Giriş Ayrımcılık, on yıllardır ulusal ve uluslararası düzeydeki insan hakları savunucularının önemli gündem maddelerinden biri olmuştur. Bununla paralel olarak, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi gibi uluslar üstü yapılar tarafından ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında uluslararası standartlar belirlenmiş ve üye devletlerin bu standartları kendi iç hukuklarına aktarması beklenmektedir. Çok sayıda belgede ayrımcılık tanımlanırken farklı ayrımcılık temelleri ifade edilmiş ve bu temellerden kaynaklı olarak herhangi bir kişi veya grubun haklarından yararlanmasını önleyen her türlü farklı muamele yasaklanmıştır. Yayının ilerleyen bölümlerinde her belgenin kapsadığı ayrımcılık temellerine yer verilecektir ancak yine de bu tanımları derlemek gerekirse ayrımcılık şu şekilde özetlenebilir: “Irk, renk, dil, din, inanç, cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik, ulusal ve sosyal köken, etnik köken, felsefi ve siyasi görüş, mülkiyet, sosyal statü, soy, hemşehrilik, hamilelik, sağlık durumu, engellilik, yaş ve benzeri temellerden bir ya da daha fazlasına dayanarak kişi ve grupların hak ve özgürlüklerden eşit şekilde yararlanmasını engelleyen ya da zorlaştıran her türlü farklı muamele1.” Eğer kişiler yukarıda sıralanan temellerden birden fazlasına uğramışsa burada çoklu ayrımcılık devreye girmektedir. Yukarıdaki tanımın doğrudan ayrımcılığa ait olduğunu belirtmek gerekir. Ayrımcılık, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık diye iki ayrılmaktadır. Doğrudan ayrımcılık, hakların gerçekleşmesini engelleyen farklı muamelenin yukarıdaki temellere dayanarak açık bir şekilde yapılmasıdır. Dolaylı ayrımcılıkta ise, açıktan bir ayrımcılık yapılmamakla birlikte, herkesin eşit koşullarda olduğunu varsayıp aynı muameleyi yaparak mevcut dezavantajlar göz ardı edilmektedir. Yani, görünüşte aynı ve tarafsız olan bir politika, uygulama ve düzenlemenin belirli kişi ve gruplar üzerinde olumsuz sonuçlar doğurması dolaylı ayrımcılık olarak değerlendirilmektedir. 2 Dolaylı ayrımcılıkta ayrı etkiler ve eşit olmayan sonuçlar doğuran aynı muamele yasaklanmaktadır.3 Ayrımcılıkla mücadelenin etkili ve kapsamlı olabilmesi için doğrudan ve dolaylı ayrımcılık tanımlarının yanı sıra taciz ve mağdurlaştırma gibi özel kavramların da bilinmesi ve yasalarda yer alması önemlidir. Taciz, özel bir ayrımcılık türü olup uluslararası sözleşmelerde tanımlanmamıştır ama Avrupa Konseyi Direktifleri bu eksiği tamamlamakta ve ülkelere yol göstermektedir. 2000/43/EC sayılı Irk Ayrımcılığı Direktifi4 ile 2000/78/EC sayılı İstihdamda Eşit Muamele Direktifi5, direktiflerde yer alan ayrımcılık temellerine dayanarak bir kişinin değerine zarar vermek ve aşağılayıcı, yıldırıcı, düşmanca, başkalarının gözünde alçaltıcı, haysiyet kırıcı, hakaret edici veya saldırgan bir ortam yaratmak amacıyla veya bu sonucu doğuracak şekilde davranmayı taciz olarak nitelemiş ve ayrımcılık olarak kabul etmiştir. Direktiflerde mağdurlaştırmaya da yer verilmiş ve devletlerin ayrımcılığa uğrayıp da şikayet başvurusu yapan ve onları destekleyen kişilerin kötü ve farklı bir muameleyle karşılaşmamaları için korunmaları yönünde düzenleme yapmaları gerektiği belirtilmiştir. Hem taraf olduğu uluslararası sözleşmeler hem de 2004’ten beri süren Avrupa Birliği üyelik süreci nedeniyle ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik konusunda Türkiye’nin pek çok yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu yükümlülüklerden en önemlisi Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu’nun çıkarılması ve bu kanunda yer alan düzenlemelere göre ülkede ayrımcılıkla mücadeleden sorumlu özelleşmiş bir kurum oluşturulmasıdır. 2009 yılında hükümetin gündeme 1 2 3 4 5 Bu tanımda Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nde yasaklanan ayrımcılık temellerinin yanı sıra, 2009 yılında İnsan Hakları Ortak Platformu koordinasyonunda çok sayıda sivil toplum örgütünün katkısıyla hazırlanan “Ayrımcılığın Önlenmesi ve Ortadan Kaldırılması Kanunu Taslağı”ndan faydalanılmıştır. Taslak için bkz. http://www.ihop.org.tr/2010/03/16/ nsan-haklar-oerguetlerinin-ayrmclk-yasa-tasla-oenerisi/ (erişim tarihi: 28.06.2015) İdil Işıl Gül ve Ulaş Karan (2011), Ayrımcılık Yasağı Eğitim Rehberi, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul. Rehberin dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarimerkezi.bilgi.edu.tr/media/uploads/2015/02/24/Ayrimcilik_Yasagi_Egitim_Rehberi.pdf (erişim tarihi: 28.06.2015) Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara. Kitabın dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/files/original/230b1af082c93483fd391a5 6339cf5c7.pdf (erişim tarihi: 28.06.2015) Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulamaya Konmasına İlişkin 2000/43/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0043:en:HTML (erişim tarihi: 28.06.2015) İstihdam ve İş Alanında Eşit Muamele için Genel Bir Çerçeve Oluşturulmasına ilişkin 2000/78/EC sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0078:en:HTML (erişim tarihi: 28.06.2015) 1 getirdiği “Demokratik Açılım” projesi kapsamında bu yasa ve yasayla birlikte yetkilendirilen bir kurumun oluşturulacağı duyurulmuştur. O zamana kadar başta İnsan Hakları Ortak Platformu olmak üzere sivil toplum örgütlerinin zaten gündeminde olan bu konu, nihayet devletin de gündemine girmiş ve İçişleri Bakanlığı tarafından Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanunu Tasarısı Taslağı6 hazırlamıştır. Ne yazık ki bu süreç 2010 yılında dondurulmuş ve yasa Ocak 2016’ya kadar bir daha gündeme gelmemiştir. Başbakanlık tarafından hazırlanan “Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı” 28 Ocak 2016 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilmiştir7. 2016 başında yeniden gündeme gelen ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik tartışmalarına katkı sağlamayı amaçlayan elinizdeki yayın8 dört bölümden oluşmaktadır. “Ayrımcılığı Yasaklayan Uluslararası Mekanizmalar” başlığını taşıyan birinci bölümde Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği düzeyinde ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik ülkesine yer veren ve bu konuda düzenleme yapan temel belgelere yer verilmiştir. İkinci bölümde ise, bu düzenlemelerin uygulanması ve ülkelerde insan hakları ile eşitlik ilkesinin tesis edilmesini takip etmek amacıyla kurulması uluslararası insan hakları mekanizmaları tarafından tavsiye edilen ulusal insan hakları kurumları ve eşitlik kurumlarına dair genel bir çerçeve sunulacaktır. Üçüncü bölüm, önceki bölümlerde yer alan uluslararası ayrımcılıkla mücadele mevzuatı ve eşitlik kurumlarına dair benimsenen standartları dikkate alarak Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Hollanda, Letonya, Macaristan ve Slovakya’da kurulan eşitlik kurumlarını mercek altına almaktadır. Dördüncü ve son bölümde ise bu ülkelerde incelenen on dört kuruma dair genel bir değerlendirme yer almaktadır. 6 7 8 2 İçişleri Bakanlığı’nın hazırladığı kanun tasarısı taslağı için bkz. www.icisleri.gov.tr/ortak_icerik/www.icisleri/sgb/ayrimcilik.doc (erişim tarihi: 28.06.2015) Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderilen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kanunu Tasarısı için bkz. http://www2.tbmm.gov. tr/d26/1/1-0596.pdf (erişim tarihi: 16.02.2016) Bu çalışmanın başlangıç noktasını 2009 yılında Ulaş Karan tarafından İnsan Hakları Ortak Platformu için hazırlanan “Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları” adlı kitap oluşturmuştur. Ulaş Karan’ın 27 Avrupa Birliği ülkesindeki ayrımcılıkla mücadele mevzuatını ve eşitlik kurumlarını derlediği yayının kapsamı daraltılıp güncellenmiştir. 1. Ayrımcılığı Yasaklayan Uluslararası Mekanizmalar Kişi ve gruplar arasında eşitliğin sağlanması, ayrımcılığı besleyen önyargıların yok edilmesi ve dışlanmanın önüne geçilmesi amacıyla, gerek uluslararası alanda gerekse Avrupa Birliği’nde ayrımcılık yasağıyla ilgili çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. 1.1 Birleşmiş Milletler 10 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ve onu temel alarak hazırlanan birçok sözleşmede ayrımcılık bir hak ihlali olarak tanımlanmış ve yasaklanmıştır. - İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin9 ikinci maddesi, eşitlik ilkesine dikkat çekerek, herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bildirgede belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahip olduğunu vurgular. - Ayrımcılık yasağı BM Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 2., 3. ve 26. maddelerinde kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir. 10 İkinci maddeye göre Taraf Devletler, “…kendi ülkesinde yaşayan ve yetkisi altında bulunan bütün bireylere ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka fikir, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum ya da başka bir statü bakımından hiçbir ayırım gözetmeksizin bu Sözleşme’de tanınan hakları sağlamak ve bu haklara saygı göstermekle yükümlüdür.” Sözleşme, üçüncü madde ile birlikte kadın ve erkeklerin bütün medeni ve siyasal haklardan eşit şekilde faydalanmasını güvence altına alır. Ayrıca, sözleşmenin 26. maddesinde bütün bireylerin yasalar önünde eşit olduğuna yer verilmiştir. Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesinin imzacı ülkeler tarafından uygulanmasını izleyen İnsan Hakları Komitesi, 1989 yılında kabul ettiği 18 No’lu Genel Yorum “Ayrımcılık Yasağı” başlığını taşımaktadır11. Ayrımcılık yasağı, yasalar önünde eşitlik ve yasalar tarafından eşit şekilde korunmayı insan haklarının korunmasında temel prensip olarak kabul eden Genel Yorum’da, Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi’nde yer alan ayrımcılık tanımlarından faydalanılarak ayrımcılığın tanımı yapılmış ve neyin ayrımcılık olabileceğine açıklık getirilmiştir. Bu tanıma göre komite ayrımcılık ile, “ayırma, dışlama, kısıtlama veya ırk, renk, cinsiyet, dil, din, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğum, siyasi veya diğer görüşlere dayalı olarak gerçekleştirilen ve bütün hak ve hürriyetlerin herkes tarafından tanınmasını ve kullanılmasını engelleyecek veya tanınmasını ve kullanılmasını sınırlandıracak ayrımcılığı kast etmektedir”. Komite ayrıca, kriterleri makul ve nesnel olduğu ev sonuçları Sözleşme kapsamında meşru olduğu sürece her farklı muamelenin ayrımcılık olarak değerlendirilemeyeceğini belirtmektedir. - BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin ikinci maddesinde12, herkesin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya diğer bir fikir, ulusal veya toplumsal köken, mülkiyet, doğum gibi her hangi bir statüye bağlı olmaksızın ekonomik, sosyal ve kültürel haklara sahip olduğu ifade edilmiştir. Sözleşme, üçüncü maddesiyle Taraf Devletlere bu hakların kadınlara ve erkeklere eşit sağlanması konusunda yükümlülük getirmiştir. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, http://www.un.org/en/documents/udhr/ (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicef.org/turkey/udhr/_gi17.html (erişim tarihi: 29.06.2015) 10 Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/ Pages/CCPR.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/ items/show/127 (erişim tarihi: 29.06.2015) 11 Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi 18 No’lu Genel Yorumu, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/treatybodyexternal/ Download.aspx?symbolno=INT%2fCCPR%2fGEC%2f6622&Lang=en (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe çevirisi için bakınız, Lema Uyar, Birleşmiş Milletler’de İnsan Hakları Yorumları, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2006. 12 Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/ Pages/CESCR.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin134.pdf (erişim tarihi: 29.06.2015) 9 3 - BM Her türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin birinci maddesinde yer alan tanıma göre, siyasî, ekonomik, sosyal, kültürel veya toplumsal yaşamın herhangi bir alanında, insan hakları ve temel özgürlüklerin tanınmasını, uygulanmasını, bu hak ve özgürlüklerden yararlanılmasını ortadan kaldırmak veya zayıflatmak amacına ya da etkisine yönelik, ırk, renk, soy ya da ulusal veya etnik kökene dayalı her türlü ayrım, dışlama, kısıtlama ya da tercih ırk ayrımcılığı olarak değerlendirilmelidir.13 Bu tanımın ardından Sözleşme, Taraf Devletlere ırk ayrımcılığını önlemeleri ve ortadan kaldırmaları için çeşitli yükümlülükler getirmiştir - Devletlere kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığa karşı önlem almaları konusunda yükümlülükler getiren BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesinin birinci maddesinde kadınlara yönelik ayrımcılığın tanımı yapılmıştır.14 Buna göre, kadınların, medeni durumlarına bakılmaksızın ve kadın ile erkek eşitliğine dayalı olarak politik, ekonomik, sosyal, kültürel, medeni ve diğer sahalardaki insan hakları ve temel özgürlüklerinin tanınmasını, kullanılmasını ve bunlardan yararlanılmasını engelleyen veya ortadan kaldıran veya bunu amaçlayan ve cinsiyete bağlı olarak yapılan herhangi bir ayırım, mahrumiyet veya kısıtlamak, ayrımcılık kapsamına girmektedir. Sözleşme, Taraf Devletleri gerekli düzenlemeleri yaparak kadınların eğitim, çalışma hayatı, yargı süreçleri, aile yaşamı ve siyasi yaşama eşit katılımını güvence altına alması için yükümlü kılmaktadır. - BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin ikinci maddesi15 de devletlerin kendi yetkileri altında bulunan çocuklar arasında kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle ayrım yapmasını yasaklamıştır. - Engellilerin tüm insan hak ve temel özgürlüklerinden tam ve eşit şekilde yararlanmasını teşvik ve temin etmek ile insanlık onurlarına saygıyı güçlendirmek amacıyla 2006 yılında kabul edilen BM Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme16, ikinci maddesiyle engelliliğe dayalı ayrımcılığı tanımlamış, ayrımcılığı yasaklayan beşinci maddede de ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve engelli bireylerin eşitliğinin güvence altına alınması için makul düzenlemelerin yapılması konusunda Taraf Devletlere yükümlülükler getirmiştir. Türkiye’nin taraf olmasının üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen ne yazık ki sözleşmenin hükümleri hala iç hukuka aktarılmamıştır. Medeni ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nde olduğu gibi, yukarıdaki sözleşmelerin izlenmesinden sorumlu organların genel yorumlarında da devletlerin ayrımcılığı önleyici düzenlemeler yapması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca, Türkiye’nin imzaladığı ve onayladığı yukarıdaki sözleşmelerin dışında, BM tarafından kabul edilen ve çeşitli alanlarda ayrımcılık yasağını düzenleyen ancak henüz imzalamadığımız ve/veya onaylamadığımız bir dizi başka sözleşme de bulunmaktadır. 13 Birleşmiş Milletler Her türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, http://www.ohchr.org/ EN/ProfessionalInterest/Pages/CERD.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicankara.org.tr/ doc_pdf/metin135.pdf (erişim tarihi: 29.06.2015) 14 BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/ Pages/CEDAW.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.unicankara.org.tr/doc_pdf/metin136.pdf (erişim tarihi: 29.06.2015) 15 Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/CRC.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.gundemcocuk.org/belgeler/temel-dokumanlar/birlesmis-milletler/ temel-metinler/03%20-%20%C3%87ocuk%20Haklar%C4%B1na%20Dair%20S%C3%B6zle%C5%9Fme.pdf (erişim tarihi: 29.06.2015) 16Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına dair Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/HRBodies/CRPD/Pages/ ConventionRightsPersonsWithDisabilities.aspx (erişim tarihi: 29.06.2015). Sözleşmenin Türkçe tercümesi için bkz. www.ihop. org.tr/dosya/sozlesme/engelli_sozlesme.doc (erişim tarihi: 29.06.2015) 4 1.2 Avrupa Birliği Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’ne üye devletler, iki temel sözleşmeyi onaylayarak ayrımcılığı ortadan kaldırmayı taahhüt etmişlerdir. - Avrupa Konseyi’ne üye hükümetlerin 4 Kasım 1950 tarihinde kabul ettiği İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme, yaygın bilinen adıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, “Ayrımcılık Yasağı” başlıklı 14. maddesinde Sözleşme’de tanınan hakların cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayırımcılık yapılmadan sağlanması gerektiğine kanaat getirmiştir.17 Konsey, sözleşmede tanınan haklarla sınırlı olan ayrımcılık yasağını Ek 12 Numaralı Protokolle genişletmiş ve bireylerin hukuken temin edilmiş olan tüm haklardan eşit şekilde yararlanabilmesi konusunda Taraf Devletleri yükümlü kılmıştır. Ayrıca, hiç kimsenin kamu kurumları tarafından ayrımcılığa maruz bırakılamayacağı da belirtilmiştir. Türkiye, protokolü 18 Nisan 2001 tarihinde imzalamasına rağmen henüz onaylamamıştır. - Avrupa çapında insan haklarının tanınmasını zorunlu kılan bir diğer sözleşme olan Avrupa Sosyal Şartı18 da, önsözünde hiçbir ırk, renk, cinsiyet, din, siyasal görüş, ulusal soy veya sosyal köken ayırımı gözetmeksizin her bireye sosyal haklardan yararlanma hakkının sağlanması gerektiğine yer vermiştir. Ayrıca, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, örgütlenme ve çalışma hakkını düzenleyen maddelerde eşitliğe vurgu yapılarak Taraf Devletlere sosyal hakların sağlanması konusunda ayrımcılık yasağı getirilmiştir. - Avrupa sınırları içindeki bireylerin haklarının tek bir dokümanda net bir şekilde tanımlanması amacıyla 2000 yılında kabul edilen ve 2009 yılında Lizbon Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi ile AB kurumları ve hükümetleri için bağlayıcı bir nitelik kazanan Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 21. maddesinde cinsiyet, ırk, renk, etnik veya sosyal köken, genetik özellikler, dil, din veya inanç, siyasi veya diğer her türlü düşünce, bir ulusal azınlığa mensubiyet, mülkiyet, doğum, engellilik, yaş veya cinsel yönelime dayalı her türlü ayrımcılık yasaklanmıştır.19 Bir kısmı bağlayıcı olan bu insan hakları belgelerinin yanı sıra, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi düzeyinde ayrımcılıkla mücadele konusunda kilit role sahip kurumlar da bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile çizilen çerçeve kapsamında ırk, dil, din, renk, cinsiyet, milliyet, ulusal ve etnik kökene ilişkin önyargı, şiddet ve ayrımcılığı önlemek amacıyla 1993 yılında Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) kurulmuştur. 2002 yılında bağımsız bir izleme birimi statüsünü elde eden ECRI, belirli dönemlerde Avrupa Konseyi üyesi hükümetlere yönelik periyodik raporlar ve genel politika tavsiye kararları yayınlamanın yanı sıra, mevzuat ve mevzuatın izlenmesinden sorumlu yerel kurumlara (ör: eşitlik kurumu, ulusal insan hakları kurumu, ombudsman) dair rehberler hazırlayarak Konsey üyesi ülkelerin ayrımcılıkla mücadele çabalarına destek olmaktadır. Ayrıca, ülkelerden gelen talebe göre ayrımcılıkla mücadele ile ilgili mevzuat hazırlıklarını gözden geçirerek yorum yapmaktadır. Avrupa Birliği’ni ilgilendiren ve amaçları kapsamına giren herhangi bir konuda devletlerin yerine getirmesi gereken hukuki yükümlülükleri belirleyen20, birlik üyesi ülkelere doğrudan etki edebilecek ve ikincil mevzuat niteliğindeki “Direktif”ler de oluşturulmuştur. Uygulamada izlenecek yöntem devletlerin içinde bulunduğu koşullara göre değişiklik gösterebilse de, direktifler AB üyesi her devlet için bağlayıcıdır ve üye devletler direktifin yürürlüğe girmesinden sonra belirli bir süre içinde iç hukuklarını direktifte işaret edilen yönde düzenlemelidir. Avrupa Birliği genelinde ayrımcılıkla mücadele etmek ve bireyler arasında eşitliği tesis etmek amacıyla kullanılan araçlardan biri de bu direktifler olmuştur. Özellikle 2000’lerin başında kabul edilen altı direktif, üye devletlerin ayrımcılıkla mücadele ile ilgili politikalarını önemli ölçüde şekillendirmektedir. 17 İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme, http://www.echr.coe.int/Documents/Convention_ENG. pdf (erişim tarihi: 30.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.echr.coe.int/Documents/Convention_TUR.pdf (erişim tarihi: 30.06.2015) 18 (Gözden Geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı, http://conventions.coe.int/Treaty/en/Treaties/Html/163.htm (erişim tarihi: 30.06.2015). Türkçe tercümesi için bkz. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2007/04/20070409-1.htm (erişim tarihi: 30.06.2015) 19 Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, http://www.europarl.europa.eu/charter/pdf/text_en.pdf (erişim tarihi: 30.06.2015) 20 Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara. Kitabın dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/files/original/230b1af082c93483fd391a5 6339cf5c7.pdf (erişim tarihi: 30.06.2015) 5 Aşağıda, bu altı direktif ayrımcılık ve eşitlik bağlamında kısaca değerlendirilecektir: • Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulamaya Konmasına İlişkin 2000/43/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi 2000 yılında hazırlanan ve kısaca Irk Ayrımcılığı Direktifi diye adlandırılan bu direktifin amacı, Üye Devletlerde eşit muamele ilkesini uygulamak amacıyla ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılıkla mücadele için bir çerçeve geliştirmektir.21 Direktifte dolayı ayrımcılık, doğrudan ayrımcılık ve taciz tanımlandıktan sonra, üçüncü maddede, aşağıda listelenen alanlarda, ırk ve etnik kökene bakılmaksızın herkese eşit muamele edilmesi gerektiği belirtilmiştir: - seçim kriterleri ve işe alım koşulları dahil olmak üzere istihdama ve serbest mesleğe erişim; - her türde ve düzeyde mesleki rehberlik ve eğitime erişim; - işten çıkarılma ve maaş dahil olmak üzere istihdam ve çalışma koşulları; - işçi ve işveren örgütleri ile meslek kuruluşlarına üyelik; - sosyal güvenlik ve sağlık dahil olmak üzere sosyal koruma; - sosyal avantajlar; -eğitim; - konut dahil olmak üzere kamuya sağlanan mal ve hizmetlere erişim ve bunların arzı. Direktifte ayrıca, üye devletlerin ırk ve etnik köken ayrımı yapılmadan eşitliğin teşvik edilmesi için kurum veya kuruluşlar görevlendirebileceği belirtilmiştir. Bu maddeye bir sonraki bölümde daha detaylı yer verilecektir. Üye devletlerin, yaklaşık 3 yıllık bir süre içinde iç hukuk normlarını Direktifle uyumlu hale getirmeleri, eşit muamele ilkesini ihlal eden düzenlemeleri kaldırmaları, hem özel hem de kamusal alanda ayrımcılık uygulayan kişi ve kurumlara yönelik yaptırımlar ile mağdurlar için de tazminat getirmeleri gerektiği belirtilmiştir. • İstihdam ve İş Alanında Eşit Muamele için Genel Bir Çerçeve Oluşturulmasına İlişkin 2000/78/EC sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi 2000 yılında hazırlanan Direktifin amacı, birinci maddesinde “…üye devletlerde eşit muamele ilkesini uygulamak amacıyla istihdam ve iş alanında din ya da inanç, engellilik, yaş ya da cinsel yönelime dayalı ayrımcılıkla mücadele için bir çerçeve geliştirmek” olarak belirtilmiştir.22 Üye devletlere, Direktifin geçerli olduğu aşağıdaki alanlarda bütün insanlara eşit muameleyi güvence altına alacak düzenlemeleri yapmaları için yaklaşık 3 yıllık bir süre tanınmıştır: - faaliyetin türüne bakılmaksızın ve terfi dahil bütün mesleki hiyerarşik düzeylerde seçim kriterleri ve işe alım koşulları dahil olmak üzere istihdam ve serbest mesleğe erişim; - her türde ve her düzeyde mesleki rehberlik ve eğitime erişim; - işten çıkarılma ve maaş dahil olmak üzere istihdam ve çalışma koşulları; - işçi ve işveren örgütleri ile meslek kuruluşlarına üyelik. AB üyesi devletler, bu düzenleme ile, üç yıl içinde iç hukuk normlarını Direktifle uyumlu hale getirmek, eşit muamele ilkesini ihlal eden düzenlemeleri kaldırmak, eşit muamele ilkesini ihlal eden kontrat ve toplu iş sözleşmelerini geçersiz saymak, hem özel hem de kamusal alanda ayrımcılık uygulayan kişi ve kurumlara yönelik yaptırımlar ile mağdurlar için de etkili, caydırıcı ve orantılı tazminat getirmek zorunda bırakıldı. 21 Irk ve Etnik Kökene Bakılmaksızın Kişilere Eşit Muamele Edilmesi İlkesinin Uygulamaya Konmasına İlişkin 2000/43/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0043:en:HTML (erişim tarihi: 01.07.2015) 22 İstihdam ve İş Alanında Eşit Muamele için Genel Bir Çerçeve Oluşturulmasına ilişkin 2000/78/EC sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX:32000L0078:en:HTML (erişim tarihi: 01.07.2015) 6 • 76/207/EEC sayılı Direktifi değiştiren İstihdam, Mesleki Eğitim ve Terfiye Erişim ile Çalışma Koşullarında Kadın ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2002/73/EC Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi Bu direktif, 1976 yılında istihdamda kadın ve erkeklere eşit muamele ilkesinin uygulanması için bir çerçeve oluşturmak amacıyla hazırlanan 76/207/EEC sayılı direktifin23 kapsamını geliştirmek ve güncel koşullara uyarlamak için 2002 yılında kabul edilmiştir.24 Direktifte doğrudan ve dolaylı ayrımcılık tanımlanmış; taciz ve cinsel tacizin yanı sıra kadınlara hamilelik ve annelik nedeniyle farklı ve tercih edilmeyen muamele edilmesi de ayrımcılık olarak kabul edilmiştir. Direktif kapsamında, aşağıdaki alanlarda kadınlara ve erkeklere eşit muamele yapılması yükümlülüğü getirilmiştir: - faaliyetin türüne bakılmaksızın ve terfi dahil bütün mesleki hiyerarşik düzeylerde seçim kriterleri ve işe alım koşulları dahil olmak üzere istihdam ve serbest mesleğe erişim; - her türde ve her düzeyde mesleki rehberlik ve eğitime erişim; - işten çıkarılma ve maaş dahil olmak üzere istihdam ve çalışma koşulları; - işçi ve işveren örgütleri ile meslek kuruluşlarına üyelik. Direktife göre, üye devletler, ulusal yasalar ile toplu iş sözleşmeleri ile uyumlu bir şekilde cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılığı önleyecek tedbirler almaları için işverenleri ve mesleki eğitimden sorumlu kişi ve kurumları cesaretlendirmelidir. Devletlere, özel ve kamu sektöründe kadın erkek eşitliğini sağlayacak gerekli düzenlemeleri yapmaları için 2005 yılına kadar zaman tanınmıştır. • Mal ve Hizmetlere Erişimde ve Bunların Arzında Kadınlara ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2004/113/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi 2002 yılında kabul edilen Direktifin amacı, üye devletlerde kadınlar ve erkekler arasında eşit muamele ilkesini uygulamak amacıyla mal ve hizmetlere erişimde ve bunların arzında cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadele için bir çerçeve geliştirmektir.25 Direktif, topluluk sınırları içinde kamuya yönelik mal ve hizmetleri sağlayan kişileri kapsamakta ve özellikle kadınların bu mal ve hizmetlerin sunumu sırasında doğrudan ya da dolaylı ayrımcılığa uğramamasını ve erkeklerle eşit muamele görmesini güvence altına almaktadır. Bu direktifte de, kadınların hamilelik ya da annelik nedeniyle farklı muamele görmesi ayrımcılık olarak kabul edilmiştir. Belirli bir mal ya da hizmet ile bir cinsiyet meşru olarak hedeflendiği takdirde yapılabilecek farklı muamele Direktifin kapsamı dışına bırakılmıştır. AB üyesi devletlerin iç hukuk normları ile yasal ve idari düzenlemelerini bu Direktifle uyumlu hale getirmeleri için 2007 yılına kadar süre tanınmıştır. • 75/117/EEC, 76/207/EEC, 86/378/EEC ve 97/80/EC sayılı Direktifleri Birleştiren İstihdam ve Meslek Konularında Kadın ve Erkekler için Eşit Fırsatlar ve Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2006/54/EC Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi Avrupa Birliği düzeyinde ayrımcılıkla mücadele çalışmalarına örnek olarak gösterilebilecek direktiflerden sonuncusunda, daha önce benzer konularda kadın ve erkek eşitliğini güvence altına almak için hazırlanan dört 23 İstihdam, Mesleki Eğitim ve Terfiye Erişim ile Çalışma Koşullarında Kadın ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin76/207/EEC sayılı Konsey Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=CELEX: 31976L0207:en:HTML (erişim tarihi: 01.07.2015) 24 76/207/EEC sayılı Direktifi değiştiren İstihdam, Mesleki Eğitim ve Terfiye Erişim ile Çalışma Koşullarında Kadın ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2002/73/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex. europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex:32002L0073, (erişim tarihi: 01.07.2015) 25 Mal ve Hizmetlere Erişimde ve Bunların Arzında Kadınlara ve Erkeklere Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2004/113/EC Sayılı Avrupa Birliği Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/en/TXT/?uri=CELEX:32004L0113 (erişim tarihi: 01.07.2015) 7 direktif26 birleştirilip tek bir metin haline getirildi.27 Direktifin amacı, birinci maddede “istihdam ve meslek ile ilgili meselelerde kadın ve erkekler için eşit fırsatlar ve eşit muamele ilkesinin uygulanmasını güvence altına almak” olarak belirtilmiştir. 2006 yılında kabul edilen direktif aşağıdaki alanlarda eşit muamele ilkesinin uygulanması için düzenlemeler içermektedir: - Terfi dahil olmak üzere istihdama ve mesleki eğitime erişim: - Maaş dahil olmak üzere çalışma koşulları; - Mesleki sosyal güvenlik planları. Direktifte, bütün bu alanlarda taciz ve cinsel taciz, cinsiyet temelli ayrımcılık ile hamilelik ve annelik nedeniyle kadınların farklı muamele görmesi ayrımcılık olarak kabul edilip yasaklanmıştır. Üye devletlerin eşit işe eşit ücret, sosyal güvenlik kapsamına giren konularda eşit muamele, emeklilik yaşı ve kendi hesabına çalışan kişilerin hakları, annelik ve babalık izni, sosyal diyalog, eşitlik kurumları gibi konularda eşitlik ilkesini ihlal eden düzenlemeleri kaldırarak ve gerekli yaptırım ile tazminat çerçevelerini belirleyerek iç hukuk normlarını Direktifle uyumlu hale getirmeleri için iki yıllık bir süre tanınmıştır. Devletlerin, kanunlarını değiştirirken, birleştirilen dört direktifi de feshetmesi ve o direktiflere yapılan atıfları mevcut ve güncel olan bu Direktifle değiştirmesi gerekmiştir. • 86/613/EEC Sayılı Direktifi Fesheden ve Serbest Meslek Faaliyetleriyle Uğraşan Kadın ve Erkekler için Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2010/41/EU Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi Serbest meslekle uğraşan ve kendi hesabına çalışan kadın ve erkeklere eşit muamele edilmesi için bir çerçeve çizmeyi amaçlayan ve 7 Temmuz 2010 tarihinde kabul edilen bu direktif28 para kazanmak için serbest meslek yürüten kişileri ve onların eşlerini ya da partnerlerini kapsamaktadır. Direktife göre eşit muamele ilkesi, bir işin kurulması, donatılması veya genişletilmesi ya da farklı bir serbest meslek türünün başlatılması sırasında özel ya da kamu sektöründe cinsiyete dayalı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Diğer direktiflerde olduğu gibi burada da taciz ve ayrımcılık yapılmasına dair talimat vermek ayrımcılık olarak kabul edilmiştir. Üye devletlere, yasal ve idari düzenlemelerini bu Direktifle uyumlu hale getirmeleri için iki yıllık bir süre tanınmıştır. Yukarıda sıralanan ve AB mevzuatında önemli bir yer tutan bu direktifler hem kamusal hem de özel sektörde, gerçek ve tüzel kişilerin ayrımcılık uygulamalarını yasaklamaktadır. Bu yasak nedeniyle şahsa ait işletme, şirketler, belediyeler, bakanlık ya da diğer kamu kuruluşları Direktiflerce korunan alanlarda ayrımcılık yapmama konusunda aynı sorumluluğa sahiptir.29 Irk ayrımcılığı ve istihdamda eşitlik direktifleri ırk, etnik köken, din ve inanç, yaş, engellilik ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılığa karşı Avrupa çapında yasal koruma getirse de ayrımcılık karşıtı kanunların hayata geçirilmesi, bu konudaki bilginin kişi ve kurumlar arasında dağılımı ve farkındalık oluşturulması, sosyal diyalogun geliştirilmesi 26 İstihdam, mesleki eğitim ve terfiye erişim ile çalışma koşullarında kadın ve erkeklere eşit muamele ilkesinin uygulanmasına ilişkin 76/207/EEC sayılı Konsey Direktifi, mesleki sosyal güvenlik planlarında kadın ve erkeklere eşit muamele ilkesinin uygulanmasına ilişkin 86/378/EEC sayılı Konsey Direktifi, kadın ve erkeklere eşit ücret ilkesinin uygulanmasında Üye Devletlerin yasalarının uyumlulaştırılmasına ilişkin 75/117/EEC sayılı Konsey Direktifi, cinsiyet temelli ayrımcılık vakalarında ispat yüküne ilişkin 97/80/EC sayılı Konsey Direktifi. 27 75/117/EEC, 76/207/EEC, 86/378/EEC ve 97/80/EC sayılı Direktifleri Birleştiren İstihdam ve Meslek Konularında Kadın ve Erkekler için Eşit Fırsatlar ve Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2006/54/EC Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/PDF/?uri=CELEX:32006L0054&from=EN (erişim tarihi: 01.07.2015) 28 Serbest Meslek Faaliyetleriyle Uğraşan Kadın ve Erkekler için Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2010/41/EU Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:32010L0041 (erişim tarihi: 01.07.2015) 29 Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara. 8 ve sivil toplum kuruluşları ile diyalogun teşvik edilmesi konusunda hala Direktiflerle yeterli uyumu sağlamayan AB ülkeleri bulunmaktadır.30 Ayrımcılıkla etkin bir şekilde mücadele etmek için yasal düzenlemelerin yeterli olmadığı gerçeğinden hareketle, direktiflerin yanı sıra, AB üyesi ve aday ülkeler arasında işbirliğini teşvik etmek amacıyla Topluluk Programları da oluşturulmuş ve uygulanmıştır. Ayrımcılıkla mücadele alanında birbirini takip eden iki program yürütülmüştür: Ayrımcılıkla Mücadele Topluluk Eylem Programı ile İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk Programı (PROGRESS). Üye ve aday devletlerin ayrımcılıkla mücadele ve eşitliğin tesis edilmesi için önerdiği ve yürüttüğü faaliyetler bu programlar aracılığıyla finanse edilmiştir. Avrupa Birliği Konseyi’nin 27 Kasım 2000 tarihinde aldığı 2000/750/EC sayılı kararla31 2001 ve 2006 yılları arasında uygulanmak üzere ırk ya da etnik köken, din ya da inanç, engellilik, yaş ve cinsel yönelime dayalı doğrudan veya dolaylı ayrımcılıkla mücadele etmek için önlemler geliştirmek amacıyla bir Topluluk Eylem Programı oluşturulmuştur. Uygulandığı beş yıllık süre için 98,4 milyon Euro ayrılan Ayrımcılıkla Mücadele Eylem Programı’nın başlıca hedefleri şunlardı: - Ayrımcılık ile ilgili bilincin arttırılması ve politika ve uygulamaların etkililiğinin değerlendirilmesi yoluyla ayrımcılık meselesine dair anlayışın geliştirilmesi; - Kuruluşların eylem araçlarını güçlendirerek, Avrupa düzeyinde bilgi alışverişi, iyi örnekler ve ağ kurmayı destekleyerek ve ayrımcılığın farklı türlerine dair özel durumları dikkate alarak ülkelerin ayrımcılığı etkin bir şekilde önleme ve ele alma kapasitelerinin geliştirilmesi; - Farkındalık arttırıcı kampanyalar aracılığıyla ayrımcılıkla mücadelenin altında yatan değerlerin ve uygulamaların teşvik edilmesi ve yaygınlaştırılması. Bu program, 2007 yılında yerini kısaca “Progress” olarak adlandırılan İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk Programı’na bırakmıştır. Avrupa Parlamentosu ve Konsey’in 24 Ekim 2006 tarihinde aldığı 1672/2006/EC sayılı kararla32 oluşturduğu Progress, beş bölümden oluşmaktaydı: “istihdam”, “sosyal koruma ve içerme”, “çalışma koşulları”, “ayrımcılıkla mücadele ve çeşitlilik” ve “toplumsal cinsiyet eşitliği”. Konumuzla ilgili olan ve ayrımcılıkla mücadele ilkesinin etkili bir şekilde uygulanması ve Topluluk genelinde ana akımlaştırılmasını amaçlayan “ayrımcılıkla mücadele ve çeşitlilik” bölümünde, bu amaca ulaşmak için aşağıdaki yolların izlenmesi uygun görülmüştür: - Mevcut mevzuat, politikalar ve uygulamaların etkililiği ve etkilerinin değerlendirilmesinin yanı sıra, analiz ve araştırmalar ile gerektiğinde istatistik ve göstergeler geliştirerek ayrımcılık ile ilgili duruma dair anlayışın geliştirilmesi; - Etkili izleme, alanda çalışanlar için seminerler düzenleme ve ayrımcılıkla mücadele alanında çalışan özelleşmiş kurumlarla ağ kurma yoluyla Topluluğun ayrımcılıkla mücadele mevzuatının uygulanmasının desteklenmesi; - Ayrımcılıkla ilgili kilit sorunlar ve politikalarla ilgili farkındalığın arttırılması, bilginin yaygınlaştırılması ve tartışmanın teşvik edilmesi ve sosyal ortaklar, STÖ’ler ile diğer paydaşlar da dahil olmak üzere bütün Topluluk politikalarında ayrımcılıkla mücadelenin ana akımlaştırılması; - Ayrımcılıkla mücadele alanındaki politika hedefleri ve stratejilerinin teşvik edilmesi ve geliştirilmesi için Avrupa düzeyindeki kilit ağların kapasitelerinin güçlendirilmesi. 30 Isabelle Chopin ve Catharina Germaine-Sahl (2013), Developing Anti-discrimination Law in Europe: The 28 EU Member States, the Former Yugoslav Republic of Macedonia, Iceland, Liechtenstein, Norway and Turkey compared, Avrupa Komisyonu, Lüksemburg. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://ec.europa.eu/justice/discrimination/files/comparative_analysis_2013_ en.pdf (erişim tarihi: 02.07.2015) 31 Ayrımcılıkla Mücadele için bir Topluluk Eylem Programı Oluşturulmasına İlişkin 2000/750/EC sayılı Konsey Kararı, http:// eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex:32000D0750 (erişim tarihi: 02.07.2015) 32 İstihdam ve Sosyal Dayanışma Topluluk Programı (Progress) oluşturulmasına ilişkin 1672/2006/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Kararı, http://eur-lex.europa.eu/LexUriServ/LexUriServ.do?uri=OJ:L:2006:315:0001:0008:en:PDF (erişim tarihi: 02.07.2015) 9 2007-2013 yılları arasında uygulanan program için kamu kurumları, yerel yönetimler, akademi, sivil toplum örgütleri, medya vb. kuruluşlara dağıtılmak üzere 657.590.000 Euro ayrılmıştır. 1970’li yıllarda Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Konferansı adıyla bir araya gelen devletlerin kurumsallaşma sürecinin bir parçası olarak 1994 yılında kurduğu Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı da ayrımcılık meselesini sık sık gündeme almış ve ilgili organlar ve mekanizmalar vasıtasıyla üye devletlere bu konuda çerçeve çizmiştir. 1975 tarihli Helsinki Nihai Senedi’nde33 yer alan Katılımcı Devletler Arasındaki İlişkileri Düzenleyen İlkeler Bildirgesi’nin yedinci bölümünde bütün devletlerin ırk, cinsiyet, dil ve inanç farkı gözetmeksizin insan hakları ve temel özgürlüklere saygı göstereceği belirtilmiştir. AGİT antlaşmalarının uygulanmasını izlemek amacıyla yapılan izleme toplantılarının üçüncüsü olan Viyana İzleme Toplantısı’ndan sonra kabul edilen belgede – Viyana Belgesi – ayrımcılık dahil olmak üzere insan hakları alanında ayrıntılı kararlar alınmıştır. Viyana Belgesi’nin 13. Maddesinin yedi ve sekizinci fıkralarında34 Katılımcı Devletlerin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasi ya da diğer görüş, ulusal ya da sosyal köken, mülkiyet, doğum ya da diğer statülere dayalı ayrım yapmaksızın sınırları ve egemenliği altında bulunan herkesin insan haklarını ve temel özgürlüklerini güvence altına alacağı ifade edilmiştir. Hiçbir birey ve aile üyeleri, bu hakları kullandığı için ayrımcılığa uğrayamaz. 1990 yılında düzenlenen Kopenhag Toplantısında kabul edilen sonuç bildirgesinin – Kopenhag Belgesi – 5. ve 24. maddeleri ayrımcılıkla ilgili hükümler içermektedir.35 Kopenhag Belgesi’nin beşinci maddesine göre herkes yasalar önünde eşittir ve hiçbir ayrımcılık yapılmadan herkese eşit yasal koruma sağlanır. Ayrıca, yasalar her türlü ayrımcılığı yasaklar ve herkese bütün ayrımcılık türlerine karşı eşit ve etkili koruma sağlar. Belgenin acil durumlarda insan hakları ve temel özgürlüklerin sınırlandırılmasını düzenleyen 25. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu tür önlemlerin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, sosyal köken veya azınlık üyeliği temelinde ayrımcılık yapamayacağı belirtilmiştir. 1990 tarihli Paris Şartı’nda AGİT katılımcısı devletlerin devlet ve hükümet başkanları, kimsenin temel hak ve özgürlüklerden yararlanırken ayrımcılığa uğrayamayacağı ve herkesin kanun önünde eşit olduğuna dair kararlılıklarını ifade etmiştir.36 33 AGİK Helsinki Nihai Senedi, https://www.osce.org/mc/39501?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) 34 AGİT Viyana İzleme Toplantısı Sonuç Bildirisi, http://www.osce.org/mc/40881?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) 35 AGİT Kopenhag İnsani Boyut Toplantısı Belgesi, http://www.osce.org/odihr/elections/14304?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) 36 Yeni Bir Avrupa için Paris Şartı, http://www.osce.org/mc/39516?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) Türkçe tercümesi için bkz. https://www.tbmm.gov.tr/ul_kom/agit/paris_sarti.htm (erişim tarihi: 08.07.2015) 10 2. Ayrımcılıkla mücadele mekanizmaları ve eşitlik kurumları Ayrımcılıkla mücadelede önemli bir rol ve işleve sahip eşitlik kurumlarını incelemeden önce, genellikle eşitlik kurumlarının da bir parçası olduğu ve ortak bir kavram haline gelen “ulusal insan hakları kurumları”ndan bahsetmek iyi olabilir. 