Her Partimiz~ fı5 A~USTOS 1985 Yönüyle Gü~Iendinnek İçin_ SAYJ,33 BO ŞOREŞ lieri! t ORGANA KOMtTA MERKJ-:zi YA PARTIY A PEŞENG A KARKERI KURDISTAN Bilen" adıyla burjuva gazetelen fıkra ve sohbet yazarlarının satırlarında boy veren Demirel, çevresiyle beraber glrlşti!jl kimi zorlamalarla, burjuva siyaset sahnesinde aktif yer almayı generallere de kabu ı ettirmeye başladı. Son olarak, Temmuz sonunda haftalık bir derginin kendisiyle yaptı!jı roportiiJda doğru­ dan do!jruya kendi Ismiyle, ki· mi konulara ilişkin politik tutumunu açıkladı. Yasal engellerle siyaset yasağinı koyanları eleştirerek, siyaset yapmanın hiçbir koşulda engellenemiyeceğl (nedense çuvaldızın ucu kimdisine de dokunduktan sonra) gerçe!jini Itiraf etti. "Siyaseti ne kadar ortadan kaldırırsanız, ne kadar kötülerseniz, ne kadar uluorta ona hUcumlarda bu lunu rsanız, o nu yaparken de gene yaptığınız siyasettir" dedi. Eh, do!jru söze ne denir? Eger bay Demirel, ta 60'1ı yıllardan 12 EylUl 1980'e dek yaptığı Başba­ kanlıkla~da, koyduğu siyasi yasaklara , burjuvazinin dışında siyaset yapanıara karşı giriştiği bunca saldırılara ra!jmen bugün böylesi sözleri Inanarak ve herkes için söyiUyorsa buna sadece sevinmek gerekir. «Konuşan Generallerin halkiaramıza zorla dayattı!jı ve bir yasaklar manzumesi olan faşist Anayasa' nın kimi yasakları, faşist rejimin bunalım ının deri n leş me si ne paralel olarak aşınıyor. Hatırlar­ dadır, generaller Anayasa'ya, darbe öncesi burjuva partllerinin yöneti cilerine "siyaset yasa!jı" getiren kimi geçici maddeler koydurtmuş !ardı. Böylece Demirel ve Ecevit gibi kimi burjuva siyasetçiler de yasal politik faaliyetin dışına itilmişlerdi. Bugün göriliUyar ki Anayasa' nın; burjuva politik yönetielleri Türkiye»si saha dışı tutan sözkonusu geçici maddeleri fiilen işlemez duruma dUşUyorıar. Bir yandan burjuvazi içindeki çelişkiterin derinleşmesi, devleti yönetmede ortaya çıkan anlaşmazlıklar, diğer yandan TOrkiye ve KUrdistan halklarının muhalefetlerinin boyutlanması, faşist diktatörlük yönetiminin aciz duruma dUşe­ rek yıpranması, sözkonusu geçici maddelerin işlemezli!jini bera· berinde getiriyor. Faşist ku rd .o r Demirel'in Anayasa'nın yasağını (legal zeminde) ilk zorlayan Demirel oldu. lık önceleri "Bir rs iv a Nas11 Bir Öğrenci Gençlik Istiyorlar ? ve davranışlarının yakından IzIenmesinden öğretim Uye ve görevlilerinin seçim ve denetlenmelerine kadar uzayan geniş bir "kontrol sistemi" de kurulacak. Oluşturulduğundan bu yana üniversite ve yüksek okulları birer askeri kış la Ihaline getirmek i· çin her ttirlU çabayı sa'rfeden YöK 'Un başı I.Doğramacı ve şu­ rakası, ·bu son· planla da şimdiye kadar attıkları adımları sistem- .a Yükseköğrenim Kurumu (YöK) tarafından hazırlanıp 1985-86 öğretim yılında uygulamaya konulmak üzere rektörlUk ve dekaniıkiara gönderilen "öğ­ renci Eğitim ve öğretim Elemanlarını Yetiştirme-. Oryantasyon Planı", faşist diktatörlüğün nasıl bir üniversite· gençliği iste-· diğini en açık b1r biçimde ortaya koyuyor. Bu planın ö!jrencilerle ilgili bölOmUnde "üniversite· ve yük- w sek okullardaki eğitimden yarar- w w Janmak sOretiyle inanç, düşünce ve fikir bir li !jine oturtulmuş gençlik yapısı oluşturmak" gibi ' 'tek tip ö!jrenci" amaçlanırkeh diğer bölümde de ö!jretim Uye ve görevlllerinin "kendilerine teslim edilen ö!jrencllerln yıkıcı ve bölUcU ideolojik akımlara karşı fikirle mli:adele yöntemlerini saptamak la" görevlendi ri Jmeleri öngöriiiUyor. Ayrıca tüm bunların uygulanmasını- yönlendirecek merkezi bir kurulun oluşturul­ ması da sözkonusu planda yer almaktadır. ö!jrencilerin tutum g rı leştirrnek amacındadır. TOrkiye ve Kürdistanlı Universite gençliği dl.ln olduğu gibi bugün de kendisini Işçi sınıfı ve ·emekçl halkların şanlı yolundan ayırmayı amaçlayan çabaları boşa çıkaracak; "tek tip öğrenci" yaratma girişimlerine gençli!jln anti-faşist birliğiyle cevap verecektir. "AtatürkçU bir gençlik yetiştirme" amaç ve . girişimleri­ ni defalarca boşa çıkarmayı başarmış dlan Türkiye ve Kürdistan gençli!jinln mli:adele tarihi, faşist ·diktatöriU!jün üniversite· gençli!jlne yönelik bu son plan ve oyunlarının da sökmeyece!jinln açık bir göstergesidir. "KONUŞAN TüRKIYE" Bay Demirel bununla da kal"Türkiye meselelerini tartışamıyor. Tartışabi lmelidl r. onun Için ben susan bir Türki· ye yerıne, konuşan bir Türki· ye'yl daima tercih etmişlmdir". mıyor: diyor. Doğrusu bütün bunlar ,kendi başianna Türkiye ve Kürdistan halklarının dOnden bugüne yagerçeklerden kopuk ele alındıklarında,gtizel sözler.Fakat bu sözlerin sahlblnln,lnandırıcrlı· ğı,gUvenlrllğl ve hele hele dUrUstIUğU ne ölçUdedlr? Acaba O ''konuşan bir Türkiye" derken gerçekten, herkesin özgürce konuşup tartışabildlğl, ınançları do!j· rultusunda örgutleneblldlğl bir TOrkiye ml istiyor? Yoksa "koDevamı s. 14'de şadı!jı ) . HER ·SEV PARTi iCiN . .. GUt;lendirmeliyiz Ollaver ARAM K~dlstan Işçi sınıfı yıııınıarının sava- şımıarını her koşulda s~d~mesl ve on yıltık mllcadeleslnln yarattıılı kazanımtar biZ partllller Için dı. w w .a rs iv a onur kaynal!ıdır. TOrkiye ve KUrdistan'da her yeni siyasal ve toptumsal geliş­ menın gerçekçi çöz~temeslnl yapması: net, anlaşılır ve dol!ru politikalar belirlemesi; Parti ml· zin Ideolojik, politik ve örgütsel ,olgunluk dQzeylnln ,kilometre taştarıdır. Partimiz, KUrdistan toplumsal blçımıenmesl gerçelllnden hareketle oıuşturdulju polltiQ ve şeklllendlrdilll ldeotoJik o tuşumıa,KIIrdistan halkı nın ulusal demokratik mücadelesının hep ön saflarında olmuş­ tur. Partimiz hiç bir dönemde mevcut Ideolojik, politik ve ör. gl.ltseı diiZeyl lle yettnmedl; bu doljru hatta her zaman Ideolojik ve politik dUZeylnln yükseltlimest gerektll!lnl belirtti. Çünkü yaşamın çok yöniOIOl!Onde, toptumumuza özgü ve hergün karşımı­ za çıkan yenı bir sorunun rece· tesını bize Marks'ın w ı...enın•ın yazmaılığına; bu sorunlarm üstesinden ancak salilam ve geRşkin bir IdeoloJik, politik ve örgütsel yapı yaratmakla getınebıteceıııne Inandı. Bu nedenledir ki Parti· miz, Markslzm-Leninizmi bir doljma otarak de!lll, bir eylem klavuzu olarak kavradı, uygula· parlamak ve buglln halklarımızın boynuna binmiş faşizm canavarını yoketmek ıçın, partimizi her yönüyle gUçtendlrmellyiz. Işçi sınıfının milcadele tarihi boyunca, en ön saflarda canları­ nı veten, en çok alın terini dö· kenJerln hep komUnist otduljunu bizzat kendi Ulkemlzln pratll!IY· te de kanıtlamalıyız. Partimizde daha IYI bir kurumlaşmanın oluşması, Lenin'd normların gelişmesı, canlı bir organızma glbl çalışır hale gelebltmesi Için tUm PPKK 'Iller ola· rak bUtUn enerjlmizle, MK'nin 10. yıl dolayısıyla açtıılı "Daha GUçlU Bir PPKK Için" kampanyasına UstUn bir moralle katılma­ lı, her t~ıu fedakarlılll göstermellyiz. BIZ PPKK Uyelerl, Lenin,n; "eller Işçilere ve köyJUlere di slP· ıını öllretmede vicdanımazın rahat oımasınt Istiyorsak, lik önce kendimiz ııe başlamalıyız" dUşUnceslnden hareket etmeliyiz. 12 EylUl faşist darbesi nden sonra genel olarak TOrkiye ve KUrdistan devıfmd hareketi, özel otarak da partimiz bir ya!lın kadrotarayla birlikte bir o kadar da yan olanaklarını yitirdi; ve bugUn kudurgan düşmana tUm bu dezavant.ıtar Içinde mücadeleyi s~d~mektedlr. Partimize yenı olanaklar yaratma sorumıu­ lu!lu biz partlll yoldaşların omuzıarındadır. Bizler, calıda ş bir mücadele örgütUnUn ancak gUçiU Ihtisas b~olarıyla; IŞbUIU· mU ve kollektlvlzmi geliştirmey­ le misyonunu yerine getlrebllece!llnl ve tUm bunların saliJanmasında partının maddi olarak da gUçiU olmasının önemil bir etken olduljunu çok Iyi bllmellylz. Işte w PartimiZ bu OstOniUkterlydoldurdu. Bu UstUnIUklerl daha da gUçlendlrmek, sömllrgecl faşizmin a!lır baskı koşullarında partimizin aldı!lı yaraları sarmak, ön~IIZdekl dönemde partimizi yenı gUçlerte mobilize etmek, K~dlstan ulusal demokratik muhalefetını to- ıe 10. yılını' P3şeng: Sayfa 2 OstUn avant.ııara sahiP dU$·· manın çok yönlü saldırdarına, ancak paritimizin de çaljdaş mücadele araçlarıyla donatılması halinde Iyi cevap verebllece!ll açıktır. T~ bunlar Için biz partllller gece gUn diiZ demeden partimizi hem maddi yönden,hem emekçi K~dlstan halkı Içinde parti balilarının dal-budak sal· masını sa!llayarak gUçlendlrmellylz. Ancak bu ba!llarla partlmi· zin aııır yaralar almasını önteyeblllr;emekçl halkımızın 'mllcadeleslnln ön saflarında ıızerımıze dUşeni yapabiliriz. ku rd .o r Partimizin ve emekçi halk • g Partimizi Her YBnüyle ' DAMLAYA DAMLAYA GöL OLUR Merkez Komıtemızın Nisan 1985 Toplantısı'nda ıo. Yil dolayısıyla başıattılll "Daha Güçlü Bir PPKK Için" kampanyasınt Ulke lçl ve ülke dışında, her terafta yaygınıaştırarak, partimize yenı atılımların zernınını o· luşturacak bir diiZeye vardırma­ lıyız. ve örgütsel yapıda kararıarın Lenind norm yerleşmesinde maddi Imkantarın önemli bir faktör oldu!lunu defalarca beıırtmenln anlamı yok. Bunun yanı sıra partimizin ve halkımızın davasına gönül verip baş koyanıarla maddi dayanışma Içinde olmak herkesten önce partimizin görevleri arasındadır. Daha GOç10 Bir PPKK Için kampanyasını güçlendirmek aynı zamanda açlık tehlikesının kol gezdllll ülkemizde, halkın mllcadelesl uljruna şehit olan parti ll yoldaşlarıniızın' allelerine maddi dayanışmada bulunmak; ve faşizm zindanlarında düşmanın her t~IU çlrkef saldırılarına karşı halkımızın 'mücadelesini o koşullarda dahi sOrdUren yoldaşlarımızla dayanış­ ma Içinde olmaktır da. "Daha GUçiU Bir PPKK Için" kampanyasına katılımı yaygın­ elbetteki yurt dışı örgUtlere çok önemli görevler düşüyor. Bugün Ulkede sömürgecl faşist baskdarın en aııır koşul­ larında mllcadeleyl sUrdurmenln, Devamı s. 7'dr laştırmada ıuğ.ün güvenını Rahfan Ecevit DiktatllriUğün Güvenini r Kazanma Cabasındadı • rüşe karşı çıkanları ırkçıhkla, w w böiUcillükle suçlama anlayışına yabancı değiller. Zaten, Türkiye koşullarında egemen ulus şove­ nizminin pratikte ifadesi olan bu gerici anlayışa karşı çıkıp çık­ mamak-koşullar ne olursa olsuntutarlı demokrat olup olmamayla da yakın ilişkilidir. Bu soruna karşı tavır alma konusunda, sosyal demokratların önemli bir bölümünden diktatör Evren•e dek tüm burjuva siyasi çevreteri arasında özde önemli bir fark yoktur. Tüm burjuva k esi m teri, ve bu kesimlerin ırkçı-şoven propabeyinleri yıllarca gandalıırıyla yoğrulan kimi ''demokrat" geçi"millekadar ne çevrelerde, nen tin ve ülkenın bölünrnezliği", KUrdistan gerçeğinin lnkarı üzeıori ne laf ederlerse o kadar yurtse- w egemendir. uğurda yapmayııcakları çıl­ başvurmayııcakları baryoktur. Sömürgeci burjuvazinin ve tş­ birli kcllerini n "vatan ve milletin bölünmezliği", "hain sola hayat hakkı tanımamıı" şeklindeki anlayışını şu ya da bu ölçüde benimseyen DSP ideolOgları, partı­ lerine "h ai n" (!) sızmasını önlemek için, diktatörlüğün devlete memur almada veya memurları Işten atmada uyguladığı ölçUterin benzerıeriyle DSP ideolOg"güvenlik soruşturması"nı ları yaptırıyorlar. Neredeyse tüzüklerine diktatörlüğün "Pişmanlık maddelerini koyaYasası''nın caklar. Bu konuda geçmişte CHP içinde yer alıp çeşitli sol örgütlerle ilişkileri olmuş bazı sol sosyal demokratıara karşı bile çok titiz davranarak diktatörgınlık, iv ak u rd bartık ilişiği g olacakları inancı sol akımlarla geçbulunanlar, bugün demokratik sol doğruıtuyu beni msedlklerinl söyleseler ve bunda çok samimi olsalar bile, kendilerine açıkça, sıımimiyetıeri­ nin sınanması Için zamana ihti· yaç olduğunu veya bunun kamuoyu önünde kesin biçimde kanıtlanması gerektiğini söylllyoruz" (Noktıı-25 Mart 1985)diyen R.Ecevit; bu tür açıklama­ larla bir yandan faşist diktatörlüğün "hain" ilan ettiği sol güçlerle ilişkilerinin olmadığı konusunda diktatöriUğe güven vermeye çalışırken;. öte yandan da sol güçlerin örglllü varlık gösteremediği, tek tek kalan bireylerin de kendilerine (DSP'ye) teslim olmak istedikleri, böylece de "tek umut" oldukları imajını kitlelerde yaratmayı amaçlıyor­ lar. Halklarımız, Ecevitterin umut mişte .o r ver Bu YöK, geçen yıl aldığı bir kararla üniversite öğretimini 'harç- .a rs Uzun süreden beri "ha kuruldu, ha kurulacak" diye basında adından sık sık söz edilen DSP' nin "emanetçi" Genel Başkanlı­ ğına soyunan R.Ecevlt, özelllkle Kürt halkı ve sol güçler hakkın­ daki düşüncelerini her fırsatta tekrarlamaya özen gösteriyor. Kürdistan sorununu, "Doğu ve Güneydoğu halkının sorunu" olarak ele alıp bu konuda Atatürk'ün milliyetçi anlayışının DSP'nin temel taşlıırından birini oluşturduğunu ifade eden R.Ecevit, bunun aksi görüşleri savunanlara karşı çok duyarlı olduklarını belirterek, "Atatürk'ün ulusal birliğimizi sağlayan milli· yetçilik anlayışında soy ayırımı­ nın, ırK ayrimının yerı yoktur. zaten Türk ulusu Anadolu'da ırklara, soylara ayrılmayacak kadar kaynaşmıştır.Soy ve ırk ayrımını güdenlere partinin kapıla­ rı daha kuru lu ş tan önce kapatı ı­ mıştır" diyor. Halklarımız ve onların örgütlü güçleri; Türkiye Cumhuriyeti' nın temelini oluşturan ve burjuvazinin tüm kesimleri tarafından da benimsenerek TC'nin tüm anayasaıarında değişmez bir madde olarak yer alan bu ırkçı-milli­ yetçi Kemalist görüşe ve bu gö- kazanmaya çaba- lıyorlar. "Dışımızdaki lı eğitim" adıyla paralılaştırdı. FakWtelere göre ücret kondu. Tıp fakültelerine yıllık 50 bin lira, hukuk fakültelerine 35 bin, eğitim fakültelerine (eski adıyla eğitim enstıtüleri) 10 bin lira "harç" biçildi. Bununla da yetlnilmeyerek, Gençlik Yılı'nda , öğrenci gençliğe yeni bir armağan (!) olarak "harç"lar yükseltildi. Bakanlar Kurulu, önümüzdeki eğitim dönemı için "harç"ları %100 yükseltme kararını aldı. Buna göre; tıp fakültelerine 100 bin; diş, eczacılık ve veteriner · fakültelerine 80 bin; mühendislik. mimarlık, fen ve edebiyat fakültehukuk, siyasal lerine 70bin bilgiler, Iktisat, işletme, tarih ve coğrafya fakülteiirinin ~ ve sosyal bilimler daliarına 40 bin; yabancıdil hazırlık sınıfları lle bu branşlar dışında kalan diğer dört Yıllık yüksek okullar, olmadığını, onların oluşturduk­ ları partilerin ·kurtuluşu sağlayıı­ mayacağını, onların Iktidar dös. 12'de Devamı hazırlık okulları, iki yıllık yüksek okullar ve açık öğretim fakültelerine 20 bin lira, "harç" olarak belirlendi. Dönem kaYbeden öğrenciler, ''harç"ı %50 daha fazla ödemek zorundadır­ lar. "Haç" ödeyemeyecek durumda olan öğrendler için söZüm ona bir kolaylık sağlanmış­ tır: Mezuniyetten Iki yıl sonra ö"harç"ın koşuluyla denmek %50'si borç olarak kabul edilebilir. Basının yaptığı hesaplara göre; sonraki yıllarda önümüzdeki öğ­ retim dönemi gibi "harç"ların %100 değil de , sadece %50 arttırlması öngörülse bile, bir tıp öğrencisi hiç dönem kaybetmeden mezun olduğu zaman ı milyon lira borçlu olacaktır. Eğer, "harç"ın diğer %50'sinl de Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan borç borçlu almışsa, tam 2 milyon bir olacaktır. Aynı durumdaki mllıendlslik mezunu 1,5 milDevamı s. ıs·~ ı:4işeng: sayfa 3 . . PPKK Halkımızın t;ıkal'larının Kol'uyucusudul' :Sayfa 4 .o r g -Kahrolsun emperyalizm, sömUrgecillk, faşizm ve işbirlikçi yerel gerıcı güçler! -Kahrolsun soykırım! -Yaşasın devrimci demokratik, anti-faşist örgütlerin gUç ve eylem birliği! -Yaşasın PPKK 27.Temmuz 1985 Şoreş Zembllfıroş rd MODERN GENÇLİK HAPİSHANELERİ' ak u ÜNiVERSiTE LER Tüm bu olanların en açık örBilindiği gibi faşist cunta gene lik üzerine kendi açısından bU- neklerini Diyarbakır Dicle üniversitesi 'ne bağ lı fakülte ve yükyUk bir önemle eğilmektedir. En fazla önem verdiği kesim de do- sek okullarda görmek mümkünğal otarak üniversite gen_çliği o- dUr. üstelik Diyarbakır'ın adı bite onları kOrkuttuğundan, Unilacaktır. Etkinliğini de yı ne baski, terör, yalan, demagojl ve versitemize daha bUyük bir titizkendisinin kurduğu faşist YöK llkle eğiliyorlar. Toplumsat sorunlara karşı ilgiile sağlamaya çalışmaktadır. siz, koydukları kurallara bütüToplumun en dinamik, yeninüyle uyan kof öğrenci yaratma liklere en açık katmanının gençlik olduğunu çok iyi bilen faşist eylemlerini (Pofisin de yardımıy­ la) üniversiteye bağlı tUm fakülte generaller, üniversite gençliği ilve yüksek okullarda tUm çirkefli zerinde eğitim alanındaki etkinuygulamaktadırlar. Niteği yle llklerini, başlarını Dağram acı' kim eskiden devrimci hareketıe­ çektiği YöK kasaplarıyla nın rin kalesi olan Eğitim Fakültesi' sağtıyorlar. Bu kasaplar, apolinde günümUzdeki durum içler atikleşmiş, toplumsal ·sorunlara öyleki hemen hergün cısıdır. karşı ilgisiz bir gençlik yaratabilverdikleri konferanslarla öğrenmek için ellerindeki tüm olanakdiere zorla faşist ideoloJiyi be-ıarı seferber ediyor lar. nimsetme cabasındalar. verilen Dağramacı ve çetesi, bu progkonferansıara tüm öğrencilerin ramı başarıyla sürdürebilmek i·katılmaları zorunludur. Ama öğ­ çin ö!jrendleri altından kalkıl­ rendlerin yilzde 70'e yakın bir ması çok gUç olan sorunlarla bölümü, konferansın Yarısında karşı karşıya bırakmıştar. Barın­ arka ve yan kapılardan salonu ma, beslenme sorunu, yetersiz terkederek onlara en güzel cevadershaneler, gereksiz bir slrü bı veriyortar. dersin programa dahil edilmesi Bir de YöK'Un robotlaştırmacı ve en son otarak öğ renellerden öğretim etemanları kendi aralatoplanan haraçı ar öğrenci lle dış rında yeni bir puanlama sistemi dünya arasında bUyük bir set geliştirmişlerdir: Kendi dersleçekmiştir. Bu soruntarla karşı rinden ıstedikleri ö!jrenciyi geçikarşıya bırakılan öğrenci Ister isrip, Istediklerini bırakmak •• Buntemez kendi dışında süren hadaki amaç açıktır. Bu robotlaşyatla ilişkisini kesrnek tehlike-. slyle karşı karşıya gelebilmekte. ,oevamı s. 13.de .a rs w w w Peşerıg maktadır. PPKK öncUIUğUndekl ulusal ve toplumsal kurtuluş mücadelesını boyutıandırmak gerek. PPKK, faşizme karşı savaşımda ön saflarda yer almakta, halkımızın çı­ özgür korumaktadır. karlarını bir KUrdistan'ın yaratılması Için halkımızın PPKK'ye ihtiyacı vardır. PPKK ye, sömlrgeclllği Yikmak amacıyla sıkı sıkıya sarıtma­ nın gereğini her geçen gUn yığın­ lar daha iyi kavramakta, yığın . sempatlsi bize güç kaynağı ot- iv dlktatörlU!3Un elebaşları özal'ların KUrdistan'da uyguladıkları ekonomik politika, halkı açlıkla karşı karşıya bı­ rakan sömürUyU,talanı yoğun­ Uygulanmakta olan laştırıyor ~ baskı, terör, Plan ve projeler halkın kabaran muhalefetını slndlrmeyl amaçlıyor. Bugüne kadar faşizmin elebaşlarının KUrdistan'da yaşama geçirmeye çalıştıkları glbl, bugünden sonra da uygulamaya sokulmaya çalışıla­ cak tüm plan ve projeler de Kürt halkına zulüm, zindan, yoksulluk ve açlıktan başka hiçbirşey getirmeyecektir. özal, kalkınmada önceliğin bazı iliere verlimesini gerektiğini söylüyor. Sözde tUm Türkiye Klrdistanı ilieri bu kapsarnın ı­ çinde yeralıyor. Güya özel sektör bu ıııere yatırım için teşvik e dlllyormuş, edllecekmlş. Bu yaıandır. özal HükUmeti, ülkemize yeni askeri yatırımları teşvik etmekte. Oysa KUrdistan halkının bu tUrden yatırımlardan hiçbir yararı yoktur. Bu yatırım tipi KUrdistan halkına baskı ve terör getiriyor. Onlar fabrika yerine havaaıan­ ·ları açmakla meşguldlrter. Yüzbinterc:e polis, Jandarma, lşken­ ceci ve MIT elemanı Klrdistan' da görev yapıyor. Türkiye Kürdistanı'nı bir savaş alanına çevirdiler. Siirt, Mardin, Diyarbakır, Hakkari, Adıyaman, DerSim, Van, Bitlls ve Muş gibi lllerimizin kırsal alanlarında toplama kampları kuran faşist diktatöralçakça, lük, halkımıza hunharca saldırıyor; cinayetler işliyor; çocuk-ihtiyar, kadın-er­ kek demeden binlerce köYIUmüzU Işkenceden geçiriyar, sUrgün yollarına başvuruyor. Millter çeteler, namusumuza el uzatarak, kadınlarımızın zorla ırzına geçecek kadar azgınlaştılar. Faşist diktatörlük Türkiye ve Kürdistan halklarını koyu bir ka-. ranlığa boğmuştur. Görev karanlığı yırtmak, kölelik zincirlerini kırmaktır. Faşizmi bir an evvel alaşağı etmek, aydınlık yatemelini atmak için rınların Faşist Evren ve örneliinı hlstolojl öllretmenı sınav ka!iıttarrnın okunmasını kolaylaştırmak Için 3 soru soruyor. Birincı dönemın yarısından Ikinci dönemın sonuna kadar Jş­ lar. Okulumuzdan GlJrUntUier uygulamalarını Aşa§ıda nekler andırıyor. okulumuzdan bazı ör- ~~erece§lm. onca konudan sadece 3 -onıu bir ö!lretmenlmlz var. Bizim dersıere glrmlyor; fakat derslerine glrdl!ll arkadaşların anıatı!lına göre derslerde özellik· le Osmanlıca sözcUkler kullanı­ yor. Yazdırdı!lı notlardan hiç bir şey anlaşılmıyor. Darwln,n Evrim