YENİDOĞAN 1. PERİNATALOJİ 8. POSTMATÜRİTE 2. RİSKLİ GEBELİKLER, OLİGO VE POLİHİDRAMNİYOZ, ÇOĞUL GEBELİK 9. PREMATÜRİTE VE PROBLEMLERİ 3. APGAR 11. HİPERBİLİRUBİNEMİ 4. NRP 12. YENİDOĞAN HEMATOLOJİK PROBLEMLERİ 5. TANIMLAR 13. YENİDOĞAN METABOLİK PROBLEMLERİ 6. YENİDOĞAN MUAYENESİ VE DOĞUM TRAVMALARI 14. YENİDOĞAN NÖROLOJİK PROBLEMLERİ 7. SGA, LGA VE DAB 10. YENİDOĞAN SOLUNUM PROBLEMLERİ 15. YENİDOĞAN ENFEKSİYONLARI, SEPSİS VE TORCH PEDİATRİ PERİNATAL DEĞERLENDİRME PRENATAL TANIDA KULLANILAN TESTLER 1. Ense Kalınlığı (Nuchal Translucency) Ölçüm en iyi 10 3/7 ile 13 6/7 gestasyonel haftalar arasında yapılır. Ense kalınlığında artış kromozomal anomali (trizomi 21 veya 18), fetal kardiyak defekt ve intrauterin fetal kayıp riskinin artığını düşündürür. 2. Kombine İlk Trimestr Taraması Ense kalınlığı ile beraber serbest β-hCG ve gebelikle ilişkili plazma protein A (PAPP-A) düzeylerine bakılır. Down sendromunda serbest β-hCG yüksek, PAPP-A düşük bulunur. 3. İkinci Trimestr Taraması Anne serum α-fetoprotein, total hCG, unkonjuge östriol ve inhibin düzeylerine bakılır. 15-21. Gestasyonel haftalar arasında trizomi 18 ve 21 riskini değerlendirmek için bakılırlar. Down sendromunda anne serum α-fetoprotein ve unkonjuge östriol düzeyleri düşük; total hCG ve inhibin düzeyleri yüksek bulunur. Yüksek Nöral tüp defekti 15-18. Hafta Anne Serum α-fetoprotein Düzeyi Düşük Trizomi 18 Gastroşizis Trizomi 21 Omfalosel Hatalı gestasyon yaş tahmini Konjenital nefroz İntrauterin gelişme geriliği (IUGR, IUGG) Çoğul gebelik 4. Ultrason Gebelikte Ultrason Kullanımı Gebeliğin viabilitesinin değerlendirilmesi (baş-gluteus arası ≥5 mm olunca kalp hareketleri görülür) Gestasyonel yaşın hesaplanması 6-14 haftalar arası baş-gluteus mesafesine bakılır. www.tusmer.com 2 1.trimestr sonrası biparietal çap, baş çevresi, batın çevresi, femur uzunluğu ölçülür. Çoğul gebelik tanısı Anatomik yapıların değerlendirilmesi Girişimler için görsel kılavuz Büyümenin ve fetal ağırlığın değerlendirilmesi Amniyotik mayi miktarının değerlendirilmesi Plasentanın lokasyonunun ve retroplasental hemorajinin değerlendirilmesi Doppler değerlendirmesi (umblikal arter bakısı; orta serebral arter akımına bakarak fetal aneminin değerlendirilmesi; preeklamsinin tahmini) yenidoğan USMER 5. Amniyosentez. Amniyon sıvısı karyotip analizi, genetik hastalıklar, fetal kan grubu tayini, hemoglobinopatiler, fetal akciğer matürasyonu, bilirubin düzeyine bakarak izoimmunizasyonun değerlendirilmesi, koryoamnionit tanısı için incelenebilir. Karyotip analizi 16-20. haftalar arasında yapılır. Fetal kayıp ve ekstremite anomalisi riski nedeni ile 14.haftadan önce amniyosentez önerilmez. Amniyosentez Endikasyonları Anöploidi riskini arttığı gebelikler (anormal ilk veya ikinci trimestr taraması veya aile öyküsü) Önceki çocukta kromozomal anomali olması X’e bağlı hastalık şüphesi Ebeveynleri taşıyıcı olduğu OR hastalık Doğumsal metabolik hastalıkların değerlendirilmesi 6. Koryon Villus Örneklemesi 10.-12. gestasyonel haftada yapılır. Endikasyonları amniyosentez ile aynıdır. Ekstremite anomalisi riski nedeni ile 10. Gestasyonel haftadan önce yapılması önerilmiyor. 7. Perkutan Umblikal Kord Örneklemesi Fetal umblikal arterden veya venden alınan örnekten karyotip, viral testler, fetal kan grubu, hematokrit, trombosit sayısı bakılabilir. Bu yöntem sıklıkla ağır hemolitik hastalık vakalarında kullanılır. FETÜSÜN İYİLİK HALİNİ DEĞERLENDİRMEDE KULLANILAN ANTENATAL TESTLER 1. Non-Stres Test (NST). Fetal hareketler ile oluşan kalp hızı değerlendirilir. • Reaktif NST: 20 dakikalık takipte ≥2 defa kalp hızında en az 15 saniye süre ile bazal kalp hızında en az 15 atım/ dakika artış olmasıdır. • Non-Reaktif NST: Genelde en az 1 saat süre ile reaktif NST olmaması. Fetal etikilenmenin yanısıra fetüsün uyuyor olması, annein kronik sigara içicisi olması ve santral sinir sistemini etkileyen ilaç kullaınımı non-reaktif NST’ye neden olur. 2. Biyofizik Profil. NST, USG ile en az 30 dakika fetal solunumun, majör hareketlerin, tonusun ve aminiyotik sıvı indeksinin bakıldığı bir değerlendirmedir. Bu beş parametrenin her birine 2 puan verilir ve toplam puan 8-10 ise normal olduğu düşünülür. 0-4 puan alırsa acil doğum planlanır. Modifiye biyofizik profilde ise sadece NST ve aminiyotik sıvı indeksine bakılır. 4.Doppler İncelemesi 5.Fetal Hareketlerin Sayılması. Annenin bebeğin hareketlerinde anormallik olduğundan şüplenemesi durumunda ileri inceleme gerekir. 3 www.tusmer.com 3.Kontraksiyon Stres Testi (KST). Uteroplasental yetmezliği değerlendirmek için kullanılır. Fetal kalp hızı ve uterus kasılmaları izlenir. Yeterli değerlendirme için 10 dakika içinde 3 defa en az 40-60 saniye süreli kasılma olmalıdır. Bu kasılmalar olmaz ise oksitosin ile stimülasyon yapılabilir; bu durumda teste oksitosin challenge test denir. Plasenta previa varlığında, vertikal kesi ile yapılmış sevaryan öyküsü varsa, preterm doğum riski olan durumlarda (erken membran rüptürü, servikal yetmezlik) KST testi kontrendikedir. PEDİATRİ FETÜSÜN İYİLİK HALİNİ DEĞERLENDİRMEDE KULLANILAN İNTRAPARTUM TESTLER 1.Elektronik Fetal Kalp Hızı Monitroizasyonu. Normal fetal kalp hızı 110-160 atım/dakikadır. Fetal Taşikardi Yapan Durumlar • Annede veya fetüste enfeksiyon Fetal Bradikardi Yapan Durumlar • Hipoksi • Fetal hipoksi • Tam kalp bloğu • Tirotoksikoz • Annenin β-bloker kullanımı • Annenin parasempatik bloker veya β-mimetik kullanımı Fetüste kalp hızı dalgalanmalar gösterir ki bu fetüsün iyilik halini en hassas gösteren belirteçtir. Normalde bu değişkenlik 6-25 atım/dakika civarındadır. Bu değişkenlikte azalma olması ağır hipoksi, anensefali, fetal nöroloik anomali, tam kalp bloğu, annenin narkotik veya magnezyum sülfat kullanımı durumlarında görülür. Kalp hızında üç farklı tipte deselerasyon görülebilir. • Erken deselerasyon: Başın basısına bağlı fizyolojik olarak görülür. Benigndir. • Geç deselerasyon: Uteroplasental yetmezlikte görülür, fetal hiposiyi gösterir. Hipertansiyon ve preeklamside de geç deselerasyon olabilir. • Değişken deselerasyon: Umblikal kord basısına bağlı görülür.Oligohidramniyoz vakalarında daha sıktır. Genel olarak fetüste bir asidoz olduğunu düşündürmez. 2.Fetal Skalp (saç derisi) Kan Örneği. 3.Skalp stimülasyonu. 4.Fetal Puls Oksimetre. FETAL AKCİĞER MATÜRASYONUNUN DEĞERLENDİRİLMESİ 1. Lesitin-Sfingomyelin (L-S) Oranı: Lesitin tip 2 alveolar hücreler tarafında üretilen, sürfaktanın temel komponenti olan bir fosfolipidtir. Sfingomyelin ise akciğer dışı dokularda bulunan bir fosfolipidtir. Lesitin 28. haftadan itibaren artar ve L-S oranı ≥2:0 ise akciğerin matür olduğu düşünülür. DM ve fetal hidrops gelişen Rh uygunsuzluğu durumlarında matürasyon gecikir. Orak hücre anemisi, annenin narkotik kullanımı, uzamış membran rüptürü, annede kronik hipertansiyon, IUGG ve annenin sigara kullanımında akciğer matürasyonu hızlanır. Bu moleküllerin ölçümü mekonum ve kan varlığında etkilenir. 2. Fosfotidilgliserol: Fosfotidilgliserol yaklaşık 35. haftada görülmeye başlanır ve 37-40 haftada artar. Amniyon mayi incelemesinde saptanamamsı RDS için güçlü bir göstergedir. Mekonyumdan etkilenmez. 