SAYFA 01 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI ISSN-2146-085X İz. PİM. PP 104 600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın... www.balkangunlugu.com 22 UBAT 2016 PAZARTES - Y›l: 8 Say›: 359 Atina’da teröristlere Gazetenizi Gazetemiz THY Balkan uçu%larında ÜCRETS‹Z DA'ITILMAKTADIR ISRARLA 5STEY5N5Z! destek konferans Türkiye’nin terör sald*r*lar*yla can* yanarken, kom"ulua yak*"mayan harekette bulunan Yunanistan’da bölücüba"* konulu Türkiye kar"*t* bir konferans düzenlendi… TERÖR ÖRGÜTÜ PKK lideri Abdullah Öcalan’0n yakalan0p Türkiye’ye getirili+inin 17. y0ldönümünde ba+kent Atina’da "Ortado'u'daki geli+meler, Kürt ulusal hareketi ve Öcalan” konulu bir konferans düzenlendi. Atina’da Gazeteciler Cemiyeti’nde gerçekle+tirilen konferansa Türkiye’deki HDP E+ Genel Ba+kan0 Selahattin Demirta+ ve Türkiye’nin terör örgütü olarak gördü'ü Suriye’deki PYD E+ Genel Ba+kan0 Salih Müslim’in yan0 s0ra, Yunanistan ve AB parlamentosu milletvekilleri, siyasi örgüt ve kitle kurulu+u temsilcileri kat0ld0. 5’te SIRB5STAN'DAN MÜLTEC5LERE DESTEK MESAJI SIRBİSTAN İçişleri Bakanı Nebojsa Stefanovic, Çalışma, İstihdam ve Sosyal İşler Bakanı Aleksandar Vulin ile Norveç'in Belgrad Büyükelçisi Arne Bjornstad ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Arazi Koordinatörü Franceska Boneli ile birlikte ülkenin güneyinde Makedonya sınırındaki Presevo'da yenilenen sığınmacı merkezini ziyaret etti. Stefanovic sığınmacı krizinin birinci yılında Sırbistan'ın her anlamda istikrar gösterdiğini belirterek, daha iyi bir yaşam umuduyla Batı Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan sığınmacıları en iyi şekilde misafir etmeye çalıştıklarını söyledi. 5’te BALKANLAR’DA MÜLTEC KRZ Rifat SAT Sayfa 3’te DÜN PES ETMEDK, BUGÜN DE ETMEYECEZ! Halit HABPOLU Sayfa 5’te 5zmir'de Davuto"lu Tsipras bulu%ması TÜRKİYE-YUNANİSTAN Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı 7-8 Mart tarihlerinde İzmir'de yapılacak. İzmir'deki TürkYunan üst düzey toplantıda iki ülke arasındaki ticaret, mülteciler konusu, Kıbrıs, Batı Trakya Türkleri, İstanbul'daki Ruhban okulu, THY'nin İzmir Atina uçuşları, İzmir-Selanik feribot taşımacılığı, Suriye konusu, vizeler ve iki ülke arasında turizm konuşulacak. Ayrıca Yunanistan'da yatırım yapmak isteyen Türk işletmelerin yaşadıkları problemlerin de görüşülmesi bekleniyor. 5’te kinci KARDAK krizi son anda önlenmi?! TÜRKYE ve Yunanistan aras0nda 14 A'ustos 2015 tarihinde ya+anan ikinci Kardak krizinin son anda önlendi'i iddia edildi. Kathimerini gazetesi, 14 A'ustos 2015 tarihinde Suriyeli mültecilerin ç0kt0'0 Kardak kayal0klar0nda ciddi bir Türk-Yunan krizi ya+and0'0n0 yazd0. Türk ve Yunan Sahil Güvenlik ekiplerinin e+ zamanl0 olarak Kardak kayal0klar0na ç0kmas0 ile ya+anan krizin yakla+0k 6 saat sürdü'ü belirtildi. 10’da Kosova’da bamszlk yldönümünde protesto KOSOVA'nın bağımsızlığın 8'inci yıl dönümünde muhalefetin düzenlediği protestoya 100 binin üzerinde kişi katıldı. Muhalefet, hükümete istifa için 27 Şubat'a kadar süre tanıdı. Kosova başbakanlık binası ününde toplanan 100 binin üzerinde protestocunun, sadece Arnavutluk Cumhuriyeti'nin bayrağını taşımaları dikkat çekti. 1999 yılından bu yana Kosova'da düzenlenen en geniş katılımlı protestonun başında ana muhalefet partisi Vetvendosye Hareketi, AAK ve NİSMA liderleri hazır bulundu. 4’te Makedonya'da eski bakanlar hakkında gözaltı kararı MAKEDONYA Özel Yetkili Savcılığınca, aralarında eski İçişleri Bakanı Jankulovska ile Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Janakieski'nin de bulunduğu 8 kişi hakkında seçimlere hile karıştırdıkları iddiasıyla gözaltı kararı çıkarıldı. Ülkedeki siyasi krizi sonlandırmak üzere geçen yıl hükümet ve muhalefet temsilcilerince imzalanan Prjino Anlaşması kapsamında kurulan Özel Yetkili Savcılık, ilk icraatı olan "Titanik" kod adlı soruşturmayı başlattı. Makedonya'nın ilk özel yetkili savcısı Katica Janeva'nın başkanlığında yürütülen soruşturmanın seçim sürecine hile karıştırmakla ilgili olduğu bildirildi. 3’te Kerry'den Arnavutluk'a I5D TEBR5'5 ABD DIŞİŞLERİ BAKANI KERRY Arnavutluk temasları kapsamında geldiği başkent Tiran'da, Başbakan Edi Rama ile görüştü, Arnavutluk'un IŞİD koalisyonun önemli bir üyesi olduğunu söyledi. Kerry, "Barack Obama ve ABD halkı çabalarınız için minnettar. Arnavutluk ile dost ve müttefik olmamızın yanı sıra ortak çıkarlarımız da aynı" dedi. Kerry, Almanya'nın Münih şehrinde gerçekleşen güvenlik konferansında Ortadoğu'daki sorunun çözümü ve IŞİD terör örgütünün yok edilmesi ihtiyacının ele alındığını da anımsatarak, ''IŞİD'i yenilgiye uğratmanın geniş bir koalisyon gerektirdiğini biliyoruz” dedi. 5’te SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 2 Balkan Haberleri 22 ubat 2016 Pazartesi TKA’dan Arnavutluk'taki yetimlere yaam destei Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve ALSAR Vakfı işbirliğinde Arnavutluk’un farklı şehirlerinde yaşayan yetim kalmış gayrimüslim öğrencilere giyim ve gıda desteğinde bulunuldu sosyal alandaki projelerle de çok önemli çalışmalar yaptığını söyleyerek TİKA’ya teşekkürlerini iletti. TİKA Tiran Koordinatörü Prof. Dr. Birol Çetin, yetimlere sadece belli kurumların değil bütün toplumun sahip çıkması gerektiğini söylerken, yardım malzemelerini bu tür bir etkinlikle teslim etmek istemediklerini ancak bu sayede toplumda yetimlere yönelik sosyal bir farkındalık oluşturulabileceğini düşündüklerini ifade etti. TİKA Tiran Koordinatörü Prof. Dr. Çetin ayrıca bu desteğin yetim çocuklar için gerçekleştirdikleri dördüncü proje olduğunun söyledi. ALSAR Vakfı Başkanı Mehdi Gurra ise TİKA’ya işbirliğinden dolayı teşekkür ederken Arnavutluk’taki yetim çocuklara, din ve etnik ayrım gözetmeksizin yardımda bulunduklarını söyledi. BOSNA’DA ÜNİVERSİTE’YE BAL ANALİZ LABORATUARI TİKA, Bosna Hersek'teki eğitim ve istihdam alanlarında projelerine devam ediyor. TİKA tarafından yapılan yardım kapsamında, Mostar şehrinde bulunan ülkedeki TRAN BALKAN GÜNLÜÜ T ürk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Arnavutluk’ta inanç farkı gözetmeksizin yetimlere destek olmaya devam ediyor. TİKA ve ALSAR Vakfı işbirliğinde, Arnavutluk’un farklı şehirlerinde yaşayan 537 gayrimüslim yetime, giyim ve gıda malzemelerinden oluşan yardım kutuları düzenlenen törenle teslim edildi. Törene, T.C. Tiran Büyükelçisi Hidayet Bayraktar, TİKA Tiran Koordinatörü Prof. Dr. Birol Çetin, Tiran Belediye Başkan Yardımcısı Abaz Hado, ALSAR Vakfı Başkanı Mehdi Gurra, çok sayıda davetli ve yetim katıldı. Tiran Büyükelçisi Hidayet Bayraktar Arnavutluk ve Türkiye arasındaki ilişkilerin geldiği noktaya değinirken TİKA’nın Arnavutluk’ta teknik yardımların yanı sıra en büyük üniversitelerinden biri olan Cemal Biyediç Üniversitesi bünyesindeki Bal Analiz Laboratuarı’nın gerekli ekipmanlar teslim edildi. Bal Analiz Labaratuarı Cemal Biyediç Üniversitesi Ziraat Fakültesi bünyesinde kurulup bal ve diğer arı ürünlerinin analizlerinin yapılabileceği bir laboratuvar. Laboratuvar dolaylı olarak sektörün büyümesi ve istihdam ve gelir düzeyinin artışına katkıda bulunacak. Bugüne kadar kendi bal ve diğer arı ürünlerinin analizlerini yurtdışında yaptırmaya mecbur kalan Hersekli üreticiler, artık gereken analizlerini Mostar şehrinde yapabilecekler. Modern ekipman ve uzman personele sahip olan Bal Analiz Labaratuvarında bal ve polen üzerinde kimyasal ve fiziksel analizlerinin yapılması mümkün olmasıyla birlikte aracılık dernekleri ve bal üreticileri artık uluslararası şartlara uygun kalite sertifikalarını alarak dünya pazarına, özellikle AB ve Türkiye pazarına ihracat yapma imkanına sahip olabilecekler. Böylelikle önümüzdeki 3-4 sene içinde Hersek'teki aracılık sektörünün iyileşmesi, büyümesi ve ürün kalitesinin arttırılması planlanıyor. SAYFA 03 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Balkan Haberleri 3 22 ubat 2016 Pazartesi Dou Avrupa'dan Yunanistan ve Türkiye'ye kar B PLANI le hükümet başkanlarının yeni bir planı gündeme getirdiğini kaydetti. Çek Cumhuriyeti Başbakanı Bohuslav Sobotka da AB sınırlarını güvenceye alabilmek için eylem planının yanı sıra Türkiye ile birlikte yeni güvenlik önlemlerinin de alınması gerektiğini vurguladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel AB sınırının kuşatma altında tutulmasına karşı çıkıyor. Merkel, Türkiye'nin inisiyatifiyle, sığınmacıların Avrupa'ya gelmesinin engellenmesine odaklanıyor. BULGARİSTANDAN FARKLI ÇIKIŞ PRAG - BALKAN GÜNLÜÜ D oğu Avrupa ülkeleri Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve Macaristan Avrupa'ya sığınmacı akınının kontrol altına alınmasında Yunanistan ve Türkiye'nin çabalarının yeterli olmayacağı düşüncesiyle bir "B Planı" üzerinde çalıştıklarını duyurdu. www.dunyabulteni.net’e göre; Slovakya Başbakanı Robert Fico, Prag'da düzenlenen Vişegrad Grubu Olağanüstü Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, Makedonya ve Bulgaristan sınırlarını korumak amacıyla bir B Planı üzerinde konuştuklarını belirtti. Fico, "AB ve Türkiye arasındaki eylem planının başarılı olacağına inanıyoruz, ancak karamsar olduğumu belirtmek isterim" dedi. Başbakan bu neden- Bulgaristan Vişegrad dörtlüsü grubuna üye olmak istemiyor. Prag zirvesinde Başbakan Borisov da, Dışişleri Bakanı Mitov da bunu açıkladı. Bulgaristan, AB dış sınırlarının kapatılmasını istiyor. Mülteci akınını kontrol altına alma ve Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan sınırlarında güvenliği arttırma konusu ele alındı. Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, ülkenin tek bir tavrı olduğunu, mültecilerin yasal sınır kapılarından geçmesini sağlamak için, AB’nin tüm dış sınırlarının kapatılması gerektiği fikrini öne sürdü. Borisov Yunanistan- Bulgaristan sınırına tel örgü çekme fikrini ise “ne Avrupa’ya yakışır, ne de demokratik bir karar değildir” şeklinde yorumladı. Makedonya’da ‘Titanik’ soru turmas büyüyor ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜÜ M akedonya Özel Yetkili Savcılığı tarafından, aralarında eski İçişleri Bakanı Gordana Jankulovska ile Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Mile Janakieski'nin de bulunduğu 8 kişi hakkında seçimlere hile karıştırdıkları iddiasıyla gözaltı kararı çıkarıldı. www.dunyabulteni.net’e göre; ülkedeki siyasi krizi sonlandırmak üzere geçen yıl hükümet ve muhalefet temsilcilerince imzalanan Prjino Anlaşması kapsamında kurulan Özel Yetkili Savcılık, ilk icraatı olan "Titanik" kod adlı soruşturmayı başlattı. Makedonya'nın ilk özel yetkili savcısı Katica Janeva'nın başkanlığında yürütülen soruşturmanın seçim sürecine hile karıştırmakla ilgili olduğu bildirildi. Makedonya Özel Yetkili Savcılığında görevli Savcı Fatime Fetai, düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklamada, soruşturmanın "örgüt kurmak, oy kullanma hakkını ihlal etmek, seçmenlerin özgürlüğünü kısıtlamak, oy satın almak, seçim kampanyası fonlarını kötüye kullanmak" iddiaları kapsamında açıldığını söyledi. Fetai, soruşturmanın aralarından eski bakanlar Jankulovska ve Janakeiski'nin de bulunduğu birçok üst düzey devlet yetkilisinin nüfuzlarını kullanarak partileri lehine seçimlere hile karıştırmak iddiasıyla başlatıldığını kaydetti. Savcı Lençe Ristova da "Titanik" kod adlı soruşturma kapsamında, aralarında iki bakanın da bulunduğu 8 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını, çifte vatandaşlığı bulunan bir şüphelinin ise ülkeden kaçma riski nedeniyle gözaltına alındığını ifade etti. Balkan ülkeleri göçmenler için ortak sisteme geçiyor İZMİR MEKTUBU alkanlardan göç BALKANLAR’DA almak al k olunan tarihi bir durum. MÜLTEC Avrupa’da ve özellikle KRZ Balkanlarda ç kan her sava rifatsait@balkangunlugu.com ve kar kl k göç yollar n 24.Dönem İzmir milletvekili doldurmu tur. lginçtir göçBalkan Stratejik Araştırmalar lerin istikameti hep Rifat SAT Merkezi (BASAM) Başkanı Anadolu olmu tur. Tarihte 1878 y llar nda 93 Harbi r na geçmeye çal an binlerce olarak bilinen sava ve 1912mültecinin tren ve otobüs garla1913 Balkan sava lar sonras nr ndaki görüntülerinin medyaya daki göçler, 1924 Lozan mübayans mas ile Balkanlar, Suriyeli delesi sonras mübadele göçleri, mülteci krizinin bir parças ola1940 y l nda Romanya’dan gelen rak görüldü. göçler, kinci dünya sava ndan sonraki göçler, 1956 Yugoslavya BALKANLARI göçleri, 1989 ve 1990 VE AVRUPA’YI Bulgaristan göçleri, hat rlad KORKUTAN MÜLTECm z en önemli Balkan göçleridir. HAREKETLERAralarda da göçler olmu tur. Son yüzy l içinde bütün bu göçlerin 2014 y l ndan bu yana Anadolu’ya getirdi i yekűn 3 Makedonya’n n Üsküp, Manast r milyonu geçer. Üstelik o tarihler(Yunanistan ile s n r) ve deki Türkiye nüfusu sadece 13 milyondur. Bugün Türkiye’de Kumanova (S rbistan ile s n r) yakla k 15 milyon Balkan göçehirleri, S rbistan’ n ise Belgrad, meni veya onlar n torunlar varVranje, Pre eva (Makedonya ve d r. Kosova ile s n r) ve Subotitsa (Macaristan ile s n r) ehirlerinde BALKAN GÖÇLER-N-N her kö ede Suriyeli mülteciler TERS-NE görülüyor. Üsküp-Belgrad seferiBALKANLAR’A ni yapan bir otobüsün özellikle GÖÇLER son iki y ld r yar dan fazlas n n Suriyeli olmas art k bölgede Bugüne geldi imiz zaman i tam garipsenmeyen bir durum hâline tersine dönmü tür. Balkanlardaki gelmi bulunuyor. Bu durum gerginlik en az ndan so uk sava Balkanlar , ama daha çok durumundan l k sava a dönmü Avrupa’y haddinden fazla kokutür. Tabiri caizse yanarda imdituyor. Bunu ciddi bir güvenlik lik lav püskürtmez. Ancak meselesi olarak gören Avrupa Balkanlardaki yanarda her an çözüm yerine sadece s n rlar aktif hale gelebilir. Di er yandan kapatarak fayda bulmaya çal Balkanlarda geçici olarak susan mas tepkilere neden oluyor. yanarda yerine Ortado u yanarda patlak vermi tir. Irak ve YUNAN-STAN Suriye alev alm t r. Daha önce BABAKANI Balkanlardan Anadolu’ya gelen TS-PRAS’IN -ZM-R mültecilerin yerini, Ortado u’dan