ÖZEL GÜNDEM AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ ÖZGE ALTUN TEMMUZ 2013 T.C. Maliye Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı İÇİNDEKİLER Avrupa Birliği’nin Genişleme Politikası _________________________________________________________________ 1 Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlar Politikası ____________________________________________________________ 3 Hırvatistan AB Yolunda __________________________________________________________________________________ 5 Uyelik Surecindeki Enğeller _____________________________________________________________________________ 6 28. Uye: Hırvatistan ______________________________________________________________________________________ 7 Mevcut Durum ____________________________________________________________________________________________ 8 Sonuç ____________________________________________________________________________________________________ 10 Son Notlar _______________________________________________________________________________________________ 12 KISALTMALAR AB : Avrupa Birliği CARDS : (Batı Balkanlarda) Yeniden Yapılanma, Kalkınma ve İstikrara Yonelik Topluluk Yardımı (Community Assistance for Reconstruction, Development and Stabilization) GKRY : Guney Kıbrıs Rum Yonetimi İCTY : Eski Yuğoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (İnternational Criminal Tribunal for the Former Yuğoslavia) İPA : Katılım Öncesi Yardım Aracı (İnstrument for Pre-Accession Assistance) MDA : Merkez ve Doğu Avrupa NLB : Nova Ljublianska Bank AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Avrupa Birliği (AB), 1951 yılında Almanya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda ve Lüksemburg arasında imzalanan Paris Antlaşması ile temellerinin atılmasından günümüze kadar yeni ülkeleri bünyesine katarak genişleme politikasına devam etmektedir1. Birlik, son olarak 1 Temmuz 2013 tarihinde 4,4 milyon nüfuslu2 Hırvatistan’ı üye olarak kabul etmiş ve böylece üye sayısını 28’e çıkarmıştır. Bu çalışmada, AB’nin genişleme politikası incelenecek ve bu politika kapsamında Birliğin Batı Balkanlar politikası ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Ardından Hırvatistan’ın AB adaylık sürecinde attığı adımlar, bu süreçte karşılaştığı sorunlar, söz konusu sorunların çözümü ve güncel durumdan bahsedilecektir. Avrupa Birliği’nin Genişleme Politikası AB’de ilk genişleme 1973 yılında İngiltere, Danimarka ve İrlanda’nın Birliğe katılması ile olmuştur. Söz konusu ülkeler AB ülkelerinin oluşturduğu gümrük birliğinin kendi oluşturdukları serbest ticaret bölgesinden daha avantajlı olduğunu görmüş, bu sebeple gümrük birliğine katılmak amacıyla AB’ye başvurmuşlardır. İngiltere, Danimarka ve İrlanda’nın entegrasyonu AB açısından görece sorunsuz ilerlemiştir. Zira üç ülke de gerek ekonomik gerekse siyasi ve sosyal açıdan kurucu ülkelerle benzerlik göstermektedir. Yunanistan’ın AB’ye dâhil olduğu ikinci genişleme dönemi ve İspanya ile Portekiz’in Birliğe katıldığı ve İber Yarımadası genişlemesi olarak da ifade edilen üçüncü genişleme dönemi 1980’li yıllarda gerçekleşmiştir. 1967 yılında askeri cunta tarafından yönetilmeye başlanan, 1974 yılında askeri yönetimin yerini sivillere bıraktığı Yunanistan, 1975 yılında tam üyelik için AB’ye başvurmuştur. Birlik, 1981 yılında Yunanistan’ı üye olarak kabul ederken bu ülkenin demokrasisinin gelişmesi ve istikrarlı bir ekonomiye kavuşmasını hedeflemiştir. Bu yaklaşım doğrultusunda Yunanistan’ı 1986 yılında İspanya ve Portekiz takip etmiştir. Akdeniz genişlemesi olarak da adlandırılan tüm bu süreç, ilk defa bütünleşme jargonuna “çeşitlilik” kavramının girmesi açısından son derece önemlidir. Söz konusu genişleme, önceki genişlemeden oldukça faklıdır; zira Birlik, yukarıda da belirtildiği gibi, ilk defa siyasi ve ekonomik sorunlara sahip, tam anlamıyla demokratik olmayan ülkeleri üye olarak kabul etmekte bir sakınca görmemiştir. Yunanistan, İspanya ve Portekiz’in AB’ye tam üye olarak kabul edilmesinin arkasında yatan sebep, bu ülkelerin siyasi anlamda demokratik yapılarını güçlendirmek ve ekonomik anlamda istikrara kavuşmalarına yardım ederek Avrupa’daki refah sahibi devletlerin sayısını attırmaktır.3 1 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Soğuk Savaş'ın sona ermesi ile uluslararası yapılar, yeni şekillenecek olan dünyadaki rollerini belirlemek için kurumsal yapılarında yeni düzenlemelere gitmişlerdir. Bu durum, AB’de Maastricht Antlaşması’nın imzalanması ve üyelik şartlarını ortaya koyan Kopenhag Kriterleri’nin4 oluşturulması şeklinde tezahür etmiştir. Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra AB’nin Doğu Avrupa politikasında köklü bir değişim yaşanmış ve bu ülkelere bakış açısı tamamen değişmiştir. Birlik, Soğuk Savaş sonrasında Doğu Avrupa’da oluşan güç boşluğunu doldurmak amacıyla bu bölgede bağımsızlığını kazanan devletleri birlik içine çekebilecek politikalar üzerine yoğunlaşmış, bu kapsamda 1993 yılında Kopenhag’da ortaya koyulan siyasi ve ekonomik kriterler ile müktesebata uyum zorunluluğu, Merkez ve Doğu Avrupa (MDA) ülkeleri ve sonraki muhtemel genişlemeler için bir yol haritası oluşturmuştur. AB, kendisini zorlayacağını düşündüğü Doğu’ya doğru genişlemesine hazırlanırken, Soğuk Savaş sırasında tarafsızlık politikası izleyen Avusturya, Finlandiya ve İsveç AB'ye katılmaya karar vermiştir. Birliğin ortak para birimi "Avro"ya geçmeye çalıştığı ve genişlemenin AB için önemli bir araç olarak görüldüğü bir dönemde zaten "Avrupalı" olarak addedilen bu ülkelerin başvurusu olumlu karşılanmış ve Avusturya, Finlandiya ve İsveç 1 Ocak 1995'te dördüncü genişleme dalgası kapsamında AB üyesi olmuştur.5 Birlik, söz konusu zengin devletleri bünyesine katmakla hem mali anlamda önemli kazanımlar sağlamış hem de bir sonraki Doğu Avrupa genişlemesi için kendisine bir geçiş yolu hazırlamıştır.6 Avrupa bütünleşmesinin dışında kalan MDA ülkeleri ile Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) AB üyesi olmak için harekete geçmiş; AB de bu ülkeleri bünyesine katma kararı almıştır.7 Ancak bu genişleme hem AB hem de aday ülkeler için oldukça sancılı bir süreci beraberinde getirmiştir. Genişlemeyi hazmedebilmesi için AB'nin kurumsal yapısı değiştirilmiş ve karar alma mekanizmaları yeniden düzenlenmiştir. Aday ülkeler de, yukarıda da değinildiği üzere Kopenhag Kriterleri çerçevesinde toplumsal yaşamın hemen hemen her alanını yeniden düzenlemişlerdir.8 2004 yılındaki beşinci genişleme sürecinde, çoğunluğu MDA ülkesi olan 10 ülke (Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Slovenya, Letonya, Litvanya, Estonya, GKRY ve Malta) tam üye olarak Birlik bünyesine katılmıştır.9 Böylece, AB’nin MDA ülkelerini planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine, komünist rejimden çoğulcu demokrasiye geçirme ve bu ülkelerdeki istikrarsızlığı sona erdirme amacı beşinci genişleme süreci ile başarıya ulaşmıştır.10 Soğuk Savaş sonrasında AB, MDA’da olduğu gibi Balkanlar’da da yaşanan güç boşluğunu doldurmak istemiştir. Altıncı genişleme süreci kapsamında, Soğuk Savaş döneminde “öteki” olarak kabul edilen Balkanlar, Avrupa kimliğini benimsemeleri ve Birliğe katılımlarının sağlanması hedefi ile “Avrupalılaştırma” sürecine alınmıştır. Birlik, Kosova Savaşı üzerine bölgede istikrarı sağlamak için ilk olarak Bulgaristan ve Romanya ile katılım görüşmelerinin başlatılmasına karar vermiştir. Bu iki ülkenin 1 Ocak 2007 tarihinde AB’ye katılmasıyla Birlik 2 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ üyesi ülkelerin sayısı 27’ye ulaşmıştır.11 Balkanlara yönelik genişlemede AB’nin izlediği strateji, istikrarsızlığın yayılmasının önüne geçerek Birliğin dış güvenliğinin arttırılmasını sağlamak olmuştur. Bu çerçevede ilerleyen yıllarda AB, savaşların yaşandığı Batı Balkanlar’a yoğunlaşmış, bu bölgeye yönelik politikalar oluşturmuştur. Avrupa Birliği’nin Batı Balkanlar Politikası “Balkan” kelimesinin literatürde ayrışma, parçalanma, çatışma gibi kelimelerle eş anlamlı olarak kullanıldığı görülmektedir. Nitekim yakın tarih perspektifinden bakıldığında, Balkanlar sürekli ihtilaf ve çatışmalara sahne olmuştur.12 Batı Balkanlar kavramı ise, Yugoslavya’nın dağılmasıyla beraber uluslararası ilişkiler literatürüne girmiştir. Batı Balkanlar, ülke olarak Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Kosova, Arnavutluk Sırbistan ve Karadağ’ı kapsamaktadır.13 AB 1990’lı yıllarda Batı Balkanlar’a yönelik etkili bir politika üretememiştir. Bunun en büyük nedeni; Yugoslavya dağılırken AB’nin tek bir çatı altında hareket edememesidir. Bu dönemde Üye Devletlerden bazıları Yugoslavya’nın toprak bütünlüğünü korumak isterken bir kısmı ülkenin dağılmasından yana tavır sergilemiş, diğer bir kısmı da bu karışıklığın tamamen dışında kalmayı tercih etmiştir.14 İlerleyen yıllarda AB, Balkan ülkelerine üyelik perspektifi sunarak süreci kontrol altında tutma yolunu tercih etmiş ve bu politikasında oldukça başarılı olmuştur.15 AB, öncelikle 1996 yılında, “Bölgesel Yaklaşım” politikasını kabul etmiş, bu kapsamda AB ile ortaklık ilişkisi olmayan tüm Batı Balkan ülkelerine yönelik olarak mali yardımları, ticari ve ekonomik işbirliğini ve anlaşmaları kapsayacak şekilde ikili ilişkilerin geliştirilmesi için yerine getirilmesi gereken genel kriterleri ve ülkelere özgü özel şartları belirlemiştir.16 Batı Balkan ülkelerinin uyması öngörülen söz konusu kriterler arasında; mültecilerin evlerine dönüşünün sağlanması, AB ülkelerinde kaçak olarak bulunan vatandaşların geri kabul edilmesi, Dayton Antlaşması’nın17 uygulanması, azınlık ve insan haklarının geliştirilmesi, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) ile işbirliğine gidilmesi, serbest seçimlerin yapılması ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi yer almaktadır.18 Ayrıca AB, bu kriterlerle ve şartlarla bağdaşmayan durumların devam etmesi halinde ticari ilişkilerin askıya alınması, yardımların durdurulması ve anlaşmaların uygulanmasının ertelenmesi gibi yaptırımlar öngörmüştür. 