BD ŞUBAT 2017 Dünya Döndükçe Sabriye Aşır Ağaçların Sosyal Ağı: 88 BD ŞUBAT 2017 Yardımlaşıyorlar, sayı sayabiliyorlar, öğrenebiliyorlar, hatırlayabiliyorlar, hasta komşularını iyileştirmek için çaba gösteriyorlar, mantarlara dayalı bir ağ olan “Wood wide web (ağaç çapında ağ)” sayesinde birbirlerine elektriksel sinyaller göndererek tehlikelere karşı uyarabiliyorlar ve hatta aralarındaki yaşlıları kökleriyle besliyorlar. 89 BD ŞUBAT 2017 ilimsel araştırmalar, ağaçların birbirleriyle iletişim halindeki sosyal varlıklar olduklarını gösteriyor. Araştırmacıların aktardığı bazı yeni bilgiler, ormanların gördüklerimiz ve bildiklerimizin çok ötesinde bir yaşam barındırdıklarını ortaya koyuyor. Ve bu bilgiler, ormanların temeli olan ağaçlara bakış açımızı değiştirecek denli anlamlı. British Columbia Üniversitesi’nden Profesör Suzanne Simard, en eski sosyal ağın yeraltındaki mantar ağı olduğunu belirtiyor ve ağaç kökleri ile mantar ağının alışveriş halinde olduğunu dile getiriyor. Dünyanın dört bir yanında, ormanlardaki ağaçların yaşamlarını sürdürmelerinin, ağaç kökleri ile mantar ağının alışverişi sayesinde mümkün olduğunu anlatıyor Simard ve ekliyor: düşen ağaç tohumu filizleniyor ve “Yerin altında; ağaçları birbitoprağa uzanan kökleriyle, bağlanrine bağlayan, iletişim kurmalarını mak istediği mantar ağına kimyasal ve ormanın tek bir organizma gibi davranmasını sağlayan sonsuz biyo- sinyaller gönderiyor. Mantar da kendi sinyalleriyle yanıt veriyor. lojik patikaların olduğu bambaşka Ağaç, fotosentez sayesinde elde bir dünya var. Ormanlar da insan ettiği karbonu, fotosentez yapaaileleri gibi. Araştırmamda, orman ağlarının aynı bizim nöral ağlarımız mayan mantara; mantar ise ağacın gereksinim duyduğu besinleri ve ve sosyal ağlarımız gibi organize suyu ağacın köklerine iletiyor ve olduğunu keşfettim. İnanıyorum böylece her iki tarafın ki, eğer bir gün bunları da gereksinim duyduğu bir bütün olarak entegre öğelere ulaştığı bir işetmeyi öğrenebilirsek, bu birliği sağlanmış oluyor: tehlikeli küresel ısınma“Mantar toprak içinde nın gidişatını değiştirebüyürken, bitkiyle bitkiyi biliriz. Çünkü iyileşmek ve ağaçla ağacı birbirine için yaratıldığımıza bağlamaya başlıyor, ta inanıyorum.” ki bütün orman birbirine Simard’ın keşfettiği Prof. Suzanne Simard bağlanıncaya dek.” bu sisteme göre, toprağa 90 BD ŞUBAT 2017 Peter Wohlleben Bir ağacın, kendisinden metrelerce uzaktaki başka ağaçlarla bağlantı kurmasını sağlayan ve tıpkı bir otoyol gibi uzanan bu ağ sistemi, hem maddeleri hem de iletişim sinyallerini ulaştırmayı mümkün kılıyor. Bu sistem sayesinde, gövdeleri ve dalları son derece büyük yetişkin ağaçlar, yeni fidelere karbon desteği gönderiyorlar. Üstelik, kuraklık ya da gölgede kalmak gibi herhangi bir sebeple daha da fazla karbona gereksinim duyan fidelerin yardımına, yine bu yetişkin ağaçlar yetişiyorlar. Yani ağaçlar bir aile gibi davranıyor ve zor durumda kalan bir başka ağaca yardım