HEMATOLOJİDE AKIŞ SİTOMETRİSİ Zafer Başlar İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Hematoloji Bilim Dalı, İstanbul Akış sitometrisi (flow cytometry) gerek hematolojide gerekse hematoloji dışında giderek artan oranda çeşitli uygulama noktaları bulmuş olan ve hızla gelişen bir alandır (Tablo 1). Sunumda, önce akış sitometrisi ile ilgili bazı temel bilgiler verilecek daha sonra da akış sitometrisinin hematolojideki uygulama alanlarına değinilecektir. Akış sitometrisi Yöntem, süspansiyon halindeki bir örneğin içerdiği partiküllerin bir ışık demeti içinden geçiriTablo 1. Akış sitometrisinin uygulama alanları Hematolojideki uygulama alanları: Hematolojik maliniteler İmmün yetmezlik hastalıkları Hematopoetik kök hücre sayımı Paroksismal noktürnal hemoglobinüri Otoantikorların gösterilmesi Retikülosit analizleri Trombosit analizleri DNA ploidi ve hücre döngüsü analizi Diğer uygulamalar Hematoloji-dışı uygulama alanları: Kan bankacılığı uygulamaları Bileşenlerin lökosit içeriği Eritrositlerle ilgili ölçümler HIV enfeksiyonu Gidişinin ve tedavi etkinliğinin izlenmesi Feto-maternal kanama Solid organ transplantasyonu T hücreli cross-match Postoperatif monitörizasyon DNA ploidi ve hücre döngüsü analizi Diğer uygulamalar Mikrobiyoloji Genetik Diğer alanlar 48 lirken bazı fiziksel özelliklerinin saptanması temeline dayanmaktadır. Bu partiküller, hücreler, hücre altı yapılar ya da hücresel olmayan maddeler olabilmektedir. Aynı temel ortamı kullanarak, fiziksel özelliklerin yanında partiküller ile ilişkili herhangi bir yapının varlığı ya da yokluğu bilgisi de edinilebilmektedir. Hücredeki belirli bir yapının (= antijenin) varlığı, kendisine karşı üretilmiş olan proteine (= antikora) eklenmiş olan, boya/enzim aracılığıyla immünhistokimya ya da floresan madde aracılığıyla immünfloresan mikroskopi / akış sitometrisi yöntemleri ile immünolojik olarak gösterilebilmektedir. Akış sitometrisinde, bu amaca yönelik olarak (bakınız Şekil 1); hücre süspansiyonu, önce, varlığı araştırılmak istenen hücre / antijen(ler) için uygun antikor(lar)la bir araya getirilmekte (a); daha sonra, bu şekilde hazırlanmış olan süspansiyon bir başka sıvı içine püskürtülerek hücrelerin tek sıra halinde ilerlemeleri sağlanmaktadır (b). Hücreler, bu geçiş yolu üzerine yönlendirilen ışık demetinin karşısından teker teker geçerlerken (c): 1- ışık demetinde, boyutları ile sitoplazmik ve çekirdek yapılarına göre, ışığın geçirilmemesi ya da yönünün saptırılması şeklinde bazı değişikliklere neden olmaktalar ve bu özellikler, uygulanan ışığın yönüne göre belirli açılarda yerleştirilmiş dedektörler tarafından kaydedilmektedir. 2- daha önceden bir araya konuldukları floresan madde ile işaretli antikorların hedefi olan antijen(ler)e sahipseler, ışık önce soğurulup daha sonra da başka bir dalga boyunda ortama yayılmakta (= floresans) ve oluşan yayılım da floresans dedektörlerince algılanmaktadır. XXXVIII. Ulusal Hematoloji Kongresi Örnekten elde edilen fiziksel ve floresan özellikler özel bilgisayarlar tarafından işlendikten sonra (d) çeşitli sayılar ve histogramlar şeklinde sunulmaktadır(e). Bu veri toplamının analizi sonucunda, örneğin hücresel dağılımı ile hangi antijenlerin ilgili hücrelerde hangi oranlarda bulunduğu bilgileri edinilmiş olmaktadır (Şekil 2). Sunum