Makro Teoriler ve İktisat Politikaları SAKARYA ÜNİVERSİTESİ SBF İktisat Bölümü 2016 Özet Merkantilizm & Fizyokrasi Klasik Makro Teori ve İktisat Politikaları Keynesyen Makro Teori ve İktisat Politikaları Makro Teoriler İktisat Politikaları Monetarist Makro Teori ve İktisat Politikaları Rasyonel Beklentiler (Yeni Klasik Ekol) ve İktisat Politikaları Arz İktisadı ve İktisat Politikaları Diğer Ekoller Merkantilizm & Fizyokrasi ve İktisat Politikaları Merkantilizm & Fizyokrasi İktisat Politikaları MERKANTİLİZM - 16. ve 18. yüzyıl arasındaki dönemde genel kabul görmüş bir düşünce yapısıdır. - Temel amaç devletin zenginleşmesidir. - Zenginleşmenin yolu da ülkeye kıymetli maden girişiyle olur. - Kıymetli maden girişinin ise iki yolu vardır: dış ticaret ve sömürgecilik. - Dış ticaret fazla vermelidir. Bunun için de endüstri devlet tarafından desteklenmelidir. - Deniz ticareti ve taşımacılığı geliştirilmeli, deniz aşırı yerlerde mülkler edinilmelidir - Devlet müdahalesi önemlidir. FİZYOKRASİ - Fizyokrasi, insan toplumlarının doğal kanunla yönetilmesidir. - 18. yüzyılda Fransa’da ortaya çıkmıştır. Kurucusu François Quesnay kabul edilir. - Doğal düzen, bireycilik, serbest piyasa önceliklidir. - Üretken olan tek alan tarımdır. - Tek vergi: sadece TARIM vergilendirilmelidir. - Klasiklere ışık tutmuşlardır ve devlet müdahalesine karşıdırlar. Klasik Makro Teori ve İktisat Politikaları Klasik Yaklaşım ve İktisat Politikaları - Öncüleri A. Smith, D. Ricardo, R. Malthus, J. S. Mill’dir. - Doğal düzen, doğal hukuk, bireycilik, faydacı felsefe önceliklidir. - Tam rekabet koşulları geçerlidir. - Ekonomi tam istihdamda dengededir. - Her arz kendi talebini yaratır (Say kanunu). - Ücret, fiyat, faiz gibi değişkenler esnektir. - Görünmez El: Ekonomi kendiliğinden dengeye gelir; devlet sınırlandırılmalıdır. - Devlet sadece adalet, diplomasi, savunma gibi hizmetler sunmalıdır., - Vergiler sadece kamu harcamalarını finanse etmek amacıyla toplanmalıdır. - Kamu harcamaları dolaylı vergilerle karşılanmalıdır. - Bütçe küçük ve denk olmalı, bu nedenle borçlanmaya gidilmemelidir. - Kamu borçlanması gelecek nesillere yük aktarmak demektir. - Ancak savaş vb. olağanüstü durumlarda devlet borçlanmalıdır. - Devlet müdahalesine karşıdırlar. Klasik Yaklaşım ve Piyasa Ekonomisi Adam Simith (1723 – 1790) Milletlerin Zenginliği (1776) Doğal Yasa: Evrenin uyum içinde kalmasını sağlayan bir dizi yasanın varlığına inan ve bu yasaları bulup ortaya çıkarmayı amaç edinen 18. yy düşüncesi. Düşüncenin Kaynağı; İsaac Newton (1723) Newton: Evreni düzenleyen matematiksel ifadelerle ispat edilebilen kesinlik ve hassaslığa sahip bir dizi mekanik kanun vardır (Newton Fiziği). Simith’e göre Newton fiziği insanoğlunun en büyük keşfidir. Geleneksel Yaklaşımda Üretim: Mal Piyasası Temel Yaklaşım: Kısa Dönem Üretim Fonksiyonu: Kullanılan girdi ile üretilebilecek maksimum üretim arasındaki ilişkiyi analiz eder Y=f(N, 𝐾, 𝐷, 𝑇) N:İstihdam Düzeyi K: Sermaye Stoku D: Doğal Kaynak T: Teknoloji Klasik Makro Teori ve İktisat Politikası Önerileri Devlet bütçesi denk olmalıdır: Bütçe denk ve küçük olmalıdır. Devlet sadece; emniyet, adalet, savunma hizmetleri gibi temel işlevleri yürütmekle yetinmeli, bütçe disiplinine bağlı kalmalı. Ekonomide liberal yaklaşım sergilenmeli: «Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler» Tüm aktif iktisat politikalarından kaçınılmalı: Ekonomi daima tam istihdamda görünmeyen el sayesinde kendi dinamikleri ile dengededir. Maliye ve para politikaları reel değişkenleri