Koroner arter hastalığı

advertisement
T.C.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI
KORONER ANJİYOPLASTİ UYGULANAN HASTALARIN
SAĞLIKLI YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI VE ETKİLEYEN
FAKTÖRLER
Melek YEŞİL BAYÜLGEN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Doç. Dr. Meral ALTIOK
MERSİN–2015
T.C.
MERSİN ÜNİVERSİTESİ
SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI
KORONER ANJİYOPLASTİ UYGULANAN HASTALARIN SAĞLIKLI
YAŞAM BİÇİMİ DAVRANIŞLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Melek YEŞİL BAYÜLGEN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
DANIŞMAN
Doç. Dr. Meral ALTIOK
Tez No:290
MERSİN–2015
i
ii
TEŞEKKÜR
Araştırmanın planlanması ve yürütülmesini yönlendiren ve her aşamasında bana
destek veren Sayın Doç. Dr. Meral ALTIOK’ a,
Araştırmanın istatistiksel analizi konusunda katkılarından dolayı Sayın Doç. Dr.
İbrahim KORUK’a,
Araştırmamı yürüttüğüm kardiyoloji polikliniklerinde görev yapan ve olumlu
işbirliği sağladığım ekip arkadaşlarıma,
Araştırmaya katılan ve sabırla soruları cevaplayan tüm hastalara,
Desteğini hiçbir zaman esirgemeyen sevgili eşim Abdulkerim BAYÜLGEN’e, zor
ve sıkıntılı anlarımı bir gülüşü ile unutturan biricik kızım Öykü‘ye, her zaman olduğu gibi
eğitimim sırasında da desteğini esirgemeyen aileme ve özellikle canım ablam Fatma
Hikmet YEŞİL’e çok teşekkür ederim.
iii
İÇİNDEKİLER
KABUL VE ONAY
ii
TEŞEKKÜR
iii
İÇİNDEKİLER
iv
ÇİZELGELER DİZİNİ
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
ix
ÖZET
xi
ABSTRACT
xii
1. GİRİŞ
1
2. GENEL BİLGİLER
4
2.1. Koroner Arter Hastalığının Tanımı ve Epidemiyolojisi
4
2.2. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri
4
2.2.1. Yaş ve Cinsiyet
5
2.2.2. Aile Öyküsü
6
2.2.3. Hiperlipidemi
6
2.2.4. Hipertansiyon
6
2.2.5. Diyabetes Mellitus
7
2.2.6. Sigara Kullanımı
8
2.2.7. Obezite
8
2.2.8. Fiziksel İnaktivite
9
2.2.9. Alkol kullanımı
9
2.2.10. Stres ve Sosyoekonomik Düzey
9
2.2.11. Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisi
10
2.2.12. Oral Kontraseptifler
11
2.2.13. Hiperhomosisteinemi
11
2.2.14. Fibrinojen
11
2.2.15. C-Reaktif Protein
12
2.2.16. Lipoprotein-a
12
2.3.Koroner Arter Hastalığının Klinik Şekilleri
12
2.3.1. Kararlı (Stable) Angina Pektoris
13
2.3.2. Akut Koroner Sendromlar
13
iv
2.3.2.1. ST Segment Yükselmesi Olan Akut Koroner 13
Sendrom
2.3.2.2. ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut 14
Koroner Sendrom
2.4. Koroner Arter Hastalığında Tedavi
14
2.4.1. Farmakolojik Tedavi
14
2.4.2. Girişimsel Tedavi
15
2.4.3. Non-farmakolojik (Yaşam Biçimi Değişiklikleri) 16
Tedavi
2.4.3.1. Sigaranın Bırakılması
17
2.4.3.2. Kan Basıncı Kontrolü
18
2.4.3.3. Lipid Kontrolü
19
2.4.3.4. Fiziksel İnaktivite
19
2.4.3.5. Kilo Kontrolü
20
2.4.3.6. Diyabetus Mellitus’un Yönetimi
21
2.5. Perkütan Girişim Sonrası Yeni Koroner Olayları Önlemede 21
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Rolü
2.6. Konunun Hemşirelik Açısından Önemi
23
2.7. Araştırmanın Amacı
24
3. GEREÇ ve YÖNTEM
25
3.1. Araştırmanın Şekli
25
3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri
25
3.3. Araştırmanın Evreni
25
3.4. Araştırmanın Örneklemi
25
3.5. Verilerin toplanması
26
3.5.1. Veri Toplama Araçlarının Hazırlanması
3.5.1.1. Kişisel Bilgi Formu
26
26
3.5.1.2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri 27
Bilgi Düzeyi Ölçeği
3.5.1.3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
3.5.2. Veri Toplama Araçlarının Ön Uygulaması
v
27
28
3.5.3. Veri Toplama Araçlarının Uygulanması
29
3.5.4. Araştırmanın Değişkenleri
29
3.5.5. Verilerin Değerlendirilmesi
30
3.5.6. Araştırmanın Sınırlılıkları
30
4. BULGULAR
31
5. TARTIŞMA
46
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
51
6.1. Sonuçlar
51
6.2. Öneriler
52
7. KAYNAKLAR
53
EKLER
64
EK - 1. Kişisel Bilgi Formu
64
EK - 2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi 66
Ölçeği
EK - 3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
68
EK - 4. Hastaların Kullandıkları İlaçlar
71
EK - 5. ETİK KURUL KARARI
72
EK - 6. İZİN YAZISI
76
ÖZGEÇMİŞ
77
vi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 4.1.
Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikleri
33
Çizelge 4.2.
Bireylerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
35
Toplam
ve
Alt
Gruplarının
ve
Kardiyovasküler
Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Ölçeğinin Puan
Dağılımları
Çizelge 4.3.
Bireylerin
Özelliklerine
Sosyo-Demografik
Göre
36
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve
Alt Gruplarının Puan Dağılımları
Çizelge 4.4.
Bireylerin Klinik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam
Biçimi
Davranışları
Ölçeği
II
Toplam
ve
39
Alt
Gruplarının Puan Dağılımları
Çizelge 4.5.
Hastaların Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
42
Toplam ve Alt Grupları ve Kardiyovasküler Hastalıklar
Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Puan Dağılımlarının
Birbirleriyle Korelasyonu
Çizelge 4.6.
Çoklu Regresyon Modelinde Kullanılan Değişkenler
43
Çizelge 4.7.
Çoklu Regresyon Analizi Sonuçları
44
vii
SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ
AHA:
AKS:
BKI:
BP:
CABG:
CK-MB:
CRP:
DM:
DSÖ
EURIKA:
EUROASPIRE
III:
FAP:
HDFQ:
HRT:
HT:
HDL
ICD:
KAH
KARRİF-BD:
KİP:
KVH:
LDL:
Lp-a:
MGP:
MI:
NSTEMİ:
PatenT:
PKG:
PTKA:
TEKHARF:
American Heart Association (Amerikan Kalp Birliği)
Akut Koroner Sendrom
Beden Kitle İndeksi
Beslenme Puanı
Koroner Arter By-Pass Greft
Kreatinin kinaz
C-reaktif Protein
Diyabetes Mellitus
Dünya Sağlık Örgütü
Epidemiological study of European Cardiovascular Risk
patients: Disease prevention and management in usual
daily practice (Avrupa Kardiyovasküler Risk Hastaları
Epidemiyolojik Çalışması: Hastalıkların Önlenmesi ve
Yönetimi)
European Action on Secondary and Primary Prevention
through Intervention to Reduce Events (Hastalıkları
Azaltmak için birincil ve ikincil önlemede Avrupa
Eylem Planı
Fiziksel Aktivite Puanı
Heart Disease Fact Questionnaire (Kalp Hastalığı
Gerçeği Anketi)
Hormon Replasman Tedavisi
Hipertansiyon
(High Density Lipoprotein) (Yüksek Yoğunluklu
Lipoprotein)
The International Classification of Diseases (Uluslararası
Hastalık Sınıflaması)
Koroner Arter Hastalığı
Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi
Düzeyi
Kişilerarası İlişkiler Puanı
Kardiyovasküler Hastalık
Low Density Lipoprotein (Düşük Yoğunluklu
Lipoprotein)
Lipoprotein-a
Manevi Gelişim Puanı
Miyokard İnfarktüsü
ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner
Sendrom
Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması
Perkütan Koroner Girişim
Perkütan Translüminal Koroner Anjiyoplasti
Türk Erişkinlerde Kalp Hastalıkları ve Risk Faktörleri
viii
TRG:
TURDEP-I-II:
TÜİK:
SAP:
SSP:
STEMİ:
SYBD:
SYBDÖ II:
SYP:
USAP:
WHI:
Trigliserid
Türkiye
Diyabet,
Hipertansiyon,
Obezite
ve
Endokrinolojik Hastalıklar Prevalans Çalışması-I-II
Türkiye İstatistik Kurumu
Kararlı Angina Pektoris (Stabil Angina)
Sağlık Sorumluluğu Puanı
ST Segment Yükselmesi Olan Akut Koroner Sendrom
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Stres Yönetimi Puanı
Kararsız Angina Pektoris (Unstabil Angina)
Women’s Health Initiative (Kadın Sağlığı Girişimi)
ix
ÖZET
Koroner Anjiyoplasti Uygulanan Hastaların Sağlıklı Yaşam Biçimi
Davranışları ve Etkileyen Faktörler
Bu araştırma, koroner anjioplasti uygulanan hastaların sağlıklı yaşam
biçimi davranışları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.
Tanımlayıcı olarak yapılan bu araştırma; en az üç ay önce perkütan
koroner girişim (PKG) uygulanan, 18 yaş ve üzeri, hemodinamik olarak stabil ve
araştırmaya gönüllü olarak katılan 100 hastada gerçekleştirildi. Veriler, Kişisel
Bilgi Formu, Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİFBD) Ölçeği ve Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II (SYBDÖ II)
kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde yüzdelik, ortalama, standart
sapma, Student-t testi, tek yönlü varyans analizi (one Way ANOVA), Levene testi,
ileri analizde post hoc testi ve sürekli ölçümler arasındaki ilişki için Spearman
korelasyon katsayısı kullanıldı. İstatistik anlamlılık için p<0.05 kabul edilmiştir.
Araştırmada bireylerin %60’ının erkek, %75’inin kilolu ve üstü, %82’sinde
en az bir kronik hastalık olduğu, %56’sının düzenli sağlık kontrollerine gitmediği
ve yaş ortalamalarının 59±11.1 olduğu saptandı. Araştırmada SYBDÖ II toplam
puan ortalamasının 136.55±25.30 ve KARRİF-BD puan ortalamasının 20.98±4.10
ortancanın üzerinde olduğu saptanmıştır. Hastaların SYBDÖ II ölçeği beslenme,
manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve sağlık sorumluluğu alt ölçek puanları
ortancanın üzerindeyken, fiziksel aktivite ve stres yönetimi puanları ortancanın
altında olduğu belirlenmiştir. Araştırmamızda KARRİF-BD ölçeği puanı ile
SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt boyutları arasında bir ilişki
bulunmamakla birlikte SYBDÖ II ölçeğinin fiziksel aktivite ve stres yönetimi
boyutu hariç tüm boyutların ve KARRİF-BD ölçeği puan ortalamalarının
ortancanın üzerinde olması hem sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının hem de risk
faktörleri bilgi düzeyinin istendik düzeye yakın olduğunun bir göstergesi olabilir.
Bu sonuçlar doğrultusunda PKG uygulanan hastaların eğitiminde fiziksel aktivite
ve stres yönetimi konularının öncelikle ele alınması önerilebilir.
x
Anahtar kelimeler: Perkütan Koroner Girişim, Sağlıklı Yaşam Biçimi
Davranışları, Risk Faktörleri Bilgileri
xi
ABSTRACT
Healthy Life Style Behaviours and The Factors That Affect Them In Patients Who
Underwent Coronary Angioplasty
This study was carried out to determine the healthy life style behaviours
(HLSB) and the factors that affect them in coronary angioplasty patients.
This descriptive study was conducted with 100 patients over 18 years of age
who underwent percutan coronary intervention (PCI) at least 3 months ago, who
are hemodynamically stable and attends voluntarily to the study. The research
data were collected by using Personal Information Form, CARRF-KL, HLSB
Scale II. Percentage, mean, standart deviation, student-t test, one Way ANOVA,
Levene test, in further analysis post hoc test and Spearman correlation coefficient
for the relationship between continious measuremets has been used for statistical
analysis. p<0.05 was considered statistically significant.
The study found that among the patients %60 were male, %75 were
overweighted and above, %82 has at least one chronic illness, %56 were not
attending their controls regularly and the mean age was 59±11.1. At the end, the
mean value of HLSB Scale II was found as 136.55±25.0 and CARRF-KL was found
as 20.98±4.10 above the median. The study found that the patients who underwent
PCI are above the median at CARRF-KL, HLSB Scale II total points, spiritual
development, interpersonal relationship and health responsibility subscale points
and below the median at physical activity and management of stress subscale
points. In our study we couldn’t find a relationship between CARRF-KL and
HLSB Scale II total points or subscale points of this scale. Nonetheless HLSB Scale
II points except stres management and physical activity subscales and CARRF-KL
scale point levels are above the median and this might show we’re close to desired
levels for both of the scales. According to these results, it might be recommended
that physical activity and stres management must be the prior subjects in
education of PCI patients.
Keywords: Percutan Coronary Intervention, Healthy Life Style Behaviours,
Risk Factors Knowledge
xii
1. GİRİŞ
Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) günümüzde tedavideki ilerlemelere rağmen
ölüm nedenlerinin başında gelmektedir. Kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölümler,
kalbi besleyen damarlarda daralma ya da tıkanma sonucu gelişen koroner arter
hastalığına (KAH) bağlı olarak gelişmektedir (1,2). Amerikan Kalp Birliği (American
Heart Association-AHA) 2014 verilerine göre gelişmiş batı ülkelerinde 35–74 yaş arası
erkeklerde görülen KVH mortalite oranı; ABD’de 235.5 /100.000, Rusya’da 1173.3
/100.000 ve Almanya’da 197.1 /100.000 iken, bu oran 35–74 yaş arası kadınlarda ise;
ABD’de 117.1 /100.000, Rusya’da 466.0 /100.000 ve Almanya’da 80.2 /100.000 olarak
belirtilmektedir
(1).
Avrupa’da
75
yaş
altı
ölümlerin
kadınlarda
%45,
erkeklerde %38’inden kardiyovasküler hastalıkların sorumlu olduğu bilinmektedir (3).
Türkiye İstatistik Kurumu Uluslararası Hastalık Sınıflamasının (ICD) 10 ana tanı
kodlarına göre yaptığı araştırmada dolaşım sistemi hastalıkları %39.9 ile ölüm nedenleri
arasında ilk sıradadır (4). TEKHARF 2012 verilerine göre ülkemizde yılda yaklaşık
olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir. Bunların 120.000’i koroner arter
hastalığı bilinen hastalarda akut olayın tekrarı, 180.000’i yeni akut koroner sendrom
(AKS) tanısı, 120.000’i sessiz olay ve yeni kronik arter hastalığıdır. AKS’a bağlı olarak
ortaya çıkan yaklaşık 95.000 ölüm (%32) gerçekleşmekte ve bu oran Avrupa
oranlarından daha yüksektir (5). Bu oranlar, KAH ‘ın birey ve toplum sağlığı için
önemini
vurgulamakta
ve
yaygın
olarak
görülen
hastalık
grubu
olduğunu
göstermektedir.
Kardiyovasküler hastalıkların yaygınlığı; ileri yaş, erkek cinsiyet, ailede KAH
öyküsü, obezite, sigara, stres, fiziksel hareketsizlik, düşük yoğunluklu lipoprotein
kolesterol (Low Density Lipoprotein-LDL-K) yüksekliği, trigliserid yüksekliği, yüksek
yoğunluklu lipoprotein kolesterol (High Density Lipoprotein- HDL-K-) düşüklüğü,
hipertansiyon (HT), diyabetes mellitus (DM), ve yağlı diyet gibi risk faktörlerine bağlı
olarak giderek artmaktadır (1,6,7).
Koroner arter hastalıklarının tedavisinde iki amaç vardır. Birincisi, miyokard
infarktüsü ve ölümü engelleyerek yaşam süresini uzatmak, ikincisi ise anjina pektorisi
dolayısıyla iskemi sıklığını ve şiddetini azaltarak yaşam kalitesini artırmaktır (8,9).
1
Tedavi olarak farmakolojik, girişimsel tedavi ve nonfarmakolojik (yaşam tarzı
değişiklikleri) yöntemler kullanılmaktadır. Farmakolojik tedavi seçenekleri arasında;
antiiskemik ilaçlar (beta-blokerler, nitratlar, anjiotensin dönüştürücü enzim (ACE)
intibitörleri), antikoagülanlar, trombolitik ilaçlar ve statin grubu ilaçlar bulunmaktadır.
Girişimsel tedavi yöntemleri; PTKA (Perkütan Translüminal Koroner Anjiyoplasti),
intrakoroner stent yerleştirilmesi, aterektomi, lazer anjiyoplasti, brakiterapi ve CABG
(Koroner Arter By-Pass Greft) gibi yöntemlerdir (10-14). Koroner arter hastalarının
yaklaşık 1/3'ü perkütan koroner girişim (PKG) ile tedavi edilmektedir (2). PKG’lerin
koroner arter by-pass greft (CABG)’e kıyasla daha az invaziv olması, hastanede kalış
süresinin kısa, morbiditesinin düşük olması gibi nedenlerle daha fazla tercih
edilmektedir (15).
İlk PTKA 1977 yılında Andreas Gruentzing tarafından CABG operasyonuna
gereksinim olmadan balonlar kullanarak aterosklerotik daralmayı gidermek için
yapılmıştır (2,16). Balon anjiyoplastinin uygulama alanını genişleterek, daha düzensiz
ve ulaşılamayan koroner arter darlıklarını geçip açabilmeyi sağlamak için farklı
metotlar ( stent, laser ve brakiterapi gibi) geliştirilmiştir (16-18). Ancak teknolojik
gelişmelere rağmen, plak materyali uzaklaştırılamadığı için başarılı anjioplasti
uygulanan olguların %30-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede restenoz
görülmüştür. Damar çapının dar olması, darlık boyunun uzun olması, diyabetes mellitus,
hiperlipidemi, sigara kullanımı, uygulanan dilatasyonun yetersiz olması, ven greftine
PTKA uygulanması gibi nedenlerden kaynaklı oluşabilecek restenoz olasılığı
artmaktadır (10,17). Koroner arter hastalığı risk faktörleri ile restenoz gelişiminde etkili
olan faktörler benzerlik göstermektedir. PTKA sonrası restenoz gelişmesindeki risk
faktörlerini azaltmada, farmakolojik tedavinin (trombolitik tedavi) yanı sıra yaşam tarzı
değişikliğinin çok önemli bir yeri vardır.
Yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının
gelişmesini sağlayarak kardiyovasküler olayların tekrarını ve hastalığa bağlı ölüm
oranlarını azaltmaktır (9,19). Fakat işlem sonrası hastalarda tedavi edilmişlik hissi
yaşam tarzı değişikliklerine uyuma engel olabilmektedir. Bu yüzden belirtilen risk
faktörlerini kontrol altına almaya yönelik, yaşam tarzı değişiklikleri olan; sigaranın
bırakılması, fazla kilolardan kurtulma, doymuş yağlardan fakir ve kilo aldırmayan
dengeli bir diyet ve fiziksel aktivitenin arttırılması gibi konularda hastalar daha fazla
2
düzeyde bilgilendirilmelidir (15,20,21). Sevinç ve Eşer (9) miyokard infarktüsü
geçirmiş hastaların ikincil korunma davranışlarını inceledikleri çalışmalarında;
hastaların çoğunluğunun risk faktörlerini taşımalarına rağmen hastaların bazı ikincil
korunma davranışlarının yeterli olmadığı, bu konuda eğitim ve izlemeye gereksinimleri
olduğu sonucuna varmışlardır. Aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri, kişilerin yaşam
kalitesinin artmasını ve bireylerin sağlık durumlarını iyi olarak algılamalarını
sağlamaktadır (22-24).
Bireylerdeki kardiyovasküler hastalık risk faktörlerinin varlığı ya da sağlıklı
yaşam
biçimi
davranışlarını
belirlemeye
yönelik
çalışmalar
yapılmış,
fakat
kardiyovasküler hastalık risk faktörleri bilgi düzeyleri ile sağlıklı yaşam biçimi
davranışları arasındaki ilişkiyle ilgili yapılan çalışmalar kısıtlıdır. Hemşirelerin;
kardiyovasküler hastalıkların gelişiminin önlenmesinde, kardiyovasküler hastalıklar
açısından riskli kişilerde hastalığın ortaya çıkışının geciktirilmesinde, bireylere eğitim
verme ve sağlıklı yaşam davranışı alışkanlıkları kazandırmada ve bireylerin tedaviye
uyumunu
sağlamada
önemli
sorumlulukları
vardır.
Bu
nedenle
bireylerin
kardiyovasküler hastalık risk faktörlerine yönelik bilgilerinin sağlıklı yaşam biçimi
davranışlarına yansıyıp yansımadığının belirlenmesi, hasta eğitimi ve danışmanlığın
verilmesinde yol gösterici olacaktır.
3
2.GENEL BİLGİLER
2.1. Koroner Arter Hastalığının Tanımı ve Epidemiyolojisi
Koroner arter hastalığı, toplumda oldukça yaygın görülen, yaşam boyu sessizce
ilerleyen ve belirtileri ortaya çıktığında genellikle ileri aşamaya gelmiş olan bir
kardiyovasküler hastalıktır (1,2). Koroner arter hastalığının altta yatan en önemli nedeni
aterogenez ve sıklıkla eklenen trombozdur. Ateroskleroz, damar duvarının ve
esnekliğinin kaybolması ile karakterize bir arteriyel hastalık grubudur (2,11). Bu
hastalıklar zaman içinde hastalarda çeşitli fonksiyonların kaybedilmesine ve iş gücü
kayıplarına neden olarak, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. KAH
ülkemizde ve dünyada morbidite ve mortalitenin başlıca nedeni olmakta ve prevelansı
giderek artmaktadır (4,25). AHA 2014 verilerine göre 35–74 yaş arası erkeklerde
görülen KVH mortalite oranı; ABD’de 235.5 /100.000, Rusya’da 1173.3 /100.000 ve
Almanya’da 197.1 /100.000 iken, bu oran 35–74 yaş arası kadınlarda ise; ABD’de
117.1 /100.000, Rusya’da 466.0 /100.000 ve Almanya’da 80.2 /100.000 olarak
belirtilmektedir
(1).
Avrupa’da
75
yaş
altı
ölümlerin
kadınlarda
%45,
erkeklerde %38’den kardiyovasküler hastalıkların sorumlu olduğu bilinmektedir (3).
Türkiye İstatistik Kurumu Uluslararası Hastalık Sınıflamasının (ICD) 10 ana tanı
kodlarına
göre
yaptığı
araştırmada
dolaşım
sistemi
hastalıkları
%39.9
ile
(kadınlarda %44.4, erkeklerde %36.2) ölüm nedenleri arasında ilk sıradadır. İkinci
sıradaki neoplazmalara bağlı ölüm oranı ise %21.1’dir (4). TEKHARF 2012 verilerine
göre ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir.
Bunların 120.000’i koroner arter hastalığı bilinen hastalarda akut olayın tekrarı,
180.000’i yeni akut koroner sendrom (AKS) tanısı, 120.000’i sessiz olay ve yeni kronik
arter hastalığıdır. AKS’a bağlı olarak ortaya çıkan yaklaşık 95.000 ölüm (%32)
gerçekleşmekte ve bu oran Avrupa oranlarından daha yüksektir (5).
2.2. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri
Koroner arter hastalığı risk faktörleri ilk olarak 1960’ların erken dönemlerinde
Framingham Kalp Çalışmasının bulguları ile belirlenmiştir (26). Türk Kardiyoloji
4
Derneği’nin (TKD) yayınladığı koroner kalp hastalığı korunma ve tedavi kılavuzunda
yer alan koroner kalp hastalığı risk faktörleri değiştirilebilen ve değiştirilemeyen olmak
üzere iki grupta toplanmaktadır (6).
Amerikan Kalp Birliği tarafından belirlenen değiştirilemez olarak bilinen majör
risk faktörleri; yaş (≥55), cinsiyet ve aile öyküsüdür (1). Alınan tıbbi bakımla ve kişinin
yaşam biçimi değişiklikleri ile uyumlu olarak değiştirilebilir, kontrol edilebilir ve tedavi
