Book 1.indb - İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

advertisement
İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri
31
TÜRKİYE’DE SIK KARŞILAŞILAN PSİKİYATRİK HASTALIKLAR
Sempozyum Dizisi No:62 •Mart 2008 S:31-40
HALK SAĞLIĞI ve MENTAL
HASTALIKLAR
Doç. Dr. Ethem Erginöz
Halk Sağlığı disiplini özellikle 19 yüzyılda gereken ilgiyi bulmuş bir uygulama ve
bilim dalıdır. En üst soyutlamada halk sağlığı kamunun organize çabalarıyla sağlığı yükseltmenin, hastalıklardan korunmanın ve yaşamın uzatılmasın bilim ve sanatıdır. Bugün
için genel geçer kabul edilen tanımlamayı C.E. A. Winslow 1923 yılında yapmıştır. Bu
tanımlamaya göre:
“Halk sağlığı, örgütlenmiş toplum çalışmaları sonunda çevre sağlık koşullarını düzelterek, bireylere sağlık bilgisi vererek, bulaşıcı hastalıkları önleyerek, hastalıkların
erken tanı ve koruyucu tedavisini sağlayacak, sağlık örgütleri kurarak, toplumsal
çalışmaları her bireyin sağlığını sürdürecek bir yaşam düzeyini sağlayacak biçimde
geliştirerek hastalıklarda korunmayı, yaşamın uzatılmasını, beden ve ruh sağlığı ile
çalışma gücünün arttırılmasını sağlayan bilim ve sanattır.”
İkinci önemli hareket noktası ise sosyal hekimliğin en büyük teorisyeni olan Alman
hekim Alfred Grotjahn’ın sistematikleştirdiği Sosyal Hekimlik ilkeleridir. Bu ilkeler
başlıklar halinde şöyle tanımlanır.
• En önemli hastalıklar bir toplumda en çok öldüren, en sık görülen ve en çok
sakat bırakan hastalıklardır.
• Bir kişinin veya toplumun sağlık düzeyini belirleyen, kişinin hastalanmasına
veya ölümüne neden olan biyolojik ve fizik çevre faktörlerini oluşturan veya
bunların etkisini koşullayan etkenler sosyal ve ekonomik etkenlerdir.
• Bir kimsenin hasta oluşu sadece o kişinin sorunu değildir. Kişinin hastalığı
ailesinden başlayarak bütün toplumun sorunudur.
32
Halk Sağlığı ve Mental Hastalıklar
Hem halk sağlığı tanımı hem de sosyal hekimlik ilkeleri bir arada düşünüldüğünde
Henry Sigerist’in 4 maddede somutlaştırdığı sosyal hekimlik görüşüne varılır.
• Hekimlerin ilk görevi okulda ve toplumda halkı eğiterek sağlığı geliştirmektir.
• Toplum, hekimlerden sağlığı koruyucu yöntemler ve örgütler geliştirmelerini
istemelidir.
• Hastaları tedavi, hekimlerin sağlığı koruma ve geliştirmede başarısızlığa
uğradıklarında yapacakları iştir.
• İşgücünü kaybedenlerin güçlerini kazandırmak ve çevreye uyumunu sağlamak
hekimin görevidir.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) kendi anayasasında sağlıklı olmayı “Sağlık yalnız hastalık
ve sakatlığın olmayışı değil, bedence, ruhça ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir” diye
tanımlamıştır. Bu tanımın üç önemli unsurundan biri ruh sağlığıdır.
DSÖ’nün bu tanımına karşın mental sağlık uzunca bir süre halk sağlığı anlayışının
dışında kalmasa da halk sağlığı uygulamalarının dışında ve bireysel alan içinde kabul
edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü 1996 yılında ayrıca bir mental sağlık tanımı yapmıştır.
Bu tanıma göre:
“Mental sağlık kişilerin kendilerini veya yeteneklerini gerçekledikleri, hayatın normal
stresleriyle başa çıkabildikleri, verimli ve sonuçları yararlı olacak şekilde çalıştıkları ve
toplumlarıyla katkılı bir birliktelik içinde olabildikleri durumdur.”