etkilemeyecektir. Klasiklerde Parasal Yaklaşım Para sadece mübadele ilişkilerini kolaylaştırıcı araçtır Reel değişkenler üzerinde etkisi olamaz Ekonomideki fiyat düzeyi piyasadaki para miktarı tarafından belirlenir SONUÇ: PARA NÖTÜRDÜR Keynesyen Makro Teori ve İktisat Politikaları Keynesyen Yaklaşım J. M. Keynes (1882 – 1939) İstihdam Faiz Ve Paranın Genel Teorisi (1926) Keynesyen yorumlar Keynes’in “ İstihdam, Faiz Ve Paranın Genel Teorisi adlı eserinden hareketle Genel Teori olarak anılmaktadır. Genel Teori geleneksel teoriye karşı bir devrim niteliği taşıyıp taşımadığı tartışmalı bir husustur. Hatta Keynesin iktisadı ile Keynesçilerin iktisadı arasında farklılıklar olduğu öne sürülmesi bile neden olmuştur. Keynesyen Yaklaşım - 1929 Büyük Bunalımı sonrası ortaya çıkmıştır (J. M. Keynes). - Talep yönlüdür. - Her talep kendi arzını yaratır. - Ekonomi tam istihdamda dengede olmak zorunda değildir. - Tam istihdama varıncaya kadar devlet ekonomiye müdahale etmelidir. - Kamu harcamalarındaki artış istihdamı canlandırır. - Vergilemenin sadece mali (fiskal) amacı yoktur; ekonomik, sosyal ve siyasal amaçları da vardır. - Kontrol edilebilir ve küçük bütçe açıkları da bir maliye politikası aracıdır. - Oluşacak bütçe açıkları için borçlanmaya başvurulabilir. - Kamu borçlanması piyasadaki atıl fonların ekonomiye kazandırılması demektir. - Maliye politikası önem kazanmıştır ve devlet müdahalesi önemlidir KLASİKLER Tüm fiyatlar esnektir KEYNESYENLER Tüm fiyatlar esnek değildir (Piyasalar tam rekabetçi değil oligopolistik yapıdadır) Aynı Görüştedir İşgücü Arzı=f(Reel Ücret) İŞGÜCÜ Ücretler Esnektir Düşüş yönünde esnek değildir [Eksik PİYASASI [Tam İstihdam) İstihdam] (Asgari ücret düzenlemeleri, sendikalar ve sözleşmeler ücretin düşmesini engeller.) İşsizlik varsa bu Gayri iradi işsizlik te olabilir ancak iradi (Ücretlerde düşüş olunca harcanabilir işsizliktir gelir azalır ve toplam talep düşer) KLASİKLER KEYNESYENLER Para Arzı dışsaldır ( Aynı Görüştedir) Para Talebi (Y,V sabittir) V sabit değildir: PA↑ V↓ (PA değişiminin PY üzerindeki etkisi daha düşük olur) Para Mübadele Aracıdır (sadece mübadele amaçlı talep edilir) Para mübadele yanında servet ve finansal varlık unsurudur (Para mübadele dışında amaçlarla talep edilebilir: Spekülasyon güdüsü, faizin seyri) PARA PİYASASI MV=PY KLASİKLE R S=f(i) TASARRUF (S) I=f(i) YATIRIM (I) Devlet Müdahalesi Olmamalı KEYNESYENLER S=f(Y) Tasarruf faiz geliri elde etmek dışındaki nedenlerden kaynaklanabilir (Dayanıklı tüketim malları satın almak, eğitim, miras amaçlı tasarruf yapılabilir) Yatırımlar faiz dışında kar beklentilerinden de etkilenir [Dönem Sonunda (Ex-ante) I=S eşitlenemez ve ekonomik dalgalanmalara neden olabilir] Olabilir Fiyat Düzeyi Toplam Arz Toplam Talep ve Fiyatlar AS AD6 AD5 AD4 P AD3 AD2 AD1 O Y1 Y2 Y3 Y4 Y5 Milli Gelir Orijinal Phillips Eğrisi 9 8 Enflasyon (%) 7 6 5 4 3 2 1 0 0 1 2 3 İşsizlik (%) 4 5 6 Monetarist Makro Teori ve İktisat Politikaları Monetarizmin Teorik Yapısı Ekonomik yaşamı etkileyen temel faktör parasal gelişmelerdir. Buna göre toplam talebi, üretim, istihdamı, fiyatları etkileyen temel unsur para arsındaki değişmelerdir. Para arzındaki değişmeler ekonomiye mikro etkiler yoluyla yansır: aktif varlıkların fiyat ve getiri oranlarındaki değişmeler nedeniyle yeniden düzenlenmesi biçimiyle ortaya çıkar. Ekonomideki istikrarsızlıklar para otoritelerinin firma ve birey arasında farklılık yaratan keyfi uygulamalardan kaynaklanır. Ekonomik Keynesyen modellerdeki gibi karmaşık