T.C. BİLECİK VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ÜLKEMİZDEKİ AFET RİSKİ: Ülkemiz, Dünya’nın en aktif deprem bölgelerinden birisinde yer almaktadır. Ülkemizde depreme yol açan yaklaşık 15.000 km’si ana aks olmak üzere, toplam 24500 km. uzunluğunda canlı fay hattı bulunmaktadır. Nüfusumuzun % 98’i deprem açısından tehlikeli bölgede yaşamaktadır. 1903 yılından günümüze, topraklarımızda hasar doğuran 130 depremde 100 bin can kaybı olmuş ve yaklaşık 2 milyon ev kaybedilmiştir. Son yaşanan Van depremlerinde yıkılan veya ağır hasar gören konut sayısı yaklaşık 30.000’dir. Son yüzyılda yaşanan depremlerde ortalama her yıl milli gelirin %1’i kaybedilmiştir. Örneğin, 1999 yılında meydana gelen Gölcük ve Düzce depremlerinde milli gelirimizin %10-15’i birkaç dakika içinde yok olmuştur. Ayrıca, sel, çığ vb. diğer afetlerde birçok can ve mal kaybı yaşanmıştır. Bütün bu veriler karşısında, Ülkemizde “afet riski”nin olmadığını, söylemek mümkün değildir. Afet riskleri ile birlikte çarpık yapılaşma da kentlerimizin en önemli sorunlarından biridir. 6306 SAYILI KANUN VE AFET: Şehirlerimiz ve yapılarımız ile ilgili tüm bu sorunlara çözüm olarak, ülkemizde afete dayanıksız riskli yapıların yıkılarak yerine yeni yapılar yapılmasına yönelik olarak 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun” hazırlanmıştır. 6306 Sayılı Kanun ile; -Riskli yapıların kullanıcılarının hak kaybına uğramadan yıkılması temeline dayanmaktadır. -Vatandaşların bu dönüşümü kendilerinin yapmasını destekleyici kredi, yardım vb. uygulamalar düzenlenmiştir. -Bu şekilde ülkemizde afet odaklı bir kentsel dönüşüm hareketi başlatılmıştır. 6306 Sayılı Kanun, “yara sarma anlayışı yerine yara almama anlayışının” bir ürünüdür. İnsanların birinci derecede hakkı olan yaşama hakkının korunmasını amaçlayan bu yasanın etkin uygulanabilmesi için toplumun her kesiminin işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu sebeple Yasa'nın içeriği hakkında vatandaşımızın da bilgi sahibi olması, Yasa'nın etkin olarak uygulanmasının sağlanması açısından çok önemlidir. Dolayısıyla Yasa'nın amacı ve içeriğinin anlatılması ve anlaşılmasının önemi büyüktür. KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN AMACI: Kentsel dönüşümün amacı; -Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan riskli alanların belirlenmesi, -Ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma veya ağır hasar görme riskli yapıların belirlenmesi, -Belirlenen bu riskli yapılar ve riskli alanlar dikkate alınarak, olası afet risklerinden arındırılmış, daha sağlıklı ve güvenilir alanlarda yeni modern kentlerin oluşturulması, kentsel dönüşümün amacıdır. T.C. BİLECİK VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Bu durumda karşımıza kentsel dönüşüm sürecinin başlamasına sebep olan iki önemli kavram çıkmaktadır. Bunlar riskli alan ve riskli yapı kavramlarıdır. Bu sürecin devamında karşımıza çıkan bir diğer kavram ise rezerv yapı alanı kavramıdır. RİSKLİ ALAN NEDİR VE İLİMİZDE RİSKLİ ALAN BELİRLEME ÇALIŞMASI YAPAN BELEDİYELER HANGİLERİDİR: -Zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, -Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen -Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanlar riskli alanlar olarak belirlenecektir. Riskli alanlarla ilgili, yeniden yapılacak ıslah imar planlarına göre yapılaşmaya yön verilecektir. İlimizdeki Riskli Alanların belirlenmesine yönelik yapılan hazırlık çalışmaları tamamlanmış ve konuyla ilgili gerekli tüm bilgi ve belgeler Bakanlığımıza ulaştırılmıştır. Bu kapsamda, İl Özel İdaresi ile İlimizdeki tüm Belediye Başkanlıklarından görüşler toplanmış ve Bakanlığa bildirilmiştir. 