q AVENAR detector 4000, HOHNWURPDQ\HWLN NLUOLOLĒH NDUŏ× GD\DQ×NO×G×UYHNXUXOXPWHNQLV\HQLQHNXUXOXP\HULQGHNLoHYUH\OH LOJLOL|QHPOLER]XFXHWNLOHUKDNN×QGDELOJLOHUYHULUH6PRJ|]HOOLĒL VLVWHP \|QHWLFLVLQLQ NULWLN GXUXPODU× GDKD K×]O× ELU ŏHNLOGH EHOLUOH\LS o|]PHVLQH \DUG×PF× ROGXĒXQGDQ SDUDGDQ YH ]DPDQGDQWDVDUUXIHWPHVLQHRODQDNVDĒODU 'DKD ID]ODELOJLLoLQwww.tr.boschsecurity.comDGUHVLQL]L\DUHW HGLQL] \D GD guvenliksistemleri@tr.bosch.com DGUHVLQGHQ EL]HXODŏ×Q×] HABERLER Sensormatic, Vodafone Arena’da Video İzleme Çözümlerinin Entegrasyonunu Sağladı Taraftarların merakla beklediği Vodafone Arena’da yüksek seviyede güvenlik sağlayan, akıllı güvenlik çözümü projesi uygulamaya alındı. Tek seferde kırk binin üzerinde izleyicinin bir araya geldiği stadyumda, taraftarlar kendilerini güvende hissederek gönül rahatlığı ile maç izleyebiliyor. Taşkınlık yapan kişiler anında tespit ediliyor. Türkiye’de futbol, tutkuyla takip edilen bir spor dalı. Bu tutku bir yandan takımını heyecan ve coşkuyla desteklemeye dönüşürken bazen de güvenliği tehdit edecek boyutlarda davranışlara sebebiyet verebiliyor. Bu noktada tüm taraftarlarının güvenliğini önceliğinde tutan kulüpler statlarında son teknolojileri kullanarak yüksek güvenlik oluşturuyorlar. Türkiye’nin en tutkulu taraftar kitlesine sahip, lider spor kulüplerinden biri olan Beşiktaş da, yakın zamanda inşa ettikleri Vodafone Arena’da Avrupa standartlarının da üzerinde bir güvenlik çözümü projesini hayata geçirdi. Vodafone Arena’da kullanılan akıllı stadyum çözümleri, dünya çapında yapılacak olan diğer stadyumlar için de örnek proje olarak gösteriliyor. DETAYLI RİSK ANALİZİ İLE EN DOĞRU GÜVENLİK KURGUSU Kulübün en önemli ihtiyacı, taraftarların maçları kendilerini güvende hissederek izlemesiydi. Dünyaca ünlü spor arenalarının tercih ettiği video izleme çözümlerinin Vodafone Arena’da entegrasyonunu sağlayan Sensormatic, projelendirme öncesi statta olası riskleri tespit etmek ve alanlara göre güvenlik seviyelerini belirlemek üzere risk analizi gerçekleştirdi. Sensormatic, yaptığı ön çalışmalar, analiz ve araştırmalar sonrasında, hem müşterinin ihtiyaçlarını karşılayan hem de dünya çapındaki önemli stadyumlarda uygulanan üst düzey güvenlik standartlarını tek noktada birleştiren bir güvenlik projesini hayata geçirdi. Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “Tribünlerde meydana gelen olayların tamamının takip edilebilmesi için; güvenilir, yönetilmesi kolay, olası sorunların doğru ve hızlı bir şekilde tespit edilmesine yardımcı olacak kadar ayrıntılı görüntüler sunan bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu, hayata geçirilen projenin bu ihtiyaçların tümünü eksiksiz karşıladığını belirtti. Projenin yalnızca arka planda güvenlik sağlayan bir sistem olmadığının altını çizen Uzelli, taraftar gözünde algısal olarak stadın güvenilirliğinin de arttığını belirtti. Taraftarların ‘ailem ve kendim için güvenli bir yere gidiyorum’ düşüncesiyle gönül rahatlığı ile stada geldiklerine de dikkat çekti.” İstanbul’un en merkezi noktasında yer alan Vodafone Arena için Sensormatic, yüksek çözünürlüklü güvenlik kame- 22 rası olan 30 Megapiksel IP kameralar kullandı. Çözümde ayrıca, önceden belirlenen stratejik noktalara, bulunduğu alanın ihtiyacına uygun çözünürlük ve özellikteki yüzlerce kamera yerleştirildi. Bu çözüm ile tribünleri, girişleri, çıkışları ve diğer ortak alanları izlemek artık mümkün. TAŞKINLIK YAPAN KİŞİYİ KIYAFETİNDEN DEĞİL YÜZÜNDEN TANIYOR Yüksek çözünürlüklü video izleme çözümü sayesinde, taşkınlık yapan kişilerin sebep olduğu riskler ve bu risklerin oluşturacağı zararlar en aza indiriliyor. Eskiden, ihlal yapan kişileri giydiği kıyafetin renginden tanımaya çalışan güvenlik güçleri artık yüzlerini net şekilde görerek tanıyor. Olay anında çekilen kamera görüntüleri, kameraların teknolojisi sayesinde polis ve kulüp görevlileri tarafından canlı olarak net şekilde izlenebiliyor ve doğru bir şekilde değerlendirilebiliyor. İstenilen alanlara kayıt üzerinde de yakınlaştırma yapılabildiği için kişilerin kimlikleri olay sonrasında da kolayca belirleniyor. Bu tip kaliteli veriye kolayca ulaşabilen güvenlik personelinin araştırma süresi de oldukça kısalıyor. VİDEO ANALİZ İLE KESİNTİSİZ GÜVENLİK Vodafone Arena’da kullanılan video izleme çözümü yalnızca yüksek çözünürlük değil aynı zamanda analiz yeteneğine de sahip. Sistem önceden belirlenen senaryolara göre istenilen güvenlik seviyesini uyguluyor. Bu senaryolar, taraftarın hangi noktalarda bulunmaması gerektiği, hangi alanlarda ne tür aksiyonların risk olarak kabul edileceği gibi bilgileri içeriyor. Merdiven boşluklarından maç izleme, tellere tırmanma, meşale yakma, saha içine taraftar girişi gibi örneklendirebileceğimiz senaryolar sisteme yükleniyor ve sistem, video analiz yeteneği sayesinde kendisine bildirilen alanlardaki ihlalleri otomatik olarak algılayıp izleme ekranlarına olay görüntülerini anında aktarabiliyor. Bu şekilde ihlalin ya da riskin gözden kaçmasını engelliyor. 22 yıldır hizmet veren ve Securitas Grup şirketi olan Sensormatic, sektöre ve ihtiyaca özel tasarladığı marka bağımsız çözümlerle öne çıkan bir teknolojik çözüm entegratörüdür. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 Yangın olmayan durum Yangın durumunda Safety Position Lock™ konumu Yeni damper motorları BFL ve BFN Safety Position Lock™ özelliùi ile. Belimo yangın damperi motorları konusundaki liderliùini ve güvenilirliùini yeni seri Safety PositionLock™ özellikli yangın damperi motorları ile güçlendiriyor. Bu yeni ve patentli çözüm, yangın anında yangın damperlerinin güvenli bir üekilde kapalı kalmasını saùlayan ikinci bir korumadır. Bu özellik tüm yeni seri Belimo yangın damperi motorlarında standart olarak sunulmaktadır. Belimo, motorlu yangın damperi maliyetlerinizi en küçükten en büyüùe farklı torklara sahip motorları ile daha uygun hale getiriyor. Tüm ürünler ve çözümler için: www.belimo.com.tr Belimo Turkey Otomasyon A.û. ûerifali Mh. Beyit Sk. No:52/Z-1 Ümraniye / ústanbul Tel +90 216 266 32 00, Fax +90 216 266 32 09 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ DONMUŞ, PATLAMIŞ BORU İNCELEMELERİ (*) DAVID CAGGIANO, Mechanical Engineer & Building Systems Expert P.E., C.F.E.I. B u makale donmuş ve patlamış boru incelemelerine yönelik bir başlangıç noktası görevi görmektedir. Boruların içindeki su uzun süreler boyunca 32°F alında sıcaklıklara maruz kaldığında donabilmektedir. Donmuş borular iki temel sebepten dolayı ortaya çıkarlar: 1. Doğru korumaya sahip olmayan ve ısıtılmayan alanlara boru yerleştirilmesi 2. Donma alanında ısının yetersiz olması. Evlerdeki su boruları, HVAC sistemi ısıtma ve soğutma boruları ve yağmurlama sistemi boruları donma sebebiyle hasar görme riski ile karşı karşıyadırlar. Hem plastik hem de metal borular dondukları zaman patlayabilmektedirler. Boru boyutuna ve sistem basıncına bağlı olarak, patlamış bir borudaki ufak bir çatlak bir günde yüzlerce ve hatta binlerce galon suyun boşa akmasına, bunla bağlantılı su baskınına ve mülk hasarına ve küflenme olasılığına yol açabilir. Bu incelmeler sırasında sistem tasarımı, kurulumu, bakımı ve işletmesi anlamında cevaplanması gereken bazı sık karşılaşılan sorular mevcuttur. BORULAR NEDEN PATLAR? Su donduğunda genleşir. Bu yüzden de bir kutu gazlı içecek buzluğunuzda patlayacaktır. Su borunun içerisinde donduğu zaman aynı şekilde genleşir. Bir boru patladığında, kırılma buz blokajının meydana geldiği noktada olmak zorunda değildir. Buz genleşmesi boru duvarına baskı yaparken aynı zamanda buz ve kapalı bir vana ya da fikstür arasında sıkışmış olan suyu da basınçlandıracaktır. Su boru içerisinde donmaya ve genleşmeye devam ettikçe bu durum sıkışan suyun basıncının artmasına da yol açar. Bu artan su basıncı buz blokajının olmadığı bir noktadan da borunun kırılmasına yol açabilir. * Kaynak: www.robsonforensic.com Görüntüleme: 17.11.2016, Saat: 15:51 24 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ SİSTEM TASARIMI VE KURULUMU Boruların en sık olarak dondukları bir kaç lokasyondan bazıları şunlardır: dış alan hortumlarının ağızları, yüzme havuzu su tedarik hatları, yağmurlama sistemi hatları ve bodrumlar, döşeme altı boşluğu, tavan arası, garajlar, banyo lavabo kabinleri ve mutfak kabinleri dahil olmak üzere ısıtılmayan iç alanlar. Çok az ya da sıfır yalıtıma sahip olan dış duvarlarda olan borular, yalıtımdaki boşluklar ya da uygun şekilde yerleştirilmemiş olan bina cepheleri de donmaya maruz kalırlar. Uluslararası Su Tesisatçılığı Mevzuatı boruların donmaya karşı korumalı olmasını zorunlu kılmaktadır. “305.6 Donma. Su, toprak ve atık boruları; eğer bu tür boruları yalıtım veya ısı veya her ikisi yoluyla donmaya karşı korumak için yeterli tedbir alınmamış ise binanın dış kısmına, tavan arasına veya döşeme altı boşluğuna, dış duvarların iç kısımlarına ya da donma sıcaklıklarına maruz kalabilecek diğer yerlere döşenemezler. Dış su tedarik sistemi boruları donma hattının en az 152 mm altında ve kot seviyesinin en az 305 mm altında olmalıdır.” -IPC (Uluslararası Su Tesisatçılığı Mevzuatı) BİNA SAHİPLERİ BORULARIN DONMASINI ÖNLEMEK İÇİN TEDBİRLER ALABİLİRLER Bina sahiplerinin boruların donmasını önlemek amacıyla alabilecekleri bir dizi önlem vardır. Bunların bazıları şöyledir: Soğuk havalar başlamadan önce: • Isıtma ekipmanını bakımdan geçirin, çalıştığından ve açık konumdan olduğundan emin olun. • Evin boruların bulunduğu alanlarında sıcaklıkların donma sıcaklıklarının üzerinde olmasını garantilemek amacıyla termostatların sıcaklık ayarlarının yeterli yükseklikte olduğunda emin olun. • Isıtma olmayan alanlardaki boruların, antifriz, elektrik ısıtmalı teyp, sürekli akan su vs. gibi bir tür donmaya karşı korumaya sahip olup olmadığını kontrol edin. • Bahçe hortumlarını sökün ve eğer mümkünse, dışardaki musluklara ulaşan boruları kapatmak ve içindeki suyu boşaltmak için bir iç mekan vanası kullanın. Dış vanayı açık bırakın böylece boruda kalan su boruyu kurmadan genleşebilecektir. Dış musluklara bağlı bırakılmış olan dış bahçe hortumları duvarın içindeki borunun donmasına yol açabilir. • Boruların olduğu yerlere yakın noktalarda içeri soğuk hava sızdıran çatlak ve delikleri kapatın. Elektrik kabloları, kurutucu havalandırmaları ve boruların duvar girişleri çevresinde hava sızdıran noktalar olup olmadığını kontrol edin ve soğuk havayı dışarıda tutmak için kalafat ya da yalıtım malzemesi kullanın. Şiddetli soğuk ve rüzgar olduğunda çok ufak bir delik bile borunun donması için yeterli soğuklukta havayı içeri sokabilecektir. 26 Donan su evinizdeki boruyu nasıl patlatır? Dış kaplama, kontrplak ve yalıtıma sahip duvar Aşırı soğuklarda boru içerisinde buz blokajı meydana gelebilir Dış duvar içerisindeki yalıtım içerisinden geçen su borusu • • • • • • Buz blokajı ve kapalı bir vana ya da musluk arasındaki bölgede artan su basıncı borunun patlamasına yol açabilir. Soğuk hava olması beklendiğinde: Bir sıcak ve soğuk su damlası bile boruların donmasını önleyebilir. Dışarıdaki hava çok soğuk olduğunda, dışarıdaki borulara bağlı olan musluktan suyun (minimum miktarlarda) damlamasına izin verin. Bir sıcak su hattı da aynı bir soğuk su hattı gibi kolayca donabilecektir. Aşırı soğuk havalarda, uyuduğunuz zaman ısıtıcının derecesini düşürmek yerine termostatı gündüz ve gece aynı sıcaklıkta tutun. Sıcaklığın daha da düşmesi – ki bu genelde geceleri olur – ev sahiplerini hazırlıksız yakalayabilir ve boruların donmasına yol açabilir. Dış duvarların yakınlarında olan yalıtımsız boruların etrafında daha sıcak havanın dolaşmasını sağlamak için mutfak ve banyo kabin kapılarını açık bırakın. Garajda su boruları varsa garaj kapılarını kapalı tutun. Eğer uzun bir süre evde olmayacaksanız: Bir bina boş kaldığında, donmuş boruların yol açacağı hasarları önlemenin en güvenli yolu su sistemini kapatmak ve boruların içindeki suyu boşaltmaktır. Ana su vanasının kapatılması ve borulardaki suyun çıkması için bütün muslukların açılması gereklidir. Tesisat fikstürlerinin içindeki suyun boşaltılması ya da zehirli olmayan antifriz ile doldurulması gereklidir. Ayrıca bahçe sulama ve yüzme havuzu su tedarik borularının da boşaltılması gereklidir. Ayrıca, eğer binada yağmurlama sistemi varsa, bu sistemin su kapatıldığında kapalı konuma geçebileceğini de unutmayın. Eğer soğuk hava olan dönemde evden uzakta olacaksanız, en soğuk borudaki suyun donma derecesinin, yani 32°F’nin üzerinde kalmasını sağlamak için termostatı yeterince yüksek sıcaklığa ayarlayın. Termostattaki derece, evin en soğuk yerindeki sıcaklığı göstermek zorunda değildir. Termostatlar sadece kendi bulundukları odadaki sıcaklığı ölçerler. Su borularının donması büyük Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ olasılıkla dış duvarlardaki borularda ve ısıtılmayan alanlarda görülecektir. • Isıtıcının çalıştığından emin olmak ve donmayı önlemek için evin içinin yeterli sıcaklıkta olmasını sağlamak için bir arkadaşınızdan ya da komşunuzdan evin içini her gün düzenli olarak kontrol etmesini rica edin. • Binadaki sıcaklığın belirli bir derecenin altına düşmesi durumunda ısıtıcının çalışmadığını size bildirmek için alarm verebilen sıcaklık monitörleri kullanın. SİGORTA POLİÇESİ KAYBI KARŞILIYOR MU? Aşağıdaki durumlarda sigorta firmaları donmuş borulardan kaynaklanan tazminat taleplerini reddedebilmektedirler: • Binada kimsenin olmaması ve sigortalının binayı yeterince sıcak tutmadığı ya da su vanalarının tamamını kapatmadığı ve boru sistemleri ve ekipmanlarındaki suyu boşaltmadığı durumda. • Bir su borusunda ufak bir çatlak uzun zaman boyunca az miktarlarda sızıntı yaparsa, ortaya çıkan hasar karşılanmayabilir. Bu daha çok bir bakım problemi olarak görülebilir. Bakım aksatılması sebebiyle ortaya çıkan su kayıpları standart bir ev sigortası poliçesi tarafından karşılanmamaktadır. Donmuş boru arızlarını incelerken dikkat edilmesi gereken noktalar: • Binada sıcaklık ve/veya muhafaza edilmiş miydi? • Eğer bina uzun süre boş kalmış ise, bina sahibi ana su hattını kapatıp tesisattaki suyu boşalttı mı? • Termostat, sıcaklıkların binanın bütün alanlarında donma sıcaklığının üzerinde kalmasını sağlamak için yeterli sıcaklığa ayarlandı mı? • Isıtma sistemi termostattan, ekipmandaki bir bağlantı kesme şalterinden ya da bir devre kesiciden mi kapatılmıştı? • Bina sahibi, ısıtma sisteminin çalıştığından ve binayı yeterince sıcak tuttuğundan emin olmak amacıyla birinin binanın içini düzenli olarak kontrol etmesi için gerekli organizasyonu yaptı mı? • Patlayan boru ısıtılmayan bir yerde mi bulunuyor? Eğer öyle ise korumalı mıydı? Diğer konular: • Donma olayı sırasındaki ısınma yakıtı kullanımı ve dış sıcaklıkların bir analizi ile binada sıcaklığı muhafaza etmek için gerekli olan ısınma yakıtı tüketimi miktarı karşılaştırılabilir. • Yakıt faturalarının analizi donma olayı sırasında ve olaya yol açan süreler boyunca ısıtma sisteminin çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için kullanılabilir. Yakıt faturaları ev suyu ısıtma ve alan ısıtma arasında ayırım yapılmasını sağlayabilir. B2B Medya mobil uygulamasını indirin, derginiz cebinize gelsin. Dergilerimizi mobil cihazlarınızdan okuyabilmek için, Appstore veya Googleplay’den B2B Medya uygulamasını indirmeniz yeterli olacaktır. Böylelikle her sayımızdan öncelikli haberdar olacağınız gibi, diğer dergilerimizi de takip edebileceksiniz. TSY TEKNúK SEKTÖR YAYINCILIöI Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. T. 0212 275 8359 (pbx) F. 0212 288 2614 teknikyayincilik.com KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ YANGIN SÖNDÜRME BORU SİSTEMLERİNİN SİSMİK TASARIMI (*) JOSEPH H. TALBERT, Aon Fire Protection Engineering Y angın söndürme sistemlerinin sismik tasarımları konusu 1947 yılından bu yana “NFPA Standardı 13: Yağmurlama Sistemlerinin Kurulumu Standardı” tarafından kapsanmaktadır. Yağmurlama sistemi borularının sismik takviyelerine yönelik olarak NFPA 13’te belirtilen tasarım yönergeleri “NFPA 14: Piyozemetre Borusu ve Hortum Kurulumu Standardı”, “NFPA 15: Su Fıskiyeli Sabit Yangından Koruma Sistemi Kurulumu Standardı”, “NFPA 20: Yangından Korumaya Yönelik Sabit Pompaların Kurulumu Standardı” ve “NFPA 2001: Artık Bırakmaz Maddeli Yangın Söndürme Sistemleri Kurulum Standardı” tarafından da benimsenmiştir. Tasarım yönergeleri standardın ilk versiyonlarından bu yana değişikliklere uğramıştır. En dikkat çeken güncellemeler ise 1971 San Fernando California depreminden, 1989 Loma Prieta California depreminden ve 1989 Northridge California depreminden alından dersler temelinde yapılmıştır. Pacific Fire Rating Bureau (PFRB) tarafından San Fernando depremi sonrasında yağmurlama sistemine sahip 973 adet bina üzerinde yapılan çalışma sonucunda PFRB şu kanıya varmıştır: “Eğer yağmurlama sistemine sahip bina bu olayı atlatabilmişse, o zaman yağmurlama sistemi de atlatmıştır”. Geçmişteki sismik olaylardan öğrenilen bilgiler NFPA 13’ün yağmurlama sistemlerine yönelik olan yönergelerinin düzenli olarak değiştirilmesine yol açmıştır. Bu değişikliklerin amacı yağmurlama sistemlerine ciddi hasar gelmesini önlemek ve yağmurlama sistemlerinin bir deprem sonrasında da çalışmaya devam etmesini sağlamaktır. NFPA 13’ün 2010 versiyonunda belirtilmiş olan sismik tasarım hükümleri, “Ulusal Deprem Tehlikesi Azaltma Programı (NEHRP) ve SEI/ASCE 7 – Binalar ve Diğer Yapılar için Minimum Tasarım Yükleri” hükümleri ile koordine edilmiştir. * Kaynak: www.csemag.com 30 Şekil 1. Harita, gösterilen bölgede depremlere bağlı olarak ortaya çıkması öngörülen maksimum toprak akselerasyonunun %2 olasılıkla 50 yıllık dönem için hesaplanan maksimum toprak akselerasyonunu aşacağını göstermektedir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, güneydoğu Missouri ve batı Tennessee civarındaki bölgenin ve South Carolina’daki bir bölgenin 0.8 g seviyesinde maksimum toprak akselerasyonuna sahip olduğu ve bunun da San Francisco civarı için öngörülen ile çok benzer olduğudur. Kaynak: U.S. Geological Survey “NFPA 13, Bölüm 9.3 Deprem Riski olan Yerlerde Boru Sistemlerinin Hasardan Korunması” yağmurlama sistemleri sismik desteklerine yönelik gereklilikleri ve yağmurlama sistemlerinin sınırlamalarını özetlemektedir. Ancak belirtilmelidir ki, her ne kadar bu belirtilen bölüm sistemin nasıl tasarlanması gerektiği ile ilgili yönergeler sunsa da, bir yağmurlama sistemi tasarımına sismik tasarımın da entegre edilmesi gereken coğrafi lokasyonları belirtmemektedir. Bu konu, başka mevzuatlar tarafından ve de özellikle yerel bina mevzuatları tarafından kapsanmaktadır. Geçmişte sadece hasara yol açan depremlere (tipik olarak California’da) sık olarak maruz kaldığı düşünülen Görüntüleme: 21.11.2016, Saat: 13:45 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ yerlerde bulunan yağmurlama sistemleri, sismik olaylardan kaynaklanan hasara dayanıklı olacak şekilde tasarlanmaktaydı. Ancak bugün Uluslararası Bina Mevzuatı (IBC) depremeler sebebiyle ortaya çıkan maksimum öngörülen en yüksek toprak akselerasyonu ile ilgili yönerge sunan haritalar yayımlamaktadır. Buna ilave olarak, ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu (USGS) 50 yıllık dönemde en yüksek toprak akselerasyonunu aşma olasılığı %2 olan ABD haritaları yayımlamaktadır (Şekil 1). Bu tür bir harita orta ve doğu ABD’de, en yüksek toprak akselerasyonunun California’dakiler ile benzer olması beklenen bölgeler olduğunu ve bu alanların yüksek deprem tehlikesi alanları olduğunu göstermektedir. TASARIM YÖNERGESİ NFPA 13-2013 versiyonu tasarım yönergesi sunmaktadır. Bölüm 9.3.1.2; beklenen sismik güçler ışığında sistem performansının en azından bina yapısı performansına eşit olacağı şekilde, konuda uzman bir profesyonel mühendis tarafından gerçekleştirilen bir sismik analiz temelinde bir yağmurlama sisteminin depremden korunmasına yönelik alternatif yöntemlerin kullanılmasına izin vermektedir. Ek- A Bölüm A.9.3.1, NFPA 13’ün tasarım yönergesinin hedefini belirtmektedir. Yağmurlama sistemleri deprem hasarına karşı şu yöntemlerle korunurlar: (1) Değişken bina hareketleri sebebi ile boru sistemlerinde oluşacak gerilimler esnek ek yerlerinin veya boşlukların kullanımı ile minimize edilirler. (2) Payandalar, borular örneğin tavan gibi bir bütün olarak hareket etmesi beklenen bir bina komponenti ile desteklendiğinde, boruları olabildiğince sabit tutmak için kullanılır.” Borularda yeterli miktarda esneklik ve esnemezlik kombinasyonu sağlamak amacıyla, NFPA 13 şu aşağıdaki tasarım yönergesini sunmuştur: • Gerekli yerlerde boşluk bırakılması • Yer hareketlerinden kaynaklanan yatay harekete karşı destek sağlamak amacıyla boru sistemi üzerinde belirtilen aralıklarla boyuna ve eylemsel payanda yerleştirilmesi • Hareketin oluşma olasılığının olduğu yerlerde hareket esnekliği sağlamak amacıyla belirli noktalarda esnek kuplaj yerleştirin. • Yağmurlama sistemlerine hizmet veren çıkış borularının en tepesinde dört-yollu (enine ve boyuna kombine) payanda yerleştirin. Bu gereklilik, daha yüksekteki ayrı yağmurlama sistemlerine hizmet vermek amacıyla kol hatlarına ya da kol hatlarından çıkan ince hatlara hizmet veren çıkış borusu nipelleri için geçerli değildir. • Zemin seviyesinde ve üzerinde yağmurlama sisteminin bina sismik ayraç ek yerleri ile kesiştiği noktalarda sismik ayraçlar kullanılması. 