NEMATODLAR Prof Dr Y.Ali Öner -Vücutları uzun, iki ucu ince, silindir şeklinde ve segmentsiz. Kalın bir kütiküla ile örtülüdür. -Renkleri beyaz, sarı ya da kırmızımsıdır, -Nematodların boyu birkaç milimetre ile metre arasında değişir. -Bunlarda belirli bir baş kısmı çoğu kez yoktur. -Erkek ve dişi bireylerin ayrı olmasıyla sestodlardan ve Schistosomalar dışkıdaki trematodlardan ayrılırlar.. -Nematodların erkek bireyleri, dişiden daha ufaktırlar kıvrılmış bir kuyruk kısımları vardır. -Bazı nematodlar yumurtlar (ovipar), bazıları doğurur (vivipar). -Bazıları da larva teşekkül etmiş yumurta yumurtlar(ovovivipar) -Nematod yumurtalarında kapak yoktur -Bazı nematodlarda dudaklar . dişler veya onların ödevini gören kesici yüzeyler vardır. -Rabditiform=stercoral : oesophagus şişkin (bulbus) -Filariform =strongiloid : Oesophagusu düz -Nematodların insana bulaşması çeşitli yollardan olabilir. 1.Dışkıyla çıkarılıp toprakta gelişen yumurtaların yutulması, 2.Toprakta yumurtadan çıkan kurtçuğun ya da dışkıyla çıkan kurtçuğun geliştikten sonra deriyi delerek vücuda girmesi. 3. Konağın kanında bulunan kurtçuk, sokucu böcekler tarafından alınır. Vektör oları böcek, vücudunda gelişen kurtçuğu yeni konaklara bulaştırması. BAĞIRSAK NEMATODLARI ASCARIS LUMBRICOIDES Morfoloji ve evrim İnsan için önemli nematodların en büyüğü olan Ascaris lumbricoides silindir şeklinde, uçları ince, kahverengi, sarı veya beyaz renklidir. Erkek ortalama 25, dişi 35cm uzunluktadır. Enleri 0.5 cm kadardır. Erkek helmintin arka ucu çengel şeklinde kıvrılmıştır. Bu kıvrımın uç kısmında iki tane ikişer mm uzunluğunda spikül mevcuttur. Bir dişi günde 200.000 kadar yumurta yumurtlayabilir. Ascaris lumbricoides'in yumurtası kahverengi, oval ve bazen yuvarlak olup, ortalama 60x45µ büyüklüğündedir. Döllenmiş yumurtada renksiz olan kalın kabuğun dış kısmında yüzeyi girintili, çıkıntılı ve safra boyaları ile kahverengi boyanan bir albümin kılıfı vardır. Vücuttan çıkan yumurtalarda döllenmiş bir yumurta hücresi bulunur. Dayanıklı olan yumurtalar bir yıl canlı kalabilirler. Dışkıda döllenmemiş yumurtalar da görülebilir. Bunlar döllenmiş yumurtadan daha uzun olup içlerini tamamen vitellus hücreleri doldurmuştur. Yumurtalar dış etkilere oldukça dirençlidir. Ancak 45°C’nin üstünde canlılıklarını yitirirler. Kışın yumurtalar canlı kalır, fakat gelişemezler. Uygun ortam koşullarında, 30°C’de ve aerop, % 50 nemli bir yerde, bir iki hafta içinde döllenmiş yumurtalardaki yumurta hücresi bölünür ve hareketli bir rabditiform kurtçuk gelişir. İçinde canlı kurtçuk bulunan ağız yolundan alan insanda evrim devam eder. Duodenumda kurtçuk açığa çıkar ve ince barsağa geçer, barsak duvarından girerek kana karışır. Sıra ile karaciğere, sağ kalbe ve sonra akciğerlere gelir; ya da kurtçuk lenf yollarından ilerleyerek mezenter lenf düğümlerine gelebilir ve buradan tekrar çeşitli yollardan, örneğin periton boşluğu ya da portal toplardamarlardan sonra karaciğerden geçerek akciğere erişebilir. Alveollerde birkaç gün büyürler ve kılcal damarlardan hava boşluklarına geçerler. İki defa gömlek değiştirerek trakeadan yukarı çıkar ve özofagus yoluyla 10 gün sonra 2mm ye kadar büyümüş ve mide asidine dirençli bir halde barsağa dönerler. Ġki ay içinde böyle bir kurtçuktan erişkin helmint meydana gelmiş olur. Tanı Dışkının incelenmesi ve yumurtalarının görülmesiyle tanı sağlanır. Akciğer belirtileriyle seyreden vakalarda muayene maddesi olan balgamda helmintin kurtçuk şekilleri araştırılır. Ascaris lumbricoides laboratuvar tanısında anahtar noktalar: 1. Döllenmiş ve döllenmemiş yumurtalar formol-eter çöktürme metoduyla bulunabilir. (Döllenmemiş yumurtalar çinko sülfat yüzdürme metodunda yüzmezler.) 