Ruhsal hastalıkların bir hastalık olarak kabul edilmesi doğu toplumlarında ve özellikle
Osmanlı toplumunda oldukça eski olmasına karşın batıda oldukça yenidir. Zamanımızda
halk sağlığı insanların sağlığını bir bütünlük içinde kaygı alanı olarak kabul eder ve sağlıkla
fiziksel ve psiko-sosyal çevre arasında bağlantıların farkındalığıyla kendini karakterize
eder. ABD nüfusunun yaklaşık %26’sına tekabül eden 44 milyon Amerikalı herhangi bir
sene içinde mental sağlık sorunuyla karşı karşıyadır. Bu mental sağlık sorunlarının diyabet
veya kanserden daha fazla oranda (sırasıyla yetişkin nüfusun % 6.6 ve %7 si 2002 yılında)
obeziteyle ise nerdeyse başa baş orandadır (30 yaş üstü nüfusun %30’u 2000 yılında).
Bu durum mental sağlığın neden artan bir biçimde halk sağlığının ilgi alanına girdiğini
bize gösterir. Mental hastalıklar 21. Yüzyılın başlarında sağlık göstergelerinde en önemli
başlıklardan biri olmuştur.
Tüm bunlara karşın dünyamızın büyük bir kısmında mental sağlık ve mental rahatsızlıklar
fiziksel sağlık kadar önemli addedilmemektedir. Hatta daha da kötüsü çok büyük oranda
görmezlikten gelinmekte ve ihmal edilmektedir. Bu tutumun sonucu olarak kısmen de
olsa dünya mental rahatsızlıkların artan yükünden ötürü gittikçe artan bir tedavi eksikliği
içindedir. Günümüzde dünyada 450 milyon kişi mental veya davranışsal rahatsızlıklardan
ötürü zarar görmektedir. Bunların çok az bir kısmı temel tedavilere ulaşabilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerde depresyon, demans, şizofreni ve madde bağımlılığı gibi ciddi mental rahatsızlıkları olan bireylerin büyük bir kısmının bu rahatsızlıkları ağırlıklı
olarak kendi özel hastalıkları olarak kabul edilmekte ve bu kişiler sorunlarıyla kendileri
Doç. Dr. Ethem Erginöz
33
baş etmeye çalışmaktadırlar. Bu hastalardan birçoğu hastalıklarından dolayı kurban olarak
addedilmişler, utancın ve ayrımcılığın da hedefi olmuşlardır.
Dünyamızda mental hastalıklar her yıl yaklaşık 450 milyon kişiyi etkilemektedir ve
dünya ölçeğinde yeti yitimine neden olan en önemli 10 hastalığı 4’ünün sebebidirler.
Bu sürekli büyüyen hastalık yükü miktarı sefalete, yeti yitimine ve ekonomik kayıplara
neden olmaktadır. Mental ve davranışsal rahatsızlıklar küresel hastalık yükünün %12 sini
oluşturmaktadır. Buna karşın ülkelerin büyük bir kısmında sağlık harcamalarından bu
hastalıklara ayrılan pay %1 civarındadır. Hastalık yükü ve hastalığa özel harcama ilişkisi
açık bir şekilde orantısızlık içindedir. Ülkelerin %40’ı cari bir mental sağlık politikasına
%30 kadarı ise mental sağlık programına sahip değildir. Çocukları ve ergenleri de kapsayan bir mental sağlık politikası olan ülkelerin oranı ne yazık ki % 10 civarındadır. Yeni
geliştirilen sağlık programlarında da sıklıkla mental ve davranışsal rahatsızlıklar öbür
hastalıklar ölçüsünde kapsanmamaktadır. Bu durumda hastalar ve aileleri için ekonomik
zorluklara neden olmaktadır. DSÖ’nün15 ülke verileri ile yaptığı bir çalışmada bazı mental hastalıkların prevalansı aşağıdaki gibidir.
Birinci basamakta en sık rastlanılan psikiyatrik hastalıkların dağılımı.
