12.5.2014 Canlı Hastalık Etkenleri CANLI HASTALIK ETKENLERİ Doç. Dr. Yasemin Özlük İTF Patoloji AD Sağlıklı bir insan, normal florası ile denge içerisinde yaşar. Flora cilt ve mukozalarda yerleşen hastalık oluşturmayan mikroorganizmalar topluluğudur. İnsan vücudunda florası olan bölgeler: Ağız Orofarenks, Nazofarenks ince ve kalın barsaklar Vajen, anterior üretra Deri, dış kulak yolu Mide, Ayrıca son yıllarda yeni hastalık etkenlerinin ortaya çıkması ile yeni infeksiyöz hastalıklar tanınmaktadır. Örnek olarak: HIV infeksiyonlar (AIDS) pylori Hepatit C gibi Helicobacter Hastalıkların oluşumunda önde gelen etkenlerden biridir. Canlı hastalık etkenleri ile oluşan hastalıklara infeksiyöz hastalıklar denir. İnsandan insana ya da hayvanlardan insanlara taşınabilir. İnfeksiyona yanıt ise inflamasyon adını alır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde ve ülkemizde önde gelen ölüm nedenlerinden biridir. Antibiyotiklerin ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi ile azalma eğilimine giren hastalıklar, özellikle son yıllarda tümör kemoterapisi görenlerde, organ transplantasyonlarında uygulanan immunsüpresif ilaçların kullanımında, AIDS gibi immün yetmezliği olan kişilerde ölüm nedenlerini oluşturur. 1.Canlı hastalık etkenleri 2.Vücuda giriş yolları 3.Vücutta yayılma yolları 4. Virulans faktörleri 5. Konağın savunma mekanizmaları 6. İnfeksiyonlarda patolojinin yeri 1 12.5.2014 1- CANLI HASTALIK ETKENLERİ ASELÜLER 1- CANLI HASTALIK ETKENLERİ Prionlar Viroidler PRİONLAR: Protein yapısında infeksiyöz partiküllerdir. Bu terim “proteinöz infeksiyöz parçalar” kelimelerinden türetilmiştir. Nöronlarda bulunur. İnsanlarda çoğalarak infeksiyon oluşturmalarına karşın klasik mikroorganizmalar grubuna dahil edilmemektedirler. VİRUSLAR: Zorunlu hücre içinde yaşayan organizmalardır. Çoğalmaları için hücrenin metabolizmasını kullanırlar. Viruslarda bir nükleik asit genomu ve bunu çevreleyen kapsid adını alan bir örtücü kılıf bulunur. Nükleik asit genomu ya DNA ya da RNA içerir. Örnekler: Viruslar TEK HÜCRELİLER Prokaryotlar Bakteriler Klamidyalar Riketsiyalar Ökaryotlar Mantarlar (maya) Protozoonlar ÇOK HÜCRELİLER Mantarlar (küf) Helmintler Artropodlar Afrika’da yamyamlarda görülen Kuru ile Creutzfeld-Jakop hastalığı ve bunun bir varyantı olarak kabul edilen ve son yıllarda toplumda Deli Dana Hastalığı olarak nitelenen spongiform ensefalopati ile seyreden hastalıkların etkenidir. Işık mikroskopu ile görülmezler. 20-300 nm boyutlarında olduklarından ancak elektron mikroskobu ile izlenebilirler. Bazı viruslarda, hücre içinde viral partiküllerin birikmesi ile oluşan, nükleus ya da sitoplazmada izlenen, karakteristik inklüzyon cisimcikleri ışık mikroskopide görülebilir. Örn: CMV, HSV, Polyomavirus Bazı virusların bazı hücrelere karşı afinitesi vardır. Bu nedenle bu viruslar afinitesi ile ilişkili hücre ve dokuları tutarak hastalıklara neden olurlar. Adenovirus Poliovirus Hepatit virusu virusu Kızamık EBV HIV1 HIV2 Üst ve alt solunum yolları Poliomyelit Hepatit Kızamık İnfeksiyöz mononükleoz AIDS Viruslar antibiyotiklere duyarsızdır. 