2.1 Ulusal İnsan Hakları Kurumları Ayrımcılıkla mücadelede önemli bir rol ve işleve sahip eşitlik kurumlarını incelemeden önce, genellikle eşitlik kurumlarının da bir parçası olduğu ve ortak bir kavram haline gelen “ulusal insan hakları kurumları”ndan bahsetmek iyi olabilir. Daha önce de belirtildiği üzere, insan hakları alanındaki yasal çerçeve ne kadar iyi olursa olsun, yine de bu düzenlemelerin hayata geçirilmesi için yeterli değildir. Yasal çerçevenin yanı sıra, hak ihlaline uğrayan bireyler için birtakım güvenceler ve başvuru yollarının getirilmesi ve bu alanlarda özelleşmiş kurumların oluşturulması ve desteklenmesi gerekir.37 Yani, insan haklarının hayata geçirilmesi ve korunması için ulusal altyapıların kurulması önemli bir rol oynamaktadır. Ülke düzeyinde insan haklarının teşvik edilmesi ve korunması amacıyla devlet tarafından kurulan kuruluşlardır. Ulusal insan hakları kurumları, görev ve yetkileri ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilse de son yıllarda birçok ülkede kurulmuştur ve insan hakları alanında özelleşmiş organlardır.38 Ulusal insan hakları kurumlarına dair tartışmalar 1970’lerden itibaren yoğunluk kazansa da, bu meselenin Birleşmiş Milletler düzeyinde ilk ele alınması 1946 yılında olmuştur.Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 1946’daki ikinci oturumunda İnsan Hakları Komisyonu’nun görev ve yetkileri belirlenirken, Üye Devletlere de “İnsan Hakları Komisyonu’nun çalışmalarını geliştirirken işbirliği yapabilecekleri, kendi ülkelerinde bilgi grupları ya da yerel insan hakları komiteleri kurmayı düşünmeleri” için çağrı yapılmıştır.39 1991 yılında İnsan Hakları Komisyonu’nun çağrısıyla Paris’te toplanan İnsan Haklarının Teşvik Edilmesi ve Korunması İçin Birinci Ulusal Kurumlar Çalıştayı’nda yıllardır yürütülen tartışmalar vücut buldu ve çalıştayın sonucu olarak günümüzde kısaca “Paris İlkeleri” olarak adlandırılan “Ulusal Kurumların Statüsü ile ilgili İlkeler” oluşturuldu. Bu ilkeler, 20 Aralık 1993 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilerek resmiyet kazandı.40 Aynı yıl Viyana’da toplanan Dünya İnsan Hakları Konferansının bir sonucu olarak yayımlanan Viyana Bildirgesi ve Eylem Programı’nda41 da her ülkenin, kendi ihtiyaçlarına göre en uygun çerçeve ve yapıyı belirleyebileceği ifade edilerek Paris İlkelerine göre ulusal kurumların kurulmasına ve geliştirilmesine yönelik çağrı yapılmıştır. Paris İlkeleri hukuken bağlayıcı olmayıp ulusal insan hakları kurumlarına dair tavsiye niteliğindeki bir ilkeler bütünü olsa da uluslararası insan hakları hukukuna uyum için çaba sarf eden devletlerin başvurduğu önemli kararlardan biridir. Uygulanmadığı takdirde yaptırımı olmasa da, devletler arasında bu ilkelerin yasal bağlayıcılığının sorgulanmadığını belirtmek gerekir. Paris ilkelerinde, oluşumu, görev ve yetkileri anayasal ve yasal metinlerde açıkça ifade edilen ve yetki alanı mümkün olduğunca geniş tutulan ulusal insan hakları kurumlarının aşağıdaki sorumluluklara sahip olduğu belirtilmiştir: - İnsan haklarıyla ilgili yasal ve idari düzenlemelere, insan hakları ihlallerine, ülkede insan haklarının genel durumuna ve insan haklarının geliştirilmesi ve korunmasına ilişkin Hükümete, parlamentoya ve diğer ilgili bütün organlara, bunların talebi üzerine veya kendi inisiyatifleriyle görüş bildirmek, tavsiyelerde bulunmak, öneriler ve raporlar sunmak; 37 Ulaş Karan, age. 38 Birleşmiş Milletler (1995), National Human Rights Institutions: A Handbook on the Establishment and Strengthening of National Institutions for the Promotion and Protection of Human Rights, New York‐Cenevre. 39 Ekonomik ve Sosyal Konsey’in 21 Haziran 1946 tarihli 2/9 Sayılı Kararı için bkz. http://www.un.org/en/ga/search/view_doc. asp?symbol=E/RES/9(II) (erişim tarihi: 06.07.2015) 40 National institutions for the promotion and protection of human rights, A/RES/48/134, http://www.un.org/documents/ga/ res/48/a48r134.htm (erişim tarihi: 06.07.2015). Paris İlkelerinin Türkçe tercümesi için bkz. http://www.ombudsman.gov.tr/ contents/files/717Paris-Prensipleri.pdf. 41 Viyana Bildirgesi ve Eylem Programı, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/Vienna.aspx (erişim tarihi: 06.07.2015) 11 - Ulusal mevzuatın ve uygulamaların, Devletin taraf olduğu uluslararası insan hakları belgeleriyle uyumlu hale getirilmesini ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesini teşvik etmek ve sağlamak; - Yukarıda bahsedilen belgelerin onaylanmasını teşvik etmek ve bunların uygulanmasını güvence altına almak; - Devletlerin, sözleşmelerden doğan yükümlülüklerinin bir gereği olarak BM organlarına ve komitelerine veya bölgesel kuruluşlara sundukları raporların hazırlanmasına katkıda bulunmak ve gerektiğinde bağımsızlıklarına bağlı kalarak görüş bildirmek; - İnsan haklarının teşvik edilmesi ve korunması için çalışan sistemi içindeki kuruluşlar, bölgesel kuruluşlar ile diğer ülkelerin insan hakları kurumlarıyla işbirliği yapmak; - İnsan hakları eğitimi ve araştırma programlarının oluşturulmasına yardımcı olmak ve bunların okul, üniversite ve meslek çevrelerinde uygulanmasında yer almak; - Bilgi ve eğitim yoluyla kamuoyu farkındalığını arttırarak ve bütün basın organlarını kullanarak insan haklarını ve özellikle ırk ayrımcılığı olmak üzere ayrımcılıkla mücadele çabalarını tanıtmak. Paris ilkelerinde bu sorumlulukların yanı sıra, ulusal insan hakları kurumlarının bağımsız, çoğulcu, açıkça belirlenmiş ve olabildiğince geniş yetkilere ve kaynaklara sahip, erişilebilir, diğer kurumlarla işbirliğine hazır ve hesap verebilir olması gerektiği belirtilmiştir. İnsan hakları alanında özelleşmiş kurumların oluşumu, özellikleri ve görevlerine dair en derli toplu ve bütüncül belge Paris İlkeleridir ancak gerek uluslararası insan hakları sözleşmeleri gerekse bu sözleşmelerin denetim organı olan komitelerin yayınladığı yorum ve tavsiye kararlarında da yıllardır sözleşmelerin kapsadığı hakların geliştirilmesi ve korunması için Taraf Devletler tarafından özel ve bağımsız kurumların kurulması gerektiği ifade edilmiştir. Örneğin Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 14. Maddesinde Taraf Devletler için “…Sözleşme’de belirtilen haklardan birinin ihlalinden zarar gördüğünü iddia eden ve mevcut diğer yerel olanakları tüketen, devletin yargı yetkisine tâbi bireylerden veya birey gruplarından dilekçe almaya ve incelemeye yetkili olacak, kendi ulusal hukuk sistemi içinde bir birim oluşturabilir ya da böyle birim belirleyebilir.” ifadesi yer almaktadır.42 Bu maddenin yanı sıra, sözleşmenin denetim organı olan Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin 1993 yılında yayınladığı 17 No’lu Genel Yorum “Sözleşmenin Uygulanmasını Sağlamak üzere Ulusal Kurumların Kurulması” başlığını taşımaktadır. 43 Komite, bu yorumda insanların herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadan insan haklarından yararlanmasını teşvik etmek, hükümetin ırk ayrımcılığıyla mücadele politikalarını incelemek, ulusal mevzuatın sözleşme ile uyumunu izlemek ve sağlamak, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükler konusunda kamuoyunu eğitmek ve Komite’ye sunulacak raporlarda hükümete katkı sunmak üzere Taraf Devletlerin ulusal yapılar oluşturmasını tavsiye etmiştir. Irk ayrımcılığının ortadan kaldırılması sözleşmesi ve komitesinde olduğu gibi, aşağıda listelenen sözleşmeler ve denetim organlarında44 da benzer talepler dile getirilmiştir: - Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin “Ulusal İnsan Hakları Kuruluşlarının Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakların Korunmasındaki Rolü” başlıklı 10 No’lu Genel Yorumu45; 42Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme, http://www.ohchr.org/EN/ ProfessionalInterest/Pages/CERD.aspx (erişim tarihi: 06.07.2015). Sözleşmenin Türkçe tercümesi için bkz. http://tihv.org.tr/herturlu-irk-ayrimciliginin-ortadan-kaldirilmasina-iliskin-uluslararasi-sozlesme/ (erişim tarihi: 06.07.2015) 43Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi 17 No’lu Genel Yorumu, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/ treatybodyexternal/Download.aspx?symbolno=INT%2fCERD%2fGEC%2f7489&Lang=en (erişim tarihi: 06.07.2015). Genel Yorum İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir: http://www.ihop.org.tr/2008/03/26/irkayrmclnn-ortadan-kaldrlmas-komitesi/ (erişim tarihi: 06.07.2015) 44 Bu sözleşmelere ve komite yorumlarına ilişkin ayrıntılı bilgiye ilgili maddenin dipnotundan ulaşılabilir. 45 Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi 10 No’lu Genel Yorumu, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/treatybodyexternal/ Download.aspx?symbolno=E%2fC.12%2f1998%2f25&Lang=en (erişim tarihi: 06.07.2015) Genel Yorum İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir: http://www.ihop.org.tr/2007/12/11/ekonomik-sosyal-ve-kueltuerel-haklarkomitesi/ (erişim tarihi: 06.07.2015) 12 - Kadınlara Karşı Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin “Etkin Ulusal Mekanizma ve Tanıtım” başlıklı 6 No’lu Genel Tavsiye Kararı46; - Çocuk Hakları Komitesi’nin “Bağımsız Ulusal İnsan Hakları Kurumlarının Çocuk Haklarının Yaygınlaştırılmasındaki ve Korunmasındaki Rolü” başlıklı 2 No’lu Genel Yorumu47; - 2002 tarihli İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı BM Sözleşmesi’ne Ek İhtiyari Protokol48 Birleşmiş Milletlerdeki bu gelişmeler, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’ni de etkilemiştir. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 30 Eylül 1997 tarihli ve R(97)14 sayılı kararında49, ulusal insan hakları kurumu olmayan üye devletlerde çoğulcu ve etkili ulusal insan hakları kurumlarının kurulmasını ve bu kurumların mevcut ulusal kurumlarla işbirliği ve deneyim paylaşımı içinde olmalarını tavsiye etmiştir. Ayrıca, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) da 1997 tarihinde yayınladığı 2 No’lu Genel Politika Tavsiye Kararı’nda50, ulusal düzeyde ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle mücadele amacıyla uzmanlık organlarının oluşturulmasını tavsiye etmiş ve bu organların kuruluşu, oluşumu, görev ve yetkilerine dair ana ilkeler belirlemiştir. ECRI, Genel Politika Tavsiye Kararlarının yanı sıra, ülke raporlarında ele aldığı ülkelere yönelik de ulusal kurumların oluşturulmasının ve etkili bir şekilde çalışmasının önemine vurgu yapmaktadır. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın 2011 tarihinde Viyana’da düzenlediği Ulusal İnsan Hakları Kurumları Hazırlık Toplantısı’nda Katılımcı Devletlere, ulusal düzeyde insan haklarının korunması için Paris İlkelerine uygun olarak parlamentoya karşı sorumlu, işlevsel ve kurumsal olarak bağımsız kurumların kurulması tavsiye edilmiş ve bu kurumların genel, yapısal, işlevsel, mali ve yapısal özelliklerine dair bir çerçeve çizilmeye çalışılmıştır.51 2.2 Eşitlik Kurumları Eşitlik kurumları, ayrımcılık mağdurlarına destek olmak, ayrımcılık vakalarını izlemek ve raporlamak ve eşitliği teşvik etmek ve uygulamaya geçirmek amacıyla devletler tarafından kurulan bağımsız kurumlardır. Avrupa’da ayrımcılık hukuku kapsamında değerlendirilen karar ve belgelerin neredeyse hepsinde eşitlik kurumlarının kurulması ya da mevcut olan insan hakları kurumu ve ombudsmanlık kurumuna eşitlik kurumunun sahip olması gereken görev ve yetkilerin de verilmesi gerektiğinin altı çizilmiştir. Üye devletler, Bölüm 1.2 altında açıklanan 2000/43/EC sayılı Irk Ayrımcılığı Direktifi ile 2002/73/EC, 2004/113/EC, 2006/54/EC ve 2010/41/EU sayılı Cinsiyet Eşitliği Direktifleri kapsamında AB yasalarında tanımlanan ayrımcılık temelleriyle mücadele etmek ve eşitliği tesis etmek amacıyla eşitlik kurumları kurmak ya da insan haklarını ulusal düzeyde savunmak için var olan kurumlara bu kurumları entegre etmekle yükümlü kılınmıştır. Bu düzenlemeler ile görevlendirilen kurumların şikâyet sürecinde ayrımcılık mağdurlarını bağımsız yardım sağlamaları, ayrımcılık konusunda bağımsız araştırmalar yürütmeleri, bağımsız raporlar yayınlamaları ve bu direktifler kapsamına giren 46 Kadınlara Karşı Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi 6 No’lu Genel Tavsiye Kararı, http://www.un.org/womenwatch/ daw/cedaw/recommendations/recomm.htm#recom6 (erişim tarihi: 06.07.2015) Tavsiye Kararı, İnsan Hakları Ortak Platformu tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir: http://www.ihop.org.tr/2007/04/04/ kadnlara-kar-ayrmcln-ortadan-kaldrlmas-komitesi/ (erişim tarihi: 06.07.2015) 47 Çocuk Hakları Komitesi 2 No’lu Genel Yorum, http://tbinternet.ohchr.org/_layouts/treatybodyexternal/Download.aspx?symboln o=CRC%2fGC%2f2002%2f2&Lang=en (erişim tarihi: 06.07.2015) 48 İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani ve Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı BM Sözleşmesi’ne Ek İhtiyari Protokol, http://www.ohchr.org/EN/ProfessionalInterest/Pages/OPCAT.aspx (erişim tarihi: 06.07.2015). Ek Protokolün resmi çevirisi için bkz. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/07/20110705M1-17-1.pdf (erişim tarihi: 06.07.2015) 49 Bakanlar Komitesi’nin İnsan Haklarının Teşvik Edilmesi ve Korunması için Bağımsız Ulusal Kurumların Kurulmasına İlişkin R(97)14 Sayılı Tavsiye Kararı, https://wcd.coe.int/com.instranet.InstraServlet?command=com.instranet.CmdBlobGet&%20 InstranetImage=567349%20%20&SecMode=1&DocId=578706&Usage=2 (erişim tarihi: 06.07.2015) 50 2 No.lu ECRI Genel Politika Tavsiye Kararı : Ulusal Düzeyde Irkçılık, Yabancı Düşmanlığı, Antisemitizm ve Hoşgörüsüzlükle Mücadele Konusunda Uzmanlık Organları, http://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/activities/GPR/EN/Recommendation_ N2/REC2-1997-36-TUR.pdf (erişim tarihi: 06.07.2015) 51 Recommendatıons from the Preparatory Meeting of National Human Rights Institutions (ombuds institutions, commissions, institutes and other mechanisms) organised by the OSCE Office for Democratic Institutions and Human Rights, AGİT, 2011, http://www.osce.org/odihr/84064?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) 13 ayrımcılık türleri ile ilgili konularda tavsiyelerde bulunmaları beklenmektedir. Eşitlik kurumları, ayrımcılık mağdurlarına yardım sunmak için aşağıdaki yolları izleyebilir: - herhangi bir ayrımcılık vakasının gerçekleşmesi durumunda ayrımcılık karşıtı yasalar ve tazminat için başvurulabilecek yasal işlemler hakkında bilgi vermek; - ayrımcılığa uğrayan kişileri, onlara yardım edebilecek kurum ve kuruluşlara yönlendirmek; - ayrımcılığa uğrayan kişinin, ayrımcılık yapanla dostane çözüm ya da uzlaşmaya varması için yardımcı olmak; - ayrımcılığa uğrayan kişilere hukuki yardım sağlamak ve onları mahkemede temsil etmek. Sadece 2010/41/EU sayılı Direktifin 11. maddesinde52, bu sorumluluklara ek olarak, eşitlik kurumlarının gerekli bilgileri Avrupa Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Enstitüsü gibi ilgili Avrupa Kurumlarıyla paylaşma görevini üstlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Direktiflerin yanı sıra, ayrımcılıkla mücadele konusunda katılımcı devletlere yönelik tavsiyelerini daha önce paylaştığımız Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı da ayrımcılıkla etkin bir mücadele yürütebilmek için yasal çerçeveyi değiştirmenin yeterli olmadığı ve ayrımcılık karşıtı politikaların geliştirilmesi, uygulanması ve izlenmesi için kurumsal yapıların oluşturulması gerektiği gerçeğinden hareketle, özel olarak atanmış bağımsız eşitlik kurumlarının kurulmasını önermektedir.53 AGİT, ayrıca, ayrımcılıkla mücadele için çalışacak kurumun mevcut bir ulusal insan hakları kurumu bünyesinde kurulması için öncelikle o kuruma danışılması ve rızasının alınmasını önermektedir.54 Ulusal insan hakları kurumlarına ayrımcılıkla mücadele gibi ek görevler verirken de kuruma yeterli kaynağın tahsis edilmesi önemlidir. Bir sonraki bölümde, yukarıda yer verilen yükümlülükler çerçevesinde Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde kurulan eşitlik kurumlarından örnekler incelenecektir. 52 Serbest Meslek Faaliyetleriyle Uğraşan Kadın ve Erkekler için Eşit Muamele İlkesinin Uygulanmasına İlişkin 2010/41/EU Sayılı Avrupa Parlamentosu ve AB Konseyi Direktifi, http://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=CELEX:32010L0041 (erişim tarihi: 01.07.2015) 53 The Ljubljana Guidelines on Integration of Diverse Societies, OSCE High Commissioner on National Minorities (HCNM), 2012, http://www.osce.org/hcnm/96883?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) 54 Recommendatıons from the Preparatory Meeting of National Human Rights Institutions (ombuds institutions, commissions, institutes and other mechanisms) organised by the OSCE Office for Democratic Institutions and Human Rights, AGİT, 2011, http://www.osce.org/odihr/84064?download=true (erişim tarihi: 08.07.2015) 14 3. AB’den eşitlik kurumu örnekleri Bir önceki bölümde yer verilen ayrımcılıkla mücadele mevzuatı ile bu mevzuatın hayata geçmesini güvence altına alacak eşitlik kurumlarına dair düzenlemelerden hareketle, bütün Avrupa Birliği ülkelerinde özelleşmiş kurumlar yer almaktadır. Direktiflerde bu kurumların kurulması önerilmesine rağmen, bunların nasıl çalışacağına dair Üye Devletlere yönelik özel bir tanım veya standart yoktur. Bu nedenle, AB ülkelerinde eşitlik kurumlarına dair çok çeşitli uygulamalara rastlanmaktadır. Öyle ki, bir kısmı Avrupa ayrımcılıkla mücadele mevzuatının gerektirdiği gibi çalışma alanlarını sadece ırk ve etnik köken ile toplumsal cinsiyetle sınırlarken, diğerleri farklı ayrımcılık temellerini de ele almaktadır. Ayrıca, bazı eşitlik kurumları yeni bir yapı olarak kurulurken, bazıları da direktiflerde yer alan sorumlulukların mevcut bir kuruma – ulusal insan hakları kurumu ya da ombudsman – devredilmesiyle oluşturulmuştur. Bu bölümde, yukarıda bahsedilen çeşitliliği yansıtabilmek ümidiyle 28 AB üyesi ülke arasından sekizinde – Avusturya, Belçika, Birleşik Krallık, Bulgaristan, Hollanda, Letonya, Macaristan ve Slovakya – yer alan eşitlik kurumları ele alınacaktır. Her biri farklı özellikte olan bu örneklerin, Türkiye’deki İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu tartışmalarında faydalı olması beklenmektedir. 15 3.1 Avusturya Dokuz eyaletten oluşan ve içinde çeşitli azınlık gruplarını barındıran Avusturya’da her bölgenin ayrımcılıkla mücadele alanında kendi belirlediği yasa ve çerçevelerle birlikte federal düzeyde oluşturulan düzenlemeler bulunmaktadır. Bu bölümde, federal yasalarda yer alan ayrımcılıkla mücadele düzenlemeleri ve bu düzenlemelere dayanarak oluşturulan kurumsal yapılar ele alınacaktır. Ülkenin ayrımcılıkla mücadeledeki yasal çerçevesini oluşturan temel metinler şunlardır: • Eşit Muamele Yasası55: Özel sektörü kapsar ve istihdamda toplumsal cinsiyet, etnik bağlılık, din ve inanç, cinsel yönelim ve yaş temelli ayrımcılığı yasaklar. Sosyal güvenlik ve sağlık bakımını içeren sosyal koruma, sosyal avantajlar,eğitim, barınma da dahil olmak üzere kamuya yönelik mal ve hizmetlere erişim alanlarında ırk ayrımcılığının yasaklanması da kanun kapsamına alınmıştır. • Federal Eşit Muamele Yasası: Federal düzeyde kamuda istihdamı kapsar ve toplumsal cinsiyet, etnik bağlılık, din ve inanç, cinsel yönelim ve yaş temelli ayrımcılığı yasaklar. • Eşit Muamele Komisyonu ve Eşit Muamele Ombud Ofisi Federal Yasası56: Bu yasa, cinsel kimlik ve toplumsal cinsiyet, etnik bağlılık, din ve inanç, cinsel yönelim ve yaş temelli ayrımcılığa karşı Eşit Muamele Komisyonu ve ulusal eşitlik kurumu olarak Eşit Muamele Ombud Ofisinin kuruluşu ile bu kurumların görev ve yetkilerini düzenler. • Engelli Kişilerin İstihdamına dair Yasa: Yasa, makul uyumlaştırmaya yer vererek istihdam ve meslekte engelliliğe dayalı ayrımcılığı yasaklar. • Federal Engellilere Eşitlik Yasası: İstihdam dışındaki alanlarda ve günlük yaşamda engellilik temelli ayrımcılıkla mücadeleyi düzenleyen yasada barınma da dahil olmak üzere kamuya yönelik mal ve hizmetlere erişimde ayrımcılık yasaklanmıştır. Bu nedenle yasa, koruma düzeyi bakımından 2000/78/EC sayılı İstihdamda Eşit Muamele Direktifi’nin getirdiği asgari gerekliliklerin ötesine geçmiştir. • Federal Engellilik Yasası: Bu yasa ile Federal Engelli Ombud Ofisi kurulmuştur. Avusturya, AB’nin eşitlik direktiflerinde yer verilen temel prensipleri iç hukukuna aktaran ülkelerden biridir. Yukarıda kısaca açıklanan yasalarda, direktiflerdeki doğrudan ve dolaylı ayrımcılık tanımlarının yanı sıra, taciz ve mağdurlaştırma da yer almıştır. Avusturya’da ulusal eşitlik kurumu olarak nitelendirilebilecek üç ayrı yapı yer almaktadır. Ancak resmi olarak ulusal eşitlik kurumu görevi yapan birimin Avusturya Eşit Muamele Ombud Ofisi olduğunu belirtmek gerekir. 