Ekonomi Bülteni 18 Ağustos 2014, Sayı: 33 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Makro Ekonomi ve Strateji Ekonomik Büyüme Nasıl Seyredecek ? Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ercan Ergüzel Ezgi Gülbaş Ali Can Duran 1 18 Ağustos 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurt Dışı Gelişmeler Almanya ekonomisi 2. çeyrekte beklentilerin üzerinde daraldı. Almanya ekonomisi yılın 2. Çeyreğinde bir önceki Çeyreğe göre beklentilerin (-%0.1) üzerinde %0.2 daraldı. İlk Çeyrekte iyi hava koşullarının etkisiyle Almanya ekonomisi %0.7’ büyümüştü, 2. Çeyrekteki daralma yüksek baz etkisinden kaynakladığından geçici olması bekleniyor. 2. Çeyrekte daralma ihracat ve inşaat sektöründeki yatırımların zayıflamasından kaynaklandı. Almanya’da inşaat sektörünün yatırım harcamaların azalması hem baz etkisinden hem de jeopolitik risklerin yatırımcı güvenini etkilemesinden kaynaklanıyor. Net ihracat ise beklentilerin tersine büyümeye negatif etki yaptı. 2. Çeyrekteki bir seferlik daralmanın ardından Almanya ekonomisinin önümüzdeki dönemde düşük faiz oranı ve istihdam koşullarındaki iyileşmeye bağlı olarak ılımlı toparlanma eğiliminde olması bekleniyor. Almanya’da Zew beklenti endeksi Ağustos ayında beklentilerin üzerinde geriledi. Almanya’da Zew beklenti endeksinin Ağustos ayında 27.1’den 18.2’ye gerilemesi beklenirken endeks 8.6 ile Aralık 2012’den beri en düşük seviyesine indi. Sekiz aydır üst üste düşüş gösteren endeksin bu kadar sert düşmesinde Rusya ile ilgili yaptırım kararları etkili oldu. Zew beklenti endeksi gibi şu anki durum endeksi de Ağustos ayında sert düşüş gösterdi (61.8’den 44.3’e). Almanya ekonomisine dair beklentiler kötüleşse de, bu jeopolitik olayalara aşırı tepki olarak nitelendirilebilir. Almaya ekonomisinin 2. Çeyrek’teki daralmanın ardından yılın ikinci yarısında toparlanma eğiliminde olması muhtemel gözüküyor. İngiltere Merkez Bankası enflasyon raporunda işsizlik oranı ilgili beklentilerini aşağı revize etti. Merkez Bankası büyüme ve enflasyon beklentilerini sınırlı değiştirirken, işsizlik oranı ve maaş artışları beklentilerini aşağı yönlü revize etti. Merkez Bankası sırasıyla %3.4 ve % 2.9 olan 2014 ve 2015 büyüme tahminlerini %3.5 ve %3.0’e yükseltti. Kısa dönemli enflasyon tahminleri yükseltilirken (2014: %1.8’ten %1.9’a), 2015 ve 2016 enflasyon tahminleri 0.1 puan düşürülerek sırasıyla %1.7 ve %1.8 olarak revize edildi. İşsizlik oranı ile ilgili beklentiler ise ciddi derecede aşağıya çekildi. 2014 için %6.3 olan işsizlik oranı tahmini %5.9’a düşürülürken, 2015 içinde %6’dan %5.6’ya indirildi. İşsizlik oranı gerilerken, ücret artışları bunu destekleyen düzeyde değil. 2014 yılsonu için ücret artışı tahmini %1.25’e revize edildi. Son verilere göre de Haziran ayına kadar olan üç aylık dönemde işsizlik oranı %6.4 ile son üç ayın en düşük seviyesine gerilerken, aynı dönemde ücret artışı %0.6 ile sınırlı kaldı. İstihdam verileri kalıcı bir düzelme görülmeden İngiltere Merkez Bankası faiz artırımlarına temkinli yaklaşabilir. Euro Bölgesi’nde enflasyonun nihai değeri Temmuz ayında %0.4 olurken, ekonomi 2. çeyrekte yatay kaldı. Enflasyon Euro Bölgesi’nde büyümenin sınırlı kalmasında Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomileri olan Almanya (-0.2%) ve Fransa (%0) etkili oldu. Almanya’daki daralma mevsimsellikten kaynaklansa da Fransa ekonomisinin son iki çeyrektir yatay seyretmesi dikkat çekiyor. Buna ek olarak İtalya ekonomisi iki çeyrek arka arkaya daralarak tekrar resesyona girdi. İspanya ve Portekiz ekonomileri 2. çeyrekte bir önceki çeyreğe göre %0.6 büyüme gösterse de, Almanya ve Fransa’nın ağırlığın %46) fazla olmasından dolayı, Euro Bölgesi’nde Avrupa Merkez Bankası’nın beklediği ılımlı toparlanmanın iyimser bir yaklaşım olduğuna işaret ediyor. Büyüme verisine ek olarak Euro Bölgesi enflasyonun nihai değerinin Temmuz ayında %0.4 ile son 5 yılın en düşük seviyesine inmesi de Avrupa Merkez Bankası’nın parasal gevşeme programın ile ilgili adımları atamaya başlamasını sağlayabilir. 