Z-YARETAnadolu’ya ve Balkanlara giden mülteciler alm t r. Ancak bu i in Bask lar n artmas sonunda en önemli yükü yine Türkiye’nin Avrupa daha fazla mülteciyi üzerinedir. ki milyonu a an kabul etme karar ald . AB’nin Suriyeli mülteci Türkiye’de ya adaha fazla mülteciyi kabul etme maktad rlar. lginçtir ki ister karar ile birlikte Balkanlarda Balkanlardan olsun veya ister say s artan Suriyeli mülteciler Suriye’den olsun, Anadolu mülbir gerçeklik olarak kar m za teciler için hep vefal bir ev sahiç k yor. Son günlerde bi olmu tur. Türkiye’deki mülteTürkiye’nin Yunanistan s n r nda cilerin onda biri bile Avrupa’ya toplanmaya ba layan binlerce fazla gelmi tir. Öyle ki; Suriyeli göçmen bunu do rular Balkanlarda Suriyeli mülteci nitelikte. Yunanistan Ba bakan problemi, Makedonya’n n Tsipras’ n 7 Mart’ta zmir’e Yunanistan s n r n kapatarak yapaca ziyaret bu bak mdan daha fazla mülteci almayaca n aç klamas ve ya anan insanl k oldukça önemli. Ba bakan dramlar ile uluslararas medyaDavuto lu ve Tsipras aras nda n n gündemine zmir’de yap lacak toplant n n en oturmu tur. Ard ndan, S rbistan önemli gündem maddesi mültecis n r üzerinden Macar topraklaler olacak. B Yunanistan-Bulgaristan sınırında çiftçi gerginlii arttı ATNA BALKAN GÜNLÜÜ B ulgar- Yunan sınırındaki abluka gerginliği sürüyor. Bulgaristan Ulaştırma Bakanı İvaylo Moskovski Yunan Kulata sınır kapısına kadar gitti "Yunan hükümeti 50 sarhoş Yunan çiftçisinin üstesinden gelemiyor" diyerek, bundan sonra Bulgar taşımacıları olarak da sınırı kapatacaklarını uyardı. www.haberler.com’a göre; Yunanistan ile olan üç sınır kapısı kapalı. Bulgar tarafından taşımacı ve nakliyeci şirket temsilcileri, Yunan tarafından ise çiftçiler ulaşımı kapatmış bulunuyor. Bakan Moskovski bu sabah açıklamasında "Yunan tarafı yükümlülüklerini yerine getirmiyor. Madem öyle biz de üç sınırı kapatıyoruz. Yunanistan'a gidecek olanlar başka güzergahlar seçsin" dedi. Bulgar Bakan Yunan temsilcileriyle görüştü, ancak taleplerine karşılık bulmadı: "Yunan çiftçileri sınır kapısında ablukayı tamamen kaldırsın, makineler, traktör, biçerdöverler yoldan çekilsin, Yunan polisi serbest ve normal ulaşımı sağlayacak bir geçiş koridoru temin etsin istedik. Bütün taleplerimiz reddedildi. Bizim yük taşımacıları ile dayanışma sergileyeceğim. Dört haftadan beri burası afet durumu gibi" dedi. Sınır kapısı sadece yaya geçişlere açık. Çiftçiler ülkenin birçok bölgesinde vergi daireleri ile bankaları kapattı. Bazı bölgelerde ise kamu dairelerinin girişini kapatan çiftçiler, mesai saati dolana kadar kimsenin girmesine izin vermiyor. Bunun dışında ülkenin kritik yollarını ve sınır kapılarına giden yolları kapatan çiftçiler, köprüleri ve kavşakları da kapatmaya devam ediyor. ATNA BALKAN GÜNLÜÜ A vusturya hükümetinin ülkeye gelen mülteci sayısını kısıtlama kararı Avrupa Birliği'nin tepkisini çekti. Mülteci akınıyla mücadele için geçişlere kota uygulanması gerektiğini savunan Avusturya, Spielfeld'in ardından diğer sınır kapılarında da kontrolleri yeniden devreye sokmaya hazırlanıyor. www.haberler.com’a göre; AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Viyana'nın tavrının Birlik'in yasalarıyla uyuşmadığını savundu. Öte yandan Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya ve Avusturya polisi göçmenlerin kayıt işlemleri için ortak bir sistem kullanma konusunda uzlaşmaya vardı. Mültecilerin, AB yasalarına göre güvenli ülkelerden gelip gelmedikleri yeni sistem sayesinde Makedonya sınırında tespit edilecek. Yeni sistemin ayrıca, kayıt işlemlerini hızlı bir şekilde yerine getirmesi ve özellikle Yunanistan – Makedonya sınırındaki yığılmayı önlemesi bekleniyor. Bosnalı muhalefet lideri serbest bırakıldı SARAYBOSNA BALKAN GÜNLÜÜ B osna Hersek Mahkemesi, "yargı organlarının çalışmasına engel olduğu" iddiasıyla geçen ay gözaltına alınan muhalefetteki Daha İyi Gelecek Birliği (SBB) Genel Başkanı Fahrudin Radoncic'i serbest bıraktı. www.dunyabulteni.net’e göre, Bosna Hersek'in ikinci büyük partisi olan Daha İyi Gelecek Birliği'nin (SBB) Genel Başkanı Fahrudin Radoncic, "yargı organlarının çalışmasına engel olduğu" iddiasıyla 25 Ocak'ta gözaltına alınmıştı. Daha önce Bosna Hersek'te güvenlik bakanlığı da yapan Radoncic, aynı zamanda ülkedeki en büyük medya patronu. Bosna Hersek'in ikinci büyük partisi olan Daha İyi Gelecek Birliği'nin Genel Başkanı Fahrudin Radoncic, ülkedeki en yüksek tirajlı "Dnevni Avaz" gazetesi ve "Alfa" televizyon kanalının sahibi konumunda bulunuyor. SAYFA 04 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 4 Kosova Haberleri RUM’UN KIBRIS HAYAL ata.atun@atun.com Prof.Dr. Ata ATUN um’da oyun bitmez. ‘Ne de olsa Bizans’<n torunlar<y<z’ diyorlar kendilerine, aralar<nda uzaktan yak<ndan herhangi bir kan ba#< olmasa da. Rum lider Anastasiadis, müzakerelerin tamamlanmas<n< ve de olas< referandumu 2018 y<l<na att<ktan sonra döndü bir de Davos toplant<s<nda tüm geleneklere ayk<r< olarak BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a kendi isteklerini içeren rapor sundu. Anastasiadis herhalde biz “K<br<sl< Türkleri “keriz”, Türkiye’deki yöneticileri de “aptal” san<yor. Bak<n raporunda neler yazm<3 bu akl< çok çal<3an ve bizi de ahmak sanan Rum lider. Müzakerelerde son durum: “Anla3maya yönelik yol uzun, belirsizlikler fazla. Yönetim, Güç Payla3<m<, Mülkiyet, Ekonomi ve AB ba3l<klar<nda önemli uzla3< var ama somut bir sonuç yok” diyor (ve bu nedenle de müzakereler 2016 y<l<nda sonuçlanamaz imas<nda bulunuyor.) Daha görü3ülmeyen konular: Toprak düzenlemesi, Güvenlik ve Garantiler, Yabanc< askerlerin çekilmesi, Anayasa ve yasalar<n yaz<m<, Anla3madan sonraki Uluslararas< anla3malar listesi. (Güvenlik ve Garantiler daha konu3ulmam<3 ama garantörlü#ün kald<r<lmas<na Türkiye’nin s<cak bakt<#< havas<n< yaratmaya çal<3<yor Rum lider ve Rum siyasiler) R ÖNEM ARZ EDEN KONULAR Yeniden yerle3imin ve tazminatlar<n maliyetleri ve kimin tazmin edece#i, Federal ve kurumsal örgütlerin kurulmas<. Çözümün ilk günü: Kapal< Mara3 ayni gün iade edilecek, Büyük miktarda Türk askeri aday< terk edecek, Ara bölge Rumlara verilecek, KKTC s<n<rlar< içinde iskana aç<lmam<3 bölgeler (askeri bölgeler) derhal iade edilecek. Bu listeye lütfetmi3 Say<n Anastasiadis ve K<br<sl< Türklerin de anla3man<n ilk gününde nelerden yararlanabilece#ini yazm<3. Hükümete hemen kat<lacakm<3<z, Limanlar ve Hava limanlar< aç<lacakm<3, Direkt ticaret de ba3layacakm<3. Duyan da do#ru oldu#una inanacak, egemen Rum yönetiminden böylesi izinlerin ve ho3 görünün daha ilk günden ç<kaca#<na. Anastasiadis’in raporunda yazanlar tam bir hikaye. Zannediyor ki, bizler bundan yakla3<k 120 sene evvel Girit’te tezgahlanan oyunu ve ya3ananlar< unuttuk ve Bat< Trakya’daki karde3lerimizin durumunu hiç bilmiyoruz! Anla3man<n ertesi günü, adadaki Türk askerinin büyük bir k<sm<, Anastasiadis’e göre yüzde 95’i gidecek ve Türkler kolay bir lokma s<n<f<na indirgenecek. Mara3 derhal iade edilecek ve Mara3’a geri dönü3 say<s< içine dahil edilmemi3 yakla3<k 60 bin Rum yerle3ecek. ade edilen topraklara 100 bin Rum göçmen, KKTC topraklar<na da 60 bin Rum, Mara3’la birlikte toplamda 220 bin Rum 3u anda KKTC’nin elinde olan topraklara yerle3ecek... Sonras< zaten malum. Türkiye’nin garantisi suland<r<ld<ktan veya da ortadan kald<r<ld<ktan sonra bir daha adaya silahl< müdahale edemeyece#i garantili ve de kesin olarak belli olduktan sonraki lk f<rsatta da, aynen Makarios’un yapt<#< gibi “Türkler isyan etti” bahanesi ile sald<r<lacak ve adan<n tümü Rum idaresi alt<na al<nacak. Aslan<m Anastasiadis, sen bu kafada gidersen müzakereler de#il 2018’de, 2078’de de bitmez, bilgin ola. 22 ubat 2016 Pazartesi MUHALEFET HÜKÜMETE 27 ubat’a kadar süre tand Kosova'nın bağımsızlığın 8'inci yıl dönümünde muhalefetin düzenlediği protestoya 100 binin üzerinde kişi katıldı. Muhalefet, hükümete istifa için 27 Şubat'a kadar süre tanıdı PRTNE BALKAN GÜNLÜÜ K osova'nın bağımsızlığının 8'inci yıl dönümünde, başkent Priştine'de Kosova muhalefetinin düzenlendiği protestoya 100 binin üzerinde kişi katıldı. www.haberler.com sitesine göre; Brüksel'de varılan anlaşmaların feshedilmesini ve hükümetin istifasını isteyen Kosova muhalefeti liderleri ve yanlıları, Ulusal kütüphanenin önünde toplandıktan sonra ellerinde Arnavutluk bayraklarıyla Başbakanlık binası önüne yürüdüler. Kosova başbakanlık binası ününde toplanan 100 binin üzerinde protestocunun, sadece Arnavutluk Cumhuriyeti'nin bayrağını taşımaları dikkat çekti. 1999 yılından bu yana Kosova'da düzenlenen en geniş katılımlı protestonun başında ana muhalefet partisi Vetvendosye Hareketi, AAK ve NİSMA liderleri hazır bulundu. Kosova Başbakanlık binası önünde protestocular, liderlerin konuşmalarından önce sloganlar atarak hükümetin şartsız ve koşulsuz istifa etmesini istediler. Arnavutluk bay- raklarıyla kırmızıya bürünen Kosova başbakanlık binası önünde toplanan muhaliflere ilk konuşan eski Kosova Meclisi Başkanı Yakup Krasnigi, Kosova'daki var olan durum için Başbakan İsa Mustafa ve Başbakan Yardımcısı Hashim Thaçi'nin istifa etmelerini ve erken seçimlerin ilan edilmesini talep etti. Bu arada protesto edenler, hükümete kırmızı kart göstererek, 'git ..git..' sloganları attı. AAK Parti Başkanı Ramuş Haradinay, sadece vatandaşların karar almak ve Hükümet'i düşürmek hakkına sahip olduklarını söyledi. Hükümetin toprak bütünlüğüne saldırdığını iddia eden AAK lideri Ramuş Haradinay, Hükümet'in ayrıca ülkenin egemenliği ve anayasal düzenine de saldırdığını söyledi. Ana muhalefet partisi Vetvendosye Hareketi Başkanı Visar İmeri, 27 Şubat 2016 tarihine kadar hükümetin istifası için müddet tanıdı. İmeri 27 Şubat 2016 tarihine kadar hükümet istifa etmezse aynı gün şiddet içeren protesto düzenleyeceklerini bildirdi. Priştine genelinde 4 bine yakın Kosova Polisi, protestolar süresince hazır durumda bulundu. KOSOVALI TÜRK KADINLAR ba &ms&zl&k yeme inde bulutu PRZREN - BALKAN GÜNLÜÜ K osova Demokratik Türk Partisi (KDTP) Prizren Şubesi Kadın Kolları, Kosova'nın 8. bağımsızlık yılı dolayısıyla akşam yemeği düzenledi. www.haberler.com’dan alınan bilgiye göre; Prizren'de düzenlenen akşam yemeğine KDTP kadın kolları yönetim kurulu üyeleri ile KDTP Milletvekili Müferra Şinik, Türkiye Cumhuriyeti Prizren Başkonsolosu Selen Evcit, Kosova Türk Temsil Heyeti Başkanlığı'nda görevli kadın subaylar ve çok sayıda davetli katıldı. KDTP Kadın Kolları Başkanı Fidan Brina, Kosova'nın 8. bağımsızlık yılını kutladı. Brina, KDTP Kadın Kollarının yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi. 4 yıllık Ulusal Kalkınma Stratejisi Planı hazır PRTNE BALKAN GÜNLÜÜ K osova'nın başkenti Priştine'de 4 yıllık Kosova Ulusal Kalkınma Stratejisi Planının sunum toplantısı düzenlendi. Toplantıda Başbakan İsa Mustafa, Bakanlar ve AB Kosova Ofisi Özel temsilcisi Samuel Zbogar da hazır bulundu. www.haberler.com’a göre; Başbakan İsa Mustafa, "ekonomik kalkınma, istihdamın ve refahın artması hükümetin dört yıllık çalışmalarının temel hedefi olacak" dedi. Başbakan Mustafa, Hükümetinin rolünün kurumsal bir çerçeve sunmak olacağını ve bunun kapsamında iç uyum ve genel olarak ekonomi gelişmesinin sağlanması amacıyla ekonomik aktivitelerinin sürdürüle- ceğini belirtti. Başbakan Mustafa, Kosova'nın istikrarlı ekonomik kalkınması bu strateji ile üstesinden gelinmesi beklendiğini vurgularken, "hedeflenen gelişme politikaları ve kurumsal süreçlerde koordinasyon oluşturmalıdır" dedi. Toplantıda hazır bulunan, AB Kosova Ofisi Özel temsilcisi Samuel Zbogar ise Kosova ekonomisi için 4 yıllık Ulusal Kalkınma Stratejisi planının önemli bir doküman olduğunu söyledi. Zbogar bu belgenin uzun zaman beklendiğini de ifade ederek, Kosova'da ekonomik kalkınma ve refah için hukukun üstünlüğü ve etkisi, AB yolunda ön şart olduğunu vurguladı. Kosova’da hükümet istifay& düünmüyor PRTNE BALKAN GÜNLÜÜ P riştine'de muhalefetin düzenlediği protesto ve istifa çağrılarından sonra, Başbakan İsa Mustafa ve Başbakan Yardımcısı Hashim Thaçi, ortaklaşa basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında ilk konuşan Başbakan İsa Mustafa, protestonun sakin geçtiği için vatandaşlara teşekkür ederken istifa etmeyeceğini açıkladı. www.haberler.com’a göre; Kosova'nın tüm vatandaşlarını Kosova'nın bağımsızlık yıldönümü dolayısıyla kutlayan Başbakan İsa Mustafa, bağımsız olmaktan daha kıymetli bir şey olmadığını belirtirken, bu sekiz yıl içerisinde çok şeylerin yapıldığını ifade etti. "111 ülke tarafından kabul edilmiş bir ülkeyiz, sembollerimiz var, devlet ve ulusal kimliğimiz var. Dünya karşısında kimliğimizi gösterirken bayramımızda devletimizin bayrağı ve armasını kullandık" diyen Mustafa, egemenliği talep edenlerden de Kosova sembollerini taşı- malarını beklediğini açıkladı. Onların yani muhalefetin protestodaki taleplerinin sadece dileklerini teşkil ettiğini kaydeden Mustafa, hükümetin sona erdiğini kimsenin ilan etme hakkı olmadığını ve bu Hükümetin 10 Haziran 2018 tarihine kadar özenle görev süresini sürdüreceğini belirtti. Muhalefetin talep etmesine karşın istifa etme niyetinde olmadığını açıklayan Mustafa, muhalefeti Meclis'e ve görüşmeye davet etti. Hükümetin sarsılmaz olduğunu ifade eden Başbakan Mustafa, muhalefetin davasının daha baştan itibaren gerçek dışı ve sürdürülemez olduğunu ifade etti. Başbakan Yardımcısı Hashim Thaçi ise, muhalefet liderlerini ülke için değil kendi çıkarları için protesto düzenlemekle itham etti. Muhalefet tarafından düzenlenen imza kampanyasının sahte olduğunu iddia eden Thaçi, "Muhalefetin Sırp Belediyeler Birliği ve Karadağ ile Sınır Anlaşması ile ilgili herhangi bir talebini duymadık. AAK Lideri Ramuş Haradinay bu durumu kendi çıkarları için büyüttü" ifadelerini kullandı. SAYFA 05 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 5 Balkan Haberleri DÜN PES ETMEDK, BUGÜN DE ETMEYECEZ! Halit HABPOLU ir 29 Ocak Toplumsal DayanF;ma ve Milli Direni; Günü daha geride kaldF. 