edilebilir risk faktörleri ise; sigara kullanımı, obezite, fiziksel aktivite eksikliği, yüksek
kan kolesterol düzeyi, HT, ve DM’dir (1,6,7) . Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), 2004
yılında yayımladığı Kalp Hastalığı ve İnme Atlası'nda, değiştirilebilir diğer risk
faktörlerine düşük sosyoekonomik düzey, psikososyal stres, alkol kullanımı, menopoz,
oral kontraseptifler, hormon replasman tedavisi ve sol ventrikül hipertrofisi gibi
faktörleri eklemiştir (27). Bilinen risk faktörlerine ek olarak; homosistein, lipoprotein-a
yüksekliği, fibrinijen ve C reaktif protein (CRP) düzeyleri yüksekliği yeni tanımlanan
risk faktörleri olarak kabul edilmektedir (6,7,28). Risk faktörlerinin tanımlanması ve
bunların tedavisi asemptomatik kişilerde koroner kalp hastalıklarının önlenmesi (birincil
koruma), hastalığı olan kişilerde tekrarlayan olayların önlenmesi (ikincil koruma) için
gereklidir.
2.2.1. Yaş ve Cinsiyet
Yaş, koroner kalp hastalığı insidansı ve prevalansı için güçlü bir risk faktörüdür.
KAH mortalitesi bireylerde yaşın artmasıyla birlikte giderek artar. Her iki cinsiyette
majör kardiyovasküler risk faktörlerinin aynı olmasına rağmen KAH erkeklerde
kadınlardan 10-15 yıl daha erken başlamaktadır (6,12,26). 40 yaş üzeri erkeklerin aynı
yaş grubundaki kadınlara göre KAH’ a yakalanma şansları daha yüksekken, artan yaşla
birlikte bu oran azalmaktadır. Bunun nedeni menopoz sonrasında, östrojen seviyesinin
azalmasına bağlı olarak kadınlarda, LDL-K düzeyinin daha hızlı yükselmesidir (2).
Yirmi bir buçuk yıllık TEKHARF çalışması verilerine göre bu yıllarda gelişen tüm
nedenli 195 ölümden %57’sinin KAH kökenli olduğu belirlenmiş ve ölüm oranı
erkeklerde binde 7.6, kadınlarda binde 3.8 bulunmuştur (5).
5
2.2.2. Aile Öyküsü
Birinci derecede erkek akrabalarda 55 yaşından, birinci derecede kadın
akrabalarda 65 yaşından önce infarktüs (veya ani ölüm) bulunması koroner arter
hastalığı için bir risk faktörüdür. Aile üyelerinde KAH öyküsünün olması, KAH’a
yakalanma riskini erkeklerde 3-5 kez artırmaktadır (2,6,26).
2.2.3. Hiperlipidemi
Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması aterosklerozisin gelişmesi ve
ilerlemesinin nedenidir. Hiperlipidemi prevalansı hem kadınlarda hem de erkeklerde
yaşla birlikte artmaktadır. Hiperlipidemi prevalansı 45-54 yaş grubundan başlayarak,
her yaş grubunda kadınlarda daha yüksektir (29). Total kolesterol ≥200 mg/dl, LDL-K
değeri ≥130 mg/dl, düşük HDL-K değeri <40 mg/dl olması koroner kalp hastalığı
riskini arttırır (2,6,26). Türk Kalp Çalışması 2002 yılındaki çalışmasında ülkemizde
erkeklerin %68, kadınların %78’inin plazma total kolesterol düzeyleri <200 mgr/dl ve
erkeklerin %63 ve kadınların %72’sinin LDL-K düzeyleri 130 mgr/dl’nin altındadır.
Buna karşın HDL-K düzeyi aşırı düşük bulunmuş, erkeklerin %53‘ünde ve
kadınların %26’sında HDL-K düzeyi %35 mgr/dl’nin altında bulunmuştur (30). Aynı
şekilde EUROASPIRE III sonuçları, ülkemizde koroner arter hastalarında HDL-K
düşüklüğünün önemini vurgulamaktadır. Koroner olay geçiren hastaların yaklaşık
yarısının (%50.2) HDL-K düzeyleri normal değerin altındadır ve bu oran Avrupa
ortalamasına (%36.7) göre oldukça düşüktür. Düşük HDL-K sıklığı açısından 22
Avrupa ülkesi arasında, ülkemiz Romanya ve Güney Kıbrıs’tan sonra üçüncü sırada yer
almaktadır (31,32).
2.2.4. Hipertansiyon
Hipertansiyon KAH için önlenebilen majör bir risk faktörüdür. Bütün
aterosklerotik kardiyovasküler olayların %35'inden hipertansiyon sorumludur (26,33).
Hipertansiyon prevalansı hem kadınlarda hem de erkeklerde yaşla birlikte artmaktadır.
Hipertansiyon prevalansı 45-54 yaş grubundan başlayarak, her yaş grubunda kadınlarda
daha yüksektir (29). Miyokard infarktüsü geçiren ve hipertansiyonu olan hastalarda
6
hipertansiyon kontrol edilmediği takdirde mortalite ve morbidite oranı artmaktadır.
Sistolik kan basıncı ≥180mm/Hg olan bireylerin, sistolik kan basıncı <110mm/Hg olan
bireylere göre koroner kalp hastalığına bağlı ölüm riskinin 5.65 kat daha fazla olduğu
belirlenmiştir (2). Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışmasında (PatenT) ülkemizde
hipertansiyon prevelansı %30.3, farkındalık %54.7 ve antihipertansif ilaç kullanım
oranı %47.4 olarak bulunmuştur (34). EUROASPIRE III Türkiye sonuçlarına göre,
koroner arter hastalığı olanlarda kan basıncı kontrol oranı %44.8’dir (32). EURIKA
çalışmasına Türkiye’den alınan hastalardaki en sık risk faktörü %66.5 ile
hipertansiyondur. Çalışmaya katılan diğer Avrupa ülkelerinde de en sık risk faktörü
yine hipertansiyondur ve Avrupa ortalaması %72.7 bulunmuştur. Tedavi almakta olan
hipertansif bireylerdeki kan basıncı kontrol oranı ülkemizde %40.3 iken, birçok Avrupa
ülkesinde de %40’larda seyretmektedir (35,36).
2.2.5. Diyabetes Mellitus
Koroner arter hastalığı diyabetli hastalarda mortalite ve morbiditenin majör bir
nedenidir (37). Diyabet sıklığı hem erkeklerde hem de kadınlarda yaşla birlikte
artmaktadır (30,37). Yaşam tarzındaki hızlı değişim ile birlikte gelişmiş ve gelişmekte
olan ülkelerde diyabet sıklığı hızla artmaktadır. Tahminlere göre, 2010 itibarı ile tüm
dünyada erişkin (20-79 yaş) nüfusta diyabet prevelansı %6,6’dır ve 2030 yılında %18
artış ile bu değerin %7,8 olacağı öngörülmektedir (28). Diyabet sıklığının giderek
yükselmesinin en önemli sebepleri obezitenin artması, kronik hastalıklar, sedanter
yaşam ve toplumun yaşlanmasıdır (35). Birincil koruma çalışması olan ve ülkemizin de
içinde bulunduğu EURIKA çalışmasına Türkiye’den katılan hastalarda diyabet
sıklığı %31.4’dür ve bu oran %26.8 olan Avrupa ortalamasından daha fazladır (36).
Diyabetli hastaların tüm nedenlere bağlı ölüm riski, diyabeti olmayan aynı yaştaki hem
cinslerine göre iki kat daha yüksektir. Bozulmuş glukoz toleransı saptanan kişilerde 10
yıl içinde tip 2 diyabet gelişme riskinin yaklaşık olarak %50 olduğu, buna karşılık basit
yaşam tarzı değişiklikleri ile tip 2 diyabet riskinin %58’e varan oranlarda önlenebileceği
veya ortaya çıkışının geciktirilebileceği gösterilmektedir (38,39).
7
2.2.6. Sigara Kullanımı
Sigara hem yüksek riskli hem de düşük riskli toplumlarda aterosklerozla ilişkili
klinik olaylarda majör ve değiştirilebilen risk faktörüdür (26,34). Sigara sempatik sinir
sistemini uyarır, kan basıncını artırır ve miyokard oksijen sunumunu azaltır. Bunun
yanında aterotromboz üzerine de birçok etkileri vardır. Sigara LDL-K oksidasyonunu
artırır ve endotel bağımlı vazodilatasyonu bozmaktadır (26,28). Sigara içme prevalansı
yaş gruplarına göre değişkenlik göstermektedir. En yüksek sigara kullanma prevalansı
25-44 yaş aralığındadır. Yapılan çalışmada 2011 yılında erkeklerin yüzde 43’ü,
kadınların
ise
yüzde
17’si
sigara
içmektedir
(29).
Sigara
önlenebilir
ölümlerin %50’sinden sorumludur ve bu ölümlerin yarısı kardiyovasküler olaylardan
kaynaklanmaktadır
(12).
EURIKA
çalışmasına
göre
ülkemizde
aktif
sigara
içiciliği %23.7 ile Avrupa ortalaması olan %21.3’e oldukça yakındır (36). Sigara
kullanımının önlenmesi ile kalp-damar hastalıkları kaynaklı önlenebilir ölüm sayısının
21.317 olacağı hesaplanmaktadır ve bu da tüm ölümlerin %5’ini kapsamaktadır (7).
2.2.7. Obezite
Obezite, AHA tarafından KKH için majör bir risk faktörü olarak bildirilmiştir
(1). Obezite LDL-K düzeyini yükseltirken HDL-K düzeyini düşürmektedir. Kolesterolü
yükseltmenin yanı sıra hipertansiyon ve tip II diyabetin gelişmesine de neden olarak
koroner kalp hastalığının morbidite ve mortalite oranını yükseltir. 2011 verilerine göre;
erkeklerin yüzde 15’i, kadınların yüzde 29’u obezdir (29). Türkiye Diyabet
Epidemiyolojisi II (TURDEP II) çalışmasında Türkiye’de obezite sıklığı %32
bulunmuştur. 1998’de yapılan TURDEP-I’e göre, yeni tamamlanan TURDEP-II
çalışmasında Türkiye’de 12 yılda, obezite sıklığı %44 artmıştır (40). Türkiye Hastalık
Yükü Çalışması 2004 verilerine göre; obezitenin önlenmesi ile önlenecek ölüm sayıları
iskemik kalp hastalığında 29.581, iskemik inmede 11.109, diabetes mellitusta 7.674’tür.
Toplamda ise 57.143 ölüm önlenebilmekte olup bu tüm ölümlerin % 13,3’ünü
oluşturmaktadır (7).
8
2.2.8. Fiziksel İnaktivite
Hareketsiz bir yaşam tarzı koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür.
Dünya’da iskemik kalp hastalıklarının yüzde 22’sinden yetersiz fiziksel aktivite
sorumlu tutulmaktadır (29). Fiziksel aktivite yapmak ateroskleroz gelişimini önlemede
yararlıdır ve bu da toplam mortalitede %20-25 oranında azalmaya neden olur (7,39).
Düzenli fiziksel aktivite ile kilo azalmakta, LDL-K ve Trigliserid (TRG) düzeyleri
düşmekte, HDL kolesterol düzeyi yükselmekte, insüline duyarlık artmakta, kan basıncı
düşmekte, endotele bağlı vazodilatasyon ve fibrinolitik aktivite artmaktadır. Aynı
zamanda koroner arter hastalıkları, hipertansiyon, obezite, tip II diyabet, bazı kanser
tipleri, osteoporoz gibi kronik hastalıkların oluşma riskini azaltmaktadır (41). Fiziksel
hareket alışkanlığının yeterli olması durumunda iskemik kalp hastalığına bağlı 31.519
ölümün önlenebileceği bildirilmiştir (7).
2.2.9. Alkol Kullanımı
Alkol kullanımı hem kadın hem de erkeklerde kardiyovasküler risk
faktörlerinden biridir. Alkol kullanma prevalansı yaş gruplarına göre değişkenlik
göstermektedir ve en yüksek alkol kullanma prevalansı 35-44 yaş grubundadır. Yapılan
çalışmada 2011 yılında erkeklerin yüzde 23’ü, kadınların ise yüzde 4’ü alkol
kullanmaktadır (26,29).
2.2.10. Stres ve Sosyoekonomik Düzey
Stres, hem kadınlarda hem de erkeklerde koroner olay gelişiminde önemli bir
risk faktördür. Depresyon, öfke, stres, anksiyete, yeterli sosyal desteğin olmaması gibi
psikososyal risk faktörlerinin akut miyokart enfarktüsü geçirme riskinin %36’sından
sorumlu olduğu ve bu risk faktörlerinin etkisinin sigaraya eşit, hipertansiyondan ise iki
kat fazla olduğu bilinmektedir (42,43). Şengül ve ark (44) yaptığı çalışma sonuçlarına
göre, 40 yaş üstü grupla karşılaştırıldığında, 40 yaş altı genç grupta stres-anksiyetedepresyon puanları ve akut stres faktörü pozitifliği anlamlı bulunmuştur. Bu bulgular,
genç bireylerde psikososyal risk faktörlerinin kalp krizlerindeki etkin rolünü destekler
niteliktedir.
9
Sosyoekonomik düzeylerde farklılıklar, KAH için bir risk faktörüdür. Düşük
gelir, düşük statülü iş sahibi olma veya yoksul bir yerleşim bölgesinde yaşama şeklinde
tanımlanan düşük sosyo-ekonomik düzeyin kadın ve erkeklerde hem tüm nedenli, hem
de KVH’ya bağlı mortalite riskini artığını bilinmektedir (12). Türkiye’de Onat ve ark
(45,46) tarafından 1996 ve 2007 yıllarında yapılan çalışmalarda da sosyal açıdan gelir
düzeyi düşük olanların miyokart infarktüsü geçirme riskinin gelir düzeyi yüksek
topluluklara göre anlamlı olarak yüksek bulunduğu bildirilmiştir. Fakat son çalışmada
genel mortalite bakımından, kentli kadınlarda kırsal kadınlara kıyasla %40 artış olduğu
saptanmıştır (47). Düşük sosyoekonomik popülasyonda davranışsal risk faktörleri
(sigara içimi, alkol alımı, düşük meyve tüketimi) yüksekken, yüksek sosyoekonomik
popülasyonda ise biyolojik risk faktörleri (HT, DM, Obezite) daha yüksek bulunmuştur.
Yüksek sosyo-ekonomik popülasyonda risk faktörlerine karşı takip ve bilgi düzeyleri
daha fazla saptanmıştır (48).
2.2.11. Menopoz ve Hormon Replasman Tedavisi
Menopoz ve hormon replasman tedavisi, KAH için bir risk faktörüdür. Menopoz
öncesi dönemde düşük olan KVH riski yaşlanma ile birlikte, özellikle de menopozdan
sonraki dönemde artmaktadır. Östrojenin azalmasıyla LDL-K artarken, HDL-K azalır.
Böylece total kolesterol/HDL kolesterol düzeyi oranı artar. Bu artıştın, östrojen
hormonunun
koruyucu
etkisinin
ortadan
kalkmasından
kaynaklı
olduğu
düşünülmektedir (49). Postmenopozal semptomları ortadan kaldırmada hormon
replasman tedavisi (HRT) oldukça etkin bir yaklaşımdır. Prospektif kohort çalışmalarda
nispeten genç ve sağlıklı kadınlarda hormon replasman tedavisinin KAH riskini %30-50
oranlarında azalttığı gösterilmiştir (50). Hulley ve ark (51) yaptıkları çalışmada KAH
olan menopoz hastalarında, bu rahatsızlığa bağlı ölümleri azaltmak amacıyla HRT’nin
kullanılmasının doğru olmadığı bildirilmiştir. Aynı şekilde Women’s Health Initiative
(WHI) (52) çalışmasında da kombine östrojen/progesteron hormon replasman
tedavisinin KVH gelişim riskini önlemediği bildirilmiştir. Orhan ve ark (53) yaptığı
çalışmada hormon replasman tedavisi olarak östrojen kullanımının, koroner arter
cerrahisi sonrası mortaliteyi etkilemediği fakat morbiditeyi azaltabileceği bildirilmiştir.
10
2.2.12. Oral Kontraseptifler
Oral kontraseptifler, KAH için bir risk faktörüdür. Kombine oral kontraseptifler,
sentetik bir östrojen ve progesteron karışımından oluşmaktadır (54,55). Östrojenin etkisi,
LDL-K’yı azaltırken HDL’yi artırır. Progesteronun etkisi ise aksi yöndedir, LDL-K’yı
artırken HDL-K’yı azaltırlar (54). Dunn ve ark. (56) yaptığı çalışmada oral
kontraseptiflerin miyokard infarktüsü riskini 35 yaş üstü ve sigara içenlerde arttırdığı
bildirilmiştir. Ateş ve ark. (57) çalışmasında gebelik veya doğum sonrası dönemde
gelişen spontan koroner arter diseksiyonun çoğunlukla oral kontraseptif ilaç kullanımına
bağlı olduğu belirtilmektedir.
2.2.13. Hiperhomosisteinemi
Plazma homosisteinin kardiyovasküler hastalıklar için bağımsız bir risk
faktörüdür. Artmış plazma homosistein konsantrasyonunun; hem aterosklerotik damar
hastalıklarının gelişmesini arttırıcı hem de venöz sistemde trombüs oluşumunu
kolaylaştırıcı etki göstermektedir. Homosistein seviyesinde her 5 mmol/L’lik artış
kardiyovasküler hastalık riskini % 20-50 arttırmaktadır. Hiperhomosisteinemi sigara,
kahve tüketimi ve fiziksel inaktivite gibi birçok sebepten dolayı oluşabilmektedir (26,28,
58). Gürbüz ve ark. (59) yaptığı çalışmada homosistein seviyesi yükseldikçe KAH
yaygınlık ve şiddetinin arttığı belirtilmektedir.
2.2.14. Fibrinojen
Fibrinojen, trombosit agregasyonunu ve kan viskozitesini artırır ve trombinle
birlikte pıhtı oluşumunu sağlar. Yaş, obezite, sigara kullanımı, diyabet, yüksek LDL-K
düzeyleri fibrinojen seviyesini arttırırken fiziksel aktivite azaltmaktadır (43,60). Plazma
fibrinojen düzeyinin kardiyovasküler olaylarla ilişkisi belirlenmiştir (43). Fibrinojen
seviyesindeki 1 g/L artış kardiyovasküler hastalık ve mortalite riskini 2,0-2,7 kat
arttırmaktadır
(60).
Framingham
kalp
çalışmasında
fibrinojen
düzeyleri
ile
kardiyovasküler risk arasındaki ilişki, fibrinojenin bağımsız bir risk faktörü olduğunu
göstermiştir (61).
11
2.2.15. C-Reaktif Protein
C-reaktif protein (CRP) insanlarda, enfeksiyon ve doku zedelenmesine yanıt
olarak akut ve hızlı yükselen majör bir akut faz reaktanıdır. Önceleri yalnız
karaciğerden kaynaklandığı düşünülürken, daha sonra adipositler, aterosklerotik
lezyonlar, koroner arter düz kas hücreleri ve aort endotel hücrelerinde de üretildiği
gösterilmiştir (62-65). Mİ, inme, periferik arter hastalığı ve ani kardiyak ölüm riski için
güçlü ve bağımsız bir risk faktörüdür. Hipertansiyon, obezite, sigara, metabolik
sendrom, diabetes mellitus, hormon replasman tedavisi (HRT), düşük HDL-Kve yüksek
trigliserid seviyeleri ile CRP düzeyleri artar. Fiziksel aktivite, kilo verme, diyet ve
sigaranın bırakılması düzeyleri azaltır Koroner olayları belirlemede ortalama hs-CRP
düzeylerine göre < 1,0 mg/L düşük, 1,0 – 3,0 mg/L orta ve >3,0 mg/L yüksek risk grubu
olarak kabul edilmiştir (43,66,67).
2.2.16. Lipoprotein-a
Lipoprotein-a (Lp-a), LDL kolesterol ve plazminojen ile yapısal benzerlik
gösteren bir lipoproteindir ve ateroskleroz oluşumu üzerinde etkilidir (26,68).
Lipoprotein-a yüksekliğinin koroner arter hastalığının gelişimi, yaygınlığı, miyokart
infarktüsü ve inme için önemli bir risk faktörü olduğu belirtilmiştir (69). Lp-a
düzeylerinin ölçülmesinin aynı zamanda erken başlayan KAH’nı ortaya koymada klinik
bir önemi olduğu bildirilmektedir (26).
2.3. Koroner Arter Hastalığının Klinik Şekilleri
Koroner arter hastalığı tüm dünyada en önemli ölüm nedenlerindendir (1,4).
Angina pektoris 45-74 yaş arası genel popülasyonda %0,1-20 arasında görülmekle
beraber bu oran yaş ile artmaktadır (70). TÜİK 2010 Sağlık Araştırmasında beyana
dayalı anjina/göğüs ağrısı sıklığı 15 yaş üzeri her iki cinsiyette de yüzde 4,2 olarak
saptanmıştır (29). Koroner arter hastalıklarının klinik şekilleri kararlı angina pektoris
(SAP) ve akut koroner sendromlar olmak üzere 2 şekilde karşımıza çıkmaktadır.
12
2.3.1. Kararlı (Stable) Angina Pektoris
Kararlı angina pektoris (SAP), dünya çapında yaklaşık olarak 54 milyon kişiyi
etkileyerek KAH’ın en sık görülen şeklidir (71). SAP, sık karşılaşılan ve bazen yeti
kaybına neden olan bir tablo olup genel olarak egzersiz veya stres ile ortaya çıkan ve
istirahat ya da nitratla rahatlayan, göğüs, çene, omuz, sırt ya da kollarda ağrı hissedilen
klinik bir durum olarak kabul edilmektedir (70,72,73). Genellikle retrosternal olmak
üzere, sol ya da her iki kola, bileğe, boyuna, çeneye sırta yayılabilir. Miyokardiyal
oksijen tüketiminde artışa bağlı olarak indüklenir ve istirahat ile hafifler. Genellikle ağrı
şeklinde bir semptom olsa da, bazı hastalar sıkıntı, boğulma ya da basınç hissi olarak
tariflenmektedir (73).
2.3.2. Akut Koroner Sendromlar
Akut koroner sendrom (AKS), akut miyokard iskemisine bağlı gelişen klinik
tabloların tümü olarak tanımlanır (74). Koroner arterlerde oluşan tromboz, emboli ve
değişik derecelerdeki koroner arter daralmaların sonucunda miyokard iskemisi ile
ortaya çıkmaktadır. Klinik bulgular etkilenen miyokard dokusunun bölgesine ve
genişliğine göre değişmektedir. Akut koroner sendromlar; miyokard infarktüsü ve
kararsız angina (Unstabil Angina-USAP)
pektorisi içeren akut miyokard iskemisi
olmak üzere iki ana başlık altında toplanmaktadır. EKG’sinde ST-segmentine göre, STsegment yükselmesi olan ve olmayan AKS olarak iki grupta ayrılmıştır (11,74).
2.3.2.1. ST Segment Yükselmesi Olan Akut Koroner Sendrom
ST-segment yükselmesi (STEMİ) olan MI’de tromboz hakimdir. Sürekli STsegment yükselmesi genellikle koroner arterde akut total tıkanıklığı göstermektedir.
Koroner arterin tam tıkanmasından 15–30 dakika sonra miyokard nekrozu gelişmeye
başlamakta ve reperfüzyon açısından bu zaman aralığında yapılan müdahaleyle infaktüs
gelişimi önlenebilmektedir (75).
13
2.3.2.2. ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendrom
ST yükselmesiz (NSTEMİ) AKS’nin sorumlusu tam tıkanıklığa yol açmayan
trombüstür. ST-yükselmesiz AKS kararsız angina ya da NSTEMİ olarak ortaya
çıkmaktadır. Her iki durumda da göğüs ağrısı mevcuttur. Ancak NSTEMİ da kararsız
anginanın aksine koroner arterlerin tıkanma süresi daha uzun ve kardiyak enzimler
(troponin ve/veya kreatinin kinaz (CK-MB ) daha yüksektir (13,76).
2.4. Koroner Arter Hastalığında Tedavi
Koroner arter hastalığının tedavisinde; farmakolojik, non-farmakolojik ve
girişimsel tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Girişimsel tedavi yöntemleri; PTKA
intrakoroner stent yerleştirilmesi, aterektomi, lazer anjiyoplasti, brakiterapi ve CABG
gibi yöntemlerdir. Tedavinin amacı; koroner damarların tıkanıklığını ve ölümü
engelleyerek yaşam süresini uzatmak, iskemi sıklığını ve şiddetini azaltarak yaşam
kalitesini arttırmaktır (8).
2.4.1. Farmakolojik Tedavi
Koroner arter hastalığında farmakolojik tedavinin amacı; trombolitik olayların
gelişimini ve ilerlemesini önlemektir. Buna yönelik kullanılan tedavi; antiiskemik
ilaçlar, antikoagülanlar ve trombolitik ilaçlardır. Miyokardın oksijen ihtiyacını azaltarak
ya da miyokarda giden oksijen miktarını arttırarak ve semptomların giderilmesini
sağlamak amaçlı antiiskemik ilaçlar olan; nitratlar, beta-blokerler ve kalsiyum kanal
blokerleri kullanılmaktadır. Trombolitik ilaçlardan olan asetilsalisilik asit (aspirin),
trombosit tromboksan A2 sentezini inhibe ederek etki göstermektedir. Aynı zamanda
tüm hastalar için antikoagülan tedavi uygulanmaktadır. Standart olarak antikoagülan
tedavisinde
heparin
(parçalanmamış
ve
düşük
moleküllü)
kullanılmaktadır.
Antikoagülan tedavisinin amacı trombin oluşumunu engelleyerek MI riskini en az
seviyede
tutmaktır
(12-14,77).
Akut
miyokard
infarktüsünden
sonra
tedavi
kılavuzlarında sekonder korumada önerilen ilaçlar, aspirin, beta-blokerler, aspirin ve
ACE inhibitorleri kullanılmaktadır. Aspirin ve beta blokerler yeni bir enfarktüs
oluşumunu önleyerek morbidite ve mortaliteyi azaltmaktadır. ACE inhibitörleri
14
ventriküler işlev bozukluğunu önleyerek kalp yetmezliği ve mortalite oranını azaltırlar.
Statinler, kan kolesterol düzeyini düşürerek aterosklerotik sürecin gelişmesini ve
ilerlemesini engellemektedir (13,14,19,77).
2.4.2. Girişimsel Tedavi