Şehirler
Ankara, Türkiye
Atina,Yunanistan
Bangalore, Hindistan
Berlin, Almanya
Groningen, Hollanda
Ibadan, Nijerya
Mainz, Almanya
Manchester, Birleşik Krallık
Nagasaki, Japonya
Paris, Fransa
Rio de Janeiro, Brezilya
Santiago, Şili
Seattle, ABD
Shanghai, Çin
Verona, İtalya
Toplam
Depresyon
Anksiete
Alkol bağımlılığı
Bütün mental
hastalıklar
(%)
11.6
6.4
9.1
6.1
15.9
4.2
11.2
16.9
2.6
13.7
15.8
29.5
6.3
4.0
4.7
10.4
(%)
0.9
14.9
8.5
9.0
6.4
2.9
7.9
7.1
5.0
11.9
22.6
18.7
2.1
1.9
3.7
7.9
(%)
1.0
1.0
1.4
5.3
3.4
0.4
7.2
2.2
3.7
4.3
4.1
2.5
1.5
1.1
0.5
2.7
(%)
16.4
19.2
22.4
18.3
23.9
9.5
23.6
24.8
9.4
26.3
35.5
52.5
11.9
7.3
9.8
24.0
Mental hastalıklar çoğunlukla tek bir faktörün neden olduğu durumlar değildir. Bu
hastalıklar çoğunlukla biyolojik, fizyolojik ve sosyal faktörlerin kesişim kümesinde ortaya
çıkarlar. Bu faktörlerden halk sağlığı disiplinini en çok ilgilendireni sosyal faktörlerdir.
34
Halk Sağlığı ve Mental Hastalıklar
Sosyal faktörlerin en önemlileri fakirlik, şehirleşme ve teknolojik değişimler olarak
sıralanabilir. Şehirleşme özellikle kalabalık ortam, kirlenmiş bir çevre, fakirlik, serbest
piyasa ekonomisine aşırı bağımlılık, had derecede şiddet ve yalnızlaşma gibi nedenlerle
artan miktarda stres kaynağı olarak rol oynar. Buna karşılık kırsal hayatın da bazı problemleri vardır. Bunlar izolasyon, iletişim ve ulaşımdaki zorluklar, kısıtlı eğitimsel ve ekonomik fırsatlar olarak sıralanabilir. Ayrıca mental sağlık hizmetleri diğer hizmetlerde olduğu
gibi büyük şehir merkezlerinde toplanmaya meyillidir ve bu da kırsal kesimde bir hizmet
açığı oluşturacaktır.
Fakirlik ve mental sağlık arasındaki ilişki kompleks ve çok boyutlu bir ilişkidir. Fakirlik ile hastalıklar arasında bir kısır döngü vardır. İnsanlar fakirleştikçe hastalıklara
yatkınlaşırlar bu son durumda onların daha fazla fakirleşmesine neden olabilir. Fakirlik
sorunu sadece azgelişmişlik sorunu değildir aynı zamanda kaynakların adil dağıtımıyla
da tam bir ilişki içindedir. Gelişmiş ülkelerde sosyal devlet anlayışı yoksa küçümsenemeyecek bir fakir kitlesi oluşması bu kısır döngü nedeniyle kaçınılmazdır.
Teknolojik gelişmelerin en etkileyici olanı iletişim devrimidir. İletişimdeki kolaylıklar
mental hastalıklarda özellikle bilgiye ve yardıma ulaşmada bazı avantajlar sağlamaktadır.
Ancak teknolojik gelişmelerin kötü yanları da vardır. Medya kaynaklarının şiddete
özendirme, pornografiye aşırı ilginin kolayca gelişebilmesi bazı bilgisayar oyunlarının
saldırgan davranışı kışkırtması gibi. Ayrıca reklamların insanlara kolay ulaşabilmesi
nedeniyle özellikle gençlerin sigara ve alkole özendirilmesi kolaylaşmıştır. Bu sonuncular
da madde kullanımına geçişte kolaylaştırıcılardır.