Teorisi'ni eteştirerek din sömürüsü yaPıyor. Dersinde ka· tanlardan bazıları sınıfı geçmek ıçın ''hocam , hadi camiye gl· delim önUmUZde namaz kılın" diyorlar. Derse geç kalantar da "selamunaleykUm" dediler ml Içeriye alınıyortar. Yanı açıkcası geç kalanlar sınıfın kapısını açabllmek Için "selamünaleykUm" anahtarını kullanmak zorunda· dırlar. rs iv ak -Kıtık kıyafete bir çok yasaklar konmuş. Pantolon glyemlyoruz. Erkek ö§rencller de jeans giyemiyor.Kıravat takmak zorunludur .Kurallara uymayantar kesinlikle okuldan Içeri alınmıyor. Hatta, ziyaretçiler bile okula "yasak kıyafetler" le giremezler. Bir hocamız var, kapıya kadar kovuyor. Okula gelen ziyaretçifere diyorkl; "burası hastahane de!lil, hapishane de de !lll; ile ziyaretldlr"? -Birçok öllrencl bunatımda. Gerçekten de atııma korkusu çok." Bizim sınıftakllerin ço!lu çok fazla çalışıyor, yine de "ah! kalacaııız" diyorlar. Bazen, ledl!il soru! g kışla "yadiyorlar. Yazıtıdan sonra de§ertendlrme yapıyoruz, ,,YI gidiyor" diyen o ı­ du mu, bu kez de ''Yok; ya hoca ~~ermezse" diyenter çok oluyor. -sporla, mezuniyet balotarı,Unl­ versite korolll v.b şeylerle öğ­ rencilerin dikkati başka atanlara çekilmeye çalışılıyor. -Iki sene üst üste aynı dersten kalanlar atılıyor. Branş dersimiz oımadı!lı halde, bizim böIUmün UçUncU sınıfından, matematik dersinden sayısını tam otarak hatırlayamıyorum ama sanırım 7 ~~eya g oıırencl belgelenerek okuldan atıldı. --Birinci dönem, aynı dersten bir sınıfta 43 kişiden 30'u vıze alamadan sınıfta kaldı. Blrço§u Ikinci dönem Için Şubat tatlllnde matematik çalışıyordu. -Bazı oııretmenıer sadece ken· di çıkartarını dUşUnUyorlar. öll· rencilerin durumunu, psikolOji· sını gözönüne atmadan sorunıara çıkarcı, bireyel yanaşıyorbaşarılı olmalarına raıımen, zıhda yapamadık" ur d. or Bugün Unlversıteıerın durumu, keHmenln tam anlamıyla "berbat". Bunun nedenlerine deQinmeyeceııım. -. Bu konuda yazdıklarınızın tümü do!lrudur.E!IItlm daha da sevlyesızıeşmlştlr. Yüksek okullardaki uygutamalar Dicle Onl~~ersıtesı oıırencısı Gulçln 15.7.1985 • NEDEN KATLETTILER? Faşist tan'da askeri birliklerin Kürdishalkımıza karşı başlat· tıkları hızıyla w w w .a soykmm hareketi butUn devam etmektedir. özelllkle kırsal kesimlerde herkes can telaşı içinde, her an bir kurşuna hedef olma tehlikesindedlr. Topladı!lımız bilgilere göre son bir ay Içinde 30 yurttaşımız katledlldl. ülkemizi adeta esir kamplarına çevirdiler. Halkı zorla meydanlara toplayıp milliyetçi faşist dUşUnoelerle "e!ll· time" zorluyorlar -Halktan zorla "ba!iış" toplayıp halkı haraca ba!llıyorıar. Jandarma birliklerı kırsal kesimlerde dur emrine uyulmadı!iı gerekçesiyle rastgele insanlarımızı katledlyor. Os· telik TV'de lle basında "eşklya" "şaki" diye nitelendi riyor lar. Bu ayın Ikinci haftasında TV 11e basında şöyle bir haber çık· tı: "Hakkarl'nin Uludere mıntı· kasında , askeri birlikler ve bölDcU çete mensupları arasında çı­ kan çatışma sonucu Salih Pak· soy adında bir bölllcO eşklya ölü olarak ele geçti." Bu haber kökten yatan. Biz bunu araştır· dık, sonışturduk. Salih Paksoy, Hakkarl'nin Uludere mıntıka· sında yıllardan beri çobanlık yapıyor. 55 yaşında ldl, okuma .yazması da yoktu.Oiayın gerçe!11 aynen şöyledir: Çoban SaHh Paksoy sUrUyU otıatırken uzak· tan bir Jandarma arabası görU· yor. Jandarmalar yanına gelip kendilerine bir kuzu kesmesını Istiyorlar. Bu teklifi kabul etmeyen sucsuz savunmasız çoban, Salih Paksoy kurşuna diziliyor. Faşizm KUrdistan'da en şoven, en kanlı ve en barbar yöntemle· rini uyguluyor. Yasak ve tam· pon bölgeler Ilan ediHyor. Köy· ınıerin kendi ekinlerini biçmeterine musaade edilmiyor. Ekinler çnrntnımeye terkedlll~or. Hayvancılıkla u§raşan bölgelerde hayvanların bazı bölgelere soku· lup otlattimasma mllsaade edU· mlyor. Bu nedenle hayvanlar, gerekn besini alamıyor, havvan· cılıkta bUyük bir gerileme olu· yor. Halktan bazıları ellerindeki malları satıp metropol bölgeterine göç etmek zorunda kalıyor­ lar. Faşist askeri birilkler halkı kenditeriyle lşblrH!II yapmaya zorluyor. GözOne kestlrdl!il Insan tara silah ~~eriyor, maaşa ba!i· ı ayıp Ilerici, yurtsever unsurlara karşı kullanıyor. Bu teklifle· rı kabul etmeyen unsurlara baskı, Işkence yapılıyor. Askeri birlikler, sındaki çelişkileri aşiretler arayo§unlaş­ de birtik salibirbirine dUşD­ rUyorlar. Yıllardan beridir ce· şltll siyasi olmayan suçlardan aranan bazı aşiret unsurlarına sözde af çıkardıklarını söyleyip bu unsurları llerıcı yurtse~~erıere tırıp bazı aşlretlerle layıp aşiretleri saldırtıYorlar. Faşizm Kürdistan'da gün glıç· ırkçı,şoven baskılarını yo- tlkçe Oevam.ı f'lşeng: s. 12'de sayfa 5 . Gerekirse Tekrar Harekete Geçeceğiz tavrımıza de!jinmiştim. Beraber çalıştı!jım işçi ..:ırka­ daşlarıma patrona karşı nasıl tavır almamız gerektl!jini,patronun bizi nasıl sömürdü!jünü artı-de!lerin nasıl elde edildi!jini açıkladım. Patrona karşı birlik olup beraber eyleme geçmemiz gerekti!jlnl söyledim. Kabul ettiler. Iş saati dışında dışarıda buluşup eylem takti!jlni belirledikten sonra , eylem esnasın­ da hiç bir arkadaşımızın Işten atılmasına göz yummayacajjımı· zı, bir_ !şçi Işten atıldı!jı anda heplmızın beraber işi bıraka­ ca!ıımızı kararlaştırdık.i şi yav!lş!attık, bazı günler Işe geç gıttık, bazı günler hiç Işe gitmedik. Eskiye nazaran Iş verimin· den %50'Iik düşüş yaptık. Iki haftalık eylemden sonra başarı· ya ulaştık, patrondan bazı haklarımızı aldık. Eylem esnasında işe gi!medi!jimlz günleri yev· miyemızden kestirmedik. Oc· retimizi arttırdık. Bizim biriillimizden ve gücümUzden korkan Patron artık eskisi gibi işçilere hakaret edip,fazla g Için bizi sıkıştıramııror. Biz kendi Jşyerlmlzde birlik oluşturduk, ufakta olsa bazı haklarımızı aldık. Daha güçJU bir birlik için mücadele edece!jiz. Gerekirse tekrar eyleme geçece!jlz. Bütün sosyal haklarımı­ zı almak için sonuna kadar m~ cadele edece!jiz. örgııtlenmek için sendlkamızı kurmaya çalı­ şacağız. Normaliş saatinin sekiz saate i ndirilmesi ve sigorta hak· Jarımızın wrilmesi için mücadele edeceğiz. -Yaşasın 1şçileri n Birliği ve sendikal Mücadelesi. 14.7.1985 ur d. or Bugllne kadar 9f1Şitll Işyerle­ rinde Işçilik yaptım. Gerçi benim çalıştı!jım Işyerierindeki Iş­ çıter genelllkle kendi sınıf billncini aıamamıştar; ama buna ra!j-. men çaııştıgım her yerde kısa bir süre içinde kendimi Işçilere kabul ettiriyorum. Bir işçinin bir sorunu oldu!ju zaman ona yardımcı oluyurum. Bu nedenle Işçi arkadaşlarım beni severler, sayarlar. Geçenlerde gönderdiljim mektupta 1stanbul'daki konfeksiyon atölyeleri ve fabrikalarında iş· çiferi n sorunlarına de!jlnerek, bizim işyerimizdeki patronun davranışları ve bizim ona karşı H.Gernas Devrimci Demokrat bir işçi iş çıkarmak KlJyiU Milletin Etendisiymi f (1 J leslnl sorguya çekmekte, daha sonra ise genel karakoliara ça· !jırıp sorguya çekmektedir. "Si· lahlı kuvvetlerin, karakolun ihtiyaÇları vardır" deyip para ve Maaşa bağlanan bu satılmış kişı­ Ier, köylere misaflrllğe gelenleri engellemekte, · gerekirse jandarmaya haber vererek suçsuz olan bu kişi veya kişileri yaka· ıatmaktadırlar. Bu, yaşanan ör· neklerden sadece biridir. Daha bir çok yöntem vardır. Fakat sömUrgeciler şunu unut· masınlar ki tüm bu yaptıkları yanıarında kalmayacak, köyiUier diğer müttefik güçlerle bunun hesabını er geç sora~ktır. Mervan HASUN rs iv ak Burjuva politikacıların dillerinden düşürmedikleri "köylü milletin efendisidir" sözü ile baş­ larsam yazıma, hemen aklımıza geçimini tarım ve hayvancılıkla sa!jlayan sözde "efendi", özllnde horgörülen, ezilen bir kesim gelir. Burjuva politikacılar gerek seçimler döneminde olsun, gerek· ·se di!jer dönemlerde olsun, bü· yOk yalan ve demagojllerıe, geçim derdinde olan köylüleriml· ze büyük vaatlerde bulunurlar. Amaçlarına varmak için lşblr· likçl a!jalar ve aşiret reisieri aracılı!jıyla köylülerı birbirinin karşısına çıkarıp ço!ju kez yoksul köylülerin ölümüne neden olur· lar. Bir taraftan bunları yaparlar· ken öte yandan da taban fiyatları düşük tutarlar, tarımsal ilaçIara zam üstüne zam yaparlar. Bu da köylünün daha büyük zararıara u!jramasına yolaçar. Faşist diktatörlük tüm bunlarla kalmayıp yurtsever Kürt gençler~mizl terörist ilan edip, terörist arama bahanesiyle hergün köylerimize baSkınlar yapı· yor. Daha önceden kendi uşakilkiarını yapan muhtarıara gençlerin llstesını çıkartıp köylere yapılan baSk ın lar sırasında listede ismi ya;ı:ılı olup, o an için köyde bulunmayan gencin al· rüşvet almaktadırlar. Halkımızın çok eskilere dayan· !Jeleneklftrinden biri de dayanışma ve misafirperverRktlr. Faşist hükUmet bu gelene!jl de yok etmek. için bir çok çarelere başvurmaktadır. örne!jin, dev· Jet memuru sıfatında ''köy komış w w w .a ruyucuları" Peşeııg : Sayfa 6 oluşturmaktadır. , "Terörist"' Bir Esek S1p&s1yla Birlikte iJidürüldü 3.7.1985 gUnU gece yarısı Sil· van Ilçesine bağlı S~eqn€(Bay­ rambaşı) köyünde kahraman(!) Türk ordusu büyük bir meydan savaşı verdi. savaş, şöyle gelişti: Köyde bulunan karakolda, gece nöbeti tu· tan Jandarma eri, karakol bekçisinin yanıbaşında bazı ayak sesleri duyar. Bunun Uzerine "kim· dir O", "teprenme" i h tarlarrında bulunur. Fakat o da ne! hareketlllikten gelen ayak seslerı w hışıltı devam ediyor ve de ih· tariara aldıran yok. Jandarma ert hemen komutanına durumu arz· eder., O da Sllvan'a, oradan da oivarbakır'a haber anında ulas· tırıtır. Helikopterlerle Diyarbakır ve Silvan'dan aSker köye taşı nır ve karakol mıntıkası esas olmak üzere köY kuşatılır.Gecenin geç saatlerınde köylü silah sesleriyle uyanır.Asker,karakol bah· çesl diblndeki hareket eden karartıya ve köyün diğer alanlarına sabaha kadar kurşun sıkılarak yQksek bir kahramanlık(!)ve cesaret(!)örneğini gösterlr.Sabah Devaını:S.l 4'te Jit.ıl'i~; ··Kır.·' «i!!lf.'\l'!" ~ .t:,· ;, nlrl-~eıf'aa gü di If',.')" ' ' • ' · ·faşızh1tri' 'Z1tl dan ıirıtıdaf<t pirtllf PARTIMIZI HER YöNüYLE .. :... Baştarafı s. 2'de örgütlerimizin çok yaygın kattiı­ mını sa§ lamanın zorluktan ortada. Her gUn yeni bir operasyon tehllkeslnl· geçirme; a!hr 11e sıı­ rekH kOvuşturrna aıtında bu kampanyayı yUrUtmek; partının yanı yaralar almasına neden ol- uzanabftfr; samır.rttzımtara şehitlerimizin çocuklarıYla daha ve gUç«kblr etayarıışma gOlterebi 11rız. ve Jhtayaç duyulan kurumJaşma ve ça!lın yarattı!lı propaganda ve savaş araçlarıYla dona- ~ar.