32 • Yatay hareketten kaynaklanacak olan öngörülen güçlere dayanacak yeterli güçte tasarlanmış yatay payanda kullanılması. • Kol hatlarını dikey harekete karşı kısıtlayın. Burada, ‘kısıtlama’, ‘payandalamaya’ kıyasla daha düşük seviyedeki yüklere karlı direnç sağlamak anlamına gelmektedir. Kol hatlarının dikey hareketlere karşı sınırlanması standarda yapılan yeni bir eklemedir ve Loma Prieta ve Northrdige, California depremlerinde yağmurlama sistemlerinin performansları tetkik edildikten sonra eklenmişlerdir. • C-türü kelepçeler üzerine kısıtlayıcılar yerleştirin, böylece bunlar yatay bir hareket sebebi ile bir bina yapısal elemanı üzerinden kaynayacaklardır. BOŞLUKLAR Platformların, temellerin, duvarların ya da zeminlerin içerisinden geçen 1 ila 3.5 inç çaplı yağmurlama sistemi borularının, borulardan 2 inç daha fazla çapa sahip delikler ile sağlanan boşluklara sahip olmaları gereklidir. Platformların, temellerin, duvarların ya da zeminlerin içerisinden geçen 4 inç ve üzeri çaplı yağmurlama sistemi borularının, borulardan 4 inç daha fazla çapa sahip delikler ile sağlanan boşluklara sahip olmaları gereklidir. Bu minimum boşluk, boruların bu yapılardan geçmesini sağlayan boru kılıflarının kullanıldığı yerlerde de zorunludur. Boşluklar, eğer binadaki alçı panel duvarlar veya tavanların yangına dirençli olması zorunlulukları yoksa, bunlar gibi kolay kırılır konstrüksiyon içerisinden geçen borular için zorunlu değildir. Bu durumlarda boşluk zorunlu olmamasının mantığı kırılabilir konstrüksiyonun borunun hareketini engelleyecek yeterli güce sahip olmaması ve her ne kadar kırılabilir konstrüksiyon hasar görse de borunun hasar görmeyeceğidir. Eğer kırılabilir konstrüksiyon bir yangın direnç bariyerinin bir parçası ise bu durumda yangın bariyerine hasar gelmesi kabul edilemez çünkü bu binanın yangından korunma planını tehlikeye atar ve boşluk bırakılması zorunludur. Bu, bir tavanın üst kısmında kalan boru sisteminden gelen yağmurlama sisteminin, tavan altındaki alana yağmurlama sistemi erişimi sağlamak amacıyla bir alçı panele girdiği durumlarda problem olmaktadır. BOYUNA VE ENİNE PAYANDA TAKVİYESİ Boyuna payanda takviyesinin amacı boru yönüne paralel olan güçleri dengelemektir; enine payanda takviyesi ise boru yönüne dikey olan güçleri dengeler. Payanda takviyesinin amacı sistem borularının aşırı şekilde hareket etmesini önlemektir. Bazı istisnalar olmakla birlikte, payandalara şuralarda ihtiyaç olur: Sistem çıkış borusunun tepe noktası. Boyutla- Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ rından bağımsız olarak bütün sistemi besleyen ana borular ve çapraz borular. Çapı 2.5 inç ve daha fazla olan kol hatlarında (sadece enine payanda). NFPA 13 uyarınca, boyuna payandaların ana borular ve çapraz borular üzerinde olması ve merkezde en fazla 80 fit boşluğu olması zorunludur. Bunların, payanda hesaplamalarına bağlı olarak daha yakın yerleştirilmeleri gerekli olabilir. NFPA 13 uyarınca, en son payanda ile borunun sonu arasındaki mesafenin 40 fitten fazla olmasına izin verilmez. NFPA 13 uyarınca, enine payandaların ana borular, çapraz borular ve çapı 2.5 inç ya da daha fazla olan kol hat- Çıkış borusu – 20 fit yükseklikte Şekil 2. Grafik, bilgi vermesi amacıyla basitleştirilmiş bir otomatik yağmurlama sistemi boru sistemini göstermektedir. Kaynak: Aon Fire Protection Engineering ları üzerinde olması ve merkezde en fazla 40 fit boşluğu olması zorunludur. En son enine payandanın borunun uç noktasının 6 fit içerisinde olması zorunludur. ETKİ ALANI YÜK HESAPLAMASI Payanda tasarımı tipik olarak ‘etki alanı’ adı verilen bir teknik kullanılarak yapılmaktadır. Bu, harekete karşı payandanın koruması gereken boru sistemi bölümüdür. Bu ‘etki alanı’ belirli bir noktaya kadar payandanın desteklediği boru bölümüdür ve bu noktadan sonra bir sonraki payanda harekete karşı direnç desteği görevi görür. Pratikte, iki payandanın her birisinin etki alanı genel olarak iki payandanın arasındaki orta noktaya kadar uzanacaktır. Şekil 2 basitleştirilmiş bir yağmurlama sistemi boru konfigürasyonu göstermektedir. Şekil 3 NFPA 13 gerekliliklerini karşılayan enine, boyuna ve dört yollu payandanın tipik konumlarını göstermektedir. Şekil 4 ‘etki alanı’ konseptinin basitleştirilmiş bir örneğini göstermektedir. Bir payandanın ‘etki alanı’ içerisinde bir payandanın dengelemesi gereken yük su ile dolu alandaki borunun toplam ağırlığı ile 1.15 (boru üzerindeki fiting ve vanaları dikkate almak için) ve sismik katsayının çarpımı ile elde edilen rakamdır. Payanda tarafından dengelenmesi gerekli olan yük su ile dolu olan bütün boruların ağırlıklarının toplanması ile hesaplanır ve bunlar da NFPA 13 (2013 versiyonu)’ndaki Tablo A.9.3.5.9 gibi tablolardan elde edilebilir. Su ile dolu borunun bütün bölümlerinin ağırlıklarının toplamı ile 1.15 çarpımı sonucu elde edilen rakam ‘etki alanı’dır. Payanda 3 için etki alanı Enine payanda Enine payanda Payanda 1 için etki alanı Boyuna payanda Boyuna payanda Enine payanda Payanda 2 için etki alanı Enine payanda Payanda 3 için etki alanı 4-yollu payanda Şekil 3. Bu çizim, enine, boyuna ve dört-yollu payandaların olası yerlerini göstermektedir. Kaynak: Aon Fire Protection Engineering 34 Şekil 4. Bu çizim enine, boyuna ve dört-yollu payandaların tasarımında dikkate alınması gereken etki alanını göstermektedir. Kaynak: Aon Fire Protection Engineering Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ Bir payanda üzerinde etki eden yatay güç (Fpw) aşağıdaki eşitlikte olduğu gibi sismik katsayının (Cp) hesaplanan ağırlık (Wp) ile çarpılması ile elde edilir. Fpw = CpWp Hesaplamada kullanılan akselerasyon katsayısı (Cp), eğer yetki sahibi kurum daha düşük bir değer şart koşmamış ya da bölgedeki yer hareketi parametresinden (SS) daha yüksek bir değer elde edilmiş ise, Cp = 0.5 olarak alınmaktadır. Bu yer hareketi parametresi geçmişteki deprem olayları ve modelleme teknikleri üzerine yapılan araştırmalar sonucunda USGS tarafından geliştirilmiştir. (SS) değerleri USGS web sitesinde mevcuttur. Bu web sitesinde kullanıcılar bir interaktif harita üzerinden bir yer seçip seçtikleri bölge için geçerli olan (SS) faktörünü görebilmektedirler. Örneğin Aon Fire Protection Engineering’in ofisinin SS faktörü 0.125 g’dir. NFPA 13, Tablo 9.3.5.9.3 temelinde, 0.33 veya daha azlık bir yer hareket parametre değerinin Cp katsayısı 0.35 olmaktadır. Şekil 4’teki örnek kullanılarak, enine payanda 2 tarafından dengelenmesi gerekli olan yatay güç Tablo 1’de gösterilen şekilde hesaplanabilir. Bu örnek temelinde, payandanın 1,032 lbs’lik bir yatay gücü dengelemesi gereklidir. NFPA 13, Tablo 9.3.5.5.2 (a) temelinde, merkezde 40 fitlik bir boşluk ile yerleştirilmiş enine payandaya sahip bir 6 inçlik derece 10 çelik boru için etki alanında izin verilen maksimum yük (Fpw) 1,900 lbs’dir. Yukarıda hesaplanmış olan yağmurlama sistemi yük hesaplaması bu sınırlar içerisindedir; bu sebeple payanda tasarımı bu gerekliliği karşılamaktadır. Maksimum yükün sınırı aşması durumunda, ‘etki alanını’ azaltmak için ilave payandalar gerekli olacaktır. Her bir payanda doğru ölçüye sahip olduğunu belirlemek için benzer bir hesaplama prosedürü kullanılarak boyutlandırılacaktır. PAYANDA TERTİBATININ TASARIMI Payanda tertibatı payandadan, payanda fittinglerinden (payandayı boruya ve yapısal elemana bağlayan) ve tutturuculardan meydana gelmektedir. Tertibatın tamamı öngörülen yüke direnç gösterebilecek şekilde tasarlanma- lıdır ve tertibatın mukavemeti tertibatın en zayıf bölümünün gücünden daha fazla değildir. Örneğin eğer payanda maksimum 900 lbs’lik bir yüke direnç gösterebiliyorsa, tutturucu maksimum 800 lbs yüke direnç gösterebiliyorsa bu durumda tertibat sadece maksimum 800 lbs yüke dayanabilir. Buna ilave olarak, payandanın yatay yüke dayanabilme becerisi payandanın yerleştirildiği açıya bağlıdır çünkü tertibat yatay güce direnmektedir. NFPA 13’deki Tablo 9.3.5.11.8(a), (b) ve (c), payandaların kendi türlerine, boyutlarına, uzunluk-dönüş çapı oranlarına (l/r) ve payanda açısına göre dayanabilecekleri yük değerlerini vermektedir. örnek olarak, Tablo 9.3.5.8.7 (b) ’ye göre, bir 1.25-inç., 9 fit uzunluğunda ve dikeye göre 30 ila 44 derece açıyla yerleştirilmiş olan bir derece 40 boru en fazla 1,254 lbs’lik yatay yüke dayanabilecek bir payanda olarak kullanılabilir. Payanda tutturucularının karşılaşılacak maksimum yük için yeterli mukavemete sahip olduklarını doğrulamak amacıyla payanda üreticilerine danışılması gereklidir. Payanda tertibatlarının kullanıldığı yerlerde bu tertibatların maksimum yük derecelendirmeleri anlamında ulusal olarak akreditasyona sahip bir test laboratuvarı tarafından listenlenmesi gereklidir. NFPA 13, Şekil 9.3.5.12.1 payandaları yapılara tutturmak için kullanılan farklı tutturucu türlerinin maksimum yüklerini listelemektedir. Bu şekle göre, üzerinde dikeye göre 30 ila 44 derecelik bir açıda payanda olan çelik montaj yüzeyine dikey olarak yerleştirilmiş bir 0.5 inç çapında finişsiz bir çelik cıvatanın en fazla 1,600 lbs’lik bir yük için kullanılabileceğini göstermektedir. Kiriş ve büyük flanşlı kelepçeler dahil olmak üzere C-türü kelepçeler (sınırlayıcı kelepçeler ile veya onlarsız), payandaların bina yapısına tutturulması için kullanılamazlar. Eğer söz konusu elektrikli tutturucular depreme maruz kalan bölgelerde yanal yüklere direnme anlamında ilgili mevzuat tarafından özellikle belirtilmemişse, bu tür elektrikli tutturucular payandaların bina yapısına tutturulmasına kullanılamaz. Tablo 1: Örnek ya÷murlama sistemi yük hesaplamasÕ Ya÷murlama sistemi yük hesaplamasÕ Fpw = CpWp (Cp, NFPA 13, Tablo 9.3.5.9.3 temelinde 0.35 olarak alÕnmÕútÕr. Çap Tür Uzunluk(¿t) Toplam (¿t) Fit baúÕna a÷ÕrlÕk Cp Toplam a÷ÕrlÕk (lbs) 2 Derece 40 40+40+40+40+ 40+40+40+40 320 5.13 0.35 575 6 Derece 10 5+10+10+10+5 40 23.30 0.35 322.5 Alt toplam 897,5 Fittings ve vanalarÕ dikkate almak için 1.15 ile çarpÕlÕr 1,032 Toplam 1,032 36 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 KAPAK KONUSU / TEKNİK BİLGİ KOL HATLARININ VE ASKILARIN SINIRLANMASI Kol hatların dikey hareketlere direnmesi için dizginlenmesi gereklidir. Bu şunlarla elde edilebilir: listelenmiş bir payanda tertibatı; bir çevresine-sarılan türden U-kancası; dikey yüzeye en az 45 derece açı ile yerleştirilen ve borunun her iki tarafına birden çapalanan bir numara 12 440 lb kablo; dikeye en az 45lik açıyla ve dikey aksının en az 6 inç mesafesi içine yerleştirilmiş ve yukarı hareketi dizginleyecek şekilde düzenlenmiş bir askı ya da diğer yöntemler. Bu dizginleme tertibatlarının aralarında bırakılacak mesafeler boru boyutuna, sismik katsayıya (Cp), ve boru türüne göre değişmektedir. Yukarıda belirtilen örnek için, NFPA 13 Tablo 9.3.6.4(a) temelinde, 2-inçlik çelik kol hatlarında payandalar arasında maksimum 53 fit mesafe olmaktadır. NFPA 13 Bölüm 9.3.6.5’e göre, kol hatlarının, borunun tepe noktasından bina strüktürüne tutturma noktasına kadar en az 6 inçlik bir uzunlukta çubuklar ile desteklendiği durumlarda bu kol hatları için ilave dizginleyiciye gerek yoktur. Yağmurlama sitemlerini besleyen 4 fit ya da daha uzun olan ince dalların yatay harekete karşı dizginlenmesi gereklidir. Sismik korumanın sağlandığı yerlerde, C-türü kelepçelerin bir dizginleyici kayışa sahip olması ya da kayışın cıvata ile ya da kendinden kılavuzlu vida ile tutturulması gereklidir. Bunun amacı C-türü kelepçenin borunun yatay hareketi sebebi ile kiriş üzerinden kaymasını engellemektir. GELECEKTEKİ MEVZUATLAR VE GEREKLİLİKLER Geçmiş yıllarda, sismik güçleri dengelemek amacıyla yapılan yangın söndürme sistemlerinin tasarımları temel olarak, özellikle California olmak üzere geçmişte ciddi depremler geçirmiş olan yerler ile sınırlı olmuştur. Ancak, bina mevzuatları, ABD’de California dışında da hasara yol açan depremlerin görüldüğü pek çok yer olduğunu kabul eden şekilde değişiklik göstermişlerdir. Bu değişim sebebi ile geleneksel olarak depremlere maruz kaldıkları düşünülmemiş olan bölgelerde yangın söndürme sistemi gerekliliklerini belirleyen tasarım profesyonelleri artık NFPA 13’te belirtilmiş olan sismik tasarım gerekliliklerinin farkında olmak zorunda olacaklardır. Gereklilikleri belirleyen mühendisler genelde önce bir yağmurlama sisteminin NFPA 13 gerekliliklerini karşılaması gerektiğini belirtirler ve sonra kendilerine ulaşan çizimleri gözden geçirirler. Verilen çizimlerin, sismik yüklere direnç sağlayacak payanda sistemleri sunması gerekli olabilmektedir. Bu durumda sunulan planların, sismik yüklere direnç sağlayacak payanda tasarımı gereklilikleri dahil olmak üze- 38 re NFPA 13 gerekliliklerini karşılamasını sağlamak yine bu mühendisin sorumluluğu olacaktır. Bir bölgedeki sismik aktivitenin; bir yerel bina mevzuatı ya da yetkili kurumun o bölgede yağmurlama sistemi borularının bir deprem sebebi ile ortaya çıkan yatay harekete direnç sağlayacak şekilde tasarlanmasını zorunlu koşacağı seviyede olduğu yerlerde, yağmurlama sistemi borularının tasarımı NFPA 13’te belirtilen tasarım yönergesine göre yapılabilir. Bu yönerge şunları içerir: Boruların bina hareketi ile hasar görmesini engelleyecek şekilde gereken durumlarda boşluk bırakılması. Yatay harekete karşı direnç sağlamak amacıyla boru sistemi üzerinde belirtilen aralıklarla boyuna ve enine payanda kullanılması. Hareketin olması beklenen noktalarda hareketin olmasını sağlayacak esnek kuplajlar kullanılması. Çıkış borularının tepe noktasında dört yollu (boyuna ve enine kombine) payandaların kullanılması. Yer seviyesinde ve üzerinde yağmurlama sisteminin bina sismik ayraç ek yerleri ile çakıştığı noktalarda sismik ayraç tertibatları kullanılması. Yatay hareket sebebi ile ortaya çıkabilecek güçlere dayanacak mukavemette tasarlanmış payandalar. Dikey harekete karşı dizginlenmiş olan kol hatları. Askıların bağlı oldukları yapısal elemanlardan kaymasını engelleyecek dizginleyicilere sahip şekilde tasarlanmış askılar. Tasarım yönergesi NFPA 13 Bölüm 9.3’te verilmektedir. Daha iyi tasarım yöntemleri geliştirildikçe tasarım yönergesi de değişebilir. NFPA 13 şu anda olası revizyonlar için kamu değerlendirme sürecindedir ve bu revizyonlar standardın 2016 versiyonuna dahil edilmek üzere kurum tarafından oylamaya sunulacaktır. Şu anda, kabul edilmeleri durumunda payanda tasarımını etkileyebilecek değerlendirilme aşamasında olan bir dizi teklif söz konusudur. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 EEC Si C b 122016 A4 YG 122016 YG i dd 1 15 12 12 2016 2016 15 58 YANGIN / MAKALE ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE YANGIN TAHLİYE SİMÜLASYONU(*) CHIWON AHNa, JOOYOUNG KIMb, SEUNGJAE LEEa a Department of Transportation Engineering, The University of Seoul b Integrated Urban Research Center, University of Seoul ÖZET E konomilerin büyümesi ile birlikte, Kore’de yüksek katlı binalar ve geniş alışveriş merkezleri inşa edilmektedir. Buna karşılık, bu binalar oldukça büyük ve büyüklüklerine ve yapılarına göre komplekstirler. Dolayısıyla, yangın durumunda ajanlar tahliye problemleri ile karşılaşacaktır. Anında harekete geçmemeleri halinde, boğulma ve zehirlenme sonucu ölümle karşılaşabilirler. Bu çalışma hem insani hem de yapısal tahliye unsurları ile ilgili olarak ajan temelli modeli ile analiz yapmıştır. Bu ajanlar üç olay incelemesi ve dört grup ile simülasyon modeli için sınıflandırılmıştır. Her bir olay, farklı sayılarda ajanı barındırır ve dört grubun her birinin farklı çıkış farkındalığı seviyeleri bulunmaktadır. Aynı zamanda, her grubun potansiyel yol planı ile toplam tahliye zamanı da analiz edilmiştir. Sonuç olarak, insan çakışmasının toplam tahliye zamanındaki ve iç yapıda bilinen ve bilinmeyenler arasındaki çakışmanın oluşmasındaki sorumluluğu ortaya çıkmıştır. Sonuç olarak, konumsal çevre faktörü açısından en iyi tahliye zamanı 8’22’’, diğer durumlarda 60’ civarında ölçülmüştür. Bu aynı zamanda tahliye edilenlerin yüksek yoğunluklu alanlardaki çıkış genişliklerinin optimize edilebilmesi açısından etkin bir yöntemdir. Daha da ötesinde, gelecekteki çalışmalar toksik gaz ve ulaşım zayıflıklarını da içerebilir. 1. GİRİŞ Yangın güvenliği tahliyesi, yüksek ölçekli binalarda gittikçe daha fazla önem arz etmektedir. Yakın zamanda, ekonomilerin büyümesi ile geniş ölçekli binaların ve alışveriş merkezlerinin sayısında artış olmuştur. Dolayısıyla, güvenlik konuları yangın durumunda belirgin şekilde dikkat çek- mektedir. Yangın acil durumu oluştuğunda ajanların tamamının hızla tahliye etmeleri önemlidir. Kapalı alan tahliyesinde göz önünde bulundurulması gereken, bina yapısı ve ajanların psikolojik ve fiziksel davranışları gibi birçok unsur vardır. Psikolojik ve fiziksel unsurların bireyi ve grubun davranışlarını etkilemesinin tahliye modellerinde içerilmesi gerekmektedir. Daha da ötesinde, birçok tahliye modelin de (örneğin EXIT89, EGRESS, BGRAF, EXODUS, SIMULEX gibi) belli bir binadaki tahliye performansını tahmin etmeye çalışmışlardır. Bu çalışmada, Kore’nin en büyük alışveriş merkezi olan “COEX MALL”, en geniş zemin alanı ve her gün çok sayıda ziyaretçinin olması dolayısıyla hedef alan olarak ele alınmıştır. Bu nedenlerle, Kore hükümeti 2014 yılında bu alışveriş merkezinde 4,000 kişinin katıldığı bir tahliye tatbikatı yapmıştır. Tahliye tatbikatının sonucunda, 10 dakika içerisinde tahliye edilen 350 kişi varken, 800 kişiyi 20 dakikada, kalanı da 30 dakikada tahliye etmişlerdir. Buna karşılık, bu tatbikata katılan herkes, bu alışveriş merkezinin çalışanıydı ve alışveriş merkezinin yapısına aşinaydı. Tahliye zamanının binaya aşina olanların ve olmayanların bir arada bulunduğu karışık bir durumda artacağı tahmin edilebilir. Bu durumda, kişilerin kurtulma oranları düşme eğilimindedir. Bu çalışmanın amacı konumsal çevre unsurlarının aynı zamanda insan davranışı unsurlarının kapalı alan tahliyesinde belirlenmesidir. Ajan temelli model, ajanların tahliye sürelerinin her türlü konum ve yapıda analiz edilmesidir. Son dönemde yapılan birçok kapalı alan tahliyesi ile ilgili çalışma, binanın yapısına bireysel bakış açısına bağlıyken, eylem temelli modeli göz önünde bulundurmamaktadır. Yangın güvenlik tahliye alanına çabuk geçmek önemlidir çünkü binalarda çıkan yangınlarda * Kaynak: www.sciencedirect.com 40 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 EN MODERN MOBİL SÖNDÜRME SİSTEMLERİ Hızlı. Etkili. Güvenli. Yangın nedeniyle oluşan zararların boyutu, sadece yangının kendisi ile değil, yangın söndürme sisteminin kalitesi ile de ilgilidir. Her yangını güvenilir bir şekilde, minimum su kullanarak ve çevreye verilebilecek en az zararla kontrol altına alabilmek amacıyla, ekolojik uygunluğu onaylanmış ve etkili söndürme özelliklerini bir arada sunan bir sistem geliştirdik: One Seven®. Nasıl çalışır? Patentli One Seven® köpük jeneratörü, her damla suyu, yedi köpük kabarcığına dönüştürür ve bu köpük minimum su ihtiyacına rağmen homojen bir örtü meydana getirir. Köpük örtüsü ise mükemmel yapışma özelliği ile yangını boğarak kontrol altına alır. www.oneseven.com Armaksa Araç ve Makina San. Tic. Ltd. Sti. Işıklar Mh.Işıklar Istanbul Cad. No: 24 Göktürk Eyüp Istanbul Tel: +90 212 481 55 25-26 Fax:+90 212 481 55 27 www.armaksa.com / info@armaksa.com YANGIN / MAKALE büyük oranda duman ve zehirli gaz solunumu nedeniyle boğulma ve ölüm tehlikesi söz konusudur. Yangının çıkmasından beş dakika sonra, ateş ve gaz iç alanda hızla yayılmaya başlar. Dolayısıyla, binada çıkan yangına bağlı olarak ortaya çıkan ölümleri azaltabilecek tahliye yolları üzerinde çalışmaya başladık. Bu çalışma, insan unsuru ve konumsal çevre faktörleri alanları olmak üzere ikiye ayrılmıştır. x İnsan unsurları: maliklerin konum tanımlaması x Konumsal çevre unsurları: Çıkış genişliğindeki değişkenlik Çalışma şu şekilde sürdürülmüştür. İlk olarak, birçok varsayılan durumda maliklerin hareketlerini temsil eden bir model oluşturduk. İkinci olarak, test yatağında farklı çıkış genişlikleri ile tahliye simülasyonu yapıldı. Son olarak, hedef alan olarak “COEX MALL” üzerinde daha önce belirlenmiş olan modelin uygulanmasına geçilmiştir. 