T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI KORONER ANJİYOPLASTİ UYGULANAN HASTALARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER Melek YEŞİL BAYÜLGEN YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Doç. Dr. Meral ALTIOK MERSİN–2015 T.C. MERSİN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI KORONER ANJİYOPLASTİ UYGULANAN HASTALARIN SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER Melek YEŞİL BAYÜLGEN YÜKSEK LİSANS TEZİ DANIŞMAN Doç. Dr. Meral ALTIOK Tez No:290 MERSİN–2015 i ii TEŞEKKÜR Araştırmanın planlanması ve yürütülmesini yönlendiren ve her aşamasında bana destek veren Sayın Doç. Dr. Meral ALTIOK’ a, Araştırmanın istatistiksel analizi konusunda katkılarından dolayı Sayın Doç. Dr. İbrahim KORUK’a, Araştırmamı yürüttüğüm kardiyoloji polikliniklerinde görev yapan ve olumlu işbirliği sağladığım ekip arkadaşlarıma, Araştırmaya katılan ve sabırla soruları cevaplayan tüm hastalara, Desteğini hiçbir zaman esirgemeyen sevgili eşim Abdulkerim BAYÜLGEN’e, zor ve sıkıntılı anlarımı bir gülüşü ile unutturan biricik kızım Öykü‘ye, her zaman olduğu gibi eğitimim sırasında da desteğini esirgemeyen aileme ve özellikle canım ablam Fatma Hikmet YEŞİL’e çok teşekkür ederim. iii İÇİNDEKİLER KABUL VE ONAY ii TEŞEKKÜR iii İÇİNDEKİLER iv ÇİZELGELER DİZİNİ viii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ ix ÖZET xi ABSTRACT xii 1. GİRİŞ 1 2. GENEL BİLGİLER 4 2.1. Koroner Arter Hastalığının Tanımı ve Epidemiyolojisi 4 2.2. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri 4 2.2.1. Yaş ve Cinsiyet 5 2.2.2. Aile Öyküsü 6 2.2.3. Hiperlipidemi 6 2.2.4. Hipertansiyon 6 2.2.5. Diyabetes Mellitus 7 2.2.6. Sigara Kullanımı 8 2.2.7. Obezite 8 2.2.8. Fiziksel İnaktivite 9 2.2.9. Alkol kullanımı 9 2.2.10. Stres ve Sosyoekonomik Düzey 9 2.2.11. Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisi 10 2.2.12. Oral Kontraseptifler 11 2.2.13. Hiperhomosisteinemi 11 2.2.14. Fibrinojen 11 2.2.15. C-Reaktif Protein 12 2.2.16. Lipoprotein-a 12 2.3.Koroner Arter Hastalığının Klinik Şekilleri 12 2.3.1. Kararlı (Stable) Angina Pektoris 13 2.3.2. Akut Koroner Sendromlar 13 iv 2.3.2.1. ST Segment Yükselmesi Olan Akut Koroner 13 Sendrom 2.3.2.2. ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut 14 Koroner Sendrom 2.4. Koroner Arter Hastalığında Tedavi 14 2.4.1. Farmakolojik Tedavi 14 2.4.2. Girişimsel Tedavi 15 2.4.3. Non-farmakolojik (Yaşam Biçimi Değişiklikleri) 16 Tedavi 2.4.3.1. Sigaranın Bırakılması 17 2.4.3.2. Kan Basıncı Kontrolü 18 2.4.3.3. Lipid Kontrolü 19 2.4.3.4. Fiziksel İnaktivite 19 2.4.3.5. Kilo Kontrolü 20 2.4.3.6. Diyabetus Mellitus’un Yönetimi 21 2.5. Perkütan Girişim Sonrası Yeni Koroner Olayları Önlemede 21 Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Rolü 2.6. Konunun Hemşirelik Açısından Önemi 23 2.7. Araştırmanın Amacı 24 3. GEREÇ ve YÖNTEM 25 3.1. Araştırmanın Şekli 25 3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri 25 3.3. Araştırmanın Evreni 25 3.4. Araştırmanın Örneklemi 25 3.5. Verilerin toplanması 26 3.5.1. Veri Toplama Araçlarının Hazırlanması 3.5.1.1. Kişisel Bilgi Formu 26 26 3.5.1.2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri 27 Bilgi Düzeyi Ölçeği 3.5.1.3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II 3.5.2. Veri Toplama Araçlarının Ön Uygulaması v 27 28 3.5.3. Veri Toplama Araçlarının Uygulanması 29 3.5.4. Araştırmanın Değişkenleri 29 3.5.5. Verilerin Değerlendirilmesi 30 3.5.6. Araştırmanın Sınırlılıkları 30 4. BULGULAR 31 5. TARTIŞMA 46 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 51 6.1. Sonuçlar 51 6.2. Öneriler 52 7. KAYNAKLAR 53 EKLER 64 EK - 1. Kişisel Bilgi Formu 64 EK - 2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi 66 Ölçeği EK - 3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II 68 EK - 4. Hastaların Kullandıkları İlaçlar 71 EK - 5. ETİK KURUL KARARI 72 EK - 6. İZİN YAZISI 76 ÖZGEÇMİŞ 77 vi ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 4.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikleri 33 Çizelge 4.2. Bireylerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II 35 Toplam ve Alt Gruplarının ve Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Ölçeğinin Puan Dağılımları Çizelge 4.3. Bireylerin Özelliklerine Sosyo-Demografik Göre 36 Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan Dağılımları Çizelge 4.4. Bireylerin Klinik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve 39 Alt Gruplarının Puan Dağılımları Çizelge 4.5. Hastaların Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II 42 Toplam ve Alt Grupları ve Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Puan Dağılımlarının Birbirleriyle Korelasyonu Çizelge 4.6. Çoklu Regresyon Modelinde Kullanılan Değişkenler 43 Çizelge 4.7. Çoklu Regresyon Analizi Sonuçları 44 vii SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ AHA: AKS: BKI: BP: CABG: CK-MB: CRP: DM: DSÖ EURIKA: EUROASPIRE III: FAP: HDFQ: HRT: HT: HDL ICD: KAH KARRİF-BD: KİP: KVH: LDL: Lp-a: MGP: MI: NSTEMİ: PatenT: PKG: PTKA: TEKHARF: American Heart Association (Amerikan Kalp Birliği) Akut Koroner Sendrom Beden Kitle İndeksi Beslenme Puanı Koroner Arter By-Pass Greft Kreatinin kinaz C-reaktif Protein Diyabetes Mellitus Dünya Sağlık Örgütü Epidemiological study of European Cardiovascular Risk patients: Disease prevention and management in usual daily practice (Avrupa Kardiyovasküler Risk Hastaları Epidemiyolojik Çalışması: Hastalıkların Önlenmesi ve Yönetimi) European Action on Secondary and Primary Prevention through Intervention to Reduce Events (Hastalıkları Azaltmak için birincil ve ikincil önlemede Avrupa Eylem Planı Fiziksel Aktivite Puanı Heart Disease Fact Questionnaire (Kalp Hastalığı Gerçeği Anketi) Hormon Replasman Tedavisi Hipertansiyon (High Density Lipoprotein) (Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein) The International Classification of Diseases (Uluslararası Hastalık Sınıflaması) Koroner Arter Hastalığı Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Kişilerarası İlişkiler Puanı Kardiyovasküler Hastalık Low Density Lipoprotein (Düşük Yoğunluklu Lipoprotein) Lipoprotein-a Manevi Gelişim Puanı Miyokard İnfarktüsü ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendrom Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması Perkütan Koroner Girişim Perkütan Translüminal Koroner Anjiyoplasti Türk Erişkinlerde Kalp Hastalıkları ve Risk Faktörleri viii TRG: TURDEP-I-II: TÜİK: SAP: SSP: STEMİ: SYBD: SYBDÖ II: SYP: USAP: WHI: Trigliserid Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması-I-II Türkiye İstatistik Kurumu Kararlı Angina Pektoris (Stabil Angina) Sağlık Sorumluluğu Puanı ST Segment Yükselmesi Olan Akut Koroner Sendrom Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Stres Yönetimi Puanı Kararsız Angina Pektoris (Unstabil Angina) Women’s Health Initiative (Kadın Sağlığı Girişimi) ix ÖZET Koroner Anjiyoplasti Uygulanan Hastaların Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Etkileyen Faktörler Bu araştırma, koroner anjioplasti uygulanan hastaların sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. Tanımlayıcı olarak yapılan bu araştırma; en az üç ay önce perkütan koroner girişim (PKG) uygulanan, 18 yaş ve üzeri, hemodinamik olarak stabil ve araştırmaya gönüllü olarak katılan 100 hastada gerçekleştirildi. Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİFBD) Ölçeği ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II (SYBDÖ II) kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, ortalama, standart sapma, Student-t testi, tek yönlü varyans analizi (one Way ANOVA), Levene testi, ileri analizde post hoc testi ve sürekli ölçümler arasındaki ilişki için Spearman korelasyon katsayısı kullanıldı. İstatistik anlamlılık için p<0.05 kabul edilmiştir. Araştırmada bireylerin %60’ının erkek, %75’inin kilolu ve üstü, %82’sinde en az bir kronik hastalık olduğu, %56’sının düzenli sağlık kontrollerine gitmediği ve yaş ortalamalarının 59±11.1 olduğu saptandı. Araştırmada SYBDÖ II toplam puan ortalamasının 136.55±25.30 ve KARRİF-BD puan ortalamasının 20.98±4.10 ortancanın üzerinde olduğu saptanmıştır. Hastaların SYBDÖ II ölçeği beslenme, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve sağlık sorumluluğu alt ölçek puanları ortancanın üzerindeyken, fiziksel aktivite ve stres yönetimi puanları ortancanın altında olduğu belirlenmiştir. Araştırmamızda KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt boyutları arasında bir ilişki bulunmamakla birlikte SYBDÖ II ölçeğinin fiziksel aktivite ve stres yönetimi boyutu hariç tüm boyutların ve KARRİF-BD ölçeği puan ortalamalarının ortancanın üzerinde olması hem sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının hem de risk faktörleri bilgi düzeyinin istendik düzeye yakın olduğunun bir göstergesi olabilir. Bu sonuçlar doğrultusunda PKG uygulanan hastaların eğitiminde fiziksel aktivite ve stres yönetimi konularının öncelikle ele alınması önerilebilir. x Anahtar kelimeler: Perkütan Koroner Girişim, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları, Risk Faktörleri Bilgileri xi ABSTRACT Healthy Life Style Behaviours and The Factors That Affect Them In Patients Who Underwent Coronary Angioplasty This study was carried out to determine the healthy life style behaviours (HLSB) and the factors that affect them in coronary angioplasty patients. This descriptive study was conducted with 100 patients over 18 years of age who underwent percutan coronary intervention (PCI) at least 3 months ago, who are hemodynamically stable and attends voluntarily to the study. The research data were collected by using Personal Information Form, CARRF-KL, HLSB Scale II. Percentage, mean, standart deviation, student-t test, one Way ANOVA, Levene test, in further analysis post hoc test and Spearman correlation coefficient for the relationship between continious measuremets has been used for statistical analysis. p<0.05 was considered statistically significant. The study found that among the patients %60 were male, %75 were overweighted and above, %82 has at least one chronic illness, %56 were not attending their controls regularly and the mean age was 59±11.1. At the end, the mean value of HLSB Scale II was found as 136.55±25.0 and CARRF-KL was found as 20.98±4.10 above the median. The study found that the patients who underwent PCI are above the median at CARRF-KL, HLSB Scale II total points, spiritual development, interpersonal relationship and health responsibility subscale points and below the median at physical activity and management of stress subscale points. In our study we couldn’t find a relationship between CARRF-KL and HLSB Scale II total points or subscale points of this scale. Nonetheless HLSB Scale II points except stres management and physical activity subscales and CARRF-KL scale point levels are above the median and this might show we’re close to desired levels for both of the scales. According to these results, it might be recommended that physical activity and stres management must be the prior subjects in education of PCI patients. Keywords: Percutan Coronary Intervention, Healthy Life Style Behaviours, Risk Factors Knowledge xii 1. GİRİŞ Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) günümüzde tedavideki ilerlemelere rağmen ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümler, kalbi besleyen damarlarda daralma ya da tıkanma sonucu gelişen koroner arter hastalığına (KAH) bağlı olarak gelişmektedir (1,2). Amerikan Kalp Birliği (American Heart Association-AHA) 2014 verilerine göre gelişmiş batı ülkelerinde 35–74 yaş arası erkeklerde görülen KVH mortalite oranı; ABD’de 235.5 /100.000, Rusya’da 1173.3 /100.000 ve Almanya’da 197.1 /100.000 iken, bu oran 35–74 yaş arası kadınlarda ise; ABD’de 117.1 /100.000, Rusya’da 466.0 /100.000 ve Almanya’da 80.2 /100.000 olarak belirtilmektedir (1). Avrupa’da 75 yaş altı ölümlerin kadınlarda %45, erkeklerde %38’inden kardiyovasküler hastalıkların sorumlu olduğu bilinmektedir (3). Türkiye İstatistik Kurumu Uluslararası Hastalık Sınıflamasının (ICD) 10 ana tanı kodlarına göre yaptığı araştırmada dolaşım sistemi hastalıkları %39.9 ile ölüm nedenleri arasında ilk sıradadır (4). TEKHARF 2012 verilerine göre ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir. Bunların 120.000’i koroner arter hastalığı bilinen hastalarda akut olayın tekrarı, 180.000’i yeni akut koroner sendrom (AKS) tanısı, 120.000’i sessiz olay ve yeni kronik arter hastalığıdır. AKS’a bağlı olarak ortaya çıkan yaklaşık 95.000 ölüm (%32) gerçekleşmekte ve bu oran Avrupa oranlarından daha yüksektir (5). Bu oranlar, KAH ‘ın birey ve toplum sağlığı için önemini vurgulamakta ve yaygın olarak görülen hastalık grubu olduğunu göstermektedir. Kardiyovasküler hastalıkların yaygınlığı; ileri yaş, erkek cinsiyet, ailede KAH öyküsü, obezite, sigara, stres, fiziksel hareketsizlik, düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterol (Low Density Lipoprotein-LDL-K) yüksekliği, trigliserid yüksekliği, yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterol (High Density Lipoprotein- HDL-K-) düşüklüğü, hipertansiyon (HT), diyabetes mellitus (DM), ve yağlı diyet gibi risk faktörlerine bağlı olarak giderek artmaktadır (1,6,7). Koroner arter hastalıklarının tedavisinde iki amaç vardır. Birincisi, miyokard infarktüsü ve ölümü engelleyerek yaşam süresini uzatmak, ikincisi ise anjina pektorisi dolayısıyla iskemi sıklığını ve şiddetini azaltarak yaşam kalitesini artırmaktır (8,9). 1 Tedavi olarak farmakolojik, girişimsel tedavi ve nonfarmakolojik (yaşam tarzı değişiklikleri) yöntemler kullanılmaktadır. Farmakolojik tedavi seçenekleri arasında; antiiskemik ilaçlar (beta-blokerler, nitratlar, anjiotensin dönüştürücü enzim (ACE) intibitörleri), antikoagülanlar, trombolitik ilaçlar ve statin grubu ilaçlar bulunmaktadır. Girişimsel tedavi yöntemleri; PTKA (Perkütan Translüminal Koroner Anjiyoplasti), intrakoroner stent yerleştirilmesi, aterektomi, lazer anjiyoplasti, brakiterapi ve CABG (Koroner Arter By-Pass Greft) gibi yöntemlerdir (10-14). Koroner arter hastalarının yaklaşık 1/3'ü perkütan koroner girişim (PKG) ile tedavi edilmektedir (2). PKG’lerin koroner arter by-pass greft (CABG)’e kıyasla daha az invaziv olması, hastanede kalış süresinin kısa, morbiditesinin düşük olması gibi nedenlerle daha fazla tercih edilmektedir (15). İlk PTKA 1977 yılında Andreas Gruentzing tarafından CABG operasyonuna gereksinim olmadan balonlar kullanarak aterosklerotik daralmayı gidermek için yapılmıştır (2,16). Balon anjiyoplastinin uygulama alanını genişleterek, daha düzensiz ve ulaşılamayan koroner arter darlıklarını geçip açabilmeyi sağlamak için farklı metotlar ( stent, laser ve brakiterapi gibi) geliştirilmiştir (16-18). Ancak teknolojik gelişmelere rağmen, plak materyali uzaklaştırılamadığı için başarılı anjioplasti uygulanan olguların %30-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede restenoz görülmüştür. Damar çapının dar olması, darlık boyunun uzun olması, diyabetes mellitus, hiperlipidemi, sigara kullanımı, uygulanan dilatasyonun yetersiz olması, ven greftine PTKA uygulanması gibi nedenlerden kaynaklı oluşabilecek restenoz olasılığı artmaktadır (10,17). Koroner arter hastalığı risk faktörleri ile restenoz gelişiminde etkili olan faktörler benzerlik göstermektedir. PTKA sonrası restenoz gelişmesindeki risk faktörlerini azaltmada, farmakolojik tedavinin (trombolitik tedavi) yanı sıra yaşam tarzı değişikliğinin çok önemli bir yeri vardır. Yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının gelişmesini sağlayarak kardiyovasküler olayların tekrarını ve hastalığa bağlı ölüm oranlarını azaltmaktır (9,19). Fakat işlem sonrası hastalarda tedavi edilmişlik hissi yaşam tarzı değişikliklerine uyuma engel olabilmektedir. Bu yüzden belirtilen risk faktörlerini kontrol altına almaya yönelik, yaşam tarzı değişiklikleri olan; sigaranın bırakılması, fazla kilolardan kurtulma, doymuş yağlardan fakir ve kilo aldırmayan dengeli bir diyet ve fiziksel aktivitenin arttırılması gibi konularda hastalar daha fazla 2 düzeyde bilgilendirilmelidir (15,20,21). Sevinç ve Eşer (9) miyokard infarktüsü geçirmiş hastaların ikincil korunma davranışlarını inceledikleri çalışmalarında; hastaların çoğunluğunun risk faktörlerini taşımalarına rağmen hastaların bazı ikincil korunma davranışlarının yeterli olmadığı, bu konuda eğitim ve izlemeye gereksinimleri olduğu sonucuna varmışlardır. Aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri, kişilerin yaşam kalitesinin artmasını ve bireylerin sağlık durumlarını iyi olarak algılamalarını sağlamaktadır (22-24). Bireylerdeki kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinin varlığı ya da sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını belirlemeye yönelik çalışmalar yapılmış, fakat kardiyovasküler hastalık risk faktörleri bilgi düzeyleri ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişkiyle ilgili yapılan çalışmalar kısıtlıdır. Hemşirelerin; kardiyovasküler hastalıkların gelişiminin önlenmesinde, kardiyovasküler hastalıklar açısından riskli kişilerde hastalığın ortaya çıkışının geciktirilmesinde, bireylere eğitim verme ve sağlıklı yaşam davranışı alışkanlıkları kazandırmada ve bireylerin tedaviye uyumunu sağlamada önemli sorumlulukları vardır. Bu nedenle bireylerin kardiyovasküler hastalık risk faktörlerine yönelik bilgilerinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına yansıyıp yansımadığının belirlenmesi, hasta eğitimi ve danışmanlığın verilmesinde yol gösterici olacaktır. 