1999 yılında söz konusu ülkeleri AB’ye daha da yaklaştırmak amacıyla “İstikrar ve Ortaklık Süreci” adı altında yeni bir döneme girilmiştir.19 Arnavutluk, Bosna Hersek, Hırvatistan, Karadağ, Makedonya ve Sırbistan’a yönelik olarak başlatılan İstikrar ve Ortaklık Süreci’nin20 temel unsurları; 3 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Bölgesel Yaklaşım kapsamında kararlaştırılan şartları ve Kopenhag Kriterleri’ni yerine getiren, AB üyelik hedefi taşıyan ülkelerle İstikrar ve Ortaklık Anlaşması imzalanması, AB’nin Batı Balkanlar ile ekonomik ve ticari ilişkilerinin geliştirilmesi, Batı Balkan ülkelerine ekonomik ve mali yardımların arttırılması, Demokrasi, sivil toplum, eğitim, resmi kurumların geliştirilmesinin desteklenmesi, Adalet ve içişleri alanlarında işbirliği ve siyasi diyalogun geliştirilmesi olarak sıralanmıştır.21 2000 yılında Feira ve Nice Zirvelerinde İstikrar ve Ortaklık Süreci kapsamında işbirliği yapılan tüm ülkelerin AB için potansiyel aday ülke olarak görüldüğü belirtilmiş, böylece Batı Balkan ülkelerine açık şekilde AB üyelik perspektifi sunulmuştur. Söz konusu Zirvelerde ayrıca, Birliğin bu süreci teknik ve ekonomik yardımlarla destekleyeceği ifade edilmiştir.22 Bu bağlamda 20002006 yılları arasında -Batı Balkanlarda- Yeniden Yapılanma, Kalkınma ve İstikrara Yönelik Topluluk Yardımı (CARDS) programı ile Batı Balkan ülkelerinin reform süreçleri desteklenirken, bu program 2007 yılında yerini Katılım Öncesi Yardım Aracı’na (IPA) bırakmıştır. Her iki yardım programı da Batı Balkan ülkelerinde demokratikleşmeyi, insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı, hukukun üstünlüğü gibi prensiplere uyumu, kurumsal reformların yapılmasını ve bölgesel işbirliğini teşvik etmeye yöneliktir.23 Birliğin, yukarıda bahsedilen politikalar kapsamında AB üyeliğini bir teşvik aracı olarak kullanmasının başarılı sonuçlar verdiği, Birliğin bölgede söz sahibi olmaya başladığı gözlemlenmektedir. Günümüzde pek çok Balkan ülkesi dış politikalarının temeline AB üyeliği hedefini koymuş durumdadır.24 AB, Zagreb ve Selanik Zirvelerinde, “İstikrar ve Ortaklık Süreci’ne dâhil olan Batı Balkan ülkelerinin üyelik sürecini hızlandırmalarının kendi ellerinde olduğu ve bu hızın her ülkenin reformları uygulamak konusundaki performansına bağlı bulunduğu, bu yönde kendilerine her türlü desteğin verileceği” mesajını vermiştir. Böylelikle AB, söz konusu ülkelerin dış politika hedefleri arasına öncelikli olarak AB üyeliğini koymalarını sağlamıştır.25 AB’nin Batı Balkan politikasına genel olarak bakıldığında, Soğuk Savaş döneminde “öteki” olarak düşünülen bu bölgenin adının “Güneydoğu Avrupa” olarak değiştirildiği, böylelikle tanımlamada yeni bir adım atıldığı ve bölgenin AB’nin bir parçası haline getirildiği görülmektedir.26 Bu alanda çalışan pek çok akademisyene göre, tarihin en büyük barış projesi olan AB, nasıl ki çatısı altında Fransa ve Almanya arasındaki tarihi çekişmeleri nihayete erdirdiyse, Balkan ülkeleri için de barış ve istikrar sağlanması açısından önemli bir fırsat teşkil etmektedir.27 4 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Hırvatistan AB Yolunda Hırvatistan, 25 Haziran 1991’de bağımsızlığını ilan ederek Yugoslavya’da bir çözülme sürecini başlatmıştır. Ardından Sırp ve Hırvatlar arasındaki çekişme silahlı mücadeleye dönüşmüş, bunu 1992 yılında başlayan Bosna Savaşı takip etmiş ve Hırvatistan bağımsızlığını kazandıktan sonra 4 yıl süren bir savaş dönemi yaşamıştır.28 Bu sürecin sonunda demokrasiye geçen Hırvatistan, daha sonraki dönemlerde uluslararası kurumlarla işbirliği içinde olmuştur. AB, Hırvatistan’ı 15 Ocak 1992 tarihinde resmi olarak tanısa da milliyetçi lider Franjo Tudjman’ın otoriter rejimi sebebiyle bu dönemde ülkenin üyeliğine pek sıcak bakmamıştır.29 1999 yılında Tudjman’ın ölümü, 2000 yılında yapılan seçimlerde Tudjman’ın partisinin kaybetmesi, sosyal demokratların iktidara gelmesi ve liberal demokrat Stipe Mesiç’in Cumhurbaşkanı olması ile 2000’li yılların başından itibaren Hırvatistan’ın öncelikli dış politika hedefi; Avrupa-Atlantik kurumlarıyla entegrasyonu sağlamak olmuştur.30 Bu çerçevede AB üyeliği ülkenin gündeminde ilk sıralarda yer almaya başlamıştır. Hırvatistan, ilerleyen yıllarda diğer Balkan ülkelerinden farklı olduğunu, “Balkan Ülkesi” yakıştırmalarından duyduğu rahatsızlığı dile getirip Orta ve Doğu Avrupa’ya ait olduğunu belirterek AB ile olan ilişkilerini derinleştirme yolunu izlemiştir. Bu doğrultuda, 25 Ekim 2001 tarihinde Hırvatistan ile AB arasında “İstikrar ve Ortaklık Anlaşması” imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma, Hırvatistan’ın AB entegrasyon sürecine katılabilmesi için yasaların AB müktesebatı ile uyumlaştırılmasını, adalet ve içişleri alanında işbirliğini içermektedir. Bu anlaşma kapsamında Hırvatistan, AB üyeliğinin temel sorumluluklarını üstlenmiş, yasalarını ve ekonomisini AB standartlarına getirmeye başlamış, komşularıyla işbirliğini güçlendirmiş ve AB ile işbirliği alanını genişletmiştir.31 Hırvatistan’da en köklü değişiklikler ise 2003 yılında Iva Sanader’in Tudjman’ın partisi Hırvat Demokratik Birliği liderliğini kazanıp Başbakan olması ile başlamıştır. Sanader, partinin çizgisini köklü bir şekilde değiştirmiş, NATO ve AB’ye katılmak için büyük bir çaba sarfetmiştir. Bu kapsamda, Tudjman’ın döneminde azınlık durumda olan Sırplara karşı uygulanan ayrımcı yaklaşım terk edilmiş ve Sırplar hükümette yer alabilmiştir. Ayrıca bu dönemde Hırvat ordusunun Sırpların elindeki bölgeleri 1995’te almasının ardından Hırvatistanlı Sırpların kaçtıkları bölgelere geri dönmesine getirilen idari engeller büyük oranda kaldırılmıştır.32 2003 yılında AB üyeliği için başvuruda bulunan Zagreb’in talebi Avrupa Komisyonu’nun olumlu görüşü üzerine AB Zirvesi tarafından uygun bulunmuş ve Haziran 2004’de Hırvatistan’a resmi adaylık statüsü verilmiştir.33 5 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Uyelik Surecindeki Enğeller Adaylık statüsünü