1988 ve 1990 yFllarFnda ya;anan olaylar tarih sayfasFndaki yerini aldF, bu önemli gün ba;ta BatF Trakya olmak üzere Türkiye ve Almanya’da da paneller, çelenk koyma merasimleri ve di9er çe;itli biçimlerde anFldF. 1967’de cunta döneminde dü9meye basFlan azFnlF9FmFzF yok etme politikasF yasak bölge uygulamasF ile birlikte e9itim ve din özerkli9imizin peyderpey elimizden alFnmasFyla devam etti. 1955 yFlFnda uygulamaya ba;lanan 19. Madde nedeniyle binlerce insanFmFz vatanda;lFktan çFkarFldF. 1974’ten sonra da ne traktör ehliyeti alabildik, ne in;aat izni çFkarabildik, ne de gayrimenkullerimizi alFp satabildik. 1983 yFlFnda Kuzey KFbrFs Türk Cumhuriyeti ilan edildi9inde isminde Türk kelimesi geçen skeçe Türk Birli9i, Gümülcine Türk Gençler Birli9i ve BatF Trakya Türk Ö9retmenler Birli9i resmen kapatFldF. ArdFndan ba;layacak yasal süreç ise yFllarca devam etti. Bu a9Fr baskFya dayalF uygulamalar BatF Trakya Türklerini yok etmedi, ancak bizden gücümüzü, özgüvenimizi çaldF. Ta ki 29 Ocak 1988’e kadar! 29 Ocak 1988’de “Türk vardFr!” dedik ve sokaklara akFn ettik. Bunun sonucunda a9Fr baskFlar kalktF, nihayet ev ruhsatF ve traktör ehliyeti alabildik. Vatanda;lFktan do9an bireysel haklarFmFzF edindik, ancak azFnlFk haklarFmFz konusunda sorunlar devam etti. Bugün artFk 19. Madde uygulanmFyor ama bu hüküm nedeniyle vatanda;lFktan çFkarFlan pek çok ma9durun durumu hala çözüm bekliyor. Ne yazFk ki ayrFmcFlFk hala devam ediyor. Hala ötekile;tiriliyoruz! Cunta döneminde elimizden alFnan e9itim ve dini özerkli9imiz geri iade edilmi; de9il! 25-28 Ocak 2016 tarihlerinde FUEN Türk AzFnlFklarF/TopluluklarF ÇalF;ma Grubu’na üye BatF Trakya Türkleri, Rodos-stanköy Türkleri ve AhFska Türkleri olarak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi(AKPM)’ne çalF;ma ziyareti gerçekle;tirdik. Burada T.C. DF;i;leri BakanF Mevlüt Çavu;o9lu ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland gibi üst düzey isimlerle görü;mekle birlikte pek çok milletvekili ve Avrupa Konseyi çalF;anFna sorunlarFmFzF aktardFk. Görü;meler içerisinde en ilginç yorum Avrupa IrkçFlFk ve Ho;görüsüzlük Kar;FtF Komisyonu (ECRI) Yönetici Sekreteri Stephanos’tan geldi. Kendisi bir Yunan vatanda;F. Dedi9i ;u oldu: “ECRI’nFn Yunanistan’Fn gözlem mekanizmasF çerçevesinde yaptF9F görü;meler için Do9uMakedonya Trakya Eyalet Ba;kanF’na ula;maya çalF;tFk, ancak ne telefon ne de e-posta ile geri dönü; sa9layabildik”. ;imizin kolay olmadF9FnF söyleyen Stavros ;öyle ekledi: “Sol e9ilimli bir partiden azFnlFk sorunlarFnF çözmesi beklenir, ;imdi SYRIZA iktidarda, ancak size kar;F azFnlFk politikasFnda bir de9i;im olmadF mF?” Cevap maalesef “HayFr”! Tüm bunlarF ço9unluktan bir isim söyledi. Hakikaten inanmakta zorlanFyorum. Bazen yanlF; bir yolda olup olmadF9FmFzF dü;ünüyorum. Sonra bizim yolumuzun gayet do9ru ancak ülkemizi yönetenlerin yanlF; yolda oldu9unu görüyorum. Burada iktidarFn büyük orta9F SYRIZA’ya büyük bir sorumluluk dü;üyor. Bence artFk Ba;bakan Çipras direksiyonu do9ru yola çevirerek geçmi;te adF geçen azFnlF9a açFlFm yoluna do9ru harekete geçmeli. Bizler de bo; durmayaca9Fz elbette, “Hak verilmez, alFnFr” mottosuyla sahip oldu9umuz haklarF almak için dün pes etmedi9imiz gibi bugün de pes etmeyece9iz, yFlmadan çalF;aca9Fz. B 22 ubat 2016 Pazartesi Atina’da bölücüba için konferans Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ n yakalan p Türkiye’ye getirili#inin 17. y ldönümünde ba#kent Atina’da "Ortadou'daki geli#meler, Kürt ulusal hareketi ve Öcalan” konulu bir konferans düzenlendi ATNA BALKAN GÜNLÜÜ T erör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilişinin 17. yıldönümünde başkent Atina’da "Ortadoğu'daki gelişmeler, Kürt ulusal hareketi ve Öcalan” konulu bir konferans düzenlendi. www.gundemgazetesi.com’a göre; konferansta iktidarın büyük ortağı SİRİZA Partisi temsilcisi, 9 vekile sahip Merkez Birliği Başkanı Vasilis Levendis ve Halk Birliği (LAE) Partisi Başkanı ve eski bakan Panayotis Lafazanis'in yanı sıra Öcalan'ın avukatları, yazar ve gazeteciler birer konuşma yaptı. Konferans Öcalan’ın Yunanlı avukatı Yannis Rakiotis’in mahkeme sürecini anlatmasıyla başladı. Rakiotis, Yunanistan’ın uluslararası sözleşmelere imza atmış bir ülke olarak Öcalan’ın iltica talebini yürürlüğe sokması gerekirken, "Türkiye’ye iade edilmesi komplosunda yer aldığını" iddia etti. ÖCALAN'A EV SAHİPLİĞİ YAPANLAR KONFERANSTA Konferansa LAE Partisi'nden eski bakanlar Dimitris Stratulis, Kostas İsihos, Nandia Valavani, Öcalan'ın Rusya, Yunanistan ve Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliği'ne sığınmasına kadar geçen süreçte aktif rol oynayan emekli Amiral Antonis Naksakis ve eski ajan Savas Kalanderidis de dinleyici olarak katıldı. "Ortadoğu'da Kürt halkının yeni rolü ve Kürt-Yunan dostluğu" konulu Kürtçe bir konuşma yapan Türkiye'nin terörist olarak gördüğü PYD Başkanı Salih H.MERKEZ - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü T ürkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı 7-8 Mart tarihlerinde İzmir'de yapılacak. İzmir'deki Türk-Yunan üst düzey toplantıda iki ülke arasındaki ticaret, mülteciler konusu, Kıbrıs, Batı Trakya Türkleri, İstanbul'daki Ruhban okulu, THY'nın İzmir Atina uçuşları, İzmir-Selanik feribot taşımacılığı, Suriye konusu, vizeler ve iki ülke arasında turizm konuşulacak. Ayrıca Yunanistan'da yatırım yapmak isteyen TRAN - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü A ''IŞİD'i yenilgiye uğratmanın geniş bir koalisyon gerektirdiğini biliyoruz. Arnavutluk, en başından beri koalisyonun bir parçası olmuştur ve şiddeti önlemek için verdiğimiz uzun vadeli mücadelede bizimle birlikte Afganistan'da varlığını sürdürüyor. Arnavutluk sadece dost değil, aynı zamanda NATO üyesi bir ülkedir." Arnavutluk'un son dönemde oldukça iyi gelişmeler gösterdiğini ifade eden Kerry, yasal anlamda yapılan yenilikleri "cesaretlendirici" bulduğunu ve koordinasyon içerisinde çalışmaya devam etmeleri gerektiğini söyledi. Rama da Arnavutluk'un ABD ile ilişkilerinin bölgesel refah anlamında önem taşıdığını belirterek, "Sığınmacı krizi bölge ülkeler arasında çeşitli işbirliklerinin yolunu açtı. Bu nedenle Batı Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik süreçleri rutin olarak değerlendirilmemelidir" diye konuştu. Srp çileri Bakan mültecileri rahatlatt PREEVO - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü S ırbistan İçişleri Bakanı Nebojsa Stefanovic, Çalışma, İstihdam ve Sosyal İşler Bakanı Aleksandar Vulin ile Norveç'in Belgrad Büyükelçisi Arne Bjornstad ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Arazi Koordinatörü Franceska Boneli ile birlikte ülkenin güneyinde Makedonya sınırındaki Presevo'da yenilenen sığınmacı merkezini ziyaret etti. www.haberler.com’a göre; Merkezde açıklama yapan Stefanovic, sığınmacı gelişleri konusunda emniyet güçlerinin gereken önlemleri aldığını belirterek, "Sırbistan, birinci yılını geride bırakan sığınmacı krizinde yaptığı çalışma ve yatırımlarla her anlam- ların hükümetleri göstermiş ve konuda cesur öngörülü davranmış olsalardı, aktüel baskılara boyun eğmek yerine kendilerine gelen misafirin kim olduğunu ve nasıl bir tarih yapıcı ve değiştirici bir role sahip olduğunu görebilselerdi, belki bağlantı kuracağım konu abartı gibi görünebilir, ama bugün Ege denizinde mülteciler katledilmiyor olacaktı. Eğer dışarıda olabilseydi Kürt sorununun çözümü çok mümkün olacak, barışı sağlamak çok mümkün olacak, hatta Suriye'de kaosun önlenmesi durumunun bu hale gelmesi belki de önlenmiş olacaktı." Komularn zmir bulumas 7 Mart’ta ABD ID’le mücadele için Arnavutluk’u kutladı BD Dışişleri Bakanı John Kerry, Arnavutluk'un IŞİD'i yenilgiye uğratmak amacıyla kurulan koalisyon içinde en başından beri var olduğunu ve ortak yürüttükleri mücadelede Afganistan'daki varlığını da sürdürmeye devam ettiğini kaydetti. www.haberler.com’a göre; Arnavutluk temasları kapsamında başkent Tiran'a gelen Kerry, Başbakan Edi Rama ile görüştü. Daha sonra düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Kerry, "Barack Obama ve ABD halkı çabalarınız için minnettar. Arnavutluk ile dost ve müttefik olmamızın yanı sıra ortak çıkarlarımız da aynı" dedi. Kerry, Almanya'nın Münih şehrinde gerçekleşen güvenlik konferansında Ortadoğu'daki sorunun çözümü ve IŞİD terör örgütünün yok edilmesi ihtiyacının ele alındığını anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: Müslim, Yunan halkı ile Ortadoğu halkları arasında bin yıldan bu yana kültürel bağlar bulunduğuna değindi. Müslim, Kürt halkının binlerce savaşçısının insani değerler için mücadele ettiklerini öne sürdü. PYD Eş Başkanı Salih Müslim, "Mezopotamya yeniden doğuyor. Herkesin eşit ve demokratik haklara sahip olabileceği bir yurt için mücadele ediyoruz." ifadelerini kullandı. Müslim’in, SİRİZA Partisi ile görüşmesinin ardından, diğer partilerle de görüştüğü ifade edildi. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise şunları söyledi: "17 yıl önce buralara geldiğinde Yunan ve İtalya halkının gösterdiği dostluğu bu halk- da istikrar sağladığını göstermiştir. Batı Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan sığınmacıların Sırbistan'da en insancıl şekilde misafir etmeye çalıştık" dedi. Vulin de merkezin daha sonra Presevo halkına bağışlanacağını ifade ederek, "Merkez, gelen sığınmacıların kendilerini en iyi ve rahat şekilde hissetmeleri için hizmete açılmıştır. Yerel halk da sığınmacıların tehdit olmadığını bilmeli ve onlara çıktıkları bu zorlu yolda destek olmalıdır" diye konuştu. Bjornstad ise gördükleri karşında son derece etkilendiğini söyleyerek, sığınmacıların merkezde en iyi koşullar altında karşılandıklarını kaydetti. Heyet, sığınmacı merkezi ziyaretlerinin ardından, bölgedeki Cakanovec Jandarma Birliği'nde, İçişleri Bakanlığı yetkililerinin konaklaması için yapılan yerleşim yerini de gezdi. Türk işletmelerin yaşadıkları problemlerin de görüşülmesi bekleniyor. Halen Türkiye'de yüzlerce Yunan firması ticaret yaparken Yunanistan'da sadece 20 Türk firması çalışıyor. Komşu iki ülke başbakanları İzmir'deki Başbakanlık ofisinde bir araya gelecekler. Türkiye ve Yunanistan arasında çok sayıda uluslararası görüşme iki başbakanın masalarındaki dosyalarında olacak. Türkiye-Yunanistan arasındaki ticaret hacminin kısa zaman zarfında 10 milyar dolar seviyesine çıkartılması hedefleniyor. SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 6 Ara trma 22 ubat 2016 Pazartesi Batı Trakya Türkleri’nin ekonomik ve demografik H gelişimi Batı Trakya Türk Azınlığı’nın tüm hakları uluslararası antlaşmalarla garanti altına alınmış olmasına rağmen uygulamada azınlık aleyhine çeşitli politikalar yürütülmektedir. Bölge insanı uzun yıllar boyunca çeşitli uygulamalarla topraksızlaştırılmıştır. Bu durum aynı coğrafyada yaşayan, aynı ülke vatandaşı iki farkı toplumun çok farklı refah seviyelerinde olma sonucunu doğurmuştur emen hemen her köyde bir veya birkaç ailede davar sürüleri (ova köylerinde koyun, dağ köylerinde keçi); köyüne göre, birçok köyde ise köy hane sayısının 1/5’inde iki ila beş adet arasında değişen büyük baş hayvan bulunmaktadır. Avrupa Birliğinden sağlanan primlerden sınırlı sayıdaki hayvan yetiştiricisi Türk köylüsü de yararlanmaktadır. Diğer AB desteklerinde olduğu gibi bu tip desteklerde de azınlık mensupları pasif kalmaktadırlar. Azınlık insanı yılların vermiş olduğu çekingenliği üzerinden atamamakta, bazen de proje bazlı desteklerde ihtiyaç duyulan minimum işletme sermayesini denkleştirememektedir. Bu primler bölgeye ve yetiştirilen hayvan cinsine göre farklılık göstermekle birlikte dağ köylerindeki keçi yetiştiricilerine daha çok prim ödenmektedir. Bunun nedeni dağ köylerinin daha az gelişmiş olmasındandır. Batı Trakya’da üretilen bu hayvansal ürünlerin aynı yıl Yunanistan’da üretilen toplam üretime oranı sırasıyla süt üretiminde yüzde 5, et ve peynir üretiminde yüzde 4’e tekabül etmektedir. Ne yazık ki bu miktarlar içerisinde Türk asıllı çiftçiler tarafından üretilenlerin ne kadar olduğunu gösteren resmi veya gayri resmi bir bilgi mevcut değildir. Ancak Türk asıllı nüfusun bu ürünler içerisindeki payı tarımsal ürünlerden daha az olduğu tahmin edilmektedir. Profesyonel anlamda sadece hayvancılıkla uğraşan Türk köylüsü çok azdır. Hayvancılık genelde tarımsal ürünlerin yanında bir ek gelir kaynağı olarak görülmektedir. Yaşanan son ekonomik krizde bölgede yaşayan Türk Azınlığın ülkede yaşayan diğer dar gelirli yurttaşlara göre açlık derecesinde etkilenmemesinin temel nedeni tarımsal bir yapıda olması ve güçlü aile akraba ilişkilerine bağlanabilir. Tarımsal sınai ürünlerin yanında hemen hemen herkesin bağı bahçesi vardır. Bazen hobi amaçlı bazen de zorunlu olarak geçimlik düzeyde 5 meyve sebze üretimi yapılmakta organik beslenme imkânı yanında aile bütçesine önemli katkılar sağlanabilmektedir. Krizden daha şiddetli etkilenen kesim: işini kaybeden fabrika çalışanları, küçük esnaf ve son yıllarda türeyen tüccar kesimidir. SANAYİ SEKTÖRÜ Yunanistan ekonomisine genel olarak bakıldığında, ülkenin orman, su ve enerji kaynakları ile tarım potansiyeli Batı Trakya’nın da içinde bulunduğu Kuzey Yunanistan’da toplanmıştır. Ülkenin güneyi turizm, gemicilik ve ticaret alanında gelişmiş iken, kuzeyi tarım ve sanayi alanında gelişmiştir. Ülkedeki ticari faaliyetin yüzde 26’sı, endüstriyel üretimin yüzde 25’i Makedonya-Trakya bölgesinde gerçekleşmektedir. Yunanistan’daki 20 civarında organize sanayi bölgelerinin bir kısmı bu bölgede yer almaktadır. Kuzey Yunanistan’dan yapılan ihracatın yüzde 44’ü giyim ve ayakkabı, yüzde 22’si gıda ve içecek, yüzde 8’i kürk-deri, yüzde 5’i minerallerden oluşmaktadır. 