2. Genelde, basit dışkı incelemeleri yeterlidir. Erişkin solucanların göçünden kaynaklanan bazı problemlerden dolayı; ameliyat olan veya genel anestezi uygulanacak hastalar Ascaris lumbricoides varlığı açısından kontrol edilmelidir. (Bazı anestetikler göç etmeleri için nematodları uyarır.) 3. Yumurtaların kalıcı boyalı preparattan bulunması zor olabilir. Genellikle çok koyu boyanırlar ve dışkıdaki artık zannedilebilir. ENTEROBIUS VERMICULARIS Oksiyür, kıl kurdu; çok eskiden tanımlanmış olan ve bütün dünyada, özellikle çocuklarda, yaygın olarak bulunan bir nematoddur. Morfoloji ve evrim Enterobius vermicularis çok ufak ve beyaz renklidir. Dişi bireyi, 8-13 mm boyunda ve 0.4 mm enindedir. Erkek 2-5 mm boyunda 0,1 mm enindedir. Enterobius vermicularis yumurtası 55x25 u büyüklükte, oval ve bir tarafı yassı (D harfi), dolayısıyla asimetriktir. Yumurtanın içinde kendi üzerine kıvrılmış bir embriyon vardır. Bunlar, renksiz iki tabakalı, şeffaf kabuğu olan yumurtalardır; perianal bölgede bulunurlar. Başı vasıtasıyla barsak mukozasına yapışmış olarak yaşayan ve kan, epitel hücreleri, organik maddelerle beslenen Enterobius vermicularis in yaşama süresi iki ay kadardır. Bu nematodun dişisi bağırsağa yumurtlamaz anüs çevresinde yumurtlar. yumurtalarını perianal bölgeye bıraktıktan sonra ölür. Helmintin neden olduğu kaşınma sonucunda yumurtalar etrafa yayılabilir. Bu sırada yumurtaların içinde embriyon vardır ve vücut ısısı gibi elverişli ısı ile nem bulunduğunda 2-6 saat kadar kısa zaman içinde insan için bulaştırıcı hale geçerler. Böyle yumurtaları sindirim veya solunum yolundan alan bireylerde barsakda rabditiform kurtçuk açığa çıkar ve ince bağırsağa geçer. Erişkin helmint çekum bölgesinde yerleşir. Tanı Dışkıda helmintin kendisinin ve yumurtalarının görülebilme olasılığı oldukça azdır. Bu bakımdan, sadece dışkı incelemesi ile negatif sonuç bildirilmemeli anüs çevresinde çeşitli yerlerden ve ayrı zamanlarda birkaç kez muayene maddesi alınmalıdır. Yumurtaları bulabilmek için selofan-bant (seloteyp) dan faydalanılabilir. Seloteyp yapışkan yüzü üstte kalmak üzere dil basacağının uç kısmına yerleştirilir anüs etrafına sıkıca bastırılır. Sonra bu seloteyp yapışkan yüzü alta gelecek şekilde üzerinde bir damla toluen bulunan lama yapıştırılır ve mikroskopda incelenir. Toluen, hava kabarcıklarını ortadan kaldırır, epitel hücrelerini ve seloteypin yapışkan maddesini eriterek temizler. Çocukların anüsünden çıkan ve anneleri tarafından bulunan helmintler kesin tanı için laboratuvara getirilmelidir. Enterobius vermicularis laboratuvar tanısında anahtar noktalar: 1. Selofan-bant yöntemi tanı testi seçeneklerinden en iyisidir. 2. Özellikle çocuklarda erişkin solucanlar dışkı örneğinin üzerinde ya da yüzeyinin altında bulunabilir. 3. Yumurtalar ara sıra dışkıda da görülür, fakat bu tesadüfi bir bulgudur. TRICHURIS TRICHIURA İnsanın çekumunda yaşayan Trichuris trichiura yeryüzünde yaygın olarak bulunmaktadır. Morfoloji ve evrim Trichiuris trichiura, vücut yapısı bakımından bir kamçıya benzetilir. Ön kısmı kıl gibi ince, arka kısmı kalın, gri renklidir. Erkek 4 cm uzunlukta, dişi biraz daha uzuncadır. Genişlikleri 2 mm kadardır. Dişiden farklı olarak erkeğin arka ucu iyice kıvrılmıştır. Bu nematodun yumurtasının her iki ucunda mukoid bir tıkaç vardır; böylece, limon şeklinde görünürler. 