6306 Sayılı Kanun kapsamında İl Genelinde Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı olarak belirleme çalışması başlatan 1 adet Belediyemiz bulunmakta olup, bu Belediye Bozüyük Belediyesidir. RİSKLİ YAPI NEDİR VE TESPİTİ NASIL OLUR: Riskli yapı; -Riskli alan içinde veya dışında olup ekonomik ömrünü tamamlamış olan -Ya da yıkılma veya ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapı riskli yapıdır. Vatandaşımızın binası zaten güçlendirilebiliyorsa veya güçlendirilmişse riskli bina sınıfından çıkmış olur. Dolayısıyla Kanuna göre, güçlendirilmesi mümkün olmayan, insan hayatı için tehlike arz eden binalar riskli binalar olup, bu binaların yıkılması hedeflenmektedir. 6306 Sayılı Kanunda öncelikle gönüllülük ilkesi vardır. Bu çerçevede vatandaşlar yapılarının riskli olup olmadığını, Bakanlıkça yetki verilen kurum ve kuruluşlara tespit ettirebilirler. Bu aşamada herhangi bir çoğunluk aranmaz. Maliklerden birinin veya kanuni temsilcisinin müracaatı ile bu tespit yapılabilir. İlimizdeki riskli yapı tespitinde yetki verilen kurum ve kuruluşlara ait bilgiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait internet sitesinden ulaşmak mümkündür. Yapılan tespitler neticesinde Riskli olduğu tespit edilen yapılar, tespiti yapanlar tarafından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne bildirilir. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri raporları inceler, raporlarda eksik veyahut yanlış hususların bulunması halinde raporlar ilgilisine iade edilir, diğer raporlar ise ilgili Tapu Müdürlüğüne bildirilir. 6306 sayılı Kanun uyarınca anlaşma ile tahliye edilen riskli yapıların maliklerine; -Mümkün olması hâlinde geçici konut veya işyeri tahsisi, -Mümkün olmaması hâlinde ise, kira yardımı yapılabilmektedir. T.C. BİLECİK VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Bilecik ilinde,6306 sayılı kanun kapsamında riskli yapı çalışmaları 14.11.2013 tarihi itibarı ile yapılan çalışmalarımız; BAŞVURU SAYISI TOPLAM KONUT BİRİM ADEDİ TOPLAM İŞYERİ BİRİM ADEDİ TOPLAM BİRİM ADEDİ KİRA YARDIMI TALEP EDEN MALİK SAYISI KİRA YARDIMI YAPILAN MALİK SAYISI 54 107 12 119 1 1 YIKIM SÜRECİ VE KONTROLU: Riskli bina demek can ve mal güvenliği olmayan, herhangi bir afette vatandaşlarımıza mezar olacak bina demektir. Bu tür binalarda vatandaşlarımızın artık oturmasını istemiyoruz. Bu sebeple riskli binaların tahliyesi ve yıkım işleminin tamamlanması ve bu sürecin takibi önemlidir. Yıkım süreci: -Riskli yapıların altmış günlük süre içinde maliklerince yıktırılıp yıktırılmadığı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce mahallinde kontrol edilir. -Riskli yapı, malik tarafından yıktırılmamış ise, yapının idarî makamlarca yıktırılacağı belirtilerek ve otuz günden az olmak üzere ek süre verilerek tebligatta bulunulur. -30 Günlük bu süre sonunda da riskli yapıların maliklerince yıktırılmaması halinde, riskli yapıların yıktırma işlemleri mahallî idarelerin de iştiraki ile mülki amirler tarafından yapılır veya yaptırılır. YIKIM SONRASI UYGULAMA-NİTELİKLİ ÇOĞUNLUĞUN SAĞLANMASI: Kanunda, riskli binanın yıkılmasından sonra arsa hâline gelen parsellerin değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki (2/3) çoğunluğu ile karar verileceği öngörülmüştür. Üçte iki çoğunluk ile alınan karara katılmayan maliklerin arsa payları, rayiç değeri üzerinden diğer paydaşlarca veya Bakanlıkça satın alınacaktır.Bu sebeple, bu paydaşların mağduriyetleri söz konusu olmayacaktır. Hak sahipleri TOKİ ya da müteahhitle anlaşarak konut sahibi olabilecektir. Bu uygulamalarda üçte iki çoğunluğa dahil olsun ya da olmasın vatandaşın haklarının korunması ve mağdur edilmemesi esastır. Öncelikle belirtilmelidir ki; 6306 sayılı Kanun kapsamında vatandaşın evinin zorla yıkılması gibi bir durum söz konusu olmayıp, can güvenliği bakımından riskli olduğu teknik verilere göre tespit edilen yapıların yıkılarak yerlerine sağlıklı ve güvenli konutların yapılması söz konusudur. 