3 2.GENEL BİLGİLER 2.1. Koroner Arter Hastalığının Tanımı ve Epidemiyolojisi Koroner arter hastalığı, toplumda oldukça yaygın görülen, yaşam boyu sessizce ilerleyen ve belirtileri ortaya çıktığında genellikle ileri aşamaya gelmiş olan bir kardiyovasküler hastalıktır (1,2). Koroner arter hastalığının altta yatan en önemli nedeni aterogenez ve sıklıkla eklenen trombozdur. Ateroskleroz, damar duvarının ve esnekliğinin kaybolması ile karakterize bir arteriyel hastalık grubudur (2,11). Bu hastalıklar zaman içinde hastalarda çeşitli fonksiyonların kaybedilmesine ve iş gücü kayıplarına neden olarak, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. KAH ülkemizde ve dünyada morbidite ve mortalitenin başlıca nedeni olmakta ve prevelansı giderek artmaktadır (4,25). AHA 2014 verilerine göre 35–74 yaş arası erkeklerde görülen KVH mortalite oranı; ABD’de 235.5 /100.000, Rusya’da 1173.3 /100.000 ve Almanya’da 197.1 /100.000 iken, bu oran 35–74 yaş arası kadınlarda ise; ABD’de 117.1 /100.000, Rusya’da 466.0 /100.000 ve Almanya’da 80.2 /100.000 olarak belirtilmektedir (1). Avrupa’da 75 yaş altı ölümlerin kadınlarda %45, erkeklerde %38’den kardiyovasküler hastalıkların sorumlu olduğu bilinmektedir (3). Türkiye İstatistik Kurumu Uluslararası Hastalık Sınıflamasının (ICD) 10 ana tanı kodlarına göre yaptığı araştırmada dolaşım sistemi hastalıkları %39.9 ile (kadınlarda %44.4, erkeklerde %36.2) ölüm nedenleri arasında ilk sıradadır. İkinci sıradaki neoplazmalara bağlı ölüm oranı ise %21.1’dir (4). TEKHARF 2012 verilerine göre ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir. Bunların 120.000’i koroner arter hastalığı bilinen hastalarda akut olayın tekrarı, 180.000’i yeni akut koroner sendrom (AKS) tanısı, 120.000’i sessiz olay ve yeni kronik arter hastalığıdır. AKS’a bağlı olarak ortaya çıkan yaklaşık 95.000 ölüm (%32) gerçekleşmekte ve bu oran Avrupa oranlarından daha yüksektir (5). 2.2. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri Koroner arter hastalığı risk faktörleri ilk olarak 1960’ların erken dönemlerinde Framingham Kalp Çalışmasının bulguları ile belirlenmiştir (26). Türk Kardiyoloji 4 Derneği’nin (TKD) yayınladığı koroner kalp hastalığı korunma ve tedavi kılavuzunda yer alan koroner kalp hastalığı risk faktörleri değiştirilebilen ve değiştirilemeyen olmak üzere iki grupta toplanmaktadır (6). Amerikan Kalp Birliği tarafından belirlenen değiştirilemez olarak bilinen majör risk faktörleri; yaş (≥55), cinsiyet ve aile öyküsüdür (1). Alınan tıbbi bakımla ve kişinin yaşam biçimi değişiklikleri ile uyumlu olarak değiştirilebilir, kontrol edilebilir ve tedavi edilebilir risk faktörleri ise; sigara kullanımı, obezite, fiziksel aktivite eksikliği, yüksek kan kolesterol düzeyi, HT, ve DM’dir (1,6,7) . Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2004 yılında yayımladığı Kalp Hastalığı ve İnme Atlası'nda, değiştirilebilir diğer risk faktörlerine düşük sosyoekonomik düzey, psikososyal stres, alkol kullanımı, menopoz, oral kontraseptifler, hormon replasman tedavisi ve sol ventrikül hipertrofisi gibi faktörleri eklemiştir (27). Bilinen risk faktörlerine ek olarak; homosistein, lipoprotein-a yüksekliği, fibrinijen ve C reaktif protein (CRP) düzeyleri yüksekliği yeni tanımlanan risk faktörleri olarak kabul edilmektedir (6,7,28). Risk faktörlerinin tanımlanması ve bunların tedavisi asemptomatik kişilerde koroner kalp hastalıklarının önlenmesi (birincil koruma), hastalığı olan kişilerde tekrarlayan olayların önlenmesi (ikincil koruma) için gereklidir. 2.2.1. Yaş ve Cinsiyet Yaş, koroner kalp hastalığı insidansı ve prevalansı için güçlü bir risk faktörüdür. KAH mortalitesi bireylerde yaşın artmasıyla birlikte giderek artar. Her iki cinsiyette majör kardiyovasküler risk faktörlerinin aynı olmasına rağmen KAH erkeklerde kadınlardan 10-15 yıl daha erken başlamaktadır (6,12,26). 40 yaş üzeri erkeklerin aynı yaş grubundaki kadınlara göre KAH’ a yakalanma şansları daha yüksekken, artan yaşla birlikte bu oran azalmaktadır. Bunun nedeni menopoz sonrasında, östrojen seviyesinin azalmasına bağlı olarak kadınlarda, LDL-K düzeyinin daha hızlı yükselmesidir (2). Yirmi bir buçuk yıllık TEKHARF çalışması verilerine göre bu yıllarda gelişen tüm nedenli 195 ölümden %57’sinin KAH kökenli olduğu belirlenmiş ve ölüm oranı erkeklerde binde 7.6, kadınlarda binde 3.8 bulunmuştur (5). 5 2.2.2. Aile Öyküsü Birinci derecede erkek akrabalarda 55 yaşından, birinci derecede kadın akrabalarda 65 yaşından önce infarktüs (veya ani ölüm) bulunması koroner arter hastalığı için bir risk faktörüdür. Aile üyelerinde KAH öyküsünün olması, KAH’a yakalanma riskini erkeklerde 3-5 kez artırmaktadır (2,6,26). 2.2.3. Hiperlipidemi Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması aterosklerozisin gelişmesi ve ilerlemesinin nedenidir. Hiperlipidemi prevalansı hem kadınlarda hem de erkeklerde yaşla birlikte artmaktadır. Hiperlipidemi prevalansı 45-54 yaş grubundan başlayarak, her yaş grubunda kadınlarda daha yüksektir (29). Total kolesterol ≥200 mg/dl, LDL-K değeri ≥130 mg/dl, düşük HDL-K değeri <40 mg/dl olması koroner kalp hastalığı riskini arttırır (2,6,26). Türk Kalp Çalışması 2002 yılındaki çalışmasında ülkemizde erkeklerin %68, kadınların %78’inin plazma total kolesterol düzeyleri <200 mgr/dl ve erkeklerin %63 ve kadınların %72’sinin LDL-K düzeyleri 130 mgr/dl’nin altındadır. Buna karşın HDL-K düzeyi aşırı düşük bulunmuş, erkeklerin %53‘ünde ve kadınların %26’sında HDL-K düzeyi %35 mgr/dl’nin altında bulunmuştur (30). Aynı şekilde EUROASPIRE III sonuçları, ülkemizde koroner arter hastalarında HDL-K düşüklüğünün önemini vurgulamaktadır. Koroner olay geçiren hastaların yaklaşık yarısının (%50.2) HDL-K düzeyleri normal değerin altındadır ve bu oran Avrupa ortalamasına (%36.7) göre oldukça düşüktür. Düşük HDL-K sıklığı açısından 22 Avrupa ülkesi arasında, ülkemiz Romanya ve Güney Kıbrıs’tan sonra üçüncü sırada yer almaktadır (31,32). 2.2.4. Hipertansiyon Hipertansiyon KAH için önlenebilen majör bir risk faktörüdür. Bütün aterosklerotik kardiyovasküler olayların %35'inden hipertansiyon sorumludur (26,33). Hipertansiyon prevalansı hem kadınlarda hem de erkeklerde yaşla birlikte artmaktadır. Hipertansiyon prevalansı 45-54 yaş grubundan başlayarak, her yaş grubunda kadınlarda daha yüksektir (29). Miyokard infarktüsü geçiren ve hipertansiyonu olan hastalarda 6 hipertansiyon kontrol edilmediği takdirde mortalite ve morbidite oranı artmaktadır. Sistolik kan basıncı ≥180mm/Hg olan bireylerin, sistolik kan basıncı <110mm/Hg olan bireylere göre koroner kalp hastalığına bağlı ölüm riskinin 5.65 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir (2). Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışmasında (PatenT) ülkemizde hipertansiyon prevelansı %30.3, farkındalık %54.7 ve antihipertansif ilaç kullanım oranı %47.4 olarak bulunmuştur (34). EUROASPIRE III Türkiye sonuçlarına göre, koroner arter hastalığı olanlarda kan basıncı kontrol oranı %44.8’dir (32). EURIKA çalışmasına Türkiye’den alınan hastalardaki en sık risk faktörü %66.5 ile hipertansiyondur. Çalışmaya katılan diğer Avrupa ülkelerinde de en sık risk faktörü yine hipertansiyondur ve Avrupa ortalaması %72.7 bulunmuştur. Tedavi almakta olan hipertansif bireylerdeki kan basıncı kontrol oranı ülkemizde %40.3 iken, birçok Avrupa ülkesinde de %40’larda seyretmektedir (35,36). 2.2.5. Diyabetes Mellitus Koroner arter hastalığı diyabetli hastalarda mortalite ve morbiditenin majör bir nedenidir (37). Diyabet sıklığı hem erkeklerde hem de kadınlarda yaşla birlikte artmaktadır (30,37). Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde diyabet sıklığı hızla artmaktadır. Tahminlere göre, 2010 itibarı ile tüm dünyada erişkin (20-79 yaş) nüfusta diyabet prevelansı %6,6’dır ve 2030 yılında %18 artış ile bu değerin %7,8 olacağı öngörülmektedir (28). Diyabet sıklığının giderek yükselmesinin en önemli sebepleri obezitenin artması, kronik hastalıklar, sedanter yaşam ve toplumun yaşlanmasıdır (35). Birincil koruma çalışması olan ve ülkemizin de içinde bulunduğu EURIKA çalışmasına Türkiye’den katılan hastalarda diyabet sıklığı %31.4’dür ve bu oran %26.8 olan Avrupa ortalamasından daha fazladır (36). Diyabetli hastaların tüm nedenlere bağlı ölüm riski, diyabeti olmayan aynı yaştaki hem cinslerine göre iki kat daha yüksektir. Bozulmuş glukoz toleransı saptanan kişilerde 10 yıl içinde tip 2 diyabet gelişme riskinin yaklaşık olarak %50 olduğu, buna karşılık basit yaşam tarzı değişiklikleri ile tip 2 diyabet riskinin %58’e varan oranlarda önlenebileceği veya ortaya çıkışının geciktirilebileceği gösterilmektedir (38,39). 7 2.2.6. Sigara Kullanımı Sigara hem yüksek riskli hem de düşük riskli toplumlarda aterosklerozla ilişkili klinik olaylarda majör ve değiştirilebilen risk faktörüdür (26,34). Sigara sempatik sinir sistemini uyarır, kan basıncını artırır ve miyokard oksijen sunumunu azaltır. Bunun yanında aterotromboz üzerine de birçok etkileri vardır. Sigara LDL-K oksidasyonunu artırır ve endotel bağımlı vazodilatasyonu bozmaktadır (26,28). Sigara içme prevalansı yaş gruplarına göre değişkenlik göstermektedir. En yüksek sigara kullanma prevalansı 25-44 yaş aralığındadır. Yapılan çalışmada 2011 yılında erkeklerin yüzde 43’ü, kadınların ise yüzde 17’si sigara içmektedir (29). Sigara önlenebilir ölümlerin %50’sinden sorumludur ve bu ölümlerin yarısı kardiyovasküler olaylardan kaynaklanmaktadır (12). EURIKA çalışmasına göre ülkemizde aktif sigara içiciliği %23.7 ile Avrupa ortalaması olan %21.3’e oldukça yakındır (36). Sigara kullanımının önlenmesi ile kalp-damar hastalıkları kaynaklı önlenebilir ölüm sayısının 21.317 olacağı hesaplanmaktadır ve bu da tüm ölümlerin %5’ini kapsamaktadır (7). 2.2.7. Obezite Obezite, AHA tarafından KKH için majör bir risk faktörü olarak bildirilmiştir (1). Obezite LDL-K düzeyini yükseltirken HDL-K düzeyini düşürmektedir. Kolesterolü yükseltmenin yanı sıra hipertansiyon ve tip II diyabetin gelişmesine de neden olarak koroner kalp hastalığının morbidite ve mortalite oranını yükseltir. 2011 verilerine göre; erkeklerin yüzde 15’i, kadınların yüzde 29’u obezdir (29). Türkiye Diyabet Epidemiyolojisi II (TURDEP II) çalışmasında Türkiye’de obezite sıklığı %32 bulunmuştur. 1998’de yapılan TURDEP-I’e göre, yeni tamamlanan TURDEP-II çalışmasında Türkiye’de 12 yılda, obezite sıklığı %44 artmıştır (40). Türkiye Hastalık Yükü Çalışması 2004 verilerine göre; obezitenin önlenmesi ile önlenecek ölüm sayıları iskemik kalp hastalığında 29.581, iskemik inmede 11.109, diabetes mellitusta 7.674’tür. Toplamda ise 57.143 ölüm önlenebilmekte olup bu tüm ölümlerin % 13,3’ünü oluşturmaktadır (7). 8 2.2.8. Fiziksel İnaktivite Hareketsiz bir yaşam tarzı koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Dünya’da iskemik kalp hastalıklarının yüzde 22’sinden yetersiz fiziksel aktivite sorumlu tutulmaktadır (29). Fiziksel aktivite yapmak ateroskleroz gelişimini önlemede yararlıdır ve bu da toplam mortalitede %20-25 oranında azalmaya neden olur (7,39). Düzenli fiziksel aktivite ile kilo azalmakta, LDL-K ve Trigliserid (TRG) düzeyleri düşmekte, HDL kolesterol düzeyi yükselmekte, insüline duyarlık artmakta, kan basıncı düşmekte, endotele bağlı vazodilatasyon ve fibrinolitik aktivite artmaktadır. Aynı zamanda koroner arter hastalıkları, hipertansiyon, obezite, tip II diyabet, bazı kanser tipleri, osteoporoz gibi kronik hastalıkların oluşma riskini azaltmaktadır (41). Fiziksel hareket alışkanlığının yeterli olması durumunda iskemik kalp hastalığına bağlı 31.519 ölümün önlenebileceği bildirilmiştir (7). 2.2.9. Alkol Kullanımı Alkol kullanımı hem kadın hem de erkeklerde kardiyovasküler risk faktörlerinden biridir. Alkol kullanma prevalansı yaş gruplarına göre değişkenlik göstermektedir ve en yüksek alkol kullanma prevalansı 35-44 yaş grubundadır. Yapılan çalışmada 2011 yılında erkeklerin yüzde 23’ü, kadınların ise yüzde 4’ü alkol kullanmaktadır (26,29). 2.2.10. Stres ve Sosyoekonomik Düzey Stres, hem kadınlarda hem de erkeklerde koroner olay gelişiminde önemli bir risk faktördür. Depresyon, öfke, stres, anksiyete, yeterli sosyal desteğin olmaması gibi psikososyal risk faktörlerinin akut miyokart enfarktüsü geçirme riskinin %36’sından sorumlu olduğu ve bu risk faktörlerinin etkisinin sigaraya eşit, hipertansiyondan ise iki kat fazla olduğu bilinmektedir (42,43). Şengül ve ark (44) yaptığı çalışma sonuçlarına göre, 40 yaş üstü grupla karşılaştırıldığında, 40 yaş altı genç grupta stres-anksiyetedepresyon puanları ve akut stres faktörü pozitifliği anlamlı bulunmuştur. Bu bulgular, genç bireylerde psikososyal risk faktörlerinin kalp krizlerindeki etkin rolünü destekler niteliktedir. 9 Sosyoekonomik düzeylerde farklılıklar, KAH için bir risk faktörüdür. Düşük gelir, düşük statülü iş sahibi olma veya yoksul bir yerleşim bölgesinde yaşama şeklinde tanımlanan düşük sosyo-ekonomik düzeyin kadın ve erkeklerde hem tüm nedenli, hem de KVH’ya bağlı mortalite riskini artığını bilinmektedir (12). Türkiye’de Onat ve ark (45,46) tarafından 1996 ve 2007 yıllarında yapılan çalışmalarda da sosyal açıdan gelir düzeyi düşük olanların miyokart infarktüsü geçirme riskinin gelir düzeyi yüksek topluluklara göre anlamlı olarak yüksek bulunduğu bildirilmiştir. Fakat son çalışmada genel mortalite bakımından, kentli kadınlarda kırsal kadınlara kıyasla %40 artış olduğu saptanmıştır (47). Düşük sosyoekonomik popülasyonda davranışsal risk faktörleri (sigara içimi, alkol alımı, düşük meyve tüketimi) yüksekken, yüksek sosyoekonomik popülasyonda ise biyolojik risk faktörleri (HT, DM, Obezite) daha yüksek bulunmuştur. Yüksek sosyo-ekonomik popülasyonda risk faktörlerine karşı takip ve bilgi düzeyleri daha fazla saptanmıştır (48). 2.2.11. Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisi Menopoz ve hormon replasman tedavisi, KAH için bir risk faktörüdür. Menopoz öncesi dönemde düşük olan KVH riski yaşlanma ile birlikte, özellikle de menopozdan sonraki dönemde artmaktadır. Östrojenin azalmasıyla LDL-K artarken, HDL-K azalır. Böylece total kolesterol/HDL kolesterol düzeyi oranı artar. Bu artıştın, östrojen hormonunun koruyucu etkisinin ortadan kalkmasından kaynaklı olduğu düşünülmektedir (49). Postmenopozal semptomları ortadan kaldırmada hormon replasman tedavisi (HRT) oldukça etkin bir yaklaşımdır. Prospektif kohort çalışmalarda nispeten genç ve sağlıklı kadınlarda hormon replasman tedavisinin KAH riskini %30-50 oranlarında azalttığı gösterilmiştir (50). Hulley ve ark (51) yaptıkları çalışmada KAH olan menopoz hastalarında, bu rahatsızlığa bağlı ölümleri azaltmak amacıyla HRT’nin kullanılmasının doğru olmadığı bildirilmiştir. Aynı şekilde Women’s Health Initiative (WHI) (52) çalışmasında da kombine östrojen/progesteron hormon replasman tedavisinin KVH gelişim riskini önlemediği bildirilmiştir. Orhan ve ark (53) yaptığı çalışmada hormon replasman tedavisi olarak östrojen kullanımının, koroner arter cerrahisi sonrası mortaliteyi etkilemediği fakat morbiditeyi azaltabileceği bildirilmiştir. 10 2.2.12. Oral Kontraseptifler Oral kontraseptifler, KAH için bir risk faktörüdür. Kombine oral kontraseptifler, sentetik bir östrojen ve progesteron karışımından oluşmaktadır (54,55). Östrojenin etkisi, LDL-K’yı azaltırken HDL’yi artırır. Progesteronun etkisi ise aksi yöndedir, LDL-K’yı artırken HDL-K’yı azaltırlar (54). Dunn ve ark. (56) yaptığı çalışmada oral kontraseptiflerin miyokard infarktüsü riskini 35 yaş üstü ve sigara içenlerde arttırdığı bildirilmiştir. Ateş ve ark. (57) çalışmasında gebelik veya doğum sonrası dönemde gelişen spontan koroner arter diseksiyonun çoğunlukla oral kontraseptif ilaç kullanımına bağlı olduğu belirtilmektedir. 2.2.13. Hiperhomosisteinemi Plazma homosisteinin kardiyovasküler hastalıklar için bağımsız bir risk faktörüdür. Artmış plazma homosistein konsantrasyonunun; hem aterosklerotik damar hastalıklarının gelişmesini arttırıcı hem de venöz sistemde trombüs oluşumunu kolaylaştırıcı etki göstermektedir. Homosistein seviyesinde her 5 mmol/L’lik artış kardiyovasküler hastalık riskini % 20-50 arttırmaktadır. Hiperhomosisteinemi sigara, kahve tüketimi ve fiziksel inaktivite gibi birçok sebepten dolayı oluşabilmektedir (26,28, 58). Gürbüz ve ark. (59) yaptığı çalışmada homosistein seviyesi yükseldikçe KAH yaygınlık ve şiddetinin arttığı belirtilmektedir. 2.2.14. Fibrinojen Fibrinojen, trombosit agregasyonunu ve kan viskozitesini artırır ve trombinle birlikte pıhtı oluşumunu sağlar. Yaş, obezite, sigara kullanımı, diyabet, yüksek LDL-K düzeyleri fibrinojen seviyesini arttırırken fiziksel aktivite azaltmaktadır (43,60). Plazma fibrinojen düzeyinin kardiyovasküler olaylarla ilişkisi belirlenmiştir (43). Fibrinojen seviyesindeki 1 g/L artış kardiyovasküler hastalık ve mortalite riskini 2,0-2,7 kat arttırmaktadır (60). Framingham kalp çalışmasında fibrinojen düzeyleri ile kardiyovasküler risk arasındaki ilişki, fibrinojenin bağımsız bir risk faktörü olduğunu göstermiştir (61). 11 2.2.15. C-Reaktif Protein C-reaktif protein (CRP) insanlarda, enfeksiyon ve doku zedelenmesine yanıt olarak akut ve hızlı yükselen majör bir akut faz reaktanıdır. Önceleri yalnız karaciğerden kaynaklandığı düşünülürken, daha sonra adipositler, aterosklerotik lezyonlar, koroner arter düz kas hücreleri ve aort endotel hücrelerinde de üretildiği gösterilmiştir (62-65). Mİ, inme, periferik arter hastalığı ve ani kardiyak ölüm riski için güçlü ve bağımsız bir risk faktörüdür. Hipertansiyon, obezite, sigara, metabolik sendrom, diabetes mellitus, hormon replasman tedavisi (HRT), düşük HDL-Kve yüksek trigliserid seviyeleri ile CRP düzeyleri artar. Fiziksel aktivite, kilo verme, diyet ve sigaranın bırakılması düzeyleri azaltır Koroner olayları belirlemede ortalama hs-CRP düzeylerine göre < 1,0 mg/L düşük, 1,0 – 3,0 mg/L orta ve >3,0 mg/L yüksek risk grubu olarak kabul edilmiştir (43,66,67). 