3. Sürfaktan/Albümin Oranı: Oran arttıkça akciğer matürasyonunun arttığı düşünülür. Bu testte kan ve mekonyumdan etkilenir. Bu oran ≤39 mg/g ise akciğerin immatür, ≥55 mg/g ise akciğerin matür olduğu düşünülür. www.tusmer.com 4 4. Lamellar Cisim Sayımı: Sürfaktan tip 2 pnömositlerden salındıktan sonra bu cisimcikler de depolanır. Sayım >50.000/mikrolitre ise akciğerin matür olduğunu gösterir. Kan ve mekonyum testi etkileyebilir. yenidoğan USMER Fetal Hastalıkların Tedavisi • Eritroblastozis fetaliste umblikal ven eritrosit transfüzyonu • Talasemi, kronik granülomatöz hastalık, ağır kombine immün yetmezlikte fetal kök hücre transplantasyonu • İzoimmün trombositopenide umblikal ven trombosit transfüzyonu, anneye IVIG • ITP de anneye steroid ve IVIG • Anneden fenilketonüri varda fenilalanin kısıtlaması • Multiple karboksilaz eksikliğinde biotin • Metilmalonik asidemide B12 vitamini • 21-hidroksilaz eksikliğinde deksametazon • Bartter sendromunda anneye indometazin • Fetal guatrda fetal hipotiroidiye bağlıysa intraamniyotik T4, annenin hipertiroidisine bağlıysa anneye propiltiyourasil • Supraventriküler taşikardide anneye digoksin • Lupus antikoagülanları varlığında anneye aspirin ve prednizon • Doğumsal kalp bloğunda deksametazon, pacemaker • Bilateral şilotoraks veya plevra efüzyonlarında torasentez, plöroamniyotik şant • Diyafragma hernisinde cerrahi düzeltme • B grubu streptokok enfeksiyonunda ampisilin, penisilin • Toksoplazmoziste spiramisin, primetamin, sülfadiazin ve folik asit • Sifilizde penisilin • HIV-AIDS te zidovudin ve proteaz inhibitörleri • Neonatal hemokromatoziste maternal IVIG verilir. www.tusmer.com 5 PEDİATRİ YÜKSEK RİSKLİ GEBELİKLER, OLİGOHİDRAMNİYOZ, POLİHİDRAMNİYOZ VE ÇOĞUL GEBELİK EKONOMİK Yüksek Riskli Gebeliklere Neden Olan Durumlar KÜLTÜREL-DAVRANIŞSAL Yoksulluk Düşük eğitim düzeyi İşsizlik Sağlık kurumuna başvurmama Sigortasızlık Prenatal bakım yokluğu/yetersizliği Prenatal bakım almama Sigara, alkol ve ilaç kullanımı, ilaç bağımlılığı Anne yaşının 20 yaşından küçük veya 35 yaşından büyük olması Evlenmemiş olma Gebelikler arasındaki sürenin kısalığı Destek eksikliği (eş, aile, akraba) Stres (fiziksel, psikolojik) BİYOLOJİK-GENETİK Siyah ırk REPROOÜKTİF Önceki düşük doğum ağırlıklı veya preterm bebek Önceki sezaryen doğum Boya göre zayıf olma Önceki infertilite Gebelikte az kilo alma Yardımcı üreme teknikleriyle döllenme Kısa boy Uzamış gestasyon Yetersiz beslenme Uzamış doğum Akraba evliliği (otozomal resesif) Önceki doğumlardan serebral palsi, mental retardasyon, doğum travması, konjenital anomalisi olan bebek varlığı Kuşaklar arası etki Annenin doğum ağırlığının düşük olması Genetik hastalıklar (yenidoğan metabolizma hastalıkları) Anormal duruş (makat) Çoğul gebelik TIBBİ Erken membran rüptürü Diabetes mellitus Enfeksiyonlar (sistemik, amniyotik, ekstraamniyotik, Hipertansiyon servikal) Konjenital kalp hastalıkları Preeklampsi-eklampsı Otoimmün hastalıklar Uterus kanaması (abrupsio plasenta, plasenta previa) Orak hücreli anemi Parite (0 veya 5’ten fazla) TORCH enfeksiyonları Uterus veya serviks anomalileri Tekrarlayan cerrahi işlemler ve travmalar Fetal hastalıklar Cinsel yolla bulaşan hastalıklar Anormal fetal büyüme Annenin hiperkoagülasyon durumu İdiyopatik erken doğum İyatrojenik erken doğum www.tusmer.com 6 Annede düşük veya yüksek serum a-fetoprotein düzeyi yenidoğan USMER Bebeği etkileyen maternal hastalıklar Annedeki Non-İnfeksiyöz hastalıkların fetus ve bebekteki etkileri ETKİSİ Hafif: LGA, Hipoglisemi, Ağır: Pregestasyonel ve takipsiz diabette SGA bebek doğabilir MEKANİZMA Fetal hiperglisemi insülini arttırır, insülin en önemli fetal büyüme hormonudur. SGA bebeğe vasküler hastalık ve plasental yetmezlik neden olur. Servikal neoplazi Erken membran rüptürü Cerrahi eksizyon sonrasında Kolestaz Siyanotik kalp hastalığı Folat reseptör otoantikorları Preterm doğum Bilinmiyor. Hepatit E İntrauterin büyüme geriliği Fetal hipoksi Nöral tüp defektleri Hücrelerin folat alımının blokajı Diabetes mellitus İlaç bağımlılığı IUGR, Neonatal yoksunluk sendromu Hipotiroidi Neonatal geçici tirotoksikoz Direkt ilaç etkisi, kötü beslenme ve çevre şartları Endemik guatr Graves hastalığı Herpes gestastionis (non Büllöz döküntü infeksiyöz) Renal Transplant IUGR Uteroplasental yetmezlik Hipertansiyon IUGR, intrauterin bebek ölümü Plasental yetmezlik ve fetal hipoksi ITP İzoimmün trombositopeni ya da nötropeni Trombositopeni Anneden geçen nonspesifik (antitrombosit) antikorlar Trombositopeni ya da Nötropeni Annede geçen spesifik trombosit (HPa1) ya da nötrofil antikorları Hiperparatiroidi Neonatal hipokalsemi Myastenia gravis Geçici neonatal myasteni Neonatal myotonik distrofi, konjenital kontraktürler Makrozomi, hipoglisemi KKH, Mikrosefali, Mental retardasyon, IUGR IUGR, Nötropeni, trombositopeni, fetal ölüm Fetal tümör Fetal anemi, konjestif kalp yetmezliği, hipoalbüminemi, hidrops, yenidoğanda sarılık. Myotonik distrofi Obesite Fenilketonüri Preeklampsi eklampsi Malign melanom Kan uyuşmazlıkları Orak hücreli anemi SLE Ailevi trombofili IUGR, preterm doğum İyot eksikliği Tiroid stimülan antikorların plasental geçişi Bilinmiyor Annedeki yüksek kalsiyum bebeğe geçer ve PTH’u baskılar Plasentadan geçen Ach-reseptör antikorları Genetik faktörler Bilinmiyor Artmış fetal fenilalanin düzeyi Uteroplasental yetmezlik, fetal hipoksi, vazokonstrüksiyon Metastaz Anneden geçen antikorların fetüste hücre yıkımı (hemoliz) yapması Annedeki oraklaşma fetal hipoksi yapar Konjenital kalp bloğu, döküntü, Anneden geçen antikorlar anemi, trombositopeni, nötropeni Ölü doğum, IUGR Uteroplasental dolaşımda trombozlar 7 www.tusmer.com HASTALIK PEDİATRİ Prenatal / İntrapartum Risk Oluşturan Maternal Durumlar ve Yenidoğan Etkisi Yenidoğana etkisi Prenatal riskler Rh uyuşmazlığı Hipoglisemi, hipokalsemi,makrozomi, kardiyomyopati Anemik, hidropik doğum İntrauterin hareketlerin azlığı Hipotonik bebek Preeklampsi-eklampsi Prematüre doğum, hipoksik doğum Çoğul gebelik Prematüre doğum, İUGG, hipoksik doğum Postterm doğum Doğum travması, hipoksik doğum, MAS Polihidramniyoz Ösefagus atrezisi Oligohidramiyoz Renal anomaliler, akciğer hipoplazisi Erken membran rüptürü Erken sepsis Anne yaşı <19 veya >35 yıl İntrauterin gelişme geriliği, kromozom bozuklukları, Hipoksik doğum Maternal diyabet Fetal ultrasonografîde önemli fetal malformasyon veya doğumsal kalp anomalisi varlığı Hipoksik doğum, apneik, dispneik veya hipotonik Takipsiz gebelik bebek, aritmik doğan bebek Fetal bradikardi Her şey olabilir Fetal ultrasonografide mekonyum görülmesi Hipoksik doğum Annede koryoamnionitis Hipoksik doğum, MAS İntrapartum riskler Prematüre doğum, erken sepsis, fetal inflamatuvar cevap Yenidoğana etkisi Hızlı gerçekleşen doğum İntrakraniyal kanama Kordon sarkması, dolanması Hipoksik doğum Erken plasental ayrılma Hipoksik doğum, prematüre doğum Ani gelişen fetal bradikardi (60/dakika) Hipoksik doğum Forseps/vakumla doğum Doğum travması, sefal hematom, kaput suksadaneum Matemal ateş Fetal taşikardi, doğumda solunum depresyonu Doğumdan 4 saat önce anneye narkotik analjezik verilmesi Solunum çabası olmayan ve deprese doğan bebek Polihidramniyoz ve Oligohidramniyoz • Amniyotik sıvı gebeliğin 34. haftasına kadar günde 8-9 mL olacak kadar artar, 34. haftadan sonra azalmaya başlar. USG’de dört kadranda vertikal uzunluğa bakılarak amniyotik sıvı indeksi hesaplanır. -< 500 mL ve USG’de amniyotik indeks < 5 cm, maksimum vertikal cep <2 cm ise Oligohidramniyoz -> 2000 mL ve USG’de amniyotik indeks > 25 cm, maksimum vertikal cep >8 cm ise Polihidramniyoz düşünülür. www.tusmer.com 8 • Oligohidramniyoz tanısını koymadan önce erken membran rüptürü dışlanmalıdır. 20. haftadan sonra oligohidramniyoz belirgin hale gelir. Oligohidramniyoz ayak, el, parmak anomalileri; basık burun gibi bası anomalilerine neden olur. Kronik oligohidramniyozun en önemli komplikasyonu pulmoner hipoplazidir. Oligohidramniyozlu bebeklerde eylem sırasında göbek kordonuna bası riski yüksektir. Oligohidramniyozda burun kökü basıklığı, club foot ve kalça displazisi gibi komplikasyonlar görülebilir. yenidoğan • İntrauterin büyüme geriliği USMER Oligohidramniyoz Nedenleri • Prune-Belly sendromu • Fetal anomaliler • Amniyo nodozum • İkizden ikize transfüzyonda donör bebek • İndometazin • Amniyotik sıvı sızıntısı • ACE inhibitörleri • Renal agenezi (Potter sendromu) • İntestinal pseudoobstrüksiyon • Üretral atrezi Konjenital Anomaliler Anensefali Hidrosefali TÖF Duodenal atrezi Spina bifida Yarık damak-dudak Diyafragma hernisi Nöromusküler hastalık Polihidramniyoz Nedenleri Sendromlar Trizomi 18 ve 21 Akondroplazi Klippel-Feil TORCH Hidrops fetalis Diğer İdiopatik İkizden-ikize tranfüzyon (alıcı) DM Fetal anemi Fetal kalp yetersizliği Poliürik böbrek hastalığı Nöromusküler hastalık Non-immun hidrops fetalis Şilotoraks Teratom ÇOĞUL GEBELİKLER • Monozigotik ikiz gebelik 3-5/1000, dizigotik ikizler 4-50/1000 oranında görülür. • İkizlerin gebelikleri sınıflandırmasında plasental disk (tek, birleşik veya ayrı), koryon sayısı (mono veya dikoryonik) ve amniyon sayısı (mono veya diamniyotik) değerlendirilir. En