Question “Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan

advertisement
Question
“Vebtelül yetama hatta iza beleğun nikahe” şeklinde olan ayetin anlamı nedir? Kısa bir şekilde
açıklayınız?
Answer:
Allah u Teâlâ bu ayeti kerimede yetimlerden sorumlu olan kimselere düstur veriyor ki
yetimlerden sorumlu olan kimseler yetimlerin mallarına karşı dikkatli olsunlar. Onların
sermayesini korusunlar, sorumlulukları döneminde buluğ ve rüşt çağına erinceye kadar onları
denemeye tabi tutsunlar. Sorumlular, sorumluluklarının altında olan yetimlerin buluğ ve rüşt
çağına erdiklerini fark ettiklerinde mallarını kendilerine teslim etsinler. Bu deneme şundan
dolayıdır ki himayelerinde olan yetimlerin buluğ ve evlenme çağına erdiklerini ve kendilerine
teslim edilen mallarını bireysel ve toplumsal maslahatlarda sarf edecek bilecek yeterli konuma
ve rüşte geldikleri anlaşılmasıdır. Yetimin malını yemekten ve onda israf etmekten
sakınılmalıdır; eğer sorumlu olan kimse mal ve servet sahibi ise yetimin malından hiçbir şey
kendisi için almamalıdır. Ama eğer fakir bir kimse ise örfe uygun ve sadece kendi ihtiyacı
giderecek miktarda yanında bulunan yetimin malından maaş alabilir.
Buna binaen yetimlerden sorumlu olan kimseler yetimlerin aklını, derk etme kabiliyetlerini ve
liyakatli olup olmadıklarını denemelidirler. Bu deneme neticesinde yetimlerin akıllarının kemale
ulaştığını fark ettikleri durumda mallarını onların güdümlerine vereceklerdir.
Ayrıntılı Cevap:
Sِz konusu ayetin nüzul sebebi[1] Sabıt b. Rufaa ve amcasıdır. Sabıtın babası Rufaa vefat
ettiğinde Sabıtın kendisi Küçük idi dolayısıyla yetim kaldı. Amcası Peygamberin (s.a.a.) yanına
geldi ve ona şunu sordu: Kardeşimin oğlu benim himayem altında ve ben ne kadar onun
malında tasarruf edebilirim ve ne zaman onun malını kendisine devir etmem gerekiyor? İşte
bu soru neticesinde bu ayet kerime peygamberimize (s.a.a.) nazil oldu.[2]
Meselenin hükmünün aydınlanması için önce ayette zikredilen kavram ve kelimelerin ne
anlama geldiğini açıklayacağız daha sonra konunun aslına döneceğiz.
“İbtila” kelimesi “ibtelu” fiilinin mastarı, imtihan ve sınamak anlamındadır.[3] “Buluği
nikah”tan” (evlenmeye yetişmek) maksat evlenme (erginlik) çağına gelmektir. Dolayısıyla
gerçek itibariyle “evlenmeye kavuşmak’tan maksat “mecazi aklidir”. “Anestum” kelimesinden
maksat “inas” şeklindeki kelimeden alıntı yapılmış ve müşahede anlamında, ancak ülfet ve
şefkat anlamındaki kokusunu içermektedir.[4] Zira onun maddesi yani sulasi mücerredisi (üç
harflı) “e-n-s”dir. Rüşt kelimesi pişmiş ve akıl meyvesinin yetişmiş olması anlamındadır.[5]
“Fedfeu…” cümlesi dolaylı olarak yetimin malı bizatihi kendisinin eline verilmesinin gerekli
olduğunu söylemektedir. Verin anlamında olan “Featu” kelimesinin yerine “def ediniz”
“anlamında olan “fedfeu” kelimesini kullanılmıştır ki bir taraftan yetim kalmış kimsenin malını
kendisine devir etsin diğer taraftan onun kendisi üzerinde olan zahmetini ve yükünü kaldırmış
olsun anlamını ifade etsin diye. Buna binaen bu tabir revaçta ve çok düşük bir tabir olmasına
rağmen latif bir kinayeyi de içermektedir.