2.2.16. Lipoprotein-a Lipoprotein-a (Lp-a), LDL kolesterol ve plazminojen ile yapısal benzerlik gösteren bir lipoproteindir ve ateroskleroz oluşumu üzerinde etkilidir (26,68). Lipoprotein-a yüksekliğinin koroner arter hastalığının gelişimi, yaygınlığı, miyokart infarktüsü ve inme için önemli bir risk faktörü olduğu belirtilmiştir (69). Lp-a düzeylerinin ölçülmesinin aynı zamanda erken başlayan KAH’nı ortaya koymada klinik bir önemi olduğu bildirilmektedir (26). 2.3. Koroner Arter Hastalığının Klinik Şekilleri Koroner arter hastalığı tüm dünyada en önemli ölüm nedenlerindendir (1,4). Angina pektoris 45-74 yaş arası genel popülasyonda %0,1-20 arasında görülmekle beraber bu oran yaş ile artmaktadır (70). TÜİK 2010 Sağlık Araştırmasında beyana dayalı anjina/göğüs ağrısı sıklığı 15 yaş üzeri her iki cinsiyette de yüzde 4,2 olarak saptanmıştır (29). Koroner arter hastalıklarının klinik şekilleri kararlı angina pektoris (SAP) ve akut koroner sendromlar olmak üzere 2 şekilde karşımıza çıkmaktadır. 12 2.3.1. Kararlı (Stable) Angina Pektoris Kararlı angina pektoris (SAP), dünya çapında yaklaşık olarak 54 milyon kişiyi etkileyerek KAH’ın en sık görülen şeklidir (71). SAP, sık karşılaşılan ve bazen yeti kaybına neden olan bir tablo olup genel olarak egzersiz veya stres ile ortaya çıkan ve istirahat ya da nitratla rahatlayan, göğüs, çene, omuz, sırt ya da kollarda ağrı hissedilen klinik bir durum olarak kabul edilmektedir (70,72,73). Genellikle retrosternal olmak üzere, sol ya da her iki kola, bileğe, boyuna, çeneye sırta yayılabilir. Miyokardiyal oksijen tüketiminde artışa bağlı olarak indüklenir ve istirahat ile hafifler. Genellikle ağrı şeklinde bir semptom olsa da, bazı hastalar sıkıntı, boğulma ya da basınç hissi olarak tariflenmektedir (73). 2.3.2. Akut Koroner Sendromlar Akut koroner sendrom (AKS), akut miyokard iskemisine bağlı gelişen klinik tabloların tümü olarak tanımlanır (74). Koroner arterlerde oluşan tromboz, emboli ve değişik derecelerdeki koroner arter daralmaların sonucunda miyokard iskemisi ile ortaya çıkmaktadır. Klinik bulgular etkilenen miyokard dokusunun bölgesine ve genişliğine göre değişmektedir. Akut koroner sendromlar; miyokard infarktüsü ve kararsız angina (Unstabil Angina-USAP) pektorisi içeren akut miyokard iskemisi olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. EKG’sinde ST-segmentine göre, STsegment yükselmesi olan ve olmayan AKS olarak iki grupta ayrılmıştır (11,74). 2.3.2.1. ST Segment Yükselmesi Olan Akut Koroner Sendrom ST-segment yükselmesi (STEMİ) olan MI’de tromboz hakimdir. Sürekli STsegment yükselmesi genellikle koroner arterde akut total tıkanıklığı göstermektedir. Koroner arterin tam tıkanmasından 15–30 dakika sonra miyokard nekrozu gelişmeye başlamakta ve reperfüzyon açısından bu zaman aralığında yapılan müdahaleyle infaktüs gelişimi önlenebilmektedir (75). 13 2.3.2.2. ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendrom ST yükselmesiz (NSTEMİ) AKS’nin sorumlusu tam tıkanıklığa yol açmayan trombüstür. ST-yükselmesiz AKS kararsız angina ya da NSTEMİ olarak ortaya çıkmaktadır. Her iki durumda da göğüs ağrısı mevcuttur. Ancak NSTEMİ da kararsız anginanın aksine koroner arterlerin tıkanma süresi daha uzun ve kardiyak enzimler (troponin ve/veya kreatinin kinaz (CK-MB ) daha yüksektir (13,76). 2.4. Koroner Arter Hastalığında Tedavi Koroner arter hastalığının tedavisinde; farmakolojik, non-farmakolojik ve girişimsel tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Girişimsel tedavi yöntemleri; PTKA intrakoroner stent yerleştirilmesi, aterektomi, lazer anjiyoplasti, brakiterapi ve CABG gibi yöntemlerdir. Tedavinin amacı; koroner damarların tıkanıklığını ve ölümü engelleyerek yaşam süresini uzatmak, iskemi sıklığını ve şiddetini azaltarak yaşam kalitesini arttırmaktır (8). 2.4.1. Farmakolojik Tedavi Koroner arter hastalığında farmakolojik tedavinin amacı; trombolitik olayların gelişimini ve ilerlemesini önlemektir. Buna yönelik kullanılan tedavi; antiiskemik ilaçlar, antikoagülanlar ve trombolitik ilaçlardır. Miyokardın oksijen ihtiyacını azaltarak ya da miyokarda giden oksijen miktarını arttırarak ve semptomların giderilmesini sağlamak amaçlı antiiskemik ilaçlar olan; nitratlar, beta-blokerler ve kalsiyum kanal blokerleri kullanılmaktadır. Trombolitik ilaçlardan olan asetilsalisilik asit (aspirin), trombosit tromboksan A2 sentezini inhibe ederek etki göstermektedir. Aynı zamanda tüm hastalar için antikoagülan tedavi uygulanmaktadır. Standart olarak antikoagülan tedavisinde heparin (parçalanmamış ve düşük moleküllü) kullanılmaktadır. Antikoagülan tedavisinin amacı trombin oluşumunu engelleyerek MI riskini en az seviyede tutmaktır (12-14,77). Akut miyokard infarktüsünden sonra tedavi kılavuzlarında sekonder korumada önerilen ilaçlar, aspirin, beta-blokerler, aspirin ve ACE inhibitorleri kullanılmaktadır. Aspirin ve beta blokerler yeni bir enfarktüs oluşumunu önleyerek morbidite ve mortaliteyi azaltmaktadır. ACE inhibitörleri 14 ventriküler işlev bozukluğunu önleyerek kalp yetmezliği ve mortalite oranını azaltırlar. Statinler, kan kolesterol düzeyini düşürerek aterosklerotik sürecin gelişmesini ve ilerlemesini engellemektedir (13,14,19,77). 2.4.2. Girişimsel Tedavi Koroner arter hastalığının girişimsel tedavisinde PTKA, stent implantasyonu, lazer anjiyoplasti, brakiterapi vb. girişimsel yöntemler kullanılmaktadır. Özellikle MI sonrası ilk saatlerinde yapılan intrakoroner girişimsel yöntemler sağ kalımı arttırmakta, miyokard hasarı oluşması engellenmekte dolayısıyla bireylerin yaşam kalitesi artmaktadır (2,10). Girişimsel tedavide, bir balon kateterin arteryel yolla lezyon bölgesine doğru ilerletilip, plak üzerine basınç yapacak şekilde şişirilmesi ve aterosklerotik plağın damar çeperine yapışması sağlanarak, daralmış damar lümeninin açılması sağlanmaktadır. Ciltten bir damar yoluyla girilerek koroner damarları açmada kullanılan balon anjiyoplasti-stent ve diğer işlemlere “perkütan koroner girişim” adı verilmektedir. İnsanda ilk kez damar yoluyla kateter uygulayarak kalp kateterizasyonunu Forrsmann (1929) yapmıştır. İlk PTKA 1977 yılında Andreas Gruentzing tarafından CABG operasyonuna gereksinim olmadan balonlar kullanarak aterosklerotik daralmayı gidermek için gerçekleştirmiştir (2,16). 1980’lerde ise Simpson ve arkadaşları tel üzerine balon kateter tekniğini geliştirmiş, yapılarını inceltmiş ve en önemlisi kılavuz teller kateterden ayrılarak yön verilebilir duruma getirmişlerdir. Ayrıca kılavuz teller lezyonun tipine göre kullanılmak üzere sert ve yumuşak değişik şekillerde üretilmiştir. Bu gelişmeler, balon anjiyoplastinin uygulama alanını genişleterek, daha düzensiz ve ulaşılamayan koroner arter darlıklarını geçip açabilmeyi sağlamıştır (16-18). Ancak teknolojik gelişmelere rağmen, plak materyali uzaklaştırılamadığı için başarılı anjioplasti uygulanan olguların %24-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede restenoz görülmüştür. Restenoz kateter bazlı intrakoroner tedavinin uygulandığı bölgede oluşan damar lümenindeki daralmadır. Damar çapının dar olması, darlık boyunun uzun olması, diyabetus mellitus, uygulanan dilatasyonun yetersiz olması, ven greftine PTKA uygulanması gibi nedenlerden kaynaklı oluşabilecek restenoz olasılığı artmaktadır (10,17). Gül ve ark (78) yaptıkları çalışmada; koroner anjiyoplasti uyguladıkları 162 hastanın 107’sine yaklaşık 184 gün sonra kontrol koroner anjiyografi yapılmış ve bu 15 hastaların %39’unda restenoz saptanmıştır. Dolayısıyla; restenoz tüm çalışmalara karşın anjioplastinin en önemli komplikasyonu ve sınırlamasıdır. Bu nedenle bu durumu önlemek için anjiyoplasti dışında PTKA, stent implantasyonu, aterektomi, lazer anjiyoplasti, brakiterapi gibi değişik teknikler geliştirilmiştir (79-83). 2.4.3. Nonfarmakolojik (Yaşam Biçimi Değişiklikleri) Tedavi Kardiyovasküler hastalıklar toplumda yaygın, yaşam boyu ilerleyen ve hayatı tehdit eden kronik hastalıklardır ve hem morbidite hem de mortalite nedeni olarak önemlidir (1). Bu hastalıklar zaman içinde hastalarda çeşitli fonksiyonların kaybedilmesine ve iş gücü kayıplarına neden olarak, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir (25). Ülkemizde ölüm nedenlerine bakıldığında ilk sırada kalp ve damar hastalıkları (%42) gelmektedir ve bu büyük bir orandır (7). KAH‘nın genel olarak tedavisinde; koroner damarların tıkanıklığını ve ölümü engelleyerek yaşam süresini uzatmak, iskemi sıklığını ve şiddetini azaltarak yaşam kalitesini arttırmak amaçlanmaktadır (8). Koroner arter hastalarının yaklaşık 1/3'ü perkütan koroner girişim (PKG) ile tedavi edilmektedir (2). Avrupa’da yapılan bir çalışmada, Türkiye’de akut miyokard infarktüsü (AMI) nedeniyle 220.000 kişi hastaneye yatmış ve bunların %8’inede PKG uygulanmıştır (3). PKG’lerin koroner arter by-pass greft (CABG)’e kıyasla daha az invaziv olması, hastanede kalış süresinin kısa ve morbiditesinin düşük olması gibi nedenlerle daha fazla tercih edilmektedir. PKG ‘ler lezyonların tedavisinde etkili olmalarına rağmen, hastalığın ilerlemesine engel olamamaktadır (15). Yüksek işlemsel başarı oranlarına rağmen uzun dönemde restenoz, tüm çalışmalara karşın anjioplastinin en önemli komplikasyonu ve sınırlamasıdır. Olguların %24-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede restenoz olmaktadır. Damar çapının dar olması, darlık boyunun uzun olması, uygulanan dilatasyonun yetersiz olması, ven greftine PTKA uygulanması gibi teknik nedenlerin yanı sıra DM olması restenoz olasılığını arttırmaktadır (10,78,79). Gül ve ark (78) yaptıkları çalışmada; koroner anjiyoplasti uygulanan 162 hastanın 107’sine yaklaşık 184 gün sonra kontrol koroner anjiyografi yapılmış ve bu hastaların %39’unda restenoz saptanmıştır. Yapılan çalışmalarda yaş, cinsiyet, sigara içimi, hiperlipidemi, HT, aile 16 öyküsü, geçirilmiş MI ve ejeksiyon fraksiyonu gibi nedenlerle restenoz gelişimi arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır (78,84). Perkütan koroner girişim sonrası restenoz gelişmesindeki risk faktörlerini azaltmada, farmakolojik tedavinin yanı sıra yaşam tarzı değişikliğinin çok önemli bir yeri vardır. Yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının gelişmesini sağlayarak kardiyovasküler olayların tekrarını ve hastalığa bağlı ölüm oranlarını azaltmaktır. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları; sigaranın bırakılması, kan basıncının kontrol edilmesi, kan lipid değerlerinin kontrolü, fizik aktivitenin artırılması, kilo kontrolü ve diyabetin tedavi edilmesi gibi davranışsal risk faktörlerinin kontrol altına alınması kapsamaktadır (9,19). 2.4.3.1. Sigaranın Bırakılması Sigara hem yüksek riskli hem de düşük riskli toplumlarda aterosklerozla ilişkili klinik olaylarda majör ve değiştirilebilen risk faktörüdür. Sigaranın bırakılması ile kardiyovasküler risk, yaşlı hastalarda bile hızla düşmeye başlar. Bir yılın sonunda %50 kadar azalan risk, 10 yıl kadar bir süre geçmesiyle koroner olay açısından giderek kaybolmaktadır (85). Yapılan geniş araştırmada, MI, CABG, anjioplasti veya bilinen koroner kalp hastalığı öyküsü olan ve sigarayı bırakanlarda bırakmayanlara göre mortalitede belirgin azalma olduğu gösterilmiştir (86). Sağlık bakım profesyonellerinden olan hemşireler, bireylerin sigara kullanımını sorgulamalı, sigarayı bırakma konusunda motive edici tüm nedenleri hastayla ayrıntılı olarak konuşmalı, sağlığı koruma ve geliştirme modelleri doğrultusunda gerekli eğitim ve danışmanlık hizmetlerini planlamalıdırlar (87). Nikotin replasman tedavisi (transdermal nikotin bantları, nikotin sakızları, nazal sprey ve inhalerler) ve bupropion (zyban) gibi ilaç tedavisi de önerilebilir. Sigaranın tamamıyla bırakılmasının yanı sıra hastaya evde ve işte çevresel sigara dumanından kaçınması anlatılmalıdır (88). 2.4.3.2. Kan Basıncı Kontrolü Hipertansiyon, KAH için önemli bir risk faktörüdür ve bütün aterosklerotik kardiyovasküler olayların %35'inden sorumludur (88,89). Kan basıncı yükseldikçe 17 miyokard infarktüsü, kalp yetmezliği, inme ve böbrek yetmezliği gibi hastalıkların gelişme oranı da artmaktadır (90). Sistolik kan basıncı ≥180mm/Hg olan bireylerin, sistolik kan basıncı <110mm/Hg olan bireylere göre koroner kalp hastalığına bağlı ölüm riskinin 5.65 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir. Miyokard infarktüsü sonrası yüksek kan basıncı yeni bir infarktüs riski ve ölüm oranını arttırdığından kan basıncı 140/90mm/Hg’nın altında olmalıdır (19). Sistolik kan basıncındaki 10 mmHg’lik azalma ile kardiyovasküler mortalite %20-40 oranında azalırken, diastolik kan basıncında 5-6 mmHg’lik bir azalma ile koroner kalp hastalığı olaylarında %15 azalmaya neden olmaktadır (91,92). Kan basıncı kontrolünde bakım hizmetleri önemli bir yer tutmaktadır. Yapılan eğitim ve danışmanlık hizmetiyle, bireylerin kilo vermesi, fiziksel aktivite düzeyinin arttırılması, alkol ve tuz kullanımının azaltılması gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle kan basıncı kontrol altına alınabilmektedir (12,19). Yapılan bir çalışmada, ilk sağlık durumları nasıl olursa olsun 18 aylık takip sonrasında hemşirelik danışmanlığı ve hemşireler tarafından verilen eğitimlerle hastaların sistolik ve diyastolik kan basıncında belirgin derecede azalma saptanmıştır (93). Irmak ve ark (19) yaptıkları çalışmada; hipertansiyonlu hastalara önce yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kullanımı hakkında eğitim verilmiş ve 6 ay sonrasında hastaların diyet programına uyumunda artış olduğu, düzenli egzersiz yapan hasta oranında artış olduğu, ilaç tedavisine uyumun arttığı belirlenirken, sigara içme oranında değişiklik olmadığı saptanmıştır. Kurçer ve Özbay (94) çalışmalarında KAH’ı olan hastalarda eğitim ve danışmanlık verilerek, aldıkları medikal, invaziv veya cerrahi tedavi tiplerine göre değişmeksizin, “yaşam tarzı değiştirilmesi” uygulamasının diyastolik kan basınçlarında, egzersiz sürelerinde, diyete uyum düzeylerinde ve yaşam kalitesinde, anlamlı bir düzelme sağlandığı saptanmıştır. 2.4.3.3. Lipid Kontrolü Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması aterosklerozisin gelişmesi ve ilerlemesinin nedenidir. Total kolesterol ≥200 mg/dl, LDL-Kdeğeri ≥130 mg/dl, düşük HDL-K değeri <40 mg/dl olması koroner kalp hastalığı riskini arttırır (19,87,95). Lipid tedavisinde beslenme, kilo kontrolü, fiziksel aktivite durumunu kontrol eden yaşam tarzı değişiklikleri ve farmakolojik tedavi yaklaşımları yer almaktadır. Bireyler için 18 yaşam tarzı değişiklikler planlanmalıdır. Bunlar; sigara bıraktırılmalı, fiziksel aktivite artırılmalı, kilolu olgularda kilo verilmesi sağlanmalı (en az %10), rafine şeker ve yüksek fruktoz tüketimi kısıtlanmalı, sıvı yağlar tercih edilmeli, tam tahıl ve yüksek lifli gıdalar tüketilmeli, alkol kullanımı kısıtlanmalı özellikle yüksek trigliserid değerleri de varsa alkol kullanımı engellenmelidir (95). Yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre Akdeniz tipi diyetin lipit kontrolünün sağlanmasında önemli etkileri bulunmaktadır. Lyon Diyet Kalp Çalışmasında alfa-linoleik asitten zengin olan Akdeniz tipi diyet uygulayan hastalarda kontrol grubuna göre tekrarlayan koroner olayların %65’inin azaldığı gösterilmiştir (96). Akdeniz diyetinin KAH insidansını azaltmadaki etkileri, kan lipid seviyesini düşürmesinin yanında vücudu oksidatif strese karşı korumaları gerçeği ile de açıklanabilir. Oksidatif hasar ateroskleroz ve kanser gibi birçok kronik hastalıkların patogenezinde rol oynarken, diyetteki antioksidan vitaminlerden zengin sebze ve meyve komponentleri ile bu hasarın azaltılabileceği bildirilmektedir (97). 2.4.3.4. Fiziksel İnaktivite Fiziksel inaktivite, koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Fiziksel aktivite yapmak ateroskleroz gelişimini önlemede yararlıdır ve bu da toplam mortalitede %20-25 oranında azalmaya neden olur. Hareketsizlik, obezitenin yanı sıra insülin direnci, dislipidemi ve hipertansiyon gibi risk faktörlerinin ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite ile kilo azalmakta, LDL-K ve trigliserid düzeyleri düşmekte, HDL-K düzeyleri yükselmekte, insüline duyarlık artmakta, kan basıncı düşmekte, endotele bağlı vazodilatasyon ve fibrinolitik aktivite artmaktadır; bu olumlu etkiler koroner kalp hastalığı riskini azaltır (12,87,98). Yapılacak fiziksel aktivitenin tipi, sıklığı, şiddeti ve süresi önemlidir. Toplam ve kardiyovasküler mortaliteyi azaltabilen orta şiddette fiziksel aktivite veya aerobik egzersiz miktarı haftada 2.5 ile 5 saat arasındadır (12). AHA’nın önerilerine göre erişkinlerin haftada toplamda 150 dakika olacak şekilde en az 5 gün 30 dakika orta zorlukta aerobik aktivite veya toplamda 75 dakika olacak şekilde en az haftada 3 gün 25 dakika yoğun aerobik aktivite yapması gerektiği belirtilmektedir (1). Fiziksel aktivite/aerobik egzersiz örnekleri sadece doğa yürüyüşü, koşma veya jogging, paten, bisiklet, kürek, yüzme, kayak ve aerobik dersi gibi sporla ilişkili 19 aktiviteleri değil, aynı zamanda çevik adımlarla yürüme, merdiven çıkma, daha fazla ev ve bahçe işleri yapma ve aktif yaratıcı faaliyetlere katılma gibi yaşam tarzıyla ilgili aktiviteleri de kapsamaktadır (12). Pınar ve Altıok (99) yaptıkları çalışmalarında PTCA uygulanan hastaların fiziksel aktivite düzeylerine bakılmış ve fiziksel olarak aktif bireylerin HDL-K ve TGR değerlerinin normal olduğu, LDL-K ve total kolesterol değerinin ise optimum değerde olduğu belirlenmiştir. Sağlık profesyonelleri olan hemşireler, aerobik egzersiz seanslarının sıklığını, süresini ve gözetimini hastaların klinik özelliklerine uyarlamalıdırlar. Öyküsünde MI, CABG, PKG, kararlı angina pektoris veya kararlı kronik kalp yetersizliği olan hastalar haftada ≥3 kez ve seans başına 30 dakika ılımlı-güçlü yoğunlukta aerobik egzersiz yapmaları önerilmelidir (12). 