Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi Yıl 1 • Sayı 4 • Mart 2012 • Fiyatı: 10 TL YENİ PAZAR ARAYANLARA GİRİŞ KAPISI HOLLANDA TÜRKİYE AVRUPA’NIN ARADIĞI GÜVENLİ LİMAN Rızanur MERAL / TUSKON BAŞKANI TÜRKİYE MARKALAŞIYOR KOBİ BAKANLIĞI KURULMALI Yılmaz Yılmaz Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Murat Coşkunkan Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı TÜRKİYE’NİN İHRACATIYLA PARLAYAN ŞEHRİ KOCAELİ GİRİŞİMCİ 365 GÜN ÇALIŞIR TÜRKİYE’NİN İHRACATINI 50 BİN ARAÇ TAŞIYOR Baybars Altuntaş Deulcom International Yönetici CEO’su Ruhi Engin Özmen Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yönt. Kur. Başkanı TÜRKİYE 150 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFİNE ULAŞABİLECEK Mİ ? 3 GÜNDE 450 MİLYON DOLARLIK SİPARİŞİ HANGİ SEKTÖR ALDI? 2 www.ihracat.info.tr www.ihracat.info.tr 3 www.ihracat.info.tr I omer.lekesiz@ihracat.info.tr KOBİ ULUSLARARASI TANITIM VE DAĞITIM A.Ş. ADINA; İMTIYAZ SAHİBİ : Ali Gazel MERHABA MERHABA GENEL YAYIN YÖNETMENİ (SORUMLU) Ömer Faruk Lekesiz YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ : Esra Torlak EDİTÖRLER : Elif Toptaş • Yeliz Yirmibeş PAZARLAMA MÜDÜRÜ : Dilek Demir GÖRSEL YÖNETMEN : Mustafa Ceviz • Gülay Özlen REKLAM GRUP BAŞKANI : Yusuf Baltacı HUKUK MÜŞAVİRİ : Av. Süleyman Boyalı FİNANS MÜDÜRÜ : Süleyman Demirhan İNTERNET SORUMLUSU : Tuba Koçaş TEKNİK PLANLAMA MÜDÜRÜ : Seda Eser HABER MERKEZİ : Esra Uslu • Ferhan Er • Canan Ilgın • Seda Tiryaki • Burcu Köseoğlu REKLAM MERKEZİ : Behlül Boyalı • Gamze Bige KILIÇ • Makbule KOÇAKER SATIŞ YÖNETMENLERİ : Özge Sönmez • Sema Kolay GÖRSEL DANIŞMAN : Himmet Büyükvadi LOJİSTİK : Berat Gözükızıl • Deniz Bağçe YAYIN TÜRÜ : Ulusal, Süreli, Aylık YÖNETİM MARKA DİREKTÖRÜ : Abdullah Yaprakçı KURUMSAL İLETİŞİM DİREKTÖRÜ : Harun Dikici FİNANS DİREKTÖRÜ : Nurettin Yıldıran YÖNETİM YERİ Ataşehir Üsküdar Yolu Topçu İbrahim Sk. Pak Plaza Kat:7 No:13 İstanbul/Türkiye T: 0216 573 21 95 • F: 216 573 37 64 TEMSİLCİLİKLER • ANKARA : F. Özlem Yaylagül - 0 (312) 439 53 99 • BURSA : Hayati Ata - 0 (224) 211 62 36 Elindeki sihirli değneği olan girişimcilik ruhunu bindiği otobüse dokundurarak BMW’ye dönüştüren Baybars Altuntaş’ın başarıları genç girişimciler için büyük bir aydınlanma sağlıyor. Sıfırdan başlanılan bir yolcululuğun nasıl bol rakamlarla devam ettiğini, ilkeli olmanın zorluklar karşısında size nasıl bir dayanma gücü olarak geri döndüğünü, olaylar karşısında yakalanan serin duruşun nasıl sizi gerçek fırtınalardan koruduğunu Altuntaş’ın öğütlerinden çıkarmak mümkün. Girişimcilik, içinde biraz başkaldırı, biraz farkındalık, biraz öteki olmayı barındırır. Girişimci olmak için hayatınızı disipline veya kendinizi motive edecek doneler aramanıza da gerek yoktur. Çünkü bir insan ya girişimcidir, ya da bardağın boş tarafını görüyordur. Baybars Altuntaş’ı halk otobüsünden indirip Amerika Başkanı Obama’nın davetlisi olarak beyaz saray toplantılarına götüren, 65 ülke adına CNN’e canlı yayın konuğu yapan, inovasyon yaratmasını sağlayan bu sahip olduğu girişimci ruhunda saklı. Bu başarısının ardında bir yılı bütün olarak görmemesi var. Ona göre bir gişimci hep çalışır, daima çalışır, sürekli çalışır. Eğer Pazar günü zihninden işleri geçmiyorsa o asla iyi bir girişimci değildir. Altuntaş’ın, yazmış olduğu girişimcilik serüveni olan “Otobüsten İnip Bmw’ye Bindim” kitabını özellikle genç okuyucularımıza tavsiye ediyorum. • KAYSERİ : M.Zafer Işık - 0 (542) 312 48 60 • KOCAELİ : Satılmış Çiloğlu - 0 (262) 659 26 38 • KONYA : Selma Alımcı - 0 (332) 238 0 777 • K.MARAŞ : Ali Suyadal - 0 (344) 221 81 51 ÖmerFarukLekesiz BASIMCI : Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş. BASILDIĞI YER Akpınar Mah. Hasan Basri Cad. No:4 Sancaktepe-İstanbul Tel: 0 216 5859102 Faks: 0 216 5859130 www.turkuvazmatbaacilik.com DAĞITIM : MNG KARGO 4 www.ihracat.info.tr Dergimizin 3. Sayısı’nın 98. sayfasında yayımlanan “Markalaşmak Kültür İşi” başlıklı haberde MUYA Mobilya firmasının logosu (Mutlu Yaşam), ülkemizin büyük ayakkabı ve terlik üreticilerinden olan MUYA firması ile karıştırılmıştır. Sehven oluşan hatadan dolayı başta bu iki saygın firmamız olmak üzere, tüm okuyucularımızdan özür dileriz. www.ihracat.info.tr 5 / İÇİNDEKİLER www.ihracat.info.tr 14 SÖYLEŞİ TÜRKİYE 2012 YILINDA 150 MİLYAR $ İHRACAT HEDEFİNE ULAŞACAK MI? Yıl 1 • Sayı 3 • Şubat 2012 • Fiyatı: 10 TL FIRSATLAR ÜLKESİ MALEZYA “SON İKİ YILDA MÜTHİŞ BAŞARILAR ORTAYA ÇIKTI” Rifat Hisarcıklıoğlu / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı 359. TÜVASAŞ DEMİR AĞLARINI YENİDEN HATIRLATTI SEKTÖRÜ KOZMETİK PAZAR NEDEN YENİ PAZAR ARAYANLARA GİRİŞ KAPISI HOLLANDA KORKUTUYOR? İHRACATIN BAŞINA MİLYONER OLMADAN ÖNCE NE İŞ YAPIYORLARDI? YAPILIR? 22 YENİ PAZAR YENİ İHRACAT MADDESİ İbrahim Ertiryaki Yönetim Kurulu Başkanı NASIL Türkiye ekonomisi büyümeye her geçen gün devam ediyor. Milli gelirin 2 bin dolardan 15 bin dolara yükseldiği Türkiye’de, 135 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. YENİ TİCARET KANUNU’NUN İHRACATIN DEVLEŞEN ARAŞTIRMASI “ Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi Hollanda çok güçlü bir ekonomiye sahip olması nedeniyle yüzyıllardır Avrupa ekonomisinde özel bir rol oynuyor. “e“ GELİRSE NE DEĞİŞİR? 26 YENİ PAZAR YENİ İHRACAT [ŞUBAT SAYISI KAPAĞI [ PAZAR “e“ GELİRSE İSLAM COĞRAFYASININ EN BATIDAKİ ÜLKESİ: FAS BAŞINA İHRACATIN Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Ertiryaki DEVLEŞEN İHRACATIN 36 10 KOZMETİK SEKTÖRÜ ihracat NE DEĞİŞİR? YAPIYORLARDI? NE İŞ OLMADAN ÖNCE MİLYONER NASIL HATIRLATTI YENİDEN AĞLARINI DEMİR TÜVASAŞ KORKUTUYOR? NEDEN 359. MADDESİ FiNANS KANUNU’NUN YENİ TİCARET 50 YAPILIR? ARAŞTIRMASI dunya lojistik FIRSATLAR ÜLKESİ MALEZYA 114 Dış Ticaret ve Ekonomi Dergisi “ 94 84 70 Rifat Hisarcıklıoğlu / Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı BAŞARILAR ORTAYA ÇIKTI” “SON İKİ YILDA MÜTHİŞ ekonomi Yıl 1 • Sayı 3 • Şubat 2012 • Fiyatı: 10 TL AKTuEL TÜRKİYE AVRUPA’LININ ARADIĞI GÜVENLİ LİMAN 18 6 www.ihracat.info.tr Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunan işadamları derneklerinin çatı organizasyonu olarak faaliyet gösteriyor. Ülke çapında yayılmış 7 ayrı bölgesel iş dünyası federasyonunu oluşturduğu TUSKON, Türkiye’nin en büyük ve en yaygın gönüllü, sivil, iş dünyası kuruluşu olma özelliği taşıyor. Kuzey Afrika’da bir Arap ülkesi olan Fas, Afrika kıtasında bulunup, Afrika Birliği’ne üye olmayan tek ülke olma özelliği taşıyor. 28 SÖYLEŞİ LOJİSTİĞİN NAVLUN GİRDİSİ 6 MİLYAR DOLAR OLDU Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü 1968 yılından beri istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Bugün 200’den fazla yetki belgeli firma, 50 bin araçlık bir filo ile 75 ülkeye taşıma gerçekleştiriyor. 32 SÖYLEŞİ TÜRKİYE MARKALAŞIYOR Türkiye “Marka Ekonomisiyle” 20 yıl sonra yıllık 203 milyar dolar katma değer yaratarak kişi başı milli geliri 30 bin dolara çıkarmayı hedefliyor. 40 TESPİT TÜRK BANKALARI BiRÇOK AÇIDAN DÜNYA STANDARTLARININ ÜSTÜNDE Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayınlanan ve bankacılık sektörünün ekonomide zor dönemlere yönelik altyapılar oluşturabilmesi amacını taşıyan Bankacılıkta Operasyonel Mükemmellik (Operational Excellence in Banking) isimli araştırma, sektör için kritik bir öneme sahip olan konulara uzman bir bakış açısı getiriyor. www.ihracat.info.tr 7 / İÇİNDEKİLER www.ihracat.info.tr 42 SEKTÖREL HEDEF 46 KOBİ BAKANLIĞI KURULMALI Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Murat Coşkunkan ile Türkiye’de girişimcilik üzerine yaşanan gelişmeleri, genç nüfusu, ülkemizin enerjisini, kobilerin geleceğini konuştuk. KURU MEYVE VE MAMULLERİNİN 2023 İHRACAT HEDEFİ 3 MİLYAR DOLAR Türkiye’nin geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerine gönderiliyor. 44 TESPİT MÜCEVHER SEKTÖRÜNDEKİ MEVZUAT ENGELLERİ KALDIRILMALI Mücevher sektörü, önümüzdeki önemlerde yeni projelerle yükselişini sürdürürken, ihracattaki başarılarını da her geçen gün arttırmayı hedefliyor. 56 SÖYLEŞİ DENİZLİ 2012’DE 3 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFLİYOR Türkiye ihracatının 36 milyar dolardan 135 milyar dolara yükselmesi ekonomi camiasında büyük heyecan uyandırıyor. 62 NASIL BAŞARDILAR 58 TÜRKİYE’NİN İHRACATIYLA PARLAYAN ŞEHİRLERİNDEN: KOCAELİ İhracatıyla Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri olan Kocaeli’nin lojistik şartlarının elverişliliği, üretim gücü ve sektör çeşitliliği ekonomik potansiyelini büyütüyor. KARAMANA BİR YILDA 120 MİLYON YATIRIM YAPILDI Karaman sanayisinin tarıma dayalı gıda sektörüyle birlikte sağladığı gelişmeler dikkat çekiyor. 66 BU KATALOGLA İHRACATÇILAR YENİ PAZARLARA GİRECEK Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye 5 milyar dolarlık ihracat talebi üretmesiyle Türk ihracatçılarının ilgisini çeken www.turkishexporter.net şimdi de Bizinturkey kataloğu ile Türk markalarını dünya ile buluşturmaya hazırlanıyor. 68 TEKNOLOJİ BİZİM EN BÜYÜK HEYECANIMIZ 64 KAZANDIĞIN PARA SENİNDİR! BULDUĞUN PARA İSE BAŞKASININ! Sıfırdan başlayan girişimcilik serüvenini Beyaz Saray’a kadar ulaştırmayı başaran Baybars Altuntaş, bu serüvenini okuyucularımız için derledik. 8 www.ihracat.info.tr Elektronik sektöründe 33 yılı bulan bir süredir, dünya üzerindeki gelişmeleri ve teknolojileri izleyip, bu gelişmeleri tüketicisine taşıyarak bugüne gelen GoldMaster markası, Türkiye’nin her yerinde uydu alıcısı ve elektronik sektöründe herkes tarafından bilinen bir marka. 74 TÜRKİYE AVRUPA OTOMOTİV PAZARINDA 6. SIRADA Subaru CEO’su Toros Kardaş, Türkiye’nin Avrupa pazarında yükselen bir grafiğe sahip olduğunu belirtti. 76 PLASTİK SEKTÖRÜ HİNDİSTAN PAZARINA AÇILDI 78 PLASTİK SEKTÖRÜ 5 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFLİYOR 80 LOJİSTİKTE EĞİTİM NEDEN ŞART? 82 MAERSK LINE TÜRKİYE’DEKİ AĞINI GENİŞLETİYOR 86 3 GÜNDE 450 MİLYON DOLARLIK SİPARİŞ ALDILAR 88 KOBİLERE MODACI ELİ DEĞECEK 90 MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYEDEKİ PAZARI 500 MİLYON DOLAR 92 TÜRK TEKSTİLİNİN YILDIZI PARLIYOR 96 2011’DE MADEN İHRACATI 3 MİLYAR 876 MİLYON DOLAR OLDU 98 ÜNLÜLERİN SERAMİKÇİSİ AVRUPA’YA İHRACAT YAPIYOR 100 TÜRKİYE DÜNYA’YA KAUÇUK İHRAÇ EDİYOR 102 TÜRKİYE’NİN İLK ÖZGÜN YARIŞ OTOMOBİLİNDEN 75 ADET ÜRETİLDİ 104 ZERYAĞ, ZEYTİNYAĞI İHRACATINDA BİRİNCİLİĞİ KORUYOR 106 KAPLAN KARDEŞLER HALISINI 5 KITAYA İHRAÇ EDİYOR 108 GÜNEYDOĞU GALVANİZDEN MİLLİ EKONOMİYE MİLYON DOLARLIK KATKI 110 ÜRETTİĞİ MOBİLYALARI 40 ÜLKEYE İHRAÇ EDİYOR 112 ORTADOĞU BU TADI ÇOK SEVDİ 116 EVANİ MOBİLYA: “DÜNYA’DAKİ SEKTÖREL BOŞLUĞUN FARKINDAYIZ 118 SBS MEDİKAL İHRACATIN NABZINI 26 ÜLKEDE TUTUYOR 119 TRANSTEKNO İHRACATÇILARIN LOJİSTİK MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMESİNE YARDIMCI OLUYOR 120 İHRACATIN KAPISINI AÇTIK 121 MATCH NAİL’İN YENİ PAZAR HEDEFİ ORTADOĞU 122 ENDÜSTRİYEL CAM İHRACATI HER YIL ARTIYOR 124 18 YAŞINDA KURDUĞU HAYAL ONU SEKTÖRDE DEV YAPTI www.ihracat.info.tr 9 ihracat 01 BAHARAT İHRACATI HEDEFİ 2 MİLYAR DOLAR 03 İhracatçı firmaların “Devlet yardımlarından” daha çok ve hızlı bir şekilde yararlanmalarını sağlamak ve uygulamada karşılaştıkları sorunları çözmek amacıyla Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) tarafından yürütülen, “Mikro Eğitim Projesi” kapsamında sağlanan devlet yardımlarını tanıtıldı. İhracat yapan veya hedefleyen firmaların devlet desteklerini yeterince bilmediklerini, bilenlerin ise başvurma konusunda çekimser davrandıklarını dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri Mikro Eğitim Projesi Devlet Yardımları, Ar-Ge Enformasyon ve Eğitim Şube Müdürü Mustafa San, “Mikro Eğitim Projesi çalışması ile ihracat yapan veya bunlara destek olan tüm kuruluşlara ulaşmaya çalışıyoruz.” dedi. Türkiye’de, baharat ürünleri ihracat merkezinin Ege Bölgesi olduğunu belirten Ege Ağaç Mamulleri ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Tarakçıoğlu, bugün Türkiye’de 150 milyon dolar civarında olan odun dışı orman ürünleri ve baharat ihracatını cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıldönümünde 2 milyar dolara çıkarma gibi bir hedefleri olduğunu söyledi. Tarakçıoğlu, “Bugün, dünyada birçok ülke odun dışı orman ürünleri ve baharat ihracatı gerçekleştiriyor. Neden bizde olmasın? Biz de 2023 yılında 2 milyar dolar ihracat rakamına ulaşmayı hedefliyoruz. 04 02 DÜNYAYA 1.7 MİLYAR DOLARLIK TAŞ SATTIK Dünya Gazetesi’nin haberine göre madencilik sektörü 2011 yılında 19.7 milyon tonluk ihracat gerçekleştirdi. Toplam 3.9 milyar dolar olan maden ihracatının 1.7 milyar dolarlık kısmını doğal taşlar oluşturdu. Ulusal ekonomiyi oluşturan en önemli sektörlerden biri olan madencilik, hem yarattığı yüksek katma değerle toplumların refah düzeyini doğrudan etkiliyor hem de sağladığı hammadde, ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler ile enerji, sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmesini sağlıyor. 10 www.ihracat.info.tr İHRACAT İŞ ADAMINDAN DESTEK DEVLETTEN KANATLI SEKTÖRÜ UÇUŞA GEÇTİ Türkiye’nin yumurta ve kanatlı eti üretimi arttı. 2002-2011 yılları arasında yumurta üretimi yüzde 12, kanatlı eti üretimi de yüzde 122 oranında arttı. Piyasanın ihtiyacını karşılayan sektör, üretim fazlasını da dünyanın çeşitli ülkelerine ihraç ediyor. Türkiye, yumurta üretiminde 195 ülke arasında ilk 11’de yer aldı. 05 İNEGÖL 443 FİRMAYLA 676 MİLYON DOLAR İHRACAT YAPTI İnegöl Ticaret ve Sanayi Odası (İTSO) Başkanı Metin Anıl, 2010 yılına göre İnegöl’ün ihracatının yüzde 21.29 arttığını ve 676 milyon 127 bin dolar ihracat, 347 milyon 56 bin dolar ithalat gerçekleştirildiğini söyledi. Metin Anıl, İnegöl’ün 2011 yılına ilişkin dış ticaret rakamlarını açıkladı. 2011 yılında da geleneğin değişmediğini ve İnegöl’ün yine dış ticaret fazlası verdiğini kaydetti. Anıl, 2011 yılında İnegöl’ün 329 milyon 70 bin dolar dış ticaret fazlası vererek toplam 1 milyar 23 milyon dolarlık dış ticaret gerçekleştirildiğini vurguladı. İnegöl’ün 2010 yılında 555 milyon 695 bin dolar olan ihracatının yüzde 21 dolayında artarak 676 milyon 127 bin dolara çıktını belirtti. 06 07 GIDA VE TARIM DIŞ TİCARETİN YÜZ AKI Türkiye Ziraat Odaları Birliği(TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, gıda ve tarımın son 16 yılda 22.5 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini ve böylece dış ticaretin yüz akı olduğunu söyledi. Bayraktar, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2011 yılında 589,2 milyon dolara inse de gıda ve tarım sektörünün dış ticaret fazlası vermeye devam ettiğini söyledi. TÜRK SU ÜRÜNLERİ AVRUPA PAZARINDA GÜÇLENİYOR Türkiye’nin 2011 yılında ihracat artış rekortmeni sektörü su ürünleri ve hayvansal mamuller sektörü, 2012 yılında da yeni rekorlar kırmaya hazırlanıyor. Su Ürünleri Tanıtım Grubu, 12-14 Şubat 2012 tarihlerinde Almanya’nın Bremen şehrinde bu yıl 13. kez düzenlenen Bremen Uluslararası Su Ürünleri Fuarı’nda Türk balıklarını Avrupa pazarına tanıttı. 08 OPEC ÜYELERİYLE TİCARET 22 MİLYAR DOLARA ÇIKTI Türkiye’nin Petrol İhraç Eden Ülkeler’e (OPEC) yaptığı ihracat 2011’de 22 milyar dolara dayandı. Türkiye OPEC üyelerinden Cezayir, Libya, Nijerya, Angola, Venezuella, Ekvator, Irak, İran, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne yaptığı ihracatları 2011’de yüzde 14,54 artırarak 21,8 milyar dolara ulaştırdı. Türkiye’nin bu ülkelerden yaptığı toplam ithalat ise 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’nin OPEC üyeleriyle gerçekleştirdiği ticaretten 2011 yılında yaklaşık 3 milyar dolar dış ticaret fazlası oluştu.Türkiye’nin 2011’de yaptığı ihracatlardan altığı her 100 doların 16 doları 12 OPEC üyesi ülkeden geldi. www.ihracat.info.tr 11 ihracat 09 AKİB JAPONYA KAPISINI ZORLUYOR Mersin’de Japonya’ya yaş meyve sebze ihracatını artırmak için yeni adımlar atılıyor. Bu kapsamda Japon toptancı şirketlerin yetkililerinden oluşan bir heyet Mersin’e gelerek, özellikle narenciye konusunda bilgi aldı. 11 Yaklaşık iki yıl önce domates güvesi (Tuta Absoluta) zararlısından dolayı Türkiye’yi ‘bitki sağlığı konusunda yüksek riske sahip ülke’ grubuna dahil eden Ukrayna, bu uygulamasından vazgeçti. Ukrayna Devlet Veteriner ve Bitki Sağlığı Servisi, Türkiye’yi 1 Şubat 2012 tarihi itibariyle bitki sağlığı konusunda yüksek riske sahip ülke konumundan çıkardı. 12 10 2012’YE İHRACAT REKORUYLA BAŞLADI Otomotiv sektörü 2012 yılına rekor ihracat rakamıyla girdi. 2012 yılının Ocak ayı ihracat rakamlarını değerlendiren Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Başkanı Orhan Sabuncu, 2012 yılında son dört yılın en iyi başlangıcını yaptıklarını belirtti. Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB), 2012’nin ilk ayının ihracat rakamlarını değerlendirdi. Ocak ayı ihracat rakamlarında özellikle Hollanda’ya gerçekleşen yüzde 108’lik rekor ihracat artışı sektörün yüzünü güldürdü. 12 www.ihracat.info.tr UKRAYNA’YA MEYVE SEBZE İHRACATI ARTACAK MARMARABİRLİK 25 MİLYON DOLAR İHRACAT HEDEFLİYOR Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa, ihracat getirisini 22 milyon dolardan 25 milyon dolara çıkartmak istediklerini söyledi. Asa, yağlı sele zeytini üretimi ve zeytinyağında da yeni ambalajlarla Avrupa pazarından daha büyük pay almak istediklerini kaydetti. Marmarabirlik yönetimi, Avrupa’daki iş ortakları ile Almanya’da buluştu. Marmarabirlik Yönetim Kurulu Başkanı Hidamet Asa başkanlığındaki toplantılarda 2011 yılının değerlendirmesi yapıldı. 2012 hedef ve planları doğrultusunda yüzde 25 oranında büyüme ile 2011’de 22 milyon dolar olan ihracat getirisini 25 milyon dolara çıkarma hedefi konuldu. 13 55 MİLYON DOLARLIK KURU MEYVE İHRAÇ EDİLDİ Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Sezmen Alper, 2011 yılında Rusya’ya 55 milyon dolarlık kuru meyve ihraç ettiklerini, eski Doğu Bloku ülkeleriyle rakamın 78 milyon dolara ulaştığını söyledi. Alper, 2012 yılı hedeflerinin 100 milyon doları geçmek olduğunu kaydetti 14 15 IF WEEDING FASHION’A ARAPLAR AKIN ETTİ Avrupa’nın en büyük Türkiye’nin tek gelinlik ve damatlık, abiye fuarı If Weeding Fashıon İzmir Fuarı ve Moda Tedarikçileri Fuarı, 15-18 Şubat 2012 tarihlerinde başarıyla gerçekleştirildi. Ülkelere göre dağılımda en çok ziyaretçinin geldiği ülke 115 kişiyle Suudi Arabistan oldu, 107 kişiyle Libya ikinci, 104 kişiyle de Almanya üçüncü oldu. Fuar süresince kurulan iş bağlantıları, Türk tekstil sektörünü olduğu kadar kent ekonomisini de sevindirdi. Dört gün boyunca açık kalan fuarda, katılımcılar 59 ülke ile sektörel bağlantı kurma ve ihracat yapma imkanına kavuştu. EGELİ İHRACATÇILAR 210 ÜLKEYE İHRACAT YAPTI Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri, çoğu Afrika, Ortadoğu, Uzakdoğu ve Latin Amerika ülkesi olan Angola, Bangladeş, Benin, Brezilya, Etiyopya, Fas, Güney Kore, Kenya, Kongo, Madagaskar, Nijerya, Singapur gibi ülkelerin aralarında bulunduğu 30’dan fazla ülkeye yapılan ihracatı yüzde 100 üzerinde artırma başarısı gösterdi. 16 GÜNEY KORE’DEKİ SPOR MALZEMELERİ FUARINA YOĞUN İLGİ Güney Kore’nin başkenti Seul’de düzenlenen spor ve tatil ürünleri fuarına halk büyük ilgi gösterdi. Güney Kore’nin en büyük fuar alanlarından biri olan COEX Ticaret Park’ında açılan Seul Uluslararası Spor ve Tatil Endüstrisi Fuarı (SPOEX) yoğun ilgi gördü. Kore Milli Spor Konfederasyonu ve Kore Ticaret Derneği’nin organize ettiği SPOEX 4 gün açık kalacak. 40’a yakın ülkeden 700 kadar kişinin katıldığı fuarda 150’den fazla stand açıldı. www.ihracat.info.tr 13 SÖ LEŞİ / Elif Toptaş TÜRKİYE 2012 YILINDA 150 MİLYAR $ İHRACAT HEDEFİNE ULAŞACAK MI? Türkiye, 2012 ‘de 150 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşır mı? Bu konu hakkında neler söylersiniz? Uludağ İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya: 2011 yılında, Türkiye’nin ihracatı yüzde 18,2 artışla 134,6 milyar dolara ulaşmıştır. Bu, Cumhuriyet tarihinin bir rekorudur. Türkiye geneli ihracatta, 2011 yılında, tarım sektörlerimiz 17 milyar 887 milyon dolar ihracatla toplam içinde yüzde 13 pay alırken, 111 milyar 537 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sanayi sektörlerimizin payı yüzde 83 oldu. Madencilik ürünleri sektörümüz ise 3 milyar 876 milyon dolar ihracat ile toplamdan yüzde 3 pay almıştır. 2011 yılında, en fazla ihracat artışını yüzde 48 ile Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller sektörü, yüzde 35 ile Süs Bitkileri sektörü ve yüzde 33 Makine ve Aksamları sektörü göstermiştir. Gerek Avrupa Birliği’nin içine düştüğü borç sarmalı, gerek ABD kaynaklı ekonomik sorunlar, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da yaşanan Arap Baharı ile siyasi problemler yüzünden dünya ekono- misini 2012 yılında çok daha zorlu süreçleri beklemektedir. IMF’nin, Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda 2012’de büyüme yüzde 3,5-4 seviyelerinde olacağı ve Avro bölgesindeki büyümenin ise 2012’de yüzde 1,1’e ineceği tahmin edilmektedir. 2012’de diğer ülke ekonomilerinin daralması nedeniyle talep düşüşüne bağlı olarak Türkiye ekonomisinde de daralma yaşanacağını düşünmekteyiz. Bu verilere göre 2012 yılı, planlamalarını, üretimlerini ve harcamalarını yaparken hepimizin daha dikkatli olması gerekecek ki burada, ihracata dayalı sürdürülebilir bir büyümenin önemini bir kez daha vurgulamak isterim. İhracatımızın teknoloji yoğunluğunu ve değerini artırmamız gerekmektedir. Rekabet gücümüzü artırmak için, Ar-Ge’ye ihtiyacımız bulunmaktadır. Sanayicilerimizin, Ar-Ge ve innovasyona yatırım yapmaları ve bu yöndeki ürünleri ihraç ederek rekabet gücümüzü arttırmaya ihtiyacı vardır. Katma değeri yüksek, tasarımı olan ürünlerin ihracatı ile uluslararası pazarlarda başarı sağlayabilir ve küresel piyasalarda firmalarımızın yerlerini sağlamlaştırabiliriz. Bu bağlamda, Ar-Ge ve inno- Türkiye ekonomisi büyümeye her geçen gün devam ediyor. Milli gelirin 2 bin dolardan 15 bin dolara yükseldiği Türkiye’de, 135 milyar dolarlık ihracat yapılıyor. Dünya Bankası “yeni krize hazırlanın” şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye’nin ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngörülüyor. Türkiye’de ki ihracatçı birliklerinden olan Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel, Uludağ İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya, Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu ile Türkiye’nin 2012 ‘de ki 150 milyar dolarlık ihracat hedefini konuştuk. 14 www.ihracat.info.tr “Türkiye’nin ihracatı 2011 yılında yüzde 18,2 artışla 134,6 milyar dolara yükseldi. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin bir rekoru oldu. “ vasyona yönelik verilen ve yeni geliştirilecek olan teşvik mekanizması oldukça önem arz etmektedir. linen noktayı daha çarpıcı bir şekilde gözler önüne sermek için şöyle ifade edelim. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu: Türkiye, ihracatta geçtiğimiz yıllarda belirlediği tüm hedeflere ulaşmış hatta aşmıştır. 2011 yılı için belirlenen 132 milyar dolar hedefi aşılarak 134.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmiştir. Ege Bölgesi’nden ise 16.9 milyar dolar ihracat yapılmıştır. Ege İhracatçı Birlikleri’nin 2011 yılı ihracat rakamı 11.4 milyar dolar olmuştur. Ege İhracatçı Birlikleri üyesi 8 bini aşkın ihracatçı 210 ülkeye, 6 bin çeşit ürün satarak Türkiye’ye katma değer kazandırmıştır. 1923 yılında ülkemizin ihracatı 50 milyon dolar idi. Bu sene bayramları ve hafta sonlarını çıkardığımızda yaklaşık 250 iş günü vardı. İş günü başına ihracat 540 milyon dolar oldu. Günü de 8 iş saatine bölünce, saatte 67,5 milyon dolarlık ihracat yapmış oluyoruz. Türkiye, 1923 te bir yılda yaptığı ihracattan daha fazlasını 2011 yılında bir saatte yapar hale geldi. 2012 yılı için belirlenen 150 milyar dolar hedefinin de Türk ihracatçısı için yakalanabilir bir hedef olduğunu düşünüyoruz. Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Cemal Şengel: 2011 yılını oldukça verimli ve yoğun bir takvimle geçirdik. 2011 yılı ise ülkemiz açısından da son derece başarılı bir şekilde geçti. Türkiye’nin ihracatı 2011 yılında yüzde 18,2 artışla 134,6 milyar dolara yükseldi. Bu rakam Cumhuriyet tarihinin bir rekoru oldu. Ülkemiz için öngörülen 500 milyar dolar hedefimiz için yıllık yüzde 12’lik artışı yakalamamız gerekiyor. 2011 ihracat artış oranımız ise ülkemizin ihracat hedefinin bir buçuk katı. Türkiye’nin ihracatının 2000 yılında 27 milyar dolar olduğunu hatırlayalım. O zaman bir yılda yaptığımız ihracatının yarısını bir ayda yapar hale geldik. Bugün ge- Şenol Şankaya UİB Başkanı Bu nedenle, İnşallah, 2012 ihracatımızın 150 milyar doları da geçeceği beklentisi içindeyiz. Türkiye’nin ekonomik sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Uludağ İhracatçılar Birliği: AB ekonomileri bütçe açıkları ve borç stoku sorunları yaşamaktadırlar. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürmüştür. Dünya Bankası “yeni krize hazırlanın” şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye’nin ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngörmektedir. Bütün bunların yanında, biz Türkiye’nin yüzde 4’lük büyüme hedefini yakalayacağını beklemekteyiz. Öte yandan, Amerika’nın daha fazla parasal genişlemeye gitme ihtimali bulunmaktadır. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse, piyasalara olumlu yansımaları olacaktır. Mustafa Türkmenoğlu EİB Başkanı Ege İhracatçılar Birliği: Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin ihracatçıların ekonomik beklentilerini ölçmek amacıyla 3 ayda bir düzenlediği anketten Cemal Şengel DAİB Başkanı www.ihracat.info.tr 15 “Avrupa’da yaşanacak krizin oluşturacağı olumsuz etkinin, 2012 yılı ihracatımız için belirlenen 150 milyar dolarlık hedefe ulaşmada, bir engel oluşturmayacağı kanaatindeyiz.” 2012 yılı için yüzde 7.28’lik büyüme tahmini çıkmıştır. 2011 yılı için beklentilerin üstünde bir tahminde bulunarak yüzde 8,6’yı rakamını söyleyen ihracatçıların doğru bir öngörü yaptıkları görülmüştür. 2012 yılının ikinci yarısında büyüme rakamlarının yüzde 5 olarak gerçekleşeceğini öngörüyoruz. 2012’nin ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre ortak beklentilerimiz durağanlıktır. İhracatçı firmaların 2012 yıl sonu USD/TL kur tahmini 1,91, Euro/TL kur tahmini ise 2,45’tir. Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel: Bu süreci değerlendirmeden önce, Bakan Zafer Çağlayan gibi reel sektörün içinden gelen, ihracatçının, tüccarın halinden ve dilinden anlayan birinin ekonomi gemisinin kaptanı olmasını ülkemiz ekonomisi ve ihracatçılarımız için büyük bir şans olarak görüyoruz. Çünkü Sayın Bakanımız uzun süreli bu görevinde yorulma nedir bilmeden 7 gün 24 saat esasına göre çalışmakta, ülke ülke gezip bir lokomotif gibi sanayicilerimizi peşinden koşturmaktadır. Sayın Bakanımızın talimatları ile hayata geçirilen ülke masaları çalışması ise gerçekten ciddi bir çalışma olarak yurtdışına açılacak olan sanayici ve iş adamlarımıza sağlam bir yol haritası ve tabiri caizse ülke kullanma kılavuzu vazifesi görmektedir. Umuyoruz ki Ekonomi Bakanlığımız, TİM ve İhracatçı Birliklerinin bu özverili çalışmalarının neticesinde mal ve hizmet satamayacağımız ülke kalmayacaktır. Ayrıca, ülkemizdeki ekonomik durumun kritiğini yapmak için uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının notlarından ziyade, ülkemizin sağlam bankacılık ve finans sektörüne göz atmak yeterli 16 www.ihracat.info.tr olacaktır. Günden güne sayıları artan organize sanayi bölgeleri, burada sayıları günden güne artan fabrikalar tıkır tıkır çalışan işletmeler, sağlam ekonomik yapımızı teyit eder niteliktedir. Avrupa’da ki krizden dolayı pazar daralması bekleniyor. 2012 yılında masada olacak bu problem, 150 milyar dolarlık hedefi hangi yönden ve nasıl etkiler? Uludağ İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Şenol Şankaya: 2012 yılında, AB ülkelerindeki durgunluğun devam edeceği beklentisinin, ülkemiz ihracatını olumsuz etkileyeceği düşünülmektedir. AB ekonomileri bütçe açıkları ve borç stoku sorunları yaşamaktadırlar. IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlar dünya çapında yıllık büyüme tahminlerini düşürmüştür. Dünya Bankası “yeni krize hazırlanın” şeklinde uyarı yaparken 2012 yılında dünya ekonomisinin yüzde 2,5, Türkiye’nin ise yüzde 2,9 oranında bir büyüme yakalayacağını öngörmektedir. Bütün bunların yanında, biz Türkiye’nin %4’lük büyüme hedefini yakalayacağını beklemekteyiz. Öte yandan, Amerika’nın daha fazla parasal genişlemeye gitme ihtimali bulunmaktadır. Eğer bu ihtimal gerçekleşirse, piyasalara olumlu yansımaları olacaktır. Davos’taki karamsar beklentilerin aksine biz Avrupa’nın yılın ikinci yarısından başlayarak kademeli bir şekilde iyileşeceğini ve Türkiye’nin 2012 yılında hem büyüme hem ihracatta sürpriz yaparak beklentilerin üzerinde performans sergileyeceğine düşünmekteyiz. Bu süreçte, ihracatımızı, ithalata dayalı olmaktan çıkarmak, ya da katma değeri yüksek ürünleri sanayimize kazandırmak zorundayız. Yeni teşvik yasaları, Ar-Ge teşvikleriyle Türkiye bu konuda da önemli yol kat edecektir. Eğer bunu da başara- bilirsek ekonomimiz çok daha dengeli ve sürdürülebilir olacaktır. Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu: Avrupa Birliği’ndeki durgunluğa rağmen 2012 yılı için yüzde 10 ihracat artış hedefliyoruz. Türk ihracatçısının dünyadaki rakipleri ile rekabet edebileceği teşvik politikalarının devreye girmesi halinde bu hedefleri rahatlıkla yakalayabilecektir. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı 2011 yılında yüzde 18,4 artarak 52,7 milyar dolardan 62,4 milyar dolara çıkmıştır. Bu rakam Türkiye’nin AB pazarındaki yerini ekonomik sıkıntılara rağmen koruduğunu göstermektedir. Türkiye’nin AB pazarında 2012 yılı içinde bir değer düşüşü yaşayacağını öngörmemekteyiz. Burada en önemli etken pazara olan yakınlığımız hızlı teslimat ve hacim olarak küçük sayılabilecek siparişlerde Türk ihracatçısının bilgi ve tecrübesi ihracatımızı sürdürülebilir kılmaktadır. Ege İhracatçı Birlikleri üyeleri 2011 yılında, Avrupa ülkesi olmayan Angola, Azerbaycan, Bangladeş, Benin, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, Ekvator, Etiyopya, Fas, Gabon, Gambiya, Güney Kore, Kazakistan, Kenya gibi ülkelerin arasında bulunduğu onlarca ülkeye ihracatını 2010 yılına göre yüzde 100 ile yüzde 470 arasında arttırma başarısını göstermiştir. Dünya, Avrupa Birliği ile sınırlı değildir, Türk ihracatçısı AB dışındaki pazarlarda daha da güçlenerek AB’deki durgunluktan etkilenmemenin anahtarını bulacaktır. Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Şengel: Avrupa’da ki krizin etkileri ile bir miktar pazar daralması beklenebilir. Ancak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne ihracatı 2011 yılında yüzde 18,4 artarak 52,7 milyar dolardan 62,4 milyar dolara çıkmıştır. Bu rakam Türkiye’nin AB pazarındaki yerini ekonomik sıkıntılara rağmen koruduğunu göstermektedir. Ekonomi Bakanlığı’nın ihracat stratejilerine dikkat edilirse ihracatı belirli noktalara hapsetmiş bir yapıda olmadığı görülecektir. ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Güney Afrika Cumhuriyeti, G. Kore, Hindistan, Kanada, Vietnam, Nijerya, Meksika, Polonya, Malezya ve Şili 2012 yılında ki hedef pazarlarımız kategorisindeki ülkelerdir. Bu ülkeler önümüzdeki on yıllar içerisinde dünyanın en büyük ekonomisi olmaya aday ülkeleri içerisinde barındırmaktadır. Biz de stratejilerimizi bunlara göre planlamaktayız. Dolayısıyla, Avrupa pazarımız daralsa bile, Afrika, Güney Amerika, Uzak Doğu ve Ortadoğu pazarlarımız genişlemekte ve ihracatımızda artmaktadır. Bu nedenle, Avrupa’da yaşanacak krizin oluşturacağı olumsuz etkinin, 2012 yılı ihracatımız için belirlenen 150 milyar dolarlık hedefe ulaşmada, bir engel oluşturmayacağı kanaatindeyiz. tır. Bölgemizde Hazırgiyim ve Konfeksiyon, Demir-Çelik, Elektrik-Elektronik, Kimya, Yaş Meyve Sebze ve Mamulleri, Kuru Meyve, Doğaltaş, Otomotiv Yan Sanayi, Makine ihracatı 19 milyar dolarlık ihracat hedefine büyük katkıyı yapacak sektörler konumundadır. Ege İhracatçı Birlikleri olarak 2012 yılı için 12 milyar doların üzerinde ihracat hedefi koyduk, bu hedefe ulaşmamız için gerekli olan bir dizi projelerimizi hayata geçirmeye başladık. İyi Tarım Uygulamaları projemiz ile Küme Yöneticileri için Kapasite Gelişimi Projemiz bunlardan en önemli olanlarıdır. Bir diğer hedefimiz ise yurtdışı fuarlara katılım ile Sektörel Ticaret heyetleri ve Alım Heyeti Organizasyonlarında üstlendiğimiz görevlerle sürdürülebilir bir ihracatı yakalamak ve yeni pazarlarda yer almak, en önemli çalışmalarımız arasındadır. 2012 HEDEFİ Doğu Anadolu İhracatçıları Birliği: Düşünen, fikir oluşturan, üreten, çalışan cesaret eden, risk alan, istihdam sağlayan, katma değer oluşturan, Uludağ İhracatçılar Birliği Koormücadele eden, kendi dündinatör Başkanı Şenol Şankaya: yasından çıkıp dış dünyaya 2011 yılında, 21 milyar 413 milyon açılan, rekabet eden, bir saniye dolarlık ihracat gerçekleştirdik. Birlik durmadan koşan, hep koşan ihİHRACAT olarak 2012 yılında da tüm sektörleriracatçılarımızın yanında olan Doğu mizde ve tüm pazarlarımızda ihracatımıAnadolu İhracatçılar Birliği olarak, zın bu şekilde devam etmesini bekliyoruz. yapmış olduğumuz çalışmalarda, başta Dünya ekonomisinin içinde bulunduğu durum değerli Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın ve özellikle Euro Bölgesinde derinleşmekte olan kriz bölgemize verdikleri önem, Ekonomi Bakanlığı 2012 ile ilgili sağlıklı tahminler yapılmasını engellemekteMüsteşarlığımız ve Türkiye İhracatçılar Meclisinin sağladıkdir. Türkiye’nin en önemli pazarı konumunda bulunan AB ları katkılar sonucunda, Ülkemiz ihracatında yaşanan geülkelerinde krizin derinleşmesi hem üretim hem de ihracat lişmelere paralel olarak, Birliğimizin 2012 yılında 3,2 milyar üzerine etki edecektir. Buna rağmen Uludağ İhracatçı Birdolar, Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü olan 2023 likleri olarak 2012 yılında 3,2’lik bir artış ile 22 milyar 120 yılında ise, 10 milyar doları aşan bir ihracat rakamına ulaşılmilyon dolarlık bir ihracat hedefi bulunmaktadır. ması hedeflenmektedir. Her şeyden önce bu başarı, bütün Türkiye’nin bir başarısıdır. Bu başarı, ihracatçılarımızın büDış ticareti ve karşılıklı ekonomik ilişkileri artırmak amacıyla yük başarısıdır. Buna paralel olarak, Birliğimizin yıllar içeriBirlik olarak pek çok faaliyet gerçekleştiriyoruz. Gerçekleşsindeki ihracat seyrine bakacak olursak 1987 ile 2011 yılları tireceğimiz sektörel ticaret heyetleri ve diğer bazı önemli arasında göz kamaştırıcı bir gelişme göstermiştir. ithalatçı ülkelerden davet edeceğimiz alım heyetleri sayesinde de ticaretin artacağına ve ihracat verilerimizin yükse• 1987 yılında, 7 milyon dolar olan Birliğimiz ihracatı, 2011 leceğine inanıyoruz. Ayrıca Ekonomi Bakanlığı ve TİM kooryılında 3 milyar 308 milyon 128 bin 749 dolara ulaşmıştır. dinasyonunda yürütülmekte olan ülke masaları projesi ile • 1987 yılında sadece 6 ülkeye ihracat yapılırken, 2011 yılınde hedef ülkelerle ilgili olarak ihracatçı firmalarımıza sürekli da ihracat yapılan ülke sayısı 174 olmuştur. bilgi akışı ve destek sağlanmaya devam ediyor. Bu çalışma• 1987 yılında ihraç edilen ürün adedi 3 iken, 2011 yılında 8 nın da gelecekte birçok firmaya ihracat fırsatları yaratmasını bin 67 olmuştur. bekliyoruz. • 1987 yılında 26 olan aktif ihracat yapan üye sayımız, 2011 yılında 5 bin 221’e yükselirken, 2011 yılı itibariyle, Birliğimize Ege İhracatçılar Birliği: 2011 yılında 134.9 milyar dolarlık kayıtlı toplam üye sayısı ise 9 bin 853 olmuştur. hedefe 16.9 milyar dolarlık katkı sağlayan Ege Bölgesi olarak 2012 yılı hedefimiz 19 milyar dolar ihracata imza atmakTürkiye’nin önde gelen ihracat birlikleri olarak, belirlediğiniz 2012 ihracat hedefleriniz nedir? 150 MÍLYAR DOLAR www.ihracat.info.tr 17 SÖ LEŞİ Elif Toptaş Türkiye Avrupalı’nın aradıgı güvenli liman Rızanur Meral - Tuskon Başkanı Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunan işadamları derneklerinin çatı organizasyonu olarak faaliyet gösteriyor. Ülke çapında yayılmış 7 ayrı bölgesel iş dünyası federasyonunun oluşturduğu TUSKON, Türkiye'nin en büyük ve en yaygın gönüllü, sivil, iş dünyası kuruluşu olma özelliği taşıyor. TUSKON bünyesinde 7 federasyon, 168 işadamı derneği ve 38 bin 300 üye bulunuyor. 18 www.ihracat.info.tr TUSKON 'un öyküsü 1990'lı yılların başında, ülke sorunlarına duyarlı, sosyal sorumluluk bilinci yüksek işadamlarının, birlikte hareket etmek üzere çeşitli illerde dernekleşmesiyle başlıyor. Bu dernekler Türk ekonomisinin bel kemiğini oluşturuyor. Ayrıca, TUSKON’ un dünya genelinde Washington, Brüksel, Moskova ve Pekin’de olmak üzere 4 temsilciliği bulunuyor. Tuskon Başkanı Rızanur Meral, amaçlarının işletme ve girişimcilerin global iş dünyasının bir parçası haline getirmek olduğunu ifade etti. Ayrıca Meral, “TUSKON, bu doğrultuda, işadamlarımızın uluslararası pazarlardaki tecrübelerinin paylaşılması, bunların yayılması ve yeni iş fırsatlarının oluşturulması yolunda öncü bir kuruluş olarak hizmet vermeye devam ediyor” dedi. Türkiye İş Adamları ve Sanayicileri Konfederasyonu Başkanı Rızanur Meral ile büyüyen Türkiye ekonomisini, ihracatını, cari açığı ve uygulanan politik süreci konuştuk. oluşturan KOBİ’ler yurtdışına açılımda öne çıkan hususlardan. Türkiye’de ihracatta uygulanan politikalar ve yapılması gerekenler neler? Küresel krizde Türkiye ekonomisi rüştünü ispatlamıştır. 2011 yılında Türkiye, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında ilk sıralarda yerini almış ve dinamizmini ispatlamış bulunuyor. Sağlam bankacılık sistemi, bütçe disiplini, ihracat pazarlarının çeşitlendirilmesi ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, para politikası ve makro ihtiyati tedbirler ile Ülkemizde son yıllarda meydana gelen büyük atılıma bağlı olarak, iş dünyamız da küresel ticarete hızla entegre oluyor. Bu dönemde çeşitli ülkelerle yapılan serbest ticaret anlaşmaları, vizelerin kaldırılması, yeni büyükelçiliklerimizin açılması, dış ticaret müşavirlerinin sayılarının arttırılması, enflasyonun düşmesi, faizlerin düşmesi ve THY ‘nin uçuş noktalarının artması gibi pek çok olumlu gelişmeyle birlikte ihracatta yaşanan büyük değişimi birlikte tecrübe ettik. Önümüzdeki dönemde de ihracatımızın artması için öncelikle ihracatçı sayımızı artırmamız gerekiyor. İhracatla ilgili çalışan STK’lar daha fazla desteklenmeli. Bu noktada ihracat ile ilgili STK’ lara da büyük sorumluluk düşüyor. TUSKON ve üyesi derneklerin düzenlediği dış satım heyetleri iş dünyasının yurtdışına açılmasında doping etkisi yapıyor. Bu gezilerin sayısının artırılması alternatif pazar arayışındaki ihracatçılarımız için önemlidir. Ayrıca, sattığımız ürünlerin katma değerini artırmamız lazım. 2011 yılında kilo başına ihracat rakamımız 1,40 dolar. Almanya ve Japonya gibi ülkelerde bu rakam 3 doların üstünde. Katma değer üretmek için ARGE çalışmaları çok önemli yer teşkil ediyor. Yeni teşvik yasasında katma değer oluşturacak yatırımların bir adım öne çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. İhracat finansman kaynakları artırılması ve çeşitlendirilmesi Türk ekonomisinin omurgasını Son yıllardaki Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz? 2012 Türkiye için nasıl bir yıl olacak? 2012 yılında hedeflenen pazarlar neresi? Türkiye almış olduğu tedbirlerle güçlü kamu maliyesi ile bütçe dengesi, borcun milli gelire oranı ve sivil toplum-iş dünyasının iliskilerinin gelişmiş olması nedeniyle sıkıntıları daha ufak etkiyle atlatacaktır. Türkçe’de ‘basiretli tüccar’ diye güzel bir deyim var; bizim de böyle davranmamız lazım. Özellikle borçlanma, alacaklar, stok seviyesi ve yatırımlar konusunda temkinli olmalıyız. Kimseye, ‘Yatırımları durdurun’ demeyiz. Türkçe’de ‘basiretli tüccar’ diye güzel bir deyim var; bizim de böyle davranmamız lazım. Özellikle borçlanma, alacaklar, stok seviyesi ve yatırımlar konusunda temkinli olmalıyız. 2011 yılında meydana gelen küresel dalgalanmalara karşı dayanıklı olduğunu göstermiştir. Orta Vadeli Program çerçevesinde 2012 için tahmin edilen yüzde 4 büyüme rahatlıkla yakalanacaktır. Çünkü fırsatlar da olmaya devam edecektir. Boyumuzu çok aşan yatırımlara da girmeyelim. Önümüzdeki bir seneyi daha temkinli bir yönetimle geçirmeliyiz. Önümüzdeki dönem oturma değil temkinli tempolu yürüyüş yılı olacak. Cari açığın kapatılmasına yönelik Türkiye nasıl bir politika izlemeli? Gelecek dönemde pazar çeşitlendirmesine giderek AB’ye ihracatta yaşanacak muhtemel daralmaların etkisini en aza indirebilmek amacıyla TUSKON olarak ticaret ve yatırım köprüleri, iş forumları düzenlemeye devam edeceğiz. Brezilya’dan Çin’e, Kolombiya’dan Gana’ya, Rusya’dan Güney Afrika’ya kadar daha fazla ticaret hedefine ulaşmak için seferberlik ilan ettik. TUSKON krizin en derinden hissedildiği günlerde bile alternatif pazarlara yöneldi ve koşmayı tercih etti. Bu yolda çalışmaya devam ediyoruz. Cari açık gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya kaldığı bir durum. Büyümekte olan ekonomilerin ortak sancısı olmuş. Salt bir sorun olarak ele alınmamalı aslında. Cari açığın önemli bir kısmı malumunuz, enerji kaynaklı. Yalnız temkini elden bırakmamak lazım. Likidite arzının daha öncesinde hiç görmediğimiz seviyelere ulaştığı bu dönemde Türk gibi kazanırken Batılı gibi tüketim yapmamalıyız. Birer vatandaş, birer iş insanı olarak mümkün mertebe Turkiye’de üretilen ürünlere yönelirsek cari açığın azalacağını ve daha sağlıklı bir büyüme izleyeceğimizi söyleyebilirim. Çin’de tasarruf oranı yüzde 50 ülkemizde bu oran yüzde 12’ler de. Tasarruf etmeyi öğrenmeliyiz. Avrupa’da yaşanan kriz ve Ortadoğu’daki dalgalanmalar Türkiye’yi nasıl etkiler? Avrupa'da yaşanan kriz ve Ortadoğu’daki gelişmeler Türkiye'yi yakından www.ihracat.info.tr 19 ilgilendiren pekçok sorun ve aynı zamanda fırsatınıda beraberinde getiriyor. Avrupa 150 trilyon dolar serveti ile çok zengin bir kıta. Yıllık geliri 17 trilyon dolara yaklaşıyor. Bu haliyle hala çok zengin ekonomik güç. Avrupa’nın küçük hali bile çok bü- TUSKON: 7 federasyon, 168 işadamı derneği, 38 bin 300 üyeden oluşuyor. Washington, Brüksel ve Pekin’de temsilcilikleri var. yük. Böyle bir partnerimiz olduğu için çok şanslıyız. Toplam ihracatımızın yüzde 45’ini AB’ye yapmaktayız. Avrupa’nın en kısa sürede ekonomik sıhhatine kavuşmasını temenni ediyoruz. Avrupa ülkelerinde yaşanan mali sıkıntılara rağmen Türkiye’nin Avrupa ile olan ihracatının artış trendini sürdürdüğünü gözlemliyoruz. Avrupa’daki krizin Türk ekonomisine etkisinin ciddi olmayacağı kanaatindeyiz. Türkiye’ye Avrupa’dan ciddi yatırımlar geleceğini düşünüyoruz. Krizler fırsatları da beraberinde getirir. Gerek coğrafi konumu, gerek üretim potansiyeli, gerek bankacılık sistemi ve dinamizmi ile Türkiye, Avrupalı’nın aradığı “güvenli ada” olduğunu son dönemde bir kez daha göstermiştir. Ayrıca, Avrupa’da krize rağmen çok ciddi bir teknoloji ve sermaye birikimi mevcut. Önümüzdeki dönemde Türk insanının yeni pazarlardaki gittikçe artan aktif rölünün, Avrupalı yatırımcıların ellerindeki bilgi birikimini Türk müteşebbislerle paylaşma refleksine dönüşmesinde etkili olacağını düşünüyoruz. Bu şekilde bir sinerji oluşturulup yeni pazarlarda çok 20 www.ihracat.info.tr önemli rekabet avantajları sağlanabilir. Bu kriz Avrupa’lı girişimcilerin bunu farketmesini sağlayıp ortak projelere yönelme konusunda ikna edici rol oynayabilir. Ayrıca piyasalardaki belirsizlik, Avrupalı alıcıların büyük adetlerde ve erken sipariş vermek zorunda kaldıkları Uzakdoğu yerine, çok kısa teslim tarihleri ve küçük üretim adetleri ile de üretim yapma esnekliğine sahip Türk firmalarını tercih etmelerini sağlayabilir. Alıcılar büyük miktarlarda siparişin stok riskini almak yerine, Avrupa'ya yakınlığı ve hızlı üretim yeteneği nedeniyle siparişlerini Türkiye'ye kaydırıp, iyi satan modellerini rafları boşalmadan yeniden sipariş etme avantajını kullanacaklardır. Literatüre Arap baharı olarak geçecek olan bölgede yaşanan tarihi değişimin ticari hayatta yapısal değişikleri de beraberinde getireceği muhakkak. Bölge ülkeleri hızla serbest piyasa ekonomisine geçmekte. Bu pazarlara şu anda giren firmalar yakın gelecekte çok ciddi stratejik avantajlara sahip olacak görünüyor. Mevcut haliyle bu pazarlara girmek çok cazip. Ayrıca, Kuzey Afrika ve Ortadoğu Türkiye’nin doğal pazarı, bu bölgeler küreselleşme yolunda ilerleyen ulusal markalarımızın dünyaya açılımında atılım yapabilecekleri fırsatları barındıran, mevcut deneyimleriyle çok hızlı mesafe katedebilecekleri pazarlar. Türkiye’nin son dönemdeki aktif dış politikasının ve bölgede aldığı inisiyatifin Türk mallarının imajını güçlendirdiğini görmekteyiz. Bölge halkları Türkiye ve Türk işdünyası hakkında son derece olumlu kanaate sahipler. Bunlar da bölgeye hakkında değerlendirmemiz gereken psikolojik avantajlarımız. Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler de ilk anda bizim için problem gibi görünse de, bu ülkelerle olan kardeşlik bağlarımız ve işadamlarımızın risk almaktan korkmayan cesaretli yaklaşımları iş hacmimizin bir iki ülke dışında daha da artacağını gösteriyor. Sonuç olarak hem Ortadoğu'da hem de Avrupa'da yaşananların, ce- sur davranan ve stratejilerini doğru belirleyen Türk firmaları için risklerden daha çok fırsatlar sunduğunu düşünüyoruz. Türkiye’nin 2023 vizyonu hedefleriyle ilgili neler söylersiniz? Türkiye ekonomisinin son yıllarda sergilemiş olduğu istikrar ile birlikte, Türk işdünyası planlamalarını Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’ncü kuruluş yılı olan 2023’e göre yapıyor ve gelecek 12 yılda sürekli gelişen bir Türkiye’nin Dünya’nın ilk 10 ekonomisi içerisinde olacağına inanıyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesinde topyekun bir iradenin ve azmin ortaya konması gerekiyor. Özellikle Türk ekonomisinin çoğunluğunu teşkil eden KOBİ’lerin ihracat’a olan katkısı bu hedefe ulaşma noktasında çok önemli görünüyor. Türk şirketlerinin markalaşmalarına ve mağazalaşmalarına verilen devlet desteği ve teşvik politikası, Türk markalarının gelişen pazarlarda tutunmasında belirleyici rol oynuyor. Bir sinerji oluştu devamının geleceğine inanıyoruz. Türkiye’nin Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerine yönelik geliştirdiği ticari ve ekonomik stratejiler nelerdir? TUSKON’un yurtiçi ve yurtdışında en çok bilinen etkinliği “Ticaret Köprüsü” programlarıdır. Ticaret Köprüsü programları Türk ve yabancı işadamlarının bir araya gelmesi için önemli bir işlevi yerine getiriyor. Bu bölgeler ile ihracata dayalı kalkınma modelinin hayata geçirilmesine yönelik faaliyetler yapmaktayız. Bunu TUSKON olarak üzerimize düşen en büyük görevlerden biri olarak görüyoruz. Yurt içi ve yurt dışı işbirliği ağlarımızı kullanarak potansiyel vadeden ülkelerden nitelikli işadamlarını ülkemizin ekonomik potansiyelini yerinde görmeleri, aynı zamanda ülkemizin zengin tarihini ve kültürünü tanımaları için ülkemize getiriyoruz. Programlarımıza Avrasya ve Afrika’dan binlerce iş insanı katıldılar. Önümüzdeki dönemde de çalışmalarımıza bu doğrultuda devam edeceğiz. www.ihracat.info.tr 21 YENİ PAZAR İHRACAT YENİ PAZAR ARAYANLARA GİRİŞ KAPISI HOLLANDA / Elif Toptaş Hollanda çok güçlü bir ekonomiye sahip olması nedeniyle yüzyıllardır Avrupa ekonomisinde özel bir rol oynuyor. Gemicilik, balıkçılık, ticaret ve bankacılık Hollanda ekonomisini belirleyen en önemli sektörlerinin başında geliyor. Ayrıca Hollanda, dünyanın en fazla ihracat yapan ilk on ülkesinden biri olma özelliği taşıyor. 