Fakirlik
Ekonomik yoksunluk
Düşük eğitim
İşsizlik
Ekonomik etki
Artan sağlık harcaması
İş kaybı
Azalan verimlilik
Mental ve davranışsal
rahatsızlık
Yüksek prevelans
Bakım eksikliği
Çok daha ciddi seyir
Mental ve davranışsal rahatsızlıklara neden olan faktörlerin yaş gruplarına göre
dağılımında bazı durumların ağırlığı daha fazladır. Bunları gözden geçirirsek;
Doç. Dr. Ethem Erginöz
35
Çocuklarda
Genetik faktörler, doğum yaralanmaları, fetal alkol sendromu, düşük doğum tartısı,
prenatal ilaç etkisi
Beslenme eksikliği: iyodin, demir
Fakirlik ve psikososyal yoksunluk
İstismar, şiddet: Evde veya yaşam çevresinde maruziyet
Enfeksiyonlar: (viral ensefalit gibi)
Toksik maruziyet: (kurşun gibi)
Ergenlerde
Cinsel olgunlaşma ve buna eşlik eden stres
Ailevi stres, istismar, şiddet ve fakirlik
Arkadaş baskısı, beceriksizlik korkusu
Şiddet, travma, stres
Vücut algısı: obezlikten korkma
Alkol ve madde kullanımı
Yetişkinlerde
Alkol ve madde kullanımı
Kadınlarda fertilite ve gebelikle ilişkili durumlar
Ebeveynlik, özellikle tek başına, fakirlik
İstismar, kadınlara karşı fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet
Meslekle ilgili stresler; işsizlik
Yaşlanmadan korkma, menapoz
Üreme fonksiyonlarının ve virilitenin kaybı
İş ve statü kaybı, kendine güvenin kaybı
Yaşlılık
Eş, ev ve arkadaş kaybı
Fakirlik ve yalnızlaşma
Emeklilik ve mesleki statünün kaybı
Mental ve fiziksel gücün yitirilmesi
Malnütrasyon; yalnızlık ve iş görememezlik nedeniyle öğünlerin giderek
tekdüzeleşmesi
Bağımsızlığın kaybı, istismar ve şiddete uğrama
Ölüm korkusu ve giderek yaşlılık yitiklerinin artması
36
Halk Sağlığı ve Mental Hastalıklar
Dünya Sağlık Örgütü mental ve davranışsal bozuklukların azaltılması için
dünyaya 10 maddelik bir harekat planı tavsiye etmiştir. Bu adımlar özetle aşağıdaki
gibidir.
1. BİRİNCİ BASAMAKTA TEDAVİNİN SAĞLANMASI: Mental hastalıkların
yönetiminin ve tedavisinin birinci basamakta temellendirilmesi hizmetin en fazla sayıda
insana daha kolay ve hızlı erişmesini sağlayacaktır. Ancak bunun etkili yerine getirilebilmesi için sağlık personeli özel eğitimlerden geçirilip yetenek kazandırılmalıdır.
2. PSİKOTROPİK İLAÇLARIN ERİŞİLEBİLİR HALE GETİRİLMESİ: Esansiyel
psikotropik ilaçlar sağlanmalı ve sağlık bakımının her seviyesinde sürekli erişilebilir
olmalıdır. Her ülke kendi esansiyal ilaç listesini oluşturmalı ve eğer mümkünse tedavideki en etkin ilaçlar erişilebilirleştirilmelidir.
3. TEDAVİNİN TOPLUM İÇİNDE DE UYGULANMASI: Toplumsal bakım kurumsal
bakımından özellikle kronik mental rahatsızlıklarda sonuçlar ve kişinin yaşam kalitesi
bakımından daha iyi etkiye sahiptir. Ayrıca hastaların hastane bakımından toplum içine
bakıma yönlendirilmesi hem maliyet etkin hem de insan haklarına daha uygundur.
4. HALKIN EĞİTİMİ: Halk eğitimleri ve farkındalık yaratma kampanyaları mental
hastalıklar için bütün ülkelerde uygulanmalı. Ana hedef tedavideki bariyerleri azaltmak ve mental rahatsızlıkların sıklıkları ve tedavi edilebilirlikleri hakkında farkındalık
sağlamak. Mental rahatsızlığı olan kişilerin insan haklarını korumak.