2.4.3.5. Kilo Kontrolü Obezite, koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Obezite, LDLK’u yükseltir, HDL-K’u ise düşürür, hipertansiyon ve tip II diyabetin gelişmesine de neden olarak koroner kalp hastalığının morbidite ve mortalite oranını yükseltir. Beden kitle indeksi (BKI) 25’den fazla olan kilolu hastalarda özellikle BKI>30 olan şişmanlarda yeni bir infarktüs riski ve ölüm oranı %4-5 kat daha artmaktadır. Sağlık profesyonelleri olarak hemşireler, kilo fazlalığı olan bireylerde egzersiz ve diyet yapma konusunda teşvik etme ve etkisini değerlendirme için kişilerle profesyonel bir biçimde görüşmeler yapmalı ve takip etmelidir. Kilo kaybı tedavisinde başlangıçta hedef vücut ağırlığının %10 azaltılmasıdır. Başarılı olunduğunda istenen düzeye ulaşmak için hasta cesaretlendirilmelidir (12,19,87). 2.4.3.6. Diyabetes Mellitus’un Kontrolü Diyabetik olgularda ateroskleroz daha sık ve erken yaşta görülmektedir. Kardiyovasküler mortalite diyabetli hastalarda diyabetik olmayanlara göre belirgin olarak artmıştır. Miyokard infarktüsü geçirmiş diyabetik olgularda hastane içi mortalitenin diyabeti olmayanlara göre %50 daha fazla ve 2 yıllık mortalitenin 2 kat sık olduğu bilinmektedir. Diyabet ve bozulmuş glukoz toleransına çoğunlukla eşlik eden hipertansiyon, hiperlipidemi ve obezite gibi diğer kardiyovasküler risk faktörleri de 20 diyabetteki ateroskleroz gelişimine hız kazandırmakta ve kardiyovasküler risk artışına neden olmaktadır (85,100). Yapılan bir çalışmada koroner anjiyoplasti sonrasında restenoz oluşumunda DM etkin olduğunu belirlemişlerdir (78). Sağlık profesyonelleri olan hemşireler, DM’li bireylere KAH riskinin azaltılmasında hipertansiyon tedavisinin önemi, lipit düzeyinin azaltılması, kilo verilmesi ve fiziksel aktivitenin arttırılması gibi konularda bilgi verilmelidir. 2.5. Perkütan Girişim Sonrası Yeni Koroner Olayları Önlemede Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Rolü Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir ve bu olayların yaklaşık %32’si ölümle sonuçlanmaktadır (5). Tıptaki gelişmeler sayesinde kardiyovasküler olaylardan sağ kalan birey sayısı yıllar içinde artmıştır. Ancak, işlem sonrasında sağ kalan bireyler de yeni bir kardiyak olay için risk altındadırlar (43). Yeni bir infarktüs riskini azaltmak ve sağ kalımı arttırmak için bireylerin farmakolojik tedavinin yanı sıra sağlıklı yaşam biçimi değişiklikleri gibi non-farmakolojik yöntemler uygulamaları gerekmektedir. Yaşam biçimi değişikliklerinin amacı; yeni bir infarktüs riskini önlemek, infarktüse bağlı anjiyoplasti - bypass cerrahisi gibi girişimlere olan gereksinimi ve miyokard infarktüsüne bağlı ölüm oranını azaltmak, hem yaşam kalitesini hem de yaşam süresini arttırmaktır (19,101). Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin % 70-80’inin, az gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin % 40–50’ sinin nedeni yaşam biçimine bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklardır (102). Geçmişte enfeksiyon hastalıkları ölümlere neden olurken, günümüzde HT, obezite, DM, koroner kalp hastalıkları gibi yaşam biçimi ile ilgili kronik hastalıklar ölümlere neden olmaktadır (103,104). Yapılan çalışmalar, ölümle sonuçlanan hastalıkların bir çoğunda sağlığa zarar veren davranışların rol oynadığını göstermektedir. Bu durum hastalıklardan korunma ve sağlığın geliştirilmesinde en önemli etken olan sağlıklı yaşam biçiminin önemini ortaya çıkarmaktadır (105-107). Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyen tüm davranışlarını kontrol etmesi ve günlük aktivitelerini düzenlemede kendi sağlık durumuna uygun davranışları seçmesi olarak tanımlanmıştır. Sağlığı geliştiren davranışlar, bireyin sağlıklı kalmak ve hastalıklardan korunmak için inandığı ve uyguladığı davranışların bütünüdür. Sağlıklı 21 yaşam biçimi davranışları; bireyin sağlık sorumluluğunu alma, kendini gerçekleştirme, stres yönetimi, kişilerarası destek, beslenme ve egzersiz davranışlarını içermektedir (108-110). Ülkemizde farklı gruplar üzerinde (üniversite öğrencileri, lise öğrencileri, öğretim elemanları, sağlık çalışanları, kalp hastaları, hipertansiyonlu hastalar, kanserli hastalar vs.) sağlığı geliştirme davranışını ortaya koyan çalışmalar yapılsa da, koroner girişim uygulanan hastaların yaşam tarzı değişikliklerine yönelik çalışmaların sayısı oldukça sınırlıdır. Yapılan çalışmaların genelinde bireylerin sağlıklı yasam biçimi davranışları (SYBD) puan ortalamalarında; en düşük ortalama puanın egzersiz davranışında, en yüksek ortalama puanın ise kendini gerçekleştirme davranışında olduğu saptanmıştır (22,23,104,109-112). Ülkemizde yapılan çalışmalar incelendiğinde sağlıklı yaşam biçimi puan ortalamalarının orta düzeyde olduğu, bazı farklılıklar olmakla birlikte egzersiz ve sağlık sorumluluğunun en düşük düzeyde bulunduğu, cinsiyetin, sosyoekonomik durumun, aile tipinin, anne-babanın öğrenim durumunun ve yaşanılan yerin sağlığı geliştirme davranışlarını etkilediği saptanmıştır (22-24,109-113). Sevinç ve ark. (9) miyokard infarktüsü geçirmiş hastaların ikincil korunma davranışlarını inceledikleri çalışmalarında; hastaların çoğunluğunun risk faktörlerini taşıdığını hastaların bazı ikincil korunma davranışlarının yeterli olmadığı (egzersiz, stresle baş etme gibi), bu konuda eğitim ve izlemeye gereksinimleri olduğu sonucuna varmışlardır. Lisspers ve ark. (114) PTCA uygulanan hastaların risk faktörleriyle ilişkili yaşam şeklini uzun süreli değiştirmelerini amaçlayan, çok yönlü davranışsal girişimleri kapsayan randomize kontrollü çalışmalarında; girişim grubunda sigara kullanımında azalma, egzersiz kapasitesinde artma, diyet alışkanlıklarında değişme ve kiloda azalma olduğunu belirlemişlerdir. Bu sonuç bize hastalara kardiyovasküler hastalıklar konusunda yeterli ve gereksinimler doğrultusunda verilen bilgi, uygun rehberlik ve danışmanlığın verilmesiyle bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına uyumunu ve yaşam kalitesini arttırdığını göstermektedir. Bu nedenle sağlık profesyonelleri bu davranışların gelişiminde bireylere rehber olmalıdır. 22 2.6. Konunun Hemşirelik Açısından Önemi Koroner arter hastalıkları, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de mortalitenin ve morbiditenin başlıca nedeni olmakta ve prevalansı giderek artmaktadır (4). TEKHARF 2012 verilerine göre ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir. AKS’a bağlı olarak ortaya çıkan yaklaşık 95.000 ölüm (%32) gerçekleşmekte olup, bu oran Avrupa oranlarından daha yüksektir (5). Koroner arter hastalarının yaklaşık 1/3'ü PKG ile tedavi edilmektedir (2). PKG’ler, CABG’e kıyasla daha az invaziv olması, hastanede kalış süresinin kısa ve morbiditesinin düşük olması gibi nedenlerle daha fazla tercih edilmektedir. PKG ‘ler lezyonların tedavisinde etkili olmalarına rağmen, hastalığın ilerlemesine engel olamamaktadır (15). Teknolojik gelişmelerle işlemsel başarı oranları artmış fakat plak materyali uzaklaştırılamadığı için başarılı anjioplasti uygulanan olguların %24-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede restenoz saptanmıştır (10,79,115). PKG uygulanan hastaların restenozu önlemeye yönelik davranış değişikliği yapması önemlidir. Yaşam tarzı değişikliklerinde amaç; yeni bir infarktüs riskini önlemek, infarktüse bağlı anjiyoplasti, bypass cerrahisi gibi girişimlere olan gereksinimi ve miyokard infarktüsüne bağlı ölüm oranını azaltmaktır (9,19). Sağlık ekibi içinde hemşirelerin, dünya çapında sağlık sorunu olan KVH’ın önlenmesinde, riskli kişilerde hastalığın ortaya çıkışının gecikmesinde ve olası komplikasyonların azaltılmasında, birey ve toplumu eğitme, bireylere sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırma ve hastalandıklarında da bireylerin tedaviye uyumlarını sağlamada önemli sorumlulukları vardır. Hemşireler aynı zamanda bireylerin yaşam tarzı değişikliğine ne kadar uyum sağlayabildiklerini, bu uyuma engel olan ekonomik, sosyal ve davranışsal risk faktörlerinin neler olduğunu belirlemektedir. Dünyada ve ülkemizde son yıllarda hemşirelik mevzuatında yapılan düzenlemelerde hemşirelerin bakım, koordinasyon, eğitim, araştırma, kalite geliştirme ve yönetime yönelik görev, yetki ve sorumlulukları geliştirilmiş ve daha detaylı olarak tanımlanmıştır (116,117). Hemşirelik ve diğer sağlık profesyonelleri ile ilgili kanıta dayalı uygulamaları inceleyen Joanna Briggs Enstitüsü tarafından 2008 yılında Faktörlerini Azaltmaya Yönelik Hemşire “Erişkinlerde Kalple İlgili Risk Liderliğindeki Girişimler” raporu yayınlanmıştır. Bu rapor; toplam 22 randomize kontrollü çalışma sonuçlarına dayanan iki sistematik incelemeye dayalı olarak hazırlanmıştır. Hemşire liderliğindeki 23 kliniklerde; kalp hastalığı olan ya da bilinen kardiyovasküler risk faktörü olan hastalar kadar, sağlıklı bireylerdeki kardiyovasküler risk faktörlerinin de azaltılabildiği, hastaların kan basıncını ve kolesterolünü düşürmede, beslenme değişikliği yapmada ve fiziksel aktivitelerini artırmada etkili olduğu, hemşirelik girişimlerinin, diyet değişikliği ve kolesterol düzeyleri üzerine uzun dönem yararları olduğu bildirilmiştir (118). Bireylerde hastalık risklerini azaltmak ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları kazandırmak sağlık personellerinin en temel işlevleri arasındadır. Sağlık profesyonelleri olan hemşireler, kardiyovasküler hastalıkların gelişiminin önlenmesinde, kardiyovasküler hastalıklar açısından riskli kişilerde hastalığın ortaya çıkışının geciktirilmesinde, bireylere eğitim verme ve sağlıklı yaşam davranışı alışkanlıkları kazandırmada ve bireylerin tedaviye uyumunu sağlamada önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Bu nedenle bireylerin kardiyovasküler hastalık risk faktörlerine yönelik bilgilerinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına yansıyıp yansımadığının belirlenmesi, hasta eğitimi ve danışmanlığının verilmesinde yol gösterici olacaktır. 2.7. Araştırmanın Amacı Bu araştırma, koroner anjioplasti uygulanan hastaların sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır. 24 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Araştırmanın Şekli Bu çalışma, tanımlayıcı bir araştırmadır. 3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri Çalışma, Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniğinde yapılmıştır. Hastanede kardiyoloji polikliniğine ait iki oda bulunmaktadır. Kardiyoloji polikliniğinde 08.00–16.00 saatleri arasında bir doktor, bir hemşire ve bir sekreter çalışmaktadır. Poliklinikte bir EKG odası, bir efor testinin yapıldığı oda, iki muayene odası bulunmaktadır. Muayene odasında hastalar için iki sandalye ve bir sedye bulunmaktadır. Kardiyoloji polikliniğinde günde ortalama 50 hasta muayene edilmekte ve bu hastaların en az dördünü perkütan koroner girişim uygulanan bireyler oluşturmaktadır. 3.3. Araştırmanın Evreni Çalışmanın evrenini, Mersin ili belediye sınırları içinde yer alan Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniklerinde Ekim 2012 ile Ocak 2013 tarihleri arasında bu şartları sağlayan yaklaşık 320 hasta olduğu kayıtlardan tespit edilmiştir. 01 Ekim 2013- 30 Ocak 2014 tarihleri arasında Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniklerine başvuran perkütan koroner girişim uygulanmış hastalar çalışmaya dahil edilmiştir. 3.4. Araştırmanın Örneklemi Çalışmanın örneklemini belirlemede, popülasyonunun en iyi şekilde tahmin edebilmesi için popülasyonun en azından % 30’una (96 kişi) ulaşılması yeterli olacaktır (119). Toplamda 117 hastaya ulaşılmıştır. Fakat dokuz hastanın çalışmaya katılmayı kabul etmemesi, sekiz hastanın ise anket sorularını eksik doldurması nedeniyle çalışmaya 100 hasta dahil edilmiştir. Hastaların belirlenmesinde şu kriterler dikkate 25 alınmıştır: onsekiz yaşından büyük, en az üç ay önce PTKA uygulanan, koroner arter by-pass greft ameliyatı uygulanmayan, fiziksel ve bilişsel sağlık düzeyleri araştırmada uygulanacak formları cevaplamaya uygun, iletişim sorunu olmayan ve çalışmaya katılmaya gönüllü bireyler araştırmaya dahil edilmiştir. 3.5. Verilerin Toplanması 3.5.1. Veri Toplama Araçlarının Hazırlanması Araştırmanın verileri, polikliniklere başvuran PTKA yapılan bireylerin tanıtıcı bilgilerini içeren “Kişisel Bilgi Formu” (Ek–1), hastaların kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla uygulanan “Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİF-BD) Ölçeği” (Ek-2), hastaların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını değerlendirmek amacı ile uygulanan “Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II” (Ek–3) kullanılarak toplanmıştır. 3.5.1.1. Kişisel Bilgi Formu (EK-1) Kişisel bilgi formu PTKA uygulanan bireylerde kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeyleri ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişkiyi etkileyebileceği düşünülen sosyo-demografik özellikler (cinsiyet, yaş, eğitim durumu, medeni durum, çalışma durumu, yaşanılan yer, gelir düzeyi), sağlık durumu, PTKA sonrası yaşamla ilişkili bilgi ve davranışları, ilaç tedavisi, PTKA işlemi ile özelliklerini belirlemek amacı ile literatür taraması sonucunda oluşturulmuştur (9,25,103,120). Kişisel bilgi formunda yer alan sorular üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, sosyo-demografik özelliklere ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci bölümde, sağlık hikâyesi, işlem sonrası yaşamına yönelik bilgi ve davranışlarına ilişkin sorular yer almaktadır. Üçüncü bölümde ise PTKA işlemine ilişkin sorular yer almaktadır. Birinci bölümde toplam 10, ikinci bölümde 7, üçüncü bölümde ise 4 soru olmak üzere toplam 21 soru yer almaktadır. 26 3.5.1.2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİF-BD) Ölçeği (EK-2) Erişkinlerde kardiyovasküler hastalık (KVH) risk faktörleri ile ilgili bilgi düzeyini ölçmede kullanılan Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİF-BD) Ölçeği Arıkan ve ark. (121) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları sırasında araştırmacılar ölçek maddelerini oluştururken “Heart Disease Fact Questionnaire (HDFQ) (Kalp Hastalığı Gerçeği Anketi)” anketinden 16, “40-Item Coronary Heart Disease Knowledge Test (40 Maddede Koroner Kalp Hastalığı Bilgi Testi)” anketinden 4 ve ilaveten Kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili risk faktörleri konusunda (5,8,9,10,17,18,22,26. bilinmesi maddeler) daha gerektiği eklenmiştir. düşünülen sekiz madde Ölçek bütün olarak bir değerlendirilmektedir. Ölçeğin iç tutarlılık katsayısı olan Cronbach alfa değeri 0.77 olarak bulunmuştur. Ölçekte ilk dört madde KVH’lerin özellikleri, korunulabilirliği ve yaş faktörü ile ilgili iken, 15 madde risk faktörlerini (5, 6, 9-12, 14, 18-20, 23-25, 27, 28. maddeler), 9 madde de (7, 8, 13, 15, 16, 17, 21, 22, 26. maddeler) risk davranışlarında değişimin sonucunu sorgulamaktadır. Ölçekte yer alan maddeler doğru veya yanlış olabilen tam bir cümle şeklinde katılımcılara sunulmakta ve katılımcıların bu ifadeleri “Evet”, “Hayır” veya “Bilmiyorum” şeklinde yanıtlamaları istenmektedir. Her doğru yanıta 1 puan verilmiştir. Ölçekteki ifadelerden altı tanesinde ifade yanlış olup bu maddeler diğerlerine göre ters şekilde kodlanmaktadır. Ölçekten alınabilecek en yüksek toplam puan 28 olarak belirlenmiştir. 3.5.1.3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II (EK-3) Bu ölçeği kullanmamızın amacı; koroner anjiyoplasti uygulanmış hastaların tedavisinde etkili olan sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının uygulama düzeylerini belirlemektir. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği; Pender’in sağlığı geliştirme modeline dayandırılarak bireylerin sağlığı geliştirme davranışlarını ölçmek için Walker ve ark. (103) tarafından geliştirilmiştir. Walker tarafından 1987 yılında geliştirilen Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeğinin ilk versiyonu 48 madde ve altı faktörden oluşmaktadır. Ölçek 1996 yılında tekrar çalışılarak revize edilmiş ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II olarak adlandırılmıştır. Ölçek 52 madde ve altı faktörden 27 oluşmaktadır. Bunlar; manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler, beslenme, fiziksel aktivite, sağlık sorumluluğu ve stres yönetimidir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı olan Cronbach Alpha değeri, toplam ölçek için 0,94 olup, altı alt faktörler için 0,79-0,87 arasında değişim göstermektedir. Ölçeğin Türkiye’de geçerliği ve güvenirliği 1997’de Esin (103), 1998’de Akça ve 2008’de ise Bahar ve ark. (108) tarafından yapılmıştır. Bizim çalışmamızda Bahar ve ark. (108) geçerlilik ve güvenirlilik çalışmasını yaptığı ölçek kullanılmıştır. Ölçeğin derecelendirmesi 4’lü likert şeklindedir. Hiçbir zaman (1), bazen (2), sık sık (3), düzenli olarak (4) derecelendirilmiştir. Ölçeğin tamamı için en düşük puan 52, en yüksek puan 208’dir. Ölçeğin iç tutarlılık katsayısı 0.94’dür. Alt boyutlarının iç tutarlılık katsayıları; Sağlık sorumluluğu (0,77), Fiziksel Aktivite (0,79), Beslenme (0,68), Manevi Gelişim (0,79), Kişilerarası İlişkiler (0,80), Stres Yönetimi (0,64) olarak saptanmıştır. Araştırmamızda Bahar ve ark. (108) geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yaptığı ölçek kullanılmıştır. 