değil, az sayıda araç değişkenleri içeren modeller tercih edilmeli müdahale araçları sınırlandırılmalıdır. Monetarist Yaklaşım ve İktisat Politikaları - 1970’lerde stagflasyon olgusunun ortaya çıkmasıyla birlikte Keynesyen politikalara getirilen eleştirilerin öncüsü olmuştur. - Para arzını önemli bir araç olarak gören bir paradigmadır (Parasalcılık da denir). - Milton Friedman öncüsüdür. - Sürekli Gelir Hipotezi: Tüketim harcamaları sürekli gelirin sabit bir oranıdır. - Uzun dönemde maliye politikası etkin değildir. - Dışlama etkisi: Kamu harcamaları özel yatırım harcamalarını ekonomiden dışlar. - Doğal İşsizlik Hipotezi: Bir ekonomideki maksimum sürdürülebilir üretim oranına tekabül eden işsizliktir. Ekonomi her zaman tam istihdamda dengede olamaz. - Enflasyonun temel nedeni hükümetlerin para arzını kuralsızca artırmasıdır. - Para arzındaki artış büyüme oranına eşit olmalıdır. Monetarizmin Teorik Yapısı Enflasyon tümüyle parasal bir olgudur: ∆M x ∆V=∆P x ∆Y ∆P = (∆M + ∆V) - ∆Y ∆V=0 olduğundan: ∆P = ∆M - ∆Y %8 = %12 - %4 Rasyonel Beklentiler (Yeni Klasik Ekol) ve İktisat Politikaları RASYONEL BEKLENTİLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI Temeli J.F. Muth tarafından temelleri atılmıştır Bireyler iktisat politikası uygulamaları karşısında pasif değildirler Bireyler iktisat politikası uygulamaları karşısında rasyonel ve kendi çıkarlarına uyumlu bir beklenti ile karşılık verirler Bireyler tüm enformasyonu geçmişten gelen deneyimleri ile birleştirerek davranıl sergilerler Bu durumda iktisat politikaları beklenen sonucu vermeyecektir RASYONEL BEKLENTİLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI - Neoklasik çatı altındaki yaklaşımlardan biridir. - 1960’larda ortaya çıkmıştır ve öncüleri J. Muth, R. Lucas, .T. Sargent olmuştur. - Bireyler piyasadaki tüm bilgiye sahiptir ve kararlarını alırken rasyonel (akılcı) davranır. - Fiyat, ücret gibi değişkenler esnektir. - Bireyler rasyonel olduğundan, konjonktürdeki herhangi bir değişim karşısında sistematik hatalar içermeyen akılcı kararlar alırlar. Böylece ekonomi kendiliğinden dengeye gelecektir. - Bu nedenle devletin uygulayacağı bir maliye politikasının kısa dönemde bile reel etkileri ortaya çıkmaz. Politika etkinsizliği söz konusudur. RASYONEL BEKLENTİLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI 𝒖 𝒖 𝑭𝑮𝑺𝒕 −𝑭𝑮𝑺𝒕−𝟏 = 𝑨(𝑭𝑮𝑺𝒕−𝟏 − 𝒖 𝑭𝑮𝑺𝒕−𝟏 ) 𝑭𝑮𝑺𝒕𝒖 : Bu dönemin (t) beklenen fiyatlar genel seviyesi 𝒖 𝑭𝑮𝑺𝒕−𝟏 : Önceki dönemin beklenen fiyatlar genel seviyesi A: Düzeltme katsayısı 𝑭𝑮𝑺𝒕−𝟏 :Önceki dönemin gerçekleşen fiyatlar genel seviyesi RASYONEL BEKLENTİLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI RPT Keynesyen Görüşü Eleştirileri: 1-Keynesyen makro teori rasyonel değildir: Bireyler geçmiş deneyimlerinde ders almadıkları varsayımı yaparak bireylerin irrasyonel davranışta ısrar ettiğini varsayar. RASYONEL BEKLENTİLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI RPT Keynesyen Görüşü Eleştirileri: 2-Keynesyen makro teori tutarsızdır Bazı fonksiyonlar bireysel bazıları makro denkelemlerden oluşurken beklentilerle ilgili bazı fonksiyonlarda uzun diğerlerinde kısa dönemli deneyimlere göre davranacaklarını savunurlar Keynesyen makro teori keyfi başarı ölçüleri kullanmaktadır RASYONEL BEKLENTİLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI RPT Keynesyen Görüşü Eleştirileri: 3-Keynesyen makro teori keyfi başarı ölçüleri kullanmaktadır Bireysel kararlar toplumsal davranışlarla ikame edilmiştir. Keynesyen teori ferdi refah konusunu ihmal etmiştir. Başarı