KURULUŞ DEVRİ (1299–1453) OSMANLI DEVLETİ'NİN GENEL ÖZELLİKLERİ 1. Osmanlı tarihi, Anadolu Türkiye tarihinin 4. dönemini oluşturur. 2. Tek bir hanedanın hüküm sürdüğü en uzun ömürlü devlettir. 3. Türk devletleri içinde en uzun süre yaşayan ve en geniş sınırlara ulaşanıdır. 4. Türk devletleri içinde merkezi otoritesi en güçlü olanıdır. Bu yönü ile Orta Asya Türk devletleri ve Selçuklulardan farklılık gösterir. 5. Kültür ve uygarlık alanında en ileri olan Türk devletidir. 6. Mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullanır. Ancak, I.Ahmet dönemine kadar veraset yasası belirgin değildir. 7. Şeriat hukuku ile yönetildiğinden teokratik, mutlak egemenlik haklarını hükümdar kullandığından monarşik devlet yapısı görülür. 8. Fetih temeline dayandığından askeri; etnik yapısı çeşitli olduğundan çok uluslu bir imparatorluktur. Ancak sömürgeci olmamıştır. 9. Fetih politikası, dinsel (cihat) ve ekonomik (ganimet) amaçlı olmuştur. 10. Balkanlara İslamiyet’i yaymıştır. OSMANLI TARİHİNİN DÖNEMLERE AYRILMASI Osmanlı Siyasi Tarihinin Dönemlere Ayrılması Ülke sınırlarının genişlemesi veya daralması ile devlet teşkilatındaki gelişmeler dikkate alınmıştır. 1) Kuruluş (1299–1453) Osmanlı Devleti’nin kuruluşu 2) Yükselme (1453–1579) İstanbul’un fethi 3) Duraklama (1579–1683) Sokullu’nun ölümü 4) Gerileme (1699–1792) Karlofça Antlaşması 5) Dağılma -Yıkılış (1792–1922) Yaş Antlaşması-Saltanatın kaldırılması Osmanlı Kültür Tarihinin Dönemlere Ayrılması: 1- Klasik Dönem 2- Tanzimat Dönemi 3- Meşrutiyet Dönemi Önemli Olaylara Göre 1- Fetret Dönemi (1402–1413 ) 2- Lale Dönemi (1718–1730) 3- Tanzimat Dönemi a) I.Dönem (1839 – 1856) b) II. Dönem (1856 – 1876) 4- Meşrutiyet Dönemi a) I.Meşrutiyet ( 1876- 77) b) İstibdat Dönemi (1877 – 1908) c) II. Meşrutiyet (1908 – 1918) Padişah olmamasına karşınn tarihin akışını değiştiren önemli kişilere göre 1) Sokulu Dönemi (1564- 1579) 2) Köprülüler Dönemi (1656 -1683) KURULUŞ SIRASINDA ANADOLU VE ÇEVRESİ @ Kayı boyu Söğüt’e geldiğinde Anadolu'da Beylikler dönemi başlamıştı. @ Anadolu Selçuklu Devleti henüz yıkılmamış fakat İlhanlı Devleti'nin egemenliği altına girmişti. @ IV. Haçlı seferi sırasında İstanbul'dan kaçan Rumlar Karadeniz Bölgesi'nde Trabzon Rum Devleti'ni kurmuştu. @ Batı Anadolu ve Marmara Bölgesi Bizans hâkimiyetindeydi. @ Moğol istilası nedeniyle Anadolu'ya Türkmen akını başlamıştı. @ Türkmen göçleri sonunda Anadolu'daki Hıristiyan nüfus azaldı, Hıristiyanlar şehirlere yerleşti. @ Türkmenler Selçuklu etkisinden kurtardıkları mistik liderleriyle tarikatlar kurmuştu. @ Zanaat loncaları yani ahiler zamanla güçlenerek, halkı askeri ve siyasal kargaşaya karşı korumu�tu. @ Türkmenlerin çoğu köylere yerleşerek tarım ve hayvancılıkla uğraşıyorlardı. @ Göçebe yaşam sürdüren boylar daha çok Güney Anadolu'da, Torosların eteklerine ve Çukurova'ya yerleşmişti. 1 @ Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz’de Rumlar, Kayseri ve Sivas’ta Moğollar, Çukurova ve Doğu Anadolu’da Ermeniler yaşamaktaydı. @ Anadolu’nun Kuzey Doğu’sunda Altın ordu Devleti hüküm sürmekteydi. @ Doğu Anadolu ve İran Bölgesi’nde İlhanlılar bulunmaktaydı. @ Trakya Bölgesi ve Marmara’nın güneyi ile Batı Anadolu’da Bizans egemendi. @ Yakın Doğu’da en önemli siyasi güç Memluk Devleti idi. @ Balkanlar’da derebeylik rejimi ile yönetilen, Sırp Krallığı, Bulgar Krallığı, Arnavut Beyliği, Macar Krallığı, Eflak ve Boğdan Beylikleri, Mora Despotluğu, Bosna ve Hersek Beylikleri, Erdel Beyliği bulunmaktaydı. Balkanlarda mezhep savaşları yaşanmaktaydı. OSMANLI DEVLETİ’NİN KISA ZAMANDA BÜYÜMESİNİN SEBEPLERİ 1) Merkeziyetçi bir devlet anlayışına sahip olması *Hâkimiyetin tek elde toplanması, ülke topraklarının hanedan üyeleri arasında paylaşılma geleneğine itibar edilmemesi *Ülke diğer Türk devletlerinden farklı olarak hanedan üyeleri arasında bölünmemiştir. 2) Coğrafi konumunun uygunluğu ve bir UC BEYLİĞİ olması (Gaza sebebiyle diğer beyliklerden destek görmüştür, beylikler arasındaki mücadeleye başlangıçta katılmamıştır.) 3) Osmanlı Devlet teşkilatının mükemmel oluşu 4) Sürekli cihat ve gaza ile politikası gütmeleri. *Osmanlı kuruluş devrinde Gaza=Cihat=Genişleme siyaseti izlemiş, 1. hedefi Bizans, 2. hedefi Balkanlar, 3. hedef ise Anadolu’da Türk birliğini sağlamak olmuştur. 5) Başlangıçta Anadolu beylikleri ile mücadele etmemeleri Bunun sebepleri ise; a)Anadolu’daki diğer Türk beylikleri ile dostluk ilişkileri kurulması ve kardeş kanı dökülmek istenmemesi b) Rumeli’nin kendi içindeki kargaşa ve çekişmelerden dolayı savunmasız olması 6) Bizans’ın, Balkanların ve Anadolu’nun karışıklık içinde bulunması.(siyasi birliğin olmayışı ) *Bizans’la sınır komşusu olunması ve Bizans’taki taht ve mezhep kavgalarından yararlanılması *Bizans’ta taht kavgalarının olması ve tekfurların (Bizans imparatorluğunda bağımsız valiler ve Anadolu’daki Hıristiyan valiler) bağımsız hareket etmeleri ve birbirleri ile mücadele etmeleri *Balkanlarda siyasi birliğin olmaması 7) İngiltere ve Fransa arasında Yüzyıl Savaşlarının (1337–1453) olması. 8) Osmanlı Devlet adamlarının yetenekli olması 9) Osmanlıların kısa sürede Rumeli’ye geçmeleri sonucu geniş topraklara sahip olmaları 10) Fethedilen yerlerde Türkleştirme politikasının izlenmesi (Osmanlı’nın izlediği iskân ve istimalet politikası ) 11) Fethedilen bölgelerde halka karşı adil davranılması ve dini hoşgörünün olması 12) Fethedilen toprakların tasarrufunun (kullanımının) savaşta yararlılık gösterenlere verilmesi 13) Ahilerin, şeyhlerin, erenlerin desteğini almaları. Osman Bey’den itibaren “Ahilik” örgütünün desteğini almaları. 14) Türkmenlerin sempatisini kazanmaları ve sürekli doğudan gelen Türkmen göçleriyle nüfusunun ve askeri gücünün artması 15) Kuruluş dönemi padişahlarının çok yetenekli ve tecrübeli olması 16) Güçlü ve disiplinli bir ordunun Orhan Beyden oluşturulması ve sürekli hazır tutulması 17) Osmanlı kurulurken iç siyasette adalet, hoşgörü ve merkezi otoriteye önem vermiştir KURULUŞ DEVRİ HÜKÜMDARLARI: 1) 2) 3) 4) 5) 6) 7) I.Osman Orhan Bey I.Murat I.Bayezid(Yıldırım) 1.Mehmet(Çelebi) II.Murat II.Mehmet(Fatih) in ilk iki yılı (1281–1326) (1326–1362) (1362–1389) (1389–1402) (1413–1421) (1421–1451) (1451–1453…) OSMAN BEY DÖNEMİ (1281–1326) ÖNEMLİ OLAYLAR: Beyliğin ilk devirlerinde Kastamonu Uc beylerinden Çobanoğullarına bağlı bir sancak beyi durumunda idi Not:Osmanlı tarihinin ilk savaşı Bursa’nın İnegöl kazasına 10 km uzaklıkta bulunan Hamza Bey köyünde gerçekleşen ERMENİ-BELİ SAVAŞIDIR (1284) **Karacahisar’ı (1288)Bizans’tan almış, bu başarısından dolayı Türkiye Selçuklu Sultanı tarafından Uc beyliğine atanmıştır. Not: Osmanlının Bizans’tan aldığı ilk önemli kale Karacahisar Kalesi’dir. (<ilk kale; Kulacahisar) a) Osman Bey, bilhassa Karacahisar’ın fethinden sonra siyasî bir şahsiyet kazanmış sayılmaktadır b) Bu başarısndan dolayı Türkiye Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesut tarafından Uc beyliğine atandı, beylik sembolleri gönderildi. c) Anadolu Selçuklu Sultanı Osman Gazi’ye Eskişehir ve İnönü’yü de verdi. d) İlk Osmanlı kadısı Karamanlı Dursun Fakih de buraya tayin edildi **Bilecik, Yarhisar’ı fethetti(1298). Bilecik, Osmanlıların ilk büyük başkenti oldu. @ Türkiye Selçuklu hükümdarı III. Alaadin Keykubat’ın İlhanlı hükümdarının yanına götürülmesi üzerine, 1299 yılında bağımsızlığını ilan etti. **Köprühisar ve Yenişehir’i fethetti(1300) NOT: Yenişehir’i devletin merkezi yaptı. AÇIKLAMA: Yapılan bu fetihler sonunda Bizans’ın Bursa ile İznik arasındaki kara ulaşımı kontrol altına alındı. Bizans Tekfurlarını KOYUNHİSAR (BAPHEON) SAVAŞI (1302) ile yendi. Koyunhisar savaşının sebebi: Osmanlıların İzmit’i kuşatması üzerine Bizans imparatorunun Bizans Tekfurları ile anlaşarak Osmanlılar üzerine yürümesi. Sonucu: Mudanya fethedilmiş, Bursa kuşatılmıştır. Önemi: Bizans ile Osmanlı arasındaki ilk büyük savaştır. OSMAN BEY HAKKINDA: 1. Önce Söğüt’e sonra da vasiyeti üzerine Bursa’ya defnedildi. (Bursa Gümüşlü Kümbet) 2. Ahi Şeyhi Edibali’nin kızı ile evlenerek Anadolu’daki Ahilerin ve Türkmenlerin desteğini aldı. 3. Osmanlı Ordusu gönüllülerden oluşmaktadır. 4. Osman Gazi babası Ertuğrul Gazi’den 4800 km2 olarak devraldığı toprakları oğluna 16000 km2 olarak devretti. 5. Osman Bey küçük bir aşireti güçlü bir beylik haline getirmiş ve devletin temellerini atmıştır. DEVLET TEŞKİLATI ALANINDAKİ GELİŞMELER: Osmanlı Ordusu gönüllülerden oluşmaktadır. İlk Osmanlı parası (Bakır para-Mangır) bastırılmıştır. İlk Osmanlı vergisi toplandı. (BAC-I BAZARİ) İlk para bastırıldı. (Bakır Para – Mangır) ORHAN BEY DÖNEMİ(1326–1362) ÖNEMLİ OLAYLAR: 1) Bursa alındı(1326) 2) Maltepe (Palekanon) Savaşı (1329) yapıldı. 3) İznik ve Kocaeli fethedildi. 4) Karesioğulları Beyliği Osmanlılara katıldı.(1345) 5) Rumeli’ye geçildi (1353) 1) BURSA'NIN FETHİ (1326): Osman Gazi döneminde başlayan kuşatma, tekfurun şehri teslimiyle son buldu.(1326). Sonuçları: 1)Beyliğin merkezi Bursa’ya taşındı. 2)Anadolu’daki Moğol idaresine olan şekli bağlılık tamamen koptu. 3)Böylece Osmanlılar, bir Uc beyliğinden başkenti,sınırları ve yerleşik hayatı olan gerçek bir devlete dönüşmeye başladı. 2) MALTEPE (ESKİHİSAR- PALEKANON) SAVAŞI (1329): Sebep: Osmanlıların Kocaeli Yarımadasındaki fetihleri ve İznik'i kuşatmaları. Savaş: Bizans imparatoru III.Andreanikos ile Osmanlı hükümdarı Orhan Bey arasında yapıldı (1329).Yenilen Bizans imparatoru İstanbul’a kaçtı. Sonuçları ve Önemi: 1)O güne kadar dikkat çekmeyen Osmanlılar ön plana çıktı. 2)Bizans Anadolu’daki askeri direnişlere ve Bizans şehirlerine yardımdan vazgeçti. 3- İZNİK(1331) VE GEMLİK’İN(1333) FETHİ: Maltepe savaşından sonra İznik fethedildi, bu arada zahire ambarı konumundaki Gemlik’te alındı. 4) İZMİT’İN FETHİ(1337):İzmit’in fethi ile Kocaeli yarımadasının tamamı Osmanlıların eline geçti. 5) KARESİOĞULLARI BEYLİĞİNİN ALINMASI(1345): Karesi Bey'in ölümüyle, oğulları arasındaki taht kavgasından yararlanan Orhan Bey Balıkesir çevresine sahip olan bu beyliği Osmanlı sınırlarına kattı. Sonuçları: 1-Osmanlılar Karesi topraklarına sahip olarak, Marmara kıyılarına ve Çanakkale boğazına ulaştılar. 2*Osmanlılar Karesi Donanmasına sahip oldular. Osmanlı denizcilik tarihi başladı. 3-Hacı İlbey, Evrenus Bey, Ece Halil gibi değerli Karesi komutanları Osmanlı hizmeti girdiler. Önemi: Karesioğulları beyliğinin Osmanlılara katılmasıyla Anadolu Tiirk birliğini sağlama yolunda ilk adım atılmıştır. Osmanlılara kendi isteği ile katılan beylikler Osmanlılara ilk katılan beylik Osmanlılara son katılan beylik Osmanlıları en çok uğraştıran beylik Topraklarını çeyiz olarak Osmanlıya veren Topraklarını parayla Osmanlıya satan Ankara Savaşından sonra yeniden kurulmayanlar Türkçeyi resmi dil ilan eden Karesioğulları, Germiyanoğulları Karesioğulları Ramazanoğulları Karamanoğulları Germiyanoğulları Hamitoğulları Karesioğulları Eretna Devleti Karamanoğulları Karamanoğlu Mehmet Bey 6) ANKARA’NIN ALINMASI(1345):Alaattin Eratna’nın ölümü ile başlayan iç karışıklıklar sonucu beyliğin en batı ucundaki Ankara’yı oğlu Süleyman Paşa aldı(1345). Not: Ankara’nın alınması ile Osmanlılar Karamanoğulları ile komşu olmuştur. 7) RUMELİ'YE GEÇİŞ: RUMELİ'YE GEÇİŞİ KOLAYLAŞTIRAN SEBEPLER: 1) Osmanlıların Karesi topraklarına ve Donanmasına sahip olması. 2)- Osmanlıların Hıristiyanlara ait topraklara sahip olma ideali 3)- Türkmenlere yurt bulma ihtiyacı. 4)- Bizans'ın Balkan milletlerine karşı Orhan Beyden yardım istemesi. OLAY: Bizans İmparatoru Kantakuzen,Yuannis’in Sırp ve Bulgar desteğine karşı imparator olmak için önce Aydınoğlu Umur Bey’den sonra da Orhan Bey’den yardım istedi. Edirne'yi kuşatan Sırp ve Bulgarlara karşı Orhan Bey oğlu Süleyman Paşa'yı yardıma gönderdi. Edirne'yi kuşatan Sırp ve Bulgarları yenen Süleyman Paşa'nın yardımlarına karşılık Bizans Gelibolu Yarımadası'ndaki ÇİMPE kalesini Osmanlılara verdi.(1353) Osmanlıların Rumeli’de elde ettiği ilk toprak parçası Çimpe kalesidir. Bu kale Osmanlıların Balkanlardaki fetihleri için önemli bir üs olmuştur. ORHAN BEY DÖNEMİNDE RUMELİ'DEKİ FETİHLER: Orhan bey'in oğlu Süleyman Paşa Gelibolu'yu ele geçirerek Keşan, Malkara, Tekirdağ, Çorlu ve Lüleburgaz'ı fethetmiştir. Süleyman Paşa’nın ölümü ile fetihler iki yıl durakladı. Türkmenler bu bölgeye yerleştirildi. ORHAN BEY DEVRİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ GELİŞMELER: 1-Geçici (ilk) divan teşkilatı kuruldu. İlk vezirlik makamı oluşturuldu. İlk vezir. 2-Yaya ve Müsellem adıyla ilk düzenli ordular oluşturuldu. 3-İznik’te ilk Osmanlı Medresesi kuruldu(1331). İlk müderris. 4-İlk donanma oluşturuldu. 5-İlk vakıf örgütü oluşturuldu. 6-İlk subaşı ve kadı ataması 7-Karamürsel’de ilk tersane kuruldu. 8-İlk gümüş para bastırıldı. (Akçe) ÖNEMLİ NOT: GENEL DURUM: Orhan Gazi Dönemini devlet teşkilatlanması açısından genel olarak “BEYLİKTEN DEVLETE GEÇİŞ DÖNEMİ “ olarak nitelendirebiliriz. ÖNEMLİ NOT: 1336’da İlhanlılara ödenen vergi kesilerek devlet tam bağımsızlığa kavuştu. OSMANLILARIN RUMELİ’DEKİ İSKÂN SİYASETİ (İstimalet politikası) **Fethedilen bölgelere Anadolu’dan Türk göçmenler yerleştirildi. Bundaki amaç göçmenleri yerleşik hayata zorlamak ve fethedilen yerlerin Türkleşmesini sağlamaktı.. Bu göç gönüllü ve sürgün olmak üzere iki şekilde gerçekleştirildi. **Göçmenler, iskân yerlerine yakın bölgelerden seçilirdi. İklim şartlarının aynı olmasına dikkat edilirdi. Böylece halkın yeni yere uyumu daha kolay olurdu. **Göçmen aileler seçilirken özellikle anlaşmazlık içinde olan ailelerden birisi seçilirdi. Bundaki amaç kan davalarını engellemekti. **Göç eden ailelere toprak verilir ve bir süre vergi alınmazdı. Göç edenler yeni yerleşim yerlerini terk edemezlerdi. **Fethedilen yerlerdeki yerli halktan ayaklanma çıkarma ihtimali olanlar başka yerlere göç ettirilirdi. **Bir yerden göçmen alınırken o yerin üretim ve düzeninin bozulmamasına dikkat edilirdi. İstimalet sisteminin amacı: Fethedilen yerlerde Türk nüfusunu arttırmak ve Türk kültürünü yaymaktı. İSKÂN: Sözlük Anlamı “yerleştirme” demektir. Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de takip ettiği iskân siyasetinin sonuçları: & Göçebe Türklerin yerleşik hayata geçmeleri sağlandı.. & Fethedilen yerlere Türklerin yerleşmesi sağlanarak o bölgenin elde tutulması kolaylaştı. & Fethedilen yerlere Türk-İslam kültürü yayıldı. & Gayrimüslim halka hoşgörülü bir tavır sergilenerek Osmanlıya bağlılıkları sağlandı. I. MURAT DÖNEMİ (1362–1389) I.Murat kardeşlerini öldürerek tahta geçen ilk Osmanlı padişahıdır. Osmanlı tarihinde ilk kez sultan unvanını kullanmıştır. ANADOLU FAALİYETLERİ Ankara’nın Yeniden Alınması(1362): Orhan Beyin ölümü ve 1.Murat’ın tahta geçmesini fırsat bilerek Eratna beyinin Karamanoğullarının teşviki ile Ankara’yı kendi hakimiyetine alması üzerine 1.MURAT’IN İLK İŞİ, Ankara’yı Eratna Beyliğinden /Ahilerden geri almak olmuştur. Germiyanoğulları İle Akrabalık (1381):Karamanoğulları ile savaştığı için zor durumda kalan Germiyan oğlu Süleyman Bey Osmanlı Devleti’nin yardımını sağlayabilmek için kızı Devlet Hatun’u Şehzade Beyazıd’e verdi.Çeyiz olarak da Kütahya, Emet, Tavşanlı, Simav’ı Osmanlılara verdi. Bu yerlerin Osmanlıların idaresine girmesi ile Osmanlılar ile Hamitoğulları sınır komşusu oldular. Hamitoğullarından Toprak Satın Alınması(1381):Karamanoğulları ile sınır anlaşmazlığı yanında Osmanlılar ile anlaşamayacağını anlayan Hamitoğulları I.Murat’ın teklifi ile Akşehir, Beyşehir, Karaağaç, Yalvaç, Isparta, Seydişehir Ve Eğirdir gibi şehirlerini Osmanlılara sattılar. Karamanoğulları İle Akrabalık Ve Mücadele: Karamanoğulları kendilerini Anadolu Selçuklu Devleti’nin mirasçısı iddiasında bulunarak Osmanlıların Anadolu’da ilerlemesine karşı koymakta idiler. Osmanlı-Karaman rekabeti Osmanlıların Eratna Beyliğinden Ankara’yı alması ile başlamıştır.1.Murat çatışmamaya girmemek için kızı Nefise Sultan’ı Karamanoğlu Beyi Alaadin Ali Bey ile evlendirdi.Böylece rahatça Rumeli fetihlerine devam edecekti. Ancak Sırbistan, Venedik ve Papalık’ın tahriki ile Alaadin Ali Bey,1386’da Osmanlıların elindeki Hamitoğulları toprakları almak isteyerek harekete geçti. Anadolu’daki prestijini korumak ve arkasını sağlama almak isteyen I.Murat, Sırp Kralı Lazar’ın oluşturduğu tehlikeyi bir yana bırakarak süratle Anadolu’ya geldi ve Karaman toprağına girerek Ali Beyi yendi(1387). Ve Konya kalesini kuşattı. Alaadin Ali Beyin barış isteğini I. Murat kabul etti. Böylece Karamanoğulları Osmanlıların üstünlüğünü kabul etti . Not: Karamanoğulları ile ilk mücadele bu olayla başlamıştır.(1387) Bu olay, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren özenle takip ettiği “Beyliklerle dost geçinme politikası”nı terk ettiği ilk hadise olması bakımından önem taşır. I.MURAT DÖNEMİNDE BALKANLARDA GELİŞMELER: Sazlıdere Savaşı(1362) ve Edirne ile Filibe'nin Fethi, Sırpsındığı Savaşı (1364) Çirmen Savaşı (1371): I. Kosova Savaşı (1389) 1) SAZLIDERE SAVAŞI (1362) Taraflar: Osmanlı X Bizans + Bulgar ittifak güçleri Sebebi: Osmanlıların Edirne’yi fethetmek istemesi. Sonuç: 1- Edirne alındı. 2- Bizans’ın Bulgar ve Sırplarla olan bağlantısı kesildi. 3-Balkanlarda fetih yolları açıldı. 4-Gümülcine ve Filibe alınarak Çatalca’ya kadar ulaşıldı. NOT: Edirne'nin Fethinin Önemi: Bizans’la bağlantısı kesildi. Sırp ve Bulgarların 2) SIRPSINDIĞI SAVAŞI (1364): Sebep: Edirne ve Filibe'nin Osmanlıların eline geçmesi Sırp ve Bulgarları rahatsız etmiş, bunların papaya başvurmaları üzerine Balkan Devletlerinden oluşan (Sırp, Bulgar, Macar, Eflak-Boğdan ve Bosnalılar) Sırp kralı 1.Layoş komutasında bir Haçlı ordusu kurulmuştur. Savaş: Haçlı Ordusunu HACI İLBEY komutasındaki bir akıncı birliği ani bir baskın sonucu yok etmiştir. Sonuçları: Bu zaferle Balkan Devletleri üzerindeki Macarların etkisi kırılmış, Türklerin Balkanlardaki ilerlemeleri hız kazanmıştır. Tuna nehrine kadar olan yerler Türklerin eline geçmiştir. Zaferden sonra Edirne başkent yapılmıştır. Önemi: Sırp Sındığı Savaşı Osmanlıların Balkanlarda haçlılar ile yaptığı ilk savaştır. 3) ÇİRMEN SAVAŞI(1371): Sebep: 1-Türkleri Balkanlardan atmak 2-Bulgar krallığının Osmanlı hâkimiyetinden kurtulmak istemesi.3-Osmanlıların Makedonya’yı ele geçirmek istemesi. Savaş: Makedonya bölgesini almakla görevlendirilen Evranos Beye karşı Sırplar birleştiler. Çirmen Savaşı ile düşmanı yenilgiye uğrattı Sonuçları: 1-Makedonya’nın yolu Osmanlı’ya açıldı. .2- Sırp kralı Osmanlı hakimiyetini tanıdı.3-Bundan sonraki fetihlerle Batı Trakya ve Makedonya’nın bir kısmı alındı. Evranos Beye bağlı akıncı kuvvetleri Kavala, Drama, Serez ve Selanik gibi şehirler aldılar. 4)PLOŞNİK BOZGUNU (1388): Osmanlıların Anadolu’da Karamanoğulları ile mücadelesini fırsat bilen Haçlı ordusu, Osmanlı ordusunu Morova kıyısındaki Ploşnik’te müthiş bir bozguna uğrattılar.(1388).Bunun üzerine Timurtaş Paşa,Güney Sırbistan’ı terk edip Niş’e kadar çekildi. Önemi Ve Sonuçları: Ploşnik bozgunu Hıristiyanların Türklere karşı kazandığı ilk büyük zaferdir. Ploşnik Bozgunu I.Kosova Savaşı’nın sebebidir. 5) I. KOSOVA SAVAŞI (1389): Sebep: * Haçlıların Sultan Murat’ın Anadolu’da Karamanoğulları ile uğraşmasını fırsat bilmeleri *Ploşnik bozgunu sonucu Osmanlıların Balkanlarda ilerleyişini durdurmak için Sırp Kralı LAZAR'ın öncülüğünde Haçlı Ordusunun kurulması. Sonuçları: I. Murat komutasındaki Osmanlı Ordusunun zaferiyle sonuçlandı. I. Murat şehit oldu, yerine oğlu Yıldırım Bayezıd geçti. Tuna’ya kadar topraklar Osmanlıların eline geçti. Osmanlıların karşısında Balkanlarda sadece Macar kralı kaldı. Osmanlı Devleti ilk kez bu savaşta düşmanı korkutmak için top kullandı. Türklerin İslam dünyasındaki önemi arttı. Önemi: Haçlılar ile yapılan ilk büyük meydan savaşıdır. I. MURAT DÖNEMiNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ GELİŞMELER *Balkanlarda sınırların genişlemesi üzerine Manastır merkezli Rumeli Beylerbeyliğini kurdu. Lala Şahin Paşa Rumeli beylerbeyi tayin edilmiştir. * Padişah unvanını ilk kez kullandı. ("Sultan" unvanını kullanan ilk Osmanlı Padişahıdır.) *Saltanat sistemini değiştirerek, “ülke hanedan üyelerinin ortak malıdır” anlayışı yerine “ülke sultan ve çocuklarının ortak malıdır” anlayışını getirdi. @ Böylece merkezi otoriteyi güçlendirmiştir. *Fethedilen toprakların Sultan (Devlet) adına kaydına başlandı. * Tımar sistemi ilk kez uygulandı. * İlk kez mali teşkilat kuruldu (defterdarlık). * Kazaskerlik makamı oluşturuldu. * Kazaskerlik, Veziriazamlık, nişancılık gibi makamları kurdu. @ Böylece Divan teşkilatı genişletildi. * Şehzadelerin yönetim ve askeri alanda daha iyi eğitim almaları, askeri ve halkı tanımaları için “Sancağa Çıkma” usulü getirildi. * Edirne’de saray okulu ( Enderun ) açıldı. * Venedik ile ilk ticaret anlaşması yapıldı. *İlk kez Topçu ocağı oluşturuldu Bu ocağın ilk önemli başarısı I.Kosova savaşında görüldü *Acemi oğlanlar ve Yeniçeri ocağını kurdu. Gelibolu’ya Acemi oğlanlar Ocağı açılarak Yeniçeri Ocağının temeli atıldı (1363) Pençik sistemiyle Kapıkulu askeri ocağının temeli atıldı. Çandarlı Kara Halil Paşa bu işin kurmaylığını yapmıştır. I.Murat döneminde Osmanlılar, teşkilatlanmasını tamamlayarak tam bir devlet haline gelmiştir. DEVŞİRME SİSTEMİ **Osmanlı Ordusunun temeli sayılan Yeniçeri ocağı başlangıçta Pençik (Balkanlardaki esir Hıristiyan çocuklarının alınması) sistemine göre kurulmuştur. ** Yeniçeri yasalarına Kanun-i Kadim denir. Devşirme sistemi uygulanması ile 1) Balkanlardaki Hıristiyan halk denetim altına alınmıştır. 2) Ülke savunmasına ve fetihlere katkıda bulunacak sürekli ve düzenli bir askeri güç oluşturulmuştur. 3) Merkezi otorite güçlendirilmek istenmiştir. 4) Türkleştirmeye ve İslamlaştırmaya katkıda bulunulmak amaçlanmıştır. YILDIRIM BAYEZIT DÖNEMİ (1389 - 1402) Sultan Murad’ın savaş meydanında ölümüyle, babasının vasiyeti üzerine tahta çıkarıldı. ANADOLU TÜRK BİRLİĞİNİN SAĞLANMASI: Yıldırım Bayezid Anadolu birliğini sağlamak için iki sefer düzenledi. Yıldırım Bayezid beraberindeki Sırp kuvvetleriyle birlikte Anadolu'ya girdi ve başkaldıran beyliklerin topraklarını tek tek ele geçirdi. Bu seferler sonucunda: 1- Batı Anadolu'daki beyliklerden Germiyan, Aydın, Saruhan, Menteşe beyliklerine son verildi (1390) 2- 1392’de Hamitoğulları ve Candaroğullarının Kastamonu kolunu ortadan kaldırdı. İsfendiyar Bey ise Osmanlı hâkimiyetini kabul etti. 3- Kadı Burhanettin Beyliği (Eretna devleti) ile yapılan KIRKDİLİM savaşında Osmanlı kuvvetleri yenildi. Şehzade Ertuğrul şehit oldu. Kadı Burhaneddin'in Akkoyunlu Devletiyle yaptığı savaşta ölmesi üzerine (1398) Sivas'ı aldı. @ Osmanlı Devleti ile Akkoyunluların arası bu nedenle açıldı. Sivas’tan sonra, Tokat ve Kayseri ele geçirildi. 4- 1398’de Erzincan ve Dulkadiroğulları Beyliği'nin merkezi Elbistan'ı ele geçirdi. 1399'da Memlûklara ait olan (Memluk Devleti’ne bağlı olan Dulkadir beyliğinin elindeki) Malatya'yı aldı. @ Malatya ve Elbistan'ın alınması, Osmanlılar ile Memlûkların arasını açtı. 5- Karamanoğulları hem Beyşehir'i işgal etmişler, hem de Saruhan, Menteşe, Aydın ve Germiyan Beyliklerini kışkırtmışlardı.1392’de Batı Anadolu’daki beylikleri ortadan kaldırması üzerine Karamanoğulları üzerine yürüyen Yıldırım, Konya’yı kuşattı. Barış isteği üzerine; Beyşehir başta olmak üzere bazı şehirler Osmanlı Devleti’ne bırakılmak şartı ile barış imzalandı. 6-1401 yılında Karaman oğulları beyliğinden Konya, Karaman, Niğde, Develi ve Karahisar alındı. Karamanoğulları beyliğine son verildi. Anadolu’daki Fetihlerinin Sonuçlar�: 1) Yıldırım döneminde Fırat Nehri’ne kadar olan Anadolu toprakları alınarak Anadolu Türk siyasi birliği ilk defa sağlandı. 2) Yıldırımın ele geçirdiği beyliklerin liderlerinin Timur’a sığınmaları Ankara Savaşına neden oldu. @ Osmanlı Devleti’nin doğuya doğru genişleme siyaseti izlemesi Timur ile Yıldırım’ı karşı karşıya getirdi. @ Dulkadiroğulları topraklarını (Malatya ve Elbistan) ele geçirmesi Memluk D. ile arasını açtı. 3) Aydınoğulları ve Menteşeoğulları Beyliklerinin alınması denizcilik alanındaki faaliyetleri geliştirdi. @ Osmanlı Devletinin denizcilik alanındaki ilk önemli faaliyetleri bu dönemde oldu. Sakız ve Eğriboz adaları ile Ege denizindeki Venedik sahillerine baskınlar düzenlendi. @ Yıldırım Bayezid, ayrıca İstanbul Galata'da bulunan Ceneviz Kolonisi ile de savaştı. 4) Germiyanoğullarının alınması üzerine Kütahya merkezli Anadolu Beylerbeyliği kuruldu. Kara Timurtaş Paşa Anadolu Beylerbeyliğine atandı. Böylece beylerbeylik sayısı ikiye çıktı. İSTANBUL KUŞATMALARI *Yıldırım Bayezıd, İstanbul’u kuşatan ilk Osmanlı hükümdarıdır. -1391–1400 yılları arasında İstanbul'u dört kez kuşatmış, bu amaçla boğazın en dar yerinde 2.kuşatmasında Güzelce Hisar’ı (Anadolu Hisarı) yapmıştır. I.Kuşatma (1391) Büyük ve kuvvetli toplar olmadığından, kuşatma abluka niteliğinde oldu. Macarların Türk topraklarına girmesiyle kuşatma kalktı. II.Kuşatma (1395) Haçlıların Niğbolu Kalesini kuşatması üzerine kaldırıldı. III.Kuşatma (1399) Karamanoğullarının Osmanlı topraklarına saldırması üzerine Bizans ile antlaşma yapılarak kaldırıldı IV.Kuşatma (1401) Timur’un Anadolu’ya girmesi üzerine kuşatma kaldırıldı. İstanbul-Bizans Antlaşması : 1. İstanbul Sirkeci’de bir Türk Mahallesi kurulacak ve cami yapılacak 2. Türkler, ticari amaçla İstanbul’a serbestçe girip çıkabilecekler 3. İstanbul’da Türklerin davalarına bakmak üzere bir kadı bulunacak (bir İslam Mahkemesi) 4. Bizans yılda 10.000 duka altın vergi verecek. 5. Silivri’ye kadar olan yerler Osmanlı Devleti’ne bırakılacak Önemi 1) Bizans, Osmanlıların üstünlüğünü kabul etti. 2) Bu antlaşma ile Bizans adeta Osmanlı devletine bağlı bir devlet haline gelmişti 3) İstanbul’u almak amacıyla ilk defa Gelibolu’da büyük bir tersane açıldı. 5) Türk kültürü İstanbul’da yerleşmeye başladı. NİĞBOLU SAVAŞI (1396): Sebep: 1-Osmanlıların İstanbul’u kuşatmaları. 2-Osmanlıların Bulgar krallığına son vermiş olmaları.3-Ege’de Osmanlı donanmasının Venedik çıkarlarına zarar vermesi. 4-Osmanlıların Bosna ve Arnavutluk’a yerleşmesini engellemek. 5-Osmanlı sınırlarının Macaristan’a kadar dayanması. Haçlıların amaçları; 1) Türkleri Balkanlardan atmak 2) Hıristiyanlığın doğudaki son kalesi olan İstanbul’u kurtarmak Savaş: Avrupa Devletlerinin ordularından oluşan (Macar, Fransız, Alman, İngiliz, Venedik, İskoç, Avusturya, İtalya, İsviçre, Lehistan) Haçlı ordusu Niğbolu kalesini kuşattı. Kale kumandanı Doğan Bey, Yıldırım Bayezıd komutasındaki Osmanlı Ordusu yetişinceye kadar kaleyi başarıyla savundu. Yıldırım Bayezid İstanbul kuşatmasını kaldırarak, Niğbolu önlerinde Macar kralı Sigismund komutasındaki Haçlı ordusunu büyük bir bozguna uğrattı. @ İlk kez Avrupa'nın büyük devletlerinin de katıldığı, Orta Çağ’da Osmanlı'ya karşı düzenlenen en büyük ve en geniş katılımlı Haçlı Seferidir. Sonuç: 1)Bu zaferden sonra Bulgaristan tamamen Türk topraklarına katıldı. 2)Bu zafer Anadolu Türk Birliğinin sağlanmasında da etkili oldu. 3)Mısır'daki halife Yıldırım'a "Rum Diyarının Sultanı" unvanını verdi.(Sultan-ı İklim-i Rum) 4)Haçlılar, uzun süre yeni Haçlı Seferi düzenleyememiştir. (1444 Varna Savaşına kadar) ANKARA SAVAŞI (1402) Sebepleri: 1) Asıl neden Türk-İslam dünyasında üstün ve lider olma mücadelesidir. (Her iki hükümdarın da birbirlerine karşı üstünlük sağlamak istemesi ) 2) Yıldırım tarafından toprakları alınan Anadolu Beylerinin Timur'a sığınarak, onu kışkırtmaları. 3) Timur tarafından toprakları alınan Irak: Bağdat hükümdarı Celayiroğlu Ahmet ve Azerbaycan’da devlet kurmuş olan Kara koyunlu hükümdarı Kara Yülük Osman'ın Yıldırım 'a sığınmaları Timur’un İstekleri: a) Kemah’ın Erzincan Emiri’ne geri verilmesi b) Anadolu Beylerinin topraklarının iade edilmesi, c) Celayiroğlu Ahmet ve Kara Yülük Osman'ın kendisine teslim edilmesi, d) Osmanlı Devletinin kendisine bağlılık bildirmesi (Timur adına para bastıracak) , e) Bir şehzadenin Timur’a rehin olarak teslim edilmesi Savaş:İki ordu arasında savaş, 28 Temmuz 1402’de Ankara Çubuk ovasında yapıldı. Yıldırım Bayezıt ile oğullarından Musa ve Mustafa Çelebi esir düştü. Yıldırım Bayezıd esir düşen ilk ve tek Osmanlı padişahıdır. Ankara Savaşını Osmanlıların Kaybetmesinin Nedenleri: a) Osmanlı ordusundaki Anadolu beylikleri askerleri ve Kara Tatarların Timur tarafına geçmesi, b) Yardımcı Sırp kuvvetlerinin ve şehzadelere bağlı kuvvetlerin savaştan erken çekilmesi d) Osmanlıların teknik ve taktik yanılgıları, e) Timur’un ordusunun sayısal üstünlüğü, f) Timur ordusunun güçlü, yorulmamış ve fillerle destekleniyor olması, Ankara Savaşı ile ilgili Y.Bayezid’in hataları: 1- Malatya’yı ele geçirerek Memlukler ile arasını açması ve savaş sırasında Memluklerden destek alamaması. 2- Savaşı dağınık bölgede kabul etmemesi. Timur’un fillerle donatılmış ordusunun dağlarda şansı olamazdı. 3- Ankara’ya geldiğinde Timur’un ordusunun hazırlıksız olduğunu gördüğü halde saldırmaması. Timur’un ordusuna toparlanmak için fırsat vermesi. Ankara Savaşının Sonuçları: 1) Anadolu Türk siyasi birliği bozuldu. @ Bu durum savaşın en önemli sonucudur. Çünkü Timur tarafından Yıldırım tarafından toprakları alınan beylikler yeniden kurulmutur. (Karesi ve Kadı Burhaneddin beylikleri hariç) @ Ankara Savaşı ile dağılan Türk birliği ancak I.Selim döneminde tekrar kurulmuştur. 2) Anadolu'yu ele geçiren Timur, İzmir’e kadar ilerlemiş ve burayı Haçlılar'dan almıştır. 3) Osmanlı Devleti 11 yıl sürecek Fetret devrine (1402- 1413) girdi. 4) Merkezi otorite bozularak Yıldırımın oğulları arasındaki taht kavgası döneminde (fetret devrinde- Fasıla-i Saltanat) devlet, dağılma tehlikesi geçirdi. 5) Osmanlı geciktirdi. Devleti’nin imparatorluk aşamasına geçişini 6) İlk ve son kez bir Osmanlı padişahı savaşta esir düştü ve 8 ay sonra esaret altında Akşehir’de öldü (1403) . 7) Balkanlar'da Osmanlı ilerleyişi bir süre durdu, hatta bazı topraklar kaybedildi. Arnavutluk boşaltıldı. 8) İstanbul’un fethi ve Bizans'ın yıkılması 50 yıl gecikti. Bizans kendini toplama imkânı buldu. 9) Bizans, şehzadeleri kışkırtarak Osmanlının iç işlerine karışma imkânı elde etmiştir. 10) Karakoyunlu ve Akkoyunlu Osmanlılara rakip hale geldiler devletleri güçlenerek 11) Osmanlı hazinesi ve arşivleri yağmalandı. 4) Timur'un Çin'e yapacağı sefer öncesinde batısında (arkasında) güçlü bir devlet bırakmak istemeyişi. @ Kuruluş dönemi nedenlerindendir. 5) Timur’un Sivas ve çevresini alarak halkı kılıçtan geçirmesi, 12) Timur’un önünden kaçan Türkmenler Anadolu’ya göç hareketini başlattılar. Bunun sonucunda Anadolu’nun nüfusunda büyük bir artış meydana geldi. 6 Yıldırım’ın Timur’a ait Erzincan’ı yakıp yıkması, 7) İki hükümdar arasında sert hatta hakarete varan mektuplaşmalar 8) Timur'un savaşın sorumluluğunu Yıldırım Beyazıt’a yüklemek için kabul edilemez istekleri: ile ilgili bilgilerimizin azlığının 13) Yıldırım’ın oğlu Şehzade Mustafa, Timur tarafından rehin alınarak Semerkant’a götürüldü. Ankara Savaşı ile Osmanlı büyük bir sarsıntı geçirmesine rağmen yıkılmamıştır. Bunun nedenleri: a) Devlet örgütlenmesinin sağlam temeller üzerine oturtulmuş olması. b) Topraklarının bir kısmının, başkentinin (Edirne) Avrupa yakasında olması, Timur'un boğazlardan geçemeyişi. c) Niğbolu Zaferinin kalıcı etkiler oluşturması. d) Osmanlıya karşı Avrupa’nın bir araya gelecek durumda olamayışı. e) Osmanlının adaletli yönetimi Türklerin Batıya İlerleyişini Erteleyen Olaylar 1) 1096 – 1270 Haçlı Seferleri 2) 1243 Kösedağ Savaşı 3) 1402 Ankara Savaşı Türklerin Batıya İlerleyişini Durduran Olay: 1683 II. Viyana Bozgunu FETRET DEVRİ - Şehzadeler Mücadelesi (1402–1413) Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra Yıldırım Bayezid’in 4 oğlu arasında başlayan ve Çelebi Mehmet’in yönetimi tek başına aldığı tarihe (1402 – 1413 ) kadar geçen 11 yıllık şehzadeler mücadelesi dönemine Osmanlı Tarihinde FETRET DEVRİ denir. Timur'un asıl amacı kendisine rakip olabilecek büyük bir Osmanlı Devleti'nin oluşmasını engellemekti. Bu nedenle savaşı kazandıktan sonra Anadolu Beylerinin topraklarını geri vererek, Anadolu Türk birliğini parçaladı. Osmanlı ülkesini Yıldırım 'ın oğullarına bıraktı. 