çerçevesinde verilen örnekler sonrasında akış sitometrisi ile ilgili bazı kavramlar ve terimlerin (daha) tanıdık / anlaşılır olacakları düşünülmektedir (Tablo 2). (Bu örneklere daha sonra THD sitesinden ulaşılabilecektir.) Akış sitometrisinin hematolojideki uygulama alanları Şekil 1. Akış sitometrisi yönteminin şematik olarak ana hatları Akış sitometrisinin hematolojideki uygulama alanları arasında hematolojik maliniteler önemli bir yer tutmaktadır. Hematolojik malinite şüphesi olan hastalarda yapılabilecek oldukça geniş ölçüdeki incelemeler arasında yer alan, kan hüc- Şekil 2. B-lenfoid dizeden ALL tanısı alan bir olgunun çeşitli grafikleri 31 Ekim-03 Kasım 2012, Antalya 49 Tablo 2. Akış sitometrisi ile ilişkili bazı terimler FS / FSC - FORWARD SCATTER SS / SSC - SIDE SCATTER HİSTOGRAM, GRAFİK (DOT-PLOT, KONTUR, VD.) FLORESANS, FLORESANS DEDEKTÖRÜ FITC (FL1), PE (FL2), FL3, FL4, FL5, …… KONTROL (İZOTİPİK/NEGATİF KONTROL) LAZER (1, 2, 3, ..?), PMT VOLTAJ AYARI EKSPRESYON EKSPRESE ET(ME)MEK, KO-EKSPRESYON ZAYIF/SOLUK, ORTA, KUVVETLİ/PARLAK “GATE”, “GATING” KOMPENSASYON Tablo 3. Akış sitometrisi uygulamalarının hematolojik malinitelerdeki yeri A-Tanısal çalışmanın bir parçası olarak: Patolojinin hücre kökeni hakkında karar vermek: Lenfoid Miyeloid Karışık Patolojinin reaktif / (mono)klonal olduğuna karar vermek: Çevre kanında B-lenfoid artış Kemik iliğinde T-lenfoid artış Hafif zincirlerde oran değişikliği T hücre yüzey reseptörlerinin dağılımı Hücre dağılımlarında anormal oranlar B- Sınıflama(ya katkı): Ana yönelimi belirleme: Lenfoid Miyeloid Karışık Yönelimsiz Alt gruplardaki yönü / yeri belirleme ve alt grupların ayrıştırılması: B-lenfoid, T-lenfoid Pre, pro , “common”, olgun Kortikal, olgun Diferansiyonsuz miyeloid, promiyelositik, monositik, megakaryoblastik, eritroid C- Prognoza yönelik bilgi sağlama: Yalnız immünfenotipleme ile elde edilebilecek bilgiyi sağlama Başka yollarla da elde edilebilecek bilgiyi sağlama Diğer yollarla elde edilen bilgiyi tamamlama D- İzlemede bir araç olarak: Tedavi etkinliğinin saptanması: Tam yanıt’a karar vermede yardım Gidişin izlenmesi: “Minimal residual disease” lojik yöntem(ler) kullanarak elde etmek amacındaki immünfenotipleme şeklinde olmaktadır (Tablo 3). Hematolojik malinitelerin immünolojik ipuçları Malin hücreler her ne kadar kontrol dışı bir sürecin sonuçları olsalar da belli ölçülerde kaynaklandıkları hücrenin bulunduğu çoğalma-olgunlaşma basamağındaki bazı özellikleri gösterebilmektedirler. Bu normale benzeyen yapıların varlığı sayesinde, ki buna dizeye bağlılık (sadakat) denilebilir, malinitenin hücre kökeni tanımlanabilmektedir. Malin süreç tamamen normal olmadığı için de bazı yapılar normal karşılıklarından farklı olabilmektedir, ki bu da dizeye bağlı kalmama (ihanet) olarak tanımlanmaktadır ve maliniteyi tanımaya, kimi durumda da izini sürmeye yaramaktadır. Sonuç olarak, malin hücrelerin sahip oldukları ve Tablo 4. B dizesinden ALL’de EGIL sınıflaması Alt tip Tanım İmmünfenotip Tüm alt tipler B-I B-II B-III B-IV Pro-B Common Pre-B Olgun B cCD22+ CD79a+ CD10CD10+ CD10+ CD10+/- cIgMcIgMcIgM+ cIgM+ CD19+ sIg- TdT+ sIg- TdT+ sIg- TdT+/sIg+TdT- Tablo 5. T dizesinden ALL’de EGIL sınıflaması Alt tip Tanım Tüm alt tipler İmmünfenotip cCD3+ CD7+ T-I Pro-T CD1a- CD2- CD3- CD5- T-II Pre-T