Çocuk ve Ergenlerde Ruh Sağlığı ve Psikopatolojileri Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Hasan Kalyoncu Üniversitesi www.gunescocuk.com Ruh Sağlığı Kişinin kendisiyle ve çevresiyle sürekli denge ve uyum içinde olmasıdır • Çocuklar, bedensel ve ruhsal olarak olgunlaşmış bir erişkin olma yolunda ilerleyen, farklılaşan süreçleri yaşar. • Çocuklar durmaksızın gelişen ve değişen fiziksel ya da ruhsal doğaları, özgün bir psikiyatrik gözlem ve değerlendirme gerektirir. Çocuk ruh sağlığının değerlendirilebilmesi için; • gelişim dönemlerine karşılık gelen ruhsal yapılanmaları, • mevcut aile sistemi, • çevresel faktörler ve • bütün bunların birbirileriyle olan dinamik etkileşimleri ayrıntılı olarak irdelenmelidir. Tanı koymak Çocuğu “etiketlemek” için değildir. Amaç, çocuğun zorluklarını ve becerilerini çok daha doğru tanımlamaktır. Çocuğun olumlu, becerikli yönleri de değerlendirilmelidir. Çocuk psikiyatrisindeki tanılarının zamanla ortadan kalkma olasılığı unutulmamalıdır. Çocuklarda ve Ergenlerde Görülen Psikopatolojiler • MENTAL RETARDASYON • YAYGIN GELİŞİMSEL BOZUKLUKLAR • DİKKAT EKSİKLİĞİ VE YIKICI DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI • ÖĞRENME BOZUKLUKLARI • DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI • ANKSİYETE BOZUKLUKLARI • TİK BOZUKLUKLARI • DIŞA ATIM BOZUKLUKLARI • BEBEKLİK VE ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİ YEME BOZUKLUKLARI • UYUM BOZUKLUKLARI • ÇOCUKLUK ÇAĞI ŞİZOFRENİSİ Çocuğun ve Ergenin Gelişimsel Özellikleri Çocuğun Gelişimini Bilmenin Yararları Çocuklar değişik yaş gruplarında farklı tutum ve davranışlar gösterirler. Çocukları daha iyi anlayabilmek ve uygun davranabilmek için çocukların gelişim dönemlerini ve bu dönemlerin özelliklerini bilmek önemlidir. • • • • Gelişme önceden kestirilebilir. Uygun eğitim planlanabilir. Normal, anormal davranış ayırt edilebilir. Davranış üzerine bireysel özellik ve çevrenin etkisi ayırt edilebilir. Bebeklik Dönemi • • • • • • • • • • 0-12 aylar Dışarıdan verilecek bakıma tümden bağımlı Yaşaması için fiziksel bakım ve sevgi gerekli Doğumdan sonraki ilk 3 ay intrauterin hayata benzer Dürtü kontrolü yok Temel güven duygusu (temel güvensizlik) Bağlanma Anneyi tanıma 3. ayda İlk iletişim aracı ağlama, ikincisi gülümseme 6. ayda ayrılık anksiyetesi Özerklik Dönemi • • • • • • • • • • • • • 12-36 aylar arası Tuvalet eğitimi dönemi Çocuğun annenden ayrı bir birey olabilmesi Çocuk yürür, konuşur Hem bağımlı hem özerk Çevresindeki dünyayı keşfetmeye çalışır Tehlikeyi, yanlışı anlamaz Çocuğu sınırlamaya ve yasaklar koymaya başlarız Bencil, tutturucu ve inatçıdır İstekleri anında olsun ister Duyguları ani iniş çıkış gösterir Yaşıtlarıyla oyun oynamayı bilmez Oyuncak, kitap, kalem vb. anlamlı biçimde kullanamaz Oyun Çağı • • • • • • • • • • • • • • 3-6. yaşlar Konuşma, yürüme, el becerileri daha iyi Öğrenme istekleri, merakları çok İnatçılık, tutturuculuk azalır Daha az denetlenmeleri gerekir Bağımsızlıkları artar Hayal gücü zengin Canlı cansız ayrımı yapamazlar Gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemezler Somut düşünce hakim Zaman, sayı kavramı iyi gelişmemiş Azalsa da bencil Azalsa da duyguları ani iniş çıkış gösterir Masal, çizgi film, şarkı severler Oyun Çağı • • • • • Canlı ve hareketlidirler Oyun oynamayı çok severler Cinsel konulara merak fazladır Ben merkezcil düşünce hakimdir Düşünce ile sözü, söz ile eylemi birbirine karıştırırlar (büyüsel düşünce) • Özdeşim:anne babaya benzeme • Üst benlik şekillenir • Anaokulu dönemidir, çocuğun zihinsel, ruhsal, sosyal geilişimi hızlanır Oyunun Çocuk İçin Önemi • • • • • • • • • • • • • Çocuk için oyun ciddi bir iş ile eş anlamlıdır En doğal öğrenme ortamıdır Duyguların dışa vurumunu sağlar Çocuğun korkutucu, karmaşık olaylarla baş etme becerisini artırır Dil gelişimini hızlandırır Kendi özgür dünyasıdır Gerçeği hayalden ayırt etmesini kolaylaştırır Empati kavramını geliştirir Lider olma özelliğini güçlendirir Çocukların ortak dili ve ilişki kurma yoludur Çocuğun sosyalleşmesini sağlar Çocuğun olumlu kişilik özelliklerini pekiştirir Kendi hakkını korurken başkalarının hakkına da saygı göstermeyi, işbirliği yapmayı, paylaşmayı kazandırır Okul Çağı • • • • • • • • • • • • • • 7-11. yaşlar Çocuğun dış dünyaya karıştığı dönem Bağımsızlık artar Canlı, hareketlidir Motor becerileri iyidir Spordan hoşlanır Grup oyunları sever Birbirinin kusuruyla alay eder Saldırganlık içeren film, çizgi filim, fıkralardan hoşlanır Koleksiyon merakı başlar Cinsel kimlik yerleşmiştir Cinsler kendi aralarında oynar, karşı cinsi beğenmezler Cinsel merakları azalır Doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü bilir (üst benlik) Okul Çağı • • • • • • • Öğrenme isteği yüksektir, kolay öğrenir Dikkat süresi artmıştır Konuşma yeteneği, sözcük dağarcığı artmıştır Oyun çağı çocuğuna göre daha mantıklı daha sistemli düşünür Zaman, sayı, ağırlık, hacim gibi kavramları anlar Somut düşünceden soyut düşünceye geçiş başlar Ölüm, onur, ulus, özgürlük gibi soyut kavramları, atasözlerini kısmen kavrar • Hayalle gerçeği ayırabilir • Duygusal iniş çıkışlar azalır, duygusal olarak daha dengelidir • Aile, okul ve arkadaşlar çok önemlidir Ergenlik Dönemi (genç, ergen, adolesans) Bireyin gelişim süreci içerisinde çocukluk döneminin bitişiyle beraber fizyolojik olarak erişkinliğe ulaşıncaya kadar geçen bir gelişim dönemidir. Bu dönem, fizyolojik anlamda kızlarda adetle ve göğüslerin büyümesiyle; erkeklerde ise yüzde kılların çıkması ve sesin kalınlaşmasıyla başlayan genel olarak da 13-22 yaşlar arasını kapsayan dönemdir. Biyopsikolojik bakımdan çocukluğun sona ermesiyle, toplumsal yaşamda sorumluluk alma dönemi olan yetişkinlik döneminin başlangıcı arasında kalan bir gelişim sürecidir (Erikson psikosoyal kuram). Bireyin, öğrenim gördüğü ve hayatını kazanmaya çalıştığı için ekonomik bağımsızlığına kavuşamadığı ve medeni durum olarak da evli olmadığı bir gelişim dönemdir (Unesco). Hormonal uyarı… • Ergenlik ruhsal bir süreç olmasına karşın, bu süreç fiziksel olarak başlar. Hipotalamustan kalkan uyarılar