ıtıf>dUşmana karşı daha başa­ rıtr tllt biÇimde mQcadele edebi- liriz. o ~ele· bir·.!'-. d~.-~ el: ele lle· rerer< ·ıo. ·YJtddtı11n1dride "Daha Gl\9111 Bir f'P.Kı< lçlfllıerl" şiarı­ nı yUkselteli m. Van• da Yeni ·Operasyonlar mamalıı uyanık olunmalıdırAma Genel Sekreter yoli:taşın w w w .a rs iv ak u rd .o r g ~am yazdarmaya yanaşmayan, Yoldaşları ~şeng,n, kudurgan faşizmin Isim vermeyen mu:htarlar g6zaı­ da bellrttl!:il gJbl"her parti örgUtU 11e her parti n yoldaş sanki halkımıza karşı saldırganlıkları­ tına alındı. batJ(ttara uoraddar. Başkale'nin ·Erlnganl,, Aşkltan, nı,planlarını teşhir etti!IJ ve e'Daha Güçlü Bir PPKK Için' Ertu$1Hespıstan, köyleri ve mekçi halkımızın saldırı ve kampanyasının sadece kendi oler'ln bir çok köyünOn muhtarı komploları boşa çıkarabilmesi muzlarında oldujju ve sanki ne halen gOzaltındadır. yapacaksa kendisi yapacakmış için gerçerçekçl poUtlkalar gö&KöyiDiere silah da!lıtımtntn 11• gibi davranmalıdır" (Peşeng, terdl!il bilinmektedir. Ben de nı sıra Ertuşller'l n Heredi s, lı, van yöresinde son gllnJerde Iş­ 2fı Mayıs 1985)~ partlye yenı Rekan ve di!jer bOtOn köylerine kaynak yaratmalı; yurt dışında galci milltarist güçlerin yapde§in- karakol kurulması kararlaştırıı­ ba!lış günleri, haftaları, ayları tıkları vahşi uygulamalara mış. Muhtarlardan her köyden mek Istiyorum. oluşturularak partlye maddi geA!lustos ayı başından Itibaren karakol için bir ev temin edilmeUr elde edilmelidir. Partinin yayınları çok yaygın­ sömOrged militarıst güçler Van' sı ı steniyor. Sömürg ed ler "si vi 1 mill s" teş­ ca dajjıttlmalı, uıaşılabllen her ın dörtbir yanına yı§ık:tılar. Catak, GUipınar, özalp ve Başkale kilatlarını oluşturmak suretiyle uıaştırıtabllmeıı. Kürdistanlı'ya Geceler, toplantılar öOZenıenme- yo!lun askeri operasyanlara u!l- Kürdistan emekçi köylOsOnO böl11; partinin maddlyetlnl gOçlen- radı. GOlpınar ve Catak kazala- menin, onları birbirine ctOşOrme­ dlrmek Için komllnlstlerln ahlak rı günlerce abluka altında tutul- nln yollarını denlyorlar. Bu yöndu; giriş çıkışlar yasaklandı. Da- tem geçmiş tarihi süreçte de yakuralları Içinde olan tam meşru yol ve yöntemler yaratıcı bir bi- ha sonra onlarca emekçi, askeri şandı. "Böl lle yönet" PO lltlt<aarabalar la Van'ın merkezine gö- sıyla baskı ve terörle, katnam lar• çimde geUştlrtlmeU. tUrUierek gözaltına alındtlar, vah- ıa KUrdistan halkının hakl~.mO• Bazı partllller şöyle dOşUnebl­ geçlrlldiler. cadelesini bastırablleceklerlnl saIşkencelerden llrler; "parti benim bir veya ıki şi Bunlarla da kalınmadı. Bütün nıyorlar. Ama tarih şimdi~ kAsaatlık calışmamıa elde edece!llm katkıya mı kalmış? Bu kat- köy muhtarları kaza merkezleri· dar defalarca ispatlada ki. eıilen, ne ca!lırıldılar; kendilertyle top- sömürülen, hortanan -.ai(.Jar-tn kı partının hangi sorununu çözer ki?" Yoldaşlar bu ; dOnyanın lantı yapıldı. Muhtarlardan ''si- k urtuluş mücadelesi l<;ınfa, tesesiz sedasız btr köşesinde olan vil mlllsler" de yer almaları ama- rörle, katliamlarla .ctur-wuıa· ·5.8.1985' bir barışseverın, ''ben burada cıyla her köyden Isim vertıme­ maz. sini Istediler. sıvıı miRsler Için yanlız başıma d linyayı nUkler SIs.s lahların gölgesinden korumak ı­ çin propaganda etsem ve ımza PPKK POUTIK BUR.OSU'NUN toplasam neyi de§Jştlreblllrlm" ILişKIN AÇIKLAMMI: BİRLiK'E SOL biçiminde soru sormasına benMerkez Komitesi, önerllerini ciddi" dDıeycte görPartımızin zer. Halbuki o barışsever bilmeDdir ki onun bu cabası aynı anyaptıjjı top- dliOO ıçın zırwye· kadiır; pa'rtlNisan 1985'te da dllnyanın dört bir yanında ıantıda SOL-BIRLIK programı- mlıln SOL-BfRLfı< Qyell!llnl nın kimi maddelerinin ta rtışı- dondurmayi''ve SOL-Bl RLI'K'te dOnyayı nükleer silahlardan arın­ larak yeniden düzenlenmesi ö- bu süre ıçınde g6zleriıd üye odırmak Isteyenıerin ortak savaşı­ nerlslnin SOL-Bl RLIK'In dl!:ier larak kalmayı, bu süre ıarfm­ mına bir katkıdır. Onun gibi bir götürOlmesini karar- da benimseyip onayladı!:iı tom Uyeıertne yı§ın Insanın kendi başına verdlSOL-Bl RLIK_ çalışıııaıııırında ak!11 barış mlk:adelesl dünyada bir laştırdı. Bu karar do!:lru ıtusunda par- tlf yeralillaYI kararlaştırcti. " nükleer savaş tehlikesini azaltır. tlmlz, SOL-Bl RLIK taraftarları- Partimlılo"bu'kııırarı, SOL-BI'~­ Her birimiz kendi yaşamımız­ Ll K'lft ~ııı·er. ,taraflarına da' Iliıdan daha fazla fedakarlık ederek na başvurdu!lunda, taraflar bu kampanyaya katılırsak ı lUkebu noktaların önü- tlldl. Karar dl~er beş parti tade ve ülke dışında, dört bir yanmOZdeki dönemde yapılacak o- rafıı'ıdıın uygun pörllldO. Pardan bu kampanyaya katılan yolJan zirve toplantısında ele alına- tlmlz' Içinde bulundıJ!jumuz ı:tö­ daşların eme!IJ tek kanalda akı­ rak tartışılmasını önerdiler. Bu hemde bu çerçevei:le SOL-SIRönünpartimizin tılırsa, öneriyi prensip olarak benlmse- 'LIK l<::lhdekl faıınyetıerlnl sOrdeki bir Yl!lın engeli temizleyip yen partimiz, aneak de!jlşlkUk cdırayor,'·" ' götürecektir ve böyleUkle parti- Plşeng: Sayfa 7 MiLiTANIN SÖZLÜGÜ ahlaki nltellklertn toPiamındıın oluşan bir sistemdir. Markstst~nl11fst etik bfllm otarak; sosyalizmde ve kcm'l'flnlst parti üyefertnın yaşam ve davra- lf<na etmesinde destek otan,onun görev, amaç ve Istemlerine ,st aniakın Jt.,.di• ,,.,~dü-n bl# .......,ndir. sını g~Silı ~" a~a-~ "" . """'v sıyıa: komünistlerden beklenen Kendi t~rthsel geliştml Içinde, temeı nftellklerııe, bfteyln kişisel Komünist ahlak; üç temel blçimdavranıştartıun partının politik ete kendtstnl· göstermektedir: çl.tglııtl\in uygu klnmasına tabi kı.,roıeter, sosyanst, komünist sı-· hnm•aıYta. onun uzak ve yakın nıfsız tdplurnun ahtakı. hecfefferlyte llgHidlr. . · ToPlumsal ·bilincin bir biçtml · Pl)lltlk•sosvet IRşkllerde, ahla·ve Pratik karşıirkil lll$kllel'fn baki faktörı.ı rotonııtı O:ldukça bOki$ atıısı diarak komünist ahlak; yQk oluşu ._. onun dl!;ter parti objektif rtiaddl ve tinsel yaşam kontrol ııtstemleı1Yie karŞthkll'lkoşullarını, IŞçi sınlfmın~ onun llşldlertnın .objektif bir gerek1111öncü komünist partisinin yaşam Oh'ıln' (Wünll o tarak, MarkSfst-t.e111 hareketini yansıtmaktadir. nınıst ıtartlde olması ~ortınlu· oKomünist ahiakın · ça!ldaş aşaı.n etiksel •saslar, yaşamın bü-· mtıda geltşmtş sosyalizm şartıatan alanlarına uygutanmaJt, çarındakl IÇert!ll' 1961 • de "SB'KP ltJmlılarda buna' dikkat edilmeli, Programında btçlmıenmış ve akoşUII•a ceval)"\lerlltnetldfr. şa~ıtıakl temel prenSIPlerde lfaı Kürctktlll'ı ·öncll 'lşçı Nrttsf; <ıestril bultnaktıidır':Komonızme botı.ı ,tıye"ve semı:ıatızanıannın ba!l'lthk; sosyafist ·yurcta;sosyaHst poRtilli aktiviteSI ni· \fOiiseıtme, lllketere SeVgi; toplumun lvlll!ll ıhayetl SONI'ttarın, eözame uıaşçin gönliJU emek-Çilhşmayan yeması Için bllt.tın güÇfetını sefermez ilkesine uyrna; toplumsat ber etme· zortınıu§'uttu ortaya zenglnll§ln korunması 'geıtştıkOYIIl'k&n, bııtilı'ı· yoldaşlartn' bl· rllmesı Için herkeSin çauşmaSı; rer komııntst bilmik çoııı: y&nltl to'Plumsat ·ödev Için yüksek blgetşmeleı1ne ·&rletn" YertY'Or. line-t tOptumsal · erkarıarın · ÇIOKuşfcusuz ·ktşf1ttoin '9elt$'me'SI nil e nenmestyle uflaşmıızltk; kolfekönem!f:, rol OYAeYin atılakl faktMzm ve Y<tldaşça karştiıktı yattotunc b~ ·buttll'ıteı< lçfnde önemli dım: insanlar arasmda hunıa· bfr ye.rt öutunur. Ahlaki ctawantst lllşktıer ve karşılıklı say91; nışlarla uygunluk Içinde olmaII'ISanın Insana ll'l'kadaşlık, kar~ ve bu ahlaki kurallan kişin~.,lik ve 'yoldaşıı§ı;ııaMimlyiıt Oimtz<te somutta$tırrnamız, ko- ~~e· ctoOruluk; toplumsal .ve klşl­ münistlerın ge~~EI~ öz.ün~·yıoı""': sel yıaş;ın:ıqa sadelik ve alçak 96lara göstııı:e~k, antj-komünlst nUIIüı<; aile l~inde karşılıklı saypropagandııYı yı§ınıat'<l(lze~ncfe. gı, çocuklal'ft'l el!lltımi Için özen tıı- r&~. haııt getirecek, y~ıı:ıl<ll'la pöstMmek; . p.arazltlzm, sami mı­ parti aru~a d4ha.canlt illşkile- yetstıllk, karlyerfzm, açgözll). ri n kurutmıısı~ı. sa!lla)'acak, ,par- Jük, kÇ)mı.ıızm düşmanıarıYia vs. tl nin .ve parti üye~rlnin gelişt~- uzı;ışmazJık va amanazc:;ı' sava ş; rilme.slncte bii)tük bir rol oynaya- halkların özgllrlü!lü ve barış da· caktır. :ota&lfla batlıltkf emekçllarle, bü, tün IBke .1111 h.alklarla kardeşçe dayanışma... . BU aı:rtamct'p, Parti üye ve KOMOI';<IlSTIN AHLAKi. Gö· la ı.ı1 münist ahiakın n'Oı'm ve pııenslp­ Jertni komı.ılstlerln davranaşla­ nnda, parti çatışmafarenda ve onun temel halkalarında -parti teme ı örgütler1ncte- sOmutlaştır­ mak, gerçekleştirmek Için, parti uıreıert arasınctıf belli pratJk lllş­ kilerin do!lal sonucu, yani öZünde mevcut C)lmast gereken samı­ mlyet., c:HrüsUük gibf rıJtenıcıer­ dlr; Bu anlamda; parti örgütlerlnı;te ahlaki Ilişkiler, komUnistter arasınetakl karşıtıkıt IliŞkileri belli bir şekilde· kOntrol eden sosyal pratıoın bir biÇimi olarak eta kenctlsln~gö&temıektedlr. rd nış rın<!~·~<>n;ı. PARTIDE AHLAKI ILIŞKI­ LER: Partl<te ahı.kl IU'fkiler ko- g Hazırıayan:Jar PEŞENGI .o r PARTIDEETIK KOMONIST VICDAN: KomU. nlst vicdan kOmünist! n çatışma­ ak u 'tarıneta becerlkiiUğini,öne w w .a rs iv ve w PatJ,z~nJ~i'ı arasın<fi, sem- Ma~ksıst­ L.eninıst etlOln, blllm~.el -o~r~k ö!lrenıırnesı; ömımıt blr görev,dlr. Ko'MONiST AHLAK: Komünist ahlak, Insan· dali?nişı, ı~tn, ahlaki, prensip, norm, ,bakış açtIarıneta n v.s oluşan, l<omQnlst partinin bireylerı ve kamuoYunu Petcııg : Sayfa 8 RONOŞ,O( tln .ahlaki alCI MI): görüı:ı,Qşü Komüni!l- sosyalizm ve komı.ılzme fıa!llthk, Proleter ent~rnasyqnalist ve .yurtseverlll< lı:ollektivlzm, ödev ve sorumlU' ,Juk, dürüstiUk. Vtı doOnıluk, şa­ ctel~~ ve alçakgönülüUII<, haksızi ı· , !la karşı savaşmak vb, 9.!bl belli konu- tM görevtertn uygulanmastoda özdisiPIIn göstumeslni· w adım­ tarının· partlnln· amaç ve 9W'evteri~le, orn.ın program, tUzlik lll· diger istemleriyle uygunluk içinde olup olmadl!ltr.ıın, kOmünlstln klşill!llnln özkontrolve.özdenetıenmeslni sa!llarna !'yargıı:ıt~'dır. Komünist vicdan, ko~lstktrln, vörıeticl kadrOların çatışmaıarın­ başhcıı llll&al<l komrolcüdür. O, P.