22 www.ihracat.info.tr Hollanda, yaşam bilimleri, elektronik, gıda, çiçek, kimya sanayi, su teknolojisi ve mühendislik benzeri güçlü hizmet sektörleri ile sanayileriyle büyüyen ve sağlıklı bir ekonomisi olan küçük bir ülke olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Ülke, yerel ve yabancı işletmelere, uluslararası ticaret, etkin ihracat, inovasyon ile dünyanın en iyi şirket ve araştırma enstitüleriyle işbirliğine açık bir ortam sağlıyor. Bunun bir sonucu olarak yaklaşık 5 bin 400 şirket Hollanda’da kurulma kararı aldı. Ülkenin GSYİH’ sının yarısından fazlası uluslararası ticaretten geliyor. Hollanda’nın ithalat ve ihracatının yarısından fazlası da gıda, kimyasal ürünler ve makinelerden oluşuyor. Son kategoride daha çok bilgisayarlar ve bilgisayar parçaları bulunuyor. Bilgisayarlar dahil Hollanda’nın çoğu ithalatı diğer ülkelere gidiyor ve bazen hiç işlem görmeden ya da çok az işlem görerek yeniden ihraç ediliyor. Bu da ülkenin bir dağıtım merkezi olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye ve Hollanda arasındaki ilişkiler Türkiye ile Hollanda arasındaki ticari ilişkilerin geçmişi 400 yıl öncesine dayanıyor. Yıldızı giderek parlayan Türk ekonomisine ilgi gösteren ülkeler arasında Hollanda ilk sırada yer alıyor. Toplam yabancı sermayeli firma sayısı açısından da, Alman ve İngiliz firmalardan sonra, Hollandalı firmalar üçüncü sırada geliyor. Türkiye ile Hollanda arasındaki ticaret hacmi 2005 yılında 5,9 milyar dolar iken bu rakam son yıllarda 10 milyar dolara ulaştı. 2012 yılı iki ülke arasında Türkiye ve Hollanda yılı ilan edildi. İlişkilerin 400. Yıl kutlamaları kapsamında bu yıl kültür, sanat, siyasi, ekonomik ve spor alanlarında etkinlikler düzenleniyor. İki ülke arasında karşılıklı bakan düzeyinde ziyaretler ve ortak etkinlikler düzenleniyor. Etkinliklerin temel amacı iki ülke arasında 400 yıla dayanan köklü ilişkileri daha da sağlamlaştırmak. Hollanda yüzöçüm olarak küçük olmasına rağmen nüfus yoğunluğu açısından kalabalık bir ülkedir. Batı Avrupa’da, Kuzey Denizi kıyısında, Belçika ve Almanya arasında yer alan Hollanda, 41 bin 526 kilometrekare yüzölçümüne sahip. AB Ülkeleri içinde kilometrekareye düşen insan sayısı bakımından en yoğun ülke olarak da biliniyor. Ülkenin nüfusu 16 milyonu geçti. Ülke nüfusunun 2.8 milyonu yani yüzde 17.5’i göçmenlerden oluşuyor. Halkın yüzde 76’sı Flaman ve yüzde 3.8’i Friz kökenlidir. Ülkedeki yabancı kökenli nüfusta yüzde 2.5 ile Türkler ilk sırada geliyor. Türkleri sırasıyla Endonezya ve Fas vatandaşları takip ediyor. Hollanda da halkın çoğunluğu herhangi bir dine mensup olmadığını söylüyor Hollanda ticarette AB normlarını uyguluyor türlü ürünü dünyanın her yerine pazarlayabilecek kapasitede olan Hollandalılar, re-export ticarette uzmanlaşmış bir ülke olma özelliği taşıyor. Hollanda üzerinden yapılan re-export ticaret, ihracatın yüzde 40’ını oluşturuyor. Ve bu oran Hollanda’nın küçük olan iç pazarından çok Batı Avrupa ve hatta dünyanın diğer bölgelerindeki pazarlar için giriş kapısı niteliği taşıyor. Hollanda her zaman için Türkiye’nin ticaret ortakları arasında birinci sırada yer alıyor. AB üyesi olan Hollanda’nın dış ticaret mevzuatı AB normlarına uygun ve oldukça liberal bir sisteme dayanıyor. AB üyeleri arasında bulunan gümrük birliği nedeniyle, ortak bir dış ticaret politikası uygulanıyor. Dolayısıyla, Hollanda da diğer AB ülkeleri gibi, AB’nin ortak dış ticaret mevzuatını uyguluyor. Öte yandan, doğalgaz ve petrol dışında doğal kaynaklarının bulunmaması, tarım alanlarının az olması ve tarım ürünleri çeşitliliğinin çok fazla olmaması gibi nedenlerle de ham madde ve yarı işlenmiş ürünler bakımından çok büyük oranda ithalata bağımlı bir ülke. Bu nedenle, dış ticaret politikası dünya pazarlarında proaktif davranmak ve dış ticaretinin mümkün olduğu ölçüde liberal olması yönünde politikalar izliyor. Ülkemizle Hollanda arasındaki siyasi ilişkiler iyi düzeyde olup, her iki ülke de ilişkileri her geçen gün güçlendirmek istiyor. 26 Mart 2008 tarihinde “Türkiye-Hollanda İlişkilerinin Güçlendirilmesi ve Türkiye - Hollanda Konferansı Kurulmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” imzalandı. 2012 yılında ise Türkiye ve Hollanda ilişkilerinin daha da gelişerek sağlamlaştığı bir yıl olacak. Türk ve Hollandalı yatırımcıların ticari ilişkileri her zamankinden daha yakın bir gelişim içinde olması bekleniyor. Hollanda nüfusunun büyük bölümü hizmet sektöründe çalışıyor. Bu sektör son 50 yıldır istihdamdaki payını hızla artırıyor ve eğitimli insanların çoğu bu alanda iş buluyor. Yalnızca iç pazarda değil, yurtdışı pazarlarda da hizmet sektörünün payı artıyor. Hizmet ticaretindeki ihraç fazlası, temel olarak yurtdışı lojistik hizmetlerinden kaynaklanıyor. Hollanda ekonomisi her geçen gün büyüyor Hollanda, 2011-2013 yılları arasında, ortalama olarak yıllık yüzde 1.2 oranında ekonomik bir büyüme hedefliyor. Ayrıca Hollanda ticari yapısı çok gelişmiş bir serbest piyasa ekonomisi olma özelliği taşıyor. Dolayısıyla devletin ekonomideki ana etkisi, daha çok düzenlemeler ve vergilendirme kapsamında oluyor. Devlet kapsamlı, yapısal ve düzenleyici reformlar ile sıkı ve istikrarlı bir ekonomi politikasını birlikte uyguluyor. Hollanda ekonomisinde dış ticaret büyük bir öneme sahip. İş gücünün yüzde 40’ı sanayi alanında çalışıyor. Hammadde kaynaklarının az olmasına rağmen iş gücünün çok yüksek olması, dış ticaretteki geldikleri noktayı gösteriyor. Gemi yapımı bakımından da, ileri gelen ülkelerden biri olan Hollanda, üç yüzden fazla tersanesiyle dünyada önemli bir yere sahip. Yüzyıllardır süregelen ticaret geleneği ile her Hollanda ekonomisinin rekabet gücü özellikle son 10 yılda önemli ölçüde gelişim gösterdi. Bunda hükümetin 1995 yılında Hollanda ekonomisinin teknolojik temelini geliştirecek şekilde büyük kuruluşlara vergi avantajları sağlayan dört yıllık bir planı uygulamaya koymasının özel bir etkisi bulunuyor. Hükümet bu dönemde yüksek teknoloji araştırma enstitülerinin kuruluşuna 124 milyon dolar ayırarak planın uygulanması neticesinde, Hollanda özel sektörü yüksek teknolojili Ar-Ge yatırımlarına önem verdi ve üniversite, devlet ve sanayi işbirliği gelişti. Hollanda özelleştirme çalışmalarını hızlandırıyor Hollanda devleti ekonomideki rolünü 1980’lerden beri göreceli olarak azaltıyor. Özelleştirme çalışmaları ise halen devam etmekte olan ülkede piyasaların işleyişi üzerindeki kontrolünü devlet her geçen gün azaltıyor. Hollanda, ABD ile birlikte, uluslararası serbest ticareti ve vergi ve tarifelerin • Hollanda, 2011-2013 yılları arasında, ortalama olarak yıllık yüzde 1.2 oranında ekonomik büyüme hedefliyor. • Hollanda re-export ticarette uzmanlaşmış bir ülke olma özelliği taşıyor. • Ülkenin GSYİH’ sının yarısından fazlası uluslararası ticaretten geliyor. • Hollanda da diğer AB ülkeleri gibi, AB’nin ortak dış ticaret mevzuatını uyguluyor. • Batı Avrupa ve hatta dünyanın diğer bölgelerindeki pazarlar için giriş kapısı niteliği taşıyor. • Ülkedeki en büyük yabancı kökenli nüfusu Türkler oluşturuyor. düşürülmesini en çok destekleyen iki ülkeden birisi. Hollanda’nın 1990’larda başlayan ekonomik başarısı, uyguladığı ekonomi politikaları kapsamında 1970’lerin sonu ve 1980’lerde işyerlerinin geçirdiği değişimin sonucu olarak biliniyor. Bu yolla, Hollanda Avrupalı komşularının pek çoğundan daha önce ekonomik reformları gerçekleştirerek, bu ülkelerden çok daha fazla rekabetçi hale geldi. Hollanda, son yirmi yıldır ekonomik politikalarını kısa ve orta vadeli makroekonomik modellere odaklanmak yerine, ekonomik sistemin hem kurumsal yapısının hem de fiziksel ve sosyal altyapısının iyileştirilmesine odaklandı. İstikrarlı bir ekonomik ortam yaratmak açısından makroekonomik politikalar hala önemini korumakla beraber, ekonominin büyüme potansiyeli ve performansını güçlendirmek açısından yapısal hususların daha önemli olduğu düşünülüyor. Hollanda Avrupa’nın en büyük doğalgaz rezervine sahip Hollanda hem topraklarında hem de Kuzey Denizi’nde olmak üzere zengin doğalgaz rezervlerine sahip ve ülkenin doğalgaz sektörü petrol sektöründen çok daha büyük. Avrupa Birliği ülkeleri arasında en büyük doğalgaz rewww.ihracat.info.tr 23 zervleri, 1959 yılında Groningen yakınlarında bulundu. Rusya, Norveç, ABD, Kanada; İran ve Endonezya’dan sonra Hollanda, dünyadaki en büyük doğalgaz üretici ve ihracatçılarından birisi olma özelliği taşıyor. Enerji ihtiyacının yaklaşık yarısını kendi doğalgaz kaynakları ile karşılıyor. Hollanda Kuzey Denizi’nde zengin petrol rezervlerine sahip olmakla birlikte, bu rezervlerin miktarı, sahip olduğu doğalgaz kaynaklarından çok daha az bulunuyor. Bilinen petrol rezervlerinin miktarının, 100-200 milyon varil olduğu tahmin ediliyor. 2012 YILI HOLLANDA FUARLARI ŞUBAT MART HAZİRAN TEMMUZ MAYIS AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM Hollanda’nın polder toprakları Ülke Batı Avrupa’nın üç büyük nehri, Ren, Maas ve Schede nehirlerinin deltasında bulunuyor. Coğrafi yapısı itibariyle düz bir araziye sahip olan ülke topraklarının yarısından fazlası, deniz seviyesinin altında bulunuyor. Hollanda coğrafyasının en belirgin özelliğini, denizden kazandıkları, ‘polder’ adı verilen topraklar oluşturuyor. Hollandalıların bu konudaki mücadelesi yüzyıllardır devam ediyor. ‘Polder’ lar, su baskınlarından geçmişte yel değirmenleri ile korunurken, günümüzde gelişmiş teknolojiler ve setler kullanılarak su seviyesi sürekli kontrol ediliyor. Bugün ülkede hala bin çalışır durumda yel değirmeni bulunuyor. Hollanda yüzölçümü itibarıyla küçük bir ülke olmasına rağmen ülkenin ekonomik bölgelerinde üretim sektörlerine göre, bölgelerin tarihsel ve coğrafi özelliklerine dayalı bir çeşitlilik arz ediyor. Dağıtım ve depolamaya bağlı birçok aktivite, Rotterdam Rijnmond bölgesi, Zeeland, ya da Amsterdam yakınındaki Kuzey Denizi kanalı gibi belli başlı su yolları ve deniznehir bağlantı noktalarının bulunduğu yerlere yakın yoğunlaşıyor. Amsterdam Schiphol Havaalanı sağladığı dinamik alt yapı ile birçok firmaya ülke cazip geliyor. Türkiye ile dış ticareti - Başlıca ihracatımız: Çeşitli giyim eşyası, taze/kuru meyve, sebze, yemiş, demir-çelik döküntü/hurda, gemi-suda yüzen taşıtlar, balık, mobilya aksam ve parçalarından oluşuyor. Türkiye ile dış ticareti - Başlıca ithalatımız: Demir, çelik, tarımsal ürünler, rafine edilmiş petrol ürünleri, ilaçlar, elektronik ürünler, büro ve bilgi işlem makineleri, aksam ve parçalarını ithal ediyoruz. Kaynak: DTM Hollanda Raporu 24 www.ihracat.info.tr 01 - 03 Şubat 2012 Fuar Adı : ISE Organizatör : 08 - 10 Şubat 2012 Fuar Adı : IBC Organizatör : International Broadcasting Con 11 - 12 Şubat 2012 Fuar Adı : Fiets- en Wandelbeurs (FietsRA) Organizatör : Holcus 28 Şubat - 04 Mart 2012 Fuar Adı : HISWA Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri 27 - 30 Mart 2012 Fuar Adı : INTERTRAFFIC Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri 08 - 11 Mayıs 2012 Fuar Adı : ISSA Interclean Amsterdam Organizatör : Amsterdam RAI B.V. 08 - 11 Mayıs 2012 Fuar Adı : ISSA/INTERCLEAN Europe Organizatör : Amsterdam RAI B.V. 08 - 11 Mayıs 2012 Fuar Adı : ISSA/Interclean Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri 15 - 17 Kasım 2012 Fuar Adı : METS Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri 29 Kasım - 01 Aralık 2012 Fuar Adı : European Offshore Wind Organizatör : Energistyrelsen 01 - 04 Kasım 2012 Fuar Adı : AQUATECH Amsterdam Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri 01 - 04 Kasım 2012 Fuar Adı : Hortifair Organizatör : International Horti Fair B.V. 31 Ekim - 02 Kasım 2012 Fuar Adı : ISE Integrated Systems Europe Organizatör : Integrated Systems Events LLC 11 - 14 Ekim 2012 Fuar Adı : INTERNATIONAL HORTIFAIR Organizatör : NTSR Fuar ve Gösteri Hizmetleri HOLLANDA 10 - 14 Ekim 2012 Fuar Adı : HORECAVA Organizatör : Amsterdam RAI B.V. 04 - 06 Ekim 2012 Fuar Adı : Metering, Billing / CRM Europe 08 - 13 Eylül 2012 Organizatör : Synergy Fuar Adı : IBC Organizatör : 23 - 25 Ağustos 2012 Fuar Adı : proPSI 17 - 18 Temmuz 2012 Organizatör : İstexpo Fuarcılık Hizmetleri Fuar Adı : MODEFABRIEK Organizatör : MODEFABRIEK 03 - 04 Temmuz 2012 Fuar Adı : Kleine Fabriek 19 - 21 Haziran 2012 24 - 25 Mayıs 2012 Fuar Adı : ReMaTec Fuar Adı : PLMAS World of Private Label Organizatör : Amsterdam RAI B.V. Organizatör : Amsterdam RAI B.V. Organizatör : Private Label Manufacturers As www.ihracat.info.tr 25 Yeni Pazar Yeni İhracat / Elif Toptaş İSLAM COĞRAFYASININ EN BATIDAKİ ÜLKESİ: FAS Kuzey Afrika’da bir Arap ülkesi olan Fas, Afrika Birliği’ne üye olmayan tek ülke olma özelliği taşıyor. Afrika'nın Avrupa'ya yaklaştığı en uçta yer alan ülke, krallıkla yönetiliyor. İspanya ile arasında ise Cebelitarık Boğazı bulunuyor ve Akdeniz’in batı ucundaki Atlas Okyanusu’yla birleşiyor. Fas ekonomisi son yıllarda geçmişe nazaran daha fazla çeşitleniyor. Fas dünyanın en büyük fosfat üreticisi olarak biliniyor. Ülke ekonomisinin uluslararası ve bölgesel ekonomik sistemlere entegrasyonu artarak gelişiyor. Fas, 1995 yılından bu yana Dünya Bankası tarafından önerilen bir ekonomik programa göre yönetiliyor. Orta ve uzun vadeli hedefler içeren Dünya Bankası programı, yıllık ortalama büyümenin yüzde 5-6 düzeyinde gerçekleşmesi gerektiği yönündeki çalışmaları içeriyor. Bürokrasi ülkenin rekabet ekonomisine geçmesinde büyük engel oluşturuyor. Fas Kuzey Afrika’da önemli bir pazar Fas’ın kalbi Marrakesh’ da atıyor İnşaat ve taahhüt sektörü ülke ekonomisinde GSYİH katkısı ve istihdam içindeki payı dikkate alındığında önemli sektör konumunda yer alıyor. Yeni projeler üstlenecek firmalar, akdedecekleri sözleşmelerde hukuki yorum gerektirecek açık hususlar bırakmamaları ve yurt dışı tahkim uygulamalarını hukuki metinlere dahil etmeleri büyük önem taşıyor. Faslı yetkililer, stratejik konumu, potansiyeli ve gücüyle Türkiye'ye takdirle baktıklarını, Türkiye'nin bölgesinde ağırlığı olan, Kafkasya ve Orta Asya'da etkili, İslam âlemi için önem taşıyan bir devlet olduğunu vurguluyor. Marrakesh’ in kalbi ise Jemaa El Fnaa Meydanı’nda atıyor. Meydan fal bakıcılarının, yılan oynatıcılarının, geleneksel dansçıların, zehirli akrepler ile gösteri yapanların, hikaye anlatıcılarının bulunduğu büyük bir panayır alanı. Her biri ayrı sahne göstericiler ise adeta ziyaretçileri büyülüyor. Çevresi restoranlar ile çevrili meydanda akşam saatlerinde küçük kamyonetler, at arabaları, demir ayaklı masalar meydanın büyük bir bölümünü doldurmaya başlıyor. Akşam saatlerinde açık hava restoranlarında birbirinden lezzetli Fas yemeklerini tadabilirsiniz. Fas ekonomisini ülkedeki kuraklık ve tarım alanlarından elde edilen başarısız hasat büyük ölçüde etkiliyor. Ayrıca artan nüfus da GSYİH’yı olumsuz yönde etkileyen bir diğer faktör olarak karşımıza çıkıyor. Ülkede ekonomik aktivite Casablanca ve Rabat etrafında yoğunlaşmış durumda. Hükümet az nüfuslu bölgelerdeki iş imkânlarını geliştirmek amacıyla yatırım teşvikleri uyguluyor. Fas’ın Avrupa Birliği ve ülkemiz ile serbest ticaret anlaşmaları yapmış olması Fas’ın Kuzey Afrika’da önemli bir Pazar üssü olma konumunu güçlendiriyor. Fas ile serbest ticaret anlaşması sonrasında Türk dış ticaretinde görülen artışlar, son dönemde bu ülkedeki özellikle turizm ve inşaat alanlarındaki yatırım projeleri ihracatçı ve yatırımcı firmalarımız açısından önemli fırsatlar sunuyor. Türk ihracatçılarının Fas piyasasında pazar payı elde edebilmeleri ve kendilerine iş imkânı yaratabilmelerinin ise Türk ürünlerinin etkin tanıtımının gerçekleştirilmesi ile mümkün olduğu düşünülüyor. Türk ürünleri piyasada bulunan yerleşik rakiplere rağmen uygun fiyatlı ve kaliteli ürünlerle yer alıyor. 26 www.ihracat.info.tr Türk iş adamlarının Fas ile olan ticarette karşılaşacakları sorunlara dikkat etmesi gerekiyor. Özellikle, düşük satın alma gücü, küçük boyutlu piyasa, ulaşım zorlukları, ticari dil olarak Fransızca kullanılıyor olması, satın alma ve finansman kolaylıkları sağlama zorluğu, iş çevrelerinin birbirlerini karşılıklı olarak iyi tanımaması belirgin sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. TEKSTİL Tekstil sektörü ekonomik büyüme içinde önemli bir paya sahip. Sektör iplik ve kumaş gibi ithal yarı mamul ve hammaddelerle üretim yapmakta sonra bunların büyük çoğunluğu ihraç ediyor. 2002 yılında hükümet ve tekstil üreticileri 2010 yılına kadar ki dönemde sektörün geliştirilmesine yönelik bir çerçeve anlaşması imzaladı. Amaç sektörün rekabet gücünün finansal destek, teknik modernizasyon, üretim ve yatırım desteği yoluyla artırılması. Bu anlaşma yoluyla 45 bin kişiye iş yaratılması öngörüldü. Ayrıca tekstil üreticileri pazar çeşitlendirilmesi, piyasalara yeni ürünler üretebilmek için daha fazla yaratıcılık ve aktif bir şekilde yabancı yatırımcı arama konusunda çaba göstereceklerini belirtiyor. FAS EKONOMİSİNDEKİ ÖNCELİKLİ SEKTÖRLER TARIM, ORMANCILIK, BALIKÇILIK Tarım sektöründe emek yoğun olup işgücünün yüzde 40’ını bu sektör istihdam ediyor. Tarım ve balıkçılık sektörünün GSYİH içindeki payı yüzde 18,6’tir. Sektörün performansı bir önceki kış elde edilen yağmur miktarına bağlı olarak gelişim gösteriyor. Toplam 8,7 milyon hektarlık ekilen arazi içinde yer alan ve yaklaşık 1 milyon hektarlık bir alanı oluşturan modern büyük ölçekli çiftlikler ihracata yönelik üretim yapmakta ve toplam narenciye ve şarap üretiminin yüzde 80’i, sebze üretiminin yüzde 33’ü ve tahıl üretiminin yüzde 15’i burada yapılıyor. GIDA İŞLEME Gıda işleme sanayi ihracat için konserve meyve ve balık iç piyasaya ise un ve bitkisel yağlar bulunuyor. Bu sektörde yatırım ve üretme anlamında eksik olduğu görülüyor. Fas, bütün bu faktörler başta olmak üzere rekabetçi ortamlara girildiğinde özellikle AB’de de zayıf kalma tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Fas konserve sardalye üretiminin yarısından fazlasını AB’ye ihraç ederek pazarın yüzde 25’ini karşılıyor. AB, Fas Ortaklık Anlaşması Avrupa piyasalarına olan sardalye ihracatını gümrükten muaf olarak artırabilme imkanı da sağlıyor. MADENCİLİK Fosfat ağırlıklı olan madencilik sektörü ülkedeki en önemli ekonomik kaynak olarak biliniyor. Fas, ABD ve Rusya’dan sonra dünyadaki üçüncü büyük fosfat üreticisi. Maden üretiminin yüzde 95’ini fosfat oluşturmakla birlikte ülkede gümüş, çinko, bakır ve kobalt da üretiliyor. Çin, Hindistan, Fransa ve Belçika, Fas’ın en önemli müşterileri arasında yer alıyor. Ayrıca ülkede Fosfat dışı madenlerin kısmen özelleştirilmesi düşünülüyor. www.ihracat.info.tr 27 SÖ LEŞİ Ruhi Engin Özmen Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü 1968 yılından beri istikrarlı bir şekilde büyümeye devam ediyor. Bugün 200’den fazla yetki belgeli firma, 50 bin araçlık bir filo ile 75 ülkeye taşıma gerçekleştiriyor. 400 bin kişinin istihdam edildiği sektörün toplam yatırımı yaklaşık 5.5 milyar doları bulurken; Türkiye ihracatının değer olarak yüzde 44’ünü taşıyan sektör, ülkemize 6 milyar dolara yakın bir navlun girdisi sağlıyor. Ülkemizdeki uluslararası karayolu taşımacılığı ilk olarak 1968'de bir devlet girişimi olarak Frintaş adı altında, Irak ve İran'a taze sebze ve meyve taşımaya başlanmasıyla gerçekleşmiştir. 28 www.ihracat.info.tr / Esra Torlak LOJİSTİĞİN NAVLUN GİRDİSİ 6 MİLYAR DOLAR OLDU Uluslararası karayolu taşımacığında gelinen noktayı, Türkiye’nin ekonomisine kattığı değeri, sektörün büyümesi ve yapılması gereken yatırımları Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Ruhi Engin Özmen ile konuştuk. Uluslararası karayolu taşımacığının Türkiye’de gelişiminden bahseder misiniz? Son yıllarda sektörde değişim hangi yönde yaşandı? Ülkemizdeki uluslararası karayolu taşımacılığı ilk olarak 1968’de bir devlet girişimi olarak Frintaş adı altında, Irak ve İran’a taze sebze ve meyve taşımaya başlanmasıyla gerçekleşmiştir. 1970’lerde Batı ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki ticaretin artması sonucu özel sektör devreye girerken, 1980’lerde serbest ticarete geçilmesiyle birlikte sektör büyük bir sıçrama gerçekleştirmiştir. Sonraki yıllarda yaşanan İran-Irak Savaşı ve Körfez Savaşı taşımacılık sektörünü olumsuz yönde etkilerken, Sovyetler Birliği’nin dağılması taşımacılarımız için yeni fırsatlar yaratmıştır. Sektörde Türkiye’de cirolar ne kadar arttı, gelecekte ne olacak? Uluslararası karayolu taşımacılık sektörü 2011 yılını sefer bazında yüzde 6’lık büyüme gerçekleşti, bu rakamlar önümüzdeki yıllar içinde ümit veriyor. Dünyanın en hızlı büyüyen 2. ekonomisi 2011 yılında Türkiye ekonomisi olurken, ekonomide yaşanan bu hareketlilik uluslararası karayolu eşya taşımacılığı sektörüne de yansıdı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan alınan verilere göre 2011 yılında 100’ün üzerinde firma taşımacılık faaliyetleri gerçekleştirmek için yetki belgesi alırken bu rakamların sektöre yansıması yüzde 6’lık bir artış olarak gerçekleşti. Bu yeni firmaların sahip olduğu 2000’e yakın çekici ise yüzde 3’lük bir artış sağladı. Bu artışlar, sektörde yatırımların hız kazandığına ve olumlu beklenti- lerin varlığına işaret etmektedir. 23 kara ve deniz sınır kapısından yapılan ihraç taşıma rakamlarına baktığımızda, 2011 sonu itibariyle Türk taşımacılarının yüzde 6’lık, yabancı taşımacıların taşımalarında ise yüzde 19’luk bir artış olacağı hesaplanmaktadır. Ülkemizden yapılan ihracat taşımaları 1 milyon 458 bine, ithalat taşımaları ise 505 bine ulaşmıştır. Ülkemiz üzerinden gerçekleştirilen transit taşımalarda geçtiğimiz yıla oranla yüzde 4’lük bir artış gerçekleşirken, 85 bin sefer transit taşıma gerçekleştirilmiştir. Bu taşımaların yüzde 60’ı yabancı ülke araçları tarafından gerçekleştirilmiş ve bu durum Türkiye’nin uluslararası bir transit güzergâh olarak tercih edilirliğinin giderek artmakta olduğunun göstergesidir. 2011 yılı rakamsal verilerine baktığımızda sektörde yatırımların hız kazandığına işaret etmekle birlikte olumlu beklentilerin varlığı görülmektedir. Aynı yükseliş trendinin sürmesi halinde 2012 yılında uluslararası eşya taşımacılığı filomuzda yüzde 3, Türkiye pazarına yoğun olarak giriş yapan yabancı şirketlerle birlikte firma sayımızda yaklaşık yüzde 8 ve uluslararası taşıma performansında da yüzde 10 civarında artış olması beklenmektedir. UND’nin faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Uluslararası karayolu eşya taşımacıları sektörünün çatı derneği olan Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin öncelikli faaliyeti üyeleri bilgilendirmek. Üyelerimle paylaştığımız anlık sms, haftalık bülten ve sirküler, aylık ve 3 aylık dergiler ve web portal duyurularıyla sektörde yaşanan her türlü gelişmenin yanı sıra mevzuatlarda yaşanan tüm yenilikleri de üyelerimizle paylaşmış oluyoruz. UND olarak, IRU, BSEC-URTA, FIATA, WTO gibi diğer STK ve muadil derneklerle işbirlikleri yaparak sektörümüzü ve ülkemizi bu derneklerde temsil ediyoruz. Uluslararası karayolu taşımacılığı yapan nakliyeci- ler hem yurtiçinde hem de yurtdışında çok fazla problemle karşılaşabiliyorlar. Dernek olarak üyelerimizin sorun ve ihtiyaçlarına zamanında, kalıcı ve objektif çözümler getiriyoruz. Üyelerimize geçiş belgeleri dağıtımının etkinliğinin sağlanması, sınır geçişlerinde kolaylık, sektörel eğitimler, global teminat hizmeti, bilgilendirme ve mevzuat takibi, belge satışı (FBL, FCR), vize alımlarında kolaylık, KDV iadeleri, sigorta hizmetleri, akaryakıt kartları ve telekom indirimleri konularında destek vererek onların yararına olacak anlaşmalara imza atıyoruz. Ayrıca derneğimiz tarafından oluşturduğumuz UNDnet sistemi ile üyelerimiz, AB ülkelerine yaptıkları ihraç taşımalarında geçerli olan T1 beyanlarını ve diğer zorunlu gümrük beyanlarını internet üzerinden gerçekleştirebiliyorlar. Uluslararası taşımacılık sektörü için öncelikle yapılması gereken yatırımlar nelerdir? Özellikle 2005 yılından bu yana neredeyse tüm sektör kurum-kuruluşlarının gündeminden inmeyen konuların başında gelen “lojistik köyler” konusu, uluslararası taşımacılık sektörü için öncelikli yapılması gerekenler arasında ilk sırayı alıyor. Avrupa’da 1970’lerden bu yana gelişen Lojistik Merkezler bugün 100’ü geçerken, sadece Almanya’da 33 lojistik köy bulunuyor. Avrupa’da böyle bir tablo varken; başta İstanbul olmak üzere, ticaretimizin yoğun olduğu tüm bölgelerde lojistik köyler konusunda artık somut gelişmeler bekliyoruz. Lojistik üs olması istenen Türkiye’de henüz tüm taşıma türlerini bir araya getiren bir lojistik merkezi mevcut değil, “Lojistik Köy” yapılanmaları ile ilgili özel “Mevzuat” ve “Muhatap Kurum” mevcut değil. Ülkemizin jeopolitik konumunun küresel piyasalarda bir avantaja dönüştürülebilmesi için www.ihracat.info.tr 29 Ülkemizde lojistik sektörünün en önemli avantajı, önümüzdeki 10-15 yıl içinde dünya ticaretinin yüzde 40’ının gerçekleşeceği, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney arasında yaklaşık 2 trilyon dolara ulaşması beklenen ticaret hacminin kavşak noktasında bulunuyor olması. “LOJİSTİK KÖY PROJELERİ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMELİ” TAŞIMACILIĞIN BÜYÜK BİR BÖLÜMÜ KARAYOLU İLE YAPILIYOR lojistik köylerin oluşturulması kaçınılmaz bir zorunluluk. UND olarak uzun zamandır ısrarla ihtiyaç olduğunu vurguladığımız “Lojistik Köyler” projelerinin bir an önce hayata geçirilmesi, sağlayacağı maliyet avantajı nedeniyle Türk Malı için yaratacağı küresel rekabet avantajı, üretim ve istihdam artışına sağlayacağı katkılar nedeniyle yoğun şekilde desteklenmesi ve teşvik edilecek konular kapsamına mutlaka alınması gerekiyor. Bu kapsamda başta büyük kentlerde yeterli asgari niteliklere sahip arazinin tahsisi konusunda destek olmak üzere, verimlilik ve rekabet gücünü artıracak IT ve teknoloji yatırımları ile teşvik sağlanması çok önemli. Sektör açısından Türkiye’nin bölgesel konumu itibari ile bir değerlendirme yaptığımızda avantajları ve dezavantajları nelerdir? 30 www.ihracat.info.tr vizeler taşımacılar için sıkıntı yaratıyor. Yurtiçine baktığımızda; yetki belgesi olmaksızın taşımacılık yapanlar, akaryakıtlarda sektörümüze uygulanan ÖTV ve KDV istisnasının yetersizliği, gümrüklerde yaşanılan sıkıntılar ön plana çıkıyor. Türkiye’de ve gelişmekte olan ülkelerde taşımacılıkla ilgili olarak hangi sorunlar ön plana çıkmaktadır? Sektörümüz için en büyük sıkıntıların başında gelen yurtdışına taşıma kotaları, vizeler ve diğer korumacı kısıtlamalar için devletin desteğini bekliyoruz. Biz ülkelerin muadil dernekleri ile görüşmelerimizde bu sorunların çözümü için adımlar atarken, devlette uygulayacağı politikalarla ve hükümet seviyesinde girişimlerde bulunarak bizleri desteklemeli. Ülkemizde lojistik sektörünün en önemli avantajı önümüzdeki 10-15 yıl içinde dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 40’ının gerçekleşeceği Orta Asya, Kafkaslar, BDT, Kuzey Afrika bölgesi içinde ve Doğu-Batı ve Kuzey-Güney arasında yaklaşık 2 trilyon dolara ulaşması beklenen ticaret hacminin kavşak noktasında bulunuyor olmasıdır. Ayrıca küresel krize rağmen ciddi ölçüde daralmayan bir iç ve dış talep unsuru da ülke içi yük pazarını canlı ve etkin tutmaktadır. Genç ve dinamik nüfusu da, eğitim olanaklarını ve kapasitesin arttırmak kaydıyla avantaja dönüşecek bir kaynak olarak kabul edebiliriz. Ayrıca, ülke içinde yaşadığımız sıkıntıların çözümleri içinde çeşitli adımlar atılmasını bekliyoruz. Yetki belgesi olmaksızın taşımacılık yapanların tespiti ve cezalandırılması devletten öncelikli beklentimiz olmakla beraber ihraç yüklü araçlarımızın sınır kapılarından çıkarken aldığı ÖTV ve KDV’den istisna akaryakıt tahsisinin bin 100 litreye çıkartılması karayolu taşımacıları için atılacak en önemli adımlar olacaktır. Sektöre baktığımızda hem yurtiçinde hem de yurtdışında çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmaktayız. Yabancı ülkelere taşıma yaparken karşılaştığımız en büyük sorun taşıma belgelerinde ve vizelerde yaşanıyor. Yabancı ülkeler tarafından kotaya tabi tutulduğundan dolayı sınırlı sayıda olan karayolu geçiş belgelerinin taşımalarımız için yetersiz belge sayılarından dolayı kısıtlı taşımalar geçekleştirirken, şoförlerimize uygulanan Ülkemizin ulaştırma ve lojistik sektörüne baktığımızda yoğun olarak kullanılan ulaşım ağının karayolu olduğu görülmektedir. Son dönemde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından gerek demir yollarına gerek havayollarına yapılan yatırımlar, yeni açılan ro-ro hatları her ne kadar alternatif ulaşım kanallarını arttırsa da, ulaşımın büyük bir bölümü karayolu ile yapılmaktadır. Uluslararası taşımacılık ve ulaştırma sektöründe Türkiye’ de daha çok hangi ulaşım ağını yaygın olarak kullanılıyor? www.ihracat.info.tr 31 TURKIYE MARKALASIYOR Birleşmiş Markalar Derneği’nin kuruluş amacı nedir? Faaliyetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Birleşmiş Markalar Derneği (BMD), Eylül 2001’de, başta hazır giyim olmak üzere, perakende sektöründen firmaların katılımıyla kuruldu. BMD yıllar içinde iletişim, optik, mobilya, ayakkabı, küçük mutfak ürünleri, kozmetik, aksesuar, ev tekstili ve dekorasyonu, çok katlı mağazacılık gibi alanlardan firmalarla üyelerinin sektörel dağılımını çeşitlendirdi. Yılmaz Yılmaz Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Türkiye “Marka Ekonomisiyle” 20 yıl sonra yıllık 203 milyar dolar katma değer yaratarak kişi başı milli geliri 30 bin dolara çıkarmayı hedefliyor. Türkiye’de ekonomik gelişmeye paralel satın alma gücünün artması markalaşmayı hızlandırıyor. Başta alışveriş merkezleri olmak üzere modern perakende sektöründeki hızlı genişleme markalaşma sürecini destekler konumda yer alıyor. Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Yılmaz Yılmaz Türkiye’nin uluslararası markalaşma sürecine dair dikkat çekici açıklamalarda bulundu. 32 www.ihracat.info.tr BMD üyelerinin, 2012 yılı başı itibarıyla sektörel dağılımına baktığımızda ise, hazır giyim ve ayakkabı, derinin yüzde 65’lik bir orana sahip olduğunu görüyoruz. Bunun ardından yüzde 7 oranla çok katlı mağazacılık gelmektedir. Yurtiçi ve yurtdışı sektörel bilgi paylaşımı ve sektörün gelişimine destek olmak amacıyla oluşturulan BMD, 2001’deki kriz sırasında kurulduğu için öncelikli amaçlarından biri de, krizin Türk markaları üzerindeki etkisini en aza indirmekti. Krizin etkilerinin azalmaya başlamasıyla beraber Dernek, markalaşma ve perakende konularına daha fazla eğilme olanağı buldu. Bugün Türkiye’de perakende sektörüyle ilgili markalaşma çalışmalarında BMD, ilgili devlet kurumları, özel kuruluşlar ve akademik çevrelerce muhatap kabul edilmektedir. BMD, 150’ye yakın ticari firmanın ve bunlara bağlı 500 kadar markanın oluşturduğu bir dernek. Yapısı itibarıyla BMD, Türkiye’nin en cazibeli derneği çünkü önde gelen, tanınmış, tüketicilerin tercihlerinde hep ön sıralarda yer alan markaları bünyesinde barındırıyor. Moda olan ne varsa bunları BMD markalarında bulmak mümkün. BMD üyelerinin 2011 yılına ilişkin verilerine baktığımızda ise, üye firmalarımızın 30 milyar doların üzerinde ciro yaptıklarını, 50 bin’den fazla satış noktasında yaklaşık 3 milyon metrekare satış alanı üzerinde faaliyet gösterdiklerini görüyoruz. Türkiye’de markalaşma süreci hangi boyutta, bu konu hakkında neler söylemek istersiniz? Markalaşmanın Türkiye’deki öneminden bahseder misiniz? Türkiye’de markalaşma süreci 2. Dünya Savaşı’ndan sonra başladı. Bu süreç 1980’lerde özellikle hazır giyim ve tekstil sektörlerinde ivme kazandı. Bu aynı zamanda perakendeciliğin öneminin de arttığı yıllardır. 1990’larda alışveriş merkezlerinin açılışıyla birlikte markalaşma sürecinde en hızlı döneme girildi. İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de açılan AVM’ler sayesinde markalaşmanın da önemi arttı. SÖ LEŞİ / Elif Toptaş BMD iletişimden, mobilyaya, ayakkabıdan, mutfak malzemelerine ayrıca kozmetik ve ev tekstili dekorasyonuna varan alanlarda markalaşmanın öncüsü olmaya devam ediyor. 1990’ların sonu ve 2000’li yılların başında, sadece Türkiye’de marka olmak artık Türk firmalarına yetmemeye başladı. Yurtdışına açılmak gerektiği anlaşıldı. İşte bu noktada, özel sektör firmalarına devlet desteği gerekti. Söz konusu dönem aynı zamanda Türkiye’nin kronik sorunu olan krizlerin de yaşandığı yıllar olarak göze çarpmaktadır. Bu noktada, devletin Turquality projesini devreye sokmasıyla yurtdışında mağazalaşma ve uluslararası marka olma çalışmaları özel bir ivme kazandı. Devletin markalı ürünlere ve markalaşma yolundaki firmalara sağladığı teşvikler birçok firmamızın yurtdışına açılmasının da yolunu açtı. Markalaşma sürecinin var olmasını ve gelişmesini sağlayan temel unsurlar bulunmaktadır. Bu temel unsurlar; yaratıcılık kapasitesi, insan kaynakları, bilgi ve teknoloji alt yapısı, sosyo-kültürel çevre ve toplumsal yapı, şirketlerin markalaşma isteği ve kapasitesi, üretim-tedarik ve organizasyon alt yapısı, dışarıdan alınan hizmetlerin varlığı, finansman olanakları, fikri mülkiyet haklarının varlığı ile tüketici bilinci ve duyarlılığıdır. Bu unsurların eksik veya yetersiz olması markalaşmada istenilen başarı ve değerin yaratılmasını engellemektedir. Markalaşma sürecinde modern perakende pazarların varlığı büyük önem taşımaktadır. Avrupa’da hızlı tüketim ürünleri için modern pazarların payı 1980 yılında yüzde 51 iken 2000 yılında yüzde 83’e ulaşılmıştır. Modern perakende pazarlar, gıda ve gıda dışı ürünlerin arzı ve satışı için kanallar oluşturmaktadır. Modern perakende pazarların gelişmesi ve genişlemesi halinde moda markaları, markalı ürünler, markalı hizmetler ve lüks markaların satılabileceği alanlar da genişleyecektir. Türkiye’de firmalar ürünlerini markalaştırmak için neler yapmalı? Türkiye’nin dünya ticaretinde yüksek pay elde edebilmesi ve küresel rekabette başarılı olabilmesi için daha fazla marka yaratması gerekmektedir. Güçlü Türk markaları yaratmak için de devlet desteği ile markalaşma stratejileri geliştirilmesi gerekiyor. Markalarımızın en kısa sürede maksimum büyüme için yönelmeleri gereken yollardan birinin de yurtdışı pazarlar olduğunu düşünmekteyiz. Türkiye dışındaki yeni pazarlar, sundukları sayısız fırsatla, markalara daha fazla sayıda tüketiciye ulaşma, yatırım yapma ve satışlarını arttırma olanağı tanımaktadır. BMD’nin temel stratejisi, hedef pazar olarak Türkiye’nin komşularını ve yakın coğrafyadaki ülkeleri seçmektir. Avrupa ülkeleri yıllardır Türkiye’nin en önemli ticari partneri olmuştur. Ancak son iki yıldır, Ortadoğu, Balkanlar ve Afrika ülkelerine de özel bir önem verilmektedir. Gerçi Afrika ve Ortadoğu’da yaşanan son gelişmeler bu pazarlarla ilgili kararlarımızı gözden geçirmemizi gerektiriyor ancak sonuçta, bu ülkeler çok da uzak olmayan bir zaman diliminde yeniden yatırıma uygun hale gelecektir. BMD olarak hazırladığımız ve 25’e yakın ülkeyi kapsayan “hedef ülkeler raporu”, üye firmalarımıza yol gösteren, başta perakende sektörü olmak üzere bu ülkelere ilişkin ayrıntılı bilgi sağlayan bir çalışma oldu. Bu raporlar, yeni pazarlara girişte üye markalarımızın kullanabilecekleri önemli bir bilgi kaynağıdır. www.ihracat.info.tr 33 SI A RK A KM R TÜ Marka ekonomisinin gelişmesi için neler olmalı? Türkiye’de marka ekonomisinin gelişmesi için öncelikli hedeflerini sıralarken Turquality ve marka destek programlarını geliştirerek ve yaygınlaştırarak bölgesel ve küresel ölçekte tercih edilen Türk markalarının yaratılmasına ve markalı ihracatın arttırılmasının önemine ayrıca değinmeliyiz. Temel olarak söyleyeceğimiz ise Türk Malı” (Made in Turkey) yerine “Türk Markası” (Turkish Brands) kavramının yaygınlaştırılması gerekliliği. Bunun için birlikte çalışılması ve kamuoyunun harekete geçirilmesi öncelikli koşul. Diğer hedeflerimiz ise şöyle: • İstanbul, kendi bölgesinde bir moda merkezi ve moda perakendesinin alışveriş merkezi haline getirilmeli. İstanbul Alışveriş Festivali güçlendirilmeli ve benzer organizasyonların etkisiyle “Marka - Şehir” hedefine ulaşılmalı • Türkiye bölgesinde piyasa yapıcı hale gelmeli ve yeni nesil serbest bölgelerle bir bakıma küçük Hong Kong’lar oluşturulmalı. • Serbest ticaret ortamı yaratılmalı, ticaret önündeki engeller kaldırılmalı, küresel ticaret ve tedarik olanakları serbest bırakılmalı • Tasarım faaliyetleri markalı ekonomiye destek verecek şekilde devlet tarafından desteklenmeli. Yılmaz Yılmaz Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Turquality ve Marka destek programları hakkında neler söylersiniz? Bildiğiniz gibi 2004 yılında markalaşma potansiyeli olan firmalara destek amacıyla “Turquality” projesi başlatıldı. Turquality, Türk ürünlerinin dünya pazarlarında sahip olduğu imajı iyileştirmek ve uluslararası pazarlarda tutunmalarını sağlamak amacıyla sadece Türk markalarına verilmesi öngörülen bir destek programı… İhracatın desteklenmesi “Türk Markası” imajının dünya pazarlarında kabul gören Türk markası haline gelmesinde önemli bir adım olan Turquality projesiyle gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Bu proje güçlü Türk markaları geliştirerek ülkemizin ihracatını artırmak, “Türk Malı” imajını ve Türkiye’nin itibarını güçlendirmek ve seçilmiş marka potansiyeli taşıyan firmalara destek olmak amacıyla faaliyetiyle harekete geçirilmişti. Proje bugün halen devam ediyor. Bu çok önemli bir şey… Türk markaları dünyada ne kadar tanınıyor? Uluslararası marka olmanın önemli koşullarından biri yurtdışında markalaşabilmek, mağazalar açabilmektir. Bizim de hedefimiz, yurtdışında 2023 yılında 20 bin mağazaya ulaşmak, Türk markalarını sesini dünyanın her köşesinde duyurmaktır. BMD’ye üye 79 marka 91 ülkede 2 bin 34 www.ihracat.info.tr 604 mağazaya sahip. Bu markaların ilk kez girdiği ülkeler arasında Abhazya, Benelüks ülkeleri, Gabon, İskoçya, Karayipler, Kolombiya, Kongo, Malta, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti, Nepal, Senegal gibi ülkeler var. Borç krizi nedeniyle zor günler geçiren Yunanistan’da bile BMD üyelerinin 21 mağazası bulunuyor. Krizden Avrupa’ya oranla daha az etkilenen ve yüksek büyüme potansiyeli taşıyan Türkiye’nin çevre ülkeleri Türk markalarını en çok çeken ülkeler arasına yerleştiler. Moda perakendesi alanında markalarımız dünyada en üst düzeyde rekabet edebilir durumdadır. Hedefimiz, üretici vasfımızı zamanla “üretici-organizatör tüccar” vasfına dönüştürmek, yurtdışında büyüyen Türk markalarının katma değer yaratan markalı ihracatlarını büyütmektir. Bunu da “marka ekonomisine dönüşüm” olarak adlandırıyoruz. Avrupa’nın göbeğinde 60 milyar dolar hazır giyim ve deri mamulleri ihracatı yapan İtalya gibi, Türkiye de perakende ve modanın yarattığı katma değerle çok yüksek hazır giyim, tekstil ve deri ürünleri ihracatı yapabilmelidir. Türk markaları artık taklit de ediliyor. Dünyadaki bilinirliğini artıran Türk markaları, uluslararası marka tescili ile bu sorunu aşmaya çalışıyor. Kazakistan ve Rusya'daki taklit takım elbiseleri hukukî mücadele sonucunda toplatmayı başaran bazı BMD üyeleri diğer ülkelerde de taklit ürünlerini aramaya başladı. Türkiye’de markalaşmada hangi sektörler başı çekiyor? Kendi sektörüm adına konuşmam gerekirse, tekstil, dünyadaki en rekabetçi sektörler arasında başı çekiyor. Bu şiddetli rekabet nedeniyle de Türkiye’de birçok şirket, özellikle Çin mallarına karşı birçok pazarda tutunmakta zorlanmaya başladı. Yine de öyle bir sektör ki tekstil, biraz farklılık yaratma çabası içine giren girişimcilere, sonsuz fırsatlar ve büyümenin kapısını sonuna kadar açabiliyor. Bu nedenle markalaşma süreci için bakılacak olduğunda konjonktürümüzün sağlam olduğunu görüyorum. İtalya, İspanya ve Türkiye’nin markalaşma noktasında geldikleri noktaları değerlendirdiğinizde neler söylersiniz? Bir zamanlar Avrupa’nın köylüsü olarak kabul edilen İtalya ve İspanya, marka ekonomisine geçerek ülke imajını yükselttiler. Böylece turizm gelirlerini arttırdılar. Marka ekonomisini en güçlü şekilde hayata geçiren İtalya’da devlet, 1970’lerde moda markalarına güçlü destek sağladı ve tasarımcılarla işbirliği yaptı. İtalya’da hazır giyim moda ihracatı 20 milyar dolar, turistlerin hazır giyim harcaması 5,1 milyar dolar, iç pazar hazırgiyim büyüklüğü 93,4 milyar dolar, toplam hazırgiyim sektör büyüklüğü ise 118,5 milyar dolara ulaştı. İspanya ise küresel fırsatları değerlendirirken, fast fashion / hızlı moda akımını yarattı. Güçlü lojistik altyapısı ve kapasitesiyle öne çıktı. İspanya içindeki toplam hazır giyim sektör büyüklüğü 49 milyar dolardır. Markalar ayrıca yurtdışında da katma değer yarattılar. Sadece 2 grubun yurtdışı mağaza sayısı 5 bin 531 olurken sadece 1 grubun cirosu 16 milyar dolar oldu. İtalya Türkiye’ye kıyasla yüzde 41 oranında daha az ürün ihraç ederken, Türkiye’den 5 kat daha fazla katma değer elde ediyor. Türkiye 1 üretip 1 katma değer elde ederken, İspanya 6, İtalya 11 kat katma değer elde etmektedir. Bununla birlikte Türkiye son 10 yılda kendi markaları ile yurtiçi ve yurtdışın- Marka Tescili Nasıl Yapılır? Markanın ön araştırması ve tescilinin uygun olup olmadığını ilişkin değerlendirme, marka tescili işleminin en önemli aşamasını oluşturuyor. Bu işlem profesyonel ve bilgi birikimine sahip deneyimli bir firma tarafından yapılması gerekiyor. Çünkü başlangıçta iyi analiz edilmeyen ya da edilemeyen marka tescil başvurularının aylar sonra Enstitü tarafından reddedilmesi, tescil için başvuruda bulunan firmaları çok sıkıntılı bir duruma düşürüyor. Böyle istenmeyen bir durum, hem zaman hem de maddi açıdan marka tescili başvurunda bulunan firmalarının büyük kayıplar yaşamasına neden oluyor. Tescil başvurusunun, TPE tarafından incelenme ve da ticareti öne çıkarmaya başladı. Denk koşullarda başlayan bu yarışta gerilerde kalan Türkiye marka ekonomisiyle kendine yeni ve güçlü bir yol açabilir. İtalya-İspanya-Türkiye 50 yıl önce benzer ekonomik koşullara sahipti. Fason üretim ile markalı üretim ve ihracatın ülkelere sağladığı avantaj ve dezavantajlar aşikâr. 1960’larda Almanya’ya çalışmak üzere işçi gönderen bu üç ülkenin ekonomisi 1970’lerden sonra çok farklı bir seyir izledi. İtalya’nın bir yandan markalaşma sürecine girerek elde eğittiği ucuz iş gücüyle kaliteli üretim gerçekleştirdiğini öte yandan küresel ölçekte markalar yaratarak dünya modasına yön vermeye başladığını söyleyebiliriz. İspanya’nın ise 1990’larda küresel talep koşulları ile ticaretteki serbestleşme eğilimini iyi öngörerek fast fashion /hızlı moda akımını yarattığını belirtebiliriz. Biz Türkiye’nin de artık marka ekonomisini hayata geçirerek İtalya ve İspanya gibi ülkelerle aynı kategoride yer alması gerektiğini düşünüyoruz. değerlendirmesinin ardından marka, tescil için uygun görülürse ilan ediliyor. Tescil başvuru aşamasından yaklaşık 5-6 ay sonra, tescil işleminin uygun görülmesi neticesinde marka, 3 ay süreliğine 3. Şahısların dikkatine resmi olarak ilan ediliyor. İlan süresi içerisinde itiraz edilmeyen markaların tescili için yapılan başvurusu kabul edilir ve tescil başvuru dosyasında eksik olan evrakların tamamlanması ile birlikte, tescil ücretinin ödenmesi koşuluyla markanın tescili yapılıyor. Ayrıca yapılan işlemlerin ardından Tescil Belgesi düzenlenerek marka koruma altına alınıyor. www.ihracat.info.tr 35 FiNANS 01 DENİZBANK’TAN 1 MİLYAR 61 MİLYON LİRA NET KAR 03 Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, sektörün ‘net faiz marjı’nı muhafaza ederse 2011’e kıyasla yüzde 10’luk kar artışı yakalayabileceğini söyledi. Merkez Bankası’nın faiz koridorunu daraltmasını ‘olumlu’ bulan Aydın, bankaların kredi kartı aidatını almaya devam edeceğini de aktardı. Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu’nu ‘çağdaş yasalar’ olarak niteleyen birlik başkanı, SPK’nın kurumsal yönetim ilkeleri konusunda ‘bağımsız üye’ ile ilgili çekinceleri olduğunu ve bunu ilgili mercilerle paylaştıklarını belirterek, ağırlıklı olarak ‘bağımsız üyelere diğer yönetim kurulu üyelerine tanınmamış bir takım özel statülerin verilmesine’ karşı olduklarını vurguladı. Denizbank, 2011’de net karını yüzde 72 oranında artırarak 1 milyar 61 milyon liraya çıkardı. Genel Müdür Hakan Ateş, bankanın 2011 mali tablolarını basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Ateş’in verdiği bilgilere göre, konsolide olarak aktifler 2010’a oranla yüzde 32 büyümeyle 44 milyar 756 milyon lirayı buldu. 02 BANKALAR BU SENE YÜZDE 10’LUK KÂR ARTIŞI BEKLİYOR BANKACILIK SEKTÖRÜ 2011’DE 20 MİLYAR TL KÂR ETTİ Türk bankacılık sektörü yine rekor kârla kapattı. Avrupa’daki krize rağmen sektörün kârı sadece yüzde 10 düşüşle 10 milyar lira oldu. Bankaların gelirlerinin büyük bölümünü yine faiz ve komisyonlar oluşturdu. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)’nın açıkladığı verilere göre, bankaların toplam faiz gelirleri 2010’a göre yüzde 13.9 artarak, 88.1 milyara çıktı. Geçen yıl yüzde 23.4 artan kredilerden alınan faiz gelirleri ise 58.6 milyarı geçti. Kredilerden alınan faiz gelirlerinin toplam gelire oranı da yüzde 74.6’ya çıktı. Faiz giderleri de yüzde 26 artan bankalar komisyona yüklendi. 