2. LİTERATÜR TARAMASI Hesaplama hızlarında son zamandaki gelişmeler, kompleks simülasyon sistemlerinin inşasını daha uygulanabilir hale getirmiştir. Topluluk tahliye simülasyonu için ajan temelli modelleri içeren yakın zamandaki birçok çalışma mevcut literatürde yer almaktadır. C. Guanquan et.al. (2006) tahliyelerde çıkış genişliklerinin etkileri üzerinde çalışmışlardır. Araştırmalarında, analiz için 20m x 20m network ve çıkış genişliğindeki değişiklik yapmışlardır. Tahliyede ajan temelli modelleme Z. Xiaoping et.al. (2006) tarafından sunulmuştur ve ABM’nin tahliye modelini göstermiştir. ABM’ler sanal ajanlar ile bireyleri simüle eden ve ajanlar arasındaki etkileşimi yöneten işletim kurallarından çıkan organizasyonlar oluşturan, “aşağıdan yukarıya” sosyal yapılar oluşturan bilgisayar modelleridir. Braun, Bodmann ve Musse (2005), Camillen et.al. (2009), Bonomi, Manzoni, Pisano ve Vizzari (2009) ABM’yi kullanarak bina tahliyesini simüle etmişlerdir. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, ABM tekniği birçok durumda topluluk tahliyesi hakkındaki çalışmalarda kullanılmıştır. ABM’ler hücresel otomasyon tekniğine kıyasla daha pahalı bir hesaplamadır. J. Shi et.al. (2009) ABM’leri kamuya açık geniş binada yangın durumunda kapalı alan tahliyesi için uygulamıştır. Neal Wagner &Vikas (2014) Agrawal ABM’leri kullanarak yangın afeti halinde topluluk tahliyesi modelini uygulamıştır. L. Tan et.al. (2015) ABM’nin simülasyonunu yangın durumunda hem insan davranışı hem de tahmin edilebilir konumsal erişimi birleştirerek göstermiştir. 42 3. ARAŞTIRMA MODELİ 3.1 Maliklerin Hareketi Tahliye yolu belirlendikten sonra, ajanlar en yakın çıkışa doğru hareket etmişlerdir. Her zaman adımında, ajan bir hücreden, boş olan diğer bir hücreye doğru hareket etmiştir. Engelsiz bir durumda, ajan bir sonraki hedefe doğru hareket edecektir. Buna karşılık, etraftaki engellerle olan etkileşimden etkilendiğinde, özellikle çarpışmadan kaçınıldığı durumlarda, ajanlar illa ki en kısa yolu kullanmak zorunda değildir. Ajanın bir sonraki hedefe doğru hareket niyeti ile etraftaki engellerin etkisi göz önünde bulundurulduğunda komşu hücreye hareket etme olasılığı (i, j) aşağıdaki şekilde hesaplanmıştır. (1) Göz önünde bulundurulan unsurlar aşağıdaki gibidir: Hedefe olan uzaklık: (2) Burada Dij (i, j) hücresinden ajanın hedefine olan uzaklığı ve wd> 0 uzaklık faktörünün ağırlık değerini gösterir. Engellerin aşılması: (3) Burada Rij (i, j) hücresinden etraftaki engellerden alınan geri çekilme gücünü ve wr >0 ise geri çekilme faktörünün ağırlık değerini gösterir. Dinamik bir engellin yer kaplaması (ajan): 0 diğer ajanlar tarafından kaplanmış olan hücreler 1 diğer (4) Sabit bir engelin yer kaplaması (bina engeli): 0 kaplanmış olan hücreler (örneğin duvarlar) 1 diğer (5) Atalet değişkenliği: bir önceki hareket yönündeki hücreler için diğer (6) Normalleşme: (7) 3.2 Hedef Alanın Belirlenmesi Etkinlik analizi için birçok olay ve grup belirlidir. Tablo 1, dört grubu ve her grubun farkındalık seviyesini gösterir. Tablo 2’de Grup 1’e dahil olan ajanlar hedef alandaki tüm çıkışları bilmektedir. Fist dash ajanları geldiklerinde sadece tek çıkışı bilenlerdir ve Grup 4’tedirler. Bu kapsam temelinde dört grup belirlenmiş ve detayları aşağıdaki tablolarda gösterilmiştir. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 YANGIN / MAKALE Tablo 1. ÇÕkÕú farkÕndalÕ÷Õ seviyelerine göre sÕnÕÀandÕrÕlmÕú gruplar 4. SİMÜLASYON SÕnÕÀar ÇÕkÕú farkÕndalÕ÷Õ seviyesi Bilinen çÕkÕúlar Grup 1 Tüm çÕkÕúlarÕn yerlerini biliyor 8 Grup 2 ÇÕkÕúlarÕn yarÕsÕnÕn farkÕnda 4 Grup 3 øki çÕkÕúÕn yerinin farkÕnda 2 Grup 4 Bir çÕkÕúÕn yerinin farkÕnda 1 4.1 Test-Yatağı ile Simülasyon Hedef alanı analiz etmeden önce simülasyon için bir test yatağı hazırladık. Aşağıdaki Şekil 1’de test yatağının basit şekli görülmektedir. Ağ içerisinde, rassal olarak dağılmış elli ajan bulunmaktadır. Tablo 5, test yatağının çevresini gösterir. Tablo 5. Test yata÷Õnda yapÕlan simülasyonun sonuçlarÕ Hedef alanı simüle etw Ts Q q meden önce, test yatağın1 48.3 10.352 10.352 da simülasyonlar yaptık. 2 26.08. 18.657 0.9328 Test yatağı 20m x 20 m 3 23.08. 21.008 0.7003 4 23.00. 21.739 0.5435 bir konumsal ağ ve rassal 5 22.09. 21.834 0.4367 olarak dağılmış ajanlardan 6 22.03. 22.222 0.3704 oluşmuştur. Şekil 1’de si7 22.03. 22.422 0.3203 lindir şekiller ajanları, yeşil 8 22.03. 22.422 0.2803 renkteki dikey çizgi ise çı9 22.02. 22.523 0.2503 kış kapısını gösterir. 10 22.01. 22.624 0.2262 Şekil 2’de, sonuç kes11 22.00. 22.727 0.2066 12 22.00. 22.727 0.1894 kin şekilde düşen eğri 13 21.09. 22.831 0.1756 şekillerini göstermekte14 22.03. 22.422 0.1602 dir. Çıkış genişliği 1 metre 15 21.06. 23.148 0.1543 olduğunda, tahliye süresi 16 21.04. 23.364 0.1460 48,3 saniyedir ve verimli17 21.03. 23.474 0.1381 18 21.03. 23.474 0.1304 lik 1 metre genişlikte yarısı 19 21.01. 23.697 0.1247 kadar azalmaktadır. Çıkışın 20 21.01. 23.697 0.1185 genişliği arttığı zamanda Tablo 6. “COEX MALL” binasÕnÕn verimliliğin durağanlaştığı çevresi görülmüştür. Tablo 6 siSÕnÕÀar De÷er mülasyon detaylarını gösAna Tiyatro, akvaryum, termektedir. ‘w’, ‘Q’ ve ‘q’ tesisler yemek katÕ ve kitapçÕ hakkında bilgi içermekteOrtalama dir. günlük Tablo 2. Analizin sÕnÕÀandÕrÕlmÕú olaylarÕ SÕnÕÀar Grup 1 Grup2 Grup3 Grup4 En iyi olay 14,000 0 0 Orta olay 3,500 3,500 3,500 3,500 0 0 0 14,000 En kötü olay 0 Tablo 3’te her grubun olaylara olan dağılımı gösterilmektedir. Her bir olay, yangın durumunda potansiyel tahliye yolunu içermektedir. “En iyi olayda”, her bir ajanın hareketi tahliye için en kısa yolu kullanması söz konusudur. Hali hazırda konumlarını bilirler ve yapılardan da haberdardırlar. “Orta olayda” her grup eşit dağılımdan sorumludur. (%25). “En kötü Olayda” tek bir çıkışı bilirler ve Grup 4’tedirler. Tablo 3. Analizin sÕnÕÀandÕrÕlmÕú olaylarÕ SÕnÕÀar En iyi olay Grup 1 Grup 2 Grup 3 Grup 4 Tüm çÕkÕúlarÕ kullanÕr Orta Olay En kötü Olay Tüm çÕkÕúlarÕ kullanÕr Sadece ÇÕkÕú #1, #3, #5, #7 kullanÕr Sadece çÕkÕú #1, #3 kullanÕr ÇÕkÕú #1 kullanÕr Sadece ÇÕkÕú #1 kullanÕr Daha önce bahsedildiği üzere, her olayın potansiyel tahliye yolu bulunmaktadır. Aşağıdaki Tablo 4 detayları tanımlamaktadır. Şekil 4, konumların çıkış etiketlerini gösterir. Çıkış #1 hedef bölgenin ana girişidir. Dolayısıyla “COEX MALL”a gelen birçok ziyaretçi Çıkış #1’i kullanacaktır. Bu potansiyel yolları belirtir. “Orta olayda” Grup 1 en kısa yola doğru hareket ederken Grup 4 Çıkış #1’e yönelir. Grup 2 dört ana çıkışa doğru hareket edecek ve Grup 3 iki ana çıkışa doğru hareket edecektir. Tablo 4. Test yata÷ÕnÕn çevresi SÕnÕÀar Toplam zemin alanÕ Malikler (insanlar) ÇÕkÕú geniúli÷i (metre) De÷er 20m*20m (400 m²) 50 1’den 20’ye kadar 3.3 Çıkış Genişliği Değişkenliği Tahliye zamanındaki değişiklikleri gözlemlemek için, çıkış genişliğindeki değişikliği kontrol ettik. İlk olarak, bazı parametreler belirledik; w, q ve Q. ‘w’ çıkışın genişliği ve Q ise saniye başına çıkış yapan ortalama ajan sayısını gösterir. ‘q’ ise ‘Q’ bölü ‘w’, Ts ise tesisi terk eden son kişinin verdiği tahliye zamanıdır. 44 ziyaretçi (kiúi/gün) 150.000 4.2. Hedef Alan ile Simülasyon Bu çalışmada, hedef Toplam zemin alanÕ 165.000 alan olarak Kore’deki en (m²) büyük alışveriş merkezini seçtik. Adı “COEX MALL” olup, Kore’deki toplam zemin alanı olarak en genişine sahiptir. Şekil 3 “COEX MALL”a ait zemin haritasını gösterir, her gün 150,000 kişi bu alışveriş merkezini ziyaret eder ve yapı oldukça komplekstir. ÇÕkÕú sayÕsÕ 8 (Acil çÕkÕú kapÕlarÕ hariç) Tablo 7. Hedef alanÕn çevresi SÕnÕÀar Toplam zemin alanÕ (m²) Malikler (kiúiler) ÇÕkÕú geniúli÷i aralÕ÷Õ (m) ÇÕkÕú sayÕsÕ (ea) BaúlangÕç çÕkÕú geniúli÷i De÷erler 500m * 330m (165,000m²) 14000 8- 17 arasÕ 8 800cm Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 YANGIN / MAKALE Tablo 6, hedef alan ile ilgili temel bilgileri gösterir. Dışarıya açılan sekiz ana çıkış bulunmaktadır. Bu alan, yangın, terör ya da doğal afet gibi birçok acil duruma sahiptir. Dolayısıyla, ajanlar için uygun tahliye yolu tasarlanması gereklidir. Şekil 4, “COEX MALL”un Zemin planı temelinde hazırlanmış olan simülasyon modu ağıdır. Sarı renkteki zemin, Şekil 1. Simülasyon için test yatağının çevresi koridordur ve dışarı çıkışlara bağlantısı vardır. Bu ağda bulunan yeşil renkli sekiz çizgi ise çıkışları gösterir. 5. SONUÇ 5.1 Üç Olayın Analizi Üç olayın sonucu (En iyi olay, orta ve en kötü) Şekil 5’tedir. Tüm ajanların çıkış hızları 1.0 m/sn.dir. “En iyi olayda”, tüm ajanlar bulundukları yerden en yakın çıkışa doğru hareket ettiler. Dolayısıyla tahliye süresi 8’ 22’’ olmuştur. Analizden önce, “en kötü olayın” en uzun süreli olacağını bekliyorduk. Beklentimizden farklı olarak, en uzun tahliye süresi, çarpışan ajanlar arasında çıkan çakışmalar nedeniyle “orta olayda” ortaya çıkmıştır ve hedef alanın içinde sıkışmaya neden olmuştur. Şekil 6 tahliye zamanı – akış oranı grafiğini gösterir. “En iyi olay” sonucunda çıkış #1 en kısa kullanım süresine sahiptir. Ana çıkış olarak, Çıkış #1, normal şartlarda çıkış kapasitesi sunmak için yeterlidir. Bu durumda, tüm ajanlar eşit olarak dağılmış ve tüm çıkışları Çıkış #1- #8 kullanmışlardır. Dolayısıyla, bu tahliye zamanında azalmaya katkıda bulunmuştur. Tüm çıkışlar, aynı şekillerde gösterir, Çıkış #4, #6 ve #7 hariç. Buna karşılık, “Orta olayda” sonuç bunun karşıtıydı. Tüm çizgiler çıkışın zaman zaman kullanımını gösterir. Çarpışan çakışmalar nedeniyle oluşan sıkışma, tüm çıkışlardaki akım Çıkış genişliği Şekil 2. Çıkış genişliği değişkenliğinin sonucu En İyi Orta En Kötü Orta En İyi En Kötü Şekil 5. Her olayın analiz sonucu Şekil 3. Güney Kore’deki en büyük alışveriş merkezi olan “COEX MALL’un zemin planı. Şekil 4. Hedef alanın simülasyon zemini 46 Seçilmiş kapılar için akım oranı Şekil 6. Seçilmiş kapılardaki akım oranı “En İyi Olay” Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 MSS R YANGIN / MAKALE Seçilmiş kapılar için akım oranı Seçilmiş kapılar için akım oranı Şekil 10. Çıkış genişliği değişikliği: 800(cm) Şekil 7. Seçilmiş kapılardaki akım oranı “Orta Olay” Seçilmiş kapılar için akım oranı Seçilmiş kapılar için akım oranı Şekil 11. Çıkış genişliği değişikliği: 1700(cm) Şekil 8. Seçilmiş kapılardaki akım oranı: “En Kötü Olay” Çıkış Genişliği Şekil 9. Çıkış genişliği değişikliği. hızını “En iyi olaya” kıyasla %10 daha az hale getirmiştir. Sonucunda, Çıkış #1 tahliyede en uzun süreye sahiptir. Tüm ajanların Çıkış #1’e yönlenmesini belirledik. Bu, tahliye süresini 60’00’’ kadar uzatmıştır. Şekil 8 akım oranında tek çizgi sonuç olduğunu gösterir. “En kötü olayda” tüm malikler Çıkış #1’e doğru hareket etmiştir. Bu sonuç çakışma olmamasından dolayı “Orta olaydan” daha hızlıdır. 5.2 Çıkış Genişliğinin Değişkenliğinin Analizi Bu hedef alanda, çıkış genişliklerindeki değişiklik başlangıçta beklenen tahliye süresine göre daha az etkindi. Bu sonuç göz önünde bulundurulduğunda, tahliye süresinde 48 sorumlu olanın tahliye uzaklığı olduğu, çıkışın genişliği olmadığını bulduk. Şekil 9 farklı çıkış genişliklerinin sonuçlarını gösterir. Bu sonuçtan, çıkış genişliği en fazla 800 cm olduğunda 504 saniye tahliye süresi bulunurken, 1700 cm olduğunda 498 saniye bulunmuştur. Genişlik 1100 cm’ye çıkartıldığında tüm sonuçlar benzer çıkmıştır. Dolayısıyla, çıkış genişliğinin arttırılması tahliye için etkin bir yol değildir. Bu modelde, tüm ajanlar en kısa yola doğru hareket etmişlerdir ancak gerçekte ajanların birçoğu bulundukları konumdan en kısa yolu bilmemektedirler. Dolayısıyla, paniklemeleri ve kafalarının karışma ihtimalleri yükselmektedir. Sonuç olarak, tahliye zamanı gerçekte, bu çalışmada beklenenden daha fazla olacaktır. Şekil 10 ve 11, 800 cm’de tahliye zamanı-akım oranı grafiği sonuçlarını gösterir. Tahliyenin başında, tüm çıkışlar aktif olarak kullanılmıştır. 100. Saniyede birçok çıkış akım oranlarının en yüksek olduğu noktaya gelmiştir. Bu en yüksek noktadan sonra, akım oranı azalma eğilimine girmiştir. Her iki şekilde de Çıkış #6 (mor çizgi) en uzun zamanı gösterirken, Çıkış #1 en kısa zamanı göstermiştir. 6. SONUÇ Bu çalışma ajan temelli model ile kapalı alan tahliyesi üzerine bir simülasyon çalışmasıdır. Dolayısıyla, simülasyon birçok olay üzerinden yürütülmüştür. Gerçek bir dünyada, tüm ajanlar grup davranışları nedeniyle etkilenebi- Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 YANGIN / MAKALE lir, yangın durumlarında olduğu gibi kısmi çıkışlara doğru yönlenebilirler. Eşzamanlı olarak, kısmi çıkışların darboğazını da hızlandıracaktır. Bu değişikliği gözlemlemek için, çeşitli çıkış genişliklerinde simülasyon yaptık. Yeni bir kompleks yapı inşa edilirken, böylesi yoğunluklu bir alandaki tahliye zamanı iç ve dış tasarımda dikkate alınması gereken bir unsurdur. Üç farklı olaydan gözlemlendiği kadarıyla, tahliye zamanlarında farklılıklar bulduk. Hedef alanımız olan “COEX MALL” ilk defa gelen ziyaretçileri de içermektedir ve sadece içeriye girdikleri kapıları çıkış olarak bilmektedir. Dolayısıyla, en kötü olayda olduğu gibi, tüm maliklerin tek bir çıkışa doğru hareket etmesine neden olabilir. Bu sorunları çözebilmek için, tüm ajanlara uygun yönlendirmenin sağlanması gerekir. Dolayısıyla da önceden verilmiş olan tahliye yolu yönergesi ve kapalı alan tahliye planında bunun önemli olduğu görülebilir. Gerçek bir olayda, yangın dumanı ve toksik gazlar tahliye olanları etkileyebilir, hareket hızlarını ve algılarını, yön duygularını etkileyebilir. Buna karşılık, yangın dumanı ve toksik gazlar göz önünde bulundurulmamıştır. Bu çalışmada, yangın dumanı ve toksik gazlar dikkate alınmamıştır, böylece ajanlar genişlediğinde tahliye süreleri artabilir. Buna ek olarak, bu çalışma ulaşım engellerini de dikkate almamıştır. Dolayısıyla, bu unsurun daha fazla çalışılabileceği dahil olmak üzere, bu değişen olay tahliye planlamasının analizinde bulunan sonuçların daha kesin olmasını sağlayabilir. KAYNAKLAR 1) 2) 3) 4) 5) 6) 7) 8) 9) 10) 11) L. Tan, M. Hu& H. Lin. (2015). Agent-based simulation of building evacuation: Combining human behavio r with predictable spatial accessibility in a fire emergency. Information Sciences. N. Wagner&V. Agrawal. (2014). An agent-based simulation system for concert venue crowd evacuation m odelling in presence of a fire disaster. Expert Systems with Applications. X. Z. Xiang, Z X. Fang, S. Hua&G. W. Li. (2011). Applied Research of Performance-based Fire Protectio n Design Large Building. The 5th Conference on Performance-based Fire and Fire Protection Engineering. Dirk Helbing, I.Farkas&Tamas Vicsek. (2000). Simulating dynamical features of escape panic. Nature. J. Joo, N. Kim, R. A. Wysk, L. Rothrock, Y. Son, Y. Oh&S. Lee. (2013). Agent-based simulation of affordance-based human behaviors in emergency evacuation. Simulation Modelling Practice and Theory. T.S. Shen. (2005). ESM: a building evacuation simulation model. Building and Environment. C. Guanquan, S. Jinhua, W. Qingsong&C. Sining. (2006). Simulation study on the effect of pre-evacuation time and exit width on evacuation Chinese Science Bulletin. Z. Xiaoping, Z. Tingkuan&L. Mengting. (2009). Modelling crowd evacuation of a building based on seven methodological approaches. Building and Environment. A. Wagoum, A. Seyfried&S. Holl. (2011). Modelling dynamic route choice of pedestrians to assess the criticality of building evacuation. arXiv. J. Joo, N. Kim, R.A. Wysk, L. Rothrock, Y. Son, Y. Oh,&S. Lee (2013). Agent-based simulation of affordance-based human behaviors in emergency evacuation Engineering Guide - Human Behavior in Fire. (2013). Society of Fire Protection Engineers. Gelenekten Geleceğe, güvenle... TSY TEKNúK SEKTÖR YAYINCILIöI Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. T. 0212 275 8359 (pbx) F. 0212 288 2614 teknikyayincilik.com YANGIN / MAKALE OTOBÜS VE YOLCU TRENİ YANGINLARININ TESPİT EDİLMESİ(*) OLA WILLSTRAND JONAS BRANDT ROBERT SVENSSON SP Technical Research Institute of Sweden, Fire Research, Box 857, SE-501 15 Borås, Sweden O tobüs ve yolcu trenlerinde uygun şekilde yerleştirilmiş etkili yangın tespit sistemleri hayatların kurtarılmasına ve maddi hasar meydana gelmesini önleyebilir. Hızlı tespit erken tahliye ve ufak çaplı bir yangının söndürülmesini sağlayabilirken, geç ya da yapılmamış bir tespit yangının yayılmasına yol açabilir. Bu makalede sunulan çalışmanın amacı tuvalet kompartımanları ve sürücü uyku kompartımanlarına yangın tespit sistemlerinin nasıl yerleştirileceği ile ilgili öneriler sunmaktır. Bu öneriler aynı zamanda ne tür tespit sisteminin en uygun olduğunu da belirtmektedir. Bu önerilere temel olarak, farklı yangın tespit sistemleri kullanılarak tam kapsamlı ve tam ölçekli yangın testleri gerçekleştirilmiştir. Yangın testleri gerçeklerine uygun hazırlanmış tuvalet kompartımanı ve uyku kompartımanı modelleri ile gerçekleştirilmiştir. Bu kompartımanlarda yangın tespit sistemlerinin en iyi şekilde nasıl kurulabileceği ile ilgili bilgi sağlamak amacıyla farklı yangın senaryoları için farklı pozisyonlarda farklı ısı ve duman tespit sistemleri analiz edilmiştir. Beş farklı senaryo uygulanmış olup en ilginç bulgu tuvalet kompartımanındaki iki gerçekçi yangın senaryosunun gerçekçi hava akış oranlarında tavandaki yangın detektörlerini harekete geçirmediğidir. Otobüslerdeki tuvalet kompartımanlarında yangın detektörlerinin tavandan başka yerlere yerleştirildiği çok ender görülmektedir ve yangın ise tespit edildiği zaman çok büyümüş olmaktadır. 1. GİRİŞ Otobüs ve yolcu trenlerinde yangınlar çok sık ortaya çıkarlar ve ortalama olarak tüm dünyada pek çok otobüs her gün bir yangın olayına maruz kalmaktadır. Örneğin ABD’de 2004 ila 2008 yılları arasında her sene 160 otobüs yangını raporlanmıştır. Avusturalya’da sigorta tazminat talebi ile sonuçlanan yılda yaklaşık 70 otobüs yangını meydana gelirken, İsveç, Norveç ve Finlandiya’da hizmetteki otobüslerin yaklaşık yüzde biri her sene mutlaka en az bir yangın olayına maruz kalmaktadır. Yolcuların hareketliliklerinin kısıtlanması durumunda tahliye süresi ciddi oranda artabilmektedir. Örneğin, 2008 yılında Hannover’de bir otobüs yangınında 20 yaşlı insan hayatını kaybetmiştir. Yangın tuvaletin yanındaki bir elektrik kablosundaki kısa devreden kaynaklanmış tuvalet kompartımanı vasıtası ile yolcu kompartımanına sıçramıştır. Etkili bir yangın tespit sistemi ile, bu trajedi önlenmiş olabilirdi. Ancak, bütün yangın olayları ölümle sonuçlanmamakta, bunun yerine mal kaybı ve kurtarma operasyonu, trafik sıkışıklığı sebebi ile maliyete yol açabilmekte olup aynı zamanda temizlik süreci de zorlu ve uzun olabilmektedir. Hem yangının kendisi hem de söndürücü maddelerin çevresel etkileri de şiddetli olabilmektedir. Bütün bu etkiler, erken tahliye ve yangının erken söndürülmesini sağlayan etkili bir yangın tespit sistemi ile hafifletilebilecektir. Otobüs ve yolcu trenlerde raporlanmış olan yangın olayları temelinde görülmektedir ki, yangınlar en sık olarak motor kompartımanında ya da teker oyuğunda başlamaktadır. Yakın zamanda makine kompartımanında yangından korunmaya yönelik pek çok çalışma yapılmıştır ve bu alanlara yönelik süregelen yangın tespit projeleri örneğin İsveç’teki SP Teknik Araştırma Enstitüsünde devam etmektedir. Ancak, bu makale tuvalet kompartımanı ve sürücü uyku kompartımanında yangın tespitine odaklanmakta olup bugüne kadar, bilgimiz dahilinde, bu kompartımanlarda yangın * Kaynak: www.sciencedirect.com 52 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 Acil durumlardaki üçüncü gözünüz Dräger Termal Görüntüleme Kameraları UCF 6000, 7000 ve 9000 Dräger UCF 6000 Dräger UCF 7000 Dräger UCF 9000 Dräger Termal Görüntüleme Kameraları, yangın, duman ve karanlık yüzünden görüş mesafesinin azaldığı operasyonlarda, yaralıları, ortamdaki sıcak noktaları ve yönünüzü kolaylıkla bulabilmeniz için tasarlanıp üretilmiştir. AYRINTILI BİLGİ İÇİN: WWW.DRAEGER.COM.TR Draeger Safety Korunma Teknolojileri Ltd. Şti. Konrad Adenauer Caddesi No: 54/A-B Yıldız - Çankaya / ANKARA Tel : (0312) 491 06 66 • Faks : (0312) 490 13 14 Dräger. Yaşam için Teknoloji. YANGIN / MAKALE tespitine yönelik hiç bir kapsamlı çalışma gerçekleştirilmemiştir. Medya’da yakın zamanda yangının tuvalet kompartımanında başlamış olduğu otobüs yangınları raporlanmıştır ve 2008 yılında Hannover’de gerçekleşmiş olan katastrofik otobüs yangını da otobüsün iç kısmında başlamıştır. Bu makalede raporlanmış olan çalışma büyük oranda, Temmuz 2014’te kabul edilen ve otobüslerin tuvalet kompartımanları ve sürücü kompartımanlarında yangını tespiti ile ilgili olan yeni UNECE gerekliliği sebebi ile gerçekleştirilmiştir. Bu yeni gereklilik bu kompartımanlarda aşırı sıcaklık veya dumanın tespit edilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu makalede, otobüslerin tuvalet kompartımanları ve sürücü uyku kompartımanlarında ne tür yangın tespit sistemlerinin kullanımının en çok uygun olduğuna ve bu tür sistemlerin bu kompartımanlara en iyi şekilde nasıl kurulabileceğine dair bir araştırma raporlanmıştır. Bu makale tarafından cevaplanan temel sorular farklı pozisyonlara yerleştirilmiş olan farklı tespit sistemlerinin farklı yangınlara nasıl tepki verdiği ve havalandırma koşullarının tepki süresini nasıl etkileyebildiğidir. 