1991 yılında Eşit Muamele Yasası ile kurulan Eşit Muamele Ombud Ofisi, Irk Ayrımcılığı Direktifi ile uyumlu bir şekilde 2004 yılında yürürlüğe giren Eşit Muamele Komisyonu ve Eşit Muamele Ombud Ofisi Federal Yasası ile birlikte resmi olarak ulusal eşitlik kurumu statüsü kazanmış ve yetki alanını genişletmiştir. Bu yasa ile birlikte çalışma alanı, toplumsal cinsiyetin yanı sıra direktifte yer alan ayrımcılık temellerini de – engellilere yönelik ayrımcılık hariç – kapsar hale gelmiştir. Eşit Muamele Ombud Ofisi’nde 3 ayrı Ombud bulunmaktadır: • Aynı zamanda kurumun direktörü olan ve istihdam ile meslek alanında toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık vakalarını ele alan İstihdam ve Meslekte Kadın ve Erkeklere Yönelik Eşit Muamele Ombudu • İstihdam ile meslek alanında etnik köken, din veya inanç, yaş veya cinsel yönelim temelli ayrımcılık vakalarını ele alan İstihdam ve Meslekte Etnik Köken, Din veya İnanç, Yaş veya Cinsel Yönelim fark etmeksizin Eşit Muamele Ombudu • İstihdam ve meslek dışındaki alanlarda etnik köken ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık vakalarını ele alan Diğer Alanlarda Etnik Köken ve Toplumsal Cinsiyet fark etmeksizin Eşit Muamele Ombudu 55 Yasanın İngilizce metni için bkz http://www.gleichbehandlungsanwaltschaft.at/DocView.axd?CobId=55789 (erişim tarihi: 11.11.2015) 56 Yasanın İngilizce metni için bkz http://www.gleichbehandlungsanwaltschaft.at/DocView.axd?CobId=55790 (erişim tarihi: 11.11.2015). 16 Ulusal eşitlik kurumunun, Viyana’daki merkezi ofisinin yanı sıra Avusturya’nın dört bölgesinde hizmet verdiği bölgesel ofisleri yer almaktadır. Bu ofislerin hepsi ayrımcılık mağdurlarına danışmanlık vermek ve onları desteklemek adına telefon ve kişisel randevu yoluyla başvuru almaktadır. Yukarıda sınıflandırılan alanlarda ayrımcılığa uğradığını düşünen ve Ombud Ofisine başvuran kişilerin şikayetleri hakkında yapılan incelemelerin ardından verilen ihlal kararı sonucu ofisin müdahalesi istenebilir. Ofis müdahalesi, ya ayrımcılık yapan kişi ile mağdur arasında uzlaştırma/arabulucu pozisyonunu ya da bu sürecin başarısız olması sonucu vakanın Eşit Muamele Komisyonu’na sevk edilmesini ve Komisyon önünde mağdurun temsil edilmesini kapsar. Eşit Muamele Ombud Ofisi, hukuki destek ve danışmanlık hizmetinin yanı sıra, Avusturya genelinde ayrımcılığa dair bilgi ve farkındalığın artması için de çalışmalarda bulunur. Bu kapsamda bağımsız raporlar hazırlar ve özel bir konuda araştırma yürütür, eylem planı/programı hazırlanma sürecinde yer alır, hizmet sunucular ve yurttaşlar yönelik kaynaklar ve eğitim programları üretir, kurumlar için ayrımcılığa karşı davranış kodları hazırlar. Kurum, Federal Meclise iki yılda bir faaliyet raporu sunar. Kuruma, sadece bilgi ve farkındalık faaliyetleri için her yıl yaklaşık 50.000 € tutarında bütçe ayrılmaktadır. Personel ve ofis giderleri ile birlikte ofisin toplam bütçesinin yaklaşık 2 milyon Euro olduğunu söyleyebiliriz57. Avusturya’da eşit muamele Ombud Ofisinin yanı sıra ayrımcılık vakalarını ele alan iki ayrı ofisin daha bulunduğunu belirtmiştik. Bunlardan ilki, 2006 yılında Federal Engellilik Yasası’nda yapılan değişiklikle kurulan Federal Engellilik Ombudsmanıdır58. Çalışma, Sosyal İşler ve Tüketiciyi Koruma Bakanlığı’na bağlı bu ombudsman, Engelli Kişilerin İstihdamına dair Yasa ile Federal Engellilere Eşitlik Yasası kapsamına giren ayrımcılık vakalarını ele almaktadır. İstihdam ve meslek, kamu hizmetleri, eğitim ve öğrenim, tüketicinin korunması, inşaat ve konut ile toplu taşıma hizmetleri, Ombudsmanın çalışma alanlarından bazılarıdır. Yukarıda belirtilen alanlarda ayrımcılığa uğradığını düşünen kişilerin başvurusu üzerine tavsiye ve destek faaliyetlerinde bulunur. Ayrıca, gerekli olduğunda ayrımcılık vakalarının çözümünde güvenilir üçüncü şahıs olarak yer alır. Diğer eşitlik kurumları gibi Federal Engellilik Ombudsmanı da başvuru almak ve danışmanlık hizmeti vermenin yanı sıra, engelli kişilerin durumuna ilişkin araştırma yapabilir, rapor hazırlayabilir, açıklama ya da görüş bildirebilir. Ülkede federal düzeyde oluşturulan diğer bir eşitlik kurumu, yarı yargısal nitelikte olan Eşit Muamele Komisyonu59’dur. Eşit Muamele Ombud Ofisi bünyesindeki üç ombud ile aynı çalışma alanlarına sahip “Senato”lara ayrılan Komisyon için üst kurum değerlendirilmesi yapılabilir. Şöyle ki, Avusturya’nın ulusal eşitlik kurumu statüsündeki Eşit Muamele Ombud Ofisi’nde ihlal kararı verilen bir ayrımcılık vakasında uzlaşma sürecinden sonuç alınmadığı takdirde Ombud, başvuruyu Eşit Muamele Komisyonu’na havale eder. Bakanlık yetkilileri, işçi ve işveren örgütlerinin üye olarak yer aldığı Senatoların kapalı toplantılarda aldığı kararlar bağlayıcı değildir ancak mağdur kişi ve kurumlara dava açma hakkı kazandırır. Bağlayıcı kararlar alamadığı için yaptırım uygulama yetkisi olmayan Komisyon, başvurulara ilişkin sonuçları isim vermeden yayınlamakla yükümlüdür. Komisyon, karar alma süreçlerinde dava konusu kişilerin yanı sıra uzmanların ve alanda çalışan sivil toplum örgütlerinin görüşlerine başvurur. Yukarıda özetlenen Avusturya eşitlik kurumlarının ortak özelliğinin, kolay bir başvuru sisteminin varlığı olduğu söylenebilir. Yani, ayrımcılığa uğradığını düşünen kişiler gerekli bilgileri telefonla alabilir ve hatta telefon ya da eposta aracılığıyla verdikleri bilgiler ışığında bir soruşturma süreci başlatabilir. Hak ihlaline uğrayan kişilerin şikayet sürecinde karşı karşıya kaldığı bürokratik işlemlerin yorucu ve yıldırıcı bir etkisi olduğu düşünüldüğünde, bu tür kolay başvuru sistemlerinin insanları teşvik edeceğini belirtmek yanlış olmayacaktır. 57 Equinet websitesinde yer alan Avusturya ülke profilinde Eşit Muamele Ombudu Ofisinin 2012 yılı bütçesinin 1.996.674 € olduğu belirtilmiştir. Bkz. http://www.equineteurope.org/-Austria- (erişim tarihi: 12.11.2015) 58 Federal Engellilik Ombudsmanı websitesi, http://www.behindertenanwalt.gv.at/ (erişim tarihi: 12.11.2015) 59 https://www.bka.gv.at/site/6814/default.aspx#a1 (erişim tarihi: 12.11.2015) 17 3.2 Belçika Belçika, 11 milyonun üzerinde nüfusa sahip üç politik gücün bulunduğu federal bir devlettir. Federal yönetim, konuşulan dillere (Flamanca, Fransızca, Almanca) göre ayrılan üç topluluk ve bölgelere göre (Flaman, Valon, Brüksel) ayrılan üç topluluktan oluşan 7 farklı yönetim alanı bulunmaktadır. Belçika’nın federal yapısından kaynaklı olarak, her bölge ve topluluk ayrımcılık karşıtı AB Direktiflerini uygulamak için kendi yasalarını oluşturmuştur. Bu bölümde, bölge ve toplulukların ayrımcılıkla mücadele için aldığı tedbirlerden çok Avrupa Birliği Direktiflerinin de yansıtıldığı federal düzeydeki düzenlemeler ve kurumlara yer verilecektir. Belçika’da günümüz ayrımcılıkla mücadele mevzuatının temelini 1981 tarihli Irkçılık ve Yabancı Düşmanlığının Cezalandırılması Yasası oluşturmaktadır. Günümüzde atıfta bulunan yasaların neredeyse hepsinin, ırkçılıkla mücadele yasasının üzerine yapılan eklemelerle oluşturulduğu söylenebilir. Yasada ırk, renk, soy, ulusal ve etnik kökene dayalı ayrımcılık ve ayrımcılığı tahrik eden davranışlar yasaklanmış ve suç sayılmıştır. 1994 yılında yasada ayrımcılığın tanımına yer verilmiş ve yasanın kapsamı çalışma hayatı ile mal ve hizmetlere erişimi de içine alacak şekilde genişletilmiştir60. Bu yasanın kapsamının sadece ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile sınırlı olması nedeni ile, 2003 yılında Federal Ayrımcılıkla Mücadele Yasası61 kabul edilmiştir. Bu yasada doğrudan ve dolaylı ayrımcılık ile makul uyumlaştırma tanımlanmıştır. Yasada mal ve hizmetlere erişim, kamu sektörü ve özel sektörde istihdama erişim, çalışma koşulları, atama ve terfi, resmi evraklardaki ifadeler, kamuya açık ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi etkinliklere katılım gibi alanlarda cinsiyet, ırk, renk, soy, ulusal ve etnik köken, medeni hal, cinsel yönelim, doğum, miras, yaş, din ve inanç, sağlık durumu, engellilik ya da fiziksel özelliklere dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. Ayrıca, aşağıda detaylandırılacak olan Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezi’nin de yetki alanı bu yasayla genişletilmiştir. Ülkede ayrımcılıkla mücadelenin kapsamını genişleten ancak yine de AB direktifleriyle tam uyum içinde olmayan bu yasa, 10 Mayıs 2007 tarihli yeni bir Ayrımcılıkla Mücadele Yasası ile değiştirilmiştir62. 2007 tarihli yasa ile ayrımcılığın tanımı daha da genişletilerek yaş, cinsel yönelim, inanç, birlik inancı, medeni hal, doğum, varlık, siyasi inanç, dil, sağlık durumu, fiziksel ve genetik özellikler ve sosyal kökene dayalı ayrımcılık yasaklanmıştır. Ayrımcılığın yanı sıra nefret suçuna da yasada yer verilmiş ve bu suçların ağır bir şekilde cezalandırılması öngörülmüştür. Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nın uygulama alanının bütün kamusal alanları, yani istihdam (kamu sektörü ve özel sektör), mal ve hizmetlerin sunumu (otel, restoran ve yemek endüstrisi, ticaret, emlak, sigorta, vb.), sosyal güvenlik ve sağlık bakımı ile kamuya açık ekonomik, sosyal, kültürel veya siyasi faaliyetlere katılımı içerdiğini belirtmek gerekir. Yukarıda kısaca özetlenen yasalara dayanarak Belçika genelinde Paris İlkelerine göre ulusal eşitlik kurumu görevini yerine getiren yapı, Başbakanlığa bağlı özerk bir kurum olan Eşit Fırsatlar Merkezi’dir63. 1993 yılında göç akımlarının analiz edilmesi, yabancıların temel haklarının korunması ve insan ticaretiyle mücadeleyi amaçlaması ve ırkçılığı odağına alması beklendiği için Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezi adıyla kurulan Merkez64, görev alanının ve mücadele ettiği ayrımcılık temellerinin genişlemesi ile zamanla Eşit Fırsatlar Merkezi ismini almıştır. Merkeze, Birleşmiş Milletler tarafından 2010 yılında B Tipi Ulusal İnsan Hakları Kurumu akreditasyonu verilmiştir. İlk başta federal bir yapı olarak kurulan merkez, 2014 yılına kadar sadece federal ayrımcılıkla mücadele yasaları kapsamında çalışıyordu ve Topluluklar ile Bölgelerle kurumsal bağı olmadığı için bölgesel ayrımcılıkla mücadele yasalarının uygulanmasından sorumlu değildi. 12 Ocak 2013 tarihinde imzalanan Federal Yönetim ile Topluluklar ve Bölgeler arasında imzalanan İşbirliği Anlaşması65 ile Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla Mücadele Merkezi “inter-federal” 60 Ulaş Karan (2009), Avrupa Birliği Ülkelerinde Ayrımcılık Yasağı ve Eşitlik Kurumları, İnsan Hakları Ortak Platformu, Ankara. Kitabın dijital versiyonu için bkz. http://insanhaklarisavunuculari.org/dokumantasyon/files/original/230b1af082c93483fd391a5 6339cf5c7.pdf (erişim tarihi: 14.11.2015). 61 Yasanın İngilizce metni için bkz. http://www.diversitybelgium.be/act-february-25-2003-pertaining-combat-discrimination 62 2007 tarihli Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nın İngilizce açıklaması için bkz. http://www.diversitybelgium.be/anti-discriminationlaw-10-may-2007 63 Eşit Fırsatlar Merkezi’nin web sitesi için bkz. http://www.diversitybelgium.be/ (erişim tarihi: 14.11.2015) 64 15 Şubat 1993 tarihli Irkçılıkla Mücadele ve Eşit Fırsatlar Merkezinin kurulmasına ilişkin yasanın İngilizce metni için bkz. http://www.diversitybelgium.be/law-15-february-1993-establishing-federal-migration-centre (erişim tarihi: 15.11.2015) 65 İşbirliği Anlaşması’nın İngilizce metni için bkz. http://www.diversitybelgium.be/sites/default/files/documents/law/cooperation_ agreement_0.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015). 18 bir merkeze dönüştürülmüştür. Bu anlaşma ile Merkez, bölgesel ve federal düzeydeki çeşitli ayrımcılıkla mücadele araçlarında yer alan ayrımcılık temellerine dayanan her türlü farklı muamele, dışlama ve sınırlama ile mücadele etmek ve fırsat eşitliğinin arttırılması için çalışmaya başlamıştır66. Anlaşma kapsamında bölgelerde Eşit Fırsatlar Merkezi adına başvuru noktaları kurulmuştur. Ayrımcılıkla mücadele, göç, insan ticareti ve yoksulluk alanında yetkin olan Merkeze, 2011 yılında Federal Devlet, Topluluklar ve Bölgelerin aldığı kararla Birleşmiş Milletler Engelli Kişilerin Haklarına dair Sözleşme’nin uygulanmasının teşvik edilmesi ve izlenmesinden sorumlu bağımsız mekanizma görevi de verilmiştir. Merkezin çalışmalarının iki ana yönde şekillendiğini belirtebiliriz: “Ayrımcılık ve Eşit Fırsatlar” ile “Göç”. 2014 yılında Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla Mücadele Merkezi bu iki ana başlıkla uyumlu olarak, bünyesinde Interfederal Eşit Fırsatlar Merkezi ve Federal Göç Merkezi67 adlı iki ayrı merkezi barındırmaya başlamıştır. Merkezin üç temel görevi vardır: • Ayrımcılık iddiaları ve yabancıların temel haklarına dair bireysel şikayet başvurularını alıp bunları incelemek; • Ayrımcılıkla mücadele, engelli hakları, göç, insan ticareti ve yoksulluk ile ilgili bilgi, eğitim ve farkındalık faaliyetleri yürütmek; • Hükümet görevlilerine yönelik mevzuat, eylem planları vb. konularında görüş ve tavsiyeler sunmak. Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda (Equinet) yer alan profiline68 göre Merkez ülke düzeyinde yoğun başvuru almaktadır. 2012 yılı verilerine göre ayrımcılık alanında 4162, göç alanında da yaklaşık 900 başvuru alınmıştır. Merkezin bu başvurulara dair aldığı kararlar tavsiye niteliğindedir ve bağlayıcı değildir. Ayrıca, verilen ihlal kararları sistematik olarak mahkemeye yansımamaktadır. Yine de, web sitesinde verilen bilgiye göre 2010 yılında çoğunluğu nefret suçu ile ilgili olan 16 vaka mahkemeye taşındığını belirtmek gerekir. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın 2013 yılına ait Belçika raporuna göre Merkez’e devlet tarafından ayrılan bütçe her yıl artmaktadır. Örneğin, 2009 yılında 4.480.000 € olan bütçesi, 2013 yılında 7.596.000 €’ya kadar yükselmiştir. Ayrıca, 2013’te imzalanan İşbirliği Anlaşması’nda da Merkez’e 2014 ve 2015 yılları için ayrılan bütçe sırasıyla 7.705.200 € ve 7.840.000 € olarak belirlenmiştir. Artık interfederal bir yapı olması nedeniyle Topluluklar ve Bölgeler de bütçeye katkı sağlamaktadır. Merkez, en fazla 11’inin aynı cinsiyetten olduğu 21 kişiden oluşan interfederal yönetim kurulu tarafından idare edilmektedir. Kurul temsilcileri, federe yapıların ve Belçika Temsilciler Merkezi’nin atadığı hukukçular, sivil toplum temsilcileri ve sosyal ortaklardan oluşmaktadır. Eşit Fırsatlar Merkezi’nin toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmadığını belirtmek gerekir. Bunun için federal düzeydeki başka bir eşitlik kurumu olan Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü69 kurulmuştur. 16 Aralık 2002 tarihli Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün Kurulmasına Dair Yasa70 ile federal hükümete bağlı özerk statü ile kurulan merkezin amacı yeterli yasal çerçeve, uygun yapılar, stratejiler, araçlar ve eylemler yoluyla hayatın her alanında toplumsal cinsiyete dayalı her türlü ayrımcılık ve eşitsizlikle mücadele etmek ve kadın-erkek eşitliğini güvence altına almaktır. Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü yarı-yargısal bir yapı olmaktan çok, de Eşit Fırsatlar Merkezi gibi hukuki destek sağlayan ve farkındalık faaliyetleri yürüten bir eşitlik kurumudur. Toplumsal cinsiyetin ana akımlaştırılması, karar alma mekanizmaları, istihdam, kadına yönelik şiddet, transseksüel bireylerin hakları, hukuki destek, uluslararası 66 Emmanuelle Bribosia ve Isabelle Rorive (2013), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Belgium Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=761&Itemid=295 (erişim tarihi: 15.11.2015). 67 Eşit Fırsatlar ve Irkçılıkla Mücadele Merkezi’nin yeni yapısıyla ilgili bilgi notu için bkz. http://www.diversitybelgium.be/sites/ default/files/documents/article/presentation_centre_roashow_en_vf.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015) 68 Eşit Fırsatlar Merkezi’nin Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1459&type= application.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015) 69 Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün web sitesi için bkz. http://igvm-iefh.belgium.be/ (erişim tarihi: 15.11.2015) 70 Yasanın Fransızca metni için bkz. http://igvm-iefh.belgium.be/sites/default/files/downloads/oprichting_IGVM_fr.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015) 19 mekanizmalar, hibe programları Enstitünün başlıca çalışma alanlarıdır. Enstitüye bu sıralanan alanlarda yüklenen görevler genel olarak aşağıdaki gibidir: • Kadın ve erkek eşitliği alanındaki çalışma ve araştırmaları yürütmek ve desteklemek • Kamu yetkililerine yönelik mevcut mevzuatı iyileştirecek tavsiyeleri vermek • Araştırma sonuçlarını temel alarak kamu yetkililerinin yanı sıra bireylere ve özel sektör temsilcilerine tavsiye ve öneride bulunmak • Kadın ve erkek eşitliği alanında çalışan dernekleri ve bu konudaki projeleri desteklemek • Kişilere toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili bilgi ve danışmanlık hizmeti vermek • Kadın ve erkek eşitliğini sağlamayı amaçlayan ceza yasaları ve diğer yasalardan kaynaklanan anlaşmazlıklarda hukuki yollara başvurmak • Toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili yasa ve düzenlemeleri izlemek ve değerlendirmek • Yetkililerden, ayrımcı muamelelerin devam etmesine neden olan unsurlarla ilgili bilgi toplamasını ve bu unsurlarla ilgili analizini paylaşmasını talep etmek • Toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki kilit paydaşlarla bir ağ kurmak Cinsiyet temelli ayrımcılık başvurularının alınması, Enstitünün faaliyetlerinin sınırlı bir bölümünü oluşturuyor. Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda (Equinet) yer alan profile71 göre yılda ortalama 200-250 başvuru alınıyor. Enstitünün başvurulara ilişkin verdiği kararlar bağlayıcı olmayıp tavsiye niteliğindedir. Enstitü yargı kurumu olmamasına rağmen mahkemeye taşınan cinsiyet temelli ayrımcılık başvurularında mağdurlar temsil edilebilmekte veya mağdurlarla ortak hareket edilebilmektedir. Yine Equinet’te yer alan bilgiye göre, sadece ulusal eşitlik kurumu faaliyetleri için Enstitüye yılda ortalama 500.000 € ayrılmaktadır. Bu miktara personel giderleri, STÖ’lere verilen hibeler ve idari giderlerin dahil olmadığını belirtelim. Bu bütçe karşılığında her yıl Federal Meclise faaliyet raporu sunulmaktadır. Yaklaşık 35 personele sahip Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü, bir direktör ve 17 kişilik bir yönetim kurulu tarafından yönetilmektedir. Kurul üyeleri ve direktör, Eşit Fırsatlar Bakanı ya da Bakanlar Kurulu tarafından atanmaktadır. Belçika’da hem ayrımcılık ve göç hem de toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili iki ayrı kurumun olması olumlu bir durum olarak görülebilir. Ne var ki, eşitlik kurumlarının kurumsal yapıları ve çalışma şekilleri özellikle çoklu ayrımcılık vakalarının ele alınmasında sorunlar yaşanmasına neden olabilmektedir.72 Örneğin, çoklu ayrımcılık mağduru kadınların bu eşitlik kurumlarına yaptığı şikayet başvurularının, kurumların ele aldığı ayrımcılık temelleri farklılık gösterdiği için etkili kararlarla sonuçlanamadığı belirtilmektedir. 2014 yılında Eşit Fırsatlar Merkezi tarafından yapılan açıklamaya73 göre, Belçika’da Interfederal Eşit Fırsatlar Merkezi, Federal Göç Merkezi ve Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün tek bir çatı altında toplanacağı yeni bir ulusal insan hakları kurumunun kurulmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir. Bu şekilde, ayrımcılık mağdurlarının başvurabileceği ve bu başvuruların üç yapının koordinasyonu içinde değerlendirilebileceği tek bir kurum oluşturularak çoklu ayrımcılık ile mücadele konusunda daha etkili çalışmalar yapılması hedeflenmektedir. 71 Kadın ve Erkek Eşitliği Enstitüsü’nün Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg= 1007&type=application.pdf (erişim tarihi: 15.11.2016) 72 Emmanuelle Bribosia ve Isabelle Rorive (2013), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Belgium Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=761&Itemid=295 (erişim tarihi: 15.11.2015). 73 “From one Centre to Two: Meeting in Brussels” Toplantı Notu, http://www.diversitybelgium.be/sites/default/files/documents/ article/presentation_centre_roashow_en_vf.pdf (erişim tarihi: 15.11.2015). 