Koroner arter hastalığının girişimsel tedavisinde PTKA, stent implantasyonu,
lazer anjiyoplasti, brakiterapi vb. girişimsel yöntemler kullanılmaktadır. Özellikle MI
sonrası ilk saatlerinde yapılan intrakoroner girişimsel yöntemler sağ kalımı arttırmakta,
miyokard hasarı oluşması engellenmekte dolayısıyla bireylerin yaşam kalitesi
artmaktadır (2,10). Girişimsel tedavide, bir balon kateterin arteryel yolla lezyon
bölgesine doğru ilerletilip, plak üzerine basınç yapacak şekilde şişirilmesi ve
aterosklerotik plağın damar çeperine yapışması sağlanarak, daralmış damar lümeninin
açılması sağlanmaktadır. Ciltten bir damar yoluyla girilerek koroner damarları açmada
kullanılan balon anjiyoplasti-stent ve diğer işlemlere “perkütan koroner girişim” adı
verilmektedir.
İnsanda
ilk
kez
damar
yoluyla
kateter
uygulayarak
kalp
kateterizasyonunu Forrsmann (1929) yapmıştır. İlk PTKA 1977 yılında Andreas
Gruentzing tarafından CABG operasyonuna gereksinim olmadan balonlar kullanarak
aterosklerotik daralmayı gidermek için gerçekleştirmiştir (2,16). 1980’lerde ise Simpson
ve arkadaşları tel üzerine balon kateter tekniğini geliştirmiş, yapılarını inceltmiş ve en
önemlisi kılavuz teller kateterden ayrılarak yön verilebilir duruma getirmişlerdir. Ayrıca
kılavuz teller lezyonun tipine göre kullanılmak üzere sert ve yumuşak değişik şekillerde
üretilmiştir. Bu gelişmeler, balon anjiyoplastinin uygulama alanını genişleterek, daha
düzensiz ve ulaşılamayan koroner arter darlıklarını geçip açabilmeyi sağlamıştır (16-18).
Ancak teknolojik gelişmelere rağmen, plak materyali uzaklaştırılamadığı için başarılı
anjioplasti uygulanan olguların %24-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede
restenoz görülmüştür. Restenoz kateter bazlı intrakoroner tedavinin uygulandığı bölgede
oluşan damar lümenindeki daralmadır. Damar çapının dar olması, darlık boyunun uzun
olması, diyabetus mellitus, uygulanan dilatasyonun yetersiz olması, ven greftine PTKA
uygulanması gibi nedenlerden kaynaklı oluşabilecek restenoz olasılığı artmaktadır
(10,17). Gül ve ark (78) yaptıkları çalışmada; koroner anjiyoplasti uyguladıkları 162
hastanın 107’sine yaklaşık 184 gün sonra kontrol koroner anjiyografi yapılmış ve bu
15
hastaların %39’unda restenoz saptanmıştır. Dolayısıyla; restenoz tüm çalışmalara karşın
anjioplastinin en önemli komplikasyonu ve sınırlamasıdır. Bu nedenle bu durumu
önlemek için anjiyoplasti dışında PTKA, stent implantasyonu, aterektomi, lazer
anjiyoplasti, brakiterapi gibi değişik teknikler geliştirilmiştir (79-83).
2.4.3. Nonfarmakolojik (Yaşam Biçimi Değişiklikleri) Tedavi
Kardiyovasküler hastalıklar toplumda yaygın, yaşam boyu ilerleyen ve hayatı
tehdit eden kronik hastalıklardır ve hem morbidite hem de mortalite nedeni olarak
önemlidir (1). Bu hastalıklar zaman içinde hastalarda çeşitli fonksiyonların
kaybedilmesine ve iş gücü kayıplarına neden olarak, bireylerin yaşam kalitesini
olumsuz etkilemektedir (25). Ülkemizde ölüm nedenlerine bakıldığında ilk sırada kalp
ve damar hastalıkları (%42) gelmektedir ve bu büyük bir orandır (7). KAH‘nın genel
olarak tedavisinde; koroner damarların tıkanıklığını ve ölümü engelleyerek yaşam
süresini uzatmak, iskemi sıklığını ve şiddetini azaltarak yaşam kalitesini arttırmak
amaçlanmaktadır (8). Koroner arter hastalarının yaklaşık 1/3'ü perkütan koroner girişim
(PKG) ile tedavi edilmektedir (2). Avrupa’da yapılan bir çalışmada, Türkiye’de akut
miyokard
infarktüsü
(AMI)
nedeniyle
220.000
kişi
hastaneye
yatmış
ve
bunların %8’inede PKG uygulanmıştır (3). PKG’lerin koroner arter by-pass greft
(CABG)’e kıyasla daha az invaziv olması, hastanede kalış süresinin kısa ve
morbiditesinin düşük olması gibi nedenlerle daha fazla tercih edilmektedir. PKG ‘ler
lezyonların tedavisinde etkili olmalarına rağmen, hastalığın ilerlemesine engel
olamamaktadır (15). Yüksek işlemsel başarı oranlarına rağmen uzun dönemde restenoz,
tüm çalışmalara karşın anjioplastinin en önemli komplikasyonu ve sınırlamasıdır.
Olguların %24-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan bölgede restenoz olmaktadır.
Damar çapının dar olması, darlık boyunun uzun olması, uygulanan dilatasyonun
yetersiz olması, ven greftine PTKA uygulanması gibi teknik nedenlerin yanı sıra DM
olması restenoz olasılığını arttırmaktadır (10,78,79). Gül ve ark (78) yaptıkları
çalışmada; koroner anjiyoplasti uygulanan 162 hastanın 107’sine yaklaşık 184 gün
sonra kontrol koroner anjiyografi yapılmış ve bu hastaların %39’unda restenoz
saptanmıştır. Yapılan çalışmalarda yaş, cinsiyet, sigara içimi, hiperlipidemi, HT, aile
16
öyküsü, geçirilmiş MI ve ejeksiyon fraksiyonu gibi nedenlerle restenoz gelişimi
arasında herhangi bir ilişki saptanmamıştır (78,84).
Perkütan koroner girişim sonrası restenoz gelişmesindeki risk faktörlerini
azaltmada, farmakolojik tedavinin yanı sıra yaşam tarzı değişikliğinin çok önemli bir
yeri vardır. Yaşam tarzı değişiklikleri, bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının
gelişmesini sağlayarak kardiyovasküler olayların tekrarını ve hastalığa bağlı ölüm
oranlarını azaltmaktır. Sağlıklı yaşam biçimi davranışları; sigaranın bırakılması, kan
basıncının kontrol edilmesi, kan lipid değerlerinin kontrolü, fizik aktivitenin artırılması,
kilo kontrolü ve diyabetin tedavi edilmesi gibi davranışsal risk faktörlerinin kontrol
altına alınması kapsamaktadır (9,19).
2.4.3.1. Sigaranın Bırakılması
Sigara hem yüksek riskli hem de düşük riskli toplumlarda aterosklerozla ilişkili
klinik olaylarda majör ve değiştirilebilen risk faktörüdür. Sigaranın bırakılması ile
kardiyovasküler risk, yaşlı hastalarda bile hızla düşmeye başlar. Bir yılın sonunda %50
kadar azalan risk, 10 yıl kadar bir süre geçmesiyle koroner olay açısından giderek
kaybolmaktadır (85). Yapılan geniş araştırmada, MI, CABG, anjioplasti veya bilinen
koroner kalp hastalığı öyküsü olan ve sigarayı bırakanlarda bırakmayanlara göre
mortalitede
belirgin
azalma
olduğu
gösterilmiştir
(86).
Sağlık
bakım
profesyonellerinden olan hemşireler, bireylerin sigara kullanımını sorgulamalı, sigarayı
bırakma konusunda motive edici tüm nedenleri hastayla ayrıntılı olarak konuşmalı,
sağlığı koruma ve geliştirme modelleri doğrultusunda gerekli eğitim ve danışmanlık
hizmetlerini planlamalıdırlar (87). Nikotin replasman tedavisi (transdermal nikotin
bantları, nikotin sakızları, nazal sprey ve inhalerler) ve bupropion (zyban) gibi ilaç
tedavisi de önerilebilir. Sigaranın tamamıyla bırakılmasının yanı sıra hastaya evde ve
işte çevresel sigara dumanından kaçınması anlatılmalıdır (88).
2.4.3.2. Kan Basıncı Kontrolü
Hipertansiyon, KAH için önemli bir risk faktörüdür ve bütün aterosklerotik
kardiyovasküler olayların %35'inden sorumludur (88,89). Kan basıncı yükseldikçe
17
miyokard infarktüsü, kalp yetmezliği, inme ve böbrek yetmezliği gibi hastalıkların
gelişme oranı da artmaktadır (90). Sistolik kan basıncı ≥180mm/Hg olan bireylerin,
sistolik kan basıncı <110mm/Hg olan bireylere göre koroner kalp hastalığına bağlı ölüm
riskinin 5.65 kat daha fazla olduğu belirlenmiştir. Miyokard infarktüsü sonrası yüksek
kan basıncı yeni bir infarktüs riski ve ölüm oranını arttırdığından kan basıncı
140/90mm/Hg’nın altında olmalıdır (19). Sistolik kan basıncındaki 10 mmHg’lik
azalma ile kardiyovasküler mortalite %20-40 oranında azalırken, diastolik kan
basıncında 5-6 mmHg’lik bir azalma ile koroner kalp hastalığı olaylarında %15
azalmaya neden olmaktadır (91,92).
Kan basıncı kontrolünde bakım hizmetleri önemli bir yer tutmaktadır. Yapılan
eğitim ve danışmanlık hizmetiyle, bireylerin kilo vermesi, fiziksel aktivite düzeyinin
arttırılması, alkol ve tuz kullanımının azaltılması gibi yaşam tarzı değişiklikleriyle kan
basıncı kontrol altına alınabilmektedir (12,19). Yapılan bir çalışmada, ilk sağlık
durumları nasıl olursa olsun 18 aylık takip sonrasında hemşirelik danışmanlığı ve
hemşireler tarafından verilen eğitimlerle hastaların sistolik ve diyastolik kan basıncında
belirgin derecede azalma saptanmıştır (93). Irmak ve ark (19) yaptıkları çalışmada;
hipertansiyonlu hastalara önce yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç kullanımı hakkında
eğitim verilmiş ve 6 ay sonrasında hastaların diyet programına uyumunda artış olduğu,
düzenli egzersiz yapan hasta oranında artış olduğu, ilaç tedavisine uyumun arttığı
belirlenirken, sigara içme oranında değişiklik olmadığı saptanmıştır. Kurçer ve Özbay
(94) çalışmalarında KAH’ı olan hastalarda eğitim ve danışmanlık verilerek, aldıkları
medikal, invaziv veya cerrahi tedavi tiplerine göre değişmeksizin, “yaşam tarzı
değiştirilmesi” uygulamasının diyastolik kan basınçlarında, egzersiz sürelerinde, diyete
uyum düzeylerinde ve yaşam kalitesinde, anlamlı bir düzelme sağlandığı saptanmıştır.
2.4.3.3. Lipid Kontrolü
Kan kolesterol düzeyinin yüksek olması aterosklerozisin gelişmesi ve
ilerlemesinin nedenidir. Total kolesterol ≥200 mg/dl, LDL-Kdeğeri ≥130 mg/dl, düşük
HDL-K değeri <40 mg/dl olması koroner kalp hastalığı riskini arttırır (19,87,95). Lipid
tedavisinde beslenme, kilo kontrolü, fiziksel aktivite durumunu kontrol eden yaşam
tarzı değişiklikleri ve farmakolojik tedavi yaklaşımları yer almaktadır. Bireyler için
18
yaşam tarzı değişiklikler planlanmalıdır. Bunlar; sigara bıraktırılmalı, fiziksel aktivite
artırılmalı, kilolu olgularda kilo verilmesi sağlanmalı (en az %10), rafine şeker ve
yüksek fruktoz tüketimi kısıtlanmalı, sıvı yağlar tercih edilmeli, tam tahıl ve yüksek lifli
gıdalar tüketilmeli, alkol kullanımı kısıtlanmalı özellikle yüksek trigliserid değerleri de
varsa alkol kullanımı engellenmelidir (95). Yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre
Akdeniz tipi diyetin lipit kontrolünün sağlanmasında önemli etkileri bulunmaktadır.
Lyon Diyet Kalp Çalışmasında alfa-linoleik asitten zengin olan Akdeniz tipi diyet
uygulayan hastalarda kontrol grubuna göre tekrarlayan koroner olayların %65’inin
azaldığı gösterilmiştir (96). Akdeniz diyetinin KAH insidansını azaltmadaki etkileri,
kan lipid seviyesini düşürmesinin yanında vücudu oksidatif strese karşı korumaları
gerçeği ile de açıklanabilir. Oksidatif hasar ateroskleroz ve kanser gibi birçok kronik
hastalıkların patogenezinde rol oynarken, diyetteki antioksidan vitaminlerden zengin
sebze ve meyve komponentleri ile bu hasarın azaltılabileceği bildirilmektedir (97).
2.4.3.4. Fiziksel İnaktivite
Fiziksel inaktivite, koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Fiziksel
aktivite yapmak ateroskleroz gelişimini önlemede yararlıdır ve bu da toplam
mortalitede %20-25 oranında azalmaya neden olur. Hareketsizlik, obezitenin yanı sıra
insülin direnci, dislipidemi ve hipertansiyon gibi risk faktörlerinin ortaya çıkışını
kolaylaştırmaktadır. Düzenli fiziksel aktivite ile kilo azalmakta, LDL-K ve trigliserid
düzeyleri düşmekte, HDL-K düzeyleri yükselmekte, insüline duyarlık artmakta, kan
basıncı düşmekte, endotele bağlı vazodilatasyon ve fibrinolitik aktivite artmaktadır; bu
olumlu etkiler koroner kalp hastalığı riskini azaltır (12,87,98). Yapılacak fiziksel
aktivitenin tipi, sıklığı, şiddeti ve süresi önemlidir. Toplam ve kardiyovasküler
mortaliteyi azaltabilen orta şiddette fiziksel aktivite veya aerobik egzersiz miktarı
haftada 2.5 ile 5 saat arasındadır (12). AHA’nın önerilerine göre erişkinlerin haftada
toplamda 150 dakika olacak şekilde en az 5 gün 30 dakika orta zorlukta aerobik aktivite
veya toplamda 75 dakika olacak şekilde en az haftada 3 gün 25 dakika yoğun aerobik
aktivite yapması gerektiği belirtilmektedir (1).
Fiziksel aktivite/aerobik egzersiz örnekleri sadece doğa yürüyüşü, koşma veya
jogging, paten, bisiklet, kürek, yüzme, kayak ve aerobik dersi gibi sporla ilişkili
19
aktiviteleri değil, aynı zamanda çevik adımlarla yürüme, merdiven çıkma, daha fazla ev
ve bahçe işleri yapma ve aktif yaratıcı faaliyetlere katılma gibi yaşam tarzıyla ilgili
aktiviteleri de kapsamaktadır (12). Pınar ve Altıok (99) yaptıkları çalışmalarında PTCA
uygulanan hastaların fiziksel aktivite düzeylerine bakılmış ve fiziksel olarak aktif
bireylerin HDL-K ve TGR değerlerinin normal olduğu, LDL-K ve total kolesterol
değerinin ise optimum değerde olduğu belirlenmiştir. Sağlık profesyonelleri olan
hemşireler, aerobik egzersiz seanslarının sıklığını, süresini ve gözetimini hastaların
klinik özelliklerine uyarlamalıdırlar. Öyküsünde MI, CABG, PKG, kararlı angina
pektoris veya kararlı kronik kalp yetersizliği olan hastalar haftada ≥3 kez ve seans
başına 30 dakika ılımlı-güçlü yoğunlukta aerobik egzersiz yapmaları önerilmelidir (12).
2.4.3.5. Kilo Kontrolü
Obezite, koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörüdür. Obezite, LDLK’u yükseltir, HDL-K’u ise düşürür, hipertansiyon ve tip II diyabetin gelişmesine de
neden olarak koroner kalp hastalığının morbidite ve mortalite oranını yükseltir. Beden
kitle indeksi (BKI) 25’den fazla olan kilolu hastalarda özellikle BKI>30 olan
şişmanlarda yeni bir infarktüs riski ve ölüm oranı %4-5 kat daha artmaktadır. Sağlık
profesyonelleri olarak hemşireler, kilo fazlalığı olan bireylerde egzersiz ve diyet yapma
konusunda teşvik etme ve etkisini değerlendirme için kişilerle profesyonel bir biçimde
görüşmeler yapmalı ve takip etmelidir. Kilo kaybı tedavisinde başlangıçta hedef vücut
ağırlığının %10 azaltılmasıdır. Başarılı olunduğunda istenen düzeye ulaşmak için hasta
cesaretlendirilmelidir (12,19,87).
2.4.3.6. Diyabetes Mellitus’un Kontrolü
Diyabetik olgularda ateroskleroz daha sık ve erken yaşta görülmektedir.
Kardiyovasküler mortalite diyabetli hastalarda diyabetik olmayanlara göre belirgin
olarak artmıştır. Miyokard infarktüsü geçirmiş diyabetik olgularda hastane içi
mortalitenin diyabeti olmayanlara göre %50 daha fazla ve 2 yıllık mortalitenin 2 kat sık
olduğu bilinmektedir. Diyabet ve bozulmuş glukoz toleransına çoğunlukla eşlik eden
hipertansiyon, hiperlipidemi ve obezite gibi diğer kardiyovasküler risk faktörleri de
20
diyabetteki ateroskleroz gelişimine hız kazandırmakta ve kardiyovasküler risk artışına
neden olmaktadır (85,100). Yapılan bir çalışmada koroner anjiyoplasti sonrasında
restenoz oluşumunda DM etkin olduğunu belirlemişlerdir (78). Sağlık profesyonelleri
olan hemşireler, DM’li bireylere KAH riskinin azaltılmasında hipertansiyon tedavisinin
önemi, lipit düzeyinin azaltılması, kilo verilmesi ve fiziksel aktivitenin arttırılması gibi
konularda bilgi verilmelidir.
2.5. Perkütan Girişim Sonrası Yeni Koroner Olayları Önlemede Sağlıklı Yaşam
Biçimi Davranışlarının Rolü
Ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner olay meydana gelmektedir ve
bu olayların yaklaşık %32’si ölümle sonuçlanmaktadır (5). Tıptaki gelişmeler sayesinde
kardiyovasküler olaylardan sağ kalan birey sayısı yıllar içinde artmıştır. Ancak, işlem
sonrasında sağ kalan bireyler de yeni bir kardiyak olay için risk altındadırlar (43). Yeni
bir infarktüs riskini azaltmak ve sağ kalımı arttırmak için bireylerin farmakolojik
tedavinin yanı sıra sağlıklı yaşam biçimi değişiklikleri gibi non-farmakolojik yöntemler
uygulamaları gerekmektedir. Yaşam biçimi değişikliklerinin amacı; yeni bir infarktüs
riskini önlemek, infarktüse bağlı anjiyoplasti - bypass cerrahisi gibi girişimlere olan
gereksinimi ve miyokard infarktüsüne bağlı ölüm oranını azaltmak, hem yaşam
kalitesini hem de yaşam süresini arttırmaktır (19,101). Dünya Sağlık Örgütü verilerine
göre gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin % 70-80’inin, az gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin %
40–50’ sinin nedeni yaşam biçimine bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklardır (102).
Geçmişte enfeksiyon hastalıkları ölümlere neden olurken, günümüzde HT, obezite, DM,
koroner kalp hastalıkları gibi yaşam biçimi ile ilgili kronik hastalıklar ölümlere neden
olmaktadır (103,104). Yapılan çalışmalar, ölümle sonuçlanan hastalıkların bir çoğunda
sağlığa zarar veren davranışların rol oynadığını göstermektedir. Bu durum
hastalıklardan korunma ve sağlığın geliştirilmesinde en önemli etken olan sağlıklı
yaşam biçiminin önemini ortaya çıkarmaktadır (105-107).
Sağlıklı yaşam biçimi, bireyin sağlığını etkileyen tüm davranışlarını kontrol
etmesi ve günlük aktivitelerini düzenlemede kendi sağlık durumuna uygun davranışları
seçmesi olarak tanımlanmıştır. Sağlığı geliştiren davranışlar, bireyin sağlıklı kalmak ve
hastalıklardan korunmak için inandığı ve uyguladığı davranışların bütünüdür. Sağlıklı
21
yaşam biçimi davranışları; bireyin sağlık sorumluluğunu alma, kendini gerçekleştirme,
stres yönetimi, kişilerarası destek, beslenme ve egzersiz davranışlarını içermektedir
(108-110).
Ülkemizde farklı gruplar üzerinde (üniversite öğrencileri, lise öğrencileri,
öğretim elemanları, sağlık çalışanları, kalp hastaları, hipertansiyonlu hastalar, kanserli
hastalar vs.) sağlığı geliştirme davranışını ortaya koyan çalışmalar yapılsa da, koroner
girişim uygulanan hastaların yaşam tarzı değişikliklerine yönelik çalışmaların sayısı
oldukça sınırlıdır. Yapılan çalışmaların genelinde bireylerin sağlıklı yasam biçimi
davranışları (SYBD) puan ortalamalarında; en düşük ortalama puanın egzersiz
davranışında, en yüksek ortalama puanın ise kendini gerçekleştirme davranışında
olduğu saptanmıştır (22,23,104,109-112).
Ülkemizde yapılan çalışmalar incelendiğinde sağlıklı yaşam biçimi puan
ortalamalarının orta düzeyde olduğu, bazı farklılıklar olmakla birlikte egzersiz ve sağlık
sorumluluğunun en düşük düzeyde bulunduğu, cinsiyetin, sosyoekonomik durumun,
aile tipinin, anne-babanın öğrenim durumunun ve yaşanılan yerin sağlığı geliştirme
davranışlarını etkilediği saptanmıştır (22-24,109-113). Sevinç ve ark. (9) miyokard
infarktüsü
geçirmiş
hastaların
ikincil
korunma
davranışlarını
inceledikleri
çalışmalarında; hastaların çoğunluğunun risk faktörlerini taşıdığını hastaların bazı
ikincil korunma davranışlarının yeterli olmadığı (egzersiz, stresle baş etme gibi), bu
konuda eğitim ve izlemeye gereksinimleri olduğu sonucuna varmışlardır.
Lisspers ve ark. (114) PTCA uygulanan hastaların risk faktörleriyle ilişkili
yaşam şeklini uzun süreli değiştirmelerini amaçlayan, çok yönlü davranışsal girişimleri
kapsayan randomize kontrollü çalışmalarında; girişim grubunda sigara kullanımında
azalma, egzersiz kapasitesinde artma, diyet alışkanlıklarında değişme ve kiloda azalma
olduğunu belirlemişlerdir. Bu sonuç bize hastalara kardiyovasküler hastalıklar
konusunda yeterli ve gereksinimler doğrultusunda verilen bilgi, uygun rehberlik ve
danışmanlığın verilmesiyle bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına uyumunu ve
yaşam kalitesini arttırdığını göstermektedir. Bu nedenle sağlık profesyonelleri bu
davranışların gelişiminde bireylere rehber olmalıdır.
22
2.6. Konunun Hemşirelik Açısından Önemi
Koroner arter hastalıkları, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
mortalitenin ve morbiditenin başlıca nedeni olmakta ve prevalansı giderek artmaktadır
(4). TEKHARF 2012 verilerine göre ülkemizde yılda yaklaşık olarak 420.000 koroner
olay meydana gelmektedir. AKS’a bağlı olarak ortaya çıkan yaklaşık 95.000 ölüm
(%32) gerçekleşmekte olup, bu oran Avrupa oranlarından daha yüksektir (5). Koroner
arter hastalarının yaklaşık 1/3'ü PKG ile tedavi edilmektedir (2). PKG’ler, CABG’e
kıyasla daha az invaziv olması, hastanede kalış süresinin kısa ve morbiditesinin düşük
olması gibi nedenlerle daha fazla tercih edilmektedir. PKG ‘ler lezyonların tedavisinde
etkili olmalarına rağmen, hastalığın ilerlemesine engel olamamaktadır (15). Teknolojik
gelişmelerle işlemsel başarı oranları artmış fakat plak materyali uzaklaştırılamadığı için
başarılı anjioplasti uygulanan olguların %24-50’sinde ilk altı ayda PTKA yapılan
bölgede restenoz saptanmıştır (10,79,115). PKG uygulanan hastaların restenozu
önlemeye yönelik davranış değişikliği yapması önemlidir. Yaşam tarzı değişikliklerinde
amaç; yeni bir infarktüs riskini önlemek, infarktüse bağlı anjiyoplasti, bypass cerrahisi
gibi girişimlere olan gereksinimi ve miyokard infarktüsüne bağlı ölüm oranını
azaltmaktır (9,19).
Sağlık ekibi içinde hemşirelerin, dünya çapında sağlık sorunu olan KVH’ın
önlenmesinde, riskli kişilerde hastalığın ortaya çıkışının gecikmesinde ve olası
komplikasyonların azaltılmasında, birey ve toplumu eğitme, bireylere sağlıklı yaşam
alışkanlıkları kazandırma ve hastalandıklarında da bireylerin tedaviye uyumlarını
sağlamada önemli sorumlulukları vardır. Hemşireler aynı zamanda bireylerin yaşam
tarzı değişikliğine ne kadar uyum sağlayabildiklerini, bu uyuma engel olan ekonomik,
sosyal ve davranışsal risk faktörlerinin neler olduğunu belirlemektedir. Dünyada ve