“Hatta iza belegun nikahe…” cümlesi edebi olarak “vebtelu…” cümlesine mutaalik (bağlı)
olmaktadır. Anlamı da şudur: Yetimi deneyin ve bu sınanma çocuk kendi anlar duruma yani
iyiyi kötüyü bir birinden ayırt edebilecek temayüz çağına geldikten sonra ta evlenme çağına
gelinceye kadar devam etsin. Bu sırada akli erginliğine geldiğini müşahede ettiğinizde malını
kendisine verin. Dolayısıyla bu tabir bir anlamda sınamaya tabi tutulmasının devam edilmesine
delalet etmektedir. Ve yine şunu belirtmektedir ki yetim olan çocuk iyiliği ve kötülüğü ayırt
edebilecek, akli meseleleri derk edebilir merhaleye yetişmesinin gerekliliği istediğinde; yani
sınanabilecek duruma gelir gelmez sınava tabi tutulmasına başlasın ve bu sınama evlilik
çağına kadar devam edilmelidir.
Meselenin tabiatı da bu gerekliliği istemektedir. Zira bir iki defa çocuğu sınamakla çocuğun
rüştü teşhis edilemez. Bilakis deneme olayı çocuğun rüştü anlaşılıncaya kadar devam
edilmelidir. Zira çocuk ayırt etme merhalesinden sonra yavaş yavaş “rihak”[6] ve daha sonra
“evlilik” çağına ve o zaman rüşt merhalesine varır.[7]
Buna binaen bir bütün olarak ayetin manası şudur: “yetimi deneyin, onda rüştü müşahede
ederseniz dolayısıyla malını kendisine veriniz”. Bu tarzdaki konuşma bize şunu tefhim ettiriyor:
Sadece evlilik çağına ulaşılması yetimin malını kendisine verilmesi için kâmil bir neden olamaz.
Bilakis bu şartlarından bir tanesidir. Evlilik çağı, yetimin rüşt edip kendi başına bağımsız olarak
kendi malında tasarruf edebilme yeteneğine sahip olduğunda evlilik çağı “illeti tamme”
konumuna gelir. Zira mali tasarruflarda erginlik çağına ulaşılmasının gerekliliğin yanı sıra, rüşt
de şarttır. Buradan İslam dininde buluğun tek bir manada olmadığı anlaşılmaktadır. İbadet,
hudut ve diye gibi konularda “buluğ” evlilik çağını gelme anlamında alınmış ama mali tasarruf,
ikrar etme ve buna benzer konularda ise erginlik çağına ulaşmasının yanı sıra başka bir şartta;
yani rüşt de konu edilmiştir. Bunun kendisi İslam dini kendi kanunlarını koyarken göz önünde
bulundurduğu bazı incelikleri dikkate aldığını göstermektedir. Zira eğer rüşt meselesini şart
koşmamış olsaydı ve mali tasarruf ve benzer konularda rüşt meselesini muteber saymamış
olsaydı yetim kalmış kimseler gibi bireylerin sosyal hayatlarında aksaklık vücuda gelecekti.[8]
Nakledilen bir rivayette bu ayette zikredilen rüşt kelimesi hakkında imam Sadık’tan (a.s.)
sorulmuş, imam cevaben şöyle buyurmuşlardır: “rüşt malı muhafaza edebilme yeti ve
kudrettir”.[9]
Buna binaen yetimlerin sorumluluğunu üstlenen kimseler yetimlerin anlama gücünü, layakat
ve iktisadi olarak denemeleri gerekmektedirler. Akılları rüşt etmiş ve kemal merhalesine
gelmiş olduğunu görürlerse servetlerini kendilerine devir etmeleri gerekecektir.[10]
Allah u Teâlâ yetimlerden sorumlu olan kimselere gerekli kıldığı meselelerden bir diğeri onların
mallarına karşı çok dikkatli olmalarıdır. Onların mallarını yemekten ve israf etmekten
sakınmaları gerekmektedir. Sorumlu olan kişi eğer servet sahibi ise yetimin malından hiçbir
şey almaması istenilmektedir. Ama eğer fakir ise örfün uygun gördüğü ve yaşamın zaruri
ihtiyacını giderecek kadar ondan maaş alabilir.[11] Elbette eğer yetimin sermayesi göze
çarpacak ve kayda değer bir şey değil ise ondan bir şey alınmalı.[12]
Başka bir mesele şudur: yetim rüşt merhalesine yetiştiği zaman onun malını kendisine
verdiğinde şahit tutsun! Her ne kadar şahit olarak Allah yeterli ise de. Ama şahit almak iki
yönden önemlilik arz ediyor: bir: gelecekte yetim ve mal sahibi tarafından sermayesinin
sorumlusu tarafından tar mal ve israf edildiğini iddia edemezsin. İki: topluma karşı ve sosyal
bir yönü vardır. Oda şudur: Bu konuyla ilgili gelecekte muhtemel yaygılara karşı önlem almış
ve kendisini savunacak delillerin var olmasıdır.