2. YÖNTEM TANIMI Yangın tespit sistemleri otobüslerin tuvalet kompartımanları ve sürücü uyku kompartımanlarında gerçekçi maketlerde farklı pozisyonlarda test edilmişlerdir. Farklı yangın kaynakları bu maketler içerisinde farklı lokasyonlara yerleştirilmiştir ve testler farklı havalandırma koşullarında gerçekleştirilmiştir. 2.1 Maketler Tuvalet kompartımanları ve sürücü uyku kompartımanlarının yüksekliği, genişliği ve derinliği ile ilgili istatistiki bilgiler 26 farklı otobüs için toplanmış ve maketlerin tasarımı için ortalama değerler kullanılmıştır. Maketler Şekil 1 ve Şekil 2’de gösterilmektedir. Otobüslerin tuvalet kompartımanları genelde benzer boyutlara sahip olmakla birlikte en büyük farklılıklar otobüsün arka kısmında yer alan tuvalet kompartımanları ve çift katlı otobüslerdeki tuvalet kompartımanları ile genelde en sık kullanılan lokasyon olan merdiven boşluğundaki tuvalet kompartımanları arasında gözlemlenmiştir. Sürücü uyku kompartımanlarının boyutlarının tuvalet kompartımanlarına kıyasla daha fazla çeşitlilik gösterdiği görülmüş ancak bunlar için de araştırmanın ortalama değerleri kullanılmıştır. Derinlik çoğu durumda otobüsün genişliğidir. Uyuma kompartımanı maketinin orta kısmında tavan yüksekliği daha azdır ve bunun sebebi yolcu kompartımanındaki pasajdır. Bu azalma bütün otobüslerde görülmemektedir ve boyut olarak farklılık gösterebilmektedir ancak makete eklenmiştir çünkü duman dağılımını geciktirmektedir ve bu da 54 yangının doğrudan alanında bulunmayan detektörleri şiddetli biçimde etkilemektedir. Tuvalet kompartımanları ve uyku kompartımanlarındaki havalandırma koşulları iki farklı otobüste ölçümlerle ve WC sistemi üreticisinden bilgi alınarak incelenmiştir. Otobüs üreticileri tuvalet kompartımanı ve uyku kompartımanı içerisinden hava akışı ile ilgili bilgi sağlayamamışlar, sadece yolcu ve sürücü kompartımanlarına giren hava akışı ile ilgili bilgi sağlayabilmişlerdir. Farklı otobüsler arasındaki farklılıklar vardır, ancak aynı zamanda benzerlikler de vardır. Tuvalet kompartımanlarında, hava ayrı bir fan ile emilmekte otobüsün alt kısmından çıkmaktadır ve bu konfigürasyon kokuların otobüsün diğer kısımlarına ulaşmasını önlediği için, neredeyse bütün otobüs tuvalet kompartımanları için geçerlidir. Hava, pek çok tuvalet kompartımanında, kapı çevresindeki boşluklardan girmektedir. Ancak, özellikle tuvalet arkası kompartımanlar olmak üzere bazı kompartımanlar klima sisteminden hava da almaktadırlar. Makette, hava girişi, kapı menteşesinde daha büyük boşluğa sahip olan bazı otobüslerdekine benzer şekilde tuvalet kompartıman kapısının üst sağ köşesindedir. Hava çıkışı, fana ulaşan bir hazneye ulaşacak şekilde üç farklı delikten meydana gelmektedir. Deliklerin iki tanesi havalandırma delikleridir (otobüslerin büyük kısmı bunlardan bir ya da iki tanesine sahiptir) ve bir delik de çöp tenekesi için olan açıklıktır ancak bu en ilginç durum olarak görülmüştür çünkü çöp kutusundan gelen yangın dumanının tuvalet kompartımanına ulaşması hava akışı tarafından engellenebilmektedir ve bu da tespit anlamında önemli sonuçlar arz etmektedir. Sürücü uyku kompartımanında, havalandırma koşulları otobüsler arasında daha fazla farklılık göstermektedir ancak genel olarak manuel olarak çalıştırılan bir fan ve bazı pasif giriş ve çıkış kanalları vardır. Makette, kompartımanın bir ucunda bir fan vardır ve havayı dışarı atmaktadır ve diğer ucunda iki hava giriş deliği vardır. Bu, en kötü senaryo olarak görülmektedir çünkü hava akışı kompartımanın hava girişi bölümüne dumanın yayılmasını geciktirebilmekte ve bu da o bölüme yerleştirilmiş bir detektörün tepki süresini arttırabilmektedir. Fan pozisyonları ve hava giriş ve çıkışları Şekil 1 ve 2’de gösterilmiştir. 2.2 Test Senaryoları Testler sırasında Tablo 1’e uygun şekilde yaklaşık hava akışları ile birlikte farklı havalandırma koşulları kullanılmıştır. Tuvalet kompartımanında, yüksek fan hızı konfigürasyonu en sık görülen koşuldur, ancak, fan normalde 160-220 m3/h seviyesinde bir serbest üfleme kapasitesine sahip olduğundan, hava akışı ağırlıklı olarak tuvalet kompartımanının nasıl mühürlenmiş olduğuna bağlıdır. Sıkı olmayan bir tuvalet Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 w www. ariyangin tr .com.tr FAIRBANKS NIJHUIS ARI YANGIN KORUNUM SİSTEMLERİ SANAYİ VE TİCARET A.Ş. Koşuyolu Mah. Cevatpaşa Sk. No.:19 Kadıköy 34718 İstanbul t Türkiye Tel.:+90(216) 340 86 50 tFax.:+90(216) 340 86 54 info@ariyangin.com.tr t www.ariyangin.com.tr YANGIN / MAKALE Tablo 1. Testlerde kullanÕlan farklÕ fan kon¿gürasyonlarÕ Yüksek hÕzlÕ fan Air inlet Air outlet Tuvalet kompartÕmanÕ içerisinden hava akÕúÕ 60-90 m³/h Uyku kompartÕmanÕ içerisinden hava akÕúÕ 80-90 m³/h Düúük hÕzlÕ fan 20-30 m³/h Tablo 2. Test SenaryolarÕ Test YangÕn Kayna÷Õ Air inlet Fan Şekil 2. Otobüslerdeki şoför uyuma kompartımanı, iki taraftan ayrı ayrı görünümü. kompartımanı için, hava akışı çok daha yüksek olabilmektedir. Bazı tuvalet kompartımanları iki fan moduna sahiptir ve fan, tuvalet kompartımanı boş olduğunda, dolu olduğuna göre daha düşük hızda çalışmaktadır. Testlerdeki düşük fan hızı konfigürasyonu temelde bu tuvalet kompartımanları için gerçekçi bir hava akışı sağlamaktadır. Sürücü uyku kompartımanı için, testler bir yüksek fan hızı modunda ve fan kapalı haldeyken gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen testler Tablo 2’de sunulmuştur. Her bir test, tespit sürelerinde ve yangının başlaması anlamında ufak farklılıklar ile birlikte iki kez gerçekleştirilmiştir. Belirtilen sıcaklıklar, duman opaklığı ölçümleri ve tespit süreleri ortalama değerlerdir. Sigara testinde NIST (Ulusal Standartlar ve Teknoloji Enstitüsü)’nden bir standart sigara yakılmış ve bir dakika içerisinde tüketilmiştir. Kağıt testlerinde, kağıt el havlusu dolu bir çöp kovası bir sıcak kablo ile tutuşturulmuştur. 56 HavalandÕrma Koúulu 1 Sigara Tuvalet kompartÕmanÕ, koltuk seviyesi Düúük fan hÕzÕ 2 Ka÷Õt Tuvalet kompartÕmanÕ, çöp kovasÕ Düúük fan hÕzÕ 3 Ka÷Õt Tuvalet kompartÕmanÕ, çöp kovasÕ Yüksek fan hÕzÕ 4 Heptan havuzu Tuvalet kompartÕmanÕ, yer seviyesi Düúük fan hÕzÕ 5 Heptan havuzu Tuvalet kompartÕmanÕ, yer seviyesi Yüksek fan hÕzÕ 6 Plastik/ lastik Tuvalet kompartÕmanÕ, fanÕn üzerinde Düúük fan hÕzÕ 7 Plastik/ lastik Tuvalet kompartÕmanÕ, fanÕn üzerinde Yüksek fan hÕzÕ 8 Yatak Uyku kompartÕmanÕ, fan bölümü Yüksek fan hÕzÕ 9 Yatak Uyku kompartÕmanÕ, fan bölümü Fan yok Fan Şekil 1. Otobüslerdeki tuvalet kompartmanlarının maketi, kapısız olarak önden görünümü (sol resim) ve kapılı olarak görünümü (sağ resim). YangÕn Pozisyonu Heptan havuzunun boyutu 10 x 10 cm2 dir ve büyük tuvalet kompartımanı boşluğunda zemine yerleştirilmiştir. Heptan havuzu tuvalet kompartımanındaki gerçekçi bir yangın kaynağı değildir ancak diğer yangın kaynaklarına kıyasla iyi tekrar-edilebilirlik sunduğu için kullanılmıştır. Plastikler ve lastik yangın kaynağı lavabonun altında, fanın bulunduğu gizli bölüme yerleştirilmiştir ve bunlar burada normalde bulunan pompa, kablo ve diğer elektronik cihazları sembolize etmektedir. Kağıt testlerinde olduğu gibi bir sıcak kablo kullanılarak tutuşturulmuştur. Uyku kompartımanında bulunan yatak yani, koton örtüsü bulunan polieter köpük yatağın köşesi içerisinden yerleştirilmiş bir sıcak kablo vasıtası ile tutuşturulmuştur. Hiç bir test dört dakikadan fazla süre devam etmemiştir ve bazı durumlarda sadece iki dakika sürmüştür. Yangınlar bu süre zarfında tepe noktasına ulaşmış ve stabilize olmuştur ve testler, artık hiç bir alarm sonuçları değiştirmemeye başladıktan sonra sonlandırılmışlardır. Bütün yangın senaryoları için olan sıcaklıklar ve duman obstrüksiyon eğrileri test raporunda mevcuttur. 2.3 Testlerde kullanılan farklı detektör türleri Tablo 3’te gösterilmiştir. Bütün duman detektörleri fotoelektrik temelinde çalışmaktadır. Hiç bir iyonizasyonlu Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 -1(5:$04ƌMƌOEƌSWF&LƌQNBOMBSƌMF%V1POU'.¥./07&$WF *("3(0/*(*(*((B[M4ÚOEàSNF4ƌTUFNMFSƌ *("3(0/CBS *(*(*( ./07&$ /03.5&,/ƞ,."-;&.&5ƞ$"3&5ƞ/Ƶ""54"/"Ƶ &ZàQ4VMUBO.BI#BǵLFOU$BE/P4BODBLUFQFƞ45"/#65FMQCY'BYtOPSNUFLOJLDPNUStOPSN!OPSNUFLOJLDPNUS "OLBSB0GJT"½WFÎMFS$BEEF$BEEF /P±BOLBZB"/,"3" 5FMQCY'BY /03.5&,/ƞ,"Ƶ/ƞ/5&4$ƞ--ƞ."3,"4*%*3 %V1POU'.¥ YANGIN / MAKALE Tablo 3. Testlerde kullanÕlan dört farklÕ detektör Activation Nokta duman detektörü 0.5 – 1.0 dB/m Nokta duman / ÕsÕ detektörü 0.5 – 0.15 dB/m, 54 C Aspirasyonlu duman / ÕsÕ detektörü 0.5 – 0.15 dB/m, 54 C Aspirasyonlu duman detektörü 0.02 dB/m duman detektörü kullanılmamasının sebebi fotoelektrik detektörlerin araç yangın alarmı ve yangın söndürme sistemi üreticileri tarafından daha sık olarak kullanılmasıdır. Bunun sebeplerinden bir tanesi ise iyonizasyonlu duman detektörlerinin kanuni üretim, nakliyat ve imha maliyetlerinin yüksek olmasıdır. Buna ilave olarak, testin amacı farklı fotoelektrik ve iyonizasyonlu duman detektörlerinin tepki sürelerini karşılaştırmak değil, farklı detektör lokasyonlarını karşılaştırmak ve nokta duman detektörlerini aspirasyonlu sistemler ve ısı detektörleri ile karşılaştırmaktır. Duman/ısı detektörleri, bu testlerde ayrı ayrı aktive olan bir duman sensörüne ve bir ısı sensörüne sahiplerdir. Bütün detektörler ticari olarak onaylanmış detektörlerdir ve farklılıklar duyarlılıkları anlamındaki farklılıklar piyasayı yansıtmaktadır. Aspirasyonlu sistemlerin aktivasyon seviyeleri ölçme odası için belirtilmiştir ve detektörün birden fazla yerden hava örneği alması durumunda duman, ölçme odasına ulaşmadan önce inceltilmektedir. Metre-başına desibel (dB/m) cinsinden ölçülen duman obstrüksiyonu duman içerisinden geçen ışık miktarındaki azalmadır. Test edilen aspirasyonlu duman/ısı detektörleri, bir örnekleme sistemi ile birlikte standart nokta duman/ısı detektörleri kullanmaktadır ve bu da bunları, birden fazla örneklem deliği kullanacak kadar duyarlı olan geleneksel aspirasyonlu duman detektör sistemlerinden daha az maliyetli yapmaktadır. Bu testlerde, bu tür her bir detektör bir pozisyondan hava örneği almıştır. Diğer yandan daha duyarlı olan aspirasyonlu duman detektörü iki pozisyondan hava örneği almıştır. Sonuçlarda, örneklem deliklerinin sayısının ve duyarlılığın duman detektörlerinin tespit sürelerini nasıl etkilediğine dikkat edin. Testlerde, detektörler, ısı ölçerler (TC), ve obstrüksiyon ölçerler farklı pozisyonlara sahiplerdir ve bu pozisyonlar Tablo 4 ve 5 ve Şekil 3’te açıklanmıştır. Tablo 5’deki her bir sayı ayrı bir detektör temsil etmektedir. Bunun istisnası, artı işareti ile gösterilen şekilde, iki örnekleme noktası kullanmış olan aspirasyonlu duman detektörüdür. Tuvalet kompartımanında bulunan obstrüksiyon metre hem pozisyon 1 hem de pozisyon 2’yi kapsamaktadır. 58 Şekil 3. Pozisyonların çizimi. Yangın pozisyonları; gizli bölümdeki kağıt (çöp kovası) ve plastik/lastik yangını, tuvalet kompartımanında zemindeki heptan havuzu yangını ve duvar içerisindeki sigara yangını ve uyku kompartımanındaki yatak yangını için işaretlenmiştir. Tablo 5. Maketlerdeki detektörlerin, ÕsÕ ölçerlerin ve obstrüksiyon ölçerlerin pozisyonlarÕ Pozisyonlar Nokta duman detektörü 1, 2, 4, 5, 7, 9 Nokta duman/ÕsÕ detektörü 1, 2, 5, 6, 7, 8 Aspirasyonlu duman/ÕsÕ detektörü 2, 4, 6 Aspirasyonlu ÕsÕ detektörü 1 +4, 5 + 9 IsÕ ölçer (TC) 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 Obstrüksiyon metre 1+2, 4, 5 Tablo 4. PozisyonlarÕn AçÕklamasÕ Tuvalet KompartÕmanÕ 1 Tavan sol (fan/çöp kovasÕ tarafÕ) 2 Tavan sa÷ (hava giriúi) 3 Çöp kovasÕ açÕklÕ÷Õnda 4 Lavabo altÕnda (fanÕ içinde bulunduran gizli bölmede) 5 Tavan fan bölümü 6 Tavan orta bölümü 7 Tavan hava giriú bölümü 8 YangÕn baúlangÕç noktasÕ üzerindeki tavan 9 Fan üzerindeki duvar (tavana olan yüksekli÷in yarÕsÕ yükseklikte) Uyku KompartÕmanÕ Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 YANGIN / MAKALE 3. SONUÇLAR Tablo 6’da farklı testlerdeki bütün detektörlerin tepki süreleri özetlenmiş olup, testler ile ilgili ilave yorumlar takip eden bölümlerde verilmiştir. 3.1 Sigara Testi Bu testte bir alarm tetikleyen tek detektör (her ne kadar iki örneklem deliği kullanılmış olsa da), Tablo 3’e göre en duyarlı olması beklenen detektör olan aspirasyonlu duman detektörüdür. Aspirasyonlu duman/ısı detektörleri (pozisyon 2 ve 3) duman ön-alarmı tetiklemişlerdir ve bu da duman obstrüksiyon alarm seviyesine ulaşıldığı ancak bundan sonra duman konsantrasyonu azaldığı için konfirme edici yangın alarmı tetiklenmediği anlamına gelmektedir. Duman detektörlerine ve obstrüksiyon ölçerlere göre, tavandaki duman miktarı lavabo altındaki duman miktarı ile yaklaşık aynıdır ancak, duman doğrudan fana doğru çekileceği için, daha yüksek fan hızı olasılıkla tavandaki duman konsantrasyonunu azaltmıştır. Ancak yüksek fan hızında herhangi bir sigara testi gerçekleştirilmemiştir. Detektörlerin büyük kısmının sigara dumanı sebebi ile yangın alarmı tetiklememiş olması kısmi olarak, bu detektörlerin yanlış alarmlara Şekil 4. Çöp kovasındaki kağıt yangını, tuvalet kompartımanının içerisinden görüldüğü şekilde Tablo 6.FarklÕ testler ve pozisyonlar için detektör tepki süreleri. Tepki süreleri, tutuúma sonrasÕndaki saniye süre cinsinden verilmiútir. “ND”= Tespit Edilmedi “-”= Dahil De÷il “s”= Duman Sensörü “h”= IsÕ Sensörü Detektörler Cig. Low Fan Konum Test 1 1 ND 2 ND 4 ND Nokta Duman Detektörü 5 7 9 1s ND 1h ND 2s ND 2h ND 5s 5h Nokta Duman / IsÕ Detektörü 6s 6h 7s 7h 8s 8h 2s ND 2h ND 4s ND Aspirasyonlu Nokta Duman / IsÕ Detektörü 4 h ND 6s 6h 1+4 51 Aspirasyonlu Duman Detektörü 5-9 - 60 Çöp KovasÕ Tuvalet KompartÕmanÕ Heptan havuzu Plastik & Lastik Uyuma KompartÕmanÕ Yatak Low Fan High Fan Low Fan High Fan Low Fan High Fan High Fan No Fan Test 2 ND ND 42 ND ND ND ND ND ND 21 ND 52 - Test 3 ND ND 45 ND ND ND ND Nd ND 21 ND 54 - Test 4 27 32 46 41 82 25 32 25 ND 40 ND 43 - Test 5 43 61 47 30 56 56 ND 38 ND 36 ND 46 - Test 6 57 69 39 32 ND 39 ND 33 ND 12 ND 46 - Test 7 ND ND 37 ND ND ND ND ND ND 21 ND 50 - Test 8 55 63 85 45 64 52 76 57 122 29 56 53 ND 45 Test 9 55 76 76 37 74 44 80 56 ND 19 73 39 ND 48 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 TC, tavan sol (fan taraf×) TC, tavan sol (fan taraf×) TC, tavan saù (hava giriüi) TC, tavan saù (hava giriüi) TC, lavabo alt×nda TC, lavabo alt×nda TC, çöp kutusunun üzerinde TC, çöp kutusunun üzerinde Süre (s) S×cakl×k (°C) S×cakl×k (°C) YANGIN / MAKALE Süre (s) Şekil 5. Test 4’teki ısı ölçerlerin sıcaklıkları: heptan havuzu yangını, düşük fan hızı Şekil 6. Test 4’teki ısı ölçerlerin sıcaklıkları: heptan havuzu yangını, yüksek fan hızı yüksek dirence sahip şekilde tasarlanmış olmalarıdır. Bu durum bu senaryoda, sigara duman sebebi ile meydana gelen obstrüksiyonun çok düşük olduğu anlamına gelmektedir. Daha basit bir detektör sigara dumanına daha duyarlı olabilir ancak aynı zamanda örneğin toz sebebi ile yanlış alarmlara da açık olabilir. yaklaşık 20 kat daha hızlıdır, ancak yüksek hava akış hızı ile, tavanın hava giriş tarafında bulunan ve tepki süresi olarak 20 kat daha yavaş olan detektörler haricinde, bütün detektörler için aynı tepki süresi gözlemlenmiştir. Burada dikkat çeken, yüksek hava akış hızının aspirasyonlu detektörleri nokta duman detektörleri kadar etkilememesidir. Lavabo altında bulunan ısı ölçerin diğerlerine göre biraz daha yüksek derecelerde harekete geçmiş olmasının sebebi yangın testlerinin kısa aralıklarla yapılmış olması ve belirli miktarda ısının bu ufak gizli bölümün tavanında kalmış olmasıdır. 3.2 Kağıt testleri Kağıt testlerinde, lavabo altında bulunan gizli bölümdeki bütün detektörler aktive olmuştur ancak tavandaki detektörlerin hiç birisi aktive olmamıştır. Duman detektörleri gözle görülür alev meydana gelmeden önce aktive olmuşlardır. Düşük fan hızı ve yüksek fan hızı ile yapılan testler arasındaki ana fark düşük hava akışı ile, belirli bir miktarda dumanın bir zaman sonra ana tuvalet kompartımanına girmiş olmasıdır ve bu durum obstrüksiyon ölçer ve tavandaki ısı ölçer tarafından görülmüştür, ancak yüksek hava akışı için, hiç bir duman ya da ısı ana tuvalet kompartıman boşluğuna girmemiştir. Şekil 4 alevlerin hava akışı tarafından nasıl çöp kovası açıklığının alt kısmında tutulduğunu göstermektedir. 3.3 Heptan havuzu testleri Heptan havuzu testlerinde, düşük fan hızı ve yüksek fan hızı arasındaki fark çok büyük olmuştur. Şekil 5 ve 6’da sıcaklık grafiklerinin bir karşılaştırması sıralamanın neredeyse tersine döndüğünü ve düşük hava akışına sahip en yüksek sıcaklığın pozisyonunun neredeyse yüksek hava akışına sahip en yüksek sıcaklık haline geldiğini göstermektedir. Yangın hava giriş tarafında konumlandırılmıştır ve düşük hava akışı ile, sıcaklık, tavan tarafında en yüksek olmuştur. Yüksek hava akışında, dumanın büyük kısmı tuvalet kompartımanında bulunan tavana ulaşmadan önce havalandırma boşlukları ve çöp kovası boşluğu tarafından emilmiştir. Tavandaki detektörler lavabonun altında bulunan ve düşük fan hızı konfigürasyonuna sahip olan detektörlerden 62 3.4 Plastik/lastik testleri Plastik/lastik testlerinin sonuçları çöp kovasındaki kağıt testlerinin sonuçları ile aynıdır ve bu da yüksek hava akışı ile, ana tuvalet kompartımanı içerisine hiç bir duman ya da ısı girmediği, diğer yandan düşük hava akışı ile dumanın hava bariyerini deldiği anlamına gelmektedir. Buradaki tek fark, üretilen duman miktarının kâğıt yangınında olandan çok daha fazla olması ve bu sebeple düşük fan hızı testinde tavandaki detektörler de oldukça hızlı şekilde aktive olmuşlardır. 3.5 Yatak testleri Yatak testlerinde, yangın uyuma kompartımanının fan bölümüne konumlandırılmıştır ve böylece dumanın hava giriş bölümüne ulaşmak için hava akışına karşı ilerlemesi gerekmiştir. Bu testin ana amacı, fanın etkisi varken ve yokken, fan bölümü ve hava giriş bölümündeki tespit süreleri arasındaki farkı görmektir. Beklentilerin aksine, hava giriş bölümündeki tespit fan tarafından kolaylaştırılmıştır ve bunun sebebi fanın uyuma kompartımanı içerisinde hava dolaşımına yol açmasıdır. Fan bölümü ve hava giriş bölümündeki tespit arasındaki zaman farkı fanın kapatılması ile yaklaşık 10 saniyeden yaklaşık 20 saniyeye çıkmıştır. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 YANGIN / MAKALE Şekil 7. Uyku kompartımanı maketindeki (solda) ve kalorimetre kurulumundaki (sağdaki) yatak yangın kaynağı. Yatak yangın kaynağı dumanlardaki toksik unsurlar ile ilgili olarak daha detaylı incelemeye tabii tutulmuştur, Şekil 7’de sağ tarafa bakınız. Yatak koni şeklindeki kalorimetrenin bacası altında tutuşturulmuştur (konik ısıtıcı çıkartılmış olarak) ve toksik dumanlar FTIR-spektrometre (Fourier Transform İnfrared Spektroskopi) kullanılarak analiz edilmiştir. Yataktan yüksek seviyede karbon dioksit (CO2), karbon monoksit (CO), hidrojen siyanit (HCN) ve nitrik oksit (NO) çıktığı gözlemlenmiştir. Beklenen şekilde, dumanların içindeki toksik elemanların konsantrasyonları duman opaklık eğrisini takip etmiştir ve bu da uyuma kompartımanı maketindeki duman opaklığı ölçümleri ile bağlantılı olabilirler. İsveç’te bulunan mesleki sağlık kurumu (‘Arbetsmiljöverket’) tarafından belirlenmiş olan kısa vadeli maruz kalma sınırları, yani 15 dakika maruz kalma için kabul edilebilir seviyelere, yatak yangın kaynağı için yaklaşık 0.5-3 dB/m duman opaklık seviyesinde ulaşılmıştır. Bu, duman detektörlerinin büyük kısmının alarm başlattıkları noktadır (giriş gecikme ve detektörün işlem süresi dahil). Tutuşmadan yaklaşık 1.5 – 2 dak. Sonra ulaşılan 10 dB/m duman opaklığında, yüksek seviyede toksik madde ölçülmüştür: yaklaşık %5 CO2, 800 ppm CO, 70 ppm HCN, ve 250 ppm NO. Bu yaklaşık kısa-vadeli maruz kalma sınırlarından yaklaşık 5-8 kat fazladır ve Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü (NIOSH)’a göre, bu seviyeler yaşam ve sağlık için ciddi tehlike arz etmektedir. Belirtilen maddelerin listelenmiş IDLH değerleri (Yaşam ve Sağlığa Doğrudan Tehdit) %4 CO2, 1200 ppm CO, 50 ppm HCN ve 100 ppm NO. Bu testlerdeki detektörlerin tepki süreleri yaklaşık 60 saniyedir ve bu da tahliye için çok fazla vakit bırakmamaktadır. 4. DEĞERLENDİRME VE SONUÇLAR Yeni UNECE Kayıt No. 107 gerekliliğine göre, duman veya ısı detektörleri otobüslerin tuvalet kompartımanlarına ve sürücü uyku kompartımanlarına duman ve ısı detektörü yerleştirilmesi zorunludur. Yapılan testler, bu detektörler yerleştirilirken nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair de- 64 ğerli bilgiler sunmaktadır. Duman detektörleri genelde ısı detektörlerinden daha hızlıdırlar ve bu durum, bu çalışmada yapılan testler ile de konfirme edilmiştir. Bu testlerde yangınlar oldukça hızlı şekilde başlamıştır ancak yavaş gelişen yangınlarda, ısı detektörlerine kıyasla duman detektörlerinin faydaları çok daha fazla olmaktadır. Örneğin, tuvalet kompartımanındaki lavabonun altındaki gizli bölüm ya da ısı detektörünün yangının yakınında olması beklendiği çöp kovasına yakın noktalar gibi ısı detektörünün konulabileceği yerler vardır. hem kağıt testinde hem de plastik/lastik testinde lavabonun altındaki gizli bölümdeki sıcaklık bir dakika sonra 100 santigrat derecenin üzerine çıkmıştır. Çok dar alanlarda v detektörün potansiyel yangın kaynağına yakın olduğu diğer durumlarda, ısı detektörleri yine çok daha hızlı devreye girecektir. Ancak yine de duman detektörleri böyle durumlarda genelde daha hızlı olacaktır. Bu alanlarda ısı detektörleri kullanılmasının faydaları bunların genelde daha ucuz olmaları ve daha dayanıklı olmalarıdır. Bunlar aynı zamanda, düzgün şekilde çalışmalarının sağlanması için düzenli olarak kontrol edilmeleri gerekli olan duman detektörlerine kıyasla daha az bakım ve kontrol gerektirirler. Ancak, ısı detektörleri duman detektörlerini sadece tamamlayıcı olarak kullanılmalıdırlar. Tuvalet kompartımanlarında tavana duman detektörü yerleştirilmesi sık görülen bir uygulamadır ancak yapılan testler çalışan bir fan olduğunda, sadece tavandaki bir detektör ile bir çöp kovası yangını ya da kablo yangınını tespit etmenin zor olabileceğini göstermektedir. Ancak, fan bozulmuş olabilir ve bu da dumanın gizli bölüme değil yukarı itilmesine yol açıyor olabilir. Bu tür bir durumda, gizlenmiş bölgedeki bir detektör çok faydalı olmayabilirken, tavandaki bir detektör çok daha etkili olabilecektir. Bu çalışmada test edilmiş olanların dışında da başka yangın senaryoları olabilir. Bu sebeple, tavanda bir detektör entegre bir detektör sisteminin bir parçası olarak faydalıdır. Bu çalışmanın sonuçlarına göre, otobüslerin tuvalet kompartımanlarındaki detektör sistemlerinin en azından tavanda bir duman detektörü ve de özellikle fanın gizli bölümünde çöp kovası da varsa, fanın gizli bölümünde bir ısı ya da duman detektöründen oluşması gereklidir. bunun gibi iki tespit noktası uçaklardaki tuvalet kompartımanlarında sık olarak görülmektedir. 20 kişinin öldüğü Hannover otobüs yangınında, yangın tuvaletin altında bir yerde bir kabloda başlamıştır ve her ne kadar, konumundan bağımsız olarak bir yangın detektörü, yapılacak ilk iyi iyileştirme olsa da, tahliye için yeterli süre elde etme anlamında konum kritik önem taşıyabilmektedir. Eğer duman detektörleri pek çok alanda kullanılabilirse, o zaman nokta duman detektörlerinin yerine aspirasyonlu sistemlerin kullanılması düşünülebilir. Bu yaklaşımın faydası sadece bir detektöre gerek duyulması ve sistemin, örneğin, Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 Bina Otomasyon ve ;BZöG"LöN4JTUFNMFSJOEF :LTFL4UBOEBSUMBS ,BMJUFMJ)J[NFU $N×OO×.RQWURO <NVHN3HUIRUPDQV (QHUML9HULPOLOLùL %ú1$.21752/6ú67(0/(5ú $WDüHKLU$WDWUN0DK(NLQFLRùOX6RN1R $WDüHKLU,VWDQEXO7UNL\H Tel:3E[Fax: e-mail:LQIR#PDWULNVWUFRP www.matrikstr.com YANGIN / MAKALE hem tavandan hem de tuvalet kompartımanındaki diğer alanlardan hava örneği almasıdır. Daha gelişmiş aspirasyonlu sistemler ise aynı zamanda otobüsün farklı yerlerinden hava örneği alabilmektedir. Tuvalet kompartımanı tavanındaki aspirasyonlu bir duman detektörü de detektörün gizli ya da korumalı olabilmesi anlamında büyük avantajlar sunmaktadır. Otobüs operatörlerine göre ise yolcuların detektörleri kopartmaları ciddi bir problemdir. Tuvalet kompartımanı tavanına detektör yerleştirme anlamında bir diğer önemli tasarım noktası da hava girişinden hava akışının önlenmesinin gerekmesidir. Yapılan testler tespit süresinin ciddi oranda gecikebileceğini ve bu gecikme süresinin yavaş büyüyen yangınlar için çok daha uzun olabileceğini göstermiştir. Burada dikkati çeken nokta, yüksek hava akış hızının, aspirasyonlu detektörleri, nokta duman detektörlerini etkilediği kadar etkilememesidir. Uyku kompartımanı testlerinde, farklı detektör konumları arasındaki tepki süresi farklılıkları göreceli olarak daha az olmuştur ve bu da tek bir detektörün yeterli olabileceğini göstermektedir. Ancak, eğer orta bölümde tavan yüksekliği azaltılabiliyorsa, hızlı tespit için iki duman detektörünün kullanımının bir alternatif olarak dikkate alınması gereklidir. Yukarıda belirtilmiş olan sonuçlar sunulan testler ile ilgilidir ve bunlar da belirli bir belirsizlik ve değişkenlik oranı ile birlikte varsayım ve tasarım parametrelerini de içermektedir. Her bir yangın senaryosu iki kez uygulanmıştır ve bazı yangın senaryolarında sıcaklık varyasyonları Æ50 C ‘dan fazla olabilmektedir, ancak heptan havuzu yangını gibi stabil yangınlar için Æ50 C‘nin üzerinde olmamıştır. Ancak bütün testlerde detektörlerin harekete geçme sıraları ve detektörün çalışmama durumu her iki test için aynı olmuştur ve de sonuçlar için kullanılan bilgi de bu bilgidir. Tasarım parametrelerinin değiştirilmesi durumunda sonuç farklı olabilecektir, ancak testler varılan çıkarımlar çoğu tuvalet kompartımanı için geçerli olacak şekilde gerçekleştirilmiştir. Hava akış hızı ve hava giriş ve çıkışlarının yerleri gibi önemli parametreler ile ilgili olarak, testler sık olarak kullanılanların en ilginç konfigürasyonlarına odaklanmıştır. Ancak, bu testlerin konfigürasyonlarından çok daha farklı kompartımanlara detektör yerleştirirken, kompartımanın bu makalede belirtilen konular dikkate alınarak detaylı şekilde analiz edilmesi çok önemlidir. KAYNAKLAR [1] [2] 66 N.R. Meltzer, G. Ayres, M. Truong, Motorcoach fire safety analysis: the causes, frequency, and severity of motorcoach fires in the United States, Fires in Vehicles—FIVE 2012, Chicago, USA, 2012. The Office of Transport Safety Investigations (OTSI), Bus Safety Investigation Report—An Investigation into Bus Fires in NSW 2005–2012, 2013. [3] [4] [5] [6] [7] [8] [9] [10] [11] [12] [13] [14] [15] [16] [17] [18] R. Hammarström, J. Axelsson, M. Försth, P. Johansson, B. Sundström, Bus Fire Safety, SP Technical Research Institute of Sweden, SP Report 2008, 41, 2008. E. Kokki, Bus fires in 2010–2011 in Finland, Fires in Vehicles—FIVE 2012, Chicago, USA, 2012. R. Damm, The Hannover bus fire and activities on improving fire safety in buses, Fires in Vehicles—FIVE 2010, Gothenburg, Sweden, 2010. P. Blomqvist, Emissions from fires—consequences for human safety and the environment, Doctoral Thesis, Lund University, Lund, 2005. J. Brandt, M. Försth, Testing active fire protection systems for engine compartments in buses and coaches—a pilot study, SP Technincal Research Institute of Sweden, SP Report 2011, 22, 2011. P. Smith, A. Chattaway, J. Peoples, A comparison of various fire detection methodologies in transit vehicle engine compartment fire protection systems, SAE Int. J. Commer. Veh. 5 (1) (2012) 343–353, doi:http://dx.doi.org/10.4271/2012-01-0983. R. Ochoterena, M. Hjohlman, M. Försth, Detection of Fires in the Engine Compartment of Heavy Duty Vehicles, A Theoretical Study, SAE Technical Paper 2014-01-0423, doi:10.4271/2014-010423, 2014. Bus fire due to toilet ruling, [Online]. Available: <http://www. dailyexpress.com.my/news.cfm?NewsID=88185/> (accessed 17.04.14). R. Seales, Miracle escape for dozens of school children as they flee blazing bus after toilet caught fire, [Online]. Available: <http://www.dailymail.co.uk/ news/article-2107120/Miracle-escape-dozens-school-children-flee-blazing-bus-toilet-caught-fire.html/> (accessed 17.04.14). UNECE Regulation No. 107—Rev. 3—Amend. 4, General construction of buses and coaches, [Online]. Available: <http:// www.unece.org/fileadmin/ DAM/trans/main/wp29/wp29regs/ R107r3am4e.pdf/> 2012. O. Willstrand, J. Brandt, R. Svensson, Fire detection & fire alarm systems in heavy duty vehicles, WP5–Fire detection in bus and coach toilet compartments and driver sleeping compartments, SP Report 2014, 28, 2014. Fire Industry Association (FIA), Ionistation Chamber Smoke Detectors (ICSD): Applicable regulations for manufacturing, transport and disposal, FIA Fact File No. 0017, 2005. The International Organization for Standardization (ISO), ISO 5660-1, Reaction-to-fire tests—Heat release, smoke production and mass loss rate—Part 1: Heat release rate (cone calorimeter method), 2002. Arbetsmiljöverket, Kemiska arbetsmiljörisker, AFS 2011:19, ISBN 978-91-7930-560-4, ISSN 1650-3163, 2011. National Institute for Occupational Safety and Health (NIOSH), Documentation for Immediately Dangerous To Life or Health Concentrations (IDLHs), 1994. [Online]. Available: <http://www. cdc.gov/niosh/idlh/intridl4html/> (accessed 2.04.14). J. Stonegård, M. Svensk, Fire detection and fire alarm systems in trains and aircrafts, a pilot study, Bachelor Thesis, Luleå University of Technology, 2013. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 GÜVENLİK / MAKALE STPA-SAFESEC: SİBER-FİZİKSEL SİSTEMLER İÇİN EMNİYET VE GÜVENLİK ANALİZİ(*) 2. Bölüm IVO FRIEDBERG AIT Avusturya Teknoloji Enstitüsü, Viyana, Avusturya b Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık KIERAN MCLAUGHLIN Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık PAUL SMITH AIT Avusturya Teknoloji Enstitüsü, Viyana, Avusturya DAVID LA-VERTY Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık SAKIR SEZER Queen’s University Belfast, Belfast, Birleşik Krallık 3. SENKRON ADASI KULLANIM DURUMU u bölüm Bölüm 5’te gerçekleştirilen analiz için bir kullanım örneği hakkında bilgi vermektedir.. Senkron-ada çalışması mikro şebekeleri kavramına dayanmaktadır. Geleneksel güç nakil şebeke-sinin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla artan penetrasyonuyla birlikte - örneğin, fotovoltaikler (PV) veya rüzgar panelleri - daha iyi kontrol özellikleri gereksinimi ortaya çıkmıştır. Farhangi (2010) ve Considine ve arkadaşları (2012 ) mikro şebekeleri gelecekteki akıllı şebekelerin karmaşıklığıyla baş etme yolu olarak belirlemektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının etkili bir entegrasyonunu sağlamakta ancak BİT kaynaklarının daha sıkı entegrasyonu için yeni gereklilikler ortaya çıkarmaktadır. Bir mikro şebeke üretme, depolama ve yüklemenin yakınında olduğu herhangi bir ana bilgisayar şebekesinin potansiyel olarak bağımsız olan alt kümesidir. Mikro şebeke ya ana bilgisayar şebekesine bağlı olarak çalışma yeteneği olarak - örneğin, ana bilgisayar şebekesindeki bir arıza durumunda - ya da bağımsız bir güç adası olarak nitelendirilmektedir. Çoğu mikro şebeke türü için, bağımsız olarak çalışma sadece sınırlı bir zaman için mümkündür. Tekrar bağlanma sırasında mikro şebekedeki kesintileri engellemek için, mikro şebekelerin dinamik olarak eklenmelerinin ve çalışma sırasında ana bilgisayar şebekesinden kaldırılmalarının mümkün olması gerekmektedir. Mikro şebekelerin senkron-ada çalışması bu zorlukla B başa çıkabilecek bir yol olarak görülmektedir. Ada modunda bile, güç ölçümleri - voltaj büyüklükleri (Xm), frekans (w) ve faz açısı (p) - ana bilgisayar şebekesiyle senkronize edilmiş halde kalmaktadır. Bu güç ölçümleri ada mikro şebekesi ile ana bilgisayar arasında eşleştirildiklerinde, devre kesicinin yeniden kapatılması güvenlidir. Senkronizasyonun sağlanamaması durumunda, devre kesicilerin yeniden kapatılmasının yasaklanması gerekmektedir. Senkron-ada için evrensel olarak uygulanabilir bir yöntem Best ve arkadaşları (2008) tarafından sunulmaktadır. Yazarlar genel gereksinimleri ve referans sinyalini iletirken ortaya çıkan gecikmenin sebep olabileceği olası kısıtlamaları açıklamaktadır. Kontrol mantığı mevcut faz açısı farkını en aza düşürürken sistemler arasındaki sıklık farkını kontrol etmek için kullanılmaktadır. İletişim kaybı durumunda güç kalitesi ve güvenlik mekanizmalarıyla ilgili sorunların yanı sıra ada saptama ve kontrol başlatma gibi zorluklar da vardır. Senkron-ada çalışması temel iletişim ağındaki sıkı aktarım ge-cikmesi kısıtlamalarını uygulamaktadır. Laverty ve arkadaşları (2008) geniş alan iletişiminin ortaya çıkardığı zaman gecikmesinin etkisi üzerine detaylı bir analiz gerçekleştirmektedir. Çalışmalarında, yazarlar yerel yükleme kabulleri için İnternet-tabanlı bir faz farkı denetleyicisi tarafından çalıştırılan alternatif bir cevap gös-termektedir. Bir telekomünikasyon bağlantısı üzerinde İnternet gibi * Kaynak: www.sciencedirect.com 68 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 değişken zaman gecikmesiyle çalıştırıldığında, kontrolün etkili olduğunu gösterebilmişlerdir. Caldon ve arkadaşları (2004) senkron ve inverter-arayüzlü jeneratörlerin güç adacıklarının dengesi üzerindeki etkileri değerlendirmektedir. Yazarlar inverter-arayüzlü jeneratörlerin sıklık dengesini ve faz açısı farkını arttırdığını gös-termektedir. Resim 4 bu makalede analiz edilecek olan senkron-ada test or-tamının yüksek düzey bir gösterimini göstermektedir. Ada modunda ana şebekeyle senkronize edilen bir şekilde ana işletmeci (bu durumda DC makinesi) tarafından işletilen bir alternatörü çalıştırmak için tasarlanmıştır. Jeneratör Grubu bir DC Motor/Alternatör grubudur. DC motoru ‘Eurotherm 590 +’ dijital ana işletici denetleyicisinden tedarik edilmektedir; sürücü üzerinde ayar noktalarını kontrol etmek için analog girdileri sağlamaktadır. Fazör Ölçüm Birimleri (PMU’lar) gerilim büyüklüklerini (Xm), sıklığını (a)ve faz açısını (p) periyodik olarak yakalayan ve yapılandırılan alıcıya gönderen bir ölçüm cihazıdır. PMU ölçümlerinin faydalı olması için, şebekedeki her alana tam olarak aynı zamanda uygu-lanmaları gerekmektedir. Bu saat senkronizasyonu genel olarak GPS sinyalleriyle yapılmaktadır ancak alternatif yöntemler de mevcuttur. Test ortamlarımızda, PMU’lar ana bilgisayar şebekesinde ve güç adacığında kullanılmaktadır. Elde edilen güç ölçümleri denetleyiciye gönderilmektedir. Yük bankası güç adacığına yerleştirilen direnç gösteren 3 aşamalı bir yük bankasıdır. Değişen yüklemeler altında kontrol edilen ada davranışını değerlendirmek için kullanılabilir. Denetleyici PMU’lardan ölçümleri alır ve jeneratör grubunun ayar noktasına uyarlanır. Kullanım durumuyla ilgili daha detaylı bilgilendirme için okuru Friedberg ve arkadaşlarının (2015) çalışmalarına yönlendiriyoruz. 4. ANALİZ Bu bölümde, STPA-SafeSec’i senkron-ada kullanım durumuna uygulayacağız. Resim 4’teki sınama ortamı modeli yüksek düzey bir mimari görünümü göstermektedir. Analizimiz sırasında, Resim 3’te gösterilen detaylı STPA-SafeSec akış şemasını izledik. Bu bölüm her birinin Resim 1’deki basit STPA-SafeSec’in bir aşama-sını temsil ettiği alt bölümlere ayrılmaktadır. Tehlike senaryolarının derinlemesine güvenlik analizini yönlendirmek için nasıl kullanıldığı ve azaltma stratejilerini elde etmek için sonuçların nasıl kullanıldığı Bölüm 6’da açıklanacaktır. Analiz sırasında, analiz sonucunda ortaya çıkan farklı yapıtlara yönlendirmek için birtakım kısaltmalar kullanacağız. Tablo 3 farklı kısaltmaları ve anlamlarını göstermektedir. 4.1. Emniyet Kontrol Yapısının Tanımlanması Analizin altındaki sistemi jeneratör grubunun farklı sistem durum-larındaki kontrolü olarak tanımlıyoruz. İlk aşamalarda, uzman görüşüne dayanarak, sistem kayıpTablo 3. KÕsaltma TanÕm L-X Sistem kayÕplarÕ H-X Sistem riskleri F-X Sistem kusurlarÕ HC-X Tehlikeli kontrol eylemleri CTRL-N-X Kontrol katmanÕnda dü÷üm CTRL-C-X Kontrol katmanÕnda ba÷lantÕ CPT-N-X Bileúen katmanÕnda dü÷üm CPT-C-X Bileúen katmanÕnda ba÷lantÕ CSTR-S-X Emniyet bileúeni CSTR-A-X KullanÕlÕrlÕk bileúeni CSTR-I-X Bütünlük bileúeni Yük BankasÕ Ana øúletici PMU WAN øletiúim Denetleyici SPI Ana øúletici Denetleyicisi Alternatör Devre Kesiciler Jeneratör Grubu PMU Güç Resim 4. Sınama ortamı mimarisi hakkında genel açıklama. Bir jeneratör grubu ada modunda ana şebekeyle senkronize edilmiş şekilde çalıştırılmaktadır. Ana şebekedeki uzak, güvenli bir yerdeki Fazör Ölçüm Birimi (PMU) yerel bir denetleyiciyle iletişim kurmaktadır. İkinci bir PMU adadaki güç ölçümlerini elde etmektedir. Denetleyici iki PMU’dan alınan ölçümleri karşılaştırmakta ve jeneratörü denetlemektedir. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 69 GÜVENLİK / MAKALE Tablo 4. Tablo 5. Risk L1 L2 L3 L4 H-1 x x x x H-2 x x x x H-3.1 x x H-3.2 x x H-4 x H-5 x larını ve sistem risklerini belirliyoruz. Resmi herhangi bir süreç yoktur ancak sistem kayıpları ve riskleri genel olarak üst düzey özelliklerdir. Sistemimiz için kayıpları aşağıdaki gibi tanımlayabiliriz: (L-1) Kişiye zarar, (L-2) güç donanımına zarar, (L-3) son kullanıcı donanımına zarar ve (L-4) kullanıcı yüklemesi için güç kaynağının kesilmesi. Sistem ka-yıplarına bağlı olarak, sistem riskleri şu şekilde tanımlanmaktadır: (H-1) Senkronize edilmemiş kapanma, (H-2) güç donanımının işletme sınırları dışında kullanılması, (H3) güç kalitesi ölçümlerinin ihlali, (H-4) senkronize edememe ve (H-5) yerel talebi karşıla-yamama. H-2 riski somut sistem için şöyle düzeltilebilir: Jeneratör grubu 0 V-5 V sıralaması dışında bir analog ayar noktasında çalış-tırılmamalıdır, çünkü yapıda sadece bir tane hassas güç donanımı bulunmaktadır; jeneratör grubu. H-3 Riski, H-3.1 (voltajla ilgili güç kalitesi ihlali) ve H-3.2 (Sıklıkla ilgili güç kalitesi ihlali) olarak ayrılmalıdır. Tablo 4 hangi kayıpların hangi riskten kaynakla-nabileceğini göstermektedir. Bir sonraki adım değerlemede sistem için yüksek düzey emniyet ve güvenlik bileşenlerini elde etmektir ( Resim 3’teki) adım 4’e bakınız. Yüksek düzey bileşenleri belirle- Devre Kesici Kontrolü Yeniden kapatma güvenli Yeniden kapatma tehlikeli Ana Bilgisayar ùebekesi PMU HÕz Denetleyici Ana Bilgisayar VoltajÕ Ana Bilgisayar SÕklÕ÷Õ Ana Bilgisayar Faz AçÕsÕ Mikro ùebeke VoltajÕ Mikro ùebeke SÕklÕ÷Õ Mikro ùebeke Faz AçÕsÕ Yerel PMU Ana øúletici Denetleyicisi Setpoint Geri Bildirm Ayar noktasÕ Kontrol Ext. Kontrol I/O Jeneratör Grubu Fiziksel Durum Resim 5 - Senkron ada test durumu kontrol katmanı şeması. Beyaz kutular düğümler arasında aktarılan değişken türle-rini ve komutları belirtirken, gri kutular mantıksal düğüm-leri belirtmektedir. Siyah çemberler mantıksal düğümleri etiketlemektedir. Üçgenler mantıksal bağlantıları etiketle-mektedir. Her etiket basitleştirmek için resimde gösterilme-yen CTRL önekine metinde sahiptir. 