İnfektif endokarditte ekokardiyografinin yeri Prof. Dr. Fehmi Mercanoğlu İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kardiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul nfektif endokardit (İE) zamanında teşhis edilip tedavi edilmediği takdirde hemen daima fatal seyreden bir hastalıktır. Erken teşhis ve uygun tedavi prognozu önemli ölçüde değiştireceğinden hayati önem taşır. Teşhisin başlıca iki elemanı pozitif kan kültürü ve ekokardiyografik inceleme ile endokardiyal tutulumun gösterilmesidir. Ekokardiyografi sadece teşhisin konulmasında değil; yanısıra İE’in yaygınlık derecesinin, komplikasyonlarının ve cerrahi tedavi adayı hastaların belirlenmesinde de önemli role sahiptir. İ rüntü kalitesinin optimal olmadığı bildirilmektedir. Diğer yandan, transtorasik ekokardiyografi ile büyüklüğü 5 mm’nin altında olan vejetasyonların sadece %25’i belirlenebilirken; 6 mm’den büyük vejetasyonların %70’i görüntülenebilmektedir2,3. Buna karşılık, TEE’nin vejetasyonların gösterilmesindeki duyarlılığı %88 ila %100; özgüllüğü ise %91 ila %100 arasında değişmektedir3,4. Triküspid endokarditinde transtorasik ekokardiyografi ile tanı genellikle mümkün iken; pulmoner kapak tutulumunda TEE transtorasik incelemeden daha duyarlıdır. İnfektif endokardit teşhisinde ekokardiyografinin yeri İnfektif endokardit vejetasyonlarının önemli bir özelliği dinamik nitelikte olmalarıdır. Çok erken yapılan ekokardiyografik incelemelerde veya büyük bir parçanın kopup emboliye yol açmasından sonra sonuç negatif olabilir. Dolayısıyla, İE şüphesi devam ettiğinde, incelemenin tekrarlanması uygun olabilir. Diğer yandan vejetasyonun belirlendiği hastalarda tedavi süreci boyunca 3-4 hafta aralıklarla yapılan incelemelerde vejetasyon boyutlarında değişikliklerin kaydedildiği (yaklaşık üçte birinde kaybolma, %18’inde küçülme, %11’inde büyüme ve %41’inde herhangi bir değişikliğin olmaması) bildirilmiştir5. Bununla birlikte, ekokardiyografik takip bulgularının hastalığın aktivitesi ile ilgili yol gösterici değeri sınırlıdır. İnfektif endokardit şüphesinin olduğu her hastada ekokardiyografik inceleme yapılmalıdır. Yeni kalp kapağı lezyonu veya yeni yetersizlik üfürümü, kaynağı bilinmeyen embolik olay; herhangi bir nedene bağlanamayan sepsis veya hematürüri, glomerülonefrit ve renal enfarktüs şüphesi İE’i düşündüren bulgulardır ve gecikmeksizin ekokardiyografik incelemeyi gerektirirler. Yanısıra, ateş ile birlikte aşağıdaki klinik tablolardan birinin bulunması da yüksek derecede İE şüphesini ifade eder: kalp içinde herhangi bir prostetik materyel; İE oluşumuna zemin hazırlayan faktörler; yeni gelişen aritmi, ileti bozuklukları veya kalp yetersizliği; kan kültüründe İE için tipik olan organizmaların üremesi; kutanöz veya oftalmik bulgular, sağ kalp İE’de görülen multifokal ve/veya hızla değişen pulmoner infiltrasyonlar, kaynağı bilinmeyen periferik organ abseleri ve hastanın yakın geçmişte bakteremiye yol açması muhtemel girişimlere maruz kalması1. Bu hastaların tümü İE bakımından ekokardiyografi ile taranmalıdır. Başlangıçta tercih edilecek yöntem transtorasik ekokardiyografidir. Kalp içi prostetik materyeli olanlar ile transtorasik görüntüleri iyi olmayan hastalarda transözofageal ekokardiyografi (TEE) endikasyonu vardır. Klinik bulgu ve verilerin İE tanısını kuvvetle desteklediği hastalarda transtorasik ekokardiyografi incelemesi negatif kaldığında da TEE yapılmalıdır. Bu tür hastalarda ilk TEE incelemesi diyagnostik olmadığında; -yüksek düzeydeki İE şüphesi devam ediyorsa- 2-7 gün sonra inceleme tekrarlanmalıdır. Diğer yandan, kesin İE tanısı konulan ve cerrahi tedavi uygun görülen hastalar ile aort kapağının tutulduğu hastalarda da TEE incelemesi gereklidir. İnfektif endokarditli hastalardaki başlıca ekokardiyografik bulgu valvüle, mural endokardiyuma veya prostetik kapağa tutunmuş hareketli ekojenik