1990 yılında çıkarılan teşvik yasası uyarınca birinci öncelikli kalkınma bölgesi ilan edilen Batı Trakya’da vergi muafiyeti yüzde 100’e kadar varmakta, yatırım indirimleri ise yüzde 45’in üzerine çıkmaktadır. Ancak Türk asıllı yatırımcıların bu kolaylıklardan faydalandığını söylemek mümkün değildir. Tarım sektörü için geçerli olan farkındalık eksikliği sanayi için de geçerlidir. Üstelik 90’lı yılların ilk yarısında azınlık insanına yönelik ayrımcı politikalar kendini fazlasıyla hissettirmiştir. Yatırımcıdan kasıt, sermaye sahibi iş yapmak, küçük bir işletme kurmak isteyen Türk asıllı giri- şimcilerdir. ABD’nin 1997 İnsan Hakları Raporunda yer alan ifadeye göre ilk defa 1997 yılında Türk asıllı bir Müslüman’a ait işletmeye Batı Trakya’da kurulan ve genişletilen işletmelere tahsis edilen hükümet teşvikinden pay verilmiştir. Ancak bu işletmenin kime ait olduğu, faaliyet konusunun ne olduğu ve faaliyetlerini nerede yürüttüğü hususunda bir açıklamaya yer verilmemiştir. 1997 sonrası teşviklerden azınlık insanı da yaralanabilmiş ancak bu teşvikler daha çok yeni işyeri açan esnafa mikro kredi, vergi teşviki sosyal sigorta primlerinden muafiyet şeklinde kendini göstermiştir. Azınlığa yönelik bir sanayi teşvikinden bahsetmek hiçbir zaman mümkün olmamıştır. Görüldüğü gibi Batı Trakya’da sanayi sektöründe, azınlık mensubu Türk asıllı sanayiciye pek rastlanmaz. Türklere ait sadece mobilya imalatı yapan büyükçe atölyeler (bunların da bir çoğu son yıllarda tanınmış Türk markalarını ithal ederek iç piyasada satışa sunmaya başlamışlardır.) Süt ve süt ürünleri işleyen mandıra, İskeçe’ye bağlı Koyun Köy ’de yine Türklere ait olan, içinde onbeşyirmi işçinin istihdam edildiği; şarküteri ürünleri üreten ve iç piyasaya üretim yapan bir tesis vardır. Ayrıca İskeçe’de mermer imalatı yapan bir işletme faaliyet göstermektedir. Gümülcine merkezde gıda sektörüne yönelik işlenmiş şekerli mamüller imalatı yapan ve Yunanistan çapında bu ürünleri pazarlayabilen bir işletmeye rastlamak da mümkündür. Buna karşılık bölgede kurulu çeşitli fabrikalarda çalışan işçiler vardır. Ancak çoğu son ekonomik krizle birlikte işlerini kaybetmişlerdir. Dönemlik işlerde en çok çalışanlar Türk asıllı işçilerdir. HİZMET SEKTÖRÜ Hizmet Sektörü Gümülcine ile İskeçe’nin merkez ve ilçelerinde hemen hemen hizmet sektörünün her alanında geleneksel Türk esnaf ve zanaat erbabına rastlamak mümkündür. Bunların yüzde 99’u küçük işletme sınıfındadır. Türk asıllı nüfusun hizmet sektöründeki yerine genel olarak bakıldığında: Devlet dairelerinde ve bankalarda çalışan Türk asıllı memura pek rastlanmaz. Son yıllarda bazı kamu kuruluşlarına azınlık mensupları yerleştirilmiş olmasına rağmen göstermelik düzeydedir. Sahibinin veya ortağının Türk asıllı olduğu finans kuruluşu, sigorta şirketi, otel gibi büyük işletmeler yoktur. Sadece sigorta acenteliği yapan Türkler vardır. Ayrıca Gümülcine ve İskeçe’de açılan Ziraat Bankası Şubelerinde Türk memurlar çalışmaktadırlar. Gümülcine ve İskeçe illerinde, çeşitli mesleklerde faaliyet gösteren Türk asıllı esnaf ve sanatkarlar vardır. Bunlardan ancak yüzde 2’si büyük, yüzde 30’u orta, yüzde 68’i küçük işletme olarak tabir edilebilir. Sanayi ve Ticaret Odası ile meslek odalarındaki kayıtlar incelendiğinde Gümülcine’deki işletmelerin yüzde 26’sı İskeçe’deki işletmelerin yüzde 17’si Türk asıllılara aittir. Son yirmi yılda hizmet sektöründe daha profesyonel anlamda kendini gösteren Türk Girişimcilerin varlığından bahsetmek mümkündür. Baskıcı rejimin bir nebze değişmiş olmasına paralel olarak uluslararası ticarette daha çok Türkiye ile gerçekleştirilen dış ticarette de Türk girişimciler boy göstermeye başlamış, ancak ekonomik kiriz sonrası sektör karlılığını yitirmiştir. Türk asıllı işçilerin ise en fazla çalıştığı alan inşaat ve inşaat sektörünün yan kolları olan, boyacılık, fayansçılık, demircilik gibi iş kollarıdır. İnşaat sektöründe taşeronluk hizmeti veren girişimciler de faaliyet göstermeye başlamış ancak son ekonomik krizle birlikte sektör bitme noktasına gelmiştir. SATIN ALMA GÜCÜ PARİTESİ Satın alma gücü paritesine göre kişi başına geliri 1980 yılında 2 bin 990 ABD doları iken 2008 yılında 30 bin ABD dolarına ulaşan Yunanistan’daki bölgeler arası gelişmişlik farkı birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi çok çarpıcı olmamasına rağmen yakın geçmişe kadar Batı Trakya için “Yunanistan’ın gelişmemiş bölgesi” AB’nin de “en geri kalmış bölgesi” tabirini kullanmak yanlış olmazdı. AB’nin 2004 yılından itibaren yapmış olduğu genişlemelerinden sonra Batı Trakya bu unvanını kaybetmiştir. AB ile bütünleşmenin ardından özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren ülke genelinde yaşanan olumlu iktisadi gelişmelerin Batı Trakya’ya da yansımaları vardır. Ancak kalkınma eksikliği Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde, Türk köylerinde ve Türk mahallelerinde hala kendini hissettirmektedir. Azınlık insanın yüzde 80’inin kırsalda yaşadığı belirtilmiştir. Buna karşılık Gümülcine ve İskeçe’de toplam arazinin yüzde 35’ine, Dedeağaç da dâhil edildiğinde yüzde 18’ine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Bu oranlar dikkate alındığında azınlık insanın servetiyle ilgili de yeterli deliller ortaya çıkmaktadır. Oysa tarihi kaynaklar 1923 yılında Batı Trakya arazisinin ve emlakinin yüzde 80’den fazlasının Türk asıllılara ait olduğunu göstermektedir. Toprak mülkiyetindeki dramatik değişim azınlık insanının büyük bir çoğunluğunu ekonomik olarak dar gelirli sınıfa sokmakta, bununla birlikte ortaya çıkan azgelişmişlik sorunu resmi otoritelerce uygulanan baskıcı politikalarla birleşince azınlık insanının kaderci, içine kapanık, sindirilmiş bir toplumsal karaktere bürünmesine yol açmaktadır. Tarım sektörünün istihdamdan aldığı pay ülkelerin ya da bölgelerin gelişmişliğinin de bir ifadesidir. Gelişmiş ülkelerde tarımın bütçeden aldığı pay artarken GSMH (Gayri Safi Milli Hâsıla) içeresindeki payı ve bu sektörün toplam istihdam içerisindeki payı azalmaktadır. Yani tarım sektörünün istihdamdan ve GSMH’ dan aldığı pay ülkenin gelişmişliğiyle ters orantılıdır. Ancak Batı Trakya Türk Toplumunu bu çalışmada analiz edildiği üzere müstakil bir toplum olarak ele alacak olursak yukarıda ifade edilenin tam aksi bir kompozisyon ortaya çıkar. Yaratılan gelirin büyük bir kısmı tarım kesiminden gelmektedir. Yine istihdamın önemli bir kısmı tarım kesiminde oluşmaktadır. Dolayısıyla AB içerisinde Yunanistan, Yunanistan içerisinde de Batı Trakya AB bölgesel yakınlaştırma politikalarının odağı olmuştur. AB yapısal fonlarının planlı uygulamasının başladığı 1994 yılından sonra Yunanistan’ın tamamı desteklenmesi gereken bölgelerin başında gelirken Yunanistan içerisinde de kalkınmada öncelikli olarak sınır bölgeleri ile birlikte Batı Trakya D bölgesi olarak işaretlenmiştir. Yapısal fonlarda öncelik D Bölgesinden başlayıp Atina ve Selanik gibi gelişmiş kentlerin yer aldığı A Bölgesine doğru gitmektedir. Yani bu desteklerden Türk Azınlığın öncelikli olarak yararlanması gerekmektedir. Ancak uygulamada Türk Azınlığın bu gelişmelerden yeterince faydalanamadığı çalışmada ortaya çıkan bir başka sonuç olarak değerlendirilebilir. AB bölgesel yakınlaştırma politikaları ülkenin tamamında olduğu gibi B.Trakya genelinde de önemli gelişmelere yol açmıştır. Özellikle tarım sektörüne başta ATYGF’dan (Avrupa Tarımsal Yön Verme ve Garanti Fonu) sağlanan prim desteğiyle 90’lı yılların ikinci yarısından itibaren Türk halkının yaşantısında refah artışı görülmektedir. Çünkü Türk Azınlığın yarısından fazlası tütün üretimiyle meşgul olmaktadır. Diğer yarısı da tütüne dolaylı olarak bağımlıdır. Tütün primlerini alan köylünün marjinal tüketim eğilimindeki artış diğer sektörleri de canlı tutmuştur. Ancak bu iyileşme kalıcı, yapısal bir iyileşme olamamıştır. Bölgenin mukayeseli üstünlüklerini ön plana çıkaracak, bölgede sürdürülebilir büyümeyi ve istihdamı sağlayacak girişimler yapılamamıştır. Gelir artışı sadece tüketim talebini tetiklemiş, tasarruf ve yatırım şeklinde ekonomiye kazandırılamamıştır. Tarım dışında azınlığın gelir kaynağının emekçi olarak ücret, küçük esnaf olarak kar olduğuna, yukarıda Hizmet Sektörü başlığı altında değinildi. Krize çare olarak uygulanan maliye politikalarıyla zaten düşük seyreden gelirler vergilerle törpülenmektedir. Bu yüzden krizden en çok etkilenen iki kesim olarak emekçi sınıfı ve küçük esnaf gösterilebilir. Son yıllarda tütün konusunda yaşanan belirsizlikler krizin yarattığı olumsuz havayla daha büyük bir psikolojik etki yaratmakta, belirsizlikler içinde yaşamaya çalışan bölge insanını rahatlatacak geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak somut çözümler, alternatif üretim ve istihdam sahaları geliştirilememektedir. Nitekim altı yıldır yaşanan krizin etkisi ile bölgede umutsuzluk hâkimdir. www.batitrakya.org sitesinden alınmıtır BTT... SAYFA 07 Yerel Yönetimler 7 22 ubat 2016 Pazartesi Mestanl’da ‘Bamsz B Hayat çin Destek’ balad Mestanlı Belediye Meclisi salonunda “Bağımsız Hayat İçin Destek” projesinin açılış konferansı gerçekleşti MESTANLI - BALKAN GÜNLÜÜ E şit durumda olmayan kişilere sosyal hizmetler verilmesine ilişkin proje, Avrupa Birliği’nin Avrupa Sosyal Fonu tarafından sağlanan hibe desteği ile 2014-2020 İnsan Kaynaklarının Geliştirilmesi Operasyonel Programı “Bağımsız Hayat” prosedürü kapsamında gerçekleştiriliyor. Konferansın amacı, kamuoyunu projenin amaçları ve hedefleriyle tanıştırmaktı. Sağlanan hibe desteğinin toplam miktarı 498 636,05 levaya ulaşıyor. Projenin süresi 21 ay. www.kircaalihaber.com’a göre; Mestanlı Belediye Başkanı Müh. Sunay Hasan, Belediye İdaresinin sosyal yükümlülükleri olduğunu doğruladı. Belediye Başkanı, “Bizim şahsımızda daima güvenebileceğiniz umut verici bir ortağınız olacak” dedi. Konferansta engelli kişiler, vatandaşlar, köy muhtarları, Belediye memurları ve Sosyal Yardımlar Mestanlı İlçe Müdürü hazır bulundular. Proje ekibi, yönetici, koordinatör, muhasebeci, proje idarecisi ve teknik yardımcı olmak üzere 5 kişiden oluşuyor. Proje kapsamında Belediye’de Avrupa Birliği Projeleri ve Programları Şube Müdürlüğü’nde Başuzman Vanya Petrova’nın yönetiminde Ev Ortamında Hizmet Merkezi kurulacak. Bu merkezde başvuruda bulunanlar arasından seçilip, eğitim gördükten sonra 18 aylığına 8 ev yardımcısı, 14 aylığına 76 özel asistan, 1 sağlık uzmanı ve 1 uzman danışman görevlendirilecek. Derya ve Üsküp Belediyesi ortak çalıacak ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜÜ K adınların her daim yanında olmaya gayret eden ve kadınlara yönelik değişik faaliyetler düzenleyen Makedonya Türk Kadınları Derneği “Derya”, Üsküp Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen yeni bir projesini başlattı. 2016 yılının ilk projesini başlatan “Derya” derneği, el işleri kurslarıyla kadınların yeni bir aktiviteye katılmalarına fırsat tanıdı. Farklı etnik mensubiyete sahip olan kadınların bir araya geldiği ilk kurs gününde, “Derya” derneği başkanı Suzan Musli, kadınları kurs hakkında bilinçlendirdi. Kursun önemine değinen Musli, kursiyerlere haftada iki kez, hocalar tarafından eğitim alacaklarını hatırlattı. www.yenibalkan.com sitesinin haberine göre; “Derya” derneği başkanı Suzan Musli, Üsküp Büyükşehir Belediyesi tarafından finanse edilen el işleri kurslarının, iş sahibi olmayan veya farklı bir etkinliğe katılmak isteyen kadınlar için güzel bir deneyimin olacağını ifade etti. Geleneğin sınırı yoktur diyen Suzan Musli: “Türk, Arnavut, Makedon gibi farklı etnik mensubiyete sahip olan kadınları bir araya getirmek, her milletin kendi örf ve adetlerini tanıtması ve öğrenmesi, özellikle diğer milletlere Türk geleneklerini tanıtmak bu kursun önemli unsurlarından biridir. Kurs boyunca kadınlar geleneksel kıyafetleri dikmeyi öğrenecek, bunun yanı sıra yeni arkadaşlıklar edinecek ve asıl önemlisi kadınlar arasındaki dayanışma güçlenecektir” şeklinde konuştu. Balkan havası Esenler’de esti STANBUL BALKAN GÜNLÜÜ B alkan müziğinin sevilen sesi Muammer Ketencoğlu, ekibi ile birlikte Esenler'de verdiği konserde Balkan havası estirdi. Esenler Belediyesi Kültür İşleri SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Müdürlüğü'nce Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen konserde Balkan müziğinin sevilen sesi Muammer Ketencoğlu, şarkılarını Esenlerliler için söyledi. Ketencoğlu, beraberindeki ekibiyle birlikte verdiği konserde; Türkçe, Rumca, Bulgarca ve Arnavutça gibi farklı dillerde söyledikleri şarkılarla dinleyenleri adeta bir Balkan yolculuğuna çıkardı. Konserde unutulmaya yüz tutmuş halk ezgileri de hep bir ağızdan söylendi. Geceye yoğun ilgi gösteren Esenlerliler, Ketencoğlu ve ekibini konserin sonunda ayakta alkışladı. Bursa Göç Müzesi’nde kitap okuma vakti BURSA - BALKAN GÜNLÜÜ B üyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılan Bursa Göç Tarihi Müzesi’ni ziyaret eden ilköğretim öğrencileri, Dünya Öykü Günü dolayısıyla ‘Müzedeki Sandık’ kitabının Yazarı Nadide Utku’yla bir araya gelerek bir saat boyunca kitap okudu. Öğrencilere yönelik çok sayıda programa ev sahipliği yapan Bursa Göç Tarihi Müzesi, Dünya Öykü Günü münasebetiyle ‘Müzedeki Sandık’ kitabının Yazarı Nadide Utku’yu, Uludağ İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrenci- leriyle buluşturdu. Öğrencilerle söyleşi yapan Nadide Utku, çocuklara müzenin ne demek olduğunu sordu ve çocuklardan hayal dünyalarına göre birbirinden farklı cevaplar aldı. Dağıtılan kitabı da okuyan öğrencilere, müzeyle olan kısmı ise canlandırılarak anlatıldı. İki öğrencinin sandığa girerek kitabın kahramanlarına benzetildiği, buluşmada öğrenciler merak ettikleri soruları sordu. Buluşmanın sonunda Yazar Nadide Utku kitabını imzalayarak öğrencilere dağıttı. Öğrenciler, daha sonra rehberler eşliğinde müzeyi gezdi. u fani dünyada insanlF.Fn ;anFna yakF;Fr bir ;ekilde ya;amak, herkesten çok Müminlerin vazifesidir. Çünkü Müminler yeryüzünde yüce Allah'Fn rFzasFna uygun ya;amayF düstur edinen sorumluluk sahibi, mümtaz insanlardFr. Ancak iman tek ba;Fna yetmiyor, Cenab-F Allah; Kur'an-F Kerim'in muhtelif surelerinde mânâ itibariyle aynF neticeyi veren ayetlerle bunu izah etmi;tir. Bunlardan biri Mü’minun suresidir. öyle ba;lFyor Mü’minun Suresi; “Muhakkak ki Müminler kurtulu;a ermi;lerdir; u özellikleri ta;FmalarF ;artFyla;”(*) 1- NamazFnF hu;u içinde kFlanlar. Namaz ki dinin dire.i, Müslüman'Fn kimli.idir, Kur'an'Fn ifadesiyle insanF fah;a (Yüz kFzartFcF suç) ve münkerden ("stenmeyen davranF;lar) koruyan ve insanF, Yüce Allah ile münacatta bulunma fFrsatFnF veren önemli bir ibadettir. "nsani de.erin zirveye ula;tF.F andFr. Ancak böyle bir ibadetin gaflet içinde de.il, Ayeti Kerime’nin ifadesiyle “Hu;u” içinde, tadili erkâna riayet ederek kFlmak gerekir ki amacFna ula;sFn. AslFnda fFkFhta tadili erkânFn NamazFn erkânFndan oldu.u ifade ediliyor ama kimi zayFf mümin namazFn bu rüknüne riayet etmiyor, keyfine göre namaz kFlFyor, bu da ayrF bir dert. 2- Bo; söz ve davranF;tan sakFnanlar. ";te Ümmet-i Muhammed'in ba;Fna bela olan bir mevzu; GFybet, dedikodu, ucuz siyaset, çeki;me, tv. dizilerini izlemek vs. Bu gaflet halleri bizi peri;an edip duruyor. Kendimize mukayyet olmamFz lazFm. Cennet, öyle ucuz bir yer de.ildir. Oraya gitmeye niyet etmi;seniz, ona göre ya;amak durumundasFnFz. Peygamber Efendimiz de ;öyle buyurmuyor mu: "Kim ki Allah'a ve ahiret gününe iman etmi;se ya hayrF konu;sun ya da sussun." Tercih sizin; yüce Allah için kendini bazF yanlF; alF;kanlFklardan alFkoyanlara, ne mutlu. 