04 ŞEKERBANK'IN 2011 NET KARI 118 MİLYON TL OLDU Şekerbank, 31.12.2011 tarihli konsolide olmayan mali tablolarını açıkladı. Buna göre, 2011 yılında 118 milyon TL net kar elde eden bankanın, son çeyrek karı bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 245 artarak 62 milyon TL olarak gerçekleşti. Bankanın 2011 yıl sonu solo bilançosuna ilişkin değerlendirme yapan Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, Şekerbank'ın güçlü ve sağlam finansal yapısının temelini, bankanın tabana yaygın bankacılıktaki uzmanlığının oluşturduğunu söyledi. 36 www.ihracat.info.tr 05 TEB KOBİ TV’YE DÜNYA ÇAPINDA ÖDÜL TEB KOBİ TV, Warner Bros ve Disney gibi yayıncılık alanında dünya devi markaların da ödül aldığı Interactive Media Awards’ta, ‘televizyon’ kategorisinde Üstün Başarı Ödülü’ne layık görüldü. KOBİ’lerin sadece bankası değil, aynı zamanda danışmanı da olmayı hedefleyen Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) 6 yıl önce kurduğu TEB KOBİ TV, dünya çapında etkili olan Interactive Media Awards’ın ‘televizyon’ kategorisinde ödüle layık görüldü. Üstün Başarı Ödülü’nü (Outstanding Achievement Award) kazanan TEB KOBİ TV, geçen yıl da ‘bankacılık’ kategorisinde ödüle layık görülmüştü. 06 AKBANK’TAN ESNAFA 100 BİN LİRA KREDİ Akbank, esnafın şartlara göre değişen ihtiyaçlarını belirleyerek Esnaf Destek Paketi’ni hazırladı. Paket kapsamında bulunan Esnaf Destek Kredisi sayesinde esnafların 100 bin liraya kadar olan finansman ihtiyaçları, nakit akışlarına uygun esnek ödeme planı ile karşılanıyor. 24 aya varan vade ile sunulan 25 bin liraya kadar olan finansman seçeneğinden ise esnaflar, özel faiz oranlarıyla yararlanabiliyor. Akbank Ticari ve KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kaan Gür, Esnaf Destek Paketi’ni hazırlarken esnafın finansman gereksinimlerini dikkate aldıklarına işaret etti. Gür, “KOBİ’lerimiz Türkiye’nin gücü, Akbank KOBİ’lerimizin gücüdür. Hedefimiz Türkiye’de yaklaşık 3,5 milyon KOBİ’nin yarısından fazlasını oluşturan 2 milyon esnaf müşterimizin hayatını kolaylaştırıp işlerine destek olmaktır.” dedi. 07 BANK ASYA’NIN 2011 NET KÂRI 216 MİLYON LİRA 2011 temel bankacılık faaliyetlerine odaklanarak büyüdüklerini belirten Genel Müdür Abdullah Çelik, “Uluslararası ekonomide belirsizliklere, piyasalarda görülen dalgalanmalara ve artan yasal sınırlamalara rağmen 2011’de temel bankacılık faaliyetlerine odaklanarak büyümeyi geliştirmeyi ve mali sonuçlara yansıtmayı başardık.” dedi. Bank Asya, Aralık 2011 tarihli konsolide olmayan finansal tablolarını açıkladı. Buna göre banka, geçen sene 216 milyon lira net kâr elde etti. Aktif toplamını 17,2 milyar liraya çıkarırken; nakdi ve gayrinakdi krediler kanalıyla reel ekonomiye sunduğu destek 22,8 milyar lirayı buldu. Bank Asya, 1 senelik dönemde nakdi kredilerini yüzde 22 oranında artırarak 13,5 milyar lira; cari ve katılma hesapları yoluyla topladığı fonları ise yüzde 11 oranında artırarak 12,4 milyar lira seviyelerine getirdi. 2010’un aynı dönemine oranla ülke dışından temin ettiği kredileri yüzde 134, özkaynaklarını ise yüzde 10 artırdı. 08 ZİRAAT BANKASI RUSYA'DA YENİLENDİ Rusya ve Türkiye arasında gelişen siyasi, ekonomik ve ticari ilişkilerle birlikte Rusya’da faaliyette bulunan Türk bankaları da kendilerini yenileyerek gelişmeye devam ediyor. 1993’ten bu yana Moskova’da faaliyetlerini sürdüren Ziraat Bankası, yenilenen ofisi, internet alt yapısı ve yeni yazılım programı ile Türk yatırımcıların yanında yer alıyor. Ziraat Bankası Rusya Genel Müdürü Zafer Yüksel, artık vadeli mevduat toplamaya da başladıklarını yabancıların da güvenilir banka olarak kendilerini tercih ettiğini söyledi. www.ihracat.info.tr 37 FiNANS 09 HALKBANK’IN 2011 NET KARI 2 MİLYAR 45 MİLYON LİRA 11 Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, yaklaşık 50 milyon vatandaşın alışverişlerde çok sık kullandığı kredi kartları ile ilgili tek limit uygulamasını savundu. Uluslararası Yöneticiler Derneği’nde (YÖNETDER) ‘Bankacılık Sektörünün Genel Görünümü ve Ekonomiye Etkileri’ konulu bir seminer veren Bilgin, vatandaşları yakından ilgilendiren kredi kartları konusunda açıklamalarda bulundu. Başkan Bilgin şunları söyledi: “Bir insanın geliri ne kadarsa gelirinin 3 ya da 4 katı bir limiti olsun. O limitte ister 10-20 kart, isterse bir kartı olsun. Sorun vatandaşın geliri 2 bin lirayken, cebinde 5 bin lira limitli 3 -4 kart olması. Tek limit uygulamasını yapabilecek sisteme sahibiz. Buradan yola çıkarak bu sistemi biz kurgulayabiliriz, bunun için kanun değişmesi gerekiyor. Bu sistemi bankalar pek istemiyor, yapacak bir şey yok, ama bence tek limit hayırlı bir iş olur.” dedi. Halkbank’ın 2011 net karı yüzde 50 artışla 2 milyar 45 milyon lira oldu. Nakdi kredileri 56 milyar lirayı, toplam kredileri de 74 milyon lirayı bulan bankanın, aktif toplamları 91 milyar lirayı gördü. Halkbank’ın 2011 sonuçları ve 2012 hedefleri basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Toplantıda ilk olarak ekonomiyi değerlendiren Genel Müdür Süleyman Aslan, “2011 dünya adına iyi olmadı. Avrupa’da görülen sorunlar, diğer kıtalara da yayıldı. Türkiye, böyle bir ortamda maharetle ayakta kalmayı başardı. Muhtemel, ülke 2011’in tamamı için yüzde 8 büyüme elde edecek. Bu, önemli bir başarıdır. Öte yandan finans sektörü yapı olarak gayet iyi olup bunalımın bertaraf edilmesinde önemli rol oynadı, oynuyor.” ifadelerini kullandı. 10 EN ÇOK DOLARA YATIRIM YAPAN KAYBETTİ 1990-2011 yılları arasında en kazançlı yatırımcılar gecelik repoyu tercih edenler oldu. 1990 başında 100 TL’sini gecelik repoda değerlendirmeyi tercih edenlerin 2011 sonunda enflasyondan arındırılarak eline geçen tutar 2.246 TL’ye ulaştı. Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği’nin (TSPAKB) yayın organı Sermaye Piyasasında Gündem’in Şubat sayısında yatırım araçlarının son 22 yıldaki getirileri analiz edildi. Hesaplamada kullanılan verilerde, çeşitli vergi ve kesintiler düşülmeden, brüt getiriler baz alındı. 1990 başından itibaren tahvil ya da bonolarda değerlendirilen 100 TL ise 2011 sonunda enflasyondan arındırıldığında 1.409 TL’ye yükseldi. BİLGİN: KREDİ KARTINDA TEK LİMİT HAYIRLI OLUR 12 YAPI KREDİ’DEN 2,3 MİLYAR TL NET KAR Yapı Kredi, 31 Aralık 2011 tarihli mali tablolarında konsolide bazda 2 milyar 291 milyon TL net kâr açıkladı. Bir önceki yıla göre net kârını yüzde 2 artıran banka, son çeyrek net kârını da bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 16 artırarak 639 milyon TL’ye çıkardı. Özel bankalar arasında yüzde 21,7 ile en yüksek ortalama özsermaye kârlılığı seviyelerinden birine sahip olan Yapı Kredi’nin konsolide aktif büyüklüğü ise yüzde 27 artışla 117 milyar 450 milyon TL’ye yükseldi. 38 www.ihracat.info.tr www.ihracat.info.tr 39 TÜRK BANKALARI BiRÇOK STANDARTLARININ TESPİT Özge Sönmez Burak Tansan BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Kuzey Amerika, Güney Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik bölgelerinin en önemli bankalarından alınan görüşler ve bu pazarların analizini içeren Operasyonel Mükemmellik (Operational Excellence in Banking) isimli araştırma, 2011 yılında operasyonel verimlilik açısından daha iyi performans sergileyen bankaları öne çıkaran faktörler vurgulanıyor. Çalışmayı değerlendiren BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan, Operasyonel Mükemmellik stratejisi doğrultusunda özellikle müşteriye odaklılığı; alternatif dağıtım kanallarının etkin kullanımı, şube ağının esnek bir şekilde adaptasyonu, organizasyonel verimlilik ve basitleştirilmiş verimli süreçler gibi kavramların önümüzdeki dönemde çok daha ön planda olacağını belirtiyor. BCG İstanbul Yönetici Ortağı Burak Tansan’a göre, Türk Bankaları, özellikle bireysel bankacılık alanında, birçok açıdan dünya standartlarının üzerinde. Bugün Türkiye’de bireysel bankacılık ürünlerindeki çeşitlilik, hizmet kalitesi ve yenilikçiliğin dünyadaki birçok ülkenin ilerisinde olduğunu açıklayan Tansan, sektörün özellikle son 10 senede kendini çok geliştirdiğini ve ekonomik büyümenin arkasındaki motor görevini üstlendiğinin altını çiziyor. Türkiye’nin 2008 – 2009’da yaşanan global ekonomik çalkantıyı çok iyi bir şekilde atlatıp hızlı bir şekilde büyümesinde bankacılık sektörünün sağlıklı olması ve kuvvetli bir öz kaynak yapısına sahip olmasının büyük bir payı olduğunu belirten Tansan, 2011 yılı başından itibaren faiz marjlarındaki daralma ve diğer faktörlerin, sektörün maliyet verimliliği üzerinde baskı oluşturmaya başladığını ve bunun sonucunda, BCG’nin çalışmasında vurgulanan 40 www.ihracat.info.tr AÇIDAN DÜNYA ÜSTÜNDE Operasyonel Mükemmellik araştırmasının Türk Bankalarının da 2012 ve 2013’de en öncelikli konularının başında yer alacağını belirtiyor. Operasyonel modelini iyileştiren bankaların yalnızca maliyet baskılarını yenmekle kalmayacağını ifade eden Tansan, genel performanslarını da dalgalanan piyasa koşulları karşısında geliştirerek özellikle hizmet kalitesi, yeni müşteri kazanımı ve mevcut müşterilerde derinleşme gibi çok kritik alanlarda da rakiplerinden farklılaşmalarını sağlayacağını belirtiyor. Tansan, Türkiye’de bu konunun artan öneminin, son dönemde bankacılık sektöründe oluşan temel göstergelerde ve gelişmelerde belirgin olarak gözlemlendiğini söyledi. Burak Tansan, son dönemde Türk bankacılık sektöründe belirgin olarak gözlemlenen gelişmeler hakkında aşağıdaki noktaların altını çizdi. Türk Bankacılık sektörü, sağlıklı yapısını devam ettirmesine rağmen, önemli bir kârlılık baskısı ile karşı karşıya. Sektördeki aktif karlılık oranı, 2010 yılında yüzde 2.5 iken 2011 yılında yüzde 1.7’ye gerilemiş durumda. Kârlılığı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan operasyonel verimliliğin temel göstergesi maliyet - gelir oranında da benzer bir resim ortaya çıkıyor. 2009 yılında yüzde 37 ile en iyi seviyesine ulaşan Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayınlanan ve bankacılık sektörünün ekonomide zor dönemlere yönelik altyapılar oluşturabilmesi amacını taşıyan Bankacılıkta Operasyonel Mükemmellik (Operational Excellence in Banking) isimli araştırma, sektör için kritik bir öneme sahip olan konulara uzman bir bakış açısı getiriyor. sektörün maliyet/gelir oranı, 2011 yılında yüzde 45’lere ulaşmış durumda. Dünya’da bu oranda ortalama performans seviyesi yüzde 48 - yüzde 54 bandı iken en iyi uygulamalarda yüzde 30’lu oranlara ulaşıldığı görülebiliyor. BCG raporunda belirtilen temel operasyonel iyileştirme alanları, Türk bankaları için de öncelikli alanların başında geliyor. Bunlar, alternatif dağıtım kanallarının etkin kullanımı, şube ağının esnek bir şekilde adaptasyonu, organizasyonel verimlilik ve basitleştirilmiş verimli süreçler. Türkiye’de internet ve teknoloji kullanımının artması ve bankaların geleneksel kanallar dışındaki kanalları hem maliyet hem de hizmet çeşitliliği öncelikleriyle geliştirmeye başlamaları, internet bankacılığını ciddi anlamda büyütmekte. 2007’de 4 milyon olan aktif bireysel internet kullanıcısı sayısı, 2011 sonunda tam 2 katına yani 8 milyon’a ulaşmış durumda. İnternet bankacılığı işlem hacimlerinde ise daha da yüksek bir büyüme oranı gözlemlenmekte. Penetrasyon açısından Avrupa ile yarışan cep telefonları da önemli bir bankacılık kanalı haline gelmiş durumda. ”Cep bankacılığı” son dönemde gelişmeye başlasa da büyüme hızı olarak in- ternet bankacılığını bile geride bırakmış durumda. Aktif cep bankacılığı kullanıcı sayısı, sadece 12 ay gibi kısa bir dönemde 2011 yılı sonunda yarım milyon kullanıcıya (2010 Aralık ayındaki aktif cep bankacılığı kullanıcı sayısının tam 2.5 katına) ulaşmış durumda. Alternatif dağıtım kanallarının bu kadar hızlı gelişmesi, bankacılıkta ana dağıtım kanalı olmaya devam eden şubelerle ilgili geleceği de yakından ilgilendiriyor. Türkiye’de, 1 milyon kişiye yaklaşık 150 şube düşüyor. Bu oranın AB’de yaklaşık 500, Doğu Avrupa’da ise 180-350 arasında olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye hala şube penetrasyonu açısından olması gereken noktanın gerisinde. Ancak, İstanbul başta olmak üzere (1 milyon kişiye düşen şube sayısı 235), büyük şehirlerimiz ve ana turizm merkezlerimiz, şube sayısı olarak doygunluğa ulaşmak üzere. BCG’ye göre Türkiye’de şube sayısı seçici olarak artmaya devam edecek ama şubelerin gerek işlevlerinde gerekse şube türlerinde çok sayıda yenilikçi uygulama gözlemlenecek. Bu konuda yurt dışında pek çok başarılı uygulama hayata geçirilmiş durumda. www.ihracat.info.tr 41 SEKTÖREL HEDEF / Elif Toptaş “KURU MEYVE VE MAMULLERİNİN 2023 İHRACAT HEDEFİ 3 MİLYAR DOLAR” Eliya Alharal Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Yönetim Kurulu Üyesi Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Yönetim Kurulu Üyesi Eliya Alharal, 2012 kuru meyve ve mamulleri ihracatının 1,5 milyar doları aşmasını hedeflediklerini söyledi. Alharal, bu yılın ilk iki aylık döneminde yapılan ihracatın 196 milyon dolara ulaştığını ifade etti. Türkiye'nin geleneksel ihraç ürünlerinden çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerine gönderiliyor. 2011 yılında İngiltere'ye 142 milyon 737 bin dolarlık çekirdeksiz kuru üzüm, ABD 55 milyon 309 bin dolarlık kuru kayısı ve Almanya’ya ise 24 milyon 848 bin dolarlık kuru incir ihracatı gerçekleştirildi. Türkiye İhracatçılar Meclis Üyesi olarak, Türkiye’nin kuru meyve ihracatı hakkında neler söylersiniz? Dünya pazarındaki payımız ve sektördeki gelişmeler hakkında bilgi verir misiniz? Kuru meyve sektörümüz tamamı yerli girdilere dayalı üretim yapısı ile iki yüzyıldan daha eski bir geçmişe sahip ilk ihracatçı sektörlerimizden olup, ileri düzeydeki üretim teknolojisi, ambalajlı, kaliteli ve katma değer yaratan ürünleri, kuru kayısı, kuru incir ve çekirdeksiz kuru üzüm üretim ve ihracatında elinde bulundurduğu dünya liderliği ile ülkemiz tarım ürünleri ihracatında önemli bir paya sahiptir. 2009 yılı itibariyle 9,5 milyar dolarlık dünya kuru meyve ticaretinde (fındık hariç) yaklaşık yüzde 11 olan payımızın 2023 yılında yüzde 25 düzeylerine çıkarılması hedeflenmektedir. Bunun için dünya üretim ve ihracatında ilk sırada yer aldığımız kuru kayısı, kuru incir ve çekirdeksiz kuru üzümün yanı sıra ürün çeşitliliğimizi arttırmak ve üretim açığımız olan badem ceviz, kuru erik gibi ürünlerde üretim miktarımızı ve genel olarak ürün kalitemizi artırmak için çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. İhraç edilen ürünler nelerden oluşuyor? Bu ürünler en çok hangi ülkelere gönderiliyor? 42 www.ihracat.info.tr Çekirdeksiz kuru üzüm, kuru kayısı ve kuru incir sektörümüzün başlıca ihraç ürünleri olup, bu üç ürünün sektörümüz ihracatındaki payı yaklaşık yüzde 75 düzeyindedir. Bu ürünlerimizin yanı sıra, ceviz, badem, çam fıstığı, Antep fıstığı, elma kurusu, erik kurusu, meyve çekirdekleri ve diğer meyve kuruları da ihraç edilmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri en önemli alıcı pazarımız olup, 2011 yılı ihracatımızdaki payı yüzde 65’ın üzerindedir. Almanya, İngiltere, İtalya ve Fransa en önemli kuru meyve alıcısı ülkeler olup, bu ülkelerin toplam kuru meyve ihracatımızdaki payı yüzde 46’dır. 2011 yılı itibariyle Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki önemli alıcılarımız, Amerika, Avustralya, Rusya Federasyonu, Irak ve Kanada’dır. Geleneksel alıcı pazarlarımız dışındaki ülkelerde de kuru meyve ihracatımızın arttırılması amacıyla Çin, Hindistan, Rusya, ABD, Güney Kore, Japonya, Malezya, Endonezya ve Brezilya hedef pazarlarımız olarak belirlenmiştir. 2011 yılında hedef pazarlarımıza yapılan ihracatımız incelendiğinde, bu ülkelerin kuru meyve ihracatımızda yüzde 2,7 oranında pay sahibi olduğu görülmektedir. Dünya pazarına, sadece Türkiye’de yetiştirilen kuru meyveler ihraç ediliyor mu? Böyle bir ürün çeşitliliğimiz bulunuyor mu? Dünya pazarında bulunan ürünler Kuru ve kabuklu meyveler sektörü badem, hurma, kuru üzüm, kuru erik, kuru elma, fındık, kuru ananas, tropikal kuru meyveler, ceviz, Antep fıstığı, yer fıstığı, çam fıstığı, kaju, makademya cevizi, pekan cevizi, vb. gibi çok sayıda ürünü içermektedir. Dünyada Kuru ve kabuklu meyveler sektörü hurma, kuru üzüm, kuru erik, kuru elma, fındık, kuru ananas, tropikal kuru meyveler, badem, ceviz, Antep fıstığı, yer fıstığı, çam fıstığı, kaju, makademya cevizi, pekan cevizi, vb. gibi çok sayıda ürünü içermektedir. Geleneksel ürünlerimizin yanı sıra ülkemizde son yıllarda erik, elma, armut, dut kurusu, kurutulmuş kiraz gibi ürünler sınırlı düzeylerde de olsa üretilmekte ve ihraç edilmektedir. Bu ürünlerden özellikle erik kurusu dünyada revaçta olan ürünlerdendir. Bunların üretim miktar ve kalitesinin zaman içinde artırılması ve dünya pazarına sunulması gerekmektedir. Geleneksel ürünlerimiz olan çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı için üretim ve ihracatının geliştirilmesi için Üniversiteler ve Araştırma Enstitüleri ile ortak çalışma ve projeler yürütülmektedir. 2011 yılında Türkiye’nin kuru meyve ihracatı hangi oranda gerçekleşti? Bu yılki ihracat hedefleri neler? Kuru meyve ve mamulleri sektörümüzün, 2010 yılı itibariyle 1,2 milyar dolar olan yıllık ihracat geliri, 2011 yılında bir önceki yıla göre miktar bazında sadece yüzde 1 oranında artarken, değerde yüzde 10,6 oranında artış göstererek yaklaşık 1,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. 2012 yılının ilk iki aylık döneminde yapılan kuru meyve ihracatımız ise 196 milyon dolara ulaşmıştır. 2012 yılı için ihracat hedefi yaklaşık yüzde 10’luk artışla 1.5 milyar doların aşılması olup, kesin bir öngörüde bulunmak global ekonomik gelişmelerin ışığında mümkün olamamaktadır. En önemli pazarımız olan AB ülkeleri başta olmak üzere, global ekonomideki olumsuz gelişmelerin kuru meyve ihracatımızda büyük ölçüde düşüşe yol açması beklenmezken, -kısmen de olsa- talep yönlü bir daralmaya ve birim fiyatlarda gerilemeye yol açması muhtemeldir. Geleneksel ihraç ürünlerinden kuru incir, çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru kayısı başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünyanın birçok yerine gönderiliyor. Türkiye ekonomisini son yıllarda nasıl buluyorsunuz? Gelişmeler ihracat çalışmalarına nasıl yansıyor? Son yılarda Türkiye'nin ortaya koyduğu büyüme rakamları, küresel ekonominin içinde bulunduğu durum göz önünde bulundurulduğunda önemli bir başarı olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye, Avrupa ülkeleri ekonomik çıkmazlar ve borç krizlerini aşmaya çalışırken ve hemen yanıbaşındaki Arap dünyası ve Kuzey Afrika'da önemli siyasi çalkantılar yaşanırken, ihracatta ve büyümede son derece yüksek bir performans ortaya koymuş, uyguladığı ekonomi politikaları sayesinde krizin etkilerinden korunarak güvenilir bir ekonomi olduğunu göstermiştir. Türkiye’nin ihracatı 2011 sonunda 135 milyar dolar olarak gerçekleşmiş olup, bu Türk girişimcilerinin gösterdiği büyük fedakarlıkların ve azimli çalışmaların sonucudur. Türk ihracatçısı, iç ve dış piyasada karşılaştığı engelleri aşmayı bilmiş, yüksek üretim kalitesi ve verimlilik artışı ile Türk ürünlerini dünyanın en uzak köşelerine taşımayı başarmıştır. 2009 yılı itibariyle 9,5 milyar dolarlık dünya kuru meyve ticaretinde (fındık hariç) yaklaşık yüzde11 olan payımızın 2023 yılında yüzde 25 düzeylerine çıkarılması hedeflenmektedir. 2023 yılı için sektörümüzün dış ticaret hedefi 3 milyar dolardır. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi hakkında neler söylersiniz? 2023 yılı için sektörümüzün dış ticaret hedefi 3 milyar dolardır. Buna paralel olarak, aynı yıl 12 milyar dolara ulaşacağı öngörülen dünya kuru ve kabuklu meyveler dış ticaret hacmindeki payımızın fındık hariç yüzde 25'e ulaşması öngörülmektedir. Dış pazarlarda Türk kuru meyve sektörü olarak kapsamlı tanıtım çalışmaları yapılması, ürünlerimizin üretim miktarının, kalitesinin ve çeşitliliğinin arttırılması, aynı zamanda iyi tarım ve organik üretim tekniklerinin geliştirilerek yaygınlaştırılması, doğrudan tüketiciyi hedefleyen küçük paketli ihracata ve markalaşmaya daha fazla önem verilmesi ile birlikte sektörümüz 2023 yılı için öngörülen ihracat rakamına rahatlıkla ulaşabilecektir. Dünyada tüketim ve talebi artan ceviz-badem gibi kabukluların dikiminin elverişli yörelerde yaygınlaştırılıp artırılması gerekmektedir. www.ihracat.info.tr 43 • TESPİT / Elif Toptaş Ayhan Güner Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı “Mücevher sektöründeki mevzuat engelleri kaldırılmalı” Türkiye’deki mücevher sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Mücevher sektörü, önümüzdeki dönemlerde yeni projelerle yükselişini sürdürürken, ihracattaki başarılarını da her geçen gün arttırmayı hedefliyor. Türkiye ekonomisine önemli miktarda döviz kazandıran mücevherat sektörü, 40 bin kuyumcu işletmesi ile 400 bin kişiye istihdam sağlayarak, işsizliğin azaltılmasına da katkıda bulunuyor. Mücevher İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Güner, Türkiye’nin mücevher sektöründeki gelişimi ve mevzuatlardaki süreci İhracat Dergisi’ne değerlendirdi. 44 www.ihracat.info.tr Sektörün gelişmesinin önündeki mevzuat engelleri, küçük düzenlemelerle rasyonel hale getirilip, sektörün önü açılmadıkça, ilerlemesi ve gelişmesi mümkün olamaz. Hatta bu günden geriye gider. Geçmişte de kuyumculuk sektörünün yaptığı her atılımın, her ilerlemenin başlangıcında kesinlikle, sektörün önünü açan ve o günün ihtiyaçlarına cevap veren mevzuat düzenlemeleri olmuştur. O günlerde yapılan mevzuat düzenlemeleri ile bu günkü seviyelere gelinmiştir. Bu günün koşullarında ihtiyaç duyulan düzenlemeler, eskiden olduğu gibi, hızlı ve dünya ticaretinin gerektirdiği bir şekilde yapılabilirse, sektörümüz mucizevî başarılara imza atacaktır. Aksi takdirde yerinde sayacak hatta gerilemek zorunda kalacaktır. Altın fiyatlarındaki yükseliş pırlanta ve mücevhere olan yönelimi nasıl etkiledi? Altın fiyatlarının yükselmesi, sadece Türkiye’de değil, tüm dünya’da, tüketicileri altını takı olarak değil yatırım aracı olarak değerlendirmeye yönlendirmiştir. Bu durumda tüketicilerin takı talepleri, ya orta ve üst gelir gruplarında pırlanta ve değerli taşlar içeren mücevhere, ya da alt ve orta gelir gruplarında gümüş daha ekonomik fiyatlı metallerden yapılan takılara yönelmiştir. • SEKTÖRÜN EN ÇOK İHRACAT YAPTIĞI ÜLKELER ÖNEM SIRASINA GÖRE, RUSYA FEDERASYONU, BAE, IRAK, ABD, LİTVANYA, ALMANYA, İTALYA, KAZAKİSTAN’DI 2012 VE ONU İZLEYEN YILLARDA MÜCEVHER SEKTÖRÜ ÜLKEMİZİN YILDIZ GİBİ PARLAYAN BİR SEKTÖRÜ HALİNE GELECEKTİR Pırlanta ve mücevherde en çok hangi ürünler tercih ediliyor? En çok tek taş ve alyans tercih ve talep edilmektedir. Türkiye pırlanta ve mücevherde hangi ülkelere ihracat yapıyor? Türkiye’nin en önemli pazarı neresi? 2012 yılının ilk günlerinden itibaren en çok ihracat yaptığımız ülkeler önem sırasına göre, Rusya Federasyonu, BAE, Irak, ABD, Litvanya, Almanya, İtalya, Kazakistan’dı. Dünyadaki mücevher sektöründe Türkiye nasıl bir role sahip? Dünya mücevher sektöründe Türkiye çok önemli bir yere ve çok önemli bir role sahiptir. Dünya finans merkezlerinden birisi olması planlanan İstanbul’da altın borsası açılmış ve mükemmel bir şekilde çalışmaktadır. Bu borsa bünyesinde bir de pırlanta ve değerli taşlar borsası kurulmuş, 123 tane üyesi olmasına rağmen, mevzuat engelleri nedeni ile bu güne kadar faaliyete geçirilememiştir. 2011 yılı mücevher ihracat rakamlarını değerlendirir misiniz? 2012 yılı ilgili öngörülerinizi öğrenebilir miyiz? 2011 yılında kuyumculuk sektörünün ihracatı 1474 milyon dolar olmuştur. 2011 yılında en çok ihracat yaptığımız 10 ülke; BAE, Rusya Federasyonu, Kazakistan, Irak, Litvanya, ABD, Almanya, Hong Kong, İtalya ve Ukrayna olmuştur. Mevzuat engellerini ortadan kaldıracak düzenlemeler yapılabilirse, 2012 ve onu izleyen yıllarda mücevher sektörü ülkemizin yıldız gibi parlayan bir sektörü haline gelecektir. Mücevher ihracatında Ocak ayında yaşanan artış hızını neye bağlıyorsunuz? Önümüzdeki aylarda meydana gelecek gelişmeler hakkında neler söylersiniz? Mücevher ihracatında Ocak 2012 de yaşanan artış hızını; Birlik üyelerimizin, türlü mevzuat zorluğuna rağmen ihracat pazarlarında ürünlerini pazarlamak için her çeşit fedakârlığa katlanmalarına, yılmadan çalışmalarına ve altın rafinerilerimizin London Bullion Market Association (LBMA) akredite olmayı ve rafine ettikleri külçe altın barlarını uluslararası işlemlerde kabul görür hale getirmeyi başarmalarına bağlıyoruz. Mevzuat yönünden önümüz açılırsa, sektörümüzün ne harikalar yaratacağını hep birlikte göreceğiz. www.ihracat.info.tr 45 SÖ LEŞİ / Esra Torlak Murat Çoşkunkan: Kobi Bakanlığı Kurulmalı Murat Coşkunkan Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı 46 www.ihracat.info.tr Türkiye Genç İşadamları Derneği Başkanı Murat Coşkunkan ile Türkiye’de girişimcilik üzerine yaşanan gelişmeleri, genç nüfusu, ülkemizin enerjisini, kobilerin geleceğini konuştuk. Coşkunkan, “Girişimcilik Eğitimleri ve Girişimciliği Özendirici, Girişimcilik Kültürü’nü yaygınlaştırıcı proje ve çalışmalarla sağlamaya çalışıyoruz” diyor. Bu anlamda İstanbul’u girişimcilik konusunda da çekim merkezi haline getirmenin önemine değinen Coşkunkan, ABD’li Babson College ile işbirliği yaparak “İstanbul Girişimcilik Ekosistemi Projesi”ni hayata geçireceklerini söyledi. Uzun süredir her platformda dile getiriyoruz, Türkiye’de KOBİ Bakanlığı yok. KOSGEB Türkiye’nin geometrik yükselişine ve ihtiyaçlarına cevap veremeyecek kadar küçük kaldı. TÜGİAD’ın faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? taraftan da bu zirveye hazırlıklarımız devam ediyor. cak hızlı büyümesi için bilgiye, eğitime ve paraya ihtiyacı olan bir genç mi? Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD), Türkiye’nin ilk ve tek “Türkiye” unvanı ile onurlandırılan genç işadamı derneğidir. Uluslararası etki alanı ve akreditasyon konusunda Türkiye’nin en güçlü genç işadamı derneğidir. 45 Ülkede kurumsal ortaklıklar inşa etmiştir, G20 ve AB nezdinde Türkiye’yi kendi kategorisinde temsil etmektedir. 74 ülkede 400 bin genç girişimciye ulaşabilen Türkiye’nin en büyük uluslararası genç işadamı iletişim ağına sahiptir. Türkiye’de girişimcilik üzerine verilen eğitimleri yeterli buluyor musunuz? Farklı hayat çizgilerinde devreye giren veya tüm safhaları kapsayan kurum ve kuruluşlar var. Yurtiçinde misyonumuz, Girişimcilik Ekosistemi’ni geliştirici, güçlendirici stratejiler geliştirmek, Ekosistem’e değer katmaktır. Bu katkıyı 10 yıldır düzenlemekte olduğumuz “Girişimcilik Eğitimleri” ve “Girişimciliği Özendirici, Girişimcilik Kültürü’nü yaygınlaştırıcı” proje ve çalışmalarla sağlamaya çalışıyoruz. Yurtdışında misyonumuz, türk genç girişimcisi’nin global platformda sesi ve iş geliştirici rehberi olmaktır. 2012’de iki önemli projeyi hayata geçireceğiz; İstanbul’da kurulacak olan Akdeniz Genç Girişimciler Federasyonu (MYE) bu yıl faaliyetlerine başlayacak. İkinci önemli proje, kültür, spor, kongre – turizm’de bölgenin başkenti konumunda olan İstanbul’u girişimcilik konusunda da çekim merkezi haline getirmek. ABD’li Babson College ile işbirliği yaparak “İstanbul Girişimcilik Ekosistemi Projesi”ni hayata geçiriyoruz. 2012 TÜGİAD Ekonomi Ödülleri Akademik Eser Yarışması’nın teması “İpekyolu 2023”. Mayıs ayı içinde kazanan eserleri kamuoyuna duyuracağız. Haziran ayında G20 Genç Girişimciler Zirvesi Meksida’da gerçekleşecek. Bir Görebildiğimiz kadarıyla Türkiye’de oldukça dağınık ve biri diğerinden habersiz düzinelerce kurum veya kuruluş girişimcilik eğitimi vermeye başladı. Girişimcilik kelimesinin son yıllarda “trend” olması devlet kademelerinde de bu konuda sahiplenmeler yarattı. DDevlet, özel sektör ve sivil toplum kuruluşları olarak el ele vermedik, girişimcilik konusunda slogan atıp dağıldık. Herkes küçük küçük yüzlerce “eğitim” veriyor. Ancak bu iyimser girişimler koordineli değil, kalite seviyeleri farklı ve envanteri tutulamıyor. Keşke tek merkezden koordine edilebilseydi. İşte burada esas eksikliğimiz öne çıkıyor. “Türkiye’de Girişimcilik Ekosistemi” diye bir kavram gelişmedi henüz. İşte bu nedenle size bahsettiğim “İstanbul Girişimcilik Ekosistemi Projesi”ne çok önem veriyoruz. Sorunuzun cevabı; evet, bugün Türkiye’de isteyen her genç her türlü bilgi ve donanıma sahip olabilir. İyi bir fikir, iyi bir iş planı olan, uzmanlığına ve ekibine güvenen bir yeni girişimci için finansmana erişim konusunda da çeşitli enstrümanlar mevcut. Türkiye ekonomisinin gelişiminde kobiler önemli bir gelişim içerisindeler. Sizce kobilerin büyümesi nasıl mümkün olur? Sizce kobiler daha fazla nasıl büyürler? Girişimcilik ve iş kurma konusunda gençler yeterli bilgi ve donanıma nasıl sahip olabilirler? Bu konuda çok önemli referans noktaları var. Üniversitelerimizde etkin programlar uygulanıyor, kuluçka merkezleri geliştirilmeye başladı. ”e-tohum” gibi özellikle tekno girişimcilik konusunda çok başarılı platformlar var. Burada önemli olan genç dediğimiz kişinin hangi aşamada olduğu. Örneğin; Fikri olan, iş planı olmayan bir genç mi? Fikri – İş planı olan ama “ailesinden destek göremeyen” veya “kendisine yol gösterecek birine” veya “finansmana” ulaşamayan bir girişimci adayı mı? Ya da, işini belli bir seviyeye getirmiş an- www.ihracat.info.tr 47 Uzun süredir her platformda dile getiriyoruz, Türkiye’de KOBİ Bakanlığı yok. KOSGEB Türkiye’nin geometrik yükselişine ve ihtiyaçlarına cevap veremeyecek kadar küçük kaldı. KOBİ Eylem Planı, KOBİ Stratejileri ve benzeri A4 boyutundaki kağıtlar ve ağdalı ifadeler KOBİ'ler için değersiz. KOBİ'ler bugün kendi yağları ile kavrulan, büyümek için değil, finansmana erişim için yaşayan organizmalar oldular. Türkiye’de 50 bin firma ihracat yapıyor. Bugün sadece İstanbul’da “Üretici KOBİ olup da çeşitli nedenlerle ihracat yapma kabiliyeti olmayan” yaklaşık 10 bin firma olduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye’de yılda 50 bin şirket kuruluyor, 12 bin tanesi de kapatılıyor. Bize önemli olan büyüme değil. Bakınız istatistiklere şirket sayısı artıyor ama karlılıklar düşüyor. Önemli olan Türkiye’deki yatırım ve ticaret ortamının iyileştirilmesi. Rekabetçiliğin geliştirilmesi. Sırtını desteklere ve teşviklere yaslayan değil, inovasyona, bilgiye dayalı üretim yapan, hesap verebilir bir ulusal program geliştirmek. Her “büyüme” iyi değildir. Örneğin, ithalata ve iç tüketime bağımlı bir büyüme bize göre büyüme değildir. Özelikle AB uyum süreci açısından baktığımızda Türkiye’deki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu soruya, 19 yıldır Brüksel’de daimi temsilciliği olan bir dernek olarak, bir cümle ile cevap vermekte fayda var. Bugün, Türkiye’nin AB’ye uyum süreci diye bir süreç yaşanmıyor. Türkiye’de geleceğin sektörleri sizce hangileridir? Girişimci gençlere neler önerirsiniz? Girişimcilik fark yaratmaktır, yaratıcı olmak, inovatif fikirler geliştirmek ve bunları yaparken risk almak demektir. Geleceğin sektörleri Türkiye’de hangi sektörlerdir, sorusunun cevabı aslında net. Yıllardır belirttiğimiz gibi katma değeri yüksek, bilgiye ve yüksek teknolojiye dayalı iş kollarının gelişimine ihtiyacımız var. Daha uzun süre 2-3 euroya fanila üretip satamayız. TÜGİAD üyeleri olarak şunu çok iyi biliyoruz. İhracat, ara malı ithalatına bağımlı halde Türkiye’yi zengin etmeyecektir. Her zaman açık vereceğiz. Ekonomi Bakanlığı bünyesinde bu konuda yoğun bir çalışma var. Biz 48 www.ihracat.info.tr de TÜGİAD olarak Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın liderliğindeki “İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu” çalışmalarına katılarak sürece katkı veriyoruz. Genç Girişimcilere ülkemizin kaynaklarından ve ihtiyaçlarından son damlasına kadar faydalanmalarını öneriyorum. Yatırım ve fırsatlar açısından bakıldığında Türkiye dışarıdan nasıl değerlendiriliyor? Türkiye, dışarıdan bakıldığında, içeriden bakıldığından daha cazip görünüyor. Ülkemize karşı bakış olumlu. Bu da bizim için önemli bir durum. Türkiye global kriz sonrası gerçekten hızlı bir toparlanma süreci yaşadı ve hızlı büyüdü. Yurtdışından bakıldığında öne çıkan güçlü taraflarımız; genç kalifiye nüfus, hızla artan girişimcilik aktiviteleri, cazip tüketici kitlesi, coğrafi konumu ve lojistik konforu. Bugün başta AB ülkeleri olmak üzere birçok ülke Türkiye’de yatırım yapmayı ya planlıyor ya da hayal ediyor. Ancak bazı zayıf taraflar da var tabii. Rekabetçilik, fikri mülkiyet, işe alma/işten çıkarma, enerji maliyetleri ve ticaret bürokrasisi yatırımı caydırıcı etkenler olarak algılanıyor. Türkiye’de genç nüfusun fazla olması üretim gücünü artıracak bir enerji oluşturuyor mu? Geçtiğimiz Kasım ayında PERYÖN ile birlikte düzenlediğimiz “Genç İşsizliği Çalıştayı'nda belki de Türkiye’de ilk defa bu önemli konuyu farklı yönleriyle ele aldık. Genç nüfusu “nasıl eğittiğiniz” ile bağlantılı bir durum bu. Altı çizilmesi gereken nokta, Türkiye’de genç işsizliği özellikle kentlerde yüzde 25 seviyesinde, genç kadın işsizliği yüzde 29,2. Eğitim durumuna göre işsizlik oranlarına bakıldığında şunu göreceksiniz; mesleki ve teknik eğitim alanların gurubunda işsizlik oranı üniversitelilere kıyasla daha düşük. Mesleki ve teknik eğitim konusunda ülke olarak eksiklerimizi biliyoruz. Diğer taraftan, genç nüfusa girişimciliğin de bir kariyer seçeneği olduğu gerçeğini göstermeliyiz. Üretim gücümüzü arttırmak sadece genç nüfusumuzla sağlanabilecek bir meydan okuma değil. Bir enerji oluşturmakta mıdır? Evet Türkiye’de inanılmaz bir enerji var. Bu kesin. Bu enerjiyi doğru kanallara aktarabilir, depolayabilir ve efektif kullanabilirsek mutlaka üretime yansıyacaktır. “Bugün Türkiye’de isteyen her genç her türlü bilgi ve donanıma sahip olabilir. İyi bir fikir, iyi bir iş planı olan, uzmanlığına ve ekibine güvenen bir yeni girişimci için finansmana erişim konusunda da çeşitli enstrümanlar mevcut ” 74 ülkede 400 bin gence ulaştı. İstanbul Girişimcilik Ekosistemini hayata geçiriyor. Her yıl 50 bin şirket kuruluyor 12 bin tanesi kapanıyor. Aramalı ihracatı Türkiye’yi zengin etmez. Genç erkeklerde işsizlik yüzde 25 bayanlarda yüzde 29. www.ihracat.info.tr 49 dunya 01 ALMANYA’DA KÜÇÜLMEYE RAĞMEN İYİMSERLİK HAKİM Alman Federal İstatistik Dairesi Alman ekonomisinin geçen yılın son çeyreğini küçülerek kapattığını açıkladı. Ancak uzmanlar paniğe mahal olmadığını belirterek, Alman ekonomisinin Euro bölgesinin frenleyici etkisinden çıkmasının yakın olduğunu ifade ediyor. Gözlemciler, ekonominin en geç ilkbahar aylarında toparlanmaya başlayacağını ve bunu takiben yılın ortasına düze çıkacağını ifade ediyor. 02 Çin’in güneyindeki Guangzhou eyaletine bağlı Huizhou şehrindeki orta derecede bir mahkeme, Apple’ın iPad satışını ülke çapında resmen yasakladı. Çin medyasında yer alan haberlerde, Shenzhen merkezli Proview Technology adlı bir şirketin, Apple’ın iPad ürünündeki isim hakkı yüzünden açtığı davada nihai amacına ulaştığı bildirildi. Huizhou yerel mahkemesinin, Apple’ın iPad satışını ülke çapında resmen yasakladığı belirtildi. BMW GÜNEY AFRİKA’YA 300 MİLYON DOLAR YATIRIM YAPTI Alman otomotiv devi BMW yeni serisinin üretimi için Güney Afrika’ya ek 2.2 milyar rand (287 milyon dolar) yatırım yaptığını açıkladı. Güney Afrika Ekonomik Kalkınma Bakanı İbrahim Patel’in, yaptığı açıklamada, “BMW’nin yeni yatırımı özel sektörün Güney Afrika’ya olan güveninin göstergesidir.” dedi. Rosslyn’de bulunan fabrikada 2018’e kadar BMW 3 serisinin üretileceği açıklandı. BMW’nin Güney Afrika’ya yaptığı yeni yatırımla, üretim miktarı yılda 50 binden 90 bine çıkıyor. Alman devi Güney Afrika’da monte ettiği arabaların yüzde 85’ini ihraç ediyor. 50 03 ÇİN’DE BİR MAHKEME İPAD SATIŞINI RESMEN YASAKLADI www.ihracat.info.tr 04 İNGİLİZ SAVUNMA DEVİ KRİZDE BAE Systems şirketi, Irak’tan çekilen ABD ordusunun siparişlerinin azalması ve İngiltere’nin savunma bütçesindeki kesintileri nedeniyle gelirlerinde azalma yaşandığını açıkladı. İngiliz savunma devi BAE Systems, geçen yıl satışlarında düşüş yaşandığını açıkladı. Şirketin savunma siparişlerinde azalma yaşandığı, gelirlerin de yüzde 14 azalarak 30 milyar doların altına düştüğü bildirildi. 05 DRAGON OİL YÜZDE 68 KAR ETTİ Türkmenistan’da faaliyet gösteren İngiliz-Arap ortaklığı Dragon Oil şirketi, 2011 yılındaki kârını bir önceki yıla oranla yüzde 68 artırdı. Şirket yıllık net karanı 368,1 milyon dolar olarak açıkladı. 06 JAPONYA’NIN OCAK AYI TİCARET AÇIĞI 19 MİLYAR DOLAR Son zamanlarda ekonomik problemler yaşayan Japonya’da ticaret açığı gitttikçe büyüyor. Japonya Ekonomi Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, geçen ocak ayında 56 miyar dolar ihracat yapan ülkenin ithalat rakamı ise yaklaşık 75 milyar dolar. 19 milyar dolar ticaret açığı veren Japonya, tarihindeki en büyük ticaret açığını vermiş oldu. Yetkiler ticaret açığının beklentilerden 10 milyar dolar daha fazla çıktığını kaydetti. 07 “YATIRIM BANKACILARI KRİZDEN GEREKEN DERSİ ALMADI” Dünya genelinde finans krizinin etkileri hala derinden hissedilmesine rağmen yatırım bankacılarının daha önce de sahip oldukları riskten gözünü sakınmayan tarza geri döndükleri bildirildi. Lehman Brothers’ın iflas kayyumu Alvarez & Marsal’a göre yatırımcılar hâlâ daha fazla para kazanabilmek için daha fazla risk almaya hazır durumda ve gelecekteki muhtemel mali felaketleri önleyecek tedbirler de alınmış değil. Lehman’ın iflas kayyumu olan şirketin ortaklarından Bryan Marsal, Die Welt Gazetesi’ne yaptığı açıklamada yatırım bankacılarının finans krizinden gereken dersi çıkarmadıklarını belirterek, “Bankacılık sektöründe bazı değişiklikler olduğunu ve risk yönetiminde tedbirler alındığını gözlemliyorum. Ancak sektörün genel felsefesi, en azından Wall Street’te faaliyet gösterenlerin genel yatırım anlayışında herhangi bir değişiklik olmadı. Birçok yatırımcı biraz olsun daha fazla para kazanma ihtimali belirdiğinde ya da rakiplerine göre bonus ödemelerini arttırma şansı yakaladığında yine ciddi risklere girmeye hazır durumda.” diye konuştu. 08 “KRİZLE MÜCADELE EDECEK PARAMIZ VAR” Kazakistan Merkez Bankası Başkanı Grigori Marçenko, olası bir krizle mücadele edecek paralarının olduğunu söyledi. Marçenko, Almatı’da katıldığı bir toplantıda yaptığı konuşmada, bir çok insanın yeni bir kriz dalgasının geleceğinden bahsettiğini ifade ederek, kimsenin endişe etmemesi gerektiğinin altını çizdi. Kazakistan ekonomisinin doğru yolda ilerlediğini de sözlerine ekleyen Marçenko, vatandaşların ve yatırımcıların rahat olmalarını istedi. www.ihracat.info.tr 51 dunya 09 AVUSTURYA’DA DEV TASARRUF PAKETİ AÇIKLANDI 11 Avusturya’da haftalardır gündemi meşgul eden ‘tasarruf paketi’ açıklandı. Yeni gelir ve tasarruf kalemlerden oluşan paketin büyüklüğü 26,7 milyar Euro. Üçte ikisi tasarruftan, üçte biri yeni gelirlerden oluşan paket uygulanabildiği takdirde 2016 yılında denk bütçeye ulaşılması hedefleniyor. Başbakan Werner Faymann sosyal tabakalar arasındaki farkın daha da açılmasına izin vermeyeceklerini ifade ederek pakette 7,3 milyar Euro ile en büyük dilimi oluşturan emeklilik giderlerinden yapılan kesintiler dolayısıyla emeklileri temsil eden kuruluşların temsilcilerine gösterdikleri anlayıştan dolayı teşekkür etti. İngiltere ve Fransa sivil nükleer enerjinin geliştirilmesi konusunda mevcut iş birliğinin güçlendirilmesi için anlaşma imzaladı. Hükümet bu anlaşmayla İngiltere’nin nükleer enerjiyi “rizikoları dağıtılmış enerji karışımlarının” bir parçası olarak gördüğünü açıklamış oluyor. Koalisyon anlaşmanın beraberinde 500 milyon pound değerinde bir dizi nükleer enerji işi getireceğini ve bin 500 istihdam sağlayacağını belirtti. Anlaşma Başkaban David Cameron ve Cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy arasında Paris’teki bir zirvede imzalandı. 12 10 52 İTALYAN EKONOMİSİ RESESYONDA Euro bölgesinin üçüncü büyük ekonomisine sahip İtalya, 2011’in son çeyreğinde yüzde 0,7 küçüldü. İki çeyrek üst üste küçülen İtalyan ekonomisi resesyona girmiş oldu. Önceki yıl yüzde 1,4 büyüyen İtalyan ekonomisi geçtiğimiz yıl yüzde 0,4 büyüdü. www.ihracat.info.tr İNGİLTERE-FRANSA NÜKLEER ENERJİ ANLAŞMASI İMZALADI KUVEYT’TEN 7 MİLYAR DOLARLIK METROYA YEŞİL IŞIK Körfez ülkelerinden Kuveyt yeni metro sistemi inşa etmeye hazırlanıyor. Kuveyt Metropolitan Hızlı Transit Sistem Projesi’nin 160 kilometre uzunlukta olacağı ve hat boyunca 69 istasyon inşa edileceği ifade edildi. Beş safhada inşa edilecek metronun yaklaşık 7 milyar dolara malolması bekleniyor. 13 DUBAİ, EXPO 2020 İÇİN 4 MİLYAR DOLAR HARCAMAYA HAZIR 15 Yunanistan’ın borç sorunu ile mücadelesinde kullanılacak 130 milyar Euro’luk ikinci kredi anlaşması ile ülkenin banka ve kreditörlere olan borcunun yüzde 53,5’ini silmeyi öngören anlaşma, Eurogroup toplantısında kabul edildi. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin, ticari merkezi Dubai’nin Expo 2020 dünya fuarına ev sahipliği yapma hakkını kazanması durumunda altyapı projelerine 2 ile 4 milyar dolar arası yatırım yapacağı bildirildi. Geçen Kasım ayında resmi başvurusunu yapan hükümet yetkililerinin, uluslararası fuarın Dubai’de düzenlenmesi için kampanyaya hız verdiği de kaydedildi. 14 YUNANİSTAN’A 230 MİLYAR EURO’LUK NEFES İSPANYA BAŞBAKANI RAJOY: “İSPANYA 2012 BÜYÜME HEDEFİNİ YAKALAYAMAYACAK” İspanya Başbakanı Mariano Rajoy, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Brüksel’de bir araya geldi. Görüşme sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan İspanya Başbakanı Rajoy, İspanya’nın bu sene büyüme hedefini yakalayamayacağını belirterek, “Yeni bir makroekonomik çerçeve sunacağız. Şu anki plan yüzde 2.3’lük bir gayrisafi yurtiçi hasıla artışı öngörüyor. Son tahminler böyle fakat böyle sonuçlanmayacağı açık.” ifadelerini kullandı. 16 STANDARD & POOR’S: RUSYA YÜZDE 3.5 BÜYÜYECEK Uluslararası derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, Rusya’nın 2012’de yüzde 3,5 büyüyeceğini açıkladı. Yılın ilk yarısında dinamik büyüme devam ederken, ikinci yarı da ise bir miktar ivme kaybı yaşanacak. Yüksek seviyede sanayi üretimi, tüketici taleplerinin artması ve azalan işsizlik nedeni ile 2011’i Rusya ekonomisinin yüzde 4,2 büyüme rakamı ile tamamladığını hatırlatan kuruluşa göre, aşırı derecede nakit çıkışı ve yatırım ortamlarında beklenen iyileşmenin oluşmaması büyümede istikrarı engelliyor. www.ihracat.info.tr 53 dunya 17 18 “ARAP BAHARI” KIŞI OLDU Rusya’nın en büyük meyve ihracat şirketi JFC, Arap Baharı nedeni ile Ortadoğu’da yaşanan belirsizliklerin iş kaybına neden olduğunu ve bağlantılarını kaybettiğini gerekçe göstererek iflasını istedi. Şirketten yapılan açıklamada, iflasın gerekçesi olarak Ortadoğu’da gerçekleşen “Arap Baharı” gösterildi. Şirketin ihracatının yaklaşık yüzde 30’unun Ortadoğu ülkelerine yapıldığı belirtilen açıklamada, “Devrimlerin bölgede neden olduğu istikrarsızlık, bölgeden meyve ithalatının kesilmesine neden oldu. Üreticilerle ilişkilerimiz koptu ve borçlarımızı da tahsil edemiyoruz.” denildi. Tayland’da ekonominin 2011’in son çeyreğinde yüzde 10,7 küçüldüğü bildirildi. Ekonomideki küçülme, ülkede geçtiğimiz yıl etkili olan seller sonucu birçok fabrikanın üretimini durdurması sonucu yaşandı. Tayland hükümeti, ülke ekonomisinin bu yıl kalkınacağı ve yıllık ekonomi büyümesinin yüzde 5,5 ile 6,5 arasında gerçekleşeceği tahminini açıkladı. Tayland ekonomisi 2011 yılının tamamında yüzde 0,1 büyümüştü. FİNLANDİYA DA KEMER SIKIYOR Finlandiya hükümeti son zamanlarda artan ekonomik sorunlardan ve Yunanistan'a yapılacak ekonomik yardım paketinin getirdiği yüklerden dolayı yeni ekonomik önlemler almaya hazırlanıyor. Başbakan Jyrki Katainen ve Maliye Bakanı Jutta Urpilainen bakanlar kurulu toplantısından sonra beraber basın açıklaması yaparak, yaklaşık 3,5 - 5 milyar avroluk bir ek kaynak gerektiğini ve çeşitli değişiklikler yapılmasının zorunlu olduğunu kaydetti. 54 19 TAYLAND EKONOMİSİ YÜZDE 10,7 KÜÇÜLDÜ www.ihracat.info.tr 20 SUUDİ ARABİSTAN’DA 1 MİLYAR DOLARLIK TIP ŞEHRİ Ortadoğu’nun en büyük ekonomisine sahip Suudi Arabistan’da 1.06 milyar dolara mal olacak tıp şehrinin inşası için çalışmalara başlandığı bildirildi. Yerel medyada çıkan haberlere göre Suudi Arabistan Sağlık Bakanı Dr. Abdullah El Rabia, ülkenin güney kesimine hizmet verecek Kral Faysal Tıp Şehri’nin ilk safhası için anlaşmaya imza attı. www.ihracat.info.tr 55 SÖ LEŞİ / Elif Toptaş Süleyman Kocasert - Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı DENİZLİ 2012’DE 3 MİLYAR DOLAR İHRACAT HEDEFLİYOR Türkiye ihracatının 36 milyar dolardan 135 milyar dolara yükselmesi ekonomi camiasında büyük heyecan uyandırıyor. Denizli İhracatçılar Birliği Başkanı Süleyman Kocasert ile büyüyen Türkiye ekonomisini ve Denizli ihracatını konuştuk. 56 www.ihracat.info.tr Denizli’nin ticari potansiyeli hakkında neler söylemek istersiniz? Denizli ticari anlamda Anadolu’nun şöhretli illerinden bir tanesi. Ticaret Denizli’de tarihin eski dönemlerinden beri var. Antik çağda bile denizaşırı memleketlere ilimizin kurulu olduğu havzadan ihracat gerçekleştirildiğine dair tarihi kayıtlar mevcut. Tabii dokumacılık bir adım öne çıkıyor. Osmanlı döneminde saray dokumaları, donanma yelkenleri, yabancı ülkelere gönderilen alımlı hediyelikler Denizli’de üretilmiş. Arşivler bu durumu belgelemekte. Tarihsel seyir, cumhuriyetle birlikte de devam ediyor. Şehir ekonomisinde ticaret hep ilk planda. 