2 18 Ağustos 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Yurt İçi Gelişmeler Ödemeler Dengesi, Haziran 2014 ● Haziran ayında cari denge piyasanın 3.7 milyar $ olan beklentisinin üzerinde 4.1 milyar $ açık verdi. Cari açığın beklentilerin üzerinde olmasında Haziran ayında altın ithalatında görülen sıçrama (1.2 milyar $) etkili oldu. Yılbaşından itibaren olan döneme baktığımızda cari açığın geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %35 gerileyerek 24.1 milyar $ olduğunu görüyoruz. 12 aylık kümülatif cari açık ise 2013 yılsonunda 65 milyar $ iken (GSYH'ya oranı %7.9), Haziran ayı itibarıyla 52.2 milyar $’a (GSYH'ya oranı %6.5) geriledi. ● Finansman tarafında, Haziran ayında bir önceki ay olduğu gibi 3.7 milyar $’la kuvvetli kısa vadeli sermaye girişinin devam etti. Bunun 3.3 milyar $’ı devlet tahvillerine olurken, hisse senedi piyasasından sınırlı olsa da 153 milyon $ çıkış olduğunu görüyoruz. Haziran ayında tahvil piyasasına toplamda 7.6 milyar $’la kuvvetli giriş görülürken, ilk çeyrekte tahvil piyasasına toplamda 12.4 milyar $ giriş oldu. Tahvil piyasasına Haziran ayındaki kuvvetli sermeye girişinde devlet tahvillerine (3.3 milyar $) ek olarak bankaların (2.0 milyar $) ve diğer sektörlerin (1.8 milyar $) yurtdışı tahvil ihraçları etkili oldu. ● Yılbaşından beri kuvvetli girişlerin (toplamda 7.7 milyar $) olduğu net hata noksan kaleminden Haziran ayında da 1.3 milyar $ çıkış oldu. Resmi rezervlerdeki artış ise devam etti, Haziran ayında rezervlerde $1.4 milyar artış görüldü. 12 aylık kümülatif borç çevrim oranlarına baktığımızda ise, Haziran ayında şirketlerin uzun vadeli borç çevirme oranı % 117’ye yükselirken, bankaların uzun vadeli borç çevirme oranı %226 seviyesinde bulunuyor. ● 2014 yılı ilk yarısında cari açıkta Euro Bölgesi’ndeki toparlanmanın ihracata pozitif yansıması ve iç talep koşullarına bağlı olarak ithalatın artış hızının yavaşlamasıyla bir önceki yıla göre toparlanmanın olduğunu görüyoruz. Haziran ayında ise cari açık da altın ithalatı kaynaklı olarak toparlanma eğiliminde yavaşlama olduğu anlaşılıyor. İhracat tarafındaki artış devam etse de bölgedeki jeopolitik riskler nedeniyle Irak’a olan ihracatın önümüzdeki dönemde gerilemesiyle, cari açıktaki iyileşmenin yavaşlayarak olsa da devam etmesini bekliyoruz. Merkez Bankası Beklenti Anketi, Ağustos 2014 ● Merkez Bankası beklenti anketinde, Temmuz ayında beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verisi sonrasında yılsonu enflasyon beklentisi belirgin artışla %8.3’ten %8.7’ye çıktı. 12 ay ve 24 ay sonrası enflasyon beklentilerinde de hafif artış gösterdi. 12 ve 24 ay sonrası için yıllık enflasyon beklentileri sırasıyla %7.35 ve %6.8 seviyesinde bulunuyor (Temmuz ayı anketi: %7.27 ve %6.73) . Yılsonu enflasyon beklentilerinin Merkez Bankası’nın tahmini olan %7.6’dan belirgin bir şekilde ayrışmaya devam etmesinin Merkez Bankası’nın faiz indirimleri konusunda temkinli davranmasına neden olacaktır. ● Ankette, bölgedeki jeopolitik risklerin etkisiyle bu yıl ve önümüzdeki yıl büyüme tahminleri hafif aşağı yönlü revize edildi. 