6306 sayılı Kanun’un özünde, en önemli insan hakkı olan “yaşama hakkı”nı güvence altına almak vardır. Kanun kapsamında “yaşama hakkını” temin için “mülkiyet hakkına” müdahale edilmesi gerekmekte ise de, “yaşama hakkı”nın “mülkiyet hakkı”ndan önce geldiği tartışmasızdır. REZERV YAPI ALANI NEDİR: Bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye T.C. BİLECİK VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen alanlar Rezerv Yapı Alanı olarak tarif edilmiştir. KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TARAFLARI KİMLERDİR: -Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, -Valilik (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü), -İlgili idare; “Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri, bu sınırlar dışında il özel idareleri, büyükşehirlerde büyükşehir belediyeleri ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyeleri, -TOKİ -Müteahhit -Riskli yapı tespit etme yetkisi olan kurumlar (Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yetki alan; üniversiteler, yapı denetimi kuruluşları ile lisanslandırılan kurum kuruluş ve şirketler) -Yapı malikleri ve kiracılar Kanunun uygulanması sırasındaki taraflardır. KENTSEL DÖNÜŞÜMDE FİNANSAL DESTEKLER: FAİZ DESTEĞİ: Kanun kapsamında kredi kullanacak gerçek veya tüzel kişilerin bankalardan kullanacağı kredilere; Devlet tarafından faiz desteği verilebilecektir. Faiz desteği, Bakanlığın protokol imzaladığı bankalardan alınan kredilerde sağlanacaktır. Anlaşma yapılan bankaların hangi bankalar olduğu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının internet sitesinden öğrenilebilmektedir. Hak sahipleri tarafından geri ödemesi gerçekleştirilmeyen krediler için faiz desteği ödemeleri durdurulur. Bakanlığın yapacağı faiz desteği oranları ve geri ödeme koşulları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Kanun kapsamında riskli yapıların tespiti için vatandaşa uygun ödeme koşullarında kredi verilebilecektir. Ayrıca yıkım için de kredi yardımı yapılabilecektir. KİRA YARDIMI: Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapılar ile uygulama alanı dışındaki riskli yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine veya ilgili kurumca belirlenecek tarihe kadar, mümkün olması hâlinde geçici konut veya işyeri tahsisi, mümkün olmaması hâlinde ise, Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilecektir. Kira yardımı aylık 400 Türk Lirasını, yardım süresi ise, 18 ayı geçemeyecektir. T.C. BİLECİK VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Yapılacak kira yardımının ilk beş aya kadar olan kısmı, taşınma masrafları da dikkate alınarak peşin olarak ödenebilecektir. Yapılarda kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, Bakanlıkça belirlenecek oranda defaten kira yardımı yapılabilecektir. Aynı kişiye hem kira yardımı ve hem de faiz desteği yapılamaz. Kira yardımından faydalananlar faiz desteğinden, faiz desteğinden faydalananlar ise kira yardımından faydalanamaz. ALINMAMASI GEREKEN HARÇLAR: İlgili kurum veya gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden muaftır. Riskli alanlarda gerçek kişiler veya özel hukuk tüzel kişilerince, İlgili kurum adına değil de kendi adlarına uygulamada bulunulması halinde, riskli alanlardaki yapıların mevcut alanları için daha önce belediyelerce alınan harç ve ücretlere ilave olarak, sadece kullanım maksadı değişiklikleri ile yapı alanındaki artışlar için hesaplanan harç ve ücret farkları alınır. Uygulama alanındaki mevcut yapıların İmar Mevzuatına uygun olup olmadığına bakılmaksızın, (a) ve (b) bentlerinde belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır. Alınmaması gereken harç, vergi ve ücretler şunlardır. 