1980’lerin yeni ekonomi yapılanmasıyla da Denizli hızlı bir şekilde dışa açıldı ve kısa zamanda bir dünya kenti oldu. Bugün 160’ın üzerinde ülkeye Denizli’den ihracat gerçekleşiyor. Denizli’de öne çıkan sektörler nelerdir? Yatırım yapılması gereken öncelikli sektörleri söyler misiniz? Denizli’yi, tarihsel bir tekstil kenti olarak tanımlamak mümkün. Böyle olunca, ticarette de tekstilin ağırlığını hissetmekteyiz. Denizli hala hem iç piyasa anlamında hem de ihracat bakımından özellikle ev tekstili ticaretinde öne çıkan bir kent. Bunun yanı sıra, sektörel çeşitlenme tüm hızıyla devam ediyor. Kentin girişimcileri, tekstilin dışındaki sektörlere yaptıkları yatırımlarla, şehir ekonomisine çeşitlilik getiriyorlar. Bunlar arasında enerji sektörü ve turizm sektöründeki potansiyelin çok fazla olduğunun altını çizmek isterim. Kablo ve mermer sektörleri tekstilden sonra en ağırlıklı sektörler olarak nitelendirilebilir. Seracılıkta da yeni yatırımlar dikkat çekici ölçüde. İşadamlarımız gıda sektörüne eskisinden daha fazla yatırım yapıyorlar. Türkiye ihracatının artış göstermesi ve ekonomideki büyüme hakkında neler söylemek istersiniz? Türkiye’nin önünde bir hedef var. O da 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmak. Bu hedefe ulaşabilmek için Türkiye’nin ürettiği ürünlerin farklılık gösteren ürünler olması zorunluluğu var. Türkiye ekonomisinin son birkaç yılda dünyada yaşanmakta olan ekonomik krizden minimum düzeyde etkileniyor olmasında ve gelişmiş ülkelerin ekonomilerinden pozitif anlamda ayrılmasında dış ticarette göstermiş olduğu performansın payı oldukça büyük. bilecek talebe hızlı cevap verebiliyorlar, hem de talep oluşturabilecek kaliteli koleksiyonlarla dünya pazarında rakipleri ile yarışıyorlar. Öte yandan Türkiye, bugüne kadar yakaladığı ihracat başarısını önemli ölçüde üretim ve ihracat miktarının artması ile yakaladı. Bir başka ifade ile başarının tarifi nicelikseldi. Bundan sonra gerçekleşecek başarılar niteliksel gelişmelerin üzerine temellendirilmeli. Artık ürünlerimiz daha fazla fikir, daha fazla katma değer, daha fazla tasarım içermek zorunda. Denizli TİM verilerine göre 2011 yılında 2,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Şehrimiz, ihracat artış oranı bakımından ülke genelinden daha iyi bir performans sergiledi. Türkiye’nin yıllık ihracat artışı yüzde 18’de kalırken, Denizli yüzde 25’lik bir yükselmeyi yakaladı. Denizli’nin ticareti ve ihracatı bu büyümeden nasıl etkilendi? Denizli’de de ülke ihracatının artışına bağlı olarak son yılları göz önüne aldığımızda belli bir artış trendi olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Ülkemizle beraber, kentimiz de kendini yeniledi. Artık ilimizden kolay kolay “basic” tabir ettiğimiz ürünlerin ihracatı gerçekleşmiyor. Üreticilerimiz pazarlama ve ürün geliştirmeye yönelik departmanlara daha fazla ağırlık veriyorlar. Böylelikle hem dünyanın herhangi bir yerinden gele- Özetleyecek olursak, yeni rekabet koşullarına uyum sağlayan ve ihracatını geliştiren Türkiye’nin fotoğrafı, Denizli için de geçerli diyebiliriz. Denizli 2011 yılında ne kadar ihracat yaptı? En çok neler ihraç ediliyor? Denizli’nin 2012 ihracat hedefleri nelerdir? AB’de 2012 için öngörülen resesyon, ihracat hedeflerini de etkiledi. Ülkemiz için öngörülen yüzde 10 dolaylarında bir ihracat artışı. Bunu Denizli’ye uyarlarsak 3 milyar doların üstünde gerçekleşecek bir Denizli ihracatını hedeflediğimizi söyleyebiliriz. • Osmanlı döneminde saray dokumaları, donanma yelkenleri, yabancı ülkelere gönderilen hediyelikler Denizli’de üretildi. Denizli en çok ev tekstili ihracatı gerçekleştiriyor. Ürün bazında detaylandıracak olursak havlu bornoz ve çarşafın öne çıktığını görüyoruz. Denizli havlusu bugün dünyanın dört bir yanında tanınıyor ve kullanılıyor. Küresel otel zincirlerinin banyolarında Denizli havlularına rastlamak oldukça normal. • Denizli hala hem iç piyasa anlamında hem de ihracat bakımından özellikle ev tekstili ticaretinde öne çıkan bir kent. Bunun yanında özellikle kablo ve mermer-traverten ihracatının altını çizmeliyiz. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük traverten rezervlerinin Denizli’de olduğunu unutmamak gerek. Doğal taş, Denizli’den hem blok halinde hem de işlenmiş şekilde ihraç edilebiliyor. • Denizli en çok ev tekstili ihracatı gerçekleştiriyor • Denizli TİM verilerine göre 2011 yılında 2,7 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. • Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en büyük traverten rezervleri Denizli’de bulunuyor. www.ihracat.info.tr 57 NASIL BAŞARDILAR? / Esra Torlak TÜRKİYE’NİN İHRACATIYLA PARLAYAN ŞEHRİ KOCAELİ: İhracatıyla Türkiye’nin lokomotif şehirlerinden biri olan Kocaeli’nin lojistik şartlarının elverişliliği, üretim gücü ve sektör çeşitliliği ekonomik potansiyelini büyütüyor. Türkiye’nin artan ihracatında büyük öneme sahip olan kentin dış ticaretin hacmini, yatırım şartlarını ve sektör analizlerini Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve Kocaeli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. İbrahim Keleş ile konuştuk. Ayhan Zeytinoğlu Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı İlimiz, artık, ağır sanayi yatırımı yerine, dünya ile rekabet edebilen, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımlara yönelmeye başlamıştır. Bölgemizde gelişen teknoloji ve bölgede yer alan teknoparklar ile yazılım sektöründe de önemli bir gelişim yaşanıyor. Bölgedeki teknoparklarda 2 bin 40 yazılım firması faaliyet gösteriyor. Deniz Taşıtları ve ICT sektörleri de Kocaeli’nin yükselen trendleri arasında bulunuyor 58 www.ihracat.info.tr Gerek bulunduğu bölgenin lojistik üstünlüğü, gerekse İstanbul’a olan yakınlığı, gelişmiş ulaşım ağı, alt yapısı ve nitelikli insan kaynağı ile yatırımcı için cazibe merkezi olan Kocaeli ihracatı ve ülke ekonomisine kattığı değerle dikkatleri üzerine topluyor. Kocaeli yüzölçümü bakımından geniş olmamasına rağmen, Türkiye imalat sanayinden yüzde 13 paya sahip bulunuyor. Bugün Kocaeli’de 212’si yabancı sermayeli olmak üzere yaklaşık 2 bin 200 önemli sanayi yatırımı bulunuyor. 13 adet organize sanayi bölgesi, 2 adet serbest bölge ve 3 teknoparka sahip kentin bölgede baraj, doğalgaz, iletişim, elektrik, atık yakma tesisleri gibi alt yapı olanakları da mevcut. Türkiye’nin 500 büyük firmasının 83’ü Kocaeli’de faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin vergi gelirlerinin yüzde 13,21’ini Kocaeli’nden sağlanıyor. 34 adet limana sahip olan kent, bir sanayi kenti olmasının yanında aynı zamanda bir liman kenti olduğunu da gösteriyor. Otomotiv sanayinde yapılan yatırımlar ile otomotiv sanayi bölgenin gözde sektörlerinden biri olduğuna dikkat çeken Kocaeli Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, “Kocaeli, Türkiye araç üretiminin adet olarak, yüzde 31,9’unu karşılar duruma gelmiştir. Büyük otomotiv firmaları bölgemizde konumlanmıştır. Hyundai, Honda, Ford ve Isuzu bölgede yatırımı olan kuruluşlardır. Bu yatırımlar bölgede yan sanayinin gelişmesine ve teknoloji seviyesinin yükselmesine neden oluyor.” dedi. Kocaeli’nin sahip olduğu güçlü sanayi yapısı ile en uygun üretim bölgelerinden biri olduğunu belirten Zeytinoğlu, “İlimiz, artık, ağır sanayi yatırımı yerine, dünya ile rekabet edebilen, ileri teknolojili ve yüksek katma değerli yatırımlara yönelmeye başlamıştır. Bölgemizde gelişen teknoloji ve bölgede yer alan teknoparklar ile yazılım sektöründe de önemli bir gelişim yaşanıyor. Bölgedeki teknoparklarda 2 bin 40 yazılım firması faaliyet gösteriyor. Deniz taşıtları ve ICT sektörleri de Kocaeli’nin yükselen trendleri arasında bulunuyor.” diye konuştu. Kocaeli’de öne çıkan sektörler; taşıt araçları ve yan sanayi, kimya ve petrokimya, makine, plastik ve demir çelik. Kocaeli İmalat sanayi içerisinde kimya, Türkiye İmalat Sanayi içerisinde yüzde 27’lik payı ile ilk sırada yer alıyor. 2010 yılında 114 milyar dolarlık ülke ihracatının 18 milyar dolarını gerçekleştiren Kocaeli ülke dışsatımında yüzde 11,3’lük bir payı hanesine yazmıştır. Kocaeli’nde 13 adet organize sanayi bölgesi, 2 adet serbest bölge ve 3 teknopark bulunuyor. “Bilgi teknolojilerine yatırım için alt yapı müsait” “İhracatta Kocaeli’nin potansiyeli büyük” Sanayimizin yüksek teknolojili ve çevreyle dost bir üretim yapısına yönelik olarak şekillenmesini destekliyoruz. Zeytinoğlu, gelen yatırımların da bu yönde gelişmesini istediklerini söyledi. Zeytinoğlu, “Kocaeli, sahip olduğu organize sanayi bölgeleri ile de sanayinin disiplinli bir şekilde geliştiği örnek bir ildir. Dünyadaki gelişmelere paralel olarak ilimizde de teknoparklardan, organize sanayi bölgelerine ve serbest bölgelere taşınacak bir üretim ve ihracat gücü yaratılması hedefliyoruz.” dedi. Kocaeli’nin dış ticaret açısından önemli bir potansiyele sahip olduğuna değinen Zeytinoğlu, “Kocaeli’nin İhracatı 15 milyar doları geçmekte olup ithalatı ise 41 milyar dolar civarında ve Türkiye dış ticaretinin hacminin yüzde 15,2’si Kocaeli’den karşılanıyor. 2010 yılında bu oran 16,7 idi. 2011 yılında önemli bir ticaret ortağımız olan Avrupa’da yaşanan kriz ilimizde de dış ticareti olumsuz etkiledi. Bununla birlikte, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da sorunlar devam ediyor. Sanayicilerimizin önümüzdeki dönemde, ABD ve Uzakdoğu’daki pazarları iyi değerlendirmeleri gerekiyor. Ancak, kısa dönemde dış ülkelerde yaşanan gelişmelerin olumsuz yansımalarını görebiliriz. “ dedi. Zeytinoğlu, “Kocaeli’nde 13 adet organize sanayi bölgesi, 2 adet serbest bölge ve 3 teknopark bulunuyor. Ayrıca, bölgede bulunan ihtisas OSB’lerde otomotiv, kimya, gıda gibi sektörlerde faaliyet gösteriyor. Bununla birlikte Mualimköy’de planlanan Bilişim Vadisi de ilimiz için bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor. Kısaca ilimiz iletişim ve bilgi teknolojileri yatırımları için uygun bir altyapıya sahip durumda.” şeklinde konuştu. olumlu sonuçlarını Kocaeli olarak alabiliriz.” dedi. Limanlarla otoyollar arasında ciddi tıkanmalar yaşandığına dikkat çeken Zeytinoğlu, “Limanlardaki yüklerin hepsi D-100, D-130 ve TEM otoyolu ile taşınıyor. Nitekim, bölgemizdeki ve civar bölgelerdeki birçok sanayi kuruluşu, yaşanan ulaşım sıkıntıları nedeni ile ihracatlarını diğer illerde bulunan limanlardan karşılamaya çalışıyorlar. Bu durum ihracatçılarımıza ilave maliyetler getirmektedir. Bu bakımdan, İzmit Körfezi’nde bulunan limanların dört misline çıkacak ticaret hacmini kaldıracak şekilde modernizasyonlarının yapılması son derece önemlidir. Limanların ana yollara bağlantılarının düzeltilmesi ve demiryollarına bağlantılarının yapılması gerekiyor. Özellikle de bu alanlarda triyaj istasyonlarının yapılandırılması sağlanmalıdır. Bölgede bulunan limanların demiryolu ile bağlantısının yapılmasıyla, Anadolu’daki istenen sanayileşme sürecinin de hızlanacağını düşünüyoruz. “ şeklinde konuştu. Köseköy Lojistik Merkezi’nde konteynır depolama alanlarının oluşturulması, limanlarla bağlantılarının sağlanması konusuna özellikle önem verdiklerini belirten Zeytinoğlu, bu sayede minimum düzeye çekilen taşıma bedeli ile Anadolu’da sanayi yatırımları, özellikle ağır sanayi yatırımlarının artacağını söyledi. Türkiye’nin 500 milyar dolarlık 2023 yılı ihracat hedefine değinen Zeytinoğlu, “Kocaeli konumu bakımdan üstün lojistik avantajlara sahip olmakla birlikte 500 milyar dolarlık hedefi karşılayacak Ekonomi Bakanlığı Girdi Tedarik Strateji çalışmasını sonlandırmak üzere olduğunu ifade eden Zeytinoğlu, “Bakanlığın bu çalışmasında 6 sektör ele alınmış. Bu sektörler içerisinde yer alan otomotiv, metal, makine ve kimya sanayi aynı zamanda ilimizin de ağırlıklı sektörleri. Umarım bu çalışmanın www.ihracat.info.tr 59 altyapıya maalesef sahip değildir. Bununla birlikte, bölgemizin taşıdığı yük miktarı da her yıl artmaktadır. İlimizde bu yükü taşıyacak lojistik konusunda yeni alt yapı yatırımlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için de mevcut limanlarımızın geliştirilmesi ve modernizasyonu önemlidir.” dedi. “Kocaeli üretim merkezi olma özelliğini koruyor” Son dönemlerde ülkemizin yaptığı dış ticaret atağında uzun bir süredir ihmal edilen komşu ülkelerle ticaretin geliştirilmesi, Avrupa kıtası dışındaki ülkelere mal satılması için geliştirilen strateji bugüne kadar geliştirilen dış ticaret politikalarını tamamen değiştirmiş ve ticari anlayışta bir devrim yaşanmasına neden olmuştur. 60 www.ihracat.info.tr Ulaşım alt yapısında yer alan limanlarla denizyolları, otoban ve diğer kara ulaşım ağlarıyla karayolları, demiryolları ve en nihayetinde havayollarıyla bir köprü konumunda olan Kocaeli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı H. İbrahim Keleş, Kocaeli’nin gerek dış satım gerekse dış alımda ülkemizin dış ticaretine önemli katkılar sağladığını söylüyor. Kentin bir taraftan lojistik işkoluyla ulaşım altyapısını güçlendirildiğini, diğer taraftan da bu işkoluna bağlı olarak geliştirdiği iş süreçleriyle öne çıktığını belirten Keleş, “2010 yılında 114 milyar dolarlık ülke ihracatının 18 milyar dolarını gerçekleştiren Kocaeli ülke dışsatımında yüzde 11,3’lük bir payı hanesine yazmıştır. Bununla birlikte 185 milyar dolarlık ithalat yapan Türkiye’nin Kocaeli’den gerçekleştirdiği dışalımın tutarıysa 40,5 milyar dolardır. Bu rakamın ülke ithalatındaki oranı yüzde 19,95’tir.“ dedi. Geçen yılın rakamları bir önceki yılın verileriyle karşılaştırıldığında ihracattaki artışın yüzde 5,6 olarak gerçekleştiğine değinen Keleş, “İthalatın da yine yüzde 4,3 oranında büyüdüğü göz önüne alındığında Kocaeli’den gerçekleşen dışsatımın geçen yıl 25 milyar dolar seviyelerinde bulunduğu, dışalımdaysa 50 milyar dolarlık bir hacim yaratıldığı ortaya çıkacaktır.“ diye konuştu. Tek başına bile bu rakamlara bakıldığında ortaya çıkan panorama Kocaeli’nin Türkiye’nin dış ticaretinde çok önemli bir ağırlığının olduğunu ortaya koyuyor diyen Keleş, 50’ye yakın limanı, karayolları ve demiryolları ağıyla ülkemizin gereksinim duyduğu hammaddelerin ülkemize Kocaeli’den girdiğini, burada bulunan üretim tesislerinde işlenerek ürün haline getirildiği ve yine buradan yurt dışına ihraç edildiği söyledi. Keleş; “Kocaeli’nin yıllardan beri üstlendiği üretim merkezi olma özelliği her ne kadar hükümetler tarafından çıkartılan teşvik yasalarıyla Anadolu’ya kaydırılsa da coğrafi konumunun kendisine sağladığı avantajlar, üretim deneyimi ve iş bağlantılarının geçmişe kök salması nedeniyle hala büyük bir ağırlığı taşımakta ve ülke kalkınmasında üzerine düşen sorumluluklar yerine getirmektedir.” dedi. Sorumluluğun zaman içinde daha da artacağını ifade eden Keleş, “Gerek üretim altyapısı ve buna bağlı gelişmiş iş deneyimi ve lojistik bilgisi Kocaeli’yi dün olduğu gibi yarın da lokomotif noktasında tutacak. Zira ağır sanayi yatırımlarından kimya, otomotiv gibi işkollarında yoğunlaşan Kocaeli, geleceğin teknolojik yatırımlarını bilişim işkoluna bağlı işletmeleri bağrına basarak geliştirmeye ve iş süreçlerini çeşitlendirmek için çalışmaya odaklanmaktadır. Bu sürecin deneyim kazanarak artacağı ve katma değeri yüksek bu işkolundan ülkemiz insanına hem istihdam olanakları hem de refah seviyesi olarak yansıyacağı açıktır. Zira Kocaeli misyonuna uygun üstlendiği vizyonuyla geleceğe açık pencerelerini sürekli temiz tutmaktadır.” şeklinde konuştu. “Yaşanan dış ticaret atağı ile ihracatçı uzak-yakın demiyor” Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından yapılan 2023 vizyon çalışmasında tarım, maden ve sanayi olarak üç ana guruba ayrılan işkollarına kendi alanları içinde hedefler yüklendiğini belirten Keleş, hangi işkolunun ne kadar dışsatım yapması gerektiğinin yıl yıl ortaya konduğunu söyledi. Keleş, “Örneğin otomotiv işkolunda 2008 ihracat geliri 18 milyar dolar olan Türkiye’nin 2023 vizyonu 75 milyar dolar. Bu rakama ulaşabilmek için işkolunun yıllık büyümesinin yüzde 10 seviyesinde olması anlamına geliyor ve ülkemizin artan ihracatı içindeki yüzde 14,4’lük payının yüzde 13,76’ya gerilemesine neden olacak bir durum yaratıyor ama dünya otomotiv pazarının yüzde 1,56’sını elinde tutan Türkiye’nin pastadan alacağı payın yüzde 2,40’a çıkmasını amaçlıyor. Görüldüğü gibi yüzdesel değerler 1’lerle ifade edilmesine karşın yaratacağı ekonomik değerler 50 milyar dolarları aşan cirolar olarak öne çıkıyor.” dedi. Her alanda olduğu gibi ekonomide de hedeflerin büyük tutulmasının, varılacak noktanın neresi olduğunun belirlenmesinin varılmak istenen yere daha çabuk gidilmesini sağlayacağını ifade eden Keleş, bunun yanında bir yöntem geliştirilmesi gerekliliğini de ortaya koyduğunu söyledi. Bu bağlamda Türkiye’nin yarattığı katma değerin yükseltilmesi ve iç pazarın canlılığına karşın dış pazarlara yönelimin olmasını olumlu bulduğunu belirten Keleş, “Dünyayı uzak-yakın diye bir kıstasa ayırmadan gerçekleştirilen dış satımda gelişmelerin yaşanması, büyümenin istenilen aşamaya getirilmesi ve ulusal gelirin müreffeh ülkeler seviyesine çıkartılması adına büyük önem taşıyor.” dedi. Keleş, “Son dönemlerde ülkemizin yaptığı dış ticaret atağında uzun bir süredir ihmal edilen komşu ülkelerle ticaretin geliştirilmesi, Avrupa kıtası dışındaki ülkelere mal satılması için geliştirilen strateji bugüne kadar geliştirilen dış ticaret politikalarını tamamen değiştirmiş ve ticari anlayışta bir devrim yaşanmasına neden olmuştur. Özellikle işadamlarımızın kurdukları derneklerin, federasyonların ve konfederasyonların bu alanda belirledikleri stratejiler bir anda Türkiye’yi Küba’ya, Şili’ye mal satar hale getirmiştir. Kara kıta Afrika’nın ortasında, haritada ancak bulabildiğimiz ülkelere mal satılması yine bu işadamlarının geliştirdikleri satış teknikleriyle mümkün olabilmiş, böylece dış pazar genişletilmiş ve ürün yelpazesi de yine bu pazar genişliğine paralel bir şekilde arttırılmıştır.” şeklinde konuştu. mektedir.” dedi. Bu bağlamda ihracatın geldiği noktayı değerlendiren Keleş, “2000 yılı öncesinde yıllık dış ticaret hacmini ancak 80 milyar dolarlık seviyelerde gerçekleştiren bir ülkenin bu denli büyümesi, üstelik de bu büyümeyi yaşanan bir iç kriz ve afetlerin yanı sıra 2008 yılından beri devam eden küresel belirsizliğe karşı gerçekleştirmesi, dış pazarda elde ettiğimiz rakamların önemini daha da artırıyor. Zira bugün Türkiye her ne kadar Avrupa kıtasına ağırlıklı ihracat yapsa da oradan mal alsa da uzak pazarları da ihmal etmemesi gerektiğini öğrenmiş bir ülke olarak aynı zamanda komşularıyla ticaretini arttırmanın yollarını yaratmaya başlamıştır.” dedi. Avrupa’nın genelinde yaşanan iktisadi sorunların Türkiye’nin dış ticaretini etkilemesi kaçınılmaz bir durum yaratmaktadır ve bu elbette ki hedeflerde revizyon yaratacak bir gelişme olarak karşımıza çıkabilecektir. Ancak her ne olursa olsun Türkiye’nin öğrendiği şey geçmişinin üzerine artı değerler koyma eğilimini fark etmesi ve değişik enstrümanları farklı bölgelerde denemeye kalkışmasıdır.” diye konuştu. “2023 hedefini iyi okumak gerekiyor” Cumhuriyet’in 100’üncü yılına ait öngörülen hedefler doğrultusunda ortaya konan 2023 vizyonunda yer alan 500 milyar dolarlık dışsatımın gerçekleştirilebileceği öngörüsü ve buna bağlı olarak da yaklaşık 650 milyar dolarlık bir dışalımın yapabilir noktaya getirilmesi yönündeki tespitlerin devlet otoritesinin kararlılığıyla uygulanabilecek bir büyüklüğü ifade ettiğini söyleyen Keleş, “Dünyanın sayılı ekonomileri içerisinde kalıcı olarak ilk 10’da yer almak, ekonomi faaliyetlerini sürekli ve belirlenen hedefler doğrultusunda arttırmak, büyümeyi sürekli kılmak, dünya ekonomi süper liginde sözü edilen bir ülke haline gelebilmek, bir güç olmak hedeflenmektedir.” dedi. H. İbrahim Keleş Kocaeli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı 2023 vizyonunun iddialı ve büyük bir hedef olduğunu söyleyen Keleş, “Bugün için 135 milyar dolarlık bir ihracat, 240 milyar doları aşmış bir ithalatla toplam dış ticaret hacmini 375 milyar dolara çıkartan Türkiye’nin geçen yıl gerçekleştirdiği bu rakamları iyi okumak gerekwww.ihracat.info.tr 61 NASIL BAŞARDILAR? / Esra Torlak KARAMAN’A BİR YILDA 120 MİLYON YATIRIM YAPILDI Karaman sanayisinin tarıma dayalı gıda sektörüyle birlikte sağladığı gelişmeler dikkat çekiyor. Yaklaşık 11 bin 500 kişiye istihdam sağlayan gıda sektörünün ardından gelen makine, ambalaj, maden ve yapı sanayi, plastik gibi sektörlerle ile büyüyemeye devam ediyor. Karaman’dan en çok bisküvi, çikolata, kek ve gofret ihraç ediliyor. Bisküvi, bulgur ve makarnada Türkiye’ye marka ürünler kazandıran Karaman, her geçen gün üretim çeşitliğini artırmaya devam ediyor. Özellikle son zamanlarda üretimdeki lokomotif sektörü gıdanın yanı sıra gıdaya dayalı makine ve ambalaj, otomotiv ve yedek parça sektörlerindeki gelişmeleri dikkat çekiyor. Ayrıca linyit ve özellikle kaliteli mermer açısından zengin rezervlerin bulunduğu kentte bu mamulleri işleyen çok sayıda işletmenin bulunması Karaman ekonomisini büyütüyor. Karaman ilinin 2011 yılı yatırım teşviklerinin sektörel dağılımı incelendiğinde toplam yatırım tutarı bakımından; enerji, eğitim ve tarım sektörleri ilk sıralarda yer alıyor. Toplam 121 milyon 223 bin TL tutarındaki yatırımın yüzde 42' sini enerji, yüzde 25'ini eğitim yüzde 15' ini tarım sektörleri oluşturuyor. Tarım sektörünü sırasıyla, diğer kamu hizmetleri, sağlık, ulaştırma, haberleşme ve madencilik sektörleri izliyor. Karaman’ın tarımsal alanların yüzölçümü açısından ülkemizde büyük bir paya sahip olduğuna dikkat çeken Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Toktay, “Karaman'da öne çıkan sek- 62 www.ihracat.info.tr Mustafa Toktay Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Yön. Kur. Baş. törler gıda, makine imalatı, gıdaya dayalı ambalaj ve kâğıt, mermer, traverten, kömür, ahşap maden ve toprak sektörleridir. İlimizin elma üretimi kentin en önemli gelir kaynaklarındandır ve bu durum ilimizde soğuk hava sektörünün de gelişmesini sağlamıştır.” dedi. Yapılan yatırımlarda yıllara göre azalma görüldüğünü belirten Toktay, “Son dört sene baz alındığında, Karaman’da en büyük yatırım kalemi olarak enerji sektörünü görmekteyiz. Turizm ve imalat sektöründe ise hiç yatırım yapılmamıştır. Yatırım yapılması gereken öncelikli sektör turizm sektörüdür.” şeklinde ifade etti. Komşu ülkelerde yaşanan gelişmelerden kaynaklanan endişelerin, ihracat rakamlarının açıklanmaya başlandığı ilk aydan itibaren kaybolduğunu söyleyen Toktay, ”2010 yılında Karaman üzerinden yapılan kayıtlı ihracat rakamı 2009 yılına göre yüzde 13,33'lük bir artış göstererek 159 milyon 260 bin dolar seviyesine yükselmiştir. 2011 yılının ihracat rakamlarında 2010 yılına göre yüzde 28,47’lik bir artış olmuştur. Komşu ülkelerdeki siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklardan kaynaklanacağı düşünülen ihracat rakamlarındaki azalma pazar- ların çeşitlendirilmesiyle giderilmiştir.” diye konuştu. Geçtiğimiz yıllardaki ihracat dökümlerine dikkat çeken Toktay, “2004 yılından 2009 yılına kadar ihracatta sürekli gelişme görülmektedir. 2008 yılında Karaman ihracatı 156 milyon 438 bin dolar olarak gerçekleşmiştir. Baz alınan yıllarda ihracatta en büyük artış 2007 yılında yüzde 47,21 oranında görülmektedir. 2008 yılının ilk dokuz ayında 113 milyon 530 bin dolar iken bu rakam 2009 yılında 140 milyon 528 bin dolara gerilemiştir. 2008 yılı ihracat rakamları ile kıyaslama yaptığımızda; 2009 yılında ihracat rakamlarında yüzde 10,17'lik bir azalma gözlemlenmektedir. 2010 yılında Karaman üzerinden yapılan kayıtlı ihracat rakamı 2009 yılına göre yüzde 13,33 'lük bir artış göstererek 159 milyon 260 bin dolar seviyesine yükselmiştir.” şeklinde konuştu. Karaman Ticaret ve Sanayi Odası Dış Ticaret Servisi’nden alınan bilgilere göre 2011 yılında 204 milyon 598 bin dolar ihracat gerçekleştirildiğini ve 2010 yılına göre yüzde 28,47’lik bir artış olduğunu ifade eden Toktay sözlerini şöyle tamamladı; “Bu yıl artışın yüzde 45 civarında olmasını hedefliyoruz. “ www.ihracat.info.tr 63 SÖ LEŞİ Elif Toptaş KAZANDIĞIN PARA SENİNDİR! BULDUĞUN PARA İSE BAŞKASININ! Türkiye, dünyanın 16’ncı büyük ekonomisi ve 75 milyon nüfusun büyük kısmını gençler oluşturuyor. Eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak adına yabancı dil ve kariyer eğitimlerini tüm Türkiye’ye yayarak sektörlerin yetişmiş personel açığını kapatarak bölgesel istihdam sürecine önemli katkılar sağlamayı hedefleyen Baybars Altuntaş, Deulcom International markasını dinamik yatırımcılarla beraber franchising sistemiyle tüm Türkiye’ye ulaştırıyor. Baybars Altuntaş Deulcom International Yönetici CEO’su Sıfırdan nasıl patron olursunuz? Sıfırdan başlayan girişimcilik serüvenini Beyaz Saray’a kadar ulaştırmayı başaran Baybars Altuntaş, bu serüvenini ve girişimciliğin 81 sırrını “Otobüsten İndim, BMW’ye Bindim” adlı anı kitabında anlattı. 64 www.ihracat.info.tr Baybars Altuntaş, üniversite ikinci sınıf öğrencisiyken 1991 yılında Türkiye Franchising Derneği’nin kuruluşunu yaparak Türk ekonomi dünyasında çok ses getiren bir çalışmaya imza attı. Türkiye’de ‘İnnovasyon Yaratan 40 Patron’dan biri seçilen Baybars Altuntaş’ın hayat hikâyesi TRT tarafından belgesel olarak yayınlandı. Her yıl onlarca üniversitede verdiği ‘Sıfırdan Nasıl Patron Olursunuz? ‘ konulu konferansı ile Türkiye çapında binlerce üniversite öğrencisine hitap eden Altuntaş, pek çok sivil toplum kuruluşu tarafından da çeşitli ödüllere layık görüldü. En son Kıbrıs’ta yılın girişimcisi seçilen Altuntaş’a ödülü KKTC Cumhurbaşkanı Talat tarafından verildi. ABD Başkanı Barack Obama’nın 2010 tarihlerinde Beyaz Saray’da düzenlediği ‘ABD Başkanlık Girişimciler Zirvesi‘ için dünya çapında seçilen ve davet edilen 150 girişimciden biri oldu. ABD’de düzenlenen zirvede Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Barack Obama’ya yazdığı mektubu götüren Altuntaş’ı, ABD Başkanı Barack Obama Zirvenin açılış konuşmasını yapmadan önce kabul etti. Mektubu Altuntaş’tan alan Obama, zirvenin açılış konuşmasında Başbakan Erdoğan’a ve Türk Ulusuna bu mektup dolayısıyla teşekkür etti. Ayrıca Obama 2. Girişimciler Zirvesinin Türkiye’de düzenleneceğini Türkiye’de ‘İnnovasyon Yaratan 40 Patron’dan biri seçildi. 2010 yılında Beyaz Saray’da düzenlenen ‘ABD Başkanlık Girişimciler Zirvesi ‘ için Başkan Obama tarafından davet edilen 150 girişimciden biri oldu. “Otobüsten İndim BMW bindim” kitabıyla Steve Jobs’un hayatını konu alan kitabı geçerek en çok satanlar listesinde birinci oldu. CNN International’ın, 1. Girişimciler Zirvesinin değerlendirmesini 60 ülkeden 250 katılımcı arasında Washington stüdyolarından canlı yayında sadece Baybars Altuntaş’la yapması, Türkiye için önemli bir tanıtım oldu. Altuntaş, “Kitapta herkes kendinden bir parça buldu. O zaman ben de yapabilirim, başarabilirim diye konuştu. Kitabı yazma amacım da buydu. Ve kitabın bu denli hedefine ulaşması beni çok mutlu ediyor açıkçası. Yıllardır yabancı girişimcilerin başarı hikâyeleri raflarda yer alıyordu. İlk kez içlerinden gelen bir Türk girişimcinin hem de sıfırdan gelen bir başarı öyküsünü toplum çok benimsedi. Ayrıca, üniversite öğrencisi bir girişimcinin de Türkiye'de hiç torpili olmadan pek çok şeyi halledebiliyor olması da ilgi çekti. Bir de hiç kıvırtmadan gayet samimi bir şekilde her şeyi anlattım” şeklinde konuştu. Kendi işini yapmak isteyenlere ihtiyaç duyulan cesareti kitapta verdiğini belirten Altuntaş “Bu kitapta yeni girişimcilere yaşadıklarımı anlattım. Kitabımla onlara cesaret verdim. Kitabın çok satmasında ki püf noktanın ise bundan ileri geliyor” ifadelerini kullandı. Girişimciliğin başlıca sırrı nedir? bildirdi. CNN International’ın, söz konusu zirvenin değerlendirmesini 60 ülkeden 250 katılımcı arasında Washington stüdyolarından canlı yayında sadece Baybars Altuntaş’la yapması, Türkiye için önemli bir tanıtım oldu. Sıfırdan başlayan girişimcilik serüvenini Beyaz Saray'a kadar ulaştırmayı başaran Baybars Altuntaş, bu serüvenini ve girişimciliğin 81 sırrını "Otobüsten İndim, BMW'ye Bindim" adlı anı kitabında anlattı. Altuntaş, rakipleri iyi analiz etme, yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da nasıl para bulunacağının yöntemlerine de yer verdiği kitabında, "Bardağın boş kısmına bakan memur, dolu kısmına bakan patron olur", "Önce sat sonra harca" formülüyle hiç para yokken nasıl zengin olunacağını, "Kilis’te pekmezi olanın, sineği Bağdat'tan gelir" formülüyle de iş fikirlerinin yatırımcılara nasıl kabul ettirileceğini anlatıyor. “Anadolu toprakları girişimciliğin beşiği” Türkiye’nin girişimciliğin beşiği olduğunu ifade eden Baybars Altuntaş “İlk para Manisa'da icat edilmiş. Bana göre Money kelimesi de Manisa'dan geliyor. Dolayısıyla Anadolu toprakları girişimciliğin beşiği. Tüm dünya girişimcileri ülkemizde bir araya gelsinler istiyorum. Gelecek zirveyi Endonezya’ya, Mısır’a kaptırmayalım, Türkiye’de olsun.” dedi. Tarihteki ilk ticaret anlaşmalarının da Anadolu topraklarında yapıldığını belirten Altuntaş “Otobüsten İndim BMW bindim” kitabıyla Steve Jobs’un hayatını konu alan kitabı geçerek en çok satanlar listesinde birinci oldu. Kitabın başarısıyla ilgili açıklamalarda bulunan Baybars Baybars Altuntaş “Türkiye’de her 2 kişiden birinin kendi işini kurma hayali var. Kime sorsanız bu cevabı alırsınız. Girişimciliğin sırrı diyebilir miyiz bilemiyorum ama bu işte en önemli şey çalışkanlık. 7-24-365 girişimcilerin en çok sevmesi gereken rakamlar. Girişimci hafta sonu tatil yapıp pazartesi tekrar işbaşı yapamaz. Girişimci iş düşünmeye hiç ara veremez. Sürekli üretir. Beyni buna izin vermez. Haftada 1 günde tatil yapayım bu benim hakkım diyen girişimci değildir bana göre. Sadece hayalleri vardır. Ama hiç gerçekleşmez. Yada gerçekleşir ama sonu hayal ettiği gibi olmaz” dedi. Ayrıca girişimcinin, baktığını 'gören' insan olduğunu belirten Altuntaş son olarak şunları kaydetti: “Girişimci, burun farkıyla yarışı önde götürür. Nedir burun farkından kastım? Şudur: Girişimcinin en önemli organı burnudur, burnu para kokusunu almayan kolay kolay girişimci olamaz. Girişimcilik bir dekatlon. Yürürsün, koşarsın, araca binersin. Girişimciyi motive eden başarma hazzıdır. Kullandığı araç gereç onun için ikinci plandadır. Benim param yoktu, torpilim yoktu, dayım yoktu. Ama yaptım. Ben yaptıysam şu anda herkes bunu yapabilir. Yeter ki 'Önce Sat ! Sonra Harca! ' formülünü uygulayabilsin insan.” www.ihracat.info.tr 65 BU KATALOGLA İHRACATÇILAR YENİ PAZARLARA GİRECEK / Dilek Demir Geçtiğimiz yıl Türkiye’ye 5 milyar dolarlık ihracat talebi üretmesiyle Türk ihracatçılarının ilgisini çeken www.turkishexporter.net şimdi de BizinTurkey kataloğu ile Türk markalarını dünya ile buluşturmaya hazırlanıyor. KOBİ Uluslararası Tanıtım ve Dağıtım A.Ş. bünyesinde hayata geçecek olan kataloğun gelişimini ve dünyadaki dağıtım noktalarını şirketin Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Yıldıran ile konuştuk. Nurettin Yıldıran Dış Ticaretten Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Turkishexporter.net ile yakaladığımız başarı BizinTurkey ile sürecek 16 yıl önce kurulan KOBİ Uluslararası Tanıtım ve Dağıtım A.Ş. bünyesinde yayına başlayan www.turkishexporter.net Türk ihracatına sağladığı önemli katkıları şimdi de BizinTurkey kataloğuyla devam ettirmeye hazırlanıyor. Turkishexporter.net ile Türkiye’ye yılda 5 milyar dolarlık talep getirdiklerini belirten şirketin yönetim kurulu üyesi Nurettin Yıldıran, e-ihracatta kazanmış olduğumuz tecrübeyi şimdi de BizinTurkey kataloğu ile birleştireceğiz, dedi. 66 www.ihracat.info.tr Turkishexporter.net’in Türkiye’de önemli bir yere sahip olduğu ifade eden Yıldıran; “Portalimize üye olan firmalar önemli ihracat kalemlerine ulaştılar. İlk kez bizimle ihracata başlayan Kobiler olduğu gibi Pazar ağını genişleten ihracatçılarımızda oldu. Turkishexporter.net hızla büyüyen bir yapıya sahip. Bir taraftan temsilcilik ağlarını genişletirken öte yandan da yurt dışında sisteme kayıtlı olan yabancı firma sayısını 1 buçuk milyona ulaştırdı. Bu gerçekten azımsanmayacak bir rakam.” dedi. Her gün üyelerine yurt dışı alım taleplerini mail yoluyla da ulaştıran portale üye olan firmalar Ekonomi Bakanlığı’ndan üyelik bedellerinin yüzde 70’ni hibe olarak iade alıyorlar diyen Yıldıran; “Bu da hem sistemin güvenirliliğini ortaya koyuyor hem de hükümetin 2023 Vizyonu olan 500 milyar dolar ihracat hedefi doğrultusunda attığı adımların ne kardar önemli olduğunu gösteriyor.” dedi. BizinTurkey ihracatçılar için büyük fırsat Yurt dışı Pazar oluşturma tecrübemizi ve dünya genelindeki marka bilinirliliğimizi BizinTurkey ile sürdüreceğiz diyen Yıldıran; “Bizinturkey markamızın ihracatçılarımız için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. İlk etapta 200 marka ile çalışacağız. Bu 200 seçkin firmadan oluşacak olan kataloğumuz ücretsiz olarak dünyanın binlerce noktasına ulaştıracağız.” dedi. Firmalar 6 dilde anlatılacak Özgün tasarımı ve ürün odaklı içeriği ile birçok ilki içinde barındıran BizinTurkey’de Avrupa standartlarında baskı ve kağıt kalitesi kullanacaklarını söyleyen Yıldıran; “BizinTurkey’i sadece bir katalog olarak düşünmüyoruz. Bu hem bizim için hem de sürdürülebilirliği ile Türkiye’nin yeni yurt dışı markalarından biri olacak. Katolog ile firmaların Türkçe, İngilizce, Rusça, Arapça, İspanyolca ve Fransızca olmak üzere 6 dilde tanıtımları yapılacak.” dedi. Yine bir ilk; 50 bin adet basılacak Birçok anlamda BizinTurley kataloğunun ilkleri içinde barındırdığını hatırlatan Yıldıran; “BizinTurkey’den 50 bin adet basılacak. Turkishexporter.net’in doğrudan çalıştığı 1 buçuk milyon yabancı şirket ve sistemin veritabanında kayıtlı olan 5 milyon yabancı şirket arasından yurt dışına 20 bin adedi seçkin firmaya, 25 bin adeti çeşitli ekonomi ve iş dernekleri marifetiyle, 5 bin adedi ise yurt içi tanıtım amacıyla dağıtılacak. Dağıtım kanallarında dünyada tanınmış lojistik ve kargo firmalarıyla çalışacağız. Bunların başında DHL, FEDEX, TNT VE UPS gibi firmalar geliyor.” dedi. www.ihracat.info.tr 67 SÖ LEŞİ / Esra Uslu AFRİKA ve ORTADOĞU’YA İHRACAT YAPIYOR “TEKNOLOJİ Ömer Gürcalın Goldmaster Türkiye Müdürü BİZİM EN BÜYÜK HEYECANIMIZ” Elektronik sektöründe 33 yılı bulan bir süredir, dünya üzerindeki gelişmeleri ve teknolojileri izleyip, bu gelişmeleri tüketicisine taşıyarak bugüne gelen GoldMaster markası, Türkiye’nin her yerinde uydu alıcısı ve elektronik sektöründe herkes tarafından bilinen bir marka. Yenilik üretmenin Goldmaster için bitmeyen bir süreç olduğunu söyleyen Türkiye Müdürü Ömer Gürcalın “Goldmaster’in gücünün kaynağı tüketicisi ile oluşturduğu karşılıklı sadakat duygusundan geliyor” diyor. Elektronik sektörünün hızla geliştiğiniz görüyoruz, bu değişim yatırımlarınızı hangi yönde etkiliyor? Sözünü ettiğiniz gelişme Goldmaster’ın klasikleşmiş duruşudur aslında. Yenilikçi tavır, üretim, satış, hatta reklâm konusunda bile öne çıkardığımız bir kavram, bizi ileriye iten bir konsept. Ancak bu kavram kaliteli üretim ile desteklenirse gerçek anlamını bulmakta. İşte biz bunu başardık. Çıtayı daima yükseğe koyduk. Tüketicimize sunduğumuz birçok üründe ilklere 68 www.ihracat.info.tr imza attık. Tüketicilerimizin evlerinde moda yaratan, yenilikçi, kaliteli, ekonomik ve aynı zamanda son teknolojiyi sunan Goldmaster ürünlerini kullanıyor. Biz de her geçen gün daha fazla ürünle onlara hizmet ediyor olmamızdan büyük mutluluk duyuyoruz. Şirketinizin kuruluş hikâyesini anlatır mısınız? 37 yıl önce Yönetim Kurulu Başkanımız Z.Cenk Bora tarafından kurulmuş şirketimiz. İthalat serbestîsi ile birlikte kahverengi eşya pazarında oldukça başarılı çalışmalar yapmış ve uydu alıcısı üretimine başlamış ve bu sektörün lideri konumuna gelmiş. Daha sonra üretim bandına ev elektroniği ve sırasıyla cep telefonu ve kü- çük ev aletlerini dâhil etmiş ve Türkiye’nin önde gelen üreticilerinden biri olmuştur. “Goldmaster” marka olarak kısa zamanda pazarda sağlam bir yer edindi. Goldmaster markası nasıl doğdu? Stratejik olarak nasıl bir yöntem izlendi? Goldmaster’ ın marka olarak sağlam bir yer edinmesi geride bıraktığımız 37 yılın sabır, çalışma, emek, fedakârlık, titizlik dolu çalışmalarının sonucudur. Asla kaliteden ödün verilmedi. Sektörde ilklerin markası oldu Goldmaster. Bu da öne çıkmasını sağladı. Zaman içinde, yavaş, yavaş tüketicinin algısında bu noktaya gelindi. Goldmaster markasının birçok farklı ürünü var, tüketici en çok hangi ürününüzü tercih ediyor ve bunun nedenini neye bağlıyorsunuz? Elimizde ciddi sayıda tüketicimize ait bir data var. Ve çeşitli vesilelerle irtibat kuruyoruz kendileriyle. Bu sırada da talep ettikleri, markamız altında görmek istedikleri ürün çeşit ve modelleri ile ilgili önemli geri dönüşler alıyoruz. Bir başka deyişle ürün çeşitliliğimizde yaptığımız her yenilik tüketicimizin birebir talep ettiği ürünleri içeriyor. Herhangi bir Goldmaster ürününe sahip olan bir tüketici, diğer bir Goldmaster ürününü alma kararını çok daha kolaylıkla verdiği için ürün gamımız oldukça dengeli ilgi görmektedir. Sektörünüzde benzer işi paylaştığınız birçok marka var, tüketici neden sizi tercih etmeli? Goldmaster’in gücünün kaynağı tüketicisi ile oluşturduğu “karşılıklı sadakat duygusu’ dur. Goldmaster tüketicisine en iyi ve en kaliteliyi, en makul fiyatlarla sunmaya çalışan bir firmadır. Bu süreçte birçok kişi Goldmaster ürünü kullanarak teknoloji ile tanışmıştır ve her türlü ihtiyacına karşılık verecek bir Goldmaster ürünü bulmaya da alışmıştır. Doğrusunu söylemek gerekirse, hiç bir marka ile yarışmak, rekabet etmek gibi bir niyetimiz yoktur. Kaliteli, modern çizgilere sahip, beklentileri aşan yeni ürünlerimizi uygun fiyatlarla tüketicilerimize sunmaya devam edeceğiz. Bu zamana kadar sürekli yaptığımız gibi, ürünlerimizi kullanan tüketi- cilerimizi ailemizin bir parçası olarak görerek, maksimum faydayı elde etmelerini sağlayacak ve satış sonrası desteğimizi de devam ettireceğiz. Üzerine çalıştığınız yeni ürünler var mı? 2011 yılında hangi ürünlerin satışı ön plana çıktı? Önümüzdeki yıl üretimde ve Ar-Ge’de planladığınız yatırımlar neler? Yenilik bizim en büyük heyecanımız ve hiç bitmeyecek bir süreçtir. Bir yandan tüketicimize yeni bir ürün sunarken, mutlaka bir başka yeni ürün veya ürünlerle ilgili çalışmamız olmaktadır. Bu durum yeni bir yatırım yapmamızı gerektiriyorsa tabii ki yapacağız. Bu tarz çalışmalarımızı, üzerinde çalıştığımız ürün piyasaya sunulacak hale gelmeden paylaşmamayı tercih ediyoruz. Son olarak ihracat çalışmalarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? İhracat çalışmalarımıza son dönemde hız vererek, öncelikle Afrika ve Ortadoğu bölgelerine yoğunlaşmış bulunmaktayız. Afrika Bölgesi, ihracat anlamında ürünlerimize talep eden lokasyonların başında gelmektedir. İlk yurtdışı mağazamızı, bu bölgedeki önemli ülkelerden biri olan Nijerya’ya açıyoruz. Kısa süre içinde faaliyete geçecek olan ilk yurtdışı mağazamız ile birlikte, bu ülkeye sınırı bulunan diğer beş komşu ülkeye de Transit Ticaret ile ürün satışı organizasyonu yapacağız. Diğer yandan Türkiye’ye komşu ülkeler ile de ticaretimizi geliştirerek, gerek yakınlık bakımından ürünlerimizin kolay sevk edilmesi, gerekse de kültür anlamında birbirine yakın olan bu ülkeler ile ikili ilişkiler vasıtası ile ihracatımızı geliştirip daha da arttırmayı hedef haline getirdik. Ortadoğu’da yaşanan Arap Baharı’nın etkileri gün geçtikçe azaladursun; yeni yapılanmalar ve rejimlerin sonrasında ticari anlamda yaşanan büyük ithalat ihtiyacını karşılayabilmek adına ikili iş görüşmeler ve yeni ticari anlaşmalar yapılması Türkiye’de yerleşik ihracatçılar için büyük bir fırsat olmakta ve ülke ekonomisine sağlayacağı katkıyla da büyük bir önem arz etmektedir. Bu bağlamda ihracat stratejilerimizin başında Ortadoğu Ülkeleri gelmektedir. HER GEÇEN GÜN ÜRÜN ÇEŞİDİNİ ARTIRIYOR İLK YURT DIŞI MAĞAZASINI NİJERYA’YA AÇIYOR İlk yurtdışı mağazamızı, bu bölgedeki önemli ülkelerden biri olan Nijerya’ya açıyoruz. Kısa süre içinde faaliyete geçecek olan ilk yurtdışı mağazamız ile birlikte, bu ülkeye sınırı bulunan diğer beş komşu ülkeye de transit ticaret ile ürün satışı organizasyonu yapacağız. Diğer yandan Türkiye’ye komşu ülkeler ile de ticaretimizi geliştirerek, gerek yakınlık bakımından ürünlerimizin kolay sevk edilmesi, gerekse de kültür anlamında birbirine yakın olan bu ülkeler ile ikili ilişkiler vasıtası ile ihracatımızı geliştirip daha da arttırmayı hedef haline getirdik. www.ihracat.info.tr 69 01 DOĞAN GRUBU MEDYA OPERASYONUNU TAMAMLADI, ENERJİ VE PAREKENDEYE ODAKLANDI 03 Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, İzmir’in, 150 bin hanelik fiber internet altyapısıyla bu konuda lider olduğunu söyledi. Swissotel'de düzenlenen basın toplantısında konuşan Erkan, İzmir’in 200 büyük şehrin yer aldığı dünyanın en hızlı büyüyen metropol ekonomileri listesinde Şangay, Riyad ve Cidde'den sonra dördüncü sırada bulunduğunu belirtti. Doğan Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner, Doğan Grubu’nun 2010 yılında aldığı bir kararla medya sektöründe küçülmeye gittiğini ve bazı kurumları elden çıkardığını belirterek, bugün itibariyle bu operasyonun tamamlandığını bildirdi. Boyner, grubun enerji ve perakendeye odaklandığını, e-ticaret alanında ise özellikle inşaat sektörünün gelişmesine bağlı olarak ev dekorasyonu, mobilya sektörü ve anne çocuk ürünlerine yöneldiklerini söyledi. 04 02 iTALSOFA, İSTANBUL’DA İLK MAĞAZASINI AÇTI N Design tarafından Türkiye distribütörlüğü alınan Italsofa’nın ilk mağazası İstanbul Anadolu yakasında açıldı. Italsofa, İtalya’nın en büyük mobilya üreticisi ve gerçek deri döşemeler konusunda dünya lideri olan Natuzzi Group’un yeni bir İtalyan mobilya markası. Italsofa tasarımları, ne istediğini bilen kullanıcının aradığı dinamik, çağdaş, zekice tasarlanmış, fonksiyonel ve uygun fiyatlı ürünleriyle rahat yaşam tarzını benimseyenlere hitap ediyor. 70 www.ihracat.info.tr SUPERONLİNE GENEL MÜDÜRÜ ERKAN: İZMİR İNTERNET HIZINDA TÜRKİYE ŞAMPİYONU KONGO EKONOMİDE ROTASINI TÜRKİYE’YE ÇEVİRDİ Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Marcel Mulumba Tshidimba, bugüne kadar hep Batılılarla çalıştıklarının, ancak bundan herhangi bir kazanç sağlayamadıklarını ifade ederek, “Bundan sonra Türk işadamlarıyla çalışacağız. Bu kapsamda Adana ‘motor şehir’ olabilir.” dedi. Ülke olarak teknoloji ve finansman kaynağına ihtiyaç duyduklarını kaydeden Tshidimba, “Kongo’da yatırım yapmak çok basit. Şimdiye kadar hep Batılılarla çalıştık. Ancak bugüne kadar ekonomik anlamda herhangi bir kazanç elde edemedik. Artık rotamızı değiştirmek zorundayız ve bundan sonraki süreçte de Türk işadamlarıyla çalışacağız.” dedi. 05 İDEA YAPI KİMYASALLARI, IRAK’TA TESİS AÇIYOR 07 Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabi Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyon üyesi AK Parti Gaziantep Milletvekili Mehmet Erdoğan, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in (KOBİ) geliştirilmesi ve desteklenmesi için 2012 yılında 422 milyon TL’lik destek sağlanacağını ve KOSGEB Hizmet Merkezi Müdürlüğü bulunmayan il kalmayacağının müjdesini verdi. Çimento ve beton sektöründe faaliyet göstermek üzere tamamı Türk sermayesi ile 2007 yılında, kurulan İdea Yapı Kimyasalları, Irak ve Mersin’de iki yeni tesis daha açıyor. Dünya standartlarında üretim yaparak kısa zamanda Türkiye çimento kimyasalları pazarının önde gelen firmaları arasında yer almayı başardıklarını aktaran İdea Yapı Kimyasalları Genel Müdürü Hakan Gülseren, Irak Süleymaniye’de bulunan üretim tesisinin Şubat ayında faaliyetlerine başladığını açıkladı. 08 06 ENERJİ PROJELERİNE 180 MİLYAR DOLAR HARCAYACAKLAR Ortadoğu ülkelerinde değeri 180 milyar dolara ulaşan yeni enerji, su ve elektrik projesinin devam ettiği ya da planlandığı bildirildi. Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri 34.2 milyar dolarlık 20 proje ile en aktif piyasalardan birisi olarak görülüyor. Başkent Abu Dabi’de planlanan nükleer enerji santralinin maliyeti 20 milyar doları buluyor. Dubai merkezli Ventures adlı araştırma şirketinin raporuna göre yatırımlarda aslan payı Ortadoğu’nun en büyük ekonomisine sahip Suudi Arabistan’a ait. İnşaatına 2013’te başlanacak Kral Abdullah Atomik ve Yenilenebilir Enerji Şehri’nin maliyeti 100 milyar dolar olarak ifade edilirken krallıktaki diğer 15 projeye 9 milyar dolar harcanması öngörülüyor. KOBİ’LERE 422 MİLYON DESTEK BÜROSAN YÜZDE 53 BÜYÜDÜ Türk mobilya sektörünün önde gelen firmaları arasında yer alan Bürosan’ın, geride kalan 2011 yılında yüzde 53’lük bir büyüme gösterdiği bildirildi. Bürosan Yönetim Kurulu Başkanı Murat Dilme, bir tarafta ‘Arap Baharı’, diğer tarafta da ekonomik krizle boğuşan Avrupa’ya rağmen önemli bir başarı yakaladıklarını söyledi. Yakalanan büyüme rakamının tesadüf olmadığının altını çizen Dilme, büyümeyi doğru zamanda doğru yatırım ve doğru kararlar alarak gerçekleştirdiklerini belirterek, “2012’nin de aynı güzellikte geçeceğine inanıyorum” dedi. www.ihracat.info.tr 71 09 KOBİ’LERE ÖZEL ‘ORBİSKOBİ’ KAMPANYASI Orbis Vista Sınai Mülkiyet Danışmanlığı firması KOBİ işletmelerine özel ‘OrbisKobi’ kampanyası hazırladı. Kampanya hakkında bilgi veren Orbis Vista kurucu ortaklarından Aylin Şener, kampanyanın amacının KOBİ işletmelerinin marka, patent veya tasarım tescil başvurusunu yapabilmeleri için cazip fırsatlar oluşturmak olarak açıkladı. Şener, büyümeyi ve pazarlardaki payını arttırmayı amaçlayan işletmelerin marka, patent ve tasarım haklarını elde etmeleri gerektiğini belirterek, “KOBİ’lerin kendi sektörlerinde güvenle hareket etmeleri için sınai mülkiyet haklarını kazanmalıdır.” dedi. 11 Ukrayna’da, havalandırma sistemleri alanında faaliyet gösteren Türk şirketi Venttek, ülkenin en başarılı 100 şirketi sıralamasında 50’nci oldu. Ülkenin önde gelen firmalarından biri olan Venttek, Ukrayna Ticaret Odası’nın yaptığı değerlendirmede Ukrayna’daki en başarılı 100 firma arasında yer aldı. Ukrayna Ticaret Odası, en başarılı ilk 100 firmayı seçmek için, ülkede ithalat ve ihracat yapan 250 bin firmayı değerlendirdi. Venttek Ukrayna, geçtiğimiz sene havalandırma sistemleri alanında dünyada referans isim olan Systemair tarafından Ukrayna’daki mekanik firmaları arasında yapılan sıralamada en başarılı 15 şirket arasında yer alan ilk ve Türk firması olmuştu. 12 10 ADİL IŞIK KREMLİN’E KOMŞU OLDU Adil Işık artık Rusya'da da müşterilerinin karşısına 'adL' markası ile çıkıyor. Moskova'nın merkezinde Kremlin’in hemen yanı başında Ohotnıy Ryad Alışveriş Merkezi’nde adL’nin 400 metrekarelik yeni konsept mağazası görkemli bir törenle açıldı. 72 www.ihracat.info.tr UKRAYNA’DA İLK ELLİYE GİRDİ OPET FUCHS YAĞ ÜRETİMİNİ ARTIRACAK Opet Madeni Yağlar ve Almanya merkezli dünyanın en büyük madeni yağ üreticisi Fuchs, endüstriyel yağlardaki işbirliklerini madeni yağların bütün ürünlerini kapsayacak şekilde genişletti. Opet Fuchs’un, İzmir Aliağa’da tek vardiyada 50 bin ton üretim kapasiteli tesisinde, otomotiv ve diğer tüm yağların üretimi gerçekleşecek. Opet Fuchs, yüzde elli hisseli ortaklıklarını genişleterek, İzmir Çiğli’deki fabrikayı Aliağa ilçesine taşıyacak. 13 2012’NİN GEMİ İNŞAAT SEKTÖRÜNDEKİ İLK ANLAŞMASI İMZALANDI Gemi inşaat sektöründeki 2012 yılının ilk siparişi olan anlaşma imzalandı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın “Krize meydan okuma” olarak nitelendirdiği törende, Türk şirketi Torgem ile Suudi şirketi ATCO toplamda 19 römorkörün ilk etabı olan 9 römorkörün yapımına ilişkin anlaşmayı imzaladı. Toplamda 70 milyon dolara mal olması beklenen römork işinde ayrıca bin 500 kişi de istihdam edilecek. 