BETA MİKROBU Beta; Beta Mikrobu; Beta Hastalığı;A Gurubu Beta Hemolitik Streptokok Enfeksiyonu; GABHS; Beta enfeksiyonu basit bir soğuk algınlığı gibi başlar fakat kalıcı kalp hastalıklarının, böbrek yetmezliklerinin ve eklem hastalıklarının en önemli sebebidir. Beta enfeksiyonu laboratuvar testleriyle kolayca teşhis edilebilir. A gurubu Beta Hemolitik Streptokok (halk arasındaki adıyla Beta mikrobu ) doğada yaygın olarak bulunan bir mikroptur. Beta enfeksiyonu basit bir boğaz enfeksiyonu gibi başlasa da kalp, beyin, böbrekler ve eklemler de kalıcı hasarlar yapan çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Beta mikrobu nasıl bulaşır? Beta mikrobu kişiden kişiye bulaşır. Bulaşma genellikle çocuklar arasında oyunlar sırasında temas ile, öpüşme ile yada gıdalar aracılığıyla olur. Kreş, yuva, okul gibi kalabalık ortamlar bulaşmayı kolaylaştırır. Beta mikrobu hangi hastalıklara neden olur ? A Gurubu Beta Hemolitik Streptokoklar Boğaz enfeksiyonlarına ( Farenjit ) Romatizmal ateş ( kalp kapakları, böbrek yetmezliği, eklem hasarı ve beyin tutulumuyla seyreden sistemik hastalık ) Kızıl hastalığına ( farenjit ile beraber döküntü ) Yara ve cilt enfeksiyonlarına ( Sellülit, Lenfanjit, Piyodermi ) İnvaziv Beta enfeksiyonuna ( Kas ve derin dokulara kadar ilerleyen şiddetli enfeksiyon, bakteriyemi, toksik şok ) neden olur. Beta enfeksiyonu ve taşıyıcılığı nasıl tespit edilir? Beta mikrobu insanların boğazında hastalık yapmadan uzun süre bulunabilir. Bu kişiler taşıyıcıdır. Taşıyıcılık ve beta anjini boğaz kültürü ve hızlı beta testiyle tespit edilebilir. Beta enfeksiyonu aile içinde ya da okullarda kişiden kişiye atlayabilir, çocuklarda sık ve tekrarlayan anjin ve farenjite neden olabilir. Bu nedenle hastalık şikayeti olmasa bile aile bireylerinin veya okul mevcudunun beta taşıyıcılığı yönünden taranması gerekebilir. ANOREKSİYA NERVOSA Nevrotik iştahsızlık; Yeme bozukluğu; Anoreksi; Anoreksi bir yeme bozukluğudur. Kişilerin aşırı kilolu olduklarına yönelik takıntıları sonucu ortaya çıkan iştahsızlık ve egzersiz yapma durumudur. İdeal vücut ağırlığının %85 ve altında olmasına rağmen kendini kilolu sayan herkes anoreksiya nervosa kabul edilir. Hastalık ciddi rahatsızlıklara ve ölüme neden olabilir. Anoreksiya nervosa neden olur? Anoreksiyanın sebebi bilinmemektedir. Genetik meyil ve çevresel faktörler hastalığın ortaya çıkışında rol oynar. Kişinin kendi vücudu hakkındaki algısı bozulur ve kendini sürekli olarak kilolu görür. Anoreksiya nervosa hastalığı için risk faktörleri nelerdir? Hastalık aşağıdaki durumlarda daha sık ortaya çıkmaktadır: Bayanlar, Adolesan dönemi ve erken gençlik dönemi, Kendine güveni olmayan kişiler, Çaresizlik duygusu içinde olanlar, Mükemmeliyetçi olanlar, Şişmanlık korkusu olanlar, Aile tarafından zayıflama baskısı olanlar, Aşırı koruyucu, sert, çatışma içinde olan aile çocukları, Ailesinde yeme bozukluğu olan kişiler, Duygusal stres içinde olan kişiler, Depresyon, anksiyete gibi psikolojik rahatsızlık çeken kişiler, Kişilik bozuklukları olanlar, Zayıflığı ve inceliği vurgulayan sosyal eğilim ve moda trendlerine karşı duyarlı olmak, Anoreksiya nervosa ne şikayete neden olur? Hastalık sinsi seyirlidir. Hasta ideal kilosunun % 85 i ve altına inmesine rağmen kendini halen aşırı kilolu görür ve bu amaçla diyet ve egzersiz yapar. Hastada görülen bulgu ve şikayetler: Kilo kaybı, Kalorili, yağlı gıdalardan korku derecesinde çekinme, Kilo kaybına rağmen diyet yapma, Kilo almaktan aşırı korkmak, Aksi yöndeki bütün bulgulara rağmen vücut algısında bozukluk, kendini dismorphia), kilolu olarak görme ( body Aşırı egzersiz yapmak, Vücut kilosu ve şekli konusunda algı bozukluğu, kendini şişman ve kilolu algılamak, El ve ayaklarda üşüme, Yiyeceklerden tiksinti duymak, Saç dökülmesi, vücutta kıllanma, Aşırı halsizlik, yorgunluk, bayılma atakları, Kabızlık, Depresyon ve / veya anksiyete, Çarpıntı en sık görülen şikayetlerdir. Tedavi edilmeyen anoreksiya nervosa ciddi yan etkilere yol açar özellikle adet kesilmesi ( amenore ), kemik erimesi ( osteoporoz ), ve kalpte ritim bozuklukları ( aritmi ) sık görülür. Kardiyak problemler ölüme neden olabilir. Anoreksiya nervosa teşhisi nasıl konur? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları ile teşhis koymak mümkündür. Muayene ve laboratuar testleri ile kesin teşhis konur. Muayenede aşağıdaki bulgular dikkat çeker: Vücut yağ dokusunun kaybı, Kas dokusunda azalma, Kalp ritim bozuklukları ve kalp ritminde yavaşlama, Tansiyon düşüklüğü, Ayağa kaktığnda tansiyonda belirgin düşme, Kemik yoğunluğuna azalma, Yavaşlamış metabolizma belirtileri en göze batan bulgulardır. Anoreksiya nervosa tedavisi: Anoreksiya tedavisi hastayı sağlıklı olabileceği kilosuna getirmek ve orada tutmaktır. Hastanın sağlıklı olabileceği kilo ideal kilosunun % 85 i dir. Bu amaçla hastanın aldığı kalori miktarı azar azar artırılır. Bu amaca aşağıdaki gibi bir dizi girişim ile ulaşılmaya çalışılır. A- Nutrisyonel konsültasyon ( diyetisyen konsültasyonu): Diyetisyen sağlıklı beslenmenin bileşenleri hakkında bilgi verir. Ulaşılmak istenen kilo hedefleri konusunda yardımcı olur. Bu hedefe ulaşmada beslenme öğeleri ve öğünler konusunda pratik yaklaşımlar çizer. B- Kognitif davranış psikolojisi tedavisi: Davranış psikolojisi tedavisi sağlıklı ve realistik vücut algısı sağlamaya yardımcı olur. Hastanın kendi vücudu, diyet ve egzersiz konusunda yeni bakış açısı geliştirmesini sağlamaya çalışır. C- Birebir tedavi: kişilerin endişeleri ve algıları ile başa çıkmasına yardımcı olmak için yapılan psikoterapidir. D- Aile tedavisi: yeme bozukluklarının atında büyük oranda aile bulunmaktadır. Birçok anoreksiya hastası aile tedavisi olmadan davranışını düzetemez. Bu nedenle ailenin tamamen tedaviye alınması gerekebilir. Ailenin ısrarcı davranışı, aşırı koruyucu davranışı, aile içi çelişki ve çatışmalar dindirilmeden hastanın tedavisi çoğu zaman başarısız olur. Anoreksiya nervosa hastalarının aileleri bu hastalığın sebebini, seyrini, aile davranışının bu hastalıktaki yerine ve tedavisini anlamalıdır. E- Antidepresan tedavi: Antidepresan ilaçların tek başına kullanımı pek bir sonuç vermez. Ancak bazı durumlarda anoreksiya hastaları psikoterapi ile birlikte antidepresan ilaç tedavisinden çok fayda görürler. Özellikle selektif serotonin geri alım inhibitörü antidepresan ilaçlar kullanılır. F- Kemik erimesi ve metabolik takviye: özellikle kemik