3.5.2. Veri Toplama Araçlarının Ön Uygulaması Veri toplama formlarının işlerliğini değerlendirmek amacıyla, Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniklerine başvuran onsekiz yaşından büyük, çalışmaya gönüllü ve en az 3 ay önce PTKA uygulanmış 10 bireye ön uygulama yapılmıştır. Ön uygulama sırasında elde edilen veriler araştırma verilerine dahil edilmemiştir. Ön uygulamaya katılmayı kabul eden bireylerden aydınlatılmış onam formu alınmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda form gözden geçirilerek son şekli verilmiştir. Ön uygulama sonrasında, , “Kişisel Bilgi Formu” nda Sağlık Hikâyesi ve İşlem Sonrası Yaşamına Yönelik Davranış Özellikleriyle ilgili sorular içeren ikinci bölümden ‘Kan basıncı (Tansiyon) değerinizi biliyor musunuz?, Kolesterol değerinizi biliyor musunuz?, Perkütan koroner girişim sonrası taburcu olurken yeni yaşamınızla ilgili herhangi bir eğitim aldınız mı?, Yanıtınız evet ise hangi konularda eğitim verildi?, Eğitim ise kimler tarafından verildi?, Sizce perkütan koroner girişim uygulandıktan sonra kalbinizle ilgili tekrar sorun gelişebilir mi?, Yanıtınız evet ise neler gelişebilir?, Kalp ile ilgili tekrar sorunların gelişmemesi için neler yapılmalıdır?, Kalple ilgili 28 sorunların tekrar gelişmemesi için siz neler yaptınız/ nelere dikkat ettiniz?, Perkütan koroner girişim uygulandıktan sonra kalbinizle ilgili herhangi bir sorun (örn. göğüs ağrısı) yaşadınız mı?, Evet ise açıklayınız?, Sizce gelişen bu sorunun nedenleri nelerdir?’ gibi toplamda on iki soru anketten çıkarılmıştır. 3.5.3. Veri Toplama Araçlarının Uygulanması Araştırmada kullanılacak veri toplama formlarının uygulanması amacı ile Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Başhekimliği, Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan ve etik kurul’dan izin alınmıştır. Araştırmanın uygulaması 01 Ekim 2013- 30 Ocak 2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Veri formları, kardiyoloji anabilim dalı polikliniğinde yer alan, daha önce araştırmacı tarafından düzenlenmiş dikkat dağıtıcı etkenlerden uzak bir odada yapılmıştır. Hastaların yazılı ve sözlü onamları alındıktan sonra bireysel olarak cevaplamaları istenmiştir. Veri toplama formlarını cevaplamakta sorun yaşayan bireylerin formları araştırmacı yardımıyla yüz yüze doldurulmuştur. Toplamda 100 hasta ile birebir görüşülmüş ve hasta ile ilgili olan bazı bilgiler (perkütan koroner girişimin tipi ve uygulanma şekli) hasta dosyası incelenerek toplanmıştır. Araştırmada kullanılan kişisel bilgi formunun uygulanma süresi yaklaşık olarak 8 dakika, kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeyleri ölçeğinin uygulama süresi yaklaşık 12 dakika ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeğinin uygulama süresi ise 15 dakika olmak üzere toplamda tüm sorular 35 dakika da yanıtlanmıştır. 3.5.4. Araştırmanın Değişkenleri Bağımlı Değişkenler Sağlıklı yaşam biçimi davranışları (sağlık sorumluluğu, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler, stres yönetimi), sigara ve alkol kullanımı. 29 Bağımsız Değişkenler Kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeyi, cinsiyet, yaş, eğitim durumu, medeni durum, çalışma durumu, yaşanılan yer, gelir düzeyi, BKI, kronik hastalığın varlığı, düzenli ilaç kullanımı, sağlık önerilerine uyum, girişim zamanı ve girişimin uygulanma zamanı. 3.5.5. Verilerin Değerlendirilmesi Çalışmamızda tanımlayıcı istatistikler olarak ortalama, standart sapma ve yüzde değerleri kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, sürekli ölçümlere ait normallik kontrolleri Shapiro Wilk testi ile test edilmiş ve normal dağılım gösterdiği belirlenmiştir. Sosyo-demografik özelliklerin ölçek puanları bakımından karşılaştırmalarında Student-t testi ve tek yönlü varyans analizi testi (one Way ANOVA) kullanılmıştır. Varyansların homojenliği Levene testi ile test edilmiştir. Tek varyans analizinde farklılığın kaynaklandığı grubu bulmak için post hoc testi kullanılmıştır. Sürekli ölçümler arasındaki ilişki Spearman korelasyon katsayısı ile test edilmiştir. İstatistik anlamlılık için p<0.05 alınmıştır. 3.5.6. Araştırmanın Sınırlılıkları Araştırmamızın tek merkezli bir çalışma olarak hazırlanmış olup bundan dolayı, sonuçlar merkezimizin sonuçları ile sınırlıdır. 30 4. BULGULAR Bu bölümde koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin; sosyo-demografik ve klinik özellikleri, sosyo-demografik ve klinik özelliklerine göre sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği II toplam ve alt gruplarının puan dağılımları ve birbirleriyle kolerasyonu yer almaktadır. 31 Çizelge 4.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikleri Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikler Cinsiyet Kadın Erkek Yaş 40-49 yaş arası 50-59 yaş arası 60-69 yaş arası 70 ve üzeri yaş Eğitim Düzeyi Okuryazar Değil Okuryazar/ İlköğretim mezunu Ortaokul/Lise mezunu Yüksekokul ve Üstü mezunu Medeni Durum Evli Bekar Çalışma durumu Evet Hayır Yaşanılan Yer İl İlçe Köy Gelir Düzeyi Gelirim giderimden az Gelirim giderime denk Gelirim giderimden fazla Beden Kitle İndeksi Zayıf + Normal Kilolu Obez Morbid obez Kronik hastalığın varlığı Var Yok Kronik Hastalıklar* HT DM Kalp Yetmezliği Kronik obstrüktif akciğer hastalığı Düzenli İlaç kullanımı Evet Hayır Sağlık kontrolüne gitme Evet Hayır Sigara kullanımı Evet Hayır Bırakmış N % 40 60 40.0 60.0 21 30 31 18 21.0 30.0 31.0 18.0 11 39 21 29 11.0 39.0 21.0 29.0 85 15 85.0 15.0 34 66 34.0 66.0 19 19 62 19.0 19.0 62.0 41 47 12 41.0 47.0 12.0 25 45 18 12 25.0 45.0 18.0 12.0 82 18 82.0 18.0 60 35 26 7 60.0 35.0 26.0 7.0 83 17 83.0 17.0 44 56 44.0 56.0 24 49 27 24.0 49.0 27.0 32 Çizelge 4.1. (Devam) Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikleri Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikler Alkol kullanımı Evet Hayır Bırakmış Girişim Tipi Sadece PTKA PTKA ve Stent Girişim Uygulanma Şekli Planlanmış PTKA Acil PTKA Girişim Zamanı 3 ay- 1 yıl 2-3 yıl 4-5 yıl 6 yıl ve üzeri Girişim Sayısı Bir kez İki kez Üç kez Dört ve üzeri N % 22 67 11 22.0 67.0 11.0 52 48 52.0 48.0 51 49 51.0 49.0 43 34 9 14 43.0 34.0 9.0 14.0 52 25 14 9 52.0 25.0 14.0 9.0 * Katılımcılar birden fazla seçenek işaretlemişlerdir Araştırma kapsamına alınan koroner anjiyoplasti uygulanan hastaların sosyodemografik özellikleri ve klinik özellikleri ortalamaları çizelge 4.1.’de verilmiştir. Araştırmaya katılan 18 yaş ve üzeri bireylerin sosyo-demografik özellikleri incelendiğinde; %60’ının erkek, %49’unun 60 yaş ve üzerinde, %39’unun okuryazar/ilköğretim mezunu, %62’sinin köyde yaşadığı, %85’inin evli olduğu, %66’sının çalışmadığı ve %47’sinin gelir durumunun gider durumuna denk olduğu belirlenmiştir. Perkütan transluminal koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin %82’sinin en az bir kronik hastalığının olduğu, %60’ında HT ve %35’inde DM olduğu, %75’inin kilolu ve üstü olduğu, %83’ünün düzenli ilaç kullandığı, %56’sının sağlık kontrollerine gitmediği, çoğunluğun sigara ve alkol kullanmadığı saptanmıştır. Aynı zamanda bireylerin, %52’sinin sadece PTKA uygulandığı, %51’inin planlı olarak işleme alındığı, %43’ünün 3 ay-1 yıl arasında işlem uygulandığı ve girişimin çoğunlukla bir kez uygulandığı tespit edilmiştir. 33 Çizelge 4.2. Bireylerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının ve Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Ölçeğinin Puan Dağılımları Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Puanları Alt Boyutları n Ort±SD Sağlık Sorumluluğu Fiziksel Aktivite Beslenme Manevi Gelişim Kişilerarası İlişkiler Stres Yönetimi SYBDÖII Toplam KARRİF-BD 9 8 9 9 9 8 52 28 23.81±5.38 15.03±4.94 22.90±5.06 26.69±5.11 27.54±5.32 20.58±4.83 136.55±25.30 20.98±4.10 KARRİF-BD: Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi SYBDÖ II: Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Araştırma kapsamına alınan hastaların SYBDÖ II toplam ve alt gruplarının ve KARRİF-BD ölçeğinin puan dağılımları çizelge 4.2.1 ‘de verilmiştir. En yüksek puan KİP alt ölçeğinden (27.54±5.32), en düşük puan ise fiziksel aktivite puanı (15.03±4.94) alt ölçeğinden alınmıştır. Bireylerin SYBDÖ II toplam puan ortalaması 136.55±25.30 ve KARRİF-BD puan ortalaması 20.98±4.10’dir. Araştırmaya katılan bireylerin fiziksel aktivite puanı ve stres yönetimi puanı alt ölçek boyutlarından ortancanın altında puan aldıkları, SYBDÖ II toplam, KARRİF-BD ve KİP, SSP, BP, MGP alt ölçek boyutlarında ise ortancanın üzerinde puan aldıkları belirlenmiştir. 34 Çizelge 4.3. Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan Dağılımları Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Sosyo Demografik Özellikler Cinsiyet Kadın Erkek p Eğitim Durumu Okur yazar değil Okur yazar/ İlköğretim mezunu Ortaokul/Lise mezunu Yüksekokul ve Üstü mezunu p Medeni Durum Evli Bekar p Çalışma durumu Evet Hayır p SSP Ort± SD FAP Ort± SD BP Ort± SD MGP Ort± SD KİP Ort± SD SYP Ort± SD SYBDÖ II Toplam Ort± SD 24.40±5.15 23.41±5.53 0.373 14.60±5.24 15.31±4.74 0.480 22.92±5.21 22.88±5.00 0.968 25.80±4.72 27.28±5.31 0.156 27.60±4.28 27.50±5.95 0.922 19.45±4.29 21.33±5.05 0.056 134.77±23.60 137.73±26.50 0.569 23.09±4.67 25.15±5.55 22.23±5.06 23.41±5.44 0.206 13.81±4.70 15.35±4.44 13.28±5.41 16.31±5.09 0.144 22.72±4.83 23.07±5.00 21.85±4.41 23.48±5.75 0.727 23.54±4.15 27.33±5.24 25.90±3.85 27.58±5.69 0.102 26.27±3.66 28.92±5.84 26.14±4.53 27.17±5.43 0.184 18.81±3.02 21.56±5.39 18.85±4.07 21.17±4.77 0.101 128.27±19.33 141.41±27.48 128.282±0.56 139.13±26.17 0.160 23.80±5.50 23.86±4.82 0.965 15.00±4.89 15.20±5.38 0.886 23.01±4.91 22.26±5.98 0.602 26.74±5.08 26.40±5.44 0.813 27.71±5.35 26.53±5.18 0.430 20.63±4.94 20.26±4.26 0.787 136.90±25.43 134.53±25.30 0.740 22.88±6.06 24.28±4.97 0.218 15.88±5.98 14.59±4.28 0.269 22.02±6.05 23.34±4.44 0.219 26.85±5.22 26.60±5.08 0.820 26.08±5.23 28.28±5.25 0.050 20.05±4.92 20.84±4.80 0.442 133.70±29.10 137.96±23.21 0.437 35 Çizelge 4.3. (Devam) Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan Dağılımları Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Sosyo Demografik Özellikler Yaşanılan yer Köy İlçe İl p Gelir düzeyi Gelirim giderimden az Gelirim giderime denk Gelirim giderimden fazla p KİP Ort± SD SYP Ort± SD SYBDÖ II Toplam Ort± SD 23.94±4.66 27.12±5.03 0.026 28.68±5.08 * 23.78±5.36 28.33±4.94 0.002 21.47±5.64 18.26±3.19 141.05±27.57 121.63±23.73* 21.01±4.83 0.062 139.74.23.71 0.015 26.73±5.26 26.40±5.04 27.66±5.17 0.749 27.58±5.65 27.61±5.20 27.08±5.01 0.952 20.51±5.27 20.57±4.46 20.83±5.06 0.980 137.19±26.80 135.42±23.97 138.75±27.06 0.902 SSP Ort± SD FAP Ort± SD BP Ort± SD MGP Ort± SD 24.52±6.03 21.31±5.81 14.94±5.35 13.73±3.52 23.42±5.80 20.57±4.74 28.00±5.07 24.35±4.88 0.079 15.45±5.17 0.419 23.45±4.78 0.084 23.87±5.68 23.70±5.36 24.00±4.74 0.980 15.21±4.78 14.70±5.07 15.66±5.26 0.795 23.26±5.21 22.42±4.80 23.50±5.79 0.675 * *: İlçede yaşayan grup ilde ve köyde yaşayanlara göre farklılık göstermektedir. SSP: Sağlık Sorumluluğu Puanı MGP: Manevi Gelişim Puanı FAP: Fiziksel Aktivite Puanı KİP: Kişilerarası İlişkiler Puanı BP: Beslenme Puanı SYP: Stres Yönetimi Puanı 36 Araştırma kapsamına alınan hastaların sosyo-demografik özellikleri ile bu özelliklerin SYBDÖ II ölçeği toplam ve bu ölçeğin SSP, FAP, BP, MGP, KİP ve SYP alt boyut puan ortalamaları ile yapılan istatistiksel değerlendirmeler çizelge 4.3’te verilmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin çoğu sosyo-demografik özelliklerine göre SYBDÖ II toplam ve alt boyut puan ortalamaları açısından istatistiksel olarak fark anlamlı bulunmazken (p>0.05) bazı özellikler açısından istatistiksel olarak fark anlamlı çıkmıştır (Çizelge 4.3). İlçede yaşayan bireylerin SYBDÖ II toplam puan ortalamaları ve MGP, KİP alt ölçek puan ortalamaları il ve köyde yaşayan bireylerden daha düşük bulunmuştur (sırasıyla; p=0.015, p=0.026, p=0.002) (Çizelge 4.3). 37 Çizelge 4.4. Bireylerin Klinik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan Dağılımları Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Klinik Özellikler Beden Kitle İndeksi Zayıf + Normal Kilolu Obez Morbid obez p Kronik hastalığın varlığı Evet Hayır p Sigara kullanımı Evet Hayır p Alkol kullanımı Evet Hayır p Düzenli ilaç kullanımı Evet Hayır p SSP Ort± SD FAP Ort± SD BP Ort± SD MGP Ort± SD KİP Ort± SD SYP Ort± SD SYBDÖ_II Toplam Ort± SD 22.60±5.05 24.62±5.31 23.66±6.55 23.50±4.40 0.511 15.52±5.02 15.86±5.05 12.88±4.45 14.08±4.44 0.147 22.88±5.54 23.66±4.84 20.55±5.34 23.58±3.67 0.164 27.60±4.60 27.28±5.04 25.44±5.51 24.41±5.35 0.183 27.12±4.26 28.13±5.89 26.38±5.45 27.91±5.14 0.662 21.20±4.56 21.26±4.85 18.44±4.51 19.91±5.29 0.167 136.92±23.43 140.84±25.95 127.38±27.29 133.41±22.22 0.281 24.08±5.38 22.55±5.33 0.277 14.92±4.94 15.50±5.05 0.658 23.19±5.01 21.55±5.21 0.215 27.00±5.09 25.27±5.07 0.197 27.89±5.01 25.94±6.49 0.161 20.86±4.73 19.27±5.18 0.208 137.96±24.66 130.11±27.85 0.235 21.79±5.62 24.51±5.01 0.040 15.00±5.91 15.38±4.63 0.780 22.50±5.08 23.38±5.53 0.511 26.08±4.89 27.22±5.20 0.373 26.20±4.52 28.28±4.91 0.086 20.33±4.72 20.26±4.80 0.955 131.91±24.33 139.06±25.44 0.257 20.54±4.51 24.70±5.00 0.001 14.22±5.23 15.44±4.84 0.318 19.18±4.19 24.07±4.87 <0.001 24.27±4.45 27.20±5.14 0.018 23.81±4.65 28.61±4.94 <0.001 18.36±3.37 21.10±4.95 0.005 120.40±22.77 141.14±23.99 0.001 24.50±5.26 20.41±4.73 0.004 15.38±4.98 13.29±4.45 0.112 23.26±5.16 21.11±4.19 0.111 27.19±5.17 24.23±4.10 0.029 28.18±5.26 24.41±4.54 0.007 21.00±4.94 18.52±3.71 0.054 139.53±25.40 122.00±19.55 0.009 38 Çizelge 4.4. (Devam) Bireylerin Klinik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan Dağılımları Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Klinik Özellikler Sağlık önerilerine uyum Evet Hayır p Girişim sayısı 1 kez 2 kez 3 kez 4 kez ve üzeri p Girişimin uygulanma zamanı 3 ay-1 yıl 2-3 yıl 4-5 yıl 6 yıl ve üzeri p SSP Ort± SD FAP Ort± SD BP Ort± SD MGP Ort± SD KİP Ort± SD SYP Ort± SD SYBDÖ_II Toplam Ort± SD 24.50±5.90 23.26±4.92 0.258 16.13±5.43 14.16±4.36 0.047 23.88±5.58 22.12±4.51 0.084 28.15±5.17 25.53±4.80 0.010 28.81±5.63 26.53±4.88 0.033 21.70±5.33 19.69±4.23 0.039 143.20±27.60 131.32±22.20 0.019 23.03±5.40 24.12±5.12 24.35±5.65 26.55±5.31 0.306 15.13±4.66 15.12±5.60 13.85±5.21 16.00±4.60 0.766 22.19±5.13 23.76±5.68 23.35±4.53 23.88±3.37 0.539 26.09±4.72 26.72±5.12 26.50±6.00 30.33±5.12 0.151 27.05±4.67 27.20±5.82 28.07±6.88 30.44±4.58 0.345 19.88±4.41 20.84±5.17 20.21±4.99 24.44±4.85 0.070 133.40±23.59 137.76±27.05 136.35±29.22 151.66±21.54 0.256 23.79±5.55 22.44±5.07 26.44±4.18 25.50±5.65 0.124 13.86±4.72 15.67±4.33 18.25±6.26 14.78±5.25 0.052 23.00±4.94 21.64±4.92 23.88±4.13 25.00±5.85 0.183 26.81±4.97 25.76±5.29 28.00±3.84 27.71±5.84 0.520 28.23±5.19 25.55±5.78 29.00±4.09 29.28±4.10 0.052 20.58±4.74 19.85±4.65 21.66±4.21 21.64±5.98 0.599 136.27±24.02 130.94±25.35 147.55±23.54 143.92±28.50 0.207 39 Araştırma kapsamına alınan hastaların klinik özellikleri ile bu özelliklerin SYBDÖ II ölçeği toplam ve bu ölçeğin SSP, FAP, BP, MGP, KİP ve SYP alt boyutları puan ortalamaları ile yapılan istatistiksel değerlendirmeler çizelge 4.4’te verilmiştir. Araştırma kapsamına alınan bireylerin klinik özellikleri incelendiğinde BKI, kronik hastalığın varlığı, girişim sayısı ve girişimin uygulanma zamanı açısından SYBDÖ II toplam ve alt boyutları puan dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05) (Çizelge 4.4). Bununla birlikte sigara kullanmayan bireylerde SSP alt ölçek puan ortalaması sigara kullananlara göre daha yüksek (p=0.040), alkol kullanmayan bireylerin FAP ortalaması dışında SYBDÖ II toplam ve tüm alt boyut puan ortalamaları alkol kullanan gruptan daha yüksek çıkmış ve istatistiksel olarak fark anlamlı bulunmuştur (p<0.05) (Çizelge 4.4). Ayrıca düzenli ilaç kullananların SSP, MGP, KİP alt boyut ve SYBDÖ II ölçeği toplam puan ortalamaları ilacını düzenli kullanmayanlardan, sağlık önerilerine uyum gösteren bireylerin ise FAP, MGP, KIP, SYP ve SYBDÖ II toplam puan ortalamaları önerilere uymayan bireylerden daha yüksek bulunmuş ve istatistiksel olarak fark anlamlı çıkmıştır (p< 0.05) (Çizelge 4.4). 40 Çizelge 4.5. Hastaların Sağlıklı Yaşam Biçimi Ölçeği II Toplam ve Alt Grupları ve Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Puan Dağılımlarının Birbirleriyle Korelasyonu 1 Sağlık Sorumluluğu 1. Sağlık Sorumluluğu 2. Fiziksel ,443** Aktivite 3. Beslenme ,545** 4. Manevi ,631** Gelişim 5. Kişilerarası ,703** İlişkiler 6. Stres Yönetimi ,601** 7. SYBDÖ II ,783** Toplam 8. KARRİF-BD -,128 9. Yaş ,151 10. BKİ ,048 11. İşlem sayısı ,190 12. İşlem zaman ,086 BKİ: Beden Kitle İndeksi *p0,05 ** p0,01 2 Fiziksel Aktivite 3 Beslenme 4 Manevi Gelişim 5 Kişilerarası İlişkiler 6 Stres Yönetimi ,531** ,544** ,593** ,399** ,644** ,797** ,637** ,708** ,594** ,768** ,763** ,882** ,755** ,881** ,871** -,020 ,005 -,167 -,032 ,180 -,130 ,155 -,070 ,144 ,069 -,004 ,132 -,200* ,173 ,061 -,218* ,180 -,019 ,175 -,002 -,077 ,205* -,194 ,188 ,038 41 7 SYBDÖ II Toplam 8 KARRİFBD -,101 ,159 -,134 ,162 ,087 -,158 -,035 -,084 ,000 9 Yaş 10 BKİ -230 ,330 ,114 -,100 ,091 11 İşlem Sayısı ,193 12 İşlem Zamanı Araştırma kapsamına alınan hastaların yaş, BKİ, işlem sayısı, işlem zamanı, KARDİR-BD ölçeği ve SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin SSP, FAP, BP, MGP, KİP ve SYP alt boyutları puan dağılımlarının birbirleriyle korelasyonu çizelge 4.5’de verilmiştir. KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt boyutları arasında bir ilişki bulunamazken (p>0.05) KARRİF-BD puanı azaldıkça kişiler arası ilişkiler puanının arttığı ve aralarında negatif yönlü zayıf ilişki olduğu belirlenmiştir (p0.05). Bunlara ilaveten BKİ azaldıkça manevi gelişim puanının arttığı ve aralarında negatif yönlü zayıf bir ilişkinin olduğu, yaşın artmasıyla stres yönetimi puanında arttığı ve aralarında pozitif yönde ve zayıf ilişki olduğu tespit edilmiştir (p0.05) (Çizelge 4.5). 