1- Süleyman Çelebi Edirne’de, 2- İsa Çelebi Bursa’da, 3- Mehmet Çelebi Amasya’da, 4- Musa Çelebi Balıkesir’de hükümdarlık ilan ettiler. Not:Mustafa Çelebi Timur tarafından Semerkant’a götürüldü. Timur'un Anadolu'dan çekilmesinden sonra, kardeşler arasında ilk mücadele İsa Çelebi ile Musa Çelebi arasında oldu. Musa Çelebi başarılı olarak Bursa’da hükümdarlığını ilan etti. Edirne’de Süleyman Çelebi’yi de yendi. Ancak Edirne’de zevk ve eğlenceye düşmesi üzerine devlet adamlarının daveti ile Musa Çelebiyi yenen Mehmet Çelebi ülkede birliği sağladı. Bu karışıklık dönemde Rumeli’de Osmanlı yönetimine karşı önemli bir ayaklanma olmamıştır. Aynı zamanda Osmanlı Devleti bu dönemde ciddi bir toprak kaybına uğramamıştır (Eflak hariç) . Bunun sebepleri: 1) Osmanlı Devleti’nin Balkanlarda uyguladığı hoşgörülü ve adaletli yönetim. 2) Timur’un Osmanlı ordusunu tamamen imha edememesi 3) Halkın çapulculara karşı güvenliğinin sağlanması 4) Uç beylerinin başarılı çalışmaları, 5) Niğbolu savaşının etkisi, 6) Avrupa’daki Yüzyıl Savaşları (1337–1453) nedeniyle büyük bir karışıklık yaşanması 7) Tımar ve tahrir sistemi nedeniyle bölgede gelirin ve refahın artması, I. MEHMET(ÇELEBİ) DÖNEMİ (1413–1421) Amacı: Anadolu güçlendirmek. birliğini yeniden sağlayarak devleti 1. Ankara Savaşının olumsuz ortamını sona erdirip, birliği yeniden sağlamış, devleti yeniden kurmuştur. (II. Kurucu) 2. Eflak Osmanlılara yeniden bağlandı. 3. Venediklilerle İlk Deniz Savaşı yapıldı.(1416) (Ancak bu savaşı Venedikliler kazandı.) 4. Samsun bölgesi egemenlik altına alındı. Böylece Karakoyunlu ve Akkoyunlularla komşu olundu. 5. Anadolu Türk birliğini kurma çalışmalarını sürdürdü. @ Saruhan ve Menteşeoğulları beylikleri tekrar Osmanlı egemenliğine girdiler.@ Candaroğulları Osmanlılara bağlandı.@ Karamanoğulları beyliği üzerine sefer yapıldı. 6. Şeyh Bedreddin ve Mustafa Çelebi isyanları bastırıldı. VENEDİKLİLERLE İLK DENİZ SAVAŞI (1416) Ege denizinde Venediklilere ait adalardan Anadolu kıyılarına saldırılar oldu.1415’te Ege denizine açılan 30 parçalık Osmanlı donanması Türk ticaret gemilerine zarar veren Venedik gemilerinden birkaçını esir almıştır. 1416’da Gelibolu açıklarında Venediklilerle yapılan ilk büyük deniz savaşını Venedikliler kazandı. Donanma komutanı Çalı Bey savaşta şehit duştu. Venedik komutanının da yaralanması üzerine Türk donanması takip edilemedi. Bizans imparatoru Manuel’in araya girmesi ile antlaşma yapıldı ŞEYH BEDREDDİN İSYANI(1418–1420) Fetret Devrinde Şehzade Musa'nın kazaskerliğe kadar yükselmiş olan daha sonra İznik'te göz hapsinde tutulan Şeyh Bedreddin (Batıni mezhebinden), mülkiyetin ortak olduğu şeklinde fikirlerle ve İslam'a aykırı düşüncelerle etrafına çok sayıda mürit topladı. Bedreddin’in düşüncelerinin etkisi ile Börklüce Mustafa İzmir dolaylarında, Torlak Kemal ise Manisa'da isyan başlattı. Sadrazam Beyazıt Paşa bu ayaklanmaları bastırarak Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’i öldürttü. Faaliyetleri Osmanlı yönetimini rahatsız etmeye başlayınca Şeyh Bedrettin Rumeli'ye geçmiş, sapık fikirlerini yayarak yeni bir saltanat kurma iddiasıyla Fetret döneminin oluşturduğu siyasi ve ekonomik bozukluklardan yararlanarak isyan etmiştir (1419). İznik’ten Rumeli'ye kaçan Şeyh Bedreddin Silistre, Dobruca ve Deliorman dolaylarından çok sayıda taraftar topladı. Şeyh Bedreddin'in Deliorman'da başlattığı ayaklanma kısa zamanda bastırıldı. Şeyh Bedreddin yakalandı ve Serez'de idam edildi (1420). Önemi: 1)Şeyh Bedrettin’in isyan etmesinin temel sebebi, Fetret Devrinde, devletin parçalanmış halini görüp hükümdarlığa heveslenmesidir. 2) Bu isyan, Osmanlılardaki ilk dini, siyasi ve sosyal nitelikli isyandır. 3) Şeyh Bedreddin İsyanı devletin gücünü sarsan, Anadolu Selçuklu Devleti döneminde meydana gelen BABA İSHAK isyanına benzer. 8) Fetihlerde yumuşak bir politika izlenmesi 5- ŞEHZADE (DÜZMECE ) MUSTAFA ÇELEBİ İSYANI 9)İskan ve istimalet politikası ile Balkanların ve Rumeli’nin büyük ölçüde Türkleştirilmiş olması *Timur Ankara Savaşından sonra Yıldırım Beyazıt’ın oğlu Şehzade Mustafa Çelebiyi rehin alarak yanında Semerkant'a götürmüştü. Not: Bu dönemde Şehzade Musa tarafından İstanbul kuşatılmıştır. Not: Ankara Savaşından sonra Osmanlı Devletine katılan ilk beylik Saruhanoğulları’dır (1410) . Saruhanoğullarının, Osmanlı Devleti’ne katılmasıyla Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlama faaliyetleri yeniden başladı. *Timur'un ölümüyle serbest kalarak Anadolu'ya gelen Mustafa'nın gerçek Mustafa olup olmadığı bilinmediğinden "Düzmece Mustafa" da denilmiştir. (Diğer görüşe göre ise halkın desteğini almasını önlemek için “Düzmece” denilmiştir) *Anadolu’ya gelerek Bizans’la anlaşan Mustafa Çelebi, kardeşi Mehmet Çelebi'ye karşı taht kavgasına girmiş, ancak yenilerek Bizans'a sığınmıştır. *Çelebi Mehmet Mustafa'nın gözaltında tutularak kontrol edilmesi için Bizans'la anlaşmıştır. (II. Murat devrinde tekrar ayaklanacaktır.) II. MURAT DÖNEMİ (1421–1451) II. DÜZMECE MUSTAFA İSYANI(1422): Çelebi Mehmet döneminde giriştiği mücadeleyi kaybeden Mustafa Çelebi, II. Murat döneminde, Bizans imparatoru tarafından Aydın oğlu Cüneyt Bey’le birlikte taht mücadelesi için Gelibolu’ya gönderildi. **Gelibolu'ya giden Mustafa Çelebi, Rumeli'deki halk ve askerler tarafından padişah olarak tanındı. Bu arada Anadolu Beylikleri de Osmanlılara karşı saldırıya geçtiler. **Osmanlı Devleti tehlikeli bir döneme girdi. Mustafa Çelebi, Gelibolu’ya çıkarak Gelibolu kalesinin alınması için Aydın oğlu Cüneyt Beyi burada bıraktı. Kendisi de Edirne üzerine yürüdü. Rumeli Beylerbeyi Beyazıt Paşa, Mustafa Çelebi'nin üzerine gönderildi. Ancak, Beyazıt Paşa, Mustafa Çelebi'nin yanına geçti. **Bu gelişmeler karşısında Gelibolu Kalesi teslim oldu. Bizans imparatoru Manuel Gelibolu’yu kendisine teslim etmeyen Mustafa Çelebi’den desteğini çekti. **II. Murat, Rumeli askerlerini ve uç beylerini kendi tarafına çekmeyi başardı. Cüneyt Beye de İzmir ve Aydın ilini vaat ederek Mustafa Çelebi’den ayrılmasını sağladı. **Ulubat civarında yapılan savaşı kaybeden Mustafa Çelebi Edirne’ye çekildi. Eflâk’a kaçma girişiminde bulunan Mustafa Çelebi Edirne'de yakalandı ve hanedandan olmadığı ilan edilip, idam edildi (1422). İSTANBUL KUŞATMASI (1422) :II. Murat, Mustafa Çelebi olayı nedeniyle, İmparator Manuel'i cezalandırmak için İstanbul'u kuşattı (1422). İmparator Manuel, bu kuşatmadan kurtulmak amacıyla, II. Murat'ın 13 yaşındaki kardeşi Şehzade Mustafa Çelebi'yi isyana kışkırttı. KÜÇÜK MUSTAFA İSYANI (1423).Bizans’ın elinde rehin bulunan Şehzade Mustafa Çelebi, Karamanoğulları ve Germiyan oğulları’ndan aldığı kuvvetlerle Bursa'yı kuşattı. **Halkın rica ve hediyeleri sonunda Bursa'yı almaktan vazgeçen Şehzade Mustafa Çelebi, İznik'e geldi ve kenti aldı. ** II.Murat, bu olay üzerine İstanbul kuşatmasını kaldırırken, Bizans, bir kez daha amacına ulaşmış oluyordu. İznik üzerine yürüyen II. Murat, şehzadenin yakın adamlarını elde ederek kardeşini yakaladı ve idam ettirdi (1423) . ANADOLU’DAKİ OLAYLAR Sultan II. Murat Anadolu’da Anadolu Türk birliğini sağlamak için mücadeleyi sürdürdü. 1- Aydınoğulları, Menteşeoğulları ve Hamitoğulları beyliğine son verildi. 2- Candaroğlu ve Karamanoğulları beyliğine ait bazı topraklar alındı. 3- Germiyanoğlu beyliğinin toprakları Yakup Beyin ölümü üzerine vasiyeti yolu ile Osmanlılara geçti. BALKANLAR'DAKİ ÖNEMLİ OLAYLAR Balkanlardaki egemenliği güçlendirmek için Rumeli’ye yöneldi. Sırbistan ve Macaristan üzerine seferler düzenlendi. Belgrat kuşatıldı ise de alınamadı. 1- EDİRNE-SEGEDİN ANTLAŞMASI(1444): Antlaşma Maddeleri 1. Sırp krallığı Osmanlılara vergi vermek koşuluyla bağımsız olacak 2. Eflak, Osmanlılara vergi vermek koşuluyla Macaristan’a bağlanacak 3. Tuna nehri iki devlet arasında sınır olacak 4. İki taraf birbiri ile on yıl savaşmayacak. Önemi ve Sonuçları 1) Osmanlıların Balkanlarda haçlılar (Macarlar) ile imzaladığı ilk antlaşmadır. 2) Osmanlıların Balkanlarda rahatlanmasını ve yeniden toparlanmasını sağladı. 3) Balkanlarda Osmanlı üstünlüğünü sarsmıştır. 4) Osmanlılar bir miktar toprak kaybetmiştir. 5) İlk defa sınır kavramı ortaya çıkmış ve Osmanlılar ile Haçlılar arasında Tuna nehri sınır olmuştur. 6) II. Murat’ın itibarı sarsıldı. II. Murat tahtı 12 yaşındaki oğlu II. Mehmet’e bıraktı. NOT: II. Murat, tahtı kendi isteği ile bırakan tek Osmanlı Padişahıdır. II. Murat’ın Tahttan Ayrılmasındaki Etkenler a) Balkanlarda üst üste alınan yenilgiler b) Devlet büyüklerinden alınan tepkiler c) Oğlu Alaaddin’in ölümü d) Asker, devlet adamları ve halk üzerindeki etkisini kaybetmesi e) Yaşlılığını ve hastalığını ileri sürmesi @ Segedin Antlaşması sonrası, II. Murat’ın tahtı oğlu II. Mehmet’e bırakması biri Osmanlı içinde diğeri de Avrupa olmak üzere iki önemli sonuç doğurdu. 1- Osmanlı Yönetimindeki Etkisi: Küçük yaştaki bir şehzadenin tahta çıkarılması Osmanlı Devleti içinde bir buhrana neden oldu. Devlet adamları arasında( Türk- devşirme) nüfuz mücadelesi başladı. Bu mücadele Çandarlı sülâlesinin Fatih tarafından yönetimden uzaklaştırılmasına kadar devam etmiştir. 2-Avrupa’daki Etkisi: Osmanlı tahtına çocuk yaştaki bir hükümdarın geçmesi Avrupa'da yeni bir ümit doğurdu. Papalığın Segedin Barışının kabul edilemeyeceğini bildirmesi, üzerine Türklere karşı yeni bir haçlı seferi hazırlıklarına başlandı. NOT: Osmanlı tarihinde imzalanan ancak yürürlüğe konulmayan dört anlaşma vardır. 1) 1444 Edirne Segedin Antlaşması 2) 1732 Ahmet Paşa antlaşması (İran ile) 3) 1878 Ayestefanos Antlaşması (Yerine Berlin Ant.) 4) 1920 Sevr Antlaşması (Yerine Lozan Antlaşması ) 2- VARNA SAVAŞI (1444): Savaş: Haçlıların sınırı geçip Varna önlerine gelmesi üzerine II. Murat, devlet adamlarının ve askerlerinin desteği ile tahta ikinci kez geçti. Haçlı ordusunu Varna'da yendi. Macar kralı Ladislas öldürüldü. Sonuçları 1) Osmanlıların daha önceki yenilgilerinin izleri ortadan kalktı. 2) Yunanistan ve Bulgaristan doğrudan Osmanlı Devletine bağlanmıştır. 3) Osmanlı Devletinin Balkanlardaki hâkimiyetini pekiştirdi. 4) Ankara Savaşı'ndan sonra Osmanlıların eski gücüne ulaştığını gösteren ilk olaydır. 5) II. Murat bir müddet sonra tahtı oğluna bırakarak Manisa’ya çekildi. BUÇUKTEPE İSYANI( 1446) VE II. MURAT'IN 3.KEZ TAHTA GEÇMESİ: Para ayarının düşüklüğü ve cülus bahşişinin verilmemesi gerekçesiyle 1446’da Edirne BUÇUKTEPE’DE yeniçeri isyanı çıktı. Bu isyanın asıl amacı ise Çandarlı Halil Paşa’nın etkisiyle yeniçerilerin II. Murat’ın tekrar padişah olmasını sağlamaktır. İsyan, yeniçerilerin maaşına zam yapılarak bastırıldı. *Yeniçerilerin devlete karşı yapmış oldukları ilk isyandır. Mora despotunun da faaliyetler de bulunması üzerine II. Murat üçüncü defa tahta geçti (1446) . II. KOSOVA SAVAŞI (1448): Nedenleri 1) Türkleri Balkanlar'dan atma düşüncesi 2) Bizans'ın ve papanın kışkırtması 3) Macar Kralı Jan Hünyad’in (Hünyadi Yanoş’un) Varna Savaşının intikamını almak istemesi. 4) Macar kralı Hunyadi Yanoş’un haçlıları toplayarak Türkleri Balkanlardan atmak istemesi. Savaş: Osmanlılar ile Erdel, Eflak, Bohemya, Alman, Macar Ve Polonyalılardan oluşan Haçlılar arasında oldu. Savaşı Osmanlılar kazandı. Sonuçları 1) Balkanlar'ın kesin bir Türk yurdu olduğu ve Türklerin Balkanlar'dan atılamayacağı anlaşılmıştır. 2) Bir dönüm noktası özelliğindedir. Haçlıların son taarruzu, Osmanlıların son savunmasıdır. 3) II. Viyana kuşatmasına kadar Türkleri Balkanlardan atmak için yapılan Haçlı seferleri durdu. 4) Balkanlar, Türklerin Orta Asya ve Anadolu’dan sonra üçüncü yurdu oldu. 5) Haçlıların İstanbul’u kurtarmak amacıyla düzenledikleri son sefer oldu. İstaanbul'un fethi kolaylaştı. (Fatih'in kuşatmasında Bizans, Avrupa’dan beklediği yardımı bulamadı.) 6) Osmanlıların İslam dünyasındaki saygınlığı arttı. 7) Selanik, Yanya, Serez Venedik’ten alındı. 8) Bu zafer ile Tuna nehrinin güneyindeki Osmanlı egemenliği sağlamlaşmıştır. Osmanlıları Balkanlardan atacak güç kalmadı. NOT: İkinci Kosova savaşı İslâm'ın ilk yıllarında Müslümanların son savunma savaşı olan Hendek(627), Anadolu Selçuklu Devletindeki Miryekefelon (1176),Kurtuluş Savaşındaki Sakarya savaşları gibi savunmadan taarruza geçilen savaşlara benzer. 1451 tarihinde II. Murat’ın ölümü üzerine yerine oğlu II. Mehmet geçti. OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ OSMANLIDA DEVLET ANLAYIŞI OSMANLI ORDUSU: Padişahlık, Osman Bey'in erkek soyundan gelenlere özgüdür. Fatih döneminde egemenlik hakları, hanedana değil, yalnızca padişah olan hanedan üyesine tanınmış olup padişah ölünce yerine yalnızca oğullarından birinin geçmesi kuralı konmuştur. I.Ahmet döneminde egemenlik hakları, hanedanın en büyük ve aklıbaşında olan erkeğine verilmiştir (ekber ve erşed). Osman Bey Orhan Bey Ülke hükümdar ailesinin ortak malıdır. I.Murat Ülke padişah ve oğullarınındır. II.Mehmet Ülke padişahındır. I.Ahmet Padişah ekber ve erşed olandır. Padişah oğulları, sancak valisi olarak yönetim deneyimi kazanırken, kendilerini yetiştirecek bir görevlide (Iala) yanlarında bulunmuştur (önemli şehzade sancakları: Amasya, Kütahya, Konya, Trabzon, Manisa, Antalya, Sivas, Aydın ve Balıkesir'dir – Not:Sancağa Çıkma Usulü ile yetiştirilen ilk padişah I.Bayezıt son padişah ise III.Mehmet’tir Not:Sancağa çıkma usulü I.Ahmet döneminde kaldırılmış, Kafes Usulüne geçilmiştir. Bu durumun doğurduğu sonuçlar: *Şehzadelerin psikolojik sorunlar yaşamasına *Yönetim tecrübesi kazanamamalarına *Halktan kopuk yaşamalarına ve halkın sorunlarını fark etmemelerine sebep olmuştur. Not:Şehzadeler ‘’cülus töreni’’ ile tahta çıkar ve ‘’kılıç alayı’’ düzenlenirdi. Hükümdarlık belirtileri şunlardır: Sancak, tuğ, hutbe; para bastırma, kılıç alayı, cülus bahşişi dağıtma Hükümdarlık ünvanları da şöyle sıralanabilir: Padişah, Han, Sultan, Hakan, Imparator, Halife. Egemenlik; dine, verasete, kişisel güç ve yeteneklere bağlıdır. Dinsel nitelikli olan padişah, Yavuz Selim'den itibaren "Halifelik" ünvanının kullanılmasıyla resmen dini nitelikli bir hale gelmiştir (Teokratik monarşi). Devlet işleri yürütülürken müftüden (şeyhülislam) "fetva" alınırdı. Müftüyü göreve getiren de padişahtı. Fetva makamı, padişahı sınırlıyor olsa da padişahın denetimi ve emri altında idi. Padişah keyfi davranamaz; davranırsa da bunu kurala uydurmak zorunda idi. Meşruti dönemlerde bile padişahın egemenlik hakkı korunmuştu. Osmanlılarda tam bir merkeziyetçilik vardı. PADİŞAHLARIN YETKİLERİ: Padişahın yetkileri sınırsızdır. (Şeriat ve geleneklerin dışına çıkamamak kaydıyla) Ancak dağılma döneminde padişahın yetkilerine bir takım sınırlamalar getirilmiştir. BELGE 1)KAPIKULU ASKERLERİ A)KAPIKULU PİYADELERİ 1)ACEMİ OĞLANLAR OCAĞI: &Yeniçeri ve diğer Kapıkulu ocaklarına asker yetiştirmek için kurulmuştur. &Türk ailelerinin yanından gelen devşirme çocukları burada yapılan askeri eğitimden sonra sınavdan geçirilir, başarılı olanlar Enderun’a alınırdı. &Diğerleri Kapıkulu ocaklarına dağıtılırlardı. 2)YENİÇERİ OCAĞI: &Kapıkulu ocaklarının en önemlisidir. &Savaş zamanında merkezde bulunur ve padişahı korurlardı. &Barışta ise Divan muhafızlığı yapmak, İstanbul'un güvenliğini sağlamak, sınırlardaki kalelerde muhafızlık yapmak gibi görevleri vardı. &Yeniçerilere üç ayda bir "Ulufe" denilen maaş, padişah tahta çıktığında "Culüs Bahşişi", ilk sefere çıktığında da "Sefer Bahşişi" verilirdi. &Yeniçerilerin komutanına "Yeniçeri Ağası" denilirdi. 3)CEBECİLER: &Komutanlarına "Cebecibaşı" denilirdi. &Yeniçerilerin silahlarını ve zırhlarını yapar, ambarlarında muhafaza ederlerdi. onarır ve silah 4) TOPÇU OCAĞI &Bu ocağın görevi top dökmek ve topları kullanmaktı. &Osmanlılar topu ilk defa I.Kosova Savaşında kullandılar 5)TOP ARABACILARI OCAĞI: &Top arabalarını yapan ve topları taşıyan ocaktı. &Komutanlarına "Arabacıbaşı" denirdi. SINIRLANDIRMA ŞEKLİ Sened-i İttifak Sözleşme ile Tanzimat-Islahat Fermanla (Kendi kendini) I. ve IIMeşrutiyet Kanun-i Esasi ile NOT: Padişahın yetkilerini en üst düzeye çıkaran belge Kanunname-i Ali Osman’dır. Padişah yetkilerini aşağıdaki yollarla kullanırdı; Kulluk Sistemi: Devşirmeler padişahın kuludur. Padişah bunların üzerinde ölüm hakkına dahi sahiptir. Müsadere uygulanır. Müsadere: Kişinin malına devlet tarafından el konmasıdır. (II. Mahmut döneminde kaldırılmıştır.) Ferman: Padişah buyruğudur. Berat: Padişah tarafından verilen bir şeye sahip olma veya bir şeyi yapma yetkisi. 6)HUMBARACILAR OCAĞI: &Havan denilen toplarla, humbara denilen gülleleri hazırlayan ve kullanan ocaktı. &Komutanına "Humbaracıbaşı" denirdi. &Bu ocağa Kumbaracı ocağı da denilmektedir. 7)LAĞIMCILAR OCAĞI &Kale kuşatmalarında, hendek kazarak veya fitil döşeyerek surları yıkan teknik bir sınıftı. &Komutanına "Lağımcıbaşı" denirdi. 8)SAKALAR: &Kapıkulu askerlerinin sularını taşırdı. &Komutanına "Sakabaşı" denirdi. B)KAPIKULU SÜVARİLERİ(ATLILARI) Altı Bölük halkı da denirdi. Derece ve maaş yönünden Kapıkulu Piyadelerinden üstündüler. 1)Sipahi 2)Silahtar 3)Sağ Garipler 4)Sol Garipler 5)Sağ Ulufeciler 6)Sol Ulufeciler Sipahi ve silahtarlar :Savaş sırasında padişahın çadırını koruyan özel askerlerdir. Sağ ve Sol ulufeciler Saltanat sancaklarını koruyan görevlilerdir. Sağ ve sol garipler; Ordunun ağır silahları, topları ile askeri araç gereçleri ve hazineyi korurlardı 2)EYALET ASKERLERİ 1)TIMARLI SİPAHİLER: &Tımar sistemi daha önceki Müslüman Türk devletlerinde gördüğümüz Ikta sisteminin Osmanlılar tarafından geliştirilmiş şekliydi. &Tımarlı Sipahiler kendilerine Dirlik verilen kişilerin beslemek zorunda oldukları tamamı Türklerden meydana gelen atlı askerlerdi. (Cebelü) &Savaş sırasında ordunun sağ ve sol kanatlarında durarak, ordu merkezini yanlardan gelecek saldırılara karşı korurlardı. &Kanuni Sultan Süleyman'ın son zamanlarına kadar devletin en önemli ve en büyük askeri gücüydü. NOT: Kanuni döneminde 12 bin yeniçeriye karşılık, 100–150 bin kadar tımarlı sipahi vardı. 2)AKINCILAR: &Sınır boylarında oturan Türklerden meydana gelen hafif süvari kuvvetleriydi. &Başlıca görevleri; ordunun keşif hizmetlerini görmek, kaçan düşmanı kovalamak, düşmanı oyalamaktı. 3)YARDIMCI KUVVETLER: Bir savaş zamanında bağlı hükümetlerin(Kırım, Eflak-Boğdan) askerleri de Osmanlı ordusuna yardım ederlerdi. NOT:Bunlar içinde en önemlisi Kırım kuvvetleriydi. B)DENİZ ORDUSU(DONANMA): &Osmanlılar Orhan Bey zamanında Karesi Beyliğini ele geçirince bu beyliğin donanmasına da sahip olmuşlardır. &Yıldırım Bayezid tarafından Gelibolu'da bir tersane yapılmıştır. &Fatih zamanında gelişmeye başlayan donanma, II. Bayezid zamanında Kemal Reis'in, Kanunî zamanında da Barbaros Hayrettin Paşa'nın Osmanlı hizmetine girmesiyle Akdeniz'de en üstün güç haline gelmiştir. &Donanma komutanına Kaptan-ı Derya veya Kaptan Paşa, deniz askerlerine ise “Levent” denirdi. &Gemi yapımı ve diğer tersanelerin diğer hizmetlerini yerine getirmek Tersane Emini’nin göreviydi. &Barbaros Hayrettin Paşa, Turgut Reis, Salih Reis, Piri Reis, Murat Reis, Seydi Ali Reis, Kılıç Ali Reis meşhur Türk denizcileridir. &Donanmanın bütün gemileri Gelibolu, Haliç, Rusçuk ve Suveyş tersanelerinde yapılırdı. &16 yy sonlarına kadar Osmanlı donanmasının esasını “Çekdiri” sınıfından gemiler (kürekle çekilen gemiler) oluşturdu. &Bunların en önemlileri; Kadırga, Fırkate, Karamürsel, Kütük, Kalite, Mavna ve Baştarde idi. NOT:Kaptan-ı Derya’nın bindiği büyük kadırga gemisine BAŞTARDE denirdi OSMANLI TOPRAK SİSTEMİ 3)AZAPLAR: Kelime anlamı bekâr demektir. Masrafları kendi şehir ve kasaba halkı tarafından karşılanan gönüllü kuvvetlerdi. Henüz evlenmemiş genç erkekler azap yazılabilirlerdi. Gönüllülerden oluşan yayalardır. Savaşta ordunun en önünde yer alırlardı. Yerleşim birimlerinin güvenliğinin sağlanması, kalelerin savunulması gibi görevleri yerine getirirlerdi. 4) DELİLER: &Asıl olarak kendilerine kılavuz, rehber manasına gelen delil ismi verilmesine karşın, cesur ve korkusuzca düşmana atılmaları nedeniyle halk arasında deli olarak anılmışlardır. &Üzerlerine ayı veya sırtlan postundan kılları dışarıda şalvarlar giyerlerdi. &Başlarında tüylü bir miğfer, ellerinde de yine tüylü bir kalkan bulunurdu. Ayaklarında mahmuzlu çizmeleri vardı. &Deli adını almalarının sebebi gönüllü 20-25 yaş arası gençlerden oluşmalarıydı ve savaşlarda ordunun en ön saflarında çarpışmalarıydı. &Bayraklarında "Kaderde ne varsa o gelir başa" yazılıydı. 5)GÖNÜLLÜLER: &Sınırdaki kasaba ve şehirleri korumakla görevliydiler. 6)BEŞLİLER: Her beş haneden bir kişi alınarak oluşturulan bu birlikler sınırdaki kalelerin korunmasında görevlendirilirdi. 7)YAYA VE MÜSELLEMLER Ordunun önünde giderek yolları ve köprüleri onarırlardı. 8)TURNALAR Savaş sırasında ordunun haberleşmesini sağlayan birliklerdir. A)MÜLK ARAZİ: Mülkiyeti kişilere ait topraklardır. İki bölümde incelenebilir: 1)ÖŞRIYYE (ÖŞÜR TOPRAKLAR): Bu topraklar, fethedildiği zaman Müslümanlara verilmiş veya fethedildiğinde Müslümanlara ait olan topraklardır. Bu gibi topraklar sahiplerinin malı olup, dilediği gibi kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler ya da çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi. NOT: Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak “Çift Resmi”, ürün vergisi olarak da "Öşür" vergisini verirlerdi. 2)HARACIYE (HARACÎ TOPRAKLAR): Bu topraklar bir yerin fethinden sonra Gayrimüslim halkın elinde bırakılan, onlara mülk olarak verilen topraklardır. Sahipleri, dilediği gibi kullanırlar, satabilirler, vakfedebilirler ya da çocuklarına miras olarak bırakabilirlerdi. Not:Bu toprakların sahipleri arazi vergisi olarak “Harac-I Muvazzaf” ürün vergisi olarak da “Harac-I Mukassem” vergisini verirlerdi. B)MİRİ ARAZİ: Mülkiyeti devlete ait olan arazilerdir. 1)Vakıf Arazisi: Geliri cami, medrese, kervansaray, bedesten ve şifahane gibi hayır kurumları için ayrılan topraklardır. (Satılamaz, devredilemez, miras bırakılamaz) 2)Paşmaklık Arazi: Geliri padişah eşlerine, kızlarına ve annelerine verilen topraklardır. 3)Malikane Arazi: Devlet yönetiminde üstün hizmetleri bulunan kişilere verilirdi. Not: Bu topraklar artık o şahısların mülkü olduğundan çocuklarına miras bırakabilirdi 4)Mukataa Arazi: Geliri doğrudan doğruya hazineye bırakılan topraklardır. Bu toprağı işleyen halk iltizam yoluyla vergilerini hazineye öderdi. 5)Yurtluk Arazi: Sınır boylarında görev yapan komutanlara ve akıncı beylerine verilirdi. 6)Ocaklık Arazi: Geliri tersane giderleri için ayrılan arazilerdir. Ayrıca kale muhafızlarına da verilirdi. NOT:Ocaklık sahibi kumandanlar aldıkları toprağı miras bıakabilirdi. 7)Dirlik Arazi: Has, Zeamet ve Tımar olmak üzere üçe ayrılır. Tımar Arazi şu kısımlardan oluşur: a)Hizmet Tımarı: Saray görevlilerine verilir. b)Mustahfaz Tımarı: İmam ve müezzin gibi din adamlarına verilir. c)Eşkinci Tımarı: komutanlara verilir. Savaşta yararlılık gösteren asker ve DİRLİK (TIMAR) SİSTEMİNİN YARARLARI NELERDİR? Devlet bazı görevlilerine maaş vermekten kurtuluyor Devlet asker yetiştirmekten kurtuluyor Üretimin devamlılığı ve artışı sağlanır Tımarlı sipahiler bulundukları yerlerde güvenliği sağlıyor. Vergilerin toplanması kolaylaşıyor. Göçebelerin yerleşik hayata geçmesi sağlanmıştır. Not: En önemlisi toprakların mülkiyeti devlete ait olduğu için Avrupa’daki gibi feodal bir toprak yapısı görülmemiş; toprak ağalarının ve köle çiftçi sınıfının ortaya çıkması engellenmiştir. TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASININ MEYDANA GETİRDİĞİ SONUÇLAR: 1)Devlet ulûfeli tüfekli kapıkulu askerinin sayısını artırmak zorunda kaldı. 2)Sayıları çoğalan kapıkullarına ulûfe yetiştirmek güçleşti. Hazinenin yükü arttı. 3)Eyaletlerdeki tımarlı sipahiler ile kapıkulu birbirine karşı denge unsuru idiler. Tımarlı sipahiler kalkınca, kapıkulları devlete hükmeder hale geldiler. 4)Kapıkulu askeri ihtiyacı artınca "devşirme sistemi" de bozuldu. Devşirme olmayan kişiler de kapıkulu askeri yapıldı. 5)Köylü kapıkulu askeri olmak isteyince toprağını bıraktı. Bu yüzden üretimde azaldı. OSMANLI EKONOMİSİNDE TARIM Osmanlı ekonomisinin en önemli sektörü tarımdır. 17. yüzyılın başlarına kadar Osmanlı devleti tarım ürünleri bakımından kendine yeten bir ülkeydi. Ancak, zaman zaman karşılaşılan kuraklık, sel, isyanlar, göçler ve tımar sisteminin bozulması üretim kayıplarına neden olmuştur. Özellikle hububat, bağ-bahçe ziraatı ön plandayken, 18. yüzyıldan itibaren Avrupa'da sanayinin gelişmesi doğrultusunda tütün, pamuk gibi sanayi bitkilerinin üretimi önem kazanmıştır. Ayrıca Avrupa'nın tarım ürünü ihtiyacı artınca Osmanlı Devletinde geçimlilik düzeyde üretimden Pazar Ekonomisi'nin ihtiyaçlarını karşılayacak bir üretim düzeyine gelinmiştir. OSMANLI EKONOMİSİNDE HAYVANCILIK Hayvancılığın Osmanlı ekonomisine katkıları şunlardı: Tarım alanında: Toprakları ekmek için öküz, manda gibi hayvanlardan yararlanılıyordu. Gıda alanında: Etinden yağından, sütünden yararlanılıyordu. Sanayi alanında: Yünü ve derisi giyim, dokuma ve ayakkabı üretiminde hammadde olarak kullanılıyordu. Ulaşım alanında: At, katır, eşek gibi hayvanlar taşıma ve ulaştırmada kullanılıyordu. Maliye alanında: Hayvanlardan ve hayvansal ürünlerden alınan vergiler devletin başlıca gelir kaynaklarını oluşturuyordu. OSMANLILARDA TİCARET ANADOLU'DA TİCARET YOLLARI: Sağ Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Konya, Adana üzerinden Halep'e uzanıyordu. Orta Kol: İstanbul’dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Diyarbakır’a buradan da Musul ve Bağdat’a kadar uzanıyordu. Sol Kol: İstanbul'dan (Üsküdar) başlayan bu yol, Erzurum ve Kars'a uzanıyordu. RUMELİ'DE TİCARET YOLLARI: Sağ Kol: İstanbul'dan Bulgaristan, Eflak-Boğdan ve Erdel'e uzanıyordu. Orta Kol: İstanbul'dan Edirne,Belgrad üzerinden Avrupa içlerine uzanıyordu. Sol Kol: İstanbul'dan Edirne, Selanik üzerinden Mora'ya uzanıyordu. OSMANLI TİCARET GELİRLERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER: *Ticaret yollarının değişmesi(Ümit Burnu) *Kapitülasyonlar *1838 Balta Limanı Antlaşması &Şehirlere gelen mallar, bedesten, çarşı ve kapan hanlarında satışa sunulurdu. Not: İlk bedesten Orhan Bey zamanında Bursa’da açılan İpek Hanı’dır Bedesten: kıymetli kumaşlar, mücevherler ve buna benzer eşyanın satımına mahsus üstü kapalı, mahfuz çarşıların bütününe verilen addır. Kapan Hanı: Her biri tek bir cins ticaret maddesinin toptan satışı ya da dağılımının yapıldığı kapalı Pazar yerleridir. Kapan hanları, dağıtımı yapılan malın adıyla anılırdı. Unkapanı, Yağkapanı… gibi &Kapalı Pazar yerleri dışında büyük şehirlerde açık Pazar yerleri de vardı. Bu Pazar yerleri haftanın belli günlerinde açılan ve satılan ürünlerin adıyla anılan yerlerdir. Saman Pazarı, Et Pazarı… Not:Osmanlıda ticari yerleri denetleyen görevli “Muhtesip” tir ESNAF TEŞKİLATI Esnaf birliklerinin kökleri Ahiliğe kadar uzanmaktadır. Ahiliğin temeli de Abbasiler döneminde görülen Fütüvvet Birliklerine dayanır. Ahiler üzerinde merkezi yönetiminin denetimi artınca esnaflar LONCA adı verilen teşkilat çevresinde örgütlenmiştir. LONCA TEŞKİLATI Osmanlı toplumunda esnaflar “Lonca” adı verilen teşkilatlara sahiptiler. Her esnaf muhakkak bir loncaya kayıtlı olur, loncasının koruması ve denetimi altında bulunurdu. Bugünkü tabipler odası, mimarlar odası, şoförler cemiyeti gibi... Dükkân açma hakkına GEDİK denilirdi. Gedik'e sahip olmak için çıraklık, kalfalık yapıp, ustalık belgesini almak gerekirdi.Loncalarda mesleki eğitim verilirdi Her esnaf kendi loncasına üye olur, loncanın denetimi ve koruması altında bulunurdu. 16. yy kadar Müslüman ve Hıristiyanlar aynı loncaya üye olabilirken, daha sonra loncalar ayrıldı. Her loncada yaşlılardan oluşan bir kurul bulunur, kurulun en yaşlı kişisi başkan olur ve Şeyh unvanı taşırdı. Loncanın günlük işleri, şeyhin Kethüda denilen yardımcısı tarafından yürütülürdü. LONCANIN GÖREVLERİ: Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa geçecekleri belirlemek Üye sayısını, üretilen ürünlerin kalitesini ve fiyatını belirlemek Esnaf ile hükümet arasındaki ilişkileri düzenlemek Üyelerin zararlarını karşılamak, kredi vermek FATİH SULTAN MEHMET DÖNEMİ (1451-1481) İSTANBUL'UN FETHİ (29 MAYIS 1453): İSTANBUL'UN FETHİNİ GEREKTİREN SEBEPLER: 1)- Bizans'ın Osmanlı şehzadelerini koruyarak ve kışkırtarak, taht kavgalarına neden olması, 2)- Bizans'ın Osmanlı'ya karşı düzenlenen Haçlı seferlerini teşvik etmesi, 3)- Osmanlı toprak bütünlüğünü bozan bir konumda olması (Osmanlı topraklarıyla çevrili bir ada görünümündeydi. Osmanlı'nın Anadolu'dan Rumeli'ye, Rumeli'den Anadolu'ya geçişi zordu) 4)- İstanbul'un boğaza hakim bir konumda olması ve bu yüzden Karadeniz Akdeniz su yolunun anahtarı konumunda olması. 5)Hz Muhammed’in Hadisi FATİH'İN FETHİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN ALDIĞI TEDBİRLER: 1)Bizans'a denizden gelebilecek yardımı önlemek amacıyla Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli hisarını yaptırdı. 2)Bizans'a Balkanlardan gelebilecek muhtemel Haçlı yardımını önlemek için sınır boylarına akıncı birlikleri gönderdi. 3)Surlara karşılık, Şahi adı verilen büyük toplar döktürdü. 4)Haliçteki zincire karşılık donanmayı güçlendirdi. gemileri karadan yürüterek Haliç'e soktu. İSTANBUL'UN FETHİNİ KOLAYLAŞTIRAN NEDENLER: 1)Bizans ordu ve donanmasının zayıf oluşu, 2)Kuşatma sırasında Avrupa'dan yardım alamaması. NOT: Bizans kuşatma sırasında sadece Venedik ve Cenevizlilerden yardım alabilmiştir. NOT: Cenevizliler kuşatma sırasında ticari kaygılarından dolayı hem Osmanlılara, hem de Bizans'a yardım etmişlerdir. İSTANBUL'UN FETHİNİN DÜNYA TARİHİ BAKIMINDAN SONUÇLARI: 1)Bin yıllık Bizans imparatorluğu(Doğu Roma İmp.) tarihe karışmıştır. 2)Ortaçağ kapanmış, Yeniçağ başlamıştır. 3)İstanbul'dan kaçan Bizanslı bilim adamları Avrupa'da Rönesans ve reform hareketlerinin başlamasında etkili olmuşlardır. 4)Surların büyük toplarla yıkılabileceği anlaşılınca Feodalite(derebeylik) sistemi çözülmeye başlamış, Krallıklar güçlenmiştir 5.Ticaret yolları Osmanlıya geçince Avrupalılar Coğrafi Keşifleri başlattı. İSTANBUL'UN FETHİNİN TÜRK TARİHİ BAKIMINDAN SONUÇLARI: 1)Osmanlı Devleti Yükselme dönemine girmiştir. 2)Başkent Edirne'den İstanbul'a taşınmıştır. 3)Osmanlı toprak bütünlüğü sağlanmıştır. Osmanlı'nın Anadolu - Rumeli geçişi kolaylaşmıştır. 4)-Osmanlı toprakları arasında sürekli sorun çıkaran bir fitne yuvası ortadan kaldırılmıştır. 5)Karadeniz - Akdeniz deniz ticaret yolunun denetimi Osmanlılara geçmiştir. 6)Osmanlı Devleti İslam dünyasında haklı bir şöhret ve itibara kavuşmuştur. 7)İstanbul başkent yapıldı. 8)Devlet, imparatorluğa dönüştü FATİH DÖNEMİ ÖNEMLİ OLAYLARI 1)-BALKANLARDA FETİHLER a)- Belgrat hariç bütün Sırbistan fethedildi, b)- Arnavutluk fethedildi. c)- Bosna-Hersek fethedildi d)- Eflak-Boğdan fethedildi. e)- Mora Yarımadası fethedildi. 2)-DENİZLERDE FETİHLER VE SEFERLER a)Bazı Ege adaları alındı. Eğriboz adaları alındı.Rodos adası kuşatıldı, fakat alınamadı. b)- Kırım Hanlığı Osmanlılara bağlandı. c)- Otranto (İtalya Seferi) yapıldı. 3)- ANADOLU'DA FETİHLER a)- Cenevizlilerden Amasra alındı b)- Candaroğullarından Sinop alındı c)- Karamanoğullarından Konya ve Karaman alındı d)- Trabzon Rum İmparatorluğuna son verildi.(1461) e)- Otlukbeli Savaşı yapıldı.(1473) (Akkoyunlu Devleti hükümdarı Uzun Hasan ile Fatih Sultan Mehmet arasındaki bu savaşı Osmanlılar kazandı.) FATİH DÖNEMİNDE YAPILAN FETİHLERİN YORUMU: Fatih Sultan Mehmet fetihlerini rasgele değil, belirli amaçlar doğrultusunda yapmıştır. Bu amaçları şöyle sıralayabiliriz: 1)Karadeniz Ticaretine Egemen Olmak, 2)Anadolu Türk Birliğini sağlamak, 3)Anadolu'da Faaliyet Gösteren Devletleri Etkisiz Kılmak, 4)Ege ve Akdeniz Ticaretine Egemen Olmak, 5)Bizans'ın Yeniden Dirilmesini Önlemek, 6)Katolik Roma'yı Ele Geçirmek. KIRIM HANLIĞININ OSMANLILARA BAĞLANMASI: Hatırlanacağı gibi Altınorda Devletinin parçalanmasıyla kurulan Türk Hanlıklarından biri de Kırım Hanlığıdır. Fatih döneminde Kırım Hanının ölümü üzerine oğulları arasında taht kavgaları başlamış, Kırım Halkı Fatih'ten yardım istemiştir. Fatih Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı Donanmasını Kırım'a göndererek bu hanlığı Osmanlılar'a bağlamıştır. Böylelikle: 1- Karadeniz bir Türk gölü haline gelmiştir. 2- Kırım Ordusu Osmanlıların Avrupa'ya yaptığı seferlerde yardımcı kuvvet olarak büyük yararlar sağlamıştır. 3- Osmanlı Devleti Kırım Hanlığı sayesinde Orta Asya Türkleriyle temas sağlamıştır. 2)- ANADOLU TÜRK BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK İÇİN NELER YAPMIŞTIR? Candaroğullarından Sinop'u alarak bu beyliğe son vermiştir. Ayrıca Karamanoğullarından Konya ve Karaman'ı alarak büyük ölçüde Anadolu Türk birliğini gerçekleştirmiştir. 3)ANADOLU'DA FAALİYET GÖSTEREN DEVLETLERİ ETKİSİZ KILMAK İÇİN NELER YAPMIŞTIR? IV. Haçlı Seferi sırasında 1204 yılında kurulan Trabzon Rum İmparatorluğunu ortadan kaldırdı. Doğu Anadolu'da hakimiyet kurmak isteyen AKKOYUNLU devletini 1473'te Otlukbeli Savaşında yendi. 