14 15 GÜNEY KORELİ SANAYİCİLER TÜRKİYE’NİN DETROIT’İ İLE ÇALIŞMAK İSTİYOR Asya Pasifik coğrafyasının en önemli ticaret oyuncularından olan Güney Kore, Türkiye’nin ‘Detroit’i olarak gösterilen Bursa ile iş birliğini artırmak istiyor. Güney Kore İhracatçılar Birliği (KOİMA) Başkan Yardımcısı Gyu-Hwa Jang ve beraberindeki heyet, Bursa Valisi Şahabettin Harput’u ziyaret etti. Geçtiğimiz yıl Güney Kore’ye yaptıkları ziyareti hatırlatan Vali Şahabettin Harput, “Kendileri bizi çok iyi ağırladı. Kore ile Türkiye, özellikle Bursa arasında ticari ve iktisadi ortak yatırımlar var. Gerek gıda gerek tekstil açısından yapılabilecek iş birliği imkanlarını görüştük. Siyasi ve ticari ilişkilerimiz ileri seviyede. İki ülke dünyanın istikrarı adına çok önemli ziyaretler yapıyor. Bursa ile Güney Kore arasında ithalat ve ihracat alanındaki yeni imkanları ortaya çıkarmak için çalışıyoruz.” dedi. KRİSTAL KOLA OKULLAR İÇİN GAZSIZ İÇECEK ÜRETECEK Antalya Expo Center Fuar alanında düzenlenen ANFAŞ BEVEX İçecek İhtisas Fuarı’na katılan Kristal Kola Genel Müdür Yardımcısı Burak Erdoğan “Hedefimiz gazsız içeceklerin okullarda artırılması.” dedi. Kristal Kola’nın gazlı ve gazsız içecekler, meyveli ve sade maden suyu, doğal kaynak suyu üreten bir firma olduğunu söyleyen Kristal Kola Genel Müdür Yardımcısı Burak Erdoğan, “Kristal Kola’nın 4 tane fabrikası var. Türkiye çapında yaklaşık 200 bayi ile çalışıyoruz. Antalya’da bulunmamızın sebebi özellikle enerji içeceği. Yaklaşık 46 ülkeye ihracat yapan bir firmayız.” diye konuştu. 16 TÜRKİYE-UKRAYNA ARASINDA ENERJİ İŞBİRLİĞİ Türkiye ve Ukrayna ortak enerji projelerinin uygulanmasında içinde ikili bir işbirliği mekanizmasını düzenleyen bir protokol imzalandığı Ukrayna Ulusal Projeler Yatırımlar Yönetimi Devlet Ajansı tarafından bildirildi. Türk Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız başkanlığındaki Türk heyeti tarafından, BOTAŞ şirketi temsilcisi Fazıl Şenel ve EÜAŞ başkanı Mehmet Biçer’in katılımı ile Ukrayna’da imzalandı. Ukrayna taraftan belge enerji sektöründeki ikili işbirliği, Ukrayna Ulusal Projeler Yatırımlar ve Yönetimi Devlet Ajansı, Ukrayna-Türk İkili Çalışma Grubu Başkanı Vladislav Kaskyv tarafından imzalandı. www.ihracat.info.tr 73 TÜRKİYE AVRUPA OTOMOTİV PAZARINDA 6. SIRADA / Sema Kolay Subaru Türkiye Genel Müdürü Toros Kardaş Subaru CEO'su Toros Kardaş, Türkiye'nin Avrupa pazarında yükselen bir grafiğe sahip olduğunu belirterek, "Türkiye Avrupa otomotiv pazarında 6. sırada. Türkiye'yi bu pazarda çok güçlü görüyoruz" dedi. 74 www.ihracat.info.tr Subaru Türkiye Genel Müdürü Toros Kardaş, Bayraktar Grubu olarak 16 yıldır distribütörlüğünü yaptıkları Subaru markasının yeni crossover modeli XV'yi Bursalılara tanıttı. Yeni nesil aracın tanıtım toplantısında konuşan Kardaş, Bursa'nın dinamik ve büyüyen bir ekonomiye sahip olduğunu, Türkiye'de satılan her 100 Subaru marka otomobilden 10'unun Bursa'da satıldığını söyledi. Subaru'nun Bursa pazarına uygun araçları olduğunu belirten Kardaş, "Subaru XV modelinden bu sene Türkiye'de bin adet satmayı hedefliyoruz. Bunun yüzde 10'unu Bursa için ayırdık. Bursalılar da bu yeni aracımıza büyük ilgi gösterdi." diye konuştu. Otomotiv sektörünün yeni yıla yavaş başladığını söyleyen Kardaş, "Geçen sene ilk 4 ay çok iyiydi. Daha sonra gevşedi. 2011’in ocak ayıyla kıyaslarsak biraz düşme var. Bu yılı aynı seviye ile kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Subaru olarak pazar payımızı artıracağız. Bu sene Subaru olarak bin 500 adet otomobil satmayı hedefliyoruz" şeklinde konuştu. "Sıfır otomobil fiyatlarında büyük etki olmayacak" Bu yıl içinde sıfır model otomobil fiyatlarında büyük bir değişme olmayacağını dile getiren Kardaş, "Geçen sene eylül ve ekim aylarında yapılan mali sıkıştırıcı politikaların bu döneme etkisinin olması bekleniyor. Fiyatta büyük bir etki olacağını düşünmüyoruz. Merkez Bankası (MB) açıklamalarında ilk mali tedbirler geldikten sonra pazarda daralma olmadı. Tüm kamu kurumları da bunun etkisinin zamana yayılarak görüleceğini tahmin ediyor. Otomobil firmaları da hazırlıklarını ona göre yaptı. Şu anda piyasada dengeli bir beklenti var." dedi. Türkiye'nin Avrupa otomobil pazarında iddialı olduğunu ifade eden Kardaş, "Türkiye Avrupa pazarından daha fazla pay alarak büyüyor. Türkiye, sıralamasını yükseltti. Türkiye iki sene önce Hollanda'yı geçerek 7.'liğe yükseldi. Daha sonra Belçika'yı geçerek 6. sıraya geldi. Türkiye, Avrupa'da otomotiv pazarında çok güçlü." diye konuştu. www.ihracat.info.tr 75 Yeni Pazar Yeni İhracat / Ferhan Er Murat Akyüz İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı PLASTİK SEKTÖRÜ HİNDİSTAN PAZARINA AÇILDI Türkiye ihracatının parlayan sektörü kimya, kimya sektörünün lokomotifi ise plastik… 2011 yılında 4 milyar 802 milyar dolar direkt ihracat gerçekleştiren plastik sektörünün, diğer ihracatçı sektörler kanalıyla yaptığı dolaylı ihracatı da katıldığında bu rakam 10 milyar dolara ulaşıyor. Murat Akyüz İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı “Üretim kapasitesi ve kalitesi ile Avrupalı rakiplerini zorlayan Türk plastik sektörü, 2011 yılında yüzde 16 büyüdü.” Türk plastik sektörü, Hindistan için ilk hamleyi Plastindia Fuarı ile attı. Avrupa’nın en büyük üçüncü üreticisi olan plastikçiler, ihracattaki başarılarını yeni pazarlarda sürdürmeye kararlı. Bu pazarların başında da dünyanın en fazla plastik tüketen üçüncü ülkesi olan Hindistan geliyor. Türk plastik sektörü, Hindistan için ilk hamleyi Plastindia Fuarı ile attı. İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) ve Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) işbirliği ile milli katılım organizasyonunu ilk kez gerçekleştirilen Plastindia Fuarı’na 10 Türk firması katıldı. 01 - 06 Şubat 2012 tarihleri arasında Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenen fuarda polimerler, plastikler, plastik işleme makineleri, plastik üretim makineleri, temel materyaller, aksesuarlar, yarı bitmiş ve bitmiş ürünler, test ve ölçüm aletleri ile kauçuk işleme makineleri sergilendi. Üretim kapasitesi ve kalitesi ile Avrupalı rakiplerini zorlayan Türk plastik sektörü, 2011 yı- 76 www.ihracat.info.tr lında yüzde 16 büyüdü. Sektörün yeni pazarlara ulaşması ve ihracatını artırması için hedef ülkelerden biri de dünyanın ikinci büyük nüfusuna sahip Hindistan. BRIC ülkeleri arasında yer alan Hindistan, nüfusu kadar hızlı büyüyen ekonomisi ile dikkati çekiyor. Avrupa pazarlarındaki durgunluktan en az hasarı almanın tek yolunun yeni pazarlara açılmak olduğunu belirten İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, Türk plastik sektörünün, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yapılan ihracat sayesinde küresel krizi en az hasarla atlattığını, şimdi sırada yeni pazarların olduğunu söyledi. Hindistan’ın, yüzde 9’a varan etkileyici büyüme rakamlarıyla dünyanın en büyük ekonomileri arasında yer aldığını vurgulayan Akyüz, İKMİB olarak bu yıl ilk kez düzenledikleri milli katılım organizasyonu ile Türk plastik firmalarının Çin, Brezilya gibi ülkelerin yanı sıra böylesine önemli bir pazara açılmalarına öncülük ettiklerini dile getirdi. www.ihracat.info.tr 77 Avrupalı rakiplerini yavaşlatan Türk plastik üreticileri, Fransa ve İspanya’yı geride bıraktı. Direkt ve dolaylı ihracatı 9,2 milyar dolara ulaşan sektör, toplam kimya sektör ihracatından aldığı yüzde 29 pay ile ikinci oldu. Sektördeki makine yatırımı da dikkati çeken bir başka nokta oldu. 2010 yılında 558 milyon dolar olan makine ve teçhizat yatırımı, 2011 yılında 885 milyon dolara yükseldi. Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) 2011 yılı sektör değerlendirme raporuna göre, plastik sektörü 2011 yılında yüzde 10 büyüdü. Plastik mamul üretimi 2010 yılına kıyasla yüzde 10 artış göstererek 6,7 milyon tona çıktı. Türk plastik sektörü, Almanya ve İtalya’dan sonra üretim kapasitesinde üçüncülüğe oturdu. PAGEV Başkanı Mehmet Uysal PLASTİK SEKTÖRÜ 5 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT HEDEFLİYOR / Selma Alımcı Plastik sektörü, Türk ekonomisinin lokomotiflerinden biri olmayı sürdürüyor. 2010 yılında Avrupa’nın dördüncü büyük üreticisi olan Türk plastikçileri, 2011 yılında ülkemizi üçüncülüğe yükseltti. 78 www.ihracat.info.tr Plastik sektörü, geçtiğimiz yıl plastik hammaddesi ve mamul olmak üzere toplam 4 milyar 802 milyon dolarlık direkt ihracat gerçekleştirdi. İhracatta yüzde 23’lük artış yaşandı. Yaklaşık 200 ülkeye yapılan plastik mamul ihracatının yüzde 55’ini 10 ülke oluşturdu. Bu ülkeler sırasıyla Irak, Almanya, Rusya, İran, Fransa, Romanya, İngiltere, Azerbaycan, Gürcistan ve Bulgaristan oldu. 2010 yılına kıyasla, ihracattaki ilk üç ülke aynı kalırken, siyasi açıdan büyük değişimin yaşandığı Libya’ya yapılan plastik ihracatımızda ciddi bir düşüş yaşandı. 2010 yılında plastik sektörünün ihracat yaptığı ilk 10 ülke arasında yer alan Libya, geçtiğimiz yıl ilk 10’a giremedi. 2010 yılı ile karşılaştırıldığında, Türkiye’den yaptığı plastik mamul ithalatını en çok artıran ülkenin İran olduğu gözlendi. Plastik mamul ihracatımız, 2011 yılında bir önceki yıla göre ton bazında yüzde 8, döviz bazında da yüzde 16 arttı. Büyüme ve ihracatta başarılı bir performans sergileyen Türk plastik sektörü, hammadde ithalatında da rekor kırdı. Geçtiğimiz yıl sektörün hammadde ithalatına ödediği rakam, yüzde 30 artışla 10 milyar dolara yaklaştı. Plastik hammadde ithalatı ton bazında yüzde 12 arttı. İthal edilen 5,2 milyon tonluk plastik hammaddesinin bedeli 9,9 milyar dolar oldu. 100’ün üzerinde ülkeden plastik hammadde ithalatı gerçekleştirildi. Suudi Arabistan, Almanya, Belçika, Hollanda, Güney Kore, İspanya, İtalya, İran, Fransa ve ABD’den yapılan ithalat, toplam ithalatımızın yüzde 63’ünü oluşturdu. PAGEV 2011 yılı sektör değerlendirme raporu, sektörün hammaddede dışa bağımlılığını net olarak koyarken, bu sorunun ancak yeni petrokimya yatırımlarının desteklenmesi ile çözülebileceği vurgulandı. Geçtiğimiz yıl, plastik mamul ithalatında da artış yaşandı. Plastik mamul ithalatı, 2011’de 2010 yılına kıyasla ton bazında yüzde 15, değer bazında yüzde 27 arttı. 100 ülkeden yapılan 483 bin tonluk ithalata, 2,6 milyar dolar ödendi. Almanya, Çin ve İtalya plastik mamul ithal ettiğimiz ilk üç ülke olmayı sürdürdü. Türk plastik sektörünün, Avrupa’daki krize rağmen büyümesini sürdürdüğünü ve ihracatını her yıl artırmayı başardığını belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Uysal, dünya ekonomisinde belirsizliklerin yaşandığı bir dönemde, plastik üreticilerinin elde ettiği büyüme rakamlarının övgüye değer olduğunu söyledi. Sektördeki artan makine ve teçhizat yatırımının plastik üreticilerinin geleceğe yönelik iyimser olduklarının ve büyümenin devam edeceğinin sinyalini de verdiğine dikkat çeken Uysal, plastik sektörünün en büyük sorununun hammaddede dışa bağımlılık olduğunu dile getirdi. PAGEV Başkanı Mehmet Uysal, “Plastik sektörü 2012 yılında, yaklaşık 5 milyar dolarlık direkt ihracat hedefliyor. İhracatçı sektörler kanalı ile yapılan dolaylı ihracatı da dahil ettiğimizde toplam 10 milyar 336 milyon dolarlık bir ihracat söz konusu. 2012 yılında hedefimiz yüzde 10 büyümenin üzerine çıkmak. Bunun için sektörümüz, acil olarak yeni petrokimya yatırımlarının yapılması ve desteklenmesi ile hammaddede ithalata dayalı sisteminin çözüme kavuşmasını bekliyor.” şeklinde konuştu. Uysal, PAGEV olarak ihracatı artırmak ve yeni pazarlara ulaşmak amacıyla yurt dışındaki önemli fuarlara firmaların katılımını sağlamak için çalışmalarının sürdüğünü de açıkladı. www.ihracat.info.tr 79 LOJİSTİKTE EĞİTİM NEDEN ŞART Türkiye’nin artan ihracatında hızlı gelişim sağlayarak adından söz ettiren lojistik sektörünün önemi her geçen gün artıyor. Özellikle on yıl içerisinde 50 bin kişiye istihdam sağlaması ön görülen sektörde eğitimli personel istihdam ediliyor mu? Öğrencilerin mesleğe yaklaşımları nasıl? Sektörün büyümesi neleri beraberinde getiriyor? Sorularını Metsan Uluslararası Lojistik Hizmetleri Pazarlama Yönetmeni Sabri Ergenecoşar’a yönelttik. / Esra Torlak Sabri Ergenecoşar Metsan Uluslararası Lojistik Hiz. Pazarlama Yönetmeni “Avrupa Birliği’nde yaşanan kriz bütün gözleri Ortadoğu’ya çevirdi. Lojistik merkez ve üs olmak istiyorsak bu konudaki alt yapımızı daha kuvvetlendirmeliyiz. Lojistik köy projelerini hayata geçirmeli devlet ve STK’ların çalışmalarına hız verilmeli ve ipek yolu nu en kısa zamanda yeniden hayata geçirmeliyiz.” 80 www.ihracat.info.tr Türkiye’de lojistik sektörü hızlı bir şekilde gelişmeye devam ediyor. Türkiye’de 2023 yılı ithalat ve ihracat hedeflerine bakıldığında dış ticaretin 1,2 trilyon dolara çıkacağı ön görülüyor. Bu hedefleri gerçekleştirmede lojistik sektörünün önemi bir kez daha ön plana çıkıyor. Bu büyüme kat sayısı göz önüne alındığında lojistik sektörünün dört kat daha büyüyeceği bekleniyor. Türkiye’de 60’dan fazla lojistik bölümünün her yıl binlerce mezun verdiğine dikkat çeken Metsan Uluslararası Lojistik Hizmetleri Pazarlama Yönetmeni Sabri Ergenecoşar, yapılan araştırmalara göre on yıl içinde 50 bin kişiye ihtiyaç duyacak olan sektörün eğitimli personele ihtiyaç duyduğunu söyledi. Konumu itibari ile Türkiye’nin lojistik üs olmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Ergenecoşar, “Avrupa Birliği’nde yaşanan kriz bütün gözleri Ortadoğu’ya çevirdi. Lojistik merkez ve üs olmak istiyorsak bu konudaki alt yapımızı daha kuvvetlendirmeliyiz. Lojistik köy projelerini hayata geçirmeli devlet ve STK’ların çalışmalarına hız verilmeli ve İpek Yolu’nu en kısa zamanda yeniden hayata geçirmeliyiz.” diye konuştu. Lojistik bölümü öğrencilerinin mesleki yaklaşımlarını değerlendiren Ergenecoşar, “Aslında ben de yeni mezun sayılırım. 2010 yılında Türkiye’nin ilk tematik meslek yüksekokulu olan Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu’nu derece ile bitirdim. Okulda aktif bir öğrenci olmam, başka üniversitelerin lojistik bölümünde okuyan arkadaşlar ile irtibat kurmamı sağladı. Bu yüzden yapmış olduğum gözlemlerde ve sohbetlerde sektöre yetişen gençlerin gerçekten çok istekli olduğunu, sektörü yakından tanıdıklarını gördüm.” dedi. Sektörü takip etmeyen, araştırmayan merak etmeyen öğrencilerin iş bulmalarının zor olabileceğini ifade den Ergenecoşar konuşmasını şöyle sürdürdü: “Farklı düşünen fark yaratan kişilere sektörün ihtiyacı var. Yabancı dil gerçekten çok önemli bir faktör. Yabancı dilini geliştiren hatta en az iki dil öğrenen gençler sektörde emin adımlarla ilerleyeceklerdir. Ayrıca öğrencilerin sektör dernekleri ile ilgilenmeleri iletişimde olmaları onlar için gerçekten büyük deneyim yaşamaları için fırsat oluşturuyor.” Ergenecoşar, “Sektördeki firmalar, eğitimli personel ihtiyacının öneminin farkında. Kurumsal olmayan firmalar stajyer olarak işe aldıkları kişiyi istihdam ediyor, ancak kurumsal firmalar stajyer olarak 20-30 kişiyi alıp bunlardan bir veya ikisine hatta bazen hiçbirine istihdam sağlamıyor. Ucuz iş gücünü kendi çıkarları çerçevesinde kullanıyorlar. Bu hem staj yapan öğrencinin sektöre olan güvenini kırıyor hem de sektörün önde gelen firmalarının imajını zedeliyor. Ayrıca en büyük sorunlardan bir tanesi sektörün yeni mezunlara güvenmemesi ve okulunu yeni bitiren kişiye istihdam sağlamaması tecrübe, istememesi ayrı bir tezat oluşturuyor.” şeklinde konuştu. Global dünya formunda rakiplerinizin iyi analiz edilmesi gerektiğine değinen Ergenecoşar, bu analiz yapılırken müşteri memnuniyetinden hazırlanacak raporlara kadar birçok konuda yeni fikirler sunabilecek eğitimli personele ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Ergenecoşar son olarak şunları kaytetti: “Lojistik sektörü uzun zamandır eğitimli personel eksiğini dört yıllık üniversite mezunlarını alıp yetiştirerek kapatıyordu. Bu tabi ki zaman ve maliyet olarak uzun bir süreç demekti. Son 3 yıldır Türkiye’de sektöre ara eleman ve yönetici yetiştiren okul sayısı 60’ı geçti.” www.ihracat.info.tr 81 TÜRKİYE’DEKİ AĞINI GENİŞLETİYOR / Esra Torlak Her sene yeni servisleri ile Türkiye’deki ağını genişleten Maersk Line, geçtiğimiz yılın son çeyreğinden itibaren servis ağında önemli değişikliklere imza attı 82 www.ihracat.info.tr Ekim ayında Latin Amerika ile Türkiye arasında direkt servisini başlatan Maersk Line, ECUMED adını verdiği bu servisi ile Türkiye’de bir ilke imza attı. Sekiz adet 3000 TEU’luk gemi ile Ambarlı, Kumport ve İzmit, Evyap limanlarından haftalık olarak hizmet veren servis başta Ekvador ve Panama olmak üzere Latin Amerika’ya olan transit süreleri 1 aydan daha kısa hale getirdi. Soğutuculu konteynır (reefer) taşımalarında teknoloji lideri olan Maersk Line, bu servisi ile müşterilerine bu alanda geliştirdiği çözümler ile uygun alternatif çözümler de sunabiliyor. Ecumed servisindeki gemiler, 650 TEU’luk soğutucu konteynır taşıma kapasitesine sahip ve başta muz olmak üzere bu bölgelerden Türkiye’ye olan yaş meyve ticaretine büyük katkı ve kolaylık sağlayabiliyor. Bu yıl başında şirket mevcut Ortadoğu-Hindistan ME3 servisininde de bazı düzenlemeler yaparak İzmit Evyap Limanı’na da uğramaya başladı. Böylece Ambarlı, Kumport, Mersin ve İzmit, Evyap olmak üzere 3 limandan Ortadoğu ve Hindistan’a direkt servis veren Maersk Line buna ilave olarak bu servis rotasyonuna Cidde Limanı’nı da ekledi. İzmit Evyap’tan Cidde’ye olan transit süresini 1 haftaya düşüren hat, Mersin’den bu bölgelere direkt giden tek hat olma özelliğini de taşıyor. Maersk Line, Uzakdoğu servislerinde de sene başında büyük değişlikler yaptı. Yeni servise koyduğu Uzakdoğu AE5 servisi ile Türkiye’deki mevcut direkt Uzakdoğu servis ağını ikiye çıkaran hat, bu servisi ile İzmir Aliağa Limanı’na direkt servis vermeye başladı. Bu özelliği ile yine pazarda bir ilki gerçekleştiren Maersk Line, hali hazırda devam eden Uzakdoğu AE3 servisi ve yeni AE5 servisi ile, Ambarlı, Kumport Limanı’na haftada iki servis imkanı sağlayarak bu limanda ithalat ve ihracatçılarımıza büyük esneklik sağlayabiliyor. AE5 servisinin bir başka özelliği ise Güney Çin'de Nansha Limanı’na uğraması. Nansha Limanı, Guangzhou Pearl River Delta bölgesinin Kuzey batısında bulunuyor. Bu bölgede yerleşik fabrikalardan yüklenen yüklerde, Pearl River Delta'nın doğusunda yer alan Chiwan, Yantian, Shekou gibi limanlara nazaran minimum usd 100 kadar nakliye avantajı sağlanabiliniyor. Ayrıca AE5 Uzakdoğu servisi, ithalatlarda Cidde Limanı’ndan İzmir- Aliağa ve Ambarlı- Kumport’ta haftalık direkt servis sağlayabiliyor. Türkiye’yi kendilerine hedef pazarlarından biri olarak seçen Maersk Line, Türkiye’ye olan yatırımlarının devam edeceğini belirtiyor. www.ihracat.info.tr 83 lojistik 01 LOGİTRANS ACENTA AĞINI GÜÇLENDİRİYOR 03 EKOL 2012’YE HIZLI GİRDİ 04 ALİAĞA, LOJİSTİK KÖYE TALİP OLDU 1998 yılında kurulan Logitrans Lojistik ve Taşımacılık, sunduğu komple lojistik hizmetleriyle özellikle Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Belarus, Türkmenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan ve Baltık ülkelerine yapılan ihracatlarda ya da bu ülkelerden yapılan ithalat işlemlerinde lojistik çözüm ortağı olarak tercih ediliyor. Özellikle, karayolu taşımacılığında bu ülkelerde öncelikli çözüm ortağı olan şirket, full ve parsiyel karayolu taşımalarının yanında, Rusya ve Kazakistan’da ürünlerin ithalat gümrükleme hizmetlerini de yaparak alıcılarına teslim ediyor. 02 KONYA LOJİSTİK KÖYE 2013'DE KAVUŞUYOR AK Parti Konya Milletvekili Hüseyin Üzülmez, Kayacık'a yapılacak lojistik köy için 1 ay içinde ihaleye çıkılacağını ve 2013 yılında yüklemelerin yapılmaya başlanabileceğini söyledi. Kayacık'a yapılacak Lojistik Köy için ise 1 ay içinde ihaleye çıkılacak. 2 aşamada hayata geçirilecek Lojistik Köyde 2013 yılında yükleme ve boşaltma işlemleri yapılmaya başlanacak ve 2015 yılında ise köy tamamen hizmete açılmış olacak. 84 www.ihracat.info.tr Ekol Lojistik, Romanya lojistik sektörünün lider isimlerinden Omega Ro’yu satın aldı. Bu bölgede intermodal taşıma hattını daha da genişleten Ekol, 2012 atılımlarına hız kesmeden devam ediyor. Son olarak 100 adet Mercedes Benz Actros’u da bünyesine katan Ekol, filosundaki araç sayısını 2 bine yükseltti. Aliağa Belediyesi, İzmir bölgesinde kurulması düşünülen lojistik köyün, tüm ulaşım ağlarının odağında bulunan Aliağa’ya kurulması için tavsiye kararı alarak çalışmalara somut destek verdi. Aliağa Belediye Başkanı Turgut Oğuz, “Aliağa, bir lojistik köy kurulmadan büyük bir ulaşım ve lojistik potansiyeline sahip oldu. Nemrut Körfezi’ndeki konteyner terminalleri, limanlar, Çandarlı Kuzey Ege Limanı’nın başlaması, Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nin kurulması ile Aliağa önemli bir üretim, dağıtım ve ihracat üssüne dönüştü.” dedi. 05 KARS LOJİSTİK MERKEZİ 50 MİLYON TL’YE MAL OLACAK 07 2007 yılında kurulan Aykont Uluslararası Taşımacılık , uluslararası nakliye ve lojistik sektöründe faaliyet göstererek müşterilerine her türlü çözümü sunan, uzman bir firma olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Sektöründe 20 yıllık iş tecrübesi ile uluslar arası havayolu, denizyolu, karayolu taşımacılığı, gümrükleme, dış ticaret, ihracat, sigortalama ve kişisel eşya taşımacılığı hizmetleri konularında ihtiyaçları karşılayarak yurtdışı acentaları ile navlunlarıen uygun ve en hızlı şekilde sunuyor. Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu projesi kapsamında Kars'ın 13 kilometre doğusunda Kars-Tiflis ve Kars-Iğdır demiryolu projelerinin kesişim noktasında bulunan Mezra durağında da yaklaşık 316 bin metrekare alanda lojistik merkezi kurulacak. 06 DEMİRAL NAKLİYAT’IN İTHALAT PARSİYEL SEFERLERİ BAŞLADI Demiral Uluslararası Nakliyat, özmal araçlarıyla yaklaşık 15 yıldır Rusya, Kazakistan, Ukrayna, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Baltık ülkelerine ihracat-ithalat komple karayolu taşıma hizmeti veriyor. Demiral Nakliyat’ın tamamen uydu takip sistemli araçlarla Çek Cumhuriyeti, Polonya, Slovakya, Letonya, Estonya ve Litvanya'dan da ithalat parsiyel karayolu taşıma servisine başladı. Her hafta düzenli olarak haftada 2 gün bu ülkelerden her ebatta malzemeler en hızlı şekilde Türkiye’ye taşınıyor. AYKONT ULUSLARARASI TAŞIMACILIK BÜYÜYOR 08 GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI KÜTAHYA'YA LOJİSTİK MERKEZİ KURUYOR Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça, Alayunt Lojistik Merkezi projesinin uygun görüldüğüne dair, kendilerine resmi yazı ulaştırıldığını kaydetti. Başkan İça, düzenlediği basın toplantısında, Alayunt Mahallesi'nde kurulması planlanan merkezin stratejik konumu açısından kente önemli getirileri olacağını ifade etti. www.ihracat.info.tr 85 NASIL BAŞARDILAR? / Seda Tiryaki Moda dünyasını İstanbul’da bir araya getiren Collection Première İstanbul (CPI) Moda ve Hazır Giyim Fuarı, katılımcısını sevindirdi. Fuara katılan firmaların 3 günde 450 milyon dolarlık sipariş aldığı tahmin ediliyor. 3 GÜNDE ∙ 450 MILYON ∙ ∙ DOLARLIK SIPARIS∙ ALDILAR a552’si y in b 3 ı topFuar k üzere a lm o ı banc profesin 286 b 5 1 lam tti. iyaret e yonel z İstanbul Fashion Week ile eş zamanlı düzenlenen CPI, İstanbul Fuarcılık organizasyonu, İHKİB işbirliği ve İGEDO Company danışmanlığı ile hazır giyim üreticilerini ve alıcılarını profesyonel bir fuar ortamında buluşturdu. Fuarı 3 bin 552'si yabancı olmak üzere toplam 15 bin 286 profesyonel ziyaret etti. Fuara gelen önemli alıcı gruplar arasında; Rusya’dan Magnit Mağazaları, Kazakistan’dan spor giyim mağazası Zibroo, İspanya’dan El Corte Ingles, İran’dan gelinlik mağazası Aroos, Almanya'dan online alışveriş mağazası navabi. de, İsviçre'den Charles Vögele, İtalya'dan Nico Spa ve ünlü spor giyim markası Puma’nın İran ve Rusya başta olmak üzere 5 ülkeden satın alma ofisi yer aldı. CPI'a en çok ziyaretçi gönderen ülkeler İran, Rusya, Yunanistan, Mısır, Ukrayna ve Almanya olarak gerçekleşti. Bulgaristan, Kanada, İtalya, Avustralya, Amerika, Tunus, Libya, Ürdün, İngiltere, Hollanda, İsrail, İsveç, Katar, Kuveyt gibi ülkeler de fuara alıcı gönderen 55 ülke arasında yer aldı. Organizasyona Türkiye’den de Kiğılı, Colin's, Avva, Sabra, Damat, Argento, Sezgi Abiye, Vekem, Climber Jeans ve Mondo Bazaar gibi alanında önde gelen markalar katıldı. 86 www.ihracat.info.tr www.ihracat.info.tr 87 ) ∙ KOBILERE MODACI ∙ ELI DEGECEK Burcu Köseoğlu Katu Style adını verdiği projeyle 150 özel tasarım hazırlayan Selda Eruzun, firma çalışanlarına modacı eli değmiş kıyafetler giydirecek. 2 binden fazla markanın iş kıyafetlerini tasarlayan Eruzun, proje kapsamında Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya başta olmak üzere showroomlar açacak. Eruzun, İstanbul Kasımpaşa’da kuracağı atölye ile üniversite mezunu 50 genç tasarımcı adayına kurumsal moda eğitimi verecek. İngiltere’den Almanya’ya Filipinler’den KKTC’ye kadar çok sayıda ülkeye iş kıyafetleri tasarlayan Modacı Selda Eruzun, 2012 yılında franchising yoluyla Türkiye genelinde 5 showroom açacak. Büyük kurumsal firmaların yanı sıra KOBİ’lerin de çalışanların kıyafetlerine önem vermeye başladığını anlatan Eruzun, “Washa olarak Türkiye’deki en büyük 500 firmanın tamamına yakınına kurumsal kıyafetler tasarlıyoruz. Anadolu Grubu, Mey İçki, Ülker, Reina, İnoksan, Kosifler Holding gibi kurumlara iş hedeflerine uygun kıyafetler tasarladık. Türkiye’de kurumsal moda kavramı yerleştikçe Anadolu’daki KOBİ’lerden de ciddi talepler almaya başladık. Bu ihtiyaçtan yola çıkarak her sektöre göre özel kıyafetler tasarladık. Katu Style projesiyle 10 bin katalog hazırladık. Ünlü mankenlere iş kıyafeti giydirerek defileler düzenleyeceğiz. 2012 yılında Washa’nın çizgisine sadık kalacak girişimcilerle Anadolu ve yurtdışında bayilik yoluyla büyümek istiyoruz. En küçük esnafın bile kurumsal modaya uygun kıyafetler kullanmasının önünü açacağız.” dedi. Gençlere moda atölyesi kuracak Üniversite mezunu modaya ve tasarıma gönül vermiş çok sayıda eğitimli gencin hayalindeki mesleği yapamadığını ifade eden Eruzun, “Türkiye’de tasarımcı eksikliğinden şikayet ediyoruz fakat eğitimli gençler daha dikiş dikmeden, üretim aşamasını hiç görmeden tasarım yapmaya başlıyorlar. Washa olarak bir atölye kurarak üniversite mezunu gençleri meslek sahibi yapacağız. Tasarım, dikim, kalıp, satış gibi alanlarda eğitimler vermek istiyoruz. Eğitimlerini tamamlayanlara sektör içerisinde veya kendi firmamız bünyesinde istihdam edeceğiz. Gençlere hayal kurmaları ve bunu hayata geçirme fırsatı sunmak istiyoruz. İlk etapta 50 genç yetenekle eğitimlere başlamayı hedefliyoruz. Daha sonra İŞKUR ve Milli Eğitim Bakanlığı destek olursa kurumsal moda alanında daha fazla gencin katılacağı programlar düzenleyeceğiz. Bu anlamda görüşmelere başladık. Bu gençlerin hazırladığı tasarımları ve kıyafetleri sergileyerek elde edilen geliri yine bir pazar, taleplere yetişemiyoruz fakat bir taraftan da çalıştıracak eleman bulamıyoruz. Şu anda 60 kişiye iş imkanı sağlıyoruz. Yıl sonuna kadar 120 çalışana ulaşmak istiyoruz.” ifadesini kullandı. 88 www.ihracat.info.tr nde e dünyanın ö Türkiye’nin v sal larına kurum gelen marka yan tleri tasarla moda kıyafe zel ö re , KOBİ’le Selda Eruzun ı. d a talogu hazırl iş kıyafeti ka Selda Eruzun www.ihracat.info.tr 89 TESPİT / Elif Toptaş ZEN DIAMOND YÖNETiM KURULU BASKANI EMiL GÜZELiS: MÜCEVHER SEKTÖRÜNÜN TÜRKiYE’DEKi PAZARI 500 MiLYON DOLAR Türkiye mücevher üretim ve tasarım açısından dünyada 1 numara olmayı hedefliyor. Banka sektörünün sağlıklı yapısı, mali ve para politikalarındaki kararlı duruş neticesinde ihracattaki başarılar da her geçen gün artıyor. Dünyanın yeni mücevher merkezi olma yolunda ilerleyen Türkiye’nin 500 milyon dolarlık mücevher pazarı dikkatleri üzerine çekiyor. Zen DIAMOND Yönetim Kurulu Başkanı Emil Güzeliş ile Türkiye’nin mücevher pazarını ve sektörde ki hızlı gelişmeleri konuştuk. Emil Güzeliş Zen DIAMOND Yönetim Kurulu Başkanı 90 www.ihracat.info.tr ZEN DIAMOND mücevher firması nasıl bir firma bu konuda hakkında neler söylersiniz? ZEN Pırlanta'nın kökleri 1890’lara kadar uzanan bir aile kültürüne dayanıyor. O yıllarda Mardin’de ilk olarak üretim ile sektöre giriliyor. Daha sonra toptan ve perakende sektörüne de girilerek günümüze kadar sürdürülüyor. Ben, ailenin 3. kuşak temsilcisiyim, Zen Pırlantayı 1998'de kurduk. İlk yıllarda sadece üretici bir firmaydık, üretimlerimizi 10 kişilik küçük bir atölyede yapılıyorduk. 2005 yılına kadar üretici, toptancı firma olarak ağırlıklı olarak yurtdışına ihracat yapıyorduk. 2005 yılından itibaren kendi mağazalarımız ve franchise sistemi ile açtığımız mağazalarla perakende sektöründe de yer almaya başladık. Bugün Türkiye'de 35, KKTC'de2, Irak, Romanya ve Belçika'da 1'er mağazamız bulunuyor. Ayrıca İstanbul, New York, Antwerp, ve Dubai'de ofislerimiz bulunuyor. Zen Pırlanta, pırlantaya dair herşeyi bulabileceğiniz bir marka. Avrupa'nın en yüksek üretim kapasitesine sahibiz, bu güçle pırlantalı mücevherde Türkiye'nin en geniş model seçeneğini sunabiliyor, farklı beklentilere ve bütçelere cevap verebiliyoruz. Türkiye'nin en nitelikli pırlanta uzmanlarından oluşan ekibimizle yaratıcı ve yenilikçi tasarımlarımızı yalnızca yurt içinde değil, her yıl dünyanın en önemli mücevher fuarlarında dünyanın birçok yerine sunuyoruz. Pırlantalı mücevher alanında son 5 yıldır ihracat lideriyiz. Tüm bu birikimimizi, uzmanlığımızı ve iddiamızı "Türkiye'de pırlanta Zen'dir" söyleminde birleştiriyoruz. Mücevher sektöründeki artışı nasıl değerlendiriyorsunuz? Pırlanta ışıltısı ve simgeledikleri ile kadınların yüzyıllardır gözdesi olmuş. Her kadın bu değere sahip olmak istiyor. Altınla zor bir dönemde her an paraya çevrilebilecek bir araç olarak görülürken, pırlanta kadınlar tarafından daha fazla sahiplenilen, daha fazla anlam taşıyan bir noktada duruyor. Son yıllarda pırlantanın “kadını tamamladığı” gerçeği daha çok vurgulanmaya başlandı. Örneğin moda çekimlerine baktığımızda birkaç yıl öncesine kadar tekstil ağırlıklı sayfalar görüyorduk. Ama son yıllarda pırlanta kadının şıklığı tamamlayan bir öğe olarak moda editörleri tarafından sürekli kullanılmaya başlandı. Buna ilave olarak pazarlama ve iletişim faaliyetlerinin artması talebin de doğru orantılı olarak artmasını sağladı. Ayrıca altın fiyatlarındaki artış talebin mücevhere doğru kaymasını sağladı. Pırlantaya duyulan ilgi her geçen gün artıyor. Buna bağlı olarak da satışlarında yükselme devam ediyor. Dünyadaki mücevher sektöründe Türkiye nasıl bir role sahip? Türkiye Avrupa'da İtalya'dan sonra ikinci büyük üretici. Üretim kalitesinin her geçen gün biraz daha art- Burhan Doğanay Ressam ması, uygun işçilik, kısa sürede üretim kolaylığı ile Türkiye bu konuda önemli bir role sahip. Gelecek dönemlerde ise tasarımı daha fazla ön plana çıkarmak durumundayız. Türk tasarımları dünyada en çok hangi ülkelerden ilgi görüyor? Tasarımlar ABD, Ortadoğu ve Avrupa'da Almanya, İspanya ve İngiltere'den ilgi görüyor. Ödüllü tasarımlarınız var mı? Tasarımlarımızın ilham kaynağı müşterilerimizin hayalleri ve beklentileri. Farklı yaş gruplarına, beğenilere ve bütçelere uygun mücevherler tasarlıyoruz. Bu sayede mücevher severlerden aldığımız beğeniler bizim için en büyük ödül. Ayrıca markamızı güçlendirmek adına uluslararası markalarla yaptığımız işbirliklerimiz ve özel koleksiyonlarımız bulunuyor. Dünyanın kar amacı gütmeyen en büyük bilim ve eğitim organizasyonlarından olan National Geographic Society ile bir lisans anlaşması yaptık. National Geographic Society'nin dünyanın ilk ve tek lisanslı mücevher koleksiyonunu ürettik. Mağazalarımızda satışa sunulan koleksiyon için ödenen lisans gelirinin tamamı ve mücevherlerin satışından elde edilen gelirin bir kısmı National Geographic Society'nin keşif, doğal hayatı koruma, araştırma ve eğitim programlarında harcanıyor. 2011 yılı içinde Türk modern sanatının yaşayan en önemli temsilcisi olan sanatçı Burhan Doğançay ile önemli bir projeye imza attık. Türkiye'de bir “ilk”e imza atarak sanatçının ünlü Kurdeleler Seri'sinden "Ribbons 58" adlı tablosundaki kıvrımları mücevhere taşıdık. Burhan Doğançay, Zen Pırlanta ile birlikte tamamen el işçiliğiyle madalyon kolye ve broş olarak kullanılabilen bir mücevher yarattı. Mücevherde, tablodaki renkleri mücevhere yansıtabilmek adına pırlanta, yakut, mavi ve sarı safir kullanıldı. 4 aylık bir çalışmanın sonunda oluşturulan mücevher açık arttırma ile satıldı ve biz elde edilen gelirin tamamını bağışladık. Gelir, Türkiye İş kadınları Derneği'nin “Senin de Bir Okulun Olsun” projesinde ve Burhan Doğançay Müzesi'nin Türk resmini yurtiçi ve yurtdışında tanımak amacıyla projelerinde kullanılacak. Hayata veda edişinin 50. yılında tüm zamanların efsane ikonu Marilyn Monroe'nun anısını pırlantalarla taçlandırmak için tasarladığımız "Marilyn Monroe Koleksiyonu" ise özel koleksiyonlarımız içinde en yenisi. Marilyn'i keşfeden ve "Bernard of Hollywood" olarak bilinen ünlü fotoğrafçı Bruno Bernard'ın çektiği fotoğrafların lisansını alarak, buradaki fotoğraflardan yola çıkıp bir koleksiyon oluşturduk. Koleksiyondaki tasarımları Deniz Kaprol hazırladı. Ribbons on Sapphires Türkiye’de bir “ilk”e imza atarak sanatçının ünlü Kurdeleler Seri’sinden “Ribbons 58” adlı tablosundaki kıvrımları mücevhere taşıdık “Marilyn Monroe Koleksiyonu” ise özel koleksiyonlarımız içinde en yenisi. Marilyn’i keşfeden ve “Bernard of Hollywood” olarak bilinen ünlü fotoğrafçı Bruno Bernard’ın çektiği fotoğrafların lisansını alarak, buradaki fotoğraflardan yola çıkıp bir koleksiyon oluşturduk. Koleksiyondaki tasarımları Deniz Kaprol hazırladı. ZEN DIAMOND hangi ülkelere ihracat yapıyor? Pazardaki talepler nasıl? Ağırlıklı olarak AB ülkeleri, Amerika ve Arap ülkelerine ihracat yapıyoruz. Her bölgeyi kendi içinde değerlendiriyoruz. Bölgede talep gören ürün çeşitliliğini belirleyerek, her bölge için farklı tasarımlar ve fiyat aralığı sunuyoruz. Değerlendirmelerimiz sonucunda yaptığımız bu yönlendirmeler sayesinde talep giderek artıyor. Son 5 yıldır sektörde ihracat lideriyiz. Zen Diamond Özel koleksiyon ve tasarımıyla Pırlantalı Safir Yüzük www.ihracat.info.tr 91 { TÜRK TEKSTİLİNİN YILDIZI PARLIYOR Ahmet Coşkun Süvari Yönetim Kurulu Başkanı 92 www.ihracat.info.tr Türk tekstilinin dünyaya açılan markalarından olan Süvari Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Coşkun, emek yoğun bir sektör olan tekstilden Avrupa uzaklaştıkça Türk tekstilinin büyüdüğünü belirterek, "Çin de artık sorun olmaktan çıktı. Çin artık kaliteli üretim bile yapsa oluşan kötü imajı silemiyor. Ancak, Türk tekstilinin yıldızı parlıyor" dedi. Coşkun, bugün birçok ülkenin çok sıkıntılar çektiği bir dönemde Türkiye'nin sağlam bir ekonomiye sahip olmasının avantajlarını yaşadıklarını belirtti. Ateş çemberi içerisinde, ortada çok dimdik duran, ne yaptığını bilen çok düzgün adımlar atan bir Türkiye var. Bu da bize güven veriyor, mutlu ediyor diyen Coşkun, şunları söyledi: bunlar şu anda ülkemizde bizim rahat etmemizi sağlıyor. Bugün dünyanın en güçlü bankaları Türkiye'de ve büyüme rakamlarımız çok iyi. Özellikle 2-3 yıl içerisinde bütün olumlu verilerde Türkiye ilk sıralarda yer alıyor. Böyle çok güzel bir tablo var, bunun devam etmesi lazım. Bunun için biz kendi adımıza yine yapmamız gerekenleri yapacağız." "Türkiye'de çok önceden alınan tedbirlerin faydalarını görüyoruz. Mesela bankacılıktaki düzenlemeler gibi. Yani daha önceden herkes kemerlerini çok gevşek tutarken, bizde gerçekten çok iyi bir ekonomi yönetimi oldu. Bütün Coşkun, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi birçok ülkenin daha önce tekstil ürettiğini ancak başta işçilik olmak üzere artan maliyetlerle birlikte başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkenin bu iş kolundan uzaklaştığını ifade Dilek Demir MARKALI TEKSTİL KONUSUNDA TÜRKİYE’NİN ÖNÜ AÇIK ATEŞ ÇEMBERİ İÇİNDE DİMDİK DURAN BİR TÜRKİYE VAR 10 YIL İÇİNDE TÜRKİYE’DE YENİ DÜNYA MARKALARI ÇIKACAK ederek, "Avrupa ülkelerinde bugünkü şartlarla tekstil üretmek mümkün değil. Hiçbir şekilde rekabet etme şansları olamaz. Verdikleri maaşlarla, o çalışma tempolarıyla tekstil üretmeleri hayal. Aynı zamanda çok dinamik de değiller. Bunun çok sebepleri var. Yeni nesillerin, genç nüfusların olmayışı gibi birçok etken var. Bir de çıtayı çok yükseltmenin sıkıntısını çekiyorlar. Bundan dolayı Avrupa'da bu konu artık hemen hemen bitti diyebiliriz. Özellikle markalı tekstil konusunda Türkiye'nin önü çok açık. Çin ve Hindistan'da da tekstil var ama Türkiye'deki kalite yok. Çin artık kaliteli üretse bile tüketicinin güvenini kazanması çok zor." diye konuştu. Çin ne kadar kaliteye yönelmeye çalışsa da halen Çin üretiminden söz edildiğinde tereddüt oluştuğunu vurgulayarak, "Yani acaba boyası nasıl, kanserojen madde içeriyor mu diye düşünülüyor. Çünkü bu ülkede bunlara dikkat edilmiyor. Çok rastgele bir üretim var. Belli firmalar kendi ürünlerini denetlettirerek başlarında duruyor. Ama onların serbest üretimleri hiç öyle değil. Bugün oyuncak piyasası ellerinde ama her gün gazetelerde bunların içerdiği kanserojen maddelerden söz ediliyor. Bu yüzden Türkiye'nin imajı çok iyi. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde ben inanıyorum ki Türkiye'de tekstilden de bir- kaç tane daha dünya markası çıkacak." dedi. Süvari'nin de 1997'de bir dünya markası olma hedefiyle yola çıktığını anımsatan Coşkun, ''Bütün planımızı buna göre yapıyoruz. Ama tabii bu hemen çok hızlı olabilecek bir hadise değil. Ama biz bütün gayretimizi, çalışmamızı bu noktada yoğunlaştırırken önemli bir mesafe de aldığımızı görüyoruz" dedi. Tüm firmalara da dışarıya açılmayı öneren Coşkun, şöyle devam etti: "Biz ilk günden bu yana yurtdışına çok önem veriyoruz. Markanın dışında bir etiket üretimine hiç girmedik. Türkiye'de aslında dünya markası olacak firmalarımız 1990'larda olması gerekiyordu. Fakat o dönemde birçok firmamız yabancı markalara fason üretim yaparak vaktini boşa harcadılar. Ama zararın neresinden dönersek kardır mantığıyla bu yanlış görüldü. Artık Türkiye'de de herkes kendi markalarını dünya pazarına çıkarıyor. Artık dünyanın bir ülkesine gidip de bir iş yapmak çok da zor bir şey değil.İletişim çağında, THY gibi dünyanın her noktasına uçan muhteşem bir havayolu şirketimiz var. Bunları değerlendirip artık bu markalarımızı daha ileriye götürmenin yollarına bakmamız lazım. Ve tekstil önümüzdeki dönemlerde Türkiye adına bence çok önemli bir ihracat kaynağı olacak. Tekstil Türkiye'de önü açık bir sektör." www.ihracat.info.tr 93 ekonomi 01 SABANCI 2012’DE 3 BİN ELEMAN İSTİHDAM EDECEK Sabancı Grubu, 2012’de 1,97 milyar dolar yatırım yapmayı, 3 bin eleman istihdam etmeyi planlıyor. İstihdamda en önemli payın perakende, finans, sanayi ve enerji sektörlerinde olacağı belirtiliyor. Sabancı Holding yönetimi, basın toplantısı ile 2011’i değerlendirdi, 2012 hedeflerini açıkladı. Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı ve Holdingin CEO’su Zafer Kurtul’un katıldığı toplantıda ilk olarak bağlı şirketler ile faaliyet alanları anlatıldı. Toplantıda; 2011 rakamlarına değinen Zafer Kurtul’un açıkladığı rakamlara göre Sabancı Grubu’nun satışları yüzde 17 artışla 22,9 milyar lira oldu. Net kar 4,3 milyar lirayı bulurken, FAVÖK 1,1 milyar lira seviyesine geldi. 2011 yatırımları yüzde 29 artışla 1,45 milyar dolara dayandı. Özkaynaklar da 14 milyar lirayı gördü. 03 Merkez Bankası verilerine göre Türkiye’nin 2011 yılı Aralık ayı sonu itibariyle kısa vadeli dış borç stoku 83. 7 milyar dolar oldu. Buna göre, Kasım ayında 87.4 milyar dolar olan borç stoku Aralık ayında 83.7 milyar dolara geriledi. Verilere göre bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borçlar 52. 4 milyar dolar olurken, bu borcun 24.1 milyar dolarını krediler, 7.2 milyar dolarını döviz tevdiat hesabı, 12.6 milyar dolarını banka mevduatı, 8.3 milyar dolarını ise TL cinsinden mevduat oluşturdu. 04 02 DIŞ TİCARETTE TL KULLANIMI 10 YILDA 21,3 KAT ARTTI Üzerinden 6 sıfırın atılmasından sonra dünyadaki olumsuz imajını düzelten TL, dış ticaret işlemlerinde kullanım oranı önceki yıllara göre yükseldi. 2002 yılında dış ticaret işlemlerinde TL’nin kullanımı 516,6 milyon dolar iken bu akam geçen yıl 21,3 kat artışla 11 milyar 16 milyon dolara ulaştı. 94 www.ihracat.info.tr KISA VADELİ DIŞ BORÇ 83.7 MİLYAR DOLAR EN ÇOK RENAULT SATILDI Türkiye’de 2011 yılının Kasım ayında trafiğe kaydı yapılan araç sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4.4’lük düşüş gösterdi. Söz konusu araçlarda en büyük payı yüzde 54.2’lik payla otomobil alırken, tercih edilen otomobil markaları arasında ilk sırayı yüzde 15.1 ile Renault aldı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından hazırlanan ‘Motorlu Kara Taşıtları İstatiktikleri’nin 2011 yılı Kasım ayı verilerine göre geride bıraktığımız Kasım ayında Türkiye genelinde 85 bin 96 aracın trafiğe kaydı yapıldı. 05 DÜNYANIN EN ZENGİN ADAMININ GÖZÜ TÜRKİYE'DE Dünyanın en zengin adamı Carlos Slim Türkiye'ye yatırım yapmak istediğini belirtti. Genelde ABD ve Latin Amerika bölgesinde 19 ülkede yatırım yaptıklarını vurgulayan Slim, ''Ama son dönemde Türkiye'de yatırım yapmayı düşünüyoruz. Telekomünikasyon ana ilgilendiğimiz sektör.” diye konuştu. 06 BİR YILDA 40 BİN TRAKTÖR SATTI Türkiye pazarında hakim konumda olan TürkTraktör, 2011 yılında 40 bin 753 adet traktör sattı. Toplam satışın 31 bin 152 adedi yurtiçi pazarda, 9 bin 601 adedi ise yurtdışı pazarda gerçekleşti. 2011 yıl sonu finansal sonuçlarına göre TürkTraktör, yüzde 51 artış ile toplam 1,8 milyar TL ciro elde etti. Şirketin net kar rakamı ise yüzde 54 artış ile 277 milyon TL’ye ulaştı. 2011 yılı satışlarını değerlendiren TürkTraktör Genel Müdürü Marco Votta, “Türkiye tarım sektörü genelinde rekor niteliğindeki sonuçlara ulaşılan 2011 yılı, bizim için de birçok başarıya imza attığımız, çok iyi hatırlayacağımız bir yıl oldu. 600 bininci traktörümüzü banttan indirerek üretim başarımızı bir kez daha kanıtladık.” dedi. 07 CARİ AÇIKLA İLGİLİ BİR RİSKİN YAKIN ZAMANDA ÖN PLANA ÇIKABİLECEĞİNİ TAHMİN ETMİYORUZ Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, yıl sonuna kıyasla bakıldığında Türk Lirası’nda önemli bir değer kazancı gözlendiğini söyledi. Başçı, kredilerin bugünkü artışına bakıldığında cari açıkla ilgili bir riskin yakın zamanda ön plana çıkabileceğini tahmin etmediklerini vurguladı. Başçı, “Döviz kurlarıyla ilgili bizim bir tahminimiz var. O tahmini şimdiye kadar paylaşmayı tercih etmedik. Ama otomatik fiyatlama mekanizmalarının çalışacağını varsaydığımızı söyleyebiliriz. Yüzde 10,5’e yakın bir enflasyon seviyesinden bir yıl içerisinde yüzde 5’e düşmek mümkün. Ama bu bir takım dışsal faktörlerin yardımıyla mümkün. Eğer biz bunu para politikasıyla yapmaya kalkarsak, para politikasının kontrol ufku biraz daha uzun olduğu için bu arzu edilmeyen derecede sıkı bir para politikasına gereklilik duyabilir. O yüzden pek çok merkez bankasının yaptığı gibi dışsal şokların etkilerinin geçmesini beklemek daha doğru bir yaklaşım. ” dedi. 08 İHRACATÇIDAN KUR UYARISI İstanbul İhracatçı Birlikleri (İİB) Koordinatör Başkanı Başaran Bayrak, 2011’in son aylarında dolar kurunda başlayan dalgalanmayla maliyetlerin hassaslaştığını, bunun da üreticileri tedirgin ettiğini belirtti. Bayrak, “Doların 2 lirayı geçmesi maliyetlerin yanı sıra döviz borçlusu firmaları güç durumda bırakacak.” uyarısında bulundu. Bayrak, 2012 yılında son derece kontrollü hareket edilmesi gerektiğini ifade etti. www.ihracat.info.tr 95 SEKTÖREL BÜYÜME / Elif Toptaş 2011’DE MADEN İHRACATI 3 MİLYAR 876 MİLYON DOLAR OLDU Ulusal ekonomiyi oluşturan en önemli sektörlerden biri olan madencilik, hem yarattığı yüksek katma değerle toplumların refah düzeyini doğrudan etkiliyor hem de sağladığı hammadde, ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetler ile enerji, sanayi ve hizmet sektörlerinin gelişmesini sağlıyor. Madencilik, madenin bulunduğu yerde yapılmak zorunda olduğu için kırsal bölgelere istihdam imkânı yaratıyor, iç göçü azaltıyor ve faaliyette bulunduğu bölgelerde başta ulaşım olmak üzere, alt yapı yatırımlarının gelişmesini sağlıyor. Ancak tüm bu katma değerine rağmen ülkemizde maden ve doğal taş sektörü, son yıllarda büyüme trendinde olsa da henüz hak ettiği seviyeye gelemedi. 2011 yılında maden ihracatı, 2010 yılının aynı dönemine göre miktarda yüzde 4,57, değerde ise yüzde 5,99 artışla, 19,7 milyon ton ve 3 milyar 876 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2011 yılında en fazla ihraç edilen maden ürün grupları arasında doğal taşlar, 7,28 milyon ton ve 1 milyar 675 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Sektör 2012 yılında ihracat artışının yüzde 10 seviyelerinde olmasını bekliyor. Bu doğrultuda 2012 yılı maden sektörü ihracatının 4,2 milyar dolar, doğal taş ihracatının ise 1,85 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin ediliyor. 2012 yılının ilk ayında ise Türkiye genelinde maden ihracatı 277,1 milyon dolar oldu. 2011’de doğal taş ihracatı yüzde 43’ü oldu 2011 yılında en fazla ihraç edilen maden ürün grupları arasında doğal taşlar, 7,28 milyon ton ve 1 milyar 675 milyon dolarla ilk sırada yer aldı. Doğal taş ihracatımız, toplam maden ihracatımızın yüzde 43'ünü oluşturdu. 2011 yılında doğal taş ihracatımız bir önceki yıla göre miktarda yüzde 9,65, değerde ise yüzde 6,63 artış gösterdi. 