42 Çizelge 4.6. Çoklu Regresyon Modelinde Kullanılan Değişkenler Değişken Yaşanılan yer Tipi Köy- şehir Referans Dummy Referans Dummy Referans Dummy Referans Dummy Referans Dummy İlçe Alkol kullanımı Hayır Evet Sigara kullanımı Hayır Evet Sağlık önerilerine uyum Evet Hayır Düzenli ilaç kullanımı Evet Hayır Yaş Sürekli BKİ Sürekli KARRİF-BD puanı Sürekli 43 Çizelge 4.7. Çoklu Regresyon Analizi Sonuçları Değişkenler Beta Standart Sapma t p Güven Aralığı Değeri Sağlıklı yaşam biçimi davranışları toplam puanı Yaşanılan yer Alkol kullanımı Düzenli ilaç kullanımı Sağlık önerilerine uyum -11.5 -16.3 6.0 5.6 -1.9 -2.8 0.05 0.00 (-23.5) - (0.4) (-27.6) - (-5.1) -10.2 6.2 -1.6 0.10 (-22.7) - (2.2) -11.7 4.5 -2.5 0.01 (-20.7) - (-2.7) 1.2 1.2 -1.0 -2.5 0.28 0.01 (-23.5) - (1.1) (-20.7) - (-0.7) 1.3 -2.2 0.02 (-22.7) - (-0.3) 0.9 -2.0 0.04 1.1 -4.2 0.00 (-7.0) - (-2.5) 1.2 0.0 -1.8 -0.8 0.07 0.39 (-4.8) - (0.1) (-0.0) - (-0.0) 0.9 -2.7 0.00 (-4.5) - (-0.7) 1.1 -1.8 0.07 (-4.5) - (0.1) 1.3 -1.3 0.19 (-4.3) - (-0.8) Sağlık sorumluluğu puanı Sigara kullanımı -1.3 Alkol kullanımı -3.2 Düzenli ilaç -3.0 kullanımı Fiziksel aktivite puanı Sağlık önerilerine -1.9 uyum Beslenme Puanı Alkol kullanımı -4.7 Manevi Gelişim Puanı Yaşanılan yer -2.3 BKI -0.0 Sağlık önerilerine -2.6 uyum Alkol -2.1 kullanımı Düzenli ilaç -1.7 kullanımı 44 (-3.9) - (-0.3) Çizelge 4.7. (Devam) Çoklu regresyon analizi sonuçları Değişkenler Standart Sapma t p Güven Aralığı -3.1 -3.4 1.2 1.2 -2.5 -2.8 0.01 0.00 (-5.6) - (-0.6) (-5.9) - (-1.0) -2.3 0.9 -2.4 0.01 (-4.2) - (-0.4) -2.0 1.2 -1.5 0.12 (-4,5) - (0.5) -0.0 0.1 -0.6 0.50 (-0.3) - (0.1) 0.0 -2.2 0.0 1.1 1.6 -1.9 0.10 0.05 (-23.5) - (0.0) (-4.2) - (-0.5) -2.3 0.9 -2.5 0.01 (-0.0) - (-0.1) Beta Değeri Kişilerarası İlişkiler Puanı Yaşanılan yer Alkol kullanımı Sağlık önerilerine uyum Düzenli ilaç kullanımı KARRİF-BD puanı Stres Yönetimi Puanı Yaş Alkol kullanımı Sağlık önerilerine uyum Bu analiz sonuçlarına göre; çoklu regresyon analizine göre araştırmaya katılan bireylerin sağlık önerilere uyumu arttıkça sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği toplam puanı, fiziksel aktivite, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetim puanlarının arttığı, alkol kullanımı arttıkça sağlık sorumluluğu, sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve kişilerarası ilişkiler puanının azaldığı belirlenmiştir. Ayrıca düzenli ilaç kullananların sağlık sorumluluğu puanı artmakta, ilçede yaşayanların ise kişiler arası ilişkiler puanı azalmaktadır (Çizelge 4.7). 45 5. TARTIŞMA Koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin; kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeyleri ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmadan elde edilen bulgular aşağıdaki alt başlıklar halinde tartışılacaktır. 5.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özelliklerine İlişkin Bilgilerin Tartışılması 5.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve Alt Gruplarının ve Kardiyovasküler Risk Faktörleri Bilgileri İle İlgili Bulguların Tartışılması 5.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özelliklerine İlişkin Bilgilerin Tartışılması Araştırma kapsamına alınan hastaların çoğunluğu erkek ve 60-69 yaş grubunda yer aldığı görülmektedir. Yapılan çalışmalarda da erkek hastaların kadınlardan sayı olarak fazla olduğu bildirilmektedir (23,105,106,122,123). Erkeklerde hastalığın daha fazla görülmesinin nedeni; erkeklerin kadınlara göre daha fazla sigara kullanması ve kadınlarda östrojen hormonunun hastalığa karşı koruyucu etkisinin olduğu belirtilmektedir (49,124). Araştırmamızda hastaların çoğunun okuryazar/ilköğretim mezunu, köyde yaşadığı, evli olduğu, çalışmadığı ve gelir durumunun gider durumuna denk olduğu tespit edilmiştir. Küçükberber ve ark. (23) çalışmalarında hastaların %83,1 ‘ünün evli olduğu, %48,6’ünün ilköğretim mezunu olduğu, %62,8’inin gelir durumunun orta düzeyde olduğu ve %76,6’sının çalışmadığının saptaması bulgularımızla benzerlik göstermektedir. Kuru ve ark. (125) yaptığı çalışmada, bizim çalışmamızdan farklı olarak hastaların büyük çoğunluğunun ilde yaşadığı saptanmıştır. Araştırmamızın sonuçları doğrultusunda bireyin yaşadığı toplumsal çevrenin gelişmişlik düzeyinin sağlığı geliştiren davranışlara katılımını olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Araştırmamızda hastaların %82’sinde kronik hastalığın olduğu (%60 HT, %35 DM) ve kilolu olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda hastalarda kronik hastalığın olduğu ve BKI 25-29.9 kg/m² olduğu görülmektedir (99,125). BKI’ sinin 46 yüksekliğinde vücutta aşırı yağ birikimi ve depolanması sonucunda damarsal yapı bozulmakta, sonuçta KVH için bir risk faktörü haline gelmesi ile açıklanabilir. Araştırmamızda hastaların düzenli ilaç kullandığı ancak sağlık kontrollerine düzenli gitmediği tespit edilmiştir. Açıkgöz (112) çalışmasında hastaların ilacını düzenli kullandığı bulunmuş, ancak çalışmamızdan farklı olarak bireylerin çoğunluğunun sağlık kontrolüne gittiği saptanmıştır. Kronik hastalığa sahip bireyler zamanla hastalığı kabullendikten sonra ilaçlarını düzenli kullanmaya başlamaktadırlar. Sağlık profesyonellerinin yardımıyla bireylere eğitim ve danışmanlık hizmeti verilerek düzenli kontrollere gitmeleri, kendi sağlık sorumluluklarının güçlendirilmesi ve sağlıklı davranışları yaşama geçirmesi sağlanabilir. Araştırmamızda hastaların çoğunluğunun sigara kullandığı belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda hastaların büyük çoğunluğunun sigara kullandığı saptanmıştır (78,105,122-124). Sigara, sempatik sinir sistemini uyararak miyokarda giden oksijen miktarını azaltıcı etki yapmasıyla bireylerde KAH görülme riskini artırmaktadır (26). Sağlık profesyonellerinin çoğunluğunu oluşturan hemşireler; bireylerin sigara kullanımını sorgulamalı, sigarayı bırakma konusunda motive edici tüm nedenleri hastayla ayrıntılı olarak konuşmalı, sağlığı koruma ve geliştirme modelleri doğrultusunda gerekli eğitim ve danışmanlık hizmetlerini planlamalıdırlar (87). Araştırmamızda hastalarımızın büyük çoğunluğunun alkol kullanmadığı belirlenmiştir. Savaşan’nın (123) ve Kuru’nun (125) çalışmalarında hastaların çoğunun alkol kullandığı saptanırken, Açıkgöz’ün (112) çalışmasında alkol kullanmayan bireylerin oranı kullanan bireylere göre daha fazla olduğu bildirilmektedir. 5.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve Alt Gruplarının ve Kardiyovasküler Risk Faktörleri Bilgileri İle İlgili Bulguların Tartışılması Sağlıklı yaşam biçimi davranışları II ölçeğinin toplamından ve alt ölçeklerinden alınan puanların yüksek olması bireyin sağlığı geliştirici davranışa sahip olma ve kazanma düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Araştırmamız kapsamına alınan PTKA uygulanan hastaların KARRİF-BD, MG ve kişilerarası ilişkiler, sağlık sorumluluğu ve beslenme alt ölçek boyutlarında orta düzeyin üzerinde puan aldıkları 47 tespit edilmiştir. Savaşan (123) çalışmasında hastaların MG ve KİP alt ölçek boyutu puanları orta düzeyin üzerinde bulunurken, BP ve SSP alt ölçek boyutu puanları orta düzeyde bulunmuştur. Araştırmamız sonuçları aksine Açıkgöz (112) yaptığı çalışmada SSP alt ölçek boyut puanını orta düzeyin altında bulmuştur. Araştırmamız sonuçları doğrultusunda; bireylerin kendi sağlığına özen gösterdiği, kendi öğünlerini seçip, düzenlediği ve yiyecek seçimini belirlediği, etrafındaki diğer kişilerle olan iletişimini sürdürdüğü ve duygularını paylaşabildiği, uyum içinde yaşaması gerektiğini hissettiği ve gerekli olduğunda profesyonel bir yardıma başvurabileceğini göstermektedir. Araştırmamızda PTKA uygulanan hastaların FAP ve SYP alt ölçek boyut puanları orta düzeyin altında görülmüştür. Kalp hastaları ile ilgili yapılan benzer çalışmalarda FAP ve SYP alt ölçek boyut puanları orta düzeyin altında tespit edilmiştir (110,123,125). Yeşil ve Altıok (99) çalışmalarında farklı olarak PTKA uygulanan hastaların çoğunluğunun fiziksel olarak aktif olduğu, en çok yürüme aktivitesini yaparak enerji harcadıkları ve %56,7’sinin aktif, %20'sinin ise çok aktif oldukları belirlemişlerdir. Araştırmamızın sonuçları doğrultusunda kardiyak problemi olan bireylerin çoğunlukla egzersiz yapmanın zararlı olabileceği düşüncesi, stresli durumlarla etkin baş edememeleri, hastalığın komplikasyonlarını tam olarak bilmedikleri için kendi sağlıklarına özen göstermemeleri ve profesyonel yardıma gerek olduğunu bilmemeleri ile açıklanabilir. Hemşireler sağlıklı ya da hasta birey ile egzersiz programı planlarken, kişilerin özelliklerini göz önüne almalı, bireye özel bir programının hazırlanması gerektiği ve kişi için uygulanabilirliğinin etkin olmasının gerekliliğini bilmelidir. Bunun için bireylere fiziksel aktivite örneklerinin sadece doğa yürüyüşü, koşma veya jogging, paten, bisiklet, kürek, yüzme, kayak ve aerobik dersi gibi sporla ilişkili aktiviteleri değil, aynı zamanda çevik adımlarla yürüme, merdiven çıkma, daha fazla ev ve bahçe işleri yapma ve aktif yaratıcı faaliyetlere katılma gibi yaşam tarzıyla ilgili aktiviteleri de kapsadığı anlatılabilir. Araştırmamızda bireylerin SYBD Ölçeği II puan ortalaması 136.55±25.30 olarak bulunmuştur. Konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda SYBD ölçeği II puanı; prostat kanserli hastalarda 125±9 (22), kalp hastalarında 127.45±20.51 (23), sağlık yüksekokulu öğrencilerinde 121.75±18.86 (110), hipertansiyon hastalarında 123,21±14,06 (112) ve koroner arter hastalığına sahip bireylerde 153,22±22,31 (125) olarak saptanmıştır. Hasta bireylerde gerçekleştirilen bu çalışmalardaki sonuçların 48 sağlıklı bireyde ki sonuçlarla birbirine yakın değerde olduğu gözlenmektedir. Bu durum, hasta bireylerin risk algısının sağlıklı bireylerden daha yüksek düzeyde olmasından kaynaklanıyor olabilir. Araştırmamızda cinsiyet ile SYBD arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır (p>0.05). Kaya ve ark. (113) araştırmalarında öğretim elemanlarının SYBD ile cinsiyet arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirtilmektedir. Araştırmamızda ilçede yaşayan bireylerin KİP alt ölçek puan ortalamaları köy ve ilde yaşayan bireylerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Literatür sonuçlarında ise şehirde yaşayan bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeğinin alt boyutları diğer yerleşim yerlerinde yaşayanlara göre daha yüksektir. Yapılan çalışmalarda şehirde yaşayanların puan ortalamasının ilçede yaşayanların puan ortalamalarına göre daha yüksek olduğu bildirilmektedir (112,125-127). Kentlileşme, kentleşme akımı sonucunda toplumsal değişmenin insanların davranışlarında ve ilişkilerinde, değer yargılarında, maddi ve manevi yaşam biçimlerinde değişiklikler neden olduğu düşünülebilir. Araştırmamızda alkol kullanmayan bireylerin SYBDÖ toplam puan ortalamaları, SSP, BP ve KİP alt ölçek puan ortalamaları diğer gruba göre daha yüksek bulunmuştur. Başarır ve Pakyüz (128) hemodiyaliz hastalarında yaptıkları çalışmalarında alkol kullanan hastaların toplam SYBDÖ II toplam puan ortalamaları ve FAP alt ölçek puanı alkol kullanmayanlara göre düşük bulunmuştur. Vural ve Bakır’ın (129) çalışmalarında alkol kullanmayan öğrencilerin BP ve FAP alt ölçek puanı alkol kullanan öğrencilere göre daha yüksek bulunmuştur. Bu sonuçlar bulgularımızla da uyumludur. Araştırmamız sonuçları doğrultusunda; bireylerin kendi sağlığına özen gösterdiği, kendi öğünlerini seçip, düzenlediği ve yiyecek seçimini belirlediği, çevresindekilerle olan iletişimini sürdürdüğü ve duygularını paylaşabildiği, uyum içinde yaşaması gerektiğini hissettiği, gerekli olduğunda profesyonel bir yardıma başvurabileceği ve stres yönetiminde etkili olabildiği düşünülebilir. Araştırmamızda PTKA uygulanan hastaların düzenli ilaç kullananlarda SSP’nın daha yüksek olduğu bulunmuştur. Açıkgöz (112) çalışmasında bizim çalışmamıza benzer olarak, düzenli ilaç kullanan hastaların SSP’nın ve diğer alt ölçek puan ortalamaların yüksek olduğunu saptamıştır. Toplumlarda kronik hastalığa sahip bireyler 49 zamanla hastalığı kabullendikten sonra ilaçlarını düzenli kullanmaya ve sağlıklarıyla ilgili sorumlulukları güçlenerek sağlıklı davranışları yaşama geçirmeye başlayacaklardır. Araştırma kapsamına alınan hastalardan sağlık önerilerine uyum sağlayan kişilerin SYBDÖ toplam puan ortalamaları, FAP, MGP, KİP ve SYP alt ölçek puan ortalamaları daha yüksek bulunmuştur. Küçükberber’in (23) çalışmasında sağlık eğitimi alanların SYBD toplam ölçek puanından, FAP, MGP, KİP ve SYP alt boyutlarından almayanlara göre daha yüksek puan aldığı ve hastalıklarıyla ilgili eğitim alanların sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına daha fazla önem verdiği saptanmıştır. Bireylerin sağlık davranışlarındaki değişimin etkili olabilmesi için en önemli yöntem hemşire liderliğinde verilen eğitimdir. Yapılan çalışmalarda da hemşire liderliğinde verilen eğitim programlarının yaşam biçimi değişikliklerine etkisinin yüksek olduğu belirlenmiştir (130,131). Kalp hastalarına yapılan bir çalışmada, uygulanan eğitimin kan basıncının kontrolü, mortalite oranının azaltılması, egzersiz ve sağlıklı bir diyet alışkanlığının kazanılmasına yardımcı olduğu görülmüştür (21). KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt boyutları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bununla birlikte SYBDÖ II ölçeğinin beslenme, fiziksel aktivite ve stres yönetimi boyutu hariç tüm boyutların ve KARRİFBD ölçeği puan ortalamaları ortanın üzerinde olması hastaların hem risk faktörleri bilgi düzeyinin hem de sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının istendik düzeye yakın olduğunun bir göstergesi olabilir. PTKA uygulanan hastaların eğitiminde, beslenme, fiziksel aktivite ve stres yönetimi konularının öncelikle ele alınması önerilebilir. 50 6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER 6.1. Sonuçlar Araştırmamızda elde ettiğimiz sonuçlar aşağıda verilmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin %60’ı erkek, % 31,’i 60-69 yaş aralığında, %39’u okuryazar/ İlköğretim mezunu, çoğunluğunun evli, köyde yaşadığı, çalışmadığı ve gelir durumunun gider durumuna denk olduğu belirlenmiştir. Araştırmaya katılan koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin %82’sinde kronik hastalığın olduğu, %45’inin normal kilonun üzerinde olduğu, %83’ünün düzenli ilaç kullandığı, %56’sının sağlık kontrollerine gitmediği, çoğunluğun sigara ve alkol kullanmadığı saptanmıştır. Yine bireylerin, %52’sinin sadece PTKA uygulandığı, %51’inin planlı olarak işleme alındığı, %43’ünün 3 ay-1 yıl arasında işlem uygulandığı ve girişimin çoğunlukla bir kez uygulandığı tespit edilmiştir. Araştırmamız kapsamına alınan hastaların SYBDÖ II toplam, KARRİF-BD, MG, KİP, SSP ve BP alt ölçek boyutlarında ortancanın üzerinde, FAP ve SYP alt ölçek boyutlarının da ortancanın altında puan aldıkları tespit edilmiştir. Araştırmamızda cinsiyet, eğitim durumu, medeni durum, çalışma durumu, gelir düzeyi, BKI, kronik hastalığın varlığı, girişim sayısı, girişimin uygulanma zamanı ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Araştırmamızda ilçede yaşayan bireylerin KİP alt ölçek puan ortalamaları il ve köyde yaşayan bireylerden daha düşük olduğu bulunmuştur. Araştırmamıza katılan bireylerden alkol kullanmayanların SYBDÖ II toplam puan ortalamaları, SSP, BP ve KİP alt ölçek puan ortalamaları kullanmayanlara göre daha yüksektir. Araştırmamızda koroner anjiyoplasti uygulanan hastaların düzenli ilaç kullananların SSP’nın kullanmayan gruba oranla daha yüksektir. 51 Araştırma kapsamına alınan hastalardan sağlık önerilerine uyum sağlayan kişilerin SYBDÖ II toplam puan ortalamaları, FAP, MGP, KİP ve SYP alt ölçek puan ortalamaları daha yüksektir. Araştırmamızda KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt boyutları arasında bir ilişki bulunmamıştır. Araştırmamıza katılan hastaların KARRİF-BD puanı azaldıkça kişiler arası ilişkiler puanının arttığı ve aralarında negatif yönlü zayıf ilişki olduğu belirlenmiştir Araştırmamızda hastaların BKİ azaldıkça manevi gelişim puanının arttığı ve aralarında negatif yönlü zayıf bir ilişkinin olduğu, yaşın artmasıyla stres yönetimi puanında arttığı ve aralarında pozitif yönde ve zayıf ilişki olduğu tespit edilmiştir. 6.2. Öneriler Bu sonuçlar doğrultusunda şu öneriler getirilebilir; Araştırmamıza katılan bireylerinin çoğunluğunun FAP ve SYP alt ölçek boyutlarında orta düzeyin altında puan aldıkları tespit edilmiştir. Buna yönelik bireylere verilen eğitim ve danışmanlık programlarında özellikle fiziksel aktiviteyi arttırıcı ve stresle etkin baş etme yöntemleri konularına daha fazla özen gösterilmesi ve davranışlara yansımasının takip edilmesi, Sağlık önerilerine uyum sağlayan, alkol kullanmayan ve düzenli ilaç kullanan kişilerin SYBDÖ II toplam puan ve alt ölçek puanları daha yüksek bulunmuştur. Buna yönelik hemşirelerin bireylerin olumlu davranışlarını desteklemesi, olumsuz yaşam motivasyonu biçimi artıcı davranışlarının eğitimlerin ve olumlu benlik yönde algısını düzeltilmesinde geliştirici girişim programlarının oluşturulması, Bireylere sağlık kurumlarında kardiyovasküler hastalıkların risk faktörleri, önlenmesi ve yönetimi konularında sağlık eğitimi ve danışmanlık hizmetlerinin verilmesi önerilmektedir. 