4)- EGE VE AKDENİZ TİCARETİNE EGEMEN OLMAK İÇİN NERELERİ ALDI? Venedikliler'in elinde bulunan Ege adalarını (İmroz, Taşoz, Limni,Bozcaada,Semadirek,Midilli,Eğriboz) aldı. Rodos adası kuşatıldı,ancak alınamadı. Akdeniz'deki Kefolonya, Zanta ve Ayamavra adalarını aldı. Böylece Karadeniz'de faaliyet gösteren Cenevizlilerden sonra, Akdenizde faaliyet gösteren Venedik ticaretine de büyük darbe vurdu. OSMANLI-VENEDİK DENİZ SAVAŞLARI Sebepleri: Osmanlıların; İstanbul'u fethetmeleri, Karadeniz ve Ege ticaretini denetimleri altına almalarının Venedik ticaretine darbe vurması. Sonuç : Venedik donanmasının Osmanlı donanmasından güçlü olmasından dolayıVenedikliler'e karşi bir üstünlük sağlanamamıştır. Fatih olası bir Haçlı ttifakını engellemek amacıyla 1479'da Venedikliler'e ticari ayrıcalıklar vermiştir. NOT: Osmanlı Devletinden ilk ELÇİ bulundurma hakkını ve ilk ticari ayrıcalıkları elde eden devlet Venedik'dir. 5)- FATİH'İN HIRISTIYANLIK MÜCADELESİ NASILDI?Hırıstiyanlığın iki merkezi vardı. Biri Katolikliğin merkezi Roma(Vatikan), diğeri de Ortodoksluğun merkezi İstanbul(Fener Rum Patrikhanesi) idi. Fatih İstanbul'u alarak, buradaki Ortodoks cemaati dini inanç ve ibadetinde serbest bırakmış ve tüm Ortodoks Hıristiyanların koruyuculuğunu üslenmiş, böylece hırıstiyan dünyasındaki mezhep birliğini engellemiştir. (İstanbul'un Fethinden önce Katolik ve Ortodoks mezhepleri birleşmeye çalışıyorlardı.) Fatih Katoliklerin merkezi Vatikan'ı da(Roma) ele geçirmek istiyordu. Bu yüzden Gedik Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı donanması İtalya'nın güneyine çıkarma yapmış ve buradaki Otranto kalesini ele geçirmiştir. Not:Otranto Seferi, Fatih’in son seferidir. FATİH DÖNEMİNDE DEVLET TEŞKİLATINDAKİ GELİŞMELER: 1) Osmanlı Devleti'nin ilk altın parası bastırılmıştır. 2) Topkapı Sarayı yapılmıştır. 3) İstanbul'da Sahn-ı Seman Medresesi kurulmuştur. 4) Kanunname-i Ali Osman hazırlanmıştır. 5)Divana Sadrazam başkanlık etmeye başlamıştır. 6)Osmanlı - Memlûk ilişkileri bozulmuştur. 7)Klasik Osmanlı mimarisi ortaya çıktı GENEL DURUM: Devlet yönetimi “Mutlak Merkeziyetçi Bir İmparatorluk” şeklini almıştır II. BAYEZIT DÖNEMİ (1482-1512) 1)CEM SULTAN OLAYI: Fatih'in ölümüyle oğulları II. Bayezıt ve Cem Sultan arasında taht kavgası başlamış, Cem Sultan Bayezıt'a yenilmiş ve Mısır'daki Memlük Devletine sığınmıştır. Bir süre sonra yeniden Anadolu'ya gelen Cem Sultan tekrar taht mücadelesine girişmiş, ancak yine başarısız olarak, bu defa da Rodos adasına kaçarak, buradaki SAİNT JEAN ŞÖVALYELERİNE sığınmıştı. Şövalyeler Cem'i Papaya teslim etmişler, daha sonra Fransa'ya gönderilen Cem burada ölmüştür. CEM OLAYININ OSMANLI DEVLETİNE ETKİLERİ: 1)Cem'in Hıristiyanların eline geçmesi, batılı devletlerin Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasına neden olmuştur. 2)Osmanlıların batıdaki fetihlerinin olmuştur. 3)Cem Sultan'ın Memlükler'e sığındığı tarafından padişah gibi karşılanıp, Osmanlı-Memlük ilişkilerinin daha da olmuştur. durmasına neden dönemde bu devlet himaye görmesi, bozulmasına sebep 2)OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ: İran'da Akkoyunlu Devleti'nin yerine Safevi Devleti kurulmuştu. Safeviler: a)Doğu Anadolu'yu ele geçirmek istiyorlardı. b)Anadolu'ya gönderdikleri dervişlerle Şii mezhebini Anadolu'da yaymaya çalışıyorlardı. Safevilerin bu faaliyetleri sonucu 1511 yılında Anadolu'da Şah Kulu İsyanı çıktı. O sırada Trabzon valisi olan Şehzade Selim (Yavuz), babası II. Bayezıt'ın Safevi ve Şii tehlikesine karşı yeterli önlem almaması üzerine yeniçerilerin desteğiyle babasını tahttan indirerek padişah oldu. 4)II. BAYEZIT DÖNEMİNDE OSMANLI MEMLÜK İLİŞKİLERİ: Osmanlı Memlük ilişkilerinin bozulma sebepleri: a)- Fatih Döneminde Hicaz suyolları meselesi. (Fatih Memlük Sultanına Mekke yolunda gerekli önlemlerin alınarak hacıların rahatça seyahat etmelerinin sağlanmasını rica etmişti. Ancak Memluklar bu isteği iç işlerine karışma şeklinde yorumlamışlardı.) b) Memlükler'in Cem Sultan'ı himaye etmeleri, c)Osmanlı Devleti ile Memluk Devleti arasında yer alan Güneydoğu Anadolu'daki DulkadiroğullarıBeyliği yüzünden iki devletin çekişmesi. SONUÇ: Osmanlı Devleti ile Memlükler arasında 8 yıl süren savaş yaşandı. Bu savaş süresince iki taraf birbirlerine karşı üstünlük sağlayamadılar. 5)- KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİNE SON VERİLMESİ: II. Bayezıt döneminde Cem olayına karıştığı için bu beylik kesin olarak ortadan kaldırıldı. *Kili ve Akerman kaleleri alınarak Boğdan'ın fethi tamamlanmıştır. Sonuçları: Osmanlı'nın Kırım ile Balkan toprakları birleşti, ilk Osmanlı -Lehistan ilişkisi başladı. Ve Karadeniz tam anlamıyla bir Türk gölü haline gelmiştir. OSMANLILARDA MERKEZİ YÖNETİM DİVAN-I HÜMAYUN SARAY: Padişahın hem özel hayatının geçtiği, hem de devletin yönetildiği yerdi. Saray ENDERUN ve BİRUN olmak üzere iki bölümden oluşuyordu. NOT:Bu iki bölüm BAB'ÜS-SAADE(Orta kapı) denilen kapıyla birbirine bağlanmıştı. 1)ENDERUN Padişahın özel hayatının geçtiği sarayın iç bölümüdür. Burada padişahın hizmetine bakan güvenilir kimselerin bulunduğu hizmet ve eğitim odaları ve harem bulunuyordu. Bugünkü Bakanlar Kurulu gibi çalışan Divan-ı Hümayun önceleri DİVANHANE’de toplanırken, Kanuni zamanında yapılan KUBBEALTI denilen yerde toplanmaya başlamıştır NOT:Divan teşkilatı ilk defa Orhan Bey zamanında kurulmuş, II.Mahmut döneminde kaldırılmıştır NOT:Fatih’e kadar divan başkanlığını padişah yaparken ondan sonra vezir-i azam yapmaya başladı. Divanın toplandığı salonun üstünde kafes (KASR-I ADİL)denilen bir pencere vardı ve padişah bu pencerenin arkasından arzu ettiği takdirde divandakilerin haberi olmadan toplantıları takip edebilirdi. Böylece divan üyeleri toplantı esnasında kendilerini daima padişahın kontrolünde hissederlerdi. İlk kurulduğunda divan üyeleri, padişah, vezir ve Bursa kadısıydı.I. Murat zamanında vezir sayısı üçe çıktı. Birinci vezire Vezir-i Azam denildi.Fatih’e kadar her gün toplanan divan Fatih’ten sonra haftada 4 gün toplanmıştır. 17. yy. ortalarında haftada 2 güne indirildi. NOT:Divanda tamamlanamayan görüşmelere sadrazamın konağında devam edilir, buna İKİNDİ DİVANI denirdi Burada saraydaki divanda bitmeyen işler görüşülür şikayetler dinlenirdi. Padişaha arza gerek görülmeyen konular İkindi Divanı’nda karara varılırdı. HASODA:Padişahın günlük hizmetine bakarlardı. Has Odabaşı:Padişahın giyinip kuşanmasından sorumlu kişi Silahtar: Padişahın silahlarından sorumlu olan kişi Çuhadar: Padişahın dış giyiminden sorumlu kişi Tülbentçi: Padişahın saray içi giyiminden sorumlu kişi Rikabdar: Padişahın ayakkabılarından sorumlu kişi HAZİNE ODASI:Padişahın özel hazinesine bakarlardı. KİLER ODASI:Yemek ve sofra hizmetlerini yaparlardı. SEFERLİ ODASI:Berber,terzi,müzisyen gibi görevliler bulunurdu. Devşirme usulüyle toplanan oğlanlar, Acemi oğlanlar ocağına götürülmeden önce, içlerinden seçilenler Topkapı sarayına alınarak, sıkı bir disiplin altında yetiştirilirlerdi. Bunlara dini bilgiler, Arapça, Farsça gibi dersler ve pratik el sanatları öğretilirdi.Bunlara İÇOĞLANI denilirdi. Amaç saraya alınan bu içoğlanlarını gerçek bir dindar, devlet adamı, asker ve seçkin nitelikli bir kişi olarak yetiştirmekti. Hasoda,kiler odası,hazine ya da seferli odalarında hem hizmet ederler, hem de eğitim ve öğretimlerini sürdürürlerdi. Daha sonra ÇIKMA denilen bir atama usulüyle Birun da görevlendirilir,bu odaların başındaki ağalar da sancak beyliği gibi önemli görevlere tayin edilirlerdi. HAREM: Sarayda kadınların yaşadığı bölüme denirdi. Saraya alınan kızlar tıpkı iç oğlanları gibi sıkı bir eğitim görürlerdi. Eğer padişah tarafından sarayda tutulmazlarsa Çıkma ile saray dışında görevlendirilen Kapıkullarıyla evlendirilirlerdi. DİĞER DİVANLAR: Sefer Divanı: Vezir-i azam sefere çıkarken toplanan divan Ulufe Divanı: Yeniçeri maaşları için toplanan divan Galebe Divanı: Yabancı elçilerin kabulü sırasında toplanır Ayak Divanı: Olağanüstü durumlarda toplanan divan. At Divanı: Sefer sırasında at üzerinde yapılan toplantı. DİVANIN YAPISI: Osmanlılarda padişahın yetkilerini kullanmak yâda emirlerini uygulamak için görevlendirilmiş üç temel sınıf bulunuyordu. Bu sınıfların en üst yetkilileri divanda temsil edilirdi. HAREM KADINLARI: ACEMİ: Saraya ilk girenlere denilirdi.Acemiler yeteneklerine göre Cariye, Şakird, Usta, Gedikli gibi ünvanlar alırlardı. HASEKİ:En yüksek dereceli cariyedir. KADINEFENDİ:Padişahın hanımlarına denir. VALİDE SULTAN: Padişahların annelerine denir. 2)BİRUN: Sarayın dış bölümüne denirdi. Bîrûnda geniş bir yönetici kadro yer alırdı Bîrûndaki görevliler ve teşkilatları şunlardı: Yeniçeriler Altı Bölük halkı (sipahiler,silahdar,sağ ve sol garipler,sağ ve sol ulûfeciler.) Topçular ve Cebeciler Mehterler Müteferrikalar:(Enderun’dan çıkma içoğlanlar, çocukları,devlet ileri gelenlerinin çocukları.) beyzade Padişah Hocası:Şehzadelerin eğitimiyle meşgul olur. Hekimbaşı:Cerrahbaşı da denilen doktor. Çavuşlar ve Çavuşbaşı: Haberleşme ve elçilik görevini yapar. Ayrıca Müneccimbaşı,Mimarbaşı,seyisler,okçular, rikabdarlar, Darphane emini vb... 1)SEYFİYE (EHL-İ KILIÇ= EHL-İ ÖRF= ÜMERA) Osmanlı Devletinde yönetim ve askerlik görevini yerine getiren zümrelere denirdi. Divan-ı hümayundaki temsilcileri : 1)Vezir-i Azam 2)Kubbealtı Vezirleri 3)Kaptan-ı Derya 4)Yeniçeri Ağasıdır Divan dışında beylerbeyleri, sancak beyleri, kapıkulu askerleri, tımarlı sipahiler bu grubun içindedir. KAZASKERLER (KADIASKERLER): Adalet, eğitim, kültür ve din işlerine bakar, kadı ve müderrisleri tayin ederdi. Anadolu ve Rumeli olmak üzere 2 tanedir. (Fatih’ten sonra) Türk ve Müslüman kökenlilerden seçilir. (Rumeli Kadıaskeri daha üstündür.) NOT: XVI. yy.dan itibaren görevlerinin çoğunu şeyhülislama devretmiştir. ŞEYHÜLİSLAM: SADRAZAMIN GÖREVLERİ: Bugünkü başbakan durumunda olan veziri azam, padişahın vekili olarak görev yapardı Padişahın altın mührünü taşırdı. Divana başkanlık eder(Fatih’ten sonra) Padişah sefere katılmıyorsa ordunun başına geçer, bu görevi sırasında SERDAR-I EKREM sıfatıyla padişahın bütün yetkilerini kullanırdı. Padişahın en büyük yardımcısı olan vezir-i azamın sözü padişahın buyruğu kabul edilirdi Devletin iç ve dış siyasetini yürütmek ve bununla ilgili politikanın belirlenmesi vezir-i azamın yetkisi altındadır. KUBBEALTI VEZİRLERİ İlk Osmanlı Divanı’nda tek bir vezir vardı. Daha sonra 1. Murat döneminde vezir sayısı artınca 1. vezire vezir-i azam denmiştir. I.Murat döneminde vezir sayısı 3’e Kanuni döneminde ise vezir sayısı 7’ye yükselmiştir. Vezirler divan üyesi olarak devlet işlerinde vezir-i azama yardımcı olurlardı. Vezirler yargılama yetkisine sahiptiler ve idam cezası dahil olmak üzere bazı kararlar verebilirlerdi. Ayrıca halkın şikâyetlerini dinleyip hüküm verme yetkileri de vardı. KAPTAN- DERYA: * Yükselme devrinde divan üyesi olmuştur. * Donanma İstanbul’da olduğu zaman divana katılırdı. YENİÇERİ AĞASI:Gerektiğinde çağrılırdı 2)İLMİYE (EHL-İ ŞER, ULEMA) Medreselerde iyi eğitim görmüş, devletin adalet, eğitim ve yargı görevlerini üstlenen gruptu. Ulema da denilen bu grubun üç önemli görevi vardı: 1)Tedris Görevi: Eğitim-Öğretim görevidir. Bu görevi müderris, muallim gibi kişiler yürütürdü. 2)Kaza Görevi: Yargı görevidir. Bu görev kadılar tarafından yürütülürdü. Kadılar İslam hukukuna göre davalara bakar ve karar verirlerdi. 3)İfta Görevi: Fetva görevidir. Yapılanların şeriata uygun olup olmadığı konusunda fikir beyan etme görevidir. NOT:Fetva verme yetkisine sahip olanlara MÜFTİ denilirdi. En üst müftiler Şeyhülislam ve Kazaskerlerdir. İLMİYE SINIFININ DİVANDAKİ TEMSİLCİLERİ: 1)Şeyhülislam 2)Kazaskerler (Kadıaskerler) Diğer Görevliler: Kadılar, Müderrisler, Padişah Hocaları, Seyyid Ve Şerifler, İmamlar, Müezzinler, Müneccimler, Hekimler veTarikat Şeyhleri Yükselme devrinde divan üyesi oldu. Divana katılan fakat oy kullanmayan protokoldeki sırası veziri azamla aynıydı. Padişahın ve divanın aldığı kararların uygunluğunu denetler ve ‘’fetva’’ verirdi. şeyhülislamın İslam hukukuna Türk ve Müslümanlar arasından seçilirdi. Hem ilmi kişiliği, hem de fetva verme yetkisi dolayısıyla şeyhülislama büyük saygı gösterilirdi. Bayramlaşma sırasında padişah sadece şeyhülislamın karşısında ayağa kalkardı. Önemli devlet işleri hatta padişahların görevden alınması için şeyhülislamın fetvası gerekiyordu. Şeyhülislam idam cezasına çarptırılamaz, tutuklanamaz ve hapsedilemezdi. 17. yüzyıla kadar görevden alınması bile söz konusu değildi. Tanzimat’tan sonra şeyhülislamların yönetimdeki önemi azalmaya başladı. KADILARIN GÖREVLERİ: Merkezden gelen emirleri halka iletmek, halkın şikâyetlerini merkeze bildirmek. Her türlü davaya(miras, ticaret, ceza) bakarak karar vermek.(Yargıçlık) Nikâh sözleşmesi, şirket kurulması, Vakıf kurulması gibi sözleşmeleri yapardı.(Noterlik) Avarız denilen olağanüstü durumlardaki vergileri toplar, merkeze gönderirdi. 3)KALEMİYE(Ehli Kalem): Günümüzde bürokrasi diye adlandırılan sınıftır. KALEMİYE SINIFININ DİVANDAKİ TEMSİLCİLERİ: 1)Defterdarlar 2)Nişancı 3)Reis’ül Küttap NİŞANCI Divandan çıkarılan belgelerin üstüne padişahın nişanolan Tuğra 'yı çektiği için Tuğracı da denirdi Nişancı kendisine bağlı Reisül Küttab başkanlığında çeşitli kalemler vasıtasıyla merkez bürokrasisinin her türlü işlemlerini yapardı. NİŞANCININ GÖREVLERİ: Divanda yapılan görüşmelerin kayıtlarını tutarak MÜHİMME DEFTERİNE(Divan Defteri) kaydetmek. Ferman,berat gibi belgeleri hazırlamak. Sadrazam ve padişah arasındaki ve dış ülkelerle olan yazışmaları hazırlamak. Tapu Tahrir Defterlerini tutmak. Belgelerin altına padişahın tuğrasını çekmek DEFTERDARLAR: &Osmanlı Devletinde bütün mali işlerden ve hazineden sorumlu en üst görevlilerdi. &Osmanlılarda İç ve Dış Hazine olmak üzere iki tür hazine vardı.İç hazinede padişahın özel serveti ve değerli eşyaları saklanırdı. Dış hazine ise devletin maliye teşkilatını oluştururdu & İlk dönemde defterdar sayısı bir iken, sonraları mâli işlerin artmasından dolayı sayıları ikiye yükselmiştir. & Bunlar; Rumeli defterdarı ve Anadolu Defterdarı idi. &Rumeli Defterdarı Baş defterdar idi.(ŞIKK-I EVVEL) & Anadolu Defterdarı: (ŞIKK-I SANİ) DEFTERDARIN GÖREVLERİ Hazine ile ilgili işlerde hüküm yazmak Rütbe ve dirlik verilecek kimseleri hükümdara teklif etmek Akçenin değerini korumak Bütçeyi hazırlayarak hükümdara sunmak 2)Özel Yönetimi Olan Eyaletler (Salyaneli) Bu eyaletlerde tımar sistemi uygulanmazdı. Vergiler yıllık olarak toplanırdı. (İltizam sistemi ile) Mısır, Habeş, Bağdat, Basra, Yemen, Tunus, Cezayir, Trablus salyaneli eyaletlerdendi. İLTİZAM SİSTEMİ: İltizam devlete ait bir gelirin ihale yoluyla şahıslara verilmesidir. 16. yüzyıldan sonra uygulamaya konulan bu sistemde devlete ait bir gelir genellikle 3 yıllık bir süre için açık artırmaya çıkarılır, en yüksek bedeli verene devredilirdi. Bu ihaleyi kazanan kişiye Mültezim denirdi. Mültezimlere dirlik sahiplerine verilen haklar tanınmıştı. NOT: Bu sistemin en önemli yararı devletin acil para ihtiyacını karşılamasıdır. NOT: Zaman içinde tımar toprakların MUKATAA haline getirilip mültezime verilmesi yaygınlaşmıştır. ÜLKE YÖNETİMİ PAYITAHTIN YÖNETİMİ: Başkent olmasından dolayı İstanbul’un yönetimi ayrıca düzenlenmişti. Şehrin genel düzen ve güvenliği doğrudan sadrazamın sorumluluğundaydı. Sadrazam, sefere çıktığında İstanbul’la ilgilenmek üzere bir Sadaret Kaymakamı bırakırdı. Şehrin güvenliği, yeniçeri ağası, subaşı ve asesbaşı tarafından sağlanırdı. Belediye hizmetlerinden şehremini, 3)Bağlı Hükümet ve Beylikler (İmtiyazlı Eyaletler) Osmanlı devletinin hâkimiyetini tanıyan Kırım Hanlığı, Mekke Emirliği, Eflak, Boğdan ve Erdel Beylikleri, Sakız Cumhuriyeti imtiyazlı yönetimlerdi. Bunlar iç işlerinde serbest olup, yöneticileri Osmanlı tarafından kendi soyluları arasından atanırdı. Bu eyaletlerden yıllık vergi ve savaş zamanlarında asker alınırdı. Adalet işlerinden taht kadısı sorumluydu. 2)SANCAKLAR: & Kazaların birleşmesiyle meydana gelmişti. & En üst dereceli yöneticisi SANCAK BEYİ'dir. &Sancaklarda asayiş subaşı ve Yasakçılar(asesler), Kalenin korunması da kale dizdarları tarafından yapılırdı. Sivil kuralları çiğneyen yeniçeriler ve diğer askerler arasında düzeni Muhzır Ağa sağlardı, İstanbul’daki her türlü ticaret faaliyetlerinin denetlenmesi "muhtesip" in göreviydi. TAŞRA VE EYALET YÖNETİMİ İDARİ TEŞKİLAT: Osmanlı ülkesi idari bakımdan EYALETLERE, eyaletler SANCAKLARA, Sancaklar KAZALARA, kazalar da TIMARLI NAHİYELERİNE ayrılmıştı. I. Murat zamanında Rumeli Beylerbeyliği, Yıldırım Bayezıt zamanında ise Anadolu Beylerbeyliği kurulmuştur. Rumeli Beylerbeyliğinin merkezi Manastır Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi Kütahya 1)EYALETLER (BEYLERBEYİLİK): Eyaletlerin başında Beylerbeyi bulunuyordu. NOT:Eyalet içinde beylerbeyinin bulunduğu sancak PAŞA SANCAĞI adıyla anılırdı. Osmanlı Devletinde Eyaletler 3 Kısma Ayrılır. 1)Merkeze Bağlı Eyaletler (Salyanesiz) Tımar(dirlik) sisteminin uygulandığı eyaletlerdir. Bu eyaletlerdeki topraklar has, zeamet ve tımar olarak ayrılmıştır. Merkeze yakın eyaletlerdir. Rumeli, Budin, Anadolu, Karaman, Dulkadir, Sivas, Erzurum, Diyarbakır, Halep, Şam, Trablusşam salyanesiz eyaletlerdendir. NOT:(Kırım Hanlığından sadece asker Hicaz’dan ise vergi de asker de alınmazdı.) alınır, 3)KAZALAR: & Hem adlî hem de idarî birimdir. & Kazaların başında yönetici olarak kadı bulunurdu. TAŞRA TEŞKİLATINDAKİ DİĞER GÖREVLİLER: Muhtesip: Çarşı ve pazar denetlemesi yapardı. Satılan mal ve fiyatları kontrol ederlerdi.(zabıta) Kapan Emirleri: Şehirlere gelen sebze-meyvenin toplandığı yerlere "kapan" denirdi. Kapan emiri buraya gelen malın vergilendirilmesini sağlardı.(Hal müdürü) Beytülmal Emini: Herhangi bir yerleşim yerinde kamuya ait çıkarları korumakla görevliydi. Gümrük ve Bac Eminleri: Kasaba ve şehirlerde sanat ve ticaretle ilgili vergileri toplarlardı. İdari Birim EYALET SANCAK (LİVA) KAZA KÖY Yönetici Beylerbeyi Asayiş Subaşı Adliye Kadı Sancak Beyi Subaşı Kadı (Mutasarrıf) Kadı Kethüda Subaşı Yiğitbaşı Kadı Kadı Naibi OSMANLIDA EĞİTİM: Osmanlı Devleti, kişinin topluma yararlı ve meslek sahibi bir insan olmasını, kanunlara uymasını hedefleyen bir eğitim anlayışı uygulamıştır. XVII yy.a Kadar Mevcut Örgün Eğitim Kurumları: Sivil Eğitim Kurumları: Sıbyan Mektepleri, Medreseler, Enderun Mektebi, Camiler, Tekkeler Askeri Eğitim Kurumlar: Acemioğlanlar Ocağı, Yeniçeri Ocağı, Topçu Ocağı Mesleki Eğitim; Loncalar Not: ASD’deki Ahilik teşkilatı Osmanlı Devletinde Lonca şeklinde devam etmiştir. Not: Çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitimi loncalarda verilir; ustalık belgesi almaya icazet denirdi. İcazet alanlar loncanın verdiği gedikle dükkan açabilirdi. ENDERUN *Devlet memuru, idareci, komutan ve sanatkâr yetiştirmek amacıyla kurulan bu saray okulu ilk olarak II. Murat döneminde Edirne Sarayında açılmıştı, *İstanbul’un fethinden sonra Topkapı Sarayı'nda faaliyetlerine devam etti. 1833'te yeni düzenlemeler yapılan okul 1910'da kapatıldı. *Devşirme sistemiyle toplanan çocuklar, burada iyi bir Müslüman, güvenilir ve nitelikli bir devlet adamı veya usta sanatkâr olarak yetiştirilirdi. *Osmanlılara tâbi olan ülkelerin rehine olarak gönderdiği çocuklar da Enderun'da eğitilirdi. Daha sonraları Enderun'a Müslüman çocukları da alındı. MEDRESELER Osmanlı Devleti'nin dayandığı sistemlerin temel düşüncesini veren eğitim ve öğretim sisteminin temel kurumu medresedir. Eğitimin ilk basamağı Sıbyan Mektebi (mahalle mektebi) idi. Hemen hemen her mahallede ve cami yanında Sıbyan Mektebi vardı. Burada öğrencilere Kur'an okutulur, İslâm dininin ilk bilgileri verilirdi. Yeteneklilere okuma-yazma öğretilirdi. *daha sonra medrese eğitimine geçilirdi. * Medreselerde müftü, kadı, müderris, hekim, astronomlar ve matematikçiler yetiştirilirdi. MEDRESE ÇEŞİTLERİ: Darüttıp Medreseleri: Tıp eğitimi verilir, hekim yetiştirilirdi. Darülhadis Medreseleri: Hadis alanında ileri düzeyde eğitim verilirdi. Darülkurra Medreseleri: Kur’an-ı Kerim’i ezberleyen ve tecvitli okuyan hafızlar yetiştirilirdi. Darülhendese Medreseleri: matematik ve Astronomi alanında eğitim verilirdi. Not: Medreselerin içinde öğrenciler için yurt, aşevi, kütüphane, alışveriş mekânları, hamamlar… vb. gibi sosyal kurumlar da bulunursa bu büyük medreselere “Külliye” adı verilirdi. Osmanlının En Önemli Külliyeleri: Fatih Sultan Mehmet >> Sahn-ı Seman Külliyesi Kanıni Sultan Süleyman >> Süleymaniye Külliyesi Osmanlı Medreselerinin Bozulma Nedenleri HAREM: Haremde padişahın eşleri, çocukları ve cariyeleri yaşardı. 1)Müspet bilimlerin giderek okutulmaması Padişahın yaşadığı bölüme “Hünkar Dairesi” denirdi. 3)Medrese ile ilgisi olmayanlara müderrislik verilmesi ve ulema çocuklarına daha beşikte iken müderrislik payesi verilmesidir. Hareme alınan cariyeler, kalfaların sıkı disiplini altında eğitilirdi. Bu cariyeler özel yeteneklerine göre müzik, resim, edebiyat, örgü gibi dersler alır; bu arada dini bilgileri öğrenmelerine de önem verilirdi. Belirli günlerde özel öğretmenler haremde saz dersleri verirdi. Harem halkı günlerini kitap okumakla özellikle tarih öğrenerek geçirir, ayrıca musiki ile ilgilenirlerdi. Not:Şehzadelerin saray içinde eğitildikleri okullara “Şehzadegan Mektebi” denirdi. ASKERİ EĞİTİM KURUMLARI: TOPHANE: Top döküm ve yapımı ile ilgili askeri sanat mektebidir. HUMBARAHANE: Havan toplarını ve el bombalarını yapan askeri sanat mektebidir. TÜFEKHANE: Tüfenk yapımı, bakımı ve onarımı ile ilgili askeri sanat mektebidir. KILIÇHANE: Kılıç ve kesici silahların yapımı ile ilgili askeri sanat mektebidir. MEHTERHANE: Askeri mızıka mektebidir. Not:Padişahların zaman zaman düzenledikleri sürek avları da tatbikat niteliğinde eğitim çalışmalarıdır. 2)Kanunlara aykırı olarak medreselere müdahale edilmesi DİNİ KURUMLARDAKİ EĞİTİM. Halkın dini eğitim aldıkları yerler camiler, tekkeler ve zaviyelerdir. Camiler: İbadet için toplanan halka dini öğütler ve toplumsal ahlak kuralları anlatılırdı. Tefsir, fıkıh, hat, tezhip ve hadis dersleri verilirdi. Mahalle Mektepleri (Sıbyan Mektepleri) çoğu zaman caminin içerisinde veya yanındaydı. Herkesin katılabildiği dersler yapılırdı. Tekke ve Zaviyeler: Tarikatlara bağlı tekke ve zaviyelerde Tefsir, fıkıh, hadis gibi derslerin yanında müritlere Arapça ve Farsça da öğretilirdi. Loncalar: Üyelerine dini eğitim ve iş ahlakı konusunda dersler verilirdi. COĞRAFİ KEŞİFLER &Orta Çağ boyunca Avrupa’nın yönetim biçimi olan Feodalite XV. yüzyıldan itibaren zayıflamaya başladı. Avrupa’da Feodaliteyi Zayıflatan Gelişmeler: &Haçlı Seferleri esnasında çok sayıda derebeyi ve senyörün ölmesi &İstanbul’un fethi ile güçlü surların yıkılabileceğinin anlaşılması, &Yeni kıtalara yapılan göçler ve savaşlar sonrasında nüfusun azalması Not: Fransa Kralı XI. Lui, Yüzyıl Savaşları sonucu soyluların zayıflamasından yararlanarak feodaliteye son verdi Not: İngiltere’de ise Çifte Gül Savaşları feodaliteyi zayıflatmış ve mutlakıyet rejimi ortaya çıkmıştır. & Feodalitenin bölünmüşlüğünden en çok yararlanan kurum Katolik Kilisesi idi. O yüzden bu rejim değişikliği kilisenin işine gelmiyordu. & Orta Çağ’da Papalık dini merkez olmasının yanında bir de çok önemli bir siyasi güçtü. & Feodal sistemin zayıflaması ile güçlenen kralların kiliseye karşı üstünlük sağlaması Avrupa’da dengeleri değiştirdi. Krallar daha da güçlenmek için coğrafi keşifler ve bilimsel faaliyetleri desteklediler. & Avrupa’da teknolojik gelişmelere etki eden en önemli unsur Haçlı Seferleri sonucu Avrupa’ya taşınan kâğıt, matbaa, barut ve pusulanın geliştirilmesidir. 15.yüzyıl sonlarında başlayarak 16.yüzyılda da devam eden, Dünyanın tanınmasını sağlayan büyük seyahatlere Coğrafi Keşifler denir. Coğrafi Keşiflerin Nedenleri İpek ve Baharat yollarının Türklerin ve Müslümanların eline geçmesi, Avrupalıların Çin ve Hindistan gibi doğu ülkeleriyle doğrudan ticaret yapabilecekleri yeni yollar aramaları, Marko Polo gibi gezginlerin Uzak Doğu ülkelerinin zenginliklerinden söz ederek Avrupa'da büyük merak uyandırmaları, Avrupalıların bu zenginliklere doğrudan ulaşmak istemeleri, Siyası ve ekonomik yönden güçlenmek isteyen kralların keşif hareketlerini desteklemeleri, Coğrafya bilgisinde ilerlemelerin olması. Yeni ve daha doğru haritaların çizilmesi, Pusulanın geliştirilmesi. Bu sayede, gemicilerin büyük denizlere ve okyanuslara açılmaya başlaması, Okyanuslara dayanıklı, büyük , sağlam ve hızlı gemilerin yapılması, Dünya'nın yuvarlak olduğu fikrinin yaygınlaşması, hep batıya giderek doğuya ulaşılabileceğine inanan gemicilerin yetişmesi Hurafelere inanmayan cesur gemicilerin yetişmesi, Avrupalıların dünyayı tanıma ve Hıristiyanlığı yaymak istemesi. Keşifler Coğrafi Keşifleri ilk başlatanlar denizcilik ve teknik alandaki gelişmeleri yakından izleyen Portekizliler oldu. Onları İspanyollar takip etti. Amerika'nın Keşfi Kristof Kolomp Dünya'nın yuvarlak olduğuna, sürekli olarak batıya gidildiğinde doğuya ulaşılacağına inanıyordu. Kolomp'un bu düşüncesi İspanya kralı tarafından kabul edilip desteklendi. Kralın desteğini alan Kristof Kolomp, 1492'de İspanya'dan Atlas Okyanusu'na açıldı. Amerika'nın doğusundaki Bahama adalarına ulaştı. Ancak burayı Hindistan'ın batısındaki adalar sandı. Yeni bir kıt'a keşfettiğini fark edemedi (1492). Daha sonra aynı yolu takip eden İtalyan denizci Ameriko Vespuçi buranın yeni bir kıt'a olduğunu anladı. Bu kıtaya onun adı verildi. Ümit Burnu'nun Keşfi Bartelmi Diyaz Afrika'nın güneyini dolaşarak Fırtınalar Burnu'na vardı. Gemicilerin cesaretini kırmamak için biraya Ümit Burnu adını verdi. Böylece Hindistan'a ulaşma umudu doğdu. Daha sonra da Portekizli gemici Vasko dö Gama Ümit Burnu'nu aşarak Hindistan'a ulaştı. Böylece Hint Deniz Yolu bulunmuş oldu. Macellan'ın Dünya'yı Dolaşması Portekizli bir gemici olan Macellan hep batıya giderek Çin ve Hindistan'a ulaşabileceğine inanıyordu. Alman imparatoru Şarlken'in desteğini alan Macellan, yolculuğuna ispanya'dan başladı. Amerikanın en güneyinden dolaştı. Büyük Okyanus'u geçip Filipinlere ulaştı. Burada yerlilerle yaptığı bir savaşta öldü. Yerine geçen Del Kano Dünyanın çevresini dolaşarak İspanya'ya döndü. Böylece Dünya'nın yuvarlak olduğu ispatlanmış oldu. Ayrıca okyanuslar hakkında da geniş bilgiler edinilmesi sağlandı. COĞRAFİ KEŞİFLERİN SONUÇLARI Keşifler Dünya'nın bilinmeyen yerlerinin tanınmasını sağladı. Dünya'yla ilgili yeni ve doğru bilgiler edinildi. Yeni kıtalar ve adalar ile yeni ticaret yolları bulundu. Keşfedilen ülkelerde yeni ırklar, hayvanlar ve bitkilerin varlığı görüldü (domates, patates, tütün, kakao gibi). Hint Deniz Yolu'nun bulunmasından ve Amerika'nın keşfinden sonra ticaret yolları Akdeniz'den Atlas Okyanusu'na kaydı. Atlas Okyanusu kıyısındaki limanlar önem kazandı. İpek ve Baharat yollarının önemi azaldı. Buna bağlı olarak Akdeniz limanları ve ticareti önemini kaybetti. İslam dünyası fakirleşmeye başladı. Bu durumdan en çok zarar gören devletler Osmanlı Devleti, Venedikliler ve Cenevizliler oldu. Keşfedilen yerlerin altın ve gümüş gibi zenginlikleri Avrupa'ya taşındı. Böylece Avrupalılar zenginleşti. Ticaretle uğraşan (burjuva sınıfı) zengin bir sınıf oluştu. Avrupalılar, keşfettikleri yerlerde sömürge imparatorlukları kurdular. Ticaretle uğraşarak zenginleşen burjuva sınıfı soyluların topraklarını satın aldılar. Böylece soyluların eski güçleri kaybetti. Afrika'dan getirilen zenciler Amerika'ya yerleştirildi. Köle ticareti başladı. Keşfedilen yerlere, özellikle Amerika'ya Avrupa'dan göçler yaşandı. Bunun sonunda; Avrupa kültür ve uygarlığı yeni yayılma alanları buldu. Keşfedilen yerlerde Hıristiyanlık yayıldı. Ancak dünyanın düz olduğu gibi birçok yanlış bilgi aktaran kiliseye ve din adamlarına duyulan güven azaldı. RÖNESANS Rönesans'ın kelime anlamı “yeniden doğuş” demektir. Geniş anlamda ise 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa'da bilim, sanat ve edebiyat alanındaki değişme ve gelişmeleri ifade etmektedir &Rönesansın temelinde “Hümanizm” düşüncesi vardır. Hümanizm: Orta Çağ Avrupa’sının baskıcı skolastik düşüncesine karşı çıkarak insan ve doğa sevgisini temel alan düşünce sistemidir. &Hümanistler Eski Yunan ve Latin eserlerini inceleyerek özgür insan tipini ortaya koydular. &Hümanizm, İtalya’da edebiyatta ortaya çıkmıştır. Daha sonra edebiyatla sınırlı kalmamış; mimari ve güzel sanatları da etkilemiştir. Rönesans’ın İtalya’da Başlama Sebepleri & İtalya'da özgürlüklerin daha fazla olması,(şehir devletleri) &İtalyan tüccarların Müslümanlardan etkilenmeleri (ticaret) &İtalya'nın eski Yunan ve Roma uygarlığına ait eserleri barındırması, &Papalığın burada olması . Rönesans'ın Nedenleri Haçlı seferleri ile doğu uygarlığındaki bilim ve teknik alanındaki gelişmelerin batıya taşınması, Kağıdın bollaşıp ucuzlaması ve matbaanın da bulunmasıyla yeni düşüncelerin her tarafa kolayca yayılması, Coğrafi Keşiflerle zenginleşen Avrupa halklarının yaşam seviyesinin yükselmesi. Bunun sonucunda düşünce ve sanat eserlerine değer veren, bunları destekleyen bir sınıfın ortaya çıkması, Avrupa'da üstün yetenekli sanat ve düşünce adamlarının ortaya çıkması. Antik çağ (ilk Çağ'da Yunan, iyon, Roma) eserlerinin Avrupa dillerine çevrilmesi. Bu eserlerin okunması ve incelenmesi sonucu Avrupa düşünce hayatında değişikliklerin ortaya çıkması, RÖNESANSA İSLAM MEDENİYETİNİN ETKİSİ &Müslümanlar, Avrupa’dan yüzyıllar önce Yunan ve Roma uygarlıklarına ait eserleri tercüme ederek pozitif bilimlerde çok ileri bir düzeye ulaşmışlardı. &Endülüs Emevi Devleti ve Ben-i Ahmer Devleti sayesinde Avrupalılar bu eserlerle tanıştılar. &Avrupalılar bu eserleri öğrenmek için Arapça öğrenmeye başladılar. &XII. yy boyunca Arapçadan Latinceye yoğun şekilde tercümeler yapılmıştır. &Avrupa’da açılan üniversitelerde İbn-i Sina’nın “ElKanun Fi’t Tıp” adlı eseri ile İbn-i Heysem’in fizik ve astronomi kitapları ders kitabı olarak okutuldu. &Avrupalılar seri kağıt üretimini de XIII. Yyda İtalyan tüccarlar aracılığı ile Müslümanlardan öğrendiler RÖNESANSIN ÜLKELERE GÖRE GELİŞİMİ & Sanat alanında ön plana çıktı. & Leonardo Da Vinci dönemin en ünlü sanatçısıdır. (Mona Lisa tablosu İTALYA ve Son Akşam Yemeği tablosu) & Michelangelo ve Rafael diğer önemli sanatçılardır. &Erasmus, Röklen ve Martin Luthter gibi hümanistler dini metinleri inceledi. ALMANYA & M. Luther, İncil’i Almancaya çevirdi.Bu çalışmalar Reforma zemin hazırladı. & Edebiyat alanında ortaya çıktı. İNGİLTERE & William Shakespeare dönemin en ünlü edebiyatçısıdır. (Hamlet, Makbet, Othello, Kral Lear en önemli eserleridir.) & Kralların desteğiyle başlayan Rönesans FRANSA hareketi ile Eski Yunan ve Roma eserleri tercüme edildi. & Montaigne (Denemeler) & Daha çok bilimsel alanda etkili oldu. POLONYA & Kopernik, dönemin en ünlü bilim adamıdır. (Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve Güneş’in etrafında döndüğünü açıklamıştır.) İSPANYA & Edebiyat alanında ortaya çıktı. & Cervantes (Don Kişot) RÖNESANS'IN SONUÇLARI Kutsal ve tartışılmaz kabul edilen düşüncelerin yerini bilimsel düşünceler aldı. Deney ve gözleme dayalı bilgiler yerleşirken akılcılık ön plana çıkmaya başladı. Düşüncede serbest bir ortam meydana geldi.İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade etmeye başladılar. Bunun sonucunda skolastik düşünce yıkıklı. Avrupa'da bilim, teknik, sanat ve edebiyat alanında yeni görüş ve düşünceler ortaya çıktı ve yayıldı. İnsan vücudu ve tabiat olaylarıyla ilgili yeni araştırmalar yapıldı. Bu konuda yeni bilgilere ulaşıldı. İncil'in Avrupa dillerine tercüme edilmesi ve yeniden incelenmesi, Reform hareketlerinin başlamasına neden oldu. Pozitif düşüncenin gelişmesi ile kutsal kitaplar ve din adamları eleştirilerek Reform hareketlerinin doğuşuna ortam hazırlandı. Eğitim ve öğretime önem verildi. Bilimdeki gelişmeler sanayinin gelişmesine ortam hazırladı. Bu döneme kadar bilim, sanat ve edebiyat alanlarında Türk ve İslam ülkeleri öncülük yaparken, Rönesans hareketleriyle Avrupa ülkeleri öne geçti. YAVUZ SULTAN SELİM DÖNEMİ MISIR SEFERİ(MEMLÜK SEFERİ) Sebepleri: Fatih döneminde başlayan Hicaz su yolları meselesi (1512-1520) Babası II. Beyazıt’ın doğudaki Safevi tehlikesine karşı önlem almaması üzerine, Yavuz Sultan Selim yeniçerilerin desteğiyle babasını tahttan indirerek padişah oldu. (Karıştıran Savaşı) NOT: Bu olay Yeniçerilerin bir şehzadenin tahta geçmesinde doğrudan rol oynadıkları ilk gelişmedir. Memlukların Cem Sultan'ı himaye etmeleri Osmanlılar ile Memluklar arasında Dulkadiroğulları ve Ramazanoğulları yüzünden çekişme. Memlukların Şah İsmail ile ittifak kurmaları. Yavuz'un Memluk topraklarını ele geçirerek Baharat yolunu denetim altına almak istemesi. Her iki devletinde Türk-İslam dünyasının lideri olma mücadelesi. YAVUZ DÖNEMİNİN ÖNEMLİ OLAYLARI: 1-Şehzadeler Sorunu Savaşlar: 2-İran Seferi ve Çaldıran Savaşı(1514) 3-Turnadağ savaşı(1515) 4-Mısır Seferi(Memluk Seferi) ŞEHZADELER SORUNU: Yavuz Sultan Selim babasının yerine tahta geçtikten sonra, ağabeyleri Ahmet ve Korkut'un tahtı ele geçirmelerini engellemek amacıyla Fatih Kanunnamesine dayanarak şehzadeleri etkisiz hale getirdi. NOT: Böylece Yavuz, Cem olayına benzer bir olayın yaşanması ve Avrupa’nın işe karışmasını engellemiş oldu. İRAN SEFERİ VE ÇALDIRAN SAVAŞI(1514) Sebep: Şah İsmail Safevi devletini kurunca Şiiliği resmi mezhep haline getirmişti. Ajanlar vasıtasıyla Şiiliği Anadolu’da yaymaya çalışıyordu. Trabzon valiliği sırasında Yavuz bu durumu görmüş ve babasının yumuşak politikasını onaylamadığından mücadeleye girişmişti. Tahta çıktıktan sonra İran sorunu ile ilgilenmeye başladı. Not:Yavuz’un amacı ilişki kurduğu Orta Asya hanlıkları ile aradaki Safevi engelini kaldırmak ticaret yollarına tamamen hâkim olmaktı. Savaş: 1514 yılında Safevi Devleti hükümdarı Şah İsmail ile Osmanlı Hükümdarı Yavuz arasında Çaldıran Ovasında yapıldı. Savaşı Osmanlılar kazandı. Önemi: Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Şiilik tehlikesi geçici olarak ortadan kalktı. ÇALDIRAN SAVAŞININ SONUÇLARI Doğu Anadolu Osmanlı hâkimiyetine girdi. Şii sorunu bu dönem için çözüldü. Anadolu’da ki Şii propagandası sona erdi. Turnadağ savaşı (1515) ile Dulkadiroğulları beyliğine son verildi. İran’ın hazinesi ve zenginlikleri İstanbul’a getirildi. İranlı önemli bilginler İstanbul’a getirildi. TURNADAĞ SAVAŞI(1515) Bu savaşla Anadolu Beyliklerinin(Dulkadir Ramazanoğulları) siyasi varlığı kesin olarak sona erdi. Böylece Anadolu Türk Birliği sağlandı., ve DİKKAT;Dulkadiroğlu Beyliğine Son Verilmesi ile 1-Osmanlılar Memlukla komşu oldu. 2-Osmanlı-Memluk ilişkilerinde gerginlik yeniden başladı. Mercidabık Savaşı (1516) Osmanlı Devleti x Memluk Devleti (Yavuz) (Kansu Gavri) Yer: Suriye’deki Halep şehrinin kuzeyi. Sonuç: Osmanlı Devleti savaşı kazandı. Memluk hükümdarı Kansu Gavri öldü. Suriye ve Filistin alındı Not: Savaştan sonra Yavuz, İstanbul’a dönmeyerek kışı Şam’da geçirdi. Ridaniye (Reydaniye) Savaşı (1517) Osmanlı Devleti x Memluk Devleti (Yavuz) (Tomanbay) Yer: Mısır (Ridaniye) Sonuç: Osmanlı kazandı. Mısır ve Hicaz alındı. MISIR SEFERİNİN SONUÇLARI: a. Memluk Devletinin ortadan kalkmasıyla bu devletin toprakları Osmanlılara katıldı.( Suriye, Filistin, Hicaz,Mısır) b. Baharat yolunun denetimi Osmanlı Devletine geçti. Not: Osmanlı Devleti Baharat yolundan beklenen ticari kazancı elde edemedi. Çünkü Avrupalıların Ümit Burnu'nu bulmalarıyla Coğrafi yollar değişmiştir. c. Halifelik ve İslam'ın kutsal emanetleri Osmanlılara geçti. (Böylece Osmanlı Devleti İslam Dünyasının Lideri oldu.) (Teokratik Devlet Yapısı) Not 1: İlk Osmanlı Halifesi Yavuz Sultan Selim'dir. Not 2: Halifeliğin Osmanlı'ya geçmesiyle, Osmanlı Devleti İslam Dünyasının tartışmasız lideri olmuştur d. Venedikliler Kıbrıs Adası için Memluklara verdikleri vergiyi Osmanlılara vermeye başladılar. . Not: Bu dönemde I.Selim devamlı doğuya sefer yaparak Müslümanları Osmanlı Devleti çatısı altında toplamak istemiştir (İslam birliği). Not: Yavuz,batıya hiç sefer yapmamıştır. Not: Yavuz'un İran ve Mısır seferleri sonucunda burada bulunan kültürel eserler ile bilim adamları ve sanatçılar İstanbul'a getirilmiş, böylece Osmanlı Kültüründe doğunun etkisi artmıştır. YAVUZ SULTAN SELİM'İN DOĞU SİYASETİ: Yavuz Sultan Selim'in amacı bütün Türkleri ve Müslümanları tek bayrak altına toplayarak Türk-İslam birliğini sağlamaktı. OSMANLI DEVLETİ EKONOMİK GELİŞMELER & Osmanlı ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıdır. Tarımda da tımar sistemi uygulanmaktaydı. & Tımar Sistemi sayesinde araziler boş kalmıyor ve üretimin devamlılığı sağlanıyordu. & Her bölge öncelikle kendi ihtiyacını karşılar; ancak İstanbul gibi büyük şehirlere diğer bölgelerden ürün getirilirdi. & Üretilen mal, ihtiyacı karşılamazsa ithal edilirdi. & XV. ve XVI yüzyıllarda tarımın yanında ticaret de ön plana çıktı. İpek ve Baharat Yolunu kontrol etmek için birçok fetih yapıldı. ÖRFİ VERGİLER: Padişahın iradesiyle konulan vergilerdi. Çift Resmi: Reayanın sipahiye ödediği toprak vergisi Ticareti Geliştirmek İçin Kurulan Teşkilatlar: Menzil Teşkilatı: Osmanlı topraklarından geçen yol ağının her biriminde taşımacılığın en hızlı şekilde yapılmasını sağlayan teşkilat Derbentçiler: Ana yollar üzerindeki geçitlerin denetimini yapan ve güvenliğini sağlayan teşkilat Mekkari Taifesi: Ticaret yolları üzerinde taşımacılık yaparlardı. Resm-i Bennak: Evlilerden alınan bir vergidir. Çift Bozan Resmi: Toprağını izinsiz olarak terk eden veya üç yıl üst üste ekmeyenlerden alınan vergi. Avarız: Olağanüstü hallerde, divanın kararı ve padişahın emri ile toplanan vergilere denirdi. Adet-i Ağnam: Hayvan vergisidir. Sipahiler tarafından toplanan bu verginin miktarı, hayvan sayısı ile orantılı olarak belirlenirdi. Bâc-i Bâzari: Pazaryerlerinden alınan bir vergidir. Resm-i Mücerret: Bekârlardan alınan vergidir. Resm-i Arus: Sipahiler tarafından, tımar arazilerinde yaşayan kadınların evlenmeleri esnasında kocalarından alınan vergilerdir. Niyabet Rüsumu: Yöneticilerin halktan aldığı bir vergi çeşididir. Suçlulardan alınan Cerimeler de bu vergiye dahil edilen vergidir. Bu vergilere Bâd-ı Hava vergileri de denilmiştir. OSMANLI TOPLUM YAPISI Ticareti Geliştirmek İçin Alınan Önlemler: 1-Ticaret yollarının güvenliği tam olarak sağlandı. 2-Güvenlik eksiği nedeniyle zarara uğrayan tüccarların zararı karşılanırdı. 3-Yeni ticaret yolları yapılarak bu yollar üzerine çok sayıda han ve kervansaray inşa edildi. Şehirlere bedestenler, çarşılar açıldı. 4-Bazı Avrupa ülkelerine Osmanlı topraklarında ticaret yapabilme ve serbest dolaşım hakkı verildi. (Kapitülasyon) Osmanlı Gelir Kaynakları: & Şer’i ve Örfi Vergiler & Savaş Ganimetleri & Gümrük Gelirleri & Orman, maden ve tuzla gelirleri & Bağlı devletlerden alınan yıllık vergiler Not: Mısır’ın alınmasıyla Osmanlı hazinesi en parlak dönemini yaşadı. Osmanlı Devletinin Giderleri; & Savaşlara yapılan harcamalar & Saray masrafları & Maaşlar & Bayındırlık ve imar hizmetleri OSMANLI VERGİ SİSTEMİ Osmanlı Devletinde vergiler 1.Şer’i vergiler, 2.Örfi vergiler olmak üzere ikiye ayrılıyordu: ŞER’İ VERGİLER: Bunların şeriatın emrettiği vergilerdi. Öşür: Müslümanlardan alınan toprak ürünü vergisidir. Elde edilen ürünün onda biri vergi olarak alınırdı. Haraç: Müslüman olmayanlardan alınan vergiydi. ikiye ayrılıyordu: Harac-ı Mukassem: Elde edilen üründen alınırdı. Haracı Muvazzaf: Toprak vergisiydi. Cizye: Müslüman olmayan erkeklerden, askerlik görevi karşılığı alına vergidir. OSMANLI MİLLET SİSTEMİ &Osmanlı Devletinin toplumsal, hukuki, siyasi ve idari yapısı ırk esasına göre değil “Millet Sistemi” denen inanç sistemine göre şekillenmiştir. & Osmanlı devleti gayrimüslimlere hoşgörülü davranmış inançlarına müdahale etmemiştir. Osmanlı Ülkesinde Ermeniler: & Fatih, 1461’de Ermenilerin yönetim ve dini işlerini düzenlemeleri için “Ermeni Gregoryen Patrikhanesi”ni kurdu. & Bursa Metropoliti Ovakim, ilk Ermeni patriği olarak atandı. & Bu gelişmeler sonucu Fatih döneminde İstanbul’a yoğun bir Ermeni göçü yaşandı. & Yavuz döneminde Suriye ve Mısır’ın fethi ile Kudüs Ermeni Patrikhanesi de Osmanlıya bağlandı. & Kanuni döneminde Ermenilere yeni ayrıcalıklar verildi. &XVIII. Yüzyılda Katolik ve Ortodoks Ermeniler arasında çatışmalar yaşandı. Bu çatışmaları önlemek için 1831’de Katolik Ermeni Patrikhanesinin kurulmasına izin verildi. & Islahat Fermanından sonra her çeşit devlet memurluğunda bulundular. Not: Ermenilerden Osmanlı idaresinde 33 mebus, 22 bakan, 29 general, 7 büyükelçi, 1 konsolos, 17 öğretim üyesi, 41 yüksek dereceli memur görev yapmıştır. &Abdülmecit döneminde Haziney-i Hassa Amirliği Ermenilere verildi. & 1567’de Apkar Tıbir, İstanbul’da ilk ermeni matbaasını açtı Osmanlı Ülkesinde Yahudiler: &Kuruluş döneminde Yahudi sayısı çok azdır. &1492’de II.Bayezıt, İspanya’da zulme uğrayan Yahudileri kurtarıp İstanbul’a yerleştirdi. &İstanbul’da Hahamlık kurmalarına ve sinagog açmalarına izin verildi. & Kısa sürede ticaretle zenginleştiler. & Osmanlı saray doktorlarının çoğu Musevilerden çıkmıştır. Osmanlı Ülkesinde Süryaniler: &Süryaniler Roma’nın uyguladığı baskılar nedeniyle bu kiliseden ayrılarak 543 yılında Antakya Patrikliği adıyla Suryani Yakubi Patrikliğini kurdular &Romanın baskısının artması üzerine Antakya’yı terk ederek G.doğu Anadolu’ya geldiler. &En zor dönemlerini Bizans hakimiyeti altında yaşadılar. &Bizansın Suryanileri asimile etme politikası zamanla katliama dönüştü. &Selçuklular ve Osmanlılar ise Suryanilere inanç özgürlüğü tanıdılar. &Suryanilere ait kiliseler Ermeni Patrikhanesine bağlanarak devletle ilişkileri düzene bağlandı &I.Dünya Savaşında Rusların kışkırtmalarıyla Osmanlıya karşı ayaklanan Süryaniler başarısız olunca büyük kısmı Anadolu’dan ayrıldı. &İngiltere ise 1924’te Süryanileri ayaklandırdı. Hakkari valisini esir alan İsyancıların başlattığı ayaklanma güçlükle bastırıldı. Bu ayaklanmadan sonra Nasturiler Türkiye’yi tamamen terk etti. &Süryaniler günümüzde yoğunlukla Mardin ve çevresinde yaşamaktadır. İDARİ AÇIDAN OSMANLI TOPLUMU 1)Yönetenler (Askeriler): Yönetenler Seyfiye, İlmiye ve Kalemiye sınıfındaki görevlilerdir. Ayrıca saray halkı da bu sınıftadır. &Askeriler devlete vergi ödemezdi. 2)Yönetilenler (Reaya): Osmanlı Devletinde askeri sınıf dışındaki herkes bu sınıftadır. &Bu sınıf geçimini tarım, ticaret ve sanayi alanlarında üretim yaparak sağlardı. &Vergi vermekle yükümlü olan reaya din,dil,mezhep farklılıkları olan Osmanlı halkından oluşurdu. OSMANLI VAKIF SİSTEMİ &Kişilerin kendilerine ait menkul ,gayrimenkul mallarını veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din, sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimi kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya oluşturulmasına vakıf denir. VAKIFLARDAN HANGİ ALANLARDA YARARLANILIR? 1) İskân faaliyetlerinde 2) Yerleşim yerlerinin sosyo-kültürel ihtiyaçları için 3) Yol, han, kervansaray gibi binaların yapım ve işletilmesinde 4) Sağlık, eğitim-öğretim alanlarında 5) İhtiyacı olan tüccarlara kredi verilmesi OSMANLI TOPLUM YAPISI İDARİ ACIDAN DİNİ AÇIDAN MÜSLÜMANLAR YÖNETİLENLER (REAYA) GAYRİMÜSLİMLER MESLEKLER AÇISINDAN ESNAFLAR TÜCCARLAR KÖYLÜLER YÖNETENLER A)SARAY HALKI: Padişah ve ailesidir. B)SEYFİYE: Yönetim görevini üstlenen sınıftır. Vezirler, beylerbeyi, sancakbeyleri C)KALEMİYE: Devletin yazışma işlerini, maliye ve dışişlerini üstlenen sınıftır. Defterdar, nişancı ve reisülküttaplar D)İLMİYE: Eğitim, Adalet ve fetva işlerini gerçekleştirirler. Kazasker, Şeyhülislam, Müderrisler ve Kadılar KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN DÖNEMİ (1520-1566) Yavuz Sultan Selim'in Şark Çıbanı hastalığından ölmesi üzerine oğlu I. Süleyman herhangi bir taht kavgasına girmeden padişah olmuştur. Çünkü Yavuz'un hayattaki tek oğluydu. DÖNEMİN OLAYLARI VE ÖZELLİKLERİ A)İÇ İSYANLAR: Canberdi Gazali İsyanı: Yavuz tarafından Suriye Valiliğine atanan eski Memluk komutanlarından Canberdi Gazali, Yavuz'un ölümünü fırsat bilerek ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır. Ahmet Paşa İsyanı: Kanuni tarafından Mısır'a vali olarak gönderilen Ahmet Paşa ayaklanmış ve ortadan kaldırılmıştır. NOT: Bu iki isyan Memluk Devletini yeniden kurmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Baba Zünnun İsyanı: Yozgat’ta arazi meselesinden çıkmış gibi gösterilen bir Şii ayaklanmasıdır Kalenderoğlu İsyanı: Konya'da Hacı Bektaş-ı Veli soyundan geldiğini ileri süren Kalenderoğlu tarafından çıkarılmış bir şii ayaklanmasıdır. AVRUPA İLE İLİŞKİLER Belgrat'ın Alınması(1521): Macarlardan Belgrat'ın alınmasıyla Orta Avrupa'nın kapıları Osmanlılara açıldı. MOHAÇ MEYDAN SAVAŞI(1526): Açıklama: Bu sırada Avrupa'da Kutsal Roma Germen İmparatorluğu(Alman İmp.) ve başında da Şarlken bulunmaktaydı. Şarlken Avrupa birliğini sağlamak amacıyla İspanya'yı ele geçirmiş, Fransa Kralı Fransuva'yı esir almıştı. Fransuva'nın annesinin isteği üzerine, Kanuni Fransa'ya destek olmak için II. Macaristan seferine çıktı ve Macarları Mohaç ovasında yendi. Mohaç Meydan Savaşı: Macar ordusuyla yapılan savaşı Osmanlı Devleti kazandı. (1526) Önemi: *Macaristan Osmanlı himayesine alınarak tampon bir devlet haline getirildi. *Osmanlı’nın Orta Avrupa’daki hakimiyeti pekişti. *Osmanlı –Avusturya mücadelesi başladı. *Fransa, Şarlken’in baskısından kurtularak, I.Fransuva Madrit Antlaşmasıyla serbest bırakıldı. I. Viyana Kuşatması(1529): Bu sırada Avusturya'nın başında Şarlken'in kardeşi Ferdinand bulunmaktaydı. Ferdinand Osmanlı himayesindeki Macaristan'a saldırınca Kanuni Sultan Süleyman harekete geçerek Viyana'yı kuşattı.Ancak; & Kış mevsiminin yaklaşması, & Ağır topların getirilmeyişi, & Erzağın ve yiyeceğin yetersiz oluşu... kuşatmayı kaldırarak İstanbul'a geri döndü. Önemi: Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa'daki üstünlüğünün bir kanıtıdır. NOT: Bu üstünlük 1606 yılında yine Osmanlı Devleti ve Avusturya arasında imzalanacak olan Zitvatorok Antlaşmasıyla sona erecektir. MACARİSTAN’IN OSMANLILARA KATILMASI (1541) : Macar Kralı Yanoş ölünce yerine küçük yaştaki oğlu Sigismund geçti.Ferdinand ,Sigismund’un krallığını tanımayarak yapmış olduğu antlaşmayı bozdu ve Budin’i kuşattı.bunun üzerine Kanuni tekrar Macaristan üzerine sefere çıktı.Budin’i aldı.Ferdinand’ın barış isteği kabul edilerek tekrar barış yapıldı. Macaristan üç bölgeye ayrıldı. 1) Kuzey Macaristan Avusturya’ya, 2) Orta Macaristan Erdel Beyliği adı altında Osmanlı himayesindeki Sigismund’a, 3) Güney Macaristan ise Budin eyaleti olarak doğrudan Osmanlılara bağlandı. Avusturya ile antlaşma yapılmasına rağmen Osmanlı-Avusturya mücadelesi devam etti.Ferdinand 1551’de yeniden Erdel’in iç işlerine karıştı.Osmanlı-Avusturya savaşları ,1562’de yeniden barış sağlanıncaya kadar sürdü. ZİGETVAR SEFERİ (1566) : Kanuni Sultan Süleyman Avusturya’nın barışı bozarak Erdel’e saldırması üzerine Sadrazam Sokulu Mehmet Paşa ile yaşının ilerlemiş olmasına rağmen sefere çıktı.Zigetvar kalesi kuşatıldı.Kuşatma sırasında padişah öldü(1566). Padişahın ölümü askerden gizlendi.Kuşatmaya devam edilerek kale alındı.Zigetvar Seferi ,Kanuni’nin son seferi oldu. Osmanlı-Fransız İlişkileri Ve Kapitülasyonlar (1535) İlk Osmanlı-Fransız ilişkisi Fransa kralı I. Fransuva'nın Almanya İmparatoru (Kutsal Roma Germen) Şarlken ile yaptığı savaşta esir düşmesiyle başlamıştı. Bunun üzerine Fransuva'nın annesi dönemin en güçlü devleti Osmanlı Devletinden yardım istemişti(1525). Bunun üzerine Kanuni Macaristan seferine çıkarak Mohaç'da Macarları yenmiş, sonrada Avusturya ve Almanya seferlerine çıkmıştı. Kapitülasyonlar: Ticaret, hukuk, gümrük gibi alanlarda devletlerin birbirlerine tanıdıkları imtiyazlardır. Kanuni Sultan Süleyman 1535'de Fransızlarla Kapitülasyon antlaşması imzalamıştır. KAPİTÜLASYON:Bir devletin yabancı bir devlete tanımış olduğu siyasi ,hukuki,mali ayrıcalık. Kanuni’nin Amaçları; 1) Fransa’yı kendi yanına çekerek Avrupa Hıristiyan birliğini parçalamak 2) Coğrafi Keşiflerle önemini kaybeden Akdeniz ticaretini canlandırmak Kapitülasyonlarla İlgili Önemli Notlar: İlk ticari verilmiştir. Bu antlaşma süresiz değildi. İki hükümdarın yaşadığı dönemde geçerli olacaktı. Ancak Kanuni'nin ölümünden sonra Fransızların isteğiyle 5 kez yenilenmiş ve I. Mahmut döneminde 1740'da sürekli hale getirilmiştir. Devletin gücünü koruduğu dönemlerde önemli bir sorun yaratmayan kapitülasyonlar, devletin gücünün azalmasına paralel olarak ve Avrupa'da sanayinin gelişmesiyle önemli bir sorun olmuştur. Başlangıçta sadece Fransızlara verilen bu haklar genişletilerek, diğer Avrupa devletlerine de verilmiştir. 1923 Lozan kaldırılmıştır. gibi sebeplerle Almanya Seferi(1532) Sebebi: Avusturya Kralı Ferdinand'ın Kanuni'nin İstanbul'a geri dönmesinden sonra tekrar Macaristan'a saldırması. Sefer: Kanuni Ferdinand ve Şarlkenle bir meydan savaşı yapmak umuduyla Almanya içlerine kadar ilerledi. Ancak Şarlken ve Ferdinand karşısına çıkma cesareti gösteremeyince İstanbul'a döndü. İstanbul Antlaşması(1533) (İbrahim Paşa Ant.): Ferdinand'ın barış isteği üzerine İlk Osmanlı-Avusturya Antlaşması İstanbul'da imzalandı(1533). Maddeleri: Avusturya kralı protokol bakımından Osmanlı sadrazamına denk olacak. Avusturya elinde tuttuğu Macar toprakları için Osmanlılara vergi verecek. ayrıcalıklar Fatih Antlaşmasıyla döneminde Venediklilere Kapitülasyonlar tamamen DENİZLERDE GELİŞMELER: Rodos Adasının Fethi(1522): Rodos Sain Jean Şövalyelerinin elinde buluyordu. Şövalyeler Akdeniz'deki Türk ticaret gemilerine büyük zararlar veriyorlardı. Bu adanın alınmasıyla bu tehdit ortadan kalktı. Barbaros Hayrettin Paşa'nın Osmanlı Hizmetine Girmesi(1533): Barbaros Akdeniz'de faaliyet gösteren bir Türk korsanı idi. Kuzey Afrika'da başarılar kazanmış ve Osmanlılardan aldığı destek kuvvetlerle Cezayir’e sahip olmuştu. Osmanlı Donanması, kara ordusu kadar güçlü değildi. Bu yüzden Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros'u Osmanlı Hizmetine girmeye çağırdı. Barbaros'un bu teklifi kabul etmesiyle Osmanlı donanması güçlenirken, Cezayir de Osmanlı topraklarına katılmış oldu. PREVEZE DENİZ SAVAŞI(1538):Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı donanmasıyla, Andrea Dorya komutasındaki Haçlı donanması arasında yapılan bu deniz savaşını Osmanlı Devleti kazandı. Önemi: Preveze deniz zaferiyle Akdeniz’deki Osmanlı Egemenliği kesinlik kazanmış, Akdeniz bir Türk gölü haline gelmiştir. NİCE(NİS) KUŞATMASI(1541): Bu arada Fransa ile Şarlken arasında savaşlar devam ediyordu. Barbaros Fransa'ya yardım amacıyla Fransız donanmasıyla birleşerek Nis'i kuşattı ve kaleyi ele geçirdi. TRABLUSGARP'IN ALINMASI(1551): Sinan Paşa ve Turgut Reis 1551 yılında Malta Şövalyelerinin elindeki Trablusgarp'ı aldı. CERBE DENİZ SAVAŞI (1559): Andrea Dorya komutasındaki Haçlı Donanması ile Turgut Reis ve Piyale Paşa'nın komutalarındaki Osmanlı kuvvetleri arasındaki bu deniz savaşını Osmanlılar kazandı. Önemi: Bu zaferle Akdeniz’deki Osmanlı egemenliği pekişti. MALTA KUŞATMASI (1565):Şarlken’in desteğini alarak Osmanlı gemilerine saldırıyorlardı..Cezayir ve Trablusgarb’ın güvenliği için alınması gerekliydi.Ada kuşatıldı .Fakat başarılı olunamadı,kuşatma esnasında Turgut Reis şehit düştü. SAKIZ ADASI’NIN ALINMASI (1566) : Ege denizindeki Sakız adası Cenevizlilerin elinde bulunuyordu .Vergilerini ödemeyince Kanuni Sultan Süleyman Zigetvar seferine çıkarken ,Kaptanı derya Piyale Paşa’yı Sakız adasının fethi için gönderdi.Ada alındı,böylece Batı Akdeniz ve boğazların güvenliği sağlanmış oldu. HİNT DENİZ SEFERLERİ (1538–1553) Doğu-Batı ticaret yollarının Osmanlı kontrolüne geçmesi üzerine Avrupa devletleri yeni yollar aramaya başladılar.16.yüzyılın başlarında Portekizliler Ümit Burnu’nu geçerek doğrudan Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’na ulaştılar. Portekizliler, sömürgeler kurarak Müslüman ülkelerin ticaretine engel olmuş, Kızıldeniz yoluyla giden hacılara saldırmış, Hindistan’daki Müslüman devletlerden birçoğunu işgal etmişti. Gücerat Hanının Osmanlıdan yardım istemesi üzerine seferlere çıkıldı. I.Hint Deniz Seferi(1538): Mısır Valisi Süleyman Paşa, II. Hint Deniz Seferi (1551): Piri Reis III. Hint Deniz Seferi (1552): Murat Reis, IV. Hint Deniz Seferi (1553) : Seydi Ali Reis Not: Piri Reis ilk dünya atlası niteliğinde olan “Kitab-ı Bahriye”yi hazırlamıştır. Seydi Ali Reis “Mirat’ül –Memalik” adlı coğrafya eserinin yazarıdır. Hint Deniz Seferlerinde Başarısızlığın Nedenleri : & Hint deniz seferlerinin ekonomik değerinin yeterince anlaşılamaması,batı seferlerinin daha karlı olduğunun düşünülmesi. & Osmanlı donanmasının okyanus şartlarına uygun olmaması. & Portekiz donanmasının daha güçlü olması. &Bölgedeki Müslüman devletlerin gereken desteği vermemesi. Hint Deniz Seferlerinin Sonuçları : & Baharat Yolu ve Hint ticareti elden çıktı. & Asya ticareti Ümit Burnuna kaydı. Akdeniz limanları önemini kaybetti. & Arap yarımadası ve Kızıldeniz denetim altına alındı. & Sudan sahilleri, Habeşistan’ın bazı kısımları, Yemen, Umman ve Eritre Osmanlı nüfuzu altına girdi. OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ : Yavuz döneminde Çaldıran zaferi ile Safevi devletine darbe vurulmuş fakat ortadan kaldırılamamıştı. Safeviler öteden beri Anadolu’ya göz dikmiş ve Osmanlı topraklarında yaşayan Şiileri kışkırtıyordu. Şah İsmail ölünce yerine oğlu Tahsmab geçti. Şah Tahsmab; --- Şiileri kışkırtmaya devam etti. --- Macaristan’a elçiler göndererek Şarlken’le ittifak kurmaya çalıştı. --- Kanuni’nin tahta çıkışını kutlamadı. --- Osmanlı’nın Bitlis valisi Şeref Han’ın İran’a,İran’ın Azerbaycan valisi Ulama Han’ın ise Osmanlıya sığınması ilişkileri iyice bozdu. Kanuni İstanbul antlaşmasıyla batıdaki sınırlarını güven altına aldıktan sonra İran üzerine üç sefer yaptı. a) Irakeyn Seferi (1534): Azerbaycan’a girilerek Hamedan’a kadar ilerlendi. Tebriz ve Bağdat alındı. Basra ticaret yolu denetim altına alındı.İpek yolu üzerindeki Osmanlı hakimiyeti pekişti.Bu sefer sonunda Kanuni “Bağdat Fatihi “ olarak anıldı. b) İkinci İran Seferi (1548) : Safevi hükümdarı Şah Tahsmab ile kardeşi arasında taht mücadelesi başladı.İran şahının kardeşi Osmanlı devletine sığınmak zorunda kaldı.Kanuni bu sırada Avusturya savaşları ile uğraşıyordu,İran kuvvetleri Tebriz ve Van’ı ele geçirdi.Yeniden İran üzerine sefere çıkmak zorunda kalan Kanuni Doğu Anadolu ve Azerbaycan’ı yeniden Osmanlı hakimiyeti altına aldı. c) Nahcıvan Seferi (1554) : İran Osmanlı-Avusturya savaşlarını fırsat bilerek yeniden harekete geçti.Muş’a kadar ilerledi.Kanuni İran üzerine üçüncü kez sefere çıkmak zorunda kaldı.Erivan(Revan),Nahcıvan ve Karabağ alındı.Kanuni dönüşte kışı Amasya’da geçirdi.Osmanlının yeniden harekete geçeceğini zanneden şah ,barış teklifinde bulundu.Kanuni Avusturya sorununu çözümlemek istediği için bu teklifi kabul etti. AMASYA ANTLAŞMASI(1555): & Tebriz,Irak-ı Arab(Bağdat,Musul,Basra) ve Doğu Anadolu Osmanlıda kalacak. & Sınır bölgelerinde karşılıklı olarak saldırılar durdurulacak. & İlk üç halifeye ve sahabeye dil uzatılmayacak. Sonuç ve Önemi : & İran’la imzalanan ilk resmi antlaşmadır. İran sorunu antlaşmayla bir süre için çözümlendi. & Bağdat alınarak Basra körfezine ulaşıldı.Böylece Hint Okyanusu ile bağlantı kuruldu. DÖNEMİN GENEL ÖZELLİKLERİ: & Kanuni en uzun süre başta kalan Osmanlı padişahıdır.(46 yıl). & Kanuni’nin Hürrem Sultanla evlenmesi, haseki sultanların devlet yönetiminde etkisini arttırdı. & Şehzade Mustafa,Cihangir ve Bayezid öldürüldü.Tahtın varisi olarak Şehzade Selim kaldı. & Vezir sayısı dörtten yediye çıkarıldı. & Kaptan-ı Derya divana üye yapıldı. & Bir çok alanda hukuki düzenleme yapıldı. ( Bu nedenle I.Süleyman’a “Kanuni” denmektedir) SOKOLLU DÖNEMİ & Bu dönemde Kurtoğlu Hızır Reis tarafından bir kez daha Hint Seferi düzenlendi ise de başarılı olunamadı. &Kıbrıs'ın Fethi (1570-1571): Lala Mustafa Paşa Venediklilerden alındı.Doğu Akdeniz’in güvenliği sağlandı. tarafından & İnebahtı (Lepanto) Yenilgisi (1571): Kıbrıs’ın intikamını aldılar. & Tunus'un Fethi (1574) :İspanyollardan Kılıç Ali Paşa tarafından alındı. &Lehistan Osmanlı himayesine alındı (1575) &Fas'ın Osmanlıya Bağlanması (1577-1578): Portekizlilerle yapılan Vadi-üs Seyl (Sebil) savaşı sonunda Portekizliler yenildi. Fas, Osmanlı himayesine girdi. &Sokullu Dönemi Kanal Projeleri 1) Don- Volga Projesi: Karadeniz – Hazar Denizi 2)Suveş Kanalı Projesi: Akdeniz – Kızıldeniz 3) Sakarya – Marmara Projesi: Marmara Denizi - Karadeniz &Sokullu döneminde Avusturya ve İngiltere’ye de kapitülasyonlar verilmiştir (1568-1578). OSMANLI’DA HUKUK; İkiye ayrılır: A) ŞER’İ HUKUK: İslam inancına göre düzenlenmiş kurallardır. Şer’i hukuka sadece Müslümanlar uyardı. Not: Gayrimüslimler şer’i vergileri ödemek zorundaydılar. Not: Şer’i kanunları çıkarma ve yorumlama işi Şeyhülislam, müfti ve kadılar tarafından yapılırdı. B) ÖRFİ HUKUK: Şer’i hukuk kurallarına uymak kaydıyla eski Türk geleneklerinden gelen fethedilen yerlerdeki devam eden kurallardan oluşur. Osmanlı Devleti’nde kanunlar ilk kez Fatih döneminde yazılı hale gelmiştir. Fatih, kendinden önce gelen kanunları da Kanunname-i Ali Osman adı ile bir araya toplamıştır. Kanuni döneminde çıkarılan kanunnameler de “sosyal düzenlemeler, askeri düzenlemeler, reaya hak ve görevleri, tımarların dağıtım esasları, idari düzenlemeler” gibi konular yer almıştır. Osmanlı Devleti adaleti düzenli bir şekilde dağıtımında kadılar önemli bir rol oynar. Kadıların Yargı Görevleri; Evlenme, boşanma, nafaka ve miras işleri ile ticaret davalarında karar vermek ve vergilerin düzenli olarak toplanıp hazineye aktarılmasıdır. Kadıların Diğer Görevleri; Kaza yöneticiliği, noterlik ve Avarız vergilerini toplamak 2. BİLİM VE TEKNOLOJİ Yükselme döneminde başlayan siyasi ve sosyal gelişmeler bilimsel yaşamda da etkili oldu. Bu dönemde, pozitif bilimleri padişahların da bizzat kendisi desteklemesiyle, Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul bir kültür merkezi haline geldi. Fatih zamanında Sahnıseman Medresesi açılmıştır. Kanuni döneminde Süleymaniye Medresesi çok önemli eğitim kurumudur. Tıp Alanında; Osmanlı Devleti’nin ilk tıp medresesi Yıldırım Beyazit tarafından Bursa’da kurulmuştur. Fatih zamanında Sabuncuoğlu Şerafettin Türkçeye çevirdiği Cerrâhiyetü’l Hâniyye’de cerrahi teknikleri göstermiştir. Bunun dışında Mücerrebname adlı eserinde tedavide kullanılan malzemeleri anlatan pratik el kitabıdır. Sabuncuoğlu Şerafettin Türkiye’de farmakolojinin ilk öncüsü sayılır. Kanuni zamanında açılan Süleymaniye Medresesi bir tıp medresesiydi. Coğrafya ve Astronomi Alanında; Piri Reis, Ali Kuşçu, Seydi Ali Reis, Matrakçı Nasuh önemli bilim adamlarıydı. Kanuni döneminde ünlü coğrafyacı Piri Reis, Kitab-ı Bahriye adlı eserinde, dünyanın yuvarlaklığı, gelgit olayı, pusulanın kullanımı, Amerika kıtasının varlığı gibi konulara değinmiştir Matematik Alanında; Molla Lütfi, Sinan Paşa ve Müslihüddin bin Sinan, II. Beyazit döneminin matematik bilginleridir. Matematikçi ve astronom Takiyüddin Mehmet, İstanbul’da bir rasathane kurmuştur. Osmanlılarda otomatik makineler üzerine ilk eseri de Takiyüddin Mehmet yazmıştır. Tarih Alanında; Enverî, Amasyalı Şükrullah, Tursun Bey, Kemal Paşazade, Âşık Paşazade, Hoca Saadettin, Neşri ve Mustafa Selanikî XV. ve XVI. yüzyılın en önemli tarihçileridir. 3. EDEBİYAT Divan Edebiyatı: İran ve Arap edebiyatlarından etkilenerek saray ve medrese çevrelerinde gelişen edebiyat türüdür. XV. ve XVI. yüzyılın en önemli divan şairleri; Nesimi, Ahmedi, Baki, Fuzuli ve Ruhi’dir. Halk Edebiyatı: Sözlü masallar ve destanlarla başlamış, bunlara koşma, mani, türkü, ağıt vb. türler eklenince geniş bir edebiyat oluşmuştur. Daha çok taşrada ve yüksek tahsilli olmayan halk arasında rağbet gördüğü için adına halk edebiyatı denmiştir. Dönemin en ünlü şairi Mahremi’dir. Tasavvuf Edebiyatı: Dini içerikli bu tür nazım şekli açısından halk edebiyatına daha yakındır. Önemli temsilcileri Hacı Bektaşı Veli, Kaygusuz Abdal, Akşemsettin, Eşrefoğlu Rumi ve Kemal Ümmi’dir. XVI. yüzyılda ise Abdürrahim Tırsi, İbrahim Gülşeni ve Pir Sultan Abdal’dır. 4. GÜZEL SANATLAR Minyatür Sanatı: El yazması eserleri süslemek ve metnin aydınlatılmasını sağlamak için perspektif olmadan yapılan resimlere minyatür denir. Minyatür sanatçısına nakkaş denir. Matrakçı Nasuh, Nakkaş Osman, Nigari ünlü nakkaşlardır. Hat Sanatı: Güzel yazı yazma sanatı olan hat Türklerin İslamiyet’i kabul etmesiyle önem kazanmıştır. Bu sanatla uğraşanlara hattat denir. Amasyalı Şeyh Hamdullah, Ahmt Karahisarı önemli hattatçılardır. Tezhip: El yazması kitapları süsleme sanatıdır. Kara Mehmet. Ciltçilik: El yazması eserlerin dağılmasını engellemek için yapılan ve çeşitli malzemelerle süslenen sanat türüdür. Ebru: Kağıt süsleme sanatıdır. Kakmacılık: Ahşap, taş ve metal üzerine belirli bir desen şekillendirerek açılan oyuklara gümüş, sedef, altın gibi madenlerin gömülerek yapıldığı süsleme sanatıdır. Çinicilik: özel olarak hazırlanmış toprağın sırlanarak çeşitli nakışlarla süslenip pişirilmesiyle ortaya çıkan süsleme sanatıdır. İznik, Kütahya, Diyarbakır, Bursa ve İstanbul’da çini atölyeleri açılmıştır. Bursa Yeşil Cami, Yeşil Türbe ve Topkapı Sarayı çini sanatının en güzel örneklerinin verildiği yerdir. 5. MİMARİ XV. ve XVI. yüzyılda sivil mimari en güzel örneği Topkapı Sarayı’dır. Ayrıca Topkapı içindeki Bağdat ve Revan Köşkleri önemlidir. Askeri Mimari da Yıldırım döneminde yapılan Anadoluhisarı ve Fatih zamanında yapılan Rumelihisarı ve Topkapı Sarayı ünlüdür. Mimar Sinan’ın çıraklık eseri; Şehzadebaşı Cami - İstanbul Mimar Sinan’ın kalfalık eseri; Süleymaniye Cami - İstanbul Mimar Sinan’ın ustalık eseri; Selimiye Cami - Edirne 6. OSMANLILARDA OYUN, EĞLENCE VE ŞENLİK Osmanlı halkının dinlendiği ve toplu olarak eğlendikleri en önemli mekânlar mesire yerleridir. İstanbul’un çeşitli yerlerinde ailece gidilen mesire yerleri bulunmaktaydı. Bundan başka hamamlar, kahvehane, bozhane gibi kapalı mekânlarda bir tür eğlence yeridir. Padişah çocuklarının doğumları, hanedan mensuplarının evlilikleri, padişahların tahta çıkış törenleri (cülus), şehzadelerin ilk derse başlamaları, kazanılan askeri zaferler, ordunun sefere çıkması, esnaf bayramları ve şehzadelerin sünnet törenleridir. At Meydanı’nda düzenlenen cirit ve atlı okçuluk gösterilerinde askerler becerilerini sergilerdi. REFORM HAREKETLERİ 16. yüzyıla gelinceye kadar Hıristiyanlığın biri Ortodoks, diğeri Katolik olmak üzere iki mezhebi vardı. Ortodoks mezhebinin merkezi İstanbul'daki Fener Patrikhanesiydi. Ortodoksların dini liderine patrik denirdi. Katolik mezhebinin merkezi ise Roma'da bulunan Vatikan idi. Katoliklerin dini liderine papa denirdi. Orta Çağ'da Hıristiyanlığın Katolik mezhebinde büyük bozulmalar oldu. Yeni Çağ başlarındaki gelişmeler bu bozulmaların sorgulanmasını sağladı. Bunun sonunda Katolik mezhebinde önemli değişiklik ve düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelere reform denir. Bu karar üzerine Saksonya dükü Frederik, Luther’i korudu. Luther’in İncil’i Almanca’ya çevirmesi ile Protestanlığın hem Almanya’da hem de hem de Avrupa’da yayılmasına neden oldu. Papalık ve Katolikliği savunan Roma-Germen İmparatoru Şarlken ile Luther’i savunan Alman prenslikleri arasında yaşanan çatışmalar sonunda Katolikler Augsburg (Ogsburg) Antlaşması’yla (1555) Protestan mezhebinin varlığı resmen tanındı. Şarlken 1555 Augusburg antlaşması ile Protestanlığı tanıdı. Fransa’da Kalvin Kalvenizm’i kurdu. 