1) 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 38 inci maddesi uyarınca alınan noter harçları. 2) Harçlar Kanununun 57 nci maddesi (4 sayılı tarife) uyarınca alınan tapu ve kadastro harçları. 3) 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 79 uncu, 80 inci, 84 üncü ve Ek 1 inci maddesi uyarınca belediyelerce alınan harçlar. 4) 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu uyarınca damga vergisine tâbi kâğıtlar sebebiyle alınan damga vergisi. 5) 8/6/1959 tarihli ve 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu uyarınca alınan veraset ve intikal vergisi. 6) Kurum ve kuruluşlarca döner sermaye ücreti adı altında alınan bütün ücretler; Belediye Gelirleri Kanununun 86 ncı, 87 nci, 88 inci ve 97 nci maddeleri ile 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununun 21 inci ve 23 üncü maddeleri uyarınca alınan her türlü ücret ve riskli olarak tespit edilen binaya ilişkin olarak 1/7/1993 tarihli ve 21624 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Otopark Yönetmeliği uyarınca alınanlar da dahil olmak üzere, belediye meclisi kararı ile belirlenen ve alınan her türlü ücret. 7) Kullandırılacak kredilerden dolayı lehe alınacak paralar sebebiyle 13/7/1956 tarihli ve 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu uyarınca alınması gereken banka ve sigorta muameleleri vergisi.” T.C. BİLECİK VALİLİĞİ Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü SONUÇ OLARAK... Tüm bu bahsedilenlerden anlaşılacağı üzere 6306 Sayılı Kanun, vatandaşlarımızın hak kaybına uğramaması ve mağdur olmaması temelinde gönüllülük esasına dayalı, insanın yaşama hakkını önde gören, afet odaklı bir kentsel dönüşüm hareketinin uygulamasıdır. Afetlerde en güvenli yerin yaşadığımız evler olması için, dünya standartlarında, kaliteli marka şehirlerde yaşayabilmemiz için bu Yasa’nın uygulanması ve halkımızın bu konudaki işbirliği çok önemlidir. Bugün itibariyle ülkemizin konut stoğunun yaklaşık 6,5 milyonu riskli yapı olarak değerlendirilmekte olup yıkılması gerekmektedir. Bu sebeple bu dönüşüm hareketinde zamana karşı da yarışmaktayız. 2013 yılı içinde ülkemizde ikiyüzbin konutun bu kapsamda yıkılması ön görülmektedir. Kamu binalarının dönüşümü ise Devlet tarafından yapılacaktır. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzde bu Yasanın uygulanması hususunda gerekli organizasyon yapılmış olup, vatandaşlarımız bu Yasa hakkında her konuda İl Müdürlüğümüze başvurup gerekli yardım, destek ve bilgiyi alabileceklerdir. Ayrıca konu hakkındaki sorulara ALO 181 hattından cevap alınabilir. Depremlerde evi yıkılan ya da yıkımların altında kalan vatandaşlarımızın yaşadığı ve yaşattığı acıları tekrar yaşamaktansa, depremin yıkacağı binaları şimdi bizim yıkmamız hayati önemdedir. Tek amaç insanımızı hakettiği kaliteli marka şehirlerde yaşatmak, afetlerde yaşanılan acıların tekrar yaşanmamasını sağlamaktır. Bakanlığımızın misyonu ve vizyonu doğrultusunda yaşanabilir çevre ve marka şehirler oluşturulması azmi ve gayretiyle Kamuoyuna saygılarımla duyurulur. Selahattin VARAN Çevre ve Şehircilik İl Müdürü