2014 ve 2015 yılları için büyüme tahminleri sırasıyla %3.3 ve %3.8 seviyesinde bulunuyor. İşsizlik Oranı, Mayıs 2014 ● Mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı % 9.1’den %9.5’e yükseldi. Mevsimsellikten arındırılmamış işsizlik oranı ise bir önceki yılın Mart ayında %8.1 seviyesindeyken % 8.8’e yükseldi. Genç işsizlik oranı ise %15.8 seviyesine çıktı (Mayıs 2013: %15.0). ● Önümüzdeki dönemde, Merkez Bankasının faiz indirimlerinin bir miktar olumlu etkisi olsa da , yavaşlayan sanayi üretimi bağlı olarak istihdam piyasası koşullarında toparlanma çok olası gözükmüyor. 3 18 Ağustos 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Haftalık ve Aylık Getiri Finansal Göstergeler Para Piyasaları Türkiye hisse senedi piyasası diğer gelişmekte olan ülke piyasalarından negatif ayrıştı H. Senedi Piyasaları Libor faizlerindeki yükseliş son buldu Artan risk iştahıyla hisse senedi endeksleri yükseliş eğiliminde Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 4 18 Ağustos 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Tahvil Piyasaları Finansal Göstergeler Döviz Piyasaları Gösterge tahvil getirisi yurtiçi belirsizliklerle %9.3 seviyesinde kalmaya devam ediyor Emtia Piyasaları Kur tarafında gelişmekte olan ülke para birimleri değer kazanma eğiliminde Jeopolitik endişelerin azalmasıyla, VIX endeksi 12’li seviyelere geriledi Not: Tüm veriler raporun çıktığı Cuma günü saat 12:00 itibarı ile güncellenmiştir. 5 18 Ağustos 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji Ekonomik Büyüme Nasıl Seyredecek ? Sanayi Üretim Endeksi Son dört çeyrekte ekonomik büyüme %4.3-%4.5 bandında ve 25% %5’lik potansiyeline yakın bir performans gösteriyor. Özellikle büyüme endikatörlerinin GOÜ ve GÜ’lerde potansiyelinin altın- 15% da kalmaya devam ettiği bir ortamda Türkiye’nin son 4 çeyrekteki büyüme performansının bu şekilde seyretmesi olumlu bir 5% gelişme. Fakat bu performansın aşağıdaki nedenlerle aynı -5% şekilde devam etmesi çok olası gözükmüyor. Aylık %4.1% %1.4 Yıllık Birincisi, sanayi üretimi yavaşlıyor. Haziran’da sanayi üreti- -15% mindeki %1.4’lük büyüme son 10 ayın en düşük değerine işaret ediyor (yandaki grafik). Benzer şekilde çeyreklik büyümele- -25% re bakıldığında bu yılın 2. çeyreğindeki %2.5’luk büyüme 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2013’un ilk çeyreği sonrasındaki en düşük performansa işaret ediyor. Yandaki grafikte görülebileceği üzere sanayi üretimi ile Ekonomik Büyüme ve Sanayi Üretimi 20.0% ekonomik büyüme arasında güçlü bir paralellik var ve bu ikinci 17.5% çeyrekte büyümenin %3’ün altına gerileyeceğine işaret ediyor. 15.0% Sanayi Üretimi 12.5% İkincisi, öncü büyüme verilerinden iyi sinyaller gelmiyor. Satın alma yöneticileri endeksi olarak bilinen ve global kuruluşlar tarafından hesaplanan PMI endeksi son 3 yılın en düşük seviyesine geriledi. Endekste 50’nin altında yer alan değerler daralmaya; üzerindeki değerler ise büyümeye işaret ediyor. Türkiye’nin aksine hem global hem de GOÜ PMI endeksleri son bir yıllık süreçte 50 seviyesinin üzerinde. Türkiye’de PMI endeksi ile sanayi üretimi arasında da güçlü pozitif korelasyon var (0.77). Endeksin Temmuz ayında da aşağı yönlü trendinin devam etmesi, ekonomik aktivitenin ikinci çeyreğin ardından 3. çeyrekte de yavaşlama eğilimine devam edeceğine işaret ediyor…Elektrik üretimi (0.74 korelasyon), ara malı ithalatı (0.90 korelasyon), kayıtlı siparişler (0.92 korelasyon) ve otomotiv üretimi (0.75 korelasyon) gibi sanayi üretimi ile yüksek pozitif korelasyon gösteren diğer öncü göstergeler de ekonomik aktivitede yatay/hafif aşağı yönlü bir seyre işaret ediyor. Üçüncüsü, iç tüketim açısından belirleyici konumdaki banka kredilerinde faizlerdeki gerilemeye karşın “güçlü” bir hareketlenme yok. Son 13 haftalık artış ortalaması yıllıklandırıldığında %19’luk bir yıllık artış rakamına