kriterlerini makro göstergelere göre değerlendirmiştir. Arz İktisadı ve İktisat Politikaları ARZ İKTİSADI VE İKTİSAT POLİTİKALARI • Neoklasik çatı altındaki yaklaşımlardan biridir. • - 1970’li yıllarda talep merkezli Keynesyen yaklaşıma karşı bir tepki olarak doğmuştur. • - Üretimin ve dolayısıyla ekonomik büyümenin artması için vergi indirimlerinin gerekli olduğu savunulmaktadır. • - Vergilerin azaltılması talebi canlandırdığı için değil, üretimi canlandırdığı için etkilidir. • - Maliye politikalarının reel etkileri vardır. Ancak, vergi oranlarının azaltılması durumunda ekonomik büyüme sağlanabilir. • - Temel politika aracı vergilerdir. • - Laffer Eğrisi: Vergi oranı arttıkça toplam vergi hasılatı artar. Ancak vergi oranları belli bir eşiği aştıktan sonra toplam vergi hasılatı azalmaktadır. ARZ İKTİSADI VE İKTİSAT POLİTİKALARI Arz İktisadı üretime yönelik ilkelere vurgu yapar: Devletin ekonomik davranışları, etkilerini nispi fiyatların değişimi üzerinde gösterir. Üretim kaynaklarının kullanımını değiştirerek ekonomik faaliyetlerin miktar ve bileşimindeki değişmeleri içerir. ARZ İKTİSADI VE İKTİSAT POLİTİKALARI Laffer Eğrisi Fertlerin vergi sonrası ücretleri yani harcanabilir gelirleri artarsa daha çok yatırım yapacaklarını savunur. Buna göre vergi oranları düşerse vergi hasılatı artacaktır. Laffer Eğrisi ve Vergi Hasılatı Vergi Hasılatı Max. 0 Vergi Oranı X 100 ARZ İKTİSADI VE İKTİSAT POLİTİKALARI Vergi İndirimlerinin Etkileri • Fertlerin gelir vergisi oranı düşerse= (S)↑;(i)↓ ve I↑ • Şirketlerin kurumlar vergisi düşerse; şirketin yatırım karlılığı ve tasarruf gücü artar. • Toplam tasarrufların artışı borç taleplerinde faizlerde düşüşe imkan sağlar. • Yatırım/GSMH oranı yükselir • Vergilerde düşüş çalışma arzusunu kamçılar, işgücü arzı artar. ARZ İKTİSADI VE İKTİSAT POLİTİKALARI Vergi İndirimlerinin Etkileri • Üretim artar, arz artışı sonucu enflasyon frenlenir. • İhracat artar, Ödemeler dengesi iyileşir • Vergi düşüşü ücret taleplerini frenler, maliyet enflasyonunu önler. • Enflasyonun dizginlenmesi tüketim ve istihdamı teşvik eder • Enflasyonun dizginlenmesi faiz oranlarını düşürür , yatırımları canlandırır, geliri yükseltir. POST KEYNESYENLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI - 1970’li yıllarda stagflasyon sorunu karşısında yetersiz kalan Keynesyen iktisada yeni yorumlar getiren bir yaklaşımdır. - Öncüsü John Robinson’dur. - Ekonomide eksik rekabet ve oligopolistik bir yapı vardır. Bu nedenle mark up fiyatlama söz konusudur. - Belirsizlik kavramına vurgu yaparlar. - Ekonomik büyüme ve gelir dağılımının temel belirleyicisi yatırımlardır. - Maliye politikası önemli ve etkindir YENİ KEYNESYENLER VE İKTİSAT POLİTİKALARI - 1980’lerde ortaya çıkan ve G. Mankiw, A. Okun, J. Stiglitz, gibi öncüleri olan bir yaklaşımdır. - Makroekonomik Keynesyen analize mikroekonomik unsurlar katmışlardır. - Ücret ve fiyatlar aşağı doğru esnek değildir (yapışkandır). Bu nedenle ekonominin kendiliğinden tam istihdam dengesine gelmesi olanaklı değildir. - Maliye politikası önemlidir. YAPISALCI YAKLAŞIM VE İKTİSAT POLİTİKALARI - 1950’li yıllarda Latin Amerika’da R. Prebisch’in öncülüğünde ortaya çıkmıştır. - Ülkelerin yapısal özelliklerinin dikkate alınarak modellenmesi gerektiğini savunan bir yaklaşımdır. - Gelişmiş ve azgelişmiş ülkeler arasındaki serbest dış ticaretin azgelişmiş ülkeler aleyhine sonuçlandığını iddia etmektedirler. Bu nedenle de ithal ikameci sanayileşme politikalarını savunurlar. - Devlet müdahalesi önemli ve