kitlenin (vejetasyon) gösterilmesidir. Vejetasyonlar nativ kapaklarda oluştuğunda genellikle atriyoventriküler kapakların atriyal yüzlerinde, semilunar kapakların ise ventriküler yüzde ve valvülün kapanış çizgisine yakın bir lokalizasyonda yerleşim gösterirler. Mekanik prostetik kapak endokarditinde vejetasyon perivalvüler dokuda yer alır. Mekanik prostetik kapak endokarditinin tanısında –prostetik kapağın akustik yansımaları sebebiyle- transtorasik ekokardiyografik incelemenin yeri son derece sınırlıdır. Transtorasik ekokardiyografinin nativ kapaklardaki vejetasyonların belirlenmesindeki duyarlılığı %30 ila %65 arasında değişmektedir2. Vejetasyonların görülmesi görüntü kalitesi ve vejetasyon büyüklüğü ile yakından ilişkilidir. Transtorasik incelemelerin yaklaşık %15-20’sinde gö- İnfektif endokardit komplikasyonlarının belirlenmesinde ekokardiyografinin yeri İnfektif endokardit komplikasyonlarının çoğu cerrahi tedaviyi gerektirdiğinden, bunların erkenden belirlenmesi hastaların prognozu açısından önem taşır. Nativ kapak endokarditinde kapak hasarı (perforasyon, yırtılma, şekil bozukluğu vs) ve buna bağlı oluşan kapak yetersizliği sonucu konjestif kalp yetersizliğinin gelişmesi en sık rastlanan komplikasyondur ve cerrahi girişimi gerektirir. Perianuler abse gelişimine daha çok aort kapak endokarditinde rastlanır ve özellikle prostetik kapak endokarditinde sıktır. Abse aort duvarına, miyokarda veya mitral anulusa doğru yayılabilir; fistülize olabilir veya sinüs valsalva anevrizması oluşturabilir. Abse oluşumu ve eşlik eden diğer komplikasyonların ortaya çıkarılmasında TEE, transtorasik ekokardiyografi incelemesine göre daha duyarlıdır. İnfektif endokarditte sistemik embolizasyon oranı %10 ila %50 arasındadır6,7. Vejetasyonun mobilitesi ve özellikle büyüklüğü embolik olayların öngörülmesi bakımından önemlidir. Çeşitli çalışmalarda vejetasyonun yüksek mobilitesinin ve büyüklüğünün 10-15 mm’den fazla olmasının embolik olayları öngördürdüğü ve dolayısıyla bu hastaların erkenden cerrahi girişime verilmesinin uygun olduğu ifade edilmiştir8. Bununla birlikte, bu bulguların emboli bakımından prognostik öneme sahip olmadığını gösteren çalışmalar da mevcuttur6. Prostetik kapak endokarditinde teşhisin yanısıra komplikasyonların belirlenmesinde de TEE incelemesinden yararlanılır. Kapak disfonksiyonunun en sık şekli perianuler bölgede kapak dikiş bağlantı yerlerindeki ayrılma ve sonuçta kapak hareketlerinin bozulmasıdır. Biyoprotez kapaklar da tutulabilir ve bu tip kapaklarda destrüksiyon gelişebilir. Kaynaklar 1. Horstkotte D, Follath F, Gutschik E, et al. Guidelines on prevention, diagnosis and treatment of infective endocarditis. The Task Force on Infective Endocarditis or the European Society of Cardiology. European Heart J 2004; 1-37 2. Erbel R, Rohmann S, Drexler M et al. Improved diagnostic value of echocardiography in patients with infective endocarditis. Eur Heart J 1988; 943-45 3. Shapiro SM, Young E, De Guzman S, et al. Transesophageal echocardiography in diagnosis of infective endocarditis. Chest 1994; 105:377-382 4. Lowry RW, Zoghbi WA, Baker WB, et al. Clinical impact of transesophageal ecocardiography in the diagnosis and management of active infective endocarditis. Am J Cardiol 1995; 75:1033-1037 5. Vuille C, Nidorf M, Weyman AE, et al. Natural hystory of vegetations during successsful medical treatment of endocarditis. Am Heart J 1994; 128:1200-1209 6. Steckelberg JM, Murphy JG, Ballard D, et al. Emboli of infective endocarditis; the prognostic value of echocardiography. Ann Intern Med 1991; 114:635-640 7. Linder JR. Role of echocardiographic imaging in infective endocarditis. ACC Current J Review 2002; May/Apr:40-43 8. Di Salvo G, Habib G, Pergola V, et al. Echocardiography predicts embolic events in infective endocarditis. J Am Coll Cardiol 2001; 37:1069-1076