3- ZekâtFnF verenler. Zekât vermek, yüce Allah'Fn kâinatFn sahibi oldu.una ;ahadet etmektir. Yüce Allah'Fn verdi.i paydan kullarFna katkF yapmaktFr. Bir anlamda asFl ;ükürdür, zikirdir, tefekkürdür. 4- Namus ve iffetini koruyanlar, e;leriyle iktifa edip harama tevessül etmeyenler… CENNETÜL FRDEVS SZ BEKLYOR Eyüphan KAYA Namus anlayF;F kFt olan bir kimseden insanlFk âlemine bir yarar gelmez. Utanma ve hayâ duygularF körelmi;tir çünkü. Ayetteki cariye kavramFnF kendine göre yorumlayFp e; sayFsFnF yirmi, otuza çFkaran kimi Arap eyhlerini de Yüce Allah'a havale ediyoruz. Köle kalmadF da neden cariye kavramF ya;atFlFyor? Statüleri aynF de.il miydi? *Bu konuda ileri gidenler, keyfi davrananlar, nefsinin zevzekli.ini yenik dü;enler, asFl haddini a;anlardFr! (Ayet) 5- Emanet ve ahde sahip çFkanlar. Emin olabilmek, verdi.i sözün arkasFnda durmak, toplumun güvenini kazanmak her Allah erinin boynunun borcudur. Özellikle ticarette emanet ve ahde vefa, olmazsa olmazlardandFr. Her Mümin, bu iki de.eri daima hayatta tutmalF, riayet ederek, iyi bir insan profili sergilemelidir. 6- NamazlarFnF muhafaza edenler. Ne kadar anlamlFdFr ki Hak Tea'la, Namaz’la ba;layFp Namaz’la bitiriyor. O Namaz ki müminin miracFdFr; Ba;ka bir ayette “NamazF kFlFn, ZekâtF verin” ;eklinde bir ilahi talimat geçiyor. Anla;Flan o ki NamazFnF kFlan orucu da tutuyor, ZekâtFnF veren Hacca da gidiyor. Rabbimiz buyuruyor: ‘";te bunlar Cennet-ül Firdevs'in varisleridir ve orada ebediyen kalacaklardFr’. …….. “Ne mutlu Allah'F tanFyanlara, Kur'an'F okuyup tavsiyelerine uyanlara, Allah'Fn rFzasFnF arayanlara, "nsan gibi ya;ayFp, adam gibi ölenlere, HayFr ve Dua ile yad edilenlere,” Ben de böyle bir yolun yolcusu olmaya devam edenlerdenim. Gelin beraber yürüyelim, kurtulu;a erenlerden olalFm. Ölüm, bize hayat kadar ho;nut bir hadise olsun. Ne dersiniz? (*)Tereddüdünüz varsa, Müminun Suresi’nin ilk 11 ayetini okuyabilirsiniz. Bu sure aynF zamanda Medine’de inen son suredir. 18. cüz Müminun suresiyle ba;lamaktadFr. SAYFA 08 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 8 Balkan Haberleri KOSOVA’DA TÜRKLER NE DURUMDA? Süleyman ÇESKO ürkiye’den uzakta binlerce Türk’ün ya+ad5%5 Kosova, son zamanlarda Türk nüfusunda büyük dü+ü+ler ya+an5yor. Hun mparatorlu%u’ndan itibaren Türklerin vatan5 haline gelen Balkanlar’da, uzun bir zaman sonra Osmanl5’n5n bu topraklara gelmesiyle Türk nüfusu iyice yerle+mi+tir. Bir zamanlar Balkanlar5n tamam5nda Türk nüfusu ve Türkçe dilinin konu+ulmas5 bir hayli yo%unken, son y5llarda Bat5 Trakya, Bulgaristan, Makedonya ve Kosova’da zar zor ayakta kalm5+t5r. Balkanlar’da Türkçe veya Türklük denildi%inde +üphesiz “Türk Kalesi”olarak görülen Kosova, Türk nüfusu ya da Türkçe dilinin konu+ulmas5nda ki dü+ü+ü art5k daha fazla hissedebiliyoruz. Osmanl5’n5n da%5lma süreci ve Yugoslavya’n5n bask5lar5 sebebiyle göçlere maruz kalan Kosova Türkleri, son y5llarda da var olu+ mücadelesini vermeye devam ediyor. 1999 sava+ öncesi Kosova’n5n hemen hemen bütün +ehirlerinde Türkçe’nin yayg5n biçimde konu+uldu%u, Türk nüfusunun da yo%un oldu%u bilinmektedir. Ancak sava+ sonras5 belirgin bir biçimde Türkçe konu+ulmamaya, Türk nüfusunun da sosyal alanda etkisi hissedilmemeye ba+lad5. T KOSOVA’DA TÜRKLERE LK DARBE 1999 y5l5nda S5rbistan’5n uygulad5%5 katliama sessiz kalmayan “Birle+mi+ Milletler” müdahalede bulunarak Kosova’ya ayak bast5. Ayak basar basmaz ilk i+leri Türkçe’yi resmi dil statüsünden kald5rmak oldu. Bu olay sava+ sonras5 Kosova Türklerine at5lan ilk darbe olmu+tu. S5rbistan’a kar+5 Arnavutlar5n yan5nda yer alan Türk’ler, bu darbe kar+5s5nda yaln5z kalm5+, gereken deste%i görememi+tir. Bu sorun y5llarca seçim vaatlerinde kullan5lm5+, zaten var olmas5 gereken bu statü Türklerin di%er büyük partilere oylar5n5 kayd5rabilmek için kullan5lm5+t5r. Türklerin bu zaaf5 uzun bir zaman kullan5lm5+, y5llar içinde birçok hakk5 kazanma imkan5 varken, olmas5 gereken resmi dil mücadelesi ile oyaland5r5lm5+t5r. Her seçim Türk Partimizi ve Türk halk5n5 oyalayan veya aldatan büyük partiler iktidara gelebilmek için bunu kullanm5+, halen de kullanmaya devam etmektedirler. Ne yaz5k ki Kosova Türkleri, siyasal alanda yön verebilme gücünün bilincinde olmay5+5 ve art5k aram5zda bölünmeye ba+lamam5z, kendimize yani Kosova Türklü%üne atm5+ oldu%umuz en büyük darbe olmu+tur ki buda gücümüzün azalmas5na neden olmu+tur. 2008 y5l5 itibari ile Kosova Cumhuriyeti’nin kurulmas5yla birlikte 8 belediyede Türkçe resmi dil olarak 22 ubat 2016 Pazartesi tan5nd5. Bunun ba+5nda Kosova’n5n Türk kaleleri herzaman oldu%u gibi Prizren ve Mamu+a yer ald5. Yüzde 99’u Türk olan Mamu+a Köyü, Belediye’ye dönü+mü+, Kosova’n5n tek Türk Belediyesi ünvan5n5 alm5+t5r. Prizren’de Arnavut nüfusunun daha fazla olmas5 do%al olarak da belediye ba+kanlar5n5n ço%u Arnavut olmu+tur. Ancak burada da Türklerin belirleyici güce sahip oldu%u görülmektedir. Türkçe’nin ve Türk nüfusunun en yo%un oldu%u Prizren’de, anaokul, ilkokul, lise ve üniversite olmak üzere birçok Türkçe bölüm bulunmaktad5r. Kamu kurumlar5 ve sokaklarda Türkçe tabelalara görmek de mümkündür. Türkler bu haklara sahip olsada ara s5ra bu haklar çi%nenmekte, son olarak da 8. Ba%5ms5zl5k Y5ldönümü mesaj5nda Arnavutça, ngilizce hatta S5rpça kullan5lm5+, Türkçe’ye yer verilmemi+tir. TÜRKLERE AYRILAN KONTENJANLAR Kosova Cumhuriyeti’nde Türklere tan5nan bir di%er haklar da i+ ve e%itim kontenjanlar5d5r. Ancak bunun nekadar uyguland5%5n5 soracak olursan5z ben cevap vereyim, HÇ! + ve e%itimde Türklerin kullanabilece%i belirli kontenjanlar5 Türklerin belirli ailelerin çocuklar5 yerle+tirilir, bunlar5n d5+5nda da nas5l oluyorsa Arnavutlar yerle+tiriliyor. Ad5ndan soyad5na Türklükle alakas5 olmayan, Türkçe tek bir kelime bilmeyenler kendilerine verilen formlarda Türk ibaresini i+aretleyerek Türklerin kontenjanlar5n5 kullan5yor ve böylece madur durumuna dü+en yine Türkler oluyor. Bu tür konularda Arnavutlar bile zarar görüyor. Ço%u Arnavut aileleri Müslüman olduklar5 için çocuklar5na Türkçe’ye benzer isimler veriyor, sonra i+ ba+vurular5nda Türk olmamas5na ra%men ad5n5n Türkçe olmas5 yetiyor ve çe+itli bahanelerle i+ veya seçti%i bir bölüme kabul edilmiyor. Yani ad5n5z5n Türkçe olmas5 bir i+e veya üniversiteye kabul edilmemeniz için yeter. Ba+ta asker ve polislik olmak üzere birçok alanda iki, üç ki+i d5+5nda hiçbir Türk i+e al5nmamakta. Kosova Güvenlik Gücü(FSK) veya Polis Okullar5’nda onlarca veya yüzlerce “SIRP” bulunurken Kosova Türklerinden tek bir ki+i bile kabul edilmiyor. Bu haks5zl5klara u%rayan birçok aile art5k çocuklar5n5 Arnavutça okula gönderiyor, Arnavut olarak kendini tan5tmaya ve çocuklar5n5 yeni nesili Arnavut olarak yeti+tirmeye ba+l5yor ki bu Türkçe’nin art5k hissedilen kayb5n5n bir göstergesi haline gelmi+tir. Kosova Türklerinin güven ve moral kayna%5 olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kosova’ya her alanda sa%lam5+ oldu%u katk5lar5 göz ard5 edilmekte, Türklere gereken hasassiyet malesef gösterilmemektedir. Her+eye ra%men Kosova’da Türk ve Türkçe ayaktad5r, ancak ne zamana kadar, Allah bilir! Kosova Türklerine uygulanan bu politikada Kosova hükümeti mi, yoksa Kosova Türk toplumu ve Türk Siyasi partileri mi sorumlu, buna sizler karar vereceksiniz. Tefeyyüzlü örenciler Drjilova'y unutmad Tefeyyüz İlköğretim Okulunda eğitim gören 8-1, 8-2 ve 9-1 sınıflarından gönüllü öğrenciler Bilgisayar Öğretmeni Ercan Lama önderliğinde para toplayıp, Üsküp yakınlarındaki Dırjilova köy okulunda Türkçe eğitim gören öğrencilere yardım eli uzattı ÜSKÜP BALKAN GÜNLÜÜ Ü sküp'ün Tefeyyüz İlköğretim okulu öğrencileri, öğretmenleri yardımıyla gerçekleştirdikleri projelerle diğer okullara örnek olmaya devam ediyor. www.yenibalkan.com’a göre; Tefeyyüz İlköğretim Okulunda eğitim gören 8-1, 8-2 ve 9-1 sınıflarından gönüllü öğrenciler Bilgisayar Öğretmeni Ercan Lama önderliğinde para toplayıp, Üsküp yakınlarındaki Dırjilova köy okulunda Türkçe eğitim gören öğrencilere yardım eli uzattı. Bu öğrenciler Bilgisayar dersinde Makedonya'da farklı bölgeleri araştırırken Dırjilova köyüne rastladı. Burada Türkçe eğitimin yapıldığını da öğrenen Tefeyyüz öğrencileri, oradaki kardeşlerine ne tür destek sağlayabilecekleri konusunda birbirleriyle fikir alış verişinde bulundu. Para topladıktan sonra Dırjilova'da Türkçe eğitim gören 32 öğrenciye Resim Defteri, boya kalemleri, kalemler gibi derste ihtiyaç duyulan malzemelerden oluşturdukları paketler gönderdi. Öğrenciler ayrıca hazırladıkları paketlerde kendi isimlerini yazarak Dırjilova'daki öğrenci arkadaşlarına selamlarını da gönderdi. Öğrencilerin bu girişimlerini destek vererek koordine eden Bilgisayar Öğretmeni Ercan Lama yaptığı açıklamada, "Bu fikir öğrencilerden çıktı. Sonra bu fikri diğer iki sınıfa da ilettik. Onlar da katıldı. Bu konuyu tüm sınıflara yaymadık. Çünkü orada 32 öğrenci Türkçe eğitim görüyor. İlk hedefimiz o sayıya ulaşmaktı. Toplam 37 öğrenciden toplanan parayla Dırjilova'daki öğrenciler için malzemeler alındı. Ve o malzemeleri öğrencilerimiz arkadaşlarına gönderdi." ifadelerini kullandı. Müftü Mete’den BTTDD’ye ziyaret STANBUL BALKAN GÜNLÜÜ B atı Trakya Türk Azınlığı Danışma Kurulu Başkanı ve İskeçe Müftüsü Ahmet Mete, İstanbul’daki Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği (BTTDD) Genel Merkezi’ni ziyaret etti. Müftü Ahmet Mete, BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin ve Teşkilat Başkanı Musa Yurt tarafından kabul edildi. Ziyarete Zeytinburunu Şube Başkanı Besim İsmailbaşa, dernek üyelerinden Sinan Türkmen ve İskender Fehimoğlu da eşlik etti. www.gundemgazetesi.com’a göre; BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ayrıca geçtiğimiz günlerde müftü Mete’ye yönelik yapılan saldırıda bir din görevlisinin kaçırıldığını ve bu olaydan duyduğu üzüntüyü dile getiren başkan Hüseyin, “Olayın basına yansımasından sonra BTTDD Genel Merkezi olarak yaptığımız yazılı basın açıklamasında da değindiğim gibi birileri Batı Trakya’da, kapalı kapılar arkasında kaleme alınan bazı senaryoları faaliyete sokmaya ve Batı Trakya Türk azınlığını galeyana getirmeye, korku yaratmaya ve iki toplum arasında kin ve nefret tohumları ekmeye çalışmaktadır. Ama bunu başaramayacaklar, yaşanan olaydan üzüntü duymamıza rağmen bizleri korkutamayacaklar ve hepisinden önemlisi kendilerini “Trakya’nın Bekçileri” diye adlandıran bu faili meçhul grup şunu çok iyi bilmelidir. Batı Trakya’da yaşayan ne azınlığın, ne de çoğunluğun bekçiye ihtiyacı yoktur” dedi. !mtiyaz Sahibi $lhan akirolu BOSNALI ÇOCUKLARDAN NSANLIK DERS SARAYBOSNA - BALKAN GÜNLÜÜ B osna Hersek’in başkenti Saraybosna’daki Osman Nakas İlkokulunda yaşananlar dünya basınına haber oldu. Mirzana Coralic isimli anne, 6 yaşındaki oğlu Zejd Coralic’i okula yazdırdı. Ancak küçük çocuğun sağır olması ve devlet okulundaki kısıtlı imkanlar nedeniyle okullar açıldığında Zejd diğer öğrencilerle iletişim kurmakta zorlanmaya başladı. www.milliyet.com.tr’nin haberine göre; öğretmen Sanela Ljumanovic, öğrenmeye oldukça istekli olan ancak şartlar nedeniyle sınıfta sadece sessiz biçimde etrafını izleyen çocuğun durumuna bir çözüm bulmak amacıyla araştırmalara başladı. Bir velinin de tavsiyesiyle tüm sınıfın Zejd ile beraber işaret dilini öğrenmesine karar verdi. 3 AYDA ÖĞRENDİLER Sadece üç ay gibi kısa bir sürede belli bir seviyede işaret dili öğrenmeyi başaran çocuklar, arkadaşlarıyla rahatça iletişim kurmaya başladı. 