CD1a- CD2+ CD3- CD5+ T-III Kortikal T CD1a+ CD2+ CD3+/- CD5+ T-IVa Olgun T (THR ab) CD1a- CD2+ CD3+ CD5+ gen. CD4+ / CD8+ T-IVb Olgun T (THR gd+) CD1a- CD2+ CD3+ CD5+ gen. CD4- CD8- Tablo 6. B-hücreli kronik lenfoproliferatif hastalıklarda immünfenotipik profiller B-hücreli kronik lösemiler : relerinin sayısal ve morfolojik değerlendirilmesi; tanı koydurabilecek özellikteki doku örneklerinin (kemik iliği, lenf düğümü, vd.) morfolojik değerlendirilmesi; konvansiyonel sitogenetik, moleküler genetik yöntemler gibi tanısal özellikte olanlar ile biyokimyasal/ serolojik incelemeler ve görüntüleme çalışmaları gibi diğer incelemelerin yanında akış sitometrisinin rolü hücrelerin yüzey ve sitoplazmik yapılarına göre tanıtıcı profillerini immüno- 50 KLL: CD19+ CD5+ CD10- CD11c+ CD22+ CD23+ CD25+ CD103- FMC7+ sIg soluk PLL: CD19+ CD5+ CD10- CD11c+ CD22+ CD23- CD25- CD103- FMC7+ sIg parlak HCL: CD19+ CD5- CD10- CD11c+ CD22+ CD23- CD25+ CD103+ FMC7+ sIg parlak B-hücreli lenfomaların lösemik evreleri : MCL: CD19+ CD5+ CD10- CD11c+ CD22+ CD23- CD25- CD103- FMC7+ sIg parlak FL: CD19+ CD5- CD10+ CD11c- CD22+ CD23- CD25- CD103- FMC7+ sIg parlak MZL: CD19+ CD5- CD10- CD11c+ CD22+ CD23- CD25+ CD103- FMC7+ sIg parlak KLL, kronik lenfositik lösemi; PLL, prolenfositik lösemi; HCL, hairy-cell lösemi; MCL, mantle-cell lenfoma; FL, foliküler lenfoma; MZL, marjinal zon lenfoması XXXVIII. Ulusal Hematoloji Kongresi olmadıkları antijenik yapılardan oluşan bir profil elde edilebilmektedir. Temel yönelim, miyeloid ya da lenfoid olarak çoğu durumda net olarak belirlenebilmekte ve bazı alt tipler, normal ontogenezdeki profillere benzer şekilde sınıflanabilmektedir (Tablo 4, 5, 6 ve 7). Buna karşılık, oranı farklı hasta toplamlarında değişmekle birlikte, bir kısım olgularda, temel yönelim (lenfoid/miyeloid) ile ilgili işaretler yanında diğer bir yönelime ait işaret(ler) saptanabildiği gibi (=aberran ekspresyon), bazı olgularda, birden çok yönelime ait çok sayıda işaret varlığında ara kategoriler (bifenotipik, hibrid, karışık, indifferansiye, vb.) olduğu da kabul edilmektedir (Tablo 8). Tablo 7. T-hücreli kronik lenfoproliferatif hastalıklarda immünfenotipik profiller PLL: CD2+ CD3+ CD5+ CD7+ CD4+ CD8- CD25+ SS: CD2+ CD3+ CD5+ CD7+ CD4+ CD8- CD25- ATLL: CD2+ CD3+ CD5+ CD7+ CD4+ CD8- CD25+ T-LGLL: CD2+ CD3+ CD5+ CD7+ CD4- CD8+ CD25- PLL, prolenfositik lösemi; SS, Sezary sendromu; ATLL, erişkinin T-hücreli lösemisi-lenfoması; T-LGLL, T-large granular lenfositli lösemi Tablo 8. Bifenotipik akut lösemiler için skorlama sistemi* Puan B-lenfoid T-lenfoid 2 CD79a (c)/CD3 MPO Lizozim 1 0.5 Miyeloid cCD22 THR-ab cIgM THR-gd CD19 D2 CD117 CD20 CD5 CD13 CD10 CD8 CD33 CD10 CD65 TdT TdT CD14 CD24 CD7 CD15 CD1a CD64 * İki ayrı dizeden > 2 puan alınması gereklidir CD45 Akış sitometrisinin hematolojik malinitelerdeki yeri açısından CD45 ön plana çıkmaktadır. Akış sitometrisinin temel parametreleri olan forward scatter (FS) ve side scatter (SS) özelliklerinin yanında yer alarak çalışma örneğinin hücresel dağılımı konusunda önemli bir kazanım oluşturmaktadır. 