ediyorlar. Ağaçların bir aile gibi davrandıklarına dair bir başka kanıtın da, ana ağaçların kendi fidelerine daha çok sinyal gönderdiği olduğunu ifade eden Profesör Simard, ağaçların kendi türlerini tanıdıklarını ve kendi nesilleri olan küçük ağaçlara da tecrübe- lerini aktardıklarını anlatıyor: “Anlaşıldı ki, onlar sadece karbon dilinde değil, aynı zamanda azot, fosfor, su, savunma sinyalleri, allel kimyasalları ve hormonlar dilinde konuşuyorlardı. Bu ağ o kadar yoğundur ki tek bir ayak izinin altında yüzlerce kilometresi bulunabilir. Bu bir tür internet gibi çalışır. Ve ağaçlar konuşurlar.” Ağaçların yeraltı iletişim ağını inceleyen bir başka isim olan Alman korucu Peter Wohlleben de, bir kayın ağacının, yanındaki arkadaşı bir başka kayın ağacının günışığını kesmemek için dallarını diğer yöne çevirdiğine tanık olduğunu anlatıyor. Hem bilimsel araştırmalar hem de kendi gözlemlerinden yararlanarak, ağaçların yaşamlarıyla ilgili kitaplar yazan Wohlleben, ağaçların yalnızca bizlere oksijen ve kereste sağlayan organik robotlar 91 BD ŞUBAT 2017 olduğu düşüncesini savunanlara karşı çıkıyor ve ağaçların kendi aralarında kurdukları anlamlı bir iletişim ağının varlığını dile getiriyor. Wohlleben, “Ağaçların Gizli Dünyası” kitabında; ağaçların bilgi paylaştıklarını, yardımlaştıklarını, arkadaşlık kurduklarını, birbirlerine elektriksel sinyaller göndererek tehlikelere karşı uyarabildiklerini yazıyor. Ağaçların besin ve bilgi alışverişi yaptıkları yeraltı ağının ortak bir direnç mekanizması gibi çalıştığını belirten araştırmacılar, tıpkı insanların kullandığı internette olduğu gibi, bu ağda da karanlık bir taraf olduğunu dile getiriyorlar. Çünkü araştırmalara göre; bazıları çevrelerinde istemedikleri bitkileri salgıladıkları kimyasallarla yok etmeye çalıştıkları “siber saldırılarda” bulunabiliyor ya da komşusunun besininden çalabiliyorlar. • sabriyeasirbd@gmail.com POLONYA'DAKİ EĞRİ ORMAN F otoğrafta bir bölümü görülen ağaçlık alan Polonya‘nın Kuzeybatısında Gryfino isimli küçük bir kasabada yaklaşık 400 adet çam ağacından oluşan küçük sayılabilecek bir koru. Bu ağaçlar 1930-1934 yılları arasında, Almanların yönetimindeki Pomeranya bölgesinde 1,7 hektarlık alana dikilmiş ve yaklaşık 8-10 yıl sonra ise, nedenini anlayamadıkları bir nedenle 90 derece eğim kazanmaya başlamış. Hatta daha sonraki yıllarda yeni ekilen fidelerin dahi bu şekilde eğimli büyümeye devam ettiği söyleniyor. 80 yaşındaki eğik ağaçlar yaklaşık 92 15 metre uzunluğa sahipler; ancak araştırmacılar bu yaşta olan bu tip ağaçların boyu normalde daha uzun olmaları gerektiğini söylüyor. Eğri ağaçlar hakkında araştırmalar yapan bilim adamlarının emin olabildiği tek konu ise, bu duruma kesinlikle insan ya da bir makinenin neden olmadığı. Tüm dünyadan birçok turist çeken ve hakkında pek çok efsane olan gizemli eğri orman Killian Schoenberger tarafından çekilmiş fotoğrafta da görüldüğü gibi gibi oldukça güzel bir manzaraya sahip...