sık dizigotik-dikoryonik-diamniyotik ikiz gebelik görülür. Dizigotik ikizlerde daima dikoryonik plasenta vardır. Monokoryonik ikizlerin cinsiyeti daima aynıdır ve bu ikizlerin monozigotik olduğuba inanılır. • Çoğul gebelik için en önemli risk faktörü gebeliğin yardımcı üreme teknikleri ile oluşturulmasıdır. Dizigotik ikiz insidansının arttığı durumlar; ailede ikiz öyküsü olması, anne yaşı (35-39 yaş arası pik yapar), önceki gebeliklerde ikiz öyküsü, paritenin artması, anne boyu, sosyal sınıf, koitus sıklığı, egzojen gonadotropine maruziyet, klomifen ve in vitro fertilizasyon (İVF). www.tusmer.com 9 PEDİATRİ Çoğul Gebeliklerde Beklenen Komplikasyonlar • Maternal komplikasyonlar • Respiratuar distress sendromu (2. doğanda yüksek) • Polihidramniyoz • Asfiksi (2. doğanda yüksek) • Hiperemezis gravidarum • İUGR • Preeklampsi • İkizden ikize transfüzyon • Erken membran rüptürü • Konjenital anomaliler • Vasa previa • Kalça çıkığı • Umbilikal kordun valementöz insersiyonu • Aplasia kutis, ileal atrezi, porensefali • Anormal presentasyonlar • Yapışık ikizlik • Prematüre doğum • Anensefali • Neonatal komplikasyonlar • Meningomyelosel • Konjenital anomali riski monozigotik ikizlerde 2-3 kat artmıştır. Bunun intrauterin yer darlığına, plasental vasküler anastomozlardaki problemlere ve morfogenez bozukluklarına bağlı olduğu düşünülmektedir. IVF ile oluşan ikiz gebeliklerde konjenital anomali sıklığı, doğal yollardan oluşan ikiz gebeliklere göre iki kat daha fazladır. • Perinatal ölüm oranı ikinci doğan ikiz eşinde daha fazladır. Ölüm oranının en yüksek olduğu ikiz tipi monoamniyotik ikizliktir. İkizden İkize Transfüzyon • Hemen hemen tüm monokoryonik plasentalarda vasküler anastomozlar vardır. Monokoryonik ikizlerin yaklaşık %15’inde ikizden ikize transfüzyon görülür. İkizlerin hemoglobin değerleri arasında >5 g/dL fark varsa ikizden ikize transfüzyon sendromu tanısı konulur. -Donör ikiz soluktur, doğum ağırlığı düşüktür. Oligohidramniyoz, anemi, hipoglisemi, organ kütlelerinde düşüklük, hipovolemi ve amniyon nodosum gibi bulgular vardır. -Alıcı ikiz pletoriktir, doğum ağırlığı daha yüksektir. Polihidramniyoz, hipervolemi, polisitemi, hiperviskosite, organ kütlelerinde artış, ve hiperbilirubinemi gibi bulgular vardır. www.tusmer.com 10 yenidoğan USMER Organogenez Döneminde (ilk 60 gün) Kullanılan İlaçların Fetüs Üzerindeki Teratojen Etkileri İlaç Sonuçları Alkol Fetal alkol sendromu, mikrosefali, doğumsal kalp hastalığı Aminopterin Mesomelia, kraniyal displazi Coumarin Hipoplastik nazal köprü, punktat kondrodisplazi Fluoxetine Küçük oluşum bozuklukları, düşük doğum ağırlığı, kötü yenidoğan uyumu Folik asit antagonistleri Nörol tüp defektleri, kardiyovasküler, renal, oral yarık kusurları İsotretinoin (Accutane) ve A vitamini Yüz ve kulak anomalileri, doğumsal kalp hastalığı Lityum Ebstein anomalisi Metal civa Mikrosefali, körlük, sağırlık, gelişme geriliği (Minimata hastalığı) Misoprostat Artrogryiposis Penicillamine Cutis laxa sendromu Phenytoin (Dilantin) Hipoplastik tırnaklar, intrauterin gelişme geriliği, tipik yüz görünümü Radyasyon Mikrosefalı Radyoaktif iyot Fetal hipotiroidi Stilbestrol (DES) Adolesan dönemde vajinal adenokarsinom Streptomycin Sağırlık Testosteron benzeri ilaçlar Dişide virilizasyon Tetracycline Diş minesi hipoplazisi Thalidomide Fokomeli Toluene (çözücü bağımlılığı) Fetal alkol benzeri sendrom, erken eylem Trimethadione Doğumsal anomaliler, tipik yüz görünümü Valproat Spina bifida D vitamini Supravalvular aort darlığı • Eğer bir bebek 3-15.gestasyonel haftalar arasında 20-50 rad radyasyona maruz kalırsa büyüme, geriliği mental retardasyon, mikrosefali ve fetal ölüm görülebilir. Fetal Alkol Sendromu Bulguları Kalp defektleri Minör eklem ve ekstremite anomalileri Gelişme geriliği, mental retardasyon Kısa palpebral fissür, epikantus, maksiller hipoplazi, migrognati, ince üst dudak Özellikle VSD, ASD Hareket kısıtlılığı, avuç içi çizgilerinde değişiklik 11 www.tusmer.com Simetrik IUGR Yüz anomalileri PEDİATRİ Gebelikte Annenin Kullandığı İlaçların Bebek Üzerindeki Yan Etkileri • Amiodaron: Bradikardi, hipotiroidizm • Deksametazon: Periventriküler lökomalazi • Fenobarbital: Vitamin K eksildiği, kanama, sedasyon • İbuprofen: Oligohidramniyoz, pulmoner hipertansiyon • İndometazin: Oligüri, oligohidramniyoz, intestinal perforasyon, pulmoner hipertansiyon • Kaptopril, enalapril: Geçici anürik böbrek yetersizliği, oligohidramniyoz • Mg sülfat: Solunum depresyonu, hipotoni • Metimazol, propiltiyourasil: Guatr, hipotiroidi • Morfin: Çekilme semptomlan • Oksitosin: Hiperbilirubinemi, hiponatremi • Propranolol: Hipoglisemi, bradikardi, apne • Sefalotin: Pozitif direkt Coombs testi • Sulfonamid: Bilirubin bağlanmasını engelleyerek ker-nikterus riskini artınr. G6PD eksildiği varsa hemoliz yapar. • Tiazid: Neonatal trombositopeni APGAR SKORLAMASI Apgar Skoru Puan 0 Cilt Rengi (Appearence) Mor veya Soluk 1 Gövde pembe, 2 Tamamen pembe Yok ekstremiteler mor <100/dakika Yok Yüz Buruşturma Tonus (Activity) Yok (tüm vücut ekstansiyonda) Alt extremitede fleksiyon Aktif hareketli Solunum (Respiration) Yok Düzensiz/Çene Atma Düzenli-Ağlıyor Kalp Hızı (Pulse) Refleks Yanıt (Grimace) >100/dakika Öksürük, hapşırık, ağlama • 1. ve 5. dakikadaki APGAR skorlaması ile doğum sonrası yenidoğanın değerlendirilmesi yapılır. APGAR 8-10: Normal 4-7: Riskli bebek 0-3: Ağır asfiksi • APGAR skorlamasında skorlama sistemi doğum salonunda yapılmasına rağmen, bebeğin resusitasyon kararına APGAR skoru etki etmez. 5. dakikadaki APGAR skorunun 7’nin altında olması, HİE (hipoksik iskemik ensefalopati) gelişimi açısından bir risk faktörüdür. www.tusmer.com 12 • Apgar skoru 1. dakikada bakıldığı için resüsitasyon başlangıçı için APGAR’a göre karar verilemez. • Ancak ilerleyen dakikalarda resüsitasyon işlemlerinin etkinliğini değerlendirmede apgar skoru kullanılabilir. yenidoğan Yalancı APGAR pozitifliği (düşüklüğü) • Anneye narkotik, sedatif, magnezyum verilmesi veya annenin bunları kullanımı • Miyopatik durumlar, nöropati ve sinir sistemi ile ilgili anomaliler • İmmatür doğum • Travmaya maruz kalmış bebek (doğumda veya sonrasında) • Diafragma hernisi, • Koanal atrezi, • Sepsis durumları, konjenital pnömoni, • Hipovolemi, kanama • Düzelme döneminde asfiksiye maruz bebek USMER Yalancı APGAR negatifliği (normalliği) • Maternal asidoz durumları • Yüksek katekolamin düzeyine sahip bebekler • Bazı term bebeklerde de bu durum geçerlidir RUTİN DOĞUM ODASI BAKIMI ve YENİDOĞAN CANLANDIRMASI (NRP) Rutin Doğum Odası Bakımı Ve Taramalar Göz bakımı: % 1’lik gümüş nitrat, eritromisin (% 0.5) ve tetrasiklin (% 1), povidon-iyodin (% 2.5) Yenidoğanın hemorajik hastalığını önlemek için 1 mg K1 vitamini (fitonadion, suda eriyen form) IM uygulanmalı (<1500 g doğanlara 0.5 mg) Gelişmiş ülkelerde otoakustikemisyon yöntemiyle yenidoğan işitme taraması Yenidoğan taraması (topuk kanı ile; hipotiroidi (TSH bakılır), FKÜ ve biyotinidaz eksikliği, kistik fibrozis (immun reaktif tripsinojen bakılır)) Göbek kordonunun klemplenme zamanı ve yöntemi • Canlandırma gerektirmeyen tüm term ve prematüre bebekler, kordon klemplenmeden önce, en az 30 saniye süreyle anne seviyesinde veya altında tutulmalıdır. Göbek kordonu steril, tek kullanımlık göbek klempi ile deriden 4-5 cm uzaklıkta bağlanmalı, steril gazlı bezle tutularak kesilmeli, ucu povidon iyotla silinmelidir. Povidon iyot uygulaması kordon ucu ile sınırlı kalmalı, cilde sürülmemelidir. • Anneye acil girişim gerektiren durumlarda ve operasyon alanı içinde bebeğe canlandırma işleminin uygun yapılamadığı durumlarda, hem termlerde hem de prematürelerde ( ≥ 29 hafta) sıvazlama yöntemi tercih edilebilir. Umbilikal Kordondan Örnek Alma Endikasyonları • Prematüre doğum • Mekonyumlu doğumlarda • Vajinal doğumlarda travma riski olan omuz veya yan geliş pozisyonlarında • İntrapartum maternal ateş >38⁰C • Ciddi intrapartum kardiyotokograf bozukluklarında • 5.dakika APGAR’ın ≤5 olması durumlarında 13 www.tusmer.com • İntrapartum kanama varlığında PEDİATRİ YENİDOĞAN CANLANDIRMASI (NRP) • Mevcut verilere dayanarak, postkonsepsiyonel olarak 22 haftanın ya da son adet tarihine göre 20 haftanın altında doğan prematüreler “yaşayabilir” kabul edilmemektedir. 