ülkemizde son yıllarda hemşirelik mevzuatında yapılan düzenlemelerde hemşirelerin
bakım, koordinasyon, eğitim, araştırma, kalite geliştirme ve yönetime yönelik görev,
yetki ve sorumlulukları geliştirilmiş ve daha detaylı olarak tanımlanmıştır (116,117).
Hemşirelik ve diğer sağlık profesyonelleri ile ilgili kanıta dayalı uygulamaları inceleyen
Joanna Briggs Enstitüsü tarafından 2008 yılında
Faktörlerini
Azaltmaya
Yönelik
Hemşire
“Erişkinlerde Kalple İlgili Risk
Liderliğindeki
Girişimler”
raporu
yayınlanmıştır. Bu rapor; toplam 22 randomize kontrollü çalışma sonuçlarına dayanan
iki sistematik incelemeye dayalı olarak hazırlanmıştır. Hemşire liderliğindeki
23
kliniklerde; kalp hastalığı olan ya da bilinen kardiyovasküler risk faktörü olan hastalar
kadar, sağlıklı bireylerdeki kardiyovasküler risk faktörlerinin de azaltılabildiği,
hastaların kan basıncını ve kolesterolünü düşürmede, beslenme değişikliği yapmada ve
fiziksel aktivitelerini artırmada etkili olduğu, hemşirelik girişimlerinin, diyet değişikliği
ve kolesterol düzeyleri üzerine uzun dönem yararları olduğu bildirilmiştir (118).
Bireylerde hastalık risklerini azaltmak ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları
kazandırmak sağlık personellerinin en temel işlevleri arasındadır. Sağlık profesyonelleri
olan
hemşireler,
kardiyovasküler
hastalıkların
gelişiminin
önlenmesinde,
kardiyovasküler hastalıklar açısından riskli kişilerde hastalığın ortaya çıkışının
geciktirilmesinde, bireylere eğitim verme ve sağlıklı yaşam davranışı alışkanlıkları
kazandırmada ve bireylerin tedaviye uyumunu sağlamada önemli sorumlulukları
bulunmaktadır. Bu nedenle bireylerin kardiyovasküler hastalık risk faktörlerine yönelik
bilgilerinin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarına yansıyıp yansımadığının belirlenmesi,
hasta eğitimi ve danışmanlığının verilmesinde yol gösterici olacaktır.
2.7. Araştırmanın Amacı
Bu araştırma, koroner anjioplasti uygulanan hastaların sağlıklı yaşam biçimi
davranışları ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapılmıştır.
24
3. GEREÇ ve YÖNTEM
3.1. Araştırmanın Şekli
Bu çalışma, tanımlayıcı bir araştırmadır.
3.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri
Çalışma, Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi
kardiyoloji polikliniğinde yapılmıştır. Hastanede kardiyoloji polikliniğine ait iki oda
bulunmaktadır. Kardiyoloji polikliniğinde 08.00–16.00 saatleri arasında bir doktor, bir
hemşire ve bir sekreter çalışmaktadır. Poliklinikte bir EKG odası, bir efor testinin
yapıldığı oda, iki muayene odası bulunmaktadır. Muayene odasında hastalar için iki
sandalye ve bir sedye bulunmaktadır. Kardiyoloji polikliniğinde günde ortalama 50
hasta muayene edilmekte ve bu hastaların en az dördünü perkütan koroner girişim
uygulanan bireyler oluşturmaktadır.
3.3. Araştırmanın Evreni
Çalışmanın evrenini, Mersin ili belediye sınırları içinde yer alan Mersin
Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniklerinde Ekim
2012 ile Ocak 2013 tarihleri arasında bu şartları sağlayan yaklaşık 320 hasta olduğu
kayıtlardan tespit edilmiştir. 01 Ekim 2013- 30 Ocak 2014 tarihleri arasında Mersin
Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniklerine
başvuran perkütan koroner girişim uygulanmış hastalar çalışmaya dahil edilmiştir.
3.4. Araştırmanın Örneklemi
Çalışmanın örneklemini belirlemede, popülasyonunun en iyi şekilde tahmin
edebilmesi için popülasyonun en azından % 30’una (96 kişi) ulaşılması yeterli olacaktır
(119). Toplamda 117 hastaya ulaşılmıştır. Fakat dokuz hastanın çalışmaya katılmayı
kabul etmemesi, sekiz hastanın ise anket sorularını eksik doldurması nedeniyle
çalışmaya 100 hasta dahil edilmiştir. Hastaların belirlenmesinde şu kriterler dikkate
25
alınmıştır: onsekiz yaşından büyük, en az üç ay önce PTKA uygulanan, koroner arter
by-pass greft ameliyatı uygulanmayan, fiziksel ve bilişsel sağlık düzeyleri araştırmada
uygulanacak formları cevaplamaya uygun, iletişim sorunu olmayan ve çalışmaya
katılmaya gönüllü bireyler araştırmaya dahil edilmiştir.
3.5. Verilerin Toplanması
3.5.1. Veri Toplama Araçlarının Hazırlanması
Araştırmanın verileri, polikliniklere başvuran PTKA yapılan bireylerin tanıtıcı
bilgilerini içeren “Kişisel Bilgi Formu” (Ek–1), hastaların kardiyovasküler hastalıklar
risk faktörleri bilgi düzeylerini belirlemek amacıyla uygulanan “Kardiyovasküler
Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİF-BD) Ölçeği” (Ek-2), hastaların
sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını değerlendirmek amacı ile uygulanan “Sağlıklı
Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II” (Ek–3) kullanılarak toplanmıştır.
3.5.1.1. Kişisel Bilgi Formu (EK-1)
Kişisel bilgi formu PTKA uygulanan bireylerde kardiyovasküler hastalıklar risk
faktörleri bilgi düzeyleri ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişkiyi
etkileyebileceği düşünülen sosyo-demografik özellikler (cinsiyet, yaş, eğitim durumu,
medeni durum, çalışma durumu, yaşanılan yer, gelir düzeyi), sağlık durumu, PTKA
sonrası yaşamla ilişkili bilgi ve davranışları, ilaç tedavisi, PTKA işlemi ile özelliklerini
belirlemek amacı ile literatür taraması sonucunda oluşturulmuştur (9,25,103,120).
Kişisel bilgi formunda yer alan sorular üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde,
sosyo-demografik özelliklere ilişkin sorular yer almaktadır. İkinci bölümde, sağlık
hikâyesi, işlem sonrası yaşamına yönelik bilgi ve davranışlarına ilişkin sorular yer
almaktadır. Üçüncü bölümde ise PTKA işlemine ilişkin sorular yer almaktadır. Birinci
bölümde toplam 10, ikinci bölümde 7, üçüncü bölümde ise 4 soru olmak üzere toplam
21 soru yer almaktadır.
26
3.5.1.2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi (KARRİF-BD)
Ölçeği (EK-2)
Erişkinlerde kardiyovasküler hastalık (KVH) risk faktörleri ile ilgili bilgi
düzeyini ölçmede kullanılan Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi
(KARRİF-BD) Ölçeği Arıkan ve ark. (121) tarafından geliştirilmiştir. Ölçeğin geçerlik
ve güvenirlik çalışmaları sırasında araştırmacılar ölçek maddelerini oluştururken “Heart
Disease Fact Questionnaire (HDFQ) (Kalp Hastalığı Gerçeği Anketi)” anketinden 16,
“40-Item Coronary Heart Disease Knowledge Test (40 Maddede Koroner Kalp
Hastalığı Bilgi Testi)” anketinden 4 ve ilaveten Kardiyovasküler hastalıklarla ilişkili
risk
faktörleri
konusunda
(5,8,9,10,17,18,22,26.
bilinmesi
maddeler)
daha
gerektiği
eklenmiştir.
düşünülen
sekiz
madde
Ölçek
bütün
olarak
bir
değerlendirilmektedir. Ölçeğin iç tutarlılık katsayısı olan Cronbach alfa değeri 0.77
olarak bulunmuştur. Ölçekte ilk dört madde KVH’lerin özellikleri, korunulabilirliği ve
yaş faktörü ile ilgili iken, 15 madde risk faktörlerini (5, 6, 9-12, 14, 18-20, 23-25, 27, 28.
maddeler), 9 madde de (7, 8, 13, 15, 16, 17, 21, 22, 26. maddeler) risk davranışlarında
değişimin sonucunu sorgulamaktadır. Ölçekte yer alan maddeler doğru veya yanlış
olabilen tam bir cümle şeklinde katılımcılara sunulmakta ve katılımcıların bu ifadeleri
“Evet”, “Hayır” veya “Bilmiyorum” şeklinde yanıtlamaları istenmektedir. Her doğru
yanıta 1 puan verilmiştir. Ölçekteki ifadelerden altı tanesinde ifade yanlış olup bu
maddeler diğerlerine göre ters şekilde kodlanmaktadır. Ölçekten alınabilecek en yüksek
toplam puan 28 olarak belirlenmiştir.
3.5.1.3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II (EK-3)
Bu ölçeği kullanmamızın amacı; koroner anjiyoplasti uygulanmış hastaların
tedavisinde etkili olan sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının uygulama düzeylerini
belirlemektir. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği; Pender’in sağlığı geliştirme
modeline dayandırılarak bireylerin sağlığı geliştirme davranışlarını ölçmek için Walker
ve ark. (103) tarafından geliştirilmiştir. Walker tarafından 1987 yılında geliştirilen
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeğinin ilk versiyonu 48 madde ve altı faktörden
oluşmaktadır. Ölçek 1996 yılında tekrar çalışılarak revize edilmiş ve Sağlıklı Yaşam
Biçimi Davranışları Ölçeği II olarak adlandırılmıştır. Ölçek 52 madde ve altı faktörden
27
oluşmaktadır. Bunlar; manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler, beslenme, fiziksel aktivite,
sağlık sorumluluğu ve stres yönetimidir. Ölçeğin güvenirlik katsayısı olan Cronbach
Alpha değeri, toplam ölçek için 0,94 olup, altı alt faktörler için 0,79-0,87 arasında
değişim göstermektedir.
Ölçeğin Türkiye’de geçerliği ve güvenirliği 1997’de Esin (103), 1998’de Akça
ve 2008’de ise Bahar ve ark. (108) tarafından yapılmıştır. Bizim çalışmamızda Bahar ve
ark. (108) geçerlilik ve güvenirlilik çalışmasını yaptığı ölçek kullanılmıştır. Ölçeğin
derecelendirmesi 4’lü likert şeklindedir. Hiçbir zaman (1), bazen (2), sık sık (3), düzenli
olarak (4) derecelendirilmiştir. Ölçeğin tamamı için en düşük puan 52, en yüksek puan
208’dir. Ölçeğin iç tutarlılık katsayısı 0.94’dür. Alt boyutlarının iç tutarlılık katsayıları;
Sağlık sorumluluğu (0,77), Fiziksel Aktivite (0,79), Beslenme (0,68), Manevi Gelişim
(0,79),
Kişilerarası İlişkiler (0,80), Stres Yönetimi (0,64) olarak saptanmıştır.
Araştırmamızda Bahar ve ark. (108) geçerlik ve güvenirlik çalışmasını yaptığı ölçek
kullanılmıştır.
3.5.2. Veri Toplama Araçlarının Ön Uygulaması
Veri
toplama
formlarının
işlerliğini
değerlendirmek
amacıyla,
Mersin
Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi kardiyoloji polikliniklerine
başvuran onsekiz yaşından büyük, çalışmaya gönüllü ve en az 3 ay önce PTKA
uygulanmış 10 bireye ön uygulama yapılmıştır. Ön uygulama sırasında elde edilen
veriler araştırma verilerine dahil edilmemiştir. Ön uygulamaya katılmayı kabul eden
bireylerden aydınlatılmış onam formu alınmıştır. Elde edilen sonuçlar doğrultusunda
form gözden geçirilerek son şekli verilmiştir.
Ön uygulama sonrasında, , “Kişisel Bilgi Formu” nda Sağlık Hikâyesi ve İşlem
Sonrası Yaşamına Yönelik Davranış Özellikleriyle ilgili sorular içeren ikinci bölümden
‘Kan basıncı (Tansiyon) değerinizi biliyor musunuz?, Kolesterol değerinizi biliyor
musunuz?, Perkütan koroner girişim sonrası taburcu olurken yeni yaşamınızla ilgili
herhangi bir eğitim aldınız mı?, Yanıtınız evet ise hangi konularda eğitim verildi?,
Eğitim ise kimler tarafından verildi?, Sizce perkütan koroner girişim uygulandıktan
sonra kalbinizle ilgili tekrar sorun gelişebilir mi?, Yanıtınız evet ise neler gelişebilir?,
Kalp ile ilgili tekrar sorunların gelişmemesi için neler yapılmalıdır?, Kalple ilgili
28
sorunların tekrar gelişmemesi için siz neler yaptınız/ nelere dikkat ettiniz?, Perkütan
koroner girişim uygulandıktan sonra kalbinizle ilgili herhangi bir sorun (örn. göğüs
ağrısı) yaşadınız mı?, Evet ise açıklayınız?, Sizce gelişen bu sorunun nedenleri
nelerdir?’ gibi toplamda on iki soru anketten çıkarılmıştır.
3.5.3. Veri Toplama Araçlarının Uygulanması
Araştırmada kullanılacak veri toplama formlarının uygulanması amacı ile
Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Başhekimliği, Kardiyoloji
Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan ve etik kurul’dan izin alınmıştır. Araştırmanın
uygulaması 01 Ekim 2013- 30 Ocak 2014 tarihleri arasında yapılmıştır.
Veri formları, kardiyoloji anabilim dalı polikliniğinde yer alan, daha önce
araştırmacı tarafından düzenlenmiş dikkat dağıtıcı etkenlerden uzak bir odada
yapılmıştır. Hastaların yazılı ve sözlü onamları alındıktan sonra bireysel olarak
cevaplamaları istenmiştir. Veri toplama formlarını cevaplamakta sorun yaşayan
bireylerin formları araştırmacı yardımıyla yüz yüze doldurulmuştur. Toplamda 100
hasta ile birebir görüşülmüş ve hasta ile ilgili olan bazı bilgiler (perkütan koroner
girişimin tipi ve uygulanma şekli) hasta dosyası incelenerek toplanmıştır. Araştırmada
kullanılan kişisel bilgi formunun uygulanma süresi yaklaşık olarak 8 dakika,
kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeyleri ölçeğinin uygulama süresi
yaklaşık 12 dakika ve sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeğinin uygulama süresi ise
15 dakika olmak üzere toplamda tüm sorular 35 dakika da yanıtlanmıştır.
3.5.4. Araştırmanın Değişkenleri
Bağımlı Değişkenler
Sağlıklı yaşam biçimi davranışları (sağlık sorumluluğu, fiziksel aktivite,
beslenme, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler, stres yönetimi), sigara ve alkol
kullanımı.
29
Bağımsız Değişkenler
Kardiyovasküler hastalıklar risk faktörleri bilgi düzeyi, cinsiyet, yaş, eğitim
durumu, medeni durum, çalışma durumu, yaşanılan yer, gelir düzeyi, BKI, kronik
hastalığın varlığı, düzenli ilaç kullanımı, sağlık önerilerine uyum, girişim zamanı ve
girişimin uygulanma zamanı.
3.5.5. Verilerin Değerlendirilmesi
Çalışmamızda tanımlayıcı istatistikler olarak ortalama, standart sapma ve yüzde
değerleri kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde, sürekli ölçümlere ait normallik
kontrolleri Shapiro Wilk testi ile test edilmiş ve normal dağılım gösterdiği belirlenmiştir.
Sosyo-demografik özelliklerin ölçek puanları bakımından karşılaştırmalarında Student-t
testi ve tek yönlü varyans analizi testi (one Way ANOVA) kullanılmıştır. Varyansların
homojenliği Levene testi ile test edilmiştir. Tek
varyans analizinde farklılığın
kaynaklandığı grubu bulmak için post hoc testi kullanılmıştır. Sürekli ölçümler
arasındaki ilişki Spearman korelasyon katsayısı ile test edilmiştir. İstatistik anlamlılık
için p<0.05 alınmıştır.
3.5.6. Araştırmanın Sınırlılıkları
Araştırmamızın tek merkezli bir çalışma olarak hazırlanmış olup bundan dolayı,
sonuçlar merkezimizin sonuçları ile sınırlıdır.
30
4. BULGULAR
Bu bölümde koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin; sosyo-demografik ve
klinik özellikleri, sosyo-demografik ve klinik özelliklerine göre sağlıklı yaşam biçimi
davranışları ölçeği II toplam ve alt gruplarının puan dağılımları ve birbirleriyle
kolerasyonu yer almaktadır.
31
Çizelge 4.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikleri
Sosyo-Demografik ve Klinik
Özellikler
Cinsiyet
Kadın
Erkek
Yaş
40-49 yaş arası
50-59 yaş arası
60-69 yaş arası
70 ve üzeri yaş
Eğitim Düzeyi
Okuryazar Değil
Okuryazar/ İlköğretim mezunu
Ortaokul/Lise mezunu
Yüksekokul ve Üstü mezunu
Medeni Durum
Evli
Bekar
Çalışma durumu
Evet
Hayır
Yaşanılan Yer
İl
İlçe
Köy
Gelir Düzeyi
Gelirim giderimden az
Gelirim giderime denk
Gelirim giderimden fazla
Beden Kitle İndeksi
Zayıf + Normal
Kilolu
Obez
Morbid obez
Kronik hastalığın varlığı
Var
Yok
Kronik Hastalıklar*
HT
DM
Kalp Yetmezliği
Kronik obstrüktif akciğer
hastalığı
Düzenli İlaç kullanımı
Evet
Hayır
Sağlık kontrolüne gitme
Evet
Hayır
Sigara kullanımı
Evet
Hayır
Bırakmış
N
%
40
60
40.0
60.0
21
30
31
18
21.0
30.0
31.0
18.0
11
39
21
29
11.0
39.0
21.0
29.0
85
15
85.0
15.0
34
66
34.0
66.0
19
19
62
19.0
19.0
62.0
41
47
12
41.0
47.0
12.0
25
45
18
12
25.0
45.0
18.0
12.0
82
18
82.0
18.0
60
35
26
7
60.0
35.0
26.0
7.0
83
17
83.0
17.0
44
56
44.0
56.0
24
49
27
24.0
49.0
27.0
32
Çizelge 4.1. (Devam) Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özellikleri
Sosyo-Demografik ve Klinik
Özellikler
Alkol kullanımı
Evet
Hayır
Bırakmış
Girişim Tipi
Sadece PTKA
PTKA ve Stent
Girişim Uygulanma Şekli
Planlanmış PTKA
Acil PTKA
Girişim Zamanı
3 ay- 1 yıl
2-3 yıl
4-5 yıl
6 yıl ve üzeri
Girişim Sayısı
Bir kez
İki kez
Üç kez
Dört ve üzeri
N
%
22
67
11
22.0
67.0
11.0
52
48
52.0
48.0
51
49
51.0
49.0
43
34
9
14
43.0
34.0
9.0
14.0
52
25
14
9
52.0
25.0
14.0
9.0
* Katılımcılar birden fazla seçenek işaretlemişlerdir
Araştırma kapsamına alınan koroner anjiyoplasti uygulanan hastaların sosyodemografik özellikleri ve klinik özellikleri ortalamaları çizelge 4.1.’de verilmiştir.
Araştırmaya katılan 18 yaş ve üzeri bireylerin sosyo-demografik özellikleri
incelendiğinde; %60’ının erkek, %49’unun 60 yaş ve üzerinde, %39’unun
okuryazar/ilköğretim
mezunu,
%62’sinin
köyde
yaşadığı,
%85’inin
evli
olduğu, %66’sının çalışmadığı ve %47’sinin gelir durumunun gider durumuna denk
olduğu
belirlenmiştir.
Perkütan
transluminal
koroner
anjiyoplasti
uygulanan
bireylerin %82’sinin en az bir kronik hastalığının olduğu, %60’ında HT ve %35’inde
DM
olduğu,
%75’inin
kilolu
ve
üstü
olduğu,
%83’ünün
düzenli
ilaç
kullandığı, %56’sının sağlık kontrollerine gitmediği, çoğunluğun sigara ve alkol
kullanmadığı saptanmıştır. Aynı zamanda bireylerin, %52’sinin sadece PTKA
uygulandığı, %51’inin planlı olarak işleme alındığı, %43’ünün 3 ay-1 yıl arasında işlem
uygulandığı ve girişimin çoğunlukla bir kez uygulandığı tespit edilmiştir.
33
Çizelge 4.2. Bireylerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt
Gruplarının ve Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Ölçeğinin Puan
Dağılımları
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Puanları
Alt Boyutları
n
Ort±SD
Sağlık Sorumluluğu
Fiziksel Aktivite
Beslenme
Manevi Gelişim
Kişilerarası İlişkiler
Stres Yönetimi
SYBDÖII Toplam
KARRİF-BD
9
8
9
9
9
8
52
28
23.81±5.38
15.03±4.94
22.90±5.06
26.69±5.11
27.54±5.32
20.58±4.83
136.55±25.30
20.98±4.10
KARRİF-BD: Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi
SYBDÖ II: Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Araştırma kapsamına alınan hastaların SYBDÖ II toplam ve alt gruplarının ve
KARRİF-BD ölçeğinin puan dağılımları çizelge 4.2.1 ‘de verilmiştir. En yüksek puan
KİP alt ölçeğinden (27.54±5.32), en düşük puan ise fiziksel aktivite puanı (15.03±4.94)
alt ölçeğinden alınmıştır. Bireylerin SYBDÖ II toplam puan ortalaması 136.55±25.30
ve KARRİF-BD puan ortalaması 20.98±4.10’dir. Araştırmaya katılan bireylerin fiziksel
aktivite puanı ve stres yönetimi puanı alt ölçek boyutlarından ortancanın altında puan
aldıkları, SYBDÖ II toplam,
KARRİF-BD ve KİP, SSP, BP, MGP alt ölçek
boyutlarında ise ortancanın üzerinde puan aldıkları belirlenmiştir.
34
Çizelge 4.3. Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan
Dağılımları
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Sosyo Demografik Özellikler
Cinsiyet
Kadın
Erkek
p
Eğitim Durumu
Okur yazar değil
Okur yazar/ İlköğretim mezunu
Ortaokul/Lise mezunu
Yüksekokul ve Üstü mezunu
p
Medeni Durum
Evli
Bekar
p
Çalışma durumu
Evet
Hayır
p
SSP
Ort± SD
FAP
Ort± SD
BP
Ort± SD
MGP
Ort± SD
KİP
Ort± SD
SYP
Ort± SD
SYBDÖ II
Toplam
Ort± SD
24.40±5.15
23.41±5.53
0.373
14.60±5.24
15.31±4.74
0.480
22.92±5.21
22.88±5.00
0.968
25.80±4.72
27.28±5.31
0.156
27.60±4.28
27.50±5.95
0.922
19.45±4.29
21.33±5.05
0.056
134.77±23.60
137.73±26.50
0.569
23.09±4.67
25.15±5.55
22.23±5.06
23.41±5.44
0.206
13.81±4.70
15.35±4.44
13.28±5.41
16.31±5.09
0.144
22.72±4.83
23.07±5.00
21.85±4.41
23.48±5.75
0.727
23.54±4.15
27.33±5.24
25.90±3.85
27.58±5.69
0.102
26.27±3.66
28.92±5.84
26.14±4.53
27.17±5.43
0.184
18.81±3.02
21.56±5.39
18.85±4.07
21.17±4.77
0.101
128.27±19.33
141.41±27.48
128.282±0.56
139.13±26.17
0.160
23.80±5.50
23.86±4.82
0.965
15.00±4.89
15.20±5.38
0.886
23.01±4.91
22.26±5.98
0.602
26.74±5.08
26.40±5.44
0.813
27.71±5.35
26.53±5.18
0.430
20.63±4.94
20.26±4.26
0.787
136.90±25.43
134.53±25.30
0.740
22.88±6.06
24.28±4.97
0.218
15.88±5.98
14.59±4.28
0.269
22.02±6.05
23.34±4.44
0.219
26.85±5.22
26.60±5.08
0.820
26.08±5.23
28.28±5.25
0.050
20.05±4.92
20.84±4.80
0.442
133.70±29.10
137.96±23.21
0.437
35
Çizelge 4.3. (Devam) Bireylerin Sosyo-Demografik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının
Puan Dağılımları
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Sosyo Demografik Özellikler
Yaşanılan yer
Köy
İlçe
İl
p
Gelir düzeyi
Gelirim giderimden az
Gelirim giderime denk
Gelirim giderimden fazla
p
KİP
Ort± SD
SYP
Ort± SD
SYBDÖ II
Toplam
Ort± SD
23.94±4.66
27.12±5.03
0.026
28.68±5.08
*
23.78±5.36
28.33±4.94
0.002
21.47±5.64
18.26±3.19
141.05±27.57
121.63±23.73*
21.01±4.83
0.062
139.74.23.71
0.015
26.73±5.26
26.40±5.04
27.66±5.17
0.749
27.58±5.65
27.61±5.20
27.08±5.01
0.952
20.51±5.27
20.57±4.46
20.83±5.06
0.980
137.19±26.80
135.42±23.97
138.75±27.06
0.902
SSP
Ort± SD
FAP
Ort± SD
BP
Ort± SD
MGP
Ort± SD
24.52±6.03
21.31±5.81
14.94±5.35
13.73±3.52
23.42±5.80
20.57±4.74
28.00±5.07
24.35±4.88
0.079
15.45±5.17
0.419
23.45±4.78
0.084
23.87±5.68
23.70±5.36
24.00±4.74
0.980
15.21±4.78
14.70±5.07
15.66±5.26
0.795
23.26±5.21
22.42±4.80
23.50±5.79
0.675
*
*: İlçede yaşayan grup ilde ve köyde yaşayanlara göre farklılık göstermektedir.
SSP: Sağlık Sorumluluğu Puanı MGP: Manevi Gelişim Puanı
FAP: Fiziksel Aktivite Puanı
KİP: Kişilerarası İlişkiler Puanı
BP: Beslenme Puanı
SYP: Stres Yönetimi Puanı
36
Araştırma kapsamına alınan hastaların sosyo-demografik özellikleri ile bu
özelliklerin SYBDÖ II ölçeği toplam ve bu ölçeğin SSP, FAP, BP, MGP, KİP ve SYP