erimelerini durdurmak amacıyla tedaviye kalsiyum ve mineraller eklenmeli, hormon eksiklikleri takviye edilmelidir. G- Hastaneye yatma: a. Eğer ideal vücut kilosunun % 25 ila % 30 u kaybedildi ise, b. Ciddi kalp rahatsızlıkları ve ritim bozuklukları varsa, c. Ciddi fiziksel hastalık bulguları varsa, d. Ciddi psikolojik rahatsızlık bulguları varsa hasta hastaneye yatırılmalıdır. Anoreksiya nervosa erken teşhis ve tedavisi başarılı sonuçlar vermektedir. Geç kalınan vakalar ciddi komplikasyonlara ve ölüme neden olabilir. anoreksiya nervosa dan bilinen bir korunma yolu yoktur. Referanslar: 1. National Association of Anorexia Nervosa and Associated Disorders http://www.anad.org/ 2. National Eating Disorders Association http://www.nationaleatingdisorders.org/ 3. Canadian Mental Health Association http://www.ontario.cmha.ca/ 4. National Eating Disorder Information Center http://www.nedic.ca/ 5. Anorexia nervosa. National Eating Disorders Association website. Available at: http://www.nationaleatingdisorders.org/p.asp?WebPage_ID=286 . Accessed June 19, 2008. 6. Anorexia nervosa. National Women’s Health Information Center website. Available at: http://www.womenshealth.gov/faq/easyread/anorexia-etr.htm . Accessed June 19, 2008. 7. Beers MH, Fletcher AJ, et al. The Merck Manual of Medical Information—Home Edition . 2nd ed. Whitehouse Station, NJ: Simon and Schuster, Inc; 2003. 8. Casper RC. How useful are pharmacological treatments in eating disorders? Psychopharmacol Bulletin . 2002;36:88-104. 9. Ferri F, ed. Ferri’s Clinical Advisor 2010. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2009. 10. Goldman L, Ausiello D, eds. Cecil Textbook of Internal Medicine. 23rd ed. Philadelphia, PA: Saunders; 2008. 11. Jacobson JL, Jacobson AM. Psychiatric Secrets. 2nd ed. Philadelphia, PA: Hanley & Belfus; 2001. 12. Lenders JW, Eisenhofer G, Mannelli M, et al. Phaeochromocytoma. Lancet . 2005;20-26,665-675. 13. Lock J, le Grange D, Dare C, et al. Treatment Manual for Anorexia Nervosa . New York, NY: Guilford Press; 2000. 14. Noble J, Green H. Textbook of Primary Care Medicine. 3rd ed. St. Louis, MO: Mosby; 1996. 15. Rakel R. Textbook of Family Medicine. 7th ed. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2007. 16. Rakel RE, Bope ET, Conn H. Conn’s Current Therapy. Philadelphia, PA: Saunders Elsevier; 2009. 17. Stern TA. Massachusetts General Hospital Comprehensive Clinical Psychiatry. Philadelphia, PA: Mosby Elsevier; 2008. AMİLOİDOZ Amiloid; Primer Amiloidoz; Sekonder Amiloidoz; Herediter Amiloidoz Amiloidoz nadir görülen bir gurup hastalığın sonucudur. Amiloid adı verilen protein in dokularda birikmesi ve metabolizmayı bozmasıdır. Amiloid proteini vücut dokuları ve organları tarafından üretilir ancak atılamaz ve dokularda birikerek dokuların fonksiyonunu bozar. Üç tip amiloidoz vardır: Primer amiloidoz: akciğer, kalp, deri, dil, tiroid bezi, iç organlar, karaciğer, böbrek ve damarlarda birikir, Sekonder amiloidoz: dalak, böbrek, karaciğer, böbrek üstü bezleri ve lenf bezlerinde birikir, Herediter amiloidoz: sinirler, kalp, kan damarları ve böbreklerde birikir. Amiloid birikmesi doku ve organların çalışmasını bozar. Amiloid birikmesine sebep olan hastalıklar ise amiloidozun tipine göre değişir: Primer amiloidoz: biriken amiloid proteini antikor parçalarıdır ve kemik iliğini ilgilendiren hastalıkların sonucu olarak ortaya çıkar. ( örneğin Multipl Myeloma hastalığı gibi), Sekonder amiloidoz: kronik iltihabi hastalıklar ve romatizma gibi kronik İnflamatuar hastalıkların sonucunda ortaya çıkar, Herediter amiloidoz: amiloid gen mutasyonu sonucu ortaya çıkar, aileseldir. Amiloidoz kimlerde görülür? Primer amiloidoz: Erkeklerde daha sık görülür, 40 yaş üstünde görülür, En sık Multipl Myeloma gibi kemik iliğini ilgilendiren hastalıklarda görülür. Sekonder amiloidoz: Erkeklerde daha sık görülür, 40 yaş üstünde görülür, Kronik iltihabi hastalıklar ve romatizmal hastalıklarda ortaya çıkar, en sık; Tüberküloz, Romatoid artrit, Osteomyelit, Akdeniz ateşi, Hemodiyaliz hastaları, Aile öyküsü bulunabilir, Herediter amiloidoz: Etnik özellik taşır: Portekizli, İsveçli, Japon vb. Akdeniz ateşi olanlarda görülür. Amiloidoz ne şikayete neden olur? Amiloid biriktiği dokuya göre şikayete sebep olur. Böbrek te birikim böbrek yetmezliğine yol açar, kalpte birikim kalp yetmezliğine yol açar ancak tüm amiloidoz formlarının ortak şikayetleri ise: Halsizlik, Kilo kaybı, Karaciğerde büyüme, Dalakta büyüme, Kalp yetmezliği dir. Hastalığın ilerlemesi ve organ tutulumları bu şikayetlerin üstüne eklenir. Böbrekte birikim böbrek yetmezliğine, Ciltte birikim kolay zedelenme, purpura tarzında döküntüye, Lenfatik sistemde birikmesi lenf bezlerinin büyümesi ve lenf ödeme, Endokrin sistemde birikmesi tiroid bezinin ve böbrek üstü bezinin büyümesine, Sindirim sisteminde birikmesi Yutma güçlüğü, Dilde büyüme, Karaciğer büyümesi, İshal, Barsak tıkanıklıkları, Beslenme bozukluğu, Renksiz açık renkli dışkılamaya neden olur. Nörolojik sistemde birikmesi: Demans, El ve ayaklarda karıncalanma, uyuşma, güçsüzlük, El bileği sinirlerinin şişmesi ve Karpal Tunel sendromuna yol açar, Kalp damar sisteminde birikmesi: Dokularda sıvı birikmesi ve ödeme, Kalp ritminin bozulmasına ( aritmi), Kalp büyümesine, Kalp yetmezliğine, Ani ölüme, Solunum sıkıntısına neden olur. Amiloidoz teşhisi nasıl konur? Amiloidoz teşhisi koymak zordur çünkü bu şikayetler çok uzun zaman içinde gelişir. Son dönemde ise amiloidoz teşhis edilse de tedavi şansı çok azalır. Bu nedenle erken teşhis önemlidir. Hastanın şikayetleri teşhis koymaya yardımcı olur. Amiloidoz düşünülen hastada aşağıdaki testler yapılır: Böbrek fonksiyon testleri: erken dönemde amiloidoz teşhisi için en önemli testtir. İdrarda fazla protein çıkması amiloidoz düşündürür. Protein elektroforezi: fazla protein ve bunun kaynağının tespit edilmesinde çok önemli bir testtir. Biyopsi: doku biyopsisi teşhise yardımcı olur, EKG: kalp elektrosu kalp yetmezliği ve ritm bozukluğunu gösterir, sebebini göstermez, Ekokardiyografi: kalp detayını görüntülü olarak gösterir. Amiloidoz düşündürecek bulguların tespitinde önemlidir. Amiloidoz tedavisi: Amiloidoz un kesin tedavisi yoktur. Amaç altta yatan hastalığın tespiti ve tedavisidir. Altta yatan hastalığın tedavisi ile amiloidoz ilerlemesi durdurulur. Kemoterapi: kemoterapi ile amiloidin üretimi ve birikimi kontrol altına alınmaya