25 gebelik haftası ve üzerinde doğan bebeklere canlandırma girişiminin yapılması gereklidir. 22 0/6 -24 6/7 hafta arasında doğanlar için henüz belirlenmiş net öneriler yoktur. Ülkemizdeki yasal düzenlemeler de postkonsepsiyonel olarak 22 gebelik haftasının altını (son adet tarihine göre 20 haftanın altı) düşük kabul etmekte ancak, gestasyon yaşına bakmaksızın en küçük canlılık belirtisi gösteren her bebeğe “yaşam hakkı” verilmesi, bu bebeklere canlandırma uygulanması gerektiğini öngörmektedir. • Özellikle travaysız ve geç prematüre (340/7 - 366/7 hafta arası) veya erken term (37 0/7 - 38 6/7 hafta arası) sezaryen ile doğmuş bebeklerin henüz doğum salonunda takipne, dispne bulguları ortaya çıkarabileceği unutulmamalıdır. Yenidoğan Canlandırması Basamakları A. Başlangıç basamağı -Isıtma ve normal vücut ısısını koruma -Pozisyon verilmesi -Obstrüksiyon şüphesi ve obstrüksiyon varsa sekresyonları temizleme -Kurulama, uyarı B. Ventilasyonu sağlama ve oksijen sunma C. Göğüs kompresyonu başlama D. Adrenalin ve volüm uygulama www.tusmer.com 14 yenidoğan USMER Antenatal Danışım Ekip değerlendirmesi ve Ekipman kontrolü DOĞUM Term gebelik mi? EVET Tonus iyi mi? Soluyor veya ağlıyor mu? Isıtın ve normal sıcaklığı koruyun, havayoluna pozisyon verin,(gerekirse) sekresyonları temizleyin, kurutun, taktil uyarı verin Apne veya gasping var mı? KTA <100/dk mı? HAYIR EVET Pozisyon verin ve havayolunu temizleyin SpO2 monitör Gerekiyorsa ek O2 CPAP’i düşünün EVET PBV SpO2 monitör EKG monitorizasyonunu düşünün KTA < 100/dk mı? HAYIR EVET Göğüs hareketlerini kontrol edin Gerekirse ventilasyon düzeltici basamaklar Gerekirse ETT veya larengeal maske HAYIR Solunum sıkıntısı veya dirençli siyanoz var mı? KTA < 60/dk mı? EVET Henüz etmediyseniz entübe edin Göğüs kompresyonu uygulayın PPV ile koordine edin %100 O2 EKG monitorizasyonu Acil UVK düşünün Canlandırma sonrası bakım Tekrar ekip değerlendirmesi Doğum Sonrası Hedef Preduktal SPO2 1. Dakika %60-65 2. Dakika %65-70 3. Dakika %70-75 4. Dakika %75-80 5. Dakika %80-85 10. Dakika %85-95 KTA < 60/dk mı? EVET IV epinefrin, Eğer KTA <60/dk dirençli ise Hipovolemi düşün, Pnömotoraks düşün 15 www.tusmer.com 1 Dakika HAYIR Bebek olağan bakım için anneyle kalır: Isıtın ve normal sıcaklığı koruyun, havayoluna pozisyon verin,(gerekirse) sekresyonları temizleyin, kurutun. Gözlemeye devam edin, PEDİATRİ A.Başlangıç Basamağı • Solunum yolunun açık tutulmasında başa verilecek en uygun pozisyon hafif ekstansiyon pozisyonudur. • Aspirasyon her bebeğe yapılmamalıdır, aktif ve solunum çabası iyi olan bebeklerde ağız içi ve burnun steril bir bezle silinmesi yeterlidir. Sekresyonu çok olan bebekler aspire edilebilirler. Aspirasyonda baş yana çevrilmeli, önce ağız sonra burun delikleri aspire edilmelidir. Aspirasyon puar ya da aspiratörle yapılmalı, aspiratör basıncı 80-100 mmHg’yı geçmemelidir. Tekrarlayan aspirasyonlara gerek yoktur. Şiddetli ve derin aspirasyon uygulanmamalıdır. Doğum sonrası ilk dakikalarda arka farinksin uyarımı vagal yanıt oluşturarak, ağır bradikardi ve apneye yol açabilir. • Term bebekler doğum sonrası, başından başlayarak kuru ve ılık çarşaflarla kurulanmalı, ıslanan çarşaflar bebekten uzaklaştırılmalı, başa kulakları da içine alacak şekilde şapka giydirilmelidir. Term bebekler için anne gövdesi üzerine yatırılarak cilt temasının sağlanması ve sırtının ılık çarşafla örtülmesi de yararlıdır. <30 hafta doğan prematüre bebekler doğum sonrası kurulanmadan hemen polietilen plastik torbalara alınmalı, başlarına şapka giydirilmeli ve radyant ısıtıcı altına ya da küvözlere konmalıdır. ≥30 hafta prematürelere de benzer uygulama yapılabilir ancak, hipertermi (>38 °C) oluşturmamaya dikkat edilmelidir. Yanığa sebep olabileceği için bebeği ısıtmak amacıyla termofor, sıcak su ile doldurulmuş cerrahi eldivenler veya torbalar asla kullanılmamalıdır. • Doğum salonunda başlangıç basamakları olarak kabul edilen (taktil uyarı dışında) başa pozisyon verme, aspirasyon ve kurulama ile ilgili uygulamalar hem sağlıklı doğan hem de doğum sonrası canlandırma gerektiren bebeklerde ortak uygulanan basamaklardır. • Başlangıç basamaklarında yapılan kurulama, aspirasyon aynı zamanda solunum için birer uyarandır ve çoğu bebekte, bu basamaklar solunumu başlatmaya yeterlidir. Eğer bebeğin solunum çabası hala yeterli değilse, solunumu uyarmak için kısa bir süre ek taktil uyaran verilebilir. • Taktil uyaran için güvenli ve uygun yöntemler 1) Ayak tabanına şaplak ya da fiske vurulması ve 2) Sırtının, gövdesinin ya da ekstremitelerinin sıvazlanmasıdır. • Aşırı sert uyaranlar işe yaramaz ve ciddi yaralanmalara yol açabilir. Bebek asla sarsılmamalıdır. Solunumu olmayan bir yenidoğana uzun süreli taktil uyaran uygulanması çok değerli zamanın yitirilmesine yol açar. İnatçı apnede hemen pozitif basınçlı ventilasyon başlanmalıdır. Zararlı Hareketler Sırta vurma Göğüs kafesini sıkıştırma Bacakları karına doğru itme Zararlı Taktil Uyaranlar Olası Sonuçları Zedelenme Kırıklar, pnömotoraks, solunum sıkıntısı, ölüm Karaciğer ya da dalak rüptürü Anal sfinkter dilatasyonu Sıcak ya da soğuk kompres ya da banyo Vücuda alkol dökme Sarsma Anal sfinkter rüptürü Hipertermi, hipotermi, yanıklar Soğuk stresi Beyin hasarı B. Ventilasyonu sağlama ve oksijen sunma www.tusmer.com 16 • Daha ileri canlandırma girişimlerine gerek olup olmadığını anlamak için bebek değerlendirilir. Değerlendirmede kullanılacak hayati göstergeler solunum ve kalp atım hızıdır (KTA). yenidoğan USMER • Yeterli solunum çabası diyebilmek için bebeğin iyi bir göğüs hareketi olmalı, taktil uyaranı izleyen birkaç saniye içinde solunumunun hız ve derinliği artmalıdır. İç çekme tarzındaki solunum etkisizdir ve apne gibi değerlendirilmelidir. • Değerlendirmede, kalp atım hızının yeterli kabul edilmesi için KTA ≥100/dakika olmalıdır. KTA, göbek kordonunda atımın alınabildiği bebeklerde kordondan sayılabilir. ILCOR-2015, KTA değerlendirmesinin, bebeğe 3 kanallı EKG bağlayarak yapılmasını önermektedir • Doğumda solunum çabası yeterli, aktif, ancak siyanozu olan term bebeklere doğumu takiben hemen oksijen uygulamaya başlanmamalı, normal geçiş sürecini tamamlayacak zaman tanınmalıdır. Solunum çabası olmayan ya da yetersiz olan term bebeklerde ise, nabız oksimetresi bağlayarak pozitif basınçlı ventilasyon (PBV) uygulamasına önce oda havası ile başlamak uygundur. Gebelik yaşı <35 hafta olan prematüre bebeklerde ise, % 21-30 konsantrasyonda O2 ile başlanır. • Serbest O2 uygulaması: Eğer bebekte solunum çabası var ancak zorlanıyorsa, inleme/interkostal çekilmeleri varsa, inatçı santral siyanozu/oksimetre ile doğrulanan hipoksisi varsa faydalı olabilir. • Spontan solunumu olan bir bebeğe oksijen maskesi, anestezi balonu ve maskesi, T parça canlandırıcı ve bebeğin ağzı ve burnuna yakın tutulan oksijen hortumu yöntemlerden biriyle serbest akış O2 verilebilir. Solunum çabası olan bir bebekte, serbest akış oksijene karşın siyanoz sürerse veya satürasyon %85’in altındaysa ağır akciğer hastalığı olabilir. • Bebeğe PBV uygulanması gereken durumlar; -Apne/iç çekme tarzında solunum -Solunum olsa bile KTA< 100/dakika olması -%100 serbest akış O2 verilmesine karşın inatçı santral siyanoz ve düşük SpO2 olması • Term yenidoğanda PBV uygulamasına %21 O₂ (oda havası) ile başlanır. Prematürelerde biraz daha yüksek konsantrasyonla başlanması (% 30 O₂) önerilmektedir. O₂ desteği verilirken nabız oksimetresi kullanılması, oksijenin çok az veya fazla kullanımını engeller. Yenidoğanda PBV, kendi şişen balon, anestezi balonu veya T parça canlandırıcıdan herhangi biri ile uygulanabilir. PBV ile solunum desteği 40-60 /dakika (20-30 bası /30saniye) hızında olmalıdır. • İlk basamak uygulamalardan PBV’un sonuna kadar geçen süre (ikinci değerlendirmenin sonuna kadar) 60 saniyeyi aşmamalıdır. • Başarılı PBV’un en iyi göstergesi artan kalp atım hızıdır. Etkili ventilasyonun diğer göstergeleri: -Solunum seslerinin iki taraflı alınması -Göğüs hareketlerinin gözlenmesi • PBV’un etkili olduğunun ve sonlandırılabileceğinin