2 12.5.2014 BAKTERİLER: Prokaryotturlar. Nükleus ve organel içermezler. DNA, RNA ve protein sentezleyebilirler. Hücre membranının temel yapısı peptidoglikan içerir. Boyanma özelliğine göre Gram negatif veya pozitif olarak ayrılırlar. Morfolojilerine göre ise yuvarlak (kok), çomak (basil), ya da sarmal (spiral) olmak üzere üç şekilde izlenebilirler. Zorunlu intraselüler bakteriler Ekstraselüler: Çoğu bakteri intraselüler: İntra- + ekstraselüler Zorunlu intraselüler: Sadece intraselüler Fakültatif ATP MANTARLAR: Organel ve hücre zarı içerirler. Seksüel ya da aseksüel üreme gösterebilirler. Tomurcuklanan maya formları ile Hif adını alan (ipliksi yapılar) silindirler içerirler. Hifler septalı ya da septasız olabilirler. Mikroskopik olarak bu özellik tanı kriterlerinden biridir. PROTOZOALAR: Tek hücreli ökaryotlardır. Bazıları parazitik olarak hücre içerisinde yaşarlar. Örnek olarak; eritrositlerde bulunan plazmodium malarya (sıtma), makrofajlarda leishmania (kalaazar) gösterilebilir. Bazıları kamçılı (trikomonas, leishmania), bazıları yalancı ayaklı (entamoeba histolytica) ya da kirpikli (balantidium koli) olabilirler. Endotel hücreleri Hemorajik vaskülit, MSS Riketsiyalar: Viruslardan daha büyüktür. Bölünerek çoğalırlar. İnsanlara genellikle bit, kene ve akarlar gibi vektörler ile bulaşırlar. Klamidyalar: Fallop tüpleri ve konjonktiva İkiye bölünerek çoğalan, metabolik olarak aktif enzimleri bulunan protein sentezleyebilen mikroorganizmalardır. Gram negatif bakterilere benzerler. Çeşitli antibiyotiklere duyarlıdırlar. Yüzeyel ya da derin olmak üzere iki tür infeksiyona neden olurlar. Bazen toksinleriyle bazen de allerjiye neden olarak hastalık yaparlar. Özellikle immün yetmezliği olan kişilerde sistemik hastalığa neden olabilirler. Ülkemizde candida, aspergillus, mucor en sık rastlanan mantarlardır. Yüzeyel olan mantarlar özellikle deride lokalize infeksiyon nedenleridir. Tuttuğu vücut bölgesinin önüne tinea öneki getirilerek isimlendirilir. Örn: Tinea pedis, Tinea kapitis, ... gibi Oksijen ihtiyacına göre aerobik veya anaerobik olarak ikiye ayrılırlar. Çoğalma yerleri: Epitel hücreleri 3 12.5.2014 Başlıca protozoal hastalıklar: Leishmania Entamoeba malarya (Sıtma) Helmintler üç gruba ayrılır: Eritrosit histolytica (Amipli dizanteri) Toksoplazma HELMİNTLER: Çok hücreli organizmalardır. Hayat siklusları karmaşıktır. Genellikle son konakta seksüel, ara konak ve taşıyıcılarda aseksüel çoğalma gösterirler. Olgun immatür ve larva formları insanlarda hastalık oluşturur. Makrofaj veya ekstraselüler (Kala azar hastalığı) Plazmodium İntestinal epitel gondii (Toksoplazmozis) Vagina Erkekte üretra Bulaşma yolları: Dışkı-oral Yuvarlak yol Deriden penetrasyon yolu Vektörler ve ara konak yolu EKTOPARAZİTLER (artropodlar): Deriye tutunarak yaşarlar. Direkt olarak doku hasarı ya da infeksiyon etkenini bulaştırarak hastalık yaparlar. Bu grup içerisinde bit, pire, tahta kurusu, kene sayılabilir. kurtlar (nematodlar): Askaris kurtlar (sestodlar): Tenyalar Yaprak kurtları (trematodlar): Şistosom Yassı 2- ETKENİN VÜCUDA GİRİŞ YOLLARI (BULAŞMA) SİNDİRİM YOLU: Kontamine besin maddeleri ve sularla olan bulaşma yoludur. Uygun olmayan koşullarda saklanan gıda maddelerinde bakterilerin üremesi ve bu gıda maddelerinin alımı ile olabilir. Hijyen kurallarına uyulması bu yolla bulaşmayı büyük ölçüde engeller. 