aldıktan sonra Hırvatistan’ın AB yolunda karşılaştığı en büyük iki engel Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICTY) ile işbirliği yapmaması ve Slovenya ile yaşadığı problemler olmuştur. Söz konusu engeller sebebiyle 2001 yılında imzalanan İstikrar ve Ortaklık Anlaşması ancak 1 Şubat 2005’te yürürlüğe girebilmiştir.34 Ayrıca AB, Hırvatistan’ın ICTY ile gerekli işbirliğini yapmaması nedeniyle 17 Mart 2005 olarak kararlaştırılan üyelik müzakerelerinin başlangıç tarihini ertelemiş, 150 Sırp’ın ölümünden ve 150 bin Sırp’ın yerlerinden edilmesinden sorumlu olan General Ivan Cermak, General Mladen Markac ve General Ante Gotovina’nın yakalanıp ICTY’ye teslim edilmediği müddetçe müzakerelerin başlamayacağını açıklamıştır.35 Pek çok Hırvat tarafından, Hırvat Bağımsızlık Savaşı ve Bosna Savaşı’nda savaç suçu işledikleri gerekçesiyle yargılanması beklenen kişiler savaş kahramanı ve hatta ulusal kahraman olarak görülmüş ve özellikle milliyetçi kesim tarafından bu kişilerin teslim edilmeleri büyük bir saygısızlık olarak değerlendirilmiştir.36 Fakat AB üyelik sürecinde Hırvatistan, yukarıda adı geçen generalleri ve birçok vatandaşını savaş suçlusu sanığı olarak ICTY’ye teslim etmek durumunda kalmıştır.37 Hırvatistan’ın teslim ettiği savaş suçları sanıklarının Sırpları öldürmek, yerlerinden etmek, yaralamak gibi birçok suçtan yargılandığı davalara 11 Mart 2008 tarihinde başlanmıştır.38 Bu gelişmelerden sonra Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Carla Del Ponte, Hırvatlar ile tam işbirliğinin sağlandığını duyurmuş bunun üzerine Brüksel’de yapılan AB Dışişleri Bakanları Toplantısı’nda Hırvatistan ile müzakerelerin en kısa zamanda başlayacağı belirtilmiştir.39 Nihayet AB, bekleme odasına aldığı Hırvatistan ile 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelere başlamıştır.40 2008 yılına kadar pürüzsüz bir şekilde ilerleyen müzakere süreci, yıllardır Slovenya-Hırvatistan arasında süren sınır anlaşmazlığı sebebiyle sekteye uğramıştır. Adriyatik Denizi’nin kuzeyinde Piran Koyu bölgesinin karadan ve denizden paylaşımına ilişkin olan bu sorun Yugoslavya’nın dağılmasından sonra ortaya çıkmıştır. Her iki taraf da Piran Koyu üzerinde hak iddia etmiştir. Hırvatistan, bu bölgedeki karasuları sınırının tayininde her iki ülkeye eşit mesafedeki orta çizginin esas kabul edilmesi gerektiğini savunmuş, Slovenya ise Piran Koyu üzerinde tarihi haklarının olduğunu, zira Yugoslavya dağılmadan önceki dönemde bu bölgede çoğunlukla Sloven halkının yaşadığını iddia etmiştir. Slovenya’nın bu tutumunun arkasında, İtalya ile Hırvatistan karasularından geçmeksizin uluslararası sulara erişim sağlamak istemesi yatmaktadır.41 Her iki taraf da tezini BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 15. maddesine dayandırmıştır.42 Söz konusu sorun sebebiyle Aralık 2008’de gerçekleştirilen AB Zirvesinde ağırlığını koyan Slovenya, Hırvatistan ile müzakereye açılması beklenen 10 yeni başlıktan 9’unu bloke etmiş, 5 başlık yerine sadece 3 tanesinin geçici olarak kapatılmasına müsaade etmiştir.43 6 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Bu süreçte AB’nin, Birlik üyesi Slovenya ile aday ülke Hırvatistan arasındaki ikili anlaşmazlığın çözümünde merkezi bir rol oynadığı görülmektedir. AB’nin bu yaklaşımına bakıldığında Türkiye’nin adaylık sürecindeki tutumundan farklı bir şekilde hareket ettiği gözlemlenmektedir. Zira bugüne kadar gerek Yunanistan gerekse GKRY’nin ikili anlaşmazlıklarını müzakere masasında Türkiye’nin önüne getirmelerine kayıtsız kalmayı veya üyeleri yanında durmayı tercih eden Avrupa Komisyonu ve Fransa-Almanya gibi lider ülkeler, Hırvatistan-Slovenya uyuşmazlığında iki tarafı da tatmin edecek şekilde hareket etmiştir. Bu bağlamda, özellikle Avrupa Komisyonu’ndan yapılan açıklamalar, aday ülke Hırvatistan’ın müzakere sürecinin ikili anlaşmazlıklara kurban edilmemesi gerektiği yönünde olmuştur. En nihayetinde, 4 Kasım 2009 tarihinde, AB öncülüğünde taraflar arasında sınır anlaşmazlığının çözümüne ilişkin bir mutabakat metni44 imzalanmış ve Hırvatistan’ın adaylık sürecindeki bir engel daha ortadan kaldırılmıştır.45 Sınır probleminin çözülmesinden sonra Slovenya, farklı bir sorun sebebiyle Hırvatistan’ın müzakere sürecini yavaşlatmıştır.46 Slovenya, en büyük bankası olan Nova Ljublianska Bank’ın (NLB) Hırvatistan’ın finans piyasasına girmesine izin verilmesini istemiştir. Fakat Yugoslavya’nın çöküşünden önce bu bankanın öncülü olan batık Ljublianska Bankası’na 208 milyon dolar yatırmış olan Hırvat vatandaşların parası geri ödenmemiştir. Bu sebeple Hırvat Merkez Bankası, NLB’nin Hırvat mudilere olan borcunu ödemedikçe Hırvatistan’ın finans piyasasına giremeyeceğini belirtmiştir.47 Nisan 2010’da Slovenya bu durumu sebep göstererek müzakerelerde 31. başlık olan “Dışişleri, Güvenlik ve Savunma Politikası”nın açılmasını engellemiştir. İlerleyen aylarda iki ülke bu sorunun nasıl çözüleceği konusunda bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamış, böylece Hırvatistan AB ile müzakerelere kaldığı yerden devam edebilmiştir.48 28. Uye: Hırvatistan Hırvatistan’ın ICTY ile işbirliğine gitmesini takiben AB, bu ülke ile müzakerelerin en kısa zamanda başlayacağını açıklamıştır.49 Hırvatistan ile müzakereler 3 Ekim 2005’te Türkiye ile aynı zamanda başlamıştır. 