ıtrti ve tQpltım önı.ıde, sorumlulı;ık ve ödevııwın bizzat ki· qa . ll$81 ,olarak blllnm~slnl saOJıvor. Ne· var ki, buıoıun bilincine var- o türden bir biHncııı varki, sacıece ı:ıaııtı ve tol)fı.ı m tilfllflndan verilmiş bfr göFev olarak ı:ı.eoıı,,aynt .zamftlda ödev ve 5oruınıuıı.ıııun kendi.· önünde, .kenoıncte beflrmestc:Ur. . Vıcctan, Koııı.ıistin Iç ''Yarııı­ ctdP'". su •yargıç" onun. hareketlerini kontrol eder, onu. Ilatataretan I<Qrur, l<en<ti çatışması­ na sevkeder. Komllnist prenapıere, normıara, alliaki ve pofitik kurallara 5lk!Ot balllt kalmayı, partinin L.enincl normtarını J<orurnayı saOJar, Vicdan arac:tltOıY­ Ia l<oml;ılstJo1' kendi şahıslarıy­ la, · l$1mlerJ.yle; kendi -atttkları•a­ mak, rnaıtlf· dtmları yıırgıtarl•r. Komünist vicdan, sadece uygıı­ tanan davra111şların ne anlamda olcluOunun farkına 'biRnçll olaıDevamı s,l.4'd.e ıı_.örgüt macıyla olayı bazı belgele~ıyıe birlikte tekrar yazmayı gerekli gördük. · ömer Çetın, özellikle 12 EyIW faşist d~~Kbeslnclen .sonra, partiyi mücadele alanından ..alı· koyma çabalarına glrlştl. Dar· benin Q&Çici oldu!lu , bu $11re zarfında sessiz sedasız kalmanın en akılcı yol(!) oıı;tuQu görüşünden harekette yeni dQne· me Ilişkin mücadele t<ıktlk ve hedeflerinin bellrlenmesine, kad· çalıştı. Partının ısrarlı tutumla· rına .vargücüyle karşı koydu. ıııu­ nuri iÇin, Partının e,ıicl çoğ1,1n· lu!junu.n lrC~deslne rağmen, par· tlyi tasfiye etme çabalarına giriŞtı. Marksist-Leninist normtan ayaklar ~ltına aletı. ·Partinin yürütme organıarının toplanması, işlenmesi yollarını tıkarnaya gl· rl$tı. · · · Tllı'n bu ısrarlı va b!ll[\çli çabafatını !ıözetleYe.ıı 1\il.erl<ez Komitesi, "zor 'koşul ve e(ıgel· lere tıııırnen 1982 Ocak aYinda toplanarak, ömer Çeti h, · tllm görevlerineten 'tızaltlaştirdı, ı:ılrtı Q.Jetl§fnf·dunitürd'u. !ltı konuya lllşkin Merkez Komıfesr'nln' itl· mı Ş ok!Cı!lll karar devtlmel öngllrUrtllri bir bet!ıesıdlt: " ••.Merkez- Koinitesi bu ttır :kiiQIIfoı btırtuva' 6zelfi'k ve alış· i<anlıktart partlye bıilaştırmllk, parti ·sııflllhnı burJuva· c:tüşünce­ slyle zehirreverek onu milcadele yolunclıtn saptırmak: her· tUrlU etklnltjlnl felç ederek bitkiSel bir hi!IYata· malikum ve bu yol<lan çürümeye terketme· e<ıbafa· rtnda birincı derecede bellrte'yl· cı rolü ·ııe parti sekı'eterinirı· sorumlu oldu!! unu saptat. Son bitbuçuk yılda; pllrtımıı Içinde meydana gelen gellşmeter~·yuka­ rıctaki çabalarda parti sekreterinin, birincı derecede beli rleylel rol Oynactı!lrnı hiçbir kUşkuya yer vermeyecek derecede kanıt­ .a r ~an bır tutum, ıçınde alil us; unu tesbit etnliş ve bu ıı~e.ıdc;.de ce· zıı.Jaı,dı,np tüm yetki ve ıörevle· nn~eiı uzaklaştır~ş,p~ üyel- w Oini bile dundurmuştu• ... ~ ki!· rardan tam 'seksen' gün. so,iır,a, ömer .Çetın ·sanki aıct~öırı;ıız ~raiın ısabetliliğlni isp'ltlarc~ı­ w w na gidiP faşist cuntaya teslim ··oldu •. Olaylar t:töyle 9eıışmesi· ne rıı!jmlln sözkonusu Çevreler .olaY.ı çok'']yı l;ıilctlklerl. hatde, Pı?rtlmizi yıPratmak hisflyie Hk günden bugüne çtek her v.erde sö:ı:lü düzeYde iftiralarda buluriml-Işiardır. Hızıarını alamayarak, son olarak da bu yalar\ı Y~llı dliıeYde işleme göstermişlerdir.· c;Uret~rtı!lını Bu olayı daha önce bir kaç kez duyurmamıza raQmen hem bu çevrelerin bl.l yalanını cıeşlf- lamıştır. ıı MK üYele~lnl~ ~e p,a~tl OrgütCilrenişi k·arsısın~,' ·. cı.ıııa da :h ır· çınlaşarak, her ne p;ıh;uınaolur­ sa olsun orgütü Parc;aıa~,J< yo· Juna grtmıştlr. .. lerlnlrı eziCi çoQw\JuOı.ınun .IQS' tUıl)ğü tün;ıd.en çtÖnel(ıt· rek, · Pii'tlhtn t.enıtııst anlayış.ını ayakilir altına· alıirak /Yetki ·ve ııorumıuıuklarmı k'ötüye kUllanarak~ ama öte yandan, .gtzlftl· !lin, yetklllllğln, Ol'oııtset diSiplini n arkasırıa gl~ lanerek blltün bu çabalarında emellerine utq~ı dell!'mlştlr •. · "Bütün bu dı,ınıml~ı somut o!arak. tesP!t. -!!~·. Partı' ·.MK Q51iı Rlft! _Uyefl~,l dış.,t.Q~~~ J)lltün görevlerınden az;Jııctll~lne. ku r Toların kOrunmasına yanaşma­ dıjjı gibi,M.Komltes i organtnın toplanmasına da engel olmava tutmuştur. or g re etmek ve tiem de bu ·Ihanet sürecini ve buna karliı. tutumu· muzıi daha ı'yl ka'l/l';ıtmak a- va kenditertAe eliişman durmuyorlar. Kürdistan devrimi yolunun, par,tlmizin de Içerisinele oldu!lu devrimci yu.rtMNer organizasyonlan dashtmal< ve yoketmekten geçtl!jjnl açık açık propaganda eden ve ı;.unun Için de elinelen geJdl!jini ardına. koymayan Apocular (PKK), partimize · yÖnelik hergün yeni ifl;lra ve ka· raJamalarda bulunuyorıar.S\Inun Için ,de her türlü yala!'\1 mubah sayıyorıar. Yapt~J<Iarı ifti,ralar,faşlst. cunta ve borazanı işlevlrıi gören g(lctümlü basının, devrimci .'l(e yurt severiere yak ıştırmaya C;:ahştıkları karalamaları· arat ma· yacak cinstendlr. Bunun en ııon örneklerinden biri; ömer Çetln'i .Partimizin Genel. $ekreteri ola· ·rak göstererek , bu kişinin Içine girdi!jl lhanetten partimizi lekeleme payı ilri!J!Iıa~ıdJJ;'--·~w ....... Partimiz, :ı.2".Eylül, arifesi ve şorırasına uzanan ~aman sür~sı içerisinde ömer Çetinın daY· ranış ve eylemlerini ııözetıemış. O'nun sonuç itibarıyla partiyi pıısifleştirmeye, devrimci . Ozün· den alıkoymaya, Markslst·Lenı­ nist normların öngörı:il!Qü örgütsel yaPidan uzaklaş_tırmıiya, fa· şist cunta karşısınctıı ko). ve bacCJt<larını ba!:jıamaYa,h,lçblr , iş YJI.PA~ du~~ ,a,etlrm.~Y! ça· si Partlmi~i ~enler boş d. Bir.lhan et ~re Devrimc i · tJngiSrü Içincieki yetki ·,e soOrg.lltürl ,1ınıf çı­ karlarının aıeynıne 1118 ·Leninist anlayışı, aevrlme olan ınanç ve savaş karar=nı Orgotten tasfl· v.-~~k . . ü, sağ bir batak· lı§ın Içinde Imha etme yolunu rum~"\<laf!n,, he(t~l!l ~~~~ıiıirı,eıı~ aııq­ masına ~r_ıça_ ,MK'ııLn. al~ı büt!Jn . ~r.arı.t;ına 14Vması, ·paftlye lllşkin tıe.r. tl!rlli· faaliyetter'ını clurt~ı,ı.rmuı koşuluyla.. miiZdl!kl U)<. J(ongr~ıı.kaelar P:Jir· tl üyeliğinin de dPildı,ırıılmesı­ na, ön• aYnı, koşı,ı.llar.- cıtrcte ko~ıt \IVd/JÖ!I ,t.ı<·· ~~m:ıuı.ı;ıe. ~­ wnıııa .l\ak19ô,ın.~anm~sı~ ~a­ .._,.1 rıır vermişti)'. f<41rar ()7~ı, Y,!& ~~~mışttr;". . · " ;· .. :. o~ 1,.?$2 tarı~ııı, ı:ıartı .Mım4<';ı:. t(oı;ııit~sl tQP.IIntısıfldaı-:ö· r,ner ~n 1 !ll liglll aıırnm.-tı.." "'-" r•rıtll!' lı'm se~•n gÜI'l ,sonra. nı w• ~ıs.ı,;ışs~ tari!IJI'l~). ömer Çetın,.·aı-aıplması ,lli;ıırırıe .QI)f~­ ~kır. Emnlyııt, A~\lri!~IAII. glde· re.k testtıp Qldu. çWı.er C•tın. tek I)Jr tokat .. ~ı;rııı~n. d,IJ:ıa önce. ~arti d6k~orılar~~a. p.tr: tlsal. faal{yetlercıe . ·~sı,ı.c: ijstQ" ya~ lanarı . vuııetce .mııl~pıını· zın ~~ser,. '{Eirlp sır.· ~rme"dlAio kahrarııaı:ıça dlreJIE!rıı~ pa~tı hak· ktnda kücücük bir blıgı vermedl!li koşuııard,a tUm bllell~ıer~nı kustu. Parti fuUyetıerl hakkın· da tam ao sayfalık bir bilgiyi verdi. ömer _çetın partJrnJı şahsın· da,Kürdistan "'lkınıi) inllcact.ele· sine, sosyalist düşkıceye Ihanet beva.ıtıı . ' ' Peşeng: s.12'de ' Sayfa 9 bUyüklll küçüklü deremUmkllı1'" c11abıımt$l ·•'lisıiylşten vergi tahsillne, kaçakların yakalanmasına,eşkiya tenkiine dek doğ­ ·rudaA deYIIIN 11911endlren her tıuSUS; ontata havale edilmiş­ teşkllll bey!fı;lnln '·.ll!l~~leriyle tır." . 8tl na aynı yUzyılın yld6nemlnde "derebeyıertnın bir'~ vezlr, mlrmlran rutbelel'ly!e van, mutasarrıf ve. Ya· mUteseRt'li1:11r. ülke sanki onlartn · nüfut tak~ mine u§ramış­ ttr. ôzerinCie hak Iddia ettik· · tllrl bölgeleı' ıÇın devleti esiekarŞin nıeden or g .r:ıe:.a,ynı savaşa' ı:ıatllşahth tutuşabllmekte, görevlendirdi§! öteki w w w .a r si va ku r d. derebeyi p'aşalar, onları yatış. t'ırmaya uııra$maktadır. Peşıe­ . rinde atlı , yaya ıeventlerl,dell­ ıerı, hayta'Jarı vardır. Çevrelerinın daha kudre'tn derebeyieriyle ortak Çikar gerelll dayanışmaları sözkonusudur. Ancak kendi bhlgelerıl'idekl hakimlyetleri kesindir. Devleti temsil eden ehH örf znmrest lle kadıyı yanıarına alabildikleri öJÇjide halk azerindeki yaptırımları tıaha da da per,ımıenmel<t\jdlr.. :. Kona§ında :tında,nı, 1$kenee. odaları hatta darajlaçtarı ..." vardır. KüRDIStAN OEREBEYLE· RININ·STATüSü Klirdlıitaı\ · ··• · ozemkıe Karasu ~Mutat · ilamıarr daha de§lşlk karekteriıe ·. li$1-etıeyıerinln su ... ·ta kuWfu'§u ·yıitier olarak dikkatt 'Elir vonuyıe tahıl ure'ttintne öte yörıtıYle konargöçerııg~he' h~ty;sric:Jiı!la dayanan bu ~ötgeter, k8n'f ve kasaba asaytşlnden . ·zt"ade 'kır' ve 'da§' . gtlvellll!llne rtlUhtaç oldu!iu Için · d'erebeYlnln · eırne daha Istekli sarılinıştır. ·au zaruretl ortaya çtkardı§ı cıer~eyı tipi Ise, pe$l nde sıtatışörletl ile dolaşan, eşkiyadan c:fatia göznpek ve kuviıetll bir çeteı:ıaş'llsimiiiııdedir." · Ktırd.lstan•ın özelUk le Osmanlı t'mi>'aratotlı.iifli'nun do!iu sınırıa­ ·ı'lna yakin YöriJlerı, "derebeyıerı'ne ·ifaha' de!llşlk statülerde · flllya'tlyet' vermfştlr. Mezhep 'm'Ueade'ieie·rı; a~ıtet hayatı, 1ran• l'a.ill$kıier bunuii başlıca sebepJerldir. . · '"1750'1ei-den ·ıtıbaren, eski yenl ayırmakmin' derebeylerine kar$r •ttı'·ıtiı'ı<IJ'dırma• politikası gntmeye başlayan devlet, bu ka- ÇeJ<ar: kanlı- savaşlardan KiR-distan'ın özelllkle Harput, oıyarbak .. , Urfa ve kimi diğer ·yerlerindeki gelişmeleri de öğrenebiliyoruz. OSMANLI'NlN ZULMO öte Yandan bu derebeylerden merkezi yönetime karşı biri Osmanlı başkaldırdığı zaman, pacıtşahları, hem merkezi ordu hem de yörenin diOer derebeyleri aracıııoıvıa bu beYin ııze­ rine çullanır, yöreyi baştan başa kılıçtan geçirir "lti lte kır· d ırma" politikası güderdi. örneğin Vezlr Köse Mustafa Hafız VeliyedPaşa'nın Oğlu Padlşaha dln Paşa, 1812'de karşı Isyan ettiOinde, padlşah O'nun idam fermanını çıkararak Madenler Emini bu fermanı Ahmet Paşa'ya havale etti. Kethuda" Madenler Emini sını bir miktar askerle keşfe çı· karmıştı. Bir yandan da Keman ve Arapkir vovvodalarını malyetl ne çağırdı." ve Vellyeddin Paşa'nın peşine takıldı. Pekçok çatışmalar oldu. Her kereler seferinde Veliyeddln Paşa kuşatmayı yararak kurtuldu. Sonra Padlşah .daha pek çok derebeyini ya da devletin yüksek düzeyindekl görevlllerini bu isyana bastırmakia görevlendirdi. Veli· yeddin Paşa çok çok zor durumda kald!Oı zaman Akçadağ Kürt aşiretlerine sıOınctı. Kürt aşiretleri O'na · sahip çıktılar. Osmanlı Paşası, Pehlivan 1brasardı. AkçadaO'ı hlm Paşa AYlarca Akçada!llıların etrafı sarııı kaldı. Yiyecekleri tükendi, dağda ot yemeye başladılar.Fa· kıldı." kat bu arada Veliyeddln Paşa da Yine araştırmada bellrtildi!line beraber getlrdiOI askerierini be9göre, bir araştırmacı tabioyu lemek Için Ak'çadağ Kürtleri'ne şöyle tanırntıyordu: baskı ve zulüm yaptı. " KöyJDJer, pantreist ve pasi· 1813'te " Ordunun Darende'ye vlst tarikatiere saptanmıştır. ulaştığını gören Veli Paşa en gö· Alevi ve sllnnl köyler sık sık ça- züpek silahşörlerlnl Akçadağ tışırlar. Kız alıp vermezler. Ya· Kurt Lapa BoOazı' girişindeki kın evlilikler aptal,sakat nesi ller na yığdı.