4 12.5.2014 Sindirim yolu ile bulaşmada vücudun koruyucu mekanizmaları şunlardır: Enteropatojen bakteriler Stafilokok Enterotoksin Vibrio kolera E. Coli Ekzotoksin (mukus içerisinde) Shigella Salmonella Campylobacter İnvazyon Ülserasyon, inflamasyon, hemoraji Salmonella typhii Peyer plakları ve mezenterik lenf nodları Mide asiditesi Mukus salgısı Litik pankreatik enzimler ve safra tuzları Defansin denilen mukozal antimikrobiyal peptitler İmmünglobulin A: mukoza ilişkili lenfoid dokuda B lenfositleri Barsak florası SOLUNUM YOLU: Özellikle viral infeksiyonlarda sık görülen bir bulaşma şeklidir. Genellikle öksürük ve aksırık ile çıkartılan canlı hastalık etkenlerinin solunum yoluna girmesi ile olur. Öpüşme diğer bir bulaşma şeklidir. Daha çok üst solunum yolu ve akciğer infeksiyonlarında görülür. Solunum yolu ile vücuda giren bazı etkenler: Mikobakterium tüberkülozis Epstein-Barr İnfluenza virusu TBC İnfeksiyöz mononükleoz Grip Solunum yolunda vücudun koruyucu mekanizmaları: Solunum mukozasında bulunan silyalar: Özellikle sigara kullanımı ile hasara uğrayan epitel ve silyaların kaybı bu koruyucu mekanizmayı etkisiz kılar. IgA Mukus salgısı Alveoler makrofajlar ve sitokinler 2009 yılında tüm dünyada 191 ülkede 800bin kişide ortaya çıkan, 8238 kişinin ölümüne yol açan domuz gribi salgını influenza A (H1N1K) tipi virusa bağlıdır. Hastalık ilk Meksika ve Amerika’da görülmüştür. Hapşırma ve öksürme yolu ile yayılır. Klinikte ateş, öksürük, boğaz ağrısı, yaygın vücut ağrısı, baş ağrısı ve halsizlik gibi genel belirtiler vermektedir. 5 12.5.2014 Bazı hastalarda bulantı, kusma ve ishal görülebilir. Ülkemizde de yaklaşık 100 civarında vaka bildirilmiştir. Hastalık hamile kadınlarda, astım ve diyabeti olanlarda, kronik kalp, akciğer ve böbrek hastalarında ve 65 yaş üzerinde daha hızlı bir seyir göstermektedir. Ürogenital yol ile bulaşmada vücudun koruyucu mekanizmaları: ÜROGENİTAL YOL: Seksüel yol ile bulaşan canlı hastalık etkenlerinin oluşturduğu hastalıklar venareal hastalıklar denir. Ürogenital yol ile bulaşma daha çok cinsel temas ile geçen hastalıklarda görülür. Üretra yolu ile üriner infeksiyon görülebilir. Kadınlarda üretra yolu ile infeksiyon üretranın kısa olması nedeni ile daha sık olarak izlenir. Ürogenital yol ile bulaşan başlıca hastalık etkenleri: Vaginanın Escherichia İdrar pH’nın düşük olması akımı; özellikle üretra yolu ile canlı hastalık etkenleri mesane ve üreter yolu ile böbreklerde infeksiyon (sistit ve pyelonefrit) oluşturabilir. Neisseria coli gonore Trikomonas vajinalis HIV virusu Treponema pallidum Sistit Gonore AIDS Sifilis Derinin yüzeyinde bulunan keratinizasyon tabakasının sürekli olarak yenilenip dökülmesi canlı hastalık etkenlerinin deri üzerinde sürekli kalmalarını