1572’de Bartolomeus (Bartelmi) gecesinde 40 bin Kalvenist öldürüldü. Mezhep çatışmaları Fransa’da 1598’de Nant Fermanı ile son buldu. Reformu İngiltere’de Kral VIII. Henri başlattı. Anglikan Kilisesi’ni kurarak Katolik Roma Kilisesi ile bağlarını kopardı. İngiltere’de Anglikanizm kabul edildi. İskoçya’da Presbiteryenlik, İsveç, Norveç, Danimarka’da, Protestanlık mezhebi kabul edildi. Reform'un Nedenleri Kağıdın bollaşıp ucuzlaması ve matbaanın bulunması başta İncil olmak üzere dini kitapların çeşitli dillere çevrilerek basılmasını sağladı. Halk dini bilgileri doğrudan öğrenme imkanına kavuştu. Bu durum din adamlarının söylemleri ile kutsal kitaplarda yazanlar arasında büyük farklar olduğunun anlaşılmasını sağladı. Rönesans'ın etkisi ile özgür düşüncenin yayılması, din kurumlarının da sorgulanmasını sağladı. (Ogusburg) REFORM'UN SONUÇLARI Katolik kilisesinin Hristiyanlığın amaçlarından uzaklaşması. Din adamlarının zevk ve eğlence içinde yaşamaya başlaması. Avrupa'da mezheb birliği bozuldu. Katolik kilisesi parçalandı. Protestanlık, Kalvenizm ve Anglikanizm gibi yeni mezhepler ortaya çıktı. Katolik kilisenin bozulması ve kilisenin bazı grupların çıkarlarına uygun hareket etmeye başlaması, Papalara ve din adamlarına olan saygı ve güven azaldı. Kilisenin dini ticaret haline getirerek Endülüjans adlı af belgesi sayesinde zenginleşmesi. Katolik mezhebinin etkisi azaldı. Kilisenin aşırı zenginleşmesi. Buna karşılık halkın çok fakir olması. Fakirleşen halkın kilise mallarına göz dikmesi. Reform hareketi ilk olarak Almanya'da başladı. Bu hareketin önderi Alman din adamı Martin Luther'dir. Martin Luther kilisenin uygulamalarına karşı Çıktı. Papa ve din adamlarının lüks ve israf içinde yaşamasını, para karşılığı günah bağışlama geleneğini eleştirdi. Luther, kilisenin uygulamalarını eleştiren 93 maddelik bir bildiri hazırladı. Bunun üzerine papa Luther'i afaroz etti. Luther'in düşünceleri pek çok taraftar topladı. Luther'den yana olanlara Protestan denildi. Luther'in Almanya'da başlattığı bu hareket, diğer Avrupa ülkelerine de hızla yayıldı. Papa Martin Luther'i afaroz ederek öldürülmesini istedi. Bunun üzerine Papa, Luther’i aforoz etti. Luther’in aforoz kâğıdını halkın önünde yakması üzerine, papalık Luther’in yakılarak öldürülmesi kararını verdi. Katolik kilisesi kendisini yenilemek ve düzenlemek zorunda kaldı. Avrupa'nın birçok yerinde okullar kilisenin elinden alınarak halka verildi. Kilisenin eğitim ve kültür üzerindeki baskısı önemli ölçüde ortadan kalktı. Laik eğitim kurumları ortaya çıktı. Kültürel ve bilimsel gelişmelerde daha serbest bir ortam oluştu. Kilise baskısının ve etkinliğinin azalmasıyla bilimsel gelişmelerde daha serbest bir ortam oluştu. Katolik kilisesinden ayrılan ülkelerde kilisenin malları, yağmalandı, topraklarına el konuldu. Dini inançlarda baskı yerine hoşgörü egemen olmaya başladı. III. ÜNİTE: ARAYIŞ YILLARI DURAKLAMANIN NEDENLERİ 16. yüzyılın ikinci yarısı ve 17. yüzyıllarda Osmanlı Devleti'nin durumuna kısaca bakıldığında devletin sorunlarının iç ve dış nedenlerden kaynaklanmakta olduğu görülür. A- İÇ NEDENLER 1) Devlet idaresinin Merkezi yönetimin bozulması 2) Askeri teşkilatın bozulması 3) İlmiyenin(eğitimin) bozulması 4) Maliyenin(Ekonomi) bozulması 5) Toplum yapısının bozulması 6) Coğrafi keşifler sonucu Osmanlı ticaret gelirlerinin azalması, Avrupa’daki altının çoğalmasıyla Akçenin değer kaybetmesi 7) Toprak sisteminin bozulması 8) Eyalet yönetiminin bozulması 9) Toplum yapısının bozulması 10) Osmanlı toplumunun kozmopolit yapısı B- DIŞ NEDENLER 1) Devletin doğal sınırlarına ulaşması(Doğuda İran, Kuzeyde Rusya,Batıda Avusturya) 2) Avrupa da merkezi krallıkların kurulması(Topun kullanılması,Feodalitenin çözülmesi) 3) Avrupa’da Rönesans ve Reform sonucu bilim ve tekniğin gelişmesi 4) Avrupa’nın coğrafi keşifler ile zenginleşmesi(Altın ve gümüş Avrupa’yı zenginleştirdi) arasındaki savaşlar ise 1639 Kasrışirin Antlaşması ile sona ermiştir. NOT: Osmanlı Devleti’nin İran ve Avusturya ile yaptığı savaşlar ülkede askeri yapının ve ekonomik düzenin bozulmasına neden olmuştur. 3. İÇ İSYANLAR İç İsyanların Genel Nedenleri 1. Veraset sistemindeki değişiklikler (Siyasi) 2. Yönetimde saray adamlarının ve valide sultanların etkili olması (Siyasi) 3. Rüşvet ve adam kayırmanın artması (Siyasi) 4. Yeniçeri ocağının bozulması (Askeri) 5. Halktan ağır vergiler alınması ve köylünün toprağının terk etmesi (Ekonomik) 6. Tarımsal üretimin azalması (Ekonomik) 7. Tımar sistemin bozulması (Askeri ve Ekonomik) 8. Ordunun bozulması (Askeri) 9. Savaşların uzun sürmesi ve masrafların artması (Ekonomik) XVII. YÜZYILDA AVRUPA, ASYA VE OSMANLI DEVLETİ’NİN DURUMU a. Avrupa’nın Genel Durumu XVII. yüzyılda Avrupa devletlerinde yönetim şekli olarak mutlak monarşi hâkimdi. Coğrafi keşiflerin etkisiyle ekonomik yönden zenginleşen ve gelişen Avrupa’da İngiltere, Fransa, İspanya, Hollanda, Portekiz sömürgecilik yarışı içine girdiler. Uzak Doğu ve Hindistan bölgesi ile Atlas Okyanusu limanları bu dönemde Avrupa devletlerinin yeni paylaşım bölgeleri olmuştur. Bu rekabet Avrupa devletleri arasında savaşlara neden olmuştur. (Otuz Yıl Savaşları) b. Asya’nın Genel Durumu XVII. yüzyılda Rusya, Asya’da güçlü bir devlet olarak ortaya çıkmıştır. Altın Orda Devleti’nin yıkılmış ve bu devletin toprakların üzerinde Özbekler güçlenmiştir. Yine bu dönemlerde Kazak Hanlığı, Kırgız, Kaşgar ve Babür Devleti özellikle Orta Asya ve Hindistan’da hem önemli bir siyasi güç olmuşlar hem de Türk kültürünün bu bölgede yaşamasına ve yayılmasına katkıda bulunmuşlardır. XVII. YÜZYILDA OSMANLI-AVUSTURYA VE OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ A. OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ Kanuni döneminde oluşturulan barış ortamı 1593’te sınır ihlalleri ve vergi yüzünden ilişkiler bozuldu. III. Mehmet döneminde 1596 Haçova Meydan Muharebesi’nde Osmanlı ordusu Avusturya’yı yendi. Not: Haçova Meydan Savaşı Osmanlının büyük bir devlete karşı kazandığı son büyük meydan savaşıdır. Kanije ve Estergon Kaleleri alındı. 1606 yılına kadar süren savaşlar sonunda 1606 Zitvatorok Antlaşması imzalandı. Buna göre; * Eğri, Kanije ve Estergon Kaleleri Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. * Avusturya savaş tazminatı ödedi. * Avusturya arşidükası bundan böyle Osmanlı padişahına eşit sayılacak ve kendisine ceasar (imparator) denecekti. A. İSTANBUL AYAKLANMALARI İstanbul isyanları kapıkulu askerlerinden yeniçeriler ve sipahiler tarafından çıkarılmıştır. Temel Nedeni: Merkezi otoritenin zayıflamasıdır. Diğer Nedenleri: 1. Devlet yönetimindeki otorite boşluğundan yararlanan yeniçeri ağaları ve saray kadınlarının yönetimi olumsuz yönde etkilemeleri 2. Kapıkulu sisteminin değişmesi ve ocağa askerlikle ilgisi olmayan kişilerin alınması 3. Kapıkulu askerlerinin maaşlarının zamanında ödenmemesi veya ayarı düşük paralarla ödenmesi 4. Yeniçerilerin cülus bahşişi almak için sık sık padişah değiştirmek istemeleri 5. Devlet yönetiminde etkin olmak isteyen devlet adamlarının yeniçerileri kışkırtması 6. Yeniçeri ve sipahilerin çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen padişah ve devlet adamlarını görevden uzaklaştırmak istemeleri 7. Kapıkulu askerlerinin disiplin altında tutulamaması 8. “Ocak devlet içindir” anlayışının yerine “Devlet ocak içindir” anlayışının hâkim olması. gibi nedenler etkili olmuştur. İstanbul isyanları devlet düzenini değiştirmeye yönelik olmayıp, yönetimdeki şahıslara karşı yapılmıştır. İstanbul isyanları Fatih döneminde başlamış III. Murat, II. Osman, IV. Murat ve IV. Mehmet dönemlerinde de çıkmıştır. Sonuçları: Osmanlı Devleti 1533 İstanbul Antlaşması ile Avusturya’ya 1. Merkezi otorite zayıfladı. karşı kazandığı açık siyasi üstünlüğü kaybetmiştir. Osmanlının antlaşmayı imzalama sebepleri: * Celali ayaklanmaları * İran ile yapılan savaşların devam etmesidir. 2. Yönetimde ordunun etkisi arttı. 3. Islahat hareketleri başarılı olamadı. 4. Sık sık idareciler değişti. 5. Padişahların yönetimdeki etkisi azaldı. 1555 SONRASI OSMANLI-İRAN İLİŞKİLERİ 1590 Ferhatpaşa Antlaşması ile Osmanlı Devleti Doğu’da en geniş sınırlara ulaşmıştır. XVII. Yüzyılda I. Ahmet, II. Osman ve IV. Murat dönemlerinde İran ile mücadele edilmiştir. 1603-1612 yılları arasında yapılan savaşlar 1612 Nasuh Paşa Antlaşması ile, 1614-1618 yılları arasındaki savaşlar 1618 Serav Antlaşması ile 1635-1639 yılları 6. Halkın orduya karşı olan güveni azaldı. 7. İstanbul’da huzur ve güven bozuldu. B.CELALİ AYAKLANMALARI XVII. yüzyılda Anadolu’da çıkan isyanlara “Celali İsyanları” denilmiştir. Temel Nedeni: Ekonominin bozulmasıdır. Diğer Nedenleri: 1. Eyaletlerde devlet yönetiminin bozulması ve vergi toplamada adaletsiz davranılması 2. Dirlik sisteminin bozulması ve dirliklerin dağıtımında haksızlıkların yapılması 3. XVII. Yüzyılda savaşların uzun sürmesi ve yenilgiyle sonuçlanmasından dolayı askerden kaçanların Anadolu’da eşkıyalığa başlaması 4. Devşirme asıllı kaynaşamamaları devlet adamlarının Anadolu halkıyla 5. Merkezi otoritenin zayıflaması 6. Kadı ve sancak beylerinin kanunlara aykırı hareket ederek halkı zor duruma düşürmeleri 7. Uzun süren Osmanlı-İran ve Osmanlı-Avusturya savaşlarının halkı yıpratması NOT: İlk Celali isyanı Yavuz döneminde meydana geldi.(Bozoklu Celal İsyanı) Celali isyanları içinde devleti en çok uğraştıranlar: Karayazıcı, Canbolatoğlu, Kalenderoğlu, Kör Mahmut, Katırcıoğlu ve Gürcü Nebi isyanları. Sonuçları: 1. Vergiler düzenli toplanamadığı için devlet gelirleri düştü. 2. Kırsal kesimde güvenlik kalmadı, köylü toprağını terk etti. 3. Üretim azaldı, tarım ve hayvancılık geriledi. 4. Anadolu’nun büyük bir kısmı harabe haline geldi. kaldı. Gümrük vergilerinin düşürülmesi, ticarette serbestlik içeren bu kapitülasyonlar sonunda vergi gelirlerinde kayıplar oldu. Piyasaya ucuz Avrupa malları hâkim oldu. Avrupa mallarının Osmanlı coğrafyasında yaygınlaşması Osmanlı üreticisine büyük darbe indirdi. c. Yeni Ekonomik Model: Merkantilizm Coğrafi keşifler neticesinde XVII. Yüzyıl Avrupa’sında yeni bir ekonomik model ortaya çıktı. Gelirlerini daha çok artırabilmek için Avrupalı devletlerin geliştirdiği merkantilizme göre bir ülke ne kadar çok madene ve paraya sahipse o kadar zengin sayılıyordu. Zengin devlet statüsünde yer almak isteyen Avrupalı devletler iç ve dış ticarete önem verdiler. Yeni yollar bulma ve sömürgeler sayesinde ham madde ve Pazar sahibi olma isteğinin altında yatan etken de budur. Bir diğer etkense gelir düzeyini ve tüketim isteğini artırmaktır. Osmanlı Devleti’nin Avrupalı devletlere tanımış olduğu kapitülasyonlar sonucunda Osmanlı piyasası Avrupalı mallara dolmaya başladı. Osmanlı’da üretim çökerken ithal mallar Osmanlı piyasasını ele geçirdi. Ortaya çıkan yeni ekonomik model merkantilizm ile gelişirken, gelişmeleri takip Osmanlı Devleti süratle çökmeye başladı. XVII. YÜZYIL ISLAHATLARI 1. II. OSMAN (GENÇ OSMAN) DÖNEMİ VE ISLAHATLARI Islahatlar * Şeyhülislam’ın fetva vermek dışındaki yetkilerini elinden aldı. Böylece ilmiye sınıfının devlet işlerine karışmasını önlemiştir. * Maliyeye önem verdi. Din adamlarına ve askerlere fazladan verilen paraları kesti. 5. İsyancılardan, askerlerden ve halktan birçok insan hayatını kaybetti. * Genç Osman, saray dışı evlilik yaparak sarayı halka açmaya çalışmıştır. Genç Osman bu yönü ile sosyal alanda ıslahat yapan ilk padişahtır. 6. Avusturya ve İran savaşlarını olumsuz yönde etkiledi. * Başkenti İstanbul’dan Anadolu’ya taşımayı düşünmüştür. C. EYALET AYAKLANMALARI Merkezi otoritenin zayıflamasından faydalanan eyalet yöneticileri imparatorluktan ayrılmak amacıyla Yemen, Bağdat, Basra, Trablusgarp, Kırım, Eflak, Boğdan ve Erdel’de çıkan isyanlardır. Devlet bu isyanları zorlukla bastırdı. 4. AVRUPA’NIN GELİŞİMİNE SEYİRCİ KALAN OSMANLI Günümüz Avrupa’sının siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal temelleri, XV. yüzyıldan başlayarak atılmaya başlamıştır. İnsan hakları ve demokratikleşme çabaları, özellikle İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği devletlerarasında yarış başlamıştır. Reform ve Rönesans, Avrupa’da köklü değişikliklere yol açmış, özgür düşünce ve bilim alanındaki çalışmalar devletlerin gelişmesini sağlamış ve Avrupalı devletlerarasında rekabete yol açmıştır. Avrupalı devletlerarasında rekabet Coğrafi Keşiflerin başlamasına sömürgecilik faaliyetlerinin başlamasına yol açmıştır. Coğrafi keşifler sonucunda ticaret yolları yön değiştirmiştir. Osmanlı devleti iç çalkantılar ve dış savaşlar nedeniyle gelişmelere ilgisiz kalmıştır. a. Coğrafi Keşiflerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri Coğrafi keşifler nedeniyle ticaret yollarının yön değiştirmesi Akdeniz ticaretinin önemini kaybetmesine yol açmıştır. Coğrafi keşifler sonucunda Avrupa’ya bol miktarda altın ve gümüş girmiştir. Altın ve gümüşün Osmanlı piyasasında kullanılmaya başlanması ile Osmanlı ekonomisi büyük zarar görmüştür. Piyasada pahalılık ve enflasyon yaşanmasına neden olmuştur. b. Avrupa’ya Tavizler Verilmesi Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupalı devletler denizcilik alanında geliştiler. Keşiflerle beraber gelen ekonomik zenginlik deniz ticaretinin gelişmesine, gelişen deniz ticareti de Avrupalı devletlerin ekonomik anlamda daha da güçlenmesine neden olmuştur. Osmanlı Devleti deniz ticaretini canlı tutmak ve ekonomik kaybı önlemek için Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermek zorunda * İlk kez Yeniçeri Ocağını kaldırmayı düşünmüştür. Bunu haber alan yeniçeriler Genç Osman’ı öldürmüşlerdir. Siyasi Olaylar Lehistan’ın Osmanlı Devleti’ne bağlı Boğdan’ın iç işlerine karışması üzerine sefere çıkan II. Osman Hotin Kalesi’ni kuşattı. Ancak yeniçerilerin disiplinsizliği yüzünden alınamadı ve Lehistan ile 1621 Hotin Antlaşması imzalandı. Buna göre; * İki taraf birbirinin topraklarına saldırmayacak * Lehistan, Osmanlı’ya bağlı Kırım Hanlığı’na vergi vermeye devam edecek Not: II. Osman Hotin Seferi’nden sonra Yeniçeri Ocağı’nı kaldırma fikrini ilk kez ortaya atmıştır. II. Osman bu fikri duyan yeniçeriler tarafından öldürülmüştür. 2. IV. MURAT DÖNEMİ (SİYASİ OLAYLARISLAHATLAR) Islahatlar * Devletin kötü gidişinin nedenleri ve bu kötü gidişin durdurulması için alınabilecek tedbirlere ilişkin devletin ileri gelenlerine raporlar hazırlattı. (Koçi Bey Risalesi bu alanda en önemlisidir.) * IV. Murat, başta annesi Kösem Sultan olmak üzere ıslahatların önündeki engelleri ortadan kaldırdı. * Yeniçeri içindeki zorbaları ortadan kaldırdı ve fazla olan yeniçeri sayısını azalttı. Böylece gücünü arttırarak askeri itaat altına aldı. * Hak etmeyenlerden dirlikleri geri aldı. * İçki ve tütün yasağı getirdi. Birlikte gece sokağa çıkma yasağını uyguladı. Siyasi Olaylar Venedik, Lehistan ve İran ile savaşlar yapılmıştır. İran, OsmanlıAvusturya savaşlarını ve iç isyanları fırsat bilerek sık sık Osmanlı topraklarına saldırmaya devam ediyordu. Bu nedenle IV. Murat, İran üzerine bir 1635 diğeri ise 1638’de olmak üzere iki sefer düzenledi. Yapılan seferler sonunda Revan ve Bağdat alındı. IV. Murat Bağdat Fatihi olarak anıldı. İran’ın isteği üzerine 1693’da Kasrışirin Antlaşması imzalandı. Buna göre; * Bağdat Osmanlı’ya, Revan ve Azerbaycan’a İran’a bırakıldı. * Zağros Dağları iki ülke arasında sınır oldu. ÖNEMİ: Kasrışirin Antlaşması bugün de geçerli olan Türkiye-İran sınırını büyük ölçüde belirlemiştir. TIMAR SİSTEMİNİN BOZULMASI Temel Nedeni: Tımarların hak eden kişilere değil de rüşvet karşılığında başkalarına verilmesidir. Merkezi otoritenin zayıfladığı bu dönemde tımar dağıtımındaki adaletsizlikler birçok tımar sahibinin dirliğini kaybetmesine neden oldu. Tımarlarına kaybeden pek çok dirlik sahibi ayaklanmalar çıkartmış ve Celali ayaklanmalarına sebep olmuştur. Tımar Sisteminin Bozulması ile; *Üretim azalmıştır. *Üretimin azalması nedeniyle devlet halktan yeterince vergi toplayamadı. Bu nedenle halka ağır vergiler koymak zorunda kaldı. *Devletin koyduğu ağır vergileri topraklarını terk ederek göç etmiştir. karşılamayan köylüler *Toprağı terk eden köylülerin şehirlere göç etmesiyle şehirlerde asayiş problemleri arttı. *Sistem sayesinde hazineden para harcanmadan hazır ordu kuruluyordu. Sistem bozulunca devlet ücretli asker olmak zorunda kaldı. Sekban adı verilen ücretli askerler savaş zamanı asker, barış zamanı işsizdi. İşsiz kalan sekbanlar halktan haraç alıyorlardı. *Tımar sistemi sayesinde ülkenin en uç bölgelerine dahi devlet otoritesi ulaştırıyorken tımar sisteminin bozulmasıyla bu asayiş ve otorite ortamı da yok oldu İLTİZAM VE MUKATAA Fatih sultan Mehmet zamanında tımar dışında kalan bölgelerin vergilerini toplamak için getirilen bir düzendir. Bir bölgenin kanunla belirlenmiş vergisini toplayıp hazineye yatırma işidir. İhale ile belirlenen sistemde vergi kaynağı araziye Mukataa, ihale sistemine iltizam, bu işi yapan kişilere de mültezim denirdi. İltizam Sisteminin Yararı Devlet, Mültezimlerden bölgenin vergilerini peşin olarak alırdı. Böylece nakit sıkıntısı giderilirdi. İltizam Siteminin Zararları Mültezimler devlete verdiği verginin kat be kat fazlasını halktan alabiliyordu. Halk mültezim baskıları nedeniyle vergi ödeyemeyince toprağını terk etmek zorunda kalıyordu. Bu da üretimin düşmesine neden oluyordu. XVII. YÜZYILDA AVRUPA’DA SİYASİ DURUM OTUZ YIL SAVAŞLARI (1618 - 1648) Bu savaşlar Reform hareketlerinin sonuçlarına bağlı olarak doğmuştur. Katolik Alman imparatoru ile Protestan Alman prensleri arasında başlayan savaşlara; İsveç, Fransa, Danimarka ve İspanya da katılmıştır. Fransa Katolik olmasına rağmen Almanya'nın güçlenmesini önlemek için Almanya'nın karşısında yer almıştır. İspanya ise bu savaşlar sırasında müttefiki Almanya ile birlikte hareket etmiştir. Bu savaşlar sonunda Katolik Alman imparatorluğu yenilmiştir. 1648 Westfelya Antlaşması ile 30 Yıl Savaşları sona ermiştir. Westfelya Antlaşmasına göre; 1. Protestanlık resmen tanınırken, halka da mezhep özgürlüğü verildi. 2. Almanya, Prusya Dükalığı çevresinde birçok prensliğe bölündü. 3. Alsas - Loren Bölgesi Fransa'ya bırakıldı. 4. 1609'da kurulmuş olan Hollanda ve İsviçre'nin bağımsızlıkları onaylandı. 5. İspanya ile de 1639'da Pirene Antlaşması yapılmıştır. de XVII. YÜZYILDA AVRUPA’DA BİLİM VE TEKNİK ALANDAKİ GELİŞMELER Avrupa’da Rönesans ve Reform ile modern düşünce ortamı oluşurken akıl ön plana çıkmıştır. Bu sayede modern bilimin temelleri atıldı. XVII. Yüzyılda Bilime Yön Veren Bilim İnsanları Kopernik: Polonyalı astronom ve matematikçidir. Dünyanın ve diğer gezegenlerin güneş etrafında döndükleri kuralını açıklamıştır. Galile: Modern kurucularındandır. fiziğin ve teleskopik astronominin Bacon (Beykın): İngiliz filozof ve devlet adamıdır. Kepler: Alman gök bilimci, fizikçi ve matematikçidir. Pascal (Paskal): Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünürdür. 1642’de bir hesap makinesi icat etti. Newton (Nivtın): İngiliz fizikçi, matematikçi ve astronomdur. Yer çekimini kanunu bulmuştur. Yapılan bilimsel çalışmalar sonunda bu dönem, Akıl Çağı olarak nitelendirilmiştir. Bu dönemdeki çalışmalar Avrupa’da sanayinin hızla gelişmesini sağladı. Gelişen sanayi bir sonraki yüzyılda yaşanacak olan Sanayi İnkılâbı’nın da zeminini hazırlamıştır. Sanayisi gelişen Avrupa devletleri, dünya siyasetinde daha sözü geçen bir güç haline geldi. IV. MEHMET DÖNEMİ (1648-1688) 1. IV. MEHMET DÖNEMİ ISLAHAT ÇALIŞMALARI IV. Mehmet çocuk yaşta iken (6 yaşında) tahta geçmiştir. Kendisi yönetecek yaşa gelince kadar ülkeyi IV. Mehmet’in annesi (Hatice Tarhan Sultan) ve vezirler yönetmiştir. IV. MEHMET DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI IV. Mehmet’in Görevlendirdiği Bazı Devlet Adamları ve Yaptıkları Islahatlar Şunlardır: Tarhuncu Ahmet Paşa asraflarını kıstı ve hediyeler verilmesini azalttı. Modern anlamda ilk kez bütçe çalışması yaptı. tahsilât yaptı. Köprülü Mehmet Paşa iplin altına aldı. Köprülü Fazıl Ahmet Paşa XVII. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ 1. Kuvvet ve şiddet yolu ile ülkede asayişin sağlanması yoluna gidilmiştir. Sorunların kökenine inilmediği için başarılı olunamamıştır. 2. Islahatlarda Avrupa örnek alınmamıştır. 3. Yeniçeri, ulema ve halkın tepkisi ile karşılaşmıştır. 4. Yönetim, hukuk ve teknik alanlarda ıslahat yapılmamıştır. 5. Islahatların ağırlık noktasını ordu ve ekonomi oluşturur. 6. Islahatların öncülüğünü padişah ve devlet adamları yapmış ve ıslahatlar şahıslara bağlı kalmıştır. OSMANLI-VENEDİK İLİŞKİLERİ Osmanlı-Venedik ilişkileri 17. yüzyılda Girit adası yüzünden bozuldu. Nedenleri: ● Girit teki korsanların Osmanlı gemilerine saldırması ● Girit’in önemli bir konumda bulunması Osmanlı Devleti Venedik’e savaş açarak adayı kuşattı. Kuşatma 1645-1669 yılları arasında sürdü. 1669’da Girit’in fethedilmesi ile; Doğu Akdeniz ve Çanakkale Boğazının güvenliği sağlandı. Not 1: Kuşatmanın uzun sürmesi hem Osmanlı maliyesini hem de donanmayı olumsuz etkiledi. Not 2: Girit fethinin uzaması Osmanlı donanmasının eski gücünde olmadığını gösterdi. OSMANLI-AVUSTURYA İLİŞKİLERİ Nedeni: Avusturya’nın Erdel Beyliğinin içişlerine karışmasıdır. Sonucu: Köprülü Fazıl Ahmet Paşa, Uyvar Kalesini ele geçirdi. Avusturya’nın isteği üzerine 1664 Vasvar Antlaşması imzalandı. Buna göre; 1. Uyvar ve Neograd Kaleleri Osmanlı’ya bırakıldı. 2. Avusturya savaş tazminatı ödedi. 3. Erdel, Osmanlı Devleti’ne bırakıldı. C. OSMANLI-LEHİSTAN İLİŞKİLERİ Lehistan’ın Osmanlı’ya bağlı Ukrayna Kazaklarına saldırmaları üzerine IV. Mehmet ve Fazıl Ahmet Paşa ordunun başında sefere çıktı Lehistan yenilmiştir. Bunun üzerine Lehistan ile 1672 Bucaş Antlaşması imzalandı. Buna göre; ● Podolya Osmanlı’ya bırakılacak ● Lehistan Osmanlı’ya vergi verecek ● Ukrayna, Osmanlı egemenliğindeki Kazaklara bırakıldı. Önemi: ● Bu antlaşma, Osmanlı Devletinin topraklarına toprak kattığı son antlaşmadır. ● Osmanlı Devleti Batı’da en geniş sınırlara ulaştı. D.OSMANLI-RUSYA İLİŞKİLERİ Osmanlı Devleti ile Rusya arasına yapılan ilk antlaşma 1678 Bahçesaray (Çehrin) Antlaşmasıdır. Bu antlaşmaya göre; Özi (Dinyeper) Nehri iki devlet arasında sınır oldu. II. VİYANA KUŞATMASI (1683) Katolik Avusturya Kralı I. Leopold, Protestan Macarları mezhep değiştirmeye zorluyordu. Macarlar Tököli İmre önderliğinde isyan ederek Osmanlı Devleti’nden yardım istediler. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, padişah IV. Mehmet’i ikna ederek Avusturya meselesini halletmek için Avusturya üzerine sefere çıktı ve Viyana’yı kuşattı (1683). Viyana kuşatmasının uzun sürmesi üzerine Papa’nın desteği ile Fransız, Alman ve Lehlerden oluşan bir Haçlı ordusu Avusturya’nın yardımına geldi. Tuna nehrini tutmakla görevli Kırım Hanı Leh kuvvetlerine engel olmayınca Osmanlı ordusu yenildi. Merzifonlu, padişahın emri ile burada idam edildi. Kutsal İttifak Bu durumdan yararlanmak isteyen Papa’nın gayretleriyle Avusturya, Lehistan, Venedik, Rusya ve Malta kuvvetlerinden oluşan “Kutsal İttifak” kuruldu. Bu ittifak karşısında Osmanlı ordusu başarısız oldu. Osmanlı Devleti Karlofça Antlaşmasını imzaladı. Malta Avusturya Lehistan Venedik e Rusya KARLOFÇA ANTLAŞMASI (1699) Maddeleri: Avusturya’ya bırakılacak ı Venedik’e bırakılacak Karlofça Antlaşması’nın Sonuçları kaybettiği ila antlaşmadır. lı Devleti’ne karşı savunmadan saldırıya geçti 1921 Sakarya Meydan Muharebesine kadar geriye çekiliş başladı İSTANBUL ANTLAŞMASI (1700) Rusya ile de Karlofça Antlaşmasını tamamlayıcısı İstanbul Antlaşması imzalandı. Maddeleri Önemi: İstanbul Antlaşması ile Ruslar Azak Kalesi’ni alarak Karadeniz’e inme politikasında ilk adımını atmış oldular. XVII. YÜZYILDA OSMANLI DEVLETİ’NDE KÜLTÜR, BİLİM, SANAT VE MİMARİ Sultanahmet Camii (1609-1616) Sultan I.Ahmet döneminde yapılmıştır. Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa’dır. Avrupalılarca Mavi Cami olarak da adlandırılmaktadır. Caminin en dikkat çeken yanı 20.000 aşkın İznik çinisiyle bezenmiş olmasıdır. Sultanahmet Cami, Türkiye’nin altı minareli ilk cami olma özelliğini taşımaktadır. SANATÇILAR VE BİLİM İNSANLARI Evliya Çelebi: XVII. yüzyılda yaşamış ünlü Türk gezgindir. Seyahatname adındaki 10 ciltlik eserinde gezip gördüğü ülkelerin coğrafyası, gelenek ve görenekleri hakkında bilgi verir. Kâtip Çelebi: Tarih, coğrafya, felsefe alanında çalışmalar yapmıştır. En önemli eseri Cihannüma’dır. Nâbî: Toplum ve sosyal hayatla ilgili şiirler yazmıştır. Hayrabad ve Tuhfetü’l Harameyn en önemli eserleridir. Naima: Osmanlı Devleti’nin ilk resmi tarihçisidir. Eseri Naima Tarihi’dir. Nef’i: Türk edebiyatının en önemli hiciv şairlerindendir. Siham-ı Kaza önemli bir eseridir. Karacaoğlan: Aşk, gurbet, doğa, sıla özlemi ve ölüm üzerine şiirler yazmış halk ozanıdır. Şiirlerini hece ölçüsü ve yaşadığı bölgenin konuşma diliyle yazmıştır. DİPLOMASİ VE DEĞİŞİM Osmanlı Tarihinde Karlofça Antlaşması’ndan Yaş Antlaşması’na kadar geçen süreye (1699- 1792) Gerileme Devri denir. Gerileme Devrinde dış siyasette temel amaç Karlofça ve İstanbul Antlaşmaları ile kaybedilen toprakları geri almaktır. Bu amaçla Venedik, Avusturya, Rusya , İran ve Fransa ile 18.yüzyılda savaştı (VARİF ) Ancak Osmanlı Devleti 18.yüzyılda kaybedilen topraklar geri alınamadığı gibi ,yeni topraklar kaybetti. Bu nedenle 1718 Pasarofça antlaşması ile eldeki toprakları koruma siyasetini izledi. Osmanlı- Rus İlişkileri: PRUT SAVAŞI VE ANT. (1711) Çar I. Petro Rusya’yı büyük bir devlet yapmak için şu hedefleri (PANİSLAVİZM) belirlemiştir: 1) Rusya’yı bir Avrupa devleti yapmak 5) Avusturya'nın Karlofça Antlaşmasının garantörü olarak Mora'nın ve Dalmaçya kıyılarını Venediklilere geri verilmesini istemesi 6) Osmanlı Devletinin Avusturya'nın isteklerine karşı çıkması Savaş: Silahtar Ali Paşa Mora'yı geri aldı (1715).Korfu adası kuşatıldı. Ayrıca Dalmaçya kıyılarında yeniden toprak kazandı. Karlofça Antlaşması’nın bozulduğunu ileri süren Avusturya Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.Osmanlı ordusu Macaristan'da yapılan Petervaradin Savaşını kaybetti (1716). Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa barış yapılmasını uygun gördü. İngiltere ve Felemenk (Hollanda) hükümetlerinin araya girmesiyle Venedik ve Avusturya ile PASAROFÇA ANTLAŞMASI imzalandı (1718). 2) Azak denizine ve Kırım’a yerleşmek ve Karadeniz’e çıkarak etkili hale gelmek Pasarofça Antlaşmasının Maddeleri: 3) Boğazları ele geçirmek. 1- Mora yarımadası ve Girit limanı Osmanlılarda kalacak 4) Açık ve sıcak denizlere inmek. 5) Osmanlı geçirmek. hâkimiyetindeki Ortodoksların liderliğini ele 2- Belgrat, Temeşvar, Küçük Eflak ve Kuzey Sırbistan Avusturya'ya verilecek 6) Kapitülasyonlardan yararlanmak 3- Dalmaçya ve Arnavutluk Venediklilerin olacak 7) Lehistan’ı hâkimiyet altına almak. 4- Antlaşma 24 yıl yürürlükte kalacak 8) Orta Asya ve Kafkaslarda hâkimiyet alanın genişletmek. 9) Bütün Slavları birleştirerek (Panislavizm) büyük bir Rus İmparatorluğu oluşturmak Sebepleri: Ruslar (Çar Deli Petro) denizlere inme politikasının sonucu olarak Baltık Denizi kıyıları için İSVEÇ ile savaşmış, Ruslara 1709 Poltova Savaşı’nda yenilen İsveç kralı "DEMİRBAŞ (XII.) ŞARL" Osmanlı Devletine sığınmıştı. 1- Rusya’nın emelleri 2- İsveçlileri takip eden Rus kuvvetlerinin Osmanlı topraklarına girerek tahrip etmeleri, 3- Osmanlı Devletinin 1700 İstanbul Antlaşmasında Ruslara verdiği AZAK Kalesi'ni geri almak istemesi. 4- Rusya'nın Osmanlı Ortodokslarını (Eflak , Boğdan , Karadağ ve Sırp) ayaklanmaya teşvik etmesi. 5- Demirbaş Şarl’ın Osmanlı’yı savaşa teşvik etmesi. 6- Kırım Hanı’nın Rusya’nın Osmanlı Devleti üzerindeki emellerini içeren bir rapor hazırlayarak Padişaha göndermesi. Savaş: 1711 yılında Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Rus ordusunu Prut nehri yakınlarında kuşattı. Yeniçerilerin disiplinsiz tutumu ve Avrupa’da Osmanlı’ya karşı yeniden kutsal ittifak oluşmasından çekinen Baltacı Mehmet Paşa, zor durumda kalan Çar I.Petro’nun isteğini kabul ederek PRUT ANTLAŞMASI imzalandı.(1711). Maddeleri: 1- Ruslar Azak Kalesini geri verecek ve İstanbul'da elçi bulunduramayacak 2- İsveç Kralı ülkesine rahatça geri dönebilecek 3- Ruslar Kırım ve Lehistan işlerine karışmayacaklar. Önemi ve Sonuçları: : 1) 1700 İstanbul Ant. İle verilen yerler ve haklar geri alındı. 2) Toprak kazanmaya yönelik politikanın ilk adımı olumlu sonuç verdi. 3) Askeri üstünlüğe rağmen diplomatik kayıptır. 1715–1718 OSMANLI - VENEDİK + AVUSTURYA SAVAŞLARI Nedenleri: 1) Osmanlı’nın Karlofça Antlaşması ile kaybettiği yerleri geri almak istemesi 2) Venediklilerin Akdeniz’deki Osmanlı gemilerine saldırmaları ve Karadağ’da isyan çıkarmaları 3) Katolik Venedik baskısına uğrayan Mora’daki Ortodoks Rum halkının Osmanlı’dan yardım istemesi 4) Rusya’nın Prut’ta yenilmesinin ve Avusturya’nın da Avrupa’daki veraset savaşlarından yorgun çıkmasının Osmanlı’ya verdiği cesaret kıyılarındaki bazı limanlar Önemi ve Sonuçları: 1) Toprak kazanma isteği toprak kaybıyla sonuçlandı. 2) Orta Avrupa’daki Osmanlı varlığı tehlikeye düştü. Belgrat’ın elden çıkmasıyla Avusturya’nın Balkanlardaki etkinliği artmıştır. 3) Bunun üzerine Osmanlı Devleti şu önlemleri almıştır: Eflak ve Boğdan’ı Osmanlı’ya daha bağımlı hale getirmek için Fener’li Rumların ileri gelenleri yönetici olarak atanmıştır. Sınır boylarına seraskerler tayin edilmiştir. Balkan halkının vergi yükü hafifletilmiştir. Kaleler tamir edilerek sınır güvenliği sağlanmıştır. 4) Batı’da savunma durumuna geçildi ve batıda kaybettiği yerleri telafi etmek için fetih yönünü doğuya çevirdi. 5) Avrupa devletlerinin yenilemeyeceği anlaşıldı. Osmanlı aydınının batıya bakışı değişti. Batının askeri ve teknik üstünlüğü kabul edilerek ilk batılılaşma hareketi (Lale Devri) başladı 6) Arabuluculuk rollerinden dolayı Hollanda’ya bazı ticari ayrıcalıklar verildi. OSMANLI - İRAN SAVAŞLARI (1722–1746): Nedenleri: 1) İran’da iç karışıklıkların çıkması. 2) Şah Hüseyin’in Sünni halka baskı yapması. Kafkasya ve Azerbaycan Sünnilerinin Osmanlı’dan yardım istemesi. 3) Rusya'nın, Kafkasya'yı işgal ederek İran’ın içişlerine karışması 4) Batı'daki toprak kayıplarının Doğu'dan telafi edilmek istenmesi. Osmanlı ve Rus kuvvetlerinin aynı anda Kafkaslarda bulunması, ayrıca Rusya’nın Hazar Denizi kıyılarını işgal ederek Şah Hüseyin’in oğlu Tahmasb’ı himayesine alması iki devlet arasındaki işliklerin gerginleşmesine neden oldu. Fransa’nın aracılığıyla, sorun diplomatik yolla çözümlendi. Rusya ile Osmanlı arasında 1724'DE İSTANBUL ANTLAŞMASI imzalandı. (İran Mukasemenamesi) Maddeleri: 1- Dağıstan ve Hazar kıyıları Rusya'nın olacak 2- Azerbaycan, Karabağ, Revan, Tebriz ve Gence Osmanlıların olacak. Önemi: Osmanlı-ile Rusya arasındaki ilk ittifak antlaşmasıdır. Böylece Osmanlı ile Rusya, İran’ın kuzey ve batı taraflarını kendi aralarında paylaşacaklardı. Yeni İran Şahı II. Tahmasb, İstanbul Antlaşması'nı tanımayarak savaş ilan etti. Bu arada, Damat İbrahim Paşa'nın sorunun çözümünü uzatması Patrona Halil İsyanı1nın çıkmasına neden oldu. III. Ahmet baştan alınarak yerine l.Mahmut getirilmesi ile etkisini artıran Osmanlı ordusu İran’ın eline geçen Tebriz ve Hemedan’ı geri aldı. Şah II. Tahmasb’ın barış teklifi üzerine Iran ile 1732’DE AHMET PASA ANTLAŞMASI imzalandı. Maddeleri: 1- Osmanlı Kafkasya'yı (Gence, Tiflis ve Dağıstan) alacak, 2- Tebriz, Hemedan ve Kirmanşah İran’a verilecek Antlaşma İran’da tepkiyle karşılanmış ve Afşarların başında bulunan Nadir Han ayaklanarak II.Tahmasb’ın hükümdarlığına son vermiştir. Nadir Şah Kerkük, Musul ve Bağdat’a saldırdı. Savaşın uzaması her iki taraf için de yıpratıcı oldu. Nadir Han’ın isteği ile 1746'da, Kasr-ı Şirin'i esas alan Kerden (II.Kasr-ı Şirin) Antlaşması yapıldı. Bu antlaşma ile 1639 Kasr-ı Şirin Antlaşmasının sınırları kabul edilmiştir. Sonuç: 1) Osmanlı Devleti, Batı'da kaybettiği topraklan geri alamayınca, Doğu'ya yönelerek toprak kazanmaya çalışmıştı. Fakat önemli bir başarı sağlanamadı ve doğu sınırında herhangi bir değişiklik yapılmadı. 2) Osmanlı doğudan da toprak kazanamayacağını anladı. Doğu sınırında da savunma politikası başlatıldı. Bu tarihten itibaren İran ile önemli bir savaş yapılmadı ve günümüze kadar devam eden bir barış dönemi oluştu. 3) Iran savaşlarının uzaması ve yöneticilerin zevk ve eğlenceye yönelmesi Osmanlı'da iç huzurun bozulmasına ve Patrona Halil İsyanı’nın çıkmasına neden oldu. 4) İran savaşları, Osmanlı - Rus savaşlarının yeniden başlamasına da zemin hazırladı. 5) Kafkaslarda Rus tehlikesinin artması üzerine Osmanlı ile İran Rusya'ya karşı dayanışma gereği duydular. III. AHMET DÖNEMİ ISLAHATLARI LALE DEVRİ ISLAHATLARI (1718-1730) 1718 Pasarofça Antlaşmasından 1730 Patrona Halil İsyanı'na kadar geçen zamana Lâle Devri denir. Bu dönemin padişahı III. Ahmet, Sadrazamı Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'dır.Şairi Nedim, minyatürcüsü Levni, eseri ise Sadabat Köşkü’dür. ISLAHATLAR: 1. Bu dönemde, Haliç ve Boğaziçi kıyılarında birçok eğlence yeri ve köşk yapıldı. Bunların en önemlisi, Sâdâbât köşkü ve bahçesiydi. 2. İlk kez Avrupa devletlerinin önemli merkezlerine geçici elçiler gönderildi. Yirmi sekiz Çelebi Mehmet de Paris'e elçi atandı. Elçilere, Avrupa'nın incelenmesi ve Türkiye'de uygulanması mümkün yeniliklerin yazılması bildirildi. 3. Avrupa'dan alınan ilk teknik araç, matbaa oldu. Yirmi sekiz Çelebi Mehmet, Paris'e giderken oğlu Sait Efendi'yi götürmüştü. Sait Efendi, orada matbaayı tanıdı. Türkiye'ye dönünce, Macar asıllı İbrahim Müteferrika ile birlikte matbaanın açılması çalışmalarına başladılar. Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşaya, matbaanın yararları üzerine bir rapor sundular. Böylece ilk Türk matbaası açılmış oldu (1727). Matbaada ilk olarak, Vanlı Mehmet'in Sihah-î Cevheri adındaki sözlüğü (Vankulu Sözlüğü) basıldı. 4. Lâle Devrinde İstanbul'un imarına çalışıldı. Fransız mimarîsi (Barok ve Rokoko tarzı) örnek ılınarak birçok yapı inşa edildi. Bu dönemde yapılan eserlerin en özgün olanı III. Ahmet Çeşmesi'dir. 5. İbrahim Paşa, çiniciliğin kaybolmakta olduğunu görerek bu sanatı geliştirmeye çalıştı. İznik ve Kütahya'dan ustalar getirilerek İstanbul'da çini imalâthanesi açıldı. 6. Yeniçerilerden itfaiye bölüğü (Tulumbacılar) kuruldu. 7. Tercüme heyeti oluşturularak Doğu klâsiklerinden ve Aristo'dan tercümeler yapıldı. 8. Dış ticaretin geliştirilmesine ve bu yolla ülkeye para girmesine çalışıldı. 9. Yalova'da bir kâğıt fabrikası kuruldu. 10. İlk kez çiçek aşısı uygulandı,lale çiçekleri getirildi. 11. İstanbul’da yeni kütüphaneler açıldı. 12. Askeri alanda esaslı bir ıslahat görülmedi.Sınırda bazı kaleler ve istihkamlar yaptırıldı.Ayrıca İstanbul surları onarıldı. NOTLAR: 1- Avrupa’nın etkisiyle yapılan ilk ıslahat hareketidir. 2- Askeri alanda ıslahat yapılmamıştır. 3- Bu dönemde Avrupa ile savaş yaşanmamış, barış içinde yaşamak fikri ortaya çıkmıştır.Sadece İran ile savaşılmıştır. İlk kez bu dönemde Avrupa’nın üstünlüğü kabul edilerek Avrupa’daki yeniliklerden faydalanılma yoluna gidilmiştir. AVRUPA’DA GELİŞMELER 1- Akıl ve Aydınlanma Çağı: Avrupa da Rönesans Hareketleriyle birlikte Skolastik düşünce yıkıldı. Yerini Akıl, deney ve gözlem almaya başladı. Bu yüzden 17. yüzyıla Akıl çağı , 18. yüzyıla da Aydınlanma Çağı denir. Akıl ve Aydınlanma Çağının genel özellikleri şunlardır. a- Aklın kullanılmasıyla birlikte her şeyin temelinin maddeye dayandıran Materyalizm(Maddecilik) felsefesi aldı. b- Mutlakiyet yönetimlerinin yerini Meşrutiyet daha sonrada Demokrasi yönetimleri aldı. c- Laiklik anlayışı gelişti. d- Sanayi Devrimi ortaya çıktı. e- İşçi sınıfı ortaya çıktı. f- Kapitalizm , Liberalizm , Sosyalizm ve Komünizm gibi ekonoımik ve siyasi akımlar ortaya çıktı. 2- Sanayi Devrimi: Her türlü üretim faaliyetinde insan ve hayvan gücünün yerini makine gücünün almasına sanayi devrimi denir. Sanayi devrimi Denis Papin ve James Watt ın Buhar makinesini bulması ile İngiltere e başladı. İngiltere de başlamasının nedeni Buhar makinesinin kömürle çalışması ve İngiltere de kömür madeninin bol olmasıdır. Sanayi devrimi daha sonra Almanya, Fransa Hollanda gibi Avrupa ülkelerine yayıldı. Sanayi Devriminin sonuçları şunlardır. a- Sanayileşen Avrupa devletleri zenginledi ve dünya siyasetinde söz sahibi olmaya başladılar. b- Buhar makinesinin gemi ve trenlerde kullanılmasıyla ulaşım ve nakliyecilik arttı. c- Büyük sermayeli şirketler, bankacılık ve sigortacılık ortaya çıktı. d- Fabrikalaşma ile birlikte tarımın yerini sanayi almaya başladı. e- Üretim ve nüfus arttı. Şehirleşme başladı ve sosyal güvence kavramları ortaya çıktı. f- Hammadde ve Pazar ihtiyacı ortaya çıktı. Dolayısıyla sömürgecilik ortaya çıktı. Materyalizm: Her şeyin temelini maddeye dayandıran ve maddenin ezeli ve ebedi olduğunu savunan fikir akımıdır. Mutlakıyet: Tek bir kişinin yönetiminde bulunan(Krallık, İmparatorluk, Sultanlık gibi) idare şeklidir. Meşrutiyet: Hükümdar veya kralın yanında bir meclis açılarak halkın kısmende olsa yönetime katıldığı idare şeklidir. Hammadde ve Pazar: Sanayi inkılabı ile birlikte fabrikaların üretim yapabilmeleri için gerekli olan malzemelere Hammadde( Örneğin dokuma fabrikasının hammaddesi pamuk , yün , tiftik ipek vs.) , fabrikada üretilen malların satılacağı ülke ve yerlere de Pazar denir. Sömürge: Bir devletin kendi ülkesi dışında egemenlik kurarak yönettiği ve ekonomik ve siyasi çıkar sağladığı ülke ve yerlere sömürge denir. Yani bir ülkenin başka bir ülkenin yer altı ve yerüstü kaynaklarını karşılıksız olarak alıp kullanmasıdır. Başlıca sömürge devletleri ; İngiltere , Fransa , Hollanda , İspanya , Portekiz , Almanya , Belçika , İtalya , ABD , Rusya , Danimarka ve Japonya dır. 3- Sanayi Devriminin Osmanlıya Etkileri: Avrupa da ortaya çıkan Sanayi devrimi Osmanlı devletini olumsuz etkilemiş ve Osmanlı Devleti sanayileşememiştir. Osmanlı Devletinin sanayileşemem nedenleri a- Avrupa’daki gelişmelerin takip edilememesi b- ekonomisinin tarıma dayalı oluşu. c- Lonca sisteminin varlığı d- Sömürgelerinin olmayışı e- Kapitülasyonların varlığı RUSYA’NIN GENİŞLEME POLİTİKASI, OSM-RUS İLİŞKİLERİ 1736–1739 OSMANLI - AVUSTURYA+RUSYA SAVAŞLARI Savaşın Nedenleri 1) Rusya ve Avusturya'nın Osmanlı topraklarını ele geçirmek için aralarında gizli anlaşma yapmaları 2) Rusya'nın Kırım'ı almak ve Osmanlı Ortodokslarını kendisine bağlamak istemesi 3) Avusturya'nın Sırbistan'ı ve Bosna ve Hersek'i almayı amaçlaması 4) Rusya'nın, Osmanlılara İran savaşı için yardıma giden Kırım kuvvetlerini engellemesi 5) Rusya'nın Kırım'a saldırmaları ve Lehistan'a egemen olmayı amaçlaması 6) Osmanlı’nın pasarofça ile kaybettiği toprakları geri almak istemesi Savaş: Osmanlı Rusların Kırım'a girmeleri üzerine, Rusya'ya savaş ilân etti. Osmanlı birlikleri Rusları Kırım'dan çıkardılar. Karadeniz’de bulunan Rus donanması imha edildi. Diğer taraftan Bosna'yı almak isteyen Avusturya yenilgiye uğradı. Osmanlılar karşı taarruzla Belgrat'ı geri aldılar. Fransa'nın araya girmesiyle Avusturya ve Rusya ile Belgrat Antlaşmaları imzalandı. Avusturya İle İmzalanan Belgrat Antlaşması (1739) : Avusturya Temeşvar dışında Pasarofça antlaşması ile Osmanlılardan aldığı yerleri geri verdi. Rusya Avusturya'nın savaştan çekilmesiyle yalnız kaldı. Bu sırada İsveç'te Osmanlı devletinden yana savaşa hazırlandı. Bu durum karşısında Rusya Fransa'nın aracılığıyla İkinci Belgrat Antlaşması imzalandı (1739). Maddeleri: 1- Azak kalesi yıkılacak, fakat Azak Rusya'nın olacak 2- Rusya, Karadeniz'de savaş ve ticaret gemisi bulundurmayacak 3- Rus çarı protokol bakımından Osmanlı padişahına, Avusturya imparatoruna ve Fransa kralına eşit sayılacak 4- Antlaşma 27 yıl geçerli olacak Önemi ve Sonuçları: alamayan Kırım, Rus işgaline uğradı. 1771 yılında Baltık denizine de hazırlanan Rus donanması İngilizlerin yardımıyla Akdeniz’e gelerek Mora Rumlarını ayaklandırdı, isyan bastırılınca Ege Denizinde Osmanlı donanmasını yaktılar (Çeşme Baskını – 1771- 2. yakılış ). Ruslar Ege Denizine egemen oldular. Prusya Kralı II. Frederik savaşa son vermek için Rusya ile görüşmelere başladı. Ancak anlaşma sağlanmayınca savaş yeniden başladı. Ruslar, Rusçuk ve Silistre’yi işgal ettiler, Akdeniz’deki donanmaları da Mısır'da isyancılara yardım etti. III. Mustafa üzüntüden öldü, yerine I. Abdülhamit geçti. Ruslar Şumnu yöresinde Osmanlı ordusunun üzerine yürüdüler. Sadrazam Muhsinzade Mehmet paşa güçlü Rus ordularına karşı konulmayacağını gördü. Barış istemek zorunda kaldı. Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı. (1774) ) (I.Abdülhamit Dönemi) KÜÇÜK KAYNARCA ANTLAŞMASI MADDELERİ (1774) 1- Kırım'a bağımsızlık verilecek, Kırım sadece dini bakımdan halifeye(padişah) bağlı kalacak. √ İlk defa halkı tamamen Türk ve Müslüman olan bir toprak kaybedildi. √ Rusya Kırım’ı elde etmek için önemli bir adım attı. √ Osmanlı Devleti ilk defa siyasi ilişkilerde halifeliğin gücünden yararlanmaya başladı. Böylece Kırım ile dini ve kültürel bağını devam ettirmeyi amaçladı. 2- Azak kalesi, Kabartay bölgesi, Yenikale, Kerç, Kılburun kaleleri Dinyeper ile Buğ ırmakları arasındaki araziler Ruslara bırakılacak √ 1. ve 2. maddelerle Osmanlı Devleti, Karadeniz kıyılarını bir daha alamamak üzere kaybetti. 3- Rusya, Osmanlı yönetimindeki Ortodokslarla Eflak ve Boğdan beylerinin haklarını koruyabilecek. √ Osmanlı Devleti Ortodoksların koruyuculuğunu Ruslara bıraktı √ Rusya Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışma hakkı elde etti. √ Rusların Panslavizm politikasına zemin hazırlandı 1) Karadeniz Rusya'ya kapatıldı. Karadeniz’in Türk gölü olduğu son kez onaylandı. 4- Rusya Karadeniz’de donanma bulundurabilecek ve ticaret gemileri serbestçe boğazlardan Akdeniz’e geçebilecekti. 2) Rusya'nın Avrupa'nın güçlü devletlerinden biri olduğunu Osmanlı kabul etti. √ Karadeniz Türk gölü olma özelliğini kaybetti. Karadeniz’in kuzey sahilleri Rus denetimine girdi. 3) Belgrat Antlaşması Osmanlı Devletinin Batıda imzaladığı son kazançlı antlaşmadır. √ Ruslar ilk defa boğazlardan sıcak denizlere inme imkânı elde ettiler. 4) Belgrat antlaşmaları sırasında Fransa Osmanlıların lehine arabuluculuk yapmıştı. Bunun karşılığı olarak 1740 yılında I. Mahmut tarafından Fransa'ya verilen KAPİTÜLASYONLAR "sürekli" hale getirildi. √ Rusların güney yönünde genişlemesine zemin hazırladı. 5) Humbaracı Ahmet Paşa’nın ilk defa Avrupa’daki gelişmelerden etkilenerek yaptığı ıslahatların faydalarını görmüştür. 6) Belgrat’ın alınması ile Osmanlı’nın Balkanlardaki güvenliği yeniden sağlanmıştır. 1768 – 1774 OSMANLI - RUS SAVAŞI Nedenleri 1) Çariçe II. izlemesi. Katerina'nın Petro'nun yayılmacı politikasını 2) Rusya’nın Lehistan’ın içişlerine karışması ve egemenliğine almak istemesi 3) Leh yurtseverlerinin Rusya'nın kendinden yana kral seçtirmesine karşı Rusya'ya direniş göstermeleri, Osmanlıdan yardım istemeleri. 4) Lehli yurtseverlerin Osmanlı topraklarına sığınmaları ve Rusların izlemek bahanesiyle Osmanlı topraklarına girmesi. 5) Rusların Osmanlılara bağlı olan Bosna ve Hersek’i Osmanlılar aleyhine kışkırtmaları Savaş: Rus kuvvetleri Kafkasya, Gürcistan, Ukrayna ve Basarabya üzerine yürüdü. Hotin kalesini alarak Eflak, Boğdan’ı istila ettiler, Yaş ve Bükreş’i aldılar. Osmanlıdan yardım 5- Rusya, kapitülâsyonlardan yararlanacak, √ Rusya ilk defa kapitülasyonlardan yararlanma hakkını elde etti. 6- Rusya, İstanbul'da devamlı elçi bulundurabilecek ve gerekli gördüğü yerlerde konsolosluk açabilecekti. 7- Osmanlı Devleti, Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecekti. √ Osmanlı Devleti tarihinde ilk defa savaş tazminatı ödedi. 8- Rusya savaş sırasında işgal ettiği Eflak, Boğdan ,Beserebya ve Akdeniz’deki adarlı Osmanlı Devletine geri verecekti.Osmanlı Devleti de buralarda genel af ilan edecek,halktan bir süre vergi almayacak,halk istediği yere göç edebilecekti.Rus Hıristiyanları kutsal yerleri ziyaret edebilecekti. √ Rusya bununla bu bölgelerin halkını kendine bağlamayı amaçlamıştır. Önemi ve Sonuçları: 1) Dünyanın sayılı devletlerinden olma özelliğini kaybetti. 2) 18.Yüzyılda en ağır antlaşmayı imzaladı. 3) Diplomasi bakımından yardım ettiği için Avusturya’ya Bukovina arazisi verildi. 4) Bu antlaşma ile Kırım, Osmanlı toprağı olmaktan çıktı ve Balkanlar, Rus tehlikesine açık bir duruma geldi. 1779 AYNALIKAVAK TEHKİHNAMESİ (I. ABDÜLHAMİT ) Bağımsız kalan Kırım’ın hanını halk seçecekti. Rus taraftarları Kırım’da Devlet Giray’a karşı isyan çıkardılar. Rus ordusu Kırım’a girdi ve Rus taraftarı olan Şahin Giray’ın Kırım tahtına çıkmasını sağlamıştır. Halk Şahin Giray’a isyan etti. Osmanlı devleti, Kırım halkının yardım istedi. Osmanlı Devleti, anlaşmaya aykırı olarak Rusların faaliyetlerine seyirci kalamayacağını Ruslara bildirdi. Fransa’nın arabuluculuğu ile Aynalıkavak Tehkihnamesi ( düzenlemesi) imzalandı. Maddeleri: 1- Ruslar Kırım’dan askerini üç ay içinde çekecek. 2- Osmanlı devleti Şahin Giray’ın hanlığını tanıyacak. Şahin Giray’ın Rusya ile birlikte hareket etmesi üzerine Kırım halkı isyan etti. Şahin Giray Rusya’ya sığındı. Kırım’daki isyanı bahane eden II. Katerina,Kırım’a ordu göndererek Kırım’ı Rusya’ya kattığını ilan etti (1783).Savaşacak gücü olmayan Osmanlı Devleti bu olaya ses çıkaramadı. ABD’NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) Yedi yıl savaşları sonunda Fransa zayıflamış, İngiltere toprak bakımından çok genişlemişti. Bu savaşlar Fransa'da ihtilalının başlamasına, İngiltere’de ise Amerika'da bulunan 13 kolonisi ile arasının açılmasına neden oldu. Prusya ise Avrupa’nın en güçlü kara devleti haline geldi. ABD’nın Kuruluşu Amerika kıtası 18.yüzyılda coğrafi keşifler ile bulunmuştur. Kuzey Amerika İngiliz ve Fransız sömürgesi durumundaydı.Yedi yıl savaşları sırasında İngiltere Fransız sömürgelerini ele geçirmiştir.Savaş sırasında ekonomik kayba uğrayan İngiltere sömürgelerindeki vergileri arttırdı.Bu durum üzerine Amerikan kolonileri İngiliz sömürgesine isyan ederek I.Filedelfiya kongresini topladı.(1774). Bu kongrede koloni meclislerinin onayı olmadan vergi toplanamaması kararı alındı. 1775 yılında II.Filadelfiya kongresini toplanarak insan hakları sözleşmesi ilan etti,. 1776'da Amerika bağımsızlığını ilan etti. Fransa, İspanya, Hollanda, İngiltere’ye karşı Amerika'yı destekledi.1783'de İngiltere ile Versay antlaşması imzalandı. Maddeleri: 1-İngiltere, Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını tanıdı. 2-Florida ve Minorka adası İspanyaya bırakıldı. 3-Kanada sınırında Misisipi nehrine kadar olan bölge Amerika’ya bırakılacak. 4-Antillerden bazı adalar ve Senegal İngiltere’ye bırakılacak. 5-Bağımsızlığını ilan eden eyaletler iç işlerinde serbest olmak şartıyla Amerika Birleşik Devletlerini kurdular. (1787) Monrea Doktrini: Amerikan başkanı Monrea (1817-1825) bir bildiri yayımlayarak Amerika’nın Avrupa’nın siyasi işlerine karışmayacağını Avrupa’nın da Amerika kıtasına müdahalelerine izin vermeyeceğini ilan etti. Amerika bu doktrinle yalnızlık politikası uygulamıştır. Avrupa’daki kargaşaya karışmayıp ekonomisini güçlendirmiş, Orta ve Güney Amerika’da etkisini artırmıştır. FRANSIZ İHTİLALİ (1789) 1789 yılında, Fransa’da monarşiye karşı aydınların öncülüğünde gerçekleşen bir hareketti. Nedenleri 1) Krallığın halka aşırı baskısı 2) Halkın çeşitli sınıflara ayrılmış olması ve bu sınıflar arasında aşırı derecede gelir dağılımında meydana gelen dengesizlik ve sosyal adaletsizlik. Bu sınıflar ise şunlardır.Soylular (Asiller) , Rahipler (Din Adamları) Burjuvalar ,Köylüler 3) Fransız aydınlarının etkisi. Bu aydınlar; Monteskio, Volter, Jan Jak Russo, Diderot 4) Halktan ağır vergilerin alınması ve devletin mali zorluğu 5) Amerikan bağımsızlık savaşının etkisi ve bu savaşa katılan, su-bayların özgürlük fikirlerinden etkilenmeleri 6) Amerikan Bağımsızlık savaşına destek verdiğinden Fransız maliyesinin bunalıma girmesi İHTİLALİN BAŞLAMASI Fransız halkı 14 Temmuz 1789 yılında siyasi tutukluların bulunduğu Bastil hapishanesini basarak aydınları serbest bıraktılar. Kral, Meclisi toplantıya çağırarak sorunları çözmeye çalıştı. Fransız İhtilalin Sonuçları 1) Soylular ve Rahiplerin ayrıcalıkları kaldırılarak eşitlik sağlandı. 2) Mutlak monarşi yıkılarak egemenlik halka verildi. 3) Milliyetçilik, eşitlik, özgürlük, adalet, yurttaşlık ve laiklik gibi demokrasi’nin ilkeleri benimsendi. 4) Milliyetçiliğin yayılmasıyla imparatorluklar yıkıldı. Milli devletler kuruldu. 5) Sonuç bakımından evrensel olduğundan yeniçağ bitti, yakınçağ başladı. 6) İnsan Hakları Bildirgesi kabul edilerek dünyaya yayıldı. Fransız ihtilali’nin yaydığı fikirlere karşı Avrupa’da ihtilal savaşları başladı. (1792-1815) Fransa’ya karşı önceleri Avusturya ve Prusya savaştı. Sonraları İngiltere ve Rusya’da savaşa katıldı. Napolyon’un yenilmesi ile bu dönem sona erdi. (1815) Viyana Kongresi (1815) Napolyon’un yenilmesiyle Galip devletler, Avrupa dengesini sağlamak için Viyana’da topladılar. Kongreye Avusturya başbakanı Meternich başkanlık etti. Kongre’ye İngiltere, Fransa, Avusturya, Rusya ve Prusya katıldı. Kongrenin sonuçları ise; 1) Belçika ile Hollanda; İsveç ile Norveç birleştirildi. 2) Bütün Alman prensleri birleştirilerek Germen Federasyonunu kuruldu. UYARI: Meternich sistemine göre; Avrupa’nın herhangi bir yerinde milliyetçilik ve azınlık isyanları çıktığında müttefikler ortak bir şekilde karşı çıkacaklar.(1815-1830 Restorasyon Devri) Not: Viyana Kongresi kararlarına tepki olarak Avrupa’da 1830 ve 1848 İhtilalleri yaşanmıştır. 7) III.SELİM DÖNEMİ 1787- 1792 OSMANLI - RUSYA+AVUSTURYA SAVAŞLARI: Sebepler: 1- Osmanlı Devleti'nin Kırım'ın Ruslar tarafından işgalini unutamaması. 2- Osmanlı’nın Rusya’nın genişlemesine engel olmak istemesi 3- Rusların antlaşmalara uymaması, İngiltere ve Prusya’nın Osmanlı’yı kışkırtması 4- Rusya ve Avusturya Osmanlı Devletinin Balkan topraklarını paylaşma konusunda anlaştılar (Grek ve Dakya Projesi) .Buna göre; a) Eflak ve Boğdan’da bir Daçya devleti kurulacak, b) Sırbistan, Bosna ve Hersek Avusturya’ya bırakılacak, c) Bizans İmparatorluğu yeniden kurulacaktı. Savaş: Bu gelişmeler Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünden yana olan İngiltere’yi endişelendirdi. Anlaşmayı haber alan Osmanlı Devleti zaten Kırım'ın acısını unutamadığından İngiltere ve Prusya’nın da kışkırtması ile Rusya'ya savaş ilan etti. Avusturya'da savaşa katılınca Osmanlı Devleti her ikisine karşı savaşmak zorunda kaldı. Ruslar; Yaş, Hotin ve Özi kalelerini alarak bölgedeki halkı katlettiler. Bu dürüme çok üzülen I.Abdülhamit vefat etti. III. Selim yenilikler yapılması gerektiğine inanıyor idi.Bu nedenle barış ortamı sağlamak istiyordu.Bu sırada Lehistan halkı da Osmanlı Devleti’ne karşı ayaklanmıştı. Prusya’nın Osmanlı Devleti’ne yakınlaşması ve Fransa’da ihtilalin meydana gelmesi ile Avusturya’da olumsuz etkilerinin görülmesi ve Osmanlı Devleti’nin Prusya ve İsveç’le ittifak yapması üzerine Avusturya Osmanlı Devletiyle ZİŞTOVİ ANTLAŞMASI’NI imzalayarak (1791) Rusya'yı yalnız bıraktı. Maddeleri: 1- Avusturya savaştan önceki sınırlarına çekilecek 2Osmanlı –Rus Savaşlarında Avusturya tarafsız kalacak NOT: Bundan sonra Avusturya ile Osmanlı Devleti arasında ciddi bir savaş olmamış, hatta I. Dünya Savaşında Osmanlı Devletiyle birlikte savaşmıştır. NOT: Fransız İhtilalinin yaydığı "Milliyetçilik" akımından en çok etkilenen iki devlet Avusturya ve Osmanlı Devleti'dir. Ziştovi Antlaşmasından sonra tek başına kalan Rusya ile savaş 1792'ye kadar sürdü. Sonuçta YAŞ ANTLAŞMASI imzalandı(1792). Maddeleri: 1- Osmanlı Devleti Kırım'ın Rusya'ya ait olduğunu kabul etti. 2- Dinyester nehri iki devlet arasında sınır olacak ( Akkerman ,Kili ve İsmail kaleleri Osmanlıların , Özi kalesi Rusların ) 3- Gürcistan Rusya’nın egemenliğinde olacak Yaş Antlaşması Osmanlı Devletinin Dağılma Döneminin başlangıcı sayılır. III.SELİM DÖNEMİ ISLAHATLARI (NİZAM-I CEDİT DEVRİ) √ III. Selim, 1791 Ziştovi Antlaşması'nın imzalanmasından sonra, Avrupa hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla, dönemin bilim adamlarından Ratıp Efendiyi, elçi olarak Viyana'ya gönderdi. Ratıp Efendi, Avusturya'da görüp incelediklerini bir rapor hâlinde, III. Selim'e sundu. Bu raporda, güçlü bir devlet olabilmenin iyi bir yönetim ve yetkili bir kadroya sahip olmak dış ülkelerle iyi ilişkiler kurmak, halkın refahının sağlanması ve dolu bir hazine ile mümkün olabileceği belirtiliyordu. 1) III. Selim, ilk olarak Yeniçeri Ocağı'nı ele aldı. Yeniçerilere, haftanın belirli günlerinde eğitim zorunluluğu getirildi. Yeniçerilerin sayısında azaltma yapılıp ücretleri yükseltildi. 2) Topçu, humbaracı ve lâğımcı ocakları, ordunun teknik sınıfları durumuna getirildi. 3) Mühendishane-i Berri Hümayun ve Mühendishane-i Bahri Hümayun geliştirildi. 4) Nizam-ı Cedit ordusu kuruldu. Bu orduyu eğitmek için Fransa, Prusya ve İngiltere'den danışmanlar getirildi. Yeni ordunun giderlerini karşılamak için İrâd-ı Cedit hazinesi kuruldu.Bu birliğin eğitimi için Selimiye ve Levent Kışlaları kuruldu. 5) Denizciliğe önem verildi. Tersaneler yeni baştan ele alınarak, onarıldı ve çalışır duruma getirildiler. 6) Resmi devlet matbaası kuruldu. 7) İdarî alanda düzenlemeler yapıldı. Avrupa devletleriyle ilişkilerde, ittifaklar ve denge sisteminin önemi anlaşıldı. 8) Londra, Paris, Viyana ve Berlin'de sürekli elçilikler kuruldu. 9) Halkın yerli malı kullanması için Avrupalıların, ülke içinde ticaret yapmaları yasaklandı. 10) Osmanlı ticaret filosunun çoğaltılması için önlemler alındı. 11) İlmiye sınıfının ıslahı için çalışıldı.Yeni kitaplar tercüme edildi. 12) Fransızca devletin ilk resmi yabancı dili haline getirildi. 1798–1801 OSMANLI - FRANSA SAVAŞI (MISIR'IN İŞGALİ) Sebepler: 1) Fransızların Akdeniz’i Fransız gölü haline getirmek ve İngilizlerin Hindistan’a giden sömürge yollarını kesmek istemeleri 2) Napolyon’un merkezden uzaklaştırılmak istenmesi 3) Fransızların Yedi Yıl Savaşları (1756–1763) sonunda Amerika ve Okyanuslarda İngiltere’ ye kaptırdığı yerleri telafi etmek istemesi 4) Fransa’nın Mısır’ın zenginliklerinden ve ticari imkânlarından yararlanmak istemesi. 1789 yılında Fransız İhtilali meydana gelmişti. Fransa Arnavutluk'taki bazı kıyıları ele geçirince Osmanlı Devleti ile komşu oldu. Fransızlar hem Osmanlı'nın Balkan Milletlerini bağımsız olmaya teşvik ediyor, hem de sömürgecilik faaliyetine başlıyorlardı. Savaş: Napolyon Bonapart yönetimindeki Fransız kuvvetleri, 1798'de İskenderiye'ye çıktı ve Osmanlı kuvvetlerini yenerek Kahire'yi işgal ettiler. Osmanlı Devleti, bu durum üzerine, İngiltere ve Rusya ile bir anlaşma yaparak Fransa'ya savaş ilân etti. Rus donanması tarihinde ilk defa Boğazlardan geçti.İngiliz ve Rus donanmaları Akdeniz'e girdi. Amiral Nelson komutasındaki İngiliz donanması, anî bir baskınla, İskenderiye limanı yakınlarındaki Ebukır denilen yerde, Fransız donanmasını yaktı (1798).Donanması yok olan Napolyon, Osmanlı Devleti'ni barışa zorlamak için Suriye üzerine yürüdü. Burada Akka Kalesi'ni kuşatan Napolyon, Cezzar Ahmet Paşa komutasındaki Nizâm-ı Cedit askerleri tarafından yenilgiye uğratıldı. Bu yenilgi üzerine Napolyon, yerine General Kleber'i bırakarak gizlice Fransa'ya gitti. Bir süre sonra Osmanlı ordusu Mısır'a girdi. 1802'de Fransa EL- ARİŞ ANTLAŞMASI’nı (1801) imzalamak zorunda kaldı. Maddeleri: 1- Fransızlar Mısır’ı boşaltarak Osmanlı Devleti’ne iade edecekler 2- Mısır’daki Fransa askerleri İngiliz gemileriyle Fransa’ya taşınacak Sonuçları:1)Fransa Mısır seferinden istediği sonucu alamadı 2)İngiltere Hindistan sömürge yollarının güvenliğini kuvvetlendirdi.3)Rusya ilk defa boğazlardan savaş gemilerini geçirdi ve Balkan milletleri üzerinde etkinlik kazandı 4)III. Selim’in yaptığı ıslahatların başarılı olduğu görüldü.5)Topraklarını tek başına koruyamayacağını gören Osmanlı Devleti denge politikası izlemeye başlamıştır. 6) Bu olaydan sonra Osmanlı Devleti Avrupa’da sürekli elçilik açmaya başladı. 18. YÜZYIL ISLAHAT HAREKETLERİ 18. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ 1) Osmanlı Devleti, Avrupa’nın gerisinde kaldığını anlamış ve Avrupa’yı örnek alarak yenilikler yapmıştır. Pasarofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı aydınının batıya bakışı değişti. Batı’nın askeri ve teknik üstünlüğü kabul edilerek, ilk kez batılılaşma hareketi başladı. 2) Islahatlar padişah ve devlet adamları tarafından yapılmış, halkın ıslahatlar konusunda bir isteği ve desteği olmamıştır. 3) Savaşların yenilgiyle sonuçlanması ve toprak kayıplarının devam etmesi, ıslahatların askeri alanda yapılmasına neden olmuştur. 4) Islahatlar, gösterilen tepkiler yüzünden (özellikle yeniçerilerin) devamlı olmamıştır. 5) XVII. yüzyıl ıslahatlarına göre daha esaslı ıslahatlar yapılmıştır. Ancak, ıslahatlarla amaçlanan hedefler gerçekleştirilememiş ve devlet çöküntüden kurtarılamamıştır. 6) Yenilik çalışmalarında ilk kez batılı uzmanlardan faydalanılmaya başlandı. 7) Islahat hareketleri padişah ve devlet adamlarının öncülüğünde yürütülmeye çalışıldı. 8) 18. yüzyılın ıslahatçıları, gerilemenin nedenleri üzerinde durdular; daha köklü ve kalıcı ıslahatlar düşündüler. Bu amaçla çeşitli Avrupa ülkelerine elçiler gönderilip onlardan bu konuda raporlar hazırlamaları istendi. Özellikle askerî alanda yapılacak ıslahatlar için Avrupa ülkelerinden uzmanlar getirildi. 9) Islahat, çoğunlukla tepeden geldiğinden, halka mal edilemediğinden ve birçok kimsenin (yeniçeriler, esnaf, bazı din adamları, illerdeki valiler) çıkarına dokunduğundan, tepkiyle karşılandı ve ayaklanmalar çıktı. Bu nedenle devleti güçlendirmeyi, toplumu geliştirmeyi amaçlayan 18. yüzyıl ıslahatlarından da istenilen sonuç alınamadı. 10) 17.yüzyıl ıslahatlarına göre daha esaslı ıslahatlar yapılmıştır. Ancak ıslahatlarla amaçlanan hedefler gerçekleştirilememiş ve devlet çöküntüden kurtarılamamıştır. 11) Yönetim ve hukuk alanında ıslahat yapılmamıştır I.MAHMUT DÖNEMİ ISLAHATLARI Bu sırada Osmanlı hizmetine giren ve aslen Fransız olan Humbaracı Ahmet Paşa (Kont Dö Boneval) Osmanlı ordusunun ıslahına çalıştı. 1) Humbaracı Ahmet Paşa ,Humbaracı Ocağı'nı kurdu. 2) Humbaracı Ahmet Paşa ,ordunun ıslahı için raporlar hazırladı. Not:Humbaracı Ahmet Paşanın hazırladığı rapor ve plânlar, 1736 yılında Osmanlı-Avusturya savaşında uygulandı ve başarı kazanıldı. 3) Subay yetiştirmek amacıyla Hendesehane (Kara Mühendishanesi)’ni kurdu (1734). (Avrupa tarzında ilk teknik okul). 4) Emrindeki kıtaları Avrupa ordularının düzenine göre örgütledi.Bölük,tabur ve alay örgütlerini kurdu. NOT: Osmanlı Devleti’nde Avrupa tarzında ilk askeri ıslahatlar bu dönemde yapıldı. III. MUSTAFA DÖNEMİ ISLAHATLARI (Sadrazam Koca Ragıp Paşa ve Baron Dö Tot) √ Islahatlar Sadrazam Koca Ragıp Paşa ve Macar asıllı Baron Dö Tot’un öncülüğünde yapıldı. 1) İlk defa bu dönemde iç borçlanma sistemi (ESHAM ) uygulandı. 2) Fransızca’dan matematik ve astronomiye ait kitaplar tercüme edildi. 3) Avrupa'daki gelişmeleri öğrenmek amacıyla Fransa'ya ve Almanya'ya elçiler gönderildi. 4) III. Mustafa, Baron do Tot'u, Topçu Ocağının ıslahı ile görevlendirdi. Baron do Tot, tophaneyi ıslah edip ağır toplar yerine hafif toplar döktürdü. 5) Artan top ihtiyacının karşılanması için Hasköy'de modern bir top dökümhanesi kuruldu. 6) Sürat Topçuları adında yeni bir ocak kuruldu. 7) Çeşme faciasından sonra donanma da ele alındı, gemi inşaatı hızlandırıldı. 8) Deniz Mühendishanesi (Mühendishane-i Bahrî-i Hümâyun) açıldı. (1773). I. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ ISLAHATLARI Önemli Siyasi Olayları: √ I. Abdülhamit'e, Sadrazam Halil Hamit Paşa ve Kaptanıderya Cezayirli Gazi Hasan Paşa yardımcı oldular. 2) Cezayirli Gazi Hasan Paşa, modern gemi yapımı ve çağdaş denizci yetiştirme amacına yönelik çalışmalar yapmak için Haliç, Karadeniz ve Ege kıyılarında yeni tersaneler inşa ettirdi. 3) Denizcilik meslek durumuna getirildi. Levent teşkilatına son verilerek Anadolu’dan denizci asker yazımına son verilmiştir. Ege ve Akdeniz köylerinden toplanan gençler, tersane kışlasında, Sinop ve Midilli'de eğitilerek denizci yetiştirildiler. 4) Sadrazam Halil Hamit Paşa, kara ordusunun ıslahına önem verdi. Rumeli'de sınır kalelerini onartıp yenilerini yaptırdı. 5) Baron do Tot'un kurduğu sür'at topçuları birliği canlandırıldı. 6) İstihkam Okulu açıldı. 7) Kara ve Deniz kuvvetlerin ıslah etmek için Avrupa’dan çok sayıda mühendis ve uzman getirildi. *Yeniçerilerin sayımı yapıldı.Eğitim ve disiplin kabul etmeyen yeniçeriler, ocaktan atıldı. Ulufe alım-satımı yasaklandı. 8) Paranın değerini yükseltmek ve fiyatları dondurmak için emirler çıkarıldı. 9) Yerli mal tüketimi özendirildi. V. ÜNİTE: EN UZUN YÜZYIL II. MAHMUT ISLAHATLARI a) İdari Alandaki Islahatlar a) Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan beri devlet ve merkez yönetiminin temeli olan "Divan-ı Hümayun" kaldırıldı. b) Divan örgütünün yerine bugünkü anlamda "bakanlıklar" kuruldu. c) Devlet memurları Dahiliye ve Hariciye olarak ikiye ayrıldı. d) Memurlar için Rütbe ve Nişan sistemi kabul edildi. e) Müsadere yöntemi kaldırılarak mülkiyet hakkı tanındı. f) Sened-i İttifak ile ayanların varlığı kabul edildi. • Sened-i İttifak (1808) XIX. Yüzyıl başında Anadolu ve Rumeli'de ayanlar türemişti. Alemdar sarsılan devlet düzenini yeniden kurabilmek amacıyla bütün ayanları İstanbul'da topladı. Ayanların ve devlet adamlarının katılımıyla büyük bir toplantı yapıldı. Yapılan görüşmeler sonunda hükümet ile ayanlar arasında "Sened-i İttifak" yapıldı (1808). 1) Devlet, ayanların varlığını kabul etti. 2) Ayanlar devlet otoritesini kabul edecekler, verilen emirlere uyacaklardı. 3) Ayanlar yapılan ıslahatlara bağlı kalacaklardı. 4) Ayanlar kendi bölgelerindeki halka adaletli davranacaklardı. 5) İstanbul'da isyan çıkaracak olursa ayanlar, İstanbul'a gelerek isyan bastıracaklardı. Önemi: 1) Sened-i İttifak, Osmanlı tarihinde başka örneği olmayan bir belgedir. 2) Osmanlı Devleti ayanların varlıklarını tanıyarak onları hukuki hale getirmiştir. 3) Bu belge, Osmanlı Devleti'nin ayanlara söz geçiremeyecek kadar zayıf duruma düştüğünü göstermektedir. 4) Osmanlı tarihinde ilk defa padişah kendi otoritesi dışında bir güç olara ayanları kabul etmiştir. g) II. Mahmut devletçe din ve mezhep ayrımı yapılmayacağını Tebaamdan Müslümanları ancak camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri de havrad tanımak isterim" diyerek ifade etmiştir. h) İller, merkeze bağlandı. ı) Ayanlık kaldırılarak, ayanlarla mücadele edildi. k) Askeri amaçlı olarak ilk defa Anadolu ve Rumeli'de nüfus sayımı yapıldı. I) Askeri işleri düzenlemek için "Dar-ı Şurayı Askeri", adalet işlerini düzenlemek için "Meclis-i Valâyı Ahkâm-ı Adliye", devlet memurlarını (bürokrasi) düzenlemek için "Dar-ı Şurâyı Babıâli" gibi meclisler kuruldu. m) Tımar ve zeamet kaldırılarak, devlet memurları maaşa bağlandı. n) Köy ve mahallelere "muhtarlar" tayin edildi. b) Askeri Alandaki Islahatlar a) III. Selim döneminde kurulan III. Selim'in tahttan indirilmesiyle dağıtılan Nizam-ı Cedit ordusu yerine aynı özellikte "Sekban-ı Cedit" adıyla yeni bir ordu kuruldu. Fakat yeniçeriler bu ordudan da kuşkulandılar. Alemdar Mustafa Paşa'nın sadrazamlığı döneminde kurulan bu ordu, Alemdar'ın ölümüyle sonuçlanan olayla ortadan kaldırıldı. b) II. Mahmut, Sekban-ı Cedit'in yerine her yeniçeri ortasından 150 kişi alarak "Eşkinci Ocağı"nı kurdu. Ocağa kaydedilen yeniçerilerin "Biz talim istemeyiz" diyerek ayaklanmaları üzerine bu ocak kaldırıldı.Bu olaya "Vakay-ı Hayriye" denildi. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla: • Padişahlar, devlet üzerindeki otoritelerini yeniden kurdular. • Yeniliklere engel olan önemli bir kurum ortadan kaldırıldı. • Yeniçeri teşkilatının kaldırmamasından sonra Bektaşilik tarikatı yasaklandı. d) Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra yerine "Asâkir-i Mansure-i Muhammediye" adıyla yeni bir ordu kuruldu. Günümüz ordularının temelini oluşturan bu ordu, Avrupa usulünde düzenlendi. Tümen, tabur ve bölüklere ayrıldı. C) Kültürel Alandaki Islahatlar a) Medreselerin yanı sıra, yeni tarz eğitim kurumları açıldı. Yüksek öğretime öğrenci yetiştirmek için "Rüşdiye (ortaokul)", "Mekteb-i Ulüm-u Edebiye" gibi orta dereceli okullar açıldı. Devlet memurları için "Mektebi Maarif-i Adliye", askeriye için "Mekteb-i Harbiye" açıldı. Yine bu dönemde "Mekteb-i Tıbbiye", "Mızıka-yı Hümayun" gibi yüksek okullar açıldı. * Medreselerin yanında bu okulların açılması, toplumda kültür çatışmasına neden oldu. b) İlk defa Avrupa'ya öğrenci gönderildi. c) Takvim-i Vekayi" adıyla ilk defa gazete çıkarıldı. d) II. Mahmut bir fermanla ilköğretimin mecbur olduğunu ilân etti. e) Memurlara fes ve pantolon giyme şartı getirildi. f) Posta, polis ve karantina teşkilatları kuruldu. g) Avrupai tarz müzik serbest bırakıldı. h) II. Mahmut, Avrupa hükümdarları gibi seyahate çıkarak denetimde bulundu. ı) Yurtdışına çıkışta pasaport uygulaması başladı. D) Ekonomi Alanındaki Islahatlar a) Ekonomik kalkınma açısından önem taşıyan yol yapımına önem verildi. b) Yerli malların kullanılması teşvik edildi. c) Bir çuha fabrikası kuruldu. d) Osmanlı tüccarının Avrupa mallarıyla rekabet edebilmesini sağlamak için gümrük kolaylıkları getirildi. * Ekonomi alanındaki ıslahatlara en büyük darbe, 1838 yılında yapılan Balta Limanı Ticaret Antlaşması oldu. Bu antlaşma ile Osmanlı ülkesinde Tekel sistemi ve iç gümrük yöntemi kaldırıldı. Diğer devletlere de bu imtiyazlardan yararlanma hakkı tanındı. İngilizlere verilen bu imtiyazlardan daha sonra diğer devletlerin de yararlanması Osmanlı ekonomisinin çöküşünü hızlandırdı. II. MAHMUT DÖNEMİ SİYASİ OLAYLARI 1806 – 1812 OSMANLI - RUS SAVAŞI VE BÜKREŞ ANTLAŞMASI: Sebepler: 1) Rusların Sırp isyanını desteklemesi ve Balkan Milletlerini kışkırtması. 2) Rusya'nın Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi. Savaş:Rusların Eflak-Boğdan'ı işgal etmesi karşısında Fransa'nın etkisiyle Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş ilan etti. Osmanlı-Fransız yakınlaşması karşısında İngiltere Rusya'nın yanında yer aldı.