Kurumsal Bilgi Birikimi Nasıl Korunur? Veri, Bilgi, Bilgi Birikimi Günümüzde belki de en çok kullandığımız kelimelerden biridir "bilgi". Ne de olsa bilgi çağındayız ve bilgi toplumu oluyoruz. Ama Türkçenin günlük kullanımında bazen kolaya kaçıp bazen de gerçek anlamını anlayamadığımızdan yabancı dillerde farklı kavramlar olarak ifade edilen "data, information, knowledge" gibi kelimelerin karşılığında sadece "bilgi" kelimesini kullanırız. Böyle olunca yabancıların ne demek istediğini, konunun özünü bir türlü tam olarak kavrayamayız. Örneğin aynı şey istihbarat ile ilgili kavramlarda da oluyor. Tam bir uzmanlık isteyen istihbarat alanında kullanılan emare, duyum, bilgi gibi kavramlar istihbarat alanında uzman olmayan kişilerce ve maalesef basınımızda hep "istihbarat" kelimesinin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Halbuki alınan bir haberin, tespit edilen bir emarenin, elde edile bir duyumun istihbarat olarak değerlendirilebilmesi için geçmesi gereken bir çok safha vardır. Bu makalenin konusuna gelince konumuz "knowledge" yani bilgi değil "bilgi birikimi" kavramıyla ilgili. Bugün günlük hayatta da sıkça kullandığımız "data" kelimesinin anlamı veri ya da ham bilgidir. Üzerinde herhangi bir işlem yapılmamıştır. Bu verilerin incelenmesi, değerlendirilmesiyle oluşan kavrama da information yani "bilgi" diyoruz. Bilginin beynimizde yerleşmesi, pratik hale getirilmiş olması, her an kullanılabilir olması, konuyla ilgili alınan yeni bilgilerin hemen anlamlandırılabilmesi knowledge yani "bilgi birikimi" olarak adlandırılmaktadır. Örneğin, bir terörist saldırıyla ilgili elde edilen ilk veri ve bilgileri aldığımızda bunu şu terörist örgüt yapmıştır diyebiliyorsak o terör örgütüyle ilgili bir bilgi birikimine sahibiz diyebiliriz. -1- Bilgi Birikiminin Oluşturulması ve Kaybedilmesi Veri ve bilgi toplamak kadar bunu bilgi birikimine çevirebilmek ve tabii ki bilgi birikimini koruyabilmek de çok önemlidir. Bugün modern ve gelişmiş yönetim anlayışı bilgi birikimi temelli (knowledge based) yaklaşımı esas almaktadır. Ama bireysel ve kurumsal bazda bunu hem oluşturan hem de koruyabilenlerin sayısı maalesef çok değildir. Bu makalenin konusu da bu hususla ilgili. Çok önemli bir konu olarak gördüğüm sorunla ilgi olarak yönetim alanında bir çok makalesi ve kitabı olan ve halen Haas School of Business, UC Berkeley'de çalışan Ron Ashkenas'ın 05 Mart 2013 tarihinde Harvard Business Review'da yayınladığı makalesinde anlattığı tecrübe ve önerilerini "alınması gereken bir ders ve uygulanabilecek pratik öneriler" olarak bu makaleye taşımaya karar verdim. Ron Ashkenas'ı bu konuda bir yazı yazmaya iten olay kendisinin üst düzey şirket yöneticilerine organizasyonlardaki karmaşıklığın azaltılması konusunda davet edildiği bir konferansta gördüğü durumdur. Ron Ashkenas hem üst düzey yöneticileri hem de çalıştıkları şirketleri yakından tanımaktadır ve yıllardır onlarla birlikte çalışmıştır. Ayrıca söz konusu şirketler karmaşıklığı azaltmak ve işlemleri, süreçleri basitleştirmekle ün yapmış şirketlerdir. Ama neden şimdi bu konuda yeniden eğitim almak istemektedirler. Ron Ashkenas aldığı cevapları değerlendirdiğinde söz konusu şirketlerin karmaşıklığın azaltılması alanındaki bilgi birikimini unuttukları ve koruyamadıkları sonucuna varır. Çünkü geçen yıllar içinde birçok iyi niyetli girişimlere rağmen üst düzey yöneticiler başka alanlara odaklanmış, personel değişikliği (şirketten ayrılan ve şirkete yeni katılan) ve şirket içi görev değişimleri gibi nedenlerle konuyla ilgili olarak