70 # ' X (t) øsim De÷erler Voltaj büyüklü÷ü farkÕ SÕnÕrlar içinde; sÕnÕrlar dÕúÕnda 'Z(t) Frekans farkÕ SÕnÕrlar içinde; sÕnÕrlar dÕúÕnda 'I(t) Faz açÕsÕ farkÕ SÕnÕrlar içinde; sÕnÕrlar dÕúÕnda Csp Ana iúleticiye komut 0-5 ÕnÕrlarÕ içinde; sÕnÕrlarÕn dÕúÕnda Ccb Devre kesiciye komut kesiciler CB yeniden kapanmasÕ güvenli; CB yeniden kapanmasÕ tehlikeli Stcb Devre kesici durumu AçÕk; kapalÕ m menin en kolay yolu belirlenen sistem risklerinin reddedilmesidir (CSTR-S-1 - CSTR-S-5 sırasıyla). Elde edilen bileşenler riske bağlı olarak emniyet ve -güvenlikle ilgili olabilir. Kullanım durumunda, hiçbir yüksek düzey güvenlik bileşeni elde edilmemiştir. Ancak, bu yalnız emniyet kullanım durumunu dikkate aldığımız anlamına gelmemektedir. İlk etapta, bütün sistemin çalışmasını inceleriz ve yukarıdan aşağıya bir perspektifle kayıpları engellemek için ne yapmamız gerektiğine karar veririz. Analiz sırasında, bu bileşenleri düzenleyeceğiz ve sistemin karmaşıklığını kavramak için güvenliğin göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir. Resim 5 değerlendirme altında sistemin kontrol seviyesinin -gösterilmesi hakkında detaylı bir bilgi vermektedir (adım 5). Gele-neksel STPA analizi bu kontrol düzeyi gösterimini yönlendirmek için genel bir kontrol katmanı şeması sunmaktadır. Resim 5 Resim 4’teki kontrol döngüsü baz alınarak tasarlanmıştır. İki kontrol döngüsü arasındaki eşdeğerlik belirgin değildir. Orijinal STPA belgesinde, bir kontrol döngüsündeki kontrol komutlarının ve -verilerinin akışı saat yönünün tersine işlemektedir. Geleneksel olarak kontrol döngüleri saat yönündeki bir döngüyle gösterilmektedir (Resim 4’te olduğu gibi) STPA-SafeSec saat yönünün tersine bir STPA gösterimi kullanmaktadır. Bir kontrol döngüsü - Hız Denetleyici - ve onun sistem içeri-sindeki farklı mantıksal bileşenleriyle olan etkileşimini belirledik. Kontrol katmanındaki her düğüm (CTRL-N) ve her bağlantı (CTRL-C) metin içinde açık bir referans sağlamak için tanımlanmaktadır. Basitleştirmek amacıyla resimde CTRL- öneki gösterilmemiştir. Kontrol döngüsünün merkezinde Hız Denetleyicisi (CTRL-N-1) vardır. Yerel mikro şebekedeki (CTRL-N-4) ve ana bilgisayar şebekesindeki (CTRL-N-5) iki PMU’dan iki ayrı bağlantı aracılığıyla (CTRL-C-4 ve CTRL-C-5) geri bildirim almaktadır. Her PMU, ölçülen voltaj büyüklüğünü (X m), sıklığını (w) ve faz açısını (p) periyodik olarak rapor etmektedir. Buna ek olarak, denetleyici -senkronizasyonun sağlanıp sağlanmadığını ve devre kesicinin yeniden kapatılmasının bu sebeple güven- Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 GÜVENLİK / MAKALE li ya da tehlikeli olduğunu kontrol eder ve bu bilgiyi devre kesici denetleyicisine gönderir (CTRL-C-6, CTRL-N-6). Devre kesici denetleyicisi test ortamındaki emniyet nedeniyle otomatik bir kontrol döngüsü olarak uygulanmamaktadır. Bunun yerine, bir kişi devre kesici denetleyicisi olarak hareket eder. Sonuç olarak, hız denetleyicisi DC sürücüsü (CTRL-N-2) üzerinde jeneratör grubu için (CTRL-N-3) bir ayar noktası (CTRL-C-1) belirleyebilir. 4.2. Tehlikeli Kontrol Eylemleri Kontrol katmanı şemasına dayanarak, Tablo 5 hız denetleyicin doğru çalışması için uygun olan belirlenen sistemleri göstermektedir (adım 4 ve 5’e bakınız). Ayrıca denetleyicinin kullanabileceği kontrol komutlarını göstermektedir. Her bir değişken için, değer alanın emniyetle ilgili olan farklı aşamalara ayrılması gerekmektedir. Bu daha sonra olası tehlike senaryolarını belirlemek için farklı sistem durumları aracılığıyla otomatik bir sıralama yapılmasını sağlamaktadır (ayrıntılar için Thomas, 2013). Senkronizasyonu sağlamak için, hız denetleyicinin ana bilgisayar şebekesi ile mikro şebeke arasındaki güç ölçümleri farkını hesaplaması gerekmektedir. Aşağıdaki değişkenleri voltaj büyüklüğü, sıklık ve yerel mikro şebeke ile ana bilgisayar şebekesi arasındaki faz açısı farkı olarak tanımlamaktayız. Güç ölçümlerindeki fark için, iki sistem durumu belirlenebilir. (1) (2) (3) Bu fark yeniden kapatmanın güvenli olması için yeteri kadar küçük olabilir (sınırlar içinde) ya da olmayabilir. Olası her kontrol eylemi için, kontrol eyleminin mevcut sistem durumunda tehlikeli olup olmadığı belirlenmelidir. STPA’daki bir kontrol eylemi (i) hepsine uygulanması, (ii) çok erken uygulanması, (iii) çok geç uygulanması ya da (iv) mevcut sistemde uygulanmaması durumlarında tehlikeli olabilir. Tablo 6 hız denetleyici için belirlenen tehlikeli kontrol eylemlerinin bir listesini göstermektedir. Belli bir sistem durumu için tehlikeli bir kontrol eylemi bulunmak- tadır ve birtakım tehlikelere sebep olabilir. HC-1 - HC-3 hız denetleyicinin yanlış bir şekilde senkronizasyonun gerçekleştiğini varsaydığı durumları -açıklamaktadır. Devre kesicinin yeniden kapatılmasının güvenli olmadığı bir durumda güvenli olduğunu gösterebilir. Bu da senkronizasyon dışı yeniden kapanmaya(H-1) ya da güç kalitesi -ihlallerine (H-3)sebep olabilir. Bu durumda, kontrol komutunun devre kesici denetleyicisine(CTRL-N-6) ne zaman gönderildiğinin bir önemi yoktur çünkü bu sistem durumunda böyle bir komutun varlığı potansiyel olarak tehlikelidir. HC-4 jeneratör grubu için ayar noktasının jeneratör grubunun işlem sınırlarının dışında olmaması gerektiğini vurgulamaktadır. Aynı şekilde, devre kesinin ve güç kalitesi ölçümlerinin şu anki durum-larında komut zamanlaması konu dışıdır. Sonuç olarak, HC-5 devre kesicinin açık olması durumunda, hız denetleyicisinin jeneratör grubu için geçerli bir ayar noktası güncellemesini kaçırmasının tehlikeli olduğunu göstermektedir. Bu durumda, yerel yüklemelerin tedariği sadece jeneratör grubu tarafından oluşturulan güce bağlıdır. Güç çıktısının değişen yükleme durumlarına uyarlanamaması güç kaybına, kalite bozulmalarına ve sonuç olarak tüketici donanımına zarara sebep olabilir. 4.3. Bileşen Katmanı Eşleşme Denetimi Hangi kontrol eylemlerinin sistem risklerine sebep olacağını belir-lediğimize göre, amaç tehlikeli kontrol eylemlerini etkinleştirecek sistem kusurlarını belirlemektir. Geleneksel STPA’da, bu sadece emniyet alanında yapılmaktadır. Birleştirilmiş yaklaşımımızda, olası nedensel faktörlere güvenlik kısıtlamalarının ihlalini de dahil etmekteyiz. Bu nedenle, Resim 5’te gösterilen kontrol katmanını fiziksel kontrol katmanıyla eşleştiriyoruz. Resim 6 senkron adası test ortamımız için bileşen katmanını göstermektedir. Resim 5’teki düğümler hala görülebilirdir fakat bileşen katmanında düğümlerle gösterilmektedir (CPT-N). Aynı durum bileşen katmanında şu an bağlantılarla gösterilen kontrol katmanı bağlantıları için de geçerlidir (CPT-C). Bileşen katmanı düğümleri ve bağlantıları fiziksel dünyada yüksek düzey kontrol tabakasının yapısal olarak uygulanmasıdır. Jeneratör grubu (CTRL-N-3) bir fiziksel bileşen (CPT-N-4) tarafından uygulanırken, diğer düğümlerin ve Tablo 6. # Ccb C Stcb 'Xm 'Z 'I Herhangi bir zaman Çok erken Çok geç Hiç Riskler HC-1 Güvenli - AçÕk DÕúÕnda - - 1 1 1 0 H-1, H-3 HC-2 Güvenli - AçÕk - DÕúÕnda - 1 1 1 0 H-1, H-3 HC-3 Güvenli - AçÕk - - DÕúÕnda 1 1 1 0 H-1,H-3 HC-4 - DÕúÕnda - - - - 1 1 1 0 H-2 HC-5 - øçinde AçÕk - - - 0 0 1 1 H-3, H-5 72 H-4, Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 PMU CihazÕ GPS Antemma GPS Eternet Sunucu PMU Yerel A÷ USB Switch Firewall RaspberryPi Eternet Digital2Analog Dönüútürücü USB Analog Out Devre Kesici Kontrolü HÕz Denetleyici Yerel PMU Eternet PMU CihazÕ Sürücü CihazÕ Ana øúletici Denetleyicisi Jeneratör Grubu GPS Antemma GPS Resim 6. Senkron ada kullanım durumu bileşen katmanı şeması. Kesikli kutular kontrol düzeyindeki bileşenlerin görünümünü göstermektedir. Düz çizgiler kablolu bağlantıları, kesikli çizgiler ise kablosuz bağlantıları göstermektedir. Siyah çizgiler doğrudan uçtan uca bağlantıları göstermektedir. Gri çizgiler IP tabanlı aktarımı göstermektedir. Siyah daireler somut düğümleri gösterirken siyah üçgenler somut bağlantıları göstermektedir. bağlantıların uygulanması çok daha karmaşıktır. Hız denetleyici (CTRL-N-1) aslında iki düğümle uygulanmaktadır. İlk olarak, bir RaspberryPi (CPT-N-1) kontrol algoritmasını ele almak ve yerel ağ (CPT-C-7) için IP tabanlı iletişimi yönetmek için kullanılmaktadır. Ek bir mikro-denetleyici (CPT-N-2) seri bağlantıyla bağlanır (CPT-C-1) ve Pi’nin dijital kontrol sinyalini DC sürücünün ihtiyacı olan analog bir sinyale dönüştürür. Bu da kontrol katmanındaki bir düğümün bileşen katmanındaki düğümler ile bağlantıların bir kombinasyonuyla nasıl gösterildiğini göstermektedir. PMU cihazların gösterimi (CTRL-N-4, CTRL-N-5) daha karmaşıktır. Bileşen katmanı PMU’ların GPS sinyaline bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Ek bir GPS anteni bileşeni (CPT-N-6, CPT-N-10) GPS sistemine kablosuz bir iletişim bağlantısıyla birlikte tanıtılmıştır. Sonuç olarak, PMU’lar ile hız denetleyici arasındaki IP tabanlı iletişim daha detaylı bir şekilde gösterilmektedir. Kontrol katmanının sadece PMU’lar ile denetleyici (CTRL-C-4, CTRL-C-5) arasında iletişim olduğunu vurguladığı yerde, bileşen katmanı tam karmaşıklık üzerinde durmaktadır. Farklı ağ bölgelerinin yanısıra anahtarlar (CPT-N-7) ve güvenlik duvarları (CPT-N-8) gibi ağ düğümleri de gösterilmektedir. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 Bileşen şeması aynı zamanda emniyet ve güvenlik kısıtlamalarının ağ bileşenlerinin bilindiği yer ağ içine yerleştirilebildiklerini göstermektedir. Ana bilgisayar şebekesi PMU’sundan veri taşımak için kullanılan Geniş Alan Ağı (WAN) diğer bir yandan sistem yapılarının kontrolünde değildir. Bu nedenle, bileşenler garantiye alınamaz ve azaltma stratejilerinin emniyet ve güvenliği sağlamak için uygulanmaları gerekmektedir. Kontrol ve bileşen katmanları arasındaki eşleşmeyle birlikte, tehlikeli kontrol eylemlerine sebep olabilecek yüksek düzey tasarım kusurlarını belirleyebiliriz. Aynı şekilde, mevcut araçları geleneksel STPA’da kullanabiliriz. Emniyetle ilgili bir sorun oluşturabilecek olası tasarım kusurlarını gösterecek genel bir nedensel faktör şeması sunmaktadır (bakınız Leveson, 2011, s. 223). Bunu kullanım durumumuza uyguladıktan sonra, sistemimizde aşağıdaki kusurları bulduk: F-1: Denetleyici yanlış bir şekilde voltaj farkının sınırlar içinde olduğunu düşünüyor; F-2: Denetleyici yanlış bir şekilde frekans farkının sınırlar içinde olduğunu düşünüyor; F-3: Denetleyici yanlış bir şekilde faz açısı farkının sınırlar içinde olduğunu düşünüyor; F-4: İşlem sınırlarının dışındaki ayar noktaları DC Sürücü tarafından alınır; F-5: Hız denetleyici yanlış bir şekilde ayar noktası düzeltilmesinin gerekli olmadığını düşünüyor; F-4: Devre kesici denetleyicisi yeniden kapanmanın güvenli olduğuyla ilgili yanlış bir bilgi alır. Geleneksel STPA’da sonraki adım tehlike senaryolarını belirlemek olacaktır (bakınız adım 13’e Resim 3’teki). Bunun yerine, ilk olarak kontrol ve bileşen katmanına bağlı olarak emniyet ve güvenlik kısıtlamalarını düzeltiyoruz. F-5 ve F-6’nın yanısıra F-1 - F-3’ü azaltmak için emniyet ve güvenlik kısıtlamalarının sistemin geri bildirim mekanizması üzerinde sağlama alınmaları gerekmektedir. F-6 için bileşenler iletişimde olduğu kadar denetleyicide de devre kesici denetleyiciyi gerektirmektedir. F-4’ün iletişimde olduğu kadar denetleyici ve aktüatörde de aktüatör ve jeneratör grubu için garantiye alınması gerekmektedir. 4.4. Emniyet Ve Güvenlik Kısıtlamalarının İyileştirilmesi Birtakım istem kusurları temelinde, Şekil 7 hangi emniyet ve -güvenlik kısıtlamalarının kontrol düzeyinde her bir düğümde ve bağlantıda ihlal edilebileceğini açıklamaktadır. Üst düzey güvenlik tehditleri Bölüm 3.2.’deki Tablo 1 ve 2’de verilmiş olan tehditlerle aynı düzeydedir. Emniyet kısıtlamaları dizisi her bir düğümden ve bağlantıdan kaynaklanabilecek tehlikelerden alınmıştır. Tehlikeli senaryoların nasıl gösterildiği daha iyi anlayabilmek adına, kısıtlamaların bileşen tabakasıyla eşleştirilmesi gerekmektedir. Bu adımlar STPA-SafeSec ‘e özgüdür ve analiz için temel bir katkı oluşturmaktadırlar. Bu adım- 73 Yerel Talep (H-5) øúletim SÕnÕrlarÕ (H-2) Güç Kalitesi (H-3) Senkronizasyon dÕúÕ Yeniden Kapanma (H-1) Güvenilirlik Dü÷üm AúÕrÕ Yüklendi (kaldÕrma) (CSTR-A-4) Dü÷üm AúÕrÕ Yüklendi (gecikme) (CSTR-A-3) øletiúim KaldÕrma (CSTR-A-2) øletiúim Gecikmesi (CSTR-A-1) Geri Bildirim Gecikmesi (CSTR-I-8) Feedback Manipulation (CSTR-I-7) Geri Bildirim KaldÕrma (CSTR-I-7) Geri Bildirim Ekleme (CSTR-I-5) Komut Gecikmesi (CSTR-I-4) Komut Manipülasyonu (CSTR-I-3) Komut KaldÕrma (CSTR-I-2) Komut Ekleme (CSTR-I-1) GÜVENLİK / MAKALE CTRL-N-1 CTRL-N-2 CTRL-N-3 CTRL-N-4 CTRL-N-5 CTRL-N-6 CTRL-C-1 CTRL-C-2 CTRL-C-3 CTRL-C-4 CTRL-C-5 CTRL-C-6 Şekil 7. Kontrol katmanında emniyet ve güvelik bileşenleri ile mantıksal düğüm ve bağlantılar arasındaki eşleştirme (Resim 5’e bakınız). lar, STPA-SafeSec’in önceki yaklaşımların eksikliklerinin üstesinden gelmesine olanak sağlar. Bunun birçok veri ile sonuçlanan oldukça karışık bir görev oldu-ğunu göreceğiz. Alan kısıtlamaları için, yalnızca en ilginç üç durum için bileşen eşleştirmesi tanımlayacağız. 4.4.1. Yerel PMU Cihazı İlk durum yerel PMU cihazıdır (CTRL-N-4). Resim 7’de CTRL-N-4 arızası senkron dışı yeniden kapanmaya, güç kalitesi ihlali ve yerel talebi karşılayamamaya sebep olabileceğini görebiliriz. Bu üç tehlike de yalnızca devre kesici anahtar açık olduğunda meydana gelebilir (Tablo 6’ya bakınız). PMU’nun daha güvenilir olması -beklenmektedir; beklenen koşullar altında, ölçüm kalitesinin cihaz üzerindeki beklentilerini karşılaması bek-lenmektedir. CTRL-N-4’e yapılan bir siber-saldırı, geribildirimin denetçi tarafından kullanılamaz hale gelmesine sebep olabilir (CSTR-A-1ve CSTRA-2) ya da geri bildirimin bütünlüğünü bozabilir (CSTR-I-5 - CSTR-I-8). CTRL-N-4 aslında bileşen katmanında iki düğüm ile gösteril-mektedir. İlkinde PMU cihazı vardır (CPT-N-5), fakat aynı zamanda bağlı bir GPS anteni de vardır (CPT-N-6). 74 Siber güvenlik bileşenlerinin kontrolden bileşen katmanına gönderimi Tablo 1 ve 2’nin kullanımıyla otomatikleştirilebilir. Onlar kontrol katmanında belli bir güvenlik kısıtlaması sağlamaya ihtiyaç duran uygulama durumlarını göstermektedir. STPA-SafeSec işlemi CTRL-N-4’teki tüm güvenlik sınırlamalarının CPT-N-5 tarafından garantilenmesini gerektiğini ortaya koyar. Somut uygulamada verilen emniyet sınırlamalarını garantiye almak adına daha fazla analiz yapılması gerekir. CPT-N-5 ve CPT-N-6 arasındaki bağlantı fiziksel bağlantılıdır ve her iki uç nokta gibi sabit ve güvenli olarak değerlendirilebilir fakat sınırlamaları GPS bağlantısına sunmamız gerekmektedir. GPS sinyalini aldatabilecek (Zhang ve arkadaşları, 2013’e bakınız) ya da sıkıştırabilecek (Hu ve Wei, 2009’a bakınız) bilinen saldırılar vardır. Bu sebepten, CSTR-A-1 ve CSTR-A-2’nın CPT-N-6 ve CPT-C-5 üzerinde kesinleşmesi gerekmektedir. Buna ek olarak, PMU uygulamasına bağlı olarak, doğru GPS sinyalini alamamak geçersiz veya eksik geri bildirime sebep olabilir. Denetleyici saat senkronizasyonundaki bir hatayı tespit edebiliyor olacaktır; dolayısıyla senkron dışı yeniden kapatmanın önüne geçilebilir. Fakat ana bilgisayar ağıyla bağlantısı kesildiğinde, geçerli geri bildirimin eksikliği denetleyicinin Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 GÜVENLİK / MAKALE sistemi sabitlemesine izin vermez. Güç kalitesinin ihlali ve yerel talebin karşılanmaması olasıdır. Dolayısıyla, PMU’nun güvenilirliği GPS bağlantısının güveni-lirliğine dayanır (CPT-C-5). Tablo 7 her somut düğümde ve somut bağlantıdaki her bir sı-nırlamanın ihlal edilmesiyle oluşabilecek tehlikelerin bir özetini göstermektedir. Yerel PMU ölçümlerinin zamanında kullanılabi-lirliğinin yanısıra güvenilir zaman senkronizasyonunun da -gerçekleştirilen işlemde sistem dengesini sağlamak için gerekli olduğunu görebiliyoruz. Ancak, senkron dışı yeniden kapamayı engellemek için geri bildirimin olmaması, gecikmeler ve eksik zaman senkronizasyonu belirlenebilir. Dolayısıyla, senkron dışı yeniden kapama yalnızca hatalı veya ayarlanmış ölçümlerden kaynaklanabilir. Tablo 7. CPT-N-5 CPT-N-6 CPT-C-5 CSTR-I-5 H-1, H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 CSTR-I-6 H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 CSTR-I-7 H-1, H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 CSTR-I-8 H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 CSTR-A-1 H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 CSTR-A-2 H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 Güvenirlik H-1, H-3, H-5 H-3, H-5 H-3, H-5 4.4.2. Hız Denetleyici Şekil 7 hız denetleyicisini (CTRL-N-1) en kritik düğüm olarak açıklar. Hız denetleyicisindeki bir arıza ya da başarılı bir siber saldırı tüm olası sistem tehlikelerine sebep olabilir. Fakat ilgili faktörleri tanımlamak için hız denetleyicisinin bileşen tabakası yapısını -anlamamız gerekir. İki somut düğümden oluşmaktadır: (i) geri bildirimden ve kontrol mantığından IP temelli trafiği idare eden bir Raspberry Pi (CPT-N-1) ve (ii) ana kuvvet kontrolörüne dijital kontrol sinyalini alan ve onu 0 V ve 5 V arasında bir analog sinyale dönüştüren bir Dijital2Analog dönüştürücü (CPT-N-2). Cihazlar USB (CPT-C-1) üzerinden sabit kabloludur. Şekil 7’deki tehlikelerden, senkron dışı yeniden kapatma (H1), güç kalitesinin ihlali (H 3) ve yerel talebi karşılayamama (H 5) CPT-N-1’den kaynaklanabilir. Yalnızca jeneratör grubunun işlemsel sınırlarının CPT-N-2 tarafından sağlanması gerekmektedir. Buna ek olarak, CPT-N-2 hiçbir ağa doğrudan bağlı değildir. Bu sebepten, siber alandaki bütünlüğü CPT-N-1’in bütünlüğüne dayalıdır. Bu da sistemdeki tüm cihazlar arasında, güvenilirlik ve bütünlük olarak en büyük önceliğin CPT-N-1’de olması gerekmektedir. 4.4.3. Uzak PMU Ve Denetleyici AraSındaki Geniş Alan Bağlantısı Detaylı olarak incelediğimiz son durum uzak sunucu temelli PMU ve hız denetleyicisi arasındaki bağlantı- 76 dır (CTRL-C-5). Hız kontro-lörünün bir önceki bölümde tehlikeye düşme olasılığına önceden değinmiş olmamız varsayımının altında, şimdi iletişim üzerine odaklanabiliriz. Resim 7 yanlış bağlantı linki davranışının senkron dışı kapatmaya, güç kalitesi ihlaline ve yerel talebin karşı-lanamamasına sebep olabileceğini göstermektedir. Ancak, güç kalitesi ihlalleri ve yerel talebin karşılanamaması bu durumda yalnızca senkron dışı yeniden kapatma sonucu meydana gelebilir. Yerel hız denetleyicisi yalnızca geri bildirim ve sunucu şebekesine bağlı olan bu tehlikelere sebep olmaz; yerel geri bildirim ve yerel istikrar öncelik kazanır. Bundan dolayı, yalnızca bir tehlikenin detaylı bir şekilde incelenmesi gerekir: H-1. Bileşen katmanı (Resim 6) bağlantının karmaşıklığını vurgular. PMU’dan gelen trafik geniş alan ağı aracılığıyla mikro şebekenin yerel ağına gönderilir (CPT-C-7). Orada denetleyiciye ulaşabilme-sinden önce, güvenlik duvarından (CPT-N-8) bir ağ anahtarına geçmek zorundadır. Yeniden, Tablo 1 ve 2 gerekli eşleştirmeyi sağlamaktadır. Bununla birlikte, WAN’daki ağ bileşenleri sistem mimarları tarafından kontrol edilmemektedir. Bu sebeple, bu ağda herhangi bir güvenlik veya emniyet kısıtlamasını güvence altına almak mümkün değildir (ne ağ devrelerinde, ne de fiziksel katman üzerinde). Tablo 8 her bir bileşende hangi sınırlamaların temin edilmesi gerektiğini göstermektedir. Emniyete alınacak yalnızca tek bir sistem tehlikesi (H-1) olduğundan, tablonun yapısı, Tablo 7’deki yapıdan sapmalar gösterir. Tablo 8. CSTR SLAs Uygulama katmanÕ CPT-N-8 CPT-N-7 I-5 I-6 I-7 I-8 A-1 A-2 A-3 A-4 Güvenilirlik WAN bağlantısının (CPT-C-7) güvenliğinden emin olmak adı-na, hizmet seviyesi anlaşmaların (SLA’ler) WAN ve şebeke -operatörleri arasında olması gerekir. Siber alanda uygunluk sınır-lamaları da(CSTR-A-1- CSTRA-A-4), CSTR-I-6 (düşen ölçümler) ve CSTR-I-8 (geciken ölçümler) gibi bu CPT-C-7 SLA’ların kapsamı altındadır. Hala şebeke operatörleri tarafından kontrol edilen veri bütünlüğüne ilişkin tek CPT-C-7 durumu iletişim protokolüdür (Tablo 1’e bakınız). CPT-C-7’deki mesaj bütünlüğünü (CSTR-I-5 ve CSTR-I-7) sağlamak adına, protokol düzeyinde entegras- Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 yon kontrolleri yapmamız gerekir. Bu da uçtan uca şifreleme katmanı (uygulama katmanında ya da Sanal Özel Ağ ‘ı(VPN) kullanarak) ya da sayısal imzalar olabilir. Tablo 8’de CPT-C-7’deki sınırlamalar SLA’lar tarafından temin edilmesi gerekenler ve iletişim proto-kolünün uygulama katmanı tarafından temin edilmesi gerekenler olarak ayrılır. İç şebekede daha geniş bir yaklaşım gereklidir. Ağ anahtarı (CPT-N-7) ve güvenlik duvarı (CPT-N-8) üzerindeki azaltma stratejilerin dengelenmesi gerekir. Tamamen CTRL- C-5’e dayalı olarak, iki sınırlama güvenlik duvarına yerleştirilebilir (CPT-N-8). İlk olarak, CPT-N-9’dan gelen geçerli trafiğin yerel ağdan içeri girmesine izin verilmelidir. İkinci olarak, güvenlik duvarının ağ anahtarının uygunluğunu ve bütünlüğünü hedef alan kötü niyetli trafiği engellemesi gerekir (CPT-N-7). Ağ anahtarı –mümkün mertebe- bilgi bütünlüğünü (CSTR-I-5-CSTR-I-8) ve iletişim uygunluğunu(CSTR-A-1 - CSTR-I-4) sağlaması gerekir. Tipik ağ protokolünün açık yapısına bağlı olarak (örneğin ARP, DNS) bu tüm sınırlamalar için mümkün olmayabilir. 