18 Ekim 2006’da tarihi itibarıyla Hırvatistan ve AB arasındaki tüm tarama süreci tamamlanmıştır.50 Ardından Hırvatistan hükümeti sürecin kurumsal teşkilatlanmasını belirlemiş, Başmüzakereci Vladimir Drobnjak liderliğinde yürütülecek müzakerelerin 6 organ bünyesinde yapılanmasını kararlaştırmıştır. Bunlar; Devlet Delegasyonu, Koordinasyon Komitesi, Müzakere Heyeti, Çalışma Grupları, Başmüzakereci Ofisi ve Müzakere Heyeti Sekretaryası’dır.51 Ayrıca Hırvatistan Parlamentosu’nun özel çalışma organı olan ve Parlamento üyelerinin yanı sıra akademisyenler, çeşitli vakıf ve sendika temsilcilerinden oluşan 7 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ “Müzakere İzleme Komitesi”, sağlıklı bir işleyiş için sürece ilişkin görüşler bildirerek Parlamento adına tavsiyelerde bulunmuştur.52 Müzakere sürecinde hızla ilerleyen Hırvatistan’ın 30 Haziran 2011 tarihi itibarıyla müzakere başlıklarını kapatıp 9 Aralık 2011 tarihinde AB ile Katılım Antlaşması’nı imzaladığı görülmektedir.53 Hırvatistan’da 2012’de yapılan referandumda halkın %66’sının ve 151 üyeli Hırvatistan Parlamentosu’nda oturuma katılan 136 milletvekilinin tümünün üyeliğe evet demesiyle Parlamento Katılım Antlaşması’nı onaylamıştır.54 Söz konusu referanduma katılım oranının %42-44 civarında olması AB üyeliğine destek vermeyenlerin sessiz kaldığına dair görüşleri gündeme getirmiştir. Hırvatistan’da ulusal egemenlik alanındaki kaygılar ve ekonomik dönüşümün getirdiği zorluklar nedeniyle AB üyeliğine sıcak bakmayan kesimler bulunmaktadır. Ancak referandum sonucunda bu kesimlerin AB üyeliğini desteklememekle birlikte üyeliğe de karşı çıkmadıkları görülmüştür. Bu anlamda Hırvatistan’da AB üyeliği konusunda belirli bir uzlaşma düzeyinin yakalandığı gözlemlenmektedir.55 AB üyeliğinin siyasi istikrara ve ekonomik gelişmeye olumlu katkıda bulunacağı inancı Hırvatistan’ın üyelik yolunda hızlı ve kararlı yol almasında etkili olmuştur. Ayrıca iktidara gelen hükümetlerin AB üyeliğini stratejik hedef olarak görmeleri AB sürecine desteği canlı tutmuştur.56 Tüm bu süreç sonucunda AB’ye Üye Devletlerde onaylama prosedürlerinin tamamlanması ile Hırvatistan 1 Temmuz 2013 tarihinde 28. üye olarak Birliğe katılmıştır.57 Son genişleme dalgaları, kültürel anlamda AB’nin Batı Avrupa ülkelerinin sahip olduğu kültürel değerlerin egemenliğini yıkması ve farklı toplumsal normların AB tarafından benimsenmesi açısından oldukça önemlidir.58 Mevcut Durum 1 Temmuz itibarıyla Birliğe üye olan Hırvatistan’ın, Avrupa Parlamentosu’nda 12 parlamenteri bulunmaktadır.59 AB Bakanlar Konseyi’nde ise Hırvatistan 7 oy ile temsil edilmektedir. Hırvatistan üyeliği ile Bakanlar Konseyi üyelerinin toplam sayısı 352’ye çıkmıştır. Böylece 1 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla Bakanlar Konseyi’nde nitelikli çoğunluk yöntemi kullanılarak alınacak kararlarda en az 260 oy gerekmektedir. Yine bu tarihten itibaren Hırvatça AB’nin resmi dillerinden biri olmuştur.60 Yetkililer kısa vadede AB üyesi olmanın Hırvatların yaşamını çok fazla etkilemeyeceğini belirtmektedir. Zira katılım süreci ile birlikte ülkede birçok alanda dönüşüm sağlanmıştır. Avro Bölgesi ile ekonomik açıdan çoktan bütünleşmiş durumda olan Hırvatistan ihracatının %60’ından fazlasını halihazırda AB ülkeleri ile yapmaktadır.61 Bu sebeple Avrupa’da krizin neden olduğu durgunluk en büyük ticaret ortağı AB olan Hırvatistan’ı da etkisi altına almıştır. 8 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Son 5 yıldır durgunluk yaşanan Hırvatistan ekonomisinde 2012 yılında %2’lik bir daralma yaşanmıştır.62 Üyelik sonrası dönemde Hırvatistan’ın önündeki başlıca sorunlar; ekonomik durgunluk, işsizlik ve yaşlanan nüfus olarak sıralanmaktadır. Ayrıca Hırvatistan’ın yüksek bütçe açığına sahip olduğu ve ağır bir kamu borcu altında bulunduğu gözlemlenmektedir.63 Bununla birlikte Hırvatistan’da işsizlik oranı 2008 yılında %13,4 düzeyindeyken 2013 yılında %21’e çıkmıştır.64 Bu rakamlar ile Hırvatistan, AB ülkeleri arasındaki en düşük istihdam oranlarına sahip üyelerden biri durumundadır. Hırvatistan, gençler arasındaki işsizlik oranını baz alan sıralamada ikinci, yoksulluk sıralamasında ise beşinci sırada yer almaktadır.65 Yukarıda belirtildiği gibi, yaşlanan nüfus ülkenin bir diğer önemli problemi olarak sıralanmaktadır. Nitekim Hırvatistan nüfusunun %17,4'ü 64 yaşın üzerindedir.66 Hırvatistan’daki atmosfere bakıldığında krizle mücadele eden ve geleceği belirsiz olan AB’nin Hırvatlar için eskisi kadar büyük bir heyecan uyandırmadığı görülmektedir.67 Zira AB’nin Hırvatistan’ın üyelik başvurusunda bulunduğu 2003 yılındaki AB olmadığı aşikârdır. Her beş kişiden birinin işsiz olduğu ve ‘yatırım yapılamaz’ kredi notu alan Hırvatistan’da bazı kesimler ekonomik sorunlar yaşayan AB’ye katılmaktan dolayı memnun görünmemektedir.68 Hırvatistan’ın üyeliği bağlamında AB’nin ülkeye getireceği avantajlara ilişkin olarak Hırvatistan vatandaşlarının yeterince bilgilendirilmediği, uyum sürecinde pek çok yasanın parlamentodan hızlı bir şekilde geçirildiği, bunun da ülkedeki mevcut demokratik açığı genişlettiği gibi hususlar öne çıkmaktadır. Ayrıca Nisan ayında ülkede yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de katılım oranının yalnızca %20,8 olması (AB üyeleri arasında katılım oranları göz önüne alındığında şimdiye kadarki en düşük ikinci oran) Hırvatistan’da AB üyeliğine karşı ilgisizliğini açıkça ortaya koymaktadır. 