50x25 u büyüklükte olup, kahverengidir. Vücudun ön kısmıyla barsak mukozasına gömülmüş olarak, genellikle çekumda, bazen kalın barsak veya apandisde yerleşen helmintin yumurtaları dışkıyla çıkılır. Nemli toprak üzerinde ortalama dört hafta içinde yumurtalarda bulaştırıcı kurtçuk şekli meydana gelir. Böyle yumurtaları pişmemiş sebzeler veya su ya da kirlenmiş parmaklarıyla sindirim yolundan alan insanlarda kurtçuk açığa çıkar ve önce barsak villuslarının içine girerek bir hafta kadar yaşar. Sonra barsak boşluğuna girer ve ortalama bir ay içinde erişkin şekle geçerek barsakta yerleşir. Tanı Dışkıda tipik yumurtalar kolayca tanınarak kesin tanı olasıdır. Trichuris trichiura Laboratuvar Tanısında Anahtar Noktalar: 1. Yumurtalar normalde, direkt preparat ya da konsantrasyon yöntemiyle rutin parazit incelemesi sonucu bulunur. 2. Erişkin solucanlar çok nadir görülür. 3. Bir çok infeksiyon hafif seyreder; fakat bir çok ağır seyreden infeksiyonlarda Entamoeba histolytica’nın neden olduğu dizanteriden ayırt edilmelidir. 4. Yumurtalar genellikle kalıcı boyalı preparatlarda bulunabilir. Fakat morfoloji kolaylıkla taze yaş preparatta görülebilir. Rektum prolapsusu STRONGYLOIDES STERCORALIS Kozmopolit olan, fakat daha çok tropikal ülkelerde, nemli bölgelerde bulunan Strongyloides stercoralis, insanda duodenum ve jejunumda yerleşerek hastalık etkeni olur. Morfoloji ve evrim Helmintin parazit ve serbest yaşayan şekillerinin vücut yapıları ayrıdır. Parazit olarak yaşayan dişi helmint renksiz ve yarı şeffaftır. boyu 2 mm, eni 0.05 mm kadardır. Erkek birey daha da ufak olup, boyu 0.7 mm dir. Kuyruk kısmı kıvrılmıştır ve iki spikül taşır Strongyloides stercoralis'de ufak bir ağız boşluğu ve belirli olmayan dudaklar vardır. Silindir şeklinde bir borudan ibaret olan özofagusu izleyen barsak anüs ile sonlanır. Dişinin uterusunda 10-14 kadar yumurta bir kılıf içinde birbiri ardına dizilmiştir. Helmintin doğada, nemli topraklarda serbest yaşayan şekilleri (rabditoid veya rabditiform şekil), parazit olanlardan (strongiloid veya filariform şekil) daha ufaktırlar. Dişi 1 mm, erkek 0.6 m uzunluktadır ve enleri ancak 50 µ kadardır. Her ikisinin ağızlarında üç dudak bulunur ve özofagusun arka kısmında bir şişkinlik vardır. Dişinin kuyruğu uzun, düz ve sivridir. Erkeğinkinin ucu kıvrıktır ve iki spikül taşır. Mukoza içinde yumurtlanan Strongyloides stercoralis yumurtaları, 50x30µ büyüklüğünde, ince kabuklu ve şeffaftırlar. Ancak müshil verildiği zaman dışkıyla çıkarırlar. Bunların içinde bölünmüş yumurta hücresi, bazen de gelişmiş kurtçuk bulunur. Strongyloides stercoralis, uzun yıllar insanın ince barsağında yaşar. Helmint jejunum mukozasına girer yumurtlar, burada yumurtadan ayrılan kurtçuk dışkı ile çıkar. Ender olarak kan dolaşımına girebilir. Bundan sonraki evrim indirekt ve direkt olmak üzere iki çeşit olabilir. İndirekt evrim, rabditiform kurtçuklar ortam ısısı 15°C den fazla ise gömlek değiştirerek özofagusları rabditiform özellik gösteren erişkin serbest şekiller haline geçerler. Bunların erkek ve dişi bireylerinin çiftleşmesi sonucunda dişiler, içinde kurtçuk bulunan yumurta yumurtlarlar. Bu yumurtalar ince kabuklu, oval ve 70x45µ büyüklüğündedir. Bunlardan doğada ve bazen uterus içinde kurtçuk şekli açığa çıkar. Bu rabditiform kurtçuk gömlek değiştirerek strongiloid adı da verilen fılariform kurtçuk şekline dönüşür. Bunların özofaguslarında rabditiform olanlarda görülen şişkinlik yoktur. Strongiloid kurtçuk deriden veya mukozadan insan vücudan girer; bazen yiyecekler ile sindirim yolundan alınabilir. Vücutta, kan dolaşımına girerek sağ kalbe, akciğerlere gelir. Kapiler duvarlarından alveollere geçer. Sonra glottise çıkar, trakea yoluyla özofagusa, yemek borusundan inerek barsağa gelir ve yerleşirler. Bu göç sırasında kurtçuk gelişme devrelerini tamamlar ve postfilariform şekle geçer, erişkin helmint meydana gelir. Direkt evrimde (Direkt evrim I) insan vücudunda, barsakta ya da anüs çevresinde yumurtalardan çıkan rabditifornı kurtçuklar filariform (strongiloid) kurtçuk şekline dönüşürler ve barsak mukozasından (hiperinfeksiyon) veya deriden girerek (otoinfeksiyon) vücut evrimlerini, indirekt evrimde bildirildiği gibi, tamamlarlar. Böylece erişkin şekil meydana gelir. Vücut direnci kalmamış hastalarda, özellikle AIDS vakalarında barsak duvarındaki rabditoid kurtçuk derinlere inip kan dolaşımına girebilir ve bir reinfeksiyona neden olur. Bunların dışında, dışkıyla çıkanları rabditiform kurtçukların toprakta doğruca filariform şekle dönüştüğü bir direkt evrim (Direkt evrim II) de vardır. (Şekil 3) Tanı Dışkıda veya duodenum sondasıyla alınan muayene maddesinde Strongyloides stercoralis'in kurtçuk ya da erişkin şekillerinin görülmesiyle tanı konur. Dışkı örneği kapaklı bir şişede ve 30°C de 1-2 gün bekletilir. Bu süre sonunda, dışkıda bulunan hareketli, karakteristik rabditoid kurtçuklar bir büyüteçle görülebilir. Bunların morfolojileri çengelli solucanların kurtçuklarına çok yakındır. Stronyloides stercoralis kurtçuğunda ağız boşluğu başın genişliğinin 1/3 ü uzunluğunda olduğu halde, çengelli solucanlarda bu ikisi aynı boydadırlar. Yumurtalara dışkıda rastlanmaz. Ancak, ishalli hastaların ve müshil verilenlerin dışkılarında içinde gelişmiş embriyon bulunan yumurtalar görülebilir. Bu yumurtalar Ancylostoma duodenale ve Necator americanus yumurtalarından daha küçük olmaları, uçlarının sivri oluşu ve içlerinde hareketli bir kurtçuk bulunmasıyla ayrılırlar. Filariform kurtçuklardan hazırlanan bir antijen ile allerjik tanı denenebilir. Strongyloides stercoralis laboratuvar tanısında anahtar noktalar: 1. Rhabditiform larva (infektif olmayan) dışkı konsantrayonunda bulunur. Nadiren Filariform (infektif) larva da dışkıda bulunabilir. 2. Eğer dışkı örnekleri negatifse, duedonal içeriğin incelenmesi tavsiye edilir. (duedonal aspirasyon, entero-test) 3. Çeşitli konsantrasyon yöntemleri (Baermann) ve kültürler (agar plaklar, lam kültürü) larvaların tanısı için kullanılabilir. 4. Yumurtalar dışkıda nadiren görülür, fakat duedonal içerikte bulunabilir. 5. Çok ağır infeksiyonlarda yumurtalar (çok genel değil) larvalı olabilir ve erişkin solucanlar dışkıda bulunabilir. ANCYLOSTOMA DUODENALE ve NECATOR AMERICANUS Eş adlar : Çengelli solucanlar, kancalı kurtlar. Bu bölümde incelenecek nematodlar, vücutlarının ön kısmı çengel şeklinde bükülmüş olduğundan, çengelli solucanlar (kancalı kurt) olarak adlandırılmıştır. Bunlardan insan sağlığı bakımından önemli olan Ancylostoma duodenale ve Necator americanus, birçok bakımdan birbirlerine benzerler. A. duodenale, Akdeniz bölgesinde, Çin, Japonya ve