göstergeleri -O₂ satürasyonunun yükselmesi -Spontan solunumun başlaması 17 www.tusmer.com -KTA> 100/dakika olması PEDİATRİ C. Göğüs kompresyonu başlama • Etkin PBV uygulamasına karşın KTA< 60/dakika ise PBV’a göğüs kompresyonun eklenmesi gerekir. Göğüs kompresyonu, kalbi sternum ile omurga arasında sıkıştırır, toraks içi basıncı arttırır, kanın yaşamsal organlara ulaşmasını sağlar. • Kalp masajı uygulaması sırasında %100 oksijen verilmelidir. Göğüs kompresyonu başparmak veya iki parmak teknikleri ile uygulanabilir. Başparmak tekniği tercih edilir. • Kompresyon alanı için parmaklar, meme başlarının hizasından geçen çizginin hemen altında ya da sternumun 1/3 alt kısmında olacak biçimde sternum üzerine yerleştirilir. Uygulama sırasında ventilasyon hızı 30/dakika, kompresyon hızı 90/dakika olmalıdır. • Kompresyon ve ventilasyon 60 saniye uygulandıktan sonra kalp atımı değerlendirilir: -KTA ≥60/dakika ise kompresyon durdurulur ancak, KTA≥100/dakika oluncaya kadar PBV’a, her 30 saniyede bir KTA kontrol edilmek üzere devam edilir. -KTA ≥100/dakika ise göğüs kompresyonuna son verilir, bebeğin solunumu kontrol edilir. Yeterli ve aktif spontan solunumu varsa PBV da sonlandırılır. -KTA <60/dakika ise ve bebek, daha önce yapılmamışsa, entübe edilir. Entübasyon, ventilasyon için daha güvenli bir yol sağlamış olur. Bu sırada adrenalin de verilir. Yenidoğan Canlandırmasında Entübasyon Yapılması Gereken Durumlar • Balon maske ventilasyonunun yetersiz kalması • Balon maske ile ventilasyon gereksiniminin uzaması • Solunum yollarında obstrüksiyon yapan mekonyum partiküllerinin aspirasyonu • İleri derecede prematürite, surfaktan verilme gereksinimi • Diyafragma hernisi gibi özel durumlarda • Göğüs kompresyonu ve ventilasyon arasındaki eşgüdümü kolaylaştırmak, ventilasyonun verimliliğini arttırmak Endotrakeal Tüpün Doğru Yerleşimini Gösteren Belirtiler • Endotrakeal tüpün trakea içinde olduğunun en iyi göstergesi endotrakeal karbondioksit (ET-CO2) saptayıcı ile verilen solukta CO2’in saptanmasıdır. • Yaşamsal bulguların düzelmesi (kalp hızı, renk/oksijenlenme, hareket) • Her iki akciğer alanında solunum sesleri olması • Mide üzerinde solunum sesi olmaması • Ventilasyon sırasında gastrik distansiyon olmaması • Soluk verme esnasında tüpte buhar oluşması • Her solunumda göğsün inip kalkması • Dudak hizasında okunan uzunluğun bebeğin tartısının 6 fazlası olması • Tüpün vokal kordlar arasından geçtiğinin doğrudan görülmesidir. www.tusmer.com 18 • Başlangıçtaki canlandırma sonrasında tüp yerinde kalacaksa akciğer grafisi ile tüpün doğru yerde olduğu (trakea ortası) kontrol edilmelidir. D. Adrenalin ve volüm uygulama • Eğer KTA, 60 saniye süreyle etkin ventilasyon ve göğüs kompresyonuna rağmen 60 /dakika altında kalıyorsa; ilk yapılması gereken ventilasyon ve kompresyonun etkinliğini arttırmak için ilaç eklemektir. yenidoğan USMER • Adrenalin kalbi uyarır ve kan basıncını arttırır. Tercihen umbilikal venöz kateter yolu ile verilir. Altmış saniye süreyle eşgüdümlü göğüs basısı ve ventilasyona karşın KTA 60/dakika altında kalırsa kullanılır. Yenidoğan Canlandırmasında Adrenalin Kullanımı Konsantrasyon: 1/10.000 (0.1 mg/mL) Veriliş: İntravenöz (IV) yol (umbilikal ven). IV yol açılıncaya kadar ETT düşünülebilir. Doz: 1/10.000 konsantrasyondaki solüsyondan 0.1-0.3 mL/kg (eğer endotrakeal yoldan verilecekse 0.5-1 mL/ kg gibi yüksek doz kullanılır) Veriliş hızı: Olabildiğince hızlı • Bebeğin canlandırmaya yanıt vermemesi, şokta görünmesi (solukluk, zayıf nabız, inatçı düşük kalp hızı, canlandırmaya karşın dolaşımda düzelme olmaması), fetal kan kaybıyla ilgili bir durum öyküsü (aşırı vaginal kanama, plasenta previa, ikizden ikize transfüzyon gibi) mevcutsa volüm genişleticiler kullanılır. İlk tercih serum fizyolojiktir, umbilikal venden 5-10 dakikada 10 mL/kg dozunda verilir. • Bebek 10 dakika aktif canlandırma girişimlerine hiçbir yanıt vermiyorsa (APGAR değeri 0, kalp atımı veya solunum çabası yok) canlandırma sonlandırılabilir ancak, bu öneri her bebek için aynı uygulanmayabilir ve bebeğin o sıradaki durumuna göre değerlendirilerek değiştirilebilir. Mekonyumla Boyalı Amnion Sıvısı ile Doğanlarda Doğum Salonunda Uygulamalar • Fetusta, intrauterin mekonyum çıkışının olması ile kolon içeriğinin amniyon sıvısına geçmesi ‘Mekonyumla Boyalı Amnion Sıvısı (MBAS)’ olarak tanımlanır. İnsidansı, term gebeliklerde % 15-20, postmatür gebeliklerde % 30-40 dolayındadır. Prematüre bebeklerde gastrointestinal sistemin immatür ve kolonik mekonyum içeriğinin görece olarak az olması nedeniyle 34. gebelik haftasından önce nadirdir. • Prematüre bir bebekte MBAS olması, şiddetli fetal asfiksiyi gösterir ve kötü bir işaret olarak kabul edilirken, term ve özellikle postmatür bebeklerde her zaman fetal distresin sonucu olmayabilir. Term ve postterm gebeliklerde, fetal distresin diğer bulguları, özellikle fetal kalp hızı değişiklikleri olmaksızın sadece MBAS’nın varlığı, fetal hipoksi bulgusu değildir. • ILCOR-2015 önerilerine göre MBAS olan bebeğin deprese doğması, artık trakeal aspirasyon için bir kriter olarak kabul edilmemektedir. Trakeal aspirasyon için kabul edilen tek koşul, bebeğin solunum yollarında obstrüksiyon yapan mekonyum partiküllerinin varlığıdır. • İlk basamak uygulamaların tamamlanmasından sonra bebeğin solunum çabası yeterli değilse ya da KTA< 100/ dakika ise hemen pozitif basınçlı ventilasyona (PBV) geçilmelidir. • Mevcut kanıtların ışığında artık, bebeğin başı doğduktan hemen sonra omuzlar doğmadan önce intrapartum orofaringeal ve nasofaringeal aspirasyon, Mekonyum Aspirasyon Sendromu’nu (MAS) önlemediği gibi apne, vagal uyarı ile bradikardi, canlandırmada gecikme, damak ve farinkste yaralanmalara neden olabildiğinden, artık uygulanmamaktadır. Hidropik Doğan Bebekte Doğum Salonu Uygulamaları • Canlandırma için 2 kişiye ek olarak, parasentez ve torasentez girişimlerini yapmak üzere bir deneyimli kişi ile birlikte 3 kişilik bir ekip hazır olmalıdır. Ağır fetal anemi öngörülüyorsa, 0 Rh (-) eritrosit süspansiyonu, anne kanı ile crossmatch yapılmış olarak doğum salonunda hazır olmalıdır. 19 www.tusmer.com • Fetusta aşırı sıvı birikimi ile karakterize, nadir ama mortalitesi çok yüksek bir klinik durumdur. Son yıllarda Rh uyuşmazlığına bağlı hidrops fetalisin çok azalması nedeniyle %90 sıklıkla nonimmun hidrops fetalis görülmektedir. PEDİATRİ • Entübasyon sıklıkla gerekir. Entübasyondan sonra yeterli ventilasyon sağlanamıyorsa, parasentez ve torasentez yapılmalıdır. • Umbilikal arter ve ven kateterizasyonu acilen yapılmalıdır. Ağır aneminin olduğu biliniyorsa veya doğumdan hemen sonra kordon kanından bakılan hematokrit < %35 ise eritrosit süspansiyonu ile parsiyel kan değişimi yapılmalıdır. Plevral effüzyon, asit örnekleri ve kord kanı örneği mutlaka saklanmalıdır. Diyafragma Hernisi ile Doğan Bebekte Doğum Salonu Uygulamaları • Hidrops gelişmediyse doğumun 39. gebelik haftasından önce yaptırılma endikasyonu yoktur. • Bebek doğar doğmaz entübe edilmeli, balon-maske ile PBV’dan kaçınılmalıdır. Ventilasyon sırasında yüksek basınçlar pnömotoraksa neden olabilir. Mide ve barsakların akciğerlere olan baskısını azaltmak için nasogastrik sonda takılıp devamlı aspirasyon ile dekompresyon yapılmalıdır. • Doğum salonunda acil damar yolu açılmalıdır ancak, umbilikal venöz kateter anatomik değişiklik nedeniyle duktus venosusdan geçirilemeyebilir. Bebek stabilize edildikten sonra başka bir santral kateter takılması planlanabilir. TANIMLAR • Organogenez dönemi 0-8. haftaları kapsar. Embriyonik dönemde denilen 3-8. haftalar teratojenlere en duyarlı ve hassas olunan süreçtir. 12.