4.5. Tehlike Senaryolarını Tanımlama Bir önceki bölümde emniyet ve güvenlik sınırlamalarının kontrol ve bileşen tabakası arasında nasıl eşlendiğini vurguladık. Son olarak -analizde ortaya çıkan tüm olguları bağlamak adına tehlikeli senaryoların betimlenmesi gerekmektedir. Tehlike senaryosu, sistem çalışması sırasında, bir kusurun tehlikeli bir kontrol etkisi ve sonrasında sistem kaybı olasılığı olan bir sistem tehlikesine sebep olabileceği belli bir durumun metinsel gösterimidir. Her senaryo, sistem kusurlarını tetikleyen ve tehlikeli kontrol etkisinde bulunmaya sebep olan bir dizi ihlal edilmiş kısıtlamayla bağlantılıdır. Metinsel betimleme oldukça önemlidir. Analiz sırasında analist takım tarafından birçok veri elde edilir ve işlenir fakat yapılandırmak kolay değildir. Bu da dışarıdan bir personelin analiz sonuçlarını anlamasını ve onları kullanmasını zorlaştırır. Hiyerarşik olarak yapılanmış olan tehlike senaryolarının bir listesi, son analiz sonuçlarına metinsel bir -gösterim sağlar. Senaryoları okuyarak, analiz ekibi dışından bir kişi oradan en uygun açıları tanıyabilir ve daha detaylı sonuçlar elde edebilir. Bu nedenle, senaryoları sistem kusurları ve ihlal edilen kontrol eylemleri ile ilişkilendirmek oldukça önemlidir. Tehlike senaryolarının listesi çok uzun olabilir ve hiyerarşik olarak yapılandırılmış olması gerekir. Kapsamlı bir senaryo sistemin her güvenlik ve emniyet kusuru için tanımlanabilir. Her senaryo daha sonra alt senaryolarda tekrarlanarak incelenebilir. Senaryo arıtım grubu bir ağaç olarak sunulmuştur. Senaryolar sistemin başarısızlığa uğrayabileceği yollara vurgu yapar. Bunlar, analiz sonuçlarının yapılandırılmış Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 özetini ve derin analiz için başlangıç noktasını temin eder. Ek olarak, etkililik için hafifletme stratejilerini değerlendirmek adına kullanılabilirler. Eğer yaprak düğümden kök düğüme giden her yol kapalıysa, senaryoların ağacı etkin bir şekilde hafifletilebilir. Eğer senaryo ağacı etkin bir şekilde hafifletilirse, sistem güvenli ve emniyette olarak düşünülebilir. Alan sebeplerinden ötürü, çalışmanın bu noktasında tüm tehlike senaryolarının tam bir listesini sunmak mümkün değildir. Bununla birlikte, bir örnek detaylı bir şekilde incelenmiştir. Senaryo 1: Denetleyici yanlış bir şekilde voltaj farkının sınırlar içinde olduğuna inanır. Riskler: H-1, H-3, H-5 Sistem Kusuru: F-1 Tehlikeli Kontrol Eylemi: HC-1 Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1, CTRL-N-4, CTRL-C-4, CTRL-N-5, CTRL-C-5 Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-1, CPT-N-5, CPT-C-6, CPT-N-7, CPT-N-8, CPT-N-9, CPT-C-7, CPT-C-9 Senaryo 1 doğrudan F1 kusurunu temsil etmektedir. Bu -senaryoya dayanarak, daha detaylı alt senaryolar oluşturmak için emniyet ve güvenlik sınırlamalarının detaylı analizi kullanılacaktır. Senaryo 1.1: Hız denetleyici (CPT-N-1) doğru geri bildirimi yanlış bir şekilde yorumlar. Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1 Bileşen Düzeyi Bile-şenleri: CPT-N-1 Emniyet Kısıtlamaları: Cihazın ve algoritmanın güvenirliği, Algoritmanın doğruluğu Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7 Senaryo 1.2: CTRL-N-1 üzerinde uzak PMU’dan (CTRL-N-5)alınan geri bildirimin yanlıştır fakat geçerli olduğu düşünülür Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1, CTRL-N-5, CTRL-C- 5 Bileşen Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-1, CPT-N-9, CPT-N-7, CPT-N-8, CPT-C-7, CPT-C-9 Emniyet Kısıtlamaları: CPT-N-9 Güvenilirliği Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7 Senaryo 1.2.1: CTRL-N-4 yanlış geri bildirim gönderir. Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-5 Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-9 Emniyet Kısıtlamaları: CPT-N-9 Güvenirliği Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7, CPT-N-9 başarılı kullanımı Senaryo 1.2.2: CTRL-N-4’ten alınan doğru geri bildirim değiştirilir ya da CTRL-C-5’te fazladan geri bildirim eklenir. İletişim CPT-C-1’de geçerlidir. Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-C-5 Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CPT-C-7, CPT-N-7, CPT-N-8 Emniyet Kısıtlamaları: hiç biri Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7 77 GÜVENLİK / MAKALE Senaryo 1.2.3: CTRL-N-4’ten alınan doğru geri bildirim değiştirilir ya da CTRL-C-5’te fazladan geri bildirim eklenir. İletişim CPT-C-1’de geçersizdir ancak kabul edilir. Kontrol Düzeyi Bileşenleri: CTRL-N-1, CTRL-C-5 Bileşen Düzeyi Bileşenleri: CPT-N-1, CPT-C-7, CPT-N-7, CPT-N-8 Emniyet Kısıtlamaları: hiç biri Güvenlik Kısıtlamaları: CSTR-I-5, CSTR-I-7 Senaryo 1.3 Senaryo 1.2 ile neredeyse aynıdır. Sadece hız de-netleyici için uzak PMU yerinde yerel PMU’yu ve onun iletişimini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Senaryo 1’e bağlı olarak Senaryo 2 ve Senaryo 3’te benzer sonuçlar elde edilmektedir. Son üç sistem kusuru için, senaryolar aynı şekilde tasarlanmıştır. Senaryoları düzenlemek ve durumları daha somut hale getirmek için hiyerarşik bir yaklaşım kullanılmaktadır. Senaryo 1.2.1’yi biraz daha geliştirmek mümkündür, örneğin - sonunda bir kısıtlamanın belli bir somut bileşende ihlal edileceği her yol için bir senaryo belirleyebiliyoruz - ancak ikisinin ortası gerçekleştirilmelidir. Makalenin devamı (son bölümü) bir sonraki sayımızda yer alacaktır. KAYNAKLAR Avizienis A, Laprie J-C, Randell B, Landwehr C. Basic concepts and taxonomy of dependable and secure computing. Dependable Secure Comput IEEE Trans 2004;1(1):11-33. Best R, Morrow D, Laverty D, Crossley P. Universal application of synchronous islanded operation; 2008. Caldon R, Rossetto F, Turri R. Temporary islanded operation of dispersed generation on distribution networks. In: 39th Interna-tional Universities Power Engineering Conference, 2004. UPEC 2004, vol. 3. 2004. p. 987-91. vol. 2. Considine T, Cox W, Cazalet EG. Understanding microgrids as the essential architecture of smart energy. In: Grid Interop Forum, Texas. 2012. Dondossola G, Szanto J, Masera M, Nai Fovino I. Effects of intentional threats to power substation control systems. Int J Crit Infrastruct 2008;4(1):129-43. Duckworth HA, Moore RA. Social responsibility: failure mode effects and analysis. CRC Press; 2010. Dunjo J, Fthenakis V, Vlchez JA, Arnaldos J. Hazard and operability (HAZOP) analysis. A literature review. J Hazard Mater 2010;173(13):19-32. Farhangi H. The path of the smart grid. Power Energy Mag IEEE 2010;8(1):18-28. Friedberg I, Laverty D, McLaughlin K, Smith P. A cyber-physical security analysis of synchronous-islanded microgrid operation. In: 3rd International Symposium for ICS & SCADA Cyber Se-curity Research 2015 (ICS-CSR 2015). 2015. Hu H, Wei N. A study of GPS jamming and anti-jamming. In: Power Electronics and Intelligent Transportation System (PE-ITS), 2009 2nd International Conference on, vol. 1. 2009. p. 388-91. Kang B, Maynard P, McLaughlin K, Sezer S, Andren F, Seitl C, et al. Investigating cyber-physical attacks against IEC 61850 photovoltaic inverter installations. In: Emerging Technologies Factory Automation (ETFA), 2015 IEEE 20th Conference on. 2015. p. 1-8. 78 Karnouskos S. Stuxnet worm impact on industrial cyber-physical system security. In: IECON 2011 — 37th Annual Conference on IEEE Industrial Electronics Society. 2011. Kordy B, Pietre-Cambacedes L, Schweitzer P. DAG-based attack and defense modeling: don’t miss the forest for the attack trees. Comput Sci Rev 2014;13-14:1-38. Kundur D, Feng X, Mashayekh S, Liu S, Zourntos T, Butler-Purry KL. Towards modelling the impact of cyber attacks on a smart grid. Int J Secur Netw 2011;6(1):2-13. Laprie J-C, Kanoun K, Kaaniche M. Modell ing interdependencies between the electricity and information infrastructures. In: Computer safety, reliability, and security. Springer; 2007. p. 54-67. Laverty DM, Morrow DJ, Best R, Crossley PA. Internet based phasor measurement system for phase control of synchronous islands. In: 2008 IEEE Power and Energy Society General Meeting — conversion and delivery of electrical energy in the 21st century. IEEE; 2008. p. 1-6. Lawley H. Operability studies and hazard analysis. Chem Eng Process 1974;70(4):45-56. Lee R, Assante M, Connway T. ICS CP/PE (Cyber-to-Physical or Process Effects) case study paper — German steel mill cyber attack. Technical report, SANS ICS. 2014. Leveson N. A new accident model for engineering safer systems. Saf Sci 2004;42(4):237-70. Leveson NG. Engineering a safer world. Cambridge, MA, USA: Systems Thinking Applied to Safety, the MIT Press; 2011. Salter C, Saydjari OS, Schneier B, Wallner J. Toward a secure system engineering methodology. In: Proceedings of the 1998 Workshop on New Security Paradigms. ACM; 1998. p. 2-10. Sridhar S, Hahn A, Govindarasu M. Cyber physical system secu-rity for the electric power grid. P IEEE 2012;100(1): 210-24. Srivastava A, Morris T, Ernster T, Vellaithurai C, Pan S, Adhikari U. Modeling cyber-physical vulnerability of the smart grid with incomplete information. IEEE Trans Smart Grid 2013;4(1):235-44. Standard M. Procedures for performing a failure mode, effects and criticality analysis. MIL-STD-1629, November, AMSC Number N3074. 1980. Ten C-W, Liu C-C, Manimaran G. Vulnerability assessment of cybersecurity for SCADA systems. Power Syst IEEE Trans 2008;23(4):1836-46. Ten C-W, Manimaran G, Liu C-C. Cybersecurity for critical infrastructures: attack and defense modeling. Syst Man Cybern Part A Syst Hum IEEE Trans 2010;40(4):853-65. Thomas IVJP. Extending and automating a systems-theoretic hazard analysis for requirements generation and analysis [Ph.D. thesis]. Massachusetts Institute of Technology; 2013. Vesely WE, Goldberg FF, Roberts NH, Haasl DF. Fault tree handbook. Technical report, DTIC Document. 1981. Wang W, Lu Z. Cyber security in the Smart Grid: survey and challenges. Comput Netw 2013;57(5):1344-71. Watson H. Launch control safety study. Technical report, Bell Laboratories: Murray Hill, NJ. 1961. Weiss JD. A system security engineering process. In: Proceedings of the 14th National Computer Security Conference, vol. 249. 1991. Young W, Leveson N. Systems thinking for safety and security. In: Proceedings of the 29th Annual Computer Security Appli-cations Conference on — ACSAC ‘13. New York, New York, USA.: ACM Press; 2013. p. 1-8. Young W, Leveson NG. An integrated approach to safety and security based on systems theory. Commun ACM 2014;57(2):31-5. Zhang Z, Gong S, Dimitrovski AD, Li H. Time synchronization attack in smart grid: impact and analysis. Smart Grid IEEE Trans 2013;4(1):87-98. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 reklam bütçenizi kısmayın! Profesyonellere ulaşmak istiyorsanız reklam bütçenizi kısmayın, SEYAD üyesi prestijli sektörel yayınlara reklam verin. Çünkü profesyoneller sektörlerinde olup biteni izleyebilmek için saygın sektörel yayınları takip ederler. Hem basılı yayınlardan, hem dijital ortamda... sizi hedefinize sektörel yayınlar ulaştırır www.seyad.org İŞ GÜVENLİĞİ / MAKALE ALEVE DAYANIKLILIK UYUMU VE KORUMA: ÖNEMLİ BİR AYRIM FİGEN ERSEZER DuPont Kimyasal & Isıl Koruma, Türkiye & İsrail Ürün Müdürü Tyvek® & Tychem® & Nomex® B ilinenin aksine, “tipik” endüstriyel yangın diye bir şey yoktur. Endüstriyel yangınların birçok çeşidi ve kaynağı vardır ve bunların süresi ve şiddeti tehlikenin kendisine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Yangınların tümünün ya da çoğunluğunun 3 saniye ya da daha az sürdüğü ve aynı şiddette (2 cal/cm2s) oldukları düşüncesi sıkça düşülen bir yanılgıdır. “Aleve dayanıklı (FR – flame resistant) tulum programının uygulamasını kolaylaştırmak için tek ihtiyacınız olan Ulusal Yangın Koruma Birliği (NFPA) 2112 1 uyumlu/sertifikalı tulumların ya da kumaşların kullanımı şartını koşmaktır” inancı da diğer yanlış düşünceler arasındadır. Siz, tulumlarınızı FR uyumluluk seviyesine göre mi yoksa koruma seviyesine göre mi seçiyorsunuz? Bu yanılgılar ve yanlış kanılar, çalışanları tehlikeye atacak şekilde FR tulum seçimini etkileyebilir. Bu yüzden, kolaylık olsun diye gerçek gibi farz edilen bilgiler ile asıl gerçeklerin ayrımını yapmak ve FR tulumları kendi riskleriniz bazında seçmek önemlidir. “TİPİK” ENDÜSTRİYEL YANGIN DİYE BİR ŞEY YOKTUR Endüstri, ani yangınlara (flash fire) odaklanma eğilimi gösterse de 4 temel endüstriyel yangın tipi vardır: • Ani –buhar bulutunun hızla/birden yanması • Jet – basınçlı yakıt beslemesinin yanması • Havuz – alev alabilir/tutuşabilir sıvı döküntüsünün yanması • BLEVE (Boiling Liquid Expanding Vapor Explosion kaynayan sıvıların genleşen buharlarının patlaması) – kapalı sıvıların katostrofik arızasından kaynaklanan patlama ve ateş topu Yakıt kaynakları alev alabilen sıvılar, alev alabilen gazlar ve yanıcı tozlardan oluşur. Her yangının büyüklüğünün, yangının süresi ile şiddetinin çarpımına eşit olduğu unutulmamalıdır. Süre ve şiddet her yangında her zaman aynı değildir ve tehlikenin kendisine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. 80 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 Her yangının süresi ve şiddeti, yangın denkleminin temellerine dayanır. Bu denklem yakıt miktarını, oksijenin bulunma durumunu, tutuşma sıcaklığını/ısısını ve yanma reaksiyonunun hızını içerir. Maruz kalma uzunluğu olarak da bilinen yangın süresi; 1 saniye ile “kaçış zamanı” aralığında herhangi bir yerde olabiliyorken, yangın şiddeti ya da ısı akısı yaklaşık olarak 1 cal/cm2s ile 7 cal/cm2s aralığında değişebilmektedir. Bu iki faktör bir araya geldiğinde 1 cal/cm2s ile 20 cal/cm2s arasında değişen bir toplam ısı maruziyet enerjisine sebep olabilir. ANİ YANGINLAR İLE İLGİLİ YANLIŞ BİLİNENLER Endüstri neden ani yangınlara odaklanma eğilimi gösteriyor? Ulusal Yangın Koruma Birliği (NFPA) ve Kanada Genel Standartları Kurulu (CGSB) standartları 2000 yılında ilk oluşturulduğunda, “ani yangın”; yangın durumlarında kullanılan ortak bir endüstri terimiydi. O zamandan beri NFPA 2112 ve NFPA 21132 sadece ani yangınları değil tüm yangın/ısıl tehlikeleri tanımaya doğru geçmiştir. Aslında, NFPA 2112 ve NFPA 2113 ifadesindeki anlatım “kısa süreli ısıl maruziyet” terimini içerecek şekilde değiştirildi. Buna ek olarak, NFPA 2113, 2015 baskısı, başlığını “ani yangın” ifadesini çıkartıp yerine “kısa süreli” ısıl maruziyet ifadesini kullanmak için yeniden güncelledi. Çoğu insan ani yangınların 3 saniye ya da daha az sürdüğünü zannediyor. Bu kesinlikle doğru değil. 2010 İş Güvenliği ve Sağlık Yönetimi’nin petrol ve gaz pazarına yaptığı bildiri ani yangınların, NFPA 2112 asgari standardını aşarak, 5 saniyeye kadar sürebildiğini gösterdi. Ayrıca ABD Enerji Bakanlığı tarafından yürütülen araştırmada, yanma süresi 15 saniyelere kadar ulaşmıştı. Bu durum, kendi riskinizi daha iyi anlamanız gerektiğinin altını çiziyor. “Alev Koruma Mühendisliğinin El Kitabı”3, çeşitli alev alabilir gazların alev süresini tahmin eden buhar bulutu yangın modellerini içeren faydalı bir referanstır. Yanlış bilinen bir diğer konu da tüm ani yangınların 2 cal/cm2s şiddetinde olduğudur. DOE4,5 deneysel verileri çok daha yüksek değerlerin potansiyelini göstermektedir. Örneğin, sıvı doğal gaz buhar bulutları yangınları ile yapılan DOE China Lake deneylerinde, yaklaşık 5 saniyelik bir sürede en yüksek ısı akısı 7.2 cal/cm2s değerinden fazlaydı. Yine, sıvı propan gazı buhar bulutları yangınları ile yapılan China Lake deneylerinde, aralıksız 15 saniyelik bir süre boyunca ortalama ısı akısı 3.3 cal/cm2s değerindeydi. “3-SANİYE” EFSANESİNİN KAYNAĞI 3 saniyenin “genel bir kural” gibi kullanılması, çalışanların özel bir tehlike anında ihtiyaç duyduğu korumanın seviyesini belirlemek için doğru bir yol olmamasına rağmen, “3 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 saniye” efsanesinin nasıl birçok insan tarafından bu şekilde kabul gördüğünü anlamak aslında çok basit. Örneğin, NFPA 2112, ASTM F1930 deney metodu kullanıldığında (termal manken testi) 3-saniye ve 2 cal/cm2s maruziyetini önemli bir asgari FR performans gerekliliği için şart koşuyor. Burada genellikle gözden kaçırılan şey bunun asgari FR performans gerekliliği olduğudur; yani bu yalnızca koruma için bir başlangıç noktasıdır. NFPA 2113’ün önceki baskılarının ekinde, ani bir yangın genellikle 3 saniye sürüyormuş gibi anlatılırdı; ancak bu bildiri sonradan kaldırıldı. Kanada Standardı CGSB 155.20 (2000 baskısı), ani yangının tanımında şöyle der: “genellikle 3 saniye ya da daha az”. CGSB 155.20 standardı 2000 yılından beri güncellenmemiştir. Peki bu 3-saniyelik süre düşüncesi nereden geldi? 1970’li yıllarda, ABD ordusu, helikopter kazasında yanan yakıttan kaçan pilotlar tarafından alınan toplam ısı maruziyetini belirlemek için bir test yaptı. Bu test sırasında, sensörlü ve kıyafetli bir manken JP4 jet yakıtı havuz yangınının içinden çıkarıldı. Sonuç, bu özel tehlike için belirtilen toplam maruziyetin 6 cal/cm2s olduğuydu. Süre ile ilgili bir referans yoktu. Manken testi daha sonra ordunun ihtiyaç duyduğu 6 cal/cm2s toplam enerji maruziyetini kolay ve güvenli bir şekilde oluşturabilen tekrarlanabilir bir test metodu olacak şekilde geliştirildi. Bilinen ve ısı akısı 2 cal/cm2s değerine ayarlanabildiği için kolay kontrol altına alınabilen bir yakıt olduğu için testte propan kullanıldı. 3 saniye boyunca 2 cal/cm2s ısı akısı, uygulanması gerekli olan 6 cal/cm2s toplam maruziyet enerjisine karşılık gelmektedir. FR endüstrisi, bu 6 cal/cm2s maruziyet enerjisine odaklandığı için de manken testi 3-saniye süreli belirlenmiştir. YANGINLAR TAHMİN EDİLEMEZ: SÜRE VE ŞİDDETİN ETKİSİ Burada da örnek gösterilen DOE China Lake deneylerinde ve benzer birçok gerçek dünya kazalarında ve laboratuvar testlerinde de kanıtlandığı gibi, endüstriyel bir yangının süresi ve şiddeti tehlikenin kendisine bağlı olarak büyük ölçüde değişiklik gösterebilir. Bu durum, FR kumaşları ve tulumları seçerken dikkat edilmesi gereken çok önemli bir noktadır. İşlem görmüş pamuklu bir FR tulum ve kendiliğinden FR olan bir tulum ile yapılan termal manken testlerine bakarak tehlikenin ve tulum seçiminin hayatta kalmanın üzerindeki etkisini kolaylıkla görebiliriz. Kumaş seçimine bağlı olmadan, 2 cal/cm2s şiddetindeki 3 saniyelik bir yangın için (toplam maruziyet enerjisi 6 cal/cm2s), tahmin edilen vücut yanıkları sadece %4 değişiklik gösterirken hayatta kalma olasılığı %99. 