nöro-hormonal sistemi harekete geçirerek her iki cinste cinsiyet hormonlarının salgılanmasına neden olur. • Bu hormonal etkinlik sonucunda beden hızlı bir değişim ve gelişim sürecine girer ve giderek yetişkin bedeninin özelliklerini kazanır. • Çocuk bu değişim süreci karşısında çaresiz ve edilgen bir konumdadır. • İçeriden gelen bir güç yıllardır tanıdığı ve denetimi altında tuttuğu bedenini hızla değiştirmekte ve yabancılaştırmaktadır. • Bunun yanı sıra dışarıdan da farklı görünmektedir. • Ergenlikte bedenin bu hızlı değişimine, bedenin yetilerinin nerede ve nasıl kullanılacağına karar verecek olan zihinsel değişimler eşlik etmez. Yani zihinsel gelişim bedensel gelişimle eşzamanlı değildir. Ergenliğin kriz olarak nitelendirilmesinde, bir çok başka etken yanında bu dengesizliğin önemli payı vardır. • Bedenin istem dışı ve geri döndürülmez biçimde değişmesinin çocuğun bedeni üzerindeki hakimiyetini ortadan kaldırmasına karşılık, aynı değişim bedenin yetilerini arttırır. Giderek yetişkin bedeninin yapabildiği her şeyi yapabilecek bir nitelik kazanır. • Bir diğer yandan da içten gelen dürtülerini ve bu yetilerini kontrol etmesi gerekir. Kimlik “Ben kimim?” sorusuna verilen yanıttır. Yaşamımızı, mutlu veya mutsuz, üretken veya kısır görmemiz bu sorunun cevabına bağlıdır (Myers’ 1980) . Bireyi diğerlerinden ayıran duygu, düşünce, tutum ve davranışların bütünüdür. ERGENİN ÜÇ ÖNEMLİ GÖREVİ VARDIR: 1. SOYAL KİMLİK GELİŞTİRMEK 2. MESLEKİ KİMLİK GELİŞTİRMEK 3. CİNSEL KİMLİK GELİŞTİRMEK ERGENLİK (Erikson) kimlik oluşturma kimlik kargaşası “Kimlik oluşumu yaşam boyunca sürer. Ancak yoğun olarak ergenlik döneminde oluşturulur”. Çocuğun ve Ergenin Ruhsal Değerlendirmesi Çocuğun ve Ergenin Ruhsal Değerlendirmesinde 1. 2. 3. 4. 5. 6. Süreç; Anne baba ile görüşme Çocukla görüşme Ruhsal durum muayenesi Psikolojik testler Öğretmenden bilgi alma Gerekirse diğer bölümlerden konsültasyon ve tetkik isteme 7. Formulasyon 8. Tanı ve tedavi planı çizme • TIRNAK YEME, PARMAK EMME, MASTÜRBASYON, KARDEŞ KISKANÇLIĞI..... • DİKKAT EKSİKLİĞİ VE YIKICI DAVRANIŞ BOZUKLUKLARI • DUYGUDURUM BOZUKLUKLARI • ANKSİYETE BOZUKLUKLARI • UYUM BOZUKLUKLARI • YEME BOZUKLUKLARI • MADDE KULLANIMI • RİSKLİ DAVRANIŞLAR • ŞİDDET DEHB, Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve istekleri erteleyememe (dürtüsellik) ile kendini gösteren nöropsikiyatrik bir bozukluktur. • Dikkatin ve davranış kontrolünün bozulduğu bir durumdur. • Çocukluk çağının en önemli ve en sık rastlanan psikiyatrik hastalıklarından biridir. • Çocuğu, ailesini ve toplumu ilgilendiren bir halk sağlığı sorunudur. Temel sorun ne? Bir şey yapmadan önce düşünmeleri için gerekli süre boyunca durmalarını sağlayan sistem iyi çalışmaz (Frontal Lob-Prefrontal kortex). ◦ Frene basmazlar ◦ Yapılan hatalardan ders almazlar, geçmişteki başarıları örnek almazlar ◦ Davranışlarının sonucunu önceden tahmin edemezler ◦ Davranışlarını geleceği düşünerek yönlendiremezler ◦ Olaylar karşınında hemen ilk duygusal tepkilerini gösterirler DEHB’na Eşlik Eden Belirtiler • • • • • • • • • Dağınıklık, düzensizlik Dalgınlık, hayal kurma Tutarsızlık Sakarlık, koordinasyon güçlükleri Bellek (hafıza) sorunları Uyku sorunları Sosyal ilişki sorunları Saldırgan davranışlar Kendine güven ve özsaygının azalması DEHB ile birlikte görülen-eş tanı psikiyatrik bozukluklar • • • • • • • Karşıt olma karşı gelme bozukluğu Davranım bozukluğu Özgül öğrenme bozukluğu Depresyon Anksiyete bozuklukları Tik bozuklukları Bipolar bozukluk Bu çocukların, • % 3 0 ’ u liseyi bit irene k adar bir -ik i k ere sınıft a k alır • % 6 0 ’ ı ciddi yazma güçlüğü çek mek t edirler • % 9 0 ’ ı ok ulda düşük başarılıdır • %2 0 ’ sinin ok uma güçlüğü vardır • %3 0 ’ u ok ulu bırak mak t adır • %9 0 ’ ı ok ulda yet erince üret k en değildir (Murdence Arcelus, 1999) DEHB’li Çocuklar: Genellikle daha “iyi” Genellikle daha “kötü” • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • • Eğlenceli işler, uğraşlarda Çabuk sonuç alınan durumlarda Sık geri bildirim alınca Dikkat çekici, albenili durumlarda Günün erken saatlerinde Erişkin gözetimi ile Bire-bir çalışmada Yeni olan ile Baba ile Yabancılar ile Muayene odasında Sıkıcı işler, uğraşlarda İleride sonuç alınacak işlerde Seyrek geri bildirim alınca Albenisi düşük durumlarda Günün geç saatleri Erişkin gözetimi olmaksızın Grup çalışması Bilindik, kanıksanmış olan ile Anne ile Ebeveynler ile Bekleme salonunda 37 Dikkat dağınıklığının tedavisi gerekebilir, çünkü: • Kişilik ve benlik gelişiminin bir çok boyutunu etkileyebilir. • Sosyal etkisi en çok okul ortamında belirgin olabilir. • Hayat kalitesi üzerindeki etkileri fazladır. DEHB Tedavi Edilmediğinde; DEHB’nin Yaşamboyu Etkisi Düşük okul başarısı İlişki sorunları İş ve evlilik sorunları DEHB Yasal sorunlar Yaralanmalar Motorlu araç kazaları Düşük özgüven Sigara, alkol ve madde kullanımı 40 DEHB KOKGB Davranım Bozukluğu ÖZGÜL ÖĞRENEM GÜÇLÜĞÜ Zeka sorunu olmamasına rağmen öğrenememektir. Okumayı Yazmayı Çarpım tablosunu İşlem yapmayı Ayları, Günleri, Ritmik Saymayı, Giyinip soyunmayı, Planlı olmayı, Zamanı Top yakalamayı… Öğrenme Güçlüğü Dünyayı sağ beyinle görmektir. • Sağ beyin sol beyin resmi koy. Verimli Bir Zihinsel Yapı Aynı zamanda hem sağ hem de sol beyni kullanabilen zihinlerdir. CORPUS KALLOSUM SOL BEYİN SAĞ BEYİN Mental Retardasyon-Zeka Geriliği Sağ ve Sol Beyinde yapısal bozukluklar vardır. Sağ ve sol beyin kapasitesi azdır. Corpus Kallosum incedir ya da yoktur. CORPUS KALLOSUM SOL BEYİN SAĞ BEYİN Öğrenme Güçlüğü Olan Bireylerin Zihin Yapısı SOL BEYİN CORPUS KALLOSUM SAĞ BEYİN Duygudurum Bozukluğu; Kişinin genel duygudurumundaki bir bozulma, dış şartlara ve durumlara göre uygunsuz bir duygudurum hali... Major Depresif Bozukluk (MDB) Mortalite, morbidite ve komorbidite riskini büyük ölçüde arttıran ciddi bir rahatsızlıktır. Çocuk ve ergenlerde görülen MDB çocukların ve ailelerinin yaşantılarını, sosyal, akademik ve ailesel işlevlerini olumsuz etkileyen, ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. • Spitz, anneden ani olarak ayrılan 6-8 aylık bebeklerde ağlama ve