2003’te Bosna Hersek’te yürürlüğe giren yasa, okula giden ve özel ihtiyaçları bulunan çocukların uzman asistanları olmasını öngörüyor. Ancak çoğu zaman devlet okullarında bu ihtiyacı karşılayacak imkânlar bulunamıyor. Anne Mirzana, küçük çocuğun artık okula gitmek için çok daha hevesli olduğuna dikkat çekerken, kendine güvenini kazandığını belirtti. Zejd’in en iyi arkadaşlarından Tarık Sijaric ise, yeni bir dil öğrenmenin eğlenceli olduğunu belirterek, “Zejd’in dilini öğrenmek çok güzel. Bu sayede onunla ve diğer sağır insanlarla konuşabileceğim” dedi. TEMS$LC$L$KLER Yunanistan'ın Pire Limanı ÇNLLERE SATILIYOR PRE - BALKAN GÜNLÜÜ Y unanistan Varlık Kalkınma Fonu, daha önce satışa çıkarılacağı açıklanan ve ihalesi yapılan Pire Limanı'nın yüzde 67 hissesinin Çinli bir gruba satılacağını açıkladı. Özelleştirmelerden sorumlu olan Yunanistan Varlık Kalkınma Fonu (TAIPED), internet sitesi üzerinde yaptığı yazılı bir açıklamada, ülkenin en büyük limanı olan ve daha önce ihale ile satışa çıkarılan Pire Liman İşletmesinin (OPL) yüzde 67 hissesinin Çin merkezli Cosco Group Limited şirketine satılacağını bildirdi. www.tourexpi.com sitesinin haberine göre; yapılan açıklamada, Cosco Group Limited’in, Pire Liman İşletmesinin (OLP) yüzde 67 hissesinin satış ihalesine uygun şekilde gerekli belgeleri zamanında teslim ettiği bu sebeple de oy birliği ile tercih edildiği bildirildi. Satış anlaşması Sayıştay onayının ardından imzalanacak olup Cosco şirketinin liman için yaklaşık 700 milyon Euro ödeyeceği belirtildi. ANKARA Ahmet ÇOLAK SAMSUN Akn ÜNER BURSA Hüseyin TOY MULA Mehmet TOKGÖZ MAN$SA Ersin AKBA ANTALYA Kenan KURTE $STANBUL Faruk AZEM DEN$ZL$ Fahrettin KOYUNCU DI TEMS$LC$L$KLER ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU SOFYA DR. Sunay YILMAZ KOSOVA Orhan EMİNCİK ROMANYA Erkan ERUYSAL YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA KKTC Mehmet ALDEMİR YAYIN KURULU KORAY BAfiOL İSMET TOPALOĞLU NAZ‹F MANDACI SOKOL BRAHAJ BALKAN DEVLEN AYŞE KARADAN ŞARIK CİBO ATA ATUN İLBER ŞİYAK MAL$ $LER KUTLU KARAN! B$LG$ $LEM KEMAL B!ÇER YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak. No: 7 / 4 Bornova/İZMİR TEL: 0 535 776 01 61 BAS KI TARİHİ: 22 Şubat 2016 BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi. ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32 www.balkangunlugu.com-info@balkangunlugu.com Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli 500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur. SAYFA 09 Ara trma 9 22 ubat 2016 Pazartesi edilmi2tir. bu durum, bu saatten sonra, gerek KCbrCs Türk HalkC Gerek Türkiye Cumhuriyeti istemedikten sonra de1i2tirilemez. Türkiye'nin Garantörlü1ü K.K.T.C halkC için Girit gibiolmamak, Bosna gibi olmamak, Karaba1 gibi olmamak, HocalC gibi olmamak demektir. 2te örnek Filistin, hergün srail tokadC altCnda inlemektedir. Daha dün gibi Avrupa’nCn göbe1inde onbinlerce Bo2nak öldürülürken, Karaba1 ve HocalC’da Ruslarla birlikte Ermenilerin yaptCklarC katliamlarCn hesabCnC kim verdi? Hani insan haklarC? Nerdeydin Medeniyetin be2i1i Avrupa Birli1i!!! ngiltere'ye gelince, 1960 antla2malarCna göre o da Garantör. A1rotur ve Dikelya'da iki askeri deniz ve hava üssü tutuyor. Bu üslerden bütün orta do1uyu izliyor ve dinliyor. stedi1i yere ikmal, deniz ve hava saldCrCsC yapabiliyor. Üslerinin hemen arazi giri2lerinde ''BurasC Birle2ik KrallCk Egemen Üs Bölgesidir, Burada Birle2ik krallCk ( ngilterenin) kanunlarC geçerlidir'' diye tabelalarda yazClCdCr. Bu ne tezattCr ki, 1878'de OsmanlCdan, binbir entrika ve hile ile kiraladC1C ve daha sonra yine hile ile zimmetine geçirdi1i KCbrCs'ta iki dev askeri üs bulundurma hakkCna hem de egemen olarak sahip olacak. Ama KCbrCs'Cn asli sahibi olan KCbrCs Türklerinin ve Türkiye'nin KCbrCs'ta, Asker bulundurma ve Garantörlük hakkCna sahip olamCyacak!!! Bizim Cumhurba2kanC sözcüsüne gelince, Garantiler (Garantörlük) tabu de1ildir diyecek kadar yoldan çCkCyorlar. nsan böyle sözleri sarho2lukta bile söyleyemez. Nerde kaldC ki beyefend,i cumhurba2kanCnCn sözcülü1ünü yapCyor. SayCn Müzakereci beyefendiler, atC alan üsküdarC geçiyor, siz hala uyuyun bakalCm RumYunan tarafCna bakCnca, G.K.R. Yönetimi kendi aklCnca, KCbrCs'Cn etrafCnC ''MünhasCr ekonomik bölgesi'' ilan edip, istedi1i gibi parselleyip, parselleyip, srail-Amerikan, FransCz, talyan men2eli 2irketlerle ne idü1ü belirsiz anla2malar ve onlarla sondaj ara2tCrmalarC yapabiliyor. Ancak bizlerin ''Barbaros'' ara2tCrma gemimizin kendi MünhasCr ekonomik bölgemizde bile ara2tCrmasCna tahammül edemiyorlar! Müzakereleri boykot edip, Türk tarafCna (yani Türkiye'ye) ara2tCrma gemisi ''Barbaros'u'' kuzu, kuzu geri çektiriyorlar. Bu nasCl bir dC2 politikadCr? Bu gibi Yes Sir'cü, teslimiyetci politikalar, ne yazCk ki bizlere ve Türkiye'ye zemin kaybettirmi2tir. Proaktif politika izleyece1imize, ''Emredersiniz efendim'' politikasC izlenmi2tir. O tarihte Barbaros'u çekme yerine, örne1in ne yaplabilirdi! Barbaros'un yanCna 2 adet ara2tCrma 3-4 tane da sava2 gemisi gönderilseydi Rum-Yunan tarafC hemenden, müzakereleri boykottan vazgeçecekti! YukarCda da belirtti1im gibi,Mülkiyet konusundaki müzakerelerde yanlC2 bir yol izleniyor. Global mal takasCnCn dC2Cnda hiçbir 2ey çözüm olamaz. AyrCca Türk VakCf mallarC ne olacak? VakCflara ait olan ''MARA'' ne olacak? KCbrCs'Cn yüzde onüçü Sultan ve VakCflar idaresine aittir. AyrCca ''MARA'' üzerindeki Magosa kaza mahkesinin vermi2 oldu1u karalar ne olacaktCr? '2004'deki referandum sonuçlarCna ra1men, AB ahlaksCzca karar verip, Güney KCbrCs'C ödüllendirip AB'ye üye yaptC! KCbrCs Türk tarafCnC da cezalandCrdC! AB Güney KCbrCs'C bilinçli olarak üye yaparken Güney KCbrCs'C bir futbol hakemi gibi giydirip ceplerine de Türkiye'ye kar2C kullanClmak üzere bir tomar kCrmCzC kartlar sokuverdi. Türkiye'nin AB'ye girmesini ba2ta Almanya, Fransa, Avusturya, Yunanistan istememektedir. Onun için Türkiye'nin AB süreci uzayCp, uzayCp gitmektedir. özellikle bu dört ülkenin Türkiye ile ba2larC sCkC2Cnca hemen, Güney KCbrCs'la i2aretle2ip Türkiye'ye kCrmCzC kart göstertiyorlar. Onun içindir ki biz K,CbrCs Türk halkC olarak, bütün KCbrCs'taki bütün haklarCmCzdan vazgeçerek adayC Rumlara versek bile AB Türkiye'yi içine almaz, en azCndan öyle bir istekleri yoktur. SayCn müzakere heyeti ve Ba2kanC, yukardaki tehlikeleri yok sayCp, KCbrCs Türkünün, Anavatan Türkiyenin hak ve menfaatlerini aleyhine olabilecek, Rum önerilerini kabul etti1iniz takdirde, KCbrCs Türküne hem bu dünyada hemde öteki dünyada hesab verece1inizi unutmayCnCz. VATANIN BARINA DÜMAN DAYAMI HANÇER! Mehmet ALDEMR üney KCbrCs Rum Yönetimi Ba2kanC Nikos Anasatsiyadis : '' KCbrCs müzakerelerinde ve mülkiyet konularCnda da üçte iki ilerleme oldu1unu söyledi''! Bu açCklama külliyen yalandCr. Hemen belirtelim ki, mülkiyet konularC yalnCzca global mal takasC ile çözülebilir. Bunun dC2Cndaki mülkiyet çözüm formüllerinin, ileride ve pratikte hiçbir kCymeti harbiyesinin olmadC1C görülecektir. E1er ANNAN planCndaki gibi mülkiyet konularC halledilmeye kalkClCrsa, hemen ertesi günden çCkacak olan KAOS'lara hazCr olunuz. 1968'den beri yCllarca süren anlamsCz KCbrCs müzakerelerinden bugüne dek, KCbrCs Türk'ünün hayrCna ne çCktC? Kocaman bir hiç. Rum tarafC dün oldu1u gibi, bugün de zamana oynayarak, görü2üyormu2 gibi, rol icabC görü2me yapCyor. Bütün gayretleri, KCbrCs Türk HalkCnCn, haklarCnC, egemenli1ini, mülkiyetini, iki bölgelili1ini, en önemlisi Garantör'lü1ünü, bir tencerede kaynatCp ortaya çCkacak olan gaflet çorbasCnC KCbrCs Türk müzakerecilerine içirmektir. KCbrCs Türk müzakerecilerinin önünde iki seçenek bulunmaktadCr. Ya bu gaflet çorbasCnC içecekler ve sonra da 1960 KCbrCs Cumhuriyeti’ne küçük bir AZINLIK yani YAMA olacaklardCr, ya da bu gaflet çorbasC tenceresini Anastasiyadis'in ba2Cna giydireceklerdir. G BUNDAN SONRA NE OLAB L R? Rum-Yunan tarafCnCn asla kabul edilemez isteklerinden vaz geçmeyece1ine göre, bu müzakerelere noktayC koyup K.K.T.C'yi tanCtma seferberli1ine ciddi olarak çCkmamCz gerekir. Niye kar2C taraf,Türkiye'nin Garantörlü1ünü istemiyor? Halen içlerinde Enosis, Megalo dea olduktan sonra, Türklere kar2C Elam birlikler kurarlarken, okullarCnda halen en iyi Türk ölü Türktür dersleri verilirken, biz KCbrCs Türk HalkC bunlarla nasCl, YamalC bir cumhuriyetin AzCnlC1C olaca1Cz? Bundan böyle müzakereler olsa veya olmasa, Anavatan Türkiye'nin Garantörlü1ü kesinlikle, kar2C tarafca a1Cza alCnmamalCdCr, bunun bir yasak oldu1u bilinmelidir. Türkiye'nin etkin Garantörlü1ü, KCbrCs'taki askeri varlC1CnCn azaltClmasC veya kaldCrClmasC ve/veya Türkiye'nin yerine AB'nin, BM'nin, BatC'nCn, Amerika'nCn, Nato'nun garantörlü1ü kesinlikle olamaz. Sn. Cumhurba2kanC Mustafa AkCncC ve müzakere heyeti bütün bunlarC bilerekten, müzakere masasCnda oturup tavrCnC de1i2tirmelidir. 2te fCrsat sayCn AkCncC, bu küstah, Rum önerilerini reddet, hadi göster kendini. Yes be annemcilere, AnnancClara, Sevr'cilere de kar2C HayCr de. Hadi göster kendini. Türkiye'nin güneydo1u sCnCrlarCndan (Hataydan Artvin'e) ta en uç do1u sCnCrCna kadar bakCldC1Cnda, de1i2en ve geli2en olaylar kar2CsCnda, Türkiye2nin KCbrCs'tan de1il asker çekmesi, konjonktür ve yeni olu2an dengeler gere1i Karpaz bölgesine bir askeri deniz üssü ile bir askeri hava alanC yapmasC artCk 2art olmu2tur. Denilebilir ki, ne gere1i var, Türkiye yarCm saatlCk mesafede. KCbrCs'Cn Jeostratejik, Jeopolitik önemi her gün biraz daha artmaktadCr. Buraya hüküm eden, KCbrCs'ta da, do1u Akdenizde de, ortado1u'da da söz sahibi olur. Ortado1uda, Irak'ta özellikle Suriyedeki olaylar, Rusya'nCn Do1uakdeniz ve Suriye üzerinden, Türkiye kar2CtC karanlCk ve dü2manca hareketleri de göz önünde tutulunca, Türkiyenin askeri varlC1C ilanihaye K.K.T.C'de olmalCdCr. Aksi takdirde bu ada Rumun-YunanCn hegomonyasCna girerse, (kar2Cda) Mersin'deki Türk halkC plaja bile giremiyecek. !878'de OsmanlC bu adadan sanca1CnC askerin alCp gitmek mecburiyetinde bCrakCldC. Türk Askeri tekrardan KCbrCsa 20 temmuz 1974'de gelebildi. Yani 96 yCl sonra...Türkiye'nin Garantörlük hakkC 1960 KCbrCs antla2malarC ile tescil SIYAH MAVI KIRMIZI SARI EOKA Katliamları ve Kıbrıs Tarihi 4 1 Nisan 1955’’de RUMLAR,, Kıbrıs Adası’nı Yunan Adası yapmak ve adada bulunan Türkleri kökten yok etmek amacıyla EOKA Rum Terör Örgütü’nü kurmuştur.. Papaz Makarios öncülüğünde 1960 yılında kurulan “Kııbrııs Cumhuriyeti’ni” ortadan kaldırmak,, Kıbrıs Türklerini yönetimden kovmak ve tamamen yok etmek amacıyla da,, Terör Planı olan Akritas Planı’nı Grivas öncülüğünde başlatma kararı almışlardır... A ynı günlerde Rum kilisesi önderliğinde oluşturulan ENOSİS heyetleri, başta İngiltere olmak üzere birçok Avrupa ülkesine Kıbrıs’ın Yunanistan’a "ilhak"ı gezileri düzenlerken, Kıbrıs'tan da yüzlerce ENOSİS telgrafı İngiltere'ye gönderilmiştir. "Rumların can düşmanı olduğu ve adanın Yunanistan'a birleşmesine karşı mücadele verdiği için Hacı Halil isimli bir Türkü öldürdüğünü söyleyen Anteni Petri Jambo isimli Kıbrıslı Rum, 1927 yılında Yunanistan’a sığınmıştır. Konuyu incelemek ve suçluyu Kıbrıs’a geri götürmek için görevlendirilen Kıbrıslı bir İngiliz polisinin hazırladığı rapor ibret vericidir. Söz konusu raporda, Yunanistan’daki hükümet üyeleri, milletvekilleri, ileri gelen kişiler ve dernekler tarafından hükümete verilen muhtıralarda Jambo’nun “siyasi suçlu” ve Kıbrıs'ın kahramanı ilan edildiği; Yunanistan’da oluşan kamuoyunun, Türk öldürmenin suç olmadığı; Türk öldürenin bir kahraman olduğu ve bir Türkü öldürdüğü için bir Rum'un İngiliz Yönetimine teslim edilemeyeceği kesin tavrının ortaya konduğunu ifade etmiştir. Bu olay, Türk öldürmenin suç olmadığı, aksine bir kahramanlık olduğu anlayışının Rum-Yunan halklarında nasıl egemen olduğunu, Rum ve Yunanlıların Türklerle ilgili yargı ve düşüncelerinin ve ruh haletinin ne olduğunu ortaya koyan ve Türklere karşı işlenen soykırım suçunun dayandığı temeli gösteren tipik örneklerden biridir. Yunan isyanının 100. yıldönümü olan 25 Mart 192l'de 500 kilisede toplanan Rumlar ilk ENOSİS Plebisitini yaparak ilhak yönünde bir karar onaylamışlar ve İngiliz Yönetimine başvurarak ENOSİS istemişler, on yıl sonra 17 Ekim 1931'de de ENOSİS için ayaklanmışlardır. Milli Kongre ile İngiliz Sömürge Yönetimine karşı mücadeleye başlayan Kıbrıs Türkleri, karşılarında yeni ENOSİS istekleri ve propagandalarıyla Kıbrıs Rumlarını ve Yunanistan'ı bulmuşlardır. 1800'lü yıllardan beri süren yoğun ENOSİS propagandası, nihayet 1931 yılında fiili bir ayaklanmaya dönüşmüştür. Milli Kongre'nin toplanmasından 6 ay sonra, 17 Ekim 1931'de Ada’daki Yunanistan temsilcisi (Konsolos olarak anılan) Kiru (Kyrou) tarafından da kışkırtılan Kavanin Meclisi Üyesi ENOSİSCİ Papaz Nikodimos'un öncülüğünü yaptığı Rumlar bir vergi konusunu bahane ederek ENOSİS çağrısı yapmış ve İngiliz Sömürge Yönetimine son vermek üzere ayaklanmıştır. Yapılan çağrı üzerine Kıbrıslı Rumlar silahlı bir ayaklanma başlatmış ve İngiliz Sömürge Valiliğini basarak binayı yakmıştır. Kavanin Meclisi'nden uzaklaştırılmış, konan tüm yasaklamalara Türkler de muhatap olmuştur. Böylece Türk halkı, sömürge yönetiminin haksız baskısına bir daha maruz kalmıştır. Rumların yaptığı isyanın en önemli sonucu; Türk halkının başlattığı sömürge karşıtı mücadelenin ve sömürge yönetimi tarafından gasp edilen toplumsal haklarını elde ekmek için başlattığı toplumsal direnişin engellenmesi olmuştur. Nitekim 1942 yılında Dr. Küçük tarafından çıkarılmaya başlanan Halkın Sesi gazetesinin yayın yaşamına girmesine kadar, Türk halkı sömürge yönetimine karşı etkili bir mücadele verme olanağını kaybetmişti. Kıbrıs'taki Türk halkını ri ve EOKA’nın gerçek siyasi lideri Makarios’un onayı ile EOKA’nın askeri gençlik örgütü olan PEON adlı terör örgütünü kurmak suretiyle örgütlenmeyi gençlik düzeyine kadar yaymıştır.