52 7. KAYNAKLAR 1. Mozaffarian D, Benjamin EJ, Go AS, Arnett DK, Blaha MJ, Cushman M., et.al. Heart Disease and Stroke Statistics—2015 Update: A Report From the American Heart Association. Circulation. 2015. 2. O’Rourke RA, Fuster Vi Alexander RW. Hurst Kalp Hastalıkları El Kitabı. 12. Baskı, İstanbul: Nobel Tıp Kitapevleri, 2012. 3. P. Widimsky Et Al. Reperfusion Therapy for ST Elevation Acute Myocardial İnfarction in Europe: Description of the Current Situation in 30 Countries, European Heart Journal, 2010; 31:943–957. 4. Türkiye İstatistik Kurumu 2010 Verileri. TÜİK 2010. Erişim:http:// www.tuik.gov.tr. Erişim tarihi: 16.08.2015 5. Onat A, Yüksel, M, Köroğlu M ,Gümrükçüoğlu A, Aydın M, Çakmak A, Karagöz A, Can G. TEKHARF 2012: Genel Ve Koroner Mortalite İle Metabolik Sendrom Prevalansı Eğilimleri. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2013;41(5):373-378. 6. TKD Koroner Kalp Hastalığı Korunma ve Tedavi Kılavuzu, 2002. Erişim: www.tkd.org.tr/ kilavuz/k11.htm Erişim Tarihi: 16.08.2015 7. Türkiye Kalp ve Damar Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı, Birincil, İkincil Ve Üçüncül Korumaya Yönelik Stratejik Plan ve Eylem Planı. Sağlık Bakanlığı Yayın No:812, 2010. Erişim:http://www.saglik.gov.tr/TR/dosya/1-71613/h/kalp-ve-damar-hastaliklarini-onleme-ve-kontrolprogrami-pdf. Erişim tarihi:16.08.2015 8. Ildızlı M, Kayıkçıoğlu M, Yavuzgil O, Hasdemir C, Gürgün C, Kültürsay H. Koroner Ater Hastalığında Güncel Tedavi Yaklaşımlarını Ne Düzeyde Geliştirebiliyoruz?. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2004; 32(8):542-549. 9. Sevinç S, Eşer İ. Miyokard İnfarktüsü Geçirmiş Hastaların İkincil Korunma Davranışları. İstanbul Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Dergisi, 2011; 19(3):135-144. 10. Colombo A, Stankovic G. Girişimsel Kardiyoloji. 1.Baskı, Ankara:Güneş Tıp Kitapevleri Ltd Şti., 2010: 151-160. 11. Libby P. Current concepts of the pathogenesis of the acute coronary syndromes. Circulation, 2001; 104:365-372. 53 12. Avrupa Klinik Uygulama Kardiyovasküler Hastalıklardan Korunma Kılavuzu. Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi. 2012; 40(3). 13. ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendromların Tanı ve Tedavi Kılavuzu. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2008; 36(1):90-152. 14. Yüksel S, Şahin M. ST Yükselmeli Akut Miyokard İnfarktüsü Tedavisi. Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi, 2012; 29: 127-131. 15. Davidson PM, Salamonson Y, Rolley J, Everett B, Fernandez R, Andrew S, Newton PJ, Frost S, Denniss R. Perception of Cardiovascular Risk Following A Percutaneous Coronary İntervention: A Cross Sectional Study. International Journal of Nursing Studies, 2011; 973–978. 16. Griffin BP, Topol EJ. Manual of Cardiocascular Medicine. 3nd Ed., Philadelphia: Lippincott Williams & Wilkins, 2008. 17. Topol EJ. Textbook of Cardiovascular Medicine. 3.Baskı, İstanbul; Güneş Tıp Kitapevi, 2008. 18. Türkoğlu C. Girişimsel Kardiyoloji Tarihçesi. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi. 2004; 3(17):109. 19. Irmak Z, Fesci H. Akut Miyokard İnfarktüsünde Sekonder Koruma. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2005; 84–96. 20. Byrne M, Walsh J, Murphy AW. Secondary prevention of coronary heart disease: Patient beliefs and health-related behaviour. Journal of Psychosomatic Research, 2005; 403– 415. 21. Uzun M. Kardiyak rehabilitasyonda hasta eğitimi ve egzersiz, Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2007; 7: 298-304. 22. Ardahan M, Temel AB. Prostat Kanserli Hastalarda Yaşam Kalitesi İle Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışı İlişkisi, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 2006; 22 (2):1-14. 23. Küçükberber N, Özdilli K, Yorulmaz H. Kalp Hastalarında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ve Yaşam Kalitesine Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2011; 11:61926. 24. Aksungur A, Göktaş B, Önder Ör, Cankul İH. Öğrencilerin Sağlıklı Yaşam Davranışlarının Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Dikimevi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi, 2011; 10(1). 25. Olgun S. Miyokard Enfarktüsü Geçirmiş Hastaların Yaşam Kalitesi ve Hemşirelik Bakımının Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi, Manisa, 2006. 54 26. Buğan B, Çelik T. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri. Journal Of Clinical And Analytical Medicine, 2014;5(2): 159-63. 27. World Health Organization. The future of CVD. In: Mackay J, Mensah G (eds). The Atlas of Heart Disease and Stroke. Geneva, Switzerland: World Health Organization; 2004. 28. Gülel O. Kardiyovasküler Risk Faktörleri. Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi, 2012; 29: 107-116. 29. Ünal B, Ergör G, Dinç Horosan G, Kalaça S.Sönmez K. Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Sıklığı Çalışması. 2013. Erişim: http://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/khrfat.pdf Erişim tarihi:16.08.2015 30. Marley R.W, Pepin G.M, Bersot T.P, Palaoğlu E, Özer K. Türk Kalp Çalışması’nda Yeni Sonuçlar: Plazma Lipidleri ve Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein Düzeyleri Düşüklüğünde Tedavi İçin Rehber Öneriler. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2002;30:93-103. 31. De Smedt D, Clays E, Annemans L, et al. Health Related Quality of Life in Coronary Patients and İts Association with Their Cardiovascular Risk Profile: Results From the EUROASPIRE III Survey. International Journal of Cardiology. 2012; 168(2): 898-903. 32. Tokgözoğlu L, Kaya EB, Erol Ç, Ergene O, EUROASPIRE III: Türkiye İle Avrupa’nın Karşılaştırılması. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2010; 38(3):164-172. 33. Qiao S, Ye Q, Dou Y, et al. Analysis for Hypertension and Related Risk Factors of Physical Examination Population. International Journal Of Clinical and Experimental Medicine, 2013; 6(9): 785793. 34. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği, Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması, 2012. Erişim: http://www.halksagligiens.hacettepe.edu.tr/dunyasaglikgunu/10.pdf. Erişim tarihi:06.01.2015 35. Abacı A. Kardiyovasküler Risk Faktörlerinin Ülkemizdeki Durumu. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2011;39(4):1-5. 36. Banegas JR, López-García E, Dallongeville J, Guallar E, Halcox JP, Borghi C, Et Al. Achievement of Treatment Goals for Primary Prevention of Cardiovascular Disease in Clinical Practice Across Europe: The EURIKA Study. European Heart Journal, 2011;32:2143-52. 37. Mahalle NP, Garg MK, Kulkarni MV, Naik SS. Differences in Traditional and Non-Traditional Risk Factors with Special Reference to Nutritional Factors in Patients With Coronary Artery Disease with or Without Diabetes Mellitus. Indian Journal of Endocrinology and Metabolism. 2013;17(5): 844-850. 38. T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Türkiye Diyabet Önleme ve Kontrol Programı Eylem Planı. Sağlık Bakanlığı Yayın No:816, 2011. Erişim tarihi: http://www.saglik.gov.tr/HM/dosya/1-71375/h/turkiye-diyabet-onleme-ve-kontrolprogrami.pdf. Erişim tarihi: 28.09.2014 55 39. Onat A, Çakır H, GY, Dönmez İ, Karagöz A, Yüksel M, Can G. TEKHARF 2013 Taraması ve Diyabet Prevalansında Hızlı Artış. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2014;42(6):511-516. 40. Salman İ, Alagöl F, Ömer B, Kalaca S, Tütüncü Y, Çolak N ve TURDEP Çalışma Grubu, 2010. Erişim:http://istanbultip.istanbul.edu.tr/wpcontent/uploads/attachments/021_turdep.2.sonuclarinin.acikla masi.pdf. Erişim tarihi:28.09.2014 41. American College Of Sports Medicine (ACSM). There Commended Quantity and Quality of Exercise for Developing and Maintaining Cardiorespiratory, Musculoskeletal and Neurmotorfitness in Apparently Healthy Adults: Guidance for Prescribing Exercise. Medicine and Science in Sports and Exercise. 2011;1334-1359. 42. Rosengren A, Hawken S, Ounpuu S, Sliwa K, Zubaid M, Almahmeed WA, Et Al. Association of Psychosocial Risk Factors with Risk of Acute Myocardial İnfarction in 11119 Cases and 13648 Controls From 52 Countries (The INTERHEART Study): Case-Control Study. Lancet. 2004;364:953-62. 43. Türk Kardiyoloji Derneği, Ulusal Kalp Sağlığı Politikası Ana İlkeleri, 2006. Erişim: http://www.tkd-online.org/uksp/tkd_ulusalkalpsagligipolitikasi_taslak.pdf. Erişi No:24.12.2014 44. Şengül C, Özveren O, Çevik C, İzgi C, Karavelioğlu Y, Oduncu V. ve ark. Kırk Yaş Altında ve Üzerinde Akut Miyokart Enfarktüsü Geçiren Hastalarda Psikososyal Risk Faktörlerinin Karşılaştırılması, Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2011;39(5):396-402. 45. Onat A, Dursunoğlu D, Kahraman G, Ökçün B, Dönmez K, Keleş İ, Sansop V. Türk Erişkinlerinde Ölüm ve Koroner Olaylar: TEKHARF Çalışması Kohortunun 5-Yıllık Takibi. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 1996;24:8-15. 46. Onat A, Dursunoğlu D, Bulur S, Küçükdurmaz Z, Kaya z, Ordu S, Uğur M. TEKHARF çalışması 2007 Taraması: Mortalite ve Koroner Mortalitede Azalma Eğilimi Sürüyor. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2008;36(2):77-81. 47. Onat A, Uğur M, Çiçek G, Ayan E, Doğan Y, Kaya H, Can G. TEKHARF 2009 Taraması: Kırsal Kesim ve Kentlerde Benzer Kardiyovasküler Ölüm Riski. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2010;38(3):159-163. 48. Zaman MJ, Patel A, Jan S, Et Al. Socio-Economic Distribution of Cardiovascular Risk Factors and Knowledge in Rural India. International Journal of Epidemiology, 2012; 41:1302–1314. 49. Yıldırır A. Postmenopozal Hormon Replasman (Yerine Koyma) Tedavisi ve Kardiyovasküler Sistem. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2010;38(1). 50. Varas-Lorenzo C,garcia-Rodriguez L,A. Perez-Gutthann S, DuqueOliart A. Hormone Replacement Therapy and Incidence of Acute Myocardial Infarction A Population-Based Nested CaseControl Study.Circulation. 2000;101:2572-2578. 56 51. Hulley S, Grady D, Bush T, Furberg C, Herrington D. Riggs B, Vittinghoff E. Randomized Trial of Estrogen Plus Progestin for Secondary Prevention of Coronary Heart Disease in Postmenopausal Women. Journal of the American Medical Association, 1998;280;605-613. 52. Writing Group for the Women’s Health İnitiative İnvestigators. Risk and Benefits of Estrogen Plus Progestin in Healthy Postmenopausal Women Principal Results From the Women’s Health İnitiative Randomized Controlled Trial. Journal of the American Medical Association, 2002;288:321-333. 53. Orhan G, Özay B, Sargın M, Biçer M, Kunç E, Taşdemir M, Aykut Aka S. Menopoz Sonrası Dönemde Hormon Replasman Tedavisinin Aorta Koroner Greft Bypass Cerrahisi Erken Dönem Sonuçları Üzerine Etkileri. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi. 2007;15(4):269-274. 54. Gürbay A, Giray B, Hıncal F. Kombine Oral Kontraseptifler: Riskleri ve Yararları. Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, 1997; 17:1-14. 55. Işıklar C, Özçakar N. Oral Kontraseptif Kullanımında Uzun Dönem Sağlık Sorunları. Turkısh Famıly Physıcıan, 2(2). 56. Dunn N, Thorogood M, Faragher B, Caestecker L, Macdonald T.M, Mccollum C, Thomas S, Mannr. Oral Contraceptives And Myocardial İnfarction: Results of The MICA Case­Control Study, British Medical Journal, 1999;318:1579–84. 57. Ateş M, Güllü AÜ, Kızılay M, Akçar M. Oral Kontrasepif İlaç Kullanımına Bağlı Spontan Koroner Arter Diseksiyonu. Türk Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2007; 35(1):40-42. 58. Sucu M, Karadere A.A, Toprak N. Homosistein ve Kardiyovasküler Hastalıklar. Türk Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2001;29:181-190. 59. Gürbüz M, Aydınlar A, İlçöl Y, Gemici K, Ercan İ, Baran İ, Güllülü S. Homosisteinin Aterosklerotik Koroner Arter Hastalığındaki Rolü, Lezyon Ağırlığı, B12 Vitamini ve Folik Asit İle İlişkisi. Türk Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2001;29:695-702. 60. Fibrinogen Studies Collaboration, Danesh, J., Lewington, S., Thompson, S.G., Lowe, G.D., Collins, R., Kostis, J.B. Et Al. Plasma Fibrinogen Level and The Risk of Major Cardiovascular Diseases And Nonvascular Mortality: An İndividual Participant Meta-Analysis. Journal of The American Medical Association, 2005;294:1799-1809. 61. Ridker PM, Stampfer MJ, Rifai N. Novel Risk Factors For Systemic Atherosclerosis. A Comparison of C-Reactive Protein, Fibrinogen, Homocysteine, Lipoprotein(A), and Standard Cholesterol Screening as Predictors of Peripheral Arterial Disease. Journal of The American Medical Association. 2001;285(19):2481-5. 62.Calabro P, Willerson JT, Yeh ET. Inflammatory cytokines stimulated C-reactive protein production by human coronary artery smooth muscle cells. Circulation, 2003;108:1930-2. 57 63. Yasojima K, Schwab C, Mcgeer EG, Mcgeer PL. Generation of C-Reactive Protein and Complement Components in Atherosclerotic Plaques. The American Journal of Pathology. 2001;158:1039-51. 64. Venugopal SK, Devaraj S, Jialal I. Macrophage Conditioned Medium İnduces The Expression of CReactivepro Tein in Human Aortic Endothelial Cells: Potential for Paracrine/Autocrine Effects. The American Journal of Pathology. 2005;166: 1265-71. 65. Calabro P, Chang DW, Willerson JT, Yeh ET. Release of C-Reactive Protein in Response to İnflammatory Cytokines By Human Adipocytes: Linking Obesity to Vascular İnflammation. Journal of The American College of Cardiology. 2005; 46: 1112-3. 66. Yıldırır A. Yeni Bir Risk Faktörü Olarak Yüksek Duyarlıklı C-Reaktif Protein (Hscrp). Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2005;33(6):360-371. 67. Pearson TA, Mensah GA, Alexander RW, Et Al. Markers of İmflammation and Cardiovascular Disease: Application to Clinical and Public Health Practice: A Statement for Health-Care Professionals From The Centers for Disease Control and Prevention and The American Heart Association. Circulation. 2003; 107: 499-511. 68. Koylan N. Lipoprotein(A) ve Ateroskleroz. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 1999; 27:483-490. 69. Simon DI, Ezratty AM, Loscalzo Opinion in Lipidology. 1993; 8:814-20. J. Lipoprotein(A) and Atherothrombosis. Current 70. Soylu K. Kararlı Angina Pektoris. Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi, 2012; 29: 117-121. 71. Siasos G, Tousoulis D, Athanasiou D, Oikonomou E, Tourikis P, Gouliopoulos N, et al. Novel Risk Factors Related to Stable Angina. Current Pharmaceutical Design, 2013; 19:1550-61. 72. Fox K, Garcıa MAA, Ardissino D, Buszman P, Camici PG, Crea F, Daly C, et al. Kararlı Angina Pektoris Tedavi Kılavuzu. European Heart Journal, 2006; 27:1341-1381. 73. Mutlu H. Kararlı Angina Pektoris Tanı ve Tedavi. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Kardiyoloji Gündemi. 2008; 75-88. 74. Thygesen K, Alpert JS, Jaffe AS, Simoons ML, Chaitman BR, White HD; Joint ESC/ACCF/AHA/WHF Task Force for the Universal Definition of Myocardial Infarction. Third universal definition of myocardial infarction. Circulation. 2012; 126:2020-35. 75. Van de Werf F, Adrissino D, Betriu A, et al. Management of Acute Myocardial Infarction in Patients Presenting With ST-Segment Elevation. The Task Force on the Management of Acute Myocardial Infarction of the European Society of Cardiology. European Heart Journal, 2012. 58 76. Bertrand ME, Simoons ML, Fox KAA, Wallentin LC, Hamm CW, McFadden E, et al. Management of Acute Coronary Syndromes in Patients Presenting Without Persistent ST-Segment Elevation. The Task Force on the Management of Acute Coronary Syndromes of the European Society of Cardiology. European Heart Journal, 2011. 77. Hamm CM, Bassand JP, Agewall S, Bax J, Boersma E, Bueno H, Caso P, Et Al. Israrcı STSegment Yükselmesi Belirtileri Göstermeyen Hastalarda Akut Koroner Sendromların (AKS) Tedavi Kılavuzları. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları,2011; 6. 78. Gül Ç, Yıldız M, Tatlı M, Özçelik F. Koroner Risk Faktörlerinin Koroner Anjiyoplasti ve Stent Sonrası Gelişen Yeniden Daralma Üzerine Etkileri. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002; 19(2):84-88. 79. Özdemir Ö, Demir AD, Kütük E. Perkutan Koroner Anjioplasti Sonrası Gelişen Restenozun ve Restenoza Etki Eden Faktörlerin Tedavisi. Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi. 2002; 30(11):710–719. 80. Özmen F. Perkütan Transluminal Koroner Anjiyoplasti Tarihçesi. . Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi. 2009; 2(1):1-5. 81. Türk Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyolojide Yenilik Kılavuzu. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2005. 82. Özbaran M, Öztürk S. Günümüzde Excimer Lazerin Anjiyoplastideki Yeri. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi, 2004; 17(4):214-218. 83. Yavuzgil O, Türkoğlu C. Vasküler Brakiterapi. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi, 2004; 17(4):245-251. 84. Kültürsay H, Emre A, Ulufer T, Sımpfenderfer C. Perkütan Transluminal Anjiyoplasti Sonrası Restenozun Klinik Ve Anjiyografik Prediktörlerinin Araştırılması. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 1990; 18:73-77. 85. Türk Kardiyoloji Derneği Koroner Arter Hastalığına Yaklaşım Ve Tedavi Kılavuzu. 1999. Erişim: http://old.tkd.org.tr/kilavuz/k06.htm. Erişim tarihi:16.08.2015 86. Mampuya WM. Cardiac Rehabilitation Past, Present And Future: An Overview. Cardiovasc Diagn Ther, 2012; 2(1):38-49. 87. Kaya Y. Şahin N. Kadınlarda Madde Kullanımı ve Hemşirenin Rolü. Hemşirelikte Eğitim Ve Araştırma Dergisi, 2013; 10 (1): 3-7. 