büyük ölçüde engeller. Deri ile bulaşmaya örnek hastalıklar: DERİ YOLU: Vücudun yüzeyini kaplayan deri infeksiyonlara karşı doğal bir bariyerdir. Ancak deride oluşan çatlaklar ya da derinin kesici ve delici aletler ile zedelenmesi infeksiyon ajanının vücuda girmesine neden olabilir. Ayrıca hayvan ısırmaları, böcek sokmaları diğer bulaşma nedenleridir. Mantar infeksiyonları sokmaları ile bulaşan hastalıklar(malarya..) Hep B ve C (özellikle sağlık personelinde kaza ile iğne Böcek batmaları) Kuduz virusu (hayvan ısırması) 6 12.5.2014 3- CANLI HASTALIK ETKENLERİNİN VÜCUTTA YAYILMA YOLLARI Bazı canlı hastalık etkenleri giriş bölgelerinde lokalize lezyonlar (kolera, papillomavirus, dermatofitler) oluştururken bazıları vücut içerisinde yayılarak sistemik hastalık yapabilirler. Canlı hastalık etkenlerinin vücutta yayılma yolları: A. Doku aralıkları ile lokal yayılma B. Anatomik yollar ile geniş yayılma B. Anatomik yollar ile yayılma: 1. Lenf yolu ile yayılma: Lokal interselüler sıvının basıncının artması ile etken lenf yollarına girebilir. En yakın bölgesel lenf nodlarına gelir. Burada vücudun immün sistem hücreleri tarafından ya ortadan kaldırılır ya da lenf nodlarında (lenfadenit) / lenf damarlarında (lenfanjit) iltihaba neden olurlar. Özellikle tüberkülozda bu olay sık izlenir. A. B. Toksemi ise kanda canlı hastalık etkeni bulunmadığı halde toksinlerinin bulunmasına denir. Örneğin; difteri toksemisi, klostridiyum botulinum toksemisi (iyi hazırlanmamış konservelerin yenilmesi ile) Anatomik yollar ile yayılma: 2. Doku aralıkları ile lokal yayılma Bazı canlı hastalık etkenleri hyaluronidaz enzimi (stafilokok) salgılarlar. Bu enzim interselüler maddeyi eriterek lokal yayılıma neden olur. Bazen de etken makrofaj gibi vücudun koruyucu hücrelerine fagositoz yoluyla girer ve bu hücreler içerisinde çoğalarak pasif olarak yayılırlar. Kan damarları ile (hematojen) yayılma: Önemli bir komplikasyondur. Bu komplikasyon sonucunda canlı hastalık etkenleri vücudun her tarafına yayılabilir. Dolanan kanda bakterilerin bulunmasına bakteriyemi; vürusların bulunmasına viremi; parazitlerin bulunmasına parazitemi denir. Septisemi (sepsis) ise ağır bir klinik tablodur. Burada infeksiyon etkenleri ve toksinleri kanda yüksek oranda bulunur. Septisemide morfolojik bulgular: Makroskopik: Dalakta yumuşama Myokard, karaciğer ve böbrekte dejeneratif değişiklikler Karaciğerde yağlanma Dalak ve lenf nodu gibi lenfoid organlarda fokal nekrozlar Mukoza, seroza ve sürrenallerde peteşiler ve kanamalar Bazen hemoliz ve ikter 7 12.5.2014 Septisemide morfolojik bulgular: Mikroskopik: Özellikle kapillerlerde hyalini trombüsler Dalak ve lenf nodlarında hiperplazi Kemik iliğinde myelopoezde artma Piyemi, piyojen mikroorganizmaların oluşturduğu septisemide organlarda çok sayıda mikroabselerin bulunmasıdır. Piyemi oluşmasında önemli nedenlerden biri septik embolilerdir. Bu en sık olarak bakteriyel endokardit vakalarında izlenir. B. Özellikle hematojen yayılmanın olduğu hastalıklardan biri de tüberkülozdur. Makroskopik olarak karaciğer, dalak, akciğerler