inlemelerin ardından içe kapanma ve çevreye kayıtsızlık şeklinde ortaya çıkan tabloyu “anaklitik depresyon” olarak tanımlamıştır. Etyoloji • Depresif bozukluklar diğer psikiyatrik bozukluklara benzer olarak genetik, ailesel ve çevresel etkenler arasında karşılıklı etkileşim sonucu ortaya çıkmaktadır. • Ailesinde depresyon görülen çocukların depresyon geçirme riski daha yüksektir. Etiolojide çevresel, genetik, biyolojik etkenler birlikte rol oynamaktadır. Değerlendirme: Tam bir tıbbi ve psikiyatrik değerlendirme çok önemlidir. Çocuk gelişimsel açıdan ele alınmalı ve çocukla yapılan klinik görüşmenin yanı sıra onunla ilgili farklı kaynaklardan (anne-baba, çocuğun öğretmeni ve diğer aile bireyleri gibi) bilgi alınmalıdır. Öz bildirim ölçeklerinden faydalanılmalıdır. Prognoz: • Çocuk ve ergen depresyonu iyileşebilen, ama bazen de uzun süren, tekrarlayan, daha ciddi hastalıklara dönüşebilen, intiharla sonuçlanabilen bir hastalıktır. 13-18 yaş grubu: Yakınmalar erişkinlerinkine benzer, ama dürtüsellik, irritabilite ile davranış değişiklikleri daha çoktur. Okul performansında düşme görülebilir. Bu yaş grubunda daha küçük yaş gruplarına göre daha çok uyku ve iştah değişiklikleri, erişkine benzer intihar düşünce ve girişimleri bulunmaktadır. 9-12 yaş grubu: Yakınmalar erişkin yaş grubuna benzese de sıkıntı, düşük özgüven, suçluluk, ümitsizlik, evden kaçma isteği ile ölüm korkusu yakınmalarına daha sık rastlanır. 6-8 yaş grubu: Daha büyük yaş gruplarından farklı olarak hissettiklerini dile getirmede zorluk yaşarlar. Karın ağrısı, baş ağrısı gibi bedensel yakınmalar büyük yaş gruplarına göre daha çoktur. Nedensiz bağırmalar, açıklanamayan irritabilite, başkalarınca gözlemlenen anhedoni temel yakınmalar arasında olabilir. 3-5 yaş grubu: • Bu gruptaki yakınmalar 6-8 yaş grubuna benzer. Ancak yakınmaların DSMIVtanı ölçütlerinde belirtilen “2 hafta boyunca sürekli var olması” bu yaş grubunda olmayabilir. Ayrıca yakınmalar arasında oyuna ilgide belirgin azalma, özellikle oyunda kendini belli eden yıkıcılık bulunabilir. • Distimik Bozukluk • Yas BİPOLAR BOZUKLUKLAR Bipolar bozukluk (BPB) genellikle ergenlik veya erken erişkinlikte başlayan, belirgin mortalite ve morbidite ile ilişkili olan, yüksek herediter geçiş gösteren, kronik psikiyatrik bir bozukluktur. Bununla birlikte erken çocukluk döneminde de görülebileceğine dair olgu bildirimleri vardır. Genetik geçiş Çocuk ve ergenlerdeki görülen en sık manik belirtiler • • • • • • • • • • • 1. armış enerji, 2. distraktibilite, 3. basınçlı konuşma, 4. irritabilite, 5. grandiyozite, 6. yarışan düşünceler, 7. uyku gereksiniminin azalması, 8. öfori/ yükselmiş duygudurum, 9. yargı bozukluğu, 10. fikir uçuşması, 11.aşırı cinsellik Çocuklukta başlayan BPB belirtileri üzerine birçok tartışma olsa da pediatrik bipolar bozukluğa özgü belirtileri şöylece toparlayabiliriz; • • • • 1) Uzun epizod şeklinde kronisite 2) Çoğunda karma epizod 3) Belirgin irritabilite 4) Sıklıkla DEHB (%75-%98) ve anksiyete bozuklukları (%5-%50) komorbidite Anksiyete Koruyucu