[17] Grivas, hatıralarında, 22 Kasım 1954'de Makarios'un, kurduğu PEON adlı gençlik örgütünü eğitip silahlandırması için karar aldığını yazmıştır. Grivas’ın hatıraları, gerçekte EOKA'nın gerisinde Makarios'un olduğunu ortaya koymaktadır. Makarios'un, Atina'ya yaptığı çeşitli ziyaretlerde konuyu Yunan yetkilileriyle kararlaştırdığını belgeler göstermektedir. Türkleri Ada’dan yok etmek ve ENOSİS’i gerçekleştirme çabalarına ve örgütlenmesi- yok edip, Adayı Yunanistan'a bağlamak için kurulmuş bir terör örgütü olan EOKA için ilk gizli görüşmeler 2 Temmuz 1952'de Atina'da Makarios'un başkanlığında yapılmıştır. Bu toplantıların ardından 7 Mart 1953'de bir "İhtilal Konseyi" kurulmuş ve bu Konseyin kurucuları, "ENOSİS davası hakkında bildiklerimi ve bundan böyle bileceklerimi işkence altında ve canım pahasına bile olsa bir sır olarak gizli tutmaya Tanrı huzurunda yemin ederim. Bana verilen bütün emirlere sorusuz olarak itaat edeceğim" şeklindeki EOKA andını yapmışlardır. Yunanistan hükümetinin bilgisi dahilinde 1954 yılının ilk aylarında, Kıbrıs'a gizli silah sevkıyatı başlatılmış, Yunan ordusu kökenli terörist Grivas 9 Kasım 1954 tarihinde gizlice Adaya çıkmıştır. Grivas Makarios ile birlikte Türklere karşı seri ve planlı terör eylemlerini uygulayacak paramiliter bir örgütlenmeyi gerçekleştirmiştir. Grivas bu amaçla, Yunanistan ile yakın temasta olan, Rum halkının ruhani lide- ne Yunan Hükümeti zamanın Dışişleri Bakanı Stefanoplus düzeyinde destek vermiş ve örgütlenme hareketleriyle yakın ilişki içinde olmuş, aktif destek vermiştir. ENOSİS örgütlenmesini tamamlayan Rum-Yunan ikilsi ENOSİS startejisini uygulamaya koymuş ve bizzat Yunan Dışişleri Bakanı Stefanoplus'un direktifiyle EOKA; 1 Nisan 1951'de ilk bombalarını patlatarak resmen eyleme başlamıştır. EOKA'nın amacı, önce İngilizleri adadan atmak, ardından da kitlesel bir imha hareketiyle Türk halkını yok ederek adayı Yunanistan'a bağlamaktı. Ancak, İngilizlerin adadan ayrılması beklenmeden, ENOSİS stratejilerine uygun olarak 21 Haziran 1955'den itibaren Türklere yönelik saldırılar başlatılmıştır. Grivas4 Haziran 1959 tarihli mektubunda, Makarios'un kendisini EOKA'yı yönetmek üzere Kıbrıs'a çağırdığını belirtmekte, terör örgütüne silah alınması için Kilise'nin para yardımında bulunduğunu açıklamaktadır. Makarios'un, EOKA'nın siyasi lideri olduğunu öğrenen İngilizler, 9 Mart 1956'te onu tutuklayıp Seyşel adalarına sürgüne göndermiştir. Eylem yaptığı dönemde yüzlerce Türkün yanı sıra, 100 İngiliz ve yüzlerce Rum'u katleden EOKA militanları, 30 Türk köyünü yakıp yıkarak burada yaşayan Türklerin göç etmesine neden olmuşlardır. Kıbrıs’ta Rum-Yunan ikilisinin ENOSİS’i gerçekleştirmek amacıyla Türklere karşı uyguladıkları soykırım, şiddet ve terör eylemleri yanında, İngiliz döneminde İngilizlerin de gerçekleştirdiği katliam nitelikli uygulamalar vardır. Birinci Dünya Savaşı sırasın- MEGALO İDEA Dikkat edilmesi gereken nokta, Rum İsyanı’nın, Kıbrıs'ın sömürge idaresinden kurtulup bağımsızlığını kazanması amacıyla değil; Megalo İdea peşinde koşan yayılmacı Yunanistan'a ilhak edilmesi için yapılmış olmasıdır Yunan Konsolosu Kyrou'nun kışkırtmalarıyla "Milli Kurtuluşumuz Yunanistan'la birleşmektir" diyen Papaz Nikodimos'un peşine takılan Rumlar, "ilhak" sloganları atarak hükümet binalarını ve Vali konağını yakmaları yanında 7 kişiyi de öldürdüler ve 67 kişiyi deyaraladılar. Aldığı sert önlemlerle isyanı bastıran, 400 kişiyi tutuklayan, isyanın ele başlarını ve kışkırtıcı rol oynayan Yunan Konsolosu Kyrou'yu da adadan süren İngiliz yönetimi; milli tarihlerin okutulmasını yasaklamış, basına sansür uygulamış, siyasi faaliyetleri ve milli bayrakların çekilmesini yasaklamış, yasama meclisi niteliğindeki Kavanin Meclisi'ni de kapatmıştır. İsyana katılmayan Kıbrıs Türkleri de sömürge yönetimi tarafından cezalandırılmış, temsilcileri da Çanakkale savaşında ve Süveyş Kanalı harekatı sırasında müttefik kuvvetlere esir düşen ve sayıları 2000 civarında olan Türk esirleri, Eylül 1916 tarihinde iki ayrı kafile halinde savaş gemilerinin refakatinde Gazimağusa limanına getirilerek daha önceden hazırlanmış olan “Türk Esirleri Kampı”na yerleştirildiler. Türk esirlerden bazıları özgürlüklerine kavuşmak için firar ederken İngiliz askerleri tarafından vurularak öldürüldüler; bazıları ise kötü yaşam koşullarının etkisi altında ölmüştür. Gazimağusa’da Çanakkale Şehitliği’ne, bu dönemde ölen toplam 217 Türk esir gömülmüştür. Bu ölen ve öldürülen esirlerin 33’ü ayrı mezarlarda, 184’ü de toplu bir mezarda gömülüdür. Birinci Dünya Savaşı sonunda esirlerden sağ kalanların bazıları Kıbrıs’a yerleşmiş ve büyük bir bölümü de 20 Şubat 1920’den sonra kafileler halinde İstanbul’a gitmek üzere Kıbrıs’tan ayrılmıştır. 3. 19551959 Dönemi Katliamları Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla Rum-Yunan ikilisinin kurduğu tedhiş (terör) örgütü EOKA kısa zamanda örgütlenmesini ve militanlarının eğitimini tamamlamıştır. EOKA ENOSİS hedefini gerçekleştirmek üzere öncelikle 1 Nisan 1955 tarihinde İngiliz Sömürge yönetimine karşı ilkeylemini gerçekleştirmiştir. Ancak EOKA terör örgütü, Rum-Yunan ikilisinin ENOSİS’in önünde gerçek engel olarak gördükleri Türklere karşı çok kısa bir süre sonra, terör eylemlerini başlatmıştır. Vasilya, Litrangomi, İnönü ve Aytotro köylerine yapılan planlanmış ve önceden programlanmış saldırılar sonunda çok sayıda Kıbrıslı Türk katledilmiştir. Türlerle Rumların yaşadığı karma köylerden biri olan Vasilya köyünden diğer bir köye gelin götüren Türk geçleri 14 Mart 1956 tarihinde Kilise çanlarının çalmaya başlamasıylabirlikte Rumların saldırısına uğramıştır.ENOSİS hedefi karşısında en büyük engel görünen Kıbrıslı Türklere, çocuk, genç, yaşlı, kadın-erkek gözetilmeden her fırsatta saldırılmış, katliam yapılmıştır. Mustafa Ahmet Beyaz ve eşi, 9 Kasım 1957 tarihinde köylerine giderken yolda öldürülmüştür. Mevleviler’e ait Kırklar Tekkesi Şeyhi 6 Temmuz 1958 günü Rum teröristlerce öldürülmüştür. Vasilya köyü katliamından sonra Grivas’ın emri ile 11 Temmuz 1958 tarihindeLitrangomi köyündeki Türlere silahlı saldırı yapılmıştır. İnönü (Sinde) köy otobüsü, EOKA teröristlerinin 1958 yılında kurdukları pusuda otomatik silahlarla taranmış ve yedi Türk yolcu katledilmiştir. Rumlar 1 Haziran 195814 Temmuz 1958 tarihleri arasında 24 Türkü katlettiler. Rumların yaptığı katliamlarda çok sayıda Türk öldürülmüştür. EOKA’nın fiilen faaliyete geçtiği 1 Nisan 1955- 1958 tarihleri arasında yüzlerce Türk öldürüldü, 28 köyden 1334 Türk, göç etmek zorunda kalmıştır. Rumların Türklere karşı işledikleri insanlık suçlarının ağırlığını gösteren örneklerden biri de, Aytotro katliamından sonra camiinin bahçesinde kurulan çadırlarda yaşayan Türklere 21 Kasım 1960 tarihinde yapılan bombalı saldırıdır. Rumların yaptığı katliamların amacı ENOSİS önünde engel gördükleri Türkleri imha etmekti. Bu gerçek 1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasından önce olduğu gibi 1960 yılından sonra da varlığını korumuş ve bugünlere kadar sürmüştür. Makarios, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa bir süre sonra 8 Ekim 1960 tarihinde Herald Tribuna gazetesine verdiği demeçte ENOSİS davası ölmemiştir. ENOSİS unutulmuştur diyemem demiş; EOKA militanlarını övmüş; Türklere verilen haklar nedeniyle devletin yönetilemediğini, devlet sisteminin fonksiyonel hale getirilebilmesi için Anayasa’da Türklere verilen hakların kaldırılmasını, Garanti ve İttifak Antlaşmaları’nın feshedilmesini istemiştir. Bugün GKRY Başkanı Papadopulos da Garanti ve İttifak Antlaşmaları’nın feshedilmesini, Annan Planı’nda devletin daha fonksiyonel hale getirilebilmesi için Türklere öngörülen hakları azaltacak değişiklikler yapılmasını istemektedir. www.ozelburo.com sitesinden alınmı tır. DEVAM EDECEK... SAYFA 10 Balkan Haberleri 10 22 ubat 2016 Pazartesi D(MYATA P(R(NCE G(DERKEN... suheylc@yahoo.com Süheyl ÇOBANOLU sl>nda her 3ey 2003’te Talabani Pe3mergelerinin rehberli2inde ABD askerlerinin Süleymaniye’de kafam>za çuval geçirmesiyle ba3lam>3t>. Yani Per3embenin geli3i Çar3ambadan belli olmu3, ABD, yar>m as>rl>k müttefiki Türkiye’nin gelece2i ile ilgili olarak pek hay>rl> 3eyler dü3ünmedi2ini bu tutumuyla belli etmi3ti. Böylece Ortado2u’da yeni ortak olarak daha kullan>3l> gördü2ü Kürtleri sahneye sürerek hem srail’i rahatlatacak, hem de bölgenin söz dinlemez devletlerini hizaya getirebilecekti. Son iki yüzy>l özellikle Balkanlarda çok kanl> olaylar>n ya3and>2> bir dönem olmu3tu. 20. yüzy>l ise Ortado2u için hiç dinmeyen ac>lar>n ve dökülen kanlar>n haf>zalara kaz>nd>2> bir dönem oldu. Bat>l>lar>n enerji kaynaklar>n> kontrol alt>na alma ve onu uluslararas> pazarlara güvenle nakletme hesaplar>yla, srail’in bin y>llarca önceden gelen ve gelecekteki bin y>llar> kapsayan stratejileri bu co2rafyada slam âleminin huzurla ya3amas>na f>rsat vermez. Bugün Suriye ekseninde ya3anan geli3meler de2erlendirildi2inde kar3>m>za ç>kan tablo ise son derece dü3ündürücü... A 3 MLYON MÜLTEC Suriye’deki Rus askerlerinin alenen >l>ml> muhalifleri ve de özellikle Türkmen yerle3im bölgelerindeki sivilleri hedef almas> sonucu, ülkemize s>2>nm>3 olan 3 milyona yak>n mülteciye ek olarak yeni bir göç dalgas> yaratmakta. Tabela derne2i mahiyetindeki Birle3mi3 Milletler adl> uluslararas> kurulu3, Suriye için do2ru düzgün hiç bir 3ey yapmad>2> ve sivilleri katleden Ruslara hiç bir 3ey söylemedi2i halde utanmadan yeni göç dalgas>na s>n>rlar>n>z> aç>n diye Türkiye’ye sesleniyor... Ayn> zamanda ABD ve Rusya, ID’e kar3> Suriye’deki en iyi ortaklar> oldu2u gerekçesiyle bölücü terör örgütü PKK’n>n uzant>s> PYD’yi, Türkiye’nin itirazlar>na ra2men destekliyor. ran’dan Akdeniz’e kadar uzanan güney s>n>rlar>m>z bir Kürt ku3a2> ile çevrelenmek isteniyor. Sykes-Picot anla3mas>yla masa ba3>nda çizilen Ortado2u haritalar> bat>n>n ç>karlar>na göre de2i3tiriliyor. Suriye’deki nüfusu 4,5 milyon olan Türkmenler, PYD, Rusya, Esad rejimi ve sözde Müslüman ID eliyle yap>lan etnik ar>nd>rmayla 1000 y>ld>r ya3ad>klar> topraklardan sürülüyor ve bölgenin demografik yap>s> de2i3tiriliyor. Cumhurba3kan> Erdo2an'>n 1 Mart tezkeresini hat>rlatarak Suriye'nin kuzeyinde PKK ba2lant>l> PYD'nin kontrolündeki bir Kürt olu3umuna kar3> askeri müdahale imas>nda bulunmas>, herkesin “Suriye’ye mi giriyoruz” diye dü3ünmesine yol açt>. Bu nedenle ben yine de “itidal” ve “diplomasi”nin tercih edilmesinden yanay>m. Uça2> dü3ürülen Rusya, Türkiye’den rövan3> alabilmek için Türk askerinin Suriye'ye girmesini bekliyor. Bize dost gibi görünen baz> Arap ülkeleri dahi, genetik kodlar>nda yer etmi3 olan ve Türk dü3manl>2>yla beslenen “Arap Milliyetçili2i” nedeniyle yap>lmas> dü3ünülen bir müdahale durumunda saf de2i3tirip kar3>m>zda yer alabileceklerdir. Suriye konusunda net bir tutum alamayan uluslararas> toplum, her zaman oldu2u gibi bizi yaln>z b>rakabilir. NATO’ya ise ne derece güvenebilece2imiz herkesin malumu. 1912-1913 Balkan Harbi’nde Osmanl>’n>n küçük Balkan Devletleri’ni ezece2ini zanneden ngiltere, Fransa, Avusturya Macaristan gibi devletler, “Sava3>n sonucu ne olursa olsun, s>n>rlar>n de2i3tirilmesinin kabul edilemeyece2ini” beyan etmi3lerdi. Fakat beklenmedik bir 3ekilde Osmanl> yenilip tüm Balkanlar> kaybedince an>nda tav>r de2i3tirip yeni s>n>rlar>n geçerli oldu2unu ilan ettiler... Bu nedenle “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” istemiyorsak, “Cerablus-Azez hatt>nda yap>lmas> dü3ünülen askeri operasyonlarda çok dikkat etmeli mutlaka ilgili devletlerle koordineli olunmal>d>r. Buca’da imamlar SAHAYA ÇIKIYOR Buca Müftülüğünde görevli imamlar, namaz vakitleri dışında mahalledeki vatandaşları ziyaret edecek H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ A K Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı, 24. Dönem İzmir Milletvekili Rifat Sait, uzun süredir boşta olan ve yeni atanan Buca Müftüsü’nü ziyaret ederek başarılar diledi. Sait, uzun süredir vekâleten yürütülen Buca Müftülüğü’ne atanan Muharrem Gül hoca efendiyi makamında ziyaret ederek başarılar diledi. Buca ile birlikte uzun süredir ataması yapılamayan Bornova ilçesine de müftünün atandığını hatırlatan Sait, bundan dolayı Diyanet İşleri başkanlığına teşekkür etti. AK Partili eski vekil, yeni atanan Buca müftüsünden imamlar konusunda bir ricada bulundu. Diyanet işleri Başkanlığı tarafından yürütülmekte olan Cami dışı din Hizmetleri’nin Buca’da aktif hale getirilmesini isteyen Sait, müftüden olumlu yanıt aldı. Sait, “ Buca Müftülüğü’nde görevli 100’ün üzerinde imam namaz vakitlerinin dışında mahallelere dağılacak ve buralardaki esnaf, kahvelerdeki vatandaş, yurtlarda kalan öğrencilerle sohbet edecek, varsa sorularını yanıtlayacak, dini konularda bilgi verecekler. Yabancı filmlerde görüyoruz, rahipler kilisenin dışında nasıl normal hayatın içinde olabiliyorlarsa imamlarımız da öyle hep yanımızda olmalı, böylece imamlarla ilgili oluşturulmaya çalışılan yanlış algıları da yok etmiş oluruz, hem de onların dini bilgilerinden istifade etmiş oluruz” dedi. Sait, İŞKUR bünyesinde İzmir’de cami ve mescitlerde toplam 350 vatandaşımıza geçici işler verildiğini, bu çalışmanın büyük ilgi gördüğünü ve önümüzdeki dönemde bu projenin devam edebileceğini söyleyerek, İŞKUR’a teşekkür etti. Sait, istihdama katkı sağlayan bu projenin camilerimizin düzen ve temizliğine de önemli bir destek olduğunu belirtti. kinci KARDAK krizinin kysndan dönülmü ATNA BALKAN GÜNLÜÜ T ürkiye ve Yunanistan arasında 14 Ağustos 2015 tarihinde yaşanan ikinci Kardak krizinin son anda önlendiği iddia edildi. Türk ve Yunan Sahil Güvenlik ekiplerinin eş zamanlı olarak Kardak kayalıklarına çıkması ile yaşanan krizin yaklaşık 6 saat sürdüğü belirtildi. www.diyaritürk.com’un haberine göre; olay şöyle gelişti: “14 Ağustos 2015 sabahı Yunan radarları Kardak çevresinde bir hareketlenme tespit ettiler. Kardak kayalıklarına çıkmış olan mülteciler, Kilimli adasındaki Sahil Güvenliği telefonla arayarak, Avrupa’ya gitmek istediklerini ve kurtarılmayı beklediklerini söylediler. Bu olay sonrası hemen Yunan Sahil Güvenlik ve Türk Sahil Güvenlik ekipleri bölgeye ulaştılar. İki ülkenin sahil güvenlik ekipleri Kardak adasına çıktılar ve itişmeler yaşandı. İki ülkenin Sahil Güvenlik ekipleri bölgeden çekilmek istemedi. Hemen tüm bakanlıklara haber verildi. Yunan Deniz Kuvvetleri bölgeye gemi gönderilmesini önerdi. Yunan Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları ile Başbakan Alexis Tsipras durumdan haberdar edildi. Savunma Bakanlığı’ndaki kurmaylar, Yunan Deniz Kuvvetleri’ne ait bir teknenin Kardak bölgesine gönderilmesini önerdi. Alexis Tsipras bu öneriyi reddetti ve konunun siyasi olarak çözülmesini istedi. 