5. TOPLUMLARIN, AİLELERİN VE TÜKETİCİLERİN BU KONUYLA İLGİLENMELERİNİ SAĞLAMAK: Toplumlar, aileler ve tüketiciler politik kararların,
programların ve hizmetlerin geliştirilmesinde ve verilmesinde aktif olarak yer almalıdırlar. Bu gibi inisiyatifler hizmetlerin dağılımının ihtiyacı olanlara en iyi şekilde
verilmesine öncülük eder. Ayrıca bu gibi faaliyetlere katılma mental rahatsızlığı olan
insanlar ve onların aileleriyle karşılaşma ve empati imkânı sağlar.
6. ULUSAL POLİTİKALARIN, PROGRAMLARIN VE MEVZUATIN OLUŞTURULMASI: Bunların güncel bilgiye ve insan hakları kabullerine dayanması gerekir.
Çoğu ülke bütçelerinde mental rahatsızlıklar için fonlarını arttırmalıdır. Mental sağlık
reformları kapsamlı sağlık sistemi reformlarının bir parçası olarak oluşturulmalıdır.
Sağlık sigortalarının mental rahatsızlığı olan kişilere negatif ayrımcılık yapmasının önlenmesi tedaviye erişme ve bakım yükünün azaltılması için önemlidir.
7. İNSAN KAYNAKLARININ GELİŞTİRİLMESİ: Gelişmekte olan ülkelerin bir
çoğunda mental sağlık çalışanlarının sayısını arttırmalı ayrıca bu personelin eğitimini
yükseltmelidir. Gelişmekte olan ülkelerin önemli bir kısmı mental sağlık hizmeti için
yeterli uzmana sahip değildir. Uzman mental sağlık bakım ekipleri medikal veya
medikal olmayan personelden oluşabilir.
8. BAŞKA SEKTÖRLERLE BAĞLANTILAR KURMA: Özellikle eğitim sorumluları, iş ortamındaki sorumlular, güvenlik kurumları, hukuk kurumları ve hükümet
dışı örgütlerle işbirliği yapmak toplumun mental sağlığını arttıracaktır. Hükümet dışı
Doç. Dr. Ethem Erginöz
37
örgütler daha fazla proaktif hareket etmeli, rolleri iyi tanımlanmalı, yerel inisiyatiflere
destek verilmelidir.
9. TOPLUMUN MENTAL SAĞLIĞINI İZLEMEK: Toplumların mental sağlık-ları
sağlık enformasyon ve raporlama sistemlerindeki mental sağlık göstergeleriyle izlenmeli. İndeksler mental rahatsızlıkları olan bireylerin sayısını içerdiği gibi bunların
aldığı bakımın kalitesini ve toplumun mental sağlığının genel ölçütlerini de göstermelidir. Bu kabil izlemeler trendi tahmin etmeye yarar. Felaketler gibi dış etkilerden mental
sağlığın nasıl etkilendiğini tespit eder. İzleme mental sağlık için hazırlanan koruyucu
ve tedavi edici programların etkinliğini değerlendirmemizde işe yarar. Böylelikle yeni
kaynakların kullanımı için gereken izinler için argüman sağlanır.
10. ARAŞTIRMALARIN DAHA FAZLA DESTEKLENMESİ: Mental rahatsız-lıkları
ve bunlar için geliştirilen daha etkili girişimleri anlamamızdaki gelişmeyi sağlamak için
daha fazla biyolojik ve psikolojik yönlü araştırmalar yapılmalıdır. Bu kabil araştırmalar
toplumlar arası değişiklikleri anlamamıza yardımcı olur. Ayrıca mental rahatsızlıkların
neden, seyir ve sonuçlarındaki etkili faktörleri öğrenebiliriz.
Sonuç olarak Halk Sağlığı disiplini Mental Sağlık ile bir çok yerde birçok nedenden
ötürü kesişmektedir. Hem mental sağlık çalışanları halk sağlığı nosyonu ile ilgili bilgilendirilmeli hem de halk sağlığı uygulamacıları halk sağlığı programlarında mental sağlık
porgramlarına özel bir yer ayırmalıdırlar. Mental rahatsızlıkların trendi giderek artma
yönündedir, bu nedenle önümüzdeki yıllarda halk sağlığı uygulamacıları bu sorunla daha
sık karşılaşacaklardır. Ayrıca mental hastalıklar bir çok durumda başka bir sağlık sorununun sonucu gelişebileceği gibi bir çok durumda da başka bir sağlık sorununa neden olabilir. Bu nedenle mental rahatsızlıklar multi disipliner bir yaklaşımla izlenmek zorundadır.