Sonuç itibariyle dikkate şayandır ki yetimi sınamak ve denemek için takip edilmesi gereken
yöntem hakkında ihtilaf edilmiştir. Bazıları yetim olan çocuklar iki gruba ayırt ederek her grup
için farklı bir yöntem önermiştir. Zira yetim kalan kimse ya erkek ya kız çocuktur. Eğer erkek
çocuk ise imtihana tabi tutulması şöyle olmalıdır: Onun sorumluluğunu üstlenmiş olan kimse
aylık veya daha az bir müddet için bir miktar haclık kendisine vererek onu kendi başına
serbest bırakacak ve uzaktan gözetleyecek ki kendisine vermiş olduğu haclığı nasıl ve
nerelerde sarf edecektir. Eğer doğru bir şekilde harcarsa rüşte kavuştuğu belli olacaktır.
Dolayısıyla malı kendisine verilecektir. Ama eğer doğru bir şekilde harcamasa rüşte ulaşmadığı
anlaşılır. Dolayısıyla malı kendisine verilmeyecektir. Ama eğer söz konusu yetim kız çocuk ise
ev işleri ve hanımlara has olan işler kendisine verilecek ve kendisine nasıl yapılacağı anlatılır.
Eğer kendisine verilmiş olan işleri doğru yaparsa rüşte ulaşmıştır, dolayısıyla kendisinin malı
kendisine teslim edilecektir. Ama eğer doğru amel etmezse rüşte ulaşıncaya kadar onu
koruması altına alacaktır.[13]Refrence:
[1] “Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını
görürseniz, mallarını kendilerine verin Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf
ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından
yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde
(hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında
şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter.” (nisa 6).
[2] “esbabi nüzül”, tercüme: Zekaveti, Ali Rıza, baskı, 1, Tahran: neşri ney, 1383, şemsi, s,
78.
[3] İbni Manzur, “lisanu-arab”, c. 14, s. 17, ibtela kelimesi.
[4] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin “el-mizan fi tefsiril kuran”, farsça tercümesi: Musevi
Hemedani, Muhammed Bakır, baskı, 5, Kum: defteri intişarati İslami, 1379, şemsi, c. 4, s.
274; Emin, seyide Nusret, “mehzenul irfan der tefsirul kuran”, nehzeti zenan Müslüman,
1361, şemsi, c. 4, 17.
[5] İbni Manzur, “lisanu-arab”, c. 3, s. 175, “r-ş-d” kelimesi.
[6] Gençlik ile çocukluk arasındaki yaştır. Gerçek irtibtiyle nocevandi. (ferheng-i ebcedi 803, rh-k- kelimenin zeylinde bu açıklama yapılmıştır).
[7] Tabatabai, seyit Muhammed Hüseyin “el-mizan fi tefsiril kuran”, c. 4, s. 275.
[8] A.g.e.
[9] Hur Amuli, “Vesailuş Şia”, Kum: Alulbeyt, 1409, kameri, c. 19, s. 369.
[10] Taberisi, “mecmeul beyan fi tefsiril kuran”, baskı, 1, farsça tercümesi ve tahkik: Sutude
ve Rıza, Tahran: intişarat-i ferahani, 1360, şemsi, c. 5, s. 29
[11] Beyzavi, Abdullah b. Ömer, “envarut - tenzil ve esraru tevil”, tahkik: Muhammed
Abdurrahman, elmeraşi, baskı, 1, Beyrut: daru ihyai turasil Arabi, c. 2, s. 6; Emin, seyide
Nusret, “mehzenul irfan der tefsirul kuran”, nehzeti zenan Müslüman, 1361, şemsi, c. 4, 18.
[12] Şeyh Tusi, “et’tehzib”, Tahran: darul kitabil islamiye, 1365, şemsi, c. 6, s. 341.
[13] Ebul
-Fetuh Razi, Hüseyin b. Ali, “revdetul - cinan ve ruhul cinan fi terfsiril kuran”
tahkik: Yahaki, Muhammed Cafer, Nasıh, Muhammed Mehdi, Meşhed: bunyadi peyjohişhayi
İslami ustani kudsi rezevi,1408, kameri, c. 5, s. 251.
-----------------------------Kaynak:www. islamquest.net
Sunulan cevaplar zorunlu olarak Ehl-i Beyt (a.s) Kurultayı’nın görüşünü yansıtmamaktadır
Download