ve uyumsal işlevi olan normal süreçlerin bir parçası olarak yaşam için oldukça önemli bir role sahiptir. Anksiyetenin bu koruyucu ve geliştirici etkisinin tersine aşırı bir şekilde yaşanması işlevselliği olumsuz etkilemekte ve bozukluk olarak tanımlanmaktadır. Anksiyete bozuklukları • • • • • • • • • • • Panik Bozukluğu Agorafobi Özgül Fobi Sosyal Fobi Obsesif Kompulsif Bozukluk Travma Sonrası Stres Bozukluğu Akut Stres Bozukluğu Yaygın Anksiyete Bozukluğu Genel Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu Madde Kullanımının Yol Açtığı Anksiyete Bozukluğu Başka Türlü Adlandırılamayan Anksiyete Bozukluğu Ayrılık Anksiyetesi Bozukluğu • Evden veya sevdiklerinden ayrılacağında/ beklenti olduğunda çocuğun gelişimsel döneminden beklenmedik düzeyde aşırı kaygı göstermesidir. • 7ay- 6yaş arası ayrılık anksiyetesi görülmesi normaldir. ( Patoloji ve normal görünüm ayırt edilmelidir.) YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU • Aşırı ve kontrol edilemeyen anksiyete ile giden bir bozukluktur. • İş ya da okul başarısı gibi çeşitli etkinlikler ya da olaylarla ilgili gerçekçi olmayan ya da aşırı sıkıntı, kaygı ve endişenin görüldüğü, kişinin kaygısını kontrol etmekte zorlandığı, bu kaygı ve endişeye huzursuzluk, çabuk yorulma, konsantrasyon güçlüğü, irritabilite, kas gerginliği ya da uyku bozukluğu gibi belirtilerin eşlik ettiği ve yaşanan kaygı ve endişe nedeniyle kişinin işlevselliğinin önemli derecede bozulduğu bir bir durumdur. Yaygın anksiyete bozukluğu olan çocuk ve ergenlerde; birçok durum ve okul başarısı gibi durumlarda en az altı ay süreyle aşırı endişe yaşar ve bu endişeyi kontrol etmekte zorlanırlar. En sık gözlenen belirtiler: gerginlik hissi, endişeli beklentiler, olumsuz kendilik imajı, onaylanma ihtiyacı, irritabilite ve fiziksel yakınmalardır. Yaygın anksiyete bozukluğu olan çocuk ve ergenler; • sıklıkla dakik, aşırı titiz ve mükemmelliyetçidir. • Ufak hataları bile tam bir başarısızlık olarak yorumlama eğilimindedir. • Mükemmel performans sergileyemeyeceklerini düşündükleri aktivitelerden, kurallara uymayan ve toplum tarafından onaylanmayan davranışlardan kaçınırlar. ÖZGÜL FOBİ • • • • • • • • Çocuklar yaş dönemlerine özgü olarak; 0-6 ayda yüksek seslerden, 6-9 ayda yabancılardan, 9-12 ayda ayrılık ve yaralanmadan, 2 yaşta hayali figürler, ölüm, hırsızlar, 3 yaşta hayvanlar ve yanlızlık, 4 yaşta karanlık, 6-12 yaşta okul, yaralanma, hastalık, sosyal ortamlar ve gök gürültüsü, • 13-18 yaşta yaralanma, hastalık, sosyal ortamlar ve cinsellik korkuları görülebilmektedir. Çocukluk çağına özgü fobik bozukluk; yaşa özgü fizyolojik korkuların fazla belirgin olması ya da yaşa özgü olduğu dönemden sonra da devam etmesi halidir. • Özgül fobi belirgin, inatçı, aşırı ve anlamsız, günlük yaşamı bozan korkulardan oluşur. Böcekler, hayvanlar, yükseklik, kan görme gibi fobik uyaranlara maruz kalma anksiyete cevabını uyarabilir. • Çocuklarda bu yanıt nöbetler, ağlama, donup kalma ve sarılma şeklinde görülebilmektedir. • Erişkinlerden farklı olarak; çocuklar korkularının anormal olduğunun farkında değildirler. 