Mental hastalıkların diğer bazı hastalıklarla beraber görülmesine bazı örnekler
aşağıdadır.
1. Majör depresyon tanısı konan kişilerin %36’sı değişik tipte başka tıbbi rahatsızlıklara
da sahiptir.
2. Kronik ağrısı olan hastaların %30-54 ü major depresyon episodları da vardır. Çalışmalar
romatoid artiritli hastaların %50 sinden fazlasının depresif semtomlar ve anksiyete de
geliştirdiğini göstermektedir.
3. Depresyon iskemik kalp hastalığı için bağımsız güçlü bir risk faktörüdür. Depresyon
kardiyovasküler hastalarda tanılanmadan kalabilir ve hastalar tedavi edilmeyebilir
(çoğunlukla %75 oranında) doğru tanılanan ve uygun tedavi alan hastalar ise geri kalan %25’in yarısı kadardır. Ölümcül kardiyak durumların riski direkt olarak depresyon
ciddiliğiyle ilişkilidir.
4. Diyabet hastaları diyabetik olmayanlara göre 2 veya 3 kat daha fazla oranda depresyona meyillidir. Diyabet ve depresyonu olan hastalar depresyon relapslarını daha sık
yaşarlar, daha fazla diyabetle ilgili komplikasyonlara uğrarlar ve depresyonu olan diyabetiklerin tedavi masrafları pür diyabetiklere göre oldukça fazladır.
38
Halk Sağlığı ve Mental Hastalıklar
5. HIV ve mental hastalıkların beraberliği yaklaşık %50 dir. Mental hastalık HIV infeksiyonundan bağımsız olarak ortaya çıkabilir veya bireylerin HIV infeksiyonuna
yakalanmalarında predisposan faktör olabilir (riskli davranışlara temayül nedeniyle)
veya HIV’in bir sonucu olarak (örneğin depresyon) ortaya çıkabilir. HIV semptomlarının
ortadan kaldırılması hastanın mental sağlığının garantiye alınması için esastır.
Mental Sağlık ve Halk Sağlığı arasındaki işbirliği sonucunda elde edilecek faydalar ve işbirliğinin bazı özelliklerine aşağıda maddeler halinde değinilmiştir.
1. Eğitim ve İşbirliği: Sağlığın mental sağlık ve halk sağlığı sistemi işbirliğiyle yükseltilmesinde, kronik hastalıklar, çevre sağlığı, anne ve çocuk sağlığı alanlarında program planlamalarının ve uygulamalarının entegrasyonun kabul edilmesi gerekir. Mental sağlık ve halk sağlığı politika yapıcıları ve uygulamacılar bütün idari düzeylerde
artan bir farkındalık ve işbirliği yaratmak zorundadırlar. Yani birinci basamak sağlık
hizmetlerinden sağlık bakanlığı üst düzey yöneticilerine tüm kademeler aynı programı
yürütmelidirler.
2. Çok yönlü ayrıntılı planlama: Yerel, il ve ülke düzeyinde bireylerin, ailelerin
ve toplumların sağlık ve mental sağlık ihtiyaçlarını temel alan işbirliğine açık ve
çok yönlü bir planlamaya gereksinim vardır. Stratejik aktiviteler toplumun ihtiyaç
değerlendirmelerine cevap verici hedeflerden oluşmalıdır.
