Melisa Gül Bolayır 21301175 TURK102 - Bilkent University

advertisement
 GAZAP ÜZÜMLERİ Melisa Gül Bolayır 21301175 TURK102-­‐14 Amerika’da başlayıp zamanla tüm dünyayı saran ekonomik buhranın bir sonucu olan göç hareketlerini anlatan ‘’Gazap Üzümleri’’ John Steinbeck tarafından kaleme alınmış başarılı ve sürükleyici bir romandır. 1930’lu yıllarda toprak sahiplerinin daha fazla para kazanma arzusundan dolayı ortak çiftçileri tarlalarından çıkarmasıyla birlikte özellikle Oklahoma gibi düz alanlarda toplanmış olan çiftçilerin yeni arayışlar içine girmelerini ele alan romanın odak noktası Joad ailesi olmuştur. Tarlaa zenginlerinin baskısının üzerine tarlalarından da verim alamamaları sebebiyle evlerinden ayrılan ve bilmedikleri yollar üzerinden fırsat eyaleti olan Kaliforniya’ya yola koyulan ailenin bu yolculukta yaşadığı olayları anlatan roman, kriz döneminin efsanesi haline gelmiştir. 1930 yılında Amerikan halkının yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla resmeden ‘’Gazap Üzümleri’’ adlı roman okura mesaj vermek için belirli semboller içermektedir ve ‘’İnsanın insana zulmü’’ teması üzerinde yoğunlaşmaktadır. ‘’Gazap Üzümleri,’’ bir ailenin yeni başlangıçlara ve umutlara adım atışını simgelemektedir. Steinbeck eser boyunca hayat şartlarının insanların yıllardır kurduğu yaşamlarına bir anda sırtlarını dönüp bilinmezliklere kaçabileceğini anlatmaktadır. Senelerden beri Oklahoma’da çiftçilik yapan Joad ailesi de bu duruma somut bir örnek olarak romanda anlatılmıştır. Ailenin çıktığı bu cesur yolculuğun öncesinde ve sonrasında yaşadıkları olaylar da kitabın gidişatının ipuçlarını okura veren unsurlar olmuştur. Steinbeck roman boyunca bu sembollerle Joad ailesi ve onlarla seyahat edenlerin aslında Kaliforniya’da aradıklarını bulamayacaklarını, yolda daha büyük kayıplar vereceklerini, ve hatta gittikleri yerlerde tüm umutlarının boşa çıkacağını göstermiştir. Batı’ya olan yolculuklarının başlangıcında, yeni sayfa açmaya hazır oldukları zamanlarda, Joad ailesinin köpeğinin ölmesi, talihsiz olayların başlangıcı olarak görülmektedir. Kitabın devamında yaşanacak olan olayların da bu yönde olacağını ima etmektedir. Örneğin, Rose Sharon’ın hamileliği bir ümit sembolüdür. Karakterler bu doğumun kendilerine iyilik getireceğine ve hayatlarında yeni bir sayfa açmalarına yardım edeceğine inanmaktadırlar. Rose Sharon’ın doğan bebeğinin ölü doğması, umutların yıkılmasına sebep olur. Heyecanla beklenen yeniliklerin gelmeyeceğinin bir işareti olarak algılanan bu duruma rağmen Joad ailesi yılmaz ve hayat mücadelelerine devam ederler. John Steinbeck’in romanı, Amerikan ekonomik buhranından bir çok iz taşımakla beraber bu buhranın insanların arasındaki ilişkileri yönlendirmesini de anlatmaktadır. Kapitalist sistemin ekonomik açıdan çöküntüye uğradığı bu yıllarda, toprak sahiplerinin çiftçilere karşı aldığı kesin tavır acımasızlığın ulaştığı boyutu yansıtmaktadır. Kötüleşen iklim yüzünden verimin azalmasını bahane gösterip, binlerce kişiyi hayatları boyunca para kazandıkları işlerinden ve evlerinden atmış, sokaklara emanet etmişti tarla zenginleri. Ancak insanları mağdur eden bu tavrın arkasında yatan asıl sebep iklim değil, zenginlerin az harcama yapıp daha fazla para kazanma isteğiydi. Tarihi, sosyal ve ekonomik sebepler insanları zengin/fakir, patron/işçi olarak ayırmaya itmiştir. Bu ayrım sonucu gücü elinde tutmak isteyen bireyler kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeye başlamışlardır. Kitabın 19.bölümünde Kaliforniya tarihini ele 1 Melisa Gül Bolayır 21301175 TURK102-­‐14 alan Steinbeck, dönemin tarla sahiplerinin, tarlaları Meksikalıların elinden alıp, işleyip kendilerinin gibi kullandıklarına değinmiştir. 1930’lu yıllara bakıldığında tarihin kendini tekrar etmesinden korkan bu tarla sahipleri, göçebe işçileri oldukça zor koşullar altında çalıştırmaya başlamıştır. Yol kenarında insan olduklarını unutturan yerlerde yaşamaya zorlanan, karşılığında da oldukça düşük para alan işçiler, kapitalist sistemin kurbanı olmuşlardır. Eserin gidişatı boyunca bu duruma değinen ve insanları acımasızlığından dolayı eleştiren Steinbeck, kitaptaki olaylarla da bu düşüncelerini örneklendirmiştir. Romanda fakir ve zengin arasında derin bir ayrım yapılmıştır. İşçiler ucuz maaşla çalıştırılıp mağdur olan fakir kesimi oluştururken, onların bu sefaletinin sorumluları da zengin kesimi oluşturmaktaydı. Bu kişiler toplumsal sınıfların kurucuları olarak gösterilmiştir. John Steinbeck’in ‘’Gazap Üzümleri adlı romanının gerçek olaylara dayandırılmış olması ve milyonlarca kişinin çektiği acı ve ızdırabı ele alıyor olması, okur için daha inanılır ve duygusal bir portre yaratmıştır. Yazarın ustalığından ve aktarımından dolayı dönemin zorluklarının ne denli atlatılmaz olduğuyla ve sefaletin derinliğiyle en ince ayrıntısına kadar yüzleşen okur için bu sebepten dolayı roman daha da anlamlı bir hal almaktadır. Tarihi kanıtların da romandaki olayları desteklediği düşüncesinden yola çıkarak, kitabı okurken daha kaç tane adı duyulmamış Joad ailesinin olduğunu sorusunu uyanıyor kafalarda. 2 
Download