•• Kurt Lapa SoOazı'n­ yaratmaktadır. Kıtlık yıllarında kısa sOreli mOsademede daki açlık ve göç başlar. Boş arazi 'Oymaklı BiriiOI' 200 ölü bıra­ ve bataklıklarda sıtma, insanla· karak yenligiye uğradı. Ai;:ılan rı kırar geçirirdi. Bir tutarn arayol, Baba Paşa'nın kolayca Ak· zi ve dedikodu yüzünden çı­ çadağ'a girmesini sağladı ve kan davaları, kötü beslenme, hemen geçildi. kuşatmaya nesillerı dejenere etmeye başla· Kendi yurtlarında kendi dağ­ Harplerin getirdiği askeri larında asılı ·kalan AkçadaOitdı. masraflar, sık sık tekrarla.ıan Devamı s.l3'de vergileri, köylü ve şehir· avarız w w w .a rs YALNlZ HANEDANLIK TARIHI DE~IL Araştırma, salt hanedan ailesinin tarihine; onun imparator· lukla olan ilişkilerine de!:jinmi· yor. Hanedan ailesiyle egemenliOi altındaki topraklarda yaşa­ makta olan köylülerin, göçebe aşiretlerin, müsWman olmayan halkın ilişkilerine; ekonomik ve toplumsal yaşamına da de!:jlnl· yor. Hiç kuşkusuz, araştırma­ YI de!:jerli kılan en önemli yan· lardan biri de budur. Araştırma müslümü ve gayn müslümüyle Kürdistan köylüsünün, göçebe aşiretleri n bir yandan yörenın esnaf ve toprak ağalarının, aşki­ soygun ve taıanından yaların derebeylerin koydukları a!:j .. vergi ve angaryadan öte yan· dan merkezi otoritenin ald!Oı vergı bitip tükeornek bilmeyen 1 Iç ve dış savaşlar için kopardı· ğı Insan gücünün yaratt.Oı tahri· batlardan neler çektiğini, köylü· ların ur d. or g nın tarihini böylesi bir Ilişkiler sistemi Içinde ele alıp ta 20.yiiZyılın başlarına kadar getiriyor. Bu araştırmayla esas olarak sözkonusu etti!:iimiz yOZyılların Batı Kürdistanı'nın • daha çok da Sivas ve Divri!:il yöresinin önemli toplumsal ·ve siyasal olaylaFakat öOrenebiliyoruz. rını kimi zaman Köse Paşa Hanedamernı'na mensup vezirlerin, kezi otorite tarafından başka eyaletlere vali olarak atanmakimi zaman bU hanesından, dandan birinin merkezi yönetibaşka başkaldırmasıyla me yöreterin bunların ıızerine gönderilmelerlnden, kimi zaman da Sivas'tan ta SUriye'ye kadar gldiP gelen konargöçer aşiret lle devlet arasında ya da onlarla halk arasında çıkan yerleşik Yüklenlyordu. Fakir sınıf· üstüne yüklenen ve 18.yüz· ydda sayısı 100'0 bulan vergi çeşidi, Iktisadi bir yıkilli oldu." liye ak yaşamaya ı,aşladılar." Işte kitap Köse Paşa Hanedanı• ler tarafından o dönemde baş­ wrulan dllekçelerden, yerel kapadlşah katına dek dılardan yapılan girişimlerin tesdl edildi· !:il belgelerden ortaya koyuyor. Onlar toplumun en çok ezl· ten ve sömürülen kesimleri olarak apaçık karşımıza çıkıyor. Osmanlı merkezi yönetlmi;Padişah, kendi egemenHk alanına yönelmedlkçe yerel derebeylerin merkezi yönetim tarafından atanan vali ve diğer Imparatorluk görevlilerinin halk IIZerlnde estirdlkleri baskı ve teröre her zaman göz yumar, halkın bu yöndeki şikayetlerini gözardı ederlerdl. "en Kürdistan'ın örnel:iln namlı ailelerinden olan Rışvan­ zadeler, bir yandan Rışvan kon· federasyonu üzerinde mukafaa voyvodası, bir yandan da Maraş, Malatya ve Besnl malikaneleri mutasarrrtı olarak 200 ydı aş­ kendi bölgelerinde mut· kın Jak söz sahibi oldular••• Devlet, bu hanedanın nüfuz alanına dı­ şarıdan yönetici göndermeyecek derecede çekingen davranmayı, zulüm ve baskıntıklarını kulak ardı etmeyi seçti. Mesela, 17:50' de Rışvanzade Süleyman Paşa, yönetim alanı dışındaki . Da· renete'ye Iki bin sllvari ve pi· yade ile giderek dört gün kal· mış, ahaliden karşılıksız yem ve yiyecek almış, köylere YIIZierce asker sevkederek haraç toplamış, mazlumları zincire vurdur· Elblstan'da da benzer zu· muş, tümleri tekrarlayarak Malatya' ya dönmüştür ••. Adı geçenlerin bU tür eylem leri cezasız bıra­ iv dim aileleri de mücadeleye 511rükledl. Mahalli derebeylerının birbirlerine karşı düşmanlıkları, kan davalarına ve kanlı muharebelere dönüştü. Mazlum ve masum halk yıgınları bu berbat ortamın asıl büyük tahribatını l'işeng ı Sayfa ll- BIR IHANET VE DEVRIMCI öNGöRO ur d. or g 1984 yılı Içinde sonuçtanan KI P-DDKD davasında mahkemenin vardı§ı hUklnlter, verdl§l kararlar ömer Çetin'In halnll§lnl sergiliyor. Mahkeme kararının ömer Çetin lle liglll a- bendi "a- TKDP-KIP Isimli suç Ittifakının mensubu olmak suçunu lşledi§l antaşıldı§ından, TCK'nun(ç) 125. md.sl yoluyla aynı kanunun 171/1 maddesı uyarınca 8 yıl a§ır hapis cezısıy­ la mahkumlyetlne, hakkındaki soruşturma tarihine kadar deşif­ re olmamış örgüt hakkında, sonradan da do§ruıanan temel bilgileri açıklayanlardan o lması, soruşturma ve duruşma esnaıa­ rmdal<l yardımcı beyanları, baş­ tan sona kadar duruşma dlslp- w w w .a TUm bu gellşmeleJ"den sonra toplanan Ikinci parti kongerimiz ömer Cetln'l sosyalizme ve KUrdistan halkının mUcadeteslne verdl§l bilinçli zararlardan dolayı HAIN Ilan etti. Ikinci kongrede tUm delegeteBaştarafı s. 5 'de rin oyblrll§lyle kabul edilen karar metni aşa§ıdaki gibidir: "K.Serbest (ömer Çetin P.n.) §unlaştırıyor, kan dökUyor. Ve UZerine karar. döktU§U kanlar Içinde çırpını­ "PPKK Ikinci Kongresi; yor. ÇUnkU faşizm ne kadar "'Parti Içinde sa§ oportUnlst baSkılarını yo§unlaştırırsa yo· kll§ln başını çekerek, partlyi iuiilaŞtırsm, ·ııalkıiı kin ve nefre· Işlemez hale getirip tasfiye tlnin daha da artmasını engelle· etmeye çalışan ve bu nedenle yemiyor. de Merkez Komitesi'nin 9·11 KAHROLSUN FAŞIST ASOcak Kararları lle tUm görevlerinden alınarak parti Uyell§i KERI Bl RLIKLER 1 do nd uru lan eSki parti sekreteri V ASASIN BA~IMSIZLIK ! Kurdo Serbest'In daha sonra bur H.Gernas juvazıyıe pazarlı§a oturarak 20.7.1985 sosyalizme, halkımızın ulusal dePeııe~ : Savfa 12 diye ödüllendirmektedir. öMER ÇETIN'IN HAINLI~INI SöMüRGECILERIN MAHKEMESI DE TEYID EDIYOR rs IKINCI PARTI KONGREMIZ öMER ÇETIN•I HAIN ILAN ETTI ve mahkeme kuruluna örnek denebilecek bir davranış Içinde olması, siyasal faaliyetlerini terk ettl§l yolunda samimi görünen Ifadelerı nedenly· le TCK'nıınun 59 maddesı uyarınca cezası l/6 lndlrllerek, ••• " karşı ak O, hapishanede kaldı§ı sUre boyunca yapılan açlık grevi vb. direnişierin hiçbirisine katılma­ yan "politik(!)" tutuklulardan biridir. O, bu direnişçileri tipik bir sınıf dUşmanımız, egemen sı­ nıflardan yana birisi edasıyla ''hırsız, sokak çocu§u, kilitli" olarak de§erlendlrmlştlr. s. 9'da linine mokratlk mücadelesine ve partimize Ihanet etmesi nedeniyle lh· · raç edilerek HAIN Ilan edilmesi ve parti basını yoluyl" teşhir edilmesını karar altına ah •• " Aynca kongre ömer Çetin lle liglll kararın da içinde oldu§u Merkez Komitesi'nin Ocak 1982 toplantısında aldı§ı tUm kararları da oyblrll§lyte onayladı. iv etti. O sadece flzlkl olarak tesim olmakla yetinmeyip ideobgJik olarak da dUşman saflarına geçti. 30 sayfatık ifadesinin bir bölOmUnde : "·- Bu mücadeleye lnanmadı§ımı, siyasal çalış­ maların killllteli ınsan yetiştirme yerıne katB ve hırsız yetlş­ tlrdlklerlnl, KUrt toplumu yoz bir toplum Olması nedeniyle onu blllnctendlrmenln Imkansız oldu§unu, KUrt sorununun dilnyanın en karmaşık ve zor sorunu oldu§unu ve bizim gibi ekslkllklerıe c:toıu olan Insanların bu karmaşık sorunu çözebilecek duruma gelmelerının mUmkUn olmadı§ını., benim ayrıca ldeolojik olarak yıkıldı§ ımı artık sosyalist kurarncıların söylediklerı­ ne lnanmadı§ı'"nı .söy)iiyordu. Baştarafı NEDEN KATLETTILER Partimiz, ömer Çetin'In 11eçen süreç boyunca de§lşen konum ve durumlarını çok Iyi gözetleyerek olabilecekleri önceden tespıt ederek buna göre de Isabetli kararlar aldı; do§ru bir politika guttU, devrımcı öngUrUcUIU§UnU ortaya koydu. Bu gerçekiere ra§men, bazı çevreler bu olayı partimize karşı ·kullanmaktan yarar umuyorlar. Onların bu çabaları hainlerı gözden kaçırtmaktan, yurtsever Insanları karalamaya yaramaktadır- on lar 9!rc:ekterl tersvuz edlp haksız yerde örgütlere çamur atma çabaları yerine, ıc:­ lerlnde hergUn çıkan sayısız aJan ve provakatörlerln neden çıktı§ı ve nasıl barındıkları, yurtsever örgUt ve kesimlere neden saldırdıkları, provakatif eylemiere nıçın araç oldukları sorularına kafa yorsaıar KUrdistan halkına ve onun mUcadeleslne daha yararlı olurlar. Yalan ve Iftiralar azerinde ku· rulmak istenen yapıtar tutunamazıar. RAHŞAN ECE~IT.... Baştdrafı s. 3'de nemlerini acı deneyteriyle yaşa· rak ö§renditer. DlktatöriU§Un 5 Yılı boyunca tesllmlyetçl bir ko· nurnda olan Ecevit'ler ve dl§er burjuva muhalefet çevrelerinin bugün demokrasi havarisi kesil· meıerl kimseyi kandıramaz. On· ların demokrasi anlayışlarının çerçevesi de, önemli ölçUde, devrımcl-<femokratik gUçlerln antl·faşist mucadele sUreclndekl etkinliklerine ba§Jıdır. Bu nedenle, faşist iktidarı yerle bir etme mUcadeleslnde umut, halklarımı:orın devrimci demokratik Or· gııtiU gUçlerlnln toparla.nmasmda. bu u§urda atılan olumlu adımla· rın daha da llerletllmesindedir. BIR KüRT HANEDANI layı aydınlatıyor. w w w .a rs uyan, gününü gün etmekten baş· ka bir şey düşünmeyen öğrenci· ıere, hiç hakketmedikle ri halde vıze notu (imtihan notu) olarak 70 ya da 80 verebiliyorıar. Bu· nun yanında da toplumsal geliş· meıerle ·yaı<ından ilgilenen, yoziaşmamış aydın öğrencileri hiç tereddüt göstermeden derslerinden bırakablllyorlar •. Bir ö!;lrencinin ltirazı karşısında hemen onu polisle tehdit ediyorlar. üstelik geçirdiklerı ö!;lrencilerden,ııe­ rici, yurtsever ö!;lrencileri okul i· daresine ihbar etmelerini Istiyorlar. Bunun en belirgin kanıtı şu­ dur: Eğitim Fakültesi'nin Deka· nı öğrencilere yaptığı bir konuş­ mada; "duydu!;lumuza göre okulumuzda, hala eski dönemleri yaşatmak, yaratılan huzur orta· mını bozmak Isteyen böllicUier