İngilizler Ruslara destek için donanmalarını İstanbul'a gönderdiler. İstanbul'a sadece denizden yapacakları bir saldırıyla başarılı olamayacaklarını anlayarak geri döndüler. Bu defa Mısır'a saldıran İngilizleri Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa püskürttü.Fransa 1807'de Rusya ile "Tilsit Antlaşmasını" imzalayarak, dostluk kurdu. Yalnız kalan Osmanlı Devleti İngiltere’ye yaklaştı. İngiltere ile " Çanakkale (Kale-i Sultaniye)" antlaşmasını imzaladı. Not: Çanakkale Antlaşması boğazlarla ilgili ilk antlaşmadır Bu arada Ruslar Osmanlı topraklarında ilerliyordu. Avrupa’da siyasi ortam yeniden değişti. Fransa ile Rusya'nın arası yeniden açıldı. Rusya'ya silahlarını çeviren Fransa bu defa Osmanlı Devleti'nin yanında yer aldı. Fransa'ya güvenemeyen Osmanlı Devleti Rusya ile BÜKREŞ ANTLAŞMASINI imzalayarak savaşı sona erdirdi. 1812 Bükreş Antlaşması Maddeleri 1- Besarabya, Rusya'ya bırakılacak 2- Eflak ve Boğdan Osmanlı Devleti'ne geri verilecek 3- Prut Nehri ve Tuna Nehri iki devlet arasında sınır olacak 4- Sırplara içişlerinde bazı imtiyazlar (ayrıcalıklar) tanınacak 5- Osmanlı Devleti Bosna'dan ve Eflak'tan iki yıl boyunca vergi almayacak Önemi:Osmanlı Devleti ilk kez bu antlaşmayla, kendi içindeki bir azınlığa ayrıcalıklar vermiştir. Bu durum diğer azınlıkları da cesaretlendirmiş, özellikle Rumların isyan etmelerini hızlandırmıştır. OSMANLI DEVLETİ'NDE MİLLİYETÇİLİK HAREKETLERİ SIRP İSYANI √ Osmanlı Devleti’nde milliyetçilik düşüncesiyle isyan eden ilk toplum Sırplardır Nedenleri 1) Milliyetçilik akımı 2) Sırp topraklarının sürekli olarak savaş alanı haline gelmesi ve el değiştirmesi 3) Avusturya, Rusya ve Fransa'nın Sırpları desteklemeleri 4) Merkezden gönderilen yöneticilerin halka baskı yapmaları İsyan:1804'te Kara Yorgi denen bir isyancı önderliğinde Sırplar ayaklandılar. Ancak, bu sırada sürmekte olan 1806 - 1812 Osmanlı - Rus Savaşı nedeniyle Sırplara müdahale edilmesi gecikti. 1812 Bükreş Antlaşması ile Sırplara ayrıcalıklar tanınarak isyan geçici olarak bastırıldı. Ancak Sırplar, Miloş Obronoviç liderliğinde yeniden ayaklanınca Osmanlı Devleti, Miloş Obronoviç'i Sırp prensi olarak ilan etti. Böylece, Rusya'nın Osmanlı içişlerine müdahale etmesinin önüne geçmiş oldu. Fakat Sırp isyanı daha sonra yeniden başladı. 1829 Edirne Antlaşması'nda Sırbistan'a özerklik verildi. 1878 Berlin Antlaşması'nda ise Sırplar bağımsız oldular. YUNAN İSYANI (Megali-İdea) Nedenleri: 1) Milliyetçilik akımının yaygınlaşması 2) Rusların kışkırtmaları 3) Ticaret sayesinde zenginleşen Rumların, Osmanlı Devleti'ne ekonomik bağımlılıklarının kalmaması 4) Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin kurulması 5) Avrupalı devletlerin Yunan kültürüne hayranlık derecesinde yakınlık duymaları ve Rumları desteklemeleri 6) Osmanlı Devletindeki otorite boşluğu 7) Avrupa’da eğitim görev Yunan aydınların etkisi. İsyan:Rumların ilk isyanı 1820'de Eflak'ta çıktı. Ancak, Eflak halkından gereken yardımı alamadıkları için Eflak'taki isyan Osmanlı Devleti tarafından kısa sürede bastırıldı.Fakat Rumlar bu kez 1821'de Mora'da isyan çıkarttılar. Padişah II. Mahmut, bu isyanı bastırabilmek için,Osmanlı Devleti'nin Mısır Valisi olan Kavalalı Mehmet Ali Paşa'dan yardım istedi. Bunun üzerine Mısır donanması, Osmanlı donanmasıyla birlikte hareket etmeye başladı. Osmanlı kuvvetlerinin hem denizden, hem de karadan yürüttükleri faaliyetler, Rumları zor durumda bıraktı. Fakat, bu durumdan çıkarları zedelenen Rusya, Fransa ve İngiltere, Osmanlı Devleti'nin Mora'dan çekilmesini istedi.Osmanlı Devleti bunu kabul etmeyince İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı Devleti'ne karşı birlikte harekete geçti. 1827'de Navarin Limanı'nda bulunan Osmanlı -Mısır donanmaları, ani bir baskınla imha edildi. Osmanlı Devleti, yanan donanmanın tazminatını isteyince Fransızlar, Osmanlı Devleti'ne karşı Mora'ya asker çıkardılar, İngiltere, Mısır donanmasını İskenderiye limanına taşıdı. Rusya ise bu durumdan yararlanmak amacıyla Osmanlı Devleti'ne savaş açtı. NOT: Yunan isyanı’nın başarılı olmasında Avrupalı Devletlerin desteği ve Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu olumsuzluklar önemli etkendir. 1828 -1829 OSMANLI - RUS SAVAŞI Savaş: Bu sebeplerden Rusya’nın saldırısıyla savaş başladı. Ancak Osmanlı Devleti böyle bir savaşa hazır değildi.Çünkü: 1) Donanması Navarin'de yakılmıştı. 2) 1826'da Yeniçeri Ocağı kaldırılmış, Asakir-İ Mansure-İ Muhammediye ordusu yeni kurulmuştu. 3) Yunan ayaklanmasından dolayı bütün Avrupa Osmanlının karşısındaydı. Sonuç: Rusların ilerleyerek doğuda Erzurum'a, batıda Edirne'ye kadar gelmeleri üzerine Osmanlı devleti barış istedi. Rusya’yla EDİRNE ANTLAŞMASI imzalandı.(1829) 1829 Edirne Antlaşması Maddeleri: 1- Mora Yarımadası'nda bağımsız bir Rum Devleti kuracak. 2- Eflak ve Boğdan'a imtiyazlar verilecek. 3- Sırbistan'a özerklik tanınacak. 4- Rus ticaret gemilerinin İstanbul ve Çanakkale Boğazları'ndan serbestçe geçebilmelerine izin verilecek. 5- Tuna Nehri ağzındaki adalar Rusya'ya bırakılacak. 6- Osmanlı D.Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek. Önemi 1) Yunanistan, milliyetçi isyanlar sonucunda bağımsız olan ilk devlet oldu. 2) Mora'nın kaybedilmesi, Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın isyan etmesine ortam hazırlamıştır. NOT: Osmanlının Yunan isyanı ve Rus savaşıyla uğraşmasını fırsat bilen Fransa 1830' da Cezayir’i işgal etmeye başladı.Bu işgal 1847 yılında tamamlanmış, Osmanlı Devleti ise bu durumu kabul etmek zorunda kalmıştır.Osmanlı Devleti'nin Kuzey Afrika'da kaybettiği ilk toprak parçası Cezayir olmuştur. ŞARK MESELESİ:Şark Meselesi, ilk olarak Viyana Kongresi'nde (1815) siyasî bir terim olarak kullanıldı. Şark Meselesi'nin temelinde, Avrupa-Türk (Osmanlı Devleti) ilişkileri yatmaktadır. Şark Meselesi görünüşte, Osmanlı egemenliği altında yaşayan Hristiyan toplulukların, büyük devletler tarafından savunulmasıdır.Şark Meselesi, 19. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı Devleti'nin toprak bütünlüğünün korunması, aynı yüzyılın ikinci yarısında Avrupa'daki topraklarının paylaşılması, 20. yüzyılda ise bütün toprakların paylaşılması anlamında kullanıldı. Avrupa devletleri tarafından ulaşılmak istenen hedefler şunlardı: 1) Balkanlardaki Hıristiyan ulusları Osmanlı egemenliğinden kurtarmak; bunu sağlamak için Hıristiyan toplulukları isyana teşvik etmek; onların önce özerkliğini, daha sonra bağımsızlıklarını sağlamak, 2) Türkleri Balkanlardan atmak, Devleti ile Rusya imzalanmıştır. Maddeleri arasında Hünkar İskelesi Antlaşması 1- Osmanlı Devleti bir saldırıya uğrarsa, Rusya yardım amacıyla ordu gönderecek, ancak masraflar Osmanlı Devleti tarafından karşılanacak 2- Rusya'ya bir saldırı olursa Osmanlı Devleti boğazları kapayacak 3- Antlaşma 8 yıl yürürlükte kalacak Önemi 1) Rusya'nın Karadeniz'deki güvenliği artmıştır. 2) Denge siyaseti uygulayan Osmanlı Devleti, saldırılara karşı kendisini güven altına almıştır. 3) Osmanlı Devleti'ne, Asya toprakları üzerinde yaşayan azınlıklar lehine reformlar yaptırmak; onları, özerkliklerine veya mümkünse bağımsızlıklarına kavuşturmak, 3) "Boğazlar Sorunu"nun ortaya çıkmasına neden olmuştur. 4) Anadolu'yu paylaşmak, Türkleri İstanbul'u Türklerden almak. 5) İngiltere ve Fransa'nın Doğu Akdeniz'deki çıkarları tehlikeye düşmüştür. Anadolu'dan çıkarmak, MISIR SORUNU VE MEHMET ALİ PAŞA İSYANI (Denize düşen yılana sarılır.) Sebepleri: 1) 1820’deki Yunan isyanının bastırılmasında II. Mahmut'a yardım eden Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'ya vaat edilen yerlerin verilmemesi (Mora kaybedilince Suriye valiliğini istedi) 2) Mehmet Ali Paşa'nın Navarin olayından sonra padişahtan izin almadan ordu ve donanmasını geri çekmesi. 3) 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşında yardım istenildiği halde Mehmet Ali Paşa'nın yardım göndermemesi İsyan: II.Mahmut Mehmet Ali Paşa'yı görevden almak için hazırlanırken Mehmet Ali Paşa, oğlu İbrahim Paşa komutasındaki Mısır ordusunu Suriye üzerine gönderdi.Üzerine gönderilen Sadrazam Reşit Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu Konya’da yenerek Kütahya’ya kadar ilerledi. Bu sırada İngiltere ve Fransa'dan yardım alamayan Osmanlı Devleti, Rusya'dan yardım istedi. Çar I.Nikola, Osmanlı Devleti'ne yardım etmek için İstanbul'a donanma gönderince İngiltere ve Fransa arabuluculuk yaparak Mehmet Ali Paşa'nın isyanını durdurmayı başardılar. Bunun sonucu olarak Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı Devleti arasında 1833'te Kütahya Antlaşması imzalandı. 1833 Kütahya Antlaşması Maddeleri 1- Mehmet Ali Paşa'ya Mısır valiliğine ek olarak Suriye valiliği verildi. 2- Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'ya Cidde valiliğine ek olarak Adana valiliği verildi. Önemi 1) Mısır sorunu geçici olarak çözümlenmiştir. Fakat iki tarafta bu anlaşmadan memnun olmamıştır. 2) Bu antlaşma, Osmanlı Devleti'nin Mehmet Ali Paşa'nın isteklerini kabul etmek zorunda kaldığını göstermektedir. 3) Mehmet Ali Paşa, bu antlaşmadan dolayı iyice cesaretlenmiş ve Fransa'nın da desteğini alarak bağımsızlık amacıyla isyan etmenin yollarını aramaya başlamıştır. 4) II. Mahmut bu antlaşmayı istemeyerek de olsa kabul etmek zorunda kalmıştır. Fakat Osmanlı ordusunun ne kadar güçsüz bir durumda olduğunun görülmesi,II. Mahmut'u yeni bir ittifak arayışına sürüklemiştir. 5) İngiltere ve Fransa, Rusya'nın Osmanlı Devleti ve boğazlar üzerinde herhangi bir ayrıcalık kazanmasını istemedikleri için, bu antlaşmanın imzalanmasında arabuluculuk yapmışlardır. 6) Osmanlı Devleti'nin bir iç sorunu olan Mısır Sorunu, Avrupalı devletlerin karışmasıyla, Avrupa sorunu haline gelmiştir. BOĞAZLAR SORUNU 1833 Hünkar İskelesi Antlaşması:II. Mahmut, Mısır isyanı sırasında İngiltere ve Fransa'nın çıkarcı tutumları ve Osmanlı ordusunun içinde bulunduğu zor durum nedeniyle, Rusya ile ittifak yapmaya karar vermiştir. Bunun sonucunda, Osmanlı 4) Osmanlı Devleti son kez bu antlaşmada boğazlar üzerindeki egemenlik hakkını tek başına kullanmıştır. 6) Bu antlaşmadan sonra özellikle İngiltere, Osmanlı Devleti'ne karşı bir saldırı olmamasına yönelik bir politika izlemek zorunda kalmıştır. 1838 Balta Limanı Ticaret Antlaşması: Osmanlı Devleti, Hünkâr İskelesi Antlaşması'nı imzalayarak sınırlarını güven altına almayı başarmıştı. Fakat yine de İngiltere ve Fransa'yı tamamen küstürmek istemiyordu. Fransa, Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'yı destekliyor ve Doğu Akdeniz'de Mehmet Ali Paşa'nın gücünü kullanmak istiyordu. İngiltere ise Osmanlı Devleti'nin varlığını sürdürmesinden yanaydı. Güçsüz bir Osmanlı Devleti'nin bölgedeki varlığını sürdürmesi İngiltere'nin siyasi ve ekonomik çıkarları için gerekliydi. İngiltere, Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu zor durumu da kullanarak 1838 Baltalimanı Ticaret Antlaşması'nı imzalatmayı başardı. Bu antlaşmayla, İngiliz mallarının Osmanlı pazarına girmesi kolaylaşmış, Osmanlı toprakları İngilizler için bir açık pazar haline gelmiştir. Osmanlı Devleti, İngiltere’ye ekonomik ayrıcalıklar vererek herhangi bir sorun karşısında İngiltere'nin desteğini almayı amaçlamıştır. 1840 LONDRA KONFERANSI:Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Fransa'dan aldığı desteğe de güvenerek 1839'da yeniden ayaklandı. Nizip Savaşı'nda Osmanlı ordusunu yenerek ilerlemeye başladı. Bu sırada II. Mahmut öldü, yerine Abdülmecit padişah oldu. Osmanlı Devleti, Mısır ordusunu durduracak güçte değildi. Bu durum, Hünkâr İskelesi Antlaşması gereğince, Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne yardım göndermesine imkân sağlıyordu. Fakat İngiltere buna gerek kalmaması için hemen arabuluculuk yaparak Mısır Sorunu'nu çözümlemek için diğer Avrupalı devletlerin de katılacağı uluslararası bir konferans toplanmasını sağladı. Fransa'nın katılmadığı 1840 Londra Konferansı'na İngiltere, Rusya, Prusya, Avusturya ve Osmanlı Devleti katıldı. Maddeleri 1- Mısır valiliği, babadan oğula geçmek kaydıyla Mehmet Ali Paşa ve oğullarına verilecek 2- Adana ve Suriye valilikleri Mehmet Ali Paşa ve İbrahim Paşa'dan geri alınacak 3- Mısır'da vergiler Osmanlı padişahı adına toplanacak ve dörtte biri İstanbul'a gönderilecek Önemi 1) Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Fransa'ya güvenerek bu antlaşmayı kabul etmek istemedi. Fakat İngiliz ve Osmanlı donanmalarının Mısır'ı ablukaya alması üzerine kabullenmek zorunda kalmıştır. 2) Mısır sorunu çözümlendi.Mısır fiili olarak Osmanlı’nın elinden çıktı. 3) Osmanlı Devleti'nin, bir valisinin ayaklanmasını bastıramayacak kadar güçsüz olduğu anlaşıldı.Bu durum,Avrupalı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını kolaylaştırmıştır. 4) Osmanlı Devleti M.Ali Paşa’nın isyanı sırasında Avrupa’nın desteğini sağlamak amacıyla Tanzimat Fermanı’nı ilan etmiştir (3 Kasım 1839) 5) İngiltere, Mehmet Ali Paşanın Mısır'da güçlü bir devlet kurmasını önleyerek Hint deniz yolunu korumuş oldu 1841 LONDRA BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ 1841'de Hünkâr İskelesi Antlaşması'nın süresinin dolması üzerine İngiltere ve Fransa'nın çalışmalarının sonucunda "Boğazlar Sorunu"nu görüşmek üzere Londra'da uluslararası bir konferans toplandı. Osmanlı Devleti, İngiltere, Fransa, Prusya ve Avusturya'nın katıldığı 1841 Londra Konferansı'nda boğazların kullanılmasını düzenleyen bir sözleşme imzalandı. Maddeleri 1- Boğazlar, Osmanlı egemenliğinde olacak 2- Savaş zamanında boğazlar savaş gemilerinin geçişine kapanacak 3- Bu durum Avrupalı devletlerin garantisi altında bulunacak Önemi: 1) Boğazlar uluslar arası bir statü kazandı. 2) Osmanlı Devleti’nin boğazlar üzerindeki mutlak egemenliği sona ermiştir. 3) Rusya,Hünkar İskelesi Antlaşması ile elde ettiği imkanları kaybetti. 4) İngiltere, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını korumayı başarmıştır.Osmanlı Devleti'nin, toprak bütünlüğünü tek başına koruyamayacağı bir kez daha görüldü. Bu durum,Avrupalı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmasını kolaylaştırmıştır. TANZİMAT’TAN MEŞRUTİYET’E TANZİMAT FERMANI (GÜLHANE HATT-I HÜMAYUNU) (3 KASIM 1839) Sadrazam Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanarak I.Abdülmecit döneminde Gülhane Parkı'nda yayınlanmıştır.. Yayınlanmasının Nedenleri: 1)Osmanlı Devleti’ni yıkılmaktan kurtarmak. 2)Avrupa devletlerinin Osmanlı’nın iç işlerine karışmasını engelleyerek toprak bütünlüğünü korumak 3)Azınlıkların devlete olan bağlılığını arttırmak. 4)Mısır (Kavalalı Mehmet Ali Paşa) Meselesi’nin çözümünde İngiltere’nin desteğini kazanmak. Maddeleri 1- Müslüman ve gayrimüslim halkın canı ve malı devlet güvencesi altında olacak 2- Kanun önünde herkes eşit olacak 3- Rüşvet ve iltimas önlenecek 1) Padişah, kendi yetkilerini kısıtlamıştır. 2) Batılılaşma hareketleri hızlanmıştır. 3) Osmanlıcılık fikrinin doğmasına zemin hazırlanmıştır. 4) "Kavalalı Mehmet Ali Paşa İsyanı" ve "Boğazlar Sorunu" konularında Avrupalı devletlerin desteği sağlanmıştır. 5) Tanzimat Fermanı, halkın istekleriyle değil, padişahın isteğiyle hazırlanmıştır. Halka benimsetilmesi için çalışmalar yapılmasına rağmen başarılamamıştır. 6) Tanzimat Fermanı, azınlık isyanlarının sona ermesini de sağlayamadığı için, sorunlara kesin çözüm getirememiştir. 7) Kırım Savaşı'nda Avrupalılar, Osmanlı'yı desteklemiştir. Not :Tanzimat Fermanı’nın yayınlanmasında Avrupalı devletlerin açık bir baskısı yoktur. KIRIM SAVAŞI (1853 - 1856) Nedenleri 1) Rusya'nın, Osmanlı Devleti'nin güçlenmesini ve Avrupa'dan destek almasını istememesi 2) Rusya'nın, boğazlardaki etkinliğini artırmak ve sıcak denizlere inmek istemesi 3) Rusya'nın, "Kutsal Yerler Sorunu"nu çıkararak Osmanlı Devleti üzerinde yaptırım uygulamak istemesi 4) İstanbul’a resmi bir ziyaret yapan Rus prensi Mençikof'un Osmanlı Devleti'ni küçük düşürücü davranışlarda bulunması Savaş: 1853'te Rusya, Osmanlı Devleti'ne savaş açarak Eflak ve Boğdan'ı işgal etmeye başladı. Bunun üzerine İngiliz ve Fransız donanmaları Osmanlı Devleti'ne destek vermek amacıyla İstanbul Boğazı'na geldiler. Rusya, İngiltere ve Fransa'nın 1841 Londra Boğazlar Sözleşmesi kararlarına uymadığını ileri sürerek misilleme olarak Sinop açıklarında bir Osmanlı filosunu yaktı.Sinop baskını sonrasında İngiltere ve Fransa 1854'te Osmanlı Devleti'nin yanında savaşa girdi. Hemen ardından Avusturya ve Piyemonte (İtalya) de Osmanlı Devleti'nin yanında savaşa katıldı. Müttefikler, Rusya'yı barışa zorlamak amacıyla Kırım'a asker çıkardılar ve Sivastopol'ü ele geçirdiler. Bu sırada Çar l.Nikola ölümü üzerine tahta geçen II.Aleksandr , yenilgiyi kabul ederek barış yapmak istedi.Bunun üzerine 1856'da Osmanlı Devleti, İngiltere, Avusturya, Prusya, Piyemonte ve Rusya'nın katıldığı Paris Konferansı toplanarak Paris Antlaşması imzalandı. 4- Vergiler herkesin gelirine göre, düzenli bir şekilde toplanacak 5- Müsadere kaldırılacak, herkes malına ve mülküne sahip olacak, miras bırakabilecek 6- Mahkemeler herkese açık olacak ve hiç kimse haksız yere cezalandırılmayacak 7- Askerlik OCAK görevinden, VATAN görevi haline getirilecek. Azınlıklar da askere alınacak. Önemi 1) Din, dil, ırk ayrımı gözetmeden halk arasında eşitlik sağlanmaya çalışılmıştır. 2) Kanun üstünlüğü kabul edilmiştir. Bu nedenle Tanzimat Fermanı, Osmanlı Devleti'nde anayasallaşma sürecinin başlangıcı kabul edilir. 3) Vergilerin toplanmasındaki adaletsizlikler giderilmek istenmiştir. 4) Merkezi otoritenin güçlenmesi ve halkın devlete olan güveninin artması amaçlanmıştır. 5) Özel mülkiyet hakkı devlet garantisi altına alınmıştır. 6) Padişahın yetkileri kanunlarla sınırlandırılmıştır. 7) Avrupa tarzı hukuk kuralları Osmanlı ülkesinde geçerli olmaya başlamıştır. 8) Askerlik vatan görevi haline getirilmiştir. 9) Gayrimüslimlere de askerlik yükümlülüğü getirilerek askerliğin süresi belirlenmiştir. 10) Tanzimat Fermanı Anayasacılığa ve Demokrasiye(hukuk devletine, yani hukukun üstünlüğü esasına dayanan devlet anlayışına)geçişin (Batılılaşmanın) ilk aşamasıdır. Tanzimat Fermanı'nın Sonuçları 1856 Paris Antlaşması Maddeleri 1- Osmanlı Devleti, Avrupa Devleti sayılacak ve Avrupa devletler hukukundan yararlanacak. Osmanlı toprak bütünlüğü Avrupalı devletlerin garantisi altında olacak. √ Osmanlı Devleti'nin kendi topraklarını koruyamayacak kadar güçsüz olduğu anlaşılmıştır. √ İngiltere ve Fransa, Osmanlı toprakları üzerindeki çıkarlarını korumuşlardır. 2- Karadeniz, tarafsız hale getirilerek, sadece ticaret gemilerine açık olacak, Osmanlı Devleti ve Rusya, Karadeniz'de donanma ve tersane bulundurmayacak √ Osmanlı Devleti savaşta galip gelmiş olmasına rağmen antlaşmanın bu maddesi ile askeri sınırlamaları kabul etmiştir. √ Osmanlı Devleti bu madde ile savaşı kazanmasına rağmen yenik bir devlet durumuna düşmüştür. √ Bu madde ile, Karadeniz'de İngiltere ve Fransa lehine düzenleme yapılmıştır. 3- İki taraf da savaşta aldıkları yerleri geri verecek. √ Osmanlı Devleti savaşta aldığı Sivastopol'ü geri vermiştir. √ Savaşı kazanmasına rağmen aldığı yerleri geri vermesi Osmanlı Devleti'nin yenik devlet durumuna düştüğünü göstermektedir. 4- Boğazlar konusunda 1841'deki Londra Boğazlar Sözleşmesi'nin hükümleri yürürlükte kalacak √ Boğazlar üzerindeki uluslararası statü devam etmiştir. 5- Eflak ve Boğdan'a yeni ayrıcalıklar tanınacak, bu beyliklerin ve Sırbistan'ın hakları Avrupalı devletlerin garantisi altında olacak √ Avrupalı devletler, Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışarak egemenlik haklarını sınırlandırmıştır. 6- Tuna Nehri'nde ulaşım serbest olacak 7- Osmanlı Devleti'nin ilan ettiği Islahat Fermanı, bir iyi niyet göstergesi olarak görülecek ve bu nedenle Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışılmayacak √ Islahat Fermanı'nın antlaşmada yer alması, Osmanlı Devleti'ni bu konuda yükümlülük altında bırakmıştır. Avrupalı devletler bu durumu kullanarak Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışacaklardır. Kırım Savaşı'nın Sonuçları: 1) Rusya'nın Balkanlar'dan güneye inmesi önlenmiş, bunun üzerine Rusya, doğu politikasına önem vererek Asya'da genişleme siyaseti izlemeye başlamıştır. 2) Islahat Fermanı'yla ilgili madde sayesinde Rusya, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Ortodokslarla ilgili söz söyleme hakkını kaybetmiştir. 3) Osmanlı Devleti, ilk kez bu savaş sırasında dış borç almıştır. 4) Piyemonte, savaşta İngiltere ve Fransa'nın yanında yer alarak bu devletlerin desteğini kazanmış ve İtalya’da 1870 yılında siyasi birliği sağlamayı başarmıştır. 5) Osmanlı Devleti ilk kez bu konferansta kapitülasyonların kaldırılmasını gündeme getirmiş, fakat başaramamıştır. NOT: İnebahtı Deniz Savaşı (1571),Çesme Baskını (1770),Navarin Baskını (1827) ve Sinop (1853) olayları ile Osmanlı donanması yakılmıştır. ISLAHAT FERMANI (28 ŞUBAT 1856) Yayınlanması'nın Nedenleri: 1) Tanzimat Fermanı’nın eksikliklerini gidermek. 2) Osmanlı Devleti’ni parçalanmaktan kurtarmak. 3) Azınlıkların devlete olan bağlılığını güçlendirmek. 4) Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışmasını engellemek. 5) Paris Konferansı’nda azınlık hakları ile ilgili kararlar verilmesine engel olabilmek. Islahat Fermanı’nın Bazı Maddeleri: 1- Halk içinde din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak, 2- Okul, kilise, hastane gibi binalar tamir veya yeniden inşa edilebilecektir. 3- Hıristiyan ve Musevilere karşı küçük düşürücü sözler kullanılmayacaktır. 4- Hıristiyan ve Museviler, devlet memuru olabilecek,istedikleri okula girebileceklerdir. 5- İşkence, dayak ve kötü muamele kaldırılacaktır. 6- İltizam usulü kaldırılacaktır. 7- Vergiler herkesin gelirine göre toplanacaktır. 8- Cizye kaldırılacak, gayrimüslimlerin askerlik yükümlülüğü karşılığında bir defaya mahsus, nakdi bedel alınacaktır. 9- Gayrimüslimler, il meclislerine üye olabilecektir. 10-Yabancı uyruklular, vergilerini ödemek şartıyla, Osmanlı ülkesinde mal ve mülk sahibi olabileceklerdir. 10-Mahkemeler açık yapılacak, herkes kendi dinine göre yemin edecektir. 11-Patrikhane meclislerinin aldığı kararlar, Bab-ı Âlî tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecektir. 12-Tarım ve ticaret işleri yeniden düzenlenecek, gayrimüslimler de şirket, banka gibi ticari kurumlar açabilecektir. 13-Hukuk kuralları, azınlık dillerine tercüme edilecek. Önemi 1) Gayrimüslimler, tanınan ayrıcalıklar sayesinde Müslümanlardan daha üstün hale gelmişlerdir. Bu da Müslümanların tepkisine neden olmuştur. 2) Gayrimüslimlerin ekonominin yanında, siyasi konularda da güçlenmesine neden olmuştur. 3) Gayrimüslimlerin çoğunlukta olduğu yerlerin yönetimi gayrimüslimlerin denetimine geçmiştir. Bu durum,azınlık isyanlarının güçlenmesine neden olmuştur. Azınlıkların millileşme süreci hız kazanmıştır. 4) Azınlıklar, elde ettikleri hakları Osmanlı aleyhine kullanmışlardır. Islahat Fermanı'nın Sonuçları 1) Gayrimüslimlerin daha fazla haklara sahip olması toplumsal huzursuzlukları daha da artırmıştır. 2) Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin içişlerine daha fazla karışmasına neden olmuştur. 3) Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kötüye kullanıldığı için, Osmanlı Devleti'nin parçalanma süreci hızlanmıştır. 4) Osmanlı Devleti istediği sonuca ulaşamamıştır. Not 1 :Islahat Fermanı’nın yayınlanmasında Avrupalı devletlerin baskısı vardır. Not 2 :Tanzimat ve Islahat fermanları I.Abdülmecit döneminde yayınlanmıştır. TANZİMAT DÖNEMİ (1839 - 1876)YENİLİKLERİ : - Islahat Fermanı ilan edilmiştir (1856) - İl genel meclisleri kurulmuştur. - İltizam yolu ile aşar vergisi toplama usulü kaldırılmış, maliye bakanlığı tarafından toplanması kararlaştırılmıştır. - Cizye miktarının belirlenmesi işi patrikhaneye verilmiştir. - İlk kağıt para basılmıştır. (Kaime – 1844) - İlk dış borç İngiltere’den alınmıştır. (Kırım Harbi esnasında – 1854) - İlk demiryolu hattı kurulmuştur. (İzmir – Aydın hattı) - İlk telgraf okulu açılmıştır. - Eğitim bakanlığı kurulmuş, okullar ilk, orta, lise ve yüksekokul diye kısımlara ayrılmıştır. - Öğretmen okulları ve mülkiye mektebi açılmıştır. - Kız öğrenciler ilk kez okullara alındı. - Şer’i kanunların yanında Avrupai tarz kanunlar yapılmış bu da hukukta ikilik ortaya çıkmasına sebep olmuştur. ABDULAZİZ DÖNEMİ 1)-Rusya'nın Balkanlarda panslavizm idealini yaymaya başlamasıyla isyanlar başlamıştır. (Sırp, Karadağ, Bosna-Hersek, Romen (Eflak-Boğdan) ve Bulgar isyanları ortaya çıkarak "Balkan Bunalımı"na zemin hazırlandı. 2)-Girit'teki Rumlar ayaklanarak Yunanistan'a bağlanmak istediler. Avrupalıların duruma müdahalesiyle Osmanlı Devleti HALEPA FERMANI'nı ilan etmiş ve Giritlilere vergi muafiyeti getirilmiştir. 3)-Mısır Hidivi(valisi) İsmail Paşa'nın gayretleri ve Fransa'nın desteğiyle 1869'da Süveyş Kanalı açılmış, böylece coğrafi keşiflerle önemini yitiren Mısır ve Akdeniz yeniden canlanmıştır. NOT: Bu durum Avrupalı devletlerin Mısıra sahip olma arzunu artırmıştır. 4)-Beylerbeyi ve Çırağan sarayları yapılmıştır. Not: Ahmet Cevdet Paşa tarafından Osmanlının ilk medeni kanunu olan “ Mecelle” hazırlandı 5)-Avrupalı Devletler azınlıklarla ilgili ağır istek ve tehditlerden oluşan Berlin Memarandumu’nu ilan ettiler. 6)-Avrupada önemli gelişmeler görülmüş, İtalya(1870) ve Almanya(1871) siyasi birliklerini tamamlayarak siyasi güç olarak ortaya çıktılar. 7)-Abdülaziz, GENÇ OSMANLILAR tarafından tahttan indirilmiş, yerine V.MURAT getirilmiştir. (Abdülaziz tahttan indirildikten sonra Feriye Sarayı'nda hapis hayatı yaşadı. Burada damarları kesik vaziyette bulundu.) I. MEŞRUTİYET'İN İLANI VE KANUN-I ESASİ Osmanlı Devleti'nde Balkan Bunalımı'nın yaşandığı, taht değişikliklerinin görüldüğü bunalımlı bir dönemde Avrupalı devletlerin Osmanlı içişlerine karışmak amacıyla İstanbul Konferansı'nı topladıkları sırada Meşrutiyet idaresi ilan edilmiştir. Meşrutiyet'in İlan Edilmesinin Nedenleri 1) Genç Osmanlılar Cemiyeti'nin, II.Abdülhamit'e Meşrutiyet'in ilan edilmesi için baskı yapması. 2) Avrupalı devletlerin Osmanlı Devleti'nin karışmalarının engellenmek istenmesi. içişlerine 3) İstanbul Konferansı'nda Osmanlı Devleti'nin olabilecek kararlar alınmasını engelleme düşüncesi. aleyhinde 4) Azınlıklara yönetim alanında haklar tanıyarak Osmanlı Devleti'nin dağılmasının önlenmek istenmesi. 5) Balkan Bunalımı'nı sona erdirme düşüncesi. 23 Aralık 1876'da I.Meşrutiyet ilan edildi ve seçimlerin yapılması için çalışmalar hemen başlatıldı. Seçimlerin sonucunda Mebusan Meclisi 20 Mart 1877'de Dolamabahçe Sarayı’nda ilk genel oturumunu gerçekleştirdi. Meclis-i Mebusan’ın ilk başkanı Ahmet Vefik Efendi idi.Bu mecliste azınlık milletvekilleri de bulunmaktaydı. Bu durum demokratik bir yönetim sergilenmesi için uygun bir ortam oluşturmaktaydı. Fakat Osmanlı Devleti'nde hem devlet yönetim anlayışı, hem de toplumsal yapı buna alışık olmadığı için azınlıklar yine dış baskılara göre hareket ettiler. Meclisin etnik ve kültürel farklılıkları tek bir çatı altında birleştirme düşüncesi başarılı olamadı. l.Meşrutiyet Dönemi'nde meclisin çalışma şekli ve padişahın yetkileri, Kanun-ı Esasi ile belirlenmiştir. Kanun-ı Esasi, Prusya ve Belçika Anayasaları'nın incelenmesi sonucunda hızlanmıştır. √ Kanun-i Esasi Mithat Paşa tarafından hazırlanmıştır. Kanun-ı Esasi'nin Bazı Maddeleri 1- Yasama görevi, Ayan Meclisi ve Mebusan Meclisi'ne aittir. 2- Ayan Meclisi üyeleri padişah tarafından belirlenir. 3- Mebusan Meclisi üyeleri ise dört yılda bir yapılan seçimlerle, halk tarafından belirlenir. 4- Yürütme (hükümet) yetkisi, başında padişahın bulunduğu Bakanlar Kurulu'na aittir. 5- Kanun teklifi sadece hükümet tarafından verilir. 6- Meclisi açmak ya da kapamak yetkisi padişaha aittir. 7- Hükümet icraatlarında sorumludur. 8- Meclise değil, padişaha karşı Padişah, devlet güvenliğini bozduğu gerekçesiyle polis araştırması yaptırabilir ve suçlu gördüğü kişileri sürgüne gönderebilir. Kişi eğitim, öğretim, basın özgürlüğü, mülkiyet hakkı, yasal eşitlik ve vergi eşitliği gibi temel haklar devletin garantisi altındadır. Kanun-ı Esasi'nin Önemi 1) Osmanlı halkı ilk kez seçme - seçilme hakkını kullanmış ve Osmanlı Devleti'nde ilk kez halk padişahın yanında yönetime ortak olmuştur. 2) Osmanlı Devleti'nde ilk kez parlamenter sisteme geçilmiştir. 3) Mebusan Meclisi'nin yetkileri kısıtlı tutulmuş ve danışma meclisi durumuna düşürülmüştür. 4) Padişahın yetkileri Meclis'ten daha üstün tutulmuştur. 5) Kişisel haklar, anayasanın garantisi altına alınmıştır. 6) Kanun-ı Esasi, Türk tarihinin ilk anayasası olmuştur. 9- 1878'de Osmanlı - Rus savaşı sonrasında II. Abdülhamit, Kanun-ı Esasi'nin verdiği yetkilere dayanarak l. Meşrutiyet yönetimine son verdi (14 Şubat 1878). Ancak, Kanun-ı Esasi'nin meclisin işleme şekliyle ilgili maddelerinin dışındaki hükümler yürürlükte kaldı. 1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI (93 HARBİ) Sebepleri: 1) İstanbul(Tersane) ve Londra Konferansı kararlarının Osmanlı tarafından kabul edilmemesi 2) Rusya'nın Panslavist politikası ve sıcak denizlere inme çabası. Rusya bu sebeplerden birincisini gerekçe göstererek Osmanlı Devletine savaş ilan etti. Savaş: Ruslar doğuda Erzurum'a kadar ilerlediler. Rus ordusu Aziziye Tabyalarında Gazi Ahmet Muhtar Paşa tarafından durduruldu.Balkanlarda ise Ruslar Tuna'yı aşıp Plevne önlerine geldiler. Plevne'de Gazi Osman Paşa önemli başarılar kazandı. Ancak daha sonra Plevne düştü. Ruslar Edirne’yi alarak Çatalca önlerine kadar geldiler.Osmanlı Devleti barış istemek zorunda kaldı. İki taraf arasında AYESTEFANOS(Yeşilköy) ANTLAŞMASI imzalandı. Ayastefanos Antlaşması (1878) Maddeleri 1- Büyük Bulgaristan Krallığı kurulacak 2- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak 3- Kars, Ardahan, Batum ve Doğu Beyazıt Rusya'ya bırakılacak 4- Bosna - Hersek'e muhtariyet verilecek 5- Girit'te ve Ermenilerin yaşadığı bölgelerde ıslahatlar yapılacak 6- Osmanlı Devleti Rusya'ya savaş tazminatı ödeyecek Önemi 1) Panslavizm politikası başarılı oldu. 2) Bulgaristan Devleti'nin kurulması ile, Rusya'nın etki alanı Ege Denizi'ne kadar ulaştı. 3) Ermeni sorunu ilk kez bir antlaşmada yer aldı. 4) II. Abdülhamit, savaş sırasında ve sonrasında azınlıkların Ruslara yardım etmesi nedeniyle Osmanlı Mebusan Meclisi'ni kapatarak I. Meşrutiyet'e son verdi. Avrupalı Devletlerin Tutumu:Rusya'nın aldığı topraklar sayesinde Balkanlar'daki ve Ortadoğu'daki etkinliğinin artması Avrupalı devletlerin çıkarlarına ters düşmekteydi. Rusya'nın Balkanlar'da güçlenmesini Avusturya ve Almanya istemiyordu. Rusların Basra Körfezi'ne yaklaşması ise İngiltere’yi tedirgin ediyordu.Bu nedenle Avrupalı devletler, Ayastefanos Antlaşması'nın uygulanmasına karşı çıkarak 1878'de Berlin Konferansı'nı topladılar. Rusya, bu devletlerle savaş yapmayı göze alamadığı için yeni bir antlaşma yapılmasını kabul etti. Böylece, Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Avusturya, Fransa, İtalya ve Almanya'nın katıldığı bu konferans sonucunda Berlin Antlaşması imzalandı. Berlin Antlaşması (1878) Maddeleri 1- Bulgaristan üçe ayrılacak: a) Asıl Bulgaristan, Osmanlı Devleti'ne bağlı bir prenslik olacak b) Doğu Rumeli'ye muhtariyet verilecek c) Makedonya, ıslahat Devleti'ne bırakılacak yapılması kaydıyla Osmanlı 2- Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsız olacak 3- Kars, Ardahan ve Batum Rusya'ya verilecek,Doğu Beyazıt ise Osmanlı Devleti'nde kalacak 4- Girit'te ve Ermenilerin yaşadığı yerlerde ıslahatlar yapılacak 5- Bosna - Hersek Osmanlı toprağı sayılacak, fakat geçici olarak Avusturya tarafından yönetilecek 6- Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecek Önemi 1) Osmanlı Devleti'nin tek toprak kazancı Doğu Beyazıt oldu. 2) Balkanlar'da Osmanlı Devleti'nin otoritesi göstermelik olarak devam ettirilerek, Rusya'nın Balkanlardaki etkinliği azaltıldı. 3) Ermeni sorunu uluslararası bir sorun haline geldi. 4) Avrupalı devletler, Berlin Antlaşması'yla, Osmanlı topraklarının parçalanması girişimlerine katılmışlardır. Bu tarihten sonra Osmanlı Devleti'nde dağılma süreci daha da hızlanmıştır. BERLİN ANTLAŞMASI'NDAN SONRA OSMANLI DEVLETİ (1878 - 1908) 1. Ermeni Sorunu başladı. 2.Kıbrıs'ın Kaybedilmesi (1878): Osmanlı Devleti'nin Ayastefanos Antlaşması ile içine düştüğü zor durumdan yararlanmak isteyen İngiltere, Kıbrıs'ın kendisine üs olarak verilmesini teklif etti. Böylece Rusya'nın Akdeniz'e inmesini engellemeyi ve Süveyş Kanalı'nı kontrol altında tutmayı amaçlıyordu. 