Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 30 Mart 2016 Çarşamba Ar. Gör. Dr. Orkun Dinç Kıd. Ar. Gör. Dr. Mukaddes Kılıç Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu Ar. Gör. Dr. Orkun Dinç Olgu 14 yaşında, erkek hasta Şikayeti: İdrar renginde koyulaşma, karın ve bacaklarda şişme Hikaye: Çocuk endokrin polikliniğine diyabet kontrolü için başvuran hastanın son 1 haftadır idrar renginde koyulaşma, her iki bacakta, göz kapaklarında şişlik şikayeti olduğu öğrenilince nefroloji polikliniğine yönlendirilmiş. 2 hafta önce boğaz ağrısı, kulak ağrısı, öksürük şikayetleri ile pastil kullanan hasta, başka herhangi bir ilaç kullanmamış. Hastanemize başvurusundan 8 gün öncesinde bu şikayetleri düzelmiş. Olgu Özgeçmişi: Tip1 DM (4 ay önce diyabet ketoasidozu tablosuyla hastanemize başvurup Tip 1 DM tanısı almış.) Astım nedeniyle sık hastane yatışı varmış. (Son 2 yıldır herhangi bir tedavi almıyormuş.) Soygeçmiş: Anne: 33 yaşında, aşçı (10 yıl önce tekrarlayan böbrek enfeksiyonu ile hastane yatışı) Baba: 40 yaşında, TIR şoförü (Tekrarlayan böbrek taşı nedeniyle ESWL yapılmış.) Akrabalık yok 1. Çocuk: 16 yaşında, kız, sağ, sağlıklı 2. Çocuk: Hastamız Olgu Fizik Genel durumu iyi Ateş:36,4 C KTA: 80/dk SS: 22 /dk TA: 130/90 mmHg muayene: (95 p: 117/89 mmHg, evre 2) Boy: 160 cm (50-75 p) Ağ: 47 kg (50-75 p) Preorbital ödem (++), pretibial ödem (++) mevcut Olgu KVS ve SS muayeneleri doğal Karın muayenesinde KC ve dalak ele gelmedi. Skrotal ödemi yoktu. Laboratuvar: Hb: 10,2 g/dl Hct: %32,2 MCV: 93,9 BK: 10.500 /mm3 Plt: 260.000/mm3 CRP: 2,66 mg/dl Glukoz: 80 mg/dl Üre: 26 mg/dl Kre: 0,51 mg/dl ALT: 15 IU/dl AST: 21 IU/dl T. Prot: 6,8 g/dl Alb: 3,4 g/dl Na: 144 mEq/dl K: 4,6 mEq/dl Ca: 8,2 mg/dl Laboratuvar: TİT: pH: 6 Dansite: 1.017 Kan: +++ Lökosit: - /+ Protein: ++ Glukoz: Sediment: Her alanda silme eritrosit Patolojik bulgular • İdrar renginde koyulaşma,vücutta şişlik • Pretibial ödem • Periorbital ödem • Hipertansiyon • Hematüri • Proteinüri • Hipoalbüminemi Olgu Ön tanı? Klinik İzlem: C3: 49,2 mg/dl (Düşük) (N 90-180) C4: 15,5 mg/dl (N 10-40) ASO: 276 IU/ml (Yüksek)(N 0-200) İdrarda protein/kreatin: 0,43 Klinik izlem: Aldığı-çıkardığı izlemi Kan basıncı izlemi Furosemid 2 mg/kg dozda Ödemin gerilediği, idrar miktarında artış olduğu görüldü. Günlük ağırlık izlemi Klinik İzlem: Hastanın izleminde kan basıncı normal persantil değerlerine geriledi. İdrar çıkışı iyi olan,ödemi gerileyen hastanın furosemid tedavisi kesildi. Furosemid kesildikten sonraki gün, izleminde de KB 95. p altında seyretti. Akut Poststreptokoksik Glomerülonefrit (APSGN) Çocukluk çağında hematürinin en sık nedeni APSGN’dir. APSGN Subklinik Akut nefritik sendrom Nefrotik sendrom Hızlı ilerleyen glomerülonefrit (RPGN) tablosunda görülebilir. ASPGN nin en sık görülen klinik formu akut nefritik sendromdur Hematüri Ödem Hipertansiyon Orta düzeyde proteinüri Klinik: ¨ ¨ ¨ ¨ Ani başlayan hematüri Ödem Hipertansiyon Böbrek yetmezliği Etyolojik ve epidemiyolojik özellikleri: Akut poststreptokoksik glomerülonefrit, grup A beta hemolitik streptokokların nefritojenik suşları ile deri veya boğaz enfeksiyonunu ertesinde gelişir. Epidemik nefritler, serotip 12 streptokokların boğaz enfeksiyonu, serotip 49 