-40. Haftalar arası fetal dönem olarak adlandırılır. • 0-28. Gün: Doğumu ve beraberindeki 28 günü kapsayan süre yenidoğan dönemi olarak adlandırılır. • PerinataI dönem: Gebeliğin 28. haftası, doğum ve doğumdan sonraki ilk 7 gün arasındaki dönemdir. • Erken yenidoğan dönemi: Doğum- 7. gün sonu arasındaki dönemdir. • Geç Yenidoğan dönemi: 7. gün sonu-28. gün sonu arasındaki dönemdir. Doğum Ağırlığına Göre Yenidoğan Bebeklerin Sınıflandırılması Düşük doğum ağırlıklı (LBW): <2500 gr Çok düşük doğum ağırlıklı (VLBW): <1500 gr Aşırı düşük doğum ağırlıklı (ELBW): <1000 gr Gebelik yaşına göre küçük (SGA): Ağırlığı <10p Gebelik yaşına göre büyük (LGA): Ağırlığı >90p Gebelik yaşına uygun bebek (AGA): Ağırlığı 10-90 p www.tusmer.com 20 yenidoğan USMER Gebelik Yaşına Göre Yenidoğan Bebeklerin Sınıflandırılması • Preterm Bebeklerde sınıflama -< 37 0/7 haftadan küçük tüm bebekler pretemdir. -Very (çok) preterm < 32 0/7 hafta (<29 hafta immatür, 29-32 hafta prematür) -Moderately (ılımlı) preterm 32 0/7 ile 33 6/7 hafta -Late (geç) preterm 34 0/7 – 36 6/7 hafta • Term Bebeklere sınıflama (Term = Full term = Miadında bebek) -Erken Term 37 0/7 hafta ile 38 6/7 hafta arası -Term 39 0/7 hafta ile 40 6/7 hafta arası -Geç Term 41 0/7 hafta ile 41 6/7 hafta arası • Postterm (Surterm = Postmatür bebek) 42 0/7 hafta üzeri YENİDOĞAN MUAYENESİ 1. Vital Bulgular • Vücut sıcaklığı: Koltuk altı vücut ısısı 36-370C’dir. Aksillar ölçümde anormal ise rektal ölçüm yapılır. Preterm ve SGA bebekler hipotermiye eğilimlidir. Kahverengi yağ dokusu ısı regülasyonunda önemli olup SGA ve preterm bebeklerde azdır. Doğum odasında evoporasyon ile ısı kaybının engellenmesi için bebeğin kurulanması çok önemlidir. • Solunum: Normal solunum hızı 40-60/dakikadır. Yenidoğanda periyodik solunum (20 saniye içinde >3 saniye süren ≥3 defa apneik ataklar) normaldir. Solunum sıkıntısı olan bebeklerde inleme, burun kanadı solunumu, suprasternal, interkostal ve subkostal retraksiyonlar görülür. • Kan basıncı: Kan basıncı bebeğin doğum haftası, doğum kilosu ve postnatal yaşı ile ilgilidir. • Kalp hızı: Normal kalp hızı 100-180 atım/dakikadır (uyanık iken 120-160 atım/dakika, uyurken 70-80 atım/ dakika). Hız hareket ile değişir. • Puls oksimetre: Kritik konjenital kap hastalığı taramasında önemlidir. Tarama bebek 24-48 saatlik şken yapılmalıdır. Ölçüm sağ el ve herhangi bir ayaktan yapılır. www.tusmer.com 21 PEDİATRİ Pulse Oksimetre Taraması (SE) Sağ el ve ayak (A) ölçüm sonuçlarına dayalı olarak önerilen nabız oksimetre tarama protokolü 24-48 saatlik iyi görünümlü bebek veya 24. saatten önce taburcu olacaksa taburculuktan hemen önce Tarama SE veya A’da <%90 olması SE ve A’da %90-95 veya SE SE veya A’da ≥%95 ve ve A arasında >%3 fark varlığı SE ve A arasında ≤%3 fark varlığı Taramayı 1 saat içinde tekrarla SE veya A’da <%90 olması SE ve A’da %90-95 veya SE SE veya A’da ≥%95 ve ve A arasında >%3 fark varlığı SE ve A arasında ≤%3 fark varlığı Taramayı 1 saat içinde tekrarla SE veya A’da <%90 olması SE ve A’da %90-95 veya SE SE veya A’da ≥%95 ve ve A arasında >%3 fark varlığı SE ve A arasında ≤%3 fark varlığı Pozitif Negatif Kardiyoloji İzlem Yenidoğan Muayenesi ile İlgili Önemli Hatırlatmalar • Fetüste beslenme amaçlı olmayan emme 28. haftada başlar • Emme yutma koordinasyonu 32-34. haftadan sonra sağlanır. • Doğum sonrası hava 2-12 saat içinde ince barsakları, 24 saat içinde de kalın barsakları doldurur. • Yenidoğan ilk 24 saat içinde idrar ve gaita yapar. • Miadında yenidoğanda vücut su oranı %70, prematürelerde %80-85’dir. • İdrar ozmolaritesi 150-300 mosm/L, dansite 1005-1012. • Fetusta ilk gelişen duyu kokudur. www.tusmer.com 22 yenidoğan USMER 2.Matürasyonun Değerlendirilmesi. New Ballard Skorlaması (Prematürelerdeki matürasyonu değerlendirmede kullanılır.) Fiziksel Matürasyon Nöromusküler Matürasyonu Postür Deri görünümü Lanugo kılları Kare işareti (el bileği değerlendirmesi) Plantar yüzey Kolda geri çekilme Meme dokusu Popliteal açı Göz-kulak değerlendirmesi Eşarp belirtisi Dış genitallerin değerlendirilmesi Topuk-kulak testi 3.Cilt Muayenesi Normal yenidoğanın cildi pembedir. Bazen ekstremite uçlarında hafif siyanoz olabilir (Akrosiyanoz). Bu ilk 48 saatte normal bir bulgudur. Bebek ağlarken de pulmoner basınç artıp bir miktar sağ-sol şant olduğu için hafif siyanoz görülebilir. Tırnaklar 20. haftada belirir, 32. haftada parmak ucuna ulaşır ve termde bunu geçer. Uzun tırnaklar, postterm yenidoğanların özelliğidir. Patolojik Olmayanlar • Toksik eritem (en sık) Yenidoğanda Görülen Cilt ve Mukoza Bulguları Hem fizyolojik hem de patolojik Patolojik • Göz kapağında ödem • Sklerem • Püstüler melanozis • Kutis marmoratus • Peteşi ve ekimoz • Yenidoğan aknesi • Cafe au late lekeleri • Milia, miliaria • Junctional nevus • Mongol lekesi • Sarılık • Fotodermatit • Grimsi cilt rengi • Lanugo (pretermde) • Yaygın-belirgin ödem • Harlequin değişikliği • Lokalize ekstremite ödemi • Kapiller hemanjiom • Kavernöz hemanjiom • Ebstain incileri • Porto şarabı lekesi • Ranula • Mottling (ciltte lekelenmebeneklenme) • Hafif ödem • Akral siyanoz Patolojik Olmayan Cilt Bulguları: • Toksik eritem: En sık görülen döküntüdür. Püstüllerin içi eozinofillerle doludur. En sık görülen, patolojik olmayan cilt lezyonudur. Yüzde, gövdede ve ekstremitelerde olabilir. 0.5-1 cm çapında, eritemli zemin üzerinde, minik sivilce başına benzeyen sarımsı püstüller toksik eritemlerdir. • Fotodermatit: Fototerapi alan bebeklerde geçici eritemli lezyonlardır. 23 www.tusmer.com • Mongol lekeleri: Sakral bölge ve kalçada mavi-gri renkli pigmente alanlardır. İlk 4 yaş içinde kaybolması beklenir (genelde ilk yılda kaybolur). Daha çok sakral bölge ve kalçada, mavi-gri renkli, değişik büyüklüklerde olabilen pigmente alanlardır. PEDİATRİ • Kutis marmoratus: Hem fizyolojik hem patolojik olabilir, Down sendromunda sıktır.Özellikle çevre ısısında meydana gelen ani değişiklikler olduğunda ortaya çıkan ve nörovasküler olgunlaşma eksikliği sonucu oluşan fizyolojik bir bulgudur. Hem patolojik, hem de patolojik olmayan bir cilt bulgusudur. • Kapiller hemanjiomlar (Maküler hemanjiomlar, Salmon lekeleri): Özellikle üst göz kapaklarında, ensede, burun kökünde bulunurlar. Bebek birkaç aylık olunca solmaya başlar ve 1 yaş civarında tamamen kaybolan damarsal oluşumlardır. • Milia (keratin artıkları): Keratin artıkları olup keratin artıkları ile dolu minik kistik yapılar en sık burun kanadı kenarlarında görülür. Toplu iğne başı büyüklüğünde inci beyazı rengindedir. • Miliaria (İsilik): Özellikle sıcak havalarda ve çok örtülen bebeklerde, çok küçük makülopapüler, bazen de veziküler lezyonlar olarak, daha çok boyunda ve alındaki ter bezlerinde ter retansiyonu ile oluşan yapılardır. Bebeği yıkamak ve mümkün olduğunca kalın giydirmemek gerekir. • Harlequin renk değişikliği (palyaço bebek): Vazomotor merkezlerin immatüresine bağlı olarak preterm bebeklerde görülür. Verteks-pubis arasındaki bir hat ile vücudun yarısı hiperemik, yarısı da soluk olmak üzere ikiye ayrılmış hat şeklindedir. • Lanugo: Özellikle de prematürelerde daha fazla olan ve yüz, kulak kepçeleri, sırt ve omuzlarda görülen kısa sürede dökülen ince tüylerdir. • Ödem: Sağlıklı bebeklerde doğumdan sonra oluşan göz kapakları ve tibia sırtında hafif bir ödemle karakterize alanlar olabilir. Birkaç gün içinde kaybolur. • Yenidoğan aknesi: Erkek bebeklerde daha çok görülen, anneden geçen hormonların etkisi ile özellikte yanaklar ve çenede görülen aknelerdir. Tedaviye gerek yoktur, kendiliğinden düzelir. • Geçici neonatal püstüler melanozis: Genel olarak toksik eritemin çok yaygın ve pigmente haline benzetilebilir. Kendiliğinden düzelir. Nadir görülür. • Ebstein incileri: Ağız içinde özellikle de damakta görülen küçük retansiyon kistleridir. Patolojik cilt bulguları: • Sklerem (özellikle sepsiste önemli): Periferik dolaşım bozukluğu sonucu ortaya çıkar, derialtı yağ dokusunun sertleşmesi patogenezinde önemlidir. • Peteşi ve ekimozlar: Zor doğumlardan sonra yüzde daha sık olarak birkaç peteşi görülebilse bile daima bir kanama diyatezi açısından dikkatli olunması ve takibi gereklidir. • Junctional nevi: Eğer fazla sayıda ise öncelikle tuberoskleroz, daha sonra da kseroderma pigmentozum ile nörofibromatozis açısından bebek incelenmelidir. www.tusmer.com 24 • Sarılık: Artmış bilirubin düzeyinin göstergesidir. Sadece cilt rengine dayanarak sarılığın düzeyi hakkında karar verilmemelidir. Bilirubin düzeyi mutlaka ölçülmelidir. • Grimsi cilt rengi: Methemoglobinemiyi düşündürür. Direkt bilirubinemisi olan bebeğe fototerapi verilince de bu renk oluşur (Bronz bebek görüntüsü). • Ağır ödem: Hidropik bebeklerde