alt boyut puan ortalamaları ile yapılan istatistiksel değerlendirmeler çizelge 4.3’te
verilmiştir. Araştırmaya katılan bireylerin çoğu sosyo-demografik özelliklerine göre
SYBDÖ II toplam ve alt boyut puan ortalamaları açısından istatistiksel olarak fark
anlamlı bulunmazken (p>0.05) bazı özellikler açısından istatistiksel olarak fark anlamlı
çıkmıştır (Çizelge 4.3). İlçede yaşayan bireylerin SYBDÖ II toplam puan ortalamaları
ve MGP, KİP alt ölçek puan ortalamaları il ve köyde yaşayan bireylerden daha düşük
bulunmuştur (sırasıyla; p=0.015, p=0.026, p=0.002) (Çizelge 4.3).
37
Çizelge 4.4. Bireylerin Klinik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan Dağılımları
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Klinik Özellikler
Beden Kitle İndeksi
Zayıf + Normal
Kilolu
Obez
Morbid obez
p
Kronik hastalığın varlığı
Evet
Hayır
p
Sigara kullanımı
Evet
Hayır
p
Alkol kullanımı
Evet
Hayır
p
Düzenli ilaç kullanımı
Evet
Hayır
p
SSP
Ort± SD
FAP
Ort± SD
BP
Ort± SD
MGP
Ort± SD
KİP
Ort± SD
SYP
Ort± SD
SYBDÖ_II
Toplam
Ort± SD
22.60±5.05
24.62±5.31
23.66±6.55
23.50±4.40
0.511
15.52±5.02
15.86±5.05
12.88±4.45
14.08±4.44
0.147
22.88±5.54
23.66±4.84
20.55±5.34
23.58±3.67
0.164
27.60±4.60
27.28±5.04
25.44±5.51
24.41±5.35
0.183
27.12±4.26
28.13±5.89
26.38±5.45
27.91±5.14
0.662
21.20±4.56
21.26±4.85
18.44±4.51
19.91±5.29
0.167
136.92±23.43
140.84±25.95
127.38±27.29
133.41±22.22
0.281
24.08±5.38
22.55±5.33
0.277
14.92±4.94
15.50±5.05
0.658
23.19±5.01
21.55±5.21
0.215
27.00±5.09
25.27±5.07
0.197
27.89±5.01
25.94±6.49
0.161
20.86±4.73
19.27±5.18
0.208
137.96±24.66
130.11±27.85
0.235
21.79±5.62
24.51±5.01
0.040
15.00±5.91
15.38±4.63
0.780
22.50±5.08
23.38±5.53
0.511
26.08±4.89
27.22±5.20
0.373
26.20±4.52
28.28±4.91
0.086
20.33±4.72
20.26±4.80
0.955
131.91±24.33
139.06±25.44
0.257
20.54±4.51
24.70±5.00
0.001
14.22±5.23
15.44±4.84
0.318
19.18±4.19
24.07±4.87
<0.001
24.27±4.45
27.20±5.14
0.018
23.81±4.65
28.61±4.94
<0.001
18.36±3.37
21.10±4.95
0.005
120.40±22.77
141.14±23.99
0.001
24.50±5.26
20.41±4.73
0.004
15.38±4.98
13.29±4.45
0.112
23.26±5.16
21.11±4.19
0.111
27.19±5.17
24.23±4.10
0.029
28.18±5.26
24.41±4.54
0.007
21.00±4.94
18.52±3.71
0.054
139.53±25.40
122.00±19.55
0.009
38
Çizelge 4.4. (Devam) Bireylerin Klinik Özelliklerine Göre Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II Toplam ve Alt Gruplarının Puan
Dağılımları
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Klinik Özellikler
Sağlık önerilerine uyum
Evet
Hayır
p
Girişim sayısı
1 kez
2 kez
3 kez
4 kez ve üzeri
p
Girişimin uygulanma zamanı
3 ay-1 yıl
2-3 yıl
4-5 yıl
6 yıl ve üzeri
p
SSP
Ort± SD
FAP
Ort± SD
BP
Ort± SD
MGP
Ort± SD
KİP
Ort± SD
SYP
Ort± SD
SYBDÖ_II
Toplam
Ort± SD
24.50±5.90
23.26±4.92
0.258
16.13±5.43
14.16±4.36
0.047
23.88±5.58
22.12±4.51
0.084
28.15±5.17
25.53±4.80
0.010
28.81±5.63
26.53±4.88
0.033
21.70±5.33
19.69±4.23
0.039
143.20±27.60
131.32±22.20
0.019
23.03±5.40
24.12±5.12
24.35±5.65
26.55±5.31
0.306
15.13±4.66
15.12±5.60
13.85±5.21
16.00±4.60
0.766
22.19±5.13
23.76±5.68
23.35±4.53
23.88±3.37
0.539
26.09±4.72
26.72±5.12
26.50±6.00
30.33±5.12
0.151
27.05±4.67
27.20±5.82
28.07±6.88
30.44±4.58
0.345
19.88±4.41
20.84±5.17
20.21±4.99
24.44±4.85
0.070
133.40±23.59
137.76±27.05
136.35±29.22
151.66±21.54
0.256
23.79±5.55
22.44±5.07
26.44±4.18
25.50±5.65
0.124
13.86±4.72
15.67±4.33
18.25±6.26
14.78±5.25
0.052
23.00±4.94
21.64±4.92
23.88±4.13
25.00±5.85
0.183
26.81±4.97
25.76±5.29
28.00±3.84
27.71±5.84
0.520
28.23±5.19
25.55±5.78
29.00±4.09
29.28±4.10
0.052
20.58±4.74
19.85±4.65
21.66±4.21
21.64±5.98
0.599
136.27±24.02
130.94±25.35
147.55±23.54
143.92±28.50
0.207
39
Araştırma kapsamına alınan hastaların klinik özellikleri ile bu özelliklerin
SYBDÖ II ölçeği toplam ve bu ölçeğin SSP, FAP, BP, MGP, KİP ve SYP alt boyutları
puan ortalamaları ile yapılan istatistiksel değerlendirmeler çizelge 4.4’te verilmiştir.
Araştırma kapsamına alınan bireylerin klinik özellikleri incelendiğinde BKI, kronik
hastalığın varlığı, girişim sayısı ve girişimin uygulanma zamanı açısından SYBDÖ II
toplam ve alt boyutları puan dağılımları
arasında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunamamıştır (p>0.05) (Çizelge 4.4). Bununla birlikte sigara kullanmayan bireylerde
SSP alt ölçek puan ortalaması sigara kullananlara göre daha yüksek (p=0.040), alkol
kullanmayan bireylerin FAP ortalaması dışında SYBDÖ II toplam ve tüm alt boyut
puan ortalamaları alkol kullanan gruptan daha yüksek çıkmış ve istatistiksel olarak fark
anlamlı bulunmuştur (p<0.05) (Çizelge 4.4). Ayrıca düzenli ilaç kullananların SSP,
MGP, KİP alt boyut ve SYBDÖ II ölçeği toplam puan ortalamaları ilacını düzenli
kullanmayanlardan, sağlık önerilerine uyum gösteren bireylerin ise FAP, MGP, KIP,
SYP ve SYBDÖ II toplam puan ortalamaları önerilere uymayan bireylerden daha
yüksek bulunmuş ve istatistiksel olarak fark anlamlı çıkmıştır (p< 0.05) (Çizelge 4.4).
40
Çizelge 4.5. Hastaların Sağlıklı Yaşam Biçimi Ölçeği II Toplam ve Alt Grupları ve Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi
Puan Dağılımlarının Birbirleriyle Korelasyonu
1
Sağlık
Sorumluluğu
1. Sağlık
Sorumluluğu
2. Fiziksel
,443**
Aktivite
3. Beslenme
,545**
4. Manevi
,631**
Gelişim
5. Kişilerarası
,703**
İlişkiler
6. Stres Yönetimi
,601**
7. SYBDÖ II
,783**
Toplam
8. KARRİF-BD
-,128
9. Yaş
,151
10. BKİ
,048
11. İşlem sayısı
,190
12. İşlem zaman
,086
BKİ: Beden Kitle İndeksi
*p0,05
** p0,01
2
Fiziksel
Aktivite
3
Beslenme
4
Manevi
Gelişim
5
Kişilerarası
İlişkiler
6
Stres
Yönetimi
,531**
,544**
,593**
,399**
,644**
,797**
,637**
,708**
,594**
,768**
,763**
,882**
,755**
,881**
,871**
-,020
,005
-,167
-,032
,180
-,130
,155
-,070
,144
,069
-,004
,132
-,200*
,173
,061
-,218*
,180
-,019
,175
-,002
-,077
,205*
-,194
,188
,038
41
7
SYBDÖ
II Toplam
8
KARRİFBD
-,101
,159
-,134
,162
,087
-,158
-,035
-,084
,000
9
Yaş
10
BKİ
-230
,330
,114
-,100
,091
11
İşlem
Sayısı
,193
12
İşlem
Zamanı
Araştırma kapsamına alınan hastaların yaş, BKİ, işlem sayısı, işlem zamanı,
KARDİR-BD ölçeği ve SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin SSP, FAP, BP, MGP,
KİP ve SYP alt boyutları puan dağılımlarının birbirleriyle korelasyonu çizelge 4.5’de
verilmiştir. KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt
boyutları arasında bir ilişki bulunamazken (p>0.05) KARRİF-BD puanı azaldıkça
kişiler arası ilişkiler puanının arttığı ve aralarında negatif yönlü zayıf ilişki olduğu
belirlenmiştir (p0.05). Bunlara ilaveten BKİ azaldıkça manevi gelişim puanının arttığı
ve aralarında negatif yönlü zayıf bir ilişkinin olduğu, yaşın artmasıyla stres yönetimi
puanında arttığı ve aralarında pozitif yönde ve zayıf ilişki olduğu tespit edilmiştir
(p0.05) (Çizelge 4.5).
42
Çizelge 4.6. Çoklu Regresyon Modelinde Kullanılan Değişkenler
Değişken
Yaşanılan yer
Tipi
Köy- şehir
Referans
Dummy
Referans
Dummy
Referans
Dummy
Referans
Dummy
Referans
Dummy
İlçe
Alkol kullanımı
Hayır
Evet
Sigara kullanımı
Hayır
Evet
Sağlık önerilerine uyum
Evet
Hayır
Düzenli ilaç kullanımı
Evet
Hayır
Yaş
Sürekli
BKİ
Sürekli
KARRİF-BD puanı
Sürekli
43
Çizelge 4.7. Çoklu Regresyon Analizi Sonuçları
Değişkenler
Beta
Standart Sapma
t
p
Güven Aralığı
Değeri
Sağlıklı yaşam biçimi davranışları toplam puanı
Yaşanılan yer
Alkol kullanımı
Düzenli ilaç
kullanımı
Sağlık
önerilerine
uyum
-11.5
-16.3
6.0
5.6
-1.9
-2.8
0.05
0.00
(-23.5) - (0.4)
(-27.6) - (-5.1)
-10.2
6.2
-1.6
0.10
(-22.7) - (2.2)
-11.7
4.5
-2.5
0.01
(-20.7) - (-2.7)
1.2
1.2
-1.0
-2.5
0.28
0.01
(-23.5) - (1.1)
(-20.7) - (-0.7)
1.3
-2.2
0.02
(-22.7) - (-0.3)
0.9
-2.0
0.04
1.1
-4.2
0.00
(-7.0) - (-2.5)
1.2
0.0
-1.8
-0.8
0.07
0.39
(-4.8) - (0.1)
(-0.0) - (-0.0)
0.9
-2.7
0.00
(-4.5) - (-0.7)
1.1
-1.8
0.07
(-4.5) - (0.1)
1.3
-1.3
0.19
(-4.3) - (-0.8)
Sağlık sorumluluğu puanı
Sigara kullanımı
-1.3
Alkol kullanımı
-3.2
Düzenli ilaç
-3.0
kullanımı
Fiziksel aktivite puanı
Sağlık
önerilerine
-1.9
uyum
Beslenme Puanı
Alkol kullanımı
-4.7
Manevi Gelişim Puanı
Yaşanılan yer
-2.3
BKI
-0.0
Sağlık
önerilerine
-2.6
uyum
Alkol
-2.1
kullanımı
Düzenli ilaç
-1.7
kullanımı
44
(-3.9) - (-0.3)
Çizelge 4.7. (Devam) Çoklu regresyon analizi sonuçları
Değişkenler
Standart Sapma
t
p
Güven Aralığı
-3.1
-3.4
1.2
1.2
-2.5
-2.8
0.01
0.00
(-5.6) - (-0.6)
(-5.9) - (-1.0)
-2.3
0.9
-2.4
0.01
(-4.2) - (-0.4)
-2.0
1.2
-1.5
0.12
(-4,5) - (0.5)
-0.0
0.1
-0.6
0.50
(-0.3) - (0.1)
0.0
-2.2
0.0
1.1
1.6
-1.9
0.10
0.05
(-23.5) - (0.0)
(-4.2) - (-0.5)
-2.3
0.9
-2.5
0.01
(-0.0) - (-0.1)
Beta
Değeri
Kişilerarası İlişkiler Puanı
Yaşanılan yer
Alkol kullanımı
Sağlık önerilerine
uyum
Düzenli ilaç
kullanımı
KARRİF-BD
puanı
Stres Yönetimi Puanı
Yaş
Alkol kullanımı
Sağlık önerilerine
uyum
Bu analiz sonuçlarına göre; çoklu regresyon analizine göre araştırmaya katılan
bireylerin sağlık önerilere uyumu arttıkça sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeği
toplam puanı, fiziksel aktivite, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetim
puanlarının arttığı, alkol kullanımı arttıkça sağlık sorumluluğu, sağlıklı yaşam biçimi
davranışları ve kişilerarası ilişkiler puanının azaldığı belirlenmiştir. Ayrıca düzenli ilaç
kullananların sağlık sorumluluğu puanı artmakta, ilçede yaşayanların ise kişiler arası
ilişkiler puanı azalmaktadır (Çizelge 4.7).
45
5. TARTIŞMA
Koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin; kardiyovasküler hastalıklar risk
faktörleri bilgi düzeyleri ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasındaki ilişkiyi
belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmadan elde edilen bulgular aşağıdaki alt başlıklar
halinde tartışılacaktır.
5.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özelliklerine İlişkin Bilgilerin Tartışılması
5.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve Alt Gruplarının ve Kardiyovasküler
Risk Faktörleri Bilgileri İle İlgili Bulguların Tartışılması
5.1. Hastaların Sosyo-Demografik ve Klinik Özelliklerine İlişkin Bilgilerin
Tartışılması
Araştırma kapsamına alınan hastaların çoğunluğu erkek ve 60-69 yaş grubunda
yer aldığı görülmektedir. Yapılan çalışmalarda da erkek hastaların kadınlardan sayı
olarak fazla olduğu bildirilmektedir (23,105,106,122,123). Erkeklerde hastalığın daha
fazla görülmesinin nedeni; erkeklerin kadınlara göre daha fazla sigara kullanması ve
kadınlarda
östrojen
hormonunun
hastalığa
karşı
koruyucu
etkisinin
olduğu
belirtilmektedir (49,124).
Araştırmamızda hastaların çoğunun okuryazar/ilköğretim mezunu, köyde
yaşadığı, evli olduğu, çalışmadığı ve gelir durumunun gider durumuna denk olduğu
tespit edilmiştir. Küçükberber ve ark. (23) çalışmalarında hastaların %83,1 ‘ünün evli
olduğu, %48,6’ünün ilköğretim mezunu olduğu, %62,8’inin gelir durumunun orta
düzeyde olduğu ve %76,6’sının çalışmadığının saptaması bulgularımızla benzerlik
göstermektedir. Kuru ve ark. (125) yaptığı çalışmada, bizim çalışmamızdan farklı olarak
hastaların büyük çoğunluğunun ilde yaşadığı saptanmıştır. Araştırmamızın sonuçları
doğrultusunda bireyin yaşadığı toplumsal çevrenin gelişmişlik düzeyinin sağlığı
geliştiren davranışlara katılımını olumlu yönde etkilediği söylenebilir.
Araştırmamızda hastaların %82’sinde kronik hastalığın olduğu (%60 HT, %35
DM) ve kilolu olduğu tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda hastalarda kronik
hastalığın olduğu ve BKI 25-29.9 kg/m² olduğu görülmektedir (99,125). BKI’ sinin
46
yüksekliğinde vücutta aşırı yağ birikimi ve depolanması sonucunda damarsal yapı
bozulmakta, sonuçta KVH için bir risk faktörü haline gelmesi ile açıklanabilir.
Araştırmamızda hastaların düzenli ilaç kullandığı ancak sağlık kontrollerine
düzenli gitmediği tespit edilmiştir. Açıkgöz (112) çalışmasında hastaların ilacını düzenli
kullandığı bulunmuş, ancak çalışmamızdan farklı olarak bireylerin çoğunluğunun sağlık
kontrolüne gittiği saptanmıştır. Kronik hastalığa sahip bireyler zamanla hastalığı
kabullendikten
sonra
ilaçlarını
düzenli
kullanmaya
başlamaktadırlar.
Sağlık
profesyonellerinin yardımıyla bireylere eğitim ve danışmanlık hizmeti verilerek düzenli
kontrollere gitmeleri, kendi sağlık sorumluluklarının güçlendirilmesi ve sağlıklı
davranışları yaşama geçirmesi sağlanabilir.
Araştırmamızda hastaların çoğunluğunun sigara kullandığı belirlenmiştir.
Yapılan çalışmalarda hastaların büyük çoğunluğunun sigara kullandığı saptanmıştır
(78,105,122-124). Sigara, sempatik sinir sistemini uyararak miyokarda giden oksijen
miktarını azaltıcı etki yapmasıyla bireylerde KAH görülme riskini artırmaktadır (26).
Sağlık profesyonellerinin çoğunluğunu oluşturan hemşireler; bireylerin sigara
kullanımını sorgulamalı, sigarayı bırakma konusunda motive edici tüm nedenleri
hastayla ayrıntılı olarak konuşmalı,
sağlığı koruma ve geliştirme modelleri
doğrultusunda gerekli eğitim ve danışmanlık hizmetlerini planlamalıdırlar (87).
Araştırmamızda hastalarımızın büyük çoğunluğunun alkol kullanmadığı
belirlenmiştir. Savaşan’nın (123) ve Kuru’nun (125) çalışmalarında hastaların çoğunun
alkol kullandığı saptanırken, Açıkgöz’ün (112) çalışmasında alkol kullanmayan
bireylerin oranı kullanan bireylere göre daha fazla olduğu bildirilmektedir.
5.2. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve Alt Gruplarının ve
Kardiyovasküler Risk Faktörleri Bilgileri İle İlgili Bulguların Tartışılması
Sağlıklı yaşam biçimi davranışları II ölçeğinin toplamından ve alt ölçeklerinden
alınan puanların yüksek olması bireyin sağlığı geliştirici davranışa sahip olma ve
kazanma düzeyinin yüksek olduğunu göstermektedir. Araştırmamız kapsamına alınan
PTKA uygulanan hastaların KARRİF-BD, MG ve kişilerarası ilişkiler, sağlık
sorumluluğu ve beslenme alt ölçek boyutlarında orta düzeyin üzerinde puan aldıkları
47
tespit edilmiştir. Savaşan (123) çalışmasında hastaların MG ve KİP alt ölçek boyutu
puanları orta düzeyin üzerinde bulunurken, BP ve SSP alt ölçek boyutu puanları orta
düzeyde bulunmuştur. Araştırmamız sonuçları aksine Açıkgöz (112) yaptığı çalışmada
SSP alt ölçek boyut puanını orta düzeyin altında bulmuştur. Araştırmamız sonuçları
doğrultusunda; bireylerin kendi sağlığına özen gösterdiği, kendi öğünlerini seçip,
düzenlediği ve yiyecek seçimini belirlediği, etrafındaki diğer kişilerle olan iletişimini
sürdürdüğü ve duygularını paylaşabildiği, uyum içinde yaşaması gerektiğini hissettiği
ve gerekli olduğunda profesyonel bir yardıma başvurabileceğini göstermektedir.
Araştırmamızda PTKA uygulanan hastaların FAP ve SYP alt ölçek boyut
puanları orta düzeyin altında görülmüştür. Kalp hastaları ile ilgili yapılan benzer
çalışmalarda FAP ve SYP alt ölçek boyut puanları orta düzeyin altında tespit edilmiştir
(110,123,125). Yeşil ve Altıok (99) çalışmalarında farklı olarak PTKA uygulanan
hastaların çoğunluğunun fiziksel olarak aktif olduğu, en çok yürüme aktivitesini
yaparak enerji harcadıkları ve %56,7’sinin aktif, %20'sinin ise çok aktif oldukları
belirlemişlerdir. Araştırmamızın sonuçları doğrultusunda kardiyak problemi olan
bireylerin çoğunlukla egzersiz yapmanın zararlı olabileceği düşüncesi, stresli
durumlarla etkin baş edememeleri, hastalığın komplikasyonlarını tam olarak
bilmedikleri için kendi sağlıklarına özen göstermemeleri ve profesyonel yardıma gerek
olduğunu bilmemeleri ile açıklanabilir. Hemşireler sağlıklı ya da hasta birey ile egzersiz
programı planlarken, kişilerin özelliklerini göz önüne almalı, bireye özel bir
programının hazırlanması gerektiği ve kişi için uygulanabilirliğinin etkin olmasının
gerekliliğini bilmelidir. Bunun için bireylere fiziksel aktivite örneklerinin sadece doğa
yürüyüşü, koşma veya jogging, paten, bisiklet, kürek, yüzme, kayak ve aerobik dersi
gibi sporla ilişkili aktiviteleri değil, aynı zamanda çevik adımlarla yürüme, merdiven
çıkma, daha fazla ev ve bahçe işleri yapma ve aktif yaratıcı faaliyetlere katılma gibi
yaşam tarzıyla ilgili aktiviteleri de kapsadığı anlatılabilir.
Araştırmamızda bireylerin SYBD Ölçeği II puan ortalaması 136.55±25.30
olarak bulunmuştur. Konu ile ilgili olarak yapılan çalışmalarda SYBD ölçeği II puanı;
prostat kanserli hastalarda 125±9 (22), kalp hastalarında 127.45±20.51 (23), sağlık
yüksekokulu
öğrencilerinde
121.75±18.86
(110),
hipertansiyon
hastalarında
123,21±14,06 (112) ve koroner arter hastalığına sahip bireylerde 153,22±22,31 (125)
olarak saptanmıştır. Hasta bireylerde gerçekleştirilen bu çalışmalardaki sonuçların
48
sağlıklı bireyde ki sonuçlarla birbirine yakın değerde olduğu gözlenmektedir. Bu durum,
hasta bireylerin risk algısının sağlıklı bireylerden daha yüksek düzeyde olmasından
kaynaklanıyor olabilir.
Araştırmamızda cinsiyet ile SYBD arasında anlamlı bir ilişki bulunmamıştır
(p>0.05). Kaya ve ark. (113) araştırmalarında öğretim elemanlarının SYBD ile cinsiyet
arasında anlamlı bir ilişki olmadığı belirtilmektedir.
Araştırmamızda ilçede yaşayan bireylerin KİP alt ölçek puan ortalamaları köy ve
ilde yaşayan bireylerden daha yüksek olduğu bulunmuştur. Literatür sonuçlarında ise
şehirde yaşayan bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışları ölçeğinin alt boyutları
diğer yerleşim yerlerinde yaşayanlara göre daha yüksektir. Yapılan çalışmalarda şehirde
yaşayanların puan ortalamasının ilçede yaşayanların puan ortalamalarına göre daha
yüksek
olduğu
bildirilmektedir
(112,125-127). Kentlileşme,
kentleşme
akımı
sonucunda toplumsal değişmenin insanların davranışlarında ve ilişkilerinde, değer
yargılarında, maddi ve manevi yaşam biçimlerinde değişiklikler neden olduğu
düşünülebilir.
Araştırmamızda alkol kullanmayan bireylerin SYBDÖ toplam puan ortalamaları,
SSP, BP ve KİP alt ölçek puan ortalamaları diğer gruba göre daha yüksek bulunmuştur.
Başarır ve Pakyüz (128) hemodiyaliz hastalarında yaptıkları çalışmalarında alkol
kullanan hastaların toplam SYBDÖ II toplam puan ortalamaları ve FAP alt ölçek puanı
alkol kullanmayanlara göre düşük bulunmuştur. Vural ve Bakır’ın (129) çalışmalarında
alkol kullanmayan öğrencilerin BP ve FAP alt ölçek puanı alkol kullanan öğrencilere
göre daha yüksek bulunmuştur. Bu sonuçlar bulgularımızla da uyumludur.
Araştırmamız sonuçları doğrultusunda; bireylerin kendi sağlığına özen gösterdiği, kendi
öğünlerini seçip, düzenlediği ve yiyecek seçimini belirlediği, çevresindekilerle olan
iletişimini sürdürdüğü ve duygularını paylaşabildiği, uyum içinde yaşaması gerektiğini
hissettiği, gerekli olduğunda profesyonel bir yardıma başvurabileceği ve stres
yönetiminde etkili olabildiği düşünülebilir.
Araştırmamızda PTKA uygulanan hastaların düzenli ilaç kullananlarda SSP’nın
daha yüksek olduğu bulunmuştur. Açıkgöz (112) çalışmasında bizim çalışmamıza
benzer olarak, düzenli ilaç kullanan hastaların SSP’nın ve diğer alt ölçek puan
ortalamaların yüksek olduğunu saptamıştır. Toplumlarda kronik hastalığa sahip bireyler
49
zamanla hastalığı kabullendikten sonra ilaçlarını düzenli kullanmaya ve sağlıklarıyla
ilgili sorumlulukları güçlenerek sağlıklı davranışları yaşama geçirmeye başlayacaklardır.
Araştırma kapsamına alınan hastalardan sağlık önerilerine uyum sağlayan kişilerin
SYBDÖ toplam puan ortalamaları, FAP, MGP, KİP ve SYP alt ölçek puan ortalamaları
daha yüksek bulunmuştur. Küçükberber’in (23) çalışmasında sağlık eğitimi alanların
SYBD toplam ölçek puanından, FAP, MGP, KİP ve SYP alt boyutlarından almayanlara
göre daha yüksek puan aldığı ve hastalıklarıyla ilgili eğitim alanların sağlıklı yaşam
biçimi davranışlarına daha fazla önem verdiği saptanmıştır. Bireylerin sağlık
davranışlarındaki değişimin etkili olabilmesi için en önemli yöntem hemşire liderliğinde
verilen eğitimdir. Yapılan çalışmalarda da hemşire liderliğinde verilen eğitim
programlarının yaşam biçimi değişikliklerine etkisinin yüksek olduğu belirlenmiştir
(130,131). Kalp hastalarına yapılan bir çalışmada, uygulanan eğitimin kan basıncının
kontrolü, mortalite oranının azaltılması, egzersiz ve sağlıklı bir diyet alışkanlığının
kazanılmasına yardımcı olduğu görülmüştür (21).
KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu ölçeğin alt
boyutları arasında bir ilişki bulunamamıştır. Bununla birlikte SYBDÖ II ölçeğinin
beslenme, fiziksel aktivite ve stres yönetimi boyutu hariç tüm boyutların ve KARRİFBD ölçeği puan ortalamaları ortanın üzerinde olması hastaların hem risk faktörleri bilgi
düzeyinin hem de sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının istendik düzeye yakın
olduğunun bir göstergesi olabilir. PTKA uygulanan hastaların eğitiminde, beslenme,
fiziksel aktivite ve stres yönetimi konularının öncelikle ele alınması önerilebilir.
50
6. SONUÇLAR VE ÖNERİLER
6.1. Sonuçlar
Araştırmamızda elde ettiğimiz sonuçlar aşağıda verilmiştir.