Hindistan gibi Asya ülkelerine de yayılmıştır. Esas olarak Afrika’da ve Pasifik Okyanusu’nda bazı adalarda, Güney Amerika'da rastlanan N. americanus, diğer bazı ülkelerde, bu arada Karadeniz bölgemizde de bulunmaktadır. Yurdumuzda da rastlanan çengelli solucanlar insanın ince barsağında yerleşerek hastalık etkeni olurlar. Ayrıca, kurtçukları insan vücudundaki göçleri sırasında birtakım klinik belirtiler meydana getirirler. Diğer canlılarda yaşayan Ancylostoma türlerinin kurtçukları da insanda «larva migrans» adı verilen klinik tabloya neden olurlar. Morfoloji ve evrim Her iki helmintin ön ve arka kısımları ince füsiform şekilde, silindirimsi, yüzeyleri düz ve pembemsi beyaz ya da gri renktedirler. A. duodenale dişisi ortalama 1.3 cm boyunda ve 0.5 mm enindedir. Erkek bundan biraz ufaktır Helmintlerin ön kısmında ağız ve kitin ile örtülü olan oval şekildeki ağız kapsülü bulunur. Bu kapsülde A. duodenale'nin birer çift ventral ve dorsal dişi mevcut iken N. americanus'un ventral ve dorsal kesici yüzeyleri ve ayrıca bir çift subdorsal lanseti vardır. A. duodonale’nin çiftleşme kesesinin eni boyundan daha fazladır; halbuki N. americanus da bu kesenin eni boyuna eşittir. N. americanus'un iki birleşme spikülü, A. duodenale'dekinin aksine, uç kısımda birleşmiş olarak bulunabilirler. Çengelli solucanların yumurtaları birbirlerine benzer. Ortalama 60x40µ büyüklüğünde, oval, simetrik ve uçları yuvarlaktır. Kabuk ince ve renksizdir. Yumurtladıklarında içlerinde yumurtayı tam doldurmayan iki ya da sekiz blastomer bulunur. Ağız kapsülleriyle ince barsak mukozasına yapışarak 5-10 yıl canlı kalabilirler. Burada çiftleşirler, döllenmiş olan yumurtalar dışkıyla atılır ve dış ortamda iki gün içinde bunlardan doğada serbest yaşayan rabditiform kurtçuklar çıkarak organik artık maddeler üzerinde beslenmeye başlarlar. Bu gelişmenin olabilmesi için ortamda oksijen, uygun nem ve 20° 30°C ısı bulunması gereklidir. Dışkı veya toprakta beslenerek büyür, gömlek değiştirir ve üç gün içinde 0.5 mm kadar büyüklükteki 2. devre rabditoid kurtçuk haline geçer. Bundan sonra l. hafta sonuna kadar kurtçuğun ağzı kapanır, özofagusundaki şişkinlikler silinerek düz bir boru şeklini alır. Böylece, beslenmeyen 0.75 mm boyundaki filariform ya da strongiloid kurtçuk meydana çıkar. Bu sırada kurtçuk ikinci bir defa gömlek değiştirir. Bu gömlek kurtçuktan ayrılmaz; vücudunun etrafını kılıf şeklinde saran zardan dolayı kılıflı kurtçuk adını alır. Bu, insana bulaşmada rol oynayan şekildir sağa, sola hareketlidir ve toprakta aylarca canlı kalabilir. İnsana bulaşma kurtçuğun vücudunu saran eski kılıftan kurtulduktan sonra deriyi veya mukozaları delip vücuda girmesiyle olur. Giriş yeri çok defa ayak parmakları arasındaki deridir. Kurtçuk kan dolaşımına girerek sağ kalbe, oradan akciğere geldikten sonra trakea, farinks, özofagus yoluyla mideye iner ve barsağa geçerek buraya yerleşir. İki defa daha gömlek değiştirerek büyümeğe devam eder ve vücuda girdikten iki ay sonra erişkin helmint halini almış olur. İnce barsaktaki erişkin helmintler mukozayı dişleriyle zedeler ve kanatarak beslenirler. Bir tek A. duodonale günde 0.15 cm3, bir N. americanus 0.03 cm3 kan kaybına yol açar. (Şekil 4) Tanı Laboratuvar tanısı güçtür. Dışkıda çengelli solucanlara ait yumurtaların ya da örneğin ilaç verildikten sonra helmintin kendisinin görülmesi gereklidir. Alışkın olmayan bir göz bu yumurtaları