20 3.3 Birleşik Krallık İngiltere, Galler, İskoçya ve Kuzey İrlanda’dan oluşan Birleşik Krallık, parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir. 2011 yılında yapılan nüfus sayımına74 göre 63.182.000 nüfusa sahip ülkede farklı etnik ve dini gruplar yaşamaktadır. Sayıca baskın gruplar Galliler, İskoçlar ve İrlandalılar oluşturmaktadır ancak aynı sayımda nüfusun yüzde 6.94’ünü diğer grupların oluşturduğu ortaya çıkmıştır. Bu bölümde, İngiltere, Galler ve İskoçya’nın oluşturduğu Büyük Britanya geneli ile Kuzey İrlanda’daki ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik mevzuatını ve mekanizmaları incelenecektir. Büyük Britanya’da ayrımcılıkla mücadeledeki temel çerçevesini oluşturan yasa, 2010 Tarihli Eşitlik Yasası’dır75 (Equality Act 2010). Bu yasa, yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2010’dan önce oluşturulan yaklaşık 116 mevzuat belgesini tek bir çatı altında toplamıştır76. Buradaki amaç Büyük Britanya’daki eşitlik yasalarını basit, uyumlu ve daha güçlü hale getirmek, yeni ayrımcılık türlerini önlemek ve kökleşmiş eşitsizlikleri ele almaktır. Eşitlik Yasası, AB Direktifleriyle uyum sağlamakta ve yaş, engellilik, cinsiyet değiştirme, evlilik ve birliktelik, gebelik ve annelik, ırk, din ve inanç, cinsiyet ve cinsel yönelim temelli ayrımcılığı yasaklamaktadır. Bu dokuz ayrımcılık temeli, yasada “korunan özellikler” olarak adlandırılmıştır. Oldukça kapsamlı olan Eşitlik Yasasında her özelliğin anlamı ve kapsamı detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Yasa ile birlikte işyeri, kamu hizmetleri, mal ve hizmetlerin sunumu, toplu taşıma, kulüp ve dernek üyeliği, yerel ve merkezi devlet kurumlarıyla iletişim gibi alanlarda doğrudan, dolaylı ve çoklu ayrımcılık ile taciz ve mağdurlaştırma yasaklanmıştır. Büyük Britanya’da Paris İlkelerine uygun olarak eşitlik kurumu görevini yürüten yapı, A statüsünde akreditasyona sahip olan Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonudur77. Komisyon, 2006 tarihli Eşitlik Yasası78 ile bağımsız bir kurum olarak kurulmuştur. Bu yapı, Eşit Fırsatlar Komisyonu, Irk Eşitliği Komisyonu ve Engelli Hakları Komisyonu’nun sorumlulukları birleştirilerek Ekim 2007’de faaliyetlerine başlamıştır. Farklı ayrımcılık türleriyle mücadele eden komisyonların birleştirilmesi ile çoklu ayrımcılıkla daha etkili mücadele edilmesi amaçlanmıştır. Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu, insan hakları ve Eşitlik Yasası ile korunan özelliklere dair hukuki destek sağlayan ve farkındalık arttırıcı faaliyetler yürüten bir kuruluştur. Mahkemede mağdurlarla birlikte hareket etmek; bazı ayrımcılık vakalarını mahkemeye taşımak; stratejik dava açmak; “mahkeme dostu79” olarak dava süreçlerine katılmak; eşitlik ve insan hakları ile ilgili kanunların etkililiği ve gerektiğinde değiştirilmesi için merkezi hükümete tavsiyeler vermek; eşitlik, çeşitlilik ve insan hakları konularında araştırmalar yürütmek, ayrımcılık iddialarıyla ilgili soruşturma yürütmek; eşitlik yasaları kapsamına giren anlaşmazlıklar için uzlaşma yollarını aramak; hizmet sağlayıcılara ve yurttaşlara yönelik eğitim ve yayın faaliyetleri yürütmek Komisyonun başlıca faaliyetleri arasındadır. Komisyonun, bunların dışında yerine getirdiği önemli bir çalışma da eşitlik ve insan hakları alanında yürürlüğe giren yasalar ile ilgili uygulama esasları ve rehberlerin geliştirilmesidir. Örneğin işverenler, çalışanlar, STÖ’ler, eğitim kurumları, öğrenciler ve toplumun geneline yönelik ayrı ayrı hazırlanan Eşitlik Yasası Rehberleri80, Büyük Britanya’da ayrımcılıkla mücadelede önemli bir araç olan 2010 tarihli yasanın günlük hayatta uygulanmasını ve toplum tarafından anlaşılıp kullanılmasını kolaylaştırmaktadır. Ayrımcılık ile ilgili bireysel başvurular, 2012 yılına kadar Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu yardım hattı aracılığıyla alınıyordu. Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda yer alan kurum profiline göre 2010/2011 döneminde yardım hattı aracılığıyla 50 bin başvuru alınmış, 22 bin posta ve e-posta yanıtlanmış, stratejik dava ve müdahillik yoluyla 66 74 Wikipedia, Demography of the United Kingdom, https://en.wikipedia.org/wiki/Demography_of_the_United_Kingdom#National_ identity (erişim tarihi: 17.11.2015). 75 2010 tarihli Eşitlik Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.legislation.gov.uk/ukpga/2010/15/pdfs/ukpga_20100015_ en.pdf (erişim tarihi: 16.11.2015) 76 Eşitlik Yasası ile birleştirilen belli başlı ayrımcılıkla mücadele yasaları şunlardır: 1970 tarihli Eşit Ücret Yasası, 1975 tarihli Cinsiyet Ayrımcılığı Yasası, 1976 tarihli Irksal İlişkiler Yasası, 1995 tarihli Engelli Ayrımcılığı Yasası, 2003 tarihli İstihdamda Eşitlik (Din ve İnanç) Yönetmeliği, 2003 tarihli İstihdamda Eşitlik (Cinsel Yönelim) Yönetmeliği, 2006 tarihli İstihdamda Eşitlik (Yaş) Yönetmeliği, 2006 tarihli Eşitlik Yasası, 2007 tarihli Eşitlik Yasası (Cinsel Yönelim) Yönetmeliği. 77 Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu’nun web sitesi için bkz. http://www.equalityhumanrights.com/ (erişim tarihi: 17.11.2015) 78 Bu yasa, 2010 tarihli Eşitlik Yasası ile birleştirilmiştir. Yasanın İngilizce metni için bkz. http://www.legislation.gov.uk/ ukpga/2006/3/pdfs/ukpga_20060003_en.pdf (erişim tarihi: 17.11.2015). 79 Amicus curiae. 80 2010 tarihli Eşitlik Yasası için hazırlanan rehberler için bkz. http://www.equalityhumanrights.com/legal-and-policy/legislation/ equality-act-2010/equality-act-guidance-codes-practice-and-technical-guidance (erişim tarihi: 18.11.2015). 21 dava izlenmiş ve 59 vaka için uzlaşma yolları aranmıştır. Ancak Hükümet Eşitlik Ofisi’nin 2011 yılında Komisyon tarafından yürütülen bilgi, tavsiye ve destek faaliyetlerini değerlendirmesinin ardından ortaya çıkan sonuç, yardım hattının uygun maliyetli olmadığı, Komisyonun diğer faaliyetleri ile bağlantısının tam olarak kurulamadığı ve bu faaliyetleri olumsuz etkilediği olmuştur81. Bu nedenle, vatandaşlara eşitlik ve insan hakları alanında bilgi ve tavsiye sunacak bağımsız bir sistem kurulmasına karar verilmiştir. 2012 yılında başlatılan Eşitlik Danışma Destek Servisi82, ayrımcılık ve insan hakları ile ilgili yasalar ve uygulamaları konusunda uzman bilgisi, tavsiyesi ve desteğine ihtiyacı olan bireyleri hedeflemektedir. Bu servis, telefon, faks, internet ve posta yoluyla Büyük Britanya’da yaşayan bireylere ayrımcılık konusunda tavsiye vermekte, ayrımcılık mevzuatı kapsamındaki yasal haklar ve çözüm yollarını açıklamakta, mahkeme dışı çözüm seçeneklerini açıklamakta; uzlaşma ve aracılık hizmeti sağlamakta ve hukuki yardım talep edenleri ilgili kurumlara ulaşabilmeleri için desteklemektedir. Servis, faaliyetine başlamasının ikinci yılını kutladığı mesajında şimdiye kadar 60 bin başvuru aldığını ilan etmiştir83. Servisin bilgi ve yönlendirme faaliyetlerini yürütürken Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu ve benzer hizmetleri sağlayan diğer kuruluşlarla koordinasyon içinde çalıştığını belirtmek gerekir. Yaklaşık 200 çalışanı olan Komisyon, bir yönetici ve sayıları 10 ila 15 arasında değişen yönetim kurulu tarafından idare edilmektedir. Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu’nun yıllık raporuna84 göre 2014/2015 döneminde gerçekleşen bütçesi toplam 19.159.000 £ tutarındadır. Komisyonun mali sponsoru Kültür, Medya ve Spor Bakanlığı’dır. Komisyonun bütçesi, 2010 genel seçimlerinin ardından kamu harcamalarında yapılan kesintiyle birlikte yaklaşık yüzde 55 azaltılmıştır85. Devletlerin kemer sıkma politikalarının insan hakları üzerindeki olumsuz etkileri göz önünde bulundurulduğunda, bu etkilerle mücadele etmesi beklenen komisyonun bütçesinin azaltılması endişe vericidir. Kamu fonlarıyla çalışmalarını yürüttüğü için Komisyon, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri gereğince her yıl faaliyetlerini ve harcamalarını raporlamak ve Parlamentoya sunmak zorundadır. Komisyonun her üç yılda bir hazırlayacağı stratejik planın yanı sıra Eşitlik Yasası kapsamında meydana gelen gelişmeleri yansıtan bir rapor hazırlaması da beklenmektedir. Ayrıca, personele ödenen maaşların gerek yıllık raporlarda gerek Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu web sitesinde yayınlanması da önemli bir şeffaflık göstergesidir. Etki alanı İngiltere, İskoçya ve Galler’i kapsayan Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu’nun Londra, Manchester ve Cardiff, Glasgow ve Edinburgh’da bulunan ofislerinin yanı sıra İngiltere’de dokuz, Kuzey Galler’de de bir bölgesel iletişim noktası bulunmaktadır. Büyük Britanya’nın dışında kalan Kuzey İrlanda’da Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu ile koordinasyon içinde çalışan ancak farklı bir yapı olan Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu, 1998 tarihli Kuzey İrlanda Yasası86 ile kurulmuştur. Büyük Britanya’da olduğu gibi burada da daha önce faaliyet yürüten Irk Ayrımcılığı Komisyonu, Eşit Fırsatlar Komisyonu, Adil İstihdam Komisyonu ve Engelli Konseyi birleştirilerek tek çatı altında toplanmıştır. Fırsat eşitliği ve pozitif ayrımcılığı teşvik etmek, ayrımcılık ve tacizin ortadan kaldırılması için çalışmak, ilgili mevzuatı gözden geçirmek, farklı ırk grupları arasında iyi ilişkiler ile engellilere yönelik hizmetleri geliştirmek, kamu otoritelerinin eşitlik ile ilgili görevlerinin etkili olup olmadığını izlemek Komisyonun87 amaçları arasında yer almaktadır. Komisyon bu amaçlar ışığında bireylere ve kuruluşlara tavsiye ve destek sunabilir; konferans, seminer ve yayın yoluyla bilgilendirme faaliyetlerinde bulunabilir; araştırma ve eğitim faaliyetlerinde bulunabilir, ayrımcılık şikayetlerini alarak bunlara 81 Government Equalities Office (2011), Information, Advice and Support on Equality and Human Rights Issues: A Report by the Government Equalities Office. Raporun dijital versiyonu için bkz. https://www.gov.uk/government/uploads/system/uploads/ attachment_data/file/85452/review-information-advice.pdf (erişim tarihi: 18.11.2015) 82 Eşitlik Danışma Destek Servisi’nin web sitesi için bkz. https://www.equalityadvisoryservice.com/ (erişim tarihi: 18.11.2015) 83 Mesajın İngilizce metni için bkz. https://www.equalityadvisoryservice.com/ci/fattach/get/15392/1412335025/redirect/1/filename/ WEB%202nd%20Year%20Celebration%2003.10.pdf (erişim tarihi: 18.11.2015) 84 Equality and Human Rights Commission Annual Report and Accounts 1 April 2014 – 31 March 2015. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalityhumanrights.com/sites/default/files/publication_pdf/2904124_EHRC_AnnualReport2015_acc.pdf (erişim tarihi: 18.11.2015) 85 Equal Opportunities Review (2010), Kasım 2010, Sayı 206. Derginin dijital versiyonu için bkz. http://www.eordirect.co.uk/ default.aspx?id=1134638 (erişim tarihi: 18.11.2015) 86 Kanunun İngilizce metni için bkz. http://www.legislation.gov.uk/ukpga/1998/47/pdfs/ukpga_19980047_en.pdf (erişim tarihi: 18.11.2015) 87 Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu’nun web sitesi için bkz. http://www.equalityni.org/ (erişim tarihi: 26.11.2015) 22 dair soruşturma yürütebilir; eşitliğin daha iyi sağlanması için politika ve uygulamaların geliştirilmesi yönünde karar vericileri etkileyebilir. Komisyon, istihdam, eğitim, barınma, sosyal koruma ile mal ve hizmetlerin sağlanmasında engellilik, ırk, dini inanç ve siyasi görüş, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim ve yaşa dayalı ayrımcılığı önlemek için çalışmakta ve bu konulardaki ayrımcılık vakalarına dair başvurular almaktadır. Kişiler, internet ya da telefonla yaptıkları başvurularda ya ayrımcılığın tespiti ve başvurulacak yollara dair tavsiye almayı ya da gerçekleştiğinden emin oldukları ayrımcılık vakalarının soruşturulmasını talep etmektedir. Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu, yarı-yargısal bir kurum olmasa da kanunda belirtilen temellerde meydana gelen ayrımcılık vakalarıyla ilgili birtakım hukuki yollara başvurabilmektedir. Bu kapsamda, kendi adına mahkemeye başvurabilir, davalara müdahil olabilir, “mahkeme dostu” olarak bu süreçlerde yer alabilir ve ayrımcılık mağdurlarını mahkeme önünde temsil edebilir. Örneğin, 2013/2014 döneminde mahkemeye taşınmak istenen 315 ayrımcılık vakasından 110’unda88 Komisyon’un desteği olmuştur89. Eşitlik Komisyonu’nun Kuzey İrlanda’da eşitliğin sağlanması yolunda yürüttüğü önemli çalışmalardan biri de, sadece bireyleri hedeflemeyip aynı zamanda mal ve hizmet sunan özel sektör ve kamu kurumlarına da ulaşmaya çalışmasıdır. Bu çalışmalar kapsamında küçük ve büyük işletmelere gerek işe alım gerekse personel yönetimi süreçlerinde ayrımcılık yapmamaları için uyması gereken kuralları öğreten, kamu kurumlarına da ulusal ve uluslararası yasalardan doğan yükümlülüklerini hatırlatan çeşitli yayınlar oluşturmakta ve bu kurumlara özel eğitimler düzenlemektedir. Ayrıca, işverenler de ihtiyaç duydukları zaman işyerinde ayrımcılıkla mücadele ve eşitliğin tesis edilmesi yönünde tavsiye almak için Komisyon’a başvuru yapabilmektedir. Örneğin, 2013/2014 yıllık raporuna göre Komisyon’a bu dönemde mal ve hizmetleri sunan kesimler tarafından tavsiye almak amacıyla toplam 3088 başvuru yapılmıştır90. Aynı rapora göre ayrımcılığa uğradığını düşünen kişilerin yaptığı başvuru sayısı da 3330 olmuştur. 110 personelin çalıştığı Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu, bir yönetici ve en fazla 20 üyenin yer aldığı bir yönetim kurulu tarafından idare edilen bağımsız bir kurumdur. Yönetim kurulu, Komisyonun stratejik yönü ile politika çerçevesini belirlemek ve planlanan çalışmaları denetlemekle sorumludur. Komisyon üyeleri Birleşik Krallık’ta Kuzey İrlanda’dan Sorumlu Bakan tarafından atanmaktadır. Eşitlik Komisyonu’nun sponsor kuruluşu, Kuzey İrlanda Birinci Bakanı Ofisidir. Yıllık rapora göre 2013/2014 dönemi için Komisyon’a 6.246.000 £ tutarında bir bütçe ayrılmıştır. Bu bütçenin karşılığında Komisyonun her yıl faaliyetlerini, kaynaklarının kullanımını ve eşitliğin tesis edilmesi yolunda kendi attığı ya da diğer kamu kurumlarının attığı adımları içeren bir rapor hazırlaması beklenmektedir. Birleşik Krallık’ta eşitlik kurumu olarak faaliyet gösteren iki komisyona dair genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, kurumların hak sahipleriyle olan ilişkilerinin ve ayrımcılığı ele alma yollarının bir sistematiğe oturmuş olduğunu söyleyebiliriz. Ülkede bilgilendirme ve yönlendirme hizmetlerinin İkinci Dünya Savaşı döneminden beri var olmasının ve bununla bağlantılı olarak da devletin mali kaynaklarından önemli bir bölümün bu hizmetlere aktarılmasının kurumsallığın sağlanmasındaki rolü oldukça büyüktür. Bu sistematiğin içinde bağımsızlık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve erişilebilirlik gibi yurttaşlara yönelik hizmetlerin olmazsa olmazı olan ilkeleri barındırdığını da belirtmek gerekir. Kurumların özellikle erişilebilirlik politikası sadece engelli bireyleri değil, ülkede yaşayan yurttaşların tümünü kapsamayı amaçlamaktadır. Kuzey İrlanda Eşitlik Komisyonu’nun web sitesinin İngilizcenin yanı sıra Letonca, Litvanca, Lehçe, Portekizce ve Slovence de yayın yapması bu aşamada önemli bir noktadır. Ayrıca, Komisyonlara başvurunun sadece posta ile sınırlı olmaması ve telefon ile eposta yoluyla da hizmet alınması hak arama yollarındaki bürokratik engelleri kaldırmakta ve ayrımcılıkla mücadeleyi kolaylaştırmaktadır. 88 Equality Commission For Northern Ireland (2014), Improving People’s Lives: Annual Report and Accounts 2013-2014, Belfast. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalityni.org/ECNI/media/ECNI/Publications/Corporate/Annual%20Reports/ AnnualReport2013-14.pdf (erişim tarihi: 26.11.2015) 89 Eşitlik Komisyonu’nun desteklediği davaların listesi için bkz. http://www.equalityni.org/cases?ground=All&nature=&area=&pa ge=1 (erişim tarihi: 26.11.2015) 90 Equality Commission For Northern Ireland (2014), Improving People’s Lives: Annual Report and Accounts 2013-2014, Belfast. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalityni.org/ECNI/media/ECNI/Publications/Corporate/Annual%20Reports/ AnnualReport2013-14.pdf (erişim tarihi: 26.11.2015) 23 3.4 Bulgaristan 2014 verilerine göre yaklaşık 7.2 milyon nüfusuyla91 Bulgaristan, içinde çeşitli etnik ve dini grupları barındırmaktadır. 2011’de yapılan nüfus sayımı92, ülkede yaşayanların yüzde 84,8’ini Bulgarlar, yüzde 8,8’ini Türkler, yüzde 4,9’unu da Romanların oluşturduğunu göstermiştir. Aynı sayıma göre Bulgaristan’da yaşayan başlıca din grupları da Ortodoks, Müslüman, Protestan, Katolik, Doğu Ortodoks, Yahudi ve Ateistlerden oluşmaktadır. Dil, din ve etnik köken bakımından ortaya çıkan bu çeşitlilik içinde toplumsal dengenin sağlanması için ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik mevzuatı ile kurumsal yapıların güçlü ve kapsayıcı olması önem kazanmaktadır. 2004 tarihli Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası93, Bulgaristan’ın ayrımcılıkla mücadele konusundaki temel mevzuatını oluşturmaktadır. Yasa, insanların hukuk önünde eşitliğini, sosyal hayata katılımda eşit muamele ve eşit fırsatların sağlanmasını ve ayrımcılığa karşı etkin korumayı amaçlamaktadır. Avrupa Birliği Direktifleri’nin iç hukuka aktarılması için çıkarılan yasanın yasakladığı ayrımcılık temelleri şunlardır: cinsiyet, ırk, soy, etnisite, milliyet, köken, din ve inanış, eğitim, inançlar, politik bağlar, kişisel ya da kamusal statü, engellilik, yaş, cinsel yönelim, aile statüsü, mülkiyet. Bunların yanı sıra, uluslararası insan hakları sözleşmelerinin hükümleri doğrudan uygulanabildikleri için, Bulgaristan’ın taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde tanınmış diğer ayrımcılık temelleri de yasaklanmıştır. Ayrıca, 25 Mart 2015’te yapılan düzenleme ile kanunda yer alan “cinsiyet” kelimesinin cinsiyet değiştirme vakalarını, yani trans bireyleri de içerdiği belirtilmiştir94. Kapsadığı ayrımcılık temelleri açısından oldukça geniş bir kesime hitap eden yasanın uygulamasında birtakım sorunlar yaşandığı görülmektedir. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın 2013 yılına ait Bulgaristan raporuna göre95, ondan önce çıkarılan ve hala yürürlükte olan bütün yasaların Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası ile uyumlu olacak şekilde gözden geçirilmesi gerekirken, bu yasalar arasında ne ayrımcılık tanımı ne de korunan alanlar bakımından bir uyum var. Bu uyumsuzluk da ayrımcılık vakalarının gerek mahkeme öncesinde gerekse mahkeme süreçlerinde yeterli yaptırımla sonuçlanmasını ve etkin bir mücadeleyi engellemektedir. Aynı raporda belirtilen bir diğer sorun da, yasadaki dolaylı ayrımcılık tanımında yer alan cümle diziliminin hakimler ve eşitlik kurumunun bu kavramı doğrudan ayrımcılık ile karıştırarak hatalı kararlar vermelerine neden olmasıdır. Öyle ki, dolaylı ayrımcılığı yasada tanımlarken ayrımcılık temellerinin telaffuz edilmesi, nötr uygulamaların şikayet konusu olmasını engellemekte ve bu nedenle de dolaylı ayrımcılığın tespit edilmesini ve cezalandırılmasını önlemektedir. Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası, Bulgaristan’ın ayrımcılıkla mücadele konusundaki temel referans belgesi olmasının yanı sıra, ülkede eşitlik kurumu olarak görev yapan Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun kurulmasını da düzenlemektedir. Komisyon96, 2005 yılında yarı-yargısal işleve sahip bir eşitlik kurumu olarak kurulmuş olup Yasada yer alan 18 temelde ayrımcılığın önlenmesi, bireylerin ayrımcılığa karşı korunması ve kamuoyunda farkındalığın arttırılmasından sorumludur. Komisyonun başlıca yetkileri ayrımcılık mağdurlarından gelen şikayetleri ve üçüncü taraflardan alınan bilgileri muhakeme etmek, ayrımcılığa karşı yasal bağlayıcılığı olan kararlar almak, mali yaptırım uygulamak, onarım ve önleme için zorunlu talimatlar yayınlamak olarak belirlenmiştir. Bunların yanı sıra fark ettiği bir ayrımcılık olayına karşı başvuru beklemeden re’sen harekete geçebilir ve ayrımcılıkla mücadele alanında oluşturulan kanun taslaklarını inceleyip bunlara dair görüş belirtebilir. Yarı-yargısal bir kurum olmasından hareketle Komisyon, yasal bağlayıcılığı olan kararlar vermekte ve kurumlar için uygulanması zorunlu idari tedbirler getirmektedir. Bu 91 Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün “Population and Demographic Processes in 2014 (2014 Nüfus ve Demografik Süreçler)” başlıklı bilgi notu için bkz. http://nsi.bg/sites/default/files/files/pressreleases/Population2014_en_2Y19BGI.pdf (erişim tarihi: 27.11.2015) 92 Bulgaristan Ulusal İstatistik Enstitüsü’nün 2011 nüfus sayımına ilişkin bilgi notu için bkz. http://www.nsi.bg/census2011/ PDOCS2/Census2011final_en.pdf (erişim tarihi: 27.11.2015) 93 Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.accessfacility.org/sites/default/files/Law%20on%20 the%20protection%20against%20discrimination.pdf (erişim tarihi: 27.11.2015) 94 Söz konusu düzenlemenin 07.