çalışılır: Sekonder amiloidozda agresif tedaviler ile altta yatan İnflamatuar hastalıklar durdurulmaya çalışılır. Kök hücre tedavisi: hasta olan hücrelerin yerine kök hücre yerleştirmek Primer ve herediter amiloidoz tedavisinde kullanılmaktadır. Organ transplantasyonu: amiloidoz nedeni ile fonksiyonu bozulan organ yerine sağlan organ naklidir. Özellikle böbrek amiloidozu sonucu gelişen böbrek yetmezliğinin tedavisinde böbrek nakli tek çözümdür. Splenektomi: dalağın alınmasıdır. Amiloid madde üretimini azaltmak amacıyla dalağın alınmasıdır. Primer ve sekonder amiloidoz tedavisinde yapılabilir. Tüm amiloid formları için kullanılan ortak ilaçlar ise : Diüretikler: fazla suyu atmak amacıyla kullanılır, Steroid ilaçlar: amiloid üretimini azaltmak için kullanılır, Diyet değişiklikleri: organ tutulumuna göre diyet ayarlaması yapılmalıdır, Ağrı kesici ilaçlar gerektiği zaman kullanılmalıdır. AMİLOİDOZ HİÇBİR SEBEBE BAĞLI OLMADAN YADA BİRÇOK HASTALIĞIN SONUCU OLARAK ORTAYA ÇIKABİLİR. BİRÇOK ORGANIN FONKSİYONUNU VE ÇALIŞMASINI BOZARAK ÖLÜME YOL AÇAR. ERKEN TEŞHİS AMİLOİDOZU DURDURMANIN EN ETKİLİ YOLUDUR. Referanslar: 1. Amyloidosis Support Groups http://www.amyloidosissupport.com/ 2. Amyloidosis Support Network http://www.amyloidosis.org/ 3. Canadian Organization for Rare Disorders http://www.raredisorders.ca/ 4. The Kidney Foundation of Canada http://www.kidney.ab.ca/ 5. Amyloidosis. Amyloidosis Support Network. Available at: http://www.amyloidosis.org/ . 6. Dambro MR. Griffith’s 5-Minute Clinical Consult. Philadelphia, PA: Lippincott Williams & Wilkins; 2001. 7. DynaMed Editorial Team. Amyloidosis. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated October 11, 2010. 8. Mayo Clinic. Amyloidosis. Mayo Clinic website. Available at: http://www.mayoclinic.com/health/amyloidosis/DS00431 . Updated July 8, 2010. 9. Merlini G, Bellotti V. Molecular mechanisms of amyloidosis. N Engl J Med. 2003; 349:583. 10. Special subjects amyloidosis. Merck Manual website. Available at: http://www.mercksource.com/pp/us/cns/cns_merckmanual_frameset. jsp . 11. Westermark P, Benson MD, Buxbaum JN, et al. Amyloid: toward terminology clarification. Report from the Nomenclature Committee of the International Society of Amyloidosis. Amyloid 2005; 12:1 ALZHEİMER Alzheimer Hastalığı; Azheimer’s disease; Alzheimer demans Alzheimer hastalığı beyin dokularını tahrip eden, hızlı ilerleyen ve bunamaya neden olan bir hastalıktır. Hastalar düşünme, karar verme, hatırlama kabiliyetlerini kaybederler. Demans: beyin fonksiyonlarının azalmasıdır. Yaşlanmaya ve birçok sebebe bağlı olarak ortaya çıkabilir. Alzheimer hastalığı hızlı ilerleyen, hafıza düşünme ve ruhsal durumu hızla bozan bir demans hastalığıdır. Hafıza kapasitesinin bozulması, konuşma güçlüğü, karar verme zorluğu, muhakeme ve kişilik bozulması hastalığın en çarpıcı özellikleridir. Alzheimer hastalığının sebebi nedir? Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Genetik ve çevresel etkilerin hastalığı başlattığı düşünülmektedir. İki mekanizma hastalıktan sorumlu tutulmaktadır. 1- Plaklar: beynin çeşitli bölgelerinde biriken amiloid maddesine bağlı olarak ortaya çıkan plaklar, 2- Sinir yumakları (Neurofibrillary tangles ): sinirler içinde kıvrılmış fibrirllere bağlı sinir yumaklarının oluşması hastalıktan sorumlu tutulmaktadır. Alzheimer Kimlerde görülür? Ailede Alzheimer hastalığı olması önemli bir risk faktörüdür. Kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Hastalık için risk faktörleri şunlardır: 65 yaş üstünde, Geçirilmiş kafa travması olanlarda, Düşük eğitim seviyeli kişilerde, Down sendromu olanlarda, Yakın akrabalar içinde Down sendromu olanlarda, 35 yaşından önce Down sendromlu bebeği olan kadınlarda, Sigara içenlerde, Ailesinde Alzheimer hastalığı olanlarda, Birtakım protein genlerinde anormallik olan kişilerde, Depresyon hastalarında, Homosistein miktarı yüksek olan kişilerde, Kalp hastalarında, Uzun süre yüksek tansiyonu olanlarda görülmektedir. Ayrıca hastalığın: Çocuklukta vitamin eksikliği ve daha sık beslenme bozukluğu çekenlerde, Kanda metal miktarı yüksek olanlarda ( demir, kurşun, çinko, alüminyum ve demir), Bazı virüs enfeksiyonlardan sonra, Diyabet hastalarında ve Yüksek kolesterol hastalarında daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Alzheimer belirtileri: Hastalık başlangıçta hafif hatırlama güçlükleri, karar verme zorlukları ile başlar. Hasta kelime bulmakta ve bazı şeyleri hatırlamakta güçlük çeker. Daha sonra şikayetler derinleşerek ilerler. Hastalık 3 bölümde incelenir: • Erken dönem Alzheimer hastalığı: hafıza ve bilinç bulanıklıkları olur, ancak kendi işini görecek kadar bilinçlidir. • Orta dönem Alzheimer hastalığı: hafıza kayıpları ile birlikte kişilik değişiklikleri görülmeye başlanır. Temel ihtiyaçlarını ancak karşılar. • İleri dönem Alzheimer hastalığı: hafıza ve zeka becerileri büyük oranda bozulur. Kişi kendi ihtiyaçlarını karşılayamaz. Bakıma muhtaç haldedir. Alzheimer gelişiminde en sık görülen belirtiler: Hatırlama güçlüğü; Tanıdık yerleri hatırlamakta güçlük çeker, Aile ve arkadaş isimlerini hatırlamakta güçlük çeker, Her gün kullanılan eşyaların isimlerini, ne işe yaradıklarını unutur, Basit matematik işlemlerini yapamaz, Günlük işlerini yaparken aksamaya başlar, giyinme, soyunma, pişirme, banyo yapma gibi. Bir konuya konsantre olamaz, Konuşurken kelimeleri unutur, konuşması zorlaşır ve bu bazen konuşmayı tamamen imkansız hale getirebilir. Günü, zamanı hatta mevsimi unutabilir, Tanıdık bir ortamda bile kaybolabilir, Ruhsal durumu dalgalanır, kısa sürede kişiliği değişebilir, Günlük olağan etkinliklere karşı ilgisini kaybeder, içine kapanır, Yavaş ve düşecekmiş gibi yürür, ayağını sürümeye başlar, Koordinasyonunu kaybeder, amaçlı hareketleri tamamlamakta güçlük çeker. Alzheimer hastalığının teşhisi: Hastalığın teşhisinde kesin bir test yoktur. Şikayetler ve klinik muayene ile teşhis konur. Teşhise yardımcı olmak amacıyla aşağıdaki incelemeler yapılır: • • • • • • Psikolojik ve mental testler, CT tomografi, MRI EEG beyin elektrosu, Kan testleri, PET scan Alzheimer tedavisi: Hastalığın tamamen tedavisi mümkün değildir. Tedavi ile hastalığın yavaşlatılması da pek mümkün olamamaktadır. Tedavi ile hastalığın şikayetleri yavaşlatılmaya çalışılmaktadır. Alzheimer hastaları değişiklikleri: için hayat tarzı Hastanın bulunduğu ortamı daha uygun hale getirmek gerekir. Günlük bakım