var. Biz bunların heplslnl tesPit edemiyoruz. Bu konuda ö!jrencilerlmizden yardım bekliyoruz. Siz bu öğrencileri bize bildirin, biz onları güvenlik kuvvetlerine teslim edelim" dedi. (Dekan'ın yaptığı bu konuşmaya en az 1000 ö!jrenci tanık olmuştur.) YöK cellatları en yoljun baskıyı üniversite'deki Kürt öğren­ cilere yöneıtmektedirler. Bunu gizlerneye de hiç gerek duymu· yorlar. Nitekim şu anda Konya selçuk üniversitesi'nde görev yapan, eski Fakülte hocaların­ dan biri hiç utanmadan "Ben Diyarbakırltiardan (zaten Kürt demeye dilleri varmıyor) nefret ediyorum. Diyarbakırlı ö!;lrenciler a!;lızlarıyla kuş tutsalar dahi benim dersimden geçemezler" diyebilmekted lr. Nitekim adam dedl!;linl yapıp öğrencilerin ço!;lunu dersinden bıraktı. Ve Konya selçuk Onl versitesi ne atanarak sahiplerinden "keml!;lini aldt." Bir de geçenlerde üniversitemlzin aydın ö!irendlerl için çok_~e !;lerli bir kaynak olan D.O.Kütüphaneslndekl yüzlerce de!;lerll (kendileri nce yasak) kitabın top- iv i çi n ölçüt ;tıranştaki ba- şarı de!;lil, ö!;lrencilerin koydukları kurallara ne ölçüde uyup uymadıklarıdır. Kendi kurallarına Kuşkusuz sayılabilecek zaaf ve yanlışlıkları da yok değil. örne!;lin araştırmayı, Kürt toptumuna tUşkin bir araştırma olarak değil de TOrk toplumunun araştırması otarak ele alı­ yor. YI ne Köse Paşa'nın ataları Urfa'nın Badıllı Aşlretl'nden gelmelerine ve Osmanlı kayıtla­ rında Kürt oldukları belirtilmesine ra!;lmen, yazar bu hanedam bir TOrk hanedam olarak de!;lerlendlrlyor. Onların da Türk kökenli olduklarını iddia ediyor. ButUn bunlara ra!;lmen çok emek sarfedllmlş, özelllkle KUrt tarihçileri ve genel olarak Kürtler için büyük de!;jeri olan bir araştırma niteU!;llndedlr. Mutlaka okunmalıdır. MODERN GENÇLİK HAPİSHANELERI:üNlVERSlTELER tırıcılar ciddi araştırmanın or g Akçada!;l Beyleri Osmanlı Paşa­ sına giderek Veli Paşa'nın cesedini teslim edeceklerini bildi· rerek kuşatmaya son verilmesini istediler. Ancak Osmanlı Paşası "Ille de sağ isterim" diye tuttusağlanamadı. anlaşma runca Paşa gelenleri tutuklattı. Aşi· retler başsız ve Işsiz kaldılar. "Baba'nın (Osmanlı Paşası b.n.) askerleri, başsız, bu!lsuz, aç susuz da!;l ehlinin direnişini kır­ makta güçlük çekmedl. öldürülenler kayalardan aşa!;jıya fırla­ tıldı; yakalanan lar, Argada'ki karargahta eellada tesHm edildi. _,Ne Baybeyi kaldı ne yi!jlt ••• Resmi belgeye göre 117 kişi de Darende Kalesi'ne gönderildi. Yarasını, belki de 50 yılın saramıyacağı bir tenkil tamamlanmış oluyordu. Da!;lları vatan tutan Akçada!jhların büyük çoğunluğu, yaşlılar dullar ve yetimlerdi artık ... Yıllarca yamaçkarları,. a!jıtlar, ağlayışlar, s. 10'da g ış lar çın !atacaktı ••• " Araştırma buna benzer daha başka olayıarı da günyüzüne çı­ kararak, KUrdistan tarihini araş­ tıranlar Için çok önemli sayı­ Iabllecek pek çok belge ve o- d. anlamsızlı!jını Savunanlayan ur Hem Veliyedln Paşa'nın ba9kısından hem de Osmanlı paşası­ nın kuşatma ve katliamından çok zor duruma düşen aşiret­ lerin bazı kadınları bir gece gizlice erkeklerden· habersiz Vetiyedin Paşa'nın çadırına hüederek O'nu öldürdüler. aım "Basit yaşayışiarını uğursuz bir kurt gibi dalayan, dokuz aydır tüm varlıklarını kemiren zalim Veli yokedildi. ölenlerin demi dlyetl alındı. Baybeylerlnin, aşi­ ret geleneklerini çiğneyerek Veli'yl teslim etmek zorunda kalmaları önlendi. Ertesi gün, Pehlivan Paşa ııe anlaşabilmeıeri için en önemli ödün, cansız ve zararsız hazırlanmış oldu." "... Ertesi sabah, top lar dağ ı döverken, askerler de kayalara manın başladılar." ak lar Için sonu belirsiz bir felaket Kürt Lapa'da ölenlerin ya da esir düştükten sonra idam edilenlerin kesik ·basları , katırlara yüklenip da!ja gönderildi." başlıyordu. •• J!a_ı;tarafı tırmanmaya Baştarafı s. 4'de ianıp yakılması, hepimizi üzüntüye bo!;ldu, klnlmlzl arttırdı. Tüm bu olayların sonucu olarak büyük bir boşluğa Itilen ünl· versite gençli!jl, yenı arayışlar i· çine girmekte, biiYük bir kesimi Ise uyuşturucu ve fuhuşa yönelmektedir. Işte burada bize düşen görev, gençliği emekçi sınıfın saflar'ına çekebilmek için yoğun bir mücadele vermektir. Bu da gençliği toplamakla altında çatı bir mümkündür. ve inanıyorum ki gençlik bu faşist propagandaları uygulamaları boşa çıkaracaktır. • Devrimci selamlarla Şerger HELIN 7.7.1985 IPESENG'i OKU OKUT Y AZI VE HABERLE GÜÇLEND iR! Pişeng: .Sayfa 13. , DEMIREL'IN "KONUŞAN TÜRKIYE"SI MILIT ANlN SÖZLÜGÜ rak değil; aynı şellcllde, duygusal yerine getirilen daY. ranışlatdan tatmin olma yada olmama - vicdan rahatlığı 'Yada ..ıcdanazabı dU"ma- şeklinde de beli rm ektedir. Ulusal ·Demokratik Halk Devrimi gibi yüklü, ı;:etın bir ,sorunun zaferine yönelik soylu müca delede, komünist vicdanın rolü, parti üyelerinin tavırlariında daha büyük önem taşıyor'. Halkımızını ve partimizin çı­ karlarına (!oğru bir şekilde· hizmet etmek, her yerde ve her şeyde yüksek· kişisel ·örnek olmak.• bu her komünistten beklenllen·bir nitellktir. Ulusal ·Demokratik Halk Dev- w w w blı;:imlerde, PeŞeng: Savfa 14 nayası•nın koyduğu yasakları zorlayarak Demirel'in konuşma­ sını aslında olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. En azından bu rejimin ı;:örümüşlüğünü, acizliğini ve aşınmaya yüz tutmuş­ luğunu gözler önüne 5eriyor. Bizim vurgulamak Istediğimiz, özgürlükler ve demokratik haklar konusunda Demirel ve O'nun gibi "demokrat" geçinen burju· va politikacılarının ne derecede ı;:ifte standartlı olduklarını gös· termektir. Gerçekten de Demirel, aslın­ da konuşan Türkiye derken Türkiye ve Kürdistan işçi ve emekı;:llerinin politik temsilcilerinin konuşabllme, tartışabllme ve örgütlenebilme özgürlüğünü kast etmiyor. o sadece kendisi· nin konuşabilmesini kastediyor. Bu tutum ise Ikiyüzlülükten baş· ka bir şey değildir. Işte Demirel'in "konuşan Türklye"si başka bir şey değil, budur. ur lerin, Kürdistan halkını kölelik zincirinde tutmak iı;:in her türlü bask ıyı reva görenleri n başında geldiğini kim inkar edebilir. O'nun faşist MHP ile lşblrlik· ı;:iliğinl Türkiye ve Kürdistan halk ları u nutablli rler mı? Bizzat devlet tarafından yönlendlrilen faşist MHP milisierinin katliamlııra dek varan cinayetlerine rağ­ men, basın mensuplarına; "bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz" diyen Demirel değil miydi? 12 Eylül öncesi terör ortamının sıkıyönetim ve polis baSkısının biri nci derecede sorumlusu, 24 Ocak Kararları• nın uygulayıcısı yine Demirel'in başında bulunduğu faşist MHP destekli AP azınlık hüklmetiydi. Türkiye'yi ABD emperyalizmine, IMF'ye, NATO'ya ve diğer uluslararası emperyalist kuruluş­ lara peşkeş çekerek, Türkiye'yi emperyalizmin ileri karakolu haline getirerek bölgemiz halkları­ nın bağımsızlık ve özgürlükterini tehdit altına sokan burjuva hükümetler arasında en büyük paya sahip Demirel'in başında bulunduğu hükümetlerdi' Bütün bunlara rağmen, Demirel'in salt kendisi ve çevresi eskisi gibi konuşarnıyar diye "ben konuşan bir Türkiye'yi tercih ederim" demesi aslında sahtekarlıktan başka bir anlama gelmez. Yanlış anlaşılmasın, biz, generallerin faşist Ist A- or g kalım konuşma hakkını tanıma­ ya, varlığını bile kabul etmeyen- .a rs Türkiye midir? Bay Demirel'in dünü ve bugününü yakından bilenler ne yazık ki ilk soruya olumlu bir yanıt bulamazlar. Bay Demirel yıllarca Türkiye' ye Başbakanlık yaptı. 1961 Anayası'nın getirdiği kimi de· mokratik hak ve özgürlüklere, lşı;:l sınıfının sendikal haklarına, diğer calışan ların mesleki örgütlerine , kadın ve gençlik ör· gütleri ne şiddetle karşı çıkanla­ rın, bu hakları geri almak lı;:ln ı;:ırpınıp duranların başında Demirel vardı. Ne ki ı;:ok kısıtlı ı;:oğu demokratik hak ve özgür· lükleri tanıyor diye "bu Anayasa ile bu memleket idare edile· mez", "bu Anayasa ile anarşı­ nin önü alınamaz" diyen yine Demirel'in kendfsiydl. 12 Mart darbesinden sonra, generallerin silahları gölgesinde, parlamentodan Anayasa değişikliği yasalarını çıkararak, 1961 Anayası' nın kimi demokratik maddele.rinl ortadan kaldıranlar Demirel' "in başında bulunduğu Ap milletvekilleriydi. 12 Mart ardından, kitleler halinde zindanlara tıkı- genel affına en ı;:ok saldıran Demirel'den başkası değildi. Demirel'in, 12 milyonuaşkın nufıısa sahip Kürt halkına bıra­ ak nuşabildlklerl, onların dışındaki toplum katmanlarının ellerinin ve ağızlarının bağ lı olduğu bir devrimci, yurtsever, demok- insanların salıverilmesini sağ­ ıayan 1973 seeımıeri sonrası rat iv bir Türklye"den kasıı, salt kendi si ni n, çevresi ni n ve benzerı burJuva çevreleri nı n ko- s. 1'de d. ıan nuşan Baş_tarafı Baştarafı s' S'de rimi, Kürdistan işı;:i sınıfı ve emekçi halkımuıınıgenel cıkarlan uğruna savaşımdiı, parti üyelerinden beklenilen disiplin, sorumluluk, göreve bağlılık; ·öz wri, kararlılık,l·yaratıcılık vb. gibi niteliklere ne derece sahip olunup-olunmadtğıniı her parti üyesinin kendi komünist vicdanı ka" rar verecektir. Parti üyesi subjek· tlf olarak işin· bilincine bu şekil· de varacaktır. Komünist vicdan bütün parti ü· ye ve sempatizanların dabUIIJ· blllnı;:llllk ve dislpllnin ölÇüsudür. Onda halkımızını bugünkü ve yarınki: dayatmaları nın' acı w ı;:oşku verici yönleri somutıaş· mıştıı!. ı i TERÖRİST' 1 4 BİR EŞEK ... Baştarafı:S .6 'da olduktan sonra ı;:evre denetlenir· ken bir de ne görülsün!karakol bahçesinin dibinde yan yatan ve her biri sekiz kurşun yarası almış bir eşek ve sıpası! Bunun ü· zerine küplere binen jandarma yüzbaşısı eşek sahibine köy mey danında dayak attırır ve Silvan'li götürür.,Bugünlerde llı;:e halkının alaylı bir ifadeyle konuştuğu tek ko· nu, Kahraman Türk ordusunun bir eşek ve sıpasına karşı aı;:tığı meydan muharebesldir. nırsa aıınsın VAZGEÇMELIDİR.! Son dönemterde Türkiye ve komUnist, devrimci demokratik ve aıttt-faşist birçok parti ve örgüte yöneRk suçlama ve karatama çabatarım atabitPKK taraftartadiğine artıran rının bıçak lı-sopalı saldırıları sonucu Fransa ve F.Atmanya'da 3 KKDK ııyest yaralandı. 