3. Ortaklık: Mental sağlık ve halk sağlığı toplulukları sağlığı yükseltmek ve kötü durumlardan korumak için ortaklık meydana getirmeli ve bunu geliştirmelidir. Ortaklık
eğitim, tarama ve acil durumlara ve felaketlere karşılık verme gibi tüm aktivitelerde ortaya konmalıdır. Ayrıca hüküm ve tutuk evlerindeki tutuklu ve hükümlüleri de içerecek
şekilde tüm hedef popülasyon bu ortaklıkta kapsanmalıdır
4. İletişim: Mental sağlık ve halk sağlığı profesyonelleri arasında toplum gruplarına, politika yapıcılarına ve genel olarak kamuya ulaşan iletişim temeldir. İletişim etkili bir
işbirliği, planlama ve ortaklık için esastır. Forumlar diyaloğu özendirir ve mental sağlık
ve halk sağlığı hizmet sağlayıcıları arasında iletişimi güçlendirir. Bulguların bilgisinin
paylaşımı hizmet sağlayıcılar arasında işbirliğini ve birbirleine desteği arttırır.
5. İş gücü geliştirme: Bir ulusun popülasyonunda olduğu gibi mental sağlık çalışanları
ve halk sağlığı çalışanları toplumun tüm antropolojik özelliklerini taşımalıdır. Mental
sağlık ve halk sağlığı iyi eğitilmiş ve çeşitlenmiş iş gücünden oluşmalıdır. Çalışanlar alanda eğitimlerini ve işgücünü geliştirici fırsatlara sahip olmalıdır. Karışık konferanslar,
çapraz eğitim ve diyalog fırsatları hem mental sağlık hem de halk sağlığı çalışanlarının
bilgi ve becerilerini geliştirecektir.
6. Veri toplama: Mental sağlık için yerel, il ve ülke düzeyinde epidemiyolojik verinin
derlenmesinde yatırımlar altyapının geliştirilmesi doğrultusunda yapılmalıdır. Halk
sağlığının bilgisi ve epidemiyolojik kapasitesi mental sağlık sisteminin sürveyans ve epidemiyolojik kapasitesinin değerlenmesine ve artmasına yardımcı olarak kullanılmalıdır.
Doç. Dr. Ethem Erginöz
39
Epidemiyoloji nasıl ki infeksiyon hastalıklarının açıklanabilmesi için kullanılabiliyorsa
aynı şekilde mental sağlık sisteminin profilini çıkarmada da kullanılabilmelidir.
7. Erişim: Planlamada, işgücü ortaklığında ve iletişimde erken çabalar gerçeklikte artan
erişim ve entegre hizmetlere yardımcı olur. Mental sağlığı ve halk sağlığı hizmetlerinin entegrasyonu mental sağlık hizmetlerine erişimi arttıracaktır. Mental sağlık ve halk
sağlığı topluluklarının işbirliği için gösterdikleri çabalar çok yönlü bir “sağlık ortamı”na
erişimi sağlayacaktır.
Kaynaklar:
1. Bertan M, Güler Ç Halk Sağlığı Temel Bilgiler, Hacettepe Tıp Fakültesi Yayınları,
Ankara 1995.
2. Detels R, Mc Even C, ve ark, Oxford Textbook of Public Health 4. Edition 2002
3. Guiding Principles for Collaboration between Mental Health and Public Health, Mental
Health, National Association of County & City Health Officials, May 2005
4. Fişek N, Halk Sağlığına Giriş Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Ankara 1983.
5. Herma H, Shekhar Saxena S, Moodie R Promoting Mental Health Concepts ,Emerging Evi
dence, Practice A Report of the World Health Organization, Department of Mental Health and
Substance Abuse in collaboration with the Victorian Health Promotion Foundation and The University of Melbourne WHO 2005
6. Pektaş İ, Bilge A, Ersoy MA, Toplum ruh sağlığı hizmetlerinde epidemiyolojik çalışmalar ve
toplum ruh sağlığı hemşireliğinin rolü, Anadolu Psikiyatri Dergisi 2006; 7:43-48
7. Supporting Collaboration between Mental Health and Public Health Mental Health, National
Association of County & City Health Officials, Issue 1 Number 1 May 2005
8. The World Health Report 2001, WHO
9. Tulchinsky TH, Varavikova E A The New Public Health, Academic Press , San Diago, Califor
nia 2000.
10. Uğurlu M, Soydal T, Türkiye’de Ruh Sağlığı Hizmetlerinin Birinci Basamak
Sağlık Hizmetlerine Entegrasyonu: Birinci Basamakta Ruh Sağlığı Eğitim programı, Kriz
dergisi 12.1 41-45.
Download