Araştırmaya katılan bireylerin %60’ı erkek, % 31,’i 60-69 yaş aralığında, %39’u
okuryazar/ İlköğretim mezunu, çoğunluğunun evli, köyde yaşadığı, çalışmadığı
ve gelir durumunun gider durumuna denk olduğu belirlenmiştir.

Araştırmaya katılan koroner anjiyoplasti uygulanan bireylerin %82’sinde kronik
hastalığın olduğu, %45’inin normal kilonun üzerinde olduğu, %83’ünün düzenli
ilaç kullandığı, %56’sının sağlık kontrollerine gitmediği, çoğunluğun sigara ve
alkol kullanmadığı saptanmıştır. Yine bireylerin, %52’sinin sadece PTKA
uygulandığı, %51’inin planlı olarak işleme alındığı, %43’ünün 3 ay-1 yıl
arasında işlem uygulandığı ve girişimin çoğunlukla bir kez uygulandığı tespit
edilmiştir.

Araştırmamız kapsamına alınan hastaların SYBDÖ II toplam, KARRİF-BD,
MG, KİP, SSP ve BP alt ölçek boyutlarında ortancanın üzerinde, FAP ve SYP
alt ölçek boyutlarının da ortancanın altında puan aldıkları tespit edilmiştir.

Araştırmamızda cinsiyet, eğitim durumu, medeni durum, çalışma durumu, gelir
düzeyi, BKI, kronik hastalığın varlığı, girişim sayısı, girişimin uygulanma
zamanı ile sağlıklı yaşam biçimi davranışları arasında anlamlı bir ilişki
bulunmamıştır.

Araştırmamızda ilçede yaşayan bireylerin KİP alt ölçek puan ortalamaları il ve
köyde yaşayan bireylerden daha düşük olduğu bulunmuştur.

Araştırmamıza katılan bireylerden alkol kullanmayanların SYBDÖ II toplam
puan ortalamaları, SSP, BP ve KİP alt ölçek puan ortalamaları kullanmayanlara
göre daha yüksektir.

Araştırmamızda koroner anjiyoplasti uygulanan hastaların düzenli ilaç
kullananların SSP’nın kullanmayan gruba oranla daha yüksektir.
51

Araştırma kapsamına alınan hastalardan sağlık önerilerine uyum sağlayan
kişilerin SYBDÖ II toplam puan ortalamaları, FAP, MGP, KİP ve SYP alt ölçek
puan ortalamaları daha yüksektir.

Araştırmamızda KARRİF-BD ölçeği puanı ile SYBDÖ II ölçeği toplamı ve bu
ölçeğin alt boyutları arasında bir ilişki bulunmamıştır.