gibi multipl organlarda genellikle büyüklüğü birkaç mm çapında olan darı tanesine benzetilen odaklar izlenir. Anatomik yollar ile yayılma: 3. B. B. Anatomik yollar ile yayılma: 4. Meningeal yayılma: Serebrospinal sıvının infekte olması ile ortaya çıkar. Ventriküller ve Luschka delikleri vasıtasıyla subaraknoidal bölgeye geçer. Seröz boşluklar ile yayılma: Bu tür yayılma periton, plevra, perikard gibi seröz zarlarda izlenir. Peritonda jeneralize peritonit, plevrada plörit, perikardda ise perikardit oluşur. Anatomik yollar ile yayılma: 5. Epitel ile döşeli yollar ile yayılma: a. b. c. d. e. Bronş ve trakea ile: Bronkojen yayılma özellikle akciğer TBC’de sıktır. Koch basillerinin bu yolla yayılması sonucunda kavernöz akciğer TBC, kazeöz-jelatinöz pnömoni oluşturur. Özofagus ile: Koch-basili içeren balgamın yutulması ile barsak TBC oluşur. Üreter ile: İnfeksiyon böbrekten mesaneye ya da asendan yolla mesaneden böbreğe yayılabilir. Tuba oditiva ile: Boğaz ve burundaki infeksiyon ortakulağa yayılabilir. Tuba uterina ile: Özellikle endometrial TBC’un yayılımında izlenir. 8 12.5.2014 B. Anatomik yollar ile yayılma: 6. Sinir yolu ile yayılma: Özellikle nörotrop viruslarda görülür. Bunun en tipik örneği kuduz hastalığıdır. 4- CANLI HASTALIK ETKENLERİNİN HASTALIK YAPICI FAKTÖRLERİ (VİRULANS FAKTÖRLERİ) Canlı hastalık etkenlerinin hastalık oluşturma yetenekleri aynı değildir. Hastalığın oluşmasında konağa ait yaş, beslenme durumu, immünite rol oynar. Ayrıca mikroorganizmaların hastalık yapma yetenekleri yani virulansları farklılık gösterir. Bakterilerin virulans faktörleri Normalde patojen olmayan organizma immünsüpresif kişilerde hastalık nedeni olabilir. Bazen ise belirli dokularda patojen olmayan organizma diğer bir dokuda hastalık yapabilir. Örneğin E. Coli 1. 2. 3. 4. 5. 1. Adhezinler Değişik organ ve dokulara tropizmi belirler. Konak hücresi için spesifiktir. Örn: Streptococcus pyogenes’in fibrilleri lipoteikoik asit içerir. Hidrofobik olan bu asit bukkal epitel hücrelerine bağlanırken, içerdiği M proteini makrofaj fagositozunu inhibe eder. Pili: E.Coli, N. Gonore Adhezinler Kapsül İnvazyon Ekzoenzimler Toksinler (ekzo- ve endo-) 2. Kapsül Bakterinin hücre duvarının dışındadır. Fagositozu engeller. Genellikle polisakkaritlerden oluşur. Kapsüllü bakteriler daha virulan etkiye sahiptir. H.influenza tip b Streptococcus pneumonia N.meningitis Klebsiella pneumonia S.typhi 9 12.5.2014 3. İnvazyon Dış membranlarındaki proteinler, piluslar ve bir takım litik enzimler etkenin doku içerisinde ilerlemesini sağlar. Shigella, salmonella, campylobacter mukozayı invaze eder; ülser, inflamasyon ve kanama meydana gelir (dizanteri) S.typhi zarar gören mukozadan Peyer plaklarına geçer, buradan mezenter lenf gangliyonlarına ve hematojen sisteme geçer. Lokal etkili enzimler 4. Ekzoenzimler 5. Toksinler Stafilokokus aureus: Koagülaz, fibrinojeni fibrine dönüştürür. Bakteri fibrinle kaplanarak fagositozdan korunur. Streptokokus piyojenes: Hyalüronidaz, hyalüronik asidi parçalayarak bakterinin yayılmasını kolaylaştırır. Clostridium