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Bulgarca metni için bkz. http://dv.parliament.bg/ DVWeb/showMaterialDV.jsp?idMat=93361 (erişim tarihi: 27.11.2015) 95 Margarita Ilieva (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Bulgaria Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=763&Itemid=295 (erişim tarihi: 04.12.2015) 96 Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun web sitesi için bkz. http://www.kzd-nondiscrimination.com/ (erişim tarihi: 09.12.2015) 24 tedbirler, ayrımcılık yaratan durumun onarılması, ayrımcılığın sonlandırılması ve önlenmesi için zorunlu talimatları içermektedir. Verdiği kararlar ve önerilen tedbirlerin uygulanıp uygulanılmadığının izlenmesi de Komisyonun görevlerinden biridir. Sadece kamu kurum ve kuruluşlarına karşı açılan ayrımcılık davalarının ele alınmaması ve bireyler, şirketler, STÖ’ler ve belediyelerin de ayrımcılık yapması durumunda şikayete konu olabilmesi, ayrımcılıkla mücadeledeki aktörlere ilişkin bütünsel bir yaklaşımın benimsenmesi açısından önemlidir. Komisyon, özellikle medya ve ifade özgürlüğü ile uluslararası insan hakları normları ve standartlarının uygulanması konusunda önemli kararlara ve çalışmalar imza atsa da, özellikle re’sen harekete geçme konusunda birtakım sorunlar görülmektedir. Kendi adına açtığı soruşturmaların stratejik ve bütünlüklü olmaktan uzak olduğu ve önemli ayrımcılık meselelerini zaman zaman hafife aldığı yönünde eleştiriler vardır97. Özellikle Bulgaristan’da dezavantajlı gruplardan biri olan Roman toplumunun eğitim ve barınma alanında yaşadığı ayrımcılık konusunda en ciddi sorunları ele almakta başarısız olduğu belirtilmektedir98. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın raporuna göre Komisyonun zayıf olarak görüldüğü başka bir alan da, alınan bağlayıcı kararların ayrımcılık uygulayan taraflarca dikkate alınma ve yürürlüğe konulma oranının düşük olmasıdır. Bu tür davalarda eşitlik kurumunun daha fazla ceza vermek dışında resmi bir yaptırım gücü olmamaktadır. Ayrıca, Bulgaristan Helsinki Komitesi’nin 2014 yılında ülkedeki insan haklarının durumunu değerlendirdiği yıllık rapora göre Yüksek İdare Mahkemesi, Komisyon’un ayrımcılık başvurularında verdiği kararları değerlendirirken verilen cezaları yersiz bulup iptal edebilmektedir99. Yüksek mahkemenin bu tür müdahaleleri, Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun yasalardan aldığı yetki gücünü daraltmakta ve zaten düşük olan kararların uygulanma oranını olumsuz etkilemektedir. Kurum içinde başvuruları değerlendirmek üzere kurulmuş her biri farklı ayrımcılık temelleri üzerine çalışan ve kalıcı statüye sahip 5 farklı jüri heyeti oluşturulmuştur. Birinci heyet ırk ve etnik köken; ikinci heyet cinsiyet, insan genomu, çalışma hayatı ve kişisel statü; üçüncü heyet milliyet, vatandaşlık, soy, din ve inanç; dördüncü heyet eğitim, mahkumiyet, siyasi aidiyet, sosyal statü ve mülkiyet; beşinci heyet engellilik, yaş, cinsel yönelim ve medeni hal temelli ayrımcılık vakalarını ele almaktadır. Bu jürilerin dışında çoklu ayrımcılık alanındaki başvuruları değerlendiren ve soruşturma yürüten Beş Üyeli Heyet ile yukarıda listelenmeyip AB mevzuatında yer alan ve eşit muamele ilkesini ihlal eden vakalara dair başvuruları değerlendiren Geçici Heyet kurulmuştur. Komisyona yapılan başvurular, en fazla 60 gün içinde soruşturulduktan ve şikayete konu olan taraflardan gerekli bilgi ve belgeler alındıktan sonra, yukarıda bahsedilen heyetlerden uygun olanı, kamuya açık duruşmalar düzenleyip tarafları canlı dinleme imkanına sahiptir. Bu duruşmaların ardından ayrımcılık yaptığına kanaat getirilen bireyler ve kurumlara ceza verilir. Soruşturma ve yargılama sürecinde uygun görüldüğü zaman uzlaşma yoluna da gidilebilmektedir; bu durumlarda Komisyon aracı rolünü üstlenmektedir. Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu, beş yıllığına Parlamento ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilen 7 üyeden oluşmaktadır. Komisyonu kuran yasada, görev yapan üye sayısı 9 olarak belirtilmiş olsa da, Nisan 2010’da Parlamentoda tartışılan yasa ile mali nedenlerden kaynaklı olarak üye sayısının 5’e indirilmesi düşünülmüştür. Ancak sivil toplumun tepkisi, öngörülen 5 üyenin 7 üyeye çıkarılmasını sağlamıştır. Komisyon üyesi sayısındaki bu azalmanın, önceki bölümlerde incelenen eşitlik kurumlarının bütçelerindeki kesintiden farksız olduğunu ve diğer AB ülkelerinde olduğu gibi Bulgaristan’da da tasarrufa gidilen dönemlerde ilk etkilenen sektörün insan hakları alanındaki hizmetlerin olduğunu söyleyebiliriz. 97 Margarita Ilieva (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Bulgaria Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=763&Itemid=295 (erişim tarihi: 09.12.2015) 98 Avrupa Roma Hakları Merkezi (2013), Written Comments by the ERRC concerning Bulgaria For Consideration by the European Commission on the Transposition and Application of the Race Directive and on the Legal Issues Relevant to Roma Integration. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.errc.org/cms/upload/file/bulgaria-red-written-comments-5april-2013.pdf (erişim tarihi: 09.12.2015) 99 Bulgaristan Helsinki Komitesi (2015), Human Rights in Bulgaria in 2014: Annual Report of the Bulgarian Helsinki Committee, Sofya. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.bghelsinki.org/media/uploads/annual_reports/annual_bhc_report_2014_ en.pdf (erişim tarihi: 11.12.2015). 25 Komisyon üyeleri haricinde, eşitlik kurumunun personel sayısı 65-70 civarındadır. Merkezi Sofya’da olan Komisyonun 20 ilde temsilciliği bulunmaktadır100. Bu temsilciliklerin kurulmuş olması, özellikle Komisyonun sadece yazılı ve imzalı başvuru aldığı düşünüldüğünde, ayrımcılığa uğrayan bireylerin komisyona erişimini kolaylaştırmaktadır. Yine de, Komisyonun web sitesinin Bulgarca dışındaki dillere etkin çeviri sağlamaması ve engelliler için erişilebilir olmaması, internet üzerinden başvuru yapamıyor olsalar bile bireylerin ve kurumların nasıl başvuru yapacağını öğrenmesinin önünde engel oluşturmaktadır. Komisyonun yıllık raporları en son 2010’da İngilizceye çevrildiği için ve Avrupa Eşitlik Kurumları Ağı’nda yer alan bilgiler de 2011 yılına ait verileri içerdiği için alınan ayrımcılık başvuruları konusunda güncel bilgiye sahip değiliz. 2011 verilerine göre 846 şikayet başvurusu alınmış, bunlardan 359’u dava dosyasına dönüştürülmüştür. Komisyon web sitesinde yer alan karar listesinde yer alan 2014 tarihli kararların sayısı da 54’tür101. Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası’nda bağımsız ve uzmanlaşmış bir devlet kurumu olarak tanımlanan Komisyonun harcamaları devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Web sitesinde yer alan bütçe raporuna göre 2015 yılı için Komisyona yaklaşık 650.000 € ayrılmıştır. Komisyon, her yıl Parlamentoya ve Cumhurbaşkanlığına faaliyetlerini ve mali bilgilerini içeren bir rapor sunmakla yükümlüdür. Birleşmiş Milletler düzeyinde B tipi akreditasyona sahip Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu, bağlayıcı kararlar verebilen ve yarı-yargısal statüye sahip bir eşitlik kurumu olması açısından önem arz etse de, kolay başvuru yöntemlerinin benimsenmemiş olması, personel sayısı ve bütçede yapılan kesintiler, verilen cezaların uygulanmaması komisyonun etkin çalışmasının önünde engel oluşturmaktadır. Ayrıca, Bulgaristan eşitlik mevzuatını oluşturan yasaların da bütüncül, kapsamlı ve birbiri ile tamamen uyumlu olmaması da ayrımcılıkla mücadelenin etkili bir şekilde yürütülmesini zorlaştırmaktadır. 100 Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun Equinet ülke profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecha rger&arg=1009&type=application.pdf (erişim tarihi: 11.12.2015) 101 Komisyonun karar sayfası için bkz. http://www.kzd-nondiscrimination.com/layout/index.php/publi4en-registyr (erişim tarihi: 11.12.2015) 26 3.5 Hollanda Yaklaşık 20 milyonluk nüfusu ile Hollanda, içinde farklı toplumlardan gelen yoğun bir göçmen nüfusu barındırmaktadır. Türkler (2,35%), Faslılar(2,25%), Endonezyalılar (2,19%), Almanlar (2,15%) ve Surinamlılar (2,06%) ülkede en kalabalık olan göçmen gruplardır102. Bu grupların dışında Hollanda’da Karayipler, Polonya, Belçika, Eski Yugoslavya ve Çin kökenli kişiler de yaşamaktadır. Ülke, ayrıca, Katolik, Protestan, Müslüman, Hindu ve diğer dini inançlara sahip grupları da barındırması açısından çeşitlilik göstermektedir. Hollanda’da ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik ilkelerine yer veren belli başlı düzenlemeler aşağıda listelemektedir103: • Eşit Muamele Yasası: 1994’te çıkarılan ve 2005’te yeniden düzenlenen yasa ile bireylere istihdam, meslek, mal ve hizmetlere erişim, eğitim ve barınma gibi alanlarda din, inanç, siyasi görüş, ırk, cinsiyet, milliyet, cinsel yönelim ve medeni duruma dayalı ayrımcılığa karşı koruma sağlanmıştır. Bu yasa ile ayrıca, ayrımcılıkla mücadele mevzuatıyla uyumu teşvik edecek ve iyileştirecek, eşitlik standartlarına dair tavsiye ve bilgi verecek Eşit Muamele Komisyonu’nun kurulması kararlaştırılmıştır. 2012 yılında bu Komisyon, az sonra ayrıntılı incelenecek olan ulusal insan hakları kurumu ile birleştirilmiştir. Bu birleşim ile birlikte, yasanın Komisyon’un görevlerini ve yapısını düzenleyen bölümü kaldırılmış; sadece eşti muamele ilkeleriyle ilgili bölüm kalmıştır. • Engellilik ve Kronik Hastalık temellerinde Eşit Muamele Yasası: 2003 tarihli bu yasa ile engellilere ve kronik hastalığı olan kişilere istihdam, mesleki eğitim, barınma ve toplu taşıma alanlarında ayrımcılık yapılması yasaklanmıştır. • Yaş Ayrımcılığı Yasası: Bu yasa, 2000/78/EC sayılı AB direktifinin etkin bir şekilde uygulanması için istihdam, meslek ve mesleki eğitim alanlarında yaşa dayalı ayrımcılığın yasaklanması gerektiğinden hareketle 2004 yılında çıkarılmıştır. İstihdam, serbest meslek, mesleki eğitim, meslek örgütleri ve sendikalara üyelik gibi alanlar yasa kapsamına alınmış olup gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra Eşit Muamele Komisyonu’nun bu alanda da çalışması karara bağlanmıştır. • Kadın ve Erkeklere Eşit Muamele Yasası: Hollanda mevzuatını 1976 tarihli AB Direktifi ile uyumlu hale getirmek amacıyla 1980 yılında oluşturulan bu yasa ile kadınlar ve erkeklerin işe alınma, sözleşme ve çalışma koşullarını da kapsayacak şekilde istihdam, terfii ve iş ilişkisinin sonlanması süreçlerinde eşit muamele görmesi ilgili kurumlar için bir yükümlülük haline gelmiştir. Yasa, serbest meslek imkanlarına erişim, mesleki eğitim fırsatları ve iş ilanlarında da kadın ve erkekler arasında eşit muameleyi güvence altına almıştır. • Medeni Kanun: Hollanda Medeni Kanunu’nda işverenlerin iş sözleşmesi, hizmet içi eğitim, işçilerin yönlendirilmesi, çalışma koşulları, terfii ve iş sözleşmesinin sonlandırılması gibi konularda kadınlar ve erkekler arasında ayrım yapması yasaklanmıştır. Bir kişi ayrımcılığa uğradığını düşünüyorsa aksini ispatlama yükümlülüğü işverendedir. Ayrıca, Eşit Muamele Komisyonu’na bu alanlardaki ayrımcılık iddialarını araştırma yetkisi tanınmıştır. • Merkezi ve Yerel Yönetim Personel Yasası: Bu yasada, hem bakanlıklarda hem de yerel yönetimlerde çalışan personel arasında çalışma saatleri ve iş sözleşmesinin niteliği bakımından hiçbir ayrım yapılamayacağı belirtilmiştir. Yasa kapsamına giren ayrımcılık koşullarından herhangi birinin oluşup oluşmadığını inceleme ve karar verme yetkisi de Eşit Muamele Komisyonu’na verilmiştir. Hollanda’da eşitlik kurumu olarak değerlendirilebilecek iki tür kurum olsa da uluslararası insan hakları standartlarına uygun olan sadece Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’dür. Diğer kurum ise yerel düzeyde ayrımcılık iddialarını araştıran ve her belediyede bulunan Ayrımcılıkla Mücadele Bürolarıdır. Bu bölümde Ulusal İnsan Hakları Kurumu ayrıntılı olarak incelenecektir ancak yerel düzeydeki bürolara da bölüm sonunda kısaca değinilecektir. 102 Hollanda İstatistik Kurumu verileri için bkz. http://statline.cbs.nl/StatWeb/publication/?DM=SLNL&PA=37325&D1=0&D2=a &D3=0&D4=0&D5=a&D6=l&HDR=G2,G3&STB=G1,G5,T,G4&VW=T (erişim tarihi: 15.12.2015) 103 Bu bölümde Hollanda Ulusal İnsan Hakları Kurumu’nun Eşit Muamele Mevzuatı dokümanından faydalanılmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz. https://mensenrechten.nl/sites/default/files/2013-05-08.Legislation%20Equal%20Treatment.pdf (erişim tarihi: 15.12.2015) 27 Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü104, ülkede insan haklarını korumak, geliştirmek ve izlemek amacıyla 2012 yılında kurulmuştur. Daha önce belirtildiği üzere, Enstitü kurulduktan sonra, Eşit Muamele Komisyonu’nun görev ve yetkilerini de devralmıştır. Hollanda Hükümeti, Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün kurulmasına ilişkin hazırladığı bilgi notunda105 bu devir sürecini birkaç gerekçeye dayandırmıştır. Bunlardan ilki, eşitlik hakkının başlı başına bir hak olmasının yanı sıra, diğer insan haklarının da önemli bir bileşeni olmasıdır. Kurumların birleştirilmesi, hakların gerçekleşmesinde bir sinerji yaratacak ve haklar arasındaki ilişkiyi güçlendirecektir. Ayrıca, insan hakları ve eşitlik ilkelerine dair farkındalık arttırmayı hedefleyen faaliyetleri birlikte yürütmek, kişi ve kurumlara daha geniş ve kapsamlı bir resim sunmayı olanaklı kılacaktır. Son olarak, Hollanda Hükümeti, Birleşik Krallık gibi ülkelerdeki başarılı örnekleri görerek, kamu kurumları arttırmak yerine farklı alanlarda aynı işi yapan kurumların yetkilerini genişletmenin daha uygun olacağını düşünmüştür. 2012 yılındaki bu birleşimle birlikte Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü, Eşit Muamele Komisyonu’nun eşit muamele mevzuatının izlenmesi; işyeri, eğitim ya da gündelik hayatın diğer alanlarında meydana gelen bireysel ayrımcılık vakalarının değerlendirilmesi ve bunlara dair görüş bildirilmesi gibi görevlerinin tamamını üzerine almıştır. Bu işleri yapması için Enstitü’de ayrı bir bölüm kurulmuştur. 2014 yılında A tipi akreditasyon için hak kazanan Enstitü’nün başlıca görevleri şunlardır: • İnsan hakları ihlalleri ile ayrımcılık iddialarını araştırmak ve raporlamak • Ülkede insan haklarının durumuna ilişkin rapor hazırlayarak tavsiyeler yayınlamak • İnsan haklarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili taslak yasa ve politikalara dair görüş sunmak • İnsan hakları alanındaki bilgileri derlemek, yaygınlaştırmak ve insan hakları eğitimlerini koordine etmek • İnsan hakları alanındaki araştırmaları teşvik etmek • Sivil toplum örgütleri, ulusal ve uluslararası kurumlar ve AB kurumlarıyla yapısal işbirlikleri kurup ortak çalışmalar üretmek • Hollanda Hükümeti’ne insan hakları sözleşmelerini onaylaması, uygulaması ve takip etmesi ve bu sözleşmelerdeki çekincelerin kaldırılması için çağrı yapmak • Uluslararası insan hakları kurumları ve komitelerinin bağlayıcı kararlarının uygulanması ve izlenmesi için hükümete çağrı yapmak • Avrupa ve Birleşmiş Milletler düzeyinde insan haklarına ilişkin yapılan tavsiyelerin izlenmesi için hükümete çağrı yapmak. Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü yarı-yargısal niteliğe sahip bir kurumdur ancak yarı yargısal olan diğer eşitlik kurumlarından en önemli farkı, verdiği kararların yasal bağlayıcılığının olmamasıdır. Enstitü, yalnızca bir durumun eşit muamele mevzuatına uygun olmadığını açıklayabilir ve kararları “görüş” niteliğindedir. Enstitü, bu görüşleri yayınlarken ayrımcılık yapan tarafa duruma ilişkin tavsiyelerini iletebilir ancak ayrımcılık mağdurlarına ödenmesi için para cezası ya da tazminata hüküm veremez. Yine de, Enstitü bulgularını ilgili bakanlıklara, işveren ve işçi örgütlerine ve ilgili danışma organlarına ileterek bir etki yaratabilir. Belirli vakalarda, eşit muamele ve ayrımcılıkla mücadele mevzuatına aykırı düşen uygulamaların yasadışı olduğuna dair mahkemelere başvurabilir. Ayrıca, ayrımcılık mağdurlarının Enstitü’nün karar ve görüşleriyle mahkemelere başvurmasının yargı sürecini olumlu etkilediği de belirtilmektedir106. 104 Hollanda İnsan Hakları Enstitüsü’nün web sitesi için bkz. https://mensenrechten.nl/ (erişim tarihi: 16.12.2015) 105 1 Ocak 2011 tarihli açıklayıcı memorandum için bkz. http://crvdm-zoeken.stippacceptatie.nl/StippWebDLL/Resources/Handlers/ DownloadBestand.ashx?id=1795 (erişim tarihi: 16.12.2015) 106 Ricki Holtmaat (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Netherlands Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=805&Itemid=295 (erişim tarihi: 16.12.2015) 28 Enstitünün 2014 yılındaki faaliyetlerini ve mali durumunu yayınladığı yıllık rapora göre107, 2014 yılında telefon ya da e-posta aracılığıyla 1657 kişi eşit muamele ile ilgili soru sormak üzere kurumla iletişime geçmiştir. En fazla sorulan sorular, Enstitü’nün kapsadığı temel ayrımcılık alanları olan engellilik/kronik hastalık, toplumsal cinsiyet ve ırk ile ilgili olmuştur. Ayrıca, 463 kişi de soru sormanın ötesinde Enstitü’den belirli bir olayın araştırılmasını ve görüş yayınlanmasını talep etmiştir. Ne var ki, bunlardan sadece 179’u, yani yaklaşık yüzde 40’ı için görüş yayınlanmıştır. Raporda, her başvurunun görüş yayınlanması ile sonlanmayacağına gerekçe olarak resmi uzlaşma yolunun tercih edilmesi, Enstitü arabulucu olmadan başvurucunun karşı tarafla anlaşması ve başvurusunu geri çekmesi ya da başvurunun yasalarda yer alan eşit muamele kapsamına girmemesi belirtilmiştir. Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün kişi ve kurumlar için bağlayıcı olmayan görüşlerinin yüzde 11’i sadece ayrımcılıktan etkilenen taraf için düzenleme yapılması, yani bireysel önlemlerle sonuçlanırken yüzde 35’i de ayrımcılık olayının gelecekte de meydana gelmesini önlemek amacıyla getirilen yapısal düzenlemelerle sonuçlanmıştır. Görüşlerin yüzde 16.7’si için hiçbir önlem alınmazken, yüzde 36’sı için hem bireysel hem de yapısal önlemler alınmıştır. Yukarıdaki verilere göre Enstitü kararları ya da görüşlerinin uygulanma oranı yüzde 84 civarındadır. Bu oranın yüksek olmasının yanı sıra, verilen kararların takibinin ayrıntılı bir şekilde yapılması da eşitlik kurumları arasında örnek oluşturacak niteliktedir. Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü, altı yıllığına atanan 12 üyenin yer aldığı bir komisyon tarafından yönetilmektedir. Ayrıca, hem kurumun faaliyetlerine yönelik tavsiyeler veren hem de Komisyon üyelerinin seçilmesine ilişkin Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’na tavsiyelerde bulunan on kişilik bir Danışma Kurulu da bulunmaktadır. Danışma Kurulu’nda ilgili kamu kurumları, işçi ve işveren örgütleri, sivil toplum örgütlerinden temsilcilerin yanı sıra herhangi bir kurumu temsil etmeyen bireyler de yer alabilmektedir. Kurumun yıllık raporuna göre yönetim kademesinin dışında kurumda 66 personel çalışmaktadır. Enstitü, çalışmalarının yanı sıra mali açıdan da özerk bir yapıya sahiptir. Öyle ki, bütçenin dağılımına – ülkede kabul gören mali ve muhasebe standartlarını dikkate alarak – Enstitünün kendisi karar vermektedir. Kurumun bütçesinden sorumlu olan temel bakanlık Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’dır. İçişleri ve Kraliyet İşleri Bakanlığı, Sağlık, Refah ve Spor Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ile Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanlığı da bu bakanlık üzerinden kurumun finansmanına katkı sağlamaktadır. Yıllık rapora göre Enstitü’nün 2014 yılına ait bütçesi 5.772.000 € olarak gerçekleşmiştir. Ancak bu bütçenin ne kadarının ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında harcandığına dair ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün yanı sıra ülkede ayrımcılık alanında başvuru alan ve Irk Ayrımcılığı Direktifi’ne göre eşitlik kurumu olarak sayılabilecek diğer bir yapı Ayrımcılıkla Mücadele Bürolarıdır108. Hollanda sınırları içinde yer alan bütün belediyelerin açmak zorunda olduğu bu bürolar ayrımcılık şikayetlerini kaydeder, araştırır ve görev yaptığı yereldeki ayrımcılık ve eşitlik durumunu izler. Başvuru almanın yanı sıra, okullara ve işyerlerine giderek ayrımcılık konusunda bilgi sağlar. Ayrıca, yerel düzeyde ayrımcılığın önlenmesi ve ayrımcılıkla mücadele edilmesi için savcılık ve polisle de işbirliği yapar. Yurttaşlar bilgi almak ya da başvuru yapmak için bu bürolara gitmenin yanı sıra, ulusal ayrımcılık yardım hattını da kullanabilir. Bu telefon hattına yapılan her başvuru ilgili kuruma iletilmektedir109. Ayrımcılıkla Mücadele Büroları, sadece Utrecht’te bulunan Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü’nün faaliyetlerinin yerele yaygınlaştırılmasında kritik bir öneme sahiptir. Ayrıca, Enstitü’nün bağımsızlık ve objektifliğini yitirmemek adına yayınladığı görüşleri mahkemeye taşımayı tercih etmemesi ve mağdurlara hukuki danışmanlık sağlamaması gibi önemli eksiklikleri de gidermektedir. Ne var ki, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun Hollanda’daki duruma ilişkin yayınladığı 2013 tarihli raporda,yılda altı binin üzerinde ayrımcılık başvurusu alan ve iş yükü ağır olan bu bürolara yeterince kaynak ayrılmadığı belirtilmektedir110. 107Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü (2015), Annual Report 2014, Utrecht. Raporun dijital versiyonu için bkz. http:// crvdm-zoeken.stippacceptatie.nl/StippWebDLL/Resources/Handlers/DownloadBestand.ashx?id=2615 (erişim tarihi: 16.12.2015) 108 Ricki Holtmaat (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Netherlands Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=805&Itemid=295 (erişim tarihi: 16.12.2015) 109Daha fazla bilgi için bkz Hollanda Hükümeti’nin web sitesi: https://www.government.nl/topics/discrimination/contents/ reporting-discrimination (erişim tarihi: 16.12.2015) 110 Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Countryby-country/Netherlands/NLD-CbC-IV-2013-039-ENG.pdf (erişim tarihi: 16.12.2015) 29 3.6 Letonya Letonya, yaklaşık iki milyonluk bir nüfusa sahip ve özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte sınırları içinde çeşitli etnik grupları barındırmaya başlayan bir ülkedir. Merkezi İstatistik Bürosu’nun 2015 verilerine111 göre ülkede en kalabalık olan etnik gruplar Letonlar (61,6%), Ruslar (25,8%), Belaruslular (3,4%), Ukraynalılar (2,2%) ve Polonyalılardır (2,1%). Etnik grupların yanı sıra, nüfus vatandaşlık bağına sahip olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayrılmaktadır. Ülkenin yüzde 9,7’sinin ne Letonya ne de Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra kurulan ülkelerde vatandaşlığı bulunmamaktadır112. Hükümet tarafından özel bir statü verilen bu grupla vatandaşlık bağı olan kişilerin hakları arasında bazı farklılıklar görülebilmektedir. Anayasasının 91. maddesinde ülke içindeki herkesin hukuk ve mahkemeler önünde eşit olduğu ve insan haklarının ayrımcılık olmaksızın tanınacağı113 yazılan Letonya’da, ayrımcılık yasağı ile ilgili özel bir yasa bulunmamaktadır. Ülkenin ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik mevzuatı 35 kanuna dağıtılan hükümlerden oluşmaktadır. İş Kanunu, Engelliler Kanunu, Sosyal Güvenlik Kanunu, Hasta Hakları Yasası, Tüketici Haklarını Koruma Kanunu, ve Eğitim Kanunu içinde ayrımcılık yasağı ile ilgili hükümler barındıran kanunlarından bazılarıdır. Ülkede ayrımcılıkla mücadeleye özel bir kanunun olmaması, tek ve kapsamlı bir ayrımcılık tanımının olmamasına yol açmaktadır. Her kanunda farklı bir ayrımcılık tanımı yer almakta ve her tanımda farklı ayrımcılık temelleri kapsanmaktadır. Bu kanunlardan bazılarının, özellikle AB Direktiflerinden önce çıkarılan ve hala yürürlükte olanların, direktiflerde yer alan ayrımcılık temellerinin hepsini içermediği belirtilmektedir114. Her ne kadar anayasa ve Letonya’nın taraf olduğu uluslararası sözleşmeler doğrudan uygulanabilir olsa da, bütün yargı süreçlerinde referans gösterilebilecek özel bir düzenlemenin olmaması bireylere ve gruplara yeterli koruma sağlanmasının önüne geçmektedir. Letonya’da eşitlik kurumu olarak görev yapan yapı, Ombudsman Ofisidir. Ofis, 2006 tarihli Ombudsman Yasası’na dayanarak 2007 yılında kurulmuştur. Letonya Parlamentosu tarafından beş yıllığına seçilen Ombudsman, eylemlerinde tamamen bağımsızdır ve sadece kanundaki hükümlerle yönetilir. Merkezi ve yerel düzeydeki hiçbir yönetici Ombudsman’ın ve genel olarak kurumun faaliyetlerini ve görevlerini etkileyemez115. İnsan haklarının korunması ve iyi yönetişim ile hukuk devleti ilkesinin güvence altına alınması gibi genel yetkilerinin yanı sıra, Ombudsman’ın eşit muamele ilkesinin gözetilmesinin sağlanması ve her türlü ayrımcılığın engellenmesi gibi sorumlulukları da vardır. Bu sorumlulukları yerine getirmek için Ombudsman bireysel başvuruları değerlendirir; değerlendirme yaparken başvuruya konu olan taraflardan gerekli bilgi ve belgeleri alır; ayrımcılık ve hak ihlali yapan kurumlara faaliyetlerinin yasallığı ve etkileri hakkında tavsiye ve görüş sunar; insan hakları ve ayrımcılık konularında özel kişi ve kurumlar arasındaki anlaşmazlıkları çözer; taraflar arasında arabuluculuk yapar; yasama süreçlerinde Parlamento, Kabine, yerel yönetimler veya diğer kurumlara tavsiyelerde bulunur; insan hakları üzerine kişilere danışma hizmeti verir; ve ülkede insan haklarının durumunu araştırır, analiz eder ve buna dair görüş bildirir. Kurumda ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında çalışmak üzere “Kanun Önünde Eşitlik Bölümü” kurulmuştur116. Ülkede tek bir ayrımcılıkla mücadele yasası ve tanımı olmamasına rağmen, bu birim 35 yasada yer alan ayrımcılık temellerini de kapsayacak şekilde eğitim, istihdam, kamu hizmetlerine erişim, özel sektörde mal ve hizmetlere erişim gibi alanlarda ırk ve ulusal köken, toplumsal cinsiyet, yaş, engellilik, dil, sosyal arka plan ya da mali durum, cinsel yönelim, sağlık durumu, siyasi ve diğer inançlar ile diğer bütün temellere dayalı ayrımcılık başvurularını 111Letonya nüfusunun etnik gruplara göre dağılımı için bkz. http://data.csb.gov.lv/pxweb/en/Sociala/Sociala__ikgad__iedz__ iedzskaits/IS0070.px/table/tableViewLayout1/?rxid=562c2205-ba57-4130-b63a-6991f49ab6fe (erişim tarihi: 17.12.2015) 112 Letonya nüfusunun vatandaşlık bağına göre dağılımı için bkz. http://data.csb.gov.lv/pxweb/en/Sociala/Sociala__ikgad__iedz__ iedzskaits/IS0090.px/table/tableViewLayout1/?rxid=562c2205-ba57-4130-b63a-6991f49ab6fe (erişim tarihi: 17.12.2015) 113 Letonya Anayasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.saeima.lv/en/legislation/constitution (erişim tarihi: 17.12.2015) 114 Anhelita Kamenska (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Latvia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=799&Itemid=295 (erişim tarihi: 18.12.2015) 115Ombudsman Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.tiesibsargs.lv/en/civil-acts/tiesibsarga-likums (erişim tarihi: 18.12.2015) 116Ombudsman Ofisi’nin birimleri ve bu birimlerin görev alanları için bkz. http://www.tiesibsargs.lv/en/about-us/tiesibsargabirojs/darbibas-jomas (erişim tarihi: 18.12.2015) 30 kabul etmektedir. Birim, özel olarak odaklandığı Engelli Kişilerin Haklarına Dair Sözleşme’nin yanı sıra ayrımcılık alanındaki diğer ulusal ve uluslararası sözleşmelerin de uygulanması ve korunmasını izlemektedir. Yukarıda tanımlanan çerçevede hukuki destek sağlayan ve farkındalık faaliyetleri yürüten Ombudsman Ofisi’nin başvurular sonucunda verdiği kararların yasal bağlayıcılığı yoktur. Ayrımcılık yasağının ihlal edildiği durumlarda mağdurlara hukuki yardım Kanun Önünde Eşitlik Birimi tarafından sağlanmaktadır. Birim insanların başvurularını beklemeden re’sen soruşturma başlatabildiğini de belirtmek gerekir. Ombudsman Ofisi, her yıl Letonya Parlamentosu ve Cumhurbaşkanı’na yıllık faaliyet ve mali rapor sunmakla yükümlüdür. 2015 yılında Birleşmiş Milletler sisteminde A statüsünde akreditasyon almaya hak kazanan Ombudsman Ofisi’nin faaliyetleri ve mali durumu hakkında bilgi verdiği yıllık raporunda117 yer alan bilgilere göre, 2014 yılında kurumun değerlendirdiği toplam 1877 başvuru arasından 87’sini Kanun Önünde Eşitlik Bölümü değerlendirmiştir. Bu başvurular genel olarak kamu hizmetlerine erişim, özel sektörde mal ve hizmetlere erişim, eğitim, istihdam alanında ayrımcılık uygulanıp uygulanmadığına ve yönetmeliklerin eşitlik ilkesine uygunluğuna dair görüş almayı amaçlamıştır. 38 kişiye danışmanlık hizmeti veren birim, ayrıca 146 web tabanlı soruyu yanıtlamıştır. Yıllık rapora göre kurumda 42 personel görev yapmaktadır. Bu kişilerden 31’i hukuki analiz ve danışmanlık hizmetinden sorumludur. Ne yazık ki, raporda kaç personelin özel olarak ayrımcılıkla mücadele ve eşitlik alanında çalıştığına ilişkin bilgi mevcut değildir. Ombudsman Yasası’na göre Ofis’in bütçesi devlet bütçesinden karşılanmaktadır. Yıllık rapora göre 2014 yılında kurumun bütçesi 1.131.770 € olarak gerçekleşmiştir. Tıpkı personel dağılımı gibi bütçenin de bölümlere nasıl ayrıldığı raporda yer almadığı için bu miktarının ne kadarının ayrımcılıkla mücadele alanında harcandığı bilinmemektedir. Letonya’daki ayrımcılıkla mücadele araçlarına dair genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, ayrımcılığı kapsamlı bir şekilde tanımlayan ve ayrımcılıkla mücadele alanında özelleşmiş bir yasanın olmaması ve eşit muamele ilkelerinin 35 kanuna dağılmasının önemli bir eksiklik olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca, her ne kadar insan hakları kurumlarına yeterli ve düzenli bütçenin ayrılmasının önemi birçok uluslararası denetim mekanizmasının raporunda belirtilse de, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Letonya’da da hissedilen finansal krizden öncelikli olarak etkilenen kurum yine Ombudsman Ofisi olmuştur. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın 2013 yılına ait Letonya raporuna göre, Ofis’in 2013 yılına ait bütçesi 2008 yılına oranla yaklaşık yüzde 50 oranında azalma göstermiştir118. Bütçe kesintisine paralel olarak personel sayısı da 50’den 42’ye düşmüştür. 117 Letonya Cumhuriyeti Ombudsman Ofisi (2015), Report on the year 2014 By the Ombudsman of the Republic of Latvia, Riga. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.tiesibsargs.lv/files/content/zinojumi/Tiesibsarga%20zinojums_2014_ENG_ FINAL.pdf (erişim tarihi: 18.12.2015) 118 Anhelita Kamenska (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Latvia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=799&Itemid=295 (erişim tarihi: 18.12.2015) 31 3.7 Macaristan 2004 yılından beri Avrupa Birliği üyesi olan ve parlamenter cumhuriyet sistemle yönetilen Macaristan’ın nüfusu 9.879.000’dir119. 2011 nüfus sayımına göre ülkenin yüzde 3,6’sını ülkenin en geniş azınlık grubu olan Romanlar/ Çingeneler oluşturmaktadır120. Ülkedeki diğer başlıca etnik gruplar Almanya, Romanya, Slovakya, Hırvatistan, Sırbistan ve Slovenya asıllıdır. Macaristan Anayasası’nda Madde XV, ülkedeki ayrımcılık yasağına ilişkin genel bir çerçeve çizmektedir. Herkesin hukuk önünde eşit olduğu ve hiçbir ayrımcılık olmadan temel haklardan faydalanması gerektiği ifadelerine yer vermektedir121. Macaristan ayrımcılıkla mücadele mevzuatının temel belgelerinden biri, 27 Ocak 2004 tarihinde yürürlüğe giren Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası’dır122. Yasada, Avrupa Birliği’nin ayrımcılıkla mücadele ve eşit muamele direktifleri ile uyumlu hükümler yer almaktadır. Yasada, direktiflerdeki tanımlara dayanarak, doğrudan ve dolaylı ayrımcılık, ayrıştırma, taciz ve mağdurlaştırma tanımı yapılmıştır. Yasanın kapsadığı ayrımcılık temelleri, direktifleri de aşacak şekilde geniş tutulmuştur. Yasa, özellikle kamu sektöründe cinsiyet, ırksal köken, renk, milliyet, etnik köken, ana dili, engellilik, sağlık durumu, dini veya ideolojik inanç, siyasi görüş, aile durumu, annelik (hamilelik) veya babalık, cinsel yönelim, cinsel kimlik, yaş, sosyal köken, finansal statü, iş sözleşmesinin niteliği, işçilerin çıkarlarını temsil eden örgütlere üyelik veya diğer her türlü özelliğe dayalı ayrımcılığı yasaklamıştır. Kamu sektörünü genel olarak kapsayan yasada, özel sektörde sadece dört grubun eşit muamele ilkelerini göz önünde bulundurması gerektiği belirtilmiştir: ihale ya da kira çağrısı yapanlar; müşterilere açık alanlarda mal ve hizmet satışı yapanlar; serbest meslek sahibi olanlar ve devlet kaynaklarını kullanan tüzel kişilikler; ve işverenler. Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası’na dayanarak, 2005 yılında Macaristan’ın ayrımcılıkla mücadeleden sorumlu kurumu olan Eşit Muamele Kurumu kurulmuştur123. Özerk bir kamu kurumu olan Eşit Muamele Kurumu, çalışmaları bakımından bağımsızdır ve bu konuda hiçbir kişi ve kurumdan talimat almamaktadır. Kurum, eğitim, istihdam, barınma, sosyal koruma, mal ve hizmetlerin sunumu gibi alanlarda eşit muamele ilkesinin ihlal edildiğine dair şikayetlerin araştırılması ve bu ilkenin uygulamasının yaygınlaştırılmasından sorumludur. Bu sorumluluğu yerine getirmesi için Eşit Muamele Kurumu’na geniş yetkiler124 tanınmıştır. Kurum, ayrımcılık yapıldığına dair aldığı şikayet başvurularını değerlendirir ve ihlal bulduğu takdirde bu ve gelecek ihlallerin önlenmesine yönelik talep ve tavsiyelerinin olduğu kararlar yayınlar. Bu başvurularda arabuluculuk yaparak tarafların uzlaşmasında da aktif rol oynar ve uzlaşan tarafların anlaşma hükümlerini yerine getirip getirmediklerini izler. Kurum, başvuru almanın yanı sıra Macaristan Devleti’nin ve ona bağlı kurumların ayrımcılık yapıp yapmadığına dair re’sen araştırma da yapabilir. Ek olarak, bazı vakaları yargı süreçlerine taşıyabilir ya da mahkeme önünde mağdurları temsil edebilir.Kurum tarafından mağdurlara hukuki danışmanlık da sunulabilmektedir. Eşit Muamele Kurumu, yargısal bu görevlerinin yanı sıra, yükümlülük sahipleri ve kamuoyuna yönelik eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri yürütür; araştırma projeleri, bülten ve raporlar hazırlar; Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası’ndaki hükümleri düzenli bir şekilde takip ederek Hükümet’e değişiklik yapılmasını yönünde tavsiyede bulunur; ve sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler ve kamu kurumları ile işbirliği sağlayarak ayrımcılıkla mücadele ve eşit muamele ilkelerinin her düzeyde uygulanmasını güvence altına alır. Kurumun çalışma ofisi Budapeşte’dedir ancak ülkenin 19 farklı bölgesinde görev yapmak üzere bir eşitlik danışmanları ağı oluşturulmuştur. Bu danışmanlar ücretsiz danışmanlık hizmeti verir; bütün şikayetleri kaydeder ve başvuruların hazırlanması ve Kurum’a iletilmesi konusunda ayrımcılık mağdurlarına yardımcı olur. Ayrıca, yasada belirtilen yerel 119 Bu bilgiler Avrupa Birliği sitesindeki Macaristan sayfasından alınmıştır. http://europa.eu/about-eu/countries/member-countries/ hungary/index_en.htm (erişim tarihi: 20.12.2015) 120 Macaristan Merkezi İstatistik Ofisi’nin 2011 nüfus sayımına ilişkin hazırladığı rapor için bkz. http://www.ksh.hu/docs/hun/xftp/ idoszaki/nepsz2011/nepsz_03_00_2011.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 121Macaristan Anayasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.mfa.gov.hu/NR/rdonlyres/8204FB28-BF22-481A-9426D2761D10EC7C/0/FUNDAMENTALLAWOFHUNGARYmostrecentversion01102013.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 122 Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Yasası için bkz http://www2.ohchr.org/english/bodies/cescr/docs/E.C.12.HUN.3Annex3.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 123 Eşit Muamele Kurumu’nun web sitesi için bkz. http://www.egyenlobanasmod.hu/ (erişim tarihi: 20.12.2015) 124 Eşit Muamele Kurumu’nun Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1017&typ e=application.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 32 eşit fırsat planlarının hazırlanmasında yerel yönetimlere yardımcı olur; ayrımcılıkla mücadele konusunda farkındalık arttırıcı faaliyetlerde bulunur ve eşit muamele ile ilgili bilgiyi yerelde yaygınlaştırılması konusunda çalışır. 19 kişilik bu danışmanlar ağının kurulması, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI) tarafından kurumun faaliyetlerinin yaygınlaştırılması açısından önemli bir gelişme olarak görülmüştür125. Yarı-yargısal bir kurum olan Eşit Muamele Kurumu’nun verdiği kararlar yasal olarak bağlayıcıdır. Kurum126, eşit muamele ilkesinin ihlal edildiğini tespit ettiğinde ihlalin sonlandırılmasına yönelik talimat verebilir; ihlalin devam etmesini yasaklayabilir; ihlali açıklayan kararının ihlalci taraf tarafından yayınlanmasını talep edebilir; 50 ila 6 milyon Macaristan Forinti arasında bir ceza verebilir; ve usul giderlerinin ihlalci kişi veya kurum tarafından karşılanmasına karar verebilir. Kurumun 2014 yılına ait faaliyetlerini yayınladığı yıllık raporda belirtildiği üzere127, 2014 yılında 110’u yerel danışmanlardan gelen toplam 818 başvuru alınmıştır. Geçen yıldan kalan başvurularla birlikte Eşit Muamele Kurumu’nun ilgilendiği vaka sayısı 1005 olmuştur. Bu vakalardan 432’sine dair soruşturma açılmış, 573’ü de ayrımcılık şikayeti olarak değerlendirilemeyeceği için başvuru sahiplerine diğer kurumlar hakkında bilgi verilmiştir. Soruşturma açılan şikayet başvurularından 251’i hakkında idari karar yayınlanmış; bunların 23’ünde eşit muamele ilkesinin ihlal edildiğine hükmedilirken 100’ünde ayrımcılık iddiası reddedilmiştir. 27 kararda taraflar arasında anlaşma sağlanması gerektiği belirtilmiş; geri kalan 101 vakada da başvuru sahibi sürece devam etmediği için karar verilmeden dava sonuçlanmış ya da esas hakkında incelenmesine gerek olmadan başvuru reddedilmiştir. Kurumun 2014 yılında ele aldığı vakalar ağırlıkla engellilik (98) ve ulusal/etnik azınlığa (69) üyeliğe dayalı ayrımcılık iddialarını içermiştir. Şikayet konusu olan eylemin ayrımcılık olduğu ifade edilen 23 kararın yaklaşık üçte birinde para cezası uygulanmış, yüzde 82,6’snda da gelecekte meydana gelebilecek ihlallerin önlenmesine dönük yaptırımlar getirilmiştir. Ne yazık ki, yıllık raporda ayrımcılık yapan tarafa getirilen yaptırımların uygulanıp uygulanmadığına dair bilgiye yer verilmemiştir. Eşit Muamele Kurumu, Cumhurbaşkanı’nın dokuz yıllığına atadığı bir Başkan tarafından yönetilmektedir. Başkan yardımcısı ve diğer personel ise kurum başkanı tarafından Kamu Personeli Kanunu’yla uyumlu olarak süresiz atanmaktadır128. 2012 yılına kadar Kurum ile işbirliği halinde olan ve Kurum’un faaliyetlerine destek olan bir Eşit Muamele Danışma Kurulu129 görev yapmaktaydı ancak 2011 yılında kabul edilen bir yasayla Kurum’a olabilecek her konuda rehberlik sağladığı, aynı işlevi Yargıtay’ın da yerine getirdiği ve artık ihtiyaç kalmadığı gerekçesi ile bu danışma kurulu kaldırılmıştır. Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı, sürekli değişen hukuki ve toplumsal bağlamda Danışma Kurulu’na ihtiyaç kalmadığına dair bir gerekçenin şüpheli olduğunu belirtmiştir. Bunun yanı sıra, kurul üyelerinin sivil toplum örgütleri ile istişare sonucu seçildiğine ve bazılarının bu örgütlerden geldiğine dikkat çekerek, böyle bir yapının kaldırılmasının ayrımcılıkla mücadele alanında çalışan örgütlerin bilgi ve deneyimlerinin doğrudan Kurum çalışmalarına aktarılma imkanının ortadan kalkmasına neden olduğunu ifade etmiştir. Eşit Muamele Kurumu’nun mali bağımsızlığı, Eşit Muamele ve Fırsat Eşitliğinin Geliştirilmesi Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Yasanın 13. Maddesinde, kurumun bütçesinin Parlamento bütçesi içinde ayrı bir bölüm oluşturduğu ve bu şekilde herhangi bir bakanlığa bağlı olmaksızın merkezi bütçeden doğrudan pay alabildiği ifade edilmektedir. Kurum, bu nedenle yılda iki defa Hazine’ye mali rapor sunmakla yükümlüdür. Faaliyet raporu ise yılda bir defa hükümete sunulmaktadır. Yıllık raporda Eşit Muamele Kurumu’nun mali bilgileri yer almadığı için güncel bütçeye 125 ECRI beşinci Macaristan raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Country-by-country/Hungary/HUN-CbCV-2015-19-ENG.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 126 Eşit Muamele Kurumu’nun tanıtıcı broşürü için bkz. http://www.egyenlobanasmod.hu/data/EBH_Altalanos2_ENG.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 127Macaristan Eşit Muamele Kurumu (2015), Report on the activity of the Equal Treatment Authority in 2014, Budapeşte. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.egyenlobanasmod.hu/app/webroot/files/img/articles/8745bda54b1ed94d06475a f17cb3a40f/EBH_besz%C3%A1mol%C3%B3_2014_angol.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 128 Eşit Muamele Kurumu’nun Equinet profili için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1017&typ e=application.