69 AB içerisinde de Hırvatistan üyeliğine olumlu bakanlar ve üyeliğe eleştirel yaklaşanlar mevcuttur. AB’nin genişlemesinden yana olanlar; AB’nin aday ülkeleri dönüştürücü özelliğini kaybetmediğini kanıtlamak adına Hırvatistan üyeliğinin son derece önemli olduğunu, Hırvatistan’ın ve bu bölgedeki diğer ülkelerin Birliğe üyeliği ile çatışmaların ve ihtilafların merkezi haline gelen Balkanlar’da barış ve istikrarın sağlanabileceğini savunmaktadır.70 Üyeliğe eleştirel bakanlar ise Bulgaristan ve Romanya’nın AB’ye üye olmasına rağmen bu ülkelerde yolsuzluk ve rüşvet gibi sorunların halen devam ettiğini, yargı bağımsızlığının güvence altına alınmadığını savunmakta ve aynı aceleci tutumun Hırvatistan üyeliğinde de sergilendiğini ifade etmektedir. Bu bakımdan, Hırvatistan’da yolsuzluk ve organize suçun yaygın olması bazı AB liderlerini de kaygılandırmaktadır.71 Komisyon’un Hırvatistan’a ilişkin hazırladığı son raporda, Zagreb’in yolsuzluk ve organize suç ile daha güçlü bir şekilde mücadele etmesi gerektiği belirtilmiştir.72 Ernst&Young’ın 2012 yılında hazırladığı rapor ise, Avrupa’da Slovenya’dan sonra yolsuzluğun en fazla görüldüğü ülkenin Hırvatistan olduğunu göstermektedir.73 Bahsedilmesi gereken bir diğer konu da; AB üyeliğine kabul edilmesine rağmen Hırvatistan’da insan hakları 9 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ konusunda sıkıntıların tamamen giderilememiş olmasıdır. İnsan Hakları İzleme Örgütü yetkilileri (Human Rights Watch) adaylık sürecinde Hırvat hükümetinin insan hakları konusunda reformlar yapmaya başladığını, AB üyeliğinin söz konusu reformlar için bir teşvik oluşturduğunu belirtmekte, ancak bu alanda gerekli çalışmalar tamamlanmadan Hırvatistan’ın üyeliğe kabul edildiğini ifade etmektedir.74 Bu aşamadan sonra AB’nin Hırvatistan da dahil olmak üzere üyelerinin insan hakları konusunda sergiledikleri tutumları dikkatlice izlemesi ve bu alandaki ihlallerin tespiti halinde AB’nin Üye Devletlere gerekli uyarıları yapması ve yaptırımları uygulaması gerekmektedir. Sonuç AB’nin genişleme politikasına bakıldığında ilk genişleme dalgasının zengin Avrupa ülkelerini kapsadığı, ikinci ve üçüncü genişlemede ise siyasi ve ekonomik açıdan daha az gelişmiş olan Akdeniz ülkelerinin Birlik çatısı altına alındığı görülmektedir. Üye Devletler Akdeniz ülkelerini dışarıda bırakmak yerine bu ülkelerin demokratikleşmelerinin Birlik içinde daha etkili sağlanabileceğini savunmuş ve söz konusu ülkelerin AB açısından jeopolitik önemi gözetilerek 1980’lerde bu ülkeler AB bünyesine alınmıştır.75 İlerleyen yıllarda yine ekonomik açıdan sıkıntısı olmayan ve zaten “Avrupalı” olarak görülen üç ülkenin üyeliği gerçekleşmiştir. Soğuk Savaşın bitmesi ile AB’nin Doğu Avrupa’da ortaya çıkan güç boşluğunu doldurmak adına harekete geçtiği ve Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliği’nin şemsiyesi altında olan ülkeleri bünyesine kattığı gözlenmektedir. Yine bu genişleme kapsamında AB ile entegrasyon konusunda sıkıntı yaratmayacak Malta ve GKRY gibi küçük ülkelere de yer verilmiştir. Birliğe katılan yeni üyelerin hazmedilebilmesi için AB’nin kurumsal yapısı değiştirilmiş, Birlik içerisinde karar alma mekanizmaları yeniden düzenlenmiştir.76 Ayrıca Birliğin üye sayısının artmasına paralel olarak genişleme politikası ve üyelik koşuları da değişmiş, yeni üye olacak ülkelerin önündeki engeller yükseltilmiştir.77 Son olarak AB’nin genişleme politikası kapsamında Balkanlara yoğunlaştığı, 2007 yılında Romanya ve Bulgaristan’ı, Temmuz 2013’te de Hırvatistan’ı üye olarak kabul ettiği görülmektedir. AB, söz konusu Balkan genişlemelerini güvenlik temelinde gerçekleştirmiş, bölgede barışın ve istikrarın tesis edilmesine odaklanmıştır. Hırvatistan’ın ise 2000’li yılların başından bu yana AB üyeliği yolunda kararlı bir şekilde ilerlediği, reformları hızlı bir şekilde gerçekleştirdiği, siyasi kültürünü yeniden yapılandırdığı gözlemlenmektedir. Bu amaçla Hırvatistan, kendi vatandaşları tarafından ulusal kahraman olarak görülen savaş suçlularını Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne teslim ettiğinde müzakerelere başlayabilmiş, AB üyesi olan Slovenya ile yaşadığı sorunlar zaman zaman müzakere masasında karşısına çıksa da Hırvatistan’ın kararlı tutumu ve AB’nin yapıcı tavrı ile bu sorunların çözümü sağlanmıştır. 10 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Sonuç itibarıyla, Hırvatistan’ın AB üyeliği üç açıdan oldukça önemlidir. İlk olarak AB adaylık süreci, yakın geçmişte adı savaşlarla anılan bir ülke olan Hırvatistan için dönüştürücü bir güç olmuştur. Hırvatistan üyelik müzakerelerine başlayarak pek çok alanda olumlu yönde aşama kaydetmiş ve AB üyeliği Hırvatistan tarihinde yeni bir sayfa açmıştır. İkinci olarak AB’nin kriz sebebiyle içinde bulunduğu durum düşünüldüğünde, Hırvatistan üyeliği Birlik için bir önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Zira yeni bir ülkenin Birliğe katılması, sıkıntılı bir dönem yaşayan AB’nin hala cazibe merkezi olduğu algısının devam etmesini sağlamıştır. Son olarak Hırvatistan’ın AB üyeliği, aday ülke konumundaki Balkan ülkeleri için de önem arz etmektedir. Hırvatistan’ı çatısı altına alan Birliğin Balkan ülkeleri nezdinde inandırıcılığı artmıştır. Hırvatistan üyeliği ile Balkan ülkelerinin siyasi gündeminde AB üyeliğinin ilk sıralarda yer almasının sağlanması ve AB sisteminin tüm kıtaya yayılmasının hızlandırılması amaçlanmıştır. Böylece AB’nin genişleme politikası vasıtasıyla, savaş deneyimleri henüz çok yeni olan Balkan ülkeleri arasındaki ilişkilerin tedricen kurumsallaştırılması, bölgesel güvenliğin artırılması ve genişleme süreci ile üye sayısı artan Birliğin uluslararası sistemdeki gücünün artırılması hedeflenmiştir. 