gereklidir. Devlet eliyle sanayileşmenin getireceği yapısal değişim kalkınmayı sağlayacaktır. - Enflasyonun temel nedeni yapısal darboğazlardır. Bu yapısal darboğazların aşılması için maliye politikası araçları kullanılmalıdır. - Günümüzdeki temsilcileri olan Neoyapısalcılar ekonomik büyümeyle gelir dağılımında adaletin birlikte sağlanmasında yine maliye politikalarına önem vermektedirler. Ancak eskisine nazaran daha dışa açık bir ekonomi modeli sunmaktadırlar ANAYASAL İKTİSAT EKOLÜ VE İKTİSAT POLİTİKALARI - Neoklasik çatı altındaki yaklaşımlardan biridir. - Virginia Politik İktisat Okulunun ürünüdür ve öncüsü J. M. Buchanan’dır. - Devletin ekonomiye müdahale araçlarının yasal/anayasal yollarla sınırlandırılması gerektiğini savunan bir yaklaşımdır. - Üç temel varsayımı vardır: a) metodolojik bireycilik, b) rasyonalite ve maximand, c) politik mübadele. - Analizler yöntemsel olarak bireyi esas alır. Bireyler kararlarında akılcı davranır. Siyaset de iktisat gibi bir mübadeleler ağıdır. - Politikacılar oy, bürokratlar bütçe (yetki), seçmenler fayda ve baskı grupları rant maksimizasyonu güdüsüyle hareket eder - Politikacılar oylarını artırmak için kamu kaynaklarını fütursuzca kullanarak kamu harcamalarını seçmen ve baskı gruplarına harcar. Seçmenler de elde ettikleri fayda karşılığında oy verir (oy ticareti). Bürokratlar da yetkilerini genişletebilmek için bütçenin şişmesine neden olurlar. - Oy ticareti mekanizması işlediği sürece kamu kaynakları etkin kullanılmayacaktır. Bu nedenle maliye politikalarının yasalar yoluyla sınırlandırılması gerekmektedir. İktisat Politikaları ve Muhtemel Sonuçları Büyümeyi Hızlandırmak Amaç UYGULANACAK POLİTİKA ARAÇLARI OLASI SONUÇLAR Gevşek Para Politikası: Faizlerde düşüş, Faizlerin düşürülmesi, Kredilerde artış, Zorunlu karşılıkların indirilmesi, Yatırım artışı ve / veya kapasite kullanımında artış, Likiditeyi bollaştıracak APİ uygulaması Üretim artışı, İstihdam artışı (işsizlik düşüşü) Gevşek Maliye Politikası : İthalat artışı (başta enerji ithalatı olmak üzere), Kamu harcamalarının artırılması, Cari açıkta artış, Vergilerin düşürülmesi Bütçe açığında artış. Teşviklerin artırılması Amaç Uygulanacak politika araçları İşsizlikle Mücadele Etmek Gevşek Para Politikası Olası sonuçlar • Faizlerin düşürülmesi, Kamu harcamalarında artış, • Zorunlu karşılıkların indirilmesi, Vergi indirimleri ve / veya teşviklerde artış, • Likiditeyi bollaştıracak APİ Büyümenin teşviki, uygulaması. Gevşek Maliye Politikası • Kamu harcamalarının artırılması, • Vergilerin düşürülmesi, • Teşviklerin artırılması. İstihdam artışı, Talep artışı, Enflasyonist baskılarda artış. Amaç Uygulanacak politika araçları Sıkı Para Politikası Faiz artışı, Faizlerin artırılması, Talepte düşüş, Zorunlu karşılıkların artırılması, Kredilerde düşüş, Yerli paranın değerli Enflasyonla tutulması. Mücadele Etmek Olası sonuçlar Sıkı Maliye Politikası Harcamaların kısıtlanması, Vergilerin artırılması, Bütçe disiplininin yükseltilmesi. İthalatın düşüşü, Cari açığın düşüşü, Bütçede faiz giderlerinin artışı, Faiz dışı giderlerin düşüşü: Hangisi daha büyükse bütçe açığı ona göre biçimlenir. Amaç Cari Açığı Düşürmek Uygulanacak Politika Araçları Olası Sonuçlar Sıkı Para Politikası İhracat artışı, Zorunlu karşılıkların artırılması, İthalat düşüşü, Yerli paranın değer kaybetmesi Yatırımlarda düşüş, Destekleyici Maliye Politikası Önlemleri İthal ikamesi uygulaması, İhracat teşvikleri Tarife dışı engeller uygulaması Kredilerde düşüş, Üretimde düşüş ve/veya arzın talepteki