Araştırmamıza katılan hastaların KARRİF-BD puanı azaldıkça kişiler arası
ilişkiler puanının arttığı ve aralarında negatif yönlü zayıf ilişki olduğu
belirlenmiştir

Araştırmamızda hastaların BKİ azaldıkça manevi gelişim puanının arttığı ve
aralarında negatif yönlü zayıf bir ilişkinin olduğu, yaşın artmasıyla stres
yönetimi puanında arttığı ve aralarında pozitif yönde ve zayıf ilişki olduğu tespit
edilmiştir.
6.2. Öneriler
Bu sonuçlar doğrultusunda şu öneriler getirilebilir;

Araştırmamıza katılan bireylerinin çoğunluğunun FAP ve SYP alt ölçek
boyutlarında orta düzeyin altında puan aldıkları tespit edilmiştir. Buna yönelik
bireylere verilen eğitim ve danışmanlık programlarında özellikle fiziksel
aktiviteyi arttırıcı ve stresle etkin baş etme yöntemleri konularına daha fazla
özen gösterilmesi ve davranışlara yansımasının takip edilmesi,

Sağlık önerilerine uyum sağlayan, alkol kullanmayan ve düzenli ilaç kullanan
kişilerin SYBDÖ II toplam puan ve alt ölçek puanları daha yüksek bulunmuştur.
Buna yönelik hemşirelerin bireylerin olumlu davranışlarını desteklemesi,
olumsuz
yaşam
motivasyonu
biçimi
artıcı
davranışlarının
eğitimlerin
ve
olumlu
benlik
yönde
algısını
düzeltilmesinde
geliştirici
girişim
programlarının oluşturulması,

