ZÜBEYDE SERA YAŞURGAN Sanatçı olmak istiyorum Sanatçı nedir? Kime denir? Bunlarla ilgili düşüncelerim var ama cevabın gerçekte ne olduğunu bilmiyorum. Sanat okulu okuyan bir öğrenciyim ve gelecekle ilgili en büyük kaygım “bir sanatçı nasıl olunur?” sorusu. Sergilere gidiyor, sanat terminolojisinden kelimeler öğreniyorum. Projeler alıyor bitiriyorum üstelik bunlara iş de diyorum. Benim işlerim, sanat eserlerim. Bunun bana sanatçı gibi hissettirmesini seviyorum sanırım. Üstelik sanatla daha az ilgili arkadaşlarımlayken onların sanata ilgisi, işlerime ilgisi bana kıymetli de hissettiriyor. Peki ama ne zaman sanatçı olacağım ben? Popüler işler yaptığımda mı? Bu sorumun henüz karşılaştığım bir cevabı yok. Yaşlanırsam her şey kendiliğinden olacakmış gibi geliyor. Sanırım bunu hayatımın yetişkinlikle çocukluk arası bir döneminde olduğumdan düşünüyorum. Yaşlılığın da bir nevi etkisi var gibi sanatçı olmakta. Kafamdaki sanatçı imgesini top sakal, pipo, fular gibi nesneler üzerine kuruyorum. Bu da demek ki sanatçı böyle yaşlı, kerli ferli bir amca gibi olmalı. Nedense bu konu hakkında kimse konuşmuyor. Okulumda kimse nasıl sanatçı olacağımdan bahsetmiyor mesela. Teknik bilgiler, daha çok terim ve bir şeyler işte. Bir şekilde öğreneceğimi düşünüyorum sanatçı olmayı. Bu kadar insan bir sabah böyle uyanmadılar ya. Arthur Rimbaud diyor ki; Ben bir başkasıdır. Kendini bir keman olarak duymayan oduna yazıklar olsun. Bunun üzerine ben de düşünüyorum ki sanatçı olmak sanatçı gibi düşünmekle olur. Peki nasıl sanatçı gibi düşüneceğim? Öncelikle her konuyla ilgili olmalıyım. Sosyoloji, felsefe, matematik, edebiyat, yeni medya gibi tüm alanlar hakkında en azından birkaç kitap bitirmeliyim. Sonrasında ürünlerime odaklanmam gerek. Ürünlerimi daha iyi hale getirirsem sanatçı olmaya bir anlamda yaklaşabilirim. Peki sanatçı olmak camia tarafından kabul görmekle mi ölçülür? Yoksa bireyin kendini sanatçı kabul etmesiyle mi? Kafam çok karıştı. Hâla bir çocuk olduğum için mi her şey böyle zor geliyor? Yetişkin olmak gerçekten zor mu yoksa? Çevremdeki sanatçıların özelliklerine baktığımda bir çoğunu sadece üretirken görüyorum. Sanatçı olmak sadece üretmek olmamalıymış gibi geliyor bana. Biraz hikayesi olması, hikaye anlatabilmesi lazımmış gibi. Kitap yazmalıyım mesela, bir toplum problemiyle ilgili olabilir ya da film çekmeliyim. Filmim felsefi bir problemi irdelemeli, konuşurken ağır ağır ve kaliteli cümleler kurarak konuşmalıyım. Neye göre kaliteli peki? Her şeyin tam olması gerek bir şey olabilmek için, bütün şartlara uymak gerek. Herhangi bir şey olmak için bütün ömrümü adamalıyım sanırım. Bir şey olmak öyle kolay değilmiş. Bu kadar kafa patlattıktan sonra bile kesin bir kanıya varamıyorken. Peki nasıl olacak tüm bunlar, nasıl yaşlanıyor mesela insanlar? Her şeyi bilerek öğrenerek mi? Sanki zihnim hiç değişmeyecekmiş gibi geliyor yaşlandıkça sadece görünüşüm değişecekmiş gibi, yaşlı bir sanatçının zihnine sahip olamayacakmışım gibi. Asıl endişem bu yazıyı oluştururken ortaya çıktı işte, belli bir sürenin sonunda varacağım yer. Sanat yapmak beni heyecanlandırıyor ama ya bunun ödülü sanatçı olmak değilse? Sanatçı olmak sanatçı gibi bakmaktır bence, sanatlı bakmak ve görmek anlamın ve nesnenin altında saklanılanı. Sonra anlatmaktır onu bir babanın çocuğuna anlattığı gibi. Tok bir sesle, huzurlu ve dolu dolu anlatmaktır. Sanatçı olmak. Ben günün birinde sanatçı olmayacağım çünkü hali hazırda bir sanatçıyım zaten. Hem de üreten bir sanatçıyım. Ürünlerim, kendi fikirlerim, projelerim var. Ben benliğimin ulaşacağı her zaman dilimiyim, ayrı ayrı. Ben sadece ben olduğum için sanatçıyım. Ben, benim ve hep ben olacağım.