artışı karşılayamaması, Büyümenin düşüşü. Amaç Uygulanacak Politika Araçları Olası Sonuçlar Sıkı Maliye Politikası Kamu harcamalarının düşüşü, Bütçe Harcamaların kısıtlanması, Açığını Vergi gelirlerinin artışı, Düşürmek Vergilerin artırılması, Kamu borçlanmasının düşüşü. Bütçe disiplininin yükseltilmesi.) Dolaysız vergilerin artışı, Gelir Maliye Politikası Önlemleri Dağılımını Düzeltmek Vergilerle ilgili düzenlemeler Sıkı Maliye Politikası Harcamaların kısıtlanması, Kamu Kesimi Vergilerin artırılması, Borç Yükünü Bütçe disiplininin yükseltilmesi. Azaltmak Destekleyici para politikası önlemleri Faizlerin düşmesi için çaba Vergi denetiminin yaygınlaştırılması, Kayıt dışı işlemlerle mücadele. Kamu borç yükünün düşüşü, Faizlerde düşüş, Özel kesimin piyasadan dışlanması olgusunun tersine dönmesi, Özel kesim borçlanmasının artması. MAL ve HİZMET PİYASALARI: IS EĞRİSİ i i2 Faiz oranı i1 I=I(i)=-bi 0 I I2 I1 Yatırım talebi fonksiyonu Planlanan harcamalar AE E2 A -bi2 A +cY-bi2 AE1= A +cY-bi1 E1 A -bi1 0 450 Y1 i Faiz oranı AE2= i1 Y2 E’1 E’2 i2 0 Y Gelir, hasıla IS Y1 Y2 Y Gelir, hasıla IS EĞRİSİNİN SAĞA DOĞRU KAYMASI • Genişletici Maliye Politikaları – Transfer harcamalarındaki artış – Kamu harcamalarındaki artış – Vergilerde azalma • Beklentiler – İktisadi faaliyetlerde canlanma belirtileri/beklentileri – Yatırım teşvikleri olumlu dış etkenler – Servet artışının tüketimi artırması – Sermayenin marjinal verimliliğinde artış beklentisi – Gelecekte gelirde artış beklentilerinin oluşumu IS EĞRİSİNİN EĞİMİNİN DEĞİŞMESİ • Yatırımın faize duyarlılığında (b) artış (Yatırım fonksiyonu yatık) IS yatıklaşır • Yatırımın faize duyarlılığında (b) azalış (Yatırım fonksiyonu dik) IS dikleşir • Çarpan (a) arttıkça (harcama fonksiyonu dik) IS yatıklaşır – Çarpanda artış: (c’nin artışı,t’nin azalışı) • Çarpan (a) azaldıkça (harcama fonksiyonu yatık) IS dikleşir – Çarpanda azalış: (c’nin azalışı,t’nin artışı) Örnek Soru: I= 55 - 200i S= - 40 + 0,2Y A) i = 0,09 (%9) I=? YA=? B) i = 0,07 (%7) I=? YB=? Çözüm: (A) S=I - 40 + 0,2Y = 55 – 200i - 40 + 0,2Y = 55 – 200(0,09) -40 + 0,2Y = 55 – 18 -40 + 0,2Y = 37 0,2Y = 37 + 40 0,2Y = 77 YA=385 TL Çözüm: (B) S=I - 40 + 0,2Y = 55 – 200i - 40 + 0,2Y = 55 – 200(0,07) -40 + 0,2Y = 55 – 14 -40 + 0,2Y = 41 0,2Y = 41 + 40 0,2Y = 81 YB=405 TL Planlanan harcamalar AE B (C+I ) (348+37) A 0 450 YA i Faiz oranı (C+I) (364+41) %9 Y A B %7 0 YB IS 385 405 Y i e2 %9 e3 %7 I>S 0 e3 Noktası için: S = - 40 + 0,2Y S = - 40 + 0,2(385) S = 37 I = - 55 – 200i I = - 55 – 200(0,07) I = 41 385 I<S IS 405 Y e2 Noktası için: S = - 40 + 0,2Y S = - 40 + 0,2(405) S = 41 I = - 55 – 200i I = - 55 – 200(0,09) I = 37 IS EĞRİSİNİN SAĞA DOĞRU KAYMASI • Genişletici Maliye Politikaları – Transfer harcamalarındaki artış – Kamu harcamalarındaki artış – Vergilerde azalma • Beklentiler – İktisadi faaliyetlerde canlanma belirtileri/beklentileri – Yatırım teşvikleri olumlu dış etkenler – Servet artışının tüketimi artırması – Sermayenin marjinal verimliliğinde artış beklentisi – Gelecekte gelirde artış beklentilerinin oluşumu LM EĞRİSİ Planlanan harcamalar AE B (C+I ) (348+37) A 0 450 YA i Faiz oranı (C+I) (364+41) %9 Y A B %7 0 YB IS 385 405 Y Faiz oranı Faiz oranı i i2 E2 i2 i1 L1(Y1) 0 E2 E1 E1 i1 LM M P L2(Y2) M/P 0 Reel Balanslar Gelir, Hasıla Y1 Y2 Y LM Eğrisinin Yer Değiştirmesi -Para arzında artış Para Talebinde düşüş LM eğrisini sağa kaydırır -Para arzında azalış Para Talebinde artış LM eğrisini sola kaydırır ÖRNEK: M: Para Arzı = 200 TL L : Para Talebi: L1 : İşlem/İhtiyat Amaçlı L1 (Y): 0,25Y L2 :Spekülatif Amaçlı L2(i): 50-200i A) i=0,1 (%10) YA=? B) i=0,05 (%5) YB=? A) i=0,1 (%10) YA=? Para Arzı: 200 TL Para Talebi = İşlem/İhtiyat Amaçlı + Spekülatif Amaçlı L=M L1 + L2 = M L1 (Y) + L2(i) = M 0,25Y + 50-200i = 200 0,25Y + 50-200(0,1) = 200 0,25Y + 30 = 200 0,25Y = 200 – 30 Y = 680 TL B) i=0,05 (% 5) YB=? Para Arzı: 200 TL Para Talebi = İşlem/İhtiyat Amaçlı + Spekülatif Amaçlı L=M L1 + L2 = M L1 (Y) + L2(i) = M 0,25Y + 50-200i = 200 0,25Y + 50-200(0,05) = 200 0,25Y + 40 = 200 0,25Y = 200 – 40 Y = 640 TL II. Yol: Para Arzı = Para Talebi M=L M = L1 (Y) + L2(i) 200 = 0,25Y + 50 – 200i - 50 + 200i + 200 = 0,25Y 150 + 200i = 0,25Y (4) * [150 + 200i ]=[0,25Y] * (4) 600 + 800i = Y Y = 600 + 800i Çözüm Y = 600 + 800i idi A) i=0,1 (%10) B) i=0,05 (%5) YA= 600 + 800(0,1) YA= 600 + 80 YA= 680 YB= 600 + 800(0,05) YB= 600 + 40 YB= 640 i Ms i LM %10 A %10 B %5 A B %5 Md(640) Md(680) 0 200 Para Arzı 0 Para Talebi 640 680 Y i Faiz LM PA=PT 200=(160+40) A %10 %5 0 PA=PT 200=(170+30) B Gelir, Hasıla 640 B Noktası için: L = L1 (Y) + L2(i) L = 0,25Y + 50-200i L = 0,25(640) + 50-200(0.05) L = 160 + 40 Y 680 A Noktası için: L = L1 (Y) + L2(i) L = 0,25Y + 50-200i L = 0,25(680) + 50-200(0.1) L = 170 + 30 i Faiz 200>(160+30) LM PA>PT %10 %5 0 PA<PT B’ A B 200<(170+40) A’ Gelir, Hasıla 640 B’ Noktası için: L = L1 (Y) + L2(i) L = 0,25Y + 50-200i L = 0,25(640) + 50-200(0.1) L = 160 + 30 Y 680 A’ Noktası için: L = L1 (Y) + L2(i) L = 0,25Y + 50-200i L = 0,25(680) + 50-200(0.05) L = 170 + 40 DIŞ = İÇ DENGE DENGE Dış Ticaret = Açığı A B C D Kamu Açığı ( X - M) = (T - G) 0 -10 10 = = = -20 -20 -20 + Özel Sektör Açığı + (S - I) + + + 20 YORUM İç Denge Sağlanmış 10 İç Tasarruflar Kamu Açığını Kapamakta Yetersiz: Dış tasarruf Kullanılmış 30 İç Tasarruflar Fazla: Dış Aleme Kullandırılmış BP EĞRİSİ Faiz oranı i BP=0 Ödemeler bilançosu fazlası BP>0 i2 i1 0 E2 E’2 E1 E’1 Ödemeler bilançosu açığı BP<0 Gelir, hasıla Y1 Y2 Y AÇIK EKONOMİDE TALEP YÖNLÜ İKTİSAT POLİTİKALARI: MUNDELL-FLEMİNG MODELİ NX=0 I Y=Y* II Dış ticaret fazlası ve eksik istihdam Faiz i III Dış ticaret açığı ve eksik istihdam Dış ticaret açığı ve aşırı istihdam LM1 LM2 E2 E3 E1 IS2 IS1 0 Y1 Y0 Y2 LM3 Y* Y3 IS3 Y TAM İSTİHDAM VE DIŞ DENGE ARASINDAKİ POLİTİKA ÇELİŞKİLERİ (SERMAYE HAREKETLERİ YOK) I. Bölge: Talepte bir genişleme dış dengede bir probleme yol açmadan işsizlik sorununu çözecektir. III. Bölge: Daraltıcı politikalar aşırı istihdamı azaltmakta ve dış ticaret fazlasını ortadan kaldırmaktadır. II. Bölge: Ekonomiyi aynı anda iç ve dış dengeye yöneltecek uygun bir politika yoktur NX=0 olduğu müddetçe dış denge; hasıla Y* düzeyinde oldukça tam istihdam sağlanmaktadır. i Genişletici para pol. IV III Daraltıcı maliye pol. BP E II I Genişletici maliye pol. 0 Daraltıcı para pol. Y* Yurtiçi gelir, hasıla Y İç ve dış denge aynı anda sadece E noktasında sağlanabilmektedir. Dengesizliklerin ekonomi politikaları yardımıyla giderilmesi mümkündür. Örneğin I. bölgede hem faiz oranını hem de ve gelir düzeyini yükseltecek bir politika, III. bölgede faiz oranını ve gelir düzeyini düşürecek bir politika uygulanması iç ve dış dengenin sağlanmasına hizmet edecektir. Sabit Kur, Kısmi (Tam olmayan) Sermaye Hareketliliği Genişletici Maliye Politikaları i BP LM2 LM1 i3 E3 E2 i2 i1 E1 IS2 0 IS1 Y1 Y3 Y2 Y Varsayım: Sabit Kur, Kısmi Sermaye Hareketliliği, BP Daha Dik Politik Uygulama: Mali genişleme (IS1 sağa kayar (IS2); E2 noktasındaki faiz oranı (i2) iç dengedir (BP’nin