96 www.ihracat.info.tr Çin ve ABD 2011’de ihracatta öne çıktı Doğal taş ihracatımızda en büyük alıcılar olan Çin ve ABD'nin ihracatları 2011 yılında da genel artışa paralellik gösteren bir seviyede yükselişine devam etti. Bu dönemde, doğal taş ihracatının yapıldığı ülkelerin başında 639 milyon dolarla Çin geldi. Bu ülkeye olan ihracatta bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 7,3 oranında artış kaydedildi. Çin’i sırasıyla; 236,9 milyon dolarla ABD, 83,6 milyon dolarla Irak, 62,8 milyon dolarla Suudi Arabistan ve 46,5 milyon dolarla İngiltere izledi. Ortadoğu' da Irak, Suudi Arabistan, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne olan ihracattaki yükseliş dikkat çekici boyutta oldu. Doğal taş ihracatını; 467 milyon dolarla krom cevheri ve konsantreleri ile 371 milyon dolarla bakır cevheri ihracatı takip etti. Ocak 2012’de sektör ihracatının yüzde 37’si Çin’e yapıldı Madencilik ürünleri ihracatımız, 2012 yılı Ocak ayında 277,1 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu dönemde en fazla ihracat yapılan ülkeler; Çin Halk Cumhuriyeti (103,1 milyon dolar), ABD (20 milyon dolar), Hindistan (18,7 milyon dolar), Belçika (10,9 milyon dolar), Finlandiya (9,6 milyon dolar), İtalya (9,5 milyon dolar), Irak (8,5 milyon dolar) ve Suudi Arabistan (7,3 milyon dolar) olarak karşımıza çıkıyor. Bu ülkelerin sektör ihracatı içerisindeki payı yüzde 67,7 oldu. Sektörün genel ihracatının yüzde 37,2’si Çin Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştirildi ve bu sayede Çin’in ihracatımızdaki liderliği devam etti. 2012’de maden ihracatında yüzde 10 artış bekleniyor İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Özer, 2012 yılında maden sektöründe ihracat artışının yüzde 10 seviyelerinde olmasını beklediklerini açıkladı. Özer, bu doğrultuda 2012 yılı maden sektörü ihracatının 4,2 milyar dolar, doğal taş ihracatının ise 1,85 milyar dolar düzeyinde olacağını tahmin ettiklerini söyledi. Ülkemizin büyümesi ve işsizliğin önlenmesi için üretim yapmamız gerektiğini hatırlatan Özer, “Üretim sanayinin gelişmesi, sanayinin gelişmesi ise hammaddenin temini ile mümkün. Önümüzdeki dönemde en önemli hedefimiz maden ürünlerinin üretiminin artırılmasına yönelik çalışmalar yapmak. Hammadde üretimimizdeki artış cari açığın azaltılması için de çok önemli olacak.” dedi. Hindistan ve Rusya, 2012’nin gözde pazarları olma yolunda ilerliyor Maden sektörünün en önemli pazarlarının Çin, AB ülkeleri ve ABD olduğunu belirten Özer, 2011 yılında; ihracatın yüzde 38’inin Çin’e, yüzde 25’inin AB ülkelerine, yüzde 8’inin ise ABD’ye yapıldığını söyledi. Çin’in şu an için sektörün en önemli pazarı konumunda olduğunu ve bu konumunu daha uzun süre devam ettirecek gibi göründüğünü ifade eden Özer, Hindistan ve Rusya gibi gelişen ve Çin’e alternatif olabilecek pazarların da mevcut olduğunu vurguladı. Özer, özellikle doğal taş sektöründe Hindistan pazarının, ülkenin doğal taşları kullanma kültürüne sahip olması, geniş nüfusu, gelişen ve büyüyen şehirleri ile Çin’e alternatif olarak Türkiye’nin yakından takip ettiği pazarların başında geldiğini anlattı. Özer, yakın böl- gemizde yer alan komşumuz Irak ve yeniden inşa sürecine girecek olan Libya’nın da önemli pazarlar arasında yer aldığını belirtti. “Türkiye zengin “ maden rezervleri bakımından Bugünün gelişmiş sanayi ülkelerinde madencilik sektörünün, ekonomik kalkınmayı başlatan öncü sektör olduğuna değinen Özer, ülkemizde çok zengin ve çeşitli maden rezervleri olduğunu, ancak madencilik sektörünün milli gelirimizdeki payının sadece yüzde 1,43 gibi son derece düşük bir düzeyde kaldığını vurguladı. Özer, Türkiye’nin önemli bir maden ihracatçısı olabilecek potansiyele sahipken, ihracatımızın çok sınırlı kaldığını, hatta bazı maden ürünlerinin ithal edildiğini ifade etti. Madencilik sektörünün ülke kalkınmasına yapabileceği büyük ve önemli katkıyı gereği gibi yapamaz durumda olduğunun altını çizen Özer, ihracatın artırılabilmesi için sektörün cazip hale getirilmesi gerektiğini söyledi. “Enerji maliyetlerindeki vergi yükü azaltılmalı teşvikler arttırılmalı” Üretimde kullanılan enerji ve akaryakıt üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerektiğini ifade eden Özer, madencilik faaliyetleri için bölgesel değil sektörel teşvik uygulanması gerektiğini de belirtti. Her bölgede yapılan madencilik faaliyetlerinin 4. bölgeler için verilen teşviklerden faydalandırılması gerektiğini söyleyen Özer, aramalara kaynak yaratmak amacıyla, kârlı yıllarda kârın bir bölümünün rezerv tüketim payı olarak ayrılması ve ayrılan payın vergi matrahından indirilmesi ile şirketlerin daha fazla arama faaliyeti yapmasının sağlanması gerektiğini anlattı. • Dünyaya 1,7 milyar dolarlık taş sattık. • Doğal taş ihracatımızda en büyük alıcılar Çin ve ABD. • Doğal taş ihracatı maden ihracatının yüzde 43'ünü oluşturuyor. • 2012 yılı maden sektörü ihracatı 4,2 milyar dolar, doğal taş ihracatının ise 1,85 milyar dolar olması hedefleniyor. www.ihracat.info.tr 97 ÜNLÜLERİN SERAMİKÇİSİ AVRUPA’YA İHRACAT YAPIYOR / Esra Torlak Seramiko hızla büyüyen yapısı ile bugün, yer ve duvar karoları, teknik porselenler, bordür ve dekoratif ürünler, dış cephe kaplaması ve yapı kimyasalları üreten bir sanayi kuruluşu olarak, yenilikçi ve farklı beğenilere yanıt verebilecek koleksiyonlar hazırlıyor Çalışmalarını iki bölüme ayıran firma, genel ve kişiye özel olarak, kişinin istediği resim ve ölçüde seramik ve cam üzerine uygulama gerçekleştiriyor. Yere, kişiye özel tasarımlar ve butik çalışmalar hazırlayarak oteller, alışveriş merkezleri, restoranlar, banyolar, mutfaklar, havuzlar ve saunaların dekorasyonlarında yarattığı değişim ile adından söz ettiriyor. Dekorasyon sektörü her yıl hızlı bir biçimde kendini geliştirerek büyüğüne dikkat çeken Bayraktar, “İnsanlar artık yenilik ve orijinalliğin önemini kavramış olup, daha çok kendilerine özel alanlar oluşturmak istiyor. Bu sebepten dolayı içinde bulunduğumuz sektörde genişlemekte ve dolayısıyla bizde ürünlerimizi ve kalitesini her geçen gün yenilemekteyiz. Türkiye’de tek olup, orijinalliğimiz ve kalitemizi korumakta ve geliştirmekteyiz. Örneğin; 6 yıl önce yaptığımız 100 parçadan oluşan bir seramik panomuzun 2 ay önce bir kaza sonucu tek parçasını kırıldığını öğrendik. Bizim arşivlerimizden kırılan parçanın yenisini çok kısa bir sürede temin ederek kırılan parçayı değiştirdik. Resmimizin tamamının bozulmadığını gözlemledik. “ dedi. Atatürk köşelerinin iç pazarda çok fazla talep gördüğünü dile getiren firma sahibi İbrahim Bay- Çalışmalarının büyük bölümünü yurtdışına gönderdiklerini belirten Bayraktar, “Genellikle Avrupa Müşterilerinin güvenini kazanarak, yurtiçi ve yurtdışındaki müşterilerinin sayısını her geçen gün arttırıyor. Seramiko son 5 yıldır promosyon ürünleri üzerinde yoğunlaşmış olup faaliyetlerine uluslararası düzeyde devam ediyor. Tamamen kişiye özel seramik üreterek Türkiye’de bir ilki başaran İbrahim Bayraktar, Türkiye’nin ve dünyanın bir çok yerinde seramikleriyle adından söz ettiriyor. 98 www.ihracat.info.tr raktar yurtiçi ve yurtdışı genelinde bayilik çalışmaları ile birlikte seramik ve sanatı yaşam alanlarında birleştirdiklerini söyledi. ve Asya’ya ve Arap ülkelerine ihracat yapıyoruz. Daha çok İtalya olmak üzere Avrupa ülkelerinin çoğuna ihracat gerçekleştiriyoruz. Özellikle ürünlerimiz otellerde saunalar, ıslak zeminler ve hijyenik ortamlarda tercih ediliyor.” şeklinde konuştu. İç pazarda genellikle İstanbul, Antalya, İzmir ve Ankara’ya yoğun olarak hizmet verdiklerini belirten Bayraktar, “İhracatta girmeyi düşündüğümüz pazarlar içerisinde Güney Amerika ve Doğu Asya ülkeleri var. Birçok ülkenin liderlerine ulaştırdığımız tablolarımız mevcuttur. Yurt içinde ise cumhurbaşkanımız, başbakanımız birçok parti liderleri ve ülkenin tanınan ve önde gelen iş adamlarına, sanatçılarına ürünlerimizi ulaştırmış olup kalitemizden ve farkımızdan haberdar etmişizdir.” diye konuştu. Bayraktar; “Sanatımızla birçok eserimizin yanında son olarak yeni hazırladığımız çalışmamız ‘bayrağın doğuşu’ toplumumuzu bir arada tutmak ve kardeşlik bağlarını hatırlatma adına önemli bir sembol olmaktadır.” dedi. www.ihracat.info.tr 99 SEKTÖREL BÜYÜME / Elif Toptaş Otomobil, tren ve uçaklarda güvenlik ve konfor için kauçuk vazgeçilmez bir malzeme olarak ön plana çıkıyor. TÜRKİYE DÜNYA’YA KAUÇUK İHRAÇ EDİYOR Sayısı 1 milyara yaklaşan kauçuk ağaçları yeryüzünde toplam 4,5 – 5 milyon hektarlık bir alanı kaplıyor. Sıcak ve bol yağışlı bölgelerde yetişen ağaçlar 20-25 metreyi bulan boylarıyla dikkat çekiyor. Kauçuk sektörü yıllar içinde Türkiye’de dünya çapında yatırımların yapılmasıyla, iç ihtiyacı karşılamanın yanı sıra ihracatta da yüksek rakamlara ulaştı. Dünya markalarından Brissa, Goodyear, Pirelli, Petlas ve Fulda gibi markalar Türkiye’de üretim yapıyor. 100 www.ihracat.info.tr Kauçuk sektörünün ülkemizdeki serüveni 1946’da başlıyor. Ülkemizde fabrikalaşma hareketi İzmit üzerinde yoğunlaşan kauçuk sektörü, daha sonra da İstanbul civarında gelişme gösteriyor. 1980 yılından sonra sektörün üretimi özellikle iç talebi karşılamaya dönük olarak gelişiyor. 1990 yılından sonra ise sektörün ihracatı artış göstermeye başlıyor. Doğal ve kimyasal olmak üzere iki şekilde elde edilen kauçuk, hayatımızın her alanında kullanılıyor. İşte, evde, oyunda, sporda, otomobillerde, trenlerde ve uçaklarda güvenlik ve konfor için vazgeçilmez malzemelerden biri. Sanayide ise kauçuk bant, kayış, hortum, araç lastiği, conta ve binlerce farklı malzemenin imalatında kullanılan kauçuk, günümüzün modern dünyasında olmazsa olmaz bir malzeme olma özelliği taşıyor. En çok kauçuk tüketen sektör ise araç lastiği sektörü. “Kauçuk organize sanayi bölgeleri kurulmalı” Kauçuk Derneği Başkanı Nurhan Kaya Avrupa ülkelerinin çevre- ye zararlı olduğunu öne sürerek kauçuk üretimini azaltmasıyla Türkiye’nin Avrupa pazarına talip olduğunu söylüyor. Sovyetler Birliği’nin 1989’da yıkılmasının ardından Doğu Avrupa ülkelerinin de bu pazara talip olduğunu kaydeden Kaya, bu gelişmenin Türkiye kauçuk sektörünün hızını biraz kestiğini ama engelleyemediğini dile getiriyor. Sektörün yıllık yüzde 8-10 civarında büyüme gösterdiğini söyleyen Nurhan Kaya, Türkiye’nin Avrupa’nın kauçuk merkezi olduğunu belirtti. Kauçuğun ülke gelişimine de katkısı olduğunu ifade eden Nurhan Kaya, sorunlarını ise şöyle sıralıyor: “Vergilerdeki artışlar, işçi maliyetlerinin yüksekliği, enerjideki pahalılık, sektörümüzün en büyük problemleri. Daha önce Petkim tarafından üretilen, özelleştirme sonrası Tüpraş’a geçen ve Tüpraş tarafından üretimi durdurulan sentetik kauçuk ve karbon siyahının da ithal edilmeye başlanmasıyla, hammadde olarak tamamen dışa bağımlı hale geldik ve ülke ekonomisine büyük zarar verildi. Örgütlü ve güçlü bir sivil toplum kuruluşu oluşturamamış olmamız KAUÇUĞUN İHRAÇ EDİLDİĞİ ÜLKERLER Türkiye; Almanya, İtalya, İspanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, ABD, Polonya, Romanya, Mısır, Rusya Federasyonu, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Irak, İran, Çin Halk Cumhuriyeti, Yunanistan ve Suudi Arabistan’a kauçuk ihraç ediyor. da sektörümüz adına büyük bir sorun. Ayrıca gayri sıhhi müessese olarak tanımlanmak, üretimimizi zorlaştırıyor. Bu nedenle kauçuk organize sanayi bölgelerinin kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir diğer önemli sorun ise petrolde kullanılan ÖTV’nin, imalat sanayinin rekabet gücünü zayıflatıyor olması.” Kauçuk sektöründe 20’ye yakın büyük firma yer alıyor. Türkiye’de bulunan diğer kauçuk firmalarını birleştirici, eğitici, bilinçlendirici çalışmalar yapılması gerekiyor. Türkiye Almanya, İtalya, İspanya, İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, ABD, Polonya, Romanya, Mısır, Rusya Federasyonu, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya, Irak, İran, Çin Halk Cumhuriyeti, Yunanistan ve Suudi Arabistan’a kauçuk ihraç ediyor. “2023’de Türkiye ihracatına katkı sağlamak istiyoruz” 2007 yılından bu yana kauçuk sektöründe hizmet veren Güç- lü Kauçuk Firması ise kauçukta geri dönüşüm uygulamasıyla dikkat çekiyor. Volkanize olmamış imalat atıklarını kendi arasında sınıflara ayrıldıktan sonra tekrar imalatta kullanılabilir hale getiriliyor. Firma Sahibi Can Güçlü” Yaptığımız bu işlemler neticesinde elde edilen hammadde orta ölçekli imalathaneler için rekabet şansı yaratıp ülke ekonomisine katma değer sağlıyor.” dedi. Firma olarak Rusya’ya ihracat yaptıklarını ifade eden Güçlü yurtdışı pazarlarını her geçen yıl büyütmeyi hedefliyor. Öte yandan 2011 yılını firma olarak güzel geçirdiklerini söyleyen Güçlü 2012 yılında ihracat ve pazarlarını arttırmayı hedeflediklerini belirtti. Ayrıca Türkiye pazarında tanınır firma olduklarını belirten Can Güçlü “ Tüm firmalar gibi kalite devamlılığını sürdürerek pazarda büyümeyi hedefliyoruz. Ayrıca İhracatımızı arttırarak Türkiye ekonomisine katkı sağlamak istiyoruz.” dedi. KAUÇUĞUN KULLANIM ALANLARI Doğal ve kimyasal olmak üzere iki şekilde elde edilen kauçuk, hayatımızın her alanında kullanılıyor. İşte, evde, oyunda, sporda, otomobillerde, trenlerde ve uçaklarda güvenlik ve konfor için vazgeçilmez malzemelerden biri. Sanayide ise kauçuk bant, kayış, hortum, araç lastiği, conta ve binlerce farklı malzemenin imalatında kullanılan kauçuk, günümüzün modern dünyasında olmazsa olmaz bir malzeme olma özelliği taşıyor. TÜRKİYE’DE ÜRETİM YAPAN MARKALAR Dünya markalarından Brissa, Goodyear, Pirelli, Petlas ve Fulda gibi markalar Türkiye’de üretim yapıyor. www.ihracat.info.tr 101 NASIL BAŞARDILAR? / Canan Ilgın TÜRKİYE'NİN Volkan Işık İLK ÖZGÜN YARIŞ OTOMOBİLİNDEN 75 ADET ÜRETİLDİ Türkiye’nin ilk özgün yarış otomobili Volkicar, geçtiğimiz sene gerçekleşen tanıtımının ardından bir sene gibi kısa zaman içinde 75 adet üretim rakamına ulaştı. Volkan Işık tarafından iki yıllık bir çalışma sonrası ilk taslağı ortaya çıkan Volkicar’dan, bir yıl içerisinde 75 adet üretildi. Motor sporlarında bir marka çıkarmayı kendine amaç edinen Volkan Işık, ürettiği Volkicar ile Türkiye’nin ilk özgün motorsporları şampiyonası V1 Challenge ile de adından sıkça söz ettirdi. Volkicar’ın üretimi, V1 Challenge için kullanılan ilk 29 adedin ardından her geçen gün artıyor. Geçtiğimiz Mart ayındaki tanıtımından kısa bir zaman sonra uluslararası bir marka olmayı hedefleyen Volkicar, 2012’nin ilk iki ayı itibariyle Türkmenistan’a 13, Moldova’ya ise 12 adet araç ihraç etti. İlk sezonu tamamlanan V1 Challenge ise yerini V2 Challenge’a bıraktı. Bölgesel yarışların düzenlendiği V2 Challenge’ın başlamasıyla Volkicar, yurtdışı yanı sıra yurtiçinde de artan bir ivmeyle talep görüyor. İlk olarak İzmir Ülkü Yarış Pisti’ne yapılan 11 adet Volkicar satışı sonrasında Adapazarı’nda yapılması planlanan pist için de 10 tane alınan sipariş tamamlandı. Yapımı, atölye mantı- 102 www.ihracat.info.tr ğında, iki günde bir tane tamamlanan Volkicar’ın üretilen 75 tanesine V1 Challenge organizasyonu ile birlikte şu ana kadar 1 milyon 500 bin dolarlık bir yatırım gerçekleşti. Motoru dışında tamamı yerli üretim olan Volkicar için 60’ın üzerinde yan sanayi şirketi 400 adetten fazla parça üretiyor. Bu rakamlar göz önüne alındığında, bugüne kadar üretilen 75 adet Volkicar ile yerli yan sanayi üreticisi için 1 milyon 500 bin dolarlık fayda sağlanmış oldu. İlk ihracat Moldova'ya Yerli otomobil projesinin gündemden düşmediği son bir yıl içinde 75 tane Volkicar üreterek, hedeflerinin ciddiyetine dikkat çeken Volkan Işık, “Konsept bir araç olmasına karşın Türkiye’nin bir beklentisi olduğunu bildiğimiz bir konuda emin adımlarla yol alıyoruz. Sadece otomobil üretmekle kalmayıp Volkicar ile birlikte bu güne kadar ilk kez Türkiye’den doğup yurtdışına satılan V1 Challenge markasını Moldova’ya ihraç ederek çalışmalarımızı uluslararası platforma da taşımayı başardık.” dedi. Volkicar’ın üretilen 75 tanesine V1 Challenge organizasyonu ile birlikte şu ana kadar 1.500 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleşti. www.ihracat.info.tr 103 Esra Uslu ZER YAĞ ZEYTİNYAĞI İHRACATINDA BİRİNCİLİĞİNİ KORUYOR Geçtiğimiz iki yıl içerisinde zeytin ve zeytinyağı ihracatında Türkiye birincisi olan Zer Group, aynı zamanda ilk 500 ihracatçı firma arasında yer alarak faaliyetlerindeki başarısını sürdürüyor. Yaptığı ihracat ile ülke ekonomisine büyük katkı sağlayan firma 2023 Türkiye’sinde 500 milyon dolar ihracat yapmayı hedefliyor 2002 yılında üretim ve dış ticarete yönelik kurulan Zer Yağ Sanayi, dünya genelindeki yağ sektörünün önde gelen firmalarının projelendirmesi ve ekipmanları ile donatılarak üretim hayatına başladı. Son teknolojiyle el değmeden ve “Continue” sistemi ile üretim yapan firma, yapmış olduğu ihracatlarla da ülke ekonomisine büyük katkı sağlıyor. laşık 50 çeşit ürün ile ihracat faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı zamanda kurduğu Zer Zeytincilik ile zeytin üretimi ve paketlemesi üretimini bünyesine katan firma geçtiğimiz yıl içerisinde Zer Salça ile birlikte domates salçası üretimine başladı. 2005 yılından bu yana ilk 500 ihracatçı firma arasında yer alma başarısını koruyan Zer Yağ Sanayi geçtiğimiz iki yıl içerisinde zeytin ve zeytinyağı ihracatında ise Türkiye birincisi oldu ve bünyesindeki Selçuklar Dış Ticaret şirketi ile de ilk 500 ihracatçı firma arasına girdi. Gıda sektörünün yatırım açısından önü açık olduğuna dikkat çeken Zer Group Yönetim Kurulu Başkanı Şerif Selçuk ”Gıda sektörü hızla gelişiyor. Bu gelişim aynı zamanda tarım sektörü ile bağlantılı gitmeli, yatırımların bu yönde olması ihracatı da arttıracaktır. Yüzde 95 ihracat yapan bir firma olarak mevcut pazarlarımızı kalitemizi ispat ederek sabitledik. Irak’ta tüm gıda ürünlerinde ilk markalar arasındayız. İran’da zeytin ve zeytinyağımız çok seviliyor. Afrika’da makarnamız öne çıkıyor. Lübnan, Suriye, Hollanda ve Amerika ihracat yaptığımız diğer ülkeler.” diye konuştu. Bitkisel sıvı yağlar, muhtelif soslar imalatı ve ihracatının yanı sıra; temel gıda maddeleri, temizlik ürünleri gibi ticari malların da ihracatını ve transit ticaretini yapan Zer Yağ Sanayi yak- “Irak pazarında güçlü bir markayız.” Firmaları tek çatı altına almak amacı ile Zer Holding’in kuruluşunu gerçekleştirdiklerini belirten Selçuk, “2023 yılı sonuna kadar teknoloji ve AR-GE’ye yaptığımız yatırımlara paralel çalışan sayımızı bin kişiye, ihracat rakamlarımızı da 500 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz.” dedi. Selçuk, ihracatlarının yüzde 35’inin ithalata bağlı olduğunu ve geri kalan yüzde 65’inin tamamen yerli tarıma bağlı olduğunu da belirtti. Selçuk, “Zer Group olarak her geçen yıl hızla büyüyen yatırımlar yapmaya devam ediyoruz. 2023 vizyonu doğrultusunda ülkemiz ekonomisine katkı sağlamayı hedeflemekteyiz. Aynı zamanda son beş yıldır bölgesinde en yüksek vergi ödeyen 50 firma içerisine girmemizin haklı gururunu yaşıyoruz.” dedi. 104 www.ihracat.info.tr www.ihracat.info.tr 105 YILDA 15 MİLYON M² HALI ÜRETİYOR AFRİKA DIŞINDA TÜM PAZARLARA ÜRÜN GÖNDERİYOR ÜRETTİĞİNİN %90’INI İHRAÇ EDİYOR ÜÇ YIL ÜST ÜSTE EN FAZLA HALI İHRAÇ EDEN FİRMA ÜNVANI ALDI KAPLAN KARDEŞLER HALISINI 5 KITAYA İHRAÇ EDİYOR / Selma Alımcı 26 yıllık tecrübesiyle, yılda 15 milyon metrekare makine halısı üretimi gerçekleştiren Kaplan Kardeşler’in ürettiği halılar 5 kıtada 30’dan fazla ülkeye ihraç ediliyor. Gaziantep’te kurulan Kaplan Kardeşler 26 yıllık tecrübesiyle, yılda 15 milyon metrekare makine halısı üretimi gerçekleştiriyor. Üretim teknolojilerinin rekabette en önemli unsur olduğunu belirten Lojistik ve Kambiyo Sorumlusu Nihat Uğurluer, “2000’li yıllarda başladığımız makineleşme ve yatırımların tamamlanmasından sonraki süreçte bu çalışmalarımız, satış rakamlarına doğrudan yansımış olup Kaplan Kardeşler dünya standartlarında ilk on firma arasına girmiştir.” dedi. “Tasarım da kalite kadar önemli” Kaplan Kardeşler olarak Ar-Ge çalışmaları ve dizayn tasarım ofislerini ayrı ayrı konumlandırdıklarını söyleyen Uğurluer, “Bu birimlerde hem ürün hem de üretim kalitesini yükseltecek çalışmalar yapan 40 kişilik tasarımcı kadromuz, estetik ve kaliteyi ön planda tutarak en hassas biçimde çalışmalarını yürütüyor. Ar-Ge de, Ür-Ge de bizim için çok önemli çünkü makine halısı üretiyoruz. En kısa sürede en kaliteli ürünü üretmek ve müşteri taleplerine daha hızlı cevap verebilmek için her geçen gün yeni çözümler arıyoruz. Aynı zamanda tasarım 106 www.ihracat.info.tr da kalite kadar önem taşıyor. Halı bir ihtiyacı karşılarken estetiği ikinci plana atmamalıdır. Bu noktada tasarım bizim için çok önemli bir hal alıyor.” ifadelerini kullandı. Kaplan Kardeşler olarak müşterilerine siparişleri doğrultusunda kendi özgün dizaynları üzerinde çalışma olanağı verdiklerini ifade eden Uğurluer, ”Müşteriden gelen dizaynlar çok kısa sürede numune haline getirilir ve müşteriye yollanır. Müşteriden de onay gelirse kesin siparişler alınarak üretime başlanır. Ayrıca firmamız halının en önemli ayrıntısı olan iplik üretimini de şansa bırakmamaktadır. Dost Kardeşler adı altında iplik üreten bir iplik fabrikamız da var. Firmamız dokumayı zengin renk skalasında kendi doğal tarzında kombin ederek farklı olmayı süreklilik haline getirmeyi hedeflemiştir.” şeklinde konuştu. “Kriz bizi etkilemedi” 2005-2008 yılları arasında ihracatçılar birlikleri arasında en fazla halı ihracatı yapan firma olduklarını dile getiren Uğurluer, “Başarımız, sektörde şartlar ne olursa olsun bizim hep daha ileriye bakmamız gerektiğini gösteriyor. 2011 özellikle Ortadoğu’da yaşananlar bakımından biraz ihtiyatlı olmamız gerektiğini bize gösterdi. Çünkü Ortadoğu’da çok fazla müşterimiz var ve yaşanan siyasi olayların ticari ilişkilerimize zarar vermesini engellememiz gerekiyor. Bu yıldan herkes gibi biz de sakinlik ve istikrar bekliyoruz.” dedi. Yüzde 90 ihracat yaptıklarını belirten Uğurluer, “Afrika dışında hemen hemen dünyanın her bölgesine halı gönderiyoruz. Poliproplen, akrilik ve tufting türlerinde 5 kıtada 30’dan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Tam kapasite çalışarak mevcut müşterilerimize zamanında ürünlerini ulaştırmaya çalışıyoruz. Müşterilerimiz ağırlıklı olarak Rusya, Ortadoğu ve Avrupa ülkelerinden.” diye konuştu. Halının lüks tüketim ürünü değil ihtiyaç olmasından dolayı kriz şartlarında bile, gereksinim olmaktan çıkmadığını belirten Uğurluer, “Avrupa’daki mevcut müşterilerimizle ticaretimizde çok aksama yaşamadık. Aksine Ocak ayında gerçekleşen dünyaca ünlü Domotex fuarı bizim için çok verimli geçti. Fuarın da etkisiyle 2012 ilk çeyreğinde yeni ilişkilerimizin ihracat rakamlarımıza yansıyacağına inanıyoruz.” www.ihracat.info.tr 107 SEKTÖREL BÜYÜME / Elif Toptaş GALVANİZ NEDİR? Metali, paslanmayı oluşturan dış etkenlerden uzak tutabilmek amacı ile metal yüzeylere yapılan koruyucu yönteme galvanizleme deniliyor. Yüzey kaplama yöntemleri arasında en uzun ömürlü olma özelliğine sahip. Öte yandan galvanizli ürünlere uzun yıllar hiçbir bakım gerekmiyor. ‘DEN MİLLİ EKONOMİYE MİLYON DOLARLIK KATKI Türkiye’de fazla bilinmeyen galvanizleme işlemleri Avrupa ve gelişmiş ülkelerin tamamında kullanılan ve milli ekonomiye milyon dolarlık katkı sağlayan bir sektör. Galvaniz, erimiş çinkonun içine koruma ya da kaplama amacı ile kullanılacak maddenin batırılması işlemine deniliyor. Demir ve çelik malzemeler bulundukları atmosferik ortamdan etkilenerek zaman içinde fiziksel, kimyasal, elektriksel özelliklerini kaybederek korozyona uğruyor. Bu değişikliğe, “metalin paslanması” da deniliyor. Paslanma sadece görüntü bozukluğu olmayıp aynı zamanda metali aşındıran kimyasal reaksiyon olma özelliği taşıyor. Metali, paslanmayı oluşturan dış etkenlerden uzak tutabilmek amacı ile metal yüzeylere koruyucu yöntemler uygulanıyor. Bu koruyucu yöntemlerden bazıları ise boya, plastik, nikel, krom, bakır ve çinko kaplamaları olarak biliniyor. Ancak; bütün bu kaplama yöntemleri arasında çinkoyla kaplama yani galvanizleme, yüzey kaplama yöntemleri arasında en uzun ömürlü olma özelliğine sahip. Öte yandan galvanizli ürünlere uzun yıllar hiçbir bakım gerekmiyor. Kaplanan malzeme ile çinko metalürjik bir bağ oluşturuyor ve malzeme yüzeyinde meydana gelen alaşım tabakaları dış etkilere karşı dayanıklı bir kaplama oluşturuyor. Belli bir estetik cazibesi olan galvanizli ürünler ilk zamanlar parlak bir görünüşe sahipken zamanla matlaşarak homojen mat gri 108 www.ihracat.info.tr renkte bir yüzeye dönüşüyor. Özellikle paslanmaya karşı yapılan bu işlem açık havada ve her türlü hava koşulunda çalışacak metallerin ömrünün uzatılması için yapılıyor. Her şeyden önce çok ekonomik bir yöntem olması talepleri de her geçen gün arttırıyor. İnsan ömrüne eş değer bir kalite Sektöründe imalat ve taahhüt firması olarak hizmet veren Güneydoğu Galvaniz firması, 2007 yılından bu yana alçak gerilim, orta gerilim ve yüksek gerilim enerji nakil hattı direkleri, aydınlatma direkleri ve GSM anten direk imalatları ile sıcak daldırma galvaniz hizmeti veriyor. Güneydoğu Galvaniz 2007 yılından öncesinde ise 25 yıl enerji nakil hatları işlemleri gerçekleştiren köklü bir firma olarak bugün ki gelişimine devam ediyor. İmal edilen ürünler TS 914 EN ISO 1461 standardına uygun şekilde galvanizle kaplanıyor. Galvanizle kaplanan ürünlerin ortak özelliği ise 40-50 yıl dayanıklılık göstermesi ve milli ekonomiye büyük katkı sağlıyor olmasından ileri geliyor. Güneydoğu Galvaniz Firması Dış Ticaret Müdürü Mehmet Boz, yaptıkları galvanizleme işlemleriyle demir ve çeliğe hüviyet kazandırdıklarını ifade ederken aldıkları talebe göre iç ve dış pazara ürünlerini ulaştırdıklarını belirtti. Ağırlıklı olarak Irak’a ihracat yaptıklarını ifade eden Boz “ Bunun yanı sıra Lübnan ve Türkmenistan’a da ihracat yapıyoruz.” dedi. Galvanizli ürünlerin Avrupa’da çok yaygın olarak kullanıldığına dikkat çeken Mehmet Boz, “Artık Ortadoğu ülkelerinin de demir-çelik ürünlerini galvanizli olarak talep etmeye başladığını.” söyledi. dolar.” dedi. Boz “ Taleplerimiz geçen yıla oranla 2 kat daha arttı. Firma olarak bazen taleplere yetişemiyoruz. Taleplere karşılayabilmek için şu an vardiyalı üretim yapıyoruz. Türkiye her geçen gün büyürken, demir çelik sektöründe de büyük ilerleme kaydediyoruz. Demir vazgeçilmez bir madde ve ülkemiz bu konuda zengin bir ülke. Şuan ki ekonomik yönetim de oldukça başarılı.” şeklinde konuştu. “Kamu otoritesine çok iş düşüyor” Ayrıca Mehmet Boz yurtiçi ve yurtdışından firmaların kendilerini arayıp taleplerde bulunduklarını belirtiyor. Boz “Güneydoğu Galvaniz firması olarak kaliteden asla taviz vermediğimiz ve uluslararası standartlarda üretim yaptığımız için, zaman zaman taleplere yetişemiyoruz.” ifade etti. Türkiye’deki metal, demir unsurların galvanizli olmasının zorunlu hale gelmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Boz, “İnşaatta kullanılan malzemelerin, üretilen makinelerin, otomotiv sektörünün ömrünü uzatmak adına galvanizli ürünlerin kullanılması büyük önem taşıyor. Özellikle bura da kamu otoritesine çok iş düşüyor. Bir takım zorlayıcı önlemler almalı. Kamunun zorlayıcı yönü bu konuda ciddi anlar atılmasına zemin hazırlar.” Firma olarak uzmanlaşmaya önem verdiklerini ve Ar-Ge çalışmaları için özel bütçe ayırdıklarını söyleyen Mehmet Boz, “ Uzman arkadaşlarımızla Ar-Ge çalışmaları yapıyoruz ve bu konuya önem veriyoruz. Pazar farklılığı, ürün farklılığını da beraberinde getiriyor. Biz de bunun bilincinde olduğumuz için her geçen gün büyümeye ve yeni ürünler üretmeye devam ediyoruz’.”dedi. TEDAŞ ve TEİAŞ tarafından galvanizli ürünler talep edildiğini belirten Boz, “Avrupa’da yıllar öncesinden başlayan bu durum Türkiye’ de yeni yeni yaygınlaşıyor. Biz de firma olarak yeni tesisler açtık ve ilerleyen süreçte firmamızla birlikte ürün çeşitliliğimizi de arttırmayı hedefliyoruz” Öte yandan insanların da galvanizli ürünler hakkında bilinçlenmesi gerektiğini vurgulayan Mehmet Boz “ İnsanlarımıza bu konuda bilgi verilmeli ve onlar da kaliteli ve uzun ömürlü ürünler kullanmanın mutluluğunu yaşamalı.” dedi. “Ortadoğu hedef ülkelerimiz” Gelecek yıllarda pazarlarını genişletmek isteyen Güneydoğu Galvaniz firması Lübnan’a, Ürdün’e, Cezayir’e, Libya’ya ihracat yapmayı öncelikli hedefleri olarak görüyor. Mehmet Boz, “ 2011 yılının firmaları için çok güzel geçtiğini belirterek yüzde 80 büyüme kaydettiklerini vurguladı. 2012 hedeflerinde ise büyüme rakamlarının yüzde 70 olmasını planladıkların belirten Boz, “2012 ihracat hedefimiz 20 milyon www.ihracat.info.tr 109 FLEKSSİT Mobilya / Dilek Demir Dış Ticaret Müdürü Musa Kızılöz : “Kendine özgü çizgilerle ürün çeşitliliğimizi artırıyoruz.” ÜRETTİĞİ MOBİLYALARI 40 ÜLKEYE İHRAÇ EDİYOR 37 yıllık tecrübesiyle ofis mobilyaları üzerine üretim yapan Flekssit, iç pazarda tercih edilen bir marka olmasıyla birlikte ihracat yaptığı pazarları da her geçen yıl arttırıyor. 40 ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Flekssit Dış Ticaret Müdürü Musa Kızılöz, “Dış ticaret sadece dil bilmekle yapılmıyor” diyor. 1975 yılında bir mobilya atölyesinde üretime başlayan firmanın kurucusu Yunus Kızılöz, 1980 yılında sektördeki açığı görüp, kardeşleriyle birlikte Ofis Büro’yu kurarak büro mobilyaları üretimine başladı. Hızla büyüyen firma metal fabrikasını satın alıp diğer atölyeleri de birleştirerek şu anki entegre tesislerin ilk temelini atarak üretim faaliyetlerine adım attı. 1992 yılında çok ortaklı bir şirkete dönüşen firma bugün büro mobilya sektöründe Flekssit markasıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Modüler ofis sistemleri, çalışma grupları, ofis koltukları ve metal ürünler olmak üzere ofislerin ihtiyacı olan her türlü mobilyayı son teknoloji ile yüksek kalitede üreten Flekssit 40 ülkeye ihracat yapıyor. Türkî Cumhuriyetlere , Afrika’ya ve Ortadoğu’ya yakınlığı ile birlikte her geçen gün gelişen ticari ilişkileri sayesinde sektörün büyümesinin devam ederek ilerleyeceğini düşünüyorum.” dedi. Bireysel çalışmalardan takım çalışmalarına kadar tam bir kullanıcı memnuniyeti hedeflediklerini belirten Dış Ticaret Müdürü Musa Kızılöz, özgün tasarımlarla “2012Collection” adıyla yeni ürünlerini satışa sunacaklarını söyledi. Kızılöz, “Biz Flekssit olarak, inovasyon ve Ar-Ge kavramlarını her zaman ön planda tutmaya özen gösterdik. Üretimin her aşamasında kalitesinden, fonksiyonelliğinden, estetiğinden emin olmadığımız herhangi bir ürün asla üretim hattında kendine yer bulamaz. Özellikle ihracat adına teslim ve ödeme şekillerinin hepsini bilmemiz, bir veya birden fazla yabancı dil bilmemiz dış ticaret yapabilmemiz için tek başına yeterli değil. Biz ürünlerimizin kendine özgü çizgilerinden aldığımız güçle ve ürün çeşitliliğimizle müşterilerimizin karşısına çıkabiliyoruz ve her zaman Flekssit marka gücü ile başarıya ulaşıyoruz.” şeklinde konuştu. 2023 vizyonunu doğru okumak gerekliliğine değinen Kızılöz, “Bilim ve teknolojiye hâkim, yeni teknolojiler üretebilen, ürettiğini aynı zamanda toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürme yeteneği edinmiş işletmeler kazanmamız gerektiğini düşünüyorum. Biz zaten her zaman bu çabanın içerisinde olduk; ancak 2023 yılının Cumhuriyetimizin 100. yılı olması nedeniyle diğer firmalarımıza da önemli bir mihenk taşı olacağını düşünüyorum. Kendi ihracat rakamlarımızı da göz önüne aldığımızda, 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin rahatlıkla aşılacağı kanaatindeyim.” dedi. Ofis mobilyası sektörünün tüm mobilya sektöründe yüzde 20-25’lik kısmını oluşturduğunu söyleyen Kızılöz, “Ülkemizin Avrupa’ya, 110 www.ihracat.info.tr Türkî Cumhuriyetler ve Ortadoğu ülkeleri başta olmak üzere 40’a yakın ülkeye ihracat yaptıklarını belirten Kızılöz, “Flekssit açısından 2011 yılı çok başarılı geçti. Bu yılda yatırımlarımızı ve ciro hedeflerimizi daha yukarılara taşımayı planladığımız bir yıl olacak. Düzenli olarak ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelere ilave olarak penetrasyonun düşük olduğu, bakir bölgeler de hedef pazarlarımız arasında.” diye konuştu. Avrupa ve Euro bölgesi bizim önemli ortağımız diyen Kızılöz, “Bölgede yaşanan son krizden biz de kısmen etkilendik. Ancak biz ekonominin altın kuralını işletiyoruz; “Bütün yumurtaları aynı sepete koyma”. Dolayısıyla dış ticaretimizi çeşitlendirdiğimiz için herhangi bir bölgede yaşanan ekonomik dalgalanmalardan korkmuyor, geleceğe ümitle bakıyoruz.” şeklinde düşüncelerini aktardı. www.ihracat.info.tr 111 NURDEMİR GIDA SAHİBİ SUAT NURDEMİR : ORTADOĞU BU TADI ÇOK SEVDİ / Seda Tiryaki Üniversite yıllarında kurmayı hedeflediği firmasını büyük zorluklar aşarak bugünlere getiren Nurdemir, genç girişimcilere örnek olacak başarı hikâyesiyle yeni hedeflerine ilerliyor. 17 yaşında ailesine ait restoranın sorumluluğunu alarak ticaret hayatına başlayan Suat Nurdemir, o yıllarda gelecekle ilgili planlarını kurmaya başlar… İşletmeci olması gerektiğine karar veren Nurdemir, Mersin Çağ Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümünü okuyarak bu alandaki eğitim sürecini tamamlıyor. Üniversitenin son sınıfına geldiğinde Suat Nurdemir ailesinden habersiz kendi şirketiyle ilgili ilk önemli adımını atarak KOSGEB’den makine desteği alıyor ve Kalpix markasıyla ürünlerini imal etmeye başlıyor. Türkiye’nin genç girişimcilerinden Suat Nurdemir helva, reçel, tahin, pekmez ve lokum üretimiyle gıda sektöründe hızlı büyümesine devam ediyor. “Yeni kurulmuş firma olmamıza rağmen ihracat hedeflerimiz var. Özellikle İran ve Irak’a ihracat yapmayı düşünüyoruz. Orta doğu ülkelerinin müşteri kitlesi bu sektör için çok uygun” 112 www.ihracat.info.tr Suat Nurdemir “ Nurdemir Gıdayı kurduktan sonra üretimime ilk helvayla başladım. Bu işleri yaparken yalnızdım kimseden maddi manevi hiçbir destek almadım. Daha sonra ailem elbette yanımda yer aldı “ dedi. Üniversiteyi bitirdikten sonra iş yerini memleketine taşıdığını belirten Nurdemir, Giresun’da tek üretici olduklarını söyledi. Öte yandan Türkiye’de 700’e yakın rakipleri olduğuna dikkat çeken Suat Nurdemir “ Biz firma olarak vizyon sabiyiz. Fakat rakiplerimde bunu göremiyorum. Ürettiklerimize ve firmamıza çok güveniyoruz. Rakiplerimizin bölgesinden talepler alıyor ve satış gerçekleştiriyoruz.” dedi. İki yıldır hizmet verdiklerini belirten Nurdemir, “ Yeni kurulmuş firma olmamıza rağmen ihracat hedeflerimiz var. Özellikle İran ve Irak’a ihracat yapmayı düşünüyoruz. Ortadoğu ülkelerinin müşteri kitlesi bu sektör için çok uygun.” dedi. “Denetim arttırılmalı” Sektörde yer alan merdiven altı firmaların her geçen gün arttığına dikkat çeken Suat Nurdemir,” Gıda sektöründe devlet ciddi önlemler almalı. Tarım İl Müdürlüğü denetimlerini arttırmalı ve merdiven altı üretimlerin önüne geçilmeli.” dedi. Ayrıca fiyattaki farklılıkların haksız rekabet oluşturduğunu belirten Nurdemir, bu sürecin firmalar için sıkıntı verici olduğunu ve konun biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini ifade etti. Devlet teşvikinin firmalar için hayati önem taşıdığını vurgulayan Nurdemir bu desteği alan firma sayısının ise az olduğu belirtti. Suat Nurdemir “ Devlet desteği maalesef yetersiz. Verilen teşviklerin büyük kısmından daha büyük firmalar faydalanıyor. Özellikle küçük ve orta ölçekli firmalar için düzenlemeler yapılmalı.“ dedi. “Ekonomimiz çok istikrarlı” Türkiye ekonomisinin son yıllarda çok iyi bir noktaya geldiğini belirten Suat Nurdemir, ülkenin gelişiminin firmalarını da umutlandırdığını söyledi. Nurdemir” Ekonomimiz çok istikrarlı ilerliyor. Devlet olumsuzluklara anında müdahale edebiliyor. Artık Türkiye yatırımcılar ülkesi oldu. Suyu berrak görüyorum. Şuan ki gidişat olumlu ve bizi doğru hedeflere götürüyor.” dedi. Suat Nurdemir, Nurdemir Gıda olarak tecrübelerle dolu bir süreç yaşadıklarını ve her geçen yıl büyüme kaydetmeyi hedeflediklerini belirtti. Nurdemir son olarak şunları söyledi: ”Biz firma olarak yeni taleplerle büyüyoruz. Müşterilerimizin memnuniyeti bizim için önem arz ediyor. Yolumuza sağlam adımlarla devam edeceğiz.” dedi. www.ihracat.info.tr 113 AKTuEL 01 KÜRESEL REKABET İÇİN MOBİL TEKNOLOJİLER ŞART 03 Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv, küresel rekabet için mobil teknolojilerin şart olduğunu söyledi. ‘Mobil Şirket’ vizyonunun anlatılması için Anemon Otel’de düzenlenen toplantıya katılan Ciliv, Türkiye’nin son yıllarda büyük bir atılımı gerçekleştirdiğini ve teknoloji dünyasında yakalanan bu fırsatı iyi değerlendirmek gerektiğini ifade etti. Arçelik A.Ş., uluslararası markası Blomberg ile Almanya’nın en prestijli, bağımsız Test ve Araştırma Enstitüsü Stiftung Warentest (StiWa) tarafından Test SIEGER (Test Şampiyonu) seçildi. Arçelik A.Ş.’nin Blomberg markası, 7 kg kapasiteli, A sınıfından yüzde 50 daha az enerji tüketen TKF 7451 W50 model çamaşır kurutma makinesi ile Almanya’nın en prestijli, bağımsız Test ve Araştırma Enstitüsü (StiWa) tarafından ödüle layık görüldü. 04 02 TEKNOSA 2 SANİYE’DE BİR ÜRÜN SATTI 2012 yılında halka açılma planları yapan teknoloji ürünleri perakendecisi Teknosa, 2011 yılında hedeflerinin de üzerine büyüyerek yüzde 29 artışla cirosunu 1.7 milyar TL’ye çıkardı. Teknosa toplam net satış alanını ise, 26 bin 500 metrekare arttırarak 128 bin metrekareye taşıdı. Teknosa, 2012 yılında 1000 yeni çalışanı bünyesine katmayı planladığını duyurdu. APPLE, 500 MİLYAR DOLARLIK ŞİRKETLER KULÜBÜNE KATILDI Ürettiği Ipad, Iphone ve Ipod gibi ürünlerle tüm dünyada büyük satış rakamlarına ulaşan Apple, piyasa değerini 500 milyar dolara (yaklaşık 875 milyar TL) çıkararak, 'dünyanın en değerli' şirketi olma unvanını perçinledi. Önümüzdeki hafta yeni bir iPad modelini piyasaya süreceği söylentileri tüm dünyada yayılan Apple'ın New York borsasındaki hisseleri yaklaşık yüzde 2 oranında arttı. 114 ARÇELİK, BLOMBERG İLE STİWA TARAFINDAN TEST ŞAMPİYONU SEÇİLDİ www.ihracat.info.tr 05 KİM, 35 MAĞAZA AÇACAK KİM, 35 mağaza açıp 400 yeni eleman istihdam edecek. KİM Marketleri, 2012’de 35 yeni mağaza açarak 400 yeni eleman istihdam edecek. 2011’i yüzde 24 büyüme ile tamamladıklarını açıklayan Genel Müdür Hamit Akçay, “Bu sene perakende sektörünün karlılığında kısmi bir daralma görülebilir. Buna rağmen yatırımlarımıza devam edeceğiz. Açacağımız 35 mağazanın 15 tanesi süpermarket, 20’si KİM Pratik olacak. İçeride beliren daralmaya karşın bu sene Irak’ta 3 süpermarket yatırımı yapacağız ifadesini kullandı. 07 PRNET’İN BAŞINA HÜSEYİN NACİ LAÇİN GETİRİLDİ Medya takip hizmeti sağlayan kuruluşlardan PRNet A.Ş’nin, genel müdürlüğüne Hüseyin Naci Laçin getirildi. Laçin 1 Mart itibarı ile yeni görevine başladı. İstanbul Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, Koç Holding şirketlerinden Ford Otosan’da AR-GE Mühendisi olarak görevde bulunan Laçin; en son kendi kurmuş olduğu Devco Teknoloji şirketi vasıtasıyla medya takip sektörü dahil birçok sektöre danışmanlık yapmış ve yazılımlar geliştirmişti. Laçin, 1 Mart itibarı ile görevine başladı. 08 06 FORD OTOSAN’A YENİ GENEL MÜDÜR: HAYDAR YENİGÜN Ford Otosan Genel Müdürü Nuri Otay’ın vefatının ardından, 25 yıldır Ford Otosan’da çeşitli görevlerde bulunan ve beş yıldır Kocaeli Fabrikası Müdürü olarak görev yapan Haydar Yenigün, Ford Otosan Genel Müdürlüğü’ne atandı. Yapılan açıklamada Yenigün’ün görevinin 15 Şubat 2012 tarihinden itibaren geçerli olduğu ve Grant Belanger’ın Ford Otosan Genel Müdür Başyardımcılığı görevini sürdüreceği belirtildi. 09 VW PORSCHE'Yİ SATIN ALACAK Alman otomotiv devi Volkswagen (VW), lüks otomobil markası Porsche’nin tamamını almaya hazırlanıyor. Porsche hisselerinin yüzde 49.9’unu elinde bulunduran VW, kalan yüzde 50.1’lik kısmın peşine düştü. AYTO KESTANEYE SAHİP ÇIKIYOR Türkiye’de kestanenin en fazla üretildiği il olan Aydın’da kestanenin tarım ürünü olması için “Aydın Kestane Çalışma Grubu” kuruldu. Grup ilk toplantısını Aydın Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleştirdi. www.ihracat.info.tr 115 Evani Mobilya Genel Koordinatörü Murat Gümüş : DÜNYA’DAKİ SEKTÖREL BOŞLUĞUN FARKINDAYIZ / Ayşe Tosun Çolaklar Mobilya olarak 1983 yılında mobilya imalatına başlayan firma 2005 yılında faaliyete geçirdiği fabrikası ile kaliteli ve şık tasarımlarını Evani Mobilya firması olarak müşterilerine sunuyor. “ Özel tasarımlarımız ve arge çalışmalarımızla her geçen gün kendini yenileyen ve büyüyen bir firmayız. Müşterilerimizin ne istediğini biliyor kaliteden ödün vermeden cazip fiyatlarla imalatlar yapıyoruz. Biz Evani Mobilya olarak Türkiye’nin gururu olmak istiyoruz.” 116 www.ihracat.info.tr Yemek odaları, yatak odaları, genç odaları, portmantolar, TV üniteleri, sehpalar ve çeşitli ev aksesuarları ürettikleri ifade eden Evani Mobilya Genel Koordinatörü Murat Gümüş, 2010 yılında yoğun müşteri talebini karşılayabilmek için kendi tasarım ve modellerini oluşturduklarını ve koltuk, oturma grupları imalatına başladıklarını belirtti. Gümüş “Evani mobilya, yüksek kaliteden ödün vermeden, dinamik şık tasarımları ve minimum maliyetler ile nihai tüketiciye ulaşmayı kendisine misyon edinmiş bir mobilya markasıdır. Firma olarak Ortadoğu ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeye ihracat yapıyoruz. Evani Mobilya çeşitli bölgelerde perakende fabrika satış mağazalarıyla “ Evani “ markasını müşterilerine sunuyor.” ifadelerini kullandı. 2011 yılını firma olarak güzel geçirdiklerini belirten Gümüş, 2012 hedeflerinin yüzde 10 büyümek olduğunu belirtti. Murat Gümüş, özellikle son 4 yıl içinde mobilya sektöründe ciddi bir artış olduğunu ve Türkiye’nin mobilya sektörünü Avrupa’da üst sınırlara taşıdığını vurguladı. Gümüş “ 2023 yılında Türkiye dünya devi olacağını düşünüyorum. Dünyada mobilya sektöründe birçok açık var. Türkiye’nin stratejik konumunu ve ekonomideki istrarını da düşünürsek ülkemiz her geçen büyüyor” şeklinde konuştu. Ayrıca Murat, Gümüş Evani Mobilyası olarak herkesin tercihi olan ve kolay ulaşılan marka olmayı hedeflediklerini belirtti. Gümüş “ Özel tasarımlarımız ve arge çalışmalarımızla her geçen gün kendini yenileyen ve büyüyen bir firmayız. Müşterilerimizin ne istediğini biliyor kaliteden ödün vermeden cazip fiyatlarla imalatlar yapıyoruz. Biz Evani Mobilya olarak Türkiye’nin gururu olmak istiyoruz.” dedi. www.ihracat.info.tr 117 SBS MEDİKAL İHRACATIN NABZINI 26 ÜLKEDE TUTUYOR • Ferhan Er • Sağlık sektörünün vazgeçilmez materyallerinden olan medikal ürünler hayatın birçok alanı için de önem taşıyor. “Hedeflerimiz yüzde 60 Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihracat yapmaktır. Avrupa’da bu ürünlerin imalatı çok fazla değil. Türkiye kaliteli ve uygun fiyatlarıyla avantajlı bir ülke konumunda. Firma olarak da bu coğrafyada pazar bulma şansımız oldukça yüksek” “Avrupa’da kalite olarak bir eksiğimiz yok. O yüzden daha fazla üretmeliyiz” SBS Medikal Sağlık Malzemeleri Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi 2000 yılında Yozgat Organize Sanayi Bölgesi’nde kurularak kısa sürede Türkiye’nin kalite ile anılan üretici markasından biri olmayı başardı. SBS Medikal Sahibi Sinan Doğan firmanın ortaya çıkardığı SterilLife markasına ilişkin açıklamalarda bulundu. Doğan “ SterilLife markasıyla, artan hizmet ve üretim kalitesiyle uluslararası standartlara uygun tek kullanımlık medikal ürünler üretiyoruz. Bu ürünler: hastane, gıda sektöründe, laboratuarlarda ve hijyen gerektiren tüm alanlarda güvenle kullanılan ürünler.” dedi. Almanya, Bulgaristan, Romanya, Fransa, Mairitus, Makedonya başta olmak üzere dünyanın 26 ülkesine SterilLife marka ürünler gönderdiklerini söyleyen Doğan,” Müşterilerimiz ürünlerimizi güvenle kullanabilirler. Söz konusu sağlık olduğunda kalite kaçınılmaz olmalı. SterilLife üretiminin her aşamasında dünya sağlık normlarını ve uluslararası kalite normlarını sonuna kadar uygulamayı ve bu normlara koşulsuz uymayı misyon edindik.” dedi. “Dünyanın her yerinde olmak istiyoruz” Öte yandan ihracatlarını artırmayı düşünen 118 www.ihracat.info.tr firma, Sterillife markasıyla dünyanın her yerinde olmayı hedefliyor. Sinan Doğan, “Hedeflerimiz yüzde 60 Ortadoğu ve Avrupa ülkelerine ihracat yapmaktır. Avrupa’da bu ürünlerin imalatı çok fazla değil. Türkiye kaliteli ve uygun fiyatlarıyla avantajlı bir ülke konumunda. Firma olarak da bu coğrafyada pazar bulma şansımız oldukça yüksek.” dedi. İthal edilen ürünlerin denetimiyle ilgili sektörde bazı sıkıntılar oluştuğuna dikkat çeken Doğan merdiven altı üretiminin Türkiye’de çok fazla olduğunu belirtti. Kendi firmalarının kurumsal çalıştığını ifade eden Doğan” Hastaneler, özel kilinklere ürünlerimizi gönderiyoruz. Biz firma olarak sürekli artan hizmet kalitesiyle insan sağlığının korumayı hedefliyoruz.” dedi. 2011 yılının firmalarının hedefleri doğrultusunda geçtiğini söyleyen Sinan Doğan, bu yılda ürün kalitelerini ve ulaştıkları pazarları arttırdıklarını belirtti. 