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 129András Kádár (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Hungary Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=785&Itemid=295 (erişim tarihi: 20.12.2015) 33 dair bilgi veremiyoruz ancak Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı, kurumun her yıl artan iş yüküne rağmen bütçesinde kayda değer bir artış olmadığına dikkat çekmektedir130. Örneğin, 2013 yılında ve kurumun aldığı başvuru sayısı bir önceki yıla göre neredeyse iki katına çıkmışken, bütçede personel için ayrılan miktar her iki yılda da sabit kalmış ve personel artırımına gidilmemiştir. Macaristan’da Eşit Muamele Kurumu’nun yanı sıra Temel Haklar Komisyoneri/Ombudsmanı131 da 2000/43 sayılı Irk Ayrımcılığı Direkifi’nin gerektirdiği bazı işleri yapmaktadır. 2011 yılında yürürlüğe giren CXI sayılı Temel Haklar Komisyoneri Yasası ile yeniden yapılandırılan kurumun, Ulusal Azınlıkların Haklarından Sorumlu Komisyoner Yardımcısı aracılığıyla ayrımcılıkla ilgili bağımsız araştırmalar yürütmek, bağımsız raporlar yayınlamak ve ayrımcılık konusunda tavsiyeler sunmak gibi yetkileri vardır. Ayrıca, ırk ve etnik kökene dayalı ayrımcılık mağdurlarından, sadece kamu kurumları ve kamusal hizmetlerin şikayet edilebildiği başvurular alabilmektedir. Özetle, Macaristan ve Eşit Muamele Kurumu, hem AB Direktiflerinin uygulanması ve ele aldığı ayrımcılık temellerinin genişliği bakımından iyi bir örnek oluşturabilir. Yapısı, yetkileri ve yasal çerçevesi itibariyle ECRI gibi uluslararası mekanizmaların tavsiyelerinde yer alan ve ayrımcılıkla mücadele eden kurumların nasıl olması gerektiğine dair ilkelerle uyumludur132. Ne var ki, sivil toplumla işbirliği ve iletişim kanallarının sınırlı oluşu ile iş yüküyle orantılı ve yeterli bütçe ayrılmaması Kurumun etkili işleyişinin önünde engel oluşturabilmektedir. 130András Kádár (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Hungary Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=785&Itemid=295 (erişim tarihi: 20.12.2015) 131 Temel Haklar Komisyoneri/Ombudsmanı Ofisi’nin web sitesi için bkz. http://www.ajbh.hu/en/web/ajbh-en/main_page (erişim tarihi: 20.12.2015) 132 ECRI beşinci Macaristan raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Country-by-country/Hungary/HUN-CbCV-2015-19-ENG.pdf (erişim tarihi: 20.12.2015) 34 3.8 Slovakya Yaklaşık beş buçuk milyon kişiden oluşan Slovakya nüfusu, farklı etnik ve dini gruplardan oluşmaktadır. 2011 nüfus sayımına133 göre ülkedeki en büyük etnik gruplar Slovaklar (80,7%), Macarlar (8,5%), Romanlar/Çingeneler (2%) ve Çeklerdir (0,6 %). Aynı sayımda herhangi bir dine inandığını belirten yüzde 86,6’nın 18 farklı din ve mezhep grubunu içerdiği ortaya çıkmıştır134. Bu din ve mezheplerden inanan sayısı bakımından öne çıkanları Roma Katolik Kilisesi, Yunan Katolik Kilisesi, Evanjelik Kilisesi ve Protestan Kilisesidir. Slovakya Anayasası’nın135 12. maddesi ayrımcılık yasağı ve eşitliğe ayrılmıştır. Bu maddeye göre herkes onur ve haklar bakımından eşittir ve kimseye cinsiyet, ırk, renk, dil, din ve inanç, siyasi görüş, ulusal ve toplumsal köken, ulusal ya da etnik gruba aidiyet, mülkiyet, soy ya da başka bir duruma dayalı olarak ayrımcılık yapılamaz. Ayrıca, anayasanın 36. Maddesinde çalışanları işyerinde ayrımcılığa karşı koruyan bir hüküm bulunmaktadır. 2004’ten beri Avrupa Birliği üyesi olan ülkede, yine anayasaya göre, insan hakları ve temel özgürlüklerle ilgili uluslararası sözleşmeler ve bağlayıcı AB kanunları, ulusal yasalarla bir anlaşmazlık ya da iç hukukta boşluk söz konusu olduğunda doğrudan uygulanabilir. Slovakya’nın ayrımcılıkla mücadele mevzuatının temel çerçevesini 2004 yılında kabul edilen Bazı Alanlarda Eşit Muamele ve Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası136 (kısaca Ayrımcılıkla Mücadele Yasası) oluşturmaktadır. Yasada ayrımcılığın doğrudan ayrımcılık, dolaylı ayrımcılık, taciz, cinsel taciz, mağdurlaşma, ayrımcılık talimatı verme ve ayrımcılığı kışkırtmayı içerdiği belirtilmiştir. Bu kavramların hepsi yasanın ikinci maddesinde tanımlanmıştır. Kanunda yasaklanan ayrımcılık temelleri Anayasa’ya oranla biraz daha genişletilmiş ve cinsel yönelim, engellilik, yaş, suça karışmış olma ya da herhangi bir kabahatinden dolayı insanlara ayrımcılık yapılması yasaklanmıştır. Yasanın üçüncü maddesine göre, istihdam ve benzeri iş ilişkileri, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri, mal ve hizmetlerin sağlanması ile eğitim alanında herkes eşit muamele ilkesine bağlı davranmakla yükümlüdür. Eşit muamele ilkesi de sadece ayrımcılık yapmamayı içermez, ayrımcılığa karşı gerekli tedbirlerin alınmasını da gerektirir. Ayrımcılıkla Mücadele Yasası, Avrupa Birliği’nin ayrımcılıkla mücadele Direktiflerinin iç hukuka aktarılmasında temel asgari standartları karşılamasına rağmen hem kapsam hem de uygulama açısından birtakım sorunları da barındırmaktadır. İlk olarak, yasada sürekli ulusal mevzuatta yer alan kanunlara gönderme yapılmasının ve bunların ayrımcılıktan korunmanın koşulu gibi sunulmasının uluslararası mevzuatı ve özellikle de Direktifleri dışarıda bırakacağından ve dolayısıyla da korumanın kapsamını daraltacağından endişe edilmektedir137. Ek olarak, ayrımcılık vakalarında mağdurlar adına yargı sürecini başlatan sivil toplum örgütlerinin mahkeme masrafları karşılanmamaktadır138. Bu da, kaynakları kısıtlı olan örgütlerin daha fazla vaka üstlenmelerinin önüne geçmektedir. Aynı işi yapan avukatlar veya Barolar mağdurlara ödene tazminattan pay alırken ayrımcılıkla mücadele eden örgütlere bu imkanın tanınmaması, STÖ’leri ayrımcılık davası açmak için avukat tutmak zorunda bırakabilmektedir.Son olarak, Avrupa Roma Hakları Merkezi’ne göre139 barınma hakkının yasa kapsamında olmaması, özellikle ülkede dezavantajlı konumda bulunan Romanlara yönelik ayrımcılıkla mücadelenin önüne geçmektedir. 133 Slovakya Cumhuriyeti İstatistik Ofisi’nin hazırladığı 2011 nüfusunun milliyete göre dağılım tablosu için bkz. http://slovak.statistics. sk/wps/wcm/connect/bd447dc5-c417-48d6-89e1-0a2d60053cf6/Table_10_Population_by_nationality_2011_2001_1991. pdf?MOD=AJPERES (erişim tarihi: 21.12.2015) 134Slovakya Cumhuriyeti İstatistik Ofisi’nin hazırladığı 2011 nüfusunun dine göre dağılım tablosu için bkz. http://slovak. statistics.sk/wps/wcm/connect/87ee3f0c-54fd-4647-b083-67c399e68bfb/Table_14_Population_by_religion_2011_2001_1991. pdf?MOD=AJPERES (erişim tarihi: 21.12.2015) 135Slovakya Anayasası’nın İngilizce metni için bkz. https://www.ustavnysud.sk/ustava-slovenskej-republiky (erişim tarihi: 21.12.2015) 136 20 Mayıs 2004 tarihinde kabul edilen 365/2004 sayılı Bazı Alanlarda Eşit Muamele ve Ayrımcılığa Karşı Koruma Yasası’nın İngilizce metni için bkz. http://www.snslp.sk/CCMS/files/AntidiskriminacnyZakon_ENG-1.1.2015.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 137 Janka Debrecéniová ve Zuzana Dlugošová (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Slovakia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=819&Itemid=295 (erişim tarihi: 21.12.2015) 138A.g.e 139 Avrupa Roma Hakları Merkezi (2013), Slovakia: Country Profile 2011-2012, Budapeşte. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.errc.org/cms/upload/file/slovakia-country-profile-2011-2012.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 35 Slovakya’da eşitlik kurumu olarak görev yapan yapı, aynı zamanda ulusal insan hakları kurumu olan Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi140’dir. 365/2004 sayılı yasa ile birlikte Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’ni kuran 308/1993 sayılı kanunda değişiklik yapılarak merkezin görev ve yetkileri ayrımcılıkla mücadeleyi de kapsayacak şekilde genişletilmiştir. 2004 yılından beri bu alanda çalışan Merkezin başlıca görevleri141 şunlardır: • Eşit muamele ilkesinin ve Ayrımcılıkla Mücadele Yasası’nın uygulanmasını izlemek ve değerlendirmek • Slovakya Cumhuriyeti’nde ırkçılık, yabancı düşmanlığı, Antisemitizm hakkında bilgi toplamak ve talep üzerine bunları sunmak • Toplumda hoşgörüyü arttırmak amacıyla eğitim faaliyetleri hazırlamak ve bilgilendirme kampanyalarına katılmak • Ayrımcılık ve hoşgörüsüzlük mağdurlarına hukuki yardım sağlamak • Özel ve tüzel kişilerin talebi ya da kendi inisiyatifiyle Ayrımcılıkla Mücadele Yasası kapsamındaki eşit muamele ilkesinin uygulanmasıyla ilgili konularda uzman görüşü hazırlamak • Ayrımcılıkla ilgili bağımsız araştırmalar yürütmek • Ayrımcılıkla ilgili rapor ve tavsiyeler hazırlayıp sunmak Hukuki destek sağlayan ve farkındalık faaliyetleri yürüten bir kurum olan Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi, eşit muamele ilkesinin ihlal edildiğine dair iddialarla ilgili aldığı başvurularda verdiği kararlar bağlayıcı değildir ve tavsiye niteliğindedir. Merkez, ayrımcılık kararı verdiği vakaları yargıya taşıyabilir ve mahkemelerde mağdurları temsil edebilir. Ne var ki, merkezin de sivil toplum örgütleri gibi mağdurları temsil etme yetkisi asıl mahkemelerle – yani birinci ve ikinci derece mahkemeler – sınırlıdır142. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nde kanuni temsilin mümkün olmaması, hak arama çabasını yetersiz ve etkisiz bırakabilmektedir. Merkez, ayrıca avukatları aracılığıyla ayrımcılık başvurularında arabuluculuk yaparak uzlaşma yoluna da gidebilir. Yıllık faaliyet raporunda143 yer alan bilgilere göre Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin 2014 yılında şahsen ve posta, eposta ve telefon ile aldığı 2413 başvurudan 1005’i eşit muamele ilkesinin ihlal edildiği iddiasıyla yapılmıştır. Bununla birlikte, mahkemeye taşınan beş dava takip edilmiştir. Şikayet başvurularının sayısının yüksekliğinin yanında takip edilen davaların sayısının sadece beş olması, merkezin ayrımcılığa karşı verdiği hukuki mücadele ile ilgili, soru işaretleri doğurmaktadır. Raporda, maalesef alınan başvuruların kaçının sonuçlandığına dair bilgi bulunmamakta ve verilen kararların yarattığı sonuçlara yer verilmemektedir. Başvuruların çoğunun konusu işyerinde taciz ve mobbing olmuştur. Ayrıca, rapora göre, işe alım ve iş sonlandırma süreçlerinde ayrımcılık ile çalışma koşullarında eşitsizlik de merkezin şikayet başvurularında ilgilendiği önemli alanlardır. Ele alınan diğer önemli bir konu da özellikle Romanların maruz kaldığı mal ve hizmetlerin sunumunda eşit muamele ilkesinin ihlali olmuştur. Ulusal İnsan Hakları Merkezi, başvuruları değerlendirirken sadece bilgi ve belgelerin taraflardan istenmesi ile sınırlı kalmamakta, kararını verirken şikayet konusu olan tarafla yaptığı birebir toplantılardan da faydalanmaktadır. Ulusal İnsan Hakları Merkezi, etkisi sınırlı olan kararlarda vurguladığı ilkeleri hem idareciler hem de topluma yayabilmek amacıyla özel ve tüzel kişilerin talebiyle uzman görüşleri de yayınlayabilmektedir. Bu kapsamda, 2014 yılında hepsi istihdam ile ilgili olmak üzere 11 uzman görüşü yayınlamıştır144. 140 Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin web sitesi için bkz. http://www.snslp.sk/?locale=sk#actual=1 (erişim tarihi: 21.12.2015) 141 Merkezin eşitlik kurumu olarak görev yetkileri ile ilgili detaylı bilgi için bkz. http://www.snslp.sk/?locale=en#menu=2481 (erişim tarihi: 21.12.2015) 142 Janka Debrecéniová ve Zuzana Dlugošová (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Slovakia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=819&Itemid=295 (erişim tarihi: 21.12.2015) 143 Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi (2015), The Annual Report on the Activities of the Slovak National Centre for Human Rights 2014, Bratislava. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.snslp.sk/CCMS/files/1THE_ANNUAL_REPORT_ON_ THE_ACTIVITIES_OF_THE_SLOVAK_NATIONAL_CENTRE_FOR_HUMAN_RIGHTS_2014.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 144A.g.e 36 Merkezin yönetiminden ve faaliyetlerinden Direktör ve Yönetim Kurulu sorumludur. 308/1993 Sayılı Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin Kurulmasına dair Yasa’da bu organların oluşumu ve yetkileri düzenlenmiştir145. Direktör, Yönetim Kurulu tarafından üç yıllığına seçilir. Öte yandan, toplam sayısı dokuz olan Yönetim Kurulu üyelerinin biri Cumhurbaşkanı, biri Parlamento Başkanı, biri Ombud, biri sivil toplum örgütlerinin aday göstermesi üzerine Başbakan, biri Çalışma, Sosyal İşler ve Aile Bakanlığı, dördü de dört farklı hukuk fakültesi dekanları tarafından üç yıllığına seçilir. 303/1993 sayılı yasanın ikinci maddesinde, eşitlik kurumunun bağımsız bir tüzel kişilik olduğu belirtilmektedir. Ne var ki, Yönetim Kurulu’nun yapısı ve oluşumu bu bağımsızlığın tam olarak hayata geçirilmesinin önünde engel oluşturabilmektedir. Üyelerin yarısından fazlası kamu idaresi tarafından seçilmekle birlikte, sivil toplum örgütleri sadece Başbakan’ın atayacağı bir üyenin seçim sürecine dahil olabilme imkanına sahiptir. Ayrıca, Avrupa Ayrımcılıkla Mücadele Alanında Hukuki Uzmanlar Ağı’nın Slovakya’daki ayrımcılıkla mücadele önlemleri değerlendirdiği 2013 raporuna146 göre, raporun yazıldığı dönemde Merkezin Direktörü ve iki Yönetim Kurulu üyesi, ülkede iktidarda olan siyasi partinin eski ve yeni milletvekillerinden oluşmaktaydı. Bu durum, üyelerin bağımsız olmadığının göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu da Slovakya üzerine yazdığı dördüncü147 ve beşinci148 dönem izleme raporlarında kurumun ve organlarının bağımsızlığına dair şüphelere dikkat çekmiş ve ilgili mevzuatın bu sorunları aşacak ve bağımsızlığı sağlayacak şekilde değiştirilmesini tavsiye etmiştir. Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin faaliyetleri, Slovakya Devleti’nin mali kaynakları ile finanse edilmektedir. Hükümet, Merkez’in faaliyetlerini yürütebilmesi ve bağımsızlığını sağlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu asgari finansal araçları sağlamakla yükümlüdür. Ancak asgari bütçeyi düzenleyen yasal ve anayasal hiçbir güvence olmadığı için, Devletin yıllık bütçesini öneren hükümet ile bu öneriyi onaylayan ve hükümeti temsil eden siyasi partilerden oluşan Parlamentoya karşı mali anlamda bir koruma sağlanmamıştır. Sadece siyasi partilerin karar verici olduğu böyle bir mekanizma, keyfi bütçe kesintilerine yol açabilir ve Merkez’in siyasi iktidardan bağımsız olup olmadığına dair şüpheleri doğurabilir. Önceki bölümlerde incelediğimiz eşitlik kurumlarında olduğu gibi, Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi de bütçe kesintilerinden etkilenmiştir. Hukuki Uzmanlar Ağı’nın raporuna göre 2011 yılında gerçekleşen bütçe kesintisi149, 2007 yılında yapılan Slovakya’da dezavantajlı nüfusun yaşadığı farklı bölgelerde yapılan durum analizi sonucunda açılan bölge ofislerini olumsuz etkilemiştir. Ofislerde çalışan personelin çalışma saatleri yarıya indirilmiş ve sonuç olarak ofislerin işleyişi düzensiz hale gelmiştir. Kurumun Bratislava’da yer alan merkez ofisinin yanı sıra şu anda üç bölgesel ofisi bulunmakta ve her ofiste de sadece bir avukat çalışmaktadır. 145 308/1993 Sayılı Slovak Ulusal İnsan Hakları Merkezi’nin Kurulmasına dair Yasa’nın İngilizce metni için bkz. http://www.snslp. sk/CCMS/files/Act_on_Centre.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 146 Janka Debrecéniová ve Zuzana Dlugošová (2014), Report on Measures to Combat Discrimination Directives 2000/43/EC and 2000/78/EC: Slovakia Country Report 2013, European Network of Legal Experts in the Non-discrimination Field. Raporun dijital versiyonu için bkz. http://www.equalitylaw.eu/index.php?option=com_edocman&task=document.viewdoc&id=819&Itemid=295 (erişim tarihi: 21.12.2015) 147ECRI’nin dördüncü izleme döneminde hazırladığı Slovakya raporu için bkz. http://hudoc.ecri.coe.int/XMLEcri/ENGLISH/ Cycle_04/04_CbC_eng/SVK-CbC-IV-2009-020-ENG.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 148 ECRI’nin beşinci izleme döneminde hazırladığı Slovakya raporu için bkz. https://www.coe.int/t/dghl/monitoring/ecri/Countryby-country/Slovakia/SVK-CbC-V-2014-037-ENG.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 149 Equinet’te yer alan profile göre Merkez’in bütçesi 2011 yılında 643.081 €, 2012 yılında da 528.464 € olarak gerçekleşmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.equineteurope.org/spip.php?action=telecharger&arg=1186&type=application.pdf (erişim tarihi: 21.12.2015) 37 4. Sonuç ve Değerlendirme Üçüncü bölümde incelenen sekiz ülke ve bu ülkelerde ayrımcılıkla mücadele alanında çalışan on dört farklı eşitlik kurumu, bu alanda kabul gören uluslararası ilke ve standartların uygulanmasındaki çeşitliliği ve karşılaşılan sorunları ortaya koymaktadır. Neredeyse bütün kurumların ve yetkilerinin dayandığı yasaların kapsamı ve ele aldığı ayrımcılık temelleri Direktiflere uygun olmakla birlikte, özel sektörü de bu kurumların denetimine açmak için daha fazla çaba gerekmektedir. Ulusal eşitlik kurumlarının mali ve operasyonel bağımsızlığı, Paris Prensipleri’nin kabul edilmesinden bu yana bütün insan hakları denetim mekanizmalarının dikkat çektiği bir konudur. İncelenen kurumlardan kimi karar ve tavsiyelerin bağımsızlığı konusunda ikna edici olurken kimi yönetim organlarında siyasi parti bağlantılı kişilerin yer alması nedeniyle güvensizlik yaratmaktadır. Ayrıca, ülkelerin hepsinin, belki de ekonomik krizlerin insan haklarına olan olumsuz etkilerini ve ihlalleri arttıran yönünü gözden kaçırarak, durgunluk dönemlerinde insan hakları kurumlarının bütçelerinde kesintiye gittiği görülmektedir. Kesintiden ilk etkilene kurumların eşitlik kurumları olması, kanunlarda iddia edilen bağımsızlık ve özerkliğin tam olarak sağlanamadığının bir göstergesidir. Bağımsızlığın sadece yasalarda değil, uygulamada da sağlanması için kurumların karar organlarının oluşumu için şeffaf ve izlenebilir kriterlerin getirilmesi önemlidir. Ayrıca, kurumların bütçelerini güvence altına alacak düzenlemelerin getirilmesi, iş yüklerinin artabileceği kriz dönemlerinde sürdürülebilirliklerini sağlamak açısından kritiktir. Eşitlik kurumlarının işleyişlerinin önemli bir parçası olarak kabul edilen şeffaflık, her kurumda farklı düzeyde gözlemlenmiştir. Kurumların, her yıl düzenli olarak yürütülen faaliyetleri ve yapılan harcamaları açıkladığı yıllık faaliyet raporu hazırlaması, yetki ve kaynaklarının nasıl kullanıldığını hem resmi denetim organlarının hem de yurttaşların öğrenmesi açısından önemlidir. Ne var ki, bazı kurumların mali bilgilerine bu raporlarda yer verilmediği ve bu bilgilerin devletin mali denetim organlarına gönderilen raporlarda yer aldığı belirtilmiştir. Ayrıca, ayrımcılıkla mücadelenin faaliyetlerden sadece bir bölümünü oluşturduğu kurumlarda bütçenin ve alınan başvuruların faaliyet alanlarına göre dağılımına yer verilmemektedir. Bu da, kurumun ayrımcılıkla mücadeleye ne kadar kaynak ve zaman ayırdığını öğrenmemizi engellemiştir. Ek olarak, faaliyet raporlarının sadece ülkenin resmi dillerinde – en fazla İngilizce’ye tercüme edilerek – yayınlanması da farklı dilde konuşan ve aynı zamanda kuruma başvuru yapma hakkına sahip kişi ve grupların bilgiye erişimlerini kısıtlamaktadır. Ulusal insan hakları kurumlarının ve eşitlik kurumlarının verdiği kararların yaptırım gücü ve uygulanıp uygulanmaması sıkça tartışılan konulardan biridir. Verilen kararların ayrımcılık yapan tarafta karşılık bulup bulmadığını ve herhangi bir düzenlemeye gidilip gidilmediğini takip etmek de eşitlik kurumlarının görevleri arasında yer almalıdır. Ne yazık ki, incelenen 14 kurumun çok azı raporlarında böyle bir veriye yer vermiştir. Yarı yargısal olmayan ve kararları tavsiye niteliğinde olan kurumların ayrımcılık başvuruları sonucu verdiği kararlar taraflarca uygulanmayabilmektedir. Tabii bu konuda istisnalar da vardır. Örneğin, Hollanda Ulusal İnsan Hakları Enstitüsü ağırlıklı olarak hukuki destek ve farkındalık faaliyetleri yürüten ve tavsiye niteliğinde kararlar veren bir kurum olsa da, kararlarının uygulanma oranının 84% olduğu görülmektedir. Öte yandan, Bulgaristan’daki Ayrımcılığa Karşı Koruma Komisyonu’nun kararları hukuken bağlayıcı olmasına rağmen diğer kurumlar tarafından uygulanmadığına dair eleştirilerle karşılaşılmaktadır. Ayrımcılıkla mücadele alanında Avrupa Birliği düzeyinde hazırlanan yasalar ve kurulan yapıları incelerken herhangi bir karşılaştırma ve kıyaslama yapılmamaya özen gösterilmiştir. Bu yayınla da, her biri farklı özellikte olan ülkeler ve kurumları iyi ya da kötü örnek olarak mercek altına almak değil, her kurumun yaşadığı özgün problemleri ve eşitlik kurumlarının bir bütün olarak deneyimlediği genel durumu ortaya koyabilmek amaçlanmıştır. Umuyoruz, yukarıda yer alan örnekler Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nun yasal çerçevesinin oluşturulduğu bu günlerde tartışmalara katkı sunar. 38