görülür, asit ve plevral efüzyon ile birlikteliği vardır. yenidoğan USMER • Port Wine stain (Porto şarabı lekesi): Doğum anında mevcut olan ve üzerine basmakla solmayan ve zamanla da düzelmeyen lekelerdir. Özellikle alın ve üst dudaklara kadar yayılan tiplerinde Sturge Weber Sendromu açısından inceleme yapılmalıdır. • Kavernöz hemanjiomlar: Vücudun herhangi bir yerinde büyük kırmızı kistik görünümde hemanjiomlardır. Çoğu yaş ilerledikçe regresyon gösterir. Bir kısmı da ileri yaşlarda cerrahi ya da kortikosteroid ile tedavi edilebilirler. Deri lezyonu Sklerem Peteşi-ekimoz Cafe au late lekeleri Junctional nevus Sarılık Solukluk Pletore Grimsi cilt rengi Yaygın-belirgin ödem Hastalık Sepsis Doğum travması, kanama diatezi, IU enfeksiyon Nörofibromatozis Tuberoskleroz, Kseroderma pigmentosa, Nörofibromatozis Artmış bilirübin Asfiksi, anemi, ödem, şok Polistemi Methemoglobinemi, direkt hiperbilirübinemisi olan bebeğe fototerapi verilince (Bronz bebek) Prematürite, eritroblastozis fetalis, non-immün hidrops, konjenital nefroz, Hurler sendromu Lokalize ekstremite ödemi Lenfatik sistemin konjenital anomalileri, Turner sendromu Kavernöz hemanjiom Trombositopeni eşlik ediyorsa Kassabach-Merritt sendromu Porto şarabı lekesi Sturge-Weber sendromu Mottling (lekelenme, beneklenme) Dolaşım instabilitesi, ciddi hasta bebek, vücut sıcaklığında değişiklikler 4.Baş-Boyun Muayenesi Baş çevresi mutlaka ölçülüp kaydedilmelidir. Baş çevresi ölçümlerine 36. aya kadar devam edilir • Molding: Bebek başı doğum kanalında uzun süre kalınca gelişen şekil değişikliğidir. Pariyetal kemikler, oksipital ve frontal kemiklerin üstüne çıkma eğilimindedir. • Kraniosinostoz sütürlerin erken kapanmasıdır: Sütürlerin üstünde sert, hareketsiz kabartılar ve anormal biçimli kafatası kraniosinoztoz bulgularıdır. Ağır şekillerinde kafa çevresi normalden küçüktür. • Fontanelin kontrolü de yenidoğan muayenesinin önemli parçalarından birdir.Ön fontanel 1-4 cm çağındadır ve 3-18 ayda kapanır. Arka fontanel ise 4-6 hafta civarında kapanır. Doğumda üçüncü fontanel varlığı preterm bebekler için normaldir. • Mikrosefali, kraniyosinostoz, konjenital hipertiroidi ve wormian kemik formasyonu durumlarında küçük fontanel saptanır. www.tusmer.com 25 PEDİATRİ Geniş Ön ve Arka Fontanel ile İlişkili Hastalıklar Akondroplazi İntrauterin büyüme geriliği Apert sendromu Kenny sendromu Hipotiroidi Osteogenezis imperfekta Kleidokraniyel disostoz Prematürite Konjenital Rubella sendromu Piknodizostoz Hallerman-Streff sendromu Russel-Silver sendromu Hidrosefali Trizomi 13, 18, 21 Hipofosfatazya Vitamin D eksikliği (Raşitizm) Fontanelin Erken Kapanma Nedenleri • Kraniosinostoz • Mikrosefali • D Vit Hipervitaminozu Fontanelin Geç Kapanma Nedenleri • Raşitizm • Hidrosefali • Malnütrisyon • Konjenital Hipotiroidi • Osteogenesis İmperfekta • Trizomi 13, 18, 21 • Kraniotabes: Kraniyotabes, oksipital kemikler üzerine basıldığında, kafatasının elde bir pinpon topu hissi uyandırması ve bir pinpon topuna basar gibi esneyerek içeri girip çıkmasıdır. İlk 3 ayda kraniotabesin alınması normaldir. Raşitizm, hidrosefali, sifiliz, osteogenezis imperfekta ve hiper A vitaminozunda 3 aydan sonra kraniotabes pozitiftir. Üçüncü aydan sonra kraniotabes bulgusu pozitif olan bebeklerde, mutlaka patolojik nedenler araştırılmalıdır. Tüm yenidoğanlarda olduğu gibi prematüre bebeklerde de kraniotabes bulgusunun pozitif olması beklenen bir durumdur. • Sefal hematom: Subperosta kanamadır. Genelde paryetal bölgede olur ve sütürleri geçmez. Beraberinde lineer kafatası kemik kırıkları olabilir. • Kaput suksadenum: Saçlı derinin yumuşak dokusunun ödemidir. Sütürleri ve orta hattı geçer. • Subgaleal kanama: Galea aponevrotika altındaki gevşek doku içine olan kanamalardır. Forseps ve vakumlu doğanlarda sıktır. Hipovolemi ve şoka yol açabilir. • Subdura kanama: İntrakraniyal kanamaların en az görülen tipidir. Subdural ve epidural kanamalar genellikle kendiliğinden rezorbe olurlar. Semptomatik subdural kanamalarda ise, ön fontanelden bir spinal iğne yardımıyla hematom boşaltılmalıdır. • Subaraknoid kanama: Nadirdir genellikle klinik bulgu vermezler. En önemli bulgusu, lomber ponksiyonla alman BOS örneğinde eritrosit veya gross hematom görülmesidir. • Doğum travmasına bağlı kafatası kırıkları; lineer veya deprese kırıklar şeklinde görülür. En sık lineer kırıklar görülür ve bu kırıklar tedavi gerektirmezler. Deprese kırıklar daha çok forseps yardımlı doğumlarda görülür. Genellikle asemotomatiktir. Bazen intrakraniyal ve kortikal hasara neden olabilirler. www.tusmer.com 26 • Fasiyal Paralizi: Yenidoğanda görülen simetrik fasiyal paralizi genelde konjenital ve en sık Moebius sendromu ile beraberdir. Travmaya bağlı gelişenler genellikle tek taraflı olur, bilateral olduğu durumlar çok nadirdir. Bu nedenle ki simetrik fasiyal paralizi için mutlaka ileri tetkikler uygulanmalıdır. Travmaya bağlı fasiyal paralizinin en sık nedeni doğunda forseps uygulanmasıdır. • Guatr, kistik higroma, brakiyal yarık kalıntıları, teratom, hemanjiom, sternokleidomastoid lezyonları yenidoğan döneminde boyunda görülebilecek anomalilerdir. Sternokleidomastoid kasında hematom ve fibröz doku oluşumu tortikolise yol açar. Tortikoliste baş etkilenen tarafa eğilir, yüz karşı tarafa çevrilir. yenidoğan USMER -Kız bebek + kısa boyun + fazla deri kıvrımları + yele boyun → Turner Sendromu (ayak sırtında ödem görülür) 5.Göz Muayenesi: • Pupil refleksi 28-30. gebelik haftasında başlar. Doğuma bağlı sunkonjuktival ve retinal kanamalar görülebilir. • Konjenital glokom: 1 cm’den büyük kornea çapı + fotofobi + göz yaşı akması • Hayatın ilk yılında meydana gelen katarakta konjenital katarakt denir. Çocukluk dönemi körlüğün başta gelen nedenlerindendir. Oftalmik muayenesinde kırmızı refle alınamaz. Lens ön yüzünde pigmente yuvarlak halka şeklinde lezyon olarak görülür. Kalıtsal olmayan konjenital katarakt ayırıcı tanısında; rubella, toksoplazmozis, kabakulak, prematüre retinopatisi, neonatal hipoglisemi ve hipokalsemi yer alabilir. Konjenital katarakt sistemik hastalıklara eşlik edebilir; Alport sendromu, Marinesco-sjögren sendromu, Marfan sendromu, Hallerman-Streiff sendromu ve galaktozemi. Galaktozemi, diyetle tedavi edilebilen tek katarakt nedenidir. Lökokori (Beyaz Pupil) Ayırıcı Tanısı • Retinoblastom • Astrositik hamartom • Coats hastalığı • Persistan primer vitreus • Konjenital katarakt • Koroidal globom • Prematür Retinopati (ROP) • Visseral Larva Migrans 6.Karın Muayenesi • Yenidoğanda karın kasları henüz yeterli gelişmediğinden, yenidoğanın karnı bombe görülür ve prematüre barsak hareketleri izlenebilir. Karaciğer 2-2.5 cm ve dalak 1-1.5 cm palpe edilebilir. Yenidoğanda batın kitlelerine en sık neden renal patolojilerdir. • Yenidoğan döneminde alt kadranda solid kitle, renal ven trombozunu düşündürür. Renal ven trombozunda ayrıca polisitemi, hematüri, hipertansiyon ve trombositopeni de vardır. • Yenidoğanda çökük karın (kayık karın) diafragma hernisini düşündürür. 27 www.tusmer.com • Göbek kordununda iki arter bir ven vardır. Eğer tek umblikal arter varsa böbrek anomalisi ekarte edilmelidir. Diabetik anne bebeğinde göbek kordonu kalın iken IUGG olan bebeklerde ince olabilir. Göbek kordonu genelde 7-14 gün içinde düşer, göbek düşmesi 30 günden uzun sürerse hipotiroidi, FXIII eksikliği ve lökosit adezyon defektleri gibi hastalıklar düşünülmelidir. PEDİATRİ • Umblikal granülom ve umbilikal polipler: Umbilikal kord düştükten sonra kord tabanında yetersiz epitelizasyona bağlı olarak granülasyon dokusunun gelişmesi umbilikal granüloma olarak adlandırılır. Bazen seropürülan akıntıya neden olur ve infeksiyona zemin hazırlar. Tedavide gümüş nitrat ile koterizasyon uygulanır. Umblikal polip ise omfalomezenterik duktus veya urakus artığından oluşur. Eğer polip ileum veya mesane ile ilişkide ise fekal materyal veya idrar akıntısı olabilir. Tedavide cerrahi rezeksiyon uygulanır. Yenidoğanda Gastrointestinal Sistem Anomalileri Özellikler Omfalosel Gastroşizis Pozisyon Santral karın Sağ paraumblikal Fıtık kesesi VAR YOK Umblikal halka YOK VAR Umblikal kord girişi Kesenin tepe noktasında Normal Diğer organların fıtıklaşması SIK Seyrek Barsak dışı anomalileri SIK Seyrek Barsak enfarktı atrezi Daha az Daha sık 7. Ürogenital Muayene • Meme büyümesi, vajinal akıntı ve kanama kendiliğinden düzelir. • İmperfore himen, hidrometrokolpoz → Alt abdominal kitle • Preterm kızlarda labia minorlar ve klitoris belirgin olup ambigus genitalya ile karışabilir. Kızlarda ingüinal herni varsa testiküler feminizasyon ve genital anomaliler ekarte edilmelidir. • Testisler 32-34. gestasyon haftasından sonra skrotuma inerler. 