için gerekli ortamı kolaylaştırmak, Hastanın takılıp düşeceği engelleri ve basamakları ortadan kaldırmak, Kendi ihtiyaçlarını daha kolay karşılamasını sağlamak, kıyafetlerini bu açıdan düzenlemek, Sakin sessiz ve güvenilir bir ortam yaratmak, Yardıma kolay ulaşabilmesini sağlamak, Uygun görme, işitme, yürüme araçları sağlamak, Kolay görebileceği saat, takvim ve yazı tahtası koymak, Sakinleştirici müzikler Hafif egzersiz programı Yakın akraba ve eş, bırakmamak yapılabilecek sağlamak, sunmak, dost ziyaretleri ile yalnız en önemli değişikliklerdir. Alzheimer hastalarında depresyon, anksiyete, endişe, paranoya, hallüsinasyon lar ve konfüzyon sık görülen psikiyatrik şikayetlerdir. Hastanın bu açıdan en uygun psikiyatrik tedavi alması sağlanmalıdır, hastalar bu açıdan tedavisiz bırakılmamalıdır. Referanslar: 1- Alzheimer’s Association http://www.alz.org/ 2- Alzheimer’s Disease Education and Referral Center http://www.alzheimers.org/ 3- Alzheimer Society http://www.alzheimer.ca/ 4- Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index-eng.php/ 5- Alzheimer’s disease. EBSCO DynaMed website. Available at: http://www.ebscohost.com/dynamed/what.php . Updated October 2009. 6- Alzheimer’s disease medications fact sheet. National Institute on Aging website. Available at: http://www.nia.nih.gov/Alzheimers/Publications/medicationsfs.h tm . Updated September 2009. 7- Alzheimer’s disease and non-Alzheimer’s dementia. EBSCO Natural and Alternative Treatments website. Available at: http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=114 . Updated September 2009. 8- American Academy of Neurology website. Available at: http://www.aan.com/professionals/ . 9- Carillo MC, Blackwell A, Hampel H, et al. Early risk assessment for Alzheimer’s disease. Alzheimers Dement . 2009;5(2):182-196. 10- Dementia. EBSCO Health Library website. Available at: http://www.ebscohost.com/thisTopic.php?marketID=15topicID=81 . Updated November 2009. 11- Deweerdt S. Prevention: activity is the best medicine. Nature . 2011;475:S16-S17. 12- Goetz CG. Textbook of Clinical Neurology . Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 1999. 13- Green RC, Cupples LA, Go R, et al. Risk of dementia among white and African-American relatives of patients with Alzheimer disease. JAMA . 2002;287:329-336. 14- Hampel H, Frank R, Broich K, et al. Biomarkers for Alzheimer’s disease: academic, industry and regulatory perspectives. Nat Rev Drug Discov . 2010;9:560-574. 15- Hayden KM, Welsh-Bohmer KA. Epidemiology of cognitive aging and Alzheimer’s disease: contributions of the Cache County Utah study of memory, health, and aging. Curr Top Behav Neurosci . 2011 Aug 2. 16- Kasper DL, Braunwald E, Fauci AS, et al. Harrison’s Principles of Internal Medicine . 16th ed. New York, NY: The McGraw-Hill Companies; 2005. 17- Neugroschl J, Sano M. An update on treatment and prevention strategies for Alzheimer’s disease. Curr Neurol Neurosci Rep . 2009;9:368-376. 18- Rakel RE, Bope ET. Conn’s Current Therapy . 53rd ed. Philadelphia, PA: WB Saunders Company; 2001. 19- Rowland LP, Merritt HH. Alzheimer’s disease and related dementias. Merritt’s Neurology . Philadelphia, PA: Lippincott Williams and Wilkins; 2000: chap 106. 20- 1/8/2010 DynaMed’s Systematic Literature Surveillance DynaMed’s Systematic Literature Surveillance : Snitz BE, O’Meara ES, Carlson MC, et al. Ginkgo biloba for preventing cognitive decline in older adults: a randomized trial. JAMA . 2009;302:2663-2670 AİLEVİ AKDENİZ ATEŞİ FMF; Paroksismal Poliserözit; Periyodik Peritonit; Periyodik Hastalık; Periyodik Ateş. Ailevi Akdeniz ateşi aralıklı ateş, karın ağrısı, göğüs ağrısı ve eklem ağrıları ile seyreden genetik hastalıktır. Hastalık karın, göğüs ve eklem zarlarında iltihaplanma, ağrı, şişme ve ateşe neden olur. Genetik bir hastalıktır, aileden geçer, sonradan olmaz. Genetik bozukluk MEFV geninde ortaya çıkar bu gen iltihaplardan sorumlu olan proteinin kodlayan gendir. Hastalık kimlerde görülür? FMF hastalığı genetik bir hastalıktır, daha çok Akdeniz kökenli insanlarda görülür. Özellikle Askenaz olmayan Musevilerde, Ermenilerde, Yunanlılarda ve Türklerde görülür. FMF ne şikayete sebep olur? Hastalık genellikle 5 ila 15 yaş arasında belirti vermeye başlar. Karın içini, göğüs iç duvarını ve eklemleri kaplayan zarlarda iltihaplanma (serözit ) ve ateş ortaya çıkar. Ataklar 2-3 saat içinde başlar ve 4 gün içinde azalarak kaybolur. Atakların her biri aynı olmaz, kimi zaman karın ağrılı kimi zaman eklem ağrılı vb. olabilir. En sık görülen şikayetler: Karın ağrısı, hastaların %95 inde karın ağrılı ataklar görülür, çok şiddetli karın ağrısı görülür ve apandisit ile karışır. Birçok hasta bu nedenle gereksiz ameliyat olmuştur. Göğüs ağrısı, çok şiddetli keskin bir ağrı olur ve nefes alınca artar, hasta yatağından kalkamaz, Ateş, üşüme, titreme, ateş atakları olur, özellikle çocuklarda başlangıçta ateş dışında belirti olmaz, Eklem ağrısı, şişme ve kızarıklık olabilir, kalça diz eklemi gibi büyük eklemlerde olur. Bir eklemde başlar. Nadiren testisleri kaplayan zarların iltihabı olur. Testislerde kızarıklık ateş ve şişme olur. Testis torsiyonu ve iltihapları şile karışır. Deri lezyonları: 5 ila 20 cm çapında kırmızı kabarık lezyonlar görülür. Hastalar ataklar arasında gayet iyidir. Çocuklarda ataklar sırasında sadece ateş olabilir, 2- 3 yıl içinde ateşler klasik FMF krizleri haline döner. Ataklar sırasında bol miktarda amiloid protein üretilir ve bu birikerek amiloidoz’a neden olur. FMF nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhis e yardımcı olur. Teşhis laboratuar incelemeleri ile konur. FMF düşünülen hastaya aşağıdaki testler yapılır: Tam kan sayımı, C-Reaktif Protein, Eritrosit Sedimantasyon Hızı, Lökosit sayımı, İdrar tahlili ( idrarda kan ve protein görülür), Fibrinojen yüksek bulunur. Ailevi Akdeniz Ateşi krizleri sırasında iltihabi reaksiyonları gösteren bu testler yüksek bulunur. Bu şikayetlere neden olabilecek diğer hastalıklar elenmeye çalışılır. Şikayetler ve klinik görünüm Ailevi Akdeniz Ateşi ne uyuyor ise genetik mutasyon analizi yapılır. FMF genetik mutasyon analizi testi: büyük doğrulukla Ailevi Akdeniz Ateşi teşhisi koyduran en önemli genetik testtir. FMF Tedavisi: Ailevi Akdeniz Ateşi tedavisinde amaç atakları bastırmak ve şikayetleri kontrol altına almaktır. Kolsişin adlı ilaç hem zarlardaki iltihaplanmayı azaltarak akut atakları bastırır hem de sürekli alınır ise atak sayısını anlamlı derecede azaltır. FMF hastalığının en büyük tehlikesi ataklar sırasında bol miktarda üretilen Amiloid proteini’ nin birkmesi sonucu ortaya çıkan amiloidoz dur. Kolsişin atakları azaltarak amiloid birikmesini ve amiloidozu da önlemektedir. Hastalığın tedavisinde kalıcı bir reçete yoktur. Önemli olan atakların sayısını ve şiddetini azaltmaya çalışmaktır. Referanslar: 1. Gershoni-Baruch R, Brik R, Shinawi M, Livneh A. The differential contribution of MEFV mutant alleles to the clinical profile of familial Mediterranean fever. Eur J Hum Genet. Feb 2002;10(2):145-9. [Medline]. [Full Text]. 