işaret ediyor (yandaki grafik). Mayıs başında %10’a kadar gerilemiş bu orandaki yükselişin arkasında hem faizlerin bir miktar gerilemesi, hem de piyasadaki volatilitenin azalması etkili oldu. Diğer taraftan tüketim açısından belirleyici konumdaki tüketici kredilerinde yıllıklandırılmış artış oranı %15’te. Dahası Merkez Bankası (MB) da yıl sonunda toplam kredilerde %15’lik; tüketici kredilerinde ise bunun da altında bir oran oluşmasını hedeflediğini açıkladı. (=toptan kredilerde de %15’in hafif üzeri bir artış oranı) Bu noktada kredi artışı ile ekonomik büyüme arasında yakın bir ilişki olduğunu; %32’lik kredi büyümesinin olduğu 2013’te % 4.0; %16’lık kredi büyümesinin olduğu 2012’de ise %2.2’lik büyüme oranları olduğunu hatırlamak gerekiyor. Diğer bir ifade ile %15 civarı bir kredi artış oranı ile ekonominin %4 civarı büyümesi çok olası gözükmüyor. 10.0% 7.5% 5.0% 2.5% 0.0% -2.5% -5.0% -7.5% -10.0% -12.5% -15.0% -17.5% -20.0% -22.5% -25.0% GSYH 1Q06 1Q07 1Q08 1Q09 1Q10 1Q11 1Ç12 1Ç13 1Ç14 Kredi Büyüme Oranı (13 Haftalık Ortalama, Yıllıklandırılmış, Kurdan Net) 50% Makro İhtiyati Sıkılaştırma 40% 30% 20% 10% %19 0% -10% -20% Ağu 08 6 Ağu 09 Ağu 10 Ağu 11 Ağu 12 Ağu 13 Ağu 14 18 Ağustos 2014 DenizBank Ekonomi Bülteni Makro Ekonomi & Strateji Dördüncüsü, Avrupa’daki ekonomik gidişatın ihracat performansı açısından soru işaretleri doğurması. Bu yılın başından itibaren AB ekonomisindeki toparlanma ile birlikte Türkiye’nin bölgeye ihracatı hızla toparlanmaya başladı ve bir ara % 48’e kadar gerilemiş olan toplam ihracatın içindeki Avrupa payı yeniden %53’e çıktı. Bu paralelde ilk çeyrekte ihracatın % 4.3’lük büyümeye katkısı 2.9 puan oldu ki bu büyümeye 2012’nin üçüncü çeyreğinden sonraki en güçlü katkıya işaret ediyor. Fakat son dönemde Avrupa ülkelerinin büyüme verilerinin birbiri ardına olumsuz sonuçlar vermesi ile birlikte gelecek aylara ilişkin ihracat performansı açısından soru işaretleri artıyor. Bölgenin büyüme motoru Almanya ekonomisi ikinci çeyrekte %0.2 daraldı. Bu Almanya’da iki yıl sonra görülen ilk daralma. Benzer şekilde İtalya da iki çeyrek üst üste küçülerek teknik olarak resesyona girdi. Sadece AB değil Türkiye’nin diğer önemli ihracat partnerlerinin olduğu Ortadoğu ve CIS gibi bölgelerde de son dönemde ortaya çıkmış olan jeopolitik sorunlar ihracat performansı açısından soru işaretlerini daha da arttırıyor. Beşincisi, kamu harcamalarının büyümeye katkısı son çeyreklerde uzun vadeli ortalamasının üzerine çıkmış durumda. Kamu harcamalarındaki bu artış bütçe performansına olumsuz yansıdı. Bu yıl (OVP ile uyumlu olsa bile) son dört senenin en yüksek bütçe açığı verilecek ve bütçe açığının ekonomiye oranı bizim beklentimize göre %2’ye ulaşacak (OVP hedefi de %1.9). Diğer taraftan büyümenin eskisi gibi güçlü olmadığı ve vergi gelirlerinin buna bağlı olarak düşük seyrettiği bir ortamda bütçe performansında ek bozulma olmadan kamu harcamalarının aynı şekilde devam etmesi çok olası gözükmüyor. Bunun da dış açığın yüksek seyretmeye devam ettiği mevcut konjonktürde yapılması çok mümkün olmayabilir. Kısaca kamu harcamalarının büyümeye katkısı bundan sonraki çeyreklerde azalabilir. Özetle, ilk çeyrekteki %4.3’lük performansın ardından büyümenin ikinci çeyrekte %3’ün altına gerilemesi; kalan çeyreklerde de bu şekilde seyrini sürdüreceği anlaşılıyor. Buna paralel geçen yıl sonunda %4.0 olan büyümenin bu yılın sonunda (global finansal koşullar pozitif seyretmeye devam edecek senaryosu altında) %3.2’ye gerilemesini bekliyoruz. Büyümedeki bu yavaşlama MB’sına –yüksek enflasyon seyrine karşın– bu yılın sonuna kadar olan dönemde birkaç ölçülü faiz indirimi için fırsat verebilir. 7