perfringens: Lesitinaz ile hücre membranındaki lipid parçalanır. Hyalüronidaz, kollagenaz, hemolizin ile kolayca yayılır. Ekzotoksinler: Enterotoksin: Barsak mukoza hücrelerine etkili bir ekzotoksindir. İntestinal lümene(kolera) veya yiyecek içine- vücut dışında salgılanır (s.aureus). Toksinler mukoza hc.’lerinde yüzey reseptörüne bağlanır, yapısal (clostr.difficile) veya fonksiyonel bozukluk (kolera) yapar. Nörotoksin: Clostridium botulinum, Clostridium tetani tarafından oluşturulur. Nörotransmitter salınımını durdurarak paraliziye neden olur. Bakteriler tarafından dış ortama salgılanan enzimlerdir. Kollajen ve fibrini parçalarlar. Bazıları antibiyotiklerin aktivitelerini etkileyerek bakteriyi antimikrobiyal tedaviden korur. Ekzotoksinler: Protein yapısındadırlar. Bir cins bakteri tarafından üretilebilen bakteriye özgü olabilirler. Örnek; clostridium tetani tarafından üretilen tetanospazmin Bir bakteri cinsi veya türünün tüm üyeleri tarafından üretilebilirler. Endotoksinler: Gram negatif bakterilerin hücre duvarında yer alırlar. Lipopolisakkarit yapısındadırlar. Lipopolisakkaritler kanda dolanırlar; monosit, makrofaj ve nötrofiller üzerindeki reseptörlere bağlanırlar. Bu yolla sitokinleri salgılatarak endotel akivasyonuna ve protrombik duruma neden olurlar. İntraselüler bakterilerde virulans Fakültatif intraselüler bakteriler: Shigella, M.tbc, M.lepra S.typhi E.Coli epitelyal hücreler protein sentezi inhibisyonu konak hücre lizisi makrofajlar fagositozdan korunma epitelyal hc.ler + makrofajlar Bu yolla antikor ve komplemandan kaçarak immün mekanizmalardan etkilenmezler ve vücuda yayılırlar. 10 12.5.2014 Viral hasar mekanizmaları Viruslar konak hücresine girdiklerinde hücre hasarına ya da hücre ölümüne neden olabilirler. Oluşan viral proteinler konak hücre lizisine neden olabilir. Konak hücrenin yüzeyindeki viral proteinler immün sistem tarafında yabancı olarak tanınır. Virus ile infekte hücreler sitotoksik T lenfositleri tarafından ortadan kaldırılır. Onkogenez- Diğer bir etki de tümör oluşumuna neden olan hücre proliferasyonu ya da transformasyonun indüklenmesidir. Örnek: EBV HBV HPV Burkitt lenfoması Karaciğer karsinomu Serviks karsinomu Antimikrobiyal savunma sistemi ile ilgili hücre hasarı yaparak sekonder infeksiyonlara neden olur. Örnek: HIV infeksiyonu Fırsatçı infeksiyonlar Örnekler Konak hücre DNA, RNA veya protein sentezinin inhibisyonu Poliovirus Viral protein plazma membranına girmesi ve hücre bütünlüğünü bozması Herpes, HIV, rubella Virusun çoğalması ile konak hücrenin parçalanması Poliovirus Latent infeksiyon HSV, Varicella zoster infeksiyonlarında sık görülür. Travma, stres, immün yetmezlik gibi durumlarda virüs sinirler aracılığı ile deri ve mukozaya ilerler. Çocukluk çağında geçirilmiş suçiçeği infeksiyonu sonucunda varicella zoster, dorsal spinal ganglionlarda onlarca yıl latent kalabilir, zona olarak tekrar çıkar. 