2012 yılı beklentilerine de değinin Doğan “Reklam konusuna ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Medikal ve gıda sektörü olmak üzere hayatın her alanında kullanılması gerekli ürünler imal ediyoruz. Ve tüketicilerin bizleri daha yakından tanıması için çalışmalar yapıyoruz.” dedi. 2023 Türkiye’nin ihracat hedeflerine ulaşması içinde ciddi alt yapı çalışmalarının olması gerektiğini belirten Doğan” Üretim güçlenmeli. Avrupa’da kalite olarak bir eksiğimiz yok. O yüzden daha fazla üretmeliyiz hatta bu hedefleri geride bile bırakabiliriz.” şeklinde konuştu İHRACATÇILARIN LOJİSTİK MALİYETLERİNİ DÜŞÜRMESİNE YARDIMCI OLUYOR / Makbule Koçaker Deniz Nakliye Hizmetleri (NVOCC) ▶ Tüm Dünya ülkeleri limanlarına Komple Konteyner (FCL) ve birçok ülke limanlarına Parsiyel Konteynır (LCL) taşıması, ▶ Gönderici adresinden alım (Exw) ve Alıcı adresine gümrüklü teslim (DAP) hizmeti, ▶ Türkiye limanları uğrağı olmaksızın, Transit Ticaret (Cross Trade) hizmeti, ▶ Farklı hat ve transit sure seçenekleri ile en uygun taşıma olanağı. Kara Nakliye Hizmetleri ▶ Avrupa, Türkî cumhuriyetleri ve Ortadoğu ülkelerine Komple Tır (FTL) ve düzenli Parsiyel tır (LTL) hizmetleri. ▶ Gabari dışı ve low-bed yüklemeleri. Hava Nakliye Hizmetleri (IATA) ▶ Tüm dünya ülkelerine kapıdan kapıya ihracat ve ithalat hizmetleri. ▶ Flash ve ekspres servis hizmeti ▶ Farklı havayolu ve transit sure seçenekleri ile en uygun taşıma olanağı. Proje Hizmetleri ▶ Tüm dünya limanlarından açık ve dökme yük taşımacılığı, ▶ Gemi Kiralama, ▶ Kombine taşımacılık (Deniz+Kara, Deniz+Demiryolu) Yakın geçmişte ve günümüzde ekonomi, teknoloji, iletişim ve ulaşım alanında yaşanan gelişmeler, işletmelerin dünyanın her tarafından ürün tedarik etmesini ve dünyanın her tarafına da ürün satmasını olanaklı hale getirmiştir. Bu durum, lojistik faaliyetler olarak ifade edilen, taşıma, depolama, elleçleme, sipariş işleme, bilgi yönetimi, stok yönetimi, paketleme ve ambalajlama faaliyetlerinin nitelik ve niceliğini değiştirmiştir. İşletmeler, bu faaliyetlerin etkin yönetimi ile müşteri memnuniyet düzeyini artırarak rekabet avantajı sağlayabileceklerinin farkına varmıştır. Ancak bu gelişmeler, lojistik maliyetlerin toplam işletme maliyetleri içindeki payının önemli ölçüde artmasına yol açmıştır. Lojistik maliyetlerde yukarıda sayılan gelişmelerden kaynaklanan artışlar, işletmelerin finansal performansını doğrudan etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Lojistik maliyetlerin toplam işletme maliyetlerinin içinde önemli bir paya sahip olması ve finansal performansı doğrudan etkilemesi, işletmeleri bu maliyetleri düşürecek muhasebe içi ve muhasebe dışı yöntemleri araştırmaya sevk etmiştir. Bu çerçevede günümüzde işletmeler lojistik maliyetleri düşürmek için birçok strateji geliştirmek durumundadır. Bu bağlamda hizmet alınan lojistik firmasının sunduğu fiyat politikası ve alternatif taşıma şekilleri ve güzergâhları işletme maliyetlerine direk etki edecek ve çok önemli tasarruf imkânları ve rekabet imkânı sağlayacaktır. ‘’Üstün Servis-Hesaplı Fiyat ‘’ 1986 yılında kurulan TRANSTEKNO A,Ş ihracat, ithalat ve inşaat firmalarının en önemli maliyet kalemlerinden birini oluşturan Lojistik hizmetleri ni müşterilerine ‘’ Üstün Servis – Hesaplı Fiyat ‘’ ilkesi ve alternatif nakliye çözümleriyle sunmaktadır. Deneyimli ve uzman kadrosu, genis araç parkı ve Avrupa ve Afrika’da mevcut güçlü servis ağı ve acentelik anlaşmaları ile Komple ve parsiyel karayolu taşımaları, ağır ve havaleli malzemelerin taşınması, denizyolu ve havayolu taşımaları, proje taşımaları, gümrükleme, acentelik, elleçleme ve depolama hizmetleri konularında özel bölümler halinde hizmet vermekteyiz. www.ihracat.info.tr 119 Fadime Aygün : İHRACATIN KAPISINI AÇTIK 17 yıldır çelik kapı üretimi yapan Yüksel Çelik Kapı ve Ahşap San. Tic. Ltd. Şti. Firması ihracatlarını her geçen gün arttırarak, çelik kapı sektöründe büyümeye devam ediyor. Çelik kapı sektörünün dizayn, teknoloji, üretim ve teslimde önde gelen markası olan TEPE SAFE ulusal ve uluslararası güvenilirliğin simgesi olmayı hedefliyor. / Dilek Demir İran, Irak, Kazakistan, Arnavutluk, Nijerya ülkeleri başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesine ihracat yaptıklarını belirten Firma Ortağı Fadime Aygün Afrika ve Arap ülkelerine atılım yaptıklarını ve firma olarak yeni ihracatlar içinde olduklarını ifade etti. Fadime Aygün Yüksel Çelik Kapı ve Ahşap San. Tic. Ltd. Şti. Firma Ortağı Yüksel Çelik Kapı 2012 yılından neler bekliyor? “Öncelikli hedeflerimiz Türkiye ihracatına yardımcı olmak ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktır. ” “Yaptığımız işi her şeyden önce çok seviyoruz ve işlerimizin arkasındayız. Biz bir tim olarak çalışıyoruz. Özellikle Afrika gibi ülkelerin geri kalmışlığını kendi çabamızla gidermeye çalışıyoruz. ” 120 www.ihracat.info.tr Fadime Aygün “ Öncelikli hedeflerimiz Türkiye ihracatına yardımcı olmak ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaktır. Yatırım yaptığımız ülkeler içinde bu durum geçerli. Özellikle Afrika ülkelerindeki gelişmeye, kaktı sağlamak istiyoruz.” Son yıllarda Afrika ülkelerinde ticarete karşı açlık olduğunu belirten Aygün, ”Bu ülkelerin kalkınma ve yeniden yapılanmayla ilgili ciddi uğraşları bulunuyor. Öte yandan bu ülkelerle kültür farklılığı söz konusu haliyle bu durum ticari anlayış farklılığına da neden oluyor. Fakat bu bölgelerde her imkân var. Türk yatırımcıları da işi oluruna bırakmadan mantıklı ve faydalı yatırımlar yapabilirler.” Şirket olarak ticarette belli başlı şeyleri takip ettiklerini söyleyen Aygün , “ Yaptığımız işi her şeyden önce çok seviyoruz ve işlerimizin arkasındayız. Çünkü tasarım performans estetik sağlamlık ve kalite konusundaki deneyim ve farkımızla başarma kararlılığı içinde çalışıyoruz. Özellikle Afrika ülkeleri gibi gelişime muhtaç ülkelere kendi çabamızla faydalı olmaya çalışıyoruz.” şeklinde konuştu. “Herkes kazansın ülkemiz kazansın” 2011 yılının beklentilerini karışladığını belirten Fadime Aygün bu yılın güzel gelişmeler içinde geçtiğini vurguladı. Aygün “ Firma olarak bu yıl daha çok büyüdük. İhracat atılımı noktasında ise güzel bir konuma geldik.” dedi. 2012 yılında ise yeni bayilikler açacaklarını belirten Fadime Aygün firma olarak hedeflerinin oldukları noktadan daha ileriye gitmek olduğunu ifade etti. Düzenli bir şekilde ilerlediklerini kaydeden Aygün “ Yenilikçi bir şirketiz. Türkiye’de satışlarımız oldukça iyi bir noktada. Gözlemlediğimiz kadarıyla da şirketler birbiriyle rekabet içinde değil dostluk içinde ilişkiler yürütüyor. Amaç herkes kazansın ülkemiz kazansın.” diye ifade etti. Son yıllarda Türkiye ekonomisinde güzel gelişmeler olduğunu belirten Aygün” Ülke olarak iyi bir noktadayız. Fakat daha iyi noktalara gelmeliyiz. Türkiye gelişmemiş ülkelere nazaran çok iyi bir konumda. Türkiye’de herkes elinden ne geliyorsa yapması gerekiyor.” dedi. Özellikle gençlere istihdam ortamının sağlanması gerektiğine de dikkat çeken Aygün, “Genç jenerasyonu gelişmek için kazanmalıyız. Beyin göçünü ve Avrupa’ya giden insan göçünü önlemeliyiz. Ülkemizi hep birlikten geliştirmeliyiz.” “MATCH NAİL’İN YENİ PAZAR HEDEFİ ORTADOĞU” Dünyanın birçok ülkesinde kabul gören ve özel stüdyolarda sanatçılar tarafından uygulanan süsleme sanatı her geçen gün insanların ilgisini çekiyor. Türkiye’de ise Kronos Dış Ticaret tarafından MATCH markasıyla 60 farklı desende hazırlanan el ve ayak takma tırnak setleri üretiliyor. “Firma olarak 1216 Haziran 2012 tarihinde Beauty Eurasia 8. Uluslararası Güzellik Fuarına katılarak ürünlerimizi yurtiçi ve yurtdışına tanıtmak istiyoruz” “Türkiye’de çok fazla üretilen ürünler imal etmiyoruz. Pazarda bunlarla ilgili ihtiyaç olduğunu görmemiz bizi kozmetik sektörüne yönlendirdi. Yaptığımız farklı konsepte ki ürünler ile yurt dışı pazarına da açılmayı hedefliyoruz” Firma Ortağı Berrin Diriker, Nail Art çalışmaları ile ortaya çıkan çalışmaların göz alıcı olmasının yanı sıra uzun sürede gerçekleştirilmesinin maliyeti arttırdığını ve isteyen herkesin ulaşabilmesinin kolay olmadığını belirtti. Diriker” Biz firma olarak Match Nail ‘i farklı bir yaklaşımla, kendini bakımlı, iddialı ve şık hissetmek isteyen herkesin beğeni ve kullanımına sunuyoruz. Ürünlerin maliyet ve ulaşılabilirlik açısından kullanıcı ile buluşmasını kolaylaştırıyoruz. Kadınlar tarzlarıyla eşleşen Match Nail, desenleriyle iddialı ve tutkulu olmanın keyfini yaşayacak.” dedi. Ürünlerinin çok yeni olduğunu ifade eden Diriker” Türkiye’de çok fazla üretilen ürünler imal etmiyoruz. Pazarda bunlarla ilgili ihtiyaç olduğunu görmemiz bizi kozmetik sektörüne yönlendirdi. Yaptığımız farklı konsepte ki ürünler ile yurt dışı pazarına da açılmayı hedefliyoruz.” dedi. Kaliteli, doğal görünümlü tırnak yapısı ile uyumlu ve ideal boylardaki el ve ayak takma tırnakları ürettiklerini ifade eden Berrin Diriker Match Nail markasının daha önce oluşan takma tırnaklar ile ilgili önyargıları değiştireceğini belirtti. Sıvı yapıştırıcı ile yapıştırılmış takma tırnaklar, takma tırnak çıkarma solüsyonu ile rahatlıkla tırnaklarınızda kalıntı bırakmadan ve doğal tırnaklarınıza zarar vermeden temizlendiğini söyledi. Bunun yanısıra alternatif Uzun yıllar Uzak Doğu’da yaygın kullanılan tırnak süsleme uygulaması“Nail Art” dünyada bir sanat olarak kabul ediliyor. / Canan Ilgın bir uygulama olanagı sağlayan çift taraflı yapıştırıcıların da daha öne bu sektörde bulunmayan pratik bir uygulama seçeneği olduğunu ve tırnakların mükerrer kullanımına olanak sağladığını vurguladı. Diriker “Kullanıcılarımız takma tırnakların kolayca uygulanabilmesi ve çıkarılabilmesi için gerekli tüm malzemeleri ürün setleri içinde bulabilirler. Ürünlerimiz kullanıldıktan sonra uygulama kolaylığını, pratikliğini ve doğal tırnaklarla olan uyumunu hissedeceklerdir” dedi. “Ortadoğu ülkelerine ihracat yapmayı hedefliyoruz” 2011 yılını üretim çalışmalarına ağırlık vererek geçirdiklerini söyleyen Berrin Diriker farklı kozmetik ürünleriyle üretim çeşitliliğini artıracaklarını belirtti. Ayrıca 2012 yılında yurt içi ve yurt dışı pazarlarını genişletmek istediklerini ifade eden Diriker” Firma olarak 12-16 Haziran 2012 tarihinde Beauty Eurasia 8. Uluslararası Güzellik Fuarına katılarak ürünlerimizi yurtiçi ve yurtdışına tanıtmak istiyoruz. Sahada tüketicinin farklı talepleri var. Türkiye’de olmayan bir çok kozmetik ürün mevcut. Bizde firma olarak bu eksikliklerin giderilmesi için yoğun gayret sergiliyoruz. Sunmuş olduğumuz ürünlerimizin üretilmesinden, paketlenmesine ve sevkiyat işlemlerine kadar tüm işlemler atölyelerimizde yürütülüyor.” şeklinde konuştu. Son olarak firmalarının yurtiçindeki yeniliklere uygun ürünler ürettiğini vurgulayan Diriker, şık konseplerle tüketicinin duygularına dokunan ürünlerle hizmet vermeye devam edeceklerini belirtti. www.ihracat.info.tr 121 UTT ORTAKLARINDAN RECEP TOPÇU : ENDÜSTRİYEL CAM İHRACATI HER YIL ARTIYOR / Dilek Demir Marka değeri yüksek ürünlerin tedarikinde, kalite ve güven sloganıyla büyüyen UTT firması, petrokimya tesisleri, enerji santralleri ve önde gelen sanayi kuruluşlarının ihtiyaç duyduğu yedek parça ve teknik malzemelerini tedarik ederek sektörde adından söz ettirmeye devam ediyor. “İhracatın artmasıyla birlikte cari açığı da azaltacak ara mallar yerli sanayiden karşılanacak. Bu konuda bilindiği üzere Sanayi Bakanlığı her sektörde çok detaylı çalışmalar başlattı” 122 www.ihracat.info.tr Tecrübelerini aktararak sektörde gördükleri eksikleri kapatıp müşterilere daha iyi hizmet vermeyi amaçladıklarını söyleyen Şirket Ortağı Recep Topçu “ 1992 yılında müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda, özellikle teknik cam konusunda yaşanan yavaş ve kısıtlı tedarik sorununun üzerine yoğunlaşan şirketimiz, bu alanda uzmanlaşarak, kalitesi ve güvenilirliliği dünyaca kabul edilen sektörün en iyi markalarını ülkemizdeki müşterilerle buluşturuyor. Biz UTT olarak, yılların verdiği tecrübemizin ışığında, ihtiyacınız olan en uygun camı seçip, talep edilen ölçüde ve miktarda teminini sağlamaktaki istikrarımızı sürdürüyoruz.” dedi. ülkemizde üretilmeye başladı. İhracat çalışmalarının başlaması ile de birçok ara maddeye de ihtiyaç duyuldu.” şeklinde fiade etti. Sektörde yaşanan olaylara değinen Topçu süreci ise tarihi gelişmelerle açıkladı. Topçu “1991 yılında Gorbaçov'un istifa etmesinin ardından S.S.C.B’i dağıldı. Ve bölgemizdeki önemli siyasi ve ekonomik gelişmelere rahmetli Özal’ın reformları da eklenince özellikle inşaat, tekstil, turizm, otomotiv sektörü başta olmak üzere birçok alanda önemli kazanımların başlangıcı oldu. Yabancı firmaların yaptığı ortaklık ve yatırımlarla katma değerli ürünler Soba, şömine ve kombi de gelişen teknolojiyle yüksek ısıya dayanıklı Robax marka seramik cam kullanıldığına dikkat çeken Recep Topçu “ Firmamız Almanya’da Schott firmasının üretimi olan Robax marka seramik esaslı camlarının Türkiye distribütörüdür. Plakalar halinde gelen camlar tesisimizde ebatlaşarak üretici müşterilerimize teslim ediliyor. Bu sayede camlı model soba ve şömineler ısıtma sektöründe önemli meblağlarda ihracat rakamla- Ayrıca yeni deprem yönetmeliğinin hayata geçirilmesiyle inşaat sektöründeki projelerin büyük önem taşıdığını ifade eden Topçu “ Isınma ihtiyacının yanı sıra estetik ve zarafetleriyle değer kazanan şömine ve doğalgazın konutlarda kullanılamaya başlanması sektörde büyük bir canlılık oluşturdu. Özellikle kombiler ülkemizi pazarda Almanya ve İtalya’nın ardından üçüncü sıraya taşıdı.” diye konuştu. Dünyanın her yerine yapılan ihracat “Yüksek ısıya dayanıklı camları KKTC, Suriye, Danimarka, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayland İngiltere ve Almanya’ ya ihraç ediyoruz. İlk ihracatımızı 1991 yılında gerçekleştirdik ve her geçen gün ihracat rakamlarını arttırıyoruz” rına ulaştık. Bahse konu camları erken teslimat ve lojistik avantajlarımızı kullanarak komşu ülkelere, KKTC, Danimarka’dan Çin Halk Cumhuriyetine kadar ihraç etmekteyiz” dedi. 2007 yılında uygulamaya konulan yangın yönetmeliği ile binalarda 120 dakikaya kadar yangına dayanıklı malzemeler kullanılmasının zorunlu hale geldiğini belirten Topçu, UTT Firmasının bu konuda da Alman Schott firmasının üretimi olan Pyran ve Pyranova markalı camları yurtiçi ve yurtdışı önemli projelere satışını gerçekleştirdiklerini belirtti. “Her geçen gün ihracat rakamlarımız artıyor” Yurtiçi ve yurtdışı sektörel fuarları yakinen takip ettiklerini söyleyen Recep Topçu katma değerli üst modellerin üretimi için müşterilere model üretimlerinde önemli destekler verdiklerini söyledi. Yüksek ısıya dayanıklı camları KKTC, Suriye, Danimarka, Çin Halk Cumhuriyeti, Tayland İngiltere ve Almanya’ya ihraç ettiklerini söyleyen Topçu, firmalarının ilk ihracatlarını 1991 yılında gerçekleştirdiğini ve her geçen gün ihracat rakamlarını arttırdıklarını vurguladı. 2011 yılında yeni ürünleri ön plana çıkardıklarını belirten Topçu “2010-2011 yıllarında Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Polonya, Macaristan başta olmak üzere birçok fabrika kapandı ve üretmek yerine ithalata gitmeyi veya dış ülkelerde fason cihaz ürettirmeyi deniyorlar. Yakın zamanda ise Euro bölgesinde derinleşen krizin sonucu olarak İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya’da birçok fabrikanın bu yolu seçtiğine şahit olmaktayız. 2012 yılında ülkemiz için bazı sektörlerde krizin fırsata dönüşeceği bir başlangıcın olacağını düşünüyorum. Soba, şömine kobi, kazan üreticisi birçok firma ellerinde çizimleriyle Türk firmalarının peşinde koşmaktadır. Bu projeleri yakından takip ediyor ve bize ulaşan her talebi müşterilerimizle paylaşıyoruz” dedi. “Türkiye’nin 2023 hedefi güzel bir hedef” Türkiye’nin ileriye dönük hedeflerinin olmasının ülke için güzel gelişmeleri beraberinde getireceğini belirten Topçu “2023 Cumhuriyetimizin 100. yılı olmasının yanı sıra konulan 500 milyar dolarlık ihracat rakamıyla da oldukça iddialı ve bir o kadar da güzel bir hedef belirlendi. İhracatın artmasıyla birlikte cari açığı da azaltacak ara mallar yerli sanayiden karşılanacak. Bu konuda bilindiği üzere Sanayi Bakanlığı her sektörde çok detaylı çalışmalar başlattı. Bu hedefi yakalayabilmek için ihracatımızın her yıl yüzde 12 oranında artması gerekiyor. Tasarım, Ar-Ge ve inovasyonun bu hedef için vazgeçilmez bir unsur olduğunu düşünmekteyim. Bu yüzden ihracatta ve üretimde katma değer yaratmak için inovasyon ve ar-ge çalışmaları şart.” dedi. Ayrıca ihracat artışı için, yenilikçi ve katma değeri yüksek ürünlerin tasarlanmasına destek verilmesi gerektiğini belirten Topçu “Bu sayede ülkemiz 2023 yılında bu hedefi yakalayarak gelişmiş bir ülke konumda olacak” diye konuştu. Recep Topçu UTT Firması Şirket Ortağı 2012 yılında ülkemiz için bazı sektörlerde krizin fırsata dönüşeceği bir başlangıç olacak. Türkiye’nin ileriye dönük hedeflerinin olmasının ülke için güzel gelişmeleri beraberinde getirecek. İhracatın artmasıyla birlikte cari açığı da azaltacak ara mallar yerli sanayiden karşılanacak. Bu yüzden ihracatta ve üretimde katma değer yaratmak için inovasyon ve ar-ge çalışmaları şart. www.ihracat.info.tr 123 NASIL BAŞARDILAR? / Esra Uslu 18 YAŞINDA KURDUĞU HAYAL ONU SEKTÖRDE DEV YAPTI Tamer Uğurluel Ser-Gün Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye’den uluslararası bir marka daha yükseliyor. Güneş Enerji Sistemleri alanında faaliyet gösteren Ser-Gün Güneş Enerjisi, uluslararası pazarlarda ülkemizin bayrağını gururla dalgalandıryor. Merkezi Antalya’da bulunan ve yurtiçinde 23 bölgede faaliyet gösteren Ser-Gün, bugün yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da sektöründe tanınan bir marka haline geldi. Ser-Gün, sektöründeki uluslararası markalarla başa baş rekabet ederken, kaliteli ürünleri ile rakiplerinden bir adım öne geçerek büyük rağbet görüyor. Üst üste tüketici ödülleri kazanan bir firma olarak, üretimde nelere dikkat ediyorsunuz? Ser-Gün üretime başladığı günden bugüne kaliteye yatırım yaptı. Kendi sektöründeki üretim teknolojisini belirleyen Firmamız ürünlerinde kalite çıtasını her zaman yüksekte tuttu. Bu amaçla Araştırma Geliştirme faaliyetlerine büyük önem verildi. Ser-Gün, bu çalışmalarının karşılığını da hem yurt içinde hem yurt dışında kazandığı ödüller ile taçlandırdı. 2006 yılından 124 www.ihracat.info.tr itibaren üst üste tam 6 yıl sektöründe ‘Kalitesine En Çok Güvenilen Marka’ seçildi. Ayrıca 2009-2010 ve 2011 yıllarında Avrupa Birliği Kalite Ödülünü kazandı. Ser-Gün, kalitesi ile dünyanın en büyük örgütü olan Birleşmiş Milletler’in de dikkatini çekmeyi başarmıştır. Ser-Gün, güneş enerji sistemleri konusunda Birleşmiş Milletler’in dünyadaki tek resmi tedarikçisi konumundadır. Ürünlerimiz Avrupa Birliği standartlarına uygun olup CE belgelidir. Sektöründeki en önemli belge olan Solar Keymark belgesine sahiptir. Ser-Gün’ü başarılı kılan etkenler sizce nelerdir? İnanç, azim ve kararlılıktır. Üretim ve hizmet kalitesinden asla taviz verilmemiştir. Mutlak müşteri memnuniyetini hedef alan Sergün kılı kırk yararak çalışmalarını pür dikkat ve yılmadan devam etmektedir. Bu standartını her daim kılmak için Sergün, Tüv Cert’ ten ISO 10002 Müşteri Memnuniyeti Standartını kurmuş ve belgelendirmiştir. Güneş enerjisi ile ilgili toplumumuzun bilinçli olduğunu düşünüyor musunuz? Sizce kullanım yaygın mı? Yeteri kadar bilinçli olmadığını düşünüyoruz. Güneş enerjisini ve faydalarını ve de sıcak suyun insan yaşamı için önemini köy köy kasaba kasaba Türk insanına 235 araçla ve 620 çalışanla anlatmaya çalışıyoruz. Açıkçası Türkiye’de güneş enerjisi tanıtımının gönüllü tanıtım ekibi misyonunu üstlendik. Bu tanıtımlar sonucunda da çok güzel sonuçları alıyoruz. Zaten İnsanlar güneş enerjisi hakkında yeterince bilinçli olmuş olsalardı şu an Türkiye’deki tüm çatılar güneş enerjisi kurulu olurdu. Güneş enerjisi sistemleri ile ilgili sektörün durumu nasıl, sektörün geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz? Sektörümüz şu an hareketli değil. Yatırım teşvikleri ve kullanım teşvikleri konusunda sıkıntılarımız var. Ancak firmalar kendi gayretleriyle sektörde tutunmaya ve yaşamaya çalışıyorlar. Sektörün geleceği çok parlak özellikle Avrupa ülkeleri sektörün lokomotifi durumunda. İster istemez gün gelecek ve Türkiye’de de sektör standartlarını oluşturacak ve tabiî ki canlanacak. Türkiye bu konuda çok bakir. Ar-Ge çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz? Sergün Kurulduğu günden beri ar-ge ve tasarım çalışmalarına çok önem vermektedir. Pratik ve seri montaj nasıl yapılır. Sistemlerin verimliliği nasıl yükseltilir. Nasıl daha kaliteli üretim yapılır konuları ARGE departmanımızda mühendislerimizce titizlikle çalışılmaktadır. Sektörümüz yeni olduğu için güneş enerji sisteminin üretiminde kullanılan makineleri de kendimiz tasarlayıp ürettirmekteyiz. Şu an kendi geliştirdiğimiz ve tescili tamamlanmış 9 faydalı model belgemiz mevcuttur. Verimliliklerini test ettiğimiz yeni sistemlerimiz de mevcuttur. Zamanı geldikçe onlarda pazara sunumları yapılacaktır. Ser-Gün’de kaç kişi çalışıyor? Türkiye’de kaç yerde kaç satış noktanız bulunuyor? Yeni satış noktaları planlarınızda var mı? İnsan kaynaklarında da nitelikli işgücüne büyük önem verildi. Ser-Gün bugün 620 nitelikli personeli ile yurt ekonomisine istihdam yönünden de büyük faydalar sağlamaktadır. Türkiye içinde 23 noktada şube veya bölge müdürlüklerimiz mevcuttur. Yılsonuna kadar şube sayımızı 30’a çıkartmayı planlamaktayız. Kaç ülkeye ihracat yapıyorsunuz? İhracat yaptığınız ülkelerin isimleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu ülkeler içinde özellikle piyasasına sahip olduğunuz ülkeler var mı? 2009 yılından beri şu an 18 ülkeye distribütörlük bazında ihracat yapıyoruz. Yoğunlukta Kuzey Afrika ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Balkanlara ve Kafkasya’ya ihracat yapmaktayız. İhracatta özellikle bir ürün bir bölgede ön plana çıkıyor mu? Yok hayır. Her gelir grubuna göre farklı ürün portofolyasına sahibiz dolayısıyla distribütörlerimiz siparişi karışık olarak vermekteler. İhracatta girmeyi düşündüğünüz pazarlar var mı? Hangi pazarlar hedefinizi oluşturuyor? Elbette var. İhracatta hızımız hiç kesilmeyecek. Avrupa, Amerika, Avustralya, Asya kıtalarının yanı sıra Uzak doğu ülkeleri hedefimizde. Turkishexporter.net sistemi hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce internet üzerinden ihracat yapmak genel olarak ihracatta neleri değiştirdi? Değiştirecek? Turkishexporter.net sisteminin gerçekten çok etkin ve faydalı olduğunu düşünüyoruz, bizlerin kendi çabalarımızla ulaşmakta zorlanabileceğimiz ve daha da önemlisi Türkiye’den ürünlerimizi almakla direk ilgilenen firma bilgilerinin bizlere ulaştırılması çok büyük bir fırsat, sistemin sanki 365 gün süren bir fuar gibi olduğunu düşünüyoruz. Potansiyel alıcılarla direk olarak buluşma imkanı sağlandığı için sistemin ihracat yapmak isteyen ya da artırmayı hedefleyen firmalar için hem gerekli hem de faydalı olduğunu düşünüyoruz.“ dedi. 18 YAŞINDAKİ BİR GENCİN HAYALİ Ser-Gün, Tamer Uğurluel tarafından 1984 yılında kuruldu. Henüz 18 yaşında bir genç olan Ser-Gün Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Uğurluel, o zamanlar kısıtlı imkanlarıyla küçük bir atölyede ama inanç ve azimle üretim yapmaya başladı. Adana’da başlayan serüven bir sure sonra yeni pazarlar arayışı ile Antalya’ya yöneldi. Kaliteye verilen önem, müşteri ilişkileri, satış sonrası hizmetleri ile kısa zamanda kalitesini kanıtlayan Ser-Gün, Antalya’dan başlayarak dalga dalga yurda yayılmaya başladı. Başlarda bir-iki şube derken, bugün Ankara’nın batısında 23 bölge ve şube müdürlüğü ile yüzbinlerce aileye bedava sıcak su üretme cihazı sağlayan köklü bir şirket haline geldi. www.ihracat.info.tr 125 li Tür k r ta ’nin ihracat po iye HER KOBİDE BİR HABER VAR HER KOBİDE BİR HABER VAR turkishexporter.net’in katkılarıyla K Harun Akgül KAHKECİZADE ÜRETİMİNİ 36 TON ARTIRDI Bayiiler üzerinden Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine ihracat yapan Kahkecizade hedeflerine yeni pazarları ekleyerek her kıtada ihracat yapacak 1982 yılında turizm ve akaryakıt alanında görev yapmak üzere kurulan tesislerini, 2007 yılında bayii ve müşterilere kurabiye üretimi ile faaliyete geçiren Kahkecizade, 44 bayisiyle hizmet vermeye devam ediyor. Geçtiğimiz yılda günlük 4.5 ton kapasite ile çalışan firma bugün 40 ton üretim kapasitesine ulaştı. Kapalı çalışma alanını 2 katına çıkartarak, üretim ve personeli için daha refah bir ortam hazırlamaya önem verdiklerini belirten Firma Sahibi Harun Akgül, iki yüzden fazla çalışan ve 44 bayii ile 58 şube ile hizmet gerçekleştirdiklerini söyledi. Akgül, “Tesisimizde tatlı ve tuzlu olmak üzere toplam 15 çeşit kurabiye üretiliyor. Buna ilave fason olarak fındık badem, Beypazarı kurusu, pasta altı ve galeta çeşitleri tüketiciye temin ediyoruz” dedi. Ar-Ge çalışmalarına ayrıca önem verdiklerini dile getiren Akgül, “Türkiye’nin gizli kalmış lezzetlerinin araştırılıp keşfedilmesi, mevcut ürünlerimizin aynı standartta tutulabilmesi ve geliştirilmesi için Ar-Ge ve inovasyonun öneminin bilincinde olan firmamız işinin ehli ustalarımız ve mühendislerimiz eşliğinde çalışmalarına yoğun bir şekilde devam ediyor.” diye konuştu. Ev kurabiyesi tadında üretim yaptıklarını ifade eden Akgül, “Kullanılan tüm hammaddeler yüzde yüz doğal olup, ürünlerimizi yurtiçi ve 126 www.ihracat.info.tr y u r td ı ş ı n d a güvenle tüketime sunuyoruz. Üretimin her aşaması imalat ve kalite sorumluları tarafından kontrol ediliyor” dedi. Akgül; “Küreselleşme kavramının giderek yaygınlaştığı günümüzde, iletişim ve ulaşım imkânlarının kolaylaşması ve sınırların öneminin azalmasıyla tüm dünya büyük bir pazar yeri haline gelmiştir. Bu noktada, B2B siteler üzerinden e-ticaret yapmak dış ticaret açısından son derece hızlı ve etkili bir yoldur. Biz de farklı pazarlara ulaşmak adına www.turkishexporter.net sistemini kullanıyoruz ve pazarımızı çeşitlendirerek ihracatımızı artırmak istiyoruz.” şeklinde konuştu. Geçtiğimiz yılda artan talep ve pazar payını genişletmek adına ihracata yöneldiklerini söyleyen Akgül, “Bayiiler üzerinden Avrupa ve Orta Doğu ülkeleri başta olmak üzere çeşitli ülkelere ihracat gerçekleştiriyoruz. Ürünler, damak zevkine göre ülke bazında değişiklik göstermekle beraber, üretim yaptığımız tüm çeşitler rağbet görüyor.” dedi. İhracat, iç pazar bağımlılığını azaltmak, üretimi arttırmak ve pazar dalgalanmalarını dengede tutmak adına öncelikle önem verdiğimiz konulardan olduğunu ifade eden Akgül, “Pazar payını arttırarak markamızı her kıtada tanıtmak ve gelişen teknolojiyi, geleneksel tadımızdan ödün vermeden üretimimize adapte etmektir.” diye konuştu. www.ihracat.info.tr 127 K Jale Karan: KARAN TEKSTİL’İN YENİ PAZARLARI; RUSYA, İSRAİL VE AMERİKA Binin üzerinde iplik çeşidiyle üretim yapan Karan Tekstil, üretim kapasitesini arttırmayı hedefliyor 1991 yılında kurulan Karan Tekstil, üretim hayatına akrilik iplik üretimi ile başladı. 2004 yılından sonra fantezi iplik üretimine de geçen firma devam ettirdiği Ar-Ge çalışmalarıyla birlikte binin üzerinde iplik çeşidinde üretim yapıyor. Farklı karışımlarla farklı efektlerde ürünler ürettiklerini belirten İhracat Müdürü Jale Karan, “Ürünlerimizin üretiminde yumuşaklık, tüylülük, gramajın düşük olması öncelik verdiğimiz konular. Ar-Ge departmanımızda daha nitelikli karışımlarla, daha farklı ve daha kullanışlı nasıl üretim yapabileceğimiz konusunda sürekli çalışmalar yürütüyoruz” dedi. İç piyasanın çoğu dış pazara göre daha gelişmiş konumda olduğuna dikkat çeken Karan, “Türkiye tekstilin her alanında gelişmenin çok ötesinde bir yerde duruyor. Kendi ham maddesini üretiyor, kendi tasarımlarını yaratıyor ve kendi ürünlerini kendi markalarıyla girdiği pazarlarda satışa sunuyor. Modayla ismi aynı anda geçen İtalya’nın yerini Türkiye alıyor.” diye konuştu. Dış pazara göre iç piyasada daha aktif çalıştıklarını belirten Karan, “İç pazarda talep çok fazla, daha fazla ihracat yapmak için üretim kapasitemizi artırmayı planlıyoruz. Yüzde 30 ihracat gerçekleştiriyoruz. Özellikle İngiltere, Polonya, Brezilya, Fas, Tunus, Mısır, Suriye ve İran gibi ülkeleri devamlı pazar haline getirdik.” dedi. Geçtiğimiz yılda İran’da fabrika kurarak yeni yatırımlar gerçekleştirdiklerini dile getiren Karan, “Bu bölgedeki pazarlara böylece daha kolay ulaşmamız ve ihracat yapmamız söz konusu olacak. Aynı zamanda İstanbul’da triko üzerine üretime başladık. Önümüzdeki aylarda bu alanda faaliyetlerimizi arttıracak ve pazar alanımızı genişleteceğiz. Devam eden görüşmelerimizin yanı sıra ürettiğimiz triko ürünlerin ihracatını da yaptık. Almanya, Belçika’ya satış yaptık. Rusya, İsrail, Amerika da hedef pazarlarımızı oluşturuyor” şeklinde konuştu. 128 www.ihracat.info.tr K Müslüm Karataş: KARTEK METAL’İN GÜNDEMİNDE İHRACAT VAR Fason paslanmaz çelik ve mutfak eşyaları polisajıyla üretimleri ile faaliyet gösteren Kartek Metal, bu yıl içerisinde ihracata başlayacak 1989 yılında kurulan Kartek Metal, fason paslanmaz çelik ve mutfak eşyaları polisajı ile üretim hayatına başladı. Bugün, paslanmaz dizayn, tasarım, fason polisaj uygulamaları, dokuma makineleri yedek parça imalatı ve çelik konstrüksiyon imalat ve cephe giydirme çatı sistemleri üretimi ile faaliyetlerine devam ediyor Tecrübe ve kalite üretim anlayışıyla, polisaj sektöründe başarılar kaydettiklerini belirten Kartek Metal Genel Müdürü Müslüm Karataş, “Uygun fiyat, en kaliteli işçilik ve zamanında ürün teslimini bir prensip haline getiren firmamız her zaman en iyi olmanın yolunda ilerleyerek faaliyetlerini sürdürüyor” dedi. Kaliteli işçiliği en uygun şartlarda müşterilerimize sunabilmek adına teknolojik olarak yenilik üretmeye odaklı çalıştıklarını dile getiren Karataş, “Otel ve benzeri işletmelere yönelik özel banyo aksesuarları imalatı, tasarımı için ar-ge ve ürün geliştirme çalışmalarımız devam ediyor. Firmamız kaliteli işçilik ve zamanında ürün teslimini bir prensip haline getirmiştir. Her zaman iyi olmanın yolunda ilerleyen bir firma olarak faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. ” diye konuştu. Metal sektörü globalleşen dünya ekonomisinde sürekli gelişen bir sektör olmasına değinen Karataş, “Ülke ekonomisinin ve sanayileşmesinin özerinde büyük etkileri olan lokomotif sektör olma özelliğinden dolayı gelişmenin en önemli faktörü olduğunu düşünüyorum. Demir-çelik sektörü ülkemizde sürekli gelişen bir sektör, biz de bu gelişmeleri takip ederek kendimizi yeniliyoruz.” şeklinde konuştu. İmalat ve polisaj uygulamalarını dolaylı olarak ihraç eden bir firma olduklarını söyleyen Karataş, “Direk Kartek Metal olarak ihracat hedefliyoruz. Hedef pazarlar olarak Rusya Türkmenistan Azerbaycan, Ukrayna, Gürcistan, İran, Irak, Türkî Cumhuriyetler, Orta Doğu ülkeleri ve Arap ülkelerine planlıyoruz.” dedi. A Tetyana Alp: AREA ARAP ÜLKELERİNE İHRACATINI YÜZDE 15 ARTIRDI A Melih Toraman: AKDAĞ GIDA AVRUPA’DAN SONRA ARAP ÜLKELERİNE AÇILIYOR Ürettiği kayısı çekirdeğini Avrupa ülkelerine ihraç eden Akdağ Gıda yeni pazar olarak Arap ülkelerini hedefliyor Area Foreign Trade Avrupa ülkelerine ihracat yapan firma bu yıl içerisinde Arap ülkelerine de pazar olarak yöneliyor. 2009 yılında kurulan Area Foreign Trade, tedarik ettiği ürünlerin hedeflediği pazarlara kendi markasıyla ihracatını gerçekleştiriyor. Area markasıyla ihraç ettiği ürünlerde kalite ile makul fiyatı birleştirdiklerini belirten Firma Sahibi Tetyana Alp, proje bazında çalıştıklarını söyledi. Özellikle okul, hastane ve otel projelerinde tekstilden mobilyaya kadar birçok ürün satışı gerçekleştirdiklerini söyleyen Alp, “Türk üreticisinin eskiye göre daha üstün kalitede üretim yapıyor. Üretici firmaların dış ticaret departmanları genelde farklı pazarlara açılamıyorlar. Biz de bu üreticilerin mallarını ihracat yaparak bu ürünleri farklı pazarlara ulaştırıyoruz.” dedi. Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Hırvatistan, Polonya gibi pazarlarda aktif olduklarını belirten Alp, “İtalyan mobilyaları kalitesiyle popüler ancak fiyatıyla hiç makul değil. Bu yüzden Türk ürünleri ile girdiğimiz pazarlarda alternatif oluşturuyoruz” diye konuştu. İhracatı geçtiğimiz yılda yüzde 15 arttırdıklarını belirten Alp, bu yıl için Arap ülkelerine ihracat yapmayı hedeflediklerini söyledi. Türkiye’nin ihracatının artarak devam edeceğine inandığını dile getiren Alp, “Türkiye bölgesel konumu itibari ile Uzak Doğu ülkelerine göre avantaj sahibi. Üretim kalitesinin artması ve daha uygun maliyetle yapılabilmesi, Türkiye’yi tercih sebebi yapacaktır” dedi. Kayısı çekirdeği üzerine üretim yapan Akdağ Gıda, aynı zamanda ihracat faaliyetlerine devam ediyor. 2006 yılında ihracata başlayan firma ürettiğinin yüzde 70’ini ihraç ediyor. Almanya, İtalya, Hindistan, Pakistan, Hollanda gibi ülkelere ihracat yaptıklarını belirten Akdağ Gıda İhracat Sorumlusu Melih Toraman, geçtiğimiz yılda ihracatı artırdıklarını söyledi. Krizin müşteride alım gücünü düşürdüğünü ve fiyatları daha uygun beklentide olan siparişlere sebebiyet verdiğine dikkat çeken Toraman, “2011 yılında müşterinin talebine öncelik verilerek satış yapmış olduk “dedi. Yeni talepleri takip ettiklerini söyleyen Toraman, “Pazar çeşitliliğine önem veriyoruz. Bu yüzden yeni pazarlara ürünlerimizi göndermek istiyor, bu konuda çalışmalar yürütüyoruz. Ürünlerimizin bilinmediği pazarlara şimdilik girmek istemiyoruz. Arap ülkelerinden gelen talepler alım gücünün olduğunu gösteriyor. Öncelikli olarak Dubai’ye ihracat yapmayı düşünüyoruz” diye konuştu. Üretimin Malatya’da az sayıda firma tarafından yapıldığını söyleyen Toraman, ”Aynı ürün aynı müşteriye pazarlandığı için rekabet yoğun olmasa da farklılık olması gerekiyor. Bu yüzden ürün çeşitlemesine ileride yönelmeyi düşünüyoruz. Badem, fıstık gibi ezme, un ve parça şeklinde üretimini yapmayı uzun vadede planlıyoruz” dedi. www.ihracat.info.tr 129 HER KOBİDE BİR HABER VAR HER KOBİDE BİR HABER VAR i Timur Bircan: İHRACATIMIZI ARTIRMAK İÇİN YENİ FABRİKA KURUYORUZ F Mehmet Demirel: FİTNESSPOR SPOR ALETLERİYLE 81 İLDE VAR Sporsuz ve hareketsiz bir yaşam tarzı kalp ve damar hastalıklarından diyabete kadar birçok hastalığa neden oluyor. Sporun ruhsal sağlığa da katkısı olduğunu belirten uzmanlar düzenli olarak spor yapan gençlerin şiddete daha az başvurduklarını söylüyor. İzmir’de kurulan yeni fabrikasıyla üretim kapasitesini artırmayı hedefleyen Bircanlar Cam bu yıl ihracat yapmayı hedefliyor 2000 yılında Samsun’da kurulan Bircanlar Cam mozaik üretimiyle faaliyet gösteriyor. İzmir’ de yeni fabrika kurarak üretim kapasitesini artırmaya yönelen firma ihracata odaklanarak büyümeyi hedefliyor. Daha önce Ukrayna, Yunanistan’a ihracat yaptıklarını belirten Şirket Müdürü Timur Bircan, “Bu yıl içerisinde ihracat odaklı üretim yapmaya başlayacağız. Yeni fabrika ile birlikte dış cephe kaplama, havuz, söve, ısı yalıtımı gibi alanlarda üretim artırmayı planlıyoruz. Üretimin yüzde 20 ihracatla başlayıp, üretimin yarısını ihraç etmeyi planlıyoruz.” dedi. İspanya pazarına girmeyi planladıklarını belirten Bircan, “İspanya’dan bazı firmalar ile ihracat yapmak için görüşme halindeyiz. Bunun dışında öncelikle hedeflediğimiz pazarlar arasında Türki Cumhuriyetler, Tunus, Libya var.” diye konuştu. Bayilik çalışmaları yürüttüklerini ve bu konuda tespitlerde bulunduklarını belirten Bircan, geçtiğimiz yılı iyi geçirdiklerini ancak bu yılın daha iyi geçirecekleri konusunda ümitli olduklarını dile getirdi. B2B sitelerin tanıtım yönü açısından çok faydalı olabildiği konusuna değinen Bircan, aracı bir firma ile bağlantı kurularak ihracat yapılmasını güvenli bulduğunu söyledi. Türkiye’nin ihracatının artmasına yönelik çalışmalarını olumlu bulduğunu dile getiren Bircan, “turkishexporter.net gibi ihracatı artırmaya organize olmuş şekilde çalışan kurumların varlığı ülkemizin ihracatına katkı sağlıyor. Türkiye bu motive ile devam ederse hedeflediği ihracat rakamlarının üstüne bile çıkabilir.” dedi. 130 www.ihracat.info.tr Fitnesspor Aletleri Firma Sahibi Mehmet Demirel firma olarak sağlıklı yaşam için insanlara hizmet sunduklarını ve bu işi yaparken müşteri memnuniyetini öncelikli gördüklerini belirtti. Firmalarının Türkiye’de 51 bayiliği olduğunu belirten Demirel, 81 ilin 81’de ise teknik servislerinin bulunduğunu ifade etti. Demirel “ Fitnesspor Aletleri firması olarak ev tipi spor aletleri, profesyonel spor aletleri, engelli ve yaşlı araçları,medikal malzemeler, termal masaj yatakları ve dağ bisikletleri ithal ediyor ve Türkiye’de ki müşterilerimize ulaştırıyoruz.” dedi. 2011 yılında firma olarak daha çok büyüdüklerini belirten Demirel, bu yılın Türkiye ekonomisi için güzel bir yıl olacağını söyledi. Mehmet Demirel “Firma olarak sektörde çok iyi bir noktadayız. Rekabet gücümüz oldukça yüksek. Hedefimiz ise sağlıklı yaşam ürünlerini Türkiye’ye kazandırmak. İnsanların sağlıklı ve mutlu yaşam sürmelerine yardımcı olmaktır. ” dedi. Ç Mehmet Ağaçayaklar: ÇAĞLAYAN SOĞUTMA DOLAPLARINI 50 ÜLKEYE TAŞIYORUZ Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere 15 bayi ile faaliyet gösteren Çağlayan Soğutma ürünlerini 50 ülkeye ihraç ediyor Sanayide özel servis olarak işe başlayan Çağlayan Soğutma, bugün endüstriyel soğutma market ekipmanları üretim faaliyetlerine devam ediyor. Başta Almanya, Fransa, İngiltere gibi Avrupa ülkeleri olmak üzere 15 ülkede bayilikleri ile ihracat çalışmalarına devam eden firma, üretime yaptığı yatırımlar ile bu yıl içinde 10 bin metrekare alanı iki katına çıkarmayı planlıyor. Yüksek kalite, özgün tasarım ve montaj sonrası teknik destek anlayışıyla hizmet verdiklerini belirten Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ağaçayaklar, “Çağlayan markamızla ürettiğimizin yarısını ihraç ediyoruz. Gelen taleplere göre üretim yapmamız mümkün oluyor, Ar-Ge çalışmalarımız ile sektördeki ihtiyaca yönelik üretimler yapıyoruz.” dedi. Sektörel anlamda Türkiye’nin üretimde ve pazarlamada gelişmişliğine dikkat çeken Ağaçayaklar, “İç pazarda yaşanan rekabet sıkı, ancak bu rekabet dış pazarlarda dayanışmaya dönüşüyor. Türk firmalarının ürünlerinin kaliteli olmasından dolayı birbirini beslemesi söz konusu oluyor. Bizim sektörde özellikle Avrupa’da yüzde 60 Türk ürünleri kullanılıyor.” dedi. Avrupa’daki krizden etkilenmediklerini ifade eden Ağaçayaklar, özellikle İtalya’nın ürünlerinin fiyatını artırmasının Türkiye’deki firmalar için fırsat olduğunu ve pazarda satışlarını arttırdıklarını söyledi. Geçtiğimiz yılda Çağlayan Soğutma olarak büyüme kaydettiklerini belirten Ağaçayaklar, 50 ülkeye ihracat yaptıklarını söyledi. Ağaçayaklar, “Bu sayıyı 70’e çıkarmayı hedefliyoruz, ayrıca bayiliklerin cirosunu arttırmayı da planlıyoruz,. Soğuk hava depoları, sütlük ve şarküteri reyonları, pastane reyonları gibi ürünlerimizin satışı ile ön plana çıkıyoruz. Pazar araştırmalarında www.turkishexporter.net ile farklı pazarlarla bağlantı kuruyor, pazarımızı çeşitlendiriyoruz.” diye konuştu. Ü Mustafa Balık: ÜZSAN OLARAK E-İHRACATLA PAZAR BULUYORUZ İhracata yeni başlayan bir firma olan Üzsan Ticaret Arap ülkelerini pazar olarak hedefliyor 1996 yılında kurulan Üzsan Ticaret, lazer sistemleri, av, hediyelik ürünler, reklam ve promosyon alanlarında faaliyet gösteriyor. Av silahları gravürleri ve işlemeleri, ahşap, deri, kumaş, cam, mermer, oyma kesim ve nakış lazer sistemleri yapan firma yeni tasarımlarla ürünlerinde özgünlüğü yakalıyor. Kaliteyi ön planda tutarak üretim yaptıklarını belirten Firma yetkilisi Mustafa Balık, özellikle hediyelik ürünler üzerine imalat yaptıklarını ve iç pazarda satışa ağırlık verdiklerini söyledi. İnternetin üzerinde satış yaptıklarını söyleyen Balık, www.turkishexporter.net ile pazar araştırmaları yaptıklarını ve yaptıkları görüşmeler neticesinde yakın zamanda ihracata başlayacaklarını ifade etti. Gelen taleplere göre pazar belirlediklerini ve üretimin yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini söyleyen Balık, “Arap ülkelerine ihracata başlayacağız. Bilhassa Türkiye’nin ihracatının artmasıyla artık her sektörde firmalar kendine pazar hedefi belirliyor. Biz de hedef pazarlarımıza ürünlerimizin satışını yaparak ülkemizin 2023 vizyonuna ulaşmasında katkımız olsun istiyoruz.” dedi. www.ihracat.info.tr 131 B Abdülaziz Hizmet: BU YIL 5 MİLYON DOLAR İHRACAT HEDEFLİYORUZ S Ümit Taşan: SEKTÖRDE YENİYİZ AMA HEDEFLERİMİZ BÜYÜK Gaziantep’te kuruyemiş şekerleme gıda sektöründe Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’ndan ilk üretim sertifikası alan Mesut Kuruyemiş ihracat rakamlarını her geçen gün arttırıyor. İşletmenin temelleri 1933 yılına dayanıyor. Arap ve Avrupa ülkelerine ihracat yapan firma Türkiye’de özellikle doğu bölgelerinde marka olarak hizmet veriyor. Firmanın Dış Ticaret Uzmanı Abdülaziz Hizmet, firmalarının Mesut Kuruyemişleri, Mesut Yediler Şekerci, Tahir Efendi adıyla üç marka tescili yaptırarak kendi kalitelerini tescillediklerini ifade etti. Hizmet “ Şu an bu markaların üçünde de kuruyemiş sektöründe bir numara olan Şekerci Tahir Efendi Ltd. Şti. firmasını devam ettiriyoruz. Mesut Yediler firması olarak ürün kalitesine Türk Gıda Kodeksine büyük önem vererek kararlılık ve azimle işçi-işveren uyumluluğuyla hizmet veriyoruz. Bu anlayışıyla hem yurtiçi hem yurt dışı pazarlarda daima bir numarası olmuş durumdayız” dedi. 2011 yılında 1 milyon 700 bin dolar ihracat yaptıklarını belirten Hizmet, 2012 yılı hedeflerinin 5 milyon dolar olduğunu vurguladı. Hizmet “Almanya, İsviçre, Irak, Bahreyn, Mısır ve Suriye olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerine ihracat yapıyoruz. Ürünlerimizin üretilmesinde büyük bir titizlik gösterilerek tam otomatik makinelerde el değmeden Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın üretim izni ve T ü r k Gıda Kodeks i n e uygun olarak üretim yapıyoruz.” dedi. 132 www.ihracat.info.tr 2011 yılında kurulan Katrem Bilişim Yapı Şirketi dış ticaret ve danışmanlık hizmetiyle sektörde firmaların ticari işlem kolaylığını sağlıyor. Yeni kurulan bir firma olduklarını belirten Şirket Sahibi Ümit Taşan kurulduğu yıl itibariyle tecrübesel bazı sıkıntılar yaşadıklarını fakat her geçen gün şirket olarak hedeflerine ulaşmak için ciddi adımlar attıklarını ifade etti. Taşan “ 2011 yılında kurumsal anlamda firmanın tanınması anlamında bazı sıkıntılar yaşadık. Elbette yaşadığımız avantajlarda söz konusu. Fakat bu dönem biraz bekleme süresi içindeyiz.” dedi. Katrem Bilişim Yapı yeni teknolojiler hakkında müşterilerini bilgilendirerek onlara üst düzey sorunlarda direkt müdahale imkânı sunuyor. Taşan “ Firmalara maliyetleri düşürücü çözüm önerileri getiriyoruz. Sistemin en üst düzeyde güvenliliğinin ve sürekliliğinin sağlanması için çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca sistemin periyodik kontrolünün yapılmasına olanak sağlıyoruz.” diye konuştu. 2011 yılında yaşanan Arap Baharı nedeniyle sektörel anlamda girmeyi hedefledikleri pazara giremediklerini belirten Taşan, bu bölgelerle olan ilişkileri sıcak tutmaya özen gösterdiklerinin de altını çizdi. Türkiye’nin ekonomisiyle ilgili sıkıntıların olmadığını ve uzun vadede doğru çözümlemeler kurulursa Türkiye’nin kısa sürede cazibe merkezi olacağını söyleyen Taşan” Bizim tek temennimiz para kazanmak değil dünya barışına ve ülke ekonomisine katkı sağlamaktır.” ifadelerini kullandı. B Necla Kahraman: BESTANK 3 KITAYA İHRACAT YAPIYOR Ürettiği ürünleri dünyanın birçok ülkesine ihracat eden Bestank pazar alanını genişletmeye devam ediyor. Besler Makine 34 yıllık tecrübesi ve yenilikçi yapısıyla BESTANK tescilli markası adı altında hidrofor denge ve genleşme tankları ile EPDM/Butly membranları üretiyor. Ürettiği ürünleri dünyanın birçok ülkesine ihracat eden firma yeni pazarlar arıyor. Şirket Satış Pazarlama Müdürü Necla Kahraman ihracatçı bir firma olduklarını ve 2011 yılındaki ihracatlarının 1 milyon dolara ulaştığını söyledi. Kahraman “ 2011 yılında Almanya, Orta ABD, Danimarka, Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Makedonya, Ukrayna, Filipinler, Kore, Fas, Suriye ve Tunus’a tanklarımızı ve membranlarımızı gönderdik. Bu yıl daha çok ihracat ağırlıklı çalışmalar yaptık. İhracatlarımızın yüzde 90’ı konteynır bazında gerçekleşiyor.” dedi. Sakarya’da kendi üretim tesislerinde imalat yaptıklarını söyleyen Kahraman, sürekli artan taleplere ürün kalitesi ve müşteri odaklı çalışmalarını ekleyerek cazip fiyatlarla satış yaptıklarını belirtti. 2012 yılı hedeflerinin içinde yurt içi pazarlarını da arttırmak olduğunu söyleyen Kahraman “ Türkiye’nin her yerine ürünlerimizi ulaştırmak istiyoruz. Özellikle her ilden 2,3 büyük firmayla çalışmalar yapmayı hedefliyoruz. Firma olarak kendimizden emin bir şekilde büyüyoruz.” Şeklinde konuştu. 2012 ihracat hedeflerinin 1.5 milyon dolar olduğunu vurgulayan Nejla Kahraman, Besler Makine firması olarak Bestak markasıyla tüm dünyaya ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Ayrıca bu yıl yeni ihracat pazarları belirlediklerini söyleyen Kahraman “ Kuzey Afrika, Orta Asya, Türki Cumhuriyetler, Rusya ve Dubai hedef Pazar olarak görüyoruz. Ulaşamadığımız tüm ülkelere ulaşmak ve tank ve membranlarımızı bu bölgelere göndermek istiyoruz” dedi. Ürettikleri tüm ürünlerde Ce belgesi bulunduğunu belirten Kahraman, Avrupa standartlarında üretim yaptıklarının altını çizdi. Kahraman “ Öte yandan 8 litreden 10 bin litreye kadar çok değişik hacimlerde üretilen hidrofor ve genleşme tankları 10-16-25 bar ile dünya da çoz az firmanın üretim yaptığı bir işi yapıyoruz. Ayrıca bizim membranlı tanklarımızın membranları değiştirilebiliyor ve tanklar çöpe atılmıyor. Membranlarımımızı İtalya’dan getiriyoruz ve kalitesi tartışılmaz koku yapmayan ürünler imal ediyoruz.” dedi. H Mehmet Camgöz: HİPOMAK’IN 10 ÜRÜNÜNDEN 6’SINI İHRAÇ EDİYORUZ Dört kıtaya ihracat yapan Turkishexporter. net Üyesi Hipomak için Ortadoğu pazarı önem taşıyor 1988 yılında hidrolik sektöründe sadece iki çeşit hidrolik pompa ile üretime başlayan Hipomak, bugün Hidrolik Valfler, PTO (Güç Aktarma kutuları), hidrolik dişli ve pistonlu pompaların imalatlarıyla geniş bir ürün yelpazesine sahip olarak faaliyetlerine devam ediyor. Dış Ticaret faaliyetlerinin de daha düzenli yapılabilmesi için Hipomak Dış Ticareti kurduklarını belirten Genel Müdür Mehmet Camgöz, “Kaliteyi hedef değil standart kabul eden firmamız uzman kadrosuyla hidrolik dişli ve pistonlu pompalar, PTO (güç aktarma kutusu), hidrolik valfler, kardan milleri imal ediyoruz. Ar-Ge çalışmalarımızı mevcut üretimimizde olan ürünlerimizin geliştirilmesine ve böylelikle farklılaşmasına yönelik olarak devam ediyoruz. Ar-Ge çalışmalarımız ayrıca farklı pazarlarda ihtiyaç duyulan farklı ürün çeşitlerinin de üretim planına dahil edilmesi için de yapılıyor. İnşaatı devam eden OSB’deki yeni fabrika alanımızda AR-GE çalışmaları için özel bir alan inşaat projesine dahil ettik.” dedi. İnternetin günümüz uluslararası ticaretinin vazgeçilmezi haline geldiğini dikkat çeken Camgöz, “Online pazardaki yerimizi gerekli B2B web sitelerine üyelik yatırımlarımız yapılan inceleme ve araştırmalardan sonra gerçekleştiriyoruz.” dedi. Türk ürünlerine olan ilginin artarak devam ettiğini söyleyen Camgöz, “Dünyada her geçen zaman diliminde ülkemiz menşeli ürünler daha fazla talep görür hale gelmektedir. Bu etkiyi ürünlerimizde de görmekteyiz. Bu ivme geçtiğimiz yıl içerisinde dünyadaki istikrarın tersine yükselerek devam etmiştir. Firmamız bu süreci etkili bir şekilde değerlendirip hem geçtiğimiz yılı iyi bir değerle kapatmış hem de bu yıl için oldukça büyük hedefli yatırımların alt yapısını hazırlamıştır. 2012 firmamız için bir önceki yılın hasat yılı olacaktır.” diye konuştu. Halen devam etmekte olan fabrika inşaatını bu yıl içinde tamamlamayı planladıklarını ifade eden Camgöz, “Daha önceki yıllarda dolaylı yollarla gerçekleştirilen ihracat faaliyetleri, 2006 yılından itibaren kendi markamız ile aktif olarak yapılıyor. Üretimimizin yüzde 60’ını ihraç ediyoruz. Ürünlerimizi şu an 4 kıtaya ihraç etmekteyiz. Ağırlıklı pazarımız ise Ortadoğu’dur. Bunun yanı sıra Güney Amerika, Uzak Doğu, Asya, Avrupa, Güney ve Kuzey Afrika diğer ihraç bölgelerimizdir. “ dedi. www.ihracat.info.tr 133 O Nefvel Şevik: ORTADOĞU’YA GİRMEK İÇİN TURKISHEXPORTER.NET’E ÜYE OLDUK Hızlı büyüyen Türkiye ekonomisi, üretici firmalardan sanayicilere kadar birçok kesimin ilgiyle takip ettiği konuların başında geliyor. Türkiye’nin 2011 ve 2012 ile ilgili ekonomik gelişmelerini yakından takip eden Nevton Tartı sistemleri Firma Sahibi Nefvel Şevik yaşanan Avrupa Krizi ve Arap Baharıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Özellikle Türkiye ekonomisinin Avrupa ve Ortadoğuda’ki krizden büyük bir başarıyla çıktığını belirten Nevton Tartı sistemleri Firma Sahibi Nefvel Şevik Türkiye ekonomisinin artık kabına sığmayan bir ekonomi olduğunu belirtti. Şevik “ Türkiye’de her alanda hizmet verecek insan gücü mevcut. Çöpçülük yapacak vatandaşımızdan, uzay mekiği icat edecek insanımız ve teknolojimiz var artık. En iyi otomobil tasarımlarını yapan ülkeyiz. İslam ülkelerinde ise bunu yapacak tek ülke de biziz. Şuan İngiltere’de Beko beyaz eşyada en pahalı satılan ürün olma özelliği taşıyor. Artık her şeyin farkına varan bir ülkeyiz. “ diye konuştu. Nevton Tartı Sistemleri firmasının 2 yıldır hizmet verdiğini belirten Şevik, 16 yıldır sektörün içinde olduklarını ve projeler üreterek imalatçı firmalara kamyon, tır kantarları yaptırdıklarını söyledi. Amaçlarının kısa sürede imalat yapmak olduğunu vurgulayan Şevik “ Üretime geçtikten sonra Irak’a açılmak istiyoruz. Bu bölgelere ihracat yapmak öncelikli hedefimiz. Aracı firmalarla ise ürünlerimizi Rusya’ya kadar gönderdik. Pazar araştırmalarımızda www.turkishexporter.net’ten faydalanıyoruz.” dedi. Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmek istemesinin kalite standardı açısından önemli olduğunu söyleyen Şevik son zamanlardaki olumlu gelişmelerle bu süreci Türkiye’nin yakaladığını ifade etti. 134 www.ihracat.info.tr R Yasemin Küçükoğlu: RAPSODİ ŞEKERLEME 20 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR Ortadoğu Ülkelerine ihracat yapan firma ürettiği yeni çikolatalarıyla yeni pazarlara ulaşmayı hedefliyor. Globalleşmenin bir etkisi olarak rekabetin her geçen gün arttığı gıda sektöründe Ar-Ge çalışmalarının vazgeçilmez olduğuna inanan Rapsodi çikolata 2012 yılı başlarında yeni ürünlerini müşterileri ile buluşturmaya hazırlanıyor. Sert ve yumuşak dolgulu şeker üretimiyle başlayan üretim hayatına çikolata ve farklı ürün çeşitlerini ekleyen firma ihracatını arttırmayı hedefliyor. Bugün Gaziantep Organize Sanayi Bölgesi’nde en son teknolojik ekipmanlarla hijyenik koşullarda üretim yaptıklarını belirten İhracat Müdürü Yasemin Küçükoğlu, “Geniş ürün yelpazesi ve kalite anlayışı ile her zaman daha iyiye odaklanarak üretim yapmayı önemsiyoruz. Güçlü markalarımız “Vigos ve Bonjem “ ile ürünlerimizi dünyanın pek çok yerindeki tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Geçtiğimiz yılda Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri başta olmak üzere 20’ye yakın ülkeye ihracat yaptık. Bu yılda ihracat hedeflerini genişleterek en az 30 ülkeye ihracat yapmayı hedeflemekteyiz.” dedi. Son yıllarda dış ticarette yapılan atılımların ve tanıtımların Türkiye’nin ihracatını arttırmasında çok etkili olduğuna dikkat çeken Küçükoğlu, “Özellikle birinci etken fiyat olarak gözükse bile asıl olanın üretimden müşteri memnuniyetine kadarki her aşamada firmanın ihraç ettiği ürünlerden sağlıklı sonuçlar almak için çalışmasıdır. Yurt dışı fuarlarda üretmiş olduğumuz şekerleme ve çikolata ürünlerimiz yoğun ilgi görüyor. Pazar araştırmalarımızda www.turkishexporter. net sisteminden faydalanıyoruz. Aynı zamanda ihracat yaptığımız ülkelerde Türk ürünlerinin bilinilirliğini arttırarak ülke ekonomisine katkılar sağlıyoruz.” diye konuştu. S Abuzer Çiçek: SEKTÖREL AÇIDAN ARAP BAHARI BİZDE KIŞ OLDU M Selman Köksal: MİSCOTT DIŞ TİCARET 15 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR Geçen yıl kurulan bir firma olan Miscott ihracatını arttırmayı hedefliyor Kendi geliştirdiği ürünlerin yanı sıra bazı ithal ettiği ürünlerin de ihracatını yapan firma birçok pazarda faaliyet gösteriyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde kurulan Miscott Dış Ticaret, kozmetik ve kimya sektöründe Türkiye’de var olan birçok şirkete dış ticaret danışmanlığı yapıyor. Dünyada yaşanan Arap Baharı ve Avrupa krizi birçok ülkeyi olduğu gibi Türkiye’yi de etkiliyor. Yaşanan kriz ve dalgalanmalar Türk üreticisinin yatırımlarını askıya alırken ham madde fiyatlarını da arttırıyor. Mem-Fa Tekstil firması İşletme Müdürü Abuzer Çiçek yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Çiçek, tekstilde iplik fiyatının, pamuk fiyatının altına düşmesinin sektörde durgunluğa ve kaygılara yol açtığını ifade etti. Ayrıca Arap Baharını gerçekleşmesiyle Mısır ve Suriye’ye yaptıkları ihracatların durma noktasına geldiğini bu durumunda kendilerini yüzde 10 ihracatta etkilediğini belirtti. Çiçek “ Arap Baharı maalesef bizim kışımız oldu.” dedi. Dünya ekonomisinin çekirdek yapıda küçülmeye gittiğini söyleyen Çiçek “Dünyada çok hızlı bir gelişim var. Türkiye ekonomisini de dünya ekonomisinden bağımsız düşünemeyiz. Dünya da olup biten her şey Türkiye’yi de etkiliyor.” dedi. Mem-Fa firması olarak Portekiz, İspanya, Suriye, Mısır, Almanya ve Ukrayna’ya ihracat yaptıkların belirten Çiçek yaptıkları yatırımların çok büyük kazançlar getirmemesine rağmen önemli olduğuna dikkat çekti. Çiçek “ İç Pazar yaşadığımız zararı kurtarmıyor. Yurt dışına ise talep yoğun değil. Firma olarak ayda 1000 ton stok yapıyoruz. Bunun 450 tonu Türkiye’den karşılanırken, 650 tonunu ithal ediyoruz.” ifadelerini kullandı. “ÇİFÇİ DESTEKLENMELİ” Dünya da yaşanan sıkıntıların hafifletilebilmesi için hammadde üretimine önem verilmesi gerektiğini söyleyen Çiçek “ Türkiye hammadde üretimi için çok zengin bir ülke. Dışarıya bağımlılığımızı en aza indirerek milli ekonomimizi güçlendirebiliriz. Bunun için ise çifçiler desteklenmeli. Pamuk üretimi arttırılarak pamuğa ödenen paralarda iyileştirme çalışmaları yapılmalı. Bir diğer sıkıntı olan yüksek maliyetteki elektrik enerjisi, üreticileri fazlasıyla zorluyor. Enerji maliyetini düşürecek çalışmalar yapılmalı. Rüzgar enerjisi yada barajlardan elde edilen elektrik enerjisi artırılabilir. Kaynak yaratmada zorlanıyoruz” dedi. Aynı zamanda kendi üretim faaliyetlerini de sürdüren firma yürüttüğü Ar-Ge çalışmalarıyla bu yıl içerisinde adından fazlaca söz ettirecek. Marka çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu ve ürünlerin bu yıl içerisinde farklı pazarlarda yer alacaklarını belirten Şirket ortaklarından Selman Köksal, “Yapılan çalışmalarımızda seçilen bir problem üzerinde çeşitli araştırmalar yürütüyor, yeni ürünler geliştiriyoruz. Muadil ürünler yerine tamamen orjinal ürünler elde etmeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmalarımız proje bazında bile girdiğimiz pazarlarda büyük ilgi görüyor. Ortadoğu ülkeleri, Avrupa ve İskandinav ülkeleri ile bağlantı halindeyiz. Şuanda Almanya, İngiltere ve Türkî Cumhuriyetler gibi pazarlar başta olmak üzere 15 ülkeye ihracat yapıyoruz.” dedi. Rusya, Amerika, Kanada, Avustralya gibi ülkeleri pazar olarak hedeflediklerini dile getiren Köksal, “Yüzde yüz yerli sermaye ile kurduğumuz şirketimizi geliştirdiğimiz ürünlerin kalitesi, sunduğumuz hizmet ve pazarlamadaki izleyeceğimiz politikalar ile kısa zamanda büyütmeyi planlıyor, uzun vadede Türkiye’nin ihracatçı ilk 500 şirketinin arasında yer almasını hedefliyoruz. Ülkemizin 2023 vizyonunda ihracat hedefine katkıda bulunmayı istiyor, çalışmalarımızı bu yönde sürdürüyoruz.” diye konuştu. Dünyanın gelir ve gider dengesini ayarlayamadığını belirten Çiçek firmalar ne kadar büyükse o kadar sıkıntı içinde olduklarını söyledi. Sonuç olarak Türkiye’de iyileştirme politikalarının hızlı bir şekilde başlanması gerektiğini vurgulayan Çiçek, 2023 hedefi için bu yılın ve önümüzdeki yılların çok iyi geçmesi gerektirdiğini belirtti. www.ihracat.info.tr 135 M Ayhan Turan: MUSKO ERCİYES TURKISHEXPORTER.NET İLE PAZAR BULACAK Kuruyemiş ve şekerleme üretimi ile faaliyet gösteren Musko Erciyes, ürettiğinin yarısını ihraç etmeyi hedefliyor. Kuruyemiş ve şekerleme sektöründe 7 yıldır faaliyette olan Musko Erciyes, tam otomatik kavurma ve paketleme makinelerinde el değmeden üretiliyor. Türkiye’nin her yerinde adını hızla duyurarak dağıtım ağını genişletmeye devam eden firma ürün çeşitliliğini arttırarak üretim faaliyetlerine devam ediyor. Yaklaşık bir yıldır ihracat çalışmalarına başladığını belirten Dış Ticaret Müdürü Ayhan Turan, “Cevizli sucuk ürünümüz başta olmak üzere birçok kuruyemiş çeşidimizle Mısır’a ihracat yaptık. Ancak fiyat politikasını oluşturmak çok önemli, özellikle gıda ürünlerinde ihracatta fiyat sıkıntısı oluyor. Biz başta cevizli sucuk ve Türk lokumu ve soslu mısır M İnternet üzerinden pazar araştırmaları yaptıklarını ve www.turkishexporter.net’ten bu anlamda faydalandıklarını belirten Turan, iç piyasada rekabetin yoğun olduğunu, pazarın daraldığını söyledi. Bu yıl içerisinde ihracata ağırlık vereceklerini belirten Turan, üretimin yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini ifade etti. Türk gıda sektöründe üretilen her ürünün pazarda yer bulabileceğini söyleyen Turan, “Beğenilen, talep edilen ürünler üretiyoruz, ancak bize yakınlığı avantaj sayılabilecek ülkelerdeki karışıklıklar, Avrupa’daki kriz durumu yani aslında geçtiğimiz yılın tüm dünya ülkelerinde sıkıntılı geçtiğin düşünüyorum.” dedi. Muharrem Ertan: MERTAR TARIM 7 ÜLKEYE İHRACAT YAPIYOR Türkiye’yi narenciye ve yaş meyve ihracatında ilk sıraya getirmeyi amaçlayan firmalar sağlıklı, yüksek kaliteli ürünleri ile hizmet veriyor. Bu ihracatçı firmalardan biri olan Mertar Tarım 2007 yılında narenciye mumlama tesisini kurarak narenciye ağırlıklı olmak üzere yaş meyve ve sebze ürünlerinin işleme, paketleme, pazarlama ve satışını gerçekleştiriyor. 2010 yılından bu yana tarım ürünleri ve narenciye sezonunda ihracat yaptıklarını belirten Muharrem Ertan dünyanın her bir tarafına taze meyve ve sebze gönderdiklerini söyledi. Ertan” Soğuk hava depoları ve paketleme tesisi ile tüketicinin arz ve talepleri- 136 ürünlerimizle talep gelen pazarlara yöneliyoruz. Ortadoğu ülkeleri, Arap ülkeleri, Türkî Cumhuriyetleri pazar olarak hedefliyoruz.” dedi. www.ihracat.info.tr ne hitap etmekte ve uzun ömürlü kaliteli ürün sağlıyoruz. Rusya, Ukrayna ve Moskova, Kırgızistan, Irak başta olmak üzere 7 ülkeye ihracat yapıyoruz. Soğuk hava depolarımız sayesinde narenciye sezonunun dışında da ürünlerimizi koruyarak diğer sezonlarda da yurtdışına sevkiyatlarımızı gerçekleştirmekteyiz” dedi. Portakal, mandalin ve çilek hasadına besleme yönüne titizlik gösterdiklerini belirten Muharrem Ertan ”Biz firma olarak meyve ve sebzeyi en başından bu yana doğru şekilde yetiştiriyor ve koruyoruz. Bu sayede ihracat ürünlerimiz uzun ömürlü ve sağlığa zarar verebilecek hiçbir katkı maddesi içermemektedir. Gıda güvenliğini en üst düzeyde tutmak amacıyla üretiminde ve alım yapılan bahçelerinde Avrupa Birliği’nce onaylanmayan hiçbir zirai ilaç kullanmamaktayız. Kendi bahçelerimize ve müstahsilin bahçelerine Eurogap sertifikasını edindirmeyi görev haline getirdik.” dedi. H Adem Şentürk: HAZİN GRUP OLARAK MARDİNE DE FABRİKA AÇIYORUZ 1 Hüseyin Dağlı: 1,5 TON SARMISAĞI SOYAN MAKİNELER ÜRETİYORUZ İnşaat sektöründe 47 yıllık tecrübesiyle faaliyet gösteren Hazin Grup, Mardin’de kurulacak yeni fabrikasıyla üretim kapasitesini artıracak. 1965’den beri inşaat sektöründe olan firma 2008 yılında mobilya üretimine de başlayarak bu alanda Hazin Grup Mobilya’yı faaliyete geçirdi. Mardin’de yeni bir fabrika kurarak üretim kapasitesini arttıracaklarını belirten Firma Danışmanı Adem Şentürk, bu fabrikanın yaklaşık yüzde yüz ihracata odaklı üretimi yapacağını söyledi. İç pazardaki talebi karşılamaya öncelik verdiklerini belirten Şentürk, “Son proje olarak 14 katlı bir site inşaatını bitiriyoruz. Ardından alışveriş merkezi projemiz gelecek. İç pazardaki talepleri karşılamak bizim için önemli, ancak ihracat yapmayı da çok istiyoruz. Mardin’deki fabrika yatırımlarımızı ihracatta büyük başarılara döneceğini umuyoruz. Irak’da Erbil ve Kerkük’de müşteri bağlantılarımız var.” dedi. Şentürk, “2002 yılından önce ihracatta sıkıntıların varlığından dolayı firmaları ticaret yapmıyordu. Şimdi ise artık sağlanan imkânlar sayesinde ihracat yapmak kolay hale geldi. Prosedürler eskisi gibi değil. İhracat yapmak isteyen firmaların hedefledikleri pazarları tanımaları yeterli.” şeklinde konuştu. Yüzde 20 ihracat yaptıklarını belirten Şentürk, şuan pazar olarak Irak’a yoğunluk verdiklerini söyledi. 2012 yılında beklentilerinin yüksek olduğunu söyleyen Şentürk “Ocak ayı itibariyle 1,5 trilyonluk sözleşme tutarında projelere sahibiz. Bizim pazar sorunumuz yok, inşaat sektörü duracak bir sektör değil, devamlılığı olan bir sektör.” dedi. Tercih edilen firma olmaya çalışmanın gerekliliğine dikkat çeken Şentürk, “Ağırlıklı olarak iç pazara çalışsak da bizim istediğimiz, ihracatı da arttırmak. Bu anlamda bu yıl Irak dışında da pazar araştırmaları yapıyoruz. Özellikle Turkishexporter.net’ten Arap ülkeleri ve Afrika ülkelerinden bağlantı kurduğumuz firmalarla görüşmeler yapıyoruz.” dedi. 1991 yılından buyana gıda makineleri üreten HD New Con Teknoloji firması tecrübesi, tasarımları ve deneyimleri ile sektörde adından söz ettiriyor. Özellikle gıda teknolojilerine ait elektromekanik sistemler ile diğer farklı konstrüksiyona sahip tüm donanımlarla hizmet veren firma pazarda ki eksikliği ürettikleri makinelerle tamamlıyor. Türkiye’nin birçok bölgesinden talep aldıklarını söyleyen Firma Sahibi Hüseyin Dağlı “Senelerdir bu pazarın içindeyiz. Birçok makine üretimi gerçekleştirdik. Özellikle son zamanlarda sarımsak soyma makinesi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Ürettiğimiz bu makineler ise 1-1,5 ton hatta 2 tona yakın sarımsağı soyabiliyor. Uğraştığımız çabaya değdiğine inanıyorum. Çin’den gelen makinelerin neredeyse 2 katı hizmet veriyoruz.” dedi. Kastamonu Taşköprü sarımsak kabuklarının diğer yörelere oranla daha kalın kabuklu olduğunu belirten Dağlı, Taşköprü sarımsağının kabuğunu soymada zorlanmayan son teknoloji makineler üreterek Türkiye pazarında yer aldıklarını ifade etti. İmal ettikleri sarımsak soyma makinesinden olumlu tepkiler aldıklarını belirten Hüseyin Dağlı, firma olarak ise sorumluluk sahibi olduklarının altını çizdi. Hüseyin Dağlı “ Bakış açımız ben bunu hanemde kullanabilir miyim düşüncesidir. Biz firma olarak insanların güvenini kaybetmektense maddi gücümüzü kaybederiz fikriyle yolumuza devam ediyoruz” dedi. www.ihracat.info.tr 137 U İrfan Çetinkale: UMUT TASARIMIN BÜYÜME HEDEFLERİ 2012’DE GERÇEKLEŞECEK 1994 yılından bu yana çocuk oyun elemanları ve kent mobilyaları alanında tasarım ve üretim gerçekleştiren Umut Turizm Tasarım Firması güvenilir ürünleriyle hizmet vermeye devam ediyor. Özellikle belediye ve kamu kuruluşlarına hizmet verdiklerini belirten Şirket Müdürü İrfan Çetinkale, “Hedefimiz, kentlerimizi güzelleştiren, çocuklarımızın zihinsel ve bedensel gelişimlerine yönelik ihtiyaçlarına olumlu cevap veren yeni, sağlıklı, fonksiyonel ve güvenilir ürünler sunmaktır.” dedi. Türkiye’de bu alanda 200’e yakın firma olduğuna dikkat çeken Çetinkale, kamu kuruluşlarına ürünler imal ediyor olmalarının kaliteli ve güvenilir ürünler sunduklarının bir başka göstergesi olduğunu ve bu noktada hizmetlerinin hız kesmeden devam edeceğini söyledi. Şirket olarak taleplerin her geçen gün arttığını ve 2011 yılını yoğun bir tempoyla geçirdiklerini belirten Çetinkale ”Arnavutluk ve İran’a ihracat yapıyoruz. Bu bölgelerden sürekli talepler alıyoruz. Bizim kendi ürün- F lerimizin yanı sıra sipariş üzerine de üretim yapmaktayız. 2012 yılında ise firma olarak patlama yaşayacağımızı düşündüğümüz bir yıl. İstikrar devam ettiği sürece bizde daha çok büyüyeceğiz.” dedi. “2023 yılı güzel sonuçlar doğuracak” Türkiye’nin 2023 hedeflerine de değinen İrfan Çetinkale bu sürece giderken birçok konuda değişiklikler olacağını belirtti. Özellikle müşterilerin artık çok bilinçlendiğini ve kaliteden ödün vermediğini söyleyen Çetinkale üretici firmalarında çıtalarını bu anlamda her geçen gün yükselttiğini Çetinkale “ 2023 yılında hızlı bir şekilde kalitede artış yaşanacak. Bu durum artık zorunluluk arz ediyor. Müşterilerin ucuz mal yerine kaliteli ürün almaya yönelmesi sektördeki üreticilerin bilinçlenmelerini de sağlıyor. Öte yandan yerli pazara kısa sürede dönüş yapılacak ve ülke ekonomisi daha refah düzeylere ulaşacaktır. Kataloglarda yer alan standart ürünlerimizin yanı sıra ihtiyaca uygun yeni tasarım ve projelendirme hizmeti de sunuyoruz. Ürünlerimizin satış sonrası kurulumları firmamız montaj ekiplerince ücretsiz olarak yapıyor. Tüm ürünlerimiz 2 yıl garantilidir.” dedi. Faruk Onat: FRK METAL TURKISHEXPORTER.NET İLE YENİ PAZARLARA ULAŞTI Almanya’yı sabit pazar haline getiren firma bu yıl içersinde ihracat yaptığı pazar sayısını arttırmayı hedefliyor. FRK Metal 2003 yılında, Avrupa ELV (End of Life Vecicle) direktifi doğrultusunda çevre uyumlu, yüksek korozyon dayanımlı metal koruma amaçlı teknolojik kaplamalar uygulamak amacıyla otomotiv firmalarının spekifikasyonlarına uygun yüzey işlemleri yapmak amacıyla kurulmuş olup faaliyetlerine bu doğrultuda devam ediyor Faaliyete geçtikten bir yıl sonra ihracata başladıklarını belirten FRK Metal Genel Müdürü Faruk Onat, Almanya’yı sabit pazar haline getirdiklerini söyledi. Aynı zamanda uydu anteni üretimi ve ihracatı yaptıklarını belirten Onat bu konuda ar-ge çalışmaları yürüttüklerini ifade ederek, “Avrupa’da var olan bir uydu anteni ile 4 sinyal alabilmeyi sağlayan sistemi biz de Türkiye’de uygulamaya başladık. Bu ürünümüzün de ihracatını ürettiğimizin yarısına ulaşan 138 açıkladı. www.ihracat.info.tr oranlarda ihracat yapıyoruz.” dedi. Pazar sayısının arttırmak istediklerini ifade eden Onat, “Avrupa’da gün geçtikçe maliyetler artıyor. Ülkemiz lojistik konum itiba- r i y l e birçok bölgeye yakın olmasının avantajını bizim sektörümüzde de görmek mümkün oluyor. B u yüzden ürettiğimiz cıvatalar ile gelişmekte olan ülkelere ihracat yapmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. Yeni yatırımlar yapmayı planladıklarını belirten Onat, “E-ihracatın firmalar için önem taşıdığını söyleyen turkishexporter.net’ten gelen talepler ile yeni pazar girişimlerimiz oluyor. Yapacağımızı yeni yatırımlarımızda hem bu taleplerin yoğunluğu hem de bölgemizin üretimine uygun olmasından dolayı zeytin ve zeytinyağı üretim tesisi kurmayı hedefliyoruz.” dedi. G Muhammet Yakalı: GEDİZ MERMER’İN 2012 İHRACAT HEDEFİ 3 MİLYON DOLAR Mermer asırlar öncesinden gelen bir medeniyet simgesi olarak biliniyor. Dünyanın en zengin mermer rezervlerine sahip Türkiye ise ürünleriyle birçok ülkenin yaşamsal mekânlarını süslüyor. 2007 yılında kurulan Gediz Mermer Traverten Granit Firması yıllarını sektöre adamış deneyimli kadrosu ile Türk mermer sektörünün önde gelen kuruluşlarından biri olarak sektörde büyümeye Türkiye’nin gurur olmaya devam ediyor. Türk mermerinin dünyadaki birçok ülkede kullanıldığını belirten İdari Koordinatör Muhammet Yakalı, mermer sektörüne nasıl başladıklarını ve firma olarak yaptıkları ihracatları anlattı. Yakalı” Biz firma olarak ilk başta ihracat yapan firmalara hammadde desteği sağlayan tedarikçi bir firmaydık. İlerleyen zamanlarda üretim yapmaya ve ürettiğimiz ürünleri ihraç etmeye başladık. Özellikle Güney Afrika, Avustralya, İngiltere, İrlanda olmak üzere 9 ülkeye ihracat yapıyoruz.” dedi. “2011 ihracatımız 1.2 milyon dolar” Banka teminatıyla çalıştıklarını belirten Yakalı, dünyadaki firmaların yaşadığı mali sorunlarından etkilenmediklerini belirtti. Muhammet Yakalı “Türkiye’deki pazara yönelik üretimlerimiz çok iyi noktalara ulaştı. 2011 ihracatımız 1.2 milyon dolar. Bu yıl ki hedefimiz ise 3 milyon dolar ihracat yapmak. Pazarımızı her geçen gün genişletmek istiyoruz. Ağırlıklı olarak Orta Doğu ülkelerine ihracat düşünüyoruz.” şeklinde konuştu. R Nihat Yazıcıoğlu: REFORM OTOMOTİV KATARA TURKISHEXPORTER.NET İLE GİRECEK Otobüs koltuk sistemleri üretimi yapan Reform Otomotiv www.turkishexporter.net ile pazar araştırmalarına ağırlık vererek Ortadoğu pazarını hedefliyor. 2001 yılında kurulan Reform Otomotiv, tamamen ihracat odaklı çalışıyor ve kamyon, otobüs, minibüs koltuk sistemleri, perde ve otomatik cam sistemlerini ihraç ediyor. Türk ürünlerine karşı özellikle otomotiv sektöründe Avrupa standartlarında üretim yapıldığına dikkat çeken firma sahibi Nihat Yazıcıoğlu, “Türk otomotiv sanayisinin gelmiş olduğu noktaya baktığımızda çok güçlü olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden özellikle ülkemiz ve çevresinin özelikle Ortadoğu’nun, otomotiv sektöründe Türk ürünlerine olan ihtiyacı gözlemlenen bir durum. Lojistik konumun avantajı, Avrupa standartlarında kaliteli ürünlerin üretilmesi, uygun fiyat politikasıyla birlikte ihracat yapmak için insanımıza sadece iyi bağlantı kurabilmek kalıyor ki bu konuda Türk insanının becerisi zaten tartışılmaz bir konudur. “ dedi. Irak ve İsrail’e ihracat yaptıklarını belirten Yazıcıoğlu, 2011 yılının biraz durgun geçtiğini söyledi. Bu durgunluğun nedenini ihracat yaptığı pazarlarda çıkan iç karışıklarla ilgili olduğuna değinen Yazıcıoğlu, bu durumda pazar çeşitlemesini önemli olduğunu ve krizlerle başa çıkmada en iyi plan olduğunu söyledi. Yazıcıoğlu, “www.turkishexporter. net’ten pazar araştırmaları yapıyoruz, bağlantı kurduğumuz pazarlarla görüşmelerimize devam ediyoruz. Katar ile bağlantımızı sistemi aracılığıyla oluşturduk. “ diye konuştu. Ülkemizin 2023 vizyonunda Türkiye’nin ihracat hedefine ulaşabileceğini söyleyen Yazıcıoğlu, “Ülkemizde bu potansiyel var, şimdiden ihracat rakamlarına baktığımızda bunu öngörmek m ü m k ü n d ü r.” dedi. www.ihracat.info.tr 139 V Yasin Topal: VANESSA OLARAK 16 ÜLKEYE MOBİLYA İHRAÇ EDİYORUZ yenilik politikası izlediklerini belirten Dış Ticaret Müdürü Yasin Topal, “ Bir ev için gerekli olabilecek her türlü mobilya üretimini yapıyoruz. İç pazardaki faaliyetlerimizin yanı sıra yurt dışına proje bazlı ihracat yapıyoruz. Üretim yüzde 45’ini ihracata dönüştürerek 16 ülkeye üretim gerçekleştiriyoruz. Pazar ağımız Türkî Cumhuriyetler, Balkan ülkeleri, Kuzey Afrika ülkelerinden oluşuyor.” dedi. Modern koltuk sistemleri üretimine 1999 yılında İnegöl’de faaliyete başlayan Vanessa, bugün Vanessa Divani ve Mobili olarak koltuk ve mobilya üretimini gerçekleştiriyor. Kendi bünyesindeki profesyonel tasarım grubu, yurtdışındaki uzman mobilya ve koltuk tasarımcılarıyla geliştirdikleri özgün fikirler bugün Vanessa ismini daha güçlü kılıyor. Bu yıl içerisinde yurt dışında açacağı bayilikler ile ihracatını artıracak olan firma her geçen gün hızla büyüyerek faaliyetlerinde devam ediyor. Estetik ve tasarımı iç içe sunan ürünler üreterek sektörün dinamiklerinin takibinde olup, her daim i Özellikle deri koltuk üretimiyle Türkiye’de ilk üçün içerisindeyiz” diyen Topal, “Ürünlerimizin tasarımlarını kendi bünyemizde oluşturduğumuz her türlü yeniliği yakından takip eden tasarım ekibimiz ve en ünlü Fransız markalara ve uluslararası markalara tasarım yapan Sylvain Joly ile yaratıyoruz. Vanessa markası dediğimizde kalite ve modern tasarım anlamına geliyor. Şuanda 3 kıtaya yayılan bir ihracatımız var, önümüzdeki on yıl içerisinde üretim kapasitemizin üç katına çıkarmayı planlıyoruz. Hedef pazarlarımızda Amerika, Avustralya var. 2023’de Vanessa, tüm dünyada bilinen bir marka haline gelecek ve Türkiye’de ihracat hedefine ulaşmış olacak.” diye konuştu. Betül Evli: İNNOTEKS GRUBUN AYLIK ÜRETİM KAPASİTESİ 600 BİN ADET OLDU İzmir’de kurulan İnnoteks Grup, bünyesindeki Mosi Tekstil ve Digiteks şirketleri ile ihracatını artırarak büyümeye devam ediyor. Bünyesinde faaliyet gösteren Mosi Tekstil ve Digiteks firmaları ile Ege Bölgesinde ihracatçı firmalar arasında ön sıralarda yer alan İnnoteks Grup üst giyim üzerine penye örme konfeksiyon üretimi gerçekleştiriyor. Hazırladığı modeller ve üretim kalitesi ile dünya çapında önemli markaların dikkatini çeken firma Avrupa ülkelerine ihracat yapıyor. İnnoteks Grup olarak üretim ve teknolojiye yatırım yapmanın önemiyle yeni projeler geliştirdiklerini belirten firma İç Denetim Müdürü Betül Evli, “Ar-Ge çalışmalarımız, bilgi ve teknolojiye yatırımlarımız öncelik verdiğimiz konular. Özelikle İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Digiteks ve Mosi Tekstil olarak sunduğumuz projelerimiz ile kurulacak tasarım ekibinden marka çalışmasına, özel koleksiyon üretimlerinden 3 boyutlu giydirmeye kadar birçok yeniliği bünyemize taşımış olacağız.” dedi. Aylık 600 bin adet üretim kapasitesiyle çalıştıklarını belirten Evli, bu kapasiteden sonra katma değeri yüksek ürünlere yönelmeyi hedeflediklerini belirtti. Evli, “Sektörde katma değer ya- 140 Geçtiğimiz yıl dünyada yaşanan krizler, siyasi kaışıkların ticari ilişkilere yansıdığını ihracatta yüzde 40 daralma yaşadıklarını söyleyen Topal, “Bu yıl bu daralmayı da göz önünde bulundurarak yüzde 100 artış yakalamayı hedefliyoruz. 2008 yılından beri Türkiye’de ve dış pazarda bayilik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şuanda ülkemizde 9 bayiliğimiz var. Yurt dışında ise ilk bayiliğimizi Suriye’de açtık. Aynı zamanda bu yıl içerisinde Azerbaycan, Dubai, Mısır, Ürdün, Lübnan’da Vanessa adıyla bayilikler açacağız.” diye konuştu. www.ihracat.info.tr ratan firm a l a r kalıcı olacaktır. Yakın gelecekte tek nolojiyi iyi kullanabilen, üretimde yeniliğe önem veren, müşteri odaklı olmaktan da bir adım ötede düşünen firmalar ayakta kalacak. Özelikle müşteriden önce beklentilerinin neler olacağını analiz etmek gerekiyor. İnovasyon ve Ar-Ge çalışmaları ayrı bir önem kazanıyor.” diye konuştu. Betül Evli sözlerini şöyle tamamladı: “Sosyal alanlarda da aktiviteleri olan şirketlerimiz insan kaynaklarına ve iş motivasyonuna odaklı çalışmaktadır. Şirket içi moral ve motivasyon geceleri ile bunu sağlamaktadır. Mosi Tekstil geçen sene Avea futbol turnuvasında Türkiye ikincisi olmuştur. Bu sene Vodafone Cup Türkiye Şampiyonu olan futbol takımımız Londra’da düzenlenen finalde dünya ikincisi olarak büyük bir başarıya imza atmıştır.” dedi. P Zafer Nalbantoğlu: PERSONEL SAYIMIZI 10’A ÜRETİMİMİZİ 5’E KATLADIK H Cüneyt Çayır: HSN 21 YILDA 4 BİN 500 VİNÇ SİSTEMİ ÜRETTİ Türkiye’nin gelişen sanayileşme alanındaki yapılanma ihtiyacını karşılamak amacıyla, temelleri Konya’da 1993 yılında Hasan Çayır tarafından atılan HSN Vinç Sistemleri 2007 yılında kurumsal bir kimlik kazanarak büyüyor. Bugüne kadar 4 bin 500‘ü aşan vinç sistemleri imalatı ve kurulumunu başarıyla yaptıklarını ifade eden Genel Koordinatör Cüneyt Çayır “Türkiye’nin her yerine ürettiğimiz vinçlerimizi gönderiyoruz.” dedi. İhracatını artırmayı hedefleyen Tosya Kontrplak Sanayi ürettiği ürünler Ortadoğu ve Arap ülkelerinde rağbet görüyor. Tosya Kontrplak Sanayi 25 kişilik personeliyle yıllık 2520 metreküp kapasite ile başladığı üretim hayatına bugün, 230 personel ve yıllık 10 bin metreküp kontrplak üretimiyle sektörün öncü firmalarından biri olarak devam ediyor. İnşaat sektörüne yönelik beton kontrplağı, tekne ve yat sektörüne yönelik marine kontrplağı, mobilya sektörüne yönelik genel amaçlı kontrplak ve desenli MDF üretimlerini çeşitlendiriyor. 2009 yılında üretimine başladığı kapı, kapı kasası ve pervaz ürünlerinde pazarda önemli bir paya sahip olduklarını belirten TKS Genel Müdürü Zafer Nalbantoğlu, “Ahşap sektörü geçtiğimiz yılı yoğun bir tempoyla geçirdi. Bu yoğunluk küçüklü büyüklü sektördeki tüm firmaların bu yıl ile ilgili beklentilerini olumlu yönde etkilemiştir. Biz de TKS ailesi olarak 2012 yılının geçen seneye oranla daha verimli geçeceğini düşünüyoruz.” dedi. Gelişen teknoloji sayesinde arz ve taleplerin buluşturulma noktasında internetin katkısının büyük olduğunu ifade eden Nalbantoğlu, ihracata yönelik web sitelerinin özellikle www.turkishexporter.net’in dünyanın dört bir yanındaki talepleri bize ulaştırması ve tek bir tuşla hedef pazara ulaşma rahatlığı zaman ve maddiyat açısından firmalara büyük katkı sağlıyor.” dedi. 1999 yılında ihracat çalışmalarına İtalya pazarı ile başlayan ve bu pazara hala ihracat yaptıklarını belirten Nalbantoğlu, son yıllarda özellikle Ortadoğu ve Arap ülkeleri ile görüşmeler yaparak bağlantı kuruyoruz. Özellikle Ortadoğu ve Arap ülkelerinden kapı ve diğer mdf grubu ürünlere büyük bir rağbet bulunmakta Balkan ülkeleri ve Türk Devletleri ile ilişkilerimiz gün geçtikçe olumlu yönde artmaktadır. Avrupa’daki kriz çoğu firma gibi bizi de daha kontrollü olmaya zorladı ve ekonomik anlamda şu an daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz Ortadoğu ve Arap ülkelerine yöneltti.“ diye konuştu. Çayır “ Biz HSN Vinç Sistemleri firması olarak portal, köprülü, pergel vinç sistemleri, arabalı, monoray, sabit, döner, yandan askılı, özel vinç grupları ve ekipmanlarının imalatını yapmakta ve satış sonrasında ise müşterilerimize teknik servis desteği sağlamaktayız. HSN Vinç, tasarımını kaliteli işçilikle birleştirerek, müşteri isteklerine cevap verebilen, teknolojik ve uzun ömürlü makineler imal edip, hızlı ve güvenli teslimi üretim politikası olarak benimsiyoruz.” dedi. Çayır, ”2007 yılında makine parkurunu tamamen yenileyerek elektronik takım tezgâhlarıyla mevcut kapasitesini yüzde 20 arttırarak, yurt içinde gerçekleştirilen önemli projeleri yurt dışına da taşıdık.” dedi. “Markalaşmanın kültürünü kazandık” Firmanın tanıtımı ve dünya çapında rekabet edebilir konuma gelmesiyle birlikte sosyal projelerle desteklendiğini söyleyen Çayır, gelişen teknolojinin de AR-GE çalışmalarını vazgeçilmez kıldığını söyledi. Cüneyt Çayır,” Bu noktada Türkiye Patent Enstitüsü’nden tescil belgesini alarak markalaşma kültürünü kazandık. Firmamız CE belgesi, ISO 9001-2008 kalite yönetim sistem belgelerini de alarak, üretim ve hizmet kalitesini tescillemiştir.” şeklinde konuştu. İhracat hedefleri ve farklı pazar arayışı içinde olduklarını belirten Çayır, Rusya, Irak ve Arap ülkeleriyle görüşmeler yaptıklarını ifade etti. Çayır açıklamasında son olarak şunları söyledi: “Bizim temel prensibimiz maksimum kalite ve cazip fiyatlarla müşterilerimize ulaşmaktır. Ürettiğimiz ürünlerin emniyetli olması önceliğimizi oluşturuyor. Referanslarımız yaptığımız işin başarısını gözler önüne seriyor. İleriye dönük planlar kurarak emin adımlarla ilerleyen bir firmayız.” www.ihracat.info.tr 141 E Ahmet Hüsrev İşbilir: EMİN ÇELİK ÜRETTİĞİNİN YARISINI İHRAÇ EDECEK Ürettiğinin yarısını ihraç etmeyi hedefleyen Emin Çelik, ürettiği ürünlere Arap ülkelerinden yoğun ilgi görüyor. Klasik termosifon ve soba ile üretim hayatına başlayan Emin Çelik, elektrikli termosifon ve şofbenleri ürün yelpazesine ekleyerek faaliyetlerine devam etti. 2000’li yılların başında ankastre sektörüne giren Eminçelik iç piyasada kalitesini ispatlayarak satış bayi ağını genişletti ve servis noktalarına da her geçen gün bir yenisini ekliyor. 300’e yakın teknik servis noktasıyla satış sonrası hizmetleri de önemseyen firma Emin Çelik isminden başka Simton markasıyla da müşterilerine hizmet veriyor. Ankastre bandında hizmet vereceği yeni bir markayı da pazara sunmak için hazırlandıklarını belirten İhracat Müdürü Ahmet Hüsrev İşbilir “10’un üzerinde ülkeye direkt ihracat yapmakta olup, ihracat faaliyetlerini her geçen gün hızlandırmak istiyoruz. Ürünlerimizde paslanmaz çelik olarak bilinen inoksu kullanmakla beraber nitelikli cam da kullanıyoruz. Hammadde ve yarı mamul kalitesine önem veriyoruz. “dedi. İhracat yapma konusunda planlı olarak pazar hedeflerini gerçekleştirmek istediklerini belirten İşbilir, “Özellikle ihracatta farklı talep ve beklentilerin yoğun olması Ar-Ge’ye öncelik vermemizi sağlıyor.” şeklinde konuştu. İşbilir, “Ankastre mutfak ürünleri artık lüks bir ürün olmaktan çıkıp halkın orta kesiminde de kullanılmaya başlanmıştır. Bundan on sene öncesinde halkımızın büyük bir kesiminin habersiz olduğu bu ürün grupları bugün evlerde kullanılır hale geldi. Bu durum alım gücünün artması ve yerli üreticilerin de çoğalmasıyla beraber fiyatların ithallere göre düşük olmasıyla mümkün olmaktadır. Böyle olmakla beraber yerli üreticilerin iç piyasada rekabet etmeleri son kullanıcının işine yararken bir yandan da sektörü zamanla daraltacağı da göz önündedir. Konut projelerindeki artıştan ve artan taleplerden ümit besleyen sektörümüz yeni tasarımlar ve kullanıcı dostu ürünlerle daha iyi bir yere gelecek, kaliteli olan ürünler ve üreticileri piyasada tutunmayı başaracaktır.” diye konuştu. Üretimin yarısını ihraç etmeyi hedeflediklerini belirten İşbilir, “İç piyasada zincir marketlerde ve toptan mağazalarda başarıyla satış yapan bir firma olarak, çok yakında kapasitemizi iki katına çıkartacağız ve yeni fabrikamızla üretimin yarısını ihraç etmeyi planlıyoruz. Pazar şartlarının ve kullanıcıların birbirinden farklı olduğu ihracatta, aşağı yukarı her ürün her bölgeye gönderilirken değişiklik genelde detaylarda ve ürün özelliklerinde olmaktadır. Doğalgazın bol olduğu Azerbaycan ve İran’da doğalgaz uyumlu ürünler giderken, elektriğin daya yaygın olduğu Doğu Avrupa’da ise elektrikli ocaklar daha çok tercih edilmektedir. Bununla beraber evlerin ve mutfakların geniş olduğu Arap dünyasında geniş ölçü ürünler tercih edilirken, Ukrayna ve Bulgaristan gibi yakın ülkelere ise daha dar ve yer kaplamayan ürünler ihraç edilmektedir. Son zamanlarda Arap baharın etkisiyle yeni yeni kendine gelen Libya ve Mısır’da ise ürün talebinin oldukça fazla olduğu da göz önündedir. “ dedi. 142 www.ihracat.info.tr K Gökhan Çınar: KÖYMAK İHRACATIMIZI ARTIRMAK İÇİN KAPASİTEMİZİ YÜZDE 25 ARTIRACAĞIZ Üretim kapasitesine arttırmayı hedefleyen firma bu yıl içerisinde ürünlerini yeni pazarlara ulaştırmayı hedefliyor. 1969 yılında Bandırma’da kurulan Köymak Tarım Makineleri, çiftçilerin ihtiyaçları doğrultusunda ürün yelpazesini genişleterek üretim faaliyetlerine devam ediyor. Avrupa pazarıyla ürün ihraç etmeye başlayan firma Köymak markasıyla ihracat yapıyor. Ürün portföyünü, deneyim, müşteri istek ve beklentileri ile AR-GE çalışmalarının bileşkesinden oluşturarak gelişmiş üretim teknolojisini önemseyerek faaliyet gösteren firma sıcak hava jeneratörleri mekanik hububat ekim makineleri pnömatik hububat ekim makineleri helezon götürücü yükleme makinelerinin üretimini yapıyor. Tüm çiftçilerle yakın ilişkiler kurmayı amaç edindiklerini söyleyen İhracat Müdürü Gökhan Çınar, “Üretilen ürünlerin verimli kullanılması için kullanıcı eğitim ve satış noktası destek hizmetlerini başlatarak sektörde bir ilki gerçekleştirdik. Her satışı, Köymak ailesine yeni bireyin katılımı olarak değerlendiriyor ve üretimlerimizle müşterilerimizin memnuniyetine öncelik veriyoruz.” dedi. Yüzde 30 ihracat yaptıklarını belirten Çınar, pazar hedeflerinde olarak Doğu Avrupa ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Kuzey Afrika ülkelerine satış yapmayı planladıklarını söyledi. Üretim kapasitesinin alınan taleplere göre yetersiz kaldığını söyleyen Çınar, “Kapalı alanımızı iki katına çıkararak kapasitemizi arttırmayı planlıyoruz. Bu yıl içerisinde yüzde 25 kapasite artışıyla birlikte Rusya, Ukrayna, Güney Afrika ve Orta Asya ülkelerini yeni pazar olarak hedefliyoruz. Aynı zamanda www.turkishexporter.net’ten pazar araştırmalarımız sonucu bağlantılarımız oluyor.” diye konuştu. T Yasemin Güneş: TURKISHEXPORTER.NET’E ÜYE OLDUK, ROMANYA’YA AÇILDIK K Kadir Kuru: KURUOĞLU GROUP SEKTÖRLE BİRLİKTE BÜYÜYOR 1986 yılından bu yana Kuruoglu Group olarak bakliyat ve baharat üretimi ve ticaretini yapan firma ürün çeşitliliği ve ihracat çalışmalarını her geçen gün arttırıyor. Teknolojinin sıkı takipçisi oldukların söyleyen Şirket Müdürü Kadir Kuru üretimin her aşamasında modern ve en gelişmiş sistemleri kullanarak, kaliteden ödün vermeksizin hizmet sunduklarını belirtti. Dokuma kumaş üretimleriyle ihracata başlayan Mayateks Tekstil, internet üzerinden Romanya’ya satış yaptı. 1985 yılında dokuma kumaş üretmek amacıyla Bursa’da kurulan Mayateks Tekstil kadın dış giyimi üzerine faaliyet gösteriyor. Günlük 40 bin metre dokuma kapasitesi ile imalat yapan firma kendi renk ve desen tasarımlarıyla gabardin, ribs, poplin, saten, ipliği boyalı, polyester-pamuk, polyester-viskon ve lycralı kumaş çeşitleriyle üretim yapıyor. Pazar araştırmalarında Turkishexporter.net’ten faydalanarak Romanya’ya ihracat yaptıklarını belirten Mayateks Tekstil Dış Ticaret Sorumlusu Yasemin Güneş; “E-ihracatın özellikle ihracata yeni başlayan firmalar belirli bir süreyi geçirdikten sonra müşteri bulmada çok fayda sağlayabilirler diye düşünüyorum.” dedi. İran, Belarus, Rusya, Romanya, Almanya’ya ihracat yaptıklarını belirten Güneş, pazar araştırmalarını hızlı bir şekilde devam ettiklerini söyledi. Güneş; “ Tekstil sektöründe Ortadoğu ülkelerinden talepler geliyor, ancak hedefimizde daha çok Avrupa ülkelerine ihracat yapmak var. Üretimin yüzde 40’ını ihraç etmeyi planlıyoruz.” şeklinde konuştu. Avrupa’daki krizin Türkiye için fırsat olduğunu söyleyen Güneş, “Türkiye’de tekstil sektörü kara günler atlattı. Bugün sektör olarak ihracatımız artarak devam etmesi hedeflerimizi yükseltiyor. Firmaların üretimde kaliteyi arttırmaları ve aynı zamanda kurumsallaşmaları Türkiye’yi daha ileri noktalara taşıyacaktır.” diye konuştu. İtalya’nın moda ile birlikte anılmasını ekonomisinin güçlü ve tanıtıma verdikleri büyük önemden kaynaklandığına dikkat çeken Güneş, “Birçok Avrupa ülkesinde Türk ürünlerinin kaliteli olduğunun fark edilmeye başlandığını düşünüyorum. Türkiye olarak dış pazarlarda ürünlerimizi kalitesini göstermek için üretimden tanıtıma kadar her aşamada profesyonel davranmalıyız.” dedi. Kuru, “Yüksek teknoloji ile ‘Her aşamada titizlik’ prensibine dayanarak müşteri memnuniyetini ilke edinen firmamız sektörde en iyisi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Müşteri memnuniyetini sağlamak için insana ve çevreye saygı ilkesine bağlı kalarak, ekip çalışmasıyla başarılarımızın devamlılığını hedefliyoruz. Ayrıca Kuruoglu Group Türkiye’nin Batı Karadeniz ve Marmara Bölgesinde, Kocaeli ve Sakarya’da bulunmaktadır. Tesislerimiz yıllık 150 bin ton bakliyat, 30 bin ton baharat ve karışımları işleme, üretme kapasitesine sahip.” dedi. Kmark markasıyla bakliyat olarak gıda sektöründe öncü hizmet verdiklerini belirten Kadir Kuru, bakliyat ve baharat markası olan Kmark’ı 25 yıldır yurtiçi ve yurtdışındaki tüketicilerin beğenisine sunduklarını belirtti. Ürettikleri ürünlerin yüzde 80’nini Avrupa’ya ihraç ettiklerinin altını çizen Kuru, kendi üretimlerini kendileri yapan köklü bir firma olduklarını belirtti. Avrupa’da yaşanan krizin kendilerini etkilemediğini belirten Kuru” Gıda sektöründe hiçbir zaman kriz olmaz. Biz üretimimizi ve ihracatımızı her geçen gün arttırıyoruz. Türkiye’de daha önceden üretilmeyen ürünler imal ediyoruz. Sektörde yön belirler bir hale geldik.” dedi. www.ihracat.info.tr 143 C Servet Özgöl: CWP ÜRETTİĞİNİN YARISINI İHRAÇ EDİYOR Kömür ve cevher zenginleştirme tesisleriyle, bu tesislerin bileşen ekipmanlarının tasarım, proses ve anahtar teslim üretimini yapan CWP Kömür Zenginleştirme Tesisleri, iç pazardaki faaliyetlerini dış pazarlarda da sürdürüyor. Türkiye, Rusya, Gürcistan, Abhazya, Bulgaristan ve Sırbistan’da kurdukları ve devreye aldıkları toplamda 35 üzerinde halen faaliyette olan kömür zenginleştirme tesisi bulunan firma, bunun dışında yurtdışındaki müşterilerine ekipman ihracatı da gerçekleştiriyor. Sektördeki ihtiyaçları ve dünyadaki son teknolojileri takip etmekte ve sektördeki deneyim ve bilgisini de katarak her geçen gün ürün gamını genişlettiklerini söyleyen Genel Müdür Yardımcısı Servet Özgöl; “Ürün gruplarımız ağır mayili kömür zenginleştirme tesisleri, titreşimli elekler, santrifüjler, ağır mayili separatörler, manyetik separatörler, vakum disk filtreler ve konveyör çeşitlerinden oluşuyor. Aynı zamanda Ar-Ge çalışmalarını kesintisiz sürdürüyoruz. Hem yeni ürün kalemlerimiz, hem de var olanlar üzerinde yaptığımız geliştirmeler bu çalışmalarımızın meyvesidir.” dedi. Dünya’da madencilik sektörü özellikle eski Sovyetler Birliği ülkelerinde ekonomide devletçi etkilerin ortadan kalkması ve maden haklarının özel sektöre verilmesine başlanmasıyla son yıllarda hareketlendiğine değinen Özgöl; “Büyük madencilik firmalarının bu bölgelere girmesi ve daha küçük firmaların da bu firmalara tedarikçi ve taşeron olarak faaliyet göstermesi maden işleme ekipmanlarına olan ilgi ve talebi arttırdı. Öte yandan uzun yıllardır çeşitli madenler rezervleri ile sektör lideri olarak bilinen Avustralya, Hindistan, Rusya ve Güney Afrika’da da azalmayan bir talep bulunmaktadır. 2011 yılı firmamız açısından talep olarak tatmin edici geçtiyse de bir taraftan şimdi revizyon gerektiğini düşündüğümüz bazı pazarlama konularını tespit etmemizi de sağladı. Bu yılda bu revizyonu gerçekleştirip dünya pazarında satış payımızı arttırmayı hedefliyoruz.” diye konuştu. Cevher işleme tesis ve ekipmanlarında her ülkeden talepler aldıklarını belirten Özgöl, “Örneğin kömür rezervi olmayan bir ülkeden kömür zenginleştirme tesisi için talep olmaz. Yine de ürünlerimiz içerisinde en çok kömür zenginleştirme tesislerinin talep gördüğünü belirtebiliriz. Bu tesisler için talepler daha öncede bahsettiğim, madencilikte özel sektörün yeni toparlandığı eski Doğu Bloğu ülkelerinden gelmektedir.” dedi. Üretimin yüzde 45’ini ihracata dönüştürdüklerini dile getiren Özgöl, aynı zamanda iç pazarda Türkiye’nin önde gelen maden firmalarına satış yaptıklarını söyledi. Eski Doğu Bloğu ülkeleri ve bazı Ortadoğu ülkelerine ihracat yaptıklarını söyleyen Özgöl, “İran pazarı Türk malları için ciddi bir potansiyel teşkil etmekte ancak ülkenin her an ABD ve İsrail ile bir savaşa girmesine neden olacak tutumu ve ambargolar İran’ı birçok noktada ticaret için riskli bir hale getiriyor.” dedi. İhracat politikaları ile ilgili olarak, devletin ihracat yapan firmalara sağladığı desteklerin kapsam bakımından tatmin edici olduğunu söyleyen Özgöl, bu desteklerin temininde yaşanılan aksaklıkların, bazı kurumlarda personelin yetersiz kalması gibi durumların bu tatminkâr yapıya zarar verebileceğini ifade etti. 144 www.ihracat.info.tr G Halil Gümüş: GÜMÜŞ MAKİNENİN ALTERNATİF PAZARI AVRUPA Ürettiğinin yarısından fazlasını ihraç eden Gümüş Makine 2012’de pazar ağını genişletmeyi hedefliyor. 1987 yılında Konya’da kurulan Gümüş Makine, susam, tahin, helva, lokum makineleri üretimleri faaliyetlerine devam ediyor. Ürettiğinin yarısından fazlasını ihraç ettiklerini belirten Gümüş Makine Genel Müdürü Halil Gümüş, “Geçtiğimiz yıl içerisinde üretime ve makineye yatırım yaptık. İhracatta ve üretimde büyüme kaydetmemizle birlikte 2012’de hedeflerimizi büyüttük. Yaklaşık 15 ülkeye ihracat yapıyoruz.” dedi. Ortadoğu ve Afrika ülkelerindeki sıkıntıların bölgeye olan ihracatı durma noktasına getirdiğini dile getiren Gümüş, Avrupa’yı alternatif pazar olarak gördüklerini söyledi. Gümüş, “Almanya, İngiltere ile görüşmelerimiz oluyor, ayrıca Kanada ile bağlantımız söz konusu. Pazar araştırmalarımıza hız veriyoruz. Özellikle www.turkishexporter.net sistemini pazar bulmak için kullanıyoruz. Dış pazarda uyguladığımız fiyat politikamızla satışlarımızda başarılı bir grafik çiziyoruz. İç pazarda rekabetin fazla olmasından dolayı ihracat odaklı üretime ağırlık vermeyi düşünüyoruz.” diye konuştu. Özellikle Rusya ve Ukrayna’dan lokum üretimi için makine alım talepleri aldıklarını belirten Gümüş, bu makinelerin de ihracatına başlayacaklarını söyledi. 8 Ertan Almacıoğlu: 8 ÜLKENİN FLASH BOYASI OLDUK 30 yıllık bir aile şirketi olan Flash Boya Sanayi esaslı tutkalla başladığı üretim hayatına ürün çeşitliliğini arttırarak alkid reçine, sentetik, yağlı boya ve plastik boya üretimiyle sektörde büyümeye devam ediyor. FLASH markalı İnşaat ve Mobilya Grubu Boyalarının yanı sıra ARMONİ Sentetik ve Plastik Boyaları, DÜNYA Plastik Boyaları, MİCRA Mineral Sıva, Renkli Hazır Sıva ve Dekoratif Sıvarını da ürettiklerini söyleyen Pazarlama Müdürü Ertan Almacıoğlu firma olarak boya kimyasalları sektöründe tam bir entegre tesis haline dönüştüklerini dile getirdi. Flash Boya, tamamen yerli sermaye ile kurulmuş olan kurumsal kimliğe sahip Türkiye’nin öncü boya üreticilerinden biri olma özelliği taşıyor. Kurulduğu günden bugüne kalite konusuna çok hassas davrandıklarını belirten Almacıoğlu, TSE kalitesinde mal üreten firmalar arasında yerlerini aldıklarını ifade etti. “8 ülkeye ihracat yapıyoruz” 8 ülkeye Flash Boya markasıyla ihracat yaptıklarını belirten Ertan Almacıoğlu zor bir sektörde olduklarının altını çizdi. Almacıoğlu “Sektörde büyük rakiplerimiz var. Onun yanı sıra merdiven altı üretimler çok fazla yapılıyor. Haksız rekabet yüzünden bizim gibi birçok firma zor durumda kalıyor. Devletin bu konularda ciddi yaptırımları olması gerekli. Denetim sorunu çözülmeli. En azından fiyat standardı uygulanarak yaşanan sıkıntıların önüne geçilmeli.” dedi. Öte yandan 2011 yılının zor bir yıl olduğunu belirten Almacıoğlu 2012 yılından ise güzel beklentiler içinde olduklarını ifade etti. Her geçen yıl ulaştıkları pazarı genişletmek istediklerini söyleyen Ertan Almacıoğlu firma olarak her yıl bir önceki yıla oranla daha fazla büyümeyi hedefliyoruz. “ dedi. V Eser Yaratan: VERSİON AYDA 80 BİN PARÇA BAYAN GİYSİSİ ÜRETİYOR Geçtiğimiz yıl ihracatını artıran Versiyon pazar araştırmalarına ağırlık vererek farklı ülkelere ulaşmak istiyor. İzmir’de 1995 yılında kurulan Version Tekstil ayda 80 bin parça bayan giysisi üretim kapasitesiyle faaliyet gösteriyor. Avrupa ülkelerine birinci kalite ürün ihracatı gerçekleştirdiklerini belirten Müşteri Temsilcisi Eser Yaratan bayanlar için her türlü bluz ürettiklerini söyledi. Üretimin neredeyse tamamını ihraç ettiklerini belirten Yaratan, “Ürünlerimiz bluz, gömlek, etek, şort, yelek, elbise gibi çeşitlerden oluşuyor. Geçtiğimiz yıl içerisinde kendi koleksiyonlarımızın üretimine başladık. özellikle katıldığımız fuarlar da koleksiyonlarımız ilgi görüyor. Avrupa ülkelerine ihracat yaptığımız için genelde fuar katılımlarımız da Avrupa’da gerçekleşiyor.“ dedi. Yaratan, “www.turkishexporter.net ile pazar araştırmaları yapıyoruz, bağlantı kurduğumuz pazarlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Taleplerin her gün mailinize geliyor olması ihracatta avantaj sağlıyor. Önümüzdeki yıl içerisinde pazar çeşitliliğimizi artırmayı hedefliyoruz. İhracatımızla geçtiğimiz yılda 24 milyon TL ciro yaptık. Almanya, Fransa, Hollanda ağırlıklı olarak ürünlerimizi gönderdiğimiz pazarlar.” diye konuştu. Ortadoğu ve Arap ülkelerini pazar olarak hedeflediklerini belirten Yaratan, “Asıl pazarımız Avrupa ülkeleri, ancak Ortadoğu ve Arap ülkeleri de girmeyi düşündüğümüz hedef pazarlar ama acele etmiyoruz. Özellikle Dubai’yi öncelikli pazar olarak düşünüyoruz. 2013 yılına kadar yüzde 25 büyümeyi hedefliyoruz.” dedi. www.ihracat.info.tr 145 Rezervasyon İçin 146 www.ihracat.info.tr www.ihracat.info.tr 147