11 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ Son Notlar 1 Bu çalışmada, “Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu”, “Avrupa Ekonomik Topluluğu” ve “Avrupa Topluluğu” kavramları yerine kronolojik durum gözetilmeksizin 1992 yılında Maastricht Antlaşması’yla oluşturulmuş “Avrupa Birliği” ismi kullanılmıştır. 2 CIA - World Factbook 2013 yılı Temmuz ayı tahmini. 3 Akşemsettinoğlu, G. (2011). Avrupa Bütünleşme Projesinin ve Genişleme Sürecinin Değişen Dinamikleri. Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, 10(1), 1-18. 4 22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde belirlenen kriterler özetle şunlardır: İstikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin var olması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı, azınlıkların korunması, işleyen bir pazar ekonomisi ve Birlik içindeki rekabet baskısına karşı koyma kapasitesine sahip olunması. 5 Avrupa Birliği'nin Genişlemesi (2011). Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği Bakanlığı Web sitesi: http://www.abgs.gov.tr/index.php?p=109 6 Akşemsettinoğlu, G. (2011). 7 Özülker, U. (2013) Avrupa Birliği’nin Balkan Politikası ve Türkiye. Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi Web Sitesi: http://www.abbulteni.org/tr/makale-ve-yorumlar/81-avrupa-birliinin-balkanpolitikas-ve-tuerkiye 8 Avrupa Birliği'nin Genişlemesi (2011). 9 Zielonka, J. (2008). Europe as a Global Actor: Empire by Example? International Affairs, 84 (3), 476. 10 Asmus, R. D. (2008). Europe’s Eastern Promise, Rethinking NATO and EU Enlargement. Foreign Affairs, 87 (1), 99. 11 BBC Turkish: Bulgaristan ve Romanya AB'de (01/01/2007). Web sitesi: http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2007/01/070101_eu_membership.shtml 12 Özülker, U. (2013). 13 Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği: AB’nin Batı Balkanlar Bölgesine Yönelik Politikası ve Batı Balkan Ülkelerinin AB Üyelik Süreçleri. Web sitesi: http://www.mgk.gov.tr/calismalar/010_bati_balkan_ulkelerinin_ab_uyelik_sureci.pdf 14 Cohen, L. J. (2005). The Balkans Ten Years After: From Dayton to the Edge of Democracy. Current History, (105), 365-373. 15 Turan, A. P. (2013). AB’nin 28. Üyesi Hırvatistan. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi, Web sitesi: http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=2443:abnin-28-ueyesihrvatistan&catid=70:ab-analizler&Itemid=134%C3%BC 16 Mujezinoviç, M. (2007). Avrupa Birliği’nin Batı Balkan Politikası Çerçevesinde Bosna Hersek ile İlişkileri. Uluslararası Hukuk ve Politika, 3 (12), 68-69. 17 Dayton Barış Anlaşması 14 Aralık 1995 tarihinde Bosna-Hersek Devlet Başkanı İzzetbegoviç, Hırvatistan Devlet Başkanı Tudjman ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı Miloseviç arasında imzalanmış ve Bosna Savaşı’nı sonlandırmıştır. 18 Mujezinoviç, M. (2007). 12 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ 19 The Stabilisation and Association Process: The Western Balkans (2013). Web sitesi: http://europa.eu/legislation_summaries/enlargement/western_balkans/ 20 General Affairs and External Relations Council, Council Conclusions (2003) Web sitesi: http://www.europa.eu.int/comm/external_relations/see/gacthess.htm 21 The Stabilisation and Association Process (1999). 22 Santa Maria Da Feira European Council. Conclusions of the Presidency (19-20 June 2000) Chapter: D Article: 67-68. European Parliament Web sitesi: http://www.europarl.europa.eu/summits/fei1_en.htm 23 Turan, A. P. (2013). 24 Tıkıcı, U. (2012). Avrupa Birliği’nin Batı Balkan Politikası: İstikrar ve Ortaklık Sürecinde Batı Balkanlar. TUİÇ Akademi Web sitesi: http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/avrupa/3048-avrupabirliginin-bati-balkan-politikasi-2 25 Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği. 26 Özülker, U. (2013). 27 Ibid. 28 Karatay, O. (2001). Miloseviç Dönemi Yugoslav Dış Siyaseti: Başarısız Bir Mirasyedilik Olayı. Editörler: O. E. Lütem & B. Coşkun, Balkan Diplomasisi (s. 134). Ankara: Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları. 29 BBC: Croatia Profile (28 June 2013). Web sitesi: http://www.bbc.co.uk/news/world-europe-17217954 30 İnanç, Z. S. (2012). 28. AB Üyesi: Hırvatistan. Stratejik Düşünce Enstitüsü, Web sitesi: http://www.sde.org.tr/tr/authordetail/28-ab-uyesi-hirvatistan/1035 31 Tıkıcı, U. (2012). http://www.tuicakademi.org/index.php/kategoriler/avrupa/3048-avrupa-birligininbati-balkan-politikasi-2 32 Judah, T. (2013). Hırvatistan: AB Üyeliği Yolundaki Dönüşüm. BBC Türkçe. Web sitesi: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/04/130424_hirvatistan_ab_uyeligi.shtml 33 Crinica, O. (2007). AB Genişleme Sürecinde Batı Balkan Ülkeleri. 34 Adıyaman, Ş. (2011). Hırvatistan’ın AB Süreci ve Savaş Suçları. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi, Web sitesi: http://www.bilgesam.org/tr/index.php?option=com_content&view=article&id=1685:hrvatistann-absuereci-ve-sava-suclar&catid=174:analizler-balkanlar 35 Delegation of the European Union to the Republic of Croatia. Overview of EU-Croatia Relations. Web sitesi: http://www.delhrv.ec.europa.eu/?lang=en&content=62 36 Partos, G. (2001). Croatia’s War Crimes Legacy. BBC Web sitesi: http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/1441771.stm 37 BBC: Del Ponte Takes Swipe at Croatia (17 February 2005). Web sitesi: http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/4274269.stm 38 Adıyaman, Ş. (2011). 39 BBC Turkish: Hırvatistan da Müzakerelere Başladı. (04/10/2005). Web sitesi: http://www.bbc.co.uk/turkish/europe/story/2005/10/051004_croatia_eu.shtml 40 Delegation of the European Union to the Republic of Croatia. Overview of EU-Croatia Relations. 13 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ 41 Mutuş, C. (2010a). AB’den Farklı Bir Yaklaşım: Hırvatistan-Slovenya Sınır Antlaşmazlığı. Editör: F. Elmas, Son Dönem Türk Dış Politikasında Balkanlar: Riskler ve Fırsatlar Ekseninde Bir Bölge (pp. 24-31). Ankara: USAK Yayınları. 42 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi Madde 15: Sahilleri bitişik veya karşı karşıya olan devletler arasında karasularının sınırlandırılması:İki devletin sahilleri bitişik veya karşı karşıya olduğunda, aralarında aksine antlaşma olmadıkça, bu devletlerden ne birinin ne de diğerinin kendi karasularını, bütün noktaları bu iki devletin her birinin karasularının genişliğinin ölçülmeye başlandığı esas hatların en yakın noktalarından eşit uzaklıkta bulunan orta hattın ötesine uzatmaya hakkı yoktur. Bununla beraber bu hüküm, tarihi hakların veya diğer özel durumların varlığı nedeniyle, her iki devletin karasularının başka şekilde sınırlandırılmasını gerekli olduğu durumlarda uygulanmaz. 43 Mutuş, C. (2010b). Hırvatistan’ın AB Üyeliğinde Mutlu Son: Türkiye İçin Dersler. M. Kutlay (Ed.), Analist: AB Dönem Başkanlıklarının Kıskacında Türkiye – AB İlişkileri. (pp. 38-40). Ankara: USAK Yayınları. 44 Hırvatistan ve Slovenya arasında imzalanan mutabakat zaptına göre Piran Koyu üzerindeki anlaşmazlığın Hırvatistan’ın AB’ye üyeliğinden sonra uluslararası hakemlik vasıtasıyla çözülmesi kararlaştırılmıştır. 45 Mutuş, C. (2010b). 46 Alkan, N. (2012). Hırvatistan-Slovenya Çatışması Sonuçlanıyor. Stratejik Düşünce Enstitüsü, Web sitesi: http://www.sde.org.tr/tr/haberler/227/hirvatistan-%E2%80%93-slovenya-catismasisonuclaniyor.aspx 47 Ibid. 48 Mutuş, C. (2010b). 49 BBC Turkish: Hırvatistan da Müzakerelere Başladı. (2005). 50 Delegation of the European Union to the Republic of Croatia. Overview of EU-Croatia Relations. 51 Adıyaman, Ş. (2011). 52 Ibid. 53 BBC Turkish: Hırvatistan AB Üyeliği İçin İmzayı Attı. (09/12/2012). Web sitesi: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2011/12/111209_croatia_accession.shtml 54 Delegation of the European Union to the Republic of Croatia, Overview of EU-Croatia Relations. 55 İnanç, Z. S. (2012). 56 İnanç, Z. S. (2012). 57 Turan, A. P. (2013). 58 Akşemsettinoğlu, G. (2011). 59 Euronews: Croatian Vote in First European Parliament Elections. (14/04/2013). Web sitesi: http://www.euronews.com/2013/04/14/croatians-vote-in-first-european-parliament-elections/ 60 European Council: Welcome to Croatia. (09/12/2011) Web sitesi: http://www.european-council.europa.eu/home-page/highlights/welcome-to-croatia!?lang=en 61 Judah, T. (2013). 62 Turan, A. P. (2013). 63 Dempsey, J. (2013). What Croatia’s EU Membership Means for Europe. Carnegie Europe, Strategic Europe Web sitesi: http://carnegieeurope.eu/strategiceurope/?fa=52041&lang=en 14 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ 64 Judah, T. (2013). Economist Intelligence Unit. Hırvatistan Ülke Raporu (Temmuz 2013). 66 Judah, T. (2013). 67 Turan, A. P. (2013). 68 BBC Turkish: Hırvatistan AB’nin 28’inci Üyesi Oldu. (01/07/2013). Web sitesi: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130701_hirvatistan_ab.shtml 69 Economist Intelligence Unit. (2013). 70 Turan, A. P. (2013). 71 BBC Turkish: Hırvatistan AB’nin 28’inci Üyesi Oldu. (01/07/2013). 72 Communication from the Commission to the European Parliament and the Council: Monitoring Report on Croatia's Accession Preparations. (26/03/2013) Web sitesi: http://ec.europa.eu/commission_2010-2014/fule/docs/news/20130326_report_final.pdf 73 Ernst&Young. Navigating Today’s Complex Business Risks: Europe, Middle East, India and Africa Fraud Survey 2013. 74 Gall, L. (02/07/2013). Now Croatia Has Joined the EU, Vital to Keep a Focus on Rights. Human Rights Watch Web sitesi: http://www.hrw.org/news/2013/07/02/now-croatia-has-joined-eu-vital-keep-focusrights 75 Avrupa Birliği'nin Genişlemesi (2011). 76 Ibid. 77 Ibid. 65 15 AVRUPA BİRLİĞİ GENİŞLEME POLİTİKASI BAĞLAMINDA HIRVATİSTAN ÜYELİĞİ T.C. MALİYE BAKANLİGİ AVRUPA BİRLİGİ VE DİŞ İLİŞKİLER DAİRESİ BAŞKANLİGİ Tel 0 312 415 23 20 Faks 0 312 417 11 72 E-Posta info@abmaliye.ğov.tr Web Sitesi http://www.abmaliye.ğov.tr © 2013 T.C. Maliye Bakanlığı Özel Gündem’de yer alan yazıların tümü ya da bir bölümü, izin alınmadan tekrarlanamaz, çoğaltılamaz, basılamaz, kaynak ğösterilmeden kullanılamaz. Özel Gündem’de yer alan yazıların sorumluluğu yazarlara ait olup Maliye Bakanlığı açısından bağlayıcılığı yoktur. 16