5- İNFEKSİYONA KARŞI KONAĞIN SAVUNMA MEKANİZMALARI Etkenin giriş yollarında belirtilen spesifik olmayan koruma mekanizmaları bildirilmişti. Bu mekanizmayı aşan ve vücuda giren canlı hastalık etkenlerine karşı vücudun oluşturduğu lezyonlar sınırlıdır ve genellikle canlı hastalık etkeninin tanısı için patognomonik değildir. Kabaca vücutta gelişen savunma mekanizmaları: Özgül olmayan savunma mekanizmaları bağışıklık Hücresel bağışıklık Hümöral 11 12.5.2014 Özgül olmayan savunma mekanizmaları Daha önce belirtilen canlı hastalık etkenlerinin vücuda girmesini önleyen ya da girdikten sonra kısa sürede ortadan kaldırılmasını öngören mekanizmalardır. Bu grup içerisinde özellikle nötrofil fagositozu bakteri infeksiyonlarında, NK hücrelerinin oluşturduğu koruma ise viral hastalıklarda ön plandadır. Hücresel bağışıklık Hümöral immüniteden kurtulan virus, hücre içerisine girerek hücreyi infekte eder. İnfekte olan hücreler sitotoksik T lenfositleri tarafından direkt olarak ortadan kaldırılır. Süpüratif inflamasyon: Akut doku hasarının oluştuğu iltihap şeklidir. Vasküler geçirgenlik artmıştır. Lökositlerden zengin bir eksüda dikkati çeker. Genellikle gram poz kok ve gram neg basillere karşı ortaya çıkar. Makroskopi: Abse adını alan değişik büyüklükte sarı-yeşil odaklar görülür. Mikroskopi: İrin adını alan eksüda pnl, nekrotik doku artıkları ve piyojen bakteriler içerir. Hümöral bağışıklık Genel olarak tanımlamak gerekirse; patojen mikroorganizmalara karşı (antijen) vücutta üretilen immünglobulin yapısındaki maddelerin (antikor) birbirlerine bağlanarak infeksiyonun ortadan kaldırılmasını kapsar. İnfeksiyon hastalıklarının tanısında ve seyri sırasında organizmada görülen temel reaksiyonlar 1. Süpüratif inflamasyon 2. Mononükleer ve granülomatöz inflamasyon 3. Sitopatik-Sitoproliferatif yanıt 4. Nekrotizan yanıt 5. Kronik inflamasyon ve skar 12 12.5.2014 Pyojenik bakteriler (ekstrasellüler) N. Gonore H. İnfluenza S. Pneumonia S. Aureus K. Pneumonia Mononükleer ve granülomatöz inflamasyon: Diffüz interstisyel mononükleer hücre infiltrasyonları kronik iltihabın ortak özelliğidir. Kronik iltihabın tipine göre mononükleer hücreler değişiklik gösterebilir. Sifilizde plazma hücreleri infeksiyonlarda lenfositler Histoplazmoziste epiteloid histiyositler gibi Viral Granülomatöz inflamasyon Değişik canlı hastalık etkenlerinin oluşturduğu hastalıklarda görülebilir. Lenfoid hücreler tarafından salgılanan lenfokinlerin etkisi ile lezyon bölgesinde toplanan yanyana gelerek epitele benzeyen (epitelioid) birleşmeler oluşturan histiyositlerle, histiyositik hücrelerin füzyonundan oluşan Langhans tipi dev hücrelerin oluşturduğu çevresinde genellikle lenfoid zon bulunan lezyonlara granülomatöz yapılar ismi verilir. Granülomatöz inflamasyon Tüberkülozda görülen granülomatöz lezyonlara tüberkül adı verilir. Tüberküller sadece epitelioid histiyositler, Langhans hücreleri ve lenfositlerden oluşan odaklar şeklinde ise hücresel tüberkül adını alır. Genellikle TBC’de tüberkül yapıları ortalarında nekroz içerirler. Bu nekrozlu tüberkül olarak isimlendirilir. Birden fazla hücresel ya da nekrozlu tüberkülün birleşmesi ile oluşan tüberküllere ise konglomere tüberkül denir. Granülomatöz iltihabın