alınan orijinal eğitimler unutulmuş, konunun önemine ilişkin mesajlar içi boş sloganlar haline dönüştürülmüştür. -2- Organizasyonlar bilgi birikimi oluşturmak ve kapasitelerini artırmak için çok para ve kaynak harcarlar. Söz konusu bilgi birikimi ve kapasitelerin bir bölümü organizasyonun politikaları ve süreçleri olarak hayata geçirilir ama önemli bir bölümü yöneticiler ve uzmanların kafasında, elinde ve kalbinde yerleşir kalır. Zaman içinde personel başka bir şirkete gittiğinde, emekli olduğunda veya aynı şirket içinde başka bir pozisyona geçtiğinde söz konusu bilgi birikimi de kaybolur gider. Bununla birlikte patron veya CEO değişip yeni iş konularına odaklanması bilgi birikimine yeni katkılar sağlamadığı gibi eskisiyle çelişkiler de yaratmaktadır. Diğer taraftan bir şirket yeniden bir organizasyonel yapılanmaya girdiğinde veya başka bir şirketle birleştiğinde mevcut bilgi birikimin hızla kaybolduğu ve şirketin her türlü işleyişinin yeniden düzenlenmesi gerektiği görülmektedir. Günümüzde büyük organizasyonların çoğu sürekli olarak yukarıda belirtilenleri yaşamaktadır. Dolayısıyla organizasyonların etkinliği için personel bazlı kurumsal bilgi birikimi çok kritiktir ancak bununun da raf ömrü çok ama çok kısadır. Bilgi Birikimini Nasıl Koruyabiliriz ? Öyleyse kaybolması hızla gerçekleşebilen kurumsal birikimini nasıl koruyabiliriz? İşte Ron Ashkenas'ın önerileri: 1. Açık/kesin bir strateji oluşturmak: Kurumsal hafızayı muhafaza edebilmek için kendi özel ekibiniz dahil organizasyonunuz için açık/kesin bir strateji oluşturun. Bunun kendiliğinden gerçekleşmesini ummayın, çünkü öyle bir şey olmayacaktır. Tam tersine eğer gerekli önemi vermezseniz organizasyonunuzun kurumsal bilgi tabanı dumura uğrayacak, körleşecektir. -3- 2. Bir kaç ana alan belirlemek: Stratejinizin bir parçası olarak ekibinizin ve organizasyonunuzun elemanlarından her birinin bilmesi ya da yapabilmesi gereken bir kaç ana konu belirleyin ve bunu nasıl gerçekleştirebileceğinizin çözümünü bulun. Örneğin tespit ettiğiniz bu ana konuları yeni işe başlayanların işe kabul süreçlerinde verilmesi gereken temel bilgiler içinde yer almasını ve daha sonra şirket içindeki eğitim ve toplantılarda tazeleme eğitimi olarak verilmesini sağlayın. 3. Süreç Oluşturmak İçin Teknolojiyi Kullanmak: Ekibinizin sürekli bir kurumsal bilgi birikimi oluşturabilmesi maksadıyla gerekli süreci oluşturmak için teknolojiyi kullanın. Bu husus organizasyon içindeki insanların gerekli bilgiye kolay ulaşabilmelerini sağlayacak canlı ve gelişen bir mekanizmanın oluşturulmasını sağlayacaktır. Örneğin Intel şirketinin Intelpedia adını verdikleri bir dahili mekanizma çalışanların önemli terim, prosedürler, tarihi olaylar vs. ile ilgili bilgileri bulmalarına ve bunları kullanabilmelerine imkan vermektedir. -4- Sonuç Alzheimer hastalığı ve bunamanın yaygın olduğu günümüzde insanların hafızasının kırılgan olduğu herkes tarafından bilinmektedir. Fakat çoğumuz organizasyonel hafızanın da hemen aynı şekilde kırılgan olduğunun farkında değiliz. Eğer aktif olarak kurumsal bilgi birikimini korumak için tedbirler almazsak kendimizi ve organizasyonumuzu riske atmış oluruz. Dolayısıyla kurumsal bilgi birikimini koruyacak yönetim sistemimiz da proje yönetimi, insan kaynakları yönetimi, finans yönetimi gibi organizasyon yönetiminin bir parçası haline getirilmelidir. Böyle oldukça daha iyi bir kurumsal bilgi birikim oluşturulacak ve büyüyecektir. Bilginin GÜÇ olduğu günümüzde bilgi birikiminin bir "kuvvet çarpanı" olacağını unutmayalım. -5-