Engin Tatlıbal Basmane’nin Dini Yapıları Basmane’deki Emir Sultan Dergâhı’nda mevcut. Ancak Basmane’deki mezarın içi boş. İşte bu noktada yanıtı meçhul sorular karşımıza çıkıyor. Emir Sultan Dergâhı’ndaki boş mezarda bir zamanlar yatan zatın, Gazi Umur Bey’in başkumandanı Seyit Mükremeddin Bey’e ait olduğu savı var. Ancak o zaman bu dergâha niçin Emir Sultan dendi? Eğer Seyit Mükremeddin Gaziemir’de bulunan mezardaki kişiyse Gazi Umur Bey’in mezarı nerede? Ve ah biz Türkler! Aydınoğulları döneminde günümüze kalan yazılı kaynak o kadar az ki... Netice itibariyle ben, Gaziemir’deki mezarda Seyit Mükremeddin’in, Basmane’deki dergâhta ise Gazi Umur Bey’in yattığını düşünüyorum. Bu fikir daha mantıklı görünüyor. Bu durumda bir soru daha çıkıyor karşımıza: Dergâhtaki mezar niye boş? ©Birol Üzmez İzmir’deki en görkemli İslam mimarisi eserinin Hisar Camii olduğu düşünüldüğünde yalnızca batılıların değil, Türklerin de bu şehre neden “Gâvur” dediğini anlamak güç değil. Tarihin hiçbir döneminde başkentlik yapmamış olan İzmir’de anıtsal İslam eseri yoktur. Ama yanan Rum mahallelerinde Aya Fotini gibi görkemli kiliseler vardı. Aslında “Gâvur İzmir” sözü Aydınoğulları dönemine dayanır. Kadifekale’yi ve Basmane’yi zapteden Türkler, Rodos Şövalyeleri’nin elindeki korunaklı Ok Kalesi’ni, yani limanı bir türlü ele geçiremiyorlar, bulundukları yerden liman bölgesine bakarak gördükleri yere “Gâvur İzmir” diyorlardı. İlerleyen dönemde İzmir’in sosyo-ekonomik yapısına gayrimüslimlerin şekil vermesiyle bu tabir yerleşti kaldı. Liman bölgesi “Gâvur İzmir”di, Basmane ise “Türk-Müslüman İzmir”e karşılık geliyordu. Dolayısıyla şehirde bulunan kadim İslam eserleri de burada zuhur etti. Bunlardan söz etmeye kesinlikle Emir Sultan Dergâhı ile başlamak gerekir. Emir Sultan Basmane’deki Emir Sultan’ın İstanbul veya Bursa’daki Emir Sultan ile karıştırılmaması gerekir. Zaten burada farklı uzmanların değişik önermelerde bulunduğu bir isim karmaşası var. Benim görüşüme göre Basmane’deki Emir Sultan ile Gaziemir ilçesinin ismindeki “Emir” aynı Emir. Ve aslında Emir değil, “Umur”. Yani İzmir’in Türkler tarafından bir türlü ele geçirilemeyen liman kalesini, diğer ismiyle Ok Kalesi’ni zapteden Gazi Umur Bey. Gaziemir ilçesinin adı da buradan gelmekte, yani “Gazi Umur”dan. Gaziemir’de şu anda bakımsız bir hayvan damının yanı başında kaderiyle baş başa bir Emir Sultan mezarı var. Bir mezar da http://www.mgkmedya.com İşin muğlâk kısmı bir yana, İzmirli Türklerin en önemli kutsal mekânlarından olan Emir Sultan Dergâhı, uzun yıllar izbe bir halde kaldıktan sonra Büyükşehir Belediyesi tarafından onarıldı ve kente kazandırıldı. Mimarlık ve sanat tarihi açısından pek bir önemi olmayan yapıyı özel kılan, az önce anlattığım Gazi Umur Bey olayı ve dergâhın haziresinde İzmir’in çok önemli şahsiyetlerinin yatıyor olması. Burada mezarı bulunanlar arasında Latife Hanım’ın babası Muammer Bey, dedesi Sadık Bey, Kestanepazarı’nın banisi Hüseyin Nuri Efendi ve Yunan işgali döneminin işbirlikçi valisi Kambur İzzet Paşa gibi isimler var. Hatuniye Camii Banisi Tayyibe Hatun’un dediği gibi, “bir küçük cami”dir