izlendiği hastalıklar Tüberküloz Histoplazmozis Sarkoidoz (etkeni bilinmiyor) Mantar infeksiyonları Tüberküloid lepra 13 12.5.2014 Sitopatik-Sitoproliferatif yanıt: Genellikle viral hastalıklarda görülür. Bu ya hücre ölümü (sitopatik yanıt) ya da hücre proliferasyonu olarak izlenir. Bazı viruslar hücre içine girdikten sonra çoğalırlar ve viral agregatlar (inklüzyon cisimleri) oluştururlar. Bu özellikle CMV ve herpes virus infeksiyonlarında izlenir. Tanıda yardımcı bir bulgudur. İnklüzyonlar intrasitoplazmik ya da intranükleer olabilir. İntranükleer olanlar nüve içerisinde büyük asidofilik boyanan yuvarlak cisimcikler şeklindedir. Bazı viral infeksiyonlarda ise hücre füzyonu ile dev hücreler oluşabilir. Polikaryosit adını alan çok sayıda nüveye sahip olan bu dev hücreler WarthinFinkeldey hücreleri olarak anılır. İlk olarak kızamıkta tanımlanan bu hücreler HIV infeksiyonlarında da görülebilir. Viral hastalıklarda bir diğer bulgu sitoproliferatif yanıtır. Bu bazen EBV infeksiyonunda görüldüğü gibi folikül hiperplazisi / immünoblast proliferasyonu şeklinde olabildiği gibi, Burkitt lenfoması, nazofarenks karsinomu şeklinde de olabilir. HPV infeksiyonlarında ise epitelde displastik değişiklikler ve malign transformasyonlar görülebilir. 14 12.5.2014 Nekrotizan yanıt: Özellikle güçlü toksinleri ya da enzimleri olan etkenlerin (Clostr. Perfiringens gibi) oluşturduğu infeksiyonlarda nekrozlu doku zedelenmeleri izlenir. E. Histolitika infeksiyonlarında etkenin proteolitik enzimleri ile likefaksiyon nekrozları, organlarda sınırları düzensiz amip abseleri görülebilir. Kronik inflamasyon ve skar oluşumu: Genellikle infeksiyonun ortadan kalkmasında izlenir. İyileşme sonucunda lezyon bölgesinde fibrozisin ön planda olduğu doku gelişmesi dikkati çeker. 6- İNFEKSİYÖZ HASTALIKLARDA PATOLOJİNİN YERİ Klasik infeksiyon hastalıklarında patoloji ön planda değildir. Atipik vakalarda özellikle poliadenopati ile giden tümör kuşkusu uyandıran vakalarda biyopsi indikasyonu vardır. İnfeksiyon ajanlarının belirlenmesinde bir patoloji raporu aşağıdaki olasılıklardan birini içerebilir: IV. I. II. III. Canlı hastalık etkeni küçüktür, ışık mikroskobu ile belirlenemez. Spesifik bir yapı içermeyebilir. Canlı hastalık etkeni mikroskopik hatta makroskopik olarak saptanabilir. (mantar infeksiyonları gibi) Canlı hastalık etkeninin oluşturduğu lezyonlar tanıda yol gösterici olabilir. (granülomatöz hastalıklar) Kliniğin de yardımıyla özel boya teknikleri kullanılabilir. Örnek histokimyasal boyalar Gram boyama Bakteriler Gümüş boyası Mantarlar, bazı bakteriler PAS boyası Mantar ve amipler Giemsa Campylobacter, Malarya Son yıllarda yaygın olarak kullanılan immünhistokimyasal boyalar değişik viral, bakteriyel ve protozoal hastalıklarda kullanılabilir. 15 12.5.2014 V. VI. Bazı viral hastalıklarda inklüzyonların ve polikaryositlerin görülmesi tanıda yardımcı olabilir. E. Granülozus ve E. Alveolaris gibi etkenlerin oluşturduğu hastalıklarda hem mikroskopik hem de makroskopik olarak tanı konulabilir. EZN 16 12.5.2014 Polyomavirus 17 12.5.2014 18