REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com İletişim, “Davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.” İletişimi davranışlarla gerçekleştiriyoruz. Davranış, “Organizmanın doğrudan ya da dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinliğidir.” İnsan davranışları söyle gruplanabilir: 1. Doğuştan gelen davranışlar 2. Gelip geçici davranışlar 3. Öğrenilmiş (sonradan kazanılmış) davranışlar. 1. Doğuştan gelen davranışlar a) Refleksler (dış etkilerden otomatik korunma) b) İçgüdüler (insan hayatını doğaya göre ayarlayan refleksler zinciri) 2. Gelip geçici davranışlar (uyuşturucu veya keyif verici maddelerle ortaya çıkan uyarıcı etki geçince kaybolan davranışlar). 3. Öğrenilmiş (sonradan kazanılmış) davranışlar. (Doğumdan sonra iç ve dış çevrelerden gelen uyarıcılarla oluşan nispeten kalıcı davranışlardır.) a) Toplumca arzu edilmeyen davranışlar b) Toplumca arzu edilen davranışlar (bireylerin kazanmaları arzu edilen davranışlar) i. Gelişigüzel kültürleme ürünü davranışlar (belirli bir amaca yönelik olmadan diğer bireylerle ve kurumlarla etkileşerek kazandığı davranışlar) ii. Kasıtlı kültürleme ürünü davranışlar (eğitim) Benjamin Bloom (Amerikalı), eğitim sonucu ulaşılabilecek davranışları başlıca üç alanda sınırlamıştır. 1. Bilişsel alan (bilgi ve bilgiden doğan zihinsel yetenekler ve beceriler) 2. Duyuşsal alan (ilgi, tutum ve değer verme ile ilgili davranışlar) 3. Psikomotor alan (koşma, yazma, konuşma, bir müzik aleti çalma gibi vücut organlarından biri veya birkaçı tarafından ortaya konulan hareket ve beceriler) İletişim işlemi, davranışların birbirine eklenmesi ile meydana gelmiş bir sistemdir. İnsanda iletişimin gelişimi ana karnında başlar. Döllenmiş yumurta ile (zigot). İnsan gelişimini etkileyen iki faktör bulunmaktadır. 1. Kalıtsal (genetik) etmenler. (doğuştan gelen göz rengi, saç rengi, kan grubu gibi özellikler yanı sıra, çevre etkisi ile gelişebilecek sınırları da belirler; boy, ağırlık, zihin ve sanat yetenekleri gibi) 2. Çevresel etmenler. (genetik potansiyellerin gelişmesini sağlayan biyolojik ve sosyal etmenlerdir.) İnsanda iletişimin gelişiminde şu dönemler görülmektedir: 1. Ana rahmindeki dönem (doğumdan önce 40 hafta) 2. Yeni doğmuşluk dönemi (doğumdan sonra ilk 12 hafta) 3. Bebeklik dönemi (3-­‐24 ay) 4. İlk çocukluk dönemi (2-­‐12 yaş) 5. İkinci çocukluk dönemi (12-­‐18 yaş) 6. Yetişkinliğin ilk dönemi (19-­‐30 yaş) 7. Yetişkinliğin orta dönemi (30-­‐45 yaş) 8. Yetişkinliğin son dönemi (45-­‐65 yaş) 9. Emeklilik dönemi (65-­‐80 yaş) 10. Yaşlılık dönemi (80 ve sonrası) Ana rahmindeki dönem (doğumdan önce 40 hafta) Bu dönemde çocuk annenin yaşantılarından doğrudan doğruya etkilenir. Mekanik, kimyasal ve termik uyarıcıları alarak tepkide bulunur. Burada birey içi iletişimin gelişmemiş hali hakimdir. Yeni doğmuşluk dönemi (doğumdan sonra ilk 12 hafta) Dokunma, işitme ve görme ile ilgili uyarıcılara tepki verir. Birey içi iletişim etkili olarak devam eder ve gelişir. Bebeklik dönemi (3-­‐24 ay) 3-­‐6 ayda baş, göz ve el hareketlerine hakimiyet gelişir 6-­‐9 ayda gövde ve parmak hareketlerine hakimiyet gelişir. 2. yıl içerisinde konuşma yolu ile iletişim başlar. İlk çocukluk dönemi (2-­‐12 yaş) Bireyler arası iletişim gelişir. (ana baba ve yakın akrabalarla, arkadaşlarla) İkinci çocukluk dönemi (12-­‐18 yaş) Karşı cinsten kimselerle bireyler arası iletişim gelişir. Başka grupların üyeleri ile iletişim başlar Yetişkinliğin ilk dönemi (19-­‐30 yaş) Her türlü karmaşık iletişim çeşidi gelişmiştir. Birey toplum içinde değişik roller alma ve çeşitli kurallara uyma zorunluluğundadır. Kendinden yukarı yaştakilerle iletişim bu yaşlarda hakimdir. Birey meslek yönünden kendinden büyüklere bağımlıdır. Sadece gözlem yapar ve emirleri uygular. Yetişkinliğin orta dönemi (30-­‐45 yaş) Kendinden küçüklerle ve çocuklarla iletişimin en ileri olduğu dönemdir. Uygulayıcı ve iletici rolünden daha büyük sorumluluklar almaya geçiş dönemidir. Yetişkinliğin son dönemi (45-­‐65 yaş) Bilgi edinme ve öğrenmenin yerine, bilgi verme, öğretme, yönetme ve hükmetme geçmiştir. Bireylerin karar verici gruplar içinde bulundukları dönemdir. Emeklilik dönemi (65-­‐80 yaş) İktidarı terk etme ve karar vericilikten çekilme dönemidir. Hayatın sonuyla ilgili filozofik düşüncelerin geliştiği dönemdir. Olayların bütün olarak görülüp ele alındığı ve değerlendirildiği dönemdir. Yaşlılık dönemi (80 ve sonrası) Özellikle ilk anılara önem vererek, geçmişte olanları düşünme yaşıdır. (kendi kendine iletişime dönüş dönemi) Teşekkür ederim… Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com