2. Tomiyama N, Higashiuesato Y, Oda T, et al. MEFV mutation analysis of familial Mediterranean fever in Japan. Clin Exp Rheumatol. Jan-Feb 2008;26(1):13-7. [Medline]. 3. Kim S, Ikusaka M, Mikasa G, et al. Clinical study of 7 cases of familial Mediterranean fever with MEFV gene mutation. Intern Med. 2007;46(5):221-5. [Medline]. [Full Text]. 4. Lidar M, Livneh A. Familial Mediterranean fever: clinical, molecular and management advancements. Neth J Med. Oct 2007;65(9):318-24. [Medline]. [Full Text]. 5. Lidar M, Kedem R, Langevitz P, et al. Intravenous colchicine for treatment of patients with familial Mediterranean fever unresponsive to oral colchicine. J Rheumatol. Dec 2003;30(12):2620-3. [Medline]. 6. Mor A, Pillinger MH, Kishimoto M, et al. Familial Mediterranean fever successfully treated with etanercept. J Clin Rheumatol. Feb 2007;13(1):38-40. [Medline]. 7. Roldan R, Ruiz AM, Miranda MD, et al. Anakinra: new therapeutic approach in children with Familial Mediterranean Fever resistant to colchicine. Joint Bone Spine. Jul 2008;75(4):504-5. [Medline]. 8. Tunca M, Akar S, Soyturk M, et al. The effect of interferon alpha administration on acute attacks of familial Mediterranean fever: A double-blind, placebo-controlled trial. Clin Exp Rheumatol. Jul-Aug 2004;22(4 Suppl 34):S37-40. [Medline]. 9. Tweezer-Zaks N, Rabinovich E, Lidar M, et al. Interferonalpha as a treatment modality for colchicine- resistant familial Mediterranean fever. J Rheumatol. Jul 2008;35(7):1362-5. ASTIM Astım; Asthma; Asthma Bronchiale; Astım solunum yollarının alerjik hastalığıdır. Hırıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışma hissi, öksürük, çabuk yorulma şikayetleri ile seyreder. Sebebi ve risk faktörleri: Astım solunum yollarının iltihabi reaksiyonudur. Alerjiye, irritasyona, ilaca, kimyasal maddelere, dumana bağlı olabilir. astım sırasında bronşlarda kasılma, şişme, ödem, mukus birikmesi ve daralma olur. En sık rastlanan astım sebepleri: Ev tozu, Hayvan tüyleri, Hava değişimi ( en sık soğuk hava ), Kirli hava, Eğersiz, Küf, Polen, Solunun sisteminin iltihabi hastalıkları ve soğuk algınlığı, grip vb. Aşırı stres, Sigara dumanıdır. Hassas kişilerde aspirin astım ataklarını başlatabilir. Astım hastalarının çoğunda genetik yatkınlık vardır. Ailede genellikle egzama, saman nezlesi, gıda alerjisi vb. alerjik hastalar görülür. Astım atakları: Astım hastalığı ataklar şeklinde seyreder. Atakların süresi ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Ataklar dakikalar boyunca kısa süreli yada günler boyunca uzun süreli olabilir. Bazı ataklar çok şiddetli ve boğulmaya gidecek derecede tehlikeli olabilir. Bazı hastalarda ise ataklar solunun sıkıntısı nefes darlığı atakları şeklinde seyreder. Astım şikayetleri: Öksürük ( genellikle kuru öksürük olur), Nefes darlığı, sık nefes alma, çabuk yorulma, Hırıltılı solunum, Ani başlar, Gece ve sabaha karşı şiddetlenir, Soğuk havada artar, kötüleşir, Egzersiz ile kötüleşir, Kendi kendine düzelir, Bronş açıcılar ile düzelir, Astım krizi sırasında aşağıdaki durumlar acil durum varlığını gösterir Yüz ve dudaklarda mavi mor renk Şuur bulanıklığı, sersemlik hali başlaması, Aşırı zorlu solunum, Nabzın çok yüksek olması, Nefes darlığı ile birlikte panik hali, Terleme. Ciddi astım ataklarında hastane bakımı gerekir. Astım alerji testleri: Alerji testleri astım sebebini ortaya koymak için yapılır. En sık karşılaşılan alerji sebepleri solunum alerji paneli adı altında beraber çalışılır. En sık görülen alerjik astım sebepleri: Ev tozu ve mite alerjisi, Hayvan tüyü alerjisi, Küf alerjisi, Polen alerjisidir. En sık görülen solunum irritan maddeleri ise : Sigara dumanı, Kirli hava, Egzoz ve baca dumanıdır. Astımın şiddetini ölçmek için doktorlar aşağıdaki testleri değerlendirirler Arter kan gazı, Akciğer filmi, Kan eozinofil sayısı Kanda IgE miktarı, Akciğer fonksiyon testleri Astım tedavisi: Astım tedavisinin bir amacı alerjen ve astımı başlatan maddeden kaçınmak diğeri de astım ataklarını ilaçlar ile kontrol altına almaktır. Astım tedavisinde temel olarak iki ilaç kullanılır: Astım ataklarını önleyen ilaçlar, Astım ataklarını tedavi eden ilaçlar. Astım kontrol ilaçları atakları engellemeye çalışan ve her gün alınması gereken ilaçlardır. Bu amaçla en çok kullanılan ilaçlar İhalen steroidler, bronşlarda iltihap ve ödemi önler, Beta agonist ilaçlar (astım şikayetlerinin başlamasını engeller), Lökotrien inhibitörleri, Omalizumab, Kromolin sodyum, Aminofilin, teofilin dir. Astım ataklarını tedavi amacıyla Bronş açıcı ilaçlar, Steroid ilaçlar kullanılır. Astımın kalıcı tedavisi yoktur. Ancak tedavi ile uzun süreli şikayetsiz dönemler sağlanabilir. İyi bir tedavi ile astım hastaları hayatlarını normal şekilde yaşarlar. Astımın yan etkileri Astımın yan etkileri bazen çok ağır ve şiddetli olur. Egzersiz kapasitesinde azalma, çabuk yorulma, gece şikayetlerine bağlı uykusuzluk ve uyku düzensizliği, uzun süren öksürük, sık akciğer iltihaplanması en sık görülen komplikasyonlardır. Aşağıdaki durumlarda doktorunuza başvurmalısınız: Normal dozda ilaçlara rağmen geçmeyen astım atağı, Tedaviye rağmen şikayetlerin giderek artması, Konuşurken nefes darlığı, Aşağıdaki durumlarda acil servise başvurmalısınız: Şuur bulanıklığı, uykuya meyil, Ağız etrafında dudaklarda mavi mor renk, morarma, Nefes darlığı ile birlikte panik hali, Şiddetli göğüs ağrısı. Astımdan korunma: Atakları başlatan maddeden, durumdan uzak kalmak en önemli adımdır. Ev tozu astımlarında halı, perde, pelüş oyuncak gibi toz barındıran eşyaların kaldırılması, Günlük elektrikli süpürge ile temizlik, elektrikli süpürge çalışırken hastanın ortamdan çıkarılması, Hayvan tüyü astımlarında evde kedi köpek beslenmemesi, beslenecek ise yaşam alanlarından özellikle yatak odasından uzak tutulması, Kuştüyü eşyaların kaldırılması, Aromasız kokusuz temizlik maddelerinin kullanılması, Evin küf üremeyecek kadar kuru olması, Evde böcek kontrolü, Evde sigara içilmemesi, Tozlu ortamlardan, nemli ortamlardan, buhar alanlarından, aşırı soğuk bölgelerden uzak durmak astımdan korunmanın önemli adımlarıdır. Referanslar: 1. National Asthma Education and Prevention Program Expert Panel Report 3:Guidelines for the Diagnosis and Management of Asthma. Rockville, MD. National Heart, Lung, and Blood Institute, US Dept of Health and Human Services; 2007. NIH publication 08-4051. 2. Wechsler ME. Managing asthma in primary care: putting new guideline recommendations into context. Mayo Clin Proc. 2009;84:707-717. [PubMed] 3. Fanta CH. Asthma. N Engl J Med. 2009;360:1002-1014. [PubMed ASKARİS Ascaris; Ascariazis; Barsak paraziti; Helmint; Askaris en sık görülen barsak parazitidir, ince bağırsaklarda yerleşir ve besin emilimini bozar. Askaris nasıl bulaşır? Askaris ince bağırsaklarda yerleşir. Yumurtaları dışkı ile dışarı atılır. Kanalizasyon sisteminin kötü olduğu koşullarda sulara ve toprağa bulaşan yumurtalar gıdalar ve sular ile diğer insanlara bulaşır. Ağızdan girdikten sonra bağırsaklara gider. Askaris yumurtaları bağırsakta açılarak parazit ortaya çıkar. Askaris kimlerde görülür? Askaris dünyanın her yerinde görülür. Özellikle kanalizasyon sisteminin kötü olduğu, sanitasyon hijyen ve temizlik şartlarının kötü olduğu koşullarda daha çok görülür. İnsan dışkısı ile kirlenmiş toprak bulunan bölgelerde salgın halinde görülür. İnsandan insana bulaşmaz. Tedaviden sonra tekrarlayabilir. Askaris ne şikayet yapar? Askaris erişkin hastalarda çok şikayete neden olmaz hafif dispepsi ve hazımsızlık dışında şikayet görülmez. Ancak çocuklarda: Büyüme gelişme geriliği, Okul başarısında düşme, İştahsızlık, Hazımsızlık, Gaz, Karında şişlik, Bulantı, Ağızda aşırı salya ya neden olur. Parazitin bağırsaklara yerleşmesi için akciğerlere gidip tekrar bağırsağa gelmesi gerekir. Bu sırada öksürük atakları ve öksürükle balgamda parazit görülmesi olabilir. Aşırı bağırsak paraziti küçük çocuklarda bağırsak tıkanmalarına yola açabilir. Bu çok acil ve ölümcül bir durumdur. Askaris nasıl teşhis edilir? Askaris teşhisi dışkının mikroskobik incelemesi ile konur. Dışkıda yumurta varlığı araştırılır. Tek bir seferde teşhis koymak zordur. Dışkı incelemesi en az 3 sefer yapılmalıdır. Bazen dışkıda parazit görülür, yada öksürük ile parazit çıkar. Bu durumda parazitin bir kaba alınarak doktora getirilmesi teşhis koydurur. Askaris tedavisi: Askaris ilaçlar ile kolayca tedavi edilebilir. Bir günlük tedavi yeterlidir. Aile bireylerinin de testten geçirilmesi gerekir. Şikayeti olan ancak testleri negatif olan aile bireylerine de tedavi verilebilir. Askaris in çok yoğun görüldüğü bölgelerde okul çağı çocukları ve gebelere dışkılarına Askaris görülmese de tedavi verilebilir. Buna önleyici tedavi denir. Askaristen korunma: Askaris den korunmak için iyi kanalizasyon ve su sistemi kurulmalıdır. Kırsal alanlarda bu imkanların zor ulaşıldığı bölgelerde: İnsan dışkısı ile temastan kaçınmak, Toprak ile temastan sonra elleri yıkamak, Tuvaletten sonra elleri yıkamak, Yiyeceklere dokunmadan önce elleri yıkamak, Gıdaları uygun şekilde yıkamak, soymak ve pişirmek gerekir. Referanslar: 1. “eMedicine – Ascaris Lumbricoides : Article by Aaron Laskey”. http://www.emedicine.com/EMERG/topic840.htm. Retrieved 2008-02-03. 2. Ascariasis. DynaMed website. Available at: http://www.dynamicmedical.com/dynamed.nsf?opendatabase . Accessed October 4, 2005. 3. Beers MH, Berkow R. The Merck Manual . 17th ed. West Point, PA: Merck & Co;1999. 4. Weller PF, Nutman TB. Intestinal nematodes. In: Kasper DL et al., eds. Harrisons Principles of Internal Medicine . 16th ed. New York: McGraw-Hill; 2005:1256-1257. 1. Dridelle R. Parasites. Tales of Humanitys Most Unwelcome Guests. Univ. of California, 2010. p. 26. ISBN 978-0-520-25938-6. 2. “DPDx – Ascariasis”. http://www.dpd.cdc.gov/dpdx/html/Ascariasis.htm. Retrieved 2008-02-03 ANTİBİYOTİK İSHALİ Antibiyotik koliti, Antibiyotiğe bağlı ishal, Clostridium difficile koliti: Antibiyotik kullanımına bağlı olarak bağırsakta bir bakterinin aşırı çoğalması sonucu ortaya çıkan ishale antibiyotik ishali denir. Antibiyotikler bağırsakta bulunan bakterilerin birçoğunu öldürür, Clostridium Difficile adlı bakteri bu durumda hızla çoğalarak iltihap yapar, kolit ve ishale neden olur. Antibiyotik ishali kramp tarzında karın ağrılarına, bol sulu ishale, şiddetli su ve tuz kaybına yol açar ve çok ciddi hayatı tehdit eden tablolara yol açar. Antibiyotik ishali neden olur? Normalde kalın bağırsakların içi bakterilerle doludur. Antibiyotikler bu bakterileri öldürür. İyi bakterilerin ölmesi Clostridium Difficile gibi kötü niyetli bakterilere fırsat sağlar ve barsak içinde iltihaplanmaya ve ishale neden olurlar. Antibiyotik ishallerinin tedavisi güçtür. Antibiyotik ishali kimde görülür? Antibiyotik ishalleri antibiyotik kullanan herkes de ve her yaşta ortaya çıkabilir. Uzun süre antibiyotik kullanmak, Çok çeşitli antibiyotik kullanmak, Yaşlılık, Dolaşım bozukluğu, Hastanede yatıyor olmak, Altta ciddi hastalıkların olması antibiyotik ishali gelişme şansını arttırır. Ayrıca Sonda ile beslenmek, Mide asidini azaltan ilaçlar kullanmak, Mide barsak cerrahisi, İltihabi bağırsak hastalıklarının bulunması (Ülseratif kolit, Kron), Kemoterapi, Gebelik, Transplantasyon cerrahisi yapılması İmmün supressif ilaçlar kullanmak tedavi sırsında antibiyotik gelişme şansını arttırır. Antibiyotik ishaline bağlı şikayetler: Antibiyotik ishalini diğer ishallerden ayırmak güçtür, ancak tedavisi için teşhisin konması şarttır. Antibiyotik ishalleri hastanın durumunu hızla kötüleştirebilir ve hayati tehlikelere neden olabilirler. Hastalarda en sık: Yumuşak dışkılama, Sulu mukuslu dışkılama, Karın ağrıları, Ateş, Bulantı kusma, Sıvı kaybına bağlı şikayetler, Hipotansiyon görülür. Antibiyotik ishali nasıl teşhis edilir? Hastanın şikayetleri ve hastalığın ortaya çıkışı teşhise yardımcı olsada kesin teşhis dışkının incelenmesi ile konur. Dışkı tahlili, Dışkı kültürü, Dışkıda C. Difficile toksin A+B incelemesi, Kan sayımı, CRP, Gerekirse kolonoskopi ve biyopsi tanı koydurur. Antibiyotik ishali tedavisi: Tedavide ilk basamak antibiyotiklerin kesilmesi ve kaybedilen suyun ve tuzun yerine konmasıdır. Antibiyotiklerin