streptokokların cilt enfeksiyonu ertesinde oluşur. Ancak hastalık geneIlikle sporadiktir. Patolojik özellikler: Böbrekler simetrik olarak büyümüştür. Işık mikroskobunda tüm glomerüller genişlemiştir, mesengial matrikste artma ile diffüz mesengial proliferasyon vardır. Ciddi vakalarda kresent oIuşumu vardır. lmmünfloresan mikroskopide; glomerül bazal membranı ve mesengiumda immünglobulin ve kompleman depolanması vardır. Tüm glomerüllerde benzer proliferatif değişiklikler Patogenez: Serum kompleman 3 (C3) düzeyinin ciddi şekilde azaIması hastalığın immün kompleks oluşumuna bağlı olarak ortaya çıktığını düşündürmektedir. Poststreptokoksik glomerülonefrit en sık 4-14 yaşlarında görülen bir çocukluk yaş grubu hastalığıdır, 3 yaşından önce görülmesi nadirdir. Böbrek tutumunun derecesine göre, ödem, hipertansiyon ve oligüri görülebilir. Hastaların çoğunda su ve tuz ekskresyonu azalır, ESS artar, bu nedenle : ödem, anemi, hipertansiyon (vakaların %50-90’ında), dolaşım konjesyonu ve ensefalopati (% 5) görülebilir. Ensefalopatiye bağlı bilinç kaybı, bellek kaybı, görme bozukluğu, afazi, koma ve konvülziyonlar görülebilir. Akut faz bir ay kadar sürüp geçer, ancak mikroskopik hematüri bir yıl kadar sürebilir. Streptokok boğaz enfeksiyonu ertesinde iki hafta, deri enfeksiyonu ertesinde iki haftadan daha uzun süre sonrasında hastalarda tipik olarak akut nefritik sendrom oIuşur. Böbrek tutulumunun derecesi asemptomatik mikroskopik hematüriden böbrek yetmezliğine kadar değişiklik gösterebilir. Tanı: İdrar sedimentinde eritrositlerin, eritrosit silendirlerinin görülmesi Hafif proteinüri Lökositüri Glikozüri Lökositoz Normositer normokrom anemi BUN ve kreatinin yüksekliği C3 genellikle düşük Pozitif boğaz kültürü tanıyı destekler, ancak negatif gelmesinin tanı açısından önemi yoktur. ASO titresinin artması tanıya yardımcıdır. Ancak deri enfeksiyonlarında ASO titresi artmamış olabilir. Bu durumda geçirilmiş enfeksiyonu göstermesi açısından en duyarlı antikor ölçümü DNaz B antijenine karşı oluşmuş antikorların ölçülmesidir. AGN kliniği olan bir çocukta streptokok enfeksiyonu kliniğinin olması ve C3’ün düşük bulunmasıyla klinik olarak APSGN’den şüphelenilir. Tanı için rutin böbrek biopsisine gerek yoktur.Biyopsi ancak; Nefritik sendrom kliniği olan bir hastada streptokok enfeksiyonu kliniğinin olmaması, Hipokomplemanteminin olmaması, hematüri ve/veya proteinürinin kalıcılık göstermesi Böbrek fonksiyonlarının azalması C3’ün hastalığın başlangıcından itibaren 3 aydan uzun süre düşük seyretmesi durumunda yapılır. Komplikasyonları: Akut böbrek yetmezliği Volüm yüklenmesi Dolaşım konjesyonu Hipertansiyon Hiperkalemi Hiperfosfatemi Hipokalsemi Asidoz Konvülziyon Üremi Tedavi: Akut böbrek yetmezliğine yönelik önlemler alınmalıdır. Streptokoksik enfeksiyonu için 10 gün ağız yoluyla penisilin tedavisi önerilmektedir. Ancak antibiyotik tedavisinin hastalığın seyri üzerine etkisi yoktur. Hastalığın akut fazı dışında aktivite kısıtlanmamalıdır. ABY ve hipertansiyon döneminde tuz kısıtlaması yapılabilir. Prognoz: Vakaların %95’i sekelsiz iyileşir. Akut faz çok ciddi seyretmiş ve glomerüler hiyalinizasyona neden olmuşsa kronik böbrek yetmezliğine bağlı mortalite olabilir. Dinlediğiniz için teşekkür ederim.