30 Temmuz 1985 tarihinde Fransa'nın Paris, 9 Ağustos 1985 tarihinde F.Aimanya•nın Celle kentlerinde meydana gelen Iki olayın da tezgahlayıcıları PKK' llterdir. Geçmişte de KKDK ve diğer örgütlerin üye ve sempatlzantarına· birçok kez saldıran kendilerinin dı­ PKK'IIIerin, şındaki hemen hemen tüm devrimci ve yurtsever güçterin eleş­ tlrilerine, uyarııarına ve de bu vazgeçme saldırılarından tUr önerileri ne rağmen halkımızın dUşmanlarından başka hiç kimseye yarar getirmeyecek sözkonusu tUrden said ıniarını sUrdUrmeleri hem UZUcUdUr hem de PKK'nin yantıştıktarından hata niyetinde olmadığı­ vazgeçme nı açıkça gösteriyor. Bırakalım her komUnist, devrimci demokrat; her sağduyulu bile, devrımcı ve anti-faşist yurtseverlere yöneRk saldırıla­ rın, amaç ve niyeti ne olursa otsun sömUrgeci faşist diktatörlll· ğe ve onun antı-faşist muhalefete yönelik karanlık planıarına hizmet ettiğinin bllncindedlr. Faşist dlktatörtli!jün karantık odaklarının anti-faşist muhalefeti biribirine düşürmek Için her tUrden dolaptar çevirdiğinl bilmeyen, duymayan yoktur. Bu osözkonusu faşizmin dakların amacına hizmet edebilecek en ufak bir olanağı, karmaşayı kutlanmaya çalısacağı açıktır. Gerçek durum buyken PKK' nin, yenilgiye götta"en poPtlkatarının esas nedenlerını araş­ tırıp yanlışlıkların kaynağını ortaya çıkarmaya çatışması gerekirken kendi yanlışlıklarının ustUnU örtrneye çalışması ve en önemlisi de yanlışlıkların nedenlerini hep kendi dışındaki devrimci ve yurtseverlere malederek Işi fiili saldırılara kadar SOL-BIRLIK... Baştarafı neten s.l6'da' ınsantık dışı saldırılar sessiz şısında Diktatörlüğün sında olduğu kar- katınmamalıdır. bunu, polis yasagibi, demokrasi güçterine yöneten yeni saldırıtar için gerekçe olarak kullanması engellenmelldlr. Sol Birlik tüm ilerici, demokratik ve yurtsever güçteri dlkta- yon, hukuk v.b sosyal billmlerden mezun otanlar ı milvon ııra borçlu olacaktır. Bu "harç" giderterinin yanında okul sUresi zarfında öğrencinin barınma, beslenme, giyinme, okul ve diğer masraflarını da hesapladığımızda, bırakın bir ücreti~ işçi, veya köYIIIY.U;. orta ha Ili aileter dahi çocuktarını ni versiteye gönderemeyeceklerdir. TUm Imkanlarını seferber eden ve çocu!junun okuması ı­ çin herşeye katlanmavı göze alanlar bile çocuklarının yetenek ve ilgi alanına değil; kesesının dolutu!juna göre bölüm tercih edecekter ~ Okul okuyacak lise ö!i ren cı sı genç de kendi allesının maddi durumunu daha çok hesaba katmak zoruncıa kalacak ve yetenekli olabltece!il alan yerıne başka bir bölüme kayıt yapmak durumuyta karşı­ YUZbinteri ortaya dölaşacak. kerek, çocuklarını yabancı dil u- .a w w w TslP YENI BIR ARMAGAN (!) rs iv a Kürdistanlı ku rd .o r PKK SAI.DIRIIAlÜNDAN töriO!iUn bu tahilkel girişimini önlemek uzere seslerını yükseltmeye çagırıyor. KUrt halkı uzerindeki barbarca saldınlara son verllmeHdlr. Tutuklamaıar, . lşkenceter, katliamlar ve Idamlar cıurduruımalıdır. KUrt köy· lerının boşaltılmastna, sllrgUnıere son verıımeldlr. Irak ve Iran'la yapılan türden, gerici rejlmlerle Türkiye arasında varolan glzn saldırgan anlaşmalar Iptal edllmeH, Türk askeri birAk· lerinin komşu ülke topraklarına yönelik saldırıları, sınır Ihlalleri durdurulmalıc:tır. Olkemlzln ABD emperyaazlmlnin saldır­ gan amaçları u!lrunda Ortado!lu halk ları na karşı bir jandarma olarak kullanılmasına Izin verilmemelidir. SOL Bl RıJK PPKK, TIP,TKEP,TKP,TKSP, g hangi açıdan eıe alı­ yurtseverHkle bağ­ daşmaz. Kulaklarını olumlu eleştiri ve önertıere kapatan PKK' li ter artık yukarıdaki gerçeği görmali ve kendi dışıarındaki komUnist, devrimci ve yurtsesa tctırıtardan, yöneli k verıere suçlama ve karatama girişim ve vazgeçmeftdlrter. çabalarından KUrdistan halkının ulusal ve toplumsat kurtuluş davası bunu gerektiriyor. vardırması programlı özeı hazırlık sınıfları­ na gönderen para babaları , üniversite sınavını kazanan eviatıa­ rını herhangi bir bölümde okutaBu son ah nan bileceklerdir. '"arç"Jarın Yükseltllme kararı, Baştarafı s.3'cte, Onlverslte Seçme Sınav­ da fazla gereksinim birakmamıştır. AYrıca, bu son karar okuma OZgla'IUğU Için çalıştık· larını söyleyenierin ikiYUZIUIUk· teri ni, sahtekarlıklarını da ortaya se riyor. artık ıarı'na Faşist cuntanın Başbakan'ı Turgut özal hiç sıkılmadan ,bunun gençlik ıçın yapıldıılını söylüyor. özal, "sadece bugün okuyanlar cte!ill, gelecek nesiller var. Alınan paralar yine ö!irencıter ıçın harcanacak" derken, YöK' Un yetkili a!lızıarı da bu, "ö!lrencllerın sorumluluk duygusunu artırır"' .:liyorlar. Amaç beiHdlr· emekçi gençlik okuma hakkın: dan tamamen mahrum edilmek Isteniyor. özal hükUmetının aldıılı "harç' ların yükseltilmesi kararı KUrdistan ve Tla'klye emekçi gençııgı açısından, faşist dlktatöriU!IUn siciline Işlenen yenı bir suçtur. Bu durum aynı zamancıa faşist Için yıkılması dlktatörtU!IUn gençll!jln anti-faşist birililinin oluşturulmasının ne derece acil bir görev otctu!lunu cıa bir kez daha gösteriyor. ~şeng:Sayfa ıs -- SOL BiRLİK'IN AÇlKLAMASI: -------- KUrt Halkına Saldırı Karsısında \ .,_. ·-- 1 Sessiz Kalınmamalıdır! oluşturuldu, sınırı mayınıamak gerekçesiyle köylerln ve kasababaşlandı. boşaltılmasına ların Sınırın boydan boya ışıklandı­ serı operasyonlar için rılması, Içişleri BUtUn bu girişimler Türkiye'nin bölgede ulusal kurtulu ş savaşı veren halkiara karşı ABD emperyalizminin ve NATO'nun jan· darması olarak kullanılması pla· nıyla ba!ılıdır. TOrk askeri birlik· lerinin yı!jıldı!ıı bölgenın Sov· yetler Blrll!ıi sınırlarına, 1ran ·Irak birliklerinin çarpıştı!jı cepheye ve bölgede ABD çevik güçleri Için hazırlanan askeri Dsiere çok yakın olması TOrkiye'nin Ortado!ju'da yenı bir gerginlik oca!jı yaratmayı amaçlayan son derece tehlikeli serüveniere sil· rUklenmesi, emperyalizmin bu planında dlktatöriUğün do!lru· dan bir rol Ustlenmesi yolunda atılan bir adımdır. Bir yandan TOrkiye'nin körfez savaşına "barış gUCU" paravanası altında do!!· rudan ulaştırılması ve yolla böl· gede ABD askeri varlığının güç· lendirllmesi Için el altından belll hazırlıklar yapılırken öte yan· dan diktatörlük eHyle bölgede Kürt halkının meşru hakları ve ulusal çıkarları Için savaş.;;ın yurtsever güçlerin, Kürt ulusal hareketinin ezilmesl amaçlanı· yor. Diktatörlük Kürt halkına yö· nellk bu soykırım Planını ve bölgeye ilişkin saldırgan amaçlarını "ulusal çıkarlar" gerekçesinin arkasına glzlemek istiyor. ülkemizin "SovYetler Birliği'ne karşı kalkan ve Ortado!lu halk· ıarına karşı kılıç" otarak kulta· rs iv a özel "huzur yollarının" yapımı sQrdürOiüyor. Nihayet Cunta'nrn ruladı. Bakanı "Günıeydo§u'da w w w .a gerlMa savaşı veriyoruz" diyerek Kllrt halkına karşı sOrdllrOien bu Ilan edilmemiş savaşı açıkça tas. dik etti. . Dlktatorıııoun bu ınsanlık dışı saldırıları yalnızca TOrkiye KUr dtstanı'yla sınırlı de§lldlr. Irak' takl gerici Saddam yönetimiyle askeri operasyonlar için bu ülke· nin topraklarına girmesine olanak veren saldırgan bir anlaşma­ nın yapıldı!ıı biliniyor. Nitekim diktatörlük bugüne kadar defalarca Irak sınırını geçerek buradaki Kürt yurtsever güçlerine karşı açık saldırılarda bulundu. Benzerı bir anlaşma son dönem· de Iran'la da yapıldı ve buna dayanarak Mayıs ayı Içinde Iran Kürdistanı'nda ortaklaşa operasyonlar yQrütUidU. Son günlerde boyalı basında Iran ve Irak'taki "ayrılıkçı güçlerin birleştikleri ve bunun sınırtarımız Için büyük bir tehlike oluşturdu!ju" Yolunda haberleri n yer almasına pareıeı olarak dlktatöriUğlln çok daha tehlikeli yenı saldırılar Için kapsamlı hazırlıktar Içinde oldu· !ju görülüyor. TOrkiye ve Batı Peşeng : SaYfa 16 nılmasının ulusal çıkarıarta hiç bir ilişkisi yoktur. Tersine patlamaya hazır bir barut fıçısını andıran bu bölgede, TOrkiye'nin barışı tehdit eden bir gerglnHk unsuru olarak kullanılması, em· peryalizmin çıkarları uı:ıruna yeni saldırılara alet edilmesi, ülkemizin bOyilk felaketlerle so· nuçlanabilecek maceralara SU· rüklenmesinden başka bir "kazanım" getlrmeyecektlr.· ırak ve Iran'da sınırlara yakın bölgede, gerici rejimiere karşı özgürlUk ve ulusal kurtuluş için Kürt halkının yıllardır süren direnişi ise ne Türkiye'nin güvenliğini, ne de sınırlarını tehdit ediyor. COn· kU onların TOrkiye halklarıyla bir "hesabı" yoktur. Onların mücadelesi ABD emperyalizmini ve ülkelerindeki gerici rejimleri hedef alıyor. Bu nedenle onlar sadece emperyaHzmln ve yerli tehdit çıkarlarını uşaklarının ediyor. Diktatörlük TOrkiye Kllrdistanı'nda aylardır Kürt halkına karşı 50rdürdüil0 baskı ve zorba· lı!ıı "ayrılıkçı, bölücü çeteıere" bir savaş gibi karşı yOrütUien göstermek istiyor. Kürt halkı egemen Türkiye burjuvazisinin onun varlıilını inkar eden, yıllar­ dır en zorbaca yöntemlerle surdürOlan zorla asimllasyoncu poHtikaya, soykırıma ve ulusal baskıya karşı mücadele ediYor. Kurt halkı onu yıllardır sömüren ve çag dışı bir yoksulluila matı­ kum eden Tllrklye burJuvazisine ve onunla lşbirD!jl Içindeki Kürt egemen sınıfiarına karşı savaşı­ yor. KUrt halkı ülkemizin dik· tatörlüğün pençesJnden kurtarıı­ ması, ABD emperyalizminin saldırgan amaçları için kullanılma· sına son verflmesi Için barış ve demokrasi için mücadele ediyor. Türk ve Kürt halklarının çıkar­ ıarı bl r ve mücadelesi ortaktır. Bunun "Türk halkıyla bir toprak kavgası"glbl gösternmesine Izin verilmemelidir. Kürt halkına yö· Devanıı s. 15'de g letlllyor. "Huzur Operasyonu" TOrkiye KOrdlsaltında tanı'nda başlatılan terör dalgası içinde yüzlerce köy basıldı, çocuk. genç yıışb demeden meydan daya!jından geçirildi, binlerce yurtsever gözaltına alın· dt ve a!jır lşkencelere•u!ıradı. Bu güne kadar sadece gazetelere yansrdı!ıı kadarıyla yüze yakın "operasyonlarda" katlekişi dlldl. "Devleti ve huzuru" koru· mak amacıyla silahlı çeteler adı dlktatöriO!jün yo!jun biçimde askeri birliklerı "Do!ıu" ya kaydırdı~iı Irak sını­ rında binlerce kişilik a!jır silah· lı birliklerden, Jandarma ve ko· mando ekiplerinden oluşan yı!! ı· nak yapıldığı, Irak'la ortaklaşa bir hareket plantandı!ıı ve bu a· maçla trak'ın da lran'a karşı savaşa sürdüğü bir tugayını Irak Kürdistanı'na geri çektl!ıi yazıl­ dı. Cunta'nın Savunma Bakanı bu hazırlıkları "sınır bölgesinde askeri manevralar" planıanan Için oldu!junu söyiUyerek do!!· basınında bir ku rd .o r Faşist diktatörıoııon Kürt halkına karşı glriştl§l nan edUmemiş savaşın boyutları son de· rece tehlikeli bir biçimde geniş·