Bireylere sağlık kurumlarında kardiyovasküler hastalıkların risk faktörleri,
önlenmesi ve yönetimi konularında sağlık eğitimi ve danışmanlık hizmetlerinin
verilmesi önerilmektedir.
52
7. KAYNAKLAR
1. Mozaffarian D, Benjamin EJ, Go AS, Arnett DK, Blaha MJ, Cushman M., et.al. Heart Disease
and Stroke Statistics—2015 Update: A Report From the American Heart Association. Circulation. 2015.
2. O’Rourke RA, Fuster Vi Alexander RW. Hurst Kalp Hastalıkları El Kitabı. 12. Baskı, İstanbul:
Nobel Tıp Kitapevleri, 2012.
3. P. Widimsky Et Al. Reperfusion Therapy for ST Elevation Acute Myocardial İnfarction in Europe:
Description of the Current Situation in 30 Countries, European Heart Journal, 2010; 31:943–957.
4. Türkiye İstatistik Kurumu 2010 Verileri. TÜİK 2010. Erişim:http:// www.tuik.gov.tr.
Erişim tarihi: 16.08.2015
5. Onat A, Yüksel, M, Köroğlu M ,Gümrükçüoğlu A, Aydın M, Çakmak A, Karagöz A, Can G.
TEKHARF 2012: Genel Ve Koroner Mortalite İle Metabolik Sendrom Prevalansı Eğilimleri. Türkiye
Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2013;41(5):373-378.
6. TKD Koroner Kalp Hastalığı Korunma ve Tedavi Kılavuzu, 2002.
Erişim: www.tkd.org.tr/ kilavuz/k11.htm
Erişim Tarihi: 16.08.2015
7. Türkiye Kalp ve Damar Hastalıklarını Önleme ve Kontrol Programı, Birincil, İkincil Ve Üçüncül
Korumaya Yönelik Stratejik Plan ve Eylem Planı. Sağlık Bakanlığı Yayın No:812, 2010.
Erişim:http://www.saglik.gov.tr/TR/dosya/1-71613/h/kalp-ve-damar-hastaliklarini-onleme-ve-kontrolprogrami-pdf. Erişim tarihi:16.08.2015
8. Ildızlı M, Kayıkçıoğlu M, Yavuzgil O, Hasdemir C, Gürgün C, Kültürsay H. Koroner Ater
Hastalığında Güncel Tedavi Yaklaşımlarını Ne Düzeyde Geliştirebiliyoruz?. Türkiye Kardiyoloji Derneği
Araştırmaları, 2004; 32(8):542-549.
9. Sevinç S, Eşer İ. Miyokard İnfarktüsü Geçirmiş Hastaların İkincil Korunma Davranışları. İstanbul
Üniversitesi Florence Nightingale Hemşirelik Dergisi, 2011; 19(3):135-144.
10. Colombo A, Stankovic G. Girişimsel Kardiyoloji. 1.Baskı, Ankara:Güneş Tıp Kitapevleri Ltd Şti.,
2010: 151-160.
11. Libby P. Current concepts of the pathogenesis of the acute coronary syndromes. Circulation, 2001;
104:365-372.
53
12. Avrupa Klinik Uygulama Kardiyovasküler Hastalıklardan Korunma Kılavuzu. Türk Kardiyoloji
Derneği Arşivi. 2012; 40(3).
13. ST Segment Yükselmesi Olmayan Akut Koroner Sendromların Tanı ve Tedavi Kılavuzu. Türkiye
Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2008; 36(1):90-152.
14. Yüksel S, Şahin M. ST Yükselmeli Akut Miyokard İnfarktüsü Tedavisi. Deneysel ve Klinik Tıp
Dergisi, 2012; 29: 127-131.
15. Davidson PM, Salamonson Y, Rolley J, Everett B, Fernandez R, Andrew S, Newton PJ, Frost
S, Denniss R. Perception of Cardiovascular Risk Following A Percutaneous Coronary İntervention: A
Cross Sectional Study. International Journal of Nursing Studies, 2011; 973–978.
16. Griffin BP, Topol EJ. Manual of Cardiocascular Medicine. 3nd Ed., Philadelphia: Lippincott
Williams & Wilkins, 2008.
17. Topol EJ. Textbook of Cardiovascular Medicine. 3.Baskı, İstanbul; Güneş Tıp Kitapevi, 2008.
18. Türkoğlu C. Girişimsel Kardiyoloji Tarihçesi. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi. 2004;
3(17):109.
19. Irmak Z, Fesci H. Akut Miyokard İnfarktüsünde Sekonder Koruma. Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi,
2005; 84–96.
20. Byrne M, Walsh J, Murphy AW. Secondary prevention of coronary heart disease: Patient beliefs
and health-related behaviour. Journal of Psychosomatic Research, 2005; 403– 415.
21. Uzun M. Kardiyak rehabilitasyonda hasta eğitimi ve egzersiz, Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2007; 7:
298-304.
22. Ardahan M, Temel AB. Prostat Kanserli Hastalarda Yaşam Kalitesi İle Sağlıklı Yaşam Biçimi
Davranışı İlişkisi, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 2006; 22 (2):1-14.
23. Küçükberber N, Özdilli K, Yorulmaz H. Kalp Hastalarında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ve
Yaşam Kalitesine Etki Eden Faktörlerin Değerlendirilmesi. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2011; 11:61926.
24. Aksungur A, Göktaş B, Önder Ör, Cankul İH. Öğrencilerin Sağlıklı Yaşam Davranışlarının
Değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Dikimevi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dergisi, 2011;
10(1).
25. Olgun S. Miyokard Enfarktüsü Geçirmiş Hastaların Yaşam Kalitesi ve Hemşirelik Bakımının
Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Celal Bayar Üniversitesi, Manisa, 2006.
54
26. Buğan B, Çelik T. Koroner Arter Hastalığı Risk Faktörleri. Journal Of Clinical And Analytical
Medicine, 2014;5(2): 159-63.
27. World Health Organization. The future of CVD. In: Mackay J, Mensah G (eds). The Atlas of Heart
Disease and Stroke. Geneva, Switzerland: World Health Organization; 2004.
28. Gülel O. Kardiyovasküler Risk Faktörleri. Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi, 2012; 29: 107-116.
29. Ünal B, Ergör G, Dinç Horosan G, Kalaça S.Sönmez K. Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk
Faktörleri Sıklığı Çalışması. 2013. Erişim: http://sbu.saglik.gov.tr/Ekutuphane/kitaplar/khrfat.pdf
Erişim tarihi:16.08.2015
30. Marley R.W, Pepin G.M, Bersot T.P, Palaoğlu E, Özer K. Türk Kalp Çalışması’nda Yeni
Sonuçlar: Plazma Lipidleri ve Yüksek Yoğunluklu Lipoprotein Düzeyleri Düşüklüğünde Tedavi İçin
Rehber Öneriler. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2002;30:93-103.
31. De Smedt D, Clays E, Annemans L, et al. Health Related Quality of Life in Coronary Patients and
İts Association with Their Cardiovascular Risk Profile: Results From the EUROASPIRE III Survey.
International Journal of Cardiology. 2012; 168(2): 898-903.
32. Tokgözoğlu L, Kaya EB, Erol Ç, Ergene O, EUROASPIRE III: Türkiye İle Avrupa’nın
Karşılaştırılması. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2010; 38(3):164-172.
33. Qiao S, Ye Q, Dou Y, et al. Analysis for Hypertension and Related Risk Factors of Physical
Examination Population. International Journal Of Clinical and Experimental Medicine, 2013; 6(9): 785793.
34. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği, Türk Hipertansiyon Prevalans Çalışması, 2012.
Erişim: http://www.halksagligiens.hacettepe.edu.tr/dunyasaglikgunu/10.pdf. Erişim tarihi:06.01.2015
35. Abacı A. Kardiyovasküler Risk Faktörlerinin Ülkemizdeki Durumu. Türkiye Kardiyoloji Derneği
Araştırmaları, 2011;39(4):1-5.
36. Banegas JR, López-García E, Dallongeville J, Guallar E, Halcox JP, Borghi C, Et Al.
Achievement of Treatment Goals for Primary Prevention of Cardiovascular Disease in Clinical Practice
Across Europe: The EURIKA Study. European Heart Journal, 2011;32:2143-52.
37. Mahalle NP, Garg MK, Kulkarni MV, Naik SS. Differences in Traditional and Non-Traditional
Risk Factors with Special Reference to Nutritional Factors in Patients With Coronary Artery Disease with
or Without Diabetes Mellitus. Indian Journal of Endocrinology and Metabolism. 2013;17(5): 844-850.
38. T.C. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Türkiye Diyabet Önleme ve
Kontrol Programı Eylem Planı. Sağlık Bakanlığı Yayın No:816, 2011.
Erişim
tarihi:
http://www.saglik.gov.tr/HM/dosya/1-71375/h/turkiye-diyabet-onleme-ve-kontrolprogrami.pdf. Erişim tarihi: 28.09.2014
55
39. Onat A, Çakır H, GY, Dönmez İ, Karagöz A, Yüksel M, Can G. TEKHARF 2013 Taraması ve
Diyabet Prevalansında Hızlı Artış. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2014;42(6):511-516.
40. Salman İ, Alagöl F, Ömer B, Kalaca S, Tütüncü Y, Çolak N ve TURDEP Çalışma Grubu, 2010.
Erişim:http://istanbultip.istanbul.edu.tr/wpcontent/uploads/attachments/021_turdep.2.sonuclarinin.acikla
masi.pdf. Erişim tarihi:28.09.2014
41. American College Of Sports Medicine (ACSM). There Commended Quantity and Quality of
Exercise for Developing and Maintaining Cardiorespiratory, Musculoskeletal and Neurmotorfitness in
Apparently Healthy Adults: Guidance for Prescribing Exercise. Medicine and Science in Sports and
Exercise. 2011;1334-1359.
42. Rosengren A, Hawken S, Ounpuu S, Sliwa K, Zubaid M, Almahmeed WA, Et Al. Association of
Psychosocial Risk Factors with Risk of Acute Myocardial İnfarction in 11119 Cases and 13648 Controls
From 52 Countries (The INTERHEART Study): Case-Control Study. Lancet. 2004;364:953-62.
43. Türk Kardiyoloji Derneği, Ulusal Kalp Sağlığı Politikası Ana İlkeleri, 2006.
Erişim: http://www.tkd-online.org/uksp/tkd_ulusalkalpsagligipolitikasi_taslak.pdf. Erişi No:24.12.2014
44. Şengül C, Özveren O, Çevik C, İzgi C, Karavelioğlu Y, Oduncu V. ve ark. Kırk Yaş Altında ve
Üzerinde Akut Miyokart Enfarktüsü Geçiren Hastalarda Psikososyal Risk Faktörlerinin Karşılaştırılması,
Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2011;39(5):396-402.
45. Onat A, Dursunoğlu D, Kahraman G, Ökçün B, Dönmez K, Keleş İ, Sansop V. Türk
Erişkinlerinde Ölüm ve Koroner Olaylar: TEKHARF Çalışması Kohortunun 5-Yıllık Takibi. Türkiye
Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 1996;24:8-15.
46. Onat A, Dursunoğlu D, Bulur S, Küçükdurmaz Z, Kaya z, Ordu S, Uğur M. TEKHARF
çalışması 2007 Taraması: Mortalite ve Koroner Mortalitede Azalma Eğilimi Sürüyor. Türkiye Kardiyoloji
Derneği Araştırmaları. 2008;36(2):77-81.
47. Onat A, Uğur M, Çiçek G, Ayan E, Doğan Y, Kaya H, Can G. TEKHARF 2009 Taraması: Kırsal
Kesim ve Kentlerde Benzer Kardiyovasküler Ölüm Riski. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları.
2010;38(3):159-163.
48. Zaman MJ, Patel A, Jan S, Et Al. Socio-Economic Distribution of Cardiovascular Risk Factors and
Knowledge in Rural India. International Journal of Epidemiology, 2012; 41:1302–1314.
49. Yıldırır A. Postmenopozal Hormon Replasman (Yerine Koyma) Tedavisi ve Kardiyovasküler Sistem.
Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2010;38(1).
50. Varas-Lorenzo C,garcia-Rodriguez L,A. Perez-Gutthann S, DuqueOliart A. Hormone
Replacement Therapy and Incidence of Acute Myocardial Infarction A Population-Based Nested CaseControl Study.Circulation. 2000;101:2572-2578.
56
51. Hulley S, Grady D, Bush T, Furberg C, Herrington D. Riggs B, Vittinghoff E. Randomized Trial
of Estrogen Plus Progestin for Secondary Prevention of Coronary Heart Disease in Postmenopausal
Women. Journal of the American Medical Association, 1998;280;605-613.
52. Writing Group for the Women’s Health İnitiative İnvestigators. Risk and Benefits of Estrogen
Plus Progestin in Healthy Postmenopausal Women Principal Results From the Women’s Health İnitiative
Randomized Controlled Trial. Journal of the American Medical Association, 2002;288:321-333.
53. Orhan G, Özay B, Sargın M, Biçer M, Kunç E, Taşdemir M, Aykut Aka S. Menopoz Sonrası
Dönemde Hormon Replasman Tedavisinin Aorta Koroner Greft Bypass Cerrahisi Erken Dönem
Sonuçları Üzerine Etkileri. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi. 2007;15(4):269-274.
54. Gürbay A, Giray B, Hıncal F. Kombine Oral Kontraseptifler: Riskleri ve Yararları.
Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, 1997; 17:1-14.
55. Işıklar C, Özçakar N. Oral Kontraseptif Kullanımında Uzun Dönem Sağlık Sorunları. Turkısh
Famıly Physıcıan, 2(2).
56. Dunn N, Thorogood M, Faragher B, Caestecker L, Macdonald T.M, Mccollum C, Thomas S,
Mannr. Oral Contraceptives And Myocardial İnfarction: Results of The MICA Case­Control Study,
British Medical Journal, 1999;318:1579–84.
57. Ateş M, Güllü AÜ, Kızılay M, Akçar M. Oral Kontrasepif İlaç Kullanımına Bağlı Spontan Koroner
Arter Diseksiyonu. Türk Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2007; 35(1):40-42.
58. Sucu M, Karadere A.A, Toprak N. Homosistein ve Kardiyovasküler Hastalıklar. Türk Kardiyoloji
Derneği Araştırmaları, 2001;29:181-190.
59. Gürbüz M, Aydınlar A, İlçöl Y, Gemici K, Ercan İ, Baran İ, Güllülü S. Homosisteinin
Aterosklerotik Koroner Arter Hastalığındaki Rolü, Lezyon Ağırlığı, B12 Vitamini ve Folik Asit İle
İlişkisi. Türk Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2001;29:695-702.
60. Fibrinogen Studies Collaboration, Danesh, J., Lewington, S., Thompson, S.G., Lowe, G.D.,
Collins, R., Kostis, J.B. Et Al. Plasma Fibrinogen Level and The Risk of Major Cardiovascular
Diseases And Nonvascular Mortality: An İndividual Participant Meta-Analysis. Journal of The American
Medical Association, 2005;294:1799-1809.
61. Ridker PM, Stampfer MJ, Rifai N. Novel Risk Factors For Systemic Atherosclerosis. A
Comparison of C-Reactive Protein, Fibrinogen, Homocysteine, Lipoprotein(A), and Standard Cholesterol
Screening as Predictors of Peripheral Arterial Disease. Journal of The American Medical Association.
2001;285(19):2481-5.
62.Calabro P, Willerson JT, Yeh ET. Inflammatory cytokines stimulated C-reactive protein production
by human coronary artery smooth muscle cells. Circulation, 2003;108:1930-2.
57
63. Yasojima K, Schwab C, Mcgeer EG, Mcgeer PL. Generation of C-Reactive Protein and
Complement Components in Atherosclerotic Plaques. The American Journal of Pathology.
2001;158:1039-51.
64. Venugopal SK, Devaraj S, Jialal I. Macrophage Conditioned Medium İnduces The Expression of CReactivepro Tein in Human Aortic Endothelial Cells: Potential for Paracrine/Autocrine Effects. The
American Journal of Pathology. 2005;166: 1265-71.
65. Calabro P, Chang DW, Willerson JT, Yeh ET. Release of C-Reactive Protein in Response to
İnflammatory Cytokines By Human Adipocytes: Linking Obesity to Vascular İnflammation. Journal of
The American College of Cardiology. 2005; 46: 1112-3.
66. Yıldırır A. Yeni Bir Risk Faktörü Olarak Yüksek Duyarlıklı C-Reaktif Protein (Hscrp). Türkiye
Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 2005;33(6):360-371.
67. Pearson TA, Mensah GA, Alexander RW, Et Al. Markers of İmflammation and Cardiovascular
Disease: Application to Clinical and Public Health Practice: A Statement for Health-Care Professionals
From The Centers for Disease Control and Prevention and The American Heart Association. Circulation.
2003; 107: 499-511.
68. Koylan N. Lipoprotein(A) ve Ateroskleroz. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları. 1999;
27:483-490.
69. Simon DI, Ezratty AM, Loscalzo
Opinion in Lipidology. 1993; 8:814-20.
J.
Lipoprotein(A)
and
Atherothrombosis. Current
70. Soylu K. Kararlı Angina Pektoris. Deneysel ve Klinik Tıp Dergisi, 2012; 29: 117-121.
71. Siasos G, Tousoulis D, Athanasiou D, Oikonomou E, Tourikis P, Gouliopoulos N, et al. Novel
Risk Factors Related to Stable Angina. Current Pharmaceutical Design, 2013; 19:1550-61.
72. Fox K, Garcıa MAA, Ardissino D, Buszman P, Camici PG, Crea F, Daly C, et al. Kararlı Angina
Pektoris Tedavi Kılavuzu. European Heart Journal, 2006; 27:1341-1381.
73. Mutlu H. Kararlı Angina Pektoris Tanı ve Tedavi. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi
Kardiyoloji Gündemi. 2008; 75-88.
74. Thygesen K, Alpert JS, Jaffe AS, Simoons ML, Chaitman BR, White HD; Joint
ESC/ACCF/AHA/WHF Task Force for the Universal Definition of Myocardial Infarction. Third
universal definition of myocardial infarction. Circulation. 2012; 126:2020-35.
75. Van de Werf F, Adrissino D, Betriu A, et al. Management of Acute Myocardial Infarction in
Patients Presenting With ST-Segment Elevation. The Task Force on the Management of Acute
Myocardial Infarction of the European Society of Cardiology. European Heart Journal, 2012.
58
76. Bertrand ME, Simoons ML, Fox KAA, Wallentin LC, Hamm CW, McFadden E, et al.
Management of Acute Coronary Syndromes in Patients Presenting Without Persistent ST-Segment
Elevation. The Task Force on the Management of Acute Coronary Syndromes of the European Society of
Cardiology. European Heart Journal, 2011.
77. Hamm CM, Bassand JP, Agewall S, Bax J, Boersma E, Bueno H, Caso P, Et Al. Israrcı STSegment Yükselmesi Belirtileri Göstermeyen Hastalarda Akut Koroner Sendromların (AKS) Tedavi
Kılavuzları. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları,2011; 6.
78. Gül Ç, Yıldız M, Tatlı M, Özçelik F. Koroner Risk Faktörlerinin Koroner Anjiyoplasti ve Stent
Sonrası Gelişen Yeniden Daralma Üzerine Etkileri. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002;
19(2):84-88.
79. Özdemir Ö, Demir AD, Kütük E. Perkutan Koroner Anjioplasti Sonrası Gelişen Restenozun ve
Restenoza Etki Eden Faktörlerin Tedavisi. Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi. 2002; 30(11):710–719.
80. Özmen F. Perkütan Transluminal Koroner Anjiyoplasti Tarihçesi. . Türkiye Klinikleri Kardiyoloji
Dergisi. 2009; 2(1):1-5.
81. Türk Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyolojide Yenilik Kılavuzu. Türkiye Kardiyoloji Derneği
Araştırmaları, 2005.
82. Özbaran M, Öztürk S. Günümüzde Excimer Lazerin Anjiyoplastideki Yeri. Türkiye Klinikleri
Kardiyoloji Dergisi, 2004; 17(4):214-218.
83. Yavuzgil O, Türkoğlu C. Vasküler Brakiterapi. Türkiye Klinikleri Kardiyoloji Dergisi, 2004;
17(4):245-251.
84. Kültürsay H, Emre A, Ulufer T, Sımpfenderfer C. Perkütan Transluminal Anjiyoplasti Sonrası
Restenozun Klinik Ve Anjiyografik Prediktörlerinin Araştırılması. Türkiye Kardiyoloji Derneği
Araştırmaları, 1990; 18:73-77.
85. Türk Kardiyoloji Derneği Koroner Arter Hastalığına Yaklaşım Ve Tedavi Kılavuzu. 1999.
Erişim: http://old.tkd.org.tr/kilavuz/k06.htm. Erişim tarihi:16.08.2015
86. Mampuya WM. Cardiac Rehabilitation Past, Present And Future: An Overview. Cardiovasc Diagn
Ther, 2012; 2(1):38-49.
87. Kaya Y. Şahin N. Kadınlarda Madde Kullanımı ve Hemşirenin Rolü. Hemşirelikte Eğitim Ve
Araştırma Dergisi, 2013; 10 (1): 3-7.
88. Yüksel H. Aterosklerotik Kardiyovasküler Hastalıklarda Primer ve Sekonder Korunma. İ.Ü.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri, 2006; 77-88.
59
89. Qiao S, Ye Q, Dou Y et al. Analysis for hypertension and related risk factors of physical examination
population. International Journal of Clinical and Experimental Medicine, 2013; 6(9): 785-793.
90. Chobanian AV, Bakris GL, Black HR, Cushman WC, Green LA, Izzo JL, Jones DW, Materson
BJ, Oparil S, Wright JT,Rocella EJ and the National High Blood Pressure Education Program
Coordinating Comittee. Seventh Report of The Joint National Committee on Prevention, Detection,
Evaluation And Treatment of High Blood Pressure. 2004; 42:1206-1252.
91. Hedner T, Hansson L, Jern S. What İs Happening to Blood Pressure? Blood Pressure, 1996; 5:1323.
92. Zanchetti A. What Blood Pressure Levels Should Be Treated? Clinical Investigation, 1992; 70:S2-6.
93. Best Practice: Evidence Based İnformation Sheets for Health Professionals. 2009; 13(5):1-4.
94. Kurçer MA, Özbay A. Koroner Arter Hastalarında Uygulanan Yaşam Tarzı Eğitim ve
Danışmanlığının Yaşam Kalitesine Etkisi. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2011; 1:107-13.
95. Tamer İ, Dabak R, Tamer G, Orbay E, Sargın M. Güncel Kılavuzlar Işığında Hiperlipidemi. Aile
Hekimliği Dergisi. 2008; 2(3).
96. De Lorgeri1 M, Salen P, Martin JL, et al. Mediterranean diet, traditional risk factors, and the rate of
cardiovascular complications after myocardial infarction: Final report of The Lyon Diet Heart Study.
Circulation, 1999; 99:779.
97. De Lorgeril M, Salen P, Martin JL et al. Effect Of A Meditterranean Type of Diet on The Rate of
Cardiovascular Complications in Patients With Coronary Heart Disease. Insights İnto The
Cardioprotective Effect of Certain Nutriments. Journal of The American College of Cardiology, 1996;
28: 1103-8.
98. Yüksel H. Aterosklerotik Kalp Hastalığından Primer ve Sekonder Korunmada Egzersizin Rolü.
Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 1992; 20:186-192.
99. Yeşil P, Kardiyovasküler Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolünde Fiziksel Aktivitenin Önemi.
Yüksek lisans tezi, Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Mersin, 2011.
100. Işık S, Delibaşı T, Berker D, Aydın Y, Güler S. Kalp Hastalıklarında Diyabet Yönetimi. Anadolu
Kardiyoloji Derneği, 2009; 9: 238-47.
101. Backer G. Evidence-Based Secondary Prevention After Myocardiol İnfarction. Acta Clinica Belgica,
1999; 54(5): 293-298.
102. Erci B. Halk Sağlığı Hemşireliği. Ankara. Göktuğ Basım, 2009:192-201.
60
103. Esin MN. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeğinin Türkçeye Uyarlanması. Hemşirelik Bülteni,
1999; 2(45):87-96.
104. İlhan N, Batmaz M, Akhan L U. Üniversite Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları.
Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi, 2010; 3(3).
105. Badıllıoğlu O, Ünal Toğrul B, Uçku ŞR. İzmir, Güzelbahçe’de Koroner Kalp Hastalığı Beş Yıllık
İnsidansı ve Risk Faktörleri İle İlişkisi. Türkiye Halk Sağlığı Dergisi, 2011; 9(3).
106. Ermiş C, Demir İ, Semiz E, Yalçınkaya S, Sancaktar O, Ersel Tüzüner F, Değer N. Antalya
Bölgesindeki Koroner Arter Hastalarının Demografik ve Klinik Özellikleri ve Bu Özelliklerinin Türkiye
Ortalamaları ile Karşılaştırılması. Anadolu Kardiyoloji Dergisi, 2001; 1:10-13.
107. Onat A. Türk Halkında Koroner Kalp Hastalığı Sıklığının Nedenleri Ve Bu Bilginin Risk
Değerlendirmesi İle Korunma Açılarından Büyük Önemi. Türkiye Kardiyoloji Derneği Araştırmaları,
2001; 29(10): 602-9.
108. Bahar Z, Beşer A, Gördes N, Ersin F, Kısal A. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II’nin
Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokul Dergisi, 2008; 12(1).
109. Türkol E, Güneş G. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde İhtisas Yapan Asistanların
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012; 19(3):159-66.
110. Cihangiroğlu Z, Deveci SE. Fırat Üniversitesi Elazığ Sağlık Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlıklı
Yaşam Biçimi Davranışları Ve Etkileyen Faktörler. Fırat Tıp Dergisi, 2011; 6(2):78-83.
111. Dağdevire Z, Şimşek Z. Şanlıurfa İl Merkezindeki Lise Öğrencilerinin Sağlığı Geliştirme
Davranışları ve İlişkili Faktörler. TAF Preventive Medicine Bulletin, 2013; 12(2):135-142.
112. Açıkgöz G. Esansiyel hipertansiyonu olan bireylerin hastalık algıları ile sağlıklı yaşam biçimi
davranışları ve ilaç uyumları arasındaki ilişki. Yüksek Lisans Tezi, Mersin Üniversitesi, Mersin, 2014.
113. Kaya F, Ünüvar R, Bıçak A, Yorgancı E, Öz BÇF, Kankaya FC. Öğretim Elemanlarının Sağlığı
Geliştirme Davranışları ve Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi. TSK Koruyucu hekimlik Bülteni, 2008;
7(1):59-64.
114. Lisspers, J, Sundin, O, Hofman-Bang, C, Nordlander R, Nygren A, Ryden L, Et Al Behavioral
Effects of A Comprehensive, Multifactorial Program for Lifestyle Change After Percutaneous
Transluminal Coronary Angioplasty: A Prospective, Randomized Controlled Study. Journal
of Psychosomatic Research, 1999; 46: 143-54.
115. Doğan A, Kozan Ö, Tüzün N. Stent-İçi Restenozun Fizyopatolojisi ve Tedavisi. Türkiye
Kardiyoloji Derneği Araştırmaları, 2005; 33(2):115-125.
61
116. Hemşirelik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (19 Nisan 2011) Yayımlandığı
Resmi Gazete tarih ve no: 19.04.2011: 27910.
117. International Council of Nurses (ICN). Delivering Quality, Serving Communities: Nurses Leading
Chronic Care. International Nurses Day, 2010. Genava: ICN; 2010.
118. Joanna Briggs Institute (JBI). Nurse-Led İnterventions to Reduce Cardiac Risk Factors in Adults.
Best Practice, 2009; 13(5): 1-4.
119. Blanche MT, Durrheim K., Painter Desmond. Research in Practice Applied Methods for Sociel
Sciences, 2006, University of Cape Town Press Ltd., South Africa.
120. Durna Z, Enç N, Can G. PTCA Uygulanan Hastalarda Kardiyak Risk Faktörlerinin ve Sağlık
Davranışlarının Değerlendirilmesi, Hemşirelik Bülteni, 2000; 12(46).
121. Arıkan İ, Metintaş S,Kalyoncu C, Yıldız Z.. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi
Düzeyi (KARRİF-BD) Ölçeği’nin geçerlik ve güvenirliği, Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi, 2009;
37(1):35-40.
122. Hindistan S, Nural N. Miyokard infarktüsü Geçiren Bireylerde Cinsiyete Yönelik Girişimler ve
Risk Faktörleri. Fırat Sağlık Hizmetleri Dergisi, 2009; 4(11).
123. Savaşan A, Ayten M, Ergene O. Koroner Arter Hastalarında Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları
ve Umutsuzluk. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi, 2013; 4(1):1-6.
124. Ceylan Y, Kaya Y, Tuncer M. Akut Koroner Sendrom Kliniği ile Başvuran Hastalarda Koroner
Arter Hastalığı Risk Faktörleri. Van Tıp Dergisi, 2011; 18 (3):147-154.
125. Kuru N, Piyal B. Gülhane Askeri Tıp Akademisi Eğitim Hastanesine Başvuran Koroner Arter
Hastalığı Tanılı Bireylerin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının Belirlenmesi. TAF Preventive
Medicine Bulletin, 2012; 11(3).
126. Tuğut N, Bekar M. Üniversite Öğrencilerinin Sağlığı Algılama Durumları İle Sağlıklı Yaşam
Biçimi Davranışları Arasındaki İlişki. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi, 2008; 11: 3.
127. Oyur Çelik G, Malak A T, Bektaş M, Yılmaz D, Yümer A S, Öztürk Z, Demir E. Sağlık
Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlığı Geliştirme Davranışlarını Etkileyen Etmenlerin İncelenmesi.
Anadolu Tıbbi Araştırmalar Dergisi. 2009; 3(3):164-169.
128. Başarır S, Çınar Pakyüz S. Hemodiyaliz Hastalarının Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışlarının
Değerlendirilmesi. Nefroloji Hemşireliği Dergisi, 2015; 19-30.
129. Vural PI, Bakır N. Meslek Yüksekokulu Öğrencilerinin Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve
Etkileyen Faktörler. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2015; 1(6):36-42.
62
130. Lear SA, Spinelli JJ, LindenW, et al. The Extensive Lifestyle Management Intervention (ELMI)
After Cardiac Rehabilitation: a 4-year randomized controlled trial. American Heart Journal 2006;
152(2):333.
131. Wood DA, Kotseva K, Connolly S, et al. Nurse-coordinated multidisciplinary, family-based
cardiovascular disease prevention programme (EUROACTION) for patients with coronary heart disease
and asymptomatic individuals at high risk of cardiovascular disease: a paired, cluster-randomised
controlled trial. Lancet. 2008; 371(9629).
63
EKLER
EK-1. KİŞİSEL BİLGİ FORMU
A. Sosyo-Demografik Özellikler
1. Cinsiyetiniz nedir?
1) Kadın
2) Erkek
2. Kaç yaşındasınız ………….. ?
3.Kaç kilosunuz…………..kg?
Boyunuz………cm?
BKİ…………..
4. Medeni durumunuz nedir?
1) Evli
2) Bekâr
3) Eşinden ayrılmış
4) Eşini kaybetmiş
5. Eğitim durumunuz nedir?
1) Okuryazar değil
3) Ortaokul/ Lise
2) Okuryazar/ İlkokul mezunu
4)Yüksekokul ve üstü mezunu
6. Çalışma durumunuz nedir?
1) Çalışıyorum
2) Çalışmıyorum
7. Size göre gelir durumunuz nasıldır?
1) Gelirim giderimden az
2) Gelirim giderime denk 3)Gelirim giderimden
fazla
8. Yaşantınızın büyük çoğunluğunu nerede geçirdiniz?
1) Köy
2) İlçe
3) Şehir
B. Sağlık Hikâyesi ve İşlem Sonrası Yaşamına Yönelik Davranış Özellikleri
9. Diğer sağlık sorunlarınız nelerdir? (Hasta dosyasından toplanacaktır)
1) Kalp yetersizliği
4) Perifer Arter Hastalığı
7) Hipertansiyon
2) Geçirilmiş Mİ
5) Kalp kapak hastalıkları
8)Diğer…………………
64
3) Diyabet
6) KOAH
10. Sigara kullanıyor musunuz?
1) Evet
2) Hayır
3) Bıraktım
2) Hayır
3) Bıraktım
11. Alkol kullanıyor musunuz?
1) Evet
12. Perkutan intrakoroner girişim uygulanıp taburcu olduktan sonra hangi sağlık
önerilerine uymanız istendi? (Birden çok seçenek işaretleyebilirsiniz)
1) Diyet
3) İlaç tedavisi
5) Diğer……………………
2) Fiziksel aktivite (yürüyüş vb)
4)Doktor kontrollerine düzenli gelme
13. Sağlık önerilerinden hangisine düzenli olarak uydunuz? (Birden çok seçenek
işaretleyebilirsiniz)
1) Diyet
2) Fiziksel aktivite (yürüyüş vb)
3) İlaç tedavisi
4) Doktor kontrollerine düzenli gelme
5) Diğer………………………..
14. İlaçlarınızı düzenli kullanıyor musunuz?
2) Hayır
1) Evet
Yanıtınız hayır ise nedenini açıklayınız………………
C. Koroner Anjioplasti İşlemine İlişkinÖzellikler (Hasta dosyasından yazılacaktır)
15. Perkütan koroner girişimin tipi nedir?
1) Sadece PTKA
2) PTKA ve Stent
16. Perkütan koroner girişimin uygulanma şekli nedir?
1) Planlanmış PTKA
2) Acil PTKA
17. Perkütan koroner girişim ne zaman uygulandı?
1) 3 ay- 1 yıl
2) 2-3 yıl
3) 4-5 yıl
4) 6 yıl ve üzeri
18. Perkütan koroner girişim kaç kez uygulandı?
1) Bir kez
2) İki kez
3) Üç kez
65
4) Dört ve üzeri
EK-2. Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi Ölçeği
Aşağıdaki sorular Kardiyovasküler Hastalık Risk Faktörleri ile İlgili Bilgi
Düzeyini ölçmek amacıyla düzenlenmiştir. Lütfen soruları mümkün olduğu kadar
1.
Bir kişi kalp hastası olduğunu her zaman anlar.
2.
Ailenizde kalp hastalığı olması sizin kalp hastası olma
riskinizi artırır.
3.
Yaşlılar kalp hastalığı için daha fazla risk taşır.
4.
Koroner kalp hastalığı önlenebilir.
5.
Ülkemizdeki olum ve hastalıkların önlenebilir nedeni
sigaradır.
6.
Sigara içmek kalp hastalığı için risk faktörüdür.
7.
Kişi sigara içmeyi bırakırsa kalp hastalığı oluşma riski azalır.
8.
Her gün 2-3 adet meyve ve 2 tabak sebze yemeği yemek
faydalıdır.
9.
Haftada 3 öğünden fazla kırmızı et yemeği tüketmek
zararlıdır.
10. Tuzlu yemek yüksek tansiyon yapar.
11. Yağlı yiyecekler kandaki kolesterol seviyesini artırmaz.
12. Oda sıcaklığında katı olan yağlar kalp sağlığı için faydalıdır.
13. Yağdan ve karbonhidrattan düşük diyet ile beslenmek kalbe
faydalıdır.
14. Kilolu insanların kalp hastalığı riski artar.
66
Hayır
Evet
Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi
Bilmiyorum
doğru ve eksiksiz doldurunuz.
15. Düzenli egzersiz kalp hastalığı riskini azaltır.
16. Sadece spor salonunda yapılan egzersizle risk azalır.
17. Yavaş yürümek ve gezmek de egzersiz sayılır.
18. Stres, kahır, üzüntü kalp hastalığı riskini artırır.
19. İnsan vücudu, stresli durumlarda kan basıncını yükseltir.
20. Yüksek tansiyon kalp hastalığı için bir risk faktörüdür.
21. Tansiyonu kontrol altında tutmak kalp hastalığı oluşma
riskini azaltır.
22. Tansiyon ilacını ömür boyu kullanmak gerekir.
23. Yüksek kolesterol kalp hastalığı için risk faktörüdür.
24. İyi kolesterol (HDL) yüksek ise kalp hastalığı riski vardır.
25. Kötü kolesterol (LDL) yüksek ise kalp hastalığı riski vardır.
26. Kolesterolü yüksek olan herkese ilaç verilir.
27. Diyabet (Şeker Hastalığı) kalp hastalığı için risk faktörüdür.
28. Diyabet hastalarının şeker kontrolü sağlanırsa risk azalır.
67
Bilmiyorum
Hayır
Evet
Kardiyovasküler Hastalıklar Risk Faktörleri Bilgi Düzeyi
EK-3. Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II
Bu ankette şu anki yaşam tarzınız ve alışkanlıklarınız ile ilgili sorular yer
almaktadır. Lütfen soruları mümkün olduğu kadar doğru ve eksiksiz yanıtlayınız. Her
Hiçbir zaman
Bazen
Sık sık
Düzenli olarak
alışkanlığınızın sıklığını uygun seçeneği daire içine alarak belirtiniz.
1
Bana yakın olan kişilerle endişelerimi ve sorunlarımı
tartışırım
1
2
3
4
2
Sıvı ve katı yağı, kolesterolü düşük bir diyeti tercih ederim
1
2
3
4
3
Doktora ya da bir sağlık görevlisine, vücudumdaki
olağandışı belirti ve bulguları anlatırım
1
2
3
4
4
Düzenli bir egzersiz programı yaparım
1
2
3
4
5
Yeterince uyurum
1
2
3
4
6
Olumlu yönde değiştiğimi ve geliştiğimi hissederim
1
2
3
4
7
İnsanları başarıları için takdir ederim
1
2
3
4
8
Şekeri ve tatlıyı kısıtlarım
1
2
3
4
9
Televizyonda sağlığı geliştirici programları izler ve bu
konularla ilgili kitapları okurum
1
2
3
4
10
Haftada en az üç kez 20 dakika ve/veya daha uzun süreli
egzersiz yaparım(hızlı yürüyüş, bisiklete
binme,aerobik,dans gibi)
1
2
3
4
11
Her gün rahatlamak için zaman ayırırım
1
2
3
4
12
Yaşamımın bir amacı olduğuna inanırım
1
2
3
4
13
İnsanlarla anlamlı ve doyumlu ilişkiler sürdürürüm
1
2
3
4
14
Her gün 6-11 öğün ekmek, tahıl, pirinç ve makarna yerim
1
2
3
4
15
Sağlık personeline önerileri anlamak için soru sorarım
1
2
3
4
16
Hafif ve orta düzeyde egzersiz yaparım (Örneğin haftada 5
kez ya da daha fazla)yürürüm
1
2
3
4
17
Yaşamımda değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenirim
1
2
3
4
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları
68
Hiçbir zaman
Bazen
Sık sık
Düzenli olarak
18
Geleceğe umutla bakarım
1
2
3
4
19
Yakın arkadaşlarıma zaman ayırırım
1
2
3
4
20
Her gün 2-4 öğün meyve yerim
1
2
3
4
21
Her zaman gittiğim sağlık personelinin önerileri ile ilgili
sorularım olduğunda başka bir sağlık personeline danışırım
1
2
3
4
22
Boş zamanlarımda yüzme, dans etme, bisiklete binme gibi
eğlendirici fizik aktiviteler yaparım
1
2
3
4
23
Uyumadan önce güzel şeyler düşünürüm
1
2
3
4
24
Kendimle barışık ve kendimi yeterli hissederim
1
2
3
4
25
Başkalarına ilgi, sevgi ve yakınlık göstermek benim için
kolaydır
1
2
3
4
26
Her gün 3-5 öğün sebze yerim
1
2
3
4
27
Sağlık sorunlarımı sağlık personeline danışırım
1
2
3
4
28
Haftada en az üç kere kas güçlendirme egzersizleri yaparım 1
2
3
4
29
Stresimi kontrol etmek için uygun yöntemleri kullanırım
1
2
3
4
30
Hayatımdaki uzun vadeli amaçlar için çalışırım
1
2
3
4
31
Sevdiğim kişilerle kucaklaşırım
1
2
3
4
32
Her gün 3-4 kez süt, yoğurt veya peynir yerim
1
2
3
4
33
Vücudumu fiziksel değişiklikler, tehlikeli bulgular
bakımından ayda en az bir kez kontrol ederim
1
2
3
4
34
Günlük isler sırasında egzersiz yaparım
(örneğin, yemeğe yürüyerek giderim, asansör yerine
merdiven kullanırım, arabamı uzağa park ederim)
1
2
3
4
35
İş ve eğlence zamanımı dengelerim
1
2
3
4
36
Her gün yapacak değişik ve ilginç şeyler bulurum
1
2
3
4
37
Yakın dostlar edinmek için caba harcarım
1
2
3
4
38
Her gün et, tavuk, balık, kuru bakliyat, yumurta, çerez turu
gıdalardan 3-4 porsiyon yerim
1
2
3
4
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları
69
Hiçbir zaman
Bazen
Sık sık
Düzenli olarak
39
Kendime nasıl daha iyi bakabileceğim konusunda sağlık
personeline danışırım
1
2
3
4
40
Egzersiz yaparken nabız ve kalp atışlarımı kontrol ederim
1
2
3
4
41
Günde 15-20 dakika gevşeyebilmek, rahatlayabilmek için
uygulamalar yaparım
1
2
3
4
42
Yaşamımda benim için önemli olan şeylerin farkındayım
1
2
3
4
43
Benzer sorunu olan kişilerden destek alırım
1
2
3
4
44
Gıda paketlerinin üzerindeki besin, yağ ve sodyum
içeriklerini belirleyen etiketleri okurum
1
2
3
4
45
Bireysel sağlık bakımı ile ilgili eğitim programlarına
katılırım
1
2
3
4
46
Kalp atımım hızlanana kadar egzersiz yaparım
1
2
3
4
47
Yorulmaktan kendimi korurum
1
2
3
4
48
İlahi bir gücün varlığına inanırım
1
2
3
4
49
Konuşarak ve uzlaşarak çatışmaları çözerim
1
2
3
4
50
Kahvaltı yaparım
1
2
3
4
51
Gereksinim duyduğumda başkalarından danışmanlık ve
rehberlik alırım
1
2
3
4
52
Yeni deneyimlere ve durumlara açığım
1
2
3
4
Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları
70
EK-4. Hastaların Kullandıkları İlaçlar
İlaç İstatistikleri
Kullanan
N
Kullanmayan
Diüretik
İlaçlar
Beta-bloker
İlaçlar
Nitrat Grubu
İlaçlar
Dijitaller
(Digoksin)
Anti-aritmik
İlaçlar
Anti-koagülan
İlaçlar
Anti-asit
İlaçlar
17
38
4
9
39
85
13
83
62
96
91
61
15
87
71
EK-5. Etik Kurul Kararı
72
73
74
75
EK-6. İzin Yazısı
76
ÖZGEÇMİŞ
Araştırmacı, 1985 yılında Mersin’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini
Mersin’de
tamamladı.
2007
yılında
Cumhuriyet
Üniversitesi
Hemşirelik
Yüksekokulu’ndan mezun oldu ve 2011 yılında Mersin Üniversitesi Hemşirelik
Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimine başladı. Araştırmacı 2007-2015 yılları
arasında Mersin Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde çeşitli
birimlerde hemşire olarak çalıştı. 2015 yılından itibaren Şanlıurfa Mehmet Akif İnan
Eğitim ve Araştırma Hastanesinde efor hemşiresi olarak çalışmaktadır.
77
Download