88. Yüksel H. Aterosklerotik Kardiyovasküler Hastalıklarda Primer ve Sekonder Korunma. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, 2006; 77-88. 59 89. Qiao S, Ye Q, Dou Y et al. Analysis for hypertension and related risk factors of physical examination population. International Journal of Clinical and Experimental Medicine, 2013; 6(9): 785-793. 90. Chobanian AV, Bakris GL, Black HR, Cushman WC, Green LA, Izzo JL, Jones DW, Materson BJ, Oparil S, Wright JT,Rocella EJ and the National High Blood Pressure Education Program Coordinating Comittee. Seventh Report of The Joint National Committee on Prevention, Detection, Evaluation And Treatment of High Blood Pressure. 2004; 42:1206-1252. 91. Hedner T, Hansson L, Jern S. What İs Happening to Blood Pressure? Blood Pressure, 1996; 5:1323. 92. Zanchetti A. What Blood Pressure Levels Should Be Treated? Clinical Investigation, 1992; 70:S2-6. 93. Best Practice: Evidence Based İnformation Sheets for Health Professionals. 2009; 13(5):1-4. 94. Kurçer MA, Özbay A. Koroner Arter Hastalarında Uygulanan Yaşam Tarzı Eğitim ve Danışmanlığının Yaşam Kalitesine Etkisi. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2011; 1:107-13. 95. Tamer İ, Dabak R, Tamer G, Orbay E, Sargın M. Güncel Kılavuzlar Işığında Hiperlipidemi. Aile Hekimliği Dergisi. 2008; 2(3). 96. De Lorgeri1 M, Salen P, Martin JL, et al. Mediterranean diet, traditional risk factors, and the rate of cardiovascular complications after myocardial infarction: Final report of The Lyon Diet Heart Study. Circulation, 1999; 99:779. 97. De Lorgeril M, Salen P, Martin JL et al. Effect Of A Meditterranean Type of Diet on The Rate of Cardiovascular Complications in Patients With Coronary Heart Disease. Insights İnto The Cardioprotective Effect of Certain Nutriments. Journal of The American College of Cardiology, 1996; 28: 1103-8. 98. Yüksel H. Aterosklerotik Kalp Hastalığından Primer ve Sekonder Korunmada Egzersizin Rolü. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 1992; 20:186-192. 99. Yeşil P, Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolünde Fiziksel Aktivitenin Önemi. Yüksek lisans tezi, Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Mersin, 2011. 100. Işık S, Delibaşı T, Berker D, Aydın Y, Güler S. Kalp Hastalıklarında Diyabet Yönetimi. Anadolu Kardiyoloji Derneği, 2009; 9: 238-47. 101. Backer G. Evidence-Based Secondary Prevention After Myocardiol İnfarction. Acta Clinica Belgica, 1999; 54(5): 293-298. 102. Erci B. Halk Sağlığı Hemşireliği. Ankara. Göktuğ Basım, 2009:192-201. 60 103. Esin MN. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması. Hemşirelik Bülteni, 1999; 2(45):87-96. 104. İlhan N, Batmaz M, Akhan L U. Üniversite Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, 2010; 3(3). 105. Badıllıoğlu O, Ünal Toğrul B, Uçku ŞR. İzmir, Güzelbahçe’de Koroner Kalp Hastalığı Beş Yıllık İnsidansı ve Risk Faktörleri İle İlişkisi. Türkiye Halk Sağlığı Dergisi, 2011; 9(3). 106. Ermiş C, Demir İ, Semiz E, Yalçınkaya S, Sancaktar O, Ersel Tüzüner F, Değer N. Antalya Bölgesindeki Koroner Arter Hastalarının Demografik ve Klinik Özellikleri ve Bu Özelliklerinin Türkiye Ortalamaları ile Karşılaştırılması. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2001; 1:10-13. 107. Onat A. Türk Halkında Koroner Kalp Hastalığı Sıklığının Nedenleri Ve Bu Bilginin Risk Değerlendirmesi İle Korunma Açılarından Büyük Önemi. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2001; 29(10): 602-9. 108. Bahar Z, Beşer A, Gördes N, Ersin F, Kısal A. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokul Dergisi, 2008; 12(1). 109. Türkol E, Güneş G. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde İhtisas Yapan Asistanların Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012; 19(3):159-66. 110. Cihangiroğlu Z, Deveci SE. Fırat Üniversitesi Elazığ Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ve Etkileyen Faktörler. Fırat Tıp Dergisi, 2011; 6(2):78-83. 111. Dağdevire Z, Şimşek Z. Şanlıurfa İl Merkezindeki Lise Öğrencilerinin Sağlığı Geliştirme Davranışları ve İlişkili Faktörler. TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013; 12(2):135-142. 112. Açıkgöz G. Esansiyel hipertansiyonu olan bireylerin hastalık algıları ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve ilaç uyumları arasındaki ilişki. Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi, Mersin, 2014. 113. Kaya F, Ünüvar R, Bıçak A, Yorgancı E, Öz BÇF, Kankaya FC. Öğretim Elemanlarının Sağlığı Geliştirme Davranışları ve Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi. TSK Koruyucu hekimlik Bülteni, 2008; 7(1):59-64. 114. Lisspers, J, Sundin, O, Hofman-Bang, C, Nordlander R, Nygren A, Ryden L, Et Al Behavioral Effects of A Comprehensive, Multifactorial Program for Lifestyle Change After Percutaneous Transluminal Coronary Angioplasty: A Prospective, Randomized Controlled Study. Journal of Psychosomatic Research, 1999; 46: 143-54. 115. Doğan A, Kozan Ö, Tüzün N. Stent-İçi Restenozun Fizyopatolojisi ve Tedavisi. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2005; 33(2):115-125. 61 116. Hemşirelik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (19 Nisan 2011) Yayımlandığı Resmi Gazete tarih ve no: 19.04.2011: 27910. 117. International Council of Nurses (ICN). Delivering Quality, Serving Communities: Nurses Leading Chronic Care. International Nurses Day, 2010. Genava: ICN; 2010. 118. Joanna Briggs Institute (JBI). Nurse-Led İnterventions to Reduce Cardiac Risk Factors in Adults. Best Practice, 2009; 13(5): 1-4. 119. Blanche MT, Durrheim K., Painter Desmond. Research in Practice Applied Methods for Sociel Sciences, 2006, University of Cape Town Press Ltd., South Africa. 120. Durna Z, Enç N, Can G. PTCA Uygulanan Hastalarda Kardiyak Risk Faktörlerinin ve Sağlık Davranışlarının Değerlendirilmesi, Hemşirelik Bülteni, 2000; 12(46). 121. Arıkan İ, Metintaş S,Kalyoncu C, Yıldız Z.. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİF-BD) Ölçeği’nin geçerlik ve güvenirliği, Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi, 2009; 37(1):35-40. 122. Hindistan S, Nural N. Miyokard infarktüsü Geçiren Bireylerde Cinsiyete Yönelik Girişimler ve Risk Faktörleri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 2009; 4(11). 123. Savaşan A, Ayten M, Ergene O. Koroner Arter Hastalarında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Umutsuzluk. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 2013; 4(1):1-6. 124. Ceylan Y, Kaya Y, Tuncer M. Akut Koroner Sendrom Kliniği ile Başvuran Hastalarda Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri. Van Tıp Dergisi, 2011; 18 (3):147-154. 125. Kuru N, Piyal B. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim Hastanesine Başvuran Koroner Arter Hastalığı Tanılı Bireylerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Belirlenmesi. TAF Preventive Medicine Bulletin, 2012; 11(3). 126. Tuğut N, Bekar M. Üniversite Öğrencilerinin Sağlığı Algılama Durumları İle Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Arasındaki İlişki. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2008; 11: 3. 127. Oyur Çelik G, Malak A T, Bektaş M, Yılmaz D, Yümer A S, Öztürk Z, Demir E. Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlığı Geliştirme Davranışlarını Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi. Anadolu Tıbbi Araştırmalar Dergisi. 2009; 3(3):164-169. 128. Başarır S, Çınar Pakyüz S. Hemodiyaliz Hastalarının Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Değerlendirilmesi. Nefroloji Hemşireliği Dergisi, 2015; 19-30. 129. Vural PI, Bakır N. Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Etkileyen Faktörler. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2015; 1(6):36-42. 62 130. Lear SA, Spinelli JJ, LindenW, et al. The Extensive Lifestyle Management Intervention (ELMI) After Cardiac Rehabilitation: a 4-year randomized controlled trial. American Heart Journal 2006; 152(2):333. 131. Wood DA, Kotseva K, Connolly S, et al. Nurse-coordinated multidisciplinary, family-based cardiovascular disease prevention programme (EUROACTION) for patients with coronary heart disease and asymptomatic individuals at high risk of cardiovascular disease: a paired, cluster-randomised controlled trial. Lancet. 2008; 371(9629). 63 EKLER EK-1. KİŞİSEL BİLGİ FORMU A. Sosyo-Demografik Özellikler 1. Cinsiyetiniz nedir? 1) Kadın 2) Erkek 2. Kaç yaşındasınız ………….. ? 3.Kaç kilosunuz…………..kg? Boyunuz………cm? BKİ………….. 4. Medeni durumunuz nedir? 1) Evli 2) Bekâr 3) Eşinden ayrılmış 4) Eşini kaybetmiş 5. Eğitim durumunuz nedir? 1) Okuryazar değil 3) Ortaokul/ Lise 2) Okuryazar/ İlkokul mezunu 4)Yüksekokul ve üstü mezunu 6. Çalışma durumunuz nedir? 1) Çalışıyorum 2) Çalışmıyorum 7. Size göre gelir durumunuz nasıldır? 1) Gelirim giderimden az 2) Gelirim giderime denk 3)Gelirim giderimden fazla 8. Yaşantınızın büyük çoğunluğunu nerede geçirdiniz? 1) Köy 2) İlçe 3) Şehir B. Sağlık Hikâyesi ve İşlem Sonrası Yaşamına Yönelik Davranış Özellikleri 9. Diğer sağlık sorunlarınız nelerdir? (Hasta dosyasından toplanacaktır) 1) Kalp yetersizliği 4) Perifer Arter Hastalığı 7) Hipertansiyon 2) Geçirilmiş Mİ 5) Kalp kapak hastalıkları 8)Diğer………………… 64 3) Diyabet 6) KOAH 10. Sigara kullanıyor musunuz? 1) Evet 2) Hayır 3) Bıraktım 2) Hayır 3) Bıraktım 11. Alkol kullanıyor musunuz? 1) Evet 12. Perkutan intrakoroner girişim uygulanıp taburcu olduktan sonra hangi sağlık önerilerine uymanız istendi? (Birden çok seçenek işaretleyebilirsiniz) 1) Diyet 3) İlaç tedavisi 5) Diğer…………………… 2) Fiziksel aktivite (yürüyüş vb) 4)Doktor kontrollerine düzenli gelme 13. Sağlık önerilerinden hangisine düzenli olarak uydunuz? (Birden çok seçenek işaretleyebilirsiniz) 1) Diyet 2) Fiziksel aktivite (yürüyüş vb) 3) İlaç tedavisi 4) Doktor kontrollerine düzenli gelme 5) Diğer……………………….. 14. İlaçlarınızı düzenli kullanıyor musunuz? 2) Hayır 1) Evet Yanıtınız hayır ise nedenini açıklayınız……………… C. Koroner Anjioplasti İşlemine İlişkinÖzellikler (Hasta dosyasından yazılacaktır) 15. Perkütan koroner girişimin tipi nedir? 1) Sadece PTKA 2) PTKA ve Stent 16. Perkütan koroner girişimin uygulanma şekli nedir? 1) Planlanmış PTKA 2) Acil PTKA 17. Perkütan koroner girişim ne zaman uygulandı? 1) 3 ay- 1 yıl 2) 2-3 yıl 3) 4-5 yıl 4) 6 yıl ve üzeri 18. Perkütan koroner girişim kaç kez uygulandı? 1) Bir kez 2) İki kez 3) Üç kez 65 4) Dört ve üzeri EK-2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Ölçeği Aşağıdaki sorular Kardiyovasküler Hastalık Risk Faktörleri ile İlgili Bilgi Düzeyini ölçmek amacıyla düzenlenmiştir. Lütfen soruları mümkün olduğu kadar 1. Bir kişi kalp hastası olduğunu her zaman anlar. 2. Ailenizde kalp hastalığı olması sizin kalp hastası olma riskinizi artırır. 3. Yaşlılar kalp hastalığı için daha fazla risk taşır. 4. Koroner kalp hastalığı önlenebilir. 5. Ülkemizdeki olum ve hastalıkların önlenebilir nedeni sigaradır. 6. Sigara içmek kalp hastalığı için risk faktörüdür. 7. Kişi sigara içmeyi bırakırsa kalp hastalığı oluşma riski azalır. 8. Her gün 2-3 adet meyve ve 2 tabak sebze yemeği yemek faydalıdır. 9. Haftada 3 öğünden fazla kırmızı et yemeği tüketmek zararlıdır. 10. Tuzlu yemek yüksek tansiyon yapar. 11. Yağlı yiyecekler kandaki kolesterol seviyesini artırmaz. 12. Oda sıcaklığında katı olan yağlar kalp sağlığı için faydalıdır. 13. Yağdan ve karbonhidrattan düşük diyet ile beslenmek kalbe faydalıdır. 14. Kilolu insanların kalp hastalığı riski artar. 66 Hayır Evet Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Bilmiyorum doğru ve eksiksiz doldurunuz. 15. Düzenli egzersiz kalp hastalığı riskini azaltır. 16. Sadece spor salonunda yapılan egzersizle risk azalır. 17. Yavaş yürümek ve gezmek de egzersiz sayılır. 18. Stres, kahır, üzüntü kalp hastalığı riskini artırır. 19. İnsan vücudu, stresli durumlarda kan basıncını yükseltir. 20. Yüksek tansiyon kalp hastalığı için bir risk faktörüdür. 21. Tansiyonu kontrol altında tutmak kalp hastalığı oluşma riskini azaltır. 22. Tansiyon ilacını ömür boyu kullanmak gerekir. 23. Yüksek kolesterol kalp hastalığı için risk faktörüdür. 24. İyi kolesterol (HDL) yüksek ise kalp hastalığı riski vardır. 25. Kötü kolesterol (LDL) yüksek ise kalp hastalığı riski vardır. 26. Kolesterolü yüksek olan herkese ilaç verilir. 27. Diyabet (Şeker Hastalığı) kalp hastalığı için risk faktörüdür. 28. Diyabet hastalarının şeker kontrolü sağlanırsa risk azalır. 67 Bilmiyorum Hayır Evet Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi EK-3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Bu ankette şu anki yaşam tarzınız ve alışkanlıklarınız ile ilgili sorular yer almaktadır. Lütfen soruları mümkün olduğu kadar doğru ve eksiksiz yanıtlayınız. Her Hiçbir zaman Bazen Sık sık Düzenli olarak alışkanlığınızın sıklığını uygun seçeneği daire içine alarak belirtiniz. 1 Bana yakın olan kişilerle endişelerimi ve sorunlarımı tartışırım 1 2 3 4 2 Sıvı ve katı yağı, kolesterolü düşük bir diyeti tercih ederim 1 2 3 4 3 Doktora ya da bir sağlık görevlisine, vücudumdaki olağandışı belirti ve bulguları anlatırım 1 2 3 4 4 Düzenli bir egzersiz programı yaparım 1 2 3 4 5 Yeterince uyurum 1 2 3 4 6 Olumlu yönde değiştiğimi ve geliştiğimi hissederim 1 2 3 4 7 İnsanları başarıları için takdir ederim 1 2 3 4 8 Şekeri ve tatlıyı kısıtlarım 1 2 3 4 9 Televizyonda sağlığı geliştirici programları izler ve bu konularla ilgili kitapları okurum 1 2 3 4 10 Haftada en az üç kez 20 dakika ve/veya daha uzun süreli egzersiz yaparım(hızlı yürüyüş, bisiklete binme,aerobik,dans gibi) 1 2 3 4 11 Her gün rahatlamak için zaman ayırırım 1 2 3 4 12 Yaşamımın bir amacı olduğuna inanırım 1 2 3 4 13 İnsanlarla anlamlı ve doyumlu ilişkiler sürdürürüm 1 2 3 4 14 Her gün 6-11 öğün ekmek, tahıl, pirinç ve makarna yerim 1 2 3 4 15 Sağlık personeline önerileri anlamak için soru sorarım 1 2 3 4 16 Hafif ve orta düzeyde egzersiz yaparım (Örneğin haftada 5 kez ya da daha fazla)yürürüm 1 2 3 4 17 Yaşamımda değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenirim 1 2 3 4 Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları 68 Hiçbir zaman Bazen Sık sık Düzenli olarak 18 Geleceğe umutla bakarım 1 2 3 4 19 Yakın arkadaşlarıma zaman ayırırım 1 2 3 4 20 Her gün 2-4 öğün meyve yerim 1 2 3 4 21 Her zaman gittiğim sağlık personelinin önerileri ile ilgili sorularım olduğunda başka bir sağlık personeline danışırım 1 2 3 4 22 Boş zamanlarımda yüzme, dans etme, bisiklete binme gibi eğlendirici fizik aktiviteler yaparım 1 2 3 4 23 Uyumadan önce güzel şeyler düşünürüm 1 2 3 4 24 Kendimle barışık ve kendimi yeterli hissederim 1 2 3 4 25 Başkalarına ilgi, sevgi ve yakınlık göstermek benim için kolaydır 1 2 3 4 26 Her gün 3-5 öğün sebze yerim 1 2 3 4 27 Sağlık sorunlarımı sağlık personeline danışırım 1 2 3 4 28 Haftada en az üç kere kas güçlendirme egzersizleri yaparım 1 2 3 4 29 Stresimi kontrol etmek için uygun yöntemleri kullanırım 1 2 3 4 30 Hayatımdaki uzun vadeli amaçlar için çalışırım 1 2 3 4 31 Sevdiğim kişilerle kucaklaşırım 1 2 3 4 32 Her gün 3-4 kez süt, yoğurt veya peynir yerim 1 2 3 4 33 Vücudumu fiziksel değişiklikler, tehlikeli bulgular bakımından ayda en az bir kez kontrol ederim 1 2 3 4 34 Günlük isler sırasında egzersiz yaparım (örneğin, yemeğe yürüyerek giderim, asansör yerine merdiven kullanırım, arabamı uzağa park ederim) 1 2 3 4 35 İş ve eğlence zamanımı dengelerim 1 2 3 4 36 Her gün yapacak değişik ve ilginç şeyler bulurum 1 2 3 4 37 Yakın dostlar edinmek için caba harcarım 1 2 3 4 38 Her gün et, tavuk, balık, kuru bakliyat, yumurta, çerez turu gıdalardan 3-4 porsiyon yerim 1 2 3 4 Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları 69 Hiçbir zaman Bazen Sık sık Düzenli olarak 39 Kendime nasıl daha iyi bakabileceğim konusunda sağlık personeline danışırım 1 2 3 4 40 Egzersiz yaparken nabız ve kalp atışlarımı kontrol ederim 1 2 3 4 41 Günde 15-20 dakika gevşeyebilmek, rahatlayabilmek için uygulamalar yaparım 1 2 3 4 42 Yaşamımda benim için önemli olan şeylerin farkındayım 1 2 3 4 43 Benzer sorunu olan kişilerden destek alırım 1 2 3 4 44 Gıda paketlerinin üzerindeki besin, yağ ve sodyum içeriklerini belirleyen etiketleri okurum 1 2 3 4 45 Bireysel sağlık bakımı ile ilgili eğitim programlarına katılırım 1 2 3 4 46 Kalp atımım hızlanana kadar egzersiz yaparım 1 2 3 4 47 Yorulmaktan kendimi korurum 1 2 3 4 48 İlahi bir gücün varlığına inanırım 1 2 3 4 49 Konuşarak ve uzlaşarak çatışmaları çözerim 1 2 3 4 50 Kahvaltı yaparım 1 2 3 4 51 Gereksinim duyduğumda başkalarından danışmanlık ve rehberlik alırım 1 2 3 4 52 Yeni deneyimlere ve durumlara açığım 1 2 3 4 Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları 70 EK-4. Hastaların Kullandıkları İlaçlar İlaç İstatistikleri Kullanan N Kullanmayan Diüretik İlaçlar Beta-bloker İlaçlar Nitrat Grubu İlaçlar Dijitaller (Digoksin) Anti-aritmik İlaçlar Anti-koagülan İlaçlar Anti-asit İlaçlar 17 38 4 9 39 85 13 83 62 96 91 61 15 87 71 EK-5. Etik Kurul Kararı 72 73 74 75 EK-6. İzin Yazısı 76 ÖZGEÇMİŞ Araştırmacı, 1985 yılında Mersin’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Mersin’de tamamladı. 2007 yılında Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu’ndan mezun oldu ve 2011 yılında Mersin Üniversitesi Hemşirelik Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başladı. Araştırmacı 2007-2015 yılları arasında Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde çeşitli birimlerde hemşire olarak çalıştı. 2015 yılından itibaren Şanlıurfa Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesinde efor hemşiresi olarak çalışmaktadır. 77