81 İŞ GÜVENLİĞİ / MAKALE Bunun tam aksine, 2 cal/cm2s şiddetindeki 4 saniyelik bir yangın için (toplam maruziyet enerjisi 8 cal/cm2s), tahmin edilen vücut yanıkları %35 değişiklik gösterirken hayatta kalma olasılığı işlem görmüş FR tulumu için %42 ve kendiliğinden FR olan tulum için %91 olarak hesaplanıyor. Şiddet çok az bir miktarda arttırıldığında dahi benzer sonuçlar görülüyor. Örneğin, 2.36 cal/cm2s şiddetindeki 3 saniyelik bir yangın için (toplam maruziyet enerjisi 7.08 cal/ cm2s), tahmin edilen vücut yanıkları %41 değişiklik gösteriyor ve hayatta kalma şansı doğal FR tulumu ile neredeyse 3 katına çıkıyor. Standart termal manken testinde kullanılan 2 cal/cm2 şiddetinin üstünde böyle küçük bir artışın, FR kumaş teknolojisinin performansı ve vücut yanık yarası üzerinde böyle güçlü bir etkiye sahip olması çok dikkat çekicidir. Bu sonuçlar, termal maruziyet arttıkça -süre veya şiddetin artışı yoluyla- FR elyaf ve kumaş tipinin vücut yanık hasarında, tahmini hayatta kalma yüzdesinde ve finansal maliyetlerde gittikçe daha önemli bir rol oynadığını açıkça göstermektedir. FİNANSAL ETKİ Bir yanık yaralanması mağdurunun fiziksel ve manevi zararının ötesinde, önemli finansal maliyetleri de olabilir. NFPA 2112 uyarınca, bir FR tulumunun termal manken testini geçebilmek için 2 cal/cm2s şiddetindeki 3 saniyelik bir maruziyet boyunca toplam tahmini vücut yanık hasarı sonucunun %50’den az olması gerekir. Amerikan Yanık Derneği’ne göre, hayatta kalan bir kimsenin %50 yanık hasarı durumundaki sağlık masrafları 700,000 dolardan fazla olabilir. Bu masraflar, yanık hasarı %70’in üzerine çıktığında 1 milyon doları aşabilir.6 Mesleki Güvenlik ve Sağlık Yönetimi (OSHA) cezaları, sigorta tazminat talepleri, davalar ve verimlilik kayıpları gibi diğer olası dolaylı maliyetler düşünüldüğünde, sağlık masrafları buzdağının sadece görünen kısmıdır. Sadece standardı kabul etmekten ve FR programını kısa yoldan gerçekleştirmeye çalışmaktan kaçının. Kapsamlı bir tehlike değerlendirmesi ve bunun sonucunda ortaya çıkan FR KKD programı için oluşacak maliyetinizi; ciddi bir yanık yaralanmasının finansal maliyeti karşısında düşünün. UYUMLULUK, YETERLİ KORUMA ANLAMINA GELMEYEBİLİR Yangından korunma söz konusu olduğunda, en kötü senaryoya hazırlıklı olmanız gerekir, en iyisine değil. Standartlarla uyumlu olmak çalışanlarınız için yeterli koruma anlamına gelmeyebilir. OSHA 29 CFR 1910.132’e göre, tehlikeyi değerlendirmek ve çalışanları koruma amacına uygun FR kıyafetini belirlemek işverenin sorumluluğundadır. OSHA 3151-12R 2003 82 beyanına göre, “…çalışanları tehlikelerden korumak için gerekli asgari koruma seviyesinden daha fazlasını sağlayan bir KKD seçilmelidir.” NFPA 2112, FR tulumları için asgari olan malzeme performans gerekliliklerini sunar. Bu görüş birliği standardı, öncelikli olarak tulum üreticileri içindir, son kullanıcılar için değil. NFPA 2113, FR tulumu ve tehlike değerlendirme sürecine yardımcı olmak için öncelikli olarak son kullanıcılar için geliştirilmiştir. Bu görüş birliği standardı, 29 CFR 1910.132 için tanınmış bir OSHA aracıdır. FR tulumlarının korunması, kullanımı ve bakımına olduğu gibi yangın/maruziyet tehlikesi değerlendirmeleri ve koruyucu tulum seçimine de yardımcı olur. Birçok insanın gözden kaçırdığı nokta, NFPA 2112 onaylı bir FR tulumu seçmenin, bu tulumun OSHA 29 CFR 1910.132 ve NFPA 2113 ile uyumlu olacağı ya da içinde bulunduğu tehlikeye karşılık uygun bir FR tulumu sağladığı anlamına gelmediğidir. Basitçe söylemek gerekirse, FR kumaşlarının amacı yanık yaralanmalarını azaltmak, kullanıcıya kaçış zamanı sağlamak ve hayatta kalma şansını arttırmaktır. Buna rağmen, yukarıda tartışılan termal manken testlerinin sonuçlarında gösterildiği gibi, tüm FR kumaşları aynı şekilde üretilmez ve performansları büyük ölçüde değişiklik gösterebilir. Sadece asgari endüstri standartlarına (NFPA 2112 ve CGSB 155.20 gibi) uymanın, sizin ve çalışanlarınızın korunmasını sağlayacağını düşünmeyin. Kendi spesifik tehlikelerinizi değerlendirmek ve bu tehlikeden korunmak için gerekli FR kumaşı ve tulumu belirlemek durumundasınız. Unutmayın ki, termal maruziyet arttıkça, FR elyaf ve kumaş tipi hayatta kalma konusunda giderek daha önemli bir rol oynamaktadır. Söylentilerin ve yanlış bilgilerin FR tulum seçiminizi etkilemesine izin vermeyin. KAYNAKLAR 1. NFPA 2112: Standard on Flame-Resistant Garments for Protection of Industrial Personnel Against Flash Fire. 2. NFPA 2113: Standard on Selection, Care, Use, and Maintenance of Flame-Resistant Garments for Protection of Industrial Personnel Against Flash Fire. 3. “The SFPE Handbook of Fire Protection Engineering,” Fourth Edition, National Fire Protection Association, 2008, 3-308-3-311. 4. Mudan, K.S., Hydrocarbon Pool and Vapor Fire Data Analysis, U.S. Dept. of Energy, DE85005857, Oct. 1984. 5. U.S. Dept. of Energy, Coyote Series Data Report, LLNL/ NWC 1981 LNG Spill Tests, Dispersion, Vapor Burn, and Rapid-Phase-Transition, UCID-19953, Vol 1, Oct. 1983. 6. American Burn Association, 2013 National Burn Repository Annual Report, Version 9.0. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 ÜRÜN TANITIMI YANGINLA MÜCADELEDE DRAEGER UCF SERISI TERMAL KAMERALAR D raeger UCF Serisi kameralar, görüş alanının kısıtlı olduğu kapalı alan yangınlarında veya arama kurtarma operasyonlarında dumanlı bir ortama maruz kalındığında profesyonel arama kurtarma ekiplerinin görüşünü kolaylaştıran yeni nesil termal kameralardır. Elde ya da boyun askısı takılarak kullanabilen bu kameralar, erişimi zor olan alanlarda bile yangının devam ediyor olması riskini önceden belirler ve ortamdaki sıcaklık noktalarını tespit eder. Draeger UCF 6000 termal kameralar ısıya, suya ve toza dayanıklı sağlam dış koruması sayesinde bir operasyon sırasında karşılaşılabilecek en zor şartlarda bile kullanılabilir. Üzerinde entegre lazer pointer bulunan Draeger UCF 6000 kameralar, 160x120 piksel çözünürlük ve 47 derecelik görüş açısıyla mükemmel bir görüntü kalitesi sunar. 1,3 kg ağırlığındaki kompakt tasarımı ve takılıp çıkarılabilen dikdörtgen ayağı sayesinde kullanıcısına taşıma kolaylığı sağlar. Draeger UCF 7000 termal kameralar potansiyel patlama riski olan alanlarda maksimum güvenlik sağlayan kame- Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 ralardır. 160x120 piksel çözünürlük 2x zoom özelliği sayesinde detaylı görüntü verir. Özel “Uygulama Anahtarı” sayesinde kameranın ekranı kişileri veya yangının kaynağını bulmak için optimize edilebilir. Anlık görüntü ve ses kaydı için entegre lazer pointer ve video ses kayıt özelliği bulunmaktadır. Lityum-iyon bataryası sayesinde 4 saate kadar kesintisiz çalışma olanağı sağlar. Draeger UCF 7000 termal kameralar IP 67 koruma sınıfında, EN 137:2006 gerekliliklerine uygundur. Draeger UCF 9000 termal kameralar da kompakt bir tasarıma sahip, tek elle çalıştırılıp tek elle taşınabilen kameralardır. Draeger UCF 9000’i diğerlerinden ayıran en önemli özelliği ise 384x288 piksel çözünürlük ve 57 derece yatay olarak dönebilen bir başlığa sahip olmasıdır. Ayrıca 2x zoom özelliğine ilaveten 4x zoom özelliği de Draeger UCF 9000’i farklı kılmaktadır. Yangın, kişileri bulma, termal tarama, sızıntı yapan tehlikeli maddeleri algılama, ısı kaynaklarını bulma (Scan PLUS), video kamera görüntü gibi standart moda uygun ilave modları da Draeger UCF 9000 termal kameranın özellikleri arasındadır. 83 ÜRÜN TANITIMI EDS’DEN YANGIN SİSTEMLERİNİZ İÇİN TASARLANMIŞ EN54 ONAYLI AKILLI AKÜ ŞARJ A nahtarlamalı güç kaynaklarının yeni STX serisi ürünleri özellikle EN54 sertifikalı olup yangın sistemleri için tasarlanmıştır. Tüm Elmedene STX ailesi 1A/2A/5A ve 10A versiyonlarından oluşmaktadır. STX serisi, akıllı pil şarj dahil Elmedene’nin en verimli eko şarj teknolojisine sahiptir. Şebeke ve bağımsız volt-çıkışlar ile batarya izleme ve pil derin deşarj özelliği ile uzun şebeke arızası durumunda koruma sağlar. LED göstergeleri ile hızlı güç kaynağı durum teşhisi yapmayı sağlar. Genel Özellikler • 27.6V dc çıkış • Switch mod teknolojisi • Yüksek verim • Yüksek verimde çalışma • Uzun ömürlü çalışma • Akıllı akü şarj • Kullanıcı ve mühendis tanı durumu • LED gösterge • Bağımsız gerilim hata çıkışları ile şebeke & akü izleme, derin deşarj koruması • Şebeke ve pil izleme • Menteşeli kapak BOSCH’TAN IP TABANLI KONFERANS SİSTEMİ: DICENTIS K Bosch, IP tabanlı konferans sistemi portföyünü, DICENTIS adı altında kablolu dört yeni cihazla genişlettiğini duyurdu. DICENTIS Konferans Sistemi, Bosch’un açık medya ağı mimarisi OMNEO sayesinde, geleceğe yönelik ve ölçeklendirilebilir bir yatırım olanağı sağlıyor. DICENTIS Konferans Sistemi, OMNEO aracılığıyla, entegrasyon kolaylığı, düşük maliyetli kurulum ve kolay bakım için her anlamda standart hale getirilmiş ağ teknolojisini kullanıyor. Ayrıca sistem, Dante teknolojisini destekleyen OMNEO ses cihazları ve geniş işitsel ürün gamıyla kolay bir büyümeyi mümkün kılıyor. Geliştirilmiş işlevler, yazılımlar veya özel olarak geliştirilmiş uygulamalar aracılığıyla DICENTIS cihazlarının hepsine eklenebiliyor. DICENTIS Konferans sistemi, küçük işletmelerden çok uluslu kuruluşlara kadar iş dünyasının ihtiyacını karşıladığı gibi, yerel, ulusal ve uluslararası konferanslar için de kesintisiz entegrasyon sağlıyor. Sistem, 750 konferans cihazına kadar büyüyebilen bir ağ oluşturabiliyor. Sistemdeki ses ve veri akımı, 84 uluslararası kabul gören standartlara göre, yetkisiz erişime karşı güvenliğin sağlanması için şifreleniyor. Bir başka deyişle şifresiz erişime karşı korunuyor. Multimedya cihaza ek olarak geliştirilecek dört yeni delege cihazıyla DICENTIS Konferans Sistemi çeşitli toplantı ihtiyaçlarını karşılayabilir hale gelecek. Bosch’un ileri ses teknolojisi, kablo yedekliği ve veri şifrelemeyle donatılan bu şık cihazlar, şirketin akustik mükemmellik, sistem güvenilirliği ve güvenlik geleneğini devam ettirecek. DICENTIS Multimedia cihazının 7 inçlik kullanıcı dostu dokunmatik ekran ara yüzü, interaktif bir deneyim ve kullanıcı konforunu artırmak için geliştirildi. Bu cihaz, katılımcıların, diğer ortak katılımcılarla birlikte toplantı içeriğine erişim sağlaması ve içeriği paylaşmasını, internet erişiminin parmaklarının ucunda olmasını mümkün kılıyor. Aynı zamanda, oldukça interaktif, ilgi çekici toplantıları ve gelişmiş öğrenme deneyimini de beraberinde getiriyor. 4.3 inçlik dokunmatik ekranıyla DICENTIS genişletilmiş delege ünitesi, çift delege özelliği, dil seçimi ve oylama gibi çeşitli konferans işlevlerine sahip bulunuyor. NFC (Yakın Alan İletişimi) kimlik kartları kapsamında katılımcı hızlı tanıma özelliği mevcuttur. Cihazın dokunmatik ekranı, katılımcıları, her konuşmacıyı tanımlayabilme ve konuşmacı listesini görüntüleyebilmeleri için toplantı boyunca yönlendiriyor. Ekran aynı zamanda, çevirilere ve oylama bilgisine kolay erişimi, iki temsilcinin bir cihazı paylaşıp ayrı ayrı oy verebilmelerini ve konferansı iki farklı dilde dinleyebilmelerini sağlıyor. Oylama özellikli DICENTIS delege ünitesi, oylama işlevi gerektiğinde ışığı yanan dokunmatik butonlarla standart parlamenter oylama olanağı sağlıyor. Oylama erişimi cihazın NFC tanıma işlevi aracılığıyla kolaylıkla kontrol edilebiliyor. Dil seçimi özellikli DICENTIS delege ünitesi, katılımcıların konferansı kendi dillerinde dinlemesini mümkün kılıyor. Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 NORM TEKNİK’TEN CO2 GAZLI YANGIN SÖNDÜRME SİSTEMLERİ C O2 gazlı yangın söndürme sistemleri insanların bulunmadığı, sızdırmazlığı sağlanmış veya açıklık hesabı yapılması kaydı ile açıklık bulunan mahallerde uygulanır. Temiz gazların aksine CO2 gazlı söndürme sistemi lokal uygulamalarda kullanılabilmektedir. Dünyada ve ülkemizde, CO2 gazlı yangın söndürme sistemleri için kullanılan standart; ilgili EN Standardı ve NFPA 12 (2015)’dir. CO2 gazlı yangın söndürme sistemlerinin kullanım alanları genel olarak, jeneratör odaları, trafo odaları, kablo galerileri, egzoz kanalları, türbin motor test odaları, içten yanmalı motor test odaları ve elektrik motorları test odaları ile yağ ve yakıt kazanlarıdır. Ekonomik olması, mahalin sızdırmazlık gerekliliğinin olmaması ve lokal olarak uygulanabilmesi CO2 gazlı yangın söndürme sisteminin avantajları olarak sıralanabilir. Avantajlarının yanında, CO2 gazlı yangın söndürme sistemlerinin, insan bulunma ihtimali olan mahallerde kullanılmaması, çok yüksek miktarda ısı soğurduğundan dolayı, elektronik devrelerde su kristalleri oluşturabilmesi gibi dezavantajları bulunmaktadır. CO2 gazlı yangın söndürme sistemleri, silindir, boşaltım vanası, tetikleme elemanları, kontrol elemanları, kollektör, boşaltım hortumu, çek valf, nozul, restriktör ve gerekli durumlarda seçici vana ekipmanlarından oluşmaktadır. Kullanılacak olan silindirlerin PED (Basınçlı Ekipmanlar Direktifi) ve TPED (Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Direktifi ) direktiflerine uygunluğu zorunludur. Kazınmış 3işareti, ilgili silindirin PED ve TPED uygunluğunu belirler. Silindir test başınçları 250 bar olmalıdır. Sistem, çapraz zon prensibine göre çalışan dedektörler vasıtasıyla yangının algılanması ve silindirlerin, solenoidler Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 vasıtasıyla aktif hale getirilerek, tüm gazın aynı anda mahale boşalmasıyla çalışmaktadır. CO2 Söndürme Sistemleri dizayn ve hesaplama kraterlerini belirlemek için Türkiye’de genel olarak ilgili EN Standardı, NFP12 (2015) standardı kullanılmaktadır. Sistemi tasarlarken, doğru riskin belirlenmesi gerekir. CO2 sistemlerinde risk Yüzey Yangını (Surface Fire) ve Derin Yangın ( Deep- Sealed Fire) olarak ikiye ayrılır. Derin Yangın, kablo, elektrik, mobilya ve kağıt gibi kor ile yanan malzeme yangınlarıdır. Yüzey Yangını ise benzin, alkol ve benzeri gibi tutuşabilir akışkanlar yangınlarıdır. Risk sınıfının belirlenmesinden sonra, ilgili standartlarda yer alan dizayn değerlerine göre gerekli gaz hesaplamaları yapılabilir. CO2 gazlı yangın söndürme sistemleri, tartılı ve tartısız sistemler olarak iki ayrı şekilde dizayn edilebilir. Teknik olarak CO2 silindirlerine manometre takılamaz. Bu nedenle silindirlerin dolu veya boş olduklarını takip etmek için ya ağırlık ölçüm metodu ya da ultrasonik seviye tespit metodu kullanılmalıdır. Ancak bu şartlar altında sistemin yıllar içerisinde sağlıklı olduğunu tespit edebiliriz.Tartısız Sistemler, tartılı sistemlere göre daha ekonomik sistemlerdir. Tartılı sistemler, mekanik, elektronik ve fotoelektrik tartılı olarak kullanılabilir. CO2 sistemlerinin yangın riski taşıyan hacime total (total flooding) yada lokal (local application) olarak uygulanabilir. Lokal sistemlerin diğer gazlar gibi sızdırmaz mahallerde kullanılma zorunluluğu yoktur. Bir makinenin taşıdığı riske veya yağ havuzu gibi yangın riskinin tanımlandığı alanlarda kullanılabilir. Total flooding, yangın riskinin bölgesel olarak tespit edilemediği ve tüm mahalin korunması gerektiği risklerde kullanılır. Açıklığın olma durumu ve olmama durumu olarak iki aşamada incelenmelidir. 85 ÜRÜN TANITIMI ACREFINE® ASB-CBL SİSMİK HALAT (UL LİSTELİ) w ww.sismikmarket.com üzerinden uygun ödeme şartlarıyla temin edebileceğiniz (*) Acrefine® ASB-CBL halat serisi UL listeli sismik halatların orijinal atasıdır. Özellikle yangın tesisatlarında kullanılacak ürünler için aranan UL listeli özelliği sayesinde tüm yönetmeliklere göre geçerli bir üründür. Orijinal UL listeli olmayan ürünler ile karşılaştırılmamalıdır. Ayrıca rijit çubuk/boru sistemlerine göre çok daha uygun fiyatlı ve pratik kullanımlı bir üründür. Zaten özellikle uzun mesafeler için burkulma (flambaj) riskinden ötürü rijit sistemler kullanılamamaktadır. Dolayısıyla Acrefine® ASB-CBL sismik halatları hem yönetmeliklere uygunluk hem fiyat ve hem de kullanım kolaylığı açılarından piyasadaki en üstün üründür. Muhtelif boylarda hazır kitler halinde veya 250 ft (76 m) uzunluğunda tamburlar halinde alınabilen bu sismik halatlar, özel pensesiyle sıkılan üstün nitelikli alaşımdan mamul yüksüklerinin oluşturduğu geniş sürtünme alanı sayesinde, halat kesitini daraltmadan çok yüksek kopma değerlerine ulaşabilmektedir. NFPA kriterlerine uygun olarak renklendirilmiş halatlar sahada kolayca kontrol ve teftiş yapılmasına elverişlidir. (*) Ödeme şartları konusunda çok cazip seçenekler sunan SismikMarket, bankalarla sistematik çalışan bir platform olduğundan her iki taraf için de finansman çok disiplinli yürüyor. Doğrudan Tahsilat Sistemi (DTS) veya Doğrudan Borçlanma Sistemi (DBS) adlarıyla bilinen güvenilir ödeme sistemine dahil olan kullanıcılar 10 aya varan vadelerle satın alma yapabiliyorlar. Ayrıca anlaşmalı bankaların kredi kartlarına 9 aya varan taksitler uygulanıyor. SismikMarket ödeme şartları ve finansman olanaklarıyla ilgili kullanıcılarına daha da kolaylık sağlamak adına yenilikler üzerinde çalışmalara devam ediyor. Dileyenlerin banka görüşmelerine aracılık ederek, bireysel başvurularda alamayacakları faiz oranlarını ve uygun koşulları almalarını sağlıyor, yeni limitler tahsis ettiriyor. Bir başka deyişle adeta bir finansman yardımcısı gibi hizmet veriyor. GENEL ÖZELLİKLER • UL listeli ve NFPA, IBC, ASCE, FEMA, SMACNA gibi uluslararası tüm yönetmelik ve standartlara tam uygunluk • 2.086 kg (4.600 lbs) değerine kadar UL Listeli kapasite değerleri • 76 m (250 ft) tambur veya hazır kitler halinde temin seçenekleri • Sahada montaj ve teftiş kolaylığı • Kullanım ve denetim kolaylığı için renk kodlu • Hem rijit sismik askılamanın mümkün olmadığı titreşim yalıtımlı ekipman ve sistemlerde hem de her türden yalıtımsız sistemlerde de kullabilme özelliği UYGULAMA Acrefine ASB-CBL tipi sismik halatlar boru, havalandırma kanalı, kablo tavası, busbar ve benzeri mekanik ve elektrik tesisatlarının sismik koruması amacıyla kullanılırlar. Ayrıca asılı ve zemine bağlı mekanik ve elektrik ekipmanları için de kullanılmaktadırlar. Sismik halatlar sadece hareket anında yük gelecek şekilde en fazla 6,3 mm (¼ inch) harekete izin verecek bollukta uygulanırlar. ASB-CBL sismik halat UL (Underwriters Laboratories®) sertifikalı kopma mukavemetine sahiptir. Kolay teftiş için renk kodludur. Özellikle titreşim yalıtımı sebebiyle rijit bağlantıların kullanılamadığı uygulamalar için tek uygun çözümdür. 86 Yangın ve Güvenlik • Kasım / Aralık 2016 Teknik Yayıncılık’ta Yeni Dönem Teknik Sektör Yayıncılığı dergileri B2B Medya Çatısı Altında... İş Dünyası Yayıncılık Ltd. Şti. b2bmedya.com Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. teknikyayincilik.com Abone Formu TSY TEKNúK SEKTÖR YAYINCILIöI ABONE SERVøSø T.: (0212) 275 83 59 F.: (0212) 288 26 14 abone@teknikyayincilik.com YÕlda 12 sayÕ YÕlda 8 sayÕ 1 yÕllÕk Abone Bedeli: 108 TL. 1 yÕllÕk Abone Bedeli: 72 TL. 2 yÕllÕk Abone Bedeli: 200 TL. 2 yÕllÕk Abone Bedeli: 125 TL. YÕlda 6 sayÕ YÕlda 8 sayÕ 1 yÕllÕk Abone Bedeli: 54 TL. 1 yÕllÕk Abone Bedeli: 72 TL. 2 yÕllÕk Abone Bedeli: 90 TL. 2 yÕllÕk Abone Bedeli: 125 TL. ONLINE ABONELøK øÇøN www.teknikyayincilik.com • Aboneli÷ini herhangi bir nedenden dolayÕ sürdürmek istemeyen okurlarÕn cayma hakkÕ bulunmaktadÕr. • Ö÷renci aboneli÷i % 50 indirimlidir. • FaturanÕz 7 gün içinde adresinize postalanacaktÕr. • Dergilerimiz abonelerimize PTT Kargo ile gönderilmektedir. • Fiyatlar 31 AralÕk 2016 tarihine kadar geçerlidir YukarÕda iúaretledi÷im dergiye/dergilere abone olmak istiyorum. AdÕ SoyadÕ : ....................................................................................................................................................................................................................... Firma AdÕ : ....................................................................................................................................................................................................................... Adresi : ....................................................................................................................................................................................................................... ................................................................................................................................. Posta kodu: ...................................................................................... Tel: ......................................................... Fax: ......................................................... E-posta(*): ...................................................................................... (*) E-bültenlerimizi takip edebilmek için E-posta adresinizi yazmayÕ unutmayÕn. Lütfen faturayÕ ....................................... V.D. ...................................... no’lu hesaba kesiniz. ................................... TL. abone bededilini iúaretledi÷im banka hesabÕnÕza havale ettim. øú BankasÕ Balmumcu ùubesi - TR03 0006 4000 0011 1350 8882 06 nolu Teknik Sektör YayÕncÕlÕ÷Õ A.ù. hesabÕ øú BankasÕ Valikona÷Õ ùubesi - TR09 0006 4000 0011 1790 2042 02 nolu Teknik Sektör YayÕncÕlÕ÷Õ A.ù. hesabÕ Garanti BankasÕ Esentepe ùubesi - TR89 0006 2000 3470 0006 2972 43 nolu Teknik Sektör YayÕncÕlÕ÷Õ A.ù. hesabÕ Kredi kartÕ ile ödeme yapmak istiyorum (Kredi kartÕ talimat formu e-posta adresinize veya faksÕnÕza gönderilecektir) Tarih: ..................................................... ømza: ..................................................... Bu formu banka dekontu ile birlikte 0212 288 26 14 no’lu faksa veya abone@teknikyayincilik.com e-posta adresine gönderiniz.