6 saatlik krizden sonra Türk Sahil Güvenlik ekibi Kardak adasından ayrılırken, arama ve kurtarma operasyonu yapmış olduğunun kayıt altına alınabilmesi için mültecilerden bazılarını kendi isteklerinin aksine beraberinde götürdü. Diğer mültecileri de Yunanlar alarak bölgeden ayrıldılar ve kriz sonra erdi.” M TDP halkla bulutu ürk Demokratik Partisi (TDP) Genel Başkanı Kenan Hasipi ile Yönetim Kurulu üyelerinin Üsküp'te düzenledikleri halkla buluşma toplantılarının bir sonraki ayağı Radoviş'te gerçekleştirdi. www.yenibalkan.com sitesine göre; Partiden yapılan açıklamada, "Toplantılar sırasında Genel Başkan Dr. Kenan Hasip kibristkd@kibristkd.org.tr Ahmet GÖKSAN “Art!k dün uyuyan toplum, bugün için yoktur. Dünün yanl! propagandas!na ayak uyduranlar yerine, bugün hakikatlere ve ortada cereyan eden günlük hadiselere göre yol alm! bir zümre vard!r. Bunlar! ne alt!n kafeslerde hapsetmek ve ne de bo ve aldat!c! sözlerle uyuturup bir köeye sindirmek mevzubahis olamaz.” 1953 Dr. Faz!l KÜÇÜK ünyada i3lenen en büyük ve affedilmez suç nedir diye soruldu2unda verilen tek yan>t vard>r. O da insan> öldürmektir. Ya3am ko3ullar>nda böyle bir olay gerçekle3irse cinayet olarak alg>lan>yor. Ayn> duyarl>l>2> toplu ölümlerin ya3and>2> sava3lar için ne yaz>k ki söylerken tereddüt bile etti2imiz zamanlar oluyor. Bunun nedeni ya3ananlar> kan>ksad>2>m>z için olabilir. Sava3larda toplam ölenlerin say>lar> verilirken binlerle duyuruluyor. Sonras>nda say>lar tarih kitaplar>nda yer al>r ve unutulur gider. Suriye’de ya3anan iç sava3 insanl>k dram> olman>n ötesindedir. Sava3tan kaçanlar>n say>s> milyonlarla dillendiriliyor. Bu durum Türkiye ekonomisini de zorlamaktad>r. Türkiye’deki ya3am ko3ullar>ndan daha iyi bir ya3ama kavu3abilmek için Avrupa yollar>na dü3enlerin durumlar> kelimenin tam kar3>l>2> rezillik ötesidir. Denizlerde bo2ulmak, so2uktan donmak bir anlamda kaderleri oluyor. Avrupa’ya ula3arak s>2>nmay> ba3aranlar daha büyük s>k>nt>larla kar3>la3>yorlar. S>2>nd>klar> ülkelerde yanlar>nda bulundurduklar> de2erli ziynet e3yalar>na da el koyuyorlar. Bu yöntem a3a2>l>k bir uygulama olman>n ötesindedir. Evlerini yurtlar>n> terk ederek s>2>nanlar>n neden ülkelerinden ayr>ld>klar>n>n da sorgulanmas> gerekiyor. S>2>nd>klar> ülkelerin ürettikleri silahlar> alarak kendi yurtta3lar>n> ac>mas>zca katledenlerin bu yapt>klar>n>n hesab>n>n sorulmas> gerekiyor. Bu suçu i3leyenlerin ba3ka ülkelere insanl>k dersi vermeye kalk>3malar> da tam kara mizaht>r. ÇÖZÜME LKN MÜZAKERELER DIRAÇ BALKAN GÜNLÜÜ RADOV BALKAN GÜNLÜÜ YOLUN BARII D MATTO, Dıraç'ta yatırım olanaklarını inceledi T SIYAH MAVI KIRMIZI SARI halkımızı geçtiğimiz yıl içerisinde gerçekleştirilen çalışmalardan bahsederken, önümüzdeki dönem için planlanan çalışmalar hakkında da bilgi verdi. Eğitim alanında yapılan ve önümüzdeki dönemde yapılması planlanan çalışmalar hakkında da bilgi veren Genel Başkan, devam eden Türk Tiyatrosu binası inşaatı konusuna da değindi ve binanın kaba inşaatının yakın zamanda tamamlanacağının müjdesini verdi." ifadelerine yer verildi. akedonya Türkiye Ticaret Odası (MATTO) üyelerinin düzenlediği Arnavutluk ziyaretinde, Dıraç şehrini ziyaret etti. İlk olarak Dıraç Belediye Başkanı Vangyuş Dako, işadamları heyetini kabul etti. www.yenibalkan.com’a göre; son yıllarda belediyenin büyük bir kalkınma halinde olduğunu söyleyen Dako, serbest ticaret bölgesinin Dıraç’ta yapılacak olmasının tesadüf olmadığını belirtti. ABD ve Almanya gibi ülkelerden gelen işadamlarıyla o kadar samimi ilişkiler içerisinde olamadıklarını kaydeden Dako, Türk işadamlarıyla mantalite olarak daha yakın oldukları için daha samimi olabildiklerini sözlerin ekledi. Dako, son olarak Türk işadamlarının bu şehirde yatırım yapmasında büyük bir memnuniyet duyacağını vurguladı. MATTO Başkanı Eyüp Kahveci, Dıraç’ta serbest ticaret bölgesiyle ilgilendiklerini söylerken, bu şehirde yatırım olanaklarını değerlendirmek isteklerinin bir kez daha altını çizdi. İşadamları, belediye başkanından şehirde yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Limanıyla ünlü Dıraç şehrinde, liman işletmecileriyle görüşen işadamları burada da çalışmalar hakkında bilgilendirildi. Günün son ziyareti ise serbest ticaret bölgesini yapılmasının planlandığı 500 hektarlık alan oldu. İşadamları hem bu serbest bölgenin yerini görmek hem de yetkililerden yapılacak projeler hakkında bilgi alma fırsatı buldu. Makedonya’nın Arnavutluk’taki ekonomi tanıtıcı Fatos Mustafa da görüşmeler boyunca MATT heyetine eşlik etti. 2015 Kas>m ay> sonlar>nda Amerikan Yönetimi mendil büyüklü2ündeki ülkeye uygulad>2> silah ambargosunu kald>rmaya karar verdi2ini aç>klam>3t>. Adada çözüme ili3kin müzakerelerin yo2unla3t>r>ld>2> bir döneme denk gelmesini büyük bir talihsizlik olarak okumak gerekiyor. Bu durum bunun ötesinde müzakereleri sabote etmeye ko3ut bir yakla3>md>r. Silah ambargosunun kald>r>lmas> yeni çat>3maya veya çat>3malara yönelik haz>rl>k olabilir mi diye de sormadan edemiyoruz. Garantörlük konusunun tart>3>ld>2> bu noktada K>br>s Türklerinin güvenliklerinin ne 3ekilde sa2lanaca2>n>n da ayr>ca ve özellikle sorgulanmas> gerekiyor. Bu yakla3>m ile yeni bir Akritas Plan>’n>n haz>rl>klar> m> yap>l>yor sorusunu ak>llara geliyor. Olas> bir anla3mada adadaki güvenlik konusunun 1960 y>l>ndaki anla3malarda oldu2u gibi olmayaca2>n>n aç>klanmas> ku3kular>n artmas>n> da derinle3tiriyor. Ad> geçen ülkenin pe3ine tak>lan Yunanistan ve srail enerji konusunda ittifak kurmaya karar verdiklerini aç>klad>lar. Do2u Akdeniz’de bulunan kayna2>n K>br>s üzerinden Yunanistan’a oradan da Avrupa’ya gönderilece2i belirtiliyor. Bölgede bulunan hidrokarbon rezervlerinin bölge de bar>3>nda katalizörü olaca2> belirtiliyor. Bir yandan silahlanma yolunu açanlar>n bölge bar>3>n> nas>l sa2layacaklar>n> da inand>r>c> olarak aç>klamak gibi bir yükümlülükleri oldu2unu an>msatmak istiyoruz. Kurulan bu ittifaka M>s>r’>nda kat>lmas> için görü3melerin sürdürüldü2ü belirtiliyor. M>s>r’>n bu ittifak>n içinde olmas> ile yeni Münhas>r Ekonomik Bölgelerin kurulabilece2ini de ça2r>3t>r>yor. Yap>lan bu aç>klamalar kafa kar>3>kl>2>na da neden olmaktad>r. Bölgede bar>3>n sa2lanabilmesi için olu3an kafa kar>3>kl>2>n>n ortal>k yerlerden kald>r>lmas> kaç>n>lmazd>r. Bölgede gerçekten bar>3 isteniyorsa, bar>3a giden yolun ta3lar>n>n sa2lam dö3enmesi gerekiyor mu ne? SAYFA 11 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Araflt›rma 11 22 ubat 2016 Pazartesi Arnavutluk ve Arnavutlar 3 Rusya ve diğer Batılı devletlerin baskısı ile Mora Yarımadası'nda Müslüman nüfusun kahir ekseriyetini teşkil eden Toska Arnavutları’nın Kapudan-ı Deryâ/Sadrazam Cezayirli Gâzî Hasan Paşa'nın sefer ve harekâtı neticesinde Yarımadadan çıkarılması ile Rum ahâli ekseriyet konumuna geçer R usya ve diğer Batılı Devletlerin desteği ile isyan faaliyetleri artar. Artık Mora'da isyanların ardı arkası kesilmez. Her defasında Yanya Müfit YÜKSEL Valisi Tepedelenli Ali Paşa isyanların bastırılmasını sağlar. 1774'teki Küçük Kaynarca Anlaşmasının ağır şartları (Küçük Kaynarca Muahedenâmesinin Maddeleri için bakınız: Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, Cilt.1, Shf. 357-370) bu ayaklanmaları kolaylaştıran en önemli âmil olur. 19. yüzyılın daha başlarında, felaketler zinciri birbirini takip eder. Necd ve Hicâz bölgesindeki Vahhâbî ayaklanmaları yaklaşık 30 yıl sonra, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa'ya (Mehmed Ali Paşa aslen Arnavutluğun Korça/Görice Kazasının Viskop köyünde doğmuş olup, sekiz yaşında iken ailesi bir kan davası yüzünden Kavala'ya göçtüğünden Kavalalı olarak şöhret bulmuştur.) ferman çıkarılır. Mehmed Ali Paşa, oğulları İbrahim ve Tosun Paşaları, zamanında Selanik İskelesinden Mısır'a sevk edilen seçme Arnavut askerleri ile Hicaz'a gönderir. Çetin savaşlardan sonra Hicaz/Haremeyn kontrol altına alınır. Sonra, üç yıl süren savaşlar neticesinde Suudilerin o dönemde Necd'deki merkezleri olan Dir'iyye kasabası da zabtedilerek, yakalanan asiler İstanbul'a gönderilir (1228/1813). Hatta bu hadiselerin anısına, Sultan II. Mahmud, Eyüp Sırtlarında bir çeşme bile yaptırır. Çeşme halen mamur bir halde olup 1228/1813 tarihli kitâbesi şu şekildedir: Efdalu'l-a'mâli sakyu'l-mâ' (Amellerin faziletlisi su dağıtıcılığıdır.) buyurmuştur Resûl Su (Fi) Sebîlillâh liruhi'l-Haseneyn ola kabul Sene 1228 Gâzî şod (oldu) Abdülhamîd Hânzâde Mahmud Hân Hakka Hem Medîne, Ferth-i Mekke müjdesi buldu vusûl Sene 1228 1820'lere gelince Balkanlarda büyük sorunlar sökün eder, Mora isyanlarının artışının yanı sıra, Sırp meselesi de Kara Yorgi, Miloş ve çevrelerindeki silahlı grupların faaliyetleri ile birlikte yükselişe geçer. Ancak bunun yanı sıra Rumeli'deki bozgunlar ve kayıplar Osmanlı merkezi idaresi ile Arnavul mahalli idarecilerinin arasında büyük sorunların baş göstermesine yol açar. Daha 18. yüzyıl sonlarında İşkodra'da Kara Mahmud Paşa hadisesi, Kara Mahmud Paşa'nın ve oğlu Mustafa Paşa'nın sonradan haksız yere katledilmesi (1211/1796) bölgede huzur ve sükûnun bozulmasına yol açar. Tepedelen a'yânından Velî Efendi'nin oğlu olan ve hırslı bir kişiliğe ve aynı zamanda çok zeki ve dirayetli bir kişiliğe sahip olan Ali Paşa (Doğumu: 1156/1743) kısa zamanda çevresinde güçlenir. 1201/1787'deki RusyaNemçe muharebesinde Arnavut gönüllülerin başında gösterdiği yararlılıklardan dolayı taltif edilir. Teselya Valiliği ve Derbent Muhafızlığı’na getirilir. Bu valiliği esnasında Mora isyanlarının bastırılmasında gösterdiği kararlılık ve dirayet onu İstanbul'un nezdinde yükseltir. Tepedelenli Ali Paşa nihayetinde 1203/1789'da Yanya Valiliğine yükseltilir. Bundan sonra Ali Paşa adeta başına buyruk bir vaziyette, teferrud halinde bölgesini yönetir. 1225/1810'dan itibaren tüm Toska bölgesi idaresine girer. Özellikle 18. yüzyıl sonlarıyla 19. yüzyıl başlarında, Yanya'da Tepedelenli Ali Paşa, Girit ve Mısır'da Mehmed Ali Paşa, Balkanlar ve Doğu Akdeniz'de Osmanlı içerisinde yükselen Arnavut gücünün sembolü olmuşlardır. Her iki paşa/vali Osmanlı sarayına bağlı faaliyet gösterdikleri dönemlerde büyük bir güç oluşturdukları gibi Hicaz'dan Sırbistan'a kadar Osmanlının hakim/vurucu gücü haline gelmişlerdir. GÜNEY BALKANLAR’DA HAKİMİYET Zamanla Batı Avrupa ülkeleri ve Rusya'nın güçlenmesiyle kuzey Balkan topraklarını kaybetmeye başlayan Osmanlılar güney Balkanları Arnavut nüfus ve gücü sayesinde elinde tutabilmiştir. Ne var ki, Tepedelenli Ali Paşa ve Mehmed Ali Paşa'nın Osmanlı saray yönetimi ile yollarının ayrılması Osmanlının Güney Balkanlardaki talihini değiştirmiştir. Tepedelenli Ali Paşa'nın Sultan II. Mahmud'un ünlü gözde Başmüşaviri Mehmed Said Halet Efendi ve Sadrazam Hurşid Paşa'nın plan ve kışkırtmaları ile bertaraf edilmesi hadiselerin seyrini değiştirmiştir. Tepedelenli Ali Paşa isyanı bastırıldıktan sonra, Tepedelenli Ali Paşa ve oğulları kaydı hayat şartıyla, aman dileyerek, İşkodralı Mustafa Paşa aracılığıyla, Hurşid Paşa'ya teslim olmalarına, dehâlet etmelerine karşın, Hurşid Paşa, İstanbul'a, saraya danışmadan, Tepedelenli ile oğullarını sahte bir ferman ve yafta uydurarak tamamen haksız yere idam ettirmiş ve ser-i maktû'larını/kesik başlarını İstanbul'a göndermiştir. Tepedelenli Ali Paşa'nın idamında asılan Hurşid Paşa'nın uydurduğu sahte yafta şu şekildeydi: “Tepedelenli Ali Paşa: Otuz seneden beri devlet-i aliye sayesinde türlü türlü lütuf ve inâyetler görmüş ve bunca kazâ ve memleketler uhdesine ihâle olunarak gerek kendisi ve gerek evlâd ve müteallikâtı nice nice ihsân-ı hazret-i Pâdişâhiye nâil olmuş iken bu ni'metlerin kadrini bilmeyip şimdiye kadar veli-yi ni'meti olan devlet-i aliyyenin hilâf-ı rızâsı İbâdullah hakkında etmediği hıyânet ve habâis kalmamış ve bunun eylediği fesâd ve mel'anetler bir târihde ne görülmüş ve ne işitilmiştir. Şöyle ki, merkûm hiçbir vakitde tek durmayıp her nerede bir fesâd zuhur etse, ya kuvvet-i mâliye yahud sâir cihetler ile ol fesâdta gizli veya âşikâre eli ve medhali olduğundan gayri kendi idaresinde olan memleketlerden başka, sâir eyâlet ve sancaklara dahi el atıp ve gunagun ihtilâller, Emânâtullah olan fukarâ-yı raiyyet ve sükkân-ı memâlikden kiminin mal ve canına ve kiminin ırzına ve kiminin hânümânına tasallut ile Arnavudluk'da ve Yenişehir ve Manastır ve Sarıgöl.. civârında olup el erdiği kazâlarda nice nice hânedânlar söndürmüş ve eylediği mezâlim ve taaddî cihetiyle bilcümle Arnavutluk ve etraf kazâlar hânedân ve ahâlilerini vatanlarından dûr ve mehcûr ve canlarından bîzâr etmiş olduğundan taraf-ı devlet-i aliyyeden kendüye evvel ve âhir bu kadar nasihatlar olunarak vehâmet-i âkibetden ikâz olundukça birine kulak tutmayıp yine bildiğine giderek ve gitdikçe fesâd ve mel'anetini dahi artırarak ve nihâyet-i kâr dâru'l-emân ve makarr-ı hilâfet olan İstanbul'a sığınan bâzı hilâfında bulunanlara icrâyı garaz içün kurşun attırmak fezâyihine cesâret eyleyerek şer'an ve mülken haddini bildirmek lâzım geldiğinden, vezâreti ref' ile uhdesinde olan sancaklar âherlerine tevcîh olundukda açıkdan açığa izhâr-ı isyân edip çok vakitden beri kurduğu dâm-ı fesâd ve ihânetini icrâ içün Kal'a-yı pâdişâhî olan Yanya kal'asını tahassun ile veli-yi ni'meti olan devlet-i aliyyeye karşı durabilmek zu'm-ı bâtılına düşmüş ve vukû bulan Rum milleti fesâdatında gizlice derkâr olan ittifakını meydana çıkarıp Mora ve Soli gavurlarına külliyetli akçe göndererek gavurları Ümmet-i Muhammed üzerine taslît edip bî-dîn ü mezheb olduğunu bir kat dahi isbat etmiş olduğundan merkûmun şer'an ve mülken katli vâcib olmuş olduğundan i'dâm ve izâlesine me'mûr kılınan hâlen Rumeli vâlisi serasker-i zafer-rehber atufetlu Ahmed Hurşîd Paşa tarafından ahz ve girift olunarak hakkında verilen fetva-yı şerîfe ve celâdet-efzâ-yı sahîfe-i sudûr olan fermân-ı hazret-i pâdişâhî mucebince cezâ-yı sezâsı tertib olunarak Ümmeti Muhammed fesâd ve zulmünden kurtulmuş olan Tepedelenli Ali Paşa dedikleri hâin-i dînin ser-i maktû'udur. “ www.yenisafak.com sitesinden alınmıtır DEVAM EDECEK... SAYFA 12 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI