ONDOKUZ MAYIS ÜNiVERSiTESi iLAHiYATFAKÜLTESi DERGiSi SAYI:12-13 SAMSUN 2001 HADiS VERilERiNE GÖRE HZ.PEYGAMBER'iN iLK KIBLESi: BEYT-i MAKDiS Yrd. Doç Dr. Yavuz Ünaı· ÖZET Farzlarından nedeniyle namazla birlih.ie kılılenin tayin edilmiş olması gerekınektedir. Bilindiği üzere namaz, hicretten önce Mek:ke'de ıuiraçla birlih.ie farz kılımnıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Medine'ye hicret edişinden 1617 ay sonra kılılenin Ka be·ye değiştirildiği görülmeh.iedir. Medine'de geçen bu süre zariinda Beyt-i Makdis kılıle olarak kabul edihniştir. Ancak bundan önceki dönem yani risaletin Mek:ke dönemiyle alakah bir belirsizlik hakim dunımda. Çalışına konuımızia alakalı temel sonı şu: O dönemde Kabe ıni yoksa Beyt-i Makdis mi kılıle olarak kullanılınah.ia idi? Bu sanınun cevabı, Bakara suresi 143. ayetincieki "ökçesi üzeıi geri dönenler" ifadesiyle kimin ve ''üzeıin­ de buluııdqğun'· ifadesiyle de neyin kastedildiğini de ortaya koyacaktı.r. Bu aımıçla biz, rivayetlerin ve tarilıi bilgilerin ışığı altında konuyu irdeleıneye çalı­ biri olması şacağız. Arap dilinde yön ve cihet manasma gelen kıble kelimesi, ıstılahta özel1 likle namaz için vönü belirten bir kavram olarak kullanılmaktadır. Günlük hayatmuzda ise, sadece namazla ilişkili bir kavram olarak kalmamış; aksine dua ederken, ihraına girerken, mevtayı kabre koyarken, hayvanı boğazlarken, hatta. ttiVf!.letlerin inşasında bile dikkate aldığımız bir şiar ve alem haline gelmiştir. Kavramın bu Çok yönliUüğünün bir sonucu olarak da halk arasında '?ab lesi belli değiT' özdeğişiyle, neye inandığı ve kime hizmet ettiği belli alınayan bir tip kastedilmeye başlaımuştır.Z Aslında gerek ibadetlerde, gerekse bazı özel durumlarda belli bir yöne dönmek, sadece İslaın'a has bir uygulaına değildir. Zira bazı inamşlarda, ibadetlerde belli bir yöne dönmenin yanında, bizzat yönlerin kutsamnası bile dikkat çekmektedir. Mesela Danyal' ın günde üç defa Kudüs 1 Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fak. Öğretİnı Üyesi. Cemaledilin Muhanuued b. Mükerreın İbn Manzur, "Kıble" mad., Lismıii'l-Arab, Kalıire, n·s .. c.3, s.14: ·'Kıble" mad., el-Miincid fi'l-Lııga ve'l-A 'liim, Beyrut, 1986, s.606: Ömer Nasulıi Bilmen, Kıır'au-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, Sentez Yay., İst., 1996, c. I, s.136. Okyanus Ansiklopedik Sözlük, Cem Yay., İst.. 1985, s.l530. ~--- --------- -- 190 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL istikametine doğru dua ettiğinden ·balısedilınektedir. 3 Bütün Sami kavimlerin ve Suriye Hıristiyanlannın doğu yönüne, Essen!lerin ise doğan güneşe yönelerek 4 ibadet ettikleri belirtilmektedir. 5 Konuınıızla doğrudan ilişkisi olmadığı için diğer dinleri ve bu dinlerdeki yönlerin kutsanınasıtfı bir kenara bırakıp İslam 'ı esas aldığımızda, namazın şartlanndan biri olan 'kıbleye yönelmek' doğal olarak ııamazın farz kılınmasıyla birlikte başlamış olmalıdır. Zaten Hz. Peygamber'in doğduğu toplumda, öteden beri bilinen. yani Hz. İbrahim ve İsmail'e dayanan bir kıble geleneği de mevcut idi. Zira İbrahim (a.s.), oğlu İsmail (a.s.) ile birlikte Beyt'in temellerini yükseltmiş; 6 ve bu beyt. insanlar için kumlaıı ilk mabet alına vasfuıı 7 kazaıunıştır. İşte Hz. Peygamber (s.a.v.) bu kiiltürel mirasın varisi olan bir toplumda dünyaya gelmiştir. Başlangıçtan beri kıble geleneğine sahip olan tevhidi bir dinin mümessili olan Hz. Peygamber'den yüzünü Mescid-i Haram'a çevirmesi istenmiştir: --Her nereden (yola) çıkarsan, yüzünü Mescid-i Haram 'a doğru çevir. Nerede olursanız yüzünüzü o yana çevirin ki. insanların aleyhinizde (kullanabilecekleri) bir delili olmasın. Yalnız haksızlık edenler başka. Onlardan çekinmeyin. benden çekinin ve (o yana dönün ki) size olan nimetimi taınarnlaya· yıın. böylece doğru yolu bulmuş olasınız.'" 8 Bu ayetle belirlenen kıble. Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Müslümanlar nihai olmakla birlikte. bu konudaki ilk uygulama veya emir değildir. Nitekim bir başka ayette Hz. Peygamberin arzu ettiği bir yönün yani Kabe'nin kıble olarak tayin edildiği belirtilmekte. ancak bu hükmün bildirilmesinden önce onun bir beklenti içinde olduğu vurgulanmaktadır. Hatt:'l üzerinde bulunduğu yönün kıble olarak tayin edilmesinin temel nedeni olarak da açısından Peygamher'e uyanlan ökçesi fizere geri döneceklerden ay1rt etmek gösterilmektedir. "İşte böylece sizi ınutedi1 bir ünunet yaptık ki, diğer insanlara şahit olasınız: Peygamber de size şahit olsun. Üzerinde bulunduğun (Beytii'l-Maksdis'i) kıble yapmamız, başka değil ancak Resulüllah'a tabi olanla ökçeleri üzeri geri dönenleri bilmemiz içindir. Gerçekten bu Allah'ın lıidayete erdirdiklerinden başkalanna ağır gelir ... (Ey Muhaııuned), biz senin yüzünün göğe doğru çevrilip durdu!;,'Unu görtiyonız. Elbette seni hoşlanacağın bir kıbleye :ı Kıtab-ı Mukaddes, Kıtab-ı Mukaddes Şirketi., İst., 1993. Danyal, 6, 10. A. Dupont-Sonuner. Tlıe Essene Writings from Qıımrmı. n·aııslatt:d by G. Verııes. Ohio. 1962. s.2R: Joscphus. 11ıe ]ewislı War. traııslated by G.A Williamsoıı. Aylesbury. 1960. s.372. Geniş bilgi için bkz. A.J. Weıısinck. ·'Kıble'· mad., İslam Ansiklopedisi, tre. Fatih Gökmen. MEB. İstanbul. 1977. c.6. s.666: Muhammed b. Muhanuned el-Anuniid! Ebu's-Sufıd, İrştltlu Akli's-Selfm illi Meziiytı el-Kur'iini'l-Kerfm, Be)~·ut. trs .. c. I. s.l75. Bakaı·a. 21127. Al-i hıran, 3/Wı a~bra. 2il:'i0. . Hadis Verilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Beyt-i Makdis 1 191 döndüreceğiz: Bundan böyle yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Nerede olursamz. ~'üzlerinizi o yöne çevirin. Kitab verilenler, bırnun Rableri tarafın­ dan bir gerçek olduğunu bilirler. Allalı onlanıı yaptıklarından habersiz değildir.''9 . Zikretmiş olduğumuz ayetlerin Medine'de indiği bilinmektedir. Yani söz konusu olan kıble değişimi, Medine'de gerçekleşmiştir. Oysa ki namaz, risaletin Mekke döneminde farz kılınmış, dolayısıyla namazın şartlarından biri olan kıblenin de burada belirlenmiş olması gerekmektedir. Ayetlerde o döneme ait. ne bir emir, ne de o dönemdeki uygulamayı gösteren açık bir delil bulabilmekteyiz. Sadece Bakara suresi 143. ayetindeki " üzerinde hulunduğım" ifadesi o anda mevcut kıbleye bir atıfta bulunmakta, ancak bununla neyin kastedildiği konusunda da farklı değerlendirmelere kapı aralamaktadır. Bu dımını ayetin farklı kişiler tarafından yapılan mealierine bakıldığında açıkça görülebilmektedir. Mürereimler tarafından söz konusu ayetin tercümesinde iki farklı yaklaşım ortaya konulmuştur. Blllllardan biri: ·'Daha önce üzerinde hulunduğım yani Kahe 'yi kıhle yapmamız" şeklinde yapılan tercüınedir. 10 Diğeri ise ·'Şu an üzerinde hulımduğun (Beytii '1Makdis 'i) kıhle yapmamız" ifadeleriyle aktarılmaktadır. 11 Bunlara ilave olarak söylemek istediğini açıkça ortaya koymaksızın '·Seni bu kıhleye. Reszıle uyam. wpukları üzeri dönenlerden ayıralını diye yönelttik." şeklinde genel bir ifa12 de: ya da "Senin (arzu/ayıp da şu anda yönelemediğin) kzbleyi (Kabe )1i) biz ancak Peygamber ·e uyam ökçeleri üzeri geri dönenden ayırt etmek için Iab le yaptık ... "şeklinde istikqale matufbir ifade kullananlar dikkat çekınektedir. 13 Küçük bir ayrıntı gibi gözüken bu husus ayetin devanundaki iıntihana tabi tutulanlar konusunda da belirleyici olmaktadır. Zira kastedilen Beytü '1Makdis ise. imtihana tabi tutulanlar, atalarından miras olarak devraldıkları ve ınüşrikler tarafından bile kutsal kabul edilen Kabe'yi, yani cahiliye döneminden getirdikleri kutsalı bırakıp bırakamayacakları konusunda Müslümanlar olacaktır. Kastedilenin Kabe olduğunu kabul edersek bu dunnnda imtihana tabi tutulanlar. kendi kıblelerini terk pahasına Resule ittibalarını sürdürmeleri konusunda Ehl-i Kitab olacaktır. Bu nokta, gerçekten sınanacak kadar iman eden Ehl-i Kitab, özellikle de Yalıudi var mıydı? sanısuyla birlikte düşünül­ melidir. 10 11 11 ı:J Bakara 2/143-144. Bkz.Elınalılı Haındi Yazır. Hak Dini Kur'an Dili Meali. Haz. Heyet, Eser Neş. İst., trs.; Süleyman Ateş, Kur'm1-1 Kerim ve Yilce Meali, Yeni Ufuklar Neş., İstanbul; Yaşar Nuri Öztürk. Kur'an-ı Kerim ve Türkçe Meali, Yeni Boyut, İst., 1998, s.34; Alın1ed Davudoğlu, Kur'mı-ı Kerim ve Meali, Tiınaş, İst., 1993; Muhaımned Esed, Kur'an Mesajı -MealTefsir-, işaret Yay., İst., 1999, c.!, s.39. Abdulvehhab Öztürk. Kur'an-ı Kerim ve Meali. Emek Of. Mat. ve Yay.. Ank., 1998. Mustafa Hiıınetli. Kur' au-ı Keriuı 'in Tiirkçe r1ııltlllll, Birleşik Yay.: İst.: 1997. Hayretlin Karaman vd., Kur'an-ı Kerim ve Açıklamalı ıl1et1li, Türkiye Diyanet Vak. Yay.. Ank.. 1997. ~--. 192 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL Ayetin tercümesine de ışık tutacak olan bu meseleyi irdelemek istedibir takım sonılarla karşılaşmaktayız: Hz. Peygamber ve Müslümanlar Mekke döneminde yani ilk kıble olarak nereyi benimsemişkrdi? İçinde yaşadıkları toplumun kutsal saydığı ve bazı ibadetlerinde yöneldikleri, Hz. İbrahim ve İsmail'in de kıblesi olan Kabe'ye mi, yoksa Medine dönemindeki kıbleleri olan Beytü'l-Makdis'e mi yönelmişlerdi? Hz. Peygamber, Mekke döneminde Kahe'ye yöneldiyse, neden ve ne zaman Beytü'l-Makdis'e yöneldi? Buraya yönelişi kendi istek ve içtihadıyla mı, yoksa ilahi bir emirle mi olmuştu? İşte Kur'an-ı Kerim'de cevabını bulamadığınuz bu sonıların, tarihi bir vesika olarak kabul ettiğimiz rivayetlerin ışığı altında değerlendirmesini yapmaya çalışacağız. ğimizde Rivayetleri daha rahat gunıplandırabilmek için öncelikle bu konudaki belirtmek ve buna göre bir smıflandırma yapmak istiyonız. 4 Kurtubl'nin belirttiğine göre bu konuda iki farklı görüş bulunmaktadır:ı 1-Nmnaz Beytü'I-Makdis·e doğm farz kılımmş ve Medine'de de 16 veya 17 ay böylece devam etmiştir. Sonra Allalı kıbleyi Kabe'ye çevinniştir. 2-Namaz önce Kabe'ye doğnı farz kılımıuş ve Hz. Peygamber. Mekke'de kaldığı sürece atası İbrahim ve İsmail'in kıblesi olan Kabe'ye doğnı namaz kılmıştır. Medine'ye geldiğinde 16 veya 17 ay Beytü'l-Makdis'e doğm nmnaz kılmış: sonra da Allah onu Kabe'ye çevinniştir. Kurtııbt iki görüşten en salıillinin ikincisi olduğunu belirtmektedir. görüşleri Kurtubr nin salıih kabul ettiği ve bizde de genel kabul görmüş olan bu esas aldığımızda. bir takım sonılarla karşılaşmaktayız. Problemin daha açık bir şekilde anlaşılınasına yardımcı olabilecek bu sonılardan bazılarını şöyle görüşü sıralayabiliriz: - Hz. Peygamber Mekke'de atalanıun kıblesi olan Kabe'ye yöneliyorsa. Medine'ye geldiğinde O'nu Beytü'I-Makdis'e yöneiten ne idi? - Be)'t-i Makdis'e kendi içtihadıyla yöneldiyse. 15 O'nu gözünü semaya dikip Allah 'a yalvarımıksızın. 16 kendi görüşünü kendisi nesh edip istediği kıbleye dönmekten alıkoyan ne idi? - Gerçekten Mekke döneminde Kabe. Medine döneminde de Beytü'lMakdis kıble olarak beııimsendiyse. bu çok önemli bir olaydır. İslam taıihiııin. özellikle de Hz. Peygamber'in ıisalet dönenli aşağı yukarı bütün tefemıatıyla biliıunesine. yaııi nakledilnıiş olmasına rağmen böylesine önemli bir olayın kaynaklarda yer alınaması nasıl açıklanabilir? Genellikle herkesin bildiği ve kabul ettiği olağan şeyler. değişiklik arz etmediği sürece. kayda geçnıeyebilir. Oysa ki bu çok önemli bir olay, hatta bir dönüm 14 15 16 Mulıaınmed b. Alımed el-Eıısari el-Kurtubl. el-Camiıı'l-Aiıkfimi'l-Kur'fiıı, Daru'l-Kütübi'IMısır. Mısır. 1967. c.2. s.l50. Kurtubl. a.g.e .. c.2.· s.15 L Bakaı·a, 2/144: Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail el-Buhaıi. Salıi/ııı'l-Bulıarf, Çağrı Yay., İst., 1992, Salat, 31 (c. 1. s.l 04 ): İman, 30 (c. 1, s.l5). Hadis Yerilen'ne Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Beyl-i Makdis 1 193 noktası. .Söyle bir olayın, satır anılanmn dışında. kayda geçmeınesi mümkün mü'! 17 Bu sorulara cevap bulabilmek için, öncelikle tarihi değere sahip olan rivayetleri gönnek gerekmektedir. İşte bu noh.1:ada biz, mevcut görüşlerle birlikte onlara delil teşkil edebilecek olan rivayetleri verip; onların doğru olma ihtimali üzerinde duracağız; sonra da genel bir değerlendimıe yapmaya çalışacağız. Kurtubi"nin yukarıdaki tasnifine bugünkü değerlendimıeleri de ekleHz. Peygamber'in ilk kıblesi hakkında ortaya çıkan dört farklı diğimizde. görüşü şöyle sıralayabiliriz: 1- Meld;::e Döneminde Hz. Muhammed'in kıblesi yoktur. Bu görüşü savunan Watt, Hz. Peygamber'in Mekke döneminde muhtemelen kıblesinin bulumnadığını, hicretten önce Kudüs'ün Medine'li Hz. Müslümanlar tarafindari ve Medine 'li Müslümanlardan alınarak Peygamber t:'lrafindan kıble olarak kabul edilmiş olabileceğini ileri sürmektedir. 18 . olduğu Bu fikrin hakim çevrelerde, Mekke'de iken KudiJ'e dönme son zamanlarda ortaya atılmış bir fikir olarak değerlendirildiğini görmekteyiz. Buna gerekçe olarak da 'hiristiyanlzğm ve ilk islamm ibadetleri arasmdah muvc(fi:tkat · veya 'yahudi-l11ristiyan an ·anesi' ne tabiiyet gösterilmektedir.19 düşüncesinin . " Bu görüşü rıvayetlerle desteklemek mümkün değildir. Zira hem diğer dinlerde, hem de cahiliye döneminde rirüşrik Arapların bile bir kılılesinin bulunduğu bilimnekte; ayrıca kıble konusundaki bütün rivayetlerde, Kabe veya Beytü'l-Makdis, bir kıblenin vurgulandığı görülmektedir. Dolayısıyla söz konusu değerlendinnenin önyargılarla ulaşılan bir sonuç olduğu anlaşılmakta­ dır. Bu nedenle üzerinde dum1aya değinediğini düşünmekteyiz. Il- Hz. Peygamber'in Mekke'de Kudüs'e çevrilmiştir. kıblesi önce Kabe olup, son üç yılda Bu görüşün en önemli belki de tek delili, İbn Cüreyc'ten nakledilen şu hadistir: .. Resulüllalı önce Kabe'ye doğru namaz kıldı. Soırra Beytü'l-Makdis'e çevrildi. O zaman Hz. Peygamber Mekke'deydi. Böylece 3 yıl namaz kıldı. 17 1 H 19 İzzet Derveze, et-Tefslru'l-Hadis, Ekin Yay.. İstanbul, 1998, c.5, s.145; Kadir Canatan, ·'Gelenek, Diıı ve Monderııite'·, Bilgi ve Hikmet, Kış 1995, sy.9, s.29 .. M. Watt, Muhammed at Mediııe, Great Bıitain. 1956, ss.l98-199. Bkz. Wensinck, a.g.m., s.667. ~..:.-·· ----.-- --- l 194 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL Sonra hicret etti. Medine'ye geldikten sonra da 16 ay oraya Sonra Allalı O'nu Kabe' ye çevirdi."20 doğru namaz kıldı. Bu rivayete göre Hz. Peygamber'in kıblesi, namaz far:Z kılındığında Kabe idi, ancak Mekke'den henüz ayrılmadan Beytü'l-Makdis'e yöneltildi. Böylece üç yıl namaz kıldı. Medine'de de bu durum 16 ay boyunca devam etti. En sonunda Kabe tekrar kıble olarak tayin edildi. Kıble ile ilgili rivayetlerin hemen hiç birinde Mekke'de iken yapılan bir kıble değişikliğinden bahsedilmemektedir. Mesela İbn Abbas'tan nakledilen ve ricalinin sahih olduğu belirtilen bir rivayette Resulüllah'ın Mekke'de ve Medine'ye hicretten sonra dal6 ay kadar Beyt-. Makdis'e yöneldiği daha sonra tahvi lin gerçekleştiği vurgulanmaktadır. 21 Sadece İbn Cüreyc 'ten nakledilen rivayette Mekke'de bir, Medine'de de bir olmak üzere iki tahvilden bahsedilmektedir ki. bu durımı diğer rivayetlerin ortaya koyduğu genel bilgiye aykırılık arz etmektedir. Yine rivayetle ilgili başka bir noktaya daha dikkat çekmek gerekmektedir. Rivayete göre Hz. Peygamber, Mekke döneminde 3 yıl kadar namaz kılmıştır. Namaz da Miraç'ta farz kılınmıştır. Bu durumda Mirac ·ın zamanı ri vayete ışık tutacaktır. Miracın ne zaman gerçekleştiği konusunda bir takım tartışmalar yaşanmış hatta Hz. Peygamber'c risalet verilmeden önce bile olduğunu söyleyenler çıkmıştır. Ancak hicretten 12. 14 veya 16 ay önce gerçekleştiğini söyleyenierin görüşleri kabul görınüştür. 22 Bu noktaları dikkate aldığımızda rivayetİn bizzat kendisinin problemli olduğu anlaşılmaktadır. III- Hz. Peygamber'in kıblesi Mekke'de Kabe, Medine'nin ilk 1617 ayında Beytü'l-Makdis, sonra yine Kabe olmuştur. Zemahşer'i, 23 Sav1, 24 Bi1ınen 25 vb. bir çok ı~ıüfessirin benimsediği; Kurtubi'nin de sahih olarak nitelediği bu görüşün farklı rivayet ve argümanlarla desteklendiğini görmekteyiz. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz: Bu konudaki önemli rivayetlerden biri Ali b. Ebi Talha-İbn Abbas kanalıyla gelmiştir: ··Resulüllah Medine 'ye hicret ettiğinde yöre halkının çoğu Beytü '1-Makdis' e yönelen Yahudilerdi. Allah da Peygamberin oraya yönelmesini emretti. Hz. Peygamber. oraya 17 ay yöneldi. mıcak Allah Resnlü kıblenin Kabe olmasını 1 "' 21 22 13 24 25 Şemsüddin Alımed b. Ali İbn Hacer, Fı1/m'l-Bari Şerizi Salıilıi'l-Bulıart. Daru'l-Ma'rife. Beyrut, 130 l, c.l, s.421: İbrahim Caııun, K iiliib-i Sitte Mıılıtasarı Tercüme ve Şerlıi. Akçağ. Ankara. 1988. c.3, s.259. Ali b. Ebu Bek.r e\-Heyseml. Mecmeıı'z-Zeviiid ve Menbeu'l-Feviiid. Beyrut. 1406 . c.2. s.l5. Daha Hızla bilgi için bkz. E. Sankçıoğlu~ Ş. Gündüz: Y. Ünal, Diulertle Yilkseliş ıl1otijleri, Vadi Yay. Ank. 1995, ss. 91-92. Mahmud b. Ömer ez-Zeınahşeri, Keşşlif mı Hakliiku't-TemJl ve Uyfmi'ı.Te'vll, Daru'lMa'ıife. Beyı·ut. u·s .. c.l. s.65. Ahmed es-Sfivi el-f\1aliki. Ilaşiyetii Cellileyu, Eser N eş.: İstanbuL trs., c.l, s.65. Bilmen. a.g.e .. c.l. s.l36. 1 L_ lfadis Verilerine Göre Hz. Peygamber 'in İlk Kıblesi: Beyt-i Makdis 1 195 istiyordu. Çünkü Yahudiler, ·Muhammed bize muhalefet ediyor, ama 26 mize uyuyor' diyorlardı. Bunun üzerine ayet indi." kıble­ Bu rivayetten anlaşıldığına göre Kudüs' e yöneliş hicretten sonradır. Yani Mekke döneminde Kabe kıble olarak kabul edilmiş; Medine'ye gelindiğinde Beytü' 1-Makdis kı b le olarak tayin edilmiştir. Hi cr etten sonra Hz. Peygamber' in Kudüs' e yönelmesinde temel neden olarak, ora halkının çoğuuluğunu Yahudilerin. oluşturması, dolayısıyla onlara 27 bir jest olarak onların kıblesinin esas alındığı belirtiiınektedir. Mesela merhum Elmalılı Harndi Y azır bu konuda şu ifadeleri kullanmaktadır: "Resulüllah efendimiz Mekke'deyken Kabe'ye müteveccilıen namaz kılardı. Medine'ye hicretten sonra Salıra'ya yönelerek namaz kılınakla enırolundu. ki . bunda Y;uıudileri İslaın'a bir nev;i t~'nis vardır." 28 Süleyman Ateş de aynı görüşü benirusernekte ve konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmaktadır: "Allah Resu1u Mekke'deyken Kabe'ye doğru yönelip namaz kılardı. Medine'ye gelince Kudüs'teki Salıra'ya doğru yönelerek namaz kılmaya başladı. 16 veya 17 ay kadar böyle namaz kıldı. Bundan ınaksadı Yahudileri İslam'a ısındırnıak, onların İslam'a yönelmelerini sağlamak, aslında Allah'tan gelen bütün dinlerin özde bir olduğıınu anlatmaktır. Fakat gönlü Kabe'nin kıble olmasun istiyordu. . .. Bundan dolayı da önce her üç dinin temellerini koymuş olan Hz. İbrdlıinl'in yaptığı Kabe'ye yönelerek ibadet eden Allalı Rasülü, yine oraya dönmek için Allalı'ın buyruğunu bekliyordu. Nihayet Bedir gazasından iki ay önce bu emir geldi. "29 . Bu görüşü benimseyen kimselerin önemli dayanaklarından birini de, 30 Hz. İbrahim ve İsmairin kıblelerinin de Kabe olması dolayısıyla Arap müş­ riklerinin oraya yönelmesi ve Peygamber'in de, kıble konusunda onlara muhalefet etmeyeceği düşüncesi oluştunnaktadır. Bu görüşü değerlendiren Ayn1, Mekke'deyken kıblenin Kabe, Medine'de ise Kudüs olduğunu belirten görüşü zayıf bulmakta ve bunun doğnı kabt~l edilmesi dunımunda neshin iki defa gerçekleştiğini kabul etmek zonm31 da olduğumuzu beyan etmektedir. İbn Hacer, c.l, s.421; Muhammed Ebdurrahmaıı b. Abdurrahim el-Muberekffııi, Tulıfetü'l­ Camii't-Tirmizi, Beyrut, trs.,, c.8, s.240. rı Ebu Bekr Ahmed b. Ali el-Cessas. Alıkitmu'l-Kur'ô.ıı, thk. Muhammed es-Sadık elKamlıavl. Beyrut, 1985, c.l, s.105. 28 EhnaWı Haındi Yazır, Hak Diııi Kur'aıı Dil~ Eser Neş., İst, 1979, c. I, ss.526,527; 29 Süleyman Ateş, Yüce Kur'au'm Çağdaş Teftiri, Yeni Utiıklar N eş., İst., 1988, c. I, s.250. 30 Ebü'l-Fida İsınail İbn Ömer İbn Kesir, el-Bitlaye ve'ıı-Nilıaye, Mektebetü'l-Melhif, Beyrut, trs .. c.2. s.240: el-Cessas. a.g.e., c.I. s.l05. 31 Ebu Muhammed Mahmud h. Ahmed el-Ayni, Umtletil'l-Kari fi Şerlıi Salıilıi'l-Buluırı. İstanbul, 1308, c. I, s.279. 26 Aiıvezi bi Şer/ıi :. I9i5 1 Yrd.Doç.Di·. 'Yavuz ONAL . /. IV- Hz. Peygamber' in k! b lesi Mekke' de ve Mediı:ie nirt 'ilk 16-17 Beytü'l-Makdis. plup daha.sonra Kabe'ye .çevrilmiştir. 1 ~ ; . •. ayında Bu görüşün deli Ileri: .· . . ı- Ma 'bed b. I<a.b b. Malik' den rivayetedilen şıl ha.distir: •··Müşrik ol im kannin1i~iİı i1acıl~rıyla beraber çıkÜ.k: biz ,ie 1riıaı11üıuz ııamaz kıldık Beril b: Ma'rfır da bizimie beraberdi. Yola' çıkıpMedine'den ayfildı~ ğıiı~zda Benı bize dedi ki: ' · · · · · · · -Ey ceinaat beı1 bir r~ye varıiuş bi.ılunıiyoriiı1t Bıi konucfu bana katİlıp katil~ mayacağınızı da bilıniyonım. Biz: ·nedir' dedik: Beril: .-·vauMu. şu bina yı, yani. Kabe'yi arkama alma~racağıiri.. Ö11a doğnı namaz kılacağını~ dedi. Ona: .. , .. · ·' : · · \.:. -Vallalu Peygamber'in Şam'a döğriı namaz kıldığından başka bir lıaber almadık. Biz ona muhalefet etmeyi isteıniyonız, dedik. Beril:.' · · · ·' · · . •-·Ben oıüı doğru ıiamaz ldli:ıcağım' dedL-Biz: . · · ~~Fakat biz.bı:ınu :~,;ipınayacağız' dedik: Naıiıaz '\:akti geİdlğinde biz Şam'a . do namaz kıhyorduk o ise Kabe'ye doğnı namaz lplı)iordU. Nihayet .· •· Mekke ·ye geldik. Önü yaptığmdan ötürü ayipliyorduk;. O· ise bir tl.~rlü kabul etmiyor \'e öyle kalınayı isti)iordu.tvfekke'ye ulaştığııriizd3 ba'na deôi ki: .~·Ey kardeşi mü~ oğlu. ResuİÜIIaİı'~ gtdeli~iı ve ondan bu dunıriuı. soralım. Çünkj.i içime bir şüphe düştiL. Buna muhalefet ettlğlruzl. gÖrttvorÜn1. İkiıniz birlikte Resulüllah 'a gittik ... Beril şöyle .dedi: · · · - · .· gm . -·Ey Allah 'ın Resul u, yola çıktım. Allal~ b,eru İsla~n'a ludayet etti. B~n bu binavı wiıii i<.abe . \'i arkaina almaımivi lüık gördüin. Ona· 'di:ığnı namaz ldl dım. '· A;kadaşlanni {;e b~ konud~ı hıın~ nıuİıalefet 'ettiler:'· dolayısıyla ·içÜne bir· şüphe düştiL Y<i Resuliiilah bunu' nasıl göiiirsün? ·:Bi.ın~n fi:z~riıle Allalı Resulu (s.a. v.): · · ''' · · -·Seli bir kı ble ·üzerindeydin, oiı&ı sabretseydin ya ·• dedi. Bundan sonra Beril. Restiiiiilah' ıü kıblesine ·döndü ve bizinıle ·beraber · Şrin)'a doğru' namaz' kıl~ dı.'·32_ '. 2-İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir: '·Resulüllah Mekke'de iken Kudüs'e doğnı namaz ldlıyordu. Kabe de aralanndaydı. Böylece ikisini birleştirrnek ınünıh.--ün oluyordu. Hicret ettiğinde ise Beytii'I-Makdis'e doğnı namaz kılınakla eınrolundu." 33 J:! Alu'lleci İbıi Hanhd,ılliisned, Çüğn Yay., Istanbul, 1992, c.3, s.461; Süleyman b. Ahmed b. Eyyub et-Taberani. Mu'cemii'l~Kebir. Musul. 1404/1983:· c.19. ss.87-88; Muhammed b. İshak b. İbn Huzt:vme, Sa/iilı-iİhu flm:eyme; Beyrut 139011970, c. ı; s.223; İbn- Kesii; el- Bidaye ve 'ıı-Nilza)•e c.3. s.157: Muhammed b. Alımed ~z-Zelıebi. Siyer~iA 'la;ııi'n-Niihela, Beynıt, 1413: c.l. s.26S: Yusufİbıi Abdilber, e~l-Difrerji'İiıtisiiri'l-Meğli~Jiie~Siyer: Kalıi~ re.l403. c.2. s.70. . . . !bn Hacer, ir.g.e.. c.l. s.421: eı~Muberekffiri;: a:g:.e, c.8; s.240; Ebu Abdullaf! Mtılıanlıned Ibn Sa"d, Tahakatıı'l-Kübrii, Daru'~-Sadr. Beyrut. trs .. c.l. s.243. Bı.n-ivayetin senedit1deki : ravilerin sika olduğu belirtilmektedir: Bkz. Ali b: Ebu Bekr el-Heyseriı'i;·Mecineu'z-Zeviiid ve Menheu'l-Feviiid. Beyrut. 1406, c.2. ~.15. . · ·· · 3 j . Hadis Verilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Be_vt-i Makdis 1 197 Osman İbn· Hanif'ten de Resululllah'm Mekke'deyken Iablesinin Beytü'l-Makdis olduğu, hicretten sonra Beytü'l-Haram'm .Beytü'l-Makdis'le değiştirildiği yani nesh edildiği rivayet edilmekte ve o dönemde, aınelsiz imaıı söz konusu olduğu için, problem gönnemektedir. 34 Ancak bu rivayelin ravilerinden biri olan Sa'd b. İmran'm metruk alınası nedeniyle hadis sahih kabul edilnıenıektedir. 35 Yine Bera b. Azib tarafindan nakledilen bir rivayette de Bera, kendisinin Resulüllah'la beraber 18 ay Beyt-i makdis'e doğnı nanmz 6 kıldığını, hicretten iki ay sonra da kıblenin değiştirildiğini anlatrnaktadır? Bu 37 rivayet zayıf kabul edilmektedir. Zira· meşhur Bera hadislerinin bütün varyantlanyla çelişmektedir. Buna göre Bera, hicretten önce Resulüllah'la birlikte 16 ay nanıaz kılmış olmalı. Oysa ki kendisi Hz. Peyganıber'iıı Medine ·ye gelişinden sonra onunla birlikte naınaz kılmış; kı blenin 38 değiştirilmesi de hicretten 2 ay sonra olmamıştır. İbn Humeyd ve İbnü'l-Münzir'in Katade'den yaptıkları bir rivayede de bu bilgi teyit edilmiştir. Buna göre Allah Resnlü'nün Medine'ye gelmesinden önce iki yıl kadar Medine'li Müslümanlar Beyt-i Makdis'e doğru nanmz kılmışlardır. Resulüllah (s.a.v.) Medine'ye geldikten sonra da 16 ay kadar bu uygulama sünnüş; kıble değişikliği daha sonra gerçekleşmiştir? 9 Resuliiilah 'm lıicretten önceki durumunu değerlendirirken, 'O Mekke ·de iki kıbleyi birleştirirdi, dolayısıyla insanlar onun Mekke' den çıkışma kadar Beyt-i Makdis'e döndüğünü fark etmediler' şeklinde İbn Abbas'm değerlendinnesi aktarılınaktadırlar. 40 Ancak şartlarmdaıı biri kıbleye dömnek olaıı nanıaz, her müslüman için günde beş kez olmak kaydıyla, zorunlu bir ibadettir. Söz konusu olaıı yorumun doğnı kabul edilebilmesi için bütün namazların aynı mekanda ve Hz. Peygamber (s.a.v.)'in arkasında cemaatla kılımnış alınası gerekir. Aksi takdirde insanlar nereye dönmeleri gerektiğini araştınnak zomnda kalacaklardır. Bu durumda İlısanların Beyt-i Makdis'e yöneldiklerini fark etmemeleri mümkün müdür? Dolayısıyla böyle bir yorumun, -her ne kadar rivayetlerle uyum içersinde olsa bile- pek uygun olmadığı anlaşılınaktadır. Zira yaklaşık olarak 1,5 yıl Mekke'de namaz kılınmış, bunun özellikle Mekke şartlarında her zaman cemaatle kılmdığım düşünemeyiz. Naınazlar tamaınen cemaatle kılımnış olsa, Hz. Peygamber'in arkasmda olacakları için, insanların asıl yöııleriııi fark etmemeleri mümkün olabilirdi. O zulmün altmda ve bireysel olarak yaşanan bir 34 Heysemt a.g.e .. c.2. s.l 7. Heyseml, a.y. 36 İbn Mace, İkametü'-Salat, 56 (c.!, s.322). 37 Muhammed Nasıruddin el-Elbiin!, Zaifıı Siinen-i İbn Mace, Beyı·ut, 1988, s.76. 38 İbn Mace, İkametü'-Salat, 56 (c.!, s.322) dipnot: 1010; Haydar Hatipoğlu, Siineu-i İbn Mace Tercemesi ııeŞerlıi, Kahraman Yay., İst, 1982, c.3, s.310. 39 Abdurralunan İbn Ebu Bekr es-Suyutı, ed-Durru'l-Mensur fi Tefsiri'l-Me'sur, Beyrut, 1414.. c.l, s.347; Heysemt a.g.e., c.2. s.l7 . .ıu İbn Seyyidiıuıas, Uyiimı'l-Eserfi Fımiiui'l-A1eğazi ve'ş-Şemtiil ve's-Siyer, Beyrut, trs., c. I, s.237. 35 ~--. 198 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL ortaında üstelik günde beş kez yapılan bir ibadette, zorunlu olan kıble yönünün fark edilmemesi çok uzak bir ihtimal olarak görülmektedir. Bu durumda Medine dönemi açıkça anlatılırken Mekke döneminin rivayetlerde vurgulanmadığı düşünülebilir. Nitekim kıble konusundaki rivavetlerin önemli bir kısımnda Resulüllah 'ın hicretten sonra I 6 veya 17 ay kad:'1r Beyt-i Makdis'e doğnı namaz kıldığı. sonra kıblenin 41 değiştirildiği anlatılmal'ta: bundan önceki döneme pek değinilmemektedir. Mesela Bera hadisinin farklı varyantıarında bile, Mekke'deki duruma değinilınemiş: sadece Medine'de 16 veya 17 ay kadar Kudüs'e doğnı namaz 42 kılındığı belirtilmiştir. Şüphesiz bunun farklı nedenleri olabilir. Böyle bir bilgi, sorulmadığı, fiilen ihtiyaç duyulan bir şey olmadığı veya Yahudilerin psikolojik olarak üstünlüğünü ortaya koyduğu için vurgulanmaınış; ya da anlaınaları dikkatlerine bağlı alınası nedeniyle Resulun Mekke'de naınaz kıldığını gören ravilerden bir kısnu, onun görünüşte önündeki kıblesine bakıp, onun Kabe olduğunu söylemiş, olayın iç yüzünü görebilen, İbn Abbas gibi raviler ise her ne kadar Kabe'ye dönülse de asıl kıblenin Beytü'l-Makdis olduğunu, Kabe ·nin sadece ortaya alındığını belirterek, o aı1la alakah farklı ve daha kuşatıcı bir yonnn yapmış olabilir. uygulamasının bazı bu yonun kargaşasına değinen Ayni şu ·'Resulüllah' ın Mekke' deyken yöneldiği taraf konusw1da ulema ihtilaf etmiştir. İbn Abbas ve diğerleri 'Resulüllah Kudüs'e doğnı namaz kılardı. fakat Kabe 'yi arkasına alı11az, bilakis kendisiyle Kudüs arasına alacak şekilde namaza dunırdu · demekte ve en sahih rivayetin de bu olduğunu belirtmektedir. 43 Öte yandan Mekke'de iken kıble, bizzat Kabe olsaydı, o takdirde Bed b. Ma'nır hadisinin pek anlamı kalmazdı. Zira orad:'1 Bera'nın Mekke'ye dönme arzusu vurgulaı1lfken, ·sen bir lable üzerindeydin onda sabretseydin ya· ifadesiyle fiili dumm da ortaya konulmuştur. Ravilerin içine düştükleri değerlendirıneyi yapmaktadır: Bu tarz rivayetleri dikkate alan müfessirler de bütün peygamberlerin Kudüs olduğunu, hiçbir peygamberin kıble konusunda diğerine muhalefet etmediğini belirtmekte: dolayısıyla İslan1'da ilk neshin kıble konusunda yaşandığını ve bu konuda da icmaıun olduğunu beyan 44 etmektedirler. Mesela el-Meraği şu değcrlendirmeyi yapmaktadır: kıblesinin 41 Bkz. Buhaıi, Sa!at, 31 (c.ı, s.104): İınan. 30 (c.l, s.15); Ebu·ı-Huseyn İbnü"l-Haccac elKuşeyri el-Müsiın, es-Salıilı, Çağrı Yay., İst., 1992, Mesilcid, ı 1, 12, 15 (c. ı, ss. 374-375): Aluned İbn Hanbel, Müsııed, c.4. s.283: Malik b. Enes, el-Muvatta, Çağrı Yay., İst., 1992, Kı ble, 42 7. (c. ı. s.196): Heysemi, a.g.e., c.2, s.16. Alımed b. Şuayb Ebu Abdurrahman en-Nesa!, Siinenü'l-Kiibra, Beyrut. 1411. c.6. s.291: Ahmı:d J.} 44 b. ı:l-Hüsı:yin Ali b. Musa Ebu Bekir el-Beyhakl, Siineıı-i Bey/ıakt, thk. Muhammed Abduıkadir Ata, Mekke. 1994. c.2. s.2: Ali b. Ömer ed-Darekutni. Süneıı-i Darekutııf. BeyroL 1966. c.1, s.273: İbn Hişam, Siret, c.2, s.286. ... d-Aynı. a.g.e .. c.l. s.279. Kurtubl. a.g.e .. c.2. s.151: el-Cessas, a.g.e .. c.l, s.105. Nesiıle ilgili daha fazla bilgi için bkz. Ali Osman Koçkuzu, Hadiste Nasilı-Mensu/ı, İF AV, İst., 1985, s.234. ll . Hadis Verilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Beyt-i Makdis 1 199 ··Resulüllah Mekke'deyken Benı1 İsrail peygamberlerinin yaptığı gibi namazda sahmya yönelirdi. Ancak o Kabe'ye dönmeyi aızuluyor ve Allah'ın kendisini omya yöneltınesi için dua ediyordu. Bundan dolayı Sahm ile Kabe'yi birleştiTip Kab e' nin güneyinde, Kuzeyine dogm namaz kılardı. Medine 'ye hicret ettiğinde ikisine birlikte yönelme İllıkanı kalmadığı için yalmz Beyt-i Makdis'e yönelerek namaz kıldı. Bu hal üzere 16 ay kaldı. Namazda Kabe'yi kıble yapması için Allah'a dua ediyordu. Çünkü o babası İbrahim'in Iablesi idi."45 da insanların Iablesinin Kabe konusunda da farklı görüşlerin ortaya çıktığım görmekteyiz. Ulemanın bir kısmına göre Kabe, yeryüzündeki insanların Iablesi olarak tayin edilmiştir. 46 Nitekim İbn Sa'd'ın bu konuda naklettiği rivayet oldukça ayrıntılı bilgi vermektedir: ..Hiçbir nebi diğerine kıble konusunda muhalefet etıneıniştir. Anaik Resulüllalı'ın Medine'ye gelişinden itibaren 16 ay Beyti Makdis'e yönelmesi Ancak bütün peygamberlerin mi yoksa Beyt-i Makdis mi dolayısıyla olduğu hariç."47 Zuhri ise, Adem'in yeryuzune indirilmesinden sonra peygamberlerin kıblesinin Beytü '1:-Makdis olduğıınu söylemektedir. 48 bütün Bu tartışmada, Kabe'nin Hz. İbrahinı tarafından Mescid-i Aksa'dan 49 önce inşa edildiği, bu nedenle kıble olması için zaman önceliğine sahip olduğu iddia edilmektedir. Kitab-ı Mukaddes. Mescid-i Aksa'nm Hz. Musa'dan yaklaşık 450 yıl sonra Hz. Süleyman. tarafından yaptırıldığım50 ve O'nun krallığı döneminde kıble olarak kabul edildiğini belirtınektedir. 5 ı Oysa ki Kabe'nin Hz. İbrahinı tarafın9an Hz. Musa'nın gelişinden yaklaşık 900 yıl önce yapıldığı kabul edilmektedir.)2 İnşası açısmdan Kabe'den sonra olmasma rağınen Beyt-i Makdis, Yuşa b. Nfin'dan, Resulüllah'm hicretine kadar bütün peygamberlerin Iablesi olarak kabul edilmektedir. Hicretten sonraki 16-17 ay boyımca da durum bu şekilde devam etmiş; sonra Hz. Peygamber, Hz. İbrahinı'in Kıb lesi olan Kab e 'ye çevrilmiştir. 53 45 46 47 48 49 50 51 52 53 Aluned Mustafa el-Meraği, Tefl>im'l-Meriiği., Mısır, 1969, c.2, s.4. Muhammed b. Alieş-Şevkanı Fet/ıu'l-Kadir, Mısır, 1964, c.1, s.155; İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nilıaye, c.2, s.212; Ebu'l-Ferec Nureddin Ali el-Halebl, es-Siretü'l-Halebiyye, Daru'1Mefui.t: Beyrut; 1980, c.2, s.355; İbn Seyyidinnas, a.g.e., c. I. ss.233-237. İbn Sa'd, a.g.e., c. I, s.243; İbn Seyyidinnas, a.g.e., c.1, s.236. el-Haleb!, a.g.e., c.2, s.355. Kabenin inşası ve tarihi hakkında geniş bilgi için bkz. Yılmaz Can, İslam'm Kutsal Mabetleri, Sidı·e Yay., Samsun, 1999, ss.l9-23. I Krallar, 6:1. I Krallar, 8:29-30. Bulıaıi Enbiya, 60/10 (c.4, s.ll7); Müslim, Mesacid, 5/2 (c.l, s.370); Ebu Abdurrahman Aluned b. Şuayb en-Nesa!, es-Sünen, Çağrı Yay., İst, 1992, Mesacid, 8/3 (c.2, s.32); Ebu'l A'la Mevdudi, Teflılmü'l-Kur'atı, İnsan yay., İst., 1986, c.l, s.245·. İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nilıaye, c.l, s.308. 200 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL Ebu Aliye'ye atfedilen bir rivayet ise bu görüşün tamamen aksini iddia etmektedir. Bu rivayete göre Hz. Musa (a.s.) Salıra'nın yanında Be;1-i Haram ·a dönerek namaz kılnuş, yani Salıra önünde iken Kabe'ye yönelmiştir. Salih (a.s.) ve Zülkarneyn 'in (a.s.) kıblesi de Kabe'dir. 54 Hz. Musa, Salih ve Zülkameyn'in Kabe'ye yönelerek namaz kılmaları mümkün görülmektedir. Zira Kabe çok daha eski bir geçmişe sahip, hatta Hz. İbrahim ve İsmail'in kıblesi olma vasfina haizdir. Ancak tarihi kabullerle olaya bakıldığında Hz. Musa İsrailoğullan'nı Ken'an'a (Arz-ı Mev'ı1d) götünnek üzere Mısır' dan çıkannış; oraya giremeden de kendisi vefat etınişti. 55 Hz. Musa·nın yanında bulunan Yı1şa b. Nun ise, Hz. Musa'dan sonra 27 yıl İsrailoğulları'na önderlik yapmış ve 120 yaşında iken vefat 56 etıniştir. Yine Yuşa b. Nı1n'un, Eriha ·yı Hz. Musa'nın ölümünden sonra 57 kuşatarak aldığı. daha sonra da civar şehirleri ele geçim1eye çalıştığı kaydedilmektedir. 58 Buna rağmen, emredilen bütün· yerleri de fethedeınemiştir. 5 Y Bu dunımda Hz. Musa·ın Sal1ra'yı önüne alarak Kabe'ye dönme ihtimali söz konusu bile edilemeyecektir. Hiçbir nebinin süımet ve kıble konusunda diğerine . muhalefet 60 etmeyeceği: hatta. geçmiş kitaplarda, vaat edilen Hatemü 'I-Enbiya' nın vasıfları arasında kıbleyi Kabe'ye talıvil edeceği hakkında delalet ve işaretierin 61 bulunduğu da kabul edilmek'tedir. Buna göre kimden başladığı konusunda bir ihtilaf olsa bile, hicretten sonra Beyt-i Haram' a tahvil edilineeye kadar, bütün peygamberler aynı kıbleye yönelıniştir. Zamaıı zamaı1 farklı şal11slar tarafından dile getirilse bile, kaynaklara hicretle birlikte bir kıble değişikliğinden sahih hadislerde pek bahsedilmemektedir. Daha açık bir ifadeyle Hz. Peygamber'in Medine ·ye gelişinden itibaren 16-17 ay Be;rtü'I-Makdis'e yöneldiği, daha sonra kıblenin değiştirildiği anlatılırken, önceki uygulamaya değinilıneınektedir. Mesela siyer alanında önemli kaynaklardan biri olaıı Siret 'te İbn Hişaın. "Kıhle Resuliiilah 'm Medine j1e gelişinden 18 ay sonra. Şahan aymda değiştirildi ... "62 şeklinde bilgi vennekte: bu eserin şerhinde Süheyli ise şu açıklamayı yapmaktadır: bakıldığında, İbn St::vyidiımas. a.g.e .. c.l. s.237. Ehü'I-Fer<::c Abdumılunun b. Ali İbnü'-Ct::vzi, Zt1du'l-Mesir fi İlmi't-Tef~lr. el-Mt:ktebü'Iİsliiıni, Bt::yrut, 1987, IL 326: Ehü'l-Fidii İsmail İbn Öm<::r İbn Kt::sir, Tefslru'l-Kur'iini'lAzlm. Daru'I-Ma'rift:. Beyrut. 1983. c.2. s.40; Ebu Muhammed Hüst:yin b. Me~'fid elBt::ğavi, Meiilimü't-TenzU. thk. Halid Abdun·ahman ei-Akk-Mervan Suvar, Daru'l-Ma'ıift:. Beyruı. 1995. c.2. s.26. 56 Beğavi~a.g.e.= ı.:.2~ s.28. 57 Yeşu. 1-27. 58 Yt::şu, 7, 8, 9, lO, 11,12. 59 Ye~ll 1-33. :,' lhıı Sa'd, a.g.<:: .. c.l, s.243. Yuzır, u.g.<::., c.l. s.537. 62 Ehu Muhunun<::d İhn Hişuın, Siret-i İhu H işam. Kalıin:. 1963. c.2. s.337. 54 55 -.-.-.. ··- ~---· ... ---.~ Hadis r·erilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Beyı-i Makdis . 201 -·Hadiste Resuliiilah Mekke'deyken Beyt-i Makdis'e doğru namaz kıldığına dair delil vardır. Bu İbn Abbas'ın sözüdür_ Bir grup ise. Resulüllah'm Medine'ye gelişinden itibaren 16 veya 17 ay Beyt-i Makdis'e doğru namaz kıldiğını ileri sünnektedir. Bu durumda biri süıuıetin sünnetle, diğeri sünnetin Kur'an-la olmak üzere iki neslı olmalı. İbn Abbas'ın hadisi bu konudaki ihtilafm kaynağını açıklamaktadır_., 63 Hz_ Peygamberin ilk kıblesi olarak Be)1-i Makdis ·i kabul edenler oraya yönelme nedenini de açıklamaya çalışmışlardır. İşte bu noktada Hz_ Peygamber'in ve Müslümanların başlangıçta Beyt-i Makdis'e yönelerek namaz 64 kılmaları ile Kabe'nin özel dunınm arasmda ilişki kurulduğunu görmek1:eyiz. Diğer bir ifade ile Kabe putlarla dolu olduğu için böyle bir uygulamaya gidilmiştir. Mesela Hüseyin Algül konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapmaktadır: "Hz_ Muhammed Mekke döneminde ve Medine'ye lıkretten sonra belirli bir süre namaz kılarken Kudüs'e dönerdi. Kudüs, ehl-i kitabın kıblesi idi. Bu süre içinde Kudüs'e dönmesine sebep olamk, Kabe'nin Kureyşli putatapıcılarca da kıble edinilmiş olması. içini dışını putlarla doldurmuş olmaları ve inkarcıların hakimiyetlerinde bulunması. Müslümaniann ise henüz siyasi bir teşkilatianınaya gid~memiş olmaları gibi hususlar göstcrilir_'' 65 Bu değerlendirme ilk bakışta makul gibi gözükmektedir. Ancak kıt­ lenin tahvili esnasında yani yaklaşık olarak hicretin ikinci yılında da Kabe'nin konumu değişmemişti_ Yine mi.işriklerin elindeydi ve içi putlarla doluydu. Bu nedenle söz konusu değerlendirme isabetli bir yorum olarak kabul edilemez. Bu genel açıklamalardan sonra yukarıda özel olarak vurguladığımız sanıların cevaplarını bulmaya çalışalım_ -Hz. Peygamber Mekke'de atalarının kıblesi olan Kabe'ye yöneliyorsa. Medine 'ye geldiğinde onu Be)1-i Makdis ·e yöneiten ne idi? Bu sonıya genellikle Yahudilerle uzlaşma çabaları, onları İslaın'a ı­ smdırına, onlara dinlerin özde bir olduğunu gösterıne uğraşısı şeklinde cevap verilmektedir. 66 Böyle bir t:1.vır, Yahudilerin kalplerinin İslam'a ısınmasına sebep olabilir mi:ydi? İslam' i kabullenmelerini bir tarafa bırakalım, Müslümanlarla siyasi platformda olsun uzlaşmalanna yol açabilir miydi? Bu sanınun cevabı bizzat Kur'an-ı Kerim tarafından açık bir şekilde verilmektedir: "Sen kitap verileniere her türlü ayeti (mucizeyi, delili) getirsen yine onlar senin kıblene uyınazlar: sen de onların kıblesine uyacak değilsin_ Onlar bir- 63 Ebu"l-Kasıın Abdurrahman es-Sühey!L er-Rawlu'l-Umiffi Serlıi Sireti'u-Nebeı•üiJ•e L'ihni Hişam, Kahire, ı 389, ı.:A, ss. ı 13-ı 14: İbn Seyyidiıınas, a.g.e., c.1, s.236. '" ··Kıble'- mad., R.isale tvlasa Aıısik.lopedisi, Risaıe Yay., İst, 1988. 65 Hüseyin Al gül. İsltuu Tari/ı i_ Gonca Yay.~ İst.~ 1986~ c. 1: s.347. 06 Yazır, Hak Diııi Kur'an Dili, ı.;_], ss.526,527; Atı::ş, Yüce Knr'ım'm Çağdaş Tef'riri. c. I, s.250. ':' ış;g~ """'-·«> "-· 2021 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL birlerinin kıblelerine de uvmazlar. Sana gelen ilimden sonra onlann keyifle67 rine uyarsan, o takdirde ~en mutlaka zalimlerden olursun." Konuyla ilgili bir açıklama yapan Seyyid Kutub, şu değer1endirmeyi yapmaktadır: ··Mesele nasıl olursa olsun her iki halde de Yahudileri İslam'a girmekten alı­ koyan anıillerden birisi de Müslümaniann Yahudilerin Iablesi olan Beyt-i Makdis'e doğru dömneleri idi. Hatta Yahudiler dillerini daha da uzatarak Hz. Peygamber'in beraberindekilerle namazda Kudüs'e dönmelerini kendi dinleriniıı, kıblelerinin ve milletlerinin asaletlerinin bir delili olarak kabul ediyorlardı. Bu münasebetle Hz. Mulıammed (s.a.v.) ve beraberindekiler Yahudileri İslam'a davet edeceklerine, kendilerinin Yahudiliğe girmeleri gerektiğiıli söylüyorlardı." 68 Fazlur Ralıman da Hz. Peygamber'in Medine'ye varışında Yahudilere kur yapmak için Kudüs'ü kı b le olarak kabul etmiş olma ihtimalini reddederek, Kudüs'ün kıble olarak kabul edilmesinin sebebini şöyle izah etmektedir: ··Mekke'de büyük bir ihtimalle, baskı altında bulunan Müslümaniann nan1azlaruıı açıkça eda edemedikleri ve ibadet için Kabe'ye giremedikleri bir sırada bu kabul uygulama alanına konulmuştur. Mekke'de Kudüs lehine ilk değişikliğin yapılması bir zaruretin neticesi olduğu gibi, arnacı da müşriklerle Müslümanlar arasındaki bir ayırıındı. ·Kur'an'ın bize bildirdiği de budur."69 ··Kıble konusundaki devamsizlık Kabe ile değil, Kudüs ile olmuştur. Peygamber'in Kudüs'ü kıble seçmesi Medine'de değil uzun yıllar önce Mekke'de olmuştur. Ancak öyle bir şekilde yönetiyordu ki zaten Kabe'yi karşısına alnuş oluyordu. Bu da gösteriyor ki Kudüs'ün önceden kıble seçilmesinin Yalmdilikle hiçbir ilgisi yoktur. Belki de bu seçime Kur'an'ın Hz. Musa 'ya verdiği büyük önem sebep olmuştur. Fakat daha kuvvetli bir. ihtimal Mescid-i Haram'da ilk yıllar Müslümaniann ibadet etmesine izin vermeyen ve Müslümanlara işken~e yapan Mekkelileri protesto etmektir."70 Bu anlamdaki değerlendirmeleri, Yalındilere atfedilen "bizim dinimiz olmasaydı Muhammed nereye döneceğini bilemeyecekti"1 ı gibi sözler de desteklemektedir. Öte yandan beşer fıtratı açısından meseleye bakıldığında da böyle bir yaklaşımın, kalp ısındınnaktan ziyade kibirleİımeye sevk edeceği rahatlıkla düşünülebilir. Bu nedenle Y alıudilerin kalplerini İslam' a ısındırmak için Hz. Peygamber'in böyle bir değişikliğe gitmiş olabileceği pek makul gelmemektedir. Bununla birlikte yukarıdaki soruya cevap olabilecek nitelikteki bir Celal Yıldır1111 tarafından yapılmaktadır: açıklama 67 68 69 ° 7 71 Bakara, 2/145. Seyyid Kutub, FiZılali'l-Kur'au, Beyrut, trs., c. ı. ss.172-173. Fazlur Rahman, Islam, Great Britain, 1966, s.23. · Fazlur Rahman, Ana Komılarıyla Kıır'au, tre. Yrd.Doç.Dr. Alpaslan Açıkgenç, Fecr Yay., Ankara, 1987, s.288. Meraği. a.g.e .. c.2, s.9. Hadis Verilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Beyt-i Makc/is , 203 ··Hz. Peygamber Mekke'deyken Kudüs'e yönelmiş olsaydı Kabe'ye fazlasıyla bağlı bulunan Mekke ınüşrikleri O'nu bu hususta kınayacak hatta İslam 'a bu yüzden ginnek istemediklerini ileriye süreceklerdi. Medine'ye lıicret ettiğinde de Kudüs'e yönelmesi Yahudilerin böyle bir itirazma meydan venneınek • • içindi.'"72 Hz. Peygamber (s.a. v. )'in Mekke ve M edi ne' deki toplumsal ve psikolojik şartları dikkate alarak kıblesini belirlediğini kabul ettiğimiz takdirde şu sanınun cevabını vennemiz gerekmek-tedir: Beklentisinin gerçekleşmediğini hatta kendisi için sıkıntıya yol açtığını gördüğü zaman, kendi tercihini neden yine kendisi değiştinnedi de bu konuda vahiy beklemeye, gözünü semaya dikip Allah· a yalvannaya başladı? Yine böyle bir açıklama, "üzerinde bulunduğı m yönü kzble yapzşnmzm nedeni Resule tabi olanlarla. ökçesi üzeri dönenleri aym 13 etmek içindi" ayeti:yle bağdaştırılabilir mi? İmtihana tabi tutulanlar iman etmeyen mÜşrikler mi. yoksa iinanında sebat etmeleri beklenen Müslümanlar mıydı? Ayet, tarihi gelişimle birlikte değerlendirildiğinde ikincisinin olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bu düşünceyi savunanların haklı olduğunu söylemek mümkün gözükmemeh.1:edir. Konuyu siyasi sergilemektedir: açıdan değerlendiren ""Kıble değişikliğini Mevdudi ise farklı bir yaklaşım bekleyen Hz. Peygamber'in bu nedenle dua ettiği anlaşılmaktadır. Çünkü Hz. Peygamber de İsrailoğullarının liderliğinin sona erdiğini 7 düşünüvordu. " ; ve Kudüs'ün merkez niteliğini kaybettiğini Ancak ne Beyt-i Makdis-in kıble olarak benimsenmesinde. ne de terk edilmesinde Yahudilerin liderliğinden bahsetmek bir hayli güç görülmektedir. Nitekim bu noktada oldukça farklı bir yaklaşım ortaya koyan oryantalist araştırmacılar, Hz. Peygamber'in kıblesini değiştinnesini, iman etmedikleri gibi, kendisini peygamberler halkasına da dahil etmeven Yalmdilere olan kızgınlığına bağlaınışlardır. 75 • iddialar ve delilleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde Hz. ve ashabının Mekke'de iken Kudüs'e doğnı namaz kıldıklan: Medine ·ye geldikten sonra 16-1 7 ay kadar da bu dunnnun devaın ettiği anlaşılmaktadır. 76 Bu süre zarfında Allah, müminleri takva ve kendi emrine teslimiyet konusunda imtihan etmiş: daha sonra onları arzu ettikleri kıbleye yani Kabe ·:ye yöneltmiştiL Zira onlar için, Kabe'nin çok özel bir yeri ve kutsiyeti vardı. Bu nedenle, kıblenin Kudüs'e doğm çevrilmiş olması onlara ağır geldi. Peygaınber Cdal Yıl d ının. İlınin Jşrğmda Asrm Kur'an TefsirL Anadolu Yay., İzmir, 1986. c.l, ss. 376-377. 7 -' Bakara. 2/143. 7 ~ Ebu'I-A"la el-Mevdudi. Teflıimu'l-Kıır'aıı, tre. Heyet, İnsan Yay., İst, 1986, c.l, s.l 09. 75 Bu konudaki dcğerlendinneler için bkz. Ekreın Sarıkı.;ıoğlu! . ~Batı Dinler Tarilıint!e İ'ilauı··. Uluslararası Birinci İslam Araştımıalan Semp., İzmir, 1985, ss.223-224. 76 El-Halebi. a.g.e .. c.2. s.173. 72 . ----- r 204 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL Ancak onlar 'işittik ve itaat ettik' dediler ve bağlılıklarını ortaya koydular. Böylece ayette vurgulanan ökçesi üzere geri dönenlerle, dinde sehat edenlerin birbirinden ayrı.şması da mümkün oldu. Bu durumda söz konusu ayetteki "üzerinde bulunduğu " ifadesini o anda dönülmekte olan Beyt-i Makdis, 77 sınava tabi tutulanların da atalarının da kutsal saydığı Kabe'yi terk pahasına bile olsa Allah Resulüne bağlılıklarını sürdürüp sürdünneyecekleri noktasında Müslümanların olduğu anlaşılmaktadır . Kudüs'e Yönelişin Nedeni Veya İlk Kıblenin Subutu Beyt-i Makdis'in Ineretten önce veya sonra kıble olarak kabul edildiği, hemen hemen bütün rivayetlerde ittifakla belirtilmektedir. Ancak Beyt-i Makdis'in kıble olarak benimsenmesinin nedeni araştınldığında; birbirinden oldukça farklı düşüncelerin ortaya çıktığı görülınektedir. Bu noktada Kabe'nin özel konumu yani putlarla dolu olması, oraya yönelmenin uygun görülınemesi; Medine'ye Ineret ettikten sonra, ora halkınm çoğuuluğunu Yahudilerin oluştunuası nedeniyle onların kalbini İslan1 'a ısındınnak için Hz. Peygamber tarafindan yapılan· bir tercih olduğu: ya da oraya yönelmesinin emredilnliş olması vb. düşünceler ileri sürülmektedir. Bu görüşleri esas itibariyle Hz. Peygamber'in kıble tayinini kendi içtihadı ile yaptığı ya da vahiyle yönlendirildiği şeklinde özetlemek mümkündür. dolayısıyla Kendi içtihadıyla oraya yöneldiğini kabul eden alimler bunun için, da zikrettiğimiz, Yahudilerin imana gelmeleriıli ünlit etmesi; Mekke müşrikleriıli denemek istemesi veya Kabe'ılin putlarla dolu olması gibi farklı gerekçeler ileri sürmektedirler. Hz. Peygamber'in oraya yönelmesinin, kendisine gelen bir val1)rin sonucu olduğunu beyan edenler ise doğal olarak herhangi bir neden araştımm ihtiyacı hissetmeınektedirler. yukarıda Aliınierin olma1..1:adır: bu konudaki görüşlerini şu şekilde özetlemek mümkürı 78 1- Hz. Peygamber'in Beyt-i Makdis'e yönelmesi kendi içtihadıyla olmuştur. Hasan, İkrime ve Ebu'l-Aliye bu görüştedir. 2- Allal1 Resulu Kabe ile Beytü'l-Makdis arasında ınuhayyer imana gelir ümidiyle Kudüs'e yönelmeyi tercih · bırakılmış: ancak O, Yahudiler etmiştir. Taberi bu görüştedir. 3- Kabe'ye alışık olan ve orayı kendileri için mukaddes kabul eden Mekke müşrikleriıli denemek için Kudüs'e yönelıneyi tercih etmiştir. Bu Zeccac' ın görüşü dür. 77 78 Muhammed İbn Cerir et-Taberi, Ciimiu'l-Beyiin an Te'vlli iiyi'l-Kur'an, Mısır, 1968, c.2, s.11: Prof Dr. T. Koçyiğit- Prof. Dr. İ. Cerrahoğ1u, Kur' au-ı Kerim Meal ve Tej~iri, Diy.İş. Baş. Yay., Ank., 1984, c.1, s.253. Kurtubi, a.g.e., c.2,s.150: Yıldınrn, a.g.e., c.1, ss.376-377. Hadis Verilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kıblesi: Beyr-i Makdis . 205. :·: '- : 4~· İbri Abbas ,;e· Cuınh\.ır'un benimsediği ,, görüşe göre ise Hz. Peygamber'in her iki kıbleye yönelişide vahiyle olmuştur. . : Roimyla ilgili bilgi · vErirken Kurtı.ıbf.· "'Resuliillalı Beyt-i Makdi~/e kıld1. Biı km?lida 'ayet jJO!itu: fıükıim: siinnetle konuldıi.' ~·onra Kı'ıi-'{i/z'l(hı~sh oliindu''J9 açıkHı.m~ısinıy::'q)ınak:fudı~~ . . . '. ·· '· · . c(ogi7i namaz Kudüs' e yönelişin vahiy kaynaklı olduğ\.iriü ':düşünehler, bıınun Ki.ii' an 'dış( bir vruıi~i . 'blduğtinu ya da :bizzat ayete da'yandığını ileri sü~nel<tediriefNitekin1: Katade' elen ri'va}letedi!diğihegöre; ·'Doğü da batı da Ailal1''ıi1d.ır. 'i-ier :ıiere~;e dÖiiefsei-i!iiŞte oia 'Aiıali'ıi1 vecl1idir" 80 ayeti, ·'Her nere~en (yola) çıkarsai1. yi.b:ünÜ' Mescicl-i Haraii1 'a' doğrirÇe\,it:" 8 ı.: ay eti ile riesli edi'hniştir.~2 r.· ' >: . .,;: .. ' ibn Abbis'taı1: bu gckülnü~ktooii:· :,~ · · '''· · 1 ,· ·::- .." kbmida • geleı'ı :ri~Jayet'. öira2 'daha a)itl.litili • •• • " -~kur'~ikclıi'. iık"ı1~slı'o1Üiıanşe~· kibl~dii·.' 'A1lali'lı T~ala 'bogu ·cta 'bütı ili~ Allah· ın dir'. Hh herere ·dörterseıiiz iŞte bİa Allah' ıri \ieciılctir •·biıyiırduğunda · :.•Allalr Resüh.i Be)t-HA.tik'i terk •edip.Beyt.ii Makdis:e dogru ııı:ımaz kılmaya ' başlanuŞ: ·•ancak :insanlardan •ayak· takıınr. olanlar" · üzeriilde bUlunduklan · kıbleleriıiden onlan döndüren nedir? demeye başladıklannda Allah-u Tea la · onlan Beyt-i ;Atik'e. Çevirmiş ve' ,.Her iıereden '(yola). çıkarsan, yüzünü · · Mescid-i Hara1n'a dognı çe\,ir. .. buyurmuşhır:"~ 3 :c.• ·.•. ·· Bu.rivayetlere göre! Beyt-i·Makqis:e•)'önelişin••nedeni·ayettir ve bu uygulama: daha sonra da· yine ayet tarafından i1esh · edilmiştir.· Zira· Resuliiilah Medine·ye h:icret' ·etti~nde ··o ra. halkının .çoğuüluğuim. Yahudiler· oluşturduğu için Allah:•Be~ t-i •Makdisteyönelmesini eınretmiştir: 84 · Zikredilen ri~'etlerln böyle;' bir -iddiayı: ne kadar destekleyeceği ÜiriıŞ!nalıdıİ. Bii nederiie· ilk· ı<iblenHi süblıriihlı .·. değerlenditeri alimlerden öiiemli bir 'kısı1iı: baŞlaİ1giÇta kı b le ·değişikliğii1in Kür'an "da ver 'almiı.:yaıi• bir v~hi~:•s'oliucu'gerÇekleştiğini'·sö);leniektedir. 85 ' . . • . . .· '. < : . Kur· an dlş.ınô.~'\>alÜ)•, 'diğ2r pe);gamberler içiı~ 6Idüğü kadar, Hz.· Peygamber için de mümkün görülmektedir. Namazın kılınışı veya eşi tarafından ifşa edilen bir sırrın bildirilmesi bizzat Kur'an'dan gösterilebilecek delillerdir. Ay~ti k~riı11ecie.ımp1a:?JJL ala]<alı plarak şp;açıklama yapılmal'tadır: .• ·: >'•. ··N"aınazla:n ': ·' •Vc:ofıa namazı· komyun. gönülden bağlılık ve saygı ile Alla,h'ın ._huzuruna du nın. E ger (bir telılikedeıı) korkarsanız~ ':i 79 Kuıtubl. a.g.e .. c:2, is.15L ~<· Bakara. 21115 sı Babra>2tİ50. · ' .· s 2 :;TihnizLTefsirJ'JcKur'aıi. 44/2 (c.5'. !:.206): · :~·B~yliıik~.a.g:e:; c:2·~ s:12' .· _ 8 " Beylıakı. ·: ''' ~ ~ ·.• ·. ·. ·... _? .• • a.g.e .. c.2. s.l2: el-Mubarekfun. a.g.e .. ·c,S. s.cAO. · Dei·Veze. a.g.e .. ·c5;-s:l46. ... · · ' yaya yahut. binidi ol anık 206 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL kılın: güvene kavuştuğunuz zaman ise bilmediğiniz 86 kilde Allah'ı anın." şeyleri size öğrettiği şe­ Ayeti kerimede güvene kavuşulduğunda öğretilen şekilde namazın eancak Kur'an'ın herhangi bir yerinde böyle bir eğitim dikkat çekınemektedir. Hadisiere baktığımızda ise bu bilginin kaynağımn Kur'an dışı bir vahiy olduğu görülmektedir: '·Cibril indi ve bana imam oldu: ben de onuııla beraber namaz kıldını. Sonra anınıla beraber namaz kıldını, sonra onunla beraber nanıaz kıldım, sonra onunla beraber namaz kıldını. sonra onunla beraber namaz kıldım. Resulililah bunu söylerken birer birer b~ş vakit nanıazı sayıyordu. " 87 dası isteıunekte, Bu hadisin farklı bir varyantında açıklama yaptıktan sonra Hz. Peygamber, "işte bununla emrolundum" ifadesini kullaıunaktadır. 88 Tahrim suresi 3. ayetinde de eşi ile kendi arasındaki bir sırrın, eşi tara- fından ifşa edildiği Hz. Peygamber (s.a.v.) bildirilmiştir. İfşa ettiği şeylerden bir kısmını söylediğinde eşinin şaşkınlığı şöyle anlatılmaktadır: ..Peygamber eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü baş­ kalarına haber verdi. Allah da onun bu davraıuşını peygamberine açıklayın­ ca, Peygamber. lıanımına bu söylediklerinden bir kısmını bildirmiş, bir kıs­ nundan da vazgeçınişti. Peygamber bunu haber verince eşi: 'bunu sana kim söyledi?' dedi. O da 'her şeyi bilen ve haber alan Allah bana söyledi' dedi." Kur'an'ın hiçbir yerinde Peygamber'e bildirilen bu sır görnlemediği için, onun Kur'an'da olmayan bir vahiyle gerçekleştiği düşünülmektedir. Bu ve benzeri ömeklerin de desteklediği Kur'an dışı vahyin imkan dahilinde ol89 ması, hatta zorunluluğu düşüncesi, ilk kıb lenin tayininde de kendisini göstemıektedir. Zira ilk kıble, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in içtihadı ile belirlenmiş olsaydı, gözünü semaya dikip beklemeksizin, kendi kararını yine kendisi değiştirmek yani nesh etmek suretiyle istediği yönü kendisine kıble olarak tayin edebilirdi. Bu durumda ister Mekke' de isterse Medine'de olsun, ilk kıbleye yönelişin bir vahiyle ohnası gerektiği düşünülmektedir. Sonuç iddialar ve delilleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde Hz. Peygamber ve ashabııun Mekke'de iken Kudüs'e doğm namaz kıldıkları; Medine'ye geldikten sonra 16-17 ay kadar da bu dummun devam ettiği, daha sonra kıble değişikliğinin gerçekleştiği dikkat çekmektedir. 86 b'l 88 89 Bakara. 2/238-239. Buhaıi. Bedü'l-Halk. 59/6 (c.4. s.81); Müslim, Mesacid, 5/166 (c.l. s.425). Müslim. Mesacid, 5/167 (c. 1. s.425). Daha fazla bilgi için bkz. Nihat Hatipoğlu, "Hz. Peygamber' e Kur' au Dışmda Valıiy Geldiğini Reel Diişiiucesiue Yiiuelik Bir Alem Taraması", İslami Araştınnalar, Ankara, 1998, c.11, sy.3-4; ss.273-295: Bünyarrıin Erul. "Hz. Peygamber' e Kur' au Dışmda Valıiy Geleliğiili İfade Eden Rimyetlerin Talılil ve Tenkiıll' İslarniyat, Ankara, 1998, c.l, sy. 1, ss.5371; Yavuz Ünal. Hadisleri Tespitte Yöntem Sorıırıu. Etüt Yay., Samsun, 1999, ss.97-104 Hadis Veriletine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kı b/esi: Beyt-i ı\.fakdis / 207 Söz konusu ayetteki "üzerinde bulunduğun" ifadesini o anda dönülınekte olan Be~·t-i Makdis olarak anlamak gerekmekte; sınava tabi tutulanların. ise. atalarının kutsal saydığı Kabe ·yi terk pahasına bile olsa Allah Resulüne bağlılıklanın sürdürüp sürdürmeyecekleri noktasında müslümaniann olduğu anlaşılmaktadır. İlk kıblenin tayininde, Hatemü'l-Enbiya olan Hz. Peyganıber'in kendisinden önceki Peygamberlerin uygulanıalarına uyarak kıblesini, kendi içtilıadıyla belirlediğini düşünmek mümkün görülmektedir. Ancak kıble değişik­ lİğİnİ arzulayan Hz. Peygamber'in bizzat kendisinin böyle bir değişikliğe gitmemesi; Mekke döneminde, Kabe'yi inşa eden ve onun ilk mabet olmasını sağlayan Hz. İbrahim ve İsmail' e özel bir şekilde atıfta bulunulması, nanıazın farz kılındığı zaman ve mekanda Hz. Peygamber' e kıblesİni gösterecek kadar güçlü bir geleneğe sahip elıl-i kitabın bulunmaması ve Kur'aıı dışı vahyin imkan dahilinde olması. kıblenin tayininde vahiy unsurunu ön plana çıkar­ maktadır. l --=...:.--· , ----.,..--~- ... 20lS 1 Yrd.Doç.Dr. Yavuz ONAL KAYNAKÇA Ahmed İbn Hanbel. Müsned, Çağn Yay.. İstanbuL 1992. Algül, Hüseyin, İslam Taı·ihi, Gonca Yay .. İst.. 1986. Ateş. Süleyman. Yüce Kuı·'aıı'ın Çağdaş Tefsiri, Yeni Ufuklar Neş., İsL 1988. _ _ _, Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali, Yeni Ufuklar Neş .. İstanbul: Ayni. Ebu Mulıannned Mahmud b. Ahmed, Umdetü'l-Kaıi ti Şerhi Sahihi'lBulıari. İstanbul. 1308. Beğavi. Ebfı Muhammed Hüseyin b. Mes'iid. Mealimü't-Tenzil, thk. Halid Abdurralıınfuı el-Akk-Mervfuı Suvar, Di'iru'l-Ma;rife, Beyrut, 1995. Beyhaki Alımed b. el-Hüseyin Ali b. Musa Ebu Bekir, Sünen-i Beyhaki, · thk. Muhammed Abdulkadir Ata, Mekke, 1994. Bilmen, Ömer Nasuhi. Km·'aıı-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri. Sentez Yay .. İsL 1996. Buhari. Ebu Abdullah Muhammed b. İsmail. Salıilıu'l-Bulıari, Çağn Yay., İst.. 1992. Can. Yılmaz.. İslam'ın Kutsal Mabetleıi, Sictre Yay., Samsun, 1999. Çanan. İbrahim. Kütüb-i Sirte Muhtasarı Tercüme ve Şerhi, Akçağ, Ankara, 1988. Can atan. Kadir Canataıı. 1995, sy.9. Cessas, Ebu Bekr Kanılıav1. Alımed Kış "Gelenek, Din ve Mondernite". Bilgi ve Hikmet. b. Ali. Beyrut 1985. Alıkamu'l-Kur'an. thk. Muhanuned es-Sadık el- Darekuml. Ali b. Ömer, Sünen-i Darekutnt Beyrut, 1966. Davudoğlu. Aluned. Kur'an-ı Kerim ve Meali, Timaş. İst.. 1993. Derveze. İzzet. et-Tefsiru'l-Hadis. Ekin Yay .. İstanbul. 1998. Duponl A. -Sommer. The Essene Writings from Qumran, translated by G. Vernes, Ohio. 1962. Ebu·s-SuGd, Muhammed b. Mulıanuned el-Ammadi, İı·şiidu Akli's-Selim Mezaya el-Kuı·'fini'l-Kerim, Beyrut. trs. ila el-Elbfuıl, Muhammed Nasıruddin, Zaifu Sünen-i İbn Mace, Beyrut, 1988. Esed, Muhammed, Kuı·'an Mesajı -Meal-Tefsir-, işaret Yay., İst.. 1999. Erul, Bünyamin, "Hz. Peygambeı·'e Kur'an Dışında Valıiy Geldiğini İfade Eden Rivayetlerin Tahlil ve Tenkidi" İslaıniyat, Ankara, 1998, c.l, sy. 1. Fazlur Ralmıaıı, Ana Konulanyla Kuı·'an, tre. Yrd.Doç.Dr. Alpaslan Yay.. Ankara. 1987. Açıkgenç, Fecr Fazlur Ralımruı, Islam, New York, 1966. Halebi Ebu'l-Ferec Nureddin Ali, es-Siretü'I-Halebiyye, Daru'l-Meanf, Beyrut, 1980. Hatipoğlu. Haydar. Süııen-i İbn Mace Tercemesi ve Şerhi, Kahraman Yay., İst.. 1982. r Hadis Verilerine Göre Hz. Peygamber 'in İlk Kıblesi: Beyr-i Makdis , 209 Hatipoğlu. Nihat "Hz. Peygamhcr'c Kur'an Dışında Vahiy Gcldibrini Red Düşün­ ccsine Yöneiili Bil- Alan Tanıması", İslami Araştınnalar. Ankara. 1998. c. I L sy.3-4. Heysemi, Ali h. Ebu Bekr. Mecmeu'z-Zevaid ve 1\'Ienbeu'l-Fevaid, Beyrut, 1406. Hizınetli, Mustafa. Kuı·'an-ı Kcl'İnı'in Türkçe Anlamı, Birleşik Yay., İst.. 1997. İbn Abdilber. Yusuf. ed-Dürcr fi İhtisari'l-Meğazi ve-Siyer, Kahire, 1403. İbn Hacer. Şeınsüddin Alımed b. Ali, Fcthu'l-Bari Şcrhu Sahihi'l-Bubari, Daru'IMa'rife. Beyrut. 1301. İbn Hişam. Ebu Muhammed. Sirct-i İbn Hişam. Kalıire, 1963. İbn Huzeyme. Muhanuned b. İshak. Sahilı-i İlın Huzeyıne, Beyrut, 1970. İsmail İbn Ömer. el-Bidaye ve'n-Nihaye, Mektebetü'l-Mearif, Beyrut. trs. _ _ _, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim. Daru'l-Ma'rife, Beyrut, 1983. İbn Mace, Abdullah Muhammed. Sünen-i İbn Mace, Çağn Yay .. İst.. 1992. İbn Manzur. Ceınaleddin Muhaııuned b. Mükerreın,"Kıble" mad .. Lisanü'l-Arab, Kalıire. trs. İbn Sa"d. Ebu Abdullah Muhammed. et-Tabakatu'l-Kübra, Daru's-Sadr. Beyrut. trs. İbn Seyyidinnas. U~·unu'l-Escr fi Fununi'I-Mcğazi vc'ş-Şcmail vc's-Siycı·. Beyrut, trs. ibnii'I-Cevzi. Ebü'l-Ferec Abdurralııniin b. Ali. Zadu'I-Mcsiı· ti İlmi't-Tefsir, eiMektebü ·ı-isliiın'i. Beynıt. 1987. Joseplıus. The .Jewisl\ W ar. translated by G.A. Williaınson, Aylesbury, 1960. Karaınan, Hayrettin, vd., Kur'an-ı Keıim ve Açıklamalı Meiili, Türkiye Diyanet Yak. Yay .. Ank., 1997. "Kıble'· mad .. el-Müncid fi'l-Luga ve'l-A'lam, Beyrut, 1986. "Kıbıe·· mad .. Risale lVIasa Ansiklopedisi. Risale Yay .. İst 1988. Kıtab-ı Mukaddes. Kıtab-ı Mukaddes Ş irk.. Mütercim yok. İst., 1993 Koçkuzu, Ali Osmaıı, Hadiste Nasih-Mensulı. İFAV. İst.. 1985. Koçyiğit Prof. Dr. T.- Cerrahoğlu Prof. Dr. İ., Kur'an-ı Kerim Meal ve Tcfsiri, Diy.İş. Baş. Yay .. Aıık.. 1984. el-Kurtubl. Mulımmned b. Alımed el-Ensari. el-Cami' li Ahkarni'l-Kur'an, Daru'IKütübi ·ı-Mısır, Mısır. I %7. ilm Kesir. Ebü'I-Fidii Malik b. Enes. el-Muvatta, Çağn Yay .. İst.. 1992. Meriiğ1. Alımed Mustafa. Tefsim'I-Meı·aği. Mısır. 1969. Mevdudi. Ebu'l-A'Ia, Tet1ıimu'I-Kur'an. tre. Heyet. İnsan Yay .. İst.. 1986. MuberekfGri. Mulıammed Ebdurra.lıman b. Abdurralıim, Tuhfetü'I-Ahvczi bi Carnii't-Tirmizi, Beyrut, trs. Şeı·hi Müsiın. Ebu'l-Huseyn ibnü'I-Haccac ei-Kuşeyri. es-Salıilı, Çağn Yay .. İst.. 1992 Nesil!. Ebu Abdurrahman Aluned b. Şuayb, es-Sünen, Çağn Yay .. İst. 1992. _ _ _ , Sünenü'l-Kübra. Beyrut, 1411. Okyanus Ansiklopedik Sözlük, Cem Yay .. İst., 1985, s.1530. • !-. 110 1 Yrd.Doç.Dr. Yavıc: ONAL Öztürk. Yaşar Nuri. Kuı·'an-ı Kerim ve Türkçe Meali, Yeni Boyut, İst.. 1998. Öztürk. Ahdulvelıhab, Kuı·'an-ı Kerim ve Meali, Emek Of. Mat. ve Yay.. Ank., 1998. Sankçıoğ1u. Ekrem, "Batı Dinler Tarihinde İslam", Uluslararası Birinci İslam Araştınnalan Senıp .. İzmir. 1985. . Sankçıoğlu, E .. Ş. Gündüz. Y. Ünal. Dinlerde Yükseliş Motifleri, Vadi yay. Ank. 1995. Sftvi. Ahmed el-Malik!. Haşiyetü Celilleyn, Eser Neş., İstanbul, trs. Süheyll. Ebu·ı-Kasım Abdurralunan. er-Ravdu'l-Unı1f ti Şerhi. Sircti'n-Nebeviyye l'ibni Hişam. Kahire. 1389. Suyutl. Abdurralm1an İbn Ebu Bekr. ed-Dun·u'l-Mensur fi Tefsiri'l-Me'sur. BeyruL 1414. Şevkani. Muhanm1ed b. Ali, Fetlıu'l-Kadir. Mısır. 1964.. Taheriin!, Süleyman b. Alımed b. Eyyub, el-Mu'cemü'l-Keblr, Musul,l404/1983. Taberl. Muhammed İbn Cerir. Camiu'l-Beyan an Te'vili_ayi'l-Kuı·'an. Mısır, 1968. ÜnaL Yavuz. Hadisleri Tespitte Yiintem Sorunu. Etüt Yay., Samsun, 1999. WatL M.. Muhammed at Medine, Great Britain, 1956. Weıısinck, A.J., ·'Kıhle" ınad .. İslam Ansik1opedisi. tre. Fatih Gökınen, MEB. İstanbul, 1977. Yazır. Elınalılı Haındi. Hak Dini Kur'an Dili, Eser Neş .. İst 1979. _ _ _ . Hak Dini Kur'an Dili Meali. Haz. Heyet. Eser Neş. İst.. trs. Yıldınm. Celal. ilmin Işığııula Asrın Kur'an Tefsiri. Anadolu Yay .. İzmir. 1986. Zelıebi. Mulıanuned b. Ahmed, Siyer-i A'larni'n-Nübela, Beyrut, 1413. Zemahşeri. Mahmud b. Ömer, Keşşaf an Hakfiiku't-Tenzil ve Uyfini'l-Te'viL Daru'l-Mıı'rife, Beyrut, trs. Hadis Velilerine Göre Hz. Peygamber'in İlk Kdılesi: Beyt-i Makdis : 211 Tlıe First Qibla of Islam: Bayt al Maqdis ABSTRACT Daily prayeı'. known as salfit or nanulz. was established as a religious duty when the Prophet assemieel to heaveıı (so called mi'rti)J during Maleka priod. Wi lh the establishmenl of sa/at as a rcligious duty, the qibla (the sacred place where Muslims turn during their prayers) wa~ supposed to be determiııed. Wlıile the qibla is told to be Bayt al-Maqdis in Jeusalem (Qudus) during Makka peıiod, it was clıanged to w ard Ka aba (Ka' ba) after 16-17 months fol!owing the Prophet's escape to Madina. Nevertheless. there is an ambiguity concerning the histarical situation with the cletermination of the qibla in Maleka period. Hence we are entitled to raise the following question: What was the qibla in Makka peıiocl: Kaaba or Bayt al-Maqdis? We assume that the possible answer to the question will help us to eletermine better the meaning of the Qur'anic verse cBatjara: 143). In thı:,: following paper. we will investigate the question of qibla in the liglıt~ of naıTatives and histarical data. } 1 .....