Strongyloides stercolalis, Trichostrongloides veya Enterobius vermicularis yumurtaları ile karıştırabilir. Ancak, Strongyloides stercoralis ve Trichostrongylus yumurtaları daha uzun ve dar olup, yeşilimsi renktedirler. Enterobius vermicularis yumurtası ise asimetrik oluşu ile fark gösterir. Akciğerlerden geçiş sırasında öksürükle çıkanları kurtçukların incelenmesiyle tanı olasıdır. Çengelli Solucanlar (Ancylostoma duedonale ve Necator americanus) laboratuvar tanısında anahtar noktalar: 1. Yumurtalar normalde embriyonsuz dönemde dışkıya geçer. İnce kabukludur. Gelişen embriyo ve kabuk arasında boşluk vardır. 2. Eğer dışkı 24 saat tespit edilmeden kalırsa, yumurtalar gelişmeye devam eder ve larva yumurtadan çıkabilir. Bu larvalar Strongyloides stercoralis’ten ayırt edilmelidir. 3. Kalıcı boyalı preparatta yumurtaların şekilleri bozulabilir, morfoloji taze yaş preparatta daha kolay görülür. LARVA MĠGRANS = LARVA GÖÇÜ Deri larva migransı Oküler larva migrans Viseral larva migrans Normalde son konakları insan olmayan nematodların kurtçukları insan vücuduna girecek olurlarsa larva migrans denilen klinik tablo oluşabilir. Bu kurt­çuklar özellikle köpek ve kedilerde bulunan Ancylostoma caninum, Ancylostoma braziliense ve köpeklerde rastlanan Uncinaria stenocophora gibi hayvanların paraziti olan çengelli solucanlara ait olabilirler. Adı geçen kurtçuklar, kedi ve köpek dışkılarıyla kirlenmiş nemli topraktan, sıcak ve yağmurlu mevsimlerde, insan derisini delerek girdikten sonra burada ve deri altı dokusunda göç yaptıkları esnada deride ve geçtikleri yerlerde kızarma, şişme ve kaşınmaya, deri altında oyuklara neden olurlar. Toxocara canis ve Toxocara cati gibi köpek ve kedi nematodlarının kurtçukları insanda iç organlar ve göz larva migransına neden olabilir. Eozinofili sabit bir bulgudur. Tanı için özel antijenlerle uygulanan serolojik ve allerjik tanı yöntemlerinden faydalanılır. Dirofilarya immitis , Anisakis , Angiostrongylus cantonensis ->Viseral LM TRICHOSTRONGYLUS CĠNSĠ Bu cinsten olan nematodlar küçük, ipliksi helmintlerdir. Özellikle Uzak Doğuda olmak üzere Asya’da, Orta Doğuda ve Afrika’da bulunurlar. Ġnsanda ender olarak hastalık etkeni olurlar; daha çok koyun, keçi, dana, at ve tavşan gibi hayvanların parazitidirler. Morfoloji ve evrim İnsan sağlığı için önemli olan Trichostrongylus türleri; T. colubriformis, T. probolurus, T. teruis, T. vitrinum, T. instablis, T. axei ve T. orientalis'dir. Bunlar, 5 mm kadar boyunda çok ince helmintlerdir. Dişi ve erkek bireyler birbirlerinden arka uçlarının şekliyle ayrılırlar. Yumurtaları yeşilimsi ve şeffaf, ince kabuklu, 80x40 µ büyüklükte, oval şekildedir; çengelli solucanların yumurtalarına benzerler, ancak boyutları daha büyük ve dar, uçları da daha sivridir. Dışkı ile vücut dışına atılan yumurtada bir gün sonra embriyon oluşur. Kurtçuk yumurtadan çıkar ve iki defa gömlek değiştirdikten sonra bulaştırıcı hale gelir. Bunların üzerinde bulunduğu sebzeleri çiğ olarak yiyenlerde barsağa yerleşen kurtçuk erişkin helmint haline geçer. Tanı Dışkıda tipik yumurtaların görülmesiyle tanı sağlanır. Bunlar daha uzun, ensiz oluşları ve hafif yeşil renkleri ile çengelli solucan yumurtalarından ayrılırlar. Dışkıdan kültür yapılarak kurtçuklar elde edilip incelenebilir. Bu rabditiform kurtçuklar, anüs hizasında sırta doğru bir kıvrım bulunuşuyla Strongyloides stercoralis'in benzer kurtçuklarından ayırdedilirler.