LuBUnya Seçkisi A Jihad For Love Yönetmen: Pervez Sharma Senaryo: Pervez Sharma Oyuncular: Muhsin Hendricks (kendisi), A.K. Hoosen (kendisi) 2007 / ABD, İngiltere, Fransa / Arapça, Türkçe, Farsça / 81’ A Jihad For Love, yönetmenliğini Parvez Sharma’nın yap�ğı 2007 yapımı bir belgesel olup içerdiği konu i�bariyle yankı uyandırmış�r. Belgesel 21. Yüzyılda bile hala görmemezlikten geldiğimiz, hala yasak diyerek bir kenara a�p bırak�ğımız, hala üstüne söz söylemeye lüzum bulmadığımız veya konuşmaya çekindiğimiz bir konuyu “ homoseksüelliği” inceliyor. Hala böyle yaşayanları ötekileş�rdiğimiz İslam toplumlarındaki yaşamı yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor bu belgesel. Müslüman ülkelerde çekilip ayrıca İslam figürlerinin -müziklerden mekanlara kadar- çokça kullanıldığı bir belgesel A Jihad For love. Bu yüzden sürekli İslam bağlamında homoseksüelliği sorguluyor, homoseksüellere normal bir yaşam şansı verilmemesini ve onların bulduğu ya da bulamadığı çözüm yollarını inceliyor. Kuşkusuz belgeselin başarısı bizzat homoseksüellerle yapılmış röportajlara ve onların dokunaklı yaşam hikayelerine dayanıyor. Oldukça karamsar bir havada izlediğiniz belgeselin ortalarına geldiğinizde kendinizi sorgulamaya başlıyorsunuz; insanları neye göre grupladığınızı, onlara “onlar” derken hangi kriteri baz aldığınızı ve daha nicesini. Konunun İslam ülkelerinde geçmesinin nedeni İslam’ın homoseksüelliği asla kabul etmeyip bunu ölümle cezalandırdığı iddia edilmesindendir. Röportaj yapılan kişilerin çoğunluğu ülkelerinden ayrılarak başka ülkelerde oldukça trajik yaşamlar sürmek zorunda bırakılmışlardır. Kendi ülkelerinde homoseksüelliklerini gizlememelerinin kaçınılmaz sonucu ölüm cezası veya başka büyük cezalarla yargılanmalarıdır. Oysa film boyunca değişik Müslüman ülkelerinden çok farklı homoseksüel insanlar aynı şeyi düşünüp aynı argümanı savunmakta: “ Böyle yara�lmışsak bizim suçumuz neydi? Kimseye zarar vermediğimiz sürece ve insan sevgisini ve Allah sevgisini yüreğimizde taşıdıktan sonra bize yaşama hakkı tanınmaması normal mi?”. Homoseksüellik bizlere toplum tara�ndan yadırganan, asla olmaması gereken bir gerçek olarak sunulduğu için durumu böyle algılamaya yaşadığımız çevreden dolayı meyilli oluyoruz. Belgesel gay ve lezbiyen olanların durumlarını fark e�kten sonra bu durumu reddetme süreçlerinin psikolojik boyutlarını da çok iyi incelemiş. İlk başta homoseksüeller diğer hemcinslerinden farklı olduklarını kabullenmek istemiyorlar ve daha sonra bunu evlenerek bas�rabileceklerine inanıyorlar; ancak evlilik de diğer çabalar gibi homoseksüelliklerini yok edebilecek bir araç olmuyor. Belgesel asla bir sonuca varmak ve insanları bir kanıya yöneltmek için yapılmış değil. Amacı bu konu hakkında insanları daha fazla sorgulamaya yöneltmekse bunu fazlasıyla başarıyor kuşkusuz. Belki de homoseksüellerin neler çek�klerini, ölüm korkusu gibi bir korkuyla nasıl mücadele e�klerini, ellerinden insanın doğuştan sahip olduğu yaşama hakkının alınmak istenmesinin trajedisini, başka ülkelerde veya kendi ülkelerinde hiç de hak etmedikleri bir yaşam sürmelerini daha önce hiç düşünmemiş veya düşünüp bu kadarını akıllarına ge�rmemişlere bir rehber oluyor da diyebiliriz belgesel için. Seda Yürüyen 3 ARALIK Cuma 18:00 23