4 Haziran 1878'de imzalanan bir antlaşmayla Kıbrıs, İngiltere’ye üs olarak verildi.1914'te Osmanlı Devleti'nin İngiltere’ye karşı l. Dünya Savaşı'na girmesi üzerine İngiltere, Ada'yı işgal ettiğini açıkladı. 3.Tunus'un Fransızlar Tarafından İşgal Edilmesi (1881): İngiltere ve Almanya'nın desteğini alan Fransa, 1881'de Tunus'u işgal etti. DUYUN-U UMUMİYE (1881) Osmanlı Devleti’nin ekonomisi ciddi olarak bozulmuş ve bu doğrultuda devlet ilk olarak 1854’te İngiltere’den borç almıştır. 1880 yılına gelince devletin bütçe açığı yaklaşık olarak 25 milyon akçeyi bulmuş ve devlet bunu ödeyemeyecek duruma düşmüştü. Osmanlı Devleti alacaklı Avrupalı devletlerle anlaşarak Muharrem Kararnamesini yayınlamıştır. Bu kararnameye göre Avrupalı devletler Duyun-u Umumiye İdaresi’ni (Genel Borçlar İdaresi) kuracaklar ve borçlarını kendileri tahsil edeceklerdir. Bu doğrultuda alacaklı devletler tütün, pul, tuz, ispirto ve orman gelirlerine el koymuştur. 4.Mısır'ın İngilizler Tarafından İşgal Edilmesi (1882): Mısır, İngiltere'nin Hint Okyanusu'ndaki sömürgeleri için önemli bir bölgeydi. 1869'da bir Fransız şirketi tarafından Süveyş Kanalının açılması, Mısır'ın ekonomik ve siyasi önemini artırmıştır. Mısır'daki karışıklıkları bahane eden İngiltere, ani bir kararla Mısır'ı işgal etmiştir (1882). 5.Doğu Rumeli Sorunu: 1878 Berlin Antlaşması ile Doğu Rumeli, ıslahat yapılması koşuluyla Osmanlı Devleti'ne bırakılmıştı. Yine bu antlaşma ile burada Osmanlı Devleti'ne bağlı bir Bulgar Prensliği kurulmuştu. 1885'te Filibe'de ayaklanan Bulgarlar, Doğu Rumeli'nin Bulgaristan'a bağlandığını ilân ettiler. Osmanlı Devleti, yeni bir suçlama ile karşı karşıya gelmemek için, müdahale etmekten kaçındı ve bu durumu kabul etmek zorunda kaldı. Böylece, Bulgaristan Krallığı kurulmuş oldu. Bulgaristan, Osmanlı Devleti'nin II. Meşrutiyetin ilânı ile içine düştüğü karışık durumundan yararlanarak bağımsızlığını ilân etti (1905). 6.Girit Sorunu Ve Osmanlı - Yunan Savaşı:Girit 1669'da Osmanlı Devleti tarafından alındıktan sonra yapılan iskan çalışmalarına rağmen adadaki Hıristiyan Rum nüfusu çoğunlukta kalmıştır. 1866'da, Yunanistan'ın desteğiyle ayaklanan Girit'li Rumlar Yunanistan'a bağlanmak istediklerini açıkladılar. Avrupalı devletlerin olaya karışmasını istemeyen Osmanlı Devleti, 1878'de Halepa Fermanı'nı yayınlayarak Girit'li Rumlara ayrıcalıklar vermiştir. Böylece isyan geçici olarak bastırılmıştır.1894'te Yunan subayları tarafından kurulan Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin kışkırtmaları sonucunda 1896'da Girit'te yeniden isyan çıktı. Yunanistan'ın isyana yardım ettiği açıkça ortaya çıkınca Osmanlı Yunan savaşı başladı (1897). Osmanlı orduları büyük bir hızla ilerleyerek Dömeke Meydan Savaşı'nı kazandılar ve Mora'ya girdiler. Bunun üzerine Avrupalı devletler duruma müdahale ederek savaşı bitirdiler. Osmanlı Devleti'yle Yunanistan arasında İstanbul Antlaşması imzalandı (1897). 1897 İstanbul Antlaşması Maddeleri: 1- Yunanistan, Girit'teki askerlerini geri çekecek ve Osmanlı Devleti’ne savaş tazminatı ödeyecek. 2- Girit'e özerklik verilecek, Yunan kraliyet ailesinden bir prens, Girit'i yönetecek. Önemi: 1) 1897 İstanbul Antlaşması'yla Girit, fiilen Osmanlı yönetiminden çıkmıştır. 2) II. Meşrutiyet'in ilanı sırasındaki karışıklıklardan yararlanan Girit isyan ederek Yunanistan'a bağlandığını ilan etmiştir (1908). 7.Avusturya'nın Bosna Hersek'i İşgal Etmesi (1908):1878'deki Berlin Antlaşması'yla, Bosna - Hersek'in yönetimi geçici olarak Avusturya'ya bırakılmıştı. Balkanlar'da en güçlü devlet olmak isteyen Avusturya, 1908'de II. Meşrutiyet'in ilanı nedeniyle çıkan isyanlardan yararlanan Avusturya, Bosna Hersek'i topraklarına kattı. II. MEŞRUTİYET VE KANUN-I ESASİ'DEKİ DEĞİŞİKLİKLER √ II. Abdülhamit’in 1878'de Mebusan Meclisi'ni kapatmasından 1908 yılına kadar geçen dönemde tekrar mutlakıyete dönülmüştür. Bu dönemde bazı özgürlükler kısıtlanmış ve isyanlara neden olduğu gerekçesiyle bazı düşünürler sürgüne gönderilmiştir. Ama bütün bunlara rağmen Meşrutiyet yönetimini isteyenlerin çalışmaları engellenememiştir. √ Genç Osmanlılar (Jön Türkler), İttihat ve Terakki Cemiyeti'ni kurmuştur(1889). √ Rusya ve İngiltere Reval Görüşmesi’nde Boğazlar Meselesi’ni ve Balkanlar’ın durumunu görüşmüşlerdir (8-9 Haziran 1908).İngiltere Kralı VII.Edwart ile Rus Çarı II.Nikolas görüşmeler sonunda yayınladıkları bildiride Makedonya’da ıslahat yapılmasını istediler.İngiltere Almanya’ya karşı Rusya’nın dostluğuna ihtiyaç duyduğundan Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğünü koruma politikasından vazgeçmiştir.(HASTA ADAM).Bu buluşmada alınan karara göre,Ruslar İstanbul ve Boğazlar’ı elde edebileceklerdi.İngilizlerin Reval’deki politika değişikliği Balkan Savaşları’na da etkisi olmuştur.Balkan politikasında serbest klan Ruslar,Balkan toplulukları Osmanlı’ya karşı kışkırtmışlardır. √ İttihatçılar Osmanlı’nın parçalanacağından endişe etmişler, II.Abdülhamit’e meşrutiyeti ilan etmesi için baskı yapmışlar ve Rumeli'de ayaklanmışlardır (Kolağası Niyazi Bey Manastır’da,Enver Bey ise Selanik’te). √ II.Abdülhamit baskılar sonucu meşrutiyeti ilan etmiştir (23 Temmuz 1908). √ 17 Aralık 1908’de Ayan ve Mebuslar Meclisi açıldı. √ II.Meşrutiyet döneminin en güçlü siyasi kuruluşu olan ve “Osmanlıcılık” anlayışını bırakarak “Türkçülük” anlayışına sarılan İttihat Terakki Cemiyeti’nde Talat Paşa parti başkanı olmuştur. √ İttihatçıların meşrutiyet yönetimi için ciddi bir hazırlığı olmadığından beklenen sonuçlar alınamamıştır. √ Meşrutiyete geçişte iktidar boşluğu ve kargaşa yaşanmıştır. II.Meşrutiyet’in Sonuçları; 1) Bulgaristan bağımsızlığını ilan etmiştir ( 5 Ekim 1908). 2) Avusturya-Macaristan topraklarına katmıştır. İmparatorluğu, Bosna-Hersek’i 3) Girit, Yunanistan’a bağlanma kararı almıştır (1908). 4) Osmanlı Devleti’nde ilk siyasi partiler kurulmuştur; İttihat ve Terakki Partisi,Hürriyet ve İtilaf Partisi,Ahrar (Hürler) Partisi,Fedakaranı Millet Cem.,İttihadı Muhammedi Fırkası, 5) Osmanlı'da ilk kez parlamenter sistemin denemeleri yapılmıştır. 6) Meşrutiyete karşı olan İstanbul'daki avcı taburları 31 MART OLAYI’NI ÇIKARMIŞLARDIR (13 Nisan 1909). İsyancılar sadrazamın ve meclis başkanının istifa etmesini istemişler, bazı İttihatçıları öldürmüş ve gazete binalarını bastırmışlardır. II.Abdülhamit isyanı bastırmakta başarılı olamamıştır. Komutanlığını Mahmut Şevket Paşa’nın, Kurmay Başkanlığı’nı Mustafa Kemal’in yaptığı Hareket Ordusu Selanik’ten İstanbul’a gelerek, 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmıştır. II.Abdülhamit tahttan indirilmiş, V.Mehmet Reşat tahta çıkarılmıştır ( 27 Nisan 1909). 7) İlk kez kızlar için yükseköğrenim kurumları açılmıştır. 8) Kanun-i Esasi'de değişiklikler yapılmıştır. Kanun-i Esasi'de Yapılan Bazı Değişiklikler: 1) Bakanlar, Mebusan Meclisi'ne karşı sorumlu olmuştur. Böylece, Meclis'in hükümeti denetleyebilmesi sağlanmış ve padişahın yetkileri sınırlanmıştır. 2) Barış antlaşmalarını Mebusan Meclisi'nin onaylaması kararlaştırılmıştır. 3) Padişahın meclisi açma, kapama ve üyeleri sürgüne gönderme yetkileri kısıtlanmıştır. 4) Basına geniş özgürlükler verilmiş, sansür kaldırılmıştır. 5) Hükümet üyelerini sadrazam seçmeye başlamıştır. Siyasi partiler kurulmuştur.Meclis'in padişahı değiştirebilme yetkisi kabul edilmiştir. Not 1:31 Mart Olayı Türk tarihinde rejime karşı yapılan ilk isyandır. Cumhuriyet rejimine karşı yapılan Şeyh Said İsyanı ile benzerlik gösterir. 6) Not 2:II.Meşrutiyet'ten kazanmıştır. sonra Türkçülük politikası II. Meşrutiyet Dönemi, I.Meşrutiyet'e göre daha demokratik bir yönetimin kurulmasını sağlamasına rağmen, ittihat ve Terakki, I.Balkan Savaşı sonucu Londra Görüşmeleri devam ederken İttihatçılar, “Bâb-ı Âlî” Baskını'nı gerçekleştirmiş ve yönetime hakim olmuşlardır (1913).Bu da Osmanlı Devleti'nin yıkılış sürecini hızlandırmıştır. OSMANLI TOPLUMUNDA DÜŞÜNCE AKIMLAR 1) OSMANLICILIK Osmanlıcılık akımı, Tanzimat Dönemi’nde doğmuştur. akımını Genç Osmanlılar (Jön Not 2:Atatürk Türkiye Cumhuriyeti'ni kurarken Türkçülük ve Batıcılık akımlarından etkilenmiş, inkılâpları da Türkçülük ve Batıcılık akımları doğrultusunda gerçekleştirmiştir. önem Not 3: II.Meşrutiyet döneminde Osmanlı-Almanya yakınlaşması başlamıştır. Osmanlıcılık savunmuştur. Not 1:Türkçüler, iç politikada Türkçü, dış politikada Batıcı davranmıştır. Türkler) Tüm halka aynı hak ve yetkilerin verilmesini istemişlerdir. I.Meşrutiyet’in ve Kanun-i Esasi’nin ilan edilmesinde etkili olmuşlardır. Osmanlıcılık düşüncesi Berlin Antlaşması ile zayıflamış (1878), Balkan Savaşları ile etkisi kaybolmuştur. 2) İSLAMCILIK İslamcılık akımı I.Meşrutiyet’ten sonra önem kazanmıştır. XIX. YY. OSMANLI DEVLETİNDE KÜLTÜREL DEĞİŞİMLER 1. TOPLUM YAPISINDA DEĞİŞİM * Nüfus yapısında önemli değişimler olmuştur. Kaybedilen topraklardan gelen göçle Anadolu’da ve özellikle İstanbul’da nüfus yoğunluğu arttı. * Müslüman nüfusun Gayrimüslim nüfusa oranı arttı. (% 60’dan %80’e) * 1848 İhtilallerinde Avusturya baskısından kaçan Macar Mülteciler Osmanlıya sığındı. Osmanlının Macarları himaye etmesi Avrupa’daki prestijini artırdı. * Köyden kente göç ve dış göçün artmasıyla şehirleşme hızlandı. *Tren ve buharlı gemiler ulaşımda kullanılmaya başladı. *İstanbul’da elektrik kullanılmaya başlandı. Elektrikli tramvay ve otomobil ile tanıştılar. * Telefon ve telgraf kullanılmaya başlandı. * Demiryolu yapımına önem verildi. * Büyükşehirlerde Avrupa yaşam tarzı örnek alınmaya başlandı. (Üst düzey yöneticiler arasında) *Alafranga denen bu yeni yaşam tarzının oluşmasında Kırım Savaşında beraber savaştığımız İngiliz ve Fransız askerler çok etkili olmuştur. * Yabancı dil bilmek önem kazandı. Yabancı dil öğrenmek ve çocuk yetiştirmek için yabancı mürebbiyeler kullanıldı. *Beyoğlu ve Pera kadın ve erkeklerin birlikte eğlendiği merkezler haline geldi. II.Abdülhamid döneminde İslamcılık, devletin resmi politikası haline gelmiştir. İslamcılık akımının savunucuları; Mehmet Akif, Said Halim Paşa, Cemaleddin Afgani, Musa Kazım ve M.Şemseddin’dir. İslamcılık düşüncesi kaybetmiştir. I.Dünya Savaşı sonunda etkisini 3) TÜRKÇÜLÜK Türkçülük akımı Rus işgalinden kaçan Türk göçmenlerin etkisiyle başlamıştır. Türkçülük akımının en büyük savunucusu Ziya Gökalp’tir. II.Meşrutiyet’ten sonra gelişme göstermiştir. Osmanlı sınırları içindeki Türkler arasında birlik kurulmasına Türkçülük, tüm dünyada yaşayan Türkler arasında kurulacak birliğe ise Turancılık denmiştir. BASIN- YAYIN HAYATINDA GELİŞMELER: *Osmanlıda ilk resmi gazete II. Mahmut zamanında çıkarılan Takvimivekayi’dir. Bu gazete Abdulmecit zamanında Cerideihavadis adını aldı. * Osmanlıda ilk özel gazete Şinasi tarafından çıkarılan Tercümanıahval’dir. Şinasi daha sonra Tasviriefkar adlı gazeteyi çıkardı. * İlk Türk dergisi 1850’de yayınlanan Vekayıtıbbiye’dir. *İlk mizah dergisi 1872’de Teodor Kasap tarafından çıkarılan Diyojen’dir. * Osmanlı, 1864’te basın yayın hayatını düzenlemek için “Matbuat Nizamnamesi”ni çıkardı. Bu kanun ile gazete kapama, para ve hapis cezaları getirildi. Türkçülük akımı, Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasında etkili olmuştur. *I. Meşrutiyet kaldırılınca Avrupa’ya kaçan Genç Osmanlılar (Ali Suavi, Namık Kemal, Ziya Paşai Agah Efendi) “ Muhbir, Ulum, Hürriyet , İttihat” adlı gazeteler çıkararak Osmanlı yönetimini eleştirdiler. 4) BATICILIK * II. Meşrutiyet’ten sonra basın hayatı yeniden canlandı. Tevfik Fikret, Hüseyin Cahit, Hüseyin Kazım Tanin Gazetesini çıkardı. Batıcılık akımı II.Meşrutiyet’ten sonra gelişme göstermiştir. Batıcılık akımının savunucuları; Abdullah Cevdet, Süleyman Nazif, Celal Nuri’dir. Kadın özgürlüğü, medeni kanun, laiklik, Latin alfabesi, tekke ve zaviyelerin kapatılması gibi düşünceleri savunmuşlardır. Türkçüler’in Turancılık akımına karşılık, Batıcılar İrfancılık idealini savunmuştur. 5) ADEM-İ MERKEZİYETÇİLİK Merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması, yerinden yönetime önem verilmesi savunulmuştur. Devlet içindeki değişik unsurların yönetime katılması istenmiştir. Savunucusu Prens Sebahattin’dir. Liberal ekonomi modeli benimsenmiştir. * İttihatçılara karşı olanlar ise Volkan adlı bir gazete çıkardı * Osmanlıda ilk kadın dergisi 1869’da çıkan muhadderat (Kadınların yükselişi)’dir. Terakki- * Sahibi ve yazarları kadın olan ilk dergi Şükufezar (Çiçek Bahçesi)’dır. * en uzun soluklu kadın gazetesi Hanımlara Mahsus Gazete’dir. * Dönemin önemli kadın yazarları: Fatma Aliye, Halide Edip, İsmet Hakkı, Şair Nigar, Emine Semiye, Fatma Fahrünnisa, Fatma Kevser, Gülistan İsmet ve Fatma Müzehher’dir. *Halide Edip’i ön plana çıkaran 1905’te yayınlanan Demet adlı dergidir. EĞİTİM ALANINDA DEĞİŞİMLER *Ahmet Cevdet Paşa tarafından Encümenidaniş kuruldu. Görevi; ders kitaplarını seçmek ve fen dersleri ile ilgili çeviri yapmaktı. *1856’da bugünkü MEB’in görevini yapan Maarifi Umumiye Nezareti kuruldu. Tıbbıye, Harbiye ve Bahriye dışındaki tüm okullar bu kuruma bağlandı.(1861) *1868’de Galatasaray Sultanisi açıldı. * 1869’da Maarifi Umumiye Nizamnamesi çıkarıldı. Her mahalle ve köyde sıbyan mektebi açılması kararlaştırıldı. *1870’de Darülfünun açıldı. Üç defa kapanıp açılan okul 1900’de Darulfununuşahane adıyla yenide açıldı. (Bugünkü İstanbul Üniv.) *II. Abdulhamit döneminde çeşitli meslek okulları açıldı. (Baytar Mektebi, Orman ve Maden Mektebi, Telgraf Mektebi, Kadostro Mektebi, Dişçi Mektebi) *II. Meşrutiyetin ilanından sonra kız mekteplerinin sayısı arttı. AZINLIKLAR VE YABANCI OKULLAR *Tanzimat döneminden itibaren yabancı okul sayısı ciddi oranda artmıştır. *Rumlar, 1844’te papaz yetiştirmek için Heybeliada Ruhban Okulu’nu açtı. *Yahudiler 1854’te Musevi Asri Mektebi’ni kurdular. * Çok sayıda Ermeni okulu açıldı. * Yabancı okullar Osmanlının kuyusunu kazan zararlı cemiyetlerle birlikte hareket ettiler. * Yabancı okulların çoğunun petrol bölgesi olan G.doğu And. Ve Filistin’de açılması dikkat çekicidir. * Çocuklarını yabancı okula gönderen ilk Türk Muşir Fuat Paşa’dır. (8 çocuğunu Saint-Joseph Kolejine gönderdi.) * İlk yabancı kız koleji 1871’de açılmış sonradan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji adını almıştır. KÜLTÜR, SANAT GELİŞMELER VE MİMARİ ALANINDA *Osman Hamdi Bey ve Şeker Ahmet Paşa ilk önemli ressamlarımızdır. Not: Osmanlıda müzeciliğin Bey’dir.(Müzeyihümayun) kurucusu Osman Hamdi *İlk ressam padişah Abdulaziz’dir. *Osmanlıda resim eğitimi veren ilk okul Osman Hamdi Bey’in kurduğu Sanayiinefise Mektebi’dir. *Osmanlı’da XX. Yüzyılın önemli ressamları ise Şevket Dağ, İbrahim Çallı ve Feyhaman Duran’dır. *Mimaride Seçmeci (Eklektik) tarzı kullanılmaya başlandı. Beylerbeyi ve Çırağan Saraylari ile Yıldız Camii, Hamidiye Camii ve Aksaray Valide Camii bu tarzın önemli eserleridir. * II. Abdulhamit’in kurdurduğu Arkeoloji Müzesi (Asarıatika), Osmanlı arkeolojisini geliştirdi. * Ortaköy Camii, Dolmabahçe Sarayı, II.Mahmut Türbesi ve Nusretiye Camii ise Ampir Usulü ile yapılan ender eserlerdir. *XX.yy başlarından itibaren Osmanlı mimarisinde öze dönüş başladı. Bu döneme Neoklasik Dönem denir. Bostancı ve Bebek Camileri ile Haydarpaşa İskelesi bu dönemin ürünüdür MÜZİK, EĞLENCE VE SPOR ALANINDA GELİŞMELER *Osmanlıda müzik eğitiminin başlamasını sağlayan okul II. Mahmut döneminde açılan Mızıkayıhümayun’dur. Not: Avrupa’dan getirilen Donazetti ilk askeri bandoyu kurdu. *Abdulmecit döneminde Osmanlı saraylarında Batı operaları seslendirildi. * Dede Efendi, Arif Dede ve Hacı Arif Bey dönemin ünlü Türk musikisi sanatçılarıdır. *İlk Osmanlı tiyatrosu (Abdulmecit Dön.) Güllü Agop tarafından *İlk tiyatro eseri Şinasi’nin yazdığı Şair Evlenmesi’dir. * 1903’TE BEŞİKTAŞ, 1905’te gs, 1907’de fb kuruldu. kuruldu. *1908’de Selim Sırrı (Tarcan) tarafından Osmanlı Milli Olimpiyat Cemiyeti kuruldu. * Osmanlı Devleti ilk kez 1912 Stockholm Olimpiyatlarına katıldı. XX.YY OSMANLI DEVLETİ VE SAVAŞLAR TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912) Nedenleri: 1) Siyasi birliğini geç kuran İtalya’nın sömürgecilik faaliyetlerine girişmesi. 2) İtalya’nın Habeşistan’a saldırması ve başarılı olamaması. 3) İtalya’nın Habeşistan yenilgisi üzerine yeni yerlere göz dikmesi. 4) İtalya’nın diğer Avrupa devletleri ile anlaşması. 5) Trablusgarp’ın İtalya’ya yakın ve savunmasız olması. 6) Trablusgarp’ın ticaret yolları üzerinde bulunması ve zengin maden yataklarına sahip olması. Savaş:İtalya, Rusya ile Racconigi Antlaşması’nı yapmış, Rusya boğazlara karşılık İtalya’nın Trablusgarp’ı işgal etmesini desteklemiştir (1909). İtalya, Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı gelişmişlikte geri bıraktığı ve bölgedeki İtalyanlara kötü davrandığı iddiasıyla Osmanlı’ya ültimatom çekmiştir. Osmanlı Devleti’nin görüşme isteğine rağmen İtalya, Trablusgarp’ı işgal etmiştir. Mustafa Kemal Trablusgarp ve Derne’de, Enver Bey de Bingazi’de başarılar kazanmıştır. Savaşın uzun sürmesi İtalya’yı maddi sıkıntıya sokmuş, savaşın bitmesini isteyen halkın tepkisi üzerine İtalya, Osmanlı’yı barışa zorlamak için Oniki Ada’yı işgal etmiştir. Bu sırada I.Balkan Savaşı başlaması, Osmanlı’yı zor durumda bırakmış ve Osmanlı Devleti İtalya ile Uşi Antlaşması’nı imzalanmıştır. Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912) 1- Trablusgarp ve Bingazi İtalya’ya bırakılacak. 2- Oniki Ada, Balkan Savaşı’ndan sonra geri alınmak üzere geçici olarak İtalya’ya bırakılacak. 3- İtalya, kapitülasyonların kaldırılması konusunda Osmanlı’ya yardım edecek. 4- Trablusgarp ve Bingazi’nin Duyun-u Umumiye İdaresi’ne ödediği borçları İtalya ödeyecek. 5- Trablusgarp ve Bingazi dini bakımdan Osmanlı halifesine bağlı kalacak. Sonuçları: 1) Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’da toprağı kalmamıştır. 2) İtalya Ege Denizi’ne yerleşmiştir. 3) İtalya Doğu Akdeniz’de önemli bir güç olmuştur. 4) Osmanlı Devleti’nin zayıfladığı anlaşılmıştır. 5) Oniki Ada geri alınamamış. Not 1:Uşi Antlaşması, halifelik makamının kullanılması yönü ile 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması’na benzer. Not 2:Oniki Ada, Sevr’de ve Lozan’da İtalya’ya bırakılmıştır. II.Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya, Oniki Ada’yı Yunanistan’a vermiştir (1947). BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913) Nedenleri: 1) Balkan devletlerinin kendi arasında Osmanlı’ya karşı ittifak yapması ve Osmanlı Devleti topraklarını ele geçirmek istemeleri. 2) Rusya’nın Balkanlar’da takip ettiği politika. 3) Rusya’nın Boğazlar’a yerleşme planı. 4) Rusya ve İngiltere arasında yapılan Reval Görüşmeleri (1908). 5) Trablusgarp Savaşı’nın çıkması (1911). I.Balkan Savaşı (1912)Formül: Ka Sa Ba Ya :Karadağ'ın Osmanlı'ya savaş açmasıyla başlamıştır. Karadağ'dan sonra Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan Osmanlı Devleti’ne savaş açmıştır. Bulgar ordusu, Edirne’yi kuşatmış, Kırklareli ve Lüleburgaz’ı da alıp Çatalca’ya kadar ilerlemiştir. Yunanlar Ege adalarına asker çıkarmıştır. Osmanlı Devleti, Osmanlı ordusu içindeki siyasi çekişmeler yüzünden savaşı kaybetmiştir. Osmanlı Devleti Londra Barış Antlaşması’nı imzalamıştır. Londra Antlaşması (1913) 1- Osmanlı’nın Batı sınırı Midye-Enez hattı olacak. 2- Yunanistan; Selanik, Güney Makedonya ve Girit’i alacak. Bulgaristan; Kavala, Dedeağaç ve bütün Trakya’yı alacak. Sırbistan; Orta ve Kuzey Makedonya’yı alacak. Arnavutluk ve Ege adalarının geleceği büyük devletlere bırakılacak. I.Balkan Savaşı’nın Sonuçları: 1) Arnavutluk savaş sırasında bağımsızlığını ilan etmiştir. 2) Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan ayrılan son devlet olmuştur. 3) Londra Görüşmeleri devam ederken Bâb-ı Âlî Baskını gerçekleşmiştir (1913). 4) Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır. 5) Osmanlı Devleti’nin batıda yalnızca Bulgaristan’la sınırı kalmıştır. 6) Osmanlıcılık fikri sona ermiştir. 7) Balkanlar’dan kaçan Türkler Anadolu’ya göç etmiştir. 8) M.Kemal’in; “Ordu siyasete karışmamalıdır” sözünün doğruluğu anlaşılmıştır. 9) Not : Arnavutluk, Balkanlar’da Osmanlı’dan ayrılarak bağımsız olan son devlettir. II.Balkan Savaşı (1913)Formül: Bi - Ya Ra Sa Nedenleri: 1) Bulgaristan’ın çok güçlenmesi. 2) Osmanlı Devleti’nden alınan Balkan topraklarının paylaşılamaması. Savaş:Balkanlar’daki tüm devletler Bulgaristan’a saldırmıştır. Daha sonra cephe değişmiş, Bulgaristan ile Romanya, Yunanistan ile Sırbistan arasında savaş olmuştur. Osmanlı Devleti Edirne ve Kırklareli’yi geri almıştır. Bulgaristan mağlup olmuştur. Balkan devletleri, aralarında Bükreş Antlaşması’nı imzalayarak savaşa son vermiştir (10 Ağustos 1913). Antlaşmaya göre Bulgaristan; Yunanistan, Sırbistan ve Romanya’ya toprak vermiştir. Osmanlı Devleti’nin II.Balkan Savaşı sonunda imzaladığı antlaşmalar şunlardır: 1) İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913 - Bulgaristan ile imzalanmıştır ) 1- Kırklareli, Dimetoka ve Edirne Osmanlı’da kalacak. 2- Meriç Nehri batı ile sınır olacak. 3- Bulgaristan’daki Türkler dört yıl içinde göç edebilecek. 4- Bulgaristan’da kalan Türkler din ve mezhep hürriyetinden yararlanabilecek. 5- Türkler’in okuduğu ilk ve orta dereceli okullarda eğitim dili Türkçe olacak. 6- Türkler’in mülkiyet hakkına saygılı olunacak. 2) Atina Antlaşması (14 Kasım 1913 Yunanistan ile imzalanmıştır) 1- Girit; Yunanistan’a bırakılacak. 2- Yunanistan’da kalan Türkler’in hakları güvence altına alınacak. 3- Ege adalarının geleceğini büyük devletler belirleyecek. 3) İstanbul Antlaşması (13 Mart 1914 Sırbistan ile imzalanmıştır):Sırbistan’da kalan Türkler’in hakları güvence altına alınacaktır. Not 1:Osmanlı Devleti’nin Sırbistan ile sınırı olmadığından antlaşmada sınır problemi yaşanmamıştır. Not 2:İmroz, Bozcaada, Meis ve Kaş adaları dışındaki tüm adalar Yunanistan’a verilmiştir. I.DÜNYA SAVAŞI (1914-1918) Nedenleri: 1) Avrupalı devletlerin sömürgecilik faaliyetleri, hammadde ve pazar rekabeti. 2) Almanya ve İtalya’nın sömürgeciliğe başlamaları. 3) İngiltere ve Fransa’nın, Almanya’ya karşı silahlanmaya başlaması. 4) Rusya’nın ideallerini gerçekleştirme isteği. 5) Balkanlar’da Slav - Germen çekişmesi. 6) Fransız İhtilali’nin doğurduğu milliyetçilik akımı. 7) Fransa’nın Alsace-Loraine’i Almanya’dan almak istemesi. 8) Avusturya-Macaristan prensinin Saraybosna’da bir Sırp milliyetçi tarafından öldürülmesi (28 Haziran 1914). I.Dünya Savaşı’nda Oluşan Bloklar İttifak (Bağlaşma) İtilaf (Anlaşma) (1883) Bloğu (1907) S.Önces Almanya,Avustury İngiltere,Fransa,Rus i a-Macaristan ya ,İtalya 345- Savaş Sırası Osmanlı ,Bulgaristan İtalya,ABD,Romany a Japonya,Yunanistan. . Not 1:İtalya, İttifak grubunda iken Antalya ve çevresinin kendisine bırakıldığı gizli Londra Antlaşması ile İtilaf Grubu’na geçmiştir. Not 2:Bulgaristan Çanakkale Savaşı’ndan sonra İttifak Grubu’na katılmıştır. Osmanlı Devleti’nin I.Dünya Savaşı’na Girme Nedenleri 1) İttihatçıların Almanlar’a sempati duyması. 2) Alman desteği ile devletin kurtulacağına inanılması. 3) Osmanlı Devleti’nin Almanya ile gizli bir anlaşma yapması (2 Ağustos 1914). 4) Osmanlı Devleti’nin siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi. 5) Osmanlı Devleti’nin, İngiltere ve Fransa’nın ekonomik baskılarından kurtulmak istenmesi. 6) Osmanlı Devleti’nin kaybettiği toprakları geri almak istemesi. 7) Osmanlı coğrafyasının jeopolitik önemi. Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni I.Dünya Savaşı İçine Çekme Nedenleri 1) Almanya’nın halifelik makamını kullanarak İngiliz ve Fransız sömürgelerindeki müslümanları ayaklandırmak istemesi. 2) Almanya’nın yeni cepheler açarak İtilaf devletlerinin kendi üzerindeki baskısını hafifletmek istemesi. 3) Almanlar’ın, İngilizler’in Osmanlı toprakları üzerinden geçen Uzak Doğu sömürge yollarını ele geçirmek istemesi. 4) Almanya’nın Musul-Kerkük petrollerinden yararlanmak istemesi. 5) Almanya’nın, İtilaf devletlerinin Boğazlar yoluyla Rusya’ya yardım göndermesini önlemek istemesi. 6) Almanlar’ın İngilizler’den kaçan Goben ve Breslav adlı gemileri Osmanlı Devleti’ne sığınmıştır. 7) Osmanlı, gemileri satın aldığını açıklamış ve gemilerin adlarını Yavuz ve Midilli olarak değiştirmiştir. 8) Bu gemiler, Rusya’nın Sivastopol ve Odesa limanlarını bombalamıştır. 9) Ruslar Karadeniz sahillerine ve Doğu Anadolu'ya saldırmıştır. OSMANLI DEVLETİ’NİN I.DÜNYA SAVAŞI’NDA SAVAŞTIĞI CEPHELER Kafkas Cephesi- Cephenin Açılma Nedenleri : 1) İttihatçıların Orta Asya’daki Türkler’i birleştirme ve Hindistan’a kadar toprakları genişletme isteği. 2) Almanlar’ın Bakû petrollerini ele geçirmek için Osmanlı’yı kışkırtması. Savaş:Ruslar’ın Doğu Anadolu’ya saldırmasıyla mücadele başlamıştır (1 Kasım 1914). Enver Paşa Sarıkamış’ta Ruslar’a karşı cephe açmıştır. 90.000 asker Allahuekber Dağları’nda soğuktan donarak şehit olmuştur (Sarıkamış Faciası). Ruslar, Doğu Anadolu’yu işgal etmiştir. M.Kemal Muş ve Bitlis’i Ruslar’dan geri almıştır (1914). Rusya’da Bolşevik İhtilali çıkmıştır (1917). Rusya Brest Litowsk Antlaşması ile I.Dünya Savaşı’ndan çekilmiş; Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne bırakmıştır (3 Mart 1918). Kanal Cephesi Cephenin Açılma Nedenleri : 1) Osmanlı Devleti’nin Mısır’ı İngilizler’den geri alma düşüncesi. 2) Osmanlı Devleti’nin, İngilizler’in Uzak Doğu sömürgeleriyle olan bağlantısını kesmek ve Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek istemesi. Savaş:Cephede mücadele 3 Şubat 1915’te başlamıştır. Almanya’nın desteği ile iki kez harekat düzenlenmiştir. Osmanlı Devleti başarılı olamamıştır (1916). Suriye ve Filistin Cephesi -Cephenin Açılma Nedeni : 1) Osmanlı Devleti’nin İngilizler’in Süveyş’ten kuzeye doğru ilerleyişini durdurmak istemesi. Savaş:İngilizler Halep’e kadar ilerlemiştir (1918). Yıldırım Orduları Komutanı M.Kemal Paşa, İngilizler’i Halep’in kuzeyinde durdurmuştur. Misak-ı Milli’nin Suriye sınırı çizilmiştir. Irak Cephesi Cephenin Açılma Nedenleri : 1) İngilizler’in Rusya’ya yardım ulaştırmak istemesi. 2) İngilizler’in Musul-Kerkük petrollerine sahip olmak istemesi. İngilizler’in Hint deniz yolunun güvenliğini sağlamak istemesi. Savaş:İngilizlerin Basra’ya çıkarma yapmasıyla başlamıştır. Türk ordusu Kut-ül Amare’de başarılı olmuş ise de, İngilizler Bağdat’ı ele geçirmiştir (11 Mart 1917). Çanakkale CephesiCephenin Açılma Nedenleri : 1) İtilaf Devletleri’nin Rusya’ya yardım göndermek istemesi. 2) İtilaf Devletleri’nin Boğazlar’ı ele geçirerek, Osmanlı’nın İttifak Devletleri ile bağlantısını kesmek ve Osmanlı’yı saf dışı etmek istemesi. 3) İtilaf Devletleri’nin Balkan devletlerini yanlarına çekmek istemesi. 4) Osmanlı’nın Kafkas ve Kanal cephelerinden çekilmesinin sağlanmak istenmesi. Savaş:İngiliz ve Fransız donanmaları Çanakkale Boğazı’na saldırmış, savaş başlamıştır (19 Şubat 1915). Mayınlı boğazlardan İtilaf Devletleri geçememiştir. İtilaf Devletleri Gelibolu Yarımadası’na ve boğazın iki yakasına asker çıkarmıştır. Türk askeri Gelibolu, Conkbayırı, Anafartalar’da başarı elde etmiştir M.Kemal bu cephede başarılar kazanmıştır. Düşman askerleri sekiz ay sonra savaştan çekilmek zorunda kalmıştır (9 Ocak 1916). Çanakkale Savaşı’nın Sonuçları : 1) I.Dünya Savaşı’nda Osmanlı, yalnız bu cephede başarılı olmuştur. 2) Çanakkale Savaşı, I.Dünya Savaşı’nın uzamasına neden olmuştur. 3) 500.000 insan ölmüştür. 4) M.Kemal; önce albay, daha sonra da general olmuş, yurt içinde ve dışında tanınmıştır. 5) Bulgaristan İttifak Devletleri yanında savaşa katılmıştır. 6) Rusya’da Bolşevik İhtilali olmuş, SSCB kurulmuştur. 7) Kafkas Cephesi kapanmıştır. 8) Zafer, tutsak milletlere bağımsızlık mücadelesinde bir örnek oluşturmuştur. 3) Hicaz-Yemen Cephesi Cephenin Açılma Nedeni : 1) Osmanlı Devleti’nin kutsal yerleri İngilizler’den korumak istemesi. 2) İngilizler Araplar’ı Osmanlı aleyhine kışkırtmıştır. Savaş:Fahrettin Paşa İngilizler’le ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin ile mücadele etmiş, başarılı olunamamıştır. Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephesi Cephenin Açılma Nedeni :Osmanlı Devleti’nin; müttefiklerine (özellikle Almanlara) yardım etmek istemesi. Savaş:Osmanlı; Rusya, Romanya ve Fransa ile mücadele etmiş, fakat başarılı olamamıştır. Not 1:M.Kemal; Kafkas, Çanakkale ve Suriye-Filistin cephelerine katılmıştır. Not 2:Kafkas ve Kanal cepheleri taarruz cepheleridir ve bu cephelerin açılmasında Almanya’nın isteği etkili olmuştur. Kanal cephesinde Almanlar cephane yardımı da yapmışlardır. Not 3:Osmanlı Devleti Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephesi’nde kendi sınırları dışında savaşmıştır. Not 4:Brest-Litowsk Antlaşması ile Osmanlı Devleti, Berlin Antlaşması ile Rusya'ya verdiği Kars, Ardahan ve Batum'u geri almıştır. Not 5:Osmanlı'nın kazandığı tek cephe Çanakkale'dir. Not 6:Başta kazanılmaya çalışılıp kaybedilen cephe Irak'tır. ATEŞKES ANTLAŞMALARI Formül: Bi ------ Se Ma Ve R 1. Rusya; Brest-Litowsk Antlaşması ile (3 Mart 1918). 2. Bulgaristan Selanik Antlaşması ile (29 Eylül 1918). 3. Osmanlı Devleti Mondros Ateşkes Antlaşması ile (30 Ekim 1918). 4. Avusturya Villa Gusti Antlaşması ile (3 Kasım 1918). 5. Almanya ise Rethondes Antlaşması ile (11 Kasım 1918) savaştan çekilmişlerdir. I.DÜNYA SAVAŞI’NI BİTİREN BARIŞ ANTLAŞMALARI Formül: Ve Sa Na T Sa √ Savaşı bitiren barış antlaşmalarının metni Paris Barış Konferansı’nda hazırlanmıştır (18 Ocak 1919). Versailles Barış Antlaşması (28 Haziran 1919) Almanya ile imzalanmıştır.Almanya; Alsace-Loraine’i Fransa’ya bırakmıştır. Bir kısım topraklarını Belçika ile yeni kurulan Litvanya, Polonya ve Çekoslovakya’ya bırakmıştır. 3- Sömürgeleri galip devletler arasında paylaşılmıştır. 4- Avusturya ile haberleşmeme sözü vermiştir. 5- Zorunlu askerlik kaldırılmıştır. 6- Ağır silahlara sahip olması yasaklanmıştır. 7- Savaş tazminatı ödemeyi kabul etmiştir. Saint-Germain Barış Antlaşması (10 Eylül 1919) Avusturya ile imzalanmıştır. 1- Avusturya-Macaristan İmparatorluğu iki ayrı devlet olmuştur. 2- Avusturya; Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya’nın bağımsızlığını tanımıştır. 3- Avusturya’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır. 4- Avusturya, Milletler Cemiyeti’nin onayını almadan Almanya ile birleşmemeyi kabul etmiştir. Neuilly Barış Antlaşması (27 Kasım 1919) Bulgaristan ile imzalanmıştır.Bulgaristan; 1- Güney Dobruca’yı Romanya’ya, Batı Trakya’yı Yunanistan’a, bir kısım topraklarını ise Yugoslavya’ya bırakmıştır. 2- Bulgaristan’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır. 3- Deniz ve hava kuvveti bulunmayacak, orduda asker sayısı 25.000 kişiyi geçmeyecek. Trianon Barış Antlaşması (4 Haziran 1920) Macaristan ile imzalanmıştır.Macaristan; 1- Topraklarının büyük kısmını Romanya, Çekoslovakya ve Yugoslavya’ya bırakmıştır. 2- Macaristan’da zorunlu askerlik kaldırılmıştır. 3- Deniz ve hava kuvvetleri bulunmayacaktır. √ Sevr Barış Antlaşması (10 Ağustos 1920) Osmanlı Devleti ile imzalanmıştır. Mebusan Meclisi kapalı olduğundan anlaşma onaylanmamış ve uygulanamamıştır. Osmanlı Devleti'nin imzaladığı son antlaşmadır. Not 1:Versailles Antlaşması, II.Dünya Savaşı’nın nedeni olmuştur.Not 2:Saint-Germain Antlaşması ile AvusturyaMacaristan İmparatorluğu iki ayrı devlet olmuştur.Not 3:Neuilly Antlaşması ile Bulgaristan’ın Ege Denizi ile bağlantısı kesilmiştir.Not 12- 4:Tarianon Antlaşması, ileride çıkacak azınlıklar meselesinin zeminini hazırlamıştır.Not 5:Sevr Antlaşması Osmanlı’nın imzaladığı son antlaşmadır, Mebusan Meclisi dağıtıldığından onaylanmamış ve uygulanmamıştır. I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI 1) Savaştan en karlı devlet İngiltere çıkmış ve Avrupa’nın bir numaralı devleti olmuştur. 2) Fransa, Almanya’nın etkisinden kurtularak ikinci güçlü devlet haline gelmiştir. 3) İtalya, Avusturya’dan toprak almış ve Oniki Adalar’a hakim olmuştur. 4) Rus, Alman, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı imparatorlukları yıkılmış yeni milli devletler kurulmuştur. 5) Litvanya, Letonya, Estonya, Finlandiya, Yugoslavya, Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, SSCB kurulan yeni devletlerdir. 6) Avrupa’da denge boşluğu meydana gelmiştir. 7) Yenilen devletlerde rejim değişikliği olmuştur. 8) Dünya barışını sağlamak için merkezi Cenevre’de olan Milletler Cemiyeti kurulmuştur. 9) Sömürgeciliğin yerini manda ve himayecilik almıştır. 10) Sınırlar çizilirken “milliyetçilik” ilkesi dikkati alınmadığından “azınlıklar” meselesi çıkmıştır. 11) I.Dünya Savaşı’nı bitiren antlaşmalar II.Dünya Savaşı’nın zeminini hazırlamıştır.