Hatuniye. İzmir’de kadınlar tarafından yaptırılmış iki tarihi camiden biridir. Şehrin ibadethanelerinin genelinde olduğu gibi, sanat tarihi açısından benzersiz değildir. Ama 1625’e uzanan eskiliği ve duvarındaki Latin harfleriyle yazılı yeni kitabesinde anlatılan öyküsü ile özeldir. Hikâye şöyledir: Tayyibe Hatun, Başdurak Camii’ni yaptıran Hüseyin Efendi’nin eşidir. Zamanın zenginlerinden olan Hüseyin Efendi eşkıyadan tehditler almaktadır. Yüklü miktarda altın vermezse öldürüleceği söylenmektedir. Eşinin nasihatiyle Tanrı’ya yakaran Hüseyin Efendi, nihayet eşkıyanın bertaraf edildiğini öğrenir ve eşkıyaya vermek üzere hazır ettiği altınları eşi Tayyibe Hatun’a verir. Tayyibe Hatun da “Sen kutsal bir iş yapmak için mücadele ettin. Bu paraları bana verme, bunlarla Tilkilik’te bir küçük cami daha yaptır” der. Böylelikle Tayyibe Hatun’un ismini yaşatacak Hatuniye Camii inşa edilir. Kumrulu Mescit Hazin bir hikâye... 1724 yılında İzmirli Hatice Sultan tarafından yaptırıldığı kitabesinde yazılı olan Kumrulu Mescit’in hali çok Pazar, Temmuz 27, 2014 - Sayfa 1 / 2 Engin Tatlıbal Basmane’nin Dini Yapıları ama çok kötü. Yakın zamana dek sadece Ramazan aylarında birkaç günlüğüne açılan yapı çöktü çökecek. Çatısındaki derme çatma kaplamalar da hırsızlar tarafından çalındığı için bina su alıyor. Son olarak Konak Belediyesi, yapının üzerine “Bu yapıya yaklaşmak tehlikelidir” gibisinden bir levha astı. Şimdi Kumrulu Mescit’in duvarlarına konan kumrular, orada ölüp kalıyorlar. Evet, 300 yıllık duvarlara geliyorlar ve usulca ölüyorlar. Çorakkapı Camii Belki biraz Emir Sultan gibi, ama daha dünyevi bir ibadethanedir Çorakkapı. Çelişik gibi görünen ifadedeki anlam, Çokakkapı’nın Basmane Garı’nın tam karşısında bulunması ve Oteller Sokağı’nın, yani ucundan tepesine dek en gerçek haliyle hayatın aktığı bir yerde konumlanmış olmasıdır. 1700’lerin başında inşa edildiğini, haziresindeki en eski mezar taşının 1706 tarihini taşımasından çıkartıyoruz. Aya Vukla Kilisesi “Bu da nereden çıktı?” diyenlere yazının başlığını hatırlatırım; dini eser deyince sadece İslam eserlerini anlamamak gerekir. Aslında Aya Vukla Kilisesi, tam olarak Basmane semtinde değil. Osmanlı İzmiri’nde kilisenin adını taşıyan semtte kalıyor ki burası haliyle bir Rum mahallesidir. Ancak günümüz itibariyle Kapılar ve hatta Tepecik’e kadar olan bölgeyi Basmane kültür dairesi içinde konumlandırabiliriz. Bu yüzden artık Aya Vukla da bir Basmane yapısı olarak kabul edilir. Yapı, 1922 yangınından kurtulabilen iki Ortodoks kilisesinden biridir. Mübadele sonrası komşularımızın Yunanistan’a gitmelerinin ardından boşalan yapı, Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk arkeoloji müzesi olma özelliği taşır. Müzenin taşınmasının ardından İl Kültür Müdürlüğü burayı -bu güzelim yapıyı- depo olarak kullandı. Sonra da bakımsızlık içinde kaderine terk edildi. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilerek bir kültür merkezine dönüştü. Yapının bir bölümünde de İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin “İzmir Basın Müzesi” bulunmakta. http://www.mgkmedya.com Pazar, Temmuz 27, 2014 - Sayfa 2 / 2