kesilmesini takiben ishal bir hafta içinde gerilemeye başlar. Antibiyotik ishali her ne kadar antibiyotik kullanımı sonucu ortaya çıkmış olsa da dirençli vakalarda tedavide antbiyotikler kullanılır. C. Difficile bakterisini öldüren antibiyotikler tedaviye eklenebilir. Antibiyotik ishallerinin tedavisinde ishal kesicilerin yeri yoktur. Tedavide probiyotik bakteriler barsak florasının düzelmesine yardımcı olur. Çok ciddi ve ileri vakalar da cerrahi olarak ince barsak dışarı verilebilir. Antibiyotik ishalinden korunma: Antibiyotik ishalinden korunmanın en önemli adımı gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmaktır. Doktor önerisi dışında antibiyotik kullanılmamalı, dozu ve süresi ile oynanmamalıdır. Antibiyotik ile birlikte probiyotik bakterilerin kullanılması barsak florasının dengesine yardımcı olabilir. Referanslar: 1. Crohn’s and Colitis Foundation of America http://www.ccfa.org 2. National Digestive Diseases Information Clearinghouse http://digestive.niddk.nih.gov 3. Canadian Association of Gastroenterology http://www.cag-acg.org/default.aspx 4. Canadian Digestive Health Foundation http://www.cdhf.ca/index.html 5. Antibiotic-associated colitis. Merck website. at: http://www.merck.com/mmhe/sec09/ch127/ch127a.html . November 30, 2006. 6. Antibiotic-associated diarrhea. DynaMed website. at: http://dynamed102.epnet.com/Detail.aspx?id=114443 . November 30, 2006. 7. Antibiotic-associated diarrhea. Mayo Clinic website. at: http://www.mayoclinic.com/health/antibiotic-associated-diarrhe a/DS00454 . November 30, 2006. 8. Clostridium difficile colitis. DynaMed website. at: http://dynamed102.epnet.com/Detail.aspx?style=1&docid=/dynamed /39bebcddd7cbdbe2852562be006077d5 . November 30, 2006. 9. Heinlen L, Ballard JD. Clostridium difficile infection. Am J Med Sci . 2010 Sep;340(3):247-52. 10. Hensgens MP, Goorhuis A, Notermans DW, van Benthem BH, Kuijper EJ. Changing epidemiology of infections in the Netherlands in 2008/09. Ned Tijdschr Geneeskd . 2010;154:A1317. 11. Navaneethan U, Venkatesh PG, Shen B. Clostridium difficile infection and inflammatory bowel disease: understanding the evolving relationship. World J Gastroenterol . 2010 Oct 21;16(39):4892-904. 12. Use of gastric acid-suppressive agents and the risk of community-acquired Clostridium difficile -associated disease. JAMA . 2005 Dec 21;294(23):2989-95 AMENORE Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması; Genç kızlarda menstruasyon 9 ila 18 yaş arasında başlar. 12 yaş averaj yaşıdır ve birçoğu bu yaşta başlar. Adetin olmamasına amenore denir. Menstruasyon ( adet ) nedir? Yani adet dönemi her ay uterusun içinin gebelik için hazırlanıp yenilendiği dönemdir. Bu dönemde uterus içi vajinadan dışarı atılır, 2- 5 günlük bu dönemden sonra uterus tekrar gebelik için iç yüzeyini hazırlar. Bir ay içinde gebe kalmaz ise iç yüzeyi eskir ve uterus tekrar menstruasyon dönemine girerek iç yüzeyini atar ve yenisini hazırlar. Doğurganlık çağı boyunca bu işlem devam eder ve menopoz dönemine kadar sürer. Menopoz ile birlikte uterus artık gebelik için hazırlanmayı bırakır ve adet dönemleri kesilir. Amenore ne demek?: Menstrual adetlerin kesilmesi demektir. Primer amenore: Yeterli olgunluğa erişemediği için adetlerin başlamamasıdır. Normalde genç kızlarda adet 16 yaş civarında başlamaz ise buna primer amenore denir. Bu durumda muayene ve gerekirse tedavi yapılmalıdır. Bazı doğumsal anormallikler, kromozom anormallikleri, hormonal bozukluklar, uterus, vajina yokluğu ve üreme organlarının gelişemediği durumlarda adet görülmez. Buna Primer amenore denir. Önemli ve incelenmesi gereken bir durumdur. Sekonder amenore: Normal giden adetlerin kesilmesi demektir. En az 3 ve daha fazla adet döneminin atlanması anlamına gelir. Kadınların % 2 ila 5 inde yaşamları boyunca amenore şikayeti görülür. Sekonder amenore yani düzenli adetlerin kesilmesinin en sık sebebi gebeliktir. Gebelik dönemi boyunca adetler kesilir. Bu normal bir durumdur. Ancak gebe olmayan kadınlarda adetlerin kesilmesi birçok sebebe bağlı olabilir. En sık görülen sebepler: Tiroid hastalıkları, Hipofiz bezi tümörleri, Prolaktinoma, Ani kilo değişiklikleri, Obezite, Aşırı zayıflık; Özellikle çok sıkı diyetler, Yeme bozuklukları, Kusma alışkanlığı ( Blumia ), Anoreksiya, Aşırı egzersiz programları, ( olimpiyat sporcuları, atletler, maraton koşucuları, jimlastikciler vb: ), Kötü ve dengesiz beslenme, Bazı hastalıklar; Cushing hastalığı, Kistik fibroz, Polikistik Over Sendromu, Psikolojik stres ( hormonal dengesizliğe ve amenoreye neden olur), İlaçlar: Depresyon ilaçları, Kemoterapi ilaçları, Kortizon ve Bazı kontraseptif ( gebelik önleyici ) ilaçlar, Uterus hasarı yapan sebepler adetlerin kesilmesine neden olur. Gebelik dışında araştırılmalıdır. üreme döneminde adet kesilmesi mutlaka Amenore için risk faktörleri ve riskli davranışlar nelerdir: Tedavi edilmeyen tiroid hastalıkları, Tedavi edilmeyen prolaktinoma hastalığı, Yeterli kalori alınmadan yapılan diyetler, Aşırı egzersiz, Aşırı stres ve depresyon kadınlarda amenoreye neden olmaktadır. Amenore şikayetleri nelerdir: Primer amenore 16 yaş üstü genç kızlarda adet görülmemesi durumudur. Sekonder amenore ise normal bir kadında en az 3 adet atlanması durumudur. Sekonder amenorenin en büyük sebebi gebeliktir. Gebelik dışındaki sebeplerin araştırılması gerekir. Amenore teşhisi: Hastanın şikayetleri ve muayene bulguları teşhise yardımcı olur. Amenore şikayeti ile gelen hastalara aşağıdaki incelemelerin yapılması gerekebilir: Gebelik testi, Kan hormon düzeyleri; LH ( Luteinizan Hormon), FSH ( Follikül Stimülan Hormon), E2 (Estradiol), Prolaktin, Ultrason Kromozom testleri ( anormallik varsa ), İdrar testi, Progestin testi: 7 – 10 gün verilen progesteron adeti başlatırsa amenore estrojen eksikliğindendir. Beyin tomografisi: hipofiz tümörü araştırması için, Amenore tedavisi: Amenore tedavisi sebebe yönelik yapılır. Doğumsal anormalliklere bağlı primer amenore vakalarının bir kısmı ameliyat ile düzeltilebilir. Hipofiz tümörlerine bağlı amenoreler, ilaç, operasyon ve radyo terapi ile tedavi edilebilirler, Hormon düzensizliklerine bağlı amenore ler hormon replasmanı ve doğum kontrol hapları ile düzelebilir, Kilo problemlerine bağlı amenore düzenli beslenme ve kilo kontrolu ile düzelebilir, Aşırı 3 egzersize bağlı adet kesilmeleri genellikle aşırı egzersiz bırakılınca normale girer, İlaçlara bağlı adet kesilmelerinin bir kısmı ilaçlar bırakılınca düzelir, Stres ve depresyon kaynaklı amenoreler tedavi ile düzelirler, Tiroid hastalıkları, Cushing ve prolaktinoma ya bağlı amenoreler hastalık tedavi edilince düzelir. Amenore önemli bir metabolik sinyaldir. 