31 Ekim-03 Kasım 2012, Antalya Bilindiği üzere, çevresel kanın patolojik olmayan koşullardaki ana hücresel bileşenleri eritrositler, trombositler ve lökositler olmakta ve(nötrofil/ eozinofil/bazofil) granülositler ile monositler ve lenfositler, lökosit alt gruplarını oluşturmaktadır. CD45’in x ekseninde – SS’ın y ekseninde olduğu grafiklere göre çevresel kandaki yerleşim aşağıdaki gibi olmaktadır: -Nötrofil granülositler, CD45’i zayıf - orta düzeyde eksprese ederler ; x eksenindeki yerleri ortalardadır. Sitoplazmik içeriklerinden (=granüllerinden) dolayı yana saçılımları-side scatter (SS) (monositler ile lenfositlere göre) çok belirgin olarak daha fazladır; y eksenindeki yerleri ortadan en yukarıya doğrudur. -Eozinofil granülositler, CD45’i (nötrofil granülositlere göre) daha kuvvetli eksprese ederler; x eksenindeki yerleri (nötrofil granülositlerden) daha sağdadır. Sitoplazmik içerikleri (=granülleri) nötrofillerden daha çok yana saçılıma neden olduğundan y eksenindeki yerleri (ortalama olarak nötrofil granülositlerden) biraz daha yukarıdadır. -Bazofil granülositler, CD45’i (nötrofil granülositlere göre) daha kuvvetli eksprese ederler; x eksenindeki yerleri (nötrofil granülositlere göre) daha sağdadır. Ancak, sitoplazmik granüllerinin çoğu cihazda kullanılan lazer ışığını abzorbe etmesinden dolayı, yana saçılımları diğer granülositlere göre çok az olup y ekseninde lenfositlerle monositler arası bir konumda yer alırlar. -Monositler, CD45’i kuvvetli eksprese ederler ve minimal sitoplazmik granülleri dolayısıyla yana saçılımları lenfositlere oranla biraz daha belirgindir. -Lenfositler, CD45’i kuvvetli eksprese ederler ve agranüler sitoplazmik içerikleri dolayısıyla yana saçılımları en azdır. Öte yandan kemik iliği ise, hematopoetik üretimin nihai sonuçları olan olgun hücreleri içeren çevresel kana oranla kök hücreler, progenitör hücreler, granülositler ve öncüleri, monositler ve öncüleri, lenfositler ve öncüleri, eritrositler ile eritroblastlar, megakaryositler, plazma hücreleri, makrofajlar ve dendritik hücreler gibi çok daha fazla sayıda hücre çeşidi bulundurmaktadır. Bu toplamın içinde hematopoetik olmayan stromal bileşenlerin yanı sıra sinüzoidlerde bulunan çevresel kanın şekilli elemanları da yer almaktadır. 51 CD45’in x ekseninde – SS’ın y ekseninde olduğu grafiklere göre, normalde yalnızca kemik iliğinde bulunan hücre gruplarının yerleşim aşağıdaki gibi olmaktadır: - Blastlar (kök hücreler, progenitör hücreler ve öncü hücreler), CD45’i zayıf-orta düzeyde eksprese ederler ve sitoplazmik granüllerinin durumuna göre düşükten biraz daha yükseğe değişen yana saçılım gösterirler. - Plazma hücreleri, çoğunlukla CD45 negatiftirler ve düşükten biraz daha yükseğe değişen yana saçılım gösterirler. - Eritroblastlar, çoğunlukla CD45 negatiftirler ve olgunlaşma evresine göre düşük-orta yana saçılım gösterirler. Eritrositler (ve eritroblastların bir kısmı !) akış sitometrisi için yapılan işlem sonucu parçalanırlar ve inceleme alanının dışında kalırlar. CD45’in x ekseninde – SS’ın y ekseninde olduğu bir grafikte durum şematik olarak Şekil 3’te örneklenmektedir. 52 Şekil 3. Kemik iliği bileşenlerin CD45-SS grafiğindeki yerleşim bölgeleri Sunumda bu bilgilerden sonra bazı akut ve kronik miyelo- / lenfoproliferatif hastalıklarla ilgili örnekler gözden geçirilecektir. Daha sonra da akış sitometrisinin hematolojideki diğer uygulama alanlarına kısaca değinilecektir. (Bu örneklere daha sonra THD sitesinden ulaşılabilecektir.) XXXVIII. Ulusal Hematoloji Kongresi