18 yaş altında tanı konabilmesi için korkuların en az 6 aydır devam ediyor olması gerekmektedir. PANİK BOZUKLUK • tekrarlayan ve beklenmedik anda ortaya çıkan panik nöbetlerin görüldüğü • kişinin başka ataklar yaşayacağı ve atağın yol açabilecekleriyle ilgili endişe yaşayıp, • ataklar nedeniyle kaçınma ve çeşitli davranış değişiklikleri gösterdiği bir anksiyete bozukluğudur. Panik atakları; • nefes darlığı, • çarpıntı, • göğüs ağrısı, • sersemlik, • derealizasyon, • paresteziler, • sıcak ya da soğuk basması, • terleme, • bayılacak gibi hissetme, • kontrolünü kaybedeceği ya da çıldıracağı korkusu, ölüm korkusu, • bulantı, karın ağrısı, • titreme ya da sarsılma hissi gibi belirtilerin görüldüğü, ani olarak ortaya çıkan ve 10 dakika içinde en yüksek düzeye ulaşan anksiyete nöbetleridir. SOSYAL FOBİ Bireyin tanımadığı kişiler ya da başkaları tarafından gözlenmesi gibi bir ya da daha fazla sosyal durumda devam eden korkulardır. Toplum önünde konuşma ve performans sergileme, sosyal toplantılara katılma ve yabancılarla konuşma vb. Sosyal fobi özgül olmayan bir şekilde aile dışındaki tüm sosyal ortamlarda da ortaya çıkabilir. Çocukta klinik farklı Obsesif Kompulsif Bozukluk Obsesyon: • Kişinin isteği dışında ısrarlı ve zorlayıcı bir şekilde aklına gelen, kişi tarafından saçma ve mantık dışı olarak görülen (ego-distonik), anksiyete ortaya çıkaran ve yineleyici özellikte olan düşünce ya da imgeler olarak tanımlanır. • Kompulsiyon: Kişinin obsesyonlarını nötralize etmesi için gelişen, belirli kurallara göre gerçekleştirmek zorunda hissettiği, yineleyici törensel davranışlar ya da zihinsel eylemlerdir. • Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar vardır. • Obsesyonlar aşağıdakilerle tanımlanır – İstenmeden gelen ve uygunsuz olarak yaşanan, belirgin anksiyeteye neden olan yineleyici sürekli düşünce, dürtü ya da imgeler – Düşünce, dürtü ya da imgeler sadece gerçek yaşam sorunları ile ilgili değildir – Kişi bunları önemsememeye, bastırmaya çalışır; ya da başka düşünce veya eylemle etkisizleştirmeye çalışır – Obsesyonlarını kendi zihninin bir ürünü olarak görür Travma • • • • “Günlük rutin işleyişi bozan, Aniden – beklenmedik bir şekilde gelişen, Dehşet, kaygı ve panik yaratan, Kişinin anlamlandırma süreçlerini bozan olaylar” travmatik yaşantılar olarak tanımlanabilir. Aku Stres Bozukluğu Travma Sonrası Stres Bozukluğu DÜŞÜK SOSYOEKONOMİK DÜZEYDEKİ ÇOCUKLAR • Eğitim sistemine dahil olmayan çocuklardır. • Düzenli bir yaşamı, eğitimi, tedaviyi ve çalışmayı uzun bir süre devam ettiremeyebilirler. • Sokak rahat ve hesapsızdır!!! DÜŞÜK SOSYOEKONOMİK DÜZEYDEKİ ÇOCUKLAR • • • • • • • • • • • Beden sağlığı sorunları Gelişimsel sorunlar Duygusal eksiklik Eğitimsizlik Öğrenimsizlik İhmal, istismar Çalışmak, kazanmak zorunda olmak Her türlü fiziksel riske açık olmak Kaza geçirme riski Yaşıtları ile birlikte olamamak Oynayamamak…….. Çocuğun ruh sağlığı koruyucu, destekleyici bir çok destekten mahrum olmak. Artmış ruhsal hastalık riski