16 yaşında adet görmemek ve normal bir kadında hamilelik dışında 3 ay adet görmemek önemli ve araştırılması gereken bir durumdur. Referanslar: 1. The American Congress of Obstetricians and Gynecologists http://www.acog.org/publications/patient_education/ 2. National Womens Health Information Center http://www.womenshealth.gov/ 3. United States National Library of Medicine http://www.nlm.nih.gov/ 4. Health Canada http://www.hc-sc.gc.ca/index-eng.php/ 5. The Society of Obstetricians and Gynaecologists of Canada (SOGC) http://www.sogc.org/index_e.asp/ 6. Amenorrhea. Epigee Womens Health website. Available at: http://www.epigee.org/menstruation/amenorrhea.html. Accessed September 14, 2006. 7. Amenorrhea: What you should know. American Academy of Family Physicians website. Available at: http://familydoctor.org/885.xml. Accessed September 14, 2006. 8. Laufer, MR, Floor, AE, Parsons, KE, et al. Hormone testing in women with adult-onset amenorrhea. Gynecol Obstet Invest . 1995; 40:200. 9. Perkins, RB, Hall, JE, Martin, KA. Neuroendocrine abnormalities in hypothalamic amenorrhea: spectrum, stability, and response to neurotransmitter modulation. J Clin Endocrinol Metab . 1999; 84:1905. 10. Reindollar, RH, Novak, M, Tho, SP, McDonough, PG. Adultonset amenorrhea: a study of 262 patients. Am J Obstet Gynecol . 1986; 155:53 AMİPLİ DİZANTERİ Amebiyazis ve Amipli Dizanteri; Amebiyazis kalın bağırsağın paraziter bir hastalığıdır, amipler temiz olmayan gıdalar ve sular ile ağızdan bulaşır. Hastalık kirli gıda ve sular ile bulaşır. Amebiyazis çocuklar ve yaşlılar için tehlikeli olabilir. El yıkama alışkanlığı amebiyazis in önlenmesinde en önemli adımdır. Hastalık antibiyotikler ile tedavi edilebilen bir hastalıktır. Amebiyazisin etkeni nedir ? Entamoeba histolytica adındaki tek hücreli amipdir. Bu parazit bağırsakta kistler oluşturarak dışkı ile etrafa yayılır ve diğer insanlara bulaşarak hastalık yapar. Amip kistleri dış oramda sular, gıdalar ve eşyaların üzerinde uzun süre canlı kalabilir ve insanlara bulaşır. Amip nerelerde bulunur ? Amip tüm dünyada bulunabilir. Özellikle temizlik koşullarının kötü olduğu, sanitasyon ve gıda hijyenine uyulmayan, el yıkama alışkanlığının yada imkanının düşük amebiyazis salgınları sık görülür. olduğu bölgelerde Su ve kanalizasyon altyapılarının yetersiz olması, Yağmur suyu giderlerinin yetersiz olması, İçme suyu havzalarına yerleşim olması amip salgınlarına neden olur. Amebiyaizis kimlerde görülür ? Amebiyazis amip kistlerini yutan herkes de ortaya çıkar. Özellikle Hasta kişilerin çıkartıları ile kontamine olmuş su ve gıdalar, Atık suların içme ve kullanma suları ile karışması, Sanitasyon koşullarına ve gıda hijyenine dikkat edilmemesi, Kötü hijyen koşulları, El yıkama alışkanlığının olmaması, Amebiyazis hastalığının salgınlar halinde görülmesine yol açar. Bu gibi durumlarda özellikle yurtlar, huzur evleri, kreşler gibi ortamlarda amebiyazis salgınları sık görülür. Amebiyazis hastalığının nasıl seyreder : Ağız yoluyla bulaşan amip kistleri bağırsakta açılarak bağırsak duvarına yerleşmeye başlar. Hastalığın kuluçka süresi 1 ila 4 hafta arasında değişir. Amipler bağırsak duvarında ülserler şeklinde delikler ve lezyonlar yapmaya başlarlar. Bağırsak içindeki iltihabi reaksiyon sonucu bol sulu, sümüklü dışkılama, kanlı dışkılama, karın ağrısı, bulantı, ateş, halsizlik şikayetleri başlar. Kramp tarzında karın ağrıları olur. Karın ağrısı, kanlı ishal ve yüksek ateş ile seyreden bu tabloya amipli dizanteri denir. Bazen amipler bağırsak duvarını delerek kana karışır ve akciğer, beyin ve karaciğer gibi organlarda apseler yaparlar. Amipli dizanteri ve Amip apseleri ölümcül olabilir. Nezaman amipten şüphelenelim? Hastada ateş ile birlikte ishal, kanlı ishal, karın ağrısı var ise amip den şüphelenmek gerekir. Amebiyazis teşhisi nasıl konur ? Hastalık dışkı tahlili yada kan testi ile teşhis edilir. Dışkıda amip görmek kolay değildir. Tek bir dışkı örneği teşhis için yeterli olmayabilir, birkaç gün arayla alınan 2 – 4 dışkı örneğini incelemek daha doğru sonuç verir. Amip kan testi amipli dizanteri de ve diğer organlara sıçraması durumunda pozitif olur. Ayrıca geçmişte amebiyazis geçiren kişilerde de kan testi pozitif bulunur. Amebiyazis tedavisi : Amebiyazis tedavisinde antibiyotik kullanılır. Bu amaçla kullanılacak birkaç çeşit antibiyotik mevcuttur ancak antibiyotikler dışında destek tedavisi, sıvı takviyesi ve gerekirse hastaneye yatırarak tedavi edilmelidir. Amebiyazis nekadar yaygın bir hastalıktır? Amebiyazis özellikle kanalizasyon sistemlerinin iyi olmadığı ülkelerde sık görülen bir barsak parazitidir. Amebiyazis 3. Dünya ülkelerinde oldukça yaygın görülür ve ölümcül salgınlara neden olur. Sular ile yayılır ve salgınlar yapar. Sanitasyon ve altyapı problemi olan şehirlerde sık görülür. Amip kistlerinin dış ortama dayanıklı olması sularda ve dış ortamda uzun süre canlı kalması sebebiyle kalabalık yerlerde kolayca salgın yapar. Amebiyazisten nelerdir ? korunmak için kişisel önlemler El yıkama alışkanlığı edinmek özellikle tuvaletten önce ve tuvaletten sonra elleri yıkamak, gıdalara dokunmadan önce, sofraya oturmadan önce, mutfağa girmeden önce ellerin uygun şekilde yıkanması en önemli önlemdir. Ellerin yıkanamadığı durumlarda el dezenfektanları kullanılabilir. Sanitasyon imkanlarının az ve yetersiz olduğu durumlarda aşağıdaki uyarılara dikkat ediniz. Kapalı içecekler kullanın, Buz kullanmayın, Kaynamış soğumuş su kullanın, Entamoeba histolytica amip kistleri düşük doz iyoda ve klora dayanıklıdır, kimyasal su tabletlerine çok güvenmeyin, suyunuzu kaynatın. Pişmemiş gıda yemeyin, temiz, taze ve iyi pişirilmiş gıdalar tüketin. Sebzeleri sirkeli suda 10 – 15 dakika bekletin. Meyveleri soymadan yemeyin. Pastörize süt için. Referanslar 1- Amebiasis. Centers for Disease Control and Prevention web sitesi: http://www.cdc.gov/ncidod/dpd/parasites/amebiasis/factsht_ameb iasis.htm 2- Amebiasis (amipli dizanteri). New York State Department of Health web sitesi: http://www.health.state.ny.us/diseases/communicable/amebiasis/ fact_sheet.htm 3Amipli dizanteri : http://dynamed102.epnet.com/Detail.aspx?id=116378