32 haftadan küçük pretermlerde inmemiş testis normal bir bulgudur. Term yenidoğanda testisler retraktil olabilir. • Sağlıklı yenidoğanlarda ilk 24 saatte idrar ve ilk 48 saatte mekonyum çıkışı olmalıdır. Damla damla idrar yapma durumunda posterior üretral valv ekarte edilmelidir. Postnatal ilk günlerde ürik asit kristallerine, yetersiz beslenmeye veya dehidratasyona bağlı pembe renkli idrar görülebilir. Kusma, kesik kesik idrar yapma, idrarda koku ve renk değişikliği varsa idrar yolu enfeksiyonu düşünülmelidir (ateş olmayabilir). 8. Ekstremite Muayenesi • Üst ve alt ekstremitelerin görünümlerinin ve hareketlerinin eşit ve simetrik olması önemlidir. Doğum sırasında en sık kırılan kemik klavikuladır ve klavikula kırığına bağlı Moro refleksi ve kolların hareketleri eşit alınamayabilir. Erb - Duchenne Palsi • C5-6 felci Klumpke Palsi • C7-8 felci • Kol adduksiyon, iç rotasyon ve pronasyonda • Elde felç var 28 • Felçli tarafta Moro negatif • Yakalama refleksi yok www.tusmer.com • Doğum travmasına bağlı çeşitli düzeylerde brakiyal paralizi ve buna bağlı üst ekstremite muayenesinde asimetri saptanabilir. • Yakalama refleksleri var • T1 felç olursa torakal sempatikler tutulur ve Horner sendrom oluşur • C4 felci varsa Frenik sinir tutulur aynı tarafta diafram düzleşir ve solunuma az katılır. yenidoğan USMER • Alt ekstremite muayenesinde gelişimsel kalça displazisi değerlendirilmelidir. Displazik tarafta diz daha yukarıdadır. Gelişimsel kalça displazili bacak daha kısadır (pozitif Galeazzi işareti). Cilt katlantılarında asimetri vardır. En güvenilir dislokasyon bulgusu kalçada abduksiyon kısıtlılığıdır. Gelişimsel kalça displazisini değerlendirmek için Ortolani ve Barlow testleri yapılır. • Ortolani testi: Bacaklar kurbağa pozisyonuna getirilir. 3. parmak t. majore, orta parmak t. minore konur. Uyluk abduksiyona getirilir. 3. Parmakla t. major öne doğru itilir ve femur başı öne doğru kayar ve acetabulum içine girerse kalça çıkık demektir. • Barlow testi: Aynı pozisyonda baş parmakla t. minör arkaya doğru bastırılır. Femur başı acetabuiumun arka kenarını atayarak dışa kayar ve bası kaldırılınca tekrar yerine girerse kalça tam çıkık değildir ama çıkabilen ve anstabil bir kalçadır. • Radyolojik tanı 6 aydan önce en iyi USG (ilk 2 ay) ile yapılır. Femoral epifiz ossifikasyonu 4-6. ayda olduğu için radyografi 6 aydan sonra en efektif ve ucuz tanı yöntemi olur. • Artrogripozis multipleks ve spastik serebral palside kalçada abdüksiyon kısıtlılığı olur. Hemihipertrofi Görülen Durumlar • Wilms tümörü • Nörofibromatozis • Silver-russel sendromu • Bedcwith-Wiedemann 9. Nörolojik Muayene • Semifleksiyon term yenidoğanların spontan pozisyonudur. Preterm yenidoğanlar daha hipotonik olmaya meyillidir. Yenidoğanların hareketlerinin çoğu kortikal fonksiyonları gelişmemiş olduğu için reflekslerden ibarettir. Miyelinizasyon süreci ilerleyip SSS matürasyon gösterdikçe spontan refleksler gerileyip yerlerini istemli hareketlere bırakır. Refleksler Görülme Zamanı (hafta) 28-32 Kaybolma Zamanı (ay) 4-6 Palmar yakalama 28 2 Plantar yakalama Tonik boyun Arama Emme 28 35 32-34 32-34 (yutma ile koordineli) 10 7 3 Uyanıkken 4, Uykuda 7 29 www.tusmer.com Refleks Moro PEDİATRİ DOĞUM TRAVMALARI • Doğum sırasında en sık kırılan kemik klavikuladır. Yatkınlık Yaratan Faktörler • Makrozomi • Baş-pelvis uygunsuzluğu • Prematürite • Uzamış veya hızlı doğum • Çoğul gebelik • Vakum-forseps uygulanması • Anormal prezentasyon (makat, alın, yüz, omuz) Doğum Travmaları • Kafa travmaları -Kaput suksadenum -Sefal hematom -Subkonjuktival ve retinal kanamalar -Kafatası kırıkları (lineer kırık tedavi gerekmez, çökme kırığı cerrahi tedavi) • İntrakraniyal kanamalar -Prematüre → IV kanama -Term, LGA → Subdural kanama -Anoksik doğum → Subaraknoid ve intraserebral peteşiler -Kanama diyatezi→ Subaraknoid kanama • Omurga ve spinal kord travması • Periferik sinir travması -Erb-Duchenne paralizisi -Klumpke paralizisi • Fasial paralizi SGA (İntraUterin Gelişme Geriliği, İUGG), LGA (Large for Gestational Age) ve DAB (Diabetik Anne Bebeği) SGA (İntraUterin Gelişme Geriliği, İUGG) • Doğum ağırlığının gestasyona göre 10. persentilin altında olmasıdır. Bu bebekler preterm, term ya da postterm olabilirler. www.tusmer.com 30 • Simetrik SGA: Ağırlık, boy ve baş çevresi orantılı olarak geri kalır. Gebeliğin erken dönemlerinde oluşur. Hücre sayısı azdır. Postnatal dönemde yaşıtlarını yakalayamaz. İntrauterin enfeksiyonlar, kromozom anomalileri, radyasyon, teratojenler ve ağır maternal hipertansiyon nedenlidir. • Asimetrik SGA: Boy ve baş çevresinin göreceli olarak korunması, ağırlığın daha düşük olmasıdır. Gebeliğin son dönemlerinde ortaya çıkar. Yaşıtlarını yakalarlar. Plasental yetersizlik, annenin malnütrisyonu, preeklampsi ve kronik hipertansiyon nedenlidir. yenidoğan USMER • Gestasyona göre küçük olan bebeklerin doğumuna yol açan stres faktörleri aynı zamanda akciğer olgunlaşmasını da hızlandırdığından, SGA bebeklerde Respiratuar Distres Sendromu, aynı gebelik haftasındaki preterm AGA bebeklere oranla daha az görülmektedir. İntrauterin Büyüme Geriliği ile İlişkili Faktörler • FETAL -Kromozomal bozukluklar (otozomal trizomiler gibi) -Kronik fetal enfeksiyonlar (sitomegalik inklüzyon hastalığı, konjenital rubella, sifiliz) -Konjenital anomaliler-sendrom kompleksleri -Radyasyon -Çoğul gebelik -Pankreas hıpoplazisi -İnsülin yetersizliği -İnsülin benzeri büyüme faktörü tip I yetersizliği • PLASENTAL -Azalmış plasenta ağırlığı veya selülaritesi veya her ikisi -Yüzey alanında azalma -Villöz plasentit (bakteriye), viral, parazıtık) -Enfarktüs -Tümör (koryoanjiyoma, mol bidatiform) -Plasental ayrılma -İkiz transfüzyon sendromu • MATERNAL -Toksemi -Hipertansiyon veya böbrek hastalığı veya her ikisi -Hipoksemi (yüksek rakım, siyanotik kalp veya akciğer hastalığı) -Malnütrisyon veya kronik hastalık Orak hücreli anemi -İlaçlar (narkotikler, alkol, sigara, kokain, anti-metabolikler) www.tusmer.com 31 PEDİATRİ SGA’lı Bebeklerde Komplikasyonlar ve Tedavi Sorun Fetal ölüm Asfiksi Patogenez Plasental yetmezlik, kronik fetal hipoksi Akut fetal hipoksi, asidoz Mekonyum aspirasyonu Hipoksik stres Erken hipoglisemi Azalmış glikojen depoları, Azalmış glukoneogenez Hormonal mekanizmalar, Polisitemi/Hiperviskozite Isı dengesizliği Dismorfik sorunlar Soğuk, stres, asfiksi/hipoksi Plasental transfüzyon, fetal hipoksi nedeniyle artmış eritropoetin Soğuk, stres azalmış yağ depoları, hipoksi, hipoglisemi TORCH Çözüm Uygun antenatal izlem, doğru zamanda doğum Antepartum ve intrapartum monitörizasyon Doğumda baş çıkar çıkmaz ağız ve farinksin aspirasyonu Erken oral ve/veya parenteral beslenme, glikoz infüzyonu (8 mg/ kg/dk) Parsiyel kan değişimi Nötral termal çevre sağlamak, Erken beslenme Etkene yönelik tedavi Kromozom anomalileri Teratojenik ajanlar Pulmoner hemoraji (Nadir) Hipotermi ve polisitemi hipoksi ve sonuçta DIC İmmün yetersizlik Malnütrisyon etkisi TORCH Hipokalsemi, azalmış kemik mineral Bozulmuş Vitamin D metabolizması dansitesi Soğuk stresi önleme, gerekirse endotrakeal adrenalin Etkene yönelik tedavi Uygun D vitamini ve kalsiyum replasmanı LGA (Large for Gestational Age) • LGA; doğum ağırlığı haftasına göre 90 persentilin üstünde olan bebekleri tanımlar. Doğum ağırlığı 4000 gr aşınca mortalite riski artar. Diyabetik ve obez anne bebeklerinde sıktır. Doğum travmaları, konjenital anomaliler, mental retardasyon riski artmıştır. LGA Nedenleri • Diabetik anne bebeği • Postmatürite • Hidrops fetalis • Büyük arter transpozisyonu • Beckwith Wiedemann sendromu • Genetik yatkınlık www.tusmer.com 32 • Obez anne