altında) Ödemeler bilançosunda açık meydana gelir Gelişmeler: Merkez bankasının sabit kuru korumak için piyasaya yabancı para satışı yapmak zorunda kalması (bu gelişme piyasadaki para miktarını daraltır [LM1 sola kayar(LM2)] Nihai denge: E3 noktasında sağlanır: (faiz oranı i3 ve gelir düzeyi Y3) Sonuç: Kapalı ekonomik duruma göre (E2 noktası) daha yüksek bir faiz oranı ve daha düşük bir gelir düzeyi. LM1 Faiz oranı i E2 i2 i3 i0 LM2 BP E3 E1 IS2 IS1 0 Y1 Y2 Y3 Y Varsayım: Sabit Kur, Kısmi Sermaye Hareketliliği, BP Daha yatık Politik Uygulama: Mali genişleme (IS1 sağa kayar (IS2); E2 noktasındaki faiz oranı (i2) iç dengedir (BP’nin üstünde) Ödemeler bilançosunda fazla meydana gelir Gelişmeler: Merkez bankasının sabit kuru korumak için piyasadan fazla olan dövizi çekmek zorunda olması (bu gelişme piyasadaki para miktarını artırır [LM1 sağa kayar (LM2)] Nihai denge: E3 noktasında sağlanır: (faiz oranı i3 ve gelir düzeyi Y3) Sonuç: Kapalı ekonomik duruma göre (E2 noktası) daha düşük bir faiz oranı ve daha yüksek bir gelir düzeyi. Sabit Kur, Kısmi (Tam olmayan) Sermaye Hareketliliği Genişletici Para Politikaları LM1 i i1 i2 LM2 BP E1 E2 IS1 0 Y1 Y2 Y Varsayım: Sabit Kur, Kısmi Sermaye Hareketliliği, Politik Uygulama: Parasal genişleme (LM1 sağa kayar (LM2); E2 noktasındaki faiz oranı (i2) geçici iç dengedir (BP’nin altında) Ödemeler bilançosunda açık meydana gelir Gelişmeler: Merkez bankasının sabit kuru korumak için piyasaya yabancı para satışı yapmak zorunda kalması (bu gelişme piyasadaki para miktarını daraltır [LM2 sola kayar(LM1)] Nihai denge: E1 noktasında sağlanır: (faiz oranı i1 ve gelir düzeyi Y1) Sonuç: Ekonomi tekrar E1 noktasındaki dengesine geri dönecektir. Para Politikası etkisiz Esnet Kur ve İktisat Politikaları i i=if BP’ Ulusal paranın değerlenmesi BP Ulusal paranın değer yitirmesi IS 0 Gelir, hasıla Y DÖVİZ KURUNDA BİR DEĞİŞMENİN TOPLAM TALEBE ETKİLERİ. Tam sermaye hareketliliği ve esnek döviz kurunda sermaye akımlarının toplam talep üzerinde güçlü etkileri vardır. Yurtiçi faiz haddi if'nin altına düşerse sermaye çıkışları ülke parasının değerini düşürür. Bu ise rekabet gücünü ve ülke mallarına talebi artırarak IS eğrisini sağa kaydırır. Aksine faiz hadleri if'nin üzerine çıkarsa sermaye girişi ülkenin parasının değerini artırarak rekabet gücünü kaybetmesine yol açacaktır. Toplam talep düşerken IS eğrisi de sola kayacaktır. Esnek Kur, Kısmi (Tam olmayan) Sermaye Hareketliliği Genişletici Para Politikaları BP1 i BP2 LM(g1) i1 i3 i2 E1 LM(g2) E3 E2 IS1 0 Y1 Y2 Y3 IS2 Y ESNEK DÖVİZ KURU SİSTEMİNDE PARA POLİTİKASI BP eğrisi LM'ye göre daha diktir. Merkez bankası para arzını arttırınca LM sağa LM(g2)’ye kayacaktır. Döviz kuru değişmezse iç denge E2 noktasında oluşur, ancak bu noktada ödemeler dengesi açığı vardır. Bu nedenle döviz kuru yükselir. Döviz kurunun yükselmesi IS ve BP’yi sağa kaydırır. Sonuç: E3’teki yeni denge noktasında faiz oranı i3 ve gelir düzeyi Y3‘tür. Genişletici para politikası faiz oranını düşürmekte, gelir düzeyini yükseltmektedir. i i2>if i1=if LM E1 E2 BP IS2 IS1 0 Y1 Y2 Y ESNEK KUR VE TAM SERMAYE HAREKETLİLİĞİ DURUMUNDA MALİYE POLİTİKASI. Mali genişleme IS’i sağa IS2’ye kaydırır. Geçici iç denge E2 noktasında oluşur. Burada yurtiçi faiz oranı dünya faiz oranından yüksek olup ödemeler bilançosu fazla vermektedir. Buna bağlı olarak döviz kuru düşer ve net ihracat azalır. IS sola kayarak nihai denge tekrar E1 noktasında sağlanır. Sonuç: Mali genişleme ne gelir düzeyini ne de faiz oranını etkileyememektedir.